2 cilt MİADI DOLMAYAN UMUT Islam in the Balkans Unexpired Hope TÜRKİSTAN’DAN BALKANLARA FROM TURKESTAN TO THE BALKANS EDİTÖR Muhammet Savaş Kafkasyali Ankara - Belgrade - Bucharest - Budapest - Chisinau - Kiev Podgorica - Sarajevo - Skopje - Tirana - Zagreb İnceleme Araştırma Dizisi Yayın No:19 BALKANLARDA İSLAM MİADI DOLMAYAN UMUT Cilt 2: Türkistan’dan Balkanlara From Turkestan to the Balkans Editör Dr. Muhammet Savaş KAFKASYALI Balkanlarda İslam: Türkistan’dan Balkanlara - From Turkestan to the Balkans / Editör: Dr. Muhammet Savaş Kafkasyalı Ankara: T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 2016 5.c. (2902 s.) ; 16*24 cm T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı inceleme-araştırma-dizisi; yayın no:19 İçindekiler: c.1: Muğlaklıktan Berraklığa / From Ambiguity to Clarity c.2: Türkistan’dan Balkanlara / From Turkestan to the Balkans c.3: Gönül Fethinden Zihniyet Temsiline / From the Conquest of Hearts to the Representation of Mentality c.4: Vakti Azizden Vakti Zelalete / From Times of Glory to Times of Humility c.5: Köprüler Yıkan Zihniyetin Yıkılışı / Demolishing Mentality Which Demolishes Bridges ISBN: 978-605-9642-11-8 - Takım ISBN: 978-605-9642-13-2 - Cilt-2 Kafkasyalı, Muhammet Savaş Redaksiyon Prof. Dr. İsmail ÇALIŞKAN Prof. Dr. Ahmet YILDIRIM Proje Ekibi Doç. Dr. Bahadır GÜCÜYETER Dr. Hamza KOLUKISA Dr. Fatih VEYİS Hasan BEKDEŞ Tasarım-Baskı Karınca Creative Ajans Adres: Dr. Mediha Eldem Sokak 56/1 Kızılay/Ankara Tel: 0 312 431 54 83 / Faks: 0312 431 54 84 http://www.karincayayinlari.net karinca@karincayayinlari.net Baskı Tarihi: 2016 Baskı Yeri: Ankara Baskı ve Cilt: Eflal Matbaacılık Sertifika No: 13987 © Tika Yayınları GMK Bulvarı No:140 / Anadolu Meydanı PK: 06570 Çankaya/ANKARA Tel: +90 312 939 70 00 Fax: +90 312 939 75 15-16 www.tika.gov.tr Tarih Boyunca Kosova’da İslam Nexhat İBRAHIMI Prizren Medresesi, Prizren İslam Birliği Kurulu Üyesi I Özet slam’ın Avrupa’ya Osmanlı ile geldiğine dair genel kanının aksine İslam bu topraklara çok daha önce gelmiştir. Bu gelişin izlerini birçok tarihî vesika bize sunmaktadır. Bu tarihî seyrin uğradığı noktalardan birisi de Kosova’dır. Kosova uzun yüzyıllar boyunca Müslüman ve Müslüman olmayan insanların bir arada yaşadığı topraklar olmuştur. Bu bağlamda, bu çalışma Osmanlı öncesi, Osmanlı dönemi ve Osmanlı sonrası olmak üzere uzun yıllar İslam’a ev sahipliği yapmış olan Kosova’da İslam’ın yayılışını ve genel durumunu açıklamayı hedeflemektedir. 389 Islam in Kosovo Throughout History C Summary ontrary to the common belief that Islam came with the Ottomans Islam came to Europe, it has actually come to this land much earlier. The arrival is presented to us with many historical documents. One point along this historical course of visits is Kosovo. For centuries Kosovo has been a country where Muslims and non-Muslims have co-existed. In this context, the intention of this study is to explain the general status and the spread of Islam in Kosovo which has been the host for the pre-Ottoman era, the Ottoman era and the post-Ottoman era for long years. 