ENGELLİNİN EL KİTABI BASKI RENKFORM MATBAA Kağıt İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Turgut Özal Bulvarı No: 53/Z İskitler / ANKARA Tel: +90 312 384 30 36 • Faks: +90 312 384 30 37 E-mail:info@renkform.com • Web: www.renkform.com Bu kitap, Avrupa Birliği’nin yardımlarıyla hazırlanmıştır. Bu kitabın içeriğinden yalnızca Zihinsel Engelliler Federasyonu sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB’nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz. 1 ÖN SÖZ Değerli Okuyucular; Elinizdeki bu kitap, zihinsel engellilerin en üst çatı kuruluşu Zihinsel Engelliler Federasyonunca yürütülen, bir sosyal sorumluluk projesi olan ve AB hibesi ile desteklenen, “ Zihinsel Engelli Hakları Savunuculuğunda, STK ve Yerel Yönetim Diyalogu( ZİHİNSEL-DİYALOG) adlı hibe projesi mali desteği ile hazırlanmıştır. Uyguladığımız proje kapsamında Mersin, Edirne, Ağrı ve Ankara’da düzenleyeceğimiz konferanslarla , engelli sorunları hakkında bilgilenmiş bir kamuoyu oluşturma, farkındalık yaratma, daha da önemlisi; engellilerin toplumsal yaşama katılımlarının önünü açacak olan yerel yönetimlerin yapacağı hizmet projelerini daha planlama aşamasında, hizmet bekleyen engellilerin ihtiyaçlarını işin başında tespit etmek amacıyla, onların temsilcisi olan Sivil Toplum Örgütlerini sürece dahil edip dinleyerek, hizmet bölgelerindeki engellilere hizmet sunmak amacıyla kurulmuş Sivil Toplum Örgütleri ile diyalog kurarak, ihtiyaç ve beklentileri tespit ederek, engellilerin, yapılacak yerel yönetim hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanmalarının önünün açılması hesaplanmıştır. Gerek uluslararası belgeler, gerekse ulusal belgeler incelendiğinde, engelliler alanında önemli yasaların çıkartıldığı, önemli gelişmeler sağlandığı halde, birçok engelli, hala yasal hakları konusunda yeterli donanıma ve bilgiye sahip değildir. Bu önemli eksiklik ise, engellinin kendisine sunulan haklardan yoksun olma, bu haklara ulaşamama ve hakkını arayamama gibi sonuçları doğurmaktadır. Bu eksikliği tespit eden federasyonumuz , kendisi de görme engelli olan, engelli hakları konusunda uzman, Altınokta Körler Derneği Ankara Şube Başkanı Avukat Hasan TATAR’a, federasyon yönetimimizin beklentileri ve istekleri doğrultusunda içeriğini hazırlattığımız bu kitapta, engelliliğin tarihi süreçte geçirdiği evreleri, engelliliğe bakış açıları ve yaklaşımları, engellinin de insan olması ve insan haklarından hareketle, uluslararası belgelerde yer almasını, engellilerin toplumun diğer kesimleriyle, toplumsal yaşama tam katılımlarını sağlayacak yasal düzenlemeleri ve uluslararası yasalara uyumlu olarak ülkemizde çıkartılan yasa ve yönetmelikleri sadeleştirerek, anlaşılır bir dil ve günlük hayatta karşılaşacağınız soruların cevapları ile, hedef kitlemiz olan siz engelli kardeşlerimizin ve ailelerinizin ve engelli sorunlarına duyarlı siz değerli okuyucularımızın bilgisine sunmaya çalıştık. Engelli kardeşlerimizin, engelli bireyle yaşayan ailelerinin, hazırlattığımız, engellinin hakları konusunda bir başvuru kitabı olmasını arzu ettiğimiz bu kitaptan en üst düzeyde yararlanmaları, engellilerin de, toplumsal yaşamın tüm alanlarına diğer bireylerle eşit katılımlarının sağlandığı bir Türkiye özlemi, dilek ve temennilerimle… Ömer KOÇ Zihinsel Engelliler Federasyonu Genel Başkanı 2 İÇİNDEKİLER Temel Kavramlar……………………………………………………………………… 4 Engelliliğe Yönelik Yaklaşımlar……………………………………………………… 7 İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş…………………………………………... 10 Engellilere Özgülenmiş Kapsayıcı Belgeler………………………………………….. 12 Avrupa Sosyal Şartı…………………………………………………………………… 13 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirisi……………………………………………. 18 Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi……………………………………..... 19 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası…………….………………………………………... 47 Kanun Hükmünde Kararnameler…………………………………………………….. 50 572 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname……………………………………………. 50 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname……………………………………………. 58 5378 Sayılı Özürlüler Yasası………………………………………………………… 65 2022 Sayılı Yenilenen Yönetmelik………………………………………………….. 83 Zihinsel Engel Nedir?................................................................................................... 99 Genetik Tanı Merkezleri……………………………………………………………... 102 DownSendromu……………………………………………………………………… 105 Otizim………………………………………………………………………………... 107 Rett Sendromu……………………………………………………………………….. 108 Mültipl Skleroz (MS)………………………………………………………………… 109 Sıkça Sorulan Sorular………………………………………………………………… 110 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Veren Yetkili Hastaneler…………………………….. 115 Hakem Hastaneler…………….……………………………………………………… 127 3 TEMEL KAVRAMLAR VE ENGELLİLİĞE GİRİŞ Temel Kavramlar çerçevesinde, konumuzun yeterince anlaşılabilmesi için bazı kavramların tanımlanması ve içeriklerinin açıklanması gerekmektedir. Bu bağlamda; HAK, ENGELLİ, AYRIMCILIK ve ENGELLİLİĞE DAYALI AYRIMCILIK KAVRAMLARINI ELE ALARAK BAŞLIYORUZ. HAK: Hukuk Düzeni tarafından kişiye tanınan yetki olarak tanımlanmaktadır. Bu yetki sayesinde kişi, bazı özgürlüklerden ve olanaklardan yararlanabilmektedir.Bu nedenle hakkın öznesi kişidir. Kişilik ise, özgür bireyin sahip olduğu bir niteliktir.Bu yüzden ilkel, köleci ve feodal toplumlarda HAK kavramından söz edilemez. Çünkü ilkel toplumlarda birey, komünal kolektif içerisinde erimiş ve kaybolmuştur. Köleci Toplumda efendisine bağlı, gerektiğinde alınıp satılabilen ve öldürülebilen, konuşan alet olarak görüldüğü için insan yerine bile konulmayan bir köle; FeodalToplumda ise, “Allahın kulu”, feodal beye, kayıtsız koşulsuz bağımlı toprakbent bir köylüdür. Bu nedenle Bireyin hak öznesi kişi olabilmesi için köleci ve feodal bağımlılıklardan kurtulması, emeğini istediği kapitaliste satan “özgür” sanayi ya da tarım işçisi olması gerekmiştir. Tabii Hukuk anlayışına göre HAK, sıkı sıkıya insana bağlı, onun doğumla kazandığı vazgeçilemez, devredilemez ve dokunulmaz niteliklerdir. Bu niteliklerin toplamı özgür bireyi yani insanı oluşturur. Toplumsal Sözleşme anlayışına göre, tarihin çok eski zamanlarında özgür olarak yaşayan insanlar, giderek güçlünün güçsüzü ezmesi ve ortaya çıkan anarşi karşısında yetkilerinin yani hak ve özgürlüklerinin bir bölümünü yazılı olmayan bir “Toplumsal Sözleşme” ile Devlet adı verilen bir organizasyona devretmişlerdir. Fakat yetkileri ve egemenlik hakkını elinde topladıkça ceberrütleşen Devletten bu yetkileri alabilmek için mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Başta Yaşam ve Özgürlük olmak üzere Sağlık, Eğitim, Yiyecek, Barınma ve toplumsal hizmetleri de kapsayacak biçimde, Sağlığına ve Esenliğine Uygun bir Yaşam Düzeyine Kavuşma; Yasanın Koruyuculuğundan Eşit olarak Yararlanma; Barışçıl Amaçlar için Toplanma ve Dernek Kurma; Evlenme, Mal ve Mülk Edinme; Çalışma, İşini Seçme; Din, Vicdan Düşünce ve Anlatma hakları gibi hak ve özgürlükler, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinde yer alan temel insan hakları dizgesini oluşturmaktadır. 4 ENGELLİ: Bu sözcük son yıllarda ortaya atılmış ve benimsenmiştir.3 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6462 sayılı Kanun ile mevzuatımızdaki bütün “sakat ve özürlü” sözcükleri, “engelli” sözcüğü ile değiştirilmiştir. Günümüzde ENGELLİ sözcüğü, bireyin kişisel bir özelliğine değil de, toplumsal ve çevresel etkenlere dikkat çekmesi bakımından önemli bir zihniyet değişikliğine zemin hazırlayıcı niteliktedir. Ancak, bu sözcük, bireyin kişisel özelliğine dikkat çeken SAKAT ve ÖZÜRLÜ sözcüklerinin bütün içeriğini yansıtmamaktadır. Bireyin engelli olmasına yol açan tüm etkenler ortadan kaldırılsa, insanlığın ulaştığı uygarlık ve teknoloji düzeyi, bireyin tam anlamıyla bağımsızlaşmasına olanak sağlasa bile çeşitli nedenlerle gözü görmeyen, kulağı duymayan, konuşma bozukluğu olan, yürüme güçlüğü çeken, elsiz, kolsuz, bacaksız insanlar var olmaya, dolayısıyla bu insanlara ne ad verileceği sorunu, iletişim aracı olan Dil’in gündemini işgal etmeye devam edecektir. Kaldı ki, bugün de yerine göre bu sözcüklerden en uygun olanını kullanma gereksinimi sık sık karşımıza çıkmaktadır. Söz gelişi, “Trafik kazasında üç kişi sakatlandı.” tümcesi yerine, “Trafik kazasında üç kişi engellendi.” Dememiz, bizi gülünç durumlara düşürebilir. Bir olayı anlatırken bireysel bir eksikliğe dikkat çekmek için “kör” sözcüğünü yeğleyebiliriz. Bu nedenlerle sözcük fetişizmi tehlikesine düşmeden bulunduğumuz ortama ve konuştuğumuz olguya göre engelli, özürlü ya da sakat sözcüklerinden herhangi birini kullanabiliriz. Bu açıklamalardan sonra “Engelli” sözcüğünün tanımına geçebiliriz. 5378 sayılı Kanun, bu sözcüğü şöyle tanımlamaktadır: ENGELLİ: Fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen bireydir. İnsanlık tarihi boyunca, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeylerde kayıpları olan bireyler her zaman var olagelmiştir. Savaşlar, beslenme kaynaklarının yetersizliği, salgın hastalıklar, kazalar, deprem, sel gibi doğal afetler ve kalıtsal etkenler, her dönem sakat bireylerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Dönemlere göre değişen, toplumun sakat bireye karşı tutum ve davranışlarıdır. Bu tutum ve davranışlar, yaşanılan toplumsal yapının ve üretim biçiminin düzeyine ve özelliklerine göre farklılıklar göstermiştir. Temel soru şudur: Var olan üretim biçimi ve toplumsal işbölümünün düzeyi, sakat bireyin yaşamasına ve bir işlev yerine getirmesine olanak vermekte midir? Bu sorunun yanıtı olumlu ise, sakat bireyin yaşamasına ve toplumsal işbölümü içerisinde yer almasına toplum tarafından izin verilmekte; bu soruya verilen 5 yanıt olumsuz ise, sakat birey bir biçimde yok edilmekte ve öldürülmektedir. Bu durum toplum vicdanını yaraladığı için söz konusu öldürme eylemleri, geleneksel ya da dinsel törenler gerçekleştirilmekte ve meşrulaştırılmaktadır. Böylece toplum vicdanı susturulmaya çalışılmaktadır. İlkel toplumlarda sakatlar, ıssız dağ başlarına ve akarsulara bırakılarak öldürülmektedirler. Çünkü toplumun üretim düzeyi, ancak bir kişinin karnını doyurmasına olanak vermektedir. Üretim dışında kalan sakatlar ve yaşlılar, bin bir çabayla elde edilebilen beslenme kaynaklarına ortak olmakta ve topluluğun devamlılığını tehdit etmektedirler. İlkel topluluk için onlar, asalaktır ve fazladan boğazdır. Köleci toplumlar, üretim araçlarının gelişimi ve geniş köle kitlelerinin emeği sayesinde önemli bir üretim fazlası elde edebilmiş; bu nedenle sakatları öldürmek yerine, onlara toplumsal işbölümü içerisinde yer vermiştir. Eski Roma’da körlerin pazu gücünden yararlanılır; körler, ya bostan dolaplarına beygir yerine koşulur ya da kalyonlarda kürekçi olarak çalıştırılırdı. Roma kentinin varoşlarında özgür Romalıların eğlence ve cinsel gereksinimlerini karşılayan ”şarkıcı kör kızlar”ın yaşadığı mahalleler bulunurdu. Eski Çin İmparatorları ise körlerin ezber yeteneğinden yararlanarak onlara İmparatorluk fermanlarını ezberletip memleketin dört bir yanına gönderirlerdi. Osmanlı Toplumunda “sesi güzel, nefesi güçlü” körlerin “hafız” olarak değerlendirildiğini biliyoruz. Ortaçağın Feodal Toplumlarında sakatlar ya Devletin veya Kilisenin himayesine alınarak aciz hanelere kapatılmış ya da dilenci şebekelerinin eline düşerek halkın merhamet duygularından yararlanıp yaşamlarını sürdürmeye çalışmışlardır. Burjuva devrimleriyle birlikte ortaya çıkan Aydınlanma Döneminde İnsan Hakları Hareketine koşut olarak sakatların da insan oldukları, bu nedenle bazı haklara sahip olmaları gerektiği anımsanmış; onların eğitimi ve istihdamı yolunda bazı adımlar atılmaya başlanmıştır. Sakatların mesleki eğitimi, rehabilitasyonu ve istihdamı konusundaki asıl gelişmeler, 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan iki dünya savaşı sırasında ve sonrasında meydana gelmiş; sağlıklı nüfus cephelere sürülürken kadınlar, çocuklar ve sakatlar, cephe gerisinde boş kalan üretim sürecinin içerisine çekilmiştir. Böylece sakatların üretim sürecinde nasıl bir rol üstlenebilecekleri denenmiş ve öğrenilmiştir. Bu yüzden sakatlara yönelik haklar, ulusal ve uluslar arası belgelere, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra girmeye başlamıştır. AYRIMCILIK: “Bir grup insanın dil, din, cinsiyet ya da bedensel farklılıklarından dolayı diğer insanlarla eşit koşullar altında temel hak ve özgürlüklerini kullanmasını veya bunlardan 6 yararlanmasını engelleyen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamadır. (ÖZİDA 2010 Araştırması) Bu tanım çerçevesinde tarihsel olarak, engelliliğe, cinsiyete, sınıfsal konuma dinsel inanışa, ırk ya da etnik kökene, yaşa, cinsel yönelime dayalı ayrımcılık biçimlerinden söz edebiliriz. ENGELLİLİĞE DAYALI AYRIMCILIK: “Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamadır.” (5378 sayılı Yasa). Tarihin ilk ayrımcılık biçimi, engelliliğe dayalı ayrımcılıktır. İnsanlığın toplum olarak yaşadığı andan itibaren üretim dışı kaldıkları ve toplumun bin bir güçlükle elde ettiği kıt beslenme kaynaklarına ortak oldukları için sakatlara karşı sert ayrımcı tutum ve davranışlar sergilenmiş; olumsuz değer yargıları beslenmiştir. Dinsel, insani ve vicdani nedenlerle bastırılan ayrımcı duygular, bilinç-altına itilmiş; ama her dönem çeşitli vesilelerle en acımasız biçimleriyle kendilerini hissettirmişlerdir. Gaipten haber veren kişiler olarak düşünülen körlerden korkulması, sakat doğumların bir uğursuzluk işareti olarak görülmesi, cüzamlıların ıssız adalarda ölüme terk edilmesi, günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirinin öğretmenlik hakkının engellilere yasaklanmasını öngören Yönetmeliğin iptali için açılan davanın duruşmasında Danıştay yargıçlarına hitaben: “Siz olsanız çocuklarınızı kör bir öğretmene teslim eder misiniz?” sorusu, Keçiborlu’nun Senir Lisesi’ne felsefe öğretmeni olarak atanan görme engelli İbrahim Er’in okuldan uzaklaştırılması için velilerin başlattıkları kampanya, çok çağdaş olarak tanıdığımız Güzel Sanatlar Okulu Müdiresi Prof. Dr. Can Etili’nin, okulun sınavını birincilikle kazanan Ceyda’yı “altyapımız uygun değil” gerekçesiyle öğrenciliğe kabul etmemesi… bütün bunlar engelliliğe dayalı ayrımcılığın bazı örnekleridir. Engelliliğe Yönelik Yaklaşımlar /Modeller Bu tarihsel gelişme, engelliliğin algılanmasında dört yaklaşımın ayırt edilmesine olanak verebilir. İlkel Yaklaşım: Bu yaklaşım, genellikle ilkel toplumların ve ortaçağ teokratik feodal toplumlarının bakış açısını yansıtmakta ve bir dizi hurafeden oluşmaktadır. Sakatlık,gazaba gelmiş Tanrıların insanlara bir cezasıdır. Bir uğursuzluk işaretidir. İnsanların işledikleri 7 günahların kefaretidir. Diğer insanlar ibret alsın diye Tanrı tarafından gerçekleştirilmiş bir durumdur… Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi, hiçbir bilimsel dayanağa sahip olmayan İlkel Yaklaşım, daha çok toplumun sakatlık olgusu karşısında duyduğu tepkiden ve korkudan kaynaklanmaktadır. Tıbbi Yaklaşım: Aydınlanma Dönemiyle birlikte bilimsel bakış açısının güçlenmesinden sonra sakatlık olgusuna bakış açısında ciddi değişiklikler meydana geldi. Artık sakatlık doğa üstü güçlerin insanlığa musallat ettiği bir şey değil, bizzat dünyevi nedenlerle ortaya çıkan bir olgudur. Trafik kazalarının, iş kazalarının, beslenme kaynaklarının yetersizliğinin, sağlık hizmetlerindeki yetersizliklerin, salgın hastalıkların, doğal afetlerin… bir sonucudur. Bu nedenle insan vücudunda veya işlevlerinde meydana gelen bir arızadır. Bu arızanın giderilmesi için tıbbi yardım yapılmalıdır. Özetle sakatlık, tıbbın bir konusudur ve sakatlar hasta kişilerdir. Tıbbi Yaklaşım, sakatların rehabilitasyonu çalışmalarının geliştirilmesine yol açmış; rehabilitasyon hakkının temelini oluşturmuştur. Bu nedenlerle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan sakatlara ilişkin bütün belgelerde esas olarak rehabilitasyon hakkına ve çalışmalarına vurgu yapılmaktadır. Tıbbi Yaklaşım, 20. yüzyılın tamamına yakınında egemen olmuş; ancak son 30-40 yıl içerisinde sorgulanmaya ve eksikliklerine dikkat çekilmeye başlanmıştır. Ülkemizde hala Tıbbi Yaklaşımın izlerine rastlanmaktadır. 1924 yılında Atatürk’ün bağışladığı İzmir’deki Atlı Köşk’te faaliyete başlayan Körler, Sağırlar ve Geri Zekalılar Müessesesi’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak açılması ve başına Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı bir müdür atanması da bu yaklaşımın ürünüdür. 1950’lerden sonra yapılan yanlışlık kavranmaya, yurtdışında özel eğitim alanında eğitim gören Mitat Enç’in olumlu etkisiyle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde körler ve sağırlarla ilgili özel eğitim okulları açılmaya başlanmıştır. Sosyal Yaklaşım: Tıbbi Yaklaşımın sakatlık olgusunu ve çözüm yollarını kavramaya yetmediği anlaşıldıkça soruna bireyin bir özelliği olarak sakatlık üzerinden değil de, çevresel ve toplumsal koşulların etkisini de hesaba katan bir açıdan bakılması gereksinimi duyulmaya başlamıştır. Evet, sakatlık, bireyde meydana gelen fiziksel veya işlevsel bir yetki kaybıdır; bu bakımdan bireye özgü bir özelliktir. Ama sakatlığı sorun haline getiren bu özelliği değil, çevresel ve toplumsal koşullardır. Toplumun sakatlara yönelik ayrımcı tutum ve davranışları ile olumsuz değer yargılarıdır. Uygarlığın ve teknolojinin kazanımlarının sakat bireyin hizmetine sunulamamasıdır. Bütün bunlar değiştirildiği, fiziksel çevre sakatların erişimine uygun hale getirildiği, kentler, konutlar, yollar, parklar, kullanılan bütün 8 araçlar…her şey engelliler dahil herkes için tasarlandığı, ayrımcı uygulamalara, değer yargılarına, tutum ve davranışlara son verildiği takdirde, sakatlık toplumsal bir sorun olmaktan çıkacak, bireyin bir özelliği, toplumsal çeşitliliğin bir rengi, en fazlasından bireysel bir yoksunluk haline dönüşecektir. Demek oluyor ki, sakatlık toplumsal bir bakış açısıyla ele alınmalı, sakat birey, toplumsal var oluşu içerisinde değerlendirilmelidir. İşte bu, Sosyal Yaklaşımın temelinde yatan perspektiftir. Sosyal Yaklaşımın benimsenmesiyle birlikte sakatlığa bakış açısında köklü değişimler ortaya çıkmış; sadece rehabilitasyon değil, eğitimden istihdama, sosyal güvenliğe fiziksel çevreye dek pek çok alanda hakları içeren yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiş; önemli ilerlemeler kaydedilmeye başlanmıştır. Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi, Sakatlar için Fırsat Eşitliği konusunda Standart Kurallar gibi uluslar arası belgeler, Sosyal Yaklaşımın damgasını taşımaktadır. Ülkemizde de devlet politikası, 25-30 yıldan beri Sosyal Yaklaşıma dayanmaktadır. Ancak henüz toplumda bu doğrultuda yaygın bir bilinç oluşturulabilmiş değildir. İnsan Hakları Yaklaşımı: Sosyal Yaklaşım, önemli bir zihniyet değişikliğine ve toplumsal önlemlerin alınmasına yol açmakla birlikte, insan olarak sakat bireyin de hak öznesi olduğu, doğuştan edinilen vazgeçilmez, devredilemez ve dokunulmaz haklarla donanmış yurttaş olduğu noktasının bilince çıkarılmasına yetmemektedir. Bu nedenle yeni bir yaklaşıma gereksinme duyulmuştur. Engelliler de bütün insanlar gibi temel haklara sahiptirler. Dolayısıyla engelli hakları denilen şey, gerçekte insan haklarından başka bir şey değildir. Onun devamı niteliğinde haklardır. Burada şu soru sorulabilir: Peki, madem ki, engelli hakları, gerçekte insan haklarından ibarettir; o halde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi varken ayrıca engelli haklarının düzenlenmesine, daha geniş bakarsak, kadın haklarının, çocuk haklarının düzenlenmesine gereksinim var mıdır? Evet, vardır. Çünkü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde sayılan haklar çok geneldir ve manifesto niteliğindedir. Bu hakların her ayrımcılığa tabi tutulan toplum kesimi için kullanılabilir, uygulanabilir hale getirilmesi, bu yüzden yeniden tanımlanması gerekmektedir. Söz gelişi, haklara, olanaklara ve hizmetlere erişim, bütün insanlar için önemli olmakla birlikte, engelliler için daha kapsamlı ve daha özgün nitelikler taşımaktadır. Erişim sorununun engellilere özgülenmiş bir biçimde yeniden yorumlanması, mekanizmalarının tanımlanması zorunludur. Aksi halde haklardan engellilerin yararlanmaları olanaksızlaşır. Seçme, seçilme hakkı bütün insanlar için geçerlidir. Ama bu hakkın kullanımında engellilerin önünde duran engeller karşısında engellilere özgü önlemlerle ve mekanizmalarla birlikte bu hakkın da yeniden düzenlenmesi gerekir. Toplumun bütün kesimleri için eşitliğin önündeki tüm engeller kalktığında belki de bu hakların ayrımcılığa maruz kalan toplum kesimleri için ayrı ayrı düzenlenmesine gereksinim kalmayacaktır. 9 İnsan Hakları Yaklaşımı, aynı zamanda engellilere verilen hizmetlerin ve olanakların bir lütuf, bir bağış olmadığına, insan olmaktan kaynaklı vazgeçilmez ve dokunulmaz bir hak olduğuna vurgu yaparken, hak temelli bir mücadeleyi de gündeme getirmektedir. Bu nedenle örgütlenme ve savunuculuk etkinliklerini bu hakların elde edilmesi ve uygulanabilir hale dönüştürülmesi için zorunlu kılmaktadır. İnsan Hakları Yaklaşımı, Sosyal Yaklaşımın anti-tezi değil, tamamlayıcısıdır. Sosyal Yaklaşımın yetersizliklerini gidermekte; onu geliştirmektedir. İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş: Hak Temelli Yaklaşım İnsan Haklarının Doğuşu ve Gelişimi İnsan Hakları kavramı, Reform ve Rönesans hareketlerini izleyen Aydınlanma döneminde ortaya çıkmıştır. Feodal Toplumun bağrında filizlenip gelişen kent-soylu sınıf (burjuvazi), mücadele bayrağına, O rtaçağa ait feodal değerlere karşı Özgürlük-EşitlikAdalet-Kardeşlik gibi sloganları yazarak dünya ve din derebeylerine karşı çetin bir mücadeleye girişmiş; akıl ve insan odaklı rasyonalizm ve hümanizm gibi düşünce akımlarını desteklemiş; insanların doğuştan getirdiği vazgeçilmez, dokunulmaz ve devredilmez hakları bulunduğunu ileri sürmüştür. Ümmet yerine ulus kavramını geliştirmiş; egemenliği gökten yere indirerek ulusa devretmiş; dogmaların ve hurafelerin yerine aklı özgürleştiren laikliği savunmuştur. Başlıca amacını Demokratik Cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Milli pazarı yaratarak toprak parçasını yurt, bireyi ise haklarla donatılmış yurttaş haline getirmiştir. İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş Aydınlanma sürecinde gelişen insan ve akıl odaklı düşünce akımları, o güne kadar dibe bastırılmış ve görünmez hale getirilmiş engellilerin anımsanmasına da yol açmış; engellilerin de insan oldukları, dokunulmaz haklara sahip bulundukları kavranmaya, eğitim ve iş yaşamına katılmaları için bazı önlemler alınmaya başlanmıştır. Öncelikle görme engellilerin ve işitme engellilerin eğitimine eğilinmiş; 19. yüzyılın ortalarında Braille yazısının icadı ile birlikte Fransa’da başlayan körler okulları, hızla bütün kıtaya yayılmış, daha sonra ABD de bu sürece katılmıştır. Engellilerin çalıştırılabileceği iş ortamları oluşturulmuş; özellikle işitme engellilerin çalışabileceği marangozhaneler kurulmuştur. Ancak bütün bu uygulamalar yaygın olmayıp deneme niteliğindedir. Asıl gelişmeler 20. yüzyılda yirmi yıl arayla yaşanan iki dünya savaşı sırasında ve sonrasında ortaya çıkmıştır. Sağlıklı genç nüfus cephelere sürülünce, cephe gerisinde 10 tarımda ve sanayide çocuk, kadın ve engelli emeğine gereksinim duyulmuş; bu deneyim engellilerin ne gibi işlerde başarılı olabileceklerine ilişkin bir laboratuar rolü oynamıştır. Böylece engellilere yönelik istihdam politikalarının yolu açılmıştır. Özellikle savaşta sakatlanan kişiler için savaş sonrasında kaybedilen yetilerin yeniden kazandırılması ve sakatlanan kişilerin güçlendirilmesi amacıyla rehabilitasyon çalışmalarına başlanmış; bu doğrultuda yasalar hazırlanmıştır. Engelli kişilerin eğitiminin özel yöntemler gerektirdiğinin keşfiyle birlikte, Özel Eğitim, pedagojinin bir alt dalı olarak gelişmiş; önce ayrı okullarda özel yöntemlerle başlatılan eğitim, diğer okullarda kaynaştırma eğitimine dönüştürülerek yaygınlaştırılmıştır. Böylece istihdam, rehabilitasyon ve eğitim alanlarında belirginleşen engelli hakları, ulusal mevzuatlardan çıkıp uluslararası belgelere yansımaya başlamıştır. Kuşku yok ki, 10 Aralık 1945 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, bu gelişme için sağlam bir temel oluşturmuştur. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 2: Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir. Görüldüğü gibi Bildirge, her ne kadar engelli bireylerden ve engelliliğe dayalı ayrımcılıktan söz etmemekte ise de, ayrımcılık nedenlerini ucu açık olarak saymakla engelliliğe dayalı ayrımcılığın yasaklanmasının da yolunu açmaktadır. Ayrıca, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin temellerini oluşturan başta yaşam ve özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetleri de kapsayacak biçimde, sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine kavuşma; yasanın koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma; Barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek kurma; evlenme, mal ve mülk edinme; çalışma, işini seçme; din, vicdan düşünce ve anlatma hakları gibi hak ve özgürlükler bütün insanlara tanındığına göre insanlığın ayrılmaz bir parçası olan engellilere de tanınmış olmaktadır. Tavsiye niteliğindeki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesindeki hak ve özgürlükler, 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile bağlayıcı hale getirilerek güvenceye alınmıştır. Bu sözleşmenin 14. Maddesi, Ayrımcılık Yasağı başlığıyla yine ucu açık olarak sayılan nedenlere bağlı ayrımcılık türlerinin tamamını yasaklamıştır. 1966 tarihli Birleşmiş Milletler İkiz Sözleşmeleri, Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (MSHS) ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (ESKHS) de kapsadıkları hak ve özgürlükler bakımından benzer niteliktedir. 11 Ayrımcılık yasağı ile ilgili olarak kabul edilen temel ILO sözleşmesi, 1958 tarihli, 111 No’lu Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesidir. Sözleşme, iş verme, eğitim ve çalışma koşullarının düzenlenmesinde ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal görüş, ulusal kimlik ve sosyal köken temelinde ayrımcılık yapılmasının ulusal politikalarla önlenmesi, fırsat ve uygulama alanında eşitliğin geliştirilmesi çağrısında bulunur Engelliliğin bir ayrımcılık nedeni olarak açıkça anıldığı bağlayıcı nitelikteki ilk uluslararası hukuk belgesi 1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi' dir. Sözleşmenin 2. Maddesi, 1. Bendinde “Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, anne babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler” denilmektedir. 1923 yılında imzalanan ve Türkiye’nin de taraf olduğu tavsiye niteliğindeki Cenevre Çocuk Hakları Beyannamesinde de dolaylı olarak engelli çocuklara dikkat çekilmiş olması, çocuk hakları belgelerindeki duyarlılık düzeyini göstermesi bakımından ilginçtir. Doğrudan doğruya engellileri ilgilendiren ilk uluslararası belge BM Çalışma Örgütünün Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu Hakkında Tavsiye Kararlar olup, engellilerin istihdamı, mesleki eğitimi, mesleki rehberlik ve korunmalı istihdam konularına ilişkindir. Henüz bu haklar somut bir çerçeveye oturtulmamış; bunun için 1961 tarihinde kabul edilen Avrupa Sosyal Şartını beklemek gerekmiştir. 1996 tarihinde yeniden gözden geçirilen Avrupa Sosyal Şartında engellilerin mesleğe yöneltilmesi düzenlemektedir. 1996 yılında yeniden gözden geçirilirken bağımsız yaşam hakkına da vurgu yapılmıştır Sadece Engellilere Özgülenmiş Kapsayıcı Belgeler Daha sonraki süreçte gerek Birleşmiş Milletlerin gerekse Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin. engellilere ilişkin çok sayıda ilke ve tavsiye kararları ile eylem planları yayınlanmıştır. Ancak bu çalışmada bunlar içinde kapsayıcılığı ve bağlayıcılığı bakımından önemli olan belgelere değinilecektir. Bu belgelerden; 9 Aralık 1975 tarihli ve 3447 nolu Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesi, 20 Aralık 1993 tarih 48/96 sayılı Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar, 2006 tarihli Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, hem engellilere ilişkin belli başlı bütün konuları kapsamaları, hem engelli örgütlerinin karar alma süreçlerine etkin olarak katılımları, hem de eşitliğin ve ayrımcı muamele yasağını güçlü bir biçimde vurgulamaları 12 bakımından önemlidirler. Üstelik Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, sözleşme formatında hazırlanıp Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin imzasına açıldığından kabul eden ülkeler açısından bağlayıcı bir iç hukuk metni niteliğindedir. Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesi 13 maddeden ibaret olup, 2. Maddesi ayrımcılık yasağına vurgu yaparken, 3. Maddesi eşitlik ilkesini düzenlemekte; 12. maddesi ise ilk defa engelli örgütlerinden ve üyeleriyle istişareden söz etmektedir. Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar ise 22 maddeden oluşmakta ve engelli hakları konusunda daha ayrıntılı tanımlar vermektedir. Bu özelliklerine ek olarak Standart Kuralların getirdiği yenilikler şöyle özetlenebilir. 1. Engellilere özgü hakların yanı sıra medeni, siyasi ve ekonomik temel haklar, engelliler açısından güvence altına alınmıştır. 2. Anayasada engellilere ilişkin hakların yer alması, ayrıca engellilere özgülenmiş yasaların çıkarılması öngörülmüştür. 3. Engelli örgütlerinin, karar alma süreçlerinin tüm aşamalarına etkin bir biçimde katılımı ve yol göstericiliği garanti altına alınmıştır. 4. Ayrımcılık yasağı ve eşitlik hakkı, güçlü bir biçimde vurgulanmıştır. Bu özellikleriyle standart kurallar, engelliler için uluslararası bir sözleşmenin temelini oluşturmuştur. Nitekim Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme bu temel üzerine inşa edilmiştir. 5. Engelli haklarının izlenmesi için bir izleme ve denetim mekanizması oluşturulmuştur. Avrupa Sosyal Şartı: Strasbourg, 3.V.1996 Gayri resmi tercümedir Madde 15 - Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı : Akit Taraflar, yaşları, özürlerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla özellikle, aşağıdakileri taahhüt ederler: 13 1 Mümkün olduğunda genel plan çerçevesinde, ya da bu mümkün değilse, kamusal ya da özel uzmanlaşmış organlar aracılığıyla özürlülerin yönlendirilmesini, öğrenimini ve mesleki eğitimini sağlamak için gerekli önlemleri almak. 2 Normal çalışma ortamında özürlüleri istihdam etmek ve onların istihdamını sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak, ya da özürlülük nedeniyle bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da özrün düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için, işverenleri özendirmeye yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmek. Bazı durumlarda bu önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli kılabilir. 3 Özellikle, teknik yardımları da içermek üzere, iletişim ve hareket engellerinin üstesinden gelmeyi ve ulaşım, barınma, kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını sağlamayı hedefleyen önlemler yoluyla özürlülerin toplumla tam olarak bütünleşmelerini ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmek. Avrupa sosyal şartı, 2007 yılında TBMM'de kabul edilmiş ve zamanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER tarafından imzalanarak bağlayıcılığı olan bir iç hukuk belgesi olmuştur. 9 Nisan 2007 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 26488 MİLLETLERARASI ANDLAŞMA Karar Sayısı : 2007/11907 27/9/2006 tarihli ve 5547 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli "(Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı"nın ilişik Beyan ile onaylanması; Dışişleri Bakanlığı'nın 2/3/2007 tarihli ve HUMŞ/161 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/3/2007 tarihinde kararlaştırılmıştır. Ahmet Necdet SEZER CUMHURBAŞKANI Avrupa Parlamentosu, Avrupa Sosyal Şartının onaylanmasından sonra, aşağıda sadece kabul tarihleri ve başlıklarını verdiğimiz bir dizi eylem planı, bildirge ve direktifler yayımlayarak, üye devletler için bağlayıcılığı olan belgelerle, engellilerin toplumsal yaşama eşit yurttaşlar olarak tam katılımlarının önünü açmıştır. 