HER 5 ÇOCUKTAN 1I YA OBEZ YA DA OBEZ OLMA POTANSIYELINE SAHIP! Portal Adres : www.medyaburda.com İçeriği : Haber Tarih : 23.05.2017 : https://medyaburda.com/her-5-cocuktan-1i-ya-obez-ya-da-obez-olma-potansiyeline-sahip/ Her 5 çocuktan 1i ya obez ya da obez olma potansiyeline sahip! Türkiye Milli Peidatri Derneği Genel Koordinatörü Kerem Hasanoğlu, obezite tehlikesine dikkat çekerek, ?Türkiyede çocuk obezitesinde hafif şişman ve şişman çocukların oranı yüzde 21. Her 5 çocuktan 1i ya obez ya da obez olma potansiyeline sahip• dedi. Türkiye Milli Peidatri Derneği (TMPD) 60. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Türkiyede çocuk sağlığının gelişmesi ve pediatrinin ilerlemesine katkı sağlayanlara onur ödülü verdi. TMPD tarafından düzenlenen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Onur Ödülü Törenine Sağlık Bakanı Recep Akdağ da katıldı. Bakan Akdağın da ödül aldığı törende TMPD Genel Koordinatörü Kerem Hasanoğlu, Türkiyede çocuk sağlığı konusunda açıklamalarda bulundu. ?TÜRKİYEDE ÇOCUK NÜFUSU AZALDI• ?Türkiye Pediatri Derneği, 3 bin üyesi olan, Türkiyede 27 şubede aktif olan uluslar arası projeler yürüten, ulusal projeler yürüten bir dernektir• diyen Hasanoğlu, ?Derneğimizin bakanlıkla dirsek dirseğe vererek yaptığı bazı araştırmalardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle çocuk nüfusunun en fazla olduğu ilimiz Şanlıurfa. Bu araştırmayı hem yaptık hem bakanlıktan teyit ettik. Türkiyede şu anda çocuk nüfusunun en fazla olduğu ilimiz Şanlı Urfa. İkinci bir araştırma konusu, 1990 ile 2015 yıllarını karşılaştırdık. Bu araştırmamızda da, 1990 yılında doğurganlık oranı yüzde 2.9 iken 2015 yılında doğurganlık oranı yüzde 2.1. Yani, bu çocuk nüfusu azalmış demek. Bu bizim için önemli bir konu• şeklinde konuştu. ?TÜRKİYEDE ÇOCUK OBEZİTESİNDE HAFİF ŞİŞMAN VE ŞİŞMAN ÇOCUKLARIN ORANI YÜZDE 21• Obezite tehlikesine de dikkat çeken Hasanoğlu, ?Derneğimizin üzerinde durduğu en önemli konulardan biri; bakanlığın çalışma yürüttüğü, bizim aktif olarak sahada çalışma yürüttüğümüz alanlardan birisi olan obezite. Türkiyede çocuk obezitesinde hafif şişman ve şişman çocukların oranı yüzde 21. Bu ne demek? Her 5 çocuktan 1i ya obez ya da obez olma potansiyeline sahip demek. Bir yandan çocuk nüfusu azalırken obezitede ciddi bir artış var o zaman ortada ciddi bir tehlike var demektir. Bu anlamda çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz. Bir diğer konu da obeziteyi engellemek için ne yapabiliriz? Obezitenin kaynakları belli: fast food, belli gıdaların yenmesi, hazır gıdalara yönelinmesi, televizyon karşısında oturmak, uzun süre ekran karşısında kalmak, bilgisayar başında olmak. Bu tip konular çok etkiliyor ve derneğimiz şu anda bu tip konuların üstüne gitmek için de ciddi bir çaba yürütüyor• ifadelerini kullandı. Savaş sonrası mülteci çocukların ruh haliyle ilgili, travmalarıyla ilgili de ciddi bir çalışma yürüttüklerine vurgu yapan Hasanoğlu, ?Milli Pediatri Derneği aktif olarak şubeleriyle bu çocukların ruh hallerinden, geçirdikleri travma süreçlerinden, yaşadıkları olaylara kadar hem ailelerin eğitimi hem annelerin eğitimi hem de bu çocukların ciddi bir şekilde topluma kazandırılması için, mülteci bebekler ve çocukların topluma kazandırılması için bir çaba yürütüyor• diye konuştu. Düzenlenen törende onur ödül alan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olcay Neyzi, Hacettepe Üniversitesi emekli Öğrenim Üyesi Prof. Dr. Münevver Bertan, Ankara Üniversitesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tomris Türmen ve Hacettepe Üniversitesi emekli Öğretim Üyesi Hematolog Prof. Dr. Şinasi Özsoyun özgeçmişleri sırasıyla anlatılarak ödülleri takdim edildi. 