390 Tarih Boyunca Kosova’da İslam Giriş Avrupa’nın güneyinde bulunan İber, Apenin ve Balkan yarım adaları VII. yüzyıldan itibaren devamlı olarak Hristiyanlık ile İslam arasında buluşma ve çatışma bölgeleri olmuştur. Her ne kadar bu konu hakkındaki araştırmalar zaman ve konu alanı olarak kısmen yapılmış olsa bile tarihî veriler ve yazılı materyallerle bu konu hakkında katı bir mozaik oluşturulabilir. Müslümanlar 710’dan 1492’ye kadar İspanya’da İber yarımadasında bulunmuşlardır. Avrupa rekonkuista hareketiyle İspanya’dan Müslümanlar ağır bir şekilde kovulmalarına rağmen hayatın her alanında silinmez izler bırakmışlardır. Müslümanlar IX – XI. yüzyılları arasında, iki yüzyıldan fazla Apenin yarımadasında da özellikle Sicilya adasında bulunmuşlar; ancak buradan da kovulmuşlardır. Öyle ki yazılı tarihî materyallerden başka Müslüman devamlılığı buralarda bulunmamaktadır.1 Müslümanlar, Osmanlı öncesi dönemde sayıca az olarak kurum ve imanlı insanlarla, sonrasında ise yoğun olarak Osmanlı ve Osmanlı sonrası dönemde Balkan yarımadasında devamlı ve sabit olarak bulunmuşlardır. Şimdiye kadar iddia edildiği gibi İslam’ın kabulü Osmanlı’nın gelişiyle olmamıştır. Hristiyanlık ve İslam’ın buluşması çok daha önce olmuştur, bu normal olarak sabit olmadığı zamanlarda da Avrupa’nın birlikte yaşama kültürü devamlılığı için benzersiz bir örnektir.2 Osmanlı Öncesi Dönem İlir - Arnavut topraklarına ilk Müslümanların gelişlerinin izini, Güney İtalya’ya giden ve orayı fethedip Adriyatik Denizi ve bugünkü Dubrovnik sahillerini iki yüzyıl idare eden Müslümanlar zamanında buluyoruz.3 Maalesef Haçlı seferleri ve özellikle dördüncü haçlı seferi, erken Orta Çağ’da bu topraklarda Müslümanlara ait tüm izleri yok etmiştir.4 Bunu Orta Çağ’da Arnavutluk’u ziyaret eden ünlü Müslüman coğrafya âlimi İdrisi (1099 – 1165) iddia etmektedir. İslam - Avrupa, İslam - Slav ve özellikle İslam - İlir Arnavut temaslarının ve aynı şekilde karşılıklı etkileşimlerin üç ana yönden olduğu, bu alanda çalışan uzmanlar tarafından kabul edilmektedir. Bunlar: Bizans aracılığıyla, özellikle Bizans - Arap sınırıyla ve iki imparatorluk arasında yapılan savaşlarla 1 2 3 4 Filip Hiti, Istorija arapa (History of the Arabs), Sarajevo,II fototip yayınevi, 1988, s. 447-553. Daha geniş olarak: Nexhat İbrahimi, Vepra 10, Üsküp, 2009. Nexhat İbrahimi, Vepra 10, s. 117 ve devamı. Ahmed Çelebi, Tarih’ul-islamij we‘l-hadare el-islamijjeh, 5.cilt, IV.Basım, Kahire, 1979, s. 625-628; Filip Hiti, Istorija arapa (History of the Arabs), s. 571 ve devamı. 391 2. Cilt Türkistan’dan Balkanlara Akdeniz Havzası aracılığıyla, özellikle Arap medeniyetinin büyük boyutlara ulaştığı İspanya, Mısır Fatımîleri ve Sicilya aracılığıyla Macaristan aracılığıyla özellikle Güneyden göçebe ve Peçeneklerin savaşları aracılığıyla İslam’ın yerleşme yollarının incelenmesi sonucunda birkaç çeşit yerleşme türü dikkat çekmektedir: Deniz ve ticaret bağlantıları, Askerî, diplomatik ve siyasi bağlantılar, vb.) Değişik alanlarda misyoner hareketleri (askerî, seyyah, ticari, dinî, tasavvuf, Değişik motivasyonlarla tek başına, grup ya da kitlelerce gelip yerleşmiş ve İslam