Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri Şir Muhammed DUALI1 Özet Yahudilik, kendine özgü inanç kıstasları nedeniyle dışa kapalı bir milli din görünümü segileyen inaç olma özelliği taşımaktadır. Bu yapısından dolayıdır ki Yahudi geleneğinde Hıristiyanlık veya İslam inancında yer alan misyonerlik/tebliğ anlayışına benze bir bakışaçısı pek yer almamaktadır. Ancak tarihi kayıtlar tarihin balli dönemlerinde Yahudiliğin de diğer ırk ve toplumlar arasında hayat bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu toplumların başında ise kuşkusuz Yahudiliği resmi din olarak benimseyen Hazar Türkleri gelmektedir. Biz bu makalemizde Hazar Türklerinin Yahudi inancını benimsemesinin gerekçeleri üzerinde duracağız. Ayrıca Hazar Yahudilerinin Kuzey komşuları olan pagan Rus toplumuyla ikili ilişkileri ve Hazar Yahudilerinin zamanla Rus himayesi altında girme sürecini değerlendirmeye çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Hazarlar, Yahudi, Rusya, Din, Siyaset Khazar Jews and Russian-Khazar Relations Abstract Because of the specific criteria self-enclosed, Judaism have characteristic of belief that exposes a national religious appearance. Thus, Jewish or Christian tradition are rarely part of a similar perspective to the understanding of the Muslim faith is located missionary. However, historical records of Judaism in certain periods of history reveals that he found life among other races and communities. At the beginning of this society, of course, comes the Khazar Turks who adopted Judaism as its official religion. In this article, we will focus on the grounds of the Khazar Turks adopted the Jewish faith. In addition we will try to analyze bilateral relations of the pagan Russian society of the northern neighbor with Khazar Jewish. Keywords: Khazars, Jewish, Russian, Religion, Politica 1. Yahudilerin Bölgeye İntikal Süreci Karadenizin Kuzey Doğu bölgesinden başlayarak Hazar Denizinin Kuzey Batı kıyılarına kadarki geniş coğrafyayı kapsayan bölgede varlık gösteren Hazar Türklerinin Yahudi inancını benimsemeleri ile ilgili günümüze kadar çeşitli bilgiler ulaşmış bulunmaktadır. Ancak bu bölgede ilk Yahudi varlığı ile ilgili elimizde çok az kaynak bulunduğundan sağlıklı sonuçlara ulaşmak pek kolay olmamaktadır. Biz burada elde mevcut veriler ışığında Karadenizin Kuzey kıyılarında bulunan Yahudi varlığı ve Hazar Türklerinin bölgeye intikali hususunu irdelemeye çalışacağız. 1 Yrd. Doç. Dr., Gaziosmanpaşa muhammed.duali@gop.edu.tr. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, 241 Ş.M.DUALI Şimdiki Rusya Federasyonu sınırları içerisinde bulunan Phanagoria şehri (Kherc Boğazı kıyıları) civarında XX. yüzyıl içerisinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılar, bölgede Yahudi varlığı ile ilgili önemli bulguların gün yüzüne çıkmasına yol açmıştır ki bu bölgeler uzun müddet boyunca hazarların kontrolü altında olmuştur. Bu kazılarda örneğin üzerlerinde yedi kollu şamdan (Menora) ve İbranice harflerin yer aldığı mezar taşları bulunmuştur. Bu bulgular Miladi I. yüzyıldan itibaren Yahudilerin Karadenizin Kuzey Doğu kesimlerinde varlık gösterdiklerini ortaya koymuştur. 1 Araştırmacılar Yahudilerin bu bölgelere M.S. 132-136 tarihlerinde Bar Kohba önderliğinde Roma İmparatorluğuna karşı meydana gelen Yahudi ayaklanması sonucunda sürüldüklerini ileri sürmektedir. Zira dönemin Roma İmparatoru, Traianus Hadrianus (ö. 138), ayaklanmayı kanlı bir biçimde bastırmış ve binlerce Yahudiyi de idama mahkum etmiştir. Söz konusu olay, Filistin dolaylarında bulunan Yahudilerin dünyanın diğer coğrafyalarına göç etmeleri ile sonuçlanmıştır. Bu bölgelerin başında, Roma’nın himayesi altında bulunan Bosporos Krallığına bağlı şimdiki Kırım Yarımadası ve doalyısıyla da Kherc Boğazı doalyları gelmektedir. Ancak bölgede Yahudi varlığının çok daha eski tarihlere dayandığını belirten araştırmacılar da yok değildir. Buna göre Kırım ve civarına ilk Yahudi göçü, M.