1 Gümrük Kanununda yapılan değişiklikler Mehmet Önder TBMM tarafından kabul edilerek, 07.07.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Gümrük Kanununda değişiklikler yapılmıştır. Anılan Kanunun genel gerekçesinde; Avrupa Birliği normlarına uygun 4458 sayılı Gümrük Kanununun gümrük formalitelerinin asgariye indirilmesi, zaman kayıpları ve gereksiz harcamaların önüne geçilerek dış ticaret işlem maliyetlerinin düşürülmesi ve özellikle ihracata dayalı sanayi için girdi niteliğindeki malların ekonomiye zamanında kazandırılması açısından çağdaş nitelikli hükümler ihtiva ettiği vurgulandıktan sonra, Topluluk Gümrük Koduna uyumlu olarak hazırlanan ancak zamanla bazı maddeleri uyumsuz hale gelen Gümrük Kanununun, hazırlanan tasarı ile hem müktesabata uyumunun sağlanacağı ve hem de ulusal menfaatlerimiz gözetilmek suretiyle dış ticaret erbabının iş ve işlemlerini kolaylaştırmaya yönelik uygulamaların yasal zeminin oluşturulacağı belirtilmektedir. Genel gerekçede vurgulanan bir diğer önemli husus; E-devlet uygulamasına geçiş ile birlikte büyük önem taşıyacağı düşünülen ve AB mevzuatı hükmü paralelinde yapılan düzenleme ile bürokratik işlem ve kırtasiyeciliğin ortadan kaldırılmasının amaçlandığıdır. Genel Gerekçede belirtilen önemli gördüğümüz hususları vurguladıktan sonra 4458 sayılı Kanunda yapılan değişiklikleri başlıklar halinde incelemeye geçebiliriz. Burada şunu da belirtmeliyiz ki, 5911 sayılı Kanunun birçok maddesinde bazı deyimlerin tanımları değiştirilmiş ve getirilen bazı yeni deyimlerin tanımlamaları yapılmıştır. Biz uygulamada bir yenilik getirmeyen bu tür tanımlardan önemli gördüklerimiz üzerinde kısaca durduktan sonra; yapılan değişiklikleri, değişmeden önceki haliyle karşılaştırarak anlatmaya gayret edeceğiz. Yeni tanımlar 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yapılan değişiklik; “risk” ve “risk yönetimi” deyimlerinin tanımlanarak Kanunda yer bulmasıdır. Büyük bir ivmeyle artan dış ticaret hacmi, gümrük idaresinin yapılan her işlemi denetleyebilme imkânını ortadan kaldırmıştır. Türkiye gümrüklerinde yalnızca 2009 yılı Temmuz ayında 133,212’si ihracat ve 112,142’si ithalat olmak üzere 245,354 adet giriş ve çıkış beyannamesinin işlem gördüğünü belirtirsek, işlemlerin denetimi açısından risk ve risk yönetimi kavramlarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda, Gümrük Kanununun 5. maddesine de önemli bir ilave yapılarak, Avrupa Birliği mevzuatında da kabul gören “Yetkilendirilmiş Yükümlü-Authorized Economic Operator” statüsü tanımlanmış olup, bu statüden yararlanabilecek kişiler ve gereken koşullar belirtilmiştir. “Yetkilendirilmiş yükümlü” statüsü ile kolaylaştırılmış emniyet ve güvenlikle ilgili gümrük kontrolleri veya basitleştirilmiş usullerden yararlanma hakkı tanınmaktadır. Bu konuda ayrıntılı düzenleme Yönetmelikle yapılacağı için ayrıntı vermek mümkün olmasa da, daha önce uygulanan basitleştirilmiş usullere ilişkin esasların bir adım daha öteye götürüleceği anlaşılmaktadır. Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri Gümrük Kanununun 10. maddesine eklenen önemli bir husus; eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin olarak gerekli görülen bir kısım tespit işlemlerinin, belirlenecek niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenleme konusunda Gümrük -2Müsteşarlığı’nın yetkili kılınmasıdır. Bu madde ile 19 Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe giren 60 sayılı Tebliğ ile ilk düzenlemesi yapılan “Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri” kavramının hukuki temeli sağlamlaştırılmaktadır. Yine bu maddeye eklenen bir fıkra ile gümrük kontrollerinde risk yönetimi çerçevesinde risk analizi teknikleri kullanılarak, seçiciliğin sağlanmasının amaçlandığı, risk yönetimi politikasının oluşturulması ve buna ilişkin usul ve esasların belirlenmesinin Müsteşarlığın yetkisinde olduğu belirtilmektedir. Fikri ve sınai haklara ilişkin olarak yapılan düzenlemeler Gümrük Kanununun 57. maddesinde yapılan değişiklikle fikri ve sınai hakların korunmasına yönelik olarak Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlanması amaçlanmış ve söz konusu hakları ihlal eder mahiyetteki eşyanın gümrük işlemlerinin durdurulması kararının devamı için ihtiyati tedbir kararı alınması şartı getirilirken, ithalatçının ya da kamunun hakkını koruyabilmek için başvuru sahibinden teminat istenebilme durumu ortadan kalkmıştır. Beyannamelere belge eklenmesi zorunluluğunun ortadan kalkması Türkiye gümrüklerindeki işlemlerin % 99’u Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikleri (BİLGE) sistemi üzerinden bilgisayar ortamında gerçekleştirilmektedir. Bilgisayar ortamında gerçekleştirilen bu işlemlere ilişkin beyanname ve beyanın doğruluğunun ispatına yönelik beyanname eki belgeler gümrük idaresine de verilmekte ve bu belgeler gümrük idaresince saklanmaktadır. Gümrük Kanunun 60. maddesinde yapılan değişiklikle, Avrupa Birliği uygulamasına paralel olarak, veri işleme tekniği kullanıldığında, başka bir ifadeyle elektronik ortamda beyanname verildiğinde normal olarak beyannameye eklenmesi gereken belgelerin gümrük idaresince istenildiğinde ibraz edilmek üzere saklanması kaydıyla, beyannameye eklenmesi gerekmeyecektir. Beyannamede yapılacak değişiklikler Daha önce beyannamelerde tescilden sonra düzeltme yapabilme olanağı kısıtlıyken, Gümrük Kanununun 63. maddesinde yapılan düzenlemeyle; beyannamelerde yapılacak değişikliğin başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmaması koşuluyla ve beyan sahibinin talebi üzerine beyannamede yer alan bir veya daha fazla bilginin düzeltilmesine gümrük idarelerince izin verileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak, önceden olduğu gibi; beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden, söz konusu bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden ve belirli koşullarda eşyanın teslim edilmesinden sonra beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilmeyecektir. Transit rejiminde yapılan düzenlemeler Türkiye transit taşımacılığı konu alan ve Avrupa ülkelerinin tamamını kapsayan “Ortak Transit” olarak adlandırılan bir taşıma sistemine dahil olma yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Gümrük Kanununun 85. maddesinde yapılan değişiklikle, tüm Avrupa ülkelerinde yapılacak nakliyatta tek bir transit belgesinin ve tek bir teminat sisteminin geçerli olması esasına dayalı bu sistemin hukuki alt yapısı Avrupa Birliği gümrük mevzuatına uyumlu olarak oluşturulmaya çalışılmıştır. Öte yandan, bu maddeyle transit rejiminde bireysel teminat ve kapsamlı teminat uygulamaları da düzenlenmiştir. -3- Diğer taraftan, Türkiye Gümrük Bölgesi içindeki transit halindeki eşyanın beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle telef veya kaybı daha önce gümrük idaresinin de taraf olduğu