T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİDEMİYOLOJİDE MEKANSAL ANALİZ: KONYA İLİ KANSER HASTALIĞI ÖRNEĞİ H. Canan GÜNGÖR DOKTORA TEZİ Harita Mühendisliği Anabilim Dalı Aralık, 2013 KONYA Her Hakkı Saklıdır ii TEZ BİLDİRİMİ Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm. DECLARATION PAGE I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. İmza Hatice Canan GÜNGÖR Tarih: iii ÖZET DOKTORA TEZİ EPİDEMİYOLOJİDE MEKÂNSAL ANALİZ: KONYA İLİ KANSER HASTALIĞI ÖRNEĞİ Hatice Canan GÜNGÖR Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Harita Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Yrd. Doç. Dr. Gülgün ÖZKAN 2013, 161 Sayfa Jüri Yrd. Doç. Dr. Gülgün ÖZKAN Doç. Dr. Semra GÜNAY AKTAŞ Yrd. Doç. Dr. Ali ERDİ Doç.Dr. Savaş DURDURAN Doç.Dr.Tayfun ÇAY Bu çalışmada 2005–2009 yılları arası Konya iline ait kanser vakalarının mekânsal ve zamansal olarak dağılımı ve çevresel faktörlerin etkisi incelenmiştir. İlin jeoloji haritası, arazi kullanım haritası, topografik eş yükseklik haritası, güneşlenme şiddeti haritası, baz istasyon dağılımı haritası ve maden haritaları altlık olarak kullanılarak kanserin mekânla ilişkisi araştırılmıştır. Kanser türleri 9 gruba ayrılmıştır. Kanser hastalarının yaşı, cinsiyeti, eğitimi, mesleği ve kan bağı gibi beşeri bilgileri birbirleriyle ve mekânla ilişkileri istatistiksel olarak incelenmiştir. 31 ilçesi bulunan Konya İlindeki kanser vakalarının sayısı, ilçe nüfuslarındaki oranlarıyla (İnsidans) incelenerek mekânsal istatistiğe konu olmuştur. İnsidansı yüksek olan ilçelerdeki mekân ve hastalık ilişkisi farklı Coğrafi Bilgi Sistemi(CBS) yazlımlarından faydalanarak tematik haritalarla görselleştirilmiştir. Çalışmanın öznitelik verilerinin istatistiksel analizlerinde istatistik paket programları kullanılmıştır. İlçelerle kanser türleri arasındaki ilişki uyum analizi ile incelenmiş ve 2 boyutlu düzlemde gösterilmiştir. Yıllara göre kanser insidanslarındaki değişim Ki-kare trend analizi ile sürekli değişkenler arasındaki ilişki korelasyon analizi ile incelenmiştir. Çalışmadaki tüm istatistiksel analizlerde p değeri 0, 05’in altındaki karşılaştırmalar, istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Nüfusta yaştan kaynaklanabilecek hataları ortadan kaldırmak amacıyla doğrudan yaş düzeltme işlemi yapılmıştır. Farklı yaş gruplarındaki kanser türleri tespiti için 2’li karşılaştırma testleri yapılmıştır. Elde edilen toplam 7298 kanserli vakanın ilçelere göre dağılımı ile her bir ilçenin hastalık insidansı yerleşimlerdeki nüfus yoğunluğuna göre farklılık göstermektedir. Yıllara göre insidans oranları incelenerek zamansal değişimdeki, oransal değişimler gözlemlenmiştir. Kullanılan testlerde ve yazılımlarda, komşu ilçelerdeki insidans oranlarının, kanser sayılarının, kanser türlerinin benzerlikleri dikkat çekmiştir. Yapılan kümeleme analizlerinde de birbirine komşu ilçelerin aynı kümede var olduğu görülmüştür. “Her şey bir biriyle ilişkilidir, yakın şeyler birbirleriyle daha ilişkilidir”, tezi burada doğrulanmaktadır. Bu çalışma ülkemizde önemi vurgulanan kanser kayıtçılığına, sağlık sistemine öneriler getirilmesi ve dikkat çekilmesi adına yapılmıştır. Disiplinler arası çalışmalarla, büyük projelere örnek teşkil etmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Coğrafi Bilgi Sistemi(CBS), Mekânsal Analiz, Epidemiyoloji, Konya İli, Kanser Hastalığı iv ABSTRACT Ph.D THESIS SPATIAL ANALYZE IN EPIDEMIOLOGY: DISEASE OF CANCER IN KONYA CITY Hatice Canan GUNGOR THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN MAP ENGINEERING Advisor: Asst. Prof. Dr. Gülgün ÖZKAN 2013, 161 Pages Jury Advisor Asst. Prof. Dr. Gülgün ÖZKAN Assoc. Prof. Dr Semra GÜNAY AKTAŞ Asst. Prof. Dr. Ali ERDİ Assoc. Prof. Dr S.Savaş DURDURAN Assoc. Prof. Dr Tayfun ÇAY In this study, spatial and temporal distribution cancer cases between the years 2005-2009 in the province of Konya is examined and the effects of environmental factors are investigated. Relation between cancer cases and the location is investigated by examining the geological map, land use map, topographic contour map, sun intensity map, base station distribution map and mineral map of the area. Cancers are divided into 9 groups. Age, gender, education, occupation and blood relation data are investigated internally and compared to locational data statistically. The number of cancer cases in Konya, which has 31 districts, is statistically compared to population of districts. In districts with high number of incidences, the relation between the disease and location is visualized with tematic maps with the help of Geographical Information System (CBS). A number of CBS software is used to create and analyze the maps. During the locational statistic and autocorrelation analysis Global and Local tests are used and the results are investigated with softwares , During the statistical analysis of attributes of the study statistical software packs are used. Relationship between cancers and locations are analyzed with relation coherence and shown in twodimensional graph. The changes of cancer cases according to years are analyzed with chi-square trend analysis. During all statistical analysis of the study, comparisons with p value below 0.05 are accepted as statistically meaningful. Analyzing the all types of cancers, the percentages of different cancers are varying according to gender. Ages of the patients are different according to the cancer types. In order to spot the difference, dual-comparison tests are conducted. The distribution of the 7298 cases during 5 years is varying according to the population density of the districts. Since the study investigated a 5-year period, incidence rates are investigated and spatial and proportional changes are observed. The similarities between neighbor districts such as incidence rates, number and cancer types are observed during tests and analyses by softwares. During cluster analysis, neighbor districts are observed to be in the same clusters as well. So, the thesis that “Everything is related with each other. Closer things are more related.” is proven. This study is conduct in order to generate recommendations to public health system and call attention to cancer registration which is highlighted in our country. With interdisciplinary studies, it is aimed to set an example for bigger projects. Keywords: Geographical Information Systems (GIS), Epidemiology, Spatial Analysis, Konya City, Cancer Disease v ÖNSÖZ Çalışmalarımda yardımını ve zamanını esirgemeyen sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Gülgün ÖZKAN’a, aynı zamanda kaynak, bilgi ve tecrübeleri ile manevi desteğini de esirgemeyen sevgili babam S.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salim GÜNGÖR’e, Map Info yazılımının kullanılmasında bana kolaylıklar sağlayan ve vakit ayıran Basarsoft Şirketi Teknik Müdürü Sayın Ahmet DABANLI Bey’e ve her anlamda destek sayın hocam Doç. Dr. Semra GÜNAY AKTAŞ’a teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmalarım sırasında manevi desteklerini esirgemeyen değerli ailem ve annelerim Gülten Korkut’a, Saliha Güngör’e, eşim Eşref Kemal Güngör’e, oğullarım Egehan ve Berkay’a teşekkür ederim. Saygılarımla… H.Canan GÜNGÖR KONYA-2013 vi İÇİNDEKİLER TEZ KABUL VE ONAYI ........................................... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. TEZ BİLDİRİMİ ........................................................................................................... iii ÖZET .............................................................................................................................. iv ABSTRACT ..................................................................................................................... v ÖNSÖZ ........................................................................................................................... vi İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii SİMGELER VE KISALTMALAR .............................................................................. ix ÇİZELGELER LİSTESİ ............................................................................................... x ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................... xii 1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1 1.1 Çalışmanın Amacı .................................................................................................. 2 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ....................................................................................... 4 2.1 CBS ve Gelişimi .................................................................................................... 4 2.2 CBS ve Epidemiyoloji ........................................................................................... 5 2.3 Hastalık Haritalama ............................................................................................... 7 2.4 Ulusal ve Uluslararası CBS-Sağlık Çalışmaları .................................................. 10 2.5 Kanser ve Kanser İstatistikleri ............................................................................. 23 2.5.1 Dünyada kanser istatistikleri ...................................................................... 24 2.5.2 Türkiye’de kanser istatistikleri ................................................................... 26 3. MATERYAL VE METOT ....................................................................................... 29 3.1 Mekânsal Analiz .................................................................................................. 30 3.1.1 Mekansal kümeleme................................................................................... 31 3.2 Mekansal İstatistik ............................................................................................... 32 3.3 Yaş Düzeltme ....................................................................................................... 35 4. EPİDEMİYOLOJİDE MEKANSAL ANALİZ-KONYA İLİ KANSER HASTALIĞI ÖRNEĞİ .................................................................................................................... 37 4.1 Çalışma Alanı....................................................................................................... 37 4.2 Verilerin Toplanması ........................................................................................... 38 4.2.1 Mekânsal veritabanı oluşturma .................................................................. 38 4.2.1.1 Konum haritası .............................................................................. 39 4.2.1.2 Topografik 1/25000 lik haritalar ................................................... 39 4.2.1.3 Arazi kullanımı haritaları .............................................................. 41 4.2.1.4 Maden haritası ............................................................................... 44 4.3. Sözel Veritabanı Oluşturma ................................................................................ 47 4.3.1 Beşeri faktör verileri .................................................................................. 48 4.3.2 Toprak kirliliğine ilişkin veriler ................................................................. 50 vii 4.3.3 Güneşlenme şiddetine ilişkin veriler .......................................................... 51 4.3.4 Baz istasyon sayısına ilişkin veriler ........................................................... 51 4.4. Oluşturulan Sistemde Verilerin İlişkilendirilmesi .............................................. 52 4.4.1 Toprak kirliliği haritası .............................................................................. 52 4.4.2 Sıcaklık haritası .......................................................................................... 53 4.5 Oluşturulan Sistemde Verilerin Analizi ve Mekansal Analiz .............................. 54 4.5.1 Beşeri faktörler ........................................................................................... 55 4.5.1.1 Cinsiyet-zaman ilişkisi .................................................................. 55 4.5.1.2 Yaş-zaman ilişkisi ......................................................................... 58 4.5.1.3 Meslek-kanser ilişkisi .................................................................... 66 4.5.1.4 Kan bağı-kanser ilişkisi ................................................................. 66 4.5.1.5 Eğitim-Kanser ilişkisi .................................................................... 67 4.5.1.6 Kanser türleri-zaman ilişkisi ......................................................... 68 4.5.2. İnsidans hesaplaması sonuçları ................................................................. 70 4.5.3 Yaşa standardize nüfus ve insidans ............................................................ 77 4.5.4 Baz istasyonu analiz sonuçları ................................................................... 79 4.5.5 Örtüşme analizleri sonuçları ...................................................................... 81 4.6 Mekânsal İstatistik ............................................................................................... 86 4.6.1 GeoDa Yazılımı ile Moran I Testi ............................................................. 87 4.6.2 Global Geary C yöntemi ............................................................................ 91 4.6.3 Genel G(d) istatistiği .................................................................................. 92 4.6.4 LISA testi ve sonuçları ............................................................................... 93 4.7 Kanser Dağılımı Mekansal Kümeleme Analizleri ............................................... 95 4.7.1 SPSS ile kümeleme .................................................................................... 95 4.7.2 SatScan ile kümeleme .............................................................................. 103 4.7.3 ArcGis ile kümeleme................................................................................ 105 5. TARTIŞMA ............................................................................................................. 107 5.1. Çalışmada Karşılaşılan Kısıtlar......................................................................... 112 5.2 Epidemiyolojik Çalışmada Yol Haritası ............................................................ 113 6. SONUÇ VE ÖNERİLER........................................................................................ 118 KAYNAKLAR ............................................................................................................ 121 EKLER ........................................................................................................................ 128 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 147 viii SİMGELER VE KISALTMALAR AR-GE : Araştırma Geliştirme ADNK :Adrese Dayalı Nüfus Kayıt CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi MKDS : Mekansal Karar Destek Sistemi TSBS : Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi NCI : Ulusal Kanser Enstitüsü CDC : Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi WHO : Dünya Sağlık Örgütü LIBCSP : Long Island Göğüs Kanseri Çalışma Projesi ix ÇİZELGELER LİSTESİ Çizelge 2.1. Kanser insidansları ..................................................................................... 28 Çizelge 3.1. Mekansal Analize Konu Değişkenler ......................................................... 29 Çizelge 4.1 Arazi Kullanım Verileri............................................................................... 41 Çizelge 4.2 Arazi Kullanımı İlçe Dağılımı ..................................................................... 42 Çizelge 4.3 Arazi Sınıflaması ......................................................................................... 43 Çizelge 4.4. Sözel Veritabanı ......................................................................................... 49 Çizelge 4.5. Nikel Kirlilik noktaları koordinatları ......................................................... 50 Çizelge 4.6. Güneşlenme Şiddeti .................................................................................... 51 Çizelge 4.7. Baz İstasyon Dağılımı ................................................................................ 51 Çizelge 4.8. Kanserin yıllara göre erkekler üzerindeki etkisi......................................... 56 Çizelge 4.9. Kanserin yıllara göre kadınlar üzerindeki etkisi......................................... 57 Çizelge 4.10. Kanser türü-cinsiyet ................................................................................ 58 Çizelge 4.11. kanser türü- vaka yaş ............................................................................... 58 Çizelge 4.12. Vaka- kanser türü karşılaştırma ................................................................ 59 Çizelge 4.13. erkek vaka – kanser türü karşılaştırma ..................................................... 59 Çizelge 4.14. kadın vaka- kanser türü karşılaştırma ....................................................... 60 Çizelge 4.15. her bir türün yaş grafikleri ........................................................................ 61 Çizelge 4.16. kanser türü-meslek ................................................................................... 66 Çizelge 4.17. kanser türü-kan bağı ................................................................................. 67 Çizelge 4.18. kanser türü-eğitim..................................................................................... 67 Çizelge 4.19. kanser türü-ilçeler grafiği ......................................................................... 69 Çizelge 4.20. Konya ili ilçelere göre kanser insidansı(2005-2006) ............................... 71 Çizelge 4.21. insidansı yüksek ilçeler ............................................................................ 72 Çizelge 4.22. insidans değişim oranları .......................................................................... 76 Çizelge 4.23. Yaş Düzeltme Tablosu ............................................................................. 77 Çizelge 4.24. Standardize edilmiş nüfusla İnsidans ....................................................... 78 Çizelge 4.25. Baz istasyonu- insidans değişim oranları ................................................. 79 Çizelge 4.26. İlçe merkez koordinatları.......................................................................... 88 Çizelge 4.27. SPSS Veri Girişi ....................................................................................... 95 Çizelge 4.28. Değişkenlerin Hasta Sayısında Etken Dereceleri ..................................... 96 Çizelge 4.29. Değişkenlerin İnsidans OranındaEtken Dereceleri .................................. 97 Çizelge 4.30. Değişkenlerin İnsidans OranındaEtken Dereceleri .................................. 98 x Çizelge 4.31. Nikel Değeri ile etken dereceleri: ............................................................. 99 Çizelge 4.32. 2009 vakaları kümeleme ........................................................................ 100 Çizelge 4.33. İlçe Kümeleri .......................................................................................... 101 Çizelge 4.34. SPSS küme Çizelgesi ............................................................................. 103 Çizelge 4.35. Satscan ile oluşan Küme......................................................................... 105 Çizelge 5.1: Epidemiyolojik Çalışmada Yol Haritası .................................................. 113 Çizelge 5.2. Kurumsal Yapı Özeti ................................................................................ 114 Çizelge 5.3. Elde Edilecek Veriler ............................................................................... 115 xi ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 2.1: Türkiye’deki kanser kayıt merkezleri (25/04/2002 T.C. Sağlık Bakanlığı). . 27 Şekil 4.1 Konya il haritası .............................................................................................. 37 Şekil 4.2. Konya ili ve ilçelerine ait sayısal harita ......................................................... 39 Şekil 4.3. 90 m aralıklı contour harita ............................................................................ 40 Şekil 4.4. Konya yükseklik haritası ................................................................................ 40 Şekil 4.5. Tanımlanmamış arazi sınıfı ............................................................................ 42 Şekil 4.6. Arazi kullanım haritası ................................................................................... 43 Şekil 4.7. Konya arazi kullanımı tematik haritası .......................................................... 44 Şekil 4.8. Konya İli Maden Haritası (M.T.A. Bölge Müdürlüğü) .................................. 45 Şekil 4.9. Poligon Tabakaları ......................................................................................... 46 Şekil 4.10. Konya maden haritası ................................................................................... 46 Şekil 4.11. Excel dosyasının Tab uzantılı dosya halinde görünümü .............................. 47 Şekil 4.12. Toprak kirliliği tematik haritası .................................................................... 53 Şekil 4.13. Konya güneşlenme haritası .......................................................................... 54 Şekil 4.14. Erkeklerde yıllara göre kanser ...................................................................... 56 Şekil 4.15. Kadınlarda yıllara göre kanser ..................................................................... 57 Şekil 4.16. 2005 yılı yaş haritası..................................................................................... 62 Şekil 4.17. 2006 yılı yaş haritası..................................................................................... 63 Şekil 4.18. 2007 yılı yaş haritası..................................................................................... 63 Şekil 4.19. 2008 yılı yaş haritası..................................................................................... 64 Şekil 4.20. 2009 yılı yaş haritası..................................................................................... 65 Şekil 4.21. 5 yıllık yaş dağılım haritası .......................................................................... 65 Şekil 4.22. 2005 yılı kanser türleri ................................................................................. 70 Şekil 4.23: 2005-2009 yılları kadın vaka insidans değişimi .......................................... 73 Şekil 4.24. 2005-2009 yılları erkek vaka insidans değişimi ........................................... 74 Şekil 4.25. 2005-2009 yılları vaka insidans değişimi ..................................................... 75 Şekil 4.26. düzeltilmiş yaş oranları haritası .................................................................... 78 Şekil 4.27. Baz istasyon sayıları ..................................................................................... 79 Şekil 4.28. Baz İstasyonu Tematik haritası .................................................................... 80 Şekil 4.29: Toprak Kirliliği ve Arazi Kullanım Haritası ................................................ 81 Şekil 4.30. Baz İstasyonu ve Arazi Kullanım Tematik haritası...................................... 82 xii Şekil 4.31. Arazi Kullanımı- Toprak Kirliliği- Baz İstasyonu Tematik haritası ............ 82 Şekil 4.32. Arazi Kullanımı-İnsidans haritası ................................................................ 83 Şekil 4.33. Sulanmayan Ekilebilir Alanlar-İnsidans haritası .......................................... 83 Şekil 4.34. Bitki Değişim Alanları-İnsidans haritası ...................................................... 84 Şekil 4.35. Güneşlenme Şiddeti-Cilt Kanseri Haritası ................................................... 85 Şekil 4.36. Solunum sistemi Kanserleri 2005-Toprak Kirliliği haritası ......................... 85 Şekil 4.37. 2005 İnsidans-Toprak Kirliliği haritası ........................................................ 86 Şekil 4.38. Moran I Değeri ............................................................................................ 88 Şekil 4.39. Komşusuyla benzerlik gösteren ilçeler......................................................... 89 Şekil 4.40. Z Değeri hesaplanması ................................................................................. 90 Şekil 4.41. Geary C Değeri hesaplanması ...................................................................... 91 Şekil 4.42. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi ................................................................ 91 Şekil 4.43. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi ................................................................ 92 Şekil 4.44. Yüksek ve düşük değerlerin olduğu ilçeler .................................................. 93 Şekil 4.45. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi ................................................................ 93 Şekil 4.46. Z değeri çizelgesi.......................................................................................... 94 Şekil 4.47. Küme Dendogram görüntüsü ..................................................................... 102 Şekil 4.48. Verilerin Sisteme Girişi .............................................................................. 103 Şekil 4.49. Satscan Analizi ........................................................................................... 104 Şekil 4.50. Arcgis ile Kümeleme .................................................................................. 106 Şekil 4.51. Herbir ilçenin” Z”değeri ............................................................................. 106 xiii 1 1. GİRİŞ Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) genel anlamda coğrafi veya mekânsal koordinatlarla tarifleşen veriyi toplayan, analiz eden ve sergileyen bilgisayar yazılımı ve donanımından oluşmuş bir sistemdir. Bir başka ifade ile CBS mekanda yer alabilen, haritası çıkarılabilen ve analiz edilebilen olaylar veya elemanlar hakkındaki gözlemleri içeren veri tabanları silsilesini kapsar. Clarke (2002) CBS’yi bir bilgi sistemi, bir araç ve bilimsel bir yaklaşım olarak açıklamaktadır. Bir araç olarak CBS mekânsal veri analizinin ve işleyişinin çeşitliliğini içeren bir yazılım paket programıdır. Bu çerçevede, CBS gelişen teknolojileri bünyesinde bulundurarak sürekli kendini yenileyen ve geliştiren yapısıyla geniş bir yelpazeye hizmet vermektedir. Bugün tüm dünyada bilim dallarının sınırları sürekli olarak gelişmektedir. Dolayısıyla disiplinler arasında, birlikte daha sağlıklı çözümleyebilecekleri ortak konular oluşmakta hem de nitelik ve nicelik açısından önem taşımaktadır. İnsan doğasının parçası, olayların oluşumunun izlerini keşfetmeyi denemektedir. Erken devrede doğru yerde, doğru noktalara bağlanmak acil önlemler için anlamlı bir resim oluşturacaktır. Bilimsel çalışmalarda, bağlantı noktalarını formül hale getirme metotları, ilişkileri belirlemede ve neden-sonuç irdelemede güçlü araçları oluşturur (Waller ve Gotway, 2004). Özellikle son yıllarda tıbbi konularda yapılan CBS uygulamalarında önemli bir artış gözlenmektedir. CBS, büyük ölçekten küçük ölçeğe kadar halk sağlığı programlarının günlük işlemlerini ve yönetimsel çalışmalarını, planlama kapsamında verdiği katkılar ve epidemiyolojik haritalar aracılığı ile sağladığı bütüncül algılama yeteneğiyle desteklemektedir. Tıp bilimi ile CBS teknolojisi arasındaki ilişki Tıbbi Coğrafya konusundaki çalışmaların daha etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla ortaya atılan yaklaşımlar ile başlamıştır (New., 2003). Tıbbi Coğrafya’da CBS kullanımına ilişkin uluslararası anlamda birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Sağlık alanında CBS’nin kullanımı, bu alanda yapılan çalışmalara farklı bir boyut da kazandırmaktadır. Coğrafi bilginin, Epidemiyoloji, istatistik bilgi ile birleşimiyle, sağlık araştırmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. CBS, halk sağlığı araştırmalarında verilerin bağlantısı ve görselleştirme noktasında oldukça güçlü bir araçtır (Haining, 2005). Kamu sağlığı profesyonelleri bu araçları bir eyaletteki yeni doğan, ölüm oranlarının haritasını çıkartmak, sağlık hizmeti görmeyen bölgeleri belirlemek, bulaşıcı 2 hastalıkları gözetim hizmet sistemini oluşturmak veya zehirli maddelere maruz kalmış bölgelerin matematiksel modelini oluşturmak amacıyla kullanmaktadır. CBS ile yapılan hastalık haritaları hastalıkların coğrafi dağılışını, yoğunluk bölgelerinin nereler olduğunu göstermede görsel açıdan oldukça kuvvetlidir. Harita üzerinde gösterilen mesajın ya da modelin doğru yorumlanması karar verici konumunda olan kişilere ve analizlere doğrudan etkilidir. Bununla beraber görselleştirme CBS uygulamalarının sadece ilk adımıdır. İkinci adımda, CBS bünyesindeki mekânsal istatistiksel yöntemlerin kullanımı, hastalıkların zamansal ve mekânsal değişimlerini keşfederek hastalığın izlenmesi ve etiyolojilerinin anlaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır. CBS ve Epidemiyoloji birlikte kullanılarak Mekânsal Epidemiyoloji adını almıştır (Özgür, 2008). Mekânsal epidemiyoloji fiziksel çevre karakteristikleri ile nüfustaki hastalık karakteristikleri arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bir başka ifade ile hastalık nedenlerini ve korelâsyonları tanımlamaktır (Hossfeld, 1992). Bu amaç için mekânsal istatistik yöntemler kullanılır. Kullanılan mekânsal istatistiksel yöntemler hastalığa ilişkin verilerin yapısını ve dağılımının belirlenmesinde, çevreyle olan etkileşimlerinin, yakın ya da uzak nokta olarak tespitinde ve hastalıklara yönelik modellerin oluşturulmasında oldukça etkilidir. İstatistiksel yöntemler, mekânsal hastalık verilerindeki tesadüfî olmayan kümelenmeleri belirlemede etkili olmasına rağmen, bu kümelenmeye neden olan mekanizmaları net olarak açıklamada yetersiz kalmaktadır. Bu durumda mekânsal modelleme ile hastalık haritaları oluşturularak hastalığa ve dağılımına etki eden çevreyle ilgili nedenlere ilişkin çözümler üretilebilmektedir. (Cressie, 1993) 1.1 Çalışmanın Amacı Çalışmada amaç, Konya ve ilçelerinde çevresel faktörler ve kanser türleri arasındaki ilişkinin araştırılması olarak belirlenmiştir. Bu amaçla kanser vakalarının coğrafî ve zamansal dağılışının betimlenmesi, haritalanarak çalışma bölgesinin kanser vakalarının kümelenmesinin ortaya konması, kanser vakalarının kümelenmesi üzerine çevresel faktörlerin etkisinin incelenmesi çalışmanın işlem adımları olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda yapılan çalışmada, Konya İli Sağlık Müdürlüğünden elde edilen kanser vakaları verileri kullanılacaktır. Kanser hastalığı haritaları yapılarak, CBS ve mekânsal analiz teknikleri kullanılarak hastalığın yoğun olarak görüldüğü yerlerin 3 nedenlerinin tespit edilmesine yeni bir yaklaşım getirilmesine çalışılacaktır. Konya ilinde yapılacak bu çalışma ile dikkat çekilen ilçeler, nedenleriyle daha ayrıntılı incelenmeye çalışılacaktır. Kanser dağılımı için yapılan analiz çalışmalarına temel olan döküm bilgilerinin derlenmesinde ve modellemesinde, CBS’nden yararlanılması ve böylece kanser hastalığı dağılımı analizi ve mekansal verilerin ilişkilendirilmesi, veri modelinin, yapısının ve formatının ortaya konması ve veri yapısı ile ilgili temel prototiplerin ortaya konulması yönüyle ülkemizdeki diğer kanser hastalığı mekânsal dağılım analizi çalışmaları için de önemli bir örnek olarak ortaya çıkarılabileceği umulmaktadır. Ayrıca çalışmada epidemiyolojik çalışmalar için bir yol haritası çizilmesi planlanmıştır. Çalışmayla, kanser vakalarının tespitinde ve kontrolünde CBS destekli olarak ortaya konulan mekânsal istatistik ve mekânsal analiz tekniklerinin de ciddi anlamda AR-GE değeri olacağı düşünülmektedir. Konya İli Örnekleminden elde edilecek metodolojiye ilişkin sonuçlardan uluslararası literatüre ve mesleki disiplinler arası çalışmalara, bilimsel katkı sağlanılacağı hedefler arasındadır. 