İSTANBUL TİCARET ODASI KOBİ'LERE YÖNELİK DESTEKLER SEMİNERİ 21.04.2005 YAYIN NO: 2005-24 İstanbul, 2005 © Bu eserin yayın hakları İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) aittir. Eser üzerinde 5846 sayılı FSEK tarafından sağlanan tüm haklar sınırlıdır. İTO'nun ve yazarın adı belirtilmek koşuluyla eserden normal ölçüde alıntı yapılabilir. İ T O ' n u n yazılı izni o l m a d a n eserin tamamı veya bir bölümü f o t o k o p i , faksimile veya başka bir araçla ç o ğ a l t ı l a m a z , d a ğ ı t ı l a m a z , e l e k t r o n i k o r t a m l a r d a ticari ya da b a ş k a bir a m a ç l a k u l l a n ı l a m a z . İstanbul Ticaret Odası: 03.09.01 KOB KOBhere Yönelik Destekler İstanbul, 2005J44 sayfa 1.YATIRIM TEŞVİK I. KOBİ DESTEKLERİ II.YATIRIM DESTEKLERİ . DEVLET DESTEKLERİ IV.TEŞVİK BELGELİ YATIRIMLAR V. AR-GE DESTEKLERİ VI. İHRACAT DESTEKLERİ VII. SEMİNER VIII. İTO ISBNNO:975-512-985-5 Türkçe Reşa d iye Cad. Eminönü/İstanbul İTO BİLGİ HATTI (212) 455 61 61 www.ito.org.tr İTO yayınları için ayrıntılı bilgi Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi Dokümantasyon Servisinden alınabilir. Tel: (212) 455 63 29 Faks: (212) 512 06 41 E. Posta: ito.yayin@ito.org.tr W e b : www.ito.org.tr BASKI CAN AJANS Reklam, Tasarım, Matbaacılık Tel:(212)-577 49 12 Faks: (212)-577 49 44 canajans_@hotmail.com ÖNSÖZ "Rekabet" kavramının, gündemin ön sıralarındald yerini koruduğu günümüz dünyasında, ancak araştırma-geliştirme faaliyetlerine önem veren, markalaşma bilincine sahip olan işletmeler dünyaya açılabilmekte ve ülke ekonomisine katma değer sağlayabilmektedirler. Bu özelliklere sahip işletme sayısının artmasının dünya pazarlarından alınan payın büyümesine, refah seviyesinin artmasına, istikrarın yakalanmasına ve sorunların çözümüne katkıda bulunacağı muhakkaktır. Rekabet ortamında güçlü olmanın en önemli parametrelerinden biri de eğitimdir. KOBİ'lerimizin bilimsel metodlarla yönetilmeleri, teknolojiye uyum sağlayabilmeleri ve sağlıklı büyüyebilmeleri, iyi eğitim almış, hızlı ve doğru şekilde iş yapan elemanlar ve doğru yönetim politikaları ile sağlanacaktır. Ancak ekonomik gelişmenin öncüsü olan KOBİ'lerimizin, refah seviyelerini yük­ seltebilmeleri Dünya pazarlarındaki paylarını arttırabilmeleri, uluslararası fir­ maları yakalamaları kısaca rekabet edebilmeleri için belirli desteldere ihtiyaç duyduklarıda bir başka gerçektir. Odamızca, bu yöndeki çeşitli çabalara katkıda bulunmak ve KOBÎ'lerimizi mev­ cut desteklerden ne şekilde yararlanabileceklerine ilişkin olarak bilgilendirmek üzere "KOBİ'lere Yönelik Destekler" semineri düzenlenmiştir. Anılan seminerimizin gördüğü ilgi üzerine, yapılan konuşmaların yazılı hale getirilmesinin ve bu şekilde etkinliğe katılamamış üyelerimize de yararlı olun­ masının doğru olacağı düşünülerek, bu yayın hazırlanmış ve ilgililerin istifade­ sine sunulmuştur. Gerek seminerin, gerekse de bu yayının gerçeldeştirilmesine katkıda bulunan KOBİ-Araştırma ve Geliştirme Şubesi çalışanlarına teşekkür ederim. Genel Sekreter Dr. Cengiz ERSUN İÇİNDEKİLER Açış Konuşmaları Oturum Başkanı Prof.Dr. Metin Yerebakan 7 Selçuk Tayftın Ok 7 (İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı) Erkan Gürkan 11 (KOSGEB Başkanı) Ahmet Şenkal 24 (ÎTO Sanayi Şubesi Müdürü) LOturum Mustafa Kaplan 26 (KOSGEB İstanbul İkitelli İşletme Geliştirme Merkez Müdürü) KOBİ'lere Sağlanan Destekler Sırrı Baykal 34 (T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Uzmanı) Yatırımlara Sağlanan Devlet Destekleri Mustafa Toy (Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Proje 1 Müdürü) KOBİ Teşvik Belgeli Yatırımlara Sağlanan Destekler 38 Ali Cemal Ünen 41 (Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Kredi 1 Müdürü) KOBÎ Teşvik Belgeli Yatırımlara Sağlanan Destekler Mahmut Kiper 45 TIDEB Alan Koordinatörü Ar - Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Emrah Sazak 51 (T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı - Dış Ticaret Uzmanı) İhracata Yönelik Devlet Destekleri Soru - Cevap 57 Ek 1 : Sunumlar 87 AÇILIŞ K O N U Ş M A L A R I Prof.Dr. Metin Yerebakan Oturum Başkanı Bilindiği üzere, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere dönük çalışmalarımız iş programımızda önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmalarımız çerçevesinde KOBİ'lerimize dönük destekleri, teşvikleri, güncel durumuyla bir ele alalım, inceleyelim istedik. Bu ilgiye çok da teşekkür ediyoruz. Sanıyorum biraz sonra toplantıyı Odamız adına açacak olan Odamız temsilcisi size bu konuda bilgi verecektir. Ama ben sizin değerli vakitlerinizi hem almak istemiyor ayrıca konuşmacılara ve sizin soru cevaplarınıza yeteri kadar cevap ayırmak için kısa kesmek istiyorum. Tekrar hoş geldiniz diyorum ve toplantımızı açmak üzere İstanbul Ticaret Odamızın Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Selçuk Tayfun Ok Beyefendiyi kürsüye davet ediyorum, buyurun Selçuk Bey. Selçuk Tayfun Ok İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Açış Konuşması Efendim hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum, şahsım ve İstanbul Ticaret Odası adına, özellikle Başkanımız Sayın Murat Yalçmtaş adına da yine hem özrümüzü hem de saygı ve selamlarını iletiyorum sizlere, kendisi Odamızın Olağanüstü Meclis Toplantısı nedeniyle, katılma olanağı bulamadı, özellikle kendisi gelmek istiyordu, ama olmadı. Ben onun adına tekrar sizlere özürlerimizi iletiyorum. İnşallah başka bir toplantımızda, kendisi de sizlerle bir araya gelmeyi arzu ediyor. Bilindiği üzere İstanbul Ticaret Odası'nın faaliyetlerinin içerisinde en çok yer tutan konu. Küçük ve Orta Boy İşletmelerimize, kısaca KOBİ dediğimiz işletmelerimize dönük hizmetler ve bu hizmetler içerisinde en çok yer ayırdığımız emek verdiğimiz konu da. Küçük ve Orta Boy üyelerimizin güncel iki gelişme konusunda bilgilendirilmesi, birikimlerinin güncelleştirilmesi ve özellikle çağdaş uygulamaların Küçük ve Orta Boy İşletmelerimize adaptasyonunun hızlandırılması bakımından yaptığımız çalışmalardır. Bu çalışmalar içerisinde de bugünkü düzenlediğimiz seminerler ve bilgilendirme toplantıları ağırlık kazanıyor. Bugünkü çalışmamız yine bilgilendirme çalışmaları içerisinde belki sizlerin en çok ihtiyaç duyduğu konulardan birisi ve bugünkü toplantıya ilginiz bizi son derece memnun ediyor. Biz normal şartlarda, genellikle bu tür toplantılarımızı, 100, 150 kişilik bir katılımla yaparken, bugün fark ediyorum ki, bu toplantı salonu 200 kişilik, ayakta olanlar ve dışarıdakilerle birlikte demek ki aşağı yukarı 400 e yakın bir katılım var. Ben bu ilgiden aldığım cesaretle sizlere odamız adına şunu belirtmek isterim ki, toplantının aynısını, olanak bulursak, aynı konuşmacılarla sizlere bir ay içerisinde tekrar yapmayı arzu ettiğimizi belirtmek isterim. Demek ilgi var, bu konuda bir bilgilenme ihtiyacı var. Bunu gidermeye elimizden geldiğince çaba sarf edeceğiz. Bugün gerçekten burada hem KOSGEB Sayın Başkanı ve değerli Yöneticileri ve hem de Sayın Prof Dr. Metin Yerebakan ve diğer konuşmacılarımız hepsi kendi alanlarında gerçekten bunu latife olsun diye söylemiyorum, gerçekten deneyimli, birikimli ve sizlere son derece yararlı bilgiler verebilecek uzmanlardan oluşmaktadır. Sizlere tavsiyem onları burada bulmuşken, hep beraber aklınızda kalan bütün soruları sormanızdır, toplantılarımızda sizlerin talepleri doğrultusunda, konuşmacılarımızın kendi konuşma sürelerini olabildiğince kısıtlayarak, soru ve cevaplara daha çok süre ayıran bir seminer, toplantı düzenimiz var, o bakımdan en son bölümdeki tartışma bölümünde, soru cevaplarda, sizlerin bütün sorularınıza açıklık getirilmeye çalışılacaktır. İstanbul Ticaret Odası olarak bizi, KOBİ'lerle ilgili pek çok çalışmamız var diye belirtmiştim. Gerçekten Türkiye'de KOBİ anlayışı ve tanımı, özellikle son 10 yılda büyük önem kazandı, gerçekte Türkiye'nin % 99 u KOBİ'dir. İmalat sanayinde veya hizmet sektöründeki şirketlerimizin % 99 u KOBİ niteliğindedir, yani bir anlamda ekonominin sayısal anlamdaki verileri tam olarak yargımızı kuvvetlendirir anlamda olmasa da çünkü istihdamda, ihracat ve vergideki birtakım performanslar, KOBİ paymm düşük olduğunu gösteriyor ise de gerçekte tüm üretimin KOBİ geçtiği, KOBİ'lerin üzerindeki dış ticaret sermaye şirketleri ve/veya grupların ana şirketleri vasıtasıyla pek çok performansın, vergi, dış ticaret konusunda ortaya çıktığını diklcate aldığımızda, gerçek anlamda Türkiye ekonomisinde büyük bölümünün KOBİ'ler tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz. Zaten bir başka özelliği daha vardır KOBİ'lerin, yine hepimiz biliyoruz ki, özellikle gelişen ekonomilerde, gelişmekte olan ülkelerde, esnek ve çabuk karar verip, çabuk uygulayabilen özellilderi nedeniyle, KOBİ'ler ekonomi için de, ekonomi hayatı için de tartışılmaz ve vazgeçilmez niteliklere sahip bir şirket tipidir. O bakımdan esneklik anlamında ülke ekonomisine bir başka boyut kazandırabilen şirketlerdir. Bu sebepten KOBİ'leri koruyup, kollamak da İstanbul Ticaret Odası ve kamu kuruluşları açısından vazgeçilmez bir görevdir. Bu görevi de gerek İstanbul Ticaret Odası ve gerekse diğer odalar ve özellikle kamu başta KOSGEB olmak üzere diğer kamu kuruluşları, buna ülkemizin olanakları çerçevesinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Tabii ülkemizin olanakları dediğimiz zaman da en önce aklımıza gelen parasal, fınansal olanaklar, yine ülkemizin uzun yıllardır bir kriz zinciri içerisinde yaşamını sürdürdüğü, ekonominin zorluklar içerisinde düzlüğe çıkartılma çabalarının, değişik hükümetler döneminde sürdürüldüğü, bu konuda zaman zaman başarılı, zaman zaman başarısız olunduğu yine hepimizin malumu. 2001 krizinin özellikle Türkiye'de en azından bizim kuşakların hatırladığı en ciddi kriz olduğunu biliyoruz. Bu kriz nedeniyle, hem büyük, hem küçük şirketlerimiz hem de fınans sektörümüz büyük zarar gördü ve bunun yaralarını sarmaya çalışıyoruz, belli bir noktaya geldik. Bazı konularda hala yapılacak pek çok iş var, ama parasal anlamda, devletin Küçük ve Orta Boy İşletmelerimize teşvik anlamında sağlayabildiği, parasal teşvik anlamında sağlayabildiği kaynaklar sınırlı ve tabii sınırlı olan kaynakların rantabl kullanılabilmesi ve hak ettiği yere gidebilmesi çok büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Kamu kuruluşları açısından, burada birtakım hem işletme düzeyinde, hem de uygulamacılar anlamında sıkıntılar var. Bunlarda biz aracılık yaparak, bu sorunları olabildiğince çözmeye çalışıyoruz ama tabii sıkıntılarımız mevcut. En azından kaynaklar yetersiz. Belirttiğimiz gibi, işte teşvik düzenine ilişkin birtakım eleştirilerimiz var. Şu andaki mevcut teşvik sisteminin, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamadığına ilişkin, hepinizin bildiği, kamuoyuna da yansımış, görüşlerimiz var. Bu çerçevede yapılan çalışmalara çeşitli katkılarda bulunuyoruz, önümüzdeki yıllarda bu teşvik sisteminin belki daha farklı bir sistematiğe kavuşturulması bakımından yapılabilecek olanlar var, hükümet bu konuda değişik hazırlıklar içerisinde, önümüzdeki yıllarda umuyoruz ve diliyoruz ki, teşvik sistemimiz bizi daha tatminkar boyutlara götürebilecek bir yapıda olacaktır. Ben sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü biraz sonra Sayın Gürkan da belki benimkine benzer bir konuşma yapacaktır. O bakımdan tekrarlamamak ve uzmanların alanlarına girmemek bakımından, ben sözümü burada tamamlıyorum, katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Son cümle olarak sizlere bu çalışmalarımızda bize yol gösterecek, rehberlik yapacak görüş ve önerilerinizi samimiyetle beklediğimizi belirtmek istiyorum. Gerçekten sizlerden alacağımız görüş ve öneriler, bizleri çalışmalarımızda besleyecektir, bizler, sizlerin hizmetindeyiz, bunu bilmenizi istiyoruz, odamıza gelerek, faks göndererek, elektronik posta ile, her türlü sorunuzu ve önerilerinizi almayı beklediğimizi bir kere daha ifade ederek, hem KOSGEB'e bu toplantı için bizle işbirliği yaptıkları için hem de diğer kamu kuruluşlarımızın temsilcilerine, konuşmacılarımıza katkıları için teşekkür ediyor, sizlere de bu toplantının yararlı geçmesini diliyorum, teşekkür ederim. Oturum Başkanı: Efendim Selçuk Beye teşekkür ediyoruz. Şimdi KOSGEB'imizin değerli Başkanı Erkan Gürkan Beyefendiyi alacağız, efendim Sayın Başkanım, istediğiniz kadar size konuşma süresi, buyurunuz efendim. Erkan Gürkan KOSGEB BAŞKANI Baylar, bayanlar, değerli basın mensupları, sizlerle beraber olmak tabii bizi çok memnun ediyor. Ama ben bugün epeyce bir heyecanlandım, çünkü İstanbul'da bu kadar geniş bir katılımlı bir toplantıda bu boyutta bulunmamıştım. Anadolu'nun dört bir köşesinde bulunduk, binlerce sanayici ile beraber olduk ama, İstanbul Türkiye için çok önemli kritik bir yer. Ve burada oluşacak hava ve motivasyon bizim de hareket tarzımızı, arzumuzu, isteğimizi, şevkimizi şekillendirecek, o yüzden ben buradaki toplantının Sayın Başkan ve diğer konuşmacı arkadaşlarla birlikte. Sayın İstanbul Ticaret Odası yöneticileriyle beraber hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah vatana, millete faydalı sonuçları olan bir çalışma ve toplantı olur. Sayın Başkan'ın ve değerli dostumuzun söylediği noktadan yola çıkarsak, konuşmaya başlanıldığında arkası kesilmiyor, bu arkası kesilmemesiyle alakalı durum, sizlerle alakalı, yani sizden gazı aldığımız zaman konuşma devam ediyor, İnşallah sizleri fazla yormadan ve memnun eden bir toplantı olur. Değerli dostlar, Türkiye'de KOBİ'lerle ilgili problemler nelerdir diye sorulduğunda, hemen ilk planda tanımlamamız olmamakla birlikte, tanımda da problem yaşanır. Bu problemi nasıl aşacağız diye hep sorgudan geçilir. KOSGEB İdaresi Başkanlığı'nın bir tanımı var. Kanuni bir tanımı ama. Meclisten geçen yeni bir yasa ile birlikte Sanayi Bakanlığımız bu konuda yetkinleşti biliyorsunuz ve Avrupa Birliği uyumu ile ilgili ve diğer süreçlerle ilgili tam yetkiyle Sanayi Bakanlığımız yönetmelik hazırlayacak ve sonrasında alınan kararlarla süreç devam edecek. Ama bana KOBİ kimdir diye sorduklarında, aslında çok kısıtlı, kriterleri birçok boyutuyla koyulması mümkün olan bir şey, ama ben farklı bir yerden bakıyorum. Hatta, KOBİ deme ifadesini de zayıf buluyorum. KOBİ de Türk sanayisinin ruhunu anlatmıyor. Evet, toprağın bağrından gelen, enteresan bir ruhsal yapı var. Ben o tanımı öyle görmek istiyorum. İsterseniz kısaca size nasıl baktığımızı anlatayım. Ama önce tırnak içinde bir şey söylemek istiyorum. Konuşmalarımı yaparken Mevlana'nın bir sözünden yola çıkarak bilgilerimi aktarıyorum. Söylenen söz, kalpten çıkarsa, kalbe kadar gider. Eğer ağızdan çıkarsa, kulağı bile aşmaz diyor. Şimdi böyle bir düsturla ben anlattığım zaman, kendi içimde bir heyecan hissediyorum, sonra da kendi sınırlarım belki biraz daha rahatlıyor, geniş bir hareket alanı elde ediyorum. Bazen bu şov gibi algılanıyor. Değerli dostlar, bizim sizlerden, yani bizi burada dinleyen dostlardan ve bu sürecin sonucunda ortaya çıkacak katma değerden şahsımız adına hiçbir talebimiz yoktur. İdare Başkanlığını da buradaki dostlarımıza inandığımız için yapıyoruz. Yani Türk Sanayisine ve Türk Devleti'nin güçlenmesine, bu anlamda oturduğumuz yerin tarihinin ne zaman biteceğine ait kriterleri bile söyleyecek kadar rahatız, güç vermeye başladığımız zaman devam ediyoruz, güç aldığımız zaman terk ediyoruz. Mesele bu milletin güçlenmesi ve küresel dünyada güç olmasıdır. KOBİ kimdir diye sorulduğunda, Avrupalılar diyorlar ki değişimin motorudur. Ben değişimin ve ayakta kalmanın ruhudur diyorum. Eğer motor derseniz mekanik bir algı elde edersiniz, enerjisini de kendi kendisini üretemez bir halde olabilir. Nedendir diye sorulacak olursa, krizler yaşandığında bu ekonomiyi ayakta tutan enteresan bir kurgu ve algı var. Sanayicimizde, öyle, kurgu, öyle bir algı ki bu. Krizler yok etmiyor. Bir süre içerisinde küçülüyor, bir tezgahın başında bekliyor. Sonra tekrar büyüyor, ama varlığını devam ettiriyor, ama o varlığını devam ettiren sebep nedir diye bakıldığında, elindeki kıt kaynaklarıyla, bir işletmeyi kurup, sonra da gecesini, gündüzünü o işletmeye veren insan, o mekanı ve o imkanı kolay kolay terk etmez. Ve o terk etmemenin güdüsü, zaman zaman hanımından veya hanım girişimciler varsa, eşlerinden, ya bizden daha çok seviyorsun işyerini diyebilecek, hatta çocuklarını, aman işte büyüğün gibi olma, sen memur ol denilecek yönlendirmeler ortaya çıkıyor. Fakat özüne bakıldığında, ekonomiyi diri tutan bir algı ve bir kurgu. Şimdi bunlardan kendimize bir pay çıkartacağız, size KOSGEB'in rolünü tanımlayacağım İkinci bir algı var. KOBİ, veya Türk girişimcisi, sanayicisi, oturduğu yerden de güç almaz, oturduğu yere güç verir, güç almaya başladıktan sonra hortumlamak zorunda, çünkü işletmenin tekerinin dönmesi için başka yerlere yönelmek zorunda, KOBİ'lerin de öyle bir kültürel alt yapısı olmadığı için o tırnaklarıyla kazıp ve işini devam ettirir. Eğer orayı taşıyamıyorsa, sistemini, orayı bırakmak zorunda kalacağını da bilir. Yani kendi bulunduğu mekana güç verir, eğer ormana bakacak olursanız Türkiye Ekonomisine güç verir. Şimdi böyle bir ruhsal yapıya, hizmet verebilmek için, bu ruhsal yapının içinde olmak zorundasınız. KOSGEB'e ne pay düşüyor.KOSGEB İdaresi Başkanlığı, Türkiye'de KOBİ'leri desteklemek üzere geliştirilmiş, yapılandırılmış, 1990 yılında rahmetli Özal'ın Türkiye'ye hediye ettiği bir kurum. Özerk bir kurum. Yetkinlikleri, olan bir kurum hızlı karar verebilen, yatarsa çok yatan, kalkarsa da hızlı kalkıp hareket edebilen bir kurum. Ama çok önemli bir rolü var. Az önce tanımladığım kriterlerdeki o muhteşem bir algıya ve kültüre hitap etmek zorunda. Bu kültürün ve algının, küresel dünyada 3 tane ana problemi var. Bu üç ana problemin bir tanesi, değişim. Eğer değişimi algılayamıyorsak, KOSGEB olarak, sanayici olarak, diğer ilgili kurum ve kuruluşlar olarak ve bu algıya uygun yapılanamıyorsak bunun değişimini yönlendiremiyorsak, yönetemiyorsak, planlayamıyorsak, ciddi bir problem var. O zaman değişim kontrol edilebilir olmalı. Ne kadar ediyorsak o kadar, pekala sanayici bunu tek başına yapabilir mi? Hayır yapamaz. Neden? Her şeyin o kadar çok hızlı değiştiği bir ortamda sanayici bu bilgileri nereden derleyecek? Nereden bunu yönlendirecek? O zaman birileri rol olmak zorunda burada. Ama bu anlattıklarım işin hikayemsi tarafı değil. Aslında KOSGEB'le alakalarını kuruyorum şu anda, ayakları oluşturuyorum. İkincisi, bu üç problem KOSGEB'in de şu anda gelmiş olduğu modeli anlatıyor ama, özellikle üzerine basarak duruyorum. Yani son gelinecek noktayı anlatıyor. İkincisi, güven problemi, birçok şeyin alt üst olduğu bir ortamda, bir işletme, küresel pazarda, istediği kadar gerekli belgeleri alsın, istediği kadar gerekli yapılanmalara sahip olsun, bir taraftan da kendini ispat etme problemi var. O problemi ispat ettikten, ortadan kaldırdıktan sonra, ben varım dedikten sonra da üçüncü problem geliyor. Sürdürülebilir bir süreçte durması lazım. Yani dıştan gelen etkiler ve iki ilişkinin, ticari ilişkinin sonuçlarında, ortaya çıkacak negatif durumu da kontrol edebilir olması lazım. Bu üçünü kontrol edemezse, işletme sıkıntıda, tek başına bunu yapabilir mi? Yapamaz. 2003 yılının başlangıcında bu üç problemden yola çıkarak bir yapılanma süreci başlattık. 2005 yılma kadar bu devam etti. Şu anda yapının son kirişlerini çaktık. Şimdi size onu sunacağım. Ama bunu yaparken de bilgiye dayalı bu yapılmalıydı, yani KOSGEB Başkanlığında oturan birileri, hadi oturalım, bakalım bu üç problemi çözelim, bizim bildiğimizle bu iş çözülür deseydi, bu iş olmazdı. Türkiye'de bulunan KOBİ'leri temsil eden oda, dernek, bütün kuruluşlara yazı yazılmış, yaklaşık 600 yere, biz bir şeyler yapacağız duyurusunda bulunulmuş, ama bu yapacağımız şeyin sizlerce cenahı duruşu nedir? Yani siz meseleye nasıl yaklaşıyorsunuz, öyle bir şey yapalım ki, bu yaptığımız şey sonuçta, topyekun bizi küresel rekabete taşısın. Cevaplar geldi. Yetmedi, KOSGEB'te senelerden beri çalışmış ve bir miktar da dışarıdan olmak kaydıyla, Türkiye'nin seçkin insanlarının oluştuğu, 60 tane komisyon, yaklaşık 180 kişiden oluşan bir komisyon oluştu. İşi yapmayacaksan komisyona havale et mantığının çok dışında bir şey tabii ki bu. Bir an evvel yapmamız lazımdı ve süreci birkaç aşamaya böldük. Bunlardan bir tanesi, KOSGEB elemanı, sanayiciye inmeli, sanayiciyi tanımalı, çünkü biz kapalı devre yaşadık. Uzun süre sizden uzak durduk. Bunun suçlusunu aramaya gerek yok. Sonuçta böyle bir şey oldu ve sanayici KOSGEB'i, KOSGEB sanayiciyi öyle bir algılamalı ki bu sürecin sonucunda arkadan gelecek şeyi, doğru yapabilir bir yetkinliğe hep beraber ulaşalım, yoksa 2003 ve 2004 teki verdiğimiz destekler, asıl ana gövde hareketinin bu üç problemi çözücü hareketinin başlangıcıydı. Uzmanlarımıza dedik ki, sanayiciye destek vermek için analiz yapmak zorundasınız. Firmaya gideceksin ve eğitimden geçirdik, acil bir eğitim süreci başlattık. Fakat bu arada bir şey fark ettik, sanayiciye destek vermek üzere uzmanı göndereceğiz, ama eğitim başladı, 48 tane belge istiyoruz. Şimdi İstanbul'daysanız, sadece bir Kapasite Raporu bile, epeyce bir zaman alıyor. Sanayici o belgeleri hazırlayıp, gelip, tamam kardeşim oldu diyene kadar epeyce bir zaman almaktadır. Ne veriyoruz diye baktık. 