mahkeme kararı ile kanıtlanabiliyorken, Gümrük Kanununun 92. maddesinde yapılan değişiklikle bu tür eşyanın telef veya kaybının kanıtlanması idarenin inisiyatifine bırakılmıştır. Dahilde işleme rejiminde geri ödeme sisteminin yeniden düzenlenmesi Gümrük Kanununun 117. maddesinde yapılan değişiklikle; maddenin önceki şeklinde yer alan düzenlemelere ek olarak, ihracat iadesi veya vergisi mevcut işlem görmüş ürünler ile tarım politikası çerçevesinde ithalat veya ihracat lisansı veya sertifikası ibrazını gerektiren ürünler için geri ödeme sisteminin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Serbest bölgelere ilişkin hükümler Gümrük Kanununun 153. maddesine eklenen fıkra ile gümrük idarelerinin, gümrük kanununda yer alan hükümlere uyacağı hususunda ciddi şüphe uyandıran kişilerin serbest bölgeye girişine izin vermeyebileceği belirtilmiş ve böylelikle serbest bölgelere giriş-çıkışın daha sıkı bir denetim altına alınması amaçlanmıştır. 155. maddeye eklenen paragraf ile de bir serbest bölgeye doğrudan Türkiye gümrük bölgesi dışından gelen eşyanın da gümrük idaresine sunulması ve gerekli gümrük işlemlerine tabi tutulması şartı getirilmiştir. Serbest bölgelerde tüketilip, kullanılabilecek eşya için Kanunun 158. maddesine eklenen paragraf ile serbest bölgelerdeki tesislerin yapımında kullanılan, serbest bölgelerde bulunan tesislerde makina-teçhizat, demirbaşa kayıtlı eşya ve bunların parçası olarak kullanılan ve serbest bölgelerde yerleşik gemi inşa faaliyetinde bulunanlara gemi inşasında kullanılmak üzere teslimi yapılan eşyanın, bu durumların tevsiki kaydıyla serbest bölgede kullanılıp, tüketilebileceği belirtilmiştir. Muafiyetler 5911 sayılı Kanunla Gümrük Kanununun muafiyetleri düzenleyen 167.maddesinde de değişiklikler yapılmıştır. Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetleri ile kamu kurumlarınca ithal edilecek eşyaya ilişkin muafiyet yeniden düzenlenmiş, değeri 100 Euro’yu geçmeyen ticari eşya için tanınmış olan muafiyet 150 Euro olarak yeniden belirlenmiş, yolcuların beraberlerinde getireceği eşya için tanınan muafiyet de 300 Euro’dan 430 Euro’ya çıkarılmıştır. Tasfiyeye ilişkin düzenlemeler Yeni düzenleme ile Devlet tarafından el konulan eşyanın tasfiye sürecinin hızlanması amaçlanmıştır. Bu bağlamda; tasfiye şekillerini düzenleyen 177. maddedeki mevcut tasfiye şekillerine “Özel yolla tasfiye” şeklinde bir fıkra eklenmiş, ayrıca mükelleflere değişik nedenlerle tasfiye sürecine girmiş eşyaları için, ihale ilanının yayımlandığı veya perakende satış kararının alındığı tarihe kadar gümrük idaresine başvurularak bir gümrük rejimine tabi tutulabileceği veya gümrük bölgesi dışına yeniden ihracının istenebileceği hükmü konulmuştur. Bu taleplerin kabulü, söz konusu eşyaya ait varsa cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri -4ve diğer giderler ile eşyanın döviz cinsinden CIF kıymetinin % 1’i oranında bir tutarın ödenmesine bağlanmıştır. Daha önce bu tür eşyanın yalnızca serbest dolaşıma sokulmasına izin verilmekteydi. Vergi kaybına neden olan işlemlere uygulanacak cezalar Gümrük Kanununun vergi kaybına neden olan cezaları düzenleyen 234. maddesi kapsamı genişletilerek yeniden düzenlenmiştir. Buna göre; satış birimine göre beyan edilen vergi ile tahsil edilmesi gereken vergi arasındaki farkın % 5’i geçmediği durumlar ile maddi hesap hatasından doğan noksan kıymet beyanlarında söz konusu farkın