IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL Dî! Bilgisi 7. cümlelerin hangisinde, "ama” söz­ cüğü, pekiştirme görevinde kullanılmıştır? Aşağıdaki A) Çok zorladım; ama yararı olmadı. B) Bir zamanlar burada eski ama sağlam bir ev vardı. C) Bir derdin var senin; ama bana söylemek is­ temiyorsun. D) Yine gelecekmiş; ama çok kalmayacakmış. E) O günden sonra onu [niç, ama İliç görmedim. (1990-ÖYS) 1 1. Saraçhanebaşı'ndaki yıllanmış Bozdoğan Kemeri'nin eteklerine yaslanmış eski bir medrese olan müze binası, bu tür sergilerle izleyicilerine' geç­ mişten geleceğe uzanan ilginç köprüler kuruyor. Bu cümlenin öznesi, aşağıdakilerden hangisi­ dir? A) Saraçhanebaşı'ndaki yıllanmış Bozdoğan Kemeri B) Bozdoğan Kemeri’nin eteklerine yaslanmış eski bir medrese C) ilginç köprüler D) geçmişten geleceğe uzanan ilginç köprüler 8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, zarf tümleci yoktur? E) Saraçhanebaşı’ndaki yıllanmış Bozdoğan Kemeri’nin eteklerine yaslanmış eski bir med­ rese olan müze binası A) Biz bu geziye katılacağız. (1990 - ÖYS) B) Geceyi uyuyarak geçireceğiz. C) Bizimle gelirseniz pek sevineceğiz. D) Erkenden yola çıkacağız. E) Her şeyi ayrıntılarıyla düşüneceğiz. (1990-ÖYS) 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, yapısına göre basit, söz dizimine göre devrik bir fiil cümlesi­ dir? A) Bu opera, eski bir müzik öğretmeninin hayat hikâyesine ilişkinmiş. 12. Arada sırada telefonla görüşüyoruz. Bu cümlenin yüklemi çatı bakımından, aşağı­ daki cümlelerden hangisininkiyle benzerlik göstermektedir? B) Aynı romanın birçok çevirilerinin yapıldığını biliyoruz. A) Kendisiyle sık sık buluşuyorduk. C) Bütün bu iddialar, bir tek şeyi ortaya koyuyor bence. C) Öfkesi sonunda yatışmıştı. D) Son okuduğum romanda olay örgüsü karma­ şık. E) Evine gidip mutluluklar dilemiştik, B) Zor bir işin altına girmiştik. D) Dostluğumuz günden güne gelişiyordu. (1990-ÖYS) E) O anda vereceği yanıtı düşünüyordu galiba. (1990-ÖYS) 10. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, özne, nesne, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur? IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL A) O basketbol maçını ben izlememiştim. B) Güreş milli takımımız, önümüzdeki hafta Po­ lonya'ya gidecek. 13. Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi isim soylu bir sözcüktür? C) İki büyük takım arasındaki maç, berabere so­ nuçlandı. A) Ben köy öğretmeniyim, bİr bahçıvanım D) Takım arkadaşım, attığım topu hemen yaka­ ladı. E) Geçen seneki yanşmalara bizim okul katılma­ dı. (1990-ÖYS) B) Bütün köy çocuklannı getirin buraya G) Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onlan D) Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer E) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni (1991 - ÖSS) Dil Bilgisi 1 4. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı, özne de yüklem de deâHdir? 1 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne adlaşmış bir sıfattır? A) - Arkadaşın ne yapıyor? - Dinleniyor. A) Hastayı rahatsız etmemek için, odasına gir­ medik. B) - Kim geldi? - Sütçü. B) Bu sınıfın en çalışkanını tanımak isterdim. C) Yaralı, kazayı bütün aynntılarıyla ilgililere an­ latmış. C) - Annen nasıl oldu? - iyileşti. D) İyilikten etkilenmeyecek kişi yoktur. D) - Bu pakette ne var? - Kitap. E) Bu yılki güzellik yanşmasında jüri, bir Hintli’yi birinci seçmiş. E) - Çocuk kimi arıyor? - Kardeşini. (1991 - ÖYS) (1991-ÖSS) 1 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, de (da) bağ­ lacı nesneleri birbirine bağlamaktadır? A) O konuyu ben de arkadaşım da biliyoruz. B) Şiiri de, matematiği de çok severdi. C) Salı günü de çarşamba günü de uğradım, ye­ rinde yoktu. 1 9 . Aşağıdaki dizelerden hangisi, öğelerinin dizi­ lişi yönünden kurallı bir cümledir? A) Bahar erdi, güller açtı burada. B) Bahar çiçek çiçek gelince güzel! C) Gözlerim yollarda geçti kaç bahar! D) Ömrümüzün son demi sonbaharıdır artık! E) Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç? (1991 - ÖYS) D) Onu o günden sonra görmedim de arama­ dım da. E) Bu işi eskiden de sevmiyordum bugün de sevmiyorum. (1991 - ÖSS) 16. Cümlede önemsenen öğeyi vurgulamanın bir yo­ lu da onu yükleme yaklaştırmaktır. 2 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde İsim - fiille kurulmuş bir yan cümlecik, teme! cümleciğin nesnesi görevindedir? A) Öğretmenimizin şiir okuyuşunu çok beğeni­ yorum. B) Onun şiir okuyuşundan sen de hoşlanırsın. Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin han­ gisinde dolaylı tümleç vurgulanmaktadır? C) Güzel şiir okumak bir yetenek İşidir. A) Beni en çok onlar ilgilendirmişti. E) Şiir okumanın da bazı kuralları vardır. D) Şiir okumaktan hoşlanmayanlar da olabilir. B) O sonsuz maviliği yeniden gördüm. (1991 - ÖYS) C) En güzel yıllarım köyde geçti. D) Binlerce kuş birden iıavalandı. E) Ertesi gün tekrar geleceğini biliyordum. (1991 - ÖSS) 2 1 . Aşağıdaki dizelerin hangisinde yüklem bileşik zamanlı bir fiildir? A) Mermiler altında geçerek suyu Yollara döküldü bahtsız kafile 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, birden çok yapım eki almıştır? B) Tutuşurken ufuk uzakta yer yer Alçalan akşamlarda sular karardı A) Ödül, sanatcınır^ son eserine verildi. C) Bu akşam rüyamda Leylâ'yı gördüm Derdini ağlarken yanan bir muma B) Bunlan sizin sokaktaki çiçekçiden aidtm. C) Kapıdaki nöbetçiye sizi sordum. D) Yann tatlıcının önünde buluşacağız, E) Köşedeki balıkçıya taze balık gelmiş. (1991 - ÖSS) D) Susamış ruhumla mesafelere Hiçbir şey bağlamaz beni bir yere E) Mucize başlamıştı eşsiz ve çılgın Yıkanan kuşlar gibi enginlerde (1991 - ÖYS) □il Bilgisi 2 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme 2 5 . Aşağıdaki dizelerin hangisinde yüklem, ge­ ad tamlaması vardır? reklilik kipindedir? A) Filmdeki olaylar İsviçre sınırında geçiyor. A) Çınar yeşili sundurmarnda Bakmalıyım ayçiçeği tarlasına B) Kitapları, türlerine göre ayırarak kitaplığa yer­ leştirdim. C) Gelecek yıl yaz tatilini Antalya’da geçirece­ ğiz. D) Sanatçı, ilk sergisini önümüzdeki hafta İstan­ bul'da açacakmış. E) Serüven romanlarının okuyucusu her yıl biraz daha artıyor. (1991 - ÖYS) • B) Akçakavaklar ıslanırken Örter bizi güz ananın yapraklan C) İşte duruyor bir çocuk Mürdüm eriği gözleriyle D) Bir yüce dağdan bir yüce dağa Dikmişim ışıklı direklerimi E) Kırmızı alıç boncuğunu Alıp dizdim sevginin ipliğine (1992-ÖSS) 26 . Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, çatı bakımından ötekilerden farklıdır? A) Seni danitmak istemivorum. 23. İsim tamlamalannda zamirler de tamlayan olur. Aşağıdakllerin hangisinde bu kurala uygun bir örnek vardır? B) Bu konuyu birlikte secmistlk. C) Seni durakta çok bekledim. D) Onun için bu kadar üzülmemelisin. E) Önerdiğin kitabı alacağım. A) Onun kardeşi bu köyde öğretmenmiş. (1992-ÖSS) B) Çeşmenin başında büyük bir kalabalık top­ landı. ' C) Yolcunun çantasını bulup getirmişler. D) Kapının önünde yaşlı bir adam duruyordu. E) Otobüs durağında bizden başka kimse yok­ tu. (1991 - ÖYS) 2 7 . Aşağıdakllerin hangisinde "ve" sözcüğü nes­ neleri bağlama göreviyle kullanılmıştır? A) Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak B) Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla C) Su sesi ve kanat şakırtısından Billur bir avize Bursa’da zaman D) Öfkenin homurtusu geliyor dipten Ve kadın İskilip’ten ya da Nizip’ten 2 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, bir­ E) Geceyi ve seni düşünüyorum Duyuluyor uğursuz uzaklığı seslerin den çok sıfatla nitelenmiştir? (1992-ÖSS) A) Sıcak yaz akşamlannda balkonda oturup geç saatlere kadar konuşurduk. B) Onun ne kadar terbiyeli, titiz ve çalışkan bir insan olduğunu herkes bilir. C) Bahar gelince köşkün büyük bahçesinde güller, karanfiller, nergisler açardı. D) Büyük şehirlerde, yeşil alanlann korunması ve çoğaltılması çalışmalarına önem veriliyor. E) Onunla oturup uzun uzun, geçmişten, okul günlerimizden söz ettik. (1991-ÖYS) 2 8 . Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcükleden hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) Sen de sövle bir ayakkabı alabilirdin. B) Sözünü ettiğim yazı ötekî dergideydi. G) Onu değil, şuradaki kalemi istiyorum. D) Öyle sorular yöneltti kİ yanıt bulamadım. E) Böyle konuşursan anlaşamayız. (1992-ÖSS) □il Bilgisi 2 9 . Burası, yeşilin bin bir tonunu banndıran ağaçlı bir yoldu. ' , 32. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, yüklemi du­ rum yönünden belirten bir söz vardır? Bu cümlede geçen “yeşilin bin bir tonu” ad tam­ lamasında tamlayanla tamlananın arasmda bir sıfat bulunmaktadır. Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir ad tamlaması vardır? A) Yoğun sis yüzünden trafik bir süre aksadı. B) Adamın kocaman eli radyonun düğmesine uzandı. A) Evler yaptı insanlar çağlar boyunca B) Varlığımı yalnız ona verdim ben C) Ağır ağır halay çekiyor kızlar D) Solgun bir gül oluyor dokununca E) Ben bu yüzden yalnızlığa hasretim (1992-ÖYS) C) Dik yokuştan aşağı doğru hızla iniyorduk. D) Ön koltuktaki ak saçlı adam uyuyordu. E} Çocuk, buğulu camdaki parmak izlerine ba­ kıyordu. 33. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır? (1992-ÖSS) A) Önce kendi işini bitir, bana sonra yardım edersin. B) Onların yeni aldıkları evi gördün mû? C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söyle­ mez miydin? 3 0 . Aşağıdakilerin hangisinde pekiştirmeli nitele­ me sıfatlart vardır? D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş. E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara’da su sıkın­ tısı olmayacakmış. A) Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla san olsun. (1992-ÖYS) B) Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller. C) Koskocaman yıldızlar altında upuzun bir yol Ve minnacık bir ev. D) Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam. E) Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke. (1992-ÖYS) 3 4 . Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir ekeylem alarak yüklem olmuştur? A) Beni herkes severdi çocukluğumda B) Şendin bütün korkuların çaresi G) Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda D) Denize bakan evler gibiydim seninle E) Onu benden, beni ondan ayıran deniz (1992-ÖYS) 3 5 . Sait Faik'In hikâyelerinde İnsanların ve çevrenin 3 1 . Açık balkon kapısından içeri giren İkindi serinliği onlara alt katın mutfak pencerelerini saran pem­ be yaseminlerin kokusunu getirdi. herhangi bir kurala baöiı kalmadan âzaûrce ele alınmasını yazann yaşayış biçimine bağlayabili­ riz. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin han-gisinde cümledeki sırasıyla verilmiştir? Yukarıdaki altı çlziii bölüm cümlenin hangi öğesidir? A) Özne, dolaylı tümleç, nesne, yüklem A) Özne B) Nesne, özne, dolaylı tümleç, yüklem B) Nesne C) Özne, dolaylı tümleç, zarf tümleci, yüklem G) Durum bildiren zarf tümleci D) Zarf tümleci, nesne, dolaylı tümleç, yüklem D) Yer bildiren zarf tümleci E) Dolaylı tümleç, nesne, zarf tümleci, yüklem E) Dolaylı tümleç (1992-ÖYS) (1992-ÖYS) □il Bilgisi 36 . Aşağıdakilerin hangisinde birden çok bileşik fiil vardır? 4 0 . "Bu” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde tür bakımından ötekilerden farklıdır? A) Kimi benim gibi erir derinden Kimi senin gibi çok mutlu olur. A) Koiay değil bu dünyadan aynimak' B) Bahsetti derinden ona halim Aşkın bu onulmaz yarasından C) Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan C) Soldu günden güne sessiz soldu Dediler hep: "Kıza bir hal oldu!” E) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden B) "Bu taşındır" diyerek Kabe’yi diksem başına D) Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kahatlı (1993-ÖSS) D) Bir öğreniversin aşkı Ağacı o vakit seyredin E) Dalıveriyoruz arada bir Beili, bir şey var aramızda (1992-ÖYS) 3 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -cık {-cik, cuk, -cük) ekiyle türemiş sözcük, küçültme an­ lamından sıyrılarak somut varlığa ad olmuş­ tur? A) Kardeşim bademcik ameliyatı oldu. 4 1 . Kimi niteleme sıfatlannın ilk ünlüsüne kadar olan bölümü, m, p, r, s ünsüzlerinden yakışanı ile bir Önek haline getirilir ve sözcüğün başına eklene­ rek sıfat pekiştirilir. B) Gencecik yaşta iş dünyasında adını duyur­ muştu. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan bir pekiştirme sıfatı vardır? C) Evlerinin küçücük bir bahçesi vardı. A) Bayram olmasına karşın caddeler ıpıssızdı. D) Üzerine incecik bir elbise giymişti. B) Gülünce bembeyaz dişleriyle daha da sevim­ li oluyordu. E) Gölün içinde bir sürü adacık oluşmuştu, (1992-ÖYS) 38. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sıfat tamla­ ması belirtisiz nesne görevindedir? A) Sınıfta ayrıca kitap okuma saatimiz vardı. B) Nedim’in şiirlerini okurken arkadaşımızı dik­ katle dinlerdik. 0) Köyleri, ağaçsız, yeşilliksiz, çırçıplak bir ova­ nın ortasındaydı. D) ilk kez, böylesine özü sözü doğru, sımsıcak bir insanla arkadaş olmuştu. E) Bu sapasağlam ayakkabıları bu kadar çabuk nasıl eskittiğini doğrusu anlayamadım. (1993-ÖSS) C) Sınıfımızda edebiyata ilgi duyan öğrenci çok azdı. D) Öğretmen, Cumhuriyet dönemi edebiyatını öğrenmemizi isterdi. E) Öğretmenimiz bize yeri geldikçe güzel şiirler okurdu. (1992-ÖYS) 42. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortak­ lığı söz konusudur? 39. Aşağıdakllerden hangisi bir ünlem cümlesi­ dir? A) işi çok çabuk kavramış, zamanı İyi kullanma­ sını öğrenmişti. B) Erkenden uyandı, yıkandı, giyindi, dışan çıktı. A) Ne kadar da yaramaz bir çocuk B) Havalar yavaş yavaş ısınıyor C) Annem, sabahleyin erkenden kalkar, kahval­ tıyı hazırlardı. C) Bu kitabı yeni aldım D) Gömleğini, yıkadı, kuruttu, ütüledi, yerine astı. D) Yemeğimi henüz yemedim E) Okuldan gelince ödevlerini yapar, akşam da erkenden yatardı. E) Yarın geziye çıkabiliriz (1993 -ÖSS) (1993 -ÖSS) □il Bilgisi 4 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad takımı 47. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden çok arasına, tamlananın sıfatı girmiştir? nesne vardır? A) Yeni aldığı güneş gözlüğünü kaybetmiş. A) Sevdamın avucunu bastırıyorum geceye, B) Mavi çizgili gömleğinin düğmesi kopmuş, B) Ben seni unutmak için sevmedim. C) Ağacın pencereye değen dallannı kesmek gerekiyor. C) Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim? D) Dün, uzun süredir görmediğim bir okul arka­ daşıma rastladım. E) Seni, sesini, gözlerinin rengini unutabilsem! D) Gözlerinden içti gönlüm neşeyi, (1993-ÖYS) E) Senin önerdiğin kitabı bir türlü alıp okuyamadım. (1993 - ÖYS) 4 8 . Aşağıdakilerin hangisinde, yan cümlecik, te­ mel cümleciğin nesnesi görevindedir? 4 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir belirteç (zarf) vardır? A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor. B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doğrudur. C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi gö­ rülmektedir. A) Bu sözü söylemiş olabileceğini sanmıyorum. B) Bunun, yerinde bir karar olduğundan kuşku­ luyum. C) Onun hakkında söylenenlere inanmadım. D) Bizimle geleceğine çok sevindim, E) Söz verdiğim İçin gitmeliyim, (1993 - ÖYS) D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kenti­ mizdir. E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır. 4 9 . Genç yaşında öykü alanında isim yapmış ve tü­ (1993-ÖYS} rün parlak örneklerini vermiş olan yazar, kahramanlannı her gün karşılaşabileceğimiz kişiler arasından seçmiştir. 4 5 . (I) Arkadaşınızla (11) sizi (III) Kızılay'da (IV) otobüs Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin han-glsinde sırasıyla verilmiştir? durağında (V) gördüm. Bu cümlede zamanı vurgulamak İçin “dün" sözcüğünün, numaralanmış yerlerin hangisi­ ne getirilmesi uygundur? A) Nesne, dolaylı tümleç, özne, yüklem B) Nesne, özne, dolaylı tümleç, yüklem C) Özne, zarf tümleci, nesne, yüklem D) Özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem A) I. B) II. ,C) 111. D) IV. E) V. E) Özne, nesne, zarf tümleci, yüklem (1993 -ÖYS) (1993-ÖYS) 4 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne ortak­ 50. Bihruz Bey, yarım yamalak bir öğrenim görmüş, tır? yirmi üç yirmi dört yaşlarında bir gençtir. A) Hava soğumuştu, kar yağmaya başlamıştı, Yukarıdaki cümle ya da onu oluşturan sözcük­ ler Dil Bilgisi açısından incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi yanlış olur? B) Yol çok uzundu, yürümekle bitecek gibi de­ ğildi, C) Aradan üç yıl geçmişti, kimse arayıp sorma­ mıştı, A) Bileşik isim cümlesidir. D) Soluk benizliydi, başında eski bir kasket var­ dı. C) Yükleminde ek-fiilin geçmiş zaman eki vardır. E) Yaşlı biriydi, mahallede onu herkes seviyor­ du. (1993-ÖYS) B) Birden çok belgisiz sayı sıfatı vardır. D) "yarım yamalak” sözü ikilemedir, E) "öğrenim” sözü fiilden türemiş bir İsimdir. (1993-ÖYS) □ii Bilgisi 5 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altj çiziil söz­ 5 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin ki­ cük türetilirken bir ünlü kaybına uğramıştır? pinde bir anlam kayması olmuştur? A) Bu çiçeğin yapraklan çok çabuk sararmış. A) Pazar günü gelmeye çalışacağım. ■ B) Geçen yıl dikilen bu elbise iyice daralmış. B) Sabahları erken kalkmayı sevmiyorum. G) Uykusuzluktan gözlerinin altı morarmış. C) Yağmur yağdığı için gelememiş. D) Kilo alınca yanakları İyice pembeleşmiş. D) Söz verdi, yarın buraya uğrayacak. E) Saçları son aylarda çok beyazlaşmış. E) İstanbul'a gitmekten vazgeçmişler. (1994-ÖSS) (1993-ÖYS) 5 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan 5 6 . Çekim eki almış her sıfat adlaşmıştır. doğmuş bir sözcük vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük bu kurala örnek gösterilebilir? A) Yağmurdan sonra, sokakları seller, gö-tûrdüğûnden uzun süre karşıya geçemedik. A) En büyük zevki rahatça koltuğuna oturup te­ levizyon İzlemekti. 8} Dünkü fırtına, ağaçlarda ne meyve ne de yaprak bıraktı. B) Evleri caddeye çok yakın, daracık bir sokağın başındaydı. C) Öğretmenin, çocuklara bağırmaktan ne-fesi tükenmiş, sesi kısılmıştı. C) Araiannda nedeni bilinmeyen bir sooukluk vardı. D) Açık kalan musluğun şınitısından bütün gece uyuyamadım. D) Birden başlayan sıcaklar herkesi bunalttı, E) Konuşurken o kadar heyecanlandı ki se-sinln titremesini engelleyemedi. E) Kumaşlardan kırmızılı olanı daha çok beğen­ dim, (1993- ÖYS) (1994-ÖSS) 53. Çocuklar sıralarından kalktılar. 57. Bu cümlenin yüklemi çatı yönünden aşağıdakilerden hangisine benzemektedir? A) Bozulan araba yolun ortasında durdu. B) Tabloyu iki pencere arasındaki duvara astı. C) Kitaplan raflara güzelce yerleştirdi, D) Yaşamındaki boşluğu hayvan sevgisiyle dol­ durmuştu. E) O da ağabeyi gibi pilot olmayı çok istiyordu. I, Masallardan çekerdik dizeleri, tülbent gibi II. Biz kaldık, koyup gitti bahar III. Yıldızlarda çobandık, değirmenlerde su IV. Akıyor zaman, ağır kendi gönlünce Yukarıdaki dizelerin hangilerinde birden çok yargı vardır? A) I. ve li. B)l. v e lll. D) II. ve IV. C) II. ve İM. E) III. ve IV. (1994-ÖSS) (1994-ÖSS) 54. Aşağıdakilerin hangisinde “de”, "da" bağlacı 5 8 . Bir insanın konuşmasından ya da yazdıklanndan cümleye “eşitlik, gibilik" anlamı katmıştır? eğitimi, dünya görüşü ve bilgi birikimi kolayca anlaşılabilir. A) O şiiri okumuş da anlayamamış. Bu cümlede aşağidakilerden hangisi yoktur? B) Bundan sonra özür dilese de affetmem. C) Gitti de bir mektup bile yazmadı. D) Sözünü ettiğim elbiseyi aldım da giymedim. E) Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm. (1994-ÖSS) A) Bileşik fiil B) Zarf (belirteç) C) Edat (ilgeç) D) Bağlaç E) Belgisiz sıfat (1994-ÖYS) Dil Bilgisi 59 . Aşağıdaki dizelerin lıanglsinde soru anlamı, soru sıfatıyla sağlanmıştır? A) Deniz ufl<unda bu top sesleri nenden geliyor? B) Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşa­ rım! C) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? 63. (I) Demre’yi geçer geçmez doğanın ve iklimin değiştiğini görürsünüz. (II) Nefis bir dağ havası sizi sarar. (Ill) Olağanüstü bir sessizlik başlar. (IV) Arada bir keçi sesleri duyulur. (V) Sonra bir yığın Likya mezarıyla karşılaşılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han­ gisi yapısı bakımından ötekilerden farklıdır? D) His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı? E) Nasıl talıammül eder eski, hasta bir tekne? A) I. B) II. C) 111. D) IV. (1994- ÖYS) (1994-ÖYS) 6 0. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde özne, bir söz öbeğinden oluşmaktadır? A) Tek kanatla kuş uçmaz. E) V. 64. Tarihsel geçmişi ve doğal olanakları çok zengin olan Kütahya, yüzyıllar boyu çinicili-ğimlzi temsil ederek, Türk sanat tarihindeki şerefli yerini almış­ tır. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin hangisin­ de sırayla verilmiştir? B) Akıl kişiye sermayedir. C) Ay ışığında ceviz silkilmez. D) Atına bakan ardına bakmaz. A) Zarf tümleci - özne - nesne - yüklem E) İş insanın aynasıdır. B) Nesne - özne - dolaylı tümleç - yüklem (1994-ÖYS) C) Özne - nesne - zarf tümleci - yüklem D) Özne - zarf tümleci - nesne - yüklem E) Dolaylı tümleç - zarf tümleci - nesne - yüklem (1994-ÖYS) 6 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı, nesne görevindedir? A) Onu siz de tanırsınız. 65. Güzel ve etkili konuşma, özel bir yetenek değildir. B) Nereye gittiğini size söylemedi mİ? C) Benim kalemim burada; sizinki nerede? D) Bence bu sorular çok kolay. E) Karanmı sana yarın bildiririm. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden han­ gisi söylenemez? A) Olumsuz isim cümlesidir. (1994-ÖYS) B) Yapım eki almış birden çok sözcüi< vardır. C) Öznesinin birden çok sıfatı vardır. D) Yüklemi birden çok sözcükten oluşmuştur. E) Sıralı cümledir. 62. Aşağıdakilerin hangisinde verilen dizeler ek- (1994-.ÖYS) siltili cümle durumundadır? A) Benim bildiğim Atatürk Bir sevgidir sonsuz 6 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır? B) Benim bildiğim Atatürk Alçıya mermere sığmaz C) Benim bildiğim Atatürk Bir atılımdır durmayan A) Arkadaşın Ankara'ya ne zaman gelmiş? D) Benim bildiğim Atatürk Bir anlamdır kocaman C) Ben de onunla gidebilir miyim? B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir? D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz? E) Benim bildiğim Atatürk Camdan çerçeveden uzak E) İstanbul'a ilk kez mİ gidiyorsun? (1994-ÖYS) (1995-ÖSS) IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL u ıi üıigısı 6 7 . "Artık" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisin­ de ad olarak kullaniimıştir? A) Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz. 7 1 . Aşağıdaki atasözlerinden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır? . , A) Gönijl kimi severse güzel odur. B) O bardaktaki artık suyu dökebilirsin. B) Göz görür, gönûi ister, C) Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir. C) Her damardan kan alınmaz, D) Havalar ısındı, artık kar yağmaz. D) Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez. E) Sus artık, biraz da beni dinle. E) İşten artmaz, dişten artar. (1995-ÖSS) 6 8 . Aşağıdakllerin hangisinde cümlenin anlamını "durum" bakımından tamamlayan bir sözcük vardır? (1995-ÖSS)' 72. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ile (>le, -ta) bağlaç olarak kullanılmıştır? A) Kapıyı kendi anahtanmla açtım, A) Anlatılanları sessizce dinliyorduk. B) Bursa'ya otobüsle gitmişler. B) Öğleyin bize geleceğini söylüyor. C) Konuşmalarıyla herkesi üzdü, C) Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi. D) Mektubu bu kalemle yazmasan iyi olur. D) Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz. E) Aşın sıcaklardan çamların çoğu kurudu, E) Ona gazeteyle dergi götürdüm. (1995-ÖYS) (1995-ÖSS) 69. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler hem yapım hem çekim eki almıştır? 7 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, kö­ kü bakımından ötekilerden farklıdır? A) Balıkların bir kısmını pişirmişlerdi. A) Aralarında sıkı bir dostluk vardı. B) Dalgalı denizde yüzmek tehlikelidir. C) Kapıda bir yabancı var. B) Üşüttüğü için boynu, beli tutulmuştu. C) Bahçedeki çiçekleri yeni sulamışlardı. D) Dün sokaklar çok kalabalıkmış. D) Su kovasını bahçedeki çeşmeden dol-durmuştu, E) İnatçılar çevrelerinde pek sevilmezler. E) Köpek yavruları bahçede boğuşuyordu. (1995-ÖSS) 70. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne voktur? A) Kitaplığına, en son çıkan yayınları almıştı. (1995-ÖYS) 74. Orhan Veiİ'yi bütün yönleriyle tanıtan bu oyunu sanatçı, gazeteci, öğrenci, öğretmen, hemen her kesimden pek çok insan, hayranlıkla izledi. B) Bütün ricalarımıza karşın İstediğimiz parayı veremeyeceğini söyledi. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakllerin hangisin­ de sırasıyla verilmiştir? C) Bu büyük başarısından dolayı törene katılan herkes onu kutladı. A) Nesne, özne, zarf tümleci, yüklem D) Dünkü piknik, öğleden sonra çıkan fırtına yü­ zünden tatsız geçti. C) Özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, yüklem E) Onun bu konuda ne düşündüğünü açıkça bilmiyoruz, (1995-ÖSS) B) Özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem D) Nesne, dolaylı tümleç, özne, yüklem E) Özne, dolaylı tümleç, zarf tümleci, yüklem (1995-ÖYS) Dil Bilgisi 75. Aşağıdaki cümtelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kuliailiirnıştır? 7 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, arasına söz­ cük ya da sözcükler girmiş bir isim tamlaması vardır? A) Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri iri gözleriydi. A) O kırmızı gülleri kimin için aldığını söylemedin. B) Yanm yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini anlatmaya çalıştı. B) Öğrenciler, fen derslerinin boş geçmesinden yakınıyorlar. C) Rlmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk ter­ ler dökerek izledi. C) Ankara’nın adını yeni duyduğum semtleri var. D) Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya evlerine gittiler, E) Türkçe kitabını yarın okula getirirsen iyi olur. E) Konuşmacıya böyle saçma sapan sorular yö­ neltmesi herkesi şaşırttı. (1996-ÖSS) D) Yeni defterini bu kâğıtla kaplamalısın, (1995 -ÖYS) 80. Eşyalar yerleştirilince, otobüse yolcular da bindi. 7 6 . Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi "şimdiki zamanın rivayeti" biçimindedir? Şoför, beklemeksizin kontağı açtı. O sırada oto­ büs yazıhanesinden biri fırladı. Otobüse koşuyor­ du; soluk soluğa yetişti. Önümüzdeki tek boş ye­ re oturdu. Çevresindekileri selamladı. Otobüsteki herkesi tanıyordu anlaşılan. A) Oturdukları evi 20 yıl önce almışlarmış. Bu parçada bileşik zamanlı kaç fiil vardır? B) Geçen yıl arada arkadaşlarla buluşup sine­ maya gidiyordu. A)1 B )2 C) 3 D )4 C) Ben de onun gelmesini bekliyordum. E )5 (1996- ÖSS) D) O filmi ben de yıllar önce görmüştüm, E} Eskiden kışlar daha soğuk, yazlar daha sıcak geçiyormuş. (İ995 - ÖYS) 8 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır? A) içeriye orta yaşlı bir kişi girdi. 77. Aşağıdaki soru cümlelerinden hangisi, nesne­ B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi. yi bulmaya yöneliktir? C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu. A) Sorulan nasıl buldunuz? D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı. B) Otobüsle mi gideceksiniz? E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı. C) Kimi görmek istiyorsunuz? D) Misafiriniz ne zaman geliyor? (1996-ÖSS) E) Biraz önce kiminle konuştunuz? (1995-ÖYS) 82. Ülkenin günlük siyasal olaylannı ve toplumsal 7 8 . Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, ekeylem almış bir sıfattır? bozukluklarını eleştirel bir yaklaşımla ve etkileyici bir biçimde yansıtır. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin hangisin­ de sırasıyla verilmiştir? A) Bu elmalar henüz tatlanmamış. B) Eski evimiz de bu kadar genişti. A) Özne - nesne - yüklem C) Şu anda olayın gerçek nedenini bilen yok. B) Nesne - dolaylı tümleç - yüklem D) Söylediklerine göre bu sınıfın en çalışkanı sensin. C) Özne - dolaylı tümleç - yüklem E) Yarın hava tüm yurtta yağmurlu olacakmış. E) Özne - zarf tümleci - yüklem (1995-ÖYS) D) Nesne - farf tümleci - yüklem (1996-ÖSS) □il Bilgisi 83. İçeriye ellerinde kameralarıyla genç, orta yaşlı, kadınlı erkekli bir grup gazeteci girdi. Bu cümleyle aşağtdaki cümlelerden hangisi arasında öğelerinin sıralanışc yönünden bir benzerlik vardır? 8 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlâşmış sıfat vardır? A) Otel sahibi bizi güler yüzle karşıladı. ' B) Yürüyüşe çıkan konuklar henüz dönmediler. C} Eski yöneticileri toplantıya çağırmışlar. A) Konferansa katılan konuşmacı, ağır adımlarla kürsüye doğru ilerledi, tane tane anlatmaya başladı. B) Konferans salonuna alınan velilere, okul mü­ dürü az ama öz konuşarak sorunlan açıkladı. D) Sınıfın çalışkanı, bu sınav sonunda belli ola­ cak. E) Kendilerine yöneltilen sorulara cevap verme­ di. (1996-ÖYS) C) Deniz kıyısına toplananlar, büyük bir hayran­ lıkla güneşin batışını izliyordu. D) Derenin kuzeye bakan tarafındaki ağaçlann altı serin, diplerindeki otlar dipdiriydi, 8 7 . Nice zehirli madde İçeren sigara, kalp ve damar E) Düzenlenen seminere, kullanacakian aletler­ le birlikte, işe yeni başlayan arkadaşlarımız katılacak. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakîlerin hangisin­ de sırasıyla verilmiştir? (1996 -ÖSS) tıkanıklığı gibi pek çok hastalığa yol açıyor. A) Dolaylı tümleç - nesne - yüklem B) Özne - nesne - yüklem C) Dolaylı tümleç - doiaylı tümleç - yüklem 84. içimizde yaşça en büyüğümüz oydu. D) Nesne ~ dolaylı tümleç - yüklem E) Özne - dolaylı tümleç - yüklem Bu cümlede geçen "yaşça" sözcüğüne (-ca, ce, -ça, -çe) ekinin kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde görülmektedir? A) Kapıyı yavaşça açıp odaya girdim. B) Sonunda gönlünce bir ev bulabildi. C) Onu iyice şişmanlamış buldum. D) Kendisini ötekilerden bilgice üstün görüyor­ du. E) Ondan aylarca bir haber alamamıştım. (1996-ÖYS) (1996-ÖYS) 8 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümle­ cik, temel cümleciğin öznesi durumundadır? A) Öğretmen, sınava girecekleri bahçede topla­ dı. B) Sabahlan bir sûre yürümek sağlığa yararlıdır. C) IVlüşteri gelince elindeki işi bırakır. D) Her ay bir kitap okumayı alışkanlık edinmişti. E) Okulunu bitirince iyi bir işe girmek istiyormuş. (1996-ÖYS) 85. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtili nes­ ne vardır? 8 9 . Dağ sonsuz yaratma gücünün simgesidir Anado­ B) Romanda doğa görünümlerine, yerli ve ya­ bancı törelerin anlatımına geniş ölçüde yer verilmiştir. lu'da. Anadolu insanının erdemi de, dağ gibi, yaklaştıkça görkemini, sonsuzluğunu kavratır bi­ ze. Üzerinde bunca insan banndırmış Anadolu, bir erdemler uygarlığıdır. Kıvnm kıvrım yolları tırma­ nıp o güzel insanlara kavuşunca erdemin, beğe­ ninin ne olduğunu anlıyoruz. C) Romanda yazar, olayları, kişiliğini gizleme­ den, kendi yorumuyla anlatmıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur? D) Bu romanın kahramanlan, genellikle ulusal değerlere yabancılaşmış, zengin ve yan ay­ dın kişilerdir. A) Sıralı cümle B) Bileşik cümle 0) Fiil cümlesi D) İsim cümlesi A) Romanın ikinci bölümünde olaylar, küçük bir Anadolu kasabasında geçer. E) Yazar romandaki kişilerin karakterlerine ol­ dukça yüzeysel bir açıdan bakar. (1996-ÖYS} W E) Devrik cümle (1996-ÖYS) □ii Bilgisi 9 0 . Yurdumuzun bozkırlaşan ovalarını yeniden or­ manlaştırmak, bu toprakları güzelleştirip zengin­ leştirmek hepimiz için ulusal bir-görevdir. B) 3 C )4 D) 5 cümle durumundadır? A) Gecenin koyu karanlığında Rüzgârda sokak kokusu Bu cümlede kaç yan cümlecik vardır? A) 2 94. Aşağıdaki ikili dizelerden hangisi bitmemiş bir E) 6 (1996-ÖYS) B) Çiçek açmayı deniyordu Bahçemizde erik ağacı C) Uğraşma boşuna şiir yazamazsın Bu kadar maviyken gökyüzü D) Bana bu kadar açık söylemedi Güzel olduğunu yaşamanın 9 1 . Caâdas sinemanın ûnlû örneklerinden birini dün E) Gökyüzünün maviliğine akarak Savruldu sonsuza ısık hızım I II gece televizyonda izlerken korkulu dakikakalar III IV yasadım. V (1997-ÖSS) Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerin han­ gisinde birden çok yapım eki vardtr? A) i. B) II. C) 111. D) IV. E) V. (1997- ÖSS) 9 5. (I) Köşedeki masaya oturdu. (II) Eldivenlerini çı­ karıp yanına koydu. (İli) Usulca çantasını açtı. (IV) Küçük el aynasını çıkardı. (V) Yüzünü uzun uzun inceledi. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­ sinin yüklemi geçişsiz bir fiildir? 92. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bîr belgisiz A) I. B) II. C) III. D) IV E) V. zamir nesne görevindedir? (1997-ÖSS) A) Bazen günlerimi resim yaparak geçiriyorum, B) Çoğu zaman onu otobüs durağında görüyo­ rum. C) Kimi arkadaşlar çayı sever ama ben kahveyi yeğlerim, D) Bana, bir gijn uğrasın, diye haber bırakmış. E) Bunlann hepsini geçen gün ben aldım. (1997-ÖSS) 96. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasöz var­ dır? A) La Fontaine hoş sohbeti, candan dostluğu, acıyı tatlı eden filozofluğu ve şakalarıyla ken­ dini sevdirmiştir. 9 3 . Kişiyi, içinde yaşadığı toplumun değer yargıları biçimlendirir. B) La Fontaine, çağında, yaşayışı, davranışı, şiir anlayışı, edası ve üslubuyla tek başına kal­ mıştır. Bu cümlenin öğeleri aşağtdakllerin hangisin­ de sırasıyla verilmiştir? C) La Fontaine’in masallan, konu, kişi, dil ve an­ latım özellikleri yönünden her yaştaki insanı etkiler. A) Özne - dolaylı tümleç-yüklem D) La Fontaine, fabllerin unutulmaz yaratıcısı, yaşamını etkileyen türlü güçlükleri yapıtlannda yansıtmıştır. B) Nesne - özne - yüklem C) Nesne - dolaylı tümleç - yüklem E) La Fontaipe, doğayla başbaşa geçirdiği, içi­ ne kapanık yılların ardından kendini birdenbi­ re Paris’te buldu. D) Dolaylı tümleç - özne - yüklem E) Özne - zarf tümleci - yüklem (1997-ÖSS) (1997-ÖYS) □il Bilgisi 97. Aşağıdaki cûmieterin hangisindeki attı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) Balıkçılar, saatlerce azam dalgalarla boğuş­ mak zorunda kalmışlar. B) Barakayı aydınlatan lambanın ölgün ışığı al­ tında okumaya çalışıyordu. C) Orası, eskiden bir sürgün yeriymiş. D) Esmer ve dolgun yüzüyle annesine çok ben­ ziyor. E) Büyüdükçe çevresine karşı İlgisiz, suskun bir çocuk olmuş. 100. Ad cümlelerinde kimi zaman ekeylemin 3. tekİİ kişi ekinin kullanılmadığı da olur.. Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir cümle vardır? A) En sevdiğim aydır ağustos. . B) Güz mevsimi, hasat demektir Anadolu insa­ nı için. C) ŞU kara üzümler daha tatlıdır ötekilere göre. D) Yükünden dalları eğilmiş elma ağaçları bir başka güzelliği bu bahçelerin. E) Kavunun, karpuzun en bol olduğu zaman­ dır şimdi. (1997-ÖYS) (1997-ÖYS) 98. Dille oynamak, dile olabildiğince değişik biçimler vermek: sözcüklerin yakın çağrışımlarını, gidebi­ leceği son durağa kadar izlemek ve bunlardan, yepyeni tatlar taşıyan imgeler üretmek, şiirdeki ustalığın gizleridir. Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin hangisin­ de doğru olarak verilmiştir? A) Özne - nesne - dolaylı tümleç - yüklem B) Özne - nesne - yüklem 101. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamla­ ması ya da sıfat tamlaması yoktur? A) Rumeli’ne vanp Edirne’de saraylar kurmuş­ lar. C) Nesne - dolaylı tümleç - yüklem B) Uçsuz bucaksız düzlüklerden geçip gelmiş­ ler. D) Nesne - yüklem C) Başı karlı dağlar aşıp buralan yurt edinmişler. E) Özne - yüklem D) Pınar başianna, ırmak boylanna yerleşmişler (1997-ÖYS) E) Keçi kılından yapılmış çadırlarıyla Anado­ lu’ya inmişler. {1997-ÖYS) 99. Yazar, çocukluk günlerine ait acı ve tatlı nice anı­ sını okurlarına anlatır. Bu cümle İle aşağıdakilerin hangisi arasında, öğelerin dizilişi bakımından bir benzerlik var­ dır? A) Toplumsal gerçekleri yansıtırken yergisel gülmeceye başvurması, sanatçının etkileyici ya­ nını gösterir. B) Okur, duyduklannı, düşündüklerini, eleştir­ meyi gerekli gördüğü kimi konuları bu yaza­ rın eserlerinde bulur. C) Yazar, yapıtlarında hiçbir zaman toplumun değer yargılarıyla bağdaşmayacak konuları işlemez. D) Yazar, İnsan ilişkilerini yansıtmak için olumlu ve olumsuz karakterler çizer. E) Yazar, olaylan ve kişileri hayal gücünün yardı­ mıyla yeniden kurar ve oluşturur. (1997-ÖYS) 102. insanoğlu yüzlerce yıldır Ölümsüzlük, dirlik dü­ zenlikle ilgili özlemlerini çoğunlukla uzak bir ada görüntüsüyle birleştirerek dile getirmeyi seçmiş, 1 II günlük yaşamın katı gerçekliğinden bunaldıkça III IV hayalindeki adanın mutlu yalnızlığına sığınmıştır. İnsanın gönlünde yatan bu eğilim, edebiyatın V en zengin kaynaklanndan biri olmuştur Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcükler­ den hangisi fiilim si değildir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (1997-ÖYS) Dil Bilgisi 103.. 14. yüzyılda oluşan Dede Korkut hikâyelerinin Oğuz Destanı'nıri birçok özelliğini taşıması ve destandan hikâyeye geçiş aşamasının karakte­ ristik bir Örneği olması bakımından, Turk hikâye­ leri arasında, özel bir yeri ve önemi vardır. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılar­ dan hangisi yanlıştır? 1 06. Sabah olunca, güneşin ilk ışıklan dağlann do­ ru klannı aydınlattı. AşağıdakKerin hangisi, öğeleri ve öğelerinin sıralanışı bakımından bu cümleye benze­ mektedir? A) Zaman, onun için çok önemlidir. B) Kardeşinin yerinde şimdi o çalışıyor. A) Ad cümlesidir. B) Eylemsilerle oluşturulmuş bileşik bir cümle­ dir. C) Ad tamlamalannda araya sözcük girmiştir. C) Evde yalnız kalınca müzik dinler. D) Babasının arkasından o da işe gitti. E) iki saat sonra su, depoyu doldurur. (1998-ÖSS) D) Nesnesi, “destandan hikâyeye geçiş aşa­ masının karakteristik bir örneği olması" dır. E) Cümlede özel adlara ve cins adlarına yer verilmiştir. 107. Bu küçük kasaba geniş ve derin bir vadinin içinde 1 (1997-ÖYS) kurulmuştu. Dik, kayalık tepenin üstündeki çok eskilerden kalma kalesi, görkemiyle etkiliyordu 11 111 insanı. Alçacık damlı dükkânların bulunduğu taIV V rihi çarşısı da birçok yönden görülmeye değerdi. 