T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı ORAL MALİGN TÜMÖRLER BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Başak ULUSOY Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Yiğit TİFTİKÇİOĞLU İZMİR-2012 ÖNSÖZ Tez yazım çalışmalarım sırasında bana yardımcı olan, düşüncelerini belirtip beni yönlendiren Sayın Doç. Dr. Yiğit Tiftikçioğlu’na, tez yazım çalışmalarım sırasında bana katlanan değerli arkadaşım Dr. Özge Yıldırım’a, yardımlarını esirgemeyen Dt. Sezai Sönmez’e bana destek olan ve görüşlerini paylaşan Kerem Yücel’e ve her zaman arkamda hissettiğim sevgili aileme teşekkürlerimi bir borç bilirim. İZMİR-2012 Stj. Diş Hekimi Başak Ulusoy İÇİNDEKİLER 1.GİRİŞ 2.TÜMÖRLERE GENEL BAKIŞ …………………………………………… 2 3.TÜMÖRLERDE TANI ……………………………………………………... 2 4.MALİGN TÜMÖRLERİN ETKİLERİ ………………………………….. 6 4.1. Estetik …………………………………………………………………… 6 4.2. Basınç …………………………………………………………………… 6 4.3. Hormon bozuklukları …………………………………………………. 7 4.4. Fonksiyonların bozulması …………………………………………….. 7 5.MALİGN TÜMÖRLERİN YAYILMASI ………………………………... 7 5.1. Metastaz ………………………………………………………………... 7 5.1.1. Lenfatik yayılım …………………………………………………… 8 5.1.2. Hematojen yayılım ………………………………………………… 8 5.1.3. Vücut boşuklarına ve yüzeylerine direk yayılım………………… 8 5.2. İnvazyon ………………………………………………………………. 8 6.MALİGN TÜMÖR ÇEŞİTLERİ ………………………………………… 9 6.1. Mezenkimal kökenli malign tümörler ……………………………… 9 6.1.1. Osteosarkom ……………………………………………………... 9 6.1.2. Chondrosarkom …………………………………………………. 10 6.1.3. Firbosarkom …………………………………………………….. 11 6.1.4. Rhabdomyosarkom ……………………………………………… 12 6.1.5. Liposarkom ……………………………………………………… 12 6.1.6. Anjiosarkom ……………………………………………………. 12 6.1.7. Miksosarkom …………………………………………………….. 12 6.1.8. Leiyomyosarkom ………………………………………………… 13 6.2. Epitel kökenli malign tümörler …………………………………….. 13 6.2.1. Bazal hücreli karsinom …………………………………………. 13 6.2.2. Epidermoid karsinom …………………………………………… 14 6.2.2.1. Dudak karsinomu …………………………………………… 14 6.2.2.2. Dil karsinomu ………………………………………………... 15 6.2.2.3. Damak karsinomu …………………………………………... 16 6.2.2.4. Bukkal mukoza karsinomu ………………………………… 17 6.2.2.5. Ağız tabanı karsinomu ……………………………………... 17 6.2.2.6. Dişeti karsinomu ……………………………………………. 18 6.2.2.7. Verrüköz karsinom ………………………………………… 18 6.2.2.8. Malign melanom …………………………………………….. 19 6.3. Tükrük bezi kökenli malign tümörler …………………………….. 19 6.3.1. Adenokistik karsinom ………………………………………….. 19 6.3.2. Asinik hücreli karsinom ……………………………………….. 20 6.3.3. Mukoepidermoid karsinom …………………………………… 20 6.3.4. Adenokarsinom ………………………………………………… 21 6.3.5. Malign mikst tümör …………………………………………… 21 6.4. Çene kemiği tümörleri ……………………………………………. 22 6.4.1. Multipl myeloma ……………………………………………… 22 6.4.2. Ewing sarkomu ……………………………………………….. 23 6.4.3. Malign odontoma ……………………………………………... 23 6.4.4. Metastatik kemik tümörleri ………………………………….. 23 7.ÖZET …………………………………………………………………... 24 8.KAYNAKLAR ………………………………………………………... 25 9.ÖZGEÇMİŞ …………………………………………………………… 27 1.GİRİŞ Oral malign tümörler, hastanın baş-boyun bölgesi lenfatik ve hematolojik yayılımına daha uygun olduğu için büyük önem taşımaktadırlar. Kolayca yayılım gösteren bu tümörler, hayati tehlikelere sebep olabilecek düzeyde büyüklüğe ulaşabilirler. Her malign tümörde olduğu gibi, oral tümörlerde de erken teşhis çok önemlidir. Diş hekimlerinin çalışma alanı oral bölge olduğu için, bu tümörleri erken teşhis etme ve hastayı yönlendirme çok önemlidir. Bu tez çalışmamdaki amaç, mesleğimin bir parçası olan oral tümör oluşumlarını daha iyi öğrenmek ve tanı koymada bana yardımcı olmasıdır. 2.TÜMÖRLERE GENEL BAKIŞ Tümör veya neoplazm, büyümesi normal dokuyu aşan, onunla koordine olmayan, olayın başlamasına sebep olan, uyarı kalktıktan sonra büyümeye devam eden anormal doku kitlesidir. Tümör; belli bir dokuda gelişip orada kalacağı gibi, belli bir dokudan kaynaklanıp bütün vücuda da yayılabilir. Tümörleri iki ayrı gruba ayırabiliriz: iyi huylu-benign tümörler, kötü huylumalign tümörler Malign tümörler kapsülsüzdürler. Yavaş veya hızlı büyüyebilirler. Lokal invazivdir. Genellikle metastaz yaparlar. Mitoz sayısı değişkendir, atipik mitoz vardır. Benign tümörler yavaş büyürler ya da belli bir noktada büyümeleri durur. Atipik mitoz yoktur, mitoz nadirdir. Kapsülleri vardır. Genellikle iyi sınırlıdırlar, çevre dokuya infiltre olmazlar, metastaz yapmazlar. (5) 3.TÜMÖRLERDE TANI Oral kanserler tüm kanserlerin %2-4 ünü oluştururlar. (3) Bu tür oluşumlar genellikle ağrısız