dininin, kültürünün, medeniyetinin, düşüncesinin yayılmasını ve derin izler bırakmasını sağlamıştır.5 Osmanlı Dönemi Osmanlı İmparatorluğu Arnavut topraklarını parçalanmış ve işgal edilmiş olarak buldu. Hatta ilk defa Osmanlılar Güney Arnavutluk’a birkaç Arnavut prensin davetiyle gelmişlerdir.6 Başlangıçta Osmanlı yönetimi altına bugün Makedonya, Sırbistan, Kosova, Arnavutluk girdiler; daha sonra da Bosna, Hırvatistan, Voyvodina, Sancak isimleriyle bildiğimiz yerler girmiştir. Osmanlı bu yerlerin bazılarında 1912 yılına kadar kalmıştır. Kosova’nın İslam’ı kabul etme süreci uzun, karmaşık ve Arnavut yazarların çoğu tarafından yazıldığı gibi zorla değil, ilkesel olarak gönüllü olmuştur. Aynı şekilde Sami Fraşeri İslam’ın Yayılması7 adlı eserinde ve Noel Malcolm gibi diğer birçok yabancı yazar da bunu iddia eder. Özellikle İslam’ın kabulü konusunda Boşnaklar ve Arnavutlar farklıdırlar. İslam karşıtları “Arnavutların İslamlaştırılmasının” sistematik şiddet süreci, ekonomik baskı ve diğer baskı metotlarıyla olduğunu iddia eder. Ancak dünyaca ünlü yazarlar bu tezleri kabul etmezler.8 Hatta günümüzde aktüel olan İsviçreli Tarihçi Oliver Shmit “Osmanlı yönetiminin 5 Daha detaylı bilgi için Bkz: Nexhat Ibrahimi, Vepra 10, s. 116-149; Thomas W. Arnold, The Preaching of Islam, London, 1913, veya Arnavutça tercümesi: Thomas W. Arnold, Historia e përhapjes së Islamit, Prishtinë, 2004. 6 Ali M. Basha, Nëpër gjurmët e Islamit, Tiranë, 2005, s. 104. Joseph von Hammer, Historija Turskog/ Osmanskog Carstva, 1, Zagreb, 1979, s. 47. Jusuf Buxhovi, Kosova, 2, Prishtinë – Houston, 2012, s. 15 ve devamı. 7 Shemsudin Sami Frasheri, Himmet’ul-himam fi neshr’il-islam , 1302 hixhrij / 1885, İstanbul’da yayınlanmıştır, veya Arnavutça Tercümesi: Sami Frashëri, Vepra 12, Üsküp, 2004, s. 19-47. 8 Joseph von Hammer, I-III, Historija Turskog/Osmanskog Carstva, s. 47 e ve kitabın diğer bir çok yerinde; Thomas W. Arnold, The Preaching of Islam, s. 17 ve devamı; Noel Malcolm, Kosova, një histori e shkurtër, II Baskı , Prishtinë-Tiranë, 2001, s. 96 ve devamı v.b. 392 Tarih Boyunca Kosova’da İslam ilk iki yüzyılında uyguladığı vergilerin Hristiyan halk için ağır olmadığını” iddia eder. İslam karşıtı bilim adamları baskı konusunda şunu unutuyorlar; nasıl olur da ekonomik baskı ve zulümler karşısında Boşnak ve Arnavutlar İslam’ı kabul etmiş; ancak Sırplar, Bulgarlar, Makedonlar vd. kabul etmemiş ve kitleler hâlinde İslam’ı reddetmişlerdir. İslam’ın kabul edilme nedenleri arasında sayılması gereken, ancak unutulan faktörler şunlardır: 1) İslam, hayata daha yüksek bir fonksiyon ve deneyüstü bir perspektif kazandırdı. 2) İslam’ın sunduğu yeni vizyon ve düşüncede sadece kişisel ahlak yoktu, ancak var olma kavramının daha genişlemesi vardı. O da bu dünyada veya ahirette insan kaderinin birleştirilmesidir. 