104. "ile" sözcüğü aşağıdakllerin hangisinde bağ­ Bu parçada numaralanmış sözcüklerin han­ gisi, bir varlığın neye ait olduğunu belirten ek almıştır? laç olarak kullanılmamıştır? A) I. B) II. C) [II. A) Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıl­ larca gidip geldi. D) IV. E) V. (1998-ÖSS) B) Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı. C) Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı. D) Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleş­ tirdi. E) Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum için­ deydi. (1998- ÖSS) 108. Çayönü kazısında ortaya çıkarılan buluntular. I II insanlığın, avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik ya111 sama geçiş aşamasını göstermeltîedir. V IV V Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangi­ sinin kökü, sözcük türü yönünden öbürlerin­ den farklıdır? A) I. B) C) 111. D) IV. E) V (1999-ÖSS) 105. Aşağıdakİİerden hangisi iki öğeli bîr cümle­ 109. Aşağıdaki dizelerde aitı çizili sözcüklerden dir? A) Toprak, her gün binbir özenle süslenir, hangisinde, birden çok yapım eki kullanıl­ mıştır? B) Toprak, bu aylarda baş döndürücü kokular yayar. A) Kara gözlüm çok özledim ben seni G) Toprak, saçlarına katmerli çiçekler takar. B) Varlığımı yalnız ona verdim ben D) Toprak, harıl hani çalışan bir kimyacıdır. C) Hava keskin bir kömür kokusuvla dolar E) Toprak, ormanlann yardımıyla susuzluğunu giderir. D) Golleri yas dolu vorgun bulutlar (1998-ÖSS) E) Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü (1999- ÖSS) IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL U!t üiıgısı 1 1 0 . Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır? A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprü­ den geçirin B) Müjdeye koşsun komşu çocuklan evimize C) Sıcacık tarhana çorbasının İçimiyle başlasın sabah D) Kâğıtlara camlarını örteyim pencerelerin E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı 1 1 3 . Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da göv­ delerine yapım ekleri getirilerek oluşturulur. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır? A) Güneş balçıkla sıvanmaz. B) Korkunun ecele faydası yoktur. • C) Her ağacın meyvesi olmaz. D) Mızrak çuvala sığmaz, E) İşleyen demir pas tutmaz. (2000 - ÖSS} {1999-ÖSS) 1 1 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru, özne­ yi buldurmaya yöneliktir? A) Beni mi aradılar? 1 1 1 . (I) Sabahlan ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yel esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ova­ yı kaplayan ekinler tüy gibi hafiftir artık. (Vi) Yel. tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar ya­ tırır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden han­ gileri öğelerinin sıralanışı yönünden benzer­ lik göstermektedir? A) 1., II., IV. B) I., 111., V. D) 111., IV., V. C) 11., III., VI. E) IV., V, VI. (1999-ÖSS) B) Aşağı mı ineceğiz? C) Dün mü geldiniz? D) Yağmur mu yağıyor? E) Çok mu yoruldun? (2000 - ÖSS) 115. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, öğelerinin sayısı bakımından ötekilerden farklıdır? A) Altmış yıllık arkadaşımdı. B) Sabırlı ve titiz bir araştırmacıydı. C) Bütün gün kitaplarıyla baş başaydı. D) Seçkin bilim adamlarımızdan biriydi. E) Herkesi duygulandıran, soylu bir davranıştı. (2000 - ÖSS) 112. I. Teyzelerin dün sinemaya gittiler. II. Çiçeklerine yazın bolca su vermelisin. III. Kalemlerini başka kutuya yerleştirdi. IV. Ceketlerimizi dolaba astım. V. Evleri bize çok yakındır. 116. Yeniden baktım “Başaklar" tablosuna. Belli kİ rüzgâr var, başaklar eğilmiş. Başaklann kimisi yanındakine yaslanmış, kimisi baş başa vermiş. Kırılacak gibi büküleni de, usulca eğileni de var. Dimdik duran başak görünmüyor hiç. Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki altı çi­ zili sözcüklerin aldığı ekler, onlara hem ikin» ci, hem de üçüncü tekil kişiye ait olma anla­ mı katmıştır? A) Ad (isim) cümlesi B) Eksiltil! cümle A) I. ve II. C) Sıralı cümle D) Bileşik cümle B) I. ve V. D) lil. ve IV. C) II. ve III. E) IV. ve V. (2000 - ÖSS) Bu parçada aşağıdaki cümle türlerinden hangisi yoktur? E) Basit cümle (2000 - ÖSS) Dil Bilgisi 117, Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "zor" söz­ cüğü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) Zor işleri hep bana yaptınyorsun, diye yakı­ nıyordu. . 120 Ozan, düşünceyi duygu iıaline dönüştürünceye kadar yoğurur. Aşağıdakilerin hangisinde, öğelerin sıraianışı bu cümledekiyle aynıdır? C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu. A) Eleştirmenler, dilciler, şiirde sözcüklerin gerçek anlamlarından çok, yan anlamlannın kullanıldığını söylerler. D) Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu an­ lamıştı. B) Şiir, duyguları etkileyerek akıl gücünü baskı altına alır. E) Zor günler geride kaldı; ratiat edeceğiz ar­ tık, diyordu. C) Şiir, duyular aracılığıyla dünyayı okura tanıtır. B) istemeden zor bir çalışmanın İçine girmişti. (2001 - ÖSS) D) Her çağ. kendi şiirini, ikinci bir dil yaratarak oluşturur. E) Şairler, sözcüklerin anlam alanını genişlet­ meye çalışırlar. (2001 - ÖSS) 118. Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bul­ mak çok güç. Bu cümie ile İlgili aşağıdaki yargılardan han­ gisi yanlıştır? 121. Ünlü yazar, söyleşimiz sırasında,..... Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamam­ lanırsa, cümlenin öğeleri sırasıyla özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, nesne ve yüklemden oluşur? A) Ad cümlesidir. B) Bileşik sözcük kullanılmıştır. A) son yapıtının ayn bir değer taşıdığını söyledi C) Adeyieme yer verilmiştir, B), yitirdiğimiz sanatçılardan söz ederken çok duygulandı D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır. C) topluma yapıtlarıyla ışık tutmaya çalıştığına değindi E) Bağlaç vardır. (2001 - ÖSS) D) bana bugünlere nasıl geldiğini anlattı E) sanatçılann örnek alınması gereken kişiler olduğunu ayrıntılı bir biçimde açıkladı (2002 - ÖSS) 1 1 9 . Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne ve yük> lemden oluşmuştur? 1 22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümle­ A) Yazınsal türlerin birbirine benzeyen ve birbi­ rinden ayrılan yönlerini belirlemek zordur. A) Havaların düzelmesini dört gözle bekliyor­ larmış. B) Her yazı ya da yazınsal yaratı, insanoğlunun düşünce ve duygu evrenini zenginleştirir. B) Sonunda, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir eve taşınmışlar. C) Dilsel ürünlerin amacına ulaşması doğru al­ gılanmalarını gerektirir. C) Toplantı salonunda bir köşeye çekilip uzun uzun konuşmuşlardı. D) Her yazıda, dil ve anlatım yönünden bir bü­ tünlük olmalıdır. D) Okullar açılınca yine Ankara’ya gelecekler­ miş. E) Yazınsal türlerin, donmuş, kalıplaşmış bir yapılan olduğunu kimse söyleyemez. E) Tatillerinin bir bölümünü yaylada geçirmeye karar vermişler. (2001 - ÖSS) (2002 - ÖSS) cik temel cümleciğin belirtili nesnesidir? □il Bilgisi 123. Anneleri yaramazlık yapan çocuklara söylendi. Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümleler­ den hangisinin yüklemi arasmda çatt yönün­ den benzerlik vardır? A) Toplantıda önemli kararlar alındı. 1 2 6 . Oyunda, üç arkadaşın 1980’den bugüne kadar gelen birlikteliği, zaman zarrian mizahi, zaman zaman da hüzünlü bir dil kullanılarak anlatılıyor. Bu cümleyle İlgili aşağıdaki yargılardan han­ gisi yanlıştır? B) Bayram bu yıl daiıa coşkulu kutlandı. A) ilgeç vardır. C) Okul arkadaşını karşısında görünce çok se­ vindi. C) Yüklem, çatısı bakımından etkendir. B) Sıfat-fii! vardır. D) Üyelere verilen kartlann tümü yenilendi. D) Zarf tümlecinde İkileme yer almıştır. E) Törende çağdaş ozanlardan şiirler okundu. E) Belgisiz sıfat kullanılmıştır. (2002 - ÖSS) (2003 - ÖSS) 124. Insanlan eğitmeyi amaçlayan bu yazarın öykü ve romanlar yazarak ulaşmaya çalıştığı nokta, çağdaş uygarlığa uymayan düşünme ve yaşa­ ma biçimlerini değiştirmekti. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılar­ dan hangisi vanlısttr? 127. Atatürk’ün bir sözü vardı Yediveren gül gibi açardı Atatürk’ün bir atı vardı Etiler’den beri yaşardı A) Fiilimsiler kullanılmıştır. Atatürk'ün bir resmi vardı B) Birden çok sıfat tamlaması vardır. Buğday tarlası gibi ağardı C) Özne, birden çok sözcükten oluşmuştur. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? D) Bağlaç kullanılmıştır. E) İlgeçlere yer verilmiştir. (2002-ÖSS) A) Bileşik sözcük B) Çekimli fiil C) Ad tamlaması D) Bağlaç E) Ekeylemli yüklem (2003 - ÖSS) 125. (I) Telefonda sesini işitmiştik; ama yüzünü gör­ memiştik. (II) İşte, karşımızdaydı. (Ill) Sanidık, ku­ caklaştık kırk yıllık dostlar gibi. (IV) Karac'oğlan'ın hemşehrisidir o. (V) İyilik ve esenlik dağıtır Toros İnsanlanna, bu gül İle nar ülkesinde, Gül­ nar’da. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ola­ rak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? 128. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer yön be­ lirteci, tamlayan olduğu İçin adlaşmıştır? A) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti. A) 1. devrik cümledir. B) Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor. B) 11. ad cümlesidir. C) Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim. C) 111. nün yüklemleri türemiş fiildir. D) Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz. D) IV. yüklem ve özneden oluşmuştur. E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye ört­ müşler. E) V. nin üç dolaylı tümleci vardır. (2002 - ÖSS) (2003 - ÖSS) Dil Bilgisi 129 . Evin bahçesine dikilecek çamiann üzerine kon­ 1 3 3 . Deniz arkeologlarının Sinop kıyılannda bulduğu muş bir serçe, dufmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek için ya­ larken bir yandan da az ilerdeki çöplükte sailana sallana gezinen kargaya bakıyordu. batıkkent (I) yörenin binlerce yıllık bir yerieşim yeri olduğunu (II) değişik yönleriyle (III) inandı­ rıcı bir biçimde (IV) kanıtlıyor (V). Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) dikilecek B) konmuş D) örselenmiş Yukarıdaki cümlede, hangi numaralar arasın­ da kalan öğe cümlenin nesnesidir? A) 1. ile II. B )l. ile lll. D) İli. ile IV. C) ll. ileV. E) IV. ile V. (2004 - ÖSS) C) durmadan E) gezinen (2003 - ÖSS) 1 3 0 . Sözlerinden çok, adının önem kazanması, bir eleştirmenin en büyük korkusudur. Bu cümlenin öğeleri, aşağıdakllerin hangi­ sinde sırasıyla, doğru olarak verilmiştir? 1 3 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, öğelere ayırmada vanlıslık yapılmıştır? A) Anılardan ve kişisel izlenimlerden yola çıka­ rak oluşturduğu öyküler / oldukça / beğenil­ mişti. A) Nesne-yüklem B) Özne-yüklem C) Özne “ zarf tümleci - yüklem D) Özne - zarf tümleci ~ nesne - yüklem E) Nesne - özne - zarf tümleci - yüklem B) İnsan ilişkilerindeki çelişkileri iyİ gözlemle­ miş ve doğru yansıtmış olması / oyunların içeriksel düzeyini / yükseltiyor. (2003 - ÖSS) C) Bugün kimi genç romancılarımız / yapıtlannı / yazmaya başlamadan önce / seslene­ cekleri okur kitlesinin i düzeyini / düşünü­ yorlar. 1 3 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bağfill, ötekilerden farklı bir sorunun yanıtıdır? D) Bu dergide / kültürel çalışmalara öncelik ve­ rileceği / belirtildi. A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi. E) Bu yazar / roman üzerine söylediklerini / kendi yapıtlannda / uyguladı. (2004 - ÖSS) B) Sorulan bütün yönleriyle düşünerek yanıtlı­ yordu. C) Sınavdan hemen sonra güle oynaya evine gitti. D) İşi zamanında bitirmek için ölesiye çabalı­ yordu. E) Bence o, buraya geleli çok değişti. (2004-ÖSS) 132. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, 1 3 5 . Dünyanın en tanınmış orkestralarından biri olan bu grup, 18. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarını yo­ rumluyor: aynca, unutulmuş veya az tanınan bestecilerin yapıtlarını buluyor ve seslendiriyor. ilgi adılından (ilgi zamirinden) sonra yaklaş­ ma durumu eki almıştır? Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenler­ den hangisi yanlıştır? A) Masadakilerden yalnızca birini al. A) İşaret sıfatı vardır. B) Bugünkünü ötekilerden daha çok beğendim. B) Sıfat-fiiller kullanılmıştır. C) Benimkinin sayfalarında renkli resimler var. C) Zarf tümleci yoktur. D) Bu da her yönüyle seninkine benziyor. D) Türemiş sözcükler kullanılmıştır. E) Bizimkinde hiçbir eksiklik yok. E) Yüklemler bileşik zamanlıdır. (2004 - ÖSS) (2004 - ÖSS) IDFHERRNVD\IDODUÕPÕ]Õ]L\DUHWHGLQ .366.D\QDN$UúLYL7ÕNOD\ÕQ .SVV'|NPDQ$UúLYL7ÕNOD\ÕQ Dil Bilgisi 136. Renk renk çiçeklerle kaplı yaylaları ve ahşap 1 39. Aşağıdakllerin hangisinde iyelik eki aldığı evlerden oluşan dağ köyleriyle Yalnızçam, bü­ yük şehirden kaçmak isteyenler için bulunmaz bir yer. için belgisiz zamir olan,' adlaşmış bir sıfat kullanılmıştır? A) Kimi insanlar karlı havada araba kutlanmıyor. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenler­ den İıangisi yanlıştır? B) Size başka bir gömlek verelim, dedi. C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış. A) Birden çok sıfat tamlaması vardır. D) Bazısı işini ötekilerden erken bitirmiş. B) Bağlaç vardır. E) Bugün yine birkaç kitap aldım. , C) Birleşik ad kullanılmıştır. (2005 - ÖSS) D) Basit yapılı bir fiil cümlesidir. E) Ilgeç tümleçleri vardır. (2004 - ÖSS) 1 4 0 . (1) Yüzlerce kişinin girip çıktığı büyük bir mağa­ ustalık, kullandığı dil ve hareketli anlatım tekni­ ğiyle de edebiyatımızın büyük ustalarından biri­ dir Q. zanın önündeki geniş alanda rastlamıştım ona. (II) İki karo arasından, ince bir toprak aralığın­ dan uzatmıştı boynunu, (ill) Arabaların park et­ tiği yerde, taşlar arasında, işi neydi bu taçyapraklan solgun gelinciğin? (IV) Bol topraktan beslenemediği için yüzü solgun kalan o gelinciği getiriyorum gözlerimin önüne. (V) Her gün yüz­ lerce kişinin otomobilleriyle geçtiği alanda, ken­ di dünyasında, ama iyi ama kötü yaşayıp gidi­ yordu. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenler­ den hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakllerden hangisi vanIıştır? A) “Yapıtlannın” sözcüğü, hem yapım hem çe­ kim eki almıştır. A) I. cümle, bileşik bir fiil cümlesidir. 137. Yalnız yapıtlarının içeriğiyle değil, anlatımındaki B) II. cümlenin yüklemi, öğrenilen (belirsiz) geçmiş zamanın hikâyesi ile çekimlenmiştir. B) Ünsüz yumuşamasına uğramış sözcükler vardır. C) III. cümle, birden fazla dolaylı tümleç içeren sözde soru cümlesidir. C) Bağlaç kullanılmıştır. D) IV. cümle, içinde ad tamlaması bulunan bir devrik cümledir. D) Ad tamlamasının arasına sıfat girmiştir. E) “Yalnız" sözcüğü sıfat olarak kullanılmıştır. E) V. cümledeki "geçtiği" sözcüğü isim-fiil eki almıştır, (2005 - ÖSS) (2005 - ÖSS) 141. 138. (i) içine kapanmış olan Anadolu dağlan, sessiz­ liğini, bilge dalgınlığında sürdürür zamanın akışı içinde. (II) Kendi dilince söyler türküsünü, kendi gönlünce sürer yaşamını, (ili) Dağlar vardır, yü­ reğinden eski uygarlıklar gülümser çağımıza. (IV) İşte bundan dolayı birçok efsaneyi bağrın­ da yaşatır bizim Anadolu dağlan. (V) Anado­ lu'nun en eski sahiplerinden şimdikilere değin olanları anlatır bize. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, çatısı bakımından geçiş­ sizdir? A) I, B) İL C) 111. D) IV. E) V. (2005 - ÖSS) 1. Bu heykel, İnsan ruhundan bir soluk üren­ mişçesine canlı ve sıcak duruyor. II. Arkadaşımın evinde gördüğüm tablolar, ba­ na çocukluğumda yaşadığım yerleri bütün ayrıntılanyla anımsattı. III. O yıllarda yayımlanan dergiler, bize yeni şi­ irleri sıcağı sıcağına ulaştırıyordu. IV. Oyundan, sahneye aktarılamayacak bölüm­ leri çıkardık. Yukarıdaki cümlelerden hangileri öğelerinin sıralanışı yönünden aynıdır? A) I. ve 11. B) I, ve D) 11. ve IV C) il. ve 111. E) III. ve IV (2005 - ÖSS) □il Bilgisi 142_. (I) Ortalık ağır ağır aydınlanıyor, topraktan ince­ 144. Yıl sonları, pek çoğumuzun geçen yılla ilgili de­ cik buğular yükseliyordu. (II) Otlar İle pamuk fi­ delen daha ayırt edilemiyordu; (İli) Az sonra gü­ neş doğacak; kıpkırmızı, her yanı yakan bir gü­ neş... (IV) Toprağa basamayacak, sıcaktan so­ luk alamayacak, bir fırının içine girmiş gibi kav­ rulacak insanlar. (V) Bütün bunlara karşın, gü­ neşin doğuşu sabırsızlıkla bekleniyor. (VI) Gü­ neş demek, yeni bir gün demek, umut demek. ğerlendirmelere yöneldiği, gelecek için planlar yaptığı bir dönemdir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) "-ler, -lar" eki abartma göreviyle kullanılmış­ tır. B) “yöneldiği" ve "yaptığı” sözcükleri sıfat-fiildir. C) "ytl sonlan" sözü belirtisiz isim tamlamasıdır. D) Yüklem, sıfat tamlamasından oluşmaktadır. A) I. cümİGdeki "ağır ağır" ikilemesi zarftır. E) Belgisiz zamir kullanılmıştır. B) II. cümledeki “ile" bağlaçtır. (2006 - ÖSS) C) 111. cümledeki “kıpkırmızı" sözcüğü pekiştir­ me sıfatıdır, D) V. cümledeki “karşın" sözcüğü ilgeçtir. E) VI. cümledeki “umut” sözcüğü kökü bakı­ mından isim soyludur. (2006 - ÖSS) 145. (I) Kışı henüz üzerinden atamamış topraklarda otlar yeşeriyordu. (11) Gök bir açılıp bir kapan­ dıkça çiçeğe durmuş ağaçlann da yapraklanna yağmur düşüyordu. (Ill) Böcekler güneşi gö­ rünce ortaya çıkıyor, güneş gidince deliklerine kaçışıyordu, (IV) Anlar burunlarını taze çiçekle­ rin göbeğine sokuyor, onların kokularıyla sar­ hoş oluyordu. (V) Göğün maviliğini karartan ha­ valar artık geride kalmıştı. 14 3 . (i) Yaşamayı öğretmek için, ilk önce kendimiz yaşamayı öğrenmeli, sevmeliyiz, diye başlıyorsun son mektubuna. (II) Çevremizde, bize yaşamı sevdirecek nice durumlarla karşılaşıyor; onun güzelliklerini sezdirecek nice olaylar yaşıyoruz. (Ill) Olaylara ve insanlara bakmayı öğrendikçe yaşamı da daha iyi anlayacağımızı düşünüyo­ rum. (IV) Geçen hafta, öğrencilerimle bir kır ge­ zisine çıktık. (V) İki kilometre ya yürüdük ya yü­ rümedik; ama bu yol boyu öyle değişik şeyler, öyle güzel şeyler gördüm kİ ilk kez, yaşadığı­ mın aynmına vardım. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I, cümle, yüklemi şimdiki zamanlı bileşik bir cümledir. B) 11, cümle, ortak tümleçli, sıralı bir cümledir. C) 111. cümle, dolaylı tümleci olan basit bir cüm­ ledir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan sı­ fat tamlamasıdır? A) I. B) II. C) İli. D) IV. E) V. (2007 - ÖSS) 146. Şimdiye kadar o n u — . Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamam­ lanırsa cümlenin öğeleri sırasıyla zarf tümle­ ci, nesne, zarf tümleci ve yüklem olur? A) arkadaşlanndan ayn bir şey yaparken gör­ medim B) bütün tehlikelerden ben korudum : D) IV. cümle, içinde zarf tümleci olan olumlu bir cümledir. C) yemeğe davet etmeyi düşünememiştim E) V. cümle, birden fazla yan cümleden oluşan girişik bir cümledir. E) üzecek’ olayları ona anımsatmarnaya çalış­ tım (2007 - ÖSS) (2006 - ÖSS) D) bir kez yazarlar toplantısında gördüm □il Bilgisi 147. (I) Kıyıları dantel dantel, tepeleri zeytinlerle süslü 150. (I) Ankara’da kendini hemen göstermeyen bir Orak Adasi'nı geçtik. (II) Balıkçı kayıkları güney­ li rüzgârlarla salınıp duruyordu. (Ill) Sonra Çö­ kertme Koyu'nda öğle yemeği yedik. (IV) Kap­ tan demiri toplayıp koydan çıkarken türküdeki Çökertme'nin burası olmadığını söyledi, (V) Yalıkavak beldesinin batı saiıilindeki Geriş köyü­ nün altına düşen bölgenin eski adı da Çökertme’ymiş ve türkülere konu olan Halil oralıymış. güzellik vardır. (II) Bundan dolayı, kentin kimile­ rine İliç de çekici gelmeyen doğasıyla ilgili il­ ginç izlenimler aktarılın (III) Örneğin şair Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü severim." sözü de bunlardan biridir. (IV) İstanbul’dan gelmiş öğrencilerin dillerinde de henüz bu şehri keşfedememişlikten gelen, "çorak", “bozkır" sözleri dolaşır, (V) Oysa Anka­ ra, kendiliğinden değil, ancak dikkatli bakışlarla gizini açığa çıkarır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgîlî olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıst!r? A) I. cümledeki ikileme sıfat görevindedir. B) II. cümlenin yüklemi bileşik zamanlıdır. C) 111. cümlede nesne ad tamlamasından oluş­ maktadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden iıangisi vanlıstır? A) 1. cümlede dönüşlülük zamiri kullanılmıştır, B) II. cümlede belirtme sıfatı kullanılmıştır. D) IV. cümlenin yüklemi geçişsiz bir fiildir. C) III. cümlede azlık-çokluk zarfı kullanılmıştır. E) V. cümlede "da" ile “ve" sözcükleri bağlaçtır. D) IV. cümlede -miş ekiyle türetilmiş bir sıfat-fiil vardır, (2007 - ÖSS) E) V. cümlede birden fazla bağlaç kullanılmış­ tır. (2008 - ÖSS) 148. Aşağıdakilerin hangisinde, belgisiz zamir cümlenin öznesi durumundadır? A) Bunları kimden aldığımı anımsamıyorum. B) İstanbul'a gideceğimi kimse bilmiyor. C) Bize kiminle konuştuğunu söylemedi. D) Okulda kimseyi göremedim. E) Olanları kime anlattığını öğrenemedik. (2008 - ÖSS) 149. Tamlayanı düşmüş ad tamlamalannda, tamla­ nana getirilen -ler, -1ar takısı, kimi durumlarda, sonuna geldiği sözcüğün değil, tamlayanın ço­ ğul olduğunu gösterir. Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir durum vardır? A) Tatilden dönmüşler galiba, çarşıda anneleri­ ni gördüm. B) Kendisine kalsa eşyalannı hemen toplaya­ caktı, C) Onun yaptıklarını duyunca çok üzülmüşler. D) Dostlarımdan ayrılmak, bana çok ağır gele­ cek. E) Yıllardır görüşemediği arkadaşlannı arıyor. (2008 - ÖSS) 1 5 1 . (I) i 995 sonbahanydt, çantamda fotoğraflar var, New York uçağındayım. (II) İlk defa biniyormuşçasına heyecanlanarak pencere kenarındaki koltuğuma yerleşiyorum. (Ill) Çantamda yeni bir Anadolu Medeniyetleri Fotoğraftan albümü var. (IV) Anadolu’nun hatta insanlığın on beş bin yılına tanıklık eden fotoğraflar bunlar. (V) Amacım, Neolitik Çağdan, Osmanlıya uzanan Anadolu kültür mirasını fotoğraf sergileriyle ta­ nıtmak. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi vanlıştır? A) I. cümle, ad cümlelerinden oluşan bağımsız sıralı bir cümledir. B) II. cümle, zarf tümleci, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşan birleşik bir cümledir. C) İli. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir. D) IV. cümle, özne ve yüklemden oluşan devrik bir cümledir. E) V. cümle, içinde sıfat tamlaması olan kurallı bir cümledir. (2008 - ÖSS) □il Bilgisi 1 52. Salvador Dali'nin -bütün resimlerinin yer aldığı 154. (1) "Ağın" sözcüğü, çocukluğumda, bazı toprak sergide, İspanyol ustanın sanat tarihine bıraktı­ ğı eşsiz mirası yansıtan iki yüz yetmiş yapıt sa­ natseverlere tanıtıldı. yığınlannın tepesindeki tek kalmış ağaçları geti­ rirdi gözümün önüne. (II) Fırat’ın bir kolu olan Karasu kıyılanndaki ekin tarlalarının ortasında yetişen "tek dut", içimdeki yalnızlığın simgesiy­ di, (III) Şu yaşa gelmeme karşın o ağacın "yal­ nızlığı" çağrıştıran görüntüsü belleğimden silin­ medi. (IV) Ağın’da elmasından armuduna, eri­ ğinden narına, üzümüne çeşit çeşit meyve ye­ tiş meşeydi, “Ağın"la “ağu" (zehir, zıkkım) ara­ sında anlamca bir bağlantı kurulabilirdi belki. (V) Oysa o küçük kasaba, insanlarıyla, kuzula­ rının melemeleriyle, güzelim meyveleriyle zehri bala çeviriyordu. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenler­ den hangisi yanlıştır? A) Birden fazla sıfat tamlaması vardır B) Yönelme durumu eki alan sözcükler zarf tümleci görevindedir. C) Sayı sıfatı kullanılmıştır. D) Yapım eki almış birden fazla sözcük vardır. E) Bileşik sözcük kullanılmıştır. (2009 - ÖSS} Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıstit? A) [. cümle bileşik yapılıdır. B) II. cümle ad cümlesidir. C) III. cümlede fiilimsiyle oluşturulmuş bir tam­ lama vardır. D) IV, cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır. E) V. cümlede "ile" bağlaç olarak kullanılmıştır. (2009 - ÖSS) 1 55. (1) Şu ana kadar tüm öykülerine övgüler düze­ 153. (I) Lunaparklar çocukluğumuzun güzel günleri­ ni anımsatır. (II) Dönme dolaba, atlıkanncaya, çarpışan otolara binmeden önce duyumsadığı­ mız heyecan ve kimi zaman korku bu eğlence merkezlerini farklı ve ilginç kılar. (IH) Çocukken en çok hangilerine binmeyi severdiniz? (IV) Bel­ ki de hâlâ içinizdeki o çocuk sizi götürüyor gi­ derek azalan lunaparklardan birine. (V) Ve hâlâ seviyorsunuz binmeyi dönme dolaba, atlıkarın­ caya... Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin öğeleri özne, belirtili nesne ve yüklemden oluşmaktadır? A) I. ve II. B )l. ve V D) III. ve IV C) II. ve III. E) IV ve V (2009 - ÖSS) ceğim bir seçkiyle karşılaşmadım, (il) Özellikle bu seçki tamamen yeni öykülerden oluşuyorsa böyle bİr beklentiye hiç girmemeli. (Ill) Yazarlar birbirlerinden farklı edebiyat anlayışlarına sa­ hiptirler (IV) Sayfaları çevirdikçe çok farklı me­ tinlerle karşılaşırsınız. (V) Eğer çok yönlü bir in­ san değilseniz bu öykülerin size seslenmesi pek olası değildir Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlışür? A) I. cümlenin yüklemi belirli geçmiş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiştir, B) II. cümlede koşul eki almış bir sözcük vardır. C) III. cümlede özne isimden isim yapma eki almıştır. D) IV. cümlede zarf-fiil vardır. E) V. cümlenin yüklemi ek eylemin olumsuz bi­ çimiyle çekimlenmiştir (2009 - ÖSS) □il Bilgisi 156. Bağımsız sıralı cümlelerde her cümlenin özne­ 159. Mimarinin, inancın ve çok kültürlülüğün şehri si, tümleci, yüklemi ayrıdır. Cümleler yalnızca anlam ilişkisi nedeniyle bir arada bulunur. Mardin, şimdilerde güncef'sanatın doğudaki merkezi olmaya hazırlanıyor. Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki açıkla­ mayı örneklendiren bir cümledir? Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Adam, durmadan öfkeli öfkeli konuşuyor, ma­ sada oturanlarsa sessizce onu dinliyorlardı. A) Ünlü düşmesi B) Mendiliyle gözlerini kuruladı, yaşam öykü­ sünü kaldığı yerden anlatmaya başladı. C) Sıfatlaştıran -ki C) Sordum soruşturdum, sonunda aradığım nitelikte bir usta buldum. E) Dönüşlülük zamiri B) Zaman zarfı D) Türemiş sözcükler D) Ali, kitaplannı çantasından çıkardı, sırasının üzerine yerleştirdi. (2010-YGS) E) Müşteri, getirilen kahveden bir yudum aldı, sonra yeniden gazetesine daldı. 160. (1) Doğduğum yer olan Malatya’da kışlar çetin (2010-YGS) 157. Eski yıllarda olduğu gibi, "bizi bize anlatan sanat” . . yani tiyatro, izleyici tarafından bu donemde de II ilgiyle karşılandı. Özellikle Devlet Tiyatroları, hem ili düzenlediği festivaller hem de sahnelediği ovunlarla IV geçerdi. (II) Beş altı yaşlanndayken köyde yollanmızın kardan kapandığını anımsanm. (111) Kom­ şular kazma kürek ile yolları açardı, boyumuzu aşan kar tünelinden geçerek okula zor gider­ dik. (IV) İnsanın doğa karşısındaki korunmasızlığına yoksulluk da eklenince hayallere, masal­ lara, söylencelere sığınırdık. (V) ilk şiirlerimi o günlerde yazmaya başladığımı sanıyorum. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi vanlışî!r? verimli bir vıl geçirdi. V A) 1, cümlede, birden fazla fiilimsi vardır. Yukarıdaki altı çizili tamlamalardan hangisi tur bakımından ötekilerden farklıdır? C) ili, cümledeki "ile” edattır, A) 1. E) V. cümlede, işaret sıfatı kullanılmıştır. B) 11. B) II. cümlede, yüklem etken ve geçişlidir. C) 111. D) IV. E) V. D) IV. cümlede, yüklem belirli geçmiş zamanın hikâyesiyle çekimienmiştir. (2010-YGS) (2010-YGS) 158. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük­ 161. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklannı kamçılayan büyülü ler, tür bakımından aynıdır? 1 A) Gelirken ne getireceğini söylemedi. Burada ne ailemden biri var ne de arkadaşlanm. B) Görüşmelerimizi artık tamamlamamız gere­ kiyor. Bu şehirde yaşamak artık iyice zorlaştı. C} Belleğime kazınmış o acılı günü hiç unutur muyum? Kitapta bu konuyu işlememi özellikle o iste­ mişti. D) O kadar dosyayı bir günde nasıl inceleyecek? Kendisinden nasıl bir çalışma beklendiğin­ den haberi yok. anlan “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı II sırada "Sonra devam ederim.” diverek asla kesin­ in tiye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu i . . ' anın. Günkü dönüp bakıldığında yerinde bulunaIV mayabllirmiş. Tükeninceye değin hakkının veril­ mesi gerekirmiş, her zaman karşılaşılmayan bu V beyaz anlann. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi fiilimsi değildir? E) Oraya yalnız gitmeni doğru bulmuyorum. Aradı, yalnız ne zaman geleceğini söylemedi, (2010-YGS) A) II. B) 111. C) IV. D) I. E) V. (2011 - YGS) Dil Bilgisi 1 6 2 . .(I) Rengi uçmuş; sıradan yaşamımızda kendi­ 164. (1) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllannda, mize bir ziyafet çekmel< istediğimiz zaman ki­ tapların kapağını araiarız. (II) Suyuk bir açlıkla sayfaları çeviririz. (Ill) Gözlerimiz sözcükleri iş­ tahla birer birer yerken zamandan ve mekân­ dan kopuveririz. (IV) Başka insanların, başka diyarların görünmez konukları oluveririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri dön­ düğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler değişir içimizde. yaz tatillerinde Kozlu'ya, ailemin yanına özlem­ le dönerdim.(II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak kotay değildi. (Ill) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyordum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz, denizin he­ men kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı. (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izlerdim. (VI) Hâlâ Kozlu'yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-lemin içimi sızlatan acısıyla anımsanm. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) L cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasın­ dan oluşmuştur. B) 11. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­ gisinde öğelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci ve yüklem" biçimindedir? A) 1. B) II. C) III. C) 111, cümle, bileşik yapılı bir cümledir. D) IV. cümlede, "görünmez" sözcüğü fiilden sı­ fat yapım eki almıştır. E) V cümlede, ilgeç kullanılmıştır. (2011 -YGS) D) V. E) VI. (2011 - YGS) 165. Usta şairlerin şiir hakkındaki yazılannı okumak, yalnızca onların şiire ilişkin görüşlerini öğren­ memizi, kendi şiirlerini anlamamızı değil, bir devrin şiir anlayışını sorgulamamızı ve yapılan tartışmalan değerlendirebilmemizi de sağlar. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Bağlaç görevinde kullanılmış “de” B) Sıfatlaştıran -ki C) Sürerlik fiili D) Ünlü düşmesi E) Dönüşlülük zamiri (2011 - YGS) 166. (I) İşığın Anadolu’ya dokunduğu yerde ilk karşı­ 163. Doğa, bitki örtüsünü ve tüm canlılan nasıl biçlmiendiriyorsa benim şiirlerimi de etkilemiş; bir ses, bir renk, bir koku, bir titreşim olarak şiirle­ rime girmiştir. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenler­ den hangisi yanlıştır? A) Ek almamış sözcükler vardır. B) Bağımlı, sıralı bir cümledir. C) Yüklem, çatısı bakımından etkendir. laşacağınız, Harranlı çocukların yüzleridir. (II) Gölgenin ve ışığın uyumunu yakalamaya çalış­ tığınız sırada, küçük bir çocuğun size yolun kenanndan el salladığını görürsünüz. (Ill) Irmakta tuttuğu balığı, ağaçlan topladığı elmayı ya da otların arasından derlediği yaban çiçeklerini, al­ manız için size uzatır. (IV) Oradan geçen bir yol­ cu olarak onların dünyasında nasıl bir umut ol­ duğunuzu bütünüyle bilemezsiniz. (V) Çocuklann büyüklere kızdığı bir dünyayı hayal bile ede­ mediklerinden, arabanız üstlerine tozlar savur­ sa da size hİç İçerlemezler. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde öğelerin sıralanışı "Duvarın dibin­ deki kızı görünce Harran Kaiesi’nde bir akşa­ müstü karşılaştığım o esmer kızın büyüleyici yüzünü anımsadım.” cümlesiyle aynıdır? D) iyelik eki almış sözcükler yoktur. A) 1. E) Belgisiz sıfat kullanılmıştır. (2011 - YGS) B) II. C) III. D) IV. E) V. (2012-YGS) Dil Bilgisi 1 6 7 . (i) Gül kokusu bana hep çocukluğumu hatırla­ tır, (II) Babam Akdeniz'e yaptığı seyahatlerin­ den her dönüşünde tenekeler dolusu gül reçeli getirirdi, (ili) Sabahın erken saatlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda algıladığımız ilk şey, evin içini saran gül kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit gül reçeliyle be­ zenir, gül reçellerinden hangisinin daha güzel olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Gül Festivali için İsparta'ya gittiğimde ço­ cukluğumun gül kokulu günleri gözlerimin önünde canlanıverdi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle İlgin olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir. 1 6 9 . İletişim konusunda cağımızda teknolojinin bize sunduğu olanaklardan olabildiğince yararlanmaya çalışırken öte yandan en yakınımızdaki kişilerin seslerini duymakta, dillerini Giderek daha az göz göze geliyoruz. daha az dİIe getiriyoruz. Büyük kalabalıklar içinde IV • yasayan '‘valnız”lann sayısı günden güne artıyor V böylece. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi vanlıstır? B) li. cümle, içinde zarf tümleci oian birleşik bir cümledir, A) 1. sözcük, yönelme durumu eki almış bir za­ mirdir. C) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir. B) II. sözcük, dönüşlülük eki almıştır. D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir. C) III. sözcük, hem yapım eki hem çekim eki al­ mıştır ve cümlede belirtili nesne görevinde kullanılmıştır. E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturul­ muş girişik bir cümledir. (2012-YGS) D) IV. sözcük, ad soyludur ve bulunma durumu eki almıştır. E) V. sözcük, belgisiz sıfattır. (2012-YGS) 1 6 8 , Hiçbir söz, hiçbir varsayım, hiçbir kuram yaşa­ nan somut gerçeklerin yerini tutamaz; bin kez söylenen yağmur sözcüğünün bir damla yağ­ murun yerini tutamayacağı gibi. 1 7 0 . Bilgisayar teknolojisiyle yetişen kuşaklarda ek­ randan kitap okumanın yaratacağı hazzı, bilgi­ sayarla İlerikİ yaşlarda tanışan İnsanlar tadamayacaktır. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Ek fili almış sözcük B) Benzetme edatı A) İyelik eki almış sözcük B) Geçişsiz çatılı yüklem C) Isim-fİil eki almış sözcük C) Sayı sıfatı D) Birleşik sözcük E) Yeterlik fiili D) Belirtisiz ad tamlaması E) Sıfat tamlaması (2012-YGS) (2012-YGS) 1. “Kök", sözcüğün baştan, anlamlı en küçük par­ çasıdır. Kök olarak belirlediğimiz sözün, eklerden sonra karşıladığı anlamla bir ilgisi olmak zorun­ dadır. Buna göre, "çiçeklenip" sözcüğünün kökü "çiçek" ismi; “ekinlerin" sözcüğünün kökü “ek­ mek” fiili; “başladığı” sözcüğünün kökü "baş" is­ mi; "çocukluk" sözcüğünün kökü “çocuk” ismi; "günlerinin” sözcüğünün kökü de "gün" ismidir. Görüldüğü gibi II numaralı sözcük fiilden, diğer­ leri isimden türemiştir. 5. Cevap B Arasöz, cümleyi söylerken sonradan akla gele­ rek sözcükler arasına sıkıştırılan sözcük ya da söz öbekleridir. Bunlar bazen bir öğenin açıklayı­ cısı, bazen cümle dışı unsur olarak kullanılır. So­ ruda ikinci tür bir arasöz sorulmuş. Seçeneklere baktığımızda bu tür arasözün A’da olduğunu gö­ rüyoruz. İki virgül arasında verilen "sen de anım­ sayacaksın" söz öbeği bir arasözdür ve yükleme sorulan hiçbir soruya cevap vermez; dolayısıyla cümle dışıdır. Diğerlerinde arasöz kullanılmamış­ tır. Cevap A 2. "Geçişli fiil" nesne alabilen fiildir. Bunu yükleme, özneyi bulduktan sonra soracağımız "neyi, kimi, ne” sorularıyla buluruz. Buna göre cümleleri inceledi­ ğimizde; "Neyi durmaz?", “Neyi yanar?", "Neyi katlanır?" sorularına bir cevap alamayız. Öyleyse bu fiiller geçişsiz fiillerdir. E’deki cümleye “Neyi uzat?" diye sorduğumuzda “ayağım" cevabi geli­ yor. Nesne aldığına göre bu fiil geçişlidir. 6. Bir sözcüğün "de" bağlacıyla aynı anlama gel­ mesi için onun da bağlaç olması gerekir. Seçe­ nekleri incelediğimizde sadece B'de bağlaç ol­ duğunu görürüz. "Bile” bağlacının yerine “de" bağlacını koyduğumuzda cümlenin anlamında (leriıangi bir değişme olmadığını görüyoruz. Cevap B Cevap E 7. 