T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BİLİM DALI AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ KÜBRA ERKOVAN YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Doç. Dr. Enderhan KARAKOÇ Konya- 2015 ii T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Öğrencinin Bilimsel Etik Sayfası Adı Soyadı KÜBRA ERKOVAN Numarası 124223001013 Ana Bilim / Bilim Dalı RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA Programı Tezli Yüksek Lisans Tezin Adı AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ Doktora Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. Kübra ERKOVAN Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr iv T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Öğrencinin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı KÜBRA ERKOVAN Numarası 124223001013 Ana Bilim / Bilim Dalı RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA Programı Tezli Yüksek Lisans Tez Danışmanı DOÇ. DR. ENDERHAN KARAKOÇ Tezin Adı AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ Doktora ÖZET Teknolojik gelişmeler insan hayatına her geçen gün farklı bir yenilik getirmektedir. Bu yenilikler iletişim teknolojilerinde de kendini göstermektedir. Akıllı cep telefonu olarak da adlandırılan telefonlar bunlardan biridir. Bünyesinde bulundurduğu birçok farklı özellik ile hayatımızı kolaylaştıran ve vazgeçilmezlerimiz arasında yer alan bu teknolojik ürünlerden uzak kalmak günümüzde neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bu çalışmada, farklı yaş, cinsiyet, meslek grubu ve gelir düzeyine sahip akıllı cep telefonu kullanıcısının bu ürünleri kullanım alışkanlıkları, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı temel alınarak Üsküdar örneği özelinde ortaya koymak amaçlanmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile seçilen 500 denek ile gerçekleştirilen araştırmaya ait veriler, frekans analizi, ki-kare testi ve bağımsız örneklem t testi kullanılarak yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, katılımcılar akıllı cep telefonlarını en çok internete bağlanmak ve arama Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr v yapmak için kullanmaktadır. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerinin başında ise çevrelerinde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmaları ve fonksiyonları sayesinde birçok araca ulaşabilmeleri yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: İletişim teknolojileri, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, akıllı cep telefonları. Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr vi Öğrencinin T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı KÜBRA ERKOVAN Numarası 124223001013 Ana Bilim / Bilim Dalı RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA Programı Tezli Yüksek Lisans Tez Danışmanı DOÇ. DR. ENDERHAN KARAKOÇ Tezin İngilizce Adı USAGE PATTERNS OF SMART PHONES: THE USKUDAR SAMPLE Doktora SUMMARY Technological developments bring a different innovation to human life every day. These innovations show themselves in communication technologies too. The phones named android mobile phones are one of them. Today, it becomes almost impossible to be away from these technological devices which is indispensable and make our life easier with their lots of different functions. In this study it is aimed to state the Üsküdar example by basing on usage habits, usage and gratification approach of smart phone users who are in diffrent age, gender, occupational group and income level. The data which belongs to the research done with 500 subjects chosen by using purposive sample method is tried to be interpreted by using frequencies analysis, Chi-square test, independent sample t test. According to the findings, the participants use their smart phones mostly to get into internet and to search. One of the main reason why the participants use their Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr vii smart phones is that they can learn easily what is happening around them and they can reach a lot of tools thanks to phones’functions Key Words: Communication technologies, gratification and usage approach, smart phones Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr viii İÇİNDEKİLER BİLİMSEL ETİK SAYFASI..................................................................................... ii YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU .......................................................... iii ÖZET ......................................................................................................................... iv SUMMARY ............................................................................................................... vi İÇİNDEKİLER ..................................................................................................... viii ŞEKİLLER LİSTESİ .............................................................................................. xi TABLOLAR LİSTESİ ........................................................................................... xii ÖNSÖZ .................................................................................................................... xiv GİRİŞ ........................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KİTLE İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI VE KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI 1.1. İLETİŞİM KAVRAMI VE KİTLE İLETİŞİMİ ................................................. 7 1.1.1. İletişim Kavramı .............................................................................................. 7 1.1.2. İletişim Süreci ....................................................................................... 9 1.2. KİTLE İLETİŞİMİ ........................................................................................... 10 1.2.1. Kitle İletişimi ve Özellikleri ........................................................................... 10 1.3. KİTLE İLETİŞİMİNDE ETKİ ARAŞTIRMALARI ........................................ 14 1.3.1. Güçlü Etkiler Dönemi ......................................................................... 15 1.3.2. Sınırlı Etkiler Dönemi ..................................................................................... 16 1.3.3. Güçlü Etkilere Geri Dönüş .................................................................. 17 1.4. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI ........................................ 18 ix İKİNCİ BÖLÜM İLETİŞİMDE YENİ TEKNOLOJİLER VE CEP TELEFONLARI 2.1. TEKNOLOJİ KAVRAMI .................................................................................. 23 2.2. TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM ............................................................................. 24 2.3. TELEKOMÜNİKASYON VE İLETİŞİM ........................................................ 28 2.4. CEP TELEFONLARI VE TARİHSEL GELİŞİMLERİ ................................... 30 2.4.1. Telgraf ve Telefonun Gelişimi ............................................................ 30 2.4.2. Cep Telefonları ve Tarihsel Gelişim ................................................... 33 2.5. CEP TELEFONLARINDA YENİ TEKNOLOJİLER ....................................... 36 2.5.1. Akıllı Cep Telefonları ......................................................................... 38 2.6. CEP TELEFONU KULLANIMINA İLİŞKİN VERİLER ................................. 40 2.6.1. Abone Sayıları ........................................................................................ 40 2.6.2. Mobil Pazar Kullanıcı Verileri ................................................................ 42 2.6.3. Mobil Trafik Hacmi ................................................................................. 43 2.6.4. Operatörlerin Gelir Durumları ................................................................. 43 2.6.5. Akıllı Cep Telefonu Kullanımına İlişkin Veriler .................................... 45 2.7. Akıllı Cep Telefonu Kullanımı İle İlgili Yapılmış Araştırmalar .........................46 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ SAHA ARAŞTIRMASI BULGULARI 3.1. METODOLOJİ .................................................................................................. 49 3.1.1. Araştırmanın Sorunu ........................................................................... 49 3.1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi ........................................................... 50 3.1.3. Araştırmanın Modeli .......................................................................... 50 3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ..................................................... 51 3.1.5. Araştırmada Kullanılan Soru Formu ve Ölçüm Araçları ................... 51 x 3.1.6. Elde Edilen Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatiksel Analiz Yöntemleri ......................................................................................................... 53 3.1.6.1. Bağımsız Örneklem T- Testi ................................................ 53 3.1.7. Araştırma Soruları ve Hipotezler ........................................................ 54 3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUM .................................. 56 3.2.1. Katılımcıların Cinsiyeti ........................................................................... 56 3.2.2. Katılımcıların Yaşı .................................................................................. 57 3.2.3. Katılımcıların Öğrenim Durumu ............................................................. 57 3.2.4. Katılımcıların Meslekleri ....................................................................... 58 3.2.5. Katılımcıların Medeni Durumu ............................................................... 59 3.2.6. Katılımcıların Aylık Gelir Durumları....................................................... 59 3.2.7. Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi ................................... 60 3.2.8. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi ....................... 62 3.2.9. Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresi ............................ 64 3.2.10. Günlük Kısa Mesaj Gönderim Sayısı ..................................................... 66 3.2.11. Günlük Kısa Mesaj Alım Sayısı ............................................................ 67 3.2.12. Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörleri ve Ödeme Özellikleri ...................................................................................68 3.2.13. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonları İle Aylık Görüşme Gider Durumu ....................................................................................... 69 3.2.14. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanımı ve Değiştirme Durumu 70 3.2.15. Akıllı Cep Telefonu Satın Alımında Etkili Unsurlar ............................ 73 3.2.16. Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Unsurlar .................................... 75 3.2. 17. Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Tercih Edilen Özellikler ............... 79 3.2.18. Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenleri ............................................. 81 SONUÇ ......................................................................................................................85 KAYNAKÇA .............................................................................................................89 EKLER .....................................................................................................................96 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................104 xi ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1: Toplam Mobil Abone Sayısı ve Nüfusa Göre Penetrasyon ..........................40 Şekil 2: Türkiye ve Bazı Avrupa Ülkelerinin Mobil Penetrasyon Oranları, % ..........40 Şekil 3: Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % .......................................41 Şekil 4: 3G Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % .................................42 Şekil 5: Mobil İşletmeci Bazında Toplam Abone Sayıları, Milyon ..........................42 Şekil 6: Mobil İşletmecilerin Dönemlere göre Toplam Trafikleri, Milyar Dakika ....43 Şekil 7: Mobil İşletmecilerin Gelire Göre Pazar Payları, % ......................................44 Şekil 8: Mobil ARPU, TL ..........................................................................................45 xii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Katılımcıların Cinsiyete Göre Yüzdelik Dağılımı .......................................56 Tablo 2: Katılımcıların Yaşına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri .........................57 Tablo 3: Katılımcıların Öğrenim Durumuna İlişkin Yüzdelik Dağılımları ...............58 Tablo 4: Katılımcıların Mesleklere Göre Yüzdelik Dağılımı ....................................58 Tablo 5: Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımı ....................59 Tablo 6: Katılımcıların Aylık Gelir Durumlarına İlişkin Yüzdelik Dağılımı ............60 Tablo 7: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ......................................................................................61 Tablo 8: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinin Cinsiyete Göre Farklılaşması ................................................................................................61 Tablo 9: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri .......................................................................................62 Tablo 10: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılık ....62 Tablo 11: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikler ........................................63 Tablo 12: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılaşmalar ..................................................................63 Tablo 13: Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Sürelerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri.....................................................................................64 Tablo 14: Cinsiyete Göre Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresinde Farklılık .......64 Tablo 15: Katılımcıların Bir Sesli Arama Süresine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri.................................................................................................65 Tablo 16: Cinsiyete Göre Bir Sesli Arama Süresinde Farklılaşmalar .......................65 Tablo 17: Katılımcıların SMS Gönderim Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ................................................................................................66 Tablo 18: Cinsiyete Göre SMS Gönderim Sayısında Farklılaşmalar ........................66 Tablo 19: Günlük SMS Alım Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri .............67 Tablo 20: Günlük SMS Alım Sayısında Cinsiyete Göre Farklılık ............................67 Tablo 21: Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörlerinin Yüzdelik Dağılımı ......................................................................................68 Tablo 22: Katılımcıların Kullandıkları Hat Türüne Göre Yüzdelik Dağılımı ...........68 xiii Tablo 23: Akıllı Cep Telefonu İle Aylık Görüşme Tutarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikler ..................................................................................................69 Tablo 24: Akıllı Cep Telefonu Kullanımının Aylık Gider Durumunun Cinsiyete Göre Farklılaşması ....................................................................................69 Tablo 25: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Markalarının Yüzdelik Dağılımı ......................................................................................70 Tablo 26: Katılıcıların Akıllı Cep Telefonlarının Yaklaşık Değerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri.....................................................................................71 Tablo 27: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme ..................................71 Tablo 28: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Süresinin Yüzdelik Dağılımı .....................................................................................72 Tablo 29: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Nedenlerinin Yüzdelik Dağılımı .......................................................................................73 Tablo 30: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurların Betimleyici İstatistikleri .............................................................................74 Tablo 31: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurlarda Farklılaşmalar ..........................................................................75 Tablo 32: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Teknik Özelliklere İlişkin Betimleyici İstatistikler ...................................................................76 Tablo 33: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Özelliklere Verilen Önemdeki Farklılaşmalar ...........................................................................77 Tablo 34: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığına İlişkin Betimleyici İstatistikler ...................................................................79 Tablo 35: Katılımcıların Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığında Farklılaşmalar ...........................................................................80 Tablo 36: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerine İlişkin Maddelerin Betimleyici İstatistikleri................................................................................................82 Tablo 37: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerinde Cinsiyete Göre Farklılaşmalar...................................................................................83 xiv ÖNSÖZ Akıllı cep telefonlarının kullanım nedenleri ve alışkanlıklarının ortaya koyulmaya çalışıldığı bu çalışmada büyük katkıları olan tez danışmanım Doç. Dr. Enderhan Karakoç’a teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmanın uygulama kısmındaki desteği için Doç. Dr. Şükrü Balcı’ya çok teşekkür ederim. Anket çalışmasında ve diğer tüm aşamalarda desteğini esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Enes Bal’a ayrıca teşekkür ederim. Bugünlere gelmemde en büyük emeğe sahip olan, maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen anneme ve babama minnettarım. Son olarak bu çalışmanın ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Kübra ERKOVAN 1 GİRİŞ Teknoloji, insanın üretimiyle, yaratılarıyla ilgilidir, insan bir açıdan, çevresiyle baş edebilmek için eşya yapmaktadır. Oluşturduğu, ürettiği eşya, bilgisine, eylemine, duyumlarına, duygularına karışmaktadır. Teknoloji, insanın “çıplak doğa’’ ya bir katkısıdır. Fiziksel bir mekanda yer tutan nesneler üretilmekte; eşya, eşyayı yapan makineler. İnsanın içi genişlemekte, bedeni teknolojik araç gereçle donanmaktadır. Görülemez uzakları görmekte, gidilemez yerlere gidilmekte, işitilemez sesler duyulmaktadır. Erişilebilirliği artmaktadır (İnam, 1993: 142). Çağdaş kullanımında, “teknoloji’’, eşyaya, malzemelere, dünya ve doğaya şekil vermekle ilgili bir kavramdır. Burada, giderek “enformasyon’’ ve “bilgiye’’ ait süreçler ve bunlara bağlı ürün ve hizmetlerin de dahil olduğu görülmektedir (Baykara, 2006: 33). Ekonominin, küresel kültürün ve “tek uygarlığın’’ dünya ölçeğinde yayıldığı günümüzde, bazı çevrelerin ‘’küresel bilgi toplumu’’ diye adlandırdığı, gelişmesi bilişim ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla at başı giden bir oluşum gerçekleşmektedir. Bir “küresel bilgi altyapısı’’ dünyamızı çok büyük bir örümcek ağı gibi sararken; bu altyapı özellikle sayısal alandaki gelişmelerden yararlanmakta, iletişim ve bilişim alanına bağlı tüm hizmetlerin kendi aralarında bağ kurmasını elverişli kılmaktadır (Ramonet, 2000: 143). McLuhan, 1963 yılında yazmış olduğu kitabında “küresel köy’’, “iletişim ve enformasyon çağı’’, “elektrik çağı’’, olarak nitelediği yeni bir toplumsal yapı müjdelemektedir. Bu toplumsal yapı daha önceki ‘’mekanik çağ’’ı dünyadan silmektedir. Bu sürece yol açan teknoloji “elektrik’’tir. McLuhan’ın düşüncesinde, özellikle telekomünikasyon çok önemli bir yer tutmaktadır. Ona göre, “Batılı insan telgrafın bulunmasından sonra bir büzülme içinde yaşamaya başlamıştır’’. Büzülme mekanik çağın parçalayıcı özelliğinin tam zıddını yaratarak insan-insan ilişkilerini tıpkı küçük bir köydeki gibi yeniden kurmaktadır. Telgraftan sonra gelen telefon ve 2 bilgisayarlar gibi enformasyonu daha hızlı taşıyan iletişim teknolojileri, elektrik çağını daha da ileri götürmüştür (Geray, 2003: 120). Yeniçağda, bilincin teknolojik olarak simülasyonu sonucu “bilme’’ süreci kolektif olarak tüm insanlığa ulaşacaktır. McLuhan’ın deyişiyle, yeniçağda, en zengin, insan büyük ölçüde sıradan insanlarla aynı eğlenceye hatta aynı besin ve dünya da aslında, bu eşitlikçi uluslararası ilişkiler tezinin altını çizmektedir. (Özdemir, 2008: 22). Merkezinde hareket özgürlüğü yatan günümüz kutuplaşması çok boyutludur; yeni merkez, zenginle fakir, göçebeyle yerleşik, “normal’’le anormal ya da yasayı ihlal edenler arasındaki çağlar süren ayrımları örtbas etmiştir (Bauman, 1999: 9). Küreselleşme beraberinde insanların bilgi alış- verişini zorunlu hale getirmiştir. Çünkü gelişen teknoloji sayesinde ortaya çıkarılan bir yenilik aynı anda dünyanın dört bir yanında insanlar tarafından öğrenilebilmektedir. Uzun olmayan bir süre önce telefon sayesinde sadece ses aracılığıyla en hızlı iletişimi kuran insanoğlu bugün bilgisayarlar ve internet sayesinde hem sesli hem de görüntülü olarak birbirleriyle haberleşebilmektedirler (Şimşek, 2008: 14). Sibernetiğin kurucusu Amerikalı matematikçi Norbert Wiener; “Haberleşme ve dili, kişiler arasındaki ilişki olarak düşünülmektedir. Oysa kişinin bir makine ile veya bir makinenin başka bir makine ile konuşması da mümkündür.’’ diye yazmıştır. MÖ 490 yılında Pheidippides adlı bir Atinalı koşucunun, Persler üzerindeki zaferi bildirmek için maraton mevkiinden Atina’ya kadar koşmak zorunda kaldığı, 19. Yüzyılda ise insanlar ve makinelerin ile konuşmaya başladığını görmekteyiz. 1844 SamuelMorse, Washington ile Baltimore arasında çekilen basit bir elektrik hattı ile kodlanmış mesajların iletilebileceğini gösteren telsizi yürürlüğe sokmuş, bundan 30 yıl kadar sonra Alexander Graham Bell ve Elisha Gray elektrik tellerinin insan sesini iletebileceğini kanıtlayan telefonu gerçekleştirmiştir. 