'DÜNYANIN EN IYI 200´ÜNDE' IKÇÜ IMZASI Portal Adres : www.izmirtime.com İçeriği : Gündem Tarih : 22.05.2017 : http://www.izmirtime.com/egitim/dunyanin-en-iyi-200unde-ikcu-imzasi-h9169.html HIPERTANSIYONU TÜRKLER UMURSAMIYOR Portal Adres : www.herseytv.net İçeriği : Gündem Tarih : 23.05.2017 : http://www.herseytv.net/haber/guncel/hipertansiyonu-turkler-umursamiyor/425820.html Hipertansiyonu Türkler umursamıyor Türkiye´de 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu belirten uzmanlar, bu hastalığa hareketsizliğin ve aşırı tuz tüketiminin neden olduğuna dikkat çekerek 'Sağlığınızla kumar oynamayın´ uyarasında bulundu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2020 yılında 23.4 milyon kişi hayatı hipertansiyon ve bu soruna bağlı hastalıklardan kaybedecek. Hipertansiyon tehdinden en çok etkilenecek ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler, Türkiye´de 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu, hipertansiyon için tedavi gören hastaların sadece yüzde 54´ünde istenen tansiyon değerine ulaşıldığını açıkladı. `Önlem alınmalı´ Prof. Dr. Güler, hipertansiyon hastalarının yüzde 46´sının, hipertansiyonun organlara vereceği zararı bilerek yaşamını aynı şekilde sürdürdüğüne dikkat çekerek, 'Günlük tuz tüketimimiz 6 gram yani yaklaşık bir çay kaşığını aşmaması gerekir. Ancak Türkiye´de Türkiye´deki tuz tüketimi 18 gram. Bu oran hipertansiyonun en çok görüldüğü ülkelerden biri durumuna gelmemize neden oldu. Hipertansiyon kadınlarda biraz daha fazla görülüyor. Bunun başlıca nedeni Türk toplumunda kadınların daha hareketsiz olması, kilo yatkınlığı ve hormonal nedenler' dedi. Prof. Dr. Güler, 'Hipertansiyon kontrol altına alınmazsa zamanla etkilerini artıran şeker hastalığı, yüksek kolestrol, obezite gibi sorunları tetikliyor. Beyin kanaması, göz ve böbreklerde ciddi hasarlara neden olmakta. Evde rahat bir ortamda ölçülen tansiyon 135´e 85´in üzerindeyse hastada hipertansiyon var demektir. Hastaların bir hafta boyunca sabah-akşam ölçülen tansiyonu bu seviyenin üzerindeyse, bu kişiler hemen spor, tuzsuz yeme, Akdeniz diyetine geçme gibi önlemler almalı' diye konuştu. Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/hipertansiyonu-turkler-umursamiyor-gundem-2455271/ Etiketler: Dünya Sağlık Örgütü , sağlık , Sabah , spor , İstanbul , Akdeniz , Video , İstanbul Tıp Fakültesi KIMLIGI BELLI OLDU! MEGER GENERAL VASILIY DEGILMIS! Portal Adres : www.kayserigundem.com İçeriği : Gündem Tarih : 22.05.2017 : http://www.kayserigundem.com.tr/dunya-yurt-disi/kimligi-belli-oldu-meger-general-vasiliy-degilmis-h26031.html ÇOCUKLARDA ROMATIZMA TEDAVI EDILMEZSE KALICI SAKATLIKLAR GÖRÜL... Portal Adres : www.24saatgazetesi.com İçeriği : Gündem Tarih : 22.05.2017 : http://www.24saatgazetesi.com/cocuklarda-romatizma-tedavi-edilmezse-kalici-sakatliklar-gorulebilir/ Çocuklarda romatizma tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklar görülebilir İSTANBUL En çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı artrit hastalıkları doğru tedaviyle kontrol altına alınabilse de, ihmal edilirse yaşam boyu