3. Cümlenin öğelerini incelediğimizde A’da “baştan başa” öğesinin zarf tümleci olduğunu, B'de “şa­ şılacak kadar" öğesinin zarf tümleci olduğunu, D’de "şu ırmağa” sözünün dolaylı tümleç oldu­ ğunu, E'de “daha" sözünün zarf tümleci olduğu­ nu görüyoruz. C'de ise “yemyeşildi" yüklem, “Bu­ radaki çamların hepsi" öznedir. Başka bİr öğe yok. Cevap C Genellikle cümleleri birbirine bağlayan “ama" bağlacının değişik işlevleri de vardır. Bunlar-dan biri de pekiştirmedir. Seçeneklere baktığımızda, bu bağlacın A'da olumsuzluk İlgisiyle birbirine bağlanan iki cümleyi, B'de karşıt durumu ifade eden sıfatları, C ve D’de yine cümleleri bağladığı­ nı görüyoruz. "Ama" bağlacı bu cümlelerde ger­ çek işlevlerinde kullanılmış. Fakat E'de, bağlaç, "görmemek” fiilinin anlamını kesinleştirdiğinden, "hiç" sözünün anlamını pekiştirdiğinden diğerle­ rinden farklı olarak kullanılmış. Cevap E 4. Altı çizili öğenin ne olduğunu bulmak için "algıla­ maktır" yüklemine “neyi” sorusunu soruyoruz. Bu soru cümlede nesneyi bulmak için sorulur. Seçeneklerde de nesnenin olduğu cümleyi bul­ malıyız. A’daki “ele almamalıyız" yüklemine "ne­ yi” sorusunu sorduğumuzda "yaşayan tarihle ölü tarihi" cevabı geliyor. Bu öğe de nesne olduğuna göre cevap A’dır. Diğer seçeneklerde nesne oimadığını yüklemlere “neyi" sorularını sorarak bu­ labiliriz. Cevap A 8. Zarf tümleci yükleme sorulan, ne zaman, nasıl, ne kadar, niçin gibi sorulara cevap verir. Buna göre seçenekleri incelediğimizde A'da “katılaca­ ğız" yüklem, "tuı geziye" dolaylı tümleç “ben" öz­ ne görevinde kullanılan öğelerdir. Görüldüğü gi­ bi zarf tümleci kullanılmamış. Cevap A □il Bilgisi 9. Soruda ijç özelliğin olduğunu görüyoruz. Cümle­ nin yapısı, söz dizimi ve yüklemin türü sorulmuş. En kolay görünen özelllirten gidelim. Bu, cümle­ nin devri kİ iğ id ir. A’nın, B’nin, D'nin yüklemleri sonda olduğundan cümleler kurallıdır. Biz devrik cümleyi aradığımızda bunlar elenir. Kalan C ve E seçeneklerine baktığımızda ise E'de “vereceği" fiilimsisini görüyoruz. Fiilimsinin bulunduğu cüm­ leler bileşik olduğundan ve bizden basit cümle İstendiğinden bu da cevap olmaz. Öyleyse ce­ vap C'dir. Cevap C 14. Sorulara verilen cevapları İnceleyelim. “Dinleni­ yor" sözü kip ve şaiııs bildirecek biçimde çekimlendiginden yargı bildiriyor, yani yüklemdir. B’de soru “gelen kişiyi" soruyor cevapta da o kişi söy­ lenmiş yani öznedir. C'dekİ "İyileşti” sözü yine çekimli bir fiil olduğundan yüklemdir. D’de “Var olan nedir?” sorusuna cevap verdiğinden özne­ dir. E'de ise "Kardeşini" sözü çekimli olmadığın­ dan yüklem değildir. Soru cümlesinde öznenin "çocuk" olduğu verilmiş. Yani soru özneyi de sor-, muyor. Dolayısıyla cevap özne de yüklem de de­ ğildir. “Kimi” sorusu nesneyi sorduğundan, ce­ vap da nesnedir. Cevap E 1 0 . İstenen öğeler D seçieneğindedir. Takım arkadaşım. Özne iiemen Nesne Zarf Tümleci yakaladı. Yüklem Cevap D 11. Cümlenin öznesini bulmadan önce yüklemini bu­ 1 5 . "De” bağlacı A’da "bilen kişileri" yani özneleri bağlamış, B'de "neyi severdi" sorusuna cevap veren "şiiri de matematiği de" nesnelerini bağla­ mış. C’de zarf tümleçlerini, D'de cümlelerin fiille­ rini, yani cümleleri, E’de zarf tümleçlerini bağlamış. Cevap B lalım. Yüklem “kuruyor" dur. Özneyi bulmak İçin “Kuran ne?" diye soruyoruz. Aklımıza hemen “müze binası" geliyor. Ancak müze binasının de­ ğişik sıfatları var; cümlede, bunlan müze binası­ na bağladığımızda E'de verilen söz öbeğinin öz­ ne olduğunu görürüz. Cevap E 12. Seçeneklere baktığımızda,.A’da görülen “buluş­ mak" fiilinin de karşılıklı yapılma bildiren bir işteş fiil olduğunu söyleyebiliriz. Yani cevap A’dır. B ve E’de zaten fiiller -ş- ile bitmediğinden İşteş ola­ maz. C ve D’dekİ yüklemlerde ise en az iki özne­ nin varlığı söz konusu değil. Zaten bu fiiller inareket de bildirmiyor. Bazı kaynaklarda böyle fiillere nitelikte eşitlik bildiren İşteş fiil de denmiştir, İşteş de olsa örnek cümledeki özelliği göstermediği için cevap olamaz. Cevap A 16. Soruda dolaylı tümlecin vurgulandığı seçenek is­ tenmiş. C seçeneğine baktığımızda “geçti" yük­ leminden hemen Önce kullanılan "köyde" sözü dolaylı tümleçtir; yükleme yakınlığından dolayı en çok vurgulanan öğedir. A'da özne, B ve D'de zarf tümleci, E’de nesne vurgulanmıştır. Cevap C 17. D'dekİ sözcüğün aldığı ekleri inceleyelim: ■ tat isim kökü eki İl ­ Cl işimden isimden İsim İsim yapma yapma eki eki ■ nın İs çekim ski 1 3 . Seçeneklerin yüklemlerini inceleyelim. A’nın yük­ lemleri “köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım” söz­ leridir. Bunları incelediğimizde “köy öğretmeni" ve “bahçıvan" sözlerinin isim olduğunu ve ekeylemin geniş zamanını ifade eden "-ım” eklerini alarak yüklem olduklannı görüyoruz. Görüldüğü gibi "tatlıcının” sözünde İki yapım eki vardır. Diğer sözcüklerde bir tane yapım eki, bir tane de çekim eki vardır. Buna göre birden fazla yapım ekinin bulunduğu D seçeneğindeki altı çi­ zili sözcük diğerlerinden farklıdır. Cevap A Cevap D □il Bilgisi 18- Adlaşmış sıfat, niteleme sıfatı görevinde bulunan bir sözcüğün, İsmin yerine geçmesiyle oluşan sözcüklere denir. Böyle bir sözcüğün özne göre­ vinde olduğu bir seçenek arıyoruz. Buna göre baktığımızda A'nın öznesinin "biz", B'nin öznesi­ nin "ben” gizli özneleri olduğunu görüyoruz. Bunlar cevap olamaz. C’de anlatan “yaralı" oldu­ ğundan bu söz Öznedir. Aynı zamanda "yaralı" ki­ şinin bir niteliğidir. Dolayısıyla adlaşmış sıfattır. Cümlede istenen özelliğe uygundur. D'nin özne­ si “iyilikten etkilenmeyecek kişi", E’nin öznesi “jüri" dir. Bunlar adlaşmış sıfat değildir. 22. Seçeneklerdeki ad tamlamalannı inceleyelim, A’daki “İsviçre sının" belirtisiz isim tamlamasıdır, B'de tamlama yok, C'deki "yaz tatili” belirtisiz isim tamlaması, D’de tamlama yok. E’deki "serü­ ven romanlarının okuyucusu" tamlaması ise zin­ cirleme isim tamlamasıdır. Çünkü “serüven ro­ manları" belirtisiz İsim tamlaması, tamlayan ekini alarak "okuyucu" ismini tamlamıştır. Böylece tamlayanı isim tamlaması olan zincirleme isim tamlaması oluşmuştur. Cevap E Cevap C 2 3 . Seçeneklerdeki tamlamaları inceleyelim. A’da 19. Kurallı cümle yüklemi sonda bulunan cümledir. Buna göre A’dakI “açtı" yükleminden sonra do­ laylı tümlecin, C’deki "geçti” yükleminden sonra zarf tümlecinin, D’de sonda "artık" zarf tümleci­ nin E'de "uyandın mı” yükleminden sonra “hiç" zarf tümlecinin olduğunu görüyoruz. Öyleyse bunların hepsi devrik cümledir. B’de ise "güzel” yükleminin sonda bulunduğunu görüyoruz. Do­ layısıyla cümle kurallıdır. Cevap B "Onun kardeşi”, B’de "çeşmenin başı", C’de "yolcunun çantası", D’de "kapının önü” , E’de “otobüs durağı” tamlamalan kullanılmış. A'daki tamlamada tamlayan durumunda bulunan “onun" sözü şahıs zamiridir. Cevap A 2 4 . Soruda istenen özelliğin B'de olduğunu görüyo­ ruz. "İnsan” ismine "Nasıl bir insan?" sorusunu sorduğumuzda, "terbiyeli, titiz, çalışkan" sıfatlan cevap verir. Öyleyse bir ad birden fazla sıfatla ni­ telenmiştir. Cevap B 20. Isim-fİil, fiillere "-mak, -mek, -ma, -me, -ış, -İş, uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır. Cümlelere baktığımızda hepsinde “okumak" fiiliyle isim-fiil yapıldığını görüyoruz. Cümle öğesi olarak göre­ vine baktığımızda A’da "neyi beğenmiyorum” so­ rusuna “öğretmenimizin şiir okuyuşunu” cevabı­ nın geldiğini görüyoruz. Bu soru nesneyi buldur­ duğuna göre, A’da yan cümlecik nesne görevin­ dedir. Yan cümlecik, B'de dolaylı tümleç, C’de özne. D’ de özne, E’de özne görevindedir. Cevap A 21 . Yüklemin birden fazla kip bildirecek biçimde çe- 2 5 . Gereklilik kipi, fiile eklenen “-malı, -meli" ekiyle sağlanır. A'daki “bakmalıyım" buna göre gerekli­ lik kipindedir. B'nin yüklemi "örter" geniş zaman, C’nin yüklemi "duruyor" şimdiki zaman, D’nin yüklemi “dikmişim” öğrenilen geçmiş zaman, E’nin yüklemi "dizdim" bilinen geçmiş zamanla çekimlenmiştir. Cevap A 2 6 . "Çatı bakımından” sözünden fiil çatılarının sorul­ duğunu anlıyoruz. Çatılar fiilin nesnesine ve öz­ nesine göre gösterdiği durumlardır. Buna göre A, B, C, E seçeneklerinde altı çizili fiiller nesne aldık­ ları için geçişli; işi öznelerin yaptığı için etken fiil­ lerdir. D'deki "üzûlmemelîsin" yüklemi ise nesne almadığı için geçişsiz; öznenin, yaptığı işten ken­ disi etkilendiği için dönüşlü fiildir. Zaten dönüşlü fiiller nesne almayan fiillerdir. kimlendiği dize bulacağız. A'nın yüklemi olan "döküldü" fiili sadece bilinen geçmiş zamanla {di'li) çekimlenmiş. B'nİn yüklemi “karardı" C'deki "gördüm", sadece bilinen geçmiş zamanla çe­ kimlenmiş. D’de-ki "bağlamaz" yüklemi, geniş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiş. Bunların hepsi basit zamanlı. E'deki "başlamıştı" yüklemi ise ’başlamak’ eyleminin öğrenilen geçmiş za­ manının (-miş'li) hikayesiyle çekimlenmiş. Yani “başlamış” çekimlenmiş fiiline "idi" ekeyiemi ge­ tirilmiş. Böylece eylem iki zaman bildirmiş ve bi­ leşik zamanlı bir fiil olmuştur. 2 7 . Bir yüklem aynı türden iki öğe aldığında, bu öğe­ Cevap E Cevap E Cevap D ler “ve” bağlacıyla bağlanır. Soruda nesneleri bağlaması sorulmuş. Bunun E'de olduğunu gö­ rüyoruz. "Neyi düşünüyor?" sorusuna “geceyi ve seni" şeklinde İki nesne cevap veriyor. Bunlar “ve" bağlacıyla bağlanmış. □iî Bilgisi 2 8 . Sözcüğün türüyle ilgili bilgiyi birinci soruda ver- 3 3 . Seçenekleri incelediğimizde A’da "kendi İşin" miştil^. Buna göre, altı çizili sözcüklere bakarsak, A'dakİ, "ayakkabı" isminin; B’deki, “dergi" ismi­ nin; C’deki, "kalem” isminin; D'deki, “soru” ismi­ nin sıfatıdır. E’dekl İse “konuşursan” fiilinin zarfı­ dır; dolayısıyla diğerlerinden farklıdır. şeklinde bir tamlama görüyöruz. Burada "kendi" sözü zamir görevinde kullanılmıştır ve İkinci şahıs ifade edecek biçimdedir; tamlayan'sayılabilir. B ve C’de isim tamlaması yok. E’de “su sıkıntısı" belirtisiz isim tamlamasıdır ve tamlayanı vardır. D’de ise "kardeşi" sözü kullanılmış: Bunu “onun kardeşi" şeklinde söyleyebiliriz. Cümlede "onun” tamlayanı olmadığından "kardeşi" tamlananı;, tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması olarak kul­ lanılmıştır. Cevap E 2 9 . Soruda istenen özellik iyice açıklanmış. Buna gö­ re seçeneklere baktığımızda benzer bir tamlama­ nın B’de olduğunu görüyoruz. Burada "adamın kocaman eli" isim tamlamasında “adamın" tam­ layan, “eli” tamlanandır. Aynca "kocaman" sıfatı "eli” tamlananını nitelemiştir. Bu, yukarıdaki örne­ ğin benzeri bir kullanımdır. Cevap B 3 0 . Pekiştirmeli niteleme sıfatı, sıfat görevindeki söz­ cüğün ikileme yoluyla ya da öneklerle anlamının kuvvetlendirilmesi yoluyla oluşun Buna C'de ör­ nek gösterilebilir. “Yıldızlar” İsminin sıfatı olan “koskocaman", "yol" isminin sıfatı olan “upuzun, ev" isminin sıfatı olan “minnacık" sözcükleri, pe­ kiştirmeli niteleme sıfatlandır. Cevap C Cevap D 3 4 . A’da “severdi" yüklemindeki "idi" ekeylemi geniş zamanın hikayesi, yani bileşik zamanlı fiil yap­ mış. C’de ekeylem kullanılmamış. D'de “gibi" edatına gelen “idi" ekeylemi, onu bağlı olduğu söz öbeğiyle birlikte yüklem yapmış, E’de "de­ niz" ismi cümlede kullanılmayan ama anlamca var olan “-dir" ekeylemlni almış. Bunlann hiçbiri zamir değil. B’de ise "şendin" yükleminde “idi" ekeylemi "sen" zamirine gelerek onu cümlede yüklem yapmış. Öyleyse istenen özellik bu cüm­ lede vardır. Cevap B 35, Altı çizili bölümü cevap olarak alabilmek için yük­ leme “Neyi bağlayabiliriz?" diye sormalıyız. Bu soru ise nesneyi bulmak için sorulur. 3 1 . Cümleyi öğelerine ayıralım. "Getirdi" yüklemdir; çünkü bir yargı bildiriyor. Özneyi bulmak için "Getiren ne?" sorusunu soracağız. Cevap olarak “Açık balkon kapısından İçeri giren İkindi serinli­ ği" geliyor. "Kime getirdi?" diye sorduğumuzda “onlara” cevabı geliyor; yükleme "-e, -de, -den" halinde sorulan ve aynı eklerle cevap veren öğe­ ler dolaylı tümleçtir. “Neyi getirdi?" sorusuna İse “alt katın mutfak pencerelerini saran pembe ya­ seminlerin kokusunu” cevabı geliyor. Bu da nes­ nedir. Öyleyse öğeler sırasıyla "özne, dolaylı tümleç, nesne, yüklem" olacaktır. Cevap A Cevap B 3 6. Seçeneklerdeki bileşik fiilleri bularak sorumuzu çözelim. A'da “mutlu olur", B’de "bahsetti” , C’de "bir hal oldu” , E'de "dalıveriyoruz” çekimli fiilleri bileşik fiildir. Bunlardan A, B ve C’dekiler yardım­ cı fiille yapılan fiillerdir. E’deki ise tezlik fiilidir. D’ye baktığımızda "öğreniversin" tezlik fiili, “sey­ redin” yardımcı eylemle yapılan bileşik fiildir. Ya­ ni iki tane bileşik fiil kullanılmıştır. Cevap D 3 7 . Küçültme eki dediğimiz “-cık" ekini alan sözcük­ 32. Yüklemi durum yönünden belirtmek, yükleme sorulan "nasıl" sorusuna cevap vermek demektir. Buna göre yüklemlere "nasıl" sorusunu sorar­ sak, A’da “Nasıl yaptı?" B’de "Nasıl verdim?" D’de "Nasıl oluyor?" E'de "Nasıl hasretim?" soru­ larına cevafD olmadığını görüyoruz. C'de ise "Na­ sıl halay çekiyor?” sorusuna "ağır ağır" cevabı geliyor. Öyleyse yüklem durum yönünden belirtil­ miştir. lere bakalım. B’deki “gencecik" sözü çok genç; C’deki "küçücük" sözü çok küçük, D’deki "ince­ cik" sözü çok ince; E'deki "adacık" sözü “küçük ada" anlamlarını taşıyor; yani küçültme eki, hep­ sinde kendi İşlevinde kullanılmış. Ancak A’dakî "bademcik" sözü, "küçük badem” anlamında de­ ğil, vücudun bir organının adıdır. Öyleyse ek, kü­ çültme anlamından sıyrılmış ve bir varlığa ad ol­ muştur. Cevap C Cevap A Dil Bilgisi 38. A'daki cümlede nesne yok. B'deki cümlenin nes­ 4 3 . Ad takımı (isim tamlaması) arasına tamlananın sı­ nesi "arkadaşımızı” sözüdür. Görüldüğü gibi sıfat tamlaması değil, C'deki cümlede nesne yok. D'dekİ cümlenin nesnesi "Cumhuriyet dönemi edebiyatını öğrenmemizi" söz öbeği, bir sıfat tamlaması değildir. E'deki cümlenin nesnesi “gü­ zel şiirler" sözüdür ve bu bir sıfat tamlamasıdır. fatının girmesi demek, tamlananın bir sıfat tamla­ ması olması demektir. A'daki “güneş gözlüğü” belirtisiz isim tamlamasıdır; zaten araya sıfat al­ maz. B'de tamlayan olan "gömleğinin” sözünün sıfatı vardır ancak tamlanan durumundaki "düğ­ mesi" sözü sıfat almamıştır. C'de "ağacın pence­ reye değen dallan” tamlamasında "ağacın" tam­ layan “ pencereye değen dalları” tamlanandır. "Pencereye değen” sıfatı "dal” ismini nitelemiştir. Yani tamlanan bir sıfat tamlama-sıdır. D'deki “okul arkadaşı" belirtisiz isim tamlamasıdır. E'de ise isim tamlaması yoktur. Cevap E 3 9 . Ünlem cümlesi, korku, öfke, seslenme, beğeni gibi duyguların ses tonuyla vurgulanarak belirtil­ diği cümlelerdir. Yargı, duygular da katılarak aktanlır. Buna göre A'da çocuğun yaramazlığı "ne kadar da” sözleriyle vurgulanarak, biraz da kız­ ma dugusu katılarak anlatılmış. Yani ünlem cüm­ lesidir. Diğerleri sadece bir haber aktaran yargı cümleleridir, duygu yoğunluğu taşımıyor. Cevap O 44. B’de göçün yapıldığı yerin diğer yerlerden daha ve onun yerini bildirmiş. "Hangi dünya?" diye sorduğumuzda "bu dünya" diye cevap vermiş. Aynı özellik C, D, E'de de görülüyor. “Hangi el­ ler?”, "Hangi sevinç?", "Hangi merdivenler?” gibi sorulara “bu" sözcüğü cevap veriyor. Yani hep­ sinde sıfattır. B’de ise "taş" isminden önce gelen “bu" sözü sıfat gibi görülse de cümlenin deva­ mında bu sözün "Kâbe" isminin yerine geçtiğini yani zamir olduğunu görüyoruz. çok, büyük merkezlere doğru olduğu şeklinde bir karşılaştırma var. Bu karşılaştırmayı yapan “daha” sözü üstünlük bildiren bir belirteçtir. Za­ ten “çok" sözünün görevi ne olursa olsun "daha" daima onu derecelendiren bir zarf olarak kullanıl­ mış olacaktır. A'daki büyük sözü de hızın üstün­ lüğünü bildiriyor gibi. Ancak orada “büyük” sözü hız isminin sıfatıdır ve "büyük bir hız" sıfat tamla­ masına “ile” getirilerek, tamlama zarf olmuştur. D’deki "ikinci” sözü de bir derece bildiriyor gibi. Ancak oradaki ikinci sözü de sıfattır. Çünkü biz cümleyi"... büyük İkinci kentimizdir." şeklinde de söyleyebiliriz. Oysa zarfların İsimleri niteleyebil­ mesi mümkün değildir. Cevap B Cevap B Cevap A 40. "Bu" sözcüğü A'da dünya isminden önce gelmiş 4 1 . Seçeneklere baktığımızda "ıpıssız", "bembeyaz” , "çırçıplak", "sımsıcak" sıfatlarının kurala uygun olduğunu, ancak, sapasağlam sıfatında uyum­ suzluk olduğunu görüyoruz. Kurala göre “sap­ sağlam" olmalıydı. 4 5 . Bir cümlede yükleme en yakın olan öğe en çok Cevap E Cevap E vurgulanan öğedir. Dolayısıyla zamanı vurgula­ mak için "dün” sözü yükleme en yakın yerde bu­ lunmalıdır. Bu da (V) ile numaralanan yerdir. 4 2 . Yüklem dışında herhangi bir öğenin ortak kulla­ nıldığı cümleler sıralı - bağlı cümlelerdir. Bunlar­ da birden fazla yüklem bulunur. Bu yüklemlere nesne sorulannı (neyi, kimi) sorarsak ortak nesne alıp almadıklannı bulabiliriz. Buna göre D’deki cümleye baktığımızda “Neyi yıkadı?" “Neyi kurut­ tu?” “Neyi ütüledi?" "Neyi yerine astı?” sorulanna "gömleğini" nesnesi cevap vermektedir. Görül­ düğü gibi dört yüklemin de nesnesi aynıdır. A’da yüklemlerin nesneleri farklıdır; B’de hiçbir yük­ lem nesne almamıştır; C’de birinci cümle nesne almamış, İkincisi almıştır; E’de birinci cümle nes­ ne almış, İkincisi almamıştır. 4 6 . Öğe ortaklığı sıralı-bağlı cümlelerde görülür. Bu Cevap D Cevap B cümleler birden fazla yüklemi olan cümlelerdir. Buna göre A’da “soğumuştu" yüklem, “hava” öz­ ne, “başlamıştı" yüklem “kar" öznedir. B’de “uzundu" ve “bilecek gibi değildi" yüklem, “yol" her ikisinin de öznesidir. C’de "geçmişti” yüklem "üç yıl" Özne, "sormamıştı" yüklem "kimse" öz­ nedir, D’de “soluk benizliydi" yüklem “O" özne, “vardı” yüklem “eski bir kasket” öznedir. E’de “yaşlı biriydi" yüklem “o" özne, "seviyordu" yük­ lem "herkes” öznedir. Görüldüğü gibi ortaklık sa­ dece B'dedir. Dil Bilgisi 47 . Cümledeki nesneleri bulalım. A’nın yüklemi "bas­ 5 2 . Soruda yansımadan türeyen bir sözcük sorul­ tırıyorum" dur; Öznesi ise “ben” , “ Neyi bastınyorum?” sorusuna "sevdamın avucu-nu” cevabı geliyor; başka nesne yok: B’de “sevmedim” yük­ leminin öznesi "ben”, nesnesi ise "seni" dir; yine bir tane. Cnin yüklemi “sevdim", öznesi “ben” , nesnesi “seni’’dir. D'nin yüklemi "içti", öznesi “gönlüm", nesnesi “neşeyi"din E’nin yüklemi "unutabilsem", öznesi “ben", nesnesi, seni, sesi­ ni, gözlerinin rengini” dir. Yani üç nesne birbirine bağlanarak kullanılmış. muş, "Yansıma sözcük”, doğada duyulan sesle­ rin taklit edilmesiyle, yani onlara benzer seslerle oluşturulur. Seçeneklere baktığımızda bu tür bir sözcüğün D’de kullanıldığını görüyoruz, "şırıltı­ sından" sözcüğünde "şırıl” sözü yansımadır, “-ti” eki bu sözcükten bir isim türetmiştiı*. Cevap E 5 3 . Örnek cümleye baktığımızda “kalktılar” yüklemi 4 8 . A'da "Bu sözü söylemiş olabileceğini" yan cüm­ leciğinin, yüklemin nesnesi olduğunu söyleyebi­ liriz. Yan cümlecik B, C, D’de do-laylı tümleç, E’de zarf tümleci görevindedir. Cevap A 4 9 . Cümleyi öğelerine ayıralım. Gene yasında övkü alanında isim vanmıs Özne ve türün parlak örneklerini vermiş olan vazar. Özne kahramanlarını. Nesne arsılasabllcealr Dolaylı Tümleç seçmiştir. Yüklem Cevap D 50. Cümleyi İncelediğimizde, “Bihruz Bey” öğesinin özne, diğer tüm sözlerin yüklem olduğunu görü­ yoruz. Yüklem “genç" ismine bağlı sıfatlardan oluştuğundan ve bunların içinde “görmüş" sıfatfiill bulunduğundan A doğrudur. “Yirmi üç yirmi dört" ve “bİr" sıfatlan belgisiz olduğundan B doğ­ rudur, "Yarım yamalak" yakın anlamlı sözcükler­ den oluşan bir ikileme olduğundan D; “öğrenim” sözü “öğrenmek" fiiline eklenen “-İm” fiilden isim yapma ekiyle türediğinden E doğrudur. Ancak “gençtir” sözünde kullanılan ek. geçmiş zaman değil, ekeylemin geniş zamanıdır. Dolayısıyla C yanlıştır. Cevap D geçişsiz, etken bir fiildir. Buna göre A’daki "dur­ du” yüklemi nesne almadığı yani “neyi, kimi" sorulanna cevap vermediği İçin geçişsiz; durma işi­ ni arabanın kendisi yaptığı İçin etken bir fiildir. Ör­ nek cümleyle aynı. B'deki "astı” yüklemi "tablo­ yu" nesnesini aldığı İçin geçişli; asma işini özne­ nin kendisi yaptığı için etkendir. C'dekİ “yerleştir­ di" yüklemi de "kitaplan" nesnesini aldığı için ge­ çişli, işi öznenin kendisi yaptığı için etkendir. D ve E'deki yüklemlerin de incelendiğinde geçişli ve etken olduklan görülür. Öyleyse "geçişsiz” olan A’nın yüklemi çatı bakımından farklıdır. Cevap A 5 4 . Bağlacın anlamıyla ilgili bir soru. “De" bağlacı A, C, D seçeneklerinde "ancak" anlamına gelerek birbiriyle olumsuz anlam veren durumlan birbiri­ ne bağlamış, B’de “bile" anlamına gelmiş ve ke­ sinlikle yapılmayacak bir durumu anlatmış. E'de ise “ben de" diyerek kendisinden başka görenle­ rin olduğunu da belirtmiş. Burdaki “eşitlik, gibilik"ten kasıt “görme" eyleminin yapılması bakı­ mından aynı seviyede olma, birbirine benzeme­ dir. E açıklamaya uygundur. Cevap E 5 5 . B'de "sevmiyorum" yüklemi şimdiki zamanla çe­ kimlenmiş. Eylem “sabahlan" yani "her sabah” yapılıyor; öyleyse geniş zaman bildiriyor. Dolayı­ sıyla şimdiki zaman, geniş zaman bildirecek bi­ çimde kullanılmış. Buna anlam kayması diyoruz. B'de anlam kayması yapılmıştır. Cevap B Cevap C 5 6 . D’dekl “sıcaklar” sözünde "sıcak" gibi sıfat olabi­ lecek bir sözcüğe "-lar" çekim (çoğul) eki getiril­ miş ve böylece “sıcak” sözü adlaşmıştır. Yalnız burada bir sıfatın adlaşmasının illa ki çekim eki almasına bağlı olduğunu da düşünmeyelim. Bu cümlede “-lar” çoğul eki almasa da "sıcak” sözü ad olarak kullanılabilir. 5 1 . Ünlü kaybına uğrayan sözcük A’dadır. sarı - ar - mış İsim isimden zaman kökü fiil y, eki eki Cevap A Cevap D □il Bilgisi 57. L cümlede "çekerdik", II. cümlede “ kaldık" ve 6 2. A’da “sevgidir" C'de “atılımdır”, D'de “anlamdır” "gitti", IIL cümlede "çobandık" “su (idik)”, IV. cümlede "okuyor" yüklemlerinin olduğunu görü­ yoruz. Yani (I. ve 111. cümlelerde birden fazla yük­ lem, yani birden fazla yargı vardır. Öyleyse cevap II. ve III.'dür. sözleri yüklemi oluşturan isimlerdir ve hepsi dır" ekeylemini almıştır, B’de “sığmaz" yüklemdir. Dolayısıyla yüklemi vardır cümlenin. E’de İse "uzak" yüklem olabilir; ancak isim soylu olan bu sözcük ekeylem almamıştır. Dolayısıyla eksiltiii bir cümle olmuştur. Cevap C Cevap E 5 8 . Seçeneklerdeki sözcük türlerinin örneklerini in­ celeyelim. "Anlaşılabilir” sözü bileşik fiildir; “ko­ layca" sözü zarftır; “ya da", “ve" sözcükleri bağ­ laçtır; “bir” sözü belgisiz sıfattır. Görüldüğü gibi cümlede edat görevinde bir sözcük yoktur. Cevap O 59 . A’da "nerden” sorusunu görüyoruz. Bu söz sesin geldiği yerin, yerine geçmiş. Yani "denizden”, “adadan” gİbİ bir yeri soruyor. Öyleyse zamirdir. B'de “hangi” sorusu zincir vuracak kişiyi soruyor. Ancak bunu ismin yerine geçerek sormamış. Ön­ ce "çılgın” sözü, aslında sıfatken, ismin yerine kullanılarak adlaşmış sıfat olmuş; daha sonra "hangi" sıfatı adlaşmış sıfata bağlı olarak soru sormuş. Yani adlaşmış sıfatın, sıfatı olarak kulla­ nılmış. Aslında sıfatlar, başka bir sıfat tarafından nltelenemez ya da belirtilemez. Bundan adlaşmış sıfatın isme yakın bir sözcük özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz. C'de "kim” sorusu var; bu sözcük her zaman zamirdir, D'de soru anlamı “mi" soru ekiyle, E’de “nasıl" zarfıyla sağlanmış. Cevap B 60. Cümlelerin öznelerini bulalım. A'da "uçmayan ne" sorusuna “kuş"; B’de “sermaye olan ne" so­ rusuna "akıl"; C’de "silkilmeyen ne” sorusuna “ceviz"; E’de “İnsanın aynası olan ne" sorusuna "iş" özneleri cevap veriyor ve hepsi tek sözcük; ancak D’deki “bakmayan kim” sorusuna "atına bakan” öznesi cevap veriyor. Bu, iki sözcükten oluştuğundan bir söz öbeğidir. 6 3 . 1. cümlede "görürsünüz” sözünün cümlenin yükle­ mi olduğunu ve "geçer geçmez" sözünün de bağ-fiil, “değiştiğini" sözünün sıfat-flil, yani fiilim­ si olduğunu görürüz. Yüklemin bir öğesi duru­ munda bulunan fiilimsiler yan cümlecik yapar ve bu cümleler de yapıca bileşik olur. Dolayısıyla I. cümle bileşiktir. Diğer cümlelerde tek bir yüklem olduğundan ve cümle içinde herhangi bir fiilimsi bulunmadığından, hepsi basit cümledir. Sonuçta I. cümle diğerlerinden farklıdır. Cevap A 64. Cümleyi öğelerine ayınrsak cevap ortaya çıkar. Tarihsel oecmisi ve doğal olanakları cok Özne zengin olan Kütahva. vüzvıllar bovu ciniciliZarf Tümleci aimizi temsil ederek, Türk sanat tarihindeki Nesne şerefli verini almıştır. Yüklem Cevap D 6 5. Cümlenin yüklemi “özel bir yetenek değildir" söz sözcükleridir. Biz nesneleri bularak buniann za­ mir olup olmadıklanna bakalım. A’da nesne "onu" sözüdür, görüldüğü gibi bu aynı zamanda kişi zamiridir de. Diğerlerine de kısaca bakacak olursak C ve D'de nesnenin olmadığını; E’de "ka­ rarımı” öğesinin İsim olan bir nesne olduğunu, B’de "nereye gittiğini" nesnesinin fiilimsiden oluştuğunu söyleyebiliriz. öbeğidir. Yüklem çekimli bir fiil olmayıp isim soy­ lu bir sözcük olduğundan ve ekeylemin geniş za­ manıyla yüklem haline geldiğinden cümle, isim cümlesidir. Sonda "değil" olumsuzluk edatı kulla­ nıldığından anlamca olumsuz bir cümledir. Öy­ leyse A söylenebilir. "Etkili”, "konuşma", “yete­ nek" sözcüklerinde altı çizili ekler yapım eki oldu­ ğundan B de söylenebilir. "Özel bir yetenek de­ ğildir" yüklem olduğuna göre D de söylenebilir. Ancak E söylenemez. Çünkü sıralı cümlelerde en az iki yüklem bulunur; bir başka deyişle iki ayn cümle anlamca bağlı olarak kullanılır. Bu cümle­ de ise tek yüklem vardır. Dolayısıyla E seçeneği doğru değildir. Cevap A Cevap E Cevap D 61. Kişi adılı (zamiri), "Ben, sen, o, biz, siz, onlar" □il Bilgisi 6 6 . Cümlelerde soru anlamını sağlayan sözcüklerin yerine sözcükler getirirsek hangisinin zamir oldu­ ğu ortaya çıkar. A'da "ne zaman" sözü eylemin zamanını sorduğundan zarftır; C'de “mi” soru eki soru anlamını sağlamış; D'de “kaçıncı” sorusu “kat" isminin yerini sorduğundan soru sıfatıdır. E'de yine "mi" soru ekİ zaman sormuş. B’de ise “kim” sözü "tabağı koyan kişi"nin yerine geçti­ ğinden, o kişinin ismini karşılayan zamir olmuş. 7 0. “Nesne”, yükleme özneyi bulduktan sonra "neyi, kimi, ne" sorulannın soruiriiasıyia bulunur. A’da “Neyi almıştı?” “en son çıkan yayınlan” , B’de "Neyi söyledi?” “istediğimiz parayı veremeyece­ ğini"; C'de “Kimi kutladı?" "onu"; E’de "Neyi bil­ miyoruz?",’’Onun bu konuda ne düşündüğünü” soru cevaplan nesnenin varlığını gösterir. D’de "tatsız geçti" yüklemi ise nesne almamıştır. Cevap b Cevap B 6 7 . "Artık” sözü A’da "şimdi” anlamında yani zarf ola­ rak; B’de “su" sözcüğünün sıfatı olarak; D'de "bundan sonra” anlamında zarf olarak; E’de yine zaman anlamı vererek zarf görevinde kullanılmış­ tır. C’de “yemek artıklan" sözünde artık "geriye kalan parçalan" ifade eden bir ad olarak kullanıl­ mıştır. Cevap C 71. “Yüklemine göre" sorusu, yüklem görevindeki sözcüğün çekimlenmiş bir fiil olup olmamasını sorar. Çekimlenmiş bir fiilse fiil cümlesi, değilse isim cümlesi olur. A’da “odur" yüklemi “o" zami­ rinin ekeylemi almasıyla yüklem olmuştur. Çe­ kimli bir fiil değildir. Yani isim cümlesidir, "ister”, "alınmaz", "bilmez", "artar” yüklemleri ise geniş zamanla çekimlenmiş fiildirier. Farklı olan A’daki cümlenin yüklemidir. Cevap A 6 8 . Cümlenin anlamını durum bakımından tamamla­ ma, yükleme sorulan "nasıl” sorusuna cevap ver­ me demektir. “Nasıl dinliyorduk?" diye sorarsak “sessizce” cevabı gelir. Öyleyse cümle durum bakımından tamamlanmıştır. Yani cümlede "du­ rum zarfı” kullanılmıştır. Diğer cümlelerde böyle bir durum yoktur. Cevap A 7 2. "ile" sözü hem bağlaç hem edat olarak kullanılan bir sözcüktür. Cümlede “İle" sözünün (ya da -le, -la”nın) olduğu yere “ve" bağlacını getirdiğimiz­ de cümlenin anlamında bir bozulma olmuyorsa oradaki ile bağlaçtır. Seçenekleri denediğimizde “gazete ve dergi götürdüm", şeklinde söylenebilen “ile” sözü bağlaç görevindedir. Diğer cümle­ lerde edat olarak kullanılmıştır. Cevap E 69. Sözcüklerin eklerini gösterelim: Dost - isim kökü kapı isimdan isim yapım eki - isim kökü İnat İsim kökü dal mı kökü lyk. - oa fiilden isim yapım eki da, sokak İar isim çekim eki İsim kökü İsîm çekim eki £i isimden isim yapım eki - iar isim çekim eki Görüldüğü gibi “inatçılar” sözcüğünde her iki tür ek de vardır. Cevap E 7 3 . "Kök", sözcüğün anlamlı en küçük parçasıdır. Kök halinde bulunan sözcüklere yapım eki dedi­ ğimiz ekler getirilerek başka anlamlı sözcükler türetilir. Elbette türeyen sözcüğün anlamca kökle bir ilgisi de olacaktır. Seçeneklere baktığımızda, "pişirmişlerdi" yükleminin kökü "pişmek” , "tutul­ muştu” yükleminin kökü “tutmak”, “doldurmuş­ tu" yükleminin kökü “dolmak", “boğuşuyordu" yükleminin kökü "boğmak" sözcükleridir. Bu söz­ cüklerin kökleri fiildir. Oysa C’ deki "Bulamışlardı" yükleminin kökü “su” ismidir. Dolayısıyla diğer yüklemlerin köklerinden farklıdır. Cevap C □il Bilgisi 74. Cümleyi öğelerine^ayırahm. 78. Ekeylem, çekimlenmiş fiil dışındaki sözcüklere Orhan Veli’vi bütün yönleriyle tanıtan Nesne bu oyunu , sanatçı gazeteci. öarenci. öğretmen Özne her kesimden pek çok insan Özne hayranlıkla Zarf Tümleci izledi. Yüklem gelerek onları cümlede yüklem olarak kullandı­ ran, “idi, imiş, ise" ye ek halinde kullanılan şimdi­ ki zaman çekimleri bulunan eylemdir. Aynca çe­ kimlenmiş fiillere gelerek onları hikaye (idi), riva­ yet (imiş), şart (ise) bileşik çekimleri yapar. Seçe­ neklere baktığımızda, geniş İdi, yok (tur), sensin; olacak -mış sözcüklerinde altı çizili kısımlann ekeylem olduğunu görüyoruz. Ancak soruda sı­ fatın ekeylem alması sorulmuş; buna göre evin niteliğini bildiren "geniş” sözcüğünün doğru ce­ vabı oluşturduğu söylenebilir. ■ Cevap B Cevap A 7 5 . Zarf, fiillerin zamanını, durumunu, miktannı bildi­ ren, bu özellikleri soru yoluyla karşılayan ya da sıfat, zarf ve adlaşmış sıfatların derecelerini bildi­ ren sözcük türüdür. Buna göre, D’deki cümlenin yüklemine “nasıl" sorusunu sorarsak, fiil olan bu sözcüğü durum yönünden niteleyen “güle oyna­ ya” ikilemesini görürüz. Bu, zarf demektir. Diğer seçeneklerde “göz, İngilizce, ter, soru" İsimleri­ nin nasıl olduğunu bildiren ikilemelerin sıfat göre­ vinde kullanıldığını görürüz. Cevap D 7 9 . A’da isim tamlaması yok; B’de “fen dersleri" be­ lirtisiz isim tamlamasıdır. Araya sözcük girmemiş; C'de "Ankara'nın semtleri" belirtili isim tamlama­ sıdır, “adını yeni duyduğum" söz öbeği “semt" is­ minin sıfatı olarak kullanılmıştır. Yani tamlayan ve tamlanan arasına sözcükler girmiştir. D'de isim tamlaması yok, E'de "Türkçe kitabı" belirtisiz isim tamlamasıdır; araya sözcük girmemiştir. Cevap C IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL 8 0 . Bileşik zamanlı fiil, bir fiilin birden fazla kip eki al­ 7 6 . “Şimdiki zamanın rivayeti" demek, şimdiki za­ manla çekimlenmiş bir fiile "imiş" ekinin eklen­ mesi demektir. Buna göre E’deki "geçiyormuş" yükleminin buna uyduğunu söyleyebiliriz. Bunu daha açık gösterelim: (geç fiil (i) yor Şimdiki Zaman muş (İmiş)). Rivayet masıdır. Bu, çekimli bir fiilin ekfiilin idi, İmiş, ise şekillerini almasıyla yapılır. Çekimli bir fiilden son­ ra idi gelirse hikaye, imiş gelirse rivayet, ise gelir­ se şart bileşik zamanı oluşur. Buna göre cümle­ leri incelediğimizde dördüncü cümledeki "koşu­ yordu", son cümledeki "tanıyordu” fiillerinin şim­ diki zamanın hikayesiyle çeklmlendiğini görürüz. Cevap B Cevap E 81. Niteleme sıfatı varlığın yapısal özelliklerini, belirt­ ra sorulan “ neyi, kimi, ne" sorularıyla bulunur. Seçeneklere baktığımızda A’dakİ "nasıl" sorusu­ nun zarfı, mi soru ekiyle sorulan “neyle” anlamın­ daki sorunun edat tümlecini, (bazı kaynaklara göre buna zarf da denir) “ne zaman” sorusunun zarfı, “kiminle” sorusunun yine edat tümlecini sorduğunu görürüz. C’ deki “kimi" sorusu ise nesneyi bulmak için sorulmuştur. me sıfatı ise diğer varlıklarla İlişkileri sonucunda aldığı özellikleri gösterir. Buna göre A’ya baktığı­ mızda "kişi” isminin sıfatlarında bu iki durumu görüyoruz. “Orta yaşlı" niteleme sıfatı “bir” belgi­ siz sıfat yani belirtme sıfatıdır. B ve C'de sadece niteleme sıfatı var. D’de “o” İşaret sıfatı, "çift” sa­ yı sıfatı, "dar" niteleme sıfatıdır; ancak bunlar farklı İsimlerin'sıfatlandır. E’de “her" belgisiz sıfat "asık” niteleme sıfatıdır. Bunlar da farklı isimlerin sıfatlarıdır. Cevap C Cevap A 77. Nesne, cümlede yükleme, özneyi bulduktan son­ □il Bilgisi 82. örnek cümleyi öğelerine ayıralım: Ülkenin günlük siyasal olaylarını ve toplumsal Nesne bozukluklarını, eleştirel bir yaklaşımla ye etkileyici Nesne Zarf Tümleci 8 8 . A’da "sınava girecekleri" yan cümleciği belirtili nesne, "sabahlan bir süre yürümek" yan cümle­ ciği özne, "müşteri gelince" yan cümleciği zarf tümleci, "her ay bir kitap okumayı"'yan cümleci­ ği belirtili nesne, “okulunu bitirince" yan cümleci­ ği zarf tümlecidir.. bir biçimde yansıtır. Z. Tümleci Yüklem Cevap B Cevap D 83. Örnek cümleyi öğelerine ayıralım: içeriye ellerinde kameralanvla gene, orta yaslı. DT Z.T Özne kadınlı erkekli bir grup gazeteci girdi. Özne Y Bu öğe sıralanışını E’de görmekteyiz. Düzenlenen seminere, kullanacaklan aletlerle birlikD.T Z.T te ise yeni başlayan arkadaslanmız katılacak. Özne Yüklem 8 9. Cümleleri incelediğimizde birinci cümlenin, yük­ lem sonda kullanılmadığı İçin devrik, "simge" is­ mine bağlı söz öbeğinin yani isim tamlamasının yüklem olmasından dolayı isim cümlesi olduğu­ nu; ikinci cümlenin yüklemi çekimli bir fiil olduğu İçin, fiil cümlesi "yaklaştıkça" sözünün fiilimsi ol­ masından dolayı bileşik cümle olduğunu söyle­ yebiliriz. Birden fazla yüklemi bulunan bir cümle bulunmadığından parçada sıralı cümlenin örneği yoktur. Cevap A Cevap E 84. Ömek cümledeki “yaşça" "yaş bakımından" de­ mektir. Aynı ek cümleye A’da yavaş bir şekilde, B'de gönlüne göre, C'de çok fazla, E'de uzun sü­ re anlamını katmıştır. D’de ise bilgi bakımından anlamına gelerek örnek cümledeki anlamıyla kul­ lanılmıştır. Cevap D 9 0 . Cümlede yan cümleciğin sayısı fiilimsi sayısı de­ mektir. Buna göre "bozkıriaşan” , "ormanlaştır­ mak", "güzelleştirip", "zenginleştirmek" sözcük­ leri fiilimsidir; dolayısıyla cümlede dört yan cüm­ lecik vardır. Cevap C 85. Belirtili nesne, yükleme sorulan neyi, kimi sorula­ rına cevap verir. Buna göre C'ye baktığımızda “neyi anlatmıştır?" sorusuna "olayları" cevabı ge­ lir. Bu belirtili nesnedir. Cevap C 8 6 . Adlaşmış sıfat,niteleme sıfatının ad yerine kulanılmasıdır. D’ye baktığımızda "sınıfın çalışkanı" sö­ zünde "çalışkan" sözcüğünün adlaşmış sıfat ol­ duğunu görüyoruz; çünkü "çalışkan öğrenci” şeklinde sıfat olan bu sözcük “öğrenci" ismi dü­ şünce onun yerine geçmiş ve adlaşmış sıfat ol­ muştur. Ancak burada sıfat olabilen her sözün adlaşmış sıfat olmadığına dikkat etmeliyiz. Çün­ kü C'deki yönetici sözcüğü de gerektiğinde sıfat olabilir. Ancak bu, bir niteleme sıfatı değil, mes­ lek ismidir. Dolayısıyla adlaşmış sıfat olamaz. 91 . Sözcükleri ekine köküne ayırarak gösterelim: Om - daş fslm yapım isim höhû eki Ün_ - İsim kökü eld Kork - y. - İLL İsim yapım ehi isim yaptm höhû ehi Dakika Nice zehirli madde içeren sioara. kalo ve damar Özne tıkanıklığı gibi pek cok hastalığa vol acar. Dolaylı tümleç Yüklem Cevap E İsim yapım Fiil Cevap D 87. Cümleyi öğelerine ayıralım. lü_ _ 1ar isim çekim isim kökü eki Yaş - â İsim kâkû eki fiil yapım eki - dL fiil çekim eki çekim Cevap O □il Bilgisi 92. , Soruda iki kavram üzerinde durulmuş. Hem söz­ 98. Cümlede “şiirdeki ustalığın gizleridir” söz öbeği cük türü hem cümle öğesi sorulmuş. Seçenek­ lerde sadece E'de belgisiz zafnir (hepsi) vardır. Bu da yükleme sorulan “Neyi aldım?" sorusuna cevap veren "bunların hepsini" nesnesinin içinde bulunmaktadır. tamlama olduğu için ayrılmayacağından yüklem olur. Diğer söz Öbeği ise, "şiirdeki ustalığın gizle­ ri olan nedir?” sorusuna cevap verdiği için özne olur. Cevap E Cevap E 99. Cümleyi öğelerine ayırarak cevabı bulalım. 93. Cümleyi Öğelerine ayırarak gösterelim: Kisivi İçinde vasadiaı toplumun deöer varoılan Nesne Özne Yazar, çocukluk günlerine ait acı ve tatlı nice Özne Nesne , biçimlendirir. Yüklem anısını Cevap B 9 4 . Bitmemiş cümle yüklemi olmayan cümle demek­ tir, Buna göre A’dakİ dizelere baktığımızda yükle­ min olmadığını, "vardı" gibi bir yükleme İhtiyaç ol­ duğunu görüyoruz. B’de “deniyordu"; C'de “uğ­ raşma, yazamazsın"; D’de “söylemedi"; E’de "soruldu" yüklem görevindeki sözlerdir. Cevap A okurlanna anlatır. Dolaylı tümleç Yüklem B seçeneğini öğelerine ayırdığımızda aynı dizilişi görürüz: Okur, duvduklarını. düşündüklerini, eleştirmeÖzne Nesne vi gerekli aördüöü kimi konulan bu vazann Nesne Dolaylı tümleç eserinde bulur. Yüklem Cevap B 9 5 . Geçişsiz fiil nesne almayan fiildir. Bu, yükleme sorulan “Neyi, kimİ" sorularına cevap vermez. Buna göre cümleleri incelediğimizde I. cümlenin yükleminin geçişsiz olduğunu görürüz. Bu yük­ lem "Neyi oturdu, kimi oturdu?" sorularına cevap vermez. 1 0 0 . Ekeylemln 3. tekil kişi eki “-dır” ekidir. Bu ek sa­ dece D'de yoktur. Burada “bir başka güzelliği" yüklemi “-dir" ekini almamıştır. Cevap D Cevap A 96 . Arasöz cümle içinde bir öğeyi açıklayan ya da cümlenin geneli üzerinde açıklamada bulunan, iki virgül arasında verilen sözlerdir. Buna göre D'de arasöz vardır. “Fabilerin unutulmaz yaratıcı­ sı" sözü La Fontaine'in açıklayıcı unsurudur. Cevap D 1 0 1 . Seçenekleri İnceleyelim, B'de "uçsuz bucaksız düzlükler" sıfat tamlaması, C'de "başı karii dağ­ lar" sıfat tamlaması, D’de "pınar başlan, ırmak boylan" isim tamlaması, E'de “keçi kılı” isim tamlamasıdır. A'da ise “Rumeli” sözcüğü ger­ çekte isim tamlamasının kaynaşması yoluyla oluşmuştur. Ancak bileşik sözcüğü meydana getiren söz öbekleri bu özelliğini kaybeder ve tek bir sözcük olarak değeriendirilir. Cevap A 97. Altı çizili sözcükleri incelediğimizde A’daki “az­ gın" sözcüğünün "dalgalar" İsminin sıfatı, “öl­ gün" sözcüğünün “ışık” İsminin, “dolgun" sözcü­ ğünün “yüz” isminin “suskun” sözcüğünün “ço­ cuk" isminin sıfatı olduğunu görüyoruz. Hepsi de isme sorulan “nasıl" sorusuna cevap veriyor. An­ cak C'deki “sürgün" sözcüğü, “yer" ismine soru­ lan “nasıl" sorusuna cevap vermez. Dolayısıyla sıfat değildir. “Sürgün” sözü burada isim olarak kullanılmıştır. Cevap C 102 . Fiilimsi, fiillerden türeyen ancak bir fiil gibi çekimienemeyen, “-ma-, -me-" ekiyle olumsuz ya­ pılabilen sözcüklerdir. Buna göre sözcükleri in­ celediğimizde III. sözcüğün fiilimsi olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü bu sözcük olumsuz yapı­ lamaz. Cevap C Dil Bilgisi 1 0 3 . Yüklem görevinde bulunan “vardır" sözü ekey- 1 0 8 . Sözcüklerin önce köklerini bulup daha sonra lem almış bir ad olduğundan, cümle ad cümle­ sidir (A), "Oluşan, taşıması, geçiş, olması” söz­ cükleri eylemsi olduğundan B; “Oğuz Destanı’nın birçok özelliği" ad tamlamasında "birçok" sıfatı, "...geçiş aşamasının karakteristik bir ör­ neği” ad tamlamasında “karakteristik" sıfatı tamlanandan önce geldiğinden C; “Dede Kor­ kut, Oğuz Destanı" gibi özel adlar; hikaye, özel­ lik, örnek gibi birçok cins adı kullanıldığından E parça için söylenebilir. Cümlede nesne kullanıl­ madığından D’de söylenen yargı yanlıştır. bunların türlerine bakmak -gerekir. Kök, sözcü­ ğün baştan en anlamlı kısmıdır. Buna göre bak­ tığımızda I. sözcüğün kökü "kazmak”, II. sözcü­ ğün kökü "bulmak”, IV. sözcüğün kökü "geç­ mek", V. sözcüğün kökü “aşmak” fiilleridir. 111. söz­ cüğün kökü ise “av” ismi olduğundan bu söz­ cüğün kökü tür yönüyle diğerlerinden farklıdır. Cevap D Cevap C - 109. Birden çok yapım eki “örtülü" sözcüğünde kul­ lanılmıştır. Bu kelime "ört-ül-ü"şeklinde eklerine ayrılabilir. Ayrılan eklerin ikisi de yapım ekidir. Diğer kelimelerde birer yapım eki ve çekim ek­ leri kullanılmıştır. 104. Bağlaç olarak kullanılan "İle" sözcüğü cümlede eş görevli sözcük ve söz öbeklerini birbirine bağlar. Bu yönüyle cümleye “ve" sözcüğünün kattığı anlamı katar. Bu yüzden “ile” gördüğü­ müz yere “ve” sözcüğünü koyduğumuzda cümlenin anlamında herhangi bir değişme ol­ muyorsa oradaki “İle” bağlaçtır. Buna göre se­ çeneklere baktığımızda C'deki "ile" nin bağlaç olmadığını görürüz. Buradaki "ile" edattır. Cevap O Cevap E 110. Tamlananın tamlayandan önce söylenmesi, tamlayanla tamlananın yer değiştirmesi demek­ tir, Böyle bir kullanım D’de yapılmıştır. "Pence­ relerin camlan" tamlamasında tamlanan olan “camlan" sözü tamlayan olaH "pencereleri" sö­ zünden Önce söylenmiştir. Cevap D öğeli olduğunu görüyoruz. Bu cümlede “hani harıl çalışan bir kimyacı" söz öbeği sıfat tamla­ ması olduğu için, olduğu gibi yüklemdir. “Top­ rak” sözcüğü ise özne görevindedir. 