8 tane destek veriyoruz. Şimdi size bir gözünüzün önüne, eczanesi olan var mı bilmiyorum, bir eczaneyi düşünün, hekim demiş ki senin hastalıkların var, git eczaneden ilacın adını da vererek hastalığına uygun ilaç al dediğini, eczaneye gittiğinde sadece bana a ilacından ver dese, veya eczane sadece a ilacını satıyorsa, orada bir anormallik var, yani adamın midesi hasta, gözü hasta, kalbi hasta, bir sürü şeyi hasta, çünkü dış etkenler her tarafı hasta etmiş. Siz dönüp bir tane ilaç veriyorsunuz, sonra da diyorsunuz, fonksiyonel değişime girmeni istiyorum. Mümkün mü bu? Değil. Bir tarafı sağlamlaştırırken, bir tarafı da bozabilirsiniz bu arada. Biz dedik ki o zaman belge sayısını indireceğiz, ilk parti 5 ve 2 arasında, ikinci parti bütün şu andaki iş planlarını da kaldırdık. Ama bir şeyi zorunlu hale getirdik. Bu arada sanayiciden isteyeceğimiz, belge sayısı azaldığı gibi, faturaya dayalı bir sisteme geçiş yapıldı. Şu anki en son gelinen yapıya dönüşünceye kadar destek çeşidini de ihtiyaca uygun olarak genişlettik. Şimdi bunları yaparken 4 tane ilke belirledik değerli dostlar, bir tanesi, KOSGEB İdaresi Başkanlığı'nda benimsenen bir ilke bu, sürekli değişim ilkesi. Bir kamu kurumunda sürekli değişimi benimsemek zordur. Bir kamu kurumunda performans sistemini kurgulamak zordur. Bir kamu kurumunda elemanın sahaya entegrasyonunu bunlarla birlikte yapmak zordur ve tam yetkiyle, ademi merkeziyetçi bir algıyla, yetkiyi devretmek zordur. Çünkü neden? Risk vardır. Herkesin imza atmaktan çekindiği bir ortamdaysanız ve bizim kardeşlerimize yetki verdik, ben daha önceden Başkanlığa ilk geldiğimde, masamın üstü öyle doluydu, arka tarafı göremiyordum. Şimdi bir tane desteğe yetkim yok. Hiçbir yetkim kalmadı, bütün yetkilerimi komisyonlara ve uzman arkadaşlara, İstanbul'da, iş merkezde biter hale getirdik. Şimdi bu değişim algısına paralel, ikinci bir kurgumuz oldu. Ne kadar başardık diye sorarsanız, yolunda ölürüm ya demiş. Bu bir duruş sergileme, bu bir hedefe doğru gitme, bu bir değişim süreci. Değerli dostlar; sorun değil, çözüm üret ilkesini benimsedik. Pekala sorun üretmeyi kaldırdık mı? Düne göre az, bugüne göre ileriye doğru bir kurgu geliştirdik. İkincisi de sinerjik bağ kurma kurgusunu geliştirdik ve dördüncüsü de buna bağlantılı olarak bunu bir sevdaya dönüştürmeye çalıştık. Şimdi sanayici kardeşlerimizin bazılarının kafasında şöyle bir şey geçecek. Diyecek ki, ya sen bunları çözdün ama, 6 aydan beri, 7 aydan beri bana destek vermiyorsun. Bir kurum, 40 tane delikten geçiyorken, eğer o desteği alamayan sanayici kardeşim o delikten geçiş sürecinin ince ayrıntısını görmezse sıkıntı başlar. Sadece basına baksa, başka bir yere baksa bunu görür zaten, nereden bu KOSGEB çıktı geldi. Nerelerde açmazlara girdi. Şimdi bu kürsüden bu söylenecek durum değil. Ama bir şey var, her girdiğimiz delikten Sayın Başbakanımızın, Sayın Bakanımızın destekleriyle iyi bir noktaya kadar geldik. Kurumlar arası bir koordinasyonla geldik. Şimdi ne yapmaya çalıştık? KOSGEB idaresi Başkanlığı, 393 tane uzmanın çalıştığı bir yer, bütün hepsi bu. Hitap ettiği kitle, 246 bin sanayici. Şimdi sadece tedarik envanterine giren firma sayısı da yaklaşık herhalde 5 bin civarında filan. Ne olması lazım? İşte o son noktadaki söylenen şey olması lazım. Bir sevda köprüsünün kurulması lazım. Ne yaptık ve işi nereye getirdik. Geldiğimiz nokta şu, bundan sonraki olayda, 3 yıllık dönem içerisinde işletme bir kere plan yapmak zorunda, o saha analizi yapıldı. Firmalar kategorilere ayrıldı. Kabiliyetleri plan yapabilir ve yapamaz diye tanımlandı. Değerli dostlar; sanayici plan yapamaz tasnifine girdi de bizden destek mi alamadı? Yok. Ben bunu yapabilir kabiliyetteyim derse, gelip hemen bir analizden geçiririz, o sürece girer tekrar. Eğer firma belli sebeplerden verilerini doğru vermemişse, o zaman da bizim yapacağımız bir şey kalmaz. Çünkü neden? Kaynak insan ve imkanın birlikte eşgüdümünü sağlamak zorundayız, Türkiye'yi küresel rekabetle tanıştırmamız lazım. Ne yaptık? KOSGEB idaresi Başkanlığının en doğru yaptığı iş, şu anda geldiği nokta, 3 yıllık planlarda stratejik yol haritasını hazırlatması. Şu anda 10 bin işletmelik bir harekete dönüştü. Bizim ilk hedefi:e 8 bindi. Oraya doğru geldi ve 20 bine doğru gidiyor. Şu anda destek yeni açılacak, önümüzdeki günlerde inşallah ve kapısı açık gidiyor. Stratejik yol haritası ne? Niye biz bunu istiyoruz ve neyin peşindeyiz? Değerli dostlar, şimdi size ben istatistikler söylesem. KOBİ'lerin Kredilerden aldığı pay % 3. Ben soruyorum doğru mu, yanlış mı? Bankalar bizde bu şekilde bir istatistik bilgilerin olmadığını söylediler. Neden? Onlar ahnan kredi büyüklüğüne göre rakamlandırmışlarda, ölçek büyüklüğüne göre rakamlandırmamışlar. Bir gün, Türkiye'nin kamu bankalarmdan bir tanesinin üst düzey yetkilisine sordum, bu nedir? Biz bunun cevabmı bulamadık deyince, bana şöyle dedi. Ben de merak ettim ve araştırdım. Tamer Müftüoğlu'nun kitabı, en son bize kadar gelmiş, demişler ki kaynak KOSGEB. KOSGEB o zamanlar demiş ki bir araştırma yapalım. Araştırma yapıldığında enteresan bir şey çıkıyor karşımıza, KOSGEB sizden aldık bu bilgiyi diyor. Onlar inceliyorlar, ya bu bilgi doğru değil yada eksik bilgi. Şimdi bu 5 çıtası hiç oynamadı. Ben bildim bileli bu 5 çıtası duruyor. Bu 5 çıtasının yani % 5 çıtasının biraz oynaması lazımdı, 6 olması lazım, 7 olması lazım. Biz sıfır faizli yaklaşık 3 bin firmaya bizden 300 trilyona yakın para verdik. Bu çıta yine oynamadı. Buradan geldiğim nokta şu. İstihdamın kayıt dışı olduğu bir ekonomide veya mali analizlerin kayıt dışı olduğu bir ekonomide, siz KOBİ'lerin katma değerini analiz edip istihdam katkısını analiz etmeniz mümkün değil. Bilgi eksikse, KOBİ'lerin gücü nerede? Yani KOBİ kim? Ne yapar? Etkinliği nedir? Gücü nedir? Bakıldığında bir problem gördük, kendi kendimize dedik ki, biz verdiğimiz desteğin sanayicimiz üzerindeki katkısı ne? Yani biz ekonomide yerinden neyi oynatıyoruz? Hangi etkinliğe ulaşıyoruz? Sorgulamaya başladığımızda, karşımıza enteresanlıklar çıktı. Küresel Pazar da bunu soruyor. Senin ülkende güç kimde? Yani sanayici anlamında, hangi sektörde? Hangi firmalara? Hangi kabiliyetlere sahipsin, diye sorguladığında, cevap verme zorluğu yaşıyorsunuz. Hatta sürekli değişimin olduğu bir ortamı düşünün. Şartların sürekli değiştiğini düşünün ve bu değişim ortamında, siz dönüp diyorsunuz ki, benim pozisyonum budur. Bir örnekle konuyu pekiştirmek istiyorum. KOBİ'ye, KOSGEB'in stratejik yol haritasında, hem KOBİ'ye, hem de sanayicimize kendini bir sorgulaması gerektiğini aktardım. Ben danışman şirketlere bir yazı yazdım ve kati surette, küçük ve orta ölçekli işletmelerinize gidip stratejik yol haritasını doldurmayın dedim. Biz burada işletmenin tepesine çöküp, onun denetçiHğini yapmak istemiyoruz. İşletmemizin değişim sürecini gözlemlemek, kendi işletmesine dönüp bakmasını istiyoruz. Yazılımı o yüzden yaptık ve gelen bilginin, işletmemizde, dönemlik hallerde ne kadar değiştiğini görmek istiyoruz. Derdimiz bu. Ve onu alıp, biraz sonra anlatacağım, basit çerçeve içerisinde küresel pazara taşımak istiyoruz. Diyeceksiniz ki Sayın Başkan, öyle yapma. Ne var. Bir fatura, bir belge, nasıl olsa bizi tanıyorsunuz, analizden de geçirdin ver. Vermek yeterli de 3 tane piyasaya veriyi nasıl taşıyacağız? Hangi KOBl'de, 2007 den sonra BDDK Başkanının da açıklamaları var, o tarafa doğru gidiyor, raiting mantığına finansman dünyası giriyor. Sermaye piyasalarında KOBİ borsaları oluşuyor, bakın KOBİ'lerin pastadan pay alması lazım. Finans dünyasından, ayrıca uluslar arası piyasada finans kaynakları var. Ve bunun üstüne, KOBİ'yi uluslar arası pazara eşleştirme servisi yapmamız lazım, KOSGEB'in 2005 öncesi ayrı bir kurgu, şu anda geldiği nokta bundan sonraki gideceği nokta. Ve BDDK Başkanı bu açıklamayı yaptı, şimdi çalışmalar başladı. Bizimle beraber yürütüyorlar.Nereye geliyoruz? KOBİ'yi ispat etmeye. KOBİ'nin yanında durmaya, onunla var olduğunu anlatabilme güdüsüne doğru gitmeye çalışıyoruz. Kim olarak? Değerli dostlar, makamlar gelip geçicidir, ben KOSGEB Başkanıyım, bu makamda 13 kişi gelip geçti. Ben de yarın gideceğim, gittikten sonra diğerleri gibi beni de kimse tanımayacak. Mesele geriye döndüğümde benim kendi vicdanımla baş başa kaldığımda, ne yaptığımla alakalı bir durum. Ve bu problemlerin hepsi bana ait tek başına bir problem değil. Sizlerle beraber benim ortak problemim. Birlikte çözmek zorunda olduğum bir iş, bana da Allah böyle bir yetki verdi, geç buraya bu işi yap dedi. Benim elemanımın arızası varsa, bizim problemimiz, benim problemim değil. Benim sistemimin arızası çıkarsa, bizim problemimiz, fakat sistem hakkında daha iyi projeleriniz var ise gelip yardım etmesi gerekir. Gelin bunu birlikte yapalım. Bunun adı ne? Sorun değil, çözüm üret mantığı. Kiminle, hep beraber. Bakın bununla alakalı olarak benim kurguladığım bir şey var. Kabul eder misiniz, etmez misiniz bilmem ama, iletişimcilerin birçoğu derler ki, pozitif düşün, bardağın dolu tarafinı gör, boş tarafını görmek iyi bir şey değildir. Hepimiz buna benzer kurguları öğrendik. Ben tam tersini iddia ediyorum. Bardağın boş tarafını gör. Neden? DeğerH dostlar, bardağın dolu tarafinı herkes görüyor, susayan adam dolu tarafını görür. Önemli olan bunu dolduracak adamları bulmak, bu ülkede. Bardağın bu tarafi boş. Hele bir de susayıp da bu suyu bitirmişse, tamamiyle problem var demektir. Biz belli programlarda KOBİ'lerin yolunu açacak bir mekanizmaya dönüştürdük. Her işletmeye ayrı ayrı görevlendirilen uzmanlar gidecek. O uzmanın bundan sonraki vazifesi, o işletmeye düzenli gidip gelip, o işletmenin değişimine yardımcı olmak, değişimini denetlemek değil. Ona fayda sağlamak. Sadece KOSGEB kaynakları değil, diğer konularla ilgili, bundan sonra o işletmeye uzmanın stratejik yol haritası ile birlikte şirketteki değişimi denetlemek üzere zincirleme bağlıyoruz. Ve 3 yıllık dönemde, işletme programlara, yani işletme geliştirme programı, o sizin doldurduğunuzun arka yüzünden bir veri komisyonlara geliyor. Teknoloji geliştirme programı ki ARGE destekleriyle alakalı, eğer bir işletme hem işletmenin geliştirilmesine kodlu, hem de teknoloji geliştirme duyarlıhğı varsa, diyoruz ki seni AR-GE merkezindeki arkadaş alacak, seninle ilgilenecek, hem işletmenin gelişimini takip edecek, hem de bu teknolojik gelişimini yürütecek, yani işletmenin içine kültür katacak. Eğer işletmede ürün geliştirme, laboratuar kültürü ve benzeri kültürler varsa, o zaman başka bir yapının içerisine taşıyoruz. Sonuçta, bütün bu programlardan çıkan veriler, her ay Başkanlıkta toplanan bir mekanizmayla takibe alınıyor. Ne zaman? Bu süreç yeni başladı. Diyeceksiniz ki bu çabuk biten bir şey olmalı mıydı? Değerli dostlar şöyle yapmamız lazımdı. KOSGEB'in adını kimse duymuyordu, 2003 yılında oturup, haydi kardeşim bir plan yapın, bekleyin diyecektik, yazılım da zaten 1.5-2 sene sürer deyip, kervanı yolda düzenleyip, gerçekleri görerek yapı kurma yerine, teorik bir yapının çalışmaması üzerine kurgu çıkabilirdik. Gelinen nokta, yazılımı bitti. Her bir işletmenin ne yaptığını takip eden bir hale geldik. Hangi tedarikçiden, hangi desteği aldı, etkisi ne oldu ve hangi uzman burayı takip etti. Şu anda yazılım çalışıyor. Yapı bitti. Bunun üstüne üstlük, uzmanların performans sistemleri dönüştürüldü ve en son haliyle eşleştirme mantığına giden bir networkte yapı kuruldu. Son hali ne? Değerli dostlar, firma sağada analizden geçiyor. Mevcut durumu ortaya çıkıyor. İşletme diyor ki bunu beni yeniden analizden geçirin. Buyurun geçirebiliriz. Sonra stratejik yol haritası doldurma kültürüne uygun olduğu görüldükten sonra işletmeye deniyor ki, bunu doldur. Yazılım içine dolduruyor. Bakın bu yazılımın sadece hazırlanması başh başına size bir hizmettir. Bu bir hizmet, bakın bu sizden bir destek politikası değil. Bunu birbirine karıştırmayın, yani KOSGEB kafanızda şuraya girsin değerli dostlarım, para dağ;ıtan, destek dağıtan bir yer değil. Bizim bir tane amacımız var, para dağıtmak, destek dağıtmak, önceki kültürümüzdü. Bizim bir tane ölçümüz var. Geliştirdiğimiz sanayicimizin ne kadar geliştiğini bilmek ve onu güçlü kılıp, onu dünyaya örnek gösterebilmek, onu finans ve sermaye pazarına referans gösterebilmek. Bunun dışında eğer biz işletmeleri geliştiremiyorsak, destek vermenin bir anlamı yoktur. O çok kolay bir iş. Bu anlamda stratejik yol haritasını dolduran işletme, bizlerden 3 yıllık dönem içerisinde programa giriyor ve değişimi gözlemlenerek desteklerini alıyor ve planlanmış bir dönemde bu yapılıyor. O uzman da gidiyor, geliyor, onun ne durumda olduğunu gözlemliyor. Pekala tek başına uzmana bağlı bir süreç mi? Hayır, değil. Bu yine size yardımcı olmak üzere uzman sizin dosyanızı alıyor. Size yardımcı olmak için ne kadar doğrudur, bilinmez işletmenin bu konuyu bilip bilemediği vede yanlış veya eksik doldurup doldurmadığının tespit edilmesi için yine alt bir kuruluştakilerin oluşturduğu komisyonlarda inceleniyor ve sanayicilere yola çıkabilmesi için direktifler veriliyor. Artık beraber yürüyoruz, artık entegre olduk. Evraklarımız ortadan kalktı, ama belli periyodlarda senin bize fatura getirmen gerekecek. Pekala kimden? Tedarikçiden, tedarikçinin durumu ne? KOSGEB uzmanlarına, bir genelge ile tedarikçi referans göstermesi yasaklandı. Hiçbir şekilde bir uzman bir tedarikçiyi referans gösteremez. Nereden bulacağız tedarikçiyi? Tedarikçileri havuza alıyoruz, havuza giriyor, sanayicimize kapısını açıyoruz, referanslarıyla birlikte, desteğin açıldığının hemen arkasından bu başlıyor, oraya girecek, kendi referansını kendisi orada görecek, kendi firmasını kendisi görecek. KOSGEB'in uzmanı firmanın işini zorlaştırmanın aksine, çağırıp destek olacak. Şimdi bu süreçte firma tedarikçisini buldu, hizmetini gördü, değişimini gördü, belli periyotlarda KOSGEB elemanıyla uzmanlarla işini yürüttü. Uzmanın yetmediği yerde dışarıdan eleman alıyoruz. Onun yetkilerini müdürlere verdik ve 37 tane portal. KOBİ havuzundan, KOBİ'net havuzundan veriyi alıyor, e-ticaret portallarından dışarıya çıkarışı yaparken,bazı önemli hususlar mevcuttur. Değerli dostlar, eşleştirme merkezi diye 4 ana modülden oluşan bir yapı kurduk. Bu modül şu, Almanlarla ilk anlaşmayı yaptık, onlar bir firmayı akredite ettiler, Ruslarla yaptık, ancak orada şu anda onlardan gelecek süreci bekliyoruz ve dünyanın birçok ülkesi ile, iki ülke arasında anlaştıktan sonra, havuza ortak değerlerimizde olan firmaları koydular. Yani benden otomotivi istemişse, ben otomotivi o havuza koyuyorum. Pekala bu havuzu kim işletiyor? O ülkenin benim hazırladığım modül boyutundaki tedarikçisi, yani bir işletici yapıyor. Parayı nereden alıyor? Ben sadece mali danışman ve hukuk danışmanına para veriyorum. Yani avukat ihtiyacı varsa, o pazarlığa girdiğinde, onu veriyorum. Pekala oradaki ticaret nasıl dönüyor? Yapılan satıştan yüzdesini alıyor, oradaki işletici. Yani % 1, % 2 gibi, uluslar arası boyutta ve KOSGEB oranın performansını bir internet ortamından, yazılımı da bitirdik, takip ediyor. Yani basit anlamıyla buradaki sağlamın küresel pazardaki sağlama giden bir network kurgusunu oluşturduk. İki seneden beri uğraştığımız iş bu. Gecemizi, gündüzümüze kattık. Geldiğiniz nokta nedir? Sayın Başkan diye soracak olursanız, işin özüne geleyim. Şu anda 60 a yakın ülkeden eğer bu yapı filtre sistemi çahşacaksa, şimdi stratejik yol haritası dünyada daha çok duyuldu, bu yol haritası da doğru doldurulup, takip edilecekse işletmeleriniz deyip dünyanın 60 a yakın ülkesinden işbirliği teklifi geldi. İslam ülkeleri, Tayland'da toplandı ve KOSGEB modelini tercih ettiler. İslam Kalkınma Bankası, İslam ülkelerinden kendinden hibe yardımı isteyen ülkeler boyutunda, KOSGEB modeli uygulanacak diye KOSGEB modelini altına ekledi. OECD dünyanın her tarafina bu raporu ilan etti. Biliyorsunuz geçen sene OECD bakanlar konferansını organize ettik. Çok küçük bir parayla. Odalar BirHğimizle beraber, bir koordinasyon halinde, Adem peygamberden bu yana, KOBİ'ler adına Bakanlar düzeyinde yapılmış en büyük toplantıyı yaptık ve 1850 delege, 94 uluslar arası kuruluş, 64 ülkenin ve 35 ülke bakanının katıldığı bir toplantı. Bu KOBİ'leri dünyaya tanıtmamız için önemli bir firsattı. Şimdi geldiğimiz noktanın bu boyutundan bakılacak olursa, değerli dostlar, biz Avrupa ilerleme raporunda, OECD raporlarında ve dünyanın birçok yerinde, iyi yaptığı gözlemlenen bir kurum olmamız yeterli midir diye soracak olursanız, hayır. Bu bir süreç, bu iyiye ve ideale doğru giden süreç ve bu sürecin bugün bence en önemli tarafı. Bugün 5, 6 aydan beri kendi elimizde olmayan sebeplerden dolayı, kamu kurumlarıyla, eş güdümlü, mutabakat sağlayarak, yönetmeliğin daha etkin olmasıyla bir kurgunun ortaya çıkmasının da gereği ön planda olmak kaydıyla, hiçbir kamu kurumuyla aramızda bir problem olmadığını da sizlere beyan etmem kaydıyla, birkaç gün içerisinde yönetmeliğimiz kamuya ilan edilecek inşallah. En son haliyle ve bir süreç geçirdik bugüne geldik. Bugüne geldiğimizde bir şey gördük, aylardan beri destek veremeyen bir kurum, bugün 10 binlerce firma tarafindan, stratejik yol haritası doldurumuma girdiğini gördük. Bu şu demek, sanayici kardeşlerimiz önceden KOSGEB'e destek veren yer bakarken, şimdi beraber olmasını arzu ettiği yer haline doğru dönüştü. Biz desteğimizi Millet ne ise, ona hizmet edenler odur. Sizlerin iyiliği için kendimizi az önce başlangıçta söylediğim tanım üzerine kurguladık kendimizi. Hizmet verebildiğimiz yere kadar veririz, beceremediğimiz yerde buradan gideriz. Ama sizlerden bir ricam var. Bu ricamı söylemeden edemeyeceğim. 1990 yılında kurulan bu kurum, şu anda yaklaşık 2003 yılında yaklaşık KOBÎ'lere 15 misli daha fazla destek verdi. Bir önceki senenin, 5 misli 12 yıllık sürecin üstünde destek verdi. Bu iş hiçbir kadroyu, hiçbir elemanı değiştirmeden yaptık. Ama aynı elemanlarla, 12 sene KOSGEB'in verdiği desteğin ne durumda olduğuna bakarsanız, cari gideri ile desteği arasındaki fark, rahmetli Özal'ın söylediğinin çok dışında bir yer. Cari giderler 10, destekler 90 olacak denirken, 12 yılın geçmiş için söylüyorum ama, hep karıştırılıyor bu, tam tersine dönmüş. 84 civarındaydı cari gideri. Şimdi iki seneden beri biz bunu tam tersine dönüştürdük. Rahmetli Özal'ında söylediği gibi ilk defa lojman satın aldık. Devamlılık istiyorsanız, kamunun yani bizim gibi kurumların sizlerle entegrasyonunu istiyorsanız, öyle bir dişlerinizi geçireceksiniz ki, rahmet anlamında, sevgi anlamında, öyle parmaklarınızı bütünleştireceksiniz ki, bunun adı sinerji olacak. Hep beraber tekamül etme üzerine kurgulanacak ve binlerce firmamıza bakabilir hale gelmiş bir sistemimizi kurgulayacağız. Şimdi bu sistemin çok basit bir tarafı var. Biraz kendinizi zorlayıp, bilmediğiniz tarafları, elemanlardan, eğitimden, vs. eksiklikleri de biz kabul etmek kaydıyla şu entegrasyonu yapacağız. Bize bu anlamda sevda kollarınızı açacağınız konusunda tereddüdüm yok. Sizlerden en son ricam da şu. Dostlar, herhangi bir hayatın basit bir parçasında duran insan, bunun kimliğini değiştirebilirsiniz, değişik rollerde olabilir. Küçük bir şey yaptığı zaman, binlerce insan ayağa kalkıyor ve onun arkasından sloganla bağırıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotifi ve motoru olan bir ruh, bu adamla bir alakası olmamak kaydıyla, kendi nefsimi bu işin dışında tutuyorum. Niye kendi içindeki pozitif enerjiyi ve kendi içindeki aşkı ben varım diyip ortaya koymaz. Ve kapalı dükkanlarımızın içerisinde sadece kendi kendimize dertlenir hale geliriz. Bence burada bu olur mu olmaz mı bilmem ama, bugün fırsatı ise bugün yapalım, birileri kalksın, buradaki kardeşlerimiz el ele tutuşsun ve içindeki pozitif enerjiyi, ben katma değer üretiyorum, ben bu ekonominin tekeliyim ve ben varım deyip kimliğini pozitif anlamda ortaya koysun. Değerli dostlar, kalkanlardan da, kalkmayanlardan da Allah razı olsun. Bu iş, son cümlesiyle alakası şu, arkadaşım destekleri anlatacak, ister beni beğenin, ister beğenmeyin bugün varım, yarın yokum, ama var olan bir şey var. Bu devlet var, bu millet var. Varlığını ifade edebilen ve yaptığı iyilikleri söyleyebilenler var olmaya devam eder. Yokluğunun içerisinde sorunlarını büyüterek bardağın boş tarafında kalırsak, kardeşlerim, hepinizin ben belki küçüğüyüm, belki bir kısmınızın büyüğüyüm, değerli büyüklerim ve değerli dostlarım, var olma kavgasında, pozitif enerji vererek, dünyaya ben varım demekte zorlanırız. Önce kendi içimizde, ister bunu stadyumda yapın, ister boş bir harmanda yapın, isterseniz bir merada yapın. Ama kardeşimiz kalksın, bütün sorunlarının içerisinde bunu çözecek kendisini gördüğü için varım desin. Biz de acizane çözebildiğimiz yere kadar, gecemizi gündüzümüze katarak çözelim. Şunu da bilin ki, burada arkadaşlarımın bir çoğu da, ben de dahil olmak üzere, gecede 3 saat uykuyla koşturuyoruz. Kimseden de bir talebimiz yok. Hiç kimseye de bir selamımız bu anlamda olmaz. Yaptığımız iş, ama kardeşlik ve dostluk için, hizmetin hedefine kadar gidecek. Ne zaman göreceğiz sonucunu? 