W İŞÇİ POSTASI 1980 Yılında 100 bin TL. üzerinde Vergi ödeyenler; o/o 2 başyazı Veıgi Cenneti! Yazımıza daha güzel, da­ ha çarpıcı, daha iyi ifade edi­ ci baslık bulmağa çalıştık. Ya bu başlığı atacaktık, ya bu gazetenin hiçbir zaman itibaı etmediği fakat yakışık alan nahoş bazı deyimler çaktık. Anlattığımız tında bu başlığın da düşüncele rlınizi iyi ifade edeceğine hük­ mettik. İŞÇİ POSTASI geçen y ısında ve bu sayısında 1980 yılının resmi vergi bildirimle­ rini inceledi. Sonuçlarını da kısa fakat gerçek tabloyu orta ya koyucu biçimde yayınladı Kısa ve öz söylemek ger« kirse KTFD bir vergi cenneti dir. Ama sadece ve sadece ça lışan kesim dışındaki vergi mükellefleri İçin Çünkü çalışan kesim istese de vergisini ka­ çır amaz; kaçırma fırsatını bul sa bile bu haram paranın mik tarı devede kulaktır. Kurumlar vergisine ta­ bi 1,027 müesseseden takriben bir milyon veya daha fazla geliri olan sadece ve sadece 43 müessese vardır. İnanmazsanız, Lütfen Vergi ve Gelirler Dalresi'ııin Resmi Gazetede ya­ yınladığı listeye bakın , 984 kuruluş ise gelirinin bir mil yon TL’nin altında olduğunu veya hiç geliri olmadığını ve ya zarar ettiğini bildirmiştir. Kişisel vergilendirmede ise 1980 yılında vatandaşın %77.9’u 373,000 TL. altında gelirle hayatını sürdürdüğünü göstermektedir. Daha açıkçası 160 vergi mükellefinin dışın­ daki 7,483 vergi mükeUefiaylık 31 bin veya daha az bir gelirle yemiş, içmiş, giyim kuşam yapmış, çocuğunu okutmuştur. Kurumlar vergisinde ol­ duğu gibi şahsi gelir vergi­ sindeki uygulama sosyd a daietsizliğin buna karşı KTFD’ nin vergi cennetinin olduğunu göstermektedir. Dahası var! İŞÇİ POSTASTnm geçen sayısının manşetinde de ya ymlandığı üzere Nadir Hol ding’e ait Unl-Pac 143 mil­ yon TL. olarak beyan ettiği vergi için tek kuruş ödeme­ miştir. Bu İfşaatımızda yanıl­ dığımızı görmek İstedik. Fa kal çağrı yaptığımız halde en küçük bir kıpırdamaya ta­ nık olmadık. Ama bu Şirke­ tin başkaca bir menfaatına dokunan birkaç satırlık bir haber yaymlasaydık, sayfalar dolusu itiraz ve mekik dlplo ■ııaıııisl ile ikaz alacaktık. Artık susma zamanı geç iniştir. Altında Menedesi, lüks evi yaşam konforu yerin de vatandaş vergi vermeden dü ediğine sahip olacak, hak kını isteyen memur - işçi Mııbir dereden su getirilerek her zaman haksız sandalyesi­ ne oturtulacak. (D rr— ı «sırta 41») Gelir ve Vergi Dairesi Mü­ dürünün Resmi Gazetede yayın lan an 1980 yılm a ait vergi lis­ telerinde yer alan 7,643 vergi mükellefinin 160’ı yani sadece % 2 ,1 ’d 1980 yılı için 100 bin TL üzerinde vergi beyanında bulunmuştur. Yapılan değerlendirmeye gö­ re evli ve iki çocuklu bir aile­ nin 1980 yılında 373 bin TL geliri olması halinde ödemekle yükümlü olduğu vergi mükelle fiyeti 100 bin TL idi. Çalışan­ ların ve kamu görevlilerinin 100 bin T L vergi karşılığı, ver gi aylık taksitlerle ödendiği için gelir 532,857 TL’nı bulmaktay dı. 1980 yılında vergi rekortm e­ ni Kâzım, Yüksel ve Raşit Ah m et Raşitler olmuştur. Ancak vergi mükelleflerinin önemli bir bölümünün ödediği vergi 100 bin ile 200 bin TL arasında de ğişmektedir. VRGİ BASAMAKLARINA GÖRE DÖKÜM 1980 yılında 100 bin TL üzerinde vergi beyanında bulu nan mükelleflerin listesini ya yılılıyoruz. 100 bin T L üzerin­ de vergi beyanında bulunan mü kelleflerin beyanlarına göre dö­ kümü şöytedir: 2 m ilyo TL üzeride vergi beyanında bulunan 3 kişi 1 milyon TL üzerinde vergi beyanında bulunan 2 kişi 500 bin T L üzerinde vergi beyanında bulunan 3 kişi 400-500 bin T L arasında vergi beyanında bulunan 6 kişi 300-400 bin T L arasında vergi beyanında bulunan 8 kişi 200-300 bin T L arasında vergi beyanında bulunan 23 kişi 100-200 bin T L arasında ver gi beyanında bulunan 115 kişi Yapılan bu tahlilden de an­ laşılacağı üzere vergi mükellef lerinin gösterdikleri azami gelir 500 bin TL dolayında olm uştur ki bu d a K T FD ’ni vergi m ü kelleflerin in cenneti olduğunu göstermektedir. zerinde vergi beyanında bulu­ nan 160 mükellefin bölgelere göre dağılımı şöyledir: BÖLGLERE GÖRE DAĞILIM 1980 yılında 100 bin TL ü- Ekonomi ve Maliye Bakanı Salih Coşar, bir süre önce Bay rak Radyosunda yayınlanan Lefkoşa’da 2654 vergi mükel lefinden 103’ü (% 3 .9 ) Gazi M ağusa'da 2345 vergi mükellefinden 8'i (% 0 .3 ) G irne’de 1510 vergi m ükel­ lefinden 21*1 (% 1.4) G üzelyurt'ta 1134 vergi m ü­ kellefinden 28’i (% 2 .5 ) Bu değerlendirmeye göre, 7643 vergi m ükellefinin sadece % 2 .1 'i (160) 1980 yılında 100 bin T L üzerinde vergi beyanın da bulunmuştur. TOPLANAN VERGİ işçi Postası’nm edindiği bil­ giye göre 1980 yılı için topla­ nan gelir vergisi (çalışanlardan kesilenler dahil) 627 milyon T L civarındadır. 1981 yılında ise 850 milyon T L vergi top lanmış tır. bir m ülâkatında 1981 yılında toplanan vergi m iktarının milli gelirin takriben % 10’unu, Dev let gelirlerinin ise % 2'sini teş kü ettiğini açıklamıştı. Bu he saplm aalara göre Devletin 1981 gelirleri 3.5 m ilyar TL olarak ortaya çıkm aktadır. HAZİN TABLO Gelir ve Vergi Dairesi Mü­ dürünün Resmi Gazetede ya ■ yınlanan 1980 yılına ait vergi listelerinin incelenmesinde orta ya çıkan sonucun hazin olduğu saptanmıştır. Binlerce vatanda« hiçbir gelir göstermezken, bin­ lerce asgari ücretin altında ge­ lir göstererek gülünç bir tablo yaratmışlardır. Vergi mükelleflerinin gelirle rini doğru olarak göstermeme­ leri üzerine birçok halde ilgili Dairenin vergi mükellefiyetle­ rini resen yükselttikleri ancak istisnalar dışında resen vergile re itirazlarda bulunulduğu da saptanmıştır. ~ 13/10/1982 A Ç A M ^M »A SAYI: 122 YIL: FEDERASYONU YAYIN ORGANI 3 KAT» l i TL. 1980 YILINDA 100 BİN TL OZERİNDF VERGİ VERENLER 1. Kâzım A. Raşit 2,405,192 2. Yüksel A. Raşit 2,396,367 3. Raşit A. Raşit 2,389,869 4. Saffet Memet Ali 1,637,176 5. Derviş Babayiğit 1,248,324 6. M ehm et Boyacı 841 728 7. ö n d e r Y.A. Yorgancı 644,300 8. Rainiz M an yer a 572,540 9. Alptekin M ustafa 488,644 10. Ali Y ücel 468,712 11. M ustafa H. Yalyalı 467,100 12. Hilmi Serget 443,327 13. Tekin M. Birinci 426,676 14. M enteş Aziz 424,384 15. A rif Kale 386,055 16. Halil O ktay 366,906 17. A hm et Sönmez 360,250 18. Hüseyin H aşan 339,450 19. Yücel Hüseyin 328,468 20. A ylâ H alit Kâzım 327,750 21. İlker Y aşar 321,250 22. A hm et M. Yorgancı 316,050 23. Ali Şükrü 298,234 24. Ersoy Bullici 297,304 25. Ömer Bullici 297,304 26. Salih M. Boyacı Salih 295,222 Devamı sayfa 3’de Polonya’da Askeri Yönetim Dayanışma Sendikasını feshetti On milyon üyesi bulunan Dayanışma Sendikası'nın halen firarda olan yöneticileri ise sendikanın kapatılması kara­ rının kendilerini bağlamadığını belirten ve işçileri kitle göste Tilerinden özellikle kaçınm a­ ya çağıran bildiriler yayınladı lar. SIKI ÖNLEMLER Polonya askeri yönetimi, parlamentonun kararından son ra çıkabilecek herhangi bir olaya karşı cadde ve sokaklar da sıkı güvenlik önlemleri aldı. Oylama öncesi bir konuş­ ma yapan Başbakan Yardım cısı Rakovvski, yeni sendika ya sasının onaylanması ile Po­ lonya tarihinde bir sayfanın ka panacağun söyledi. Tüm ülkede hissedilir şe­ kilde artan gerginliğe deği­ nen Rakovvski, Dayanışma’nın feshedilmesinin, verilmesi güç POLONYA parlamentosu geçen Cuma günü sıkı güven Hk önlemleri altında yaptığı toplantıda iki yd önce kuru­ lan bağımsız “Dayanışma Sen dikası'nı feshederek Doğu Bloku’ndaki ilk özgür sendika dönemini kapadı. Büyük oy çoğunluğuyla aUnan kararda bundan sonra kurulmasına izin verilecek sen dikaların grev haklarının kı­ sıtlanmasını ve sendika fede­ rasyonlarının yerel olarak ku rulabilmesini öngörülüyor. 10 MİLLETVEKİLİ ALEYHTE Dayanışma’nın kapatılm a­ sı kararı, parlamentoda uzun süren tartışm alardan sonra 10 milletvekilinin aleyhte oyuna karşılık oturum a katılan tüm üyelerin olumlu oyuyla kabul edildi. Oylamaya dokuz millet vekUi ise katılmadı. ancak gerekli bir karar oldu­ ğunu belirtti. Başbakan yar dımcısı, Polonya’nın bundan böyle geçen yıl yaşanan karı­ şıklığa taham mülü kalmadığı nı da sözlerine ekledi. YASA’N IN ESASLARI Yeni yasa şu esasları ihti­ va etmektedir: 1 Mevcut bütün sendikalar geçersiz sayılacaktır. 1983 yı­ lında sadece işyeri esasına gö re sendika kurabilecek, bunlar ancak 1984’de işkolu esasına göre birleşebilecek ve 1985’de sendikalar bir konfederasyon içinde toplanabilecektir. 2 Sendikalar kurulurken Anayasa, Komünist Partisinin liderliğine, Polonya’nın ittifak larına vs. bağlılık tahhüdünde bulunacaktır. Sendikaların faaliyetleri fevkalâde sınırlandırılm akta ve Türk-Sen’le temaslarda bulunan Wholey ayrıldı 1 ‘a i * *. Türk-Sen’le tem aslarda bu lunmak üzere geçen hafta Sa lı günü K T FD ’ne gelen Asya-Amerika H ür Çalışma Ens titüsü (AAFLI) temsilcisi Robert W holey, geçen Cuma gü­ nü KTTD'nden ayrıldı. Wholey ile Türk-Sen yet­ kilileri arasında yapılan görüş melerde iki örgüt arasında ya pılacak işbirliği alanları üze- Tahsin, Türk-Sen Genel Başkam eşliğinde G Ö REN Alacaktan dere Kıbrıs Türk Amine Memurları Sendikası Başkanı Er­ dal Süreç ve Yol-tş Sendikası Başkanı Bayram Çelik, ko­ münist Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu'ıııın (WFTU) bir mesleki işkolu yan örgütünün toplantısına katılmak üzere geçen hafta Çekoslavakya’nın başkenti Prag’a uç­ muşlardır. Bu arkadaşlarımız Prağ’da komünist sendikalardan ne öğrenecekler dersiniz? WFTU, Polonya askeri yönetiminin Dayanışma İsimli hür ve demokratik sendika hareketini ortadan kaldırmak için Polonya askeri yönetiminin yanında yer ıdmıştır. Bizim sendikacılar da hür ve demokratik sendikacılığın nasıl yok edildiğini ve yerine nasıl parti uydusu sendikalar kurulduğunu, VVFTU’nun engin tecrübesinden ders alarak Kıbrıs’a dönerlerse şaşmayalım GÖ Z lamasında, k a ra n , “insanlığın temel değerlerine bir darbe olaraık niteledi. Komite, yeni yasanın reddedilmesinin savu­ nulması çağrısında da bulun­ du. IC FT U ise Polonya Parla mentosu’nun kararının Polonya ’nın uluslar-arası taahhüdlerinin açık bir ihlâli olduğunu be lirtti. IC FT U , bildirisinde, ya sanın, Polonya Cum huriyeti ta TÜRK-SEN POLONYA ASKERİ YÖNETİMİNİN KARARINI ŞİDDETLE KINADI Türk-Sen Genel Başkanı Necati Taşkın, Polonya As­ keri Yönetiminin geçen Cu m a günü Polonya Parlam ento su m arifetiyle D ayanışm a Sen dikası'nm feshini öngören ya­ sa önerisini kabül ettirmesi üzerine şu demeci vermiştir: “Polonya Askeri Yönetimi, 13 Aralık, 1981 tarihinde ül­ kenin hem sendikal hem de özgürlük güvencesi Dayanışma Sendikasının faaliyetlerini as kıya atmış, liderlerini ve üyele rini tutuklamış, grev hakkını ortadan kaldırm ış ve tutuklula ra insanlık dışı m uam ele yap mıştır. Askeri Yönetimin ülkenin • taraf olduğu uluslararası söz leşmeleri çiğneyen tutum u­ na karşı tepkilere rağmen şimdi de Dayanışma Sendika sı'nı yasal olarak kapatm asını, grev hakkını ortadan kaldır­ masını, kom ünist partisi güdü m ünde ve sadece isimi sendika olacak cemiyetler kurulmasına m üsaade etmesini şiddetle kı­ nar; Polonya halkının ve ça­ lışanlarının ezici çoğunluğunun Dayanışma Sendikası'nın şah sında gösterdiği sendikâl ve özgürlük mücadele ve meşalesi ni bütün im kânlarım ızla des­ teklemeğe devam edeceğimizi belirtiriz.” rafından tasdik edilen Uluslar-arası Çalışm a ö rg ütü'nün (ILO) sendikal özgürlükle ilgi li sözleşmesiyle bağdaşam adığı nı savundu. 