20. Yüzyılın başında Marconi uzun mesafeler arasındaki iletişimde elektromanyetik dalgaların elektrik tellerinin yerini alabileceğini göstermiş, 1923 yılında Londra’ya yerleştirilen bir uzun dalga alıcısı, New York’ta yapılan bir konuşmayı aldığı zaman, denizaşırı radyo yayını gerçekleşmiştir. Okyanus altına yerleştirilen denizaltı kabloları ile okyanus aşırı 3 telefonla konuşabilmek için 1956 yılı beklenmiş, fakat daha İkinci Dünya Savaşı öncesinde bu çağın en çarpıcı iletişim aracı olan TV, deneysel çalışmalara başlanmıştır. Bunları ise kablo televizyonu ve uydu iletişimi izlemiştir (Giritli, 1988: 15). Çeşitli teknolojik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu kitle iletişimi, telekomünikasyon olarak da tanımlanan iki nokta arasındaki iletişim, veri iletişimi gibi çeşitli iletişim biçimleri giderek birbirine dönüştürmüş ve aralarındaki farklılık yok olmuştur. Bu sürece yakınsama veya yöndeşme (convergence) denmektedir. Bunun tipik örneklerinden biri, ülkemizde de uydu üzerinden başlayan sayısal televizyon yayıncılığıdır (Digitürk, StarDigital). Bilgisayarların ve/veya mikroişlemcilerin telefon gibi eski bir teknolojiyle birleşmesi, sistemi oluşturan bütünler arasında, ayrıca kullanıcı ile sistemin bütünü arasındaki etkileşimi artırır. Benzer şekilde, pek çok ülkedeki geleneksel telekomünikasyon altyapısı da, bilgisayarların katılmış olması ve sayısallaşma nedeniyle yeni iletişim teknolojileri içinde değerlendirilmektedir (Geray, 2003: 19-20). Cep telefonları bizim gerçek veya hayali acil durumlara tepki verme yeteneğimizde gerçekten bir devrim yapmıştır. Bize sosyal statü sağlamıştır. İş bulmamamıza yardımcı olmuştur. Dinlemek istediğimiz her müzik parçasını kolaylıkla kaydedebilme ve içlerinden en çok sevdiklerimizi istediğimiz yerde ve zamanda dinleme olanağı sunmuştur. Onlar artık sizin yapmak istediğiniz herhangi bir şeye ulaşabilmenizi sağlayan vazgeçilmez birer araç konumundadır: hisse senetlerini takip etmek, en sevdiğiniz fotoğrafları paylaşmak, spor müsabakalarının sonuçlarını indirmek ve global köyün dört bir köşesine metin, görüntü, video ve sesli mesaj göndermektedir. Başarılı olabilmek için 7/ 24 bazında erişilebilir olmanız gerekmektedir. Ve bu mucizevi elektronik aletin, sizin kendinizi insanlarla daha bağlantılı, daha verimli, daha eğlenceli ve daha iyi hissetmenizi sağlamadığını kim iddia edebilir ki? Bu telefonların en son modelleri bizleri bugüne değin hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde birbirimize yaklaştırmaktadır (Davis, 2011: 22-23). Telgrafla başlayan sinema, telefon, radyo ve televizyonun iletişim dünyasına katılmasıyla birlikte devam eden süreç iletişimi dönüştürmüş, iletişim eşzamanlı 4 niteliğe kavuştururken keskin sınırlar da ortadan kalkmıştır. İnternetin sunduğu iletişim olanaklarıyla atılan adımlar teknolojiyle ilişkileri açısından, X,Y, Z kuşakları gibi yeni demografik tanımlamaları tartışmaya açmış; akıl, enformasyon ve ileri teknoloji çağını yakalayabilmenin ve sürdürülebilirliğin temel şartı haline gelmiştir. Bununla birlikte 3G teknolojisi, akıllı telefonlar ve tabletlerin de gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesiyle birlikte, geleneksel medyanın iletişim kurma, eğitim ve eğlenmek gibi temel işlevlerinde de büyük çapta değişim ve dönüşümün yaşandığı yeni bir döneme girilmiştir (Peltekoğlu’ndan Aktaran Bal, 2014: 24). İnsan hayatında var olan her şey gibi teknolojinin de iyi ve kötü yanları mevcuttur. Özellikle gençler üzerinde büyük bir otoriteye sahip olan cep telefonu ve bilgisayar- internet bağımlılığı günümüzde artık neredeyse engellenemez bir hal almıştır. Yeni teknolojik gelişmeler ile birlikte her geçen gün yeni bir özelliği bünyesine katan ve akıllı telefon (smartphone) olarak adlandırılan cep telefonları, özellikle gençlerin ilgisini çekse de aslında ileriki yaşlardaki insanlar da bu teknolojik ürünlere kayıtsız kalamamaktadır. Özellikle, ülkemizde var olan hastalık boyutundaki cep telefonu değiştirme alışkanlığı bu telefonlar ile de artarak devam etmektedir. Bu durum da maddi durumu ne olursa olsun sadece tüketmek için var olan, tükettikçe var olabileceğini düşünen insan topluluklarını getirmektedir. Mutlu’ya göre tüketim kültürü ise, modern kapitalist toplumlarda mal ve hizmetlerin pazarlanması ve tüketimine doğru yönsemenin kültürel bakımdan başat duruma gelmesi. Burada bireysel beğeniler sadece toplumsal konumları (yaş, cinsiyet, meslek, etnik durum, vb.) değil, tüketicilerin toplumsal değerlerini ve bireysel yaşam biçimlerini de yansıtmaktadır (Mutlu, 2012: 308). Tüketimsel iletişim davranışı ise, kitle iletişim araçlarının içeriği insanların dahil olduğu durumlarla işlevsel bir ilişki içinde olmadığında, insanların bu içerikleri zaman doldurma aracı olarak edilgin biçimde tüketmeleridir (Mutlu, 2012: 308). İletişim ve teknoloji çağı olarak adlandırdığımız bu dönemde teknoloji ile değişen ve gelişen iletişim ortam ve araçlarına kayıtsız kalmak imkansızlaşmıştır. Gerek kitle iletişim araçları gerekse bireysel olarak kullandığımız iletişim araçları bizleri kendine bağımlı hale getirmiştir. Özelikle cep telefonları büyük teknolojik 5 yeniliklerle insan hayatının vazgeçilmezi olmuştur. Bir telefon olmalarının vermiş olduğu özelliklerinin yanı sıra her geçen gün kazandıkları yeni özelliklerle hayatımızı kolaylaştırdığı gibi bir o kadar da kullanıcılarını kendine bağımlı hale getirmiştir. Özellikle son yıllarda yoğun olarak kullanılan cep telefonu teknolojisi ile yapılabileceklerin sınırı çizmek imkansızdır. Akıllı cep telefonu olarak da adlandırılan bu telefonlar, yüksek fiyatlarıyla da dikkat çekmektedir. Türkiye şartlarında düşünüldüğünde çalışan nüfusun büyük bir çoğunluğunun asgari ücretle geçinmeye çalıştığı göz önüne alınırsa bu pahalı teknolojiye sahip olanların sayısının yadsınamayacak derecede fazla olduğu görülecektir. Cep telefonlarını insan hayatında bu denli önemli yapan nedir? İletişim ihtiyacını karşılamasının yanında üstün teknik özellikleri, sağladığı kolaylıklar, özellikle gençler arasındaki özenti ve medyanın ve reklamların tüketimi özendirmesi sonucu cep telefonları ülkemizde bir ihtiyacın ötesinde bir tüketim aracı haline gelmiştir. Her yeni modelde farklı bir özellik ile tüketicilerin hizmetine sunulan cep telefonları, günümüz insanının olmazsa olmazları arasında yerini almıştır. Akıllı cep telefonu olarak adlandırılan bu telefonlar, bir cep telefonu olmanın ötesinde iletişim ile ilgili aklımıza gelebilecek her şeyi içinde bulabileceğimiz bir araç haline gelmiştir. Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun verilerine göre, ülkemizde cep telefonu kullanıcı sayısı 71 milyonu geçmektedir (BTK Rapor, 2014: 4). Bu veri, cep telefonlarının insan hayatındaki yeri ve önemini gösterir niteliktedir. Cep telefonlarının birçok teknolojik unsuru içinde bulundurması onu daha da önemli konuma yerleştirmiştir. Geçmişte yapılan çalışmalarda cep telefonlarının daha çok sağlık ile ilişkisi ya da zararları gibi konular üzerinden ele alındığı görülmektedir. Bu çalışmada ise kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde, kullanıcıların akıllı cep telefonlarını tercih sebeplerini ve kullanım alışkanlıklarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışma ikisi teorik biri de uygulama bölümü olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, iletişim kavramı ve süreci, kitle iletişim kavramı, iletişimde etki araştırmaları ve kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı gibi konular ele 6 alınmaktadır. İkinci bölümde iletişimde yeni teknolojiler, cep telefonlarının tarihsel gelişimi, akıllı cep telefonları ve ülkemizdeki mobil telefon pazarına ilişkin veriler yer almaktadır. Üçüncü ve son bölümde ise çalışmanın amacı, önemi, yöntemi, evren ve örneklemine ilişkin bilgilerin yanında araştırmadan elde edilen istatistiki analizlere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde ise araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yer almaktadır. 7 BİRİNCİ BÖLÜM KİTLE İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI VE KULLANIMLAR DOYUMLAR YAKLAŞIMI 1.1. İLETİŞİM KAVRAMI VE KİTLE İLETİŞİMİ 1.1.1. İletişim Kavramı İletişim, “Komünikasyon’’ sözcüğünün Türkçe’deki karşılığı olarak kullanılmaktadır. Latince “Communicationem’’, “Communicare’’ fiilinin mış’lı geçmiş halinden türetilmiş, eylem anlatan bir isimdir. Communicare, çoğunluğa genellemek, herkesin yararlanmasını sağlamak, çoğunluğa pay vermek anlamlarını taşımaktadır. Burada hemen insan faktörü ortaya çıkmaktadır. İletişim, insanların paylaştığı bir olgudur (Öngören, 1995: 251). İletişim mesajlar aracılığıyla gerçekleştirilen toplumsal etkileşimdir. (Gerbnerden aktaran Mutlu, 2012: 148). İletişim insan etkinliklerinin tamamlayıcı bir parçasıdır: nerede bir insan etkinliği varsa, orada iletişim vardır. İletişim insan ilişkilerinin bir zorunluluğu, ayrıcalığı, önceliğidir. İletişim kısaca ileti alışverişi ise de ileti, malların üretimi ve dağıtımı, paranın dolaşımı, pazar ilişkileri aynı zamanda düşüncenin ve deneyimin üretimi, dağıtımı ve alışverişi, iletişim demektir. İletişim insan ilişkilerinin süregiden bir sürecidir; gerçek zaman ve gerçek uzayda yer almaktadır; toplumsal bir olgudur. Bu nedenle onu toplumsal, ekonomik, siyasal ve tarihsel koşullar içinde anlamaya çalışmak gerekmektedir. (Erdoğan ve Alemdar,1990: 170). İletişim, “belirli araçlar kullanılarak, bilgi, düşünce ve tutumların karşılıklı aktarılması’’ olarak tanımlanmaktadır. Burada önemli nokta, bir ‘ileti’nin bulunması ve bunun ‘iletilmesi’dir (Aziz, 2013: 26). 8 İnsanlar için varlığı ve önemi çok eskilere dayanmasına rağmen iletişimin özel ilgi alanı haline gelmesi de yaşadığımız yüzyılın yeniliğidir (Alemdar, 1996: 11). İnsanı öteki yaratıklardan ayıran bir özellik de semboller kullanarak kendi cinsinden olanlarla iletişimde bulunabilmesidir. Dolayısıyla iletişimin tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir. İletişimin tarihsel evriminde başlıca dört sıçrama, diğer bir deyişle dönüm noktası görülür: konuşma yeteneğini kazanmak, yazmayı öğrenmek, yazının yığın halinde çoğaltılmasını sağlamak ve telgraftan uydulara değin uzanan elektronik iletişim araçlarından yararlanmaktır (Kocabaşoğlu, 1980: 1). İletişim, insanın varlık sürdürme biçiminin bir ürünü ve insanın varlık sürdürme biçimindeki gelişmelere göre değişimlere uğrayan insana özgü bir olgudur. Doğal çevresi araç-gereçleri, üretim süreçlerindeki insan ile insan arasındaki ilişkiler, bu ilişkilerde farklılaşmaları tarafların gözünde haklılaştıran değerler sistemi ise, insanın toplumsal hayat tarzını oluşturmaktadır. Bunun mayası iletişimdir (Oskay, 1992: 7). İletişim, en basit düzeyde bile, üç ögeye dayanır. İletiyi gönderen, iletiyi açıp açımlayan ve bu ikisi arasında iletinin gönderilmesinde kullanılacak bir iletişim kodlaması, bir ileti. İletiyi gönderene kaynak, alana hedef-kitle, iletişimde gönderilen bildireme de ileti diyoruz. İleti, iki insan arasındaki iletişimde sözel olarak kodlanabilir. Yüz yüze iletişimde atmosfer, telefon görüşmesinde elektrik akımında değişimleri taşıyan kablo, telsizde havadaki iyonlar ve bu iletiyi taşıyan kanal görevi yüklenmiştir (Oskay, 1992: 16). İletişimin gerçekleşebilmesi için en azından bir yanda bir şey iletmek isteyen ve bunu herkesçe bilinen işaretlere dönüştüren, yani anlam üreten bir kişinin (kaynak); diğer yanda da bu gönderilen şeyi almaya ve algılamaya hazır olan yani aynı anlamı üreten ve tüketen bir diğer kişinin (hedef) var olması gerekmektedir. Bu iki kişi birbirleriyle hem gönderilen ileti ya da anlam hem de nu ileti ya da anlamı taşıyan bir araç (kanal) üzerinden bağlamaktadırlar. Kısaca, bir iletişimin 9 gerçekleşebilmesi, bu dört öğeyi şart koşmakta, yani bunlardan birinin eksik olması halinde iletişimin gerçekleşmesi mümkün olmamaktadır (Gökçe, 2006: 27). Başka bir deyişle iletişim, karşılıklı ilişkide ya da etkileşimde bulunan kişilerin aynı ya da benzer simgelere sahip olmaları ve bu simgelerin anlamlarının aynı sosyal ve kültürel çevreye dayanması sonucunda, her iki tarafın düşünce düzeyinde aynı ya da benzer şeyleri canlandırmasıyla mümkün olabilmektedir (Gökçe, 2006: 10). XIX. yüzyıl, iletişimi “uygarlık görevlisi’’ ilan etmektedir. İletişim ağları dünyayı, tüm bölgelerinin dayanışma içinde olacağı bir ‘’büyük organizma’’ biçiminde dokumaktadır ( Mattelart, 1996: 47). Günümüzde, gelişmiş toplumlarda iletişim gereksinimi ise, gelişen teknolojilerin ürünü olan mektup, telefon, telgraf, teleks, faks, gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon, sinema, film, tiyatro, resim, teyp, plak, kaset, kompakt disk, video videobant, video- kaset, VCD, DVD, Ipod, uydu, bilgisayar ağları (Internet) ve bu gibi araçlarla sağlanmaktadır (Aziz, 2013: 23). İnsanlar arası iletişim, elektronik aygıtlarla geniş kitlelere yayıldıkça, birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. İletişim kanallarındaki aksamalar, seslenilen kitlenin niteliklerinin varsayımlara dayandırılması, çoğulculuk savları ile düşük beğeni düzeyi eleştirilerinin çatışması, toplumsal değişim, globalleşme tartışmalar, tek-tipleşme ve kültürel parçalanma gibi sorunlar bunlardan yalnızca birkaçıdır. (Türkoğlu, 2010: 13). 1.1.2. İletişim Süreci Oxford İngilizce sözlüğü iletişimi şöyle tanımlamaktadır: iletişim, düşünce ve bilgilerin yayılma, aktarılma veya mübadelesidir (yazı, konuşma veya işaret yoluyla). İletişim süreci beş faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşmektedir: a) Kaynak b) Bildiri c) Kanal 10 d) Alıcı e) Amaç (Öngören, 1995: 251). 1.2. KİTLE İLETİŞİMİ 1.2.1. Kitle İletişimi ve Özellikleri Daha geniş kitlelere, çevrelere seslenebilmek, onlarla iletişim kurmak için sürekli çaba gösteren insan çağımıza ulaşıncaya kadar bu olanağı pek bulamamıştır. Yüzyılımızda gerçekleştirilen teknoloji, elektromanyetik dalgaların ve bunların alıcılarının kullanımı ile tüm kitleye seslenebilme olanağını vermektedir. McLuhan’ın “Evrensel Köy’ü’’ artık, en azından nicel olarak bir dayanağa kavuşmuştur. Çünkü günümüz toplumlarında toplumsal iletişimin önemli bir kesiti, yani haberin, bilginin en genel anlamıyla kültürün topluma yayımı, dağıtımı özel olarak bu amaç için gerçekleştirilen araçlar yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bu araçlar ve işleyişleri hemen tüm toplumlarda gerçek bir kurum haline gelmiştir. Böyle kurumlar içerisinde gerçekleşen iletişim olgusuna kısaca kitle iletişimi denmektedir (Kaya, 1985: 2). İletişimin gerçekleşmesini sağlayan her türlü araç (ses, söz, yazı, beden dili, jestler, mimikler, giyim- kuşam, hatta koku, davranış vb.) iletişim aracıdır ancak yüz yüze karşılıklı olmayı gerektirmeden anında iletişim kurmayı sağlayan ve bunu kitlesel düzeyde gerçekleştiren araçlara kitle iletişim araçları denilmektedir. Bazı yazarlar en eski kitle iletişim aracının kitap olduğunu ileri sürerken, elektronik iletişim araçlarının halkın çoğunluğunu etkileyebilmek amacıyla, seri üretim ve kullanım yoluyla yaşamlarımıza girmesiyle birlikte, kitle iletişiminden ve kitle iletişim araçlarından söz edilmeye başlanmıştır (Türkoğlu, 2010: 69-70). Tarih boyunca kitle iletişim araçları o çağın teknik veya teknoloji seviyesine bağlı olarak yetkinlik ve etkinlik göstermiştir. Diğer taraftan, kitle iletişim araçlarının veya teknolojisinin ekonomik iştahın tatmini ve güç tescilinin ifadesi olarak diğerlerine aktarılmasının yanı sıra toplumlar ve ülkeler arası kültür, milli ideolojiler ve hümanizmaların transferinde de iletişim mekanizmasının işletilmesi yoluyla doğal 11 olarak psikolojik toplumsal egoları tatmin etmek için kullanılabilmektedir (Açıköz, 2003: 175- 177). 15. yüzyılda basılı yayınların iletişim aracı olarak kullanılmaya başlaması, kitle iletişiminin gerçek önemini kazanmasına neden olmuştur. Daha sonraları radyo, sinema ve televizyonun bulunması ve kitle iletişim araçları olarak görev yapmaya başlamalarıyla kitle iletişimi de önemini giderek arttırmıştır (Gökçe, 1997: 17). 1770’li yıllarda İngiltere’de tekstil sahasında önemli gelişmelerle Avrupa’da Sanayi Devrimi denen olgu ortaya çıkmıştır. Bunu kimya, elektrik ve petrole dayalı motor sanayindeki gelişmeler devam ederek birinci sanayi devrimi ile ilgili zincir takip etmiştir. Birinci sanayi devrimi sonucu elektrik, petrol ve kimya dallarındaki gelişmeler, XIX. Yüzyılda Almanya, Fransa, Rusya ve Amerika gibi ülkelerde yayılarak uygulama alanı bulmuştur. Birinci sanayi devrimiyle insan gücü ile çalışan makineler için insan gücü yerine makine gücü üretimde kullanılmaya başlanmıştır. İkinci sanayi devrimi ise, ikinci dünya savaşını müteakip elektronik ve haberleşme alanında oldukça ileri seviyedeki gelişmeler sonucu üretilen makinalarla otomasyona geçilmiş ve insan beyin gücü yerini geliştirilen bilgisayar gibi makineler almıştır. (Aral, 2000). 1840’tan sonra tutarlı bir teknik bütün belirir ve 1950’ye kadar esasta aynı kalır. Bu bütünün olgunlaşması, uzlaşımsal olarak icat tarihlerini belirten birçok kilit tarih etrafında gelişir: 1837 telgrafın icadı, 1876 telefonun ortaya çıkışı; 1899 radyo iletişim araçlarının düzenlenmesidir (Barbiier ve Lavenir, 2001: 132). 1850- 1950 yıllarının en önemli özelliği, bu yıllarda iletişimin dünya yayılması olmuştur. Posta, telgraf ve telefon şebekeleri, sonra da, 1900’den itibaren radyo iletişimi enformasyonunun genel ekonomisi üzerine çift etkide bulunmuştur. Posta, basılı yayın ve enformasyon alanındaki önemli dönüşümlere katkıda bulunarak, kitapların, gazetelerin ve haberlerin aktarımını sağlamaktadır. Özel mesaj, mektup, ticari veya diplomatik mesaj gibi her şey daha süratli biçimde ve daha uzak mesafelerde dolaşıma girmekte, böylece zihniyetleri, pratikleri, kullanımları, hatta mekân ile zamanın algılanma biçimini değiştirmektedir. Mektuplaşmanın günler ya 12 da aylar gerektirdiği yerlerde, telgrafların hedeflerine ulaşması için dakikalar ya da saatler yeterlidir. Bütün olarak, tüm mesajlar daha süratli şekilde, daha uzak mesafeye gönderilir ve geniş bir kitleye ulaşmaktadır (Barbiier ve Lavenir, 2001: 131). 1960’tan itibaren görüntü ve ses destekli tüm kitle iletişim araçları kökten dönüşümlere maruz kalmıştır. Bunların yüzyılın ilk yarısında geliştirilmiş olan teknik altyapıları, düzenleme çevreleri ve kullanım biçimleri hep beraber tartışmaya açılmıştır. İlk olarak, sınırlar silikleşmiştir. 20. Yüzyılın başından itibaren radyo, sinema ve televizyon, teknolojik alt yapılarını komşu alanlarla paylaşmaktadır: önce telekomünikasyon, bilgiişlem. Gene de bu teknik yakınlığa rağmen, telekomünikasyon, bilgiişlem ve işitsel görsel kitle iletişim araçları, tamamen aynı ticari ve sınai biçimler altında gelişmiştir (Barbiier ve Lavenir, 2001: 338). 1970’li yıllar haber üretimini yöneten endüstriyel mekanizmalar, kitle kültürü, uluslararası akış ve iletişim dengesizlikleri açısından tarihsel bir dönüm noktasıdır (Tekinalp ve Uzun, 2004: 173). Bilişim alanında meydana gelen performans eklenen sayısal devrim, yeni tarz bir toplumun ortaya çıkmasına ortam hazırlanmıştır (Ramonet, 2000: 144). Modern kent toplumu endüstride teknoloji kullanımından gelen güç, taşımacılığın hızı otomasyon ve büyük ölçekli kitle üretimi ile önceki toplumlardan ayrılmaktadır. Kent toplumunda çok boyutlu olan endüstri aynı zamanda bir iletişim endüstrisi doğmasını da sağlamıştır (Bal, 2004: 54). 1980 sonrası kitle iletişim araçlarının toplumları etkileme güçlerinde büyük değişmeler yaşanmıştır. İletişim teknolojisindeki akıl almaz değişim, bu araçların toplumları etkileme gücünü de değiştirmiştir. O zamana kadar toplumlarda olan biteni yansıtmakla sınırlı olan güçler, artık kamuoyunu yaratma etkileme şekline dönüşmüştür. Teknolojik gelişmelerin ekonomik boyutu, bu araçları ellerinde tutanların niteliğini değiştirmiştir. Teknolojik gelişmelerin büyük yatırımları gerektirmesi bu araçlara sahip olanların iletişimci niteliğinden ayrılmalarını bir bakıma zorunlu kılmıştır. Araçlara sahip olma, ekonomik bir güç göstergesi durumuna gelmiştir. Bu durumu ise ‘’Medya Grupları’’ nın doğmasına neden 13 olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak da yeni bir ‘’ Medya Politikası’’ oluşmuştur (Aziz, 1994: 27). Kitle iletişim araçları, bilgi aynı zamanda imge satarak, toplumun motivasyon potansiyelini yönlendirme hakkını ellerinde tutmaktadır. İzleyici hiç farkına varmadan kitle iletişim araçlarından yayılan bilgilerle, başka toplumların, başka kültürlerin hayat standartları, yaşam biçimleri, birbiriyle ilişkileri, davranış kalıpları, sosyal sorunları ve tüketim alanları konusunda bilgilerle donanmaktadır (Rigel’den Aktaran: Odabaşı, 1999: 35). Bütün ekonomik olayların özünde, teknolojik değişimin yer aldığı bir sosyal ilişkiler sistemi vardır. Bu nedenle, gerek tarım ve sanayi toplumlarının gerekse bilgi toplumunun temelinde, kendine özgü belirli bir teknoloji ve teknolojik düzey yatmaktadır. Teknolojik gelişme ile tabiata hâkim olma savaşı veren insanoğlu, sürekli yeni teknolojiler keşfetme ve üretme gayreti içindedir. Bu yüzden ülkelerin ekonomik gelişme ve kalkınması bir bakıma yeni teknolojileri bulma, geliştirme, üretme faaliyetleri yanında, bunların sosyo-kültürel boyutları ile bunlara uyum gösterme faaliyetlerini de gerektirmektedir (Çoban, 1997: 30). Bu yeni enformasyon teknolojileri nelerdir? Son yirmi yıl içinde yaşanan teknolojik gelişmelerin iki önemli boyutu vardır. İlki; ‘kişisel bilgisayarlar’ın ve buna bağlı yazılımın yaratılması ve gelişmesidir. Aslında, önemli iletişim gücü ve hafızasına sahip bir bilgisayar, (evde ya da işte) kitlesel kullanım için hazırlanmıştır ve evde kullanılabilen bir gereç olarak satın alınmaya elverişlidir. Teknolojik gelişmedeki ikinci boyut ise telekomünikasyondaki ‘devrim’dir. Bu devrim, önceden düşünülmesi mümkün olamayan bir hız ve nicelik dahilinde, yeni enformasyon türlerine bağlanma imkanı sunmuştur. Faks makinesi, kablolu TV ve internet, söz konusu dönüşümün popüler sembolleridir. Bu araçlar, bilgisayar teknolojisinde birbiri ardı sıra yaşanan gelişmelerle birlikte büyük miktarlardaki veriyi dünya geneline sanal düzlemde dağıtmış, böylece bireylerin sahip olduğu ve kontrol ettiği bilgisayarlar arasında karşılıklı etkileşimi mümkün kılabilmiştir (Mcchesney ve diğerleri, 2003: 242-243). 14 Postmodern çağ; bilgi, medya, yaşantı çağı gibi değişik kavramlarla nitelendirilen yaşadığımız dönemin en belirgin özelliği, karmaşık bir yapı sergilemesidir. Bu karmaşık yapıyı ve yaşamı, insanların yalnızca kendi gözlemlerine dayalı olarak algılayabilmeleri ve kavrayabilmeleri olanaklı değildir. İnsanlar karmaşık çevrelerine uyum sağlamada, gündelik yaşamlarını sürdürmede başka araçların yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu araçların önemli bir bölümünü kitle iletişim araçları oluşturmaktadır (Gökçe, 2006: 121). Son yıllarda Türkiye’de topluma yön verebileceği düşünülen bütün kurumlar içinde en çok gelişen iletişim alanı olmuştur. Hiçbir kurum, ne yasama, ne yürütme, ne de yargı kitle iletişim araçlarının gelişimiyle, dönüşümüyle orantılı bir gelişme göstermiştir. Bunda kuşkusuz uluslararası gelişmelerin büyük etkisi olmuştur. Ama sonuç olarak Türkiye’nin karşılaştığı sorunları çözmede etkili olması gereken kurumlar yerine, olan biteni rekabet ortamı içinde, yüzeysel olarak aktarmaya çalışan, asıl amacı kar gütmek olan iletişim araçları güçlenmiş ve sorunların daha da artmasına yol açmıştır. Kendi geçmişiyle ilgilenmeyen, toplumun geçmişine ilgi duymak zorunda olmayan iletişim araçları, gerçekleri her gün yeniden inşa ederken, herkesi de belleksiz ve yeni koşullara uymaya hazır bireyler haline getirmektedir (Alemdar, 1996: 8). 1.3. KİTLE İLETİŞİMİNDE ETKİ ARAŞTIRMALARI İletişimin sosyal bilimler içerisinde bilimsel bir disiplin olarak yer almasına ilişkin çabaların 1920’lerde başladığı, ancak iletişim ve propagandanın keskin biçimde ifade edildiği II. Dünya Savaşı yıllarında ivme kazandığı görülmektedir. İletişim biliminin oluşum süreci olarak nitelenebilecek bu dönemdeki çalışmaların iki sorun ve amaca odaklandığı dikkati çekmektedir. Birincisi iletişimin kavramsal ve kuramsal çerçevesinin oluşturulması, ikincisi ise iletişimin ve de kitle iletişim araçlarının etkisinin ölçülmesidir. İletişim alanının ilk yirmi, hatta otuz yılına egemen olan etki araştırmalarının alan ve laboratuar olmak üzere iki boyutta gerçekleştirildiği gözlenmektedir. Aslında iletişim biliminin kendi başına bir disiplin olarak gelişmesinin temelinde de etki sorunsalı vardır. Alandaki ilk çalışmaların propaganda konusuna yoğunlaştığı görülmektedir (Güngör, 2011: 73). 