İŞARET –GELSTALT KURAMI • EDWARD CHACE TOLMAN EDWARD CHACE TOLMAN’ıN HAYATı • Amerikalı öğrenme psikologlarından biridir. Aslında mühendislik eğitimi almış, fakat sonra psikolojiye yönelmiştir. • PSİKOLOJİye ara değişken ve bilişsel harita kavramlarını kazandırmıştır. TOLMANıN AMAÇLı DAVRANıŞLıLıĞı • Tolman’a göre davranış objektiftir ve açıkça ölçülmesi gerekir. • Ona göre organizma uyarıcıya tepkide bulunmaz; inancı, tutumu, amacı ile etkinlikte bulunur. Etkinlikte önemli olan kas hareketi değildir. TOLMANıN AMAÇLı DAVRANıŞLıLıĞı • Organizmanın çabası amaca ulaşmaktır. • Davranış değişen koşullara göre de değişir, uyum sağlar. • kafesteki kuş kafesten kaçmak için çabalarken; satıcı kuşun satışından kar elde etmeye uğraşır. Tolman davranışı amaç etrafında organize ettiğinden, kuramına amaçlı davranışçılık adı verilmektedir BÜTÜNCÜ (MOLAR) DAVRANıŞ • Davranışı küçük parçalara, elementlere ayırarak çalışmak davranışın anlamını kaybettirmektedir. • Bütünsel davranışlar reflekslerden farklı olarak, öğrenilmiş davranışlardır. • Örnek; Farenin labirentte yiyeceği bulması,işe arabayla gitme,yemek pişirme,vb. Davranışlar moleküler değil bütüncüldür (molar). • Kuramın Gestalt yönü buradan kaynaklanmaktadır. Gestalt pskilojinde bireyler şeyleri (olgu, kavram, nesne, sembol, vb.) bütüncül algılama eğilimdedir. TOLMAN’A GÖRE ÖĞRENME BEKLENTILER • Tolman'a göre kuramın temel sayıltısı şudur; Organizma bilgiyi, çevresel olaylara dikkat etme ve onları keşfetmesinin bir sonucu olarak kazanmaktadır. Bunun için ödül gerekli değildir. • Amaca yönelik I. Uyarıcı, I. Tepki ve II. Uyarıcı sırasıyla gelirse beklenti güçlenir. BEKLENTI • Tolman'ın kuramının temelinde diğer davranışçılardan farklı olarak; öğrenmeyi davranış kuramlarında olduğu gibi küçük birimlerle değil bütüncül olarak ele almasıdır. • Ona göre her davranışın bir amacı vardır. Diğer kuramcılar davranışı küçük birimler incelemişler bütünü gözden kaçırmışlardır. BILIŞSEL HARITALAR • Yer öğrenmesidir. Çevremizle ilgili zihnimizde oluşturduğumuz haritadır. Örnek; bilmediğimiz bir şehre gittiğimizde yaşadığımız durum DENEY • Tolman farenin, birkaç gün yiyecek olmaksızın labirentte serbestçe dolaşmasını sağlamıştır. • Daha sonra labirentin çıkış noktasına yiyecek koymuş, farenin labirentin çıkmaz yollara sapmadan kolaylıkla yiyeceği bulduğunu gözlemiştir. • Bu durum, henüz yiyecek konmadan farenin labirenti tanımaya çalıştığını ve labirentin yollarını öğrendiğini kanıtlamaktadır • Tolman’a göre öğrenme pekiştireç olmadan gerçekleşmektedir. ZIHINSEL DENEME YANıLMA • Eğer organizma bir amaç için bir çözüm üretecekse kısa çözüm yolları için alternatifler arar. Bunu zihinsel deneme-yanılma ile gerçekleştirir. PERFORMANSA KARŞı ÖĞRENME • Tolman öğrenme ve performans arasında kesin bir ayrım yapar. Performans öğrenilenlerin gerektiğinde gözlenebilir davranışa dönüşmesidir. • Organizma ihtiyaç duyduğunda bilişsel haritasındaki bilgilerden yaralanarak ihtiyacını giderir. • Pekiştireç öğrenmeyi