kalıcı izler bırakabiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur çocukluk çağı artrit hastalıklarını büyüme ağrılarıyla karıştırmamak gerektiğini vurguladı. Yeni doğan döneminden erişkinlik dönemine kadar, çocukluk çağının her döneminde ortaya çıkabilen çocukluk çağı artrit hastalıkları, eklemlerdeki iltihaplanma olarak tanımlanıyor ve artrit tablosuna başka romatizmal hastalıklar da eşlik edebiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, en çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı romatizmal hastalıkları hakkında şunları söyledi: 'Çocukların yaşam içindeki varlığını ve devinimini sağlayan en önemli sistem hareket sistemidir. Hareket sistemini kemikler, eklemler ve kaslar oluşturur. Hareket sisteminin en önemli yapıtaşı olan eklemlerde oluşan tüm iltihabi değişiklikler 'artrit' olarak adlandırılır. Artrit oluşan eklemlerde ağrının yanı sıra şişlik, kızarıklık, ısı artışı ya da hareket kısıtlılığı olarak tanımlanabilir. Özellikle çocukluk çağında altı haftadan daha kısa süren akut artritler sıkça gözlenirken daha uzun süreli olan kronik artritler de nadir değildir. Özellikle çocukluk çağının en önemli üç kronik hastalığından birisi olan jüvenil idyopatik (romatoid) artrit, kronik artritlerin en önemlilerinden birisidir ve tedavi edilmezse kalıcı sakatlığa yol açabilir. Jüvenil idyopatik artrit çocukluk çağında eklemlerde oluşan kronik değişikliklerle ortaya çıkar. Hastalığın erken tanınması ve etkin tedaviye hızla başlanması oluşabilecek olan sakatlıkların önüne geçer. Ayrıca, çocuklarda sistemik lupus eritematosus, dermatomiyozit, skleroderma ve damar iltihapları gibi çeşitli romatizmal hastalıklar artritle ortaya çıkabilir. Büyüme ağrıları ile karıştırılmamalı Büyüme ağrısı özellikle büyümenin hızlı olduğu 6-10 yaşları arasındaki çocuklarda ortaya çıkan ağrılardır. Bu ağrılara hiç bir zaman eklemlerdeki şişlik ve kızarıklığın eşlik etmediğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur şunları söyledi: 'Ağrı en çok büyüme plağının bulunduğu diz bölgesine yerleşir. Ağrılar çoğunlukla geceleri yorulmanın ardından belirginleşir. Sabahları oluşan bacak ağrıları daha ciddi romatizmal nedenlerden kaynaklansa da geceleri oluşan ağrılar çoğunlukla mekanik denilen nedenlerden kaynaklanır. Her ağrılı durumda olduğu gibi büyüme ağrısı tanısı da hekim tarafından diğer olasılıkların dışlanması ile konulan bir tanıdır. Büyüme ağrısı birçok farklı hastalıkla da karışabilir. Bu ayırıcı tanıyı hekimin yapması zorunludur. Büyümenin sonlanması ile birlikte bu ağrılar rahatlayıp kaybolur'. Hastalık ön belirtiler ile anlaşılabilir Çocuklarda romatizmal hastalıkların çok farklı ve değişken bulgularla ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kasapçopur: 'Öncelikli bulgular arasında kol ve bacak ağrıları, yürüyememe ve aksama yer alır. Kol ve bacak ağrıları ise çoğunlukla eklem ağrısı, eklem şişliği, kas ağrısı ve kas güçsüzlüğünden kaynaklanabilir. Eklem şişlikleri çocuklarda artrit adı ile anılmaktadır. Eklem şişliğine eşlik eden etkilenen eklemdeki hareket kısıtlılığı, kızarıklık ve yerel ısı artışı da hastalığın önemli bulgularından birisi olabilir. Çocuklardaki artrit varlığında bir çocuk hekimine başvurmak zorunludur. Hareket sistemiyle ilgili yakınmalar oluştuğunda hemen bir çocuk hekimine mutlaka başvurulmalı ve hastalığın tanısı açısında ön araştırmalar hekim