TEVEKKÜL SABIR ŞÜKÜR PEYGAMBER SEVGİSİ EDEP YARDIMLAŞMA HOŞGÖRÜ SORUMLULUK NAMAZ PEYGAMBER SEVGİSİ TEMİZLİK İLİM Tanıtım: Pınar Okulları’nda önemsediğimiz en önemli noktalardan birisidir “Değerler Eğitimi”. Her ay belirlediğimiz konularımızın çocuğumuzun bilişsel ve duygusal gelişiminde uygulamalı kavram haritalarına işlensin istiyoruz. Bu nedenle siz değerli velilerimize böyle aylık dergiler hazırlamayı uygun bulduk. Bu ayımızın konusu “PEYGAMBER SEVGİSİ”. İçerisinde Peygamber Sevgisi ile ilgili hikâyelerin, örnek olayların, fıkıh köşelerinin olduğu dergimizin sizler ve çocuklarımız arasında bir paylaşım aracı olsun ümidindeyiz. Çocuklarımıza ahlâki yönden her katkı tartışılmaz bir değerdir. Ama biz diyoruz ki; değerlerimiz uğruna yaptığımız bu çalışma “OKUMAYA DEĞER”… PINAR EĞİTİM KURUMLARI İmtiyaz Sahibi Ali BULUT Genel Müdür Ahmet Sacit BULUT Genel Müdür Yrd. Mustafa TÜRK Ankara Pınar İlkokul Müdürü Ali SERİT HAZIRLAYANLAR Ankara Pınar İlkokul Müdür Yrd. Aslı KIZILTAŞ BULAT Psikolojik Danışman ve Rehber Fatma Betül DOĞAN Sınıf Öğretmeni Münevver Ayten KÖKER Neslihan YORULMAZ Tuğba DURDU Esra KARAKUŞ Hacer ÜNAL Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Esra DİLMAN Şeyma UÇAR Serpil AKBABA DİZGİ TASARIM GÜRPINAR YAYINLARI DİZGİ-GRAFİK BİRİMİ Soru ve Önerileriniz İçin: Adres: M.Akif Ersoy Mah. Yeşilay Cad. No: 36 Telefon: (312) 332 42 00 www.pinarkoleji.com TÜM HAKLARI SAKLIDIR © PINAR EĞİTİM KURUMLARI PeygamberSevgisi Eğitim ve öğretim faaliyetleri ilk peygamber olan Hz. Âdem (A.S)’ın yaratılması ile başlamıştır. Peygamberleri birer eğitimci, mukaddes vazifelerini ise birer eğitim programı olarak ele almak mümkündür. Bu manada ilahi eğitim Hz. Âdem (A.S) ile başlamış, Hz. Muhammed (s.a.v) ile de son bulmuştur. örneklerin, hikâyeler şeklinde anlatılması önemlidir. Sevgi soyut bir kavramdır. Çocukların somut düşünce döneminde olmalarından dolayı, peygamber sevgisini pekiştirmek ve kalıcı hale getirmek adına onun yaşadığı ortamı çocuğun zihninde canlandırabileceği bir şekilde hayal etmesi sağlanmalıdır. Bu gün değerler eğitimi, genel eğitim ve öğretim içinde vazgeçilmeyecek bir yere sahiptir. Günümüzde yapılması gereken, değerler eğitiminin hurafelerden uzak, dinin asıl kaynaklarına dayanan bir program oluşturmasıdır. Bu düşünceden hareketle değerler eğitiminin; Allah, insan ve peygamber sevgisi ekseninde yeniden düzenlenmesi gerekir. Allah’ın Kur’an’da ibret alınması için bizlere anlattığı Hz. Yusuf(A.S) kıssasında olduğu gibi peygamberimizin çocukluğunu, ashabıyla olan ilişkisini, aile yaşantısını hikayeleştirerek anlatmak çocukların peygamberi ve dolayısıyla İslam’ı ve Allah’ı sağlıklı bir şekilde tanımalarını sağlayacaktır. Peygamber Efendimiz “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” diyerek ahlaki gelişimin önemini vurgulamıştır. Çocuklara onun güzel ahlakından Peygamberimizin sünnetlerini bilmek, bunları evde her aile bireyinin uyduğu yaşam tarzı haline getirmek, dolayısıyla sünnetin ve Peygamberin hâkim olduğu bir hane oluşturmak, çocuklara peygamber sevgisini aşılamak için en mühim yol olduğunu bilerek hanelerimizi nurlandırmak dileğiyle. Pınar Eğitim Kurumları 1 Peygamber Sevgisi “Her çocuk Müslüman doğar, sonra aileleri onların dinini şekillendirir.” Manasına gelecek hadis-i şerif çocuktaki değerler eğitiminin önemini vurgular. Bu yüzden özellikle okul öncesi dönemde ve ilkokul döneminde peygamber sevgisinin içselleştirilmesi; çocuğun yetişkinlik döneminde de