16 HAZİRAN 2014

advertisement
16 HAZİRAN 2014
YAZ KURAN KURSLARI
Okulların tatil olmasıyla birlikte İslami eğitimin yoğunlaşmasına vesile olan yaz Kur’an kursları kapılarını açtı.
Çocuklarımızın hem dünyevi hem de uhrevi istikbali için vazgeçilmez bir yere sahip olan İslami eğitimin teminine
azami dikkat ve ehemmiyet gösterilmeli, ihmal edilmemelidir.
Çocuklarımızın İslami eğitim ve ahlak üzere yetişmelerini sağlamanın bir vesilesi olan kurslardan halkımızın
yoğun bir şekilde istifade etmeleri çağrısında bulunuyoruz.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Halkımızın huzur ve maslahatı için umutla bağlandığı çözüm süreci PKK’nin baskı, taciz ve kaçırma eylemleri ile
Devletin tahrik, şiddet ve benzeri uygulamaları karşısında adeta bitme noktasına getirilmiştir.
Devlet ile PKK arasında karşılıklı fiili ateşkes şeklinde devam eden sürecin, pazarlık konuları halktan gizlenen bir
anlaşmaya dayalı olduğu sır olmaktan çıkmıştır.
Bu süreç, devlet ve örgüt kazanımları haricinde gelişecek sonuçları itibariyle halkımızın destek verip sahiplendiği
bir süreç olmuştur.
Ancak son zamanlarda ateşkes ve barış havasını dağıtacak, yeni bir çatışma ve kaosa zemin hazırlayacak
nitelikte karşılıklı adımlar atılmaktadır. Sürecin akamete uğraması veya yeniden halkın çocuklarının kurban
edileceği bir savaş ortamı oluşturmak için sonlandırılması halinde, barış ve çözüm ortamının bir daha
yakalanması zorlaşacaktır.
Bu durumda Devlet de PKK de bu sorumluluktan kendini kurtaramayacak ve kamuoyu tarafından mahkûm
edileceklerdir.
Bu sebeple halkın zararına sonuçlar doğuracak, tahrik ve provokasyon kokan eylem ve uygulamalardan bir an
önce vazgeçilmelidir.
ŞIRNAKTAKİ MADEN OCAKLARI VE ÖLÜMLER
Şırnak'ta kömür ocağının çökmesi sonucu 3 işçi hayatını kaybetti.
Manisa ili Soma ilçesinde meydana gelen ve üç yüzden fazla insanın ölümü ile sonuçlanan facianın hemen
sonrasında, benzer nitelikli öylesi bir kazanın meydana gelmesi, musibetten bile ders çıkarılmadığını göstermiştir.
Her kaza sonrasında gerekli önlemlerin alınacağı sözünün geçersizliği yaşanan yeni ölümlerle de tescillendi.
Devlet gerek kendi işlettiği, gerekse de özel şirketlere ruhsat verip ihale usulü işlettiği madenlerle ilgili acil
çözümler bulmalı, emek sömürüsüne dayalı kapitalist zihniyetin, ölümler pahasına sermaye büyütmesine göz
yummamalı, müdahale etmelidir.
GÜL’ÜN SİSİ’Yİ TEBRİK ETMESİ
Müslüman Türkiye halkları adına Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün Mısır’daki seçimler sonrasında galibiyetini ilan
eden darbeci diktatör Sisi’yi tebrik etmesi kabul edilemez.
Meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi silah zoruyla deviren, halkına karşı acımasızca katliamlara imza atan,
binlerce masum kadın ve erkeği hapislere dolduran, emperyalist ve siyonist kuklası bir diktatörü tebrik etmek
cumhurun başkanına yakışmamıştır.
Suriye diktatörü için takınılan tavrın aynısını fazlasıyla hak eden Sisi’ye, tıpkı emperyalist batının yaptığı gibi, arka
çıkıp meşruiyet kazandırmakla, seleflerinin izini sürdüren Abdullah GÜL, bu tavrıyla, halkının değil, emperyalist
batının duygularına tercüman olmuştur.
Açıklamaları ile İslam dünyasını ABD ve AB gözüyle değerlendirdiğini ortaya koyan Abdullah GÜL’ü söz konusu
tavrı nedeniyle kınıyor, Mısır ve Türkiye halklarından özür dilemeye davet ediyoruz.
BANKACILIK
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi, kredi kartı ve ferdi kredi borçlarını ödemeyenlerin sayısının hızla arttığını
açıkladı. Nisan 2014’te ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı geçen yılı aynı ayına göre yüzde 39,4; kredi kartı
borcunu ödemeyenlerin sayısı ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25,3 arttı.