tarafından gerçekleştirilmelidir. Romatizmal hastalıklar hareket sistemi dışında bazen gözde kızarıklıkla, karın ağrısı, ateş ve göğüs ağrısı gibi değişken bulgularla da ortaya çıkabilir' dedi. Özellikle jüvenil idyopatik artritin birçok farklı alt grupla birlikte görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bunların en önemlilerinden birisinin de çocukluk çağının en sık görülen kronik deri hastalıklarından birisi olan psoriasis ya da halk arasında bilinen adıyla sedef olduğunu vurguladı ve ekledi: 'Jüvenil idyopatik artriti olan bir çocukta psoriasis de var ise hastalık jüvenil psoriatik artrit adını alır. Psoriasis hastalarda daha çok büklüm yerlerinde oluşan parlak renkli döküntülerle ortaya çıkar. Hastalık artritle birlikte olduğunda ise en önemli bulguları tırnaklarda oluşan değişiklikler ve daktilit adı verilen parmak şişlikleridir. Ayrıca hastaların çoğunda diz ve ayak bileklerinde şişlikler görülür. Hastalığa en zor tanı konulan durum ise döküntü olmadan tırnak değişiklikleri ve parmak şişliğinin ortaya çıktığı hastalardır. Hastaların bazılarında gözün damar tabakası olan uveanın tutulumu da görülebilir. Göz tutulumu olursa bu durum görme kaybı ile de sonuçlanabilir.' Çocukluk çağı artritleri yaşam boyu etkisini sürdürebilir Jüvenil psoriatik artrit, jüvenil idyopatik artrit hastalarının ortalama yüzde 8 ila 9luk bir bölümünü kapsayan kronik hastalıklar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritin yaşam boyu yinelemeler ve ataklarla etkisini gösterebileceğini ekledi. Prof. Dr. Özgür Kasapçopur tedavi sürecini şöyle anlattı: 'Tedavinin ana amacı çocukların normal bir yasam sürmesini sağlamak ve hastalığın kendiliğinden iyileşmesini beklerken, öngörülemeyen bir süre içinde oluşabilecek eklem ve organ hasarlarını önlemektir. Bir diğer önemli amaç ise çocuklara bir yaşam boyu gerekecek olan eklemlerin fizyolojik özelliklerinin kaybolmamasını sağlamaktır. Tedavi temel olarak, sistemik ve/veya eklem iltihabını engelleyen ilaçların kullanımına ve eklem işlevini koruyucu ve deformiteleri önleyici iyileştirme yöntemlerine dayanır. Jüvenil idyopatik artrit ve jüvenil psoriatik artritin tedavisi, çocuk romatoloğu yönetiminde sürdürülen bir ekip işidir. Duruma göre fizyoterapistler, göz uzmanları, ortopedistler ve tedavi hemşireleri bu ekibe dahil olur. Hastalık uzun etkili ilaçlar (metotreksat), kortikosteroidler ve özellikle anti-TNF ilaçların içinde yer aldığı biyolojik ilaçlarla herhangi bir sekel olmaksızın etkin bir şekilde tedavi edilebilir.' Artrit hastası çocuklar fizyoterapist denetiminde spor yapabilir Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritli çocukların etkin ve düzenli bir tedavi ile sağlıklı çocuktan ve erişkinden hiçbir farkı olmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini anlattı ve ekledi: 'Erişkinlikte yineleyen atakların sekel oluşmadan önlenmesi önemlidir. Hatta futbol, basketbol gibi yarışmalı ve judo, karate gibi kontakt sporlar dışındaki sporlara özellikle fizyoterapist denetiminde izin verilebilir. Özellikle yüzme, jimnastik ve pilates gibi sporlar eklem sağlığının korunması açısından çok yararlıdır. Aile ve çocuklara verilebilecek en önemli öneri çocuk romatologlarının önerdikleri tedavi seçeneklerine istisnasız bir şekilde uymalarıdır. Özellikle kendilerine önerilen sporları yapmaları, kontrolleri ve tedavi süreçlerini aksatmamalarıdır.'