4 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI Epidemiyolojide mekansal analiz amaçlı çalışma için yapılan literatür araştırması Coğrafi Bilgi Sistemleri, CBS ve Epidemiyoloji, Kanser Hastalığı, Hastalık Haritalama, Ulusal ve Uluslararası CBS-Sağlık Çalışmaları şeklinde gruplanmıştır. 2.1 CBS ve Gelişimi CBS şu andaki işlevsellik seviyesini öğretim ve teknolojideki geniş çapta gerçekleşen gelişimlere borçludur. Bilim olarak, CBS’nin teorik kökleri coğrafya, kartografya ve mekansal analize uzanır (Aronoff, 1989). Coğrafya öğretisindeki belirli paradigmalar CBS teknolojisi gelişimi üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. 1950’lerin ortasında, coğrafya birleşik bölgesel yaklaşımlarından mantıksal pozitivizmi, (tümdengelim ve tümevarım salt muhakeme ile) olasılık yasaları ve nicel değişimi kapsayan paradigmaya doğru bir değişim yaşamıştır (Davies ve Ark., 2005). Gelişmekte olan bilgisayar teknolojisi bu değişime daha hızlı bilgisayarlar üreterek ve daha çok bilgi erişimi sağlayarak katkıda bulunmuştur. Bu zaman sürecinde, bu yüzyılda daha erken gelişen mekansal analiz metotları otomasyona geçirilerek birçok yeni mekansal /istatistiksel metotlar geliştirildi (Erdoğan ve ark., 2011). Coğrafyadaki peyzaj ve sosyal ekoloji konuları gibi diğer konular pek çok disiplin için gerekli olan, otomatik harita yapma teknikleri ve harita çevresel bilgisi gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur (Buzan, 1995). 1959’da, Waldo Tobler kartografyayı kullanıma geçirmek amacıyla hazırlanan bir bilgisayar programının kullanımı hakkında bildiri yayınlamıştır. Sonraki 10 yıl içersinde, Tobler’ın fikirleri, birçoğu harita üretimi ve mekânsal analiz olduğu için yüksek bir dil düzeyinde yazılan birçok bilgisayar programı ve haritacılık paketlerinin gelişimine önayak olmuştur (Rowlingson ve Diggle, 1993). Harvard Üniversitesi Tasarım Enstitüsünde yer alan Bilgisayar grafikleri ve mekânsal analiz laboratuarındaki öğrenciler de bu program paketlerinin kullanımını geliştirmişlerdir. Laboratuar, satır yazıcısı üzerinde haritalar üreten ve veri analizi yapan bilgisayar-harita programı olan SYMAP geliştiren mimar ve şehir plancısı Howard Fisher tarafından yönetilmiştir. Diğer eski harita programları; GRID, IMGRID, CALFORM ve SURFACE II sonraki Kansas Jeolojik tetkikle geliştirilmiştir. Bu yazılım programlarının hepsi anabilgisayar bilgisayarları üzerinde devam etti ve 1980’lerin ortaları/sonlarına kadar üniversite kampüslerinde yaygın olarak kullanılmıştır. 5 1969 da, peyzaj mimarı Ian McHarg, elemanlar arasındaki mekânsal ilişkileri analiz edip karar vermek için kullanılan saydam katman tabakanın önemini tanımlayan “Doğa ile Tasarım” kitabını yayınlamıştır. McHarg bunu tanımlayan ve harita katman yapısının önemini vurgulayan ilk kişi değildir, fakat kitabı birçok insana ulaşmıştır. Aslında, haritaları katmanlara ayırma ve üzerine bir şeyler ekleme becerisi CBS’ in güçlerinden bir tanesidir. Poligon alanı kaplama analizini yapan ilk programlardan birisi 1980’lerde Harvard Üniversitesinde geliştirilen ODYSSEY programıdır. Ayrıca eski coğrafi veritabanı yönetim sistemlerinin bazıları 1960’larda geliştirilmiştir. 1967 ‘de, Minnesota Üniversitesinde yer yönetimi bilgi merkezi kurulmuş ve ABD çapında CBS veritabanı gelişimi başlamıştır. Otomasyona geçen haritacılıkta paralel olarak süregelen şeyler, gaz/elektrik sağlayan hizmet yönetimi ve bilgisayar destekli tasarım sisteminin gelişimi gibi diğer katkı sağlayan unsurlar Antenucci ve arkadaşları tarafından detaylı olarak ele alınmıştır. Birçok Amerikan federal devlet kurumu, özellikle ABD Nüfus idaresi, CBS’ in ilerlemesinde ve dijital kartografik veri gelişiminde önemli, bir yere sahiptir. 1967’de kurum New Haven, Connecticut’taki bir çalışma için dijital coğrafi dosyaların (caddelerin, sayım blokları) kullanımının kılavuzluğunu yapmıştır. Bu dosyalar, GBF, DİME, (coğrafi bazlı/çift bağımsız harita Kodlama dosyaları) 1970 ve 1980 seçimlerinde kırsal bölgelerde kullanılmıştır. 1960’larda kullanılan askeri coğrafi veri teknolojisi bazı ilkel haritacılık programlarında kullanılan Dünya Data Bank gibi dijital veritabanının gelişimini sağlamıştır. Günümüzde CBS programı profesyonel olmayan kullanıcılar tarafından da kolayca kullanılabilmektedir. Böylesi bir kolaylığın birçok avantajı beraberinde getirmekle birlikte, olumsuz yanları da vardır. Coğrafi veri karışıktır, temel coğrafya ilkeleri, veri sorunları, harita tasarımı bilgilerine sahip olunmazsa, hata yapmak, yanılmak ve yanıltmak kaçınılmazdır. Ancak bugünün teknolojisiyle gelişen yazılımlarla ve nitelikli personelle bu risk daha da düşüktür. Yanılmaya ve yanıltmaya etki olabilecek durum kullanılan niteliksel verinin kalitesindedir (Jacquez, 2000). 2.2 CBS ve Epidemiyoloji CBS bugün pek çok disiplin içinde Mekansal Karar Destek Sistemlerine (MKDS) yardımcı olarak, alınacak her kararda ekonomik ve zamansal karlar sağlamaktadır. Bu disiplinlerden birisi de sağlık uygulamalarıdır. Sağlık alanında CBS’den faydalanılması iki yaklaşımla incelenmektedir. Bunlardan birincisi sağlık 6 hizmetlerinin konuşlandırılması, ikincisi de hastalıkların mekânsal dağılımı şeklindedir. İkinci yaklaşımdaki çalışmalar, bugün hastalıkların nedenlerini tespit etmek için, epidemiyolojik çalışmalar şeklinde CBS’yi de içine alarak önem teşkil etmektedir (Plant ve ark., 2003). Epidemiyoloji, popülâsyondaki hastalık ve sağlığın incelenmesidir. CBS hastalığa neden olabilecek yerleşimlerin tespitini yaparak epidemiyolojide bir avantaj olarak kullanılmaktadır (Freedman ve ark., 2006). Epidemiyologlar için “mekansal düşün” kavramı, mekansal çalışmaların gereksinimini ortaya koymaktadır (Tunstall ve ark., 2004). CBS’ nin epidemiyolojide kullanımının önemli başarıları ve eşsiz sonuçları kaynaklarca araştırılıp, ortaya konmuştur. CBS veri toplama ve analiz, iletişim, karar destek vericilerden oluşan üç tip temel destekle nüfus tabanlı sağlık analizlerine katkıda bulunmak için geniş potansiyele sahiptir. CBS ile sağlık alanındaki yetkililer büyük miktarlardaki bilgileri yönetebilmektedirler. Hastalıkların dağılımının çevresel faktörlerle ve sosyoekonomik çevreyle ilişkisini inceleyerek haritalarla görselleştirebilmektedirler (Bray ve ark., 2002) . Aynı zamanda ihtiyaç duyulan bölgelerde hastane ya da klinik yapılmasına karar vererek sağlık politika uygulamalarını geliştirebilmeye ek olarak önümüzdeki dönemlerde hasta sayısının ne olacağına dair tahminler geliştirilebilmektedirler (Gatrell, 2002). Konumsal epidemiyoloji, hastalıkların riskinde ya da görülme oranlarındaki konumsal değişimlerin izlenmesidir. Kısaca, hastalığın insidansının yani görülme oranının konumsal/coğrafi dağılımının analizi ile ilgilenir. Bazı hastalıkların çevreyle ilişkili olduğu önceki çalışmalardan tespit edilmiştir. Çevreyle ilişkili olan hastalıklardan biri de kanser hastalığıdır. Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel ad kanserdir (Koyi ve ark., 2002). Çağın vebası olarak bilinen kanser hastalığının, bazı türlerinin de, kişinin yaşadığı çevreyle ilişkili olabileceği daha önceki çalışmalarla tespit edilmiştir (URL1). Çeşitli kanserlerin çevreye bağlı olarak oluşum oranı günümüzde %80-90’ dır. Sağlık açısından çevre; toprak, su ve havayı içeren fiziksel çevre, biyolojik çevre ve sosyal çevre olarak tanımlanabilir ve hepsi birbiriyle etkileşim halinde olup genlerin yapısını da etkiler (Chauanve ark., 1998) Kanser hakkındaki epidemiyolojik düşünme şeklinin başlangıcı R. Stern’in çalışmasıyla, 1842 de Verona’da kanserden ölüm oranlarının 7 istatistiksel verilerini bir araya getirmesiyle olmuştur. Kanserin coğrafi dağılımı 19.yy. ikinci yarısında gittikçe artan bir ilgi görmüş, 1915’de Hoffman kitabında dünya genelinde kanserin coğrafi patolojisi ve kanserden ölüm oranlarını yazmıştır. Yaşanılan coğrafya ile kanser sıklığı arasındaki ilişkiye pek çok çalışmayla vurgu yapılmıştır. Belçika’da akciğer kanseri Japonya’dakine göre 3 kat kadar, Malign melanoma Yeni Zelanda’lı beyazlarda İzlandalılardan 6 kata kadar daha sık tespit edilmesi, bu duruma örnektir. Son yarım yüzyılda, pek çok ülkede hastalıkların ve ölümlerin kayıtlarının tutulması çok daha geniş bir yaklaşımla, yerel ya da bölgesel olarak hastalıkların dağılımını anlamaya olanak sağlamıştır. 2.3 Hastalık Haritalama Hastalık haritalama asırlardan beridir halk sağlığı ve epidemiyolojiye katkı sağlamaktadır (Gilbert, 1958 ve Shannon, 1981). Hastalık haritalama CBS’nin kullanımı ile mekansal modellerin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle hastalığın nedenleri ve belirleyici süreçleri bilinmediği durumlarda, coğrafi çalışmalar ve konumsal epidemioloji için CBS önemli bir unsur oluşturmaktadır (Lawson ve ark. 1999; Rushton, 1998; Elliott ve ark., 2000). CBS yüksek düzeyde mekansal dağılımda olan sağlık olaylarının çok büyük veri tabanlarını haritalandırmayı ve risk faktörlerin dağılımını içeren bilgileri ve çevreye ait diğer bilgiler için kurulan sistemden alınan data ile ilişki kurmayı kolaylaştırır (Elliott ve ark., 2005). CBS ile üretilen haritalar öncelikli alanların belirlenmesi, hastalığın etki alanının coğrafi dağılımının belirlenmesi, hastalık sebebi hakkındaki hipotezlerin formülüzasyonu, coğrafi çeşitlilikler için gerekli risklerin değerlendirilmesi gibi birçok amaç için kullanılabilmektedir (Bailey, 2001). Bir yılda her yüz bin kişideki hız olarak ifade edilen insidans ve prevelansın haritalanmasında yaygın uygulaması nüfus ve sağlık sonuçları verilerin temel olarak sıklıkla bu alanlarda kaydedilmesi nedeniyle şehirler ya da sayım bölgeleri gibi siyasi veya idari birimlerde hastalık oranlarının hesaplanması şeklindedir. Bu yöntemle ilgili problem bu birimlerin sınırları genellikle nüfusun, vakaların ya da her ikisinin altını çizecek şekilde keyfi olarak taksim edilmiş olmasıdır (Goodchild ve ark., 1991). CBS vakalar ve risk altındaki nüfusu ve sağlık sonuçlarının dağılımının çok yönlü görüntülerini sergilemesini overlay kaplamayı mümkün kılar. 8 CBS aynı zamanda güvenilmeyen kümelenmiş verileri hastalık sınıflarında kullanılan yöntemler için araştırmaların analizlerini destekler. Yüksek veya düşük insidansa sahip alanlar yerel nüfusa oranla yüksek vaka sayısına sahip alanları bulmak için bireysel vakalar çevresinde araştırmalarla tanımlanabilir (Ward ve ark., 2000). Tıbbi coğrafya ve CBS’nin halk sağlığındaki kullanımı üzerine yazılan bir makale, 1854 kolera salgını sırasında Londra’nın Soho bölgesindeki kolera vakasının haritasını çıkaran Londralı Doktor John Snow’un referansı ile başlamıştır. Snow bu vakaların Broad Caddesi tulumbası etrafında kümeleştiğini göstermiştir. Tulumbanın kaldırılması ve vakalardaki müteakip azalma Snow’un kolera vakalarının sudan kaynaklı bir hastalık olduğu görüşünü desteklemiştir. Belki de Snow’un haritasından daha ilginç olan; su kirliliği ile kolera arasındaki bağlantıyı tanımlamasına yardımcı olan 1854 ve 1849 salgınından önceki tıbbi çalışmasıydı. 1849 kolera salgınında Büyük Britanya da 52000 den fazla insan ve sadece Londra da 13000 insan hayatını kaybetmiştir. Snow 1849’daki bu salgınla ilgili olarak yazılı olarak bir belge yayınlarken, sonraki birkaç yılda, 2.basımı 1854 ‘te yayımlanan, daha önemli bir çalışmayı tamamlamıştır (Snow, 1855). İkinci açıklamasında, Snow kolera, fakirlik, yükseklik ile Londra’da çeşitli bölgelerde yer alan su ikmali arasındaki bağlantıyı ele almıştır. Bu bağlantıların coğrafi analizini, haritasını ve büyüleyici şekilde yeniden yapılandırmasını Cliff ve Hagget (1988) oluşturmuştur. Yazarların belirttiği gibi; bu bağlantılar; Thames nehrine bitişik olan bölgelerdeki yüksek ölüm oranı ve Londra bölgesindeki su ikmali ile kolera salgını arasındaki ilişki gibi çarpıcı coğrafi dağılımlarla sonuçlanmıştır. O anda; büyük şehirdeki birçok su şirketi, şehirlere suyu direkt Thames nehrinden bazıları da depolardan olmak üzere sayısız kaynaktan sağlıyordu. Kolerada yaşanan ölüm oranı, direkt Thames nehrinden sağlanan kirli su ile bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır. Snow ayrıca rakım ile kolera arasındaki ilişkiyi de araştırmış ve koleranın alçak yerlerde rastlandığını gözlemlemiştir. Bunun su kirliliği mi yoksa toprak türünden mi kaynaklandığı tartışma konusu olmakla birlikte; aslında bu iki faktörün kombinasyonunun sonucu olduğu ortaya çıkmıştır. Alçak yerler su durgunluğuna ve kirliliğe yol açan daha zayıf drenaja (akıntı) sahiptir. Toprak cinsi, ayrıca suyun alkalinitesi, yüksek Ph’ta kolera mikrobunun bulaşmasında etkin rol oynamıştır. Günümüzün teknolojisi Snow’un analizi gibi bir çalışmayı çok kısa bir zaman diliminde masaüstü bilgisayarda yapmamızı mümkün kılmaktadır. Bu çalışma bugün yapılmış olsa idi; güçlü bir bilgisayar haritacılığı ve bilgi sistemi donanımı ile Londra 9 bölgelerinin, su ikmallerinin ve kolera vakalarının haritaları, bunun yanında su kaynağını ve suyun PH değeri gibi karakteristik özelliklerini sunan bir su ikmali haritasının veritabanı ayrıca toprağın karakteristik özelliklerini ve ona uyan rakım modelini öngören bir toprak haritası elde edilebilirdi (Cliff, Hagget,, 1988). 1970’te, “Epidemiologlar için yeni gözler: hava fotoğrafları ve diğer uzaktan algılama teknikleri” başlıklı bir makalede, hastalık salgınlarını bulmak ve değişimlerini izlemekte, uzaktan algılama tekniklerinin (RS), kullanılmasının doğru tahminlere götürdüğü belirtilmiştir. Takip eden yıllarda doğruluğu pek çok çalışmayla kanıtlanmıştır (Cline, 1970). Jacquez (2000)’a göre CBS hastalıkların sonuçlarını izlemede, sağlık risklerini ortaya koymada ve müdahale planlarının hazırlanmasında önemlidir. Epidemiyolojide kümelenme analizi hastalıkların toplanışını belirlemek, istatistikî olarak anlamlı bir kümelenmenin olup olmadığını ve sonuç olarak kümelenme üzerine etkili faktörlere ait delilleri bulmak açısından önemlidir. Birçok hastalıkta kümelenmenin gösterilmesinde CBS analizleri kullanılmaktadır (Tiwari ve ark., 2006). Sağlık haritalarında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF CBS Programının ilk olarak işbirliği 1993 yılında Gine Solucanı Yok etme Programının (Guinea Worm Eradication Programme) (GWEP) yönetim ve izlenmesinde CBS desteğini sağlamak için yapılmıştır. Bu referansla 1995 ‘ten beri, işin alanı, diğer hastalık kontrolü ve halk sağlığı programlarını kapsamak olarak genişletilmiştir (URL2). Sağlık projelerindeki mekansal analizler, kolayca yayılan hastalıkların kontrolünde, önlenmesinde ve kökünden çözülmesinde başarılı birer rol oynamaktadırlar. Mekân ve sağlık arasındaki ilişkiyi anlamak; hastalığı anlamak, kontrol etmek ve engellemekte büyük bir fırsat olmaktadır. Daha verimli ve etkili kaynaklardan faydalanarak, daha iyi sağlık güvenliği sonuçlarına ulaştırmaktadır. Coğrafi bilişimin; bugünün veri çizelgeleriyle sağlık alanında görüş veren bir teknolojisi olması için, birçok veri kalitesine ek olarak, sağlık çalışanlarının “mekânsal cehalet” olarak tarif edilen mekana ait bilgi eksikliklerini ortadan kaldırılmış olması gerekmektedir (Davis, 1996). Coğrafi bilişimde profesyonel eğitimler ve kurslar sistemin öğretilmesinde ve amacın gerçekleşmesinde oldukça önemlidir (Güney, 2009). Sağlık haritaları, özellikle toplumsal kaygıya neden olan yüksek kanser oranlarını göstermek için kullanılmaktadır. Bu haritaların, kullanıcılar için geniş sahalarda doğru, açık ve yorumlanabilir olarak tasarlanması gerekmektedir (Bell ve ark., 2006). 10 Pek çok yazar (Goodchild ve ark., 1991; Openshaw 1991) CBS ile istatistiksel mekansal analizi bağlamak için mümkün yollar tartışmaktadır. 5 stratejiden söz edilmektedir; ● Ücretsiz mevcut mekansal analiz sistemleri ● Temel CBS işlevleri istatistik yazılım entegrasyonu ● İstatistik programı için özel CBS ‘gevşek bağlantı’ ● CBS istatistik mekansal analiz tam uyum İkinci strateji için Rowlingson ve Diggle (1993) tarafından deneysel sistem SPLANCS uygulanmaktadır. Mekansal nokta desen verilerini görüntüleme ve analizi için bir araç oluşturmak üzere S-Plus sisteminde bazı geliştirmeler yapılmıştır. G-, F-ve K-fonksiyonları da bir çekirdek düzeltme (kernel yoğunluk) prosedürü olarak uygulamaya alınmıştır. Bazı gelişmeler CBS ile GLIM, SAS, SPSS gibi ticari istatistik paketlerini, genellikle ASCII kodları kullanarak çift olarak denemektedirler (Akgül, 2003). Bu paketler çoğunlukla mekansal otokorelasyon ve ilişkiler üzerinde yoğun olarak çalışmaktadır (Gatrell and Rowlingson 1994). Diğer uygulamaları birinci ve ikinci dereceden nokta desen analizleridir. Bazı yoğunluk tahmin teknikleri içermektedirler.(kernel yoğunluk tahminleri gibi) (MacLennan 1991; ; Rowlingson ve Diggle 1993; Gatrell and Rowlingson 1994). MacLennan 1991’de GRASS sisteme ikinci derece (G- ve L- fonksiyonları) analiz metotlarını uygulamıştır. Zamansal CBS için zaman boyutu analizleri nadiren altyapı eksikliği ve analiz yöntemlerinin eksikliği nedeniyle kısmen, kabul edilmiştir. Openshaw 1994 ‘coğrafi analiz makineleri’ GAM yaptığı daha önceki çalışmaları genişleterek yeni bir analiz yaklaşımı sunmuştur (Openshaw 1987). Openshaw, desen bulma geleneksel keşif yöntemlerinin coğrafi, zamansal ve öznitelik bilgileri olarak, üç alan içeren birden fazla CBS ortamında mümkün olduğunu savunmuştur. 2.4 Ulusal ve Uluslararası CBS-Sağlık Çalışmaları CBS ile sağlık yönetiminde yapılabilecek çalışmalar sağlık-coğrafya ilişkisi, sağlık birimlerinin dağılımı, personel yönetimi, hastane vb birimlerin kapasiteleri, bölgesel hastalık analizleri, sağlık tarama faaliyetleri, ambulans hizmetleri vb. olarak çeşitlendirilebilir. Dünyadaki CBS projelerinin başarısı ardındaki temel gerçek iyi organize edilmiş birimler ile bu konuda alınan danışmanlık hizmetleri olarak düşünülmektedir (URL2). 11 Hastalıkların küme(ler) oluşturduğu belirlendiğinde, kümelerdeki olguların ortak bir nedenle (etiolojiyle) ortaya çıktığı düşünülmektedir. Seçilen uygun bir kümeleme yöntemi ile hastalık kümesi/kümelerinin belirlenmesi hastalıkla ilgili ileride yapılacak çalışmalara ışık tutarak, hastalığın kümelendiği yer ve zaman aralıkları belirlenerek neden bu yer ve zaman aralığında olguların sayısının fazla olduğu ayrıntılı olarak incelenebilecektir (Jacquez ve ark., 1996). Dünya ülkelerinde CBS ve sağlık entegrasyonuyla yapılan projeler ülkemizdeki projelerden çok daha fazladır. Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından Resmi Kanser Profilleri web sitesi hazırlanmıştır (URL2) Bu Web sitesi, kanser istatistiklerini, gösterimini, risk faktör yayılımını ve nüfusu göstererek, sağlık plancılarına coğrafi alan üzerinde ve tanımlanmış gruplarda erken müdahale etme şansını sağlamaktadır. Tüm gösterimlerdeki özellikleri ya da spesifik bölgeleri tasvir için aynı renkler kullanılarak oluşturulan istatistiksel grafikleri ve haritaları birleştiren mikro harita (LM) örnekleri oluşturulmuştur (Carr ve ark., 2006). Kullanıcılar, Resmi Kanser Profilleri ana sayfası üzerinden “Karşılaştırmalı Veri Gösterimi” seçerek ya da direk bir bağlantıyla, istedikleri bölgede istedikleri kanser türlerini Mikro haritaları (LM) kullanarak keşfedebilmektedirler. Halk sağlığı bilgisinin hemen hemen her parçası, bir şehir, bir ZIP kodu, haritada bir nokta, bir hastane odası, hatta insan vücudunda bir nokta bile olabilen, uzayda herhangi bir yerde yer alabilir (Strensward ve ark., 2004). CBS bütün bu bilginin mekansal referans sistemi ile bütünleşmesine aracı olmaktadır. Bu araç, halk sağlığı uzman hekimlerince karar alma için gerekli olan verimli ve etkili verinin, ortaya koyulmasını ve analizinin sağlanmasıyla birçok şey sunar. Örneğin; Hanchette federal sağlık reformu mevzuatı altında iade için uygun testi oluşturmak ve 1997 Kanser hastalığı kontrolü (CDC) öncü mevzuatını tamamlamak için Kuzey Carolina devlet sağlık kuruluşları aracılığıyla CBS’nin kullanımını göstermiştir. Richards ve arkadşları, CBS teknolojisinin avantajları, halk sağlık hekimleri tarafından potansiyel kullanımı ve kullanımındaki kısıtlayıcılar hakkında mükemmel bir münazara sağlamıştır. Önceki paragraflarda belirtilen avantajlara ek olarak CBS yeni veri türlerinin gelişimine, veri paylaşımına ve veri ortaklığı kurulumuna, sağlık uzmanları için yeni araç ve yöntemlerin gelişimine katkıda bulunmuştur. Harita mekansal bilginin araştırıldığı, görüntülendiği ve analiz edildiği sürecin sadece bir ürünüdür (Haining ve Wise, 1991). 12 İnsanlar ve organizasyonlar hangi bilgi analiz edilecek ve yapılacak sorgulama tipleri ve hangi bilgi haritalarla gösterileceğine karar vermek için haritalama sürecine dâhil edilmelidir. Grimson 1999, göğüs kanserinin çevresel ve sosyal etkenlerini içeren pin haritası hazırlanmıştır. Lewis-Mich ve arkadaşları 1996 New York state sağlık departmanı meme kanseri riski ile trafik yoğunluğu ele endüstriyel kuruluşların afetine maruz kalma arasındaki bağı araştıran CBS temelli bir araştırma başlatmıştır. Haritada endüstri kuruluşlarının yeri ve başlıca trafik koridaları gösterilmekte ve sağlık ve çevresel etkenler istatistiksel olarak analiz edilmektedir. Busgeeth 2004 yılında, Güney Afrika’da varolan HIV/Aids hastalarının dağılımını incelenmiştir. Çevresel halk sağlığı analizinin tartışmalı bir alanı elektromanyetik alanlar ve insan sağlığı sorunlarının çeşitleri ile muhtemel bağlantıların keşfidir. Epidemiyolojik araştırmalar elektromanyetik alanlarla ilişkili elektrik güç sistemleri, istasyonlar ve yüksek voltaj taşıma hatları ve dağıtım hatlarına odaklanmaktadır. Yüksek voltaj taşıma hatlarının analizi ve haritalaması yapılmıştır (Cromley ve ark., 2002). CBS ayrıca, sağlık veri setlerinde gerekli olan kalite kontrol süreçlerini uygulamak için de kullanılabilmektedir. Bu uygulamanın örneği Coğrafi veri değişkenlerinin uygunluğuna karar vermek amacıyla şehir/ilçe arama çizelgelarının kullanılmasıdır. Kodlanan hasta ikametgâhları ya da klinikler ilçe ya da zip kodlarının doğru olup olmadığını tespit etmek için ilçe/zip kod sınırları ile kaplanmaktadır. (ESRI) Kuzey Carolina için 1995–1999 Göğüs Kanseri Etki Alanı Oranları haritaları kanser kontrol amaçlı üretilmiş olup, kadın sağlık şubelerine kaynak tahsisi ve kimlik saptama gereksinimleri için bilgi sağlamaktadır. Güney Çin’de 2003 yılı içerisinde sars hastalığı nedeniyle ölüm oranlarının artışı dikkat çekmiş olup, ölüm oranlarının yüksek olduğu bölgeler kayıtlarla tespit edilerek; bölgenin jeolojisi, bitki örtüsü, doğal ortam canlıları, tüketilen besin kaynakları irdelenmiş hastalıkla ilişkilerinin var olup olmadığı CBS yardımıyla araştırılmıştır. Kısa zaman dilimlerinde yüksek orandaki artışlar haritalar üzerinde etkin bir şekilde yansıtılmaktadır. 1990’ların başında göğüs kanserli hasta ve yakınları Long Island Bölgesinde bu oranın neden yüksek olduğuna dair bir araştırma yapılması talep etmesi sonucu Long Island Göğüs Kanseri Çalışma Projesi (LIBCSP) ortaya çıkmıştır. Kanser insidansını arttıran muhtemel nedenlerin araştırılmasıyla ilgili 10’ dan fazla çalışma projesi başlatılarak çalışma sonunda insidansın yüksek olduğu başka yerleşim bölgelerinin varlığı da tespit 13 edilmiştir. Bir başka çalışmada ise, yeni teşhis edilen kolon kanserli hastaların ikametgâhlarının coğrafi kodlamayla tespitini ve geç evredeki kolon kanserli hastaların mekânsal doku üzerinde derecelendirilmesini hesaplamıştır. Geç evredeki kolon kanser oranları iki metotla hesaplanıp haritalandırılmıştır. İlk olarak Iawo’nın 99 kenti için hesaplama yapılmıştır. Kanser oranlarını etkileyen faktörlerin tespiti, çevreye ait niteliksel ve istatistiksel verilerin analizi ile yapılmıştır. Benzer bir çalışma New Yorkta 1999–2003 New York Kanser kayıtlarıyla prostat kanseri ölüm oranları haritaları oluşturulmuştur. Troid kanseri az rastlanan bir tümör çeşidi olmasına rağmen İspanya’da bu hastalık nedeniyle artan bir ölüm oranının dikkat çekmesi üzerine bu çalışma başlatılmıştır. Çalışmada Besag ve arkadaşları 1991’de klasik istatistik yöntemleri kullanılarak kentsel ölüm oranları tespit edilmiştir. İspanya’nın 8077 kentsel alanının tamamını kapsayan çalışma, Bayesian mekânsal modeli temelinde araştırılıp (Marshall, 1991)sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. 1989–1998 arası toplam 2538 Troid kanserli ölüm sayısı 1041 kentte kayda geçirilmiştir. En yüksek ölüm oranları Kanarya Adalarında tespit edilmiştir. Çevresel ve genetik faktörler bu tümörün etiyolojisinde rol oynamaktadır. Hill ve arkadaşları (2000), Santa Clara (California) Şehrindeki 7 sayım bölgesine su sağlayan iki kuyunun organik solvent ile kirlenmesi sonucu riske maruz kalan bölgede 1 Ocak 1981 ile 31 Ağustos 1982 tarihleri arasında canlı doğumlardaki önemli kalp anomalilerini incelemiştir. Santa Clara Şehrinde 1981 yılında düzeyinde şiddetli kalp kusurlu doğumların genel kümelenmesi Besag-Newell yöntemi ile önemli bulunmamıştır (P>0, 05). Waller ve arkadaşları (1995), 1980-1990 yılları arasında İsveç’deki 2594 bölgede 0-15 yaş grubundaki çocuklarda görülen akut lymphocytic leukaemia’lı (ALL) 656 olguyu incelemiştir. Besag-Newell’in yönteminde kullanılan farklılık değerleri için hastalık olgularının kümelenmesi önemli bulunmamıştır (P>0, 05). Waller ve Turnbull (1993), Upstate New York’ta aktif olmayan ve trichloroethlyene içeren tehlikeli atık bölgesini şüphelenilen kaynak olarak düşünerek 1978-1982 yılları arasında bölgedeki lösemi insidansının bu kaynak etrafında kümelenmesini üç yöntemle (Besag ve Newell, Stone, Waller ve ark.) incelemiştir. Araştırmacılar, çalışma bölgesinin bölünmesini iki farklı şekilde yapmıştır: blok grup bölünmesi ve sayım bölgesi bölünmesi. Besag ve Newell yöntemi için k değeri 6, 8, 10 alındığında blok grup ve sayım bölgesi bölünmesinde farklı sonuçların elde edildiği belirtilmiştir. 