Ö. VI. yüzyılda Babil esareti sonrası Kafkasya üzerinden gerçekleşmiştir. Roma’nın himayesinde olan Bosporos Krallığının önemli bir bölümü M.S. IV. yüzyıl içerisinde Gotların ve Hunların kontrolü altına girmiştir. İleryelen dönemlerde Kiev merkezli bir siyasi oluşum haline gelen Rusların söz konusu coğrafyayı kontrol altına alması, bu bölgede bulunan Yahudilerin de Rusların himayesi altına girmesiyle neticelenmiştir ki Rusya Yahudilerinin tarihi bu dönemlerden itibaren başlatılmaktadır.2 Grek tarihçi Theophanes’un (ö. 818) başta Phanagoria şehri olmak üzere bölgede çok sayıda Yahudinin varlığından bahsetmesi de bu savı destekler mahiyettedir. Bu bilgilerden mütevellit bazı araştırmacılar Kırım Yarımadasında M.S. V. yüzyıl dolaylarında bir Yahudi Derebeyliğinin varlığından ve en önemli şehirlerinden birinin de Çufut Kale olduğundan bahseder. Ancak genel kanı, bölgede bir Theodoro Derebeyliğinin olduğu, halkının ise Yahudilerden ziyade Gotlar, Grekler ve Karaimlerden oluştuğu üzerinedir.3 1 2 3 V. L. Vihnovich, 2000 Let İstorii Yevreyev Rossii, Akademiya İssledovaniya Kulturi, Petersburg, 2012, s. 23. Alina Rebel, İstoriya Yevreyev v Rossii, Eksmo, Moskova, 2013, s. 14. Rebel, İstoriya Yevreyev v Rossii, s. 15. 242 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri Her ne kadar Yahudilerin Kırım yarımadası ve civarına Babil esareti sonrası geldikleri ileri sürülmüşse de elimizde mevcut kaynaklar, Yahudilerin bölgedeki varlığıyla ilgili olarak M.S. I. yüzyıla işaret etmektedir. Dolayısıyla Kırım Yarımadası civarında ilk Yahudi varlığını ortaya koyan belge, M.S. 80-81 yıllarına ait olduğu tahmin edilen bir mermer yazıttır. Grekçe olan ve dönemin Roma İmparatoruna hitaben yazılan mermerde, Yahudi sinagoglarından bahsedilmektedir. Dolayısıyla bu tarihi kanıt, M.S. I. yüzyılda, Kırım ve civarında Yahudi nüfusunun varlığını ortaya koymaktadır. Rusya asıllı Yahudi tarihçi Dubnow, bu Yahudi cemaatinin Yunan Helenizmi etkisinde kalan Yahudilerden müteşekkil olduğunu, yazışmalarını Yunanca yaptıklarını ve Yunan isimler kullandıklarını belirtmektedir.4 İlerleyen dönemlerde bölgenin Rus Derebeylerinin yönetimi altına girmesi ile birlikte bölgede mevcut Yahudi nüfus da giderek azalmaya yüz tutmuştur. Ancak zamanla bölgeye yönelik Yahudi ilgisi artmıştır ki bunun başlıca sebebi, Doğu Roma İmparatorluğu’nun kendi sınırları içerisinde bulunan Yahudilere yönelik uyguladığı sistematik baskı politikasıdır. Dolayısıyla Yahudiler, merkezinde Kiev olmak üzere, Kuzey Batıda Suzdal şehrine, Güneyde ise Taman Yarımadasına kadar uzanan geniş bir coğrafya içerisinde varlık göstermeye başlamıştır. Ayrıca Kiev’in bir semtine 933 yılında Rus Kınyazı5 İgor (ö. 945) tarafından Kırım ve Kerç’ten esir olarak getirilen iki bin civarında Hazar Yahudisinin yerleştirildiği hususu Rus kaynaklarda yer almaktadır.6 Bundan dolayıdır ki İgor döneminde Kiev şehrinin güney kesimi Hazar olarak isimlendirilmiştir. Sonuç olarak Yahudilerin önceleri Hazarların X. yüzyıldan itibaren ise Kiev Rus Derebeyliğinin eğemenliği altında bulunan bölgelere ne zaman ve nasıl geldikleri ile ilgili ortaya atılan tezler, mevcut kaynaklar çerçevesinde değerlendirildiğinde şu üç hipotez karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki, Doğu Batı üzerinden Aşkenaz Yahudilerinin bölgeye intikalini öngörürken, ikincisi, İslam ülkeleri üzerinden bölgeye gerçekleşen Yahudi yayılmacılığını ön plana çıkartır. Sonuncusu ise Doğu Roma sınırları içerisindeki Yahudilerin ticari ve ekonomik nedenlerden dolayı bölgeye yerleşmesi tezidir. Bilim dünyasında kabul gören ve Batı teorisi olarak 4 5 6 S. M. Dubnow, History of the Jews in Russia and Poland From the Earliest Times Until the Present Day, Volume I, Varda Books, 2001, s. 15-16. Slavlar arasında faaliyette bulunan Vareg kıtaları veya “Drujinaların” başında duran Norman beylerine Kinyaz denmiştir. Dokuzuncu yüzyıldan itibaren Rus siyasal yönetiminin başında bulunan kişiler bu unvanı kullanmışlardır. Bkz. A. Nimet Kurat, Rusya Tarihi, Başlangıçtan 1917’ye Kadar, II. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1987, s. 16. A. İ. Soljenitsin, Dvesti Let Vmeste, v Dve, Tomah, Tom Perviy, İzdatelstvo, Russkiy Put, Moskova, 2001, s. 4. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 243 Ş.M.DUALI bilinen ilk ihtimale dayanak olarak haçlı seferleri gösterilmektedir. Nitekim haçlı seferleri sırasında Almanya ve Fransa’dan geniş çapta Yahudi göçünün yaşandığı bilinmektedir.7 Ancak kaynaklar haçlı seferleri sırasında Kiev dolaylarına yönelik herhangi bir Yahudi göçünden bahsetmemektedir. Bu da söz konusu tezin yetersizliğini ortaya koymaktadır. İkinci ihtimalle ilgili olarak öne sürülen en önemli kanıt Arap tarihçi el-Mesûdî’nin İslam ülkeleri ve Rum diyarından gelen Yahudilerin Hazar devletine göçüyle ilgili aktardığı bilgilerdir. Henüz 720 yıllarında Doğu Roma tahtına çıkan Leon İsaur, bir ferman yayınlayarak tüm Yahudilerin Hıristiyanlığa geçmesini emretmiştir ki bu durum Yahudilerin Doğu Roma İmparatprluğu dışına kaçmalarıyla sonuçlanmıştır.8 Buna benzer bir diğer uygulama Doğu Roma İmparatoru olan Romanos tarafından X. yüzyılın ortalarına doğru, uygulamaya konmuştur. 720 yılında olduğu gibi bu dönemde de bir kısım Yahudi, Hazar yurduna kaçmak mecburiyetinde kalmıştır.9 Diğer taraftan Rusların Hıristiyanlığı kabul etmelerinden önce bir kısım Yahudilerin Bizans İmparatorluğu’nun sınır boylarına göç etmeleri olası bir ihtimaldir. Zira Taman Yarımadası, her ne kadar Kiev Rus Derebeyliğinin önemli merkezlerinden biri olsa da Bizans etkisinin canlı olduğu bir coğrafya olmaya devam etmiştir. Ayrıca bu bölge, Helenistik dönemden itibaren önemli Yahudi merkezlerinden biri olma özelliğine sahipti.10 Üçüncü ihtimal olan ticari ve ekonomik nedenlerin de Yahudi göçlerinde etkin rol oynadığı muhakkaktır. Zira tarihi kayıtlar, Karadeniz’in Doğu Roma İmparatorluğu’nun kontrolünde bulunan Kuzey bölgelerinde erken tarihlerden itibaren bir Yahudi varlığından bahsetmektedir. 2. Hazar Yahudileri Batı Türk İmparatorluğundan neşet etmiş bir topluluk olan Hazar Hanlığı,11 VII. yüzyıldan XI. yüzyılın ortalarına kadar, Volga ve Dnyeper nehirleri arasını kapsayan geniş bir coğrafyada varlık gösteren ve inanç olarak da Yahudiliği benimseyen bir devlet olarak karşımıza çıkmaktadır. Hazarların Yahudiliği, devletin resmi dini olarak benimsemeleriyle ilgili elimizde birden fazla kaynak bulunmaktadır. Hazar Yahudileriyle ilgili ilk elden bilgiler, Endülüslü bir Yahudi olan Hasday bin 7 8 9 10 11 Yevreyskaya Entsiklopediya, Krestoviye Pohodi, Obshestvo Dilya Nauchnih Evreyskih İzdaniy, İzdatelstva Brokgauz-Efron, Tom 9, Peterburg, 1906-1913, s. 851-854. D. M. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, İngilizceden Çev, Zahide Ay, Selenhe Yayınları, İstanbul, 2008, s. 191. El-Mesûdî, Muruc ez-Zeheb, çev, Ahsen Batur, Selenge Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2011, s. 136. Kulik, “Yevreyi Drevney Rusi: İstoçniki i İstoriçeskaya Rekonstruktsiya.” s. 65. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 21-22. 244 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri Şaprut’un (ö. 970) Hazar Hanı Josef ile olan mektuplaşmasında karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında Hazar Hanlığı ile komşu olan Arap, Bizans ve Ermeni tarihçi ve coğrafyacıların eserlerinde de konuyla ilgili bilgiler yer almaktadır. 12 Yahudiliği benimseyen Hazarların konuştukları dil hususunda da farklı görüşler mevcuttur. Bazı kaynaklar, Hazarların, Türkler ve Perslerin dilinden farklı bir dil kullandığını kaydetmektedir. Ancak elimize ulaşan bazı belgeler, Hazarların yazı dili olarak İbraniceyi kullandığını ortaya koymaktadır. Nitekim Arap bibliyografya bilgini İbnü'n Nedîm (ö. 998), Hazarların İbraniceyi kullandıklarını belirtmek suretiyle bu hususu teyit etmektedir.13 Buna rağmen araştırmacıların çoğu, Hazar dilinin kısmen Macar-Bulgar lehçesinden oluştuğunu kısmen de Türk dili ailesine bağlı olduğunu ileri sürmektedir.14 727-737 tarihleri arasında yaşanan Arap-Hazar savaşları sonucunda Müslüman orduları bölgeyi fethetmiş ve halkın büyük bir bölümünü Kuzeye yani Rusların kontrolü altında bulunan bölgelere göçe zorlamıştır. Ancak bu tarihlerde Hazarların Paganist15 oldukları bilinmektedir. Tarihi belgeler Hazar Hükümdarının 737 yılında Müslümanlar karşısında aldığı tarihi yenilgi sonrasında İslam’ı kabul ettiğini ileri sürmektedirler. Ancak yine tarihi kayıtlara göre Hazar Hükümdarının, 740 yılında İslam’dan feragat ederek, Yahudiliğe yönelmesi söz konusudur. Hazarların, Yahudiliği tercih etmeleri hususunda Doğu Roma’nın baskılarından kaçarak bölgeye sığınan Yahudilerin etkin olduğu varsayılmaktadır. Arap kaynaklarda bu konuyla ilgili ilk bilgler, ünlü Arap tarihçisi Mesudi’nin Muruc ez Zeheb adlı eserinde yer almaktadır. Mesudi, eserinde Hazar Hükümdarı ve maiyetinin, halife Harun Reşit zamanında Yahudiliği kabul ettiğini, bununla birlikte halkın önemli bir bölümünün