3) İslam, kitlesel sorumluluktan çok kişisel sorumluluktan yana olmasına rağmen birlik anlamını teyit etmiştir. Bu, topluma yeni bir bakış açısı kazandırdı; artık kısa ömürlü federasyonlar, değişken kabileler veya birbirini bağlamayan gruplar değil, ancak küresel ölçekte moral ve düşünce birliğinde olan bir düzen oluşmuştur.9 Eğer Osmanlı öncesi dönem için Arnavut topraklarına ve özellikle Kosova’ya Müslümanların gelmesi hususunda devamlılığı olmayan, kopuk ve bütüncül bir süreç değildi dersek, Osmanlı dönemi için bunu diyemeyiz. İslamlaşmayı başlıca iki döneme ayırabiliriz: Birincisi, XVII. yüzyıla kadar Osmanlı’nın Avrupa topraklarında zayıflamasına kadar olan gelişigüzel İslamlaşma dönemi ve İkincisi XVIII. yüzyıldan itibaren zayıflama ve durdurulamaz çöküşle gelen baskılar, tehlikeler ve zorluklar dönemini izleyen İslamlaşma dönemi. İmparatorluk sınırları Müslüman halkla birlikte her geçen gün daha da doğuya çekiliyordu.10 XV. yüzyıldan itibaren Arnavut şehirleri manevi, ekonomik ve toplumsal olarak kurtulmaya başladı. Arnavut Tarihçi H. Duka bu sürecin iki yolla gerçekleştirildiğini düşünmektedir: 1. Şehirli halkın kendi başına İslamlaşmasıyla ve 2. Köy çevrelerinden İslamlaşmış ögelerin şehirlere gelmesiyle.11 Ancak şehirlerde İslamlaşma süreci sadece yeni süper yapı gerçekliğinin bir sonucu değil, aynı zamanda Osmanlı idaresinin üretim faaliyetleri organizasyonuyla şehir halkının dinî yapısında yaptığı mutlak değişikliğin de sonucudur. Bu Volter’in “Osmanlı zamanının, değişik halk ve dinlerin tam özgürce ve birlikte yaşama hoşgörüsüyle yaşadığı İslam modeli hayat düzeni” olduğu iddiasını ortaya koymasını teşvik etmiştir.12 9 Nerkez Smailagić’e göre, Klasična kultura islama, II, Zagreb, 1976, s. 157-159. 10 Kit Krim (ed.), Enciklopedija živih religija, Beograd, 1990, s. 305. 11 Ferit Duka, Momente të kalimit në Islam të popullsisë shqiptare në shekullin XV-XVII, në: Feja, kultura dhe tradita islame ndër shqiptarët, Prishtinë, 1995, s. 119. 12 Nexhat Ibrahimi, Vepra 10, s. 639. 393 2. Cilt Türkistan’dan Balkanlara Vilayetler Hristiyan Hane 1688’de Hristiyan Hane Azalma % Priştine 4955-yıllar 1551-1555 3277 34 Novobırda 5110-yıllar 1551-1555 1360 (1650 yılı) 73 İslam dininin yayılması aşama aşama olmuştur. Bu doğrultuda ilk Müslüman mahallelerini kaydedeceğiz. Örneğin İşkodra Sancağı kayıt defterine göre 1485 yılında İpek, 1487 yılında Vuçitrn Müslüman topluluğu olarak kaydedilmiştir.13 Daha önceki dönemlerde Kosova’yı Nemanya hanedanı ve Sveti Sava Ortodoks Kilisesi yönetmiştir. Osmanlıların gelmesiyle birlikte bu Slav asimile sistemi yıkılmış ve Arnavut halkın yaşamı kolaylaşmıştır.14 Bu ve başka diğer faktörler İslam’ın her zaman daha çekici olmasına ve mensuplarının sürekli artış göstermesine etki etmiştir. XVI. yy. (1582 yılı) sonunda İslam’ı kabul eden halkın oranı şu şekildedir: İpek %90, Vuçitrn %80, Priştine %60, Prizren %55.9, Novobrdo %37, Yanyeva %14.15 Prizren Vilayeti Cizye defterine göre 1593 yılında 9 köyün İslam dinini kabul ettiği kaydedilmiştir. Aynı şekilde bu deftere Prizren Vilayetin’de bulunan 178 köyden 110’unda 10 haneden daha fazla Hristiyan hane olmadığı da kaydedilmiştir; bu durum diğer dinlere nazaran Müslüman sayısının arttığını göstermektedir.16 Aynı şekilde XVII. yüzyılın ilk yarısında da Prizren şehri ve çevresinde Müslüman halk hâkimdi. 