15 Kitle iletişimi alanında yapılan teorik çalışmaların çok önemli bir bölümü etki problemi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Etki konusu, başkalarına mesajlarıyla ulaşmak ve böylece dinleyicilerine-izleyicilerine-okuyucularına ulaşmada en etkili kanala sahip olmak isteyen ve yine medyanın olumsuz etkisi açısından korkularını açığa vuran grupların ilgilendiği bir konudur (Mcquail ve Windahl, 1993:60). On dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başları yüksek tirajlı gazete ve reklamların yaygınlaşmasına, popüler sinema ve kaydedilmiş (gramofon) müziklerin başlangıcına ve diğer medya gelişmeleri arasında radyo ve televizyonun icadına tanıklık etmiştir. Yine yaklaşık olarak aynı dönemlerde, Birleşik Devletler ve Kanada’da kurulan birçok üniversite bu seri üretim, seri dağıtım ve seri tüketim medyanın siyasi, psikolojik ve sosyal sonuçlarını araştırmaya yönelmiştir. Ancak Kuzey Amerikalı araştırmacılar meseleyi tanımlarken, ‘medya’ değil, ‘iletişim’ çalışmaları terimini kullanmayı tercih etmişlerdir. ‘İletişim’ hem aracılı hem de kişiler arası bir türü kapsamıştır ve sosyal bilimciler medyanın insanların yaşamları, toplulukları, ufkun ötesindeki dünyaya dönük sohbet, ilişki ve tutumları üzerinde ne türden bir etkiye sahip olduğunu bilmek istemişlerdir (Laughey, 2010: 20-21). 1.3.1. Güçlü Etkiler Dönemi Güçlü etkiler dönemi olarak adlandırılan bu dönem, 1910’lu yıllardan 1940’a kadar olan süreci kapsamaktadır. Söz konusu dönemde içerisinde yapılan araştırmaların bir sonucu olarak sosyologlar, iletişim araçlarının etkilerini, ‘’sihirli mermi’’ ya da ‘’hipodermik iğne’’ kuramları ile açıklamışlardır. İletişim kaynağından gönderilen iletileri sihirli mermi olarak nitelendiren sosyologlar, iletilerin hedef kitleyi oluşturan bireyleri tıpkı bir iğne veya mermi gibi etkilediğini ifade etmişlerdir. Kitleyi oluşturan bireyler birbirleriyle ilişkisinin olmamasının ise etki derecesini artıran bir faktör olduğu savunulmuştur (Işık, 2002: 20-21). 1940’lar öncesinde, akademik ve genel kanı medyanın insanların siyaset ve din gibi önemli meselelere ilişkin düşüncelerini etkileme ve değiştirmeyi başaran son derece bir etmen olduğu yönündeydi. 1930’lar süresince, Nazi Almanya’sında 16 yürütülen medya propagandasının muazzam gücü bunun açık kanıtıydı (Laughey, 2010: 21). 1.3.2. Sınırlı Etkiler Dönemi Sanayileşme ve kentleşmenin aralarında kalıcı bağlar bulunmayan, toplumsal değerlerden kopuk, birbirine yabancı ve manipülasyona açık bir kitle yaratması, söz konusu kitlelerin kitle iletişim araçları için kolay bir av haline dönüştüğü şeklindeki görüşlerin yaygınlık kazanmasına neden olmuştur. Özellikle 1940’lı yıllardan itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygınlık kazanmaya başlayan kitle iletişim araştırmaları ‘’etki’’ konusunda yoğunlaşmıştır (Işık, 2002: 23). Ancak yirminci yüzyılın ortalarından itibaren yeni nesil akademisyenler medyanın etkisinin sınırlı olduğunu belirterek önceki varsayımlara karşı çıkmıştır. Televizyonu boş verin, öğretmenler ve anne-babalar hala gerçek etki unsurlarıdır. Daha yakın geçmişte ise, medyanın etkilerini hafifleten mutlu bir ortak görüş yeşermeye başlamış, - evet, medya bir fark yaratır ancak bunun etkisi çok da abartılmamalıdır- ve Kuzey Amerika iletişim çalışmaları geleneği İnternetin etkilerine ilişkin sarmal kaygılar sayesinde bir tür yeniden doğuşu deneyimlemiştir (Laughey, 2010: 21) Lazarsfeld, Berelson ve Gaudet’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 1940 başkanlık seçimleri esnasında, seçmenlerin oy verme davranışları üzerinde kitle iletişim araçlarının etkilerini saptamaya yönelik araştırmaları, beklenmedik sonuçları gündeme getirmiştir. Kitle iletişim araçlarının etkilerini saptamaya yönelik araştırmaları, beklenmedik sonuçları gündeme getirmiştir. Kitle iletişim araçlarının güçlü etkileri olduğu şeklindeki varsayımını test etmek için yapılan etki araştırmaları sonucunda kitle iletişim araçlarının sanıldığı kadar güçlü etkileri olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla araştırma ile kitle iletişim araçlarının bireysel kanaatleri, tutum ve davranışları değiştirmede doğrudan etki edemeyeceği; buna karşılık toplumsal ilişkilerin yanı sıra, kültür ve inanç sistemlerinin bireyler üzerinde daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Lazarsfeld ve ark.’tan aktaran: Işık, 2002: 2324). 17 İkinci dönemde yapılan araştırmalar kitle iletişim araçlarının etkilerinin sınırlılığı üzerinde dururken daha çok sosyoloji ve psikoloji gibi alanlardan destek alınmış ve mesajların etkisi ve izlerkitlelerin toplumsal özellikleri üzerinde durulmuştur. Yine bu dönemde eleştirel medya çalışmaları içerisinde yer alan çalışmalara rastlanmaktadır. Walter Benjamin, Adorno ve Horkheimer Frankfurt Okulu denilen Alman kaynaklı eleştirel çalışmalar ekolünde yer almaktadırlar. Walter Benjamin, “Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat” isimli eserinde, doğrudan medya etkisinden söz etmez onun yerine, teknolojik gelişmenin ve yeniden üretimin yeni algı biçimlerini doğurduğunu vurgulamaktadır. Bir diğer farklı görüş Adorno ve Horkheimer’a aittir. “Kitle Aldanımı Olarak Aydınlanma” isimli makalelerinde İkinci dünya savaşı dönemi ve sonrası Batı medyası ve kültürü üzerinde yoğunlaşarak yaşanan kültürel dönüşümü “kültür endüstrisi” olarak tanımlamışlar ve sistemin bireyin seçme hakkını elinden aldığını öne sürmüşlerdir. Herbert Marcuse’un, “kültür endüstrisine ilişkin görüşlerinin yer aldığı “Tek Boyutlu İnsan” adlı kitabı dönemin önemli eleştirel çalışmaları arasında yer almaktadır (Birsen, 2005: 15). Eleştirel kitle iletişim çalışmaları da diyebileceğimiz bu çalışmalar, özellikle, medya kurumlarının ekonomi- politik yapılarından yola çıkarak, ideolojik bağlamla ilinti kurmakta ve medya söylemi üzerine dizgesel bir açınımla gerçekleşen okuma çalışmaları olarak belirim kazanmaktadır. Belirlenen inceleme düzlemine koşut olarak, medya kurumlarını “dünyaya açılan pencere’’ olarak nitelendirilmekte ve “algıda seçicilik unsuru’’ndan yola çıkarak medyayı bir “yanlış bilinçlendirme aracı’’ olarak tanımlamaktadır (Bilgili ve Akbulut, 2007: 10). 1.3.3. Güçlü Etkilere Geri Dönüş Araştırmalar sonucunda kitle iletişim araçlarının toplum ve bireyleri etkilemede birtakım sınırlılıkları olduğu ortaya konmuştur. 1960’lı yılların ardından geleneksel etki araştırmalarının yanı sıra, iletişim kurumları ve sistemini diğer sistemlerle ilişkileri sorgulanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda kitle iletişimi, iletişim araçlarının içerisinde faaliyet gösterdiği toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel sistemle ilişkileri çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. Teknolojik gelişmelerle 18 birlikte televizyonun yaygınlaşmasının da etkisiyle 1970’li yılların sonuna doğru, kitle iletişim araçlarının etkileri konusunda geliştirilen, “günde kurma’’ ve “suskunluk sarmalı’’ gibi kuramlar ise, araçların birey ve toplum üzerinde güçlü etkiler oluşturduğu yönündeki görüşlerin yeniden ağırlık kazanmasına neden olmuştur. Böylece kitle iletişim araçlarının doğrudan ve kısa vadeli etkileri olduğu yönündeki görüşler yerine; araçların birey ve toplum üzerinde dolay ve uzun vadeli etkilere yol açtığı şeklindeki görüşler taraftar bulmaya başlamıştır (Işık, 2002: 2425). Son dönem araştırmalar, toplumu inceleyerek, yaşanan toplumsal dönüşümleri de göz önünde bulundurarak, kitle iletişimini değişkenlerden biri olarak kabul etmektedir. Çalışmalar izlerkitleyi aktif olarak ele alarak sosyolojik bir bakış açısına doğru yönelmektedir. Dönemin önemli çalışmalarını Halloran, Klapper, Schramm, Riley’ler, Maxwell E. Mccoms, Donald L. Shaw, Elisabeth Noelle Neumann, Melvin Defleur ile Sandra Ball-Rokeach, David Weaver, Kent Asp, Lee Becker, Jack McLeod ve McQuail gibi isimler gerçekleştirmiştir (Birsen, 2005: 16). Medya kullanımında kişiyi etkin bir konuma yerleştiren Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı, çalışmanın bu bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmaya çalışılacaktır. 1.4. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar modeli, kitle iletişiminde mesaj alma ve algılama süreçlerini tanımlamaktadır ve bireyler ya da birey kümelerince medya kullanımını açıklamak için geliştirilmiştir (Quail ve Windahl, 1993: 114). Bu yaklaşımın temelinde, izleyicilerin medyadan gidermeye çalıştıkları bir gereksinmeler dizgesine sahip oldukları inancı yatmaktadır. Elbette, gereksinimlerini gidermek için tatile çıkmak, spor yapmak, hobiler ve çalışmak gibi başka yollar da vardır. Her ne kadar, kişisel gereksinimlerimizi ve isteklerimizi gidermek için toplumsal ilişkileri kullandığımızı öne süren yüz yüze iletişim kuramlarıyla son derece uyumluysa da kitle iletişim sürecini açıklamak için geliştirilmiş bir kuramdır. Bu iletişim modeli izleyicinin en azından gönderici kadar etkin olduğunu 19 varsaymaktadır. Aynı zamanda, iletinin göndericinin niyet ettiği şey değil izleyicinin verdiği anlam olduğunu ima eder ve bu yüzden göstergebilimsel yöntemle bazı benzerlikler göstermektedir (Fiske, 1996:194-195). Bu yaklaşımın temellendiği varsayımlar aşağıdaki gibi ortaya koyulmaktadır: 1. İzleyici etkindir. Medyanın yayımladığı her şeyin edilgin bir alıcısı da değildir. Program içeriğini seçer ve kullanır. 2. İzleyiciler kendi gereksinimlerine en iyi doyumu sağlayacak medyayı ve programları özgürce seçerler. 3. Medya doyumun tek kaynağı değildir. 4. İnsanlar belirli durumlarda kendi çıkarlarının ve güdülerinin farkındadırlar ya da farkında olmaları sağlanabilir. 5. Medyanın kültürel önemi konusundaki değer yargıları göz ardı edilmek zorundadır. (Fiske, 1996: 199-200). Kullanımlar ve doyumlar, medya araştırmalarındaki etkili geleneklerden biridir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, genel olarak Gerbner’in yetiştirme modelinin bir bakıma alternatifi olarak değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım, neden insanların gereksinimlerini doyurmak amacıyla aktif olarak belli iletişim araçlarını ve belli içerikleri aradığını anlamaya çalışmaktadır. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımına göre insanların çeşitli gereksinimleri vardır ve bu gereksinimlerini doyuma ulaştırmaya çalışmaktadır. İnsanların gereksinimlerini doyuma ulaştırmak için kullandıkları araçlardan bazıları da kitle iletişim araçlarıdır. İnsanlar bu araçlar ve araçların ürünleri arasında gereksinimlerini karşılamak için seçme yapmaktadırlar. Bu amaçlı etkinlikler sonucu gereksinimler giderilmekte ve gerginlikler azaltılmaktadır. Katz, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının üç hedefi olduğunu belirtmekte ve bu hedefleri şöyle sıralamaktadır: • Kitle iletişim araçlarının, bireyler tarafından gereksinimlerini gidermek amacıyla nasıl kullanıldığını açıklamak, • Medya davranışının güdülerini anlamak, 20 • İletişim davranışını, güdüleri ve gereksinimleri izleyen işlevleri ve sonuçları belirlemek (Uzun, 2013: 86). Gereksinimin daima etkiyi önceliyor olması medya etkilerinin de kendisini bizim geçici durum ve isteklerimize uygun ve yararlı bir biçimde düzenlemesi anlamına gelmektedir (Laughey, 2010: 58). Daha önce de belirttiğimiz gibi kitle iletişim araştırmaları tarihinin önemli bir bölümünü etkilemekte, yani medyanın insanlar üzerindeki etkileri üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı diye adlandırılan bu yaklaşımın geleneksel etki araştırmalarından temel farkı, medyanın insanlara ne yaptığı üzerinde değil de, insanların medya ile ne yaptığı (medyayı ne amaçla kullandığı) konusuna ağırlık vermesidir (Quail ve Windahl, 1993: 110). Bu kuram, izleyicini medya materyalinin kesinlikle edilgin bir tüketicisi olmadığını ayrıca sahip olduğu belirli gereksinimleri doyurmak için medya materyalini kullandığını ileri sürmektedir. Seyirciler belli bir materyali seçer; çünkü bu, o sıradaki (örneğin enformasyon olan) gereksinimlerini karşımaktadır. Ya da okur gazetedeki ciddi haberleri atlayıp aristokratlar ya da yıldızlarla ilgili dedikoduları yazan bölüme geçmekte; çünkü eğlenmek istemektedir. (Burton, 2008: 191). Katz’a göre bu kuram, sadece bireylerin medya aracılığı ile nasıl doyum sağladıklarını ve medyanın onları nasıl etkilediğini açıklamaz ayrıca sosyal kurumlarla doyum ve etki kavramlarının nasıl etkileşimde olduklarını da ortaya koymaya çalışmaktadır. Bireylerin belli bir medya ya da içerik seçtiklerinde sosyal ve psikolojik işlevler – vatandaş, tüketici ya da bir cemaat üyesi olarak sahip oldukları roller- ile medyanın gerçek ya da algılanan nitelikleri arasında bir ilişki ortaya çıkmaktadır. Bireyleri medya seçimine yönlendiren “ihtiyaçlar; politika, aile, din eğitim gibi farklı kurumsal alanlardan ve öz kimlik, kendi kendini geliştirme ve kendi kendini tahmin etme alanlarından süzülerek ortaya çıkmaktadır’’ (Aktaran: Gülnar ve Balcı, 2011: 29). 21 Bu yaklaşımda desteklenen argüman, izlerkitlenin medyayı kullandığı yöndedir – tersi değildir. Kullanımlar ve doyumlar kuramı, korkulan etkilere değil, gereksinimlerin doyumuna odaklanmaktadır. Enikonu böyle bir yaklaşımdır. İnsanların çeşitli sosyal ve psikolojik gereksinimleri olduğu kabul edilmektedir. Bu gereksinimler, (yediğimiz yemek, kullandığımız otomobil ve sairle birlikte) medyada belli beklentilere yol açmakta, bu beklentiler bulunmakta, seçilmekte ve süreç gereksinim doyumunu da deneyimlenmiş olmaktadır. Benzer şekilde, heyecan yaşama ya da gülme gereksinimlerimizi karşılamak için video oyunu oynamakta ya da televizyondaki bir komedi programını izlemekteyiz. Gereksinimin daima etkiyi önceliyor olması medya etkilerinin de kendisini bizim geçici durum ve isteklerimize uygun ve yararlı bir biçimde düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Şu halde, kullanımlar ve doyumlar kuramı izlerkitleyi medya seçim ve kullanımlarında aktif ve yetenekli kabul etmektedir. Ayrıca etkiler üzerinde yapılan çalışmaların izlerkitlenin medya tarafından esir alındığı yönündeki varsayımı da reddetmektedir. Tersine, medyanın tüketiciler tarafından gereksinimlerini onarmak üzere, özgürce kullanılan bir alet takımı olduğunu öne sürmektedir (Laughey, 2010: 58-59). Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, her ne kadar kişisel gereksinimlerimizi ve isteklerimizi gidermek için toplumsal ilişkileri kullandığımızı öne süren yüz yüze iletişim kuramlarıyla uyumluysa da kitle iletişim sürecini açıklamak için geliştirilmiş bir kuramdır. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımında iletişim araçlarının kullanım nedenleri, kişilerin gereksinimleriyle açıklanmaktadır. Kişilerin bireysel ve toplumsal gereksinimleri vardır ve bu gereksinimleri giderip, gerginlikten kurtulmaya çalışmaktadır. Bu gerginliği gidermenin yollarından biri de iletişim araçlarını aktif olarak kullanmaktır. Elbette gereksinimleri gidermek için tatile çıkmak, spor yapmak, çeşitli hobilerle uğraşmak ve çalışmak gibi başka yollar da vardır. Ancak gereksinimleri karşılamakta kullanılan kişisel ve çevresel olanaklar yetersiz kaldığında, izleyici iletişim araçları ve bunların içeriği arasından seçimler yapmaktadır. Böylelikle gereksinimlerini doyuma ulaştırıp gerginlikten kurtulmaya çalışmaktadır. Bu açıdan, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, işlevselciliğin denge görüşüne dayanmaktadır (Uzun, 2013: 89). 22 Kullanışlar ve doyumlar araştırması H. Herzog’un Lazarsfeld’in 1940’taki araştırma materyalini kullanarak yaptığı “Günlük dizileri dinleyenler hakkında ne biliyoruz?’’ incelemesi ile geliştirilmeye başlanmıştır. 1940 aynı zamanda Lazarsfeld takımının bir üyesi olan D. Waples’in tanınmış, “Kitle iletişim araçlarının halka ne yaptığını değil, fakat halkın kitle iletişim araçlarıyla ne yaptığını sormalıyız’’ formülünün ortaya atıldığı yıl olmuştur (Erdoğan ve Alemdar, 1990: 112). Kullanımlar ve doyumlar modelleri arasında en çok adı anılan Rosengren (1974) modelidir. Rosengren modeli, bu yaklaşım için geçerli olan çoğu elementi ve ilişkiyi göz önüne almaktadır. Bireyin ihtiyaçları başlangıç noktasını oluşturmaktadır. İhtiyacın oluşumu elbette bir boşlukta değil, fakat bireyin içindeki ve çevresindeki elementlerle etkileşim ile oluşmaktadır. Maslow’un (1954) İhtiyaçlar hiyerarşisine gönderme ile Rosengren yüksek düzey ihtiyaçları (arkadaşlık, sevgi, kabul görme, kendini gerçekleştirme ihtiyacı) düşük düzey ihtiyaçlara (psikolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyacı) oranla kullanımlar ve doyumlar modelleriyle daha çok ilişkili olduğunu iddia etmektedir (Quail ve Windahl, 1993: 112). Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, 1990’lı yıllardan itibaren yeni teknolojilerin izleyiciler üzerindeki etkisini keşfetmek için kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin Lin; kablo, video kaydedicileri ve uzaktan kumanda ile geliştirilen izleme seçenekleri nedeniyle izleyici etkinliğinin (izleme planlaması, içerik tartışması, programın hatırlanması) doyum arama sürecinde önemli bir değişken olduğunu öne sürmüştür. Araştırmacının bulgularına göre en aktif olan izleyiciler, daha yüksek doyum beklentisine sahip olanlardır ve aynı zamanda daha çok tatmin elde ettiklerini belirtmişlerdir (Uzun, 2013: 95). 23 İKİNCİ BÖLÜM İLETİŞİMDE YENİ TEKNOLOJİLER VE CEP TELEFONLARI 2.1. TEKNOLOJİ KAVRAMI Teknoloji kelimesi, yapmak üretmek gibi anlamları bulunan Antik Yunanca “tekhne’’ kelimesine yine Antik Yunanca “logos’’ kelimesinin eklenmesiyle oluşmuştur ve bir nesneyi üretmenin yapmanın sistemli bilgisi anlamına gelmektedir. Teknik ile teknoloji arasındaki fark, üretim bilgisinin toplumsallaşmasındandır. Bir şeyi üretmek, yapmak, elde etmek için gerekli bilgilerin yalın hali tekniktir. Ancak bu bilgilerin toplumsallaşması, toplumsal süreçlere konu olması durumunda teknolojiden bahsediyoruz demektir (Tutar v.d., 2004: 133). İlkel avcı toplumlardan sonra gelişen ve ilk ziraat toplumlarının geliştirdiği sulama ve hidrolik sistemler ve kurdukları ilk kentlerle, “teknolojinin’’ somut anlamda ilk uygulamaları başlamıştır. İnsanoğlu, giderek doğaya karşı hâkimiyet ve üstünlük sağlamaktadır. Bilim ancak on dokuzuncu yüzyılın son yarısı boyunca endüstri üzerinde köklü bir etkiye sahip olmaya başlamıştır. Organik kimya alanındaki gelişmeler, büyük ölçekli sentetik boya üretimine geçilmesini mümkün kıldı; elektrik ile manyetiğin niteliği üzerine yapılan çalışmalar da, aydınlatma, enerji ve ulaşım endüstrilerinin temellerini atmıştır. Yirminci yüzyıl ise, bilim tabanlı teknolojilerin daha fazla genişlemesine tanık olmuştur. (Basalla, 1996: 37). Abraham Muslow’a atfedilen ünlü bir söz, “Eğer elinizde bir çekiç varsa, her şey gözünüze bir çivi gibi görünmeye başlar’’ demektedir. Günümüz insanlarının sahip olduğu en gösterişli, en çekici araçların da bilgisayarlar ve iletişim teknolojileri olduğu söylenebilmektedir (Çoban, 1997: 18). Teknik, insanın kendi gereksinmeleri bakımından doğada yaptığı bir reformdur. Bu reforma da insanı doğa zorlamıştır. Çünkü insan, o eksik organik yapısı ile, kendisine acı çektiren bu kırıcı, zorlu doğada yaşayamazdı. Yaşayacaksa, 24 çevresine böyle enerjik bir tepkide bulunması gerekmektedir. Bu tepkisi ile de insan, doğayı kendi gereksinmelerine, kendi zorunluluklarına uydurur, doğa içinde yeni bir doğa, bir ‘’üst doğa’’ yaratmaktadır (Gökberk, 1997: 36). Tekniğin gelişmesi, aletlerin çoğalması, incelmesi ve bunun için de planlı düşünme ve aramaların ortaya çıkıp gittikçe yerleşmesi, kökleşmesi yolunda yürümüştür. Nitekim, tekniğin şimdi içinde bulunduğu evresinde alet artık ön plana geçmiştir. Bu evrenin aleti makinedir (Gökberk, 1997: 41). 2.2. TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM Üretimin kitle üretimine dayalı olduğu 18. 19. ve 20. yüzyılın sanayi toplumunun yerini alan bilgi toplumu, bilişim teknolojisindeki gelişmelere dayalı olarak şekillenmektedir. Bilişim teknolojisi son üç yüz yıllık dönemde meydana gelen teknolojik dönüşümün bir sonucudur (Tekin ve diğerleri, 2003: 8-9). İletişim teknolojisinin ortaya koyduğu en önemli ürün, iletişimin iletileni, gözle görüleni, kulakla duyulanıdır. Bu ürünler medya teknolojisinin özelliğine göre çeşitli araçlarla taşınarak, çeşitli araçlardan geçerek, çeşitli biçimlerde gelmektedir. Kitle medyası ürünü (software) akımının iki ana yanı vardır: birincisi ideolojik ve kültürel ve ikinci de ticari. İdeolojik yan ticari yanı desteklemek, tüketicileri pazara alıştırmak ve entegre etmek için görev görmektedir. Birinci yan bakımından, Amerikan kitle ideolojisi, kültür ve yaşam tarzı dünyada rakipsiz egemenliğe sahiptir. Dünya bu bakımdan 24 saat sürekli bombardımana tutulmaktadır. Bu da ne kendiliğinden ne de bu tarzın gerçeküstülüğünden kaynaklanmaktadır. Tarzın sürekli olarak tekrarlanmasından, yüceltilmesinden ve yeknesaklıktan öte çoğulcu renkli ve umut verici bir görünüm içinde sunuluşundan, alternatifleri ortadan kaldıran pazar gücünden ve insanlara fiziksel ve duygusal heyecan ve fanteziye kaçışla- doyumu getiren eğlence özelliğinden dolayıdır. İkinci, yani ticari yanda ise dünya pazarlarında Amerikan egemenliği gerileyen bir şekilde sürmektedir. Bu egemenlik altında kendi etki alanlarını genişletmeye çalışan Japonya ve Avrupa kapitalistleri ve bu egemenlik tarzını kopya ederek kendi yakın çevresinde iş yapan diğer ülkelerin kapitalistleri görülmektedir (Erdoğan, 2000: 295). 25 İnsanlık tarihinde az sayıda teknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri kadar insan yaşamını etkilemiştir. Bilginin toplanmasını işlenmesini, depolanmasını ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesini sağlayan, iletişim ve bilgisayar teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojiler, ‘‘bilgi teknolojisi’’ olarak adlandırılmaktadır. İletişim teknolojisi, mesajların bir yerden bir yere hızlı iletilmesine olanak sağlamakta, bilgisayar teknolojisi ise hesaplama ve bilgi işleme yeteneklerimizi milyonlarca kere artırmaktadır. Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin birleşmesiyle (bilgi teknolojisi), insan yetenekleri ilk kez milyonlarca kat artmaktadır (Tutar v.d., 2004: 135). Elektronik araçların kullanılarak sağlandığı iletişime elektronik iletişim denmektedir. Radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt cihazları yoluyla mesaj, elektronik ortamda iletilmektedir. Bu cihazlara elektronik medya da denilmektedir. Elektronik medyanın başlangıcı çok eskilere uzanmaktadır. Pioneer’in elektronik medya olarak ortaya çıktığı tarih 1800’lerin başlarıdır: fakat elektronik iletişimin geliştiği yıllar yirminci yüzyıl olmuştur. Elektronik iletişim; elektronik posta (email), bilgisayar ağları, faks makineleri, bilgisayar ve video görüşmelerini kapsamaktadır. Elektronik araçların iletişimde kullanılır hale gelmesi, özellikle multimedya uygulamalarının kullanımının yaygınlaşması sanal organizasyon yapılarının oluşmasına neden olmuştur. Sanal yapılar iş yapma biçimini değiştirdiği gibi iş yapma mekanlarını da örgüt merkezlerinden evlere taşımıştır. İşgörenler işlerini multi-medya uygulamaları ile istedikleri yere istedikleri zaman aktarabilmektedirler. Bu aktarma işlemleri şimdilerde artık uydu teknolojilerinden yararlanılarak da gerçekleşebilmektedir. Sanal organizasyon yapılarının oluşumuna katkı sağlayan bilgi teknolojileri işletmelerde mesai kavramına da esneklik kazandırmıştır (Çağlar ve Kılıç, 2009: 28-29). Teknik iletişim kavramı ise teknolojik araçlar (iletişim teknolojileri) yardımıyla kurulan iletişimdir. Radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt cihazları yardımıyla kurulan iletişime, teknik iletişim denmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, teknik iletişimin boyutlarını değiştirmekte, önemini artırmaktadır (Tutar v.d., 2004: 133). 