Ticari faaliyetler ile bireysel ihtiyaçların büyük ölçüde bankalar üzerinden ve faizli kredi üzerinden yürütülüp
karşılandığı ülkemizde, emek ve kaynaklar, modern tefeciliğe akmaktadır. Malın bereketini bitiren faize dayalı
kredi işlemleri, yüksek borçlanma, iflas ve sosyal çöküşleri de beraberinde getiriyor.
Tüketici veya girişimcinin büyüme ve konfor hırsını sömürerek gücünün üzerinde borçlandıran faize dayalı
düzenin, devlet eliyle teşvik edilmesi ve önünün açılmasına son verilmelidir.
Buna mukabil faizsiz bankacılığın önü açılmalı, gerek kamu gerekse de bireysel borçlanma, kapasite ölçütleri
esas alınarak sınırlandırılmalıdır
IRAK
IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin ardından Irak’ta iktidarı elinde bulunduran Şiilerin savaş çağrısı, Irak’ta boyutları
genişleyen derin bir iç savaşa sürükleneceğinin habercisi olmuştur. Her biri diğerinin sebebi veya sonucu haline
dönüşen eylemler, mezhepler arası bir savaşın değirmenine su taşımaktadır.
Sorun İslam ümmetinin iç meselesi ve ümmetin dağınıklığının, iç çekişmesinin bir sonucudur. Emperyalist Batı ve
siyonizmin iştahla beklediği ve körüklediği mezhep savaşlarına dönüşürse bu fitne ateşi bütün İslam coğrafyasını
yakma potansiyelini de taşımaktadır.
Yaşanan son olaylar ehl-i kıblenin tekfir edilmesinin ve mezhepçiliğin ümmet için ne kadar tehlikeli olduğunu ve
sonuçlarının nereye varacağını veya varabileceğini göstermiştir. İslam ümmetinin farklı mezhep veya meşrep
mensubu evlatları birbirini öldürüyor. Bu iç çatışma; milli, mezhebi veya kavmi çıkar gibi basit hesaplara tenezzül
etmeden derhal sonlandırılmalıdır. İslam ümmeti iç ihtilaf ve çekişmelerini halletmediği için dışarıdan bu ihtilaflar
körüklenerek çatışmalara dönüştürülüyor.
İslam düşmanlarına karşı dayanışma içerisinde el ele, omuz omuza bir bütün halinde İslam ümmetini ve
topraklarını savunma pozisyonu almaya mecbur iken; onların saldırılarını kolaylaştırmak, İslam beldelerini işgal
etmeleri için yeni kapılar açmakla eş anlamlı olan düşmanca tarafgirlik, düşmanlıkta inat ve birbiriyle çatışma iman
ehline yakışmamaktadır.
Biz de Üstad Bediüzzaman gibi ehl-i sünnete, Şii veya Alevilere sesleniyoruz ve diyoruz ki: Çabuk bu manasız ve
hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeden zındıka
cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde alet edip ezmek için kullanacak. Bunu mağlup ettikten sonra, o aleti de kıracak.
Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan, aranızda uhuvveti ve ittihadı emreden yüzlerce esaslı rabıta varken, iftirakı iktiza
eden cüzi meseleleri bırakmak elzemdir.
Sünni veya Şii/Alevi, İslam ümmetinin âlimlerini, kanaat önderlerini ve siyasi liderlerini bu büyük fitne ateşini, her
tarafı sarmadan söndürmek için çaba sarf etmeye davet ediyoruz. Bu fitne ateşi büyürse, körükleyenlerle beraber
söndürmek için çaba sarf etmeyenleri de yakacaktır.
KÜRDİSTAN’DAKİ PATLAMALAR
Geçtiğimiz hafta Irak Kürdistanı’nın Kerkük şehrinde birden çok bombalı saldırı gerçekleştirilmiş, Saldırılarda 18
kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirilmiştir.
Suriye Kürdistanı’nın Tirbespiyê kentinde ise bomba yüklü araçla yapılan saldırıda 37 sivilin öldüğü yine çok
sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Sivillere yönelik gerçekleştirilen bu saldırıları kınıyoruz. Sivil ölümler
üzerinden yürütülen hiçbir savaşın hizmet ettiği meşru bir gaye olamaz.
Özellikle Suriye ve Irak’ta işgal ve iç savaş sonrası adeta sıradanlaşan katliamların bir önce son bulması, “hak ve
adaletin” “egemenlik” hırsına kurban edildiği bu kirli savaşın bir an önce son bulmasını diliyoruz.
Download