14 Glasgow Üniversitesi, Davies ve Leyland (1995) tarafından finanse edilen doktora projesi olan Avrupa’daki kanser mortalitelerinin mekansal desenleri çalışmasında, kanser ölüm oranlarının mekansal varyasyonlarla olan desenleri ortaya konmaya çalışılmaktadır. Nüfus yapısındaki farklılıklar yaşam tarzı(sigara beslenme vb) desenleri ortaya çıkarmaktadır. Kulldorff ve arkadaşları tarafından”Kuzeydoğu Amerika Birleşik Devletleri Meme Kanseri Kümeleri: Bir Coğrafi Analiz” adlı çalışmalarında, 11 eyalaete ait 244 ilçede 1988-1992 arası, hastalık kümelerinin varlığı ve yaklaşık konumlarını belirlemek için mekânsal istatistik tarama kullanılmıştır. Her ilçedeki ölüm sayısı poisson dağılımı ile tespit edilmiştir, yokluk hipotezi(null) yöntemi herhangi bir yaş grubu içindeki yokluk hipotezini test eder, tüm ilçelerdeki meme kanserinden ölüm riski aynıdır. Düzeltilmiş yaşlardaki ölüm oranları tüm alanda sabittir. Kanser oluşumu ile çeşitli meslekler arasında bir ilişkinin varlığı uzun yıllardır bilinmektedir. Kanserojen maddelerin kimyasal tanımı, ancak, 20.Yüzyıl’da yapılabilmiştir. Radyoaktif maddelerin kanser yapıcı özelliği ise, ilk kez radyumla saat boyayan işçilerde, kemik kanserinin sık görülmesiyle ortaya konulabilmiştir. Benzer şekilde, maden işçilerinde görülen akciğer kanserinin de, maden ocaklarındaki radyoaktif madde ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Yapıştırıcılar içindeki çözücüde bulunan, Benzen adlı, kimyasal maddenin de Lösemi’ye neden olduğu, ayakkabı tamircilerinde Lösemi’nin daha sık görülmesiyle tanımlanabilmiştir (Tuncer, 1994). Güç hatlarından evlerde manyetik alanların oluşması ile çocukluk lösemisi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Kontrol grubu ve vakaların yatak odalarında hem kablolara dayalı maruz kalmanın ölçülmesi hem de manyetik alanların 24 saat ölçülmesi ile Los Angeles da analiz edilmiştir (Bowman, 2000). Elektrik nakli ve dağıtımı ile ilgili kablo modellerinin geliştirilmesi için magnetik alan ölçümleri kablo konfigürasyonlarının öz niteliklerini fonksiyonu nonlinear regresyon uygulanmıştır (Bowman 1999; Thomas, Jiang ve Peters, 1999). Nakil sistemi ve onun kablo kod özellikleri mekansal yapısı ve çocukların uzun dönemde 24 saatten fazla manyetik alana maruz kaldığı yerleşim alanları ile lösemi riskinin var görüldüğü alanlar CBS kullanarak gösterilir. CBS yaklaşımı pek çok etkene maruz kalma ve önceki yerleşmeleri değerlendirmede yeterlidir. Tekrarlanabilen sonuçların pek çok çevresel etkilere hassas olduğu söylenmiştir (Stallones ve ark.1992). Hastane temeli vaka çalışmasında Ölü doğumlarla düşük düzeyde arseniği kronik olarak solumun etkili olduğu bulunmuştur (ihrig, shalat &baynes, 98). Havadaki 15 emisyondan arseniğe maruz kalma seviyesi CBS deki atmosferik dağılım modeli (atmospheric dispersion model) ile tahmin edilmiştir. Maruz kalma doğum zamanında annelerin ikamet adreslerine bağlı olarak değerlendirilerek logistic regresyon modelde kategorik değişkenlerle incelenir. Yüksek maruz kalma alanında İspanyolların arasında düşük prevelansı yüksek oranda anlamlıdır. Sağlık istatistikleriyle harita yapımının yetkililere sağladığı faydalar oldukça fazladır (Kulldorff, 1999) Amerika’da oluşturulan web sitesi, veri tabanı kayıtlarıyla, güncelliğiyle eyaletlerdeki dağılımı inceleme şansı sunmaktadır. Çalışmada akciğer kanserinden ölüm oranının yüksek olduğu eyaletler, sigara kullanıcılarının fazlaca bulunduğu Amerika’nın güney doğu eyaletleri olarak tespit edilmiştir. Hastalık Kontrol Enstitüsü (NCI), eyaletlerdeki kanser profillerini gösteren bir site geliştirmiştir. Bu Web sitesi, hastalıklara ilişkin, yaygın risk faktörlerini, nüfus bilgilerini yayınlayarak kullanıcılara bilgiler sunmaktadır. NCI tarafından tutulan kayıtlarla güncelleştirilen veritabanı Interaktif haritaların doğru yayınlanmasını sağlamaktadır. Hindistan Gadag Bölgesi Sıtma Hastalığı Dağılımı için toplam 252 hastanede tutulan verilerin, CBS ortamına entegresiyle görselleştirilen verilerin analizi çok daha kolay olmaktadır. Hastane Yönetim Bilgi Sistemi adıyla kurulan kavramsal çizelgeların kayıtları günceleştikçe haritaların da güncelleşmesi söz konusudur. Elliott ve ark. Coğrafi analiz için istatistiksel yöntemlerdeki son gelişmelere rağmen, çevre epidemiyolojisi uygulamalarında birçok kısıtlamadan bahseder. Bu kısıtlar, veri erişilebilirliği ve kalitesi, özellikle çevresel maruziyet ölçümlerinin çoğu durumlarda eksikliğidir. Pratik uygulamalar ve epidemiyolojik yorumlama ile hastalığı ‘ait “küme’ oluşturma, nokta kaynaklı, küçük alan hastalık haritalama ve çevreyle ilgili korelasyon çalışmaları için yöntemleri eleştirel gözden geçirilmiştir. Kümeleme hastalıkların nedenlerini araştırmak için başlangıçtır.(Applied Biomathematics, 1993). Yeni Mevcut yöntemleri, özellikle Bayes istatistikleri, coğrafi analizi ve hastalık haritalama için uygun bir çerçeve sunmaktadır (Marshall, 1991). Hastalık, etiyolojisini açıklamak için önemli ipuçları vermektedir (Altman, 1992) Belki de en tatmin edici bir yaklaşım, yorumlama için, sorunları olmasına rağmen, coğrafi bir veritabanı kullanarak bir priori hipotezleri test etmek uygundur (Trop., 2010). ZAMBIA (Lusuka şehrine ait tehlikeli alanlarda bulunan 2003–2004 Yıllarına Ait Risk Faktörlerinin Mekânsal Analizi çalışmasında, 6542 durumdan 187 ölümün rapor edilmesiyle şehirde bir kolera salgının varlığından bahsedildi. CBS kullanılarak Luskanın tehlikeli alanlarında kolera enfeksiyonu etkileyen risk faktörleri, koleranın 16 geçme nedenleri ve koleranın yayılımı analiz edilmiştir. Ve bir (hasta-vaka) durumkontrol eşleştirmesi yapılmıştır. Koroplet haritalama ile kolera insidansının değişimi incelenmiştir. Analizler gösteriyor ki, koleranın sıkça (insidansı) görüldüğü yerler ile drenaj sistemi olmayan evler arasında bir bağlantı oluşmaktadır. Czeizel ve arkadaşları, Macaristan’da akrilonitril üreten fabrikaların 25 km çevresinde oturan annelerin bebeklerinde 15 yıllık bir donemde konjenital anomali sıklığında artış araştırmıştır. Bu bebeklerde inmemiş testis için rölatif riskin 8.6 kat arttığı görülmüştür. Yerleşim yeri fabrikadan uzaklaştıkça, inmemiş testis sıklığı düşmektedir. Çevresel etkenlere tek tek değil de, bir karışım halinde maruz kaldığımız düşünüldüğünde endokrin bozucuların hangi dozda nasıl etkilere yol açtığını kanıtlamanın zorluğu anlaşılmaktadır. Yüksek maliyetli ve daha geniş popülasyonlu çalışmalar gerektiği görülmektedir (Combs, 2005). Günümüzde doğal çevre ve sağlık arasındaki ilişki tüm dünyada kabul edilmiş durumdadır. Bölgesel jeolojiye bağlı insan ve hayvanlardaki sağlık sorunları hemen her kıtada görülür ve bu Bangladeş’te yeraltı suyundaki arsenik kirliliğinden Kanada’da sığırlardaki molibdenozis’e kadar çeşitlilik göstermektedir. 2007 yılında Health and Place Dergisi 13. sayısında yayınlanan “Bronx’da astım ve hava kirliliği: Metodolojik verileri dikkate alarak CBS ile çevresel yasalar ve sağlık araştırmaları” başlıklı makalede, New York, Bronx’daki astım ile hava kirliliğinin mekânsal benzerliği (spatial correspondance) üzerine araştırmalarla, CBS ile çevresel kanunları değerlendirme yöntemleri incelenmiştir. Bronx özellikle bu bölgede astım nedeniyle hastaneye yatış oranlarının yüksek olması, arazilerin sağlığa zararlı olması ve astım hastaneye yatışı ile ilgili tam ve doğru veri elde olasılığından dolayı çalışma bölgesi olarak seçilmiştir. Demografik ve sosyo ekonomik gruplar için veri seti (analiz birimi), 2000 yılı ABD nufus sayımlarına göre belirlenmiştir. Bronx bölgesinde ortalama her biri yaklaşık 1400 kişi içeren 957 blok grubu vardır. Bu bloklar maksimum 24000 kişi içermektedir. Astım nedeniyle hastaneye yatış durumu veri seti (analiz birimi), her bir başvuru için 5 yıllık hasta kaydı alınmıştır (1995-1999 yılları arasındaki girişler alınmıştır). New York Karayolları Ulaştırma Karayollarından büyük kamyon gibi araçların geçişi hakkında verileri alınmıştır. Endüstri bölgeleri verileri belirlenmiştir (Balmes ve ark., 1987)Hava kirliliği emisyon verileri alınmıştır. Çalışmada özellikle trafik yoğun 17 bölgelerin astıma etkileri irdelenmiştir. Davranışsal faktörler (sigara kullanımı, eğitim düzeyi gibi) verileri elde edilemediğinden çalışmada yer almamıştır. Doğru şekilde tahminler elde etmek için tampon bölgedeki nüfus sayımları ve diğer nüfus verilerinin alansal interpolasyonu (yani ara değerlendirmesi) ve alansal ağırlıklandırılması gerekmektedir. Bu blok gruplarının alansal verilerine uygulanan bir algoritma oluşturulur. Genel olarak, veri birleştirme (ya da toplama- agregasyon) ne kadar küçük olursa, alansal enterpolasyonun homojenlik olasılığı ve güvenilirliği o kadar yüksek olur. Diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında alansal enterpolasyonun doğru tahminler için daha güvenilir olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma sonucunda, bloklara göre 16 yaş altı ve 16 yaş üstü olarak astım hastaları haritalanmıştır. Mekansal rastlantı yöntemi ve yakınlık analizi yapılmıştır. Mekansal rastlantı yöntemi, belirli bir coğrafi birim içinde nüfus (bir nüfus sayımı sistemi, Posta Kodu, veya ilçe gibi) incelenmesini gerektirir. Yakınlık analizi ile kirletici faktörleri belirli bir mesafedeki nüfus için incelenmiştir. Bu tür mekansal analizler CBS olmadan uygulanabilir değildir (Draper ve ark., 1981) Daha kesin değerlendirmelerin daha erişilebilir sağlık ve çevre veri tabanları ile mümkün olacağı vurgulanmıştır. Dent ve arkadaşlarının 2000 yılındaki çalışmasında ise, Toksik yayın envanteri (TRI) hava emisyonlarının verileri ile CBS hava dağılım modellemesi kullanımını etkinleştirmek, tanımlamak ve potansiyel olarak maruz kalan nüfusun sağlık riski tahminleri ve korelâsyonu belirlemek için kullanılır. İngiltere Sağlık İstatistikleri Birimi ve Avrupa Sağlık ve çevre bilgi sistemi projesinde çevre kirleticileri ile ilişkili herhangi bir potansiyel sağlık tehlikeleri konusunda ilk hızlı değerlendirmesi yapılmıştır (2004 Jarup). Elliott ve Wartenberg 2004 yılı “Mekansal Epidemiyoloji: Güncel yaklaşımlar ve gelecekteki zorluklar “ başlıklı çalışmasında, küçük bir alan analizleri kapsayan hastalık haritalama, coğrafi korelasyon çalışmaları, hastalık kümeleri ve kümelemelerine odaklanılmıştır. CBS ve istatistik metodolojisi sayesinde daha önce görülmemiş hastalık ve yerel coğrafik varyasyonların ilişkisi ile coğrafik referanslı sağlık ve çevre kalitesi verileri oluşturulmuştur. Yine benzer bir çalışmada Wakefield ve Elliott (2000) küçük alanlarda sağlık verilerinin istatistiksel analizinde karşılaşılan güçlüklerini genel bir çerçevede incelemişlerdir. Bu konu çerçevesinde homojen olmayan Poisson Süreçlerinden kaynaklanan risk altındaki nüfus konu alınmıştır. Hasta vakaları, hastalık riskinin kişilik özelliklerine, zamana ve mekânsal lokasyonuna bağlı olduğu zayıf bir Poisson prosesinin gerçek örnekleridir. 18 2011 yılında Pedigo ve arkadaşlarının yapmış olduğu bir çalışma 3824 felç ve 5018 kalp krizi ölüm vakası ile yapılmıştır. Çalışmada mekânsal otokorelasyon, nüfus heterojenite ve varyans kararsızlığı, standart riskler Mekansal Ampirik Bayes Tekniği kullanılarak düzenlenmiştir. Yüksek risk taşıyan mekânsal kümeler, yaş için ayrık bir poisson modeli (ve %5 tarama penceresi ile) mekânsal tarama istatistikleri kullanarak tespit edildi. Anlamlılık testi 999 Monte Carlo permütasyonu kullanılarak yapılmıştır. Lojistik modelleri mekansal kümelerin mahalle ölçeğinde sosyo-ekonomik ve nüfus belirleyicileri araştırmak için kullanılarak, yıllık kalp krizi ölüm riski 100000 de 0-243 arasında, felç için ise 100000 de 182 olarak değiştiği tespit edilerek, yüksek ölüm oranları ve yüksek ölüm riski olana mekansal kümeler belirlenmiştir (p<0, 001). Yüksek felç ve kalp krizi ölüm oranlarının eğitim durumu düşük olan mahallelerde daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu metotlar mahallelerdeki ölüm risklerini belirlemek ve sağlık eşitsizliklerini ve toplum sağlığını geliştirmeye yönelik olarak oldukça yararlıdır. Jeolojik çevre ile insan, hayvan ve bitki sağlığı arasındaki çok yakın ilişkinin fark edilmesi medikal jeolojinin yeni bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına yol açmış ve Medikal Jeoloji, “jeolojik etkenlerle insan, hayvan ve bitkilerdeki sağlık sorunlar arasındaki ilişki ile ilgilenen bir bilim dalı” olarak tanımlanmıştır (Selinus, 2002; Finkelman ve ark. 2001). Jeoloji ve sağlık arasındaki ilişki binlerce yıldan bu yana bilinmektedir. Eski Yunan ve Çin’de, fizikçiler ve filozoflar jeolojinin sağlık üzerindeki etkisini fark etmiş oldukları halde modern tip ancak 19.yy’ da bazı elementlerin sağlık için ne kadar gerekli olduğunu kabul etmiştir. Pek çok bilim adamınca medikal jeolojinin kurucusu olarak kabul edilen Hipokrat (400 M.Ö.) çevresel etkenlerin hastalık dağılımını nasıl etkilediğini fark etmiştir (Lag, 1990; Foster, 2002). M.Ö. 3. yy’da 212 Çin’de Ag, Cu, Fe, ve Pb’ in zehirlenmeye neden olacağı bulunmuş (Liang et al., 1998), kayaç kırmaya bağlı olarak gelişmiş akciğer sorunları ve kurşun zehirlenmesi fark edilmiştir. Romalı mimar Vitruvius (M.Ö. son yy’da) madencilikle ilişkili olabilecek sağlık etkilerini görüp, madenlerin çevresindeki suyun ve çevre kirliliğinin neden olabileceği tehlikelere dikkat çekmiştir (Nriagu, 1983). Kurşun, yaklaşık 5000 yıl önce Bakır, Bronz ve Demir Çağlarında gittikçe artan oranda zararlarının tam olarak farkına varılmadan üretilmiştir (Hong ve diğ., 1994). Yoğun kurşun kullanımı sonucu ortaya çıkan zehirlenmeler Orta ve Geç Asurlular dönemlerindeki (M.Ö. 1550-600 arası) kil tabletlerde ve eski Mısır yazıtlarında (3000 yıl önce) bulunmuştur (Nriagu, 1983). As, Cu, Hg gibi elementlerde Roma ve Roma öncesi dönemlerde kullanılmıştır. Örneğin, Hg, Ag ve Au Roma 19 İmparatorluğu suresince, 12.yy’ da Mısır’da 16.yy’ da Orta ve Güney Amerika’da dişlerle ilgili yaygın olarak kullanılmıştır (Eaton & Robertson, 1994; Fergusson, 1990). Arsenik tedavi amaçlı olduğu kadar zehir olarak ta eski Yunan, Roman, Araplar ve Perulular tarafından kullanmıştır (Fergusson, 1990). 1990’lu yılların başlarında, yüksek flor içeren içme suyundan kaynaklanan florozis tanımlanmıştır. Normal flor miktarı genellikle 0, 1 ilâ 1ppm olarak kabul edildiği halde Afrika, Çin, Hindistan’ın bazı bölgeleri gibi yerlerde bu miktar 40 ppm’e kadar çıkmakta ve buralarda çok ciddi dişle ilgili sorunlara ve iskelet florozisine neden olmaktadır. Çin’de, 1930’larda görülen hastalığının bölgedeki düşük selenyumdan kaynaklandığı anlaşılmıştır (Selinus, 2002). Yapılan örnek bir çalışmada, Lösemili çocukları gösteren bir şehir haritasında hasta çocuklar şehrin kuzey doğusunda yoğunlaşmaktadır. Bu alan gerçekte normal olmayan yüksek bir orana sahiptir. Öncelikle risk altındaki nüfusta lösemi vakalarının sayısını araştırmaya ihtiyaç duyulmuştur. Risk altındaki nüfus yaş ve cinsiyet itibari ile sağlık problemi ile ilişkisi olabilecek gruptur. Büyük nüfus gruplarında çok hastanın olması normaldir. Tanım olarak çocukluk lösemisi çocuklar arasında görülür ve risk altındaki nüfus şehirde yaşayan bütün çocuklardan ya da şehrin bir kısmında yaşayan çocuklardan oluşmaktadır. Nüfusun yeryüzündeki dağılışı düzensiz olmasına rağmen dikkat edilen hastalık oranlarının tekdüze olduğu durumlarda hastalık vakalarının yoğunlukları düzenli olabilmektedir (Rothman, 1990). Dragioevio ve ark.(2004)’nın çalışmasında, Kanada’nın kırsal kesimlerindeki tüberkuloz insidansı, mekânsal veri analizi ile araştırılmıştır. Sayısız çalışma sonucu çevresel etkenler ve çeşitli hastalıklar arasındaki bağlantının bulunması, 20.yy’la birlikte iz elementlerin insan, hayvan ve bitki sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu çok açık bir biçimde ortaya koymuştur (Boulos ve ark., 2001). Ülkemizde CBS’ nin sağlık alanında uygulama örneklerine son 10 yılda rastlamaktayız. Yapılan çalışmalar genellikle akademik çalışmalar şeklindedir. Durduran ve Erdi, Konya ili için CBS ve sağlık ikilisini çalışmalarında birleştiren ilk araştırmacılardandır. 2004 yılında Konya ilinde, Fenilketonüri hastalığının tespiti, önlenmesi ve tedavi amacıyla CBS kullanımı irdelenmektedir. Elde edilen bilgilerin sayısal altlıklarla ilişkilendirilmesi sonucunda hastalığın konumu, nedeni ve daha çok nerelerde görüldüğüne dair sorgulama ve analizler yapılmaktadır (Durduran ve ark. 2005). Baysal tarafından, İzmir ilindeki dizanteri verileri incelenerek, bulaşıcı bir 20 hastalığın CBS ile analizinden oluşturulan risk haritaları üzerinde hastalık için en riskli alanların belirlenmesi amaçlanmıştır. CBS bünyesinde bulunan konumsal ve zamansal analizlere örnek olarak Erdoğan’ın 2010 yılında, menenjit hastalığının yoğunlaştığı yerlerin belirlenmesini hedefleyen çalışması görülmektedir. Sonuçlar ülkemizde bu hastalığın dağılımının tesadüfî olmadığını ve kümelenme özelliği gösterdiğini belirlemiştir. Bu çalışma ile konumsal analiz uygulamalarının hastalıkların epidemiyolojisini anlamada önemli olduğu gösterilmiştir. Yine bu analizlerin kullanımıyla hastalıklar açısından yüksek risk taşıyan yerlerin belirlenmesi ve uygun koruyucu önlemlerin alımında etkinlik sağlanacağı açıktır. Demirel ve arkadaşları (2009) tarafından hazırlanan çalışmada, insanlarda görülen Bruselloz hastalığının Türkiye’deki dağılımının doğu bölgesinde ve CBS analizleriyle 6 ilde kümelenme içinde olduğu gözlemlenmiştir. Hastalık riskli bölgelerin keşifçi mekansal analiz yöntemleri kullanılarak belirlenmesinin hastalıkların epidemiyolojisini anlamaya katkıda bulunabileceği vurgulanmıştır. Nazlıgül ve arkadaşları 1997 yılında Şanlıurfa’da 1990-1994 yıllarına ait 5 yıllık kanser verisi ile cinsiyet ve yaş gruplarına göre yapmış oldukları araştırmada, bölge ve il düzeylerinde yapılacak epidemiyolojik çalışmaların haritalandırılarak, kanserle savaşta yöresel öncelikleri belirlemede faydalı olacağı sonucuna varılmıştır. 2005 yılında Durduran ve arkadaşları yine Konya ilinde, Diyaliz Merkezlerine başvuran hastaların, diyaliz merkezlerindeki cihaz sayılarına göre kıyaslaması, diyaliz merkezlerinin bulundukları yerlerin görselleştirilmesi, civarındaki hastalar için yeterliliği gibi sorulara cevap aramışlardır. Hastalıkların bir bölgede bir risk odağı (termik santral, nükleer tesis, çöp yakma fırını vb.) çevresinde ya da belirli bir zaman aralığında kümelenip kümelenmediği test etmek amacıyla geliştirilmiş birçok istatistiksel yöntem vardır (Cook-Mozaffari, 1989) Bu çerçevede hastalık kümesi; “yer ve zamanda birlikte gruplanan ve sağlık örgütüne bildirilmiş olan sağlık olaylarının, gerçek ya da gözle görülür şekilde sıra dışı yığılması (toplanması)” şeklinde tanımlamıştır. Karabulut ve arkadaşlarının hastalık kümesi çalışmasında, Nazofarinks kanseri tanısı ile tedavi gören 248 hasta verileriyle, hastalığın yere göre genel kümelenmesi Grimson yöntemi ile önemsiz bulunmuştur. Yerel (lokal) kümeleme yöntemlerinin uygulanması sonucunda yöntemlere göre farklı bölgelerde olmakla birlikte, yerel hastalık kümelenmeleri önemli bulunmuştur (Karabulut ve ark., 2006). Güngör 2004 yılı Konya ili kanser vakaları ve türlerinin ilçelerdeki, yaş gruplarındaki ve cinsiyetteki dağılımını incelemiştir. Çalışmada, sağlık alanında karar 21 vericilere, hastalık tespiti için hız, hastalık nedenlerinin tespiti için de çeşitli fikirler kazandıracağı hedeflenmiştir. Tağıl 2007 yılındaki çalışmasında, Balıkesir kentinde hava kirliliği ve solunum yolu hastalıklarından hastaneye yatanlar (SYHHY) arasındaki ilişkinin araştırılmasını gerçekleştirmiştir. Genellikle yüksek oranlara sahip alanları tanımlamak için SYHHY’ın coğrafî ve zamansal dağılışının betimlemesi, haritalayarak SYHHY’ın kümelenmesinin ortaya konması ve SYHHY’ın kümelenmesi üzerine hava kirliliği kontrolünün tespiti yapılmıştır. Çalışmada CBS tabanlı analizler, SYHHY’ın mekânsal sürecinin ve mekânsal deseninin tespitinde yol gösterici olmuştur. Bazı elementler ve minerallerle ilişkili olarak, Türkiye’de çeşitli bölgelerde tehlikeli sonuçlar doğuran ya da ciddi sağlık riskleri taşıyan bölgelere ait çok sayıda örnek vardır (Atabey, 2005). Kütahya Emet civarında önemli bir bor rezervi ve işletmesi bulunmaktadır ve bölge jeolojisini oluşturan tüfler, tüfitler, kireçtaşları ve killerde yüksek oranda bor, arsenik, kükürt ve stronsiyum bulunmaktadır (Helvacı & Firman, 1977; Helvacı, 1986). Kullanılan sular Emet ilçe merkezine yıllarca arsenikçe zengin bir jeolojik yapıdan getirilmiştir. Bor yatağına çok yakın bir başka köyde de içme suyu hala arsenikçe zengin kayaçlardan elde edilmekte olup köy halkında el ayası ve ayak tabanlarındaki deri bozukluğu (keratozis) gözlemlenmiştir (Barış, 2003c). Konya Sızma’da terkedilmiş bir madenden sızan sular, yüzey ve yeraltı sularında demir, bakır, arsenik, cıva ve sülfat kirlenmesine neden olmuştur. Ağır metal kirliği bölgedeki olağan dışı hayvan ölümlerine ve ayrıca köylülerde görülen duyma, körlük gibi sorunlara neden olmuş olabilir (Güzel ve diğ., 1998). Lifsi minerallerin neden olduğu sorunlarla ilgili olarak, dünyada milyonda bir görünen mezotelyoma Türkiye’de özellikle bazı yörelerde (Tuzköy, Karain, Sarıhıdır) 1000 kat fazla görülmektedir. Bazı durumlarda plevral ve peritoneal mezotelyoma ile birlikte lenfoma, karaciğer kanseri, kemik sarkomu gibi mezotelyoma dışı tümörlerde görülmektedir (Barış, 2002, 2003a). Araştırmalar, kanser oluşmasındaki etkili faktörün eriyonit olduğunu gösterirken bununla birlikte genetik yatkınlığında etkili olabileceği belirtilir (Barış, 2003a). Türkiye’de Eskişehir Beylikova Kızılcaören köyü, Uşak Eşme Güllü köyü, Isparta ve Tendürek volkanı çevresi su alanları yüksek oranda flor içeren bölgelerdir (Atabey, 2005). Isparta’daki yaygın olarak görülen dişlerdeki lekeli yapıya sulardaki flor neden olur. Ancak 1995 yılından bu yana şehir merkezine gelen içme suyunun kaynağı değiştirilmiş ve Eğridir Gölü’nden getirilmeye başlanmıştır (Oruç, 1983). 22 Sağlık Bakanlığı’na göre Türkiye’nin batı bölgelerinde hafif, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerine doğru gittikçe artan iyot eksikliği görülür. İyot eksikliği tiroid bezlerini etkileyerek hipotiroid (guatr) hastalığına neden olur, daha ileri aşaması ise kretinizmdir ve fiziksel ve zihinsel gerilik, sağırlık, dilsizlik gibi belirtiler gösterir, denmektedir (Atabey, 2005). TÜBİTAK’ın desteği ile Tahsin Yomralıoğlu ve ekibi ile yapılan proje kapsamında, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kanser vakalarının yaygın olarak hangi bölgelerde görüldüğü ve çevresel koşullara bağlı olarak hangi kanser türleri ile sık karşılaşıldığı incelenmiştir. Kanser vakalarının bölgenin arazi yapısı, bitki örtüsü, su ve toprak kaynakları, enerji nakil hattı gibi çevresel faktörlerle ilişkili olup olmadığı araştırılarak, Doğu Karadeniz’deki 7 ilde, 2000-2007 yılları arasında görülen 15 bin 299 kanser vakası dikkate alınarak yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Enerji hattı çevresindeki yerleşim alanlarının risk altında olduğunu öne sürülmüştür. Dünyadaki bilimsel çalışmalarda, elektromanyetik radyasyon yayan yüksek gerilim hatlarının kansere yol açtığı ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırma bunun en büyük kanıtı olmuştur (URL1). Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı’nın 2009 yılına göre epidemiyolojik çalışmalarının başlıkları şunlardır; Ülkemizde Nevşehir İli Tuzköy Kasabası ve Karain Köyünde Zeolit Nedenli Mezotelyoma Sorunu, Dünyada ve Türkiye’de (Kütahya Özelinde) Arsenik Sorunu, Kocaeli-Dilovası’nda Çevre ve İnsan Sağlığı, Türkiye Sularında Ağır Metal Dağılımı, Çernobil Nükleer Kazası ve Ülkemiz Açısından Önemi, Karadeniz Bölgesi, Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması’dır (URL4). Epidemiyolojide hastalıkların coğrafya üzerinde dağılışından başka diğer bir yaklaşım ise, sağlık tesislerinin coğrafya üzerindeki konumlarıdır. Ülkemizde de CBS ile sağlık tesislerinin yer seçimiyle ilgili çalışmalar giderek artmaktadır. CBS ile sağlık ocaklarının hizmet bölgelerinin özellikleri görsel hale dönüştürülerek sağlık ocaklarının hizmet bölgelerindeki nüfus ve hizmet verilen grupların dağılımı ve yıllar itibariyle gösterdiği değişmeler ve CBS ile sağlık ocaklarının personel dağılımları belirlenebileceği Samsun ili 1. Basamak sağlık ocaklarının tespitinde Günay ve Saraç (2006) tarafından vurgulanmıştır. 112 Ambulanslarının vakalara anında müdahale edebilmesi için 112 istasyonları oluşturulmaktadır. Bu istasyonların oluşturulmaları esnasında kentlerin her noktasına kolayca ulaşmayı sağlayacak şekilde konumlandırılması ve 112 Ambulans istasyonlarının yerlerinin seçiminde mekânsal 23 analizlerden faydalanılması İzmir Anakentinde Gümüş ve arkadaşları tarafından irdelenmiştir. 112 Ambulans istasyonlarının dağılışının kent ölçeğinde düzenli olmadığı görülmüş, bu düzensizlik CBS yöntemlerinden olan Voronoi, Nokta Bazlı Buffer Analizi ile de ortaya konmuştur. Özellikle her istasyonda bir ambulansın mevcudiyetinden hareketle, tek bir istasyonun sorumluluk alanında kalan sahalarda (Güzelbahçe, Gaziemir ve Çigli) söz konusu ambulansın görevde olması durumunda olaya zamanında müdahale şansı ortadan kalkacaktır. Bu durum kentin her noktasında acil tıbbi müdahale gerektiren vakalarda zamanında müdahaleye olanak veren bir 112 Ambulans ağının, her istasyonda yeterli araç sayısı ve personelin gerekliliğini vurgulamaktadır (Gümüş ve ark., 2003). Benzer bir çalışma Kara ve arkadaşları tarafından Konya ili için gerçekleştirilmiştir. “CBS Yöntemi İle Kuş Gribine Karşı Güvenli Tavuk Çiftliği Alanlarının Oluşturulması” başlıklı çalışmalarında Tekşen ve Arık (2006), Kuş gribi hastalığının tespiti amacıyla; Türkiye’de görülen kuş gribi vakalarının harita üzerinde gösterilmesi, yeni oluşabilecek hastalıkların CBS yardımı ile kontrolünün sağlanması ve güvenli tavuk üretim çiftliklerinin oluşturulması amaçlanmıştır. CBS sistemiyle bir bilgi havuzu oluşturularak bu havuzda Türkiye’deki kuş göç yolları, kuş gribinin görüldüğü yerler ve sulak alanlar depolanmış, CBS sisteminin özelliği olan bilgi depolama özelliği sayesinde gelecekte karşılaşılacak yeni vakaların da bu bilgilere eklenerek çalışanlara yardımcı olunması amaçlanmıştır. Ülkemizdeki göçmen kuş rotalarında sağa ve sola 10’ar km.lik etki alanı oluşturulmuş, sulak alanların çevresine ise 30 km.lik yarıçaplı etki alanı seçilmiştir. Daha sonra tüm maddeleri tek harita üzerinde birleştirerek güvenli tavuk üretim alanları tespit edilmiştir. Bilgi iletişim teknolojilerinden faydalanan ülkelerin gelişmişlik düzeyleri bu faydayla doğru orantılıdır. Halk sağlığı profesyonellerince acil durum teknolojilerinden biri olarak benimsenen, CBS risk altındaki popülâsyonları haritalandırmada ve risk faktörlerini katmanlaştırmakta yardımcı olarak kaynak tahsis ve erişimini (sağlık hizmetleri, okullar, su noktaları) değerlendirmede, birçok “ya olursa” senaryosunu gerçekleştirmeden simule ederek (tahmin yoluyla) müdahaleleri planlama ve hedeflemede, epidemileri öngörmede ve zaman içindeki hastalık ve müdahaleleri gözlemlemede destek olmaktadır. 2.5 Kanser ve Kanser İstatistikleri Kanser çağımızın en önemli hastalıklarından biridir. Kanser, hücrelerin kontrolsüz bölünerek çoğalması olarak tanımlanmaktadır. 24 Gelişmekte olan ülkelerde kanser istatistikleri kısıtlı kaynakların ekonomik kullanımı ve kanser kontrol stratejilerinin planlanması açısından önemlidir. Ayrıca kanser istatistikleri, belirli kanser türlerinin dağılımı, hastalığa yakalanan bireylerin sosyodemografik özellikleri (yaş, cinsiyet, etnik grup, din, meslek gibi), bölgeler arası farklılıklar ve zamanla değişimleri ortaya koyarak kansere yol açan risk faktörlerinin belirlenmesinde ve ileride kanser gelişiminin engellenmesinde kullanılabilir (Şengelen 2002). 2.5.1 Dünyada kanser istatistikleri Dünyada kanser hastaları ile ilgili sayım yapma ve veri toplama isteği 1728 yılında Londra’da genel nüfus sayım idaresince yapılan bir çalışma ile başlamış ve bu tarihten itibaren çeşitli ülkelerde çeşitli çalışmalar ile devam etmiştir. Danimarka’da 1943, Macaristan’da 1952, Finlandiya ve Almanya’da 1953 yıllarında toplum tabanlı kanser kayıt sistemleri veri toplamaya başlamışlardır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan standardizasyon çalışmaları ve 1948 yılında yayınlanan ICD (International Classification of Diseases)’nin 6. Baskısı sonrasında kodlama sisteminin çeşitli ülkelerde benimsenmesi ile 1992 yılı itibariyle 52 ülkede 266 adet toplum tabanlı kanser kayıt sistemi oluşmuştur. Bu ülkelerdeki çalışmalar düzenli olarak “5 Kıtada Kanser İnsidansı” (Cancer Incidence in Five Continents) isimli Dünya Sağlık Örgütü yayınında özetlenmektedir. Uluslararası Kanser Araştırma Derneği (International Agency for Research on Cancer) GLOBACAN 2002 projesinde elde edilen veriler doğrultusunda Avrupa’da 2.9 milyon (%54 olgu erkek, %46 kadın olgu) yeni kanser olgusu ve 1.7 milyon kansere bağlı ölüm beklenildiğini bildirilmiştir (Boyle ve Ferlay, 2005). Dünyada ve Avrupa’da en sık tanı konan kanserlerin akciğer (%13.3), meme (%13), kolorektal (%13.2) kanseri olduğu, Avrupa’da mide kanserinin görülme oranının azaldığı belirtilmiştir (Boyle ve Ferlay, 2005). Amerika’da ise 2006 raporuna göre erkeklerde prostat, akciğer ve kolon-rektum kanserlerinin tüm olguların %56’dan fazlasını oluşturduğu, kadınlarda ise ilk 3 sırayı (yaklaşık olguların %54’ü) meme, akciğer, kolorektal kanserlerin alacağı belirtilmiştir (Jemal ve ark., 2004). Çocukluk çağı kanserlerinde ise 2006 verilerine göre en sık görülen kanserlerin lösemi, santral sinir sistemi tümörleri, yumuşak doku tümörleri, non- hodgkin lenfoma ve Willms tümörü olduğu bildirilmiştir (Jema ve ark., 2006). Ulusal Kanser Enstitüsünün programı olan “Surveillance Epidemiology and End Results”‘ın (SEER) 25 1999-2001 yıllarına ait verilerine göre en sık kanser görülme oranlarının 30-34 yaş (%7.9) ve 40-49 (%16) yaşları arasında olduğu belirlenmiştir. Akciğer kanseri, tüm dünyada en sık görülen kanser olup her yıl 1.35 milyon yeni olgu ile tüm kanserlerin yaklaşık %12.8’ini oluşturmaktadır. Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da yüksek oranda görülmektedir. Meme kanseri, erken tanı oranlarında artış, mortalitede azalmaya rağmen en önemli sağlık sorunu olmaya devam etmektedir (Boyle ve Ferlay., 2005). Robsham ve ark., 2005 yılındaki çalışmalarında 589521 meme kanserli kadının sosyo demografik özelliklerinin insidans ve sağ kalıma olan etkisini inceledikleri çalışmada, kent merkezinde yaşayan kadınların sağ kalımlarının kırsal alanda yaşayanlardan daha iyi olduğunu saptamışlar ve sosyo demografik özelliklerin bireyin kanser semptomlarına katılımını etkilediğini belirtmişlerdir. Kolorektal kanser Avrupa’da 2004 yılında yapılan analiz ile akciğer kanserinden sonra 2. en sık görülen kanser (%13-376400 olgu) türüdür(4). Kadınlarda %12.2 ile 3., erkeklerde ise %16.6 ile 2. sırada yer almaktadır. Serviks kanserinin %80’i az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkmaktadır (Plant ve ark., 1996). Gelişmiş ülkelerde ise görülme oranları daha düşüktür. 20.yüzyılın ilk yarısında, Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınlarda serviks kanserinden ölümler diğer kanser türlerinden daha fazla görülürken, 1940’larda Papanicolaou smear yönteminin kullanılması ile birlikte preinvaziv lezyonların erken tanısı ve tedavisi mümkün olmuş, servikal kanser tarama programları ile ABD’de invaziv serviks kanserinin rastlanma sıklığı ve mortalite oranları 20. yüzyılın sonlarında %75 oranında azaltmıştır. Serviks kanseri kadınlarda %9.8 görülme oranı ile 3. sırada en sık görülen kanser türüdür (Parkin, 1998). Dünya kadın kanserlerinin %3.9’ini oluşturan endometrium kanseri kadın ölümlerinin %1.7’sine sebep olduğu için, mortalitesi morbiditesinden az olarak kabul edilmiştir. Finlandiya’da 45-69 yaş arasındaki kadınlarda sosyal sınıfın, jinekolojik kanserler üzerine ve tanı evresine etkisini incelemiş, serviks kanserinin düşük sosyal sınıf kadınlarda daha sık olduğu, endometrium kanserinde ise 1980’den sonra sınıf farkının ortadan kalktığı bildirilmiştir (Pukkala ve Weıderpass, 1999). Prostat kanseri dünyada görülen 3. en sık kanser türü olup, ABD’de 104/100000 olgu oranı ile en sık tanı konan erkek kanseridir. Asya ülkelerinde (6.6-14.4/100000 olgu) Batı ülkelerine göre daha düşük oranda saptandığı bildirilmiştir (Sim ve Cheng, 2005). Avrupa Birliği ülkelerinde kanser insidans hızları erkeklerde yüz binde 200-300, kadınlarda ise yüz binde 140-260 olarak tahmin edilmektedir (Janssen ve Coebergh, 2003). 