85 m ilyon üyesi bulunan IC FT U , Polonya işçilerinin haklarına saygının tem ini için ILO nezdindeıki girişimlerini artırarak sürdüreceğini belirtti. IC FT U İcra K um lu, Kasım Devamı Sayfa 4'ts • POLONYA’DA GREVLER BAŞLADI Polonya’da geçen Cum a günü Dayanışm a Sendikası’nın kapatılm asından sonra önce­ ki gün Sendikanın doğum ye ri otan G dansk’taki Lenin ter sanesinde işçiler grev yapa­ rak Dayanışm a’nın kapatılm a sından vazgeçilmesini talep et m işlerdir. Grevin dünde de vam etmesi beklenmekteydi. Devlet televizyonu tersa ne dışında biriken halkı da­ ğıtm ak için kuvvet kullandığını açıklamıştır. Batılı haber ajanslarına bilgi veren tersane işçileri, Başbakan Mustafa Çağa­ teknik heyet eştiğinde Ankarada tay, beraberinde bir heyetle bulunan Başbakan Çağatay, Aekonomik konularda Anava­ navatan hükümetiyle 1983 büt tan hükümetiyle temaslarda çesinl ve çeşidi ekonomik so­ bulunmak üzere geçen Cumar runların çözümünü görüşecek tesi günü Ankara’ya gitmiştir. tir. Ekonomi ve Maliye Bakanı Sa Anavatan’da yapılacak gö lih Coşar ile ulaştırma ve Ba rüşmeler sırasında Anavatan’ yındıriık Bakam Mehmet Bay ’m KTFD’ne yapacağı mali ram ve uzmanlardan oluşan bir yardımların belirlenmesi de ofr**! I f T ı rinde durulmuş ve uzun vade li bir program gözden geçi­ rilmiştir. AAFLI temsilcisi Robert W holey, K T FD ’nde kalışı sıra sında Türk-Sen’in çeşitli fa­ aliyetleri hakkında bilgi at­ mış ve lş-Koop'un sosyal konut ve diğer işyerlerinde inceleme lerde bulunmuştur. Wholey, sosyal konut ça­ yunda çok sert tepkilere yol açtı. Bürüksel’deki Dayanışma Sendikası Ko-ordinasyon Ko­ mitesi, Polonya askeri yöneti m inin kararının protesto edil­ mesi çağrısını Uluslar-arası H ür İşçi Sendikaları Konfede rasyonu (ICFTU) destekledi. Ko-ordinasyon Komitesi, açık grev komitesi kurarak D aya­ nışma Sendikası'nın devamını ve Lech W alesa’nm serbest bırakılm asını talep ettiklerini bildirdiler. MOSKOVA KARARI DESTEKLEDİ Devlet Kontrolündeki Moa kova televizyonu, Polonya parlamento sunca alınan Da yanışına Sendikası’nın kapa­ tılmasını onaylayan ve ka­ ran normale dönüş için öneımll Ur adım olarak nitele yen yayın yapmıştır. Ankara Başbakan Çağatay Ankara’da Möble’de Yangın 1 Sağlık ve Çalışma Bakanı Özel R. YVholey’yi kabulü sırasında. ağır cezai müeyyideler getir­ mektedir. 4 Keza grev hakkı da son derece kısıtlanm akta ve birçok işkolu da bu kısıtlı grev hak­ kından dahi yararlanm aktan yoksun bırakılm aktadır. SERT TEPK İLER Dayanışm a Sendikası'nın feshedilmesi, dünya kamu o• • • • AA FLI temsilcisi (Foto: EN F.) lışmaları ile ilgili olarak mey dana çıkarılan eseri “muhte­ şem” olarak tanımlamıştır. Sağlık ve Çalışma Bakanı Özel Tahsin geçen Cum a günü AA FLI temsilcisi W holey'i ka bül ederek görüşmüştür. Bu görüşmede Türk-Sen Genel Başkanı Necati Taşkın da h a ­ zır bulunmuştur. Ankara MöMe fabrika­ sında önceki gün çıkan yan­ gının yarım milyon TL. dola­ yında zarara neden olduğu bildirildi. Fabrikanın C ilâ bölü­ münde çıkan yangının bir saat içerisinde söndürüldüğü ancak cilâ bölüm ünün bir kısmı ile iki adet aspiratörün yandığı öğrenildi. Yangın sebebi hakkında bilgi verilmemekte ' yangının cereyanın kontak yapması so nucu çıkmış olabileceği, hasa­ r a ise bir haftaya kadar tesbit edilebileceği öğrenildi. Yangında iki işçinin yaralan dığı ve tedavi altına alındığı İŞÇİ PO TA Srnca saptanm ış tır. Türk-Sen Genel ve M ali Sek reteri Lütfi Özter dün yangının vuku bulduğu A nkara Möble Fabrikasını ziyaret ederek işçi­ lerle görüşmüştür. KTFD Başkanı N e w -Y o rk’ a gitti KTFD Başkanı Rauf Denk taş, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile görüşmelerde bulunmak üze­ re dün New-York’a gitti. Detıktaş, önceki gün Er­ can Devlet Hava Alanından ayrdışında verdiği demeçte “Sayın Cuellar’ın bize yeni teklifler sunacağı yolundaki yayml ar kasıtlıdır ve yanlış­ tır. Çünkii Sayın Cuellar, Kıb rıs meselesinde ancak, iki fava fa yardımcı olmakla yetkili bir makamı işgal etmektedir” de dİ. Bilindiği gibi Türk ve Rum siyasi liderlerinin B.M. Ge­ nel Sekreteri ile Ekim ayında Kıbrıs konusunda temaslvda bulunmak İçin toplıumlar-arası görüşmelere kasım ayı baş­ larına kadar aralık verildi Rum Yönetimi Lideri Spiros Kibrianu, Cuellar ile görüşmeler yaptıktan sonra Kıbrıs’a dön­ dü. KTFD Başkam Denktaş’a Cuellar ile tem aslım d a toplumlar-arası görüşmelerdeki Türk temsilcisi Ümit Süleyman Onan ve Savunma ve Dış İşle ri Bakanı Kenan Atakoi eşlik edecektir. beklenmektedir Anavatan Başbakanı Bülend Ulusu İle görüşen Baş­ bakan Çağatay’ın bugün Dev let Başkam Orgeneral Kenan Evren tarafından kabül edile c e $ açıklanmıştır. Başbakan ve beraberindeki heyet KTFD’ne yarrn dönecek- Taşkın’ ın açıklaması Türk • Sen Genel Başkam Necati Taşkın, KTFD Başba­ kanı Mustafa Çağatay başkan lığındaki bir heyetin temas­ larda bulunmak üzere Anka ra’ya yapacağı ziyaretle ilgili olarak geçen Cuma günü şu demeci vermiştir: “Başbakan Mustafa Çağa­ tay başkanlığında bir heyetin Anavatan hükümetinin daveti üzerine toplumumuzun ekono mik konularını görüşmek ama cıyle yarın (9 Ekim) Ankara’ ya gideceği resmen açıklanmış tır. Bu ziyaret ve temas müna »ebetiyle Anavatan’ın şimdiye kadarki diğer fiili yardımları yanında KTFD’ne artarak de vam eden maddi ve manevi yar dunlarına karşı şükran duygu tanınızı bir defa daha ifade etmekten engin bir mutluluk duymaktayız. Toplumumuzun çok yön lü ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunduğu ve şimdilik Anavatan’ın yardımı olmadan bu soranların üste sinden gelinemeyeceği meydan­ dadır. Bu nedenle Anavatan hü küme ti ile KTFD hükümeti arasında yapdacak görüşmeler ve bu görüşmelerden çıkacak sonuçlar, toplumumuz bakımın dan hayati önemi haizdir. Kamu görevlileri d a h i ça lışanlann maaş ve ücret düzey lerinin mevcut hayat şarttan yorum Dayanışma Gönlümüzün Tahtıdır Necati TAŞKIN Polonya’da Dayanışma Sendikası, 13 Ara lık, 1981 tarihinden beri askeri yönetfcn al- çerçevesinde yeniden düzen­ lenmesi gerektiği ve bu yönde yapıcı bir takım yaklaşmaiardanolumlu sonuçların bek­ lendiği aynca ileriye dönük h a» ciddi tedbirlerin alınması için Hükümette Türk-Sen ara sında görüşmelere başlandığı bir döneme rastlayan Sayın Hükümet Başkanı nın Anava­ tan ziyaretine büyük önem at­ fettiğimizi belirtmeliyiz. İçinde bulunulan dahili siyasal şartların Sayın Başba kanın yarınki Anavatan ziya­ retini olduğu gibi Anavatanla temas ve ilişkilerimizin en İyi v» en üst düşeyde tutulması ve sürdürülmesini etkilememe­ si gerektiğine inanmaktayız.” tında bulunan Parlâmento tarafından geçen Cuma akşamı geçirilen bir yasa ile feshedildi. Yani artık Polonya’da, Polonya halkının ve İşçisinin özgürlük meşalesi Dayanışma Sendi­ kasının hukuki varlığı ortadan kalkmıştır. İki yıldan biraz fazla bir zaman önce kuru lan ve kısa sürede ülkede 10 milyon işçiyi bünyesinde toplayan ve komünist ülkelerdeki klâsik komünist partilerinin uydıau du­ rumundaki sendikayı temelden çökerten Da • yanışına Sendikan neden dünya çapında bir ÜKİ uyandırdı ve dikkatleri üzerine çekti? İSÇİ POSTASI bu sorunun cevabını aynntı lan He şhndiye kadarki yayınlarında ve blDavamı Sayfa 4'ta Sayfe 2 Anavatan da Danışma Meclisinin kabul ettiği Anayasa maddeleri ve tedbirlerini alır. Yanan o r­ m anların yerinde yeni orm an yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapı MADDE: 139 lamaz. Bütün orm anların göze Vergi, herkesin kamu gidtrtimi devlete aittir. Devlet or­ M ADDE 149 lerine katılma payıdır. m anlarının mülkiyeti devroluYüksek Hakem Kurulu ana­ Vergi yükünün adaletli ve namaz. Devlet orm anları kayasanın 58. maddesinde öngö­ dengeli dağılımı, maliye politi riuna göre, devletçe yönetilir rülen hallerde doğrudan, grev kasının sosyal amacıdır. Aylık ve işletilir. Bu orm anlar za­ veya lokavtın 60 gün devam et ve ücret gelirlerinden asgari mesi halinde taraflardan biri manaşımı ile mülk edinilemez ücrete tekabül eden miktarı nin veya Çalışma Bakanlığının ve kamu yararı dışında irtifak vergilendirilmez. başvurusu üzerine taraflar ara­ faik hakkına konu olamaz. Or Vtrgi ve benzeri yükümlü sındaki uyuşmazlığı kesin ola­ m anlara zarar verebilecek hiç lükler kanunla konulur, değiş­ rak çözümler. Taraflarla anla­ bir faaliyet ve eyleme m üsaa­ tirilir veya kaldırılır. şarak grev veya lokavta baş de edilemez, orm anların tah vurmadan ya da grev veya lo­ rip edilmesine yol aaçn siyasi Madde 156. Vergi ve benzeri mali yü kavt sırasında uyuşmazlıüı, çö propaganda yapılamaz, orman (Kamu Hizmeti Görevlile kümlülüklerin muaflık istisna zamlenmesi için, YHK’ye götü suçları için af çıkarılamaz. ri- Genel İlkeler): Devletin ve lar ve indirimleriyle oran ve rebüirler. YHK, kararlarını a31.12.1981 tarihinden önce bi­ diğer kamu tüzel kişilerinin m iktarlarına ilişkin hükümle nayasanm 62. maddesindeki il yürütmekle yüküm lü oldukla­ lim ve fen bakım ından orm an rinde kanunun belirttiği yuka­ kelere uygun olarak verir. rı kamu hizmetlerini yerine niteliğini ta m olarak kaybetmiş rı ve aşağı sınırlar iç'nde de­ YHK’nin kuruluş ve çalışma getiren kamu hizmeti görevli­ olan tarla, bağ, meyvelik, zey­ ğişiklik yapmak yetkisi Bakan­ usulleri, kanunla düzenlenir. lerinin nitelikleri, hizmete gi­ tinlik, gibi çeşitli tarım alanla lar Kuruluna veirlebilir. rişleri ve yükseltilmeleri, görev rında veya hayvancılıkta kulla MADDE 150 leri ve hakları, aylık ve öde­ nıtmasında yarar olduğu tes M ADDE 140 İdare, kuruluş ve görevleıiy nekleriyle diğer özlük işleri bit edilen arazilerle, şehir, ka­ Devltt ile kamu tüzel kişile le bir bütündür ve kanunla dq kanunla düzenlenir. Devletin • saba ve köy yapılarının toplu ri kanunların tanıdığı yetkiler zenlenir. İdarenin kuruluş ve ve diğer kamu tüzel kişilerinin otarak bulunduğu yerler ve or­ çerçevesinde kredi anlaşmaları göervleri, merkezden yönetim yürüttükleri kamu hizmetleri­ m an olarak m uhafazasında bi yapabilirler ve tahvil çıkarta ve yerinden yönetim esaslarıma nin gerektirdiği görevler, ka­ lim ve fen bakım ından hiçbir bilirler. dayanır, Kamu tüzel kişiliği, nunun gösterdiği istismar dı­ fayda görülmeyen, aksine ta ancak kanunla veya kanunun şında kamu hizmeti görevlile­ Hâzinenin nakit ihtiyacını tim alanlarına dönüştürülme açıkça verdiği yetkiye dayanıla ri eliyle görülür. Kamu hizme karşılamak için, doğrudan ve­ sinde kesin olarak yarar oldu­ râk kurulur. ti görevlileri yetenek ve Kya ğu tesbit edilen yerler dışında ya dolaylı olarak, T.C. Mer kat ilkelerine uygun olarak işe orm an sınırlarından daraltm a kez Bankası kaynakları kulla MADDE 151 alınırlar ve görevlerini eşitlik yapılamaz. nıtmaz. Ancak T.C. Merkez Bakanlar Kurulu ve başba ve tarafsılık ilkelerine uygun M A DDE 163 Bnakası Hazine’ye, miktarı ca kanlık, bakanlıklar ve kamu tü olarak yerine getirirler. Üst ka ri yıl genel bütçe ödenekleri Orman içinde veya bitişiğin­ ezl kişileri, kendi görev alanla deme yöneticisi kamu hizmeti toplamının özel kanunda göste deki köyler halkının kalkındı­ rını ilgilendiren kanunların ve görevlilerinin atanm a ve gö­ rilen oranını geçmemek üzere rılması, orm anların -ve bütünlü tüzüklerin uygulanmasını sağla revden alınma usut ve esasla­ kısa vadeli avans hesabı açabi ğünqn korunm ası bakımından, mak üzeer ve bunlara aykırı rı, kanunla özel olarak düzen­ lir. Her yıl için bu hesaba gö orm an gözetilmesi ve işletilme olmamak şartıyla yönetmelik lenir. re hesaplanacak avans m ikta­ sinde devletle bu halkın işbirli­ ler çıkarabilirelr. Yönetmelik rından bir önccki yılda alman ğini sağlayıcı tedbirlere 31.12. ler Resmi Gazete’de yayınla M ADDE 157 avanslar mahsup edilir ve razi 1981 tarihinden önce bilim ve mr. Kamu hizmeti görevlileri A neye o yıl sadece aradaki fark fen bakım ından orm an niteliği nayasa ve kanunlara sadık ka­ ödenebilir. ni tam amen kaybetmiş yerlerin M ADDE 152 larak faaliyette bulunmakla yü değerlendirilmesi, bilim ve fen İdarenin hukuka uygunluğu­ kümlüdürler. M ADDE 142şl 43 bakım ından orm an olarak m u­ nu düzenli ve verimli bir şekil Görevleriyle ilgili olarak ku Devletin ve kamu iktisadi te hafazasında yarar görülmeyen de yürütülmesinin ve geliştiril­ surlu işlev ve eylemleriyle ida şebbqsleri dışındaki kmau tüzel yerlerin tesbiti ve orm an sınır mesinin sağlanması amacıyla, reye verdikleri zarardan so kişilerinin harcam aları, en faz ları dışına çıkartılm ası, orman cumhurbaşkanlığına btğlı ola rumludurlar. la bir yıllık bütçelerle yapılır. içindeki köyler halkının kısmen rak kurulan devlet denetleme Mali yıl başlangıcı ile genel veya tam amen bu yerlere yer­ kurulu, cumhurbaşkanının iste­ Madde 158 ve katma bütçelerin nasıl hazır leştirilmesi için devlet eliyle ği üzerine, tüm kamu kurum (Disiplin Kovuşturmasında Gü lanacağt ve uygulanacağı ka • ihya edilerek bu halkın yarar­ ve kuruluşlarında ve sermaye­ vence): Kamu hizmeti görev nunla gösterilir. Kanun kalkın­ lanmasına tahsisi kanunla dü sinin yarısından fazlasına bu lileri ile kamu niteliğinde mes ma planlarıyla ilgili yatırım zenlenir. Devlet bu halkın işlet kurum ve kuruluşların katıldı­ lek kuruluşları ve üst kuruluşla­ lar veya bir yıldan fazla süre me araç ve gereçleriyle diğer ğı her türlü kuruluşta, kamu rı mensupları hakkında yapı­ cek iş ve hizmetler için özel girdilerinin sağlanmasını kolay kurumu niteliğinde olan mes lacak disiplin kovuşturm aların­ süre ve usuller koyabilir. Büt­ laştrııcı önlemleri alır. Orman lek kuruluşlarında, her düzey­ da isnad olunan hususun ilgili çe kanununa, bütçe ile ilgili içinden nakledilen köylüler hal deki işçi ve işveren meslek te ye açıkça ve yazılı olarak bil­ hükümler dışında hiçbir hü kına ait araziler devlet ormanı şekküllerınde, kamuya yararlı dirilmesi, dinlenilmesi, savun­ küm konulamaz, mevcut kanun olarak derhal ağaçlandırılır. demeklerle vakıflarda her tqrmasını yapma imkanı tanınması larm hükümlerini açıkça veya lü inceleme, araştırm a ve de zonıntudur. Bu esaslara uyul dolaylı olarak değiştiren veya M A DDE 164 netlemeleri yapar, sonuçları ra m adıkça disiplin cezası veri kaldıran hükümler getirilemez. Devlet, denizciliğimizin geliş por halinde cumhurbaşkanına lemez. Uyarm a ve kınam a ce­ mesi, özellikle deniz ticaret fi sunar. zalarıyla ilgili olanlar hariç, di­ MADDE 144 losu tonajının artırılm ası, li siplin kararları yargı denetimi Bakanlar Kurulu genel ve m antarın geliştirilmesi ve gemi M A DDE 153 dışında bırakılamaz. Silahlı katma bütçe tasarılarıyla milli inşası endüstrisinin desteklen İdarenin eylem ve işlemleri­ Kuvvetler mensupları ile hâkim bütçe tahminlerini gösteren ra mesi yolunda teşvik edici ön ne karşı yarg ıyolu açıktır. ler hakkındaki hüküm ler sak poru, mali yıl başından en az lemleri alır. Cumhurbaşkanının anayasada lıdır. 3 ay önce, Türkiye Büyük Mil Devlet, havacılığımızın güç­ tek başına yapacağı öngörülen let Meclisine sunar. Bütçe tasa lendirilmesini amaçlar ve sivil işlemleri, yargı denetimi dışın­ M A DDE 159 rıları ve rapor, 40 qyeden ku­ havacılığın kapasitesinin artırıl dadır. İdari işlemlere karşı açı M em urlar ve kamu iktisadi rulu bütçe komisyonunda ince masını, altyapı ve havacılık tacakş davalarda süre, yazılı lenir, bu komisyona iktidar teşebbüslerinde işçi niteliği ta­ endüstrisinin geliştirilmesini bildirim tarihinde başlar. İdari grubu veya gruplarından en az şımayan diğer görevliler ile ka teşvik eder . yargı yetkisi, idari işlem ve 2 i üye katılır. Komisyonun ka mu yararına çalışan dernek eylemlerin hukuka uygunluğu­ lan 15 üyesi oranlarına göre veya vakıflardan özel gelir M A DDE 165 diğer siyasi parti gruplarından nun denetimi ile sınırlanır. 1da kaynakları ve özel imkânları Üniversiteler, devlet eliyle ri işlem ve eylem niteliğinde ve bağımsızlardan oluşur. Büt­ kanunla sağlanmış olanların, ve kanunla kurulan, bilimsel yargı kararı verilmez. Kanun, çe Komisyonunun iki ay için­ merkez kurullarında görev alan özerkliğe sahip kamu tüzel ki de kabul edeceği metin TBMM olağanüstü hallerde, sıkıyöne lar, siyasi partilere ve sendika şileridir. de görüşülür ve mali yıl başı­ tim ve savaş halinde, ayrıca lara üye olamazlar. M emurlar Üniversiteler çağdaş eğitim, na kadar karara bağlanır. TB­ milli güvenlik, kamu düzeni ve ve diğer kamu görevlileri görve öğretim, bilim ve teknoloji MM üyeleri genel kurulda ba genel sağlık nedenleriyle, yürüt lerini yerine getirirken vatan esasları ve gereklerine dayanan kanlık ve daire bütçeleriyle kat menin durdurulması kararı ve­ daşlar arasında siyasi kana:ttıe bir düezn ve güvenlik ortam ı ma bütçeler hakkındaki düşün rilmesini sınırlayabilir. İdari rinden dolayı herhangi bir ay­ içinde, Statürk ilkeleri doğrul­ çelerini err bütçenin tümü üze işlemin uygulanması hallerinde rım yapam azlar . tusunda ve kalkınm a planı çer rindeki görüşmeler sırasında atelafisi güç veya imkânsız za­ Bu esaslara aykırı hareket et çevesinde, milletin ve ülkenin çıklar. Bölümler ve değişiklik rarların doğması ve idari işle tikleri mahkeme hükmü ile sa ihtiyaçlarına uygun düzeyde önergeleri üzerinde ayrıcâ gö­ min açıkça hukuka aykırı olma bil olanlar ayrıca bir yargı ka ve m iktarda insan gücü yetiştir rüşme yapılmaksızın okunur ve sı şartlarının birlikte gerçekleş rarına ihtiyaç olmadan kamu mek üzere eğitim ve öğretim­ ya ova konur. TBMM qyeleri. mesi durumunda, gerekçe gös­ hizmetinden temelli çıkarlıırlar. de bulunmak, bilimsel artştırbütçe kanunu tasarılarının ge tererek yürütmenin durdurul M em urlar ve diğer kamu gö m a, yayın ve danışmanlık yap nel kurulda görüşülmesi sırasın masına karar verilebilir. İdare revülerinin mesleki faaliyetleri m ak amacıyla faaliyet göste da gider arttrıcı veya gelirltri kendi işlem ve eylemlerinden ni korum ak ve geliştirmek ama ren çeşitli birimlerden oluşur. azaltıcı önerilerde bulunamaz doğan zararları ödemekle yü cını güden kuruluşların bağlı Üniversite öğretim üyeleri ve lar. kümlüdür. olacakları esaslar kanunla dü yardım cıları serbestçe bilimsel zenlenir. araştırm a ve yayında bulunabi MADDE 146 MADDE 154 Madde 160. (Plânlama): Elirler . Genel ve katm a bütçelerle ve Türkiye, merkezi idare kuru konomik, sosyal ve kültürel kal Üniversitelerin kuruluş ve iş rilen ödenek, harcanabilecek luşu bakımından, coğrafya du­ kınmayı, özellikle sanayi ve leyişteri, organları ve bunların miktarın sınırını gösterir. H ar­ rumuna, ekonomik şartlara ve tarım ın gelişmesini ve ekono­ seçimleri, görev ve yetkileri, canabilmek m iktar sınırını Ba kamu hizmetlerinin gerekleri­ minin bütün alanlarıyla ülke öğretim üye ve yardım cılarının kanlar Kurulu kararıyla aşabi­ ne göre, illere,, iller de diğer nin bütünün dengeli ve uyum göreve alınm aları, yükseltilme­ leceğine dair bütçelere büküm kademeli bölümlere ayrılır. İl­ lu biçimde kalkınmasını, ülke leri, görevlerine son verilmesi konulamaz. Bakanlar Kurulu ­ lerin idaresi yetki genişliği esa kaynaklarının döküm ve değer ve üniversiteler üzerin.y dev­ na kanun hükmünde kararna sına dayanır. Vali ilde devletin lendirilmesini yaparak verimli letin sahip bulunduğu gözetim me üe bütçede değişiklik yap­ ev Bakanlar Kurulunun temsil şekilde kullanılmasını planla­ ve denetim haklarını kullanm a mak yetkisi verilemez. Cari yıl cisi, il idaresinin başı ve tem­ mak, bu amaçla gerekli teşkilâ usulleri, bilimsel özerklik esas bütçesinde ödenek artışını ön­ silcisidir. Belli kamu hizmetle­ tı kurmak devletin görevidir, larına aykın olmam ak üzere gören değişiklik tasarılarında rinin görülmesinde verim ve Planda milli tasarrufu ve üreti kanunla düzenlenir. ve tekliflerinde ilerki yıl bütçe uyum sağlamak amcıyla bir­ mi artırıcı, fiyatlarda istikrar Rektörler, üniversitelerdeki lerine yük getirecek nitelikteki den çok ili içine-alan yetki ge ve dış