Müslüman, Hıristiyan ve putperestlerden müteşekkil olduğunu kaydetmektedir.16 Arap seyyah İbn Fadlan da Seyahatnamesinde Hazarlar ve Hükümdarlarının Yahudiliği benimsediğini teyit etmektedir. Ancak onun verdiği bilgilere göre Etil nehrinin iki yakasına kurulu büyük bir şehrin bir yakasında Müslümanların, diğer yakasında Hakan ve maiyetinin ikamet etmektedir.17 Yine bir diğer Arap tarihçisi olan Mukaddesi, 12 13 14 15 16 17 P. K. Kokovtsov, Yevreysko - Khazarskaya Perepiska v X veke, İzdatelstvo Akademii SSSR, Lenengrad, 1932, s. VI. Hans H. Wellisch, The First Arab Bibliography: Fihrist al-'Ulum, Urbana-Champaign Library, Number 175, December 1986, s. 16. Shlomo Sand, Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi, Kitabı Mukaddes’ten Siyonizme, çev, Işık Ergüden, Doğan Kitap, İstanbul, 2011, s. 270 Evreyskaya Entsiklopediya, Khazar, Tom 15, s. 648. El-Mesûdî, Muruc ez-Zeheb, s. 136. İbn Fadlan, Seyahatname, Önsöz ve Trc, R. Şeşen, Bedir Yayınları, İstanbul, 2011, s. 83. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 245 Ş.M.DUALI Ahsenü’t-Tekasim adlı eserinde, Hazar Hanlığından bahsederken bölgede Yahudi varlığına dikkat çekmektedir.18 Her ne kadar Hazar Hanlığı Yahudi inancını devletin resmi dini olarak benimsemişse de halk arasında çeşitli inançlara mensup toplulukların yaşamlarını idame ettirdiğini, Arap seyyah İbn Dasta’nın eserinde görmek mümkündür. Ayrıca Dasta, Hazar Hanlığı içerisinde Müslümanların yoğunlukta yaşadığı iki yerleşim yerinin varlığından da söz etmektedir.19 Bu durum, araştırmacılar arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. Dolayısıyla bir kısım araştırmacı, Doğu Avrupa Yahudilerinin kökenlerini Hazar Yahudilerine dayandırırken bazıları da bu sava karşı çıkmaktadırlar. Örneğin Kevin Alan Brook ‘Doğu Avrupa Yahudilerinin Kökeni’ başlıklı çalışmasında, Yahudilerin Doğu Avrupa coğrafyasına M.S. IX ve X. yüzyıllarda Doğu Roma İmparatorluğu’nun baskıları sonucunda göç ettiklerini ileri sürmektedir.20 Nitekim tarihi kayıtlar 820 yılında tahta çıkan II. Mişel döneminden itibaren İmparatorluk içerisinde Yahudi aleyhtarlığının ivme kazandığını, I. Basil ile birlikte Yahudilerin din değiştirmeye zorlandığını ve koyu bir Ortodoks olan I. Romanius zamanında ise bir kısım Yahudi’nin baskılardan kaçarak Hazar Hanlığına sığındığını yazmaktadır.21 Artur Kostler ise Doğu Avrupa Yahudilerinin kökenini Hazar Hanlığına dayandırmaktadır ki bu hususa yeniden değinilecektir. Hazar Hükümdarının ne zaman ve nasıl Yahudiliği kabul ettiği hususuna gelince, Arap kaynakların verdiği bilgilere göre, Hazar Hükümdarının ehli kitap temsilcisiyle dini meseleler üzerine görüş alış verişinde bulunduğu, Yahudi bir bilginle Hıristiyan papaz arasında münazara gerçekleştiği ve Yahudi bilginin Hükümdarı ikna ettiği üzerinedir.22 Hükümdarın bununla yetinmeyip İslam’ı da tanımak istediği ancak Müslümanlar tarafından gönderilen elçinin Yahudi bilgin tarafından engellendiği ve nihayetinde Hükümdarın Yahudi inancını kabul ettiği nakledilmektedir.23 Arap kaynaklarının aksine, Yahudi kaynaklar, Hazarların Yahudiliği 740 yılı itibariyle kabul ettiğini yazmaktadır. Oysa Arap kaynakları bu konuyla ilgili net bir tarih vermemekle birlikte, Halife Harun Reşit (M.S. 800 civarı) dönemine işaret etmektedirler. Yahudi kaynaklar içerisinde bu hususta 18 19 20 21 22 23 Mukaddesi, Ahsenü’t- Takasim, Çev, Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2015, s. 367. Ebu Ali Ahmed Bin Omar Bin Dasta, İzvestiya o Hazarah, Bolgarah, Slavyanah i Russah, D. A. Hvolson, Petersburg, 1869, s. 17. Kevin Alan Brook, “Doğu Avrupa Yahudilerinin Kökeni,” çev, Osman Karatay, Karadeniz Araştırmaları, sayı 6/2005, s. 2 (1-25) Yusuf Besalel, Osmanlı ve Türk Yahudileri, Genişletilmiş 2. Baskı, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın, 2004, s. 21. Dubnow, History of the Jews in Russia and Poland, Volme I, s. 21. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 106. 