26 Tarihsel süreç içinde insanlık kendine özgü karakteristikler taşıyan birtakım toplumsal aşamalardan geçmiştir. Bunlar: ilkel toplum, tarım toplumu ve nihayet bilginin temel bir kaynak olarak kullanılmasına olanak sağlayan bilgi (enformasyon) ve iletişim (telekomünikasyon) teknolojilerinde gelişmelerin bir sonucu olan bilgi toplumudur. Bilgi toplumu, bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucu kimi sektörlerin gittikçe birbirleriyle yakınlaşmalarının bir ürünüdür. Bu sektörler şu şekilde belirtilebilir: - Bilgi sağlayıcıları, (televizyon programı yapımcıları, yayımcılar, hükümet, yerel yönetimler vb.), - Elektronik bilgi taşıyıcıları- iletişim kurumları ( telefon ve kablolu telefon şirketleri, radyo ve televizyon yayın şirketleri vb.), - Elektronik bilgiye kullanıcıların erişmesini mümkün kılan üreticiler (mikroelektronik endüstrisi, televizyon, bilgisayar ve telefon üreticileri vb.), - Yazılım şirketleri (bilginin toplanması, depolanması, dağıtımı ve kullanımını mümkün kılacak uygulamaları geliştiren şirketler). Ancak teknik, insanınki dahil hayatın her alanına girdiğinde insan için dışsal olmaktan çıkıp onun bizzat özüdür. İnsanla artık yüz yüze değildir; onunla bütünleşmiştir ve giderek onu içselleştirir. Bu açıdan makineden radikal biçimde farklıdır tekniktir. Modern toplumda çok açık olan bu dönüşüm tekniğin özerkleşmiş olması gerçeğinin sonucudur (Ellul, 2003: 16). İletişim teknolojileri alanındaki gelişmeleri iki bakımdan ele alabiliriz: iletişim teknolojisindeki baş döndürücü gelişmelerin bir nedeni, transistörle başlayan ve chiplerle devam eden mikro elektronik devrimi ise, öteki de hemen hemen bütün iletişim araçlarına bilgisayarın yardımıyla dijital iletim (transmission) ve işleme (processing) yöntemlerinin girmesidir. Mikro elektronikteki gelişme ile birlikte, iletişim teknolojisi de yenilenmiştir. Mikro elektronik ve iletişim birbirini tamamlayarak birlikte gelişmektedir. Mikro elektronik teknolojisindeki gelişme, yeni ürün ve teknolojiler yaratırken, iletişim donanımındaki gelişmeler; sanayi üretiminin altyapısını oluşturarak getirdiği hızlı gelişme, üretim için her türlü bilgi akışını 27 hızlandırıp kolaylaştırdığı gibi, zaman ve mekan kullanımında sağladığı avantajlarla, üretimde etkinliği ve verimliliği artırmıştır (Tutar v.d., 2004:147). İletişim teknolojilerinin toplumsal yaşamı etkileyen üç önemli özelliğinden bahsedilebilmektedir: karşılıklı etkileşim, kitlesizleştirme (demassification) ve eşzamansızlık (asynchonism). Karşılıklı etkileşim, tek yönlü işleyen geleneksel kitle iletişim araçlarına göre kullanıcılar ve enformasyon arasındaki karşılıklılığı ifade etmektedir. Kitlesizleştirme, büyük bir kitle yerine her bireyle özel enformasyon paylaşımına gidebilmeyi belirtmektedir. Eşzamansızlık ise bir iletişim sisteminde kontrolün iletişim kaynağından alıcıya doğru kaymasıdır. Alıcı, iletişime kendisi için en uygun zamanda ulaşabilmektedir (Özdemir, 2008: 16-17). Yeni iletişim teknolojilerinin, dünya üzerinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık ve evrensel uyumu artıracağı iddia edilmektedir. Dolayısıyla, yeni iletişim teknolojileri, dünya düzeninin, soğuk savaş sonrasında ayakta kalan tek sistemin, Berlin duvarı yıkıldıktan sonra tek yaşam kültürü, kalkınma ve demokrasi modeli olarak doğallaştırılmasında etkin olan evrenselleştirici küreselleşme ideolojisinin en önemli yapı taşlarından biridir ( Mattelart ve Mattelart’tan aktaran Özdemir, 2008: 22-23). Elektronik teknoloji, telefon, radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt araçlarıyla da bizi “ikincil sözlü kültür çağı“na sokmuş bulunmaktadır. Katılımcı gizemi, topluluk duygusunu geliştirmesi, yaşanan anı odaklayışı, hatta sözlü kalıpları kullanışıyla bu ikincil sözlü kültür, birincil sözlü kültüre şaşılacak derecede benzemektedir. Fakat yeni sözlü kültür, daha amaçlı ve bilinçlidir; temelini, araçların üretimi, işleyişi ve kullanımı için gerekli olan yazı ve matbaa oluşturmaktadır. İkincil sözlü kültür, birincile hem çok benzer hem de hiç benzememektedir. Yazı ve matbaa, okumakta oldukları metni anlamaları için insanları yalnız kılıyorsa, birincil ve ikincil sözlü kültürler de dinleyiciler arasında güçlü bir grup bilinci yaratmaktadır. Ancak ikincil sözlü kültürün, grup bilinciyle bir araya getirdiği dinleyici topluluğu, birincil sözlü kültürdekinden kat kat geniş bir kitledir. McLuhan’ın deyimiyle bir “dünya köyü’’dür (Ong, 2013: 161). 28 Batının bilgi teknolojisinde yaptığı büyük devrim ve devrimin yarattığı olanakların ülkeler arasında yarattığı eşitsizlik dünyayı kabaca iki kutba bölmüştür: gelişmiş, az gelişmiş. Oysa Batı standartlarına göre az gelişmişlik, bazı gözlemcilere göre, farklı tarihi, coğrafi ve kültürel özelliklere sahip, dolayısıyla farklı değişme politikalarının uygulanması gereken ülkelerde Batı gelişme modellerinin kopya edilmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanına yatırım yapmadan, kaynaklarını iyi değerlendirmeyi öğrenmeden, iletişim alt yapısını oluşturmadan ve gereksinim önceliklerini titizlikle saptamadan yapılan teknoloji transferi çoğunlukla belirsizlik ve karmaşa yarattığı gibi gelişmeye de yüzeysellik dışında fazla katkıda bulunmamaktadır. Ancak, birçok gelişmekte olan ülkede bütün bu koşullar oluşturulmadan, haklın oylarıyla yönetime gelenler, yönetimlerini uzatmak, halklarına gelişmişlik düzeyine sahip olduklarını kanıtlamak için plansız ve programsız iletişim teknolojileri satın alabilmektedir. Çoğu zaman alelacele kararlarla alınan bu araç ve gereçler yerlerini çok kısa sürede başkalarına bırakmak zorunda kalmaktadır (Tekinalp, 1990: 128). 2.3. TELEKOMÜNİKASYON VE İLETİŞİM 1819’da Danimarkalı fizikçi Hans Christian Oersted’in, mıknatısla hareket kazandırılan bir iğnenin sinyal aracı olabileceğini bulmasının ardından, 1820’lerde Fransız fizikçi Andre- Marie Ampere’in hareketli iğneyi icat etmesi ve 1844’te, Amerikalı mucit Samuel Morse’un A.B.D. Kongresi’nde ilk elektromanyetik ‘’telgraf’ı sunuş gösterisi ile birlikte modern telekomünikasyon çağı başlamaktaydı. Bu çağla birlikte, mesajların ulaştırılması işlemi birkaç istisna dışında, normal ulaşım ve taşıma sisteminin saatteki 10-50 millik hızından (posta güvercinleri de dahil), saniyede 186 bin mil olan ışık hızına çıkmıştı. Telekomünikasyon özünde, insanların ya da onlara aracılık edenlerin (örneğin bilgisayar gibi) iletişim kuracakları alanı genişleten bir teknolojik uygulamaydı. Burada “taşıyıcı’’ artık, mesajın depolandığı bir araçtan çok bir enerjiydi. İnsanların günlük dilde ifade ettiği yukarıdaki kullanımın dışında, daha teknik bir şekilde ifade edilirse telekomünikasyon, üzerinde analog veya sayısal olarak düzenlenmiş mesaj, ses, görüntü ya da komutları taşıyan bir enerji modülasyonuydu. Duman veya ateşle, tamtamlarla veya bayraklarla yapılan 29 en eski iletişim biçimleri, telekomünikasyonun en geniş anlamdaki tanımına uymaktaysa da modern uygulamalar elektrik, elektromanyetik, mikroelektrik ve ışık enerjisinin modülasyonuna dayanmaktadır (Özçağlayan, 1998: 79). Birinci Dünya Savaşı sırasında, gizli bildirilerin kodlanması ve çözümlenmesi teknikleriyle telgraf ve telefon aygıtları çok gelişmişti. Daha 20’li yılların sonlarında, askerlerin etkisiyle uluslararası gelişmelerde endüstriyel yakınlaşma başlamıştı. Bu yıllarda uluslararası ağların düzenlenmesi tartışmalarının ana konusu, çeşitli uzaktan iletişim tekniklerinin bütünleşmesidir. 1932’de Telgraf Birliği ve Radyo- Telgraf Birliği birleşerek, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ni oluşturmuştur. Yüzyılın başında bir Fransız mühendisin bulduğu “telekomünikasyon’’ terimi ilk kez resmen kullanılmaya başlanmıştır. Yine ilk kez “enformasyon’’ terimi gazetecilik (ve hukuk) alanından çıkmıştır ve ikili kodlamaya olanak tanıyan istatistik sinyal kuramında bir ölçü birimine dönüşmüştür (Mattelart, 1996: 56). Bir noktadan diğerine kablosuz telekomünikasyon, telsiz- telefon, çağrı sistemleri ve şimdilerde gelişen cep telefonlarıyla çeşitlilik kazanmıştır. Bu alandaki ilerlemeleri ifade eden en anlamlı kilometre taşı, Ay’a ilk adımın atıldığı anın görüntülenmesidir. Bu görüntü, uzay teknolojisinin olduğu kadar, iletişim teknolojisinin de bir harikasıydı (Özçağlayan, 1998: 80). Telekomünikasyon ve bilgi işleme sürecinin birlikteliği “akıllı şebeke’’ (Intelligent Network) olarak adlandırılan tek bir sistem içinde “harmanlanmıştır’’. Makinaların bir sanayi tesisinin temel teknolojisini oluşturması gibi, akıllı şebeke de, iletişim çağının temel donanımı olmaktadır. Akıllı şebeke, bir eletişim teknolojisi olmanın da ötesinde, bir enformasyon kaynağı ve bir alp yapı elemanıdır (Özçağlayan, 1998: 86). 30 2.4. CEP TELEFONLARI VE TARİHSEL GELİŞİMLERİ 2.4.1. Telgraf ve Telefonun Gelişimi Çizgi ve noktalardan oluşan basit bir kodlama alfabesi olan Morse alfabesi, 19. yüzyıldan beri uzun yıllar askeri ve sivil iletişimde kullanılmıştır. Amerikalı SamuelMorse tarafından icat edilen telgrafın ilk kez 1837’de İngiltere’de kullanılmaya başlanması birçok bakımdan iletişim tarihinde bir dönüm noktasıydı (Atabek, 2001: 59-60). Chappe kardeşlerin optik telgrafı bulmaları, bir “işaret dili’’ arayışının ürünüydü. Bu dizge, dilsel bir ilkeye dayanmaktaydı: ne kadar çok işaret varsa, bir haberi aktarmak için o kadar az işaret gerekir ve aktarım o kadar çabuk gerçekleşmektedir. 1794’te ilk hattın açılışında Barere şöyle haykırmıştır: “Bu, Cumhuriyetin tüm bölümlerini sıkı ve anında bağlarla güçlendirecek bir araçtır. Çağdaş ahlaklar baskı makinesiyle barutla, pusulayla ve telgraf işaretleri diliyle insanların uygarlığı önündeki engelleri ortadan kaldırdı.’’ Bu tekniğin olası sivil kullanım alanları konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmış, devrimci düşünürler Fransa’nın tüm yurttaşlarının “haber ve isteklerini iletmeleri’’ için hatları çoğaltmanın ve kodlanmış dili serbestleştirmenin yeterli olacağını savunmuştur. Böylece tüm ulus toprağı ölçeğinde Yunan agorasının koşulları yeniden üretilecek ve Jean- Jacques Rousseau’nun büyük demokratik cumhuriyetlerin kurulmasının gerçekleşemeyeceği görüşü geçerliliğini yitirmiştir. Dolayısıyla kısa sürede, uzun mesafeli iletişim, yenilenmiş bir demokrasinin güvencesi olmuştur. Sonrası bilinmektedir. İletişim tekniğine askeri bir işlev yükleyen ve kodların üzerinde ambargo uygulayan olağanüstü hal rejimi kural durumuna gelmiştir. “Telgraf işaretlerin dili’’ uzun süre devlet sırrı olarak kalmıştır. Elektrikli telgrafın halk tarafından kullanılmasına ancak bulunuşundan (1837) on beş yıl sonra izin verilmiştir (Mattelart, 1996: 16). Kapitalizmin yayılmasıyla telgrafın yayılması arasındaki ilişkiyi birçok ülkede izlemek olanaklıydı. ABD’de telgraf hatlarının demiryolları hatları boyunca yayılması modeli Osmanlı topraklarında da büyük ölçüde benimsenmiştir. 31 Osmanlı’da da telgraf Eylül 1855’de İstanbul- Edirne- Şumnu hattının açılmasıyla başlamıştır (Atabek, 2001: 60). Telefon, köken itibariyle, toplumsal kullanımı dikkat çekici biçimde telgrafınkinden ayrılan bir teknolojiydi. Bu araç, posta ve telgraf için kurulmuş olan şebekelerin hâlihazırda var olduğu bir ortamda devreye girmiştir. Onun “yeri’’ hem teknik hem de toplumsal nedenlerden farklıydı. O yazıyla değil sesle ilgili bir teknikti, büyük uluslararası şebekelere değil şehir şebekelerine aitti (Barbier ve Lavenir, 2001: 150). 1876’da Alexander Graham Bell’in, kendi buluşu olan telefonu halka tanıtmak amacıyla düzenlediği gösteri ilgiyle karşılanmıştır, ama fazla yandaş bulamamıştır. Hatta dönemin ABD Başkanı Rutherford B. Hayes, “Şaşırtıcı bir buluş, ama kim, niye kullansın?’’ diyerek dar görüşlülüğünü ortaya koymuştur. Bell’in bu buluşunu zincirleme bir yığın buluşun izleyeceğini, insanlığın önüne yepyeni yaşama biçimleri çıkaracağını o yıllarda kimse ayırt edememiştir. Bu olayı, yaratıcı içgüdüleriyle irdelemeyi başaranlar olmuştur. 1877’de, New York’ta yayınlanan Daily Graphic dergisinde bir ressam, telefonu tanımlamak için yaptığı resme “Telefonun Dehşeti’’ adını vermiştir. Resimde, mikrofon başında konuşan insanın sesini dünyanın çeşitli yörelerinden insan grupları dinlemiştir (Serim, 2007: 23). Alexander Graham Bell Amerika’da ilk telefon patentini 1876’da almıştır. Bir yıl sonra BellSystem kurulmuş ve araçları kiralamaya başlanmıştır. Graham Bell telefonu gönderici ve alıcı araçlardan oluşan tek yönlü mesaj gönderme aracı olarak düşünmüştür. İlk telefon kullanımını işadamları önünde yaparken telefonu “ev ile fabrika arasına mesaj transferi yapan araç’’ olarak tanıtmıştır. Telefonu ilk kullananlar bankalar, sigorta şirketleri ve küçük esnaf olmuştur. Telefon sahipleri opera ve müzik gösterilerini telefondan dinleme olasılıkları kazanmıştır. Örneğin Budapeşte’de 1893’te kurulan Telefon Hirmonto abonelerine bütün gün boyu radyo gibi programlar sunmuştur. İki yönlü iletişim için kullanımı sonradan olmuştur. İlk telefon santrali (switchboard) 1880’de New Haven’da (Connecticut) başlamıştır. Türkiye’de elle idare edilen ilk telefon santraliyle telefon dağıtımı 1909’da 32 yapılmaya başlanmıştır. İlk kez 2000 hatlı otomatik telefon santrali 1926’da kurulmuştur (Erdoğan, 2005: 297). Pratikte teknik nedenler telefon şebekesinin iletişim kapasitesini 1960’lı yıllara kadar kısıtlamaktadır. Düzenli ilerlemelere rağmen, karasal kabloların ve radyo bağlantılarının aynı anda aktarabildiği iletişim sayısı sınırlıdır. Denizaltı kablolar yoluyla telefon, 1950’li yıllara kadar olanaksız olmuştur. Ülkeler kendi ulusal sanayilerini korumak için teknolojilerde farklılaşmayı destekler, ancak uluslararası iletişim her zaman mümkün olmuştur. Malzemelerin uyumluluğu, işlemlerin tutarlılığı, uluslararası bir numaralama sisteminin kullanılması telefonu prensip olarak evrensel bir şebeke haline getirmiştir (Barbier ve Lavenir, 2001: 151). 19. yüzyıldan beri kullanılan, ancak geçirdiği evrim sayesinde günümüzde hala çok yaygın olarak kullanılan bir iletişim aracıdır. Günümüz telefonu, Graham Bell’in ilk telefonundan çok farklı işlem ve yeteneklere sahiptir. Dijital teknoloji kullanılarak sağlanan çeşitli çoğullama (multiplexing: bir hat ya da kanal üzerinde çok sayıda iletim olanağı) yöntemleri ile hat kapasiteleri hızla arttırılabilmiş, dijital santrallerle operatöre gerek duymadan yönlendirme sistemleri geliştirilmiştir. Dijital hatlar sayesinde telefon cihazı üzerindeki tuşlarla dahili hat numaralarına bağlanabilme ve aynı hatları tek numarayla birlikte kullanabilme olanağı veren PBX sistemleri ile otomatik mesaj bırakma, otomatik yanıt verme, cevapsız çağrıları istenilen numaraya yönlendirme gibi birçok dijital santral hizmetleri gelişmiştir (Atabek, 2001: 63). Türkiye’de telefon ve uydu alanındaki gelişmeler 1980’in ikinci yarısından sonra hızlanmıştır. Alt-yapı gelişmeleri, kamu sermayesi kullanılarak, devam etmiştir. 1988’de Batı Anadolu Yeraltı Coaxial kablo sistemi (BAKOK) kurulmuştur. Buna İstanbul ile Edirne’yi bağlayan TRAYKOK sistemi eklenmiştir. Doğu Akdeniz’in altından geçen fiber-optik kablo sistemi ile Türkiye, Yunanistan, İsrail, Kıbrıs ve İtalya bağlanmıştır (EMOS). EMOS kablo sistemi Marmaris’ten Türkiye’ye bağlanmıştır. Marmaris- Palermo (İtalya) arasındaki bu bağ, AntalyaCatania (İtalya) arasındaki deniz altı coaxial- kablo sistemiyle birlikte Türkiye’yi 33 Avrupa’ya iki kablo sistemiyle bağlamaktadır. 1994’te ilk Türk İletişim Uydusu (TURKSAT) uzaya yerleştirilmiştir (Erdoğan, 2005: 298). 1960’lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı ‘’İleri Araştırma Projesi Birimi’’ farklı yerlerdeki bilgisayarları birbirine bağlayan ARPA ağını geliştirmiştir. Bu ağ vasıtasıyla ABD ve Avrupa’daki çok sayıda üniversite ve araştırma enstitülerinin bilgisayarları birbirine bağlandı ve bunlar arasında veri değişimi gerçekleştirilmiştir. 1980’lerin sonlarına doğru ise, bilgisayarların iletişim alanında yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı görülmüştür. Günümüzdeki eğilim ise, görüntü, ses ve veri aktarımında entegrasyonu sağlayabilmektir (Tekin v.d., 2003: 167). Dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye 12 Nisan 1993’te TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu)- ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi- TR- Net) işbirliğiyle bir DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) projesi çerçevesinde internete bağlanmıştır. 64 kbit/san hızındaki bu hat ODTÜ’den uzun bir süre ülkenin tek çıkışı olmuştur. Daha sonra Ege Üniversitesi (1994), Bilkent (1995), Boğaziçi (1995), İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) (1996) bağlantıları gerçekleşmiştir (Alankuş, 2003: 137-138). 2.4.2. Cep Telefonları ve Tarihsel Gelişim Telefondaki gelişme, uydu sisteminin gelişmesiyle ve taşınır telefonun sırt çantası büyüklüğünden cep telefonuna küçültülmesiyle, insanların belli mekanlarda telefon kablosuna bağlılığını da ortadan kaldırmıştır. Telefonun ve uydu iletişiminin teknolojik bağlamda başlangıç tarihi elbette elektrikle ilgili teknolojik gelişmelerle başlamıştır (Erdoğan, 2005: 297). Hemen her yeni ürün gibi cep telefonu da “hayatı kolaylaştırır’’ etiketiyle lanse edilmiştir önce. Ürünün çıkış fiyatı yüksek tutulmuş, fonksiyonları göreceli olarak sınırlandırılmış, görünürdeki hedef kitle üst gelir grupları olmuştur. Ardından rekabet artmış, fiyatlar düşmüş, tüketici kitlesi genişlemiş, ürün halka inmiştir. Belli bir hedef kitleyi yakalayan üretim cephesi, “sadık’’ ve hatta “aşırı sadık’’ müşteriler oluşturmak için ürünün çok fonksiyonlu, “hayatı daha da kolaylaştıran’’ yeni versiyonlarını piyasaya sürmüştür. Ürünün temel işlevinin peşine takılan 34 fonksiyonlar sayesinde, cep telefonları bugün artık bir “alışkanlık objesi’’ olmuştur. Ortalama konuşma süresi artmış, kullanıcıların yaş ortalaması düşmüştür. İnsanlar, cep telefonunun konuşma dışındaki işlevlerinden daha fazla “yararlanmıştır’’ ( Şeker, 2012: 13). Başlangıçta cep telefonlarının pek de büyük bir fark yaratıp yaratmayacağı belli değildi. Bu icat büyük ölçüde, bir gün değerli olabileceği düşünülen bir dizi radyo kanalında tek bir firmanın tekelleşmesini önlemek maksadıyla benimsenen bir kurumsal strateji yüzünden yapılmıştı. 1972 yılında Motorola’nın CEO’su Robert Galvin, AT&T’nin gerçek bir cep telefonu üretme ve dolayısıyla gelecekteki kablosuz iletişim ağlarını kontrolü altına alma niyetinde olduğunu öğrenmişti. Galvin şayet AT&T’nin bu pazarın tek hakimi olursa sadece o an sınırlı sayıda satış yaptığı hantal araç telefonları pazarındaki payını güçlendirmekle kalmayacağını ama aynı zamanda Motorola’yı gelecekte daha da büyüyecek bir pazardan komple silip atacağını da fark etmiştir (Davis, 2011: 32-33). Telefon yaklaşık 100 yıl boyunca gelişimini sürdürmüş ancak kablosu olduğu için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılmıştır. Finlandiya ve İsveç gibi coğrafi nedenlerle kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif arama çabasıyla telefon, kablosuz hale gelmiştir. Yüzlerce kilometre fiyort ve binlerce adaya sahip Kuzey Avrupa ülkeleri alternatif iletişim yöntemleri aramıştır. 1988 ve 1989 yıllarında yapılan yoğun çalışmalar sonuç vermiş, 1991 yılında Finlandiya'nın yerel GSM (Global Systemfor Mobile Communication) operatörü Radiolinja üzerinden yine Finlandiya'nın iletişim kuruluşu olan Nokia’nın 1011 modeli ile ilk cep telefonu görüşmesi gerçekleştirilmiştir. İlk dolaşım (roaming) anlaşması Telecom Finlandiya ile İngiliz Vodafone firmaları arasında yapılmıştır ve iki ülke arasında cep telefonu görüşmeleri mümkün olmuştur. 1991 yılı ilk SMS’in de (Kısa Mesaj Servisi) gönderildiği yıldır. Türkiye'de ise, ilk GSM operatörü Turkcell’dir ve1994 yılının Mart ayında hizmete başlamıştır. Dolayısıyla, bu anlamda yeni bir iletişim aracın kullanımı eskiden olduğundan daha hızlı bir şekilde Türkiye’de gerçekleşebilmiştir. Konuşma ve veri hizmetlerinin daha hızla aktarımını sağlayan bir iletişim sistemi, 3G olarak adlandırılmaktadır. İlk ticari örnekleri 2001yılında Japonya’da, 2003 35 yılından itibaren de Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır. 3G Türkiye’de ise,30 Temmuz 2009 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. 1991 yılında yapılan ilk cep telefonu görüşmesinde telefonlarının teknik fonksiyonları öncelikle, iki kullanıcı arasında sesli görüşmeye imkân verecek şekilde tasarlanmıştır. İlk görüşmeden günümüze kadar, cep telefonları sadece ses iletmekle kalmamış, görüntülü iletişimin yanı sıra, konuşma, mesaj yazma, not tutma, müzik dinleme, radyo dinleme, dosya alışverişi, video çekme, video alışverişi, ses kaydı, fotoğraf çekme, fotoğraf alışverişi, internete bağlanma, televizyon izleme, bankacılık işlemleri, oyun gibi özellikleri kullanmaya olanak veren donanımlarla geliştirilerek piyasaya sürülmeye devam etmektedir. Elbette cep telefonları ile yapılanlar ve yapılacak olanlar kullanılan telefon modeli ve servis sağlayıcısına göre de değişim göstermektedir (Uğurlu, 2013: 6). 1990’lı yılların ortalarında Türkiye’deki cep telefonu teknolojisi ve pazarı dikkate değer oranda ön planda olurken, 2000’li yıllarda dünyada en büyük pazarlardan biri haline gelmiştir. En önemlisi, cep telefonları teknolojisi, sadece sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kişiler tarafından değil, orta ve daha düşük sınıflarda da kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’deki Nokia yetkilerinin verdiği bilgiye göre, cep telefonunda hedef kitle 15 yaş üstüdür; ancak yapılan araştırmalarda cep telefonu kullanımının 12 yaşa kadar indiği belirlenmiştir. Türkiye’ deki GSM operatörlerinin aktif abone sayılarının arttığı görülmekte, genç nüfusa sahip olan ülkemizde pazarın gelişimi açısından önemli bir potansiyel olduğu belirtilmektedir. Cep telefonu modeli, sosyo- ekonomik düzeye ilişkin bir gösterge olarak kabul edilmekte bir diğer yandan, günümüz dünyasında artık cep telefonları günlük yaşamda, bireylerin yanlarından ayırmadığı, bütçesi ne olursa olsun herkesin sahip olduğu cihazlar haline gelmektedir (Karaaslan ve Budak’tan Aktaran Barulay, 2013: 25-26). Türkiye, 1. Nesil (1N) mobil telekomünikasyon teknolojisi ile Nordic Mobil Telefon (Nordic Mobile Telephone- NMT) sistemlerinin 1986 yılında kullanılmaya başlanması ile tanışmıştır. 2. Nesil (2N) teknolojiler (GSM- 900) alanında ise, Turkcell ve Telsim 1994 yılında Türk Telekom ile yaptıkları gelir paylaşımı sözleşmeleri ile GSM 900 İmtiyaz Sözleşmesi’nin imzalanması sonucu mobil 36 haberleşme alanında serbestleşme (liberalizasyon) gerçekleşmiş ve mobil hizmetler Türkiye çapında serbest bir rekabet ortamında sunulmaya başlanmıştır. Mobil hizmetlerin sunulmasına ilişkin olarak İş Bankası ve Telecom Italia Mobile ortaklığı (İş- Tim) 3. lisansı almaya hak kazanmış ve Ekim 2000’de GSM 1800 İmtiyaz Sözleşmesi’ni imzaladıktan sonra Aria adıyla faaliyete başlamıştır. Ardından 2001 yılı ocak ayında Türk Telekom’un sahipliğinde faaliyete başlayan Aycell ile GSM 1800 İmtiyaz Sözleşmesi imzalanmış ve böylelikle GSM alanında faaliyet gösteren işletmeci 4’e ulaşmıştır (Beydoğan, 2011: 31). Sayısal teknolojiye dayalı hücresel gezgin telefon sistemi olan GSM, Türkcell ve Telsim firmalarına verilen ağ kurma ve işletme hakkıyla iki ayrı işletici olarak kurulmuştur. (Şahinkaya, 2002: 64). Günümüzde ise Türkcell’in yanında Vodafone, Avea, Pttcell ve Bimcell olmak üzere farklı operatör firmaları kullanıcılarına hizmet vermektedir. 