Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir. Savunma Sanayiine yön veren uzman tedarik kurumu Vizyon Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurtiçi çözümler sunan, uluslararası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayiine yön veren uzman tedarik kurumu olmak" Misyon "Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını karşılamak, savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemleri belirlemek ve uygulamak" YAYIN KURULUNDAN Değerli okuyucularımız, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 25. kuruluş yıldönümünü kutladığımız 2010 yılının bu son sayısını, Müsteşarlığımızın ve sektörümüzün bu dönemde yaşadığı tecrübeleri sizlerle paylaşmaya ayırdık. Kurucumuz ve ilk Müsteşarımız Sayın Vahit ERDEM'in de belirttiği gibi, 1985 yılında sadece 1 Başkan ile doğan Müsteşarlığımız, bu süre zarfında hızla yol kateden ve yaklaşık 30 milyar dolar mertebesinde savunma tedariği projelerini 400'e yakın uzman kadrosuyla hayata geçiren ve genç yaşına rağmen, kendisinden "Savunma Sanayii'ne Yön Veren Uzman Tedarik Kurumu" olarak bahsedilen bir kurum haline gelmiştir. Müsteşarlığımızın kuruluşunun kazandırdığı ivme ile de, çeyrek asırlık dönemde; özgün ürünleri, ihracatı, Ar-Ge yatırımları, ana yüklenicileri ve KOBİ'leriyle hızla gelişen ve silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını her geçen gün daha büyük oranlarda karşılamada önemli mesafeler kateden bir savunma sanayiinden söz edilebilir hale gelinmiştir. Bu sayımızda, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda şimdiye kadar görev yapmış olan Müsteşarlarımızla yaptığımız söyleşileri, sektörümüzün 25 yıldaki gelişimini anlatan çalışmayı, yoğun bir emeğin ürünü olan sektör değerlendirmesini ve projelerimizden bazı başarı hikayelerini bulacaksınız. Dergimizin bu sayısı, diğerlerinden farklı olarak, Müsteşarlığımızın 25 yılı ve projelerimizden örneklerin verildiği tanıtım filmleri ile önceki sayılarımızın tümünün elektronik kopyalarını içeren bir CD ile birlikte siz okuyucularımıza sunulmaktadır. Nice çeyrek asırlara... Bu sayımızda Savunma Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR 06 Savunma Sanayii Eski Müsteşarı Vahit ERDEM 09 Savunma Sanayii Eski Müsteşarı Yalçın BURÇAK 14 Savunma Sanayii Müsteşarlığı Savunma Sanayii Eski Müsteşarı Prof. Dr. Dursun Ali ERCAN G NDE 16 Yayın Sahibi Savunma Sanayii Türk Savunma Sanayiinin Kısa Tarihi Müsteşarlığı Adına Murad BAYAR 19 Danışma Kurulu Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR Prof. Dr. Aydın KÖKSAL Dr. Veysel YAYAN Dr. Faruk YARMAN Mehmet AKÇAY Necip BERKMAN Turgut ŞENOL Bülent E. BEYOĞLU, Abdurrahman KILIÇ ORTAK ÜRETİM 1990 - 2000 Yayın Kurulu Peyman ZEREN (Başkan) Osman KAYAKESEN Ahmet GÜRZUMAR Ayşegül TOKATLI Banu ÇETİN Bedriye CİCİOĞLU Canan KOŞAR Ender UĞUR Esra AYDEMİR Füsun KAYAALP İrfan ŞAHİN Kurtuluş İŞLEK Merve KOÇAK Muhammed Ali GÜLER Necmi KOLDAŞ Tamer ÖZDEMİR Tutku ÖNEL Zeynep YÜKSEL Sorumlu Necmi KOLDAŞ Yazı İşleri Müdürü Fotoğraflar Veli YILDIRIM Yayın İdare Adresi T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Nasuh Akar Mah. Ziyabey Caddesi 1407. Sokak No: 4 (06520) Balgat / ANKARA Tel: +90 312 411 90 00 Faks: +90 312 411 93 86 www.ssm.gov.tr yk@ssm.gov.tr Yayın Türü Ulusal Süreli Yayın Yayın Şekli 3 Aylık - Türkçe Yayın Tarihi Aralık 2010 Tasarım ve Art Tanıtım Baskı Kızılırmak Sokak No: 27/10 06640 Bakanlıklar / ANKARA Tel: +90 312 425 59 96 Faks: +90 312 425 57 27 www.arttanitim.com.tr art@arttanitim.com.tr Türk Savunma Sanayinin Ekonomik ve Mali Analizi 26 Arzu G. KÜFLÜ Savunma Sanayiinin 25 Yılı 31 SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu 103 110 Gündem Projelerimizden Başarı Hikayeleri 118 45 Haberler Firmalarımızın 25 Yılı 68 125 Vefalı Personelimiz 96 SSM 25. Yıl Etkinlikleri Bilge MOLVALI, Mehmet KABAK, Serdar DEMİREL "Tüm yayın hakkı Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir. Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Murad BAYAR Savunma Sanayii Müsteşarı Savunma Sanayii Müsteşarılığı’ndaki görevime 1989’un ilk aylarında başladım. O gün itibari ile Müsteşarılığımızın kırkıncı çalışanı olmuştum. Şimdi ise kuruluşumuzun 25. yılını kutluyoruz. Bir insanın hayatı açısından değerlendirdiğiniz zaman aslında, 25 yaşına gelmiş bir kişinin hayata ilişkin sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye başladığı düşüncesi çerçevesinde, 25 yılın çok da uzun bir zaman olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, SSM'yi de bu kapsamda ele almak gerekmektedir. Bununla birlikte, SSM bu süreçte çok daha hızlı ilerledi ve sorumluluklarını tama yakın olarak üstlenebilecek bir noktaya geldi. 25 yıl içerisinde ciddi bir mesafe alındı. Geriye dönüp bakıldığında, bugün yetersiz olduğu düşünülen bir çok şeyin 25 yıl öncesinde aslında hiç olmadığı görülebilir. Bunun en önemli itici gücü ise, Silahı Kuvvetlerimizin modern silah sistemleri ile donatılması görevinin bütünsel olarak ele alınmaya başlanması olmuştur. 25 yılın sonunda bugün Türkiye’de özgün ürünleri, ihracaatı, ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri ile gelişmiş bir Savunma sanayii sektörünün varlığından söz etmek mümkündür. SSM kurulduğunda -ki hâlâ bugün de öyle- o gün itibarıyla, Türkiye’de mevcut bu işi yürüten Milli Savunma Bakanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları vardı. Aslında SSM henüz yokken de, silah sistemleri ordumuzun envanterine giriyordu. Ancak günümüzde 07 SSM, 360 kişilik bir kurum olarak uzmanlığıyla varlığını ortaya koymaktadır. Bu süreçte kurumun ne kadar başarılı olduğu sorusu önem taşıyor. Tabii ki bunun değerlendirmesi de yapılmaktadır. Halihazırda Stratejik Planı'nın ilki yürürlükte. Önümüzdeki 5 yıllık dönemi kapsayacak olan ikinci planın hazırlık çalışmaları da devam ediyor. Şu biliniyor ki, SSM'nin paydaşları, SSM'ye kendisinin verdiğinden daha yüksek not vermekteler. SSM kendine daha düşük not veriyor. Baktığımızda projelerin büyük oranda arttığını görüyoruz. Tabii bu Silahlı Kuvvetlerin projelerinin artmadığı anlamına gelmiyor. Silahlı Kuvvetlerin zaten benzer bir ihtiyaç grafiği vardı ve bunlar değişik yöntemlerle karşılanıyordu. Bununla birlikte, SSM'deki projelerin artması Türkiye’deki toplam savunma harcamalarının artması anlamına da gelmiyor. Ayrılan kaynakta geçmiş yıllara göre artış olmamasına rağmen projelerin artmış olması, tedarik yapısı içerisinde sanayiye dönen projelerin artması anlamı taşımaktadır. Önceleri daha çok hazır alım olarak yürüyen projelerin şimdi sanayi eli ile yürütülmesi anlamına geliyor. Bu noktada tabii Silahlı Kuvvetler, SSM'nin en önemli paydaşı konumunda. Dolayısıyla en önemli paydaş olarak sürece inanmaları sağlıklı bir yapının kurulması ve devam ettirilmesi için gerekli koşul olarak ortaya çıkmaktadır. Mevcut 3238 sayılı Kanun'da SSM için iki temel görev belirlenmiştir. Bu iki temel görev, “Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu” ve “Savunma Sanayii’nin geliştirilmesi”. Müsteşarlığın başarısı ise, bu iki temel görevi dengeli bir şekilde yürütmesinde yatmaktadır. Eğer bu alanlar arasında bir denge kurulmazsa ve birinden birine fazla yük binerse diğer ayak boşta kalabilir. Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaçlarını gidermenin kısa ve etkin yolu, kendini kanıtlamış hazır ürünler kullanmaktır. İhtiyacın bu şekilde temin edilmesi ise, sanayi ayağının boşa çıkması anlamına gelmektedir. Öbür tarafta bütün ihtiyacın yurtiçi olanaklarla karşılanmaya çalışılması, ihtiyacın çok geç temin edilmesi belki de hiç temin edilememesine neden olabilecektir. Bu durumda, Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu anlamındaki görevlerde aksama meydana gelebilecektir. Bununla birlikte, iki alan arasındaki dengeyi kurabilmek ve sürdürebilmek, yerli sanayi yeteneklerine bağlı olmaktadır. Bu noktada SSM olarak, ilk kuruluş aşamasından itibaren sanayinin mevcut yeteneklerinin ötesinde hedefler içinde olundu. Bu süreçte riskler üstlenildi. Risklerin üstlenilmesi aşamasında Silahlı Kuvvetler de zaman açısından esnek davranabildi. Bütün bu maliyetlere beraberce katlanıldı. Bugün de bunu yapmaya devam ediyoruz. Bu açıdan bakıldığında SSM 25 yılda başarılı bir görev gerçekleştirmiştir. ? Ana silah sistemlerinin geliştirme ve üretim aşamalarını tamamlayarak TSK envanterine kazandırmak; Bugün itibariyle savunma sanayiinde ulaşılan seviyeye bakıldığında: ANKA İnsansız Hava Aracı ATAK Helikopteri Altay Ana Muharebe Tankı MİLGEM Korveti GÖKTÜRK Gözlem Uydusu ? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu ana silah sistemlerinin bir çoğu artık ülkemizde geliştirilmekte ve üretilebilmektedir. Artık henüz ihtiyaç tanımlama aşamasında projeler “yurt içi geliştirme” olarak planlanmakta, “yurt dışı hazır alım” %10’ların altına düşmüş bulunmaktadır. ? Savunma sanayii sektörü yıllık 500 Milyon Dolar tutarındaki Ar-Ge harcaması ile ülkemizde teknolojiye en fazla yatırım yapan sektör konumuna yükselmiştir. Türkiye’nin en çok Ar-Ge mühendisi çalıştıran kuruluşlarının başında savunma sanayii kuruluşları gelmektedir. ? Savunma Sanayii İmalatçılar Derneği (SaSaD)’ın üye sayısı 100’ü aşmıştır. Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi arasına bir Türk şirketi girmiş ve ISO-500 Türkiye’nin en büyük sanayii şirketleri sıralamasında 11 savunma sanayii şirketi yer almıştır. ? Savunma sanayii ihracatımız 1 Milyar Dolar hedefine yaklaşmıştır. Dünya orduları ülkemiz tarafından tasarlanan kara ve deniz araçları ile silah ve elektronik sistemleriyle artan bir hızda teçhiz edilmektedir. ? Yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma sanayiine katılımları sağlanmış, sadece OSTİM’de 71, ODTÜ Teknokent’te 74 şirketimiz savunma sanayiine tasarım ve üretim yapar konuma yükselmiştir. Ülke çapında savunma sanayiine katılan KOBİ’lerimizin sayısı 1000’i aşmıştır. ? Üniversitelerimiz ve araştırma enstitülerimiz yoğun bir şekilde savunma sanayii Ar-Ge projelerine dahil edilmiş, bugün itibariyle 20’den fazla üniversitemiz fiilen savunma sanayiine ilişkin ileri teknolojileri geliştirme aşamasına gelmişlerdir. Savunma sanayii sektörünün yakın dönem geleceği ise, bugün atılan temeller çerçevesinde şu şekilde tarif edilebilir: Hava Savunma Sistemi ? Milli Piyade Tüfeği ? Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi arasında 3 firmamız ile yer almak, ? Dünyada kendi kategorilerinde başa oynayan ürünlere sahip olmak, ? Ülke sanayii, üniversiteleri ve araştırma kuruluşları ile uzun dönemli işbirlikleri kurarak Türkiye’nin sanayii ve teknoloji tabanına güçlü bir katkı yapmak, ? Türkiye’nin milli gücünü oluşturan etkin unsurlar arasına girmek, Uzun dönemde ise, kavramsal geliştirme kararı Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin Aralık 2010 toplantısında alınmış bulunan Muharip Jet Uçağı ve Jet Eğitim Uçağı projeleri ile birlikte Dünyada savunma sanayii en gelişmiş 10 ülke arasına girmeyi hedeflemekteyiz. SSM, şimdiye kadar, mevcut yapı içerisinde, yani yapısal bir düzeltme olmadan neler yapılabilir düşüncesi içinde olmuş ve bunda da başarılı olmuştur. Türkiye toplamda Savunma Sanayii alanında belli bir yere oturabilir, belli ürün kategorilerinde dünyada ilk üçe girebilir bir konumda bulunmaktadır. Ancak, sektörde dünya üzerinde söz sahibi ülkelere bakıldığında, başarının belirli ürün kategorilerindeki başarıdan değil, etkin ve güçlü bir teşkilatlanmaya bağlı olduğu görülmektedir. Süre içerisinde özgün geliştirme projelerine ciddi kaynak aktarımları gerçekleştirildi. Ancak bu projeler Ar-Ge projeleri ile desteklenemedi. Dolayısıyla, özgün geliştirme projelerinde hâlâ olgun teknolojiler kullanılıyor. Özgün projelerde sistem mühendisliği ve ürün geliştirme yapılmakla birlikte, teknoloji geliştirilemiyor. Dünyadaki gelişmiş ülkelere bakıldığında Savunma bütçelerinin %5-15’i tutarındaki bir meblağ, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılmaktadır. Bu miktarın ülkemiz şartlarında Ar-Ge faaliyetlerine ayrılması mümkün gözükmemekle birlikte, hem malî açıdan hem de teknoloji üretim kapasitesi açısından mevcut yapının geliştirilmesi gerekli koşul olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın, 25 yılda kendisine tahsis edilen imkânları son raddesine kadar kullanarak, verilen imkanların çok ötesinde bir hizmet yaptığını söylemek mümkün görünmektedir. Görünen o ki, savunma sanayii sektörü kuruluş aşamasını tamamladı. Halihazırda SaSaD üyesi 100’den fazla imalatçı şirket ve bini aşkın KOBİ sektörü oluşturmaktadır. Ancak, Türkiye için Savunma Sanayii’nde ciddi bir hedef içinde olunacaksa, anılan sayılar yeterli değildir. Bu yapıların hem kamu tarafında hem sanayi tarafında ciddi bir şekilde ve baştan ele alınması gerekmektedir. Bugün gelinen aşamada çeyrek asırlık tecrübe ile durumu ortaya yatırıp ciddi bir hedefle yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. O zaman zaten devletin bu alana tahsis ettiği ama bir arada görünmeyen kaynaklar çok daha etkin bir hale getirilebilir. Sektörde yer alan imalatçı kuruluşların uluslararası düzeyde profesyonel bir yapılanmayı hedeflemesi gerekmektedir. SSM'nin ileriye yönelik kurumsal hedefleri ise şu şekilde ifade edilebilir: ? 2007 yılında birincisini yayınladığı Stratejik Plan ile başlattığı stratejik yönetim uygulamasını sürdürülebilir bir seviyeye ulaştırmak, ? Kurumsal yönetim sistemini tekrarlanabilir süreçleri ve güncel bilgi teknolojileri ile etkin bir konuma getirmek, ? İnsan kaynakları uygulamalarını çağdaş prensipler doğrultusunda olgunlaştırmak, ? Çalışma modeline uygun modern bir idare binasına kavuşmuş olmak ve ? Savunma tedarik sistemini bütünsel olarak ele alarak bünyesine entegre etmektir. Bugün yola çıktığı istikamette bu hedeflere ulaştığında SSM bütün boyutları ile dünyada muadilleri arasında saygın ve ülkemizde “Örnek Kamu İdaresi” konumuna yükselmiş olacaktır. Bu yolculukta birinci etken üstün nitelikli ve motivasyonu yüksek çalışanlara sahip olmaktır. Çalışanlarının seçilmesi, yetiştirilmesi ve değerlendirilmesi hususlarında en titiz davranan kamu kuruluşlarının başında gelen Müsteşarlığımızın, sahip olduğu profesyonel kadrosu ile gerek kurumsal gerekse sektöre dair hedeflerini başarıyla gerçekleştireceğine inancım tamdır. 09 Vahit ERDEM Savunma Sanayii Müsteşarlığı Kurucusu ve ilk Müsteşarı Savunma Sanayii Müsteşarlığının kuruluşu sıfırdan başlayacağız. Sonuçta, Savunma nasıl olmuştur? Size göre neden böyle bir Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi kuruluşa ihtiyaç duyulmuştur? Başkanlığına asaleten, yine Toplu Konut ve 1984 yılı başında Turgut Özal seçimleri Kamu Ortaklığı Başkanlığı’nı da yürütmek kazanarak tek başına iktidara gelmişti. Turgut üzere vekâleten atandım. Özal, o güne kadar el atılmamış sahalara Bir defa, bunlar belki daha önce düşünülmüş, yönelmek üzere büyük bir reform paketiyle tasarlanmış, reform paketlerinin parçaları. hükümet icraatına başladı. Bu reform Biliyorsunuz, bizim savunma sanayiimiz o alanlarından biri de Savunma Sanayii idi. dönemden önce kapalı bir kutuydu. Savunma Savunma Sanayii Müsteşarlığının kurulma- Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler yönetimi sına esas teşkil eden ve ilham veren Toplu çerçevesinde doğrudan satın alıma dayalı bir Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresinin kuruluşu sistemdi. Bununla birlikte, Silahlı Kuvvetlerin ve kanunu. 1980’lerin sonunda Türkiye'de vakıflarına bağlı bir gelişme de izleniyordu. ciddi bir konut sıkıntısı vardı, Ankara'da Bilhassa Kıbrıs savaşından sonra karşılaşılan kiralık ev bulmakta zorluk çekiliyordu ve iki zorluklar dolayısıyla kara, deniz, hava sayfalık bir kanunla Toplu Konut ve Kamu kuvvetleri vakıfları kuruldu. Bu vakıflar Ortaklığı İdaresi Kanunu çıktı. Bunun vasıtasıyla da yatırım yaparak savunma içerisinde temel altyapı yatırımlarıyla ilgili sanayinin gelişmesine katkıda bulunulmaya konularda senet çıkararak kaynak yaratmak, çalışılıyordu. Yani Savunma Sanayii Müsteşar- yeni altyapı yatırımlarına finansman kaynağı lığının kuruluşundan önce. Tabii, o şekliyle bulmak fikri yatıyordu ve ilk başlandığında büyük bir atılım yapmak mümkün değildi, Başkan olarak tayin edildim. Başkanlığım bir vakıf işi değil bu, devlet politikası olması oda ile başladı. Sonrasında ise, iki yıl gereken bir konu. Türkiye savunma içerisinde 200 binin üzerinde konut inşaatı sanayiisine çok büyük, daha doğrusu tamamlandı, Türkiye'nin her tarafında âdeta savunma ihtiyaçlarına, silah sistemlerine bir konut seferberliği başladı. Bu başarı büyük para harcayan ülkelerden birisi. Millî üzerine, yani bu iyi örnek üzerine daha gelirinin -o zamanlar- yüzde 5’i kadarı doğrusu, onun kanununa benzer Savunma savunmaya ayrılıyordu. Diğer ülkelerle Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi mukayese ettiğimiz zaman, yani NATO kurulmasına dair bir kanun çıktı, o da bir ülkeleri içerisinde en yüksek kaynak ayıran buçuk iki sayfalık kısa bir kanun. Sayın Özal, ülkelerden biriydi. Bu kadar kaynağı bu kurumun başına da beni atadı. Tabii, ayırmamızla birlikte, bu kaynaklar tamamen teşkilatı kurmak, belli safhaya getirmek zor. dış firmalara gidiyordu. İşte, Amerika’dan Ben içimden “Eyvah” dedim. Tabii yeni bir FMS kredisi yoluyla silah ve araç-gereç kurumu belli safhaya getirmişken yeniden tedarik ediyorduk. Almanya’dan yine bazı kullanılmış askerî araç-gereç alıyorduk. sistemine bağlı bir değişken- yüzde 15 kaynak tahsisinde daha rasyonel, daha etkili Böyle bir yapı vardı. civarındadır. Bunu da ben Sayın Turgut Özal’a olunca herkes saygı duymak durumunda O yapının değişmesi gerekiyordu. İşte bu anlattığımda, “Eski hükümetlerin dört gözle kaldı. yapının değişmesi için Savunma Sanayii beklediği FMS kredisinden vazgeçelim” Tabii, karşılaşılan güçlükler sadece kurum- Geliştirme ve Destekleme İdaresi kuruldu. ifadesinde bulundu ve o konuda da biz bir larla da değil. O zaman çok sayıda temsilci Son derece isabetli, geç kalınmış, ama tabii çalışma yaptık. Ve o çalışmanın sonunda, vardı. Mevcut sistem büyük çapta ithalata zararın neresinden dönerseniz o kadar kârdır Sayın Özal Amerika Birleşik Devletleri’ne dayandığı için tabii komisyoncular memnun derler, o sebeple de kurulması gereken zaruri yaptığı ilk seyahatinde “No aid, more trade” hayatından, firmalar da memnun. Biz artık bir kurumdu. cümlesini kullandı. “Yardım istemiyoruz, artık firmalara şunu demeye başladık: “Bize ticaret istiyoruz.” O zamanki adıyla Savunma komisyoncularınızla gelmeyeceksiniz, bize Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi yatırım anlayışıyla geleceksiniz. Eski Başkanlığı Türkiye'de ciddi bir boşluğu alışkanlıklarınızı bırakacaksınız bir tarafa. doldurdu ve memnuniyetle ifade edeyim ki Müşterek üretim, teknoloji transferi, saygın kamu yönetimi içerisinde oldukça Türkiye'de üretim, Türkiye'de katma değeri etkili büyük hizmetlere imza atan bir kurum artırma gibi politikalara ağırlık vereceğiz. O halinde başladığı gibi gelişerek, büyüyerek zaman destek görürsünüz. Yoksa mal devam ediyor. Bunu da görmekten memnu- satmaya geliyorsanız bize gelmeyin dedik. niyet duyuyorum. Belli başlı büyük ülkelerin savunma sanayi- soğuk ve iyi münasebeti olmayan ülkeler. İlk atandığımda, elimde iki sayfalık kanun, bir cileriyle paneller yapıldı, toplantılar yapıldı. Aynı zamanda komünizmin devam ettiği, de ben varım. Bu haliyle başladık. İlk işim, o Amerika, Fransa, İngiltere, onlara hep yeni Sovyetler Birliği’nin devam ettiği bir dönem. zamanın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet politikayı anlattık. Hatta “Defense News” Yunanistan’la problemlerimiz var. Kıbrıs komutanlarından randevu almak oldu. O dergisinde bir makale çıktı. Makalede, “Artık savaşı esnasında Amerika Birleşik Devlet- zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral bundan sonra Türkiye'ye firmalar elini kolunu leri’nin koyduğu ambargoyla çektiğimiz Necdet Üruğ. Ona gittim, dedim ki: “Sayın sallayarak gitmesinler, karşılarında ciddi bir büyük sıkıntılar var. Yani en azından kritik bazı Komutanım, Hükümet beni bu göreve tayin kurum var. Çatır çatır pazarlık yapıyorlar, üretimleri yapamayışımızın acılarını çeşitli etti ve mademki tayin etti, burada başarılı ceketinizi bile soyabilirler.” yazıyordu. Yani bir vesilelerle çektiğimizi biliyoruz. Bilhassa olmak istiyorum. Başarılı olabilmem için defa Türkiye'nin savunma sanayi politikasını, Kıbrıs hadisesi bunu çok net bir şekilde ortaya Silahlı Kuvvetlerimizin bunu canı gönülden ki hâlâ o kanun geçerli, yabancı firmalara, koydu. O bakımdan, bizim gibi savunma desteklemesi lazım, başta zatıâliniz olmak yerli firmalara ciddi bir şekilde anlattık ve harcamalarına büyük önem veren, büyük üzere.” “Peki, binanız var mı?” dedi, “Hiçbir onun arkasında da durduk, o prensipten de savunma harcaması yapan, sayısal olarak şeyimiz yok, iki sayfa kanun var, bir de ben asla taviz vermedik ve o kabul gördü. Onun NATO’nun ikinci büyük ordusu olan böyle bir varım.” dedim. Özel Kalem Müdürünü çağırdı üzerine hâlâ da devam ediyor. ülkenin kendi sanayisini bu alanda gelişti- ve dedi ki: “Vahit Bey ne zaman gelirse kapım rmemesi çok büyük eksikliktir. Türkiye açık olacak, destekleyeceğiz.” Kirazlıdere Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız çapında, Türkiye büyüklüğünde olup da hele mevkisindeki bina boşmuş, Silahlı Kuvvetler ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı böyle bir stratejik mevkide olan bir ülkenin yapmış, öyle dur uyor, “Gidip oraya bizlerle paylaşmak ister misiniz? kendi savunma sanayisini geliştirmemesi oturacaksın, verin anahtarını” dedi. Anahtarı diye bir şey söz konusu olamaz. Ama o aldık, gittik. Odaları mütevazı mobilyalar ile zamana kadar öyle gitmiş maalesef. Ve döşenmiş olan bir bina. Oturdum tek başıma. harcamalarımız da tamamen doğrudan dış Sonra bir sekreter buldum, ondan sonra alım yoluyla yabancı ülkelere gidiyordu. FMS Devlet Planlama Teşkilatı ve Türkiye'nin dediğimiz kredileri dört gözle beklerdik o saygın kurumlarından birkaç kişiyi transfer zaman, çok beklediğimiz bir kredi olurdu her ederek işe başladık. sene, ne kadar verecekler diye. Hâlbuki FMS Bu süreçte ciddi destekler gördük. Tabii, çok zamanın Müsteşarı orgeneral idi, bütün daire içerisinde bir kısım hibe, diğer kısımlar kredi. zorluklarla da karşılaştık. O da normal, bir başkanlarını toplamış. Savunma Bakan- Toplamda baktığımız zaman FMS’nin bize kurum başka bir kurumun işine el atıyorsa lığında Daire Başkanları var biliyorsunuz, Dış maliyeti oldukça yüksek. Direkt üretici reaksiyonla karşılaşır. Planlama Teşkilatının Tedarik Daire Başkanı, o zaman Sanayii firmadan alınsa belki daha ucuza mal olacak. kuruluşu da öyle olmuştur. Planlama Dairesi vardı, işte oturttular beni de sivil Çünkü herhangi bir silahın lojistik maliyeti kurulunca proje bazında kaynak tahsisini olarak. Dedi ki Müsteşar: “Bizim 27 dairemiz kendi maliyetinin çok üzerindedir. On yıllık Planlama yapmaya başladı. Bütün kurumlar vardı, yeni bir daire daha kuruldu 28 oldu.” süreyi dikkate alırsanız, kendi maliyeti lojistik reaksiyon gösterdi ama Planlama başarılı Konuşmasını bitirince “Bir dakika Sayın maliyetinin yanında –tabi bu, alınan silah olunca, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde, Müsteşar, bir defa bizim kuruluşumuz daire “Böyle bir kuruma neden ihtiyaç duyulmuştur?” sorusu ile ilgili olarak da, vurgulayarak şunu söyleyeyim: Türkiye kritik bir coğrafyada. NATO üyesi bir ülke olmakla birlikte, diğer NATO üyesi ülkelerle mukayese ettiğiniz zaman, doğu-batı ve kuzey-güney arasında bir köprü niteliğinde. Doğumuzda hiçbir demokratik ülke yok, hele o dönemlerde. Hepsi bir manada Türkiye ile Tabii, anlatacak çok şey var, ama bunlardan biri, her yerde anlatıyorum, burada da tekrar onu anlatayım isterseniz. Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı zamanında Savunma Bakanlığı’nda bir toplantıya davet ettiler. Ben tek başıma katıldım, zaten fazla eleman da yoktu. O 11 başkanlığı değil, başkanlık. Eğer sizin 27 yayınlandı. Türkiye'de sanayi envanterini o zaman ilk biz yaptık. Belki o dokümanları karıştırırsanız dairenize 28 inci daire eklenmiş olsaydı Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde bir daire Müsteşarlığımızın 25 yılda katettiği yol görürsünüz. Yani ciddi bir sanayi envanteri daha kurulmuş olurdu. Zaten Sanayii Dairesi nedir ve bugün geldiği noktada kuruluş yaptık, hem kuruluş çalışmaları, hem de var. Onun için, evvela çıkan kanunu çok iyi amacına ne ölçüde hizmet etmiştir? yatırımlar hem konsept manasına gelecek. anlamamız lazım. Burası hükm-ü şahsiyeti, Şunu ifade edeyim, geçenlerde de işte bir Offset, araştırma-geliştirme gibi alanlarda ayrı bütçesi ve ayrı karar mekanizması olan sergi vardı, yirmi beşinci yıl dönümü ciddi şekilde gelişmeler yaşandı o dönem. bir kurum. Başkanlık, en azından korgeneral dolayısıyla, orada da gördüm. Savunma Tabii, ondan sonra gelen müsteşarlar seviyesinde. Beni oturttunuz asteğmen gibi Sanayii Müsteşarlığı, başında da söylediğim döneminde bunların üzerine yenileri alta ama…” dedim. Öyle deyince bir durdu, gibi, Türk kamu idaresinde yaptığı işlerle konmaya çalışıldı, devam etti. İşte, Murad şaşırdı. O zaman bir albay vardı Hukuk ilgili olarak saygın bir yerde bulunuyor. Türk Bey’in Müsteşarlığı zamanında araştırma, Müşaviri, ona döndü, “Doğru mu?” dedi. savunma sanayisinin gelişmesinde anahtar geliştirme, teknolojik kabiliyet kazanma Hukuk Müşaviri, “Efendim, Vahit Bey doğru kurum. Sıfırdan başlandı. Hem araştırma konularında mesafe kat edildi. Yeni projelere söylüyor” dedi. Öylece bir şeyi atladık. Bir geliştirmeye el atıldı o zaman, üniversitelerle, imza atıldı, F-35 gibi, Atak Helikopteri gibi, sürü protokol problemleri yaşadık o dönem- teknolojik gelişmeye katkı sağlayacak, vesaire. de. mühendis yetiştirmeye de katkı sağlayacak Diğer önemli yaşadığım; Aselsan bizi şikayet araştır ma geliştir me projeleri verdik etmiş, “Savunma Sanayii Geliştirme ve üniversitelere, TÜBİTAK’a. Ayrıca, müşterek Destekleme İdaresi Başkanlığı Aselsan’ı üretim veya kendi sermayemizle savunma köstekliyor, engel oluyor, yabancı firmalarla iş sanayinde faaliyet gösterecek firmalar birliği yapıyor elektronik konusunda…” kuruldu. İşte, Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) vesaire gibi. Bu yazı Genelkurmaya gitmiş, Projesi imzalandı. Başlangıçta çok bir kopyası da elime geçti. Neredeyse biz problemler yaşadık, büyük aşamalardan vatana ihanetle suçlanıyoruz o yazıda. Bunun geçti. Ama baktığınızda bugün ciddi bir firma üzerine bir toplantı tertiplendi, beni de haline geldi, teknolojik seviyesi yükseldi, çağırdılar, yanımda bir iki arkadaşım vardı. tecrübe kazandı. Müsteşarlığın kuruluş İşte, Savunma Bakanlığı Müsteşarı böyle aşamasında F-16 uçaklarının gövde ve oturmuş, masanın başında, ben de sağ motorların üretimine ilişkin karar verilmişti yanında oturuyorum. Karşıda da Kara, Deniz, ancak ortada net bir durum yoktu. Hemen Hava Kuvvetlerinden generaller oturuyor. Hazineden listeleri devraldık, süratle F-16 tesisleri bitirildi, motor fabrikası bitirildi, onlar Toplantı başladı, işte şikâyetler, şunlar, bunlar devreye girdi. anlatıldı. Bir sorgulama havası vardı. Uzun Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, Türk Savunma Sanayii, uluslararası alanda iş birliği yapabilecek, belli kabiliyetler kazanmış, mühendisi, ustası, çırağı olan, kalite yönetim sistemleri açısından NATO standartlarına adapte olmuş bir yapıda bulunuyor. Bu memnuniyet verici. Tabii bunun devam etmesi lazım. Bu yeterli mi? Yeterli değil. İşte, üç hafta evvel bir NATO parlamenter heyeti geldi Türkiye'ye. İstanbul'da birtakım yerlere ziyaretler düzenledik. Başbakan, Genelkur may Başkanı, Savunma Bakanı, hepsi kabul etti heyeti. İstanbul'da Kale Havacılık’a götürdüm onları. Kale Havacılık’a niçin götürdüm? Teknoloji üreten ve benim bildiğim yerlerden biri. Yakından tanıyorum onları. Orada taktik süre dinledim. Sonra dedim ki: “Sayın F-16 elektronik kart projesi geliştirildi ve seviyede insansız hava aracını gösterdik. Müsteşarım, biz, bize verilen yetkiler yazılım alanına Türkiye ilk öyle girdi. Bugün Fransız eski bakan, onunla ilgilendi, dedi ki: çerçevesinde ve hukuka dayanarak, çok gelişti yazılım konusu. Mobil radar, yine “İngiltere, Fransa stratejik insansız hava aracı kanunumuza dayanarak, karar mekanizma- bir müşterek yatırımla gerçekleştirildi. O geliştiriyor, siz girmek istemez misiniz, siz de larımıza dayanarak görevlerimizi yapıyoruz. birçok tecrübe kazandırdı, mühendis yetişti. katılsanız?” Yabancı heyetin bu ilgisi, bizim Onun için, bu toplantıda da ben bulunmayı Yönetim teknolojileri, kalite, vesaire gibi artık yeni sistem geliştiren, yeni konsept doğru bulmuyorum. Kusura bakmayın, ben konularda bütün bu yatırımlar katkı sağladı oluşturan bir seviyeye yaklaştığımızın delili. kalkıyorum.” Bunun üzerine Sayın Turgut Özal çalışanlara. Bu seviyeye gelmiş olmak tabii memnuniyet ile konuyu görüştüm. Aynı günün akşamı Roket sanayi o zaman kuruldu, tamamen verici, ama bunu abartmamamız lazım. Aynı Başbakanlık Kanun Kararlar Genel Müdürü kendi öz firmalarımızın ortaklığıyla ve zamanda küçümsememek de gerekiyor. Şahver Kobal diye bir bayan vardı. Şahver Roketsan bugün rokette önemli, saygın bir Sıfırdan başlandı ve bu seviyeye gelindi. Hanım dedi ki:”Vahit Bey, sizin orası firma. Buna benzer dediğim gibi firmalar Dünyaya baktığınız zaman gelişen müsteşarlık oluyor.” O zaman hükümetin kurulurken, aynı zamanda offset konusunda teknolojiler baş döndürücü. Onun için, daha kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi en ciddi dokümanı Savunma Sanayii alınacak çok büyük mesafeler var. Bakın, vardı, “Söyleyeceğiniz bir şey var mı?” dedi, Müsteşarlığı hazırladı o dönem. Oturduk, Güney Kore’de bizi yine NATO parla- “Var” dedim, geldim. İşte, ismini değiştirdik, araştırma yaptık bir çalışma grubuyla, bir menterleri olarak Samsung firmasına davet Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme offset el kitabı hazırladık ve her yaptığımız ettiler. Samsung 1980’lerde kurulmuş bir Müsteşarlığı değil de, “Savunma Sanayii proje anlaşmasına, müşterek yatırım anlaş- firma. Sahibi Japonya’da tahsil etmiş, gelmiş Müsteşarlığı” kısa, öz. İçinde bazı şeyler masına offset koyduk. Teknoloji transferi keza bir elektronik firması kurmuş, evvela bir değiştirdik. Ertesi gün Resmî Gazete’de aynı şekilde. Kalite kontrol sistemi gelişti. tekstil, oradaki kazandığını oraya yatırmış ve otuz senede geldiği nokta müthiş. Teknoloji üreten, teknoloji satan bir ülke haline gelişme yüzde 100 olur, ama 100 olan bir şeyi üretiminde Sony’i geçtiğini söylüyorlar. Tabii, gelmemiz lazım. Teknoloji alan ve teknoloji 101 yapmak kolay değildir. O bakımdan, onları görünce bizim daha çok mesafe kat satan bir ülke. Sadece taklit eden veya mühim olan trendin pozitif istikamette devam etmemiz lazım. üretilmiş teknolojileri kopyalayan ülke etmiş olması. Bunu öyle görüyorum ben. Yani olmaktan da yavaş yavaş kurtulmamız lazım. bıraktığım 1993’ten beri Savunma Sanayii O safhaya doğru gidiyoruz. İçimizde uhde Müsteşarlığı gelişiyor, gelişmeye devam olan hususlardan birisi, mesela bir araba ediyor. Bu trendi el birliğiyle sürdürmemiz sanayinde kendi arabamızı üretemedik. lazım diyebilirim bu konuyla ilgili olarak. Geldiğimiz nokta, takdire şayan, ama yeterli değil. Mukayeseyi bizim seviyemizde, bizim büyüklüğümüzde ülkelerle yapmamız lazım, Fransa ile, Almanya ile, İngiltere ile, İtalya ile ve benzeri ülkelerle. Çünkü biz 70 milyon nüfuslu, tarihî geçmişi olan, büyük tarihî tecrübesi olan, devlet tecrübesi olan bir ülkeyiz. Büyük bir Silahlı Kuvvetleri olan bir ülkeyiz. Bulunduğumuz çevre ve tehditler Türkiye'nin güçlü olmasını gerektiriyor. Bütün bunları dikkate aldığımız zaman, daha çok gayret edip bu trendi sürdürmemiz lazım. Gelinen nokta memnuniyet verici, takdirle karşılıyorum, benden sonraki arkadaşlar bayrağı daha da ileri götürdüler. Ama bu ileri taşımanın, aynı kararlılık ve aynı istikrarla devam ettirilmesi lazım. Savunma Sanayii Müsteşarlığının asla politize edilmemesi gerekiyor. Oraya alınan personelin nitelikli olması ve belli kıstaslara uygun olarak işe alınması gerekiyor. Memnuniyetle ifade Güney Kore 1953’te savaştan sonra kuruldu. 1960’lı yıllarda Türkiye'den geriydi, her Görevde olduğunuz zaman süresince şeyiyle. Bugün Güney Kore araba sanayisinde yapmak isteyip de yapma imkânı dünyayı ciddi bir şekilde etkiliyor, dünya ile bulamadığınız bir icraat var mıdır? rekabet ediyor. Elektronik sanayisinde de Şimdi, tabii belli zamana sığdırılacak belli öyle. Biz maalesef araba sanayisinde erken konular vardır. Her konuyu, her şeyi bir zaman başladığımız halde, bir Türk tipi, Türk modeli dilimine sığdıramazsınız. Hazmettikçe yeni araba üretemedik. Yoğun bir iç talep olmasına gelişmelere ancak başlayabilirsiniz. Bununla rağmen. Savunma Sanayiinde bunu becer- birlikte, Sayın Turgut Özal’ın kafasında olup memiz lazım. İşte Savunma Sanayii Müsteşarlığı bu politikaları akıllıca sürdürürse, araştırma-geliştirme, teknoloji üretimine ısrarla devam ederse bir gün kendi teknolojimizi belli alanlarda üretir hale geliriz. İşte, piyade tüfeği üretiliyor MKE’de. Demek ki, gayret edince bunlar olabilir. da bana “Bu hazırlığı yapın” dediği, fakat o dönem yapılamayan bir konu var: Savunma Sanayii ile silah sistemlerinin tedarikinin entegre edilmesi. Bunun hâlâ gündemde olması lazım. Sayın Turgut Özal’ın kafasında olan da buydu. Yani Savunma Sanayii Müsteşarlığı devletin kurumu, TSK ile de iç Müsteşarlığın, başlangıç aşamasındaki içe çalışıyor. Savunma Sanayii Müsteşar- durumu ile şimdiki durumunu lığının hem sanayileşme hem tedarik kurumu karşılaştırabilir misiniz? olması lazımdı silah sistemleri açısından. Yukarıda Müsteşarlık dönemimdeki gelişme- Savunma Bakanlığının diğer üniteleri de tabii leri özetlemiş oldum aslında. Bunlar birbirinin yine devam etmesi lazım, iaşe, ibate, vesaire Müsteşarlığın, kendi kuruluş devamıdır. Gayet tabii, 1993’te ayrıldım ben, konularıyla. Savunma Sanayii Müsteşarlığı amaçlarından biri olan Savunma aradan 17 yıl geçmiş. Bu sürede büyük onları da yüklenirse onun altından kalkamaz. Sanayiini geliştirmek görevini mesafeler kat etmesi tabiidir, memnuniyet Diğer lojistikler Bakanlık ve kuvvetlerde yeterince başarıyla yürüttüğüne vericidir. Kuruluş aşamasında başında olması lazım. Ama silah sistemleri tedariki ve inanıyor musunuz? bulunduğum bir kurum ne kadar ileriye sanayileşme görevi bütünüyle Savunma ediyorum ki, aynı şekilde devam ettiriliyor bu gelenek. Bu şevk, bu heyecan ve bu kalite Savunma Sanayii Müsteşarlığında sürdürülmelidir diye tavsiye ediyorum. Biraz önceki soruya vermiş olduğum cevapta ifade etmiş oldum aslında. Hakikaten bozulmadan bugüne kadar devam etti Savunma Sanayii. O gün de söyledim, 25. Kuruluş Yıldönümünde. Savunma Sanayiinde arkadaşlara “Yahu gidin biraz evinizde oturun kardeşim” diyordum ben, “Çalışın” demiyordum. Sabahlara kadar çalışıldığını hatırlıyorum. Heyecanın devam ettiğini de görüyorum. İyi bir şey. giderse ben memnun olurum. İlla bizim dönem daha iyi gibi bir iddia söz konusu olamaz. O bir temel taşıdır. O temel taşlar üzerinde devamlı yükselmek gerekiyor. O Sanayii Müsteşarlığında olması lazım. Kanun'da bu değişikliğin yapılması gerektiğini düşünüyorum. bakımdan, bir mukayeseden ziyade, Bir de muadiliyet sistemi getirilebilir, devamlılığın olduğunu söylemek istiyorum. Amerika’da falan var bu. Nedir bu? Daire Onu da memnuniyetle ifade edeyim ki, gelen başkanı tuğgeneral ise, sivil de olsa arkadaşlar, bilhassa Sayın Murad Bayar, tuğgeneral seviyesinde kabul edilir geçmişi irdeleme yerine geleceğe bakıyor, Amerika'da. Şimdi o biraz aşıldı galiba. öyle de olması lazım. Geçmişte bunlar yapılmış, biz daha çok işler yapmamız lazım, Amerika'dan bir sivil geleceği zaman bize yazı gelir, “Bu gelen kişi orgeneral seviyesin- Bakın, Çin’e birkaç defa gittim, Kore’ye gittim, daha çok proje üretmemiz, daha çok gayret Japonya’ya gittim. Bir defa, Orta Asya’nın etmemiz, teknoloji üretmemiz, sistem doğusuyla Türkiye'nin batısında, son derece üretmemiz lazım anlayışıyla bakılıyor gelişmiş ülkeler bulunuyor. Teknoloji üreten geleceğe. Bu, memnuniyet verici. Trendin ülkeler. Arada kalan büyük bir blok var. Biz o devamlı yukarıya doğru gittiğini görüyorum. arada kalmayalım. Biz Batı’ya yakınız, Batı ile Başta trendin çok yüksek olması normal, kanaatindeyim. ciddi iş birliğimiz var. Bizim de teknoloji sıfırdan başlıyorsunuz. 1 olan şeyi 2 yaparsan Onun dışında, “Aslında şu projeyi şöyle dedir.” Hâlbuki sivil kişi, ona göre orgeneral muamelesi yapılırdı. İşte bizim zamanımızda kanun tasarısı hazırlanıp da uygulanamayan bu konu var, onun da bir gün gerçekleşeceği 13 yapsaydık…” Yani, pişman olacağım bir şey mazsınız. Bu, örneklerden bir tanesi. O gelecekte. Tehdit değerlendirmesi, dünyada yok, onu söyleyeyim çok açık olarak. bakımdan, bugünün ve geleceğin muhtemel gelişen tehditler, buna karşı geliştirilecek Geçmişte şu büyük hataları yaptık, keşke öyle tehditleri çok yakından takip edilmeli. Yani teknolojiler önem taşıyor. Tabii ki klasik olmasaydı diyeceğim bir şey aklıma gelmiyor. tank ve onun gibi klasik silahlar eski önemini silahlar değişmez; savaş uçağı, helikopter, O günün şartlarında ve o günün tecrübesiyle, korumuyor. Yatırımlarımızı ona göre yönlen- zırhlı araçlar yine devam edecektir. o günün kadrosuyla yapılabileceklerin dirmemiz lazım. Stratejimizi ona göre azamisini ve en iyisini yapmaya çalıştığımız belirlememiz lazım. Bu, tanktan vazgeçelim 25. yılımızda SSM çalışanlarına kanaatindeyim. Tabii, kimse kabahat kabul anlamına gelmemeli pek tabiî ki. Ama söylemek istedikleriniz nelerdir? etmez manasına da anlamayın bunu, buna dünyanın gidişatı, bugünkü gidişatı, daha da SSM çalışanlarını can-ı yürekten kutluyorum. samimi olarak inandığım için söylüyorum. uzun süre devam edecek gidişatı, dediğim Bugüne kadar gösterdikleri çalışmaları, gibi, yeni tehditler. Bu yeni tehditlere karşı başarıları takdirle izliyorum ben. Her ne kadar alınacak tedbirler önem kazanıyor. O uğramıyorsam da kur uluşunda etkili bakımdan, Savunma Sanayii bunlara ağırlık olduğum kurumları yakından izliyorum. vermeli. Mesela, insansız hava aracı Benim en çok başında bulunduğum, Evet, zaten en ufak bir aksaklıkta tedbirimizi bunlardan biri. O konuda epey mesafe kat kuruluşuna vesile olduğum kurumların alıyorduk, en ufak. Yani herhangi bir edildi. Maalesef çok geciktik onda. Şunu da başında Savunma Sanayii Müsteşarlığı büyümeden, herhangi bir şeye yol açmadan söyleyeyim: Daha ben Savunma Sanayii geliyor. Çünkü stratejik önemi var. Türkiye'nin hakikaten o temel öyle atıldı, öyle de devam Müsteşarı iken belki başladık, hatta bekasını güçlendirecek bir konsept bu. ediyor. örneklerini getirdik falan ama Silahlı O dönemden altyapı sağlam kurulmamış olsaydı muhtemelen bu gelişme de sağlanamazdı. Kuvvetler “Benim ihtiyacım yok” dediği Türkiye'nin güçlü bir devlet, dünyada saygın, sözü geçen devlet olmasında etkili olacak bir Müsteşarlığın bundan sonraki dönemde zaman, sizin yapacağınız fazla bir şey Türkiye için neler yapabileceği olmuyor. Biz o zaman bunu benimsemiş hususundaki düşünceleriniz nelerdir? olsaydık, insansız hava aracında çok daha Kısmen bunu ifade ettiğimi söyleyebilirim ileriye gitmiş olurduk. Elinizdeki top tüfek, ama bundan sonra ağırlık verilecek konu, klasik silahlar çok da fazla etkili olmuyor bu öyle zannediyorum ki araştırma, geliştirme, tip savaşlarda. Onun için diyorum, yani teknoloji üretimi. Bilhassa kritik konularda. istihbarata yönelik, gözetlemeye yönelik Bugünün tehditleri 20. Yüzyılın tehditlerinden teknolojilere ağırlık vermemiz lazım. çok farklı. Yani 1980’li yılların sonuna, Zannediyorum Savunma Sanayii Müsteşarlığı Sovyetler Birliği’nin varlığına kadar tehditler da bunun bilincinde, farkındadır. TSK ile bu devletten devlete tehditti. Bugün devletten konuda iş birliği yapması gerekiyor. Bilim devlete tehditler farazi olarak var kabul edilir. adamlarını bu konuya kanalize etmek Ama esas tehditler daha küçük tehditler. Bu gerekiyor. Askerlerimiz çok kıymetli, küçük tehditler, daha çok istihbarat ağırlıklı, vatanperver, ama uzmanlık ayrı bir şey. Bizim teknolojik ağırlıklı silahları gerektiriyor. Sivil Silahlı Kuvvetlerimiz sahaya göre yetişiyor. hedeflere zarar vermeyen, direkt tehdidi yok Ama karargâh ve bilimsel çalışma ayrı şeyler. kararlar çıkar. Arkadaşlar belli seviyelerde eden silah sistemlerinin geliştirilmesi 21. Onun için, mutlaka Savunma Bakanlığımızın yetkilidir, kendi kararlarını verirler, vesaire. Yüzyılın önemli baskılarından birisi. Tabii, da uzmanlarla donatılması lazım. Mesela, Safha safha tabii. Bugünkü anlayışın da öyle elektronik teknolojisi her zamankinden daha tehdit değerlendirmesi, ihtiyaç belirlenmesi o olduğunu zannediyorum. da önem kazanmış durumda. O bakımdan, kadar önemli ki. Bunun bilimsel çalışmalara Merkezî yönetimler, yani yöneticinin her şeyi Savunma Sanayii Müsteşarlığı belki 21. dayanması lazım. Tabii, sahadaki askerimizin şahsında toplaması, bugüne kadar modern Yüzyılın tehditlerini dikkate alarak ve doğması tecrübelerine de ihtiyacımız var, sahada ne yönetimlerde başarılı olamamıştır, olamaz. muhtemel tehditleri de dikkate alarak gibi zorluklarla karşılaşıyorlar, nasıl silahlara araştırma, geliştirme ve teknoloji gelişimine ihtiyaçları var, vesaire. Ama dünyadaki ağırlık vermesi gerekir. Bu, dünyada gelişmelerin ve tehditlerin seyrini stratejistler yapılmaya başlandı. Ben NATO Parlamen- belirler. O tip stratejistlerle beraber tosunda da görev yaptığım için bunları çok çalışacaklar. Konsept iyi belirlenirse, harekât tartışıyoruz. Mesela, yeni tehditler arasında ihtiyacı iyi belirlenirse, silah araç gereç “Siber Saldırı” var. Buna karşı ne tedbirler ihtiyacı iyi belirlenirse Savunma Sanayii alınabilir? Silahlı Kuvvetlerin elektronik Müsteşarlığı da o kadar etkin çalışır ve doğru sistemine bir saldırı olsa, silah sistemlerini sanayiler kurar. Doğru sanayilere yönelir. O çalıştıramazsınız, arazi sistemlerini çalıştıra- bakımdan, bunlara ağırlık verilmesi gerekir kurum. Onun için yakından takip ediyorum. Onun için, Savunma Sanayii Müsteşarlığında çalışan arkadaşlarımızın da bu şuurda olduğuna inanıyorum. İnşallah bu gayretleri, bu çalışmaları aynı şekilde devam eder. Onlar sayesinde bu teşkilat bu seviyeye geldi. Yöneticiler sadece çalışanlara istikamet verir, güç verir, cesaret verir, teşvik eder, yetki verir, sorumluluk verir. Belki Planlamadan gelme ya da Sayın Turgut Özal’la çalışmanın verdiği bir alışkanlık olabilir, çalıştığım arkadaşlara hep güvenmişimdir, yetki vermişimdir. Yani illa her şeyi ben kararlaştıracağım diye bir şey yok. Gelir konuşuruz, ona göre müşterek Çalışanlar bir şey yaptıklarına inanacaklar. Kendi gayretlerinin sonucunda bu hale geldiklerine inanacaklar. Bu anlayışa göre yönetilirse ileride çok daha büyük işlere, projelere Savunma Sanayii Müsteşarlığının imza atacağına inanıyorum. Çok teşekkür ediyoruz. Yalçın BURÇAK Savunma Sanayii Eski Müsteşarı Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki bilgileriniz nelerdi? Savunma Sanayii Müsteşarlığı görevine tayinimden önce, 25 yıl çalıştığım Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığında (o tarihdeki ismi), Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapmakta idim. Bu itibarla FMS kredileri (Foreign Military Sales) ile Savunma Sanayiinin almış olduğu dış krediler Hazineden geçerdi. Bu krediler münasebetiyle, kredilere mevzu teşkil eden projeler hakkında da vasati bir bilgiye sahiptim. Buna ilaveten, bu sektörün yaptığı ithalat ve ihracat işlemleri ile offset uygulamaları da bilgimiz dahilinde idi. Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı bizlerle paylaşmak istermisiniz? Ben Müsteşar olarak 1993-2000 yılları arasında görev yaptım. Hiç şüphesizdir ki bu süre zarfında birçok ilginç olay yaşadım. Ama bunlardan en ilginç olanı; görevi devraldığımda beni tebrik’ e gelen Savunma Sanayii kuruluşlarının yönetim kurulları üyelerinin, mutad nezaket cümlelerinin hemen akabininde, önüme bir fatura uzatmaları oluyordu. Savunma Sanayiinin bütçesinin oluşturan Sav. San. Destekleme Fonu hemen hemen tükenmiş durumdaydı. Kimseye alacaklarını ödeyemiyor ve alacaklı firmalara karşı çok mahçup oluyordum. Olayı incelediğimde gördüğüm manzara şu idi. 1991 yılına kadar fon gelirleri giderlerini karşılarken, 1991’ den sonra döviz kurlarında meydana gelen beklenmeyen artışlar yanında, projelere yapılan ödemelerin bu dönemde yoğunluk kazanması sebebiyle, fon gelirleri, giderlerini karşılayamaz hale gelmişti. İlk icraat olarak durumu Sn. Bakanımıza, Maliye Bakanına, Hazine Müsteşarına etraflı bir şekilde izah ettikten sonra Sn. Başbakanın da uygun görüşünü alarak işe başladım. Savunma Sanayii Gelirleri arasında Alkollü İçkiler ile Tütün Mamullerinden alınan Fon payı önemli bir kalemi teşkil etmektedir. Savunma sanayii hakkındaki 3238 sayılı Kanunun 1985 yılında kabul edildiği zaman; Sigaradan paket başına 40 TL alkollü içkilerden şişe başına 200 TL fon payı tahsil edilmekteydi. Bu paylar, maktu olarak tespit edildikleri cihetle, yıllardır cari olan enflasyon karşısında tamamen erimiş ve alım gücünü kaybetmiş duruma gelmişti. İlk icraat olarak: Sigara satışından alınan fon payı 40 TL ’ den 200 TL ’ ye, Alkollü içkilerden alınan fon payı da 200 TL ’ den 1000 TL ’ ye yükseltildi. Bilahare de 1995 yılında çıkarılan 4120 sayılı Kanun ile fon payı “oransal” olarak belirlendi ve önce %5 ve son olarak da 1996 yılında fon payı %10’ a yükseltildi. Bu şekilde fon payı enflasyon karşısında erimekten kurtarılmış oldu. Savunma Sanayii Destekleme Fonuna Akaryakıt Tüketim Vergisi hasılatı üzerinden %1 , 2 nisbetinde alınan pay, 1996 yılında %3 , 5’ e yükseltildi. Savunma Sanayii Desteklem Fonu Gelirleri üzerinden Genel Bütçeye 1988-1993 yılları arasında %50’ye varan kaynak aktarma uygulaması, 1994 yılı başında tamamen kaldırıldı. Fon gelirlerinin %2’si KOSGEB fonuna aktarılmakta idi. Bu uygulamaya 4120 sayılı Kanun ile 1995 yılında son verildi. Keza Fon gelirlerinin %1’i tutarındaki kısmı Afetler Fonuna aktarılırken, bu uygulamaya 4120 sayılı Kanun ile 1995 yılında son verilerek bütün gelirlerin savunma sanayii için kullanılması sağlandı. Böylece 1994 yılından itibaren alınan ve yukarıda belirtilen tedbirler sayesinde fon gelirlerimiz eskisi ile kıyaslanamayacak değerde yükselmiş ve projeleri rahatlıkla finanse edebilecek duruma gelmiştir. 15 Finansman konusunda yapmış olduğum diğer bir uygulama da, Körfez Savaşından sonra, memleketimizin uğradığı zararın telafisi amacıyla, 1991 yılında, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ile Türkiye’ nin iştirak ettiği Türk Savunma Fonu kurulmuş ve yaklaşık 1 Milyar Dolarlık bir meblağ New York’ daki Federal Reserve Bank’ da açılmış olan bir hesapta duruyordu. Bu uygulama çok şaşırtıcı idi. Bize ait bir para neden Amerika’ da durmaktaydı. Uzun uğraşlardan sonra bu parayı da Türkiye’ ye getirdik. Müsteşarlığın 25 yılda katettiği yol ve bugün geldiği noktada, kuruluş amacına ne ölçüde hizmet etmiştir? Bu sene Müsteşarlığımızın 25. kuruluş yıldönümünü büyük bir mutluluk ve gurur duyarak kutladık. 25 yıllık bir dönem, insanların hayatlarında uzunca bir süre olmalarına mukabil, devletlerin ve kurumların hayatında oldukça kısa sürelerdir. Bu itibarla 25 sene gibi çok kısa bir sürede, Müsteşarlığımız, çok büyük kapsamlı ve en son teknolojileri bünyesinde barındıran projeleri başarı ile yürütmüştür. Bir ülkenin sanayi altyapısı ne kadar gelişirse, Savunma Sanayii de o ölçüde gelişme kaydedecektir. Unutulmaması gerekir ki, ülkemiz 1970’ li yıllarda nal çivisini dahi ithal etmekteydi. Gene unutmamak gerekir ki, ülkemizde ilk otomobil 40 sene önce imal edilmiştir. orantılıdır. Mevcut bir sinai yapıyı geliştirmek için, AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişmiş ülkeler araştırma ve geliştirme için Gayri Safi Milli Hasılatlarının %2 ila 3’ü nisbetinde bir pay ayırırlarken, bu pay ülkemizde bindelerle ifade edilmektedir. Bütün kısıtlı imkanlara rağmen, bugün geldiğimiz noktada çok büyük bir başarı kaydettiğine inanıyorum. Tıpkı ihracattaki başarısı gibi. Ülkemizin 49 yılda erişmiş olduğu ihracat rakamını, Savunma Sanayiimiz 25 yılda yakalamıştır. Bugün Dünyamızda gelişmiş ülkelerin ürettikleri silah sistemleri, çok kısa bir sürede yenileri ile değiştirilmekte ve eski olan 1. nesil silahlar üçüncü ülkelere satılmaktadır. Kendileri ise ikinci nesil olan daha gelişmiş olanları kullanmaktadır. Silah sistemlerindeki teknolojilerin geliştirilmesi için çok önemli bir AR-GE harcamasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu itibarla Savunma Sanayiimizin; ilgili kuruluş ve firmaları arzu edilen bir şekilde geliştirilebilmesi, büyük meblağlara ulaşan kapsamlı bir AR-GE desteğiyle mümkün olacaktır. Savunma Sanayiimizin geliştireceği yeni teknolojiler çok kısa bir sürede ülke sanayiinede yansıyacak ve büyük bir ivme kazandıracaktır. Batılı ülke sanayilerinin gelişmesine hep savunma sanayiileri öncülük etmiştir. Bugün gelinen nokta ile sizin döneminizdeki SSM arasındaki farkı nasıl tanımlarsınız? Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda, bugün gelinen noktada hemen hemen her türlü silah ve silah sistemlerini büyük ölçüde yerli imkan ve kabiliyetlerle karşılayan bir kurum haline geldiğini görmekteyiz. Kuruluşumuzun faaliyetleri sonucu gerçekleştirmiş olduğu ihracat tutarı 832 milyon $ dır. Bu meblağ, ülkemizin 1972 yılında yapmış olduğu toplam ihracat tutarına çok yakındır. (1972 yılı toplam ihracatı : 884 milyon $ dır.) Ben 1993-2000 yılları arasında görev yaptım ve çok değişik iktidarlarla ve 8 ayrı Bakanla çalıştım. O dönemin zorluklarını bugün daha iyi anlayabiliyoruz. Bugün ise, iktidarın tam manasıyla desteklediği bir Savunma Sanayii vardır. Çok da başarılı proje ve hizmetlere imza atmıştır. Müsteşarlığımız bugün artık gelişmesini tamamlamış ve en verimli çağına gelmiştir. Yukarıda ana hatlarına değindiğim hususları dikkat nazarına aldığımızda Müsteşarlığımızın kuruluş amaçlarına büyük ölçüde hizmet ettiğini düşünüyorum. Görevde olduğunuz zaman süresince yapmak isteyip de yapma imkanı bulamadığınız bir icraat var mıdır? Müsteşarlığın kuruluş amaçlarından biri olan savunma sanayiini geliştirmek görevini yeterince başarıyla yürüttüğüne inanıyor musunuz? Kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirilen projelere baktığımızda bunu başarıyla yürütmüş olduğunu görüyoruz. Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi, Savunma Sanayiinin gelişimi, milli sanayimizin gelişimiyle doğru Görevde bulunduğum süre zarfında en yapmak istediğim icraat, Müsteşarlığa yeni bir bina yapmaktı. Mevcut binamız, ilk kurucu Müsteşarımız Vahit Erdem bey ’ den dinlediğim kadarı ile eski bando ve mızıka okulu imiş. Müsteşarlık ilk kurulduğu zamanlarda, dönemin Genelkurmay Başkanı Sn. Necdet Ürüğ burayı Savunma Sanayiine bila bedel (ücretsiz olarak) tahsis etmiş. Müsteşarlığımız faaliyetlerinin arzu edilen bir şekilde gerçekleşebilmesi için yeni ve günün ihtiyaçlarına cevap verebilen bir binaya ihtiyacımız vardı. Hemen çalışmalara başladım ve MSB ile temaslar yaptım. Bugünkü binamızın karşısındaki yeri ücretini MSB’ ye ödeyerek, kağıt üzerinde aldık ve inşaat için gerekli İcra Kurulu Kararını da çıkardık. Ancak bir türlü inşaat aşamasına geçemiyorduk. Parasını da nakit olarak ödemiş olduğumuz bir arsa üzerindeki tasarruf hakkımız sanki görünmez bir el tarafından engelleniyordu. Oysa ki biz bütün bu faaliyetleri Silahlı Kuvvetlerimize daha fazla ve daha iyi hizmet vermek için yapıyorduk. Bu itibarla yapmak isteyip de yapamadığım ve içimde ukde olarak kalmış tek proje budur. Bugün iftiharla söyleyebilirim ki Sn. Murad Bayar çok kısa bir sürede bu projeyi başarıyla gerçekleştirdi. Hiç şüphem yoktur ki, yeni binamız bittiği zaman, Müsteşarlığımızın amaçları doğrultusunda sarfettiği faaliyetler büyük bir ivme kazanacak ve bu ivmeden de gerek ülkemiz gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz büyük yararlar sağlıyacaktır. Müsteşarlığın, bundan sonraki dönemlerde Türkiye için neler yapabileceği konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Müsteşarlığımız kuruluşundan çok kısa bir süre sonra kendisinden beklenenden çok fazlasını layıkıyla başarmıştır. Bugün geldiğimiz noktada, artık konvansiyonel silah ve sistemlerinin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Günümüz savaşları cephelerde cereyan etmeyecektir. Önümüzdeki yılların mücadelesi, insan kaybını minimize eden, en gelişmiş teknolojilere dayalı silah sistemleri ile olacaktır. Bu bakımdan, bunu gerçekleştirmek herşeyden önce, AR-GE projelerine kaynak ayırmakla gerçekleşebilir. Bu itibarla, ülkemizin çok cüzi miktardaki AR-GE kaynaklarının arttırılarak, bunun aslan payının Savunma Sanayiine verilmesi gerektiğine inanıyorum. Unutulmamalıdır ki, gelişmiş ülkelerin sanayiinin lokomotifi, her zaman savunma sanayii olmuştur. 25. yılımızda SSM çalışanlarına söylemek istedikleriniz? Savunma Sanayii Müsteşarlığı, yetişmiş uzman kadrolardan oluşan bir proje ofisidir. Burada çok iyi yetişmiş, yaptıkları her projeden değerli tecrübeler kazanmış ve bu sektöre gönül vermiş bir kadro mevcuttur. Bu itibarla Müsteşarlığımız mensuplarının, kendilerine tevdi edilen görevin ulvi yapısına uygun bir şekilde, vazifelerini tam manasıyla ifa edeceklerine yürekten inanıyor, hepsine sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını diliyorum. Bir Konuk Bir Söyleşi Prof. Dr. Dursun Ali ERCAN Savunma Sanayii Eski Müsteşarı Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki bilgileriniz nelerdi? Müsteşarlık görevine atanmadan önce Milli Savunma Bakanlığı teknik danışmanlık görevinde bulunmuştum. Bu görevim sırasında, Silahlı Kuvvetlerimizin donanım ve lojistik konularıyla ilgili raporlar hazırlarken Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın görev ve faaliyetleri hakkında da derinlemesine bilgiler edinmiştim; ancak SSM çalışanlarını ve sektördeki şirket yöneticilerini tanımıyordum. Bu zor başlangıç durumunun üstesinden gelebilmemde Müsteşarlık personelinin her zaman minnetle yad edeceğim sıcak ve samimi destekleri önemli rol oynamıştır. Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız ilginç bir olayı bizlerle paylaşmak ister misiniz? Aslında görevde bulunduğum 1460 günün hemen her günü benim için ilginçti. Yaptığınız işi sever ve önemserseniz, meşakkatli de olsa, o sürecin her anı sizin için ilginç ve unutulmazdır. Yaşadığım ilginç olaylardan biri örneğin, Müsteşarlığımın ilk ayı içerisindeydi. Yanıma kimseyi almadan, tek başıma binayı gezmeye çıktım. Binanın en üst katında odalardan birinde bir kalabalık gördüm. Sadece Müsteşarlık elemanları değil, zannediyorum aralarında savunma sanayi firma temsilcilerinin de bulunduğu 9–10 kişilik bir grup toplantı halindeydi. Ben hiçbirini tanımıyorum tabii. Odaya girdiğimde, hiç kimse ilgilenmedi benimle. Ben de kendilerine “Kolay gelsin arkadaşlar, ne yapıyorsunuz?” diye sordum. Bana bir süre garip garip baktılar. Yanıt veren olmadı. Ondan sonra, tekrar ne yaptıklarını sordum. Çalıştıkları projeyi söylediler. Bunun üzerine “Peki, projenin durumu nedir? Fiyatı nedir? ” gibi birtakım sorular sorunca, odadakilerden birisi bayağı bozuldu ve bana şüpheli bir ifadeyle “Siz kim oluyorsunuz?” diye sordu. “Ben yeni Müsteşarım burada” dedim. Şaşırdılar ve ayağa kalktılar. Yanlarına oturdum, birlikte çay içtik, toplantıyı bir süre izledim ve ayrıldım. İlginç bir tanışma anıydı. Yine Müsteşarlık görevine yeni başladığım zamanlarda idi. Modernizasyon projelerinden biri ile ilgili tespit edilmiş liste fiyatı için “Olur” imzası istemeye gelmişti bir arkadaşımız. Yazıya bir baktım ki milyon dolarlar mertebesinde bir rakam. O kadar büyük para hayatımda görmüş değilim. Doğrusu şaşkınlıktan nasıl imza atacağımı unuttum. Bir türlü imzalayamadım. Bozuntuya da vermedik tabii, “Sen git, ben bir düşüneyim, acelesi yoksa üzerinde biraz daha çalışalım” dedim. İmzalamayışım iyi de olmuş. Nitekim daha sonra fiyat dahil, bazı düzeltmeler yapılmıştı. İlginç anılarımın hepsini anlatmam mümkün değil. Aslında kişisel anılarınız kadar, belki ondan da değerli olanı, birlikte çalıştığınız insanların sizle ilgili anılarıdır. Önemli olan, ardınızda kötü anılar bırakmamış olmanızdır. Umarım bu benim için de geçerlidir. Müsteşarlığın 25 yılda kat ettiği yol ve bugün geldiği noktada, kuruluş amacına ne ölçüde hizmet etmiştir? SSM kuruluş yasasında açıkça belirtildiği gibi, amaç Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve donanım gereksinimini olabildiğince yurtiçi milli olanaklarla karşılamaktır. Bunun 17 için ulusal savunma sanayisinin gelişkin ve yetkin olması gerekir. Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1937 tarihindeki Meclis açış konuşmasını hatırlayalım. Ulu önder (bu günkü Türkçeye çevrilmiş haliyle) şunları söylemişti: “.....Harp endüstrisi kuruluşlarımızı daha çok geliştirmek ve genişletmek için alınan önlemlere devam edilmeli ve endüstrileşme çalışmalarımızda da ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır. ” Atatürk’ün bu sözünü göreve başladığımın haftasında özel olarak imal ettirdiğim tunç Atatürk büstünün kaidesine yazdırmıştım. Bu yıl içinde denizaltı gemilerini yurdumuzda yapmaya başladık. Hava Kuvvetlerimiz için yapılmış olan üç yıllık program, büyük milletimizin yakın ve bilinçli ilgisiyle şimdiden başarılmış sayılır. Bundan sonrası için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının memleketimizde yapılması ve harp hava endüstrimizin de bu esasa göre geliştirilmesi zorunludur. ...... Ne yazık ki büyük Atatürk, birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da anlaşılmamış, Atatürk zamanındaki sanayi kalkınma ivmesi 1938 sonrası adeta sıfırlanmıştır. Haliyle sanayi ile birlikte uzunca bir durgunluk dönemi yaşayan savunma sanayimiz de, özellikle 1950’de NATO üyeliğine girişle başlayan rehavetten, ancak 1974 Kıbrıs barış harekatından sonraki ambargoların etkisiyle uyanmış; MKEK'nda moder nizasyon faaliyetleri başlamış, TSKGV kurulmuş, ASELSAN örneğinde olduğu gibi milli kuruluşlar hizmete girmiştir. 1985’te Savunma Sanayi Destekleme Fonu ve ardından SSM’nın kuruluşu Atatürk’ün 1937 de söylediğinin ancak 48 yıl sonra idrak edildiğini gösteriyor. Önemli bir konunun altını çizmeliyim: SSM kuruluş amacını gerçekleştirmek bakımından her zaman mevcut koşullarda olabileceğin en iyisini yapmıştır. Savunma sanayimizin bugünkü durumunu irdelerken başarıların veya başarısızlıkların tümüyle SSM’ye mal edilemeyeceğini unutmayalım. Hükümet politikalarının ve ihtiyaç makamı olan TSK’nin sürece etkin girdilerini unutmamak gerekir. Müsteşarlığın kuruluş amaçlarından biri olan savunma sanayisini geliştirmek görevini başarıyla yürüttüğüne inanıyor musunuz? Bu göreceli bir soru, yanıt da göreceli olacak tabii. Herkes iyi niyetli çalışıyor, elinden geldiğince, eldeki olanaklar çerçevesinde faydalı olmaya çalışıyor. Ben Müsteşarlık çalışanlarının büyük bir kısmının yaptıkları işin bilincinde olduklarına, işlerini severek yaptıklarına inanıyorum. Bunu gördüm, yaşadım. O bakımdan mutluyum. Onun için de bu soruya yanıtım şöyle olur: mevcut koşullarda “Evet”. Savunma sanayisinin önem ve anlamını görevde bulunduğum süre içersinde değişik söyleşilerimde dile getirmiştim. Uluslararası politikada sözü dinlenir, güçlü ve bağımsız bir devlet olarak yaşamak istiyorsanız her şeyden önce güçlü bir orduya ihtiyacınız vardır. Güçlü bir ordu illa asker sayısı bakımından büyük bir ordu anlamında değildir. Ulus ve yurt için savaşacak iyi eğitilmiş nitelikli asker kadar, silah ve donanım bakımından üstün teknolojik yeteneklere sahip bir orduyu kastediyorum. Böyle bir ordunun gücünü alacağı milli bir savunma sanayisinin varlığı yaşamsal önem ve önceliktedir. Bir ülkede savunma sanayisinin gelişmişlik derecesinin en önemli ve somut göstergelerinden biri de dünya savunma sanayi pazarındaki pay oranıdır. Bu pazardaki paylarının büyüklüklerine göre sıralanmış ilk 15 ülkenin büyük çoğunluğu aynı zamanda 120 ülke arasındaki gelişmişlik sıralamasında da ilk 30’da yer alıyorlar (Türkiye dünya insani gelişmişlik sıralamasında maalesef 83. sırada). Çin, Ukrayna ve Rusya, bu üç ülke dünya gelişmişlik sıralamasında pek de önlerde olmadıkları halde savunma sanayilerini ileri düzeyde geliştirebilmiş özel konumda (istisnai) ülkelerdir. Savunma sanayi pazar payları listesinde ülkelerin yanındaki rakamlar gelişmişlik sıralamasındaki yerlerini gösteriyor. * işaretli olan ülkeler aynı zamanda nükleer silahlara sahip olan ülkelerdir. (nükleer silahlara ve uzun menzilli roketlere sahip olmalarına rağmen Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore bu listede bulunmuyorlar.) Dünya savunma pazarının % 60'ını elinde tutan iki ülke, ABD ve Rusya'nın başını çektiği, listede G–20 üyesi olan Türkiye ne yazık ki ilk yirmiye giremiyor. Oysa Türk ordusu dünyanın en kuvvetli orduları arasında 9uncu sırada gösteriliyor. Dolayısıyla savunma sanayisinde hedefimiz, 2020 ye kadar dünya savunma sanayi pazarında ilk 10. Ülke (pay oranı % 2'nin üzerinde) arasına girmek olmalıdır. Eminim, Türkiye Savunma sanayisinde ilk 10 ‘a girdiği gün insani gelişmişlik sıralamasında da belki 50 basamak ilerleyerek ilk 30 a girmiş olacaktır. Savunma Sanayi Pazar Payı Sıralaması Ülke Adı İnsani Gelişim Göstergesi (HDI) sıralaması 1. ABD * 4 2. Rusya * 65 3. Almanya 10 4. Fransa * 14 5. İngiltere * 26 6. Hollanda 7 7. Çin * 89 8. İtalya 23 9. İsrail * 15 10. İsveç 9 11. Ukrayna 69 12. İspanya 20 13. İsviçre 13 14. Kanada 8 15. Güney Kore 12 Türkiye 83 . 21. Kaynak : SIPRI Bugün gelinen nokta ile sizin döneminizdeki SSM arasındaki farkı nasıl tanımlarsınız? SSM’nın son zamanlardaki başarılı projelerini takdirle takip ediyorum. Bu vesile şu mesajı vermek isterim: Kurumsal başarı bir bayrak yarışıdır. Tüm koşucuların iyi koşması gerekir bayrak yarışında. Bu anlamda, tabii ki bugüne kadar yapılanlarda ve yapılacak olanlarda tüm Müsteşarlık çalışanlarının payı olduğu göz önünde bulundurulmalı ve Kurumun eriştiği sonuçlar, başarılar ya da başarısızlıklar, kişiselleştirilmeden, bir sistem bütünselliği içerisinde değerlendirilmelidir. Son gelinen noktada, Milgem, Altay, Anka projeleri önemli kilometre taşlarıdır. Başarılarından dolayı tüm SSM personelini kutluyorum. ? Benim görev dönemime gelince, başlarken kendimize stratejik hedefler koymuştuk. ? 10 yıl içerisinde (2010 yılı sonuna kadar) Savunma sanayi sektöründe istihdamın 40 bin kişi, ? Üretimde altyapı kullanım oranının %80 , ? Projelerde ortalama yerli katkı oranının % 60, ? Offset oranlarının en az %50, ? Savunma sanayisinde üretimin 200 bin dolar/adam.yıl ve ? İhracatın 50 bin dolar/adam.yıl olmasını hedeflemiştik. Bu günkü durumda Bir Konuk Bir Söyleşi bu hedeflere ne oranda eriştiğimizi tam olarak bilemiyorum, ama ilk dört yıl kapsamına giren oranları (yaklaşık yüzde 40) kısmen yakalamıştık. Özellikle offset konusundaki ciddi ve kararlı bir tutumla yürütülen dış ilişkilerle savunma sanayi şirketlerimizin yıllık cirosu, 850 milyon Dolar’dan yıllık ortalama %11 artışla 1,3 milyar Dolar’a yükselmişti. Bu rakam Türkiye’de sanayinin genel gelişiminin çok üzerinde bir rakamdır. 2000-2003 yılları arasında savunma ürünleri ihracatımız da 100 milyon dolardan yıllık ortalama %40 artışla 400 milyon dolara yükselmişti. Dünya savunma sanayi pazarındaki payımız binde 2 civarındaydı ve 27. sıradaydık. 6 yıl sonra bugün memnuniyetle görüyorum ki 6 basamak daha iyileşmiş durumdayız. 21. sıraya yükselmiş bulunuyoruz; ancak savunma ürünleri ithalat sıralamasında 11. sıradan 6. sıraya gelmiş olmamız hiç de sevindirici bir şey değildir. Bu konuda SSM kadar TSK ne de sorumluluk düşmektedir. Türkiye genelindeki gelişmelere paralel olarak, savunma sanayi alanında da AR-GE ye ayrılan bütçenin 10 katına çıkması gerçekten heyecan vericidir. Umarım, doğru yöntemlerle ve etkin olarak kullanılır bu kaynaklar. Görevde olduğunuz zaman süresince yapmak isteyip de yapma imkanı bulamadığınız bir icraat var mıdır? Çoook. Özetle söyleyeyim ki yaptıklarım yapmak istediklerimin onda biri bile değil. Her şeyden önce SSM çalışanları için, yaşam kalitesini yükseltmek, çocuklarına daha iyi bakım, eğitim olanakları sunmak düşüncesiyle Bilkent bölgesinde 200 dairelik bir lojman kompleksi satın almak istedim. O zamanki değeri 20 milyon dolar kadardı. Ayrıca Eskişehir ODTÜ karşısında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yanında İş Bankası’na ait olan binayı Müsteşarlık binası olarak almak istemiştim. ODTÜ kampüsündeki teknoparka da yakın olacaktık. O binanın bedeli de 22 milyon Dolar’dı. (Şimdiki değerleri belki beş katına çıkmıştır) Maalesef o dönemde ne Milli Savunma Bakanı’nı ne de Genelkurmay Başkanı’nı ikna edemedim. Oysa toplam 42 milyon Dolar, bizim ihalelerimizde pazarlık marjı mertebesindeki rakamlardı aslında. Bir yandan silahlı kuvvetlerimizin modern silah ve donanımlara sahip olması için gayret gösteren, diğer yandan ülke kaynaklarının dışarıya gitmemesi için didinen, 28 ihalede 1 milyar Dolar’ın üzerinde indirim sağlayan SSM çalışanlarını bu olanaklara kavuşturmayı çok arzuladım; ama gel gör ki tedarik makamlarının her zaman anlamakta çok zorlandığım “aciliyet” gerekçesiyle ihale süreçlerine sürekli müdahil oldukları bir dönemde Müsteşarlık yapmak kolay bir iş değildi. 250 kişilik yetersiz personel mevcudunu 300 çıkarmak için istediğim kadro bile verilmemişti. Ama hayat böyle.... Ne yaparsınız, her şey istediğiniz gibi yürümüyor. Müsteşarlığın, bundan sonraki dönemlerde Türkiye için neler yapabileceği konusundaki düşünceleriniz nelerdir? SSM kuruluş yasasında çok açık olarak belirtilmiş amaçlarını gerçekleştirmek üzere yine yasada belirtilen görevlerini yerine getirmeye devam edecektir şüphesiz. Genelde ülkemiz için neler yapılabileceğini söyleyebilmek için, daha doğrusu nelerin yapılması gerektiğini öngörebilmek için, hem ülkemizin, hem de dünyamızın gidişatını iyi bilmek gerekir. Peşinen söyleyeyim ki gezegenimiz çok kötü bir geleceğe doğru gidiyor. Nüfusumuz azalan bir hızla da olsa hala artıyor; 2040 larda Türkiye 100 milyon, dünya 10 milyar sınırına gelecek. Yaşam kaynakları hoyratça bir savurganlıkla yok edilirken, bir yandan da doğal koşullar gittikçe olumsuzlaşıyor. Bu nedenle başta açlık ve susuzluğun tetiklediği kitlesel hareketler, ülkeler arası hatta kıtalar arası göçler olabilir; asimetrik bir savaş şekli olan terörün daha da yaygınlaşmasına yol açabilir. Yani güvenlik problemleri gittikçe daha karmaşıklaşacak ve daha zorlaşacak demektir. 2040 - 2050 arasını ben çok kötü gelişmelere gebe görüyorum. Özellikle petrolün kritikleşmesi ve enerji krizi, hazırlıksız yakalanan ülkeler için baş edilmesi zor meseleler. Bu arada coğrafi komşuluk ölçüleri de değişiyor. Hızlı ve uzun menzilli ulaşım ve iletişim araçları dünyayı küçülttü, problemleri daha karmaşık hale getirdi. Artık, tüm dünya ülkeleri nerdeyse birbiriyle komşu durumuna geldi bu küçülen dünyada. Bu problemlerin üstesinden gelebilmenin yegane yolu, devlet yönetiminde, Atatürk'ün dediği gibi, akıl ve bilimi rehber almaktır. Güvenlik tanımlaması da değişiyor ve bütün dünyada ülkeler gelecek güvencesi için önlemlerini alıyorlar. Gizli ve amansız bir savaş sürüyor hemen her alanda. Kâğıt üstündeki barış antlaşmalarından, ardında fiziksel bir güç yoksa, ülke güvenliğinin garantisini beklemek safdillik olur. “Si vis pacem para bellum” * kuralı hâlâ geçerlidir ve geçerli olmaya da devam edecektir. Velhasıl, kuvvetli bir orduya sahip olmak gerekiyor. Kuvvetli ordu, kuvvetini gücünü kendi özünden, kendi içinden alan, kendi milli savunma sanayisine dayanan ordudur. Savunma sanayisinde birinci öncelik alanı bence iletişimdir. İleri iletişim teknolojilerinin yanı sıra, özellikle uzay teknolojilerinde çalışmalar yapmalıyız. Mustafa Kemal’in Sakarya savaşında ilginç bir söylemi vardır: “Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün vatandır....” Cumhuriyeti kurduktan sonra da “İstikbal göklerdedir.” demiştir. Bugün olsa Atatürk muhtemelen şöyle söylerdi: “Sathı müdafaa yok hacmi müdafaa vardır.” Gerçekten de bugün bakınız, havaya, uzaya hâkim olan ülkeler karada ve denizde de hakim konumdalar. Yukarıda verdiğim liste başı ülkeler uzay araştırmalarında başta olan ülkelerdir. Uzaya gönderilen uyduların, gözlem araçlarının (doğru kelime casus uydu) büyük bir kısmının finansmanı dolaylı yollarla askerî projelerden ve askerî bütçelerden karşılanıyor. Savunma sanayisinde ikinci önemli konu, üretimde olsun, yönetimde olsun, insan faktörüdür. Personelimizin gerçekten çok kaliteli, üretken, profesyonel, ama bir o kadar da yurtsever, cumhuriyete bağlı, ulusdevletten yana aydın kişiler olması gerekiyor. Futbol takımlarına dışarıdan futbolcuların getirildiği gibi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na yurt dışından ithal uzman personel getirip çalıştıramazsınız. Savunma Sanayi Müsteşarlığı, herhangi bir kamusal kurum değildir, en geniş anlamıyla ulusal/milli olmak mecburiyeti vardır; personelinin yaşam standartları da üst düzeyde tutulmuş olmalıdır. 25. yılımızda SSM çalışanlarına söylemek istedikleriniz? Başta sayın Müsteşar Murad Bayar olmak üzere tüm SSM çalışanlarına başarılar ve esenlikler diliyorum. Unutmasınlar, onlar Türkiye’nin en önemli ve ayrıcalıklı kurumlarından birinde çalışıyorlar ve yaptıkları iş çok önemli ve çok anlamlı. Savunma sanayimizin gelişmesine katkıda bulunmak demek, Türkiye’nin güçlü olmasına, ülkemizin müreffeh ve güvenli bir geleceğe umutla bakabilmesine katkıda bulunmak demektir. Siyasal etmenlerin etkisinde kalmadan, bilimi rehber alan, yurtsever, üretken insanların dayanışmacı işbirliği ruhuyla, başaramayacakları hiç bir şey yoktur. Nice 25 yıllara... *Barış istiyorsan savaşa hazır ol 19 Türk Savunma Sanayiinin Kısa Tarihi Bülent E. BEYOĞLU, Abdurrahman KILIÇ Osmanlı’da harp sanayii Orta Avrupa’da kullanılmaya başlayan ateşli silah teknolojisini kısa zamanda kazanmayı başaran Osmanlılar, topu ilk defa 1386 da Karamanoğulları’na karşı yapılan savaşta ve 1389’da I. Kosova Savaşı’nda kullandılar. 1450-1550 yılları arasında ise teknolojik yeterlilik ve kullanım yeteneği açısından dünyadaki en iyi topçuluk sistemine sahip olmuşlardır. Avrupa devletlerinin Osmanlı’yı yakalamaları ancak 17. Yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Ridaniye (1517), Mohaç (1526) ve Preveze (1538) savaşlarında elde edilen kesin zaferler ateşli silah tekniğinin ulaştığı seviyenin en belirgin emâreleri olmuşlardır. Osmanlılar, farklı şehirlerde onun üzerinde tophane kurarak fetihleri desteklemişler; ateşli silah teknolojisinin siyasi çıkarlar doğrultusunda diğer ülkelere tahsisi konusunda dikkatli davranmışlardır. Orta Asya’daki iç savaşlarda, sömürgeciliğe direnen Açe ve Habeşistan gibi ülkelerde Osmanlı yardımı ile alınan silahlar kullanılmıştır. Denizcilik faaliyetleri, Çaka Bey’in 50 parça gemiden oluşan ilk türk donanmasını 1081’de kurmasıyla başlamıştır. 16 ve 17. Yüzyıl Osmanlı İmparotorluğu dönemine gelindiğinde ise Süveyş’ten Tuna’ya, Karadeniz’den Cezayir’e kadar 140 tersane ile, 500’ü büyük savaş gemileri olmak üzere 4000 platformluk bir donanmayla Akdeniz hakimiyeti sağlanmıştır. İlerleyen dönemde harp teknolojisinin Avrupa’nın gerisinde kaldığı, Kalyon tekniğine batıdan 100 yıl sonra 17. Yüzyıl sonunda geçildiği gözlemlenmektedir. 1796 yılına gelindiğinde Nizam-Cedid ile birlikte Türk Ordusu’nun teknoloji, mühendislik, işçilik ve hatta eğitime kadar Avrupa’ya bağımlı hale geldiği gözlemlenmektedir. Bu durum yakın geleceğe kadar devam edecektir. Cumhuriyet dönemi 1920’li ve 1930’lu yıllarda başta Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu olmak üzere, özellikle silah-mühimmat ve havacılık sektörlerinde önemli girişimlerde bulunulmuş; sanayileşme adına adımlar atılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, sanayileşme bir devlet politikası olarak benimsenmiş ve savunma sanayiinin, topyekün sanayileşmenin ve kalkınmanın bir parçası olduğu kabulüyle hareket edilmiştir. Bu dönemde Türk savunma sanayii uçak üretebilecek yetkinliğe ulaşmıştır. I. Dünya Savaşı sonunda İstanbul ve çevresinden gizlice Anadolu’ya getirilen makina, usta ve işçiler, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol oynamışlardır. Ankara, Konya, Eskişehir, Keskin ve Erzurum’da kurulan küçük ve basit atölyeler hafif silah ve mühimmat desteğini sağlamışlardır. 1924 ve 1945 yılları arasında yoğun bir sanayileşme çabası olduğu; 22 yıl içerisinde 17 adet Fabrika, tesis ve SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ 1921 Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1924 Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla Gölcük Tersanesi 1924 Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri ile fişek ve marangoz fabrikaları 1925 Şakir Zümre Fabrikası 1925 Eskişehir hava tamirhanesi 1926 Junkers ile Türk Hükümeti arasında bir anlaşma yapılarak TAMTAŞ 1927 Mühimmat Fabrikası Batıray, Atılay, Yıldıray. Ardından gelen II. Dünya Savaşı’nın ağır koşulları sırasında İngiltere ve ABD’den alınan askeri yardımlar, dönemin Sovyet tehdidi karşısında TSK’nın caydırıcılığının artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamış; ancak hibe olarak alınan bu malzemelerin bakımı için ayrılan kaynaklar, yardım amacının tam tersi olarak, milli bütçe üzerinde ağır bir yük oluşturmuştur. 1928 Pirinç Fabrikası 1930 Kayaş Kapsül Fabrikası 1930 Nuri Killigil tabanca, havan ve mühimmat üretim esisleri 1931 Kırıkkale Elektrik Santrali ve çelik fabrikası 1936 Barut, Tüfek ve Top Fabrikaları 1936 Nuri Demirağ Uçak Fabrikası 1941 Ankara’da Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası 1941 Taşkızak tersanesinin yeniden faaliyete geçmesi 1942 Malatya Uçak Onarım Atölyeleri 1943 Mamak Gaz Fabrikası (gaz maskesi) 1945 Ankara’da ilk Uçak Motoru Fabrikası 1950 Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) 1952 İbrahim Örs Döküm Sanayii 1954 MSB Ar-Ge Dairesi Başkanlığı 1957 Mühimmat Fabrikası 1963 OTOKAR tersanenin faaliyete geçirildiği gözlemlenmektedir. TAMTAŞ’ın Kayseri’deki tesislerinde 1939 Dolayısıyla 1920’li ve 1930’lu yıllarda büyük fedakarlıklar pahasına elde edilen savunma sanayii kabiliyetleri kaybedilmeye başlanmıştır. Silahlı Kuvvetlerin yurt içi siparişleri azalmış ve bu nedenlerle askeri fabrikalar verimliliklerini yitirmeye başlamıştır. Tüm bu sebeplerle askeri fabrikalar 1950 yılında Kamu İktisadi Devlet Teşekkülü şeklinde kurulan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Genel Müdürlüğü bünyesinde toplanmıştır. Askeri yardımlarının savunma sanayii ve bütçe üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etkilerin yanı sıra, 12 Temmuz 1947 tarihli ve “ Türkiye’ye Yapılacak Yardım Hakkında Anlaşma” başlıklı anlaşmanın dördüncü maddesi, 1964 Haziran’ında Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale kararının engellenmesine neden olmuştur. uçağı, 15 adet ABD Hawk muharebe Yeniden ulusal savunma sanayii uçağı, 15 adet Gotha irtibat uçağı olmak Kıbrıs konusu, savunma ihtiyaçlarının karşılanmasında diğer ülkelere bağımlı hale gelinmesinin sakıncalarını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gözler önüne sermiştir. Demirağ’ın İstanbul’da 1936 yılında kurduğu uçak fabrikasında ise lisans altında ‘Nu. 37’ koduyla 24 adet uçak ve çok sayıda planör üretimi gerçekleş- olacaktır. Denizaltılara isimleri bizzat Bu çerçevede, Hava (1970), Deniz (1972) ve Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları (1974) kurulmuştur. Daha sonra bu üç vakıf, 1987’de Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında bir araya toplanmıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kurulmasına kadar geçen bu süreç, ulusal savunma sanayiinin yine devlet eliyle oluşturulması çabalarının sarf edildiği bir dönem olarak değerlendirilebilir. Türk savunma sanayiinin bugün önemli oyuncuları konumunda olan birçok firma TSKGV sahipliğinde veya iştirakı olarak faaliyet göstermektedir. ATATÜRK tarafından verilmiştir: Saldıray, 1945’ten 1975’e kadar geçen otuz senelik tirilmiştir. Ancak, özel sektöre ait olan bu fabrika da 1943 yılında kapatılmıştır. Savunma sanayiindeki bu yatırımların yanı sıra, dönemin tedarik yaklaşımını göstermesi açısından 1936’da Almanya Germania Werft firmasına siparişi verilen denizaltılar dikkat çekicidir. İmzalanan sözleşmeye göre; bu dört denizaltıdan iki tanesi Almanya'da, diğer iki tanesi ise Türkiye'de inşa edilecektir. Ayrıca, gemilerin inşaatında kullanılacak işçilerin %75'i, makine ve teçhizatın montesinde kullanılacak işçilerin en az %30'u Türk SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ 1972 Güdümlü Araçlar Teknoloji ve Ölçüm Merkezi (Bugünkü adıyla Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü - Tübitak SAGE) 1975 ASELSAN 1979 Barış Elektrik 1979 İŞBİR 1978 ASMAŞ 1981 ASPİLSAN 1982 HAVELSAN 1982 İleri Teknoloji A.Ş. 1983 Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü 1984 TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) 1984 Aksa Makina 1984 ETA Elektronik Tasarım Sanayi 1985 Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SaGeB; bugünkü adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı - SSM) 1985 TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) 1986 MAN Kamyon ve Otobüs Sanayii 1986 STFA SAVRONİK Elektronik Sanayii 1987 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı 1987 MİKES-Mikrodalga Elektronik Sistemler Sanayii 1987 FMC-Nurol Savunma Sanayii (FNSS) 1988 ROKETSAN 1988 TRANSVARO 1989 SELEX (Eski adıyla Marconi Komünikasyon) 1989 GATE Elektronik yılına kadar, 15 adet Alman Junkers A-20 üzere toplam 112 uçak üretilmiştir. Nuri süre zarfında 6 yeni kuruluşun hizmete g e ç i r i l d i ğ i g ö r ü l m e k t e d i r. B u g ü n Türkiye'nin en büyük savunma firmaları dahil olmak üzere, 25 yeni kuruluşun 1975 1990 Aydın Yazılım (AYESAŞ) 1990 HAVELSAN Teknoloji Radar (Eski adıyla Thomson-Tekfen Radar) 1990 MTU Motor Türbin Sanayi (MTU-Türk) ve 1990 yılları arasında hayata geçtiği dikkat çekmektedir. 1980 öncesinde ülkemizin savunma sistemleri edinmedeki temel yaklaşımı; kullanılmış ürünlerin hibe ya da satın alınması yöntemidir. Bu yöntemde en yaygın olarak kullanılan iki kaynak FMS kredisi ve Alman yardımlarıdır. Bu açıdan bakıldığında SSM’nin kurulmasından önce TSK’nın modern silah ve savunma araçları tedarik etmesi pek mümkün olmamıştır. SSM kurulana dek, F-16 projesi haricinde ciddi bir tedarik çalışması gerçekleşmemiştir. F-16 projesi kapsamında kurulan TEI ve TAI, tedarik stratejisindeki değişikliğin ilk göstergeleri niteliğindedir. 21 SSM’nin 1985 yılında kurulması ile birlikte TSK’nın modern savunma ürünlerini envantere alma süreci kolaylaşmıştır. Bu yeni süreç, Silahlı Kuvvetlerimizin caydırıcılığını artıran ve savunma sanayiinin gelişimini tetikleyen önemli unsurlardan biri olarak değerlendirilebilir. Esasen SSM’nin kuruluşu, savunma sanayiinin kurulması ve geliştirilmesi çabalarına yönelik bir strateji değişikliğinin göstergesi niteliğindedir. O güne kadar, MKEK ve Vakıflar eliyle yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen kazanımlar, bir miktar birikim sağlamış olmakla birlikte, istenilen seviyede bir altyapı oluşturamamıştır. Bütçeden ayrılan küçük paylara ve bağışlara dayanarak bu alanda başarı kazanmak mümkün olmamıştır. Bu sebeplerle, sektöre sürekli kaynak sağlayabilecek, devletin yanı sıra yerli ve hatta yabancı sermayenin yatırım yapabileceği bir savunma sektörü oluşturulması hedeflenmiştir. 1980’lerde özel sektör savunma şirketleri yok denecek kadar az iken, Müsteşarlığın kurulmasıyla birlikte savunma sanayii alanında özel sermaye yatırımları artış göstermiştir. Ancak politika belirsizliği, talep değişkenliği, sektörün devlet sahipliğindeki kuruluşların mutlak hakimiyeti altında olması ve serbest rekabet koşullarının tam anlamıyla bulunmaması SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ 1991 ESDAŞ Elektronik Sistemler Destek Sanayii 1991 Savunma Teknolojileri Mühendislik (STM) gibi nedenlerle, bu dönemde savunma sektörü yatırımcılar açısından oldukça riskli bir alan olarak değerlendirilmiştir. Bu koşullar altında, Türkiye’de savunma sanayiine yapılan yatırımların başlangıcında sanayiciler değil; devletin de yönlendirmesiyle, nispeten daha büyük sermaye birikimine ve devletle çalışma kültürüne sahip olan kimi müteahhitinşaat firmaları yer almıştır. Bu yeni sanayileşme yaklaşımında ilk adımlar, bir proje kapsamında geliştirilen ortak girişim (joint venture) yatırımlarıyla atılmış; proje modellerinde lisans altında üretim yaklaşımı tercih edilmiştir. MİKES firması elektronik harp alanında, BAE Systems ve Destek A.Ş. (% 49.98 BAE Systems, % 26.73 Destek Elk. Sis. A.Ş.) ortaklığında kurulmuş bir JV firmasıdır. Ancak 2002 yılında Mikes’in sermayesini temsil eden hisselerin %72’si Aselsan tarafından devralınmıştır. BAE Systems'in Mikes'teki %49.98'lik payı, bu şirket ile SSM arasındaki SPEWS-1 Projesi kapsamında, offset taahhüdü karşılığında Aselsan'a bedelsiz olarak devredilmiştir. F-16 uçaklarının montaj ve entegrasyonu için TAI ortak girişimi, 1984 yılında TUSAŞ (%49), Lockheed Martin (%42), General Electric (%7), TSKGV (%1.9) ve Türk Hava Kurumu (%0.1) işbirliğiyle kurulmuştur. Ancak, 2005 yılında LM ve GE hisseleri TUSAŞ tarafından satın alınmıştır. SSM’nin Mobil Radar Projesinde görev almak üzere, 1990 yılında Aydın Corporation tarafından kurulan AYESAŞ, h a l e n L 3 v e Ve s t e l f i r m a l a r ı n ı n ortaklığında savunma sanayii için yazılım ve elektronik temelli faaliyetlerini sürdürmektedir. TEI firması, yine F-16 projesi kapsamında, motorlarının montajı ve testleri ile bazı motor parçalarının üretimlerini gerçekleştirmek üzere, TUSAŞ, TSKGV, Türk Hava Kurumu ve General Electric arasında imzalanan ortaklık anlaşması ile 1985 yılında kurulmuştur. 2000’li yıllara gelindiğinde; SSM’nin kurulmasıyla vücut bulan son sanayileşme yaklaşımından (yabancı teknoloji ve sermayenin teşviki) sapmaların başladığı, yeni arayışlara yönelindiği gözlenmektedir. Proje bazında oluşturulan JV’lerden FNSS ve TEI başarıyla yoluna devam ederken, Thomson-Tekfen Radar, Mikes ve son olarak TAI firmaları birer birer kamu kontrolüne alınmışlardır. JV’ler yoluyla tesisleşme ve lisans altında üretim projeleri yoluyla teknoloji edinme stratejisi kuruluş aşamasında olumlu sonuçlar verdiyse de; günün beklentilerine uyum sağlayamayan firmalar yaşamlarını sürdürememişlerdir. FNSS Savunma Sistemleri, NUROL Holding ve Amerikan United Defense L.P.’nin oluşturduğu bir Türk-Amerikan yatırım ortaklığıdır. Bugün firmanın %49 hissesi BAE'ye, %51 hissesi ise Nurol Holding'e aittir. 1989’dan günümüze çok sayıda zırhlı muharebe aracı tasarımı, üretimi ve ihracatı gerçekleştirilmiştir. 1992 Nurol Makina Sanayii 1993 Trabzon Silah Sanayii (TİSAŞ) 1994 GİRSAN Silah Sanayii 1995 Kale Havacılık 1997 RMK Marine Gemi Yapım Sanayii 1997 ATEL Telekominikasyon 1998 Alp Havacılık 1998 MİLSOFT Yazılım Teknolojileri 1998 Yonca-Onuk Ortaklığı 1998 Havelsan EHSİM 2001 Inta SpaceTurk 2002 YALTES Elektronik ve Bilgi Sistemleri 2003 Vestel Savunma 2004 Global Teknik 2005 SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri 2006 Meteksan yapmak üzere kurulmuş; proje tamamlandıktan sonra Havelsan tarafından satın alınmış ve Havelsan Teknoloji Radar (HTR) adını almıştır. SELEX (eski adıyla Marconi/Selenia Komünikasyon) 1989 yılında TSK ihtiyacı olan elektronik harbe karşı korumalı, frekans atlamalı HF/SSB telsizlerin üretimini yapmak amacıyla Marconi Communications International, Has Holding, Elit Elektronik, Cihan Elektronik ortaklığıyla kurulmuştur. Bir diğer JV modeli olan Thomson-Tekfen Radar Firması, Thales Group (eski adı Thomson-CSF) ve Tekfen işbirliğiyle, 1990 yılında Ankara’da, Türk Hava Kuvvetleri’nin “Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi Projesi” kapsamında kullanılan 3 boyutlu uzun menzilli mobil radarların üretimini Gelinen durum Artık kuruluş aşamasını tamamlamış ve olgunlaşma dönemine girmekte olan Türk savunma sanayiinin günümüz stratejilerinde ise tasarım ve uluslararası rekabet hedefleri öne çıkmaktadır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın uygulamalarında gözlemlenen tedarik yaklaşımları da bunu destekler niteliktedir. Müsteşarlık tedarik modellerini adet ve sözleşme bedelleri bazında 3’er yıllık dilimler halinde inceleyecek olursak: Gelinen noktada, yürütülmekte olan tedarik programı sayısının artışına paralel görülmektedir. Projelerin, yerli firmalar sorumluluğunda ve ana yükleniciliğinde hayata geçirilmeye başlaması sektör performans verilerine de olumlu yansımaktadır. HAZIR ALIM ... - 1990 ORTAK ÜRETİM 1990 - 2000 TASARIM 2000 - ... ? Hafif Nakliye Uçağı ? Meltem Deniz Keşif Uçağı ? Hürkuş Eğitim Uçağı ? Başlangıç Eğitim Uçağı ? Cougar Helikopteri ? MİLGEM Korveti ? Genel Maksat Helikopteri ? Zırhlı Muharebe Aracı ? Süratli Anfibi Gemi ? IR Jammer Tedariki ? IRCM Tedariği ? İHA Projeleri ? Mayın Avlama Gemisi ? ALTAY Tankı Son dönemde, yüksek teknoloji silah sistemlerinin yurtiçinde tasarım ve üretimine başlanılmıştır: ? Milli Piyade Tüfeği prototipi gelişti- rilmiş ve atış denemelerine başlanmıştır; 2011 yılında seri üretime geçilecektir. ? İlk milli tankın konsept tasarımı tamamlanmıştır. ? 50 km ve daha uzun menzilli obüs ve Proje modellerinin evrimi olarak, yurtiçi geliştirme projelerinde de dikkate değer bir artış yaşanmaktadır. altında ancak 250 milyon dolarlık sözleşme imzalanmış iken; yeni binyılın ilk 9 yılında yaklaşık 5,4 milyar dolarlık yurtiçi geliştirme sözleşmesine imza atıldığı 2000 öncesinde yurtiçi geliştirme modeli Ortak Üretim Yurtdışından Alım roket sistemlerinin seri üretimleri tamamlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir. ? 24 saat havada kalacak ve 30 bin ft Yurt İçi Geliştirme irtifada görev yapacak insansız hava aracının prototip tasarım ve imalatı tamamlanmıştır; uçuş testlerine 2011 yılında başlanılacaktır. 61 proje ? İlk kez korvet sınıfı savaş gemisi 70 60 %21 yurtiçinde tasarlanarak inşa edilmiş ve 2008 yılında denize indirilmiştir. Yeni Tip Karakol Botları, Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi ve Tank Çıkartma Gemileri denize indirilerek seyir denemelerine başlanmıştır. %61 ? 2.5m çözünürlükte görüntü alacak ilk %18 50 40 33 proje 30 25 proje 24 proje 20 %40 %33 %15 %3 10 %44 %46 17 proje %12 %41 0 %16 %21 %47 1985 - 1997 1998 - 2000 2001 - 2003 %82 elektro-optik istihbarat uydumuzun üretimine başlanılmış olup, 2012 yılında fırlatması yapılacaktır. 2004 - 2006 2007 - 2009 ? Geçtiğimiz dönemlerde yurtdışında Tedarik modellerinin (adet bazında) yıllar itibarı ile gelişimi Milyar $ Yurtdışından Alım Ortak Üretim Ar-Ge Yurt İçi Geliştirme 15 14 %7 13 12 11 ? Tank modernizasyonları artık firma- 10 9 %70 8 7 6 5 4 3 2 1 yaptırılmış olan uçak modernizasyonları, ülkemizde yapılabilir hale gelmiş ve başta F-16’lar olmak üzere F-4, C-130 ve T-38 uçakları ile Sikorsky helikopterleri sanayiimiz tarafından modernize edilmektedir. larımız tarafından üstlenilmekte; yurtiçinde geliştirilen atış kontrol sistemleri ile etkinlikleri artırılmaktadır. %3 %28 %70 0 1985 - 1997 %32 %59 %8 %79 %38 %18 %57 1998 - 2000 2001 - 2003 2004 - 2006 %22 2007 - 2009 Tedarik modellerinin (sözleşme bedeli bazında) yıllar itibarı ile gelişimi Savunma sanayiimizdeki gelişmelerin sonucu olarak, Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının 2002 yılında %25 olan yurtiçinden karşılanma oranı, 2009 verileriyle %45,7 seviyesine ulaşmış; dışa bağımlılığın azalmasına ve ordumuzun 23 Milyon $ 2.317 2.500 2.319 2.010 2.000 1.591 1.500 1985’den günümüze gelinen noktada, rakamlar ve üretilen projeler, doğru yolda ilerlediğimize işaret etmektedir. Ancak, 25 yılın daha sağlıklı bir muhasebesini yapabilmek için, mutlaka ülkemiz savunma sanayiinin diğer ülke sanayileri ile karşılartırılması (benchmark) gerekecektir. 1.720 1.301 1.337 1.205 1.075 1.062 852 849 00 20 01 20 968 1.000 500 0 09 20 08 20 07 20 06 20 05 20 04 20 03 20 02 20 99 19 98 19 97 19 Savunma Sanayii Sektör Cirosu Milyon $ 1.000 800 784 832 615 600 487 400 200 337 331 138 80 123 84 134 248 196 0 09 20 08 07 20 20 06 05 20 20 04 20 03 02 20 20 01 20 00 20 99 19 98 97 19 19 Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatı SAVUNMA SANAYİİ 25 ÇALIŞMASI 2009 Verisi Net Satışlar (Toplam Ciro, $) 2.585.939.890 Üretimden Savunma ve Havacılık Satışları ($) 1.979.794.146 Dolaysız Savunma Cirosu ($) 1.526.618.905 Savunma Dışı Havacılık Sanayii Cirosu ($) Toplam Savunma ve Havacılık Cirosu ($) 171.749.896 2.141.188.516 GSYİH İçerisinde Sektörün Brüt Katma Değer Payı 0,176% Toplam Ciro İçerisinde Üretimden Satışların Oranı 90% Dönem (2009) Karı ($) Toplam Gelirler İçerisinde Faaliyet Dışı Gelirlerin Oranı Siparişi Alınmış Ancak Henüz Ödeme Alınmamış İş Tutarı (Bekleyen Siparişler, $) Toplam Bekleyen Siparişlerin Ciro’ya Oranı Kişi Başına Ciro (Ortalama, $) 334.866.162 42% 13.784.923.536 5,33 131.100 İşgücü Verimliliği (Kişi Başına Yaratılan Net Katma Değer, $) 52.132 Toplam İstihdam 19.725 Mühendis Sayısı 6.298 Yurtiçi Yan Sanayi Kullanımının Ciroya Oranı 27% Yurtiçi Yan Sanayiye Aktarılan Toplam İşpayı Tutarı ($) 697.257.446 Toplam Savunma ve Havacılık Ürünleri İthalatı ($) 543.329.599 Savunma ve Havacılık İhracatı ($) 761.328.607 Savunma ve Havacılık İhracatı İçerisinde Offsetin Payı Savunma Dışı Havacılık Sanayii İhracatı ($) Savunma DışıHavacılık Sanayi İhracatı İçerisinde Offsetin Payı 50% 162.830.028 58% Toplam Ar-Ge Harcamaları ($) 305.663.383 Özkaynaklarla Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($) 108.803.140 Dış finansman ile Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($) 196.860.243 Toplam Ar-Ge İçerisinde Özkaynak Kullanım Oranı caydırıcılığına önemli katkı sağlanmıştır. 36% Verilere dayalı kıyaslama Ülkemiz savunma sanayii sektörü; askeri fabrikalar, Tübitak Enstitüleri, MKEK, TSKGV ve SSM bağlısı şirketler ve özel sermayeli firmalardan oluşan karma bir yapı sergilemektedir. Ağırlıklı olarak kamu sahipliğinde olan sektörde, bu alanda faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ’ler hariç olmak üzere 110 firmada askeri fabrikalar dahil- yaklaşık 45.000 kişi istihdam edilmektedir. 2010 yılında ilk kez gerçekleştirilen Savunma Sanayii 25 sektör analiz çalışması sonuçlarına göre, üretimden savunma ve havacılık satışlarına göre en büyük 25 firmanın performansına ilişkin bilgiler aşağıda tablolaştırılmıştır: Savunma sanayii üzerine yapılan değerlendirmelerin daha sağlıklı bir temele oturtulmasını teminen, Türkiye ile denk savunma harcaması yapan ülkeleri incelemek doğru olacaktır: Brezilya, 1930’larda hızlı bir sanayileşme süreci yaşamıştır. Savunma sanayii de bu altyapıyı kullanmıştır. Ülkenin en büyük üç savunma firması 1960’larda kurulmuş; 1980’de net ihracatçı konumuna gelinmiştir. Ardından Pazar daralması ve sürdürülebilirlik sıkıntıları başgöstermiş ve silah endüstrisi neredeyse durma noktasına gelmiştir. 1994’te sektörde önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. Üç büyük şirketten Avibrás ve Engesa sektörden çekilmiş; Embraer özelleştirilmiştir. Bugün dünyanın üçüncü büyük uçak şirketi konumunda olup, hem askeri hem sivil satışları ihracat ağırlıklıdır. Gelirinin %90’ını diğer ülkelerden elde eden firmanın satışlarının çoğu sivil ağırlıklıdır. Kanada ordusu TSK’ya göre küçük bir ordudur. Savunma sanayiisi ise alt sistem ve komponent üretimine odaklanmıştır. 18.000 Kanada 16.000 Brezilya 14.000 Avustralya 12.000 İspanya 10.000 İsrail 8.000 Türkiye 6.000 Yunanistan 4.000 Suriye 2.000 İran 0 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Türkiye ile yakın miktarda savunma harcaması yapan ülkelerin rakamları (Kaynak: SIPRI Yearbook 2009) Sektördeki arzın %60 yabancılara ait olup, ana firmalar genellikle Kanada-ABD ortaklığıdır. Yaklaşık 70.000 kişiye istihdam yaratan endüstride, yıllık 10 milyar dolarlık savunma ve güvenlik satışı gerçekleşmekte; bunun yarısı ihraç edilmektedir. Bu ihracatın %80’i ABD’ye yapılmaktadır. Sektörde görev alan şirketlerin büyük kısmı, sivil sektörlere de hizmet vermektedir. Avustralya savunma sanayii, Anzus İttifakı kapsamında ABD ile stratejik işbirliği kurmuştur. Amerikan şirtketlerinin yatırımları ortaklıklar kapsamında teşvik edilmektedir. Thales bu ülkede önemli bir oyuncudur. Sektör birkaç büyük havacılık şirketi ve birkaç yüz KOBİ’den oluşmaktadır. Avustralya savuna endüstrisi 2007’de 11.000 kişi istihdam ederek 1,7 milyar dolarlık iş hacmine ulaşmıştır. İsrail ’de 150 kadar savuma firması bulunmakta olup, “Top 100 Arms Pr o d u c i n g C o m p a n i e s ” l i s t e s i n e bunlardan dördü girebilmiştir. Bu firmalardan yalnızca Elbit Systems özel girişimdir. Sektör yaklaşık 50.000 kişiye istihdam yaratmaktadır. Bu gün ordu ihtiyaçlarının yurt içinden sağlanmasının yanısıra, endüstri gelirleri büyük çoğunlukla ihracattan sağlanmaktadır. 1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan sonra, ana tedarikçi konumunda olan Fransa’nın silah ambargosu uygulaması, İsrail’i bu alanda sanayileşmeye iten sebeplerden birisi olmuştur. 1986’de tamamen yerli bir uçak olan Lavi İsrail tarafından geliştirilmiş ve prototipi uçmuştur. Ancak hükümet, bu yetkinliğin sürdürülebilirlik maliyetini üstlenmemiş ve proje rafa kaldırılmıştır. Projeden vazgeçilmesinin ardından, Amerikan şirketleri ile anlaşma yapılarak IAI’nin alt yüklenicilikten, Boeing ve Lockheed Martin ile ortaklıklar kurma noktasına gelmesi sağlanmıştır. ABD’nin finansman desteğiyle şirket ürün çeşitlenmesine giderek, ilk Anti-Füze sistemileri, uydu ve İHA’ları geliştirmeye başlamıştır. Bu dönemde İsrail firmaları niş alanlarda uzmanlaşma yoluna gitmişler; yeni platformlar üretmek yerine “bakım ve modernizasyon projelerine” yönelmişlerdir. Ar-Ge çalışmaları sivil alana kaydırılmış ve mevcut yetenekler iletişim ve tıp teknolojileri gibi sivil yüksek teknoloji alanlarındaki ürünlerin geliştirilmesinde kullanılmıştır. Güney Kore ordusu görece TSK’dan daha büyük olup; ülkenin savunma harcaları 25 milyar $ civarındadır (SIPRI Yearbook 2010). Ülkenin savunma sektörü örnek alınabilinecek bir gelişim serüvenine sahiptir. Nitekim ülkenin ekonomik gelişimi incelendiğinde; 1965 yılında kişi başı geliri Türkiye’nin üçte biri iken, bu oran 1980’ler sonrasında tersine dönmüştür. 1971’e kadar Amerikan yardımlarına bağımlı olan G.Kore, 2006 yılında İspanya bakanlıkları A400M, 1973’teki savunma sanayii kanunu ile Eurofigther ve F100 Fırkateynleri için 1,2 birlikte atılım yapmıştır. Aynı dönemde milyar dolarlık kredi sağlamışlardır. gemi inşa, çelik ve elektronik sektörlerini Ekonomideki küçülmeye rağmen hükü- devlet politikası ile desteklenmiştir. 1990’a metin son yıllarda yerli firmalarla 4 milyar gelindiğinde yerli firmalar ordu ihtiyacının Avroluk sözleşme imzalaması, 150 kadar %70’ini karşılamayı başarmıştır. Sektörde İspanyol savunma şirketine iş yaratarak Samsung ve Hyundai gibi endüstri devleri sektörün hızla büyümesini sağlamıştır. de bulunmaktadır. Yetmiş ve seksenli Bugün ülkenin 4 büyük savunma firması yıllardaki sanayileşme atılımı, ülke “ S I P R I To p 1 0 0 A r m s Pr o d u c i n g savunma sanayiini de sürüklemiştir. 2007 Companies” listesinde yer almaktadır. yılında G.Kore endüstrisi kendi ihtiyacı Bunlardan Casa firması EADS, Santa olan tüm konvensiyonel silahları üretme Barabara Sistemas ise GENERAL noktasına gelmiştir. 2007-11 orta vadeli DYNAMICS girişimidir. Casa firması planı, savunma harcalamlarının %20’sini Avrupa’daki konsorsiyum projeleri yerli teknoloji ve sanayiinin gelişimi için sayesinde iş hacmini büyütürken; Brezilya ayırmayı öngörmüştür. ile 700 milyon dolarlık nakliye uçağı satışı ve deniz uçağı modernizasyonu projelerini yürütmektedir. Navantia ise amfibi gemiler ve destroyer ihraç ederek önemli Tabloda 2008 verileriyle, “SIPRI Top 100 Arms Producing Companies” listesine giren firmalardan seçilenler yer almaktadır. bir oyuncu olmuştur. 2008 Savunma Satışı (Milyon $) Savunma/ Kâr Çalışan Toplam Satış Oranı Sayısı ÜLKE Firma Sektör * İspanya Casa (EADS) H 2.510 89% 4% Navantia Gm 1.880 88% Indra El 1.000 29% St. Barabara Sis.(GD) SS AA KS/M 650 Samsung H El AA Gm 73 LIG Nexl El Samsung Techwin SS El M AA Elbit Sis. IAI Verimlilik ($/Kişi) 5.730 492.845 -4% 5.540 386.101 8% 24.810 140.427 100% 4% 1.870 347.594 1.010 1% 6% 276.000 628.402 770 100% 5% 2.440 315.574 750 35% 6% 2.190 969.406 El 2.520 96% 8% 10.880 242.463 H El F 2.230 62% 3% 16.000 225.000 Rafael H F KS/M Diğer 1.530 100% 3% 6.000 255.000 IMI SS AA KS/M 620 95% 0% 3.200 203.125 İsviçre Saab H El F 3.000 83% -1% 13.290 271.633 Singapur ST Engineering H El AA KS/M Gm 1.280 34% 9% 19.000 198.789 İsveç RAUG SS H M KS/M 760 54% 3% 6.310 224.881 Norveç Kongsberg Gruppen El F KS/M 740 38% 5% 5.240 374.046 H AA KS/M 670 86% 0% 2.800 279.643 G. Kore İsrail Finlandiya Patria Türkiye** SSM 25 Firmaları Tümü 1.970 76% 13% 19.725 131.103 TOPLAM SAMSUNG hariç 15 firma Tümü 20.910 65% 4% 125.300 255.044 25 Sonsöz ... 25. yılını kutlayan Savunma Sanayii Müsteşarlığı olgunluk çağına yeni ulaşmış; hatta genç sayılabilecek bir kurum olarak önemli bir rol üstlenmiştir. Bugün savunma sanayiimizin ulaşmış olduğu aşama ve Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine alınan modern sistemler her ne kadar mutluluk verici olsa da daha önümüzde katedilecek önemli bir yol bulunmaktadır. Türk savunma sanayii hala çok küçük bir sektördür. Yerli sanayi, çok sayıda geliştirme projesinin sorumluluğunu üstlenmiş olmakla birlikte henüz çıktıları yeni yeni görülmeye başlanmıştır. Sektörün ihracat performansı potansiyelinin çok altında gerçekleşmektedir. Sistemlerin modernizasyonları ve lojistik desteklenmesi sürecinde hala yurtdışına önemli bir iş hacmi kaçmaktadır. Tedarik makamlarının -bazen kaçınılmaz ve gerekli olan- “tek kaynaktan temin kararları”nı titizlikle vermesi ve bunun firmalarımızın hantallaşmasına yol açmamasına özen göstermesi gerekmektedir. Verilere dayalı bir kıyaslama yapıldığında; önümüzdeki dönemde firmalarımızın verimliliklerini ve dinamizmini artıracak çabalara ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. İhracat, lojistik ve sivil sektör entegrasyonunun bu anlamda önemli katkılar yapabileceği değerlendirilmektedir. Projeler kapsamında edinilen teknolojilerin ve yetkinliklerin sürdülebilirliği ancak bu yönde atılacak adımlar ile mümkün olabilecektir. Dünya örnekleri, devlet politikaları eşliğinde ve mevcut endüstriyel altyapının üzerine inşa edilen savunma sanayiilerini işaret ederken; ülkemizde ise görece daha kaotik (paydaş beklentileri paradoksu) bir ortamda oluşan ve buna rağmen diğer endüstrilerden daha hızlı mühendisliğe geçebilmiş bir savunma sanayiinden söz edilebilir. Performans rakamları müspet bir gelişim eğilimi göstermekle birlikte, gelişimin hızında bir düşüş de dikkat çekmektedir. Yeniden hızlı bir yükseliş için tüm paydaşların işbirliği yapmasına ve hem tedarik süreci hem de sanayinin problemlerine ilişkin bütünsel çözümler üretilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. KAYNAKÇA 1) AKALIN Tansel Z. ve Bıyıkoğlu N., Türk Savunma Sanayii Tarihi, Milsoft 2) Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Tarihçe, http://www.ssm.gov.tr/. 3) http://www.turkishnavy.net/ 4) GÖNLÜBOL, Mehmet. Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), Siyasal Kitabevi, 9.Baskı, Ankara, 1996. 5) BEYOĞLU Bülent E. (2006), “Türk Savunma Sektörünün Yapısal Analizi ve Sanayileşme Modeli Önerisi”, Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü, Savunma Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006. 6) Wiki, TUSAŞ, http://tr.wikipedia.org/ 7) M i l l i y e t G a z e t e s i , A s e l s a n’ ı n M i k e s O r t a k l ı k Ya p ı s ı y l a İ l g i l i A ç ı k l a m a s ı . 1 2 E k i m 2 0 0 1 http://finans.milliyet.com.tr/c/haber_ic.asp?id=382853. 8) The Military Balance 2009 9) http://www.globalsecurity.org/military/world/index.html 10) CADSI’s Military Procurement Report, Canadian Association of Defense and Security Industries, Aralık 2009. 11) Council On Hemispheric Affairs, Embraer: Brazilian Military Industry becoming a Global Arms Merchant?, http://www.coha.org/ 12) JANE’S, http://www.janes.com/articles/Janes-World-Defence-Industry/Spain--Defence-Industry-Spain.html 13) SIPRI Yearbook 2009 14) ARSLANHAN S. ve KURTSAL Y., Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye İçin Çıkarımlar, TEPAV Politika Notu, Eylül 2010. 15) Savunma Sanayii Müsteşarlığı, SSM 25 Çalışması Raporu 16) http://www.rekabet.gov.tr/pdf/04-81-1157-290.pdf B ülent E. BEYOĞLU SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürü, İlk, orta ve lise öğenimini Bilecik’te tamamladıktan sonra, 1999 yılında ODTÜ Makina Mühendisliği bölümünden lisans, 2006 yılında Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü, Savunma Yönetimi Ana Bilim Dalından yüksek lisans derecesini almıştır. Halen aynı enstitüde Teknoloji Yönetimi alanında Doktora çalışmalarını yürütmektedir. 1999 yılından bugüne SSM’de görev yapmakta olup İngilizce bilmektedir. A bdurrahman KILIÇ SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü, Uzman Yardımcısı, 1986 yılında Kayseri’de doğmuş, 2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı yıl Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planlama Şubesinde göreve başlamıştır. Halen ODTÜ Ekonomi Bölümü’nde master çalışmaları devam etmektedir. Türk Savunma Sanayiinin Ekonomik ve Mali Analizi A. G. KÜFLÜ Giriş: İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı ISO 500 (Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu) Raporunda, 2009 yılında istihdamın düştüğü, satışlar ve üretimden satışların azaldığı ve ihracatın daralmaya devam ettiği yer almıştır. Bu anlamda, 2008 yılında yaşanan krizin etkilerinin henüz tam olarak geçmediğini söylemek mümkündür. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planlama Şubesi olarak, sektörümüzü daha iyi tanımak, ülkenin genel ekonomik durumuyla mukayase edebilmek ve sonuç olarak sektörümüzü daha iyi yönlendirebilmek amacıyla bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya baz teşkil etmek üzere savunma sanayiinde varlık gösteren 41 savunma firması/kuruluşunun son beş yıllık (2005-2009 yılları) bilanço, gelir-gider tablosu ve diğer ilgili verileri toplanmıştır. şekilde ve hızla büyüdüğüne işaret etmektedir. Ekonomik Büyüklükler: Savunma sanayiinin yarattığı brüt katma değerin son 5 yıldaki seyri incelendiğinde, savunma sektörü olarak Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan alınan payınson beş yılda binde 1,8’den binde 2,6’ya çıktığı görülmektedir. 