değil performansı güçlendirir. • Örnek: Kırmızı ışık durmayı bilme =öğrenme Kırmızı ışık yanınca durma=Performans Örneğin doktor hasta muayene etmeyi bilir (öğrenme) hasta başı ücret alırsa daha çok hasta muayene eder. (pekiştirecin performansa etkisi) TEPKİ ÖĞRENMEYE KARŞI AMAÇ ÖĞRENME KANITLARI • Tolmana’a göre organizma elde edeceği ödülü ya da pekiştirme koşullarını bilerek hareket eder ve ona ulaşma yollarını öğrenir. • Tolman ÖDÜL BEKLENTİSİ; YER ÖĞRENME ve ÖRTÜK ÖĞRENME ile ilgili yaptığı deneylerle öğrenme kuramına güçlü kanıtlar sağlamaktadır. ÖDÜL BEKLENTISI • Organizma problem durumlarında amaca ulaşmak için çaba sarfeder. Hangi yolu takip ederse ödüle ulaşabileceğini öğrenmek temel esastır. Ödül beklentisi doğrulanmadığında öğrenmenin gerçekleşmesi zordur. Ödül beklentisiyle ilgili ilk önemli gözlemlerden birisini Tinklepaugh (1928) yapmıştır. Deneyinde maymunun gözü önünde iki kutudan birinin altına muz yerleştirilmiştir. Ancak,maymunun kutuyu ve muzu hemen alması engellenmiştir. Birkaç saniye sonra maymun hiç yanılmadan doğru kutuyu seçerek muzu almıştır. Bu davranış kazanıldıktan sonra,deneyin diğer aşamasında önce muz bir kabın altına saklanmış sonra maymun görmeden muz kabın altından alınarak yerine marul yaprağı konmuştur. Maymun yiyeceğin saklandığı doğru kabı bulmasına rağmen, tercih ettiği muz yerine marul yaprağını bulunca şaşkınlık ve kızgınlık göstermiş ,yiyeceği reddetmiştir. • Tolman’a göre ödül, performansı etkiler, öğrenmeyi değil! • Ödül-beklentiyi karşılayacak nitelikte olmalı (ata et ite ot atılmaz). Beş yaşındaki çocuk için paranın ödül olarak bir değeri olmayabilir. Buna karşılık bir çikolata çok önemli bir ödül… YER ÖĞRENME • Tolman farelerin uyarıcı- tepki bağlantısı ile hareket etmek yerine, koşullara en uygun alternatiflere yöneldiğini ileri sürmüştür. • Yer öğrenme deneyleri, organizmanın davranışlarının basit uyarıcı- tepki bağlantısı yoluyla açıklanamayacağını kanıtlamak amacı ile düzenlenmiştir. S2 Siyah perde Siyah perde C F2 F1 S1 *“Yiyecek” yazılı olan yerin yemekhane olduğunu varsayın. Karnınız aç ve yemekhaneye doğru gitmek istiyorsunuz. Hangi yolu kullanırsınız? *En kısa olan A yolunu mu, daha uzun B yolunu mu, yoksa en uzun yol olan C yolunu mu? *Büyük olasılıkla A yolunu seçersiniz. *Peki, A yolunun X engeli yüzünden kapatılmış olduğunu gördünüz, o zaman hangi yola yönelirsiniz? *B yolunun da kapalı olduğunu, en uzun yol olan C yolunu seçmeniz gerektiğini düşünürsünüz. Tolman ve Honzik tarafından yapılan deneyde fareler de tıpkı bizim gibi davrandılar! DENEY TOLMAN VE HONZIK DENEYDE, ÜÇ GRUP AÇ FARE KULLANMIŞLARDIR; • Birinci grup, labirentte hedef olan çıkış noktasına her ulaştığında yiyecekle ödüllendirilmiştir, İkinci grup hiç ödüllendirilmemiştir, Üçüncü grup ise yalnızca son on gün labirentte hedef noktaya ulaştıklarında yiyecekle ödüllendirilmiştir. DENEYIN SONUÇLARI Her üç grup fare de başlangıçta daha fazla hata yapmıştır. Sürekli ödül olarak yiyecek alan grup, en hızlı