1 1 1 . öğelerin sıralanışı yönünden benzerlik göster­ mek öğeleri yönünden de benzer olmayı gerek­ tirir. Buna göre cümleleri incelediğimizde 1., II. ve IV. cümlelerin özdeş olduğunu görürüz. Her üç cümle de sırasıyla “zarf tümleci, özne, yüklem"şeklinde sıralanmıştır. Cevap D Cevap A 105. Seçenekleri incelediğimizde D'dekİ cümlenin İki 1 12. II. cümlede “Çiçeklerine" sözcüğünün başına 106. Önce örnek cümleyi öğelerine ayıralım; Sabah olunca güneşin ilk ışıklan daalann doruklarını Zarf Tümleci Özne Belirtili Nesne aydınlattı. Yüklem hem "senin” hem “onun” kişi zamirlerini getire­ biliriz. III. cümlede "Kalemlerini" sözcüğünün başına da “senin" veya "onun" kişi zamirlerini getirebiliriz. Cevap O Seçenekleri incelediğimizde aynı öğelerin aynı dizilişin E'de olduğunu görüyoruz. İki saat sonra şu depovu doldurur. Zarf Tümleci Özne Nesne Yüklem Cevap E 113. Türemiş sıfatın olduğu seçenek soruluyor. E se­ çeneğinde “işleyen” sözcüğü “demir" İsmini ta­ mamladığı için sıfattır. Yapısını incelediğimizde "işle-” fiilinin gövdesine "-en" yapım eki getirile­ rek türemiş sıfat yapılmıştır, "işleyen" sıfatı soru­ da verilen açıklamaya uygun bir sıfattır. Cevap E 1 0 7 . Bir varlığın neye ait olduğunu bildiren ek iyelik ekidir. Bu eki alan sözcük "kimin, neyin” sorula­ rına cevap verir. Buna göre numaralanmış söz­ cüklere baktığımızda III numaralı sözcüğün İye­ lik eki aldığınrgörûrüz. "Neyin kalesi ?” sorusu­ na onun ,yani kasabanın kalesi cevabı gelir. Öy­ leyse “-si" eki kalenin neye ait olduğunu bildir­ mektedir. 1 1 4 . D seçeneğinde özneyi bulmak için “Yağan ne?” diye sorduğumuzda "Yağmur" cevabını alırız. “Yağmur” sözcüğü bu cümlenin öznesidir, “mi” soru eki kendinden önceki öğeyi buldurur. Bu cümlede "mi" soru ekinden önce, özne olan "Yağmur" sözcüğü gelmiştir. O halde bu cümle­ de soru özneyi bulmaya yöneliktir. Cevap C Cevap D Dil Bilgisi 1 15. Seçeneklere baktığımfzda, A, B, D, E seçenek­ leri sadece yükremden oluşmaktadır. Yani bu seçeneklerdeki cümleler bir tane öğeden oluş­ maktadır. C’deki cümle ise ûç öğeden oluşmak­ tadır: ( Bütün gOn-zarf tümleci; kitaplarıyia-zarf tümleci, baş başaydı-yüklem). Cevap C 1 1 6 . Parçada “Kınlacak gibi büküleni de, usulca eği­ leni de var." cümlesi isim cümlesi; “Belli ki rüzgâr var, başaklar eğilmiş." cümlesi sıralı; “Dimdik duran başak görünmüyor hİç.” cümle­ si bileşik cümledir, O halde A, C, D, E seçenek­ lerinin parçada örneği vardır. Ancak parçada eksiltili cümle yer almamaktadır. Cevap B 1 17. “Zor” sözcüğü A'da “işlerini", B'de “çalışma­ nın", D’de “meslek”, E’de “günler” ismini nitele­ diği için sıfattır. C’de ise “yürümek" fiilini ta­ mamladığı için zarf türünde kullanılmıştır. Cevap C 1 1 8 . Örnek cümleyi İncelersek, yüklem olan "güç” sözcüğü isim soylu olduğu için cümle, ad cüm­ lesidir. “Yeryüzü" bileşik sözcüktür, “bulmak" adeylemdir. "bir" sözcüğü belgisiz sıfat görevin­ de kullanılmıştır. Ancak cümlede bağlaca yer verilmemiştir. Cevap E 1 1 9 . Seçeneklere baktığımızda, A’daki cümlenin öz­ ne ve yüklemden oluştuğunu görüyoruz. Yazınsal türlerin birbirine benzeven ve birbirin­ den avrıian yönlerini belirlemek zordur. Özne 121 . Örnek cümlede boş bırakılan bölüme D'de veri­ lenleri getirdiğimizde cümlenin öğeleri, özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, nesne, yüklem şek­ linde sıralanır. Cümlenin öğelerini bulacak olur­ sak. Ünlü vazar. sövlevisimız sırasında, bana Özne Zarf tümleci D. tümleç bugünlere nasıl oeldlöini anlattı. Nesne Yüklem Cevap D 122. Yan cümlecikleri, çoğunlukla fiilimsiler oluştu­ rur. Dolayısıyla fiilimsi ya da fiilimsinin içinde yer aldığı söz grubu yan cümledir. Seçenekleri in­ celediğimizde, A'da “Havaların düzelmesini" sözü yan cümleciktir, çünkü “düzelmesini" söz­ cüğü fiilimsidir. Yükleme nesneyi bulmak için “Neyi bekliyorlarmış?" sorusunu yönelttiğimiz­ de “Havalann düzelmesini" cevabını alırız. O halde yan cümlecik temel cümleciğin belirtili nesnesi görevindedir. Cevap A 123. Örnek cümlenin yüklemi olan “söylenmek" fiili “-n” çatı ekini almıştır. O halde cümle özne-yüklem ilişkisine göre değerlendirilmelidir. Örnek cümlenin öznesi ise “Anneleri" sözcüğüdür. “Söylenmek" eylemini gerçekleştiren de, bu ey­ lemden etkilenen de "Anneleri"dir. Dolayısıyla “söylenmek” dönüşlü çatılı bir fiildir. Seçenekle­ ri incelediğimizde, C'deki "-n" çatı ekini alan "sevinmek” fiilinin dönüşlü olduğunu görüyo­ ruz. "Sevinmek" eylemini gerçekleştiren ve bu eylemden etkilenen “o" öznesidir. Cevap C Yüklem Cevap A 124. Örnek cümle için, “eğitmeyi, amaçlayan" söz­ 120. Örnek cümlenin öğelerini bulalım: Ozan, düsüncevi duvcu haline dönüstürünceve Özne Nesne kadar yoğurur. Zarf tümleci Yüklem Seçenekleri incelediğimizde, D’deki cümlenin, öğelerinin sıralanışı yönünden örnek cümleyle aynı olduğunu görüyoruz. jkjnci bir dil yaratarak Her çağ. Özne Nesne Zarf tümleci oluşturur. Yüklem Cevap D cükleri fiilimsi olduğundan A, "bu yazar, çağdaş uygarlık" sözleri sıfat tamlası olduğundan B, “İnsanlan eğitmeyi amaçlayan bu yazann.öykü ve romanlar yazarak ulaşmaya çalıştığı nokta" söz grubu özne olduğundan C, “ve” sözcüğü bağlaç olduğundan D söylenebilir. Ancak cüm­ lede ilgeçlere (edat) yer verilmemiştir. Cevap E 125. Seçenekleri incelediğimizde A'da verilen bilgi­ nin yanlış olduğu görülmektedir. 1. cümle iki cümleden oluşmaktadır. Yüklem olan “işitmiştik” ve “görmemiştik” yüklemleri sonda yer al­ maktadır. O halde bunlar devrik cümle değil, kurallı cümledir. Cevap A □il Bilgisi 126. örnek cümleyi inceleyelim, “kadar" sözcüğü il- 1 3 2 . İlgi zamiri “-ki"dir, yaklaşma eki ise ismin "-e" geçtir, "gelen" sözcüğü sıfat-filidir. "zaman za­ man" ikilemesi zarf tümleci görevindedir, “bir" sözcüğü ise belgisiz sıfattın Buna göre örnek cümleyle İlgili A, B, D, E'de verilen yargılar doğ­ rudur. Ancak "anlatılıyor” yüklemi etken değil, edilgen çatılıdır. O halde C’de belirtilen yargı yanlıştır. hal ekidir. Buna göre D'de-"seninkine" sözcü­ ğünde bulunan "-ki" ilgi zamiri "-e" durum ekini almıştır. : i Cevap D Cevap C 1 33. Nesneyi bulmak İçin yükleme, “Neyi kanıtlı­ 127. Dizelerdeki “Yediveren. Atatürk" sözcükleri bile­ yor?” sorusunu sorduğumuzda “yörenin binler­ ce yıllık bir yerleşim yeri olduğunu” yanıtını alı­ rız, Buna göre nesne olan bu söz öbeği 1 ile II numara arasında yer almıştır. Cevap A şik sözcüktür, “açardı, yaşardı, ağardı" sözcük­ leri çekimli fiildir. "Buğday tarlası" ad tamlama­ sıdır. “vardı (var İ-di)" sözcüğü, ekeylem almış bir yüklemdir. Ama dizelerde bağlaç kullanılma­ mıştır. Cevap D 1 3 4 . Seçenekleri incelediğimizde C'deki cümlenin öğelerine yanlış aynidığını görüyoruz. Bu cüm­ le öğelerine şöyle aynimalıydı: 128. Soruda yer-yön belirtecinin tamlayan olduğu seçenek istenmiş. A'da “Dışannın gürültüsü" isim tamlamasında, tamlayan durumundaki “Dı­ şarı” yer yön belirteci “-nın” tamlayan ekini ala­ rak adlaşmıştır. Cevap A Bugün kimi aenc romancılarımız yapıtlarını vazZ. tümleci Özne mava başlamadan önce seslenecekleri okur kitZ. {ümleci Belirtili Nesne leşinin düzavini düsünüvoriar. Yûl<lem 1 29. Seçeneklerde verilen sözcükleri parçada ince­ leyelim. A'da “dikilecek" sözcüğü parçada “di’ ’ kilecek çamların" biçiminde kullanıldığından sıfat-fiildir ve sıfat görevindedir, B’de “konmuş” sözcüğü, "konmuş bîr serçe" biçiminde kulla­ nıldığından stfat-fİİldir ve sıfat görevindedir. D’de "örselenmiş" sözcüğü, “örselenmiş tüyle­ rini” biçiminde kullanıldığından sıfat-fiildir ve sı­ fat görevindedir. E’de “gezinen" sözcüğü “gezi­ nen kargaya" biçiminde kullanıldığından sıfat-fıII ve sıfat görevindedir. C'dekİ "durmadan” söz­ cüğü ise zarf-fiildir (bağ-fiil) ve zarf görevinde kuilanıirnıştır. Cevap C Cevap C 1 3 5 . Örnek cümlede, “bu grup" sözünde “bu" İşaret sıfatıdır, "tanınmış, olan, unutulmuş, tanınan" sözcükleri sıfat - fiildir. Zarf tümleci kullanılma­ mıştır. "bestecilerinin, yapıtlannı, yorumluyor” sözcükleri yapım eki aldığından türemiş yapılı­ dır. Buna göre A, B, C ve D'de belirtilenler doğ­ rudur. Ancak "buluyor" ve “seslendiriyor" yük­ lemleri bir tane kip eki aldığından basit çekimli­ dir. Dolayısıyla E’de verilen bilgi yanlıştır. Cevap E 1 30. Örnek cümlenin öğelerini bulalım, Sözlerinden cok. adının önem kazanması, bir Özne 136. "Renk renk çiçekler, büyük şehir, bulunmaz bir 1 3 1 . A'da “çekinmeden'^, B'de "düşünerek", C’de “güle oynaya", D’de "ölesiye" fiilimsileri "nasıl" sorusunun yanıtıdır. E"de “geleli” bağ-filli "ne zaman” sorusunun cevabıdır. yer" ifadeleri sıfat tamlamasıdır, “ve" sözcüğü bağlaçtır. “Yalnızçam” iki sözcükten oluştuğu için birleşik addır. “Renk renk çiçeklerle kaplı yaylalan ve ahşap evlerden oluşan .dağ köyle­ riyle” ve “büyük şehirden kaçmak İsteyenler için" sözleri İlgeç (edat) tümlecidir, O halde ör­ nek cümle için A, B, C ve E'de belirtilenler doğ­ rudur. D’de belirtilen “Basit yapılı bir fiil cümle­ sidir." yargısı İse yanlıştır. Çünkü cümle, “olu­ şan, kaçmak, isteyen" fiilimsilerini içerdiğinden bileşik yapılıdır. Cevap E Cevap D eleştirmenin en büvük arzusudur. Yüklem Cevap B □il Bilgisi 137. Örnek cümleyi İnceleyelim: “yapıtlarının” söz- 1 4 1 . II. ve III. cümleler, öğelerinin sıralanışı yönün­ ’ cüğündeki "-it” yapım eki, ötekiler çekim eki ol­ duğundan A, "içeriğiyle, tekniğiyle" sözcükle­ rindeki "k" ünsüzü yumuşadığından B, “ve” sözcüğü bağlaç olduğundan C, "edebiyatımı­ zın büyük ustaları" tamlamasında araya "bü­ yük” sıfatı girdiğinden D söylenebilir. Ancak “yalnız” sözcüğü sıfat değil, edat görevinde kul­ lanıldığından E'de verilen bilgi yanlıştır. den aynıdır. Bunu görmek için bu iki cümleyi öğelerine ayıralım: Cevap E Arkadaşımın evinde gördüğüm tablolar, bana özne d. tümleç çocukluğumda yasadığım yerleri bütün avrıntınesne zarf tümleci larıyla anımsattı, yüklem O villarda yayımlanan dergiler, bize vent şiirleri özna d, tümleç nesne sıcağı sıcağına ulaştırıyordu, zarf tümleci yüklem 13 8 . III. cümlenin yüklemi olan "gülümser” fiili, ge­ çişsizdir. Çünkü bu fiil, nesneyi bulmak için so­ rulan “neyi, kimi" sorularına cevap vermemek­ tedir. Cevap C Görüldüğü gibi her İki cümle de “özne, dolaylı tümleç, nesne, zarf tümleci ve yüklem”den oluşmuştur. Cevap O 142. Parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak E’de verilen “VI, cümledeki ‘umut’ sözcüğü kö­ kü bakımından isim soyludur." yargısı yanlıştır. Çünkü VI. cümlede geçen “umut” sözcüğünün kökü isim değil, “um-” fiilidir. 13 9 . Seçenekleri incelediğimizde İyelik eki aldığı için belgisiz zamir olan tek bir sözcüğün olduğunu görüyoruz. Bu da D seçeneğinde yer alan “Ba­ zısı” sözcüğüdür. Ancak bürada zamir için "adlaşmış bir sıfat” ifadesinin kullanılması doğru değildir. Çünkü adlaşmış sıfat, zamirlerle değil, niteleme sıfatlarıyla ilgilidir. Cevap D Cevap E 143. Parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak C’deki “111. cümle, dolaylı tümleci olan basit bir cümledir." yargısı yanlıştın Çünkü bu cümleyi öğelerine ayırdığımızda “Olaylara ve insanlara bakmayı öğrendikçe" sözünün zarf tümleci, “yaşamı da daha iyi anlayacağımızı” sözünün nesne, “düşünüyorum" sözünün de yüklem ol­ duğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu cümlede do­ laylı tümleç yoktur. Aynca bu cümlede “bakmayı, öğrendikçe, anlayacağımızı" fiilimsileri olduğu için, bu cümle basit değil, bileşik bir cümledir. Cevap C 14 0 . Numaralanmış cümleleri inceleyelim: I. cümle­ de “girip çıktığı" sözü fiilimsi, “rastlamıştım” yüklemi fiil olduğundan bu, bileşik bir fiil cümle­ sidir. 11. cümlenin yüklemi "uzat - mış - ti” öğre­ nilen geçmiş zamanın hikâyesiyle çekimlenmiştir. III. cümlede "Arabaların park ettiği yerde" sö­ zü ile “taşlar arasında” sözü dolaylı tümleçtir, aynca bu cümle cevabı bilindiği halde soru an­ lamı •taşıdığından sözde soru cümlesidir. IV. cümle yüklem sonda olmadığından devrik bir cümledir ve “gözlerimin önüne” sözü ad tamla­ masıdır. Buna göre A, B, C ve D seçeneklerin­ de verilen bilgiler doğrudur. Ancak V! cümlede­ ki "geçtiği" sözcüğü sıfat-fiil eki almıştır. Dolayı­ sıyla E’de verilen bilgi yanlıştır. Cevap E 1 4 4 . Cümleyi incelediğlmzide "yöneldiği" ve “yaptı­ ğı" sözcüklerinin sıfat-fiil olduğunu (B); "yıl son­ lan" sözünün belirtisiz isim tamlaması olduğu­ nu (C); yüklemin, uzunca bir sıfat tamlamasın­ dan oluştuğunu (D), “çoğumuzun" sözcüğü­ nün de belgisiz zamir olduğunu (E) görüyoruz. Dolayısıyla B, C, D, E seçeneklerinde söylenen­ ler doğrudur. Ancak A'da söylenen “-ler, -1ar” eki abartma göreviyle kullanılmıştır, yargısı yan­ lıştır. Çünkü cümlede "sonlan, değeriendirmelere, planlar" sözcükleri "-ler, -lar” ekini almıştır; ama bu sözcüklerin hiçbirinde bu ek abartma anlamı katmamıştır. Cevap A □il Bilgisi 145. Numaralanmış cümlelerin öznelerini bulduğu­ 148. B seçeneğindeki “kimse”\belgisiz zamiri, özne muzda, I. cümlenin öznesi "otlar", 11. cümlenin öznesi “yağmur", III, cümlenin öznesi ‘'böcek­ ler", İV. cümlenin öznesi de "Anlar" sözcüğüdür. Dolayısıyla bu cümlelerin özneleri zaten tek sözcükten oluştuğu için öznelerle ilgili olarak bir kelime grubundan söz etmek olanaksızdır, V. Cümlenin öznesi ise “Göğün maviliğini karar­ tan havalar" sözüdür. Burada "karartan" sözcü­ ğü sıfat-fiil olduğu için “Göğün maviliğini karar­ tan” sözü sıfat-fiil grubudur ve bu grup, "hava­ lar" sözcüğünün sıfatı, yani tamlayanıdır. Dola­ yısıyla bu cümlede tamlayanı sıfat-fiil grubu olan sıfat tamlaması, özne olmuştur. görevinde kullanılmıştır. Özneyi, bulmak için yükleme "Kim bilmiyor?" sorusunu sorduğu­ muzda “kimse” cevabını alınz. Cevap E Cevap B 1 49. Açıklamada belirtilen özelliğin A seçeneğinde olduğunu görüyoruz. "... annelerini gördüm” sözünde "birden çok anne" anlamı yoktur. "1er" eki, eklendiği "anne” tamlananın değil, bu tamlnanaın bağlı olduğu tamlayanın (çocukla­ rın) çoğul olduğunu bildirir. Cevap A 1 4 6 . Tamamlanması istenen cümlenin verilen bölü­ mündeki sözleri incelediğimizde, "Şimdiye ka­ dar” sözü zaman bildirdiği için zarf tümleci, "onu" sözü de ismin “-İ" durum ekini aldığı için nesnedir. Soruda cümlenin öğelerinin sırasıyla "zarf tümleci, nesne, zarf tümleci ve yüklem" ol­ ması isteniyor. Demek ki biz seçeneklerde zarf tümleci ve yüklem olabilecek sözü arayacağız. A'da “görmedim” sözcüğü yüklem, "arkadaşla­ rından ayrı bir şey yaparken" sözü de "Ne za­ man?" sorusuna cevap olduğu için zarf tümle­ cidir. Cümleyi tamamlayıp öğelerine şöyle ayı­ rabiliriz: Zarf tümleci / nesne / zarf tümleci 1 5 0 . Parçadaki I. cümlede “kendi" dönüşlülük zami­ ri kullanılmıştır (A), ili. cümlede "en çok" sözü azlık-çokluk zarfıdır (C). IV. cümlede “İstan­ bul’dan gelmiş öğrenciler" sözündeki "gelmiş" sıfat-fiilinin “-miş” ekiyle türetildiğini görüyoruz (D). V. cümlede "Oysa" sözcüğü bağlaçtır, "an­ cak" sözcüğü “sadece" anlamını taşısa da bu sözcüğün yerine "ama" sözcüğünü de getirebi­ liyoruz. Yani "ancak” sözcüğünü bağlaç olarak düşünebiliriz. Demek ki V. cümlede birden çok bağlaç vardır (E). II. cümlede İse belirtme sıfatı yoktur. Bu cümlede niteleme sıfatı kullanılmıştır. Cevap B yaparken / görmedim. / yüklem Cevap A mizde, I. cümlede “dantel dantel" ikilemesi, "Orak Adasr’nın sıfatrolduğu için; ikilemenin sı­ fat görevinde kullanıldığı (A); 11. cümlenin yükle­ mi olan “duruyordu" fiili şimdiki zamanın hikâyesi biçiminde bileşik çekimli bir fiii olduğu İçin,-bu cümlenin yükleminin bileşik zamanlı fiil olduğu (B); 111. cümlede yükleme soruduğumuz “Ne?” sorusuna cevap olan “öğle yemeği" sö­ zü belirtisiz ad tamlaması olduğu için, nesnenin ad tamlamasından oluştuğu (C); V. cümlede geçen, “da", "ve” sözcüklerinin de bağlaç oldu­ ğu (E) söylenebilir. Dolayısıyla A, B, C ve E'de yargılar doğrudur. D'de IV. cümle ile ilgili olarak söylenen "IV. cümlenin yüklemi geçişsiz bir fiil. dir.". yargısı ise. yanlıştır. Çünkü bu cümlenin yüklemi olan “söyledi” fiili, “türküdeki Çökertme’nin burası olmadığını” nesnesini almıştır, yani geçişli bir fiildir. 1 5 1 . Parçada I. cümlenin yüklemleri "sonbaharıydı", "var”, “New York uçağındayım”dır. Üç yüklem olduğuna göre bu, sıralı cümledir. Bunların üçü de isim olduğu için bu cümleler yüklemine gö­ re isim cümlesidir. Ayrıca cümlede öge ortaklığı yoktur (A). II. cümlede “ilk defa biniyormuşçasına heyecanlanarak” sözü zarf tümleci, “pence­ re kenanndaki koltuğuma" sözü dolaylı tümleç, "yerleşiyorum” sözü yüklemdir. Fiilimsi kullanıl­ dığı İçin de birleşik yapılı bir cümledir. (B). IV numaralı cümlede “Anadolu'nun hatta insanlı­ ğın on beş bin yılına tanıklık eden fotoğraflar" sözü yüklem, “bunlar" sözü Öznedir. Bunun ya­ nında yüklem sonda olmadığı için bu, devrik bir cümledir (D). V. cümle “tanıtmak” yüklemi son­ da kullanıldığından kurallı bir cümledir ve “Ne­ olitik Çağ" sözü sıfat tamlamasıdır. 111. cümle İse “dolaylı tümleç, özne, yüklem”den oluşmuştur. Bu cümlede belirtisiz nesne olmadığından ve yüklem isim olduğundan seçenekte belirtilen yargı yanlıştır. Cevap C seçeneğidir. Cevap D Cevap 0 1 4 7 . Parçadaki numaralanmış cümleleri incelediği­ Dil Bilgisi 152 . Parçada "bütün resimler, eşsiz miras, iki yüz 156. B'deki cümlenin yüklemleri "kuruladı” ve “baş­ yetmiş yapıt" sözleri sıfat tamlamasıdır (A). "İki yüz yetmiş” sayı sıfatıdır (G). "ser-gi-de, eş-siz, yansı-t-an" sözcükleri yapım eki almıştır (D), "sanatsever" kelimesi, birleşik sözcüktür (E), "tarihine, sanatseverlere" sözcükleri yönelme durumu eki almıştır ancak zarf tümleci görevin­ de değildir. Doğru cevap B seçeneğidir. ladı" sözcükleridir; gizli özne olan "o” öğesi ise ortaktır. C'de "ben" öznesi ortaktır. D’de "Ali” öznesi ve "kitaplarım" nesnesi ortaktır. E’de “Müşteri" öznesi ortaktır. Buna göre B, C, D ve E'de verilen cümleler bağımlı sıralı cümledir. A'da verilen cümle ise bağımsız sıralı cümledir. Gevap A Cevap B 1 57. I numaralı "bizi bize anlatan sanat" ve IV numa­ 153. I ve II. cümleler özne, belirtili nesne ve yüklem­ den oluşmuştur. I, cümlede "Lunaparklar" sözü özne, “neyi” sorusuna cevap veren “Çocukluğmuzun güzel günlerini" sözü belirtili nesne, “anımsatır” da yüklemdir. II. cümlede "Dönme dolaba, atlıkarıncaya, çarpışan otolara binme­ den önce duyumsadığımız heyecan ve kimi za­ man korku" sözü özne, "neyi" sorusuna cevap veren “bu eğlence merkezlerini" sözü belirtili nesne “farklı ve ilginç kılar" sözü de yüklemdir. GevapA 1 5 4 . I. cümlede “tek kalmış ağaç” sözünde sıfat-fiil vardır, fiilimsinin yer aldığı bu cümle bileşik ya­ pılıdır (A). II. cümlenin yüklemini “İçimdeki yal­ nızlığın simgesiydi" tamlaması oluşturmuştur: bu, isim cümlesidir (B). 111. cümlede "yalnızlığı çağrıştıran görüntü” tamlaması “çağrıştıran” fii­ limsisiyle oluşturulmuştur (C). IV. cümledeki "kurulabilirdi" yeterlik fiilidir (D). V. cümledeki “İnsanlarıyla, kuzulannın melemeleriyle, güze­ lim meyveleriyle” sözlerinde yer alan “ile (-la, le) bağlaç değil, edattır. Bu bilgi yanlış olduğun­ dan doğru cevap E seçeneğidir. Gevap E ralı "sahnelediği oyunlar”, sıfat-fiille kurulan sı­ fat tamlamasıdır. II ve V numaralı tamlamalar da sıfat tamlamasıdır, ili numaralı “Devlet Tiyatrola­ rı" tamlaması, isim tamlamasıdır. Cevap C 158. A’da ilk cümledeki "ne” sözcüğü, ismin yerini tuttuğu için zamir; ikinci cümledeki “ne" sözcü­ ğü ise bağlaçtır, “n e ... ne de” bağlacının ilk kıs­ mıdır. C'de ilk cümledeki "o” sözcüğü "gün” is­ mini tamamladığı için sıfat, ikinci cümledeki “o" sözcüğü ismin yerine geçtiği için zamirdir. D'de “nasıl" sözcüğü ilk cümlede fiili tamamladığın­ dan zarf, İkinci cümlede ismi tamamladığından sıfat görevindedir. E'de "yalnız" sözcüğü, ilk cüm­ lede fiilimsiyi tamamladığı için zarf, ikinci cüm­ lede “ama, fakat" anlamında kullanıldığı için edat görevindedir. B’deki her iki "artık" sözcüğü eylemi zaman yönünden tamamladığı için zarftır. Cevap B 159. Verilen cümlede "şeh(i)ri” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır (A), “şimdilerde" sözcüğü za­ man zarfıdır (B). "doğudaki merkezi" sözünde­ ki “-ki" sıfat yapan ektir (C). “kültür-lü-lük, olma-y-a, hazır-la-n-ı-yor” sözcükleri yapım eki al­ dığı için türemiştir (D). Ne var kİ cümlede “ken­ di" dönüşlülük zamiri yoktur. Cevap E 1 6 0 . 1. cümlede “doğduğum, olan" sözcükleri fiilim­ lirli geçmiş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiştir (A). II. cümlede "oluşuyor-sa” fiili koşul eki (sa) almıştır. IV. cümlede "çevirdikçe" sözcüğü zarf-fiildir. V. cümlenin yüklemi olan “olası değil­ dir" sözü ek eylemin olumsuz biçimiyle çekimienmiştir. Ancak 111. cümleyle ilgili verilen bilgi yanlıştır. Bu cümlenin öznesi olan “Yaz-ar-lar" sözcüğü isimden isim yapma eki değil, fiilden İsim yapma eki almıştır. sidir (A). [I. cümlede "anımsanm" yüklemi "Beş altı yaşlarındayken köyde yollarımızın kardan kapandığını" nesnesini almıştır ve özne (Ben) eylemi gerçekleştiren konumunda olduğu için etken çatılıdır (B). 111. cümlede “kazma kürek ile” sözündeki “İle" ilgeçtir ve vasıta ilgisi kur­ muştur (C). V. cümlede "o günlerde” sözünde­ ki "o” işaret sıfatıdır (E). !V. cümlenin yüklemi olan “sığın-ır-dı-k” belirli geçmiş zamanın hikâyesiyle değil, geniş zamanın hikâyesiyle çekimlenmiştir (D). Cevap C Cevap D 1 5 5 . I. cümlenin yüklem! olan "karşılaş-ma-dı-m” be­ □il Bilgisi 161. I numaralı “kamçıla-y-an", II numaralı “yakalan- 165. Verilen cümlede “değerlendirebilmemizi de" dık-ı" sözcükleri sıfat-fiildlr. Ill numaralı "di-yerek", IV numarlı “dön-üp" sözcükleri ise bağ-fiildir. “gerekirmiş” sözcüğü İse fiildir, sözcükteki “-mis" ise ek eylemin rivayet ekidir. sözündeki "de" bağlaçtır (A), "şiir iıakkındaki yazılarını" tamlamasında "hakkmda-ki’'" sözcü­ ğündeki "-kî" sıfat yapan ektir (B). “yal(ı)nızca, dev(i)rin" sözcüklerinde ünlü düşmesi vardır (D), "kendi" sözcüğü dönüşlülük zamiridir (E). Cümlede sürerlik fiili kullanılmadığından cevap C seçeneğidir. Cevap E Cevap C 162. I. cümlede "kitapiann kapağını” nesnesi belirtili isim tamlamasıdır. II. cümlede fiili tamamlayan "açıklıkla” sözcüğü durum zarfıdır. III. cümlede "kopuveririz" yükleminin yanında “yerken" fii­ limsisi de kullanılmıştır; bu, birleşik yapılı bir cümledir, IV. cümlede sıfat görevinde kullanılan "görünmez” sözcüğündeki "-mez" eki sıfat-fiil ekidir; bu ek, eklendiği sözcüğü sıfat yapar. Bu cümlelerle İlgili A, B, C ve D'de verilen bilgiler doğrudur. V. cümlede ilgeç kullanılmadığından E’de verilen bilgi yanlıştır. Cevap E 1 6 6 . Soru kökünde verilen “Duvarın dibindeki kızı görünce / Harran Kalesi’nde bir akşamüstü kar­ şılaştığım o esmer kızın büyüleyici yüzünü / anımsadım." cümlesi sırasıyla “zarf tümleci nesne - yüklem" öğelerinden oluşmuştur. Par­ çanın II. cümlesinde de öğeler bu şekilde sıra­ lanmıştır. "Gölgenin ve ışığın uyumunu yakala­ maya çalıştığınız sırada, / küçük bir çocuğun si­ ze yolun kenanndan el salladığını / görürsü­ nüz," cümlesi de sırasıyla “zarf tümleci - nesne - yüklem” öğelerinden oluşmuştur. Cevap B 1 63. Verilen cümlede "ve, tüm, bir" sözcükleri ek al­ mamıştır (A). “Doğa” öznesi, "etkilemiş, girmiş­ tir" yüklemleri İçin ortak kullanılmıştır (B). Özne işi gerçekleştiren olduğu için yüklemler etken çatılıdır (C). "tüm canlılar" ifadesindeki "tüm", “bir ses, birrenk, bİr koku, bir titreşim" sözlerin­ deki “ bir” sözcükleri de belgisiz sıfattır (E). D'de verilen “İyelik eki almış sözcükler yoktur.” bilgi­ si yanlıştır, "örtüsünü" sözcüğündeki "-sü", “şiirierimi" sözcüğündeki “-im" iyelik ekidir. Cevap D 164. VI. cümle "zari" tümleci, nesne, zarf tümleci, yüklem” biçiminde sıralanmıştır: Hâlâ Kozlu'yu, o evi ve o dalaa seslerini. Z. Tümleci...... Belirtili Nesne özlemin içimi sızlatan acısıvla anımsarım. Z. Tümleci Yül<lem Cevap E 1 6 7 . I. cümlenin yüklemi olan "hatırlat-" fiili geniş za­ man III. tekil kişiye göre çekimlendiği için, 1. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir (A). II. cümlede “Akdeniz’e yaptığı seyahatle­ rinden her dönüşünde” sözü zarf tümleci oldu­ ğu için, II. cümle, içinde zarf tümleci olan birle­ şik bir cümledir (B). III. cümlenin yüklemi sonda olduğu için ve yüklem fiil olduğu için, 111. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir (C). IV. cümlede "bezenir(di)" ve "sohbetler edilirdi.” yüklemleri olum­ lu olduğu ve bu cümle sıralı olduğu için IV, cüm­ le, olumlu ve sıralı bir cümledir (D). Dolayısıyla numaralanmış cümlelerle İlgili olarak A, B, C ve D seçeneklerinde verilenler doğrudur. V. cümle­ nin yüklemi olan "canlanıverdi" fiili, sürerlik fiili değil, tezlik fiili olduğu için V. cümleyle ilgili ola­ rak E seçeneğinde verilen “V. cümle, yüklemi süreriik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir cümledir.” yargısı yanlıştır. Cevap E Dil Bilgisi 168. Verilen cümleyi incelediğimizde “gibi" sözcü­ 170. Verilen cümleyi incelediğimizde “teknolo]i-si" ğünün “benzetme edatı” olduğunu (B), “bin” sözcüğünün "sayı sıfatı" olduğunu (C), “hiçbir", “varsayım" sözcüklerinin "birleşik sözcük" ol­ duğunu (D), “tutamaz" sözcüğünün yeterlik fiili­ nin olumsuzuyla çekimlendiğini yani “yeterlik" olduğunu (E) görüyoruz. Ancak cümlede ek fiil eki almış bir sözcük yoktur. Bu nedenle soru­ nun doğru cevabı A seçeneğidir. ve “yaratacak-ı” sözcüklerinin “iyelik eki aldığı­ nı" (A), “oku-ma-nın” sözcüğünün “isim-fiil eki aldığını (G), "bilgisayar teknolojisi" sözünün "belirtisiz ad tamlaması" olduğunu (D), "yetişen kuşak" ve “ileriki yaş" sözlerinin "sıfat tamlama­ sı" olduğunu (E) görüyoruz. Ancak cümlede geçişsiz çatılı eylemin olmadığını görüyoruz. Çünkü “tadamayacaktır" fiili neyi, kimi soruları­ na cevap verdiği İçin geçişli bir yüklemdir. Do­ layısıyla B'dekl yargı yanlıştır. Cevap A Cevap B 169. Numaralanmış sözcükleri incelediğimizde I. nu­ maralı sözcük olan “biz-e” sözcüğünün yönel­ me durumu eki aldığını (A), II, numaralı sözcük olan “zorla-n-ıyoruz” filinin dönüşlük eki aldığı­ nı (B), 111. numaralı sözcük olan "sev-gi-miz-i” sözcüğünün hem yapım eki hem çekim eki al­ dığını ve cümlenin nesnesi olduğunu (C), IV. numaralı sözcük olan “için-de" sözcüğünün ad soylu olduğunu ve bulunma durumu eki aldığı­ nı (D) görüyoruz. Dolayısıyla parçadaki altı çizi­ li sözcüklerle ilgili olarak A, B, C ve D seçenek­ lerinde verilenler doğrudur. E seçeneğinde veri­ len yargı ise yanlıştır. Çünkü V. sözcük olan "yalnız"ların sözcüğü belgisiz sıfat değil, adlaşmış sıfattır. Cevap E 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktala­ ma yanlışı yoktur? 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Bu annemin, İstanbul’da, doğan bir kadının öyküsüdür. A) Üzerinde eskimiş, rengi atmış bir palto vardı. B) Bu, annemin İstanbul'da doğan, bir kadının öyküsüdCır. C) Evler uzaktan belli belirsiz görünüyordu. C) Bu annemin İstanbul'da doğan bir kadının, öyküsüdür. E) Akşam, arabalara binerek köye döndüler. B) Kipriklerine kadar toza toprağa bulanmıştı. D) Irmağın kıyısında oynayan çocuklar vardı. (1990-ÖYS) D) Bu, annemin, İstanbul'da doğan bir kadının, öyküsüdür. E) Bu annemin, İstanbul'da doğan, bir kadının, öyküsüdür. (1990-ÖSS) 5. 2. "Yüz bin okur tarafından bir kez mi okunmak is­ tersiniz, yoksa, bir okur tarafından yüz bin kez mi () Bu soruya Paul Valery şu yanıtı verir () “Yüz bin okur tarafından yüz bin kez okunmak isterim () A) "Yoo () güvercinlerime dokunmayınız." dedi. B) At ölür, meydan kalır () yiğit ölür, şan kalır. C) Çocuk, bütün cesaretini () belki de düşünme gücünü kaybetmişti. Bu parçada parantezlerle belirtilen yerlere sı­ rasıyla, aşağıdakilerin hangisinde verilen nok­ talama işaretleri getirilmelidir? A) (?), (:), (.) B) (.), (:), (!) D) (?), (.,.). (.) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş paran­ tezle belirtilen yere noktalı virgül (;) getirilme­ lidir? D) Yuvarlak yüzlü, beyaz saçlı () otuz yaşlarında bir adamdı. C) (?), (.), (!) E) Ahşap () iki katlı, eski bir evde oturuyordu. E) (.), (...), (.) (1990-ÖYS) (1990-ÖSS) 3. Türkçede, ad tamlamalannda kaynaştırma sesle­ ri “n” ve "s” dir. Aşağıdaki sözcüklerden hangisiyle bir ad tamlaması yapılırken bu kurala uyulmaz? A) elma B) yara D) yazı C) su E) mavi (1990-ÖYS) 6. Bayan (1) satıcıya vitnnde gördüğü (II) kazağın (III) eşini almak (IV) istediğini (V) söyledi. Bu cümledeki anlam karışıklığını gidermek için numaralanmış yerlerin hangisine virgül (,) getirilmelidir? A) I, B) II. C) İli. D) İV E) V (1990-ÖYS) 7. Aşağıdaki cümleferin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır? A) O da babası gibi iıukul<u seçmiş. B) Ben bu renkten lıiç hoşianmam. C) Gögûsüme bir ağrı girdi. D) Son günlerde onun bana karşı tavrı değişti. E) Suyun tazyikinden cimler toprağa yapışmış. (1991 - ÖSS) 1 1 . Kasabaya karşıdan baktığınızda, büyük bir tepe­ nin yamacına yayılmış, çatısı olmayan yüzlerce yapı görürsünüz (i) içine girdiğinizde de yıkık, sı­ valan solmuş, dökülmüş duvarlar (II) Ot bürü­ müş, dar, taş sokaklar (İli) Yukarıda numaralanmış cümlelerin sonuna sı­ rasıyla aşağıdakllerin hangisinde verilen nok­ talama işaretleri getirilmelidir? A) (:), (...), (.) B) (.), (...), (...) C) (...)■ (:). (•) D) (:), (.), (!) E) (!). (1), (.) (1992-ÖSS) 8. Kar, yılın İlk kan () Belliydi yağacağı, kaç gündür neydi o soğuklar öyle () Yukarıda parantezle belirtilen yerlere sırayla, aşağıdakllerin hangisinde verilen noktalama İşaretler] getirilmelidir? A) {...), (!) B) (:),(?) D) (.), (?) C) {:),(.) E) (:). (.) (1991 -ÖSS) 12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna so­ ru İşareti konmalıdır? A) Bu durumda, susmaktan başka bir şey yapa­ mazdım ki B) O anda, bu işin içinden nasıl çıkabilirim diye düşündüm C) Ona bu konuda düşüncelerimi söylemeli miydim, bilemiyorum D) Bu önerimizi kabul eder mi, ne dersiniz E) Bunu bana neden şimdi söylüyorsunuz, an­ layamadım (1992-ÖSS) 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlı­ şı vardır? 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizlli sözün yazımı yanlıştır? A) Art arda aynı yanlışı yaptı. B) Annem her zaman "Kalp kalbe karşıdır.” der. C) Davranışlanna İçten içe sinirleniyordu. D) Olayı duyunca renkden renge girdi. E): Bu iş aşağı yukan bir hafta sonra biter. (1991-ÖYS) A) Ben buraları karış kans bilirim. B) Aradan aşağı vukan on yıl geçti. C) Yeni deniz altılar alınacakmış. D) Sabahleyin apar topar yola çıktılar. E) İkinci asma köprü yann trafiğe açılıyor. (1992-ÖSS) 14. Sokrates hapse götürülürken karısı () “Seni hak­ 1 0 . Son yıllarda sayılan gittikçe artan bu tür yapıtlar () gerçekte roman mı () Kimi eleştirmenler bunlan roman türü İçinde düşünmüyor () sız yere götürüyorlar ()" diye ağlayıp söylenince kansma () "Haklı yere götürseler daha mı iyiydi ()" demiş. Yukarıda parantezlerle belirlilen yerlere aşağı­ daki noktalama İşaretlerinden hangileri sıra­ sıyla getirilmelidir? Bu cümlede parantezlerle belirtilen yeriere sı­ rasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir? A) (I), (...), (.) B) (,), (?), (.) D) (:), (.). (!) C) (:), (.), (...) E) {...), (:), (;) (1991 - ÖYS) A) (.), (:), (.), (?) B) (;). (,), (.), (1) C) (,), (:), (;), (?) D) (:), (.), (,), (:) . E) (:}, (.). (:). (?) (1992-ÖYS) 15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Şemsiyesini kaybettiğini eve dönünce anladı. B) Trafik cezasının af edilmesini bekliyormuş. 1 9 . Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) bi­ ri bulunan sözcük, ünlü ile başlayan binek aldı­ ğında sondaki sert ses yumuşar. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu kurala uy­ maz? C} Bize, şiirlerinden söz etmek istediğini söyledi. A) araç D) Arkadaşımız bu cezayı hak etmemişti, B) tabak . C) söğüt D) dolap E) Gün geçtikçe sağlığının düzeldiğini hissedi­ yordu. E) koç {1993-ÖSS)' (1992-ÖYS) 1 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işa­ reti (’) yanlış kullanılmıştır? A) 1985'ten beri burada çalışıyorum. 20 . Ta çocukluğumdan beri trenleri gören bir evde yaşamak isterdim () Demiryoluna bakan bir pen­ cere () bir balkon () Rayların içinden yürüye yürüye eve gelmenin tadı () Bu cümlede parantezlerle belirtilen yerlere, sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşaretleri getirilmelidir? B) Onlar 4'üncü katta oturuyorlar. C) Bu anket 2'milyon kişiye uygulanmış D) Film saat 16'da başlayacakmış. E) Beş yaşındaki kardeşim 10O'e kadar sayabi­ liyor. A) (!),(:),(.).{.) B) (:),(,).(...),(.) C) (.). (:). (.). (...) D) (1992-ÖYS) E) (.), (.), (...). (... ■■), (.}. (1). (.) (1993-ÖYS) 1 7 . (i) Günlük hayatımızda hoş olmayan birtakım du­ rumlarla karşılaşıyor, üzülüyoruz. (II) Bu, sabah evden çıktıktan hemen sonra başlıyor. (Ill) Dol­ muşlar, ilgililerce belirlenen duraklarda durmu­ yor. (IV) Otobüse, dolmuşa binerken kimse sıra­ ya girmek istemiyor. (V) Üstelik, bu durumlara herkes alışıyor, hiç kimse ses çıkarmıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde virgülün kaldırılması anlam karışıklığına yol açar? 21 . Cümlede vurgulanması gereken özneden sonra virgül konulur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıkla­ maya uygun olarak kullanılan virgül vardır? A) O, benim için örnek bir insandı, B) Adlarımızı, adreslerimizi defterine yazdı. C) Olayı, benden başka herkes görmüştü. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (1993-ÖSS) D) Onun değerini, onu yitirince anlamıştı. E) En çok sevdiği ağacı, dut ağacını, kesmişlerdi. (1993-ÖYS) 1 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? 2 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısaltmalar­ la ilgili bir yazım yanlışı vardır? A) Aradığın bilgiyi ansiklopedinin 6‘ncı cildinde bulabilirsin. B) Mektubuna "Sayın Başkan” diye başlayabilir­ sin, C) Konser, yann akşam saat 20.30’a ertelenmiş, A) Bugün TBMM’nin kuruluş yıldönümü kutlanı­ yor B) TV’da bu akşam güzel bir film var, C) Öğrenim için ABD’ye gidecek. D) 1975’te Liseyi, 1979’da Üniversiteyi bitirmiş, D) Üniversite sınavına ODTÜ’de girecekmiş. E) 22 Mart Pazartesi günü göreve başlayacak­ mış. E) Kaybolan sınav belgenizi ÖSYiVI’den alabilir­ siniz. (1993-ÖSS) (1993-ÖYS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 23. Aşağtdakİ cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük ek alırken'bu sözcüğün ünsüzlerinden biri düşmüştür? A) Susuzluktan balkondaki tüm çiçekler sararmış. B) Yazar, bu romanında çok fazla devrik cümle kullanmış. C) Soğuktan burnu kıpkırmızı olmuş. 2 7 . Trenin pencerelerinde gülümseyen kadınlar, el sallayan çocuklar (I) Keskin bir tren düdüğü (K) Trenin birdenbire salıverdiği yoğun bir buhar (111) Her şey bir su katmanının altında yok oluverdi yeniden (IV) Sonra, genzi yakan o bildik kömür kokusu (V) Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi­ sine üç nokta (...) konulmasına gerek yoktur? D) Bu konuda senin de fikrini almak istiyorum. E) Otobüsümüz, adını bilmediğim büyücek bir kasabadan geçti. A )l. B) II. C) III. D) IV. E) V. (1994- ÖYS) (1994-ÖSS} 28. Teknolojik gelişme (I) sanayileşme (II) hızlı kent­ 2 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözün yazımı yanlıştır? leşme sonucunda oluşan (111) hızlı yaşam (IV) günlük gerginlikleri artırır. Bu durum kendini (V) çoğu kez yorgunluk olarak hissettirir. A) Şu ana kadar toplantının konusuyla ilgili her­ hangi bir açıklama yapılmadı. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi­ sine virgül (,) konulması yanlış olur? B) Bu konu üzerinde biraz daha durmanız gere­ kiyordu. A) 1. B) II. C) 111. D) IV. C) Nedense birtakım insanlar bu gerçeği kabul etmiyor. E) V. (1994-ÖYS) D) O gün, kentte herver bayraklarla donanmıştı. E) Akşama doğru hava birdenbire değişmişti. (1994-ÖSS) 2 5 . Bir şiir düşünün: Sözcükler yerli yerinde, İmgeler özgün ( ) çağrışımlar zengin, deyiş kusursuz ( ) Ama eksik bir yanı var () Peki nedir bu şiirde ek­ sik olan () Şairin kişiliğli Bu parçada parantez ( ) içindeki boşluklara aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşaretleri sırasıyla getirilmelidir? A) (.).(.). (.).(?) ^ B) {...), {:), (.). (.) C) (:),(.). (.),(..■) D) (.). (,). {!), (?) E) (.). {.). (?). (1) (1994-ÖSS) 26. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde rakamdan sonra gelen ekin yazımı yanlıştır? A) Emek Mahallesi’nde 20'nci Sokakta oturuyo­ ruz. B) Geçen yıl Cumhuriyet’in 70'nci yılını kutladık. C) Babam bu saati 17'nci yaş günümde almıştı. 2 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işa­ reti ( ’ ) yanlış kullanılmıştır? A) Siz’de toplantıya katılmalısınız. B) TV’deki açık oturumu izledin mi? C) 22.6.1955'te on sekiz yaşına gireceğim. D) Dr. Sinan Bey'i mi arıyorsunuz? E) İlkokul öğrencileri İzmir'in kurtuluşunu can­ landırdı. (1995- ÖSS) 30. Dilin günlük yaşamdaki kullanımından uzağa dü­ şen ürünler daha çok şiir alanında görülmektedir. Öyle ki (I) şairier arasında ortak dille şİİr yâzılamayacağına inananlar bile vardır. Kimi şairler (11) zaman zaman sözcüklerin seçimi, bir araya geti­ rilişi, seslerin uyumu konusunda çok aşırı davra­ nabiliyorlar (111) Nitekim (IV) bu yolda coşup, şiir­ de bulunması gereken özellikleri taşımayan şiir­ ler yazanlar olmuştur. Ama şunu unutmamak ge­ rekir (V) Şiirde biçimsel başannın anahtan, kulla­ nılan malzemeden çok onun kullanılışıdır. Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine iki nokta (:) konulmalıdır? D) Bu romanın yakında B’ncı baskısı yapılacak. E) Lisenin 2‘nci sınıfında okuyorum. (1994-ÖYS) A) I, B) II. C) IH. D) IV. E) V. (1995- ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 3 1. Doktorlar,: spor yapmanın kişiyi psikotopk III ve fizyolojik bakımdan söylüyorlar. IV V Bu cümlede altı çîzllî sözcüklerden hangisinin yazırru yanlıştır? A) I. B) II. c) m. D) IV. 3 5 . Evdeyim (1) Dışarıda kar (il) Yalnızım (III) Yazılar, çeviriler var önümde (IV) Yârım kalmış-öyküler, romanlar, denemeler (V) Yukarıdaki numaralanmış yerlerden hangileri­ ne üç nokta (...) konulmalıdır? A) L ve II. E) V B) i. ve İli. D) III. ve IV -C) II. ve V. E) IV ve V (1995-ÖSS) (1995-ÖYS) 3 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde süreksiz sert ünsüzlerin yumuşamasına bir örnek vardır? 3 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Gelecek ay yayımlanacak dergimizin kapağı, öğrencilerimiz tarafından hazırlanacak. A) İşini çok iyi bilirdi, ama yine de bana danış­ madan hiçbir şey yapmazdı. B) Bu araştırma sonuçlan', öğrencilerin görüşle­ rini yansıtmaktadır, B) Bunca yıl çalıştıktan sonra öğretmenliği bı­ rakmak hiç te kolay değildi. C) Siyasal reklamcılık, Türkiye’nin siyasa! kültü­ rüne yeni bir boyut getirmiştir. C) Onunla haftada bir gün buluşup sinemaya ya da tiyatroya giderdik. D) Son yıllarda demokrasi, bir siyasal sistem olarak yeni anlamlar kazanmıştır. D) Çocuğunun bir sıkıntısı olduğunu sezdi mi onu konuşturmaya çalışır, rahatlatırdı. E) Anketteki ilk soru, seçmenlerin cinsiyetiyle il­ gilidir. E) Anladım ki onun her istediğini yapmak doğru bir şey değilmiş. (1995-ÖYS) (1996-ÖSS) 33. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? 3 7 . Bugün yetmiş yaşındayım (I) Yaptıklarımdan pek A) Şemsiyeni yanına almıyor musun? B) Onunla görüşmeyeli yıllar oldu. C) Sen de ablanla gitmeyecek miydin? D) Bu soruyu tam olarak anlıyamamış. E) Mektubuna cevap yazmayacak mısın? (1995-ÖYS) çok pişmanlık duyuyorum (II) Öyle çok, öyle çok yanlış yaptım kİ (İli) Her şeyden önce en değerli varlığım olan zamanımı İstediğimce ve iyi bir bi­ çimde kullanamadım (IV) Halbuki şimdikinden en az iki kat daha verimli olabilirdim (V) Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine üç nokta (*..) konulması uygun olur? A) I. B) II. C) 111.^ D) IV. E) V. (1996-ÖSS) 34. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yazım ve nokta­ lama bakımından doğrudur? A) Sevgili çocuklar! buraya ilk gelişinizi, çekin­ gen çekingen sınıflara girişinizi unuttunuzmu? 3 8 . Sağlıklı yaşam koşullarından habersiz olan kişile­ rin çoğu (1) sabah (II) öğle ve akşam yemeklerin­ C) Sevgili çocuklar, buraya ilk gelişinizi,çekingen, çekingen sınıflara girişinizi unuttunuz mu? de midelerini tıka basa dolduruyor. Jimnastik de yapmadıkları için (111) bu insanların tüm organları yağ bağlıyor. Dengesiz beslenen bu kişiler, her gün yürüyüş yapmalı (IV) sebze ve meyve ağır­ lıklı (V) kolay sindirilen yemekler yemelidir. ...... D) Sevgili çocuklar;. Buraya İlk gelişinizi, çekin­ gen çekingen sınıflara girişinizi unuttunuz mu? Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine noktalı virgül (;) konulması uygun olur? B) Sevgili çocuklar! Buraya, ilk gelişinizi, çekin­ gen çekingen sınıflara girişinizi unuttunuzmu? E) Sevgili çocuklar! Buraya İlk gelişinizi, çekin­ gen çekingen sınıflara girişinizi unuttunuz mu? (1995-ÖYS) A) I. B) II, C) III. D) IV. E) V. (1996-ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 3 9 . Kedimiz Safinaz; evi terk edip ortancaların (!) son­ bahar güllerinin (11) incir ve nar ağaçlarının ara­ sında; kuşlar (III) sokak kedileri (IV) solucanlar ve kertenkelelerle (V) birlikte yaşamaya karar verdi. Bu cümledeki numaralanmış yerlerin hangisi­ ne virgül {,) getirilmez? A) I. B) II. C) III. D) İV. E) V (1996-ÖYS) 4 3 . (l) Güzel bir gün; ışıklı, ılık. (II) Her canlının yaşa­ ma isteğiyle, dopdolu olduğu bir gün. (Ill) Çiçek­ ler henüz açmamış, ağaçlar yapraksız. (IV) İnce­ cik dallar, nasıl da tatlı tatlı sallanıyor rüzgârda. (V) İnsanlar hızlı hızlı yürüyor, koşuyor yetişmek İster gibi bir yere. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde virgül (,) yerinde kullanılmamıştır? A) I. B) II. G) 111. D) IV. E) V. (1997-ÖSS) 4 0 . Kardelenler açmış kan görmeden (I) Birini kopa­ rıp yakama takmak istedim, içim el vermedi (II) Kara topraklar üstünde ak kardelenler (111) Oysa onlar ak kann üstünde yükselmeliydi (IV) Toprak­ ta kar değil, kar suyu bile yok (V) Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisi­ ne nokta (.) getirilemez? 4 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Arkadaşım önerilerimi kabul etti. B) Öyle bir şey söylemediğine yemin etti. C) Dükkânını başkasına devir etti. D) Konuklarını biraz önce yolcu etti. A) I. E) 11. C) ili. D) IV. E) V E) Bu haber onu memnun etti. (1996-ÖYS) 4 1 . Aşağıdaki dizelerin hangisindeki altı çizili sö­ zün yazımında bir yanlışlık yapılmıştır? (1997-ÖSS) 4 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Birçok seneler geçti dönen yok seferinden A) Yetkililer, araştırmalar tamamlanmadan bu konuda hiçbir açıklama yapmak İstemiyor. B) Çöz de artık yükümün kör düğüm olmuş ba­ ğını B) Dilimizin 1960’lardan buyana hangi aşama­ lardan geçtiği araştırılıyor, C) Arıyorum yıllar var ki ben onu C) Uzmanlann yanısıra halkın da konuyla ilgili görüşleri alınıyor. D) Yaş otuzbeş yolun yarısı eder E) Bu çay ağır akar yorgun mu bilmem (1996-ÖYS) D) Araştırma sonunda elde edilen bilgiler, deği­ şik kişilerce birkaç kez kontrol edilir. E) Dildeki sözcüklerden her biri, kullanılışına gö­ re yeni anlamlar kazanır. (1997-ÖYS) 4 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, parantezle ( ) belirtilen yere iki nokta ( : ) konulmalıdır? 4 6 . Sabahın köründe denize açılıp tuttuğu balıklarla A) Öykülerinde gerçeğe önem veriyor (} Kişileri seçerken de bu özelliğin! koruyor. C) Benim için, öykü yazmak çok sıkıntılı bir iş () Karşılığında hiçbir şey vermiyor kişiye. döner eşim (I) Hem evimizi çekip çevirir, hem de B-9 saat çalışır dokuma tezgahının başında (II) Asma kattaki atölyemde resim yaparım ben de (111) Sıkılmak mı? Ona hiç vaktimiz yok (IV) Yirmi yılda yurt içinde ve dışında 25-30 ortak sergi, 8 kitap (V) Bir de yutarcasına okumak (VI) D) Bir öyküde bulunması gereken iki özellik var­ dır () İyi bir kurgu, güçlü bir dil. Yukarıdaki numaralı yerlerden hangilerine üç nokta (...) konmalıdır? B) Onun öykülerinde boşu boşuna yazılmış tek bir cümle bile yok () Her cümle yerli yerinde. E) Öykülerini aceleye getirmemiş ( ) Yeterince beklemiş, kıvamına gelince okuyucuya sun­ muş. (1997-ÖSS) A) 1. ve İL ' B) II. ve 111. D) 111. ve IV. G) II. ve IV E) V ve VI. (1997-ÖYS) Yazım ve Naktalama Bilgisi 47. Montesquieu ( ) “İnsanoğlunun demiri işlemesi, eritmesi değil, topraktan çıkarması şaşılacak iştir () ben ona hayranım. Üzerinde maden görmedi­ ğimiz toprağın altında, bütün madenlerin bulundu­ ğunu nereden anlamış, nereden sezmiş ()" diyor. Bu parçada parantezlerle belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir? A) (:).(;).{?) B) (;),(!),(.} D) (:). {,), {.) C) (-),(,), (?) 5 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını ta­ şırdı. B) Bu konuda onun-da fikrini almak İstedi. C) Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı. D) Ona bir armağan vererek gönlünü almaya çalıştı. E) Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti. (1999-ÖSS) E) (,), (!), (!) (1997-ÖYS) 4 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte bir yazım yanlışı vardır? A) Onunla övlevin lokantada buluşacağız, B) Havuzdaki nilüferlere hayran kaldık. C) Moraran elini ovuşturup duruyordu. D) Amcam bu hastanede operatördü. E) Binanın alt katında çamaşırhane varmış. (199B-ÖSS) 4 9 . Sanatçının yapıtianna evrensel bir nitelik kazan­ dıran çok sayıda özellik var () Masalsı anlatım () kimi zaman hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt edemediğimiz betimlemeler, şiirsel söylemler, çarpıcı benzetmeler () 5 2 . Ödüller konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapıtın, o yarışmaya katılan tüm yapıtlann en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici ku­ rullar, birikim ve beğenileri birbirinden farklı kişi­ lerden oluşur (İli) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV) Yüzlerce yapıtın katıldığı yanşmalarda bundan doğal bir şey ola­ maz (V) Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama İşareti koymak gerekir? A) 1, B) II, C) 111. D) İV. E) V. (1999-ÖSS) Yukarıda parantezlerle belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşaret­ leri sırasıyla getirilmelidir? A) (1) (.) (...) B) (.) (,) {.) D) (...) (,) (.) C) (:)(;}(.) E) (:) (.) (...) (1998-ÖSS) 5 3 . Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, 50. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek? I Bunu, bugünden kestirebilmek zor; aynca böyle yanlışı vardır? Ü A) İçtiği ilacın bıraktığı acımsı tadı gidermek için ağzına şeker aldı. B) Nesili tükenmekte olan bazı hayvanlar koru­ ma altına alınıyor. C) Yaptığının yanlış olduğunu anlayınca özür di­ lemek İstedi. bir yorum yapmak da bence gereksiz. Bırakalım, yannın insanı kendisi seçsin seveceği, devamlı İli okuyacağı ya da unutacağı yapıtları^ Böyle bir IV seçim, yapıtlan gerçek anlamda kalıcı kılar. D) Vakfın amaçiannın neler olduğu üyelere anla­ tıldı, Yukarıdaki parçada numaralanmış noktalama İşaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? E) Nüfus kaydını, doğum yerinden oturduğu İl­ çeye naklettirdi. A) I. (1998-ÖSS) B) II. C) ili. D) IV E )V (1999-ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 5 4 . Üleştirme sayı sıfat) eki, -er (-ar), ünlüyle biten sa­ yılara eklendiğinde 'araya “ş" kaynaştirma harfi girer. Aşağjdakllerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bîr sözcük vardır? A) B) C) D) E) 57. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Art arda yaşadığımız sıkıntılar, doğruyla yan­ lışı ayırtetmemizi sağladı. B) Onu gördükten sonra kendi durumuna şük­ retti. Defterlerinize ikişer cümle yazın. Beşer kişilik gruplara aynidılar. Masalara yedişer tabak koyalım. Herkes yirmişer dakika konuşacak. Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım. C) "O ana kadar sesimi çıkarmadım, sabrettim; ama daha fazla dayanamadım." dedi. D) Azmetti; karşılaştığı bütün engelleri yenerek amacına ulaştı. (1999-ÖSS) E) Böylesine güzel bir günde bana hayatı zeh­ retti. (2000 - ÖSS) 55, Dünyada neler olup bittiğini böylesine iyi bilen (,) I okuma (,) çalışma gücü yüksek (,) oldukça bilgili bu II III gene (,) insanın kullandığı sözcüklere (,) alışık olmaV ' dığımız yeni anlamlar kattığını görüyorum. Yukarıdaki cümlede, numaralanmış virgüller­ den (,) hangisinin yeri değiştirilirse anlam ka­ rışıklığı giderilmiş olur? A) I. C) III. B) II. D) IV. E) V. (2000 - ÖSS) 5 8 . Önce baygın bir iniltiydi yamaçtan duyulan, Sonra bir gölge belirmişti kuş uçmaz yoldan; Köyümün titreterek bağn yanık toprağını inliyor, baktım, uzaktan görünen bir kağnı... Bu dizelerde aşağıda verilen ses olaylarından hangisi yoktur? A} Ünlü düşmesi B) Ünsüz düşmesi C) Sert ünsüz yumuşaması D) Ünlü daralması E) Ünsüz benzeşmesi (2001 - ÖSS) 5 6 . Anılan yazmanın belli bir çağı var mıdır () Genel­ likle yaşlılık donemi gösterilir bu çağ için () Çün­ kü yaşlılığın bir belirtisi de kişinin gözlerini gele­ ceğe değil, geçmişe çevirmiş olmasıdır. Bu yazann () “Gençler umutlarla, yaşlılar anılarla yaşar." sözü de bu görüşü destekler (} Bu parçada ayraçlarda ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir? A) (?)(...)(!)(■) B) (?)(.)(:)(.) C) (!) (.) (:) (...) D) (...) (..:) (;) (.) E) (?) (I) (,) (...) (2000 - ÖSS) 5 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Nasıl oldu da beni hatırlayamadı, bİr türlü an­ layamadım, B) O kadar çok çalıştı ki havanın karardığını fark etmedi, C) Bugün sinemaya gidelim, yarında size geliriz. D) Yarınki toplantıya kimlerin katılacağı belli de­ ğil henüz. E) Geçmişte yaşanan tatsızlıkların unutulmasını istiyordu artık. (2001 - ÖSS) IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL Yazım ve Noktalama Bilgisi 6 0. Bir konuşmamızda ona, şiiri nasıl yazdığını sormuştunn (I) Sorumu şoyie yanıtladı {11} “ Önce bir rüzgârın taşıdığı tohum gibi küçücük bir şey dü­ şer aklıma (III) Bu bir anlamdır, bir gerçektir, ya­ şam İlişkilerimizde öz denebilecek bir durumdur (IV) Yani esin denilen şeydir bu (V)” Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine ötekilerden farklı bir noktalama işa­ reti getirilmelidir? 6 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki aitt çizili sözcüğün yazımı yanlıştır? , A) Son dönem şairleri bu antolojiye alınmamış. B) Voleybolcular otobüslerine bindiler, C) Kardeşi bu filmin yönetmenliğini üstlenmiş. D) Antırenör bugünkü çalışmayı erken bitirdi. E) Bu zürafa hayvanat bahçesine yeni gelmiş. (2002-ÖSS) A) I. B) II. C) İli. D) IV. E) V. (2001 - ÖSS) 6 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Arkadaşlan, bu kadar sorumsuz davranması­ nın nedenini bir türlü öğrenemediler. 61. Sanatçının uzun süre yaşadığı bu ev (,) çocukları I tarafından müzeye dönüştürülmüş. Odalardan birinin duvarlannda yer alan fotoğraflarla sanki bir soyağacı oluşturulmuş {.) Bîr başka odada II onunla bütünleşmiş eşyalar sergilenmiş (:) kü¥ B) Kuşkonmaz, saksıda yetiştirilen, uzun saplı, ince ve küçük yapraklı bir süs bitkisidir. C) Tartışmacı, öne sürdüğü savın doğruluğunu kanıtiıyamadı. D) Panele, üniversite öğrencileriyle öğretim üye­ leri katılmıştı. E) Aile büyüklerinden öğrenilen el sanatları, yöre halkının geçim kaynağını oluşturuyor. çük el radyosu, fotoğraf makinesi, daktilosu, (2002-ÖSS) gözlüğü (...) Hastalığında ve ölümünden son­ 'll ra gelen mektuplar ve telgraflarla (,) kitaptan yanlışı vardır? 7 da camekânlı dolaplarda saklanıyor. Yukarıdaki parçada, numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi gereksiz kullanılmıştır? A) L B) II. C) 111. D) IV. 65 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım E) V. (2001 - ÖSS) A) Yapılan ölçümler, hava koşullanna bağlı ola­ rak değişgenlik gösteriyormuş. B) Yönetmelikte yapılan değişikliklerden çoğu­ muzun haberi yoktu, C) Emekli olunca, bu dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladı. D) Çocuğu, bu okula kaydettirmek için çok uğ­ raşmıştı. E) Geçmişe baktığımızda buna benzer pek çok durumla karşılaşıyoruz. 6 2. Kanlıca deyince akla ilk gelen, yoğurt oluyor ( ) Daha eskiler, kahvesini de biliyor. Şöyle değir­ mende öğütülen ( ) büyük, kulpsuz fincanlarda sunulan kahve () Sonra, kıyı boyunca uzanan ya­ lılar, ille de adıyla anılan koyu ve canım korular () Bu parçada ayraçla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakllerln hangisinde verilen noktalama işa­ retleri sırasıyla getirilmelidir? A) (...)(,) (.) (.)............... B) (,)(,) (...) (...) C) (:)(:)(...)(.) □) (:)(;)(.)(...) E) (.)(,){:)(.) (2003 - ÖSS) 6 6 . Bu kitap, okuyan, dinlemesini bilen (I) yorumla­ yıp tartışan (II) dilini severek kullanan (111) ülkesi­ ni (IV) doğayı tanıyan ve bunlarla ilgili olumlu dü­ şünceler geliştiren (V) bireyler yetiştirmeye yöne­ lik bir eğitim ve öğretim anlayışının ürünüdür. Bu cümledeki numaralı yerlerin hangisine nok­ talama işareti konmasına gerek yoktur? A) I. (2002-ÖSS) B) 11. C) 111. D) IV. E) V. (2003 - ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 6 7 . işte karşı karşıyasın. O da senin gibi biri (j) Yüzün­ de küçük kûçûk yâra izleri (ii) Bak, gülüyor. Şim­ di de yemeğini yiyor (İli) işte türkü söylüyor, işte sıkıiıyor (IV) Belki de dertleşecek birini arıyor (V) Bu parçadaki numaralı yerlerin hangisine öte­ kilerden farklı bir noktalama İşareti konmalı­ dır? A )l. B )ll. C )lll. D) IV. E) V. (2003 - ÖSS) 7 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gös­ terilen yere iki nokta (:) konulmalıdır? A) Öyle bir olay ki () eksiklerimizi, yetersizlikle­ rimizi açıkça gösteriyor. B) iletişimde ölçüsüzlük dediğimiz şey () sanat haberlerinde olduğu gibi spor haberierinde de kendini göstermiştir. C) Yöneticilere düşen görevlerden biri de () öğ­ renciler arasındaki üstün yetenekli gençleri bulup yönlendirmektir. D) Son günlerde yaşananlar, yöneticilerimize çok şey öğretmiştir ( ) Bunlardan biri gerçekleş­ memiş beklentilerimizin üzüntüsüdür. E) Bu tartışma onun şu iki yönünü açığa çıkar­ mıştır ( ) Eleştirilere karşı hoşgörüsüz olma ve duygularını denetleyememe. (2004 - ÖSS) 6 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yan­ lışı vardır? A) Baş başa vermiş, çocukların sorunlarından söz ediyorlardı. B) insanımızın belirleyici özelliklerinden biri de konuk severiiğidir. C) Romandaki kişilerin, tipik iç Anadolu insanı­ nın özelliklerini taşıdığını söyledi, D) Doğu felsefesiyle ilgili hıemen her kitabı okurdu. E) Televizyondaki kültür ve sanat programlannı sürekli izlerdi. (2004 - ÖSS) 7 1 . Assos'u Assos yapan o muhteşem gün batımı ( ) En güzel ( ) iskeleden ya da Athena Tapınağı'ndan görülebilen bu değişim () izleyenleri de­ rin düşüncelere yöneltiyor () Antik çağın en bü­ yük düşünürlerinden Aristoteles ( ) İlk felsefe okulunu boşuna burada kurmamış demek kil Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşaret­ leri sırasıyla getirilmelidir? A) (.) (:) {.) (■) (:) C) ...) (.) (.) (■) (.) B) (...) (;) (:) (.) (;) D) E) (.) (.) (.) (:) (...) (,) (:) (:} (.) (2004 - ÖSS} 69. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım 72 . Bir güvercin ^ B e n İ görünce ürktü_^ Acaba, açık yanlışı vardır? 1 II kalan pencereden mi girdi içeriye ? Oradan oraya A) Bize hep: "İyi bir kitap okuru olmakla övünü­ nüz." derdi. III uçuyor, dışan çıkacak bir yer anyor I Maviliği, belki B) "Bugünlerde işlerimiz iyi.” diyerek ellerini ovuşturdu. İV de çok uzaklardaki gemileri görüyor C) "O'zamanlar buğdaylarımız bu değirmende övütülürdü.” diye söze başladı. V D) Öğrencilerine her zaman dürüst olmayı öğüt­ lerdi. Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangi­ sindeki noktalama işareti yerinde kullanılma­ mıştır? E) Doktor, anneme: “Günde üç öğün yemek yi­ yin." dedi. A )l. (2004 - ÖSS) B )ll. C )lll. D) IV. E) V. (2005 - ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 73 . Bu kent , bahar aylarında , doğaseverlerin, yü- T M ili dırılırsa cümlenin öğesinde değişiklik olur? rüyCışçûîerin , bisikletlilerin , piknikçilerin gözdeIV V si durumunda. Küçük limanı _j_yeni yapılan baraj VI gölü , çam ormanlarıyla bezenmiş tepeleri , y\] VIÜ kır kalıveleriyle kent yorgunlarına sığınak oluyor. Aşağtdakilerin hangisinde verilen virgüller (,) işlev bakımından birbirinden farklıdır? A) I. ve II. B) ili. ve IV. D) VI. ve VII. 76. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki virgül (,) kal­ A) Onun gibi, yapıtlannda kendini anlatan sa­ natçılar da var, B) O, romanıyla bîr ilke imza attığını söylüyordu. C) Kardeşimin, atasözlerini ve deyimleri pek bil­ mediği ortaya çıktı. D) Ona, karşı takımın oyuncularından söz ettim. E) Yazdığı makalelerde, alıntı yaptığı kaynaklan belirtirdi. (2005 - ÖSS) C) IV. ve V E) VII. ve VIII. 7 7 . Altı yıl önce aramızdan ayrılan değerli sanatçımız, (2005 - ÖSS) I İstanbul'da açılan bir sergiyle anılıyor. Sanat yaşamı boyunca yapıtlarında çağdaş sanat akımlarını göz ardı etmeyen, bunun vanı sıra geleneklerimizi II 111 ve Anadolu Estetiğini de yüzeye çıkarmayı başaran IV 7 4 . Aşağidakİ cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? sanatçının yapıtlan 7 Şubat 200G tarihine kadar V izlenebilir. ' A) Bu kitap, ilk basımının üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra, yeniden yayımlandı. B) Çiçekçinin yeni açtığı dükkân çok iyi çalışıyor. C) Bir yapıtın kalıcılığını sağlayan birçok etken vardır. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır? A) I. B) II. C) 111. D) IV. E) V (2006 - ÖSS) D) Bu romanda yüzyılımızın temel sorunları yan­ sıtılıyor. E) Başarılı olmak için düzenli ve sürekli çalış­ mak gerekir. (2005 - ÖSS) 75. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Bu konudaki kararımı size bildirmeyeceğim. B) Konuşmasında bu konuya da değinecek. C) Bebeği bütün gün kardeşi oyalıyacak. D} Onun bu işi başaracağını söyleyebilirim. E) Onu kime verdiğimi anımsayamıyorum. (2005-ÖSS) 7 8 . Artık var olmayan şeyleri büyük bir özlemle kim bi­ lir kaç kez anmışızdır (} Kimi zaman, yalnızca geç­ mişte kalan şeylerin değerini anlayabiliyormuşuz gibi geliyor bana () Kültürümüzün aynimaz öğe­ leri gün geçtikçe yok olmaya yüz tutuyor () tarih­ sel yapılar, müziğimiz, bize özgü yemekler () Es­ kiden bilinen birçok olağanüstü yiyecek de unu­ tuluyor artık () hem de bir daha hiç yenmemek, tadılmamak üzere. Bu parçada ayraçlarla () gösterilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işa­ retleri sırasıyla getirilmelidir? A) (...) (,} (.) (...) (!) B) (.) (.) (:) (...) (;) C) (...) (!) (:) (;) (,) D) (!) (.) (;) (.) {;) E) (*}(...) (;) (:) {.) (2006 - ÖSS) Yazim ve Noktalama Bilgisi 7 9 . A^ağtdakilerin hangisinde hem ünsüz yumu­ şaması hem de ses düşmesi vardır? A) Akla gelen başa gelir. 82. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Bu tedaviden sonra hastalığın seyri değişti. B) Keskin sirke kabına zarar verir. B) Yıllık izninin bir bölümünü bu ay kullanıyor. C) Kırlangıcın zararını biberciden son G) Organ nakliyle yaşama döndürülen hastalann sayısı gün geçtikçe artıyor. D) Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar. E) Kurdun adı yaman çıkmış, ;tilki vardır baş ke­ ser. (2007 - ÖSS) D) Çağırılmadığı için akşamki davette o yoktu. E) Uzun süre yağmur altında yürüdükten sonra sığınacak bir yer buldu. (2008 - ÖSS) 8 0 . Yayınevimiz 2003*de kuruldu. 60'a yakın şiir kitabı I yayımladık. Tüm olumsuzluklara karşın şiirde bugün II bir hareketlilik yaşanıyor, iyi şiir vazılivor mu? Evet. Ill Güçlü bir şiir geliyor. Ne var ki yayımladığımız kitaplar cok satılmıyor. Bu, büyük vavınevlerinde de IV aşağı vukarı böyle. V Yukarıdaki numaralanmış sözlerden hangisi­ nin yazımı yanlıştır? A) I. B) 11. C) III. D) IV. 8 3 . Bütün yazarlann kendine sorduğu, bilinen^ kalıpI laşmış bir sorudur bu j_Niçin yazıyoruz Bu se­ li III rüya verilmiş benim bildiğim en güzel y a n ıt^ bir IV öykücümüzün o çok İyi bildiğimiz cümlesidir: "Yazmasam deli olacaktım!’' Ben de yazmaktan neden haz aldığımı düşündüm elbette ve cevabı­ nı Baudelaire’de buldum. Diyor kij_"Şair istediği V E) V anda kendisi ve bir başkası olabilmek için müthiş (2007 - ÖSS) bir ayncalığa sahip olan kişidir,” Benim için de yaz­ mak, kendim ve başkaları olabilme ayncalığıdır. 8 1 . Hemen hemen her yazar ilk romanında çocukluğu nu , gençliğini ve o dönemlerde yaşadığı yerleri Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaret­ lerinden hangisi vanlıs kullanılmıştır? A) I. anlatır. Gezip gördüğü yerler, alışveriş yaptığı dükkânlar, gittiği sinemalar romanlarındaki mekânlardır. Kendimden örnek vereyim j_ İlk romanımı yazdı­ ğımda yirmi yaşındaydım. Roman kahramanları­ mın : neredeyse tümü sokağımızın insanlanydı. Bizden üç ev ileride oturan Ahmet Muhip Dıranas'ın, “Fahriye Abla" şiirini evlerinin karşısında otuIV ran Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaret­ lerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? B) II. C) C) 111, D) IV. E) V. (2008 - ÖSS) 8 4. Çevrenizde olup biten her şeyden birkaç dakika­ lığına uzaklaşıp ruhunuzun derinliklerinden ge­ len kısık sesli müziği dinlediniz mi hiç () Aslında bu müziğin sözü, bestesi tamamen size ait. Emin olun, o şarkının sözlerinde çok şey gizli ( ) Be­ den, ruh sağlığına dikkat et ( ) para, kariyer önemli ama senden önemli değil; sevdiklerini, bundan da önemlisi kendini ihmal ediyorsun () diye fısıldayacak o şarkının sözleri. Nereden mi biliyorum () Çünkü bunlan yaşıyorum. Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşaretleri sırasıyla getirilmelidir? için yazdığı söylenirdi. V A) 1. B) II. D )IV E) V (2007 - ÖSS) A) (...) (.) (:) (;) (I) B) (!) (:) (,) (1) (?) C) (?) (:) (:) (.)'(?) D) (.) (.) (,) (,) (...) E) (?) (O (,) (.) (.) (2009 - ÖSS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 8 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım 8 8 . Tam yirmi beş yıl oldu. Her sabah erkenden gelir . yanlışı vardır? A) Bu binanın planını AvusturyalI bir mimarla birlil^e çizmişler. B) Müzenin bugünkü durumuyla ilgili bilgileri bir önceki sayımızda yayımlamıştık. C) O gezide yıllardır görmediğim bir arkadaşıma rastladım. bu duvann dibine serer kitaplan. Geçenler bakarlar, inceleyip , bırakırlar. Cağaloğlu’ndakİ bu kitapçı, ¥ ' III yokuşu tırmananlann görmeye alışık olduğu , vazN geçemediği bir parçası gibidir. Yalnız bir derdi var­ D) Buraya yeni bir yaya geçiti yapılacak. E) Şenlikler bu yıl mayıs ayında başlayacak. (2009 - ÖSS) dır: Güvercinler, Onlar kitapçıdan daha eski sahibi­ dirler bu duvann , vazgeçmezler yerlerinden. V 8 6 . "1969 yılında Güzel Sanatlar Akademisini bitirdim. I y P y _ Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden (,) hangisi yanlış kullanılmıştır? A) I. ş 8)11. 0)111. D) IV E) V. (2010-YGS) diklerimi 10 liraya satardım Dolmuş. Tef. Pardon III 'g ib i dergilere. İlk sergimi 1959 yılında Taksim meydanında açtım ve yalnızca üç tablo satarak IV yer kirasını ancak ödeyebildim." diyor usta ressam V sanat yaşamının ilk yıliannı anlatırken. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır? A) 1. B) II. C) III. D) IV. E) V. (2010-YGS) 89. Televizyon programlannda sunuculann göz önünde bulundurması gereken kurallar vardır. İşte bun1 lardan birkaçı : Anladım, tamam, hu, haaa, evet T gibi sözlerle konuşmacının sözünü kesmeyiniz . , yıllan arasındaki Latin işgali sırasında ÎİI Çünkü sunucunun gereksiz yere söze karışması tiarap olan kilisenin eski hâline kavuşması için konuşmacının dikkatini dağıtabilir. Sunucunun so­ çalışmalar yapıldı. Kilise genişletildi ve mozaiklerle II süslendi. Binanın kuzeyine ve güneyine eklemeler racağı sorulann ; konuşmacıyı konunun İçine çeİV kecek nitelikte olması gerekir. Görüşmeyi, zama­ yapıldı. Orta bölümü ise Türkler’in egemen olduğu 111 nın kalmadığını belirterek bitirmek, geçerliğini yi­ dönemde onanidı. 1511‘de de Vezir Ali Pasa IV V tirmiş bir önlemdir artık. 7 tarafından camiye çevrildi. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır? A ) 1. B) II. C) 111. D) IV E) V. (2010-YGS) Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaret­ lerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır? A) I. B) II. C ) 111. D) IV. E) V. (2010-YGS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 9 0. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler üşüşüyor zihnime; acılı, ezik, buruk, yorgun. 1 II ' 111 yaşayan “sırsız seramik” ustasını bu sanatın me­ raklıları tanır. Usta_j_derme çatma köy evinde yu- çekingen, kırgın, suçlayıcı, küskün... IV V I Bu cümledeki altı çizil! sözcüklerin hangisin­ de ünsüz benzeşmesi vardır? A) II. B) III. C) IV. 9 2. Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyû'nde D) I. E) V. murta kabuğu inceliğinde seramikler üretir, bun­ ların üzerine desenler çizer sonra^ Bu desenleII rin büyüleyiciliği nereden geliyor_7_ Besbelli tarih­ ili (2011 - YGS) ten süzülmüş türlü hayatlardan ^ Y a yolu Tavas’a IV düşürüp görmeliyiz onları ya da Türkiye’nin çe­ şitli müzelerini dolaşıp raflara daha dikkatli bakma!ıyız_^ V Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaret­ lerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? A) V. B) II. C) I. D) 111. E) IV. (2011 - YGS) 9 1 . Top peşinde koşan çocukları, pencereden sarkıp çamaşır asan genç kızlan çekinmeden fotoğraflamak mı istiyorsunuz? O zaman Balat vazgeçil­ mez mekânınızdır. Hele eski semtin II dar sokaklarına öyle bir ışık düserki hayran kalırIII siniz. Son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalaIV rıyla güzelleşen Balat Kültür Evini de görmeden V edemezsiniz. Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangi­ sinde bir yaztm yanlışı vardır? A) IV. B) V. C) 111. D) II. E) 1. (2011 - YGS) 9 3 . Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro ya­ pıtları olmasaydı, söylemek bile fazla, duygulanmız daha az bilinecek, bilgilerimiz daha az ola­ caktı. Çünkü edebiyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağlar. Daha doğru, daha insan­ ca yaşamamıza yardımcı olur. Bu parçada, virgülün İşlevleriyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisine uygun bir ör­ nek yoktur? A) Özel olarak vurgulanması gereken bir öğeyi belirtme B) Ara sözleri ayırma G) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümele­ rini ayırma D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini belirtme ' E) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma (2011-YGS) Yazım ve Noktalama Bilgisi 94 . Verdiği her uzun aranın ardından yeni albümüyle gönlümüzü fethetmeyi başaran pop müziği sa­ natçısı, bu kez eski şarkılarını yeniden yorumla­ yarak geçmişe bugünün penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça etkiliyor. Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarmdan hangi­ si yoktur? A) Ünlü daralması B) Ünlü düşmesi C) Ünsüz yumuşaması D} Ünsüz türemesi E) Ünsüz benzeşmesi (2012-YGS) 9 5. Necip Fazıl (} şair oluşunun öyküsünü şöyle an­ latıyor: “Şairliğim on iki yaşımda başladı. Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim. Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter () Bitişikte yatan veremli hasta kızın şiirleri varmış defterde. Bunu söyleyen annem, bir an gözleri­ min içini tarayarak 'Senin, şair olmanı ne kadar İsterdim!’ dedi. Annemin dileği bana, içimde bes­ leyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Gözlerim hastane odasının penceresinde () savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı uzun uzun düşünerek içimden şöyle bir ka­ rara vardım () ‘Şair olacağım, hem de büyük bir şair ()' Ve oldum." Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama İşa­ retleri sırasıyla getirilmelidir? A) {:)(.){:) (:)(.) B) (,){.) (;)(;)(.) C) (.}(...} (,){:) (!) D) (,)(...) (:)(.)(.) E) (;) (...) (:) (:) (!) (2012-YGS) 1. Cümlede arasöz kullanılmış. Arasözlerin başında ve sonunda virgül kullanılır. "İstanbul’da doğan bir kadının" arasözünün A, B, C seçeneklerinde başında ve sonunda virgül kullanılmamış. E’de ise “bu" işaret zamirinden sonra virgül kullanıl­ madığından, sözcük sıfat gibi olmuş. Dolayısıyla o da yanlıştır. D'de hata yapılmamış. 6. Anlam karışıklığı (l)'de görülüyor. Çünkü “Bayan” olan satıcı da olabilir, sözü söyleyen kişi de. Eğer araya virgül koyarsak bayan olan satıcı olamaz. Çünkü sıfatla, onun nitelediği isim arasına virgül konmaz. Böylece cümlenin öznesi belirmiş olur. Cevap A Cevap D 7. Yanlış yazım C'dedir. Çünkü son hecesinde dar ünlü bulunan “ göğüs” sözcüğüne, ünlüyle başla­ yan bir ek geldiğinde son hecedeki dar ünlünün, ses düşmesi kuralına göre düşmesi gerekir. Oy­ sa burada böyle bir düşme olmamış. Yani sözcük "göğsüme" şeklinde oimalı. Soruda aynca A'daki “hukuk” ve E’deki "tazyik" sözcükleri dikkati­ mizi çekiyor. Aslında iki ünlü arasında kalan "k” sert ünsüzünün yumuşaması ve "ğ" olması gere­ kirdi. Ancak bu, Türkçe sözcüklerde geçerlidir. Özellikle son hecesi uzun okunan sözcüklerde yumuşama olmaz. Cevap O 8. Birinci işaretli yere üç nokta gelmelidir. Çünkü yüklemi olmayan, okuyucunun yorumuna bırakı­ lan tamamlanmamış cümlelerin sonuna üç nokta gelmelidir. Diğer işaretli yere ise soğuklann şid­ detli olduğu, bir duyguyu aktaracak şekilde veril­ diği için ünlem getirilmelidir. Cevap A 9. Yazım yanlışı D’de yapılmıştır. Çünkü “renk-den” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi kuralına göre ha­ ta vardır. Bunu 8. soruda açıklamıştık. Bu soruyu İnceleyin. Sözcük “renkten” şeklinde yazılmalıdır. Birinci cümle soru yargısı taşıyan bir cümle oldu­ ğundan sonuna soru işareti gelmelidir, ikinci işa­ retli yere, Önceki cümle açıklama yapılacağını bil­ dirdiği ve daha sonra da bu, açıklandığı için İki nokta (:): tırnak işareti İçindeki cümle bir yargı cümlesi olduğundan sonuna nokta (.) getirilme­ lidir. Cevap A isim tamlamasında tamlayan, tamlayan eki “-ın, -İn, -un, -ün” alır. Seçeneklerdeki sözcüklere bu eki getirelim. “Elma-n-ın" “yara-n-ın", “su-y-un", “yazı-n-ın," “mavİ-n-İn". Görüldüğü gibi "su" ha­ riç diğerleri “n” kaynaştırma harfleri almış. “Su" İse "y” kaynaştırma harfi almış. Öyleyse kurala uymaz. Cevap C Soruda bazı sözcüklerin yazımının karıştırılma­ sıyla ilgili bir özellik sorulmuş. B'deki "kipriklerine" sözcüğü "kirpiklerine” olmalı. Cevap B Cevap D Noktalı virgül, sıralı cümleler arasında kullanılır. Bu özelliği sadece B'de görüyoruz. Diğer seçe­ neklerde ise virgül kullanılmalıdır. Çünkü D ve E'de sıfatlar, C'de nesneler arasına ancak virgül gelebilir, A'da ise ünlem bildiren sözü ayırmada virgül kullanılır. 1 0 . Boş bırakılan birinci yere, önceki bölüm bir cüm­ le özelliği göstermediği için virgül (,) konmalıdır, ikinci yere, cümle bir soru bildirdiği için soru işa­ reti (?): üçüncü yere bir haber cümlesi olduğu için nokta (.) konmalıdır. Cevap B Cevap B Yazım ve Nüktalama Bilgisi 11. (I) nolu yere, cümle bir haber cümlesi olduğun­ dan ve yargıyı tamamladığından nokta {.); (11) ve (IH) nolu yerlere cümlenin yüklemi bulunmadığın­ dan, yani cümle tamamlanmamış olduğundan üç nokta (...) getirilmelidir. Cevap B 1 7 . II, cümlede virgülün kaldıniması anlam kanşıklığına yol açar. Çünkü virgül varken bu sözcijk zamir görevinde olur ve başlayan şeyin yerine geçer. Eğer virgül kaldınlırsa “bu sabah" sıfat tamlama­ sı olur. Bu durumda cümlenin öznesi gizli kalır. Dolayısıyla bu cümleden virgül çıkarılmamalıdır. . Cevap B 12 . Soru İşareti, cevap almak amacıyla hazırlanan yani soru yargısı bildiren cümlelerin sonuna ko­ nur. Bu özelliği D’de görüyoruz. B, O ve E’de so­ ru yargısı var ancak temel cümle, yani yüklem soru özelliği göstermediğinden cümlelerin sonu­ na nokta konmalıdır. A’da ise soru bildirebilecek bir sözcük yok. Cevap D 13. C'dekl altı çizili sözcük bir bileşik sözcüktür. Yani iki sözcük kendi anlamlannı yitirerek bir araya gelmiş ve yeni bir sözcük oluşturmuştur. Bu tür sözcükler daima bitişik yazılır. A, B ve D'deki altı çizili sözcükler ikilemedir, ikilemelerse ayn yazılır. E'de ise bir köprü çeşidi söylenmiştir ve sözcük­ ler anlamlannı kaybetmemiştir. Cevap 0 18. Yazım yanlışı D'de yapılmıştır. Bu cümledeki “Li­ se" ve “Üniversite” sözcükleri, belli bir lise veya üniversiteyi ifade etmediğinden, yani herhangi bir lise veya üniversite olduğundan küçük harfle başlamalıdır. Cevap D 19- Açıklanan kural ünsüz değişimi kuralıdır. Seçe­ neklerde verilen sözcüklerin sonuna “-i" hal ekini getirerek denersek araç-aracı; tabak-tabağı; söğüt'SÖğüdü; dolap-dolabr, koç-koçu olur. Görül­ düğü gibi son sözcükte herhangi bir yumuşama olmamış. Tek heceli sözcüklerde genellikle ol­ maz. Ancak "çok-çoğu" gibi olanlar da vardır. Cevap E 2 0 . Boş bırakılan birinci yere, cümle anlamca ta­ 14. Boş bırakılan birinci yere, kansının söyledikleri açıklanacağı için iki nokta (:); ikinci yere cümle bir haber cümlesi olduğundan nokta (.);' üçüncü yere Sokrates'in sözü açıklanacağı için iki nokta {:): dördüncü yere cümle bir soru yargısı içerdiği için soru işareti (?) getirilmelidir. Cevap E mamlandığı İçin nokta (.); ikinci yere benzer öğe­ ler sıralandığı için virgül (,); üçüncü yere benzer sözcüklerin sürdürülebileceği anlamı olduğu için üç nokta (...); dördüncü yere, cümlenin yüklemi bulunmadığından, yani cümle tamamlanmadı­ ğından yine üç nokta (...) konmalıdır. Cevap D 2 1 . Virgül, B, C, D, E seçeneklerinde nesneden son­ 15. Yazım yanlışı B'de yapılmıştır, "af edilmesi” sözü bir bileşik fiildir, ancak bu “affedilmesi” şeklinde olmalıydı. Çünkü “af, his, zan" gibi sözcüklerde etmek yardımcı eylemiyle birleşirken ses türeme­ si olur. Yani sözcükler "affetmek", “hissetmek", "zannetmek” şeklinde söylenir. ra kullanılmış. Sadece A’da “O” öznesinden son­ ra olduğundan açıklamaya uygun bir kullanım oluşmuştur. Cevap A Cevap B 2 2 . Kısaltmalar kısaltıldığı harflerin okunuşuyla oku­ mış. Rakamla yazılan sayılara ek geldiğinde, ek­ ten önce kesme kullanılır, C'deki "milyon" sözü ek olmadığına göre, “2"den kesmeyle aynlmasına gerek yoktur. nur ve ona getirilen ekler de kısa okunuşa göre düzenlenir. Buna uymayan tek seçenek B'dir “TV" uzun okunursa, “televizyon" olur ek de “da" olur. Ancak kısa okunduğunda “teve” şeklinde okunur ek "de" şeklinde kullanılır. Burada kısalt­ madan sonra “da" denmesi yazım yanlışına se­ bep olmuştur. Cevap O Cevap B 16. Kesme işareti bu soruda hep sayılarda kullanıl­ Yazım ve Noktalama Bilgisi 2 3 . Özellikle ünsüzlerinden sözüne dikkat edelim. 3 0. iki nokta, bir cümlede açıklama yapılacaksa, Çünkü A, B, C, D’dekilerde ünlü düşmesi vardır. E’de ise "büyücek” sözü "büyükcek” şeklinde olacakken "k” düşmüştür. Bu, ünsüz olduğun­ dan sorunun cevabıdır. açıklama yapmadan hemen önce kullanılır. Par­ çada "Ama şunu unutmamak gerekir" sözü bir açıklama yapılacağını bildirir. Öyleyse sonuna iki nokta konmalıdır. Bundan sonra "unutulmaması gereken şeyin ne olduğu" açıklanmıştın Cevap E Cevap E 2 4 . Yazımı yanlış olan sözcük D’dedir, Çünkü hem "her" hem “yer" sözcükleri kendi anlamlarıyla kullanılmıştır. Bileşik isim olmadığından, bu söz­ cüklerin bitişik yazılması İçin hiçbir sebep yoktur. Cevap D 2 5 . Şiirin özellikleri sıralandığından boş bırakılan bi­ rinci yere virgül (,); ikinci yere cümle bittiğinden nokta {.); üçüncüye bir haber cümlesi olduğun­ dan nokta (.); dördüncüye bir soru cümlesi oldu­ ğundan soru işareti (7) getirilmelidir. 3 1 . “Yaşlılıkda" sözünün yazımı yanlıştır. Çünkü sert ünsüzlerden sonra yumuşak ünsüzün gelmeme­ si gerekiyor. Burada “k” sert ünsüzdür, sonra ge­ len “d” yumuşak ünsüzdür. Bunlar bir araya gel­ mez. Doğrusu “yaşlılıkta" olmalı “d” yerine "t” gelmelidir. Cevap A Cevap A 2 6 . B’deki ekin yazımı yanlıştır. Rakamları yazıyla ya­ 3 2. Türkçede sert süreksiz sessizler p, ç, t, k sessiz­ zarsak ekin ne olduğu belli olur. "Yetml-şnci" gibi bir yazılış doğru değildir. Ancak cümlede ek nci" şeklinde kullanılmıştır. Doğrusu “yetmişinci” yani “70’inci" olmalıdır. leridir. Bunlar iki ünlü arasında kaldıklannda sıra­ sıyla b, c, d, g (ğ) sessizlerine dönüşürler. Seçe­ neklere baktığımızda "kapak" sözcüğünde bu değişmeyi görüyoruz. Sözcük sonundaki “k" yu­ muşayarak "ğ” olmuş ve "kapağı” biçiminde söy­ lenmiş. Cevap B Cevap A 2 7 . IV. yere üç nokta konmaz. Çünkü cümlenin yük­ lemi vardır. Tamamlanmış bir cümle olduğundan sonuna nokta konmalıdır. Diğer cümlelerin tümü tamamlanmamış olduğundan yani yüklemleri ek­ sik olduğundan onlann sonuna üç nokta (...) gel­ melidir. Cevap D 2 8 . Virgül eş görevli sözcükler arasında kullanılır. Ill numaralı yerde eş görevli bu özellik yok; üstelik “hızlı yaşam" söz öbeğininin sıfatı durumunda bulunan "oluşan" sözünden sonra, sıfatla onun nitelediği söz öbeği arasına hiçbir noktalama işa­ reti gelemeyeceğinden, virgül kullanılmaz. 3 3. Seçeneklere baktığımızda D'deki “anlıyamamış" sözünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Doğrusu­ nun “anlayamamış" olması gerekir. Geniş ünlüle­ rin (a, e, o, ö) dar ünlülere {ı, i, u, ü) dönüşmesi, bu seslerin “-yor" ekinden önce gelmesiyle müm­ kündür. Yani "anlıyor" şeklinde olursa doğrudur, “y" koruyucu ünsüzü sadece "de-" ve "ye-" fiille­ rinde ünlüleri darlaştırabilir. Cevap D Cevap O 34. A’da, ünlem işaretinden sonra gelen "buraya” 29. Kesme işareti A'da yanlış kullanılmıştır. Çünkü “de" bağlacı bir sözcük sayılır ve hiçbir zaman kendinden önceki sözcüğe bitişik yazılmaz. Kes­ me işareti ise ancak bitişik yazılması gereken ek­ lerin değişik durumlarda ayn yazılması gerektiği zaman ekle sözcük arasında kullanılır. Bağlaç, ek olmadığından bağlacın kesmeyle ayrılması yanlış olmuştur. sözü küçük harfle yazılmış ve ayrı yazılması gere­ ken "mi" bitişik yazılmış. B'de, “mi” yine bitişik yazılmış. C’de seslenme olduğu halde “çocuklar”dan sonra ünlem işareti konmamış. Ayrıca iki­ lemeler arasına hiçbir noktalama işareti konmaz. D’de ünlem olması gereken yere iki nokta kon­ muş. Yazım ve noktalama bakımından yanlış bu­ lunmayan seçenek E’dİr. Cevap A Cevap E Yazım ve Noktalama Bilgisi 3 5 . Üç nokta, yüklemi eksik olan, yani yargıyı okuyu­ cunun yorumuna bırakan cümlelerin sonuna ko­ nur. İkinci cümleye baktığımızda, “yağıyor" gibi bir yüklemin eksik olduğunu görüyoruz. Cümle­ de bulunmayan eylemin yerine üç nokta konma­ lıdır. Ayrıca benzer örneklerin sürdürülebileceğini ifade eden cümlelerin sonuna da üç nokta konur. Son cümlede edebi eser türlerinin devam edebi­ leceği anlamı olduğuna göre buraya da üç nokta koyabiliriz. 4 1 . Seçenekleri incelediğimizde yazım yanlışının Cevap O caksa kullanılır. Buna göre baktığımızda D’de açıklama yapılacağı bellidir, "iki özellik vardır” denmiş ve bu iki özellik açıklanmış. Dolayısıyla parantezin olduğu yere iki nokta (:) gelmelidir. D'de yapıldığını görüyoruz. Sayı İsimlerinin ayrı yazılması gerekir; oysa “otuz beş" sö^ü bitişik yazılmış. Ayrı yazılması lazım. Cevap D 4 2 . İki nokta (:) kendinden sonra açıklama yapıla-, Cevap D 3 6. Yazım yanlışı B’dedir. “de” bağlacı ünsüz uyum­ larına uymaz. Sadece ünlü uyumlarına uyarak “de, da" olabilir. Dolayısıyla "hiç te" değil “hiç de" olacaktır. Cevap B 37. Üç noktanın kullanımıyla İlgili bilgileri 5. sorunun açıklamasından öğrenebilirsiniz. Buna göre III numaralı yere cümlenin bitmediğini göstermek için üç nokta (...) konmalıdır. 43 . Virgül (,) eş görevli sözcük ya da söz öbekleri arasında veya Öğelerin birbirinden ayrılması iste­ nen yerlerde kullanılır. Virgülün olduğu yerde ge­ nelde durulur. Oysa II. cümlede “İsteğiyle" sözü "dopdolu" sözüne sıkı bir şekilde bağlıdır. Orada virgülün bulunması duraklamayı gerektirdiğin­ den anlam bağlılığını zedeler. Cevap B Cevap O 38. Noktalı virgülün en önemli görevi, içinde virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmaktır. Bu özellik IV numaralı yerde görülüyor. Diğer yerler­ de virgül kullanılmalıdır. Cevap D 4 4 . Seçeneklerde hep “etmek" fiili kullanılmış. Ad soylu sözcüklerle bileşik fiil kuran bu fiil, son he­ cesinde dar ünlü bulunan adlarla kullanıldığında, bu adlann son hecesindeki dar ünlünün düşme­ si gerekir. Buna göre C’deki “devir etti” sözü “devretti” şeklinde olmalıdır, “Kabul, yemin, memnun” gibi sözcüklerde de son hecede dar ünlü vardır. Ancak bu dar ünlüler uzun okunduğu için hiçbir zaman düşmez. Cevap O 39, Virgül eş görevli sözcük ve söz öbekleri arasında kullanılır. I. ve II. de tamlayanlar arasında, 111. ve IV. de aynı tür öğeler arasında kullanılmıştır. “Bir­ likte" edatı ise kendinden önceki isme bağlılık gösterir ve isimle onun arasında noktalama işa­ reti kullanılmaz. Cevap E 4 5 . Yazım yanlışı B'de yapılmıştır. Burada geçen “bu­ yana" sözündeki "yana" sözcüğü edattır ve ken­ dinden önceki sözcükten ayn yazılır. Cevap B 40. Anlamca tamamlanmış haber cümlelerinin so­ nunda nokta konur. Parçaya baktığımızda 111 ile gösterilen yere nokta konmayacağını görürüz; çünkü ondan önceki cümle tamamlanmamış. Ya­ ni yüklemi eksik olduğundan sonuna üç nokta (...) getirilmelidir. Cevap C 4 6 . Parçayı İncelediğimizde V. yere benzer Örnekle­ rin sürdürülebileceğini göstermek için, VI. yere yüklem eksikliğinden dolayı üç nokta (...) konma­ lıdır. IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL Cevap E Yazım ve Noktalama Bilgisi 4 7 . Birinci parantezin olduğu yere Montesquieu’nun 5 4 . Açıklamadan anlaşılacağı gibi sadece sayılarda sözü açıklanacağı için iki nokta (:); ikinci paran­ tezin olduğu yere, sıralı cümleleri bağladığı için noktalı virgül {;): üçüncü parantezin olduğu yere cümle soru anlamı taşıdığı için soru işareti (?) ge­ tirilmelidir. kullanılan "ş" kaynaştırma harfi ünlüyle biten söz­ cüklerde kullanılır. Oysa "beş" sözcüğünün aslın­ da “ş" olduğundan yani sözcük ünsüzle bittiğin­ den bu sözcüğe kaynaştırma harfi getirilmez. Cevap B Cevap A 5 5. IV numaralı yerde olan ve “genç" sözcüğünden 4 8 . Yazımı yanlış olan sözcük, A'daki altı çizili söz­ cüktür. "Öğle" vaktini İfade eden bu sözcük "öğ­ leyin” şeklinde yazılmalıdır. Cevap A 4 9 . Parçayı İncelediğimizde birinci cümleden sonra özellikler açıklanacağı için cümlenin sonuna iki nokta (;) , İkinci yere eş görevli sözcükler devam ettiği için virgül (,), parçanın sonuna örnekler de­ vam ettiği İçin üç nokta (,,.) getirilmelidir. Cevap E 5 0 . Yazım yanlışı B'de yapılmıştır. Bu cümledeki “neslli" sözcüğü “ nesli"şekiinde yazılmalıydı. Çünkü “nesil” sözcüğünün son hecesindeki dar ünlü (i), sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde düşer. Cevap B 5 1 . Yazım yanlışı "göğüsü" sözcüğünün yazımında yapılmıştın İkinci hecesinde dar ünlü bulunan ki­ mi sözcüklere ünlü bir ek geldiğinde ikinci hece­ deki dar ünlünün düşmesi gerekir. Yani, sözcük, “göğsü” şeklinde yazılmalıdır. Cevap C 5 2 . Farklı bir noktalama İşareti, I. numaralı yere geti­ rilmelidir. Bundan önceki cümle bir yanlış kanının açıklanacağını bildirdiği için oraya İki nokta (:) getirilmelidir. Diğer numaralı yerlere, cümleler ta­ mamlanmış haber cümleleri olduğu için nokta (.) getirilmelidir. Cevap A sonra getirilen virgül, anlam karışıklığına neden olmaktadır. Bu virgül “genç" sözcüğünün özne olmasını sağlamaktadır. Oysaki bu cümlenin öz­ nesi gizli özne olan “ben" sözcüğüdür, İşte an­ lam karışıklığını gidermek için "genç" sözcüğün­ den sonraki virgül kaldınimalıdır. Cevap D 5 6 . Parçadaki boş parantezlerin olduğu yerleri ince­ leyelim; birinci yere soru anlamı taşıdığı için soru İşareti (?); ikinci yere yargı tamamlandığı İçin nokta (.); üçüncü yere aktarma cümlesinden ön­ ce geldiği için İki nokta (:); dördüncü yere yargı tamamlandığı için nokta (.) getirilmelidir. Cevap B 5 7 . Seçeneklere baktığımızda A’da “ayırtetmemizi" sözünde yazım yanlışı vardır. Birleşen sözcükler­ de ses düşmesi veya ses türemesi gibi bir ses olayı yoksa sözcükler ayrı yazılır. Buna göre "ayırtetmemizi” sözü ayn yazılmalıdır. Cevap A 5 8 . Dizelere baktığımızda, "bağn" sözcüğünde ünlü düşmesi, “toprağım” sözcüğünde sert ünsüz yu­ muşaması, “İnliyor" sözcüğünde ünlü daralması, "yamaçtan" sözcüğünde ünsüz benzeşmesi var­ dır. Dizelerde ünsüz düşmesinin örneği yoktur. Cevap B 5 9 . Seçeneklere baktığımızda C’de "yarında" sözcü­ ğünün yazımında yanlışlık olduğunu görüyoruz. Buradaki “da" bağlaçtır ve bağlaç olan “da, de" her zaman ayn yazılır. Cevap O 5 3 . Bu parçada üç nokta, yani IV numaralı yerdeki işaret yanlış kullanılmıştır. Çünkü ondan önceki cümle anlamca tamamlanmış bir haber cümlesi­ dir. Orada üç noktanın kullanılmasının hiçbir ge­ rekçesi yoktur. Cevap D 6 0 . Yargı tamamlandığı için 1,111, IV ve V numaralı ye­ re nokta (.) getirilmelidir. II. yere ise sonrasında bir söz açıklandığı için iki nokta {:) getirilmelidir. Cevap B Yazım ve Noktalama Bilgisi 61 . K noktalama işareti olan virgül özne görevinde 6 7 . Parçayı incelediğimizde I, III, IV ve V numaralı kullanılan "ev” sözcüğünden sonra, ll.’de yargı­ nın tamamlandığı yere nokta, lll.'de açıklama ya­ pılacak yere iki nokta, IV.’de benzer örneklerin sürdürülebileceği anlamınr içeren yere üç nokta konmuştur. Bu İşaretlerin hepsi gereklidir. V nu­ maralı yerdeki virgül ise gereksizdir. Çünkü "tel­ graflarla” sözcüğündeki “la (ile)" bağlaç görevin­ dedir. Bağlaç olan “ile"den sonra virgül kullanıl­ maz. yerlere yargı tamamlandığı için nokta (.)• konma­ lıdır, Eksiltil! cümle olduğu için II numaralı yere üç nokta (...) konmalıdır. Cevap E Cevap B 6 8 . Seçenekleri incelediğimizde, B'de “konuk sever; liğidir” sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu sözcüğün “konukseverliğidir" biçiminde biti­ şik yazılması gerekir. Cevap B 6 2 . Parçayı İncelediğimizde yargı tamamlandığı için birinci yere nokta (.), eş görevli sözcükler sıralan­ dığı için ikinci yere virgül (,), yargı tamamlanma­ dığı için üçüncü yere üç nokta (...), benzer örnek­ ler sürdürülebileceği için dördüncü yere yine üç nokta (...) konmalıdır. 6 9 . Seçenekleri incelediğimizde, C’de "övütülürdû” Cevap B Cevap C 6 3 . Altı çizili sözcükleri incelediğimizde D seçeneğin­ deki "Antırenör" sözcüğünün yazımının yanlış ol­ duğunu görüyoruz. Bu sözcüğün doğru yazımı “Antrenör" şeklindedir. Cevap D sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu söz­ cüğün “öğütülürdü" şeklinde yazılması gerekirdi. 7 0 . İki nokta (:) açıklama gerektiren yerlere konur. Buna göre E'de "şu iki yönünü açığa çıkarmıştır" sözünden sonra açıklama yapılacağı için iki nok­ ta (:) konmalıdır. Cevap E 6 4. Seçenekleri incelediğimizde C'deki “kanttlıyamadı" sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu sözcükte ünlü daralması olmayacağı için sözcü­ ğün “kanıtlayamadı” biçiminde yazılması gerekir­ di. Cevap O 7 1 . Parçada eksiltili cümle olduğundan birinci yere üç nokta, ikinci ve üçüncü yere virgül, yargı ta­ mamlandığından dördüncü yere nokta, beşinci yere de virgül getirilmelidir. Buna göre parçada ayraçlarla gösterilen yerlere (...), (,), (,), {.), {,) işa­ retleri sırasıyla getirilmelidir. Cevap C 65. Seçenekleri inceleyince, A'da “değişgeniik" söz­ cüğünün yazımının yanlış olduğunu görüyoruz. ' Sert ünsüzle biten sözcüklerden sonra “c, d, g" yumuşak ünsüzleri ile başlayan ekler gelirse ek­ lerin başındaki yumuşak ünsüzler sertleşerek "ç, t, k" olur. Bu sözcüi^e bu kurala uyulmamıştır. Sözcüğün, "değişkenlik" şeklinde yazılması ge­ rekir. 7 2 . Numaralanmış noktalama işaretlerini incelediği­ mizde, IV numaralr ünlem (!) işaretinin yerinde kullanılmadığını görüyoruz. Çünkü burada yargı tamamlandığından ünlem (1) işaretinin değil, noktanın (.) kullanılması gerekirdi. Cevap D Cevap A 7 3 . Parçadaki virgülleri (,) incelediğimizde; III, İV ve V 6 6 . Parçada numaralanmış yerleri İncelediğimizde V. yere herhangi bir noktalama işareti konmasına gerek olmadığını görüyoruz. Çünkü "geliştiren bireyler" bir sıfat tamlamasıdır. Sıfat tamiamalannda sıfat ile ismin arasına herhangi bir noktala­ ma işaret! konmaz. numaralı virgüllerle, VI, VII ve Vlll numaralı virgül­ lerin eş görevli sözleri ayırmada, yani aynı görev­ de kullanıldığını görüyoruz. Ancak 1. virgül özne­ den sonra, il. virgül ise zarf tümlecinden sonra kullanılmıştır. Dolayısıyla bunlann görevleri farklı­ dır. Cevap E Cevap A Yazım ve Noktalama Bilgisi 7 4 . Seçenekleri incelediğimizde B’de "Çiçekçinin" 7 9 . D'deki atasözünde hem ünsüz yumuşaması hem sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu söz­ cüğün ünsüz uyumu kuralına göre "Çiçekçinin" biçiminde yazılması gerekirdi. Cevap B de ses düşmesi vardır. Bu atasözünde geçen “yi­ ğidin" sözcüğünün kökü “yiğit"tir. Dolayısıyla bu sözcükte "l” sesi “d”ye dönüşmüş, yani ünsüz yu. muşaması olmuştur. Yine aynı atasözünde ge­ çen "gönlünde" sözcüğünün ek almamış biçimi de “gönür’dür. Bu sözcükte de "ü" sesi düşmüş­ tür. Cevap D 7 5 . Seçenekleri incelediğimizde C'de “oyalıyacaktı” sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu söz­ cükte ünlü daralması olmadığından, sözcük "oyalayacaktı" biçiminde yazılmalıydı; Cevap O 80. Numaralanmış sözlerden ilkinin, yani I numaralı sözün yazımı yanlıştır. Rakamlara ya da tarihlere getirilen ekler o tarihin ya da rakamın söylenişine uygun olarak ünsüz uyumuna uyar. Dolayısıyla bu sözün yazımı "2003’de" şeklinde değil, "2003'te" biçiminde olmalıdır. Cevap A 7 6 . B seçeneğindeki cümleyi öğelerine ayıralım; O, romanıyla bir ilke imza attiğını soviûvordu. Özne Nesne Yüklem Virgülü kaldırırsak, cümlenin öğeleri, O romanıyla bir ilke imza attığını sövlüvordu. Nesne Yüklem biçiminde ayrılır. Görüldüğü gibi, özne görevin­ deki “O" sözcüğü, virgül kaldırıldığında nesnenin içinde yer almaktadır. Cevap B 81. Parçadaki numaralanmış noktalama İşaretlerin­ den 111 numaralı olanı yanlış kullanılmıştır. Çünkü burada tamlayanı ile tamlananı arasına sözcük girmiş bir ad tamlaması vardır ve noktalı virgül (;) konan yerde herhangi bir noktalama işaretinin bulunmasına gerek yoktur. Cevap C 82. Seçenekleri İncelediğimizde D’de "Çağırılmadı­ ğı" sözcüğünün yanlış yazıldığını görüyoruz. Bu sözcükte ünlü düşmesi vardır ve bunun yazımda gösterilmesi gerekirdi. Yani sözcük, "çağrılmadı­ ğı" biçiminde yazılmalıydı. Cevap D 7 7 . Parçadaki IV numaralı söz olan “Anadolu Estetiği­ ni" sözünün yazımı yanlıştır. “Anadolu" özel isim olduğu için bu sözcüğün büyük harfle başlaması doğrudur: ancak "Estetiğini" sözcüğü tür adı ol­ duğundan büyük harfle değil, küçük harfle baş­ lamalıdır. Cevap D 8 3 . Parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerini incelediğimizde V numaralı noktalı virgülün {;) yanlış kullanıldığını anlıyoruz. Çünkü "Diyor kİ” sözünden sonra bir cümle aktarılmıştır. Burada bir açıklamanın olduğunu görüyoruz. Açıklama bildiren yerlerde noktalı virgül (;} değil, iki nokta (:) kullanılmalıdır. Cevap E 84. Parçada ayraçlarla belirtilen yerleri inceleyelim: 7 8 . Parçada ayraçlarla (} gösterilen yerlerden birinci ve ikinci yere yargı tamamlandığı için nokta (.), üçüncü yere örnek verileceği için iki nokta (:), dördüncü yere örneklerin sürdüğünü göstermek için üç nokta (...), beşinci yere de İçinde virgül kullanılmış sıralı cümleleri ayırmak için noktalı vir­ gül (;) konmalıdır. Dolayısıyla boş bırakılan yerle­ re sırasıyla (.) (.) {:) (...) (;) getirilmelidir ki bu da B’de verilmiştir. Soru anlamı olduğu için birinci yere soru işareti, açıklama yapılacağı İçin ikinci yere iki nokta geti­ rilmelidir, Aralannda virgül bulunan cümle ve söz öbeklerini ayırmak için noktalı virgül kullanılaca­ ğından üçüncü yere noktalı virgül konmalıdır. Ak­ tarma sözünün sonu olan dördüncü yere virgül, soru anlamı tâşıdığından beşinci yere soru işare­ ti getirilmelidir. Bu noktalama işaretlerinin doğru dizilimi C’de verilmiştir. Cevap B Cevap C Yazım ve Noktalama Bilgisi 85. D seçeneğindeki "yaya geçiti” sözü yanlış yazıl­ 9 2 . II. numaralı üç nokta işaretinin yanlış kullanıldığı mıştır, ‘'geçiti" sözündeki yumuşamanın yazıda gösterilmesi, yani sözcüğün "geçidi" biçiminde yazılması gerekirdi. anlaşılmaktadır. Sonuna getirildiği cümlede yar­ gının tamamlandığını görüyoruz. Dolayısıyla bu yere üç nokta değil, nokta getirilmelidir. Cümle­ nin devrik olmasının bir önemi yoktur. Cevap D Cevap B 8 6 . Altı çizili sözleri incelediğimizde İV numaralı 'Tak­ sim meydanında" sözünün yanlış yazıldığını gö­ rüyoruz. Kurala göre sokak, cadde, meydan vb. isimleri büyük lıarfle başlar. Ayrıca bunlara gelen çekim ekleri kesme işaretiyle aynlır. Bu sözün “Taksim Meydam’nda" biçiminde yazılması gere­ kirdi. Cevap D 87. Parçada yer alan III. söz, yanlış yazılmıştır. Millet isimlerine gelen ekler kesme işaretiyle aynlmayacağı için bu sözün "Türklerin" biçiminde yazılma­ sı gerekirdi. Cevap C 9 3. Parçada "Çünkü edebiyat," ifadesindeki virgül, "edebiyat” kavramını özel olarak vurgulamak için kullanılmıştır (A), “söylemek bile fazla" ara söz­ dür ve bu ara sözü ayırmak için virgüller kullanıl­ mıştır (B). “o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyat­ ro yapıtlan" ifadelerinde virgülün eş görevli söz­ cüklerin arasında kullanıldığını görüyoruz (C)."... duygulanmız dafıa az bilinecek, bilgilerimiz dalıa az olacaktı." ifadesiinde “bilinecek" ve “olacaktı" sözcükleri yüklemdir, dolayısıyla bu, sıralı cümle­ dir. Burada virgül, sıralı cümleleri birbirinden ayır­ mak için kullanılır (E). Parçada virgül, "tırnak için­ de verilmeyen aktarma cümlelerini belirtmek için” kullanılmamıştır. Doğru cevap D seçeneği­ dir. Cevap D 8 8 . Parçada "inceleyip” sözcüğünden sonraki II. nu­ maralı virgül yanlış kullanılmıştır. Bu, zarf-fiil olan bir sözcüktür. Kurala göre zarf-fiilierden sonra vir­ gülün kullanılmaması gerekirdi. Cevap B 89. Parçada IV numaralı noktalı virgül yanlış kullanıl­ mıştır, Söz konusu yerde noktalı virgül değil, vir­ gül kullanılmalıdır. 9 4. Cümleye baktığımızda "etkiliyor (etki-le-yor)” sözcüğünde ünlü daralması (A), “gönlümüzü (gönül-ümüz-ü)” sözcüğünde ünlü düşmesi (B), “verdiği (ver-dik-i)" ve “müziği (müzik-i)" sözcük­ lerinde ünsüz yumuşaması (C), “sanat-çı” sözcü­ ğünde ünsüz benzeşmesi (E) vardır. Ancak veri­ len cümlede ünsüz türemesinin örneği yoktur. Cevap D Cevap D 90. V numaralı "küs-kün" sözcüğünde ünsüz ben­ 9 5 . İlk ayraçla belirtilen yere yüklemden uzak olan zeşmesi vardır. Sert ünsüzlerle biten kelimelere (küs-), "c, d, g“ yumuşak ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek (-gün) geldiğinde ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşerek “ç, t, k” (-kün) olur. Bu kelimede de bunun örneğini görüyoruz. radaki “ki" bağlaçtır ve ayrı yazılması gerekir. Çe­ kimli fiillerden sonra gelen “kİ" bağlaçtır ve bu­ nun ayn yazılması gerekir. özneyi belirtmek için virgül (,) getirilmelidir. 2. ye­ re cümle tamamlanmadığı için (eksiltili cümle) üç nokta (...) getirilmelidir, 3. ayracın olduğu yere anlam kanşıklığını önlemek için virgül {,) getiril­ melidir. 4. yere iki nokta (:) getirilmelidir çünkü bu cümleden sonra açıklama yapılmıştır. Kendisin­ den sonra bir açıklama yapılacak cümlenin so­ nunda iki nokta (:) kullanılır. Son yay ayraçla be­ lirtilen yere İse ünlem işareti (!) getirilmelidir. Bu cümlede Necip Fazıl, duygusunu coşkun bir şe­ kilde ifade etmiştir. Bu durumda "Şair olacağım, hem de büyük bir şair" İfadesinin sonuna ünlem işareti getirilmelidir. Cevap O Cevap C Cevap E 91. 111 numaralı "düşerkl” sözü yanlış yazılmıştır. Bu­ 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 4. A} Burada, en çok eski arkadaşlarımı anyor, öz­ lüyorum. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında bir de­ ğişme olmaz? A) Buradaki gerçek, kanımca sanat gerçeğidir. B) Konunun az bilinen bir yönüne ışık tutuyor, aydınlatıyor. B) Her şey sanki aynı anda olup bitiyor gibidir. C) Yeni çıkan kitapları alıyor, hemen okuyorum. C) Bunun nereden kaynaklandığını kestirmek oldukça zordur. D) Gezilerinde yeni yerler görüyor, değişik in­ sanlar tanıyor. D) Oyunda avrıca. gülünç bulunabilecek man­ tıksızlıklara rastlanıyor. E) Yaptıklannı yeterli bulmuyor, eleştiriyor. E) Yaşamdaki gerçek ile sanattaki gerçek ço­ ğunlukla aynı değildir. (1990-ÖSS) (1990-ÖSS) 5. 2. Beyin zarı iltihaplan iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir. Bu yasadan, özel ve kamu kuruluşlarında çalışan­ lar yararlanacak. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakılerln hangisiyle giderilebilir? Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir? A) “sara nöbetlerine" sözü ile "ölüme" sözcüğü yer değiştirilerek B) "yol açabilir" yerine “neden olabilir” sözü ge­ tirilerek A) “yasadan”dan sonra "bütün" sözcüğü getiri­ lerek C) “sara" sözcüğü kaldı nlarak B) "ve" sözcüğü kaldırılarak D) “zan" yerine "zarının" sözcüğü getirilerek C) "ve" yerine, “kuruluşlarla" sözcüğü getirilerek E) "edilmezse" yerine “edilmediğinde" sözcüğü getirilerek D) "çalışanlar"dan sonra "kesinlikle" sözcüğü getirilerek (1990-ÖSS) E) “yararlanacak" yerine "yararlanabilir” sözcü­ ğü getirilerek (1990-ÖSS) 6. Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa bile bekle­ nen rahatlığa kavuş ulamam ıştır. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek İçin aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılma­ lıdır? 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ilk kez" sö­ zü gereksiz kullanılmıştır? A) "kavuşulamamıştır" yerine “ulaşılamamıştır” sözcüğü getirilmeli. A) Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyordum. B) “taşınmışsa" yerine "taşınsa” sözcüğü getiril­ meli. B) Uçağa ilk kez bineceği için çok heyecanlıydı. C) Bu kıyı kasabasına ilk kez gidiyordum. D) Böyle bir yarışmaya ilk kez katıiıyorüm. E) Onunla ilk kez bir arkadaş toplantısında ta­ nıştık. (1990-ÖSS) C) "beklenen" yerine “beklediğimiz" sözcüğü ge­ tirilmeli. D) “taşınmışsa bile" yerine "taşınılmışsa da" sö­ zü getirilmeli. E) “blie"den sonra “nasılsa" getirilmeli. (1990-ÖYS) Anlatım Bazukluklan 7. Tiyatro öyle bir sanattır ki, kişi bir oyunu anlama­ ya çalışırken sistemli düşünmeyi de öğretir. 1 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bir anlatım bozukluğu vardır? Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılma­ lıdır? A) Yanılmıyorsam, onunla ilişkisi olduğunu tah­ min ediyorum. A) “öğretir" yerine “öğrenir" sözcüğü getirilmeli B) Evden erken çık’abilirsem, arkadaşıma uğra­ mayı düşünüyorum. B) "anlamaya çalışırken" yerine "anlarsa” sözcü­ ğü getirilmeli C) Onunla bir daha karşılaşırsam, bu konuyu tartışacağım. C) “ kişi” yerine "kişiler" sözcüğü getirilmeli D) İşlerimi bitirebilirsem, sizinle yürüyüşe çıka­ cağım. D) “öyie" yerine "eğitici ve öğretici" sözü getiril­ meli E) "sistemli" yerine “doğru" sözcüğü getirilmeli. (1990-ÖYS) 8. Sanatçı, son günlerde okuduğu ve İlginç bulduk­ ları üzerine şunlan söylüyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılma­ lıdır? A) "günlerde" yerine "zamanlarda" sözcüğü ge­ tirilmeli B) “buldukları"ndan sonra "kitaplar” sözcüğü getirilmeli C) "İlginç” yerine “önemli” sözcüğü getirilmeli D) "buldukları" yerine "bulduğu kitaplar" sözü getirilmeli E) “şunları" yerine "düşüncelerini” sözcüğü ge­ tirilmeli E) Yağmur yağmazsa, açık havada dolaşaca­ ğım. (1990-ÖYS) 1 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, aynı anlama gelen sözcükler gereksiz yere bir arada kulla­ nılmıştır? A) O, çok çalışkan, titiz bir öğrencidir. B) Bir eserin, nasli incelenip eleştirileceğini öğ­ renmen gerekir. C) Son günlerde durmaksızın çalışıyor, çok yo­ ruluyordu. D) Sigara içmenin sağlığımıza ve sıhhatimize za­ rar verdiği kesin olarak biliniyor. E) Onu, herkes mutlu ve sevecen bir insan ola­ rak tanırdı. (1990-ÖYS) (1990-ÖYS) 1 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, aynı anlama gelen sözcüklerin bir arada kullanılması anla­ tım bozukluğuna yol açmıştır? 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bir anlatım bozukluğu vardır? A) Soğuklar yüzünden okullar bir hafta kapatıldı. B) Ahmet Bey, derneğimizin üye ve ikinci başka­ mdir. C) Bugünlerde resim yapmaya bir türlü vakit bu­ lamıyorum. D) Yazarın bu ikinci romanı, beni düş kınklığına uğrattı. E) Dinlenmek için yaz tatilini iple çekiyorum. (1990 -ÖYS) A) Sabah akşam yapılan bu yürüyüşlerin insanı dinlendirdiğine inanıyorum. B) Her gün, öğle ve akşam aynı yemeği yeme­ nin insanı bıktırdığını kimse inkâr edemez. C) Onu, yaz kış, her sabah durakta otobüs bek­ lerken görürdüm. ' D) Onun ikide birde, yeril yersiz bu konuyu aç­ masından rahatsız oluyoruz. E) Doktor ona, iki günde bir günaşın, bir aspirin almasını söylemiş. (1990-ÖYS) Anlatım Bozuklukları 1 3 . Aşağtdaki cümlelerin hangisinde bir aniatım bozukluğu vardır?' A) Tiyatrolarımizda bu ay, on yeni oyun salınelemeyi düşünüyoruz. B) Müzik alanında çok önemli bir yeri olan bu festivalin yaşatılması gerekin C) Bu sanatçılann çalışmalan ûç yıldır İlgiyle iz­ lenmektedir. D) Şelırimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikle­ ri gerçekleştirildi. E) Edebiyatını ve balesini tanıdığınız bu ulus, yakında resimde de varlığını gösterecektir 1 6 . (I) Ankara’da bahar, kırkikindi yağmurianyia baş­ lar. (II) Öğleden sonra birdenbire gökyüzü kararır şimşekler çakar, yağmur boşanır birden. (Ill) Son­ ra gökyüzü aydınlanır; ağaçlar daiıa yeşil, sokak­ lar daha temiz görünür. (IV) Havada taze bir esin­ ti ve toprak kokusu kaplar ortalığı. (V) Çiçeğe du­ ran tomurcuklar patlar, tepeden tırnağa bahan yaşamaya başlar ağaçlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) I. B) II. C) 111. D) IV. E) V. (1991 - ÖSS) (1991-ÖSS) 1 4 . Hitit tabletlerinde orman kelimesinin adı sık sık geçmektedir. 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) Köy konuları ile ilgilenmesinin nedeni, köylü­ yü yakından tanımak, onlarla bir arada yaşa­ ma fırsatını bulmuş oimamdandır. A) “sık sık” sözü atılarak B) "kelimesinin" yerine "kelimesi” sözcüğü geti­ rilerek C) “geçmektedir” yerine “geçer” sözcüğü getiri­ lerek D) “kelimesinin adı" yerine "kelimesi" sözcüğü getirilerek E) "tabletlerinde” yerine “tabletlerindeki” sözcü­ ğü getirilerek (1991-ÖSS) bozukluğu vardır? B) Edebiyata şiir yazmakla başlamış, daha son­ ra hikâye ve roman alanındaki çalışmalarıyla dikkati çekmiştir. C) Bu roman, olay örgüsü, ayrıntılann seçimi ve inandırıcılığı açısından yazann en başanlı eseridir. D) Benim amacım, toplumu, toplumla kişiler ara­ sındaki ilişkileri güzel bir dille, en iyi biçimde anlatabilmektir. E) Romanlanmdakİ kahramanların kimileri gün­ lük yaşamımda tanıdığım, kimileri de düşüm­ de yarattığım kişilerdir. (1991 - ÖYS) 15. Ona, buraya gelmeden önce mi sonra mı telefon ettin? Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki de­ ğişikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) “ona" sözcüğü, “sonra mı" sözünün arkasına getirilerek 1 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Burada, en çok ondan yakınlık gördük. , B) “buraya” sözcüğü kaldırılarak C) "gelmeden" yerine "gelince" sözcüğü getiri­ lerek B) Çok az veya hiç çalışmadan sınavlara girdiler. D) “mi" yerine “veya" sözcüğü getirilerek D) Düşündüklerini yazıya dökmekten çekinme­ diler. E) “önce mi" den sonra "geldikten" sözcüğü getirilerek (1991 - ÖSS) C) Bir sûre sonra resim çalışmalanna ara verdi. E) işiyle özel yaşamını birbirine kanştırmadı. (1991-ÖYS) Anlatım Bozuklukları B) Onu tanıyan herkes, kendisinden övgüyle söz ederdi. 2 2 . O gece onu izlerken bale sanatının yalnızca I II ■ bir duyguyu aktarma, bir duvguvu -İletme. Ill tüm dikkatleri bir duvou üzerinde yoğunlaştırma IV . V sanatı olduğunu ilk kez kavradım. C) Amacı, arkadaşlarını ikinci, kendisini birinci plana çıkarmaktı. Bu cümlede numaralanmış sözlerden hangisi atılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz? D) Beğenmediğim yanlanndan biri de iıerkesi eieştirmesiydi. A) I. 1 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) En çok sevdiği şey, ormanda yürüyüş yapmaWt. B) II. C) m. E) Eski dostlarıyla pek görüşmek istemezdi, D) IV. E) V (1991 - ÖYS) {1991 - ÖYS) 2 3 . Yazann Nk öykülerindeki kılçıklı dil aitmiş. I II III zamanla verini akıcı bir anlatıma bırakmıştır. IV V Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden han­ gisi atılırsa cümlenin anlamında bir daralma ya da bozulma olmaz? 2 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) i. B) 11. C) ili. C) Herkesin bildiği şeyleri değişik bir yaklaşımla ortaya koyuyor. D) Tek amacımız, yurdumuza dönmemiz ve üi; kemize yararlı olmaktır. E) İki yıl öncesine kadar sıradan bir yazar olarak bilinirdi. (1991-ÖYS) E) V (1991 - ÖYS) A) Sanat alanındaki başanlanna yenilerini ekli­ yorlar. B) Bu çalışmalarımla, eğitimimize yeni boyutlar kazandırmayı amaçlıyorum. D) IV. 2 4 . Aşağıdakllerin hangisinde, anlam belirsizliği­ ni gidermek için cümlenin başına bir şahıs za­ miri getirmek gerekir? A) Adana'ya yerleştiklerini duydum. B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim. C) Önerdiğin romanı iıenüz okuyamadım. D) Yanşmada birinci olduğuna sevindim. E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum. (1991 - ÖYS) 2 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Onun da yardımıyla işimizi kolayca bitirdik. B) Kanımca bu koşullarda datıa İyisi yapılamaz. C) Aralarındaki tartışma böylece sona erdi. 2 5 . (I) Dil insanların birbirleriyie İletişim kurmalarını sağlayan bir araçtır. (II) Toplumsal yapıya bağlı olarak sürekli gelişir ve değişir, (ili) Bunun doğal bir sonucu olarak da dilde durmadan yeni kav­ ramlar ortaya çıkar. (IV) Bu kavramlan karşılamak için yeni sözcükler yaratılır. (V) Yeni sözcükler ya­ ratmak İçin her ulus, dilinin sunduğu olanaklar­ dan yararlanma yoluna gitmesi gerekir. D) O, bu soruna kendince bir çözüm bulmuş. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde bir anlatım bozukluğu vardır? E) Bence bu konuda onun iıaklı olduğunu san­ mıyorum. A) (1991 - ÖYS) B) II. C) III. D) IV. E) V (1992-ÖSS) Anlatım Bozuklukları 2 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?' A) ilkbaharda, sabahlan bülbül sesleriyle uya­ nırdım. B) Sokağa bakan, küçük ama şirin bir evimiz vardı. C) Mahallenin çocukları çoğunlukla bizim bah­ çede oynarlardı. 2 9 . Kendisine söylenen bu sözü duyar duymaz oturduI II 111 ğu yerden avaaa kalktı, kürsüye yöneldi. IV V Bu cümlede, altı çizili sözcüklerin hangisi ge^ reksiz kullanılmıştır? A) I. B) II. C) III. (1992-ÖSS) E) V. (1992-ÖSS) D) O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş yaşlanndaydı. E) Komşulanmızla sık sık birbirimize gider gelir­ dik, D) IV. IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL 30. Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de.... 27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle anlatım bakımından bozuk olur? A) Sabahları durağa kadar yürüyor ve otobüse biniyorum. A) yeşil alanlann azlığındandır. B) Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve destekliyorum. C) sanayi kumluşlannın kent İçinde bulunmasıdır. C) Bu dergiyi ilk yayımlandığı günden beri alıyor ve zevkle okuyorum. D) Televizyondaki açık oturumlan beğeniyor ve sonuna kadar izliyorum. B) motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazlarıdır. D) ısınmada kükürt oranı yüksek olan kömür kullanılmasıdır. E) çarpık yapılaşmanın, hava dolaşımını engel­ lemesidir. (1992-ÖSS) E) Akşamlan, bir süre çalışıyor ve sonra dinleni­ yorum. (1992-ÖSS) 2 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım 3 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? bozukluğu vardır? A) Düşüncelerini yazıyla değil, sözle anlatmayı seviyordu. A) Başkalarının sorunlanna önem verir, onlara çözümler bulmaya çalışır. B) Önerilerimizi dinliyor ne var ki onlann hiçbiri­ ni uygulamıyordu. B) Bu yorucu çalışmanın ardından İyi bir tatil yapmayı düşünüyordu. C) Sağlık durumlannın iyi ancak çok yorgun olduklan görülüyordu, C) Kentimizi yeşillendirme çalışmalanna okullanmızın da yardımcı olması istenmektedir. D) Gazetesini sürekli yanında taşıyor ama bir türiü okumaya firsat bulamıyordu. • D) Bu kuruluş, yetişkinlerden çok, gençlere da­ ha fazla hizmet etmektedir, E) Bu konuda bilgi sahibi olmasına karşın, gö­ rüşlerini belirtmekten kaçınıyordu. E) Yeni düzenlemeyle, trafik sıkışıklığı önlenmiş, kazalar da büyük ölçüde azalmıştır. (1992-Ö SS) (1992-ÖYS) Anlatım Bazukluklan 3 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım 3 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? bozukluğu vardır? A) Bu, eleştirmenlerin söylediği kadar etkileyici bir film değil. A) Bu önlemler ekonomik ve sağlık; açısından yararlı sonuçlar verdi. B) Seyircilerle biz eleştirmenler bir kez daha ters düştü sanınm. B) Toplantıda eğitim sorunları tartışılacak ve bunlara çareler aranacak. C) Yönetmen bundan önceki filminde daha ba­ şarılıydı. C) Bu kitap çeşitli alanlarda yapılmış araştırmalan ve bunların sonuçlarını içeriyor. D) Seyircinin filme gösterdiği ilgi, benim düşün­ celerimin yanlış olduğunu ortaya koyuyor, D) O günlerde, bu konuya çeşitli gazete ve der-* gilerde oldukça geniş yer verilmiştir. E) Bir belgesel yapılmak istenmişse de amaca ulaşılamamış. E) Olayın soruşturulması ve sorumlulannın bu­ lunması için bir komisyon oluşturuldu, (1992-ÖYS) (1992-ÖYS) 3 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Türkçede, Arapça ve Farsça dillerinden gel­ miş sözcükler vardır. ’ B) İnsanlar, çokeski çağlarda bile dillerine önem vermiş, onu bilimsel araştırmalara konu yap­ mışlardır. C) Etimoloji incelemeleri birçok sözcüğün yan­ sımadan doğduğunu gösterir. D) Dillerin kavramca zenginleşmesinde anlam genişlemesinin payı büyüktür. E) İnsanoğlu konuşmayı, uygarlık yolunda bir hayli ilerledikten sonra öğrenmiştir. 3 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Trenin zamanında kalkmaması, yolcuların ca­ nını sıkıyor. B) Büyük kentlerdeki ulaşım sorunu gün geçtik­ çe büyüyor. C) Yağmurlu günlerin ardından güneşli günlerin gelmesi bekleniyor. D) Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ceket giymesi gerekiyor. E) Bu yıl, tahıl üretiminin daha da artacağı umu­ luyor. (1992-ÖYS) (1992-ÖYS) 3 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı anlama 3 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Onlarla bugünlerde sık sık karşılaşıyorum. B) Sorulanna cevap vermekte güçlük çekiyorum. C) Bunu, kendim ve arkadaşlanm adına söylü­ yorum. D) Başkalarının anlattıklannt büyük bir dikkatle dinliyorum. E) Toplantıya katılmak ve düşüncelerimi açıkla­ mak istiyorum. (1992-ÖYS) gelen sözler, gereksiz yere bir arada kullanıl­ mıştır? A) Bu arkadaşını ötekilerden farklı tutar, incitme­ meye çalışırdı, B) Umduğunu bulamamış, bir süre sonra köyü­ ne dönmüştü. G) Buralara ayda yılda bir, seyrek olarak gelirdi. D) O, bu yörede tanınmış, sözüne güvenilir bir kişiydi. ,E) Söylenenleri dinliyor, anlıyormuş gibi davra­ nıyordu. (1993-ÖSS) Anlatım Bozuklukları 3 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım ijozukluğu vardır? 4 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çiziü sözcük, gereksiz kullanılmıştır? A) Bugün tatil olduğundan, sabahleyin geç kalktım. A) Ürünlerimiz ilk defa olarak o yıl dünya pazarlanna çıktı. B) Arkadaşımız, çok çalışkan bir çocuktu. B) Şehrin kuzeyindeki gölün çevresinde büyük c ^ ağaçları vardı. C) Dûn akşam, rüzgâr ortalığı altüst etti. C) Akşamları müzik dinleyerek ya da kitap oku­ yarak vakit geçirirdi. . D) Birbirlerini çok İyi anlar, inanırlardı. E) Dun gece çok garip bir rüya gördüm. (1993-ÖSS) D) Burada kışın en büvük sorunumuz hava kirli­ liği oluyor. E) Turizmin yarariarı konusunda bir toplantı dü­ zenlenecek. 3 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1993-ÖSS) A) Toprak kaymasının en çok nerelerde görül­ düğünü saptayarak buna karşı hangi önlem­ lerin alınabileceğini tartışacağız. B) Araştırmamda, anaokuluna giden çocuklarla gitmeyenlerin dil gelişimini karşılaştırıp arala­ rındaki farkı belirleyeceğim. C) Bu mevsimde, balkondaki çiçeklerin kapalı bir yere taşınması gerekiyor. D) Bu toplantıda çeşitli hastalıklar ve bunlann nedenleri konusunda ayrıntılı açıklamalar ya­ pılacak. E) Neşeli ve güldürü unsurlannın çokça kullanıl­ dığı bu filmi mutlaka görmelisiniz. (1993-ÖSS) 4 3 . Türkçede, bir cümlenin öznesi, birinci ve üçüncü tekil kişiden oluşuyorsa, yüklemi birinci çoğul ki­ şi olur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uy­ mamaktan kaynaklanan bir bozukluk vardır? A) Ben onunla İlk kez sizin evde karşılaştım. B) O filmi seninle birlikte İzlemiştik sanırım. C) Son durağa geldiğimizde, otobüste bir ben bir de o yaşlı adam kalmıştı. D) O, ağabeyinle aynı lisede okumuştu. 4 0 . Enerji (1) çocuklar (II) ergenlik çağındakiler ve (III) hastalık sonrası güçlenme (IV) dönemindeki kişi­ ler için (V) önemlidir. E) Hatırlarsan, geçen sene bu günlerde sen, ben ve kardeşim denize giriyorduk. (1993-ÖSS) Yukarıdaki cümlede numaralanmış yerlerden hangisine “özellikle” sözcüğü getirilemez? A) i. B) II. C) 111. D) IV. E) V (1993 - ÖSS) 4 1 . (i) Yazılarınızda, dilimize önem verilmeyişinden yakınıyorsunuz, (li) Dilimize gereken ilgi ve öne­ mi vermek zorundayız, diyorsunuz. (Ill) Bu konu­ da sizi içtenlikle destekliyorum. (IV) Ne var ki, di­ le gösterilmesi gereken özeni siz de göstermi­ yorsunuz. (V) Birçok sözcüğü yerinde kullanma­ dığınızı üzülerek görüyorum. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde bir anlatım bozukluğu vardır?. A) I. B) II. C) İli. 4 4 . Zaman zaman şiir yazıyor ve yayımlıyorum; ama ben şiiri hiçbir zaman köşe yazariiğı gibi düşün­ müyorum. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir? A) "şiiri" yerine "şairiiğ!" sözcüğü getirilerek B) “hiçbir zaman” sözü atılarak C) “gibi” yerine "olarak" sözcüğü getirilerek D) "ben" sözcüğü atılarak E) V E) "düşünmüyorum" yerine “düşünmedim" söz­ cüğü getirilerek (1993-ÖSS) (1993-ÖYS) D) IV Anlatım Bozuklukları 4 5 . (I) Yıiiar önce, sevdiğim bir şairin, beğendiğim bir kitabını almıştım, (il) Bu kitabı yıllardır özenle sak­ lıyordum. (İli) Dün, onu bir kez daha okuyarak anılarımı tazelemek istedim. (IV) Ancak kitabı ki­ taplığımda nereye koyduğumu bir türlü bulama­ dım. (V) Ya birine vermiş ya da bir yerlere sıkıştır­ mış olacağım. 