olduklarından hasta tarafından pek fark edilmezler. Oral kanserlerin erken fark edilmesi, operasyon sırasında alınan doku kaybının azaltılması ve en önemlisi hastanın post-operatif yaşama süresi için çok önemlidir. Bu yüzden diş hekimlerinin, hastalarının sadece şikayetleri yerine hastanın sistemik ağız muayenesi yapmaları da gereklidir. Hastada geçmeyen ağrılar, anatomik oluşumlar dışındaki şişlikler, kapanmayan fistüller, etkensiz oluşan diastemalar, üst solunum yolu 2 tıkanıklıkları ve tüm şüpheli faktörler hasta ağzında incelenmelidir. (8) Erken tanıyla tümörün metastaz yapması önlenebilir. Tümörlerin tanısı; klinik muayene, laboratuvar incelemeleri ve radyografik muayeneyle saptanır. Klinik muayenede yukarıda sayılan faktörlere bakılır. Bunlara ek olarak perküsyon, palpasyon, inspeksiyon da yapılır. Klinik tanı tek başına yeterli değildir. Etken ortadan kaldırılmasına rağmen geçmeyen lezyonlar, ağrılar gibi durumlarda ilgili dokudan parça alınır. Malignite şüphesi olan dokulardan alına parça laboratuvara gönderilir. Radyografik muayene de tümörleri teşhis etmede tek başına kullanılmaz, diğer yöntemlere yardımcı yöntemdir. Malign tümör tanısı konulan hastada, malignitenin klinik olarak değerlendirilmesi ve haklarında anlamlı bilgi edinilebilmesi için T,N,M sınıflandırılması yapılmıştır. T,N,M sınıflandırması Clurk ve Breslow sınıflandırmaları esas alınarak, American Journal of Cancer Community tarafından kabul edilmiştir. Primer Tümör (T) T0: Primer tümör bulgusu yok T1: Tümör 2 cm’den küçük T2: Tümör 2-4 cm arası T3: tümör 4 cm’den büyük T4: Subkutan doku invazyonu 3 N: Lenf bezi metastazını gösterir N0: Bölgesel lenf bezi metastazı yok N1: Tümörün bulunduğu tarafa doğru yayılım var N2: İki taraflı veya tümörün bulunduğu yerin karşı tarafına yayılım var N3: Lenf bezleri çevre dokulara fikse M: Uzak metastaz varlığını gösterir M0: Uzak metastaz yok M1: Uzak metastaz var Evre 1: T1 N0 M0 Evre 2: T2 N0 M0 Evre 3: T3 N0 M0 veya T1-3 N1 M0 Evre 4: T1-3 N2-3 M0 (2) Tümörlerin oluşmasında etkili olan birtakım faktörler vardır. Bunlar tümörlerin oluşmasında kanıtlanmış faktörler ve tümörün oluşmasına katkıda bulunan faktörler olarak ikiye ayrılırlar. Tümörlerin Oluşmasında Kanıtlanmış Faktörler Tütün: Tütün ve alkol kullanımı tüm kanser oluşumlarının asıl sorumlusu olarak belirtilmiştir. (4) Tütün kullanımı normal hücrelerin malign oluşumlarına 4 katkıda bulunur. Oral kavite ve farenks kanserlerinin %75’i tütün kullanımına bağlıdır. (4) Tütündeki kanserojen maddelerin yanı sıra, duman ve ısı da ağzın müköz membranlarını irrite ederek kanser riskini arttırır. (11) Tütün çiğneme alışkanlığı yanak ve dişeti kanseri oluşturmada en önemli faktördür. (4) Alkol: Etanolün tümör oluşumundaki rolü, diğer kanserojenlerin etkisini takiben, malign dönüşümleri başlatması, beslenme bozukluğu, alkolün karaciğerdeki detoksifikasyonu azaltması şeklinde görülür. (11) Haftada 30 kadeh alkol kullananlarda oral kavite kanseri oluşma riski 3 misli artar. Çok yoğun alkol ve sigara kullananlarda oral kavite kanseri oluşma riski, hiçbir kötü alışkanlığı olmayan bir insana göre 146 kat fazldır. (4) Tümörlerin Oluşmasını Hazırlayıcı Faktörler Beslenme: Bazı gıdalarda bulunan antioksidanlar; karsinojenlerin DNA’ya bağlanmasının önlenmesinde, metabolik ürünlerin nötralizizasyonunda, kanseri indükleyen maddelerin etkilerinin baskılanmasında rol oynayarak kansere karşı koruyucu etki gösterir. Bu besinler vitamin C içeren narenciye ürünleri, süt ve süt ürünleri, vitamin D ve vitamin E içeren ürünlerdir. (4,11) Ağız hijyeni: Oral kanser hastalarının belirgin biçimde kötü ağız hijyenine sahip oldukları görülmüştür. (5) Hatalı protezler, taşkın yapılmış dolgular, kenar uyumu iyi yapılmamış kronlar kötü ağız hijyeniyle birlikte dokuları irrite ederek oral kanser oluşumuna katkıda bulunurlar. (4) Oral kanser hastaları inceleğindiğinde büyük bir çoğunluğunun diş hekimine hiç gitmediği, ağızlarında birçok diş eksikliğinin olduğu görülmüştür. (5) Viral enfeksiyonlar: Tam olarak açıklanamasa da oral kanser oluşumuna 5 katkıda bulunan virüslerin olduğu düşünülmüştür. Oral kanser oluşumu gözlenen kişilerin çoğunluğunda ilgili virüslere rastlanmıştır. Bu virüsler: Human papilloma virüs(HPV), Epstein-barr virüsü (EBV), Human simplex virüs (HSV), Human herpes virüs-8 (HHV-8), Human herpes virüs-6 (HHV-6) dır. (7) Baskılanmış immunite: İmmun sistemi baskılanmış kişilerde, kanser görülme sıklığının daha fazla olduğu saptanmıştır. (7) AIDS, çeşitli immunsupresif ilaçlar, kimyasal ajanlar immun sistemi baskılayabilirler. 