ödemelerde dengeyi sağ öğretim üyesi profesörler ara kanunlarda belirtilen giderleri tyşliğine sahip kuruluşlar mey layıcı, yatırım ve istihdamı ge sından cumhurbaşkanınca seçi­ karşılayabilecek mali kaynak dana getirilebilir. Valilerin bu liştirici tedbirler ve yatırımlar lir. göstermek zorunludur. kuruluşlar üzerindeki yetkileri da toplum yararları ve gerek­ Devlet, yüksek öğretimi plan kanunla düzenlenir. leri gözetilir. Kaynakların ve lamak, üniversitelerin ülke için MADDE 147 rimli şekilde kullanılması dedeki dağılımlarını düzenlemek, Kesin hesap kanun tasarıları MADDE 155 def alınır. Kalkınma girişimle yüksek öğretim kuruluşları ara kanunda daha kısa bir süre ka (Mahalli İdareler): Masalli ri bu plana göre gerçekleştirilir. smdaki öğretim üye ve yar bul edilmemiş ise, ilgili olduk­ idareler, 11, belediye ve köy Kalkınma planlarının hazırlan dımcı ihtiyacını, bilimsel özerk ları mali yılın sonundan başla halkının ortak mahalli ihtiyaçla ması, Türkiye Büyük Millet lik esaslarına uygun olarak kar yarak en geç 6 ay sonra Ba­ rını karşılayan ve genel karar Meclisi’nce onaylanması ve şılamak ve üniversitelerin daya kanlar Kurulunca TBMM’ye organları halk tarafından seçi uygulanmasına ilişkin usul ve lı bulunduğu orta öğretim ile sunulur. Sayıştay, genel uy ten kamu tüzel kişilerdir. M a­ esasları kanunla düzenlenir. Kal yüksek öğretim arasındaki den gunluk bildirimini ilişkin oldu halli idarelerin kuruluşları, gö kınma planları, kamu kesimi geyi sağlamak amcıyla üniverğu kesin hesap kanunu tasarı­ riv ve yetkileri ve mahalli ida­ içm emredici, özel kesim için siteelrin temsilcilerinin de katıl sının verilmesinden başlayarak re hizmetlerinin görülme« ama yol gösterici ve özendiricidir. dığı bir merkezi teşkilât kurar. en geç üç ay içinde TBMM’ye cıyla bu idareler arasında mec Madde 161. (Tabii Servet ve Üniversitelerin bütçeleri, ge­ sunar. Kesin hesap kanunu ta­ buri veya ihtiyari birlik kurul­ Kaynakların Aranması ve İşle­ nel ve katm a bütçelerin bağlı sarısı yeni yıl bütre kanunu ta ması, yerinden yönetim ilkesi­ tilmesi): Tabii servetler ve kay bulunduğu esaslara uygun ola­ sarısı ile birlikte bütçe komis­ ne uygun olarak kanunla dü­ naklar devletin hükqm ve ta­ rak yürürlüğe konulur ve denet yonu gqndemine alınır. Bütçe zenlenir. Kanun, büyük yerle­ sarrufu altındadır. Bunların alenir. komisyonu, bütçe kanun tasa­ şim merkezleri için özel yöne ranması ve işletilmesi devlete rısı ile kesin hesap kanunu tasa tim biçimleri getirebilir. Ma­ aittir. Aram a ve işletmenin, Devlet, üniversiteler üzerin rısını genel kurula birlikte su­ halli idarelerin seçimleri, bu devletin özel teşebbüsle ortak de denetim ve gözetim hakkı­ nar. Genel kurul, kesip hesap anayasanın 76’ncı maddesinde­ veya doğrudan doğruya özel na her zaman için sahip olup, kanun tasarısını, yeni yıl büt ki esaslara göre 5 yılda bir ya teşebbüs eliyle yapılması, kanu­ üniversitelerle onlara bağlı fa­ çe kanunu tasarısı ile beraber pılır. Mahalli idarelerin seçil­ nun açık izine bağlıdır. Bu du külte, enstitü, yüksek okul ve görüşerek karara bağlar. Kesin miş organları, organik sıfatını rum da özel teşebbüsün uymala diğer kuruluşların da öğrenim hesap kanunu tasarısı ve genel kazanmalarına ilişkin itirazla rı gereken şartlar ve devletçe ve öğretim hürriyetlerinin teh uygunluk bildiriminin Türkiye rın çözümü ve bu sıfatı kaybte yapılacak denetim esasları ve likeye düşmesi ve bu tehlike­ BilyÜk Millet Meclisine veril meleri konusundaki denetim müeyyideler kanunda gösterilir. nin olağan tedbirlerle giderilemiş olması, ilgili yıla ait Sayış yargı yolu ile olur. Haklarında Madde 162. (Ormanların memesi hallerinde, Bakanlar tayca sonuçlandırılmamış dene idari ve adli mercilerce soruşKorunması ve Geliştirilmesi): Kurulu, ilgili üniversitelerin tim ve hesap yargılamsını ön­ Kamu iktisadi teşebbüsleri • Devlet orm anlarının korunm a­ veya onlara bağlı fakülte ve lemez ve bunların kaarra bağ turm a veya kovuşturma açılan dı ve. sahalarının geliştirilmesi birimlerin idarelerine el koya­ Iandığı anlamına gelmez. mahalli idare organları veya için gerekli kanunları koyar bilir. Geçen .Sayıdan Katan 6/10/1982 Çarşamba İ Ş Çİ P O S T A S I MADDE 148 nin Türkiye Büyük Millet Mec lisinde denetlenmesi usul ve esasları kanunla düzenlenir. bu organların üyelerinin idariB makamlarca geçici bir tedbir o-n| larak görevden alıkonulmasına ■ ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. Devlet, Mahalli ida reler üzeinrde, mahalli hizmet lerin idarenin bütünlüğü ilkesi ne Uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağ­ lanması, toplum yararının ko­ runması ve mahalli ihtiyaçla­ rın gereği gibi karşılanması amacıyla , kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde ida ri vesayet yetkisine sahiptir. „ Üniversite ve yüksek okullar daki öğrencilere ev öğrenci ku ruluşlarına sağlanacak burs, barınm a, beslenme ve benzeri yardım ve kolaylıklar devlet ta rafından düzenlenir ve devle­ tin denetim ve göeztimi altın­ da yürütülür. M A DDE 165 a Devlet, bilim ve teknoloji nin geliştirilmesi amac( ile, ka m u kuruluşları, bilimsel ve en­ düstriyel kuruluşlar arasında işbirliği sağlayarak araştırm ala rı teşvik eder ve destekler. M A D D E 166 Yüksek öğretim kurum u ola ark yüksek okullar, anayasanın temel ilkeledi doğrultusunda, T ürk kültürü ve ülke ihtiyaçla rıyla istihdam planlaması çer­ çevesinde, belli bur mesleğe yö nelik alanlarda faaliyette bu lunmak üzere üniversiteler ile Milli Eğitim Bakanlığınca ku­ rulur. M A DDE 167 Radyo ve televizyon istas yonları, ancak devlet eliyle ku­ rulur ve idareleri kamu tüzel kişiliği halinde düzenlenir. Ka nun, organlarının kuruluş bi çimini ve işleyişii tarafsızlık il kesine uygun olarak düzenler, yayınları, devlet ve milletin ya Her türlü radyo - televizyon rarları gözetilerek, tarafsızlık esasına göre yapılır. H aber ve program ların seçilmesinde, iş lenmesinde, sunulm asında Türk kültür ve eğitimine yardım cı lık görevlerinin yerine getiril meşinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünşn, kam u düzeninin, toplum huzurunun genel ahlâk ve asa­ yişin ve cumhuriyetin temel il kelerine uyulur. Haberlerin doğruluğu sağlanır. Radyo ve televizyon idaresi genel m üdürü ile yönetim ku­ rulu üyelerinden üçü cum hur­ başkanınca atanır. Devlet tarafından kurulan veya devletten m ali yardım a lan haber ajanslarının tarafsız lığı esastır. M A DDE 168 A tatürk ilke ve inkılâpları nı, T ürk kültürünü, T ürk ta rihini ve T ürk dilini bilimsel yoldan araştırm ak, tanıtmak, yaymak ve yyaım lar yapmak amacıyla kam u tüzel kişiliğine sahip A tatürk Akademisi kuru­ lur. Akademinin kurutuşu, çalış­ ma usulleri, yetkileri ve özlük işleri kanunla düzenlenir. MS DDE 169 Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm dininin gerçek kural ve ilkele­ ri doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında ve üstünde kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi am aç edinerek, özel kanunda gösterilen görevleri yerine geti rir. Diyanet İşleri Bakanı, özel kanunda belirtilen nitelikleri taşıyan ve Bakanlar Kurulunca gösterile 3 aday arasından cum hurbaşkanınca tayi edilir. M A DDE 170 Kamu kurum u niteliğindeki meslekş kuruluşları, aynı nite tikteki üst kuruluşlar kanunla m eydana getirilir ve orgaları kendileri tarafıdan, kendi üye­ leri tarafıdan, kedi üyeleri ara sından seçilir. Meslek kuruluşlarının organ larının seçimleri, üyelerin en geniş biçimde katılım ını sağla yacak ve hâkim, yönetim ve denetiminde yapıtacak şekilde kanunla düzenlenir. Meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyet gös­ teremezler. Meslek kuruluşları siyasetle uğraşamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve dernek­ lerle ortak hareket edemezler. Km au kurum ve kuruluşla­ rıyla kamu iktisadi teşebbüsle­ rinde devamlı olarak çalışanlar meslek kuruluşlarına üye ola mazi ar. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli güveitiğini, kamu düzeninin, başkalarının hak ve özgürlükle rinin korunm ası, suçların ön lenmesi bakım ından gecikmesin de sakınca bulunna hallerde, mahallin en büyük m ülki âmi­ ri, hâkim karam a kadar, mes­ lek kuruluşunun seçilmiş or gantarını görevdne uzaklaştıra­ bilir. Meslek kuruluşlarının tüzük leri, yönetim ve işleyişleri de­ mokratik esaslara aykırı ola maz. M A DDE 171 Hakimler, görevlerinde bağıb sızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vic­ dani kanaatlerine göre hüküm verirter. Hiçbir organ, m akam , m erci veya kişi, yargı yetkisinin kul Ianılmasında m ahkemelere ve hâkim lere em ir ve talim at vere mez, tavsiye veya telkinde bulunf maz. Görülm ekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüş me yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasam a ve yürütm e organ­ ları ile idare, m hakem e karar­ larına uymak zorundadır, bu organlar ve idare, mahkeme ka rarlarını hiçbir surette değişti­ remez ve bunların yerine geti rilmesini geciktiremez. M A D D E 172 Hâkim ler ve savcılar meslek ten azlolunamaz. Kendileri is­ temedikçe, anayasada gösteri len yaştan önce emekliye ayıılamaz, bir mahkemenin vevd k a d m u n kaldırılması sebebiy­ le de olsa aylık ve ödenekle nnd»n voksun kılınamaz. Meslekten çıkarmayı gerek - tiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlarla, görevini sağ lık bakım ından yerine getire meyeceği kesin olarak anlaşı­ lanlar veya meslekte kalm ala­ rının uvgun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır. M A DDE 173 Yargı yetkisi meslekten hâ­ kimler, cum huriyet savcılığı görevi de meslekten savcılar eliyle yürütülür. Ancak idare ve vergi m ahkem elerinde nite­ lik ve çocuk m ahkem elerinde zorunluluk sebebiyle meslek tenolm ayanların görev alm a ları mümkündür. Hâkm iler ve cum huriyet sav cılarının hâkim lik ve savcılık mesleklerine alınm aları, nitelik leri, bu mesleklere ayrılm aları ve bu görevlere atanm aları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlem ek ri, görevlerinin ve görev yer­ lerinin geçici veya sürekli ola­ rak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, gö revleriyle ilgili ve görevleri sı rasm da işledikleri suçlardan do layı soruşturm a yapılm ası ve yargılanm alarına k a rar veril mesi, meslekten çıkarm ayı ge rektiren suçluluk ve