26 2.5.2 Türkiye’de kanser istatistikleri Kanser, Türkiye’de 1982 yılında 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 57. Maddesi gereğince “bildirimi zorunlu hastalıklar listesi”ne alınmış olmasına rağmen ülkemizde gerçek kanser insidansı hiç bilinmemektedir. Sağlık Bakanlığı 1983’te tüm ülke için “pasif kanser kayıt sistemi” kurmuş fakat bildirime dayalı bu sistemde beklenenin dörtte biri kadar bilgi elde edilmiştir. Bu nedenle ülke çapında ama güvenilirliği olmayan veri toplamak yerine, coğrafi sınırları ve nüfusu belirlenen bir alanda aktif olarak toplanacak verilerle bir kanser kayıt sistemi oluşturulması amacı ile 1992 yılında “Kanser Kayıt ve İnsidans” projesi başlatılmış ve Trabzon, Edirne, İzmir, Ankara, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Sivas ve Erzurum’da kanser kayıt merkezi kurulmuş 2006 yılında ek olarak, İstanbul, Samsun, Van, Şanlıurfa, Eskişehir, Kayseri illeri kanser kayıtlarının aktif sistemle toplanacağı iller olarak belirlenmiştir (URL4). Fakat bu sistemin 1993-1994 yıllarına ait ilk sonuçlarında da beklenen ve rapor edilen hastalar arasında büyük farklar olduğu görülmüştür. 1993 yılında Sağlık kuruluşlarından Kanserle Savaş Dairesi’ne bildirimi yapılan kanser vakalarının değerlendirilmesi sonucunda 23100 kanser vakasının 22079’u değerlendirilmiş (çift veri girişi ayıklandıktan sonra), ülkemizde kanser insidansı yüz binde 36.7 olarak tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalara göre yüz binde 100-150 olması gerektiği hesaplanan Türkiye genelinde beklenen kanser insidansına ulaşılamamıştır. 1977’de yürütülen bir araştırmada 10 büyük ilde 39 hastane ve özel patoloji laboratuarında 12 ay içinde 14696 yeni kanser hastası belirlenmiştir. Bu vakaların organ tutulumuna göre dağılımı incelendiğinde, birinci sırada melanom dışında kalan deri kanseri (%14.9), ikinci sırada meme (%9.1) bulunmaktadır. Bu iki kanser türü, tüm kanserlerin yaklaşık 1/4’ünü oluşturmaktadır. Bu kanserleri sırası ile larinks kanseri, lenfomalar ve mide kanserleri izlemektedir. Cinsiyete göre dağılım incelendiğinde ise erkeklerde en sık görülen kanser deri kanseri iken kadınlarda meme kanseridir. Bu çalışmada insidans hızı yüz binde 35 olarak bulunmuştur. Fakat aynı yıldaki kanser mortalite hızlarının daha yüksek olması gerçek kanser insidansının daha yüksek olması gerektiğini ortaya koymaktadır (Fırat 1982). 1994’te yayınlanan benzer bir araştırmada da 16 hastanede 5 yıl içinde patolojik tanıya dayanan kanser istatistikleri ile kanserin rölatif dağılımı ortaya konmuştur. Fakat patoloji laboratuar verilerini esas alan çalışmalar, solid tümörler dışında kalan kanser türleri ile hiç biyopsi alınmayan hastaların verilerini içermemektedirler. 27 Türkiye’deki ölümler ve hastane yatışları içerisinde kanserin yerini inceleyen 1980 ve 1990’lı yıllarda yapılan çalışmalar da Türkiye’deki kanser probleminin tanımlanması bakımından önemli yer tutmaktadır. Türkiye’de ilk nüfus tabanlı kanser kayıt sistemi 1992’de İzmir’de kurulmuş ve 1993-1994 yıllarına ait insidans verileri 2001’de yayınlanmıştır. Erkeklerde yüz binde 157.5, kadınlarda ise yüz binde 94 yaşa göre standardize kanser insidansı bildirilmiş; erkeklerde akciğer (yüz binde 61.6), mesane (yüz binde 11.0), larinks (yüz binde 10.6); kadınlarda ise meme kanseri (yüz binde 24.4), rahim (yüz binde 6.4), yumurtalık (yüz binde 5.9) en sık görülen kanserler olmuştur (Fırat 1983). Türkiye’deki kanser kayıt merkezleri Şekil 3.5.’te görülmektedir. Şekil 2.1: Türkiye’deki kanser kayıt merkezleri (25/04/2002 T.C. Sağlık Bakanlığı). Türkiye’de genelinde kanser insidansı, her bir cinsiyet için 2006 yılı istatistiklerine göre düzenlenerek Çizelge 2.1’de gösterilmiştir. Her bir kayıt merkezi ihbarı zorunlu olan kanser hasta kayıtlarını elde ederek istatistiksel veri tabanları oluşturmaktadır (URL4). Çizelge 2.1.’den de anlaşılacağı gibi erkeklerde akciğer kanseri başta olmak üzere prostat ve deri kanserleri, kadınlarda ise meme başta olmak üzere deri ve Troid kanserleri ülkemizde sıklıkla karşılaşılan ilk dört kanser türü arasındadır. 28 Çizelge 2.1. Kanser insidansları Ülkemizdeki fazla tütün tüketiminin, akciğer kanserinin tetikleyicisi olduğu literatürlerde geçmektedir. 2000-2006 yılı insidans grafiklerine bakıldığında erkek vakaların toplumda daha sık kanser hastalığına yakalandığı görülmektedir (URL4). 29 3. MATERYAL VE METOT Günümüzde, CBS, uzaktan algılama (Remote Sensing) ve diğer teknik bilimler, hastalıkların popülasyon içindeki oluşumu ile hastalıkların coğrafi ilişkisi gibi konular arasındaki ilişkiyi açıklamada güçlü araçlardır. Veritabanları arasında özellikle disiplinler arası araştırıcılarının kullanabileceği veri çeşitleri, yerbilimleri/yerle ilişkili veriler mekansal analiz ve teknikleriyle irdelenebilirler. Çalışmada mekansal analiz teknikleri kullanılarak mekansal kümelenme olasılığı ve mekansal istatistikle dağılımın niceliksel değerleri araştırılacak, nüfus içindeki yaşdan kaynaklanabilecek yanılmayı önlemek amacıyla yaş düzeltmesi yapılacaktır. Aşağıdaki çizelgede mekânsal analizde altlık olarak kullanılan değişkenler verilmiştir. Çizelge 3.1. Mekansal Analize Konu Değişkenler Genel tür Değişkenler Konum Enlem, boylam Yola uzaklık Yapay unsurlar İdari sınırlara uzaklık Nüfus İnsan popülasyonu Topografya Yükseklik Arazi kullanımı Bitki örtüsü indeksi Toprak sıcaklığı Sıcaklık Hava sıcaklığı Güneş şiddeti Buhar basıncı Nehirlere uzaklık Su ve nem Soğuk bulut süresi Potansiyel buharlaşma Genel iklim Kaynak: Hay (2000); b Green and Hay (2002); c Hay et al (2006); d Hay and Lennon (1999); e Price (1984); f Goetz et al (2000); g Fischer at al (2002). Literatürde kabul görmüş, Çizelge 3.1.’de verilen etkenlere ilişkin haritaların, eldeki verilerle oluşturulması planlanmıştır. 30 3.1 Mekânsal Analiz Mekânsal analiz dünya üzerindeki kültürel ve fiziksel durumların mekansal desenlerle tanımlanması işlemidir. Bu desenler çalışma alanındaki değişken mekânsal dağılımları temsil ederler. Hava-toprak kirliliği, Rakım–arazi kullanımı gibi coğrafi değişkenler nokta ya da alan desenler olarak görüntülenir. Mekânsal analizler genellikle gözlemlenen birimlerin mekansal ilişkilerini düzenlemeyi amaçlar. Aynı zamanda bu birimlere ilişkin öznitelik bilgilerini de dikkate alırlar (Pfeiffer, 1996). Coğrafî objelerin mekânsal deseni, yeryüzünde hüküm süren fiziki ya da kültürel süreçlerin bir sonucu olup coğrafî objelerin neden ve nasıl dağıldığını ortaya koymaktadır (Lee ve Wong, 2000). Mekânsal analiz destekli CBS, mekânsal ilişkilerin ve kümelenmelerin belirlenmesine, hastalığın durumunun anlaşılmasına ve nerede ne zaman nasıl önlem alınacağına karar verilmesine destek olmaktadır (Olsen ve ark., 1996). Fakat bu analizlerin başarısı resmi kurum kaynaklarından gelen verilerin güvenilirliğine, kapsamına ve doğruluğuna bağlıdır. Bu verilerle ilgili olarak raporlama ve kodlama gibi problemlerle karşılaşılmaktadır. Bundan dolayı halk sağlığına yönelik CBS kullanımı veri kalitesine ve mekânsal özelliklere bağlıdır (Moore ve Carpenter 1999). CBS, hastalık haritalarını hızlıca oluşturur. Haritalarla, istatistiksel sonuçlar arasında yakın bir bağlantı oluşturulması, mekansal epidemiyolojik hipotezinin formüle edilmesini ve tanımlanmış alanların varlığını daha fazla destekleyecektir (Gatrell ve Loytonen 1998). Kanser oranları uzun zamandır bölgelerde, farklı yerlerde dağılım gösterirken, son zamanlarda birbirine yakın sınır bölgelerde tespit edilmiştir. Bunun sebebi kültürel ve davranışsal faktörler, aynı çevrede aynı etkiye maruz kalmaktan kaynaklanabilir (Pommerenke ve ark., 1994). Kanser hastalığı desenini ortaya koyabilmek için mekânsal analize ve istatistiğe ihtiyaç vardır (MacLennan, 1991). Mekânsal analizlerde kullanılan yöntemler başlıca 3 aşamada incelenebilir. Bunlar; ● verinin görselleştirilmesi/Konum Belirleme ● tanımlayıcı-keşifçi mekânsal veri analizleri/Nüfusun Karakterizasyonu ● olgunun mekâna bağlı olarak modellenmesidir/Mekansal Modeller (Gatrell ve ark., 1996). 31 - Konum Belirleme: Örneğin en iyi coğrafi konumdaki, sağlık birimleri ve hizmet servisleri yerlerinin adreslenmesine ilişkin problemlerin çözümü şeklinde tanımlanabilir. Şu anki CBS ve diğer destek sistemleri; sağlık birimlerinin en iyi nerede konuşlandırılacağı sorusuna cevap bulmak, bir ambulansın hastanelere en iyi ulaşım zamanını tahmin etmek ve hastane olmayan yerler için kararlı cevaplar bulmak şeklinde çözümler sunmaktadır. - Nüfusun Karakteristiği: Mekânsal epidemiyolojide, coğrafi popülâsyonun karakterize edilmesi CBS’ nin desteğiyle önemli bir iştir. (Risk faktörleri nerede yüksek?) Epidemiyologlar hastalıkları paylar ve paydalar üzerinde yorumlarlar. Bir hastalık oranında, payda risk altındaki popülâsyonken, pay hastalık durumunu (sayısını) ifade eder. Yüksek riskli popülâsyonu tanımlama v.b. gibi sonuçlar üretilir. - Mekânsal Modeller: Kamu sağlığında mekansal modellerin son yıllardaki gelişimleri Monte Carlo ileri tahmin teknikleri jeoistatistik modelleri ve hastalık oranları Bayesian modellerini kapsamaktadır (URL3). Bu modeller ölçeksiz alanlarda değişkenlerin tahmini, harita güncelleme, enterpolasyon ve hastalık oranlarını saptamasıyla ilgili önemli modellerdir (Bithell, 1990). Bir alanda normal olmayan bir sağlık vakası kümesi var mı? Bir hastalığın normal olmayan yüksek veya düşük prevelensı nerede görülmektedir? Hastalık riskinin en yüksek ve en düşük olduğu yerler nerelerdir? Mekânsal analiz yöntemleri, sağlık vakalarının normal olamayan görünüşlerini ve coğrafi yapıyı tanımlamak için sağlık verilerin filtrelenmesine yarayan bir araç sunar (Mitchell, 2005). 3.1.1 Mekansal kümeleme Halk sağlığı uzmanlarınca hastalık kümelenmeleri, zamana ve mekâna göre hastalık vakalarının yoğunluk gösterdiği alanlardır. Toplumda hastalıkların artmakta olduğuna ilişkin kaygıların olduğu zamanlarda ya da gözlem sisteminde rutin olarak toplanan verilerle bir yerde alışılmadık bir yoğunlaşmanın olduğunun fark edilmesi durumunda mekansal kümeleme ve sınıflama incelemeleri kaçınılmazdır. En yaygın kümeleme analizi yolu sağlık verilerin insidans veya prevelance oranlarının koroplet haritalarının çizilmesidir. Alanların nüfus büyüklükleri farklı olduğunda farklı güvenilirlik derecelerinde bu alanlar için hastalık oranları hesaplanır. Küçük nüfuslu alanlar ve dar alanların oranları değişkendir ve geniş alanların oranlarına göre daha az güvenilirdir. Dar alanlarda bir ve iki vaka değişikliği insidans veya prevelans sonralarında devasa farklıklara neden olabilir. Örneğin küçük nüfusa sahip bir 32 alanda düşük ağırlıkta bebek doğması ortalaması 200 doğum iken büyük yerleşmede 1600 dür. İlk alanda yıllara göre değişim %5 ile 16 arasında dalgalanırken diğerinde %12 ile 16 arasında değişmektedir. Böyle bir durumda dar alanlı alanda her hangi bir yıl için çizilen harita yanıltıcı sonuç verecektir. Geniş alan için çizilecek harita ise gerçeğe daha yakın sonuç verecektir. Mekânsal kümeleme yöntemleri temel halk sağlığı sorularının yanıtlarını temin etmeye yardım eder. Kümelenme analizinde kümelenmenin görüldüğü coğrafi uzanım veya ölçek tanımlanmalıdır. 5 km2’lik bir kümelenme alanı ile 2500 km2’lik alan birbirinden çok farklıdır. İlki hastalık sınıfının son derece yerel olduğunu, diğeri ise bölgesel olduğunu gösterir. Bütün kümeleme yöntemleri mekânsal ölçekte bir veya birkaç vakaya odaklanır. Bazen, analistler her ne kadar nüfus ya da sağlık verisi çalışılacak ölçeği belirlese de mekansal ölçek seçimini kontrol edebilir. Ölçek kümeleme çalışmalarından elde edilen sonuçları ciddi anlamda etkiler. Şehirler ya da toplumlar arasındaki kümeleme çevresel kirlenmenin kaynak noktaları gibi yerel etkileri yansıtır. Bunun tersine ülke ve bölgelere yönelik elde edilen oranlar iklim ya da kültür gibi bölgesel etkenlerin sonuçlarını yansıtır. Çalışılan sağlık sorununun ölçeği hastalık süreçlerinin ve muhtemel nedensel faktörlerin anlaşılmasını aksettirebilir. Dahası coğrafi ölçeğin yapısı diğer ölçeklerin yapısını gizleyebilir. Bir ülkede hastalığın ortalama oranı en düşük ve en yüksek olduğu yerlerin oranlarından kaynaklanabilir. Bu tür farklılıklar ülkesel ortalamalar alındığında kaybolurlar. Ülke ölçeğindeki analizlerde toplumda en yüksek oranların ortaya çıkarılması gereklidir. Kümeleme analizinde kaç tane kümenin olduğu yargısına varmak için bir dizi ölçütlere ihtiyaç vardır. Bir veya iki vaka fazlalığı bir küme teşkil eder mi? Anlamlı kümeyi tanımlayan hattı nereye çizebiliriz? Bunun mükemmel bir yanıtı olmamasına rağmen coğrafi ve istatistiksel yöntemler analistlere ve karar vericilerin bilimsel olarak şekillendirilmiş kararlarına yardım eder. 3.2 Mekansal İstatistik Coğrafyanın birinci kuralı; “Her şey birbiriyle ilişkilidir ama yakın şeyler daha fazla ilişkidir” (Tobler, 1970). Bu olgu yakın ve uzak şeyler arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak mekânsal oto-korelâsyon (Spatial Autocorrelation) olarak adlandırılmaktadır (Ximing ve Dingbao, 2006). 33 Hastalıkların yere göre kümelenmesi için tüm çalışma alanının kullanıldığı testler iki alt başlıkta incelenir. Bu kategoriler genel (general) ve yerel (local) testler olarak adlandırılır. Genel testler, çalışma bölgesinde sadece olguların kümelenip kümelenmediği ile ilgilenir. Yerel testler ise yine tüm çalışma alanında olguların kümelenip kümelenmediği hakkında bilgi verirken kümelenme varsa bunun yerinin neresi olduğunu da belirtir (Openshaw ve Perrée, 1996). Kümeleme yöntemleri 3 grupta toplanır; ● Global testler: “coğrafi bölgede kümelenme var mı” sorusuna yanıt verebilir. ● Lokal testler: Kümelenmenin nerede olduğunun tespiti için kullanılır. ● Odaklanmış testler: İnsidansı yüksek yerler arasında ve hastalığa etki eden bilinen faktörler arasında inceleme yapar. Mekânsal otokorelasyon ilişkilerinin irdelenmesi için jeo-istatistik analizleri Moran I (Anselin, 1995), Geary Oranı (Anselin, 1995), Global G İstatistiği (Ord ve Getis, 1995), Lokal Moran I, Lokal G İstatistiği ve Moran Saçılım Grafiği (Anselin, 1995) hesaplamaları yapılmaktadır. Mekânsal oto-korelâsyonda pozitif mekânsal otokorelâsyon küçük ya da büyük değerlerden oluşan benzer değerlere bağlı kümelenmeyi, negatif oto-korelâsyon dağınık deseni ve az ya da hiç olmayan mekânsal oto-korelâsyon rastgele deseni göstermektedir. Moran I (I) hesaplanmış oransal sürekli verileri analiz etmektedir (Cliff ve Ord, 1971; Lee ve Wong, 2000). I, -1 (negatif mekânsal otokorelâsyon) ile +1 (pozitif mekânsal otokorelâsyon) arasında değişen değerleri vermektedir. Kısaca, negatif değerler komşu değerlerin çok farklı olduğunu; pozitif değerler kümelenme olduğunu; 0 ise gözlenen değerlerin rastgele dağıldığını göstermektedir. Geary Oranında (C) sonuç 0 ile 2 arasında değişmektedir. 0 mükemmel pozitif mekânsal otokorelâsyonun, 1 mekânsal otokorelâsyon olmadığının ve 2 ise mükemmel negatif mekânsal otokorelâsyonun kanıtıdır (Lee ve Wong, 2000). Geary Oranında negatif standartlaştırılmış değerler (z) pozitif mekânsal otokorelâsyonu; pozitif z değeri negatif mekânsal otokorelâsyonu göstermektedir. (Kafadar et al. 2004). Mekânsal otokorelasyon ilişkilerinin irdelenmesi Formül 3.1’de verilen Moran I indeksin alacağı değer, korelâsyonun varlığını ortaya koymaktadır. 34 (3.1) Global G İstatistiği (G) sıcak alanları (hot spot) ve soğuk alanları (cold spot) ortaya koymaktadır (Ord ve Getis, 1995). Bu analiz mesafe matrisi ile yapılır. Sıcak alanlar ve soğuk alanlar, mekânsal yoğunlaşmayı göstermektedir. Burada sıcak alanlar pozitif değerlerden oluşan kümelenmeyi; soğuk alanlar ise negatif değerlerden oluşan kümelenmeyi vermektedir. Yüksek pozitif z değerleri (Sonuçların öneminin test edildiği değer), mekânsal desenin yüksek değerde kümelerden oluştuğunu, tam tersi durum ise düşük değerde kümelerden oluştuğunu göstermektedir (Lee ve Wong, 2000; Ord ve Getis, 1995). Birçok kümeleme usulleri, belirlenmiş nüfusta tesadüfen meydana çıkan sınıfların olasılık tanımında istatistik ölçütlere dayanmaktadır. Bilinen olasılığın dağılımında kullanılabilen öyle bir ölçüt vardır ki poison dağılımı gibi ya da geniş sayıda random ihtimal çıktılarının/sonuçlarının üretilmesini içeren Monte Carlo simulasyon yöntemleri kullanılabilir. Bazı usuller aynı zamanda sağlık vakalarının düzenlenmesine, sadece risk altındaki nüfusun ilişkisine değil aynı zamanda potansiyel kirlenme kaynakları ya da çevresel afetlerin ilişkisine, örneğin zehirli atık depolarının yakınındaki vaka kümeleri ya da yol boyunca, güç hatları boyunca olan vakalara da vurgu yapar (Kulldorff, 2006). Sağlık alanında istatistik oluşturma, sağlıkla ilgili doğru ve güvenilir veri elde etmede ve bu veriler doğrultusunda uygun sağlık politikalarının yürütülmesinde hayati bir rol oynamaktadır (Dawson ve ark., 1990). Coğrafi değişkenler içindeki coğrafi çeşitliliğin belirlenmesi mekansal istatistikle nicel (sayılabilir) hale getirilmektedir (Alpar, 2003). Coğrafi uzayda risk faktörleri ve etkileri gibi pek çok epidemiyolojik istatistik sayesinde tahmini etkileri tanımlanabilmektedir. Hastalık kümeleme teknikleri üzerine yapılan yöntemsel araştırma ve mekansal istatistik yazılımları CBS ile entegre bir şekilde gün geçtikçe artmaktadır. Kanser hastalığı desenini ortaya koyabilmek için mekânsal istatistiğe ihtiyaç vardır. Bu kapsamda mekânsal desen; küme, dağınık ve rastgele olarak tanımlanmaktadır (NAACCR, 2002). 35 LISA testi, yakın veya komşu alanlardaki değerler ile belirli bir yerin değeri arasındaki ortaklığı ölçer. Bu istatistikler alansal verilere dayalı hastalık kümelenmelerini bulmada kullanışlıdır. Bir küme normal olmayan yüksek oranlara sahip bir bölgedir. LISA için birden fazla lokal testin (Lokal Moran I, G*i (d)) görevini yerine getiren bir istatistiksel yöntemler topluluğu demek daha doğrudur (Anselin, 1995). 3.3 Yaş Düzeltme Hastalıklar veya sağlık sorunları farklı yaş gruplarında farklı oranlar göstermektedir. Örneğin, bisikletle yaralanma veya kızamık hastalığı çocukluk çağlarında yaygın olarak görülmektedir. Buna karşılık pek çok hastalığa yakalanma ve bu hastalık nedeniyle ölüm riski yaş ile birlikte artmaktadır. Kanser hastalığı ele alındığında, bu hastalık çoğunlukla yaşlı insanlarda görülmektedir. Eğer bir yer genç nüfus yapısına sahip ise kanser vakalarının ve ölümlerin nispeten az; ortalama yaşın üzerinde ise vakaların ve ölümlerin daha fazla olması beklenir (Gunay, 2008). Sağlık haritaları hazırlanmadan önce, istatistiklerden elde edilen ham verilerin görselleştirilebilmesi ve yorumlanabilmesi için gruplandırılması, analiz edilmesi, aralıkların belirlenmesi gerekmektedir. Hastalık verilerine ilişkin istatistik yöntemler, veri düzeltme, kaba ölüm oranları ve yaş düzeltilmiş oranlar şeklinde ele alınmaktadır (Gunay, 2008). Yaş düzeltme işlemi hastalık, ölüm, yaralanma ve diğer sağlık sorunlarının farklı yaş yapısına sahip toplumlar arasında karşılaştırma yapmaya yarayan istatistiki bir işlemdir. Nüfusun yaş yapısının dağılımına bağlı olarak ortalama oranların ağırlıklandırılmasıdır (Klein ve Schoenborn, 2001). Yaş düzeltilmiş oranlar, üzerinde çalışılan nüfusun standart nüfus ile aynı dağılımı gösterdiği durumu temsil eder (HIP, 2007). Bu durum yaşın neden olduğu yanılmayı ortadan kaldırmaktadır. Karşılaştırma için yaş düzeltme gereklidir. Farklı yaş gruplarını kontrol edebilmek için yaygın olarak kullanılan yaş düzeltme yöntemlerinden biri Doğrudan Yaş Düzeltme Yöntemidir. Bu yöntem, ülkenin belli bir yıla ait yaş gruplarına göre nüfusu standart nüfus kabul etmektedir. Ölüm/hastalık oranları (R), yüz bin kişiye düşen insan sayısı, ırka, yaşa, cinsiyete ve coğrafi alana göre aşağıda verildiği şekilde hesaplanmaktadır (Devesa, Grauman ve ark., 1999). 36 R= 100,000* SUM (wiri) = 100,000* SUM (widi/ni) (3.2) R= Ölüm oranları i= 18 yaş grupları 0-4, 5-9,..., 85+ wi= i yaş grubundaki standart nüfusun oranı ri= yaş özel oranı di/ni di= i yaş grubundaki ölüm sayısı ni= i yaş grubundaki insan sayısı İki terimli tahmin (binomial approximation) için yaş uyarlanmış oranların varyansı: var(R)= 100,0002* SUM [wi2ri(1-ri)/ni]. (3.3) Güven aralığı oranların standart hata değerine bağlı olarak hesaplanır. Standart hata (sh) oranlar ve ölüm sayısı temeline dayandırılarak belirlenir. Kaba oranlar %95 güven aralığı (GA) için şu şekilde formüle edilebilir (NYS, 2008). %95 GA= +/- 1.96 x sh ±1.96 x R ÷√vaka sayısı (3.4) Yaş düzeltme sonucunda yerleşim birimine ait ölüm sayılarından 100.000 kişiye düşen ölüm oranları/hasta oranları elde edilmektedir. Çalışmada doğrudan yaş düzeltme işlemi gerçekleştirilecektir. 37 4. EPİDEMİYOLOJİDE MEKANSAL ANALİZ-KONYA İLİ KANSER HASTALIĞI ÖRNEĞİ 4.1 Çalışma Alanı Konya ili; Anadolu Yarımadası‘nın ortasında bulunan İç Anadolu Bölgesi‘nin güneyinde, şehrin kendi adıyla anılan Konya bölümünde yer almaktadır. İl topraklarının büyük bir bölümü, İç Anadolu’nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar. Güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz bölgesine dahildir. Konya, coğrafi olarak 36º 41’ ve 39º 16’ kuzey enlemleri ile 31º 14’ ve 34º 26’ doğu boylamları arasında yer alır. Yüzölçümü 38.872, 60 km2 (göller hariç)’tir. Ortalama yükseltisi 1016 metredir. İdari yönden, kuzeyden Ankara, batıdan Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, güneyden İçel, Karaman, Antalya, doğudan Niğde, Aksaray illeri ile çevrilidir. Şekil 4.1 Konya il haritası Şekil 4.1’de Türkiye haritasında Konya ilinin yeri gösterilmektedir. 38 Konya ili, 31 ilçesiyle Türkiye‘nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Her bir ilçe birbirine benzer özelliklere sahiptir. Hastalık dağılımınları için tüm ilçelerde araştırmalar yapılmış, kümelenmelerin var olduğu ilçeler özelikleri ile ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 4.2 Verilerin Toplanması Konya ili, merkez ilçeler dahil olmak üzere 31 ilçede araştırma yapılmıştır. Vakalara ait adres verisi, ilçe olarak alınmıştır. CBS yazılım programlarından, MapInfo, Arcgis ve GeoDa programlarından faydalanılmıştır. Öncelikli olarak sayısal altlıklar sisteme aktarılmış, sözel veritabanları kullanılır hale getirilmiş, daha sonra ilişkilendirilme yapılmıştır. Konya ilinde, mekansal analize konu olacak altlık haritaları oluşturulmuştur. Vakalara ait adres verileri, kanser türleri ve beşeri( yaş, cinsiyet, meslek, eğitim) veriler Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nde tutulan kanser kayıt formlarından elde edilmiştir. Konya güneşlenme haritası için kullanılan veriler, Devlet Meteoroloji İşleri’nden resmi yazı ile alınmıştır. Yıllara göre aylık ortalamalar hesaplanarak ortalama güneşlenme saati ilçeler için elde edilmiştir. Baz istasyon sayıları Konya İl Çevre Müdürlüğü’nden alınmış, her bir ilçedeki sayısı veritabanına girilmiştir. Toprak kirliliği için, nikel değerleri Toprak ve Su İşleri Enstitüsü’nden alınmıştır. Yükseklik haritası için, Konya iline ait 90 m aralıklı X-Y boyut NASA grid haritası ve Arazi sınıfı haritası için, Corine (Avrupa Çevre Birimi Sınıflama Sistemi) arazi sınıflamasına göre 29 kategoriye ayrılan harita, Başarsoft Yazılım Şirketinden temin edilmiştir. Maden haritası, MTA Bölge Müdürlüğü tarafından oluşturulan resim formattan sayısallaştırılarak elde edilmiştir. 4.2.1 Mekânsal veritabanı oluşturma 31 ilçe idari sınırı ile Konya iline ilişkin harita, baz harita olarak kullanılmıştır. MapInfo’da baz harita tanımlanırken, - ilçe katmanı alansal obje olarak tanımlanmıştır. MapInfo’da harita objeleri, Alan objeler, Nokta objeler, Doğrusal objeler, Yazı objeleri, Birleşim objeleri olarak tanımlanabilmekte, çizim araç çubuğunda bulunan 39 butonlar yardımıyla bütün coğrafi elemanlar kolayca oluşturulabilmektedir. Nokta objeler butonuyla, X ve Y koordinatları girilerek, doğrusal ve birleşim objeleri ile alanlar oluşturularak sayısal altlık anlamlı hale getirlmiştir.. 4.2.1.1 Konum haritası Altlık olarak kullanılan Konya il ve ilçelerinin haritaları CBS yazılımları için üretilmiş sayısal koordinatlı haritalardır. Konya ilinin CBS yazılımında kullanılacak haritası, Ülkemizde harita standardı olarak kabul edilen WGS84 Projeksiyonunda, Derece koordinat biriminde, uzaklık kilometre ve alan birimi kilometrekare olarak tanımlanmış ve çıktı pencerelerinde çizgisel öçek kullanılmıştır. Konya iline ilişkin oluşturulan sayısal harita görüntüsü Şekil 4.2’de verilmiştir. Şekilde haritanın özellikleri ve projeksiyon seçimi gösterilmektedir. Kullanılan haritada ilçe sınırları tanımlaması yapılmıştır. Şekil 4.2. Konya ili ve ilçelerine ait sayısal harita 4.2.1.2 Topografik 1/25000 lik haritalar Çalışmada topografyanın hastalıkla bir ilişkisi var mıdır sorusu irdelenmek üzere, Topoğrafik harita sisteme dâhil edilmiştir. Topoğrafik raster haritanın, sistemde kullanılabilir hale getirilmesi amaçlı paftanın sayısallaştırılması işlemi yapılmıştır. Ancak tüm paftanın sayısallaştırma işlemi 40 zaman alıcı olacağı görülerek çalışmaya, Konya iline ait 200 m contour haritası= 90 m aralıklı X-Y boyut NASA grid haritası kullanılarak devam edilmiştir. Şekil 4.3. te kullanılan yükseklik haritası görülmektedir. Harita WGS84 Projeksiyonunda, Derece koordinat birimindedir. Şekil 4.3. 90 m aralıklı contour harita Şekil 4.4. Konya yükseklik haritası Şekil 4.3’te elde edilen harita üzerinde grid analizi yapılmıştır. Oluşturulan yükseklik haritasından anlaşılacağı üzere, ilin güney batı kesimlerinin yüksekliği daha fazladır (Şekil4.4). 41 4.2.1.3 Arazi kullanımı haritaları Konya iline ilişkin arazi kullanım haritası, hastalığın arazi kullanım sınıfındaki dağılımı ve olası benzerliği tespit etmek amaçlı kullanılmak üzere, baz harita yardımı ile oluşturulmuştur. Elde edilen tanımlanmamış arazi sınıfı haritası (Şekil 4.5) ve arazi kullanım verileri yardımı (Çizelge 4.1) ile herbir arazi kodunun anlaşırlığı için metinsel ifade oluşturulmuştur (Çizelge 4.2). Çizelge 4.1 Arazi Kullanım Verileri 42 Şekil 4.5. Tanımlanmamış arazi sınıfı Çizelge 4.2 Arazi Kullanımı İlçe Dağılımı Elde edilen arazi sınıflamaları verileri, arazi kodları ile Layer başlığı altında yazılmıştır. Çizelge 4.3’te görüldüğü üzere Konya’nın arazi sınıflaması ayrıntılı olarak incelenmiştir. Arazi örtü sınıf kodları Ek15’te verilmiştir. 43 Çizelge 4.3 Arazi Sınıflaması Arazi sınıfı Corine (Avrupa Çevre Birimi Sınıflama Sistemi) arazi sınıflamasına göre 29 kategoriye ayrılmıştır. Çizelge 4.3’te arazi sınıflarının Konya ili içindeki parça sayıları verilmektedir. Toplam 1024 Mera parçası, 835 doğal bitki örtülü tarım alanları il sınırlarında bulunarak ilin karakteristik yapısını ortaya koymaktadır. Şekil 4.6’da görüldüğü gibi harita, her bir ilçe idari sınırı ile arazi kullanım haritaları örtüşme (overlay) analizleri ile çakıştırılarak oluşturulmuş haritadır. MapInfo yardımı ile arazi sınıflarına ait elde edilen tematik harita Şekil 4.7’de gösterilmiştir. Lejantta görüldüğü üzere Konya ilinde büyük çoğunlukta mera ve tarım alanları sınıfları hem parça olarak hem alan olarak yüksektir. Şekil 4.6. Arazi kullanım haritası 44 Şekil 4.7. Konya arazi kullanımı tematik haritası 4.2.1.4 Maden haritası Maden Tetkik Arama (MTA) kurumunun oluşturduğu resim formatındaki Konya ili maden haritası sayısallaştırılarak sisteme aktarılmıştır. Konya ili maden haritası Şekil 4.8’de verilmektedir. Konya İli maden haritası taratılarak raster görüntüsü MapInfo ortamında açılmıştır (Şekil 4.9). Sorgulamaların yapılabilmesi için Raster harita, sayısallaştırılarak anlamlı hale getirilmiştir. 45 Şekil 4.8. Konya İli Maden Haritası (M.T.A. Bölge Müdürlüğü) İlçelerde görülen madenler nokta tabakasında CBS yazılımında işlenerek veritabanına girilmiştir. 46 Şekil 4.9. Poligon Tabakaları Şekil 4.9’daki haritada görüldüğü gibi, Al, Cu, Pb, Zn, Kömür, Jips vb madenlerin görülme şekli (yatak, Zuhur, İşletme (Yeni-Eski) poligon tabakalarında oluşturulmuştur. Şekil 4.10. Konya maden haritası 47 Şekil 4.10’da görüldüğü gibi Seydişehir ilçesi başta olmak üzere alüminyum yatakları ilin güney kısımlarında yer almaktadır. Büyükşehir ilçeleri magnezyum, Ilgın ilçesi linyit, Akşehir ilçesi barit yönünden zengin yataklara sahiptir. Bu haritalarda Al, CuPbZn, Kömür, Jips vb madenlerin toprakta yatak, zuhur, işletme ya da eski işletme şeklinde varlığı vurgulanmaktadır. 4.3. Sözel Veritabanı Oluşturma Sözel veriler; kanser verileri, belirlenen mekana ve bu mekanın özelliklerine ilişkin verilerdir. Elde edilen veriler Excel tabloları haline getirilmiştir. Verilerin öznitelik verisi haline gelmesi için mekâna dayandırılması gerekmektedir. Mekânsal ilişkiyi irdelemek için, sözel veriler ilişkisel veri yapısı ile CBS yazılım programlarında kullanılır formata dönüştürülmüştür. Şekil 4.11’de görüldüğü üzere veriler kullanılan MapInfo yazılım programında açılmıştır. Çalışmada ilk olarak, 2010 yılı Ocak-Aralık dönemlerinde Meram Tıp Fakültesi Onkoloji bölümünde kanser vakalarını incelemek üzere hastalara anket uygulanmıştır. Toplamda 127 adet anket uygulamasının sonucunda, tüm sorulara verilen yanıtların olduğu anket sayısı 68’e düşmüştür. Bu durumda, istatistiksel olarak veri analizini mümkün kılacak sayıda anket cevaplandırılamamış ve mekânla incelenememiştir. Ek 1’de hazırlanmış anket örneği verilmiştir. Şekil 4.11. Excel dosyasının Tab uzantılı dosya halinde görünümü ilişkiler 48 Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nün 2004 yılından bu yana tuttuğu kanser kayıtlarından ve S.