2003 ve 2004 KOSGEB'in yaptıklarını gördük, eksiklikleriyle, fazlalarıyla, sıkıntılarıyla, ama 2005'de sonuna doğru şimdi destekler de açılıyor. Ben bir daha bu kürsüye gelirsem, davet ederseniz, bir ay sonrası olmaz da bir ay sonra bitmez çünkü bütün hepsi. Tekrar bir araya geldiğimizde. Beyler, kurduk, çalıştı, sonucu bu diyeceğiz. Ahmet Şenkal İTO Sanayi Şubesi Müdürü Efendim KOSGEB'in değerli Başkanma çok teşekkür ediyoruz. Bu salonun heyecanmı tutan konuşması için. Şimdi değerli konuklar, oturumumuza başlayacağız. Konuşmacıların çeşitli kuruluşlardan gelen konuşmacılarımız, KOBİ'lere dönük teşviklerinin somut olarak aktaracakları konuşmalara geçeceğiz. Oturumumuzu oturum Başkanı olarak değerli hocamız. Prof Dr. Metin Yerebakan hocamız idare edecek. Vallaha hocamızı çoğu tanıyor zaten, ben gehrken gördüm hocam sizi, herkesin bir selamı, merhabası var, salonda öğrencileri bol. Hocamızın aktiviteleri çok tabii, kendisinin İTÜ den metalürji eğitimi var, öğrenimi var. Ege Üniversitesinden mühendislik öğrenimi var. Yerli ve yabancı yani yurt dışında ve yurt içinde birçok Üniversitede öğretim üyeliği var. Yine yurt içinde ve yurt dışında birçok şirkette üst düzey yöneticiliği var. DPT de Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü'nde yanlış söylemiyorsam, görevleri var. Halen hocamız danışmanlık yapıyor. Yatırım teşvikleri konusunda toplam kalite, CE işareti, standart konulu ve yabancı sermaye gibi çok önemli konularda danışmanlık yapıyor. Çok sayıda esefi, araştırması, kitabı var. Son olarak da bizim Ticaret Üniversitemize, İstanbul Ticaret Üniversitesine hizmetleri var. Efendim yani kendi evinde bir oturum yönetiyor. Sayın hocam buyurun. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Çok sağ olun. Öncelikle 30 yılı geçen bir geçmişim var. Devlet yardımlarında. 1974'de Teşvik Uygulama'ya girdim, o günden bugüne bir çok toplantılarda görev aldım. Bugün katılımın fazlalığı gerçekten dikkatimi çekti, yani 1983'de yine böyle bir katılımı yönettim, o dönemde ihracatla ilgili hamle yaşıyorduk, oradaki katılım, İzmir ticaret odasındaydı , çok aşırı etkilendim. Şimdi ayakta duran katılımcıları gördükçe, bana ayrılan süreyi nasıl kullanacağımı, onları üzmeden fakat değerli konuşmacılarımızın da ellerindeki paketleri ve bilgileri size tam eksiksiz anlatmalarını sağlamak koşuluyla, bu zamanı en iyi kullanmaya çalışacağım. Dışarıda da var evet. Tabii bu bilinç içinde, zamanı iyi kullanmaya gayret edeceğim. Sırayla, çok değerli konuşmacılarımız var, ama adınıza, yani bütün katılımcılar adına bizim yani bu katılımın çokluğunu devlet yardımlarının görünür hale gelmesi ile bağdaştırıyorum. Devlet yardımları demek ki, görünür hale geldi ki, ilgi de arttı. İnşallah gelecek günlerde bu katılım daha da artar. Ben bu bağlamda KOSGEB Başkanının yürekten konuşmalarını tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Yani Sayın Erkan Gürkan, kıvılcım diyorum soyadına da, kıvılcım çakıyor gerçekten, inşallah çalışmalarına görevi boyunca daha büyük artışla devam edecektir. Şimdi sırayla 3 konuşmacı konuşacak ve 3 konuşmacıdan sonra bir ara vermek durumunda kalacağız. Saat 3 te planlıyorum. Belki bir 5 dakika kadar gecikebilir. 20 dakika veya 15 dakika kadar bir ara verdikten sonra diğer değerli iki konuşmacı konuşacak, saat 4, 5 arası herkesin merak ettiği soruları, kabul edeceğiz ve ilgili arkadaşlara yönelterek cevap arayacağız. Onun için konuşmacı arkadaşlarımızın bir zamanlarını iyi kullanmasını diliyorum. İki, konuşma esnasında kesilmemesini sözlerinin ve konuşmacılara konuşma boyunca soru sorulmamasını istirham ediyorum. Teşekkür ederim. Şimdi KOSGEB'in yardımlarını anlatmak üzere, KOSGEB'in değerli müdürlerinden ikitelli merkez müdürümüz, Mustafa Kaplan Bey konuşacaklar. Mustafa Kaplan Bey, kendisi Elektronik Mühendisidir. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde yüksek lisans yaptı ve 2003 yıhnda da KOSGEB'e girdi, KOSGEB'te halen İkitelli Merkez Müdürlüğünü yapmakta, kendisini birçok oturumlardan, toplantılardan tanıyorum ve size öyle zannediyorum müjdeleri de olacak. Güzel konulardan desteklerden bahsedecekler. Yararlanmanızı diliyprum. Saygılar sunuyorum. Buyurun efendim. 1. O T U R U M Mustafa Kaplan (KOSGEB İstanbul İkitelli İşletme Geliştirme Merkez Müdürü) KOBİMere Sağlanan Destekler Teşekkür ederim hocam. Herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Başkanımız iyi bir hatip gerçekten. Onun arkasından konuşmak oldukça zor, ama gerçekten ben hem bu ilgi, hem de heyecanın üst seviyede olması toplantının verimli geçeceğine inancımı daha da güçlendiriyor. Tabii Başkanımız KOSGEB'in değişimini çok güzel özetledi. Bana da daha çok destekleri anlatmak kaldı. Sizlere daha doğrusu somut olarak KOSGEB'den sizlere neler gelebiUr veya sizlere neler sağlanabilir? Onları burada kısaca arz etmek istiyorum. KOSGEB'in 90 yılında kurulan bir kamu kuruluşu olduğunu başlangıçta söylemekte fayda görüyorum. Hedef kitlesinin kimler olduğunu tanımlamakta, çünkü izleyenlerden belki ticaret erbabı olanlar da olabilir düşüncesiyle, çünkü KOSGEB sadece imalat sanayinde faaliyet gösteren, 150 çalışanı olan işletmelere, 150 çalışana kadar olan işletmelere destek olabiliyor. 2005 yılında KOBİ tanımına yönelik bir yasada revizyon yapılması planlanıyor. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde, bu 250 ye kadar çıkabilecek bu tabii değişen şartfara göre de muhtemelen hep revize edilecektir. Ama şu an için kanunen 150 çalışana kadar olan bir işletme grubuna sadece destek olabiliyoruz ve imalat sanayinde olmazsa olmaz şartımız. Hedeflerimiz zaten bunlar bilinenler, bu değişim sürecini ben mümkün olduğu kadar hızh geçmek istiyorum. Özellikle bu 2004 ve 2005 yılında Başkanımızın da ifade ettiği, saha tarama çalışması, çok önemh bir çalışmaydı gerçekten. İnanın KOBİ'lere yönelik işte orada galerici örneğinde olduğu gibi, hangi kurum, konuşursa konuşsun böyle verilere dayalı bir şey konuşulamıyordu. Ve bu manada da olunca hem ülkemiz adına, hem de kendi gelecekleri adına belki planlama veya böyle bir manada gelişim planları yapmak durumunda olanların bütün planları işte hep tahminin ötesine gitmiyordu. Ama KOSGEB'de bu rakam 46 bin oldu, 46 bin tane KOBİ'ye, yaklaşık 300 soru, sorularak bir anket çalışması bir veri tabanına aktarma çalışması yapıldı. Ve buradan inanılmaz tahliller biz elde ettik ve bunu kamuoyuyla da zaten dönem dönem paylaşıyoruz ve paylaşacağız da. Bizim için de şu güzelliği vardı. Reel verilerle direk işte ölçümlenebilen ve direk reel verilerle oluşturulan bir veri tabanı söz konusuydu. Ve buradan, bu bilimsel metodlarla analiz yapıldı, temel karakteristikleri ortaya çıkartıldı. Bu bölgesel, sektörel kalkınma stratejilerine kadar da gidecek analizlere kadar da inşallah gidecek. Çünkü Anadolu'da illere, ilçelere varıncaya kadar sayılmayan KOBİ kalmadı. Ama sadece İstanbul, İzmir, Ankara gibi belki işte büyük şehirlerde bursa da dahil olmak üzere biraz daha kontrollü gidildi. Çünkü hem dağınık olması, hem de yekunun fazla olması nedeniyle, ama şunu söyleyebilirim ki Anadolu'nun bütün karakteristik KOBİ haritası ortaya çıkmış oldu. Ve sorunlu KOBİ'lerin de zayıflıkları belirlendi. Bu fotoğraf çok ciddi bir fotoğraf. Şimdi burada biz bu sınıflandırmada özellikle işletmeleri 4 tane kategoriye ayırmıştık. Yüzde 53 gibi büyük bir oran da mikro işletmeler mevcut olup bizim ülkemiz adına belki önemli bir veridir. Neler yapılması gerektiği konusunda da uzun tartışmalar götürebilecek bir konu dur. % 53 oranında mikro işletmeler dediğimiz küçük işletmeler, atölyeler tanımlayabildik ve o % 50 den yukarısı da abc diye adlandırdığımız, özellikle ihracat potansiyeli olan ve ihracat yapan işletmeler diye tanımlayabildiğimiz işletmelerde bizim katma değer üretme konusunda stratejik planı isteyeceğimiz grup, olacaktır. Yani abc diye yapılan tarama çalışmalarının bir miktarına önceden yapılmış olanlara mektup ulaşarak sonuçlar bildirildi. İşte hangi grupta olduğunuzu, orada şifrenizle birlikte girdiğinizde programda görebiliyorsunuz. Bizler özellikle d grubu diye adlandırdığımız o piramidin en altında kalan o % 53 gibi rakama da Başkanımızın ifade ettiği gibi, hani destek vermeyeceğiz, destek olmayacağız manası kesinlikle çıkmasın, kendilerinin destek kullanabilme kabiliyetlerine yönelik destekler sunacağız. Onlardan stratejik yol haritası dediğimiz 3 yıllık planı istemeyeceğiz. Yalnız abc dediğimiz o gruba, ülkemizin kalkınmasında motor olarak gördüğümüz gruptan açıkçası , bu planları isteyeceğiz açıkçası. Tabii ben destek tanımını bir de hazır bu kadar bir topluluk bulmuşken yapmak istiyorum. Hani KOSGEB böyle ister istemez para dağıtan bir kurum gibi bazı algılamalara da sebebiyet verebiliyor. Kamuoyunda, çünkü bizim bankalarla yürüttüğümüz çalışmalar da var. Oralarda yürüttüğümüz çalışmalarda da hani bir finansman çözümü olduğu için ister istemez böyle bir algı olabiliyor. Fakat destek vermek, KOSGEB'in temel misyonu. Kendisi gelişmek, büyümek isteyen ve bu konuda da hizmet alan işletmelere, geri ödemesiz, çoğunlukla destekler vermek üzere kurgulamıştık, biz kurguladık desteklerimizi ve ben şöyle tanımlıyorum onu, gündelik hayatı devam ettirmek için gerekli katkılar değil bizim verdiğimiz, sizlerin daha çok fırsatları değerlendirme konusunda, tetikleyici, yani Anadolu'da bazı değimler vardır, tarımda can suyu katmak derler, fidanı ektikten hemen sonra, biz o can suyunu verebilme özellikle misyonumuzu burada vurgulamak istiyorum. Buradaki tetikleyici destek ve tanımı da şöyle yapabiliriz. Doğru desteğin, doğru nitelikte, doğru miktarda ve doğru zamanda verilmesini sağlamak üzere de bu stratejik yol haritasını kurguladık. Destek ön koşulları olarak da işletmelerin bir kere hedeflerini tespit etmesi, stratejik yol haritasını oluşturması, bu 3 yıllık plan diye de adlandırabiliriz. Destekleme sürecinde de işletmenin gelişimini bize izlettirme konusunda yardımcı olması. Plan bize gelecek, biz onu değerlendireceğiz ve arkasından, işte uzmanla birlikte bir inceleme olacak ve sonra komisyon karar verdikten sonra da bir işletme ile sözleşme imzalanacak, bu imzalanan sözleşme destek sözleşmesi olacak destek sözleşmesi olacak. Bu destek sözleşmesi karşılıklı dediğimiz gibi, hem bizim destek verme yükümlülüğümüzü, karşı tarafın da, işletmenin de bize izleme konusundaki açıklığını, şartlığını sağlama konusunda bir sözleşme olacak ve 3 aylık bir izleme sürecinde de bizim o 46 bin tane veri tabanına atmış olduğumuz, KOBİ'lerin reel verilerini halen izlemeye canlı bir şekilde devam ettiğimizin bir göstergesi olacak. Stratejik yol haritası. Zaten bizim online olarak veya elektronik ortamda istememizin sebebi bu. Yoksa biz sizlerden bunları, doküman olarak istesek, klasör veya dosya olarak istesek, izlenmesi veya takip edilmesi mümkün değilken, bizler oradan kendimize göre, belli kriterler süzüp, ona göre işletmelerin gelişimini ülke ekonomimizin de dolayısıyla gelişimini takip etme şansını elde etmiş olacağız. Ben stratejik yol haritası konusunda çok durmak istemiyorum ama, şöyle hepimizin de bilmiş olduğu, varmak istediği noktayı bilmeyenlerin oraya nasıl varılacağını tarif edemezler cümlesi, çok şeyi özetliyor. Özellikle ben şu rekabetin ve ülke ekonomisinin şu anki durumundan da, KOBİ'lerimizin ciddi bir sıkıntıda olduğunu, hatta küresel manada bir ekonomik daralmanın söz konusu olduğu da belirtmek isterim, aynı zamanda rekabetin de her geçen gün de kızıştığını vurgulamak isterim. Bu durumda ben şunu söylemek istiyorum. İşletmelerimizin günlük, artık günü kurtarma dediğimiz, böyle çalışmalarla bir yere varamayacağını hepimiz biliyoruz. Hani, bu ormanda yürüyen kendisinin nereye gittiğini el yordamıyla bulmaya çalışan bir şahıs misali değil de, daha çok biraz şöyle ormanın tepesine çıkıp, işte bu ormanın arkasında ne var, biz nereye gidiyoruz, bizi ne bekliyor, burası çıkmaz bir vadimi? İşte burası işte belki daha böyle gidilmesi gereken bir yol tarzında, planların yapılması gerektiğini işletmeler olarak hepimiz aslında, gittiğimizde, gördüğümüzde, hep dile getirilen husus da bu. Çünkü Avrupa Birliği bir yanda, işte Uzakdoğu, Çin bir yanda her geçen gün değişen şartlar, değişen koşullar rakiplerimizin çevremizin her an değişmesi söz konusu, değişik stratejiler üretilmesi söz konusu. Özetle bizim planlama kültürüne bir an evvel geçmemiz KOBİ'lerde çok eksik olan bu planlama kültürünü aşılama konusunda da KOSGEB bu stratejik yol haritasını, kendimiz için değil, bizler de bu stratejik yol haritasını gerçekten sizler için istiyoruz. Yoksa biz bunların niteliğiyle çok uğraşmayacağız. Yani burada neden % 10 dedin de, neden % 15 dedin diye bir sorgulama veya bir takip sistemi içinde olmayacağız. Dediğim gibi, niteliğinden daha çok, tutarlığı ile veya işte niceliğiyle ilgileneceğiz. O nedenle ben stratejik yol haritasını da sizlere özellikle gelişimine yönelik bir plan olarak sunmak istiyorum. Buraları ben hızlıca geçmek istiyorum. KOSGEB desteklerine gelmek istiyorum. Somut olarak bu planı sunduktan sonra sizleri neler bekliyor ve ben şanslı bir topluluk olarak da görüyorum sizi, işte Başkanımızın da ifade ettiği gibi, 2, 3 gün sonra yayınlanacak olan bir yönetmeliğimiz söz konusu, inşallah o yayınlanmaz da hemen düğmeye basıp, hep birlikte bu desteklerden sizlerin istifade etmesi söz konusu olacak. Temelde desteklerde bir değişiklik yok, özellikle tedarikçi boyutuyla ilgili ama ufak tefek ayarlamalar olabilir. Özellikle biz 2003 ve 2004 yılındaki uygulamalarda da o belli ayaklar zayıftı, o ayakların da tamamlanmasıyla, tam tekmil bir sisteme doğru gidiyoruz, danışmanlık desteği, işletmelerimizin kendisinin ihtiyaç hissettiği, üretim, pazarlama, yönetim, finansman gibi konularda herhangi bir danışmanlık kuruluşundan hizmet alımına bizim destek olmamız söz konusu, tabii burada herhangi lafinın altını çizmek istiyorum. Tabii tek şart KOSGEB danışmanlık envanterine, danışmanlık havuzuna girmek kaydıyla. Bu tabii dinamik bir yapı, sizin de çalışmak istediğiniz bir danışmanlık şirketi eğer orada değilse, bu her an oraya girebilir, gerekli kriterleri taşıyorsa, oraya girip, size hizmet verebilir anlamına da geliyor açıkçası. Bir de yeni destek yönetmeliğinde, eskiden desteklerimiz Euroya endeksliydi, hem yeni programı desteklemek maksatlı, şimdiki desteklerimizin hepsi, YTL üzerinden olacak, yeni dönemde danışmanlık desteği üst limiti 15bin YTL ve % 60 oranında bir destek söz konusu olacak. CE işaretine yönelik desteğimiz yine devam ediyor. Tabii CE işaretine yönelik destekte, hemen dikkatinizi çekmek isterim. Burada bir önceki destekte bunun danışmanlık kalemine de destek almanız söz konusu ve birçok ürün belgelendirme, hem kalite belgelendirme çalışmalarına danışmanlık desteğimiz olduğunu belirtmek lazım. Ama CE'de ayrıca test, analiz giderlerine de desteğimiz var. CE nin dışında CE ye yönelik test analiz giderlerinin dışında herhangi bir test analize ihtiyacınız olduğu takdirde, onlar da desteklenmesi söz konusu, CE olursa, 20 bin YTL, diğer test analiz giderleriniz için de 10 bin YTL desteğimiz var, ve bu da % 50 oranında bir destek söz konusu olacak. Teknoloji araştırma, geliştirme desteği, eskilerden beri uygulaya geldiğimiz bir destek, biliyorsunuz biz üniversitelerde teknoloji geliştirme merkezlerimiz var, ve ayrıca bizim gibi sahadaki işletme geliştirme merkezlerimiz. Bu destekleri Üniversitelerle yapmış olduğu protokoller çerçevesinde verebiliyordu. Yine aynı o protokoller çerçevesinde, AR-GEye yönelik yapılan çalışmalara desteğimiz söz konusu ve oldukça da önemli miktarda diyebilirim. İşletmelere bireysel olarak makine teçhizat desteği verdiğimiz tek kalem, burası. Ve bunda önemli bir yenilik var. Bu yenilik alternatifli bir model olarak geliyor, geri ödemeli bir destek olarak 200 bin YTL ye kadar bir makine teçhizat, hammadde alımına desteğimiz var bu yeni dönemde, bunu alternatifli olarak almak isterseniz, leasing yoluyla da geri ödemesiz leasing faizine destek olma şeklinde onun da miktarı 50 bin YTL ye kadar çıkabiliyor. Kalite geliştirme konusu, proje bitiminden sonra yine ekipmanın iyileştirilmesine yönelik 50 bin YTL bir rakam söz konusu, yine makine teçhizat kalemlerinde, bunun da alternatifi var. Eğer leasing yoluyla almak isterseniz 15 bin YTL ye kadar çıkabiliyor. O birinci kalemde geri ödemeli olursa, teminat karşıhğında veriliyor ve % 80 destekleme oranıyla, eğer leasing yoluyla olursa, faizin % 50 desteklenmesi söz konusudur. Bir de ayrıca işletmelere geri ödemesiz olarak da danışmanlık desteği verilmektedir. Bu proje bazlı veriliyor, bir bilirkişi heyet tarafından inceleniyor, gerçekten AR-GE mi? Değil mi? Onaylandıktan sonra AR-GE desteği verilebiliyor. 20 bin YTL de burada ayrıca bir danışmanlık desteği proje için Üniversitelerden sağlanabiliyor. Bu destekler % 80 oranındadır. AR-GE sonuçlarını yayınlama desteği diye bir desteğimiz 3 bin YTL., teknoparka geçerse eğer 20 bin YTL ye kadar kira desteğimiz var. İşlik tahsisi. Üniversitelerdeki merkezlerimizde, İstanbul için, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Gebze İleri Teknoloji Geliştirme Merkezlerimizde proje süresi boyunca işlik dediğimiz o AR-GE ofislerinde yer alabiliyor. Yurt dışı, kongre, konferans, panel ve sempozyum ve teknoloji fijarlarma ziyaret desteğimiz var, normalde işletmelere bilirsiniz, fuarlara katılım desteğimiz olmakla beraber AR-GE yapanlara, teknolojiyi yakından takip etmeleri konusunda kongre, panel ve sempozyum gibi etkinliklere ziyaret desteği de verebiliyoruz. % 50 oranında bahsettiğim geri ödemesiz leasing yoluyla, % 80 oranında da diğer destek 113 bin YTL ye kadar çıkabiliyor. Sınai mülkiyet hakları desteği konusu da önemli. Patent, faydalı model, endüstriyel tasarım belgesi gibi, böyle sınai mülkiyet konusundaki tescil giderlerinize 6 bin YTL desteğimiz var. Belgelerin yurt dışından alınması durumunda miktar 10.000 YTL'yi geçebilmektedir. Yerel ekonomik araştırma desteği, bu üniversiteler aracılığıyla ve araştırma kurumları aracılığıyla, meslek kuruluşlarına verdiğimiz bir destek, 15 bin YTL ben bunu hızlıca geçiyorum, işletmeleri ilgilendirmediği için. Bu destekte çok önemli bir yenilik var. Ortak kullanım amaçlı makine, teçhizat desteği, özellikle bu mikro işletmeler dediğimiz işletmelerin sektörde veya bölgesinde bir araya gelip ortak kullanım atölyesi veya ortak kullanım laboratuarı kurmak isterlerse, onlara teminat karşılığında, 400 bin YTL ye kadar makine teçhizat desteği, geri ödemesiz olarak eğer isterlerse, finansal kiralama giderine % 50 oranında destek olarak da 100 bin YTL destek verebiliyoruz. Bu desteği alabilmek için Asgari 5 işletme bir araya gelmesi lazım. Eğitim desteği olarak da % 60 destek veriyoruz. İşletmelerin personelini eğitme konusundaki KOSGEB eğitmen ve eğitim kuruluşu veri tabanında yer alan kuruluşlardan almış olduğu eğitimlere, 6 bin YTL ye % 60 oranında destek verebiliyoruz. Yurt dışı iş gezisi desteğimiz, KOBİ'lerin bir araya gefip yurt dışına topluca gitmelerini destekleyebiliyoruz. Ulaşım ve konaklama giderlerine % 50 oranmda destek verebiliyoruz. Fuarlara katılım desteğimiz zaten, bunlar eskilerden beri vardı, değişen oranlarda milli katılım düzeyinde ve milli katılım düzeyi dışında diye, yurt dışı fuarlara katılım desteğimiz yine devam ediyor. % 65 milli katılım düzeyi olursa, milli katılım dışındaki bireysel katılımlara da % 60 oranında en fazla 30 metrekare bir stand alanıyla destekleme verebiliyoruz. Eşleştirme merkezi desteği, bu yeni bir destek. Başkanımızın söylediği gibi, o yeni protokol imzalanıp da iki ülkenin bir araya gelip işletmelerini küresel pazara taşıma konusunda belli bir anlaşmaya varırlarsa, oradaki kurulan eşleştirme merkezlerine, KOSGEB de destek olmuş olacak ve oralardaki bu değişen oranlarda toplamda da 3 bin YTL yi aşmayacak şekilde bir eşleştirme merkezinden alınacak destek, değişik oranlarda destekler verilebilmektedir. Yurt içi fuarlara destek de malum onlar eskilerden beri devam ediyor. Yine devam edecek, hiçbir değişiklik yok. Nitelikli eleman desteğimiz, biliyorsunuz üniversite mezunu elemanların çalışmasına 18 ay boyunca destek oluyorduk. Sadece bir kişinin çalışmasına destek oluyorduk. Bunda bir esneklik getirdik. Yazılım desteğinde bir değişiklik var. 8 bin YTL % 50 oranında imalata yönelik tasarım, çizim, üretim planlama, kaynak planlama diye adlandırdığımız üretime yönelik programların, yazılımların % 50 oranında 8 bin YTL ye kadar desteklenmesi söz konusu. E-ticarete yönelik desteklerimiz var. Bu tip e-Pazar yerlerine üye olmalara, 4 Bin YTL ve 2 bin YTL gibi oranlarda desteğimiz var. Tanıtım desteğimiz işletmelerimizin katalog-cd broşür, web sayfası gibi^ ondan sonra birçok tanıtım filmi gibi, değişik tanıtım etkinliklerine, değişen oranlarda, 3 bin YTL, eğer Katalog CD olursa, katalog broşür olursa, CD ve tanıtım filmi gibi, 6500 YTL, web sayfası da 500 YTL gibi bir destekleme oranı var. Markaya yönlendirme desteği diye bir desteğimiz var. Bu da 20 bin YTL ye kadar % 50 oranında değişen kalemlerde yurt dışına yönelik reklam giderlerine daha çok destek olabiliyoruz. Bu desteği geçiyorum. Çok da böyle kullanılmayan bir destek ama, Hollandalı bir kuruluştan ücretsiz alınan bir danışmanlık desteği, özellikle sıfır faizli ihracat kredisini vurgulamak istiyorum. Şu anda 3 banka ile anlaşma yaptık, KOSGEB'in envanterinde olan, veri tabanında olan işletmelere, sıfir faizli yaklaşık 1.5 milyar dolarlık bir fonlama ile 6 ay vade ile 100 bin dolar işletmelere bir desteğimiz söz konusu ve ihracat taahhüdü ile alınabiliyor. 