yetersizlik halleri, mesek içi eğitimleri ve diğer özlük işleri, hâkimlik ve ya savcılık tem inatı esaslarına göre kanunla düzenlenir ve Hâ kimler ve Savcılar Yüksek Ku rulu tarafından yürütülür. Hâkim ler ve cumhuriyet sav cilan ile bu mesleklerden sayı lanlar, altmışbeş yaşını bitirin ceye kadar hizm et görürter. As keri hâkim ve savcıların yaş haddi, yükselme ve emeklilikle ri ile diğer özlük işleri hâkim lik teminatı ve askeri yargının özelliklerine göre, kanunla dü zenlenir. Hâkim ler ve savcılar ile bu mesleklerden sayılanlar kanun­ da belirtilenlerden başka genel ve özel hiçbir görev alam az lar, görevlerinde ve özel hayat larında tarafsızlıkları hakkın da çevrenin inancını sarsacak davranışlardan kaçınm ak zorun dadırlar. Hâkim ler, m ahkem eleri ba­ ğımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa eder ler. Hâkim ler ve cum huriyet sav cıları, idari görevleri yönün dm . Adalet Bakanlığına bağlıdııtar. Kam u davas.nın açılması gö revi, cumhuriyet s&vcısınındır. Sdalet bakanı, kamu davası­ nı açması için, cumhuriyet savcısına yazılı olarak em ir ve rebilir. Adli işlerde, zabıta görevlile ri, cumhuriyet savcısının em rindedir. Adalet bakanı, geoikmesinde sakınca bulunan halterde hâ kimler ve cum huriyet savcıları nı geçici yetki ite görevlendire bilir. Bu kararı .Hâkim ler ve S a v a la r Yüksek K urulu’nun ilk toplantsıında onaya sunar. Hâkim veya savcı sınıfından olup da, Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici ve­ ya sürekli olarak çalıştırılacak­ ları atam a yetkiis adalet baka­ nına aittir, bunlar, savcılar hakkındaki hüküm lere tabidir. Bakanlık hizmetin edçalışan hâ kim ve cumhuriyet savcıları, gerektiğinde adalet bakanının teklifi üzerine, H âkim ler ve Savcılar Yüksek Kurulu tara fından, durum larına uygun hâ kimlik ve savcılık görevine ata m rtar. Bu m addede sözü edilen sav cılık mesleği ile ilgili hüküm ler için de geçerlidir. M A D D E 74' M ahkemelerde duruşm alar herkese açıktır. Duruşm aların bir kısmının veya tam amının kapalı yapılm asına ancak genel ahlâkn veya kam u güvenliği nin kesin olarak gerekli kıldı­ ğı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hak kında kanunla özel hüküm ter konulur. Bi.tün mahkemelerin her tür İÜ kararları gerekçeli olarak yazılır. Davaların en az giderle müm kün olan süratle sonuçlandırıl ması, yargının görevidir. M A DDE 175 M ahkem elerin kuruluşu gö­ rev ve yetkileri, işleyişi ve yar gılama usulleri kanunla düzen lenir. Genel adli ve idari yargıla­ ma, devletin im kânları ölçüsün de, iki dereceli olarak yapılır. M A DDE 176 Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür de m okratik düzen ve nitelikleri anayasada belirtilen cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğ/uya devtetin iç ve dış gü venliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet G ü­ venlik Mahkemeleri kurulur. Ancak, sıkıyönetim ve sa\aş haline ilişkin hüküm ter saktı dır. Devlet G üvenlik Mahkemele rinde bir başkan, iki asil ve iki yedek üye ile bir savcı ve yeteri kadar savcı yardımcısı bulunur. Başkan, bir asil ve bir yedek üye ile savcı, birinci sınıfa yardım cıları da cumhu riyet savcıları ve yardım cüarı arasından, Hâkim ler ve Savcı­ lar Yüksek Kurulu tarafından atanır. Mahkemedeki bir asil ve bir yedek üyenin atanması, birinci sınıf askeri hâkim ler arasından, yarı orandaki savcı yardım cılarının atanm ası ise, askeri hâkim ler arasından, özel kanunda gösterilen usule göre yapılır. Devlet Güvenlik M ahkeme lerinin işleyiş, görev ve yetki­ leri ve yargılam a usulleriyle ilgili diğer hüküm ler kanunda gösterilir. (Devamı gelecek (■yımıcda) -DEĞİNMEK İS TED İĞ İM - j - ş ilçe Kongreleri MaJuue» S. EMİRCAN Ulusal Birlik Partisinin Lefkoşa v e Girne İlçe K o n g re le r i g e ç tiğ im iz Pazar günü yapıldıHer siyasi partinin tüzüklerine uygun olarak „ p , ^ , L g ö L » kongreleri g - e » * !« • W T ^ n g r « » » » » " " " “<» “T nusunda olumlu veya olumsuz konuşmalar, yazışına lar ver alır.. , Şurası m u h a k k a k ki seçimlerin yapılmasın­ da ve seçime katılanlar konusunda hiç kimsenin ısrarla söyleyebUeceği bir şey yoktur. Seçim yapılması, Hür ve Demokratik kurum ve kuruluşların bir gereği olduğu gibi seçime ka tılma, seçme ve seçilme hakkı ise her üyenin vaz­ geçilmez hakkıdır. Seçim kazananın seçime katılanlar arasın­ da en lâyık kişiler olduğunu kimsenin iddia ede meyeceği bir gerçek olmakla beraber, seçim kay beden kişilerin illede haksızlığa uğradığı, çeşitti kombinalar nedeniyle kaybettirildiğini düşünmek ve savunmasını yapmakta kimsenin harcı olma­ malıdır. Seçimler, olumlu veya olumsuz birçok olayla­ rın geçtiği, yapılabilir veya, yapılamaz birçok te­ minatların verildiği, “hayır”dan fazla ‘ Evet hak­ lısınız” sözlerinin kullanıldığı, kısaca KULİS ÇALIŞMALARI diye adlandırılan YASAL uğ­ raşların verildiği oluşumlardır. Seçimlerde gerçek değerlerin kazandığı görü­ lebildiği gibi, gerçek değerini halen ısbatlayamamış kişilerin de kazandığı görülebilir. Bütün bunlar yasaldır ve her yasal işte oldu ğu gibi sonucun genelde kabul edilmesi ve kırgın­ lıkların KÜSKÜNLÜK derecesine getirilmeden unutulması, ilerisi için hazırlanılması icap eder.. Politika ile uğraşacaklar için en önemli ve ka zançlı evsaf şüphesizki koşullara uygun olarak KIRILMADAN POZİSYONO GİREBİLMEK vasfıdır. Ve bu evsafa sahip olan kişi ille de BAŞARI­ LI politikacı değilse bile ÖMÜRLÜ bir politikacı olmak avantajına sahip olur. Pazar günü Lefkoşa ve Girne de yer alan UBP ilçe kongreleri sonuçunda kazananlara bir göz atanlar, bu kişilerin KTF Devleti yurttaşlarına hiç de yabancı olmayan simalar olduklarını görecek­ lerdir. Ya yıllardan bu yana politika dünyamızla haşir neşir olmuşlardır ya da çeşitli sosyal faaliyet lerde katkılarda bulunmuş kişilerdir hepsi de. Her gün karşılaştığımız çeşitti konularda soh bet ettiğimiz kişilerdir.. Kendi mesleki sahalarında “beceri sahibi” yurt taşlardır. KTF Devleti politikasına UBP vasıtasıyle ne verebileceklerini ise zaınan gösterecektir. Bunu hep birlikte görecek, alkışlayacak ve­ ya yereceğiz:. Ama şunu unutmayalım. Siyasi partinin Konngreler yapması Hür De­ mokratik nizamın bir gereğidir ve UBP Pazar gün kü kongreleriyle, kendinden önce diğer siyasi par tilerin yerine getirdiği görevi yerine getirmiş ol­ du. Biz bu olayı memnunlukla karşılar ve KTF. Devleti yurttaşlarına hayırlı olmasını dileriz. enek en TÜRK-SEN YÜCE DEĞERDİ R E ME Ğİ N GÜCÜDÜR Her Tüllü Baskı işleriniıde Türk-Sen M a tb a a s ı -t%2 - - kavİvIT:.. DAHA UCUZ... DAHA SÜRATLİ VE TİTİZLİKLE YAPILIR ADRfifi* ^*bit *Wa|an Mustafa Sukuk No. 19 829 Lefkoşa. Tels 72735 Sayfa 3 İ ŞÇİ P OS T A S I 6/10/1982Çarşamba 1980 Yılında 100 Bin TL. Üzerinden Vergi Ödeyenler HAFTADA BİR Siyah Çelenk EROL SOYSAL Zarar Görmüş Güneyliler Cemiyeti, haklarını ala ınadıkları gerekçesiyle Devlet Başkanlığı, Başbakanlığın ve Federe Meclis Başkanlığının önüne siyah çelenk bırak­ tılar. Amma da aceleci! adamlarmış ha bu Güneyliler. İskân Bakanı Sayın Eşber Serakmcı Eşdeğer Mal Ya sasının en erken zamanda uygulanacağını söylemedi mi? Aceleniz ne yani! hcnUz topu topu sekiz yıl geçti. Bu yıl olmadı, gelecek yıl; gelecek yıl olmadı bir son raki yıl; önümüzde yıllar çok. “Bugün git yarın gel’den” usanmayanlar, belki bir gün muradlannu ererler! CÜMBÜŞ VAR KTFD’nde yeni yasama yılı 1 Ekim'de başladı. — Desenize Federe Mecliste yine cümbüş var. Tatil­ den dönen bizim büyük! siyahiler yine ne altınlar yumurt­ layacaklar. — 0 O 0— BİZ BİZE BENZERİZ Kervansaray’daki apartman evlerinin alt kıs» park yerinde bulunan 10 milyon TL değerindeki lâcivert son model Mercedes araba kundaklama sonucu tamamen yandı. Bir bu eksikti!.. Yavaş yavaş 12 Eylül öncesi Anavatanımıza benzi yoruz. Rüşveti, torpili, kaçakçılığı, karaborsayı, koyu par­ ticiliği, adam kayırmayı daha önceden getirtmişiz bu ülkeye. Şimdi de kundaklama. Geriye kala kala anarşi ve terör kaldı. Boşuna dememişler “biz bize benzeriz” diye. (Birinci Mjfadan katan) 27. Zafer Niyazi 28. İbrahim B. Kâyhan 29. Hüseyin Erdal 30. Niyazi Ali 31. Kemal Rus tem 32. Kâmil M. Özkan 33. M uhsin Enver 34. Nejdet Ali 35. Osman öztürk 36. Ahmet A. Yağcıojlu 37. Dr. Şemsi Kâzım 38. Osman H. Bayram 39. Ahmet M. Berberoğlu 40. Yılmaz Cemal Canateş 41. Faik Haşan 42. Çağlar S. Abahorlu 43. Zersin Selim 44. Asım Camgöz 45. Erol K. Samancıoğlu 46. özdem ir Gülen 47. Behıç Hüseyin 48. Esat Ahmet 49. Mehmet S. Gülok 50. Vedat Ali 51. G üner Celâl Akgül 52. Pervin Gürsen 53. Mehmet R. Akay 54. Salih Başman 55. Behiye özkayım 56. Mustafa Başman 57. Esat Mustafa 58. Erdoğan M. Işık 59. Hüseyin Şevketoğlu 60. Salim Mehmet 61. Ali R. Tahir 62. Kani Hüseyin 63. M ustafa Özkayım 64. Salâhi Abdurrahman 65. Ümit S. Onan 66. Şener Haşan 67. Altan Darbaz 68. ö zer M. Debbağ 69. Halil Şakir 70. Zeki M. Beyaz 71. Hizber Hikmet 72. Hüseyin Derviş Kandulu 73. Haşan Yusuf 74. Fahri Hüseyin 75. Yusuf H. Paralık 76. Celâl Cin 77. Mehmet Atom 78. Abdullah M. Onar 79. Erol Mehmet 80. İrfan Mustafa 81. Adem M. Kader 82. Biler Demircioğlu 83. O rhan Şevket 84. Ergün O. Şevket 85. Türkay Elmas Tekil 86. Zihni Salih özipek 84. Zeki T. Soycan 88.İlhan 1. Köle 89. Ahmet M. Yıldız 90. Haşan Hilmi Mehmet 91. Kemal Ali 92. Hüseyin H. Genç 93. Ahmet Kavaz 94. Mehmet F. Rinler 290,456 275,750 271,185 268.749 265,157 262.499 241,359 240. 111 236.750 236,645 236.175 233,058 220,468 220,260 214,715 211,764 206.175 205,518 200,649 194.500 187,350 186,570 184.750 184.500 178,250 , 176,400ü 176,004^ 175.580L 174.650\ 173,734 173,278 172,498 170,586 170,441 167,880 166,545 164.900 163,950 163,639 163,631 158,815 157,970 157,450 155.475 154.476 153,365 151.470 148,088 147,050 144,184 142.500 139,850 137,765 137,614 136,605 135,636 135.500 133,295 131.900 131,552 131,520 131.000 131.000 131.000 130.500 129,728 129.500 129,420 sen m KIZ İLAYA VURDUMDUYMAZLIK KTFD hükümetini denetleme yetkisi bulunan Sayış taylığın (Murakıplık) uyarılarına, hükümet aldırmıyor. Bu hükümet kimin uyarılarına kulak asıyor ki ! İşçilerin mi? Çiftçilerin mi? Küçük esnafın mı? Halkın mı? Vurdumduymazlığın bu kadarına pes doğrusu!... 