2009 yılında Savunma sanayii Brüt Katma Değeri Toplamı 2.515.109.367,57 TL gerçekleşmiştir. Savunma Sektörü Brüt KD/GSYİH (Binde) 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 2005 2007 2008 2009 Brüt KD/GSYİH (Binde) TABLO-1 (GSYİH İçerisinde Savunma Sektörünün Payı) Çalışmaya konu 41 savunma firması /kuruluşu verileri ile SASAD (Savunma Sanayii Derneği)’ın tüm savunma sanayii sektörü için yayımlamış olduğu 2009 yılı verilerini karşılaştırdığımızda, 41 savunma Bu gösterge savunma sanayiinin GSYİH’dan (1) daha büyük bir hızla büyüdüğünü göstermektedir. Savunma Sanayii Net Satışları (Ciro) firması/kuruluşu verilerinin tüm savunma sanayini %80-%90 oranında temsil ettiğini söylemek mümkündür. Bu nedenle çalışmada 41 Sanayi Firması/Kuruluşuna ilişkin değerlendirmeler ‘Savunma Sanayii’nin bütününü temsil eden değerlendirmeler olarak ifade edilmektedir. Çalışmanın sonuçlarının özeti aşağıda sunulmuş olup, genel ekonomik durumun tersine savunma sektörünün istikrarlı bir Savunma sanayiindeki son 5 yıla ilişkin ciro rakamlarını incelediğimizde; 2005 yılından itibaren Dolaylı ve Dolaysız Savunma Cirosundaki artış trendi özellikle 2008 yılından sonra hızlandığından Savunma sanayii Cirosu Toplamı da aynı paralelde artış trendi yakalayarak 2009 yılında 3.181.676.491,04 TL’ye ulaşmıştır. 41 Savunma Firması/Kuruluşu, faaliyet 27 2.500.000.000 Savunma Sanayiinde gerçekleşen savunma ürünleri satışlarından elde edilen toplam ciro içerisinde Havacılık sektörü ile YazılımElektronik Sektörü en fazla paya sahip sektörlerdir. 0,60 2.000.000.000 1,2 0,50 1.500.000.000 1 0,40 1.000.000.000 0,8 0,30 500.000.000 0,6 0,20 0,4 0,10 0,2 0,00 4.000.000.000 3.500.000.000 3.000.000.000 0 2005 2007 2008 2009 Dolaylı Savunma Cirosu Dolaysız Savunma Cirosu Toplam Savunma Cirosu 2007 2005 alanlarına göre, Havacılık Sektörü, Denizcilik Sektörü, Karacılık Sektörü, Roket-Silah Mühimmat Sektörü, Yazılım-Elektronik Sektörü olarak sınıflandırılmak suretiyle aşağıdaki tablolar oluşturulmuştur: 1,2 1 0,8 Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü 2008 TABLO-5 (Sektörlerin Savunma Satışlarına ilişkin cirolarının içerisinde ‘Üretimden Savunma Satışları’nın Payı) Savunma ürünleri satışından elde edilen toplam cironun içinde ne oranda üretimden satış olduğunu incelediğimizde, son beş yılda bu oranın artarak 2009 yılında %92 ye ulaştığını görmekteyiz. Savunma Sanayiinin İhracat Performansı 0,4 Türkiye’de yaşanan genel ekonomik durumun tersine ‘Savunma Sanayii İhracatı’ özellikle 2008 yılından sonra hızlı bir artış gözlemlenmektedir. 2009 yılında bu değer 1.131.705.293,23 TL olmuştur. 0,2 0 Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü 2008 2009 Roket-muhimmat-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü Toplam Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü 2009 Roket-muh.-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü Toplam savunma sektörü 0,6 2007 2007 2005 0 TABLO-2 (Son 5 Yıllık Savunma Cirosu TL) 2005 İhracatı 515.367.004,36 TL gerçekleşmiştir. Savunma sanayii İhracatı içerisinde Offset Dışı ihracatın oranı 2008 yılından itibaren yükselerek %45’e çıkmıştır. 2008 2009 Roket-muh.-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü TABLO-7 (Savunma Sanayi İhracatında sektörel paylar) Toplam Savunma Sanayii ihracatında en büyük payın havacılık sektörüne ait olduğunu ikinci sırayı karacılık sektörünün aldığını görüyoruz. Savunma Sanayiinde İthalat: Savunma sanayii ithalatının da, ihracatı gibi son beş yılda artış eğiliminde olduğunu görüyoruz. Sav. ve Siv. H. İthalatı 1.200.000.000 1.000.000.000 800.000.000 600.000.000 1.200.000.000 400.000.000 TABLO-3 (Sektörlerin ‘Toplam Ciroları’ içerisinde ‘Savunma sanayii Cirosu’ Oranı) 1.000.000.000 200.000.000 800.000.000 Denizcilik sektörü ile Roket-silah-mühimmat sektörü dışında diğer sektörlerde ciro içerisindeki savunmaya ilişkin net satışlardan elde edilen cironun oranı son beş yılda artış göstermiştir. 0 2005 600.000.000 0,40 TABLO-8 (Savunma Sanayi İthalatı) 0,70 0 2007 2008 2009 0,35 0,10 0,05 0,00 0,50 TABLO-6 (Savunma Sanayi İhracatı TL) 0,25 0,15 0,60 0,40 0,30 0,20 2009 200.000.000 Savunma Sanayii İhracatı Offset Dışı Offset Kapsamı 0,45 2008 400.000.000 2005 0,50 2007 Sav. ve Siv. H. İthalatı 0,30 Savunma sanayiinde gerçekleştirilen ihracat içerisinde Offset Kapsamında yapılan ihracat istikrarlı bir şekilde artarken Offset Dışı ihracat 2008 yılından sonra hızlı bir artış 2007 2008 2009 2005 Havacılık sektörü Roket-muhimmat-silah sektörü trendine girmiş ve Offset kapsamındaki Denizcilik sektörü Yazılım-elektronik sektörü ihracat rakamına yaklaşmıştır. 2009 yılı Karacılık sektörü itibariyle Offset Kapsamında savunma sanayii İhracatı 616.202.082,60 TL, Dışı sanayii TABLO-4 (Toplam Savunma Satışlarına ilişkin Ciro içerisindeki sektörel paylar) 0,20 0,10 0,00 2005 2007 Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü 2008 2009 Roket-muh.-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü TABLO-9 (Savunma Sanayine ilişkin ithalat toplamı içerisindeki sektörel paylar) 2009 yılı itibariyle savunma sanayiine ilişkin ithalat, toplamda 964.620.210 TL gerçekleşmiştir. Toplam Savunma sanayii ithalatında yıllar itibariyle payı azalmakla birlikte, ilk sırayı yazılım-elektronik sektörü almaktadır. Yazılımelektronik sektörü 2009 yılı itibariyle, toplam savunma sanayii ithalatının %33’üne sahiptir. İkinci sıra % 28 ile havacılık sektörüne, üçüncü sıra ise % 16 ile Karacılık sektörüne aittir. Savunma Sanayii İhracatı-Savunma İthalatı Farkı: 1.200.000.000 1.000.000.000 800.000.000 ihracat fazlalığını göstermektedir. Görüldüğü üzere Havacılık, Karacılık ve Roket-silahmühimmat sektörleri pozitif yönde net ihracat gerçekleştiren ve bu anlamda Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya katkı sağlayan sektörlerimizdir. Savunma Sanayiinde Arge Faaliyetleri: Savunma Sanayinde fir ma verilerine dayanarak yapılan çalışmada özkaynaktan yapılan ve dış finansmandan karşılanan ar-ge harcamalarındaki artışın, özellikle 2008 yılından sonra ivme kazandığını görebiliyoruz. 2009 yılı itibariyle Savunma alanında yapılan toplam Arge harcamaları yaklaşık 500.000.000 TL’ye, Özkaynaktan Arge harcamaları 180.000.000 TL’ye, Dış Finansmandan Arge 320.000.000 TL’ye ükselmiştir. 600.000.000 600.000.000 400.000.000 500.000.000 200.000.000 400.000.000 0 2005 2007 2008 2009 300.000.000 Savunma Sanayii İhracatı Savunma Sanayii İthalatı TABLO-10 (Savunma Sanayi İhracat-İthalat Farkı: Net İhracat. TL) Grafiği incelediğimizde, savunma sanayii ithalatının da ihracatının da artmakta olduğu görülmektedir. Son beş yılda savunma sanayii ihracatı savunma sanayii ithalatının üzerinde seyretmektedir. Savunma Sanayiinde artı yönde bir Net İhracattan söz etmek sevindiricidir. 2009 Yılı İtibariyle; Savunma sanayii ithalatı 964.620.210,88 TL Savunma sanayii ihracatı 1.131.705.293,23 TL Savunma sanayii İthalat-İhracat Farkı (Net İhracat) 167.085.082,34 TL Sektörlerin savunma ihracatı – ithalatı farklarını incelersek: 2009 Yılı İtibariyle, 200.000.000 100.000.000 Savunma Sanayiinde Bekleyen Siparişler Henüz bilanço kalemlerine avans ya da satışlar olarak yansımamış, yani herhangi bir ödemesi alınmamış siparişler olarak tanımlanan ‘bekleyen savunma sanayii siparişleri’, 2009 yılında 21.472.807.676 TL b i l d i r i l m i ş t i r. H a v a c ı l ı k s e k t ö r ü n ü n 10.317.696.115 TL ile fazla bekleyen siparişe sahip sektör olduğunu görmekteyiz. İkinci sırada 7.210.462.646 TL ile yazılım-elektronik sektörü gelmektedir. Roket-mühimmat-silah sektörü 2.004.381.000 TL, Karacılık sektörü 1.234.180.086TL, Denizcilik sektörü 549.058.283TL bekleyen siparişe sahiptir. Analize konu olan savunma firmaları verileri, firmaların 2009 yılı itibariyle toplam bekleyen siparişleri içerisinde savunma ve havacılık sektörüne ait siparişlerin oranının ortalama %98 olduğu göstermektedir. Sektörlerin sürekliliği ile ilgili bir gösterge olarak kabul edilen bekleyen siparişlerin Savunma Cirolarına oranı ise 2009 yılı itibariyle aşağıdaki gibidir: 0 2005 2007 2008 Savunma bekleyen Toplam bekleyen siparişler/ siparişler/ Savunma cirosu Toplam Ciro 2009 Özkaynaktan Arge Dış finansmandan Arge Toplam Arge TABLO-11 (Savunma Sanayinde Ar-Ge Harcamaları.TL) Savunma Sanayiinde İstihdam İSO 500 verilerini incelerken 2009 yılında çalışanların sayısında dramatik düşüşler olduğundan bahsetmiştik. Savunma sanayiine baktığımızda son 5 yıl içerisinde toplam istihdamda istikarlı bir artış olduğunu, özellikle 2009 yılındaki daha belirgin bir artışla savunma sanayiinde çalışan sayısının 650 kişiye ulaştığını görüyoruz. Herbir sektörde 25.000 20.000 İhracat- İthalat Farkı 15.000 Havacılık sektörü 307.395.073,30 TL 10.000 Denizcilik sektörü 73.395.761,14 TL Karacılık sektörü 205.223.452,12 TL Roket-mühimmat-silah setörü 53.741.937,59 TL Yazılım-elektronik sektörü 182.849.547,26 TL Kırmızı ile gösterilen rakamlar ithalat fazlalığını, siyah ile gösterilen rakamlar istihdam edilen insan sayısı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. 5.000 0 2005 Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü 2007 2008 2009 Roket-muh.-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü TOPLAM Havacılık sektörü 9,82 9,55 Denizcilik sektörü 10,83 1,83 Karacılık sektörü 2,15 1 Roket-mühimmat-silah setörü 4,77 2,87 Yazılım-elektronik sektörü 6,18 5,01 Bekleyen siparişlerle sektörel ciroları karşılaştırırsak; havacılık sektöründe 2009 toplam cirosunun 9,5 katı bekleyen sipariş vardır. Havacılık sektöründe toplam cironun hemen hemen tamamını savunma cirosunun oluşturması nedeniyle savunma siparişlerinin savunma cirosuna oranı da aynıdır. Denizcilik sektöründe toplam cironun yaklaşık 2 katı bekleyen sipariş vardır. Bununla birlikte Denizcilik sektöründe 2009 yılında gerçekleşen savunma cirosunun 10 katı kadar savunmaya ilişkin bekleyen sipariş olduğunu görüyoruz. Denizcilik sektöründe gerçekleşen cironun %16’sının savunmaya yönelik olduğunu gözönüne alınarak sektörün sürekliliği konusunda sözkonusu oranlar yorumlanmalıdır. Karacılık sektöründe savunma alanında TABLO-12 (Savunma Sanayinde yaratılan istihdam) 29 bekleyen siparişlerin savunma cirosunun yaklaşık 2 katı olduğunu, toplam bekleyen siparişlerin ise toplam cironun yaklaşık 1 katı olduğunu görüyoruz. Karacılık sektöründe gerçekleşen cironun yaklaşık %50’sinin savunmaya yönelik olduğu düşünülerek, özellikle savunma dışı alanda düşük bekleyen sipariş oranı, sektörün sürekliliğini tehlikeye sokabilmektedir. Roket-mühimmat-silah sektöründe savunma alanında bekleyen siparişlerin savunma cirosunun yaklaşık 5 katı olduğunu, toplam bekleyen siparişlerin ise toplam cironun yaklaşık 3 katı olduğunu görüyoruz. Cirosunun büyük kısmının savunmaya yönelik işlerin oluşturduğu yazılım-elektronik sektöründe, savunma alanında bekleyen siparişler savunma cirosundan, toplam bekleyen siparişler ise toplam cirodan yaklaşık 5-6 kat büyüktür. Savunma Sanayinin Hacmi Savunma sanayiinde tamamlanmış işleri gösteren ciro (net satışlar), henüz tamamlanmamış işlerden avansı alınanlar, ödemesi henüz yapılmamış siparişler toplamı savunma sanayiinin o yıl itibariyle genişliğini göstermektedir. 2009 yılı itibariyle sektörün hacmi 28.720.973.723 TL’dir. değerleri bu rakamın %28’i kadardır. Savunma Sanayii Müsteşarlığında gerçekleştirilen projelerde ara aşamalar tamamlanmış olsa dahi avans olarak değerlendirilmekte ve fatura kesilememektedir. Dolayısıyla bir sektörü değerlendirirken salt ciro değerlerini dikkate almak sektör hakkında yanlış sonuçlar çıkarmamıza sebep olabilmektedir. Faturaların kesildiği yıllarda ciro değerlerinde, 35.000.000.000 30.000.000.000 25.000.000.000 savunma sanayiinde ilave bir gelişme olmadığı halde, ani artışlar gözlemlenebilmektedir. Dolayısıyla savunma sanayiine yönelik analizlerde ciro değerleri ile birlikte sektörel hacim de önem kazanmaktadır. Savunma Aanayinde İşgücü Verimliliği İşgücü verimliliği, yaratılan Net Katma Değer (faktör fiyatlarıyla katma değer)’in İşgücü sayısına bölünmesiyle elde edilen rakamdır. Başka deyişle kişi başına düşen net katma değer, 1 kişinin yarattığı katma değerdir. Faaliyet alanları bazında incelersek; Havacılık sektöründe son beş yılda işgücü verimliliğinin arttığını ve 2009 yılında ortalama 70.000 TL’ye ulaştığını, Denizcilik sektöründe de son beş yılda artış trendi olduğunu ve 2009 yılı itibariyle işgücü verimliliğinin ortalama 55.000 TL olduğunu görüyoruz. Kara Araçları sektöründe 2009 yılı itibariyle or talama işgücü verimliliği 105.000TL’ye ulaşmış ve bu sektör savunma sanayinde en yüksek işgücü verimliliğine sahip sektör olmuştur. Roket-silah-mühimmat sektöründe, işgücü verimliliği ortalama 27.000 TL olup diğer sektörlere göre işgücü verimliliği epeyce düşüktür. Yazılım-elektronik sanayiindeki firmaların çoğunda son 5 yılda işgücü verimliliği istikrarlı bir şekilde artmıştır. 2009 yılı itibariyle ortalama işgücü verimliliği 93.000 TL olarak gerçekleşmiştir. ISO 500 (İstanbul Sanayi Odasının en büyük 500 sanayi kuruluşu) çalışmasının 2009 verileri (cari fiyatlarla) incelendiğinde 27 sektör içerisinde en çok işgücü verimliliğine sahip 5’er sektör ile savunma sanayi ile ilşkilendirilebilecek diğer bazı sektörlerin işgücü verimliliği, sektörümüz verilerinin karşılaştırılması açısından aşağıda verilmiştir (2): 20.000.000.000 15.000.000.000 Petrol Ürünleri Sanayi : 420.956 TL 10.000.000.000 Çeşitli Petrol ve Türevleri Sanayi : 221.343 TL Tütün işletme Sanayi : 209.721 TL İçki Sanayi : 170.276 TL Elektrik Makinaları Sanayi : 108.327 TL Taşıt Araçları Sanayi : 56.917 TL 5.000.000.000 0 1 Havacılık sektörü Denizcilik sektörü Karacılık sektörü Roket-muh.-silah sektörü Yazılım-elektronik sektörü Yan sanayi TOPLAM TABLO-13 Faaliyet Alanlarının 2009 yılı itibariyle genişlikleri Görüldüğü üzere, Kara Araçları sektörü en yüksek verimliliğe sahip sektörlerdeki işgücü verimliliğine yakın bir verimlilik sağlamaktadır. Yazılım-Elektronik sektörü de benzer şekilde yüksek verimlilikle çalışmaktadır. Havacılık sektörü ISO 500 çalışmasında yer alan İmalat Sanayinde işgücü verimliliği ortalamasına yakın bir işgücü verimliliği sağlarken, Denizcilik sektörü söz konusu ortalamaya yaklaşmıştır. Roket-silah-mühimmat sektörü ise İmalat Sanayi ve Diğer İmalat Sanayi ortalamasının altında bir işgücü verimliliğine sahiptir. Bu çerçevede sonuç olarak, Savunma sanayiinde işgücü verimliliği düşük olan sektörlerde verimliliğin artırılmasına yönelik tedbirlerin alınmasının, bunun sözkonusu olmadığı durumlarda ise –diğer ülke menfaatleri ile çelişmemek kaydıyla- işgücü verimliliği yüksek olan sektörlere yatırımların kaydırılmasının ekonomik anlamda katma değer yaratacağı değerlendirilmektedir. Savunma Sanayinin Mali Yapısı: Savunma sanayinde faaliyet gösteren başlıca firma/kuruluşların bilanço ve gelir-gider tablolarındaki son beş yıllık verilere dayanılarak firmaların likidite durumları, mali durumları, karlılık durumları ve verimlilik dur umları ‘Oran Analizi’ tekniği ile incelenmiştir. Firmaların ‘likidite durumları’ borçlarını ödeme güçlerini, ‘mali durumları’ faaliyetlerini sürdürmelerinde borçların öneminin ne olduğunu başka bir deyişle borç-özkaynak dengesini sağlayıp sağlayamadıklarını, ‘verimlilik durumları’ ise aktiflerini yani varlıklarını ne derece etkin kullandıklarını gösteren ifadelerdir. Ekonomik karlılık ise, firma ve kuruluşların yarattıkları net katma değerin varlıklarına oranını; başka bir deyişle işletmeye konulan sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave kıymet (net katma değer) kazandırılıdığını ifade etmektedir. Savunma sektörünün, sektörel özellikleri de dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde, savunma sanayinin mali yapısı hakkında dikkat çeken ve sektörel ortalamaları yansıtanbaşlıca konular şunlardır: Demir-Çelik Dışında Ana Metal Sanayi : 56.244 TL ? Yazılım-elektronik sektörü, genel olarak, Diğer İmalat Sanayi : 36.965 TL İmalat Sanayi için genel : 64.663 TL likidite açısından iyi durumda olduğu gibi özsermaye-borç dengesini de sağlıklı bir ? şekilde sağlamış görülmektedir. ? Havacılık sektörü olmuştur. Bunu Roket- Sözkonusu sektörün mali yapıya ilişkin göstergeler değerlendirildiğinde en istikrarlı sektör olduğunu söylemek mümkündür. silah-mühimmat ve Denizcilik sektörleri takip etmektedir. En düşük satış karlılığı oranı Karacılık sektöründe gerçekleşmiştir. Genel olarak satış karlılık oranlarına baktığımızda kar eden savunma sanayi firma ve kuruluşlarının satış karlılığının büyük sanayi firmaları için öngörülen oranların üzerinde olduğunu söylemek mümkündür. ? Denizcilik sektöründe toplam varlıkların neredeyse tamamının dışkaynak yani borçlarla finanse edildiği görülmektedir. Dış kaynak bağımlılığı yüksektir. ? Kara Sistemleri Sektöründe efaaliyet gösteren firmaların genel olarak son 5 yıl içerisinde mali açıdan belirli bir istikrarı yakalayarak özsermaye-borç dengesini sağlıklı bir şekilde oluşturdukları görülmektedir. ? Havacılık sektöründe de borçların özsermayeye oranının yüksek olduğu göze çarpmaktadır. ? Roket-silah-mühimmat sektörü firmaları likidite ve mali durumları itibariyle birbirlerinden farklı bir profil sergilemektedirler. ? Verimlilik açısından değerlendirildiğinde, her bir sektörde genel olarak atıl kapasiteden söz etmek mümkündür. ? Karlılık açısından değerlendirdiğimizde, 2009 yılı itibariyle, satış karlılığı (3) ortalaması en yüksek sektör Yazılımelektronik sektörü, ikinci olarak da ? Ekonomik karlılık (4) açısından değerlen- dirildiğinde, 2009 yılı itibariyle, satış karlılığı ortalaması en düşük olan Karacılık Sektörü’nün ortalama %23 (yaklaşık) oranı ile en yüksek ekonomik karlılık oranına sahip iki sektörden biri olduğunu görüyoruz. Diğer sektör, aynı oran ile Roket-silah-mühimmat sektörüdür. Bu sektörleri ortalama %20 (yaklaşık) ekonomik karlılık oranı ile YazılımElektronik sektörü takip etmektedir. Havacılık sektörünün ekonomik karlılık oranı ortalama %17 cıvarındadır. En düşük ortalama ekonomik karlılık oranı ise %8 (yaklaşık) ile Denizcilik sektörü’ne aittir. 2009 yılı ISO 500 raporunda Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu için ekonomik karlılık ortalaması %13,6 olarak bildirilmiştir. (5) Bu verileri, Savunma Sanayinin ekonomik verimlilik oranları ile karşılaştırdığımızda, genel olarak savunma sanayinde ekonomik karlılık oranının bu oranın oldukça üzerinde kaldığını gözlemlemekteyiz. ISO 500 raporuna göre, Türkiye genelinde 3. en yüksek ekonomik karlılığa sahip sektör olan kimyasal ürünler sanayinde ekonomik karlılık oranının %28 olduğu göz önüne alındığında, savunma sanayinin bu orana yaklaştığı görülmektedir. Bu anlamda, savunma sektörünü ülke savunmasının yanı sıra, istikrarlı bir ekonomi sağlanmasına yaptığı katkı ile de değerlendirmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Sonuç: Savunma Sanayiinde son beş yılda görülen gelişmeler, hem ulusal savunmamız açısından, hem de Türkiye ekonomisi açısından mutluluk ve gurur vericidir. Savunma sanayimiz öncü olabilecek potansiyele sahip bir sektör olduğunu kanıtlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak sektör firma/kuruluşlarımız ve ordumuz ile birlikte savunma sanayimizi daha ileriye taşıyacağımıza olan inancımız büyüktür. Bu çalışmamızda bize desteğini esirgemeyen ve verilerini büyük bir titizlikle bizimle paylaşan tüm firma ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz. DİPNOTLAR 1) GSYİH= Tüketim Harcamaları + Yatırım Harcamaları + Devlet Harcamaları + (İhracat-İthalat) olarak tanımlanmakta olup, özetle ülke içinde yaratılan hasıladır. 2) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır. 3) Satış karlılığı bir liralık satış karşılığı elde edilen karı (faaliyet ve faaliyet dışı kar) gösterir. 4) Ekonomik karlılık, firmanın yarattığı net katma değerin varlık toplamına oranıdır, başka bir deyişle işletmeye konulan sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave kıymet (net katma değer) kazandırılıdığını gösterir. Sektörlerin sürekliliği açısından önemlidir. 5) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır. A rzu Küflü 1991 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü mezun olan Arzu Güzide Küflü, 1998 yılından bu yana, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda uzman olarak çalışmaktadır. Deniz Araçları Daire Başkanlığı'nda 5 yıl boyunca Ani Müdahale Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM Projelerinde görev almıştır. Daha sonra atandığı MEBS Daire Başkanlığı'nda ise TBS, HELSİM, Yangın ve Yara Savunma Simülatörü ve F-16 Simülatörü projelerinde İdari Yardımcı olarak 6,5 yıl görev yapmıştır. Halen Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı'na bağlı Stratejik Planlama Şube Müdürlüğünde Uzman olarak hizmetini sürdürmektedir. 31 Savunma Sanayiinin 25 Yılı 1985 Öncesi Savunma Sanayii Ülkemizde, Cumhuriyet döneminde harp silah, araç ve gereçlerinin üretilmesi amacıyla Anadolu'da bazı tesisler kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında daha ziyade mühimmat üreten, ağır sanayi gerektirmeyen nitelikte tesisler kurulmasını takiben, 1933-1939 yıllarında savunma sanayiinin temelini teşkil edecek yatırımlara geçilmiş ve özellikle havacılık sektöründe önemli girişimler olmuştur. Ancak 2. Dünya Savaşı ve sonrasında NATO ittifakına girilmesiyle artan askeri yardımlar, henüz kuruluş aşamasındaki savunma sanayiinin gelişmesini yavaşlatmıştır. 1950 yılında Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü, Makina ve Kimya Endüstrisi Genel Müdürlüğü 'ne dönüştürülmüşse de 1950-1960, arasındaki dönemde savunma sanayii faaliyetleri belli bir seviyede kalmıştır. 1963 yılında başlayan planlı dönemde, ithal ikamesine dayalı politikalar çerçevesinde bazı savunma sanayii yatırımları MKEK 1950 TUSAŞ Türk Uçak Sanayii 1973 ASELSAN 1975 yapılmıştır. Özellikle Kıbrıs Harekatı'ndan sonra Aselsan, Aspilsan, Îşbir, Havelsan gibi savunma sanayiine yönelik şirketler oluşmuştur. Türkiye'nin kendi uçağını yapmasına ilişkin faaliyetlerin bir sonucu olarak TUSAŞ A.Ş. kurulmuş, bilahare TUSAŞ'ın da iştiraki ile TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) ve uçak motorlarının üretimi için TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) kurulmuştur. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize uygulanan ambargo, milletlerarası münasebetlerde, savunmada dışa bağımlılığın zararını açıkça göstermiştir. Savunma sanayiinin devlet tekelinde kalması ve savunma ihtiyacının istenilen ölçüde teşvik edilerek yerli sanayii ile entegrasyonunun sağlanamaması sebebi ile genel sanayileşmede elde edilen başarı savunma sanayiine intikal ettirilememiştir. Bunun sonucu olarak; TSK yeterince modernize edilememiş, ekonomiye olan yük giderek artmış ve savunma sanayii gelişememiştir. Savunma Donatım İşletmeleri Gn. Müd. 1983 TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii 1984 SAGEB 1985 1985 1985 - 1990 Dönemi SAGEB Kuruluş 1980'li yıllar, Türk Silahlı Kuvuetleri'nin modernizasyonu ve çağdaş teknolojiye dayalı ulusal savunma sanayiinin Devlet eliyle ve yönlendirmesiyle oluşturulması çalışmalarının hız kazanmaya haşladığı yıllardır. Modern savunma sanayiinin geliştirilmesi ve TSK'nın modernizasyonunun sağlanması; taşıdığı özelliğe, öneme ve maddi yükünün büyüklüğüne uygun, özel bir statüsü olan bir kuruluşu ve süreklilik arz eden istikrarlı finansman kaynaklarını gerektirmektedir. Bu gerekçelerden hareketle, Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlı, tüzel kişiliği haiz "Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının (SAGEB) kurulmasına imkan veren 3238 Sayılı Kanun 7.11.1985 tarihinde kabul edilmiştir. 3238 sayılı kanunun geçici birinci maddesi gereğince, Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Başkanlığa devredilmiştir. SAVUNMA SANAYİİ YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU Başkanlığın Görevleri: a) İcra komitesinin aldığı kararlan uygulamak, b) Proje bazında yıllar itibariyle verilecek olan alımları programlarını sipariş kontratına bağlamak, Başkan: Başbakan Genelkurmay Başkanı, Devlet Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Sanayi-Ticaret Bakanı, Kuvvet Komutanları, Jandarma Gen. Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, D.P.T. Müsteşarı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarı c) Mevcut milli sanayi, savunma sanayii ibtiyaçlanna göre reorganize ve entegre etmek, yeni teşebbüsleri teşvik ve bu entegrasyona ve ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı sermaye ve teknoloji katkısı imkanlannı araştırmak, teşebbüsleri yönlendirmek, bu konudaki Devlet katılımını planlamak, SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Komite Sekreteri, SAGEB Başkanı d) Fon kaynaklannı dikkate alarak alım programlarını ve finansman modellerini belirlemek, SAVUNMA SANAYİİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANI e) ihtiyaç duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında imalatını planlamak, SAVUNMA SANAYİİ DESTEKLEME FONU f) Gerektiğinde özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla desteklemek, DENETLEME KURULU g) Modern silah, araç ve gereçleri araştırmak, geliştirmek, prototiplerin imalini sağlamak, avans vermek, uzun vadeli siparişleri ve diğer mal ve ekonomik teşvikleri tespit etmek, BAŞKAN YARDIMCISI h) işin özelliğine göre yıllar içinde yapılacak alımın şartlarını, Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek şartname ve standartları dikkate alarak teknik ve mali konuları kapsayan kontratları yapmak, i) Savunma sanayii ürünleri ihracatı ve offset ticareti konularını koordine etmek, j) Fondan kredi vermek veya yurt içinden ve yurt dışından kredi almak ve gerektiğinde yerli ve yabancı sermayeli şirketler kurmak ve iştirak etmek, k) Üretilen malın kontrat muhteviyatına uyup uymadığını, kalite kontrolleri ile kontrat şartlarının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek, BAŞKAN YARDIMCISI BAŞKAN YARDIMCISI DAİRE BAŞKANI DAİRE BAŞKANI İDARİ VE MALİ İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI DAİRE BAŞKANI DAİRE BAŞKANI PERSONEL VE EĞİTİM DAİRE BAŞKANLIĞI DAİRE BAŞKANI l) Uygulama aksaklıklarının ilgili kurum ve kuruluş/ar nezdinde çözümlenmesini temin etmek. 1986 3238 sayılı kanunun getirdiği sistem şeması Gelir Kaynakları: ? Genel bütçeye konulan ödenek ? Alkollü içki ve tütün mamulleri satışından alınan pay ? Eğlence yerlerine giriş biletlerinden ve her nevi müşterek bahislerden alınan pay ? TSKGV'den aktarmalar Savunma Sanayii Destekleme Fonu (SSDF) TSK'nın modernizasyonunun sağlanması ve Türkiye'de modern savunma sanayiinin kurulması için gerekli kaynağın, genel bütçe dışında devamlı ve istikrarlı bir şekilde temini amacıyla TCMB nezdinde ve Başkanlık emrinde SSDF kurulmuştur. ? Milli Piyango safi hasılattan alınan pay ? Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden aktarmalar ? Kanunla kurulan fonlardan aktarmalar ? Akaryakıt tüketiminden alınan pay ? Gelir ve Kurumlar vergisinden alınan pay ? Talih oyunları hasılatından alınan pay ? Fon mal varlığı gelirleri ? Bedelli askerlik gelirleri ? Bağış ve yardımlar Personel Durumu (1986) 58 personel görev yapmaktadır. 33 1987 Projelerden Örnekler ? Zırhlı Muharebe Aracı: FNSS Ortak yatırım şirketi kurulmuştur. ? Çok Namlulu Roket Sistemi (MLRS) ve Roketleri Zırhlı Muharebe Aracı FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. kurulmuştur F-16 Uçağı Elektronik Harp Sistemleri Mikes Mikrodalga Elektronik A.Ş. kurulmuştur. Mobil Radar Kompleksi Aydın Yazılım ve Elektronik San. A.Ş. kurulmuştur. HF/SSB Telsizi ÜretimProjesi Markoni Kominikasyon A.Ş. Roketsan Roket San. ve Tic. A.Ş. kurulmuştur. Başlangıç Eğitim Uçağı Taarruz Helikopteri Alımı Hafif Nakliye Uçağı Çok Namlulu Roket Sistemi (MLRS) ve Roketleri İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP) ? Roket Sanayii Projesi: Roketsan firması kurulmuştur. ? F-16 Uçağı Elektronik Harp Sistemleri: Mikes firması kurulmuştur. ? HF/SSB Telsizi Üretim Projesi: Markoni firması kurulmuştur. ? Mobil Radar Kompleksleri: Ayesaş ve Thomson Tekfen Radar firmaları kurulmuştur. ? Hafif Nakliye Uçağı Başlangıç Eğitim Uçağı ? Helikopter ? Uzaktan Kumandalı Uçan Araçlar (RPV) ? İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP) ? Emniyet Genel Müdürlüğü için Genel Maksat Helikopteri Alımı ? Ar-Ge Projeleri 1988 Savunma Sanayii Müsteşarlığı 30.10.1989 tarih ve 390 sayılı KHK ile Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SAGEB), Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na (SSM) dönüştürülmüştür. Tedarik Stratejisi 3238 sayılı kanun çerçevesinde; savunma sanayinin gelişirilmesi için uygulanan yeni model, lisans ile alınan teknolojinin yeni gelişmeleri takip etmek konusunda yarattığı zorluklar gözönünde tutularak, yabancı üreticilerin yatırıma iştirak ve yerli ortakları ile birlikte üretimin her aşamasında sorumlu oldukları "ortakyatırım şirketi" modeli ile üretim tercih edilmiştir. 3238 sayılı kanunun, savunma sanayiinin yerli ve yabancı özel sektör yatırımlarına açmak suretiyle bu sektöre önemli bir yenilik getirmiştir. 1989 3 Mayıs 1989'da MTA'da II. IDEA özel seminerinde Vahit Erdem'in konuşması Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (1989) 1990 Diğer Faaliyetler ? Kalite Kontrol Sistemi Çalışmaları ? Sanayi Envanteri Çalışmaları ? Sanayi Güvenliği Çalışmaları ? Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları ? Off-set Uygulamaları ile îlgili Çalışmalar ? Comdef Savunma Sanayii Sergisine İştirak Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı Çıkışı (1990) 1991 1991 - 1995 Dönemi Öncelikler Savunma sanayiinin kurulması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılırken; ? Mevcut sanayi potansiyelinden azami ölçüde yararlanılması, ? İleri teknolojili yeni yatırımların yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi, ? Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi, teşvik edilmesi, 1992 ? Mümkün olduğunca kendi kendine yeterli bir savunma sanayiinin kurulması, hedeflenmiştir. Savunma ve Havacılık dergisinden bir röportaj 1993 Savunma ve Havacılık dergisinden bir makale Projelerden Örnekler ? İnsansız Hava Aracı Projesi (İHA) ? Genel Maksat Helikopter Projesi (BlackHawk) İnsansız Hava Aracı (İHA) ? Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar) ? Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi Genel Maksat Helikopteri (BlackHawk) Genel Maksat Helikopteri (Cougar) Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi Deniz Eğitim Uçağı 2. Paket Hücum Helikopteri (Süper Cobra) ? Deniz Eğitim Uçağı ? 2. Paket Hücum Helikopteri (Süper Cobra) ? Emniyet Genel Müdürlüğü Büyük Tip Zırhlı Araç Tedariği ? Ar-Ge Projelerinden Örnekler: - Güdümlü Füze Tasarım Altyapısı Geliştirme ? Kaideye Monteli Stinger (KMS) - Kripto Analiz Merkezi 1995 sonu itibariyle SSM tarafından kontrata bağlanan projelerin tedarik bedeli 9,6 Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI Müsteşar Denetleme Kurulu Hukuk Müşaviri Müsteşar Yardımcısı (Ekonomik) Müsteşar Yardımcısı (İdari ve Mali İşler) Daire Başkanı (Fon Yönetimi) Özel Kalem Daire Başkanı Daire Başkanı Müsteşar Yardımcısı (Teknik) Daire Başkanı Daire Başkanı Daire Başkanı (Pers. ve Eğ.) Şube Müdürü (OFF-SET) Şube Müdürü (Dış İlişkiler) Şube Müdürü (Enf. Dok. Bil. İşl) (Korn.Kont ve Radar) Şube Müdürü Daire Başkanı (İd. Mali İşl.) Şube Müdürü (Yerli Katkı ve San.) Şube Müdürü (Krediler) Şube Müdürü (Kalite Kontrol) Şube Müdürü (Elek. Harp) 35 1994 PROJE İŞLEM AKIŞ ŞEMASI Teknik ve Taktik İstekler Teknik-Taktik İstekler + Önseçim Genel Kurmay Başkanlığı SHP'de Yer Alan Proje M.S.B. Savunma Sanayii Yatırım Projesi SSM Firmalar Teklife Çağrı Dosyası SSM Proje Grubu Projeye Başlama İcra Komitesi SSM Değerlendirme Test ve Demo İcra Komitesi Nihai Seçim Kararı SSM Sözleşme İmzalanması Firma Sözleşme Görüşmeleri Proje Yönetim Ofisi SSM Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (1994) Deniz Eğitim Uçağı Projesi İmza Töreni (1994) 1995 Personel Durumu (1995) 184 personel görev yapmaktadır. Diğer Faaliyetler ? TAFICS Projesi ? MKEK Tabanca Fişeği Hattı Modernizasyonu ? Geleceğin Büyük Uçağı (FLA) ? Kalite Çalışmaları ? Türkiye'de Mühimmat Sanayi Çalışmaları ? Sanayi Güvenliği Çalışmaları ? Türkiye'de Gemi Endüstrisi İmkanları Çalışması ? Hafif Silah İthalatı ve Satışı ? MKEK Mühimmat Hattı Modernizasyonu ? IDEF Savunma ve Havacılık Fuarı 1996 1996 - 2000 Dönemi Genel Değerlendirme Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından 80'li yılların sonunda imzalanan sözleşmeleri müteakip 1995 yılından itibaren Deniz Platformları ve Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerinin milli imkanlarla geliştirilmesine yönelik projeler ile, Havadan Erken İhbar Kontrol Uçağı, Uzun Ufuk, MALE İnsansız Hava Aracı gibi döneminin yüksek teknolojili sistemlerinin tedariği sürecine başlanmıştır. 1997 Dönemin operasyonel ihtiyacına binaen elektronik harp projeleri ile ilgili çalışmaların hız kazandığı görülmektedir. 1998 Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (1997) Ani Müdehale Botu Sözleşmesi İmza Töreni (1997) Deniz Helikopteri ING-GPS Tedarik Sözleşmesi İmza Töreni (1998) Projelerden Örnekler ? Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar-II) ? 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu Genel Maksat Helikopter Cougar II 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu F-5 Modernizasyonu Deniz Karakol ve Gözetleme Uçağı (Meltem-I) Mayın Arama Gemisi Zırhlı Muharebe Aracı-II X-Band Uydu Haberleşme Sistemi Genel Maksat Helikopteri Depo Seviyesi Bakım ? F-5 Modernizasyonu ? Deniz Karakol ve Gözetleme Uçağı (Meltem-I) ? Mayın Avlama Gemisi ? Zırhlı Muharebe Aracı-II ? X-Band Uydu Haberleşme Sistemi ? Genel Maksat Helikopteri Depo Seviyesi Bakım ? Sahil Güvenlik Helikopteri Ar-Ge Projelerinden Örnekler: ? Ar-Ge 98-1 Sahil Güvenlik Helikopteri ? Ar-Ge 99-1 - Modelleme Simülasyon Sistemleri SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI Müsteşar Denetleme Kurulu Hukuk Müşaviri Müsteşar Yardımcısı (İdari ve Mali İşler) Daire Başkanı (Fon Yönetimi) Daire Başkanı (Pers. ve Eğ.) Özel Kalem Müsteşar Yardımcılığı (Sanayi Hizmetleri) Daire Başkanı (Ekonomik) Müsteşar Yardımcılığı (Teknik) Daire Başkanı (İTEP) Daire Başkanı (1. teknik) Daire Başkanı (2. teknik) Şube Müdürü (Dış İlişkiler) 1999 Daire Başkanı (İd. Mali İşl.) Deniz Helikopteri (SeaHawk) 2. Paket Tedarik Sözleşmesi İmza Töreni (1999) 37 Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantı Öncesi (2000) Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2000) 2000 Aselsan ile F-16 Elektronik Harp 2. Paket İmza Töreni (2000) HEAŞ A.Ş.'nin Kuruluş Protokolü İmza Töreni (2000) Savunma Sanayii Müsteşarlığı 15. Yılını, Bilkent'te 7-8 Kasım 2000 Tarihlerinde düzenlenen "Savunma Sanayii'nin Dünü, Bugünü ve Yarını"konulu Sempozyum etkinliği ile kutladı. EUROSATORY 2000 19-23 Haziran 2000 tarihlerinde Paris Le Bourget 'de düzenlenen Eurosatory 2000 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'na ilk kez Savunma Sanayii Müsteşarlığı 2 olarak 18 m lik bir alan kiralanmış ve diğer savunma sanayii firmaları ile birlikte iştirak edilmiştir. Diğer Faaliyetler ? HEAŞ A.Ş. 'nin Kuruluşu ? Kalite Çalışmaları ? Sanayi Güvenliği Çalışmaları ? Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları ? IDEF Savunma ve Havacılık Fuarı Personel Durumu (2000) 271 personel görev yapmaktadır. 2001 2001 - 2005 Dönemi Genel Değerlendirme SSM 2005 yılında 20. Kuruluş Yıldönümünü Türkiye'nin etkin savunma sanayii ve ana sistem tedarik kurumu niteliğini kazanmış olarak idrak etmiştir. 2005 yılında savunma sanayii sektörü toplam cirosunu % 19 artırarak 1,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. • ihracat alanında bir önceki yıla nazaran % 72'lik bir artışla 337 Milyon Dolara, şirketlerin öz kaynaklarından yaptıkları Ar-Ge çalışmalarında ise%3 'lük artışla 79 Milyon ABD Dolarına ulaşılmıştır. Savunma sanayiinde özgün sistemleri geliştirme yönünde atılan adımlar beraberinde ciddi bir ihracat potansiyelini de doğurmuştur. SSM 2005 yılında ciddi bir ihracat destek programı başlatmış ve Abu Dhabi'de gerçekleştirilen IDEX Uluslararası Savunma fuarına 22 firma ile ulusal katılım sağlanmıştır. 2003 2002 Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2001) Geleceğin Savaş Uçağı Projesi İmza Töreni (2002) Projelerden Örnekler ? Özel Kuıvvetler (BlackHawk) Modernizasyonu ? Leopard Tanklarının İyileştirilmesi ? Deniz Keşif Gözetleme ve Karakol Uçakları Meltem-II ? Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı (Barış Kartalı) ? Geleceğin Savaş Uçağı Özel Kuvvetler (BlackHawk) Modernizasyonu Atış Kontrol Sistemi Modernizasyonu Leopard Deniz Keşif Gözetleme ve Karakol Uçakları Meltem Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı Barış Kartalı Geleceğin Savaş Uçağı F-16 2. Paket Elektronik Harp A400-M Cougar Depo Seviyesi Bakım Uzun Ufuk Savaş Yönetim Sistemi Modernizasyonu Genesis Helsim ? Füze İkaz Sistemi ? F-162. Paket Elektronik Harp ? A400M Geleceğin Büyük Uçağı ? Cougar Depo Seviyesi Bakım ? Uzun Ufuk ? Genesis ? Helsim ? Ar-Ge Projelerinden Örnekler: 2004 ? Ar-Ge 2004 Tedarik Stratejisi: İhtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranı % 25 'ler seviyesindedir. Bu tespitten hareketle, TSK ihtiyaçlarının, özgün tasarımlarla karşılanması hedeflenmiştir. Savunma tedarik çevriminin üç ana unsuru olan ihtiyaç belirleme, tedarik/ar-ge yönetimi ve savunma sanayi sektöründe hu amaca odaklı yeniden yapılanma bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Temel olarak, ihtiyaç belirlemede uzun vadeli planlama, tedarik/arge yönetiminde savunma sanayi politikalarının milli bütünlük içinde uygulanabilmesinin temini ve tedarik harcamalarının dünyada olduğu gibi savunma sanayinin gelişiminde temel enstrüman olarak kullanımı ve sektörde iç ve dış pazarda rekabet edebilecek güçlü yapıların oluşturulması hedeflenmiştir. Mayıs 2004, İcra Komitesi Toplantısı İcra Komitesi Toplantısı (2004) Mayıs 2004 tarihinde yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısında, daha önce çalışmaları başlatılan; ATAK Helikopteri, Milli Tank ve İnsansız Hava Aracı projelerinde yurtiçi özgün geliştirme modeline geçilmesine karar verilmiştir. 39 Havacılık Bakım Onarım Merkezi (HABOM) Projesi Türk Hava Yolları 'nm HABOM Projesi için kullanacağı Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanındaki arazinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından 25 yıllığına Türk Hava Yolları'na tahsisine ilişkin anlaşma 3 Aralık 2004'de imzalanmıştır. Türk Hava Yolları hu proje ile bölgesinde önemli bir bakım merkezine sahip olmayı ve bakım gelirlerini artırmayı hedeflemektedir. Aselsan tarafından milli imkanlarla üretilen Kaideye Monteli Stinger sistemlerinin ilk partisi 26 Kasım 2004 tarihinde düzenlenen bir törenle teslim edildi. KMS Teslim Töreni HABOM 2005 Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2005) Diğer Faaliyetler ? Türk Savunma Sanayii Ürünleri Katalogu Çalışmaları ? Savunma Fuarlarına Milli Katılımın Gerçekleştirilmesi ? Sözleşmeler ve Fiyat Analizleri ile İlgili Çalışmalar ? Kalite ve Sanayi Güvenliği Çalışmaları ? Stratejik Planlama Faaliyetleri Bilgi Yönetimi Faaliyetleri Personel Durumu (2005) 245 personel görev yapmaktadır. 2006 2006 - 2010 Dönemi Tedarik Stratejisi: SSM'de üç aşamalı bir tedarik stratejisi izlenmektedir: 1. Öncelikli alanlarda özgün geliştirme modelinin uygulanması, böylelikle savunma sanayimizin ürün portföyünün geliştirilmesi hedeflenmektedir. 2. Türk pazarı için geliştirmenin maliyet-etkin olmadığı durumlarda, ortak geliştirme veya konsorsiyumlara ortak olma yöntemine başvurulmaktadır. Böylelikle sanayimizin tasarım/risk ortağı olma kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2006) 3. Yukarıdaki önceliklerin sağlanamaması durumunda hazır alım yoluyla tedarik yapılmaktadır. Hazır alım ile tedarik yönteminde de, mutlaka ortak üretim ve off-set yoluyla Türk sanayine iş imkanları sağlanmaktadır. SSM'de Stratejik Yönetime Geçiş: İlk Stratejik Plan (2007-2011) Misyon: Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını karşılamak, savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemleri belirlemek ve uygulamak. Vizyon: Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurtiçi çözümler sunan, uluslar arası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayiine yön veren uzman tedarik kurumu olmak. Tüsside (2005) Stratejik Amaçlar: 1. Kullanıcı ihtiyaçlarına ve endüstriyel hedeflere uygun olarak tedarik faaliyetlerini etkinleştirmek. 2. Savunma sanayiini özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak 3. Uluslararası işbirliğini gözeten çok taraflı sanayi, savunma ve güvenlik projelerine aktif katılım sağlamak. Stratejik Planlama Ekibi, Ilgaz (2006) 4. Kurumsal yapıyı etkinleştirmek. Stratejik Hedeflerden Örnekler: 2007 • İhtiyaçların yurtiçi karşılanma oranı 2010 yılı itibariyle % 50'ye çıkarılacaktır, (en son verilerle Türkiye'de yurtiçi karşılama oranı, diğer ülkeler karşılaştırması) (2009 faaliyet raporu) • 2011 yılında savunma ürün ve hizmet ihracatı 1 milyar dolara çıkarılacaktır. (İhracat rakamları en son verilerle) Projelerden Örnekler SSM Mevcut Bina ? Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş) ? ATAK Helikopteri ? Yeni Tip Karakol Botu ? Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi ? Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü Türk Başlangıç ve Temel Uçağı Hürkuş ATAK Helikopteri Yeni Tip Karakol Botu Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Uzun Menzilli Tanksavar Füze UMTAS RF Köreltici Karıştırıcı Süratli Amfibi Gemi Mayına Karşı Korumalı Araç Milli Tank (Altay) Göktürk Keşif Gözetleme Uydusu ? Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz ? Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS) ? RF Köreltici Karıştırıcı ? Süratli Amfibi Gemi ? Mayına Karşı Korumalı Araç ? Milli Tank (Altay) ? Göktürk Keşif Gözetleme Uydusu ? Ar-Ge Projelerinden Örnekler: ? Kaska Entegre Kumanda Sistemi (Avcı) 41 SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI Müsteşar İç Denetim Hukuk Müşavirliği Kurumsal Yönetim Hizmetleri Müsteşar Yardımcılığı Sanayi Hizmetleri Müsteşar Yardımcılığı Özel Kalem Müd. Savunma Hizmetleri Müsteşar Yardımcılığı Personel Eğitim Daire Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanlığı Kara Araçları Daire Başkanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı AR-GE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı Deniz Araçları Daire Başkanlığı Tedarik Yönetim Daire Başkanlığı Kalite Test ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Uluslararası İşbirliği Daire Başkanlığı DSA 2010 Malezya Fuarına milli katılım sağlanmıştır. Hava Araçları Daire Başkanlığı Muharebe Elektronik ve Bilgi Sistemleri Daire Başkanlığı Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı Roket-Füze ve Mühimmat Daire Başkanlığı IDEX 2009 Ahu Dhabi Fuarında milli katılım sağlanmıştır. 2008 SSM tarafından düzenlenen III. Kalite Kurultayı (2008) Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2008) SSM 24. Kuruluş Yıldönümü Anıtkabir Ziyareti (2009) SSM Tarafından Düzenlenen I. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı (2009) 2009 Milli Tank (Altay) İmza Töreni (2008) Personel Durumu (2010) 358 personel görev yapmaktadır. Diğer Faaliyetler ? Savunma Sanayi Sektör Stratejisi Dokümanı 2010 ? KOBİ'lerin Desteklenmesi Çalışmaları ? Teknoloji Yönetim Stratejisi Dokümanı ? Savunma Sanayi İhracat Stratejisi Dokümanı ? Kalite-Test ve Sertifikasyon Faaliyetleri ? 2. Dönem Stratejik Planlama Çalışmaları ? Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi Çalışmaları ? Bilgi Yönetimi Çalışmaları ? Tedarik Lojistiği Çalışmaları ? Tedarik Süreci İyileştirme Faaliyetleri ? Hizmet Binası İnşası ? Savunma Sanayi Gündemi Dergisi SSM Yeni Bina Temel Atma Töreni (2010) Sosyal Sorumluluk Projeleri 3 Kasım 2006 SSM Çalışanları tarafından savunma sanayii sektörünün de katkılarıyla Çocuk Hastalıkları Araştırma Vakfı yararına kermes düzenlenmiştir. 30 Nisan 2010 SSM Çalışanları tarafından savunma sanayii sektörünün de katkılarıyla düzenlenen kermesin geliriyle, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen % 100 eğitime destek kampanyası çerçevesinde Akyurt ilçesine bağlı Cücük Köyü ilköğretim okulu ve Mamak ilçesine bağlı Köşklüdere ilköğretim okulunun bakım ve onarımları yapılmıştır. 9 Mayıs 2008 SSM Çalışanları tarafından savunma sanayii sektörünün de katkılarıyla Ankara Cerrahi Onkoloji Derneği yararına kermes düzenlenmiştir. Köşklüdere İlköğretim Okulu, Mamak Tadilat Öncesi ve Sonrası 28 Mart 2009 Çevre ve Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Hatıra Ormanı kampanyasına katılım sağlanarak, Esenboğa Protokol yolu üzerinde SSM çalışanları hatıra ağaçlandırması yapılmıştır. Köşklüdere İlköğretim Okulu, Mamak Tadilat Öncesi ve Sonrası Cücük Köyü İlköğretim Okulu, Akyurt Tadilat Öncesi ve Sonrası Cücük Köyü İlköğretim Okulu, Akyurt Tadilat Öncesi ve Sonrası 43 2010 ve sonrası... Hedefler Mevcut Durum 50.0 0 0 5 9 9 10 0 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Özkaynaklar ile Gerçekleşitirilen Ar-Ge 2000-2004 2001-2005 2002-2006 2003-2007 2.319 2.0.10 1.720 1.591 1.301 1.303 1000 900 800 700 600 500 400 300 200 100 0 2004-2008 Türkiye'nin İthalat-lhracal Sıralaması 1 Milyar $ Türk Savunma Sanayii Firmalarının Toplam Dolaysız Cirosu Savunma Ürünleri İhracatı Sivil Havacılık Ürünleri İhracatı (Ağırlıklı olarak savunma offsetlerinden faydalanılmaktadır.) 670 22 24 15 6 120 90 79 64 58 49 43 24 41 34 50 42 100 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 576 İhracat Sıralama İthalat Sıralama 29 25 20 150 2010 Hedefi TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı (%) 27 228 200 2009 208 2008 162 2007 30 206 250 2006 420 Sözleşmesi İmzalanmış Projelerin Toplam Bedeli 0$ 2003 195 2009 135 2008 352 2007 337 2006 196 2005 21 2004 8 2003 9 2002 331 0 349 500 $ 248 5448 1.000 $ 10.0 134 10221 7957 123 7448 5.000 1.500 $ 25 20.0 84 9687 2.000 $ 1.062 30.0 10.000 50 36,7 18923 15.000 45,7 2.317 2.500 $ 44,2 41,6 40.0 17445 138 22981 20.000 80 25.000 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi Türk Savunma Sanayiinin İhracat Performansı Hedefler ? Ülke savunma sanayiinin Türk Silahlı Kuvvetleri için stratejik bir yetenek olarak konumlandırılması ? Başlatılan özgün, geliştirme projeleri tamamlanarak güçlü bir ürün portföyünün oluşturulması ? Savunma sanayii sektörünün ürün tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan ömür devir döngüsünün tamamında etkin rol alması ? Ar-Ge çalışmalarına sistematik bir boyut kazandırılması ve savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu teknolojik tabanın güçlendirilmesi ? Dünya ihracat pazarında konumumuzun sağlamlaştırılması ve belli ürün kategorilerinde pazar liderliği sağlanması ? Savunma sanayii sektörünün yüksek teknoloji içeren diğer kamu alım projelerinde öncelikle başvurulacak kaynak konumuna getirilmesi ? SSM'nin modern idare binası, yetişmiş profesyonel kadroları, etkin teşkilatı ve kurumsal süreçleri ile uluslararası kabul görmüş örnek bir kamu idaresi olarak performansında sürekliliği sağlaması İhracat Gerçekleştirdiğimiz Ülkeler ABD, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Belçika, BAE, Bosna Hersek. Bulgaristan, Cezayir, Endonezya, Fransa, Filipinler, Gürcistan. Hollanda, İngiltere, İran, İspanya, İsrail, İtalya, Kazakistan, KKTC, Güney Kore, Makedonya, Malezya, Mısır, Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan, Sudan, Şili, Tunus, Türkmenistan, Umman, Uruguay, Ürdün ve NAMSA, NC3A, OCCAR. Adet Bazında Tedarik Proje Modellerinin Dağılımı SSM'nin Yeni Hizmet Binası Kirazlıdere Mevkii Platform Projeleri Hayata Geçiyor Kara Araçları Altay İmza Töreni 29 Temmuz 2008 Altay Tankının kavramsal tasarımı tamamlandı Taktik Tekerlekli Araçlar teslim edildi. Deniz Araçları Milli Gemi Denize İndi Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi Sözleşme İmzası Süratli Amfibi Gemi Denize İndi Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi Denize İndi Yeni Tip Karakol Botu Denize İndi Hava Araçları Türk İnsansız Hava Aracı İmza Töreni Türk İnsasız Hava Aracı Roll-out Töreni Hürkuş İlk Montaj Tamamlandı Atak Uçuş Testlerine Başladı 45 Projelerimizden Başarı Hikayeleri Altay Projesi Oğuz TUBAY, Metin NARTER, Ahmet Raci YALÇIN 2010 yılında 25. yılını kutladığımız Müsteşarlığımızın hem sanayileşme, hem teknoloji açısından en büyük ve kapsamlı projelerinden birisi olan ALTAY Projesi, kara muharebelerinin en önemli unsuru ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en temel ihtiyaçlarından ana muharebe tankının yurt içinde özgün olarak tasarımını, geliştirilmesini, prototip üretimini, testlerini ve kalifikasyonunu içermektedir. Ana muharebe tankları, ağır ateş gücü, yüksek hareket kabiliyeti, modern komuta kontrol sistemi ve yüksek seviyede bekaya sahip yapısı itibariyle dünya ordularının vazgeçilmez muharebe araçları arasında yer almaktadır. Ana muharebe tankları, teknolojik ilerlemelere paralel olarak üretici ülkeler tarafından sürekli geliştirilmekte; ateş gücü, hareket kabiliyeti, komuta kontrol yeteneği ve koruma seviyesi sürekli iyileştirilmektedir. Envanterimizde bulunan ve genellikle üçüncü ülkelerden hibe yoluyla temin edilen tanklar için de ortalama yaşlarının yüksek olması, önemli bir bölümünün teknolojik, fiziki ve ekonomik ömürlerinin azalmış olması sebebiyle zaman içerisinde modernizasyon ihtiyacı doğmaktadır. Gerek modernizasyon projeleri gerek yeni nesil tankların yurt dışından temini kapsamındaki sınırlı teknoloji transferi ve kazanımlar ilgili Ülkemizin modern tank ihtiyacının karşılanması amacıyla 1999 yılında başlatılan “ Modern Tank Projesi ” kapsamında yapılan fizibilite çalışmaları neticesinde farklı proje modelleri değerlendirilmiş ve nihayetinde lisans altında üretime karar verilmiştir. Ancak ihale döneminde, gerek kazanımların kısıtlı olması, gerek proje maliyetinin yüksek olmasından dolayı, proje Mayıs 2004’te Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) Kararı ile iptal edilmiş ve KKK’nın ana muharebe tankı ihtiyacının milli imkanlarla karşılanması amacıyla yeni bir proje başlatılmasına yönelik tarihi bir karar alınmıştır. “Müsteşarlığımıza 1998 tarihinde girdiğimde Modern Tank Projesi ile çalışmalara başlamıştım. Çok yoğun geçen 3 yıl sonunda, 2002 yılında karar almak için Projenin SSİK’e sunulmasını beklerken, Modern Tank Projesinin maliyet etkin olmayacağı değerlendirilerek, projenin iptal edilmesi kararıyla karşılaşmıştık. Bu durum karşısında Müsteşarlığımızın almış olduğu inisiyatif sonucunda, başlangıcında kendimizin bile inanamadığı, fakat çalışmaların sonucunda kendimiz de dahil olmak üzere her paydaşı ikna ettiğimiz tarihi SSİK Kararını aldırdık. Kısacası ölen bir projeden milli bir proje ortaya çıkarmıştık.” ülkelerin izni çerçevesinde gerçekleşmektedir. Akbulut ÇAKMAKÇI Projelerimizden Başarı Hikayeleri Modern Tank Projesinin iptal edilmesi üzerine, kara araçları sektörünün önde gelen BMC A.Ş., FNSS A.Ş. ve OTOKAR A.Ş. (BOF Grubu) firmaları Müsteşarlığımızca görevlendirilerek en uygun proje modelinin belirlenmesi ve yurt içi imkan ve kabiliyetlerin belirlenmesi için Temmuz 2004 - Nisan 2005 tarihleri arasında bir fizibilite çalışması gerçekleştirilmiştir. Söz konusu fizibilite çalışmaları sonucunda “Milli İmkanlarla Modern Tank Üretimi” projesinin modeli, “gereken alanlarda, yurt dışından teknik destek alınarak, ana muharebe tankının yurt içinde tasarlanması ve geliştirilmesi ” olarak belirlenmiş ve Şubat 2006’da Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) BOF Grubuna yayımlanmıştır. “TÇD yayımlanmadan önce, inisiyatif alarak ASELSAN A.