2.5. CEP TELEFONLARINDA YENİ TEKNOLOJİLER Başlangıçta sadece iki kişi arasında karşılıklı konuşma işlemini gerçekleştiren cep telefonları günümüzde geldiği teknolojik gelişim ile baş döndürmektedir. Gerek tasarımları gerekse üstün özellikleriyle dikkat çeken bu akıllı telefonlar günümüz insanının vazgeçilmezi olmayı başarmıştır. Bu bölümde akıllı cep telefonlarında yer alan bazı özellikler ele alınmaya çalışılacaktır. Wi-Fi, kablosuz internet bağlantı teknolojisidir. Cep bilgisayarlarından akıllı telefonlara, tabletlerden dizüstü bilgisayarlara kadar hemen hemen tüm mobil cihazlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Mobil cihazların yanı sıra masaüstü bilgisayarların da Wi-Fi kartlar aracılığıyla kablosuz internet ağlarına bağlanmaları mümkündür (Kayabaş, 2013: 188). Android, Linux çekirdeğini kullanan bir işletim sistemidir. Google, Open Handset Alliance ve özgür yazılım toplulukları tarafından geliştirilmektedir. Temel olarak dokunmatik ekranlar için tasarlanan Android, düşük maliyetli ve kişiselleştirilebilen işletim sistemi arayan yüksek teknoloji cihazlar arasında da popülerdir. Başlarda bu sadece tablet ve akıllı telefonları kapsasa da, günümüzde 37 televizyonlar, arabalar, oyun konsolları, dijital kameralar ve saatler gibi cihazlar da kullanılmaya başlanmıştır (https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/konu/android/egitim/android-201/androidcihazlar-ve-android-isletim-sistemi-uzerine-genel-bilgiler). Mobil iletişimde üçüncü neslin ardından hızla 4Gyani dördüncü nesil sistemler gelişmeye başlamış, 2010 yılı itibariyle kullanımına başlanmıştır. Dördüncü nesil sistemler 2G ve 3G sistemlerin devamıdır. GSM, GPRS, IMT-2000, Wi-Fi, Bluetooth gibi çok kullanılan standartlarla uyumlu çalışmaktadır. Üçüncü ve dördüncü nesil sistemlerin en büyük özelliği hızlı görüntü transferini ve çokluortam uygulamalarını mümkün kılmasıdır. Dördüncü nesil sistemlerde 3G’de yaşanan bazı erişim, kapasite ve hız sorunlarına da çözüm getirilmiştir (Kayabaş, 2013: 186-187). Bunlarla birlikte yeni teknoloji cep telefonları, hızlı internet erişimi ile birlikte sosyal etkileşimin daha da güçlü ve hızlı bir şekilde yaşanmasının yolunu açmaktadır. Güçlü dijital alt yapısı, hızlı internet erişimi, ücretsiz iletişim programları ve sosyal medya ağlarına anında bağlanma imkanlarıyla akıllı telefonlar, kullanıcılarına anlık bilgi aktarım fırsatı da vermektedir. Bu telefonlar ile kaydedilen görüntü ve fotoğrafların ‘’Facebook’’, ‘’Twitter’’, ‘’Youtube’’ vb. sosyal medya araçlarıyla geniş kitlelerle paylaşılması cep telefonu kullanıcılarını potansiyel birer gazeteciye dönüştürmektedir. Her geçen saat, hatta şu an dahi ilerleyen her yeni dakikada dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir olay veya yeni bir gelişme hızlı internet erişimine sahip olan akıllı telefonlar aracılığıyla anında tüm dünyaya servis edilmektedir ( Bal, 2014: 125). Yeni teknolojilerin gelişimi, biçimlenmesi gelişmiş kapitalist ülkelerde, genellikle Amerikan pazarında, oluşmaktadır. Amerika’nın en büyük rakibi Japonya’dır, ardından da Avrupa kapitalistleri gelir. Bu pazarlarda oluşup geliştikten ve biçimlendikten sonra, dünya pazarına yayılma başlar ve dünya bunu kopya etmeye itilir. Bu yayılma da, gerçekte, teknolojinin yayılması olarak yutturulan, ürünün yayılmasıdır (Erdoğan, 2000: 292). 38 Birçok yönden cep telefonları, birçok ülkede modern gençler için bir ikon olarak değerlendirilmektedir. Bu semboller ve ikonların anlamları kullanıcılar için güçlü bir statü göstergesi noktasına doğru evrilmiştir. Dolayısıyla bir cep telefonuna sahip olan birey, toplum bilincinde ekonomik olarak belirli bir düzeye ulaştığını ve teknik bilgi ve beceriye sahip olduğu düşüncesini yeniden üretmektedir. Zira doğru bir cep telefonu modeline sahip olmak bir gencin cep telefonu modasını takip ettiğini ve gencin kendi kimlik oluşumunu da cep telefonu üzerinden ürettiğini göstermektedir. Cep telefonunun sembolik anlamı, araca sahip olmanın çok ötesinde bir gerçeğe işaret etmektedir. Bir başka ifadeyle gençler cep telefonunu fonksiyonel amaçlarla kullandıklarını söyleseler de cep telefonu bir arzu nesnesi haline dönüşmekte ve sosyal statü göstergesi olarak kullanılmaktadır. gençler arasında birçok özelliği ile cep telefonu, duyguların ve yaşam stilinin bir sunum nesnesi haline dönüşmüştür (Ling’ten Aktaran: Bal, 2014: 131-132). 2.5.1. Akıllı Cep Telefonları Klasik cep telefonlarının kapasitelerinin ve yeteneklerinin zaman içerisinde katlanarak bir takım bilgisayar özelliklerine sahip olmasıyla birlikte akıllı telefon kavramı ortaya çıkmıştır. Akıllı telefonlar üzerlerinde çalışan Android, IOS, Symbian, Windows Mobile vb. gibi kendilerine özgü bir takım işletim sistemleri ile bu işletim sistemlerine uygun olarak geliştirilmiş uygulamaları çalıştırabilmektedir (Tecimer, 2012: 13). Akıllı telefonlar, internete erişim, doküman hazırlanması ve saklanması, konum bildirme işlevinden faydalanılması ve daha birçok uygulamaların kullanılabilmesi gibi bilgi işleme işlevlerinin listelenmesinden oluşmaktadır (Çakır ve Demir, 2014:215). Akıllı olarak adlandırılabilecek en eski telefon Motorola Simon modeli gösterilebilmektedir. 1994 de piyasaya sürüldüğünde diğer telefonlara göre çok iyi özellikleri olsa da günümüz akıllı telefonlarına göre kesinlikle kıyaslanamamaktadır. Simon’a göre , ilk dokunmatik telefon ve kısmi şekilde ajanda görevindedir. Akıllı telefon olarak tarihe geçen ilk cihaz IPhone 1 olmuştur. Iphone 1, 2007 yılında Apple CEO’su Steve Jobs tarafından Amerika’da tanıtılmıştır. IPhone 1 ‘i akıllı telefon yapan özellikleri ise tuş takımı olmadan sadece dokunmatik ekrana 39 sahip olması, multimedya özellikleri, kablosuz internet özelliği ve 3. parti bir yazılım ile çalışması olarak sıralayabilmektedir. 3. parti yazılımı ise Apple tarafından geliştirilen İOS işletim sistemiydi. Tüm bu özellikleri ile bir bilgisayardan hiçbir farkı olmayan telefon olmuştur. 2007 yılında tanıtılan bu müthiş telefon kısa sürede dünyada çok fazla satış yapmış ve aralarında Nokia gibi çok ciddi rakiplerini kısa sürede geçmiştir. Apple, IPhone 1 ile dünyadaki telefon algısını değiştirmiş ve Cep telefonlarının sonunu getirerek akıllı telefon modellerinin başlangıç temelini atmıştır. Iphone 1 özellikleri bakımından kusursuz bir yapıda üretilmiştir (http://www.teknokoliker.com/2013/12/telefon-icadi-ve-gecmisten-gunumuzetelefonun-gelisimi.html). Diğer taraftan Apple’ın iPhone’una ve iOS işletim sistemine karşı pazarda çok büyük bir pay olan Android, Google ve Open Handset Alliance (OHA) yazılım topluluğu tarafından mobil cihaz ve telefonlar için geliştirilmiş, açık kaynak kodlu ve Linux tabanlı bir mobil işletim sistemiydi. Apple’ın 2007 yılında piyasaya sürdüğü iOS işletim sistemine benzer fonksiyonları taşıyan ilk Android versiyonu 2009 yılında duyurulmuştur. Pastadan daha büyük pay almasını sağlayan ise 2011 yılı başında çıkarılan Android 2.3 (Gingerbread) versiyonu olmuştur. Bu sürümle birlikte iOS’un taşıdığı pek çok özelliği (çoklu dokunmatik desteği gibi) içerir hale gelmiştir. Android’in kısa süre içinde bu başarıyı yakalamasında kuşkusuz mobil telefon üreticilerinin katkısı büyük olmuştur. Mobil telefon pazarını domine eden Samsung, Sony Ericsson, HTC, LG gibi büyük üretici firmaların Android kullanması ve tasarımlarında iPhone’a rakip olacak seviyeye gelmeleri Android’in pazardaki yerini perçinlemiştir (Kalem, 2013: 55). Akıllı telefonların hızlı gelişimine rağmen geleneksel mobil telefon pazarındaki üstünlüğünü koruyan Nokia ise kendi işletim sistemi olan Symbian ile iOS ve Android’e karşı ayakta durmaya çalışmıştır. Ancak mevcut ve potansiyel müşterilerinin sesini duymakta oldukça gecikerek 2010-2013 yılları arasında çok önemli oranda pazar payını ve dolayısıyla gücünü yitirmiştir. CEO değişikliğine giden Nokia, 2012 yılında Microsoft ile yaptığı anlaşma ile pazardaki yarışa Windows Phone işletim sistemi kullanarak devam etme kararı almıştır. Böylece hem 40 Microsoft akıllı telefon dünyasına tecrübeli bir marka ile girmiş olmuş hem de Nokia yazılım konusunda insanların en çok güven duyduğu Windows programını arkasına almıştır. Arkasından Microsoft, HTC ile de anlaşma yaparak bazı HTC akıllı telefon modellerine (Windows Phone 8X gibi) Windows işletim sistemini dahil etmiştir (Kalem, 2013: 56). 2.6. CEP TELEFONU KULLANIMINA İLİŞKİN VERİLER 2.6.1. Abone Sayıları 2014 yılı Eylül ayı sonu itibarı ile Türkiye’de yaklaşık %93,813 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 71.908.742 mobil abone bulunmaktadır. Temmuz 2009’da sunulmaya başlanan 3G hizmeti 2014 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 56.780.787 aboneye ulaşmıştır. Şekil 1’de 2G ve 3G mobil abone sayısı ile penetrasyon oranları yıllar itibarıyla karşılaştırılmaktadır (BTK Rapor, 2014: 46). Şekil 1: Toplam Mobil Abone Sayısı ve Nüfusa Göre Penetrasyon Şekil 2’de Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerine ait mobil penetrasyon oranları karşılaştırılmaktadır. 2014 üçüncü çeyreği itibarıyla Avrupa ülkeleri içinde en yüksek mobil penetrasyon oranına sahip ülkeler Finlandiya, Portekiz, Avusturya, İsveç ve Danimarka olarak görülmektedir. İncelenen ülkelerin ortalama mobil 41 penetrasyon oranı %136’dır. Türkiye’de ise Eylül 2014 itibariyle mobil penetrasyon oranı yaklaşık %94 seviyesindedir (BTK Rapor, 2104: 48). Şekil 2: Türkiye ve Bazı Avrupa Ülkelerinin Mobil Penetrasyon Oranları, % Şekil 3’te Türkiye’deki mobil abonelerin abonelik türlerine göre dağılımına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü üç aylık döneme bakıldığında mobil abonelerin yaklaşık %57,1’ini ön ödemeli abonelerin oluşturduğu, son bir yıl içerisinde faturalı abonelerin oranının %40,5’den %42,9’a çıktığı görülmektedir (BTK Rapor, 2014: 49). Şekil 3: Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % 42 2.6.2. Mobil Pazar Kullanıcı Verileri Şekil 4’te işletmeci bazında ön ödemeli ve faturalı 3G abonelerinin dağılımına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü üç aylık dönemi itibarıyla faturalı 3G abone oranının Avea’da %47,02; Vodafone’da %39,60 ve Turkcell’de ise %43,87 olduğu görülmektedir (BTK Rapor, 2014: 50). Şekil 4: 3G Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % Şekil 5’te mobil şebeke işletmecilerinin üçer aylık dönemler itibarıyla toplam abone sayıları verilmiştir. 2014 yılının üçüncü üç aylık döneminde, önceki üç aylık döneme göre abone sayıları bakımından Avea’da %2,8, Vodafone’da %2,8 ve Turkcell’de %0,3 oranında artış yaşanmıştır (BTK Rapor, 2014: 50). Şekil 5: Mobil İşletmeci Bazında Toplam Abone Sayıları, Milyon 43 2.6.3. Mobil Trafik Hacmi 2014 yılı üçüncü çeyrekte toplam mobil trafik hacmi 53,11 milyar dakika olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılı üçüncü üç aylık dönemi trafik bilgileri bir önceki üç aylık dönemle kıyaslandığında toplam trafiğin %1,92 oranında arttığı, geçen senenin aynı dönemi ile kıyaslandığında ise %10,57 oranında arttığı görülmektedir. İşletmeci bazında incelendiğinde ise bir önceki döneme göre Turkcell’in trafiğinin %1,53 oranında, Vodafone’un trafiğinin %2,83 oranında; Avea’nın trafiğinin ise %1,36 oranında arttığı görülmektedir. Geçen senenin aynı dönemine göre kıyaslandığında Turkcell’in trafik hacminde %1,85 Vodafone’un trafik hacminde %10,64 ve Avea’nın trafik hacminde %26,51 oranında artış olduğu görülmektedir. Mobil trafik hacmindeki18 bu değişim dönemler itibarıyla Şekil 5’te verilmektedir (BTK Rapor, 2014: 55). Şekil 6: Mobil İşletmecilerin Dönemlere göre Toplam Trafikleri, Milyar Dakika 2.6.4. Operatörlerin Gelir Durumları Şekil 7’de mobil işletmecilerin üçer aylık net satış gelir verilerine göre hesaplanan pazar paylarına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrek dönem itibarıyla gelire göre pazar payları incelendiğinde Turkcell’in pazar payının %46,32; Vodafone ve Avea’nın ise sırasıyla %32,29 ve %21,39 seviyelerinde olduğu 44 görülmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrekte gelire göre pazar payları 2013 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında Turkcell’in pazar payının yaklaşık 2,89 puan azaldığı, Avea’nın pazar payının 1,15 puan, Vodafone’un pazar payının ise 1,73 puan arttığı görülmektedir (BTK Rapor, 2014: 62-63). Şekil 7: Mobil İşletmecilerin Gelire Göre Pazar Payları, % Abone başına elde edilen aylık gelir anlamına gelen “ARPU” bilgisi, bir işletmecinin ortalama olarak bir ayda; bir aboneden ne kadar gelir elde ettiğinin, diğer bir ifade ile de abonelerin ortalama olarak mobil hizmetlere bir ayda ne kadar harcama yaptığının en belirgin göstergelerinden biridir. Şekil 8’de Türkiye’de hizmet veren mobil işletmecilerinin 2013 yılından itibaren üç aylık ortalama ARPU rakamlarına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla Turkcell için abone başına aylık gelir 23,83 TL, Vodafone için 22,21 TL, Avea için ise 22,87 TL’dir (BTK Rapor, 2014: 64). Şekil 8 : Mobil ARPU, TL 45 2.6.5. Akıllı Cep Telefonu Kullanımına İlişkin Veriler Ericsson ConsumerLab tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de mobil servislerin kullanımı oldukça aktiftir. Türkiye bazı Avrupa ülkelerinden ileride olduğu görülmektedir. Araştırmaya göre Türkiye’deki kullanıcılar teknolojiye meraklı ve yeni cihaz sahibi olma konusunda oldukça isteklidir: • Kullanıcıların yüzde 43’ü, akıllı telefonlarının hayatlarının önemli bir parçası olduğunu ifade ederken, yüzde 37’si operatör seçerken maliyetten önce hıza önem vermektedir. • Kullanıcıların yüzde 40’ı cihaz alırken en son çıkan modelleri tercih etmektedir. • Mobil servislerin kullanımı, Türkiye’de çok aktif durumda ve sosyal medya, anlık mesajlaşma, uygulama indirme gibi pek çok serviste İngiltere, Amerika, Almanya gibi ülkeleri gerisinde bırakmış durumdadır. Örneğin, Türkiye’deki akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 91’i haftada en az bir kez sosyal ağlara bağlanırken, Amerika’da bu oran %81, İngiltere’de yüzde 77 ve Almanya’da ise yüzde 70’tir. Bu sonuç, Türkiye’de mobil genişbant penetrasyonunun diğer ülkelere kıyasla henüz daha düşük, fakat hızlı bir yükseliş trendinde olması ile açıklanabilmektedir (http://www.techinside.com/turkiyede-3g-kullanici- egilimleri-ve-beklentileri/). Türkiye İstatistik Kurumu’nun Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması (2014) sonuçlarına göre ise Türkiye’de Ev ve iş yeri dışında internet kullanımı için taşınabilir cihaz kullanımı arttığı sonucu ortaya çıkmıştır. İnterneti 2014 yılının ilk üç ayında kullanan bireylerin %58’i ev ve işyeri dışında internete kablosuz olarak bağlanmak için cep telefonu veya akıllı telefon kullanırken, %28,5’i taşınabilir bilgisayar (dizüstü, netbook, tablet vb.) kullanmıştır. Bu oranlar 2013 yılının aynı döneminde sırasıyla %41,1 ve %17,1’dir. (TUİK, Rapor, 2014) Google Tüketici Barometresi 2014 sonuçlarına göre Türkiye sosyal medya kullanımında dünya lideridir. Zira, Türkiye’de 2012 yılında yüzde 14 olan akıllı 46 telefon kullanımı bugüne kadar yaklaşık 3 katına çıkarak yüzde 39’a ulaşmıştır. Kullanıcıların akıllı telefonlarında en çok etkileşime geçtikleri aktivite ise fotoğraftır. Kullanıcıların yüzde 66’sı fotoğraf için akıllı telefonlarını kullandıklarını söylerken, müzik diyenlerin oranı yüzde 58 iken ve oyun diyenlerin oranı ise yüzde 53’tür. (http://webrazzi.com/2014/10/23/google-tuketici-barometresi-2014-sonuclarina-goreturkiye-sosyal-medya-kullaniminda-dunya-lideri/). 2.7. AKILLI CEP TELEFONU KULLANIMI İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ARAŞTIRMALAR Çalışmanın bu bölümünde akıllı cep telefonu kullanımı ile ilgili daha önce dünyada ve Türkiye’de yapılmış araştırmalara ilişkin bilgilere yer verilmiştir. ABD’de üniversite öğrencilerinin cep telefonu ve akıllı cep telefonu kullanımına ilişkin çalışmada kullanıcıların mobil cihaz kullanımı, memnuniyet ve motivasyonları değerlendirilmiştir. Araştırma, Kuzeydoğu ABD Üniversitesinde 101 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Buna göre kullanıcılar için mesajlaşma, elektronik haberleşme için cep telefonları en önemli araçtır. Akıllı cep telefonlarından internete girme en önemli faaliyet olarak tespit edilmiştir. Akıllı cep telefonu kullanıcılarının normal cep telefonu kullanıcılarına göre memnuniyeti anlamlı derecede daha yüksektir (Peslak, 2011:407-417). Lane ve Manner’in rastgele örneklem metodu ile 312 denek üzerinde gerçekleştirdiği “ Akıllı Telefon Mülkiyeti ve Kullanımında Kişilik Özelliklerinin Etkisi’’ isimli çalışmada akıllı telefon sahipliği ve kullanımının kişilik üzerindeki etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmaya göre akıllı cep telefonu kullanıcılarının başkaları ile iletişim kurmak için güçlü bir isteğe sahip oldukları görülmektedir. Araştırma ayrıca akıllı cep telefonu fonksiyonlarının dışadönüklük düzeyinde en az etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Akıllı cep telefonu fonksiyonlarına verilen önemin yaşla birlikte azaldığı da araştırmanın sonuçlar arasında yer almaktadır ( Lane ve Manner: 2011: 22-28). “Kullanıcıların Davranışları Üzerinde Bir Keşif Çalışması: Akıllı Telefon Kullanımı’’ isimli çalışmada bireylerin akıllı telefon kullanım motivasyonları nitel ve 47 nicel araştırma yöntemleri kullanılarak yaş, cinsiyet ve diğer yapılar arasındaki kullanım farklılıkları ele alınarak incelenmiştir. Araştırmada akıllı cep telefonlarının iletişim, eğlence ve eğitim faktörlerinin ön plana çıktığı görülmektedir. Birçok özelliği bir arada toplayan akıllı telefonlar kullanıcılar tarafından en çok internete bağlanma, sosyal medya ortamlarına erişme ve video özellikleri nedeniyle tercih edilmektedir (Mutchler v.d.: 2011: 1-9). Malezya’da tüketicilerin akıllı telefon kullanım davranışları üzerine yapılan araştırma büyükşehirlerde yaşayan 1814 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Akıllı telefon kullanıcıların aşinalık, marka ve hizmet sağlayıcılar ve satın almayı etkileyen belirleyiciler tespit edilmiştir. Buna göre tüketiciler akıllı cep telefonu tercih ederken en çok tasarım, işlem gücü ve fiyata önem vermektedir. Tüketicilerin kullanım davranışları incelendiğinde ise e-posta, web ve oyun göze çarpmaktadır. Kullanıcılar tarafından akıllı cep telefonu tercih nedenlerinin başında ise kaliteli olması ve üstün özelliklere sahip olması, iletişim ihtiyaçlarını karşılaması, statü göstergesi olması ve prestij sağlaması gelmektedir. Araştırmaya ilişkin bir diğer sonuç ise genç erkek katılımcıların medya ve eğlence gibi uygulamalara diğer katılımcılara oranla daha fazla önem vermesidir (Osman v.d. 2012: 275-286). Chung ve Chun’un kullanıcıların akıllı cep telefonu tercihleri ile ilgili yaptıkları çalışmada bu telefonların kullanım nedenleri ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Buna göre kullanım kolaylığı, işlevsellik, kullanıcı güvenliği ile ilgili değişkenler test edilmiştir. Kullanıcıların akıllı telefon seçiminde kullanım kolaylığının önemli etkiye sahip olduğu görülmektedir. Yine kullanıcılar için önemli görülen özellikler arasında mevcut uygulamalar olarak tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarında dikkat çeken bir diğer unsur da akıllı cep telefonu tercihinde sosyal akran etkisidir. Bu sonuçlara göre ileri yaşlar için sosyal akran etkisi daha düşük düzeydedir ( Chung ve Chun, 2011: 291-300). Çakır ve Demir’in “Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon Satın Alma Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma’’ isimli çalışmalarında elde ettikleri bulgulara göre üniversite öğrencilerinin akıllı cep telefonu tercihlerinde ürün özellikleri, marka ve reklam çabalarının anlamlı bir etkiye sahip olduğu ortaya 48 çıkmıştır. Akıllı telefon satın alma tercihinde en yüksek etkiye sahip olan faktör ise reklam çabaları olarak bulunmuştur. Bir diğer faktör ise bu cihazların işlevselliği olarak tespit edilmiştir. Kullanıcıları akıllı telefon satın almaya yönelten unsurlardan biri de marka olarak dikkat çekmektedir (Çakır ve Demir, 2014: 213-243). Ada ve Tatlı tarafından gerçekleştirilen “Akıllı Telefon Kullanımını Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma“ isimli çalışmada akıllı telefonların kullanım düzeyini etkileyen faktörler ve bu faktörlerin akıllı telefon kullanımını ne düzeyde etkilediğinin tespit edilmesi gibi konular ele alınmıştır. Araştırma kapsamında, mobil iletişim sektörü çalışanlarına yönelik bir anket uygulaması yapılmıştır. Araştırmanın temel bulgularına göre, üst yönetim desteği, işletme büyüklüğü, girişimcilik yeteneği vb. gibi bileşenlerden oluşan örgütsel faktörler akıllı telefon kullanımını önemli ölçüde etkilemektedir. Diğer yandan, araştırmanın sonuçları, eğitim, yaş, deneyim ve kişisel özellikler gibi bileşenlerden oluşan bireysel faktörlerin, diğer kişiler ve işletme yönetimi gibi bileşenlerden oluşan sosyal faktörlerin akıllı telefon kullanımını etkilemediğini göstermektedir (Ada ve Tatlı, 2012). Son olarak Ömürbek ve Şimşek tarafından Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencileri ile gerçekleştirilen “Üniversite Öğrencilerinin Cep Telefonu Tercihlerinin Analitik Hiyerarşi Prosesi İle Belirlenmesi’’ isimli çalışmada akıllı cep telefonu marka seçiminde etkili olan unsurun marka özelliği olduğu belirlenmiştir. Öğrenciler cep telefonu modeli seçerken en çok dikkat ettikleri unsur kullanım özellikleridir. En az tercih edilen özellik ise % 5,5 ile teknik özelliklerdir. Öğrencilerin % 43,3’ü diğerleri grubuna ait cep telefonlarını tercih etmektedir. Diğerleri adı altındaki cep telefonu modelleri, Apple, Sony Ericsson ve Motorola’dır. İkinci olarak seçilen % 30,9’luk bir oranla Nokia cep telefonudur. Daha sonra sırasıyla LG (% 17,9) ve Samsung (% 7,9) cep telefonları yer almaktadır. Diğerleri grubunda yer alan cep telefonu markalarının kullanıcıları genellikle yüksek gelire ve daha fonksiyonel cep telefonuna sahip kişilerdir. Nokia’nın cep telefonu model yelpazesinin ve fiyat aralığının çok geniş olması bir avantaj gibi görülse de, Apple’in daha fonksiyonel fakat çeşit ve fiyat bakımından daha dar bir alana sahip olmasının avantaj sağladığı görülmektedir (Ömürbek ve Şimşek, 2012: 116-132). 49 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ SAHA ARAŞTIRMASI BULGULARI 3.1. METODOLOJİ Saha araştırması yönteminin kullanıldığı çalışmanın üçüncü bölümünde, araştırma soruları ve hipotezlere, evren ve örnekleme yer verilmiş, veri toplama teknikleri ve kullanılan istatistiksel teknikler tanıtılmıştır. Ayrıca bu bölümde 500 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen akıllı cep telefonlarının kullanımına ilişkin anket çalışmasına dair verilere ve bulgulara yer verilmiştir. 3.1.1. Araştırmanın Sorunu İletişim, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerin başında gelmektedir. Şüphesiz hiçbir insan iletişim kurmadan yaşayamaz. Değişen ve gelişen teknoloji ile her geçen gün iletişim araçlarına bir yenisi eklenmektedir. Bu teknolojik gelişmeler ile büyük bir ilerleme kat eden iletişim araçlarından biri de cep telefonları olmuştur. Önceleri sadece birbirinden uzaktaki iki insanın birbirleriyle konuşmasını sağlayan cep telefonları ile günümüzde neredeyse her şeyi yapmak mümkün hale gelmiştir. Cep telefonları bugün bir telefon olmanın ötesinde, bir bilgisayar, bir televizyon, radyo, internet gazete, dergi… kısacası cep telefonu hayatımızın merkezi konumuna yerleşmiştir. Elimizden düşürmediğimiz en yakın arkadaşımız olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bu teknolojik ürün, adeta biz insanları kendine bağımlı hale getirmiştir. Günümüzde geldiği teknolojik boyut ile cep telefonu olmanın ötesinde tanışabilir küçük bir bilgisayar işlevi de gören akıllı cep telefonları toplumun her kesimi tarafından ilgi görmektedir. Firmaların her geçen gün farklı bir model ve özellikle piyasaya sundukları bu teknolojik ürünlerin kullanımı ülkemizde de son yıllarda artış göstermektedir. Hemen hemen her kesimden kullanıcıya sahip 50 olan bu teknolojik ürünlerin, kullanıcıları tarafından tercih edilme sebeplerini ve kullanım alışkanlıklarını ortaya koymak araştırmanın sorununu oluşturmaktadır. 