128,299 95. Afşin Rinler 127,590 96. Rüstem Z. T atar 126,991 97. Esat H. Dedezade 126,701 89. Dr. Selma Fehim 123,500 99. Kem al Halil 122,706 100. Feyyaz M. Emin 122,450 101. izzet M ustafa 121,520 102. Mehmet Ali 120,851 103. Necati Haşan 120,819 104. HasanM. Lâtif 120,380 105. Dr. Ali Niyazi Fikret 118,608 106. Ali Rıza Veli 118,140 107. Kıvanç M. Rıza 117,996 108. Cahit Ertaç 117,686 109. O rhan Celâl 117,525 110. Raif Veli 117,143 111. Halil İbrahim Atik 117,000 102. H alil Ham za 116,500 113. Günay M. Cenap 116.500 114. Asim H. Metli 116,250 115. Sinan M uharrem 116,150 llö.S oner Tavukçuoğlu 116,059 117. V edat A. Çelik 118. Derry H om er Evaus 116,000 114,960 119. A hm et Cemal 114,382 120. Mehmet M ertan 121. Bilâl Direk 113,605 113,478 122. Suzan Uzunoğlu 113,350 123. Mesut H. Emre 113,333 124. Rüstem C. M ünür 113,021 125. Ahm et M. Akpınar 112,143 126. İbrahim Necip 112,000 127. Ahm et Niyazi 111.953 128. üleyman Hüseyin 111,880 129. Ali M ehm et Emin 111,500 130. Salih M uharrem 111,000 131. Osman Halil Veli 109,283 132. Akay M. Derviş 108,621 133. Mehmet S. Faiz 108,500 134. Zeki Özerem 108,500 135. Osman Ahmet 107,907 136. Erdal Orhan 107,474 137. T aner Memali 106,880 138. Altan C. Macila 139, M ustafa Bilâl 106,750 106,000 140. Celâl Beyit 141. E rtuğ A. Orhan 106,000 106.000 142. İbrahim Hacı Şevki 105.290 128. Eray Cemil 105,200 144. Kemal Yaşar 105,114 145. M ustafa Mis 104,421 146. Enis D ündar 104,421 147. Habibe G ül D ündar 104,421 148 Tülin Dündar 104,421 149. Kâzım D ündar 109,567 150. Haşan Özak 103,550 151. Suat M usa Manioğulları 103,458 152. Altan Remzi 102,800 153. İrfan Akman 102.140 154. M ustafa Kâmil 101,248 155. Haşan Y ı r t ıc ı '' 101,000 156. İsmail Mertan 101, 000 157. Artemel Hüseyin Fakin 100,756 158. Ahmet N. Kale 159. Yücel Köken 100,462 160. Cemal Bafidı 100,000 isim lerinin karşısında »işaretli bulunanların beyan ettiği vergiler, Vergi Dairesince resen a rtı­ rılmış olup, artırılm ış m iktarlar ihtilaflıdır.) ÜYE OLUNUZ Adra» ı 24 Tı (İPS VE KURU YEMİŞLERİ THALASSEMIALILARA YARDIM DAHA LEZZETLİSİ YOKTUR... KAMPANYASINA Massey Ferguson 165 ZEKİ DAĞLARCA Geçende günlük basında çok ilginç ve düşündürücü bir haber iç sayfalan işgal etınişti. Haberde turizmin 1977 yılına oranla gerilediği res­ men açıklanıyordu. Birkaç hafta önce de ekonomi gazetesi ayni haberi resmi istatistiklere dayandırarak veriyordu. Haberi okuyunca aklıma Ercan Devlet Hava Alanı geldi. O Ercan ki Kıbrıs Türk Federe Devletinin dış ülke lere açılan kapısı... O Ercan ki gelen veya gelecek olan turistin, Federe Devletimiz için duyacağı ve unutamıyut ğı ilk intibaları.. Bir dost Ankara’dan gelecekti.. Saat 23.00’de Ercan da olması gereken yolcumuz, alışılan ve bilinen nedenler­ le saat 24.00’te Ercan’a ulaştı. Uçak piste inince kulağımı za hoş gelen o anons müziği ile uçağın hava limanımıza indiği danışmadaki görevli tarafından müjdelendi. Buraya kadar güzel de, bundan sonra, yani uçak pistteki yerini alıp da bagaj indirme işlemine geçilince göze ve kulağa hoş gelmeyen bir manzara ile karşılaştık. Bagajları taşıyacak çekici olarak bir Massey Ferguson traktörün kullanıldığı görüldü. Şimdi Allah aşkına düşünün ve karar verin. Bu top­ lumda bu devlette bu maksat için kullanılabilecek başka bir araç - çekici - yok mu? Diğer hava limanlarında da bu işlemler Massey Fergusonlar veya ne bileyim Fent’ler le mi yapılıyor? Ve en önemlisi, devletimize ayak basan bir turistin bu manzara karşısında bize vereceği puan ne olabilir, hiç düşünüldü mü? Turizmdeki gerilemeyi tabii ki hava alanımızda ba gaj çekicisi olarak Massey Ferguson kullanılmasına bağ lamak doiru değildir ama, bu basit bir örnek olduğu ve kolay anlaşılabildiği için yazmak ihtiyacım hissettik. Hem de işin doğrusunu öğrenmek isterseniz onu da yazalım.. Yaramaz çocuğumuza hava alanına gideceğiz di ye söz verdik. Ondan sonra hava alanına gidince çocuk Mesarya ovasına gittik diye tutturmaz mı? Üstelik çocuk haklı; koca gövdesi ve hava limanındaki sessizliği bozan sesi ile Fergusonu gören çocuğa bu işi nasıl anlatabilir dim? Kısacası, çocuğa hava olanına gittiğimizi anlatıp is­ pat etmekte zorluk çektim de.. KATILALIM C üt/i Sendikal harekette endüstriyel gelişme (Geçen sayıdan kalan) Kooperatiller, çağdışı ve antidemokratik bir ya sanın denetimi altında çalışmalarım sürdürmekte ve her an hükümetlerin baskı ve denetimi altında bulunmaktadırlar. Siyasi baskılar karşılaşılan güç­ lüklerin bir diğer yönünü teşkil etmektedir. Fınan sel kaynakların kısıtlılığı veya Kooperatillerin Mer kez Bankası durumundaki üst örgüte kaynak teş­ kil eden yerlerin siyasiler elinde bulunuşu, siyası baskılar yanında finansman kısıntısı şeklindeki bas kılan da yoğunlaştırmakta ve devlet desteğini zo­ runlu kılmaktadır. Çok sayıdaki küçük Kooperatif oluşturulmuş bulunması yanında İşçi hareketinin bölünmüşlüğü Sendikalarla Kooperatiflerin gösterdiği coğrafik dağılımın farkdıhğı, üretici köylülerle, tüketici iş­ çiler arasında çıkması muhtemel menfaat çalışmala­ rı dikkate alınması gerekli unsurlardır. Yine Sen­ dikaların Kooperatiflere veya Kooperatiflerin Sen dikalara üye veya ortak oklularının yasal açıdan çıkarması muhtemel zorluklar üzerinde aynca durulmalıdır. Sendikaların üyelerine kooperatifler aracılığı ile hizmet verme yönüne girmesi çabalarında çe­ kimser davranmalarının bir nedeni de Devletin kooperatifleri etkileyebilmesi, yönetimlerine miidehalede bulunabilmesi nedeniyle sendikal hiirri yetlerin kaybedilebileceği endişesidir. Bu endişe nin ortadan kaldınlabîlmesinin yegâne yolu De­ mokratik Kooperatif hareketin gelişmesine yasal olanak sağlamaktır. Sendikalarla, Kooperatifler arasındaki işbirli ğinde görülebilecek zorluklardan biri de, Sendika lann kooperatifleri işveren olarak değerlendirmek ridir. Bazı Kooperatif yöneticilerinin sendikal faa­ liyetleri hoşgörü ile kabüllenmesi de konunun bir diâer yönüdür. Teoride tarafların çıkarlarının ayni olmasına rağmen uygulamada işçi - yönetici soranlarının za­ man zaman su yüzüne çıkmasının kaçınılmazlığı ortadadır. Kooperitiflerin ekonomik alanda yete­ rince kârlı çalışamamasının işçi - işveren ilişkilerin­ de yapacağı olumsuz etki de dikkate alınmak zo­ rundadır. Kooperatiflerin sendikalara karşı takındıkları tavırlarda çoğu zaman işbirliğini önleyen faktörler arasındadır. Kooperatifleri ellerinde bulunduran­ lar sendikalarla güçlü bir işbirliği sonucu kontro­ lün Sendikaların eline geçmesinden çekinmekte­ dirler. Siyasilerin etkisi de işbirliğini surlardan biridir.. BOHTAS LTD. “Bir Alana Sorunuz...” ünlü G O LF D İZEL V A N ... V I 1 — 1, * — a TONLUK VOLKSWAGEN VANLAR. DÜNYANIN İ N EKONOMİK VE GÜÇLÜ 19 ARABALARI.» AjmmİoI »»Hä«« Ur ya ANADOL zorlaştıran un­ İŞBİRLİĞİ ŞEKİLLERİ Sendikalarla, Kooperatifler arasında yapılabil« cek işbirliğinin muhtelif «dölleri vardır. Bunları şöylece sıralayabiliriz: 1. Mevcut Kooperatifler sendikalarla birlikte ortak işletmeler kurabilir, teşebbüsler yapabilirler. 2. Sendikalar Kooperatifler kurabilir ve bu kooperatiflerin yönetimlerini sürekli olarak elle­ rinde bulundurabilirler. 3. Kooperttiflerle sendikaların ayni çatı al­ tında toplanabileceği yeni örgütler oluşturulabilir ki işbirliğinin son aşaması ve en başardı şekli bu ola­ bilir. 4. Çok amaçlı kooperatiflerin sendikal görev­ leri de üstlenebileceği düzenlemeler gerçekleştirile­ bilir. BİRLİKTE ÇALIŞMA »Çik t* modern görünüş!» 16 MOBYLETTE BOL YEDEK PARÇA SATIŞ SONRASI SERVİS« 1. Atatürk Caddol Yrntahin Teli 73231/73322 ö ıltr 82 MODEL DERHAL TESLİM. ParitctaM «oruna olmayan yakıt aldığınız raman» unatacajuin ÇAĞIMIZIN ARACI Bütçeniz* uygun ödem* kolaylıklarıyla... B0MTAŞ İşçi Sendikaları üretim, tasarruf, kredi, tüke­ tim, sigorta, sağlık konut gibi konularda faaliyet gösterecek güçKi kooperatiflerin oluşmasına des­ tek olmak suretiyle fiyatları etkileme ve Sosyal Gü venlik kurulularının yetersiz kaldığı alanlarda üyelerine hizmet götürme olanağına kavuşabilirler. Sendikalarla kooperatiflerin birlikte uygulayacak­ ları projelerin finansman, merkez fonlardan sağ­ lanabileceği gibi, bu kuruluşların ellerindeki yedek akçelerden ve devletle, bankalardan borçlanmak suretiyle sağlanabilir. H atta ortak merkez bankası kurulabilir veya kurulmuş bankalara sendikaların ortak olması sağlanabilir. Türk-Sen: hayali düşmanlık duygularının tahriki barışa katkıda bulunamaz T rk-Sen, Kıbrıs işçi Fide • rina yakışmayacak bir uslup ve sorumsuzlukla, Lübnan olay rasyonu (PEO) Genel Sekertelarının etkisiyle Anavatan As­ ri Andreas Ziartldesi'n Kıbrıs keri Yönetimi nin Kıbrıs’ın ba konusundaki çeşitli iddiaları ğımsızlığını yok etmek için ay Ue llfliü olarak şu açıklamayı ni şiddet yollarına başvuraca­ yapmıştır. ğından endişe duyduklarını id­ “Kıbrıs işçi Federasyonu dia ederek, İsrail saldırısını ilk (PEO) Genel Sekreteri Andreas protesto edenler arasında ken­ Ziartides, Prağ’da yayınlanan di deyimiyle ‘Kıbrıs çalışan Prace gazetesine verdiği ve ay halkının’ bulunmasının bu ne­ ni zam anda Çekoslovak resmi dene bağlı olduğunu öne sür­ CTK bülteninde yayınlanan müştür. mülakatında, son Lübnan olay PEO Genel Sekreteri Andre larını bahane ederek Anavata­ as İZartides’in, Kıbrıs olayları nımız Türkiye'yi Kıbrıs'ın yarı nın gerçek yüzünü ortaya koy sim işgal etmekle suçlamış, maktan kaçındığı ve tarihi ger böyleoe Kıbrıs gerçeklerini çekleri bütünüyle saptırdığı ilk dünya kamu oyundan gizleme defa vaki olmamıştır, özellikle eğ çalışmış ve bilinen rum pro­ toplumlararası görüşmeleri ve pagandasını tekrarlamıştır. Kıbrıs’taki iki halk arasında Ziartides, daha da ileri gide dostluğu ve barışı savunur görü rek, bulunduğu PEO G enel nen İZartides’in dünya kamu Sekreteri ve milletvekili sıfatla HAYAT PAHALILIĞINDA TIRMANIŞ DEVAM EDİYOR Devlet Plânlama örg ü tü ’nce yayınlanan hayat pahalılığı en­ deksinde Eylül ayında % 4 'e yakın bir artış kaydedUerek endeks % 14.17’ye yükselmiştir. Endeks Ağustos ayı sonunda % 10.59 idi. Geçen yılın eş döneminde endeks % 16.66 idi. M art - Eylül dönemini kapsayan hayat pahalılığı endeksi şöyledir; 13.16 50155 44321 I. Yiyecek ve İçecekler 5389 4320 a. Ekmek un ve hububat çeşitleri 8424 8259 b. E t ve et mamülleri 747 552 c. Balık ve deniz ürünleri 2984 3144 d. Nebati ve hayvani yağlar 5965 4892 e. Yum urta ve süt mamulleri 20860 17901 f. Sebze ve meyveler 2781 3080 g. Şeker ve şekerleme 1021 900 h. Alkollü İçkiler 1399 1349 i. Meşrubat 286 223 j. Diğer tüketim