öğrendiklerini tatbik etmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle bu dönemlerde Peygamber sevgisinin sıkça vurgulanıp Allah-insan-peygamber ilişkisinin oluşturulması gerekir. Peygamber sevgisini çocuklara yerleştirmekte ki en önemli nokta ise ebeveynlerin bu konuda olumlu rol model olmasıdır. Çocuklarımız bizim söylediklerimizden ziyade yaptığımızı yaparlar. Bu açıdan anne baba olarak Peygamberimizi bütün yönleriyle tanımak, onun sünnetini uygulamak çocuğun peygamberimizi benimsemesini kolaylaştıracaktır. Ayet ve Hadisler 2 Pınar Eğitim Kurumları PEYGAMBER SEVGİSİ Pınarlı Çocuklardan Şiirler Pınar Eğitim Kurumları 3 Peygamber Efendimizin Mucizeleri 1. Kur’an-ı Kerim Mucizesi: Muhammed aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğü Kur’an-ı Kerim’dir. 2. Miraç Mucizesi: “Kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.” (İsra 1) “O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü. Ki, onun yanında Me’vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre’yi Allah’ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm, 53/7-18) Peygamber Sevgisi 3. Kamer Mucizesi: “Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı.” (Kamer 1) -Abdullah İbni Ömer şöyle demiştir: “Bu, Allah’ın Resulü (s.a.v) zamanında oldu. Ay iki parçaya yarıldı. Bir parça dağın önünde, bir parça da arkasındaydı. Hz. Peygamber (s.a.v): “Allah’ım şahit ol.” dedi. 4. Savaşlarda meleklerin yardım Mucizesi: - Peygamber Efendimize (s.a.v) savaş esnasında melekler gönderilmiş ve meleklerle yardım edilmiştir. Ali İmran suresi 124 ve 125. ayetler ve Enfal suresi 9. ayet-i kerime Bedir günü gönderilen meleklerden haber verir. İlk önce 1.000 melek, sonra 2.000 melek ve daha sonra yine 2.000 melekle toplam 5.000 meleğin Bedir günü gönderildiği bildirilir. 4 Pınar Eğitim Kurumları 5. Bereket Mucizesi: Cabir bin Abdullah diyor ki, çok borcum vardı. Resulullaha haber verdim. Bahçeme gelip, hurma yığınının etrafında üç kere dolaştı. (Alacaklılarını çağır, gelsinler!) buyurdu. Her birine hakları verildi. Yığından bir şey eksilmedi. 6. Gayb Mucizesi: Resulullahın gaybdan haber verdiği çok görüldü. Bu mucizesi üç kısımdır: Birinci kısmı, kendi zamanından evvel olan ve kendisine sorulan şeylerdir ki, bunlara verdiği cevaplar, bir çok kâfirlerin, katı kalbli düşmanlarının imana gelmelerine sebep olmuştur. İkinci kısmı, kendi zamanında olmuş ve olacak şeyleri haber vermesidir. Üçüncü kısmı, kendisinden sonra kıyamete kadar dünyada ve ahirette olacak şeyleri bildirmesidir. 7. Şifa Mucizesi: Tirmizi ve Nesai’nin (Sünen) kitaplarında diyor ki, iki gözü a’ma bir kimse gelip, ya Resulallah, Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın dedi. (Kusursuz bir abdest al! Sonra Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!) duasını okumasını buyurdu. Adam, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı. Bu duayı Müslümanlar, her zaman okumuşlar ve maksatlarına kavuşmuşlardır. PEYGAMBER SEVGİSİ Peygamberimizin Hayatından Tüm İnsanlığa Örnekler 1. Peygamberimiz çok mütevazi idi. Misafirlerine bizzat kendisi hizmet eder, ikramda bulunurdu. Bir gün çölden biri gelip, “Kim bu insanların büyüğü?” diye sordu. O sırada misafirlerine kâselerle süt dağıtma hizmetinde bulunan Efendimiz adama: “Bu insanların büyüğü bunlara hizmet edendir!” buyurdu. Bu sözüyle hem büyüklerin insanlara hizmet edeceğini ifade etmiş, hem de aradığı kimsenin kendisi olduğuna işarette bulunmuştu. Bir yolculuk dönüşünde herkes hurmalıkta