Ş. ile Tank Atış Kontrol Sisteminin (TAKS) geliştirilmesine ilişkin sözleşme imzalamıştık. Proje Grubu olarak tankın milli olabilmesi için TAKS’ın milli olması gerektiğine inandığımız ve bunu başardığımız için mutluluk duymaktayım.” Akbulut ÇAKMAKÇI Ancak, projedeki iş payı, sorumluluk gibi konularda firmalar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle firmalar BOF Grubu olarak ihaleye girmemiş, bunun yerine BMC ile FNSS birlikte, OTOKAR ise tek başına ihaleye girme kararı almıştır. Modernizasyon projelerinde kazanılan deneyim ve ana yüklenici adaylarıyla yapılan görüşmelerde tespit edilen hususlar ışığında TÇD’de revizyon yapılmıştır. “Ana yüklenici firma adayları model gereği Teknik Destek Sağlayıcı (TDS) adayı firmalarla bu aşamada görüşemiyordu. Adaylar, kendini ispatlamış alt sistemleri kullanmak suretiyle Dönem I’de bir tank geliştirmeyi ve Dönem II’de bu alt sistemleri yerlileştirerek belirli bir yerli katkıyla projenin icrasını öngörüyordu. Bilindiği gibi tanktan söz edilince akla beka, ateş gücü, hareket kabiliyeti ve komuta kontrol hususları gelir. Milli bir tankta en azından beka, ateş gücü ve komuta kontrol ile ilgili çözümlerin milli olmasının zaruri olduğu değerlendirildi. Hareket kabiliyeti kapsamına giren sistemler ise kritik olmakla birlikte prototip aşamasında yurtdışından temin edilebilirdi. Leopard 1 tankları için VOLKAN Sistemini başarıyla geliştiren ASELSAN firması bu kez Milli Tank Projesi için görevlendirilmiş ve Mart 2006’da dünyanın en modern AKS sistemini geliştirmek üzere görevlendirilmişti. Keza, Tank Komuta Kontrol ile ilgili TÜBİTAK Kaynaklı bir proje kapsamında STM ile imzalanan sözleşmeyle çalışmalar başlatılmıştı. “Kara Araçları Daire Başkanlığında göreve başlayalı 2 yıl olmuştu. M60 Modernizasyonu ve Leopard 1 Yenileştirilmesi Projeleri ile ilgili faaliyetlerin yoğun olduğu bir dönemde, Daire Başkanlığımızdaki yeniden yapılanmayla, “Milli İmkanlarla Modern Tank Üretimi Projesi” bizim gruba devredildi. Böylece, M60 ve Leopard 1 Projelerinden kazandığımız tecrübeleri yeni projeye aktarma fırsatı doğmuştu. Şunu açıkça ifade etmeliyim ki, her iki projeden hem bizler, hem KKK, hem de projede görev alan sanayimiz önemli tecrübe ve birikimler elde etmişti. ” Oğuz TUBAY Geriye en kritik konu olarak beka unsuru kapsamındaki zırh sistemi kalmıştı. Zırh ile ilgili o tarihe kadar değişik kurum ve kuruluşlarda bir takım çalışmalar yapılmış olmasına rağmen kat edilen mesafe yeni proje için kendi imkan ve kabiliyetlerimizle bir zırh geliştirmeye yetecek seviyede değildi. Bu nedenle, bir taraftan TDS adaylarıyla, bir taraftan da bu konuda işbirliği yapılabilecek muhtelif ülkelerle süratle görüşmeler yapılarak zırh konusundaki işbirliği imkanlarını tespit etmeye çalıştık.” Metin NARTER “Ana yüklenici adayı firmalarımız her ne kadar zırhlı araçlar konusunda deneyimli olsa da tank tasarımı ve imalatı konusunda kabiliyetleri oldukça sınırlıydı. Bu ister istemez proje için önemli bir risk oluşturuyordu. Günümüzde tank konusunda söz sahibi ülkelerde devlet politikası gereği tank konusunda sorumlu bir firma belirlenmiş ve tank ile ilgili tüm projeler söz konusu firma öncülüğünde yürütülmüştür. Bu sayede, tank konusunda önemli kazanımlar sağlanmış ve bilgi birikimi oluşturulmuştur. Milli tank projemizde ana yüklenici olacak firmamızın da, diğer ülkelerde olduğu gibi, geçmişte başlatılan tank modernizasyonu projelerinde yer almak suretiyle bilgi birikimi ve tecrübe kazanmasını ve böylelikle bu tarihi projede daha donanımlı ve tecrübeli olarak görev almasını gönül arzu ederdi. “Tankla ilgili bu süreçleri yaşamamış bir firma böyle büyük bir projenin altından kalkabilecek miydi?” Benzer kaygıyı duyan bir basın organımız tarafından durumu resmeden bir karikatür yayınlanmıştı.” Oğuz TUBAY 47 “Proje ile ilgili bir toplantıda Sayın Müsteşar çerçeve içerisindeki bu karikatürü bana tebessüm ederek hediye ettiğinde kendisine karikatürü geçici süreyle aldığımı ve tankların kalifikasyonunun başarıyla tamamlandığı gün iade edeceğimi ifade ettim. Laf aramızda masamın yanı başımda o günden beri duran bu karikatür beni sürekli motive etti ve zaman zaman projede yaşanan sorunlar nedeniyle umutsuzluğa düştüğüm anlarda motivasyonumu yeniden kazanmamı sağladı. Yaklaşık 15 yıl zahmetli havacılık projelerinde çalışıp başarılı işlere imza atmıştım. Kara Araçlarındaki çalışma arkadaşlarımla birlikte M60 ve Leopard Projelerindeki sorunları çözerek önemli mesafeler katetmiştik. Buralardan aldığım cesaretle milli tank projesini de arkadaşlarımla birlikte en iyi şekilde yürüteceğime inancım sonsuzdu.” Oğuz TUBAY Müteakiben, Mart 2007 tarihli SSİK gerektirdi.” Kararı ile OTOKAR firması ana Aydın BAYRAKLI yüklenici olarak seçilmişti. Bu arada sağlığıma yeniden kavuşmaya OTOKAR ile ROTEM/ADD sözleşme başlayınca raporlu olmama rağmen görüşmeleri 2007 yazını müteakip iş yerine gidip gelmeye başladım. başlamıştır. Sözleşme görüşmelerinin Ankara dışındaki önemli toplantı ve önyargısız geçmesi, sözleşmenin ALTAY faaliyetlere de katılabilmek için Projesinin hedef ve amacına uygun kuruma başvurdum. Fakat raporu- hususlar içermesinin sağlanması, devam mun bitiş tarihinden önce resmi eden tank modernizasyon projelerinden olarak kurumda göreve başlaya- kazanılan tecrübelerin paylaşılması bilmem için hastaneden alınacak maksadıyla SSM/KKK olarak görüşme- yeni bir sağlık raporunu getirmem lere aktif katılım sağlanmıştır. gerektiği söylenince bu konudaki ısrarımdan vazgeçmek zorunda “Tank konusundaki deneyimi sınırlı kaldım.” olan OTOKAR tarafından sözleşme görüşmelerine katılan personelin Oğuz TUBAY Mart – Temmuz 2007 döneminde SSM, Gnkur. Bşk.lığı, KKK ve OTOKAR personelinden oluşan ekip TDS adaylarından KMW ve ADD/ROTEM ile görüşmelerde bulunmuştur. Müteakiben, OTOKAR TDS değerlendirme raporunu SSM’ye göndermiştir. Temmuz 2007 tarihli TDS’yi belirlemek için Aralık 2005’de SSİK Kararı ile ROTEM/ADD TDS olarak Teknik Destek ve Yardım Dokümanı seçilmiştir. (Almanya) firmalarının cevapları Şubat 2006’da alınmıştır. tarafının ilk kez bu büyüklükte bir işbirliği içinde yer alması, OTOKAR ile ROTEM/ADD arasındaki görüşmelerin Mart – Temmuz 2007 dönemi ile sınırlı olması, Güney Kore tarafının İngilizce lisanına hakimiyetinin yetersiz olması, taraflar arasındaki iş kültürünün farklı olması vs.nedenlerle görüşmeler beklenenden daha yavaş ilerliyordu. (RFTSA) yayımlanmış ve ADD (Güney Kore), GIAT (Fransa), KMW ve RLS sayıca yetersiz kalması, Güney Kore “Proje modeli üzerinde günlerce, Zaman zaman hararetli tartışmaların haftalarca biraz da esprili bir şekilde ardından iki firma arasında “beyin fırtınası” dediğimiz görüş arabuluculuk ve hakemlik görevini oluşturma çalışmaları gerçek- de yapmak bizlere kalıyordu.” TDS adaylarıyla ve zırhla ilgili alternatif leştirildi. Aynı ekip, (1 Prj. Md. ve 6 Oğuz TUBAY ülkelerle yapılan görüşmeler belli bir uzman) TÇD revizyonu, teklif olgunluğa gelince, ana yüklenici seçimine değerlendirme, ana yüklenici ve “Yabancı teknik desteğin de yer aldığı yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Ocak yabancı teknik destekçi seçimi proje modelinin mimarı olarak SSM 2007’de en son en iyi tekliflerin alınmasını faaliyetlerini gerçekleştirdi. tüm sözleşme görüşmelerinde müteakip değerlendirme heyetince çalışmalar tamamlanmıştır. Sözleşme görüşmelerinin ortasında üç uzman arkadaşımızın rotasyona “Bu arada 2007 yılının başlarında geçirdiğim talihsiz bir kazayla ayağımı kırdığımdan bir müddet iş yerine gelemedim. Böylesine tarihi bir projenin karar noktasına geldiği bir dönemde iş yerinde fiziki olarak bulunamamam beni son derece üzüyordu. Bu nedenle, her gün arkadaşlarımla telefonda istişare etmek suretiyle projedeki gelişmeleri takip etmeye çalıştım. Zaman zaman telekonferans yoluyla Müsteşarlığımızda yapılan kritik toplantılara katkı sağlamaya çalıştım. uğraması nedeniyle Proje Grubu 4 kişiye düştü. 4 kişilik proje grubumuz bir taraftan faaliyetleri yoğun olarak devam eden 3 projede (M60, Leopard ve EHS) çalışırken bir taraftanda başroldeydi. Yerli firmalarımızın tank üretimi gibi büyük çaplı proje deneyimlerinin ve bilgi birikimlerinin yetersiz olması nedeniyle SSM’nin üstlendiği rol ve sarf ettiği emek beklenenin çok üzerinde olmuştu. Grubumuzdan tecrübeli 3 arkadaş ALTAY Projesi kapsamında imzalana- rotasyon nedeniyle ayrılmış, 3 cak 6 sözleşme (SSM-OTOKAR, SSM- arkadaş ise işe yeni başlamıştı. ROKETSAN, SSM-MKE, OTOKAR- Yenilerden 1 arkadaşımız kısa süre ROTEM, ROKETSAN-ROTEM ve MKE- sonra görev değişikliği ile kurumu- ROTEM) ile ilgili görüşmelere aktif muzdan ayrıldı. Özellikle MKE- olarak katılım sağlıyordu. Bu ROTEM sözleşmesi, tarafların katkıla- sözleşmelerin tamamlanması ve rının en az olduğu sözleşme olmuş, imza aşamasına getirilmesi ger- SSM personeli adeta MKE personeli çekten büyük emek ve mesai gibi çalışmıştı. Projelerimizden Başarı Hikayeleri Nitekim Temmuz 2008’de tüm bunun ne denli doğru bir karar sözleşmeler büyük bir törenle imza- olduğunu tecrübe ettik.” lanmış ve herkes bir süreliğine de Oğuz TUBAY olsa rahat bir nefes almıştı. Oysa daha sonra anlaşılacaktı ki, bazı şeyleri sözleşmeye yazmak ne kadar güçse uygulamaya geçirmek kat be kat meşakkatliydi.” Metin NARTER ALTAY Projesi kapsamında, SSM, OTOKAR, ROTEM ve Türk Alt yükleniciler 10 sözleşmeye imza atmışlardır. “ 3 0 Te m m u z 2 0 0 8 t a r i h i n d e Sözleşmenin imzalanması esnasında Başbakanımız konuşurken düşünüyordum. Mutluydum çünkü bu 10 yıllık süreçte tank projesinin her aşamasında bulunmuştum ve en önemlisi kendi tankımız olan ALTAY Sözleşmesini imzalayabilmiştik. ALTAY Projesine biraz olsun katkıda bulunabilmek beni gururlandırmıştı. Ekip olarak çok çalışmıştık, yorgunduk ama mutluyduk. ALTAY’ın bir aşaması bitmişti ve yeni bir aşamaya geçmiştik, artık sözleşme yönetimine ilişkin faaliyetlere başlayacaktık fakat ertesi gün maillerim arasında rotasyona uğradığımı görünce...” Akbulut ÇAKMAKÇI “Güney Kore’den transfer edilecek teknoloji devlete ait olduğundan, devletten devlete hususları SSM – DAPA arasında imzalanacak MOU yoluyla düzenlemeyi öngördük. Ancak böyle bir MOU’nun iki ülkenin meclisleri tarafından onaylanması gerekeceğinden ve bunun da zaman alacağından alternatif bir yol arandı. Hukuk Müşavirliğimizin de katkılarıyla bu konu mektup teatisi yoluyla aşıldı.” Oğuz TUBAY “Sistem ve altsistem arasında gri sahaları önlemek adına zırh, silah ve sistem seviyesinde Güney Kore tarafından bize karşı ROTEM’i tek sorumlu tutan bir yapı kurduk. Projenin ilerleyen safhalarında ALTAY Projesi, Dönem I (tasarım ve prototip üretimi) ve Dönem II (Seri Üretim) olmak üzere iki dönemde gerçekleştirilecektir. Dönem I kapsamında; TDS’den ihtiyaç duyulan alanlarda teknik destek alınması suretiyle, ana yüklenici taraından ALTAY tankının yurt içinde tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi, testleri, kalifikasyonu ve tüm hakları, SSM’de olacak şekilde Teknik Veri Paketi (TVP) oluşturulması hedeflenmektedir. Yaklaşık 7 yıl sürecek olan Dönem I; Kavramsal Tasarım, Detaylı Tasarım ve Prototip Geliştirme ve Kalifikasyon olmak üzere 3 aşamada gerçekleştirilecektir. Dönem I’in son 2 (iki) yılı içerisinde, Dönem II ön hazırlıklarının tamamlanabilmesi ve Dönem II’ye mümkün olan en kısa sürede geçilebilmesini teminen; ana yüklenici ile seri üretim sözleşmesi imzalanması hedeflenmektedir. “Projeye isim verilmesi ile ilgili olarak bir anımı paylaşmak istiyorum. Milli İmkanlarla Tank Üretim Projesi için KKK MİMTÜ, Müsteşarlığımız Türkçe yazışmalarda MİTÜP, İngilizce yazışmalarda ise TNMBT gibi kısaltmaları kullanmaktaydı. Gerek taraflarca kullanılan farklı kısaltmaların önüne geçmek gerek projenin cesametini yansıtacak ve milli tarihimize uygun bir isim belirlemek maksadıyla Kasım 2007’de Daire Başkanlığına vekalet ettiğim bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan projeye bir isim verilmesini yazılı olarak talep ettik. Diğer ülkelerdeki tank programlarına bakıldığında, tankların ya yırtıcı ve güçlü bir hayvan (Black Panther, Leopard, vb.) ya da ülke tarihindeki önemli şahsiyetlerin (Abrahams, Merkava, vb.) isimleriyle anıldığı görülmektedir. Ortaçağdan 1900’lerin başlarına kadar, tankların görevlerini süvari birlikleri icra ediyordu. Günümüzde birçok ülkenin zırhlı birliğinin amblemlerinde hala zırhlı süvari figürü kullanılmaktadır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, İzmir’e ilk giren süvari alayının komutanı Fahrettin ALTAY’ın anısına projeye ALTAY ismi verilmiştir. “Kızıl Tay” anlamına da gelen bu isim aynı zamanda atalarımızın geldiği ALTAY Dağlarını temsil etmektedir.” Oğuz TUBAY “Daha önce SSM’nin birçok projesinde de yaşandığı üzere en büyük sorunlardan biri, yerli ve yabancı firmaların doku uyuşmazlığı olmuştu. Zira bu sorunla projenin sonuna kadar yaşanması gerekeceği bir süre sonra tüm taraflarca kabullenilmişti. Ana Yüklenici firmanın SSM ile ilk sözleşmesinin ALTAY Sözleşmesi olması da, başta karşılıklı güven 49 eksikliği olmak üzere birtakım sıkıntılar yaşanmasına neden oldu. Zaman içerisinde, söz konusu sıkıntılar azalma eğilimi gösterdi.” Metin NARTER “Sözleşme imzasından sonra takvim yürürlük şartlarının yerine getirilmesi aşamasında, daha önce ön onayları alınmış olmasına rağmen Güney Kore Hükümeti izinlerinin tamamen bürokratik nedenlerle gecikmesi ve Proje Takviminin bu yüzden geç başlaması büyük bir hayal kırıklığıydı.” Metin NARTER A LTAY P r o j e s i n i n H e d e f l e r i v e Kazanımlar: ? Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye ait bir tankın tasarımı, geliştirilmesi, kalifikasyonu ve üretimi, ? KKK.nın modern tank ihtiyacının yurt içinden karşılanması, ? Yurt içinde, ana muharebe tankı tasarımı, geliştirilmesi, entegrasyonu, üretimi, testi ve kalifikasyonu ile ilgili alt yapı, bilgi birikimi ve kabiliyet oluşturulması, ? Üçüncü ülkelere tank satışı veya yurt içinde kazanılan kabiliyet kapsamında bu ülkelerdeki tankların modernizasyonu, ? Ana muharebe tanklarında kulla- nılacak zırhın tasarımı, geliştirilmesi, test ve kalifikasyonu ile ilgili alt yapı, bilgi birikimi ve kabiliyeti oluşturulması, ? Modern bir Atış Kontrol Sisteminin geliştirilmesi, “Projenin başlangıcında ALTAY Tankının özgün bir milli tank yerine Güney Kore’nin K2 tankına benzeyeceği ve tasarım-geliştirme işlerini ağırlıklı olarak ROTEM/ADD mühendislerinin yapacağı, dolayısıyla projedeki kazanımımızın sınırlı olacağı endişesini taşıyorduk. Zaman içerisinde bu endişelerimizin yersiz olduğunu gördük, Türk mühendislerinin ROTEM/ADD mühendislerinden hiç geri kalmadığını, hatta tankla ilgili tecrübelerinin sınırlı olmasına rağmen çoğu durumda onlardan daha fazla alternatifler ve özgün çözümler ürettiğini gördük.” Oğuz TUBAY Projede yaşanan gelişmeleri gözden geçirmek, ilerleyen aşamalarda gerek yerli firmalarla gerek Güney Kore menşeli firma ve kuruluşlarla yaşanabilecek sorunları ele almak amacıyla SSM, Gnkur. Bşk., KKK ve gerektiğinde ilgili ? Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye diğer firma veya kuruluşların yöneticile- ait120 mm 55 kalibre Ana silahın üretimi rinden müteşekkil bir üst düzey komitenin ? Türk Savunma Sanayiine kazandırı- lacak yeni teknoloji ve yetenekler ile TSK’nın önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyacağı kara platformlarının tamamen yurt içinden karşılanması. oluşturulmasının faydalı olacağı değerlendirilmiştir. Bahse konu komitenin belirli dönemlerde Ana Yüklenici ve/veya Alt Yüklenici firmalar tarafından bilgilendirilmesi, Projede özellikle Güney Koreli firma ve kuruluşlarıyla ortaya çıkabilecek ülkelerarası düzeydeki problemlerin çözümüne yönelik girişimlerde bulunması öngörülmüştür. Proje Grubu, daha önce gerçekleştirilen tank projelerinde görev yapan personel, SSM’de göreve yeni başlayan genç ve çalışma şevkiyle dolu personel ve STM’den danışman arkadaşlarla birlikte oluşturularak, tecrübe ve dinamizmin bir arada olduğu, proje yönetim tecrübesi yüksek bir Proje Müdürü ile Proje çalışmalarını yürütmektedir. “Müsteşarlıkta çalışmaya başlayalı henüz birkaç hafta olmuştu ki, Proje Grubumla birlikte ALTAY Projesi Başlangıç Toplantısına katılmıştım. Sanırım bu Müsteşarlıktaki ilk resmi toplantım olmuştu. Müsteşar Yardımcımız Ömer İNAK başkanlığında OTOKAR’da yaklaşık 100 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyı, OTOKAR, ASELSAN, ROKETSAN, MKE ve ROTEM’in yaptığı sunumları hatırlıyorum. ALTAY Projesinin ne anlama geldiğini ülkemiz ve sektörümüz için ne kadar önemli bir proje olduğunu o gün anlamıştım. Daha sonra her uzman yardımcısı gibi oturup ALTAY Sözleşmelerini okumaya başlamıştım. Proje kapsamında 10 Sözleşme olduğu için günlerce, haftalarca sözleşme o ku d u ğ u m u h a t ı r l ı y o r u m . B i r mühendis olarak hiç kolay olmamıştı “işbu” Sözleşmeleri okumak, projede Projelerimizden Başarı Hikayeleri ortaya konulan kurguyu sözleşme- mize destek verdiğimiz sürece ALTAY kurgusunu, Sözleşme süreçlerini Sanırım artık Ömer Paşamızın bir toplantıda “Türk Tankını yapıyorsunuz, rüyanızda tankı görmeden olmaz bu iş!” demekle neyi anlatmak istediğini çok daha iyi anlayabiliyorum ve ALTAY gibi bir projede çalışmaktan ve “Tank Grubunun” bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. anlatmaları sayesinde bu zorluğu Ahmet Raci YALÇIN ileride “Yaptık bile!” diye cevap vere- lerden anlayabilmek. Fakat gerek Proje Müdürümüzün gerek Uzmanlarımız her konuda yardımları, takıldığım, anlayamadığım zamanlarda iş yoğunluklarının arasında vakit ayırıp Projeyi, yapısını, atlatabilmiştim. ALTAY gibi bir “ALTAY Projesinin sadece Silahlı hareket etmenin ne kadar gerekli Kuvvetlerimize değil, savunma olduğunu onlar sayesinde öğren- sanayimize de çok büyük katkı miştim. yapacağını düşünmekteyim. Kamu ise mutluluk verici günlerimiz olmuştu, bu Proje’de çalışırken fakat grubumuzu en çok zorlayan olay zannediyorum ki Uzmanlarımız Metin Bey ve Aydın Bey ’in rotasyona uğramalarıydı. Projede çalışırken tecrübeleriyle, diğer tank projelerindeki birikimleriyle, bana ve grubumuzdaki diğer genç arkadaşlara her zaman yardımcı olmuşlar, her sorunumuza bir çözüm getirmişlerdi. Onların rotasyonundan sonra Proje Müdürümüzün tabiriyle “işin sonsuz.” Yiğit YILMAZ “Müsteşarlıkta çalıştığımızı duyan herkesin “Biz kendi tankımızı yapabiliyor muyuz?” sorularına, bilmeyi umuyorum. Halkın konuya projede çalışırken takım olarak Bazen yoğun, bazen sıkıntılı, bazen Projesinin başarılı olacağına inancım ya da sanayi tarafında olsun bu projede çalışan ben ve diğer genç mühendisler, proje tamamlandığında büyük tecrübe elde edeceğiz.” Atilla Adem AYDIN “ALTAY Projesinde görev almaktan ve bu takımın bir parçası olmaktan kıvanç duyuyoruz. ALTAY Projesinde çalışmanın verdiği mutluluk Projeyi başarı ile tamamlayıp ALTAY Tank- ilgisinden anlaşılmakta ki ALTAY Tankı sadece bir harp aracı değil ülkemizin üretim yeteneğinin bir göstergesi olacak. Tüm vatandaşlarımızın gururunu kabartacak ve ülke olarak öz güvenimizi artıracak bu projenin başarısı için var gücümüzle çalışacağız.” Tuğrul Gazi APA Mevcut durum itibarıyla, Aşama I (Kavramsal Tasarım) tamamlanmış olup, Aşama II (Detaylı Tasarım) faaliyetleri devam etmektedir. larımızı tören sahasında geçiş “Bütün güçlüğüne rağmen böylesine yaparken izlediğimizde tarifsiz bir tarihi bir projede çalışmanın sorum- gurura dönüşecek.” luluğunu omuzlarımda taşıyor ve başa düştüğünü” ve “artık okyanusa Alper ANIK haklı gururunu yaşıyorum. Üretim, açılmanın vaktinin geldiğini” anla- “Biz bir takımız ve en güçlü yanımız satış ve kullanım hakları tamamen mıştık. dayanışma içinde olmamız. Birbiri- ülkemize ait olacak milli bir tankın, 51 kullanıcımız ve sanayicimizle birlikte ellerimizde şekil alması, bizlere adeta çocuğunun doğumunu bekleyen bir babanın duyduğu heyecanı veriyor. Böylesine önemli bir projede çalışmanın bir ayrıcalık olduğu bilinciyle, Sayın Müsteşar’ın emaneti olan karikatürü iade edeceğim günleri dört gözle bekliyorum…” Oğuz TUBAY Oğuz TUBAY 1967 yılında Hatay’da dünyaya geldi. 1988 yılında İTÜ Uçak Mühendisliği Bölümünden Lisans ve 1991 yılında Yüksek Lisans derecelerini aldı. Mayıs 1991’de Savunma Sanayii Müsteşarlığında Sözleşmeli Personel olarak işe başladı. “Taarruz Helikopterleri” Teziyle Nisan 1996’da Uzman oldu. Oğuz TUBAY 1991 – 1996 yılları arasında Hava Araçları Dairesinde Genel Maksat Helikopteri, Taarruz Helikopteri (AH-1W), vb. projelerde Proje Mühendisi olarak, 1996 – 2004 yılları arasında da aynı dairede Proje Müdürü olarak Deniz Helikopteri, Black Hawk Depo Seviyesi Bakım, Özel Kuvvetler için Genel Maksat Helikopteri Tedariki, vb. projelerde çalışmıştır. 2004 yılından bu yana Kara Araçları Dairesinde Tank ve Paletli Araçlar Proje Müdürü olarak görev yapmakta olan Oğuz TUBAY, teslimatları tamamlanan Leopard 1 İyileştirme ve M60 A1 Modernizasyonu Projeleri ve ALTAY Projesi de dahil olmak üzere toplam 7 projeyi yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babası olan Oğuz TUBAY, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir. M etin NARTER Metin NARTER 1972 yılında Ankara’da doğmuş, 1988 yılında Ankara Atatürk Lisesi, 1995 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2001 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda göreve başlamış olup, Haziran 2007 tarihinde “Tank Üretiminde Millileştirme Stratejisi” konulu tezi ile uzmanlık kadrosuna atanmıştır. Tank Projeleri Grubu’ndaki görevinden sonra, halihazırda Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı’nda çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olan Metin NARTER İngilizce bilmektedir. A hmet Raci YALÇIN 1985 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. 20032008 yılları arasında ODTÜ Makine Mühendisliği’ndeki eğitimini tamamlayarak mezun oldu. 2008 Aralık ayında Savunma Sanayii Müsteşarlığı Kara Araçları Daire Başkanlığı’nda göreve başladı. Halen Tank ve Paletli Araçlar Grubunda çalışmaya devam etmekte olup İngilizce bilmektedir. Projelerimizden Başarı Hikayeleri ARGE-2004 Projesi Tamer AYAR ARGE-2004 Projesi, Türk Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri’nin üretimine yönelik başlatılan ATAK Projesi kapsamında kullanılmak üzere Milli ve Özgün Görev Bilgisayarı ile birlikte özgün çevre birimlerin tasarlanmasını ve bu projeye yönelik bir model olarak seçilen AH-1S Cobra Helikopteri üzerine entegrasyonunu gerçekleştirmek amacı ile Kasım 2004 tarihinde başlatılmıştır. ARGE 2004 Projesi’ne başlamadan önce etkili bir risk yönetimi yapılarak ARGE 2001 Projesi kurgulanmıştır. Akabinde, ARGE 2001 projesinin başarılı bir biçimde tamamlanması sonucunda ARGE 2004 Projesi başlatılmıştır. Ancak Projenin başlatılabilmesi ve hayata geçirilmesi kolay olmamış bir takım zorluklarla karşılaşılmıştır. Zira ARGE 2004 Projesinin başlatılması kararı aslında çok büyük bir proje olan ATAK Projesinin mevcut modelimin iptalini ve yeni bir modelle ATAK Projesinin başlatılması sonucunu da doğurmuştur. Savunma sanayimize en kritik projelerin teslim edilebileceğini ve güveni gösteren, aynı zamanda büyük bir ana sistem projesi (ATAK) takvimine ve hedeflerine uyumlu, çıktıları ve sonucu doğrudan büyük bir ana sistem projesini etkileyecek olan ARGE 2004 Projesinin hayata geçirilmesi ve yürütülmesi pek çok sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Projenin yürütülmesinde, tüm gözlerin Proje üzerinde olması projenin yürütülmesinde çok stresli bir ortamı beraberinde getirmiştir. Tüm zorluklar, projenin normal proje yönetim süreçlerine ilave olarak tüm paydaşlarla iyi iletişim kurulması ve tüm süreçlerin yakından ve bire bir takibi ile aşılmış ve sonuçta mutlu sona ulaşılmıştır. ARGE 2004 Projesi; Müsteşarlığımızca başarıyla tamamlanmış olan en büyük Ar-Ge Projelerinden birisi olması, Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarını ortak bir anlayış, disiplin, birikim, yetenek ve kabiliyetleri nispetinde bir araya getirmiş olması ve birçok ana sistem projesi ve platforma alt yapı 53 atış testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir. oluşturması gibi içerisinde pek çok ilkleri taşımaktadır. ARGE 2004 Projesi, sanayimizin geldiği noktanın değerlendirilebilmesi ve Müsteşarlığımızın bu yeni dönemdeki Savunma Sistemlerinin tedarikinde uyguladığı/ uygulayacağı politikaların anlaşılabilmesi açısından önemli bir örnektir. Acil ihtiyaçlardan doğan hazır alımlar yerine Yerli Sanayimizin etkin bir biçimde içinde yer alacağı Ar-Ge’ ye dayalı programlar ve sanayimizde teknoloji odaklı ihtisaslaşmaları sağlayacak etkili proje yönetimi bu yeni dönem içinde Müsteşarlığımızın vizyonunu teşkil etmiş ve bu uygulamalardan biri de ARGE 2004 Projesi olmuştur. ARGE 2004 Projesinde, ATAK Projesi ihtiyaçlarını karşılayan bir Görev Bilgisayarı donanımı ve yazılımı özgün olarak geliştirilmiş, geliştirilen yazılım ve donanımların haberleşme, seyrüsefer, silah ve diğer tüm sistemlerle entegre bir şekilde başarılı bir şekilde aviyonik sistem entegrasyonu tamamlanmıştır. ARGE 2004 Projesi ile savunma sanayimizde kendine güven ve milli tasarım olguları geliştiği gibi ülkemizin savunma sanayinde dışa bağımlılığını azaltacak ve teknolojik üstünlük sağlayacak pek çok önemli adım atılmıştır. Proje kapsamında, Platformda yer alan Uçuş, Seyrüsefer, Güvenli Haberleşme, Silah, Elektronik Harp, Hedef Tespit ve Teşhis Sistemlerinin kontrolünü gerçekleştiren, hava aracında yer alan aviyonik sistemlerin arıza ve yedekleme yönetimini sağlayan, hava aracı platform bilgilerinin sayısal olarak izlenebilmesine imkan veren Milli ve Özgün Görev Bilgisayarı ile proje kapsamında tasarlanacak özgün birimlere ait yazılım ve donanım geliştirme faaliyetleri ASELSAN-TÜBİTAK MAM –TAI (ASMATA) Konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda 35 adet sistemin Görev Bilgisayarı üzerinden tek merkezden yönetimi sağlanmıştır. Aviyonik ve silah sistemlerinin AH-1S Cobra Helikopteri’ne entegrasyonu, yer testleri, uçuş testleri ve havadan-yere anti-tank füze ARGE-2004 Projesi kapsamında tüm sinai ve mülkiyet hakları Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na (SSM) ait olan Özgün Görev Bilgisayarının donanımı ve yazılımı tamamen milli olarak geliştirilmiştir. Bu görev bilgisayarı, hedef tespit, silah, elektronik-harp, seyrüsefer, taktik veri iletimi ve haberleşme sistemlerini tek merkezden kontrol ederek, görev ve uçuş yönetimini gerçekleştirmekte, görüntü sunumunu yönetmekte ve platform üzerindeki tüm bilgi alışverişini denetlemektedir. Geliştirilmiş olan Özgün Görev Bilgisayarı çevresinde oluşturulan aviyonik ve silah sistemleri mimarisi, tüm dünyada hedeflenen modernizasyon projelerinde oluşturulmaya çalışılan yapı ile benzer kriterler göz önüne bulundurularak tasarlanmıştır. Proje kapsamında kazanılan birikim ve geliştirilen yazılım ve donanım altyapısı ATAK Helikopteri projesine aktarılmış olup, ATAK projesinin bitiminde, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine, mevcutlar arasında en ileri aviyonik, silah sistemleri ve görev yapma kabiliyetine sahip bir helikopter kazandırılacaktır. ATAK Projesi ile birlikte tüm yazılım ve donanımı ile aviyonik ve silah sistemlerine tam hakim olduğumuz ilk hava platformuna sahip olunacaktır. Ar-Ge kültürü ve ortak çalışma kültürünün daha tam manasıyla oluşmadığı bir dönemde teknik ve idari olarak çok zor bir mühendislik çalışması olan ARGE 2004 Projesinde kısa sayılabilecek bir takvim içerisinde olumsuz koşullar ve riskler de fırsata çevrilmiş ve beraberinde başarıya ulaşılmıştır. Şekil 1 – AH-1S Atış testleri uçuşunda Tamer AYAR 1971 Kırklareli doğumlu olan Tamer AYAR, Endüstri Mühendisliğinde Lisans ve Yüksek Lisans ve Doktora eğitimine devam etmiş ve 2000 yılına kadar Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünde Araştırma görevlisi olarak görev yapmıştır. 2000 yılından bu yana Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda çalışmaktadır. Halen Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Proje Müdürü olarak görev yapmakta olan Tamer AYAR evli ve 2 çocuk sahibidir. Pek çok ulusal ve uluslarası dergi ve yayında çok sayıda yayınlanmış makalesi mevut olan Ayar İngilizce bilmektedir. Projelerimizden Başarı Hikayeleri Hürkuş Eğitim Uçağı Projesi Osman SOYLU SSM Gündemi Dergimizin Mayıs 2007 tarihli 1950’lerde ABD yardımlarıyla bu çabalar olan ilk sayısında “Türk Havacılık Sanayiinde sona ermiştir. İkinci Perde” başlığıyla Hürkuş projesini ve ekiplerimizi tanıtmış ve projemizin henüz başladığı o dönemde hedeflerimizi belirtme imkanı elde etmiştik. Aradan geçen 3 yıldan sonra 25. Yıl Özel Sayımızda ise tüm bu süreç boyunca özveriyle çalışan ekiplerimizden, projenin başından beri yaşanan çeşitli zorluklardan ve elde edilen başarılardan bahsetmek istiyoruz. Daha önce heyecan ile yaptığımız işbaşının bizi bu iddialı hedefte nereye getirdiğini anlatmayı hedefliyoruz. 1974 Kıbrıs Barış Harekatını takiben TUSAŞ ve ASELSAN’ın kurulmasının ardından TAI ve TEI ile birlikte ulusal havacılık sanayiinin temelleri yeniden atılmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde birçok ortak üretim projesini başarı ile geride bırakan ve özgün yurtiçi çözümlerle birlikte özellikle modernizasyon ve sistem entegrasyonunda kendini ispat etmeye çalışan bir Türk Havacılık Sanayii karşımıza çıkmaktaydı. Bizi 2006 yılında Hürkuş projesinin imzalan- Projenin Tarihçesi masına götüren süreçte yaşanan bazı Birinci sayıda da bahsetmiştik ancak yine de olaylardan da burada bahsetmek uygun kısaca bahsetmek gerekir ki Türkiye’de olacaktır. 2004–2005 tarihleri bugün tesli- ulusal havacılık sanayiinin çıkışı Türkiye matları başlamış olan Temel Eğitim Uçağı Cumhuriyeti’nin başlangıcı ile aynı (TEU) Projesinin acil ihtiyaç olarak Hava zamanlara denk gelmektedir. Yıl henüz 1925 Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından tanım- iken Türkiye’de özgün uçak tasarım ve landığı dönemdir. üretimine başlanmıştır ancak bilindiği gibi 55 Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın görev ve süreçte Genelkurmay Başkanlığımızın sorumlukları gereğince, Silahlı Kuvvetle- destek ve katkılarının da bu kararın rimizin ihtiyaçlarını zamanında karşılarken altyapısının hazırlanmasında çok önemli Ön Tanımlama Evresi yurt içi imkan ve kabiliyetleri de olabildiğince olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Böylece Kavramsal Tasarım Evresi Temmuz - Kasım 2006 geniş bir çerçevede kullanmak durumun- alınan karar ile kullanıcısı tanımlanmamış bir Ön Tasarım Evresi Kasım 2006 - Temmuz 2007 şekilde “Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Detay Tasarım Evresi Temmuz 2007 - Mart 2009 kullanıcı ise ihtiyacının olabildiğince kısa Uçağı Geliştirme” Projemiz başlamış ve 15 Mart 2009 - 2012 sürelerde karşılanmasını talep etmektedir. Üretim ve Teste Hazırlık Evresi Mart 2006 tarihinde SSM tarafından Eğitim uçağı projesinde de SSM, ihtiyacı imzalanan ilk “maliyet artı teşvik” tipi karşılamak üzere TUSAŞ ana yüklenici- sözleşme ile uçak geliştirme takvimi liğinde özgün bir uçak geliştirilmesini başlamıştır. dayız. Özgün çözümler uzun zaman isterken, Projenin Evreleri ve Yaşanan Sıkıntılar Mart - Temmuz 2006 Test ve Ürün Değerlendirme Evresi Bilindiği gibi hava aracı geliştirilmesi ve HÜRKUŞ Geliştirme Projesi hedefleri kullanıcıya teslime hazır hale gelmesi, raftaki Hürkuş Projesi ile özgün bir Başlangıç ve bir ürün için bile 2-3 yıllık süreleri Temel Eğitim Uçağının tasarlanması, kapsamaktadır. Bu durumda sanayimizin, geliştirilmesi, test ve doğrulamasının Projenin ilk sekiz aylık Kavramsal Tasarım Fazını kapsayan sözleşme, Türk Havacılık Tarihi’nin en önemli adımlarından biri olarak 15 Mart 2006 tarihinde TUSAŞ ile SSM arasında imzalanarak yürürlüğe girmiştir. TUSAŞ’ı bu noktaya getiren süreçte A400M Projesinin ve onun getirdiği tasarım ve geliştirme altyapısının rolü çok büyüktür. A400M gibi dünya standardında ve sivil sertifikasyona tabi bir uçak tasarımında görev almak, TUSAŞ tasarım alt yapısına çağ atlatan bir unsur olmuş ve milli bir ürün tasarlama projesi için gerekli ortamı yaratmıştır. ihtiyacı çok önceden görerek talep henüz yapılması, prototip üretiminin ve EASA CS 10 Nisan 2006 tarihinde SSM’nin katılımıyla, kendisine ulaşmadan hazırlıklara başlaması 23’e göre sivil sertifikasyonunun gerçekleş- Proje Başlangıç Toplantısı gerçekleştirilmiş gerekmektedir. İşte bu noktada Müsteşar- tirilmesi ve Teknik Veri Paketinin oluşturul- ve proje ekibi oluşturulmuştur. 25 Mayıs 2006 lığımızın kullanıcı ile olan yakın işbirliğinin ması hedeflenmiştir. tarihinde, SSM Proje Kontrol Ofisi açılışı Bu hedeflere ilave olarak orta vadede “jet gerçekleştirilmiştir. Projenin ilk dört ayı motorlu eğitim uçağı” nın yurtiçi tasarımına sonunda, Ön Tanımlama Aşaması Değerlen- yönelik yetenek ve bilgi birikiminin sağlan- dirmesi Toplantısı 17-18 Temmuz 2006 ması amaçlanmıştır. Ancak bugün Hürkuş tarihlerinde SSM ve TUSAŞ’ın katılımıyla projesi sayesinde geldiğimiz noktada o gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz 2007 dönem uzun vade hedefi olarak aklımızdan tarihinde Ön Tasarım Değerlendirme geçen ancak telaffuz edemediğimiz “muharip Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu aşamadan jet” uçağının yurtiçi tasarımının yapılması ve itibaren girilen “Detay Tasarım” evresinde 2020’li yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaca yönelik karşılaşılan sorun aslında projenin başından çalışmaların planlanması imkanı elde beri yaşanmakta olan en önemli sorunu- edilmiştir. 15 Aralık 2010 tarihli İcra Komitesi muzdu, A400M projesinin yetiştirmiş olduğu ile bu iki hedef için de kavramsal tasarım tüm iş gücü mevcut projelerde istihdam önermiş ve buna ilişkin ön çalışmaları TUSAŞ’a yaptırmıştı. Ancak bu teklif Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, ömrünü dolduran T-37’lerin envanterden acilen çıkarılması gereği ve özgün geliştirmeye dayalı bir çözümün gecikmeye yol açacağı 2006 yılında projemizin ismi ile ilgili bir anket çalışması yürütülerek bazı adaylar belirlenmiş, ilk 5 sırada çıkan isimler olan “Hezarfen, Göktürk, Anka, Atmaca ve Hürkuş” isimlerinden Hürkuş ismi Vecihi HÜRKUŞ anısına projemize verilmiştir. endişesiyle kabul görmemişti. sonucu olarak ihtiyaçları önceden, zamanında, tespit ederek sanayinin hazırlanmasına imkan tanıması gibi sorumluluğu da ortaya çıkmaktadır. İşte HÜRKUŞ projesinde Müsteşarlığımızın bu zor rolü test edilmiştir. Kullanıcının eğitim uçağı ihtiyacı önceden görülerek TAI’nin bu konudaki çalışmaları desteklenmiştir. Ancak kullanıcı ihtiyacının “acil” olarak belirtilmesi nedeniyle bu hazırlıkların da yeterli olmadığı görülmüş, bir ara formül ile bir taraftan hazır uçaklar alınırken diğer taraftan da takvim baskısı olmadan kullanıcı ihtiyaçlarının tam olarak karşılanacağı bir uçak geliştirme sürecine adım atılmıştır. Ancak şunu belirtmemiz gerekir ki bu süreç, SSM ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın da yer aldığı ve TUSAŞ’ın sahip olduğu tasarım-geliştirme kabiliyetlerinin şiddetle sorgulandığı birçok tartışmalı toplantının da yaşandığı bir dönem olmuştur. Sonunda, Sayın Milli Savunma Bakanımız Vecdi GÖNÜL’ün SSİK toplantısındaki özel gayretleriyle, 19 Ocak 2005 tarihinde TEU hazır alım projesi için alınan karar ile birlikte HÜRKUŞ Projesi’nin – o zamanki adı Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Geliştirme Projesi – başlatılması için karar alınmıştır. Bu çalışmalarına başlama kararı alınmıştır. ediliyordu ve Hürkuş Projesine tecrübeli insan kaynağı aktarımında ihtiyacın oldukça Ayrıca bugün gururla belirtmek isteriz ki, Projenin başlangıcında yukarıda saydığımız gerekçelerle projeyi Kullanıcı olarak desteklemek konusunda çekingen olan Hava Kuvvetleri Komutanlığımız, daha önce protkol kapsamında vermekte olduğu desteğin kapsamını genişleterek Nisan 2010’da bizzat Hava Kuvvetleri Komutanımıza yapılan sunumu müteakip beklediğimiz seviyede desteği bizlere vermeye başlamıştır. Bu çerçevede Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın Kullanıcı olarak proje kapsamına resmen dahil olacağı sözleşme değişikliği yakın zamanda yürürlüğe girecektir. altındaydı. Bu sorunun esas sebepleri olarak projenin Kullanıcı tarafından ihtiyaca yönelik olarak takip edilmemesi ve TUSAŞ yönetiminin bu kapsamda daha acil olarak değerlendirdiği sabit fiyatlı ve sıkışık takvimli projeleri önceliklendirmesi karşımıza çıkmaktaydı. Tüm bu hususlara ilave olarak yabancı alt sistem sağlayıcısı firmaların devamında kesin siparişi olmayan sadece 2 prototipi içeren bir projeye ciddi olarak yaklaşmamaları sorunu tüm süreçte önemli gecikmelere sebep oldu. Tanımlanan bu risk faktörleri SSM’nin ve Projelerimizden Başarı Hikayeleri testler gerçekleştirilmiştir. Testler sonucunda HÜRKUŞ dış geometrisi ve tasarım esnasında kullanılan analiz araçları başarılı bir şekilde doğr ulanmış ve detay analizler için veritabanları oluşturulmuştur. TUSAŞ proje ekibinin gayretlerine rağmen ilk Tasarım Değerlendirme Toplantısına (CDR) evrelerde takvim ve maliyet olarak katılım sağladığını özellikle vurgulamamız gerçekleşmemiş ancak detay tasarım fazına gerekir. gelindiğinde ve özellikle Kritik Tasarım Değerlendirmesi (CDR) sürecinde takvimde gecikme ile sonuçlanmıştır. Ancak tecrübeli insan kaynağının projeye tahsis edilememesinin farklı sonuçları da olmuştur, projenin özelliği itibariyle çok özel bir yeri olmasından dolayı, sayıları ve tecrübeleri az da olsa tüm çalışanların heyecanı, özverisi ve gayreti büyük seviyedeydi. Ekibimizin ilk işi rakip Yaşanan gecikmede vurgulanması gereken önemli bir husus da proje hedeflerinden biri olan EASA tip sertifikasına sahip bir ürün ortaya koyma hedefinin aynı zamanda alt yapı geliştirmek ile ve takvimsel hedefleri gerçekleştirmek hedefleri ile zaman zaman çelişmesidir. Ancak tüm hedefler göz önüne alınarak çalışmalar mevcut kaynaklarla mümkün olan en etkin şekilde yürütülmüştür. uçakları daha da iyi tanımaya çalışmak oldu. Gecikmiş bir beklentiyi karşılarken hiçbir zaman hedef küçültmeden, hep en iyi ürünü ve en kaliteli tasarımı ortaya çıkarmaya odaklanıldı. Bunun yanı sıra ilerideki tasarım projelerimize alt yapı oluşturması için iş gücü yetiştirildi. Bu genç ekip TUSAŞ’a Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi EASA’dan Tasarım Organizasyon onayı almak için her yaptığı çalışmayı; toplantı tutanakları, kazanç-kayıp analizleri, tasarım veri akışları, analiz Rüzgar Tüneli Testleri : Hürkuş Projesine ait rüzgar tüneli testleri iki aşama olarak MayısHaziran ve Temmuz Ağustos 2008 döneminde RUAG İsviçre’de gerçekleştirilmiştir. Bu testler ile geometri doğrulama, geniş hacimde aerodinamik veritabanı oluşturma, analiz araçlarını doğrulama ve yük analizleri için veritabanı oluşturmak amaçlanmıştır. 1/3.5 ölçekli model ile motor açık ve kapalı durumlarda, değişik konfigürasyonlarda Özellikle Kritik Tasarım Fazı’nın tamamlanması ile birlikte, TUSAŞ içinde tasarım grupları dışındaki bölümler de HÜRKUŞ’a katılmışlardır. Ayrıca Yurt içinde yer alan 19 farklı yardımcı sanayi firmamız da parça üretimi konusunda destek olarak Hürkuş Projesinde pay sahibi olmaktadır. İlk parça kesimi, ilk takım üretimi, ilk montajın her biri ayrı bir heyecanda ancak her seviyede destek alarak geçmiştir. Bugün geldiğimiz noktada, yapısal tasarım çalışmaları, sistem tasarım ve tedarik faaliyetleri büyük ölçüde tamamlanmış, uçağa ait binlerce parçanın üretimi tamamlanmış ve montaj faaliyetlerine geçilmiş durumdadır. Bugün itibariyle gelinen noktada, HÜRKUŞ Projesi sayesinde, uçak tasarımına hakim yaklaşık 150 mühendis yetişmiş, sınıfında üstün bir uçak ortaya konmuş, bu tasarımı ve nasıl ortaya konduğunu tarifleyen yüzlerce tasarım, analiz ve test dokümanı, binlerce teknik resim ve CATIA modeli yaratılmıştır. Ayrıca SSM tarafından ilk kez uygulanan “maliyet artı teşvik” tipi sözleşme ile bugüne kadar planlanan kaynağın yarısından fazlası ödenmiş ve TUSAŞ muhasebe sistemi ile uyumlu olarak belirlenen dokümantasyon ve raporlama süreci ile önemli bir uygulama raporları, sistem tanımlama dokümanları, sistem arayüz dokümanları, sistem yerleşim dokümanları gibi dokümante etti, prosedürleri uygulayıp geliştirdi. Müteakiben 31 Mart 2009 tarihinde, planlanandan yaklaşık 12 aylık bir gecikme ile Kritik Tasarım Değerlendirme Toplantısı başarı ile gerçekleştirilmiştir. Burada, Hürkuş Projesinin başlangıcından bu yana gördüğü desteği vurgulamak için Milli Savunma Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL’ün Kritik Akım Yönü Akım Yönü 57 tecrübesi elde edilmiştir. önemli miktarda tasarım çabası sarf edilmiştir. Hürkuş Rüzgar Tüneli Testleri Yaklaşık 150 tasarım mühendisinin çalıştığı firmalar tarafından çok az bulunması olmuştur. Yönetimlerini ikna edebilmek için diğer ülkelerin 100’lü sayıları bulan üretim hedefine benzer sayıların telaffuz edilmesini isteyen taleplerle karşılaşılmıştır. Ancak SSM’nin de devreye girmesi ile sorunlar zamanla aşılmış ve sistemler belirlenmiştir. Sertifikasyon Süreci Maksimum Kalkış Ağırlığı : 3000 kg Yük Limitleri : +7g / 3,5g (Temiz Konf) Servis Tavanı : 30.000 ft Maksimum Seyir Hızı : 270 knot (Deniz Seviyesinde) +2,5g / 0g (Flap ve L/G açık Konf.) Şubat 2007 yılında başlayan Tasarım Organizasyonu Onayı sürecinde TUSAŞ EASA ile ana yüklenici firma olarak ilk kez tanışmış ve Türk Havacılığı için büyük bir deneyimin ilk adımını atmıştır. 3 yıl içerisinde EASA tarafından gerçekleştirilen 2 büyük denetimin sonuçları, henüz başlangıç aşamasındaki tasarım sisteminin oluşturulmasında ve işletilmesinde doğru yolda ilerlendiğini göstermiştir. 5 ana fazdan oluşan Tasarım Organizasyonu Onayı sürecinde, 4. Fazın 2011 sonu ile tamamlanması planlanmıştır. Ülkemiz için bir ilk olacak Tasarım Organizasyonu Onayı Belgesinin ise 2012 yılında alınması hedeflenmektedir. 0 - 15.000 ft Tırmanma Zamanı : 5 dakika İlk bakışta sınıfındaki uçaklara benzediği düşünülen HÜRKUŞ uçağının farklılıkları bazı tasarım detaylarında gizlidir, bunlardan biri olan kanat profili TUSAŞ mühendisleri tarafından optimize edilmiş ve ATA (Advanced TAI Airfoil) olarak adlandırılmıştır. HÜRKUŞ tasarımı sırasında özveri ile bizleri destekleyen Hava Kuvvetlerimizin pilotlarıyla yapılan çalışmalar, uçak-pilot ara yüzünün kullanıcı beklentileri çerçevesinde oluşturulmasında çok önemli katkı sağlamıştır. Uçuş ve sistem emniyeti çalışmalarında 19 sistemin 300 fonksiyonu için 1500’den fazla hata senaryosu çalışılmış, bunlara yönelik tedbirler tasarıma yansıtılmıştır. Bu anlamda, EASA uzmanları ile birlikte çalışılmakta olup, uçağın performansı kadar emniyeti için de bu boyutta bir projede Sistem Mühendisliği araçları da etkin olarak kullanılmıştır. Sözleşme kapsamındaki 221 gereksinim, tasarımı şekillendirmek ve doğrulamak amacıyla 1672’si sertifikasyon gereksinimi olmak üzere, toplam 20,960 gereksinime kırılmıştır. Bunlardan türetilen alt sözleşme teknik şartnameleri sayesinde, alt sözleşmeci firmalardan sağlanan sistemlerin uçağın bütünüyle uyumu sağlanmıştır. HÜRKUŞ Teknik Özellikleri Tüm uçak disiplinlerine ait 1672 uçuşa elverişlilik gereksinimine uyumun EASA’ya gösterilmesi süreci olan Tip Sertifikasyonu ise Aralık 2008’de yapılan başvuru ile resmiyet kazanmıştır. EASA’nın atadığı sertifikasyon uzmanları ile Haziran 2009 tarihinden bu yana 18 toplantı gerçekleştirilmiştir. Alt Sözleşme Süreci Tasarım Sürecine Kullanıcı Katılımı HÜRKUŞ üzerinde bulunan yaklaşık 32 sistem için, sözleşme gereksinimlerinden yola çıkılarak ana sistem mimarilerinin belirlenmesinin ardından sistemler için alt sözleşme sürecine girilmiştir. Bu dönem TUSAŞ’ta HÜRKUŞ sistemleri çalışanlarının yaşadığı en yoğun toplantı dönemini beraberinde getirmiştir. Bu uzun ve yorucu sürecin sonunda HÜRKUŞ için birbiri ile ve uçakla uyumlu, istenen performansı verebilecek en maliyet etkin ve performansı yüksek sistemler belirlenmiştir. Hürkuş-A Kokpit HÜRKUŞ Projesi kapsamında şimdiye kadar yapılan EASA denetimleri ve toplantılarının hepsi son derece başarılı olmuş ve denetim raporlarında tüm çalışanlara gurur veren övgü ifadeleri yer almıştır. 14 uçak ve 18 pilot sisteminin temininde TUSAŞ’ın karşılaştığı en büyük sorun seri üretim kapsamında belirtilen uçak sayısının Hava Kuvvetleri Komutanlığı, SSM, Hv.K.K.lığı ve TUSAŞ arasında imzalanmış olan Protokol ile Proje boyunca TUSAŞ’ın tasarım, idame işletme ve diğer teknik konularda ihtiyaç duyduğu desteği sağlamıştır. Yapılacak sözleşme değişikliği düzenlemesi ile Hv.K.K.lığı, SSM ile birlikte TUSAŞ tesislerinde projenin her faaliyetine dahil olmak ve gelişimi takip edip katkıda bulunmak için mevcut SSM Ofisinde daimi temsilci görevlendirecektir. Bu adım ile birlikte “Kullanıcı ve Yüklenici’nin ürün geliştirme safhasından başlayarak doğru ürünü doğru şekilde beraber tanımlaması” hedefi doğrultusunda önemli bir mesafe Projelerimizden Başarı Hikayeleri katedilmiş olacaktır. Yakın zamanda envantere girmiş olan benzer platform ve alt sistemler için hem tasarım hem de bakım yönünden edinilen engin tecrübe, HÜRKUŞ’un daha mükemmel hale gelebilmesi için kesintisiz bir şekilde tasarımcıya aktarılmaktadır. Sistem mühendisliği sürecindeki bu önemli bir iyileştirmeyle birlikte, HÜRKUŞ’un karşılaştırılması muhtemel diğer muadillerinin özelliklerini kendinde toplayan ve onlardan daha üstün özelliklere sahip olacağını düşünmekte ve bunun da gelecekte ülkemiz adına çok farklı ilkleri yaşatacağına inanmaktayız. geliştirme hedefimize ulaştıracak olan Hürkuş-B versiyonu bunu izleyecek ve temellerini bu yıl attığımız özgün “Jet Eğitim Uçağı” ile “Muharip Uçak” geliştirme projeleri yine bu adımları izleyecektir. SSM Proje Ekibi Osman SOYLU Proje Md. Safa ATALAY Uzman Bedriye CİCİOĞLU Uzman Hüseyin AVŞAR Uzman Bizlere bu planlamaları yapmak konusunda A.Tolga SAYIN Uzman özgüven veren Hürkuş Projesinde, problem- Özlem GÜNER Uzman lere hep birlikte çözüm oluşturarak başarılı Halil İbrahim ÖZTÜRK Uzman Yrd. bir ekip çalışması ve proje yönetimi ortaya Sancak Emre GÜÇLÜ Uzman Yrd koyduğumuza inanıyoruz. Gelecek nesillere Esra ÜNSAL Proje Asistanı iyi bir miras bırakmak, Türk Havacılık Ersan TANER PKO sanayinde geri dönülemez bir noktaya ulaşmak amacıyla çalışmalarımıza azim ve heyecanla devam ediyor uz. Projenin başlangıcından bu zamana kadar özveri ve Sonuç ve Değerlendirme Bugün hem tedarik makamı SSM hem de ana yüklenici TUSAŞ olarak ifade etmemiz gerekir ki başlangıcında öngörülen takvimin yakalanamaması hususunda yaşanan problemlerin her biri tecrübe olarak bilgi haznemize eklendi, alınan dersleri not ettik. heyecanla çalışan ve aynı azimle projeyi başarıyla sonuçlandıracaklarına inandığımız emeği geçen tüm SSM Proje Grubu, Kalite Test ve Sertifikasyon Dairesi çalışanlarına, Hava Kuvvetleri personeline ve TUSAŞ ekibine şükranlarımızı sunuyoruz. Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın da projeye Müsteşarlığımızın 30. yılındaki yayını için çok önemli destek sağlamaya başladığı bu sözümüz Türk Hava Kuvvetleri Komutan- aşamada öncelikli hedefimiz 2012 yılında lığımız başta olmak üzere diğer ülke hava Hürkuş-A Prototipini başarıyla uçurmak ve kuvvetleri için üretilmiş ve üretilmekte olan test etmektir. Havacılık stratejimizin önemli Hürkuş versiyonlarının başarı hikayelerini bir ayağı olan ve bizi uçuş kontrol bilgisayarı anlatmak olacaktır. SSM- TUSAŞ Proje Ekibi Osman SOYLU 1995 yılı Ankara Gazi Anadolu Lisesi, 1999 yılı Ankara Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aynı yıl SSM’de Sözleşmeli Personel olarak göreve başlamıştır. 2003 yılında Gazi Endüstri Mühendisliği bölümünden yüksek lisans derecesi almıştır. SSM’de sırası ile 2. Ekonomik işler Dairesinde, Sözleşmeler ve Maliyet Analizi Şubesinde çalıştıktan sonra halihazırda Hava Araçları Dairesinde Uçak Projeleri Müdürü olarak görev yapmaktadır, İngilizce bilmektedir. 59 Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma Sistem Tedariği Projesi Zeynep ERTÜRK, M. Sami ULUKAVAK, Ayşin SEZGİN, Serim Seda ÇARHOĞLU, Resim 1: Sistemlerin Arazi Testlerinden Bir Alıntı Ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu gereği yıllar boyu iç ve dış tehditlere maruz kalmıştır. Özellikle Ortadoğu – Orta Asya – Kafkasya ve Balkanlar ekseninde şekillenen nüfuz ve çıkar mücadeleleri doğrultusunda tehdit algılamalarında asimetrik unsurlar ön plana çıkmış ve El Yapımı Patlayıcılar (EYP) ülkemizde en önemli asimetrik tehdit konusu olmuştur. EYP’ler düşük maliyete sahip olmaları ve düşük risk unsuru taşımaları, kolay temin edilebilen bileşenlerden oluşmaları, basit olarak hazırlanabilmeleri, teknolojinin etkin ve hızla kullanımına açık olmaları ve medya etkisinden dolayı günümüz asimetrik savaşı içerisinde geniş bir kullanım alanı bulmaktadır. EYP’lerin kullanımının kamuoyunda olumsuz psikolojik etki yaratması ve yüksek tahrip gücü dikkate alındığında, EYP ile mücadelenin önemi artmakta ve bu alanda teknoloji kullanımı etkin bir yöntem olarak belirmektedir. Bu kapsamda, EYP’lerle mücadelede zaman önemli bir etken olup, tehdidin en kısa sürede bertaraf edilmesi, değişen tehdit ve teknolojilere göre karşı tedbir yöntemlerinin iyileştirilebilmesi konunun milli imkanlarla ele alınmasını gerektirmektedir. EYP ile mücadele alanında yürütülen faaliyetler içerisinde Müsteşarlığımız da önemli bir yer almakta ve yerli savunma sanayiimizin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak yürüttüğü projelerle mücadeleye destek sağlamaktadır. Bu kapsamda, Müsteşarlığımız tarafından 2004 yılında konvoy koruma amaçlı Projelerimizden Başarı Hikayeleri araç tipi Radyo Frekans Köreltme/ Karıştırma Sistem Tedariği Projesi çalışmalarına başlanarak EYP tehditlerine, karşı tedbir oluşturmak amacıyla yoğun bir çalışma ile öncelikle “EYP ile Mücadele” konsepti ortaya konulmuş ve müteakiben yerli ve yabancı çeşitli firmaların sistemleri incelenerek, test edilmiştir. Ancak, “çok gizli” statüdeki tehdit bilgilerimizin yabancı kuruluşlarla paylaşılmamasının önem arz etmesi sebebiyle Proje kapsamında Elektronik Harp alanında 25 yılı aşkın deneyimi ve yüksek bilgi birikimi ile ASELSAN A.Ş. firması görevlendirilmiştir. Böylelikle EYP ’lerle mücadelede Türkiye’de tasarım, geliştirme, üretim, bakım ve idame altyapısı oluşturulması için ilk adım atılmıştır. Proje ekibimizin katılımı ve desteği ile ASELSAN A.Ş., konsept gösterimi amacıyla 5-6 ay gibi çok kısa bir süre zarfında konvoy korumaya yönelik ilk prototip olan MİLKAR-5A Kavramsal Gösterim Sistemi’ni ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte, TSK, Proje ekibimiz ve ASELSAN A.Ş. temsilcileri manevi duygularla, yüksek azimde çalışmış ve birbirine oldukça yakın konuşlandırılmış olan fazla sayıda antenin, eş zamanlı olarak, yüksek seviyede sürekli güç basmasına dayanan bu yeni sistemi, olası risklerine karşın çok kısa bir sürede geliştirmeyi başarmıştır. yaptığımız testlere bağlamıştır. Muhtara su kesintisi ile ilgili neden böyle düşündüğü sorulur. Sonradan anladık ki su dağıtım şebekesi cep telefonu haberleşmesi ile sağlanmaktaymış ve gerçekten biz testlere başladığımızda su şebekesi sinyal alamadığından dağıtım pompası kapanmaktaymış. Hiçbirimizin aklına köyün su dağıtım şebekesinin bu kadar teknolojik olacağı gelmemişti. Resim 2: Sistemlerden Bir Örnek Sonuçları başarılı çıkan ve “Milli Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma Sistemleri”nin öncüsü olan MİLKAR-5A Sistemi birlik denemelerinin gerçekleştirilmesi amacıyla Temmuz 2005 ayında TSK’ya teslim edilmiştir. Birlik denemeleri so- nucunda edinilen tecrübelerle ihtiyacın acil ve orta-uzun vadeli olmak üzere ikiye ayrılmasıyla çalışmalar farklı bir boyut kazanmıştır. İlk etapta, acil ihtiyacın karşılanmasına ilişkin teknik istekler belirlenmiş ve ülkemizin bu alandaki teknolojik altyapısı göz önünde bulundurularak, daha kısa sürede geliştirilme imkânı olan ve ihtiyacı karşılayabilen aktif karıştırma yönteminin kullanıldığı sistemlerin tedariğine yönelik ASELSAN A.