maddeleri 17.91 11356 9631 II. Ev ve av m asrafları 2181 2077 a. Kira ve tam irat 6331 5228 b. Dayanıklı tüketim maddeleir 2844 2326 c. Dayanıksız tüketim maddeleri 18.58 15683 13226 III. Giyim 5.9 1073 1021 IV. ilâç ve Tıp 676 728 a. ilâçlar 345 345 b. Tıp Servisleri 12.84 802 905 V. Eğitim 13253 14.80 11544 VI. Taşıt 5.60 733 1830 VII. Hizmetler 1499 992 51.11 VIII. Eğlence ve Okuma 3.77 6805 6558 IX. Tütün 331 12.97 293 X. Şahsi Harcam alar 90121 102890 14.17 TOPLAM oyuna karşı yaptığı bu beyan­ larda bu savunm alarının tam tersi bir yaklaşımı benimseme si, rum politikasının bilinen ka rakterindeki iki yüzlülüğün ye ni ve somut örneğidir. İsrail’in Lübnan’ı işgali ve Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinin şartları arasında bir paralellik kurarak sonuçla­ ra varmak ve bu hayali sonuç lardan endişe izhar ederek, dünya kamu oyunu bu endişe­ ye taraf yapmağa kalkışmak, ne iZartides’e, ne de rum hal­ kına yararlı bir hizmet sağlar. Tarihi gerçeklere gelince; VERGİ CENNETİ! Birinci tayfadan kalan) Vergi mükellefiyetinin pe şiııc takınılınca se s le r gürle yerek protesto gösterilerinde sııs-pııs olunacak ve dosyala rın tozlanmağa terki İçin zorlamalara boyun eğilecek Siyasilerin seçimleri se­ bebiyle diyet borçlan var­ sa bunları ceplerinden çıkarıp ödesinler. Devlet hazînesi, siyasilerin çiftliği değildir. Ekonomi ve Maliye Bakiminin son zamanlarda ver giler konusunda cesur bazı çıkışlarına tanık oldıık. Bu tutumunu daha aktif ve bilhas sa vergi kaçakçılarının taki­ binde ve vergilerin ödenme­ sinde sürdürdüğü takdirde na imisin sessiz kitleyi arkasında bulacak, umduğundan daha çok destekiçisi olacağını gö­ recektir. Ama hareket sözde de ğil, fiiliyatta görüldüğü takdir de güven ve destek gerçek an lamda kendini gösterecektir. Sayın Ekonomi ve Maliye Bakanı'nın önünde şimdi her halde Uni-Pac'in 143 milyon liralık vergi borcunun dosya­ sı durmaktadır. Bu borcun tah sili ve Devlete intikalinin açık lannuLSi, kararlılığının önem­ li bir göstergesi olacaktır. Ver gi Cennetinin vergi adaleti cennetine dönştüğiinü fiili­ yatta gördükçe destek ve alkışı­ mızı yetkililer daha iyi anlaya taklardır. Aına önce icraat... İŞÇİ POSTASI Dişlerinizin beyazlığını keşfedin... Kıbrıs’ın Y unnaistan’a ilha­ kı kampanyası, 1954 yılında EOKA tethiş örgütünün Yuna nistan’ın m addi ve fiili deste ğiyle doruğuna ulaşmıştır. Kıb rıs’ın Y unanistan'a ilhakıyle Kıbrıs komünist partisi AKEL in Yunan kom ünist partileriyle birleşerek onlara güç katacağı gerekçesini savunan Ziartides’in de koyu bdr ENOS1S taraf tart otduğu gizli değildir. EO­ KA tethiş örgütünün Kıbrıs’ta akıttığı kan ve göz yaşından Kıbrıs Rum ları kadar Yunanis tan'ın da sorum lu olduğu unu tulamaz, gözardı edilemez. Aralık, 1963'te yine Yuna ■ nistan’ın fiili desteğiyle Kıb rıs T ürk halkına karşı başlatı­ lan topyekün silâhlı saldırıla­ rın on bir yıl aralıksız devam ettiğini, Kıbrıs T ürk halkının bu süre içinde kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş olarak ve korku içinde yaşadığını, en iyi bilenlerden birisi yine Z iarti des’tir. Hiçbir haki ive meşru sebebi olmadan Yunanistan'ın Aralık, 1963’ten som a Kıbrıs’ı bir barut fıçısı haline getirerek Kıbrıs’a yasa dı&ı asker ve si lâh soktuğunu Ziartides biz den d a h a iyi bilmelidir. Yuna mistan’ın garantörlük sıfatını çiğneyerek Aralık, 1963’ten bu yana Kıbrıs’ı fiilen işgai ettiği ni Ziartides'in görmezlikten gel mesi acı ve düşündürücüdür. 15 Tem m uz, 1974 darbesi yi ne Y unanistan’ın fiili desteğiy le ve nosis’in yerçekleşmesi i çin yapılmıştır. 16 Ağustos, 1960’da kuru lan bağımsız Kıbrıs Cum huri yetinin üç garantör Devletin den biri olan Türkiye, diğer iki garantör Devletin sorum luluk­ tan kaçınması üzerine 20 Tem muz, 1974’te Kıbrıs Cum huri­ yetinin bağımsızlığını korumak, T ürk halkının topyekün imhası nı ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a il hakim önlemek için Kıbrıs'a silâhlı müdahalede bulumuş tur. Türkiye’nin Kıbırs’ta ilhak emeli olsaydı m üdahaleyi gerek tiren sebebleri sınırlı tutmaz, Kıbrıs'ın tam amını alabilir ve bunu yapmağa güc üde yeter­ di. Ayrıca Türkiye’nin Kıbrısa müdahalesi sonucunda Tem muz, 1974’ten itibaren silâhlı çatışm alar durm uş ve adamıza bu bakım dan da sukun gelmiş tir. Bu tarihi ve fiili gerçekleri gizleyerek hiçbir m eşru hakkı ve yeterli bir gerekçesi olm a­ dan ve sadece saldırgan amaç larla, İsrail'in Lübnan’ı işgal etmesini ve Füistin halkına kar şı soykırım uygulamasını ba­ hane ederek Türkiye’nin de ay ni yöntemleri uygulayacağını iddia etmek, sağcısıyla, solcu­ suyla ram ların sinsi niyetleri­ nin kasıtlı ve m aksatlı bir bi­ çimde tezahüründen başka birşey değildir. Kıbrıs Rum halkını ve dün­ ya kam u oyunu hayali düşman lık duygularıyle tahrik etm e nin, Rum halkının çıkarlarına ve K ıbrıs'a barışçı bir çözüm bulma gayretlerine katkısı ola­ m az.” Faridı bir diş macunudur Floran. Temizleme gücü,bilinen tüm diş macunlarından üstündür. Bileşiminde.ileri temizleme ve beyazlatma gücü olan bir madde vardır; K A LSİM lN . KALSlMİNdişleri temizlerken güçlendirir eşsiz bir beyazlık, parlaklık kazandırır. Deneyin Floran’ı... Dişlerinizin beyazlığını keşfedin. Hep gülümseyin/ FLORAN TK FD EN İHRACI MECLİSTİ BİLDİRİLDİ Toplum cu Kurtuluş Parti si (TKHJ, bir süre önce Dısip lin Kurulu kararıyle Partiden ihraç edilen G irne Milletvekı lı H aşan O zbailim n ihraç ka­ rarını geçen Cum a günü Mec lis'e budırmiştir. KOM PO ZıaVON DEG1$TI H aşan Ozbaflı’nın TKP den ihracı üe Meclıs'te temsu edilen siyasal partilerin sayı­ sal ve kom itelerin kompozısyo nunda değişiklikler olmuştur.. 13 Milletvekili bulunan TK P'nin mılleıvekdi sayısı 12 ye düşerken, bir süre önce T ürk birlik Partisi genel baş kam Gazi M ağusa Mületvekı li İsmail Tezer ı Disiplin Ku­ rulu kararı üe ihraç ettiği için M eclisteki temsılıyetini yitir­ miştir. Meclis’te siyasi partilerin sayısal gücü şöyledir: Ulusal Birlik Partisi 18 Toplum cu Kurtuluş Partisil2 Cum huriyetçi T ürk Partisi 6 Dem okratik H alk Partisi 1 Bağımsız 3 TK P den özbaflı’nın ih­ raç edilmesiyle idari ve Sosyal İşler Komitesinin Kompozisyo nu d a değişmiştir. Geçen Cu m a günü yemden oluşturulan Komitede siyasal partilerin tem sılıyeti şöyledir: UJBP 4, TK P 2 ve C T P 1. AKEL ÇALIŞANLARIN MAAŞLARININ ÇOK OLDUĞUDAN ŞİKAYETÇİ!. Güney Kıbrıs’ta komünist AKEL partisi yarı resmi ku­ ruluşlarda çalışanların maai ve ünitelerinin yüksek oldu­ ğunu iddia ederek Meclis’e soru sordu. İşverenler Federasyonu’nun yarı resmi kuruluşlarda­ ki çalışanların maaşlarının eko nomi genel düzeyinin üzerin de ve kaldıramayacağı boyut larda olduğunu iddia etmesi üzerine AKEL Genel Sekrete linin konuyu Meclise getirmesi hayret uyandırdı. Bilindiği gibi Kıbrıs Rad­ yo Yayın Korporasyonu ge­ çen hafta Rum Radyo ve Televizyonu'nda maaş ve organı zasyon konularındaki uyuş­ mazlık nedeniyle kademeli grev uygulamıştı. Güney Kıbrıs'ta yarı res mİ kuruluşlarda çalışanların ezici çoğunluğunun Kıbrıs İşçi­ leri Konfederasyonuma (SEK) bağlı olması nedeniyle AKEL in bir yan kuruluşu olan Kıb rıs İşçi Federasyonu (PEO) da radyo müstahdemlerinin gre­ vini politik amaçlı olarak nite­ leyen bir bildiri yayınlamıştı. POLONYA’DA ASKERİ YÖNETİM DAYANIŞM A SENDİKASINI FESHETTİ 1 W « V fataı k a ta ayı içerisinde yapacağı toplan tıda alacağı diğer som ut tedbir leri kararlaştıracaktır. Bürüksel’deki Dayanışma Sendikası Ko-ordinasyon Ko­ mitesi, yasanın Dayanışma sen d ikasını dağıtm ada başarılı ol­ mayacağını da belirtti. E TU C 'U N TEPKİSİ Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) da Polonya askeri yönetiminin Da yanışma Sendikası’nı kapatm a­ sını telin etti. Türk-Sen da­ hil sendikalarına telgrafla bil­ gi veren ETU C, üyesi sendika ların alması gereken tedbirleri de duyurdu. H Ü KÜM ETLER DE Am erika Cum hurbaşkanı Ronald Reagan, Dayanışma Sendikası’nın kapatılm asına ka ytısız kalm ayacaklarını belirte rek Polonya’nın Birleşik Am erika ile olan ticaretinde “en fazla ayrıcalıklı ülke” statüsü nün kaldırıldığını açıkladı. Reagan ayrıca Polonya’nın Am erika’ya yaptığı ihracata konulan gümrük tarifesinin ar tırıldığını ve ihraç m allarının m iktarının azaltıldığını söyle di. Regan, Polonya’ya karşı daha ileri adım lar atm ayı dü şündüklerini ve ortak bir ta­ vır için m üttefikleri ile te­ m asta olduklarını açıkladı. İngiltere hükümeti de ka rara karşı tepki göstererek, Po­ lonya yönetimini kutuplaşm a yaratm akla suçladı ve Ingil tere ile Polonya arasındaki iliş kileri geliştirme girişimlerinin bu kararla engellendiğini açık ladı. DGB GREV ÇAĞRISI YAPTI Alman işçi Sendikaları Federasyonu (DGB) ise Po­ lonya hükümetinin kararının protesto edilmesi için bfa* daki kalık bir “mini grev” çağrısın da bulundu. Tam Sayfa Yarım Sayla „ ÖZBAFLI’NLN i Sayfa 20,000 TL. 10,000 TL. 5,000 TL. Kalstmm'li Diş Macunu Di& rt beyazlık ve parlaklık kazandırır: inç Sütunu 150 TL. ILER1GELEN BİR LİDER TUTUKLANDI Dayanışma Sendikası’m n ön de gelen ve geçen 13 A ralık’ta askeri yönetimin sıkıyönetim uygulamağa başlam asından son ra yeraıltı faaliyetlerini yürüten Frasyniuk geçen hafta güven lik kuvvetlerince tutuklanm ış tır. T utuklam a haberini Devlet radyosu vermiştir. Haberde Frasyniuk’in Polon­ ya’nın güney batısındaki endüstriel bölge olan Aşağı Silez ya’da yeraltı m uhalefetini ö r gütleyen başlıca kişi olduğu kaydedilmiştir. Fransyniuk, kamu düzenini bozan gösteriler düzenlemekle suçlanm ıştır . Türk Iş’in Konseye sunduğu Anayasa Taslağının içeriği belli oldu TÜRK-lş'in anayasa tasa­ rısıyla ilgili olarak 23 Eylül 1982 tarihinde M11U Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Or general Necdet Ü™ğ artalığıy la Devlet Başkanı ve MHU Gü venlik Konseyi üyelerine sun duğu raporda, “Türkiye’nin ya­ rınlarının yeniden şekillendirildiği, dem okratik düzenin ye niden tehlikeye düşürülmesi­ nin önlenmeye çalışüdığı bu­ günlerde, T ürk-lş, özellikle ça lışma hayatını düzenleyen ana yasa tasarısı hüküm leri karşı­ sında derin bir kaygı içindedir" denilmektedir. Değişiklik önerileriyle bdr likte 25 sayfadan oluşan ra­ porda özetle şöyle devam edildi: “Bu kaygının bir sebebi işçi h a k ve özgürlüklerinde ka zanılmışı ortadan kaldıran kı­ sıtlam aların kaçınılm az şe­ kilde yolaçacağı sosyal huzur suzluk, diğeri de, zam