Ü. Meram Tıp Fakültesi Patoloji A.B.D. hasta kayıtlarından, hastalara ait, yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, kan bağı, kanser türü ve adres verileri düzenlenerek, tekrarlı veriler ayıklanarak 2005-2009 yılları arası 7298 vaka veri tabanına aktarılmıştır. 4.3.1 Beşeri faktör verileri Elimizde bulunan 2005-2009 yılları toplam kanser hastası “7298” olup ● 3014 kadın ● 4284 erkek ‘ vaka olarak belirlenmiştir. Buna göre toplam hastaların ; - %41, 30 u kadın - %58.70 i erkek vaka olarak tespit edilmiştir. Sistemde kanser türleri, beşeri özelliklerle ilgili kodlamalar yapılmıştır. Vakaların beşeri faktörleri ile kanser arasında ilişkinin varlığı istatistiksel olarak incelenmesi amaçlı her bir hastanın yaşı, mesleği, cinsiyeti, kan bağı, kanser türü ve adresi tespit edilerek Excel dosyasında tablolar haline getirilmiştir. Kullanılan sözel veritabanından bir kesit Çizelge 4.4’de gösterilmiştir. Çizelgede görüldüğü üzere, cinsiyet kodlamaları: 1= Erkek 2= Kadın, olarak yapılmıştır. Kanser türlerinin sistemde tanımlanması, TM olarak gösterilen kolonda yapılmıştır. Bu bilgiler kanser türlerini belirtmektedir. Analizlerin daha sağlıklı yapılması amacıyla kanser türleri 9 ana başlıkla toplanmıştır. Buna bağlı olarak ; 1) Cilt 2) Endokrin Sistem (Troid). 3) Hematolojik Sistem (Lenf nodu, Lenfoma, Kemik İliği). 4) Kas-İskelet sistemi 5) Meme 6) Sindirim Sistemi (Mide, Rektum, Kolon, Çekum, Apandis, Safrakesesi, Pankreas, Tükrük bezi, Adomen, İncebarsak, Karaciğer, Sigmoid Mezenterik Lenf nodu). 49 7) Sinir Sistemi (Paryatal, Temporal ). 8) Solunum Sistemi (Akciğer, Larenks, Nazofareks). 9) Ürogenital Sistem (Böbrek, Testis, Endometrium, Pelvik, Pelvis, Servikal, Over, Uterus, Mesane, Prostat), şeklinde sıralanmaktadır. Sözel veri tabanı için, Kanbağına ilişkin kodlama aşağıdaki şekilde yapılmıştır. KANBAĞI 0 1 2 3 Yok Birinci derecede akraba (Anne, Baba, Kardeş, Çocuk) İkinci derece akraba Bilinmeyen Eğitim durumu, meslek durumuna ilişkin kodlamalar aşağıdaki şekilde sisteme aktarılmıştır. EĞİTİM DURUMU KODU EĞİTİM Eğitimsiz İlk-orta(ilköğretim) Lise Yüksek okul-üniversite Bilinmeyen 1 2 3 4 9 MESLEK KODU MESLEK 0 İşsiz 1 İlmi, teknik eleman, serbest meslek 2 MÜTEŞEBBİSLER(iş adamları, direktörler, kademe yöneticileri) 3 İdari personelve benzeri çalışanlar 4 Ticaret ve satış personeli 5 Hizmet işlerinde çalışanlar 6 Tarım, hayvancılık, ormancılık, avcılık işiyle uğraşanlar 7 Tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar 8 Ev hanımı 9 Emekli 10 Ağır işte çalışanlar(madenler vs.) 99 Bilinmeyenler Çizelge 4.4’te gözlendiği gibi, vakaların beşeri özellikleri ile ilgili; meslekleri, eğitim durumları da incelenmiş her biri kodlanarak veri tabanına işlenmiştir. Buna göre her bir koda karşılık gelen açıklamalar tablolar halinde verilmektedir. Çizelge 4.4. Sözel Veritabanı DOĞUM YERİ CİNSİYETİ EĞİTİM DURUMU YAŞI MESLEĞİ ADRESİ TÜMYERİ (TM) KAN BAĞI 4207 86 1 2 99 4207 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 0199 62 1 2 99 4226 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4214 68 1 2 99 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4214 81 1 1 99 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4214 50 2 2 8 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4214 49 1 2 99 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 50 DOĞUM YERİ YAŞI CİNSİYETİ EĞİTİM DURUMU MESLEĞ İ ADRESİ TÜMYERİ (TM) KAN BAĞI 4214 76 1 2 99 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4214 71 1 2 99 4214 ÜROGENİTAL_SİSTEM 0 4226 42 2 2 8 4226 ENDOKRİN_SİSTEM 0 4207 52 1 2 5 4226 SOLUNUM_SİSTEMİ 0 4222 75 2 2 8 4222 SİNDİRİM_SİSTEMİ 0 4224 56 1 2 6 4224 SİNDİRİM_SİSTEMİ 0 4.3.2 Toprak kirliliğine ilişkin veriler Konya iline ilişkin toprak kirliliği ve su kirliliği konusunda harita bulunamamıştır. Kirlilik haritalarını üretmek amacıyla Konya Toprak ve Su Araştırma Enstitüsünden elde edilen Nikel değeri ve koordinatları Excel tablosunda özetlenmiştir (Çizelge 4.5). Su kirliliğine ilişkin verilere ulaşılamamıştır. Çizelge 4.5. Nikel Kirlilik noktaları koordinatları X Koordinat 511915 427321 443604 499374 504033 478376 471531 465269 466314 458719 501767 489004 454984 464538 462480 362475 596664 618876 619870 400468 398565 595250 595696 511557 521720 519010 494132 494226 472831 455077 400739 Y Koordinatı 4267731 4249903 4256564 4232398 4236979 4253073 4258946 4266265 4251738 4246712 4215944 4226868 4200248 4207465 4225385 4201383 4119450 4120887 4111176 4098374 4089800 4115976 4116563 4258094 4267515 4268437 4097815 4095732 4106200 4128886 4098937 Nikel Değeri 77.7228 93.1956 100 92.9 99.36 93.08 123.34 144.73 131 82.96 81.07 92.21 106.69 137.43 94.04 78.021 129.99 84.131 118.81 190.645 222.518 296.734 267.384 127.7014 106.5786 137.9136 90.044 81.3912 83.06666 79.115 184.7884 Yer Kulu Yunak Yunak Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Cihanbeyli Sarayönü Sarayönü Sarayönü Akşehir Ereğli Ereğli Ereğli Seydişehir Ereğli Ereğli Ereğli Kulu Kulu Kulu Çumra Çumra Çumra Meram Seydişehir Yetkililerden gelen açıklamada bu verilerin kayıt altında yeteri kadar olmadığı, ancak istenilen bölgeden numune alınarak kayıtlar tutulduğu belirtilmiştir. 51 4.3.3 Güneşlenme şiddetine ilişkin veriler Konya iline ilişkin sıcaklık haritası üretmek amacıyla, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden temin edilen verilerle, 14 ilçede güneşlenme şiddeti yıllık ortalamaları düzenlenmiştir. Elde edilen veriler Çizelge 4.6 ‘da verilmiştir. Çizelge 4.6. Güneşlenme Şiddeti İlçe Kodu 4203 4205 4207 4209 4214 4216 4219 4221 4222 4223 4224 4226 4227 4231 İlce AKSEHIR BEYSEHIR CIHANBEYLI CUMRA EREGLI HADIM ILGIN KARAPINAR KARATAY KULU MERAM SELCUKLU SEYDISEHIR YUNAK Toplam Güneşlenme Süresi (Sa) 212.96 229.04 214.53 224.17 238.76 219.1 217.01 226.65 220.61 206.68 220.61 220.61 219.83 215.7 4.3.4 Baz istasyon sayısına ilişkin veriler Konya iline ilişkin baz istasyon haritası üretmek amacıyla, Çevre Bakanlığından onaylı 2006 yılı toplam baz istasyon sayıları temin edilerek veritabanı oluşturulmuştur. Çizelge 4.7. Baz İstasyon Dağılımı Sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 TOPLAM İlçe adı AHIRLI AKOREN AKSEHIR ALTINEKIN BEYSEHIR BOZKIR CIHANBEYLI CELTIK CUMRA DERBENT DEREBUCAK DOGANHISAR EMIRGAZI EREGLI GUNEYSINIR HADIM HALKAPINAR HUYUK ILGIN KADINHANI KARAPINAR KARATAY KULU MERAM SARAYONU SELCUKLU SEYDISEHIR TASKENT TUZLUKCU YALIHUYUK YUNAK İlçe Kodu 4201 4202 4203 4204 4205 4206 4207 4208 4209 4210 4211 4212 4213 4214 4215 4216 4217 4218 4219 4220 4221 4222 4223 4224 4225 4226 4227 4228 4229 4230 4231 Baz İstasyonu Sayısı 6 7 27 13 42 28 45 5 29 9 13 13 3 39 6 16 3 13 26 14 20 148 26 156 14 229 27 10 1 2 20 1010 52 Çizelge 4.7’de görüldüğü üzere merkez ilçeler başta olmak üzere baz istasyon sayısı nüfusla doğru orantılı artmaktadır. 4.4. Oluşturulan Sistemde Verilerin İlişkilendirilmesi Konya ili için, seçilen mekansal analiz değişkenlerini tanımlayacak ve mekansal analize konu olacak altlık haritaları oluşturulmuştur. Bir başka ifade ile sözel veri olarak sisteme dahil edilen değişkenler, baz harita ile ID’leri yardımı ile ilişkilendirilmiş ve istenilen haritalar üretilmiştir. Aşağıda üretilen haritalar listelenmektedir. ● Sıcaklık Haritası (Güneşlenme Şiddeti Verileri ile). ● Toprak kirliliği (Nikel değerleri ile). Her ilçede devamlı olarak tutulamayan kayıtların eksikliği nedeniyle su - nem, genel iklim ve hava kirliliği haritaları oluşturulamamıştır. Mekansal verideki dağılımın gösterimi için MapInfo, ArcGis, GeoDa gibi yazılımlardan faydalanılmıştır. Ayrıca, Sözel verilerin sistemde grafik altlıklarla ilişkilendirilmesi ile istenilen özellikte, tematik harita oluşturulabilmektedir. Arazi kullanım haritaları, 2005-2009 zaman periyodundaki vaka oranlarının cinsiyete göre dağılım haritaları oluşturulan tematik haritalara örnek olarak verilebilir. Her yıldaki insidans oranları zamansal değişimleriyle betimlenmiştir. 4.4.1 Toprak kirliliği haritası Eldeki verileri harita ile ilişkilendirme için kullanılan yöntem (IDW) ters ağırlıklı uzaklık yöntemidir. Kısıtlı verilerden -toprak kirliliği numune sayısı gibienterpolasyon yöntemiyle mekan modellemesi yapılarak Konya İli Toprak Kirliliği haritası oluşturulmuştur. Oluşturulan harita WGS84 projeksiyon sisteminde, koordinat birimi derece, uzunluk birimi kilometre ve alan birimi kilometrekare olarak verilmiştir. Toprağın yapısına katılan ve doğal olmayan maddelerin yanı sıra toprağın bünyesinde belirli değerler üzerinde bulunan elementlerin toprak kirliliğine neden olduğu bilinmektedir. Toprak Su İşleri Enstitüsünden, alınan Nikel değerleri Toprak Kirliliği haritası için temel veriler olarak kullanılmıştır. 31 noktada Nikel değer sınırlarının üstünde çıkmıştır. Elde edilen harita IDW enterpolasyonla diğer ilçelerde de olabilirliği haritada görülmektedir. 53 Şekil 4.12. Toprak kirliliği tematik haritası Şehrin kuzey bölgeleri Cihanbeyli, Kulu, Yunak ve Sarayönü, güneyde Seydişehir ve güneydoğuda Ereğli olmak üzere, toprak kirliliği durumundan diğer ilçelere göre yüksektir (Şekil 4.12). 4.4.2 Sıcaklık haritası Eldeki verileri harita ile ilişkilendirme için kullanılan yöntem (IDW) ters ağırlıklı uzaklık yöntemidir. Sıcaklık verileri ile mekan modellemesi yapılarak Konya İli Güneşlenme şiddeti haritası oluşturulmuştur. Oluşturulan harita WGS84 projeksiyon sisteminde, koordinat birimi derece olarak seçilmiştir. Güneş ışınları kansere etki eden diğer faktördür. Özellikle ultraviyole X ışınları cilt kanseri nedenleri arasında bilinmektedir. Konya ili için güneşlenme saat süresi DMİ kurumundan alınmış, ancak her ilçe değeri elde mevcut olmadığından diğer ilçelerde yine IDW enterpolasyon yöntemi ile elde edilmiştir. 54 Şekil 4.13. Konya güneşlenme haritası Haritaya göre, Konya merkezde Selçuklu, Meram, Karatay, Karapınar, Ereğli ve kuzey kesimlerinde Kulu, Cihanbeyli, Yunak, Ilgın, Akşehir ve batıda Beyşehir, Seydişehir ve güneyde Hadim olmak üzere, güneş ışınları daha uzun süre etkili olarak görülmektedir (Şekil 4.13). 4.5 Oluşturulan Sistemde Verilerin Analizi ve Mekansal Analiz Çalışmanın öznitelik verilerinim, istatistiksel analizlerinde SPSS 13.0, EpiInfo7 ve Minitab 14.0 paket programları kullanılmıştır. Global ve Lokal testler uygulanarak sonuçları irdelenmiştir. Veri setinde yer alan kategorik değişkenler frekans ve yüzde ile sürekli değer alan değişkenler ortalama, medyan, standart sapma, minimum ve maksimum değerleriyle verilmiştir. Sürekli değer alan değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilk testiyle test edilmiştir. Test sonucuna göre kullanılacak istatistiksel teste karar verilmiştir. Normal dağılım göstermeyen değişkenlerin 3 ve daha fazla grup karşılaştırmalarında, -yaşın kanser türü iler karşılaştırılmasında-Kruskal Wallis testi, 2 55 grup karşılaştırmalarında, -yaşın cinsiyete göre karşılaştırılmasında- Mann Whitney U testi kullanılmıştır. İlçelerle kanser türleri arasındaki ilişki uyum analizi ile incelenmiş ve 2 boyutlu düzlemde gösterilmiştir. Yıllara göre kanser insidanslarındaki değişim Kikare trend analizi ile incelenmiştir. Sürekli değişkenler arasındaki ilişki korelasyon analizi ile incelenmiştir. Çalışmadaki tüm istatistiksel analizlerde p değeri 0, 05’in altındaki karşılaştırmalar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. 4.5.1 Beşeri faktörler Kümeleme analizi, sınıflandırmada olduğu gibi sahip olunan verileri gruplara ayırma işlemidir. Sınıflandırma işleminde, sınıflar önceden belirli iken kümelemede sınıflar önceden belirli değildir. Verilerin hangi gruplara/kümelere, hatta kaç değişik gruba ayrılacağı eldeki verilerin birbirlerine olan benzerliğine göre belirlenir. Bu amaçla 7298 vakaya ait, ● Cinsiyet ● Yaş ● Meslek ● Kan bağı ● Eğitim ● Kanser türü gibi verilerden yola çıkarak Kümeleme analizi ((Bir veri yığını içerisinde, o veri yığınını oluşturan birimleri (kişiler, haneler, firmalar, vs)) tespit edilen bilgilere göre, benzeştikleri ve ayrıştıkları özellikler baz alınarak gruplara ayırma, gruplama gerçekleştirip kanser dağılımı yapılmıştır. Öncelikle, verilerimizin istatistiksel olarak birbirleriyle ilişkileri incelenmiştir. Her bir vaka için, yukarıda belirlenen beşeri faktör değişkenlerinin durumları incelenmiştir. 4.5.1.1 Cinsiyet-zaman ilişkisi Cinsiyetlere göre kanserin yıllara göre vakalar üzerindeki etkileri tablo ve grafik olarak sunulmuştur. 56 Çizelge 4.8. Kanserin yıllara göre erkekler üzerindeki etkisi Yıllar/ Vaka Sayısı Cilt 2005 2006 2007 2008 2009 70 100 109 117 107 Endokrinsistem 6 8 12 22 10 Hematolojiksistem 16 28 51 136 150 Kasiskeletsistem 6 14 18 18 13 Meme 1 2 3 3 2 100 114 267 238 176 sindirimsistem Sinirsistem 7 11 38 42 5 solunumsistem 85 154 322 290 245 Ürogenital sistem 101 185 184 409 289 392 616 1004 1275 997 Çizelge 4.8 ve Şekil 4.14’te görüldüğü gibi erkek vakalarda çoğu kanser türü yıllara göre artış eğilimi göstermektedir. Şekil 4.14. Erkeklerde yıllara göre kanser Erkek vakalarda göze çarpan farklılık, ürogenital sistem kanserlerinin 2008 yılında ciddi bir artış gösterdiği, sindirim sistemi kanserlerinde de 2009 yılında bir düşüş gösterdiği yönündedir. 57 Çizelge 4.9. Kanserin yıllara göre kadınlar üzerindeki etkisi Yıllar/ 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Cilt 72 107 103 89 88 Endokrinsistem 20 31 36 35 36 Hematolojiksistem 5 10 49 82 86 Kasiskeletsistem 5 11 16 10 12 Meme 85 112 135 121 122 Sindirimsistem 70 82 151 174 117 Sinirsistem 4 9 21 18 12 Solunumsistem 10 28 71 51 46 Ürogenitalsistem 38 63 101 229 241 309 453 683 809 760 1 Yıllık veri elde mevcut olmadığı için analize dahil edilmemiştir. Vaka Sayısı Çizelge 4.9 ve Şekil 4.15’te kadın vakalarla-Kanser türü ilişkisi verilmiştir. Kadın vakalarda da 2008 yılında ürogenital sistem kanserlerinde bir artış söz konusu iken, 2009 yılında ise sindirim sistemi kanserlerinde düşüşün olduğu görülmektedir.( Çizelge4.9) Şekil 4.15. Kadınlarda yıllara göre kanser 2005-2009 yılları tüm vakalar ele alındığında; kanser türleri ile cinsiyet arasında ilişki varlığı aşağıdaki Çizelge 4.10’da verilmiştir. 58 Kanser Türü Cilt Endokrin Sistem Hematolojik Sistem Kas-Iskelet Sistemi Meme Sindirim Sistemi Sinir Sistemi Solunum Sistemi Ürogenital Sistem Toplam Çizelge 4.10. Kanser türü-cinsiyet Erkek Kadın 503 (%11, 7) 459 (%15, 2) 58 (%1, 4) 158 (%5, 2) 381 (%8, 9) 232 (%7, 7) 69 (%1, 6) 54 (%1, 8) 11 (%0, 3) 575 (%19, 1) 895 (%20, 9) 594 (%19, 7) 103 (%2, 4) 64 (%2, 1) 1096 (%25, 6) 206 (%6, 8) 1168 (%27, 3) 672 (%22, 3) 4284 (%100, 0) 3014 (%100, 0) Toplam 962 216 613 123 586 1489 167 1302 1840 7298 P 0, 001* 0, 001* 0, 070 0, 554 0, 001* 0, 217 0, 429 0, 001* 0, 001* Tüm yıllara göre baktığımızda cinsiyete göre kanser türleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür (p=0, 001*) (Çizelge 4.10). Çizelge 4.10 incelendiğinde cilt, endokrin sistem, meme, solunum sistemi ve ürogenital sistem kaynaklı kanserlerin kadın ve erkeklerde görülme yüzdeleri farklılık göstermektedir. Bu sonuçlara göre; cilt, endokrin sistem, meme kanserleri kadınlarda, solunum ve ürogenital sistem hastalıkları erkeklerde daha fazla gözükmektedir. Kısacası cinsiyet farklılığının bu kanser türleri için bir risk faktörü olduğu söylenebilir. 4.5.1.2 Yaş-zaman ilişkisi Kanserlerin çoğunun 55 yaşın üzerinde görüldüğü,. 40-79 yaş arası kadınlarda ve 60-79 yaş arası erkeklerde ölüm nedenleri arasında kanserin ön sırada yeraldığı literatürlerde verilmektedir. Ancak, kanser her yaşta görülebilir. Kanserler, değişik yaş gruplarında farklı sıklıklarda ortaya çıkarlar. Kanser türleri ile yaş arasında ilişki var mı? Sorusunun yanıtını aramak amaçlı yapılan istatistikî araştırma sonuçları, çizelgelerde verilmiştir. Çizelge 4.11 kanser türleri ve yaş ilişkisini özetlemektedir. Çizelgedeki değerler incelendiğinde kanserlerin yaş üzerindeki etkisinin literatür bilgileriyle örtüştüğü görülmüştür. Kanser türü 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Cilt Endokrin Hematolojik Kas-İskelet Meme Sindirim Sinir Solunum Ürogenital Toplam Çizelge 4.11. kanser türü- vaka yaş Ortalama ± Std. Medyan Sapma 962 64, 18 ± 14, 66 66 216 44, 62 ± 13, 63 44 613 45, 14 ± 24, 07 49 123 46, 31 ± 22, 59 53 585 52, 97 ± 12, 36 52 1488 61, 35 ± 14, 08 62 167 46, 47 ± 21, 28 52 1295 61, 21 ± 10, 79 61 1838 60, 49 ± 14, 04 61 7287 58, 36 ± 16, 18 60 N Minimum Maksimum 1 10 0 1 15 0 1 15 0 0 100 86 88 85 87 98 89 104 94 104 59 Çizelge 4.11’de görüldüğü gibi, endokrin, hematolojik, kas-iskelet, meme ve sinir sistemi kanserlerinin 40-50 yaş aralığında, diğer kanser türlerinin ise 50 ve üstü yaş aralığında olduğu görülmektedir. Ayrıca tüm vakalar ve kanser türleri için yapılan ikili karşılaştırma sonuçları Çizelge 4.14’te özetlenmektedir. Çizelge 4.12. Vaka- kanser türü karşılaştırma 2’li karşılaştırma çizelgesi 1-2 1-3 1-4 1-5 1-6 1-7 1-8 1-9 5-6 5-7 5-8 5-9 p 0, 001* 0, 001* 0, 001* 0, 001* 0, 001* 0, 001* 0, 001* 0, 001* p 0, 001* 0, 021* 0, 001* 0, 001* 2-3 2-4 2-5 2-6 2-7 2-8 2-9 p 0, 073 0, 058 0, 001* 0, 001* 0, 016* 0, 001* 0, 001* 3-4 3-5 3-6 3-7 3-8 3-9 P 0, 633 0, 001* 0, 001* 0, 866 0, 001* 0, 001* 4-5 4-6 4-7 4-8 4-9 p 0, 114 0, 001* 0, 798 0, 001* 0, 001* 6-7 6-8 6-9 p 0, 001* 0, 045* 0, 044* 7-8 7-9 P 0, 001* 0, 001* 8-9 P 0, 915 Çizelge 4.12’de, tüm kanser tiplerinin yaş için karşılaştırma sonuçları görülmektedir. P değerleri 0, 05’in altında bulunan tüm kanser tipi karşılaştırmalarında ilgili kanser tipleri arasında yaş bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Erkek vakalar için, 9 kanser türü arasında yaşlara göre, farklılığın incelenmesi amaçlı 2’li karşılaştırma testleri yapılmıştır (Çizelge 4.12). Çizelge 4.13. erkek vaka – kanser türü karşılaştırma 2’li karşılaştırma tablosu 1-2 p 0, 001* 2-3 p 0, 938 3-4 P 0, 126 4-5 p 0, 543 1-3 0, 001* 2-4 0, 113 1-4 0, 001* 2-5 0, 136 3-5 0, 211 4-6 0, 001* 3-6 0, 001* 4-7 0, 356 1-5 0, 141 2-6 0, 001* 1-6 0, 006* 2-7 0, 449 3-7 0, 704 4-8 0, 001* 3-8 0, 001* 4-9 0, 001* 1-7 0, 001* 2-8 0, 001* 1-8 0, 001* 2-9 0, 001* 3-9 0, 001* 1-9 0, 564 5-6 0, 259 6-7 0, 001* 7-8 0, 001* 8-9 0, 001* 5-7 0, 263 5-8 0, 308 6-8 0, 040* 7-9 0, 001* 6-9 0, 001* 5-9 0, 128 p p P p 60 Erkeklerde kanser türlerine göre yaşlar karşılaştırıldığında, erkeklerden kanser türleri arasında yaş bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür.(p=0, 001*). Çizelge 4.13’de erkek-kanser türü için yapılan ikili karşılaştırmalarda P değerleri 0, 05’in altında bulunan, ilgili kanser tipleri arasında yaş bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür. Kadın vakalar için, 9 kanser türü arasında yaşlara göre, farklılığın incelenmesi amaçlı 2’li karşılaştırma testleri yapılmıştır. Bu testlerin sonuçları aşağıdaki gibidir (Çizelge 4.13). Kadınlarda kanser türlerine göre yaşlar karşılaştırıldığında, kadınlarda kanser türleri arasında yaş bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür.(p=0, 001*). Çizelge 4.14. kadın vaka- kanser türü karşılaştırma 2’li karşılaştırma tablosu p p P p 1-2 0, 001* 2-3 0, 067 3-4 0, 287 4-5 0, 007* 1-3 0, 001* 2-4 0, 993 3-5 0, 005* 4-6 0, 001* 1-4 0, 001* 2-5 0, 001* 3-6 0, 001* 4-7 0, 484 1-5 0, 001* 2-6 0, 001* 3-7 0, 853 4-8 0, 001* 1-6 0, 001* 2-7 0, 055 3-8 0, 001* 4-9 0, 001* 1-7 0, 001* 2-8 0, 001* 3-9 0, 001* 1-8 1-9 0, 001* 0, 001* 2-9 0, 001* p p P 5-6 0, 001* 6-7 0, 001* 7-8 0, 001* 5-7 0, 046* 6-8 0, 531 7-9 0, 002* 5-8 5-9 0, 001* 0, 001* 6-9 0, 001* p 8-9 0, 001* Çizelge 4.14’te incelendiğinde, örneğin (3-9), ürogenital sistem kanserleri ileri yaşlarda görülürken hematolojik sistem kanserlerinin daha erken yaşlarda görüldüğü, yaş karşılaştırmasında anlamlı farklılığı anlatmaktadır. 61 Çizelge 4.15. her bir türün yaş grafikleri Kanser türleri ile yaş arasında ilişki var mı? Sorusunun yanıtını aramak amaçlı yapılan istatistiki araştırma sonuçları, grafiksel olarak özetlenmiştir (Çizelge 4.15). 62 Ayrıca bu grafiksel anlatımlar görselleştirilerek yaş haritaları oluşturulmuştur. Oluşturulan haritalar ilçe bazlı olup, ilçedeki vakaların yaş ortalamalarını da ifade etmektedir. Şekil 4.16. 2005 yılı yaş haritası Şekil 4.16’da görüldüğü üzere 2005 yılı için Ilgın, Hüyük vaka yaş ortalaması en yüksek ilçelerdir. Kulu, Karapınar ve Ereğli ilçelerinde de vaka yaş ortalamasının yüksek olduğu görülmektedir. 63 Şekil 4.17. 2006 yılı yaş haritası Şekil 4.17 2006 yılı yaş haritası incelendiğinde, İlin Kuzey doğu tarafında yaşlı kanser vakalarının benzerliği görülmektedir. Güney kısmında ise genç vakaların kümelendiği gözlenmektedir. Şekil 4.18. 2007 yılı yaş haritası 64 Şekil 4.18 2007 yılı yaş haritası incelendiğinde, İlin Kuzeybatı tarafında yaşlı kanser vakalarının benzerliği görülmektedir. Güney kısmında ve iç kısımlara doğru ise genç vakaların kümelendiği gözlenmektedir. Farklı olarak doğu kısmında da yaşlı vakaların varlığı görülmektedir. Yani Altınekin, Karatay, Çumra, Akören, Ahırlı ve Seydişehir ilçelerinde genç kanserli vakalar, Yunak, Tuzlukçu, Doğanhisar, Akşehir ve Ilgın ilçelerinde yaşlı kanserli vakalar çoğunluktadır. Şekil 4.19. 2008 yılı yaş haritası Şekil 4.19 2008 yılı yaş haritası incelendiğinde, İlin Kuzeybatı ve güneydoğu tarafında yaşlı kanser vakalarının benzerliği görülmektedir. Farklı olarak iç kısımlarda ve Güneybatı kısmında ise genç vakaların kümelendiği gözlenmektedir. 65 Şekil 4.20. 2009 yılı yaş haritası Şekil 4.20 2009 yılı yaş haritası incelendiğinde, İlin Kuzey, Batı ve Güneydoğu tarafında yaşlı kanser vakalarının benzerliği görülmektedir. İlin iç kısmında ise genç vakaların kümelendiği gözlenmektedir. Tüm yıllardaki vakalar incelendiğinde yaş dağılım haritası Şekil 4.21 de verilmiştir. Şekil 4.21. 5 yıllık yaş dağılım haritası 66 Şekil 4.21’de görülen harita incelendiğinde Kulu, Ilgın, Yunak Emirgazi, Ereğli, Karapınar, Bozkır ve Doğanhisar ilçelerinde kanser vakalarının ileri yaşlarda, Çumra, Çeltik, Hadim, Akşehir, Seydişehir ve Derebucak ilçelerinde ise kanser vakalarının genç yaşlarda çoğunluk gösterdiği gözlemlenmiştir. 4.5.1.3 Meslek-kanser ilişkisi Maden işleri ve kimyasal fabrikalarda çalışan ağır işçilerde kanser hastalığının mevcudiyeti bilinmektedir. Çalışma bölgesinde elde edilen kayıtlar yardımı ile her bir kanser türü ile meslek ilişkisi incelenmiştir. İnceleme ilçe bazlı yapılmıştır. Her bir ilçe için yapılan, kanser türü ile meslek ilişki sonuçları ekler bölümünde sunulmuştur. Çizelge 4.16. kanser türü-meslek Kanser Türü Tuzlukçu Cilt Sindirim Sinir Ürogenital 1 5 0% 0% 100% 0% 0% 0% 0% 20% Meslekler 6 100% 80% 0% 20% 8 9 0% 20% 0% 20% 0% 0% 0% 40% Toplam hasta 1 5 1 5 Çizelge 4.16 ‘da Tuzlukçu ilçesinde, hastalık ve meslekler arasındaki ilişki verilmiştir. Çizelge incelendiğinde %50 oranla tarım, hayvancılık ve av işleri ile uğraşan vaka sayısı yüksek çıkmıştır. 4.5.1.4 Kan bağı-kanser ilişkisi Çalışma bölgesinde elde edilen kayıtlar yardımı ile her bir kanser türünün, vakanın aile hikâyesi ile akrabalık derecesi irdelenmiştir. İnceleme ilçe bazlı yapılmıştır. Her bir ilçe için yapılan, kanser türü ile kan bağı ilişki sonuçları ekler bölümünde sunulmuştur. Aşağıdaki çizelge insidans oranı yüksek olan Bozkır ilçesindeki durumu özetlemektedir. Çizelgeye göre toplam kanser vakasından %56, 4 oranla kan bağı bulunmayan vakalar çoğunluğu oluşturmaktadır (Çizelge 4.17). 67 Çizelge 4.17. kanser türü-kan bağı a Ka nse r_Türü * KANBAGI Crosstabulation KANBAGI 0 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kans er_Türü % of Total ENDOKRIN SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total KAS-ISKELET Count % within Kans er_Türü % of Total MEME Count % within Kans er_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kans er_Türü % of Total SINIR Count % within Kans er_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kans er_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kans er_Türü % of Total Count % within Kans er_Türü % of Total 1 21 60,0% 10,4% 2 66,7% 1,0% 6 33,3% 3,0% 2 40,0% 1,0% 11 68,8% 5,4% 11 39,3% 5,4% 0 ,0% ,0% 34 72,3% 16,8% 27 56,3% 13,4% 114 56,4% 56,4% 2 3 8,6% 1,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 3 10,7% 1,5% 1 50,0% ,5% 2 4,3% 1,0% 0 ,0% ,0% 9 4,5% 4,5% 3 1 2,9% ,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 2 12,5% 1,0% 2 7,1% 1,0% 0 ,0% ,0% 2 4,3% 1,0% 3 6,3% 1,5% 10 5,0% 5,0% 10 28,6% 5,0% 1 33,3% ,5% 12 66,7% 5,9% 3 60,0% 1,5% 3 18,8% 1,5% 12 42,9% 5,9% 1 50,0% ,5% 9 19,1% 4,5% 18 37,5% 8,9% 69 34,2% 34,2% Total 35 100,0% 17,3% 3 100,0% 1,5% 18 100,0% 8,9% 5 100,0% 2,5% 16 100,0% 7,9% 28 100,0% 13,9% 2 100,0% 1,0% 47 100,0% 23,3% 48 100,0% 23,8% 202 100,0% 100,0% a. ilc e = Boz kir 4.5.1.5 Eğitim-Kanser ilişkisi Çalışma bölgesinde elde edilen kayıtlar yardımı ile her bir kanser türü ile vakanın eğitim durumu irdelenmiştir. İnceleme ilçe bazlı yapılmıştır. Her bir ilçe için yapılan, kanser türü ile eğitim durumu ilişki sonuçları ekler bölümünde sunulmuştur. Çzelge 4.18’de Doğanhisar ilçesi için kanser türü-eğitim arasındaki ilişki verilmiştir. Çizelge 4.18. kanser türü-eğitim Eğitim Kanser Türü Ahırlı Cilt Meme Sindirim Solunum Ürogenital 1 0% 0% 0% 33% 100% Toplam hasta 2 100% 100% 100% 67% 0% 2 1 2 3 1 Çizelge 4.18 incelendiğinde kanserli vakaların %73, 8 oranı ilköğretim düzeyindedir. 68 4.5.1.6 Kanser türleri-zaman ilişkisi Çalışma bölgesinde elde edilen kayıtlar yardımı ile her bir kanser türünün, çalışma bölgesi için zamansal değişimi incelenmiştir. Her yıl için yapılan, kanser türüilçe bazlı zamansal değişim sonuçları ekler bölümünde sunulmuştur. Aşağıdaki çizelge (Çizelge 4.19) 2005 yılı kadın ve erkek vakalar için, her kanser türünün ilçelere göre dağılımının, 2 boyutlu düzlemde grafik olarak sunuluşunu özetlemektedir. Çizelge 4.19 ‘da görüldüğü gibi, 2005 yılı için erkek vakalar ve ilçeler ilişkisi incelendiğinde, sinir sistemi kanserlerinin, Derbent, Halkapınar ve Akşehir ilçelerinde benzerlik gösterdiği, Yunak, Altınekin ve Hadim ilçelerinde bir kümelenme olduğu, Kadınhanı, Tuzlukçu, Ilgın, Kulu ilçelerinde Sindirim sistemi kanserlerinde benzerlik gösterdiği belirlenmiştir. 2005 yılı kadın vakalar ve ilçeler ilişkisi incelendiğinde, Seydişehir, Emirgazi, Güneysınır ve Hadim ilçelerinde kümelenmenin olduğu, Altınekin ve Ereğli ilçelerinde Sinir sistemi kanserlerinin benzerlik gösterdiği, Ahırlı ve Hüyük ilçelerinde Solunum sistemi kanserlerinin benzerlik gösterdiği belirlenen kümelenmeler arasındadır. 69 Çizelge 4.19. kanser türü-ilçeler grafiği 2005_Erkek Vakalar 2005_Kadın Vakalar 70 Kanser türlerinin ilçelere göre dağılımını görmek amaçlı oluşturulan kanser haritaları tematik olarak üretilmiştir. Şekil 4.22, 2005 yılı için Konya ili ve çevreesinde sıklıkla görülen kanser türlerini göstermektedir. Şekil 4.22. 2005 yılı kanser türleri Şekil 4.22 incelendiğinde Meram, Kadınhanı ve Altınekin ilçelerinde çoğunlukla Solunum Sistemi kanserlerinin varlığından, Karapınar, Ereğli, Ilgın, Tuzlukçu ve Derbent incelendiğinde Cilt kanser türünün varlığından söz edilebilir. Ancak haritalarda her yıla ait kanser sayısı oranları incelendiğinde nüfusu yoğun olan ilçelerde yüksek çıktığı görülmektedir. Bu durum o ilçede kanserin daha büyük tehdit oluşturulduğu anlamına gelemez. Doğal olarak nüfusu yüksek ilçelerden, vaka sayısının yüksek çıkması beklenebilir. Asıl doğru sonuç nüfustaki hastalık oranlarının incelenmesi olacaktır. Bu durumda insidans haritalarına yönelip, bu haritaları yorumlamak, daha yerinde sonuçları ortaya koyabilecektir. 4.5.2. İnsidans hesaplaması sonuçları Vaka sayısının Risk altındaki populasyona 100.0000 sayısında oranlanmasıdır. Çıkan değer Dünya Sağlık Örütüne göre 300’den yüksek ise dikkat çekilmelidir. Eldeki verilerle yapılan insidans hesaplaması sonucu, 2005 ve 2006 yılı verilerinde Bozkır ilçesinde bu oranın yüksek olduğu görülmüştür. 71 Çizelge 4.20. Konya ili ilçelere göre kanser insidansı(2005-2006) Dipnot: (vaka sayısı*100 000)/ilçe nüfusu 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait oluşturulan insidans değer çizelgeleri ise Ek 18’de sunulmuştur. Eldeki verilerle yapılan insidans hesaplaması sonucu insidası yüksek olan ilçeler tespit edilmiş bu ilçelere ait zamansal değişimler Çizelge 4.21’de çizelgeler halinde sunulmuştur. Her ilçedeki insidans oranlarının, mekansal olarak değişimleri zamansal değişim haritalarında oluşturulmuştur. 72 Çizelge 4.21. insidansı yüksek ilçeler BOZKIR Toplam Kadın Erkek 2005yılı 333.8739 326.3582 341.2969 2006yılı 724.9833 575.9263 872.2033 2007yılı 171.5854 108.6432 238.9255 2008yılı 161.3873 123.3274 201.5081 2009yılı 84.86906 94.85979 74.4186 HUYUK Toplam Kadın Erkek 2005yılı 188.8574 101.3171 265.252 2006yılı 188.8574 75.98784 287.3563 2007yılı 94.0046 71.2831 117.9245 2008yılı 62.8019 47.43383 78.74791 2009yılı 24.19433 9.441979 39.70223 DERBENT Toplam Kadın Erkek 2006yılı 161.2903 199.0899 127.421 CIHANBEYLI Toplam Kadın Erkek 2006yılı 174.8061 123.5122 223.4043 Şekil 4.23 incelendiğinde 2005 ve 2006 yıllarında kadın insidans oranları ilin batı kısımlarında yoğunluk göstermiştir. 2007-2009 yıllarında bu oran doğu kısımlarda batıya oranla yükselme eğilimindedir. Kadın vakalarda, istikrarlı bir oran değişimi gözlemlenmiştir. 73 Şekil 4.23: 2005-2009 yılları kadın vaka insidans değişimi 74 Şekil 4.24. 2005-2009 yılları erkek vaka insidans değişimi 75 Şekil 4.24 incelendiğinde erkek kanser vakalarındaki insidans oranları 20052006 yıllarında ilin batı kısımlarında benzerlik göstererek yüksek oranda seyretmiştir. 2007-2008 yıllarında iç kısımlarda ve doğuya yönelik oran artışları gözlemlenmiştir. 2009 yılında oran yine komşu ilçelerde benzeşme göstererek seyretmiştir. 2009 insidans 2008 insidans 2007 insidans 2006 insidans 2005 insidans Şekil 4.25. 