4.MALIGN TÜMÖRLERİN ETKİLERİ 4.1. Estetik Özellikle yüzde bulunan tümörler, estetik bakımdan sakıncalıdırlar. Malign tümörlerde hastanın sağlığı ilk planda tutulurken estetik kaygılar da göz önünde bulundurulur. 4.2. Basınç Tümör kitlesinin büyümesi sonucu yaptığı basınç önemli komplikasyonlara yol açabilir. Örneğin, beyinin herhangi bir bölümüne tümör kitlesinin yaptığı basınç hastada felç oluşumuna sebep olabilir. Sinirlere yapılan basınç sonucu ağrı, duyu bozuklukları, felç görülebilir. Solunum ve dolaşım merkezlerinin baskı altında kalması sonucu ölümlere sebep olabilir. Damar çeperine yapılan basınç sonucu dolaşım bozuklukları görülebilir. Çene kemiklerindeki tümörlerin yaptıkları basınçlarda hastanın dişlerinde lüksasyon, yer değiştirme, diş kayıpları gözlenebilir. (2) 6 4.3. Hormon Bozuklukları Endokrin bezlerde meydana gelen tümörlerde, normalden az veya normalden fazla hormon salgılanarak ilgili hormona bağlı olarak bazı bozukluklar meydana gelebilir. (3) Örneğin, paratiroid tümörlerinde parathormonun fazla ya da az salgılanmasına bağlı olarak hipertiroidizm ya da hipotiroidizm görülebilir. Hipofiz bezi tümörlerinde büyüme faktörleri etkilenebilir. 4.4. Fonksiyonların Bozulması Fonksiyonların bozulması, basınç ve hormonlar dışında tümörlerin ilgili bölgede bulunmasıyla meydana getirdiği bozukluklardır. Örneğin, çene kemiğinde tümör bulunmasıyla hasta çiğneme fonksiyonunu tam olarak gerçekleştiremez. Hastanın gözünde tümör varlığında görme kaybı meydana gelebilir. Hastanın kulağındaki tümör işitme kayıplarına yol açabilir. 5.MALİGN TÜMÖRLERİN YAYILMASI 5.1. Metastaz Malignitenin kesin kriteridir. Primer tümör kitlesiyle ilişkisi bulunmayan tümör kitleleridir. Bir tümörden ayrılan hücrelerin değişik yollarla yayılarak, başka bir yerde meydana getirdikleri yeni tümör kitlelerine metastaz denir. Birkaç istisna dışında tüm malign tümörler metastaz yapma eğilimlidirler. Metastaz yapmayan tümörler; bazal hücreli karsinom, glial tümörlerdir. Tümörün metastaz yapması hastanın hastalıktan kurtulma olasılığını azaltır. (6) Tümörler üç şeklide metastaz yaparlar: 7 5.1.1. Lenfatik yayılım: Karsinomların ilk yayılım yoludur. Bölgesel lenf nodları tümör yayılımında ilk engeldir. Her lenfadonopati mutlaka metastaz değildir. Lenfatiklere giren kanser hücreleri lenf akımıyla sürüklenir ve yakın rejyonal lenf düğümlerinin merkezi boşluklarına gelir. Burada çoğalarak büyür, lenf düğümünü katılaştırır. Uzun süre sağlamlığını koruyan lenf düğümü kapsülü de ilerleyen dönemlerde infiltre olur. (5) Lenf akımı lenf damarlarını ve düğümlerini tıkarsa lenfödem meydana gelir. Metastaz nedeniyle büyümüş lenf düğümleri çevre dokulara basınç yaparak komplikasyonlara neden olabilirler. 5.1.2. Hematojen yayılım: Sarkomların tipik yayılım yoludur. Arterler kalın duvarlı oldukları için tümör invazyonuna dirençlidir. Venöz invazyonda tümör, organın venöz drenajına göre yayılır. Kanser hücresi ve hücre kitlesi kan damarları içinde ‘ embolüs’ olarak sürüklenir. Tümör embolüsü sürüklenerek, bir kapiller damara gelir ve endotel zarara uğrar. Lökositlerle beraber tümör hücreleri damar dışına çıkar, kanser hücreleri burada hızla çoğalır. (5) Karsinomlar genellikle önce lenf yolu, sonra kan yoluyla metastaz yaparlar. 5.1.3. Vücut boşluklarına ve yüzeylerine direkt yayılım: Tümörün plevral kavite, karın boşluğu, eklem boşluğu gibi doğal boşluklara yayılıp burada çoğalmaları ile olur. Özellikle mide ve over karsinomlarında sık görülür. (5) 5.2. İnvazyon Metastazdan sonra en güvenilir malignite kriteridir. (6) Malign tümörler çevre dokuyu infiltre ederler. Çevre dokudan düzgün sınırla ayrılmazlar. Primer tümörlerle kanserin yayıldığı yerler arasında anatomik bağlantılar vardır. Tümörler az dirençle 8 karşılaştıkları yere doğru daha kolay yayılım gösterirler. (5) İnvazyon sırasında kanser hücrelerinin kan damarlarına girmesi sık gözlenen bir olaydır. Kanser hücreleri sinir hücrelerindeki lenf nodlarına girerse ağrı oluşur. (4) 6.MALIGN TÜMÖR ÇEŞİTLERİ 6.1. Mezenkimal Kökenli Malign Tümörler 6.1.1. Osteosarkom Çocuk ve gençlerde en sık primer malign kemik tümörüdür. Kemik iliği ya da periost kökenli olabilirler. Erkeklerde daha sık görülür. İleri yaşlarda görülen osteosarkomların büyük bölümü Paget hastalığı ile ilgilidir. Uzun kemiklerin metafizleri, femur alt ucu, tibia üst ucu, humerus