an için­ de kısıtlam aların siyasette malzeme yapılması ve bu yol dan T ürkiye’nin yeniden kamp laşm alara, demokrasiyi yeni den tehlikeye sokabilecek bir çekişme ortam ına sürüklenme sidir. Oysa, T ürk işçilerinin ge­ rek kam u sektöründe gerekse özel sektörde büyük çoğunlu­ ğunu temsil eden bir kuruluş olarak Türk-lş, böyle bir so­ nucu değil, yurt çıkarları ve im kanlarıyla uyumlu bir biçim de, işçilerin mesleki hak ve çıkarlarını korum ak ve geliş­ tirm ek istemektedir. Mesleki hak ve çıkarların korunabilm esi ve geliştirilme­ si, öncelikle serbest toplu pa zarlık’ düzeninin arızasız iş­ letilebilmesine bağlıdır.” TOPLU PAZARLIK HAKKI KÂĞIT ÜZRINDE KALDI Raporda, bu konuda ana­ yasadaki maddelerden dolayı ciddi tereddütlerin ortaya çık­ tığı kaydedUerek, Yüksek Ha­ kem Kurulu'nun anayasada yer alması, grev ertelemeleri, gre­ vin 60 günden fazla sürme­ mesi gibi maddelere âtıf ya­ pılarak özetle şöyle denildi: “Bu yaklaşım la serbest top lu pazarlık işçi-işveren ilişki terinin düzenlenmesinde vasi ta olm aktan çıkm aktadır. Ertelenm ese bile en çok 60 gün süreceği başından bili nen bir grev yapılamaz. Kuşku suz am aç grev yapm ak de­ ğildir, am a şartlar gerektirir­ se de grev yapılamayacak, top lu pazarlık masasında daha başlnagıçta işverenin şartla n n a boyun eğmiş olacaktır. Bu çerçevede serbest toplu pazarlık hakkından söz et­ mek m üm kün değildir, hak kâğıt üzerinde kalacaktır.” SİYASET YASAĞI H ak grevinin kaldırılm a­ sının toplu iş sözleşmelerinin yürürlükleri sırasında işçile­ rin aleyhine bir durum yara tacağının yer aldığı raporda, genel siyaset yasağıyla ilgi li olarak da şu görüş dile geti rildi: “T ürk sendikacılık hare­ ketinin siyasal partilerin işle vini üstlenmeye kalkmaması, mesleki hak ve çıkarları ko rum a görevini yerine getirir­ ken siyasi parti gibi hareket et memesi, siyasi partilerin haki miyeti altına girmemesi, hiç kuşkusuz, doğru yaklaşımdır. Ancak bu yapılırken, işçilerin ekonomik hak ve m enfaatlerini korum a çabasında, sendikala­ rın her zam an siyaset yapıyor olm akla suçlanabilecekleri ve cezaandırılabilecekleri bir dü­ zen de kurulm am alıdır. T ak­ dir edileceği üzere, sendikala­ rın siyasi partiler karşısında bağımsızlığın korunm ası başka her hareketin siyaset yapmakla suçlanabileceği bir düzenleme gene başkadır. T ürk-lş şartla rm en uygunsuz olduğu dö­ nemde dahi bu sınavı başarı Ue vermiş, işçi hareketin ln bağımsızlığını koruyabilm iş bir kuruluştur. Bu, işçüerin büyük çoğunluğunu saflarında top­ layan ve bu sebeple güçlü olan bir teşkilâtın siyasi faaliyet konusundaki tereddütleri o r­ tadan kaldırabileceğinin işare­ tidir.” İŞÇİ AİD A TLA RI İşçi aidatlarıyla ilgili olarak da şöyle denildi: “Bir diğer tereddüt ko­ nusu işçi üyelik aidatlarının ücret bordrolarından kesilme si usulünün kaldırılm aya ça­ lışılm asından doğm aktadır. İşçi üyelik aidatlarının ücret bordrolarından kesilmemesi is­ temekle, mali denetim ge­ reği üzerinde durm ak, te melde birbirleriyle çelişir. A idatların bordrolardan ke silmesi halinde ister özel sek törde, isterse kam u sektö­ ründe devlet sendikalara ne kadar para yatırılm akta oldu ğunu her zam an denetleyebi­ lir. Bordrolar bilindiği gibi on yıl saklanm ası zorunlu belgelerdir. Bu usulün terkedilmesi ha linde ise gelir kaynaklarını izleyebilmek m üm kün değil­ dir. Kaldı ki, böyle bir uygu­ lam a işçiler üzerinde yeni­ den tehdit odaklan oluşm ası­ na yolaçabilir. Dürüst, hesabı belli her çeşit denetime açık kuruluşlar tahsilat güçlükle­ ri, tahsilat sırasında gerekli denetim in sağlanam am ası se behiyle hesap verem ez d u ra ­ m a düşebilirler. N ihayet böy­ le bir uygulam a sonucunda sendikalar m ali m üzayakaya da düşebilirler ve dolayısıyle disiplinli bir teşkilât yapı­ sı koranam ayabilir.” LOKAVT HA K D E Ğ İL D İR Genel Başkan Şevket Yıl m az ve Genel Eğitim Sekrete ri Kaya özdem ir’in im zalarıy­ la sunulan raporda, lokavtla ilgili olarak, “Lokavt bir sos­ yal hak değildir. Anayasada bu lunması gerekmez. Esasen yürürlükteki kanun lokavta yer vermiştir. D ünyanın hiçbir anayasasında lokavt yoktur” denildi. Ulusal tatil günleriyle il gili olarak da şu görüşe yer verildi; “Son bir değerlendirm e de ulusal bayram , genel tatil günleri Ue yıllık izinlerin üc retsiz olm asına imkan vere­ cek bir düzenleme getirmekte dir. Bu yaklaşım hem ulus Dayanışm a bonlumuzun T ahtidir r * •• ı ** ** •• (birinci sayfadan kalan) zinı de bu sütunumuzda anlatmışsa da gele • ceğe ışık tutmak bakımından cevabı bir kere daha özetleyerek sunmakta yarar görüyoruz. Komünist ülkelerde egemen olan sadece komünist partisidir. Başka bir siyasi partinin kurulmasına kesinlikle izkı verilmez. “Demok rasi”, komünist partisine kabul edilen sınırlı sayıdaki üyelere katı disiplin kuralları çer­ çevesinde tanınan bir “imtiyazdır.” Sendika lar komünist partisinin organik bir yan örgü­ tüdür. Ülkenin üretim kaynakları çalışanlar m malıdır bahanesiyle grev hakkının bulunma­ yışı yanında toplu sözleşme de yoktur. Bu nedenlerle “sendikaların” faaliyetleri, işyerle­ rinde disiplin ve verim gihi konularda işçile­ ri denetlemektir. Polonya iki yıl öncesine kadar komünist ülkelerde özetlediğimiz siyasal ve sendikal ol gular bakımından bir istisna teşkil etmiyor­ du. Ancak, 1980 Ağustos’unda “Dayanışma” isimli sendikanın çekirdeğinin atılmasından itibaren Polonya’da hür ve demokratik sen­ dikacılık, beklenmedik bir süratle milyonlarca İşçi ile bütünleşmiş ve özgürlüğe susamış Po lonya halkı ve işçisinin sadece hür re demok ratik sendikacılık değil ayni zamanda özgür­ lük mücadelesinin en kudretU vmıtmı halin» gelmişti. Polonya komünist yönetkni, önceleri bu selin karşısında durmayı denemişse de başardı olamamış, neticede Dayanışma Şendi kasının hukuki ve fiili varlığını kabul etmek ve grev hakkına “evet” demek zorunda kal­ mıştı. lararası uygulam aya hem de kazanılm ış hakların korun­ ması ilkesine aykırıdır.” R aporda asgari ücretin bölgelere göre farklı olarak tesbit edilmesi de eleştirildi ve işçiler arasında gereksiz çekişm elere yolaçtığı dUe ge tirUdi. Ö N ER İL E R T ürk-lş raporunda baş­ la n g ıc ın d a k i genel eleştiri­ lerden sonra dokuz madde üzerinde yeni öneriler getiri­ liyor. İlk öneri, “Çalışm a H ak kı ve ö d e v i" başlıklı 52. mad deyle ilgili. Bu öneride devle tin sosyal, ekonom ik ve mali önlem lerle çalışanları korum a sı ve işsizliği önleyici tedbir­ ler alm ası istenmekte. Dinlenm e hakkıyla ilgUi 54. m addede ulusal tatil günleri ve h afta izinlerinin “ücretli izin” olarak kalm a sı önerilm ekte. Sendika kurm ayla ilgili 55. m adde ise genel olarak benim senm ekte ancak mevcut m addede yer alan ve kısıtla­ yıcı nitelik taşıdığı belirtilen “çalışm a ilişkilerinde” terimi nin çıkartılm ası istenmekte. 56. m addedeki “sendikal faaliyet” bölüm ünün siyasetleilişkileri konusunda şu görü­ şe yer verüiyor: “G erçekten çalışanların ekonom ik ve sosyal h a k ve çıkarlarını korum ak ve geliş tirm ekle ödevli sendikalar, hiç bir zam an siyasal partUerin iş levini üstlenemez. Ancak çalı şanların temel işlevi, ekono­ m ik ve sosyal hak ve m enfaat lerini korum ak ve geliştirmek de olsa, sendikaların çalışm ala rını siyasetten soyutlayabilm ek m üm kün değildir. Sendikalar baskı grubudur. O rtak m enfa atler etrafında birleşen bas­ kı grupları, bu m enfaatlerin ger çekleştirilebilmesi için siyasal otoriteler üzerinde etki yap m aya çalışırlar. Ekonom ik ve sosyal alanda hakları korum a ve geliştirme işlevinin siyaset dışı kalacağını böylesine ge­ nel nitelikteki bir kurala bağ­ lam ak, anayasada düzenlenm e sinin aykırılığı yanında, ulus lararası norm lara d a aykırıdır.” A nayasa tasarısının toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt­ la ilgili 57. ve 58 m addelerin sert bir dille eleştirildiği rapor da, serbest toplu pazarlık sis tem ini engelleyici hüküm lerin tasarıdan çıkartılm ası isteni­ yor. Küçük işletmelerle ilgili 59 m addede T ürkiye’deki işletme lerin yüzde 60’ının küçük iş letme niteliğinde olduğu belir tilerek bu uygulam ayla işyer lerinden yüzde 60’ının toplu iş sözleşmesi dışında kalaca ğı belirtiliyor ve m addenin ta sarıdan çıkarılm ası öneriliyor. 62. m addede aylıklar ve ücretler bölüm ünün devletin güvencesi altına alınm ası is teninken Yüksek H akem Ku rulu’yla ilgili 149. m addenin ise serbest toplu pazarlık sis tem ini tam am en ortadan kal dırdığı belirtilerek bu konuda yürürlükteki yasa hüküm leri çerçevesinde kalınm ası öneri­ liyor. Kısa zanuında hür ve demokratik sendikacdık işlerini başarılı bir yörüngeye oturtan Dayanışma Sendikasının faaliyetlerini, Polon­ ya halkının ve işçilerinin özgürlük emellerini gerçekleştirme alanına da kaydırınca komü nist sistem kendi kuralları içinde bunun yol larını aramağa başlamıştı. Polonya’daki gelişmeler sadece Polonya’­ nın sınırları içinde düşünülemezdi. Polonya yönetiminden ziyade rahatsız olan Sovyetler Birliği vardı ki, beyaz ayının sabrı, Polonya yönetiminin “müsamahası” veya “teslimiyeti” karşısında taşmağa başlamıştı. Aslında Sovyet ler Blrliği'nde ve diğer komünist ülkelerde bü tün sansürlere rağmen Dayanışma Sendikası’ mn varlığı ve faaliyetleri ile ilgili haber ve özentiler yaygınlaşmağa başlamıştı. Nihayet, 13 Aralık, 1981’de silâhlı kuvvet­ ler, Dayanışma Sendikasının siyasal özgürlük yolunda aldığı mesafenin hedefine ulaşmasını önlemek için ülkenin yönetimine el koymuş, Dayanışma Sendikası’nın ileri gelen liderleri­ ni ve üyelerini tutuklamış ve grev hakkını kaldırmıştı. Polonya yönetiminin Dayanışma Sendika sim tamamen ortadan kaldırmak ve hür ve demokratik .sendikacılığa son vermek için mü nasip zamanı koUadığı bilinmeyen birşey de­ ğildi ve nihayet bu münasip zamanı geçen Cu ma günü bulmuştur. özgürlük sesini boğmada sorumlu Polon ya yönetimi ile birlikte Sovyetler Birliği’dir. Öyle inanıyoruz ki kısa bir süre dahi ol­ sa hür ve demokratik sendikacılığın ve özgür lüğün tadını tatmış olan Polonya halkı ve iş­ çisi, mücadelesini büyük bir azim, kararlılık ve fedakârlıkla sürdürecektir. Dayanışma, hukuken kapatılsa bile fiilen işlevini; işçinin işçiyi desteklemesini simgele­ yen Dayanışma ismi ise gönüllerimizdeki tah tını sürdürecektir. lam. Dayanışma sendikasına gönül dolusu se- Jaruzelski yönetimine ve Sovyet komünist diktatörlerine son.