2005-2009 yılları vaka insidans değişimi 76 Şekil 4.25’te görüldüğü gibi, tüm vakalardaki insidans oranlarının ilçe dağılımı gözlendiğinde, 2005 Yılında ilin batıdan kuzeye doğru ilçelerinde kümelenmeden bahsedilir. Derebucak, Beyşehir, Hüyük, Doğanhisar, ılgın, Kadınhanı ve Sarayönü ilçeleri insidans oranları birbirine yakındır. Her şey bir biriyle ilişkilidir. Yakın şeyler birbirleriyle daha ilişkilidir, tezi burada doğrulanmaktadır. İnsidans haritası ile arazi kullanımları, yükseklik durumları ve toprak kirliliği tematik haritaları örtüşme analizi ile incelendiğinde kanserin coğrafi ve çevresel özellikle ilişkisinde anlamlı bir kümenin varlığı sorusuna yanıt aranmış olacaktır. Önceki yıllara göre toplam, kadın ve erkek insidans oranlarındaki değişimler incelendiğinde Çizelge 4.22 elde edilmiştir. Her üç çizelgede p değeri 0,01 bulunarak yapılan incelemede, Çizelge 4.22. insidans değişim oranları Çizelge 4.22’de toplam, erkek ve kadın insidanslarını yıllara göre değişimlerinin anlamlı olarak artış gösterdiğini söylemektedir. P değerleri her 3 çizelge için de 0, 001 bulunmuştur. “OR” olarak ifade edilen katsayılar o yılın bir önceki yıla göre kaç kat risk faktörü olduğunu söylemektedir. Örneğin erkek insidansı tablosuna bakıldığında, 2006 yılı için 1, 57 değeri demektir ki, 2006 yılı 2005 yılına göre 1, 57 kat risk faktörü olarak çıkmıştır. Kısaca 2005’den 2009’a kadar olan toplam, kadın ve erkek insidanslarını incelediğimizde insidanslarda zamana bağlı bir artış söz konusu ve bu artış da istatistiksel olarak anlamlıdır. 77 4.5.3 Yaşa standardize nüfus ve insidans Yaş standardize edilen durumlarda, düzeltilmiş oranlar tek başına gerçek nüfusun hastalık riskini yansıtmaz. Bu durumda gerçek nüfusun ortalama hastalık riski kaba oranlarla belirlenmelidir. Ayrıca yaş düzeltilmiş oranların sayı değerlerinin, kullanılan standarda bağlı olması nedeniyle tek başına anlamlı olmamaktadır. Ek olarak, hastalığın zaman içindeki gelişimi incelenirken, bir yaş grubundaki hastalık oranlarında artış, başka bir yaş grubunda ise azalma var ise bu durum gözden kaçırılabilir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için, hastalık durumunun en yaygın görüldüğü yaş grubundaki değişikliklerin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda yaş düzeltilmiş oranlar, kaba oranlarla desteklenmelidir. Düzeltilmiş yaş oranları ile oluşturulan harita aşağıda gösterilmiştir. Harita tüm 5 yıllık vakalar üzerinden düzeltme yapılarak oluşturulmuştur. Buradaki amaç nüfustaki dağılımı oranlamak ve yanılgıyı ortadan kaldırmaktır. Çizelge 4.23’te yaş düzeltilmiş değerler verilmektedir. 15-24 25-34 35-44 45-54 55-64 65-74 75+D toplam d İlçeler 4201 4202 4203 4204 4205 4206 4207 4208 4209 4210 4211 4212 4213 4214 4215 4216 4217 4218 4219 4220 4221 4222 4223 4224 4225 4226 4227 4228 4229 4230 4231 -15 Çizelge 4.23. Yaş Düzeltme Tablosu 0 0 0.8 0 2 1.8 1.6 0.2 1.4 0 0 0 0 3.2 0.6 0 0 0.2 1 0.4 1.4 4.6 0.2 4.8 0 9.2 0.8 0 0 0 0.2 0 0 0.8 0 0.8 1 0.4 0.2 1.6 0 0.2 0 0 1.2 0 0.2 0 0 1.2 1 0.2 5.2 0.2 5.8 0.2 7.8 0.4 0 0 0 0.6 0 0 1.4 0.2 1.6 0.2 1 0.2 2.6 0.2 0 1.2 0.4 2.2 0.2 0 0 0.2 1.2 0.2 1.6 9 0.4 5.4 0.6 17 1.4 0.2 0 0 0 0 0.4 1.6 1 3.4 2 3.4 0 4.2 0.2 0.2 0.2 0.2 6.4 0.4 1.2 0 1.6 4.6 2.2 3.6 21.8 0.8 17 2 35.8 3.4 0.2 0.2 0 0.8 0.2 1 12.2 2 8.8 8.2 6 0 9.6 1.4 2.4 1.8 0.6 10.4 1 2 0.4 1.6 7.2 3.8 7.4 41.2 1.6 47.6 4.4 79.4 8.2 0.8 0.2 0.2 0.8 0.2 0.4 18.8 2.4 12.2 10 9.6 0.2 12.2 1.2 1 5.8 2 15.8 2.8 4.2 0.2 3.8 15 7.8 9.2 64.4 2 58.6 8.2 107.2 10.6 0.6 0.2 0 2.4 0.6 0.6 11.4 1.2 10.4 15 10 0.2 14.6 1.8 2 7 0.6 13.2 2 2.8 0.4 3.2 17.4 5 7.6 56.8 3.6 56.6 4.4 85.4 13.4 1.4 1.6 0 1.8 0.6 0.8 8.6 0.6 5.2 3.6 6.4 0.4 9.8 1 0.8 4.4 0.2 9.2 1 2.2 0 3 3.8 3.6 4.2 33.6 3.6 35.6 2.6 49.8 7 1 0.4 0 0.4 1.6 3.2 55.6 7.4 44.4 41.8 38.4 1.4 56 5.8 6.6 20.4 4 61.6 8 12.6 1 13.6 51.4 24 35.2 236.6 12.4 231.4 22.4 391.6 45.2 4.2 2.6 0.2 7 78 Önce her ilçenin kanser sayıları yaş gruplarına göre toplanarak ortalamaları alınmıştır. İlçelerin 5 yıllık ortalama nüfuslarını da herbir satıra ekleyerek haritalanacak kanser sayısını Formül (3.3) ve Formül (3.4) kullanılarak yaş düzeltilmesi yapılmış kanser hasta sayısı elde edilmiştir (Çizelge 4.24). Çizelge 4.24. Standardize edilmiş nüfusla İnsidans Şekil 4.26. düzeltilmiş yaş oranları haritası 79 Yaş düzeltilmesi yapıldıktan sonra, hastalık oran dağılımı merkez ilçelerde, Bozkır, Akşehir ve Ereğli ilçelerinde yoğunluk göstermektedir (Şekil 4.26). 4.5.4 Baz istasyonu analiz sonuçları Literatürlerden edinilen bilgilerin ışığında kanser, manyetik alan ilişkisinin varlığından söz edilmektedir. Derived Bu amaçla, her ilçedeki baz istasyon sayısı dağılımı Stimulus Configuration haritalandırılmış, istatistiksel olarak da insidansla ilgisi analiz edilmiştir. Euclidean distance model 0,3 VAR7 VAR23 VAR24 0,2 VAR31 Dimension 2 VAR5 0,1 VAR4 VAR16 VAR22 VAR11 VAR28 VAR18 VAR10 0,0 VAR14 VAR8 VAR17 VAR27 VAR6 -0,1 VAR26 VAR2 VAR1 VAR15 VAR12 VAR25 VAR20 VAR21 VAR30 VAR13 VAR29 VAR9 VAR19 VAR3 -0,2 -6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 Dimension 1 Şekil 4.27. Baz istasyon sayıları Şekil 4.27’deki grafikte, bölgeler baz istasyonu ile kanser sayılarına göre 2 boyutlu düzlemde gösterilmiştir. Elde edilen sonuç doğrultusunda Var24 (Karatay) ve Var22 (Meram) bir grupta, Var26(selçuklu) ‘nın bu ilçelerden ayrı gruplandığını, Var7 (Cihanbeyli), Var23(Kulu), Var5(Beyşehir) ve Var31(Yunak) ‘ın ayrı gruplandığını, diğer ilçelerin de kendi içinde bir gruplama olduğu (tabi buraya kadar bahsettiğimiz diğer ilçeler kadar belirgin değil) görülmektedir. Her bir yıl için baz istasyonu sayısı ile toplam, kadın ve erkek insidansları incelenmiştir. Çizelge 4.25. Baz istasyonu- insidans değişim oranları 2005 Baz ist. 2006 Baz ist. 2007 Baz ist. 2008 Baz ist. 2009 Baz ist. Toplam ins. r=0, 235 p=0, 219 Toplam ins. r=0, 358 p=0, 062 Toplam ins. r=0, 455* p=0, 010 Toplam ins. r=0, 552* p=0, 001 Toplam ins. r=0, 609* p=0, 001 Kadın ins. r=0, 106 p=0, 598 Kadın ins. r=0, 290 p=0, 150 Kadın ins. r=0, 389 p=0, 055 Kadın ins. r=0, 448* p=0, 017 Kadın ins. r=0, 561* p=0, 003 Erkek ins. r=0, 030 p=0, 881 Erkek ins. r=-0, 012 p=0, 953 Erkek ins. r= 0, 220 p=0, 242 Erkek ins. r= 0, 318 p=0, 086 Erkek ins. r= 0, 464* p=0, 011 80 Çizelge 4.25’te görüldüğü üzere, 2005 ve 2006 yılları için baz istasyonları ile kanser vakaları arasında istatistiksel olarak bir ilişki saptanmamıştır. 2007 yılı verilerine bakıldığında. toplam insidans ile baz istasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Aralarında pozitif yönde orta derecede bir korelasyon mevcuttur (r=0, 455; p=0, 010). 2008 yılı verilerine bakıldığında, toplam insidans ve kadın insidansı ile baz istasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiden söz etmek mümkündür. Bakıldığında ilişkinin kuvveti 2007’ye göre biraz daha fazladır. Aralarında pozitif yönde orta derecede bir korelasyon bulunmuştur. 2009 yılı verilerine bakıldığında ise, toplam insidans, kadın insidans ve erkek insidans oranları ile baz istasyonu ilişkilidir. 3 insidans değeri de baz istasyonu ile orta derece pozitif korelasyona sahiptir. Yine ilişkinin şiddetini incelediğimizde 2009 yılındaki ilişkilerin bir önceki yıla göre daha şiddetli olduğu görülmektedir. Bu da yıllara göre insidans artışının anlamlı olduğu sonucunu destekler bir sonuçtur. 2009 yılı için toplam insidansa bakıldığında r=0, 609 olduğundan R2=0, 370 elde edilir., 2009 yılına ait kanser insidansının %37’sini baz istasyonları ile açıklanabilir. Bu durumun normal olduğu düşünülmüştür. Şekil 4.28. Baz İstasyonu Tematik haritası Şekil 4.28’de görüldüğü üzere nüfusu yoğun büyük ilçelerde istasyon sayısı daha fazladır. Kanser sadece baz istasyonlarından kaynaklanmaz, pek çok dış etmenden de 81 etkilenir. Ama tüm bunlardan daha çok aile öyküsü ve genetik yapı ile de alakalıdır. Ülkemizdeki gsm teknolojisinin geçmişine bakarsak 15 yıllık bir geçmişi olduğunu görürüz. Tıpta bu süre dış etkenlerin kansere etkilerini görmek için çok kısadır. Aşağıdaki haritada, baz istasyonlarının ilçelere göre yoğunluğu gösterilmiştir. 4.5.5 Örtüşme analizleri sonuçları Pek çok değişkenle oluşturulan, haritalar, mekânsal analizle irdelenmiştir. İlk olarak arazi kullanımı ve nikel kirliliği haritaları üst üste çakıştırılarak incelenmiştir. Şekil de gösterilmektedir. Şekil 4.29: Toprak Kirliliği ve Arazi Kullanım Haritası Harita incelendiğinde, nikel kirliliğinin, çoğunlukla sulanmayan ekilebilir alanlarda mevcut olduğu gözlemlenmektedir. Yine şekildeki haritayı incelediğimizde, baz istasyonlarının da sulanmayan ekilebilir alanlarda yoğunluk teşkil ettiği görülmektedir. 82 Şekil 4.30. Baz İstasyonu ve Arazi Kullanım Tematik haritası Şekil 4.30’daki harita incelendiğinde, baz istasyonlarının genellikle meralar üzerinde yerleştiği görülmektedir. Şekil 4.31. Arazi Kullanımı- Toprak Kirliliği- Baz İstasyonu Tematik haritası 83 Her üç değişkenin üst üste çakıştırılması analizi ile elde edilen, harita Şekil 4.31’ de gözlenmektedir. Bu haritaya göre, baz istasyon sayılarının merkez ilçelerde yoğunluk gösterdiği, baz istasyonlarının, arazi örtü sınıfındaki dağılımında önemli bir durumun dikkati çekmediği ve nikel kirlilik oranlarının büyük çoğunlukla sulanmayan ekilebilir alanlarda var olduğu dikkat çekmiştir. Şekil 4.32. Arazi Kullanımı-İnsidans haritası Arazi kullanım haritası ile 2005 yılı insidans oranı örtüşme analizi ile izlendiğinde, insidansın yüksek görüldüğü yerlerin çoğunlukla mera arazileri üzerinde olduğu görülmüştür (Şekil4.32). Şekil 4.33. Sulanmayan Ekilebilir Alanlar-İnsidans haritası 84 Bir diğer analizde ise her bir arazi sınıfı seçilerek insidans oranları ile örtüşmeleri incelenmiştir (Şekil 4.33). Şekil 4.34’te resmedilen haritada, sulanmayan ekilebilir arazi sınıfındaki insidans oranları gözlenmektedir. Buna göre yine komşu ilçelerdeki benzeşmeler dikkat çekmektedir. Şekil 4.34. Bitki Değişim Alanları-İnsidans haritası Bitki değişim alanları ile insidans oranları örtüşme analizinde dikkat çekici bir farklılık gözlemlenmemiştir. Bitki değişim alanlarının çoğunlukla ilçenin batı kısmında yer teşkil ettiğini ve komşu ilçelerde benzeşmeler olduğu görülmektedir. Ancak kanser insidans oranlarında benzeşmesi görülmemektedir. 85 Şekil 4.35. Güneşlenme Şiddeti-Cilt Kanseri Haritası Şekil 4.35’te gösterilen Güneşlenme haritası ile cilt kanserli vakalar örtüşme analizini gösterir harita incelendiğinde, merkez ilçelerde hasta sayısının yüksek ancak güneşlenme şiddetinin ortalama olduğu görülmektedir. Bu da güneşlenme şiddetinin cilt kanserleri üzerinde etkinliğinin bu haritada aktif olmadığını göstermektedir. Şekil 4.36. Solunum sistemi Kanserleri 2005-Toprak Kirliliği haritası 86 Şekil 4.36 verilen harita incelendiğinde, Derebucak, Beyşehir ve Yalıhüyük ilçelerinde, toprak kirliliği ile 2005 yılı solunum sistemi kanserlerinin yoğunluk göstermesi dikkat çekmektedir. Şekil 4.37. 2005 İnsidans-Toprak Kirliliği haritası Şekil 4.37’deki harita incelendiğinde, ilin batı kesimlerinde Akşehir ve Tuzlukçu ilçeleri, doğuda Ereğli ilçesinde kuzeyde Akören, Hadim, Güneysınır ilçeleri toprak kirliliği ile 2005 yılı insidans oranlarının yoğunluk göstermesi dikkat çekmektedir. 4.6 Mekânsal İstatistik Mekansal İstatistikle Satscan programında komşuluk analizleri irdelenmiş, Geoda programıyla görselleştirilmiştir. Mekansal İstatistikle hastalıkların dağılımlarındaki benzerliğin varlığını ölçmek için kullanılan mekansal otokorelasyon yaklaşımı, ilçe merkezi coğrafi koordinatları seçilmiştir. Buna göre her ilçenin merkezi enlem ve boylamından ağırlık matrisleri oluşturularak ilçeler arası mesafeler ölçülmüştür. Otokorelasyon testlerinde oluşturulan hipotezler genellikle şu şekildedir; H0: Bir olgunun varlığı başka olguların lokasyonlarından bağımsızdır. HA: Bir olgunun varlığı başka olguların lokasyonlarına bağlıdır. 87 Oluşturulan hipotezin doğruluğu mekansal istatistikte kullanılan testlerle irdelenmiştir. Mekansal otokorelasyonu ölçen global indeksler Moran I ve Geary C uygun yazılımlarla kullanılmıştır. Ayrıca veriler Spss yazılımı, Lisa Testi, ArcGIS ile de incelenmiştir. 4.6.1 GeoDa Yazılımı ile Moran I Testi Formülde verilen Moran I indeksin alacağı değer, korelâsyonun varlığını ortaya koymaktadır. (4.1). I >O pozitif mekânsal otokorelasyon I<O negatif mekânsal otokorelasyon mevcuttur denilebilir. n: bölge sayısı ----------- N:31 X i: i. bölgedeki oran ---------X1:Ahırlı İlçesi Kanser Vakası/Ahırlı Nüfusu X j: j. bölgedeki oran---------- X j Örn Bozkır İlçesi Kanser Vakası/Bozkır Nüfusu W ij: bölge i ve bölge j arasındaki bağlantının gücünü gösteren ağırlık matrisi Wİ: İlçe merkez koordinatlarının oluşturmuş olduğu uzaklık matrisi 88 Çizelge 4.26. İlçe merkez koordinatları Çizelge 4.26’da kullanılan ağırlık matrisi için, ilçe merkezi coğrafi koordinatlarının değerleri görülmektedir. Bu değerler kullanılarak uzaklık matrisleri oluşturulmuştur. Şekil 4.38. Moran I Değeri 89 Çıkan bu değer, ilçeler arasında benzerlik olduğunu göstermektedir. Grafiğin [+.+] ve [-, -] olduğu noktalar komşularıyla benzerlik gösteren ilçelerin varlığını ifade etmektedir. Şekil 4.38’de, I indeks değeri pozitif çıktığından, mekansal otokorelasyon mevcuttur diyebilmekteyiz. Elde edilen sonuçlar GeoDa yazılımı kullanılarak harita oluşturulmuştur. Oluşturulan harita, Şekil 4.39’da gösterilmiştir. Şekil 4.39. Komşusuyla benzerlik gösteren ilçeler Şekil 4.39’daki harita 2005 yılı kanser durumlarına göre irdelenmiştir. Bu duruma göre Meram, Selçuklu, Karatay ve Çumra ilçelerinde pozitif otokorelasyondan bahsedilmektedir. Bu istatistikler her yıl için elde edilmiş ve eklerde sunulmuştur. Moran I’nın istatistiksel anlamlılığı, standartlaştırılmış normal dağılım istatistiği z ile değerlendirilmiştir. Burada z değeri, (4.2). ile hesaplanmıştır. Formül 4.2’de, z değeri pozitif ise: olgular benzer olmaya eğilimli (kümelenme olabilir). z değeri negatif ise: olgular ayrık olmaya eğilimli (kümelenme olmayabilir). 90 z değeri yaklaşık 0 ise: olgular mekân üzerine rastgele dizilmişlerdir seklinde yorumlanmıştır. Şekil 4.40. Z Değeri hesaplanması 91 Z değeri pozitif çıkmıştır (Şekil4.40). Bu sonuç 2005 yılı kanser vakalarındaki mekansal dağılımında kümelenmenin, benzer olmaya eğilimli sonucunu doğurur. 4.6.2 Global Geary C yöntemi Benzerlik gösteren ilçeler kümesi incelendiğinde, beklenen değerleri ve gerçek değerleri karşılaştırılmıştır (Şekil 4.41). Şekil 4.41. Geary C Değeri hesaplanması Örneğin, Bozkır ilçesi ele alındığında vaka sayısı nüfusuna ve komşu ilçelerine göre 7, 7 beklenirken, 135 olarak görülmektedir. Burada risk değişkenleri etkenliği araştırılmıştır. Şekil 4.42. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi Şekil 4.42 incelendiğinde Selçuklu, Karatay ilçelerinde beklenen ve gözlemlenen vaka sayıları benzerlik göstermektedir. Aynı zamanda bu ilçeler birbirlerine komşu ilçeler olduğundan, bu benzerlik aykırı gelmemektedir. 92 4.6.3 Genel G(d) istatistiği G istatistiği mekânsal alanda yüksek değerlerin (olguların) mi yoksa düşük değerlerinin mi kümelendiğinin tespitinde kullanılmasıdır. Genel G istatistiği, kritik uzaklıklar içine düsen genel mekânsal birliktelik değerlerinin çarpımsal ölçüsünü veren bir istatistiktir. Elde edilen sonuçlarla, GeoDa yazılımı kullanılarak harita oluşturulmuştur. Oluşturulan harita, Şekil 4.43’te gösterilmiştir. Şekil 4.43. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi Haritaya göre, benzerlik gösteren ve vaka sayısının yüksek beklendiği Büyükşehir İlçeleri görülmektedir. Farklı olarak Halkapınar ilçesinde düşük olguların varlığı kümelenmiştir. 93 Şekil 4.44. Yüksek ve düşük değerlerin olduğu ilçeler Şekildeki haritada ise Bozkır ilçesinde düşük olgu kümesi beklenirken yüksek olgu kümelenmesi dikkat çekmektedir (Şekil 4.44) 4.6.4 LISA testi ve sonuçları LISA testi ile oluşturulan haritaya göre yine Bozkır ilçesinde yüksek insidans oranın varlığı gözlemlenmiştir. Büyükşehir ilçelerinde, birbirine benzerlik görülmektedir. Düşük oranlardaki insidans değerleri, ilin doğu bölgesinde benzerlik göstermiştir. Şekil 4.45. Benzerlik gösteren ilçeler kümesi 94 GeoDA programında oluşturulan haritaya göre, ilin batısı ve güneyinde artan bir oran saptanmıştır (Şekil 4.45) 4.6.5 Mekansal analiz sonuçlarının irdelenmesi Hatasız bir test yapılması mümkün olmayacağından tüm çalışmalarda olduğu gibi kümelenme çalışmalarında da bir miktar yanılma riski vardır. Bu yanılma riski (a) çalışmadan istenen güven düzeyi ile ilişkili olup bu çalışmada (a) = 0.05 alınmıştır. Bir testin güven düzeyi 1−a olup bu çalışmada yapılan uygulamalarda güven düzeyi 0.95 olarak alınmıştır. %95 güven düzeyi için z a = 1.96 ve za= - 1.96 ‘ya eşit olup test sonuçları bu değerlerle karsılaştırılıp sıfır veya alternatif hipotezin kabullenebilirliliği hakkında neticeye varılmıştır. Şekil 4.46. Z değeri çizelgesi Moran I, kümelenen değerlerin yüksek mi ya da düşük değerler mi olduğu hakkında bilgi vermez. Uygulamada yüksek mi ya da düşük mü olan değerlerin kümelenmesi hakkında bir fikir sahibi olabilmemiz için Getis-Ord General G yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem daha çok High/low clustering adı altında geçmekte olup çalışma alanında ne tür değerlerin kümelendiği yani sıcak nokta veya soğuk noktalarının bölgede bulunup bulunmadığı hakkında araştırmacıya bilgi verir. Moran I yönteminde olduğu gibi bu yöntemde de test istatistik değeri ile z değeri hesaplanmıştır (Şekil 4.46). 95 Şekil 4.46’da görüldüğü gibi hesaplanan Z değeri, Za değerinden (1.96) büyük ise yüksek değerlerin bölgede en fazla %5 yanılma olasılığı ile kümelenmiş olduğunu ve aynı şekilde hesaplamalar sonucu elde edilen Z değeri, Za değerinden küçük ise (1.96) düşük değerlerin bölgede en fazla %5 yanılma olasılığı ile kümelenmiş olduğunu kabul edilir. Diğer bir ihtimal ise z değerinin 0 değerine yakın olması durumudur, o zaman da olguların bölge içerisinde rastgele dağıldığını anlamlı bir kümenin mevcut olmadığını kabul edilir. Burada Z değeri Meram İlçesi için 0’a yakın çıkmıştır. Bölge içerisinde olgunun varlığı rastgele dağılım göstermektedir. 4.7 Kanser Dağılımı Mekansal Kümeleme Analizleri 4.7.1 SPSS ile kümeleme Çalışma bölgesi için mevcut veriler, SPSS yazılımı kullanılarak regrasyon analizi ile irdelenmiştir.(Çizelge 4.27, Çizelge 4.28, Çizelge 4.29) Analiz için, ● Kansere etki eden çevresel faktörler her ilçe için tespit edilememiş, ● Eldeki tüm değişkenlerin dolu olduğu ilçe sayısı 14-8’ olarak belirlenmiştir. Çizelge 4.27. SPSS Veri Girişi Çizelge 4.27 Spss yazılımı veri girişini vermektedir. Bağımsız değişken olarak, ortalama basınç ve güneşlenme süresi seçildiğinde, bağımlı değişken olan kanser vaka sayısına etken dereceleri, regrasyon analizi uygulaması sonucu Çizelge 4.28 görülmektedir. 96 Çizelge 4.28. Değişkenlerin Hasta Sayısında Etken Dereceleri Çizelge 4.28’ e göre elde edilen regrasyon denklemi; Hasta Sayısı= 0, 748Baz İstasyon Sayısı+0, 103Güneşlenme Saati+0, 115 Ortalama Basınç (4.3) Denklem 4.3’te, oluşan modelde, baz istasyon sayısı ile hasta sayısı arasında kuvvetli bir ilişkiden söz edilebilir. Ancak, güneşlenme saati ve ortalama basınç değerlerinin etken dereceleri çok düşük olduğundan, hasta sayısı ile ilişki varlığından söz edilemez. 97 Çizelge 4.29. Değişkenlerin İnsidans OranındaEtken Dereceleri Çizelge 4.29’da oluşturulan Regrasyon analizi incelendiğinde, R2= 0.604 olarak görülmektedir. Bu değer yükseldikçe analizin doğruluğu kanıtlanmaktadır. 98 Çizelge 4.30. Değişkenlerin İnsidans OranındaEtken Dereceleri Bağımsız değişkenler olarak, güneşlenme saati, ortalama basınç, baz istasyon sayısı, nüfus ve hasta sayısı ele alınmıştır. Her bir değişkenin insidans oranınındaki etki derecesi aşağıdaki denklem (4.4)’teki, modelde formülüze edilmiştir. İnsidans oranı= 0, 307Bazİstasyon Sayısı+0, 082 Güneşlenme Saati+0, 409Ortalama Basınç-0, 001 Nüfus+1, 291 Hasta Sayısı (4.4) Şeklinde elde edilmiştir. 99 Çizelge 4.31. Nikel Değeri ile etken dereceleri: Çizelge 4.31’de görüldüğü gibi, oluşturulan modelde, regrasyon analizine nikel değeri eklenerek inceleme yapılmıştır. Nikel değerinin 0, 030 olduğu çizelgeda görülmektedir. Bu durumda insidans oranında nikel değerinin etken olmadığını ortaya koymaktadır. 100 Çizelge 4.32. 2009 vakaları kümeleme Herbir hastalık türü ile SPSS ile yapılan kümeleme analizinde, ilçeler kanser türlerine göre 4 kümeye bölünmüştür. Çizelge 4.32 incelendiğinde, Meram ilçesinin tek başına bir küme oluşturduğunu, Selçuklu ve Karatay ilçelerinin aynı kümede olduğunu, Akşehir, Beyşehir, Cihanbeyli, Çumra, Ereğli, Ilgın, Karapınar, Kulu ve Seydişehir ilçelerinin aynı kümede olduğunu ve diğer ilçelerin de birlikte küme oluşturduğunu görmekteyiz. Çizelge 4.33 incelendiğinde 1 nolu kümede 19 ilçe, 2 nolu kümede 1 ilçe(Selçuklu), 3 nolu kümede 2 ilçe(Meram ve Karatay) ve 4 nolu kümede 9 ilçe olduğu görülmektedir. 101 Çizelge 4.33. İlçe Kümeleri 102 SPSS ile yapılan küme analizi sonuçları iki boyutlu görüntülenmiştir. Kümeler Pearson uzaklık testi ile incelenerek dendogram oluşturulmuştur (Şekil 4.47) Şekil 4.47. Küme Dendogram görüntüsü Şekil 4.47 incelendiğinde, 2009 verileri %85 benzerlik oranında renkli gruplar oluşturduğu görülmektedir. Örneğin 1 ve 17 nolu ilçeler aynı gruptadır. 103 Çizelge 4.34. SPSS küme Çizelgesi Çizelge 4.34 incelendiğinde, kanser türleri, insidans oranları, baz istasyon sayısı, hasta sayısı ve nüfuslar arasında birbirine benzerlik gösteren kümeler oluşturulmuştur. 4.7.2 SatScan ile kümeleme Mekansal istatistikle Satscan programında komşuluk analizleri irdelenmiş, GeoDA programıyla görselleştirilmiştir. Şekil 4.48. Verilerin Sisteme Girişi 104 Şekil 4.48’deki her bir ilçe, kodlarıyla, oransal ortalama nüfuslarıyla ve 20052009 vaka sayıları ile şekilde görüldüğü üzere, programa aktarılmıştır. Şekil 4.49. Satscan Analizi Şekil 4.49’da görüldüğü üzere, seçilen istatistik Poisson istatistiğidir. Alansal verilerde bu istatistik türünün daha doğru sonuçlar verildiği saptanmıştır. İleri analiz özellikleri ile, Nüfus oranlaması yaplarak, yazılımda kullanılmak üzere toplam nüfusun %50 sinin altı çıkartıldı. Çizelge 4.35 incelendiğinde, satscan ile 4 küme oluştuğu gözlenmektedir. Birinci küme, Bozkır ilçesi, ikinci küme, Akşehir, Tuzlukçu, Doğanhisar, Ilgın, Hüyük, Yunak, Derbent, Kadınhanı, Beyşehir, Çeltik, Sarayönü, Selçuklu, Derebucak ilçeleri, üçüncü küme, Cihanbeyli ilçesi ve dördüncü kümeyi de Çumra ilçesi oluşturmaktadır. Yine kümelenmeden de anlaşılacağı üzere, ilin batı kısımlarında benzerliklerden bahsetmek mümkündür. 105 Çizelge 4.35. Satscan ile oluşan Küme 4.7.3 ArcGis ile kümeleme Kanser vakası üzerinden Arcgis ile kümeleme yapıldığında, Z değerinin negatif olduğunu Şekil 4.50’de görmekteyiz. Negatif değerin anlamı olguların ayrık olduğu şeklindedir. 106 Şekil 4.50. Arcgis ile Kümeleme z değeri pozitif ise: olgular benzer z değeri negatif ise: olgular ayrık z değeri yaklaşık 0 ise: olgular mekân üzerine rastgele dizilmişlerdir Şekil 4.51. Herbir ilçenin” Z”değeri Şekil 4.51’de görüldüğü üzere Halkapınar, Ereğli ilçesi Z değerleri 0’a yakındır. Bu durumda, olguların mekân üzerinde rastgele dizildiklerinde bahsetmek mümkündür. Tuzlukçu, Ilgın, Kadınhanı, Doğanhisar, Hüyük, Beyşehir gibi ilçelerin Z değeri pozitiftir. Bu durumda Satscan ile yapılan kümelemedekine benzer sonuçlar görülmektedir. Pozitif değer, olguların benzer olduğunu göstermektedir. 107 5. TARTIŞMA Bu tezde, çağımızın en ölümcül hastalıklarından biri olan “kanser hastalığı”nın çevresel nedenlerini ● İzlemek, ● Çözümlemek, ● Kontrol etmek ve/ veya azaltmak amacı ile yapılan kapsamlı bir çalışma yapmak hedeflenmiştir. CBS yardımı ile Konya merkez ilçe ve ilçelerini kapsayan bölge için, kanser hastalığını baz alan epidemiyolojik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada 31 ilçesi bulunan Konya İlindeki kanser vakalarının sayısı, ilçe nüfuslarındaki oranlarıyla (İnsidans) incelenerek mekân ve hastalık ilişkisi Coğrafi Bilgi Sisteminden (CBS) faydalanarak haritalarla görselleştirilmiştir. 2005–2009 yılları arası Konya iline ait kanser vakalarının mekânsal ve zamansal olarak dağılımı incelenmiş ve çevresel faktörlerin etkisi incelenmiştir. İlin jeoloji haritası, arazi kullanım haritası, topografik eş yükseklik haritası, güneşlenme şiddeti haritası, baz istasyon dağılımı haritası ve maden haritaları altlık olarak kullanılarak kanserin mekânla ilişkisi araştırılmıştır. Kanser hastalarının yaşı, cinsiyeti, eğitimi, mesleği ve kan bağı gibi beşeri bilgileri birbirleriyle ve mekânla olan ilişkileri istatistiksel olarak incelenmiştir. Konya ili kanser kayıtları veri tabanına aktarılmadan önce, düzenlemeye sokulmuştur. Elde edilen veriler hastanın yaşı, cinsiyeti, mesleği, kan bağı, kanser türü adresi ve doğum yeri şeklinde sekiz başlıkta listeler haline getirilmiştir. Elde edilen toplam 7298 kanserli vakanın 4284 adeti erkek hasta, 3014 adeti ise kadın hasta olarak tespit edilmiştir. Kanser türleri Cilt, Endokrin Sistem, Hematolojik Sistem, Kas İskelet Sistemi, Meme, Sindirim Sistemi, Sinir Sistemi, Solunum Sistemi ve Ürogenital sistem kanserleri olarak 9 gruba ayrılmıştır. Çalışmanın yapılacağı bölge olan Konya merkez ve ilçelerinin coğrafi durumu incelenerek iklimi, çevresi ve ilçe özellikleri hakkında bilgi edinilmiştir. İlçelerde bulunan hastalığa etki edebileceği düşünülen tesisler araştırılmıştır. 2005–2009 yılları arası vaka sayılarının, her yılki nüfustaki oranları araştırılarak karakteristikler tespit edilmiştir. 2005 yılı nüfusu Türkiye 2000 yılı genel nüfus sayımına göre alınmış, takip eden yıllarda ise Adrese Dayalı Nüfusu Kayıt Sistemine (ADNKS) göre tespit edilen nüfus 108 ile orantılanmıştır. Her bir oran her ilçe içinde kadın ve erkek vakalarda ayrı ayrı oluşturulmuştur. Mekânsal olarak ilin Topografik haritası, arazi kullanım haritası, maden haritası, toprak kirliliği haritası ve güneşlenme şiddeti haritaları oluşturulmuş, Kanser kayıtları veri tabanı ilişkilendirilmiştir. Kanser vakalarının dağılışında hastaların hastaneye beyan ettikleri adresler dikkate alınarak, bu adresler kullanılarak mekânsal konumlandırma yapılmıştır. Çalışmada kanser hastalığı ıle elde edilen sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir. ● Her bir kanser türünün ayrı ayrı incelenmesi sonucunda, cilt, endokrin sistem, meme, solunum sistemi ve ürogenital sistem kaynaklı kanserlerin kadın ve erkeklerde görülme yüzdeleri farklılık göstermektedir. Cilt, endokrin sistem, meme kanserleri kadınlarda, solunum ve ürogenital sistem hastalıkları erkeklerde daha fazla gözükmektedir. Kısacası cinsiyet bu kanser türleri için bir risk faktörüdür. ● Konya ilinde, ürogenital sistemi kanseri ilk sırada gelmektedir. 7298 kayıtın 1840 tanesi ürogenital sistemi kanserli hastadan oluşmaktadır. Selçuklu ve Bozkır ilçelerinde sıklıkla rastlanmaktadır. Bozkır ilçesinde genç nüfusun büyük kentlere göç etmesi nedeniyle, ilçe nüfusunun yaş ortalamasının büyük olduğu görülmektedir. Ürogenital sistem kanseri genel olarak yaş ortalaması yüksek olan kişilerde görülen bir kanser türüdür. ● İncelemeler sonucu tespit edilen kanser türlerinden sindirim sistemi kanserleri 1489 kişide tespit edilmiştir. Sindirim sistemi kanserini arttırıcı faktör olarak bilinen yeme alışkanlığı, tüketilen gıdalar gözden geçirilmelidir. Çoğunlukla Selçuklu ilçesinde rastlanmıştır. Selçuklu ilçesinde üretilen gıda kontrollerinin sık sık yapılması gerekmektedir. ● Solunum sistemi kanseri 1302 vakada tespit edilmiştir. Sıklıkla Karatay ve Ereğli ilçelerinde görülmektedir. Ancak nüfusa oranlarsak Hüyük ilçesi yüksek bir orana sahip olmaktadır. Karatay ilçesi küçük sanayi ve turizm bölgesidir. İlçede, akciğer kanseri riski faktörlerinden olan sanayi atıkların olabileceği büyük sanayi tesisleri mevcut değildir. Bu oranın yüksek olması kişililerin beslenme alışkanlıklarına bağlanabilir. Ereğli ilçesinde ise topraktaki kansere direkt etkisi ispatlanmış asbest oranı oldukça yüksek bulunmaktadır. Özellikle civar köylerde tarımcılık ve hayvancılıkla uğraşan kişilerin bu hastalığa daha çabuk yakalanma riskinin yüksek olduğunu fark ediyoruz. Hüyük ilçesinde göze çarpıcı bir etken olmamakla birlikte yine kişinin 109 beslenme alışkanlığına bağlayabiliriz. Tütün tüketiminin erkeklerde kadınlara oranla daha fazla olması hastalığı arttıran etkenlerdendir. Kayıtlarımızda 1302 vakanın 1096’sının erkek vaka olduğu gözlemlenmiştir. Kadın vakası ise sadece 206 adettir. Genel istatistiğe bakıldığında erkeklerde tütün kullanım alışkanlığının kadınlara göre daha fazla olduğu ve tütün kullanımının bu tür kanserlerde risk faktörü olduğu bilindiğinden, bu sonuç şaşırtıcı çıkmamaktadır. Hava kirliliğini de göz önüne alırsak yine merkez ilçelerde sıklıkla görülmesi muhtemeldir. Ancak Konya hava kirliliği ölçümü gün geçtikçe aza inmektedir. Doğal gaz kullanımına yönelmek ivedi şekilde devam etmelidir. ● 7298 kaydın 962 tanesi cilt kanseri hastasından oluşmaktadır. Yoğun olarak görülen ilçeler Selçuklu, Karatay, Meram ve Bozkır’dır. Selçuklu ilçesi Konya ilinin sanayi merkezi sayılabilir. Ancak cilt kanserine sanayi atıklarının bir etkisi olduğu bilinmemektedir. Cilt kanseri riski faktörleri, güneş ışınlarına maruz kalmak olarak söylenebilir. İklim olarak Konya ili karasal yapıdadır. Bu da yaz mevsimlerinin kurak geçmesi anlamına gelmektedir. Kayıtlarımız nisan ve eylül ayları arası tespit edilen kayıtlardır. Bu da yaz döneminde bu kanser türünün tespitine neden olmaktadır diye düşünülebilinir. Bozkır ilçesinde ise halk, tarıma elverişli arazi sayısının az olmasından dolayı genel olarak okumaya yönlendirilmiştir. Buradaki nüfusa oranla sayının fazla olması bir nedene bağlanamamaktadır. ● Hematolojik sistemi kanser hastaları kaydı 613 adettir. Genel olarak yaş ortalaması küçük hastalar tespit edilmiştir. Yine nüfusla doğru orantılı olarak artış Selçuklu ve Meram ilçelerinde görülmektedir. ● Meme kanseri büyük çoğunlukla kadın hastalarda görülen bir kanser türüdür. Kayıtlarımızın 586 adetini oluşturmaktadır. Genel olarak 50 yaş üstü kadınlarda tespit edilmiştir. Yoğunluk olarak Meram ilçesinde rastlanmıştır. Kanser riskini artıracak faktörler konusunda değinilen ekonomik gelir düzeyi yüksek aile kadınlarında görülme sıklığının fazla olması, Meram ilçesinde genel olarak yüksek gelirli kesimin bulunmasıyla bağdaştırılabilinir. ● Sinir sistemi kanseri kayıtları 167 adettir. Kas-İskelet sistemi kanseri kayıtları ise 123 adettir. Bu sayılar diğer kanser türleriyle kıyas edilirse oldukça düşüktür. Hastalığı tetikleyen nedenler hava kirliliği, gürültü kirliliği gibi etkenlerdir. Özellikle yoğun trafiğin yaşandığı merkez ilçelerde sıklıkla rastlanması kaçınılmazdır. 