istirahate çekilmiş dinlenirken bazıları onlara yemek hazırlamak üzere harekete geçmişlerdi. Biri: ‘Ben yemek yapayım.’, biri: ‘Ben su getireyim.’, derken biri de: ‘Ben de ateş yakayım. deyince Efendimiz de: ‘Öyle ise ben de odun toplayayım.’buyurdu. Biz bütün işleri yaparız, siz istirahatinize bakın deyince de verdiği karşılık şöyle oldu: 2. Bir gün bir sepet hurma getirip: “Buyur ya Resulullah turfanda hurma, dediler. “Peygamberimiz”: Hurmalar oldu mu ki?” diye sordu. Hayır, olmadı; ama bizim 3. Peygamberimiz yoksullara yardım etmeyi çok severdi. Yine bir gün davet ettiği muhtaçlara önceden hazırladığı yardımı sırayla dağıtmış, alanlar da dağılıp gitmişlerdi ki, tam o sırada bir başka yoksul uzaklardan koşarak gelip kendisine verilecek bir şey kalmadığını anlayınca üzülmüştü. Peygamberimiz üzülen bu yoksula: “Üzülme.” dedi: “Sana da bir çare bulabiliriz.” Bulduğu çareyi de şöyle açıkladı: “Buradan doğruca Medine çarşısına git, ihtiyaçlarını satan dükkânlara gir, ne lazımsa al, sonra da de ki: “Mal benim, borç Resulüllah’ındır! Yeter ki çocuklarını sevindir, sen de üzülme!” Adam ‘Olur mu böyle bir şey?’demek isteyince, Efendimiz onu dükkânlara doğru yönlendirirken tembihini tekrarladı. “Unutma!” dedi, “Mal benim borç Resulullah’ın, diyeceksin. Mal sana, ödemesi bana ait olacaktır.” buyurdu. Pınar Eğitim Kurumları 5 Örnek Olay -Bilirim ki sizler bu hizmetleri yaparsınız, ama başkaları hizmet ederken ben seyirci kalmaktan üzülürüm. Sözünü şöyle bağladı: “Ben hizmet edilen değil, hizmet eden olmayı severim!” Bundan sonra kalkıp odun toplayarak bizzat hizmete katıldı. bahçemiz sıcak bir dere içinde bu yüzden ilk hurma bizde erişir. Kimse yemeden size getirdik ki en önce siz yiyesiniz turfanda hurmayı.” Peygamberimiz uzakta oynayan çocukları gösterdi: “Götürün bu turfanda hurmaları şu oynayan çocuklara verin, yesinler. Ben komşularımın yemediğini yemem. Ne zaman komşularımız da hurma yemeye başlarsa işte o zaman ben de gönül rahatlığı içinde hurma yiyebilirim.” buyurdu. Peygamber Efendimizin Ümmet Düşkünlüğü “Andolsun, size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir.” Allah Teala Kur’an’da şöyle buyurmuştur: “Bu söze (Kur’an’a) inanmıyorlar diye neredeyse kendini telef edip bitireceksin.” (Tevbe, 128) Bu âyet, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ümmetine olan şefkat ve ilgisini, onlar için nasıl endişelendiğini, müminlere olan şefkatini ve merhametini çarpıcı bir şekilde ifade etmektedir. Rasulullah (s.a.v), bizlerin hayırlara, güzelliklere kavuşması hususunda ısrarcı olmuştur. Nitekim Şefkat Peygamberi (s.a.v) ümmetine olan bu düşkünlüğünü şöyle ifade etmişti: “Hiç şüphesiz ben size bir babanın evladına olan durumu gibiyim”. (Ebu Davud, Taharet, 4; Beyhaki, Sünen-i Kübra, I, 91) kendi öz canlarından daha yakınım. Allah Rasulü (s.a.v), müminlere kendi canlarından daha azizdir.” (Ahzab, 6) “Benimle sizin misaliniz, ateş yakan bir adamın misali gibidir ki; hemen pervaneler, kelebekler o ateşin içine düşmeye başlarlar. O bunları kovar. Ben de ateşten korumak için sizin eteğinizden tutuyorum. Halbuki siz elimden kaçıyorsunuz”. (Buhârî, Rikak, 26; Müslim, Fedâil, 17-19) Bir diğer hadis-i şerifte; “Rabbimin nezdinden bir melek geldi ve ümmetimin yarısını Cenab-ı Allah cennete koymak ile şefaat arasında bir tercih yapmamı istedi. Ben şefaati tercih ettim. Zira şefaat daha umumi ve kifayetlidir. Siz bu şefaatin ümmetimin müttakilerine mi olduğunu sanıyorsunuz? Hayır! O ümmetimin hata ve