6 ay sonra kapatılıp, tekrar alınabiliyor. Bu devamlı süregelen Avrupa Birliği ile ilgili projelerimizi hızlıca geçiyorum. Avrupa bilgi merkezinin sadece ben bir internet adresini vereyim, abm-istanbul.org bu işletmelerin Avrupa Birliği mevzuatı ve Avrupa Birliği konusundaki bütün sorularına cevap vermek üzere kurulan bir yapı, zaten web sayfası önemli bir iletişim platformu, ayrıca iletişim bilgileri de görüyorsunuz ben bizim kendi iletişim bilgilerimizi vererek de bitirmek istiyorum. Kusura bakmayın çok hızlı oldu ama, bu sunuşu zaten muhtemelen sizlerle paylaşacağız. Otunun Başkanı: Teşekkür ederim. Gerçekten biraz zamanı geçirdik ben farkındayım. Ama kesmek istemedim. Konu başlıkları ayrı ayrı kısa kısa Mustafa Bey özetlediler. Ben gerçekten 4, 5 arası dedim, onu da geçireceğim, yani kesinlikle ondan müsterih olun, yani size soru zamanı vereceğiz. Onun için bu kısa konu başlıklarını izlerken, notunuzu alın. Bundan sonraki arkadaşım, Mustafa Beye, huzurlarınızda teşekkür ederim. Hızlı oldu ama, bence elinden geldiğince özetledi. Hakikaten çok teşekkür ederim. Bundan sonraki konuşmacı arkadaşıma nasıl zamanı iyi kullan diyeceğimi bilemiyorum. Fakat çok rica ediyorum. Mümkün olduğu kadar hızlı işin mekanizmasından çok unsurları anlatmasını istirham edeceğim. Yani Mustafa Bey de aynısını yaptı. Sayın Ahmet Sırrı Baykal Bey, sıra onda. Sayın Baykal. Halen Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğünde KOBÎ Şubesinde görevli. 1987 yılında Ziraat Fakültesini bitirdikten sonra Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğünde görev aldı. Benim meslek hayatına başladığım 1973'te, başladığım bir yerdir. Yani o günden bugüne neler olmuş, ben de merak ediyorum doğrusu. Zamanı iyi kullanmasını istirham edeceğim. Mümkün olduğu kadar, unsurlara yönelik konuşma yapsın. Çünkü unsurlara başlayınca bitti demek istemiyorum. Çok teşekkür ederim. Buyurun. Sırrı Baykal (T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Uzmanı) Yatırımlara Sağlanan Devlet Destekleri Ben de hepiniz hoş geldiniz diyorum. Sunumumu ben elimden geldiğince kısa yapmaya çalışacağım. Hazine Müsteşarlığı, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü 1979 yılından beri Devlet desteklerinin verilmesinde rol alıyor. Bugünkü tabii ki konumuz KOBİ'lere yönelik destekler, ben onun için ayrıntı olarak sadece KOBİ'lerden bahsedeceğim. 1997 yılından beri KOBİ konusunda desteklerimiz veriliyor. Son mevzuatımız 2001 yılında çıktı. Önce tabii bir KOBİ tanımı nedir? Ona bir bakalım. Bağımsız nitelikteki veya sermayesinin en fazla % 25 i büyük işletmelere ait olan ve bizim mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler diye adlandırdığımız işletmelere biz KOBİ diyoruz. KOBİ'lerde bizim tanım olarak üst tanımlarımız var, genelde bunu rakamlarla belirtiyoruz. Biraz da hemen çalıştığımızdan bahsedeyim. Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü hazine içerisinde yer alıyor. Yaklaşık 150 uzman çalışıyor. Genel müdürlük içerisinde sektörlerimiz var, imalat, tekstil, hizmetler gibi, sektörlerimiz var. Bu sektörlerdeki uzmanlar, mevcut başvuruları kabul ediyor ve değerlendirmesini yapıyorlar. Yalnız KOBİ'de farklı çalışıyoruz. Genel teşvikten farkı şu, genel teşvikte, direk bizim Genel Müdürlüğümüze başvuruda bulunarak teşvik belgesi talebinde bulunabiliyorsunuz. KOBİ teşviklerinde şöyle bir ayrıntımız var. Sadece Halk Bankası ve Kalkınma Bankası'yla çalışıyoruz. Mevzuatımızda daha fazlası gözüküyor ama, diğer bankalar da gözüküyor, fakat onlarla yaptığımız bir protokol yok. KOBİ Teşvik Belgesi almak isteyen firmalar, ilk olarak bankalara başvurmak zorunda, nasıl başvurmak zorunda? Yatırımı yapacakları ilçede ilde, yada semtte bulunan Halk Bankası Şubesi'ne öncelikle başvurmak durumunda, halk bankası şubesi, bu başvuruyu aldıktan sonra, kendi bölge müdürlüklerindeki uzmanlarına bu başvuruları bildiriyor, bu başvuruları inceleyen uzmanlar, uygun gördükleri projeleri, teşvik belgesi düzenlenmesi adına, kendi genel müdürlüklerine, onaylanma adına da bize gönderiyorlar. Hangi sektörleri veriyoruz? İmalat sanayi, tarımsal sanayi, madencilik yatırımları, yazılım geliştirme yatırımları, kalkınmada öncelikli yörelerde, eğitim ve sağlık yatırımları. Kapadokya ve sahil kentlerinde konaklama yatırımı modernizasyonu ve diğer yörelerde de konaklama yatırımları kapsama almıyor. Yani şöyle bir şey var tabii ki, burada sadece olanları söylüyorum. Olmayan bölgeleri yazmadım. Zaten her şeyi desteklemeye kalksak, o zaman teşvik olmaz. Destek de olmaz. Onun için sadece belirli şeyleri veriyoruz. Çok da ayrıntıya girmeyeceğim. Sorularınız da, spesifik sorularınız olursa, onları da ayrıca soru cevap bölümünde cevap veririm. Bir de tanımı yapalım tabii, üst sınırlarımız var dedim. İmalat ve tarımsal sanayi sektöründe faaliyette bulunan işletmelerin yasal defter kayıtlarında, arsa ve bina hariç, makine, teçhizat, tesis, taşıt araç ve gereçleri, döşeme ve demirbaşları toplamı net tutarı 950 milyar TL'sini aşmayan, ayrıca yapacağı yatırım tutarı da yine 950 milyar TL'sini aşmayan firmalar yine bizim KOBİ tanımımız içerisinde yer alıyor. Hangi destekleri veriyoruz onlardan da bahsedeyim. Ondan sonra bunlara gireyim. Beş tane desteğimiz var. Bunlardan ikisi şu an otomatik olarak veriliyor, geçen yıl başından itibaren, bir tanesi yatırım indirimi. Bir tanesi de vergi resim ve harç istisnası, bugün kullandığımız üç tane desteğimiz var. Bir tanesi, bütçe kaynaklı kredi, diğeri KDV istisnası, üçüncüsü yurt dışından makine teçhizat getirildiği takdirde uygulanan gümrük vergisi ve toplu konut fonu istisnası diye geçiyor. Şimdi KOBİ tanımından KOSGEB'teki arkadaşımız bahsetti, bizim tanımımızda da şöyle bir şey, biz tabii öncelikle mevzuatımızda yöreleri ayırdık. Kalkınmada öncelikli yöre, normal yöre, gelişmiş yöre gibi, İstanbul gelişmiş yöre, onu belirteyim ve çalışan sayısına da yine bir tanımımız var. 1 ile 9 kişi arasında çalışan varsa, biz onu mikro ölçekli olarak değerlendiriyoruz. 10 ile 49 arasında çalışan varsa, orta ölçekli işletme olarak, küçük ölçekli işletme olarak değerlendiriyoruz. Eğer 50 ile 250 arasında çalışanı varsa, da biz onu orta ölçekli işletme olarak değerlendiriyoruz ve desteklerimizi de öncelikle tabii bizim desteklerimizin temeli, nakit desteğine dayanır KOBİ'lerde, buna göre oranlamalarla, yapılan yatırım tutarının oranıyla bir destek sağlıyoruz. Mikro ölçekli işletmelerin yaptıkları yatırımlarda bu imalat olabilir, tarımsal sanayi olabilir veya diğer yatırımlar olabilir. Eğer kalkınmada öncelikli yöre yapıyorsa, kalkınmada öncelikli yöreyi tabii kim belirliyor onu söyleyeyim, o da Bakanlar Kurulu'nda belirleniyor. Bu yöreler, hangi iller, bu kapsamda olduğu, ona göre de bu oranlarımızı biz belirliyoruz yine, eğer kalkınmada öncelikli yörede yatırım yapıyorsa firma yaptığı yatırımın, yani sabit yatırım tutarının % 60'ına kadar nakit desteğinden faydalanabiliyor. Artı, alacağı makine teçhizatın KDV'sinden istisna oluyor, eğer yurt dışından getiriyorsa makineyi, ondan da yine gümrük vergisi ve toplu konut fonu istisnasından da faydalanabiliyor. Yatırımı yapan firma, normal yörede ise % 50'sine kadar gelişmiş yörede yatırımın % 40'ına kadar nakit destek alabilir. Tabii diğer destekleri de. Küçük ölçekli işletme ise, yani çalışan sayısı 10 ile 49 arasında ise, bu kalkınmada öncelikli yörede yapılan yatırım tutarının % 50 si oranında, normal yörede % 40 oranında, gelişmiş yörede de % 30 oranında nakit destekten ve diğer desteklerden yine faydalanabiliyor. Orta ölçekli işletmelere gelelim. Bu da dediğimiz gibi 50 ile 250 arasında çalışanı olan işletmelerdi, bunların da yapacağı yatırımlarda, kalkınmada öncelikli yörede ise yatırım % 40'ına kadar, normal yörede ise % 30 una kadar, gelişmiş yörede ise % 20 sine kadar nakit desteklerden ve diğer iki desteğimizden faydalanabiliyor. Turizm yani, konaklama ve yazılım geliştirme yatırımları da yine yöresel olarak kalkınmada öncelikli yörelerde % 40, normal yörelerde % 30 ve gelişmiş yörelerde % 20 oranında yapılacak olan yatırım tutarının % 20 oranında desteklerden faydalanabiliyor. Eğitim, Sağlık ve Madencilik yatırımlarında da yine oranımız 3 yöre için aynı, % 60'ına kadar mevcut yatırımın eğitim ve sağlık, madencilik yatırımlarında yatırım tutarının % 60'ına kadar destek sağlayabiliyoruz. İmalat ve Tarım Sanayi yatırımlarına ilişkin ARGE ve çevre yatırımları ile, teknoparklarda ve Organize Sanayi Bölgelerinde yapılacak yatırımlar için bu verdiğim oranlara biz 10 puan ekliyoruz. % 60 ise 70'e, 50 ise 60'a, 20 ise 30'a çıkıyor. Bu yöreler içerisinde yer alırsa, yada bu kısımlar içerisinde yer alırsa. Bir ürünü nasıl üretirsiniz? Herhangi bir malzemenin yada alınacak bir tarımsal ürünün üzerinde fiziksel yada kimyasal bir değişim yaparsınız ve onu bir ürün haline, sunulabilir bir ürün haline getirirsiniz. Kastım budur. Yatırım kredisinin azami tutarı, 475 milyar liraya kadar, eğer yatırım kredisiyle birlikte işletme kredisi de talep edilirse, yine mevcut sabit yatırım tutarının % 20'sine kadar yani azami % 90 milyar lirasına kadar da hammadde yada işletme malzemesi alımı için destek veriyoruz. Firma herhangi bir yatırım yapmayacak ama bir hammadde yada işletme malzemesi alacaksa, o zaman sadece işletme kredisi talebinde bulunacak, buna da 75 milyar TL sına kadar nakit destek sağlıyoruz. Tabii ki bu kullandırılan kredilerin faizleri var. Biz dediğim gibi kredileri Halk Bapkası ve Kalkınma Bankası aracılığıyla kullandırıyoruz. Tabii ki bankalar bu mevcut başvuruları değerlendirirken bankacılık kuralları çerçevesinde değerlendirme yapıyorlar. Yani siz başvurduğunuzda belli bir miktarda, yada belli bir tutarda yatırım yaptığınızda, bunun karşılığında bankalar sizden bir teminat talebinde bulunacaktır. Kendi kanunları çerçevesinde, bu kullandırılan paraların karşılığında biz tabii belli bir faiz alıyoruz, bu faizi de şöyle söyleyeyim, bu faiz 2001 yılında da aynıydı, bugün de aynı herhangi bir değişiklik yok. Yani herhangi bir değişiklik meydana gelmiyor. Kalkınmada öncelikli yörelerde sabit yatırım tutarının % 10 u oranında faiz kredisi, normal ve gelişmiş yörelerde de % 15 i oranında sabit yatırım tutarı için faiz işliyor. KOBİ yatırımlarına ortak olan şirketlerin yatırımlarında da biraz önce bahsettim, % 25 ine kadar olabilir dedim, büyük şirketler, KOBİ'lerin yaptıkları yatırımların yada firmalarına bu da % 20 sine kadar faiz uygulanıyor. Sonuna geliyorum. İşletme kredisi kalkınmada öncelikli yörelerde eğer kullanırsanız % 15 faiz. Normal ve gelişmiş yörelerde kullanırsanız da % 25 faizle veriliyor. Sürelerini de söyleyeyim, geleceğiz ama, merak etmişsinizdir. Sabit Yatırım Kredisi aldığınızda kredinin vadesi 4 yıl, eğer İşletme Kredisi alırsanız, 2 yıl vadeli olarak bu kredileri kullandırıyoruz. Kalkınma Bankası Anonim Şirket statüsündeki turizm, eğitim, sağlık ve tarımsal sanayi başvurularının değerlendirmesini yapıyor. Halk Bankası ise Anonim Şirket dışında yer alan, Limited Şirket, Şahıs Şirketi olabilir veya diğer yapıda şirket olabilir. İmalat Sanayi, Tarımsal Sanayi, Madencilik ve Yazılım Geliştirme yatırımlarının başvurularını kabul ediyor. Kredi vadelerinden bahsettim, geçiyorum yatırım kredilerinde 1 yıl ödemesiz dönem var dedim. 97 yılı başından geçtiğimiz yılın sonuna kadar 7159 adet KOBİ Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmiş, bu belgeler kapsamında, 475 trilyon 545 milyar TL sı sabit yatırım için, 262 trilyon toplam kredi kullandırılmış ve 50.210 kişiye istihdam yaratılmıştır. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim, çok sağ olun. Ahmet Sırrı Baykal Bey, Teşvik Uygulamanın KOBİ Şubesinde görevli arkadaşımız. Bize teşvik uygulama bünyesinde KOBİ'lere verilmekte olan teşvik unsurlarından bahsettiler, konuya ilişkin sorularınız soru dilimi içinde bekliyorum. Şimdi Sayın Mustafa Toy Bey sırada, Mustafa Bey 1948 yılında Malatya'da doğdu, 72 yılında Adana iktisadi Ticari İHmler Akademisi İşletme Bölümünde öğretim gördükten sonra, 73-75 döneminde Almanya'da, Berlin'de Frau Üniversitesinde İşletme Politikaları konusunda eğitimini tamamladı. 75-80 döneminde Türkiye Elektrik Kurumunda çalıştıktan sonra, 80 yılından itibaren Türkiye Kalkınma Bankası bünyesinde çalışıyor, halen proje 1, müdürü olarak Türkiye Kalkınma Bankasında görevli bulunuyor. Buyurun efendim, lütfen yine zamanı biraz sınırlı kullanalım. Mustafa Toy (Türkiye Kalkınma Bankası A . Ş . Proje 1 Müdürü) KOBÎ Teşvik Belgeli Yatırımlara Sağlanan Destekler Teşekkür ederim Sayın Başkan, bize ayırdığınız zamanı arkadaşımla beraber birlikte kullanacağız ve mümkün olduğu kadar da iyi kullanmaya çalışacağız, hiç kuşkunuz olmasın. Ben öncelikle Türk ekonomisinin itici gücü olan değerli KOBİ'lerimizle, bizleri böyle karşı karşıya getirip, buluşturan, bu toplantıyı düzenleyen Ticaret Ve Sanayi Odasının değerli yöneticilerine teşekkür ediyor ve katılımcıları da saygıyla selamlayarak, hoş geldiniz diyorum. Ben özet olarak çok kısa olarak Türkiye Kalkınma Bankası nedir, ne yapar? KOBİ'lere yönelik hizmetleri nedir? Onu kısaca arz etmeye çalışacağım. Türkiye Kalkınma Bankası, daha önce 1975 yılında o zamanki adı DESIYAP olan. Devlet, Sanayi ve işçi Yatırım Bankası olarak o yıllarda özellikle yurt dışında çalışan işçilerin tasarruflarını ülke ekonomisinde değerlendirmeleri amacıyla kurulan şirketlerin ve aynı zamanda halka açık çok ortaklı şirketlerin o zamanlarda çok yaygındı. Bunların ekonomiye kazandırılmasında bu tür şirketlere finansman desteği sağlamak, aynı zamanda teknik yardım sağlamak amacıyla kuruldu. Ve özellikle de 1978 yıllarında o zaman kur garantileri döviz kredilerinde ciddi sıkıntıya giren sanayicilerimizin özellikle o zor durumda kalan şirketlerin rehabilite edilmesinde de önemli görevler üstlendi. Ve o dönemlerde Türk ekonomisine gerek çok ortaklı şirketlerde, gerekse güç duruma düşmüş diğer orta ölçekli şirketlerde önemli kazanımlar sağladı. Daha sonra 1988 yılında Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve o günkü koşullar da göz önüne alınarak Sanayi Bakanlığına bağlı olan banka, daha sonra faaliyet alanı genişletilerek. Sanayi, Eğitim, Sağlık, Enerji ve Turizm alanlarında da finansman desteği sağlanması amacıyla, Türkiye Kalkınma, Yatırım Bankası adı altında faaliyetleri genişletildi. Bunu müteakip yine 1989 yılında o dönem turizm sanayinin sektörünün tek finansman bankası olan Turizm Bankası, 1989 da da Türkiye Kalkınma Bankasına devredildi. Böylece Türkiye Kalkınma Bankası, hem sanayi sektörünü eğitim. Hizmet, Sağlık Ve Turizm sektörüne de ağırlıklı biçimde destekleyen bir tek kamu kaynaklı yani hazine kaynaklı Kamu Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak görevini sürdürmeye devam etti. O yıllarda hatırlayacaksınız, önemli ölçüde teşviklerin gündemde olduğu 1990 lı yıllarda işlevi, ağırlıklı devam eden. Hazine Müsteşarlığımız tarafında devreye sokulan, kaynak kullanımı destekleme primleri, kaynak kullanımı destekleme kredileri daha sonra fon kaynaklı krediler gibi de önemli teşvik unsurlarına. Hazine Müsteşarhğmm görevlendirmesiyle aracılık etti. Yine daha sonra 2001-2004 yıllarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki terörün yavaşlaması nedeniyle tahrip olunan ekonominin düzeltilmesi amacıyla, o dönemdeki hükümetler tarafından gündeme getirilen acil destek programları kapsamında 3 acil destek ile o bölgede 300 e yakın orta ölçekli küçük ölçekli, KOBÎ anlamındaki şirketlere de finansman desteği sağlayarak ekonomiye kazandırmaya katkı sağladı. Bankamız ağırlıklı olarak hem Türkiye'deki KOBÎ tanımında, hem de Avrupa'daki KOBÎ tanımı içerisinde baktığımız zaman, ağırlıklı kredilendirdiği şirketlerin % 95 i KOBÎ tanımında olan şirketlerdir. Bankanın finansman desteğinin dışında, yapmış olduğu diğer kısa hizmetleri de ben sunmak istiyorum. Bu hizmetler bölgesel gelişmeye yönelik veya şirket bazında, kurumsal bazda, fizibilite çalışmaları, şirket değerlemeleri, teknik yardım hizmetleri, ekseprtiz çalışmaları gibi de hizmetler sunmakta, bunun dışında da kamu kurum ve kuruluşlarının talebi halindeki, ciddi kamu kuruluşlarına bu yönde önemli hizmetler verdi. Proje değerlendirme seminerleri sunmaktadır. Bu kısa bankanın kısa tanıtımını yaptıktan sonra, şunu tekrar altını çizerek belirtmek istiyorum. Bankamızda kuruluş kanunumuz gereği. Anonim Şirket statüsünde olan, sanayi sektöründe Eğitim, Hizmet, Turizm sektöründe. Enerji sektöründe tüm firmalar başvurarak, projeye dayalı finansman desteği talep ediyorlar. Bizim yapmış olduğumuz kredilendirme projeye dayalı olması nedeniyle, kredi müracaatlarında teknik, ekonomik ve mali uzmandan oluşan üçlü bir uzman ekip tarafinda, proje girişimcilerle beraber yapılıyor ve belli proje teknikleri kullanılarak, şirketin hem teknolojik durumu, hem teknik özellikleri, hem bölgesel ve ülke genelinde, gerekirse de global düzeydeki ekonomik değerlendirmeden, arz ve talep durumları dikkate alınarak ileriye yönelik projeksiyonlar yapılarak bu yatırımın fizibl olup olmadığı ve kullandırılacak kredilerin belli sürelerde bankaya geri ödemesini sağlayacak fon yaratıp yaratmadığı belli proje teknikleriyle test edilerek olumlu görülmesi halinde krediler öngörülebiliyor ve kullanım safhasında da bu kredilerin tamamı kontrollü olarak hak ediş esasına göre kullanımlar yapılıyor. Ben bu tanıtımı yaptıktan sonra, şimdi bankamızın finansman desteklerinin ayrıntılı bütün kredi çeşitlerini. Sayın arkadaşım. Bankamızın Sanayi Kredileri Müdürü Ali Cemal Ünen Bey'e ben Sayın Başkan izin verirse sözü bırakacağım. Oturum Başkanı: Ben bir kısa, konuşmacımız Sayın Mustafa Toy Bey, bankada İlk Filtre Proje 1 Müdürü, ama uygun gördüğü kredileri de nasıl vereceğini Ali Cemal Ünen Bey anlatacak. Ali Cemal Ünen Bey, Kredi 1 Müdürü, yine Türkiye Kalkınma Bankasında 57 yılında Akşehir'de doğdu, 84 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi ve aynı yıl Türkiye Kalkınma Bankasına Uzman Yardımcısı olarak. Proje Değerlendirme Müdürlüğünde çalışmaya başladı. 