üst ucu en sık yerleşim yeridir. Medulla kökenli olduğu için kemiği şişirir ve çevre dokulara yayılır. Malignitesi yüksek bir tümördür. (9) Osteosarkomlar bulundukları yere göre çeşitli isimler almışlardır: İntramedüller osteosarkom: Tüm osteosarkomların %75ini oluşturur. !5-25 yaş arasında görülür. Diz ve metafizde daha sık görülür. Pelvis, cranium, yüz kemikleri, el ve ayak tübüler kemik, clavicula, scapula’da da gözlenir. Periost reaksiyonları ve akciğer metastazları yapabilir. (7) Telenjiektazik osteosarkom: Tüm osteosarkomların %5-11 ini oluşturur. Diz ve metafizde daha sık görülür. Nekrotik kaviteler oluşturur. Paget hastalığı ya da fibröz displazisi olan kişilerde daha çok gözlenir. (8) 9 Düşük grade’li intraossöz osteosarkom: %4-5 oranında görülür. Ilımlı periost reaksiyonu verir. Küçük hücreli osteosarkom: %1-4 oranında görülür. Agresif periost reaksiyonu görülür. Prognozu kötüdür. Parosteal osteosarkom: 20-40 yaşları arasında görülür. Periostun dış tabakası kökenlidir. Meduller invazyonu %40-60 arasındadır. Periosteal osteosarkom: Periostun derin tabakalarında gelişir. Meduller invazyon nadirdir. Yüksek grade’li osteosarkom: Femur,tibia diafiz orta kısmında,kemik yüzeyinde görülür. Osteosarkomların tedavisi eksizyondur. Osteosarkomun metastaz yapma olasılığı yüksektir. Cerrahi tedaviyle birlikte radyoterapi gören hastaların yaşam süresi ortalama 5 yıldır. (5,6) 6.1.2. Chondrosarkom Osteokondromanın malign dejenerasyonu oluşan tümör çeşididir. Genellikle 40 yaşın üstünde görülür. Amorf, dağının kalsifikasyon içeren dağınık bir lezyondur. Tümör hücrelerinin kıkırdak oluşturmasıyla karakterizedir. Tek bir lakün içerisinde birden fazla nükleus oldukça sıktır. Pelvis, kostalar, femur ve humerus ta sık görülür. Maxilla da daha sık olmak üzere her iki çenede de görülebilir. (4,7,8) Chondrosarkom un lokalizasyonuna göre çeşitleri vardır: 10 Konvansiyonel chondrosarkom: Primer malign kemik tümörlerinin %11-20 sini oluşturur. Hyalin kartilaj kaynaklıdır. Pelvis, uzun kemikler, kosta ve scapula da daha sık görülür. İntrameduller chondrosarkom: Ekspansiyon gösteren bir tümördür. Patlamış mısır görünümünde kalsifikasyon vardır. Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülür. Mezenkimal chondrosarkom: 20-30 yaşlarında görülür. Vertebra ve yassı kemiklerde tutulum vardır. Akciğer ve lenf nodu metastazı yapar. (7,8) Chondrosarkomun tedavisi cerrahi eksizyondur. 6.1.3. Firbosarkom Primer malign tümörlerin %3’ünü oluşturur. Gençlerde tübüler kemik, yaşlılarda yassı kemiklerde tutulumu vardır. Oral kavitede dudaklarda, yanaklarda, dilde, maxilla ve mandibula periostlarında, gingivada, bukkal ve palatinal damak mukozasında görülebilir. Hastada başlangıç lezyonları belirsizdir. Tümör yavaş ya da hızlı bir gelişim gösterebilir. Nadiren metastaz yaparlar, çevre dokulara lokal invazyon gösterirler. (7) Çene kemiklerinde firbrosarkom gözlenen hastalarda şiddetli ağrı, parestezi, dişlerde sallanma, dişlerde yer değiştirme gözlenebilir. Fibrosarkomun tedavisi cerrahi geniş eksizyondur. Nüksetme olasılığı çok yüksektir. Komşu kemikle birlikte eksizyon en iyi sonucu verir. (7,8) 6.1.4. Rhabdomyosarkom Ağız boşluğunun tümörlerindendir. Çizgili kastan köken alır. Genellikle dil, 11 ağzı tabanı, dudak, yumuşak damak, boyun kaslarında görülür. Rhabdomyosarkom’ un malignitesi yüksektir. Genellikle tüm yüz organlarına yayılma eğilimindedir. Kulaklarda, gözlerde, burunda komplikasyonlara neden olabilir. Genellikle şişlik ve ağrı görülen belirtilerindendir. (9) Rhabdomyosarkom un tedavisi eksizyon ve ardından radyoterapidir. Tedavi başarılı gerçekleşse bile prognozu genelde kötüdür. (7) 6.1.5. Liposarkom Osteolitik alan içi kalsifikasyon yapar. Alt extremite ve uyluk bölgesinde daha sık görülür. 40-60 yaş arasında ve erkeklerde daha sık gözlenir. Baş-boyun bölgesinde görülme sıklığı %4-6 dır. Tümörler kolayca çok büyük boyutlara ulaşabilirler. Metastaz yaparlar. Liposarkomun tedavisi cerrahi eksizyon ve radyoterapidir. Prognozu 5 yıldan sonra kötüdür. (5,7,9) 6.1.6. Anjiosarkom Nadir görülen tümörlerdendir. Genellikle çok ileri yaşlarda görülür. Kemik yerleşimi %6’dır. En sık uzun kemikler olmak üzere, el ve ayak yassı kemiklerde, vertebrada tutulum gösterir. Akciğer metastazı sık olarak görülür. Ağız, farinks, nasal sinüslerde görülme sıklığı % 3-5 tir. (2,7) Tedavisi cerrahi eksizyondur. 