Ş. ile zorlu müzakareler sonucunda Ekim 2006 ayında sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme kapsamında yürütülen faaliyetler esnasında, ihtiyacın acil olması, ülkemizde sinyal karıştırıcı teknolojilerinin yeni gelişmekte olması ve bu konuda tecrübeli insan kaynağnın kısıtlı olması sebebiyle çeşitli zorluklar yaşanmıştır. Ancak, proje yönetimi açısından edinilen tecrübeler kullanılmış ve “Hızlı Prototipleme ve Seri Üretim” mantığı ile TSK, Proje ekibimiz ve ASELSAN A.Ş. tarafından tehdit analizi üzerine çalışmalar yürütülerek, arazide hareket kabiliyeti daha yüksek olan MİLKAR-5A2 Sistemi geliştirilmiştir. Ülke güvenliği açısından projenin kritik öneme sahip olması, ihtiyacın aciliyeti bu çalışmalarda Proje ekibimiz üzerinde motive edici unsurlar olmuş ve tüm paydaşların aktif katılımıyla Bir Hatıra: Sistemlerin arazi testlerinden birinde test ekibi olarak test düzeneklerini kurmuş ve testlerimize başlamıştık. Testlere devam ederken uzaktan birinin bize doğru yaklaştığını gördük. Gelen kişi testleri yaptığımız arazinin bitişiğinde bulunan köyün muhtarıymış. Selam verdi ve anlatmaya başladı: -Efendim siz testlere başladınız bizim sularımız kesildi. -Muhtar Bey bizim testlerin sularınız kesilmesiyle bir alakası olamaz ki! Proje ekibimiz suların kesilmesiyle testlerin bir alakasının olmadığına muhtarı zor ikna etti. Ancak ikinci gün yine aynı olay yaşanır. Muhtar sularının kesilmesini Resim 3: Sistemlerin Entegrasyon Faaliyetlerinden Bir Alıntı 61 MİLKAR-5A MİLKAR-5A2 MİLKAR-5A4 MİLKAR-5A3 sürede kullanabilmesi sağlanmış, hem de sürekli yenilenen ürünlerle, güncellenen tehdide karşı her an ayakta durulabilme başarısı elde edilmiştir. Bu sistemler kullanılarak gerçekleştirilen faaliyetlerde, 4 200 5 200 7 200 8 200 0 201 1 201 tespit edilen EYP’lerin etkisiz hale getirilmesi, konvoyların güvenle görev- Araç Tipi RFEYP Karıştırma/Köreltme Sistemleri lerini yürütmeleri ve bölgelerden gelen olumlu haberler Proje kapsamında elde çalışmalar çok kısa bir süre içerisinde azami gayret gösterilerek tamamlanmıştır. Aktif karıştırma yöntemi kullanılarak geliştirilen prototip MİLKAR-5A2 Sistemi Mayıs 2007 ayında K.K.K.lığı kullanımına verilmiştir. daha yüksek olan sistemlerin tasarlanıp Diğer taraftan, orta-uzun vadeli ihtiyaçların karşılanmasına yönelik Mart 2007 ayında ASELSAN A.Ş. ile ayrı bir sözleşme imzalanmış ve “Reaktif Karıştırma” yönteminin kullanıldığı MİLKAR-5A3 Sistemi’nin geliştirilmesi çalışmalarına başlanarak, karıştırma teknikleri açısından son derece kritik bir teknolojinin ülkemize kazandırılmasına yönelik önemli bir adım atılmıştır. mevcut sistemlerde iyileştirme yapılma- Bu teknolojinin kullanımı ile, aktif kabiliyetleri incelenmiş, birçok defalar karıştırma sistemlerine göre kıyaslan- ürüne yönelik gösterimler gerçekleş- mayacak kadar yüksek etkinlik mesa- tirilmiştir. Bu çalışmalarda Proje ekibimizi felerine sahip, yaklaşık 1000 kat daha en çok zorlayan gösterimlerin açık verimli sistemler geliştirilebilmesi müm- arazide, korunaklı bölge olmaksızın, kış kün olmuş, yakın gelecekte çok daha aylarının zorlu hava koşullarında uzun küçük ve etkin karıştırma sistemleri sürelerle gerçekleştirilmesi olmuştur. Bu, Proje ekibimiz tarafından TSK ve geliştirilebilmesine olanak sağlanmıştır. hem gösterimlerden doğru sonuçlar elde ASELSAN A.Ş. ile işbirliği içinde yürütülen Yakındaki tehditlerin “Reaktif Karıştırma” edilmesi hem de çalışmaların sürekliği Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma uygulaması ile uzaktaki tehditlerin ise açısından ekibimizi zorlamış ancak, Sistem Tedariği Projesi; arka plan gürültüsü kullanılarak “Aktif faaliyetler özverili çalışma ve uzman Karıştırma” uygulaması ile bertaraf personelin çabaları ile başarıyla edilmesini sağlayan yapısıyla açık tamamlanmıştır. Bu çerçevede, yurtiçi literatürde bir ilk olan MİLKAR-5A3 kabiliyet ve gösterim sonuçları uygun Sistemi yoğun tasarım/geliştirme değerlendirilen firmalara ihtiyacın çalışmaları neticesinde Temmuz 2010 karşılanmasına yönelik sistem geliştirme ayında kabul faaliyetlerinin başarıyla görevi verilmiştir. Hali hazırda tim, yaya ve tamamlanmasının ardından TSK envan- sabit tesis korunmasına yönelik sistem hususları dikkate alındığında örnek bir terine alınmıştır. tedariği faaliyetleri devam etmektedir. proje olarak değerlendirilmekte olup, Proje kapsamında geliştirilen sistemlerin EYP ile mücadele kapsamında, ihtiyaç kullanımı sırasında elde edilen tecrübeler, duyulan sistemler böylesine yoğun bir yeni tehditlerin incelenmesi, değişen süreçte ve bu denli kısa sürelerde tehditlere ve ihtiyaca göre sistemlerin tasarlanmış, geliştirilmiş, teslim edilmiş ve güncel olarak ayakta tutulması ; etkin bir şekilde kullanımına geçilmiştir. tasarlanan sistemlerin iyileştirilmesi ve Ürün odaklı çalışma yaklaşımı ile birçok geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkar- sorun kısa sürede giderilmiş; her ürün bir mıştır. Bunun sonucu olarak, frekans öncekinden daha üstün olarak geliş- bandı daha geniş ve etkinlik mesafesi tirilerek, hem TSK’nın bu ürünleri en kısa geliştirilmesi çalışmalarının devamı edilen başarının önemli bir göstergesidir. sağlanmıştır. TSK kullanımına verilen Gelinen aşama değerlendiğinde, bu MİLKAR-5A4 Sistemi bunun bir örneğini alanda ülkemizde teknolojik altyapı teşkil etmektedir. kurularak, iç güvenlik açısından kritik Bununla birlikte, değişen tehdit sadece sını değil farklı kullanım konseptine sahip yeni sistemlerin de geliştirilmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bunun sonucunda, teknolojilerin milli olarak üretilebilmesi sağlanmış olup, aynı zamanda savunma sanayiimize ihracat potansiyeli kazandırılarak ülke ekonomisine katkı sağlanabilecek seviyeye ulaşılmıştır. konvoy korumaya ilave olarak tim, yaya ve sabit tesis korunmasına yönelik sistem ihtiyacı hasıl olmuş ve konuya yönelik çalışmalara başlanmıştır. Bu kapsamda, Proje ekibimiz tarafından ilgili firmaların yurtiçi geliştirme ve üretim SSM, EYP İle Mücadele Proje Ekibi ? Ülkemizin elde ettiği teknolojik kaza- nımlar, ? TSK’nın kritik ihtiyaçlarının milli olarak ivedilikle karşılanması, ? Savunma sanayiimizin konuya yönelik ihracat potansiyeline sahip olması Müsteşarlığımız Stratejik Planı’nda yer alan “Kullanıcı memnuniyetinin sağlanması çerçevesinde Müsteşarlığın proje yönetim süreleri kısaltılacaktır.” ve “Savunma sanayiini özgün yurt içi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak” hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Projelerimizden Başarı Hikayeleri Z eynep ERTÜRK Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman Zeynep ERTÜRK, 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nden lisans, 2000 yılında Gazi Üniversitesi Matematik Eğitimi Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almıştır. 1994-2000 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmıştır. 2001 yılında başladığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. “Ömür Devri Maliyet Analizi Yaklaşımı ve Savunma Projelerine Uygulamaları” konulu uzmanlık tezi ile uzman olmuştur. Ömür Boyu Maliyet Yönetimi ile Maliyet Analizi, IDARM Programı kapsamında Maliyet ve Fiyat Analizi Teknikleri, Ömür Devri Yönetimi, Tedarik Yönetimi İlkeleri ve Maliyet Artı Kontratlar konusunda eğitimler almıştır. M. Sami ULUKAVAK Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman Yardımcısı M.Sami ULUKAVAK, 2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2008 yılında başladığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup İngilizce bilmektedir. İleri Elektronik Harp Teknolojileri ve Proje Yönetimi konularında eğitimler almıştır. A yşin SEZGİN Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Proje Asistanı Ayşin SEZGİN, 1998 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini almış olup, “Yoksulluk Kültürü” ve “Enformal Sektörün Ekonomi İçindeki Yeri ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri” hakkında tez çalışmaları olmuştur. 1999 yılında Fon Yönetimi Daire Başkanlığı’nda başladığı Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. Elektronik Harp’in Temelleri, Proje Yönetimi Metodolojisi ve Uygulamaları, Maliyet Artı Sözleşme Tiplerinde Maliyetlerin Tespiti ve Denetimi, Damga Vergisi Mevzuatı, KDV Kanunu Kapsamında 93 Sayılı Tebliğ Uygulamaları, Stopaj Mevzuatı ve Uygulamaları ile Bütçeleme Esasları konusunda eğitimler almıştır. Serim Seda ÇARHOĞLU Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Proje Asistanı Serim Seda ÇARHOĞLU, 2003 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü’nden lisans, 2006 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi – Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almış olup, “Avrupa Birliği İstihdam Politikaları ve Türkiye Örneği” hakkında tez çalışması olmuştur. 2006-2008 yılları arasında HAVELSAN A.Ş.’de Eğitim Uzmanı olarak görev yapmıştır. 2009 yılında başladığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. 63 TSK Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Projesi Rıfat Tekin KARA, Ayhan ÇAKICI Yazılım tabanlı telsiz tedariki çalışmaları, Milli Savunma Bakanlığı ve Aselsan arasında; 2003 yılında imzalanan “Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Sistemi Pilot Üretimi” Projesi ile başlamıştır. Söz konusu pilot üretimin devamı olarak, Gnkur. Bşk.lığı bağlılarının (Gnkur. MEBS Bşk.lığı, Gnkur. Öz. Kuv. K.lığı ve Gnkur. Elektronik Harp D. Bşk.lığı), Kuvvet Komutanlıklarının ve Sahil Güvenlik Komutanlığının telsiz ihtiyacının karşılanması maksadıyla, TSK Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz (ÇBSMT) Projesi, Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) Kararı ile 2006 yılında başlatılmıştır. Projede öngörülen 11 prototip kapsamında 327 adet telsizin ASELSAN A.Ş.’den tedarik edilmesine ilişkin Sözleşme, Nisan 2008’de Müsteşarlığımız ve ASELSAN arasında imzalanmıştır. 18 Aralık 2008 tarih ve 444 sayılı SSİK kararı ile tedarik edilecek telsiz adedi 1.277 arttırılarak ve toplam tedarik miktarı 1.604 de ulaşmıştır. Söz konusu telsizler, çok bantlı, sayısal, yazılıma dayalı, yazılım ile yönetim, kontrol, konfigürasyon ve geliştirme imkanı olan, NATO ve milli sistemlerle karşılıklı çalışabilir, emniyetli, esnek, müşterek, “Yazılım Tabanlı Muhabere Mimarisi (SCA - Software Communication Architecture)” teknolojisine sahiptir. Dünyadaki Yazılım Tabanlı Telsizler (Software Defined Radio) ile ilgili gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletlerinin bu kapsamda yürütmekte olduğu JTRS (Joint Tactical Radio System) Projesi gözönünde bulundurularak, yazılım değişikliği ile yeni işletme özellikleri kazandırılabilecek, farklı frekans bantlarında, farklı dalga şekilleri ile çalışabilecek bir telsiz platformu geliştirilmesi hedeflenmiştir. Geliştirilen telsizler; donanım değişikliğine gerek duyulmadan, sadece yazılım değişikliği ile V/UHF Cihazlar 9600, 9600A, SK2/VHF, SK2/UHF, 5100, APCO25, HF Cihazlar ise STANAG 4538 ALE, 4539 ve 4285 Modem çalışma kiplerinde çalışmayı sağlayacak özelliktedir. 50W Sabit Merkez Telsizi Konfigürasyonu Bu telsizler ile; ? Türk Silahlı kuvvetlerinin elinde bulunan (yerli/yabancı) telsizlerin tümünün birbiriyle haberleşme yapması mümkün değilken söz konusu telsiz projesi ile kuvvetlerin müşterek harekatta kullanabileceği ortak milli Projelerimizden Başarı Hikayeleri tirilmesine yönelik bir sözleşme yapılmamış olması kabulü yapılan telsizlerin depoda kalması anlamına gelmekte olduğundan, Telsizlerin ilgili platformlara kurulum ve bütünleştirmesine yönelik SSİK Kararı alınmıştır. Bu çerçevede, ilave sözleşme yapılmasına ilişkin faaliyetlerde sona gelinmiş olup, Ocak 2011 içerisinde ek sözleşme imzalanması planlanmaktadır. kriptolu ve Elektronik Harp Korumalı telsiz çözümü oluşturulmaktadır. ? Tüm Kuvvetlerin Ağ Destekli Harekat Yeteneğinin temelini oluşturan yüksek hızlı telsiz veri ağı çözümü gerçekleştirilmektedir. ? Milli Kriptolu ve Frekans Atlamalı HF çözümü geliştirilmektedir. ? Geniş frekans bandında (30-512 MHz) frekans atlama yeteneği ile Elektronik Harp tehdidine karşı beka kabiliyeti kazanılmaktadır. ? Kuvvet kullanıcılarının ülkemizdeki tüm haberleşme altyapılarına (TASMUS, TAFICS, JEMUS, SAHMUS, Türk Telekom) otomatik entegrasyonu sağlanmaktadır. ? Yazılım Tabanlı Telsiz Teknolojisi ile gelişmeye açık bir haberleşme altyapısı oluşturmaktır. Proje aslında tek bir proje gibi görünse de, idari ve mali yönden karmaşık bir yapıya sahiptir. Öncelikle, Proje’de ihtiyaç makamı tek bir kuvvet veya kurum olmayıp, Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’dır. Bu durum, eşdüdüm sağlanmasını zorlaştırmakta, bir komutanlıktan katılım olmaması Ayhan ÇAKICI ve Rifat Tekin KARA Üretim aşamaları olması sonucunu doğurmuş, ancak tek bir projeden ziyade 11 ayrı projenin, tek bir proje içinde yürütülmesi başarılı ve etkin proje yönetimi süreçleri ile sağlanmaktadır. V/UHF telsiz üretiminde uzmanlaşmış olan Aselsan’ın HF telsiz üretiminde de gerekli olan teknoloji kazanımını sağlaması ve bu konuda dünyada sözü geçen bir firma olması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. durumunda karar alınmasını geciktirmekte ve haftada en az bir kez yapılan Proje kapsamında, Prototip grubu 9 olarak toplantılarda devamlı aynı personelin adlandırılan VLF/HF Gemi Almacının katılımını zorlaştırmakta idi. Öncelikle doğrudan tedarik edilmesi yerine yapılan toplantılarda eşgüdüm eksik- Aselsan’a ilave süre verilerek, söz konusu liğinden kaynaklanan sorunlar halledil- almaç tasarımının yerli olarak yapılma- miş ve karşılıklı bir güven ortamı sına yönelik gerekli düzenlemeler yapıl- yaratılmıştır. Bu şekilde, herkesin fikrini mıştır. açıkça ifade ettiği rahat bir ortama Bugün gelinen aşamada, Projeye yeni dönüşmüş ve proje sürecinde yaşanan prototip ve dalga boyu eklenmesi için sıkıntılar tedarik makamı, kullanıcı ve çalışmalar yapılmaktadır. Bir taraftan yüklenici üçgeninde karşılıklı anlayış proje yürütülürken diğer taraftan yeni içinde çözümlenerek, etkin bir proje prototip ve dalga şekilleri için teknik yönetimi ve tüm faaliyetlerin ilgili şartname hazırlanması ve teklif alın- kurumlar ile başarılı koordine edilmesi ile masına yönelik çalışmalar yapılmakta iyi bir proje yönetim örneği sağlanmıştır olup, çalışmaların olgunlaşmasını mü- 11 adet ayrı prototip olması her bir prototip için ayrı ayrı Sistem Gereksinimleri Gözden Geçirme (SRR), Ön Tasarım Gözden Geçirme (PDR), Kritik Tasarım Gözden Geçirme (CDR), Prototip ve Seri Bu Proje kapsamında, Dünyada yürütülen benzer programlar yakından takip edilmekte, işbirliği imkanları araştırılmaktadır. Özellikle SCA’nın test edile*bilmesi için Avrupada ilk test merkezi TÜBİTAK içerisinde kurulmuş ve ilk denemeler başarı ile gerçekleştirilmiştir. ABD’nin yürüttüğü Joint Tactical Radio System (JTRS) ve Finlandiya, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç ve Polonya’nın yürüttüğü European Secured Software Defined Radio Referential (ESSOR) ile koordinasyon çalışmaları devam etmektedir. Yazılım Tabanlı Telsizde ulaşılması hedeflenen, SCA Uyumlu telsiz çalışmaları devam etmekte olup, şuan dünyada üretilmiş bir SCA uyumlu telsiz yoktur. Proje kapsamında SCA uyumlu bir telsiz üretilmesi; yapılamadığı takdirde bir risk, yapıldığı takdirde de bir ilk olacaktır. HF sırt telsizlerinde mevcut teknik şartnamede yer alan 7.500 kg telsiz ağırlığının, 1,5 kg azaltılması sağlanarak, hem kullanıcı memnuniyeti sağlanmış hem de Aselsan’ın yaptığı bu iyileştirme sayesinde telsizin ihraç imkanları arttırılmıştır. ASELSAN;, Pakistan ve Azerbaycan’a Müsteşarlığımızın verdiği izinle yazılım tabanlı telsiz satışı yapmıştır. Ayrıca Endonezya, Kazakistan, Filipinler, Suriye, S. Arabistan, Yemen ve Vietnama da ihracat yapılmasına yönelik çalışmaları devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvet- teakip SSİK Kararı alınarak projeye ilaveler yapılacaktır. Telsiz sözleşmesi imzalanmış olmasına rağmen, Kabulü yapılacak olan telsizlerle ilgili platformlara kurulum ve bütünleş- 10W Sırt Telsizi Konfigürasyonu 65 lerinin kullanmadığı silah ve haberleşme sistemlerinin başka ülkelere ihracat imkanı olmadığı dikkate alındığında, TSK ÇBSMT projesinin diğer ülkelere yapılan ihracatta önemli rol oynadığı söylenebilir. Veri ve sesin bir yerden bir yere etkili, hızlı ve güvenli ulaştırılması barış ve muharebe ortamında çok önemlidir. Bu nedenle milli kriptolu telsizlerin tüm kuvvet komutanlıkları tarafından kullanılması müşterek yapılan harekatlarda zorunluluktur. Bu amaçla başlatılan telsiz projesinde, ilgili tüm paydaşlarla uyum ve eşgüdüm içinde çalışarak kullanıcı memnuniyeti sağlanmaya, yerli alt yüklenici seçimleri yapılarak savunma sanayii alt yapısı güçlendirilmeye ve proje müddetince teknolojik gelişmeler takip edilerek son teknolojilerin projede uygulamaya geçirilmesine çalışılmaktadır. DALGA ŞEKİLLERİ 2009 10 W V/UHF SIRT 10/50 W V/UHF ARAÇ 9600 9600A SK2 5100 HAVA / YER HF STANAG 4539 HF STANAG 4538 2010 20 W HF SIRT 20 W HF ARAÇ HF STANAG 4285 APCO 25 HF MİLLİ FA 2012 100/400/1000 W HF GEMİ TELSİZİ 2012 2013 400 W HF SABİT 100 W HF ARAÇ 15 W V/UHF HAVA TELSİZİ 100 W HF HAVA TELSİZİ APCO 25 (SCA UYUMLU) HF STANAG 4285 (SCA UYUMLU) (D9 4539 ANNEX-D) (D12 FREKANS ATLAMA) rildiğinde; birden çok ihtiyaç makamının iletişimin sağlandığı bir ortam tesis bulunduğu, 11 prototip içeren ve yeni edilmiş ve sinerji yaratılarak, ekip halinde tekonoloji gerektiren bu zorlu proje sorunları fırsata dönüştürebilme amaç- Tüm bu Proje çalışmaları ve Proje sürecinde; problem çıkan noktalarda lanmıştır. Yönetimi uygulamaları değerlendi- gerekli müdahalaler yapılmış ve etkin R ıfat Tekin KARA Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman 1971 yılında Tarsus’ta doğan Rıfat Tekin KARA, 1993 yılında Çukurova Ünivesitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümünden mezun olmuştur. 1994 yılında SSM’de çalışmaya başlamıştır. 1998-1999 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde National Univercity’de İşletme Yüksek Lisansı yapmış, 2005-2006 Milli Güvenlik Akademisine devam etmiş ve 59. dönem olarak mezun olmuştur. “Döviz Kuru ve Faiz Oranı Risklerinden Korunma Teknikleri ve Bu Tekniklerin Türkiye Uygulanma İmkanları” konulu uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2000 yılında uzman olmuştur. Müsteşarlıkta Fon Yönetimi Daire Başkanlığında göreve başlamış, halen Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda görevine devam etmektedir. Evli ve bir çocuk babası olan Kara İngilizce ve orta derece Almanca bilmektedir. A yhan ÇAKICI Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman 1976 yılında Silistre’de doğan Ayhan ÇAKICI, 1999 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2001 yılından bugüne SSM’de görev yapmakta olup, Geni İnşa Sektöründe Kalite Yönetimi konulu uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2007 yılında uzman olmuştur. Müsteşarlıkta sırasıyla Teknik Şartnameler ve Dokümantasyon Şubesi, Kalite-Test ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı’nda çalışmış; X-Band Uydu Haberleşme sistemi, Genesis, Ani Müdahale Botları, 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu, Mayın Avlama Gemisi, MİLGEM gibi birçok projenin kalite,test ve kabul faaliyetlerinde görev almıştır. 2008 yılından itibaren, Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda görevini sürdürmektedir. Evli olan Ayhan ÇAKICI, İngilizce bilmektedir. Projelerimizden Başarı Hikayeleri Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS) Projesi Betül CANBEK 2005 yılının Mayıs ayı Uluslararası Savunma Fuarı –IDEF’in üçüncü gününde, 3 kişilik SSM proje ekibinin olağanüstü gayretleriyle, yalnızca 2 hafta süren müzakereler sonucunda imzalanan Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS) Projesi. Şu ana kadar yalnızca hayali kurulan, bizim ülkemizde gerçekleştirilmesi ise imkânsız görülen bir proje. Müsteşarlığımızca füze ana yüklenicisi olarak seçilen Roketsan A.Ş. ile bir tabuyu daha kırma hülyasıyla çıkmıştık yola. Projenin ilk dönemi yalnızca tasarımın yapılması (kavramsal tasarım ile sistem/alt sistem tasarım) ile neticelenecekti. Dönem süresince ve sonunda elimize geçecek olan tek şey entellektüel iş ürününden, yani raporlamalardan, bir diğer bakışla da kâğıttan ibaretti. Gerek yerli gerekse yabancı savunma çevrelerinden “Amerika’yı yeniden mi keşfedeceksiniz? Biz bile en az 10–15 sene uğraştık, halâ daha bitiremedik, sizler boş verin bu işleri. Yazık bu kadar harcanan paraya, zamana ve enerjinize” denildi. Millî bir kaynağı telafisi olmayacak boş bir şeye sarf ettiğimiz yönünde bizlere vicdan azabı hissettirmeye çalışanlar çıktı. Dahası, zaman zaman “kâğıt mı uçuracaksınız”, yahut “kâğıtlar iyi uçuyor mu?” diyenler oldu. Bizler bunlara cevap vermedik, yalnızca direndik. Bu işi Roketsan’ın yapabileceğine 67 kendisinden daha çok inandık. Aklımızın bir köşesinde bir tereddüt, sonunda mahçup olma endişesi yok muydu? Elbette vardı. Hamasete girmeden, ancak ayaklarımız yere basarak azimle, sebatla ve inançla görevimizi yaptık. Ülkemizde böyle bir yerli ürünün olmamasını bir eksiklikten ziyade fırsat olarak gördük. Aleyhimize gibi görünen bir durumu lehimize çevirmek için devamlı gayret gösterdik. Aradan geçen zaman içinde, her şeyden önce Roketsan’ın bir şeyler yapmış olduğunu görmek ve göstermek imkânına kavuştuk. Bunların moralimiz üzerindeki etkisi çok büyüktür. Elle tutulur, gözle görülür ilk füze prototipi, 2008 yılında fırlatılan balistik test füzesiydi. Doğru yolda olduğumuzun, masa başından sahaya inebildiğimizin bir delili olarak yaşadığımız heyecan ve gururu tarif etmek zor. Arkasından muhtelif konfigürasyonlarda birkaç füze prototipi daha. Karapınar’ın kışının ayazında ve yazının sıcağında yapılan pek çok deneme. Bizim için artık sıradanlaşmaya başlayan, başarılı olunacağından şüphe duymadığımız bir döngüye girmeye başlamıştık. Duygularımızın tavan yaptığı an ise güdümlü test füzesinin başarısıydı. Bir yerde iş varsa aksaklık çıkması da gayet doğaldır. Çalışmalarımızın çeşitli safhalarında çıkan aksaklıklar şevkimizi hiçbir şekilde kırmadı. Eğer yaptığımız işten bir zevk alamasaydık asıl en büyük aksaklık o olacaktı. İşlerimizi bu kadar sıkışık bir takvimde monotonluktan uzak, her an adrenalin salgılayarak yürütmeye çalışıyoruz. Hamama giren terler deyip gözümüzde dağ gibi büyüyen sorunları, projeyi yeknesaklıktan uzak kılıp bizi her an dinamik tutan bir teşvik unsuru olarak gördük ve öyle de üstesinden geldik. Hepimiz, SSM, TSK ve Roketsan hep birlikte, ekip ruhuyla öğrendik füzeyi, sorunlara da hep birlikte dayanışma içinde çözümler ürettik. Mesai mefhumu gözetmeden fedakârca çalıştık. Empatik dinlemenin faydalarını yaşayarak öğrendik. Her durumda “kazan-kazan” felsefesini hayata geçirmek için çabaladık. Müsteşarımızın güvenini boşa çıkarmadık. Ancak, halen katedilmesi gereken mesafeler olduğunun farkındayız ve bu sebeple ihtiyatla hareket ediyoruz. Zira, bizim kendimizi gerçekten başarılı sayacağımız gün, yani asıl bayramımız, füzemizin ATAK helikopterinden ateşlenerek hedefini bulduğu gün olacaktır. Zaman her şeyin en iyi ilacıdır. Katılım sağlanan bütün fuarlarda füzemizin maketine bile ilgi gösterilmekte, bilgi talep edilmekte, forumlarda heyecanla tartışılmakta. Geldiğimiz nokta itibariyle, kritik tasarım aşamasını da başarıyla tamamladık. Hâlihazırda, füzemizin öncelikle AH-1S tipi helikoptere entegrasyonu için çalışmalar sürdürülüyor. Aynı zamanda, hem alt sistem bazında hem de füze bütününde doğrulama çalışmaları yerine getiriliyor. Sırada ise ürünün kalifikasyonu var. Zorluklar kademe kademe. Her seferinde farklı seviyede bir zorlukla ve biri bitmeden diğeriyle tanışıyoruz. Neden? Çünkü “This is rocket science!” Projemiz başarıyla tamamlandığında dünya da yeni bir konseptle tanışacak ve bizler dünyanın belli başlı oyuncuları arasına girmiş olacağız. RF veri bağı ve kızıl ötesi arayıcı başlık gibi kritik birimleri aynı anda üzerinde taşıyan uzun menzilli ilk tanksavar füze sistemi bizim olacak. Bir zamanların teknoloji transferi yapmaktan başka bir rol biçilemeyen ülkesi olarak bu kadar iddialı bir alanda bile adından söz ettirir tasarımlara imza atılacak olması, aynı zamanda hem ülkemizin hem de SSM’nin hanesine geçecek diğer bir artı olarak yerini alacak. UMTAS, çeşitli menzil ve özelliklerde başka füze programlarının geliştirilmesine daha şimdiden ilham oldu bile. Projemize karşı hala önyargılarıyla bakanlara diyoruz ki “Pencereye bakarsanız tozları, sinek izlerini, cama çarpan topun kırdığı yeri görürsünüz. Pencereden bakarsanız ardındaki dünya gözlerinizin önüne serilir.” B etül CANBEK Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. 2001 yılında çalışmaya başladığı Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda 2007 yılına kadar Kalite-Test ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Yazılımda Altı Sigma tez çalışmasını müteakip uzman olmuştur. Halen Roket-Füze ve Mühimmat Daire Başkanlığı Güdümlü Füze Grubu’nda Uzman olarak görevine devam etmektedir Firmalarımızın 25 Yılı HAVELSAN HAVELSAN 1982 yılında kurulmuş ve 1996 paydaşları ve değerlerini kapsayan bir yılından itibaren istikrarlı bir şekilde yönetim sistemi kurgulanmıştır: büyüyerek, sektörde “sistem ve yazılım” ? Operasyonel yönetimden stratejik yöne- ş i r k e t i o l a r a k a d ı n ı d u y u r m u ş t u r. time geçilmiş ve “Strateji Odaklı HAVELSAN’ın büyümesinde, Türk Silahlı Organizasyon”a dönüşüm gerçekleştiril- Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı ve, miştir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) desteklerinin yanısıra SSM’nin savunma sektörüne yönelik doğru strateji ve politi- ? Bu çerçevede, teknoloji/pazar odaklı stratejik iş birimleri kurulmuştur. Stratejik iş birimleri, şirketin teknik yetkinliklerinin kalarının çok büyük katkısı olmuştur. HAVELSAN Merkez Bina 1.Organizasyonel yapıdaki gelişimi ile paralel olarak oluşturulmuştur. değişiklikler: Tek tek projelerle başlanan bu yolda, HAVELSAN’ın, son yıllarda, mali büyümesine projelerden proje portföyü, ürün yönetimi paralel olarak, sürdürebilir büyümeyi sürecine geçişte, organizasyonda yer alan sağlamak, ülke, SSM ve TSKGV amaç ve teknik birimler, teknoloji odaklı stratejik iş hedefleri ile hizalanmak, teknoloji ve mühen- birimlerine doğru çevrilmiştir. Aviyonik dislik şirketi olarak güçlenerek büyümek ve bakım-onarım, Simülasyon Sistemleri kurumsal yönetimde (yönetişim) profes- Direktörlüğü, Elektronik Harp ve Test yonelliği artırmak için; şirket yönetim Eğitim Sahası Direktörlüğü ile başlanan sistemlerinde, metodolojilerinde ve organi- yolculukta, Deniz Savaş Sistemleri, zasyonda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu süreç, şirketimizde ”değişim yönetimi” Simülasyon ve Eğitim Sistemleri, Hava ve çerçevesinde ele alınmış, şirketin tüm ve Yönetim Bilgi Sistemleri Gr up Savunma Sistemleri, Hava Komuta Kontrol 69 ? 1996 yılında başlayan ve bir süre kurum YÖNTİM KURULU kültürü haline gelen proje yönetiminden, şirkette yönetim süreçlerinin olgunlaş- GENEL MÜDÜRLÜK ması, yurtiçinde ve yurtdışında rekabetin artması, ekonomik krizler ve teknolojik gelişmeler gibi pek çok etkeni doğru GENEL MÜDÜR YARDIMCILIĞI yönetmek ve bu etkenlere karşı doğru planlama yapılarak 2005 yılından itibaren Program Direktörlüğü Yazılım Sistemleri Direktörlüğü Avyonik Sistemleri Direktörlüğü Simülasyon Sis. Direktörlüğü entegre proje yönetimi, ürün yönetimi ve Elektronik Harp Sis. Direktörlüğü süreç yönetimine geçilmiştir. Bu süreçte alınan belgeler, sertifikalar da gelişimin bir başka göstergesidir. Pazarlama Direktörlüğü Finans Direktörlüğü İdari Direktörlük Kalite ve Güvence Birimi AR-GE Birimi ? Artan proje portföyü, stratejik hedeflerimiz ve SSM’nin sektör stratejileri doğrultusunda, etkin bir iş-eko sistemi oluş- 1997 yılı Organizasyon Şeması turulması ve yönetimine, özellikle 2006 YÖNTİM KURULU İDDK. Bşk.lığı Ynt.Krl.Koordinatörü GENEL MÜDÜR HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜK OFİSİ OPERASYONLAR GRUP BAŞKANLIĞI HV.KOM.KNT. ve YÖNT.BİL.SİST. GRUP BAŞKANLIĞI SİMÜLATÖR ve EĞİTİM SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI DENİZ SAVAŞ SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI SATIN ALMA ve SÖZLEŞMELER DİREKTÖRLÜĞÜ FİNANS DİREKTÖRLÜĞÜ AR-GE ve MÜHENDİSLİK DİREKTÖRLÜĞÜ İNSAN KAYNAKLARI DİREKTÖRLÜĞÜ PAZARLAMA ve ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ DİREKTÖRLÜĞÜ KALİTE ve SÜREÇ YÖNETİM DİREKTÖRLÜĞÜ BİLGİ ve SİSTEM YÖNETİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ ve KURUMSAL YÖNETİM DİREKTÖRLÜĞÜ GÜVENLİK ve TESİSLER MÜDÜRLÜĞÜ BK ÖZEL PROJE MÜDÜRLÜĞÜ 2010 yılı Organizasyon Şeması Başkanlıkları, stratejik iş birimi olarak hedefleri doğrultusunda Ar-Ge yatırım- yılında ağırlık verilmeye başlanmış ve gelişmiştir. Yukarıda HAVELSAN’ın 1997 larını yönlendirmek koordine etmek, stratejik amaçlarımızdan biri haline ve 2010 yılı organizasyon değişimi yer projeden ürün yönetimine geçmek ve gelmiştir. Bu amaçların gerçekleşti- almaktadır. “ürün hattı” metodolojisini uygulamak Ar- rilebilmesi için İş Geliştirme Direktörlüğü, ? HAVELSAN’da ilk dönemlerden itibaren Ge ve Mühendislik Direktörlüğü’nün Endüstriyel İşbirliği ve Pazarlama var olan Ar-Ge birimi, yıllar içinde, şirketin sorumluluğudur. Buradaki gelişim süreci Direktörlüğü olarak 2009 yılında yeniden gelişim sürecine paralel olarak orga- de, şirketin büyümesi, teknik yetkin- yapılandırılmıştır. Güney Kore ile 2002 nizasyonda müdürlük olarak yer almıştır. liklerinin gelişmesi, olgunluk düzeyinin yılında imzalanan CN-235 Hafif Nakliye 2000 yılında Ar-Ge Direktörlüğü olarak artması ile paralellik göstermektedir. Ar- Uçağı Tam Uçuş Simülatörü sözleş- yeniden yapılandırılmıştır. Bugün iti- Ge ve ürün ödüllerimiz bu gelişimin en mesinin imzalanması ile başlayan büyük bariyle, şirketin bir bütün olarak stratejik güzel kanıtıdır. ölçekli ihracat yolculuğumuz sonucunda, Firmalarımızın 25 Yılı vizyonumuzda, yalnızca yur tiçinde gerçekleşmiştir. Aslında bu değişim, HAVELSAN’da bu süreçte başarılı bir tarihçe büyümeye değil yurtdışında büyümeye şirketlerin, organizasyonların yaşayan oluşturulduğunu söyleyebiliriz. odaklı pazarlama stratejilerimizde, varlıklar olması nedeniyle kaçınılmaz bir stratejik hedeflerimiz ve SSM’nin sektör ve süreçtir. Yönetimin, yöneticilerin temel 2.Ciro, ihracat, yurtiçi karşılama ihracat stratejileri doğrultusunda organi- sorumluluğu, bu sürecin, kaynakların, oranlarındaki değişiklikler : zasyonel yapıda değişikliğe gidilmesini varlıkların doğru yönetilmesidir. Başarılı bir 1996 yılından bugüne kadar olan dönemde, zorunlu kılmıştır. Projeden, proje portföyü, yönetim / stratejik yönetim, değişimi, HAVELSAN’ın ciro, ihracat, yurtiçi karşılama ürün yönetimi ve ihracata dayalı dışarıdan gelen zorlamalar yerine, “durumsal oranlarındaki değişimlere baktığımızda, büyümeye doğru yaşanan gelişme, farkındalığı-situational awareness” artırıp, ar tan bir ivme göze çarpmaktadır. pazarlama, iş geliştir me ve satış değişimin gerektiğini vaktinde öngörebilmek HAVELSAN, 2000’li yılların başında başlattığı süreçlerinde dolayısı ile organizasyonel ve zamanında harekete geçebilmek, gerekli büyüme atağını, 2001-2005 döneminde, iş yapıda bu ihtiyacı karşılayacak deği- tedbirleri alabilmek, adımları atabilmektir. hacmindeki büyümeyi hızlı bir ivme ile şiklikler yapılmış ve İş Geliştirme İş Hacmi (M $) Direktörlüğü’nün, Endüstriyel İşbirliği ve Pazarlama Direktörlüğü olarak yeniden 1.200 tasarlanmasında bir başka gerekçe olmuştur. 1.000 larının, stratejik yönetimin sağlıklı işleyebilmesi için ”Strateji ve Kurumsal 600 metodoloji ve araçlarla stratejik planlama 683 694 780 470 Yönetim Direktörlüğü kurulmuş ve sektörde bu alanda uygulanan en etkin 655 20 800 20 ? 2009 yılında, kurumsal yönetim unsur- 1.020 400 348 314 223 200 ve kurumsal performans yönetimine geçilmiştir. 2010 yılında, bu organizasyon 0 09 20 08 20 07 20 06 05 04 20 03 20 02 20 01 20 sorumluluğunda, kurumsal risk yönetimine de başlanmıştır. ? Yönetimin vazgeçilmez fonksiyonları olan Satışlar (TL ) planlama, izleme, ölçme, değerlendirme alt süreçlerine ağırlık verilmiş ve yönetimin etkinliğini artırmak için bilgi 230,7 250 208,2 190,6 185,1 200 teknolojilerinden yararlanmak üzere Kurumsal Yönetim Otomasyonu Bilgi 150 122,8 Sistemi kurulmuştur. Bu sistem ile, 2001 yılında başlayan ve otomasyona geçen süreçlerimize yenileri dahil edilmiş, 100 50 böylece, şirketin bütün süreçleri, değerleri, varlıkları entegre bir yapıda 60,1 59,6 50,3 38,6 12,9 0 09 20 08 20 07 20 06 20 05 20 04 20 03 20 02 20 01 yöneticilerimiz, işlemleri, gerçekleş- 20 00 20 işler hale getirilmiştir. Bu sistem ile, meleri, hedefleri, sistem üzerinden İhracat (M $) ilişkisel yapıda izleyebileceklerdir. Bundan sonraki süreçte hedefimiz, 80 teknoloji, yenilikçilik ve yönetsel olgunluk düzeylerimizi hedefler doğrultusunda 60 49,2 60 geliştirmek ve artırmaktır. 40 Genel olarak, organizasyonel değişim, 30,5 8,2 0 09 20 08 20 07 20 06 20 05 20 04 20 03 02 01 yeniden yapılanma ile ilişkili olarak 4,5 20 rekabetçiliğini artırmasına yönelik olarak 3,3 20 bir teknoloji şirketi olarak büyümesi, 20 20 HAVELSAN’ın teknik yetkinliklerinin artması, 26,7 23,3 57 71 yönetişimin gereği olan ve yenilikçilik, verimliliği artırmak, çalışanların yetkinliklerini, stratejik hedefler doğrultusunda yetiştirmek ve güçlendirmek üzere metodolojik yetenek yönetim sistemleri uygulanmaktadır. Büyüme, verimlilik hedeflerimiz; teknolojik olarak odaklanmak, uzmanlık alanlarında derinleşmek, sektörde alanında uzman iş ortakları yaratmak, iş ortaklarıyla birlikte büyümek ve bunun üzerine iş-eko sistemi ABD ALMANYA FRANSA KORE CUMHURİYETİ KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ oluşturmak stratejileri üzerine kurgulanmıştır. İTALYA PAKİSTAN KANADA KÖRFEZ ÜLKELERİ TÜRKİ CUMHURİYETLER Bu dönemde kurulan teknokent şirketlerinden, görüntü üreteci konusunda gerçekleştirmiştir (yaklaşık 3 katı). SİMSOFT, aerodinamik veri hesaplama 2005-2009 döneminde, iş hacminde büyüme 2010 T devam etmiştir. 2005-2008 döneminde 2009 haberleşme alanında C2TECH, Debriefing, 2008 Veri Kayıt Merkezi, Görsel Veritabanı, Üretimi 2007 ve 3 Boyutlu Modeller alanında BITES, 2006 elektronik harp analiz yazılımı konusunda 2005 EHSİM, deniz platformları konsollarının büyüme daha düşük bir ivme ile devam etmiştir. HAVELSAN, 2009 yılında 1 milyar Dolarlık iş hacmi ile beklenen performansı göstermiştir. İş hacmi, 2005-2009 döneminde 1,6 kat, 20012009 yılları arasına bakıldığında ise 5 kat artmış ve 1 milyar ABD Dolar’ına ulaşmıştır. konusunda AEROTİM, çevresel ses ve üretiminde AYESAŞ, YALTES, yazılım 2004 bakımında MİLSOFT, konsol ve elektrik- 2003 kablolama altyapısı alanında çalıştığımız 2002 3.Personel sayısında gelişmeler: diğer şirketler örnek olarak verilebilir. Bu 2001 KOBİ/teknokent şirketlerinin ortaya çıkışı, HAVELSAN’ın personel sayısında geliş- 2000 devlet politikaları ve SSM’nin yurtiçi meler, yukarıda açıkladığımız diğer unsurlar 0 250 500 750 1000 1250 gibi paralel bir büyüme eğilimi göster- karşılama seviyesini artırmak, KOBİ/ altyüklenicileri güçlendirmek ve teknoloji stratejileri sayesinde gerçekleştirilmiştir. PERSONELİN EĞİTİM DURUMU 35 130 105 HAVELSAN da, iş-eko sistemini kurma ve 641 280 tedarikçileri ile birlikte büyüme stratejilerinin kararlı uygulamaları ile SSM’nin bu konudaki stratejilerine destek olmaktadır. Tekrar İLKOKUL ¦ LİSE ¦ ÖN LİSANS ¦ LİSANS ¦ Y.LİSANS ve ÜSTÜ vurgulamakta fayda olduğunu değerlendirdiğimiz için, bu sonuçlar, ülke, TSK, MSB, MÜHENDİS ORANI SSM vizyon ve hedeflerinin hizalanması PERSONEL SAYISI 1207 MÜHENDİS SAYISI 703 %58 sayesinde sektörde yaratılan büyük sinerjiden elde edilmiştir. 4.Savunma Sanayii Müsteşarlığı sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler: memektedir. 1998 yılında yaklaşık 500 olan HAVELSAN’ın teknolojik kazanımlarında, çalışan sayısı, 2004 yılına 1000 kişiye yük- özellikle, TSK, MSB ve SSM’nin katkıları ve selmiş, 2005-2010 yılları arasında ise orta- destekleri her zaman için çok güçlü olmuştur. lama 1200 kişi civarında sabitlenmiştir. Bütün bu güzide kurumlar, aynı hedefler Toplam personelin yaklaşık %60’ı mühen- doğrultusunda hizalandığından yalnızca distir. Bu durum, son 5-6 yıllık dönemde, HAVELSAN değil tüm savunma sektöründe özellikle benimsenmiş ve titizlikle uygula- istikrarlı bir büyüme gerçekleştirilmiş ve maya alınmış stratejinin sonucudur. katma değer yaratılmıştır. Personel yönetiminde de, kur umsal Teknolojik kazanımlar, TSK’nın bugün ve gelecekteki ihtiyaçları, teknolojilerin kritikliği, ve Eğitim Sistemi (EHTES)" projesi yurtdışına bağımlılığın azaltılması, dolayısı ile HAVELSAN'ın müşterilerine verdiği önemi ve yurtiçi karşılama ve bütünsellik kriterleri marka gücündeki liderliğini pekiştiren en çerçevesinde ele alınmış ve Ar-Ge yatırımları önemli örnek olarak da belirlendi. ile hayata geçirilmiştir. Özellikle, son 10 yıl Havelsan tarafından gerçekleştirilen bir içinde SSM ile imzalanan sözleşmeler çok projeden biri olan ve HAVELSAN çerçevesinde geliştirilen sistemler, uzmanlık tarafından, 1996-1999 yıllarında Hava ve teknolojik derinliğin artmasının yanısıra, Kuvvetleri Komutanlığı (H.K.K.lığı) için HAVELSAN’ın yeni ürünler ve teknolojiler elektronik harp test, eğitim ve optimizasyon geliştirmesinde de tetikleyici rol oynamıştır. maksadıyla geliştirilmiş olan Elektronik Aşağıda detaylı bir şekilde açıklanan tüm Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) hava ürün/Ar-Ge çalışmaları, bu projelerle savunma ve elektronik harp ile ilgili test, filizlenmiş, TSK’nın bugün ve özellikle eğitim ve değerlendirme konusunda da, gelecek ihtiyaçları ve aynı zamanda diğer HAVELSAN’ı sektörde önemli bir yere sektörlerde de kullanılabilirliği göz önünde getirmiştir. HAVELSAN Simülasyon Teknolojileri Merkezi bulundurularak geliştirilmiştir. EHTES’in Türk Hava Kuvvetleri tarafından HAVELSAN’ın özkaynakları ile yaptığı Ar-Ge kullanımı, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin, yatırımları yıllar itibariyle artmış ve gelirlerin elektronik harbe yönelik test ve eğitim yaklaşık %6-8 oranına ulaşmıştır. konularında ihtiyacını karşılamak için HAVELSAN Deniz Savaş Yönetim Sistemleri Teknoloji Merkezi HAVELSAN’ı tercih etmesini sağlamıştır. 2007 yılında başlayan Pakistan Hava Kuvvetleri EHTES Projesi (PAF EWTTR), silah sistemlerinin sahada kurulumu, saha kabul testleri ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilerek Haziran 2010’da Pakistan Hava Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir. 2006 yılında iş geliştirme çalışmalarına başlanan Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri HAVELSAN ODTÜ-TEKNOKENT AR-GE BİNASI ile EHES proje (Kore Cumhuriyeti EHES) Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahasını sözleşmesi 16 Nisan 2009 tarihinde Seul / geliştirmek için kurulan yazılım geliştirme ve Kore Cumhuriyeti’nde imzalanmış ve 21 test ve entegrasyon labratuarları, yurtdışı Ayrıca, HAVELSAN, 2008 yılında Sanayi Mayıs 2009 tarihinde proje takvimi başla- müşterilerin ihtiyaçlarını geliştirmek üzere ve Bakanlığı tarafından “Ar-Ge Merkezi” olarak tılmıştır. ayrı alanlar olarak genişletilmiş ve farklı EHTES ile elde edilen kazanımların, Pakistan tesisler kurulmuştur. Yukarıda detaylı olarak da belirtilen ve Kore’ye ihracatında, Hv.K.K.lığımızın ODTÜ Teknokent’e, C4ISR, Hava Komuta HAVELSAN; stratejik yönetim sistemi ve iş desteği, Milli Savunma Bakanlığımız ve Kontrol, Komuta Kontrol Bilgi Sistemleri planları meyvesini vermiş ve dünyanın saygın Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın bu alanlarında Ar-Ge projelerimizi geliştirmek ve önemli danışmanlık firmalarından birisi süreçteki lider rolü ile SSM’nin ihracat üzere tesis kurulmuştur. olan Frost & Sullivan tarafından her yıl stratejileri ve ihracat hedeflerinin çok büyük gerçekleştirilen "En İyi Uygulamalar katkıları olmuştur. Araştırması" sonucunda "Savunma ve Şirketin büyüme ve teknolojik olarak güncel teknolojilerle modernize edilmiş ve Havacılık Sektörü" kategorisinde " 2010 uzmanlaşmasına paralel olarak, simülatör bakım-onarım-idame-işletme Avrupa'nın Rekabetçi Strateji Lideri HAVELSAN’da kurulmuş olan simülasyon projesi ile başladığı Simülasyon ve Eğitim Ödülü"ne layık görülmüştür. laboratuarları, Simülasyon Merkezi, 6 Sistemleri Ayrıca, Frost & Sullivan tarafından hareketli tam uçuş, tam görev simüla- projeleri ile başladığı Savaş Yönetim HAVELSAN'ın dünya savunma pazarında bir törlerinin üretilmesine imkan verecek şekilde Sistemlerinde Türkiye’nin Mükemmeliyet ilk olarak üç farklı ülkenin Hava Kuvvetleri genişletilmiştir. Merkezi olmayı başarmıştır. Komutanlıkları'nın (Türk Hava Kuvvetleri, Deniz savaş sistemlerini geliştirdiğimiz Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri, Pakistan Yazılım Geliştirme Lab, İstem Entegrasyon Hava Kuvvetleri) kullanımına başarılı bir lab. HAVELSAN’da ve Deniz Kuvvetleri’mizin şekilde sunduğu "Elektronik Harp Test Gölcük tesislerinde kurulmuştur. ESİD “Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülü” CN-235 FAI Teknoloji Ödülü tanımlanan ilk 5 şirketten biri olmuştur. Bunun yanında, mevcut simülatörler, yeni fonksiyonlar, yeni özellikler içerecek şekilde ile MELTEM II, GENESİS 73 YONCA ONUK A.O. TERSANE teknolojisini geliştirmiş milli bir kuruluştur. Yonca-Onuk A. Ortaklığı Tuzla – İstanbul’da Bilgisayar destekli tasarım ve mühendislikte kurulmuş 12,500 m2 kapalı alana ve ısı katı modelleme ana platformu olarak Catia kontrollu havalandırma sistemli kompozit kullanılmakta olup otomotiv endüstrisi üretim atölyelerine sahip bir tersanedir. standartlarında üretim resimlerine dayalı bir Yonca-Onuk 50m boy ve 300 deplasman tona uygulama yapılmaktadır. Bugün Yonca-Onuk kadar, ileri kompozit malzemeden, yüksek tersanesi, dünyadaki ileriye yönelik tüm süratli bot üretim kapasitesine sahiptir ve eğilim ve gelişmeleri dikkate alarak müşteri 1989 yılından beri ileri teknolji ürünü istekleri ve uluslararası kurallar çerçevesinde hücumbot, ticari tekne, yat dizayn ve inşa kompozit teknolojisinde; yüksek süratli, etmektedir. Tersanede üretim, AQAP2120 yüksek manevra kabiliyetli ve yüksek Kalite Güvence Sistemine tam uyumlu olarak denizcilik özelliklerine sahip botların yapılmakta ve mühendislik ve gemi inşası, inşasında, dünyada önder tersaneler Det Norske Veritas (DNV) klaslama arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ve kurallarına ve denizcilik standartlarına uygun Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca yürütülen olarak yürütülmektedir. birçok milli projeye imza atan Yonca-Onuk Ortaklığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın Mühendislik ve Endüstriyel Dizayn dış satıma önem veren desteğinden de güç Yonca-Onuk A. Ortaklığı, kendi tasarım ve alarak uluslararası piyasada da kendini mühendislik kabiliyetlerine sahip kendi kanıtlamış ve Pakistan, Gürcistan, Malezya, Firmalarımızın 25 Yılı Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği Sahil Güvenlik Botu” alımı için açılan ihaleyi ONUK MRTP20 Geliştirilmiş Ani Müdahale ihracatlara ilaveten şimdi de Mısır, Malezya de yine tamamen milli imkanlarla geliştirilen Botlarının sujetli versiyonu olan ONUK ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortak üretime ONUK MRTP29 botlarıyla kazanan Yonca- MRTP20/U botlarından 2 adedi 2008 yılı başlamıştır. Onuk Ortaklığı daha yüksek tonajlı botlarda içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na da Türk tasarımı/Türk üretimi çizgisini teslim edilmiştir. MRTP (Multi Role Tactical Platform) sürdürdü. Bu ihale kapsamında teslim edilen (Çok Amaçlı Taktik Platform) Konsepti Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca açılan dokuz adet ONUK MRTP29 Sahil Güvenlik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Su Altı Taarruz 1996 yılında talihsiz bir trafik kazasında genç Botu da Sahil Güvenlik Komutanlığımızın Timleri için intikal botu (SAT) ihalesini de yaşta kaybettiğimiz Kaan Onuk tarafından envanterinde başarıyla görev yapmaktadır. Yonca-Onuk Ortaklığı kazanmıştır. Bu yaratılan MRTP konsepti’nin program 90 tonluk Sahil Güvenlik Botu projesinin kapsamda tamamen milli imkanlarla dizayn hedefleri, ileri teknolojileri kullanarak çok onuncu botu Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve inşa edilen 2 adet ONUK MRTP22/U botu maksatlı taktik platform (MRTP) konseptini ve Yonca- Onuk Or taklığı tarafından 2010 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutan- geliştirmek ve kanıtlamak doğrultusunda desteklenen ARGE projesi kapsamında lığı’na teslim edilmiştir. maliyet, tekne büyüklüğü, mürettebat sayıları, ONUK MRTP33 olarak inşa edilmiş ve ilk bot tespit edilebilme imkanı AZALTILIRKEN; Yonca - Onuk Ortaklığı, Savunma Sanayii TCSG 301 2004 yılında Sahil Güvenlik menzilin, görev/silah yükünün, hızın, sığ Müsteşarlığı’nca yürütülen projeler kapsa- Komutanlığı’na teslim edilmiştir. Bu sularda hareket kabiliyetinin, güvenilirlik/ mında Sahil Güvenlik Komutanlığı dışında kapsamda bugüne kadar SGK na 13 adet göreve hazır olma/bakım kolaylığının, başka kuruluşlar için de tekneler üretmiştir. “Kaan33” sınıfı bot teslim edilmiştir. Bu kapsamda bu güne kadar, Gümrük Sahil Güvenlik Komutanlığı Yonca - Onuk Muhafaza Genel Müdürlüğüne üç adet Ortaklığı'nın ürettiği MRTP botlarına Kaan ONUK MRTP15 ve dört adet ONUK MRTP16, adını verdi. Kaan’ın babası, Yonca-Onuk Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Dr. 4 adet ONUK MRTP16 botu teslim edilmiştir. Ekber Onuk, "Poyraz kanallarında "Kaan" kod Bugün Kaan sınıfı botlar tamamen Türk adlı botları konuşurken duymak bize mühendisleri ve Türk uzmanlar tarafından bambaşka duygular veriyor." diyor. geliştirilip Yonca - Onuk tersanesinde inşa modülerlik ve konfigürasyon değiştirme özelliğinin, değişik görev yapabilme (Multi Mission) kabiliyetlerinin ARTTIRILMASI amaçlanmış ve sağlanmıştır. İleri kompozit tekne yapısı MRTP programının en önemli ögelerinin başında gelmektedir. Bu sayede ağırlığın azaltılması ile performansın, taşıma kapasitesinin artması, yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir. Bugün Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda 18 Korozyona üstün dayanıklılık daha uzun adet Kaan15, 1 adet Kaan19, 9 adet Kaan29 ve hizmet ömrü ve çok daha ucuz bakım imkanı 13 adet Kaan33 görev yapmaktadır. elde edilebilmektedir. Yüksek hız, denizcilik Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca yürütülen ve manevra yeteneği yanı sıra geliştirilmiş yeni proje kapsamında, Sahil Güvenlik akustik/manyetik/IR/RKA iz kontrolu kritik Komutanlığı için 17 adet ONUK MRTP20 ortamlarda tehditten kaçınma/fark edile- inşasını öngören sözleşme imzalanmış olup meme konusunda nicel üstünlük sağlayarak Kasım 2010 da yürürlüğe girmiştir. Projenin 2 başarı ve güven sağlamanın anahtarı yıl içinde tamamlanması ön görülmektedir. olmaktadır. Savunma Sanayii Müsteşarlığının, 1996 yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacı doğrultusunda altı adet bot alımı için açtığı uluslararası ihaleyi yerli dizayn tek teklifi veren Yonca-Onuk A. Ortaklığı tamamen milli imkanlarla tasarlanan ONUK MRTP15 Ani Müdahale Botu ile kazandı. İlki 1998'de teslim edilen ONUK MRTP15 botlarından halen Sahil Güvenlik Komutanlığı’mızın envanterinde 18 adet bulunmakta ve arama/ kurtarma, devriye, kaçakçılık ve yasa dışı avlanma ile mücadele gibi görevlerde başarıyla kullanılmaktadır. 1998 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yine Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacı doğrultusunda 10 adet “90 Tonluk ediliyorlar. Aselsan'ın geliştirdiği silahlarla donatılan MRTP'ler Pakistan özel kuvvetleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan ve Malezya tarafından da beğeniyle kullanılıyor. Geleceğin hücumbotu olarak tasarlanmakta olan güdümlü mermi ve yüksek kalibreli topla teçhiz edilecek ONUK MRTP41 (45m, 50 knot) üstün sürat ve manevra kaabiliyeti yanı sıra 500-600 tonluk bir hücumbot denizci- 75 liğine sahip olmak üzere geliştirilmektedir. 2. Savunma Sanayii Müsteşarlığı göstermiştir. Bu artış aşağıdaki tabloda Yonca-Onuk Ortaklığı kuruluşundan bu yana sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve belirtilmiştir. gelişimine büyük bir azim ve kararlılıkla tecrübeler; 2009 yılı SSM nın açmış olduğu ulusal ve uluslararası Ciro, İhracat ve Katma değer 2001 yılı devam etmektedir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 1985 yılında kuruluşu ile birlikte bu ihaleler yoluyla kazanılan projeler çerçe- Yıllık Ciro 4.996.765,00 35.987.308,00 TL gelişme daha da ivme kazanmış olup vesinde çeşitli boyutlarda ve özelliklerde İhracat toplamı 0 7.987.308,00 $ US Savunma Sanayii Müsteşarlığının destek ve ürünler dizayn edilerek bu ürünlerin tasırım %40 %55 katkılarıyla oluşan bu gelişmeler şöyle ve mühendislik hesapları tamamlanmıştır. Yurt içi katma değer % özetlenebilir; Başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere, TUBİTAK, TTGV ve diğer önemli yerli 4. Personel sayısındaki artışlar; 1. Organizasyon yapısındaki ve yabancı kuruluşlarla sürdürülen ortaklaşa Ortaklığımızın çalışan personel sayısı da değişiklikler; projeler ve işbirliği, SSM desteğinde gelişen projeler doğrultusunda önemli bir tamamlanan ARGE projeleri çerçevesinde artış göstermiştir. Bu artış da aşağıdaki mevcut kompozit teknolojisi ile süratli tabloda açıkça gözlemlenebilir. Firmanın mevcut organizasyon yapısı MSB/SSM’nın koyduğu esaslar çerçevesinde, MSB Üretim Müsade Belgesi ve Tesis Güvenlik Belgesi koşullarına uygun düzenlemeler yapılarak söz konusu belgeler temin edilmiştir. Ayrıca, Ortaklığımız MSB dan AQAP2120 Üretimde Kalite Güvence sertifikası almış ve imalat söz konusu müdahale, karakol ve hücum botları inşasında dünya standartları seviyesine ulaştırılmıştır. Kuruluşumuz 2003 yılında, ONUK MRTP “Çok Amaçlı Taktik Platform ” Projesi ile TUBİTAK - TTGV – TUSİAD Tarafından verilen V. Teknoloji Başarı Ödülüne layık görülmüştür. kurallara uygun hale getirilmiştir. Kalite kuralları ve dokümantasyon, SSM yönergeleri 3. Ciro, İhracat Yurtiçi katma değerdeki çerçevesinde yeniden düzenlenerek, Kalite artışlar; Yönetim Planı ve Konfigürasyon Yönetim Planı Savunma Sanayii Müsteşarlığ’nın kurulu- tüm projeler için uygulanmaya başlanmıştır. şundan buyana geçen sürede Ortaklığımızın yıllık cirosu ve ihracatı belirgin bir artış Savunma Sanayii Müsteşarlığı destek ve katkılarıyla yürütülen ARGE projeleri ve ulusal ve uluslararası projelerle kazanılan tecrübeler sayesinde Yonca-Onuk Ortaklığı kuruluşunda belirlediği ileri kompozit teknolojisi ile süratli botlar dizayn ve inşasında dünya lideri olma hedefine ulaşmıştır. Mühendis 1998 2009 11 22 Teknisyen 8 13 İşçi 71 144 Toplam 90 179 Firmalarımızın 25 Yılı ASELSAN 1- Müsteşarlığın Kuruluşundan İtibaren Kuruluşumuzun Organizasyon Yapısındaki Değişiklikler 2006 YÖNTİM KURULU GENEL MÜDÜR BİLGİ YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ MALZEME İKMAL ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME SÖZLEŞMELER Haberleşme Cihazları Grup Başkanlığı Mikroelektronik Güdüm ve Elektrooptik Grup Başkanlığı Mikrodalga ve Sistem Tekonolojileri Grup Başkanlığı Mali İşler Grup Başkanlığı 2010 GENEL MÜDÜR MALİ İŞLER İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ STRATEJİ YÖNETİMİ ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME BİLGİ YÖNETİMİ SÖZLEŞMELER MALZEME İKMAL BASKI DEVRE Haberleşme Cihazları Grup Başkanlığı Mikroelektronik Güdüm ve Elektrooptik Grup Başkanlığı Radar, Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri Grup Başkanlığı Savunma Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı 77 2- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN İTİBAREN MÜSTEŞARLIK SAYESİNDE KAZANILAN TEKNOLOJİ, YETENEK VE TECRÜBELER A. Helikopter Elektronik Harp Sistemleri (HEWS) Projelerinde SSM ile imzalanmış sözleşmeler kapsamında kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda sıralanmıştır. 