14 Özürlüler için engelsiz Avrupa 30 Ekim 2003, Sonuç Tebliği Özürlülere Yönelik Fırsat Eşitliği: Avrupa Eylem Planı 27 Kasım 2000, Konsey Kararı Ayrımcılığa karşı topluluk eylem planı oluşturulması (2001-2006) 27 Kasım 2000, Konsey Direktifi İstihdamda ve işte eşit muamele konusunda genel çerçeve (2000/78 EC) Avrupa Birliği Temel Haklar Belgesi (2000/C 364/01) 15 Haziran 2003, Konsey İlke Kararı Özürlü bireylerin istihdamının ve toplumsal bütünleşmelerinin teşvik edilmesi (2003/C 175/01) 6 Mayıs 2003, Konsey İlke Kararı Özürlü bireylere yönelik kültürel etkinlikler ve bu etkinliklere ulaşılabilirlik (2003/C 134/05) 5 Mayıs 2003, Konsey İlke Kararı Özürlü öğrencilere eğitim ve mesleki eğitimde fırsat eşitliği sağlanması (2003/C 134/04) 17 Haziran 1999, Konsey İlke Kararı Özürlü kişilere istihdamda fırsat eşitliği sağlanması (1999/C 186/02) 4 Haziran 1998, Konsey Tavsiye Kararı Özürlüler için park kartı verilmesi (1998/376/EC) 20 Aralık 1996, Konsey İlke Kararı Özürlü bireylere tanınacak fırsat eşitliği (97/C/12/01) 31 Mayıs 1990, Konsey İlke Kararı 15 Özürlü çocuklar ve gençlerin genel öğretim sistemine katılımı (90/C 162/02) 11 Aralık 2013,Tavsiye Kararı Engelli bireylerin kültür, spor, turizm ve boş zaman etkinliklerine tam, eşit ve etkin katılımının sağlanması üzerine Üye Devletlere yönelik CM/Rec(2013)3 sayılı Tavsiye Kararı Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirisi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun insan Hakları Evrensel Bildirisinin devamında yer alan 9 Aralık 1975 tarihli Sakat Hakları Bildirisi, sakat kişilerin topluma üretken bireyler olarak katılmaları konusunda olduğu kadar, toplumun sakatlara karşı yükümlülüklerini de saptamaktır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 13 maddeden oluşan 3447 nolu bu bildirisi şöyledir: 1. Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri. (bedensel ya da : sonradan olma) herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlara sakat denir. 2. Sakat kişiler. bu beyannamede ileri sürülen haklardan yararlanacaklardır. Bu haklar, sakat kişinin ya da ailesinin sahip olduğu ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer: fikirler, milliyet ya da sosyal köken, yarlık ve doğum gibi konularda hiç bir ayrıcalık gözetilmeden dünyadaki bütün sakat kişilere tanınmıştır. 3. Sakat kişinin onuruna saygı gösterilmesi, en doğal hakkıdır. Sakat kişilerin sakatlık veya noksanlıklarının nedeni, durumu ve ciddiyeti ne olursa olsun, aynı yaştaki sakat olmayan arkadaşlarının sahip oldukları düzgün yaşam koşullarına sahip olmak haklarıdır. 4. Sakat kişiler aynı medeni ve siyasi haklara sahiptirler. "Akıl Hastalarının Hakları Bildirisi"nin 7. maddesinde bu hakların sınırlandırılması ya da kaldırılması ile ilgili hükümler ayrıca belirtilmiştir. 5. Sakat kişilerin kendi kendilerine yeterli olmalarını sağlayan önlemler alınmalıdır. 6. Sakat kişiler, tıbbi, psikolojik ve fonksiyonel tedavi hakkına sahiptirler, protez, ortopedik uygulamalar, tıbbi ve sosyal rehabilitasyon çalışmaları, eğitim ye mesleki eğitim, staj ve rehabilitasyon, yardım, -dayanışma, plasman hizmetleri, sakat kişilerin becerilerini hızlandıracak diğer bütün faaliyetler bu maddenin kapsamına dahildir.­ 16 7. Sakat kişiler ekonomik ve sosyal haklara, düzgün hayat standardı hakkına sahiptirler. Ayrıca yeteneklerine göre bir iş sağlamak, yararlı, verimli ve karlı bir işe girişmek veya bir ticaret birliğine üye olmak gibi haklara sahiptirler. 8. Ekonomik ve sosyal planlamaların bütün evrelerinde sakatlar, özel ihtiyaçlarını daimi düşünülmesi ve gerçekleştirilmesi gereken kişiler olarak nitelendirilmelidir. , 9. Sakat kişiler aileleriyle veya evlat edinen kişilerle birlikte yaşama ve her türlü sosyal, yaratıcı ve eğlendirici faaliyete katılma hakkına sahiptirler. Hiç bir sakat kişi, ikamet ettiği çevre itibariyle, durumu veya gelişmesi için gerekli isteklerinde başka bir ayrıcalığa tabi tutulmaz. Eğer bir sakatın muhakkak bir müessesede veya çevrede kalması gerekiyorsa, o zaman bu çevrenin mümkün olduğu kadar yakın olması gerekir. 10. Sakat kişiler her türlü istismardan, ayırımcı, kötüye kullanılabilir ve haysiyet kırıcı yasa ve davranışlardan korunmalıdır. 11. Sakat kişiler, gerektiğinde varlıklarının ya da mallarının korunması için yeterli yasal yardım sağlamaya muktedir olabilmelidirler. Eğer adli durum kendi aleyhlerine gelişirse o zaman bu kişinin beden ve zeka durumu tam olarak dikkate alınmalıdır. 12. Sakat kişiler haklarıyla ilgili her konuda, her zaman kendilerine ait kuruluşlarla istişarede bulunabilmelidirler. 13. Bu beyannamede yazılı haklar, mümkün olan her türlü vasıta ile sakat kişilere ve ailelerine tam olarak duyurulmalıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1959'da kabul ettiği Çocuk Hakları Bildirisi'nin 5. maddesinde şöyle denilmektedir: "Bedenen, zihnen ve sosyal özürlü olan çocuklara, durumlarının gereğine uygun özel muamele yapılmalı, özel eğitim ve bakım sağlanmalıdır." 17 Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi Gününüzde engellilere ilişkin en kapsayıcı ve bağlayıcı belge Birleşmiş Milletler Engellilerin Hakları Sözleşmesidir. Engelli hakları konusunda çağımızın hak temelli en önemli belgesi olan bu belge, uzun uğraş ve çalışmalar sonunda olgunlaştırılarak, 2006 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilerek onaylanan ve bu belgeyi kabul eden üye devletlere bağlayıcı hükümler getiren bir düzenlemedir. Sözleşmenin Hazırlanma Süreci 1996 yılında Kanada’nın Toronto kentinde gerçekleşen Dünya Körler Birliği 5. Genel Kuruluna, Türkiye Körler Federasyonu delegasyonu tarafından, Standart Kuralların uluslararası bir sözleşme metni haline getirilmesi için bir önerge sunulmuş; bu önerge Genel Kurulun 96/08 Nolu kararı olarak oy birliğiyle kabul edilmiştir. Daha sonra söz konusu karar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine iletilmiş; Genel Sekreterlik, gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra uluslararası bir engelli hakları sözleşmesi hazırlanması için Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna öneride bulunmuş ve bu öneri kabul edilerek çalışmalar başlatılmıştır. Çeşitli kıtalarda ve ülkelerde yapılan konferanslarla tartışılıp olgunlaştırılan sözleşme metni, 13 Aralık 2006 tarihinde Birleşmiş Milletlerin 62. Oturumunda oy birliğiyle kabul edilmiştir. 30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılarak aynı gün, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 82 üye devlet tarafından imzalanmıştır. Söz konusu Sözleşmenin TBMM’nin gündemine getirilmesi için yoğun bir mücadele sürdürülmüş; BM Engellilerin Haklarına ilişkin Sözleşme, 3 Aralık 2008 günü 5825 Sayılı Kanunla TBMM tarafından onaylanmış; 244 sayılı Milletlerarası Antlaşmaların yapılması, yürürlüğü ve yayınlanması ile bazı antlaşmaların yapılması için Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi hakkında Kanun’un 3. maddesi gereğince, 27. 05. 2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Türkçe çevirisi de eklenerek 14 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Belirli bir bekleme süresinden sonra 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 90. Maddesinin 5. Paragrafında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile “Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. ” denilmektedir. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, bundan böyle engellilere ilişkin uyuşmazlıklarda yargı organlarının dayanacakları ve yönetimlerin uymak zorunda oldukları, Anayasa hükmünde bir belge niteliği taşımaktadır. 18 BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme imzalanırken bu hakların ihlali halinde kişisel başvuru mekanizmalarını düzenleyen ihtiyari protokol imzalanmamıştır. Yapılan çeşitli basın toplantıları, görüşmeler ve girişimler sonucunda konu Hükümetin gündemine getirilmiş ve Dışişleri Bakanlığı 13 Eylül 2009 tarihinde ihtiyari protokolü de imzalamıştır. İhtiyari protokolün yürürlük kazanması da Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin izlediği yolları izleyecektir. Onay süreci devam etmektedir. BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme; 50 maddeden oluşmakta ve temel olarak engellilere yönelik ayrımcılığa karşı hükümlerin yanı sıra yaşamın bütün alanlarında engellilerin diğer yurttaşların sahip olduğu tüm haklara sahip olmalarını, kendileriyle ilgili düzenlemelere süreçlere ve toplumsal yaşama tam ve eşit katılımlarını öngörmektedir Engelli Hakları Sözleşmesinin Temel İlkeleri Sözleşmenin tüm maddelerine sinmiş ve Sözleşmeye ruhunu vermiş olan dört temel ilkeden söz edilebilir. 1. Eşitlik ilkesi, 2. Bağımsızlık ilkesi, 3. Ayrımcılık yasağı ilkesi, 4. Katılım ilkesi. Eşitlik ilkesi, bütün temel insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz olarak engellilere de tanınmasını öngörmektedir. Engelliler, bazı çevrelerin sıklıkla vurguladığı gibi “bir bütün olarak korunması gereken kişiler” kategorisinde değerlendirilemezler. Elbette, korunması gereken yaşlılar ve çocuklar gibi engellilerin de korunmaya ve bakıma gereksinim duyan bireyleri vardır. Ancak engelliler, bir bütün olarak haklardan, fırsatlardan ve olanaklardan eşit olarak yararlanmak; insan onuruna yaraşır başı dik bir yaşam sürdürmek istemektedirler. Bu nedenle, eşitlik ilkesinden Sözleşmenin hemen her maddesinde ayrı ayrı söz edilmiştir. Bağımsızlık ilkesi, engellilerin bilgi kaynaklarına, mekana, mal ve hizmetlere, kimsenin yardımına gereksinim duymadan erişebilmelerini; kendi kendilerine yetebilmelerini ve kendileriyle ilgili seçimleri özgürce yapabilmelerini içermektedir. Ayrımcılık yasağı, tarihin en eski ayrımcılığa tabi tutulan kesimi olarak engellilerle ilgili ayrımcı tutum, davranış, değer yargıları ve uygulamalara son vermek amacıyla 19 Sözleşmede sıklıkla vurgulanmış ve Sözleşmenin ayrımcılıkla mücadele belgesi haline dönüşmesini sağlamıştır. Katılım ilkesi, Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kuralların 18. Maddesinde altı çizilen engelli örgütlerinin yol göstericiliğinin garanti edilmesi perspektifini Sözleşmenin özü haline dönüştürmüştür. Sadece engelli örgütlerinin karar alma süreçlerine tüm aşamalarında etkin olarak katılımı ve temsili garanti edilse, diğer hakların zincirleme olarak elde edilmesi güvence altına alınmış olacaktır. Bu nedenle karar süreçlerine etkin katılma hakkı belki de Sözleşmenin en önemli ilkesini oluşturmaktadır. Sözleşmenin Önemli Kavramları ve İçeriği Sözleşmenin daha önceki belgelerde olmayan ve özgün düzenlemesi olarak “evrensel tasarım” kavramından söz edebiliriz. Bu kavram, bütün ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin toplumu oluşturan tüm farklı bireyler tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanması anlamına gelmektedir. Evrensel tasarım kavramı engellilerin kullandıkları yardımcı cihazların her engel grubunun gereksinimine göre uyarlanması zorunluluğunu da içermektedir. Sözleşmede evrensel tasarım kavramını bir perspektif olarak ortaya koyulmuş, ancak henüz bir sözleşme hükmü olarak düzenlenmemiştir. Sözleşmede “engelli kavramı”, diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri ifade etmektedir. Görüldüğü gibi Sözleşme engelliliği oldukça geniş olarak ele almıştır. Sözleşmedeki tanım karşısında ülkemizdeki engelli haklarının verilmesini düzenleyen mevzuatta yer alan %40’lık sakatlık derecesinin sınırlayıcı bir ölçü olduğu ortaya çıkmaktadır. Hak öznesi olabilmek için yapılan bu sınırlamanın nedeni, bu güne dek anlaşılamamıştır. Bilindiği gibi 1981 yılına kadar ülkemizdeki engelliler gelir vergisinden tamamen bağışık bulunmaktaydılar. Dünya engelliler yılı olarak ilan edilen 1981 yılında o gün iş başında bulunan hükümet, engellileri engel durumlarına göre çeşitli kademelerde vergilendirmek istemiş; %80-%100 arası sakatlığı bulunanları 1. Derece, %60-%80 arasını 2. Derece, %40-%60 arasını ise 3. Derece sakat kabul edip farklı derecelerde gelir vergisi indirimine tabi tutmuştur. %40 olarak belirlenen alt sakatlık sınırı bu uygulamadan doğmuştur. Hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır. O geleneğe bağlı olarak bu gün hala sakatlık alt sınırı %40 olarak uygulanmaktadır. Oysa %40’ın altında olup bazı yardımcı cihazlar kullanmak, bu yüzden bazı haklara sahip olmak durumunda olan kişiler vardır. Bu kişiler de Sözleşmenin engelli tanımına girdiği halde, ulusal mevzuattaki sınır nedeniyle gereksinim duyduğu haklardan yararlanamamaktadır. Öte yandan, %40 engelli olduğu için söz gelişi serbest toplu taşıma hakkından yararlanan görme engelli veya işitme 20 engelli biri, gerçekte bu hakkın tanınmasını sağlayan gerekçeye sahip değildir. Zira, anılan kişiler engelli olmayan diğer kişiler gibi hiçbir sıkıntı çekmeden seyahat edebilmektedirler. Bu nedenlerle Sözleşmede yapılmış olan engelli tanımı daha kapsayıcıdır. Sözleşme, “Uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğun” derecesine uygun gelen gereksinimin karşılanmasını öngörmektedir. Sözleşmeye göre "Engelliliğe dayalı ayrımcılık", siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsamaktadır. Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı kapsar. Bir tümce ile tanımlamak gerekirse ayrımcılık, aynı durumda olan kişilere farklı; farklı durumda olan kişilere aynı muamelenin yapılması anlamına gelmektedir. aynı durumda olan kişilere farklı muamele yapmak ayrımcılığın doğrudan biçimini; farklı durumda olan kişilere aynı muamele yapmak ise ayrımcılığın dolaylı biçimini oluşturmaktadır. Bir başka anlatımla, birinci tür ayrımcılık açık, ikinci tür ayrımcılık ise örtülü ayrımcılıktır. Bir de dolayısıyla ayrımcılık kavramı vardır ki; bir kişinin engelli yakını olması nedeniyle ayrımcılığa uğramasıdır. Yapabileceği bir iş için başvurmuş bir engellinin, engelinden dolayı işe alınmaması doğrudan; çalıştığı ortamda bir görme engelli kişinin bilgisayarına sesli program yüklemeden çalışmasını beklemek dolaylı; bir kişinin engelli birinin yakını olması nedeniyle dışlanması dolayısıyla ayrımcılığa örnek oluşturmaktadır. Literatürde ayrımcılığın taciz, mağdurlaştırma, ayrımcılık talimatı, makul düzenleme yapmama gibi türleri de vardır. Sözleşme ayrımcılık türlerini teker teker saymamış olmakla birlikte, eşitliği sağlayacak önlemleri kapsayan makul düzenleme kavramına özel bir yer vermiştir. Makul Düzenleme (uyumlulaştırma) “Makul düzenleme”, engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer bireylerle eşit şekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve düzenlemeleri ifade etmektedir. Görüldüğü gibi engelliliğe dayalı ayrımcılık nedeniyle engellilerle toplumun geride kalan kesimi arasında meydana gelmiş olan uçurumun kapatılmasını amaçlayan makul düzenleme, bu düzenlemeyi yapmakla yükümlü olan kişi ve kuruluşlara ölçüsüz yük 21 getirmemeyi de öngörmektedir. Alınacak önlem, karşılanması gereken gereksinimle orantılı olacaktır. Bu yönüyle gerçekçi ve makul bir yaklaşımı gerektirmektedir. Amaç, makul düzenleme yükümlülerini bu düzenlemeyi yapmaktan cayacakları, başka bir ifadeyle kaldıramayacakları bir yükün altına sokmamaktır. Yaşamın tüm alanlarında engelliliğe dayalı ayrımcılık nedeniyle ortaya çıkmış olan eşitsizlikler makul düzenlemelerle adım adım kapatılacak ve eşitlik noktasına biraz daha yaklaşılmış olacaktır. Pozitif Ayrımcılık Kavramının Yanlış Kullanımı Burada sıklıkla gelişigüzel kullanılan “pozitif ayrımcılık” kavramının tartışılmasında yarar vardır. Dikkat edilirse Sözleşmenin hiçbir maddesinde pozitif ayrımcılık sözcüğü kullanılmamaktadır. Bu bir rastlantı değildir. Çünkü; pozitif ayrımcılık eşit iki özne arasında eşitliği biri lehine bozan avantajdır. Oysa ayrımcılığın özü negatif bir eylemi içermekte olup, bu güne kadar engelliler aleyhine ortaya çıkan eşitsizliklerin tamamının negatif ayrımcı uygulamalar nedeniyle ortaya çıktığı bilinmektedir. Bazı siyasal partilerde kadınlar için tanınan %25-30’luk kotaların veya engelliler için uygulanan %3-4 oranındaki istihdam kontenjanlarının pozitif ayrımcılık olduğu ileri sürülmektedir. Kanımızca bu iddia doğru değildir. Uygulanan kota ve kontenjanlar ilgili toplum kesimlerini diğerleriyle eşitlemeye yaklaştıran önlemler niteliğindedir ve makul düzenleme çerçevesinde ele alınabilirler. 22 Giriş İşbu Sözleşme’ye Taraf Olan Devletler, a. Birleşmiş Milletler Şartı’nda ilan edilmiş olan ve insanlık ailesinin tüm mensuplarının doğuştan sahip oldukları onuru, değeri, eşit ve devredilmez hakları dünyada özgürlüğün, adalet ve barışın temeli olarak kabul eden ilkeleri anımsayarak, b. Birleşmiş Milletler’ in, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmeleri ile tanınan hak ve özgürlüklere herhangi bir ayrımcılığa uğramaksızın herkesin sahip olduğunu kabul ve ilan ettiğini göz önünde bulundurarak, c. Tüm insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel, bölünmez, birbiriyle bağlantılı ve karşılıklı bağımlı olma niteliği ile engelli bireylerin bu haklardan herhangi bir ayrımcılığa uğramaksızın yararlanmalarının güvence altına alınması gerekliliğini tekrar teyit ederek, d. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, İşkence ve Diğer İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’yi, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve Uluslararası Göçmen İşçilerin ve Aile Bireylerinin Korunması Sözleşmesi’ni akılda tutarak, e. Engelliliğin gelişen bir kavram olduğunu ve engellilik durumunun, sakatlığı olan kişilerin topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını engelleyen tutumlar ve çevre koşullarının etkileşiminden kaynaklandığı gerçeğini kabul ederek, f. Engelliler için Dünya Eylem Programı ve Engelliler için Fırsat Eşitliğinin Sağlanmasına Yönelik Standart Kurallar’ da yer alan ilke ve politika önerilerinin engellilere fırsat eşitliği sağlanmasına yönelik ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde politikaların, planların, programların ve eylemlerin geliştirilmesi, tasarlanması ve değerlendirilmesine katkısını göz önünde bulundurarak, g. Engelliliğe ilişkin konuların sürdürülebilir kalkınmayla ilgili stratejilerin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmasının önemini vurgulayarak, 23 h. Bir kişinin engelli olduğu için ayrımcılığa maruz kalmasının her bireyin doğuştan sahip olduğu insanlık onuru ve değerinin de ihlal edilmesi anlamına geldiğini de kabul ederek, i. Bunun yanı sıra engelli bireylerin çeşitliliğini kabul ederek, j. Daha yoğun desteğe ihtiyacı olan engelliler dahil olmak üzere, tüm engellilerin insan haklarının güçlendirilmesi ve korunmasının gerektiğini kabul ederek, k. Çeşitli araç ve yükümlülüklerin varlığına rağmen engelli kişilerin topluma eşit bireyler olarak katılmaları önündeki manilerin halen var olmaya devam ettiği ve dünyanın her yerinde engelli bireylerin insan hakları ihlallerine maruz kaldıkları gerçeğinden endişe duyarak, l. Özellikle gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerde engellilerin yaşam koşullarının geliştirilmesinde uluslararası işbirliğinin öneminin bilincinde olarak, m. Engellilerin toplumun refah ve çeşitliliğine yaptıkları ve yapabilecekleri olumlu katkıları ve engellileri insan haklarını ve temel özgürlükleri tam kullanmaya ve topluma tam katılmaya teşvik etmenin onların toplumsal aidiyetlerine, toplumun insani, sosyal ve ekonomik yönden kalkınmasına ve yoksulluğun azalmasına katkıda bulunacağını kabul ederek, n. Kendi seçimlerini yapma özgürlüğü de dahil olmak üzere engellilerin bireysel varlıklarının ve bağımsızlığının önemini kabul ederek, o. Engellilerin kendilerini doğrudan ilgilendirenler de dâhil olmak üzere politika ve programlarla ilgili karar alma süreçlerine etkin olarak katılabilmeleri gerektiğini dikkate alarak, p. Irk, ten rengi, cinsiyet, dil, din, siyasi veya başka fikir, ulusal, etnik veya toplumsal köken, mülkiyet, doğum, yaş veya başka bir statü bakımından birçok nedene dayalı olarak ve bu nedenle daha ağırlaştırılmış bir ayrımcılığa maruz kalan engellilerin karşılaştığı zor koşullardan kaygı duyarak, q. Engelli kadınların ve kızların hem ev içinde hem de ev dışında şiddete uğramaya, yaralanmaya veya istismara, ihmale, ihmalkar muameleye, kötü muameleye veya istismara karşı daha büyük bir risk altında oldukları gerçeğinin farkında olarak, r. Engelli çocukların diğer çocuklarla eşit koşullar altında tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden tam olarak yararlanması gereğini kabul ederek ve bu bağlamda 24 Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Taraf Devletlerin üstlendiği yükümlülükleri yeniden hatırlatarak, s. Engellilerin insan temel hak ve özgürlüklerinden tam yararlanmasını teşvike yönelik çabalara cinsiyet eşitliği perspektifinin de eklenmesi gerektiğini vurgulayarak, t. Engellilerin çoğunluğunun yoksulluk koşullarında yaşadığının altını çizerek ve bu bakımdan, yoksulluğun engelliler üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekmenin kritik önemini kabul ederek, u. Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan amaç ve ilkelere saygı üzerine kurulu barış ve güvenlik ortamının ve yürürlükteki insan hakları belgelerine riayet edilmesinin özellikle silahlı çatışma ve işgal koşullarında engellilerin korunması için vazgeçilmez olduğunu akılda tutarak, v. Fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, sağlık ve eğitim hizmetlerine, bilgiye ve iletişime erişimin engellilerin tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden tam yararlanmasını sağlamadaki önemini kabul ederek, w. Diğer bireylere ve ait olduğu topluma karşı görevleri bulunan bireyin Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nde tanımlanan hakların güçlendirilmesi ve bu haklara riayet edilmesi için çaba gösterme yükümlülüğü altında olduğunun farkında olarak, x. Ailenin toplumun doğal ve temel birimi olduğu ve toplum ve devlet tarafından korunması gerektiğinin ve engellilerin tüm insan haklarından tam ve eşit ölçüde yararlanabilmesinin sağlanabilmesi için engelliler ile aile bireylerinin gerekli koruma ve desteği alması gerektiğine inanarak, y. Engellilerin haklarını ve onurunu güçlendiren ve koruyan kapsamlı bir uluslararası sözleşmenin engellilerin ağır sosyal dezavantajlarının ortadan kaldırılmasına ve onların medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ortamlara eşit fırsatlarla katılımının teşvik edilmesine, hem gelişen hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir katkı sağlayacağına ikna olarak, 25 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya varmışlardır: Madde 1 Amaç Bu Sözleşme’nin amacı, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmektir. Engelli kavramı diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir. Madde 2 Tanımlar İşbu Sözleşme’nin amaçları açısından; "İletişim" erişilebilir bilgi ve iletişim teknolojisi dahil dilleri, metin gösterimini, Braille alfabesi kullanarak ve dokunarak iletişimi, büyük harflerle baskıyı, yazılı, işitsel ve erişilebilir çoklu medyayı, sade dili, işitsel okumayı, beden dilini, diğer tür, biçem ve araçlarla gerçekleşen iletişimi içermektedir; "Dil" sözlü dili, işaret dilini ve sözlü olmayan diğer dilleri kapsamaktadır; "Engelliliğe dayalı ayrımcılık" siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsamaktadır. Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı kapsar. "Makul düzenleme", engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer bireylerle eşit şekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve düzenlemeleri ifade eder. "Evrensel tasarım" ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin özel bir ek tasarıma veya düzenlemeye gerek duyulmaksızın, mümkün olduğunca herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanmasıdır. "Evrensel tasarım" gerek duyulduğu takdirde bazı 26 engelli grupları için ihtiyaç duyulan yardımcı cihazların tasarımı zorunluluğunu da dışlamayacaktır. Madde 3 Genel İlkeler İşbu Sözleşme’nin dayandığı ilkeler şunlardır: a. Kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıklarını da kapsayacak şekilde, kişilerin insanlık onuru ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesi; b. Ayrımcılık yapılmaması; c. Engellilerin topluma tam ve etkin katılımlarının sağlanması; d. Farklılıklara saygı gösterilmesi ve engellilerin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesi; e. Fırsat eşitliği; f. Erişilebilirlik; g. Kadın-erkek eşitliği; h. Engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına saygı duyulması. Madde 4 Genel Yükümlülükler 1. Taraf Devletler engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlüdür. Bu amaç doğrultusunda Taraf Devletler; a. Bu Sözleşme’de tanınan hakların uygulanması için gerekli tüm yasal, idari ve diğer tedbirleri almayı; b. Yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayrımcılık teşkil eden yasalar, düzenlemeler, gelenekler ve uygulamaları değiştirmek veya ortadan kaldırmak için gerekli olan, yasama faaliyetleri dahil uygun tüm tedbirleri almayı; 27 c. Tüm politika ve programlarda engellilerin insan haklarının korunmasını ve güçlendirilmesini dikkate almayı; d. Bu Sözleşme’yle bağdaşmayan eylemler veya uygulamalardan kaçınmayı ve kamu kurum ve kuruluşlarının bu Sözleşme’ye uygun davranmalarını sağlamayı; e. Kişiler, örgütler veya özel teşebbüslerin engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalarını engellemek için gerekli tüm uygun tedbirleri almayı; f. Standartlar ve rehber ilkelerin geliştirilmesinde Sözleşme’nin ikinci maddesinde tanımlandığı gibi evrensel tasarımdan yararlanılması ve engellilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere evrensel olarak tasarlanmış ve mümkün olduğunca az değişikliği ve düşük maliyeti gerektiren ürünler, hizmetler, ekipman ve tesislerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı veya desteklemeyi; g. Maliyeti karşılanabilir teknolojilere öncelik vererek bilgi ve iletişim teknolojileri, hareket kolaylaştırıcı araçlar, yardımcı teknolojiler gibi engellilere yönelik yeni teknolojilerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı veya desteklemeyi; h. Engellilere yeni teknolojiler dahil hareket kolaylaştırıcı araçlara, yardımcı teknolojilere ve bunların beraberindeki diğer yardımcı ve destekleyici hizmetler ile tesislere ilişkin erişim bilgilerinin sağlanmasını, i. Engellilerle çalışan meslek sahipleri ve işyeri personelinin bu Sözleşme’de tanınan haklara ilişkin eğitiminin geliştirilmesi ve böylece bu haklarla güvence altına alınan destek ve hizmetlerin iyileştirilmesini taahhüt eder. 2. Taraf Devletler ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla ilgili olarak kaynakları ölçüsünde azami tedbirleri almayı ve gerektiğinde uluslararası işbirliği çerçevesinde engellilerin bu haklardan tam olarak yararlanmasını aşamalı olarak sağlamak için işbu Sözleşme’de yer alan ve uluslararası hukuka göre derhal uygulanması gereken yükümlülükleri yerine getirmeyi taahhüt eder. 3. Taraf Devletler işbu Sözleşme’nin uygulanmasını sağlayacak yasalar ve politikaların geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma süreçlerinde engelli çocuklar da dahil olmak üzere engellilere onları temsil eden örgütler aracılığıyla sürekli danışacak ve etkin bir şekilde bu sürece dahil edeceklerdir. 4. Bu Sözleşme’deki hiçbir hüküm engelli kişilerin haklarının sağlanması bakımından daha elverişli nitelikte olan ve Taraf Devlet’in yasalarında veya Taraf Devlet’in uymayı 28 taahhüt ettiği uluslararası hukuk kurallarında mevcut bulunan hükümleri etkilemeyecektir. Taraf Devletler’ den herhangi birinin hukuka, sözleşmelere, hukuki düzenlemelere, geleneğe göre yürürlükte bulunan temel insan haklarından herhangi birini işbu Sözleşme’nin bu hakları öngörmediği veya daha dar kapsamlı olarak öngördüğü gerekçesiyle kısıtlaması veya kısmen değiştirmesi mümkün değildir. Madde 5 Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik 1. Taraf Devletler herkesin hukuk önünde ve karşısında eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın hukuk tarafından eşit korunma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eder. 2. Taraf Devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklar ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına alır. 3. Taraf Devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar. 4. Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler işbu Sözleşme amaçları doğrultusunda ayrımcılık olarak nitelendirilmez. Madde 6 Engelli Kadınlar 1. Taraf Devletler engelli kadınlar ile kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılığa maruz kalmakta olduğunu kabul eder ve bu bakımdan onların tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit koşullarda yararlanmalarını sağlamaya yönelik tedbirleri alır. 2. Taraf Devletler kadınların tam gelişimi, ilerlemesi ve güçlenmesini ve bu Sözleşme’de belirtilen insan hak ve temel özgürlüklerini kullanmalarını ve bunlardan yararlanmalarını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alır. Madde 7 Engelli Çocuklar 1. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde tüm insan temel hak ve özgürlüklerinden tam olarak yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alır. 2. Engelli çocuklarla ilgili tüm eylemlerde çocuğun en çıkarının gözetilmesine öncelik verir. 3. Taraf Devletler engelli çocukların kendilerini etkileyen her konuda diğer çocuklarla eşit koşullar altında görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olmalarını, yaşları ve olgunluk seviyelerine göre görüşlerine önem verilmesini ve onlara bu hakkın tanınması için engeline ve yaşına uygun destek sunulmasını sağlar. 29 Madde 8 Bilinçlendirme 1. Taraf Devletler, aşağıdaki amaçları gerçekleştirmek için acil, etkin ve uygun tedbirleri almayı taahhüt eder: a. Aile dahil toplumun her kesiminde engellilere yönelik bilinci arttırmak ve engellilerin hakları ve insanlık onurlarına saygı duyulmasını teşvik etmek; b. Yaşamın her alanında engellilere yönelen klişeler, önyargılar, incitici uygulamalar ile cinsiyet ve yaş temelli ayrımcı davranışlarla mücadele etmek; c. Engelli bireylerin kapasiteleri ve katkılarına ilişkin bilinç yaratmak. 2. Bu amaca yönelik tedbirler aşağıdakileri içermektedir: a. Toplumda bilinç yaratmaya yönelik etkin kampanyaların tasarlanması, başlatılması ve sürdürülmesi: i. Engelli bireylerin haklarının kabul edilebilirliği konusunda toplumun eğitimi; ii. Engellilere yönelik olumlu yaklaşımların ve toplumsal bilincin artırılması; iii. Engelli bireylerin becerileri, meziyetleri ve yeteneklerinin işyerlerine ve iş piyasasına katkısının toplumca tanınmasını teşvik etmek; b. Erken yaştan itibaren tüm çocukların eğitim sisteminin her aşamasında engelli bireylerin insan haklarına saygıyla yaklaşmasını teşvik etmek; c. Tüm kitle iletişim araçlarında engellilerin işbu Sözleşme’nin amacına uygun bir yaklaşımla tanımlanmasını cesaretlendirmek; d. Engellilere ve haklarına ilişkin bilinci artırıcı eğitim programlarını desteklemek. Madde 9 Erişebilirlik 1. Taraf Devletler engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini ve yaşamın tüm alanlarına etkin katılımını sağlamak ve engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye, ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dahil olacak şekilde bilgi ve iletişim olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere erişimini sağlamak için uygun tedbirleri alacaklardır. Erişim önündeki engellerin tespitini ve ortadan kaldırılmasını da içeren bu tedbirler diğerlerinin yanında, aşağıda belirtilenlere de uygulanır: a. Binalar, yollar, ulaşım araçları ve okullar, evler, sağlık tesisleri ve işyerleri dahil diğer kapalı ve açık tesisler; b. Elektronik hizmetler ve acil hizmetler de dahil olmak üzere bilgi ve iletişim araçları ile diğer hizmetler. 