ilerlemeyi göstermiştir. Onbirinci gün ikinci gruptakiler de pekiştirilmeye başlayınca, birden ilk gruptaki fareler düzeyinde başarı göstermişlerdir. ÖRTÜK ÖĞRENME • Bu noktada, ödüllendirilen grupta öğrenmenin gerçekleştiği ve ödüllendirilmeyen grupta ise öğrenmenin gerçekleşmediği sonucuna varılabilir. Fakat yiyecek koyulmayan gruptaki fareler de labirenti öğrenmiştir, sadece bunu bildiklerini göstermek için bir nedenleri yoktur. TOLMAN ve Honzik, daha önce ödüllendirilmeyen bu ikinci gruptaki fareler için labirentteki ödül kutusuna yiyecek bırakmışlardır. Bu gruptaki farelerin hızlarında ve hata sayılarında hızlı bir değişme gözlenmiştir. Çünkü ödüllendirilmemiş denemeler / tekrarlar esnasında gizil öğrenme gerçekleşmiştir . • Örtük öğrenme performansa dönüştürülmemiş öğrenme ÖRTÜK SÖNME • Diğer kuramcılar sönmeyi bir müddet pekiştirilmeyen tepkiler olarak açıklarken.Tolman sönmeyi ,organizmanın kendisine verilen gözlem yapma fırsatlarıyla tepki-uyarıcı beklentisi öğrenmektedir.Örneğin belli bir tepkinin kendisini yiyeceğe götürdüğünü öğrenir.Daha sonra organizma bu tepkinin ,yiyeceğe götürmediğini gözlerse,bu gözlemler sönmeyi meydana getirir. • Pekiştirilmeyen performans sonu performans sönmesi yoksa biliş haritasında ilgili bilgi vardır. ÇEVRESEL DEĞİŞKENLER ÖĞRENMENİN DEĞİŞKENLERİ BİREYSEL FARKLILIKLAR ARA DEĞİŞKENLER ÇEVRESEL DEĞIŞKENLER • Beslenme programı • amaç nesnenin uygunluğu, • verilen uyarıcıların tür ve biçimleri, • öğrenme durumunda gerekli olan motor tepkilerin türü • labirentte ilerleme ve başarılı olma biçimi, • deneme sayısı ve bu denemelerin birikik doğası. BIREYSEL FARKLıLıKLAR • Kalıtım • Yaş • Önceki eğitim • Organizmanın hormon, ilaç ve vitamin koşulları ARA DEĞIŞKENLER • TOLMAN ara değişken olarak bilişi görmektedir. Biliş, hem uyarıcıya hem de tepkiye müdahale eden bir öğedir.Karmaşık davranış çeşitliliğinin nedenlerini açıklarken ara değişkenleri kullanmıştır. • Ara değişken örnekleri:bilişleri,beklentileri, amaçları, varsayımları ve istekleri kapsar. Örneğin beklentiler:TOLMAN'a göre bir beklenti,her bir başarılı tepkiyi bir ödül takip ettiğinde ortaya çıkar.Bir beklenti bir kere ortaya çıktığı zaman, davranışın yön bulmasında ve kontrolünde rol oynar KATEKSİS HAREKET BİÇİMLERİ EŞDEĞER İNANÇLAR ÖĞRENME TÜRLERİ DÜRTÜ AYRIMLARI ALAN BEKLENTİLERİ ALAN BİLİŞ YOLLARI KATEKSIS SÜRECI • Susayan bir çocuk gazoz görür, aslında susuzluğa ilişkin güdülenme, gazoza yönelir. Tolman bu transferansa “kateksis süreci” adını vermektedir. Kateksis, belli dürtüler ile belli nesneleri ilişkilendirme anlamını taşımaktadır. Kateksisin bir sonucu olarak, gazoz şimdi tercih edilen bir amaç objesidir ve ilerde bu çocuk, susamasa bile gazoz almak için güdülenecektir. KATEKSıS SÜRECI • İstenen durumlara yönelik yapılan tercihlere “olumlu kateksis” adı verilmektedir. ÖRNEK: Karadenizlilerin açlığını hamsi ile gidermesi. • Tam tersine, belli durumlardan kaçınma da “olumsuz kateksis” olarak ele alınmaktadır. ÖRNEK: Hinduların