6.1.7. Mixosarkom Küçük tümörlendendir. Metastaz eğilimleri çok azdır. İnfiltrasyon eğilimi çok 12 fazla olup nüksetme olasılığı yüksektir. Tedavisi cerrahi eksizyondur. (7) 6.1.8. Leiyomyosarkom Düz kas ipliklerinden köken alan malign bir tümördür. 40 yaşın üzerinde görülür. Ağız boşluğunda görülmesi az da olsa yanakta ve çenede görülebilir. Lezyon şiddetli ağrılı seyreder, şişlik vardır. Hemostatik yolla metastaz yapar. Tedavisi cerrahi eksizyondur. (8) 6.2. Epitel Kökenli Malign Tümörler 6.2.1. Bazal Hücreli Karsinom Epidermisin bazal hücrelerinin karsinomudur. Genellikler erkeklerde daha sık görülür. Çocuklarda görülse de erişkinlerde görülme olasılığı daha fazladır. Beyaz ırkta daha sık gözlenir. İnsanlarda en fazla görülen kanser şeklidir. Güneş ışığı ve UV ışınları etiyolojik faktör olarak belirlenmiştir. (10) Klinik olarak; incimsi yarı-saydam kenarı olan popülonodüler bir lezyon, ülsere bir desrüktif lezyon, çöküklükler gösteren soluk bir plak görünümlerinde ortaya çıkabilir. Genellikle tek lezyon oluşur, yayılma eğilimindedir. (6) Pigmentli görünenleri malign melanomdan zor ayrılır. Kural olarak bazal hücreli karsinomlar bazı ististanalar dışında metastaz yapmazlar. Metastaz insidansı patolojik örneklerde %0.01 iken, dermatolojik hastalarda %0.028, cerrahi merkezlerdeki hastalarda %0.1 dir. (11) Tipik bir metastatik bazal hücreli karsinom olgusunda, primer lezyon, ülsere, 13 lokal invaziv ve destrüktif özelliktedir. Nevoid bazal hücreli karsinom sendromunda, orbita ve beyin invazyonunun yanı sıra akciğere metastazlar olabilir. (6) Bazal hücreli karsinom tedavisi X ışınları ve cerrahi eksizyondur. Eksizyonlar sağlıklı bölgeyi de içine alacak şekilde olmalıdır. On yıl içinde nüksetme olasılıkları %5 tir. (7) 6.2.2. Epidermoid Karsinom 6.2.2.1. Dudak karsinomu Dudak karsinomları alt dudakta daha fazla görülür. Erkeklerde daha sık gözlenir. Etiyolojisi belli değildir. Güneş ışınları, tütün kullanma, kötü ağız hijyeni, alkol, sifiliz risk faktörleri arasındadır. Baş-boyun un cilt dışı kanserlerinin %12 sini oluşturur. Alt dudak kanserleri bütün dudak kanserlerinin %95 ini oluşturur. Beyaz ırkta daha fazla görülür. (8) Dudak kanserleri yavaş büyürler. Vertikalden çok laterale büyüme gösterirler. Büyük çoğunluğu histopatolojik olarak düşük grade’dir ve indiferansiyedir. Boyun matastazı yapma olasılığı %7-9 dur. (5) Tanısı için eksizyonel biyopsi ya da insizyonel biyopsi yapılır. Tedavisinde cerrahi eksizyon yapılır. Cerrahi eksizyondan sonra onarım defektin büyüklüğüne ve yayılımına göre değişkenlik gösterir. Defektin büyüklüğüne göre: Dudağın 1/3 üne kadar eksizyon defektinde primer onarım Dudağın 1/3 ü ile 2/3 ü arasında eksizyon defektinde; yeterli dudak dokusu varsa ve commissura etkilenmemişse Abbe ya da Karapandzie, commissura 14 etkilenmişse sırasıyla Karapandzie ve Estlander; yeterli dudak dokusu yoksa Bernard-Burow’s Dudağın 2/3ünden fazla eksizyon defektinde; yeterli bitişik doku var ise Karapandzie veya fan flep, yeterli bitişik doku yok ise uzak flep veya serbest flep uygulanır. Yayılımlarına göre, bölgesel lenf bezlerine yayılmış ise yukarıdaki tedavilere ek olarak boyun diseksiyonu ve radyoterapi Radyoterapi ilerlemiş olgularda kullanılırken prognozu kötü olan hastalarda kemoterapiye başvurulur. (2,7,8) 6.2.2.2. Dil Karsinomu Dil kanserleri daha çok erkeklerde 6 ile 8. dekatlar arasında görülür. Dil kanserleri sigara ve alkol tüketimiyle yakından ilşkilidir. Erişkin hastalarda dil kanseriyle HPV arasında bir ilişki tespit edilmişken genç hastalarda herhangi bir ilşki tespit edilememiştir. (8) Dil, yassı epitele sahip, müköz membranla çevrili, çizgili kaslardan oluşan kompleks bir organdır. Kök, gövde, apeks, dorsum ve alt gövde olmak üzere 5 bölümden oluşur. Dil kanserleri genelikle ülser, ekzofitik kitle şeklinde kliniğe gelirler. Bu lezyonlar genellikle ağrısızdırlar. Bu yüzden posterior 1/3 dil lezyonları ileri evrede fark edilirler. Lezyonlarda genellikle lökoplaki ya da eritroplaki bulunur. Dil kanserlerinin 2/3’ü lateral kenarda ve dilin anterior 2/3 ünün ventral yüzeyinde bulunur.