1990 yılında Kredi Bölümüne atandı. Halen aynı bölümde Kredi 1 Müdürü olarak çalışıyor. Ben yine kendisine teşekkürlerimle zamanı iyi değerlendirmesi ve anlattığını da tam anlatmasını, yani iki zor işi rica ediyorum. Teşekkür ederim. Ali Cemal Ünen (Türkiye Kalkmma Bankası A . Ş . Kredi 1 Müdürü) KOBÎ Teşvik Belgeli Yatırımlara Sağlanan Destekler Evet, ben teşekkür ederek konuşmaya başlamak istiyorum. Böyle bir ortamda sizlerle bir kan alışverişinde bulunmak bizim için çok önemli. Biz bu bilgilerimizi aktarırken, özellikle bu soru cevap kısmında sizin beklentileriniz nedir? Kalkınma Bankası nasıl bir model olması gerekiyor, ne tür bir finansman enstrümanları olması gerektiğini de bize bu anlamda iletirseniz, biz tekrar kendimize dönüp bu çerçevede yeni bir yapılanmayla tekrar size sunumda bulunma şansını yakalayacağız. Bu sözlerimle birlikte, ben aslında 11 civarında bizim bankamızın kredi imkanlarını anlatacağım. Bizim dönem, dönem çeşitli kredi imkanlarımız değişebilir. Bu 1990'lı yıllarda 15, 16, 98'lerde 8, 9'lara kadar düştü, şu an tekrar 1 l'ler civarında bir kredi imkanlarımız var. Sırasıyla özellikle Sırrı Beyin teşvikten gelen arkadaşın anlattığı şeyi tamamlaması anlamında biz teşvik kredilerine aracılık yapan bir bankayız. Bu anlamda Hazine Müsteşarlığı tarafindan yayınlanmış olan teşvik tebliğleri çerçevesinde orada bir kredi varsa, bu bütçe kaynaklı kredi olabilir, KOBİ kaynaklı krediler olabilir, bunu da zaten Sırrı Bey anlattı. Biz bunlara aracılık yapıyoruz. Bu çerçevede 18 Ocak 2001 tarihli resmi gazetede yayınlanan KOBİ Teşvik Mevzuatı ve 18 Şubat 2001 de yine yayınlanan KOBİ tebliği çerçevesinde, ayrıca 30 Ekim 2002 tarihli Genel Teşvik Mevzuatı çerçevesindeki biz bütçe kaynaklı ve KOBİ karakterindeki kredilere şu anda aracılık yapıyoruz, bunlar zaten söylendi. Benim onlara tekrar girmeme gerek yok, ama kısaca kalkınmada öncelikli yörelerde yatırım kredisi 10, normal yörelerde 15, işletme kredisi ise kalkınmada öncelikli yörelerde % 15, normal yörelerde, yani gelişmiş yörelerde buna giriyor. % 25 şeklinde kullandırıyoruz. Bunu bu şekilde kısaca anlattıktan sonra, bankamız kaynaklı biz bir kredi veriyoruz. Kendi öz kaynaklarımızdan, yalnız biz bunu finansman pozisyon yapımız itibariyle TL olarak kullandırıyoruz, şu dönemde, döviz olarak vermek istemiyoruz, TL olarak da faiz oranımız değişken faiz sistemine tabi. Ve biz her 3 ayda bir piyasadaki faizlerin düşmesi paralelinde yeniden revize ediyoruz. Sırasıyla bu 24, 22 ve bu ayın başında biz % 19 a faiz oranımızı indirdik. Yatırım kredilerimizde, 2 yıl ödemesiz toplam 5 yıl vade. İşletme kredilerimizde ise, 1 yıl ödemesiz toplam 3 yıl vadeye kadar bir kredi kullandırıyoruz. Yalnız bizdeki özellik şu, burada alt limitimiz ve üst limitimiz yok. Ancak biz proje temelinde kredi verdiğimiz için, yani başvurunuza müteakip istihbaratın yapılması ve bunun akabinde Proje Değerlendirme Müdürlüğünde bir Ekonomist, bir Mali Teknik arkadaşımızın hazırlamış olduğu fizibilite raporuna benzer bir rapor çerçevesinde kredi verilecek olması nedeniyle, bu yatırım tutarını biz çok düşük tutmak istemiyoruz. Yani 100, 150 milyarlık bir kredi talebi, bizim bankamız için çok rantabl olmuyor. Yani bizim aslında müşteri portföyümüz ve idealimizdeki şey, yani 500 milyara kadar eski tabirle düşebiHriz, ancak esas şeyimiz 1 trilyon ile 5 trilyon arasındaki bir müşteri talebi bizim için ideal bir talep diye bakıyoruz. Ancak bunun yanında devletin bize vermiş olduğu görevleri biz hakkıyla yerine getirmek isteriz. Bu çerçevede KOBİ kaynaklı bu kredilerin 75 milyar lira için bütçe kaynaklı KOBİ kredisine başvurduğunuz zaman da biz bunu aynı prosedürle, aynı anlayış içerisinde bunu değerlendiririz. Bu ne olur? Bizim hanemize gideri fazla olan bir kredi olmuş olabilir, ama öbür taraftan 5-10 trilyonluk bir krediyle geliri fazla olan birbirini dengelemesine çalışıyoruz. Bunun yanında biz yine iç kaynaklı kredilerimizi anlatmış oluyorum aslında, Eximbank kaynaklı kredilere aracılık yapıyoruz, sevk öncesi ihracat kredisini kullandırıyoruz. Bunu yine TL ve döviz bazında kullandırma şansına sahibiz. Yalnız buradaki bakış açımız şu, biz istiyoruz ki, tabii şirket bu krediyi kullansın, üretime hazırlık yapsın, üretsin ve satsın. Böyle bir çark dönsün, rotatif olarak kullandırıyoruz. Orada şirketin geçmişte yani geçmiş 12 aylık dönemde bir ihracat yapmış mı? Yapmamış mı? Onu bir baz olarak inceliyoruz. Eğer ki ihracat yapıyorsa, o ihracat tutarını dikkate alıyoruz, ayrıca şirket yeni kurulmuş, ihracat yapmıyor olabilir. Ama çok güçlü bağlantıları vardır, bunu bize tevsik eder der ki, ben şu şu bağlantıları yaptım, bunu ihraç yapacağım. Biz yine onu da dikkate alarak Eximbank kaynaklı kredi için, sevk ve öncesi ihracat kredisini tahsisini yapıyoruz ve bunu rotatif olarak sürekli firmaya kullandırma yoluna gidiyoruz. Bunların dışında biz 1988'li yıllardan beri Almanya'dan makine ekipman getirilmesi için kullandırılan, bunları kısa kısa geçeceğim, KPV kaynaklı kredimiz var. Bu hermes kredileri diye tabir edilen kredilerin bir başka versiyonu bizde. Bu alınacak olan makine ekipmanın % 85 ini finanse edebiliyoruz. Ve alt limitini de 500 bin Euro'luk bir alım olması gerekiyor. Bunun da yatırımcımıza maliyeti şu anda bizim bankanın sipleti dahil olmak üzere % 6'lara yakın bir maliyeti var, çünkü oradaki 6'lara yakın diyorum. Onu kuUandırım aşamasında o kaynağı bize sağlayan kurumun sermaye piyasasından sağlamış olduğu maliyet dikkate alınarak bu maliyetler belirleniyor, bizim burada 2 puanlık bir spletimiz var, biz onu ilave ederek şirkete kullandırıyoruz, şu andaki kabaca şeyi % 6'lara yakındır çünkü başka bir iki küçük masrafı var. Maliyeti var. İsviçre kaynaklı bir kredimiz var, yine bu da aynı mantıkla kullandırılan, İsviçre'den getirilecek makine ekipmanın finansmanı amacıyla kullandırılıyor. Yine % 85 ini finanse edebiliyoruz. Ama bu iki kredinin de özelliği paranın yüzünü siz de biz de görmüyoruz, bunlar tamamen yurt dışından Türkiye'ye makine satmak amacıyla kullandırılan krediler. Bu bir dönemler bunlar çok revaçtaydı ama şu anda biraz daha şeyi indi. Popülitesi indi diye ifade edelim. Bu kredinin de, İsviçre kaynaklı kredinin de yatırımcımıza maliyeti % 4 civarlarında, 4.25 gibi bir maliyeti söz konusu ve alt limiti 500 bin İsviçre Frankı, bunların vadesi, bunlar yıl bazında faiz, maliyetler, yani döviz bazında yıl bazlı maliyetler. Ve bunların vadeleri de 5 yıl olan kredilerimiz bunlar. Yine biz İslam Kalkınma Bankası kaynaklı kredimiz var, bunun teorik vadesi, 3 yıl ödemesiz, 10 yıla kadar vadesi var. Biz bunu 2 yıl ödemesiz 7 yıl vadeyle kullandırıyoruz. Sabit faiz ve yatırımcımıza % 7 civarında bir maliyeti söz konusu, düzenli ödemesi halinde. Yine biz Dünya Bankası kaynaklı kredilere aracılık yapıyoruz, enerji kredilerinde, onlar büyük yatırımlar olduğu için burada özel olarak bilgi edinmek isteyen olursa bize sorabilirler, 4 yıl ödemesiz 12 yıla kadar vade söz konusu ve yatırımcıya da % 5.2 lik falan bir maliyeti var şu anda, biz bunun yanında Avrupa Yatırım Bankası kaynaklı krediye aracılık yapıyoruz, bunun vadesi teorik bazda 10 yıla kadar bir vadesi var, ancak biz prensip olarak 2 yılı ödemesiz, toplam 7 yıl vadeli kullandırıyoruz ve yatırımcımıza maliyeti % 4.8 yani 5 e yakın bir maliyeti var. Yine Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası kaynaklı krediye aracılık yapıyoruz, bu kredilerin özelliği serbest krediler, yani inşaatta da kullanabilirsin, makineye de kullanabilirsin, ama işletme kredisi olarak değil tabii, yatırım olarak. Bunun da yine yatırımcımıza maliyeti 5 civarında bir maliyeti var, onu da yine prensip olarak 2 yılı ödemesiz 7 yıl vadeyle kullandırıyoruz. Yine AKA kaynaklı kredimiz var, bu da yine KPV gibi bir kredi, evet bizde kaynak çok, yalnız bizim biraz Kamu Bankası olmamız sebebiyle sınırlarımız var, A.Ş. olması gerekiyor. Bunun yanında Devlet tarafından teşvik edilebilir bir alanda yatırım yapması gerekiyor. Ve örneğin bir salça yatırımı için devlet teşvik etmiyor, biz vermiyoruz. Biz bisküvi yatırımını veya bir yem yatırımını teşvik etmiyor, biz vermiyoruz. Niye? Çünkü o konularda zaten Türkiye'de yeteri kadar yatırım var. Yeni yatırımlar olsun istemiyoruz, ama mevcut yatırımların modernizasyonu, yenilenmesi gibi talepler olursa, artı işletme kredisi olursa, bunları seve seve değerlendiririz, son mail adresimi vereyim, o zaman mailden bana ulaşsınlar, ben de tüm arkadaşlarımıza mail atma şansını yakalayayım diyorum. Mail: aunen@tkb.com.tr buradan her zaman ulaşabilirsiniz. Biz mutlaka size 20, 25 sayfalık bu kredi imkanlarını size aktarırız, kredi başvurunuzu aktarırız. Oturum Başkanı: Çok teşekkür ederim. Sayın Mehmet Kiper 1984 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Metalürji Mühendisliği Bölümünden mezun, bir çok kuruluşta çalıştıktan sonra, 1996 da TÜBİTAK'ta çalışmaya başladı. TÜBİTAK Teknoloji İzleme Ve Değerlendirme Başkanlığına girmiş, halen TÜBİTAK'ta Alan Koordinatörü olarak çalışmaktadır. Mahmut Kiper (TIDEB Alan Koordinatörü) Ar - Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Konuşmamın ilk birkaç dakikalık bölümünde, biraz kavramsal konulardan bahsetmek istiyorum. Neden AR-GE? Neden bu desteklenmeli? Neden firmalar için çok önemli? Bunu bir miktar, kavramsal bazda ele almak zorundayız. Firmaların rekabet evrimine çok kısaca değinirsek, son 50 yılda, 1960 larda, üretim üstünlüğü ile rekabet yeterli olmaktaydı, söz konusu yıllarda talebin arzdan daha yüksek olduğunu görüyoruz. 70 lerde durum değişmeye başladı, özellikle uluslar arası ilişkilerle arz talepten yüksek olmaya başlayınca üretim yetmemeye ve bunun yanında bir de maliyet önemli bir rekabet unsuru olmaya başladı. 80'lerde, kalite bu ikisi yanında önemh bir rekabet unsuru olmaya başladı. 90'larda bu üç unsurunda yetmemeye başladı ortaya çıktı. Zamanında üreteceksiniz, çok hızlı üreteceksiniz, hız çok önemli bir rekabet unsuru olmuş, 2000'lere gelindiğinde, artık bilgi üstünlüğü de rekabet. Yani kim daha çok biliyorsa, en önemli avantajı o elde ediyor. Ama hangi bilgi? Kısaca ona biraz bakalım. Bilginin literatürdeki tanımı, enformasyonun anlamlı bir yapıda toplanmış durumu, bu yapıda bilgi, en azından bir deneyim içeren, insan aklıyla işlenmiş ve etki edebilecek bir hale gelmiş, bu bilgiyi yani knowledge denilen bilgiyi de ikiye ayırmak mümkündür. Biri açık bilgi, çok önemli bir rekabet unsurudur, blue primlerle, işte uygulama dokümanlarıyla ulaşabiliyorsunuz, buna en güzel örnek, Türkiye'nin tercih ettiği teknoloji transfer politikası, biliyorsunuz daha çok lisans ,know how satın alma veya alet teçhizat satın alma şeklinde olur. İşte buralarda kullanım kılavuzlarını bu açık bilgiye örnek olarak verebiliriz. Ama en değerli şey, kapalı, gömülü bilgi. Buradaki gömülmüş bilgiyi aktarabilmek çok zor. İşte bu bilgiyle esas rekabet edebilmek için ana unsur bu oluyor. Bilgi tabanlı teknolojiler hep konuşulan şey, teknolojiyi de literatür böyle tarif ediyor. Teknoloji, üretim makinelerinde üretim yöntemlerinde, ürünlerde yenilik yaratmayı, bu yeniliklerle üretimi artırmayı, prodüktiviteyi yükseltmeyi yani rekabet üstünlüğü sağlamayı sağlayan anahtardı. Bilgiyi ve teknolojiyi birleştirdiğimiz zaman, fiyat-zaman ekseninde de teknoloji eğrisi böyle görüyoruz. İşte teknolojinin en değerli ivmesel olarak en yüksek fiyatlı olduğu zaman, tipinin ilk örneği olduğu zaman, buralarda tek uygulamalar var, bunlar genellikle AR-GE çalışmaları sonucunda elde edilmiş ürünler ve önemli bir alan, hep karşımıza çıkan, burada da bahsedilen özel spesifikasyonlar, belgelendirme, CE markası, hangi belgelendirme alanını ele alırsanız alın, çok önemli rekabet unsuru olan ve teknik engel olarak kullanılan bu unsur, ta bu fazlarda yaratılıyor. Bunun için de firmaların buralarda bulunması çok önemli. Biraz daha ehveni, şer, hala kar edebildiğimiz teknolojiyle bir ortam, yine teknolojiyi dışarıdan alıyorsunuz, siz üretemiyorsunuz ama farklı özellikler nedeniyle, hala büyük pazar var ve buralarda biraz daha kar marjınız var. Ama bizim sanayi yapımızın içinde olduğu son dönemler. Seri üretime geçilen dönemler, burada kar marjı artık çok düşmüş durumda. Ve hemen bunun peşinden yeni bir dalga gelecek, bunu biliyoruz. Yani yeni bir teknoloji dalgası gelecek, orada tekrar çok yüksek bedeller ödeyerek yeni teknolojileri satın almak zof unda kalacağız, şimdi burada da işte bu tabloya oturtmaya çalışacağımız firma özellikleri çok önemli. Türkiye'nin aslında Avrupa'nın da % 50 den fazla firma özelikleri geleneksel firma özellikleri gösteren sanayi kuruluşları, bunların özelliklerine baktığımız zaman, bunlar daha çok geleneksel sektörlere yönelik kompleks olmayan ürünler üretiyorlar, üretim ölçekleri küçük ve rekabet kaynakları hala düşük maliyetli. Ürünler, yeni ürünler, küçük partiler, kısa üretim periyotları, toplam kalite uygulamalarını uyguluyorlar. Firmalar arası ilişkilerde epey becerikliler. İş gücü epey yetkin işgücüne sahipler ve belli düzeyde ve düşük risk içeren AR-GE yatırımı yapabiliyorlar. Yani bakarsanız, aslında birçok desteğin bugün Türkiye'de buraya doğru gittiğini görürsünüz. Hiç şaşılacak bir şey değil. Eşik atlamadan en yüksek eşiğe ulaşmamız mümkün değil. Öncelikle firmaları bu eşiğe bir çıkarmamız gerekiyor. Ama esas amaçlanması gereken eşik işte bu eşik. Teknoloji yaratan firmalar. İlk hareketi yapan sanayi lideri bu firmalar, ister küçük, ister büyük olsun, yüksek düzeyde ve riskli AR-GE yatırımı yapıyorlar, riskli AR-GE yapıyorlar. Standart ve regülasyon oluşturma ile rakiplere baştan teknik engel koyuyorlar ve çok önemli bir avantaj elde ediyorlar. Daha pazara çıkma aşamalarında, dikkat ederseniz bunlar oluyor. Patent telif haklarıyla da taklitleri engellemeye çalışıyorlar. Şimdi buradan neden AR-GE'nin önemli olduğunu, neden teknoloji yaratan firma olmak gerektiğini biraz anlattıktan sonra, işte bizim tüm verdiğimiz destekler, bunlara yönelik. Biz kimiz? TÜBİTAK Teknoloji İzleme, Değerlendirme Başkanlığı, TÜBİTAK'ın Sanayi ile ilişkilerini oluşturmaya çalışan ve sanayinin AR-GE yeteneğini geliştirmeye çalışan bir birim. Belli başlı desteklerimiz bunlar, en çok bilinen AR-GE yardımı, en çok da onun üzerinde duracağım. Daha sonra bir uluslar arası ARGE işbirliği olan euraka var, yine çok yetkin ve derinlemesine AR-GE'yi hedefleyen ve aslında toplumların tekno, ekonomi politikalarında en önemli yer alması gereken, üniversite, sanayi ortak araştırma merkezleri, üniversite, sanayi işbirliğini geliştirmeye yönelik bir programımız var. Teknoloji ödülünden çok kısa bahsedeceğim, bu ödüllendi, teknolojiyi yaratanları ödüllendirmeye yönelik, proje pazarlarından bahsedeceğim, AR-GE yardımına biraz değinmek istiyorum. AR-GE yardımı, sanayi kuruluşlarının araştırma geliştirme nitelikli projelerini % 60 a varan oranlarda, maksimum 3 yıl olabilecek projelere, hibe şeklinde destek verilmesi. Yapılacak AR-GE proje hedefleri şunlar olabilir. Yeni ürün, çünkü AR-GE tanımına baktığınız an, hangi dokümana bakarsanız bakın, en temel olarak ahnan AR-GE'nin çok geniş bir fazda yayıldığını görürsünüz. Ve bizim biraz öne çıkarmaya çalıştığımız hedeflerimiz bunlar. Yeni ürün üretilmesi, ürün kalitesi yükselten veya maliyet düşüren yeni tekniklerin geliştirümesi, yeni üretim teknolojüerinin geliştirümesi. Biz bir projeyi incelerken, AR-GE niteliğini nasıl yakalamaya çalışıyoruz. Projenin içerdiği teknolojik düzeye bakmaya çalışıyoruz. Ve proje çıktısının ekonomik yarara dönüşebilir olmasına bakmaya çalışıyoruz. Yine evrensel AR-GE aşamaları, kavram geliştirmeden başlar, satış sonrası sorun gidermeye kadar gider. Yani ticarileşmenin bir ön aşamasına kadar gider. Bu aşamaların hepsini destekliyoruz ve desteklediğimiz gider kalemlerin bazıları. Personel, araç, teçhizat, yazflım, yayın, danışmanlık hizmet alımları, yurt içi AR-GE kuruluşlarına yaptırılan işler, malzeme alımları, seyahat giderleri, Türk Patent Enstitüsünden alınacak patent giderlerine, dikkat ederseniz bir AR-GE projesinde bunların dışında bir harcama yapabilmeniz mümkün olmadığını görürsünüz. Tüm unsurları kapsıyor. Destekleme koşulları. Bu önemli, özellikle sanayi kuruluşları için, sektör ve büyüklüğüne bakılmaksızın firma düzeyinde katma değer yaratan tüm kuruluşlar, tüm sanayi kuruluşları, tüm yazılım kuruluşları yelpazemizde mevcuttur. Destek biçimi, harcama yapıldıktan sonra hibe şeklinde destek, destekleme miktarı, KOBİ büyük ayrımı, biraz burada var. KOBİ'lerin minimum destek oranı, % 32 den, büyük kuruluşların % 25 ten başladığını söylemek mümkün. Maksimum destek oranı % 65 e kadar çıkabilmektedir. Bu destek oranı, daha çok firmaların bir önceki yıl mali bilançolarına bakılarak, belirlediğimiz bir destek oranı, yani proje üzerinde verdiğimiz bazı ek destekler de var. Ama temel destek oranını oluşturan en önemli unsur, firmaların 31.12 tarihli ayrıntılı gelir gider tablolarındaki diğer faaliyet giderlerindeki AR-GE giderleri ki firmalar buraya genellikle bir şey atmazlar. Ama bizim için çok önemli. AR-GE giderleri ve yurt içi, yurt dışı satışlarının toplamı olan toplam satış hasılatına oranıdır. Bu değişik skalalarda destek oranını belirleyen en önemli unsur oluyor. Bir iki istatistik vermek istiyorum. İstatistikler epey var. Ama çok hızlı geçeceğim. 1995 yılında kuruldu TİDEM, 95 yılından bu yana 1340 firmanın 3071 proje başvurusu oldu, 1.4 milyar dolarlık bir proje büyüklüğü var. Burada bize sunulan değil, genellikle sunulanın % 57'si oranında bir gerçekleşme oranını dikkate aldık. Bugüne kadar 1157 proje tamamlandı ve devlet bu 1157 projeye 213.4 milyon dolarlık AR-GE yardımı yaptı. Proje başvurularına baktığımız zaman, özellikle küçük, orta ölçekli sanayinin ilk başlarda fazla entegre olamadığını, ama son yıllarda hızla geHştiğini görüyoruz. 3070 projenin 1730'u küçük, orta ölçekli sanayi firmalarıdan geldi. Yeni firma sayılarında da KOBİ'ler çok önde. 1340 firmanın, 1070'i küçük orta ölçekli sanayi. Ama ödenen destek tutarlarına baktığımız zaman, aynı oranı görmüyoruz. Yani KOBİ'ler çok proje vermişler ama, küçük proje vermişler. Toplamda KOBİ'lere yaklaşık 213 milyon doların içinde sadece 61 milyon dolarlık bir geri ödeme olmuş İllere göre dağdım, bunlar İstanbul tahmin edebileceğiniz gibi, yarıya yakın neredeyse, Ankara'dan var projeler ve diğer illere de ufak miktarlar dağılmış. Projelerin teknoloji alanlarına dağılımlarında, enformasyon % 21, makine en yüksek % 30 a yakın. Enformasyon, elektrik, elektronik, malzeme, metalürji, kimya diye gidiyor. Ortalama proje maliyetleri genellikle 150 bin dolardan düşük, yarısına yakını, 5 milyon dolardan yüksek % l'lik yani bir yaklaşık 20 civarında projemiz var. AR-GE yardımının sağladıklarını sizinle paylaşmak istiyorum. Gerçekten bunlar ölçülmüş sonuçlar, literatürden almadık, biz yazdık bunları. AR-GE kültürü ve fiziksel alt yapı oluşuyor, proje ve kaynak yönetim yeteneği kazanılıyor. Bilgi kazanımlarını dökümante ediyorsunuz, üniversite sanayi işbirliği yavaş yavaş başlıyor. En azından gönderdiğimiz hakemler nedeniyle başlıyor. Biz değerlendirmeleri, hakemler aracılığıyla yapıyoruz ve sadece üniversitelerden hakemler kullanıyoruz. Nitelikli işgücü istihdamı artmaya başladı. Örnek de verebilirim. AR-GE yapabilmenin ve başarabilmenin verdiği moral ve özgüven. AR-GE destek kararı çıkıp da AR-GE desteği almayan kuruluşlar var. Ticari başarı var, yeni açılım olanakları var. AR-GE yardımı nedeniyle, bazı otomotiv firmaları, ilk defa tasarım yapıp, Türkiye'de ana üreticilerin izin vermesiyle Türkiye'de tasarımı da dahil otomobil üretebildiler, onları ikna edebilme şekilleri buydu, Türkiye bizim çalışmalarımıza devlet önemli destek veriyor dediler, böyle ikna ettiler, ana yüklenicileri, ana yüklenicileri ikna etmek kolay değildir. Çünkü siz AR-GE yaptıkça teknolojiye hakim olacaksınız, ana firmalar. Beyin firmalar bunu hiçbir zaman istemezler. Uluslar arası bir proje işbirliği euroka 35 ülkenin oluşturduğu bir ağ, çok özetle en az 2 euroka kapsamındaki ülkeden birer ortakla yapılan proje işbirliklerini destekliyoruz. Aynı destekleme esaslarıyla, sadece destek oranım hesaplamıyoruz. En yüksek destek oranı olan % 60 ı veriyoruz. 