inek eti, Müslümanların domuz eti yememesi. EŞDEĞER İNANÇLAR • Tolman’a göre öğrenmede fizyolojik dürtülerden çok sosyal dürtülerin doyurulması önemlidir. Bazen alt amaç, gerçek amaçla aynı etkiye sahip olduğunda alt amaç, eşdeğer inanç oluşturmaktadır. Örneğin; yüksek not alma sevgi ve kabul göreme ihtiyacını karşılayabilir. ALAN BEKLENTILERI • Burada organizma neyin neye götüreceğini öğrenir. Yani bir işareti gördüğünde bir sonrakinin onu izleyeceğini öğrenir. Buna Uyarıcı- uyarıcı öğrenme denmiştir. • Lokanta da garsonu görme(uyarıcı) bir müddet sonra garsonun masa geleceği (uyarıcı) belkentisini uyarır. ALAN BILIŞ YOLLARı • Bir problem çözme stratejisi ya da yaklaşımdır. Belli durumlarda algısal alanı düzenleme eğilimidir. Önemli olan problemi çözmede etkili olan bir stratejinin gelecekte benzer durumlarda da kullanılmasıdır. Tolama göre bu eğilimler doğuştan gelmekle birlikte yaşantılarla değiştirilebileceği konusunda kuşkuları vardır. DÜRTÜ AYRıMLARı • Organizmanın kendi dürtü durumunu belirlemesini ve buna uygun tepkide bulunmasını kapsamaktadır. Ör: Sevgiye ihtiyaç duyan birisinin davranışı, yiyeceğe ihtiyaç duyan birisinin davranışından farklı olacaktır. • Neye ihtiyaç duyduğunu bilme HAREKET BIÇIMLERI • TOLMAN kuramlarında esas olarak fikirlerin ilişkilendirilmesiyle ilgilenmiştir. Bu nedenle hareket biçimini öğrenme, bir eksiği gidermeye dönüktür. • Klasik U-T ilişkisi TOLMAN'IN KURAMıNIN EĞİTİM AÇISINDAN DOĞURGULARI • Davranış belli bir amaca dönük değilse, organizma öğrenme çabasından vazgeçer. O halde eğitimle kazandırılacak amaçlar, öğrencinin amaçlarıyla tutarlı olduğu, öğrencinin gereksinimlerini karşıladığı ölçüde, öğrencinin öğrenme çabasını sürdürmesini sağlayacaktır. • Dersler öğrencide öğrenmeye karşı istek ve ihtiyaç yaratmalıdır. • Konular mantıksal ve aşamalı bir sıra izleyecek şekilde yapılandırılmalıdır • Tolman'a göre organizmanın denence kurması ve bu denenceleri test etme süreci onun biliş haritasının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle öğretme-öğrenme ortamında öğrencilere denence kurma ve denenceleri test etme, zihinsel olarak deneme-yanılma fırsatları verilmelidir. • Organizma, yapacağı davranış sonucunda bir ödül beklentisine sahiptir. Eğer bu beklediği ödülü elde edemezse kızgınlık duyar. Bu durumda öğrencinin performansı sonucunda verilecek ödül,.onun için anlamlı ve beklentisine uygun olmalıdır. Aksi taktirde performansta düşme gözlenebilir. SOSYAL BILIŞSEL KURAM • ALBERT BANDURA GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME • Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme; sadece bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini Miller ve Dollard’ın dediği gibi basit olarak taklit etmesi değil, bununla birlikte çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir. • Gözlem yoluyla öğrenme, taklidi içerebilir de, içermeyebilir de. Ör: Sınavda yanındaki arkadaşının kopya çekerken yakalandığını ve cezalandırıldığını gören bir öğrenci, böyle bir