(3) 15 Posterior 1/3 dil lezyonlarında tümörün yayılımını tespit etmek çok zordur. Tanı için bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme yöntemi kullanılır. Biyopsi yapılması da mümkündür. Dil metastatik tümörlerin yayılımı birincil drenaj servikal lenf nonlarıdır. Servikal metastaz sık görülmektedir. Hematojen metastaz en sık akciğerde olur. (8) Dil kanserlerinin tedavisinde cerrahi eksizyon ve radyoterapi kullanılır. Dil ucunda yer alan lezyonlarda ilgili bölge eksize edilir. Radyoterapi uygulanır. Yaygın lezyonlarda en blok rezeksiyon uygulanır. En blok rezeksiyon 3 yöntemle uygulanır. Birinci yöntemde, mandibula bölünerek dilin lezyonlu kısmı, ağız tabanı ve servikal lenf nodları birlikte çıkarılır. İkinci yöntemde mandibulaya dokunmadan rezeksiyon yapılabilir. Üçüncü yöntemde mandibula rezeke edilir. (1) 6.2.2.3. Damak Karsinomu Ender görülen bir tümör çeşididir. Çoğunlukla erkeklerde ve ileri yaştaki insanlarda görülür. Tütün ve alkol etiyolojisinde rol oynar. Yumuşak damakta görüldüğünde yutkunma güçlüğü, kanama, nadiren ses kısıklığı meydana gelebilir. Damak karsinomunda ülsere ağrılı alanlar mevcuttur. Genellikle sınırlar belirsiz, damağın her iki yanında da tutulum gösterir. Yakın bölgedeki lenf nodlarına yayılması çok sıktır. Metastaz yaparlar. İleri evrelerinde burun tabanına yayılım gösterirler. (1) Tedavisi cerrahi eksizyondur. Radyoterapi basit olgularda pek uygulanmaz. Tümör eksize edilirken lezyonlu bölgenin altındaki sağlam kemik bölgesini de sınırları içerisine almalıdır. Tümörün büyüklüğüne göre parsiyel hemimaxillektomi ya da total hemimaxillektomi uygulanır. İleri olgularda, tümör tam çıkarılamamışsa radyoterapi de endikedir. (1,8) 16 6.2.2.4. Bukkal Mukoza Karsinomu Ender görülen bir tümör çeşididir. Erkeklerde ve ileri yaşta daha sık gözlenir. En sık alt 3. molar diş hizasında görülür. Etiyolojisinde tütün önemli bir faktörken kronik travma da tümörün oluşumunu katkıda bulunabilir. (1) Lezyon düz olarak başlar. Eritamatöz ve pürüzlü alanlar olarak devam eder ve ülserasyonlar gelişir. Sert bir yapı haline gelir. Genellikle ağrısızdırlar. Çevre dokular da sert yapıya sahiptir. Yayılım gösterse de submental, alt servikal ve posterior üçgene yayılımı nadirdir. (1) Bukkal mukozada kas, kemik gibi kansere direnç gösterecek yapılar bulunmadığı için, derin infiltrasyon ve agresif metastatik potansiyeli vardır. Bu tümörler arkaya doğru ilerleyerek pterigiod kas ve parotisi de infiltre ederler. Maxilla ve mandibulada yayılım yüksektir. Verrüköz kanserin en sık görüldüğü bölge de bukkal mukoza bölgesidir. (8) Tedavisinde cerrahi eksizyon ve radyoterapi beraber düşünülmelidir. Eksizyon sağlıklı dokuyu da içine almalıdır. Tümör metastaz göstermişse prognozu kötüdür. (1,3) 6.2.2.5. Ağız Tabanı Karsinomu Oral tümörlerin %10 unu oluşturur. Erkeklerde ve 5.-6. dekatlarda sık görülür. Alkol ve sigara başlıca etiyolojik faktörlerdendir. Kronik irritasyon, lökoplaki ve kötü ağız hijyeninin de ağız tabanı kanseri oluşturmada katkısı olduğu düşünülmektedir. (1) Ağız tabanı kanserleri agresif özellik gösterir. Tümörlerin çoğunluğu en azından erken evrelerde asemptomatiktir. İlerleyen evrelerde şişlik, ülserasyon, his 17 kaybı, tat kaybı, harekette kısıtlılık, ağrı, renk değişimi gözlenebilir. Submandibuler lenf nodlarına metastaz yaparlar. Bu karsinomların tedavisi çok zordur. Başarılı bir tedavi sonrası bile nüks edebilirler. Cerrahi tedaviden sonra radyoterapi uygulamak başarı şansını daha da arttıracaktır. Ağız tabanı karsinomu geniş yayılım göstermişse daha komplike bir tedavi gereklidir. (3,4) 6.2.2.6. Dişeti Karsinomu Oral malign tümörlerin %10unu oluşturur. Yaşlılarda ve erkeklerde daha sık görülür. Lezyonların dental lezyonlara benzemesi nedeniyle tanının çok iyi konulması gereklidir. Gecikmiş bir tedavide prognoz kötüdür. Lezyonlar ülser şeklinde ya da kabarmış granüller şeklinde olabilir. Ağrılı ya da ağrısız olabilirler. Genellikler retromolar bölgede kendisini belli eder. Dişlerde bir süre sonra mobilite başlar. Dişeti karsinomu yavaş yayılım gösterir. Yapışık dişeti serbest dişetine oranla daha sık tutulur. (6) Lezyonun teşhis edilebilmesi için biopsi alınması gereklidir. Lezyon kanamalı ve kötü kokuludur. Hastaya rahatsızlık verir. Tedavisinde cerrahi uygulanır. Erken alveoler ve kortikal tutulumda marginal mandibula rezeksiyonu düşünülmelidir. 6.2.2.7. Verrüköz Karsinom Verrüköz karsinoma, skuamoz hücreli karsinomanın farklı bir şekli olan düşük dereceli bir neoplazmdır. 50 yaş üstü erkeklerde daha sık görülür. Oral kavite ve larinks en sık görüldüğü yerlerdir. Yanak mukozası ve gingivada da görülür. 