1620 – 1624 yılları verilerine göre Prizren ve çevresinde 200 köyden 3000 kişinin İslam dinini kabul ettiği görülmektedir.17 İslam dinini benimsemedeki bu yükselmeyi Cizye defterlerinin verdiği verilerle Priştine ve Novobrdo’da da görmekteyiz.18 Katolik din adamı Pjeter Mazreku, 1633 yılında Has bölgesinin çoğunlukla Arnavutların yaşadığı bir bölge olduğunu; ancak bunların hocaya giderek Türk olduklarını iddia eder. Aynı şekilde bu kaynak XVII. yy. Ulçin, Tivar ve Suhareka kasabalarının tamamen İslam dinini benimsediğini iddia eder.19 Bu durum XVIII. yüzyıla kadar hafif inişli çıkışlı olsa da İslam’ın yararına devam etmiştir. XIX yüzyılda Arnavutların yaşadığı dört vilayette İşkodra, Kosova, Manastır ve Yanina’da nüfus oranı Arnavut Müslümanların faydasına gözükmektedir. On13 14 15 16 Selami Pulaha, Defteri i regjistrimit të Sanxhakut të Shkodrës i vitit 1485, Tiranë, 1974, s. 50-135 Skënder Rizaj, Kosova gjatë shekujve XV, XVI dhe XVII, Prishtinë, 1982, s. 84-114. Ferit Duka, Momente të kalimit në Islam të popullsisë shqiptare në shekullin XV-XVII, s. 122. Istanbul Basbakanlik göre: Ferit Duka, Momente të kalimit në Islam të popullsisë shqiptare në shekullin XVXVII, s. 122. 17 I. Zamputi, Relacione mbi gjendjen e Shqipërisë Veriore dhe të Mesme në shek. XVII, I. Cİlt, Tiranë, 1965, s. 337. 18 Ferit Duka, Momente të kalimit në Islam të popullsisë shqiptare në shekullin XV-XVII, s. 123. 19 I. Zamputi, Relacione mbi gjendjen e Shqipërisë Veriore dhe të Mesme në shek. XVII, II, s. 107. 394 Tarih Boyunca Kosova’da İslam lar bunu yerli olarak görmekteydi. Her ne kadar o dönemde ciddi sorunlardan dolayı durumu tam gösteren herhangi bir şey olmamasına rağmen 1900 yılından sonraki veriler de bu yöndedir.20 Osmanlı Sonrası Dönem Osmanlı’nın çekilmesinden sonra İslam dini genel siyasi durumu yaşamaktaydı. Sırp ve Karadağlılar eşi benzeri görülmemiş şiddet, kanlı katliamlar, Arnavut topraklarından sürgünler, binlerce kişiyi zorlayıp din değiştirme gibi baskıcı tavırlar sergileyerek, Arnavut etnik temizliğini yapıp onlardan boşalan yerlere kendi halklarını yerleştirerek nüfus yapısını değiştirmek istemişlerdir. Bu tür girişimlere, büyük çoğunluğu hocalardan oluşan Arnavut Ulusal Ayaklanma Hareketiyle karşı gelinmiştir. İslam Birliği Kurumu ağır durumdaydı. Kurumu, gönüllü hocalar bazı dinî ibadetleri yaptırarak ve cenaze işlemlerini yaparak ayakta tutmaktaydı. Bu durum, 1914 yılının Mart ayında Sırbistan’ın Müslüman halkın haklarını garanti altına almakla yükümlü kılındığı İstanbul Anlaşması’yla biraz iyileşmiştir. Bu dönemden sonra Priştine, Prizren ve Mitroviça müftülükleri ve bazı alt müftülükler çalışmaya başlamıştır. 1919 yılında merkezi Saraybosna’da olan ve başında Reis’ul Ulema olan Boşnak modeli yapısı oluşturulması önerisi verildi. Buna göre üç İl müftülüğü ve on bir çevre müftülüğü oluşturulacaktı. Bu anlaşma 1919 Paris Barış Konferansı ile de yaptırıma kondu, ancak karar alınmasına rağmen uygulamaya çok az konuldu. Çoğunluğunu Arnavut Müslümanların oluşturduğu, Müslüman halkın hayatının kolaylaştırılmasına yönelik reformlar ilerleyen yıllarda da devam etti. Aynı şekilde dinî eğitimin durumu da ağırdı. Çoğu medrese kapatılmıştı, açık