110 ● Endokrin sistemi kanser hastaları kaydı 216 adettir. Selçuklu ve meram ilçesinde sıklıkla tespit edilmiştir. Troid ve Mediasten kanser türleri bu sisteme dahil edilmiştir. Neden-sonuç ilişkisi yapılamamıştır. ● Aynı zamanda yapılan analizlerde kan bağının olmaması dikkat çekmektedir. Bu hastalığın bir kez daha genetik etkenlerden sadece %15 etkilendiğini görülmüştür. ● Vakaların çoğunluğunun eğitim durumu ilkokul seviyesinde, mesleki durumları genellikle tarım ve hayvancılık olarak tespit edilmiştir. Kanserin gelişimi ile ilgili değerlendirmeler ise istatistiksel metotlarla irdelenmiştir. Çalışmanın öznitelik verileri istatistiksel analizlerinde SPSS 13.0, EpiInfo7 ve Minitab 14.0 paket programları kullanılmıştır. Çalışmada farklı istatistiki testler uygulanmış, benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Yapılan mekansal istatistlik ve analiz sonuçları aşağıdaki şekilde özetlenebilir. ● Baz istasyon sayılarının ilçelere göre dağılımını belirten tematik haritayla kanser vaka sayıları karşılaştırılmıştır. 2009 yılı için toplam insidansa baktığımızda r=0, 609 olduğunda R2=0, 370 elde ederiz bu da demektir, 2009 yılına ait kanser insidansının %37’sini baz istasyonları ile açıklayabiliriz. Bu durumun normal olduğu düşünülmüştür. Çünkü kanser sadece baz istasyonlarından kaynaklanmaz, pek çok dış etmenden de etkilenir. Ama tüm bunlardan daha çok aile öyküsü ve genetik yapı ile de alakalıdır. Ülkemizdeki gsm teknolojisinin geçmişine bakarsak 15 yıllık bir geçmişi olduğunu görürüz. Tıpta bu süre dış etkenlerin kansere etkilerini görmek için çok kısadır. ● 2005 ve 2006 yıllarında kadın insidans oranları ilin batı kısımlarında yoğunluk göstermiştir. 2007-2009 yıllarında bu oran doğu kısımlarda batıya oranla yükselme eğilimindedir. Kadın vakalarda, istikrarlı bir oran değişimi gözlemlenmiştir ● Erkek kanser vakalarındaki insidans oranları 2005-2006 yıllarında ilin batı kısımlarında benzerlik göstererek yüksek oranda seyretmiştir. 2007-2008 yıllarında iç kısımlarda ve doğuya yönelik oran artışları gözlemlenmiştir. 2009 yılında oran yine komşu ilçelerde benzeşme göstererek seyretmiştir. ● Her iki cinsiyette, insidans değişimleri incelendiğinde, 2005 Yılında ilin batıdan kuzeye doğru ilçelerinde kümelenmeden bahsedilir. Derebucak, Beyşehir, Hüyük, Doğanhisar, ılgın, Kadınhanı ve Sarayönü ilçeleri insidans oranları birbirine yakındır. Bozkır ilçesi, 2005 ve 2006 yıllarında yüksek insidans oranına sahipken bu oran 2007, 2008 ve 2009 yıllarında oldukça düşük gözlemlenmektedir. İdari bölünüşe göre kanser türlerindeki farklılıklar mekansal olarak komşuluk ilişkileriyle analiz edilerek sonuçlar incelenmiştir. Birbirine komşu ilçelerde vaka 111 oranında, kanser türünde herhangi bir benzerliğin varlığı araştırılmıştır. Komşu ilçelerde vakalarda kümelenmenin ya da kanser türlerinde benzerliğin durumları incelenerek sonuçlar ortaya konmuştur. ● Komşu ilçelerdeki insidans oranlarının, kanser sayılarının, kanser türlerinin benzerlikleri dikkat çekmiştir. Yapılan kümeleme analizlerinde de birbirine komşu ilçelerin aynı kümede var olduğu görülmüştür. Her şey bir biriyle ilişkilidir. Yakın şeyler birbirleriyle daha ilişkilidir, tezi burada doğrulanmaktadır. ● Arazi kullanım haritası ile 2005 yılı insidans oranı örtüşme analizi ile izlendiğinde, insidansın yüksek görüldüğü yerlerin çoğunlukla mera arazileri üzerinde olduğu görülmüştür. ● Baz istasyon sayılarının merkez ilçelerde yoğunluk gösterdiği, baz istasyonlarının, arazi örtü sınıfındaki dağılımında önemli bir durumun dikkati çekmediği ve nikel kirlilik oranlarının büyük çoğunlukla sulanmayan ekilebilir alanlarda var olduğu dikkat çekmiştir. ● Güneşlenme haritası ile cilt kanserli vakalar örtüşme analizi ile izlendiğinde, merkez ilçelerde hasta sayısının yüksek ancak güneşlenme şiddetinin ortalama olduğu gözlemlenmektedir. Bu da güneşlenme şiddetinin cilt kanserleri üzerinde etkinliğinin bu haritada aktif olmadığını göstermektedir. ● Arazi kullanım haritası ile insidans oranı örtüşme analizi ile izlendiğinde, insidansın yüksek görüldüğü yerlerin çoğunlukla mera arazileri üzerinde olduğu görülmüştür. ● Yükseklik haritası incelendiğinde, güney batı kesimlerinin yüksekliğinin daha fazla olduğu gözlenmektedir. İnsidans oranlarıyla yükseklik haritası örtüşme analiziyle incelendiğinde topografyanın yüksek olduğu bölgelerde hastalık oranlarında yüksek oluşu dikkat çekmektedir. ● Kirlilik oranı yüksek noktalarda solunum sistemi kanserlerinin varlığı araştırılmıştır. İlin batı ve güney batı kısımlarında, solunum sistemi kanserlerinin, kirlilik oranı yüksek noktalarla, örtüştüğü gözlenmiştir. 112 5.1. Çalışmada Karşılaşılan Kısıtlar Sağlık verilerinin düzgün bir veritabanı üzerinde tutulmamış olması, adres bilgilerindeki eksiklikler çalışmanın kısıtlarındandır. Konya ilinde tutulan kanser kayıtları adres verisi, idari sınırı, ilçe birimidir. Daha detaylı çalışmaların yapılabilmesi kayıt adreslerinin mahalle hatta sokak bazında olabilmesi beklenmektedir. Çevresel faktörler arasında sayılan hava kirliliği ve su kirliliği gibi etkenlerin her ilçe için detaylı kayıtlarının tutulmaması, kapsamlı bir çalışmayı olumsuz olarak etkilemektedir. Konya’da Hava Kalitesi izleme 2000-2006 yılları arasında Konya’nın 5 ayrı bölgesinde kurulu bulunan İl Sağlık Müdürlüğü’ne ait 5 adet istasyonda 24 saatlik SO2 ve PM ölçümleri ile gerçekleşmiştir. İstasyonlar Aydınlıkevler, Mevlana, Nalçacı, Zafer ve Meram Yaka’ da yer almaktadır. 2006 yılından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi’nce biri Mevlana biri Selçuklu olmak üzere tam otomatik iki adet istasyondan ve 2007 yılı itibari ile de İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne ait biri Horozluhan diğeri Meram bölgesinde kurulu bulunan iki adet istasyondan alınan verilerle Konya’da hava kalitesi izlemesi devam etmektedir. Bu çalışmadaki diğer 29 ilçe hava kirliliği değerleri elde edilen 2 istasyon sonuçlarıyla değerlendirilmeye alınamamaktadır. Konya Büyükşehir Belediyesi 2006 yılı içerisinde teknik ve yönetsel faaliyetlerin kolaylaştırılması, kentin etkin yönetimi ve karar-destek yapısının daha güçlü duruma getirilmesi adına Kent Bilgi Sistemi’ne (KBS) geçişi çalışmalarına başlamıştır. Verilerin toplanması aşamasında Konya kent bilgi sisteminde kullanılan sayısal kent haritasından faydalanmak istenildiyse de bazı bürokratik sorunlar nedeniyle haritalar elde edilememiştir. Kurumlardaki bürokratik engeller, aynı bölgenin haritalarının aynı amaç doğrultusunda ihtiyaç olmasına rağmen tekrar tekrar oluşturularak harcanan emek ve zaman kaybı çalışmada üzücü ve düşündürücü bir kısıttır. Konya Büyükşehir Belediyesinden, Konya adına yapılacak faydalı bir çalışmaya maalesef altlık olarak destek sağlanamamıştır. Oysaki örnek çalışmalardaki başarının temeli bilginin paylaşımıyla artarak devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerde var olan kanserli hasta ve yakınlarına psikolojik destekli sivil toplum kuruluşları ülkemizde örnek olarak aktif şekilde kullanılamamaktadır. Bu kuruluşlarda toplanan hastaya ait, beslenme alışkanlığı, sigara alışkanlığı, mesleği, aile hikâyesi gibi kişisel bilgiler ülkemizde eksikliği hissedilen sınırlı verilerdendir. Kanser, “bildirimi zorunlu hastalıklar listesi”ne alınmış olmasına rağmen ülkemizde gerçek kanser İnsidansı hiç bilinmemektedir. Ülkemizdeki düşüklüğün 113 göreceli nedenleri; nüfusun bazı gruplarının sağlık hizmetlerinden yararlanamaması, bazı hastanelerin tanı olanaklarının kısıtlı olması, sosyo kültürel nedenlerle bazı kişilerin sağlık kurumlarına gitmekten kaçınmaları, ülkemizde şüpheli olmayan ölümlerden otopsi yapılmaması nedeniyle kansere bağlı ölümlerin az saptanması, kayıt, arşiv ve dokümantasyon sistemlerindeki yetersizlik olarak sıralanabilir. Mutlak düşüklüğün nedenleri ise; karsinojenlere maruziyetin daha az olması, diyet alışkanlıkları ve genetik faktörler gibi araştırılması gereken konulardandır. 5.2 Epidemiyolojik Çalışmada Yol Haritası Epidemiyolojik çalışmalarda, oluşturulacak yol haritasının, halk sağlığı alanına katkı sağlayacağı umulmaktadır. Bu doğrultuda, sağlık hizmetlerine yeni bir vizyon getirilebilecek ve disiplinler arası çalışmalarda yol gösterici olacaktır. Önerilen bir yol haritası için işlem adımları aşağıda özetlenmektedir; (Çizelge 5.1). Çizelge 5.1: Epidemiyolojik Çalışmada Yol Haritası I. AŞAMA MEVCUT DURUM ANALİZİ SORUNLAR GEREKSİNİMLER II. AŞAMA KURUM BELİRLEME Vizyon Misyon Amaç YÖNETİCİ KURUM YARDIMCI KURUMLAR III. AŞAMA IV. AŞAMA V. AŞAMA VERİ SETLERİNİN BELİRLENMESİ Standartların tespiti Toplama yöntemleri UYGULAMA Birlikte çalışılabilirlik Süreklilik sağlanması Örnek pilot proje uygulaması DEĞERLENDİRME Sonuçların İzlenmesi Öneri geliştirme İLGİLİ PERSONEL ÇALIŞMA GRUPLARI Çizelgeden görüldüğü üzere, oluşturulacak yol haritası için yapılacaklar özetlenirse, ● Mevcut durum analizi yapılarak, sorunlar ve gereksinimler tespit edilmelidir. ● Epidemiyolojik çalışmalarda yer alacak kurumlar belirlenmelidir ● Epidemiyolojik çalışmalar için kullanılacak veri setleri belirlenmeli, standartları oluşturulmalı ve pilot projelerle izlenmelidir. ● Öncelikli olarak eksikliklerimizin ne olduğu tespit edilmelidir. I.Aşamada bahsedilen durum analizi için, mevcut sistemdeki sorunlar, birbirine benzer olup; aşağıdaki şekilde özetlenmiştir. Verilerin elde edilmesinde ve sürekliliğindeki mevcut güvensizlik, verilerin karar mekanizmalarında kullanılmasını engellemektedir. 114 Kişilerin sağlık kayıtları devlet güvencesi altında net bir şekilde tutulamamakta ve sağlık kurumlarında tutulan düzensiz dosyalar da bazen arşivlerde kaybolmaktadır. Hasta kaydı için temel standartlar geliştirilememiş olup farklı uygulamalar entegre bir veri analizini mümkün kılmamaktadır. Bugüne kadar bilgi sistemlerinin kullanımı tamamen kayıt toplama ve depolama aşamasında kalmış ve böyle olduğu için de bilgi sistemlerinin asıl fonksiyonu olan verinin bilgiye dönüştürülmesi, analiz edilmesi, bu bilginin kullanılması ve yönetime destek olması gibi faydaları sağlanmamıştır. Bu tür bir çalışmada pek çok disiplin bir arada bulunmalıdır. Sistemi oluşturacak, işletecek, verilerin paylaşımını sağlayacak ve sistemi sürürecek sorumlu bir birimin kurularak, teknolojiyi yakından takip eden deneyimli kişi ve kuruluşlardan danışmanlık hizmetleri alınarak sistematik işleyiş gerçekleştirilmelidir. Tüm bu disiplinlerle ortaya çıkartılan çalışmalar güçlü ve doğru çalışmalar olacaktır. Çizelge 5.2. Kurumsal Yapı Özeti YÖNETİCİ KURUM Eylemin gerçekleştirilmesi için gerekli alt yapıyı ve/veya işbirliği ve koordinasyonu sağlayacak görevli kuruluş, YARDIMCI KURUMLAR Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Sağlık Bakanlığı İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri İl Sağlık Müdürlükleri Çevre ve Orman Bakanlığı İLGİLİ PERSONEL Sorumlu kuruluşun eylemi gerçekleştirmek üzere çalışmaya davet ettiği ve çalışmayı işbirliği ve koordinasyon içersinde birlikte yürüttüğü kişi-kişiler, Uzman Doktorlar Sağlık Personeli Harita Mühendisi Belediyeler Toprak ve Su işleri Enstitüsü Diğerleri v.b Coğrafyacı Gıda Mühendisi Ziraat mühendisi Anketör Çevre Mühendisi Kimya Mühendisi Sosyolog Jeoloji Mühendisi Biyolog İstatistik uzmanı Bilgisayar Mühendisi(Veritabanı yönetim uzmanı) uzmanları eklenebilir II. Aşamada bahsedilen sağlık epidemiyolojisi için, kurumsal yapı özeti Çizelge 5.2’de özetlenmektedir 115 III. Aşamada, ifade edilen veri setlerinin belirlenmesi ve toplanması aşaması en önemli aşamadır. Epidemiyolojik çalışmaya konu olan hastalığa göre veriler farklılıklar gösterebilir. Örnekte kanser hastalığı ele alınmıştır ve ona ilişkin veri grupları ifade edilmiştir. Kanser hastalığına etki eden faktörler, 3 grupta ele alınmıştır. Elde edilecek veriler içerisinde çevresel faktör verileri mekansal epidemiyoloji için önemli bir değişken olarak göz önüne alınmalıdır. Genetik faktörler Aile Hikâyesi Kan Grubu Çizelge 5.3. Elde Edilecek Veriler Davranışsal faktörler Beslenme Alışkanlığı Tütün kullanımı Çevresel faktörler Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Jeolojik Yapı Topografik Yapı Çevresel Faktörler: Hava, Su ve Toprak kirliliği şeklinde başlıklarda incelenebilmektedir. Hava Kirliliği: SO2 (Kükürtdioksit) ve PM(partiküler madde) tüm dünyada, hastalıklarla ilişkisi bilinen ve doğrulanan bu maddelerin ölçümü için her alanda istasyonlar kurulmalıdır. Her ilde 2 ya da 3 istasyon bulunmaktadır. Bu istasyonlardan alınan değerler tüm şehre mal edilecek değerler olmamalıdır. Çünkü her kurulan istasyon noktasındaki şehir donatıları, topografik konum, trafik akışı farklılık göstermektedir. Bu yanılsamayı ortadan kaldırmak için gezici izleme istasyonları devreye girmelidir. Ya da sabit istasyon sayıları arttırılarak tüm şehrin hava kalitesi doğru yorumlanmalıdır. Su Kirliliği: Sularda bulunan minerallerin miktarları insan sağlığında etkendir. Halkın su tüketiminin denetlenmesi için Belediyelerin yapmış olduğu Hane Halkı anketlerine, kişilerin su tüketim kaynakları soruları eklenmelidir. Şehir şebekesinden mi yoksa hazır sulardan mı kullandığı yanıtları aranmalıdır. Şehir şebeke suların kontrolü için de İl Sağlık Müdürlüğünce belirli periyotlarda numuneler alınarak kontrolden geçirilmelidir. Toprak Kirliliği: Toprakta doğal olarak bulunan elementlerin sınır değerleri üzerine çıkmasıyla, yaşanılan bölgede kişiler üzerinde hastalık etkisi tespiti doğrulanmıştır. Belirli aralıklarda Toprak ve Su işleri Enstitüsünün bu verileri veritabanı olarak kayıt altında tutması gerekmektedir. Aynı zamanda bu topraklarda yetişen ziraat tarım ürünlerinde denetimlerin yapılması önem arz etmektedir. 116 Jeolojik Yapı: Tıbbi Jeolojinin kanserle ilişkisi Kanserle Savaş Daire Başkanlığı alt kurulu olarak Sağlık Bakanlığınca resmiyet kazanmıştır. Araştırıcılar bölgeye ait kanserojen elementler veri tabanında bulundurulmalıdır. Topografik Yapı: Topografik konumun hastalıkla ilişkisi bazı çalışmalarda vurgulanmıştır. Yüksek yerlerin ya da alçak yerleşimlerin su drenajıyla, hava kirliliği ve rüzgar yönüyle etkisi düşünülürse, şehir planlaması yapılırken bu durumlar göz önüne alınmalıdır. Kanser hastalığı ile ilgili, genetik ve davranışsal değişkenlere ilişkin verilerin toplanmasında, anket en uygun veri toplama metodu olarak düşünülebilir. Anketler farklı düzendeki sağlıkla ilişkili konularla ilgili olabilir. Sağlık anketleri sağlıkla ilgili davranışları, psikososyal iyi olmayı, beslenme düzeyini, stresi ve bireysel özellikleri, aileyi ve sağlığı etkileyen çevre koşullarını araştırır. Anketler ile risk faktörleri, kronik koşullar ve sağlık hizmetlerinden yararlanma ait bilgiler de toplanmalıdır. Ulusal araştırmalarla toplanan bilgiler mekansal olarak analiz edilebilir ve haritalandırılabilir durumda olmalıdır. Anket standart halk sağlığı veritabanından daha geniş bir perspektifte sağlık durumunu sergilerler. Çoğu anket yanıtlayanlarla ve diğer sağlık veri tabanları ile bağlantı kurmada gerekli olduğu için adres bilgisini içermelidir. IV. ve V. aşamalarda tasarlanan epidemiyolojik çalışma için birlikte çalışılabilirlik ve sonuçların izlenmesi irdelenmiştir. Epidemiyolojik çalışmayı, tek bir meslek grubunun gerçekleştirmesi beklenemez. Yapılacak çalışmada tüm meslek disiplinleri bir arada hareket etmelidir. Amacı yerine getirmede Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak yapılan kanser veya seçilecek hastalık için vakaların mekansal analizleri ve dağılım haritaları, hastalığın kontrolünde ve mücadelede gerekli önlemlerin alınmasında etkin rol oynayacaktır. Küme araştırmaları sonucunda kümelerin ortaya çıkması ile kıt olan kaynaklar devlet ve yerel sağlık birimlerince daha etkin bir şekilde kullanılabilir, kümeler yardımıyla hastalığın nedenlerine dayalı epidemiyolojik hipotezlerin kurulmasına yardımcı olarak bu konuda ayrıntılı araştırmalar yapılabilir. Bu yönüyle de, ülkemizdeki son 10 yıl içerisinde Hükümet Programlarında altı çizilen e-devlet olma ve bilgi toplumu olabilme amacına bağlı olarak, çalışmanın Sağlık Bakanlığı’na yönelik olarak kanser vakaları analizinde ve değerlendirilmesinde temel bir taş olması hedeflenmiştir. Çalışma ile kurumlarda standart bilgi kullanımını oluşturmanın ve standart bilgi ile koordinasyonun oluşturulmasında kaynakların etkin kullanılmasının sağlandığı ve bilginin 117 güncel tutulmasının e-devlet ve bilgi toplumu olma gibi hedefleri içeren bir yapıda örnek teşkil etmesi nedeniyle, çalışma e-devlet olma alanında ülkemiz öncelikleri arasındadır. Sağlık epidemiyolojisinde başarılı sonuçlar elde etmenin gerekleri aşağıda özetlenmektedir. ● “Sağlık Bilgi Sistemine” ihtiyaç vardır. ● Sağlık envanterinin oluşturulması, bireylerin tıbbi kayıtlarının korunması, sağlık uygulamalarındaki verilerin toplanması amacıyla Sağlık Bilgi Sisteminin standartları belirlenmelidir. ● Sayısal ve sözel veritabanlarının ve içeriklerinin profesyonelce tasarlayarak, güncelleştirme mekanizması sağlanmalıdır. ● Sağlıkla ilgili politikaların belirlenmesinde, önceliklerin belirlenmesinde, önlemlerin alınmasında, sağlık hizmetlerinin kalitesinin değerlendirilmesinde, bilimsel araştırma ve çalışmalarda kullanılmak üzere yeterli veri toplayacak ve işleyecek bir sistemden söz edilmelidir. ● Temel odağımız insan olduğundan, birlikte çalışabilirlik ve her kurumdan veri toplama özenli bir şekilde gerçekleştirilmelidir. 118 6. SONUÇ VE ÖNERİLER Çalışmada amaç, Konya ve ilçelerinde çevresel faktörler ve kanser türleri arasındaki ilişkinin araştırılması olarak belirlenmiştir. Kanser vakalarının coğrafî ve zamansal dağılışının betimlenmesi, haritalayarak kanser vakalarının kümelenmesinin ortaya konması, kanser vakalarının kümelenmesi üzerine çevresel faktörlerin etkisinin incelenmesidir. Örneklem kapsamında kullanılacak Konya ilindeki 31 ilçeyi kapsayan çalışma ile kanser vakalarının tespitine yönelik bir Karar Destek Sistemi (KDS) oluşturularak, önerilerin geliştirilmiştir. Öncelikle kanser türleri sınıflanmıştır. Bu sınıflamalar veri tabanına uygun bir biçimde, tablolar halinde oluşturulmuş ve alınan ham veriler CBS yazılımında kullanıma uygun hale getirilmiştir. Sisteme veriler aktarılmadan önce aktarılması gereken değişkenler tasarlanmıştır. Seçilen değişkenler aşağıda özetlenmektedir. ● Bağımlı değişken - Kanser hastalığı (9 tür altında toplandı) ● Bağımsız değişkenler - Genetik faktörler (kan bağı varlığı) - Çevresel faktörler (Hava kirliliği, toprak kirliliği, su kirliliği ölçüm değerleri temin edilecek). - Beşeri faktörler (2009-2010 yıllarına belirlenen hastalara uygulanacak anketler) Çalışma kapsamındaki işlem adımları a) Anketlerin hazırlanması ve kanser hastalığına ilişkin verilerin(kayıtların) takibi b) Veritabanı oluşturma c) Kanser veritabanı ile mekânsal veritabanının CBS ile entegrasyonu d) Kanser insidanslarının belirlenmesi ve görselleştirme e) Komşuluk ilişkilerinin irdelenmesi f) Vakaların beşeri faktörleri – ilçelerdeki dağılımlarının analizleri g) Kanser vakalarının ve türlerinin ilçe sınırları dâhilinde zamansal dağılımının yapılması h) Örtüşme analizleri ı) Sonuç haritalarının yorumlanması Buna göre çalışmanın alt problemleri aşağıdaki şekilde sorgulanmıştır; ● Mekândaki kanser durumlarını inceleme 119 ● Çevresel değişkenler ile kanser insidans dağılımı arasında ilişkiyi inceleme ● İdari bölünüşe göre kanser dağılımındaki durumu inceleme ● 5 yıllık zaman periyodundaki kanser durumlarını inceleme Adımları ile CBS’deki analiz yöntemleri yardımıyla Konya ili kapsamında detaylı bir çalışma gerçekleştirilmiştir. 2009-2010 yılları arası Meram Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’ne verilerek, hastalar ya da yakınları tarafından cevaplandırılması istenmiştir. Ancak 12 aylık süreçte 112 anket formu toplanmış, ancak tüm soruların cevaplanabildiği anket sayısı 68 olarak elde edilmiştir. Dolayısıyla çalışmada bu anket verileri analizlere dahil edilememiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar tartışma bölümünde ayrıntılı şekilde verilmiştir. Bilgi teknolojilerinden üst düzeyde faydalanabilmek için bilgi altlıklarımızın doğru ve kesin şekilde tutulmuş olması gerekmektedir. Bilgilerin güncelliğini koruyabilmesi için bu konuda uzman olarak çalışan kişilerin sistem içine dahil edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de kanser kayıt merkezlerinin kurulmuş olması ve bu sayının gitgide artması sevindirici bir olaydır. Kanser kayıt merkezlerine gelen kayıtlar özel bir anket formatında gönderilmektedir. Ancak bu kanser kayıt formlarının eksiksiz doldurulması gereklidir. Hastalıkların dağılımında etkili olan etkenler ve insanlar değişik bölgelerde değişik nedenlerle karşımıza çıkmaktadır. İnsanları hastalık etkenleri ile karşılaştıran süreç de coğrafi değişkendir. Özellikle kanser nedeni olan asbest ve eriyonit içeren kayalar ile bunların alterasyonundan oluşmuş olan zeminler yerleşime açılmamalıdır. Bu gibi mevcut yerleşim birimleri de iskândan arındırılmalıdır. Bu tür yerleşime açılacak olan zeminlerin, insan sağlığını tehdit eden ve hastalıklara neden olabilecek element, mineral, zehirli gazlar vb. yönünden araştırılması yasal olarak uygulanır hale getirilmelidir. Yüksek insidansa sahip alanların tanımlanmasının birçok faydası vardır. Yerleşimin olmadığı bir alanda hiçbir vaka gözlemleyemeyiz. Yerleşmelerin dağılımın takip etmek hastalık örüntüsü açısından her zaman doğru bir görüş değildir. Hastalıkların coğrafi dağılışı nüfusun coğrafi dağılışı tarafından her zaman açıklanabilir. Aynı vaka dağılışı farklı nüfus dağılışlarında saklı olabilir. Alanların oranlarını hesaplamadan önce tanımlayıcı ve tanımlayıcıların oranlarını kurallara bağlandığı ya da kurala bağlanmış mesafe ölçütleri ile sınıflama analizlerinin yapıldığı alanlar için Tanımlayıcı ve sayıcıların dağılışının birleşimini görmenin önemini vurgulamaya ihtiyaç vardır. 120 İlçeler arasında diğer türlerde farklı oranda tespit edilen kanser türlerinin risk faktörleri tespit edilerek önlem alınmalıdır. Konya ili ve ilçeleri için oluşturulan kanser haritaları görsel anlamada kullanıcılara fikir verecek, bu konuda uzman olarak çalışan sağlık elemanlarına yardımcı bir altlık olacaktır. CBS’yi sağlık alanına entegre etmeden önce Türkiye’de hayata geçirilmeye çalışılan Sağlık Bilgi Sistemi’nin (TSBS) irdelenmesi gerekmektedir. Çünkü Bilgi Sistemini oluşturan temel desteklerden biri olan veri toplama ve analiz, ancak verinin standart hale gelmesiyle etkin hale gelecektir. Kompleks yapısı nedeniyle, sağlık bakım ortamı fazlasıyla heterojen bir veri işleme ihtiyacına sahiptir. Sağlık bilgisinin tutulması, sağlık bilgi değişimi, güvenlik, elektronik hasta kayıtları ile kâğıt dosya sistemine dayalı tıbbi kayıt sisteminin uyumu, enformasyonun kurum içerisinde ve kurumlar arasında paylaşılması, farklı sistemlerin entegrasyonu, en önemlisi karar destek sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması için standartlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle sağlık alanında veri standardını ülkemiz adına gerçekleştirmek için hasta ve hastane kayıtlarının düzenli bir şekilde tutulmuş ve arşivlenmiş olması gerekmektedir. Halk sağlığı için CBS, verileri görselleştiren ve analiz etmeyi mümkün kılan güçlü araçlardır. Ancak bu gücü kullanabilmek için, sistem içinde temel olan verilerin standart hale getirilmiş olması gerekmektedir. Daha iyi bilgi daha iyi kararlara götürmektedir. Bilgiler karar verme yetkisindeki kişilerin ilgilerinin verileri anlamasından çok gerçek konulara odaklanmasını sağlayacak şekilde derli toplu ve açık biçimde sunulabilir. Çünkü CBS verileri çabucak üretilebilir, ayrıca birden çok senaryo amaca uygun bir şekilde değerlendirilebilir. Bu çalışma, ileride sağlık alanında yapılacak daha kapsamlı çalışmalara ilk adım olarak düşünülmektedir. Mesleklerarası çalışmaların sonuçları, görselleştirilmiş olarak sunulan haritalar ve istatistiksel sonuçlar ve oluşturulan lejantlarla, profesyonel olmayan kullanıcılara, fikir vereceği düşünülmektedir. Ayrıca sağlık alanında karar vericilere, hastalık tespiti ve gerekli önlemlerin alınması konusunda hız ve zamansal anlamda katkı sağlayabileceği beklentiler arasındadır. 121 KAYNAKLAR Akgül, A (2003). Tıbbi Araştırmalarda)İstatistiksel Analiz Teknikleri “SPSS Uygulamaları” (2. Baskı). Emek Ofset Ltd. Sti., Ankara. Alpar, R (2003). Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemlere Giriş 1 (2. Baskı). Nobel Yayın Dağıtım Ltd. Sti . Ankara. Altman, D., G (1992). Practical Statistics for Medical Research. Chapman and Hall, London. Anselin, L (1995) “Local ındicators of spatial association – LISA”, Geographical Analysis, 27, 93-115. Applied Biomathematics. CAST, cluster analysis in space and time, 2.0. Setauket, NY: Applied Biomathematics, 1993. Aronoff, S. 1989. Geographic Information Systems: A Management Perspective. Ottawa, Canada : WDC Publications Atabey, E. 2005. Tıbbi Jeoloji. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, 88, 194s. Bailey TC. Spatial Istatistical methods in health. Cad Saude Publica. 2001; 5: 10831098. Balmes, J.R., Fine, J.M., Sheppard, D., (1987) “ Symptomatic bronchoconstriction after short-term inhalation of sulfur dioxide”, Am. Rev. Respir. 136-1117. Barış, Y.I. 1987. Asbestos eriyonit related chest diseaes. Semih Ofset Matbaacılık Ltd. Ankara, Turkey, 169s. Barış, Y.I. 2002. Türkiye’de asbest ve fibröz zeolit (eriyonit) ile ilgili akciğer hastalıkları. In: “Beslenme, Çevre ve Kanser Sempozyumu Bildiri özetleri”, 31 Mart- 3 Nisan, Ankara, 22-23. Barış, Y.I., 2003b. “Anne bana kerpeteni getir” Anadolu’nun bilinmeyen akciğer ve karın zar kanseri. Bilimsel Tıp Yayınevi, Ankara, 224s. Barış, Y.I., 2003a. Let’s this doctor as a hostage. Design and Production Amazon AB. Printed in Sweden, April, 2003. 128s. Baysal G. “İzmir ilindeki dizanteri verilerinin CBS ile analizi” Toksikoloji DergisiCilt4 Sayı3-4pp35-41). Bell S.B., Hoskins R.E., Pickle L.W. and Wartenberg D., “Current practices in spatial analysis of cancer data: mapping health istatistics to inform policymakers and the public” International Journal of Health Geographics 2006, 5:49 doi:10.1186/1476-072X-5-49 Besag J., York J. ve Mollie A., 1991. Bayesian image restoration with two applications in spatial statistics, Annals of the Institute of Statics and Mathematics, 43.1-59. Bithell, J.F (1990) “An application of density estimation to geographical epidemiology”, Statistics in Medicine, 9, 691-701. Boyle P, Ferlay J: Cancer İncidence And Mortality İn Europe, 2004. Annals Of Oncology 2005; 16; 481-8. Busgeeth, K. et al (2004). The use of a spatial information system in the management of HIV/AIDS in South Africa, International Journal of Health Geographics 2004, 3:13 Buzan, Tony: The Mind Map Book. BBC Books, London 1995 Carr DB, Wallin JF, Carr DA: Two new templates for epidemiology applications: linked micromap plots and conditioned choropleth maps. Statistics in Medicine 2006, 19:2521 122 Chauan, A.J., Krishna, M.T., Frew, A.J., Holgate, S.T., (1998) “ Exposure to nitrogen oxide and respiratory disease risk”, Rev. Environ. Health 13, 73. Clarke, K.C., 2002. Getting Started With GIS, Prentice Hall, USA. Cliff & P. Haggett, 1988, Atlas of Disease Distributions, Blackwell, Oxford, ISBN 0631-13149-3. Cliff, A.D. ve Ord, K.J (1971) “Evaluating the percentage points of a spatial autocorrection coefficient”, Geographical Analysis, 3, 51-62. Cline BL. New eyes for epidemiologists: aerial photography and other remote sensing techniques. Am J Epidemiol 1970; 92:85-9. Cook-Mozaffari P.J. vd., 1987. Geographical variation in mortality from Leukaemia and other cancers in England and Wales in relation to proximity to nuclear installations, 1969-78. British Journal of Cancer, 1989 59:476-485. Cressie, N., 1993, “ Statistics For Spatial Data” New York: Wiley Applied Spatial Statistics for Public Health Data by Lance A. Waller and Carol A. Gotwa Wiley-Interscience | 2004 | ISBN: 0471387711 | 520 pages Cromley E.K. ve McLafferty S.L., 2002. GIS and Public Health. New York, The Guilford Pres. Davies C.A. , Leyland A.H., “ Empirical Bayes methods for disease mapping”, Social and Public Health Sciences Unit, University of Glasgow, Glasgow, Scotland, UK Stat Methods Med Res June 1995 vol. 4 no. 2 137-159. Davies, B.E., Bowman, C., Davies, T.C. & Selinus, O., 2005. Medical geology: perspectives and prospects. In: “Essentials of Medical Geology: Impacts of the Natural Environment on Public Health”, O. Selinus, B. Alloway, J.A. Centeno, R.B. Finkelman, R. Fuge, U. Lindh & P. Smedley (Eds.), Elsevier, London, Paris, 1-14. Davis BE. GIS: a visual approach. Santa Fe: Onword Press, 1996 [ISBN 1-56690-0980]. Dawson-Saunders B., Trapp, R., G (1990). Basic and Clinical Biostatistics. Appleton & Lange. Demirel R., Erdoğan S., Sözen M.A., “Türkiye’de İnsan Brusellozu için Riskli Bölgelerin Keşifçi Mekansal Analiz YöntemleriKullanılarak Belirlenmesi”, 2009 türkiye klinikleri tıp bilimleri dergisi(journal of medical science). cilt:29 sayı:1 Dragioevio S, Schuurman N, Fitzgerald JM. The Utility of Exploratory Spatial Data Analysis in the Study of Tuberculosis Incidences in an Urban Canadian Population Cartographica. The International Journal for Geographic Information and Geovisualization. 