2. Taraf Devletler aşağıdakileri gerçekleştirmek için de uygun tedbirleri alacaklardır: a. Kamuya açık veya kamu hizmetine sunulan tesis ve hizmetlere erişime ilişkin asgari standart ve rehber ilkelerin geliştirilmesi, duyurulması ve bunlara ilişkin uygulamaların izlenmesi; b. Kamuya açık tesisleri işleten veya kamuya hizmet sunan özel girişimlerin engellilerin ulaşılabilirliğini her açıdan dikkate almalarının sağlanması; c. İlgili kişilerin engellilerin karşılaştığı ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili olarak eğitilmesi; d. Kamuya açık binalar ve diğer tesislerde Braille alfabesi ve anlaşılması kolay nitelik taşıyan işaretlemelerin sağlanması; 30 e. Kamuya açık binalara ve tesislere erişimi kolaylaştırmak için rehberler, okuyucular ve profesyonel işaret dili tercümanları dahil çeşitli canlı yardımların ve araçların sağlanması; f. Engellilerin bilgiye erişimini sağlamak için onlara uygun yollarla yardım ve destek sunulmasının teşvik edilmesi; g. Engellilerin İnternet dahil yeni bilgi ve iletişim teknolojilerine ve sistemlerine erişiminin teşvik edilmesi; h. Erişilebilir bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemlerinin tasarım, geliştirme ve dağıtım çalışmalarının ilk aşamadan başlayarak teşvik edilmesi ve böylece bu teknoloji ve sistemlere engelliler tarafından asgari maliyetle erişilebilmesinin sağlanması. Madde 10 Yaşama Hakkı Taraf Devletler her insanın yaşama hakkına sahip olduğunu yeniden onaylayarak engellilerin bu haktan etkin ve diğer bireylerle eşit koşullar altında yararlanmalarını sağlayacak gerekli tüm tedbirleri alır. Madde 11 Risk Durumları ve İnsani Bakımdan Acil Durumlar Taraf Devletler silahlı çatışma halleri, acil insani durumlar ve doğal afetler de dahil olmak üzere risk durumlarında engellilerin korunması ve güvenliğinin sağlanması için insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku dahil uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli tüm tedbirleri alır. Madde 12 Yasa Önünde Eşit Tanınma 1. Taraf Devletler, engellilerin bulundukları her yerde kişi olarak tanınma hakkına sahip olduklarını yeniden onaylar. 2. Taraf Devletler engellilerin tüm yaşam alanlarında diğer bireylerle eşit koşullar altında hak ehliyetine sahip olduğunu kabul eder. 3. Taraf Devletler engelli bireylerin hak ehliyetlerini kullanırken gereksinim duyabilecekleri desteği alabilmeleri için uygun tedbirleri alır. 4. Taraf Devletler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin tüm tedbirlerin uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak istismarı önleyici uygun ve etkin bir şekilde güvenceler sağlamasını temin eder. Söz konusu güvenceler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin tedbirlerin kişinin haklarına, iradesine ve tercihlerine saygılı olmasını, çıkar çatışmasından bağımsız olmasını, kişinin iradesine haksız bir müdahalede bulunmamasını, kişinin içinde bulunduğu koşullar ile orantılı olmasını ve bu koşulları gözetmesini, mümkün olan en kısa süre içinde uygulanmasını, yetkili, bağımsız ve tarafsız bir merci veya yargı organı tarafından sürekli olarak gözden geçirilmesini sağlamalıdır. Bu güvenceler söz konusu tedbirlerin kişinin hak ve çıkarlarını etkilediği derecede ölçülü olmalıdır. 5. Taraf Devletler işbu Madde çerçevesinde engellilerin mülk edinmek veya mirasa hak kazanmak, mali işlerini kontrol etmek ve banka kredileri, ipotekleri ve diğer mali kredilere erişim açısından diğer bireylerle eşit haklara sahip olmasını sağlamak için uygun 31 ve etkin bir şekilde tüm tedbirleri almalı ve engellilerin mülklerinden keyfi olarak mahrum bırakılmamasını sağlar. Madde 13 Adalete Erişim 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında adalete etkin bir şekilde erişimini sağlamalıdır. Bunun için usule ve yaşa uygun düzenlemeler yapılmalı ve soruşturma ve diğer hazırlık aşamaları ve tanıklık dahil tüm hukuki işlemlere doğrudan ve dolaylı katılımları kolaylaştırılmalıdır. 2. Taraf Devletler engellilerin adalete etkin bir şekilde erişimini sağlamak için polis ve cezaevi personeli dahil adalet sistemi çalışanlarının gerekli eğitimi almalarını sağlamalıdır. Madde 14 Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında aşağıdaki haklardan yararlanmasını sağlar: a. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkından yararlanma; b. Özgürlüklerinden hukuka aykırı veya keyfi bir şekilde mahrum bırakılmamaları, özgürlüğün kısıtlandığı hallerin hukuka dayalı olması ve engelliliğin, hiçbir koşulda özgürlüğün kısıtlanmasının gerekçesi olarak gösterilmemesi. 2. Taraf Devletler engelli kişiler eğer herhangi bir süreç sonunda özgürlüklerinden mahrum edildiyse; bunun diğer bireylerle eşit koşullar altında yapılmasını; engellilerin uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak güvencelere sahip olmasını ve makul düzenlemeye ilişkin hükümler dahil olmak üzere Sözleşme’nin hedefleri ve ilkeleriyle uyumlu muamele görmesini sağlar. Madde 15 İşkence, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Maruz Kalmama 1. Hiç kimse işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz kalmamalıdır. Özellikle, hiç kimse rızası alınmaksızın tıbbi veya bilimsel deneye tabi tutulmamalıdır. 2. Taraf Devletler engellilerin işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korunmasını sağlamak için etkin bir şekilde tüm yasal, idari, yargısal ve diğer tedbirleri alır. Madde 16 Sömürü, Şiddet veya İstismara Maruz Kalmama 1. Taraf Devletler engellilerin ev içinde ve dışında sömürüye uğramasının, şiddete ve istismara maruz kalmasının, bu tutumların cinsiyete dayalı hali dahil her biçiminden korumak için uygun yasal, idari, sosyal, eğitsel ve diğer tüm tedbirleri alır. 2. Taraf Devletler engellilere, ailelerine, onların bakımını sağlayanlara cinsiyetlerine ve yaşlarına uygun yardım ve desteği sağlayarak sömürü, şiddet ve istismar vakalarının nasıl önleneceğine, tespit edileceğine ve bildirileceğine dair bilgi ve eğitim vererek sömürünün, şiddetin ve istismarın her biçimini önleyici uygun tüm tedbirleri alır. Taraf 32 Devletler koruma hizmetlerinin yaş, cinsiyet ve engellilik konularına duyarlı olmalarını sağlar. 3. Taraf Devletler sömürünün, şiddetin ve istismarın her biçimini önlemek için engellilere hizmet etmeye yönelik tüm tesislerin ve programların bağımsız merciler tarafından etkin bir şekilde denetlenmesini sağlar. 4. Taraf Devletler koruyucu hizmetlerin sunulması sırasında meydana gelenler de dahil olmak üzere sömürünün, şiddetin veya istismarın herhangi bir biçiminin mağduru olan engellilerin fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak tedavisi, rehabilitasyonu ve sosyal açıdan yeniden bütünleşmesini sağlayıcı uygun tüm tedbirleri alır. Söz konusu iyileşme ve yeniden bütünleşme, kişinin sağlığına, öz saygısına, onuruna, özerkliğine kavuşmasını sağlar ve yaş ve cinsiyetiyle bağlantılı özel ihtiyaçlarını dikkate alır. 5. Taraf Devletler engellilere karşı sömürü, şiddet ve istismar vakalarının tespiti, soruşturulması ve gerekli hallerde kovuşturulmasını sağlamak için kadın ve çocuk merkezli yasa ve politikalar dahil etkili yasa ve politikaları yürürlüğe koyar. Madde 17 Kişisel Bütünlüğün Korunması Engelli her kişi, beden ve ruh bütünlüğüne diğer bireylerle eşit bir şekilde saygı duyulması hakkına sahiptir. Madde 18 Seyahat Özgürlüğü ve Uyrukluk 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında seyahat ve yerleşim yerini seçme özgürlüğüne ve uyrukluk hakkına sahip olduğunu kabul eder ve engellilerin aşağıdaki haklarını sağlar: a. Uyrukluk kazanma ve değiştirme hakkı olması ve keyfi olarak veya engelli olması nedeniyle uyrukluktan mahrum bırakılmaması; b. Kişinin engelli olması nedeniyle uyrukluğuna veya kimliğine ilişkin diğer belgeleri elde etme, bu belgelere sahip olma ve bu belgeleri kullanma veya seyahat özgürlüğünden yararlanmasını sağlamak için gerekli olabilecek göçmenlik işlemleri gibi süreçleri yürütme olanağından mahrum bırakılmaması; c. Kendi ülkesi dahil herhangi bir ülkeden ayrılma özgürlüğünün olması; d. Kendi ülkesine girme hakkından engelli olmasına dayanılarak veya keyfi olarak mahrum bırakılmaması. 2. Engelli çocuklar doğum sonrasında derhal nüfusa kaydedilmeli ve doğuştan isim edinme, uyrukluk kazanma ve mümkün olduğu ölçüde kendi ebeveynlerini bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olmalıdır. Madde 19 Bağımsız Yaşayabilme ve Topluma Dahil Olma İşbu Sözleşmeye Taraf Devletler tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu kabul eder ve engellilerin bu haktan eksiksiz yararlanabilmeleri ve topluma tam katılımlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri etkin bir şekilde alır. Bu çerçevede aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir: 33 a. Engelliler diğer bireylerle eşit koşullar altında ikametgahlarını ve nerede ve kiminle yaşayacaklarını seçme hakkına sahiptirler ve özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar; b. Engellilerin kişisel destek dahil olmak üzere toplum içinde yaşamak ve topluma dahil olmak için ihtiyaç duydukları konut içi, kurum içi ve diğer toplumsal destek hizmetlerine erişimleri sağlanmalı ve engellilerin toplumdan tecridi ve ayrı tutulması önlenmelidir; c. Kamusal hizmet ve tesisler engellilere diğer bireylerle eşit şekilde açık olmalı ve onların ihtiyaçlarına yanıt verebilmelidir. Madde 20 Kişisel Hareketlilik Taraf Devletler engellilerin olanaklar çerçevesinde azami ölçüde bağımsız hareket edebilmesini sağlamak için etkin bir şekilde gerekli tüm tedbirleri alır. Bu tedbirler şunlardır: a. Engellilerin istedikleri şekil ve zamanda ve karşılanabilir bir maliyetle hareket edebilmelerinin kolaylaştırılması; b. Engellilerin hareketi kolaylaştırıcı kaliteli araç ve gerece, yardımcı teknolojilere, yardım sunan insanlara ve araçlara karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırılması; c. Engellilere ve engelli kişilerle çalışan uzman personele engellilerin hareket becerilerinin geliştirilmesi konusunda eğitim verilmesi; d. Harekete yardımcı araç ve gereçlerle yardımcı teknolojileri üretenlerin engellilerin her türlü ihtiyacını dikkate almaları hususunda teşvik edilmesi. Madde 21 Düşünce ve İfade Özgürlüğü ile Bilgiye Erişim Taraf Devletler engellilerin işbu Sözleşme’nin 2. Maddesinde tanımlanmış tüm iletişim araçlarını tercihe bağlı kullanabilmesi, bilgi ve fikir araştırma, alma ve verme özgürlüğü dahil düşünce ve ifade özgürlüğünden diğer bireylerle eşit koşullar altında yararlanabilmesi için uygun tüm tedbirleri alır. Bu tedbirler aşağıdakileri içermelidir: a. Kamuya sunulması amaçlanan bilginin engellilerin erişebileceği biçimlerde ve farklı engelli gruplarına uygun teknolojilerle güncel olarak ve ek bir bedel alınmaksızın sunulması; b. Engellilerin resmi temaslarda işaret dillerini, Braille alfabesini, beden dilini ve tercih ettikleri diğer tüm erişilebilir iletişim araç ve biçimlerini kullanmalarının kolaylaştırılması; c. Kamuya açık hizmet sunan özel kuruluşların internet dahil olmak üzere, engellilerin erişilebileceği ve kullanılabileceği biçimde bilgi ve hizmet sunmalarının teşvik edilmesi; d. İnternet aracılığıyla bilgi sunanlar dahil olmak üzere kitle iletişim hizmeti sunan kurumların hizmetlerini engellilerin erişebileceği şekillerde sunmalarının teşvik edilmesi; e. İşaret dili kullanımının kabul ve teşvik edilmesi. Madde 22 Özel Hayata Saygı 1. İkametgahı ve yaşama biçimi ne olursa olsun hiçbir engelli bireyin özel hayatı, ailesi, konutu, haberleşmesi ve diğer iletişimlerine keyfi veya hukuka aykırı şekilde 34 müdahale edilemez ve şeref ve haysiyetine yönelik hukuka aykırı uygulamalarda bulunulamaz. Engelliler söz konusu müdahale veya saldırılardan hukuken korunma hakkına sahiptir. 2. Taraf Devletler engellilerin kişisel, sağlık ve rehabilitasyon bilgilerinin gizliliğini diğer bireyler ile eşit koşullar altında korur. Madde 23 Hane ve Aile Hayatına Saygı 1. Taraf Devletler evlilik, aile, ebeveynlik ve özel ilişkilere dair meselelerde engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak için uygun tedbirleri etkin bir şekilde ve engellilerin diğer bireylerle eşit olduğunu gözeterek alır. Bu çerçevede aşağıda belirtilenler sağlanmalıdır: a. Evlilik çağına gelmiş engellilerin evlenme ve aile kurma hakkının tanınması ve bu hakkın evlenmek isteyen eşlerin serbest iradeleri ve rızaları doğrultusunda kullanılması; b. Engellilerin çocuklarının sayısına ve yaş aralığına, serbestçe ve sorumluluğunu taşıyarak karar verme hakkının tanınması ve yaşlarına uygun bilgiye, üreme ve aile planlaması eğitimine erişim hakkının tanınması ile bu haklarını kullanmaları için gereken araçların oluşturulması; c. Çocuklar dahil olmak üzere engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında doğurganlıklarından mahrum bırakılmaması. 2. Taraf Devletler, velayet, vesayet, kayyımlık, evlat edinme veya ulusal mevzuatta bu kavramların benzerlerinin yer aldığı kurumlar hususunda - her durumda çocukların yararlarının üstün tutulması şartıyla - engelli hakları ve sorumluluklarını güvence altına alır. Engelliler çocuklarının bakım sorumluluklarını yerine getirirken Taraf Devletler uygun desteği sunar. 3. Taraf Devletler, engelli çocukların aile yaşamlarıyla ilgili olarak diğer bireylerle eşit haklara sahip olmasını sağlar. Taraf Devletler bu hakları yaşama geçirmek ve engelli çocukların saklanması, terk edilmesi, ihmal edilmesi ve ayrı tutulmasının önüne geçmek üzere engelli çocuklara ve ailelerine erken ve kapsamlı bilgi, hizmet ve destek sunar. 4. Taraf Devletler, bir çocuğun ailesinin istemi olmadan ailesinden ayrılmamasını sağlar. Bunun istisnası yargısal denetime tabi yetkili mercilerin çocuğun üstün yararı gereğince ailesinden ayrılmasının gerekli olduğuna uygulanan yasa ve usuller uyarınca karar vermesidir. Hiçbir koşulda çocuğun veya ebeveynlerinden biri ya da hepsinin engelli olması nedeniyle çocuk anne ve babasından ayrı tutulamaz. 5. Taraf Devletler, engelli çocuğun çekirdek ailesinin çocuğa bakamaması durumunda, çocuğa geniş anlamda aile üyeleri, bunun mümkün olmadığı takdirde aile ortamını sağlayacak bir sosyal çevrede alternatif bakım sağlanması için her türlü çabayı göstermeyi taahhüt eder. Madde 24 Eğitim 1. Taraf Devletler engellilerin eğitim hakkını tanır. Taraf Devletler, bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması için eğitim sisteminin bütünleştirici bir şekilde her seviyede engellileri içine almasını ve ömür boyu öğrenim imkanı sağlar. Bunun için aşağıdaki hedefler gözetilmelidir: 35 a. İnsan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişimi ve insan haklarına, temel özgürlüklere ve insan çeşitliliğine saygı duyulmasının güçlendirilmesi; b. Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zihinsel ve fiziksel becerilerinin potansiyellerinin en üst derecesinde gelişiminin sağlanması; c. Engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarının sağlanması. 2. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçirilmesi için aşağıda belirtilenleri sağlar: a. Engelliler engelleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve engelli çocuklar engelleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışında tutulmamalıdır; b. Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir; c. Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalıdır; d. Engellilerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaç duydukları desteği almalıdır; e. Engellilere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirler, engellilerin tam katılımı hedefine uygun olarak, akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanmalıdır. 3. Taraf Devletler engellilerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitime tam ve eşit katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişim becerilerini öğrenmelerini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla aşağıda belirtilen tedbirleri alır: a. Braille ve diğer biçemlerdeki yazıların okunmasının öğrenilmesi, beden dilinin ve alternatif iletişim araçları ve biçimleri ile yeni çevreye alışma ve bu çevrede hareket etme becerilerinin öğrenilmesi, akran desteği ve rehberlik hizmetlerinin kolaylaştırılması; b. İşaret dilinin öğrenilmesine, işitme ve konuşma engellilerin dilsel kimliğinin gelişimine yardımcı olunması; c. Görme, işitme veya hem görme hem işitme-konuşma engellilerin özellikle çocukların eğitiminin en uygun dille, iletişim araç ve biçimleriyle, onların akademik ve sosyal gelişimini artırıcı ortamlarda sunulmasının sağlanması. 4. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçmesini sağlamak için, engelli olanlar dahil olmak üzere, işaret dilini ve Braille alfabesini bilen öğretmenlerin işe alınması ve eğitimin her düzeyinde çalışan uzmanların ve personelin eğitimi için uygun tedbirleri alır. Söz konusu eğitim engelliliğe ilişkin bilincin artırılmasını, alternatif iletişim araç ve biçimleri ile destekleyici eğitim tekniklerinin ve materyallerinin kullanılmasını içermelidir. 5. Taraf Devletler engellilerin genel yüksek okul eğitimine, mesleki eğitime, erişkin eğitimine ve ömür boyu süren eğitime ayrımcılığa uğramaksızın diğer bireylerle eşit koşullar altında erişimini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla engellilerin ihtiyaçlarına uygun makul düzenlemelerin yapılmasını temin eder. Madde 25 Sağlık Taraf Devletler engellilerin engelliliğe dayalı ayrımcılığa uğramaksızın ulaşılabilir en yüksek sağlık standardından yararlanma hakkını tanır. Taraf Devletler engellilerin sağlıkla ilgili olarak rehabilitasyon da dahil olmak üzere, cinsiyete duyarlı sağlık hizmetlerine erişimini mümkün kılmak için uygun tüm tedbirleri alır. Taraf Devletler; 36 a. Parasız veya karşılanabilir bir maliyetle sağlanan sağlık bakımı ve programlarının, engellilere diğer bireylerle aynı kapsam, kalite ve standartta sağlanmasını ve bu hizmetlerin cinsel ve üreme sağlığı ile halk sağlığı programlarını da içermesini sağlar; b. Engellilerin özellikle engellilikleri nedeniyle gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerini sağlar. Bu sağlık hizmetleri erken tanı ve mümkünse müdahaleyi, çocuklar ve yaşlılar dahil olmak üzere, engelliliğin azaltılmasını ya da artmasını önlemeyi hedefleyen hizmetleri kapsamalıdır; c. Sağlık hizmetlerini kırsal alanlar dahil olmak üzere mümkün olduğu kadar kişilerin yaşadıkları yerlerin yakınına götürülmesini temin eder; d. Sağlık profesyonellerinin engellilere sunduğu tıbbi bakımın diğer bireylere sundukları bakımla aynı kalitede olmasını ve bu bakımın hastaların bağımsız ve aydınlatılmış onaylarına dayanmasını sağlamak amacıyla diğer tedbirlerin yanı sıra eğitim vererek, kamu kurumları ile özel kurumlar tarafından sunulan sağlık bakımının etik standartlarını yayımlayarak engellilerin insan hakları, onuru, özerkliği ve ihtiyaçları hakkında bilinç yaratır; e. Ulusal mevzuatın sağlık ve yaşam sigortasını düzenlediği hallerde engellilerin bu sigortalardan yararlanmaları bakımından ayrımcılık yapılmasını yasaklar ve sigortanın adil ve makul olmasını sağlar; f. Engelliliğe dayalı olarak sağlık bakımı veya hizmetlerinin sunulmamasını veya yiyecek ve içecek verilmemesini önlemek üzere gerekli tedbirleri alır. Madde 26 Habilitasyon ve Rehabilitasyon 1. Taraf Devletler engellilerin azami bağımsızlığını, tam fiziksel, zihinsel, sosyal ve mesleki becerilerini elde etmelerini ve yaşamın her alanına tam katılımlarını sağlamak için akran desteği dahil uygun tedbirleri etkin bir şekilde alır. Bu bakımdan Taraf Devletler özellikle sağlık, istihdam, eğitim ve sosyal hizmetler alanlarında kapsamlı habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetlerini sunar; mevcut hizmetleri güçlendirir ve genişletir. Bunun için şöyle bir yol izlemelidirler: a. Habilitasyon ve rehabilitasyon hizmet ve programları mümkün olan en erken evrede başlamalıdır ve bireylerin ihtiyaçlarının ve güçlü olduğu yönlerin çok disiplinli bir çerçevede değerlendirilmesine dayanmalıdır; b. Engellilerin topluma katılımını ve toplumla bütünleşmesini destekleyen habilitasyon ve rehabilitasyon hizmet ve programlarına katılmak rızaya dayalı olmalıdır ve bu hizmet ve programlar kırsal alanlar dahil olmak üzere, engellilerin yaşadıkları yerlerin mümkün olduğu kadar yakınında sunulmalıdır. 2. Taraf Devletler habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetlerinde çalışan profesyoneller ve personel için, temel ve sürekli eğitim programları geliştirilmesini destekler. 3. Taraf Devletler engelliler için hazırlanmış, habilitasyon ve rehabilitasyonla ilgili yardımcı cihazlar ve teknolojilerin erişilebilirliğini, bunlara ilişkin bilgiyi ve bunların kullanımını teşvik eder. 37 Madde 27 Çalışma ve İstihdam 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında çalışma hakkına sahip olduğunu kabul eder. Bu hak, engellilerin, açık, bütünleştirici ve erişilebilir bir iş piyasası ve çalışma ortamında serbestçe seçtikleri bir işle hayatlarını kazanmaları fırsatını da içerir. Taraf Devletler çalışırken engelli olanlar dahil olmak üzere tüm engellilerin çalışma hakkının yaşama geçmesini yasama çalışmalarını da içeren uygun tüm tedbirleri alarak güvence altına alır. Taraf Devletler bunların yanı sıra; a. İşe alım ve istihdam edilme koşullarında, istihdamın sürekliliği, kariyer gelişimi ve sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları dahil olmak üzere, istihdama ilişkin her hususta, engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklar; b. Fırsat eşitliği, eşit değerde işe eşit ücret ilkesi, tacizden korunma ve mağduriyetin giderilmesi, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları dahil olmak üzere diğer bireylerle eşit koşullar altında adil ve uygun çalışma koşullarının sağlanmasına ilişkin olarak engellilerin haklarını korur; c. Engellilerin iş ve sendikal haklarını diğer bireylerle eşit koşullar altında kullanabilmelerini sağlar; d. Engellilerin genel teknik ve mesleki rehberlik programlarına, yerleştirme hizmetlerine, mesleki ve sürekli eğitime diğer bireylerle eşit koşullar altında etkin bir şekilde erişimini sağlar; e. İş piyasasında engellilerin istihdam olanaklarının ve kariyer gelişiminin desteklenmesine ve engellilerin iş aramasına veya işe başlamasına, çalışmaya devam etmesine ve işe geri dönmelerine yardım eder; f. Serbest çalışma, girişimcilik, kooperatif kurma ve kendi işini kurma konusundaki fırsatları geliştirir; g. Engellileri kamu sektöründe istihdam eder; h. Olumlu eylem programları, teşvikler ve diğer tedbirleri de içerebilecek uygun politika ve önlemlerle, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini destekler; i. Engellilerin çalıştığı işyerlerinde makul düzenlemelerin yapılmasını sağlar; j. Engellilerin açık iş piyasasında iş deneyimi kazanmasını temin eder; k. Engelliler için mesleki rehabilitasyon, işte kalma ve işe dönüş programları yürütür. 2. Taraf Devletler engellilerin kölelik altında tutulmalarını engeller ve engellileri zorla veya mecburi çalışmaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korur. Madde 28 Yeterli Yaşam Standardı ve Sosyal Korunma 1. Taraf Devletler, engellilerin yiyecek, giysi ve barınma dahil kendileri ve aileleri için yeterli yaşam standardı hakkını ve yaşam koşullarının sürekli olarak iyileştirilmesi hakkını tanır. Taraf Devletler bu hakkın engelli olmaları nedeniyle ayrımcılığa uğramaksızın tanınmasını temin etmek için gerekli adımları atar. 2. Taraf Devletler engellilerin sosyal korunma ve engelliliğe dayalı ayrımcılığa uğramadan bu haktan yararlanma hakkını tanır ve aşağıda belirtilen tedbirler dahil olmak üzere bahse konu hakkın tanınmasını temin etmek ve geliştirmek için gerekli adımları atar: 38 a. Engellilerin temiz su hizmetlerine, uygun ve bedeli ödenebilir hizmetlere eşit erişimlerini sağlamak ve engellilerin ihtiyaçlarına ilişkin araç - gereç ve diğer yardımlara erişimlerini temin etmek; b. Özellikle engelli kadın ve kızlar ve engelli yaşlılar dahil olmak üzere, engellilerin sosyal koruma programlarına ve yoksulluk azaltıcı programlara erişimini sağlamak; c. Yoksulluk koşullarında yaşayan engellilerin ve ailelerinin uygun eğitim, danışmanlık, mali yardım ve süreli bakım dahil engelliliğe ilişkin harcamalarında devlet yardımına erişimini sağlamak; d. Engellilerin toplu konut programlarına erişimini sağlamak; e. Engellilerin emeklilik fırsatları ve programlarına eşit erişimini sağlamak. Madde 29 Siyasal ve Toplumsal Yaşama Katılım Taraf Devletler, engellilerin siyasi haklarını ve diğer bireylerle eşit koşullar altında bunlardan yararlanma fırsatını güvence altına alır ve aşağıda belirtilenleri yerine getirir: a. Diğerlerinin yanı sıra aşağıda belirtilenler yoluyla, engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında seçme ve seçilme hakları dahil olmak üzere siyasi ve kamusal yaşama etkin şekilde ve tam katılımını doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığıyla sağlamak, b. Seçim usullerinin, tesislerinin, materyallerinin uygun, erişilebilir ve anlaşılması ve kullanılmasının kolay olmasını sağlamak, c. Engellilerin, seçimlerde ve referandumlarda baskıya uğramadan, gizli oy kullanarak, aday olma ve etkili bir mevkide görev alma ve devletin tüm kademelerinde tüm kamu görevlerini yerine getirme haklarını koruyarak, uygun olan yardımcı ve yeni teknolojilerin kullanılmasını kolaylaştırmak, d. Engellilerin seçmen olarak tercihlerini özgürce ifade edebilmelerini güvence altına alarak ve bu amaçla gerektiğinde, talep etmeleri durumunda oy kullanırken kendi seçtikleri bir kişinin desteğini almalarına izin vermek, e. Engellilerin ayrımcılığa uğramadan, diğer bireylerle eşit koşullar altında, kamu işlerinin idaresinde etkin ve tam katılımlarının sağlanacağı bir ortamı yaratmak ve aşağıda belirtilenler de dahil olmak üzere, kamu işlerine katılımlarının cesaretlendirmek; f. Ülkenin kamusal ve siyasi yaşamı ile ilgili sivil toplum kuruluşları, dernekler ve siyasi partilerin etkinliklerine ve yönetimine katılım; g. Engellileri uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde temsil eden engelli örgütlerinin kurulması ve engellilerin içinde yer almalarının sağlanması. Madde 30 Kültürel Yaşama, Dinlenme, Boş Zaman Aktiviteleri ve Spor Faaliyetlerine Katılım 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında kültürel yaşama katılım hakkını tanır ve engellilerin aşağıda belirtilenlerden yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alır: a. Kültürel materyallere ulaşılabilir biçimleri aracılığıyla erişmek; 39 b. Televizyon programlarına, filmlere, tiyatroya ve diğer kültürel etkinliklere ulaşılabilir biçimleri aracılığıyla erişmek; c. Tiyatro, müze, sinema, kütüphane ve turistik hizmetler gibi kültürel etkinliklerin yapıldığı veya hizmetlerin sunulduğu yerlere ve ayrıca mümkün olduğu ölçüde ulusal kültür açısından önemli anıtlar ve alanlara erişmek. 2. Taraf Devletler, sadece engellilerin yararı için değil, toplumu zenginleştirmek amacıyla da engellilerin yaratıcı, sanatsal ve entelektüel kapasitelerini geliştirme ve kullanma imkanına sahip olmalarını sağlayıcı gerekli tedbirleri alacaklardır. 3. Taraf Devletler, uluslararası hukuka uygun olarak, fikri mülkiyet haklarını koruyan yasaların, engellilerin kültürel materyallere erişimine uygun olmayan veya ayrımcılık yaratan bir engel çıkarmaması için tüm uygun tedbirleri alır. 4. Engelliler, diğer bireylerle eşit koşullar altında, kendilerinin özel kültürel ve dil kimliklerinin, örneğin işaret dilleri ve işitme engelliler kültürü, tanınması ve desteklenmesi hakkına sahiptir. 5. Taraf Devletler, engellilerin eğlence, dinlenme ve spor etkinliklerine diğer bireylerle eşit koşullar altında katılımını sağlamak amacıyla aşağıda yazılı tedbirleri alır: a. Engellilerin her seviyedeki genel spor etkinliklerine mümkün olduğunca tam katılımını cesaretlendirmek ve artırmak; b. Engellilerin, özel spor ve eğlence etkinliklerini örgütleme, geliştirme ve bu etkinliklere katılma imkanına sahip olmasını temin etmek ve bu nedenle, diğer bireylerle eşit koşullar altında onlara uygun bilgi ve eğitimin verilmesini ve kaynakların sunulmasını sağlamak; c. Engellilerin spor, eğlence yerleri ile turistik alanlara erişimini sağlamak; d. Engelli çocukların, okullardaki etkinlikler dahil olmak üzere, oyun, eğlence, boş zaman aktiviteleri ve spor etkinliklerine eşit şekilde katılabilmelerini sağlamak; e. Eğlence, turistik, boş zaman aktiviteleri ve spor etkinliklerini organize edenlerin sunduğu hizmetlere engellilerin erişebilmesini sağlamak. Madde 31 İstatistikler ve Veri Toplama 1. Taraf Devletler bu sözleşmenin uygulanması açısından gerekli politikaları formüle etmeleri ve geliştirmelerinde kendilerine yol gösterecek, istatistik veriler ve araştırmalar da dahil olmak üzere uygun bilgileri toplar. Bilgi toplama ve bilginin sürdürülebilirliği için aşağıdaki noktalar dikkate alınır: a. Verinin korunması, engelli kişilerin özel yaşamlarına saygı ve gizliliğin sağlanmasına ilişkin yasal olarak oluşturulmuş güvenlik tedbirlerine uygun olmalıdır. b. İstatistiklerin toplanması ve kullanımında insan hakları, temel özgürlükler ve etik ilkelerin korunması konularındaki uluslararası düzeyde kabul edilen normlara uygunluk aranmalıdır. 2. Bu Maddeye göre toplanan bilginin, uygun olması halinde, dağıtılması ve mevcut sözleşme kapsamında taraf devletlerin uygulamalarının değerlendirilmesi ve engellilerin haklarını kullanırken karşılaştıkları güçlüklerin ortaya konulmasında kullanılması sağlanmalıdır. 40 3. Taraf Devletler topladıkları istatistiklerin dağıtılması konusunda sorumluluk almalı ve bu verilerin engelli kişiler ve diğerleri için erişilebilir olmasını sağlamalıdır. Madde 32 Uluslararası İşbirliği 1. Taraf Devletler bu sözleşmenin amaç ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesine yönelik olarak ulusal çabaların desteklenmesi konusunda uluslararası işbirliğinin önemini kabul eder ve teşvik eder. Bu doğrultuda devletlerarası ve devletler düzeyinde, gerektiğinde ilgili uluslararası ve bölgesel örgütler ve sivil toplumla özellikle engellilere yönelik örgütlerle işbirliğini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alır. Bu tedbirler diğerlerinin yanı sıra şunları içerir: a. Uluslararası kalkınma programları da dahil olmak üzere uluslararası işbirliğinin, engellileri kapsamasını ve engelliler için erişilebilir olmasını güvence altına almak, b. Bilgi, deneyim ve eğitim programları ve iyi uygulamaların değişimi ve paylaşımı aracılığıyla kapasite geliştirmeyi teşvik etmek ve desteklemek, c. Araştırma, bilimsel ve teknik bilgiye erişim konularında işbirliğini geliştirmek, d. Erişilebilir ve destek sağlayıcı teknolojilere ulaşımın sağlanması aracılığıyla ve teknoloji transferi yoluyla uygun görülen teknik ve ekonomik yardımı sağlamak. 2. Bu Maddenin hükümleri, her taraf devletin mevcut sözleşmenin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmesini göz ardı etmez. Madde 33 Ulusal Uygulama ve Denetim 1. Taraf Devletler kendi örgütlenme biçimlerine uygun olarak mevcut sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili konular için hükümet içinde bir veya daha fazla kilit nokta tahsis eder ve hükümet içinde farklı sektörler ve farklı düzeylerdeki konuyla ilgili faaliyetlerin teşvik edilmesi için koordinasyon mekanizması kurar. 2. Taraf Devletler, kendi bünyeleri içerisinde, işbu Sözleşmeyi teşvik ve temin edip düzeltmek amacıyla kendi yasal ve idari sistemlerine uygun olan ve bir veya daha fazla bağımsız mekanizmayı içeren bir yapı bulundurur veya kurar ve bu yapıyı güçlendirir. Taraf Devletler bu yapıyı kurarken, insan haklarının teşviki ve korunması için ulusal kurumların statü ve işleyişine ilişkin ilkeleri de göz önünde bulundururlar. 3. Taraf Devletler, başta engelliler ve onları temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil toplumun denetim sürecine tam katılımını sağlar. Madde 34 Engelli Hakları Komitesi 1. İşbu Sözleşmede verilen görevleri yerine getirmek üzere bir Engelli Hakları Komitesi kurulur (bundan sonra "Komite" olarak adlandırılacaktır). 2. Komite, işbu Sözleşme’nin yürürlüğe girdiği tarihte 12 uzmandan oluşur. 60 onay veya katılımdan sonra, Komite’nin üye sayısı altı kişi arttırılarak azami üye sayısı olan 18’e ulaşılır. 