İnfektif endokarditte cerrahi endikasyonlar Prof. Dr. Fehmi Mercanoğlu İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul İ nfektif endokardit (İE)’in bazı klinik şekillerinde ve komplikasyonların geliştiği vakalarda tek başına medikal tedavinin mortalitesi kabul edilemeyecek kadar yüksektir. Bu vakalarda cerrahi girişim ile prognozun düzeltilmesi mümkündür. Cerrahi girişime akut infeksiyon sırasında %25-30, daha sonraki safhalarda ise %20-40 oranında ihtiyaç duyulduğu bildirilmektedir1,2. En sık cerrahi endikasyon oluşturan klinik tabloların başında İE seyri sırasında kapak disfonksiyonuna bağlı olarak gelişen konjestif kalp yetersizliği gelmektedir. İE’li hastada kapak disfonksiyonu sonucu gelişen kalp yetersizliği tablosunun mortalitesi oldukça yüksektir (%50-90); buna karşılık bu hastaların cerrahi tedavi ile mortalite oranlarını %15-30 civarına indirmek mümkündür3. Kalp yetersizliğine yol açan kapak lezyonu genellikle ciddi kapak yetersizliğidir; bununla birlikte bazen büyük vejetasyonlarla kapağın obstrüksiyonu veya ciddi kapak darlıkları oluşabilir. Aort kapak disfonksiyonu bağlı ciddi aort yetersizliği; mitral kapak tulumuna göre daha erken ve daha ciddi konjestif kalp yetersizliği oluşturur. Prostetik kapaklardaki perivalvüler infeksiyon genellikle anulusta dikiş yerlerinden prostetik kapağın ayrılması yoluyla ciddi kapak disfonksiyonuna yol açar. Bu hastalarda cerrahi girişim endikasyonu vardır. Hastanın klinik tablosu kötü olmasa bile, prostetik kapağın ayrılması %40 seviyesini geçtiğinde, genellikle oldukça istikrarsız ve mobil olan bu tür bir protez kapağın hemodinamik bozukluğa yol açması çok muhtemel olduğundan söz konusu hasta cerrahi tedaviye verilmelidir. Ciddi kapak disfonksiyonu sebebiyle operasyona verilecek hastalarda operasyonun ne zaman gerçekleştirileceğine çoğu zaman hastanın kliniği dikkate alınarak karar verilir. Kapak yetersizliğinin ve hemodinamik bozukluğun belirgin olduğu hastalarda acil cerrahi girişim uygundur. Kapak yetersizliği ve infeksiyonun hastanın hemodinamik durumu stabil olacak kadar kontrol altına alınabildiği vakalarda cerrahi girişim antibiyotik tedavisinin tamamlanmasına kadar geciktirilebilir. Dolayısıyla bu tür hastalar seri ekokardiyografik incelemelerle takip edilmelidir. Prostetik kapaklardaki stafilokokus aureus İE’i genellikle intrakardiyak komplikasyonlarla birliktedir ve sadece medikal yöntemle tedavi edildiğinde oldukça yüksek (>%70) mortaliteye sahiptir. Bu hastaların cerrahi tedavisi ile mortalitenin belirgin şekilde azaltılabilceği (%25) gösterilmiştir4. Sol taraftaki nativ kapakları tutan stafilokokus aureus endokarditinde mortalite oldukça yüksektir; antibiyotik tedavisine cevap iyi değilse bu hastalarda da cerrahi tedavi önerilmektedir. Buna karşılık İV ilaç kullananlarda görülen sağ taraf nativ kapak endokarditi çoğunlukla ilaç tedavisine cevaplıdır ve cerrahiyi genellikle gerektirmez Cerrahi girişim için diğer bir endikasyon optimal antimikrobiyal tedaviye rağmen infeksiyonun kontrol edilememesi veya etkili antimikrobik tedavinin mümkün olamaması durumudur. Fungus; Brusella ve Psödomonas endokarditlerinde medikal tedavi ile genellikle tam bir eradikasyon sağlanamamaktadır. Benzer şekilde başlangıç tedavisine cevap vermeyen veya nükseden gram-negatif İE’li hastaların da cerrahi yolla tedavi edilmeleri