günah işlemiş, günahlarla kirlenmiş olanları içindir”. (İbn-i Mace, Zühd, 37; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/75) Bunları Biliyor musunuz? i z i s ” “O ; r o y i v se Ya siz O’nu… Nitekim bir gün, ellerini kaldırmış, “Allah’ım, ümmetimi koru, ümmetime acı!” diye ağlayarak dua ederken, Yüce Allah, Cebrail’e buyurdu ki: “Ey Cebrail! Gerçi Rabbin her şeyi bilir; ama sen git, Muhammed’e niçin ağladığını sor.” Cebrail geldiğinde, Peygamberimiz ona, ümmeti için ağladığını söyledi. Cebrail Allah’ın huzuruna dönüp durumu anlattı. Yüce Allah buyurdu ki: “Ey Cebrail, Muhammed’e git ve şunu söyle: Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz”. (Müslim, İman, 346) Bir hadis-i şerifte; “Ben müminlere 6 Pınar Eğitim Kurumları Her peygamber Allah Teâlâ’nın reddetmeyeceği duasını dünyada iken yapmış ve bu hakkını kullanmıştır. Sevgili Peygamberimiz ise reddedilmeyecek duasını, kıyamet gününde ümmetine şefaat etmek üzere âhirete saklamış ve böylece ümmetine ne kadar düşkün olduğunu göstermiştir. Nitekim ümmetinden bir kısmının cehenneme gireceğini duyduğu an mahşer meydanında secdeye kapanıp, “Ümmetim! Ümmetim!” diye yakarışa geçecek, ona “Artık başını kaldır! Şefaat et, şefaatin kabul edilecek!” deninceye kadar başını yerden kaldırmayacaktır. (Buhârî, Tevhid, 36; Tefsirü’l-Kur’ân, 5; Müslim, İman, 326, 327) PEYGAMBER SEVGİSİ O Bütün Kâinatın Sevgilisidir Rabbimiz Kur’an’da, “Peygamber, müminlere kendi nefislerinden daha evlâdır (ileridir).”(4) buyuruyor. Bu ayetin tefsirinde İbni Cerîr Taberî Hazretleri: “Yani Resûlullah, sevilmede ve sözünün dinlenmesinde kişiye bizzat kendisinden daha üstündür.” der. İki cihan serveri olan Efendimiz (s.a.v)’de bu ayet hakkında şöyle buyurmuştur: “Hiçbir mümin yoktur ki ben onun için dünya ve ahirette diğer insanlardan daha üstün olmayayım. Dilerseniz ‘Peygamber, müminlere kendi nefislerinden daha evlâdır (ileridir).’ayetini okuyun.” Hazret-i Resul-ü Ekrem Efendimiz (s.a.v) aynı manayı başka bir hadis-i şerifinde ise şöyle açıklar: “Hiçbiriniz ben ona babasından da, evlâdından da, bütün insanlardan da daha sevgili olmadıkça (kemâliyle) iman etmiş olmaz.” Resululah (s.a.v)’i dünya gözü ile görmek, ona yoldaş, arkadaş, sırdaş olmakla şereflenmiş olan sahabeler, bu ayet ve hadislerden aldıkları ders ile Hz. Peygamberi pek ziyade severler ve bu sevgilerini şöyle dile getirirlerdi: Bir gün Hz. Ömer (ra) Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) elinden tutmuş hâlde ona: ona bir cevap vermedi. Tam o sırada Cebrâil (a.s.) şu ayeti indirdi: “Yâ Rasûlallah, Sen bana muhakkak ki, nefsimden başka her şeyden daha sevimlisin!” dedi. “Kim Allah’a ve Resûl’e itâat ederse, işte onlar; Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlih kimselerle berâberdirler. Hem işte onlar, ne güzel arkadaştırlar!” “Anam babam ve canım sana feda olsun yâ Resûlallah!” Ashab-ı Kiram’ın Peygamber Sevgisi Hz. Peygamber (s.a.v) de ona: “Hayır, (öyle söyleme)! Nefsim elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, ben sana hayatından daha sevimli olmadıkça (imanın kemâle ermez)” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.): Talha bin Bera, Hz. Peygamber’e rastladığı zaman, elini ve ayaklarını öperdi. “Şu anda Allah’a yemin ederim ki, sen bana muhakkak nefsimden, yâni canımdan da daha sevimlisin” dedi. Peygamber (s.a.v) de: “İşte şimdi oldu ya Ömer” buyurdu. Bu kişi Hz. Peygamber’e geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! Benim için sen