3. Komite üyeleri kişisel kapasiteleri ölçüsünde çalışmalı ve ahlaki değerleri yüksek, sözleşmenin içerdiği alanlarla ilgili başarıları ve deneyimleri kabul gören kişiler arasından 41 seçilmelidirler. Taraf Devletler, adaylarını belirlerken bu sözleşmenin 4. Maddesinin 3. paragrafındaki hükümleri göz önünde bulundurmaya davet edilir. 4. Komite üyeleri Taraf Devletlerce seçilir. Taraf Devletler komite üyelerinin seçiminde eşit coğrafi dağılım, farklı medeniyetlerin ve yasal sistemlerin temsil edilmesi, kadın-erkek temsilinin dengeli olması ve engelli uzmanların katılımı hususlarını dikkate alır. 5. Komite üyeleri, Taraf Devletler Konferansı sırasında, Sözleşmeye Taraf Devletlerin vatandaşları arasından belirlediği adaylardan oluşan bir listeden gizli oyla seçilir. Taraf Devlet sayısının 2/3’ünün karar yeter sayısı olduğu bu toplantılarda, en fazla oyu alan ve temsil edilen devletlerin oylarının mutlak çoğunluğuna ulaşan kişiler seçimi kazanırlar. 6. İlk seçim, Sözleşmenin yürürlüğe girişinden itibaren altı ay içinde yapılır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, her seçimden en az dört ay önce Taraf Devletlere yazı göndererek iki ay içinde adaylarını bildirmelerini ister. Genel Sekreter, taraf devletlerce gösterilen ve sözleşmeye uygun olan adayların adlarını alfabetik sıraya göre, kendisini aday gösteren Taraf Devletin adıyla birlikte listeler ve Sözleşmeye taraf devletlere gönderir. 7. Komite üyeleri dört yıllık bir dönem için seçilir. Üyeler, sadece bir dönem daha tekrar seçilebilirler. Ancak, ilk seçimlerde seçilen altı üyenin dönemi iki yıl sonunda biter. Bu altı üye, ilk seçimlerin hemen ardından, bu maddenin 5. paragrafında bahse konu oturum başkanı tarafından kura yöntemiyle belirlenir. 8. Altı yeni üyenin seçimi, bu maddenin ilgili hükümlerine göre gerçekleştirilen düzenli seçimlerle yapılır. 9. Komite üyelerinden biri ölüm, istifa ya da başka herhangi bir nedenle süresi dolmadan görevinden ayrılırsa, temsil ettiği Taraf Devlet, bu Maddenin ilgili hükümlerinde aranan nitelik ve yeterliliklere sahip bir başka uzmanı atar. Yeni üye kalan süreyi tamamlar. 10. Komite çalışmalarıyla ilgili kurallarını kendisi belirler. 11. Komitenin bu Sözleşmeyle verilen görevlerini etkin olarak yerine getirebilmesini tem için gereksinim duyacağı personel ve diğer ihtiyaçları Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından sağlanır. Ayrıca, Genel Sekreter Komite’yi ilk toplantı için toplar. 12. Bu sözleşme hükümlerine göre kurulan Komitenin üyeleri, Genel Kurulun kararıyla, Birleşmiş Milletler kaynaklarından bir ücret alır. Genel Kurul bu kararı verirken Komite’nin sorumluluklarını dikkate alır. 13. Komite üyeleri, Birleşmiş Milletler misyonlarında görevli uzmanlar olarak Ayrıcalık ve Bağışıklıklar Sözleşmesinin ilgili kısımlarında yer alan imkan, ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanırlar. Madde 35 Taraf Devletlerce Sunulacak Raporlar 1. Her Taraf Devlet, Sözleşmenin ilgili Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra iki yıl içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri aracılığıyla Komiteye Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmesi için alınan önlemler ve kaydedilen gelişmeler hakkında kapsamlı bir rapor sunar. 42 2. Bundan sonra, Taraf Devletler en az dört yılda bir ve buna ilave olarak zamana bağlı olmaksızın Komitenin talep etmesi durumunda müteakip raporları sunar. 3. Komite, raporların içeriği için başvurulabilecek temel noktaları belirler. 4. Komiteye ilk kapsamlı raporunu sunan bir Taraf Devletin müteakip raporlarının eski bilgileri içermesine gerek yoktur. Taraf Devletler komiteye rapor hazırlarken, açık ve şeffaf bir yöntem izlemeli ve bu sözleşmenin 4. Maddesinin 3 paragrafındaki hükümleri göz önünde bulundurmalıdır. 5. Raporlar, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilme düzeyini etkileyen güçlükleri ve etkenleri de içerebilir. Madde 36 Raporların Değerlendirilmesi 1. Komite, her raporu inceler, varsa önerilerini ve genel yorumlarını da ekleyerek ilgili devlete geri gönderir. Taraf devlet, seçtiği herhangi bir bilgiyle komiteye yanıt verir. Komite, Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin ek bilgileri Taraf Devletlerden isteyebilir. 2. Bir Taraf Devlet, raporunu sunmada kayda değer ölçüde geç kalmışsa Komite, ilgili devlete, raporun sunulması yönünde çağrıda bulunabilir. Bu çağrıyı takip eden üç ay içerisinde söz konusu rapor Komite’ye iletilmezse, Komite sözleşme hükümlerinin bahse konu ülkede yerine getirilmesine yönelik çalışmaların gözden geçirilmesi ihtiyacının ortaya çıktığı yönde bildirimde bulunabilir. Taraf Devlet bu bildirime söz konusu raporu sunarak yanıt verirse, bu maddenin birinci paragrafının hükümleri uygulanır. 3. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri raporların erişilebilir olmasını sağlar. 4. Taraf Devletler raporlarının, kendi ülkelerindeki kamuoyu için geniş ölçüde erişilebilir olmasını sağlar ve söz konusu raporlara tavsiye ve önerilerin getirilmesini teşvik eder. 5. Komite, uygun gördüğü takdirde, içinde teknik yardım talebi ya da belirtisi bulunan raporları, kendi görüş ve önerileriyle Birleşmiş Milletler ihtisas kuruluşları, fon ve programları ile ilgili diğer kuruluşlara iletebilir. Madde 37 Taraf Devletler ve Komite Arasındaki İşbirliği 1. Taraf Devletlerin her biri Komite’yle işbirliği yapmalı ve üyelere görevlerini yerine getirmede yardımcı olmalıdır. 2. Komite, Taraf Devletlerle ilişkisi çerçevesinde, bir devlete sözleşmenin uygulanması için ulusal kapasitesini geliştirici yollar ve araçlar konularında uluslararası işbirliği de dahil sorumluluklar verir. Madde 38 Komitenin Diğer Organlarla İlişkisi Sözleşme hükümlerinin etkin olarak yerine getirilmesinin güçlendirilmesi ve sözleşmenin kapsadığı alanla ilgili uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi açısından: 1. Birleşmiş Milletler’ in ihtisas kuruluşları ve diğer organları, sözleşmenin, kendi çalışma alanlarına giren hükümlerinin uygulanmasının incelenmesi sırasında temsil edilmelidir. Komite, uygun görmesi halinde, ihtisas kuruluşları ve diğer organları, bu 43 Sözleşmenin alanlarıyla ilgili hükümlerin nasıl yerine getirileceği hakkında uzman görüşüne başvurmak üzere çağırabilir. Komite, ihtisas kuruluşları ve diğer organlardan, sözleşmenin kendi faaliyet alanlarıyla ilgili uygulamalarına ilişkin rapor sunmalarını isteyebilir. 2. Komite, yetkisini kullanırken, raporlama ilkeleri, önerileri ve genel yorumlarında tutarlılığı sağlayabilmek, yetki ve görev alanlarının çatışmasından kaçınmak açısından, uygun görmesi halinde, uluslararası insan hakları anlaşmalarıyla oluşturulan diğer ilgili organlara danışır. Madde 39 Komitenin Raporu Komite, her iki yılda bir, faaliyetleri hakkında, Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’e rapor sunar. Komite raporunda ayrıca, Taraf Devletlerden alınan bilgiler ve raporların incelenmesi doğrultusunda ortaya çıkan öneri ve genel yorumları da belirtebilir. Bu öneri ve değerlendirmeler, Taraf Devletlerin olabilecek yorumlarıyla birlikte Komite raporunda yer alır. Madde 40 Taraf Devletler Konferansı 1. Taraf Devletler sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi ile ilgili konuları tartışabilmek için düzenli aralıklarla Taraf Devletler Konferansı’nda bir araya gelir. 2. Sözleşmenin yürürlüğe girmesini takip eden altı ay içinde ilk Taraf Devletler Konferansı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çağrısıyla toplanır. Bundan sonraki toplantılar Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından iki yılda bir ya da Taraf Devletler Konferansı’nın kararıyla toplanır. Madde 41 Depozitör Sözleşmenin depozitörlük görevini Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yürütür. Madde 42 İmzalanma İşbu Sözleşme, 30 Mart 2007 tarihinden itibaren, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde, tüm devletler ve bölgesel bütünleşme örgütlerinin imzasına açılır. Madde 43 Bağlanma İradesi İşbu Sözleşme, imzacı Devletlerin onaylamasına ve bölgesel bütünleşme örgütlerinin resmi teyidine tabidir. Sözleşmeyi imzalamamış devlet veya bölgesel bütünleşme örgütlerinin katılımına açıktır. 44 Madde 44 Bölgesel Bütünleşme Örgütleri 1. "Bölgesel Bütünleşme Örgütü", belirli bir bölgedeki bağımsız devletlerce kurulan ve bu Sözleşme kapsamındaki konulardaki yetkilerini devrettikleri örgütü ifade etmektedir. Bu örgütler, onay veya katılım belgelerinde Sözleşme kapsamına giren konulardaki yetki düzeylerini açıklarlar. Sonrasında, bu yetki düzeylerinde değişiklik olduğu takdirde depozitorü bilgilendirirler. 2. Mevcut Sözleşmede "Taraf Devletler’ e yapılan atıflar, yetkileri dahilinde bu örgütlere uygulanacaktır. 3. 45. maddenin 1. paragrafı, 47. maddenin 2. ve 3. paragrafları açılarından, bölgesel bütünleşme örgütlerince depozit edilen belgeler sayıma dahil edilmez. 4. Bölgesel bütünleşme örgütleri, Taraf Devletler konferansında yetkileri kapsamındaki konular hakkında oy kullanabilirler. Oyları, bu Sözleşmeye taraf üyelerin sayısı kadardır. Bünyesindeki Taraf Devletlerden birinin oy kullanması durumunda bu örgütler oy haklarını kullanamazlar. Bu kural, tersi için de geçerlidir. Madde 45 Yürürlüğe Girme 1. İşbu Sözleşme, 20. onay veya katılım belgesinin depozit edilmesini takip eden 30. gün yürürlüğe girer. 2. Söz konusu 20. belgenin depozit edilmesinin ardından Sözleşme, onu imzalayan, resmen teyid eden veya ona katılan herhangi bir devlet ya da bölgesel bütünleşme örgütü için, onay belgelerini depozit etmelerini takip eden 30. gün yürürlüğe girer. Madde 46 Çekinceler 1. Mevcut Sözleşmenin kapsamı ve amaçlarıyla uyumlu olmayan çekinceler kabul edilemez. 2. İleri sürülen çekinceler her zaman geri çekilebilir. Madde 47 Değişiklikler 1. Herhangi bir Taraf Devlet Sözleşme üzerinde bir değişiklik önererek, bunu Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildirebilir. Genel Sekreter, öneriyi Taraf Devletlere bildirerek, tartışılıp karara bağlanması için bir konferans toplanması hakkındaki görüşlerini sorar. Bildirimi takip eden dört ay içinde Taraf Devletlerin en az 1/3’ü konferansın toplanmasından yana görüş bildirirse, Genel Sekreter, Birleşmiş Milletlerin himayesi altında Taraf Devletleri toplantıya davet eder. Söz konusu değişiklik tasarısı, toplantı sırasında mevcut bulunan ve oy kullanan Taraf Devletlerin 2/3’ünün desteğini alması durumunda kabul edilir ve Genel Sekreter tarafından, onay için Genel Kurul’a, daha sonra ise kabulleri için tüm Taraf Devletlere iletilir. 2. Paragraf 1’e göre kabul edilen ve onaylanan bir değişiklik, anılan değişikliğin kabulü sırasında hazır bulunan Taraf Devlet sayısının 2/3’ü kadar onay belgesinin depozit edilmesini takip eden 30. günde yürürlüğe girer. Daha sonra, bahse konu değişiklik 45 herhangi bir Taraf Devlet için, kendi onay belgesini depozit etmesini takip eden 30. günde yürürlüğe girer. Bir değişiklik, sadece onu kabul eden devletleri bağlar. 3. Taraf Devletler konferansı sırasında oybirliğiyle karar verildiği takdirde, Paragraf 1 çerçevesinde kabul edilen ve onaylanan ve Sözleşmenin sadece 34, 38, 39 ve 40. maddelerine ilişkin bir değişiklik, anılan değişikliğin kabulü sırasında hazır bulunan Taraf Devlet sayısının 2/3’ü kadar onay belgesinin depozit edilmesini takip eden 30. günde tüm Taraf Devletler için yürürlüğe girer. Madde 48 Çekilme Herhangi bir Taraf Devlet, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri‘ne yazılı olarak bildirmek suretiyle sözleşmeden çekilebilir. Bu çekilme, söz konusu bildirimin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterince alınışından 1 yıl sonra geçerlilik kazanır. Madde 49 Erişilebilir Format Bu sözleşme erişilebilir formatlarda hazır bulundurulur. Madde 50 Orijinal Metinler Bu sözleşmenin Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca metinleri orijinalinin aynıdır. Aşağıda imzaları bulunan ve temsil ettikleri devletlerce tam olarak yetkili kılınmış katılımcılar işbu Sözleşme’yi temsil ettikleri Devlet namına imzalamışlardır. 46 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*) Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu; (Değişik: 3/10/2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu; FİKİR,İNANÇ ve KARARLARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur. MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 47 (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. (Ek fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eştlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. ( *) Temel Haklar ve Ödevler I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği MADDE 12- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder. Kişinin Hakları ve Ödevleri I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı MADDE 17- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. (Değişik: 7/5/2004-5170/3 md.) Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır. Yerleşme ve seyahat hürriyeti MADDE 23- Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. 48 (Değişik: 3/10/2001-4709/8 md.; Değişik: 12/9/2010-5982/3 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz. II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. (Ek fıkra: 9/2/2008-5735/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 5/6/2008 tarihli ve E.: 2008/16, K.: 2008/116 sayılı Karar ile) Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır. Ülkemizde, engelliler alanında yapılan ilk önemli yasal düzenlemeler, 1997 yılında yürürlüğe giren 571, 572 ve 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile olmuştur. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığının kuruluş, teşkilat ve görevleriyle ilgili 571 sayılı kararname, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulması ve engellilere hizmet eden tüm birimlerin bakanlık teşkilatı bünyesinde toplanarak, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. 49 571 Sayılı Özürlüler İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmün Kararname ÖZÜRLÜLER İDARESİ BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük.Kar.nin Tarihi : 25/3/1997 No :571 Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996 No :4216 Yayımlandığı R.G.Tarihi : 30/5/1997 No :23004 (Mükerrer) 3-(Mülga:29/5/2009-5902/25 md.) 572 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete 6 Haziran 1997 CUMA Sayı: 23011 Mükerrer Karar Sayısı : KHK/572 Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlemeler, 3/12/1996 tarihli ve 4216 sayılı kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca 30/5/1997 tarihinde kararlaştırılmıştır. Madde 1- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Ek madde 1- Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uyulması zorunludur.” Madde 2- Aynı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Geçici Madde 9- Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinde öngörülen düzenlemelerin yapılmış ve yapılacak altyapı alanlarında ve yapılarda gerçekleştirilmesi için, imar yönetmelikleri ve kamu binaları ile ilgili mevzuatta 1/6/1998 tarihine kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından gerekli değişiklikler yapılır.” Madde 3- 27/6/1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’ un 6 ncı maddesinin (A) fıkrasına (r) ve (s) bentleri ile aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “r) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim merkezleri ve yaşam evleri açmak, Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 1 Sayfa : 2 RESMİ GAZETE 6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer) 50 s) Ulaşım araçlarının özürlülerin kullanımına ve ulaşabilirliğine uygun olmasını sağlamak ve özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya indirimli tarife uygulamak, büyük şehir belediyelerine ait ve büyük şehir belediyeleri tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda kolaylık sağlamak, Bu maddede sayılan görevlerin gerçekleştirilmesi sırasında Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uyulması zorunludur.” Madde 4- 3/4/1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesine 77 nci bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir. “78) Bu maddede sayılan her türlü yapılar ve çevresinin, yolların, park, bahçe ve rekreasyon alanlarının, sosyal ve kültürel hizmet alanları ile ulaşım araçlarının özürlülerin kullanımına ve ulaşa bilirliğine uygun olarak yapılmasını sağlamak ve denetlemek, 79) İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak, uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler almak, 80) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim merkezleri ve yaşam evleri açmak, 81) Özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya indirimli tarife uygulamak, belediyelere ait ve belediyeler tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda kolaylık sağlamak,” Madde 5- 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (e) bendinde 5 inci alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bentler eklenmiştir. “c) “Özürlü”; doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişiyi,” “6. “Çocuk ve Gençlik Merkezleri”; eşler arası anlaşmazlık, ihmal, hastalık, kötü alışkanlık, yoksulluk, terk ve benzeri nedenlerle sokağa düşerek sosyal tehlike ile karşı karşıya kalan veya sokakta çalışan çocuk ve gençlerin geçici süre ile rehabilitasyonlarını ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlamak amacıyla kurulan yatılı ve gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını, 51 7. “Kadın veya Erkek Konukevleri”; fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara uğrayan kadın veya erkeklerin psiko-sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi sırasında varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geçici bir süre kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını, 8. “Toplum veya Aile Danışma Merkezleri”; toplumun ve ailenin gelişmesi için; bireyin katılımcı, üretken ve kendine yeterli hale gelmesi amacıyla koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici işlevlerini, gerekirse diğer kuruluşlar ve gönüllülerle işbirliği içerisinde sunmakla görevli bulunan gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını, 9. “Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezleri”; özürlü çocukları kendi kendine yeterli düzeye getirmek, okul eğitimine hazırlamak ve aile içi uyumu sağlamak amacıyla özürlü çocuklara ve ailelerine hizmet sunan gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını,” Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 2 6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer) RESMİ GAZETE Sayfa : 3 Madde 6-Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “h) Çocuk yuvaları ile yetiştirme yurtlarının korunmaya muhtaç çocukların yaş, cinsiyet, sosyal ve psikolojik özellikleri ile özür dereceleri dikkate alınarak, kaynaştırma anlayışına göre gruplandırılması ve özellikle çocuk yuvalarının, huzurevleri ile aynı mahallerde tesis edilerek dede-torun, nine-torun ilişkilerinin sağlanması esas alınır.” Madde 7- Aynı Kanunun 6 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu Madde 6- Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu, Başbakanın veya görevlendireceği Bakanın başkanlığında aşağıdaki üyelerden oluşur. a) Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca seçilecek sosyal hizmet alanında temayüz etmiş beş kişi, b)Adalet, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Bayındırlık ve İskan, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Kültür bakanlıklarının müsteşarları veya yardımcıları ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı veya yardımcısı, c)Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı, Aile Araştırma Kurumu Başkanı ve Özürlüler İdaresi Başkanı, d) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, İş ve İşçi Bulma Kurumu genel müdürleri ile Vakıflar Genel Müdürü, Gençlik ve Spor Genel Müdürü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Sekreteri, 52 e)Kızılay, Türk Hava Kurumu ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Başkanı, Kurul yılda en az bir defa Başkanın çağrısı üzerine toplanır. Gerekli hallerde Kurul Başkanınca toplantıya çağrılabilir. Kurulun sekretarya hizmetleri Kurum tarafından yerine getirilir. Kurulun çalışma usul ve esasları bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihten itibaren altı ay içerisinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” Madde 8- Aynı Kanunun 9 uncu maddesinin (b) ve (j) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b) Öncelikle çocuğun aile içinde yetiştirilmesi ve desteklenmesi için aileyi eğitim, danışmanlık ve sosyal yardımlarla güçlendirmek, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç çocuk, özürlü ve yaşlıların tespiti, bunların korunması, bakımı, yetiştirilmesi ve rehabilitasyonlarını sağlamak üzere gerekli hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için 3 üncü maddede sayılan sosyal hizmet kuruluşlarını 4 üncü maddede belirtilen esaslar çerçevesinde kurmak ve işletmek,” “j) Toplumun değişen ihtiyaçlarına göre özürlüler ve diğer sosyal hizmet alanlarında, Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek, bunun için uygun gördüğü sosyal hizmet kuruluşlarını genel esaslar çerçevesinde kurmak ve işletmek,” Madde 9- Aynı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Korunmaya ve bakıma alınmış olup, iş görme gücüne sahip ve istekli olanlar, bulundukları sosyal hizmet kuruluşlarının uygun görülen hizmetlerinde bu hizmetlerle ilgili kadroların boş tutulması ve her boş kadro karşılığı haftada 40 saati geçmemek üzere tespit edilecek çalışma saatleri içinde, saat başına ücret ödenmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, iş ve sosyal güvenlikle ilgili mevzuat hükümlerine tabi olmaksızın ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sözleşme ile çalıştırılabilirler. Bu kadroların %30’u özürleri nedeniyle koruma kararı uzatılanlara tahsis edilir. Saat ücreti asgari ücretin aylık çalışma saati toplamına bölünmesi ile tespit edilir. Bir kadro karşılığında çalışma saati ile sınırlı olmak üzere birden fazla kişi çalıştırılabilir. Ancak, kişi başına ayda 60 saatin dışında ücret ödenemez.” Madde 10- Aynı Kanunun 25 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Özel eğitim gerektiren korunmaya muhtaç çocukların eğitim ve öğretimleri Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel eğitim-öğretim kurumlarında sürdürülür. Korunmaya muhtaç özürlü çocukların eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte planlanır. 53 Madde 11- Aynı Kanunun 31 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kuruma ait taşınmazların satışından veya kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin %30’u, özürlü hizmetlerinde kullanılmak üzere Kurum bütçesine özel gelir kaydedilir. Kuruma ait taşınmazların satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılır.” Madde 12- Aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Ek Madde 4- Bu Kanunda geçen “sakat” ibaresi “özürlü”, “kör” ibaresi “görme özürlü”, “sağır” ibaresi “işitme özürlü” olarak değiştirilmiştir. Madde 13- 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun değişik 25 inci maddesinin (A) fıkrasının birinci bendindeki “% 2” oranı “% 3” olarak değiştirilmiş ve ikinci bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “Çalıştırılacak özürlü sayısının tespitinde, bu Kanuna tabi işyerlerinde çalışan işçilerin sayısı esas alınır. % 3’ün hesaplanmasında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmaz. Yarım ve daha fazla kesirler tama çıkarılır. Madde 14- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 50 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bir fıkra eklenmiştir. “Özürlüler için sınavlar, özürlü kontenjanı açık olan kurum ve kuruluşlarca ilk defa Devlet memuru olarak atanacaklar için açılan sınavla eş zamanlı, böyle bir sınava ihtiyaç duyulmamışsa, özürlü kontenjanı açığı bulunduğu sürece ayrı zamanlı olmak üzere özür grupları ve ulaşılabilirlikleri göz önüne alınarak yapılır. Özürlüler için sınavlar, özürlü grupları dikkate alınarak sınav sorusu hazırlamak ve değerlendirmek üzere özel sınav kurulu teşkil edilerek ayrı yapılır.” Madde 15- Aynı Kanunun 53 üncü maddesine aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar eklenmiştir. “Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3 oranında özürlü çalıştırmak zorundadır. % 3 ‘ün hesaplanmasında ilgili kurum ve kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır. Kurum ve kuruluşlar, çalıştırdıkları ve işten ayrılan özürlü personel sayısını üç ayda bir Devlet Personel Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür. Bu Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşlarda, ikinci fıkrada tespit edilen oranda özürlü personel çalıştırma yükümlülüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Devlet Personel Başkanlığı sorumludur.” 54 Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 4 6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer)RESMİ GAZETE Sayfa : 5 Madde 16- Aynı Kanunun 209 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bu madde gereğince sağlanacak yardımlardan, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır.” Madde 17- 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Ancak, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir alan özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarca karşılanamayan kısmı bu Kanun kapsamındadır.” Madde 18- Aynı Kanunun 5 inci maddesine aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiştir. “Özürlülerin topluma uyumunu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara uygun olarak teminini dikkate almak suretiyle, özürlülere yönelik destek programlarına ilişkin usul ve esaslar ayrı bir yönetmelikle tespit edilir.” Madde 19- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 32 nci maddesinin değişik (B) fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Protez, araç ve gereçlerinin standartlara uygun olarak sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi, (Ağız protezlerine ilişkin yardımlar, Kurumca hazırlanacak yönetmelik esasları dahilinde sağlanır.)” Madde 20- Aynı Kanunun Ek 32 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu madde gereğince verilecek protez, araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu dikkate alınarak, türleri, süre ve şartları ile yapılacak ödeme miktarlarına ait esaslar Kurumca hazırlanacak yönetmelikle tespit edilir.” Madde 21- Aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Ek madde 37- Sigortalılar ve kurumdan sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı almakta olanların geçindirmekle yükümlü oldukları zihinsel, bedensel, ruhsal ve duygusal özrü bulunan çocukları ile kurumdan hak sahibi olarak gelir veya aylık alan aynı durumdaki çocuklardan, kurum sağlık tesisleri sağlık kurulu raporu ile resmi veya özel eğitim merkezlerine gönderilenlerin, gelişim ve eğitimlerine ilişkin yardımlar, Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen esas ve miktarlarda Kurumca sağlanır.” Madde 22- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı 55 Kanununun geçici 139 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bu madde gereğince sağlanacak iyileştirme vasıtalarından, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır.” Madde 23- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun değişik ek 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bunlardan, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır.” Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 5 Sayfa : 6 RESMİ GAZETE6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer) Madde 24- 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir. “l) Özürlü çocuk doğumlarının önlenmesi için, gebelik öncesi ve gebelik döneminde tıbbi ve eğitsel çalışmalar yapılır. Yeni doğan bebeklerin metabolizma hastalıkları için gerekli olan testlerden geçirilerek risk taşıyanların belirlenmesine ilişkin tedbirler alınır.” Madde 25- 24/2/1972 tarihli ve 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Ek Madde 1- Yazım kurulları, özürlülerin, özürlülük durumlarını belirtmek suretiyle yazımını sağlayacak tedbirleri alırlar. Herkes, kendisinin veya aile fertlerinin özürlülüğü ile ilgili bilgileri gerçek şekilde yazdırmaya, gerekirse sağlık kurulu raporunu göstermeye mecburdur. Bu maddede belirtilen özürlülük durumlarının tanımlanması için Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapılır.” Madde 26- 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun değişik 36 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek bir özürlülüğü varsa, forma kaydedilir.” Madde 27- Aynı Kanunun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sandık; okul avlusu veya salonları, mabetlerin elverişli kısımları gibi geniş, umumi yerler ile, özürlü olan seçmenin oyunu kolaylıkla kullanacağı yerlere konur. Açık yerlerde, saçağı, sahanlığı, sundurması bulunan yerler seçilir.” 56 Madde 28- Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi ve 15 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü (21.10.1998 tarih ve 4382 sayılı Kanunla değişik) 1/1/1999 tarihinden, diğer maddeleri yayımı tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 29- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 57 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hükmünde Kararnamenin Tarihi : 30/5/1997, No: 573 Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996, No: 4216 Yayımlandığı R.G.Tarihi : 6/6/1997, No: 23011 (Mük.) BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, özel eğitim gerektiren bireylerin, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda, genel ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmelerini sağlamaya yönelik esasları düzenlemektir. Kapsam Madde 2 – Bu Kanun Hükmünde Kararname; özel eğitim gerektiren bireyler ile onlara doğrudan veya dolaylı olarak sunulacak eğitim hizmetlerini; bu hizmetleri sağlayacak okul, kurum ve programları kapsar. Tanımlar Madde 3 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen; a) “Özel eğitim gerektiren birey”, çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireyi, b) “Özel eğitim”, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimi, c) “Kaynaştırma”, özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını, d) “Tanılama”, eğitsel amaçla, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özelliklerinin belirlenerek değerlendirilmesi sürecini, e) “Bakanlık”, Milli Eğitim Bakanlığını ,ifade eder. Özel eğitimin temel ilkeleri Madde 4 – Türk Milli Eğitimini düzenleyen genel esaslar doğrultusunda özel eğitimle ilgili temel ilkeler şunlardır: a) Özel eğitim gerektiren tüm bireyler, ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır. b) Özel eğitime erken başlamak esastır. 