3.1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi Araştırma, Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı temel alınarak, farklı yaş, cinsiyet, ekonomik gelir, eğitim durumuna sahip kişilerin akıllı cep telefonu kullanım nedenlerini ve alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Araştırma kapsamında, katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübeleri, akıllı cep telefonu ile günlük konuşma süreleri, günlük SMS gönderim sayısı, akıllı cep telefonu değiştirme nedenleri, akıllı cep telefonu satın alma tercihlerinde etkili olan faktörler, akıllı cep telefonunda yer alan özellikleri kullanım sıklığı ve akıllı cep telefonu kullanım nedenlerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Yine katılımcıların cinsiyete göre akıllı cep telefonu kullanım neden ve alışkanlıklarında farklılık olup olmadığını tespit etmek de çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda çalışmanın amacı şu şekilde ifade edilebilir: • Akıllı cep telefonlarının kullanıcılar tarafından tercih edilme nedenlerini ortaya koymak. • Kullanıcıların akıllı cep telefonlarını kullanım alışkanlıklarını ve bu telefonları en çok hangi amaçla kullandıklarını saptamaktır. Bu bağlamda çalışmanın önemi, akıllı cep telefonlarının kullanıcılar tarafından hangi amaç ve şekillerde kullanıldığını ortaya koymasıdır denilebilir. Çalışma akıllı cep telefonu kullanımı ile ilgili az sayıdaki araştırma arasında yer alması açısından da önemlidir. 3.1.3. Araştırmanın Modeli Bu araştırmada, genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada, akıllı cep telefonu kullanıcılarının bu ürünleri kullanım alışkanlıklarını ortaya koymaya yönelik veriler anket formu ile toplanmıştır. Araştırma, 2014 yılının Ekim-Kasım ayları arasında gerçekleştirilmiştir. 51 3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi Araştırmanın evreni, İstanbul ili Üsküdar ilçesi sınırları içinde akıllı cep telefonu kullanan kişilerden oluşmaktadır. Araştırmanın Üsküdar’da yapılmasındaki en önemli etken ilçenin temsil kabiliyetinin yüksek olmasıdır. Bunun yanında gerek ekonomik özellikleri gerek konumu gerekse tarihi yapısıyla önde gelen ilçeler arasında yer alması araştırmanın evrenini oluşturmasında önemli bir etkendir. Araştırmada amaçlı örneklem yöntemi kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme (purposive sampling), araştırmacının kota örneklemesinde olduğu gibi belli bir örneklem sayısına gelinceye kadar en yakını, sevdiği, beğendiği, hoşlandığı, çevresinden kişileri örnekleme almasıdır. ‘’Uygun örneklem’’ yöntemine benzerlik göstermekle birlikte aradaki önemli fark, örnekleme seçilen kişilerin ya da objelerin, araştırmacının amaçlarına en uygun yanıtı verebilecek birey ve objeler arasından seçilmesidir (Aziz, 2014: 55). Bu bağlamda ilçede bulunan 582.666 (http://www.uskudar.bel.tr/tr/main/pages/sayilarla-uskudar/29) kişi arasından seçilen akıllı cep telefonu kullanıcısı 500 kişi ise araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. 3.1.5. Araştırmada Kullanılan Soru Formu ve Ölçüm Araçları Çalışma, toplamda 75 soruyu içeren 8 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm cep telefonu kullanım tecrübesini ölçmeye yönelik sorulardan oluşmaktadır. İkinci bölüm ise araştırmaya katılanlardan akıllı cep telefonu kullanım tecrübelerine yönelik sorulardan oluşmaktadır. Üçüncü bölüm katılımcıların akıllı cep telefonu satın almalarında etkili olan faktörleri ortaya koymaya yönelik sorulardan oluşmaktadır. Dördüncü bölümde ise katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme nedenlerini ve sürelerini ifade eden sorulara yer verilmiştir. Beşinci bölümde katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan teknik özellikler 5 likert formunda hazırlanmış sorular ile ölçülmeye çalışılmıştır. Bu ölçekte katılımcılardan ‘’1. Hiç Önemli Değil’’, ‘’2. Önemsiz’’, ‘’3. Ne Önemli Ne Önemsiz’’, ‘’4. Önemli’’, ‘’5. Çok Önemli’’ aralığında yanıtlar alınmaya çalışılmıştır. Araştırmanın altıncı bölümünde katılımcılardan akıllı cep telefonlarında yer alan özellikleri hangi sıklıkla kullandıkları yine 5 likert formatında ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu 52 bölümde ‘’1.Hiç’’, ‘’2. Nadiren’’, ‘’3. Ara Sıra’’, ‘’4. Çoğu Zaman’’, ‘’5. Her Zaman’’ şeklinde ifade etmeleri istenmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların akıllı cep telefonu kullanma nedenlerini ölçmeye yönelik sorular yöneltilmiştir. ‘’1. Hiç Katılmıyorum’’, ‘’2. Katılıyorum’’, ‘’3. Kararsızım’’, ‘’4. Katılıyorum’’, ‘’5. Kesinlikle Katılıyorum’’ şeklinde ifade etmeleri istenmiştir. Son bölümde ise katılımcıların yaş, cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu, meslek ve ekonomik gelir gibi sosyo- demografik özellikleri belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır. Araştırmada kullanılan soru formu Enes Bal tarafından hazırlanan Teknoloji Çağında Cep Telefonu Kullanım Alışkanlıkları ve Motivasyonlar: Selçuk Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir İnceleme isimli doktora tezinde kullanılmış ölçeğin akıllı cep telefonları için yeniden düzenlenmiş halidir. Ölçekte yer alan akıllı cep telefonu satın almada etkili faktörlere ilişkin soruların güvenilirlik değeri .786 olarak hesaplanmıştır. Ölçekte yer alan akıllı cep telefonu tercihinde etkili olan özelliklere ilişkin soruların güvenirlik değeri ise .876’dır. Akıllı cep telefonu özelliklerini kullanım sıklığına ilişkin soruların güvenilirlik değeri ise .812 olarak hesaplanmıştır. Ölçekte yer alan akıllı cep telefonu kullanım nedenlerine ilişkin soruların güvenilirlik değeri ise .917 olarak hesaplanmıştır. Soru Türleri Soru Ölçekteki Sayısı Sıra Aralığı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi 7 1-7 Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi 5 8-12 Akıllı Cep Telefonu Satın Almada Etkili Faktörler 5 13-17 Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Nedenleri ve Süresi 2 18-19 Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Teknik Özellikler 22 20-41 Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanım Sıklığı 11 42-52 Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanım Nedenleri 17 53-69 Demografik Özellikler 6 70-75 53 3.1.6. Elde Edilen Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatiksel Analiz Yöntemleri 3.1.6.1. Frekans Analizi Frekans analizi, araştırmanın evrenini ya da örneklemini oluşturan tüm birimlerden sağlanan verilerin düzenlenmesi ve verilerin tümünü temsil edecek değerlerin bulunmasını içerir. Frekans dağılımı, yüzde dağılımı, mod, medyan, ortalama, standart sapma, korelasyon vb. gibidir ( Ekiz, 2009: 136). 3.1.6.2. Ki- Kare Testi Bu test gözlenen frekansların, kuramsal sonuçlara ne kadar uyum sağladığını araştırır. Gözlenen frekanslar kurumsal sonuçlara yakın olduğu takdirde, değişkenler arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığı ve iki değişkenin birbirinden bağımsız olduğu kabul edilir, gözlenen frekanslarla kuramsal sonuçların birbirinden uzak olduğu durumda ise iki değişken arasında anlamlı bir ilişkiden söz edilir (Aziz, 2014: 174). Başka bir deyişle bu test, değişkenin sınıflayıcı seçeneklerine göre yapılan bir ölçümde beliren çapraz dağılıma bakarak söz konusu değişkenler arasında gözlenen bağlantıyı hesaplama yoludur (Arslantürk, 1995: 143). Bu testin uygulanabilmesi için iki temel önkoşul söz konusudur: 1. Gözlemler birbirinden bağımsız olmalıdır. 2. Hücrelerde beklenen frekanslar 5’ten küçük olmamalıdır. Çok büyük çapraz tablolarda, bu koşul “hücrelerin % 20’sinden fazlasında beklenen frekanslar 5’ten küçük olmamalıdır.’’ Şeklindedir. Ancak çapraz tablodaki hücre sayısı ne olursa olsun, hiçbir hücrenin beklenen değeri 1’in altında olmamalıdır (İslamoğlu ve Alnıaçık, 2013: 413). En çok kullanılan ki kare testi iki süreksiz değişken arasında ilişki olup olmadığını görmek amacıyla yapılmaktadır (Akbulut, 2010: 176). Ki kare testi frekansların yer aldığı kategorilerin sürekli olmaktan çok süreksiz olması durumunda daha uygundur. Ayrıca özellik ya da karakteristikler gerçekte sürekli iken kategorilendirildiğinde de uygun bir tekniktir (Balcı, 2004: 231). 54 3.1.6.3. Bağımsız Örneklem T- Testi İki bağımsız ölçümle elde edilmiş iki ayrı ortalama arasındaki ayırımın anlamlı olup olmadığını araştırmanın bir istatistik test etme yoludur. Bu test iki ölçüm arasındaki ayırımın vasıflandırarak bağlanma ihtimalini gösteren bir işlemdir. T testi veri sayısının 30’un altında olan gözlemden oluşmuş dağılımlarda uygulanır. T değeri, en genel anlamıyla iki ortalama arasındaki farkın, bu farkın standart hatasına oranıdır (Arslantürk, 1995:122). Varsayımları: 1. Bağımlı değişkene ait ölçümler ya da puanlar, aralık ya da oran ölçeğindedir ve karşılaştırmaya esas iki grup ortalaması aynı değişkene aittir. 2. Bağımlı değişkene ilişkin ölçümlerin dağılımı her iki grupta da normaldir. 3. Ortalama puanları karşılaştırılacak örneklemler ilişkisizdir (Büyüköztürk, 2005: 39). 3.1.7. Araştırma Soruları ve Hipotezler Araştırma Sorusu 1: Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübesi nedir? Araştırma Sorusu 2: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi nedir? Araştırma Sorusu 3: Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu tecrübesi nedir? Hipotez 1: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 4: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonları ile günlük konuşma süresi nedir? Hipotez 2: Katılımcıların cinsiyete göre akıllı cep telefonları ile günlük konuşma süresi anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 5: Araştırmaya katılanların bir sesli arama süresi nedir? 55 Hipotez 3: Katılımcıların bir sesli arama süresi cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 6: Araştırmaya katılanların günlük SMS gönderim sayısı nedir? Hipotez 4: Katılımcıların günlük SMS gönderim sayısı cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 7: Katılımcıların akıllı cep telefonu ile aylık görüşme gider durumu nedir? Hipotez 5: Katılımcıların akıllı cep telefonu ile aylık görüşme gider durumu cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 8: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme nedenleri nelerdir? Araştırma Sorusu 9: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme süreleri nedir? Hipotez 6: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme süreleri cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 10: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu satın alma davranışlarını etkileyen unsurlar nelerdir? Hipotez 7: Katılımcıların akıllı cep telefonu alırken etkilendikleri unsurlar cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 11: Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özelliklerin betimleyici istatiksel dağılımı nedir? Hipotez 8: Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özelliklere verilen önem cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 12: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu özellikleri kullanım sıklığının betimleyici istatistik dağılımı nedir? 56 Hipotez 9: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu özellikleri kullanım sıklığı cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırma Sorusu 13: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri nelerdir Hipotez 10: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. 3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUM 3.2.1. Katılımcıların Cinsiyeti Araştırmaya katılanların cinsiyet dağılımları frekans analizi ile ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Araştırmaya katılan 500 kişiden 499’u soruyu yanıtlamıştır. Tablo 1’de görüldüğü gibi katılımcıların 259’unu erkekler, 240’ını ise kadınlar oluşturmaktadır. Bu bilgilere göre araştırmaya katılanların % 51,8’ini erkekler oluştururken, % 48’ini ise kadınlar oluşturmaktadır. Erkek katılımcıların oranının daha yüksek olduğu görülse de, örneklemin cinsiyet bakımından dengesiz bir dağılıma sahip olmadığı görülmektedir. Tablo 1: Katılımcıların Cinsiyete Göre Yüzdelik Dağılımı Cinsiyet Sayı Yüzde Geçerli Toplamlı Yüzde Yüzde Kadın 240 48,0 48,1 48,1 Erkek 259 51,8 51,9 100,0 Toplam 499 99,8 100,0 1 ,2 Cevapsız Genel Toplam 500 100,0 57 3.2.2. Katılımcıların Yaşı Çalışma kapsamında veri toplanan bir diğer sosyo-demografik değişken ise yaş değişkenidir. Her yaş grubundan katılımcı ile gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre Tablo 2’de yer alan bilgiler ortaya çıkmıştır. Buna göre, araştırmaya katılanların yaşları 15 ile 68 yaş arasında değişim göstermektedir. Katılımcıların yaş ortalaması ise 29.68 olarak tespit edilmiştir. Tablo 2: Katılımcıların Yaşına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N Katılımcıların Yaşı 497 En Düşük En Yüksek Ortalama 15,00 68,00 29,6801 Std. Sapma 11,36812 3.2.3. Katılımcıların Öğrenim Durumu Katılımcılara yöneltilen sosyo-demografik değişkenlere yönelik bir diğer soru, katılımcıların öğrenim durumlarıdır. Araştırmaya katılanların öğrenim durumu dağılımı incelendiğinde, %42’sinin üniversite, % 29, 2’sinin lise, 14,6’sının yüksek okul (ön lisans), % 7,6’sının yüksek/ lisans/ doktora, 3,8’inin ortaokul, %2,4’ünün ise ilkokul mezunu olduğu görülmektedir. 58 Tablo 3: Katılımcıların Öğrenim Durumuna İlişkin Yüzdelik Dağılımlar Katılımcıların Öğrenim Durumu Sayı Yüzde Geçerli Toplamlı Yüzde Yüzde İlkokul 12 2,4 2,4 2,4 Ortaokul 19 3,8 3,8 6,2 146 29,2 29,3 35,5 73 14,6 14,7 50,2 210 42,0 42,2 92,4 38 7,6 7,6 100,0 498 99,6 100,0 500 100,0 Lise Yüksekokul (ön lisans) Üniversite (Lisans) Yüksek Lisans/ Doktora Toplam Genel Toplam 3.2.4. Katılımcıların Meslekleri Sosyo- demografik değişkenler içerisinde ele alınan bir diğer değişken ise katılımcıların meslekleri olmuştur. Tablo 4’te görüldüğü gibi katılımcıların % 36, 6’sını öğrenciler, % 24,2’sini özel sektör çalışanları, % 12,2’sini devlet memurları, % 8,2’sini serbest meslek çalışanları, % 4’ünü ev hanımları, %3,8’ini emekliler, % 2’sini esnaflar, % 1,6’sını işsiz/iş arayanlar, % 1,4’ünü ise işçiler oluşturmaktadır. Katılımcıların % 5,8’i ise diğer seçeneğini işaretlemiştir. Tablo 4: Katılımcıların Mesleklere Göre Yüzdelik Dağılımı Toplamlı Katılımcıların Meslekleri Devlet Memuru Sayı Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde 61 12,2 12,2 12,2 121 24,2 24,2 36,5 Serbest Meslek 41 8,2 8,2 44,7 Ev Hanımı 20 4,0 4,0 48,7 Özel Sektör Çalışanı 59 İşçi 7 1,4 1,4 50,1 Esnaf 10 2,0 2,0 52,1 Emekli 19 3,8 3,8 55,9 Öğrenci 183 36,6 36,7 92,6 8 1,6 1,6 94,2 29 5,8 5,8 100,0 Toplam 499 99,8 100,0 Cevapsız 1 ,2 500 100,0 İşsiz/ İş Arayan Diğer Genel Toplam 3.2.5. Katılımcıların Medeni Durumu Araştırma kapsamında katılımcılara yöneltilen bir diğer sosyo- demografik değişken, medeni durum ile ilgili sorudur. Tablo 5’te de görüldüğü gibi katılımcıların % 61,2’si bekâr iken, %38,6’sı evli olduğunu belirtmiştir. Tablo 5: Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımı Katılımcıların Medeni Durumu Sayı Yüzde Geçerli Toplamlı Yüzde Yüzde Evli 193 38,6 38,7 38,7 Bekâr 306 61,2 61,3 100,0 Toplam 499 99,8 100,0 1 ,2 500 100,0 Cevapsız Genel Toplam 3.2.6. Katılımcıların Aylık Gelir Durumları Araştırma kapsamında, katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini belirlemeye yönelik bir diğer değişken ise aylık gelir miktarını öğrenmeye yönelik 60 soru olmuştur. Tablo 6’da da görüldüğü gibi katılımcıların % 32,2’sinin 2001- 3000 TL, %21,6’sının 1001- 2000 TL, % 15’inin 3000- 4000 TL, %15’inin ise 4000 TL ve üzeri aylık gelire sahip oldukları görülmektedir. Katılımcıların % 12,2’sinin aylık gelir durumlarının ise 1000 TL ve altı olduğu belirlenmiştir. Tablo 6: Katılımcıların Aylık Gelir Durumlarına İlişkin Yüzdelik Dağılımı Katılımcıların Aylık Gelir Toplamlı Sayı Durumu Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde 1000 TL ve altı 61 12,2 12,7 12,7 1001-2000 TL 108 21,6 22,5 35,2 2001-3000 TL 161 32,2 33,5 68,8 3001-4000TL 75 15,0 15,6 84,4 4001 TL ve üzeri 75 15,0 15,6 100,0 Toplam 480 96,0 100,0 Cevapsız 20 4,0 500 100,0 Genel Toplam 3.2.7. Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübesini ortaya koymaya yönelik soruya verilen cevaplar incelendiğinde en düşük 1 yıl, en yüksek ise 22 yıl cevabının verildiği görülmektedir. Araştırmaya katılanların cep telefonu kullanım tecrübesinin ortalaması ise 10.52 yıl olarak tespit edilmiştir. 61 Tablo 7: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En N En Düşük Yüksek Ortalama Std. Sapma 496 1,00 22,00 10,5242 4,70326 Ne kadar zamandır cep telefonu kullanıyorsunuz? Araştırmaya katılanlar arasında cep telefonu kullanım tecrübesi açısından cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmemektedir ( t= -1,59; sd= 493; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde erkek katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübelerinin ortalaması 10.83 yıl, kadın katılımcıların ortalamasının ise 10.16 yıl olduğu görülmektedir. Tablo 8: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinin Cinsiyete Göre Farklılaşması Cinsiyet N X SD Cep Telefonu Kullanım Kadın 238 10.16 4.28 Tecrübesi Erkek 257 10.83 5.04 t-value -1.59 Sig. .112 62 3.2.8. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübelerini ortaya koymaya yönelik soruya verdikleri cevaplar Tablo 9‘da yer almaktadır. Buna göre katılımcılar en az 1 yıl, en çok ise 10 yıldır akıllı cep telefonu kullanmaktadırlar. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi ortalama 2.94 yıldır. Tablo 9: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N En En Ortala Düşük Yüksek ma Std. Sapma Akıllı cep telefonu kullanmaya ne 490 1,00 10,00 2,9449 1,67473 zaman başladınız? Katılımcıların cinsiyetine göre, akıllı cep telefonu kullanım tecrübeleri anlamlı farklılık göstermemektedir (t= -1,62; sd= 487; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçlarına göre kadınlar ortalama 2,81 yıldır akıllı cep telefonu kullanırken, erkeklerin ise 3,06 yıldır akıllı cep telefonu kullandıkları görülmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-1 reddedilmiştir. Tablo 10: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılık Cinsiyet N X SD Akıllı Cep Telefonu Kadın 235 2.81 1.66 Kullanım Tecrübesi Erkek 254 3.06 1.68 t-value -1.62 Sig. .105 63 Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarını kullanım tecrübelerine ilişkin veriler tablo 11’de yer almaktadır. Buna göre katılımcılar şu anda kullanmakta oldukları cep telefonlarını en düşük 1 yıl en yüksek ise 10 yıldır kullanmaktadırlar. Tablo 11: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N En Düşük En Yüksek Ortalama Std. Sapma Şu anda kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonunuzu ne 487 1,00 10,00 1,7967 1,20942 kadar süredir kullanmaktasınız? Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarını kullanım tecrübeleri cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermemektedir (t= -0.30; sd= 484; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde hem kadın katılımcılar hem de erkek katılımcılar kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu tecrübesi bakımından birbirine yakın değerlere sahiptir. Tablo 12: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılaşmalar Cinsiyet N X SD Kullanılmakta olan Akıllı Kadın 233 1.78 1.21 Cep Telefonu Tecrübesi Erkek 253 1.81 1.20 t-value -0.30 Sig. .763 64 3.2.9. Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresi Katılımcıların cep telefonlarını günlük kullanım süreleri tablo 13’te görüldüğü gibi, en az 1 dakika, en fazla ise 700 dakika olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların cep telefonu ile bir günde konuştuğu ortalama süre ise 51,86 dakikadır. Tablo 13: Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Sürelerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En Düşük N En Yüksek Ortalama Std. Sapma Gün içerisinde ortalama ne kadar süre cep telefonunuzla 497 1,00 700,00 51,8632 61,52050 konuşuyorsunuz? Katılımcıların cinsiyetine göre cep telefonu günlük kullanım sürelerinde anlamlı bir farklılık yoktur (t= 0,73; sd= 494; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçlarına göre kadınlar 53,58 dakika aritmetik ortalamaya sahip iken erkekler 49,53 dakika ortalamaya sahiptir. Bu sonuçlara göre Hipotez-2 reddedilmiştir. Tablo 14: Cinsiyete Göre Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresinde Farklılık Cinsiyet N X SD 66.90 Cep Telefonu Kadın 239 53.58 Kullanım Süresi Erkek 257 49.53 55.0 t-value Sig. 0.73 .461 65 Araştırmaya katılanların bir sesli arama süresine ilişkin veriler Tablo 15’te yer almaktadır. Buna göre katılımcıların bir sesli arama süresi en düşük 1 dakika en yüksek 160 dakika arasında değişmektedir. Tablo 15: Katılımcıların Bir Sesli Arama Süresine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N En En Düşük Yüksek Ortalama Std. Sapma Bir sesli aramanız ortalama ne kadar 468 1,00 160,00 9,6624 13,62504 sürede tamamlanıyor? Katımcıların cinsiyete göre bir sesli arama süresi anlamlı farklılık göstermektedir (t=4.48; sd= 465; p < .05). Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde kadınların 12.72 ortalama ile erkeklere oranla ( X =6.95)bir sesli arama süresinin daha uzun olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-3 doğrulanmıştır. Tablo 16: Cinsiyete Göre Bir Sesli Arama Süresinde Farklılaşmalar Cinsiyet N X SD Katılımcıların bir sesli Kadın 219 12.72 17.26 arama süresi Erkek 248 6.95 8.50 t-value 4.48 Sig. .000 66 3.2.10. Günlük Kısa Mesaj Gönderim Sayısı Katılımcıların günlük kısa mesaj (SMS) gönderim sayısına ilişkin veriler Tablo 17’de yer almaktadır. Buna göre katılımcılar, günde en az 1, en yüksek ise 1000 kısa mesaj göndermektedirler. Araştırmaya katılanların günlük SMS gönderim sayısının ortalaması ise 67,64’tür. Tablo 17: Katılımcıların SMS Gönderim Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En Düşük En Yüksek Ortalama N Std. Sapma Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj 412 1,00 1000,00 67,6456 170,53858 (SMS) gönderiyorsunuz? Katılımcıların cinsiyetine göre günlük SMS gönderim sayıları anlamlı farklılık göstermemektedir (t= 0,68; sd= 409; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçları göz önünde bulundurulduğunda kadınlar günde ortalama 73,84 SMS, erkekler ise 62,34 SMS göndermektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-4 reddedilmiştir. Tablo 18: Cinsiyete Göre SMS Gönderim Sayısında Farklılaşmalar SMS Gönderim Sayısı Cinsiyet N X SD Kadın 195 73.84 169.9 Erkek 216 62.34 171.63 t-value Sig. 0.68 .496 67 3.2.11. Günlük Kısa Mesaj Alım Sayısı Katılımcıların günlük kısa mesaj (SMS) alım sayısına ilişkin veriler Tablo 19’da yer almaktadır. Buna göre katılımcılar gün içerisinde en az 1 SMS, en fazla ise 3000 SMS almaktadırlar. Araştırmaya katılanların günlük ortalama SMS alım sayısı ise 73.17’dir. Tablo 19: Günlük SMS Alım Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En En Düşük N Yüksek Ortalama Std. Sapma Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj 474 1,00 3000,00 73,1709 248,45328 (SMS) alıyorsunuz? Araştırmaya katılanların cinsiyetine göre günlük SMS alım sayısı anlamlı farklılık göstermemektedir (t= 1.27; sd= 472; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçlarına göre kadın katılımcılar günde ortalama 88.71 SMS alırken, erkekler 59.48 SMS almaktadır. Tablo 20: Günlük SMS Alım Sayısında Cinsiyete Göre Farklılık SMS Alım Sayısı Cinsiyet N X SD Kadın 222 88.71 310.8 Erkek 252 59.48 175.70 t-value Sig. 1.23 .217 68 3.2.12. Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörleri ve Ödeme Özellikleri Tablo 21’de katılımcıların hangi GSM operatöründen hizmet aldıklarına ilişkin veriler yer almaktadır. Buna göre araştırmaya katılan akıllı cep telefonu kullanıcılarının % 43,8’i Turkcell, % 33,2’si Avea, %20,2’si Vodafone, % 1,2’si Bimcell, % 0,6’sı ise PTTCell şirketlerinden hizmet almaktadır. Tablo 21: Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörlerinin Yüzdelik Dağılımı Sayı Yüzde Toplamlı Yüzde Geçerli Yüzde Avea 166 33,2 33,5 33,5 Turkcell 219 43,8 44,2 77,8 Vodafone 101 20,2 20,4 98,2 Bimcell 6 1,2 1,2 99,4 Pttcell 3 ,6 ,6 100,0 495 99,0 100,0 5 1,0 500 100,0 Total Cevapsız Genel Toplam Tablo 22’de katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım hat türüne ilişkin veriler yer almaktadır. Bu bilgiler incelendiğinde katılımcıların % 60,8’inin faturalı hat kullandığı, % 37,6’sının faturasız hat kullandığı görülmektedir. Tablo 22: Katılımcıların Kullandıkları Hat Türüne Göre Yüzdelik Dağılımı Toplamlı Sayı Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde Faturalı 304 60,8 61,8 61,8 Faturasız 188 37,6 38,2 100,0 Total 492 98,4 100,0 500 100,0 Genel Toplam 69 3.2.13. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonları İle Aylık Görüşme Gider Durumu Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanımlarının aylık giderine ilişkin soruya verdikleri cevaba ilişkin veriler tablo 23’te yer almaktadır. Buna göre katılımcıların aylık harcama tutarları en düşük 5 TL, en yüksek ise 1000 TL olarak değişmektedir. Tablo 23: Akıllı Cep Telefonu İle Aylık Görüşme Tutarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En Düşük En Yüksek Ortalama N Std. Sapma Akıllı cep telefonu kullanımınızın aylık gideri 478 5,00 1000,00 50,7364 55,51117 ne kadardır? Katılımcıların cinsiyetine göre, akıllı cep telefonlarının aylık gider tutarı anlamlı farklılık göstermektedir (t= -2.50; sd= 475; p < .05). Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde ise erkek katılımcıların 56,58 TL ortalama ile kadın katılımcılara oranla ( X = 44,34) daha yüksek fatura ödedikleri görülmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-5 doğrulanmıştır. Tablo 24: Akıllı Cep Telefonu Kullanımının Aylık Gider Durumunun Cinsiyet Göre Farklılaşması Cinsiyet N Akıllı Cep Telefonu Kadın 227 44.34 27.78 Aylık Gider Durumu Erkek 250 56.58 71.62 X SD t-value Sig. -2.50 .013 70 3.2.14. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanımı ve Değiştirme Durumu Tablo 25’te araştırmaya katılanların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu markalarına ilişkin veriler yer almaktadır. Buna göre katılımcıların %44,6’sı Samsung, % 29,8’i Iphone, % 5’i Sony Ericson, % 4,4’ü Nokia, % 3,4.’ü LG, % 3,4’ü General Mobile, % 0.6’sı ise Blackberry markalı cep telefonuna sahiptir. % 8 oranında katılımcı ise bu markaların dışında kalan bir akıllı cep telefonu markasını kullanmaktadır. Tablo 25: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Markalarının Yüzdelik Dağılımı Akıllı Cep Telefonu Markaları Toplamlı Sayı Nokia Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde 22 4,4 4,4 4,4 Samsung 223 44,6 45,0 49,4 Iphone 149 29,8 30,0 79,4 Sony Ericson 25 5,0 5,0 84,5 LG 17 3,4 3,4 87,9 General Mobile 17 3,4 3,4 91,3 3 ,6 ,6 91,9 40 8,0 8,1 100,0 496 99,2 100,0 4 ,8 500 100,0 Blackberry Diğer Toplam Cevapsız Genel Toplam Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarının yaklaşık değerine ilişkin veriler Tablo 26’da yer almaktadır. Buna göre, araştırmaya katılanların kullandıkları akıllı cep telefonlarının maddi değerleri 100 TL ile 4000 TL arasında değişmektedir. 71 Tablo 26: Katılıcıların Akıllı Cep Telefonlarının Yaklaşık Değerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N En En Düşük Yüksek Ortalama Std. Sapma Akıllı cep telefonunuzun yaklaşık değeri ne 486 100,00 4000,00 1310,7490 584,51226 kadardır? Katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme sürelerine ilişkin veriler tablo 27’de yer almaktadır. Tablo 27’de de görüldüğü gibi, katılımcıların %34’ü 2 yılda, % 30,4’ü 4 yıl ve üzeri sürede, % 26,6’sı 3 yılda, % 8,2’si ise 1 yıl ve altı sürede akıllı cep telefonlarını değiştirmektedir. Tablo 27: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Süreleri Sayı 1 yıl ve altı Yüzde Geçerli Toplamlı Yüzde Yüzde 41 8,2 8,3 8,3 2 yıl 170 34,0 34,3 42,5 3 yıl 133 26,6 26,8 69,4 4 yıl ve üstü 152 30,4 30,6 100,0 Toplam 496 99,2 100,0 4 ,8 500 100,0 Cevapsız Genel Toplam 72 Tablo 28’ de görüldüğü gibi kadınların %5,5’i 1 yıl ve daha kısa bir sürede, %31,5’i 2 yılda, % 25,6’sı 3 yılda, % 37,4’ü 4 yıl ve üzeri sürede akıllı cep telefonlarını değiştirmektedir. Erkeklerin ise % 10,9’u 1 yıl ve daha kısa bir sürede, % 37’si 2 yılda, % 28’i 3 yılda, % 24,1’i 4 yıl ve üzeri sürede akıllı cep telefonunu değiştirmektedir. Bu sonuçlara göre, erkek katılımcıların kadın katılımcılara göre akıllı cep telefonlarını daha kısa sürede değiştirdikleri görülmektedir. Ki- kare analiz sonuçlarına göre bu farklılaşmanın anlamlı olduğu görülmektedir ( X²= 12.86; sd= 3; p<.05). Tablo 28: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Süresinin Yüzdelik Dağılımı Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme sürenizi ifade eder? 1 yıl ve Cinsiyetiniz Kadın ? Erkek Total altı 2 yıl 3 yıl 4 yıl ve üstü Total 13 75 61 89 238 19,7 81,7 63,9 72,6 238,0 5,5% 31,5% 25,6% 37,4% 100,0% 31,7% 44,1% 45,9% 58,9% 48,1% 28 95 72 62 257 21,3 88,3 69,1 78,4 257,0 10,9% 37,0% 28,0% 24,1% 100,0% 68,3% 55,9% 54,1% 41,1% 51,9% 41 170 133 151 495 41,0 170,0 133,0 151,0 495,0 8,3% 34,3% 26,9% 30,5% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% Tablo 29’da yer alan verilere göre katılımcıların % 45,6’sı akıllı cep telefonlarını eskidiği için, % 35,2’si bozulduğu için, % 11,8’i bir üst modeli piyasaya çıktığı için, %2,8’i bağlantı sorunu yaşadığı için,% 1,2’si bataryası çabuk bittiği için, % 0,8’i boyutu büyük olduğu için değiştirdiğini ifade etmiştir. 73 Tablo 29: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Nedenlerinin Yüzdelik Dağılımı Sayı Eskidiği İçin Bir Üst Modelinin Piyasaya Çıkması Boyutu Büyük Olduğu İçin Bağlantı Sorunu Yaşadığım İçin Bozulduğu İçin Bataryası Çabuk Bittiği İçin Diğer Toplam Cevapsız Genel Toplam Yüzde Geçerli Toplamlı Yüzde Yüzde 228 45,6 45,9 45,9 59 11,8 11,9 57,7 4 ,8 ,8 58,6 14 2,8 2,8 61,4 176 35,2 35,4 96,8 6 1,2 1,2 98,0 10 2,0 2,0 100,0 497 99,4 100,0 3 ,6 500 100,0 3.2.15. Akıllı Cep Telefonu Satın Alımında Etkili Unsurlar Katılımcıların akılı cep telefonu satın alırken önem verdikleri unsurlar tablo 30’da yer almaktadır. Tablo incelendiğinde katılımcılardan % 90’ının akıllı cep telefonu satın alırken ilk sırada teknik özelliklere önem verdikleri görülürken, %2,6 oranındaki katılımcı teknik özellikleri önemsememektedir. % 5.2 oranındaki katılımcı ise teknik özellikleri ne önemli ne de önemsiz bulmamaktadır. Tasarım, şekil ve görünüm katılımcıların % 78,6’sı tarafından önemli bulunurken, % 4 oranındaki katılımcı için ise tasarım, şekil ve görünüm önemli görülmemektedir. Katılımcıların %78,6’sı akıllı cep telefonu satın alırken satış sonrası hizmetlere, % 75,4’ü ise cihazın markasına önem vermektedir. Satın alma tercihlerinde en düşük orana sahip unsur ise model olmuştur. Buna göre katılımcıların akıllı cep telefonu satın alma tercihlerinde model % 74,4 ile son sırada yer almaktadır. 74 Tablo 30: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurların 25.4 64.6 4.54 0.76 1.6 2.4 12.2 29.6 49.0 4.28 0.90 4.2 4.0 11.2 24.2 4.21 1.08 SD 5.2 Ne Önemsiz 1.4 Ne Önemli 1.2 Önemsiz Çok Önemli Teknik Özellikler Değil X Hiç Önemli Önemli Betimleyici İstatistikleri Tasarım, Şekil ve Görünüm Satış Sonrası Hizmetler 54.4 Marka 4.8 2.2 13.0 34.8 40.6 4.09 1.04 Model 5.0 2.4 12.8 35.0 39.4 4.07 1.06 Araştırmaya katılanların cinsiyete göre akıllı cep telefonu satın almasında etkili unsurların arasında ‘marka’ (t= 2.22; sd= 474; p < .05), ‘tasarım, şekil ve görünüm’ (t= 2.41; sd= 471; p < .05) unsurlarına verdikleri önem anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılan kadın katılımcılar akıllı cep telefonu satın alırken marka ve tasarım, şekil ve görünüm gibi unsurlara erkek katılımcılara oranla daha fazla önem atfetmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-7 kısmen doğrulanmıştır. 75 Tablo 31: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurlarda Farklılaşmalar Model Marka Tasarı Şekil Görünüm Teknik Özellikler Satış Sonrası Hizmetler Cinsiyet N X SD Kadın 227 4,14 0,91 Erkek 245 4,00 1,17 Kadın 231 4,19 0,91 Erkek 245 3,98 1,15 Kadın 233 4,39 0,80 Erkek 240 4,19 0,98 Kadın 238 4,48 0,78 Erkek 250 4,59 0,74 Kadın 235 4,24 1,04 Erkek 244 4,18 1,12 t-value Sig. 1.50 .134 2.22 .027 2.41 .016 -1.62 .105 0.66 .504 3.2.16. Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Unsurlar Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özellikler ve bu özelliklere verdikleri öneme ilişkin verilere tablo 32’de yer verilmiştir. Buna göre akıllı cep telefonu tercih edilirken etkili olan özelliklerin başında ‘internete bağlanmak’ özelliğinin yer aldığı görülmektedir. Bu özelliği ‘arama yapmak’, ‘fotoğraf ve video çekmek’, ‘sosyal ağlara bağlanmak’ ve ‘işletim sistemi’ takip etmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını tercih etmelerinde en az öneme sahip etken ise ‘reklamların etkisi’ olarak görülmektedir. Tablo 26’da da görüldüğü gibi; ‘internete bağlanmak’ katılımcıların % 88,8’i tarafından önemsenmekte, % 5,2’si tarafından ise önemsiz görülmektedir. % 5 oranında katılımcı ise akıllı cep telefonlarının internete bağlanma özelliklerini ne önemli ne de önemsiz bulmamaktadır. ‘Arama yapma’ özelliği katılımcıların % 85,4’ü tarafından önemsenirken, % 6,2’si tarafından önemsenmemektedir. Akıllı cep telefonlarının ‘fotoğraf/ video çekme’ özelliği katılımcıların % 87,8’i tarafından önemsenirken, % 3,6’sı tarafından önemsenmemektedir. Kullanıcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkisinin en az olduğunu belirttiği etken ise ‘reklamların etkisi’ olarak görülmektedir. 76 Buna göre ‘reklamların etkisi’ katılımcıların % 25,6’sı tarafından önemsenen bir etken olarak görülmektedir. Tablo 32: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Teknik Hiç Önemli Değil Önemsiz Ne Önemli Ne Önemsiz Önemli Çok Önemli Özelliklere İlişkin Betimleyici İstatistikler X İnternete bağlanmak 3.4 1.8 5.0 23.6 65.2 4.46 0.93 Arama Yapmak 3.0 3.2 6.4 18.6 66.8 4.45 0.97 Fotoğraf/ video çekmek 1.4 2.2 8.2 30.8 57.0 4.40 0.84 Sosyal ağlara bağlanmak 3.8 3.8 7.4 23.2 60.0 4.34 1.03 İşletim sistemi 5.4 5.4 12.8 30.0 44.4 4.04 1.14 Herhangi bir uygulama 5.0 5.4 15.2 33.0 39.4 3.98 1.11 e-posta kullanmak 6.8 5.6 15.6 29.6 40.4 3.93 1.19 Satış sonrası hizmetler 7.4 9.4 16.6 28.0 36.4 3.78 1.25 Haber okumak 5.6 7.2 23.6 30.4 31.4 3.76 1.14 Yol tarifi/ harita kullanmak 7.6 7.8 19.0 30.4 33.4 3.75 1.22 Müzik dinlemek 7.8 8.0 19.8 29.0 33.0 3.73 1.23 İndirim 6.4 8.2 21.8 30.6 30.6 3.72 1.17 Video paylaşım sitelerine 9.0 8.8 21.6 26.8 32.2 3.65 1.26 Ağırlık 6.4 8.8 24.2 33.8 24.8 3.63 1.14 Ürün aramak 7.8 11.0 23.8 27.0 28.2 3.58 1.23 Ödeme koşulları 12.2 13.6 20.8 25.4 25.4 3.39 1.33 Arkadaş tavsiyesi 11.2 12.6 25.6 26.6 22.4 3.36 1.27 Oyun oynamak 16.2 12.0 23.2 19.0 27.4 3.30 1.41 Online bankacılık hizmetleri 15.6 13.0 22.2 20.2 26.2 3.28 1.40 Alternatif ödeme koşulları 15.0 15.4 21.4 25.4 19.8 3.20 1.34 SD kullanmak erişmek 77 Satış görevlisinin olumlu etkisi 14.8 16.2 26.4 19.8 20.6 3.15 1.33 Reklamların Etkisi 21.4 21.8 28.0 14.2 11.4 2.71 1.28 Araştırmaya katılanların cinsiyetlerine göre akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özellikler arasında ‘fotoğraf/ video çekmek’ (t= 3.48; sd= 495; p <.05), ‘müzik dinlemek’ (t= 6.00; sd= 485; p < .05), ‘sosyal ağlara bağlanmak’ (t= 3.37; sd= 488; p < 0.5), ‘arama yapmak’ (t= 3.18;sd= 487; p < .05), ‘yol tarifi/ harita kullanmak’ (t= -3.41; sd= 488; p < .05), online bankacılık işlemleri (t= -2.48; sd; 482; p <. 05), ‘haber okumak’ (t= -2.12; sd= 488; p < .05), ‘ağırlık’ (t= 2.81; sd= 487; p < .05), ‘indirim’ (t= 2.05; sd= 485; p <.05), ‘satış görevlisinin olumlu etkisi’ (t= 2.10; sd= 486; p<.05) değişkenlerine verdikleri önem, anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılanlar arasında kadınlar, erkeklere göre fotoğraf ve video çekmek, müzik dinlemek, sosyal ağlara bağlanmak, arama yapmak, ağırlık, indirim, satış görevlisinin olumlu etkisi gibi özelliklere daha fazla önem vermektedirler. Erkek katılımcılar ise akıllı cep telefonlarından haber okuma, yol tarifi/ harita kullanma, online bankacılık işlemleri gibi özelliklere kadın katılımcılara oranla daha çok önem vermektedirler. Bu sonuçlara göre Hipotez-8 kısmen doğrulanmıştır. Tablo 33: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Özelliklere Verilen Önemdeki Farklılaşmalar Fotoğraf / video çekmek Müzik dinlemek Sosyal ağlara bağlanmak Arama yapmak Cinsiyet N X SD Kadın 239 4.53 0.71 Erkek 258 4.27 0.92 Kadın 235 4.06 1.05 Erkek 252 3.42 1.29 Kadın 235 4.50 0.89 Erkek 255 4.19 1.13 Kadın 233 4.60 0.74 Erkek 256 4.32 1.12 t-value Sig. 3.52 .000 6.00 .000 3.37 .001 3.18 .002 78 Oyun oynamak İnternete bağlanmak e-posta kullanmak Yol tarifi/ harita kullanmak Online bankacılık işlemleri Ödeme koşulları, indirimde olması Reklamların etkisi Alternatif ödeme koşulları Haber okumak Video paylaşım sitelerine erişmek Ürün aramak Herhangi bir uygulama kullanmak İşletim sistemi Ağırlık İndirim Satış sonrası hizmetler Kadın 235 3.37 1.37 Erkek 253 3.23 1.44 Kadın 236 4.42 1.00 Erkek 258 4.50 0.86 Kadın 234 3.83 1.20 Erkek 255 4.01 1.18 Kadın 234 3.55 1.22 Erkek 256 3.93 1.19 Kadın 230 3.12 1.34 Erkek 254 3.44 1.44 Kadın 234 3.34 1.32 Erkek 252 3.44 1.35 Kadın 230 2.78 1.26 Erkek 253 2.66 1.30 Kadın 230 3.25 1.30 Erkek 254 3.15 1.38 Kadın 233 3.64 1.15 Erkek 257 3.86 1.12 Kadın 235 3.74 1.19 Erkek 256 3.57 1.33 Kadın 233 3.60 1.21 Erkek 255 3.56 1.25 Kadın 234 4.04 1.06 Erkek 255 3.93 1.15 Kadın 234 4.04 1.06 Erkek 255 4.04 1.21 Kadın 234 3.78 1.03 Erkek 255 3.49 1.22 Kadın 234 3.84 1.10 Erkek 253 3.62 1.23 Kadın 234 3.79 1.20 Erkek 254 3.77 1.29 1.10 .270 -0.90 .368 -1.61 .107 -3.41 .001 -2.48 .013 -0.81 .419 1.04 .295 0.80 .420 -2.12 .034 1.49 .136 0.36 .718 1.04 .295 0.00 1.00 2.81 .005 2.05 .041 0.20 .835 79 Satış görevlisinin olumlu etkisi Arkadaş tavsiyesi Kadın 234 3.29 1.26 Erkek 254 3.03 1.39 Kadın 235 3.41 1.22 Erkek 256 3.32 1.32 2.10 .036 0.77 .442 3.2. 17. Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Tercih Edilen Özellikler Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanımına ilişkin veriler Tablo 34’de yer almaktadır. Tabloda yer alan verilere göre ‘internete bağlanma’, ‘konuşma/ görüntülü konuşma’, ‘takvim saat, alarm, hesap makinesi’ gibi özellikler araştırmaya katılan akıllı cep telefonu kullanıcıları tarafından en çok kullanılan özellikler arasında yer almaktadır. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını en çok internete bağlanmak için; en az ise televizyon izlemek için kullandıkları görülmektedir. Bu verilere göre katılımcıların %83’ü akıllı cep telefonundan her zaman ve çoğu zaman internete bağlanmaktadır. Diğer yandan, %29.6 katılımcı ise akıllı cep telefonunu televizyon izlemek için kullanmaktadır. Tablo 34: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığına İlişkin Nadiren Ara sıra İnternete bağlanma Çoğu Zaman 3.8 3.4 8.4 15.2 67.8 4.41 1.04 Konuşma/ Görüntülü Konuşma 3.4 6.4 12.4 19.6 56.8 4.21 1.10 3.0 6.4 14.6 23.4 50.8 4.14 1.08 9.8 5.4 9.8 3.4 7.6 17.0 26.4 44.0 4.01 1.11 Takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikler Sosyal medya ortamlarına erişim (Facebook/ Twitter vb.) Ses/Fotoğraf/Video gönderme özellikleri Her Zaman Hiç Betimleyici İstatistikler X SD 17.2 56.6 4.06 1.33 80 Kısa mesaj gönderme 6.4 10.6 23.0 18.2 40.8 3.77 1.26 Müzik dinleme 8.2 12.4 21.2 19.2 37.8 3.66 1.31 GPRS, Navigasyon 9.6 12.8 23.0 19.6 32.2 3.53 1.33 Radyo 20.2 19.0 19.0 13.2 26.0 3.05 1.49 Tv izleme 30.0 17.2 21.2 9.8 19.8 2.71 1.49 Araştırmaya katılanların cinsiyetine göre akıllı cep telefonu özellikleri arasında, kısa mesaj gönderme (t=3.60; sd= 492; p < .05), ses/ fotoğraf/ video gönderme özellikleri (t=3.45; sd= 489; p < .05), müzik dinleme (t= 4.86; sd= 491; p <.05), radyo dinleme (t= 4.16; sd= 484; p <0.5), TV izleme (t= 2.34; sd= 487; p < .05), sosyal medya ortamlarına erişim sağlama (t= 2.74; sd= 491; p < .05), takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikleri (t= 2.81; sd= 488; p < .05) kullanım sıklığı anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılan kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla akıllı cep telefonlarının kısa mesaj gönderme, ses/ fotoğraf/ video gönderme, müzik dinleme, radyo dinleme, TV izleme, sosyal medya ortamlarına erişim sağlama, takvim, saati alarm, hesap makinesi gibi özelliklerini daha sık kullanmaktadır. Bu sonuçlara göre Hipotez- 9 kısmen doğrulanmıştır. Tablo 35: Katılımcıların Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığında Farklılaşmalar Cinsiyet N X SD Kadın 235 4.30 0.96 Erkek 257 4.13 1.22 Kadın 236 3.98 1.21 Erkek 258 3.58 1.27 Ses/Fotoğraf / Video Kadın 235 4.19 1.04 gönderme özellikleri Erkek 256 3.85 1.15 Konuşma/ Görüntülü konuşma Kısa mesaj gönderme t-value Sig. 1.72 .086 3.60 .000 3.45 .001 81 Kadın 237 3.96 1.20 Erkek 256 3.39 1.36 Kadın 232 3.35 1.49 Erkek 254 2.79 1.44 Kadın 236 4.48 1.00 Erkek 256 4.35 1.07 Kadın 234 2.88 1.48 Erkek 255 2.56 1.49 Sosyal medya ortamlarına erişim Kadın 236 4.23 1.22 sağlama (Facebook/Twitter vb.) Erkek 257 3.91 1.41 GPRS, Navigasyon (Uydu Kadın 232 3.43 1.35 üzerinden haritada yol bulma) Erkek 253 3.62 1.31 Takvim, saat, alarm, hesap Kadın 234 4.29 1.03 makinesi gibi özellikler Erkek 256 4.01 1.12 Müzik dinleme Radyo dinleme İnternete bağlanma TV izleme 4.86 .000 4.16 .000 1.35 .175 2.34 .019 2.74 .006 -1.52 .127 2.81 .005 3.2.18. Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenleri Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerine ilişkin veriler Tablo 36’da yer almaktadır. Aritmetik ortalamalar incelendiğinde en yüksek ortalamaya sahip değişkenin ‘’ Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor.’’ olduğu görülmektedir. İkinci sırada ‘’Fonksiyonları sayesinde birçok araca ihtiyaç kalmıyor’’ değişkeni yer almaktadır. Bu değişkeni ‘’Olup bitenler hakkında çevremdekileri kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor’’ değişkeni takip etmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını kullanım nedenleri arasında yer alan ve en az öneme sahip etkenler ise ‘Son model bir akıllı telefon ilgileri üzerime çeker’ ve ‘’Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’’ seçenekleridir. 82 Tablo 36: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerine İlişkin Maddelerin Betimleyici İstatistikleri Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Etkili Faktörler X SD 4,42 0,86 4,31 1,02 4,23 0,92 4,17 0,99 3,99 1,09 3,94 1,16 Haber, hava durumu ve benzeri hizmetleri sunuyor. 3,90 1,09 Akıllı cep telefonu kullanmak beni rahatlatıyor. 3,26 1,29 Son model bir telefon kullanmak hoşuma gidiyor. 3,22 1,34 Her yerde her zaman bana güven veriyor. 3,09 1,34 Mesajlaşarak ya da internette chat yaparak rahatlıyorum. 2,98 1,39 2,96 1,38 2,79 1,35 2,72 1,39 Kendimi daha az yalnız hissettiriyor. 2,72 1,37 Son model bir akıllı telefon ilgileri üzerime çeker. 2,24 1,40 2,20 1,36 Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor. Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3, player vb. ihtiyaç kalmıyor. Olup bitenler hakkında çevremdekileri kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor. İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor. Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum. İnsanlarla son teknolojik özellikler ile iletişim kurmamı sağladığı için. Son model bir akıllı telefon, kişinin imajına olumlu katkı sağlar. Çevremde prestij edinmemi sağlıyor. Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak sosyal bir statü göstergesidir. Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum. 83 Araştırmaya katılanların cinsiyetine akıllı cep telefonu kullanım nedenleri arasında ‘İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor’ (t= 2.56; sd= 484; p<.05), ‘Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum’ (t=3.69; sd=486; p < .05), ‘Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3 player vb.) ihtiyaç kalmıyor’ (t= 4.14; sd= 485; p <.05), ‘Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’ (t= -2.23; sd= 488; p < .05) değişkenleri anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılan kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla, iletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor, Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum, Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3 player vb.) ihtiyaç kalmıyor, gibi nedenlere daha çok önem vermektedir. Erkek katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerinden ‘Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’ değişkenine kadın katılımcılara oranla daha fazla önem atfettikleri görülmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez- 10 kısmen doğrulanmıştır. Tablo 37: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerinde Cinsiyete Göre Farklılaşmalar Cinsiyet N X SD Çevremde olup bitenler hakkında Kadın 236 4,48 0,76 kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor. Erkek 257 4,37 0,94 Son model bir akıllı telefon, kişinin Kadın 236 2,88 1,37 imajına olumlu katkı sağlar. Erkek 253 3,04 1,38 İnsanlarla son teknolojik özellikler ile Kadın 227 4,02 1,11 iletişim kurmamı sağladığı için. Erkek 251 3,86 1,19 zaman sınırlamasını ortadan Kadın 235 4,29 0,91 kaldırıyor. Erkek 251 4,06 1,05 Olup bitenler hakkında çevremdekileri Kadın 236 4,32 0,86 Erkek 255 4,16 0,96 t-value Sig. 1.36 .173 -1.29 .196 1.52 .128 2.56 .011 1.94 .053 İletişime geçmem için mekan ve kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor. 84 Çevremde prestij edinmemi Kadın 233 2,80 1,35 sağlıyor. Erkek 254 2,79 1,35 Çevremdeki kişilerle daha sık Kadın 233 4,18 0,99 iletişim kurabiliyorum. Erkek 255 3,82 1,15 Akıllı cep telefonu kullanmak Kadın 232 3,31 1,24 beni rahatlatıyor. Erkek 253 3,21 1,33 Her yerde her zaman bana Kadın 232 3,13 1,31 güven veriyor Haber, hava durumu ve benzeri Kadın hizmetleri sunuyor. Erkek Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak Kadın 3,91 1,07 3,88 1,11 232 2,71 1,38 Erkek 254 2,73 1,40 Son model bir telefon Kadın 234 3,32 1,33 kullanmak hoşuma gidiyor. Erkek 254 3,12 1,35 Kendimi daha az yalnız Kadın 235 2,72 1,34 hissettiriyor. Erkek 253 2,71 1,40 Mesajlaşarak ya da internette Kadın 232 3,02 1,37 chat yaparak rahatlıyorum. Erkek 251 2,94 1,41 Fonksiyonları sayesinde birçok araca Kadın 233 4,50 0,83 Erkek 254 4,13 1,14 Etrafımdaki insanlara akıllı cep Kadın 235 2,06 1,30 telefonumu göstermekten Erkek 255 2,33 1,41 sosyal bir statü göstergesidir. (kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3, player vb. ihtiyaç kalmıyor. hoşlanıyorum. 232 250 Son model bir akıllı telefon Kadın 235 2,11 1,33 ilgileri üzerime çeker. Erkek 255 2,36 1,45 0.09 .927 3.69 .000 0.89 .370 0.56 .571 0.25 .796 -0.09 .922 1.63 .104 0.09 .922 0.64 .521 4.14 .000 -2.23 .026 -1.95 .052 85 SONUÇ İnsan hayatını kolaylaştıran teknolojik ürünler, her geçen gün şaşırtıcı gelişmelerle karşımıza çıkmaya devam etmektedir. Bu teknolojik ürünlerin başında şüphesiz cep telefonları yer almaktadır. Akıllı cep telefonu olarak tüketicilerin hizmetine sunulan bu ürünler kullanıcıların aynı anda birden çok özelliğe ulaşabilmesini sağlamaktadır. Birçok üstün özelliği sayesinde hayatımızın vazgeçilmezi olan bu ürünler, iletişim teknolojisi alanının adeta gözbebeğidir. Genciyle yaşlısıyla kadınıyla erkeğiyle hemen hemen her kesimden kullanıcı tarafından ilgi gören akıllı cep telefonları, insanların iletişim kurma anlamında her türlü ihtiyacını karşılayabilecek güçte ve özelliktedir. Tüm bu özellikleri onu insan hayatının merkezine yerleştirmeye yetmektedir. Herhangi bir markanın piyasaya çıkaracağı yeni model akıllı cep telefonu deyim yerindeyse takipçileri tarafından dört gözle beklenmektedir. Akıllı cep telefonları toplumun her kesimi tarafından yakından takip edilmekte ve kullanıcılar bu ürünlere kayıtsız kalamamaktadır. Bu çalışma, insan hayatının merkezi konumunda kendine yer edinmiş, birçok insanın zamanının büyük bir bölümünü bu teknolojik iletişim aracı ile geçirdiği günümüzde bu teknolojiyi kullananların kullanım alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Farklı yaş, cinsiyet, meslek grubu ve gelir düzeyine sahip akıllı cep telefonu kullanıcısının bu ürünleri kullanım alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlayan çalışma, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımını temel almıştır. Bu bağlamda çalışma kapsamında İstanbul ili Üsküdar ilçesi özelinde 500 kişi ile saha araştırması gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarına dair verilere ulaşılmıştır. Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübelerinin ortalama 10 yıl olduğu görülmektedir. Bu noktada erkek ve kadın katılımcıların cep telefonu kullanım 86 tecrübelerinin benzer özelliklere sahip oldukları söylenebilir. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübelerinin ortalaması ise yaklaşık olarak 3 yıldır. Gerek kadın gerekse erkek katılımcılar bu noktada da birbirlerine yakın değerlere sahiptir. Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonları ile günlük konuşma sürelerinin yaklaşık olarak 52 dakika olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların günlük kısa mesaj (SMS) gönderim sayısı ise ortalama 67’dir.bu sonuçlar gösteriyor ki akıllı cep telefonu kullanıcıları bu iletişim araçlarını yoğun bir şekilde kullanmaktadırlar. Gerek cep telefonu gerekse akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi anlamında birbirlerine yakın değerlere sahip olan katılımcılar, günlük kullanım açısından da benzer özellikler göstermektedir. Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu değiştirme sıklığı incelendiğinde yüzde 34 oranında katılımcının akıllı cep telefonlarını 2 yılda bir değiştirdikleri görülmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme nedenleri arasında ilk sırada yer alan neden akıllı cep telefonlarının eskimiş olmasıdır. Katılımcıların yüzde 60’ı faturalı hat kullanırken, yaklaşık yüzde 38’i ise faturasız hat kullanmaktadır. Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanımına aylık harcama tutarları ise ortalama 50 TL’dir. Ayrıca erkek katılımcıların kadın katılımcılarla oranla daha yüksek fatura ödedikleri görülmektedir. Katılımcıların en fazla tercih ettikleri akıllı cep telefonu markası ise Samsung’tur. Katılımcıların akıllı cep telefonu satın alırken etkili olan unsurların başında teknik özellikler yer almaktadır. Katılımcılar teknik özelliklerden sonra en çok tasarım, şekil ve görünüme önem vermektedir. Ayrıca akıllı cep telefonu satın alırken kadın katılımcılar marka, tasarım şekil ve görünüm gibi özelliklere daha çok önem vermektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özelliklerin başında internete bağlanma özelliği yer almaktadır. Arama yapmak, fotoğraf ve video çekmek ve sosyal ağlara bağlanmak katılımcıların en çok önem verdiği özelliklerdir. Araştırmaya katılanlar arasında kadınlar, erkeklere oranla fotoğraf ve video çekmek, müzik dinlemek, sosyal ağlara bağlanmak, arama yapmak, ağırlık, indirim, satış 87 görevlisinin olumlu etkisi gibi özelliklere daha fazla önem vermektedir. Erkek katılımcılar ise haber okuma, yol tarifi/ harita kullanma ve online bankacılık özelliklerini kadın katılımcılara oranla daha çok önemsemektedir. Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonlarını en çok en çok internete bağlanmak için kullanırken, konuşma/ görüntülü konuşma, takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikleri de sıklıkla kullanmaktadır. Kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla kısa mesaj gönderme, ses/ fotoğraf/ video gönderme, müzik dinleme, radyo dinleme, TV izleme, sosyal medya ortamlarına erişim sağlama, takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikleri daha sık kullanmaktadır. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri arasında ilk sırada yer alan nedenin ‘’çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor’’ seçeneğinin olduğu görülmektedir. Bu nedeni takip eden etken ise ‘’fonksiyonları sayesinde birçok araca ihtiyaç kalmıyor’’ etkenidir. Akıllı cep telefonlarının günümüz insanının vazgeçilmezi olduğu ve bunun en önemli nedeni olarak belirtilen birden çok özelliği bünyesinde barındırması olduğuna dair tespitin katılımcılar tarafından da kabul edildiği söylenebilir. Öte yandan kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla ‘’iletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor’’ ve çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum, ‘’fonksiyonları sayesinde birçok araca ihtiyaç kalmıyor’’ gibi nedenlerle akıllı cep telefonu kullanmaktadır. Erkek katılımcılar ise kadın katılımcılara oranla ‘’etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum nedenine daha fazla önem vermektedir. Özetle ifade etmek gerekirse bu çalışmada, akıllı cep telefonlarının günümüz insanı için önemini ve bu iletişim teknolojisine ait araçları kullanım nedenleri ve kullanıcı alışkanlıklarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarında da görüldüğü gibi akıllı cep telefonları kullanıcılar açısından büyük öneme sahiptir. Fonksiyonları sayesinde günümüz insanın sahip olduğu ve olmak istediği en önemli iletişim aracıdır. 88 Sonuç olarak bu araştırma, akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarını ve nedenlerini ortaya koymaya yönelik bir çalışma olmuştur. Gelecekte yapılacak çalışmalar, kişilerin yalnızlık düzeyi ve akıllı cep telefonu kullanım ilişkilerini ortaya koymayı amaç edinebilir. Bunun dışında, kişilerin akıllı cep telefonu kullanım motivasyonlarını ölçmeye yönelik çalışmalar yapılabilir. Kültürel farklılıkların akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarını etkileyip etkilemediği yapılacak çalışmaların konusu olabilir. Yani, Türk katılımcılar ile farklı bir ülkeden katılımcılar arasındaki farklar ölçülebilir. Araştırma yapılabilecek farklı bir konu da kişilerin yaşam doyum düzeyi ilgili olabilir. Yaşam doyum düzeyi yüksek olanlar ile düşük olanların akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarında farklılık olup olmadığı araştırmaya tabi tutulacak bir konu olarak dikkat çekmektedir. 89 KAYNAKÇA Açıköz, Mustafa H. (2003). İletişim Felsefesine Giriş. İstanbul: Birey Yayıncılık. Ada, Serkan ve Tatlı, Hasan Sadık (2012). Akıllı Telefon Kullanımını Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü. http://ab.org.tr/ab13/bildiri/74.pdf Erişim Tarihi: 06.06.2015. Akbulut, Yavuz (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS Uygulamaları. İstanbul: İdeal Kültür Yayıncılık. Alankuş, Sevda (2003). Medya ve Toplum. İstanbul: IPS İletişim Vakfı Yayınları. Alemdar, Korkmaz (1996). İletişim ve Tarih. Ankara: İmge Kitabevi. Aral, Necdet (2000). Su Medeniyet ve Teknoloji. İstanbul: Birleşik Yayıncılık. Arslantürk, Zeki (1995). Sosyal Bilimler İçin Araştırma Metod ve Teknikler. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları. Atabek, Ümit (2001). İletişim ve Teknoloji- Yeni Olanaklar Yeni Sorunlar. Ankara: Seçkin Yayıncılık. Aziz, Aysel (1994), Kitle İletişim Araçları ve Kamuoyu. İstanbul: İktisadi Araştırmalar Vakfı Yayınları. Aziz, Aysel (2013). Televizyon ve Radyo Yayıncılığı. İstanbul: Hiperlink Yayınları. Aziz, Aysel (2014). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri ve Teknikleri. Ankara: Nobel Akademik Yayınları. Bal, Enes (2014). Teknoloji, Gençlik ve Mobil Yaşam- Gündelik Yaşamda Cep Telefonu Kullanım Alışkanlıkları. Konya: Literatürk Yayınları. 90 Bal, Hüseyin (2004). İletişim Sosyolojisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Yayınları. Balcı, Ali (2004). Sosyal Bilimlerde Araştırma, Yöntem, Teknik ve İlkeler. Ankara: Pegem AYayınları. Barbier, Frederic ve Lavenir, Catherine B. (2001). Diderot’dan İnternete Medya Tarihi, Çev: Kerem Eksen. İstanbul: Okyanus Yayınları. Barulay, Veli (2013). Mobil İletişim Sektöründe Üniversite Öğrencilerinin Cep Telefonu Markası – GSM Operatörlerini Tercih ve Kullanımları Üzerine Bir Araştırma. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Basalla, George (1996). Teknolojinin Evrimi. Çev: Cem Soydemir. Ankara: Tübitak Popüler Bilim Kitapları Nurol Matbaacılık. Bauman, Zygmunt (1999). Küreselleşme Çev: Abdullah Yılmaz. İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Baykara, Tarık (2006). 21. Yüzyılda Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi ve Gelecek. Kocaeli: TÜBİTAK Marmara Araştırmaları Yayınları. Beydoğan, Ayhan (2011). Cep Telefonundan Mobil İletişime- Yarın Artık Bugün mü? İstanbul: Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) (2014). Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu- 2014 Yılı 3. Çeyrek (TemmuzAğustos- Eylül). Ankara. Bilgili, Can ve Akbulut Tan, Nesrin (2007). Medya Eleştirileri 2007 ‘’Gerçeğin Dışındakiler’’. İstanbul: Beta Basım Yayım. Birsen, Özgül (2005). Çok Seçenekli Medya Ortamında Kitle İletişim Araçlarının Tüketim ve Seçim Biçimi Eskişehir Örnekleminde Bir İzlerkitle Araştırması, Doktora Tezi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. 91 Burton, Greame (2008). Görünenden Fazlası- Medya Analizlerine Giriş. Çev: Nefin Dinç. İstanbul: Alan Yayıncılık. Büyüköztürk, Şener (2005). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik, Araştırma Deseni, SPSS Uygulamaları. Ankara: Pegem A Yayıncılık. Chung, Dalsong and Chun, Gi Sun (2011). An Exploratory Study on Determining Factors for the Smartphone Selection Decision, Issues in Informotion Systems, 12: 291-300. Çağlar, İrfan ve Kılıç, Sebiha (2009). Genel İletişim. Nobel Yayın Dağıtım. Çakır, Fatma ve Demir, Neslihan (2014). Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon Satın Alma Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 29 (1), 213-243. Çakır, Fatma ve Demir, Neslihan (2014). Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon Satın Alma Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 29 (1): 213-243. Çoban, Hasan (1997). Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş. İstanbul: İnkılap Kitabevi. Davis, Devra (2011). Cepteki Tehlike. İstanbul: İnno Yayıncılık. Ekiz, Durmuş (2009). Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: İdeal Kültür Yayıncılık. Ellul, Jacques (2003). Teknoloji Toplumu. Çev: Musa Ceylan. İstanbul: Bakış Yayınları. Erdoğan, İrfan (2005). İletişimi Anlamak. Ankara: Pozitif Matbaacılık. Erdoğan, İrfan ve Korkmaz, Alemdar (1990). Kitle İletişim Kuramları- Tutucu ve Değişimci Yaklaşımlar. Ankara: Bilgi Yayınevi. Erdoğan, İrfan ve Sailas, Victoria D. (2000). Kapitalizm Kalkınma Postmodernizm ve Sömürünün Paketlenişi. Ankara: Erk Yayınları. 92 Fiske, John (1996). İletişim Çalışmalarına Giriş. Çeviren: Süleyman İrvan. Ankara: Bilim Sanat Yayınları. Geray, Haluk ( 2003). Uluslararası Birikim Düzeninde Yeni Medya Politikaları. Ankara: Ütopya Yayınevi. Giritli, İsmet (1988). Günümüzde Haberleşme. İstanbul: Der Yayınları. Gökberk, Macit (1997). Değişen Dünya Değişen Dil. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Gökçe, Gürol (1997). Televizyon Program Yapımcılığı ve Yönetmenliği. İstanbul: Derin Yayınları. Gökçe, Orhan (2006). İletişim Bilimi- İnsan İlişkilerinin Anatomisi. Ankara: Siyasal Kitabevi. Gülnar, Birol ve Balcı, Şükrü (2011). Yeni Medya ve Kültürleşen Toplum. Konya: Literatürk Yayınları. Güngör, Nazife (2011). İletişim, Kuram ve Yaklaşımlar. Ankara: Siyasal Kitabevi. Işık, Metin (2002). Kitle İletişim Teorilerine Giriş. Konya: Eğitim Kitabevi. İnam, Ahmet (1993). Teknoloji Benim Neyim Oluyor?. Ankara: Alamuk Yayınları. İslamoğlu, Hamdi ve Alnıaçık, Ümit (2013). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. Kalem, Gökhan (2013). Kalite Fonksiyon Açınımı ve Akıllı Telefon Tasarımında Uygulanması, Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Kaya, Raşit A. (1985). Kitle İletişim Sistemleri. Ankara: V. Teori Yayınları. Kayabaş, Buket K. (2013). Mobil Yaşam (Editör: T. Volkan Yüzer ve Mehmet Emin Mutlu), Yeni İletişim Teknolojileri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, 176-201. 93 Kocabaşoğlu, Uygur (1980). Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna. Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları. Lane, Wilburn and Manner, Chris (2011). The Impact of Personality Traits on Smartphone Ownership and Use, International Journal of Business and Social Sciense, 2: 22-28. Laughey, Dan (2010). Yeni Medya Çalışmaları- Teoriler ve Yaklaşımlar. Çev: Ali Toprak. İstanbul: Kalkedon Yayınları. Mattelart, Armand (1996). İletişimin Dünyasallaşması, Çev: Halime Yücel. İstanbul: İletişim Yayınları. Mc Quail, Denis ve Windahl, Sven (1993), (Çeviren: Mehmet Küçükkurt), İletişim Modelleri. Ankara: İmaj Yayınları. Mc. Chesney, W. Robert , Wood, M. Ellen, Foster, B. John (2003). Kapitalizm ve Enformasyon Çağı, Çev: Nil Senem Çınga, Erhan Baltacı, Özge Yalçın. Ankara: Epos Yayınları. Mutchler, Leigh and Shim, J.P and Ormand, Dustin (2011). Exploratory Study On Users Behavior: Smartphone Usage, Proceeding of the Seventeenth Americos Conferance on Information Systems. Mutlu, Erol (2012). İletişim Sözlüğü. Ankara: Sofos Kıta Basın Dağıtım Yayıncılık. Odabaşı, Yavuz (1999). Tüketim Kültürü/ Yetinen Toplumun Tüketen Topluma Dönüşümü. İstanbul: Sistem Yayıncılık. Ong, J.,Walter (2013). Sözlü ve Yazılı Kültür Sözün Teknolojileşmesi, Çev: Sema Postacıoğlu Banon. İstanbul: Metis Yayınları. Oskay, Ünsal (1992). İletişimin ABC’si. İstanbul: Simavi Yayınları. Osman, Azam Mohd; Talip, Zawani Abdullah; Sanusi, Abidin Zainal; Yen, Shiang and Aluvi, Sani Abdulllah (2012). A Study of the Trend of Smartphone and it Usage 94 Behavior in Malaysia, Intenational Journal of New Computer Architectures and Their Applications, 2: 274-285. Ömürbek, Nuri ve Şimşek Ali (2012). Üniversite Öğrencilerinin Cep Telefonu Tercihlerinin Analitik Hiyerarşi Projesi İle Belirlenmesi, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5 (1): 116-132. Öngören, Gürsel (1995). Uluslararası İletişim. İstanbul: Der Yayınları. Özçağlayan, Mehmet (1998). Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim. İstanbul: Alfa Yayınları. Özdemir- Yücesan, Gamze (2008). İletişim Emek ve Kalkınma- Ekonomi Politik Yaklaşım. Ankara: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Kırkıncı Yıl Kitaplığı. Peslak, Alan (2011). An Empirical Study of Cell Phone and Smartphone Usage, Issuses in Information Systems, 12: 4079-417. Ramonet, Ignacio (2000). Medyanın Zorbalığı, Çev: Aykut Derman. İstanbul: Om Yayınevi. Serim, Ömer (2007). Türk Televizyon Tarihi 1952-2006. İstanbul: Epsilon Yayıncılık Hizmetleri. Şeker, Selim(2012). Cep Tehlikesi. İstanbul: Hayy Kitap. Şimşek, Sedat (2008). Küresel Marka Reklamları. İstanbul: Literatürk Yayınları. Tecimer, Ahmet Alper (2012). Akıllı Telefonlar Yardımıyla Yol ve Sürüş Kalitesinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Tekin, Mahmut, Güleş K. Hasan, Öğüt, Adem ( 2003). Değişim Çağında Teknoloji Yönetimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Tekinalp, Şermin ( 1990). Elektronik Kitle İletişim ve Değişim. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. 95 Tekinalp, Şermin ve Uzun, Ruhdan (2004). İletişim Araştırmaları ve Kuramları. İstanbul: Derin Yayınları. Tutar, Hasan, Yılmaz, M. Kemal, Erdönmez, Cumhur (2004). Genel ve Teknik İletişim. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Türkoğlu, Nurçay (2010). Toplumsal İletişim, Tanımlar, Kavramlar, Tartışmalar. İstanbul: Urban Yayınları. Uğurlu, Elif G. (2013). Tarih ve Kavram Olarak Yeni İletişim Teknolojileri (Editör: T. Volkan Yüzer ve Mehmet Emin Mutlu), Yeni İletişim Teknolojileri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, 2-22. Uzun, Ruhdan (2013). İzleyici Merkezli Yaklaşımlar (Editör: Erkan Yüksel), İletişim Kuramları. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, 84-105. İnternet Kaynakları http://www.techinside.com/turkiyede-3g-kullanici-egilimleri-ve-beklentileri/). Erişim: 03.12.2014. http://www.teknokoliker.com/2013/12/telefon-icadi-ve-gecmisten-gunumuzetelefonun-gelisimi.html, Erişim: 03.12.2014. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Haber Bülteni. www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16198. Erişim: 03.12.2014. https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/konu/android/egitim/android-201/androidcihazlar-ve-android-isletim-sistemi-uzerine-genel-bilgiler, Erişim: 08.06.2015) http://www.uskudar.bel.tr/tr/main/pages/sayilarla-uskudar/29, Erişim, 08.05.2014. 96 EK-1 Merhaba. Bu araştırma, ‘’Akıllı Cep Telefonları Kullanım Örüntüleri: Üsküdar Örneği’’ isimli yüksek lisans tezimin uygulama bölümü için yapılmaktadır. Akıllı cep telefonu kullanıcılarının, bu ürünleri kullanım nedenleri ve alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlayan çalışmama katkılarınız için çok teşekkür ederim. 1. Ne kadar zamandır cep telefonu kullanıyorsunuz?.........................................................................ay/yıl 2. Gün içerisinde ortalama ne kadar süre cep telefonunuzla konuşuyorsunuz?..……………......dakika 3. Bir sesli aramanız ortalama ne kadar sürede tamamlanıyor? 4. Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj (SMS) gönderiyorsunuz? …..……………........…adet 5. Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj (SMS) alıyorsunuz? 6. Hizmet almakta olduğunuz operatör şirketi hangisidir? 4) Bimcell 1) Avea 2) Turkcell 3) Vodafone ………….…………………...dakika ………..………………..…adet 5) PTTCell 7. Cep telefonu hattınız hangi tür ödeme özelliğine sahiptir? 1) Faturalı 2) Faturasız 8. Akıllı cep telefonu kullanmaya ne zaman başladınız?.....................................................................ay/yıl (Akıllı cep telefonu kullanmıyor iseniz lütfen anketi sonlandırınız). 9. Şu anda kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonunuzu ne kadar süredir kullanmaktasınız...ay/yıl 10. Kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonu markası aşağıdakilerden hangisidir? 1) Nokia 2)Samsung 3) Iphone 4) Sony Ericson 5) LG 7) Blackberry 8) Siemens 9) Motorala 10) Wentto 6) General Mobile 11) Diğer 11. Akıllı Cep telefonunuzun yaklaşık değeri ne kadardır?.............................................................TL (Birden çok akıllı cep telefonuna sahip iseniz lütfen birini yazınız.) 13 14 15 16 17 Model Marka Tasarım, Şekil ve Görünüm Teknik Özellikler Satış Sonrası Hizmetler ( Servis, garanti vb.) 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 18. Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme sürenizi ifade eder? 1) 1 yıl ve altı 2) 2 yıl 3) 3 yıl 4) 4 yıl ve üstü 19. Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme nedeninizi ifade eder? (Lütfen, en fazla 2 seçenek işaretleyiniz.) 1) Eskidiği için 2) Bir üst modelinin piyasaya çıkması 3) Boyutu büyük olduğu için 4) Bağlantı sorunu yaşadığım için 5) Bozulduğu için 6) Bataryası çabuk bittiği için 7) Diğer …………………………………… 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 Hiç önemli değil Önemli Ne önemli ne ö i Önemsi z Akıllı cep telefonu satın alma tercihlerinizde sizin için etkili olan faktörler nelerdir? Çok önemli 12. Akıllı cep telefonu kullanımınızın aylık gideri ne kadardır?.......................................................TL 1 1 1 1 1 Çok önemli Önemli Ne önemli Ne önemsiz Önemsiz Hiç önemli değil 97 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 Fotoğraf / video çekmek Müzik dinlemek Sosyal ağlara bağlanmak Arama yapmak Oyun oynamak İnternete bağlanmak e-posta kullanmak Yol tarifi/ harita kullanmak Online bankacılık işlemleri Ödeme koşulları, indirimde olması Reklamların etkisi Alternatif ödeme koşulları Haber okumak Video paylaşım sitelerine erişmek Ürün aramak Herhangi bir uygulama kullanmak İşletim sistemi Ağırlık İndirim Satış sonrası hizmetler 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 40 Satış görevlisinin olumlu etkisi 5 4 3 2 1 41 Arkadaş tavsiyesi 5 4 3 2 1 Akıllı cep telefonu tercihinizde aşağıdaki özellikler, sizin için ne derece önemlidir? 5 5 Nadiren 5 5 5 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 2 2 2 2 4 4 3 3 2 2 Hiç Ara sıra Konuşma/ Görüntülü konuşma Kısa mesaj gönderme Ses/Fotoğraf / Video gönderme özellikleri Müzik dinleme Radyo dinleme İnternete bağlanma TV izleme Sosyal medya ortamlarına erişim sağlama (Facebook/Twitter vb.) GPRS, Navigasyon (Uydu üzerinden haritada yol bulma) Takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikler Diğer Çoğu Zaman 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 Her Zaman Akıllı cep telefonunuzun aşağıda sıralanan özelliklerini ne sıklıkla kullanırsınız? 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Hiç Katılmıyorum 68 69 Katılmıyorum 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor. Son model bir akıllı telefon, kişinin imajına olumlu katkı sağlar. İnsanlarla son teknolojik özellikler ile iletişim kurmamı sağladığı için. İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor. Olup bitenler hakkında çevremdekileri kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor. Çevremde prestij edinmemi sağlıyor. Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum. Akıllı cep telefonu kullanmak beni rahatlatıyor. Her yerde her zaman bana güven veriyor. Haber, hava durumu ve benzeri hizmetleri sunuyor. Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak bir sosyal statü göstergesidir. Son model bir telefon kullanmak hoşuma gidiyor. Kendimi daha az yalnız hissettiriyor. Mesajlaşarak ya da internette chat yaparak rahatlıyorum. Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3 player vb.)ihtiyaç kalmıyor. Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum. Son model bir akıllı cep telefonu ilgileri üzerime çeker. Kararsızım 53 54 55 56 57 Katılıyorum Akıllı cep telefonu kullanıyorum çünkü; Kesinlikle Katılıyorum 98 5 5 5 5 4 4 4 4 3 3 3 3 2 2 2 2 1 1 1 1 5 4 3 2 1 5 5 5 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 5 4 3 2 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 70. Yaşınız?....................... 71. Cinsiyetiniz? 1)Kadın 2) Erkek 72. Medeni durumunuz? 1) Evli 2) Bekar 73. Öğrenim Durumunuz? 1) İlkokul 2) Ortaokul 5 )Üniversite (Lisans) 3) Lise 4) Yüksek okul (önlisans) 6) Yüksek Lisans/ Doktora 74. Mesleğiniz? 1) Devlet Memuru 2) Özel Sektör Çalışanı 3) Serbest Meslek 4) Ev Hanımı 5) İşçi 6)Esnaf 7) Emekli 8) Öğrenci 9) İşsiz/İş arayan 10) Diğer 75. Sizin ya da ailenizin aylık geliri ne kadardır? 1) 1000 TL ve altı 2) 1001- 2000 TL 4) 3001- 4000 TL 5) 4001 TL ve üzeri 3) 2001- 3000 TL ANKET BİTMİŞTİR, KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. 99 EK- 2 100 EK- 3 101 EK- 4 102 EK- 5 Chi-Square Tests Value df Asymp. Sig. (2-sided) Pearson Chi-Square 12,868a 3 ,005 Likelihood Ratio 13,011 3 ,005 11,508 1 ,001 Linear-by-Linear Association N of Valid Cases 495 a. 0 cells (0,0%) have expected count less than 5. The minimum expected count is 19,71. 103 EK- 6 104 T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Özgeçmiş Adı Soyadı: Kübra ERKOVAN Doğum Yeri: Üsküdar Doğum Tarihi: 26.07.1987 Medeni Durumu: Bekar Öğrenim Durumu Derece: Okulun Adı: İlköğretim: Mustafa Noyan İlköğretim Okulu- İstanbul Ortaöğretim: Mustafa Noyan İlköğretim Okulu- İstanbul Lise: Üsküdar Lisesi- İstanbul Lisans. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi/ Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ( Çift Anadal Programı) Yüksek Lisans. Becerileri: İletişim Araştırmaları, Popüler Kültür, Yeni İletişim Teknolojileri İlgi Alanları: Aldığı Ödüller: (Doldurulması isteğe bağlı) Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Bölüm Birinciliği Ödülü Hakkımda bilgi almak için önerebileceğim şahıslar: (Doldurulması isteğe bağlı) Tel: Adres: 0(537) 602 61 70 Valide-i Atik Mahallesi Kartal Baba Caddesi Nu: 81/5 Üsküdar- İSTANBUL İmza: Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079 KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24 e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr