ANKARA İSLAM ÜNiVERSiTESi iLiMLERİ iSLAM iLAHiYAT ENSTİTÜSÜ FAKÜLTESi YAYINLARI - iLiMLERi . SAYI : 5 ENSTiTÜSÜ lll DERGISI V Müdür Prof. Dr. Hüseyin ATAY ENSTiTÜ YÖNETİM KURULU Müdü,r Prof. Dr. Hüseyin ATAY Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa FAYDA Üyeler Prof. Dr. Neşet QAGATAY Prof. Dr. Hü.seyin YURDAYDIN Prof. Dr. Mehmet S. HATjBOGLU Dergide yayımlanan yazıların ANKARA bilim ve dil yönünden ÜNİVERSİTESİ sorumluluğu yazariarına BASIMEVİ - ANKARA aittir: . 1982 ERDEM ÜZERİNE Prof. Dr. İbrahim Agah ÇUBUKÇU Erdem sorunu üzerinde çeşitli düşünürler fikir yürütmüşlerdir. Yunan filozoflarından Sokrates'e göre erdem bir bilgidir. Bilen insan kötülük işlemez. Kötülükler bilgisizlikten doğmaktadır. Gerçek mutluluğu öğrenen insan elbette onu kazanmak isteyecektir. Onu kazan• niak için de kendi kendisiyle uyum halinde olac~ktır. Kendi kendisiyle uyum halinde olan insan davranışlarını iyiyi ve doğruyu kazanmak için ayarlar. Böyle bir kimseyi bilinçli davranışları gönül huzuruna götürür! Eflatun da erdem sorununu başlangıçta Solcrates gibi anlamıştır. Erdemin gerçek bilgiye dayanacağını söylen:iiştir. Ona göre· erdem İs· tenilmesi gereken şeylerle kaçınılınası gerekenin bilgi~idir. Daha başka· bir deyiınle neyin iyi; neyin kötü olduğunu bilmektir. Eflatun zamanla erdem hakkındaki görüşlerini ideler kuramma Ona· göre erdeme sahip olan kimse iyinin, güzelin ve adilin bilgisine yani idesine ulaşınış _demektir. İ delerin kendisine ulaş· makla erdemin kendisine ulaş1J!.ak aynı şeydir. Böyle bir erdeme sahii_:! kişi aklı lle ruhun aşağılık isteklerini önleyerek kötü davranışta bulun· maz·. Doğrudan, iyiden ve uyumdan yana olur. Davranışlarında daima ölçülülük ve adalet bulunur. bağlaınıştır. Ölçülülük sorunu üzerinde Aristo ·daha çok durmuştur. Ar:isto, ze;rk olduğu düşüncesini kabul etmez. Ona göre ha· yatın amacı erdemli bir yaşantı sürdürmektir. Erdenili da-vranışlar akla ve aklın ölçUlerine de uygun olur. Çünkü erdem akla uygun davranıştır. Erdemli davı·anışların insanı mutluluğa götüreceği gözlem ve araştır· ma sonucu anlaşılır. Aristo'ya göre yalnız erdemin bilgisine sahip olmak yetmez. Amaç, erdemin _kendisine sahip olmaktır. Erdemin kendişine sahip olmak da erdemli davranınakla olur. Böyle bir düzeye sürekli çaba, öğrenme ve iradi deneylede ulaşılır. Önemli olan erdemli davraranışların geçioi değil, sürekli olmasıdıı Bu da akla uygun davranışların alışkanlık haline gelmesiyle mümkündür. hayatın amacının İBRAHİM AGAH ÇUBU~ÇU 70 Aristo'ya göre erdemli davranış ölçülü davra~ştır. Ölçülülük aşırı davranışlardan sakınmak demektir. Örneğin ne korkaklık, ne de atİl­ ganlık erdemli davranış değildir. Yiğitlik ise erdemli davranıştır. Erdeme uygun orta nitelikte davranışlara başka örnekler de vermek mümkiindür. Müsriflik veya cimrilik arasında eli açıklık erdemli dav· ranıştır. Tembellikle açgözlülük arasında akla dayanan tutku, kendini aşağı görme ile böbürlenme arasında alçakgönüllülük, ağzı sıkılıkla hoşboğazlık arasında açıksözlülük, suratı asıklılıkla soytiı.rılık arasında neŞe]j olma, kavgacılıkla ranışlardır. dalkavukluk arasında dostluk erdemli dev- . Erdem sorUııu üzerinde Stoa ekolü düşünürleri de durmuşlardır. göre erdem doğa ile insan arasında bir uyum· sağlamaktır. İnsan dış etkenlerle meydana gelen olaylara karşı uyumlu olmağa ça-lışrrsa kendi kendisiyle de uyıİm sağlar. Dünyadaki olgular alemin ruhu Logos yani Tanrı tarafından düzenlenmiştir. Bu nedenle insan bu olgulara isyan etmeden boyun eğmelidir. Çünkü Tanrı'nın düzenlediği bu olgular mümkün olanın en iyisidirler. Stoalılara Ancak Stoalıların bu görüşü kaderciliği gerektitir. Oysaki insamn cüzi iradesi vardır. Stoalılar bununla beraber insanın algılarla elde ettiği ve bilincine vardığı bilgiler derecesinde. örzgür olduğunu kabul etmişlerdir. Stoalılarda insanın ~oğurulamışlardır. arayan kimsedir. duygusal davranışlarımn erdeme sığmayacağını Onlara göre erdemli kişi Tanrı'yı sayan veiç huzuru · Epikurcular da erdemi zevkte ararmşlaidır. Ancak apikurcular ve şeref gibi doğal ve zorunlu olmayan zevklerden kaçımlmsı· taraftarıdırlar. Yiğitlikle ilgili zevklere ·de önem vermezler. Onlara göre insan içgüdülerden. uzak kalınağa ve özgür olmağa çalışmalıdır. İnsan sonu mutlulukla bitecek zeykli eylemler yapmalıdır. Bu tiiİ:lü zevkli davramşlarda bulunan kimse erdeme sahip olmuş demektir. Epikur, peşin hükümlerden. kaçımnayı salık vermiştir. Bu düşünüı· dostluğa önem vermekle birlikte başkalarınıD; sıkıntı ve üzüntülerini paylaşma­ yı zevkten yoksun bıraktığı için doğru bulmarmştır. Aslında materyalist olan Epikur erdem sorumilıda faydacı bir yol izlemiştir. Mutluluğu zevke ve fırsatçılığa bağlamıştır. şan Spinoza da erdem üzerinde durmuştur. Ona göre erdemli olmak demek, güçlü olmaktır. V arhğını iyi koruyan ve kendine yararlı olanı elde eden kimse erdemlidir. Spinoza'ya göre insan haşka biri için ken- . ERDEM ÜZERİNE ·n dini feda etmemelidir; İnsan kendini daha olguna götürecek şeyi aramalıdır. İnsan kendini sevmelidir. İnsana zayıf. olmayı öğretmek doğru değildir. Erdemin temeli insanın kendi varlığını koıu:ina, çahas1dır, İnsanın ~utluluğu bu koruma çabasındaki gücüdilı .. Spinoza pişmi:mlığın karşısındadır. Erdemler yetenekve güç piçiınleridir. Pişmanlık kusurdur. İnsanın kendini hor görmesidir. Oysaki en alçakgönüllü yazarlar bile kitaplarının üstünde adlarının yazılınasını isterler. Spinoza bazı psikanalistler gibi her bilinçli erdem, gizli bir kötilliiğü saklamak ya da dilzeltmek demek istemiştir. Spinoza, insanın kendiiri hor görmesini eleştirmekle beraber böbiirlenmeğe de· karşıdır. Başkalarının kötü yanlarından söz ederek kendi başarılarmdan bahseden kimseleri kına. ., ınıştır. Spinoza sonunda akıldan başka erdem olmadığı görüşünü· savunmuştur. Aklın eylemi insanın Özgürlii.ğüdii.r. ~kimseler bütün insanlık için istemedikleri şeyi kendileri icin de istemezler. Biiyük olınak demek insanlığın üstüne çıkıp emir vermek değil, kendi kendine söz . geçirmek demektir. Descartes da erdem sorununa eğilmiştir. Descartes iyiye yönelmiş bir isteme ile duygusal davranışları yenıneyi tercih etmektedir. Ona göre erdeme ulaşmak için beden iradeyi değil, irade bedeni yönet- · melidir. Bedeni geçici zevklerin kölesi yaparak ruhu alçaltmamak g~­ reklr. Erdem insanı mutlu edecek davranışlar yapmaktır. Bu davranış. lar sağlam iradenin ve iyi niyetİn ii.rünii. olmalıdır. :R.astlantıların değil. Mutluluğa varmak için doğruyu bilmek, onu İstemek ve elimizde olmayan şeylerle ilgili bütün isteklerden v-=-azgeçmek gereklidir. İnsan doğruyu açık ve seçik olarak bilip bunu irade gücüyle davni:nışlarma yansıtırsa mutlu olur. insanda iradeyle iyiyi yahut kötüyü seçme özgürlüğü vardır. Kuşkusuz iyiyi ve doğruyu seçen daha mutlu olur. akıllıca Erdem sorunu hakkında en isahetsiz.fikir yürütenlerden Machiavelli ve Nietsche olumsuz yönde ün sağlaınışl~dır. Bu düşünürler genellikle eşitsizliği kabul ederler. Savaş, fetih ve hüküm sürmek için fırsattan yararlanma)'ı salık verirler. Onlara göre erdem demek güç demektir. Hak gii.çlii.nii.ndii.r. Büyük dinlerin kurucuları da erdeni. sorunu üzerinde durmuşlar­ dır. Buddha ve Hz. İsa'nın erdem görüşleri birbirlerine benzer. Kötülüğe karşı iyilik yapma kuralı gerek Budizmde ve gerekse Hıristiyaıılıkta vardır. Ayrıca her iki dinde sevgi ve erdem yanyanadır. Hz. İsa, erdemi güçsüzlere iyi davranmaktır diye de anlatınıştır. iBRAİIİM AGAH ÇUBUKÇU 72 Dinlerin en son geleni ve en olgun olanı kuşkusuz İslamiyet'tir. İslan.:ı _dini in!lnç, ihaq,e.t ve ahlak diye başlıca üç bölümde özetleııehilir. Hz~ Muhamıried ~·-:S~~ ahiakın güzelliklerini tamamlamak üzere gönderil- dim" diyerek İslam'ın amacının insanları erdemli davranışlara yöneltmek olduğunu açıklaniıştır. İslamiyet erdem alanında iyilikten, doğ· ruluktan, adaletten, ölçülülükten yanadır. Kur'an'da mealen "dinde zor-. lama yoktur" ayeti vicdan özgürlüğünün ve insan kişiliğinin değerine işaret etmektedir. "Mü'minler ancak kardeştirler" ayeti de in~ncı olan kimselerin birbirlerini sevrnelerini salık vermektedir.· Yunus Eınre "Bir kez gönül. yıktınsa bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil" diyerek İslam'ın hoş görüsiinü dile getirmiştir. "Bir saatlik düşünce bir yıllık ibadetten hayırlıdır" "hadisi aklın ve düşüncenin değerini gösteriyor. "Görmeyenle gören bir olur mu? Hiç düşün~üyor musunuz?" ayeti insanı. duygusallık yerine derin tefekk:fu·e çağırıyor. "İşlerin en hayırlısı ölçülü olanıdır" hadisi bizleri a.şırı davranışlardan sakındırmak istiyor. "Yapılan işler niyete göredir'~ hadisi de erdemde niyetİn değerini belirtiyor.. Hz. Muhammed "komşu· sunun aç olduğunu hile hile uyuyan bizden değildir" diyerek muhtaçlara yardım etmeyi salık veriyor. Yüce Allah Klir'an'da "kendileri m,uhtaç oldukları halde :İ:ıaşkala:tıi:ıı daha çok düşünürler "mealindeki ayetle aşırı mal haırsın:n ve çıkarcılığın kötülüğünü murat buyurmuştur. . . . Hasılı İslam dininde her çağa uyacak bir çok kurallar vardır. Yeter ki biz dinimizin özünü iyi bilelim. Biz şekil kadar öze de ulaşahilirsek erdemde ·ancak o zaman amaca varahiliriz. Her toplumda toplumsal olgular devam eder. Değer yargı· l~rı zaman zaman değişebilir. Eğitimle tarihimizden gelen ~rdemle ilgili özellikleri çocuklanımza aşılamalıyız. O zaman değer yargılarının değişmesini rastlantılara hırakmanıış oluruz. Bütün bunları yaparken· · sosyal adafetin daha iyi gerçekleşmesine de çalışmak gereklidir. Çünkü erdemin yerleşmesinde eğitim kadar sosyal adaletin de katkısı vardır. Bütün bunları yaparken de üzerinde önemle durulacak bir husus vardır: Çocuklara erdemin bilgisini vermek başka, onları erdemin sahibi etmek başka şeydir. Onları erde_m sahibi. etmenin ilk adımı yet~şkinlerin erdemli davranmasıdır.