nefsimden daha sevimlisin. Çocuğumdan daha fazla seni severim. Evimde olduğumda seni hatırlıyorum. Seni gelip görmeyince rahat edemiyorum. Senin ölümünle kendi ölümümü hatırladığımda, biliyorum ki, sen cennete dâhil olduğunda peygamberlerle beraber olacaksın. Benim ise cennete girmem şüpheli. Eğer cennete girsem bile, seninle beraber olamamaktan korkuyorum” dedi. Hz. Peygamber Memleketimizin medar-ı iftiharı olan büyük evliyalardan ve şöhreti bütün dünyaya yayılan Mevlana Hazretleri, Kur’ân’a ve Resûlullah’a olan sevgi ve bağlılığını, “Canım var oldukça, ben Kur’ân’ın kölesiyim. Ben Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’in yolunun toprağıyım” diyerek tüm dünyaya ilan etmiştir. Pınar Eğitim Kurumları 7 Bunları Biliyor musunuz? Başka bir sahabenin, Allah Resulü’nün (s.a.v) huzuruna gelerek ifade ettiği şu samimi duyguları aslında bütün sahabelerin hislerine tercüman olmuştu: Türkistan’ın büyük evliyası, yetiştirdiği müridlerini göndererek Anadolu’nun İslamlaşmasında çok mühim hizmetleri geçen Ahmed Yesevî Hazretleri, 63 yaşına bastığında Hz. Peygambere olan büyük sevgisinden dolayı “Allah’ın Sevgili Peygamberi 63 yaşında dünyadan ayrıldı. Ben de bundan sonraki ömrümü yer altına kazdığım bu çilehanede geçireceğim” diyerek vefat edinceye kadar uzun seneler boyunca orada inziva hayatı yaşamış, mecburiyetler dışında oradan dışarı çıkmamıştır. Fıkıh Köşesi Peygamberimiz (s.a.v)’in doğduğu zaman göbeği kesilmiş ve sünnetli olduğu görüldü. Arkasında iki kürek kemiği arasında ve tam kalbinin hizasında bir nişanesi vardı ki ona Mühr-i Nübüvvet yani Peygamberlik Mührü denilir. Şehadet parmağını kaldırdı ve secde etti. Melekler beşiğini salladı. Beşikte iken konuşmaya başladı. Çocuk çağında akranlarının oyunlarını seyreder fakat oyuna karışmazdı. Doğmadan babası Hz. Abdullah, altı yaşında iken annesi Hz. Âmine, sekiz yaşında iken dedesi Abdulmuttalip vefat ettiler. Yirmi beş yaşında iken Hz. Hatice validemizi nikâh etti, evlendi. Kırk yaşına gelince, Ramazanı şerif ayında, bütün insanlara ve cinlere peygamber olduğu bildirildi. Evvela Cebrail (a.s) geldi. Sonra üç sene İsrafil (a.s) gelip bazı şeyler öğretti; fakat Kur’an-ı Kerim getirmedi. Sonra tekrar Cebrail (a.s) gelmeye başlayarak bütün Kur’an-ı Kerim’i yirmi senede indirdi. Cebrail (a.s) kendisine yirmi dört bin kere gelmiştir. Peygamberimiz, peygamberliğini üç sene izhar etmeyip daha sonra Hakk Teâla’nın (c.c)emri ile tebliğ etmeye başladı. Elli iki yaşında iken Receb Ayının yirmi yedinci gecesi, Mekke-i Mükerreme’de Cebrail (a.s) gelip Mescid-i Haramdan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya ve oradan da göklere götürdü. Bu Miraç’ta Allahû Teâla’yı (c.c) baş gözü ile gördü. Bu gecede beş vakit namaz farz oldu. Elli üç yaşında iken izn-i ilahi ile Medine-i Münevvere’ye hicret etti. İlk muhacir 8 Pınar Eğitim Kurumları kafilesi aynı sene Muharrem Ayında yola çıktığı için Muharrem Ayının birinci günü Hicri takvimin başı oldu. Yirmi yedi kere muharebe yaptı. Bunlardan dokuzunda er olarak hücum etti. Diğerlerinde başkumandanlık mevkiinde bulundu. Âlemlerin Rabbi, insanların tek ve gerçek mabudu Cenabı Hakk; iki cihan serverini övmüş, beşeriyete mürşit olarak gönderdiğini bildirmiş, O’nun şanını ve ismini çok yerde, ezanda, kamette, şehadette, hutbede ve Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde kendi ismiyle beraber zikretmiştir. Nebii Zişan Efendimizin validesi Hz. Âmine, sevgili oğlu Hz. Muhammed Mustafa için