olanlar da sürekli devletin gözetimi altındaydı. Bu durum belirli dönemlerde devletin isteğiyle değil, ancak Müslüman halkın eğitilmesi ve bilinçlenmesiyle yavaş yavaş değişiyordu. XX. yüzyılda özellikle 70’li yıllarda dünyada ortaya çıkan olumlu hava, Yugoslavya ve Kosova’ya da etki etmiş, uygun koşullar oluşmaya başlamıştır. Medreselerin yeniden açılması ve reforme edilmesi, dinî kadroların eğitilmesi, camilerin yeniden inşa edilmesi, dinî yayınların başlaması (Takvimler, Edukata İslame, Dituria İslame) ve genel olarak dinî literatürün oluşması, Müslümanların bilgilenmesini ve bilinçlenmesini artırmıştır. Devlet, normal olarak Müslümanların her hareketini keskin bir şekilde gözlüyor ve onlara göre her yasayı çiğneyiş ağır şekilde cezalandırılıyordu. 21 Özellikle Sırbistan’ın Kosova’ya karşı yaptığı son savaşta durum çok ağırlaşmıştır. Altyapının çökmesi, evlerin yakılması, insanların öldürülmesi ve 200’den fazla camii ve onlarca dinî binanın yakılması ve yok edilmesiyle Kosova’da dinî yapının durumu çok ciddi şekilde ağırlaşmıştır.22 20 Kristaq Prifti, Popullsia muslimane shqiptare në Ballkan në fund të shekullit XIX dhe në fillim të shekullit XX, në: Feja, kultura dhe tradita islame ndër shqiptarët, Prishtinë, 1995, s. 153-166. 21 Haki Kasumi, Gjendja organizative e Bashkësisë Islame te shqiptarët nën okupimin jugosllav 1912-1941, në: Feja, kultura dhe tradita islame ndër shqiptarët, Prishtinë, 1995, s. 459-463; Krhs.: Noel Malcolm, age, s. 301-372. 22 Bkz. monografinë për shkatërrimet e objekteve të qytetërimit islam gjatë luftës Kosovë-Serbi 1998-1999: 395 2. Cilt Türkistan’dan Balkanlara Üçüncü Binyıl Kosova’da dinî durum 1998 - 1999 Kosova – Sırbistan savaşından sonra yardım kuruluşlarının çabaları ve dayanışmasıyla düzelme göstermiştir. Ancak yıllar sonra bile (1999 – 2014) dinî kurumların hukuki statüleri çözülmemiş ve tanımlanmamıştır. Öyle ki, çoğu şey devlet yasalarına (anayasa, yasa, düzenleme vb.) göre değil, ad hoc olarak anlık siyasi durumlara ve kişilerin keyfiliğine göre çözülmektedir. Her ne kadar inananlar ve dinî kurumlar devlete vergi verseler de devletin laik karakteri çerçevesinde devletin kaynaklarını kullanamıyorlardı. İkinci sınıf vatandaş olarak muamele görmeye devam edilmekteydi. Her ne kadar Kosova Anayasası’nda Kosova’nın laik23 bir devlet olduğu yazıyorsa da aslında Kosova (devlet organları) Hristiyan yanlısı bir devlettir. Okul öncesi kurumlardan Kosova Sanat ve Bilim Akademisine kadar olan öğretilerde İslam’ın aşağı bir rolü var veya toplumun tüm başarısızlıklarından İslam sorumludur. Hristiyanlık ise her türlü karışık durumdan çıkmanın ümididir. Böyle düşünen ve tarihsel olarak tamamen tartışmalı Hristiyan kişilikler, entelektüel ve siyasiler, ulusal ikon olarak dayatılırken Müslümanlar ya tamamen göz ardı edilmekte ya da onlardan aşağılayıcı bir şekilde bahsedilmektedir. Son Söz Yerine Eğer şimdiye kadar işlediğimiz konuyu iyimser bir şekilde bitirmek istersek o zaman bu konu hakkında herhangi bir net son sözümüz olamaz. Tarih boyunca siyasete, ekonomiye kültür ve medeniyete hâkim olmuş ideolojik gelişmeler o kadar muğlak