58 c) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür. d) Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç, muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte eğitilmelerine öncelik verilir. e) Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır. f) Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır. g) Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır. h) Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylerin örgütlerinin görüşlerine önem verilir. i) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireylerin toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır. İKİNCİ KISIM Eğitim Öğretim BİRİNCİ BÖLÜM Eğitim Öğretim Tanılama-değerlendirme-yerleştirme Madde 5 – Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel performans düzeyi belirlenir, gelişim alanlarındaki özellikleri değerlendirilir ve bu değerlendirme sonuçları dikkate alınarak eğitim amaçları ve hizmetleri planlanır, en uygun eğitim ortamına yerleştirilmesine karar verilir. Tanılama, değerlendirme ve yerleştirme sürecinin her aşamasında ailenin de görüşü alınarak katılımı sağlanır. Erken çocukluk dönemi eğitimi Madde 6 – Erken çocukluk dönemindeki özel eğitim hizmetleri ailenin bilgilendirilmesi ve desteklenmesi temeline dayalı olarak evlerde ve kurumlarda sürdürülür. Okul öncesi eğitimi Madde 7 – Tanısı konulmuş özel eğitim gerektiren çocuklar için okul öncesi eğitimi zorunludur. Bu eğitim özel eğitim okulları ile diğer okul öncesi eğitim kurumlarında verilir. Gelişim ve bireysel özellikleri dikkate alınarak, özel eğitim gerektiren çocukların okul öncesi eğitim süreleri uzatılabilir. İlköğretim 59 Madde 8 – Okul öncesi eğitimini tamamlayan veya zorunlu ilköğretim çağına gelmiş özel eğitim gerektiren çocuklar için hazırlık sınıfları açılabilir. Hazırlık sınıflarının amacı, öğrencilerin gelişim ve bireysel özellikleri ile gereksinimleri doğrultusunda onları örgün eğitimi izleyebilecekleri duruma getirmektir. Özel eğitim gerektiren bireyler, ilk öğretimlerini özel eğitim okulları ve/veya diğer ilköğretim okullarında sürdürürler. Zorunlu ilköğretim programlarının amaçlarını gerçekleştirecek durumda olmayan bireyler için gelişim alanlarındaki performans düzeyleri dikkate alınarak hazırlanmış eğitim programlarının uygulanacağı kurumlar açılır. Ortaöğretim Madde 9 – Özel eğitim gerektiren bireyler, ortaöğretimlerini özel eğitim okullarında ve/veya diğer genel ve mesleki teknik ortaöğretim okullarında sürdürürler. Yükseköğretim Madde 10 – Özel eğitim gerektiren bireylerin ilgi, istek, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda ve ölçüsünde yükseköğretim imkanlarından faydalanabilmeleri için gerekli özel tedbirler alınır. Yaygın eğitim Madde 11 – Özel eğitimin temel ilkeleri doğrultusunda farklı konu ve sürülerde, özel eğitim gerektiren bireyler için temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak, işe ve mesleğe hazırlamak amacıyla yaygın eğitim programları düzenlenir. Özel eğitim gerektiren bireylerin aileleri ve yakın çevrelerinin bireyin gelişim sürecinde aktif rol almalarına ve onlarla birlikte yaşama becerilerini geliştirmelerine yönelik yaygın eğitim programlarına öncelik verilir. İKİNCİ BÖLÜM Eğitim Ortamları Kaynaştırma Madde 12 – Özel Eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür. Özel eğitim okullarında eğitim Madde 13 – Benzer yetersizlikleri olan akranları ile birlikte ayrı bir okul veya kurumda eğitim görmeleri gereken özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitimi, uygun kaynaştırma modelleri ile düzenlenerek, özel eğitim okul ve kurumlarında sürdürülür. Özel eğitim desteği Madde 14 – Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarında devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir. Bu amaçla bireysel ve grupla eğitim imkanları sağlanır. 60 Herhangi bir eğitim kurumuna devam edecek durumda olmayan zorunlu eğitim çağındaki özel eğitim gerektiren bireylere yetersizlikten etkilenme düzeyine bakılmaksızın temel yaşam becerilerini geliştirme ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eğitim programları uygulanır. Eğitim programları Madde 15 – Özel eğitimde, eğitim programları bireylerin eğitsel performansları dikkate alınarak ve programın amaçları bireye uyarlanarak uygulanır. Özel eğitim okul ve sınıflarında normal okul programları uygulanır, ancak; öğrencilerin özellikleri ve öğrenme yeterlilikleri dikkate alınarak , söz konusu programlarda denkliği bozmayacak şekilde düzenlemeler yapılır. Özel eğitim okul ve sınıf programları, öğrencileri, eğitimlerini normal okullarda akranlarıyla birlikte sürdürecek yeterliliklere ulaştırmayı amaçlayan bir yaklaşımla hazırlanır. Özel eğitim okul ve sınıflarında süreleri ve içerikleri öğrencilerin özelliklerine göre hazırlanmış özel eğitim programları da uygulanabilir. Bu programları tamamlayanlara verilecek diploma veya sertifikaların denkliği ile üst öğrenim kurumlarına devam gibi konular ve öğrenciye sağlayacağı haklar Bakanlıkça belirlenir. Özel eğitim gerektiren bireyleri ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri doğrultusunda iş hayatında geçerliliği olan görevlere hazırlayıcı iş ve meslek eğitim programları; uygulama ağırlıklı ve bireyin o işi veya mesleği amaçlanan yeterlilikte yapmasını sağlayacak şekilde sürdürülür. Değerlendirme Madde 16 – Normal akranları ile birlikte eğitim gören özel eğitim gerektiren öğrencilerin hazırlanan eğitim planındaki amaçları gerçekleştirme düzeyleri, devam ettikleri okulun sınıf geçme ve sınav yönetmeliğine göre değerlendirilir. Ancak, özür ve özellikleri dikkate alınarak sınavlarda gerekli önlemler alınır ve düzenlemeler yapılır. Özel eğitim okul ve sınıflarında eğitim gören öğrencilerin değerlendirilmesinde, öncelikle bireyselleştirilmiş eğitim planlarında konulan amaçların gerçekleştirilmesi esas alınır. ÜÇÜNCÜ KISIM Kurumlar ve Görevleri BİRİNCİ BÖLÜM Koordinasyon Özel eğitim, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri Madde 17 – Eğitim öğretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri ile özel eğitim hizmetlerini düzenlemek, koordineli bir şekilde yürütülmesini sağlamak, izlemek ve değerlendirmek üzere her ilde milli eğitim müdürlüğüne bağlı olarak il milli eğitim müdür yardımcısı veya şube müdürü başkanlığında özel eğitim rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri birimi kurulur. 61 İllerde özel eğitim rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri bu birim tarafından yürütülür. İKİNCİ BÖLÜM Özel Eğitim Okul ve Kurumları Özel eğitim okulları Madde 18 – Durumları ayrı bir okulda özel eğitim gerektiren bireyler için özür ve özelliklerine uygun gündüzlü veya yatılı özel eğitim okulları açılır. Birden fazla özrü bulunan öğrenciler için özel eğitim okullarında özel eğitim sınıfları açılabilir. Özel eğitim okullarında açılan yaygın eğitim programlarına katılan özel eğitim gerektiren bireyler ile söz konusu okulların aile eğitimi programlarına katılanlardan öğrencilerin birinci derecede yakınlarının eğitimleri süresince iaşe ve ibateleri Bakanlıkça karşılanır. Özel Eğitim Kurumları Madde 19 – Özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim desteği sağlamak veya onları iş ve mesleğe hazırlamak veya örgün eğitim programlarından yararlanamayacak durumda olanların temel yaşam becerilerini geliştirmek ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere gündüzlü özel eğitim kurumları açılabilir. Özel eğitim kurumlarında, özel eğitim gerektiren bireyleri iş hayatında geçerliliği olan görevlere hazırlamak amacıyla açılan iş ve meslek kurslarına devam edenler, 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun çırak öğrencilere verdiği haklardan yararlanırlar. Diğer okul ve kurumlarda özel eğitim Madde 20 – Durumları normal akranları ile birlikte eğitim görmeye uygun olan özel eğitim gerektiren bireyler, eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında sürdürürler. Bu okullarda özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim desteği sağlamak üzere yardımcı derslikler oluşturulur, özel araç-gereç ile eğitim materyalleri sağlanır ve diğer özel tedbirler alınır. Durumları ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler için özür ve özelliklerine göre okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında özel eğitim sınıfları açılır. Çıraklık ve yaygın eğitim faaliyetlerinde de bu tür uygulamalara yer verilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Özel Eğitime Destek Sağlayan Kurumlar Rehberlik ve araştırma merkezleri Madde 21 – Rehberlik ve araştırma merkezleri, eğitim-öğretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesine ilişkin gerekli her türlü çalışmaların yan ısıra özel eğitim gerektiren bireyleri de tanılamada 62 belirtildiği şekilde inceler, tanılar, yerleştirilebilecekleri en uygun eğitim ortamını önerir ve bu bireylere rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri sunar. Nüfus ve hizmet potansiyeline göre merkez ve diğer ilçelerde de rehberlik ve araştırma merkezleri açılabilir. Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisi Madde 22 – Örgün ve yaygın eğitim kurumlarına devam eden bireylere rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri götürmek üzere eğitim-öğretim kurumlarında kurulan rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisleri, kurumlarındaki özel eğitim gerektiren bireylere de eğitim ihtiyaçları ve özelliklerine göre bu hizmetleri sunar. Bu servisler, rehberlik ve danışma hizmetlerini yürütürken bölgelerindeki rehberlik ve araştırma merkezi ile diğer ilgili kurumlarla işbirliği yaparlar. DÖRDÜNCÜ KISIM Çeşitli Hükümler Okul ve kurum açma Madde 23 – Özel Eğitim okul ve kurumları ile rehberlik ve araştırma merkezleri Bakanlıkça açılır. Gerçek ve tüzel kişiler özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve öğretimleri için 8/6/1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundaki esaslara uygun olarak özel okul veya kurum açabilirler. Bakanlık, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre açılmış ve hisselerinin tümü kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara ait özel eğitim okul ve kurumlarının hizmetlerinin niteliğini yükseltmek ve öğrencilere maliyeti düşürmek amacıyla, bu okul ve kurumlara eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında personel, program gibi destekler sağlayabilir. Resmi ve özel öğretim kurumlarında özel eğitim Madde 24 – Resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okulları ile yaygın eğitim kurumları; kendi çevrelerindeki özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim hizmetleri sağlamakla yükümlüdürler. Söz konusu okul ve kurumlarda, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim-öğretim görmelerini sağlamak üzere gerekli tedbirler alınır. Personel Madde 25 – Özel eğitim okul ve kurumları ile özel eğitime destek sağlayan okul ve kurumların eğitim-öğretim sınıfı personel ihtiyacı öncelikle karşılanır; ihtiyaç duyulan uzman personel atanır veya diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak görevlendirilir. Teftiş ve denetim 63 Madde 26 – Özel eğitim okul ve kurumları ile özel eğitime destek sağlayan kurumların faaliyetlerinin teftiş ve denetimi özel eğitim ve/veya rehberlik ve psikolojik danışma alanlarında yetişmiş müfettişlerce yapılır. Özel eğitim araçları Madde 27 – Resmi okul ve kurumlarda eğitim ve öğretimlerini sürdürdükleri sürece, özel eğitim gerektiren bireylerin bu hizmetlerden etkin şekilde yararlanmalarını sağlayacak her türlü araç-gereç ihtiyaçları Bakanlıkça karşılanır. Kaldırılan hükümler Madde 28 – 12/10/1983 tarihli ve 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu yürürlükten kaldırılmış. Geçici Madde – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanması ile ilgili hususlar Bakanlıkça hazırlanacak yönetmeliklerde belirtilir. Söz konusu yönetmelikler, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde çıkartılır. Yürürlük Madde 29 – Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 30 – Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 64 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN Kanun No : 5378 Kabul Tarihi : 1.7.2005 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç MADDE 1.- Bu Kanunun amacı; özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmaktır. Kapsam MADDE 2.- Bu Kanun özürlüleri, ailelerini, özürlülere yönelik hizmet veren kurum ve kuruluşlar ile diğer ilgilileri kapsar. Tanımlar MADDE 3.- Bu Kanunun uygulanmasında; a) Özürlü: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi, b) Özürlülük ölçütü: Uluslararası temel ölçütler esas alınarak hazırlanan ve gerek duyuldukça revize edilen ölçütleri, c) Hafif özürlü: Özürlülük ölçütüne göre, hafif özürlü olarak tanımlanan kişiyi, d) Ağır özürlü: Özürlülük ölçütüne göre, ağır özürlü olarak tanımlanan kişiyi, e) Bakıma muhtaç özürlü: Özürlülük sınıflandırmasına göre resmi sağlık kurulu raporu ile ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olan kişileri, 65 f) Korumalı işyeri: Normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için meslekî rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla Devlet tarafından teknik ve malî yönden desteklendiği ve çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyerini, g) Korumalı işyeri statüsü: Çalışanlarının yönetmelikle belirlenen oranını özürlülerin oluşturduğu veya özürlülere yönelik çalışmaları ile korumalı işyerine sağlanan teknik ve malî destek sağlanma şartlarını taşımayı, h) Rehabilitasyon: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan kaldırmak veya özürlülüğün etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmek, özürlüye yeniden fiziksel, zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, meslekî ve ekonomik yararlılık alanlarında başarabileceği en üst düzeyde yetenekler kazandırarak; evinde, işinde ve sosyal yaşamında kendine ve topluma yeterli olabilmesi ve özürlünün toplum ile bütünleşmesi, ayrımcılığa karşı tüm tedbirlerin alınması amacıyla verilen koruyucu, tıbbî, meslekî, eğitsel, rekreasyon al ve psiko-sosyal hizmetler bütününü, i) Sınıflandırma: Önemli bir sağlık öğesi olarak insan vücudunun fonksiyonu ve yetersizliğinin tanımı konusunda ortak ve standart bir dil ve çerçeve geliştirme çalışmasını, İfade eder. Genel esaslar MADDE 4.- Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde aşağıdaki esaslara uyulur: a) Devlet, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, özürlülerin ve özürlülüğün her tür istismarına karşı sosyal politikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır. b) Özürlülere yönelik olarak alınacak kararlarda ve verilecek hizmetlerde özürlülerin, ailelerinin ve gönüllü kuruluşların katılımı sağlanır. c) Özürlülere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğünün korunması esastır. d) Kurum ve kuruluşlarca özürlülere yönelik mevzuat düzenlemelerinde Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşünün alınması zorunludur. 66 İKİNCİ BÖLÜM Sınıflandırma, Bakım, Rehabilitasyon, İstihdam, Eğitim, İş ve Meslek Analizi Sınıflandırma MADDE 5.- Özürlülerle ilgili derecelendirmeler, sınıflandırmalar, tanılamalar uluslararası özürlülük sınıflandırması temel alınarak hazırlanan özürlülük ölçütüne göre yapılır. Özürlülük ölçütünün tespiti ve uygulama esasları, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bakım MADDE 6.- Özürlü kişilerin yaşamlarını öncelikle bulundukları ortamda sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hâle gelebilecek şekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, bunlardan ihtiyacı olanların geçici veya sürekli bakım altına alınması veya bunlara evde bakım hizmeti sunulması esastır. Ruhsatlandırma MADDE 7.- Özürlülere yönelik bakım hizmetlerini, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünden ruhsat alan gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları verebilir. Hizmet sunumu MADDE 8.- Bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da dikkate alınır. Bakım hizmetlerinin standardizasyonu, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü koordinasyonunda çalışmalar yürütülür. Bakım hizmetleri ile bakımın nitelikli temini sağlanır. Bakım çeşitleri MADDE 9.- Bakım hizmetleri, evde bakım veya kurum bakımı modelleriyle sunulabilir. Öncelikle kişinin sosyal ve fiziksel çevresinden ayrılmaksızın hizmetin sunulması esas alınır. 67 Rehabilitasyon MADDE 10.- Rehabilitasyon hizmetleri toplumsal hayata katılım ve eşitlik temelinde özürlülerin bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak verilir. Rehabilitasyon kararının alınması, plânlanması, yürütülmesi, sonlandırılması dâhil her aşamasında özürlü ve ailesinin aktif ve etkili katılımı esastır. Rehabilitasyonun her alanında ihtiyaç duyulan personelin yetiştirilmesine yönelik eğitim programları geliştirilir ve bu personelin istihdamı için gerekli önlemler alınır. Erken tanı ve koruyucu hizmetler MADDE 11.- Yeni doğan, erken çocukluk ve çocukluğun her dönemi fiziksel, işitsel, duyusal, sosyal, ruhsal ve zihinsel gelişimlerinin izlenmesi, genetik geçişli ve özürlülüğe neden olabilecek hastalıkların erken teşhis edilmesinin sağlanması, özürlülüğün önlenmesi, var olan özrün şiddetinin olabilecek en düşük seviyeye çekilmesi ve ilerlemesinin durdurulmasına ilişkin çalışmalar Sağlık Bakanlığınca planlanır ve yürütülür. İş ve meslek analizi MADDE 12.- Özür türlerini dikkate alan iş ve meslek analizleri, Özürlüler İdaresi Başkanlığının koordinatörlüğünde Millî Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılır. Bu analizlerin ışığında, özürlülerin durumlarına uygun meslekî rehabilitasyon ve eğitim programları, anılan kurumlarca geliştirilir. Meslekî rehabilitasyon MADDE 13.- Özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bu alanda eğitim alma hakkı kısıtlanamaz. Özürlülerin yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek kazandırılması, verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla meslekî rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması esastır. Gerçek veya tüzel kişilerce açılacak olan özel meslekî rehabilitasyon merkezleri, yetenek geliştirme merkezleri ve korumalı işyerlerinin değişik tipleri ile özel işyerlerinde bireylerin bireysel gelişimleri ve yeteneklerine uygun iş veya becerilerini geliştirici tedbirler alınır. Bu alandaki hizmetler ihtiyaçlara göre iş ve meslek analizi yapılarak hizmet satın alınması suretiyle temin edilebilir. Buna ilişkin usûl ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilir. Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde, halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapar. Özürlünün rehabilitasyon talebinin 68 karşılanamaması halinde özürlü, hizmeti en yakın merkezden alır ve ilgili belediye her yıl bütçe talimatında belirlenen miktarı hizmetin satın alındığı merkeze öder. İstihdam MADDE 14.- İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz. Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz. Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumları sebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerin istihdamı, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır. Korumalı işyerleriyle ilgili usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Eğitim ve öğretim MADDE 15.- Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır. Özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezi kurulur. Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezinin çalışma usul ve esasları, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir. İşitme özürlülerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk Dil Kurumu Başkanlığı tarafından Türk işaret dili sistemi oluşturulur. Bu sistemin oluşturulmasına ve uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Türk Dil Kurumu Başkanlığı koordinatörlüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. 69 Özürlülerin, her türlü eğitim ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma, sesli, elektronik kitap; alt yazılı film ve benzeri materyal üretilmesini teminen gerekli işlemler, Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca müştereken yürütülür. Eğitsel değerlendirme MADDE 16.- Özürlülerin eğitsel değerlendirme ve tanılaması il milli eğitim müdürlükleri rehberlik araştırma merkezlerinde uzman kişilerden oluşan ve özürlü ailesinin yer aldığı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılır ve eğitim plânlaması geliştirilir. Bu plânlama her yıl yeniden değerlendirilerek gelişmeler doğrultusunda gözden geçirilir. Çıraklık eğitimi almak isteyen özürlülerin ilgi, istek, yetenek ve becerileri doğrultusunda ve sağlık kurulu raporunu da dikkate almak suretiyle hangi meslek dalında eğitim alacaklarına kurul karar verir. Kurulun teşkili ve çalışma usûl ve esasları Milli Eğitim Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Değiştirilen Hükümler MADDE 17.- 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 1 inci maddesinde yer alan "öğrenci etüt eğitim merkezleri," ibaresinden sonra gelmek üzere "özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri," ibaresi eklenmiştir. MADDE 18 .- 625 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. GEÇİCİ MADDE 2.- 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümleri gereği izin almış olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri 31.12.2007 tarihine kadar Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak açılış izinlerini yenilerler. MADDE 19.- 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje 70 değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun teşkili, çalışma usulü ile özürlünün kullanımından sonraki süreç ile ilgili usul ve esaslar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. MADDE 20.- 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 üncü maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınmaları: Mevzuata uygun olmak kaydıyla; özürlülerin mesleklerine uygun münhal kadrolara atanması, mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarınca temin edilmesi esastır. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınma şartları ile hangi işlerde çalıştırılacakları, mesleklerini icra ve infazda hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceği, zihinsel özürlülerin hangi görevlere atanmasında asgari eğitim şartından istisna edileceği hususları Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir. MADDE 21.- 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır. MADDE 22.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "gazilerin," ibaresinden sonra gelmek üzere "özürlülerin," ibaresi eklenmiştir. MADDE 23.- 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması: Madde 73.- Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması hâlinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur. 71 MADDE 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgilisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme özürlüler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usûl dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması hâlinde parmağın da bastırılması zorunludur. MADDE 25.- 1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. EK MADDE 1.- 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte; a) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, 18 yaşını dolduran ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 300'ü tutarında, b) 18 yaşını dolduran, kanunen bakmakla mükellef kimsesi olmayan ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında, c) Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde, kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlara, bakım ilişkisi fiilen gerçekleşmek kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında, aylık bağlanır. 65 yaşın doldurulmasından önce bu madde hükümlerine göre bağlanmış olan aylıkların aynı şekilde ödenmesine devam olunur. Bu Kanunun 1 inci maddesine göre aylık bağlananlardan başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar özürlü olduklarını tam teşekküllü hastaneden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanlara da birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır. Aylık bağlanmasına esas özürlülük oranı değişenlerin aylıkları durumlarına göre yeniden tespit olunur. Özürlülük oranı, bu Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenler ile birinci fıkrada 72 belirtilen aylık ortama gelir tutarından fazla gelir elde etmeye başlayanların aylıkları kesilir. Aylık hakkından yararlanan 18 yaşından küçük özürlülerin yalnızca kendileri bu Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen tedavi hakkından yararlanır. Ancak, bu madde hükümlerine göre aylık alanlardan herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun tedavi yardımı kapsamında bulunanlara tedavi yardımı yapılmaz. Bu Kanunun 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 inci maddeleri birinci fıkra hükümlerine göre aylık ödenecekler hakkında da uygulanır. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan malûl olmaları sebebiyle yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları bu madde gereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara; aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından (birden fazla sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlar için yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik kurumu tarafından) ödenir ve bu şekilde ödenen tutarlar Hazineden tahsil edilir. MADDE 26.- 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (d) bendi eklenerek bentler teselsül ettirilmiş ve mevcut (e) bendine (11) numaralı alt bent eklenmiştir. d) "Bakıma Muhtaç Özürlü"; özürlülük sınıflandırmasına göre resmî sağlık kurulu raporu ile ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olan kişiyi, 11- "Çocuk evleri"; 0-18 yaşlar arasındaki korunmaya muhtaç çocukların kaldığı ev birimlerini, MADDE 27.- 2828 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (e) bendi yürürlükten kaldırılmıştır. a) Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetler, Devletin denetim ve gözetiminde, sivil toplum kuruluşları ile halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütülür. Sunulacak bakım ve diğer hizmetlerin kapsamı ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usül ve esasları ve diğer hususlar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. MADDE 28.- 2828 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 73 g) Kuruma bağlı olanlar dışında kurulacak sosyal hizmet kuruluşlarının, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti verenler hariç olmak üzere açılış iznine, her türlü standartlarına ve işleyişlerine ilişkin esasları, varsa ücret tarifelerini tespit etmek, onaylamak, denetimini yapmak ve bu esaslara uymayanların faaliyetlerini durdurmak. MADDE 29.- 2828 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kurumun merkez teşkilatı bir Genel Müdür, aşağıdaki esas birimlerden oluşur: beş Genel Müdür Yardımcısı ile a) Hukuk Müşavirliği. b) Teftiş Kurulu Başkanlığı. c) Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı. d) İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı. e) Çocuk Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. f) Yaşlı Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. g) Özürlü Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. h) Sosyal Yardım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. i) Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. j) Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. k) Sosyal Hizmetler Eğitim Merkezi Başkanlığı. l) Yapı İşleri Dairesi Başkanlığı. m) Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü. n) Aile-Kadın ve Toplum Hizmetleri Dairesi Başkanlığı. o) Özel Kalem Müdürlüğü. p) Savunma Uzmanlığı. MADDE 30.- 2828 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir. 74 EK MADDE 7.- Sosyal güvenlik kurumlarına tâbi olmayan, bakıma muhtaç özürlülerden ailesini kaybetmiş olanlar ile ailesi ekonomik veya sosyal yoksunluk içerisinde bulunanlara bakım hizmetinin resmî veya özel bakım kurumlarında ya da ikametlerinde verilmesi sağlanır. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamı ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usul ve esasları, denetlenmeleri ile ücretlendirme ve ödemeleri Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak her ay için kişi başına belirlenecek tutar, iki aylık net asgari ücretten fazla olamaz. Bakıma muhtaç özürlülerin, Kurumca bakılanlar dışındakilerin bakım ücreti bu amaçla Kurum bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. EK MADDE 8.- İşitme ve konuşma özürlülerine gerek görüldüğü hâllerde tercümanlık yapmak üzere illerde işaret dili bilen personel görevlendirilir. Personelin işaret lisanı öğrenmeleri için gerekli kursların düzenlenmesi sağlanır. Bu personelin görev ve yetkileri, çalışma koşulları ile ilgili usul ve esaslar Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün müştereken hazırlayacakları yönetmelikle belirlenir. MADDE 31.- 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasına (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. o) Özürlülerin araçları için ayrılmış park yerlerinde, (o) bendinin ihlâli hâlinde para cezası iki kat artırılır. MADDE 32.- 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. s) Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları. MADDE 33.- 21.5.1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesine (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (o) bendi eklenmiş ve mevcut (o) bendi (p) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. o) Özürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor tesislerinin özürlülerin kullanımına da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programları 75 ve destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi sağlamak, konu ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları ile yayınlar yapmak, spor adamları yetiştirmek, özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak, MADDE 34.- 7.5.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir. m) Rehabilite edici tıbbi hizmetlerde kullanılan yardımcı araç ve gereçleri üretmek amacıyla, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulacak kuruluşların açılış iznini vermeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir. Bu kurum ve kuruluşların açılış izninin verilmesine, üretim ve personel standardına, işleyiş ve denetimi ile daha önce açılmış olan kurum ve kuruluşların durumlarına ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. MADDE 35.- 30.4.1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. EK MADDE 3.- Görme, ortopedik, işitme, dil-konuşma, ses bozukluğu, zihinsel ve ruhsal özürlü çocuklardan özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülenlerin eğitim giderlerinin, her yıl bütçe uygulama talimatında belirlenen miktarı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. MADDE 36.- 28.12.1993 tarihli ve 3960 sayılı Kalıtsal Hastalıklarla Mücadele Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 1.- Devlet, kalıtsal kan hastalıklarından thalessemia ve orak hücreli anemi dahil olmak üzere, bütün kalıtsal kan hastalıklarıyla ve özürlülüğe yol açan diğer kalıtsal hastalıklarla koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında mücadele eder. Bunun için gerekli ödenek Sağlık Bakanlığı yılı bütçesine konulur. Kalıtsal kan hastalıklarıyla ve özürlülüğe yol açan diğer kalıtsal hastalıklarla koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında mücadele için gerekli önlemler ve bu konuda uygulanacak usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. MADDE 37.- 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. u) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi. MADDE 38.- 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 348 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 76 1) Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi. MADDE 39.- 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 108 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasının birinci cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 inci maddedeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci madde kapsamındaki idari para cezaları ise, doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir. MADDE 40.- 10.7.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir. EK MADDE 1.- Büyükşehir belediyelerinde özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimleri oluşturulur. Bu birimler, faaliyetlerini özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği hâlinde sürdürürler. Özürlü hizmet birimlerinin kuruluş, görev, yetki, sorumluluk ve işleyişine ilişkin usul ve esaslar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. MADDE 41.- 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 122 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "dil, ırk, renk, cinsiyet," ibaresinden sonra gelmek üzere "özürlülük," ibaresi eklenmiştir. MADDE 42.- 25.3.1997 tarihli ve 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (h) bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir. Başkanlığın bağlı olduğu Bakanın onayı ile özürlü kimlik kartı hazırlama veya verme yetkisi, valiliklere devredilebilir. Özürlü kimlik kartı hazırlama ve verme usul ve esasları, İçişleri Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünce müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. MADDE 43.