şöyle buyurmuştur: “Her diri ölür, her yeni eskir, her yaşlı göçer, ben de öleceğim; fakat senin gibi temiz bir evlat bırakacağım için adım asla ölmeyecek.” Peygamber efendimizin dedeleri arasında evladdan evlada geçen bir nur bir letafet vardı. Bu nur, nihayet Peygamber (s.a.v) Efendimize intikal ederek O’nun mübarek yüzünde parlamaya başladı. Nebi-yi Zişan Efendimizin çocukluk çağı pek kutsi bir halde geçmiştir. Daha doğar doğmaz bir takım harikalar belirmiş, kavim ve kabilesi arasında bir feyiz ve bereket vücuda gelmiş, Kâbe-i Muazzama içinde müşrikler tarafından konmuş olan putlar yüzleri üzerine yerlere düşmüş, ateşe tapanların ateşi sönmüş, Kisra’nın sarayının burçları yıkılmış, Save gölü batarak kaybolmuş, Semaye vadisindeki sular taşmış ve garip rüyalar görülmüş idi. PEYGAMBER SEVGİSİ kat kalbi bunlarla meşgul değildi. Fahr-i Âlem Efendimiz (s.a.v) insanların en cömertiydi. Bir şey istenip de yok dediği görülmemiştir. İstenilen şey varsa verir yoksa cevap vermezdi. Resulullah (s.a.v) Efendimiz’in her kelamı hikmet ve nasihat idi. Ekseriya sükût üzereydi. Söze Zikrullah ile başlar, Zikrullah ile hitam verir; birçok manayı az söz ile ifade ederdi. Herkese muamelesi gönül alıcı, latif mülayim ve mütevazi idi. Bir kimseye darılırsa söz söylemeksizin yalnız mübarek yüzlerini o kimseden çevirirdi. “Bir kimse, her işinde Rasulullah (s.a.v) Efendimiz’e tabi olmazsa emirlerini beğenmez ve itaat etmezse gerçek mü’min olmaz. “Âdem atamız ve her şey, onun şerefine yaratılmıştır. Arş, gökler ve cennetler üzerine İslam harfleriyle ismi yazılmıştır. İns ve cinnin peygamberidir. Her asırda yaşayan insanların ve her milletin ona uyması farzdır. Her mü’minin onun mübarek ismini çok söylemesi, ismini andıkça ve işittikçe saygı ve sevgi ile salât-ü selam getirmesi onun getirdiği Kur’an-ı Kerim’i sevmesi ve hürmet etmesi lazımdır. Pınar Eğitim Kurumları 9 Fıkıh Köşesi Cenab-ı Peygamber (s.a.v) Efendimizin mübarek yüzü sair aza-i şerifesi, bütün insanların yüzlerinden güzel idi. Kırmızı ile karışık beyaz benizli olup gayet güzel nurlu ve sevimli idi. Mübarek çehresi biraz yuvarlak olup neşeli olduğu zaman yüzü ay gibi nurlanır; sevindiği mübarek alnından belli olurdu. Kahkaha ile gülmezdi. Ağlaması da gülmesi gibi hafif idi. Yüksek sesle ağlamazdı. Ümmetinin günahlarını düşününce Allahû Teâla’nın korkusundan Kur’an-ı Kerim-i işitince ve bazen de namaz kılarken ağlardı. Güzel huyların hepsi, Resulullah (s.a.v) Efendimiz’de toplanmıştı. Güzel huyları Allahû Teâla (c.c) tarafından doğuşunda verilmiş olup çalışarak sonradan kazanılmış değildir. Buna binaen: “Beni Rabbim terbiye etti. O ne güzel terbiye edicidir.” buyurmuştur. Bir Müslüman’ın ismini söyleyerek hiçbir zaman lanet etmemiş ve asla mübarek eliyle kimseyi dövmemiş ve kendi için hiçbir şeyden intikam almamıştır. Hastaları ziyarete gider, cenazelerde bulunurdu. Ashabının işlerine yardım eder, çocuklarını kucağına alırdı; fa- 10 Pınar Eğitim Kurumları Pınarlı Çocuklardan Peygamber Efendimize Mektuplar PEYGAMBER SEVGİSİ Pınarlı Çocuklardan Peygamber Efendimize Mektuplar 11 Pınar Eğitim Kurumları 12 Pınar Eğitim Kurumları Pınarlı Çocuklardan Peygamber Efendimize Mektuplar PEYGAMBER SEVGİSİ Pınarlı Çocuklardan Peygamber Efendimize Mektuplar 13 Pınar Eğitim Kurumları KİTABIN ADI: ŞEMAİL-İ ŞERİF KİTABIN YAZARI: MEHMET RAUF EFENDİ KİTABIN YAYINEVİ: SEMERKAND YAYINLARI ÖZET: Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) beşerî yönünü, yaşama tarzını ve şahsî