gerekir. Hastaların bir kısmında antimikrobiyal tedaviye direncin sebebi perivalvüler abse oluşumudur; tedaviye dirençli hastalarda TEE ile bu ve benzeri komplikasyonlar belirlenerek gecikmeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Prostetik kapak İE’de antibiyoterapi sırasında nüks gelişmesi hemen daima invazif bir enfeksiyonu ifade eder ve cerrahi tedaviyi gerekli kılar; buna karşılık nativ kapak endokarditinde –abse gelişimi veya dirençli invazif mikroorganizma söz konusu değil ise- nüks her zaman cerrahiyi gerektirmez; medikal tedavi yoğunlaştırılarak tekrar denenebilir. Özellikle invazif mikroorganizmaların etken olduğu İE vakalarında yaygın olarak görülen abse ve/veya intrakardiyak fistül gelişimi genellikle cerrahi girişimi gerektirir. Hem nativ hem de prostetik kapakların invazif infeksiyon ile oluşan İE’deki komplikasyonların gösterilmesinde TEE incelemesi, transtorasik ekokardiyografiye göre belirgin olarak üstündür. Dolayısıyla bu tür bir komplikasyon şüphesinde tercih edilecek tanı yöntemi TEE’dir. Büyük vejetasyonların varlığı halinde cerrahi tedavinin rutin olarak uygulanıp uygulanmaması halen tartışmalıdır. Büyük vejetasyon (>10 mm)’lar ve embolik olaylar arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmaların sonuçları homojen nitelikte değildir5,6. Bununla birlikte; konuyla ilgili bir metaanalizde 10 mm’nin üzerindeki vejetasyonların, bu büyüklüğün altındakilere göre yaklaşık iki misli (%37’ye karşılık %19) emboli riski taşıdıkları bildirilmektedir7. Yakın zamanda geniş bir İE populasyonunda yapılan bir çalışmada vejetasyonun mobil ve 15 mm’nin üzerinde olduğu hastalarda emboli oranının çok yüksek (%83) olduğu bildirilmekte ve bu hastalara erken cerrahi tedavinin uygun olabileceği ifade edilmektedir6. Sonuç olarak, İE’li hastaların önemli bir kısmında medikal tedavi ile birlikte cerrahi tedavi de gerekmektedir. Cerrahi adayı hastaların belirlenmesinde klinik özellikler ve bulguların yanısıra seri olarak uygulanan ekokardiyografik incelemeler önem taşımaktadır. Cerrahi girişim uygun hastalarda ve zamanında gerçekleştirildiğinde İE’li hastaların prognozunu düzeltebilmektedir. Kaynaklar 1. Jault F, Gandjbakhch I, Rama A, et al. Active native valve endocarditis: determinants of operative death and late mortality. Ann Thorac Surg 1997; 63: 1737–41. 2. Larbalestier RI, Kinchla NM, Aranki SF, Couper GS, Collins JJ Jr, Cohn LH. Acute bacterial endocarditis: optimizing surgical results. Circulation 1992; 86 (5 suppl): II68–74. 3. Olaison L, Petterson G. Current best practices and guidelines indications for surgical interventions in infective endocarditis. Cardiol Clin. 2001; 21:235-242 4. Karchmer AW. Infective endocarditis In Heart Disease A Textbook of Cardiovascular Medicine. Zipes DP, Libby P, Bonow RO, Braunwald E. (Eds). 7th Edition, Elsevier Saunders. 2005; pp:1633-1658 5. Steckelberg JM, Murphy JG, Ballard D, et al. Emboli of infective endocarditis; the prognostic value of echocardiography. Ann Intern Med 1991; 114:635-640 6. Di Salvo G, Habib G, Pergola V, et al. Echocardiography predicts embolic events in infective endocarditis. J Am Coll Cardiol 2001; 37:1069-1076 7. Tischler MD, Vaitkus PT. The ability of vegetation size pon echocardiography to predict clinical complications: A meta-analysis. J Am Soc Echocardiogr 1997; 10:562-567