246 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri elimize ulaşan ilk belge, XII. yüzyılda yaşamış bir Yahudi olan Yehuda Ha-Levi (ö. 1141) tarafından kaleme alınan Hazar başlıklı çalışmadır. O, bu çalışmasında Hazar Hükümdarının Yahudiliği kabul etme olayını Arap müelliflerin naklettiklerinden farklı olarak mistik bir anlayış çerçevesinde konu edinmektedir. Zira ha-Levi, dönemin Hazar Hükümdarının, gördüğü bir rüya üzerinden yola çıkarak Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi bilginlerle diyalog içerisine girdiğinden bahsetmektedir. Nihayetinde hakikatin peşinden giden Hükümdar, Yahudiliğin hakiki din olduğunda karar kılmıştır.24 Burada şu hususu da belirtelim ki üç semavi din temsilcisiyle dinler üzerine yapılan tartışma meselesi sadece Hazarlar için söz konusu olmayıp, Bulgar ve Rusların da benzer bir yöntemle dini seçim yaptıkları nakledilmektedir.25 Dolayısıyla burada Ha-Levi’nin zamanından 400 sene önce cereyan ettiği varsayılan olayı detaylı bir biçimde aktarıyor olması, rivayetin sıhhatine gölge düşürmektedir. Ayrıca Hazarların Yahudiliği kabul tarihi olarak aktarılan 740 yılının da tartışmalı olması söz konusu kuşkuları güçlendirmektedir. Bunun dışında Yahudi kaynaklarında yer alan ve Hazar Hükümdarı Jozef ile Yahudi Hasday ibn Şaprut26 arasında cereyan ettiği varsayılan yazışmalar söz konusudur. Tahmini X. yüzyılın ortalarına ait olduğu düşünülen bu mektup, mahiyeti itibariyle Endülüslü Yahudi din adamı Hasday’ın Hazar Hükümdarına yönelttiği birtakım soruları yanıtlamasından ibarettir. Bu yazışmaların da gerçeklik payı yüksek olmakla birlikte, sahihliği henüz kanıtlanmış değildir.27 Tüm bu söylenenler ışığında, Hazar Hanlığında mevcut Yahudilerin aslında bölgeye Bizans baskısı sonucunda yerleşen Yahudilerden müteşekkil olduğunu, buna ilaveten başta Hükümdar olmak üzere maiyetinin zamanla Yahudiliği benimsediğini söylemek mümkündür. Zira bölge halkının ekseriyetinin başta İslam olmak üzere Hıristiyanlık ve putperestliğe mensup olduğu çeşitli kaynaklarda ortaya konulmaktadır. Yönetici düzeyindeki kişilerin Yahudiliği resmen kabul etmesi hususuna gelince; bunun, Hıristiyan Doğu Roma ve Müslümanlardan oluşan iki kutuplu dünya dengeleri göz önünde bulundurulmaksızın anlaşılması güç olsa gerek. Onüçüncü Kabile adlı çalışmasında bu konuyu değerlendiren Yahudi yazar Arthur Koestler, VIII. yüzyılda Konstantinopolis ve Bağdat merkezli temel iki gücün yansıra Hazar Hanlığının üçüncü bir güç olarak varlık gösterdiğinin altını 24 25 26 27 Judah Halevi, Kuzari, Russian Translation by, G. Lipsh, Second Edition, Jerusalem, 1990, s. 2729. Bu hususta geniş bilgi için bkz. Dualı, “Erken Dönem Rus Kroniğinde İslam Algısı,” s. 120-121. Hasdai İbn Şaprut, 910 yılında Cordoba’da Yahudi bir ailede dünyaya gelmiş, tıp alanındaki başarısından dolayı halife III. Abdurrahman onu saray doktoru olarak atamış ve daha sonra vezirlik makamına kadar yükselmiştir. Bkz. Koestler, The Thirtheenth Tribe, s. 70. Bkz. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 148. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 247 Ş.M.DUALI çizmektedir. Dolayısıyla ne Hıristiyanlığın ne de İslam’ın Hazarlarca benimsenmesi, kendi bağımsızlığı açısından yararlı gözükmekteydi. Çünkü bu inançlardan herhangi birini kabul etmek ya Doğu Roma’nın ya da İslam Halifesinin nüfuzu altına girmek anlamı taşımaktaydı.28 Hazarların geleneksel dinleri olan Şamanizm’e gelince, bu inancın muadillerine nazaran çok ilkel bir görümüne sahip olduğu aşikârdır. Bu durumda, her iki dinin de baskısından kurtulmak ve en az onlar kadar saygın olan bir dinin, yani Yahudiliğin kabulü gündeme gelmiştir.29 Arthur Koestler’in bu tesbiti, oldukça mantıklı gözükmektedir. Nitekim bölgesinde önemli bir güç merkezi haline dönüşen Hazar Hanlığının ne Halifenin ne de Sezarın etki alanı altında kalmayı kabul etmesi düşünülemezdi. Yukarıda değinildiği üzere buna benzer bir durum Kiev Rus Derebeyliğinin din seçimi hususunda da gündeme gelmiş, lakin Rusların din tercihi ile ilgili elimize ulaşan tarihi kayıtlar, Kiev Derebeyi Vladimir’in, Doğu Roma İmparatorluğu’nun nüfuzu altına girme pahasına, Hıristiyanlığı tercih etmiştir.30 Ancak Hazar Hanlığının daha bağımsız bir tercihde bulunduğu görülmektedir ki kuşkusuz bu tercihin jeopolitik ve sosyolojik gereksinimleri olmuştur. 