duruma düşmemek için soruları kendisi cevaplamaya çalışır. Bu durumda öğrenci gözlemleri yolu ile öğrenmiş ancak taklit etmemiştir. • Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı , klasik ve edimsel şartlanmayı iki temel öğrenme türü olarak kabul ettikten sonra, gözlem yoluyla veya modelleme yoluyla öğrenme adını verdiği özel bir ayırt etme öğrenmesi üzerinde durur. Birey herhangi bir duruma tepki vermeyi, uygun davranımı yapmayı, başkalarını gözlemleyerek öğrenir ve kişiliği böylece şekillenir • Bandura ve Tolman’ın kuramları birer pekiştirme kuramları değil, bilişsel eğilimli kuramlardır. • Bandura da Tolman gibi öğrenmeyle performansı birbirinden ayırmıştır. Bunu 1965 yılında üç grup çocuk üzerinde yapmış olduğu deneyle açıklamaya çalışmıştır. • Bandura’ya göre davranışların çok büyük bir kısmı, diğer insanların gözlenmesi, yani davranışı gösteren bireylerin model alınması sonucu öğrenilir. • Öğrenmenin etkili olmasında, gözlenen davranışların taklit edilmesi ve bunun sonucunda alınan ödül veya ceza etkilidir. • Bandura öğrenme ve performans arasındaki farkı yaptığı bir deneyle açıklamıştır. Yapılan deneyde, bir grup çocuğa bir film izletilmiştir. Filmde, "Bobo doll" adı verilen bir oyuncağa bağırıp çağıran, söven, onu tekmeleyen bir yetişkin vardır. Deneyde çocuklar üç gruba ayrılmışlardır. • Birinci gruptaki çocuklara: oyuncak bir bebeğe vuran, döven saldırgan bir yetişkin modelin bu saldırgan davranışlarının pekiştirildiği film izletilmiştir • İkinci gruptaki çocuklara: saldırgan modelin bu saldırgan davranışlarının cezalandırıldığı bir film izletilmiştir. • Üçüncü̈ gruptaki çocuklar: ise saldırgan modele nötr davranılan, yani saldırgan modelin ne pekiştirildiği nede cezalandırıldığı bir film izlemişlerdir. Daha sonra her üç gruptaki çocuklara filimdeki ne benzer bir bebek verilmiş ve bebeğe karşı saldırganlık davranışları ölçülmüştür. DENEY SONUCUNDA • Saldırgan davranışları pekiştirilen modeli izleyen gruptaki çocukların saldırganlık davranışlarında bir artış gözlenmiş; • Cezalandırılan modeli izleyen gruptaki çocukların saldırgan davranışları azalmış. • Saldırgan davranışları ne pekiştirilen ne de cezalandırılan modeli izleyen gruptaki çocukların saldırgan davranışları ise iki grup arasında yer almıştır. ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR Dolaylı Pekiştirme Davranışı pekiştirilen modeli izleyen bireylerin, modelin davranışlarını daha kısa sürede ve sıklıkla taklit ettiği görülür. Derse katılan öğrenciyi öğretmenin övmesi ona yüksek sözlü notu vermesi diğer öğrencileri de derse katılması için cesaretlendirir. Dolaylı Ceza Bireylerin, kurallara uymalarını sağlamada ve istenmeyen davranışları engellemede önemli role sahiptir. Yalan söyleyen bir öğrencinin cezalandırıldığına şahit olan arkadaşları aynı durumla karşılaşmamak için yalan söylemezler. Dolaylı Güdülenme Gözlenen davranış, değer verilen bir ürünle sonuçlanırsa, birey davranışta bulunmaya istek duyar. Ayrıca gözlemci o davranışı