2004; 39: 29-39. Draper, N.R. Smith H (1981). Applied Regression Analysis (Second Edition). John Wiley & Sons, Inc. Durduran, S.S., Erdi, A., Kara, F., Durduran, Y., 2005, “Coğrafi Bilgi Sistemi Yardımıyla Fenilketonüri Hastalığının İzlenmesi: Konya Örneği”, 3. Cografi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri, 06-09 Ocak, İstanbul Durduran S.S., Erdi A., Kara F., Durduran Y., (2005) Diyaliz Hastalarının Coğrafi Bilgi Sistemi Yardımıyla İzlenmesi, Konya Örneği, TMMOB Harita ve Kadastro Müh. Odası, X. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, Elliott P., Wakefield J.C., Best N.G. ve Briggs D.J., 2000. Spatial Epidemiology: Methods and Applications. Oxford, Oxford University Pres. 123 Elliott P, Wartenberg D., “Spatial epidemiology: current approaches and future challenges”. Environ Health Perspect. 2004 Jun; 112(9):998-1006. Elliott P., Martuzzi M., Shaddick G., “ Spatial statistical methods in environmental epidemiology: a critique” London School of Hygiene and Tropical Medicine, London, UK 2005. Erdoğan S., Demirel R., Tiryakioğlu İ. [Using Geographic Information Systems to Determination of The Distribution of Neonatal Tetanus]. TAF Preventive Medicine Bulletin, 2009: 8(1) www.korhek.org 59 Araştırma/Research Article TAF Prev Med Bull 2009; 8(1):59-68 Erdoğan, S., “ Epidemiyolojide CBS Uygulamaları: Konumsal Kümeleme Yöntemlerinin Karşılaştırılması-Menenjit Örneği” Harita Teknolojileri Elektronik Dergisi 2010, 2(2) 23-31 Erdoğan S., Yalçın M., Dereli M.A “KRİMİNOLOJ İDE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ VE MEKANSAL İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLERİN KULLANIMI: HIRSIZLIK ÖRNEĞİ”. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı 18-22 Nisan 2011, Ankara Fırat, D., 1982, Türkiye’de Kanser İstatistikleri. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, Ankara. Fırat, D., 1983, Türkiye ve Dünyada Kanser Ölümleri, 1980-1981. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, Ankara. Freedman LS, Edwards BK, Ries LAG, Young JL . Cancer Incidence İn Four Member Countries (Cyprus, Egypt, Israel, And Jordan) Of The Middle East Cancer Consortium (MECC) Compared With US SEER. National Cancer Institute, NIH Pub. No. 06-5873. Bethesda, 2006. Gatrell, A.C and Rowlingson, B (1994). Spatial point process modelling in a GIS environment. Taylor and Francis, London. Gatrell A.C. Bailey T.C. Diggle P.J. ve Rowlingson B.S., 1996. Spatial point pattern analysis and its application in geographical epidemiology. Transactions of the Institute of British Geographers. 1996; 21.256–274. Gatrell, A.C. ve Loytonen, M, (1998) GIS and Health. Taylor and Francis, London. Gatrell, A.C (2002) Geographies of health: an introduction. Blackwell Publishing, Oxford, United Kingdom. Ghio, A.J., Huang, Y.C., (2004) “ Exposure to concentrated ambient particles (CAPS): review”, Inhal. Toxicol. 16, 53 Goodchild, M., Haining, R., and Wise, S (1991). Integrating gis and spatial data analysis: problems and possibilities. International Journal of Geographical Information Systems, 6:407-23. Grass (1993). Grass 4.1 User’s Reference Manual. USACERL. Günay S., Saraç İ. “Sağlık Coğrafyasında CBS’nin Kullanımı: Samsun Sağlık Ocakları Örneği”, Fatih Üniversitesi, 4. Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri, 89-96, 13-16, 09/2006 Günay Semra (2008) "Ölüm oranı haritalarının önemi ve hazırlanması" 2. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu Erciyes Üniversitesi, Kayseri, Bildiriler Kitabı, 222-231. Günay Semra (2010) "Sağlık coğrafyasından yaşa göre farklılık gösteren değişkenler için standartlaştırma: Doğrudan yaş düzeltme yöntemi örneği" Ankara Üniversitesi, VI. Ulusal Coğrafya Sempozyumu, Ankara, Bildiriler Kitabı, 103-110. Güney C., Yukselen Mekansal Bilisim Farkındalığı., 2009. 124 Gümüş N., Gündüzoglu G., Askın, Yanılmaz B., Sofuoglu T., Keskin H., Özmen Ö., “İzmir Anakentinde 112 Ambulans İstasyonlarının Dagılısı Ve Cbs Yöntemiyle Hizmet Alanlarının Sorgulanması” 4. Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri, 89-96, 13-16, 09/2006 Güzel, A., Nalbantçılar, M.T., Yıldırım, O.S., Murathan, A. & Gökay, M.K., 1988. Contamination around abondoned Sızma (Turkey) mercury mine. In: “1. Inernational Workshop on Enviromental Quality and Environmental Engineering in the Middle east Region”, Bahadır & Burdurlu (Eds), Konya, 601- 608. Haining, R. and Wise, S (1991). Gis and spatial data analysis. Report on the Sheffield Workshop. Discussion Paper 11. University. Haining, R.P., 2005, “Spatial Data Analysis: Theory And Practice”, Cambridge: University Pres Haydaroğlu A, Özsaran Z., Ege Üniversitesi Kanser İstatistikleri 1992-2003. EUKSUAM Yayın No:5, 2005. Helvacı, C. & Firman, R.J., 1977. Emet borat yataklarının jeolojik konumu ve mineralojisi. Jeoloji Mühendisliği, 2. Hong, S., Candelone, J.P., Patterson, C.C. & Boutron, C.F., 1994. Greenland ice evidence of hemisphere lead pollution two millennia ago by Greek and Roman civilizations. Science, 1841- 1843. Hossfeld DK: Manual Of Clinical Oncology, 5th Ed., Springer- Verlag, UICC, 1992. Jacquez G.M. ve Ark. The Analysis of Disease Clusters, Part I. Infection Control and Hospital Epidemiology 1996; 17(5): 319-27. Jacquez, G.M (2000) “Spatial analysis in epidemiology: Nascent science or a failure of GIS?”, Journal of Geographical Systems, 2(1), 91-97. Janssen-Heijnen MLG, Coebergh J-WW. The changing epidemiology of lung cancer in Europe. Lung Cancer 2003; 41: 245-258. Jemal A, Clegg LX, Ward E, et Al. Annual Report To The Nation On The Status Of Cancer, 1975-2001, With a Special Feature Regarding Survival. Cancer 2004; 101(1); 3-27. Jemal A, Siegel R, Ward E, et Al. Cancer Statistics, 2006. Cancer J Clin. 2006; 56 (2); 106-30. Jr. Combs, G.F., 2005. Geological impacts on nutrition. In: “Essentials of Medical Geology: Impacts of the Natural Environment on Public Health”, O. Selinus, B. Alloway, J.A. Centeno, R.B. Finkelman, R. Fuge, U. Lindh & P. Smedley (Eds.), Elsevier, London, Paris, 161-177. Kagawa, J., (1985) “ Evaluation of biological significanse of nitrogen oxides exposure”, Tokai. J. Exp. Clin. Med. 10, 348. Karabulut E., Alpar R., Özayar E. Hastalıkların Yere Göre Kümelenmesinde Kullanılan Yöntemler, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 13(1) 37-43 (2006). Koyi H, Hillerdal G, Branden E. A prospective study of a total material of lung cancer from a county in Sweden 1997-1999; gender, symptoms, type, stage, and smoking habits. Lung Cancer 2002; 36: 9-14. Kulldorff M. Geographic information systems (GIS) and community health: some statistical issues. Journal of Public Health Management Practice 1999; 5(2):100-6. Kulldorff M. Feuer E, Miller B, Freedman L. Breast Cancer in Northeast United States: A Geographic Analysis. American Journal of Epidemiology, 146:161-170, 1997. 125 Kulldorff M., March 2006 http://www.satscan.org/ SaTScanTM User Guide for version 6.1 Kurugöl Z, Çetingül N, Kavaklı K et al. The Demographic Characteristics of Childhood Cancer: The Experience of Ege University. Turkish Journal of Cancer 1995; 25(4), 155-160 Lawson, A.; Biggeri, A.; Bohning, D.; Lesaffre, E.; Viel, J.; Bertollini, R., 1999. Disease Mapping and Risk Assessment for Public Health. Chichester, John Wiley and Sons. Lee, J. ve Wong, D (2000) Statistical Analysis with ArcView GIS, John Wiley & Sons, New York. MacLennan, M. J (1991). The use of a geographic information system for second-order analysis of spatial point patterns. Sheffield Academic Press. Marshall, R. J (1991). Mapping disease and mortality rates using Empirical Bayes estimators. Applied Statistics, 40:283–294. Marshall R.J. A Review of Methods for the Statistical Analysis of Spatial Patterns of Disease. Journal of Royal Statistics Society. A (1991); 154:421-41. Mitchell A. The ESRI Guide to GIS Analysis. Volume 2. Spatial Measurements. California. Esri press, 2005. Moore DA, Carpenter TE. Spatial analytical methods and geographical information systems: Use in health research and epidemiology. Epidemiologic Reviews.1999; 21: 143-160. NAACCR, 2002. Using Geographic Information Systems Technology in the Collection, Analysis, and Presentation of Cancer Registry Data: A Handbook of Basic Practices, North American Association Of Central Cancer Registries, USA. Nazlıgül Y., Sabuncu T., Dalmaz M., Cebeci B., Bitiren M., Kösecik M., “Şanlıurfa’da 1990-1994 Yılları Arasında Kanser Vakaları” Van Tıp Dergisi: 4 (4): 198-200, 1997 New, M (2003) Geographical Techniques Online, http://techniques.geog.ox.ac.uk, School of Geography, The Oxford University. Olsen, S.F., Martuzzi, M. ve Elliott, P., 1996. Cluster analysis and disease mappingwhy, when and how? A step by step guide, British Medical Journal, 313, 86386. Openshaw, S (1987). A mark 1 geographical analysis machine for the automated analysis of point data sets. International Journal of GIS, 1:335-358. Openshaw, S (1994). Spatial Analysis and GIS., chapter Exploratory space-timeattribute pattern analysers. Taylor and Francis., London. Openshaw, S. and Perrée, T (1996). Innovations ins GIS 3, chapter User-centred intelligent spatial analysis of point data., pages 119-134. Ord, J.K. ve Getis, A (1995) “Local spatial autocorrelation statistics: Distributional issues and an application”, Geographical Analysis, 27, 286-306. Oruç, N., 1983. Doğu Beyazıt yöresinde bazı su kaynaklarında spektrometrik ve potentiometrik yöntemlerle florür miktarlarının araştırılması. Doğa ve Çevre BilimDergisi, 7. Önen P., “Medikal (Tıbbi) Jeoloji ve Ülkemiz Açısından Önemi“. “ Ulusal Kanser Danışma Kurulu” (ODTÜ Jeoloji Mühendisliği) Özgür, L., 2008, “Coğrafi Bilgi Sistemlerinde Sağlık Uygulamaları Afyonkarahisar Örneği”, Y. Lisans Tezi, FBE, Afyon Kocatepe Üniversitesi Parkin DM. Epidemiology Of Cancer: Global Patterns And Trends.Toxicology Letters 1998; 102-103; 227-234. 126 Plant, J.A., Baldock, J.W. & Smith, B., 1996. The role of geochemistry in environmental and epidemiological studies developing countries: a review. In: “Environmental Geochemistry and Health”, J.D. Appleton, R. Fuge & G.J.H. McCall (Eds.), Geological Society, London, 7-22. Plant, J.A., Smith, D., Smith, B. & Reeder, S., 2003. Environmental geochemistry on a global scale. In: “Geology and Health: closing a gab”, H.C.W. Skinner & A.R. Berger (Eds.), Oxford University Press, Oxford, 129-134. Pommerenke FA, Miller RW, Srivasta S, Ackermann SP: Targeting cancer control: The state cancer control map and data program. Am J Public Health 84(9):1479-82, 1994 Pukkala E, Weıderpass E, Time Trends in Socio-Economic Differences in Incidence Rates Of Cancers Of The Breast And Female Genital Organs (Finland, 19711995). Int. J. Cancer 1999; 81; 56-61. Robsham TE, Tretli S. Weak Associations Between Sociodemographic Factors And Breast Cancer: Possible Effects of Early Detection. Eur J Cancer Prev. Feb 2005; 14(1); 7-12. Rothman K.J. A Sobering Start for The Cluster Busters’ Conference. American Journal of Epidemiology 1990; 132: S6-13. Rowlingson BS, Diggle PJ. SPLANCS: a spatial point pattern analysis code in S-PLUS. Comput Geosci 1993; 19: 627-55. Rushton, G., 1998. Improving the geographic basis of health surveillance using GIS. In: Gatrell, AC and Löytönen, M., editor. GIS and Health. London, Taylor and Francis; pp. 63–80. Sağlık Bakanlığı, Kanser Savaş Dairesi Başkanlığı, Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması, 2006 Sağlık Bakanlığı RSHMB, Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü, Çalışma ve Değerlendirme Raporu, Surveyans Sistemi Mevcut Durumu ve Uluslar arası Kuruluşların Talep Ettiği Sağlık Göstergeleri ile Uyumu, 5 Ocak 2007 Sim H.G., Cheng C.W.S Changing Demography Of Prostate Cancer İn Asia. European Journal Of Cancer 2005; 41; 834–845. Snow, J (1855) On The Mode of Communication of Cholera. 2nd ed. Churchill, London. Stallones, L., Nuckols, J.R., and Berry, J.K. 1992. . Conceptual design: integration and analysis of hydrological and epidemiological data in a health effects study for a hazardous waste site. InLorann Stallones, Ph.D. - Page 13 Proceedings: Interdisciplinary Approaches in Hydrology and Hydrogeology. Portland, Oregon. October 16-22, 1992. American Institute of Hydrology. Minneapolis, Minnesota Strensward J, Clark D. Palliative Medicine- A Global Perspective. In Doyle D, Hanks G, Cherny N, Camlan K, Eds. Oxford Textbook Of Palliative Medicine. 3rd Ed. Oxford University Pres, 2004.p.1119-1224. Şengelen M, Türkiye’de Kanser İstatistikleri. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kanser Epidemiyolojisi Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2002. Tağıl Ş. Geostatistic Techniques for Understanding the Effects of Air Pollution on Spatial Distribution of Respiratory Diseases in the City of Balıkesir., Cografi Bilimler Dergisi, 2007, 5 (1), 37-56 Tekşen S., Arık H., ““Cbs Yöntemi İle Kuş Gribine Karşı Güvenli Tavuk Çiftliği Alanlarının Oluşturulması” Özel Beylikdüzü Fatih Fen Lisesi İstanbul, 2006 Timander LM, McLafferty S., 1998. Breast cancer in West Islip, NY: a spatial clustering analysis with covariates. Soc Sci Med. 1998; 46:1623–1635. 127 Tiwari, N., Adhikari, C.M.S. ve Tewari, A (2006) “Investigation of geo-spatial hotspots for the occurrence of tuberculosis in Almora district, India, using GIS and spatial scan statistic”, International Journal of Health Geographics 5, 33-43. Trop A.M. “Bayesian Spatiotemporal Analysis of Socio-Ecologic Drivers of Ross River Virus Transmission in Queensland”, Australia Med Hyg September 1, 201083:722-728 Tunstall, H.V.Z., Shaw, M. ve Dorling, D (2004) “Places and health”, Journal of Epidemiology Community Health, 58, 6-10 Uysal, N., Schapira, R.M., (2003) “ Effects of ozone on lung function and lung diseases” Curr. Opin. Pulm. Med. 9, 144. Waller L.A. ve Turnbull B.W. The Effects of Scale on Tests for Disease Clustering. Statistics in Medicine 1993; 12: 1869-884. Waller L.A. ve Ark. Detection and Assessment of Clusters of Disease: An Application to Nuclear Power Plant Facilities and Childhood Leukaemia in Sweden. Statistics in Medicine 1995; 14:3-16 Ximing C, Dingbao W. Spatial autocorrelation of topographic index in catchments. Journal of Hydrology. 2006; 328: 581-591. URL1 http://www.kanser.gov.tr/daire-faaliyetleri/kanser-onleme-ve-epidemiyolojikcalismalar/130-cernobil.html 15 Ağustos 2011 URL2 World Health Organization Public Health Mapping Programme http://www.who.int/health_mapping/en/ URL3 BayesMethods,http://online.sagepub.com/search?fulltext=Empirical+Bayes+ methods+for+disease+mapping&src=hw&andorexactfulltext=and&submit=yes &x=17&y=14, 3 sept 2009 URL4 TSBS, http://saglikbakanligi.gov.tr/Türk Kanser Araştırma Ve Savaş Kurumu18 Temmuz 2010 128 EKLER EK-1 Çalışma için Örnek bir anket geliştirilmiş olup, örneği aşağıda sunulmuştur; Doldurulması için hastalara verilen bir anketten örnek sunulmuştur. Anketlerin Geliştirilmesi-Anketlerin Uygulanması DOĞUM YERİ (İl, İlçe, Köy yada Mahalle) Aziziye /Ereğli/Konya.. DOĞUM TARİHİ VE DOĞDUĞU YERDE OTURMA SÜRESİ :1956. ve 52 YIL CİNSİYETİ: Erkek ( 1 ) Kadın (2* ). EĞİTİM DURUMU: Eğitimsiz (1 ), İlk-orta (* 2), Lise (3 ), Üniversite (4 ). MEDENİ DURUMU: Evli (* ), Bekar ( ), Diğer (Belirtiniz)………….. SÜREKLİ OTURMA ADRESİ VE OTURMA SÜRESİ (İl, İlçe, Köy yada Mahallesini Mutlaka Belirtiniz):Alpaslan Mah Anıt cad. İlgi Apt. Ereğli MESLEĞİ: (Lütfen ayrıntılı olarak yazınız.)Ev Hanımı SİGARA ALIŞKANLIĞI : ( ) Hiç içmemiş ( ) 15yıl, günde 8 adet içmi 4 yıl önce bırakmış. ( )…….yıldan beri ……..adet/ gün içiyor. BESLENME ALIŞKANLIĞI:(Sıklıkla tükettiğiniz gıda türüne göre cevaplayınız). ()KIRMIZI ET (*)SEBZE TÜRÜ (*)HAMURLU GIDALAR () FAST FOOD 1) Teşhis edilen kanser türü? a) Cilt b) Endokrin Sistem (Troid, Parotid, Protroid). c) Hematolojik Sistem (Kemik iliği, Kan dokusu, Lösemi, Lenfoma, Dalak). d) Kas_İskelet Sistem (Ekstremite, Mandibula, Kemik, Muksilla, Toraks Fibrosarkom, Boyun, Timüs, Kulak, Karın içi, Tonsilla, Batın, Orbita, Omurga). e) Meme f) Sindirim Sistemi (Apandisit, Çekum, Karaciğer, Kolon, Pankreas, Safrakesesi, Rektum, Sigmoid, Tükrük bezi, Antrum, Kardia+Özafagus, Farenks, Adenokarsinom, Ampulla Vateri Neoplazma, Abdomen). g) Sinir Sistemi (Beyin, Parietal Bölge, MSS, Pontosrebeller köşe, Temporal lob, Posterior Fossa, Supraseller, Cerebellum h) Solunum Sistemi (Akciğer, Boğaz, Larenks, Mediasten, Sol Aksiller Bölge, Epiplot, Sinüs, Plevra, Nazal kavite). i) Ürogenital Sistem (Böbrek, Mesane, Prostat, İngoinal bölge, Serviks, Testis, Uterus, Vulva, Endometrium, Periton) 2) Ailede kan bağı olan kanser hastası var mı? () Evet (*) Hayır 3) Oturduğunuz çevrede sanayi tesisi var mı? ()Evet Türü………………. (*)Hayır ()Bilmiyorum 4. Gelir Düzeyiniz Nedir? A(*)0-750 tl B() 750-2000tl C() 2000tl üzeri Bu anket 2009-2010 yılları arası Meram Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’ne verilerek, hastalar ya da yakınları tarafından cevaplandırılması istenmiştir. Ancak 12 aylık süreçte 112 anket formu toplanmış, ancak tüm soruların cevaplanabildiği anket sayısı 68 olarak elde edilmiştir. Dolayısıyla çalışmada bu anket verileri analizlere dahil edilememiştir. 129 EK-2 Yer altı zenginlikleri Madenle Konya Görünür r Muhteme Mümkün - - 4.464 - 4.464 248.000 - 248.000 Toplam l Alüminy 38.000.00 um Asbest - Bakır- - Kurşun-Çinko Barit 0 3.144.960 Bentonit 1.825.383 Civa - Kil - Kireçtaş - ı Krom Manyezi t Linyit - 38.000.000 13.114.00 20.000.00 36.258.960 0 10.762.000 12.587.383 900.330 31.931.00 23.0000 70.4430 970.773 2.280.000 2.280.000 - 31.931.000 - 23.000 9.393.869 18.728.86 30.037.58 58.160.314 771.639.0 346.371.05 500.000.00 1.617.792.00 00 00 0 00 Kaynak: MTA Genel Müdürlüğü, 2009 Konya ili yeraltı zenginliklerini çoğunlukla linyit ve alüminyum madenleri oluşturmaktadır. 130 EK-3 *Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması ** Veri sistemi, üretim faaliyetlerini analize yönelik olduğu için firma sayıları yerine NACE Rev.2 Koduna göre faaliyet sayıları dikkate alınmıştır. İl merkezleri dışında, Akşehir, Beyşehir, Ereğli ve Seydişehir ilçelerinde sanayi tesislerinin yoğunlaştığı görülmektedir. Bu 4 ilçede 50 ve üzeri sektörel faaliyet gerçekleşmektedir. Söz konusu ilçelerde gerçekleştirilen faaliyet sayısı 453 adettir. Ahırlı, Derbent, Yalıhüyük ve Taşkent ilçelerinde kapasite sistemine kayıtlı üretici bulunmamaktadır. Akören, Altınekin, Bozkır, Çeltik, Doğanhisar, Emirgazi, Güneysınır, Hadim, Halkapınar, Kadınhanı ve Tuzlukçu ilçelerinde faaliyet birim sayısı 5 ve altındadır. 11 ilçenin toplam faaliyet sayısı 27’dir. 131 EK-4 2007 – Erkek 2007 – Kadın 132 EK-5 2008 – Erkek 2008 Kadın 133 EK-6 2009 – Erkek 134 EK-7 2009 – Kadın 135 EK-8 Genel – Erkek 136 EK-9 Genel – Kadın 137 EK-10 Tüm vakalar 138 EK-11 Eğitim durumu a Ka nse r_Türü * EGITIM Crossta bula tion EGITIM 1 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kanser_Türü % of Total ENDOKRIN SISTEM Count % within Kanser_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kanser_Türü % of Total KAS-ISKELET Count % within Kanser_Türü % of Total MEME Count % within Kanser_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kanser_Türü % of Total SINIR Count % within Kanser_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kanser_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kanser_Türü % of Total Count % within Kanser_Türü % of Total a. ilce = Bozkir 21 51,2% 9,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 5 26,3% 2,1% 11 29,7% 4,7% 0 ,0% ,0% 8 13,1% 3,4% 9 15,8% 3,9% 54 23,2% 23,2% 2 20 48,8% 8,6% 2 100,0% ,9% 6 54,5% 2,6% 3 100,0% 1,3% 13 68,4% 5,6% 25 67,6% 10,7% 1 50,0% ,4% 53 86,9% 22,7% 48 84,2% 20,6% 171 73,4% 73,4% 3 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 4 36,4% 1,7% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 50,0% ,4% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 5 2,1% 2,1% 4 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 9,1% ,4% 0 ,0% ,0% 1 5,3% ,4% 1 2,7% ,4% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 3 1,3% 1,3% Total 41 100,0% 17,6% 2 100,0% ,9% 11 100,0% 4,7% 3 100,0% 1,3% 19 100,0% 8,2% 37 100,0% 15,9% 2 100,0% ,9% 61 100,0% 26,2% 57 100,0% 24,5% 233 100,0% 100,0% 139 EK-12 Meslek durumu a Ka nse r_Türü * MESLEK Crosstabulation MESLEK 1 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kanser_Türü % of Total ENDOKRIN SISTEM Count % within Kanser_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kanser_Türü % of Total KAS-ISKELET Count % within Kanser_Türü % of Total MEME Count % within Kanser_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kanser_Türü % of Total SINIR Count % within Kanser_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kanser_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kanser_Türü % of Total Count % within Kanser_Türü % of Total a. ilce = Bozkir 1 2,4% ,5% 0 ,0% ,0% 1 11,1% ,5% 1 50,0% ,5% 1 5,3% ,5% 1 2,9% ,5% 0 ,0% ,0% 6 11,1% 2,8% 1 2,0% ,5% 12 5,6% 5,6% 5 1 2,4% ,5% 0 ,0% ,0% 3 33,3% 1,4% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 2 5,7% ,9% 0 ,0% ,0% 4 7,4% 1,9% 3 5,9% 1,4% 13 6,1% 6,1% 6 8 19,5% 3,7% 1 50,0% ,5% 2 22,2% ,9% 1 50,0% ,5% 0 ,0% ,0% 13 37,1% 6,1% 1 100,0% ,5% 29 53,7% 13,6% 28 54,9% 13,1% 83 38,8% 38,8% 8 30 73,2% 14,0% 1 50,0% ,5% 2 22,2% ,9% 0 ,0% ,0% 18 94,7% 8,4% 18 51,4% 8,4% 0 ,0% ,0% 8 14,8% 3,7% 16 31,4% 7,5% 93 43,5% 43,5% 9 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 11,1% ,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 2,9% ,5% 0 ,0% ,0% 2 3,7% ,9% 3 5,9% 1,4% 7 3,3% 3,3% 10 1 2,4% ,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 5 9,3% 2,3% 0 ,0% ,0% 6 2,8% 2,8% Total 41 100,0% 19,2% 2 100,0% ,9% 9 100,0% 4,2% 2 100,0% ,9% 19 100,0% 8,9% 35 100,0% 16,4% 1 100,0% ,5% 54 100,0% 25,2% 51 100,0% 23,8% 214 100,0% 100,0% 140 EK-13 Kan bağı durumu a Ka nse r_Türü * KANBAGI Crosstabulation KANBAGI 0 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kans er_Türü % of Total ENDOKRIN SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total KAS-ISKELET Count % within Kans er_Türü % of Total MEME Count % within Kans er_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kans er_Türü % of Total SINIR Count % within Kans er_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kans er_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kans er_Türü % of Total Count % within Kans er_Türü % of Total a. ilc e = Boz kir 21 60,0% 10,4% 2 66,7% 1,0% 6 33,3% 3,0% 2 40,0% 1,0% 11 68,8% 5,4% 11 39,3% 5,4% 0 ,0% ,0% 34 72,3% 16,8% 27 56,3% 13,4% 114 56,4% 56,4% 1 3 8,6% 1,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 3 10,7% 1,5% 1 50,0% ,5% 2 4,3% 1,0% 0 ,0% ,0% 9 4,5% 4,5% 2 1 2,9% ,5% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 2 12,5% 1,0% 2 7,1% 1,0% 0 ,0% ,0% 2 4,3% 1,0% 3 6,3% 1,5% 10 5,0% 5,0% 3 10 28,6% 5,0% 1 33,3% ,5% 12 66,7% 5,9% 3 60,0% 1,5% 3 18,8% 1,5% 12 42,9% 5,9% 1 50,0% ,5% 9 19,1% 4,5% 18 37,5% 8,9% 69 34,2% 34,2% Total 35 100,0% 17,3% 3 100,0% 1,5% 18 100,0% 8,9% 5 100,0% 2,5% 16 100,0% 7,9% 28 100,0% 13,9% 2 100,0% 1,0% 47 100,0% 23,3% 48 100,0% 23,8% 202 100,0% 100,0% 141 EK-14 Eğitim Durumu a Ka nse r_Türü * EGITIM Crossta bula tion 1 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kans er_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total MEME Count % within Kans er_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kans er_Türü % of Total SINIR Count % within Kans er_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kans er_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kans er_Türü % of Total Count % within Kans er_Türü % of Total a. ilc e = Huy uk 2 20,0% 3,0% 0 ,0% ,0% 1 33,3% 1,5% 2 12,5% 3,0% 0 ,0% ,0% 2 11,1% 3,0% 3 20,0% 4,5% 10 14,9% 14,9% EGITIM 2 8 80,0% 11,9% 3 100,0% 4,5% 2 66,7% 3,0% 14 87,5% 20,9% 2 100,0% 3,0% 16 88,9% 23,9% 11 73,3% 16,4% 56 83,6% 83,6% 3 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 6,7% 1,5% 1 1,5% 1,5% Total 10 100,0% 14,9% 3 100,0% 4,5% 3 100,0% 4,5% 16 100,0% 23,9% 2 100,0% 3,0% 18 100,0% 26,9% 15 100,0% 22,4% 67 100,0% 100,0% 142 EK-15 Meslek durumu a Ka nse r_Türü * MESLEK Crosstabulation MESLEK 1 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kans er_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total MEME Count % within Kans er_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kans er_Türü % of Total SINIR Count % within Kans er_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kans er_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kans er_Türü % of Total Count % within Kans er_Türü % of Total a. ilc e = Huy uk 2 20,0% 3,1% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 50,0% 1,5% 1 5,6% 1,5% 1 7,7% 1,5% 5 7,7% 7,7% 5 0 ,0% ,0% 1 33,3% 1,5% 0 ,0% ,0% 1 6,3% 1,5% 1 50,0% 1,5% 2 11,1% 3,1% 1 7,7% 1,5% 6 9,2% 9,2% 6 2 20,0% 3,1% 1 33,3% 1,5% 0 ,0% ,0% 4 25,0% 6,2% 0 ,0% ,0% 6 33,3% 9,2% 6 46,2% 9,2% 19 29,2% 29,2% 8 5 50,0% 7,7% 0 ,0% ,0% 2 66,7% 3,1% 6 37,5% 9,2% 0 ,0% ,0% 3 16,7% 4,6% 4 30,8% 6,2% 20 30,8% 30,8% 9 1 10,0% 1,5% 0 ,0% ,0% 1 33,3% 1,5% 3 18,8% 4,6% 0 ,0% ,0% 6 33,3% 9,2% 1 7,7% 1,5% 12 18,5% 18,5% 10 0 ,0% ,0% 1 33,3% 1,5% 0 ,0% ,0% 2 12,5% 3,1% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 3 4,6% 4,6% Total 10 100,0% 15,4% 3 100,0% 4,6% 3 100,0% 4,6% 16 100,0% 24,6% 2 100,0% 3,1% 18 100,0% 27,7% 13 100,0% 20,0% 65 100,0% 100,0% 143 EK-16 Kan bağı durumu a Ka nse r_Türü * KANBAGI Crosstabulation 0 Kanser_Türü Total CILT Count % within Kans er_Türü % of Total HEMATOLOJIK SISTEM Count % within Kans er_Türü % of Total MEME Count % within Kans er_Türü % of Total SINDIRIM Count % within Kans er_Türü % of Total SINIR Count % within Kans er_Türü % of Total SOLUNUM Count % within Kans er_Türü % of Total UROGENITAL Count % within Kans er_Türü % of Total Count % within Kans er_Türü % of Total a. ilc e = Huy uk 8 80,0% 13,3% 0 ,0% ,0% 2 100,0% 3, 3% 11 68,8% 18,3% 2 100,0% 3, 3% 14 87,5% 23,3% 5 41,7% 8, 3% 42 70,0% 70,0% KANBAGI 2 1 10,0% 1, 7% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 0 ,0% ,0% 1 8, 3% 1, 7% 2 3, 3% 3, 3% 3 1 10,0% 1, 7% 2 100,0% 3, 3% 0 ,0% ,0% 5 31,3% 8, 3% 0 ,0% ,0% 2 12,5% 3, 3% 6 50,0% 10,0% 16 26,7% 26,7% Total 10 100,0% 16,7% 2 100,0% 3, 3% 2 100,0% 3, 3% 16 100,0% 26,7% 2 100,0% 3, 3% 16 100,0% 26,7% 12 100,0% 20,0% 60 100,0% 100,0% 144 EK-17 Arazi Sınıfı Kodları 145 EK-18 146 EK-19 147 ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Uyruğu Doğum Yeri ve Tarihi Telefon Faks e-mail : : : : : : Hatice Canan GÜNGÖR T.C. Kütahya-1979 0536 212 9941 cnnkorkut@hotmail.com EĞİTİM Derece Lise : Üniversite : Yüksek Lisans : Doktora : Adı, İlçe, İl Kütahya Yabacı Dil Ağırlıklı Lise, Merkez, Kütahya Selçuk Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi, Konya Bitirme Yılı 1998 2003 2006 İŞ DENEYİMLERİ Yıl 2004-2005 2005-2006 2007-2011 2012- Kurum Çakıllar İ.Ö.O, Halkapınar, Konya Ereğli Belediyesi, Konya Dumlupınar Üniversitesi Tapu Kadastro V.Bölge Müdürlüğü Görevi Vekil Öğretmen Kontrol Mühendisi Araştırma Görevlisi Kontrol Mühendisi UZMANLIK ALANI Coğrafi Bilgi Sistemleri, Coğrafi Bilgi Sistemi Yazılımları, YABANCI DİLLER İngilizce (ÜDS) : 60 BELİRTMEK İSTEĞİNİZ DİĞER ÖZELLİKLER 2012 GNSS Eğitim Sertifikası (Tapu ve Kadastro V.Bölge Müd.) Konya. 2012 GNSS Eğitim Sertifikası (Tapu ve Kadastro Gen.Müd.) Antalya 2011 MapInfo Başarı Sertifikası (Başarsoft) Ankara. 2005 Bilgisayar İşletmeni Sertifika Programı (MEB) Konya. 2003 SPSS İstatistik Programları (Özel) Kütahya. 2003 MapInfo Proffesional Eğitim Kursu (TMMOB) Ankara. 2002 Yabancı Dil Kursu Sertifikası (MEB) Konya. 148 Ulusal Yayın Listesi “Coğrafi Bilgi Sistemi Teknolojisi ile Deprem Bilgi Sistemi Uygulaması: Kütahya İli” H.Canan GÜNGÖR, Can AYDAY, Yaşar KİBİCİ DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DERGİSİ YIL: 2011 SAYI:26 ISSN 1302-3055, 85-98 “CBS Kullanımı ile Kanser ve Ölüm Oranları Haritaları”: Kütahya İli Örneği”, Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu 30 Ekim- 4 Kasım 2011 ANTALYA. “Türkiye’de Şehirlerarası Otobüs Yolculukları Matrisinin Elde Edilmesi Ve CBS ortamında İncelenmesi” Yaşar VİTOŞOĞLU, Polat YALINIZ, H.Canan GÜNGÖR. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 8.ULAŞTIRMA KONGRESİ. 30 EYLÜL/1-2 EKİM 2009 İTÜ MUSTAFA KEMAL AMFİSİ/ İSTANBUL. “Orta Sakarya Havzası Granitoidlerinin Petrografik ve Jeokimyasal Özelliklerinin CBS ile Yorumlanması” H. Canan GÜNGÖR, Hilal ULUKOL, Mehmet DEMİRBİLEK, Yaşar KİBİCİ, Can AYDAY. I.ULUSAL JEOLOJİK UZAKTAN ALGILAMA SEMPOZYUMU (JEOUZAL-I). 22-23 Mayıs 2008. Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi SİVAS. “Coğrafi Bilgi Sisteminin Sağlık Alanında Kullanımı” H.Canan GÜNGÖR, G.ÖZKAN. TMMOB COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KONGRESİ. 30 EKİM-03 KASIM 2007, KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TRABZON (Yüksek Lisans tezinden yapılmıştır.). “Coğrafi Bilgi Sistemi Yardımıyla Kanser Haritaları Üretimi ve Konya Örneği” Gülgün ÖZKAN, H.Canan GÜNGÖR. TMMOB HKMO, 11.TÜRKİYE BİLİMSEL HARİTA VE TEKNİK KURULTAYI. 2-6 NİSAN 2007, ODTÜ KÜLTÜR VE KONGRE MERKEZİ ANKARA ((Yüksek Lisans tezinden yapılmıştır.). Uluslarası Yayın Listesi PREPARATION OF DISASTER INFORMATION SYSTEMS OF KUTAHYA PROVINCE by USING GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEMS., AYDAY C., KİBİCİ Y., GÜNGÖR C. (ISEPP) International Symposium on Environmental Protection and Planning: Geographic Information Systems (GIS) and Remote Sensing (RS) Applications., 28-29 June 2011, Gediz University, Izmir, Turkey. “SPATIAL DATA ACCURACY AND QUALITY” C. GUNGOR, G. OZKAN. 6. INTERNATIONAL ADVANCED TECHNOLOGIES SYMPOSIUM. 16-18 MAY 2011 ELAZIG/TURKEY. “PARKING AREA PROBLEMS IN CENTRAL OF KONYA AND SUGGESTIONS” C. GÜNGÖR, E.K. GUNGOR, M.L. AGIRDIR. 6. INTERNATIONAL ADVANCED TECHNOLOGIES SYMPOSIUM. 16-18 MAY 2011 ELAZIG/TURKEY. “GIS Aimed at Producing Cancer Maps” Canan GÜNGÖR, Gülgün ÖZKAN(TURKEY). 5. INTERNATIONAL CONFERENCE ON GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEMS. 2-5 JULY 2008, ISTANBUL TURKEY (Yüksek Lisans tezinden yapılmıştır.).