hayatını anlatan eserlere şemail-i şerif adı verilmektedir. Bu eserde de Hz. Peygamber’in (s.a.v) güzelliği, ahlâkı, bedeni yapısı, karakteri, yaşayışı, giyiniş tarzı ve özel hayatı yer alıyor. Okumalık ve Seyirlik Tavsiyeler KİTABIN ADI: KUL PEYGAMBER KİTABIN YAZARI: MUSTAFA KARATAŞ KİTABIN YAYINEVİ: TİMAŞ YAYINLARI ÖZET: Yüce bir ahlak üzere olan Hz. Peygamber, kendi ifadesiyle güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. Örnek olarak sunduğu hayat tarzı ise onun sünnetini oluşturuyordu. İnsanlık, artık iyi ile doğruyu, güzel ile çirkini, onun penceresinden bakarak, vahşi bir dünyadan medeni bir dünya kurmuş, zulüm ve ahlaksızlıklarla dolu bir toplumdan “asrı-ı saadete” damgasını vuran altın nesiller yetiştirmiştir. Mustafa Karataş, Kul Peygamber adlı kitabıyla Hz. Peygamber’in ahlakıyla ahlaklanmamız için bizlere paha biçilmez bilgiler veriyor. Zira buhranlarla kıvranan günümüz dünyasında O’nun ahlakına ve “sünnet”ine dün olduğundan çok daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. KİTABIN ADI: AİLE REİSİ VE BABA OLARAK HZ.PEYGAMBER KİTABIN YAZARI: Prof Dr. İBRAHİM CANAN KİTABIN YAYINEVİ: IŞIK YAYINLARI ÖZET: Peygamber Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) bir aile reisi ve baba olarak baktığımız zaman O’nun nurlu hayatında ideal ailenin canlı örneğini görürüz. Nitekim O, hanımlarına karşı ilgili ve sevecen bir eş, çocuklarına karşı şefkatli bir baba, torunları üzerine titreyen bir dedeydi. Aile hayatında kader birliği yapan çiftlerin, keder dolu, çekilmez bir ömür sürmemeleri, huzura giden yolda engelleri fırsatlara dönüştürmeleri ve el ele gönül gönüle vererek birbirlerinin dünya ve ahiret saadetine vesile olabilmeleri için Allah Resûlü’nü günümüzde her yönüyle daha iyi tanıma ve anlamaya ciddi ihtiyaç var. KİTABIN ADI: KUPKURU ÇÖLLERİ CENNETE ÇEVİREN GÜL – HZ.MUHAMMED (S.A.V) KİTABIN YAZARI: VEHBİ KARAKAŞ KİTABIN YAYINEVİ: TİMAŞ YAYINLARI ÖZET: Hz. Muhammed(s.a.v) tüm yönleriyle nasıl biridir, O’nu ümmetine en doğru biçimde nasıl tanıtmak gerekir? Vehbi Karakaş, bu niyetle yola çıkmış ve kalbî bir dille yazmış, her yaştan okurun istifadesine sunulabilecek, samimi bir kitap çıkmış ortaya. •Hz. Muhammed(s.a.v) gelmeden önce insanlık ne haldeydi, O’nun gelişiyle alemde değişen ne oldu? •Hz. Muhammed’in getirdiği rahmeti nasıl anlamalıyız? O rahmet bize ne söylüyor? Aleme, O’nun getirdiği rahmet nazarıyla bakmak nasıl olur? •14 asır sonra bugün, Hz. Muhammed(s.a.v) bize ne söylüyor? Sahih kaynaklardan istifade edilerek, net izahlarla ve akıcı bir üslupla kaleme alınmış bu değerli eser, zihne takılan sorulara cevap verecek bir başucu kitabı. 14 Pınar Eğitim Kurumları PEYGAMBER SEVGİSİ KİTABIN ADI: PEYGAMBER EFEFNDİMİZ HZ.MUHAMMED (S.A.V) İLE BİR SAAT KONUŞMAK KİTABIN YAZARI: AHMET GÜRBÜZ KİTABIN YAYINEVİ: AKİS KİTAP ÖZET: Dünya yaratıldığı günden beri beşer içinde en kıymetli söz onundur. En parlak, en nağmeli, en tatlı ve en doyurucu söz onun mübarek dudaklarından dökülmüş bir muska gibi yıllarca nesilden nesile aktarılmıştır. Onu görmeyen göz, O’nun sesini işitmeyen kulak, O’nun zamanını yaşamayan her beden derin bir ah ile ciğerini dağlamış hasret türküleri yakmıştır. Bu kitapta, biz bir düş kurduk, Efendimizin yanı başında bir yolculuğa çıktığımızı hayal edip sahih kaynaklardan O’nun sözlerini topladık. Hz. Muhammed (s.a.v) ile bir saatlik duygu yüklü ve bilgi dolu bir yolculuğa çıkmak isteyenleri bu kitaba davet ediyoruz. ÇAĞRI ÖZET: Çağrı yönetmenliğini