3. Rus-Hazar İlişkileri Öteden beri Hazar Hanlığıyla Rus Derebeyleri arasında hem coğrafi he de ticari zorunluluktan dolayı ikili ilişkilerin mevcudiyeti bilinen bir husustur. Ayrıca Rusların ilk başkenti konumunda olan Kiev’in IX. yüzyılın başlarında Hazar Hanlığının kontrolü altına geçmesi ve 965 yılına kadar da Hazarlara tâbi kalması, iki ulus arasındaki ilişkileri gözler önüne sermektedir.31 Ayrıca Hazar Hanlığının kontrol ettiği sınırlar içerisinde önemli ölçüde Rus/Slav nüfusun varlığı da söz konusudur. Bu konuda özellikle Arap kaynakları bazı bilgiler ihtiva etmektedir. Örneğin 737 tarihinde gerçekleşen Arap-Hazar savaşı sonucunda Mervan bin Muhammed’in Hazarları yenilgiye uğrattığı ve Slav nehrine kadar ilerlediği buradan Volga nehrinden bahsedildiği anlaşılmaktadır- kaydedilmektedir. Ayrıca Mervan’ın yirmi bin civarında Slavı da esir aldığı bilinmektedir.32 Pagan Rusların Hazar Hanlığı sınırları içerisinde yaşadıklarıyla ilgili Mesudi’nin Muruc ez-Zeheb (Altın Bozkırlar) adlı eserinde bazı bilgiler yer almaktadır. Mesudi, Hazar Hanlığından bahsederken, ülkede Yahudi, Hıristiyan, Müslüman ve putperestlerin 28 29 30 31 32 Rebel, İstoriya Yevreyev v Rossii, s. 15. Koestler, The Thirtheenth Tribe, s. 61. Ş. M. Dualı, Başlangıçtan Günümüze Rusya’da Din-Devlet İlişkileri, İz yayınları, İstanbul, 2014, s. 34-35. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 214. Vihnovich, 2000 Let İstorii Yevreyev Rossii, s. 39. 248 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri yaşadığını nakleder. Kuşkusuz bu putperest kavimlerin başında da Ruslar gelmektedir. Mesudi’nin Ruslar hakkında verdiği bilgiler, -ölülerin bazı hayvanlarla ve ölen kişinin sahip olduğu cariyeyle birlikte yakılması- diğer kaynaklarca da doğrulanmaktadır.33 Ayrıca Mesudi’nin verdiği bilgilere göre, Hazar Hanlığı bünyesinde diğer din ve inançlara karşı hoşgörü iklimi hâkimdir. Zira Hazar başkentinde geçerli olan adet uyarınca, kentte iki Müslüman, iki Yahudi, iki Hıristiysan ve biri de Putperest olmak üzere yedi yargıç bulunmaktaydı. Her din mensubu, aralarında vuku bulan sorunlarını kendi yargıçlarına danışmak suretiyle çözüme kavuşturmaktaydı.34 Buna ilaveten Rusların kendi yöneticilerini XII. yüzyılın başlarına kadar Kağan olarak tanımlamaları, Hazarların bölgedeki etkinliğini ortaya koymak açısından önemli bir husustur. Hazarların kontrolü altında bulunan putperest Rusların dışında, herhangi bir devletin etkisi altında kalmayan ve kendi askeri ve ticari filolarını oluşturan Rus toplulukların varlığından da bahsetmekte yarar vardır. Nitekim bu Rus topluluklar başta Hazar olmak üzere, Endülüs, Roma ve Konstantinopolis’e ticari amaçlı seferler düzenlemeleriyle bilinmekteler.d35 Hazar denizine yönelik gerçekleştirilen seferlerin Hazar Hanlığı tarafından hoş karşılanmadığı, bu hususta Ruslarla karşı karşıya geldikleri de bilinen bir diğer husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hususa Hazar Hanı Yusuf’un İslam Halifesine yazdığı bir mektupta değinildiği görmek mümkündür. Han, mektubunda Rusların güneye doğru yönelen akımının önünde bir engel olduğunu açıkça belirtmektedir. Ancak Hazar Hanlığının bu konuda her zaman başarılı olduğu da söylenemez nitekim tarihi kayıtlar Rusların Hazar denizine ilk inişinin 864 ile 884 yılları arasında gerçekleştiğini ortaya koymaktadır.36 Bu bağlamda Rus Derebeylerinin Hazar Hanlığıyla olan güç mücadelesi X. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir. Ancak zamanla Rusların, güçlerini birleştirmeleri ve Kiev merkezli bir siyasal yapıya bürünmeleri, Hazarlar açısından ciddi tehdit unsuru haline dönüşmüştür. Hatta artık Ruslar, 890 yılı itibariyle Volga (İdil) nehrinin aşağı kısımlarına yönelik akınlar düzenlemek suretiyle Hazar Hanlığının etkinliğini kırmaya çalışmışlardır.37 Hazar Rus çatışması uzun yıllar devam etmiş ve Rus Derebeyi Svyatoslav’ın 965 yılında Hazarlar üzerinde elde ettiği zaferle birlikte nihayete ermiştir. Arap tarihçi İbn Havkal’a göre bu akınlar sırasında Ruslar, başta Hazar olmak üzere Bulgar ve Burtas’ı talan ederek 33 34 35 36 37 Bkz. İbn Fadlan, Seyahatname, s. 69-79. El-Mesûdî, Muruc ez-Zeheb, s. 139. El-Mesûdî, Muruc ez-Zeheb, s. 143. S. A. Pletneva, Khazari, 2-e İzdaniye, Nauka, Moskova, 1986, s. 67-68. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 256. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 249 Ş.M.DUALI yıkılmasına neden olmuştur.38 Rusların bölgeye düzenledikleri bu akınlar her ne kadar Hazar Hanlığının tarih sahnesinden silinmesiyle sonuçlanmamışsa da bir daha toparlanamayacak kadar yıpranmasına yol açmıştır. Dolayısıyla daha önce Hazar kontrolü altında bulunan toprakların Rus Derebeylerinin eline geçmesi, bölgede mevcut Yahudi nüfusun da Rus etkisi altına girmesi ile neticelenmiştir. Kuşkusuz buna Yahudi inancına mensup Hazarlılar ve öteden beri Kırım yarımadasında yaşayan Yahudi nüfusu da yakından ilgilendirmiştir.39 Daha önce bahsedildiği üzere Rus kroniği, Hazar Yahudilerinden oluşan bir heyetin 986 yılında Kiev’i ziyaret ederek dönemin Derebeyi Vladimir’i Yahudiliğe davet ettiği nakledilmektedir.40 Bu durum bize, Rusların başkenti konumunda olan Kiev’de Hazar Yahudilerinin mevcudiyetini teyit etmektedir. Zira Hazarların Kıpçak saldırılarından korunmak amacıyla Rus Derebeyi Vladimir Monomakh’a (ö. 1125) sığındıkları ve bölgede bir Hazar yerleşim bölgesi oluşturdukları öne sürülmektedir.41 Ayrıca Rus tarihçi Vasily Nikitich Tatishchev (ö. 1750) kaleme aldığı “İlk Çağlardan Günümüze Rusya Tarihi” adlı eserinde, 965 tarihi itibariyle Hazar kentlerinin Svyetoslav tarafından bozguna uğratılması sonrasında bölgede bulunan Hazarların önemli bir bölümünün Rus kentlerine yerleştirildiğini yazmaktadır.42 Yine Arap coğrafyacı İbn Hurdâzbih (ö. 912) Kitâbü'l-mesâlik ve’lmemâlik adlı eserinde ticaret yolarından bahsederken Kuzeyden gelen Yahudi tücaarların bir kısmının Rusça konuştuklarını belirtmektedir.43 Bu veriler ışığında hareket eden bazı araştırmacılar, başta Kırım olmak üzere Ukrayna, Polonya ve Macaristan hattında mevcut Yahudi nüfusun, Hazarların torunları olduğu görüşünü öne sürmüştür. Onlara göre, Doğu Avrupa Yahudilerinin Sami ırkı değil Hazar soyundan olma olasılığı daha yüksek bir ihtimaldir. Örneğin kendisi de bir Yahudi olan Arthur Koestler, bu tez üzerinde durmakta ve “eğer Avrupa Yahudileri Hazar kökenli ise o halde söz konusu Yahudilerin atalarının Tur Dağından değil, Kafkas Dağlarından geldiği; Ürdün dolaylarından değil Volga kıyılarından koptuğu savı 38 39 40 41 42 43 Osman Karatay, Hazarlar, Yahudi Türkler ve Ötekiler, Kripto Kitapları, Ankara, 2014, s. 247. Dubnow, History of the Jews in Russia and Poland Volume I, s. 31. “Duyduk ki Bulgar (Müslümanlar) ve Hıristiyanlar kendi inançlarını sana öğretmek için sana gelmişler. Hıristiyanlar bizim Çarmıha germiş olduğumuz İsa’ya inanırlar. Oysaki bizler, İbrahim’in İshak’ın ve Yakup’un tanrısı olan tek Tanrı’ya inanırız. Bunun üzerine Vladimir; “Sizin kanunlarınız nelerdir der. Yahudi elçiler, “Sünnet olmak, domuz ve tavşan eti yememek, bir de cumartesi gününü (şabat) gözetmek” derler. Polnoye Sobraniye Russkih Letopisey, Tom Tritsat Tretiy, İzdatelstvo Nauka, Leningrad, 1977, s 25-26. Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s. 281. V. N. Tatishchev, İstoriya Rossiyskaya, Tom I, Moskova, 1994, s. 328. İbn Hurdâzbih, Kniga Putey İ Stran, İzdatelstvo ELM, Bakü, 1986, s. 123. 250 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri gerçeklik kazanır” demektedir.44 Kostler, Hazar Yahudilerinin başta Macaristan olmak üzere Doğu Avrupa coğrafyasına yönelik göçünü Hazar Hanlığının zayıflamasına, bölgede veba salgınının yaygınlaşmasına ve özellikle de Moğol istilasına bağlamaktadır. Ayrıca Kırım’ın karşısında bulunan Taman merkezli prensliklerin XV. yüzyıla kadar Yahudilerce yönetildiği ve Moskova ile ilişkiler kurduğunu hatırlatarak, XVI. yüzyılda Rus soyluları arasında revaçta olan jidovstva45 hareketini ortaya koyan etkenlerden birinin de bu olabileceğini öne sürmektedir.46 Özetle bu sava göre, Doğu Avrupa Yahudilerinin bir bölümü Hazar topraklarından ve Kiev Rus Derebeyliğinden bölgeye intikal ederken, Batı ve Güney Avrupa’dan bölgeye Yahudi göçü çok daha sonraki tarihlerde gerçekleşmiştir. Nihayetinde bölgenin XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Çarlık Rusyası’nın kontrolüne geçmesi ile birlikte Rusya’da ciddi manada Yahudi sorunu gündeme gelmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere Kostler’in bu tezine mükabil, Kevin A. Brook, Rusya Yahudileri’nin hem eski Ortadoğu Yahudilerinden hem de Yahudi olmayan (Hazar) halklardan müteşekkil olduğunu öne sürmektedir.47 SONUÇ Sonuç olarak Hazar devletinin Yahudi inancını resmi bir din olarak benimsemesi dönemin jeopolitik gereksinimleri çerçevesinde gerçekleşmiştir. Zira Hıristiyanlık Doğu Roma İmparatorluunun temellerini üzerine inşa ettiği bir din iken islam da Halifeliğin resmi ideolojisini temsil etmekteydi. Bu nedenle