18 Klinik olarak yavaş büyüyen, yüzeyi kırmızı ve beyaz pürtüklü bir tümördür. Laterale doğru büyüme gösterirler. Tedavisinde cerrahi eksizyon kullanılır. Verrüköz karsinomda diğer tümörlerde olduğu gibi geniş bir eksizyon alanına gerek yoktur. Metastaz nadirdir. Prognoz iyidir. (1,4) 6.2.2.8.Malign Melanom Malign melanom tüm kanserlerin %1-2 sini oluşturmaktadır. Primer tümör en fazla baş-boyun bölgesi, alt ekstremiteler, gövde, üst ekstremiteler, tırnak altları ve müköz membranlarda yer alır. Melanomanın %20-30 u baş boyun bölgesinde görülür. Baş boyun cildi, servikal özafagus, larinks, nasal kavite, oral kavitede tutulum gösterir. Erişkinlerde ve erkeklerde daha sık görülür. Melanomanın etiyolojisinde, güneş ışını, heredite, travma gibi nedenler vardır. Güneş ışınına maruz kalmak en önemli predispozan faktördür. Malign melanom tedavisinde ilk seçenek cerrahi tedavidir. Primer lezyon eksizyonu ve bölgesel lenf bezi diseksiyonu yapılır. (3,8) 6.3. Tükrük Bezi Kökenli Malign Tümörler 6.3.1. Adenokistik Karsinom Tüm tükrük bezi tümörlerinin %6 sını oluşturur. Parotis glandula ikinci sıklıkla rastlanan malign tümör olup submandibuler ve minör tükrük bezi tümörüdür. Genellikle yavaş büyüyen kitle olarak karşımıza çıkar. Metastaz yapmaya ve rekürrense meyillidir. Ağrısız seyrederler. Facial sinir paralizi parotisteki tümörlerin %20 sinde görülür. (9) 19 Tümörün karakteristik özelliği, perinöral invazyon göstermesidir. Perinöral invazyon tümörün endikasyonunu zorlaştırır. Tedavisinde geniş eksizyon ve post operatif radyoterapi yapılmalıdır. 7.sinir tutulumu olan hastalarda subtotal petrozektomi yapılır. Lenf bezi metastazı yapan ve yumuşak dokulara yayılım gösteren tümörlerde radikal boyun diseksiyonu yapılır. (1) 6.3.2. Asinik Hücreli Karsinom Tüm tükrük bezi tümörlerinin %1 ini, parotis bezi tümörlerinin %4ünü oluşturur. Tümörlerin %95 i parotistedir, geri kalan kısmı submandibuler bezdedir. (6) Parotiste sık görülmesinin nedeni bu bezde bulunan seröz hücrelerdir. Bayanlarda daha sık görülür. Yavaş büyüyen ağrısız kitlelerdir. Metastaz yapmaya ve rekürrense meyillidir. Tedavisinde, facial sinir invaze değilse korunarak superficial ve total parotidektomi yapılır. Bazı ilerleyen vakalarda radikal boyun diseksiyonu gerekebilir. (7) 6.3.3. Mukoepidermoid Karsinom Parotisin en sık malign tümörüdür. Majör tükrük bezi tümörlerinin %6-9 unu oluşturur. %60-70 parotiste, daha sonra damakta gözlenir. (6) Çocuklarda daha sık gözlenir. Mukoepidermoid karsinom low grade ve high grade olarak ikiye ayrılır. Düşük grade li tümörler bening gibi davranmalarına rağmen lokal invazyon ve metastaz yapma potansiyelleri vardır. Düşük grade li tümörler daha çok müsinöz hücre 20 içermesine rağmen yüksek grade li tümörler daha çok epitelyal hücre içerirler. Epitelyal hücre ne kadar fazla ise tümör o kadar maligndir. (1) Düşük grade li tümörler çoğunlukla küçük ve kısmen kapsüllü olup yüzeyel paratidektomi yeterli olur. Yüksek grade li tümörler minimal kapsüllü ve daha büyük olup radikal cerrahi ve radyoterapi gereklidir. 6.3.4. Adenokarsinom En sık minör tükrük bezlerinde, daha sonra parotis bezinde gözlenr. Uzak metastaz yaparlar. Hastaların %20 sinde ağrı olur. %25 den fazla vakada facial paralizi, %25 vakada bölgesel metastaz, %20 vakada sistemik metastaz vardır. (10) Tedavisinde radikal cerrahi girişimi,elektif boyun diseksiyonu yapılır. Servikal metastaz varsa radikal boyun diseksiyonu yapılır. Post operatif radyoterapi gereklidir. (7) 6.3.5. Malign Mixt Tümör Tükrük bezi tümörlerinin %2.5 ini oluşturur. Bening mixt adenomunun %2 malignleşme ihtimali vardır. Bu ihtimal tümörün vücutta bulunma süresi uzadıkça artar. ¼ vakada nodal metastaz, vakaların yarısında da perinöral invazyon vardır. Klinik olarak önce yavaş büyüyen kitle daha sonra hızlı büyümeye başlar. Tümör serttir. Uzak ve yakın metastazlar yapar. Prognozu kötüdür. Tedavisinde geniş eksizyon ve cerrahi sonrası radyoterapi yapılmalıdır. Yayılım gösteren tümörlerde boyun diseksiyonu da tedaviye dahil edilir. (9) 21 6.4. Çene Kemiği Tümörleri 6.4.1 Multipl Myeloma Multipl myelom genellikle kemik iliğindeki tek bir klondan köken alan, malign plazma hücrelerinin çoğaldığı bir hastalıktır. Tümörün kendisi, ürünleri ve konak yanıtı myelom için karakteristik olan kemik ağrısı, renal yetmezlik, hiperkalsemi, anemi ve enfeksiyon yatkınlığı gibi bozukluklara yol açar. İleri yaşlarda ve erkeklerde daha sık gözlenir. Zencilerde beyazlara oranla daha fazla gözlenir. Multipl myelom un nedeni bilinmemektedir. Radyasyon, kimyasal ilaçlar, kimyasal atıklara maruz kalanlarda görülse de yeterli bir açıklama yapılamamıştır. Sırt ve göğüste kemik ağrısı tanı sırasında genellikle hastaların çoğunluğunda