35 euroka ülkesi var, hemen hemen aklınıza gelen tüm ülkeler, tüm Avrupa ülkeleri, Rusya, İsrail gibi ülkeler de buna dahil, tüm ülkeler var. Bu programa dahil olmanızı, bu sadece AR-GE desteğinden, parasal destek sağlanmasını içermiyor, aynı zamanda Avrupa pazarlama ağına araştırma ağına giriyorsunuz. Bizim Euro portföyümüz çok iyi değil. Kuruluşundan beri, bu yıl da Eurokanın 20 nci yılı, kuruluşundan beri üyesiyiz, portföyümüz çok iyi değil, ama baktığımız zaman, bunlar 35 üye ülke, teker teker saymayacağım, bugüne kadar yaldaşık 10 bin katılımcı, 20 yılda, 1650 tamamlanmış, proje, 600 devam eden proje ve 11 milyar dolar toplam proje büyüklüğü var, eurokanın sağladığı. Bir projeye, yarattığı katma değer çok daha büyük bir örnek. Otomobillerdeki akıllı navigasyon sistemleri 1993 te başladı, 3 yıl sonra ticarileşti. Bazı şeyler var, en son Avrupa'nın çok övündüğü Airbas'ı hatırlarsınız, Airbas'taki belirli yere iniş sistemleri ve belirli şeyleri de euroka kapsamındaki proje ortaklıklarıyla yapıldı. Eurokanın sağladığı, çerçeve programları gibi, özel bir destek yok. Ama Euroka etiketi almış projeler, kendi ulusal destek sistemlerinden yararlanıyorlar ve Türkiye'de de bu desteği biraz önce anlattığım şekilde biz veriyoruz. Burada özellikle bahsetmek istediğim bir husus, üniversitelerde bir projede Türk sanayi kuruluşuyla birlikte yer alıyorlarsa, üniversitenin 100 bin dolara kadar olan tüm giderlerini, proje için yapacağı harcamaların t ü m ü n ü biz sağlıyoruz. Sanayiciden bir para çıkmadan, % 100 ünü biz destekliyoruz. Teknoloji ödülü, üç kuruluşun, TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD'm yaptığı bir organizasyon, TTGV bu yıl sekreteryasmı yürütüyor, altıncısı yapılacak. Duyurular yapıldı, başvurular alındı. Üniversite, sanayi ortak araştırma merkezleri programından biraz bahsetmek istiyorum. Amaç üniversite sanayi işbirliğini gehştirmek. Bir üniversitede kuruluyor, yönetimi, tamamen sanayicilerde bu merkezlerin ve giderlerinin yarısı sanayicilerce, yarısı da TÜBİTAK'ça karşılanıyor, bugüne kadar 6 tane merkez kuruldu. En yaşlısı 7 yaşında, en genci 5 aylık, 6 merkez seramik araştırma merkezi, tekstil araştırma merkezi, otomotiv teknoloji AR-GE merkezi. Biyomedical teknolojiler merkezi. Adana ÜSAM, Adana'da kurulan bölgesel bir merkez ve ODTÜ ile OSKİM'in ortaklaşa kurduğu bir merkez. ÜSAM merkezleri bunlar ve son olarak bir destek programından bahsedip, sunuşumu bitireceğim. Proje pazarları. Destekleme programı. Buradaki amaç. Proje işbirlikleri sağlamak. Onun için adı proje pazarı. Değişik proje fikirleri, üniversite sanayi, sanayi üniversite, üniversite arasındaki proje fikirlerinin ikili görüşmelerle yapılabileceği ortamları biz destekliyoruz. İlk ikisini biz yaptık ve ulusal ve uluslar arası olarak şimdi bu tür girişimleri destekliyoruz ve bugüne kadar sanıyorum 15 e yakın bu tür proje pazarı platformu destekledik. Epey yararlı olduğunu söyleyebilirim. İletişim bilgilerimiz bunlar. Dinlediğiniz için teşekkürler, sorular bölümünde, sorularınızı memnuniyetle cevaplayacağım. Otunun Başkanı: Sayın Kiper'e teşekkür ederiz. TÜBİTAK, KOSGEB gibi önemli bir destek merkezi. Hakikaten KOBİ'lerimiz yeterince yararlanamıyorlar. Umarım Sayın Kiper'e yeterince soru sorarsınız, daha detaylı öğreniriz. Şimdi Sayın Emrah Sazak Beyefendiye sözü vereceğim. Kendisi dış ticaret müsteşarlığında uzman, ihracata yönelik devlet desteklerini anlatacak. 1978 yılında mersinde doğdu. 2000 yılında Ankara Üniversitesi Kamu Yönetiminden mezun oldu, aynı yıl Dış Ticaret Müsteşarhğında uzman yardımcısı görevine başladı. Halen aynı bölümde bu görevine devam ediyor, kendisinden ihracata yönelik devlet destekleri konusunda bilgiler alacağız. Emrah Sazak (T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı - Dış Ticaret Uzmanı) İhracata Yönelik Devlet Destekleri Sayın Başkan teşekkür ediyorum. Bugün sizlerle bize ayrılan bu 20 dakikalık sürede, ihracata yönelik devlet yardımları uygulamalarını size genel hatlarıyla aktarmaya çalışacağım. Şöyle kısaca bir giriş yapmak istiyorum. 80 den sonra biliyorsunuz ülkemiz ihracata yönelik bir sanayileşme politikası benimsedi. Bu politikanın en önemli araçlarından birisi de ihracata yönelik devlet yardımları uygulamalarıydı. 80 den 90 lı yıllara kadar baktığımızda bu devlet yardımlarının daha çok nakit nitelikte, ihracat performansına dayalı teşvikler olduğunu görüyoruz. Tabii 90 lı yıllarla birlikte, ülkemizin Dünya Ticaret Örgütü üyeliği süreci ve yine Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği süreci, bu devlet yardımlarında Dış Ticaret Müsteşarlığı birtakım düzenlemelere gitmek zorunda kaldı. İşte bu düzenlemeler çerçevesinde devlet yardımları nakit, teşvikler niteliğinden çıktı, faaliyete istinaden verilen devlet yardımları haline geldi. Ve ihracat performansına dayalı teşvik verilmesinde yine demin bahsettim. Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği yasakladığı için, bu çerçevede düzenlemelerle biz 95, 94 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, bu ihracata yönelik devlet yardımlarını uygulamaya başladık. Bir de bu tarihsel süreçte şunu eklemek gerekiyor. 80 de bu ihracata yönelik sanayileşme politikası benimsendiği zaman, 90 lı yıllara kadar ihracat büyük ölçüde, büyük şirketler kanalıyla yapıldı, işte dış ticaret sermaye şirketi statüsü verilcli bazı firmalara, tabi 90 lı yıllarda KOBİ'ler potansiyelini ortaya koydu, üretim güçlerini ortaya koydu, artık ihracatta biz de varız dedi. İşte benim bugün size anlatacağım devlet yardımlarının hepsinden KOBİ'ler faydalanabiliyor. Öncelikli olarak faydalanıyorlar. Şimdi kısaca hangi devlet yardımlarından bahsedeceğim onlara bir göz atalım. Yurt dışında ofis, mağaza açılması durumunda verdiğimiz bir destek var. Moda, marka desteğimiz var. Çevre maliyetleri desteği, Pazar araştırması desteği, eğitim desteği, istihdam desteği, yarattıkları bir süreçtir. Bunlar sadece, belki hani başvuru sürecine ilişkin birkaç şey söylemeyi düşünüyorum. Ofis, mağaza desteği, tabii ihracat noktasında, artık küreselleşen dünyada, tüketiciye ulaşmak çok önemli. Bu tüketiciye ulaşma sürecinde de firmalarımızın yurt dışında birim açması durumunda, birtakım destekler veriyoruz. Bu destekler, yurt dışında bir birim açılması durumunda, bu birimin kira, demirbaş ve tanıtım aşamalarının desteklenmesini kapsıyor. Kimleri destekliyoruz. Sınai ticari faaliyette bulunan şirketler, esasında, bunu bir anlamda KOBİ'ler olarak değerlendirebiliriz. Zira biz bu sınai, ticari faaliyette bulunan şirketler kapsamına firmalarımızı sokarken, firmalarımızdan istediğimiz, kapasite raporu ve marka tescil belgesidir. Yine sadece ticaret ile iştigal eden firmalarımızı destekliyoruz bu destek kapsamında, firmamızın yurt dışındaki şirketi ile distribütörlük sözleşmesi yapması durumunda yine bir destek mekanizmamız var. Bir de KOBİ'lerin bir araya gelerek oluşturdukları üst model olan bir Dış Ticaret A.Ş. oluşması durumunda müsteşarlığımızca bunlara, bu A.Ş.'lere, sektörel dış ticaret şirketi statüsü veriliyor. Bu sektörel dış ticaret şirketleri de hem bu desteğimizden, hem bundan sonra anlatacağımız desteklerden öncelikli olarak faydalanıyorlar. Şimdi kısaca destek miktar ve oranlarına değinecek olursak. Sanayi ve ticari faaliyette bulunan şirketler, demirbaş harcamaları bir defaya mahsus, yıllık 20 bin dolara kadar destekleniyor, destek oranımız % 50, kira harcamaları birinci yıl % 50, ikinci yıl % 30 oranında olmak üzere, yine yıllık 50 bin dolar. Tanıtım harcamaları da birinci yıl % 30, ikinci yıl % 20 olmak üzere 30 bin dolara kadar destekleniyor. Ticari faaliyette bulunan şirketlerimiz, tabloda görüleceği üzere daha az destekleniyorlar. Yıllık maksimum destek tutarımız 30 bin dolar. Birinci yıl %50, ikinci yıl % 30 destek veriyoruz ve yine bir fark da demirbaş harcamaları verilmiyor. Distribütörlük de eğer firmamız yurt dışındaki bir firmayla distribütörlük sözleşmesi imzalarsa, bu distribütörlük sözleşmesine ilişkin resmi giderlerin ve yurt dışındaki distribütörün Türkiye'deki firmanın ürettiği ürünlerine ilişkin tanıtım harcamaları yapması durumunda bu tanıtım harcamaları birinci yıl % 30, ikinci yıl % 20 olmak üzere 30 bin dolara kadar destekleniyor. SDŞ'lerin müsteşarlığımız nezrinde öncelikleri olduğunu ifade etmiştik. Demirbaş, kira ve tanıtım harcamaları % 50 olmak üzere, SDŞ nin bünyesinde bulundurduğu KOBİ sayısına göre, ki bu 10 ile 200 arasında değişebiliyor. 10 olursa, minimum 400 bin dolara kadar destek alabiliyorlar, 200 ortaklı bir SDŞ olursa da 200 ortaklı bir KOBİ'den oluşan bir SDŞ olursa, 1 milyon dolara kadar destek verilebiliyor, süre sınırımız yok. Kısaca başvuru sürecinden bahsetmek istiyorum. Tabii bu destekten faydalanmak için, Türkiye'deki firma ile yurt dışındaki birim arasında organik bağın tesis edilmesi çok önemli. Bununla ilgili birkaç şey söylemek gerekirse, Türkiye'deki firma, yurt dışında şubesini açarsa, organik bağ zaten doğrudan sağlanmış oluyor. Bazı ülkelerin mevzuatları Türkiye'deki şirketin yurt dışında şirket açmasına cevap vermediği için, yurt dışında bir şube kurma gereksinimi ortaya çıkabiliyor. Bu konuda tebliğin ortaya koyduğu düzenleme Türkiye'deki şirketin ortakların % 51 inin yurt dışındaki şirkete sahip olduğu oranda desteklenmesi söz konusu. Bu soru cevap bölümünde, bu konuyu açabiliriz. Bu organik bağ sağlandıktan sonra, az önce bahsettiğim harcamalara ilişkin belgelendirme sürecine gelelim. İşte bankacılık sistemiyle ödemesi esas, yine harcamaların fatura çerçevesinde yapılması esas, ticaret müşavirliği olan ülkelerimizde ticaret müşavirliğimizin onay süreci var. Olmayan ülkelerde ise, konsolosluklarımıza bu konuda yetki verilmiş durumda. Başvuru mercii firmalarımızın üyesi oldukları ihracatçı birlikleri, ihracatçı birlikleri ön inceleme yaptıktan sonra müsteşarlığımız nihai incelemeyi yaparak, demin bahsettiğim desteklemeleri merkez bankası ödemeli olarak yazıyor. Moda, marka desteği, yine müsteşarlığımızın en önem verdiği desteklerden birisi, zira son yıllarda marka yaratmanın önemi, bütün sektörlerce anlaşıldı. Şüphesiz katma değerde en önemli payı artık marka yaratma alıyor. İşte müsteşarlığımızın amacı bu destekle birlikte, uluslar arası marka yaratma potansiyeli, inancı olan firmalarımızı desteklemek. Kimleri destekliyoruz? Bu destek kapsamında ihracatçı birliklerini destekliyoruz. Burada dikkat edileceği üzere, özellikle marka yaratımda, tanıtım çok önemli bir husus olduğu için, sadece tanıtım ve reklam harcamalarının desteklenmesine cevap veriyoruz. Sektörün tanıtımı yapılmış olduğu için bu sektörde yer alan bütün firmalarımız dolaylı da olsa, ihracatçı birliğine verilen bu destekten faydalanmış oluyorlar. Yine üretici dernekleri ve birlikleri de ihracatçı birliklerinin desteklenmesi amacına paralel bir anlayışla destekleniyor. Şirketler, SDŞ 1er ve dış ticaret sermaye şirketlerinin desteklenmesi. Tabii bu tebliği biz dinamik bir tebliğ olarak değerlendiriyoruz. Değişiklik aşamasında, marka yaratma amacına hizmet eden her türlü faaliyeti destekleme anlayışındayız. Benden önceki konuşmacı, işte AR-GE projesinde hangi faaliyetlerin desteklenmesini, desteklendiğini belirtmişti. Bizim de burada anlayışımız, şu anda birçok marka yaratmaya ilişkin destek mekanizmaları var. Sektöre göre de bu değişiklik olabilir. Bu destek her ne kadar 4 yıllığına çıkmışsa da bu tebliğ, devam edeceğini umut ediyorum. Bunu söylememin nedeni, tebliğde bir değişiklik olacak önümüzdeki dönemde ve marka yaratma sürecine ilişkin yeni destek mekanizmaları geliyor. Marka tesciline ilişkin harcamaları destekleniyor, kuşkusuz marka yaratmada, marka tescil meselesi çok önemli. Yine reklam, tanıtım, pazarlama faaliyetleri 300 bin dolara kadardır. Bu rakamlar yıllık rakamlar, yine yurt dışı birime ilişkin kira harcamaları, yıllık 300 bin dolara kadar destekleniyor. Reyon harcamaları show room açılması destekleme kapsamında, olduğu gibi marka yaratmada kalite meselesi önemli olduğu için, kalite belgeleri, insan can, mal emniyeti ve güvenliğini gösterici işarete ilişkin harcamalarda desteklenmektedir. Yine francizing sistemi 50 bin dolara kadar destek kapsamındadır. Moda tasarım, marka yaratma konusunda moda tasarımcılığı meselesi de önemli. Moda tasarımcıları da yine paralel destek alıyorlar. Turkalite esasında marka yaratma esasının bir ileri aşaması olarak değerlendirebiliriz. Marka yaratma desteği kapsamına aldığımız firmalarımızdan şu anda pilot sektör olarak hazır giyim sektörü belirlendi. Marka yaratma potansiyeH olan 15 tane firmamız bu destek kapsamına aldık. İlk önce firmalarımız bir proje sunuyorlar, o projede hedeflerini ortaya koyuyorlar. O hedef ülkelerde harcamaları, az önce bahsettiğim harcamaları gerçekleştiriyorlar. Destek oranımız % 50, türküaliti kapsamına alınan firmaların destek oranı % 60, "made in Turkey" ibaresinin kullanılacağı konusunda taahhüt veren firmalarımıza % 55 destek veriyoruz. İhracatçı birliklerinin tanıtım harcamaları % 80, destek süresi de 4 yıldır. Kısaca başvuru sürecinden bahsetmek istiyorum. İşte bir proje öneri formumuz var. Firmalarımız direk müsteşarlığımıza başvurabilmektedir. Bu proje öneri formunda iki bölüm var. Birinci bölümde firmanın bir anlamda mevcut yapısını ve ayrıca marka yaratma potansiyelini görüyoruz. İkinci bölümde de firmanın markalaşmaya ilişkin hedefleri ortaya konuluyor. Burada yapılan işlem bir anlamda da firmanın potansiyelini, hedeflerini, hedefler arasında paralellik olup olmadığının değerlendirilmesidir. Bu paraleUiği gördüğümüz firmaları, destek kapsamına alıyoruz. Bahsettiğim destek mekanizmaları, firmalar için proje kapsamına alındıktan sonra işlemeye başlıyor. Tabii işin başlangıcı Türk Patent Enstitüsünde firmalarımızın kendi adına tescil sürecini tamamlatmalarıdır. Yine tabi bu destek kapsamına alınmakta iki çok önemli unsuru aktarmak istiyorum izninizle. Birincisi, firmaların tabii markalarıyla yaptığı ihracat, çünkü devlet destekleri her ne kadar bu süreçte önemli olsa da hiç kimse yeterli potansiyeli, inancı, birikimi olmayan bir firmaya marka yaratmasını bence destek sağlayamaz dolayısıyla bu desteğin amacı, bu inanca, bu potansiyele sahip olan firmaların markalaşma faaliyetlerine ivme kazandırmak olabüir. Dolayısıyla destek kapsamına aldığımız firmalar gerçekten belli bir potansiyele sahip olan bu konuda birikime, çalışmalara, backgrounda sahip olan firmalardır. Diğer mesele de destek kapsamına alırken baktığımız kriterlerden birisi, işte firma o markayla şu ana kadar ne kadar ihracat yaptı. Diğer mesele de o marka ile uluslar arası çalışmaları ne aşamada? Hangi ülkelere tescil ettirdi. Firmanın destek kapsamına alırken değerlendirdiğimiz önemli kriterlerden birisidir. Çevre maliyetlerinin desteklenmesinden, KOSGEB temsilcimiz de kısaca bahsetti. Biz burada firmalarımızın mallarının uluslar arası arenada serbestçe dolaşmasını sağlayan bütün belgelendirme harcamalarını destekliyoruz. Burada destek oranımız % 50,6 ay içerisinde başvurmaları gerekiyor. Pazar araştırması desteği, ihracatı geliştirme merkezi ile birlikte yürüttüğümüz bir destek. Yeni ihraç pazarları yaratmak ve mevcut pazarlarda pazar payımızı artırmak amacıyla verdiğimiz bir destek. Yine burada pazar araştırması projesi sunuluyor, işte firmalar, KOBİ'ler sadece burada destekleniyor. İşte firmalar gidecekleri ülkeye ilişkin bir proje sunuyorlar, o ülkenin dış ticaret mevzuatı, o ürüne ilişkin, ithalat, ihracat kompozisyonu, yapısı, o ülke için işte öngörülebilir bir ülkemidir vs. gibi hususları projelerinde belirtiyorlar. Onay alınmasını istinaden firmalarımızın, ulaşım, konaklama harcamaları destekleniyor. Eğitim desteğini de. Sadece şunu söylemem yeterli diye düşünüyorum. Dış ticaretle ilgili eğitim faaliyetine katılan firmalarımızın, eğitim harcamaları, % 50 oranında destekleniyor. Bu eğitim yurt içi de olabilir, yurt dışı da olabilir. Fuar desteği, yurt içi ve yurt dışı fuar desteği olmak üzere ikiye ayrılır. Yurt içi fuar desteğini, sadece organizatör firmaya destek veriyoruz. Ülkemizde düzenlenen uluslar arası nitelikteki fuarların tanıtımının yapılması çerçevesinde bu desteği kullandırıyoruz. Amaç, ülkemizdeki fuarın dışarıda tanıtılması, dışarıdan daha fazla iştirakçinin gelmesi. Fuar desteği, yurt dışında düzenlenecek fuarlara katılımın artırılması gibi bir amaç vardır. İki farklı katılım var, milli düzeyde katılım, bireysel düzeyde katılım. Bu konuda Yeni bir tebliğimiz çıktı. Destek oranlarını düşürülmüştür. Bütçemizin önemli bir bölümünü AR-GE tebliğine, ayırdığımız bir destektir. Fuar desteği için müsteşarlığımız tarafından yayınlanan bir liste mevcut olup o listeyi müsteşarlığımızın internet sayfasından takip edebilirsiniz. Önceden bilgi vermeniz gerekiyor. Milli düzeyde katılımı, her organizatör firmaya, hem de katılan firmaya destek veriyoruz. Organizatör firmaya destek vermemizin nedeni de yine firmanın bir anlamda firmanın yurt dışındaki fuara katılmasına çeşitli hizmetler sunulduğu için desteklenmesidir. Kimler yararlanıyor? Üretici firmalar tabii ki KOBİ'ler diyebiliriz buna. Üretici firmaların ürünlerinin promosyonundan sorumlu pazarlamacı firmalar destek alabiliyor. Organizatör firmaları destekliyoruz. Bir de üretici, imalatçı organizasyonları destekliyoruz. Çok hızlı oldu, kusura bakmayın, süre azdı, genel çerçeve çizmeye çalıştık, telefon numaralarımızı da bırakacağız zaten, hem e-mail ile hem telefonla bize ulaşabilirsiniz. Soru cevap bölümünde de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağız. Teşekkür ediyorum. SORU CEVAP Oturum Başkanı: Çok teşekkür ederim. Çok değerli katılımcılar. Şimdi soru cevap bölümüne geçiyorum. İçeride oturacak yer bulamadıkları için dışarıdan izleyen değerli katılımcılarımızı, soru sormak üzere öncelikle içeriye davet ediyorum. Karşılıklı interaktif bir ortam oluşması bakımından. Şimdi sorudan önce birkaç açıklamam var. Ben 1973'te Teşvik Uygulamada çalışmaya başladım. 75'te ayrıldım, üniversiteye geçtim. O günden bu yana devlet yardımlarıyla yakından ilgilendim. Birçok komisyonlarda da görev aldım. Yani hala dağınık olduğumuzu gördüm ve bundan üzüntü duydum. Birbirinden güzel 6 arkadaşımız ayrıntılı bilgiler verdiler yalnız TÜBİTAK ve Hazine de AR-GE yardımı veriyor. Her birinde benzer rotasyonlar var, benim bir vatandaş olarak, bir akademisyen olarak, canı gönülden dileğim, devlet yardımlarının bir çatı altında hiç değilse bilgi açısından internet ortamında bulunması, farklı farklı kaynaklarda olmamasıdır. Bu bilgi dağınıklığı dolayısıyla telefon numarasını ve hızlı erişim imkanını veren uzman arkadaşlarımız bu kadar iyi niyetle KOSGEB Başkanını gördünüz, yürekten bu kadar konuşmasıyla, çırpmıyorlar, yardım için ama, maalesef istismar edenler de görüyorum ben piyasada. Yani bu bilgi değerli girişimcilerimizde bir bütün halinde bulunmadığı için biraz bilenler, istismar da edebiliyor. Yani canı gönülden dilerim, tabii bunu kim yapar bilemiyorum ama, devlet yardımı deyince bir çatı altında, hiç değilse elektronik olarak görmemizde fayda var. Dağınık buldum ben kendim içinde olan bir kimse olarak diyorum. Ama öncelikle Ticaret Odasına huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum. Türkiye'nin lokomotif, ekonomisinin lokomotifi olan, İstanbul'da, İstanbul Ticaret Odası en büyük sivil toplum örgütü, ticaret ve sanayi sektörünün, burada 4 temel konuda konuşma yapıldı. Bir tanesi, destek konuşması. KOSGEB Başkanı ve Mustafa Bey ikitelli merkez müdürümüz, KOSGEB yardımlarından bahsetti. Hemen arkasından yatırım teşviklerini dinledik. Dış Ticaret Müsteşarlığımıza bağlı, Yatırım Teşvik Genel Müdürlüğü, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğünden arkadaşımız konuştu. Yine Emrah Beyin aynı dairede, ihracat teşvikleri dinledik. Yani bir üçüncü enstrüman, yatırım teşviklerini dinledik, ihracat teşviklerini dinledik. Ve KOBİ teşviklerini dinledik. Bir diğer teşvik unsuru ki, çok fazla o da teşvik unsuru taşıyor, yani bir çok teşvik parametresi var. TÜBİTAK'tan koordinatör Beyefendiyi dinledik. Türkiye Kalkınma Bankasından değerli iki arkadaşımız hem projeyi değerlendiren birimin başı, hem de kredileri yöneten birimin başı konuştular. Gerçekten memleketimizde devlet destekleriyle ilgili resim bu. Hakikaten bu kadar kısa sürede bu kadar olur. Canı gönülden huzurlarınızda konuşmacılarımıza ayrı ayrı teşekkür ederim. Şimdi soru için mümkün olduğunca, herkese konuşma hakkı vereceğim. Sabırla soru sorulması için mikrofon getirecekler. Önce soru soran Beyefendi kim olduğunu söyleyecek. Çünkü bu seminerimizin bir de basılı metni çıkacağı için, deşifresi kolay olsun diye, kimliğini söyledikten sonra sorusunu söyleyecek direk ilgili Beyefendiye sorabilirsiniz. Veya ben oturum Başkanı olarak bana sorabilirsiniz. Ben ilgili kişiye soruyu aktarabilirim. Özgürsünüz. Buyurun efendim, ilk defa siz el kaldırdınız, sizi dinleyelim. Mustafa Aziz Muratoğlu: Muratoğlu Çay Sanayinin sahibiyim. Şimdi benim sorum. Sayın Mehmet Kiper Bey ile Emrah Beye olacak. Çünkü biz firma olarak Türkiye teknoloji geliştirme vakfı destekli bir AR-GE projesi yürütüyoruz. TİDEB'te destek talebimiz va'-. Türkiye teknoloji geliştirme vakfından harcamalarımızı almakta pek bir sorunumuz olmuyor, çünkü ayda bir yaptığımız harcamaları belgeliyoruz ve bize ödeme yapıyorlar. Ama TİDEB'teki harcamalarımız malum 6 aylık dönemler çerçevesinde toplanıyor ve hazineye bildiriliyor. Hazineden de işte ödemenin gelmesi falan, mesela neredeyse 1.5 sene oldu bekliyoruz. Oysa biz firma olarak KOBİ'yiz, ve bu yaptığımız AR-GE projesinin toplam ciromuz içerisindeki büyüklüğü % 30 nispetinde bir bütçe. Biz bir nakit akış planı yaptık. Fakat şimdi bu geciktİKçe bu nakit akışımız bozuluyor. Ben dün Ankara'daydım bu konuyla ilgili TÜBİTAK'la temaslarım oldu. Tesadüf oldu şimdi burada bu toplantıda sizleri görmem, ben rica ediyorum, mümkünse bu destek TTGV'nin yaptığı gibi, aylık bazda bize ödenemez mi? Böyle olursa zannediyorum geleceği planlamakta, yani önümüzdeki nakit akış planlarımızı yapmakta, daha az zorlanacağız ve daha likit davranabileceğiz, sonuca daha rahat ulaşabileceğiz. Bu yüzden ben 250 milyara yakın nakit kredi kullanıyorum. Bunun faiz yükü var. Takdiri sizlerin efendim. Bu konuda cevap rica ediyorum. Oturum Başkanı: Çok teşekkür ediyorum, gerçekten yani al bu parayı dedikten sonra, arzu edilen zamanda alınamadığı takdirde onun sanayicilerimiz için, işletmecilerimiz için çok ciddi yükleri var. Ve bu yükler yüzünden belki aldığı krediye bin defa pişman olan da çıkabilir. Onun için ben Mahmut Bey hocamıza bırakıyorum. Mahmut Kiper: Haklısınız, mevcut durumda iki tane temel AR-GE desteği veren yapı var. İkisi de bir miktar, biz tamamen dış ticaret müsteşarlığı patronajında gidiyoruz. Bizimkinin avantajı hibe olması. Dezavantajı dediğiniz gibi, 6 ayda bir harcama belgelerini toplarsınız, harcama yaparsınız, 6 ayda bir gönderirsiniz. 