1. Helikopterler üzerinde sistem entegrasyonu tecrübesi kazanımı a. İlk kez Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi (IRCM) entegrasyonu ile başlanan çalışmalar kapsamında K.K.K.lığı envanterindeki çeşitli tip ve sayıdaki helikopterlere entegrasyon ASELSAN ana yükleniciliğinde gerçekleştirilmiştir. Bu sayede helikopterlerin elektriksel ve mekanik yapıları hakkında bilgi edinilmiş ve ASELSAN’a verilen görev başarı ile yerine getirilmiştir. b. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) ve Karşı Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi kapsamında, TSK helikopterleri üzerinde yapılan detaylı mühendislik çalışmaları sayesinde: I. Helikopterlerde mevcut alt sistemler ile MWS ve CMDS sistemlerinin mekanizasyonu II. Harici yük analizleri, yapısal ve aerodinamik hesaplamalar, yorulma, dayanım ve güvenilirlik analizleri III. Uçuş güvenliğini ilgilendiren, harici yük, güvenli ayrılma analizleri ve mühimmat atışlı testler IV. Elektromanyetik Uyumluluk ve girişim denemeleri, V. Helikopter üzerinde bulunan diğer elektrik-elektronik ve mekanik sistemlerle mekanizasyon çalışmaları tamamlanmıştır. c. Gerçekleştirilen proje faaliyetleri sırasında, 5. ABMK.lığı ile doğrudan çalışma imkanı sağlanmış, bu sayede TSK platformlarına entegrasyon konusunda ülkemizdeki mevcut bilgi birikimi ve tecrübenin üst düzeyde kullanılması sağlanmıştır. d. Projelerde kazanılan imkanlarla, helikopter platformlarına tamamen milli kaynaklar ile elektronik harp sistemlerinin entegrasyonu gerçekleştirilmiştir. 2. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) Projesi kapsamında Morötesi (UV) teknolojisi ile ilgili teknolojiler ülkemize kazandırılmış, varolan teknik birikim ilk kez profesyonel anlamda bir ürüne dönüştürülmesi sağlanmıştır. a. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi, Nano Teknoloji Araştırma Merkezi’ne (NANOTAM) MOCVD Reaktör yatırımı gerçekleştirilmiştir. İlk kez Aliminyum Galyum Nitrat (AlGaN) malzemesi büyütülmesi başarılmıştır. Bu sayede; I. UV spektrumunda işaretleri algılayabilen hassas dedektörlerin imalatı ülkemizde ilk kez gerçekleştirilebilmiştir. II. GaN teknolojili transistör imalatı yapılabilmesi imkanı elde edilmiş ve MWSTU Projesi kapsamının dışında da ileri teknolojili ürünlerde kullanılabilecek yarı iletken teknolojisine bir başlangıç yapılmıştır. b. Ülkemizde 1. ABMK.lığında bulunan görünür optik üretim altyapısına ilave teknoloji ve ekipman desteği ile MWS-TU Projesinde üretilen sensörlerin objektiflerinde kullanılan küresel ve küresel olmayan mercekler büyük oranda yurtiçinden karşılanmıştır. c. ASELSAN’da UV bandında çalışan elektrooptik birimlerin üretim ve test altyapısı kurulmuş, doğrulanmış ve üretim yapılmıştır. 3. Karşı Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi kapsamında a. Ülkemizde ilk kez helikopter platformlarında kullanılmaya uygun karşı tedbir atıcı sistemi (chaff/flare atıcısı) geliştirilmiş ve kalifiye edilerek TSK helikopterlerinin elektronik harp kendini koruma sistemi olarak kullanılmaktadır. b. Chaff ve flare mühimmatı tasarım ve üretim teknolojisi MKE Kurumuna kazandırılmış ve ülkemizin ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanmasına yönelik üretim ve test altyapıları kurulmuştur. c. TSK platformlarının Kızılötesi İz Ölçümü yapılabilmesi maksadıyla ASELSAN tarafından Kuzgun IRSM sistemi geliştirilmiş ve çeşitli platformların iz ölçümleri yapılmıştır. Bu sistem hava platformlarının uçuşu esnasında otomatik hedef izleme, aynı anda ölçüm yapma yetenekleri ile IR bandında platformun izini çıkarabilen dünyadaki en ileri teknolojili sistem olup, tamamen Aselsan tarafından tasarlanıp doğrulanmış ve iz ölçümleri başarı ile tamamlanmıştır. d. Platformların Radar Kesit Alanı hesaplamalarına yönelik Bilkent Üniversitesi Hesaplamalı Elektromanyetik Merkezi’nde (CEM) altyapı sağlanmış ve bilgi birikimi oluşturulmuştur. Bu sayede TSK hava araçlarının radar kesit alanları yüksek doğrulukla hesaplanmış ve kullanılan altyapı ile Bilkent Üniversitesi çok bilinmeyenli elektromanyetik problemleri çözme konusunda dünya rekorunu elde etmiştir. e. Ülkemizde ilk kez tamamen gerçek verilere dayalı bir füze-platform angajmanı için bilgisayarlı simülasyon sistemi geliştirilmiş, aynı zamanda EH karşı tedbir geliştirme maksatlı olarak Kapalı Döngü Simülatör (HITL) sistemi geliştirilmektedir. 4. Radar İkaz Almacı (RİAS), RF Karıştırıcı (RFKS), Lazer İkaz Almacı (LİAS) ve Süit Merkezi Yönetim Bilgisayarı (SMYB) geliştirme ve Platformlara Entegrasyonu Projesi kapsamında: a. Ülkemizde ilk kez ve tamamen milli imkanlar kullanılarak TSK helikopterleri için RİAS, RFKS, LİAS ve SMYB alt sistemlerinden oluşan bir elektronik harp kendini koruma sistemi geliştirilmektedir. b. Projede geliştirme yoluyla Teknik Üreteci, Sayısal Radyofrekans Hafıza Birimi (DRFM), Aktif Elektronik Taramalı Faz Dizili Anten (AESA), Sayısal Almaç gibi ileri teknoloji ürünleri milli imkanlar kullanılarak Aselsan tarafından geliştirilmiştir. c. Çalışmalar kapsamında, ülkemizdeki üniversiteler, araştırma kuruluşları ve şirketlerin bilgi birikiminden ve özgün teknolojik çözümlerinden faydalanılmıştır. d. Projede ODTÜ Mikro Elektronik Tasarım (MET) Merkezi, Mikro Elektromekanik Sistemler (MEMS) konusunda kazanılmış yeteneğin mikrodalga frekanslarına genişletilmesi ve uzmanlaşması için gerekli cihazlarla donatılmış ve radar/elektronik harp sistemlerinin geliştirilmesinde kritik öneme haiz yapıtaşlarının geliştirilmesi ve ASELSAN ürünlerinde kullanılması için önemli aşamalar kaydedilmiştir. e. Proje kapsamında geliştirilen sistem, özellikleri itibarıyla henüz dünyadaki hiçbir Firmalarımızın 25 Yılı ülkenin silahlı kuvvetlerinde bulunmayan ve dünyada ilk olacak bir elektronik harp kendini koruma sistemidir. f. ASELSAN Elektronik harp kendini koruma sistemi, proje sözleşmesine uygun olarak tamamen milli imkanlarla TSK platformlarına entegre edilecektir. 1. SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi birikimi ve nitelikli insan gücünün yönlendiril- kapsamında ülkemizde ilk kez ve tamamen mesindeki maharetin bulunduğu, milli imkanlar kullanılarak hava platformları için Özgün Yapay Açıklıklı Radar (SAR) sistemi geliştirilmiştir. Bu projede ilk defa ASELSAN ve TUSAŞ tarafından bir radar sisteminin hava platformuna entegrasyonu gerçekleştirilmiş ve radar uçuş testlerinden B. Elektronik Destek (ED) ve Elektronik Taarruz (ET) Sistemleri Projelerinde SSM ile imzalanmış sözleşmeler kapsamında kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda sıralanmıştır. başarıyla geçmiştir. 1. Radar ED/ET Sistemleri geliştirilmiş ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mobil platformda aktif sistem yeteneği kazandırılmıştır. Proje kapsamında geliştirilen özel almaç yapısı sayesinde, bu alanda dünyadaki gelişmiş ülkelerin kullandığı teknolojiler ile aynı seviyeye gelinmiştir. Bu proje, halen devam eden veya projelendirme aşamasında olan bir çok proje için örnek teşkil etmektedir. 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan Kara Platformu Uzaktan Karıştırma Sistemi Projesi kapsamında faz dizili anten yapısı ile radarları karıştırma yeteneğine sahip sistem geliştirilmektedir. Bu yetenek, halen projelendirme aşamasında olan Hava Platformu Uzaktan Karıştırma Sistemi için de önemli bir kazanç olacaktır. 4. Haberleşme Elektronik Harp alanında HF Dinleme ve Kestirme Sistemleri geliştirilmiş ve teslim edilmiştir. sonuçların, savunma sanayiinde teknolojik olarak kritik eşiğin aşıldığı, ülkemizin bağımsızlığına büyük katkıları olduğu ve bu aşamaya gelen sanayimize katkıda bulunmaktan dolayı büyük mutluluk ve kıvanç duyduğumuzu ifade etmek isteriz. 2. Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için 3- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN geliştirilen ve faz dizili anten yapısında olan İTİBAREN CİRO, İHRACAT, YURTİÇİ Hava Savunma Sistemleri Mobil Arama KAŞILAMA ORANLARINDAKİ Radarı projesinde sayısal huzme yönlen- DEĞİŞİKLİKLER dirme gibi gelişmiş radar teknolojileri kazanılmaktadır. Toplam Satış (000 USD) Yıllar İhracat (000 USD) Yİ Karşılama Oranı (%) 3. Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma 1985 40.408 12.389 Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için 1986 56.153 12.922 geliştirilen Hava Savunma Sistemleri Atış 1987 49.583 11.648 40 Kontrol Radarı projesi kapsamında ülkemizde 1988 43.172 11.093 52 ilk kez ve tamamen milli imkanlar kullanılarak 1989 46.538 11.558 76 bir atış kontrol radarı geliştirilmektedir. 1990 69.142 12.465 51 1991 74.281 10.078 43 1992 108.472 21.855 57 1993 135.818 42.854 58 1994 130.210 22.612 54 1995 146.613 34.564 47 1996 154.401 30.443 49 1997 172.405 23.784 42 1998 174.235 16.062 54 1999 195.781 23.596 42 2000 224.475 28.158 50 2001 213.232 19.362 66 2002 210.943 12.253 69 2003 209.789 32.795 60 2004 258.217 32.850 61 1. TSK tarafından belirlenen gereksinimlerin, 2005 318.046 22.362 61 SSM tarafından kurgulanan akılcı tedarik 2006 341.480 9.143 60 yöntemleri ile, Aselsan tarafından karşılana- 2007 478.301 21.500 56 bildiği, 2008 535.476 67.469 53 2009 572.361 59.297 66 TOPLAM 4.959.532 603.112 61 4. 3 Boyutlu Arama Radarı Projesi kapsamında deniz platformları için ihtiyaç duyulan arama radarlarının üretimi ve platformlara entegrasyonu azami yerli katkı ile gerçekleştirilmektedir. Bu projede, S-Bant Katı Hal Gönder me/Alma Modülleri ASELSAN tarafından özgün olarak geliştirilmiş, radarın radom, soğutucu kabini gibi kritik birimlerine 3. Deniz platformu ED Sistemi geliştirilmiş ve Milgem Projesi kapsamında birinci gemiye entegrasyonu tamamlanmıştır. Halen projelendirme aşamasında olan denizaltı projeleri kapsamında ihtiyaç duyulan ED Sistemleri özgün olarak ASELSAN tarafından geliştirilen sistemler kullanılarak karşılanması planlanmaktadır. 3. Bugüne kadar elde edilen başarılı ilişkin teknolojilerin yurt içi alt yükleniciler tarafından kazanılması sağlanmıştır. D. Tüm bu projelerden elde edilen tecrübeler ışığında : 2. Projelerde ASELSAN tarafından elde edilen başarıların temelinde, 5. Önleyici Elektronik Harp alanında araç ve taşınabilir karıştırma/köreltme sistemleri geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur. Bunların içinde olan Pasif Köreltme Sistemi, halen dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir yetenektir. C. Radar Projelerinde SSM ile imzalanmış sözleşmeler ve bunlar kapsamında kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda sıralanmıştır: a. SSM ile yürütülen çalışmalarda oluşan 4- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN sinerjinin, İTİBAREN PERSONEL SAYISINDAKİ b. Aselsan’ın sahip olduğu teknolojik altyapı DEĞİŞİKLİKLER ve birikimin birlikte çalışılan diğer firma ve Yıl Toplam Personel Sayısı 1984 1724 c. Temel teknolojilerin gelişimine gösterdiği- 1990 2000 miz önem ve inancın, 1995 2336 d. Ülkemizdeki üniversite, araştır ma 2008 3127 kuruluşları ve firmaların sahip olduğu bilgi 2010 3900 kuruluşlara aktarılmasındaki başarının, 79 5- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN İTİBAREN SSM PROJE EKİPLERİYLE SAĞLANAN PROJELERLE İLGİLİ TESTLERE, TOPLANTILARA VE TÖRENLERE İLİŞKİN ÖZEL FOTOĞRAFLAR. 15 Şubat 2002 SSM İmza Töreni - Eylül 2006 Altay İmza Töreni - Temmuz 2008 PİTON ve BOA Objektif Tak. Müş. Üretim İmza Töreni - Aralık 2009 30 Nisan 2009 ASELSAN - MKEK İşbirliği Anlaşması Nisan 2009 FAMAE - ASELSAN Göktürk Projesi İmza Töreni - Temmuz 2009 Havadan Taşınabilir 105mm Hafif çekişli Obus Projesi - Kasım 2009 Firmalarımızın 25 Yılı TUSAŞ TÜRK Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. 1.Giriş : makine ve teçhizatla donatılmış modern 15 Mayıs 1984 tarihinde yabancı ortaklı bir tesislerinde yürüten TUSAŞ ayrıca, savunma- şirket olarak kurulan TUSAŞ, kısa sürede temel alt yapı çalışmalarını tamamlayarak Türkiye’de F-16 uçaklarının müşterek üretimine başlamıştır. Zaman içerisinde idari ve teknik yapısı ile projelerinde önemli gelişmeler olan TUSAŞ, 2005 yılında yabancı hisselerin satın alınarak milli bir şirkete dönüştürülmesinden sonra Türkiye’de uçak, helikopter, insansız hava araçları (İHA) ve uydu gibi hava-uzay platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu, havacılık kabiliyet tabanını geliştirmek, üniversite ve belirli alanlara odaklanmış küçük-orta ölçekli teknolojik şirketler ile ortak sinerji yaratmak üzere mühendislik esaslı faaliyetlerin bir bölümünü ODTÜ-Teknopark yerleşkesinde yürütmektedir. Dünyaca kabul görmüş NATO AQAP-2110, ISO-9001:2000 ve AS EN 9100 sertifikasyonlarına sahip olan TUSAŞ’ta Aralık 2010 tarihi itibarıyla 1486’sı mühendis olmak üzere toplam 3537 nitelikli personel çalışmaktadır. modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri Kuruluş yıllarında tek bir proje “F-16 alanlarında bir teknoloji merkezi haline uçaklarının müşterek üretimi projesi’’ ile işe gelmiştir. TSKGV’nın bağlı ortakları arasında başlayan TUSAŞ; takip eden yıllarda SSM yer alan TUSAŞ’ın ikinci büyük hissedarı tarafından başlatılan savunma-havacılık SSM’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin projelerine etkin bir biçimde görev Modernizasyonu amacıyla SSM tarafından alabilmek, yerli katkı payını artırmak, tasarım- başlatılan tüm ulusal havacılık projelerinde mühendislik alt yapısını kurmak, ihracat önemli görev ve sorumluluklar üstlenen potansiyelini geliştirmek, yeni teknolojilere TUSAŞ aynı zamanda SSM tarafından adapte olmak ve teknolojik gelişmeler yürütülen A400M ve JSF gibi uluslararası katılım projelerinde önemli iş paylarına sahiptir. Hiç kuşkusuz ki TUSAŞ’ın bu gelişiminde milli ve modern bir savunma sanayinin geliştirilmesini hedefleyen, ileri teknoloji yatırımlarını ve araştırma-geliştirme faaliyetlerini teşvik eden SSM ’nin politika ve uygulamalarının önemli bir rolü bulunmaktadır. doğrultusunda kendini yenileyebilmek, yerli sanayi alt yapısını destekleyerek bu olanaklardan olabildiğince yararlanmak, satış sonrası destek hizmetlerini sunmak, dinamik bir yapıya kavuşmak ve nihayet stratejik hedefleri arasında yer alan “TSK’ya Egemen Sistemler Sağlamak’’ amacıyla organizasyonunu sürekli gözden geçirerek gerekli görülen değişiklik ve iyileştirmeleri yapmıştır. TUSAŞ’ın organizasyon yapı- Faaliyetlerini Akıncı-Ankara’da bulunan 5,000 sındaki gelişmeler aşağıda özetlenmiş ve dönüm alanda yaklaşık 225,000 metrekare bugünkü organizasyon yapısı şekilde göste- kapalı alandan oluşan ileri teknoloji ürünü rilmiştir. 81 2.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ organizasyonunda gerçekleşen değişiklikler: ? Kuruluşunda F-16 projesinin ortak üretim çalışmalarına başlanırken, ilk organizasyon yapılanmasında o zamanki ABD’li ortağı General Dynamics'ten (daha sonra Lockheed Martin olmuştur) destek almak üzere bazı yönetici pozisyonları Yönetim Direktörünü (Genel Müdür) de kapsayacak şekilde ABD’lilerden oluşturmuştur. ? 1990 yılına gelindiğinde yeterli deneyime sahip olunması sebebiyle GD yöneticileri, görevlerini atanan Türk yöneticilere devretmiş, F-16 projesi dışında yeni iş arayışları, iş geliştirme faaliyetleri için Proje Geliştirme Direktörlüğü ihdas edilmiştir. ? 1991 yılından sonra F-16 projesi dışında CN-235 ve SF-260D uçaklarının üretimi için sözleşmelerin imzalanmasını takiben organizasyon bu projeleri de kapsayacak şekilde değiştirilmiş, montaj ağırlıklı başlayan ve detay parça, takım imalatı ile fazlar halinde gelişen üretim alt yapısı yeni projelerin ihtiyaçları doğrultusunda kompozit imalatını da içerecek şekilde genişletilmiştir. ? 1996-1997 yıllarında yapılan organizasyon ve alt yapı değişiklikleri ile başarılı üretim faaliyetleri gerçekleştirmenin yanı sıra, malzeme ihtiyacını planlayan, satın alan, alt sözleşme faaliyetlerini yürüten bir kurum haline gelinmiştir. ? 1998 yılından itibaren Yönetim Direktörlüğü (Genel Müdür) görevi de Türk ortağa devredilmiş, daha yoğunlaştırılmış bir yapılanmaya gidilmiş, fonksiyonlar ana ve destek olarak sınıflandırmaya tabi tutulmuş, mühendisliği hazır üretimi başarıyla tamamlayabilen, bunların yanında az sayıda mühendislik desteğiyle sadece birkaç münferit projeyle arge çalışması yürütebilen yapıdan, planlayan, tasarlayan bir yapıya dönüşümün ilk aşamasında Tasarım ve Mühendislik İcra Direktörlüğü oluşturulmuştur. başlanmış, 2000 yılında alt sözleşme faaliyetlerinin artmasıyla birlikte ayrı bir b i r i m h a l i n e g e t i r i l m i ş t i r, ATA K Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri Programı’nın ana yüklenicisi olmasını takiben, organizasyon bu projenin hazırlıklarını yapmak üzere oluşturulan birim sebebiyle değiştirilmiştir. ? 2003 yılında A400M programının tasarım faaliyetlerinin başlamasını takiben organizasyon yapısında Tasarım ve Mühendislik Direktörlüğü’ne projelerin teknik yönetiminin de sağlanması amacıyla bir müdürlük eklenmiştir. ? 2005 yılında şirketin yabancı hisselerinin satın alınarak millileştirilmesi, TAI-TUSAŞ birleşmesi paralelinde organizasyon ve üst yönetim değişiklikleri yapılmış, yürütülen projelerin sayısının ve içerdiği sorumlulukların artmasıyla Askeri/Ticari Program yönetimi yapılanması yerine ana projeler için ayrı Program Yönetimi yapılmasını sağlamak üzere organizasyon genişletilmiştir. ? 2006 yılında tasarım ve mühendislik projelerine ağırlık verilmesi sebebiyle geliştirilecek ürünlerin teknik yönetimini sağlamak üzere organizasyon genişletilmiş, yapısal tasarım ve mühendisliğin yanı sıra aviyonik ve elektrik sistemleri alanında gelişmeler paralelinde ilgili birim ihdas edilmiştir. sayılarının üç haneli sayılara ulaşması, Silahlı Kuvvetlerimize Egemen Sistem sağlamak hedefiyle özgün ürünler üzerinde çalışmalar ile proje içeriklerinin ve sorumluluklarının artması neticesinde yetki ve sorumlulukların gruplar altında olabildiğince optimize edilebilmesi, proje esaslı olmayan ve ürün gruplarına dağıtılamayan disiplinlerin ortak hizmet sağlayıcı şeklinde görevine devam etmesi kararı doğrultusunda ürün bazlı yapılanma çerçevesinde geniş çaplı olarak değiştirilmiştir. TUSAŞ tarihindeki en önemli organizasyon değişikliği şirketin bugünkü gelişimi ve stratejik hedeflerinin gerçekleşmesine olanak sağlayan temel yapıyı oluşturmaktadır. ? 2007 yılından günümüze kadar alınan projelerin artması ve yeni sorumluluklar sebebiyle Entegre Uçak ve Entegre Helikopter gruplarında yeni birimlerin yanı sıra, tesis ve insan kaynakları yönetimlerinin örgütlenmesini sağlamak üzere yeni birimler oluşturulmuş, şirketimizin yürütmekte olduğu proje/ programlar kapsamında tasarımın idame edilebilirlik açısından desteklenmesi, ürünün ömür boyu işletimi için alt yapının oluşturulması, ürün garantisinin takibi, performans bazlı lojistik destek sağlanması ve benzeri lojistik faaliyetlerin bir arada yürütülmesi amacıyla Lojistik Hizmetleri Başkanlığı ihdas edilmiştir. ? 2007 yılında TUSAŞ organizasyonu; proje DENETİM KURULU YÖNETİM KURULU İÇ DENETİM VE DEĞERLENDİRME KURULU BAŞKANLIĞI GENEL MÜDÜR GENEL SEKRETERLİK UÇUŞ İŞLEMLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÜRETİM BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI BAŞKANLIĞI TEKNİK HİZMETLER BAŞKANLIĞI MALİ İŞLER BAŞKANLIĞI TESİSLER VE VARLIK YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI KURUMSAL YÖNETİM SİSTEMLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİK PLANLAMA VE ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ BAŞKANLIĞI LOJİSTİK HİZMETLER BAŞKANLIĞI ? 1999 yılında TUSAŞ'ın askeri projelerinin yanı sıra sivil programlarının ve ihracatının da belirli seviyelere gelmesiyle askeri ve sivil projeler için ayrı program yönetimi ve üretim yapılanmaları oluşturulmaya YAPISAL VE UYDU GRUP BAŞKANLIĞI ENTEGRE UÇAK GRUP BAŞKANLIĞI Şekil 1 : TUSAŞ Organizasyon Şeması ENTEGRE HELİKOPTER GRUP BAŞKANLIĞI Firmalarımızın 25 Yılı 3.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ’ın Personel sayısındaki gelişmeler : 1984 yılında kurulmasını takiben F-16 uçaklarının ortak üretim projesi kapsamında faaliyetlerine başlayan TUSAŞ, o dönemde gerekli altyapı çalışmaları ile üretim faaliyetlerini planlamak ve yürütmek üzere % 20’si mühendis olan 900 kişilik bir işgücü ile mühendisliği hazır F-16 üretimi projesine özgü yapılanmaya gitmiştir. Bu yapılanma çok yalın haliyle F-16 üretimi için Amerikalı ortağın öngördüğü şekilde kurulmuş, o zamanki işgücü için en önemli husus dil bilmek ve mühendislik bilgisini sadece uygulama için kullanmak şeklinde belirlenmişti. ABD’de bulunan tesisin daha küçük bir modeli olarak kurulan organizasyon yapısı iş başı eğitimleriyle desteklenerek, öğretilen işin hatasız ve istenilen kalitede üretilmesi öngörülerek başarıya ulaşılması hedeflenmişti. Bu görev, çekirdek kadro ile oldukça başarılı gerçekleştirilmiş ve program başladığı şekilde her zaman plana uygun ve istenilen kalitede yürütülerek F-16 uçakları müşteriye sunulmuştur. F-16 Program faaliyetleri planlanan şekilde 100 personelden başlayarak 1992 yılında en fazla 2380 kişiye ulaşmış, bu süre zarfında F-16 projesine ek olarak, 1987 yılından itibaren, Mısır Hava Kuvvetleri için F16, Türk Hava Kuvvetleri için ise SF-260 Eğitim ve CN–235 Ulaştırma uçağı projeleri ile gerçekleştirilmiştir. Şirketimizin ağırlıklı olarak F-16 Programı kapsamında azami personel sayısına ulaştığı yıllarda yukarıda sunulan projelerle edinilen üretim tecrübesi, imalat mühendisliği ve kalite mühendisliği faaliyetlerinin yanı sıra, hedef olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede iş gücü yapısı üretenden çok planlayan, tasarlayan, satın alma yapan, alt sözleşme yönetimini gerçekleştiren ve dünya firması kalitesinde müşteri memnuniyeti sağlayan bir alt yapıya dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu alt yapı çalışmaları yukarıda özetlenen organizasyon değişikliklerinin yanı sıra gelişim olanaklarını ve farklılaştırmayı da beraberinde getirmiştir. Kuruluşundan bu yana geçen 26 yıl içinde önemli bir yeri bulunan ve 2003 yılından başlayarak 2005 yılı sonuna kadar devam eden Yeniden Yapılanma, yabancı hisselerinin TUSAŞ tarafından satın alınarak şirketin millileştirilmesi, TAI – TUSAŞ Birleşmesi, şirket üst yönetiminde ve organizasyonunda yapılan değişiklikler, Şirket Stratejik Planının hazırlanması ve şirket çalışanlarının şirket hedefleri doğrultusunda gelişmelerini sağlayacak eğitim/gelişim planları ile kariyer sisteminin devreye alınması ve gelecekte şirket yönetici kadrolarına getirilecek çalışanların belirlenerek yedekleme planlarının hazırlanması İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında yoğun ve kapsamlı çalışmaların yapılmasını gerektirmiş ve bu faaliyetler bir plan dahilinde gerçekleştirilmiştir. Şirketin geliştirilmesi ve yeni iş alanları yaratılmasına yönelik şirket yönetimi tarafından yürütülen yoğun girişim ve çalışmalar sonucu şirket bünyesine alınan yeni program ve projelerle istihdam sayısı 2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde kademeli olarak artmaya, iş yapış şekli ise emek yoğundan bilgi yoğuna dönüşmeye başlamıştır. kazanılmıştır. Yeni alınan iş alanlarının gerektirdiği nitelikte personel istihdamı nedeniyle teknisyen ağırlıklı mevcut işgücü yanında mühendis ve özellikle tasarım mühendisi sayılarında artış sağlanmış, 2003 yılında 400 olan mühendis sayısı 1464’e, 117 olan tasarım mühendis sayısı ise 895’e ulaşmıştır. 2003 yılı sonunda istihdam edilen çalışan sayısı 1717 iken, bu sayı 2010 yılı sonunda 3537’ye yükselmiştir. 1996-1997 yıllarına gelindiğinde mühendisliği hazır üretimi çok başarılı şekilde planlayıp, tamamlayabilen bir alt yapı ortaya çıkmıştır. Bu tarihlerden sonra artık yeni iş arayışlarına girmek, kazanılan tecrübeyi katma değeri yüksek işlere çevirmek ve ülke kalkınmasına bu yönde fayda sağlamak yeni Son altı yıl içinde 919 çalışanımız çeşitli nedenlerle şirketimizden ayrılmış, buna karşılık 2765 yeni işe alım yapılmıştır. Söz konusu büyümeyi sağlayabilmek için yaklaşık 50.000 aday başvurusu incelenmiş, 10.000 aday çeşitli sınav, mülakat ve teknik görüşmelerden geçirilmiş ve bunlardan tasarım konularında da kullanılmaya başlanmıştır. O yıllarda, yaklaşık 550 mühendis ağırlıklı olarak; montaj/imalat/kalite mühendisliği ve mühendislik çalışmalarını destekleyen MRB ya da diğer adıyla Malzeme İnceleme Mühendisliği kavramlarıyla hizmet verilmiş ve tecrübe yapılacak görevin gerektiği nitelikler ile şirket kültür ve profiline en uygun 2765’i şirkete kazandırılmıştır. SSM’nin milli bir savunma sanayii altyapısının tesisini öngören politika ve uygulamaları sayesinde kazanılan bu değer, belirli dönemlerde ülkemizin yaşadığı ekonomik dar boğazlar dikkate alındığında, nitelikli istihdam alanında TUSAŞ’ın ülkemize sağlamış olduğu katkıyı göstermektedir. İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında sağlanan değişim/gelişim ve son altı yıl içinde istihdam sayısında gerçekleştirilen artış ile iş yapış şeklinde meydana gelen değişiklikler Eğitim alanında da yeni atılımlar yapılmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda 10 yıl içinde Eğitim bölümünde verilmekte olan teknik ders sayısı 120 farklı konudan 257 farklı konuya, yıllık eğitilen personel sayısı 1,612’den 13,838’e kişi başına düşen yıllık eğitim saati ise 20’den 37’ye yükselmiştir. TUSAŞ’ın büyümesine paralel olarak 3308 sayılı Çıraklık Yasası kapsamında staj olanağı sağlanan Meslek Lisesi öğrencisi yıllık sayısı 12’den 80’e, Yaz Stajı olanağı sağlanan üniversite öğrencisi yıllık sayısı ise 60’dan 575’e yükselmiştir. Üniversite– Sanayii işbirliği kapsamında ODTÜ, İTÜ ve TOBB Üniversiteleri ile gerçekleştirilen protokoller (Ko-op ve Ortak Eğitim) kapsamında söz konusu üniversitelerin çeşitli mühendislik dallarında öğrenim gören öğrencilerin yaz tatilleri boyunca şirketimizde özel programlarda akademik bilgilerini fiiliyata aktar maları sağlanmış, böylece hem öğrencilere iş yaşamı gerçekleri gösterilmiş, hem de Şirketimiz ihtiyaçlarının karşılanmasında değerlendirilmek üzere etkin bir aday havuzu yaratılmıştır. Ayrıca havacılık ve uzay teknolojilerinde Kompozit maddelerin kullanımının giderek arttığı dikkate alınarak söz konusu teknolojinin gençlerimize kazandırılmasını teminen sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında KAZAN Efes Anadolu Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde Kompozit eğitimleri verilmek üzere Kazan Kaymakamlığı ile protokol imzalanarak, 2008–2009 Eğitim – Öğretim yılından itibaren uygulamaya başlanmıştır. Bu eğitimlerin sonunda hem şirketimiz ihtiyaçlarına uygun nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit Teknisyeni olarak istihdamı, hem de şirketimizin konuşlanmış olduğu bölgenin istihdamda ön alması sağlanmış olacaktır. 83 Havacılık ve uzay gibi en son teknolojilerin ve bu teknolojilerin gerektirdiği hassas bilgilerin kullanıldığı sektörde en önemli unsurlardan biri de güvenliktir. Gerek iç ve dış müşterilerimiz, gerekse ürünlerimizin niteliği Tesis ve Bilgi Güvenliği başta olmak üzere güvenlik alanında her türlü önlemin alınmasını, çalışanlarımızda güvenlik bilinç ve disiplinin oluşturulmasını ve sürekli denetim/kontrollerle bu alanda en ufak bir aksaklığın olmamasını dikte ettirmektedir. Güvenlik teşkilatımız şirketimizin kuruluşundan bu yana 7 gün 24 saat çalışma sistemiyle güvenlik alanında büyük özveri ile faaliyetlerini sürdürmekte olup, bugüne kadar bu alanda büyük çapta bir olayın bir zorunluluk olup, gelinen noktada bunu gerçekleştirecek yönetim kalitesi, insan kaynağı, deneyim ve alt yapıya sahip bulunmaktadır. TUSAŞ kuruluşundan bu yana geçen 26 yıllık dönemde, ülkemizin lider havacılık şirketi olarak önemli başarılara imzasını atmıştır. 2010 yılı sonu itibariyle gerek insan kaynağı ve alt yapısının kalitesi, gerekse iç/dış müşterileri ile paydaşları nezdinde kazanmış olduğu itibar geleceğe güvenle bakmasını sağlamaktadır. 4. TUSAŞ’ın yıllar itibarıyla ciro, yurtdışı ve yurtiçi satış oranları : ileri seviye kompozit malzeme uygulamaları için altyapı oluşturulmuştur. Diğer taraftan, SSM tarafından yürütülen Erciyes ve Barış Kartalı gibi projeler kapsamında TUSAŞ geniş gövdeli uçaklara yönelik önemli bir hangar altyapısı ve destek ekipmanı envanterine sahip olmuştur. Belirtilen projelerin gerektirdiği teknolojik yatırımlar sayesinde TUSAŞ, bölgenin en iyi malzeme, kalibrasyon, proses kontrol laboratuarlardan birine sahip olmuştur. SSM ofset projelerinden elde edilen kazanımlar ile TUSAŞ özellikle Boeing ve Airbus gibi dünyanın önde gelen uçak firmalarına gövde yapıları, ana parça ve komponent üretebilen önemli bir tesis birikimi ve ekipman envanterine sahip olmuştur. Yıllara Göre Satışlar - ABD Doları 400 350 300 250 200 150 100 50 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Oca-Eyl 2010 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Oca-Eyl 2010 1997 1998 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 0 Yıllara Göre Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar - ABD Doları 200 YURTİÇİ 180 YURDIŞI 160 140 120 100 80 60 40 20 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 0 meydana gelmemiş olması da bunun güzel bir örneğini teşkil etmektedir. 26’nci yılını idrak ettiği 2010 yılında 100’ün üzerinde program ve projesi bulunan, yüksek öngörüye sahip bir plan dahilinde istikrarlı ve kontrollü büyümesini devam ettiren TUSAŞ’ın dünya markası havacılık şirketi olma hedefini gerçekleştirmek ve dünya havacılık devleri arasındaki haklı yerini almak yönünde atılım ve girişimlerini aynı azim ve kararlılıkla önümüzdeki dönemde de devam ettirmesi 5. SSM sayesinde kazanilan teknoloji, yetenek ve tecrübeler : a. Alt yapı ve tesis Kazanımları: SSM tarafından başlatılan havacılık ve modernizasyon projeleri yoluyla TUSAŞ önemli bir altyapı zenginliğine kavuşmuştur. Bu projelere yönelik ihtiyaçlardan yola çıkılarak Türkiye’de havacılık sektörüne yönelik ilk kompozit üretim altyapısı TUSAŞ’ta oluşturulmuş ve devam eden yıllarda JSF projesi gibi projeler sayesinde En gelişmiş savaş uçağı olarak tanımlanan JSF/F-35’in başta “Orta Gövde”si olmak üzere kompozit yapısallarının TUSAŞ’ta imal edilebilmesi amacıyla, SSM tarafından sağlanan kredi desteğiyle 2007 yılından itibaren çeşitli ileri teknoloji yatırımları yapılmıştır. JSF Projesi’nin en önemli kazanımı ileri kompozitler ile imalat teknolojisinin kazanılmış olmasıdır. 2008 ve 2010 yıllarında Orta Gövde detay kompozit parçalarının üretildiği “Kompozit İmalat Tesisi” ilk iki fazı devreye alınmış ve 2008 yılı itibariyle programdaki üretim faaliyetleri başlamıştır. Projenin üretim artışına uygun olarak fazlar halinde büyüyecek şekilde planlanan tesisin 2011 yılında tamamlanması hedeflenmektedir. Tamamlandığında yaklaşık 21.000 m²’lik bir kapalı alana sahip olacak tesiste, Hassas Frezeleme, Ultrasonik Muayene, Otoklav, Gerçek Zamanlı X-Işınlı Muayane, temiz oda şartlarında çalışan Fiber Serme Tezgahları ile kompozit serme işlerinin yapıldığı Temiz Oda bulunmaktadır. Bunların dışında Pylon gibi kompleks metalik parçaları işlemek üzere temin edilen ve edilecek olan 5-eksenli işleme merkezleri de program kapsamında yer almaktadır. JSF/F-35’in en sofistike yapısal ana bölümlerinden biri olan “Orta Gövde”nin montaj işlemlerinin yapılabilmesi için gereken, sıcaklık kontrollü olan ve 12.525 m2 büyüklüğündeki “JSF Orta Gövde Montaj Tesisi”nin inşaatına Temmuz 2010’da başlanmış olup, bu tesisin Mart 2011’de kullanıma alınması planlanmıştır. Tesiste, orta gövdenin delik delme işlemlerinin yapılabilmesi için Otomatik Delme tezgahları yer alacaktır. Firmalarımızın 25 Yılı Orta Gövde kaplama prosesinin sıcaklık ve nem kontrollü bir ortamda yapılması gereksinimi dolayısıyla, Temmuz 2010’da, 1350 m2 büyüklüğünde “JSF Orta Gövde Kaplama Tesisi”nin inşaatına ve bu prosesin özel olarak tasarlanmış robotik ekipmanlarla boyanması için gerekli ekipmanların tedarikine başlanmıştır. Ekim 2011’de kullanıma alınacak olan Kaplama tesisi ile birlikte TUSAŞ, robotik boyama kabiliyeti kazanacaktır. b. İmalat Teknolojilerindeki kabiliyet ve yetenek kazanımları : Fiber Serme İşlemi Büyük Gerdirme Presi A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan gerdirme presi ile büyük gövdeli uçakların kabuk imalatı yeteneği kazanılmıştır. 1500 ton kuvvete ulaşabilen gerdirme presi ile 7400 mm enine, 9000 mm boyuna gerdirme işlemi yapılarak gövde panelleri üretilebilmektedir. CNC kenar kesme tezgahı Esnek Montaj Aparatı A400M projesi orta gövde imalatı kapsamında panellerin birleştirilmesinde esnek montaj aparatı kullanılmaktadır. Lazer pozisyonlama sistemi ile paneller en uygun şekilde konumlandırılarak birleştirme işlemi yapılmaktadır. Bu aparat sayesinde olası tasarım değişiklikleri aparat tadilatına gerek olmadan uygulanabilmektedir. Otomatik Boya Tesisi JSF projesi orta gövde imalatı kapsamında yatırımı yapılan fiber serme tezgahı ile reçine emdirilmiş fiberlerin 5 eksende hareket eden kafa ile otomatik olarak bir mandrel etrafına serme prosesi kabiliyeti kazanılmıştır. Mandrel ve tezgah birbiriyle koordineli hareket ederek 7 eksen CNC kontrollü serim işlemleri yapılmaktadır. Bu teknoloji ile TUSAŞ F-35 uçağı hava alıkları gibi kompleks geometriye sahip kritik kompozit parçaları üretebilen dünyadaki sayılı firmalardan biri olmuştur. A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5 eksen kenar kesme tezgahı ile büyük gövdeli uçakların kabuklarının kenar kesme ve delik delme işlemleri yapılmaktadır. Tezgah ile her parça için ayrı tutma aparatı yerine nümerik kontrollü, programlanabilen esnek aparat sistemi kullanılmaktadır. Otomatik Perçin Makinası Yüksek Hızda Talaşlı İmalat Hassas Kompozit İşleme JSF projesi kapsamında yatırımı yapılan tezgah ile kompozit yapısal parçaların hassas olarak yüzey frezeleme, kenar kesme ve delik delme işlemleri yapılmaktadır. İklimlendirilmiş bir ortamda ve toplam tezgah çalışma alanında 60 mikron hacimsel hassasiyette parça işleyebilmektedir. Ayrıca tezgah kendi içinde ölçüm kabiliyetine sahiptir. Boeing yolcu uçakları alt montaj parçalarının üretimi kapsamında yatırımı yapılan otomatik boya tesisi ile düz ve düze yakın geometriye sahip parçalar için robot kafalı otomasyon sistemi vasıtası ile boyama yeteneği kazanılmıştır. Bu tesis ile uçak parçaları hızlı ve kaliteli şekilde boyanarak işgücü ve maliyetlerde büyük kazançlar sağlanmıştır. A400M projesi or ta gövde imalatı kapsamında yatırımı yapılan otomatik perçin makinası ile uçak gövde panelleri üretilmektedir. Tezgah ile delme, raybalama, havşa açma ve perçinleme işlemi nümerik kontrollü program ile otomatik olarak yapılmaktadır. 3500 * 9000 mm ölçülerinde panellerde perçin çakımı yapılabilmektedir. Dakikada 6 perçin çakabilme kapasitesi ile panel montaj süreleri büyük ölçüde kısalmış ve montaj kalitesi büyük ölçüde artmıştır. A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5 eksen dik işleme merkezi ve yatay işleme 85 proje ile gerçekleştirilmiş, sistem yerleşim tasarımında bu model kullanılmıştır. d. Aviyonik entegrasyon ve testleri de ilk olarak bu projede gerçekleştirilmiştir. merkezi ile yapısal uçak parçalarının yüksek hızlarda talaşlı imalat yeteneği kazanılmıştır. Bu yetenekle, büyük boyutlarda kritik ve kompleks yapısal uçak parçaları mono blok halde üretilebilir hale gelmiştir. Parça işleme süreleri ve parça kalitesinde büyük kazanç elde edilmiştir. c. Projelerden kaynaklanan teknolojik kazanımlar ve birikimler: SSM sorumluluğunda yürütülen projeler kapsamında TUSAŞ, havacılık ve uzayın her alanında önemli atılımlar gerçekleştirmekte, özgün ürün geliştirme ve modernizasyon projeleri ve uluslararası şirketlerle ortaklaşa yürüttüğü çalışmalarla uçak, helikopter, insansız hava araçları ile uyduların tasarım, geliştirme, modernizasyon, sistem entegrasyonu, test, doğrulama, lojistik destek ve sertifikasyon faaliyetlerinde önemli kabiliyetler elde etmektedir. SSM sorumluluğunda yürütülen ve TUSAŞ’a kabiliyet kazandıran projelere yönelik bilgiler aşağıda özetle sunulmaktadır. UAV-X1 Projesi: TUSAŞ’ın ilk ürün geliştirme projesi olup, tasarım tamamen TUSAŞ mühendisleri tarafından yapılmıştır. Bu proje ile, a. TUSAŞ’ta hava araçlarının geliştirilmesi sürecinde rol alan temel mühendislik disiplinlerinin altyapısı oluşturulmaya başlanmış; aerodinamik, performans ve uçuş mekaniği, yapısal tasarım ve analiz, sistem tasarımı, elektrik ve aviyonik sistemleri tasarımı grupları önemli deneyim edinmiş, geliştirilen bir ürünün yer ve uçuş testleriyle ilgili ilk tecrübeler yaşanmıştır. b. TUSAŞ’ta ilk kez sayısal akışkanlar dinamiği hesapları geliştirilen bir ürün için yapılmış, rüzgar tüneli testleri, kompozit malzeme kupon testleri, sonlu elemanlar analizleri ilk kez gerçekleştirilmiştir. c. 3 Boyutlu bilgisayar modeli de ilk kez bu A400M Projesi: A400M Uçağı’nın Ön Orta Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış Kapağı ve Kuyruk Konisi gibi ana yapısal parçalarının yanı sıra en önemli uçuş kontrol yüzeylerinden olan Kanatçık (Aileron) ve Sürat Frenleri’nin (Spoiler) tasarımını TUSAŞ tarafından gerçekleştirmektedir. Bu proje ile; a. TUSAŞ’ın tasarım alanında eriştiği yeterliliğinin uluslararası gereksinimlere uygun olduğu geçirdiği denetimler sonucu kanıtlanmıştır. Bu kapsamda TUSAŞ, Avrupa Havacılık Otoritesinin (EASA) Part-21 standardı gereği Airbus’ın Tasarım Organizasyon Onayı (DOA) kapsamında yerini almıştır. b. Dünyadaki iki büyük uçak üreticisinden birisi olan Airbus’ın güvenilir bir tasarım/üretim endüstriyel ortağı olmuştur. c. Türkiye’de ilk kez FAR21/JAR21 uyumlu bir tasarım organizasyonu TUSAŞ’ta oluşturulmuştur. YARASA Projesi: Programın birinci fazında ilave yakıt tankı enstalasyonu uygulanmış, ikinci fazında ise helikoptere yönelik sistem geliştirme, aviyonik sistem entegrasyonu, platformun yapısal ve elektriksel modifikasyon tasarımı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte sistem tasarımı ve sistem yazılımı konularında Elbit firması ile işbirliği yapılmış ve aviyonik sistem entegrasyonuna yönelik teknoloji transferi gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında platforma Görev Bilgisayarı, CDU, yeni nesil haberleşme sistemleri, personel belirleme sistemleri, gece görüş sistemleri, FLIR, hava radar sistemleri, otopilot sistemleri, CMFD ve Görev Destek sistemi entegre edilmiştir. Bu program kapsamında Elbit ve TUSAŞ tarafından ortaklaşa geliştirilen Sistem Entegrasyon Laboratuarı (SEL), sistem testlerini ve entegrasyon çalışmalarını desteklemek amacıyla TUSAŞ’ta kurulmuştur. C-130E/B Aviyonik Modernizasyon Projesi: Uçaklar, uluslararası seyrüsefer ihtiyaçlarına uyumlu, glass kokpit ile modernize edilmiş, yüksek harekat etkinliğine sahip çok amaçlı görev bilgisayarı ve yer görev planlama sistemi ile gece görüş uyumlu gösterge ve ışıklandırma sistemleriyle donatılmaktadır. Bu konfigürasyon ve kapsamda bir modernizasyon/entegrasyon projesi, TUSAŞ ana yükleniciliğinde ve milli olanaklarla ilk kez gerçekleştiriliyor olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. T-38 Aviyonik Modernizasyon (ARI) Projesi: Bu projede, özgün bir görev bilgisayarı yazılımı ile birlikte geliştirilmekte, uçaklara MFD, HUDUFCP-SCP, EGIR, DADC, Intercom, EICAS, Digital Video Data Recorder/DTS, CTVS, VOR/ILS, Aviyonik A k t i v a s y o n Pa n e l i , H O TA S , V / U H F takılmakta, kablo donanımları değiştirilmektedir. Bu projede C-130 projesinde de olduğu gibi TUSAŞ ana yükleniciliğinde ve milli olanaklarla ilk kez gerçekleştiriliyor olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ) Projesi: Türboprop motorlu bir eğitim uçağının tasarlanması, teknik veri paketinin oluşturulması, test ve doğrulamalarının yapılması, prototip üretimlerin yapılıp uçuş testlerinin yapılması ve sertifikasyonun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. HÜRKUŞ projesinde tasarım faaliyetleri sertifikasyon süreci, Avrupa Havacılık Otoritesinin EASA CS23’e göre yürütülmektedir. HÜRKUŞ projesi ile ülkemizde tasarımı yapılan bir uçağın Avrupa normlarına göre tip sertifikasının alınması ilk kez gerçekleşecektir. Bu süreçte CS-23 gereksinimlerinin irdelenerek sertifikasyon temelinin oluşturulması, sertifikasyon planlarının oluşturulması, EASA ile panel toplantılarının yapılması, sertifikasyon testleri ve uyum gösterim çalışmaları yürütülmektedir. Özgün TİHA (ANKA) Geliştirme Projesi: ANKA İnsansız Hava Aracı sistemi milli olanaklarla geliştirilmektedir. Sistemde üç hava aracı ile bir adet yer sistemi bulunmaktadır. Yer sistemleri; Yer Kontrol İstasyonu, Veri Linki Sistemi ve Otomatik Kalkış ve İniş alt sistemlerinden oluşmaktadır. Hava aracı üzerinde ASELFLIR-300T kamera ve SAR faydalı yükleri bulunmaktadır. Taarruz Helikopteri Projesi: Türk TaarruzTaktik/Keşif Helikopterinin (ATAK) Türk Firmalarımızın 25 Yılı Silahlı Kuvvetlerine milli imkanlarla kazandırılmasını amaçlayan ATAK projesi çerçevesinde tamamiyle milli imkanlar kullanılarak oluştur ulacak olan T129 helikopterleri üretimi TUSAŞ’ta sürdürülmektedir. Türk endüstrisinin hakimiyeti altında egemen bir ürün yaratılacak ve helikopterlerin kullanım ömrü boyunca istenilen kapsamda modernizasyon yapılma imkanı sağlanacaktır. Göktürk-1 Projesi: Türk “Özgün Uydu Geliştirme Projesi”ne aktif olarak katılmakta olan TUSAŞ, Göktürk-1 Projesi kapsamında ise seçilen yabancı ana yüklenici firmanın yerli ana alt yüklenicisi konumundadır. Bu proje kapsamında SSM tarafından TUSAŞ bünyesinde Uydu Montaj ve Entegrasyon Test Tesisi inşa edilmektedir. Yapısal Test Laboratuarı: Projelerin Yapısal Test ihtiyaçlarının karşılanması için detay seviyeden tam uçak seviyesine kadar tasarım geliştirme ve sertifikasyon testlerinin icra edilmesi için Yapısal Test Laboratuarı kurulmuştur. TUSAŞ’ta bugüne kadar A400M, ANKA, HÜRKUŞ, ATAK, ARI ve ERCİYES programlarında statik, yorulma, titreşim ve uçuş yükleri kalibrasyon testleri icra edilmiş veya icra edilmesi planlanmıştır. Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen 25 yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların, TUSAŞ’a kazandırdıklarını birkaç başlık altında değerlendirebiliriz: a. Konusunda uzmanlaşmış donanımlı mühendis kadrosu, oluşturulmakta, sistemin yazılımı SEL’de test edilmektedir. TUSAŞ’ta şu anda YARASA, ARI, ERCIYES, ANKA, KT-1 SEL’leri kurulmuş ve çalışmaktadır. Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen yirmi beş yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların, TUSAŞ’a kazandırdıklarını birkaç başlık altında değerlendirebiliriz: a. Teknolojik bilgi sahibi eğitilmiş donanımlı mühendisler, b. Süreçleri tanımlı mühendislik organizasyonu, c. Tasarım araçları, d. Bilgisayar altyapısı, e. Aviyonik mimari oluşturma ve ihtiyaç duyulan yazılımını en üst seviyede gerçekleştirme, f. Test faaliyetleri için gerekli olan tesis ve cihazlar, g. Her türlü hava aracının özgün tasarımını, üretimini, montajını, lojistik desteğini, yapısal, yer ve uçuş testini uluslararası havacılık standartlarında yapma kabiliyetidir. Sonuç olarak, TUSAŞ’ta uluslararası standartlarda ürünlerin ortaya konması için gerekli olan modern tasarım araçları, bilgisayar donanımı ve altyapısı ile test faaliyetleri için gerekli olan tesis ve cihazlar ile önemli bir altyapı oluşturmuştur. TUSAŞ’ın bugün geldiği bu noktada Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın, mühen- b. Ulusal ve uluslararası tasarım süreçlerine uyumlu talimatlar ve iş akışları, dislerimize duyduğu güvenin büyük katkısı c. Test sistem tasarım ve icra altyapısı, güvene paralel olarak TUSAŞ’ın üstlenmiş olmuş, kabiliyetlerin gelişmesinde, bu olduğu projeler itici güç oluşturmuştur. d. Test icrası için gerekli tesis ve yatırım altyapısı, e. Test icra ve veri analizi için gerekli yazılım altyapısı, f. Her türlü hava aracının yapısal testlerini havacılık standartlarına ve havacılık otoritelerinin kurallarına göre icra edebilme kabiliyetidir. Sistem Entegrasyon Laboratuarları (SEL) Kurulumu: TUSAŞ tarafından yürütülen projelerin SEL ihtiyacının karşılanması için SEL’in donanım altyapısı hazırlanmakta, SEL’de kullanılacak olan benzetim yazılımları TUSAŞ, tasarım ve geliştirme alanında çalışan toplam sayısı 1000’e ulaşan mühendislik gücü ve birikimi, süreçleri tanımlı, uluslararası standarttaki mühendislik organizasyonu ve tasarım araçları, bilgisayar yazılım ve donanımı, test laboratuarları, lojistik destek ve test donanımları ile gelecekteki projeleri de güvenle üstlenebilecektir. 6. Sonsöz : TUSAŞ, SSM tarafından yürütülen ulusal havacılık projelerinde üstlendiği görevlerin yanı sıra, küresel ölçekli tasarım ve geliştirme programlarında takım oyuncusu olarak yer almakta, havacılık sektöründe lider konumundaki uluslararası kuruluşlar ile yapısal komponentlerin tasarım ve üretiminde birlikte çalışarak ve uluslararası şirketlerin tedarik zincirinde ayrıcalıklı bir ortak konumunda bulunmaktadır. Kuruluşundan bugüne kadar yaptığı tüm çalışmalarında, Ülkemizin milli gücünü ve bunun bir alt unsuru olan askeri kapasiteyi desteleyecek teknolojik kapasiteyi geliştirmek amacına hizmet eden TUSAŞ, faaliyetlerini bu anlayış içinde öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava-uzay ihtiyaçlarını özgün ve egemen sistemlerle karşılayacak kabiliyet ve ürünleri geliştirme ekseninde yürütmektedir. TUSAŞ; vizyonu ve misyonu doğrultusunda dünyadaki emsallerinden farksız son derece modern ve eksiksiz bir tesiste tasarım ve üretim faaliyetlerini yürütmektedir. TUSAŞ, elde ettiği deneyim ve bilgi birikiminden de faydalanarak, sabit ve döner kanatlı hava platformları, insansız hava araçları ve uydu alanlarında tasarım, üretim, modernizasyon, modifikasyon ve sistem entegrasyonu yapabilecek teknolojilere sahiptir. SSM sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler TUSAŞ’ın uluslararası alanda rekabet gücünün artmasına destek olmakta, bölgede ve üçüncü ülkelere yönelik sabit ve döner kanatlı askeri ve ticari hava platformlarının modernizasyon, modifikasyon ve sistem entegrasyonu programları ile satış sonrası hizmetlerinin üstlenilmesine olanak sağlamaktadır. Dünyadaki son teknolojik gelişmeleri yakından izleyerek havacılık alanında öncü kuruluşlar arasında yer almaya kararlı olan TUSAŞ, başta SSM tarafından önümüzdeki dönemde başlatılacak Jet Eğitim Uçağı ve Muharip Uçak projeleri olmak üzere ulusal ve uluslararası yeni savunma ve havacılık projelerinde üstleneceği görev ve sorumlulukları ülkemiz ve müşterilerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde başarıyla yerine getirmek için tavizsiz hizmet anlayışını sürdürerek ülkemize 21. yüzyılda yeni ufuklar açmayı hedeflemektedir. 87 FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. Kuruluşundan Bugüne FNSS 1986 tarihinde ilk teklifler verilmiştir. FMC ile Nurol arasındaki görüşmeler ise, 1 Temmuz 1987 tarihinde imzalanan Ortak Girişim Anlaşması ile sonuçlanmış; “FMC-Nurol Savunma Sanayii A.Ş. (FNSS)” adı resmiyet kazanmıştır. Bu Anlaşmaya göre, FNSS’nin %51’i FMC’ye, %49’u ise Nurol’a ait olmuştur. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, 1988 Şubat ayında ihalenin sonuçlandığını ve FNSS ile sözleşme müzakerelerine başlanacağını ilan etmiş; müzakereler 23 Mayıs 1988 tarihinde imzalanan sözleşme ile meyvesini vermiştir. Bir milyar doların üzerindeki bedel ile imzalanan sözleşme, yaklaşık 1700 aracın 10 yıl içinde Türkiye’de üretilmesini öngörmüştür. Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (bilahare Savunma Sanayii Müsteşarlığı), 7 Kasım 1985 tarih ve 3238 sayılı Kanun ile kurulurken, FNSS’nin de ilk tohumları aylar öncesinden atılmaya başlanmış ve 24 Temmuz 1986 tarihinde Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile FMC Corporation arasında imzalanan Mutabakat Zaptı (Memorandum of Understanding) ile Şirket kuruluş işlemleri ile paralel yürütülen bir Ortak Girişimin çerçevesi belirlenmiştir. sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile ilgili SSM’nin kuruluşundan hemen sonra ele aldığı ilk büyük savunma sanayii projesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere, paletli Zırhlı Muharebe Araçlarının Türkiye’de üretimini öngören Zırhlı Muharebe Aracı Projesi olmuş; 18 Temmuz 1986 tarihinde teklife çağrı yapılmış; 27 Ekim işlemler 1989 yılının ilk aylarında tamamlanmış ve SSM, FNSS ve davetli kişi ve kuruluşların katılımı ile yapılan bir tören ile sözleşme, 15 Ağustos 1989 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin ilk büyük Savunma Sanayii projesi olarak nitelendirilen Zırhlı Muharebe Firmalarımızın 25 Yılı civarında olup; Şirket son 4 yılda satışlarının tamamını yurtdışına yapmıştır. ZMA projesinin başarıyla yürütülmesini takiben başlayan ihracat, şirketi uluslararası piyasada tanınır hale getirmiştir. FNSS, önümüzdeki on yılda, cirosunu 250 milyon dolar civarına çıkarmayı hedeflemektedir. İhracat ZMA projesinden edinilen tecrübe ile FNSS, Türkiye’nin ilk ana savunma sistemi ihracını 1997 yılında Birleşik Arap Emirliklerine, Türkiye’nin en büyük savunma ihracat Aracı (ZMA) Projesi aynı zamanda başarı ile tamamlanan ilk büyük proje olmasıyla da bilinmektedir. Zırhlı Muharebe Aracı Projesi, Türkiye’de bu sektörün standardını da belirleyen proje olmuştur ve bu proje ile Türk Savunma Sanayiinde Zırhlı Muharebe Araçları alanında tasarım, geliştirme ve üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine yönelik ilk temel atılmıştır. FNSS’nin ortaklık yapısında zaman içinde ilginç gelişmeler yaşanmıştır. 1994 yılında FMC Corporation, Savunma Sanayii alanındaki faaliyetlerini Amerika’da yerleşik diğer bir savunma şirketi olan BMY-Harsco ile birleştirmiş ve ortaya çıkan yeni şirkete, United Defense LP (UDLP) adı verilmiştir. 1997 yılında ise United Defense LP Carlyle Group tarafından satın alınmış ve FMC Corporation savunma alanından çekilmiştir. Bu değişiklik ile FNSS’nin FMC Corporation ile herhangi bir ilişiği kalmadığından şirketin kuruluşundan itibaren “FMC-Nurol Savunma Sanayii A.Ş. (FNSS)” olan adı 1997 yılından itibaren “FNSS Savunma Sistemleri A.Ş.“ olarak değiştirilmiştir. 2005 yılının Ekim ayında ise ortaklar arasında varılan mutabakata istinaden, şirketin sermaye yapısı %51 Nurol Holding A.Ş. %49 UDLP olarak değiştirilmiş, böylece hisse yapısında çoğunluk Türklere geçmiştir. Aynı yıl içinde UDLP’nin hisselerini bir dünya devi olan BAE Systems satın almıştır. Ürünler projesini ve ilk teknoloji transferini de Malezya’ya gerçekleşmiştir. FNSS kuruluşundan günümüze yapmış olduğu çalışmalar ile gerek paletli gerekse de tekerlekli karmaşık kara muharebe platformlarını tasarlayıp geliştirebilecek alt yapı ve kabiliyete ulaşmış olup, farklı ihtiyaçlar çerçevesinde değişik ağırlık sınıflarında araçları geliştirip üretebilecek seviyeye gelmiştir. FNSS, Savunma Sanayii Müsteşarlığı saye- FNSS, Türkiye sınırları dışında fabrika işleten sinde, paletli ve tekerlekli araç üretimi ilk savunma şirketi olup; Suudi Arabistan Kara konusunda büyük bir tecrübe edinmiş ve kuvvetlerine ait ana tamir ve bakım fabrikasını paletli Zırhlı Muharebe Araçları (ZMA), ZMA 2004 yılından beri işletmektedir. geliştirme ve üretiminde kazanmış olduğu alt yapı ile geliştirilen AKINCI-ZMA araç ailesi, PARS Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı (TTZA), 25/30mm Uzaktan Komutalı Silah Kulesi, Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü (SYHK) gibi ürünlerini geliştirmiştir. Ayrıca, FNSS, SSM 1997 yılında ilk ihracatını Birleşik Arap Emirliklerine gerçekleştiren FNSS, bu ülkeye 133 adet ZMA satmıştır. Bu satış ile Türkiye ilk defa bir başka ülkeye ana sistem bazında bir savunma ürünü ihraç etmiştir. ile imzalamış olduğu AZMİM kapsamında Bilahare, uzun yılların çabalarının sonucu da, TSK için bir Amfibi Zırhlı Muharebe İş olarak 2000 yılında Malezya’ya 211 adetlik Makinası geliştirecek ve kısa sürede teslim büyük bir satış gerçekleştirilmiş; bu ihracat edecekitir. projesi de Türkiye’nin bugüne kadar bir defada gerçekleştirdiği en büyük ana sistem Ciro ihracatı olmuştur. Aynı proje ile Malezya’ya FNSS sadece savunma alanında faaliyet teknoloji transferi de gerçekleştirilmiştir. gösteren bir Şirket olup, cirosunun tamamını Değişik konfigürasyonlarda 56 adet Zırhlı bu alanda yaptığı satışlardan kazanmaktadır. Muharebe Aracını içeren yeni bir sözleşme FNSS şirketi cirosu 100-150 milyon dolar ise 2008 yılında imzalanmıştır. 