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 7.- Başkanlığın ana hizmet birimleri şunlardır: a) Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı. b) Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı. c) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı. 77 d) Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı. MADDE 44.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Madde 8.- Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır: a) Özürlülerin rehabilitasyonu ve eğitimi sürecinde ilgili kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak. b) Özürlülerin rehabilitasyonuna yönelik her türlü standardın oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmak. c) Rehabilitasyon alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardaki yapılan çalışmaları takip etmek, sorunları ve çözüm yollarını araştırmak. d) Rehabilitasyon ve eğitim alanları ile ilgili (panel, sempozyum, konferans ve benzeri) etkinliklerde bulunmak. e) İstihdamı kısıtlayan engellerin kaldırılmasını, istihdam alanlarının genişletilmesini ve özürlülerin kendi işini kurmalarına yönelik çalışmaları takip etmek ve tekliflerde bulunmak. f) Özürlülerin günlük hayatlarında karşılaştıkları fiziki ve mimari engellerin kaldırılması ve bu konudaki standartların belirlenmesi için teklifler hazırlamak ve hazırlatmak. g) Kamuya açık sosyal, kültürel, sportif tesis ve alanlar ile kitle iletişim ve ulaşım araçlarından özürlülerin faydalanmasını sağlayıcı tedbirleri araştırmak, değerlendirmek ve teklifler hazırlamak. h) Özürlü çocuklara, gençlere, yetişkinlere bütünleştirilmiş ortamlarda ve her düzeyde eğitim imkânı sağlamaya yönelik çalışmaları takip etmek. ı) Özürlülüğün önlenmesi, erken teşhisi, özürlülerin rehabilitasyonu, eğitimi ve sosyal güvenlikleri ile ilgili konularda teklif ve projeler hazırlamak, hazırlatmak ve uygulatmak. i) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak. MADDE 45.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 78 Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı Madde 9.- Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır: a) Özürlülük politikasının belirlenmesine yönelik veri oluşturmak. b) Özürlülük alanındaki çalışmaları takip etmek, değerlendirmek. c) Özürlülerle ilgili mevzuatı derlemek, incelemek ve geliştirilmesine yönelik çalışma yapmak. d) Özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanma amacıyla kullanılmak üzere özürlüler kimlik kartı hazırlamak, hazırlatmak ve her türlü işlemleri takip etmek. e) Başkanlık birimlerinin bilgi işlem ve otomasyon ihtiyacını karşılamak ve yürütmek. f) Başkanlık birimlerinin iş akışlarını izleyerek etkin ve verimli iş, bilgi akışı ve iletişim düzenini sağlamak, bunlara yönelik gelişmeleri izlemek ve geliştirmek için önerilerde bulunmak. g) Bilgi partalını oluşturmak, yönetmek ve iletişim ağını sağlamak. h) Özürlüler ile ilgili veri tabanı oluşturulmasını sağlamak. ı) Ulusal kurum ve kuruluşlardan özürlülere yönelik istatistiksel bilgilerin bilgi işlem ortamında toplanmasını sağlamak ve değerlendirmek. i) Başkanın direktif ve emirlerini ilgililere duyurmak ve işlemleri takip etmek. j) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak. MADDE 46.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Madde 10.- Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır: a) Başkanlığın uluslararası ilişkilerini düzenlemek ve yürütmek. b) Özürlülere yönelik oluşturulan sosyal politikaları uluslararası ve ülkeler ölçeğinde izlemek ve değerlendirmek. 79 c) Uluslararası düzeyde özürlülere yönelik faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla işbirliği kurmak, sürdürmek, geliştirmek, ilgili personelin bilgilendirilmesini sağlamak. d) Avrupa Birliği ile özürlülük alanındaki çalışmaları yürütmek. e) Özürlülere yönelik faaliyetlerde uluslararası kurum ve kuruluşlardaki gelişmeleri takip etmek, özürlülerin sorunlarını ve çözüm yollarını ortak araştırmak, ortaya çıkan sorunlar hakkında ortak inceleme ve araştırma yapmak, yaptırmak, bu konuda ortak proje ve teklifleri hazırlamak ve hazırlatmak. f) Uluslararası kurum ve kuruluşlardan özürlülere yönelik istatistiksel bilgilerin toplanmasını sağlamak. g) Özürlülerle ilgili uluslararası gelişmeleri takip etmek, antlaşma ve sözleşmelerin ülkemizdeki uygulamalarını izlemek ve değerlendirmek. h) Başkanlığın koordinatörlüğündeki uluslararası düzeyde özürlülere yönelik faaliyetler için teşkil edilen kurulların ve organizasyonların sekretarya hizmetini yürütmek. ı)Yabancı kaynaklı dokümanların bilgilendirilmesini sağlamak. temini, tercümesi ve ilgili birimlerin i) Başkanlığın iç ve dış tanıtımını ve halkla ilişkiler hizmetlerini yürütmek. j) Başkanlığın her türlü protokol işlerini düzenlemek ve yürütmek. k) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak. MADDE 47.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Madde 11.- Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır: a) Başkanlık birimlerince önerilen projelerin hazırlanması veya hazırlatılması ile ilgili çalışma yapmak ve uygulanmasına destek sağlamak. b) Başkanlıkça yapılmasına karar verilen projelerin gerçekleşmesi amacıyla gerekli malî kaynakların sağlanması için ilgili birimlerle kurum ve kuruluşlarla iletişim kurmak. c) Projenin tamamlanmasından sonra hazırlanacak proje sonuç raporunun ilgili birimler aracılığı ile duyurulmasını sağlamak. d) Proje veri tabanının oluşturulmasını sağlamak. 80 e) Başkanlık süreli yayınının hazırlanması ve yayınlanması için gerekli çalışmaları yapmak ve yaptırmak. f) Başkanlıkça görevlendirildiğinde, genel yahut özel protokole bağlı işbirlikleri geliştirmek. g) Başkanlığı ilgilendiren toplantı, brifing ve görüşmeleri düzenlemek, Özürlüler Yüksek Kurulu ve Özürlüler Şurasının sekretarya hizmetlerini yürütmek, önemli not ve tutanakları tutmak ve yayımlamak. h) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak. MADDE 48.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin " Ana Hizmet Birimleri" bölümü "1. Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı, 2. Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı, 3. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, 4. Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı" şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 49.- a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bölümünden çıkarılmış, ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek adı geçen Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (I) sayılı cetvelin adı geçen Genel Müdürlüğe ait bölümüne eklenmiştir. b) Ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Özürlüler İdaresi Başkanlığı bölümünden çıkarılmış, ekli (4) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek adı geçen Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (I) sayılı cetvelin adı geçen Başkanlığa ait bölümüne eklenmiştir. Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 50.- a)17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun ek 37 nci maddesi, b) 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 668 inci maddesinin üçüncü fıkrası, c) 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 14 üncü maddesinin son fıkrası, Yürürlükten kaldırılmıştır. GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur. 81 GEÇİCİ MADDE 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir. GEÇİCİ MADDE 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir. GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanunla Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü teşkilat kanunlarında yapılan yeni düzenleme sebebiyle kadro ve görev unvanları değişenler veya kaldırılanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde boş bulunan durumlarına uygun kadrolara atanırlar. Bunlar yeni bir kadroya atanıncaya kadar her türlü malî haklarını eski kadrolarına göre almaya devam ederler. Söz konusu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamının net tutarı, eski kadrosunda en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadroda kaldıkları sürece hiçbir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. Kadro ve görev unvanı değişmeyenler ise aynı kadro ve görev unvanlarına atanmış sayılırlar. Yürürlük MADDE 51.- Bu Kanunun 35 inci maddesi ile 50 nci maddesinin (a) bendi 1.6.2006 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 52.- Bu Kanun Hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 82 Muhtaçlara aylık bağlanmasını öngören 2022 sayılı yönetmelik tümden değişti Resmî Gazete Sayı : 28539 65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK VATANDAŞLARI İLE ÖZÜRLÜ VE MUHTAÇ TÜRK VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda belirtilen aylıklardan yararlanabileceklerin başvuru şekli, hak sahipliğinin tespiti, kontrolü ve aylıkların ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; a) 65 yaşını doldurmuş, kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olan Türk vatandaşlarını, b) 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte, özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 40 ile % 69 arasında olan, 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanları, 83 c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 70 ve üzerinde olan, 18 yaşını doldurmuş bulunan özürlülerden; kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanları, ç) Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmadığı, nafaka bağlanmadığı veya bağlanması mümkün olmadığı gibi, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmadığı ve her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde; kanunen bakmakla yükümlü olduğu ve fiilen bakımını gerçekleştirdiği, toplam özür oranı %40 ve üzerinde olduğu gibi 18 yaşını da tamamlamamış durumda özürlü yakını olanları, d) Sosyal güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan özürlü olanların aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları toplam özür oranlarına göre bu Yönetmelik kapsamında ödenecek olan aylık tutarından düşük olanları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) 2022 modülü: Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemindeki 2022 sayılı Kanuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütüldüğü modülü, b) Bakanlık: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını, c) Genel Müdürlük: Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünü, 84 ç) Kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364 üncü maddesine göre tespit edilecek hiçbir yakını bulunmayan veya bu kapsamdaki bir veya birden fazla yakınından toplam olarak, 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tutara eşit veya daha fazla tutarda nafaka almayan veya alması mümkün olmayanları, d) Mütevelli Heyeti: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının karar organını, e) Nafaka yükümlüsü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364 üncü maddesinde ifade edilen altsoy, üstsoy ve refah durumlarına göre kardeşlerini, f) Özürlü sağlık kurulu raporu: 3/7/2009 tarihli ve 27277 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınan raporu, g) Puanlama formülü: Bakanlık tarafından geliştirilen, kişilerin harcamaları, gelirleri ve servetleri dikkate alınarak gelirlerine ulaşmada kullanılan formülü, ğ) Sistem: Bakanlık tarafından geliştirilen, vatandaşların sosyal yardım için başvurularından hak sahipliğinin belirlenmesi ve ilgili yardım ya da desteğin teslimine kadar bütün süreçlerini içeren, karar destek sistemi niteliğinde çevrimiçi olarak çalışan edevlet uygulaması olan Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemini, h) Vakıf: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarını, ı) Yaşlı: 65 yaşını doldurmuş olanları, i) Yetkili hastane: 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte belirtilen sağlık kuruluşlarını ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Başvuru, Ön İnceleme ve Sosyal İnceleme MADDE 5 – (1) 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylıklara ilişkin başvurular, kişilerin adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde kayıtlı ikametgâhının bulunduğu Vakfa yapılır. 85 (2) Başvuruların şahsen ve yazılı olması esas olmakla birlikte başvuru işleminin kanunî temsilciler tarafından yapılması hâlinde mahkemeden alınmış karar örneği, vekil tarafından başvuru yapılması hâlinde vekâletname örneği başvuru formuna eklenir. (3) 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylıklara ilişkin olarak Vakıflar tarafından yapılacak tüm iş ve işlemler sistem üzerinden 2022 modülü kullanılarak gerçekleştirilir. (4) Başvuru sırasında başvuran tarafından EK-1’de yer alan Aylık Başvuru Formu imzalanır. (5) Yaşlılık aylığı başvurularında, herhangi bir belge talep edilmemesi esastır. Özürlüler ve 18 yaş altı özürlü yakını bulunanlar için bağlanacak aylık başvurusu sırasında aşağıdaki belgeler istenir. a) Özürlü ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü aylığı başvurularında, özürlü sağlık kurulu raporunun aslı ya da noter/hastane başhekimliği tarafından onaylı sureti veya Sağlık Bakanlığı veri tabanından elektronik olarak paylaşılan rapor bilgileri kabul edilir. Bununla birlikte özürlü sağlık kurulu raporu suretlerine Vakıf Müdürlerince, aslının ibraz edilmesi kaydıyla “aslı gibidir” onayı verilir. b) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı başvurularında; özürlü sağlık kurulu raporunun yanında, kanuni velisinin olmadığı durumlarda atanmış vasilere ilişkin mahkemece verilmiş vesayet kararının aslı ya da noter tarafından onaylı sureti istenir. Bununla birlikte vesayet kararı suretlerine Vakıf Müdürlerince, aslının ibraz edilmesi kaydıyla “aslı gibidir” onayı verilir. (6) Eksik belge ile yapılan başvurular kabul edilmez ve aylık başvurusu belgelerin tamamlanmasını müteakip sisteme işlenir. (7) Başvuruda bulunan kişilere EK-1’de yer alan Başvuru Alındı Belgesi verilir. (8) Başvuruda bulunan kişilerden gelir durumlarının tespiti için belge istenmemesi esastır. (9) Özürlü olarak başvuruda bulunan vatandaşlara ücretsiz özürlü sağlık kurulu raporu uygulamasından faydalanabilmeleri için Vakıf Müdürü tarafından imzalanan sevk kâğıdı verilir. (10) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında başvuruda bulunanların Türkiye İş Kurumuna başvuruları sistem aracılığıyla yapılır. 86 Sosyal inceleme MADDE 6 – (1) Sosyal inceleme, hane ziyareti ve çevre araştırmasından elde edilen bilgilerden oluşur. (2) Sosyal inceleme; başvuru formunda beyan edilen bilgiler ile merkezi veri tabanlarından yapılan sorgulamalar doğrultusunda elde edilen bilgilerin doğrulanması ve hanenin genel durumunun mahallinde tespit edilmesi amacıyla, Vakıf personeli tarafından başvuruda bulunanın ikametgâhına ve çevresine gidilmek ve hane ziyaret bilgi formu doldurulmak suretiyle gerçekleştirilir. (3) Aylık almaya hak kazanan kişilerin sosyal incelemeleri her yıl yenilenir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Değerlendirme, Karar ve Ödeme MADDE 7 – (1) 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının Devlet memurlarının aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpılmasından bulunacak tutardan daha az geliri olanlar, 2022 sayılı Kanunun uygulanmasında muhtaç sayılır. 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının, yılı merkezi yönetim bütçe kanununda farklı olarak tespit edilmiş olması halinde muhtaçlığa esas tutar, bütçe kanunundaki gösterge rakamı esas alınarak hesaplanır. (2) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentleri kapsamında, sistem üzerinden yapılan sorgulamalar ve sosyal incelemeden elde edilen verilere göre; a) Hangi ad altında olursa olsun sosyal güvenlik kurumlarından bir gelir veya aylık hakkından faydalananlar ile isteğe bağlı prim ödeyenler dahil olmak üzere sosyal güvenlik kurumlarına uzun vadeli sigorta kolları kapsamında sigortalı olmayı gerektirecek şekilde bir işte çalışanlar, b) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar, c) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde nafaka bağlanmış veya bağlanması mümkün olanlar, ç) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde mahkeme kararıyla veya bir mevzuat gereği bağlanmış devamlı bir geliri bulunanlar, 87 d) Herhangi bir şekilde muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde devamlı gelir sağlayan ya da sağlaması mümkün olanlar, e) Kamu veya özel kurum ve kuruluşlarda iaşe ve ibateleri dâhil olmak üzere sürekli bakımı yapılan veya yaptırılanlar, f) Malları ve gelirleri devredilerek bir sözleşmeyle gerçek veya tüzel kişilerce kendilerine bakılanlar, aylığa hak kazanamaz. (3) Kişinin bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünde sağlık güvencesine sahip olması veya aynı hanede sosyal güvenceye sahip bireylerin bulunması durumları aylığa hak kazanılmasında tek başına engel teşkil etmeyip bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen muhtaçlık ölçütü dikkate alınmak suretiyle işlem tesis edilir. (4) 18 yaşından küçük özürlü yakınlarına aylık bağlanabilmesi için fiilen bakım ilişkisinin gerçekleşmesi ve bakıcı ile bakılan kişinin aynı hanede ikamet etmesi şartları aranır. (5) Kişinin yaşlı veya özürlü aylığı alması, fiilen bakımını üstleneceği özürlü yakını bulunması durumunda 18 yaş altı özürlü yakını aylığı bağlanmasına engel teşkil etmez. (6) Kişinin 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilenlerin vasisi olması, kişiye ayrıca aylık bağlanmasına engel teşkil etmez. (7) Aylığa hak kazanma durumları uygun olanların muhtaçlığı, puanlama formülü ile belirlenir. (8) Değerlendirmeler sonucu hane içinde kişi başına düşen geliri muhtaçlık sınırının altında olanlara aylık bağlanır. Karar MADDE 8 – (1) 2022 sayılı Kanun kapsamındaki aylıklara ilişkin tüm iş ve işlemler, başvuru tarihinden itibaren en geç bir ay içinde tamamlanır. (2) Mütevelli Heyetinin kararları sistem üzerinden 2022 modülü kullanılarak Genel Müdürlüğe gönderilir. Ayrıca yazışma yapılmaz. Ancak Genel Müdürlük, gerektiğinde aylık bağlanmaya esas belgelerin Vakıf Başkanı onaylı suretlerini istemeye yetkilidir. (3) Vakıf Mütevelli Heyeti verdiği kararların, 2022 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen hükümlerle, 2022 modülünden ve sosyal incelemeden elde ettiği bilgilere uygun olmasından sorumludur. 88 Ödeme MADDE 9 – (1) Mütevelli Heyeti kararı ile muhtaçlığı tespit edilerek aylık bağlanan kişilerin aylığa hak kazandıkları tarih, başvuru tarihini takip eden aybaşıdır. (2) Aylığa hak kazanma başlangıç tarihinden ilk aylık ödemesinin yapıldığı ödeme dönemine kadar olan aylık hakları için, aylığın bağlandığı tarihi takip eden ilk ödeme döneminde defaten ödeme yapılır. (3) Aylıkların ödeme gün ve dönemleri Genel Müdürlük tarafından belirlenir. Belirlenen gün ve dönemlerde ödemeler; hak sahiplerinin kendilerine veya durumlarına göre vekillerine, vasilerine, kayyumlarına veya velilerine peşin olarak yapılır. (4) Aylık türlerine göre, a) Yaşlılık aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarda, b) Özürlü ve 18 yaş altı özürlü yakını aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın %200’ü tutarında, c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın %300’ü tutarında ödeme yapılır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Karar Sonrası İşlemler, Aylıkların Durdurulması ve Kesilmesi Karar sonrası işlemler MADDE 10 – (1) Aylık bağlama işlemi tamamlananlara ait bilgiler, 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin üç numaralı alt bendine göre genel sağlık sigortası kapsamına alınmaları amacıyla Genel Müdürlük tarafından sistem üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir ve bu bildirim sonrasında ilgililer genel sağlık sigortalısı olarak Sosyal Güvenlik Kurumunca tescil olunurlar. Aylıkları durdurulan veya aylıkları kesilenler de aynı yöntemle Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir. (2) Her yıl yapılacak olan sosyal inceleme ve merkezi veri tabanlarından elde edilen bilgiler doğrultusunda durumu değiştiği tespit edilenlerin muhtaçlığı Mütevelli Heyetince 89 tekrar değerlendirilir. Değerlendirme sonucu durumları bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı tespit edilenlerin aylıkları kesilir. (3) Mütevelli Heyeti kararlarına ilişkin itirazlar ilgili Vakfa yapılır. Aylıkların durdurulması ve kesilmesi MADDE 11 – (1) Yaşlılık aylığı ve özürlü aylıkları, aşağıda belirtilen hallerde geçici olarak durdurulur. a) Aylık almakta iken ikametgâhını başka Vakfın görev alanına girecek şekilde değiştirenlerin aylıkları geçici olarak durdurulur. Kişilerin bir yıl içinde yeni ikametgâhlarındaki ilgili Vakfa başvurmaları gerekmekte olup muhtaçlığının devam ettiğinin Mütevelli Heyeti tarafından tespiti halinde aylıkları durdurulduğu tarihten itibaren yeniden başlatılarak hak ettiği aylıklar takip eden ilk ödeme döneminde ödenir. b) Süreli raporu bulunanlar için, raporun Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin edilemediği durumlarda, rapor süresi dolmasına rağmen yeni raporunu Vakfa teslim etmeyenlerin aylıkları geçici olarak durdurulur. Rapor süresinin dolum tarihinden itibaren bir yıl içinde yeni rapor getirilmesi halinde geçici olarak durdurulmuş olan aylıklar, durdurulduğu tarihten itibaren yeniden başlatılarak takip eden ilk ödeme döneminde ödenir. (2) Yaşlılık aylığı ve özürlü aylıkları, aşağıda belirtilen hallerde kesilir. a) Ölüm b) Feragat. c) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı alanlar için özürlünün 18 yaşını doldurması. ç) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı alanlar için bakıcı ile bakılanın aynı hanede ikamet etmediğinin, aynı hanede ikamet etse dahi fiili bakımın gerçekleşmediğinin ve aylığın özürlü için kullanılmadığının tespit edilmesi. d) Türk vatandaşlığından çıkarılma, Türk vatandaşlığı muhafaza edilmeksizin yabancı memleket uyruğuna girilmesi. e) Süreli raporu bulunanlar için rapor süresi dolmasına rağmen yeni raporun bir yıl içinde Vakfa teslim edilmemesi. 90 f) Aylık almakta iken ikametgâhını başka Vakfın görev alanına girecek şekilde değiştirenler için bir yıl içinde yeni ikametgâhlarındaki Vakfa başvurulmaması. g) Aylığın bir yıl boyunca aralıksız olarak alınmaması. ğ) 7 nci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b), (ç), (e) ve (f) bentlerinde belirtilen sebeplerle ya da muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde nafaka almakta olması veya gelir elde etmekte olması sebepleriyle aylık bağlanması koşullarının kaybedilmesi. h) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde gelir elde edebilecek olması veya nafaka alabilecek olması ya da başka sebeplerle muhtaçlık halinin ortadan kalktığının tespit edilmesi. (3) İkinci fıkranın; a) (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılanların aylıkları, aylığın kesilmesini gerektiren durumun gerçekleştiği, b) (ç) bendinde belirtilenlerin aylıkları, tespitin yapıldığı, c) (e) ve (f) bentleri kapsamına girenlerin aylıkları, bir yıllık sürenin sona erdiği, ç) (g) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, aylığın ilk defa alınmadığı, d) (ğ) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, aylık bağlanması koşullarının kaybedildiği, e) (h) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, muhtaçlığın ortadan kalktığına ilişkin tespitin yapıldığı, tarihi takip eden ilk ödeme döneminin başından itibaren kesilir. (4) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri ile ikinci fıkranın (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve 7 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sayılan durumların tespiti Genel Müdürlük tarafından sistem aracılığıyla; bu maddenin ikinci fıkrasının (b), (ç), (ğ) ve (h) bentlerinde sayılan durumların tespiti Vakıflar tarafından sistem aracılığıyla yapılır. (5) Aylığı kesilenlerin yeniden aylık talebinde bulunmaları halinde başvurular yeni başvuru olarak değerlendirilir. Özürlü sağlık kurulu raporu geçerlilik süresi “sürekli” olanların kesilme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde aylık talebinde bulunmaları halinde rapor istenilmez. 91 BEŞİNCİ BÖLÜM Özürlülüğün Belirlenmesi ve Özür Oranlarındaki Değişiklikler Özürlülüğün belirlenmesi MADDE 12 – (1) 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenir. (2) 2022 sayılı Kanunun uygulanmasında; a) Özür durumuna göre toplam özür oranı % 40 ile % 69 arasında olanlar “özürlü”, b) Özür durumuna göre toplam özür oranı % 70 ve üzeri oranda olanlar ise “başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olarak kabul edilir. Özür oranlarındaki değişiklikler MADDE 13 – (1) Yaşlılık aylığı bağlananlardan %70 ve üzeri oranda özürlü olduklarını özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanların aylıkları başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü aylığına dönüştürülür. Ancak %40 ile %69 arası oranda özürlü sağlık kurulu raporuna sahip 65 yaşını doldurmuş vatandaşlara sadece yaşlılık aylığı bağlanır. (2) 65 yaşın doldurulmasından önce özürlü aylığı bağlanmış olanların aylıkları aynı şekilde ödenmeye devam olunur. (3) Toplam özür oranı, özürlü aylığı tutarında artış yapılmasını gerektirecek şekilde artanların aylıkları, özürlü sağlık kurulu raporunun Vakıf kayıtlarına geçtiği tarihi takip eden dönem başından itibaren artırılır. (4) Toplam özür oranı, 2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenlerin aylıkları özürlü sağlık kurulu raporunun düzenlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren kesilir. Raporun, Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin edilemediği durumlarda, rapor tarihinden itibaren üç ay içinde yeni raporunu Vakfa teslim etmeyenlerin aldıkları yersiz ödemeler için ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilir ve takibi sağlanır. 92 (5) Toplam özür oranı, aylık türünü değiştirecek şekilde azalanların aylıkları, özürlü sağlık kurulu raporunun düzenlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren azaltılır. Raporun, Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin edilemediği durumlarda, rapor tarihinden itibaren üç ay içinde yeni raporunu Vakfa teslim etmeyenlerin aldıkları yersiz ödemeler daha sonra ödenecek aylıklardan 1/4 oranında mahsuben tahsil edilir. Borçların mahsup yoluyla tahsil imkânının kalmaması halinde Bakanlık tarafından takibi sağlanır. ALTINCI BÖLÜM Bildirim Yükümlülüğü, Fazla veya Yersiz Ödenmiş Aylıkların Geri Alınması ve İdari Yaptırımlar Bildirim yükümlülüğü MADDE 14 – (1) Aylık almakta olanlar veya aylık sahiplerinin eş, anne, baba, vasi, kayyum, veli veya vekilleri, aylıkların kesilmesini gerektiren durumları üç ay içinde Vakfa bildirmekle yükümlüdürler. (2) Bu yükümlülüğe uymayarak yersiz aylık tahsilinde bulunanlara ödenmiş olan aylıklar için ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilerek, takip ve tahsili sağlanır. Süresi içinde bildirim yükümlülüğüne uyulmuş olmakla veya aylık hakkından feragat talebinde bulunulmakla birlikte, süresinde aylık kesme işlemi yapılmayarak aylıkların ödenmeye devam olunması durumunda geri tahsil olunacak aylık tutarları için kanuni faiz veya Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık değişim oranlarına göre ayrıca bir fark alınmaz. Fazla veya yersiz ödenmiş aylıkların geri alınması MADDE 15 – (1) 11 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre aylığının kesilmesi gereken ödeme dönemi başından itibaren her ne suretle olursa olsun, istihkaklarından fazla veya yersiz ödenen aylıklar ile 14 üncü maddeye göre tahakkuk ettirilmiş faiz, borcun tahsilinden önce aynı kişiye tekrar aylık bağlanmış olması durumunda aylıklarından mahsup edilir. 13 üncü maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen hallerde, anılan hükümlere göre işlem yapılır. (2) Borçların mahsup yoluyla tahsil imkânının kalmaması halinde Bakanlık tarafından takip ve tahsili sağlanır. İdari yaptırımlar 93 MADDE 16 – (1) Aylığa hak kazanmak üzere düzenlenen belgelerin gerçeğe uymadığı tespit edildiği takdirde ödenmiş olan aylıklar için ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süre için Türkiye İstatistik Kurumunca her ay için belirlenen Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarıyla birlikte Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilerek takip ve tahsili sağlanır. (2) Hak sahibinden tahsili imkanının kalmadığı durumlarda, Bakanlık tarafından tahakkuk edilen borç, aylığın ödenmesinde kasıt, kusur veya ihmali olduğu tespit edilenlerden müteselsilen tahsil edilir. (3) Gerçeğe uygun olmayan belgeleri düzenleyen ve kullananlar hakkında genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılması için Bakanlık tarafından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu belgeleri düzenleyenlerin kamu görevlisi olması durumunda, haklarında ayrıca idari soruşturma açılır. YEDİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Muhtaçlık ve bakım ilişkisinin kontrolü MADDE 17 – (1) Bakanlık, ilgililerin gelir, yaşam düzeyi ve varlıkları, bakım ilişkisinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hakkında, belirleyeceği yöntemlerle inceleme yapmaya veya kamu kurum ve kuruluşları aracılığı ile yaptırmaya, resmi ve özel idari müessese ve ortaklarından ve şahıslardan bilgi ve belge istemeye yetkilidir. (2) İnceleme neticesinde muhtaç olmadıkları anlaşılanlara aylık bağlanmaz ve varsa bağlanmış aylık ödemesi durdurulur. Bunların muhtaçlık durumu yeniden incelenmek üzere Genel Müdürlük tarafından ilgili Vakfa bildirilir. Mütevelli Heyetlerince yeniden yapılan inceleme sonucunda yine muhtaç olduğu tespit edilen ve Genel Müdürlük tarafından da bu tespit işlemi uygun görülenlerin aylıkları bağlanır. (3) Aylık bağlama işleminden sonra yapılacak incelemeler sonucunda, aylık bağlama kararını etkileyecek durumların tespit edilmesi halinde, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için durum aylık bağlanana ve ilgili Vakfa tebliğ edilir. Eksikliklerin giderilmemesi halinde, 15 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, tebligat tarihinden itibaren üç aylık sürenin sona erdiği tarihin içinde bulunduğu ödeme döneminin sonunda aylık kesme veya düzeltme işlemi yapılır ve fazla ödenen tutarlar geri alınır. (4) Bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı tarafından her yıl, 2022 sayılı Kanun kapsamında yapılan ödemelere ilişkin olarak, ödeme türü, hak sahiplerinin ağırlıklı olduğu 94 ikamet bölgeleri, sistemin sağladığı güvenlik dereceleri ve benzeri ölçütler üzerinden yapacağı risk değerlendirme sonuçlarına göre ve örneklem metoduyla belirlediği hak sahiplerinin durumunu inceler ve sonuçlarını, uygulamaya yönelik önerileri ile birlikte Bakanlığa raporlar. Genel Müdürlük bu raporda yer verilen ve uygulamada tespit ettiği diğer yaygın uygulama hatalarını her yıl Vakfa yazılı olarak bildirir. Aylıkların haczedilemeyeceği MADDE 18 – (1) Nafakaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanan aylıklar kişinin rızası olsa bile haczedilemez, başkasına devir ve temlik edilemez. Düzenleyici işlemler MADDE 19 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte muhtaçlık kararının alınması ve aylıkların bağlanmasına ilişkin tüm iş ve işlemler Vakıflar tarafından yerine getirilir. (2) Bakanlık çıkardığı alt düzeyde düzenlemelerin bir örneğini on gün içinde Maliye Bakanlığına gönderir. Vergi muafiyeti MADDE 20 – (1) Aylıkların bağlanmasında ve ödenmesinde kullanılan bütün belgeler, her türlü vergi ve resim ödemelerinden muaftır. Aylık farkı ödemeleri MADDE 21 – (1) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılacak olan tüm iş ve işlemler ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yerine getirilir. (2) Aylık farkı almaya hak kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve sosyal güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan, aldıkları aylık ya da gelir toplamı tutarları özürlülük derecelerine göre bu Yönetmelik kapsamında ödenebilecek olan aylık tutarından düşük olanlara, bu Yönetmelikle belirlenen diğer şartlar aranmaksızın aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenir. Birden fazla sosyal güvenlik kurumundan ya da birden fazla dosya üzerinden aylık veya gelir alanlar için aradaki fark yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik kurumu tarafından ya da tercih edecekleri tek bir dosya üzerinden ödenir. Bu kapsamda aylık farkı başlangıç tarihi Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurularının kayda geçtiği tarihi izleyen aybaşıdır. 95 (3) İlgili sosyal güvenlik kurumu tarafından fark olarak ödenen tutarlar Hazineden tahsil edilir. Ödemenin yapılabilmesi için ilgililerce, yetkili hastanelerden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile birlikte, yetim olarak aylık veya gelir alınan sosyal güvenlik kurumuna bizzat veya kanuni temsilcilerince başvuruda bulunulması gerekir. (4) Sosyal güvenlik kurumlarından 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında ödenmekte olan yetim aylığı veya gelirinin kesilmesi durumunda alınan aylık farkları da kesilir. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 22 – (1) 6/11/2010 tarihli ve 27751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Özürlü ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Muhtaçlık hesaplaması GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 7 nci maddenin yedinci fıkrasında belirtilen Puanlama Formülü uygulamaya geçinceye kadar muhtaçlık; gelir, servet ve harcamalar esas alınarak aşağıdaki şekilde belirlenir. a) Hanenin gelir durumu; 1) Tespit/beyan edilen aylık net maaş, ücret, nafaka, yevmiye ve diğer gelirlerin yıllık tutarının aylık ortalaması, 2) Hanenin; mülkiyeti hane bireylerinden birine ait olan ikamet ettiği konutu ile mülkiyeti başka birine ait olmakla birlikte kira ödemediği konutu için konutun (takdir edilen/beyan edilen) rayiç bedelinin 240’ta biri, 3) Hanenin ikamet ettiği konut haricinde diğer konutları için (takdir edilen/beyan edilen) rayiç bedelinin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan edilen) kira getirisinin toplamı, 4) İkamet edilen konut haricindeki konut için kira geliri elde edilmiyorsa veya kira geliri beyan edilmiyorsa konutun rayiç bedelinin 120’de biri, 5) Dükkânlar için rayiç bedelin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan edilen) kira getirisinin toplamı, 6) Dükkân için kira geliri elde edilmiyorsa veya kira geliri beyan edilmiyorsa dükkânın rayiç bedelinin 120’de biri, 96 7) Hanenin arazi, tarla ve benzeri için rayiç bedelin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan edilen) aylık (zirai/ticari/kira ve benzerleri) getirisinin toplamı, 8) Hanenin binek aracı için aracın kasko/rayiç bedelinin 120’de biri, 9) Hanenin ticari/ zirai amaçlı aracı için aracın kasko bedelinin 120’de biri, kasko bedelinin belirlenememesi halinde ise rayiç bedelinin 120’de biri ile bu araçların (takdir/beyan edilen) aylık (zirai/ticari/kira ve benzerleri) getirisinin toplamı, 10) Hanenin büyük ve küçükbaş hayvanları için il/ ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürlüklerinden temin edilen yıllık getiri miktarının aylık tutarı, 11) Hanenin tespit/beyan edilen banka mevduatları için aylık faiz getirisinin iki katı tutar, 12) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun Ek 7 nci maddesi gereğince yapılan evde bakım ödemeleri ve 2022 sayılı Kanun gereğince bağlanan aylıklar hariç olmak üzere sürekli ve düzenli olarak alınan şartlı eğitim yardımı, şartlı sağlık yardımı, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik yardım, burs, harçlık gibi nakdî sosyal yardımların aylık ortalaması, 13) Aynı hanede ikamet etmemesine rağmen nafaka yükümlüleri tarafından sağlanan destek tutarı, 14) Tarımsal destek geliri tutarı, 15) Uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışanların gelirleri, 16) Diğer gelirlerin toplamının aylık ortalaması, dahil edilerek yapılan hesaplama ile belirlenir. b) Birinci fıkranın (a) bendinin alt bentlerinde yer alan taşınır ve taşınmazların tespit edilen rayiç bedellerine ilişkin değerlendirmeyi Mütevelli Heyeti yapar. c) Hanenin harcama durumu; gıda, giyim, kira, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, eğlence ve benzerlerine yapılan yıllık ödemelerin aylık ortalaması dâhil edilerek yapılan hesaplama ile belirlenir. ç) Harcamalar, hanenin gelir seviyesinin bir göstergesi olarak dikkate alınacak olup birinci fıkranın (a) bendine göre hesaplanacak gelir tutarından hiçbir şekilde çıkarılamaz. 97 d) Hanenin tespit/beyan edilen harcamalarının birinci fıkranın (a) bendine göre tespit edilen gelir tutarından fazla olması durumunda harcama ve gelir arasındaki fark gelire eklenir. e) Birinci fıkranın (a) bendine göre tespit edilen gelir tutarının beyan/tespit edilen harcama düzeyinin üzerinde olması durumunda harcamalar gelire eklenmez. İşlemleri devam eden dosyalar GEÇİCİ MADDE 2 – (1) İl veya ilçe idare kurulları tarafından ya da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaçlık kararı alınmış olmakla birlikte aylık bağlama işlemleri henüz tamamlanmamış olanlar hakkında alınmış muhtaçlık kararlarının geçerli olarak kabul edilmesinde ve aylıklarının bağlanmasında geçici 1 inci maddeye göre tekrar muhtaçlık tespiti yapılması gerekmez ve bu durumda olanların aylık bağlama işlemleri, 22 nci madde ile yürürlükten kaldırılan Yönetmelik hükümleri çerçevesinde Bakanlık ve Vakıflar tarafından sonuçlandırılır. Yürürlük MADDE 23 – (1) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı yürütür. 98 ZİHİNSEL ENGEL NEDİR? Hamilelik döneminde embriyonun gelişme sürecinde, doğum sırasında yaşanılan olumsuzlukla, veya; doğum sonrasındaki gelişim sürecinde; değişik sebeplerle, Merkezi Sinir Sistemi MSS’in olumsuz etkilenerek bellek, algılama, düşünme, öğrenme, mantık yürütme gibi zihin fonksiyonlarının ve bunların birbiriyle uyumlu çalışmasında meydana gelen tahribat sonucu meydana gelen duraklama veya gerileme nedeniyle, kişinin, yaşadığı toplum içerisinde karşılaştığı sorunlarla başa çıkma yeteneğini olumsuz etkileyen zihni fonksiyonlarının kısıtlanması ve sınırlanmasıdır diyebiliriz. Bir kişiye zihinsel engelli diyebilmemiz için normalin altındaki zeka işlevi ile birlikte: Çevresiyle iletişim kurmada, Öz bakımında, Evdeki yaşamında, Toplumsal becerileri ve topluma uyumunda, Kendini yönlendirmede, Sağlığını korumada, Akademik becerilerinde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun, eksikliğin bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlamış olması gerekmektedir. Bir hastalık değildir ve akıl hastalarıyla karıştırılmamaları gerekir. Başlıca Sebepleri: a-Doğum öncesi embriyonun gelişim sürecindeki nedenler: Özellikle annenin hamilelik döneminde geçirdiği uzun süreli ateşli hastalık, denetimsiz ilaç alımı, aşırı alkol ve sigara tüketimi, kansızlık, yetersiz ve dengesiz beslenme ve gebelikte geçirilen kazaları sayabiliriz. b-Doğum sırasındaki nedenler: Uygun koşullarda olmayan zor doğum ve buna bağlı olarak beynin oksijensiz kalması, doğum sırasında beyin zedelenmesi, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklik. c-Doğum sonrası nedenler: Bebeğin yeterli miktarda anne sütü alamaması, Demir ve iyot eksikliği, Menenjit gibi merkezi sinir sistemini olumsuz etkileyen ateşli hastalık ve buna bağlı olarak havale geçirmesi. Bu tür çocuklarda nörolojik bir hastalık olan ve halk dilinde sara adı da verilen epilepsi nöbetleri görülür ve zihinsel engellilerin büyük çoğunluğu antiepileptik ilaçlar kullanarak epilepsi nöbetleri giderilmeye veya kontrol altına alınmaya çalışılır. Metabolik hastalık geçirmesi (fenilketonür hipotroidi vs.), Geçirilen kazalar ve bilhassa kafa travması gibi nedenler. d- Genetik Bozukluklar : (Anne veya babada doğuştan olan bir zeka yetersizliğinin var olması Mendel Kalıtım Kanunları gereği bunun doğan çocuğa intikali), Yakın akraba evlilikleri( Ülkemizde sosyo-ekonomik yapı ve bölgelere göre değişkenlik göstermekle birlikte, yakın akraba evliliklerinin zihinsel engelli doğumuna etkisi %2 ila %12 arasında olduğu bilimsel verilerle tespit edilmiştir.) 99 Kromozon hastalıkları down sendromu gibi. Ana rahminde canlanmış olan embriyonun genetik bir hastalığı ,nörolojik bir bozukluğu olup olmadığı genetik tanı merkezlerinde yapılacak kontrollerde hamileliğin ilk haftasından itibaren anlaşılabilmektedir. Bu nedenle, ailesinde zihinsel engelli birey bulunan sağlıklı gençlerin, çocuk sahibi olmaya karar vermeleri halinde, hamileliğin ilk haftasından itibaren Genetik Tanı Merkezlerine müracaat ederek, doğacak bebeklerinin nörolojik bozukluklarının olup olmadığın tespit ettirmeleri, yeni bir zihinsel engelli bireyin doğumunu zamanında engellemek açısından önemlidir. Hatta, ailesinde zihinsel engelli birey olmasa da, çocuk sahibi olmaya karar veren her çiftin, sağlıklı bir bebeğe sahip olmaları açısından, hamileliğin ilk üç ayında, bebeğin nörolojik yapısında genetik bir bozukluğun olup olmadığını öğrenerek, eğer engelli bir bebeğe sahip olacaklar ise, bunun doğumuna veya aldırılmasına anne-baba olarak karar vermeleri sağlıklı nesillere sahip olma açısından ne kadar gerekli ve önemlidir. Bu nedenle, bu kitabın okuyucularına yardımcı olmak amacıyla Sağlık Bakanlığına bağlı olan Genetik Tanı Merkezlerinin adres listesini de vermenin yararlı olacağına inanıyoruz. Zihin Engelinin Düzeyleri: Zihinsel yetersizlik veya zihinsel engellilik, Dünya Sağlı Örgütü ve ABD Zihinsel Engelliler Derneğinin tanımlama ve tespitlerine göre IQ (zeka seviyesi) 70’in altında olanları kapsar. Bu zeka seviyesi çeşitli kademelerde görülür ve buna göre de ,hafif, Orta, Ağır ve Derin zeka engeli olarak sınıflandırılabilir. Buna göre: A-Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği: IQ düzeyi 50-55 ile 70 arasında olan bireyleri kapsar ve eğitsel sınıflandırmaya göre eğitilebilir düzeyi kapsar. Bu çocuklar tüm zihinsel engellilerin %80-85’ini teşkil eder, yavaş ve geç de olsa akademik eğitim alabilirler. Çoğunlukla ilkokul içinde karma eğitim alırlar. Fakat, ilkokul programlarından tam olarak yararlanamazlar. İlkokul sonrası Meslek Eğitim Merkezlerinde meslek eğitimi alabilirler. İyi bir eğitim desteği sağlanırsa mesleki yeterlilik kazanabilirler. B-Orta düzeyde zihin engeli : IQ’sü 35-40 ile 50-55 arasında olan çocuklardır. Eğitsel sınıflandırmaya göre, “Öğretilebilir Zihinsel Engelli Çocuk”lar olarak adlandırılırlar. Okul çağında sosyal ve günlük yaşam içindeki öz bakım konusunda eğitimden yararlanabilirler. Ülkemizde bu grup çocuklara eğitim veren Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezleri bulunmaktadır. Öğrenmeleri çok yavaştır ve kapasiteleri sınırlıdır. C-Ağır Derecede Zihin Engeli : IQ düzeyleri 20-25 ile 35-40 arasında olan çocuklardır. Okul öncesi dönemde hem motor becerileri hem de sözel iletişim oldukça zayıftır. Öz bakım ve temizlik ,konusunda ömür boyu başkalarının desteğine ihtiyaçları vardır. Ancak, bazıları iyi bir eğitimle bazı işleri kontrol altında yapabilecek beceriler kazanabilirler. D-İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği: Bu çocukların çoğunda doğuştan gelen derin bedensel bozukluklar da görülür. Duygularını ancak tek sözcükle ifade edebilirler. Tuvalet ve beslenme konusunda az da olsa eğitim alabilseler de yaşamları tamamen birinin desteğine bağlıdır. 100 Zihinsel Engellilik Nasıl Anlaşılır Bir çocuğun zihinsel engelli olduğu daha hamileliğin ilk haftasından itibaren Genetik Tanı Merkezlerinde yapılacak testlerle anlaşılabilmektedir. Bu nedenle, çocuk isteyen her çiftin veya ailesinde engelli bireylerin olduğu bilinen çiftlerin, hamileliklerinin ilk günlerinde mutlaka bir genetik tanı merkezine giderek herhangi bir nörolojik bozukluk olup olmadığını test ettirmeleri ve eğer varsa yeni bir zihinsel engelli doğumunun önüne geçmeleri için bebeğin aldırılması veya doğumu konusunda bir karar vermeleri gerekir. Zihinsel engelin erken yaşlarda anlaşılması ve belirlenmesi, onun tedavi ve eğitimi açısından çok önemlidir. Bir çocuğun zihinsel engelli olup olmadığı tek bir gözlemle değil, birçok bilim dalının birlikte yapacakları (mültidisipliner) ortak bir çalışma ile anlaşılabilir. Bunun yanında, bir anne babanın, çocuğunun zihinsel engelli olup olmadığından şüphe edebilmesi için burada bazı ipuçları vereceğiz . Eğer, bebeğiniz sürekli ağlıyorsa ve beslenirken morarma oluyorsa, Bebeğinizde sebepsiz kasılmalar oluyorsa, Bebeğiniz anne memesini tuttuğu halde emmiyorsa, Bebeğiniz tepkisiz bir bebekse, Bebeğinizde sıçramalar, irkilmeler gözlüyorsanız, Bebeğiniz sizi gözüyle takip etmiyorsa, Bebeğinizle konuştuğunuzda sizi duymuyor gibi davranıyorsa, Bebeğiniz üç aylık olduğu halde başını, boynunu tutamıyorsa, Bebeğiniz 4 ayı geçtiği halde agulamıyor, eliyle oynamıyorsa, Bebeğiniz 6 ya da 8 aylık olduğu halde destekli ya da desteksiz oturamıyorsa, Bebeğiniz yaşına ulaştığı halde sıralamaya başlamadı ise,1.5 yaşını geçtiği halde kendi başına yürüyemiyorsa, Bebeğiniz gözü ile bir nesneyi takip edemiyorsa, Bebeğiniz 1.5 yaşına geldiği halde anne-baba vs. diyemiyorsa, Bebeğinizin fiziksel gelişimi normal olduğu halde elleri ile kanat çırpar gibi hareketler yapıyorsa, kendi ekseni etrafında dönüyorsa, durduk yerde bir baştan bir başa koşuyorsa, Bebeğiniz sizinle göz teması kurmuyorsa, Bebeğiniz iletişim kurma, gelişim ve becerilileri açısından yaşıtlarından herhangi bir farklılık gösteriyorsa, Vakit geçirmeden mutlaka bir çocuk sağlığı ve hastalıkları veya çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurulması gerekir. Erken başvuru, erken tanı erken tedaviyi ve erken eğitim, terapi ve rehabilitasyonu sağlayacaktır. Zihinsel engelli bir çocuk oturma, emekleme ve yürümeyi yaşıtlarından geç öğrenir. Konuşulanı anlamada zorluk çeker. Sınırlı sayıda sözcük dağarcığına sahiptirler ve bu sözcükleri telaffuz etmede zorluk çekerler. Hatırlama ve anlamada zorlanırlar. Sosyal kuralları anlamada güçlük çekerler. Problem çözmede zorlanırlar. Dikkat süreleri çok kısadır. Okuma-yazma, mantık yürütme gibi akademik becerilerde güçlük çekerler. Tek başına karar vermede zorlanırlar. Liderlik vasıfları yoktur, başkalarının yönlendirmelerine ihtiyaç duyarlar. 101 KALICI RUHSATLI GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZLERİ: Hamilelik döneminde, anne karnındaki bebeğin fiziksel ve zihinsel engelli olup olmadığının tespiti, bebek dünyaya gelmeden önce genetik hastalığının tanısı, dolayısıyla erken teşhis ve tedavisine başlanmasını sağlamak üzere, genetik hastalıkların doğum öncesi veya doğum sonrası tanısını sağlayarak, anne ve çocuk sağlığını korumak amacıyla kurulmuş, engelliliğin azaltılması ve koruyucu sağlık hizmetleri açısından çok önemli görev üstlenen kuruluşlardır. Bu merkezlere, ailesinde, çocuğunda veya kendisinde kalıtsal hastalığı olanlar, hamilelik sürecinde radrasyona maruz kalanlar, ileri yaşta hamile kalanlar risk altında olan kişiler olarak başvurmalarında yarar vardır. Genetik Tanı Merkezlerinin bir amacı da, eğer aile engelli bir çocuk sahibi olmak istemiyorsa, erken dönemde yapılacak tıbbi müdahale ile, engelli doğacağı bilinen bebeğin alınmasını sağlamaktır. Bu merkezlerde yapılan tanıma testi için anneden alınan kan örneği Amerika'ya gönderilerek, orada bir hafta içerisinde yapılan test sonucunda, anne karnındaki bebeğin nörolojik bir risk taşıyıp taşımadığı %99,99 tespit edilmektedir. Bu testler henüz ülkemizde yapılamamaktadır. KALICI RUHSATLI GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZLERİ Sayı Merkezin Adı Türü Adresi 1. Ankara Üniversitesi Tıp Sitogenetik Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fakültesi Genetik Hastalıklar -Moleküler ANKARA Tanı Merkezi 2. Başkent Üniversitesi Genetik Sitogenetik Başkent Ün. Kadın Hastalıkları ve Hastalıklar Tanı Merkezi Doğum Anabilim Dalı ANKARA 3. Bilgen Genetik Hastalıklar Moleküler Bilkent Üniversitesi -ANKARA Tanı Merkezi 4. Dokuz Eylül Üniversitesi Sitogenetik Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Genetik Hastalıklar Tanı -Moleküler Fakültesi - Balçova-İZMİR Merkezi 5. Gentan Genetik Hastalıklar Sitogenetik Şair Eşref Bulvarı – No: 65/2 Tanı Merkezi Alsancak - İZMİR 6. Hacettepe Üniversitesi İhsan Sitogenetik Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi -Moleküler Doğramacı Çocuk Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı ANKARA Merkezi 7. CDF Gen-Test Genetik Sitogenetik Şair Eşref Bulvarı – No: 69/4 Hastalıklar Tanı Merkezi Alsancak -İZMİR 8. GEN-MER Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Bağdat Caddesi – No: 26/2 – Kızıltoprak – Kadıköy İSTANBUL 9. PREMED Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Hüsrev Gerede Cad. Berrin Apt. No: 68/3 Teşvikiye-Şişli İSTANBUL 102 10. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 11. Ege Üniversitesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 12. Zübeyde Hanım Doğumevi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 13. Bursa Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 14. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 15. Memorial Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 16. Cerrahi Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 17. Alman Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi İSTANBUL Sitogenetik -Moleküler Sitogenetik Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi – Bornova İZMİR Zübeyde Hanım Doğumevi ANKARA Sitogenetik Çekirge Cad. Duran Apt. No: 11/2 Osmangazi - BURSA Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi - ESKİŞEHİR 18. V.K.V. Amerikan Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 19. Özel Burç Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Güzelbahçe Sokak – No: 20 Şişli - Moleküler İSTANBUL 20. İstanbul Düzen Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Moleküler 21. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 22. Ankara Düzen Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi –Moleküler KAYSERİ Sitogenetik Çankaya İlçesi Tunus Cad. No: 95 Kavaklıdere - ANKARA 23 Gazi Üniversitesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik -Moleküler Genetik Gazi Ün. Tıp Fak. Hastanesi Dekanlık binası 4. Kat Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Beşevler ANKARA İran Cad. No:13/25 Kavaklıdere / Çankaya -ANKARA Sitogenetik -Moleküler Sitogenetik -Moleküler Sitogenetik Sitogenetik -Moleküler Moleküler 24 İntergen Genetik Hastalıklar Sitogenetik Tanı Merkezi Piyale Paşa Bulvarı – Okmeydanı İSTANBUL Şişli İlçesi Nişantaşı Mah. Ferah Sok. No: 18 İSTANBUL Sıraselviler Cad. No: 119 Taksim Beyoğlu - İSTANBUL Vali Konağı Caddesi Prof. Dr. Orhan Ersek Sokak Yuva Apt. No: 19 / 2 Şişli – İSTANBUL 2. Taşocağı Caddesi No: 8 Mecidiyeköy-Şişli İSTANBUL 103 25 Mikrogen Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Sitogenetik Tunalı Hilmi Cad. No: 1042 Kavaklıdere Çankaya ANKARA Antalya Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi Müdürü Çocuk Hematoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Duran Canatan, yaptığı açıklamada, testin dünyada Amerika, Kanada, Çin ve Almanya'da yapıldığını söyledi. Anne adaylarının hamilelik dönemlerinde bebeklerinin sağlık durumunu çok merak ettiğini belirten Canatan, anne karnındaki bebeğe yapılan tetkiklerin düşük riski oluşturduğu için annelerde strese yol açtığını ve bu testlerin yüzde 80 oranında doğruluk payının olduğunu söyledi. Genetik hastalıkların içinde ön önemlilerinin kromozon temelli hastalıklar olduğunu ifade eden Canatan, "Merkezimize gelen anne adaylarının kolundan kan örneği alıyoruz. Bebeğe hiçbir müdahale etmeden aldığımız bu örnekleri (girişimsel olmayan doğum öncesi tanı testi) yapılması için Amerika'ya gönderiyoruz. Yaklaşık bir hafta içerisinde yüzde 99,99 doğruluk oranıyla sonuç geliyor. Böylece Down, Edwars, Patau, Turner ve Mental Röterdasyon (zihinsel gerilik) gibi kromozon anormalliklerini tespit ediyoruz" diye konuştu. Bu testin Türkiye'de yapılmadığına dikkati çeken Canatan, şöyle konuştu: "Testin sonuçlarını Amerika'dan alıyoruz. Türkiye'de bu sonuçları alabileceğimiz laboratuvarı kurabilirsek yüzde 80 oranında doğru tanı konulan ikili, üçlü ve dörtlü tarama testlerine gerek kalmayacak. Daha sağlıklı nesiller açısından bu test çok önemli. Her gebe kadının bu testi yaptırmasını ve devlet tarafından ücretinin karşılanmasını istiyoruz. Antalya'da kurup Türkiye'ye ve komşu ülkelere hizmet edebiliriz. Sağlık Bakanlığı'na girişimlerde bulunduk. Umarım olumlu bir sonuç alırız" Bazı medikal firmalar ve kimya laboratuvarlarının bu kan örneklerini alarak Amerika'ya gönderdiğini, bu testi ticari meta olarak gördüklerini ifade eden Canatan, kan örneklerini ruhsatlı genetik hastalıklar merkezlerinin alması gerektiğini sözlerine ekledi. Kaynak: AA 104 GEÇİCİ İZİN BELGESİ ALAN MERKEZLER Sayı Merkezin Adı Türü Adresi 1 Kayseri Devlet Hastanesi Sitogenetik Kayseri Devlet Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 2 Ankara Düzen Genetik Moleküler Hastalıklar Tanı Merkezi (Geçici izin) Çankaya İlçesi Tunus Cad. No: 95 Kavaklıdere-Ankara Sitogenetik (Ruhsatlı) 3 Acıbadem Genetik Hastalıklar Moleküler Ord. Prof. Fahrettin Kerim Tanı Merkezi Gökay Cad. No: 49 Altunizade – İSTANBUL 4 Metropolitan Florance SitogenetikCemil Aslan Güder Sok. No: 8 Nıghtıngale Moleküler Gayrettepe-Beşiktaş İSTANBUL Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 5 Gen-Lab Genetik Hastalıklar Sitogenetik Kavaklıdere Sok. Şili Meydanı Tanı Merkezi No: 23/6 Çankaya ANKARA 6 Şifa Bornova Hastanesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 7 Antalya BİYO-GEN Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 8 Selçuk Ün. Tıp Fak. Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Moleküler Genetik SitogenetikMoleküler SitogenetikMoleküler Sanayi Cad. No: 7 BornovaİZMİR Güllük Cad. Antelsan İş Merkezi No: 12 / 2-3 ANTALYA Selçuk Ün. Meram Tıp Fak. B Blok 1. kat Akyokuş KONYA DOWN SENDROMU: İlk defa 1866 yılında Longdon DOWN tarafından mongoloid görünümünde ve zeka geriliği ile birlikte bulunan bir sendrom olarak bulunmuştur. Embriyonun oluşumunda 21. Kromozonun yer değiştirmesi veya birleşmesinden dolayı meydana gelmektedir. Kromozonlar, hücrelerimizde bulunan tüm bilgileri taşıyan, bizim bireysel farklılıklarımızın yanı sıra anne-babamıza benzerliğimizi sağlayan DNA’lardan oluşmuş cisimciklerdir. Anne babalar,çocuklarına kendi kalıtsal özelliklerini yumurta ve sperm hücreleri ile verirler. Bu hücrelerde 23 kromozom bulunur. Sonuçta anne ve babanın eşit katkısıyla 23+23 =46 kromozonlu döllenmiş yumurta oluşur. Bazen yumurta hücresi oluşurken bir hata nedeniyle anne veya baba 23 yerine 24 kromozon verir. Böylece 47 kromozonlu embriyo oluşur. İşte bu durum, bir down sendromlu bir çocuğun meydana gelmesi demektir. Üç tip Mongolizm vardır; 105 • TRİSOMY:Bu tip Dawn sendromlularda, kromozon sayısı 47 dir. Fazla kromozon 21. Kromozondur.Dawn sendromunda en yaygın görülen kromozon anormalliğidir..21. numaralı kromozonun 3 tane olması halidir. Bu tür mongolizim daha çok yaşlı annelerin çocuklarında görülür. • B)MOSAİCİSM (MOZAİK TİPDAWN SENDROMU) • Seyrek görülen bir mongolizim türüdür. Aile kökenli değildir. Bireyin hücrelerinde kromozon sayıları farklıdır. Örneğin,deri hücresinde 46 kromozon bulunurken,kan hücrelerinde 47 veya ilikte 46 iken,deride 47 kromozon olabilir. Bu,embriyo döneminde de hücrelerin erken bölünmesinden kaynaklanan bir durumdur. • TRANSLOCATİON: Bu tip mongolizimde,21 numaralı kromozon fazla düzeyde materyal içermektedir. Kromozon sayısındaki fazlalıktan öte krmozonların yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Kromozon sayısı 46 olmasına rağmen,genellikle 15 veya 21 numaralı kromozonun fazla dozda olması anormalliğe neden olmaktadır. Bu tip mongolizim daha çok aile kökenlidir..15 veya 21 numaralı kromozon anormalliği görülen anne babaların çocuklarında görülür. • Her 600-700 doğumdan bir tanesi Dawn sendromludur. Anne yaşı,sendromun oluşmasında etkilidir.35 yaş grubunda risk 1/250 iken,40 yaş anne grubunda bu risk 1/100’dür. • • DAWN SENDROMUNUN ÖZELLİKLERİ YÜZÜ:Yüz,yuvarlak ve basıktır. Gözler çekik olup,kapaklarında kıvrım mevcuttur. Çocuk büyüdükçe bu kıvrım belirgin hale gelir. Göz kapaklarında şişme ve çapaklanma görülür. Burun küçük ve kalkık, burun kökü basıktır. Yüzün yuvarlak olması nedeniyle gözler birbirinden ayrık durur. Göz kaslarının zayıf olması nedeniyle şaşılık görülebilir. Ağız küçük olduğu için dil dışarıda durabilir.(Özellikle Bebeklerde)Bu nedenle salya akması ve ağız kenarlarında çatlaklar oluşabilir. Dil üzerinde yarıklar vardır. Kulaklar biraz aşağıda olup,kulak yolu dar ve küçüktür. Kulak iltihaplanmaları ve işitme problemleri yaygındır. BAŞ:Baş basık,arkası düzleşme eğilimindedir. Saç,kaş ve kirpikler çoğu kez seyrek ve yumuşaktır. BOYUN: Genellikle kısa ve geniştir. GÖVDE:Kısa ve geniş görünür. Karın geniş ve bombe görünümünde olup,göbek veya kasıkta bazen fıtık görülebilir. KOL VE BACAKLAR:Genellikle gevşek bir yapıdadır. Elde,avuç içinde simin çizgisi avuç içini boydan boya kat eder. Ayakta da baş parmakla ikinci parmak arasında geniş bir ayrılık vardır. İÇ ORGANLAR:Kalpte anatomik bozukluklar görülebilir. Guatr sık rastlanan bir semptomdur. Bağışıklık sistemi zayıf olan bu çocuklarda akciğer enfeksiyonları sık görülür. CİNSEL ORGANLAR:Erkek çocuklarda yumurtalıkların kasıkta ya da karında kalmaları veya çocuğun idrar deliğinin pipisinin ucunda değil biraz altta kalması söz konusudur. 106 TEDAVİSİ:Down Sendromunun tıbbi anlamda tedavisi bulunmamaktadır. Kromozon bozukluğundan kaynaklandığı ve kalıtsal olduğu için sadece hamileliğin ilk aylarında 3’lü kan testi ile çocuğun Down’lu olup olmadığı öğrenilebilmekte ve Down’lu ise kürtaj ile alınması sağlanmaktadır. OTİZM NEDİR? Otizm,sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizm, genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar.Otistik çocuklar,genellikle öğrenme ve algılma zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de,zeka seviyeleri normal olan otistikler de vardır. Ancak,genel zeka seviyeleri ne olursa olsun,otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklardan 4 kat daha fazla görülmektedir. Her çocuktaki otistik belirtileri ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir. Bu nedenle otizm seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca,Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır. OTİZMİN BELİRTİLERİ NELERDİR? Otistiklerde etkilenme nedenleri değişse de aşağıdaki ortak belirtiler görülür. Sosyal ilişkilerde güçlük, Konuşma güçlüğü, Sözlü iletişimde zorlanma, Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma, Değişiklikler karşı tepki ve direnç göstermeme olarak sıralanabilir. Otistik bir çocuk başkalarına ilgisizdir. Göz temasından kaçınır. Başkaları ile kendiliğinden temas kurmaz. İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir. Diğer çocuklarla oynamaz. Sürekli bir konu üzerinde konuşur, tekrarlar fazladır. Sebepsiz şekilde ağlar, güler, sebepsiz davranışlarda bulunur. Anlamsız sözleri sürekli ve üst üste tekrarlar. Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz. Yaratıcılık gerektiren oyunları oynamaz. Bazen yaratıcılık gerektirmeyen işleri oldukça hızlı ve iyi yapabilirler OTİZMİN SEBEBİ VE TEDAİSİ Otizme neyin sebep olduğu henüz net olarak bulunamamıştır. Ancak, son dönemdeki araştırmalar, otizmin genetik bir rahatsızlık olduğu görüşü kuvvetlenmektedir. Otizmin kesin tedavisi için henüz herhangi bir yöntem ya da ilaç mevcut değildir. Otistik çocukların kullandığı ilaçlar genelde hiper aktiviteyi azaltan, dikkatin 107 yoğunlaşmasına yardımcı olan, dolayısıyla çocuğun eğitiminden daha çok faydalanmasına destek veren yardımcı ilaçlardır. Otistik çocuklar sabırla ve bilinçli bir şekilde yürütülecek özel eğitim çalışmaları ile temel yaşam becerilerin, konuşma ve iletişim kurma özelliklerini kazanabilirler. Çok az görülmekle birlikte, tamamıyla otizmin etkisinden kurtulup normal bir yaşantıya sahip olan otistik çocuklar da vardır. RETT SENDROMU NEDİR? Rett Sendromu, dünyanın her yerinde 10.000-23.000’de 1 gibi sıklıkla ve genellikle kızlarda görülen bir gelişim bozukluğudur. Rett sendromlu kızlar, yaşamlarının ilk 6-18 aylarına dek tamamen normal ya da normale yakın gelişim gösterirken, önce hızlı bir gerileme ile öğrenilen becerileri unutur, sonra da uzun bir duraksama devresine girerler. Kalıtsal özellikleri olduğuna dair güçlü kanıtlar varsa da, Rett Sendromunun nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. RETT SENDROMULU ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ: İnce ve açık renk derili yüzleri, sivri burunları, küçük el ve ayakları, bazı tipik özelliklerdir. Ellerini belli bir amaç için (yemek yeme, eşya toplama vb.) uzun süre kullanamazlar. Daha çok ellerini önde birleştirme, oğuşturma, el yıkar gibi yapma ve ellerini ağzına götürme gibi hareketleri ard arda yaparlar. El çevirme, alkış, elleriyle dizlerine vurma ve parmaklarını oynatma gibi tekrarlanan el hareketlerinin bir veya bir kaçı da sıklıkla görülebilir. Psikomotor gelişiminde yavaşlama, yürüme ve gövde hareketleri zayıf koordinasyon gösterir. El ve ayakta kasılma ve titremeler görülür. Dil gelişiminde gecikmeler görülür. Baş çevresinin büyümesi 3 aydan 4 yaşına kadar yavaşladığı için kafası yaşına göre küçüktür.(Mikrosefali) Bazı Rett sendromlu kızlarda büyüdükçe; nefes almada düzensizlik, nöbetler, kasılmalar, omurganın eğrilmesi, diş gıcırdatma, çiğneme ve yutma problemleri, kabızlık, el ve ayak eklemlerinde kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle soğukluk gibi belirtilerden bazıları görülebilir. RETT SENDROMUNUN AŞAMALARI NEDİR? Rett sendromu sıklıkla Cerebral Plasy (Beyin Felci) ve erken çocukluk otizmi ile karıştırılır. Bu nedenle Rett sendromlunun özelliklerinin ve gelişim aşamalarının ailelerce bilinmesi, dikkatli ve ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme yapılabilmesini sağlar. Böylece tanının erken konulabilmesi ve eğitimin erken başlayabilmesi sağlanabilir. 108 1-BAŞLAMA AŞAMASI: 6 ay ile 1.5 yaş arası) Çocuk çok az göz kontağı kurar ve oyuncaklarıyla az ilgilenir. Genellikle “uslu” ve “sakin” bebek olarak nitelendirilir. Kaba motor hareketleri gerilikler, baş büyümesinde yavaşlama, el ovuşturma görülebilir. 2-HIZLI GERİLEME AŞAMASI: 1 ila 4 yaş arası) Bu dönemde anlamlı el hareketleri ve konuşmanın kaybolması bazen hızlı bazen dereceli olarak başlar. Nefesini tutma, nefes nefese kalma görülebilir. Yürüyüş biçimi dengesiz olur ve yürümeye başlamada gecikme görülebilir. 3-DURGUNLUK AŞAMASI :04 ila 10 yaş arası) İstemsiz el-kol hareketleri ve kasılmalar belirginleşir. Daha az ağlar, çevresine daha fazla ilgi gösterir ve daha dikkatli, daha alıcı olur ve iletişim becerileri gelişir. Rett sendromu olan bir çok kız, hayatlarının kalan kısımlarında bu aşamada kalır. Bir kısmı ise 10 yaşından sonra daha az hareket eder, yürümeyi bırakabilir, omurga eğrilebilir. Ancak, iletişim ve el becerilerinde azalma olmaz, göz kontağı artar, tekrarlayan el hareketleri azalır. Rett Sendromu, nedeni tam olarak bilinmeyen bir bozukluktur. Nörolojik açıdan izlenmesi ve tedavinin sürdürülmesi gereklidir. Bunun yanı sıra fizyoterapi ile motor gelişimlerindeki gecikmenin ve omurga eğrilmesinin önlenmesi ve giderilmesi önemlidir. EĞİTİMİ Sosyal ve iletişim becerilerindeki kayıpların tekrar kazanılabilmesi ve geliştirilmesi için özel eğitim şarttır. MULTİPL SKLEROZ (MS) NEDİR? Multipl Skleroz (MS) beyinde ve omurilikte mesajları taşıyan sinir tellerinin etrafındaki koruyucu kılıfın (Myelin kılıf) hastalığıdır. Kılıfın zarar gördüğü yerlerde sertleşmiş plak dokuları (sekleroz) yer almaktadır. Bu plaklar sinir sistemi içinde pek çok yerde oluşabilir ve sinirlerin mesajlarını iletmesini engelleyebilir. Multip Sklerozun belirtileri, şiddet ve seyir yönünden hastadan hastaya çok büyük değişiklikler gösterir. Bazı hastalarda değişik tablolar ortaya çıkar, daha sonra kısmi ya da tam iyileşme görülür. Belirtileri; etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklıdır. bunlar arasında halsizlik, karıncalanma, uyuşma, duygu eksikliği, denge bozukluğu ,çift görme, görme azlığı, konuşma bozukluğu ,titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma ve yapamama ,erkeklerde cinsel güç azlığı sayılabilir. MS genç insanlarda (20-40 yaş arasında) nörolojik nedenli engellilikte birinci sırayı almaktadır. Ülkemizde 35-40 bin MS'li olduğu sanılmaktadır. Hastalık ırsi, bulaşıcı ve ölümcül değildir. Bu nedenle tedavisi, nedenlere yönelik ve belirtileri düzeltici olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Kortizon grubu ilaçlar ataklarda, Betaferon grubu ilaçlar ise, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak amaçlarıyla kullanılmaktadır. Bunun dışında adale kasılmalarını ve bedendeki titremeleri düzeltici ilaçlar ve fizyoterapi, tedavide büyük önem arz etmektedir. 