en az Hırıstınaylık ve İslam dini kadar özgün bir inanç olarak Yahudiliğin benimsenmesi her iki gücün etkisi altına kalmadan dönemin popüler din anlayışına geçişi sağlayacaktır. Ancak görüldüğü üzere Hazar hanlığının üst düzey yöneticileri böyle bir karar almışlar sa da halkın geneli Yahudiliğe uzak kalmış ve diğer inançlar üzerine yoğunlaşmıştır. Rus- Hazar ilişkisine gelince, Rusların tarih sahnesinde boy göstermeye başlamaları ve Hazar Hanlığı ile olan ikili ikişkileri en başta Rus derebeylerin bir yönetim deneyimi kazanmasına sebep olmuştur. Ayrıca Hazar hanlığının din seçimi konusunda Yahudiliği yeğelemesi ve bunda başarılı olamaması sonraki süreçte Rusların Yahudiliğe pozisyon almalarıyla sonuçlanmıştır. Dolayısıyla 988 yılında 44 45 46 47 Koestler, The Thirtheenth Tribe, s. 6. Jid (жид-tekil, жиди-çoğul) sözcüğünden hareketle oluşturulan Jidovstva kelimesi, Yahudi inancını benimseyen kişileri belirtmek amacıyla öteden beri Rus dilinde kullanılagelmiştir. Kelimenin kökeniyle ilgili çeşitli görüşler ortaya atılmaktadır. Jid sözcüğünün İbrenice Yahudi ( )יהודיtanımlamasının Farsçaya johūd/juhud şeklinde intikali ve buradan Rusçaya Jid şeklinde geçtiği ileri sürülmektedir. Bkz. Rebel, İstoriya Yevreyev v Rossii, s. 17. Koestler, The Thirtheenth Tribe, s. 171. Brook, “Doğu Avrupa Yahudilerinin Kökeni,” s. 23. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 251 Ş.M.DUALI bir dizi istişareler sonucu Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebinde karar kılınmıştır ki bu durum Rus derebeylerin uzun yıllar boyunca Doğu Roma imparatorluğu etkisi altında kalmasına yol açmıştır. İstanbulun Fethi ile birlikte bu bağımlıluık taamen yerini bağımsılzığa bırakırken Rus kilisesi Üçüncü Roma İddiası ile yeni bir vizyon başlatmıştır. KAYNAKÇA Besalel Yusuf., Osmanlı ve Türk Yahudileri, Genişletilmiş 2. Baskı, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın, 2004. Brook Kevin Alan., “Doğu Avrupa Yahudilerinin Kökeni,” çev, Osman Karatay, Karadeniz Araştırmaları, sayı 6/2005, s. 1-25. Dualı Şir. M., Başlangıçtan Günümüze Rusya’da Din-Devlet İlişkileri, İz yayınları, İstanbul, 2014. Dubnow S. M., History of the Jews in Russia and Poland From the Earliest Times Until the Present Day, Volume I, Varda Books, 2001. Dunlop D. M., Hazar Yahudi Tarihi, İngilizceden Çev, Zahide Ay, Selenhe Yayınları, İstanbul, 2008. Ebu Ali Ahmed Bin Omar Bin Dasta, İzvestiya o Hazarah, Bolgarah, Slavyanah i Russah, D. A. Hvolson, Petersburg, 1869. El-Mesûdî, Muruc ez-Zeheb, çev, Ahsen Batur, Selenge Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2011. İbn Fadlan, Seyahatname, Önsöz ve Trc, R. Şeşen, Bedir Yayınları, İstanbul, 2011. İbn Hurdâzbih, Kniga Putey İ Stran, İzdatelstvo ELM, Bakü, 1986. Judah Halevi, Kuzari, Russian Translation by, G. Lipsh, Second Edition, Jerusalem, 1990. Karatay Osman., Hazarlar, Yahudi Türkler ve Ötekiler, Kripto Kitapları, Ankara, 2014. Kokovtsov P. K., Yevreysko - Khazarskaya Perepiska v X veke, İzdatelstvo Akademii SSSR, Lenengrad, 1932. Hans H. Wellisch, The First Arab Bibliography: Fihrist al-'Ulum, Urbana-Champaign Library, Number 175, December 1986. Kurat A. Nimet., Rusya Tarihi, Başlangıçtan 1917’ye Kadar, II. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1987. Mukaddesi, Ahsenü’t- Takasim, Çev, Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2015. Pletneva S. A., Khazari, 2-e İzdaniye, Nauka, Moskova, 1986. 252 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 Hazar Yahudileri ve Rus-Hazar İlişkileri Polnoye Sobraniye Russkih Letopisey, Tom Tritsat Tretiy, İzdatelstvo Nauka, Leningrad, 1977. Rebel Alina., İstoriya Yevreyev v Rossii, Eksmo, Moskova, 2013. Sand Shlomo., Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi, Kitabı Mukaddes’ten Siyonizme, çev, Işık Ergüden, Doğan Kitap, İstanbul, 2011. Soljenitsin A. İ., Dvesti Let Vmeste, v Dve, Tomah, Tom Perviy, İzdatelstvo, Russkiy Put, Moskova, 2001. Tatishchev V. N., İstoriya Rossiyskaya, Tom I, Moskova, 1994. Vihnovich V. L., 2000 Let İstorii Yevreyev Rossii, Akademiya İssledovaniya Kulturi, Petersburg, 2012. Yevreyskaya Entsiklopediya, Krestoviye Pohodi, Obshestvo Dilya Nauchnih Evreyskih İzdaniy, İzdatelstva Brokgauz-Efron, Tom 9, Peterburg, 1906-1913. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 253