ki, eğer bu konuda herhangi bir genel geçer değerlendirme yaparsak hata yapmış oluruz. O yüzden Kosova Müslümanı üçüncü bin yılın başında ideolojik açıdan postmodern dünya gelişmeleriyle, insanın sonsuzluğunun “teknolojik gelişmeyle” olamayacağı, teknolojik gelişmeyle” insanın hiçbir sınırının kaldırılamayacağı, “teknolojik gelişmeyle” insan ahlakının düzelmeyeceği ve “teknolojik gelişmeyle” metafizik konuların günlük hayatımızdan çıkmayacağı konularından emin olacağı veya olmayacağı düşüncesinin gölgesinde olacaktır. Kosova Müslümanı ümit ve protesto, rahatlık ve cefa arasındadır. Kosova Orta Çağ kılıçlarının, aydın ve ilerici modern insan ve modern bilim uygulamalarının gerçekleştirdiği karanlık bombalar karşısında daha az tehlikeli ve daha merhametli olduğunu unuttu ki, Kosova kendi yolunun Avrupa entegrasyonu olduğunu göstermeye çalışıyor. Barbaria serbe ndaj monumenteve islame në Kosovë (shkurt ’98 - qershor ‘99) & Serbien Barbarities Against Islamic Monuments in Kosova (february ’98-june ’99), Prishtinë, 2000. 23 Kosova Cumhuriyeti Anayasası 8. Maddesinde aynen şöyle yazmaktadır: “Kosova Cumhuriyeti laik devlet olup,din ve vicdan meselelerinde tarafsızdır.” http://www.mkrsks.org/repository/docs/ Kushtetuta.e.Republikes.se.Kosoves.pdf 396 Tarih Boyunca Kosova’da İslam Kaynakça ARNOLD, Thomas W., Historia e përhapjes së Islamit, Prishtinë, 2004. ARNOLD, Thomas W., The Preaching of Islam, London, 1913. Barbaria serbe ndaj monumenteve islame në Kosovë (shkurt ’98 - qershor ‘99) & Serbien Barbarities Against Islamic Monuments in Kosova (february ’98-june ’99), Prishtinë, 2000. BASHA, Ali M., Nëpër gjurmët e Islamit, Tiranë, 2005. BUXHOVİ, Jusuf, Kosova, libri 2, Prishtinë – Houston, 2012. Enciklopedija živih religija, Beograd, 1990. ESPOSİTO, John L. (ed.), Oksordska historija islama, Zivinice, 2005. FEJA, kultura dhe tradita islame ndër shqiptarët, Prishtinë, 1995. FRASHERİ, Sami, Përhapja e islamit, në: Sami Frashëri, Vepra 12, Shkup, 2004. FRASHËRİ, Shemsudin Sami, Himmet’ul-himam fi neshr’il-islam, Stamboll, 1302 hixhrij / 1885. HAMMER, Joseph von, Historija Turskog/Osmanskog Carstva, 1, Zagreb, 1979. HİTİ, Filip, Istorija arapa (History of the Arabs), botimi II, Sarajevë, 1988. http://www.mkrs-ks.org/repository/docs/Kushtetuta.e.Republikes.se.Kosoves.pdf. IBRAHİMİ, Nexhat, Vepra, 10, Logos-A, Shkup, 2009. MALCOLM, Noel, Kosova, një histori e shkurtër, botimi II, Prishtinë-Tiranë,/ 2001. PİRRAKU, Muhamet, Kultura kombëtare shqiptare deri në Lidhjen e Prizrenit, Prishtinë, 1989. PULAHA, Selami, Defteri i regjistrimit të Sanxhakut të Shkodrës i vitit 1485, Tiranë, 1974. RİZAJ, Skënder, Kosova gjatë shekujve XV, XVI dhe XVII, Prishtinë, 1982. SCHMİTT, Oliver Jens, Skënderbeu, Tiranë, 2009. SMAİLAGİĆ, Nerkez, Klasična kultura islama, II, Zagreb, 1976. SHELEBİJ, Ahmed, Tarih’ul-islamij we‘l-hadare el-islamijjeh, vellimi 5, botimi IV, Kajro, 1979 SHOW, Stanford J., Historia e Perandorisë Osmane dhe e Turqisë Moderne, I, Tiranë, 2006. ZAMPUTİ, Injac, Relacione mbi gjendjen e Shqipërisë Veriore dhe të Mesme në shek. XVII, vëll. I-II, Tiranë, 1965. 397