109 Engellilerin Günlük Hayatta Karşılaştıkları Sorunlar, Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları: 1:Engelli Sağlık Kurulu Raporu Nedir, Nereden alınır? Sağlık Bakanlığınca yayımlanan "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümleri doğrultusunda bu kitabın sonunda listesini verdiğimiz yetkilendirilmiş hastanelerden alınır. Bu raporlar, ya kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak resmi sevk yazısı, veya; doğrudan yetkilendirilmiş hastane başhekimliğine verilecek bir dilekçe ile alınır. Engellilere verilen bu raporlar sürekli veya süreli olarak verilir.. Süreli raporun süresi dolmadan yenisi verilmez. 2:Verilen rapora itiraz etme hakkım var mı? Evet var. Eğer verilen raporda engel oranınızın düşük yazıldığını, hak kaybına uğradığınızı düşünüyorsanız, yine bu kitabın sonunda yayımladığımız hakem hastanelere başvurulabilir. 3:Engelli Kimlik Kartı Nedir? Nasıl alabilirim? Engelli bireyin hak ve hizmetlerden yaralanabilmesi için 19 Temmuz 2008 tarihinde yayımlanan "Engelli Veri Tabanı Oluşturulmasına ve Engellilere Kimlik Kartı Verilmesine Dair Yönetmelik" doğrultusunda verilir. Onaylı sağlık kurulu raporu ve bir dilekçe ile bulunduğunuz ilin Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne müracaat edilerek alınır. Daha önceden alınmış bulunan raporlar da geçerlidir. Kimlik Kartı olmayanlar onaylı sağlık Kurulu Raporlarını da göstererek hizmetlerden yararlanabilir. 4-Engelli çocuğum özel eğitimden nasıl yararlanır? Öğrenim çağındaki engelli, engelsiz her çocuğun, örgün eğitim kurumlarında bütünleştirilmiş eğitim sistemi içerisinde akranlarıyla birlikte eğitim alma hakları vardır. Bu eğitim kaynaştırmalı sistem, özel alt sınıf gibi sınıflarda da verilir. Eğer siz, çocuğunuza özel destek eğitimi aldırmak istiyorsanız, her ilçede bulunan Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) yapılacak eğitsel değerlendirmede uygun görülürse, Milli Eğitim Bakanlığı izniyle kurulan, Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çocuğunuza özel destek eğitimi aldırabilirsiniz. Bu eğitimler bireysel ve grup olmak üzere, haftada toplam 10 saattir. 5-Örgün Eğitime giden engelli çocuğuma servis parası ödeyecek miyim ? Hayır. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 90. ve 91. maddesine göre, MEB'e bağlı özel eğitim kurumları ve örgün eğitim içerisindeki engelli öğrencilerin servis ücretleri ve öğle yemekleri bakanlık bütçesinden karşılanır. 110 6: 2022 Sayılı Yasadan yararlanarak engelli aylığını nasıl alırım? Engelli maaşı aşağıda 2. maddesini aynen aktardığımız yönetmelik hükümleri çerçevesinde verilmektedir. Engelli maaşı alabilmek için ikamet edilen ilçedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına, sağlık kurulu raporunun aslı ile müracaat edilecektir. Müracaattan sonra yapılacak sosyal incelemeden sonra, engel durumuna göre hak edilen engelli maaşı engelliye bağlanmaktadır. 65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK VATANDAŞLARI İLEÖZÜRLÜ VE MUHTAÇ TÜRK VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK Resmi Gazete Tarihi: 25.01.2013 Resmi Gazete Sayısı: 28539BİRİNCİ BÖLÜM MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; a) 65 yaşını doldurmuş, kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olan Türk vatandaşlarını, b) 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte, özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 40 ile % 69 arasında olan, 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanları, c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 70 ve üzerinde olan, 18 yaşını doldurmuş bulunan özürlülerden; kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanları, ç) Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık 111 hakkından yararlanmadığı, nafaka bağlanmadığı veya bağlanması mümkün olmadığı gibi, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmadığı ve her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde; kanunen bakmakla yükümlü olduğu ve fiilen bakımını gerçekleştirdiği, toplam özür oranı %40 ve üzerinde olduğu gibi 18 yaşını da tamamlamamış durumda özürlü yakını olanları, d) Sosyal güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan özürlü olanların aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları toplam özür oranlarına göre bu Yönetmelik kapsamında ödenecek olan aylık tutarından düşük olanları kapsar. 7-İkamet ettiğim il veya ilçeden taşınırsam engelli aylığım kesilir mi? Engelli aylığı kesilmez dondurulur. İkametini ilçe veya il olarak değiştiren engelli, bağlı bulunduğu yeni ilçenin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına bir dilekçeyle başvurarak engelli maaşının başlatılmasını ister. Yapılacak sosyal incelemeden sonra engelli maaşı dondurulduğu aydan itibaren ödenmeye başlar. 8-Bakım Hizmetinden Nasıl Yararlanırım?. Engellinin sağlık kurulu raporunda %70-100 arası, bakıma muhtaç ağır engelli ibaresi var ise bu engelli evde veya kurumda bakım hizmetinden yararlandırılır. Evde bakım hizmeti alacak engelliye fiilen bakan aile ferdine fiili bakım hizmeti gerçekleşme koşulu ile net bir asgari ücret tutarında bakım ücreti ödenir. Bakım hizmetinden yararlanmak için de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına sağlık kurulu raporunun aslı ile müracaat etmek gerekmektedir. Vakfın yapacağı gerekli sosyal incelemeden sonra vakıf mütevelli heyeti talebi kabul eder onaylarsa bakım hizmeti ücreti ödenmeye başlar. İlçe değişikliğinde yine taşınılan ilçenin vakfına müracaat edilmesi gerekmektedir. 1-6518 sayılı yasa, kısaca Torba Yasa, 2828 Sayılı SHÇEK kanunun çeşitli maddelerinde değişiklik ve güncelleme yapan, “Aktif Yaşam Merkezi”, “Ev tipi sosyal hizmet birimleri”, gibi engellilere ilişkin birimleri tanımlayan, muhtaç sözcüğünü “ihtiyacı olan” şeklinde değiştiren düzenlemelerin yanı sıra bakım hizmetlerinin sunuluşundaki kriterlere ilişkin değişiklikler yer almıştır. Bu bağlamda evde bakım hizmetinin sunulması için öngörülen aile gelirinin fert başına düşen bölümünün net asgari ücretin 2/3’ünün altında olması kriteri bir miktar değiştirilerek, ailesinde birden fazla engelli bulunan ailelerde hesaplamanın birinci engelliden sonraki her engellinin iki kişi sayılması şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Bu durumda ailede iki engelli var ve aile gerçekte 5 kişi ise 6 kişi sayılacak , 3 engelli var ve aile gerçekte 5 kişi ise ,7 kişi sayılacak ve aile geliri 7’ye bölünerek hesaplama yapılacaktır. Ayrıca özel ve resmi bakım evlerinde bakım hizmeti alan yaşlı ve engellilere 1620 rakamı ile o yılın aylık memur katsayısı ile çarpımından elde edilecek değer kadar harçlık ödenecektir. 112 9:Engelliler,sosyal güvenceli olarak ölen anne babasından yetim aylığı alır mı? Evet alırlar. Yalnız, 2006 yılında çıkartılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalılar ve Genel Sağlık Sigorta Kanununun 34. maddesine göre, en az %60 işgücü kaybı olduğunu sağlık kurulu raporu ile belgeleyen, her hangi bir işte çalışmama, herhangi bir sabit gelir elde etmeme koşulunu taşıyan engelliler, yaşları ne olursa olsun, kaybettiği babası veya annesinin maaşının %25'i oranında yetim aylığı bağlanmaktadır. Bu yasa ile sağlık kurulu raporundaki engel oranı değil, işgücü kaybı oranı aranmaktadır. Bu durum, bilhassa zihinsel engelliler için hak kayıplarına neden olmaktadır. Zira, engel oranı %50 de olsa, zihinsel engelliler ömür boyu bir başkasının desteği ve himayesine muhtaçtırlar. Federasyonumuz ve bu alanda hak temelli savunuculuk yapan sivil toplum örgütleri, zihinsel engelliler için mağduriyet yaratan yasadaki işgücü kayıp oranının değiştirilmesi için mücadele vermek zorundadırlar. 10-Engelli Çocuğa sahip olan memurlar için tayin hakkı var mıdır? 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72 nci maddesine beşinci fıkrası; “İlgili mevzuatı uyarınca verilecek rapora göre kendisi, eşi veya birinci derece kan hısımlığı bulunan bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri engelli olan memurların engellilik durumundan kaynaklanan yer değiştirme taleplerinin karşılanması için düzenlemeler yapılır.” denilmektedir. Bu maddeye göre engelli çocuğa sahip olan memurun tayin hakkı vardır. 11:Engellilerin Sağlık Giderleri Nasıl karşılanır? 2022 sayılı yasadan yararlanarak engelli maaşı ve evde bakım hizmeti alan engellilerin tüm sağlık giderleri, 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 maddesi hükümlerine göre herhangi bir prim ödemeden Yeşil Kart ile karşılanır. Önceden yeşil kart almış engellilerin veri tabanına kayıtları zaten yapılmıştır. Engelli maaşı ve bakım hizmet almaya yeni hak kazanan engelliler, ilçe kaymakamlıklarına müracaat ederek yeşil kart kayıtlarını sisteme kaydettirerek ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Yeşil karta almak için kimlik cüzdanı ve sağlık kurulundan alınmış en az %40 engelli olduğunu kanıtlayan rapor ile ilçe kaymakamlıklarına müracaat edilmelidir. 12-Engelliler tekerlekli sandalye ve akülü araçlarını SGK bütçesinden alabilirler mi? SGK'nun aşağıdaki tebliği doğrultusunda alabilirler. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 14 Ocak 2014’te yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'nde: "Tekerlekli sandalyenin yenilenme süresi 5 yıldır. Bu süreden önce yenilenen tekerlekli 113 sandalye bedeli kurumca ödenmez. Akülü sandalyenin yenilenme süresi de 5 yıldır. Bu süreden önce alınan sandalye bedeli kurumca ödenmez." Manuel veya akülü tekerlekli sandalye alabilmek için engelli kardeşimiz önce “Akülü araç kullanabilir” ibaresini gösteren sağlık kurulu raporunu almak zorundadır. Daha sonra bu raporla birlikte hastaneye gidip “akülü araç alabilir” ibareli reçete yazdırıyor. Hemen ardından bu reçeteyi SGK müdürlüğüne götürüp üzerine “Depomuzda yoktur” damgasını vurdurup istediği yerden sandalyesini alıyor. 13-Engellilerin özel tertibatlı araç ithal etmeleri mümkün müdür? El ve ayakları ortopedik özre dayanan ve" özel tertibatlı engelli aracı kullanmak zorundadır" sağlık kurulu raporu olan engelliler, ithal edecekleri bu araçlar için ÖTV,KDV, gümrük vergisi ve taşıt alım vergisinden muaftırlar. Ayrıca, en az %90 ağır engelli raporu olan engelliler, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 maddesi hükümleri doğrultusunda ÖTV'den muaf araç ithal edebilir veya ülkemizden alabilirler. Bu araçlar 5 yıl süreyle bir başkasına satılamaz. 14-Evde Eğitim hakkım var mı? Nasıl yararlanabilirim? Engelli bireyin en az 6 ay süreyle evden çıkamayacağı, çıkmasının sağlığı açısından sakınca yaratacağı yönünde alınmış bir sağlık kurulu raporuna sahip olan engelliler, ilçelerde Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) müracaat ederek evde eğitim hakkından yararlanabilirler. RAM tarafından yapılacak eğitsel tanılama ve yöneltme raporuyla birlikte, ev ortamının eğitime uygunluğu da değerlendirildikten sonra, yapılan bir çalışma planı doğrultusunda evde eğitim başlatılır. 15:Engelliler için gelir vergi indirimi var mı? Gelir vergisi kanununa göre ;ölüm, engellilik, hastalık ve işsizlik tazminat ve yardımlardan vergi alınmaz. sebebi ile verilen Çalışan engellilerin, çalışma gücünün asgari %80'ini kaybetmiş olanlar (birinci derecede),çalışma gücünün asgari %60ını kaybetmiş olanlar (ikinci derecede), çalışama gücünün asgari %40'ını kaybetmiş olanlar (üçüncü derecede),yetkili hastanelerden alacakları işgücü kaybını gösterir sağlık kurulu raporunu bir dilekçeyle birlikte çalıştığı kuruma vererek indirimden yararlanma hakkına kavuşurlar. 16:Engelliler için emlak vergisi muafiyeti var mı? Evet var. 634 sayılı yasada yapılan bir değişiklikle ,engellinin brüt 200 m2 den küçük evlerinden emlak vergisi alınmaz. 17:Engelli Sağlık Kurulu Raporlarını hangi hastaneden alabilirim? Engelliler, sağlık kurulu raporlarını ancak yetkilendirilmiş olan hastanelerden alabilirler. Aşağıda Türkiye genelinde il il engelli sağlık kurulu raporu alınabilecek yetkilendirilmiş hastanelerin listesi verilmiştir. 114 ÖZÜRLÜ SAĞLIK KURULU RAPORU VERMEYE YETKİLİ SAĞLIK KURULUŞLARI İLİ Adana Adana Adana KURUMU Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Adana Sağlık Bakanlığı Adana Adana Sağlık Bakanlığı Üniversite Adana Üniversite Adana Adıyaman Adıyaman Adıyaman Adıyaman Afyonkarahisar Afyonkarahisar MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Afyonkarahisar Üniversite Ağrı Sağlık Bakanlığı Ağrı Sağlık Bakanlığı Ağrı Ağrı Sağlık Bakanlığı MSB Amasya Sağlık Bakanlığı Amasya Amasya Ankara Ankara Ankara Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı HASTANE ADI Ceyhan Devlet Hastanesi Adana Devlet Hastanesi Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adana Çukurova Dr.Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi Kozan Devlet Hastanesi Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başkent Üniversitesi Dr.Turgut Noyan Araştırma ve Uygulama Merkezi Adana Asker Hastanesi Adıyaman Devlet Hastanesi Besni Devlet Hastanesi Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi Kahta Devlet Hastanesi Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Sandıklı Devlet Hastanesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ağrı Devlet Hastanesi Doğubeyazıt Dr.Yaşar Eryılmaz Devlet Hastanesi Patnos Devlet Hastanesi Ağrı Asker Hastanesi Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesi Merzifon Devlet Hastanesi Merzifon Asker Hastanesi Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Sami.Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 115 Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Ankara Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Ankara Sağlık Bakanlığı Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Ankara Üniversite Ankara Ankara Üniversite Üniversite Ankara Üniversite Ankara Üniversite Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara Antalya Antalya Antalya Antalya Antalya Antalya Antalya Antalya Üniversite MSB MSB MSB MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesi Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi Etimesgut Prof Dr. Celal Ertuğ Devlet Hastanesi Elmadağ Dr.Hulusi Alataş Devlet Hastanesi Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi Beypazarı Devlet Hastanesi Yenimahalle Devlet Hastanesi Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi Kızılcahamam Devlet Hastanesi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina ve Dikimevi Hastanesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr.Rıdvan Ege Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Turgut Özal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Eğitim Hastanesi Ankara Asker Hastanesi Etimesgut Asker Hastanesi Beytepe Asker Hastanesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Finike Devlet Hastanesi Alanya Devlet Hastanesi Kemer Devlet Hastanesi Serik Devlet Hastanesi Korkuteli Devlet Hastanesi Kumluca Devlet Hastanesi 116 Antalya Antalya Antalya Artvin Aydın Aydın Aydın Aydın Aydın Aydın Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Balıkesir Bilecik Bilecik Bingöl Bitlis Bitlis Bitlis Bolu Bolu Bolu Burdur Burdur Bursa Bursa Bursa Sağlık Bakanlığı Manavgat Devlet Hastanesi Üniversite Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başkent Üniversitesi Alanya Uygulama ve Üniversite Araştırma Merkezi Sağlık Bakanlığı Artvin Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Aydın Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Aydın Atatürk Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Nazilli Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Kuşadası Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üniversite Hastanesi Sağlık Bakanlığı Balıkesir Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Burhaniye Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Gönen Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Edremit Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Ayvalık Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bandırma Devlet Hastanesi MSB Balıkesir Asker Hastanesi MSB Edremit Asker Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bilecik Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bozüyük Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bingöl Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bitlis Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Tatvan Devlet Hastanesi MSB Tatvan Asker Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Sağlık Bakanlığı Hastanesi Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Bakanlığı Burdur Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bucak Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bursa Devlet Hastanesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Sağlık Bakanlığı Araştırma Hastanesi Sağlık Bakanlığı Bursa Çekirge Devlet Hastanesi 117 Bursa Sağlık Bakanlığı Bursa Sağlık Bakanlığı Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Çanakkale Çanakkale Çanakkale Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Çanakkale Üniversite Çanakkale Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Denizli Denizli Denizli Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Edirne Edirne Edirne Elazığ Elazığ MSB MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Bursa Dörtçelik Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gemlik Muammer Ağım Devlet Hastanesi İnegöl Devlet Hastanesi İznik Devlet Hastanesi Karacabey Devlet Hastanesi Mustafa Kemalpaşa Devlet Hastanesi Orhangazi Devlet Hastanesi Yenişehir Devlet Hastanesi Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Bursa Asker Hastanesi Çanakkale Devlet Hastanesi Çan Devlet Hastanesi Biga Devlet Hastanesi Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çanakkale Asker Hastanesi Gelibolu Asker Hastanesi Çankırı Devlet Hastanesi Çorum Devlet Hastanesi Denizli Devlet Hastanesi Denizli Servergazi Devlet Hastanesi Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Denizli Asker Hastanesi Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Ergani Devlet Hastanesi Bismil Devlet Hastanesi Silvan Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesi Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diyarbakır Asker Hastanesi Edirne Devlet Hastanesi Keşan Devlet Hastanesi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Elazığ Harput Devlet Hastanesi 118 Elazığ Elazığ Erzincan Erzincan Erzurum Erzurum Erzurum Erzurum Erzurum Eskişehir Eskişehir Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Eskişehir Üniversite Eskişehir Gaziantep Gaziantep Gaziantep Gaziantep Gaziantep MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Giresun Sağlık Bakanlığı Gümüşhane Hakkari Hakkari Hatay Hatay Hatay Hatay Hatay Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı MSB Hatay Üniversite Isparta Isparta Isparta Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Isparta Üniversite Isparta Mersin MSB Sağlık Bakanlığı Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Elazığ Asker Hastanesi Erzincan Devlet Hastanesi Erzincan Asker Hastanesi Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erzurum Palandöken Devlet Hastanesi Oltu Devlet Hastanesi Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Erzurum Mareşal Çakmak Hastanesi Eskişehir Devlet Hastanesi Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Eskişehir Asker Hastanesi Gaziantep Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nizip Devlet Hastanesi Şehitkamil Devlet Hastanesi Giresun Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi Gümüşhane Devlet Hastanesi Hakkari Devlet Hastanesi Yüksekova Devlet Hastanesi Hatay Antakya Devlet Hastanesi İskenderun Devlet Hastanesi Dörtyol Devlet Hastanesi Kırıkhan Devlet Hastanesi İskenderun Asker Hastanesi Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Isparta Devlet Hastanesi Isparta Gülkent Devlet Hastanesi Yalvaç Devlet Hastanesi Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Isparta Asker Hastanesi Mersin Devlet Hastanesi 119 Mersin Mersin Mersin Mersin Mersin Mersin İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Mersin Toros Devlet Hastanesi Tarsus Devlet Hastanesi Anamur Devlet Hastanesi Erdemli Devlet Hastanesi Silifke Devlet Hastanesi Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Arnavutköy Devlet Hastanesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakırköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Büyükçekmece Devlet Hastanesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Paşabahçe Devlet Hastanesi İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Esenyurt Devlet Hastanesi Silivri Prof.Dr. Necmi Ayanoğlu Devlet Hastanesi Başakşehir Devlet Hastanesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kağıthane Devlet Hastanesi Eyüp Devlet Hastanesi Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi Tuzla Devlet Hastanesi 120 İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul İstanbul İstanbul Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bakanlığı İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Üniversite İstanbul Üniversite İstanbul Üniversite İstanbul Üniversite İstanbul MSB İstanbul MSB İstanbul İzmir MSB Sağlık Bakanlığı İzmir Sağlık Bakanlığı İzmir Sağlık Bakanlığı İzmir Sağlık Bakanlığı İzmir Sağlık Bakanlığı İzmir Sağlık Bakanlığı Şile Devlet Hastanesi Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstinye Devlet Hastanesi Pendik Devlet Hastanesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi Prof.Dr.N.Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çatalca İlyas Çokay Devlet Hastanesi Bayrampaşa Devlet Hastanesi Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tacirler Eğitim Vakfı Sultanbeyli Devlet Hastanesi Üsküdar Devlet Hastanesi Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Bakanlığı - Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Maltepe Üniversitesi Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kasımpaşa Asker Hastanesi Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Gümüşsuyu Asker Hastanesi İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Arştırma Hastanesi İzmir Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi 121 İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir İzmir Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite İzmir Üniversite İzmir İzmir Kars Kars Kars MSB MSB Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Kastamonu Sağlık Bakanlığı Kastamonu Sağlık Bakanlığı Kayseri Sağlık Bakanlığı Kayseri Sağlık Bakanlığı Kayseri Kayseri Kırklareli Kırklareli Kırşehir Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aliağa Devlet Hastanesi Bayındır Devlet Hastanesi Bergama Dr. Faruk İlker Devlet Hastanesi Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Çeşme Alper Çizgekanat Devlet Hastanesi Foça Devlet Hastanesi Menemen Devlet Hastanesi Ödemiş Devlet Hastanesi Seferihisar Nejat Hepkon Devlet Hastanesi Tire Devlet Hastanesi Torbalı M. Enver Şenerdem Devlet Hastanesi Urla Devlet Hastanesi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Güzelyalı Asker Hastanesi İzmir Asker Hastanesi Kars Devlet Hastanesi Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sarıkamış Asker Hastanesi Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi Kastamonu Şerife Bacı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Develi Hatice-Muammer Kocatürk Devlet Hastanesi Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kayseri Asker Hastanesi Kırklareli Devlet Hastanesi Lüleburgaz Devlet Hastanesi Kırşehir Devlet Hastanesi Kocaeli Devlet Hastanesi Kocaeli İzmit Seka Devlet Hastanesi Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gebze Fatih Devlet Hastanesi 122 Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Konya Konya Konya Konya Konya Konya Konya Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Konya Üniversite Konya Üniversite Konya Kütahya Kütahya Malatya Malatya Malatya Manisa Manisa Manisa Manisa Manisa Manisa Manisa MSB Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Üniversite MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Manisa Üniversite Manisa Kahramanmaraş Kahramanmaraş Kahramanmaraş Kahramanmaraş MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Darıca Farabi Devlet Hastanesi Gölcük Devlet Hastanesi Kandıra Kazım Dinç Devlet Hastanesi Karamürsel Devlet Hastanesi Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gölcük Asker Hastanesi Derince Asker Hastanesi Konya Numune Hastanesi Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akşehir Devlet Hastanesi Beyşehir Devlet Hastanesi Ereğli Devlet Hastanesi Beyhekim Devlet Hastanesi Seydişehir Devlet Hastanesi Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Merkezi Konya Asker Hastanesi Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi Kütahya Asker Hastanesi Malatya Devlet Hastanesi İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Malatya Asker Hastanesi Manisa Devlet Hastanesi Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Akhisar Devlet Hastanesi Salihli Devlet Hastanesi Saruhanlı Devlet Hastanesi Soma Devlet Hastanesi Turgutlu Devlet Hastanesi Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Manisa Asker Hastanesi Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Kahramanmaraş Yenişehir Devlet Hastanesi Elbistan Devlet Hastanesi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp 123 Mardin Mardin Mardin Mardin Muğla Muğla Muğla Muğla Muğla Muğla Muş Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Nevşehir Sağlık Bakanlığı Niğde Ordu Ordu Ordu Ordu Rize Rize Sakarya Sakarya Samsun Sakarya Samsun Samsun Samsun Samsun Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Samsun Üniversite Samsun Siirt Sinop Sivas Sivas MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sivas Üniversite Fakültesi Hastanesi Mardin Devlet Hastanesi Kızıltepe Devlet Hastanesi Midyat Devlet Hastanesi Nusaybin Devlet Hastanesi Muğla Devlet Hastanesi Bodrum Devlet Hastanesi Fethiye Devlet Hastanesi Marmaris Devlet Hastanesi Milas 75. Yıl Devlet Hastanesi Aksaz Asker Hastanesi Muş Devlet Hastanesi Nevşehir Dr. İ. Şevki Atasagun Devlet Hastanesi Niğde Devlet Hastanesi Ordu Devlet Hastanesi Ordu Boztepe Devlet Hastanesi Fatsa Devlet Hastanesi Ünye Devlet Hastanesi Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi Rize 82. Yıl Devlet Hastanesi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Toyotasa Acil Yardım Hastanesi Bafra Nafiz Kurt Devlet Hastanesi Çarşamba Devlet Hastanesi Samsun Gazi Devlet Hastanesi Vezirköprü Devlet Hastanesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Samsun Asker Hastanesi Siirt Devlet Hastanesi Sinop Atatürk Devlet Hastanesi Sivas Numune Hastanesi Sivas Devlet Hastanesi Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 124 Sivas Tekirdağ Tekirdağ Tekirdağ Tekirdağ Tokat Tokat Tokat Tokat MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Tokat Üniversite Trabzon Sağlık Bakanlığı Trabzon Trabzon Trabzon Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Trabzon Üniversite Tunceli Şanlıurfa Şanlıurfa Şanlıurfa Şanlıurfa Şanlıurfa Uşak Van Van Van Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Van Üniversite Van Yozgat Yozgat Zonguldak Zonguldak Zonguldak MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Zonguldak Üniversite Sivas Asker Hastanesi Tekirdağ Devlet Hastanesi Çerkezköy Devlet Hastanesi Çorlu Devlet Hastanesi Çorlu Asker Hastanesi Tokat Devlet Hastanesi Erbaa Devlet Hastanesi Niksar Devlet Hastanesi Turhal Devlet Hastanesi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Trabzon Fatih Devlet Hastanesi Of Devlet Hastanesi Vakfıkebir Devlet Hastanesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tunceli Devlet Hastanesi Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi Siverek Devlet Hastanesi Viranşehir Devlet Hastanesi Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Uşak Devlet Hastanesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Van İpekyolu Devlet Hastanesi Erciş Devlet Hastanesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Van Asker Hastanesi Yozgat Devlet Hastanesi Sorgun Devlet Hastanesi Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesi Çaycuma Devlet Hastanesi Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 125 Aksaray Bayburt Karaman Kırıkkale Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Kırıkkale Sağlık Bakanlığı Kırıkkale Üniversite Batman Şırnak Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Şırnak Sağlık Bakanlığı Bartın Ardahan Ardahan Iğdır Yalova Karabük Karabük Karabük Kilis Osmaniye Osmaniye Osmaniye Düzce Düzce Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı MSB Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Üniversite Aksaray Devlet Hastanesi Bayburt Devlet Hastanesi Karaman Devlet Hastanesi Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Kırıkkale Hacı Hidayet Doğruer Devlet Hastanesi Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Süleyman Demirel Araştırma ve Uygulama Hastanesi Batman Bölge Devlet Hastanesi Şırnak Devlet Hastanesi Cizre Dr.Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi Bartın Devlet Hastanesi Ardahan Devlet Hastanesi Ardahan Asker Hastanesi Iğdır Devlet Hastanesi Yalova Devlet Hastanesi Karabük Devlet Hastanesi Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi Safranbolu Devlet Hastanesi Kilis Devlet Hastanesi Osmaniye Devlet Hastanesi Düziçi Devlet Hastanesi Kadirli Devlet Hastanesi Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 18: Engelli Sağlık Kurulu Raporlarına itiraz etme hakkım var mı? Varsa, itirazımı hangi hastaneye yapabilirim? Evet var. Eğer verilen sağlık kurulu raporunda hak kaybına uğradığınızı düşünüyorsanız, aşağıda listesi verilmiş olan, yetkilendirilmiş Hakem Hastanelere müracaat edebilirsiniz. Hakem hastanelerin vereceği rapor kesindir. 126 ÖZÜRLÜ SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKEM HASTANE LİSTESİ İLİ Adana Afyon Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara Antalya Aydın Balıkesir Bursa Çanakkale Denizli Diyarbakır Elazığ Erzurum Gaziantep İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İzmir İzmir İzmir İzmir Kahramanmaraş Kayseri Konya Malatya Sakarya Samsun Sivas Şanlıurfa Trabzon Van Zonguldak HASTANE Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr . Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aydın Devlet Hastanesi Balıkesir Devlet Hastanesi Bursa Devlet Hastanesi Çanakkale Devlet Hastanesi Denizli Devlet Hastanesi Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gaziantep Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Malatya Devlet Hastanesi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sivas Numune Hastanesi Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi 127 KAYNAKÇA --5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun --5378 Sayılı Yasa’ya bağlı olarak çıkartılan Yönetmelikler, --Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı web sitesi --Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü web sitesi, --Milli Eğitim Bakanlığı web sitesi, --Sağlık Bakanlığı web sitesi, --Engelliler Konfederasyonu web sitesi, --Zihinsel Engelliler Federasyonu web sitesi, --Google arama motoru. 128