Mustafa Akkad’ın yaptığı, 1976 yapımı İslamiyet’in doğuşunu konu alan filmin adıdır. En iyi müzik dalında Oscar’a aday olan Çağrı, Hz. Hamza rolündeki Anthony Quinn’in benzersiz oyunculuğu kadar, büyük bir prodüksiyon olması ve Hz. Muhammed’i göstermeden İslam’ın doğuş ve yayılışını anlatmadaki başarısıyla da tüm dünyadaki Müslümanların beğenisini toplamış bir yapım. Okumalık ve Seyirlik SON PEYGAMBER HZ.MUHAMMED (S.A.V) ÖZET: Hz. Muhammedin hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi sinema 1400 yıl önce Mekke’nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed’in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan çocuklarımıza faydalı olacağına inandığımız bir yapıt. O DA BİR ÇOCUKTU-SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ ÖZET: Çizgi film, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in çocukluğu ve çocuklara olan ilgisini konu alan, peygamber efendimizin de bir zamanlar kendileri gibi bir çocuk olduğunu, çocukluğunda yaşadığı hatıraları, peygamber efendimizin çocuklara nasıl sevgiyle davrandığını anlatan faydalı bir film. Tavsiyeler www.youtube.com/watch?v=XHPvBkOo698&feature=youtu.be Pınar Eğitim Kurumları 15 HAYDİ ÇÖZELİM 1. Aşağıdakilerden hangisinde Peygamberimizin doğum tarihi ve yeri doğru verilmiştir? ? 9. Peygamberimize ilk vahiy kaç yılında ve nerede gelmiştir? A) 572 yılı - Taif B) 571 - Mekke A) 610 Sevr mağarası C) 632 - Mekke D) 571 - Medine B) 610 Hira mağarası C) 615 Hira mağarası 2. Peygamberimizin mensub olduğu kabile aşağıdakilerden hangisidir? A) Ümeyye oğulları B) Haşim oğulları C) Nedim oğulları D) Halim oğulları 3. Peygamberimizin süt annesinin adı nedir? A) Halime B) Süveybe C) Amine D) Ümmü Eymen 4. Peygamberimizin süt kardeşinin adı nedir? A) Şeyma B) Fatma C) Sevde D) Rabia 5. Peygamberimizin çocukken yaşadığı Şakkı Sadr olayı nedir? D) 615 Sevr mağarası 10.Peygamberimize ilk 5 ayeti inen sure hangisidir? A) Fatiha B) Bakara C) Alak D) Müddesir 11.Hz.Muhammed (s.a.v)’in peygamberlik mührünü ilk tespit eden kişi kim olmuştur? A) Varaka B) Bahira C) Hz.Hatice D) Hz.Ali 12.İlk Müslüman olan 3 kişi sırasıyla kimlerdir? A) Hz.Hatice - Hz.Ali - Hz.Ebubekir B) Hz.Hatice - Hz.Zeyd - Hz.Ali A) Ayın ikiye bölünmesi C) Hz.Ebubekir - Hz.Ömer - Hz.Ali B) Koyunların sütünün artması D) Hz.Zeyd - Hz.Ali - Hz.Hatice C) Ekinlerin artması 13.Aşağıdakilerin hangisi Efendimiz (s.a.v)’in çocuklarından değildir? D) Göğsünün yarılması 6. Efendimiz (s.a.v)’e neden El Emin adını vermişlerdir? A) Kasım B) Zeynep C) Ali D) Rukiye A) Sözünde durmadığı için C) Güvenilir olduğu için D) Çalışkan olduğu için A) Ahmed B) Muhammed C) Mustafa D) Abdullah 8. Aşağıdakilerin hangisi Efendimiz (s.a.v) dünyaya geldiğinde gerçekleşen mucizelerden değildir? A) Kisranın sarayının 14 sütununun yıkılması B) Save gölünün kuruması C) Ateşe tapanların ateşlerinin sönmesi D) İran hükümdarının korkunç bir rüya görmesi A) Ahlakı mükemmeldi. B) Çok güzel ahlaklıydı. C) O’nun ahlakı Kur’an idi. D) O yumuşak huyluydu. 15.Peygamberimiz (s.a.v) kaç yılında nerede vefat etmiştir? A) 632 yılında Medine’de B) 630 yılında Mekke’de C) 632 yılında Mekke’de D) 630 yılında Medine’de CEVAP ANAHTARI Soru - Yorum 7. Aşağıdakilerin hangisi Efendimiz (s.a.v)’in isimlerinden değildir? 14.Hz.Aişe’ye Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğu sorulduğunda ne cevap vermiştir? 1-B 2-B 3-A 4-A 5-D 6-C 7-D 8-D 9-B 10-C 11-B 12-A 13-C 14-C 15-A B) Başarılı olduğu için 16 Pınar Eğitim Kurumları