6 ay sonunda, yani yılda 2 kere gönderirsiniz. 6 ay sonunda bizdeki eğer eksiği yoksa, bir izleyici değerlendirmesine tabi tutulur. Ve bizdeki değerlendirme ve hak edişinizin dış Ticaret Müsteşarlığına intikal ettirilmesi yaklaşık 3 ay alır. Yani 6 ayın ortasında alırsanız 6 aylık bir gecikmeyle paranızı alıyorsunuz. Dış Ticaretin, Türk Teknoloji Geliştirme Vakfının verdiği destek ise geri ödemeli destektir. Dolar bazında alırsınız, dolar bazında verirsiniz. Birbirini destekleyen destekler, yani zaten amaç orada, TTGV desteği ile biraz sermaye desteği olarak kullanabilmeniz. Şu yönde çabalarımız var, sadece onu söyleyebilirim. Sizin projeniz hangi aşamada, bizde mi duruyor, dış ticarete mi göndermişiz, dış ticarette mi duruyor? Bilmiyorum. Gönderilmiş, ödeme bekliyor. Bizdeki inceleme eksik yoksa üç, dört ay sürer, 3, 4 ay sonra DTM ye göndeririz. Bir hazırlıktan bahsetmek istiyorum. TÜBİTAK kaynaklı da destek verilmesi gündemde. Henüz şekillenmedi, ama bu tür desteklerde önemli bir unsur ön ödeme, o size finansman desteği yerine de geçecek. Bu yönde de çabalar var. Yani proje büyüklüğünün belli bir miktarının ön ödeme olarak verilmesi, daha sonra mahsuplaşılması, şeklinde. Bu çok rahatlatacak bunu biliyoruz, bu yönde de çabalar var, sadece bunu söyleyebilirim ama, yürüyen sistemde böyle gecikmeler olmakta. Zaman, zaman ödemelerde de gecikme olabiliyor. Ama ben 9 senedir bu işin içindeyim, bir çok hükümet gördüm ama, hepsi döneminde ödemeler yapıldı. Bazı gecikmelerle de olsa, tüm hükümetler buna çok fazla önem verdiler. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Umarım kısmen de olsa tatmin etti. Yalnız Emrah Beyin tamamlayıcı açıklaması olacak. Emrah Sazak: Şu anda söylemekte sakınca yok herhalde, konjonktürel bir sıkıntı var diye düşünüyorum. Şimdi başbakanımız TÜBİTAK'a yüklü miktarda bir bütçe ayırdı. Şimdi biz de parayı kullandırırken, AR-GE'deki nihai ödeme, müsteşarlık ödeme emriyle gerçekleştiriliyor biliyorsunuz. Parayı aktaran kuruluş hazine müsteşarlığı, o ödemeler tabii hazine müsteşarlığının bizim destekleme fiyat istikrar fonuna para aktarmasıyla ilgili bir şey, bazen biz ödeme emri yazmış oluyoruz, ama fonda para olmadığı için ödenmeyebiliyor. Şu andaki sıkıntı, dosyaların müsteşarlıkta bekletilmesinin nedeni ise. Beyefendinin de bahsettiği gibi, TÜBİTAK'a ayrı bir bütçe ayrıldığı için bu faaliyetler için, TÜBİTAK artık kendisi direk destek vermesi söz konusu, bildiğim kadarıyla, o bütçeden firmalara para aktarılması söz konusu. O konuda şu anda Müsteşarlık üst düzey yetkilileri ile TÜBİTAK üst düzey yetkilileri birtakım görüşmeler halinde, ve bu önümüzdeki günlerde muhakkak neticelendirilmesi gereken bir şey çünkü, desteklenmesinde bir şüphe yok ama şu anda o görüşmelerden kaynaklanan bir sıkıntı var. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Şimdi her arkadaşa bu kadar çok zaman verirsem ben, arkadaşlarımı üzmüş olurum. Başladım oradan. Beyefendi sorsun, böyle geleyim. Buyurun, lütfen hızh. Alparslan Sirkedoglu: Tuzla'da tekne imalatıyla uğraşan bir firmanın ortağıyım, sorum biraz genel, biraz da sektöre yönelik olacak. Birçok konuşmacıların sunumlarında gördük ki, kalkınmada öncelikli yöreler tespit ediliyor, fakat bunların tespitinde kesinlikle sektör göz önünde tutulmuyor, yani ben İstanbul bölgesine sıkışmış durumdayım veya bir Antalya bölgesi olabilir. Ama ben Van'da 15 metre bir özel motor yatı yapıp, yurt dışına satamam veya Karadeniz teşvik ediliyor, örneğin Sinop gibi. Fakat bizim ulaşım imkanlarımızın çok kısıtlı olmasından dolayı, hiçbir zaman Karadeniz'de yaptığım bir tekneyi burada ne bir konteynır gemisi, ne bir kargo gemisi, düzenli sefer yapamadığı için, ne İtalya'ya, nede İngiltere'ye satamıyorum. Tabii bunun çözümü burada değil belki ama, bazı platformlarda bazı şeyleri dile getirirsek, o platformlarda değişik yerlere ulaşır diye düşünüyorum. Bir de teşviklere örneğin sektörlere göre % desteği diye bir şey yok. Mesela yurt dışı katılımına 30 metrekare fuar desteği veriliyor. Peki, böyle bir teknenin yurt dışında kaç metre karede sergileneceği de göz önüne alınmıyor. Ben sadece tek başıma, yani kendi firmamdan örnek vereceğim. Son 3 sene içinde 500 bin Bürodan 3 milyon Euroya ihracata ulaştırmış bir firmayım ve benim gibi daha başka birçok firma daha var. Eğer kalkınmada öncelikli yöre ve sektör tespitinde imalat veya bilgi teknolojileri genel ayırımının yanında, imalatı da alt bölümlere ayrılabilirse, çok daha faydalı olur diye düşünüyorum. Otunun Başkanı: Çok teşekkür ederim. Bunu herhalde Emrah Beye soracağım. Yalnız özellikli sanayi sektörü sayılır sizinki, gerçekten ciddi bir konudur. Emrah Beyin de bir reçetesi olduğunu zannetmiyorum ama, buyurun. Emrah Sazak: Yani tabii bizim fuar desteğimizde bir sektör ayrımı var. Sizin de malumunuz, imalat sektörü altında da bir alt ayırım, tabii söylediklerinizde haklısınız. Ama yani buna benim söyleyecek bir şeyim yok açıkçası. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Ben kendim bir katkı yapayım. Bu tür platformlarda bu tür sorular gerçekten yerini bulur. Diye düşünüyorum. Yani bunun gerçekten politikada bir boşluk olduğu kanaatindeyim. İnşallah isabet eder. Sırayla geliyordum, buyurun. Ben sırayla geleceğim efendim. Evet. Özan Artar: Taha Tarım Aletleri. Ben TÜBİTAK'tan Mahmut Beye bir soru soracaktım. Bu AR-GE desteklerinde CE çalışmaları yer alıyor mu, yani sadece projenin CE ve Avrupa normlarına uygunluk açısından yapılmış olması projenin AR-GE desteği alabileceği anlamına mı geliyor. Bir de genel olarak yeni teknoloji üretimi mecbur mu? Yani ürün geliştirme de bu AR-GE desteği kapsamına giriyor mu? Teşekkür ederim. Mahmut Kiper: Çok kısa cevap vereyim. Bir defa ürün geliştirme girer. CE işareti almakla ilgili çalışmanızda eğer bir AR-GE çalışması varsa, yani sizin özgün katkınız varsa, destekleriz. Ama sadece belgelendirme amaçlı, test, analiz vesaire şeyleri ise yani ticarileşmiş bir ürün onun belgelendirme amaçlı test analiz vs. gibi şeyler ise, bu zaten AR-GE olarak kabul edilmez, onu desteklemeyiz. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Hanımefendi siz buyurun. Hacer Aygün: Arpek. Alüminyum enjeksiyon döküm. Mustafa Beyle daha önceki bir seminerde görüşmüştük, yalnız firmanın yeni olduğundan da bahsettim. Yeni firmalar ve sizin yaptığınız anket değerlendirmesine girmeyen firmalarla ilgili benim sorum. Anket değerlendirmesini yaptınız, daha sonra firmalar faaliyet gösteriyor ve o kapsamda olmayan firmalar için 29 Nisanda son başvuru tarihleri var, o tarihlere kadar bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz, tekrar başvursak, anket için elemanlarınız gelecek mi? Stratejik yol haritasını belirlemek için web sayfasına girip alacağız, şifreyi almak ne kadar sürer, eğer o anket yada değerlendirme kapsamında değilsek, şifreyi hemen alabilir miyiz? Teşekkürler. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Mustafa Bey söz sizde. Mustafa Kaplan: Soru gayet kapsamlı. Ama kısa. Ben hemen birkaç önceki sorulardan başlayarak AR-GE desteğinde KOSGEB'in de AR-GE destekleri var, hemen onu anti parantez beHrtmiş olayım, bir CE danışmanlık konusunda desteklediğimiz gibi CE yi test analiz desteği de verdiğimizi hatırlatmak isterim. Bu önceki sorular içindi. Şimdi yeni bir firma, KOSGEB ile teması nasıl olacak? Yani yarın sabah ne yapacağız? Yarın sabah hemen KOSGEB'e ilk işiniz dilekçe vermek olacak. Eğer KOSGEB sizi tanımıyorsa, ben KOSGEB desteklerini almak istiyorum tarzında basit bir dilekçeyle, sonrasında bizim o saha tarama çalışmasında kullanmış olduğumuz anketi size bireysel olarak size uygulamamız söz konusu. Bunu kendi uzmanlarımızla yaptığımız gibi, bazen taşeron kullanarak da yapabiliyoruz. Bu böyle. Saha tarıma çalışması ve o anket çalışması sonrasında da sizi yerinde tespit raporu tuttuğumuzdan sonra firma değerlendirmesine göre, sizin şifreniz de ortaya çıkıyor. O şifrelerinizi de ilgili merkezden alabilirsiniz. Anadolu yakasında iMES'teki Merkez Müdürlüğümüz var. Oradan alabilirsiniz, Avrupa yakasında bizim İkitellideki Merkez Müdürlüğümüzden alabilirsiniz. Tarih söz konusu mu diye soruldu? Ben bunu sunumda bazen söylediğimi hatırlamıyorum ama, 29 Nisan diye bazı mektuplarda tarih geçtiğini ifade etmiştim. Bu 29 Nisanın şu an için hükmü yok. Çünkü desteklerin yönetmeliğinin uzaması nedeniyle, bu ileride konacak bir date line ile ilan edilecek, ama şu an için bir sorun yok. Oturum Başkam: Bence cevap yerini buldu. Çok daha soru gelecek. Hızlı olmak istiyorum. Buyurun efendim, söz sizde. Alparslan Karslioglu: Merhaba. Ben e-ticaret ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Biz bir firma olarak alt yapı oluşturmak istiyoruz. Bu konuyla ilgili herhangi bir destek var mı? Direk kendimiz yapmak istiyoruz. Oturum Başkam: Evet, yine malum Beyefendiye soru. Mustafa Beye. Mustafa Kaplan: Şimdi KOSGEB olarak biz e-ticaret projelerine firmaların bireysel projelerine destek olmuyoruz. Ne manada destek olmuyoruz ama, kendisinin web sayfasını hazırlama konusunda destek olabiliyoruz. Bu e-ticarete geçiş aşaması kabul edilebilirse, ama biz hani sanal ortamda her bir işletmenin gidip kendisinin bir dükkan, mağaza açması gibi varsayılacak bir yaklaşımdan ziyade, cazibe merkezi olan e-Pazar yerlerine üyeliklerde destek oluyoruz. Oturum Başkanı: Teşekkür ederim. Yine ikinci sıradan soru yok. Geri geliyorum. Buyurun efendim, söz sizde. Selami Kabal: Kastamonuluyum. Teka Triko, tekstille uğraşıyoruz. Sorum genelde olacak ama, hep veriyoruz, veriyoruz, biz toplum olarak .... Bu almaya, bunu almanın da biliyorsunuz geri ödemesi söz. Bunu genele yaysak, topluma, hep alacak, burada belli kişiler alacak. Bunu önleyin. Benzin olmuş 2 milyon 400 bin lira, elektrik almış başını gidiyor, bunları bir genele yaysak toplumda daha yararlı olmaz mı hocam? Oturum Başkanı: Şimdi sorunuzun net bir şekilde anlayamadım. Yani affınızı diliyorum. Bir daha tekrar eder misiniz? Selami Kabal: Yani bu hep sanayici sanayici de biz de sanayiciyiz ama, belli kişiler alıyor, bunu topluma yaysak diyorum, her şeyi. Oturum Başkam: Yani ucuzluk yapın, elektriği düşürün diyorsunuz . Selami Kabal: Benzin olmuş 2.5 milyona dayanmış. Oturum Başkam: Şimdi ben bir soru sorayım size, bir dakika. Siz elektriği devlet olarak 10 kuruştan 10 sentten alırsanız, Avrupa isterse 5 sentten satsın, nasıl satacaksınız? Devlet olarak o fiyattan alıyorsunuz, yani içinde bulunduğum bir sektör, buna rağmen % 20 ye kadar yine enerjide destek var. Yardım ediliyor. Yani, bu bir siyasi şey, burada KOBİ'lerimize yönelik yatırım ve ihracat desteklerinden bahsediliyor, araştırma desteklerinden bahsediliyor, o destekler de var. Yani sanayicilere yönelik enerjiyi daha ucuza almak için, Organize Sanayi Bölgelerine, servis bölgelere yönelik yatırımlarm özendirilmesi olayı var. O tür yerlerde oraya gidin, daha ucuz alın diye, bütün halkın tükettiğini ucuza alabilmek için bugün gazeteleri okudunuz yani, toplanan paralar büyük ölçüde faiz giderlerimize gidiyor, daha vakit var o işlere diye düşünüyorum. Ben soru bekliyorum. Buyurun efendim. Ömer Çolak: Çolak plastik. Benim diyeceğim şu yani, kredilerin verilmiş olan rakamlara orantılı olarak, yüzdelik olarak, % 20, 25 baz alınmış, senelik olarak bu faiz orantısını neye istinaden alınıyor mesela. Devlet açıklıyor % 15 enflasyon yahut da faiz oranı % 18 diyor. Ama TÜBİTAK bize yardımcı olmak istiyorsa, kredi orantısını, faiz orantısını daha aşağıya çekmek zorunda olması daha uygun değil midir acaba? Türkiye'de işlenen faiz orantısı ne ise, yani uygulanacak orantı ne ise kapsamı, onu bizden talep etsin, bizden artı bir şey kar etmesini istemiyoruz biz sektörün. Oturum Başkam: Sorunuz, TÜBİTAK tarafından mı, yoksa Sınai Kalkınma Bankasından mı? Ömer Çolak: Hepsini kapsayabilir yani, bizim amacımız burada krediyi uygun şekilde alıp, ödeme şartlarını... Oturum Başkam: Ben proje müdürü Beyefendiye bırakıyorum, Kalkınma Bankası proje müdürümüz. Ali Cemal Üner: Kalkınma Bankası Krediler Müdürü olarak cevap vereyim. Biz banka olarak politikamız şu, bir, yurt dışından sağlamış olduğumuz çeşitli kaynakları yatırımcımıza yansıtmamız halinde, biz oradaki kaynak maliyetimizi 2 puan split ekliyoruz. Yani bizim banka olarak tüm bu proje çalışmalarımızın elemanlarımızı göndermemiz, getirmemiz ve bu kredinin riskini % 100 biz çünkü o krediyi garanti ediyoruz. Büiyorsunuz bankacflık sektöründe minimum % 5 civarmda bir şey vardır. Sürekli. Şimdi bir dakika ben şey yapayım, da detaylı açıklayacağım. Bu alımı biz 2 puan splitle kullandırıyoruz. Kendi kaynağımızı ise, kendi bizim sermayemiz var, ve bizim sermayelerimiz de hazine, yani devlet. Kendi kaynağımızı ise, biz bu kaynağı kullandırıyoruz, tekrar yerine koymaya çalışmamız halinde, kaçla koyabiliriz, mantığı içerisinde bir değerlendirme yapıyoruz ve her üç ayda bunu revize ederek maliyetlerimizi yükletiyorsa, yükseliyor, düşüyorsa, düşüyor. O çerçevede. Şimdi şöyle düşünün, devletin yani ana devletin % 15.5, 16'lar civarmda şu andaki şeyle borçlandığı bir ortamda, bir banka kendi sermayesinden eğer ki bunu şey yapıyorsa, çünkü benim sermayedarım devlet o anlamda. Ben o çerçevede bundan bir ay önceki maliyetlerimi % 19 olarak, % 18 belirlemiştim. 1 puan da şey koyarak, % 19. ancak dedim ki burada ben ipotekle kullandırıyorum. Banka, yatırımcı bana teminat mektubu getirirse, ben maliyetime vereceğim dedim, yani 18 e düşürdüm. Böyle bir politikamız söz konusu. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Tekrar geri döneceğim, evet buyurun. Bir Katümıa: Mustafa kaplan Beye soracağım. Şimdi biz daha önce KOSGEB'e müracaat ettik. Yapılan ankette bir acemi adamlar gönderiyorlar. Taşeron firmalarda, onlara cevap vermek bayağı zor. 8 ay bekledik orada. KOSGEB'i 8 ay bekledik. Daha sonra ben telefonla arıyorum diyorlar ki, efendim siz şu anda bizde şu şekilde istifade edebilirsiniz. Biz size yalnızca danışmanlık hizmeti verebiliriz diyorlar. Yani danışmanlık hizmeti de vermediler bize şimdiye kadar. Yani bu kime verdiklerini de ben bilmiyorum açıkçası. Ben bir sürü arkadaşımız müracaat etmiş, hiç kimseye, KOSGEB hiçbir şey vermemiş. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Mustafa Bey buyurun. Mustafa kaplan: Salondan, burada destek verdiğim, belki 10 larca işletme kendim bizzat gösterebilirim. Onu ben ifade edeyim en başta, veya parmak kaldırsın desek, kimler KOSGEB desteği almış. Oturum Başkam: Hayır, hayır. Bu şekilde lütfen yapmayın. Yani mutlaka bir eksikliği var ki. Serzenişi var Beyefendinin. Mustafa Kaplan: Şimdi şöyle diyelim. KOSGEB bu anket çalışması, malum işte vasıfsız insanlar tarafından yapıldığı iddia ettiniz. Bizim bu anket çalışmasındaki kriterimiz şuydu zaten, bu bir ön tanımaydı. Bilmiyorum Erkan Beyi dinleme şansınız var mıydı? Bizim esas sizi tanıma şansımız, stratejik yol haritasında, bize 3 yıllık planlarınızı sunduğunuzda biz tanıyacağız sizleri ve uzmanımız sizi orada ziyaret edecek. Yani bizim şimdi şöyle, desteklerin durdurulma dönemine denk gelmeniz söz konusu olduğunu düşünüyorum ben, Erkan Bey bahsetti zaten, 6, 7 aydan beri destek yönetmeliğinin çıkmasını bekliyorduk ki, öncesinden de dediğiniz gibi, belki bekleme süreci varsa, belki 7, 8 ay olmuş olabilir. Ama bu talihsiz bir dönem. KOSGEB'in elinde olmayan bir nedenleydi. Bunu net olarak ifade etmek istiyorum. Bizler 2003 ve 2004 yılındaki özellikle yaptığımız o yeni değişimle, KOSGEB desteklerini biz sahaya yaymaya çalıştık. Ama takdir edersiniz ki, İstanbul'da inanılmaz bir talep vardı, yani ben ikitellideki bine yakın sırayı biliyorum. Mustafa Kaplan: Ben sizlerle özel olarak da görüşmeyi tercih ederim. Yani bu konuda bir şikayeti, yersiz bulmuyorum. Ama elimizden ne geliyorsa, öncelik verme konusunda da sizin o bölgedeki tüm arkadaşlara, ben firmalara haftada 2, 3 gün sabah 8 de ziyaret gerçekleştiriyorum. Size ilk sözüm haftaya size gelmek olacak. Oturum Başkam: Teşekkür ederim Mustafa Bey. Yalnız benim de bir şikayetim var Beyefendi gibi. belki aramızda yok, ama benzer böyle bana serzenişte bulunanlar da oluyor. Yeterince bilgileri yok, bazı birçok KOBİ'lerimizin. Bence bu Beyefendinin sorusunu bir iyileştirme firsatı olarak bakmanız. Ve KOBİ desteklerini KOSGEB desteklerini daha kamuoyuna mal etmemizde fayda var diye düşünüyorum. Yani daha fazla toplantı yapıp, daha çok bilgilendirelim. Çünkü Beyefendi cesaret etti sordu. Yani bunun gibi daha var, demek ki eğitimde biz duyurmada eksikliğimiz var diye düşünüyorum. Ama onun karşısında çok mutlu olan, küçücük bir kıvılcımla İMES'te görevliyim ben, orada çalışıyorum. İşyerinden taşmış, sokaklara makinesini koymuş insanları da biliyorum. Onun için evet, ben tekrar size vereyim. Çünkü önde epey dolaştım, yok. Dolaştım önde biraz. Arkadaki arkadaşlarımızı incitmeyelim. Buyurun. Kenan Günaydm: Arpres Limited Şirketi adına katılıyorum. Öncelikle bu katılım için teşekkür ediyorum. Yalnız benim sizlerden bir istirhamım olacak, bunlarla ilgili dokümanlar da verilirse, memnun oluruz, çünkü yazılırken atlayabiliyoruz, yazım hataları yapabiliyoruz, ama doküman da alınırsa, daha sonra bu dokümanlara bakılarak daha iyi bir iletişim kurulabilir. Evet. Benim ben bir KOBİ'yim, küçük ölçekli işletme olabilir. Fakat benim de tabii daha çok burada en önemli KOBİ'lerin yaşadığı sıkıntı, parasal sıkıntılar. Ki şu anda bir yatırım yapmak istiyorum ama bunun sıkıntısını da yaşıyorum. Benim bir Halk Bankasından kredi ihtiyacım oldu. Ekspertiz geldi, benim tesisim, bina dahil 3, 4 milyon dolarlık bir tesis. Fakat Türkiye gerçeğinde bazı iskan olaylarından dolayı problemler yaşanıyor, dolayısıyla ekspertiz benim tesisime 300 milyar dolarlık bir bedel biçti, ve ben bu KOBİ kredisine Halk Bankasından alamadım. Yani diğer birçok unsurlar tam olsa bile, buradaki detaylar, buradaki yanlış insanların hizmetlerde aracı olması, KOBİ'lerin gelişimine büyük engel oluşturuyor, bunu söylemek istedim. Bir de benim bir ikinci destek ihtiyacım sizlerden, KOBİ'lerin kredi veren kurumlardan, işte leasing kurumlarından kredi kullanırken faizlerinin bir araba alan ne bileyim bir başka ihtiyacını, lüks ihtiyacını karşılayan insanla eşit faiz olarak bu krediyi alması değil de, daha özel, yatırım yapan, ülkeye katkı sağlayan, katma değer oluşturan bir oluşumun kredisi olmalı, yani ben bunun da bir kurumların, bir tarafın vesile olmasını istiyorum. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Mustafa Bey var mı? Kenan Günaydm: Küçük bir şey daha söyleyebilir miyim. Benim kredi limitim 1 milyar dolar ama, benim şirketim 1 milyon dolar, yatırım yapacağım ama şirketim limited şirket, ben Sanayi Kalkınma Bankasından faydalanamıyorum, bu da bir sıkıntı, tüzel kişilikten kaynaklanan bir oluşum. Bu nasıl çözülecek? Ali Cemal Üren: Biz Türkiye Kalkınma Bankasıyız, yerimiz Ankara ve İzmir caddesi NecatiBey'de, diğeri ise Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Fındıklıda, Sınai Kalkınma İş Bankası ve diğer bankaların ortaklığıyla kurulan ve yine bizim gibi aynı kulvarda koşan arkadaşlarımız, civarında filan, 12 yıl vadeli filan bunda ayda bir eşit anti yöntemine göre yapıyorlar, ona baktığımızda % 19, 20 lere filan alabiliyorsunuz ve bu sabit, 12 yıl veya minimum 5 yıl fıksliyor. Eğer ki ekonomideki trend enflasyon düşme yönünde, maliyetler düşme yönünde ise, o zaman çok büyük bir zarar içerisinde olacaksınız ve çok dikkatli olmanız lazım. Şimdi biz şöyle bir yöntem izliyoruz, biz 3 ayda bir maliyetlerimizi belirleyerek değişen faiz sistemi yapıyoruz, dediğim gibi % 36 lardan biz % 19 lara çektik faiz oranımızı, ve Haziran sonu tekrar belirleyeceğiz, düşme trendi devam ederse, düşmeye devam edecek. Ama Türkiye'deki bu faiz oranları % 15 lerden aşağıya düşeceğini sanmıyorum şu bir iki yıl içerisinde, şahsi görüşüm. Biz şöyle bir şans tanıyoruz, yatırımcı isterse anında kapatabilir. Bu şansı tanımak istiyoruz. Kendi kaynağımızdan, efendim bir de yine şu diğer devlet KOBİ faizlerinin yüksek olduğundan bahsetti, ona da ben bir açıklama getireyim. Faiz oranları bundan 3 yıl önce belirlenen ve Türkiye'de enflasyon % 70, 80 olduğu dönemlerde % 10 ve 15 olarak belirlenmişti. Ama zaman zarfinda enflasyonda ve faiz oranında düşme var. Bu fıks kaldı, o da yine hazine müsteşarlığı ve dış ticaret müsteşarlığındaki arkadaşlarımızın yeni teşvik mevzuatına yönelik çalışmalarından dolayı bir bekleme olduğu kanaatindeyim, böyle bir çalışmalarda benim bilgim var yani. Oturmn Başkam: Teşekkür ederim buyurun beyefendi. Soru: Otimsan Şirketim, bu stratejik yol haritasıyla ügili, 3 yıl içerisinde sonuçlanacak dendi ve 3 yıldan sonra teşvik alınacak dendi, yada 3 yıl içerisinde. Şimdi ben o anlayamadığım şey, 3 yıl içerisinde bütün işte araştırmalar yapılıp, 3 yıl içerisinde mi teşvik verilecek, yoksa 3 yıl bittikten sonra mı teşvik verilmeye başlanacak? Cevap: Hayır, o 3 yıllık plan çerçevesinde her gelişim adımlarınızda, o süre zarfinda desteklenmiş olacak. 