bulunur. Halsizlik sıktır ve sıklıkla anemi ile ilişkilidir. Radikülopati en sık rastlanan nörolojik komplikasyondur. Multipl myeloma da çene kemiklerinde de tümör gözlenmiştir. Mandibulada maxillaya oranla daha fazladır. Çenelerde ağrı, şişlik, dişetlerinde lezyonlar görülebilir. Tümörün yarattığı basınç sonucu dişlerde sallanmalar görülebilir. Multipl myelom tanısı kemik iliği incelenmesiyle doğrulanır. Kemik iliği tutulumu diffüzden ziyade fokal de olabilir. Bu hastalar için tekrar kemik iliği aspirasyonu gereklidir. Multipl myelom tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Multipl myelomun hastada meydana getirdiği bozukluklar için de uygun tedavi seçenekleri belirlenir. Prognozu kötüdür, hastalar 2-3 yıl içinde ext olurlar. (1,10,12) 22 6.4.2. Ewing Sarkomu 5-15 yaş arasında çocuklarda gözlenir. Erkeklerde daha sıktır. %1-2 oranında yüz iskeletini tutar. Femur, tibia, humerus, fibula gibi uzun kemiklerin diafiz ve metafizleri en sık yerleştiği yerlerdir. Az da olsa çene kemiklerinde de gözlenir. Mandibulada maxillaya oranla daha fazladır. Kemiklerde ağrı ve şişme gözlenir. Yüzde ağrı ve parestezi gözlenir. Radyolojik olarak osteolitik bir lezyondur. Uniform görünümlüdür. Ewing sarkomu akciğer, karaciğer ve diğer kemiklere metastaz yapar. Tedavisi kemoterapi ve radyoterapidir. Prognoz kötüdür. Hastaların %4-6 sı beş yıl yaşar. (11,12) 6.4.3. Malign Odontoma Genellikle orta yaşlarda gözlenir. Erkeklerde daha sık rastlanır. Radyografide bal peteği görünümü vardır. Çene kemiklerinde mandibulada daha sık rastlanır. Genellikle küçük olduklarından, tümörün ilk evrelerinde fark edilmezler. 6.4.4. Metastatik Kemik Tümörleri Kadınlarda ve 40-60 yaşlarında daha sık gözlenir. Vertebra, pelvis, cranium, costa, femurda gözlenir. Çene kemiklerini etkilediğinde alt çenede görülmesi daha fazladır. Meme, akciğer, böbrek, tiroid ve prostata metastaz yaparlar. Kemiklerde şişme vardır. His azalması söz konusudur. Radyografide güve yanığı şeklinde gözlenirler. (12) 23 7. ÖZET Çağımızda daha sık gözlenmekte olan malign oluşumlar, metastaz yapmaları nedeniyle hayati tehlikelere yol açmaktadır. Nüksetmeleri yüksek olan tümörler yaşam süresini ciddi oranda kısaltmaktadır. Erken teşhisin prognozu etkilediği, oral kanserlerin hastanın tüm sistemlerine etkili olabildiği görülmüştür. Bu çalışmada tümörlerin etiyolojisi, tümörlerin vücuda etkileri, tanı kriterleri, yayılma şekilleri, baş-boyun tümörleri çeşitlerinin ne şekilde oldukları ve nasıl tedavi edilecekleri değerlendirilmiştir. 24 8.KAYNAKLAR 1. Bagan J, Sarrion G, Jimenez Y. Oral cancer: clinical features. Oral oncol 2010, 46,4147. 2. Carl W. Local radiation and systemic chemotherapy: preveting and managing the oral complications. J Am Dent Assoc 1993, 124,118-125. 3. Güzel M.Z, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik, Rekostrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı ders notları, 2010. 4. Rana Yavuzer ANADOLU: Bazal Hücreli Epitelyoma ve Squamoz Hücreli Karsinoma’da Dermopatolojik Özellikler, Uzmanlık Tezi, A.Ü. Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı, ANKARA 1990. 5. Zeytinoğlu B, E.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları Anabilim Dalı ders notları, 2008. 6. Ünlü Y, Cemiloğlu R, Tekalan Ş.A: Yüz bölgesindeki deri kanserleri ve cerrahi tedavisi. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 1986, 8 (4),49-54. 7. Türker M, Yüceltaş Ş : Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi, Atlas Kitapçılık, İzmir, 1997, S: 332-350. 8. Tahsinoğlu M, Çöloğlu S, Ervesen G :Diş Hekimleri İçin Genel Patoloji, İstanbul, 1984, S: 75-93. 9. Ünal T, E.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı ders notları, 2007. 25 10. Tanyeri H, Ofluoğlu D, Karataşlı G, Yılmazer R: Oral Kanserlerin Erken Teşhisinde Diş Hekimlerinin Rolü, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi 2008, 42(3-4), 10-18. 11. Sayıt S.K: Ağız İçi Malign Tümörler, Bitirme Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi, İZMİR 2002. 12. Ak G, Tanyeri H: Kanser Tedavisi Gören Hastalarda Oral Lezyonlar, İstanbul, 2006, S:43-62 26 9.ÖZGEÇMİŞ 9 Kasım 1989 da Ürgüp’te doğdum. İlköğretimime Manavgat Milli Egemenlik İlköğretim Okulu’nda başlayıp, Manavgat Çağlayan İlköğretim Okulu’nda devam ettim. 2003 yılında lise eğitimime Manavgat Anadolu Lisesi’nde başlayarak 2007 yılında mezun oldum ve aynı yıl Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ‘ni kazandım. 27