yarısı tutarında para cezası alınacaktır. Önceden bu gibi durumlarda alınan para cezası vergi farkının bir katı olarak uygulanmaktaydı. Bu maddede yapılan düzenlemeyle getirilen esas önemli değişiklik; dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ve tam muafiyetli geçici ithalat rejimi hükümlerine tabi eşyaya ilişkin olarak yapılan beyan ile eşyanın muayenesi ve denetlemesi veya teslimden sonra kontrolü sonucunda, eşyanın tarife ve kıymetinde vergi farklılıkları tespit edilmesi durumunda, öngörülen cezaların yarısı tutarında para cezası öngörülmesidir. Böylelikle, Türkiye’ye geçici olarak girecek olan eşyaya ilişkin tarife ve kıymet uygulamalarından kaynaklanan farklılıklara getirilen yaptırımlar da sistematize edilmiştir. Yasada gerçekleştirilen diğer bir önemli değişiklik de; söz konusu aykırılıkların, gümrük idaresince tespit edilmesinden önce, beyan sahibince bildirilmesi durumunda belirtilen cezaların yüzde onbeş nisbetinde uygulanacak olmasıdır. Daha önceki uygulamada bu anlamda bir ceza yer almayıp, 14.10.2004 tarihli 2004/26 sayılı Genelge hükümleri doğrultusunda, mükelleflerin eşyanın tesliminden sonra eksik kıymet unsuru beyan etmesi durumunda ek tahakkuk yapılıp, 241/1 uyarınca usulsüzlük cezası uygulanmak suretiyle işlem yapılmaktaydı. Dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlaline ilişkin cezalar Gümrük Kanununun 238. maddesinde yapılan değişiklikle; yasa metninde sayılan durumlar dışında dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrük vergileri tutarının iki katı ve tam muafiyet suretiyle geçici olarak ithal edilen özel kullanıma mahsus taşıtlar için de gümrük vergileri tutarının dörtte biri tutarında para cezası uygulanacaktır. Usulsüzlük cezaları Bu başlıktaki en önemli husus ceza tutarının 221 TL’den 60 TL’ye indirilmesidir. Öte yandan, dahilde işleme rejimi, geçici ithalat rejimi ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi kapsamında yurda geçici olarak giren eşyanın verilen süre sonunda yurtdışına çıkarılmaması halinde önceden doğrudan eşyaya ilişkin vergilerin iki katı kadar para cezası uygulanırken, 241. maddede yapılan değişiklikle üç aya kadar olan gecikmelerde usulsüzlük cezası uygulanmak suretiyle eşyanın yurt dışı edilebilme ya da gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulabilme olanağı getirilmiştir. Bunun yanı sıra, gümrük işlemleriyle ilgili belgelerin beş yıl süreyle saklanmaması durumu da bu madde kapsamına alınmış ve bu yükümlülüğe uymayanlara usulsüzlük cezasının sekiz kat uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. İtirazlar -5- Gümrük Kanununun 242. maddesinde yapılan değişiklikle idari kararlara karşı düzeltme ve itiraz ayrımı ortadan kaldırılmış vergiler, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden onbeş gün içinde bir üst makama ve üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Gümrük müşavirlik ücretleri Daha önce bu doğrultuda bir hüküm yok iken, Gümrük Kanununun geçici 6. maddesine yapılan ekleme ile gümrük müşavir derneklerince hazırlanan ve gümrük müşavirlerinin yapacakları iş ve işlemler karşılığı alacakları asgari ücretleri gösteren ve takvim yılı bazında belirlenen asgari ücret tarifesinin Müsteşarlıkça onaylandıktan sonra yürürlüğe gireceği belirtilmektedir. Yürürlük Gümrük Kanununda değişiklik yapan 5911 sayılı Kanun yayımlanma tarihinden üç ay sonra 07.10.2009 tarihinde yürürlüğe girecektir.