yapabileceğine inanmalıdır. Sınıfında burs kazanan ve kendi düzeyinin de bu bursu kazanmaya uygun olduğunu gören öğrenci, bursu kazanmak için harekete geçebilir. Dolaylı Duygu Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok insan doğrudan zarar görmedikleri halde ölüden, periden, fareden, köpekten, yılandan, öğretmenden, sınavdan korkar. Bu korkuların nedeni söz konusu korkulara sahip modellerin gözlenmesidir MODEL ÖZELLIKLERI • İnsanların bir davranışı öğrenebilmeleri için, o davranışın başkaları tarafından nasıl yapıldığını görmeleri gerekmektedir • model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel özellikler bulunmalıdır. Bunlar:Yaş-Cinsiyet Karakter-Benzerlik-Statü. • Bandura’ya göre bireysel faktörler, bireyin davranışı ve çevre karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Davranış çevreyi, çevre de davranışı değiştirebilir. SOSYAL BILIŞSEL KURAMıN DAYANDıĞı TEMEL ILKELER SEMBOLLEŞTİRME KAPASİTESİ • Bandura insanların, dünyanın kendisinden çok bilişsel temsilcileriyle etkileşimde bulunduklarını; bilişsel temsilciler yoluyla dünyayı sembolik olarak gördüklerini savunmaktadır. ÖNGÖRÜ KAPASİTESİ • Bireyler sahip oldukları ön bilgilerle daha sonraki yaşantıları yordayabilme - kestirebilme becerisi geliştirirler. Bu durum, davranışların seçilmesi ve planlanması açısından önem taşır. DOLAYLı ÖĞRENME KAPASITESI • Bandura’ya göre insanlar başkalarının davranışlarını ve o davranış sonuçlarını gözlemleyerek öğrenmektedirler. Gözlemleyerek öğrendikleri davranışları kendi davranışlarına eklemektedirler. ÖZ DÜZENLEME KAPASITESI • Bandura’ya göre insanlar kendi davranışlarını kontrol edebilmelidirler. İnsanlar ne kadar çalışacaklarını, ne kadar uyuyacaklarını, neleri yiyeceklerini vb. birçok davranışı kendileri kontrol ederler. Bunlar kendi güdülerine dayalıdır ÖZ YARGıLAMA KAPASITESI • Bireyler düşündüklerini uyguladıktan sonra sonuçları değerlendirip, kendilerini yargılayabilirler. İnsanın kendinin farkında olması ve kapasitesi ile yapacağı iş arasında değerlendirme yapması öğrenme sürecinde önemli bir durumdur. GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERI DIKKAT ETME SÜRECI • Bir davranışı tam olarak öğrenmek için birey dikkatini modele ve modelin ortaya koyduğu davranışa yoğunlaştırmalıdır. HATıRDA TUTMA SÜRECI • Gözlem yoluyla edinilen bilgilerin hatırda tutulması, anlamlı bir bütünlük göstermesine bağlıdır. Çünkü organizma ancak anlamlı bilgileri birbiriyle eleştirerek kodlamaktadır DAVRANıŞı MEYDANA GETIRME SÜRECI • Bu aşamada dikkat ve hatırda tutma süreçlerinde duyusal aktarıcılar tarafından alınarak belleğe kodlanan bilgilerin, davranışa dönüştürüldüğü aşamadır. • Davranış oluşmadan önce, birey zihninde olayın akışını yeniden canlandırmak ve hedeflediği davranış biçiminin temel öğeleriyle karşılaştırmak gereksinimindedir. Bu sırada gözlemcinin kendi davranışlarını, modelin davranışları ile de karşılaştırması gerekir GÜDÜLEME SÜRECI • Güdülenme süreci öğrenilenleri performansa dönüştürmeyi