4 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­ sinde bir anlatım bozukluğu vardır? C) Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır. A) I. E) V. D) Masanın üzerindeki kağıtlar, kitaplar birbirine kanşmış. (1993-ÖYS) E) Dün aldığı gazeteleri, dergileri hâlâ okuyama­ dı. B) II. C) III. D) IV. bozukluğu vardır? A) Toplumsal yaşamda herkesin uymak zo-runda olduğu kurallar vardır. B) Kağıt tüketimi bir toplumun gelişmişlik gös­ tergelerinden biridir, (1993-ÖYS) 4 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 4 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kul­ A) Bu yazıyı hazırlamadan önce, yalnızca dergi­ leri değil, gazetelen de taraman iyi olur. B) Okuduklannı ezberlemek değil, tartışarak özümlenmesini sağlamak gerekir. C) Bu konuda yetkililerle konuşarak onlann gö­ rüşlerini almayı düşünüyoruz, D) Şişmanlıktan kurtulmak için beslenmenize dikkat etmeli, aynca düzenli olarak spor yap­ malısınız, lanılmamış bir sözcük anlatım bozukluğuna yol açmıştır? A) Başarı sözcüğünün anlamı kişiden kişiye de­ ğişir. B) Her insan, yaptığı işin beğenilmesinden hoş­ lanır, C) Sürekli ve düzenli bir çalışma kişiyi başarıya ulaştırın E) Çocukların, masal kitaplarından çok, resimli romanlara ilgi duydukları bilinmektedir, D) Önemsenmeyen, gereksiz hatalar başanyı engeller. (1993-ÖYS) E) Önemsiz gibi görünen aynntılann da bir işle­ vi vardır. (1993-ÖYS) 4 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 50. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "de” sözcü­ A) Yaşamını zenginleştiren, anlam kazandıran birçok dostu var. ğünün atılması anlam değişikliğine yol açar? B) Her yıl arkadaşlanyia Bodrum’a gider, orada uzun bir tatil yapar. A) Oraya uğra da arkadaşının düşüncelerini öğ­ ren. C) Sınıfta kaldığına çok üzüldü, bunu kimseye söyleyemedi. C) Ne kendi geldi ne de çocuklarını gönderdi. D) Yoida arkadaşlanyla karşılaştı, onlara, olanla­ rı anlattı. D) Ben bu öğüdü ona değil de sana vermeliy­ dim. i E) Yeni bir ev aldı, içini istediği gibi döşedi. E) Dün akşamki toplantıda ben de konuştum, (1993-ÖYS) "S I s/ B) Onu hem de bugün aradım. (1993-ÖYS) An 1a t i m B a zu kIu !da r i 5 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) İş konusunda ben onu, o da beni etkilemek istemez. B) Onun bu durumda nasıl davranacağını sen benden İyİ bilirsin. C) Görüşlerinizi sözle değil, yazıyla belirtmelisi­ niz. D) Yazılannda ayrıntılara girmeyip konunun özü­ nü vurgular. E) Söylediği sözün doğruluğuna inanıyorsa onu asla geri almaz. 5 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Böyle bir yanşmaya İlk kez katılıyorum. B) Yanşmaya katılmadan önce özel bir hazırlık yapmadım. G) Özel zevklerim arasında kitap okumayı seve­ rim. D) Bu tür yanşmalarda sorulan soruları kolay buluyorum. E) Öteki arkadaşlara başanlar dilerim. (1994-ÖSS) (1994-ÖSS) 5 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 5 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Genellikle kitap okuyarak vakit geçiriyorum. B) Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz. C) Bu yıl, tatilimi İstanbul'da geçirmek isliyorum. D) Orada, eski arkadaşlarımla görüşeceğim. E) Onunla geçen yıl burada karşılaşmıştık. (19 94 -ÖSS) A) Okula yeni başlayan çocuklann okulu sev­ mesinde öğretmenin rolü büyüktür. B) Çocuklara, okula başlamadan önce aileler, okulda da öğretmenler okulun yararlarını an­ latmalı. 0) İlkokula başlayan çocuklara, yeni arkadaşlar edinecekleri söylenmelidir. D) Okula giden çocuk, bir süre sonra anne-babasıyla olduğu gibi öğretmeniyle de İletişim kurmayı Öğrenir. E) Anne ve babalar çocuklarıyla sürekli ilgilen­ meli, öğretmenine durumunu sormalıdır. (1994-ÖSS) 5 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Eldeki sonuçlar, bugüne değin yanlış bir yal izlendiğini açıkça ortaya koyuyor. 5 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kavuşmak" sözcüğü yerinde kullanılmamısttr? B) Olayla İlgili olarak herkes başka başka şeyler söylüyor. A) Sonunda gün kavuştu, karanlık bastı. C) Çoğu kişi, sorunun bîr başka çözümünün ol­ madığı kanısında. C) Bu dere, biraz ileride Sakarya'ya kavuşuyor­ du. D) Bu tutumuyla ailesine zarar mı veriyor yarar mı anlayamadık. D) Öteki kentler gibi bu kent de çirkin bir görün­ tüye kavuştu. E) Dostlann birbirlerini eleştirmekten kaçınmala­ rı gerektiğine inanıyorum. E) Biricik oğluna kavuşmuş, yıllann özlemi dinmişti. (1994-Ö SS) (1994-ÖYS) B) Şişmanlamıştı, ceketinin önü kavuşmuyordu. Anlatım Bozuldukları 5 7 . AşağfdakI cümlelerin hangisinde bîr anlatım bozukluğu vardır? 6 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım A) Onun, görüşlerime bu kadar değer verdiğini bilmiyordum. A) Çocukların eğitiminde hem ailenin hem de okulun Önemli rolü vardır. B) Her zaman, çevresinde sevilip sayılan bir l<işi olmuştur. B) Okuma sevgisi konusunda çocukların en çok anne ve babalannı örnek aldıkları unutulma­ malıdır. C) Son günlerde lıerkes onun başanlarından söz ediyor. D) Bu konuda bana son derece anlayışlı davrandıniz. E) Ne zaman aranıza gelsem daima güç verdi­ niz. (1994-ÖYS) bozukluğu vardır? . C) Çocuklara, yeteneklerini geliştirmeleri için gerekli olanaklar sağlanmalıdır. D) Çocuklar bundan en az zarar ya da hiç zarar görmeden kurtanlmalıdır. E) Oyuncak seçerken çocuğun yaşına uygun olanlar tercih edilmelidir. (1995-ÖSS) 58 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcü­ ğün gereksiz yere kullanılması anlatım bozuk­ luğuna yol açmıştır? 62 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı anlama A) Hiç olmazsa bir acı kahvemizi için. B) Hiç olmazsa hafta sonlannda eve geliyor. C) Hiç olmazsa bari yağmurun dinmesini bekle­ yin. D) Hiç olmazsa ara sıra telefonla arayın. E) Hiç olmazsa senin gibi güçlük çıkarmıyor. (1994-ÖYS) 5 9 . (I) Simurg, bir İran efsanesinde gerçeğin peşine düşen kuşların öyküsü anlatılır. (II) Kaf Dağı’nın ardında yaşayan masal kuşu Simurg'dur aradık­ tan. (Ill) Binlerce kuşun katıldığı, yıllar süren bir arayışın sonunda yalnızca otuz kuş ulaşabilir Kaf Dağı'nın ardına. (IV) Gel gör ki Simurg diye bir kuş yoktur orada. (V) Masala göre asıl gerçek, onu arayanlann kendisidir. gelen sözler gereksiz yere bir arada kullanıl­ mıştır? A) Kahvaltıdan önce tüm öğrenciler, ellerinde süpürgeler, derslikleri ve spor salonunu te­ mizliyorlar. B) Bu gençler, ölmek üzere olan, can çekişen bir sanat dalını canlandırmak için yetiştirili­ yorlar. C) Onlar, işyerlerini temiz ve düzenli tutmayı, vazgeçilmesi olanaksız bir görev bilmişler. D) Öğrenciler, öğretmenlerine ve arkadaşlarına her zaman saygılı davranıyorlar. E) Bu eğitim merkezinde, gençlere oyma mobil­ ya ve dekorasyon işleri öğretiliyor. (1995-ÖSS) Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) I. B) II. C) 111. D) IV. E) V. (1994-ÖYS) 6 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Üyelerimize derneğimizin çalışmalan konu­ sunda bilgi vermek istiyoruz. 6 0 . Aşağıdaki dizelerin hangisinde özne - yüklem uyuşmazlığı vardır? A) Gözümün değdiği yere gül düşer. B) Dinle de gönlümü alıver gitsin. C) Yeryüzünde İ3İr sen bir de ben vanm. D) istersen dünyayı çağır imdada. E) Arkandan gelecek hep ayak sesi. (1995-ÖSS) B) Bu yılkı etkinliklerimiz arasında çeşitli geziler de yer alacaktır. C) İşte bu yüzden dolayı sîzleri buraya toplamış bulunuyoruz. D) Çevre ile ilgili çalışmalarımızda başarıya ulaş­ tığımız söylenebilir. E) Bu konulan yeni üyelerimizle aynca görüş­ meyi düşünüyoruz. (1995-ÖSS) Anlatım Bozuklukları 6 4 . Aşağjdaki cümlelerin hangisinde bfr anlatım bozukluğu vardır? 6 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Toplantıya katılırsak btz de düşüncelerimizi açıklayacağız. A) Belki de olay çıkarmak için değil, kendini sa­ vunmak için böyle davrandı. B) Sorunu çözebilmek için sizden de bilgi iste­ yeceğiz, B) Eminim ki adam güç durumda olmasaydı belki de o parayı almazdı. C) Bu konuyla ilgili açıklamayı yarın yapacağız. C) Kim bilir, önemli bir işi çıkmıştır. D) Oraya zamanında varabilmek için erkenden yola çıkacağız. D) Belli olmaz ki sizinle birlikte gitmek ister. E) Bu haberin ne kadar doğru olup olmadığını öğreneceğiz. E) Biliyorum, belki akşama doğru gelir. (1995-ÖYS) (1995-ÖSS) 6 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Türkiye'nin birkaç bölgesi hariç henüz kar I yüzü görmedi. 6 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Peribacalannın oluşmasında, toprağın yumu­ şaklığının yanı sıra rüzgann da rolü vardır. B) Hava sıcaklığının birkaç derece daha düşme­ si bekleniyor, B) Bu yöre, tarihi değerler ve doğal güzellikler açısından yerli ve yabancı birçok turistin ilgi­ sini çekiyor. C) Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, belirli saatlerde dışanya çıkmamak gerekir. C) Tarihi eserlerin bir bölümü, zamanında İyi ko­ runmadığı için özelliklerini yitirmiş, D) Şiddetli rüzgârın deniz trafiğini aksattığı söy­ leniyor. D) Dünyada, tamamı mermerden yapılmış olan İlk anıtsal tapınak Ege'nin Efes kentinde ol­ duğu biliniyor, E) Kar yağışı sürerse okullann tatil edilmesi dü­ şünülebilir. (1995-ÖSS) E) Buranın bütünüyle bir yeraltı l^enti olduğu, ancak kentin bir bölümünün ortaya çıkarıldığı söyleniyor. (1995 -ÖYS) 6 6 . (I) Bu donem tiyatro yazarlan, okunsun diye de­ ğil sahnede oynansın diye oyun yazarlardı. (11) Ti­ yatro oyunlan, değerli edebiyat örnekleri sayılmadığı için bunlar genellikle yayımlanmazdı. (İli) Bugün çoğunluk için film senaryoian neyse, o sı­ ralarda vazılan tiyatro oyunları da oydu. (IV) İşte bu yüzden o çağda üretilen tiyatro oyuniannın çoğu yok olup gitti. (V) O dönemde yazılanlardan elimizde sadece bu oyunlar kaldı. Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerin­ den, altı çizili sözcüğün atılması cümlede an­ lam değişmesine yol açar? A) 1. ve 11. B) 1. ve ili, D) İli. ve IV. C) II. ve 111. E) IV ve V. (1995-ÖSS) 6 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Mevlana, Türkler olduğu kadar yabancılar ta­ rafından da tanınan bir düşünürdür. B) Bugüne kadar Köroğlu’nun kişiliğiyle İlgili çe­ şitli görüşler ileri sürülmüştür. C) Tekke edebiyatı şairlerinde,Tasavvuf düşünü­ şü üzerine temellenen bir bakış açısı görülür. D) Dede Korkut hikayelerinde şiir ve düzyazının iç içe kullanıldığı bölümler vardır. E) Halk Tasavvuf edebiyatında ürün veren şair­ lerin çoğu. Yunus Emre'nİn izinden gitmiştir. (1995-ÖYS) Anlatım Bozuklukları 7 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Kışın burada ulaşım teleferikle sağlanıyor. B) Bu yörede turistlerin her türlü ihtiyacını karşı­ layabilecek tesislerimiz var. C) Bu girişim, sağlığa verdiğiniz önem ve karar­ lılığın bir göstergesidir. D) Doğal çevrenin korunması, buradaki yöneti­ cilerin bir başarısıdır. E) Bu tür güçlüklerin bir daha yaşanmaması için gerekeni yapacağız. 7 3 . Bu konuda gençleri azımsamak doğru değildir. . Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakllerden hangisidir? A) Gereksiz sözcük kullanılması B) Bir sözcüğün anlam bakımından yanlış kulla­ nılması C) Tamlamanın yanlış yapılması D) Ekeyiemin yanlış kullanılması E) Yüklemine göre olumsuz cümle olması (1996-ÖSS) (1995-ÖYS) 7 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bo­ zukluğu vardır? 7 1 . Arkadaşlar tatilde trenle Ankara'ya, oradan I II otobüsle Samsun'a gidecekler, sonra da III A) Bu işi onun başaracağını sanıyorum. deniz yoluyla İstanbul'a geri dönecekler. C) Alınan kararları sana da bildiriyorum. V Bu cümlede altı çizil sözcüklerden hangisinin atılması anlam daralmasına ya da anlatım bo­ zukluğuna yol açmaz? A) 1. B) II. C) III. D) IV. E) V. B) IV Yapılanları doğru bulmadığıma inanıyorum. D) Yaptıklannın yeterli olmadığını anlatmaya ça­ lışıyorum. E) Kamuoyunun bu konuda aydınlatılması ge­ rektiğini düşünüyorum. (1996-ÖSS) (1995-ÖYS) 7 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Şiirlerinde bol bol abartılmış sözcükler seç­ mesi yüzünden hitabet havası taşımaktadır. B) Günümüzde dergiler ve gazeteler, deneme türünün gelişip yaygınlaşmasına uygun bir ortam hazırlamaktadır. C) OsmanlI imparatorluğunda i-ale Devrinde çe­ viri çalışmaları yapıldığı biliniyor. 7 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bo­ zukluğu, cümlenin uygun bir yerine “ona” söz­ cüğü eklenerek giderilebilir? A) Elbiseler dolaplara özenle yerleştirilir, güve yemesin diye elbise aralarına naftalin konur­ du. B) Çocuk bir yandan yaralı kuşa korkuyla bakı­ yor; bir yandan da onu sevmek istiyor. C) Annesi çocuğunun aç olmadığını bitiyor; ama yine de pastadan yemesini istiyordu. D) Bence edebiyat eleştirisinin edebiyat incele­ mesiyle bir arada, iç içe düşünülmesi gerekir. D) Ali, arkadaşı !\/Iustafa'yı hem çok seviyor, hem de kimi davranışlarından dolayı kızıyor­ du. E) Sanatın başlıca amacının güzellik olduğunu savunan yazann, bu konuda söylediklerine bir göz atalım. E) Otobüsler buraya gelince duruyor, bekleyen yolcular bindikten sonra yeniden yola koyu­ luyordu. (1996-ÖSS) (1996-ÖSS) Anlatım Bozuklukları 7 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "aşağı yukarı" sözü gereksizdir? A) Bu İş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan beri çalışıyorum. B) Aşağı yukarı beş yıl önce yine böyle şiddetli bir kış yaşamıştık. C) Buralarda ekinler, aşağı yukarı biçilecek du­ ruma geldi. D) Şubat ayı sonunda bu ağaçlann aşağı yukarı hepsi çiçek açar. E) O gün sınıfın aşağı yukarı yarısı tören alanın­ da toplanmıştı. 7 9 . Artık hastamızın sağlık durumu tamamen iyileşti. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmakladır? A) Sözcüklerin anlamına ve işlevine uygun ola­ rak kullanamamasından B) Gereksiz yere zarf kullanılmasından C) Ad tamlamasında araya sözcük getirilmesin­ den D) Cümle başında zarf kullanılmasından E) Yüklemin işteş çatılı olmasından (1996-ÖYS) (1996-ÖSS) IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL 7 7 . Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakllerden hangisidir? A) Öğe eksikliği 8 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Bu belgeyi doldurarak başvurunuzu yapa­ caksınız. B) Gerekil belgeleri tamamlayıp İşyerinize vere­ ceksiniz. B) Özne yüklem uyuşmazlığı C) Öznenin belirtilmemiş olması D) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kulla­ nılması E) Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanıl­ ması (1996-ÖSS) C) Başvuru belgenizde bu yıl çekilmiş bir fotoğ­ rafınızı kullanacaksınız. D) Hükümet tabibine muayene edilerek sağlık raporu alacaksınız. E) Sınavdan bir gün önce işlemlerinizi tamamla­ mış olacaksınız. (1996-ÖYS) 7 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yörenin, tarihi ve turistik açıdan yeterince ta­ nıtımı yapılmıyor. B) Deprem kuşağı üzerinde olmasına rağmen sağlam yapılmayan binalar bu yüzden dola­ yı depremde çabucak yıkılıyor. C) Birçok doğal güzelliklere sahip olan bu kasa­ bada yaşamayı çok istiyor. D) Büyük şehirlerin gürültülü yaşamından bİı sûre olsun uzaklaşmak, insanı dinlendiriyor. E) Tarihi yapıların, özelliklerini yitirmemesi için belli aralıklarla onaniması gerekiyor, (1996-ÖYS; 8 1 . Ucu yırtık yabancı paralann Merkez bankası da­ hil, hiçbir yerde işlem görmüyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerln hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Gereksiz yere tümleç kullanılmasından B) Yüklemin şimdiki zaman olmasından C) Arasözün yanlış yerde kullanılmasından D) Sıfat tamlamasında araya sözcük girmesin­ den E) Öznenin tamlayan eki almasından (1996-Ö YS) Anlatım Bozuldukları 8 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde brr anlatım bozukluğu vardır? 8 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Dürüst biri olduğundan dCin de bugün de kuşkuya düşmüyorum. A) Sorunlara, onun daha nesnel bir tavırla yak­ laşacağını ve çözüm getireceğini umuyor­ dum. B) Hukukçu olmadığımdan, işin bu yönünü si­ zinle tartışamam. C) Bu konuda bir araştırma yapılmasını, lıazırlanacak raporun ilgili kuruluşlara gönderilmesi­ ni istedim. D) Ben, öyle olduğunu düşünüyor, öyle olduğu­ na inanıyorum. E) Anımsanacağı gibi, bir yıldan beri bu konuda yazılar yazıyor, ilgilileri uyarıyorum. (1997 -ÖSS) B) Son günlerde tanık olduğum bazı olaylar, onunla İlgili görüşlerimin değişmesine yol aç­ tı. C) Amaçlarına ulaşabilmek için her türlü engeli aşmaya çalışan bu gençlere imreniyorum. D) Araştırmamı istediğim yönde sürdürebilmem için öncelikle, yararlanacağım kaynakları saptamalıyım. E) Bu soru ben ve benim gibi sınava girmiş olan birçok kişinin kafasını karıştırdı. (1997-ÖSS) 8 3 . Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye, çı­ rılçıplak ve simsiyah dağlar, tepeler kaldı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Çoğul ekinin gereksiz kullanılmasından B) İlgi ekinin gereksiz kullanılmasından C) Bağlacın yanlış yerde kullanılmasından D) Yüklemin şimdiki zaman yerine geçmiş za­ manda kullanılmasından E) Özne ile yüklem arasında uyurhsuzluk bulun­ masından (1997-ÖSS) 8 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) • Kilo vermek isteyenler, karbonhidratlı besin­ leri öğleyin, proteinli besinleri akşam yemelidir. B) Ultraviyole ışınlan, güneşte fazla kalanlann hücrelerinde sıvı kaybına yol açar. C) Spor merkezlerinde, kalp hastalarının da ra­ hatlıkla spor yapmalarını sağlayan aletler bu­ lunmalıdır. D) Kimi besinleri aşın ölçüde tüketenlerde, yağ birikimi ve damar tıkanıklıklan görülür. E) Çocuk felcinden korunmak amacıyla altı mil­ yonun üzerinde çocuk aşılandılar. (1997-ÖYS) 8 4 . Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönel­ ten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapma­ sını sağlayan bir anlayış, eğitim sistemimize he­ nüz yerleşmedi. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Dolaylı tümlecin cümlenin başında kulianılmamasından 8 7 . Öğrenci sayısının kalabalık olması bu sonucu doğuruyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? B) Öznenin birden fazla sözcükten oluşmasın­ dan A) Yüklemin şimdiki zamanda olmasından C) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından C) Yanlış sözcük kullanılmasından D) Tamlayan eksikliğinden D) Nesnenin yanlış yerde bulunmasından E) Gereksiz yere zarf tümleci kullanılmasından (1997-Ö SS) B) Dolaylı tümleç eksikliğinden E) Gereksiz yere işaret sıfatı kullanılmasından (1997-ÖYS) Anlatım Bozuklukları N 8 8 . Törende ikisi öğretmen yirmi beş öğrenci görev aldı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? 9 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) O yıllarda hepimiz tiyatro tutkunuyduk ve ça­ lışmaya susamıştık. A) Özneyle ilgili sayıiann yol açtığı anlam kanşıklığından B) Film, bir ailenin sıradan olaylar karşısındaki şaşırtıcı tutumunu ustalıkla yansıtıyor. B) Dolaylı tümlecin yanlış yerde kullanılmasın­ dan C) Festivalin bu bölümünde, müziğin farklı türle­ rinde adını duyurmuş sanatçılar sahneye çı­ kacak. C) Gereksiz yere sayı sıfatı kullanılmasından D) Fiil cümlesi olmasından E) Öznenin birden fazla sözcükten oluşmasın­ dan (1997-ÖYS) D) Sanatçının bu karikatürleri, başta Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa'nın çeşitli kentle­ rinde sergilenecek. E) Bu kameralar, rahatça kullanabildiği ve taşın­ masının kolay olması nedeniyle tercih edili­ yor. (1998-ÖSS) 8 9 . Yurtdışındaki bir liseden mezun olma durumu ol­ duğundan bu sınava katılamaz. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakllerln hangisinden kaynaklanmaktadır? 9 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yüklemin 3. tekil kişili olmasından B) Gereksiz yere dolaylı tümleç kullanılmasın­ dan A) Yetkililer, bu konuda uluslararası işbirliği ya­ pılmasına karar verdiler C) İşaret sıfatının yanlış yerde kullanılmasından B) Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüş­ tüler. D) Gereksiz sözcükler kullanılmasından E) Yüklemin olumsuz olmasından (1997-ÖYS) C) Üye olan ülkelere toplantı konusunda bilgi verilmesini gerekli gördüler. D) Toplantıda, herkesin tartışmalara katılması gerektiğini söylediler. E) Gelecek toplantıda ele alınacak konuyu belir­ lediler. (1998-ÖSS) 9 0 . Türkçede bir cümlenin öznesi, birinci ve üçüncü tekil kişiden oluşuyorsa, yüklemi birinci çoğul ki­ şi olur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir anlatım bozuk­ luğu vardır? A) O akşam ben kendi odama, Fatma da kendi odasına çekilmişti, B) Teyzemlerin yeni evlerine taşınmasından sonra siz bu eve yerleştiniz. C) Havalar böyle giderse bir süre daha kahvaltı­ mızı balkonda yapabileceğiz. 9 3 . Festival süresince her gün düzenli olarak I II III çıkacak olan "İlk Çekim" adlı siyah-beyaz dergi IV sinema severlere ücretsiz dağıtılacak. V D) Ben de bir tabak alıp sofraya oturayım. Bu cümledeki altı çizili sözlerden hangisi çıka­ rılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz? E) Babasıyla annesi, bu evi üç yılda zar zor yaptırabildiler. A)l. (1998-ÖSS) B) II. C) 111. D) IV. E)V. (1998-ÖSS) Aniatım Bozuk tu klan 9 4 . Yanlış bir şey yapsam da kızmaz; ama İnanılma­ yacak kadar anlayışlıdır. 9 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanrpaktadır? A) Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir, A) Yüklemin geniş zamanlı olmasından C) Bu gaz, havada'yoğun oranda bulunur. B) Cümleciklerin ortak özneli olmasından D) Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor. C) Yanlış ilgeç kullanılmasından E) Gençler, doğanın korunması konusunda bi­ linçleniyor. D) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından B) Çevre sorunlanyla ilgili toplantılar yapılmalıdır. (1999-ÖSS) E) “bile" yerine “da" bağlacı kullanılmasından (1998-ÖSS) 9 5 . Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insan­ ların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor. Bu cümledeki anlam karışıklığı, aşağıdaki de­ ğişikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) “tanıtılan" sözcüğünden sonra "çok değerli” getirilerek B) "geçmişte” sözcüğünden sonra “yaşamış" getirilerek C) "antika" sözcüğü atılarak D) "İnançlarım" sözcüğü yerine “geleneklerini" getirilerek E) "de” sözcüğü atılarak 9 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Makinenizi, arkadaki açma-kapama düğmesi­ ne basarak kapatmanız gerekmektedir. B) Datia fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz. C) Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğre­ nebilmek için onu bir teknisyene göstermeli­ siniz. D) Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır. E) Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyar­ mak için bazı özel işaretler kullanılmıştır. (1999- ÖSS) (1999-ÖSS) 9 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karşılaşacaksınız. B) Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi biçim­ de yerine getirmenizdir. C) Bir sorunla karşılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz. D) Bu, sîzlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir. E) Bu işte de başanlı olacağınızdan hiç kuşku­ muz yolctur. (1999-Ö SS) 9 9 . Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın Mr köşesinde, yaşlı Me hanım masanın üsI II tüne koyduğu romanını b]r karış uzaktan okumaIII ya çalışıyor; Wr şişman, spor giyimli Mc adam da IV V dalgın dalgın uzaklara bakıyordu. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aitı çizili sözcüklerden hangisi atılmalıdır? A) 1. B) il. C) 111. D) IV. E) V. (1999-Ö SS) Anlatım Bozuklukları 1 0 0 .. Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Sa­ vaşı müzelerini gezmelisin. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinden kaynaklanmaktadır? 1 0 3 . Aşağıdaki cümlelerin iıangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Ozan, 1940 yıllannda yeni şiirimizin başta gelen adlanndan biriydi, B} O, 1946 yılında düzenlenen bir yarışmada birinci olmuştu. A) Yanlış bağlaç kullanılmasından B} Koşul cümlesi olmasından C) Nesnenin yanlış yerde bulunmasından D) Yüklemin gereklilik kipinde olmasından E) Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından (1999-ÖSS) C) Aradan yıllar geçmesine karşın şiir anlayı­ şında bir değişiklik olmadı. D) Onun İlgi çekici yanlanndan biri de konula­ rı abartarak anlatmasıdır. E) Toplumsal ve bireysel olaylara, yan tutma­ dan bakar. (2000-ÖSS) 1 0 1 . Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok dur­ gun. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapıl­ malıdır? A) “çok" sözcükleri atılmalı B) “durgun” yerine "az” sözcüğü getirilmeli 1 0 4 . Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? C) "olduğu için" yerine "olduğundan" sözcüğü getirilmeli A) Yüklemin III. tekil kişi olmasından D) "satışlar" yerine "alışveriş" sözcüğü getiril­ meli C) Gereksiz söz kullanılmasından E) “paiıalı" yerine "yüksek” sözcüğü getirilmeli B). Nesnenin çoğul eki almasından D) Yüklemin di’li geçmiş zamanlı olmasından E) Nesnenin yanlış yerde kullanılmasından (2000 - ÖSS) (2000 - ÖSS) 1 0 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Bu konuda nasıl bir çalışma yapılması ge­ rektiği, uzmanlarca tartışılacak. B) Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suç­ luların cezalandınlmasını istedi. C) Yeni binaların ne zaman hizmete açılacağı­ nı; basın aracılığıyla duyuracaklannı belirtti. D) Sorunlara sağduyuyla yaklaşmanın, onların çözümünü kolaylaştıracağı sonucuna varıldı. E) Bölgede, kış mevsiminin uzun sürmesi ne­ deniyle alınması gerekli önlemler yetkililere bildirildi. (2000 - ÖSS) 1 0 5 . O kurumda eğitim görmüş herkes, saygılı, hoş­ görülü ve esnek olmak gibi çok önemli erdem­ ler kazanmışlardır. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Gereksiz yere sıfat kullanılmasından B) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından C) Yükleme ekfiil getirilmesinden D) Öznenin sözcük öbeği olmasından ' E) Özne - yüklem uyuşmazlığından (2000 - ÖSS) M l IİCJÜHİI D U ^ iU K IU K ia n 1 0 6 . Aşağrdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 1 0 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? . A) Uzun süre ayakta kalabilmesi için bu yapı, neme dayanıklı cam, kireç ve tuğla tozun­ dan oluşan harçla yapılmıştır, A) Takımlardan biri, ötekinin bitmek bilmeyen karşılıklı saldırılarına daha fazla dayanamadı. B) Maçlarda, taraftarların çıkardığı olaylar spo­ ra gölge düşürüyor. B) Bir kamu kuruluşuna alt sevimli konukevinin önünde fotoğraf çektirdikten sonra ora­ dan ayrıldık. C) Sağlıklı kalabilmenin temel koşullarından biri de spor yapmaktır. C) Oraya gitmeye karar verirseniz, bu gezi için en az iki gün ayırmanız gerekir. D) Son yıllarda kimi takımlar, Avrupa takımlanyla yaptıkları maçlarda yüzümüzü ağartıyor. D) Her sabain erkenden kalkarak açık havada yürüyüş yapmanın kalp sağlığını olumlu yönde etkilediğini öğrendik. E) Ancak düzenli olarak yapılan spor yararlı olur. (2001 - ÖSS) E) Adaylar yirmi beş yaşından büyük olmalı ve sağlık kontrolünden geçmiş olması gerekti­ ğini söyledi, (2001 - ÖSS) 1 0 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Bu anlaşmazlıklann giderilmesi için zamana gerek var. B) Bu konunun, öncelikle ve aynntılı bir biçim­ de ele alınması gerekiyor. . G) Üyeler, onunla ilgilj görüşlerini daha sonra açıklayacaklarını belirttiler, D) iVlimar ya da mimarlıkla ilgileniyorsanız bu kitabı okuyun. E) Herkesin yaşamında birtakım sorunlar oldu­ ğunu hepimiz biliriz. (2001 - ÖSS) 1 0 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 1 1 0 . Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış; onu yalan yanlış sözlerle oyalamıştı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) ilk,karşılaşmamızda bana bu kadar yakınlık göstermesine çok şaşırmıştım. A) “gerçeği" yerine “doğruyu" sözcüğü getiri­ lerek B) Bu kadar yetenekli bir çocuğu, sanata yön­ lendirmekle çok iyi bir iş yaptığını düşünü­ yorum. C) Geçirdiğim rahatsızlığı, büyük bir başarıyla ameliyat ederek sağlığıma kavuşturdu. B) “anlatmamış"tan sonra "herkes" sözcüğü ge­ tirilerek , C) “anlatmamış” yerine "söylememiş" sözcüğü getirilerek D) Bu aşamada, olaylan doğal akışına bırak­ manın doğru olacağı kanısındaydı. D) "onu" sözcüğü atılarak E) Aralanndaki sorunların görüş farklılıkların­ dan kaynaklandığını biliyordu. E) "oyalamıştı" yerine "kandırmıştı" sözcüğü getirilerek (2001 - ÖSS) (2002 - ÖSS) Anlatım Bozuklukları 1 1 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 1 1 4 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Sanayide gelişmiş üikelerde,. bu tür sorun­ lar hızla çözülüyor. A) Gazetelerde bu tür haberlere hemen her gün rastlanıyor. B) Düzenlenen toplantı ve törenlerde bütün öğrenciler görev alıyor. B) Yazar, yaşadıklarını etkili bir biçimde anlat­ makta başarılı olamıyor. C) Bu konuda yapılan açıklamaların anlaşılma­ yacak bir yanı bulunmuyor. C) Yemeğini erken yemesi gerektiği halde, hasta bu yasağa uymuyor. D) Kurumda çalışanların başansının, bu koşul­ lara bağlı olduğu düşünülüyor. D) Bu alandaki çalışmaların hâlâ yeterli bir dü­ zeye ulaşamadığı söyleniyor. E) Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi azalmıyor. E) Trafikle ilgili sorunların çözümü İçin, geniş kapsamlı bir toplantı düzenleniyor. (2002 - ÖSS) {2002 - ÖSS) IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL 1 1 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Buluştuklan zaman sanattan, edebiyattan konuşuyor, kimi sanatçıları eleştiriyorlardı. B) Ortada, karamsar olmayı gerektirecek bir durum yoktu. C) Bu kitaplan okumak, çocuğun ufkunu ge­ nişletiyor, ona farklı dünyalann kapılarını açıyordu. 1 1 5 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Dünyada en çok yağış alan bölge burası. B) Ürettiklerinin çoğunu komşu ülkelere satı­ yorlar. C) Bu topraklann büyük bir bölümü ormanlar­ la kaplı. D) Bu, kendi resimleri İçin açtığı İlk kişise! ser­ gisi olacağı tçin çok heyecanlıydı. D) Ülkenin kuzeyinde elde edilen ürünlerin ya­ rıdan fazlasını elma oluşturuyor, i E) Çok yorgun olduğu için o akşam erkenden yatmak istedi. E) Ekonomileri daha çok, yetiştirdikleri hay­ vancılığa dayalı. (2002 - ÖSS) (2003 - ÖSS) 1 1 3 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Burada, tiyatro salonundan internet kafeye kadar birçok etkinlik bulunuyor. B) Kentteki yaşam, öğretim kurumlannın sayısı arttıkça hareketleniyor. 1 1 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yol kenarındaki çöp kutulan kaldınlarak bunların yerine çiçekler dikiliyor. B) Yeni fidanlar dikilerek kent yeşillendiriliyor. C) Öğrencilerin sporla İlgili gereksinimlerinin karşılanması için girişimlerde bulunuluyor. C) Kaldınmların kınk taşları, yenileriyle değişti­ riliyor. D) Kütüphaneden yararianacak öğrencilerin önce kütüphaneye üye olmalan gerekiyor. D) İçinde oturulamayacak derecedeki binalann yıktıniması gerekiyor. E) Bilimsel araştırma yapacaklara her türlü olanak sağlanıyor. E) Eski yapılar boyanarak daha güzel bir görü­ nüme kavuşturuluyor. (2002 - ÖSS) (2003 - ÖSS) Anial:!!Ti Bozukluklar 1 1 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Deneyimli bir yönetici, değerli bir bilim ada­ mıydı. 120. Tarihte bu uluslar, öteki ulusların arasına kay-. naşmışlardır. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? B) IVladdi durumu yetmediği için eğitimini yarı­ da bırakmak zorunda kaldı, A) “Tarihte" yerine“ Tarih boyunca" sözü geti­ rilmeli C) Kültürel varlıklara sahip çıkıp onları koruma­ ya çalışan İnsanlardan biriydi. B) “uluslar” yerine "devletler" sözcüğü getiril­ meli D) Geleceğe umutla bakan ve zorluklar karşı­ sında yılmayan bir gençti. C) "bu" sözcüğü atılmalı E) Ele aldığı her işi, başkalarından daha iyi, dalna güzel yapmak isterdi. {20D3 - ÖSS) 1 1 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Çevremizdeki kişilerle kuracağımız İlişkiler­ de özenil olmalıyız. B) Sorunlann, bütün yönleriyle ele alınması iyi olur. C) Bu alanda başarıya ulaşanlann sayısı olduk­ ça azdır. D) Araştırmalar, eldeki bilgilerin doğru olmadı­ ğını kanıtlıyor. E) Bu konudaki İftiralar tamamen uydurmadır. (2003-ÖSS) D) “ulusların arasına" yerine “uluslarla" sözcü­ ğü getirilmeli E) “öteki” sözcüğü atılmalı (2004 - ÖSS) 1 2 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yapıtlanndakİ kişilerin, kendi araiannda di­ dişmeleri, eğlenceleri, oynanan oyunlarıyla kasaba yaşamı hakkında ipuçları veriyorlardı. B) Güldürü öğelerine bolca yer verdiği İlk dö­ nem romanlanyla geniş bir okur kitlesine ulaşmıştı. C) Güç koşullar altında yaşayan insanlann so­ runlarını toplumsal açıdan ele almış, döne­ min ahlak anlayışını yansıtmıştı. D) Bu dergiyi okumaya başladıktan sonra ede­ biyata ve tarihe duyduğu ilgi artmıştı. E) Türkçenin İnceliklerinden yararlanarak yap­ tığı çevirilerle dilimize elliye yakın yapıt ka­ zandırmıştı. (2004 - ÖSS) 1 1 9 . Bu kararlann uygulanıp uygulanmayacağının, yöneticilerin seçeceği tutuma bağlı olduğu bil­ dirildi. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? A) "seçeceği tutuma” yerine "tutumuna” söz­ cüğü getirilerek B) “yöneticilerin" yerine “ilgililerin" sözcüğü ge­ tirilerek C) “bu karariann" yerine "bunların" sözcüğü getirilerek 1 2 2 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Bu çarşının en eski, en tanınmış esnafı be­ nim. B) Bu kitabında yazar, başkalarından duyduk­ larını değil, yalnızca gördüklerini anlatıyor. C) Yetersiz kalan ilgi yoksunluğundan bu sa­ nat unutulmuş. D) “bağlı" yerine "yönelik" sözcüğü getirilerek D) Bu aileden birçok çalışkan ve başanlı insan çıkmış. E) “bildirildi” yerine "biliniyordu” sözcüğü geti­ rilerek E) Bu kitabı okursan, bilmediklerini Öğrenir, unuttuklannı anımsarsın. (2003 - ÖSS) (2004 - ÖSS) Anlatım Bozuklukları 1 2 3 . Aşağıdaki cümlelerin lıangisinde bir anlatım bozulduğu vardır? 1 2 6 . Sözünü ettiğiniz binayı ne gördüm ne de yerini bilirim. A) Zarftan bir mektup, bir de fotoğraf çıktı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? B) Ondan böyle bir yalanlama olayı beklemi­ yordum. A) Nesne eksikliğinden C) Kendimi bildim bileli bu maiıallede, bu evde oturuyoruz. B) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından D) Toplantımıza katılarak biziere destek olan dostlarımıza yürekten teşekkür ederiz. D) Yüklemin olumlu olmasından E) Evimize taşındık, yavaş yavaş yerleşmeye çalışıyoruz. C) Tamlayan eksikliğinden E) Tümİeç eksikliğinden (2005 - ÖSS) (2004 - ÖSS) 1 2 4 . Çok çalıştığımız için başan grafiğimiz ister iste­ mez yükseliyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Yüklemin şimdiki zamanlı olmasından B) Yanlış ilgeç kullanılmasından 1 2 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Doğanın güzelliğidir beni burada en çok et­ kileyen. C) Ad tamlamasının yanlış kurulmasından B) Bir ailenin verdiği insanüstü bir çabanın öy­ küsüdür bu. D) Gereksiz zarf tümleci kullanılmasından C) Aslında gerçeğin ta kendisidir anlattıkları. E) Yüklemin üçüncü tekil kişili olmasından D) Tasanlar! arasında ona yer yoktu aslında. (2004 - ÖSS) E) Şimdiye değin hiç karşılaşmamıştım böyle bir durumla. (2005 - ÖSS) 1 2 5 . Hiçbir şiire başlarken, bunu umuda, umutsuzlu­ ğa, sevince ya da acıya yönlendireyim, diye başlamıyorum. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerln hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Gereksiz yere bağ-fill kullanılmasından B) Özne-yüklem uyumsuzluğundan C) Gereksiz yere dolaylı tümleç kullanılmasın­ dan 1 2 8 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Bu kazada can kaybı yaşanmadı. B) Söylenenleri pek de onaylamadı, D) Nesnenin adıl (zamir) olarak küllanılmasından C) Yapıtları fıâlâ unutulmadı. E) Yanlış bağlaç kullanılmasından E) İstediği başanya ulaşamadı. (2005 - ÖSS) D) Kimseye bir yararı dokunmadı. (2005 - ÖSS) Anlatım Bozuklukları 1 2 9 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Okuduğu romanda olaylar geliştikçe onun da lıeyecanı artıyordu, B) Bir şey okurken ya da dinlerken tüm dikkati­ mi onun üzerinde yoğunlaştırmaya çalışınm. C) Hiç beklemediğim bu davranışı karşısında ona nasıl bir tepki göstereceğimi bilemedim. D) Büyük kentlerde insanlar, sürekli bir koşuş­ turma içindedir. 1 3 2 . Bu davranış insandan insana göre.değişir. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşâğıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) işaret sıfatına yer verilmesinden B) İkilemenin yanlış kullanılmasından C) Gereksiz yere llgeç kullanılmasınctan D) Tümleç kullanılmasından E) Yüklemin geniş zamanlı olmasından (2006 - ÖSS) E) Gelişme çağındaki gençler, kendinin ve çev­ renin yönlendirmesiyle yanlış yapabilirler. (2005 - ÖSS) 1 3 3 . Sevda Hanım'a bu mahalledeki bütün kadınlar dert yakınır, sorunlarını anlatır. 1 3 0 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) ilgililer bu konuda görüş alışverişinde bu­ lundular. B) Bu tür etkinliklerin çoğaltılması gerektiğini düşünüyorum. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? A) “bu mahalledeki bütün kadınlar" yerine "bu mahallenin bütün kadınlan" sözü getirilerek B) “dert yakınır” yerine "dert yanar" sözü geti­ rilerek 0) “bütün" sözcüğü atılarak C) Gazetelerde yer alan haberleri değerlendi­ recekler. D) "sorunlannı anlatır”dan önce “ona” sözcü­ ğü getirilerek D) Bundan sonraki amacımız halkı bilinçlendir­ mek olacak. E) “anlatır" yerine “anlatırlar” sözcüğü getirile­ rek E) O dönemde para üç katı değer kaybetmişti. (2007-ÖSS) (2006 - ÖSS) 1 3 1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) İşe geç geleceğini hiç olmazsa bana haber verseydin bari. B) O anda, dertleşebileceği bir dosta ihtiyacı vardı; ama yanında kimse yoktu, C) Bu karara varmadan önce, onların da görüş ve önerilerini dikkate alman gerekirdi. D) Yazıda onun resimlerinden pek söz edilmi­ yor; oysa o, çok yetenekli bir sanatçı. E) Beğendiğimiz o evi satın aldık; ancak oraya önümüzdeki yıl taşınabileceğiz, (2006 - ÖSS) 1 3 4 . (I) Araç yapabilme İnsanın insanlaşmasında önemli bir aşamaydı, (II) Önceleri herkes yete­ neği ölçüsünde kendi aracını yaptı ve kullandı. (Ill) Birlikte yaşamanın başlamasıyla her insan ortaklaşa üretilen bir aracın en iyi yapabildiği bölümünü üstlendi. (IV) Halk arasında da en İyi yaptığı işie sevilir sayılır duruma düştü, (V) Böylece insan yeteneklerinin keşfedildiği bu çalışma­ larla sanatta yaratıcılığa giden ilk adımlar atıldı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­ gisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (2007 - ÖSS) Anlatım Bozuklukları 1 3 5 . Dişçiye hiç ya da çok seyrek gidiyorlar. Bu cümledeki anlattm bozukluğu nasıl gide­ rilebilir? A) '■dişçlye”den sonra “ya" sözcüğü getirilerek B) "çok" sözcüğü atılarak C) "seyrek” yerine "az" sözcüğü getirilerek D) “gidiyorlar" yerine “gitmezler" sözcüğü ge­ tirilerek E) “hiç" yerine "ya hiç gitmiyorlar" sözü getiri­ lerek (2008-ÖSS) 1 3 8 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Diplomalannı alacak öğrenciler salona sı­ rayla giriş yaptılar. B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin ya­ nma heyecanla koştu, C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicile­ re şöyle bir baktı. D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir top­ lantı düzenlediler. E) Yanyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezi­ si ertelendi. (2011 -YGS) 1 3 6 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yarın, uzun sürecek bir iş gezisine çıkıyo­ rum. B) Kızımı Fransızca kursuna kayıt yaptırmak is­ tiyorum. C) Telefonumu nerede bıraktığımı hatırlamıyo­ rum. D) Bu kursta, güzel konuşmanın inceliklerini öğreniyorum. E) Davete katılanların hemen hemen hepsini tanıyorum. (2009 - ÖSS) 1 3 7 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Sorumluluklarının bilincinde olmak, herkes­ te bulunan bir özellik değildir. B) Mesleğinizde belli bir düzeye gelebilmek kadar geldiğiniz düzeyi korumak da önem­ lidir. C) Azimle çalışmanın ne demek olduğunu, on­ ları görünce anladım. D) Bu araştırmayı sonuçlandırmak, onlar İçin hiç de güç olmamıştır. E) Bizim alacağımız başarı, aslında ülkemizin başansıdır. (2010-YGS) Bozukluk B'deki cümlededir. Çünkü "aydınlatı­ yor" yüklemine “neyi aydınlatıyor?" diye sordu­ ğumuzda, “konunun az bilinen bir yönünü" ceva­ bı geliyor. Oysa cümlede “konunun az bilinen bir yönüne" denmiş. Bu, birinci cümleye uygun, ancak ikinci cümleye uygun değildir. Cümlede nesne eksikliğinden kaynaklanan bir bozukluk söz ko­ nusudur. 5. Cevap A Cevap B 6. 2. “Hatta" sözünün anlamından kaynaklanan bir bozukluk oluşmuş. Bu söz, önceki söylenenden daha değerli, daha önemsenen bir durumu son^ ra getirerek birbirine bağlar. Cümlede ise "ölüme hatta sara nöbetlerine" derken, sara nöbetlerinin ölümden daha önemli olduğu anlamı verilmiş. El­ bette bu, mantıksız bir durum oluşturur. Öyleyse bunlar yer değiştirmelidir. Örnek cümlede tamlama uyumsuzluğu vardır. Sı­ fat ve isim tamlamalan aynı tamlanana bağlı al­ maz. Çünkü isim tamlamasında tamlanan ek alır, sıfat tamlamasında ise almaz. Cümlede "özel ve kamu kuruluşları” denmiş. Tamlamaları bolsek “kamu kuruluşlan" doğrudur, ancak, “özel kuru­ luşları" doğru değildir. Öyleyse “özel” sıfatına uy­ gun olan “kuruluşlar" tamlananı da cümlede bu­ lunmalıdır. Cümlede "taşınmışsa” sözü bir kişiye bağlı olan bir eylemi ifade eder. Yani "O” öznesini gerektirir. “Kavuşulamamıştır" sözü ise kişiyi ifade etmeyip edilgen bir nitelik gösteriyor. Oysa etken ve edil­ gen fiiller aynı durumu ifade edecek şekilde kul­ lanılamaz. Ya İkisi de etken ya da ikisi de edilgen olacaktır. D’dekİ değişiklikle ikisi de edilgen yapı­ larak bozukluk düzeltilebilir. Cevap D Cevap C 7. 3. “İlk kez” sözü E’de gereksiz kullanılmıştır. Çünkü “tanışmak" sözü zaten birbirini tanımayanların ilk kez yaptıklan bir durumdur. Cümlede "anlamaya çalışan", kişidir. “ Çalışırken" sözünden bu kişinin aynı zamanda başka bir ey­ lemi daha yaptığı ortaya çıkıyor, bu da "öğrenmek”tir. Eğer özneyi tiyatro olarak düşünürsek bu durumda "kişi" sözü “kişiye" olmalıdır. A’daki değişiklikle özne "kişi” olmuştur. Cevap A Cevap E 8. 4. B'deki “sanki" sözü atılabilir. Çünkü "olup bitiyor gibidir" sözünde “sanki"nin cümleye kattığı an­ lam zaten vardır. Cümlede "okuduğu” tekil, "ilginç bulduklan” ço­ ğuldur, ikisi de aynı nitelikte olmalıdır. Yani ya “ okuduktan" olacak ya da "ilginç bulduğu" ola­ cak. D’de söylenenle her iki fiil de tekil olarak ki­ taplara bağlanmış ve cümle düzelmiştir. Cevap B Cevap D A n la tim Bozuklukları 9. Bozukluk B’deki cümlededir. Buradaki tamlama­ ya baktığımızda “derneğimizin üye ve ikinci baş­ kanı” söyleyişinin yanlış olduğu görülür. Sanki "üye başkanı” gibi bir anlam çıkıyor. Oysa “üye" sözü tamlanandır. Tamlanan daima iyelik eki alır. Öyleyse "üye" sözü “üyesi" olmalıdır. Böylece "derneğimizin üyesi" şeklinde tamlama düzelir. 1 4 . Bir kelimenin adı olmaz. Kelime zaten bir kavra­ mı, nesneyi karşılar. Varlığın adı olur ancak. Bu nedenle “kelimesinin adı” yerine “kelimesi" den­ melidir. Cevap D Cevap B 10. Bozukluk aynı anlama gelen sözcüklerin kullanıl­ masında oluşuyor. A'da “yanılmıyorsam” tahmin bildirir, "tahmin ediyorum” da öyle. "Yanılmıyor­ sam" sözü atılmalıdır. 1 5 . Cümlede "önce" ve “sonra" sözcüklerinin ikisi de "gelmeden” fiiline bağlanmış. Oysa “gelmeden ön­ ce" denir ama "gelmeden sonra" denmez, “gel­ dikten sonra” denir. Cevap E Cevap A 1 6 . Bozukluk IV. cümlede yapılmıştır, “Havada taze bir esinti... kaplar ortalığı" gibi bir anlam çıkıyor cümleden. “Ve” bağlacından önce “esinti” sözü­ nün bir eyleme, bir yükleme bağlanması gerekir. Cevap D 11. D’de gereksiz sözcük kullanımından kay­ naklanan anlatım bozukluğu vardır. Seçenekteki “sağlık" ve “sıhhat” sözleri eş anlamlıdır. Biri atıl­ malıdır. Cevap D 1 7 . Bozukluk A'dadır, Çünkü cümlede hem “nedeni” denmiş hem de sonunda "olmamdandır" dene­ rek yine bir neden ortaya koyulmuştur. Yani ge­ reksiz sözcük var. Aynca “tanımak” sözünün ne­ reye bağlandığı belli değil. 1 2 . “Günaşırı" sözünün anlamı “iki günde bir" dir. Cümlede ikisi de kullanıldığından anlatım bozuk­ luğu oluşmuştur. D’de de benzer sözcükler var: "İkide birde" ve “yerli yersiz". Ancak birincisi İşin sık sık yapıldığını, İkincisi ise gereksiz yere yapıl­ dığını bildirir. Yani birisi "durum”, diğeri "zaman" ifade eden Cevap E Cevap A 1 8 . Anlatım bozukluğu B’de yapılmıştır. “Çok az" ve “ hiç” sözleri “çalışmadan" sözüne bağlanmış. Böylece “çok az çalışmadan” gibi bir anlam oluş­ muş. Oysa cümlede anlatılmak istenen çok az çalışıldığıdır. Yani cümle "çok az çalışarak veya hiç çalışmadan...” şeklinde olmalıdır. Cevap B 1 3 . D’dekl cümlede görülen tamlama uyumsuzluğu anlatım bozukluğuna yol açmıştır. “Kültürel ve sa­ nat etkinlikleri” tamlamasında “kültürel" sıfat ol­ duğundan “kültürel etkinlikleri” olmaz. "Kültürel etkinlikler ve sanat etkinlikleri” şeklinde söylenir veya “kültürel” sözü "kültür” şeklîne getirilir ve bozukluk giderilir. 1 9 . C’deki cümleyi incelediğimizde “ikinci” sözcüğü­ nün “plana çıkarmaktı" sözüne bağlandığını gö­ rüyoruz. Oysa ikinci plana çıkanlmaz, düşürülür. Dolayısıyla burada anlatım bozukluğu vardır. Cevap D Cevap C Anlatım Büzukfuklan 2 0 . Bozukluğun D'de yapıldığını görüyoruz. Birbirine bağlanan “yurdumuza dönmemiz" ve “yararlı ol­ maktır" sözleri farklı ekleri aldığından uyumsuz­ luk ortaya çıkmış. "Tek amacımız ülkemize yarar­ lı olmaktır" sözü doğrudur. Öyleyse “yurdumuza dönmemiz" sözü "yurdumuza dönmek" şeklinde düzeltilmelidir. 2 6 . Bozukluk D'deki cümlededir. Cümlede "otuz” söz­ cüğü, "yaşlanndaydı" yüklemine bağlanmış. Oysa “ben otuz yaşlarındaydı" denmez. Öyleyse cümle­ ye "otuz" sözünden sonra "yaşlanndaydım" yük­ lemi getirilmelidir. Ya da “yaşlarındaydı” yüklemi “yaştanndaydık” şeklinde çekimlenmelidir. Cevap D Cevap D 21. Bir cümlede aynı kavramı veren birden fazla ifa­ de bulunmamalıdır. E’de "bence” denmiş, bu za­ ten kişinin kendi görüşünü açıklayacağı anlamın­ dadır ve kişisel görüş bildirir. “Sanmıyorum" sö­ zü de kişinin kendi görüşünü verir. Dolayısıyla bi­ rinin bulunduğu yerde diğeri bulunmaz. 2 7 . B’de nesne eksikliğinden kaynaklanan bir bo­ zukluk vardır. Çünkü “düşüncelerine katılıyorum" olsa da "düşüncelerine destekliyorum" olmaz, İkinci cümleye “düşünceleri” karşılayan “onları” nesnesi getirilmelidir. Cevap B Cevap E 2 2 . “Bir duyguyu aktarmak" demek, “bir duyguyu ilet­ mek" demektir. Dolayısıyla 111. söze gerek yoktur. Cevap C 2 3 . “Kılçıklı dil, yerini akıcı bir anlatıma bırakmış" ise elbette “gitmiş"tir. Dolayısıyla bu söze gerek yok­ tur. Cevap O 2 8 . C'deki cümlede "iyi” sözü, “oldukları görülüyordu" yüklemine bağlanmış. Oysa “sağlık durumlannın İyi oiduklan görülüyordu" gibi bir ifade, çoğullu­ ğun iki kez tekrarlanmasından dolayı bozuktur. "İyi” sözünden sonra “olduğu" getirilirse bozuk­ luk düzelir. Cevap O 2 9 . İnsan oturduğu yerden kalkmışsa elbette “aya­ ğa” kalkmıştır. Başka bir hareket yapamayacağı­ na göre “ayağa” sözüne gerek yoktur. Cevap E 2 4 . Anlam belirsizliğinin olduğu seçenek D’dir. Çünkü burada kimin birinci olduğu belli değildir. Cümle “senin birinci olduğuna sevindim." şeklinde de olur. "Onun birinci olduğuna sevindim." şeklinde de. Öyleyse birinci olan kimse onu karşılayan şa­ hıs zamiri cümlenin başına getirilmelidir. Cevap D 3 0 . Cümlede “nedenlerinden biri de" denmiş. Eğer buna A'daki sözleri eklersek “aziığındandır" sö­ zündeki dan” ekinin de neden bildirmesinden dolayı İki kez “ neden” anlamı verilmiş olur. Dola­ yısıyla gereksiz ek kullanımından doğan bir anla­ tım bozukluğu oluşur. Cevap A 2 5 . Son cümlede özneyle yüklem arasında uyum­ suzluk vardır. “Her ulus” özne olduğunda “gitmesi gerekir” yüklem olmaz. Çünkü “gitmesi" söz­ cüğündeki iyelik ekinin neye bağlı olduğu belli değildir. Öyleyse ya yüklem "gitmelidir” olacak ya da ulus sözcüğü "ulusun” şekline getirilecek. 3 1 . D’deki cümlede “yetişkinlerden çok" sözü zaten hizmetin gençlere "daha fazla" yapıldığı anlamını veriyor. Dolayısıyla tekrar "daha fazla" demek ge­ reksiz söz kullanmaktır. Cevap E Cevap D Anlatım Bozuklukları 3 2 . B.’dekİ cümlede özneyle yüklemin bildirdiği şa­ hıslar arasında uyumsuzluk var, "Ters düşen kim?" sorusuna "seyirciler ve biz eleştirmenler" cevabı geliyor. Yani özne 3. çoğul şahıs ve 1. çoğul şahıs­ lardır. Eğer özne bu iki şahsı birden ifade ediyor­ sa, yüklem 1. çoğul şahsa göre çekimlenir. “Ters düştü” sözü “ters düştük" şeklinde düzeltilmelidir. 3 8 . D'de dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Birbirlerini" sözü iki yüklemin ortak öğesidir. Ancak “birbirlerini anlar" olsa da “birbirlerini inanırlardı" olmaz. “Birbirleri­ ne inanırlardı" olması gerekir, ikinci cümleye do­ laylı tümleç getirilmelidir. Cevap D Cevap B 3 3 . Arapça, Arap dili; Farsça, Fars dili demektir. Öy­ leyse “Arapça ve Farsça dillerinden” sözündeki “ça” ekleri atılmalı ya da dillerinden sözü kullanıl­ mamalıdır. İkisi bir arada bulunmaz. Cevap A 3 4 . C'deki cümlede bozukluk yapılmıştır, “kendim ve arkadaşlarım adına" derken "kendim adına” gibi bir söyleyiş ortaya çıkmış. Cümle "kendi adıma ve arkadaşlanm adına" şeklinde düzeltiimelidir. 3 9 . E'dekİ cümlede bozukluk vardır. “Neşeli" sözcü­ ğünün hangi sözlerle ilgili olduğu belli değildir. Belki "film" sözünden önce getirilirse anlam dü­ zelir. Gerçi güldürü unsurunun olduğu filmler za­ ten neşelidir. Bu söz cümleden atılabilir de. Cevap E 4 0 . “Güçlenme dönemi" isim tamlaması olduğundan bir terim özelliği gösteriyor. Araya "özellikle" sözü getirilemez. Zaten bunu uygulayarak da anlaya­ biliriz. Cevap D Cevap C 3 5 . A'da İsim ve sıfat tamlamaiannda tamlananın or­ tak kullanılmasından doğan anlatım bozukluğu yapılmıştır. Cümle “ekonomik açıdan ve sağlık açısından" denerek düzeltilebilir. 4 1 . Parçanın ikinci cümlesindeki "ilgi ve önemi ver­ mek" sözü yanlıştır. Çünkü “önem vermek” doğ­ ru olsa bile "ilgi vermek” yanlıştır, “ ligi" verilmez gösterilir. Cevap B Cevap A 3 6 . Farklı nitelikteki sözcükler aynı eyleme bağlanmamalıdır. Ceket giyilir ancak kravat giyilmez, ta­ kılır. Oysa A’da kravat ve ceket, giymek eylemine bağlanmıştır. 4 2 . A’daki “olarak” sözcüğünün cümleye kattığı her­ hangi bir anlam yoktur; bu sözcük gereksizdir. Diğerlerindeki altı çizili sözcükleri çıkardığımızda cümlenin anlamının bozulduğunu görüyoruz. Cevap A Cevap D 3 7 . C'deki "ayda yılda bir" sözüyle “seyrek olarak" sözü aynı anlama geliyor. Burada gereksiz yere bir arada kullanılmışlardır. 4 3 . C’deki cümlenin öznesi “bir ben bir de o yaşlı adam” şeklinde söylenen 1. tekil ve 111. tekil şahıs­ lardır. Yüklemin 1. çoğula göre yani "biz” zamiri­ ne göre çekimlenmesi lazım, oysa bu cümlenin "kalmıştı" yüklemi 111. tekile göre çekimlenmiş, dolayısıyla açıklanan kurala uymuyor. Cevap C Cevap C Anlatım Bozul^lukian 4 4 . Şiir bir türdür, köşe yazarlığı İse bir meslek. Cüm­ lede bunlardan birinin diğeriyle karşılaştırıldığı görülüyor. Nitelikte farklı olan bu şeyleri karşılaştıramayız. Ya "şiir” “şairliği" olacak ya da "köşe yazarlığı" "köşe yazısı". A'da birincisi söylenmiş. Cevap A 4 5 . Parçanın IV, cümlesinde bir bozukluk görülüyor. “Kitabı nereye koyduğumu bulamadım.” sözü yanlıştır. Çünkü "Koymak” bir eylemdir. Yani maddi bir varlık değildir. Dolayısıyla bulunmaz; yüklem "bulamadım" değil "hatırlayamadım" ol­ malıdır. 5 0 . E'deki cümleden atılması anlamı değiştirir. Çün­ kü “de” bağlacı cümledeyken; "başkalannın da konuştuğu anlaşılıyor. Attığırnızda ise sadece “ben" diyen kişi konuşmuş olur. Yani anlam deği­ şir. . Cevap E 5 1 . Anlatım bozukluğu A'dadır. Cümlede iki şahıs var “ben" ve “o". Birinci şahsı kullandığımızda “ben onu etkilemek İstemez" gibi bir yargı ortaya çıkı­ yor. Elbette bu, hatalıdır. Yüklem “istemeyiz" ya­ pılırsa cümle düzelir. Cevap A Cevap D 4 6 . Anlatım bozukluğu B’dedir. Bu cümledeki "özümlenmesi” sözünden neyin özümlenmesi ol­ duğu belli değil. Cümlede bunun belli olmaması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Bu nedenle cümleye “okuduklarının" ya da "onlann" sözü ek­ lenmelidir. 5 2 . B’deki cümlede nesne eksikliğinden kaynakla­ nan bir anlatım bozukluğu vardın Cümleye "arka­ daşlarımızı" sözünün yerine geçen “onları” sözü getirilmeli ve "onları desteklemeliyiz" şeklinde cümle düzeltilmelidir. Cevap B Cevap B 4 7 . A’da dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yapılmıştır. "Yaşamını zen­ ginleştiren, ona anlam kazandıran...” şeklinde eksiklik giderilir. 5 3 . D'deki cümlede "zarar ve yarar" sözcükleri "ver­ mek” fiiline bağlanmış. Ancak "zarar vermek" doğnj olsa da “yarar vermek" doğru değildir. "Yarar sağlamak" olmalıydı. Yani cümle "zarar mı veriyor, yarar mı sağlıyor." şeklinde olmalıydı. Cevap D Cevap A 4 8 . C'de üzerine yazı yazılan ve yırtılan şey paradır. Ancak “yırtmak" sözü parayı nesne halinde al­ malıdır. Yani “onu yırtmak yasaktır" şeklinde cümleye nesne ilave edilmelidir. 5 4 . C’deki cümlenin bozuk olduğu her hâlinden bel­ li. Çünkü cümlenin başıyla sonu arasında bir bü­ tünlük söz konusu değil. Cümlenin sonu “...kitap okumak da vardır" şeklinde olursa düzelir. Cevap C Cevap C 4 9 . Hatanın gereklisi olmaz. Çünkü hata istemeden yapılan bir yanlışlıktır. Dolayısıyla D’deki cümlede "gereksiz" sözü gereksiz kullanılmıştır. 5 5 . E'deki cümlede “durumunu" sözü kapalı kalmış. Anlatılmak istenen elbette çocuklann durumudur. Bunu daha belirgin hâle getirmek için bu söz "onların durumunu" şeklinde söylenmelidir. Cevap D Cevap E AnlaCım Bozuklukları 5 6 . “Kavuşmak" sözü O'de yerinde kullanılmamıştır. “Kavuşmak" sözcüğü ancak uzun süredir istekle beklenen durumlarda kullanılır. Oysa “çirkin bir görüntü" istekle beklenen bir durum değildir. Cevap D 6 2 . Seçenekleri incelediğimizde B’de böyle bir kulla­ nım olduğunu görüyoruz, “Can çekişmek" deyi­ mi, "ölmek üzere olmak" demektir. Cümlede her ikisi de olduğundan, aynı anlama gelen sözcük­ ler gereksiz yere bir arada kullanılmıştır. Cevap B 5 7 . E'deki cümlede dolaylı tümleç eksikliğinden kay­ naklanan bir anlatım bozukluğu vardır; çünkü cümlede kime güç verildiği belli değildir. Cümle­ ye “bana" şeklinde bir dolaylı tümleç eklenmeli­ dir. Cevap E 6 3 . Anlatım bozukluğu C'deki cümlede vardır. “Dola­ yı” sözü gereksiz bir sözcüktür. Cümle ya “işte bu yüzden” ya da “işte bundan dolayı" şeklinde söylenmelidir. Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yapılmıştır. Cevap O 5 8 . “Hiç olmazsa” sözü “bari” anlamındadır. İkisinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğu oluştu­ rur. Cevap C 5 9 . Anlatım bozukluğu ilk cümlededir. “Anlatılır” yük­ leminin nerede yapıldığı belli değildir ve "Simurg” sözü cümlede anlamsız duruma düşmüştür. Bu söz "Simurg'da” şekline getirilire anlam düzelir. 6 4 . Anlatım bozukluğu E’de yapılmıştır. Cümlede “ne kadar" sözü gereksizdir. Eğer doğruluğun mikta­ rı bilinmek isteniyorsa cümle "Bu haberin ne ka­ dar doğru olduğu ya da doğru olup olmadığını öğreneceğiz." şeklinde söylenebilir. Cevap E Cevap A 6 0 . Cümlelerin yüklem ve öznelerini bulup birbirleriyle uyumlanna baktığımızda, C’de bir uyumsuzluk görüyoruz. “Vanm” yükleminin öznesi "ben”dir. Oysa cümlede “bir sen bir de ben" şeklinde iki şahıs var. Bu durumda yüklemin hem ben hem de sen şahıslarını ifade edecek biçimde çekimlenmesi gerekiyor. Bu da onun "varız" şeklinde olması demektir. Görüldüğü gibi yüklemle özne uyumsuzdur. Cevap 0 6 5 . Anlatım bozukluğu A’da yapılmıştır. Cümlede öz­ nenin eksikliği anlatım bozukluğuna sebep ol­ muştur. “Kar yüzü görmeyenin" neresi olduğu belli değildir. Cümle “Türkiye’nin birkaç bölgesi hariç, çoğu yeri henüz kar yüzü görmedi.” şeklin­ de bir özne ilavesiyle düzeltilebilir. Cevap A 6 1 . Anlatım bozukluğu D’de yapılmıştır. Bozukluğun nedeni eylem eksikliğidir. Cümlede “en az zarar" ile "hiç zarar” sözleri “görmeden" eylemine bağ­ lanmış. Oysa “hiç zarar görmeden” dense bile "en az zarar görmeden” denmez. Cümle "Ço­ cuklar bundan en az zarar görerek ya da hiç za­ rar görmeden kurtanimalıdır." şeklinde düzeltile­ bilir. 6 6 . Bir sözcüğün cümleden atılabilmesi için sözcü­ ğün cümleye kattığı anlamın başka sözcükler ta­ rafından ifade edilmesi gerekir. I. cümlede tiyatro oyunlan zaten sahnede gerçekleştirildiğinden bu söz gereksizdir. II. cümlede "tiyatro oyunlan" özne görevinde olduğundan, onun yerine geçen “bun­ lar" sözü atılabilir. V. cümlede "kaldı” sözü elimiz­ de bulunan eserleri ifade ediyor; “elimizde" sözü­ ne gerek yoktur. III. cümledeki “yazılan” sözü, “sözlü tiyatro oyunları da olduğundan, IV. cümle­ deki "üretilen” 'sözü, öncekilerden kalan oyunlar da olabileceğinden gereklidir. Cevap D Cevap D Anlatım Bozuklukları IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL 6 7 . Anlatım bozukluklarının bir sebebi de çelişen sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır. B seçene­ ğinde "eminim ki” diyerek cümleye kesinlik kazandırılırken "belki de” diyerek ihtimal anlamı da katılmıştır. Kesinlik ve ihtimal anlamı aynı cümle­ de bulunamaz. 7 2 . Anlatım bozukluğu A'dadır. Cümleye "hitabet ha­ vası taşımaktadır” sözünden önce "şiirleri" şek­ linde Özne konmalıdır. Cümlede özne eksikliğin­ den kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cevap A Cevap B 6 8 . Seçeneklere baktığımızda D'deki cümlede bo­ zukluk olduğunu anlıyoruz. Cümlede "olduğu" sözcüğünde kullanılan ekin nereye ait olduğu belli değil. Efes kentinde olan “tapınak" olduğu­ na göre bu sözcüğün "tapınağın" şeklinde olma­ sı gerekir. Böylece "tapınağın Efes kentinde ol­ duğu biliniyor.” şeklinde cümle düzelir. 7 3 . Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni "azımsamak” sözcüğünün yanlış anlamda kulla­ nılmasıdır. “Azımsamak” sayısal değerlerde kulla­ nılabilir; bu cümlede o sözcüğün yerine "küçüm­ semek” sözü getirilmelidir. Cevap B Cevap D 7 4 . Anlatım bozukluğu Badedir. Kişî bir durumu ya doğru buluyor ya da bulmuyordur. Kendi kararı­ na inanmaması mümkün olmaz. “Yapılanları doğru bulmuyorum." demelidir. Cevap B 6 9 . Anlatım bozukluğu birinci cümlede yapılmıştır. Cümledeki “olduğu" sözünün neye ait olduğu belli değil. Sözcük sonundaki "u" iyelik ekinin mutlaka bir isme bağlı olması gerekir. Cümle için­ de böyle bir bağlılık olmadığından, burada anla­ tım bozukluğu vardır. Cevap A 7 5 . "Ona” sözü, cümlede dolaylı tümleç eksikliğinin olduğu yere getirilmelidir. Bu da D’dedir. Cümle­ de sevilen kişiyle kızılan kişi aynı kişi olduğu hâl­ de “Mustafa’yı seviyor” sözü doğrudur; ancak "Mustafa'yı kızıyor” sözü yanlıştır, "kızıyor” sö­ zünden önce “ona" sözü getirilmelidir. Cevap D 7 0 . Bozukluğün C'de olduğunu görüyoruz, “önem" ve kararlılık" sözcükleri “vermek" eylemine bağ­ lanmış. Oysa "önem vermek" sözü doğru olsa da "kararlılık vermek" denemez. “Kararlılık göster­ mek" olması gerekir. Cevap C 7 6 . "Aşağı yukarı” sözü cümleye ihtimal anlamı katar. A’da “Üç dört yıldan beri" sözü zaten yaklaşıklık anlamı katıyor. Aynı anlamı sağlayan “aşağı yu­ karı” sözü bu cümlede gereksizdir. Diğer cümle­ lerdeki aşağı yukarı sözlerini cümleden çıkarırsak cümlede kesinlik anlamı oluşur. Cevap A 7 1 . Bir sözcüğün cümleden atılabilmesi İçin, cümle içinde o sözcüğün verdiği anlamın başka söz­ cüklerle karşılanabilir olması gerekir. Buna göre "geı*!" sözcüğünün atılabiiniesi mümkündür. Çünkü "dönmek” eylemi gidilen yerden "geri gel­ meyi" karşılar; anlamı içinde "geri” kavramı oldu­ ğu için bu söz cümleden çıkanlabilir. 7 7 . Örnek cümlede “elbette" sözü cümleye kesinlik, “olabilirler” sözü ise İhtimal anlamı katmaktadır. Bu iki anlam aynı cümlede bulunmaz; aksi takdir­ de çelişki olur. Cevap E Cevap E Anlatım Bozuklukları 7 8 . Anlatım bozukluğu B’dedir. Bu cümledeki "bu yüzden" sözü zaten "dolayı” anlamını karşılıyor, "Dolayı" sözü gereksizdir. Cevap B 8 4 . Cümledeki anlatım bozukluğu tamlayan eksikli­ ğinden kaynaklanmaktadır. Cümle başında bulu­ nan "öğrenciyi" sözü “i" lıâl eki almıştır, "eleştiri yapmasını" sözü sı" iyelik ekinden dolayı, "öğ­ rencinin" şeklinde bir tamlayana ihtiyaç duyuyor. Cevap D 7 9 . Cümlede sözcüklerin, anlamına uygun kullanıl­ madığı görülüyor. Cümledeki "sağlık durumu" sözü gereksizdir. Çünkü “hastamız tamamen İyi­ leşti" dense sağlık durumunun iyileştiği belli ola­ caktır. Cevap A 8 0 . Bozukluk D'dedir. "edilerek" yerine "olarak” sözü getirilmelidir. Aksi takdirde “edilerek" edilgen "alacaksınız” etken sözcükleri arasında çatı uyumsuzluğu olur. 8 5 . Seçenekleri incelediğimizde E’de yapısal bir bo­ zukluğun olduğunu görüyoruz. Cümlede “kafası­ nı kanşttrdt” sözü, “kafasını" sözündeki iyelik ekinden dolayı 3. tekil şahsa bağlılık gösterir. Oy­ sa kafası kanşan "ben ve onlar" şeklinde söyle­ nebilir. Dolayısıyla cümle "bu soru benim ve be­ nim gibi sınava girmiş olan birçok kişinin kafamı­ zı kanştırdı" ya da "Bu soru benim kafamı kanştırdığı gibi, benim gibi sınava girmiş birçok kişinin de kafasını karıştırdı." şeklinde düzeltilebilir. Cevap E Cevap D 8 1 . Örnek cümlede “işlem görmüyor" yükleminin öz­ nesi "ucu yırtık paralar" dır. Özne durumunda bu­ lunan söz öbekleri tamlayan eki almamalıdır. An­ latım bozukluğu bu ekten kaynaklanmaktadır. 8 6 . Anlatım bozukluğu E’de yapılmıştır. Cümlenin öz­ nesi anlam olarak çoğul görülse de öznenin te­ mel unsuru olan "çocuk" tekildir. Öyleyse yüklem de tekil olmalıdır. Yüklem "aşılandılar” değil, “aşı­ landı” şeklinde çekimlenmelidir. Cevap E Cevap E 8 2 . Anlatım bozukluğu A’da yapılmıştır. “Kuşkuya düşmüyorum" sözü şimdiki zamanda olan bir durum İçin söylenebilir. Oysa cümlede "dün" de kuşkuya düşülmediği ifade edilmek istenmiş. “Dün kuşkuya düşmüyorum” denemez. Cümle “Dürüst biri olduğundan dün de kuşkuya düşmü­ yordum, bugün de düşmüyorum." şeklinde söy­ lenmelidir. Cevap A 8 7 . Cümlede anlatım bozukluğuna “kalabalık" sözü yol açıyor. Onun yerine “çok" sözü kullanılmalı­ dır. Yanlış sözcük kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yapılmıştır. Cevap C 8 8 . Cümlede “İkisi öğretmen yirmi beş öğrenci" der­ ken sanki öğretmenler de öğrenci sayısı içinde söylenmiş. Bu, "ikisi" sözcüğündeki iyelik ekin­ den kaynaklanıyor. Bu ek kaidınlırsa anlatım bo­ zukluğu giderilir. Kısaca cümlede öznenin sayı­ sında bir kanşıklık vardır. 8 3 . Örnek cümlede geçen "yöresindeki" sözündeki "ki” aitlik eki, bulunma bildirir. "Çıkan" sözü de yangınların yerini bildiriyor. İkisinden biri cümle­ den çıkanlmaiıdtr. Seçeneklere baktığımızda B'de “ilgi ekinin gereksiz kullanılmasından" denmiş: yani “ki"nin cümleden atılması gerektiği söylen­ miş. 8 9 . Cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni “olma durumu" sözlerinin gereksiz olmasıdır. Cevap B Cevap D Cevap A Anlatım Bozuklukları 9 0 . Soruda verilen kuralı incelersek şu sonuca varınz: Tûrkçede özne “ben, sen; ben, o; ben, siz; ben, onlar” şahıslanndan oluşuyorsa yüklem “biz" zamirine göre çekimlenir. Seçenekleri ince­ lediğimizde A’da bu kurala uyulmadığını görü­ rüz. Özne “ben ve Fatma” yani “ben ve o" oldu­ ğu hâlde yüklem üçüncü tekil şahsa göre çekimlenmiştir. Yüklem birinci çoğul şahsa göre olmalı yani “çekilmiştik" şeklinde çekimlenmelidir. Cevap A 9 1 . Anlatım bozukluğu E’de yapılmıştır. Cümlede ge­ çen "nedeniyle" sözcüğü cümleye uyum sağlamı­ yor. Çünkü bu sözcük kötü bir sonucun ortaya çıktığı durumlarda kullanılır. Oysa bu cümlede tercih edilen bir durum söz konusudur. Cümle şu şekilde düzeltilebilir: "Bu kameralar, rahatça kul­ lanılabildiği ve taşınması kolay olduğu için tercih ediliyor." Cevap E 9 5 . Örnek cümledeki anlam kanşıklığı “geçmişte" sözcüğünün “yansıtıyor" eylemine bağlıymış gibi anlaşılmasından kaynaklanıyor. Oysa bu söz ser­ gilenen eşyaların ait olduğu insanların yaşadığı zamanı karşılamalı. Bunu gidermek için B'de önerilen değişiklik yapılmalıdır. ' Cevap B 9 6 . Anlatım bozukluğu D’de yapılmıştır. Bu cümlede "ödü!” ve “hedef" sözcükleri "verebileceğimiz" sözüne bağlanmıştır. Ancak ödül vermek anlam­ ca doğru olsa da hedef vermek denmez, hedef göstermek denir. Sözcüklerin yanlış eyleme bağ­ lanmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yapılmıştır. Cevap D 9 7 . Anlatım bozukluğu C'de yapılmıştır. Bu cümlede geçen "oranda" sözü anlatım bozukluğuna ne­ den olmuştur. Bunun yerine “olarak" sözü getiril­ melidir. Cevap O 9 2 . Anlatım bozukluğu B’de yapılmıştır. Bu cümlede isim ve sıfat tamlamalarında ortak tamlanan kul­ lanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur, “siyasi, askerî ve ekonomi alanlan" söz öbeğinde "siyasi, askerî” sıfat; “ekonomi” isimdir, “alanları” sözcüğünü ortak kullanamaz. Cümle şu şekilde düzeltilebilir: “Siyasi, askeri ve ekonomik alanlar­ da görüştüler." Cevap B 9 8 . Anlatım bozukluğu E’de yapılmıştır. "Uyarmak” sözü anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Bu­ nun yerine “ulaştırmak" sözü kullanılmalıdır. Cevap E 9 9 . Anlatım bozukluğu IV numaralı sözcüğün gerek­ siz yere kullanılmasından kaynaklanmaktadır, "Adam” ismine ait olan iki tane " bir" sözü kulla­ nılmıştır. IV numaralı olanı atılmalıdır. Cevap D 9 3 . Parçada sözü edilen dergi festival süresince her gün çıkacağına göre, elbette “düzenli olarak" çı­ kacaktır. Bu yüzden 111numaralı söz öbeğinin atıl­ ması cümlenin anlamında herhangi bir daralma oluşturmaz. Cevap C 100. Anlatım bozukluğu "ya da" sözcüğünden kay­ naklanmaktadır. Bu bağlaç, bağladığı öğeler­ den birinin seçildiğini anlatır. Oysa müzeler söz­ cüğü çoğul olduğundan gezilen yerlerin birden fazla olması gerekir. Bu anlamı veren bağlaç ise “ve” bağlacıdır. Dolayısıyla “ya da" yerine "ve" gelmelidir. Yani yanlış bağlaç kullanılmıştır. Cevap A 9 4 . Örnek cümledeki anlatım bozukluğu "ama" söz­ cüğünün cümleye anlamca uymamasından kay­ naklanmaktadır. Bu sözcük anlamca birbirine kar­ şıt durumlan bağlar. Oysa ömek cümlede birbirini destekleyen durumlar anlatılmıştır. İki yargı ara­ sında bir bağlaç kullanmaya gerek yoktur. 1 0 1 . Örnek cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni “pahalı" sözcüğünün yanlış kullanılmasıdır. "Fi­ yatlar" kavramı İçin "pahalı” sözcüğü kullanılmaz, “Fiyatlar” ancak "yüksek" olabilir. Bu cümlede­ ki anlatımı bozukluğunu gidermek için “pahalı" sözcüğü yerine “yüksek” sözcüğü getirilmelidir. Cevap D Cevap E Anlatım Bozuklukları 1 0 2 . Seçeneklere baktığımızda, B'de birden fazla nesne aynı yükleme bağlandığından anlatım bozukluğu vardır, “suçluların cezalandınlmasını istedi" diyebiliriz ama “Olaydan büyük bir üzün­ tü duyduğunu İstedi” diyemeyiz. Ancak “Olay­ dan büyük bir üzüntü duyduğunu söyledi" di­ yebiliriz. Birinci cümlede yüklem eksik olduğu için anlatım bozukluğu olmuştur. Cevap B 1 0 3 . A seçeneğinde çoğul ekinin gereksiz kullanıl­ masından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Tek bir yıl için “yıllannda" sözcüğü değil "yılın­ da" sözcüğü kullanılır. Cevap A 1 0 4 . Örnek cümlede gereksiz sözcük kullanılmasın­ dan doğan bir anlatım bozukluğu vardır. “İtiraf etmek” zaten kişinin “kendi ağzıyla" yapabilece­ ği bir İştir, "kendi ağzıyla" sözü gereksiz kullanıl­ mıştır. 1 0 8 . A’da anlatım bozukluğu vardır, "karşılıklı" söz­ cüğü gereksizdir. Ayrıca "saldın" sözcüğü de yanlış anlamda kullanılmıştır, bu sözcük yerine “atak" sözcüğü kullanılmalıdır. Cevap A 1 0 9 . Anlatım bozukluğu D seçeneğinde yapılmıştır. Cümle, “Mimarsanız ya da mimariıkla ilgileni­ yorsanız bu kitabı okuyun." biçiminde düzeltile­ bilir. - Cevap D 110. örnek cümlede özne-yüklem uyumsuzluğun­ dan doğan anlatım bozukluğu vardır. Birinci cümlenin öznesi olan “Hiç kimse" sözü ile ikinci cümlenin yüklemi olan "oyalamıştı" arasında uyumsuzluk vardır. Bu durumda cümledeki an­ latım bozukluğunu gidermek için ikinci cümleye özne görevindeki "herkes" sözcüğünü getir­ mek gerekir. Cevap B Cevap O 1 0 5 . Şekilce tekil olup anlamca çoğul olan "herkes" gibi sözcükler özne olduğu zaman yüklem tekil olmalıdır. Örnek cümlenin öznesi "herkes" söz­ cüğüdür. Bu cümlenin yükleminin tekil olması gerekir. Ancak yüklem olan “kazanmışlardı” söz­ cüğü ise çoğuldur. O hâlde bu cümlede özneyüklem uyuşmazlığından kaynaklanan bir anla­ tım bozukluğu vardır. Cevap E 1 0 6 . E seçeneğinde anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede geçen “olması" sözündeki iyelik ekin­ den dolayı buna bağlı olan "adaylar" sözünün tamlayan eki alması (adaylann) gerekir. Bu du­ rumda cümledeki "olmalı" sözü de cümleden atılamalıdır. Cevap E 1 1 1 . Seçenekleri incelediğimizde E'de anlatım bo­ zukluğunun olduğunu görüyoruz. Buradaki “ar­ tarsa” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Teknoloji artmaz, ancak sayılabilecek şeyler ar­ tar; teknoloji için "gelişmek, ileriemek" ifadeleri kullanılabilir. Cevap E 1 1 2 . D’de gereksiz söz kullanımından doğan anlatım bozukluğu vardır, “kişisel sergi" zaten bir kişinin “kendi resimlerinin" yer aldığı bir sergidir. Bu dummda “kendi resimleri için” sözü gereksiz kullanılmıştır. Cevap D 1 1 3 . Seçenekleri incelediğimizde A'da anlatım bo­ zukluğu olduğunu anlıyoruz. Burada "etkinlik" sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü "tiyatro salonu, İnternet kafe" bir etkinlik değil yer adıdır. Cevap A 1 0 7 . Seçenekleri incelediğimizde C'de sözün yanlış anlamda kullanılmasından doğan anlatım bo­ zukluğu olduğunu görüyoruz. “Geçirdiğim ra­ hatsızlığı" sözü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü "rahatsızlık” ameliyat edilmez, bir kişi ameliyat edilebilir. "Geçirdiğim rahatsızlığı" sö­ zü yerine “beni" sözcüğü getirilmelidir. 1 1 4 . C seçeneğinde “yasak" sözcüğü yanlış anlam­ da kullanılmıştır. Bir hastanın yemek saatini ak­ satmaması "yasak” değil, “kural” sözcüğüyle anlatılmalıdır. Cevap O Cevap C Anlatım Bozuklukları 1 1 5 . Seçenekleri incelersek, E’de anlatım bozukluğu olduğunu görüyoruz, “yetiştirdikleri hayvancılığa" ifadesinde bir bozukluk vardır. Çünkü hayvancı­ lık yetiştirilmez, "yetiştirdikleri’' sözcüğü çıkarı­ larak cümledeki anlatım bozukluğu giderilebilir. Cevap E 1 2 2 . Seçenekleri incelediğimizde C’de gereksiz söz­ cük kullanılmasından doğan anlatım bozukluğu . olduğunu anlıyoruz. Cümledeki "ilgi yoksunlu­ ğundan" sözünde zaten. "yetersizlik” anlamı vardır. Bu yüzden cümlede "Yetersiz kalan" sö­ züne gerek yoktur. . Cevap C 1 1 6 . Seçenekleri incelersek anlatım bozukluğunun D'de olduğunu görürüz. Bu cümlede “içinde" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Ayrıca "yıktırıl­ ması" sözcüğünün “yıkılması" biçiminde söy­ lenmesi gerekirdi. Cevap D 1 2 3 . B’de "yalanlama" durumu için “olay” sözü kulla­ nılmıştır. Ancak bu durum için “olay" sözcüğü kullanılamaz. O hâlde “olay” sözcüğünün anla­ mına ve işlevine uygun kullanılmamasından do­ layı anlatım bozukluğu olmuştur. . Cevap B 1 1 7 . B seçeneğinde “yetmediği” sözcüğü anlamına ve işlevine uygun kullanılmadığı için anlatım bozukluğu vardır. “Maddi durumu yetmediği için" sözü yerine “Maddi durumu kötü olduğu için" ifadesi kullanılabilir. Cevap B 1 1 8 . Seçenekleri İncelediğimizde E’de gereksiz söz­ cük kullanılmasindan kaynaklanan anlatım bo­ zukluğu olduğunu görüyoruz. Çünkü “iftiralar tamamen uydurmadır" sözünde “İftiralar" söz; cüğü "uydurma” anlamını da içerir. Cevap E 1 2 4 . Örnek cümlede, “Çok çalıştığımız için" sözün­ de kişinin kendi istek ve iradesiyle yaptığı bir çalışma vardır. Daha sonra kullanılan "ister iste­ mez" sözü kişinin isteği dışında gerçekleşen bir eylem anlamını taşır. Buna göre anlatım bozuk­ luğu "ister istemez” zarf tümlecinin gereksiz kullanılmasından kaynaklanmıştır. Cevap D 1 2 5 . Örnek cümlede “Hiçbir şiire başlarken ... başla­ mıyorum” gibi bir anlatım söz konusudur. Buna göre cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni "başlarken" bağ-fiillnin gereksiz kullanılmasıdır. Cevap A 1 1 9 . Cümlede "seçeceği tutuma” ifadesi anlatım bo­ zukluğuna neden olmuştur. Çünkü “tutum" seçi­ lecek bir şey değildir. O hâlde bu cümledeki an­ latım bozukluğunun giderilmesi için "seçeceği" sözcüğünün cümlenden çıkanlıp, “tutum” sözcü­ ğünün "tutumuna" şeklinde değiştirilmesi gere­ kir. Bunu öngören değişikliği A'da görüyoruz. 1 2 6 . Örnek cümlede tamlayan eksikliğinden doğan anlatım bozukluğu vardır. Çünkü "binayı ne gördüm ne de yerini bilirim” sözünde “binanın yerini" biçiminde tamlayana ihtiyaç vardır. Cevap A Cevap C 120. örnek cümledeki “kaynaşmak” sözcüğü “bir şey­ le" ya da “birileriyle" gerçekleştirilen bir eylem­ dir. Buna göre cümledeki anlatım bozukluğu­ nun giderilmesi için “uluslann arasına" sözü ye­ rine "uluslarla” sözcüğü getirilmelidir. 1 2 7 . Seçenekleri İncelediğimizde anlatım bozuklu­ ğunun B’de olduğunu görüyoruz, "verdiği insa­ nüstü bir çaba” sözünde “verdiği” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Bu sözcüğün yerine "gös­ terdiği” sözcüğünün kullanılması gerekirdi. Cevap D Cevap B 1 2 1 . Seçenekleri İncelediğimizde anlatım bozuklu­ ğunun A'da yer aldığını görüyoruz. Bu, özne durumundaki “Yapıtlanndaki kişilerin" sözünün fazladan "-in” tamlayan ekini almasından kay­ naklanan bir anlatım bozukluğudur., 1 2 8 . A'da "can kaybı yaşanmadı" sözünde anlatım bozukluğu vardır. Çünkü “can kaybı” durumu için "yaşanmadı" sözcüğü kullanılmaz. Bunun yerine "can kaybı olmadı” ifadesinin kullanılma­ sı gerekir. Cevap A Cevap A Anladım Bozuklukları 1 2 9 . Seçenekleri incetediğimizde E'de "gençler, kendinin ve çevrenin yönlendirmesiyle" sözü­ nün, anlatım bozukluğuna neden olduğunu gö­ rüyoruz. Kişi kendi kendisini yönlendirmez, an­ cak kendi isteği doğrultusunda hareket edebilir. Cevap E 1 3 4 . IV. cümlede bir sözün yanlış anlamda kullanıl­ masından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede sözü edilen kişinin, halk ara­ sında en iyi yaptığı işle sevilir sayılır durumda olması olumlu bir durumdur. Oysa "düştü" söz­ cüğü olumsuzluk ifade eder. Cümle "Halk ara­ sında da en iyi yaptığı işle sevilir sayılır duruma geldi." biçiminde söylenirse anlatım bozukluğu düzeltilmiş olur. Cevap D 1 3 0 . E'deki cümlede bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede "kati" sözcüğündeki tamlanan eki gereksiz kullanılmıştır. Çünkü “katı" sözcüğün­ deki tamlanan eki kendisine bağlı bir tamlayan olmadığı için anlam karışıklığına neden olmak­ tadır. Cümle "O dönemde para üç katı değer kaybetmişti.” biçiminde değil, "O dönemde pa­ ra üç kat değer kaybetmişti,” biçiminde söylen­ meliydi. Cevap E 1 3 5 . Verilen cümlede yüklem eksikliğinden kay­ naklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümlede "hiç” sözcüğü olumsuz bir yüklem istemektedir. Çünkü "hiç gidiyorlar” denmez, "hiç gitmi­ yorlar" denir. Buna göre doğru cevap E seçe­ neğidir. Cevap E 1 3 1 . A'daki cümlede gereksiz söz kullanılması anla­ tım bozukluğuna yol açmıştır. Bu cümlede ge­ çen "hiç olmazsa” deyimi, “bari" anlamına gelir. Dolayısıyla bu iki söz aynı anlama gelmektedir. Aynı anlama gelen sözler bir arada kullanıldığı İçin bu cümlede bir anlatım bozukluğu vardır. IDHERRN .SVV.D\QDN$UúLYL .SVV'|NPDQ$UúLYL Cevap A 1 3 6 . B seçeneğinde, sözcüğün (kayıt yaptırmak) yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümlede “Kızımı ... kayıt yaptırdım." anlamı vardır. Oysaki bura­ da "yaptırmak” sözcüğü kişinin kendisine dö­ nük bir eylemi gerekil kılmaktadır. “Kayıt yaptır­ ma" ifadesini kişi, kendisini ilgilendiren durum­ larda kullanabilir. Bu durumda sorudaki cümle­ de "kayıt yaptırmak” değil, “kaydettirmek" sözü kullanılmalıdır. Cevap B 1 3 2 . “ Bu davranış insandan insana göre değişir." cümlesinde “insandan insana” sözü, “göre" ilgeclnin anlamını da karşılamaktadır. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım bozukluğu "gereksiz ye­ re ilgeç kullanılmasından" kaynaklanmaktadır. Cevap C 1 3 7 . E seçeneğinde "alacağımız başarı” ifadesinde­ ki “alacağımız" sözcüğü yanlış anlamda kulla­ nıldığı için anlatım bozukluğu meydana gelmiş­ tir. Bunun yerine “elde edeceğimiz başan" ifa­ desi kullanılabilir. Cevap E 1 3 3 . Verilen cümlede deyimin sözcüklerinin değişti­ rilmesi anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cüm­ lede geçen deyimin aslı, "dert yakınmak” değil, "dert yanmak”tır Dolayısıyla bu cümlede yakın­ mak sözcüğü yanlış anlamda kullahılmıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu “dert yakınır” ye­ rine, "dert yanar" sözü getirilerek giderilebilir. 1 3 8 . A seçeneğindş "giriş yaptılar" sözünden ötürü anlatım bozukluğu oluşmuştur. Bunun yerine “girdiler” sözünün kullanılması gerekir. Cevap B Cevap A