89 Zırhlı Araç Modernizasyonu faaliyetleri çerçevesinde ilk ihracat sözleşmesi 2004 yılında Suudi Arabistan ile imzalanmış olup, Suudi Arabistan Kara Kuvvetlerinin değişik tiplerdeki M113 Zırhlı Personel Taşıyıcıları Suudi Arabistan Sialhlı Kuvvetlerinin Al-Kharj Bakım Onarım tesislerinde gerçekleştirilmektedir. Proje çerçevesinde Al-Kharj tesislerinin yönetimi de FNSS tarafından yürütülmektedir. kara araçları sektöründe amiral gemisi olmuştur. FNSS, tüm dünyada söz sahibi olmanın müşterilerinin ihtiyacı haline gelmeyi başarmıştır. Personel Yerli Sanayii Faaliyetleri FNSS şirketinde toplam yaklaşık 600 kişi çalışmakta olup; bunun yaklaşık 200’ü Suudi Arabistan’da işletmekte olduğu Ana Tamir ve Bakım Fabrikasında çalışmaktadır. FNSS şirketinin gerçekleştirmiş olduğu 1658 Şirketin kuruluş yıllarında, personel yapısı üretim ağırlıklı iken, bugün tasarım mühendisliği personel yapısında ağırlık kazanmıştır. de %53 seviyesinde gerçekleşmiştir. FNSS’de Şirket politika olarak eğitime büyük önem vermekte, bu alana çok büyük bütçeler ayırmaktadır. Son yıllarda Şirketin personeline verdiği eğitimlerin toplamı 60 saat/kişi-yıl mertebesinde seyretmektedir. Bu oran, Avrupa ortalamarının üzerinde bir rakamdır. FNSS ayrıca Filipinler ve Bahreyn ile araç modernizasyonu projeleri gerçekleştirmekte; Belçika ve Birleşik Arap Emirlikleri Ordularına ise M113 ve ZMA tipi araçlar için lojistik ve teknik destek hizmetleri vermektedir. FNSS yönetimi için, işçi sağlığı ve güvenliği bir numaralı önceliktir. Kurulduğu günden bugüne kadar FNSS, bu alanda büyük yatırımlar yapmış ve personelinin sağlığını ve iş güvenliğini en ön planda tutmuştur. FNSS, bugüne kadar yaklaşık 1 milyar dolar tutarında SSM offset gereksinimini karşılamıştır. Müşteri memnuniyeti ve buna bağlı olarak artan satışlar sayesinde FNSS, yerli bir şirket olarak Türk Kara Savunma Sanayimizin yerli katkı sağlanmıştır. Bu rakam yeni hesaplamalar ile ikinci paket ZMA projesinde ZMA üretimine yönelik temel kabiliyetlerin yerleşmeye başlamasıyla birlikte yerlileştirme çalışmalarına yoğunlaşılmış ve Türkiye çapında ZMA’larda kullanılan alt sistem ve parçaların yerli olarak üretilmesinde kullanılabilecek küçük ve orta ölçekli yan sanayi firmaları birer birer tespit edilip incelenerek, çalışılabilecek 100’ün üstünde firma belirlenmiş ve bu firmalara eğitim, tezgah ve finansman verilmeye başlanmıştır. FNSS bugüne kadar yan sanayii’ye yaklaşık 100 milyon dolar yatırım yapmıştır ve bu sayede bu kuruluşların da üretim ve hizmetlerinde NATO Askeri Şartnamele- FNSS ve ARGE Offsetler araçlık birinci ZMA projesinde %83’lük bir Ar-Ge’ye de çok büyük önem veren FNSS, yıllık cirosunun ortalama yüzde 5’ini her yıl ArGe’ye yatırmaktadır. Yaklaşık 100 mühendisin ve teknik elemanın çalıştığı tasarım bölümü, FNSS şirketi’nin özgün ve tamamen yerli imkanlar ile ürün geliştirmesini sağlamaktadır. ri’nde istenen kalite seviyesine ulaşmaları sağlanmıştır. Bugün ise FNSS’nin geliştirmiş olduğu 200’ün üzerinde yan sanayii şirketi mevcut olup bu şirketler hem FNSS’e hem de Savunma Sanayi’nin diğer firmalarına hizmet vermektedir. FNSS ve Performans Verimli çalışmaları sayesinde başarıya ulaşan FNSS’nin hemen her yıl aldığı birçok ödül bulunmaktadır. Vergi alanında birçok defalar Ankara vergi rekortmeni olan FNSS, en son olarak, SSM’nin ilk defa düzenlediği Ödül Töreninde iki ödüle layık görülerek yüksek performanslı iş başarısını bir defa daha Firmalarımızın 25 Yılı kanıtlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’- Türkiye'de özgün ürün geliştirme çalışma- nın 25. Yılı kutlamaları kapsamında gerçek- larına destek olmak amacıyla, Türkiye’de ilk leştirilen “SSM 25 Yaşında” sergisinde, kez askeri araç tasarım yarışması; FNSS SSM’nin hazırlamış olduğu “Savunma Sanayii Mil.Design 2011’i düzenleyecektir. Bu 25 Analizi” sonucunda FNSS, Verimlilik yarışma kara araçları savunma sektörünün kategorisinde birincilik ödülüne ve Net nedenli geliştiğinin bir göstergesidir. İhracat kategorisinde ise ikincilik ödülüne Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın rehberli- layık görülmüştür. ğinde, Türkiye artık ana sistem ithalatı yapmamaktadır. Bu dur um şirketleri FNSS ve Sosyal Sorumluluk tamamen özgün, milli tasarıma yöneltmek- Savunma alanında ülkemizin dış ülkelerdeki tedir. Bu yarışma da gerek üniversite başarılı elçisi olan FNSS, yurt içinde birçok öğrencilerini profesyonel hayatla buluştur- sosyal sorumluluk projesine bütçe ayırmakta mak gerekse kara araçları sektöründe ve toplumumuzun kalkınmasına destek ver- tasarımı geliştirme hedefindedir. mektedir. Bu çerçevde birçok okul yenileme projesi gerçekleştirilmiş olup; Üniversite öğnecilerine her yıl artan oranlarda destek sağlanmaktadır. 2010 yılında 20’inci kuruluş yılını kutlayan FNSS Savunma Sistemleri A.Ş., TEV-ODTÜ Burs fonuna katkı sağlamıştır. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen FNSS Zırhlı Araçlar Plastik Maket yarışması ile vatandaşlarımızın, özellikle gençlerimizin, yan uğraş alanlarında zenginleşmeleri amaçlanmaktadır. Bu yarışmaya katılım, giderek artmaktadır. Şirket, yine bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında, savunma sektöründe tasarımcı geliştirmeye yardımcı olmak, genç tasarımcıları profesyonel çevrelerle buluşturmak ve 91 ROKETSAN 20 nci Y.Y.’ın sonlarına doğru daha da hızlanan dirme ve taleplerin neticesi olarak Roketsan, teknolojik gelişmeler sayesinde savunma Haziran 1988 tarihinde, Savunma Sanayii İcra sanayi ürünleri de gittikçe artan oranda ileri Komitesinin T.S.K.’nin roket ve füze teknoloji kullanılarak tasarlanmaya, üretil- ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak bir meye ve daha önce akla gelmeyen yeni sanayi kurumunun oluşturulması maksadıyla ürünler ve harp yöntemleri görülmeye Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) başlamıştır. Bunun neticesinde yeni savunma koordinasyonunda kurulmuştur. Kuruluş sanayi ürünlerinin tedarikinde dışa bağımlılık amacına ulaşabilmek için savunma sanayi oranı ve riskinin gittikçe arttığı fark edilmiş ve teknolojilerindeki hızlı gelişmeleri yakalamak süratle tedbir alınması ihtiyacı ortaya ve izleyebilmek esas alınmış, bu maksatla çıkmıştır. Modern silah ve teçhizata sahip Avrupa Stinger Konsorsiyumu büyük bir fırsat olma mecburiyetiyle gelişmeleri yakından olarak kabul edilmiş ve bu programın içinde izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini yer alınmıştır. Roketsan, kuruluş amacını belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri, gerçekleştirmeye yönelik doğru stratejiler günümüz harplerinin özelliği haline gelen sayesinde konsorsiyum gereklerini zama- uzun menziller dâhilinde etkili darbe nında ve tam olarak yerine getirmekle sağlayan roket ve füzelerin gittikçe artan kalmamış, bu ara hedefi süratle aşarak önemini ortaya koymuştur. Bu değerlen- roket/füze alanında gerçek bir milli sanayi Firmalarımızın 25 Yılı oluşmasını sağlamıştır. saygınlığını yaratmıştır. 1988 yılında, kuruluş kararını takiben Yine SSM’nın desteğiyle roket ve füze tasarımı İskitler’de kiralık bir dairede, sınırlı savunma için gerekli uzman personeli yetiştirmek ve sanayi deneyimine sahip ancak kendilerine tasarım araçlarını geliştirmek amacıyla verilen milli görevin heyecanıyla dolu 25 1992’de başlatılan füze tasarım altyapısı kişilik çekirdek kadro ile çalışılmaya (uzman personel ile bilgisayar donanımları ve başlanmış, Avrupa Stinger Konsorsiyumunun özel tasarım yazılım programları gibi tasarım gereklerine yönelik planlama ve hazırlık araçları) geliştirme projesinin (GÜFTAG çalışmalarına paralel olarak Elmadağ’da Projesi) 1995’de tamamlanmasıyla Roketsan seçilmiş 1000 dönümlük arazide tesis inşa için “tasarım odaklılık” dönemi başlamıştır. çalışmaları yürütülmüştür. 1989 Yılı başında Sistem sorumlusu olma hedefiyle oluşturulan arazide tesfiye ve hazırlık çalışmaları bu altyapı sayesinde, Stinger projesinin 1999 başlamış, üretimin gerçekleştirilebilmesi yılında tamamlanmasından önce Türk Silahlı için gerekli bina ve altyapı inşaatı 1991 yılında Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere tamamlanmıştır. Aynı yıl içinde sözleşme Dünya’daki emsallerinden çok daha gelişmiş gereği Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş ve tamamen Roketsan tasarımı kompozit motorlarının üretimine başlanmıştır. Bu proje yakıtlı 11 km menzile sahip TR-107 Roketi ile kapsamında bütün konsorsiyumun ihtiyacını 40 km menzilli TR-122 Roketi ve T-122 karşılayacak şekilde sevk sistemi üretim ve Sakarya ÇNRA Silah Sistemi üretimleri ihracı gerçekleştiren Roketsan, programa gerçekleştirilebilmiştir. Bu silah ve sistem- katılan 15 üretici firma arasında ikinci büyük lerin 1996 yılında Kara Kuvvetleri envanterine iş payına sahip olmuştur. Bu ekonomik alınması Roketsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri faydadan çok daha önemlisi, ülkemizin için önemli bir kilometre taşı daha oluştur- ihtiyaç duyduğu başta kompozit yakıt muştur. teknolojisi olmak üzere pek çok ileri teknoloji ve deneyim elde edilmiş, bu kazanımlar sonraki projelerin gerçekleştirilebilmesinde en büyük desteği sağlamışlardır. Henüz kuruluş aşamasındayken teşkil edilen Mühendislik Geliştirme (Mü-Ge) biriminde görev alan çok sayıda mühendis, Stinger ve daha sonra iştirak edilen Milli ve Nato halen desteklenen özgün füze sistemleri (Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi-UMTAS; Orta Menzilli Tanksavar Füzesi-OMTAS ve Çekili Alçak İrtifa Hava savunma Füze sistemi-ÇAİHSFS) geliştirilmesi çalışmaları kapsamında Roketsan ile imzalanan projeler sayesinde Roketsan ana yükleniciliğinde oluşan geniş bir sanayi yapılanması ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu projeler ile Füze Üstü RF Veri Bağı, IIR Arayıcı Başlık, Duyarsız Tandem Harp Başlığı ve Platform Entegrasyonu teknolojileri kazanılmıştır. Çift Kademeli Sevk Sistemi ile Cirit Füzesi çalışmaları sırasında elde edilen Duyarsız Roket Motoru ve Ara Safha Güdüm teknolojileri daha da geliştirilmiştir. 2006 Yılında SSM ile başlatılan Karşı Tedbir Kara Kuvvetlerimizin derinlikte ateş gücünü arttıracak uzun menzilli roket ve füzelerin üretilmesi amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’nca 90’lı yılların sonlarına doğru başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için üretim altyapısı kuvvetlendirilmiş ve çeşitlendirilmiştir. Yeni teknolojilerin de elde edildiği Atım Sistemi Destek Merkezi (CSC) tesis edilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu destek merkezinde beş eksenli döngü simülasyon sistemi ile özel simülasyon yazılımları vasıtasıyla karşı tedbir atım sistemlerinin algoritmaları geliştirilmektedir. projelerinden elde ettikleri teknolojileri bu gayretler neticesinde Kasırga Roketleri ve geliştirmiş ve yeni ürünlerin tasarımında Yıldırım Füzeleri TSK envanterine kazan- görev almıştır. Stinger projesinde başlangıçta dırılmıştır. henüz tesisi olmadığı ve deneyimsiz oluşu Yine Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultu- çevreye zarar vermeksizin imha edilmesi nedeniyle diğer program ortakları tarafından sunda 2004 Yılında Milli Savunma Bakan- amacıyla Mühimmat Ayırma ve Ayıklama şüpheyle ve güvensizlikle karşılanan lığı’nca başlatılan ve desteklenen 2,75” Lazer Tesisi (MAAT) kurulması çalışmaları Roketsan, MSB’lığının destek ve himayesinde Güdümlü Havadan Yere Füze (Cirit) neticesinde tesis 2007 yılının Kasım ayında hat kalifikasyonunu tamamlayan ilk firma projesinde Dünya’daki emsallerinin çoğun- tamamlanarak teslim etmiştir. Yine NAMSA olarak, programın önünde ve sıfır hata ile dan farklı olarak baştan sona yeni tasarım ile birlikte yürütülen anahtar teslimi sevkiyat yapmış ve bu sayede bütün program çalışması uygulanmış ve bu sayede lazer Mühimmat Ömür Belirleme Tesisi inşası ortaklarının takdirini kazanarak müteakip güdüm, ara safha güdüm, duyarsız roket tamamlanmış, kalifikasyon çalışmalarına potansiyel projeler için gerekli güven ve motoru yakıtı ve duyarsız harp başlığı imla devam edilmektedir. Milli Savunma Bakanlığı tarafından başlatılan ve NATO NAMSA ile yürütülen, raf ömrü tamamlanmış mühimmatın emniyetli ve maddesi gibi ileri teknolojiler kazanılmıştır. 2004 yılı başında, geçmişte kazanılmış yetenekler sayesinde tamamen özgün tasarımla üretilen roket ve silah sistemlerinin ihracına yönelik sözleşmeler imzalanmıştır. Böylece yurt dışına sistem seviyesinde ürün ve hizmet satışı dönemi başlatılmıştır. 2005 Yılında SSM tarafından başlatılan ve Kasım 2009’da SSM ve Roketsan arasında imzalanan sözleşme gereği başlatılan ve Milli Tank Projesi ile diğer çeşitli zırh sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve testi için gerekli altyapının bulunduğu bir Balistik Koruma Merkezi (BKM) kurulması çalışmaları Roketsan tarafından tamamlanmış ve tesis 28 Ekim 2010’da Milli Savunma 93 neliyle faaliyetlerine devam eden dev bir savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir. Daima kendi teknolojisini yaratabilmeyi ve kullanmayı hedeflemiş olan Roketsan iki ayrı yerleşkede konuşlanmış iki Ar-Ge merkezine ilave olarak üçüncü bir Ar-Ge merkezi tesisi için çalışmalarını sürdürmektedir. 5700 m2 kapalı alana sahip 5 binadan oluşan Ar-Ge Merkezi-1 ile 6300 m2 kapalı alana sahip 5 binadan oluşan Ar-Ge Merkezi-2 tesislerinde bugün itibariyle Roketsan’ın personelinin yaklaşık %30’unu oluşturan ve %33’ü doktora ve yüksek lisans seviyesinde olmak üzere %95’i mühendis yaklaşık 350 personel görev yapmaktadır. Başta MSB’lığı, TSK, SSM ve TSKGV ile diğer Vakıf Kur uluşları olmak üzere bütün Türkiye’den aldığı destekle Roketsan, ürettiği Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL tarafından toplam bedeli 1 Milyar Doları aşan söz- roket-füze sistemleri ve diğer ürünleriyle ülke hizmete alınmıştır. leşmeler imzalanmış olup bunun %15’ini savunmasına hizmet etmeyi, Türkiye’nin 1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla ihracat projeleri oluşturmaktadır. 2009 yılı teknolojik alt yapısına katkıda bulunmayı ve faaliyetine başlayan Roketsan, kuruluşunun Dünyada ekonomik krizin en ağır sürdüğü yıl birlikte çalıştığı alt yükleniciler ile iş 10 ncu yılı sonunda, 1998 yılı Aralık ayında 550 olmasına rağmen Roketsan sahip olduğu ortaklarının gelişimini başlıca görevleri kabul kişilik kadroya ulaşmıştır. Sayısı ve kapsamı yetenekleri, yarattığı güven, doğru pazar ederek çalışmalarına gittikçe artan hızla ve gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç geliştirme gayretleri sayesinde hedeflerine gururla devam etmektedir. Yurtiçi geliştirme neticesinde bugün itibariyle % 53’ü mühendis ulaşmış ve ileriki yıllara umut ve güvenini ve üretim çalışmalarının yanında ağırlıklı olmak üzere personel sayısı 1100’ ü geçmiştir. taşıyabilmiştir. Devam eden, yeni alınan ve olarak Orta Doğu Bölgesinde ürün, tasarım ve Doğru analiz ve değerlendirme, planlama ve tamamlanan projeler birlikte değerlendi- hizmet kalitesini ispatlamış, Amerika gayretlerin yarattığı gittikçe artan iş hacmi rildiğinde mevcut 1,5 Milyar Dolarlık kıtasından Uzak Doğu’ya, Güney Afrika’dan sayesinde son yüz yılın en ağır krizine rağmen taahhüdün, kısa süre içerisinde 2,5 Milyar Kuzey Avrupa’ya kadar birçok alanda 2010 yılında personel sayısını % 20’nin doları geçeceği değerlendirilmektedir. faaliyetlerini sürdürmektedir ve dünya devi üzerinde arttırılabilmiştir. Üretim faaliyetlerine iki ayrı yerleşkede savunma sanayi şirketleri arasında bir marka Roketsan, üretime ilk başladığı yıl olan devam etmekte olup, yerleşkelerden birinde haline gelmeye başlamıştır. 1991’de 2.788 TL ve 1999’da 21.000.000 TL 1000 dönüm arazi üzerinde 1991 yılında Bizzat önderlik ettiği kuruluş çalışmalarından toplam satış gerçekleştirmişken, 2009 yılında tamamladığı toplam 21.150 m2’lik 37 adet itibaren Roketsan’ın faaliyetlerine sonsuz bu rakam 110.000.000 TL’a ulaşmış olup 2010 binada başlayan Roketsan, bugün itibariyle destek veren ve kuruluşunun 25 nci yılını yılı beklentisi 230 milyon TL’nin üzerindedir. iki ayrı yerleşkede 75.000 m2’si kapalı alan kutlayan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na 1991’den bugüne gerçekleştirilen yaklaşık olmak üzere toplam 2.090.000 m2 alan şükranlarımızı sunarız. 1,2 Milyar TL’lik toplam satışın %29’u ihracat üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada, olarak gerçekleşmiştir. 2009 Yılı içerisinde 1100’ü aşkın başarıya odaklanmış perso- Hüseyin BAYSAK Genel Müdür Firmalarımızın 25 Yılı KÜÇÜKPAZARLI HAVACILIK Küçükpazarlı Tarihi Küçükpazarlı, 1975 yılında en büyük iki kardeş tarafından kurulmuştur. Küçük bir kalıp atölyesi olarak çalışmalarına başlayan firma, 1987 yılında Ostim’de kendi yerine taşındı. 1994’te pres işlerinin artması üzerine “imalat bölümü” adı altında 1.OSB’nde yeni bir şube açan Küçükpazarlı bu şubesinde, inşaat ve otomotiv sektörüne hizmet vermeye başladı. Savunma sanayine yönelik uluslar- gelişmesi yolunda çalışmalarına devam eden arası standartlarda parça üreten kalıp Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın belirlemiş bölümü ise 1997 yılında kuruldu. olduğu “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç- 2000 yılında ise ISO 9001:2000 belgesi ile larının karşılanmasında dışa bağımlılığın en kalite konusunda ilk sertifikasını aldı. aza indirgenmesi” hedefi, firmanın havacılık Denetlemeler sonucunda Küçükpazarlı 2001 yılında TAI-TUSAŞ tarafından “yan sanayi” olarak kalifiye edilmiştir. 2005 yılında firmanın almış olduğu “havacılık üzerinde uzmanlaşma” kararı üzerine 1. OSB’ nde biriminin kurulmasında en büyük etken olmuştur. 4.500 m2 kapalı alanda faaliyetlerini sürdüren Küçükpazarlı Havacılık bugün, 12 farklı havacılık programında yılda 150 bin adet parça üretmektedir. Küçükpazarlı Havacılık birimi kuruldu. “Uluslararası büyük projelere katılan, 2006 yılında TAI-TUSAŞ ile Stratejik Ortaklık Türkiye’nin lider uzay ve havacılık şirket- Anlaşması imzalayan firma, 2009’da bir uzay lerinden birisi olmak” firmanın ana hedefidir. ve havacılık standartı olan AS 9100 belgesini İyi eğitimli ve istekli çalışanlar ile yeni almaya hak kazandı. teknolojileri verimli kullanarak, müşteri gereksinimlerini tam anlamıyla karşılamayı Küçükpazarlı Havacılık Hakkında... kendisine misyon edinen firma, 18’i üniversite Kurulduğu ilk günden beri hassas, güvenilir mezunu olmak üzere 70 çalışanı ile bir ve kaliteli ürünler üretmeyi kendine öncelikli “hassas üretim” firmasıdır ve yılda 350 ton hedef olarak belirleyen Küçükpazarlı’nın alüminyum ve 15 ton işlenmesi zor malzeme kalıp bölümünün ardından, 1994 yılında işlemektedir. İmalat, 2005 yılında ise Havacılık bölümleri Küçükpazarlı, en büyüğü 6 metre ve 7 tanesi 1 faaliyete geçmiştir. metre üstü kapasiteli toplam 12 adet 5 eksen Savunma sanayimizin uluslararası düzeyde CNC işleme merkezi ile ülkemizin önemli 95 planlamanın yapılmasında ve gerekli stratejilerin oluşturulmasında Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca açıklanan “2010 yılı sonuna kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi karşılanma oranının ortalama yüzde 50’ye çıkarılacağı ve savunma sanayi ürün ve hizmet ihracatının 2011 yılında en az 1 Milyar ABD doları olarak gerçekleştirileceği ” şeklinde belirttiği stratejik hedefler belirleyici olmuştur. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın başta uluslararası işbirlikleri olmak üzere, tedarik yönetimi, teknoloji ve sanayi yönetimi konularında belirlemiş olduğu değerleri yakından takip eden Küçükpazarlı, sürekli yeni teknolojilere, eğitime ve personele yatırım yapmaktadır. Son olarak yeni üretim kabiliyet ve kapasiteli merkezlerinden birisi lerdeki kapasitenin artırılması, projelere hattı için 13 milyon dolarlık bir yatırım yapan olmuştur. Makinelerde tercih, ucuz maki- ortak olarak katılmak, yan sanayi kullanmak, Küçükpazarlı Havacılık, bu yatırımın son neden ziyade verimli çalışmayı sağlayan mevcut kapalı alanı genişletmek ve 100 kişi safhası olan 2.5 milyon dolarlık yeni makine tezgahlar olmuştur. ile 20 M Dolar ciro yapmak orta vadeli anlaşmasını 12 Ekim tarihinde İstanbul’da Küçükpazarlı Havacılık TAI’nin Stratejik hedefleri oluşturmaktadır. yapılan Uluslararası Metal İşleme Tekno- ortağı ve en büyük yardımcı sanayisidir. Küçükpazarlı’nın uzun vadeli hedefleri Karmaşık şekilli uçak gövde parçalarının, arasında ise, daha büyük projelerin üste- ebat olarak, Türkiye’de, TAI’den sonraki en sinden gelerek, projelere tasarım aşama- büyük üreticisi olan firmanın müşterileri sında katılmak gelmektedir. arasında Roketsan, Aselsan, FNSS ve TÜBİTAK SAGE de bulunmaktadır. lojileri Fuarı’nda imzalamıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün de katıldığı törende imzalanan anlaşma kapsamında alınan makineler ile 2010 yılı için havacılık sanayine yönelik yapısal uçak Boeing, Airbus ve F35 (JSF) uçakları için kritik gövde parçaları üretiminde planlanan parçalar üreten firma, ticari iş hacmini yıllık kapasite tamamlanmıştır. Tamamlanan bu ERP sisteminin adaptasyonu ile uzay ve yüzde 30’dan fazla büyütmektedir. Bu yıl ki üretim hattı ile 3 yıl içerisinde 20 milyon dolar havacılık parçalarının montajı firmanın kısa havacılık cirosu 10 milyon doların üzerinde ciro hedefleyen firma ayrıca bu üretim hattı ile vadedeki hedefleri arasındadır. olup, bu yıl ki ana sanayilerden bağımsız sektörde 100 kişiye istihdam sağlayacaktır. Sac-metal işleme kabileyeti için yatırım, savunma ve havacılık ihracat rakamı 500 bin ihracatın artırılması, işlenmesi zor madde- dolardır. Bu hedeflerin belirlenmesinde, Vefalı Personelimiz Bilge MOLVALI Müsteşarlığımız bundan tam 25 yıl önce 07 Kasım 1985 tarihinde imzalanıp, 13 Kasım 1985 tarihinde yürürlüğe giren 3238 sayılı kanunla ‘’MSB Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’’ adı altında kurulmuştur. Başkanlık fiilen 1986 yılı Ocak ayından itibaren göreve Eskişehir yolu, Kirazlıdere Mevkii’ ndeki eski binamızda başladı. Kuruluş aşamasında, Etibank Genel Müdürlüğü’nden naklen gelen ben Başkanlığın 9 uncu personeliyim. Bir de Toplu Konut ve Kamu İdaresi Başkanlığından gelen birkaç geçici personel (Sekreter,Şoför) Başladığım ilk günü hiç unutamam… Kirazlıdere Mevkii, bozuk bir yol (yedek ayakkabı getirirdim yanımda) daha önce Spor Okulu olarak kullanılan binamızda tadilat devam ediyor, her taraf toz içinde… yazışmalar ve elden başvurular başladı. Elimizde sadece Savunma Donatım İşleri Genel Müdürlüğünden (bizden önce kapatılmış) kalan 2, 3 daktilo ve bir o kadar da facit (hesap makinası) var. İlk uzman, uzman yardımcısı ve destek hizmetleri sınıflarına sınavla alınan personelin sorularını bu daktilolarla yazdık,daktilolar elektronik bile değildi, daksil icat edilmemiş, yanlış yazarsanız silin, kağıdın yırtılma olasılığı fazla… Soruları sınavdan bir gece önce yazardık ve kasaya kilitlerdik, genelde bende dururdu anahtar, tabi sorumluluğun verdiği korku öyle büyük ki, o gece uyku yok… Daha sonra Daire Başkanlıkları oluşmaya başladı, alınan elemanlar o Dairelere paylaştırıldı . 07 Mayıs 1986 sabahı iş yerine geliyoruz (sabahları eşim bırakırdı arabayla) Kirazlıdere, yol değişik, meğer o gün ilk Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı yapılacağı için, gece yol asfaltlanmış, yanlış yola girdik zannetmiştik… Teknoloji ilerledikçe daktiloların yerini bilgisayarlar aldı (ancak şimdi olduğu gibi herkese bir bilgisayar nerede? Biz de 1 adet var ve sadece birkaç paket program 9 kişiyiz ama bunların birisi Başkanımız Sn. Vahit Erdem ve 2 yardımcısı Sn. Metin Ergün ile Sn. Özdemir Kandemir Paşa. Daire Başkanlıkları kadroları var, kimin hangi görevde olduğu da açık değil, sadece Personel ve Eğitim Daire Başkanı belli, Sn. Cemal Tarhan… Sn. Osman Kayakesen ve ben de o’na bağlıyız. kullanılıyor), proje sayısı arttıkça, eleman Tabii ki ilk iş eleman alımı oldu, evrak diye bir birim henüz yok,gazete ilanı verdik, hacmi ve onun getirdiği sorumluluk da ihtiyacı da arttı… daha sonra sınavlar ÖSYM’ye yaptırılmaya başlandı. Ancak Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’ndaki eleman sayısında 5 yıl süreyle artış olmadı, Daire Başkanımız dahil, bir de sekreteri, Osman Bey ve ben. Personel sayısı az olunca kişi başına düşen iş fazlalaşıyor. 97 1989 yılında 390 sayılı KHK (daha sonra bu KHK ’yi kanunlaştıran 20.3.1991/3704 sayılı Kanun) ile ‘’Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’’ ibaresi ''Savunma Sanayii Müsteşarlığı'', Başkan ibaresi Müsteşar, Başkan Yardımcısı ibaresi de Müsteşar Yardımcısı olarak değişti. Müsteşarımız yine Sn. Vahit Erdem, yardımcıları da (Kadro sayısı 3’e çıktı) Sn. Metin Ergün, Sn. Veysel Yayan ve Sn. Ahmet Söylemezoğlu.... Benim daha önce Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğünde Planlama Müdürü olarak, daha sonra Etibank Genel Müdürlüğü, Pazarlama ve Satış Daire Başkanlığında Uzman olarak (toplam 15 yıl ) çalışmış olmama ve yapılan işlerin birbirine benzememesine rağmen işe intibakım çok kolay olmuştu. Ancak, oturmuş bir kuruluştan sonra yeni kurulan bir kuruluşta çalışmak çok çok farklı geldi. Üniversite’yi bitirdikten sonra TODAİE (Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü)’ de ‘’Kamu Yönetimi Uzmanlık Bölümü’’ nde Yüksek Lisansımı yaparken ‘’Personel Yönetimi’’ dersleri okumuş , tam not almıştım ve kendimi bilgili kabul ederek de, böyle bir göreve aday olmuştum. mevzuatı çok iyi bilirdi, iş konusunda çok titizdi ve daima çekinirdim, dolayısıyla da cok dikkat ederdim. Çalışmalarımdan kendilerinin memnun olduğunu davranışlarından anlardım, saat 18.00'de işten çıkmak pek fazla mümkün olamıyordu, yaptığım iş'ten duyduğum tatminle (çocuklarım o zaman küçüklerdi) durumdan asla şikayet etmedim ve onlardan çok şey öğrendim. 1997 Yılında Yöneticilerimiz sırasıyla değişmeye başladı, önce Bakan, sonra Müsteşar Yardımcıları, daha sonra Müsteşar ve Daire Başkanları… Ben yeni Yönetim döneminde de aynı şekilde çalışmaya devam ettim, ancak bir gün haklı olduğuma inandığım bir konuda itiraz ettiğim için hiç de hak etmediğim bir şekilde görevden alındım. Tabii ki çok üzüldüm, ben daha önceki Yöneticilerimle doğru bildiğim her konuda konuşabilir dim, açıklık vardı. Bir süre inanamadım, kabullenemedim. Sonra zor günler başladı, Müsteşarlığımızda (eski bina) var olan yer sıkıntısını en fazla yaşayanlardan biriyim, inanmayacaksınız ama 13 kez yerim değişti. İş yerine gelip de hiçbir görev verilmeden oturmak hiç de kolay değildi. Rahmetli annem birgün ’’Kızım sen ne yaptın da, böyle bir muameleyle karşılaştın’’ demişti, o’nu üzmek de benim üzüntümü kat kat arttırmıştı. Ancak SSM’ye başladıktan sonra anladım ki, iş, iş’te öğreniliyormuş. Başlangıçta çok acemilik yaşadım, Başbakanlık, Emekli Sandığı işlemleri, Devlet Personel, DPT, Emniyet Genel Müdürlüğü… her birine bizzat giderek adeta eğitim aldım, göreve başlayan her bir personelin özlük hakları ile ilgili işlemleri buralardan geçiyordu. Bilmeyerek hatalarım mutlaka olmuştur ama en iyiyi yapmaya daima gayret ettim, inanın çok da severek yaptım işimi. Sorumluluk verildikçe insanın kendine güveni artıyor, bir de takdir edildikçe… Hiç unutmam, (Görece başlayacak personelin mülakatı tamamlandıktan sonra tutanak düzenlenir ve Sınav Komisyonu üyelerine de bu tutanak imzalatılır) Veysel Bey’e giderdim imzaya, şöyle bir bakardı tutanağa ve ‘’Teşekkürler Bilge Hanım, uzmanlık tez’i kadar güzel olmuş’’ derdi, oysa yarım sayfa ve kalıplaşmış bir yazı. Metin Bey (Personel ve Eğitim Dairesi o’na bağlıydı) ‘’Her iş’te bir hayır vardır’’ demişler Atalarımız,bu arada hayatımın en büyük acılarını yaşadım, önce annem, sonra ablam ve sonra da eşimi kaybettim. Pasif görevde olmam nedeniyle, hastalıkları süresince elimden geldiğince onlara görevlerimi yapabildim. Her şeye rağmen Müsteşarlık’ta o kadar çok dost edinmişim ki, zor günlerimde hepsi yanımda oldu ve destekleriyle bana yeniden güç verdiler. Tabii zaman içinde yönetici kadrolarında tekrar değişiklikler oldu ve son olarak Müsteşarlığımıza Sn. Murad Bayar Müsteşar olarak atandı. 2006 Yılında, benim gibi pasif halde bulunan tüm personele görevler verdi, bana da son yıllarda insan kaynakları yönetiminin en önemli konularından biri olan motivasyon yönetimi kapsamında sosyal faaliyetler düzenlenmesi görevini verdi ve ben tekrar Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı elemanı oldum (yuvama döndüm). Bu kapsamda ilk olarak ‘’Happy Hour’’lar başlattık. Yöneticiler ve çalışanlar arasında kaynaşma sağlanması amacıyla, her ay bir Daire’de akşam üzeri saat 17:00 sularında, ev sahibi Dairenin ikramları eşliğinde toplanılıyordu. Sonra sırasıyla ilkler başladı. Çok güzel bir ‘’İstanbul’’ gezisi gerçekleştirdik… Sonra ilk ‘’Kermes’’, sonra Komiteler kurduk, Spor Faaliyetleri başladı (pilates, tavla, satranç, bovling, masa tenisi), İngilizce Kursları, tiyatro, sinema, Kitap Kulübü, vs. Personelin yapmak istediği her sosyal etkinliği başta Müsteşarımız olmak üzere tüm Yöneticilerimiz destekledi. Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı bünyesinde bulunmak bana çok iyi geldi, bu dairede daha önce yaptığım işler için de zaten artık taze kana ihtiyaç vardı ve ben şimdi yeni kadroyu seyrederken çalışmalarından ve yaratıcılıklarından gurur duyuyorum. Yeni görevimi ise bundan tam 40 yıl önce işe başladığım ilk günün istek, heves ve zevkiyle yerine getirmeye çalışıyorum. Her insanın hayatta yapmak istediği ve kendi imkanlarıyla asla gerçekleştiremeyeceğine inandığı hayalleri vardır. İşte ben bu görevle hayallerimi gerçekleştirdim. Yıllar önce bir vesile ile A.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi, Çocuk Hastalıkları, Thelasemia (Akdeniz Anemisi) Bölümünde hasta çocukları ziyaret etmiş, daha sonra da Derneğe üye olmuştum. Hastalığın tedavisi çok pahalı ve sosyal güvencesi olmayan hasta çocuklara yardım da bir kişinin karşılayabileceğinden çok fazlaydı. Doğal olarak kendi maddi imkanlarımla istediğim katkıda bulunamazdım. İlk olarak bu Dernek adına, daha sonra ‘’Cerrahi Onkoloji ‘’Derneği adına Kermes düzenledik, son olarak da ‘’Okul Onarımı’’ projemizi gerçekleştirdik. Bu üç kermesimizde de Savunma Sanayii Firmalarının desteklerini aldık. Sonuç o kadar güzeldi ki, böyle bir görevde bana da pay düşmesi ve aktif halde çalışmak SSM’de yaşadığım tüm olumsuzlukları unutturdu. Bana bu şansı tanıyan başta Sayın Müsteşarım Murad Bayar olmak üzere tüm Yöneticilerime sonsuz teşekkürler… Vefalı Personelimiz Mehmet KABAK 9 Temmuz 1986 günü, memuriyetimin yeni dönem başlangıcı için yollardayım. Taksi şoförü Savunma Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdari Başkanlığı, Kirazlıdere sözlerime boş gözlerle bakıyordu. Anlaşılan Savunma Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı binasını bulması biraz zaman alacak, ilk günkü mesaime geç kalabileceğim için endişeleniyordum, ancak endişeme ortak Yıl 1986 aylardan Haziran bir yaz sabahı o olan taksi şoförü kısa sürede benim de zaman ki 2 katlı ve kapısında Savunma yardımım ile yolu bularak, memuriyette Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi yıllarımı geçireceğim Başkanlığı (SAGEB) yazan Kurum etti. Böylece görev tanımım gereği binamızın kapısından içeri girdim. Müra- Kurumumuzun M-9 kimlik numarası ile caata yönelerek, Kurumun sınavına gire- daktilograf olarak ilk memuriyet ve mesai ceğimi söyledim. Müracaattaki görevli hayatıma geç kalmadan başlamış oldum. memur beni Personel Dairesi'ne Göreve başlamamızı takiben 657 Sayılı yönlendirerek, Personel ve Eğitim Daire Devlet Memurları Kanunu ve görevimizle Başkanlığı’nda görev yapmakta olan ilgili Hizmet İçi Eğitime tabi tutularak, ilk şuandaki İdari ve Mali İşler Dai.Bşk. Sn. eğitimimizi almış olduk. Devlet Memuru Osman KAYAKESEN ve Personel Uzmanı olduğumu, bir yıl sonra asaletimin tasdik Bilge MOLVALI ve o zaman ki Personel olduğunda öğrendim. Eğitim Dai.Bşk. M.Cemal TARHAN ile 1985 yılında 3238 Sayılı Kanun’la tanışmamızı sağladı. Bizleri odanın “Savunma Sanayi Geliştirme ve Destek- birinde misafir ettikten sonra, sınavımızı leme İdaresi Başkanlığı” (SAGEB) gerçekleştirmek için alt kattaki yemekha- kuruldu. Daha sonra Başkanlık, 1989 neye indik ve görevli amirlerimizin yılında 390 sayılı Kanun Hükmünde nezaretinde sınavımız gerçekleşti. Kararname ile Savunma Sanayii Müste- Sınavımın güzel geçtiğini bildiğim için o bina önüne park şarlığı olarak yeniden yapılandırıldı. gün mutlu bir şekilde Kurumdan ayrıldım. Bir ay sonra hayatıma yön verecek ve 3238 sayılı Savunma Sanayi Hakkındaki ailemin rızkını kazanacağım Sınav Kanun’un amacı “modern bir savunma sonucu yazılı olarak adresime geldiğinde, sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı hayatımın en mutlu günlerinden birini Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağ- yaşamıştım. lanması” şeklinde ifade edilmektedir. 99 1986 yılında ilk işe başladığımda toplam Sanayiinde Uzman olarak çalışmış, gerektiğini söylediler. Antrenörümüzden 27 personelimiz vardı. Üst yönetimde; Savunma Sanayi Sektörünü iyi bilen ve müsaade aldım ve maçın ikinci yarısına Savunma Sanayi Geliştirme ve Destek- ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği çıkmadan eşofmanlarım ve spor leme İdaresi Başkanı Sn. Vahit ERDEM, Bölümü’nü bitirmiş genç dinamik mesai ayakkabılarımla terli terli Daireye döndük. Başkan Yardımcısı Sn. Metin ERGÜN, arkadaşımın Savunma Sanayii Müsteşarı Eve gidip üzerimi değişeyim dedim. Başkan Yardımcısı Sn. Em. Tümğ. olmasından, şahsım adına ülkemiz ve Kulakları çınlasın Veysel Bey ve Nadi Bey Özdemir KANDEMİR, idari amirlerimiz savunma sanayinin geleceği açısından hiç gerek yok böyle de çalışabilirsin olarak, Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı bir şans olarak gördüm. Bunun kanıtı da dediler. Oturdum yeşil ekranlı bilgisayarın Sn. M. Cemal TARHAN, İdari ve Mali İşler “Yılın Genç Bürokrat Ödülüne” layık başına, bir de öğrendim ki, Mısır’a 40 F-16 Dairesi Başkanı görülmesidir. satışı için Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Sn. Hasan Ali TÜRKARSLAN, Şube Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın bir Müdürü Sn. Mehmet TOPAL, Personel ve personeli Eğt. Dai. Bşk. Uzmanı Sn. Bilge MOLVALI, heyecanım ve iş tecrübemi 25 yıllık Personel ve Eğt. Dai. Bşk. Şefi Sn. Osman çalışma hayatımın içinde amirlerimin tarafından Mısır’a götürülecek. Yazıyı KAYAKESEN ve hepsi birbirinden değerli bilgi birikimleri, tecrübeleri ve bana olan hazırladık. Üçümüz beraber Cumhurbaş- diğer mesai arkadaşlarım. güven duygularını geliştirerek kazan- kanlığı Köşkü’ne hareket ettik. Üzerimde İlerleyen yıllarda Müsteşar olarak atanan maya çalıştım. Memuriyet hayatımın ilk eşofman, ayağımda spor ayakkabı, Sn. Yalçın BURÇAK, Sn. Dursun Ali çalışma yıllarında çok kıymetli amirleri- Cumhurbaşkanlığı Köşküne geldik. Beni ERCAN, Müsteşar Yardımcımız Sn. Hasan min ve değerli mesai arkadaşlarımın bilgi götürmelerinin sebebi yazıda değişiklik MOLLAOĞLU önce Dai.Bşk. daha sonra birikimleri ve tecrübeleri çalışma olursa, zaman sınırlı olduğu için orada Müsteşar Yardımcımız olan Sn. Veysel hayatımda ışıklı bir yol olmuştur. Objektif Özel Kalem Sekreterliğinde yazıda YAYAN, Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar olmayı, etik düşünmeyi, beşeri ilişkileri değişiklik yapmamız. Özel Kalem Sekre- Yardımcımız olan Sn. İsmail TOHUMCU, önce ailemden sonra öğretmenlerimden terliği’ne vardık. Yazı orada okundu ve Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar Yardım- daha sonra ise değerlendirildi. Merhum Cumhurbaş- cımız olan Sn.Dr. Faruk ÖZLÜ, Müsteşar öğrenmeye çalıştım. Yardımcımız olarak atanan Sn. Hüseyin Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 25 ÖZERİ, Uzman iken daha sonra Dai.Bşk. yıldır başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olan Sn. Nadi KÖKLÜ, Uzman iken daha ihtiyacı olan lojistik tedariklerinin öncelikli sonra Dai.Bşk. olan Sn. Ali DOĞAN, Şube yerli katkı ve acil durumlarda dış alım Müdürümüz Sn.Yılmaz GÜNDÜZ Albay ve yoluyla sağlamasında, savunma sanayi Şube Müdürümüz merhum Sn. Mehmet şirketleri ve KOBİ’lerin alt yapılarının DAVRANALP Binbaşı, yukarıda bah- üretime yönelik geliştirmesi yönünde settiğim ve bu Kuruma gerçekten emekleri yaptığı hizmet ve katkıları görmek, bugün geçen amirlerimi ve mesai arkadaşlarımı 359 SSM, 68 STM ve 110 destek personeli saygı ile anıyorum. arkadaşlarımla paylaşmaktan onur ve 2000 yılında personel sayımız artığı için gurur duyuyorum. Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak ek Bir anımı kıymetli mesai arkadaşlarımla görevimizi layıkıyla yerine getirmenin bina ihtiyacımız doğdu. Anıttepe’de kira- paylaşmak istiyorum. Savunma sanayi huzuru içinde Kurumumuza geri döndük. ladığımız ek binaya Amirlerim tarafından çalışma hayatımın içinde, bir gün hafta idari bina ve lokal sorumlusu olarak 25 yıllık bir çalışma hayatımı acı ve tatlı sonuydu. Mahalle futbol turnuva maçımız görevlendirildim. 3 yıl bu idari görevleri anılarımla geride bırakırken Müsteşarlığı- vardı. Ben de o gün turnuva maçına yürüttükten sonra, Sn. Müsteşar Yardım- mızın 25.hizmet yılını kutluyor, mesai gitmiştim. Turnuvanın final maçını cımız İsmail TOHUMCU’nun sekreter- arkadaşlarıma ve amirlerime saygılarımı oynayacağız. Bir haftadır takım olarak bu yasında 5 yıl çalıştım. Kendisi ile çalıştığım sunuyorum. maça hazırlanmıştık. Maç başladı. 5 yıllık süre içerisinde çok güzel çalışma Kazanmak için her iki takımda da kıyasıya Özgeçmiş hayatım oldu. Kendisini çalışkan, devlet mücadele var. İlk yarı bir sıfır mağlubuz. 1963 Kayseri İli, Develi İlçesi doğumluyum. memuriyetinde adabı, teamülleri bilen, Devre arası antrenörümüzden ikinci yarı Ankara Ayrancı Ticaret Lisesi Mezunu- prensip sahibi, işine saygılı ve devlet için taktik-teknik bilgiler alıyoruz. yum. Evli 2 çocuk babasıyım. Müzik çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir Arkadaşlarla ilk yarıyı değerlendiriyoruz. dinlemeyi, futbol ve masa tenisi oynamayı amir olarak gördüm. Bu sırada Mehmet diye birinin bağırdığını çok severim. 25 yıldır Savunma Sanayii Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’ın duydum. Kafamı kaldırdığımda Veysel Müsteşarlığı’nda çalışmaktayım. Şu anda Kurumumuza Müsteşar olarak atandığını Bey ’le, Nadi KÖKLÜ’nün olduğunu Kurumumuz Genel Evrak İdari Şefi olarak duyduğumda, daha önce Savunma gördüm. Hemen Daireye gitmemiz görev yapmaktayım. olarak ilk yıllardaki çalışma değerli amirlerimden Müdürü Sn. Engin GÜNER’e bir bilgi yazısı hazırlayacağız. Yazı o zamanki Cumhurbaşkanımız merhum Turgut ÖZAL kanımız Turgut ÖZAL tarafından bazı değişiklikler yapılarak, Özel Kalem Müdürü Engin GÜNER tarafından yazı tekrar bize getirildi ve düzeltmek için tekrar daktilonun başına oturduk. Düzeltmeleri yaptık. Yazıyı nihai hale getirdik. Yazıyı çabuk ve düzgün düzelttiğim için bir de Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nde görevli Şahver Hanım iş teklifinde bulunmaz mı! Seni buraya alalım diye. Ama ben Kurumumdan memnum olduğumu söyleyerek, nazik tekliflerine teşekkür ettim ve Köşkten Vefalı Personelimiz Serdar DEMİREL İstanbul Universitesinin hepsinin sınavlarını kazanmıştım ama benim kararım kesindi ABD de MBA yapacaktım hatta Universiteden kabulumü dahi almıştım. Benden Müsteşarlığımız dergisi için SSM’nin kuruluş yılları ile ilgili anılarımı kağıda dökmem istendiğinde gözümün önünde ilk uçuşan görüntü o yılların sıcaklığı ve biz; Müsteşarından (o zaman Başkan idi tabiiki) çaycısına toplam 15 kişinin duyduğu müthiş heyecan ve çalışma ortamının sıcaklığı oldu. Sonra kendi kendime bir uyarı verdim : “Hayır bu yazının o zamanki projelerimizle ilgili bir yazı olması gerekiyor” diye. Daha sonra bir anda kafamda bir şimşek çaktı , eğer bu konu gündeme geldiğinde benim ilk aklıma gelen o tarihte SSM’deki ilişkiler ve insanlar oluyor ise bu derginin okuyucularının da ilk etapta okumaları gereken budur diye düşündüm ve bu yazı ortaya çıktı . İşte size 1986 yazının son aylarındaki SSM... 1986 Haziran ayında ITU Makina’dan mezun olduğumda maalesef muhteşem bir rahatlama hissedemedim çünkü karar vermiştim Master ve Doktora yapacaktım. Bunun için de bir yandan İTU, ODTU ve İstanbul Üniversitesinin (MBA) sınavlarına girerkende bir yandan da ABD de bir Üniversite ile yazışıyordum (Rochester Instutute of Technology). ITU , ODTU ve Yazın ortalarına doğru hiç beklenmedik bir gelişme oldu. O tarihlerde Harp Akademisinde Öğretim görevlisi olan aile dostumuz bir subay (daha sonra milletvekili de oldu) bana bir sohbet esnasında Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresinin kurulduğundan eleman alımı yapacağından ve mutlaka başvurmam gerektiğinden bahsetti . Benim aklımda iş sınavına girmek hiç yoktu her işimi ayarlamıştım ABD ye gidecektim. Ancak o zamanki adı ile SAGEB’in geleceğinin çok parlak olduğu, kuruluş aşamasında giren eleman olma fırsatının her zaman ele geçmeyeceği vb yönündeki baskılar sonucunda sırf yakınlarımı kırmamak için sınava girmeye karar verdim(ama esas niyetim sadece beni sevenleri kırmamaktı yoksa ABD de kalacağım yeri bile ayarlamıştırm) Bana verdikleri kirazlıdere mevkii yazan adres son derece manidardı bahcelievlerde epey sorusturup bir sonuç alamayınca bir kaç taksiciye sordum ve bir tanesi “Gel ben seni götüreyim askerliğimi orada yaptım” dedi ve taksiye bindim . Su anda yıkılmıs olan SSM binası o tarih için mimarisi son derece şık bir bina idi ve yepyeniydi. Miss gibi de boya kokuyordu. Orta kapıdan girince hemen solda bir kapı , kapının önünde tezgah gibi konulmuş bir masa ve masanın başında 101 Osman KAYAKESEN Bey’i gördüm ve başvuru formumu onun elinden aldım. Ancak garip olan bir şey vardı orada gördüğüm 2-3 kişi kafamdaki devlet memuru kalıplarına pek uymuyordu herkes son derece güleryüzlü ve yakın davranıyordu. Çok üzerinde durmadım, nasıl olsa benimkisi bir formalite sınavı idi sadece. Ve 2000 yılında da bitiremeden de geri Yazılı Sınav Beşevler’de Gazi Üniversitesinde idi hiç çalışmadım zaten sorular da son derece basit sorulardı, okuldan mezun olalı da az olduğu için cevaplarda hiç zorlanmadım ama kendimi de fazla zorlamadım. O tarihte her kurum kendi sınavını yapardı o sebeple sınavdaki Gözetmenler de Bilge MOLVALI Hanım, Osman KAYAKESEN Bey ve o tarihteki Personel Daire Başkanı Cemal TARHAN Bey idi. Sınavdan çıktığım da çok mutlu idim benden bekleneni yapmıştım artık gönül rahatlığı ile ABD ye okumaya gidebilirdim ama evdeki hesap çarşıya uymadı. 1 hafta sonra eve bir zarf geldi yazılı sınavda başarılı olduğum için sözlü sınava çağırıyorlardı. Ahmet BOYNUEĞRİ ve ben. Güvenlik Hayatımda en rahat girdiğim sınavlardan kendi ilk işini anlatıyor ve o tarihte 1 biri idi eski binamızda giriş katında evrak masanın etranına 2nci sandalye konarak bölümünün karşısındaki küçük odayı kendisine yer gösterildiğini bizim çok toplantı odası haline getirmişlerdi. Sınav şanslı olduğumuzu anlatıyordu. Metin Bey heyeti Sn Vahit ERDEM, Sn Metin ERGÜN, ile görüşmemizin ardından odamıza çıktık Sn Veysel YAYAN ve Sn Ali DOĞAN dan Odamız biz gelmeden hazırlanmıştı . Pırıl pırıl bir oda ve 3 tane masa önünde de misafir koltukları. Ben hemen pencere önündeki masalardan birini kaptım ama Ahmet beyin zaten pencere önü ile bir hesabı yoktu o da kendince kapı önündeki masayı kaptı. Bizi daha şaşırtan olay ise kurum da adeta vip misafir muamelesi görüyor olmaktı. Örneğin daha masamıza yeni oturmuşken içeri Depo Sorumlusu Zeynel ACER bey girdi elinde bir sürü malzeme. Kırtasiye malzemeleri kül tablaları masa üstü için kalemlikler, envai tür kalem klasör vb. Tek tek hepimize dağıtıldı ilave isteklerimiz soruldu. Biz nasıl bir kuruma başlamıştık. oluşuyordu. Açıkcası sınavda çok rahat davrandım ve bu mülakattan sonra beni asla işe almayacaklarından emindim ancak sanırım tam tersine benim rahat tavrım puan yaptı ve bir süre sonra güvenlik soruşturmamın tamamlandığını ve 1 Eylül 1986 da işe başlamamı belirten bir yazı aldım SAGEB (SSM’nin o zamanki adı)’den. Bu yazı ile birlikte bütün planlarım bir anda değişti. Sevenlerim elime geçenin büyük bir fırsat olduğu konusunda beni ikna etmişti. Gerçekten de SAGEB o tarihte adı sıklıkla telafuz edilen gözde bir kurum idi ve üstelik ben bu kuruma daha ilk kurulduğu günden kabul edilme şansına sahip olmuştum. ABD de yüksek lisans hiiiç önemli değildi nasılsa SAGEB beni gönderirdi zaten eğitime çok önem verdiklerini de öğrenmiştim. Nitekim gönderdiler de; tam 13 yıl sonra 1999 da. çağırdılar. 1 Eylül 1986 saat 09:00 da SSM binasında daha önce form aldığım oda ile sınava girdiğim odanın tam ortasındaki odada buldum kendimi. Bilge MOLVALI hanım her zamanki güleryüzü ile bizi rahatlatıyordu. Bizi derken zaten 2 kişi idik benden 5 dakika önce 8:55 de gelen soruşturması tamamlanan bir de Nadir BIYIKOĞLU var fakat o dişçi randevusu sebebiyle izin istemiş 2 Eylül de başlayacak. Bu sıralamaya göre Ahmet bey’e 13 bana da 14 no’lu sicil numaraları verildi ve doğruca Başkan Yardımcısı Metin ERGÜN beyin yanına çıkarıldık. Yaşadıklarıma inanamıyordum. Devlet daireleri hele de personel bölümleri soğuk olur diye düşünürken önce Bilge Hanımın güleryüzü ardından da kuru- mun 2 nolu yöneticisinin makamı. Kendi kendime çok doğru bir iş yaptım diye düşündüm. Metin bey bizi misafir koltuklarında ağırladı. Türk Kahveleri ve yaklaşık 1 saat süren uzun bir sohbet. Bize Odamızda 1 tek telefon vardı ama ilk gün hiç problem olmadı. Ama ertesi gün Nadir BIYIKOĞLU bey’de işe başlayınca durum değişti. Nadir bey daha önce dışarıda serbest çalışmış SAGEB’e bürosunu kapatıp gelmişti bu sebeple çok fazla arayanı vardı hatta çoğu zaman Nadir bey bizim odadaki telefon ile konuşurken yandaki 2 odadan gelinip “Nadir telefonun bitince gel bizim odada da telefonun var” dendiğini bilirim. İlk 1 ayımız çok sakin geçti katta 20 oda vardı koridorun 1 ucunda biz üçümüz 1 odada oturuyorduk. Diğer uçta ise rahmetli Mehmet DAVRANALP. Biz dördümüzden başka da katta kimsecikler yoktu. İş olmadığı için arada bir keşfe çıkıyorduk. Odaların kapıları kilitli idi bir tek bizim karşımızda çok güzel döşenmiş tek kişilik bir oda vardı. Biz tabi uzman yardıcıları olarak herhalde burası uzman odası diye içimizden geçiriyorduk. Daha sonra Veysel YAYAN beyin Daire Başkanlığına atanıp o odaya oturması ile hem Daire Başkanı kavramını hem de o odanın bir Daire Başkanı odası olduğunu öğrenecektik. Dediğim gibi ilk başlarda çok sakindik. Bazen bir firmadan bir broşür gelirdi. Broşür diyince hani o fuarlarda masalara yığılıp da taşımaya üşendiğimiz için elimize almadığımız 1 sayfalık kağıtlardan bahsediyorum öyle kapsamlı bir şey değil. Ama o broşürler o kadar ciddiye alınırdıki anlatamam. Önce broşürün önüne bir evrak akış fişi eklenir, sırasıyla Başkan (Müsteşar) Başkan Yardımcısı (sadece 1 tane idi) Uzmanlar ve ardından en son bize gelirdi. Gelene kadar da üzerine destan gibi notlar yazılırdı. Evrak akış yoğunluğu haftada 3 broşür mertebesinde olduğu için son derece normaldi tabii ki bu kadar ciddiye alınması. Ancak problem en son bize geldiğinde bizim bu broşürler ile ne yapacağımızı bilemiyor olmamızdı. Öyle ya resmi evrak muamelesi görmüş, zimmetle teslim edilmiş, atsan atılmaz, işlem yapıyım desen bişe denmiyorki ne işlem yapacaksın. Bu hengamede durumdan ilk vazife çıkaran Nadir Bey oldu ben bu silah istemlerini üretibilecek kapasite için sanayiye soru yazıları yazıp mevcut tezgah kabiliyetlerinin bir envanterini çıkaracağım dedi. Yönetim de destek olunca bu çalışma başladı. Hatta Nadir Bey ayrıldıktan çok sonra da bu çalışma gelişerek devam etti. En son ulaştığı ve amacını yitirdiği nokta STRAB projesi olarak bilinir. Vefalı Personelimiz Bu sakin günlerimiz bizimle aynı sınavı kazanan diğer personelin de güvenlik soruşturmalarını peyderpey tamamlayıp işe başlamaları ile sona erdi. İlk önce bizden 1 ay sonra Nuran İNCİ , Elife ÜNAL ve Ali Vasfi DEMİRTAŞ onları takip eden aylarda da diğer personel işe başladı artık 3 değil tam 12 uzman yardımcısı idik. Tam 3 tane de Projemiz vardı. Zırhlı Muharebe Araçları Projesi, Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi Projesi ve HFSSB Telsiz projesi. Bu projelerin en önem verileni Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi idi ama malesef yıllarca çalışma ve emeği müteakkip iptal edildi. 2006’lı yıllarda Roket Füze ve Mühhimmat Şubesinin ilk projelerinden biri olarak Alçak İrtifa Hava Savunma Projesinin yeniden dirilip geldiğini görünce için için gülümsemedim desem yalan olur. Ben makina mühendisi olarak Zırhlı Muharebe Aracı Projesinde görevlendirilmiştim. Artık hayatım değerlendirmeyi yaptığımız “Komisyon Odasında” geçiyordu. O tarihlerde hepimizin bekar olması sebebiyle çalışma saatlerinin sabah 9:00 Akşam (sabaha Karşı) 04:00 olması da pek kimseyi rahatsız etmiyordu. Hatta sabaha kadar çalıştıktan sonra Jusmmat (Şimdiki ODC)’ ın bulunduğu tepeye bakarak güneşin doğuşunu seyredip ondan sonra eve gitmek de bir rituel olmuştu. Ancak değişmeyen tek bir şey vardı bize verilen değer. Her akşam nöbetçi personel saat 19:00 19:30 arası tüm katları gezer, tüm çalışanlara ne yemek istediğini sorar yarım saat sonra da herkese sipariş ettiği yemek ulaştırılırdı. Sabah eve giderken de mutlaka herkes evine ulaştırmadan nöbetçi araç kurumdan ayrılmazdı. Gerçekten yoğun çalışıyorduk ama yorulmuyorduk yaptığımız işin önemi tam tersine bize heyecan veriyordu. Ama en önemlisi amirlerimizin bize verdiği destek idi. O tarihte kurumun yegane uzman yardımcıları olarak okuldan yeni mezun gençler olduğumuz halde katıldığımız tüm toplantılara tam yetki ile katıldık . Hata yapmamaya çalıştık. Hata yaptığımız da oldu ama amirlerimiz Vahit ERDEM, Metin ERGÜN, Veysel YAYAN, Ali DOĞAN tarafından hiç bir zaman ezdirilmedik. Haa kuruma döndüğümüzde yalnız kalınca fırçamızı yedik o da ayrı konu tabiiki. O günlerden aklımda kalan bir kaç isim ve bir kaç anı daha var ki onları da yazmazsam rahat edemiyeceğim. Komisyon Odalarımız ve O odalarda geçen saatlerimizden bahsetmiştim. Gine bir gün komisyon odasında çalışırken kapı açıldı ve Daire Başkanımız Ali DOĞAN bey içeri girdi . Arkadaşlar TRT çekim yapacak gizli evrakları toplayalım dedi. Biz hazırlandık benim üzerimde yeni aldığım ilk kez giydiğim ve hiç beğenmediğime karar verdiği açık gri kalın bir ceketim vardı. TRT çekim yapsın diye bir de mizansen yaptık bir grubumuz toplantı masasına oturdu ortaya bazı proje ile alakasız kağıtlar açtık ben ve bir arkadaşımda bilgisayarın başına geçtik bir hesap tablosu programı açtık güya çalışıyoruz. O zamanlar Bilgisayarlar yeni bir kavram TRT kameramanının en çok hoşuna giden sahne de bilgisayar bölümü olmuş nedense. O çirkin kıyafetimle bol bol beni çekmiş. O klip nerdeyse 2000’li yıllara kadar ortalama ayda 1 kez olmak üzere sürekli silahlı kuvvetler saatinde gösterildi. Ve ben o gün ne olursa olsun işe giderken mutlaka şık giyinmek gerektiğini öğrendim. Komisyon odalarımızın en büyük eğlencesi ise kurumumuzun önce müstahdemi sonra çaycısı en son da Bahçıvanı olarak tanınan Şükrü İYİİŞ idi . Telefon ile arayıp “Şükrü dayı bize 2 çay 1 kahve 1 kola” diye tek tek sipariş verirdik o da dikkatle dinler ve sorardı “kola 1 değil mi...” diye ama yıllar boyu 1 kere bile doğru sipariş geldiğini görmedik mesela siz 2 çay 2 oralet isterdiniz. Odaya 3 tane ayran 1 kola 1 fanta gelirdi. Şükrü dayı yaptığı her görevde kurum efsanelerine konu olmuştu. Ben görmedim ama çok anlatılan bir hikayesi de şudur. O tarihte Bayrak Garnizonundan emekli olmuş bir Mehmet TOPAL Albayımız var. Kurumun taşıtları ve hizmetlilerinden o sorumlu. Ancak askerliğin de etkisiyle babacan fakat çok sert bir yapısı var (yada bize o zaman öyle gelirdi). O kadar ototiter ki biz uzman yardımcıları bile tir tir titrerdik. Diyelim Bakanlığa toplantıya gidilecek ajandamızı alır aşağıya inerdik. Kapısna gelip Mehmet Albayım bizim MSB ye toplantıya gitmemiz lazım araç varmı dediğimizde “Gencecik adamsınız hemen şurası yürüyün“ der bizim de ısrar etmek aklımıza dahi gelmezdi. Gine bir gün felaket bir yağmur yağıyor Bülent OKYAR bey servisten iniyor ve Şükrü Dayı’yı üzerinde yağmurluk ile elinde hortum çimenleri sularken buluyor. Ne yapıyorsun şükrü dayı zaten yağmur yağıyor dediğinde Şükrü Dayı’nın cevabı , “Valla bülent bey TOPAL albayım çimler her gün sulanacak dedi ben görevimi yapayım da neme lazım” oluyor. Gerçekten de fıkra gibi ama gerçek. Yıllar geçerken biz büyüdük iş yükümüz de büyüdü ama Türkiye’de olmayan bir şeyi daha başarabilmek için duyduğumuz çocukca heyecan hiç eksilmedi. Umarım SSM bir sonraki 25nci yıllına çok daha büyük başarılar ile ulaşır ve 2008-20092010 lu yıllarda işe giren arkadaşların SSM’nin 50nci yılı için anılarını yazarken benim duyduğum keyfi, heyecanı ve mutluluğu duyarlar. Nice 25 yıllara SSM. 103 SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu 7 Kasım 1985 - Hürriyet 18 Şubat 1976 - Milliyet SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu 25 Ocak 1987 27 Nisan 1987 27 Nisan 1987 105 29 Nisan 1987 15 Kasım 1987 SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu 6 Ocak 1989 3 Mayıs 1989 107 25 Mart 1989 12 Nisan 1989 SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu 11 Mayıs 1989 26 Mayıs 1989 109 17 Ekim 1989 14 Ocak 1991 25 Mart 1991 1991 23 Nisan 1991 25. Yıl Etkinlikleri SSM 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA ANITKABİR ZİYARETİ (01 KASIM 2010) Müsteşarlığımızın 25. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Müsteşarımız Sn. Murad BAYAR başkanlığındaki SSM Personeli Anıtkabir’e ziyarette bulunmuşlar, mozaleye çelenk koyulmasının ardından Müsteşarımız Anıtkabir Anı defterini imzalamışlardır. 111 “SSM 25 YAŞINDA” SERGİSİ AÇILIŞ TÖRENİ ( 05 KASIM 2010) Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 25. Yılı kutlamaları kapsamında, Müsteşarlığın kuruluşundan günümüze gelişimini özetleyen panolar ile yürütmekte olduğu projelere ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı “SSM 25 Yaşında” sergisi, Milli Savunma Bakanımız Sn. M. Vecdi GÖNÜL’ün ev sahipliğinde 5 Kasım 2010 tarihinde saat 18:30’da Cermodern Sanat Merkezi’nde açılmıştır. 7-9 Kasım 2010 tarihleri Resim ve Heykel müzesinde gösterimi devam eden serginin açılışı Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yapılmış olup, açılış törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık KOŞANER, Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet ÖZEL, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir KALYONCU ve diğer üst düzey askeri ve sivil personel katılmıştır. 25. YIL ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA TRT TÜRK SANAT MÜZİĞİ KONSERİ (10 ARALIK 2010) Müsteşarlığımızın kuruluşunun 25nci yılı etkinlikleri kapsamında 10 Aralık tarihinde TRT Ankara Radyosunda düzenlenen “Türküden Besteye” adlı konseri izlemeye Sn. Müsteşarımız, Müsteşar yardımcılarımız ve SSM personeli eşleri ile birlikte katılmışlardır 25. Yıl Fotoğraf Yarışması 1. Özlem GÜNER Bakış “Bakış ki zamanı dondurduğumuzu sandığımız, bakış ki sonsuzluğu getiren.” 113 2. Bilge MOLVALI Ruh Güzelliği 01 Mart 2003 tarihinde kaybettiğim çok sevgili ablam Duygu Eroğlu'na ait İzmir, Selçuk ilçesi Yoncaköy'de kendisine ait yazlık evinin bahçesinde bir gül... Hastanede son günlerinde ''Haziranda beraber gidip gülleri seyredelim ''demişti ama kısmet olmadı.... 3. Hakkı Burak SAĞ Blackpool Her yolculuk, küçük bir adımla başlar. Bu yüzden, başarının anahtarı doğru atılacak küçük bir adımda yatar. Esra AYDEMİR ÇAVUŞ Cambridge Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara gereksinimi vardır. Cambridge barındırdığı tüm güzelliklerle benim için bu aynalardan biriydi.. Günnur Nazlı TOPÇU Dinginlik “Öyle zamanlar vardır ki sessizliğin sesini dinlemek istersiniz. “Dinginlik” de öyle bir anda çekmiş olduğum bir fotoğraf. Yusuf Bilge TUNÇ İHA İnsanlığa ilham veren doğaya sevgi ve hayranlıkla… Erhan ÖZAYDIN Deniz-Boğaz-Martı “Bu fotoğraf İstanbul’un benim aklımdaki özeti gibi, sıcak ve hayat dolu bir şehir.” 115 Dinçer BATIRBEK Altın Tapınak ve Buda'nmış Ağaçlar Güneydoğu Asya’nın gizemli dünyası Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunan Altın Tapınak, klasik sundurmalı uzakdoğu mimarisine eşlik eden, yerel motiflerde budanmış tropik ağaçlarıyla ilginç bir uyum gösteriyor. Tapınağın sivri kuleleri altında Budist rahipler, yüzyıllardır Doğu’nun dingin bilgeliğini, meraklı ziyaretçilerle paylaşıyorlar. Elif BEŞEL Düzen Uzak toprakların havasını, eski zamanların seyahatlerini, girişimci ve yenilikçi ruh insanlarının hangi aşamalardan sonra böyle güzel görünümlerle, bu denli düzenli göz zevkimizi okşayan bu görüntüyü kalıcı kılmak istedim. Yalnız göründüklerine aldanmayın, nice hayatlara tanıklık ettiler, mutluluklarını üzüntülerini paylaşan bir dost oldular insanlara… Salih SALİHOĞLU Kapı Komşuları Doğadaki uyum ve birlikte yaşamın yarattığı tatlı bir süpriz olarak çektiğim bir fotoğraftı. Ama bugün fotoğrafa baktığımda artan nüfus ve gelecek kuşaklara ne kalacak konusunda verdiği mesajı daha anlamlı buluyorum. Abdurrahman KILIÇ İki Dünyanın Kavuşması “Yer ve göğün bu kadar yakın olduğu bir mezarlıkta, insanlar ölülerini ziyarete gelmiştir. Bu sırada yaklaşan kara bir bulut ve ona doğru uzanan sarı otlar, orada ki insanların düşüncesinden geçen ölüm ve yaşam fikirlerini somut bir tablo halinde sunmaktadır.“ Aysun KÜÇÜK Yol Karlı ve soğuk bir Boston sabahında üşüyerek okula doğru koştururken içimi ısıtan güneş ışıklarını farkedip “hayata bir dakikalık bir mola” verdiğim anın resmidir. Bulunduğumuz yolların herzaman “güneşli birden fazla dakika ile dolu olması” dileği ve bana bu fırsatı sağlayan Kurumuma teşekkürlerimle... Bülent Ecevit BEYOĞLU Defne Anlatılmaz, yaşanır! 117 25. Yıl Spor Etkinlikleri Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25.Yıl Kuruluş Yıldönümü kapsamında Futbol, Basketbol, Voleybol, Bowling ve Masa Tenisi branşlarında turnuvalar düzenlenmiştir. Anılan turnuvalara SSM ile birlikte ASELSAN, FNSS, HAVELSAN, GATE, MIKES, MILSOFT, NUROL, ROKETSAN, STM, TAI firmaları katılım sağlamışlardır.” Gündem İmza Törenleri ORTA MENZİLLİ TANKSAVAR SİLAH SİSTEMİ (OMTAS) PROJESİ GELİŞTİRME DÖNEMİ (DÖNEM-2) SÖZLEŞMESİ (29 TEMMUZ 2010) K.K.K.lığının, orta menzilli modern tanksavar silah ihtiyacının yurt içi geliştirme yoluyla karşılanması maksadıyla Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi (OMTAS) Projesi Geliştirme Dönemi (Dönem-2) Sözleşmesi, Müsteşarlığımız ve Roketsan A.Ş. arasında, 29 Temmuz 2010 tarihinde Müsteşarlığımızda gerçekleştirilen törenle imzalanmıştır. UYDU VE ARGE İMZA TÖRENİ (03 EYLÜL 2010) GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi teknoloji kazanım yükümlülüğü çerçevesinde “Uydu SAR Konsept Tasarım Raporu”nun hazırlanmasına ilişkin Protokol 03 Eylül 2010 Cuma günü Müsteşarlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ilgili firmaların katılımıyla düzenlenen törenle Müsteşarlığımız, ASELSAN A.Ş. ve SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri A.Ş. arasında imzalanmıştır. 25 TONLUK SAHİL GÜVENLİK BOTU PROJESİ İMZA TÖRENİ (07 EYLÜL 2010) Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacına binaen, tarihinde imzalanmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın planlı kuvvet yapısına ulaşabilmesi ve 2692 Sayılı Kanunla Bu çerçevede, Sn. Müsteşarımız ve Sahil verilen görevleri etkinlikle yerine getire- Güvenlik Komutanı Tümamiral İzzet bilmesi amacıyla 17 adet bot tedariğine ARTUNÇ’un katılımıyla gerçekleştirilen yönelik olarak, 25 Tonluk Sahil Güvenlik Botu törene, SGK’lığı ve Yonca-Onuk A.O. Tedarik Projesi Sözleşmesi SSM ve Yonca- temsilcileri iştirak etmiştir. Onuk A.O. firması arasında 07 Eylül 2010 EHTES PROJESİ İMZA TÖRENİ TÜBİTAK İLE EHDM HİZMET SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ (04 KASIM 2010) (22 KASIM 2010) Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda Helikopter Elektronik Harp Projeleri kapsamında, kurulacak Elektronik Harp Destek Merkezinde, TSK envanterinde yer alan helikopter platformlarının kızıl ötesi, radar ve lazer güdümlü tehdit füzelerine karşı korunmalarını sağlamak maksadıyla tedarik edilecek elektronik harp sistemlerinin; simülasyon, saha testi, uçuş testi, program geliştirme, program değiştirme, tehdit analiz ve eğitimlerin değişen harekat koşullarına göre yapılanmasına ve bahse konu merkezde ihtiyaç duyulacak olan mühendislik desteğine yönelik Elektronik Harp Destek Merkezi Mühendislik Desteği Alım Sözleşmesi 22 Kasım 2010 Pazartesi günü TÜBİTAK, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın da katılımıyla düzenlenen törenle Müsteşarlığımız ile TÜBİTAK arasında imzalanmıştır. Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda EHTES Projesi kapsamında tedariki gerçekleştirilen hava savunma sistemine ait EH Test ve Değerlendirme Laboratuvarı geliştirilmesine yönelik Sözleşme Değişikliği, 4 Kasım 2010 Çarşamba günü Müsteşarlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve TUBİTAK SAGE’nin de katılımıyla düzenlenen törenle Müsteşarlığımız ile Ortadoğu Savunma Teknolojileri AR-GE ve Yazılım San.Tic. arasında imzalanmıştır. 119 Konferans, Toplantı, Fuar MSB MÜSTEŞARI KORGENERAL ÜMİT DÜNDAR’A VERİLEN BRİFİNG (13 EYLÜL 2010) MSB Müsteşarı Korgeneral Ümit DÜNDAR ve beraberindeki heyet Müsteşarlığımıza bir ziyarette bulunmuşlar ve kendilerine bir brifing verilmiştir. TOBB SAVUNMA MECLİSİ TOPLANTISI (30 EYLÜL 2010) Türkiye Savunma Sanayi Sektör Meclisi toplantısı 30 Eylül 2010 tarihinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir. Toplantıya Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad Bayar ‘ın yanı sıra SASAD Yönetimi ve Üye firma temsilcileri katılmıştır. Toplantıda Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad BAYAR 2009 yılı verilerinin genel bir değerlendirmesini yaparak, halen yürütülmekte olan projeler hakkında bilgi vermiş ve sektördeki firmalardan beklentilerini açıklamıştır. GÜNEY AFRİKA /CAPE TOWN konuları hakkında bilgi almışlardır. ULUSLARARASI UZAY/HAVACILIK VE SAVUNMA FUARI (21-26 Eylül 2010) Sektöre Uyarlanması Paneli’ne Sanayileşme 2011 Yılı Fuarları ile ilgili olarak fuar organizasyon firmaları ile toplantılar yapıl- Türk savunma sanayii işbirliğinin hedef Ayrıca Savunma Çözümlerinin Kamu Ve Özel mıştır. Dairemizden Sanayii Katılımı ve Offset Şube Müdürü Uzman Dinçer BATIRBEK konuşmacı olarak katılmıştır. bölgeler ve ülkeler ile geliştirilmesi amacıyla, Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda, Milli Savunma Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL başkanlığında oluşturulan heyet, 11 savunma sanayii firması ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinin de katılımıyla, 21-26 Eylül 2010 tarihleri arasında BİLİŞİM ZİRVESİ (05 EKİM 2010) Türkiye’nin en büyük bilgi, iletişim ve eğitim platformu olan Bilişim Zirvesi 2010, 4-5 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilmiştir. Bu yıl Telekom, e-Sağlık, Finans, Savunma düzenlenen AAD 2010 Uzay/Havacılık ve temalı Konferansların yer aldığı Bilişim Zirvesi Savunma fuarına iştirak etmiştir. 2010’nun Savunmada Bilişim temalı tüm gün Hava Kuvvetleri Komutanı, Azerbaycan Savunma Sanayi Bakanı, Almanya (SASAD muadili) AGD&SI Başkanı, Angola Hava Kuvvetleri Komutanı, Endonezya Kara süren oturumunun açılışına Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR bir konuşma ile katılmışlardır. Konuşmalarında, gelişen sensör teknolojisi ve bu alanda SSM tarafından yürütülen tedarik ve geliştirme projeleri Kuvvetleri Komutanı, Omman Hava Kuvvetleri hakkında bilgiler aktarmış, bu sayede veri Komutanı ve Heyeti, Katar Hava Kuvvetleri toplama kapasitesinin oldukça arttırıldığını Heyeti, Malezya Hava Kuvvetleri Komutanı, belirtmiştir. Gabon Hava Kuvvetleri Komutanı, Suudi Arabistan Ana malzeme Direktörü ve beraberindeki Heyet, Hindistan Heyeti, Lesoto Heyeti ve Denel firması Yetkilileri standımızı ziyaret etmişlerdir. Konferansta MEBS Daire Başkanı Sn. Mete ARSLAN "Ağ Destekli Yetenek; Kritik Tesis ve Altyapıların Güvenliği” Paneli Başkanı olarak, Ağ Destekli Yeteneğin (ADY) ulusal ihtiyaçlar ve kritik OFFSET KONFERANSI (07 EKİM 2010) 6-8 Ekim 2010 tarihleri arasında ESBAŞ Ege Serbest Bölgesi’nde düzenlenen 2. Küresel Havacılık, Uzay ve Offset Konferansı’na Milli Güney Afrika/Cape Town’da ilk defa İtalya Hava Kuvvetleri Komutanı, Pakistan 2. KÜRESEL HAVACILIK, UZAY VE tesis ve altyapıların güvenliği Sayın Bakanımız fuarın ilk gününde Müste- çerçevesinde şekillendirilmesine yönelik şarımız eşliğinde fuara katılan firmalarımızın AnelTech, Aselsan, Havelsan, STM, standlarını ziyaret ederek firmalarımızdan TUBİTAL UEKAE firmalarının görüşlerini fuarda tanıtılan ürünleri ve potansiyel ihracat almıştır. Savunma Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL’ün ve Savunma Sanayii Müsteşarı Sayın Murad BAYAR’ın katılımlarıyla gerçekleşen konferansta savunma sanayiinde faaliyet gösteren çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcileri, akademisyenler, derneklerden temsilciler ve diğer ilgililerin sunumları ile çeşitli paneller gerçekleştirilmiştir. Gündem Konferans, Toplantı, Fuar 3’ÜNCÜ DENİZ SİSTEMLERİ SEMİNERİ konusu sistemlerin tasarımı ve üretimine ve yan sanayinin gelişimine etkileri, deniz (11-12 EKİM 2010) yönelik oluşturulan yol haritası ve stratejilerin sistemlerine yönelik ihtiyaçlarımızın özgün ve paylaşılması amacıyla gerçekleştirilen Deniz milli tasarım ile karşılanmasının Türk Sistemleri Semineri’nin üçüncüsü, Müsteşar- savunma sanayisiinin gelişmesine ve lığımız ev sahipliğinde ve RMK Marine ve uluslararası pazarda rekabet edebilir bir HAVELSAN’ın ana sponsorluğunda 11-12 yapıya kavuşmasındaki önemi, bu alanda var Ekim 2010 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve olan ihracat potansiyelinin yeni tasarımlarla Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir. birlikte artırılmasının gerekliliği, ayrıca üretilen bu ürünlerin lojistik desteğinin Seminer ODTÜ Rektörü’ne vekâleten Rektör sağlanması ve bu yönde SSM’nin sektörden Yardımcısı Prof. Dr. Volkan ATALAY, Savunma beklentileri hususları dile getirilmiştir. Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR, SASAD Deniz sistemleri konusundaki ortak bilgi birikiminin artırılması, karşılıklı işbirliklerinin geliştirilmesi, ilgili üniversite/araştırma kuruluşlarının ve firmaların yetenekleri hakkındaki farkındalığın sağlanması, söz Genel Sekreteri Kaya YAZGAN ve seminerin Söz konusu organizasyonda gemi platform / organizasyon çalışmalarını Müsteşarlığımız sistem ve alt sistemleri kapsamında 8 adına yürüten (E) Y.Müh.Kd.Alb.A.Zafer üniversite, 28 yerli ve yabancı firma tarafından BETONER’in yaptığı açılış konuşmaları ile toplam 42 sunum gerçekleştirilmiş ve 53 başlamıştır. Açılış konuşmalarında; gemi inşa firmanın tanıtım faaliyetleri sergilenmiş olup, sektörü ve tersanelerin son dönemdeki seminere 700 kişi kayıt yaptırmıştır. durumları, askeri gemi projelerinin gemi inşa "CHALLENGES İN AUTONOMOUS tıda ülke temsilcileri insanlı ve insansız Üniversitesi tarafından düzenlenen “Teknoloji SYSTEMS: MANNED/UNMANNED sistemlerin birlikte çalışabilirliği konusunda Yönetiminde Savunma Sanayinin Rolü” INTEGRATED OPERATİONS" tecrübelerini aktarmışlar, ayrıca katılımcı konulu konferansa Sn. Müsteşarımız Murad TOPLANTISI (12-14 EKİM 2010) firmalar tarafından bu konudaki teknolojik BAYAR, Müsteşar Yardımcımız İsmail NATO -RTO "Systems Concepts and kabiliyetleri sunulmuştur. TOHUMCU, Proje Müdürü Tamer AYAR Integration (SCI-216)" çalışma grubunun RTO tarafından “çok uluslu insanlı ve insansız katılım sağlamışlardır. "Challenges in Autonomous Systems: sistemlerin birlikte çalışabilirliği ve işbirliği” 350 kişilik bir katılımın gerçekleştiği söz Manned/Unmanned Integrated Operations" açısından planlanan bir demo/gösteri konusu konferansta Sayın Müsteşarımız toplantısı 12-14 Ekim 2010 tarihleri arasında (Cooperative Demonstration of Technology, konuyla ilgili bir konuşma ve sunum Antalya'da gerçekleştirilmiştir. CDT) ile ilgili senaryo, konsept ve teknolojiler gerçekleştirmiştir. Müsteşarımız Sn. Murad Bayar tarafından hakkında fikir alışverişinde bulunulmuştur." Sayın Müsteşarımız Başkanlığında SSM yapılan "Turkey's Aviation and UAV “TEKNOLOJİ YÖNETİMİNDE Heyeti Konferans bitiminde Erzur um Perspectives" isimli açılış konuşma- SAVUNMA SANAYİNİN ROLÜ” 9.Kolordu Komutanı Korgeneral Kenan sında KONULU KONFERANS (14 EKİM 2010) HÜSNÜOĞLU’na makamında bir nezaket 14 Ekim 2010 tarihinde Erzurum Atatürk ziyareti gerçekleştirmiştir. UKTI DSO SEMPOZYUMU yurtdışı pazarlarda İş ve Ortaklık Geliştirme ve deniz ötesi işbirliklerinde nasıl başarılı (03 Kasım 2010) stratejisine ilişkin bir konuşma ve sunum olabileceğine yönelik Müsteşarımız, Gerald 03 Kasım 2010 tarihinde, İngiltere Ticaret ve yapmıştır. Howarth, Soo-Man Chang ve BAE Systems Yatırım, Savunma ve Güvenlik Kuruluşu (UKTI Sempozyumda ayrıca Güney Kore Savunma CeO'su Ian King'in katıldığı bir panel ile DSO) tarafından Londra'da her yıl Tedarik ve Program Kuruluşu (DAPA) kapanmıştır. düzenlenen, İngiltere'nin savunma, güvenlik Başkanı, Komisyoner Soo-Man Chang ve ticaret stratejisi ile ilgili Bakanlarının, üst tarafından, Güney Kore'nin savunma tedarik düzey kamu ve özel sektör yöneticilerin sistemini ve uluslararası pazarlara yakla- katılım sağladığı DSO Sempozyumu'na şımını kapsayan bir sunuş gerçekleş- konuşmacı olarak davet edilen SSM Murad tirilmiştir. Bayar, İngiltere Uluslararası Güvenlik UKTI DSO Başkanı Richard Paniguian'ın Stratejisi Bakanı Gerald Howar th'ın konuşması ile açılan Sempozyumun sabah konuşmasını takiben, Müsteşarlığımızın oturumu, İngiltere'nin uluslararası pazarlarda Türkiye’deki İnsanlı ve İnsansız Hava Aracı (İHA) Projeleri'ne yönelik SSM’nin yaklaşımları anlatılmıştır. Toplan- 121 AB BİLGİLENDİRME GÜNÜ AÇILIŞI kurumlarının sektöre katkılarının artırılması Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 22. (23 KASIM 2010) amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu alanda Toplantısı, Başbakan Sayın Recep Tayyip bilgi birikime ve teknolojik altyapıya sahip ERDOĞAN’ın başkanlığında, 15 Aralık 2010 savunma sanayii firmalarının, üniversite ve tarihinde, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri araştırma kuruluşlarının katılımı ile 26 Kasım Araştırma Enstitüsü’nde yapılmış olup, söz 2010 tarihinde Müsteşarlığımız konferans konusu toplantıya Müsteşarımız salonunda “Türkiye'de Uçuş Eğitim Murad BAYAR ve Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Simülatörü Sektörünün Mevcut Durumu ve Daire Başkanı Sayın Zübeyde ÇAĞLAYAN Hedefleri” başlıklı Simülatör Çalıştayı katılım sağlamışlardır. Sayın gerçekleştirilmiştir. SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNALİ TOPLANTISI (15 ARALIK 2010) (27 KASIM 2010) Türk firmalarını AB politikaları hakkında bilgilendirmek; güncel gelişmeler, ortaklık Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı 15 fırsatları ve Ar-Ge çalışmalarına ilişkin Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ODTÜ Avr upa’nın beklentileri konularında Aralık 2010 tarihinde müsteşarlığımızda Teknokent tarafından düzenlenen Yeni farkındalığı arttırmak amacıyla Ar-Ge ve gerçekleştirilmiştir. Fikirler Yeni İşler Yarışmasının 2010 yılı final Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı günü etkinliği Sayın Müsteşarımızın da SAVUNMA SANAYİİ TEKNOLOJİ tarafından 23 Kasım 2010 tarihinde katılımıyla PAYLAŞIMI SEMİNER VE SERGİSİ Müsteşarlığımız Konferans Salonunda, Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşmiş “Güvenlik Araştır ma ve Teknolojileri olup, Genel ve Sanayi Kategorisi'nde 5, konusunda Avrupa Teşvikleri” konulu bir Bilgi Savunma Kategorisi'nde 2, Telekomüni- Savunma Sanayii “Teknoloji Paylaşımı Günü düzenlenmiş olup, söz konusu etkinliğe kasyon ve Bilişim Kategorisi'nde 2 finalistin Seminer ve Sergisi” Türkiye Odalar ve TÜBİTAK, ASD, REA ve Avrupa Komisyonu yarıştığı final töreninde; Kurup isimli grup, Borsalar Birliği’nin ev sahipliğinde ve Milli temsilcileri de konuşmacı olarak katılım Akustik Hedef Tespiti ve Takibi projesi ile Savunma Bakanı Sn. Vecdi Gönül’ün sağlamıştır. 50.000. TL tutarındaki Savunma Sanayii Özel himayesinde 16 Aralık 2010 Perşembe günü Ödülünü (birincilik ödülü); Bilkentliler isimli saat 09.00’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji grup Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. UÇUŞ SİMÜLATÖRÜ SEMPOZYUMU (26 KASIM 2010) 27 Kasım 2010 tarihinde ODTÜ YKS projesi ile 10.000 TL tutarındaki Savunma Sanayii Özel Ödülünü (ikincilik ödülü) almaya hak kazanmıştır. BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK KURULU’NUN 22. TOPLANTISI (15 ARALIK 2010) (16 ARALIK 2010) TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Tanıl KÜÇÜK ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR’ın çok sayıda özel sektör temsilcisi katılmışlardır. Askeri ve sivil uçuş eğitim simülatörlerine yönelik orta ve uzun dönemdeki ülkemiz ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının artırılması ve aynı zamanda sektörün dışa açılımının sağlanması ve bu alanda yerli sanayiinin gelişim, yatırım alanlarının belirlenmesi, üniversite ve araştırma açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıya, üst düzey bürokratlar ve Gündem Törenler SÜRATLİ AMFİBİ GEMİSİ (LCT) DENİZE İNDİRME TÖRENİ (02 EKİM 2010) Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın Milli Savunma Bakanı, Sayın Ulaştırma Bakanı, Kuvvet Komutanları ve Sayın Müsteşarımızın katılımları ile 02 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirilen törenle Süratli Amfibi Gemi Projesi’nin 1’inci Gemi Ç-151 denize indirilmiştir. Sürat, araç/personel taşıma kapasitesi, silah ve yardımcı sistemler ile dünya donanmaAmfibi Gemi (LCT) Tedarik Projesi tamamen bir milli dizayna sahip söz konusu gemilerin Savunma Sanayi Destekleme Fonu (SSDF) inşası ile yerli firmalara önemli bir iş olanağı kaynakları ile finanse edilmekte olup; özgün sağlanmaktadır. SEYYAR CERRAHİ HASTANE TESLİM kapsamında, bu yıl bir ‘’Okul Projesi’’ sayıda sivil ve askeri yönetici katılmıştır. TÖRENİ (04 EKİM 2010) gerçekleştirilmesi düşünülmüş ve 30 Nisan Konuşmalarda; hali hazırda Tuzla bölgesinde 2010 tarihinde Müsteşarlığımızda, Savunma askeri ve özel tersanelerimizde toplam bedeli Sanayii firmalarının da katkılarıyla kermes 2 Milyar Doları bulan askeri gemi inşa düzenlenmiştir. Kermesten elde edilen gelirle projelerinin Savunma Sanayi Müsteşarlığı bakım ve onarımı yapılan Ankara Akyurt tarafından yürütülmekte olduğu, özellikle ilçesi Cücük Köyü Cücük İlkokulu’nun MİLGEM, Yeni Tip Karakol Botu, Süratli açılışı Üst Yönetimimizin de katılımlarıyla Amfibi Gemisi ve Sahil Güvenlik gerçekleştirilmiştir. Platformlarına yönelik projeler ile bu sektörde larında kendi sınıfının en kabiliyetli gemileridir. hissedilir derecede gelişme sağlandığı ve gelinen aşamada ihtiyaçların büyük oranda Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından TSK yerli olarak karşılandığı, gemilerin % 30’unu Sağlık Komutanlığı için tedarik edilen 30 oluşturan ana tahrik ve sevk sistemlerinde ise Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve Mobil İlk yerliliği arttırabilmek için ana makine, Yardım İstasyonu Sayın Milli Savunma teçhizat ve tahrik sistemlerinin yapılması Bakanı, Sayın Sağlık Bakanı, Kara Kuvvetleri gerektiği, savunma sanayi projelerinde özel ve Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanları, sektörün beklenen performansı göstermesi 4üncü Kor. Komutanı, TSK Sağlık ve GATA gerektiği vurgulanmıştır. Komutanı ve Sayın Müsteşarımızın katıldıkları SAHİL GÜVENLİK ARAMA KURTARMA Söz konusu gemilerden ilki olan “TCSG bir törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim GEMİSİ TEDARİK PROJESİ İKİNCİ DOST” 9 Haziran 2010 tarihinde denize edilmiştir. GEMİ “TCSG GÜVEN”İN DENİZE indirilmişti. Tüm Gemilerin, inşa faaliyet- Sistem, 30 Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve İNDİRME TÖRENİ (17 ARALIK 2010) lerinin başarı ile tamamlanmasını müteakip Mobil İlk Yardım İstasyonu olmak üzere, iki Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ihtiyacına Eylül 2011 - Aralık 2012 arasında Sahil ana bölümden oluşmaktadır. Sistemin ana binaen, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca Güvenlik Komutanlığı’na teslim edilmesi yapısı Alüminyum, Özel Alaşım Çelik, Çelik yürütülen Sahil Güvenlik Arama Kurtarma planlanmaktadır. Konteyner ile Şişme Tip Çadırlardan Gemisi Tedarik Projesi kapsamında inşa oluşmaktadır. Sistemi oluşturan tüm unsurlar faaliyetleri RMK Marine Tersanesi’nde yine proje kapsamında tedarik edilen taktik devam etmekte olan 4 (dört) adet Arama tekerlekli araçlarla hizmet yerlerine taşın- Kurtarma Gemisi’nden ikincisi “TCSG maktadır. GÜVEN” 17 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen tören ile denize indirilmiştir. CÜCÜK KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU AÇILIŞ TÖRENİ (15 EKİM 2010) Törene, Sayın Bakanımız, Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Müsteşarımız, Sahil Güvenlik Müsteşarlığımızın 25. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Komutanı ve Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Sayın Rahmi KOÇ ile çok 123 Ziyaretler DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI KURMAY BAŞKANI KORAMİRAL NUSRET GÜNER'İN VEDA ZİYARETİ (13 AĞUSTOS 2010) SURİYE CUMHURBAŞKANI 1NCİ YARDIMCISI HASAN TÜRKMANİ'NİN ZİYARETİ (28 EYLÜL 2010) hakkında bir brifing verilmiştir. Brifingin ardından heyet onuruna bir öğlen yemeği verilmiştir. İTALYA SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI GUIDO CROSETTO'NUN ZİYARETİ (11 KASIM 2010) Görev yeri değişen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Nusret GÜNER, Sn. Müsteşarımıza veda ziyaretinde bulunmuştur. MSB MÜSTEŞARI KORG. ÜMİT DÜNDAR'IN ZİYARETİ (06 EYLÜL 2010) Suriye Cumhurbaşkanı 1nci Yardımcısı Hasan TÜRKMANİ ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. IRAK SAVUNMA BAKANI ABDÜLKADER MOHAMMED JASSİM AL-MAFRAJİ’NİN ZİYARETİ (30 EYLÜL 2010) İtalya Savunma Bakan Yardımcısı Guido CROSETTO ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ (23 KASIM 2010) MSB Müsteşarlığı’na yeni atanan Korgeneral Ümit DÜNDAR Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’a bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır. GENELKURMAY GENEL PLAN PRENSİPLER BAŞKANI KORGENERAL MEHMET EMİN ALPMAN’IN ZİYARETİ (06 EYLÜL 2010) Irak Savunma Bakanı Abdülkader Mohammed Jassim AL-MAFRAJİ ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. SUUDİ ARABİSTAN ÖZEL KUVVETLER KOMUTANI TÜMG. FAHED BİN TURQİ BİN ABDULAZİZ’İN ZİYARETİ (25 EKİM 2010) Kongo Savunma Bakanı Charles MWANDO NSIMBA ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. NİJERYA SAVUNMA BAKANI PRENS ADETOKUNBO KAYODE'NİN ZİYARETİ (23 KASIM 2010) Genelkurmay Genel Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Mehmet Emin ALPMAN ve beraberindeki heyet Müsteşarlığımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine bir brifing verilmiştir. Suudi Arabistan Özel Kuvvetler Komutanı Tümg. Fahed Bin Turqi Bin ABDULAZİZ ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı Nijer ya Savunma Bakanı Prens Adetokunbo KAYODE ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayii Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. JANDARMA GENEL KOMUTANI ORGENERAL NECDET ÖZEL’İN ZİYARETİ (20 ARALIK 2010) CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’ÜN TUSAŞ TESİSLERİNİ ZİYARETİ (21 ARALIK 2010) Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve beraberindeki heyet 21 Aralık 2010 tarihinde TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tesislerini ziyaret ederek, PAKİSTAN HAVA KUVVETLERİ KOMUTAN YARDIMCISI KORG. MOHAMMAD HASSAN'IN ZİYARETİ (25 KASIM 2010) Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet ÖZEL Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır. Pakistan Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korg. Mohammad HASSAN ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır. (E) KORG. HAYRETTİN UZUN VE (E) KORG. MEHMET ÇAVDAROĞLU’NUN ZİYARETLERİ (21 ARALIK 2010) KAZAKİSTAN MÜHENDİSLİK FİRMASI YETKİLİLERİNİN ZİYARETİ (26 KASIM 2010) Kazakistan Mühendislik Firması yetkilileri Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır. AVUSTRALYA BÜYÜKELÇİSİ PETER DOYLE'UN VEDA ZİYARETİ (08 ARALIK 2010 ) Türkiye’de ki görevi sona eren Avustralya Büyükelçisi Peter DOYLE Sayın Müsteşarımıza bir veda ziyaretinde bulunmuşlardır. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürlüğü görevine atanan (E) Korg. Hayrettin UZUN ve Aselsan Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi sona eren (E) Korg. Mehmet ÇAVDAROĞLU Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır. KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ (23 KASIM 2010) Kongo Savunma Bakanı Charles MWANDO NSIMBA ve beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine Savunma Sanayii Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir. yürütülmekte olan projeler ile ilgili bilgi almıştır. Ziyaretinde kendilerine başta Milli Savunma Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül, Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad Bayar ile TSKGV Genel Müdürü Sn. Hayrettin Uzun eşlik etmiştir. TUSAŞ’ta bulunmaktan ve çalışmaları görmekten duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Her şeyden önce gurur verici. Türkiye’nin geldiği noktayı gösteriyor. Türkiye’de herkesin aslında, gurur verici ve öz güvenimizi artırıcı bu büyük başarıları takip etmesi gerekir” demiştir. İlk olarak Özgün İnsansız Hava Aracı “ANKA” Montaj Alanı’nda bilgi alan Cumhurbaşkanı, daha sonra T-38 Aviyonik Modernizasyonu ve F-16 Program alanlarını gezmiştir. Öncel IV Program alanında bulunan bir F-16’nın kokpitine çıkarak, basın mensuplarına demeç veren Sn. Cumhurbaşkanı başta Milli Savunma Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül, Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad Bayar, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sn. M. Yalçın Kaya ve TUSAŞ Genel Müdürü Sn. Muharrem Dörtkaşlı olmak üzere, TUSAŞ’ta emeği geçen herkese teşekkürlerini dile getirmiş ve TUSAŞ’ın çalışmalarını destekleyeceğini ve başarılarının arkasında olacağını, uzay sanayiyle ilgili de çok önemli projeler gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Bunları günü geldiğinde herkes duyacak ve görecek. Bunlar Türkiye’nin büyük başarılarıdır. Kimsenin bunları gözden kaçırmamasını isterim” demiştir. 125 Haberler BASINDAN HABERLER ANADOLU AJANSI 15 Ekim 2010 Savunma Sanayii Müşteşarlığı Ankara'da Bir Köy İlkokulunu Onardı Savunma Sanayii Müşteşarlığı ve Aselsan Genel Müdürlüğü Tarafından Eğitime Destek Projesi Kapsamında Onarılan Ankara'nın Akyurt İlçesine Bağlı Cücük İlköğretim Okulu Düzenlenen Törenle Hizmete Açıldı Savunma Sanayii Müşteşarlığı ve Aselsan Genel Müdürlüğü tarafından eğitime destek projesi kapsamında onarılan Ankara'nın Akyurt ilçesine bağlı Cücük ilköğretim Okulu düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışta, Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit, Akyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Mesut Bayar, Savunma Sanayii Müşteşarı Murad Bayar ile Aselsan Genel Müdürü Cengiz Ergeneman'ın hazır bulundu. Savunma Sanayii Müşteşarı Murad Bayar, yaptığı konuşmada, müşteşarlık olarak onarıma mütevazi bir katkı sunduklarını belirterek, sosyal sorumluluk projelerine ilgisiz kalmayacaklarını söyledi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ve Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Mehmet Emin Alpman ile birlikte Türk savunma sanayi ürünlerinin tanıtım ve pazarlanması görevini üstlenen “STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.”nin ofisinin açılışını yaptı. Ofisin temsilciliğine ise uzun süre İzmir’de görev yapan ve Şubat 2010’da emekliye ayrılan Amerikalı emekli Hava Korg. Maurice Lee McFann getirildi. McFann’ın Türk savunma ürünlerinin tanıtımı ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye’nin almak istediği silahlar konusunda ABD’de faaliyette bulunacak. 25 Ekim 2010 1 milyar dolarlık ihracat hedefi Türk Savunma Sanayii 2011 yılında 1 milyar dolarlık ihracat hedefliyor. Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD pazarında müşteri arayacak. TOBB Türkiye Savunma Sanayii Meclisi toplantısına katılan Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayinii, Ar-Ge ve teknolojik gelişime en çok önem veren sektör olarak nitelendirdi. Bayar, güçlü savunma sanayiinin, güçlü yan sanayi ile mümkün olduğuna dikkat çekerken, sektörde 2011 yılında 1 milyar dolar ihracat hedeflendiğini kaydetti. Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD pazarında müşteri arayacak. Amerikan-Türk İş Konseyi’nin 17-20 Ekim günlerinde Washington’da düzenlediği toplantıya katılan Bayar, sanayileşme ve teknoloji boyutlu stratejik plan kapsamında, 2011 yılı için, sektörde kişi başı 250 bin dolar ciro ortalamasına ulaşılacağını hedeflediklerini 21 Ekim 2010 Savunma Sanayiimiz ABD pazarında Haberler de söyledi. En önemli hedeflerinden birisinin de savunma sanayiinde küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ve yan sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi olduğunu dile getiren Bayar, güçlü savunma sanayiinin güçlü yan sanayi ile mümkün olduğuna dikkat çekti. 29 Ekim 2010 Hürkuş, 2011'de havalanacak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) tarafından geliştirilen başlangıç ve temel eğitim uçağı Hürkuş, 2011 yılında gökyüzüne merhaba diyecek. Uçak, temel gece ve gündüz görev yapabilme kabiliyeti ile öğretmen ve öğrenci pilotun arka arkaya oturduğu bir tasarıma sahip olacak. Türk başlangıç ve temel eğitim uçağı (Hürkuş), 2011'de gökyüzüne merhaba diyecek. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) tarafından geliştirilen Hürkuş, özgün bir eğitim uçağı olarak tasarlanıyor. TAI'den verilen bilgilere göre Hürkuş, eğitim uçakları kategorisinde dünyadaki en üst düzey projelerle eşdeğerde olacak. Uçağın parça üretimine 2009'da başlandı. İlk uçuş ve testlerin ardından 2013'te uçağa Avrupa Havacılık Otoritesi'nden sertifika alınması planlanıyor. 2006 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TAI arasında imzalanan program çerçevesinde, özgün bir eğitim uçağı prototipinin tasarlanması, geliştirilmesi, test ve doğrulamasının yapılması, üretiminin ve sertifikasyonunun gerçekleştirilmesi ve sisteme ait teknik veri paketinin oluşturulması hedeflendi. Hürkuş adı verilen Türk başlangıç ve temel eğitim uçağı, gece ve gündüz görev yapabilme kabiliyeti ile öğretmen ve öğrenci pilotun arka arkaya oturduğu bir tasarıma sahip olacak. Uçak ayrıca, genel kullanım, aletli uçuş, seyrüsefer ve formasyon eğitim aşamalarını gerçekleştirebilme özelliklerini de taşıyacak. Hürkuş, standart uçak sistemlerinin yanı sıra kabin basınçlandırma, fırlatma sistemi, uçak üzeri oksijen üretimi sistemine (OBOGS) de sahip olacak. Uçağa, Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden pilot Vecihi Hürkuş anısına bu isim verildi. kutluyorum.” 06 Kasım 2010 Başbakan Erdoğan, Org. Koşaner'le sergi açtı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Savunma Sanayii Müsteşarlığı 25 Yaşında” sergisinin açılışını yaptı. Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. kuruluş yıl dönümü kutlamaları kapsamında Cer Modern Sanat Galerisi'ndeki “SSM 25 Yaşında” sergisi açıldı. Sergi'nin açılışına Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar katıldı. Başbakan Erdoğan'ı, sergiye gelişinde Milli Savunma Bakanı Gönül, Kültür ve Turizm Bakanı Günay ile Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar karşıladı. Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Savunma Sanayii Müsteşarlığının, savunma alanında milliliği ön plana çıkaran çok önemli adımlar attığını, Müsteşarlığın, Atak Helikopteri, İnsansız Hava Aracı (ANKA), Ana Muharebe Tankı (Altay) gibi bir çok başarılı projeye imza attığını söyledi. Erdoğan, geleceğe dönük yeni projelere devam edileceğini ifade ederek, “Daha nice 25 yıllara, başarılarının devamını diliyorum” dedi. Başbakan Erdoğan, daha sonra Milli Savunma Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve Savunma Sanayii Müsteşarı ile serginin açılışını yaptı. Açılışın ardından sergiyi gezen Başbakan Erdoğan'a, Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, sergide yer alan maketler hakkında bilgi verdi. Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. yılı kutlamaları kapsamında açılan özel defteri imzalayan Erdoğan, şunları yazdı: “Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın yıl dönümü kutlama törenlerinde sergi açılışını yaptık. Daha nice uzun yıllara başarı dileklerimle. Kur uluşta emeği geçenleri rahmetle anıyorum, idamesinde gayreti olanları Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. Yılı kutlamaları kapsamında, müsteşarlığın kuruluşundan bugüne kadar gelişimini özetleyen panolarla, yürütmekte olduğu projelere ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı sergi, 9 Kasıma kadar ziyaret edilebilecek. 06 Kasım 2010 Savunma Sanayii 25. yaşını Kutluyor Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 25. yılı nedeniyle Savunma Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR, çalışanlarla birlikte anıtkabir'i ziyaret etti. BAYAR," İlk 25 yılında kuruluş ve olgunlaşmalarını tamamlayan Müsteşarlık, önümüzdeki dönemde savunma sanayii sektörümüzü dünyada sayılı ülkeler arasına yükseltmeyi hedeflemektedir" dedi. 09 Kasım 2010 Bakandan silah alımları için büyük iddia Milli Savunma Bakanı Gönül ve Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, 23 milyar dolarlık 240 projenin imzalandığını açıkladı. Yerli savunma sanayiinin gelişmesine önem verdiklerini belirten Gönül, silah alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını söyledi. Gönül, geçmişte alımlar sırasında etkin yerlerdeki kimselere "ikna aracı" dağıtıldığını ileri sürdü. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, yerli savunma sanayiinin bugün ulaştığı nokta ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı çalışmalarının 25 yılda geldiği yer konusunda açıklamalarda bulundu. Bakan Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının öncelikle ülke içi kaynakların geliştirilmesi politikasında önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti. Buna göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığı bugün 240 projeyi imzalamış durumda ve bunun parasal hacmi de 23 milyar doları buluyor... Bayar, toplam harcamaların yüzde 46’sının yerli savunma sanayiinden karşılandığını, her yıl bu miktarı arttırmayı hedeflediklerini açıkladı. Günümüz dünyasında petrolün ve savunma sanayiinin en önemli iki konu olduğuna vurgu yapan Bakan Gönül, TSK’nin ihtiyaçlarının karşılan- 127 masında yerli sanayiinin geliştirilmesine önem ve öncelik verdiklerini, silah alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını, kendisinin hiçbir silah aracısını görüşmeye kabul etmediğini belirtti. Ordunun ihtiyacı olan silah sistemlerinin edinilmesinde ve silahların yenilenmesi konularında, ülke içinde yetkin bir savunma sanayii oluştu. Bunun ötesinde geliştirilen yerli sanayi savunma sistemleri de Ortadoğu ve Malezya, Pakistan gibi çok sayıda ülkeye de satılmaya başlandı. 2011 yılında yerli savunma sanayii ihracat hedefi bir milyar dolar olarak gerçekleştirilecek... ‘İkna aracını kaldırdık’ Gönül, büyük silah alımlarında önemli ölçülerde rüşvetin döndüğüne ve bunun da aracı mekanizması üzerinden yapıldığına işaret eden açıklamalar yaptı. Gönül, bu aracı mekanizmasının daha önce şöyle işlediğini öne sürdü: Büyük silah satıcılarının burada, önemli ölçüde emekli albay ve generallerden oluşan danışman ve aracı kişi ve kuruluşları vardı. Silah şirketleri aracılara büyük kâr payları ayırırdı, bu aracı paylarını da, sattığı silahların fiyatları üzerine bindirirdi. Tabii aracılar da, aldıkları paraların bir kısmını da silah sistemlerinin alımında etkin yerlerdeki kimselere “ikna aracı” olarak dağıtıyorlardı! Gönül, bu mekanizmayı ortadan kaldırdıklarını belirtti: “Ordu da silah satıcı ve aracılarının Genelkurmay ’a girmesini yasaklamış durumda”. Bayar şu bilgileri verdi: “TSK’nin ihtiyaçları merkezi olarak müsteşarlık tarafından karşılanıyor. Bütün ihtiyaçlar ve ihaleler merkezileşti. Her türlü silah ve teçhizat ihtiyacı konusunda araştırmalar yapılıyor ve projeler hazırlanıyor.” Bayar diyor ki: “İhtiyacın öncelikli durumuna göre hareket ediyoruz. Tamamen yerli üretiminden tutun, ortaklıklar halinde üretimi, kısmen yerli üretimi ve kısmen lisans anlaşmalarıyla üretimi veya doğrudan dışarıdan satın alımı da seçenekler arasında.” Dışarıdan satın almalarda ve ortaklıklarda Türkiye off-set anlaşmasını şart koşuyor. Yani satıcı şirket, toplam fiyatın belirli oranlarında, Türkiye’den mal / hizmet alımında bulunuyor. Bakanlık, off-set anlaşmalarında, savunma ve havacılık sanayinden alımları şart koştu. Böylece, büyük yabancı silah şirketleri, ürettikleri sistemlerin önemli parçalarını Türkiye’de üretmeye yöneldiler. Bugün onlarca yerli şirket, Amerika’nın ünlü şirketlerine çok önemli parçalar üretiyor ve bu alanda yetkinleşiyor. kez % 51 oldu. Bine yakın KOBİ, yılda 3 milyar doları bulan dev projeleri üstlendi Milli projeler Savunma Sanayii Müsteşarlığı, 2007 yılında savunma sanayiisinde üretimde yerli payını daha da artırmak için Küçük ve Orta Boy İşletmelere (KOBİ ) açılma kararı aldı. Bu karar çerçevesinde Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaç duyduğu teçhizatların üretimine Türkiye'deki organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren KOBİ'ler de dahil edilmeye başlandı. Müsteşarlık bu konuda işi sıkı tutarak hazırladığı projelerde ana yüklenici firmalara yan sanayi ile birlikte çalışma mecburiyeti getirdi. Müsteşar Bayar, yerli savunma sanayii ARGE’sinde çalışan toplam mühendislerin sayısının, Türkiye’de diğer sektörlerde çalışan toplam AR-GE mühendislerinden fazla olduğunu açıkladı. Bayar, savunma ihtiyaçlarının tamamen yurtiçinde geliştirilme olanaklarının giderek arttığını ve son 5 yılda 6.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşıldığını açıkladı. Bu projeler arasında şunlar var. Milli Tank Projesi, Otokar tarafından yürütülüyor, prototipler hazırlandı, tamamen yerli lisans olacak, 2015 yılında seri üretimine geçilecek. Milgem – Milli Gemi Projesi tamamen ulusal tasarımlarla geliştirilen savaş gemilerini, milli komuta kontrol sistemini kapsıyor. Aselsan’ın füze ikaz sistemini orduda da kullanılıyor. Roketsan’ın tanksavar füzeleri, orta ve uzun menzilli denemeleri yapılıyor. Bu arada Atak helikopterlerinin üretimine geçilmesiyle yerli sanayi büyük bir yetkinlik kazanacak. Atak’ların motoru dışında görev bilgisayarları dahil hepsi yerli üretim olacak. Türkiye A400M ulaştırma uçağı üretiminde de konsorsiyum üyesi. TUSAŞ bu uçağın üretiminde önemli rol üstleniyor. Diğer bir konsorsiyum katılımı, F-35 savaş uçakları üretiminde. Türkiye bu üretimden 5-6 milyar dolarlık bir üretim hacmini ülkeye getirecek. İnsansız hava uçakları konusunda da artık dış alıma gerek kalmayacak bir noktaya gelindi. Yerli sanayiinin ürettiği çok farklı amaçlı uçaklar orduda kullanıma girmeye başladı. Tankların ve F-16’ların modernizasyonu ülkemizde yapılıyor. Öyle ki dünyada F-16 ların modernizasyonunun yapılacağı az sayıdaki ülkeler arasında Türkiye. Müsteşarlığın bu yıl hedefi, savunma ihtiyaçlarının ülke içinde karşılama oranını yüzde 50’ye çıkarmak. Bu arada, savunma sanayiinin sektör cirosunun da 2009 yılında 2.3 milyar dolara ulaştığı görülüyor. 11 Kasım 2010 1.000 KOBİ silah yapıyor Türkiye, savunma sanayisinde sessiz sedasız devrim yaptı. 2010'da yerli üretimin payı ilk SİSTEMDE 1.000 FİRMA VAR Bu sistem yerli savunma sanayiisini zıplatmaya yetti. Yüzde 25'lerde seyreden savunma sanayiisindeki yerli payı 2009'da yüzde 45'e, 2010'da ise yüzde 51'e çıktı. Değişim en fazla KOBİ'lere yaradı ve savunma sanayiisindeki dev firmalarla iş yapmaya başlayan KOBİ'lerin sayısı hızla arttı. Bugün sadece Ankara'da Kurulu olan OSTİM'de 250 firma savunma sanayiinde alt yüklenici olarak çalışmaya başladı. Kendi aralarında bir araya gelerek savunma sanayii kümelenmesi başlatan firmalar teknolojide de sınıf atladılar. Savunma sanayiisine iş yapan KOBİ sayısı Türkiye genelindeyse bini geçti. DIŞ BAĞIMLILIK BİTTİ SABAH'a konuşan Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar gelinen noktada Türkiye'nin artık savunma sanayisinde kendine yeter bir ülke olduğunu kaydetti. Özellikle karada ve denizde dış bağımlılığın tamamen bittiğini vurgulayan Bayar, "Savunma sanayisindeki bu değişim çok önemli. KOBİ'lerin yetenekleri ve heyecanları bizleri çok etkiledi. Bu değişim sektörü de ateşledi" dedi. "2010'da savunma sanayisinde yerli payının yüzde 50 olmasının yanı sıra ihracatımız da 1 milyar doları aşıyor" diyen Bayar, kısa zamanda yerli payını yüzde 70'lere çıkaracaklarını da sözlerine ekledi. Türkiye'nin kendi milli piyade tüfeğini her türlü kara ve deniz aracını üretebilir durumda olduğunu sözlerine ekleyen Bayar, "Dinamik ve esnek yapılara sahip KOBİ'lerin savunma projelerinde görev alması hem maliyetlerin düşmesini sağladı hem de gecikmelerin ve ana yüklenicide gereksiz kapasite oluşumunun önüne geçti" şeklinde konuştu Haberler 22 Kasım 2010 Savunmanın devleri belli oldu Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) son yıllarda hızlı bir yükseliş trendi yakalayan ve dikkat çeken performans sergileyen Türk Savunma Sanayiini mercek altına aldı. Türkiye'nin önde gelen 25 savunma şirketini belirlendi. Bu yılın önde gelen 25 savunma sanayii şirketi arasında ilk 5'i ASELSAN, TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TAI), Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), Otomotiv ve Savunma Sanayii A.Ş (OTOKAR) ve TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş (TEI) oluşturdu. İlk 25 şirket belirlenirken ciroları içerisinde savunma ve havacılık payı yüzde 20'nin üzerinde olanlar ile üretim, savunma ve havacılık satışları esas alındı. Söz konusu 25 firmanın, Türkiye'deki savunma sanayi sektöründe toplam savunma ve havacılık ihracatının yüzde 92'sine, toplam Ar-Ge'nin yüzde 61'ine, toplam savunma cirosunun da yüzde 66'sına sahip olduğu kaydedildi. Net satışları 2 milyar 585 milyon dolar, toplam ihracatları 799 milyon dolar, Ar- Ge harcamaları 306 milyon doları bulan söz konusu 25 firma, 19 bin 725 kişiye de istihdam sağlıyor. Kongre Merkezi’nde yarışacak. Yarışmaya katılan projeler, maddi ödüllerin yanı sıra ODTÜ Teknokent’te ücretsiz olarak 3 yıl süreyle “şirket” olarak faaliyet gösterebilmek ve tüm danışmanlık desteklerinden faydalanabilmek için hak kazanacak. 220 bin TL ödülün dağıtılacağı yarışmada toplam 9 proje yarışıyor. 05 Aralık 2010 Savunma sanayi 1 milyar dolara ulaşıyor Savunma sanayii alanında yakın zamana kadar dışa bağımlı olan Türkiye, tedarikteki yerli payını hızla artırıyor. Sektörün devleri arasında yer alan Aselsan, MKEK (Makine Kimya Endüstrisi Kurumu), Havelsan ve TAI gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra pek çok özel kuruluş pazarda giderek daha fazla pay almaya başladı. Örneğin Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın (SSM) geçtiğimiz günlerde açıkladığı 25 şirketten oluşan savunma devleri listesine özel sektörden 17 şirket girmeyi başardı. 2009 yılı itibariyle 3.5 milyar lira ciroya ulaşan sektörde ihracat da rekor kırmaya hazırlanıyor. Halen 670 milyon dolar civarında olan ihracatın 2011 yılında 1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yerli tedarik oranı yüzde 50'lere yaklaştı. 27 Kasım 2010 06 Aralık 2010 Yeni fikirler ve işlere 220 bin TL ödül gelecek Tüm Türkiye’deki üniversite öğrencilerini yenilikçi ürün ve teknolojileri geliştirmeye teşvik etmek amacıyla ODTÜ ve ODTÜ Teknokent tarafından düzenlenen Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması’nın (YFYİ) altıncı yıl finalinde toplam 220 bin TL ödül dağıtılacak. Yarışmanın finali bugün ODTÜ’de gerçekleşecek. Bu yıl 500 başvuru ile geçen yıllara göre başvuru sayısını ikiye katlayan YFYİ’de finale kalan 9 proje toplamda 220 bin TL olan ödülleri alabilmek için bugün ODTÜ Kültür ve İlk Türk malı savaş uçağı için start Türkiye, tamamen milli olanaklarla savaş uçağı üretmek üzere düğmeye bastı. Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı'nda dün bir araya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, savaş uçaklarının üretimi için Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) ile sözleşme imzalama kararı aldı. Kavramsal tasarım yapılması için yapılacak sözleşme görüşmelerinin ardından Türkiye'nin ilk milli savaş uçağının üretimine başlanacak. Tamamen Türk mühendislerinin tasarlayacağı savaş uçaklarının 2020'de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine girmesi hedefleniyor. Türk malı savaş uçaklarının yeni nesil jetler F-35'lerden daha gelişmiş bir sisteme sahip. Toplantının ardından açıklama yapan Milli Savunma Bakanı Gönül, "İlk Türk savaş uçağını üretiyoruz. Bunu dünyada yapabilen 5 ya da 6 ülke var" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2020'li yıllardan sonraki jet eğitim uçağı ve muharip uçak ihtiyacının karşılanacağını belirten Gönül, "F-4 uçak-larının görev süreleri bitiyor. Bu uçaklar F-16 ve F35'lerin yerine geçecek" diye konuştu. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve birkaç ülkenin ortak üretimiyle geliştirilen F35 projesi, Türkiye'nin yurtdışıyla ortak olarak yürüttüğü son proje olacak" dedi. TASARIMA 20 MİLYON DOLAR Cumhuriyet'in 100. yılına yetişecek uçakların 2 yıllık tasarım aşaması için Savunma Sanayii Müsteşarlığı, 20 milyon dolar bütçe ayırdı. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar "Bunu kısa vadeli bir proje olarak düşünmeyin. Türkiye'nin elinde 400'e yakın muharip uçak var. Önce F-4'ler daha sonra F-16 Block 30'ların ayrılmasından sonra yerli uçaklar yavaş yavaş bunların yerine geçecek" diye konuştu. HELİKOPTER İHALESİ UZADI Savunma Sanayii İcra Kurulu'nun dünkü toplantısında, TSK, bazı kurum ve kuruluşların helikopter ihtiyacını karşılamak üzere açılan Genel Maksatlı Helikopter İhalesinin karara bağlanması bekleniyordu. Ancak, fiyatlar uygun bulunmadığı için ihale sonuçlanmadı. ABD'li Skorsky ile İtalyan Agusta Westland firmalarının yarıştığı ihalede 109 adet genel maksatlı helikopter alınması planlanıyordu. Gönül, "Teklifler birçok noktada uygun görülmedi. En önemli neden fiyatlar. Görüşmeler, yine 2 firmayla devam edecek" dedi.