sağlayan bir süreçtir. • Bireyler öğrendikleri her şeyi davranışa dönüştürmezler. Ancak, bu durum bilgini kazanılmadığı anlamına gelmez. Kazanılan bir davranışın sergilenebilmesi için sonuçlarının birey açısından anlamlı olması gerekir. MODEL ALMA YOLUYLA KAZANıLAN ÜRÜNLER Bandura’ya göre gözlemci modelden beş şey öğrenmektedir; 1. İnsan başkalarını gözlemleyerek, izleyerek etkili okuma, problem çözme, bir oyun oynama gibi becerileri öğrenebilir. 2. Birey model aldığı kişiyi gözlemleyerek önceki öğrenmiş olduğu yasaklar ya güçlenir yada zayıflar. 3. Gözlemci yeni değerler, inançlar kazanabilir. MODEL ALMA YOLUYLA KAZANıLAN ÜRÜNLER 4. Gözlemci modelden çevrenin ve eşyanın nasıl kullanılacağını da öğrenir. 5. Gözlemci modelin duygularını açıklama biçimini gözlemleyerek kendi benzer duygularını da benzer biçimde açıklar. ÖZ YETERLIK • Bandura’ya göre. Öz yeterlik inancı, dört farklı öz yeterlik kaynağından etkilenerek gelişir. Bu etkilenmede en önemlisi; insanın kendi deneyimleridir. Diğer kaynaklar ise sosyal modellerin gözlenmesi ile elde edilen dolaylı yaşantılar, sözel ifadeler ve kişinin psikolojik durumudur BANDURANıN SOSYAL ÖĞRENME KURAMıNıN EĞITIM AÇıSıNDAN DOĞURGULARı Model olarak, çocuklara pek çok istendik davranışları kazandırabilirler (rol model olma). Ör: Çocukların başkalarına saygılı ve nazik/kibar olması isteniyorsa ebeveynlerin de onların yanında birbirlerine ve diğer insanlara karşı saygılı ve nazik olması gerekir. Öğrencilerin sigara içmeleri istenmiyorsa öğretmenlerini okul önlerinde sigara içerken görmemeleri gerekir vb. Öğretmenler çocuğa “yaratıcılığı”, etkili öğrenme ya da çalışma stratejilerini, problem çözme becerilerini öğretmede, kendileri model olmalıdırlar. Gözlem yoluyla öğrenmenin temel süreçlerinden biri dikkat etmedir. Bu nedenle anne-baba ya da öğretmenler, çocukların model almalarını istediği davranışları dikkat çekici hale getirmelidirler. Öğretmenler model alınacak etkinlikleri düzenlerken öğrencilerin sözel yeteneklerini, dili anlama ve kullanma becerilerini dikkate almak durumundadırlar. Ayrıca öğretmenler, öğrencilere bellek desteleme ve kodlama yollarını öğreterek, onların, modelin davranışlarını hatırda tutmalarını kolaylaştırmalıdırlar. Öğretmenin dikkat etmesi gereken bir diğer husus da öğrencinin bilişsel olduğu kadar fiziksel özelliklerinin de model alınan davranışı yapmaya uygun olmasıdır. Öğrencinin ödevlerini değerlendirme kriterleri önceden belirlenmeli ve öğrenci, bu konuda bilgilendirilmelidir. Böylece öğrenci, başarılı olması için yapması gerekenleri bilerek çaba harcayacaktır. Öğrenciye ödevinin her aşamasında sık sık dönüt verilmelidir. Bu dönütler, öğrencinin performans ölçütlerine ne kadar yaklaştığı konusunda bilgi verir ve başarmak için çabasını sürdürmesini sağlar. Öğrencinin genellikle kötü yaptıklarından çok, iyi yaptıkları söylenerek amaca ulaşması teşvik edilmelidir. KAYNAKÇA • Gelişim, Öğrenim ve Öğretim – Kuramdan Uygulamaya Prof. Dr. Nuray SENEMOĞLU (Ders Kitabı)