3 yıl sonunda değil. Oturum Başkam: Beyefendi önden geçtim bekleyeceksiniz. Çok rica edeceğim, hanımefendi buyurun. Yeşim Külahçıoglu: Merhaba. Külsan Melamin firmasından. Sorum Mustafa Kaplan'a olacak. Bu stratejik yol haritasının belirlenmesinde belgenin doldurulması yada bu sürecin takibinde, işletmelere KOSGEB tarafindan mı uzman atanıyor ve bunların hizmet bedeli yine KOSGEB tarafindan mı ödeniyor? Bunu sormamın nedeni, daha dün biz bu belgelerin doldurulmasıyla uğraşıyorduk ve dışarıdan bir danışmanın desteğiyle uğraştık. Halen de devam ediyor. Bir de % 0. faizli kredi desteği konusunda detaylı bilgiyi nereden alabiliriz? Teşekkür ederim. Mustafa Kaplan: Stratejik yol haritasının doldurulmasıyla ilgili merkezlerimizde eğitim ve danışmanlık hizmetleri alabiliyorsunuz, ücretsiz olarak. Dışarıdan almamanız konusunda hatırlarsanız Başkanımızın bir tavsiyesi olmuştu. Kendinizin yapabilmesi yeteneğini kazanması önemli demişti. Diğer sorunuz, sıfir faizli kredi 3 kamu bankasıyla yaptığımız protokol çerçevesinde veriliyor. Halk Bankası, Ziraat Bankası Ve Vakıfbank, tüm müracaatları o bankalara yapıyorsunuz. O bankaların bize bilgi vermesiyle işliyor süreç. Bu kredi için bize başvurmanıza gerek yok. Oturum Başkam: Evet, yazılı bir soru geldi. Onu okuyayım, panelist arkadaşlara. Sayın Kerime Davran hanımefendi. Denge Dış ticaretten. 2002 yılından bu yana, Sudan Milli Savunma Bakanlığı % 60 Türk ortakları arasındayım. 2002 yılında Türkiye Denge Limited Şirketi kurduk. Sudan su şirketine Denge şirketi olarak ortak olamadı. Denge firmasının ortaklarından birisi, şahıs olarak ortak oldu. 2003 yılında Sudan'a kurulan tekstil fabrikasının yatırımını kendi imkanlarımızla yaptık. Devlet yardımı alamadık. 2003 yılı 3 milyon dolarlık ihracat oldu. 2004 yılı yatırımlarımız devam ediyor. Denge olarak şu an, Sudan su şirketindeki ortak yapısını değiştiremedik. Firma ortaklarından bir kişinin adının olması yeterli olabilir mi? Yatırım sermaye payı olarak yurt dışı ihracat yapılan malların ihracat taahhüt ve hesap kapanmasında zorlanıyor, EXİM ülkelere avans, kredi, faydalanabilir miyiz? Hangi yolu izlemeliyiz? Evet, Emrah Beye herhalde bu soru, yani yine mümkün olduğu kadar zamanı iyi kullanalım. Emrah Sazak: İlk önce bu Sudan'daki yatırım meselesinden başlamak istiyorum. Şimdi tabii bizim Hazine Müsteşarlığı'nda bildiğim kadarıyla, bizim ülkemizde dışa yabancı bir ülkede yapılan yatırımın desteklenmesi söz konusu değil tabii ki, ülkenin yabancı sermaye çekmek gibi bir önceliği varken, ülkemizdeki insanların dışarıda yatırım yapması için destek söz konusu değil. Ama ihracat maksatlı, Türkiye'deki ürettiğimiz ürünleri satmak için Sudanda eğer bir birim açtıysanız, bu birimin desteklenmesi söz konusu. Burada yatırım olduğu için bunun cevabı ayrı, yalnız açmak isterseniz, birim açmayla ilgili o şahıs meselesini cevaplayacağım. Kerime Davran: Sudan Milli Savunma Bakanlığının 2002 yılında üst düzey yöneticilerini Türkiye'de 10 gün gibi ağırladık ve buradaki fabrikalarımızı gezdirdik orada bir ortaklık tesis ettik. Ortak olduğumuz dönemde. Denge şirketimiz kurulmamıştı, şahıs olarak sur şirketini ilk önce Sudan'da kurduk. Kurma amacımız orada tekstil üretimi yapmak, er eğitim elbisesini dikmek. Bütün hammadde Türkiye'den gidiyor, kumaş dahil, aksesuar dahil, hepsi. Yatırımımızda amaç, % 60 yatırım oranımızda makineler dahil Türkiye'den gitti. Biz kendimiz karşıladık. Yatırım teşvikten yararlanmak için müracaat ettiğimizde, denge şirketi ihracatı yaptığı için teşvikten yararlanamazsınız dediler, ortak olarak bir kişinin ismi geçiyor. Yine yararlanamayız mı dedik? Bunda da hayır cevabını aldık. Sora: Hangi kurumdan hayır cevabı aldınız? Kerime Davran: Ankara, Müsteşarlıktan sanıyorum. Yazılı var. Emrah Sazak: Şimdi söyleyeyim, tekstil ürünlerine ilişkin hammadde ihracatı yaptığınız için, o hammaddeleri muhafaza etmek için olur veya orada bir mesela depo, denge dış ticaret olarak Sudan'da bir depo kiralarsanız, biz o deponun kira harcamalarını ve tekstil hammaddelerine ilişkin eğer bir marka filan varsa, tanıtım harcamalarını destekleyebiliriz, ama sizin meseleniz yatırım olduğu için, yani Türkiye'den giden yatırımın işte Sudan'da bir yatırım yaptı diye, onun desteklenmesi söz konusu. Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak şunu söyleyebilirim. Dış Ticaret Müsteşarlığının destekleri, sadece ihracat faaliyetine istinaden verilen desteklerdir. Bizim tarafimızdan, yatırımın desteklenmesi söz konusu değildir. Oturum Başkam: Teşekkür ederim hanımefendi. Teşekkür ederim. Emrah Bey burada. Diğer arkadaşlarımın hakkını yemek istemiyorum. Emrah Bey burada ve çok içten destek olan bir arkadaşımız. Kendisine kapanıştan sonra sorabilirsiniz. Buyurun hanımefendi. Evet. Nermin Yıldız: Krater. Ve şu an iyi bir yatırıma girdik. KOSGEB'in desteğine çok acil ihtiyaçlarımız var. Uzmanımız bize 3 haftadır geriye dönmeye çalışıyor ama dönemiyor. Çünkü çok eğitimleri var, çok sınavları var. İşte bir sürü 600 tane firması var, dolayısıyla da bize raporumuzun geri bildirimini veya bize ziyaretini maalesef gerçekleştiremedi, bu nedenle ilk ziyaretinizin içerisine bizim firmanın da sizin tarafınıza alınmasını rica ediyorum. Mustafa Kaplan: Şimdi şöyle, biz aslında stratejik yol haritasını doldurup göndereler gitme gibi bir işleme başlamadık. Desteklerin çıkmadığı için, yayınlanmasını beklediğimiz için, hani belki cevaben bekliyoruz işte geleceğiz tarzında bir cevap verilmiş olsa bile, biz bunu iradi olarak dediğim gibi desteklerin ne zaman yayınlanacağı konusunda ciddi bir belirsizlik vardı, ama o belirsizlik geçen hafta itibariyle kalktı. Bundan sonra gönderilmiş olaı;ı stratejik yol haritalarının değerlendirilmesi için firma ziyaretlerine başlayacağız. Ben hani yeri gelmişken, tekrar biraz evvelki soruyla da alakalı olarak, biz işte Sayın Başkanımızın da ifade ettiği gibi, can siperane bir şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Ama kusursuz hizmet verdiğimizi iddia etmiyoruz. Bu konuda dediğim gibi yanlış anlaşılmasın biraz evvelki diyalogta belki öyle bir şey anlaşılabilir. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Sayın Kaplan. Kemal Kaya Beyefendi yazılı bir soru yönelttiler. İstanbul Perakendeci Bakkallar ve Müstahsilleri Esnaf Odası danışmanıymış. Bu seminerimizin esas amacı an konusu KOBİ'lerimize yönelik yardımlardı. Yani küçük esnafın kayıt dışı ekonomiden ve haksız rekabetten dolayı gördüğü zararları, önleme yönünde yaptıkları çalışmalar var mı? Varsa nelerdir? Bu Beyefendilerin ilgi alanı dışındadır. Ancak Ticaret Odamız bu konuda bir çalışma yaparsa ve yine bir seminer düzenlerse ilerde, kendileri istifade edebilirler, yani ben bu soruyu, kimseye sormayacağım. Bitireyim. Buyurun Beyaz kağıtla olan Beyefendi sorun. Size de özür dilerim, size de vereceğim. Metin Sözer: Sözer Makine Sanayi, öncelikle özür dilerim sesimden dolayı, biraz rahatsızım. Benim de sorum Mustafa Kaplan Beye olacak. Stratejik yol haritası çalışmamızı tamamlayıp size göndereceğiz. Fakat zaman kaybetmeme açısından gerek İSO çalışmamız, gerek CE çalışmamız için danışman desteğimizi biz çalışmalarımıza başlasak, destekler şu an kapalı, destekler açıldıktan sonra bu desteklerden yararlanma imkanımız olacak mı? Yoksa, Otunun Başkanı: Teşekkür ederim Metin Bey. Ben Mustafa Beyden önce bir kısa açıklama yapayım. Sözer Makineyi biliyorum. Çok güzel, iyi çalışan bir KOBİ'dir. Ashnda siz konuşurken TÜBİTAK temsilcisi Beyefendiye, koordinatör Beyefendiye sizden bahsettim de neden TÜBİTAK düşünmüyorlar dedi? Yani TÜBİTAK'ın da AR-GE desteklerinden yararlanabilirsiniz. Kaldı ki Başkan Bey zaten açıkladı, birkaç gün içinde KOBİ destekleri yeniden aktif hale gelecek, o konudaki herhangi bir engel kalmamıştır yani, biraz daha beklemenizi rica ediyorum, ama Mustafa Beyin ilavesi varsa, buyursun. Mustafa Kaplan: Geriye dönük bir ödeme olmayacağı için bizim öncesinde hizmet almaya başlamadan evvel onay vermemiz şart. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Arkadan bir kişiye daha söz vereceğim. Sonra önden başlayacağım. Tamam siz yedekte kalın. Arkadaki bir hanımefendi konuşacaktı buyurun. Leyla Bali: Kardeşkent Plastik. Mustafa Beye sorum ama, atlamış olabilirim konuşması sırasında biz bu stratejik yol haritasını henüz hazırlamadık, daha doğrusu bundan bir haberdardır desek yeridir. Bundan önceki bir KOSGEB destekli yazılım desteği aldık, KOSGEB'ten, destekleri kullanıyoruz. Bu stratejik yol haritasını vermediğiniz takdirde bundan sonraki desteklerden yararlanmamızda bir problem olacak mı? Yararlanabilmemiz' mümkün olmayacak herhalde anladığım kadarıyla. Teşekkür ederim. Mustafa Kaplan: Şimdi şöyle stratejik yol haritası bundan sonra KOSGEB'in mevcut bütün desteklerini kapsayıcı bir nitelikte olduğu için, bu planı sunmuyorsanız eğer, eğer işletmenizde bunu hazırlamak kriterleri çerçevesindeyse, bunu hazırlamak zorundasınız, destekleri alabilmek için. Ben bu tip iletişim problemleri için de, hani destekleri nasıl öğrenebiliriz, nasıl işte başvurabiliriz, ben tüm açık kalpliliğimle söylüyorum. Desteklerin tüm detayları, bizim web sitemizde, bütün formlarıyla ve usul esaslarıyla, her yönüyle orada ilan edilmiş vaziyette, ve hani bu plandı, nasıl doldurulurdu, şuydu, buydu, örneklerine varıncaya kadar, ben hani bu tip iletişim problemlerinin hepsini web sitesine havale etmek istiyorum. Mümkün olduğu kadar web sitemizi takip edin diye. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Buyurun efendim. Mehmet NasruUah Keskin: Keskin Gıda Otomotiv Sanayi Ticaretten katılıyorum. Ben lokum işiyle uğraşıyorum. Şekerleme üzerine uğraşıyorum. Ben ihracat yapmak istiyorum bu konuda. Ne tarafa hangi birime başvurmam gerekiyor ve bu şartlarda mesela toz şekerle ilgili teşvik bilginiz var mı acaba, ben onu sormak istiyorum ve başka yani şekerden öte, yani parasal kredi olarak veya yön gösterme olarak bilgileriniz varsa, istiyorum. Teşekkür ederim. Oturum Başkam: Buyurun Emrah Bey. Emrah Sazak: Kısaca bir şey söylemek isterim bu konuyla ilgili. Toz şekerle ilgili bizim müsteşarlığımızın uyguladığı en önemli teşvik mekanizmalarından birisi, dahilde işleme rejimi dediğimiz bir mekanizmamız var bizim, bu kapsamda nihai ürününüz lokum olduğu için sizin, lokum üretmek için kullandığınız ürünlerin ithalat sürecinde birtakım avantajlar sağlayan bir sistemdir bu dahilde işleme rejimi sistemi. Eğer şeker sizin için ülkemizden temini zor ise, dahilde işleme rejimi kapsamında dışarıdan şeker getirmeniz söz konusu. Daha düşük maliyetle. İkinci size söyleyebileceğim destek, Pazar araştırması desteğimizden faydalanabilirsiniz, nihayetinde bir KOBİ'siniz, ben tabii ki hangi ülkeye şeker satılır o konuda bilgi sahibi değilim, ama bizim yaklaşık 100 e yakın ülkede Ticaret Müşavirliklerimiz vardır, onların adresleri, yine ben de web adresimize bir link yapacağım, www.dtm.gov.tr adresinde o Ticaret Müşavirliklerimizle bağlantıya geçebilirsiniz. Bir de İGM kanalıyla kullandığımız Pazar araştırması desteği çerçevesinde bir ön çalışma yapıp, şu ülkeye lokum piyasası iyi deyip, oraya bir ziyaret gerçekleştirirseniz, ulaşım, konaklama ve bilgi masraflarınız karşılanır müsteşarlığımızca. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Bir dakika, sorular çok ama ben sabırla bekleyeceğim. Buyurun efendim. Lütfen kısa sorun. Arkadaşlarımız da yorgunlar, katılanlar da. Katüımcı: Ziraat Bankası Bahçekapı şubesinden katılıyorum. Teşekkür ediyorum öncelikle böyle bir toplantı düzenlendiği için. Ama salonun boşalmış olmasından da gördüğüm kadarıyla, işletme sahibi arkadaşlarımız, girişimcilerimiz herhalde daha pratiğe yönelik uygulamalarla ilgili olarak bilgi edinme arzusundaydılar. Ben bu krediyi nasıl alırım, tam olarak bana yol gösterin diye akıllarından geçenler çok vardı ki, ben dışarıda broşür dağıttım, herkes broşürleri kapıştı, kalmadı, aşağı gittim, fotokopi filan çektim, o beklentilerini herhalde karşılayamadılar. Ama ben Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesi personeli olarak burada umuyordum ki, belki kişisel olarak görüşebilirdim birtakım insanlarla, onlara yol gösterici olabilirdim. Bizim Mustafa Beyin de belirttiği gibi, protokolü KOSGEB'le yapılmış olan, protokol yapmış olan bankalar arasında Ziraat Bankası da var. Bahçekapı Şubesi olarak da biz özellikle üzerinde bunun çok duruyoruz, ve bu konuda fikir almak isteyen, yardım almak isteyen, herhangi bir işletmemize, herhangi bir konuda seve seve yardım ederiz. Kaldı ki KOSGEB de yetişemiyor anladığım kadarıyla, ama en azından bu protokol çerçevesinde 100 bin dolara kadar imalatçı ve ihracatçı olan firmalara bir destekleri var. O bağlamda da olsa, biz gidip çünkü onların incelemelerine gerek yok bu noktada, biz onları kendilerine Intranet ortamında bilgiyi aktarıyoruz. Onlar da şimdiye kadar hiç hayır demediler. 100 bin dolara kadar en azından 6 ay vadeli bir desteğimiz söz konusu olabiliyor. Bu konuyla ilgili olarak daha sonra benimle görüşmek isteyen olursa eğer ben seve seve yardımcı olurum. Kaldı ki broşürlerimi de dağıttım, masalara falan koydum, bu vesileyle tekrar İstanbul Ticaret Odasına teşekkür ediyorum. Böyle bir pazarlama faaliyetine de bana vesile oldukları için. Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Her şeyden önce gerçekten çok etik, çok güzel bir davranışta bulundunuz. Birçok katılımcı kolay müracaat usul ve esaslarını bilmiyor. Sadece kredi müracaatları değil, stratejik yol haritası doldurma konusunda bile problemleri oluyor, bakmıyorlar, yani web sitesinde bütün sırayla nasıl dolduracakları anlatıldığı halde, ama ben bu konuda bilgi eksikliğimizi kabul ediyorum ve Sayın Genel Sekreterimizin de ifade ettiği gibi, yine tekrarlayacağız ve tekrarladığımızda bu önerinizi de değerlendireceğiz, yani katılımcılarımıza gerçekten daha pratik atölye destekli uygulama nasıl yaparız, nasıl olur, diye. Çok memnun olurum. Yatırım Teşvik Genel Müdürlüğü'nden arkadaşımız bir açıklamada daha bulunacak. Buyurun efendim. Sim Baykal: Şimdi arkadaşların çoğunun bir şikayeti oldu, bu bilgi konusunda, geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği kendi sitesi altında bu tür destekleri veren bütün firmaların destekleriyle ilgili, mevzuatlarıyla ilgili özet bilgiler sundu. Eğer onların sitesine girecek olursanız, KOSGEB dahil olmak üzere bizim yani Hazinenin Dış Ticaretin, Kalkınma Bankasının, Halk Bankasının ve Kredi Garanti Fonun, ben hatta bu arada Ahmet Beye de iletmek istiyorum bunu, Halk Bankası Genel Müdürlüğünden ve Kredi Garanti Fonundan da bir arkadaşın burada gelip sunumda bulunması bence iyi olurdu. Otunun Başkam: Bir günlük bir sunuş olacak ilerde. Bu katılım bize güç verdi. Şimdi bekleyen bir Beyefendi var, buyurun en arkada solda Beyefendi. Metin Eren: Uğur Kalıptan katılıyorum. İstanbul Ticaret Odasına öncelikle teşekkür ediyorum böyle bir program yaptığı için ve devamını bekliyoruz tabii ki. Benim sorum TÜBİTAK'tan Mahmut Beye olacak, bizim bir şu anda bir ürünümüz var. Bir buluş olarak ve biz bunu faydalı model olarak da patentledir ve dolayısıyla şu anda üretime geçirmek istiyoruz biz bunu ve pazarımızı da oluşturduk, alacak firmalarla görüşme yaptık, fakat üretme noktasındaki krediye ihtiyacımız var. Bu konuda sizin TÜBİTAK'tan nasıl yararlanabiliriz. Bu konuda bilgi almak istiyorum. Çok teşekkür ediyorum. Oturum Başkam: Buyurun efendim. Mahmut Kiper: Aslında siz AR-GE'yi bitirmişsiniz, onun için bizden destek almanız zor. Ama daha geliştirme yapmanız gerekiyorsa, önerim o geliştirmeyi de içerecek şekilde bir proje hazırlayıp sunmanız. Firmalar bu konuda genellikle bir problem yaşıyorlar, birçok büyük firma da AR-GE'yi bitiriyorlar. Ticarileşme aşamasında başvuruyorlar. Siz AR-GE aşamasında başvurmanız lazım. Otunun Başkam: Ben burada kesiyorum ve bir soru size soruyorum. Özür dilerim. Şimdi projeyi veren, AR-GE projeleri veren girişimci arkadaşlarımız projedeki sırlarının gitmesi konusunda nasıl güvenceleriniz var merak ediyorum. Yani tereddüt ediyor adam, markasını tescil ettikten sonra müracaat ediyor, ya neme lazım diyor. Bir güvence var mı? İlla ki vardır ama açıklamanızı istiyorum yani. Mahmut Kiper: Biz değerlendirmelerimizde akademisyen kullanırız bu nedenle sanayiden uzman kullanmayız. Rakip olabilirler endişesiyle, ikinci bu hakemlerle gizlilik sözleşmesi yaparız. Bugüne kadar 3 bin küsur proje ki, çok büyük projeler ve çok gizli projelerde vardı bunun içinde. Bugüne kadar bir sorun yaşamadık, demek ki aldığımız önlemler şimdilik yeterli. Oturum Başkam: Teşekkürler efendim. Çok teşekkür ederim. En arkadaki Beyefendi, ayakta bekliyor, ona veriyorum sırayı. Soru: Ben yurt dışı mağaza konuları hakkında, destekler hakkında mesela biz firma olarak mı açmamız gerekiyor, yoksa şahsi olarak da destekler sürüyor mu? Cevap: Süre kısıtlı olduğu için bunu açmam gerekirken, açamadım. Türkiye'deki şirketin yurt dışında birim açmasının iki yolu var. Birinci yolu, Türkiye'deki şirketin şubesini açarsınız, oradan ilk bağ % 100 sağlanmış olur. Birinci yol bu. Biz her halükarda Türkiye'deki şirkete destek veriyoruz. İkinci yol ise, o birim açacağınız ülkenin mevzuatı cevaz vermediği için, Türkiye'deki şirketin yurt dışında bir şirket açması gerekiyor. Tabii burada direk Türkiye'deki şirketin ismiyle yurt dışında şirket açılabileceği gibi, Türkiye'deki şirketin şahıs olan ortakları da ortaklık yapısının % 51 den fazlasını teşkil etmek kaydıyla, şahıs olarak olsa bile, yurt dışında şirket açarsa, biz organik bağın sağlandığını kabul ediyoruz ve bu durumda da destek veriyoruz. Oturum Başkam: Herhalde anlaşıldı, çok teşekkür ederim. Buyurun efendim. Sayber Keskin: Geçen sene yeni girişimci desteği kapsamına alındım ben, bu desteği de aldım, yalnız burada ikitelliye başvurmuştum ben, ve burada da iş planımız olsun, fizibilite olsun 3 yıllık gelişim planı olsun, bunları vermiştik, şimdi yine diğer destekler için de tekrar bu çalışmaları yeniden yapmak zorunda mıyız? Yoksa burada yaptığımız çalışmalar geçerli mi sayılacak?Ayrıca, çok kısa. Daha önce ikitelliye başvurmuştum ben, bizim yerimiz Kartal'da. İMES'te devam edebilir miyim bu kapsamlara, yoksa orada mı devam edeceğim? Oturum Başkam: Mustafa Bey lütfen, bir soru daha vardı. Onu da özetleyin lütfen. Mustafa Toy: Yeni girişimci desteği bizim Dünya Bankası Projesi ile iş kurma danışmanlığı hizmeti verip sonunda da iş kuranlara destek olarak verdiğimiz bir destekti. Onun konsepti başkaydı, yepyeni bir işe girmek üzere olanlara verdiğimiz bir destekti, bizim eğer işletme geliştirme fonksiyonlarına yönelik destekler istiyorsanız, işletmenize yönelik muhakkak ki planlar olacak. Bu bir. Şimdi şöyle, güncellenmesi gerekiyor öyle diyelim. Güncellemesi gerekiyor. Bundan sonraki destekleri de İMES'den takip edebilirsiniz, bunda bir problem yok. Bir soru var, istihdam desteği ile yazılı gelmiş. Haşmet Nalbantoğlu Atıl Limitedden, 18 ay nitelikli eleman istihdam desteği alan bir firma, ikinci kez istihdam desteği alamaz, ama personel bazlı sormuş bir de, 18 ay istihdam desteği bir istifade olarak bir firmada istihdam edilen bir personel, başka bir firmaya gittiğinde, neticede işletme bazlı takip ettiğimiz için, o işletmede de destek alınabilir. İhracat danışmanlık hizmeti veren bir aracı firmadan, bir KOBİ nasıl faydalanır? Ben burada yeri gelmişken hemen söylemek istiyorum. KOSGEB pazarlama danışmanlığı konusunda da, Pazar araştırma danışmanlığı konusunda da hizmet veriyor. Yani daha doğrusu bu konudaki hizmet alımlarına destek veriyor. Yeri gelmişken vurgulamak istediğim konu şu, benzer kurumlarda, benzer destekler var. Bunların hepsinden sizler istifade edebilirsiniz. Yeter ki, aynı kaleme, aynı faturaya destek olmasın. Yani bu ARGE için TÜBİTAK'a da başvurabilirsiniz, KOSGEB'e de başvurabilirsiniz. Ama aynı kalemler için destek alınamıyor. Bunu ifade etmek istedim. Otunun Başkam: Teşekkür ederim. Buyurun hanımefendi. Sakine Karataş: Gsboiles Limited Şirketinden. Ben yatırım teşvikleri ve indirimleriyle ilgili bir bilgi almak istiyorum. Sorum şu, biz yatırım desteklerinden yararlanabilmek için kurumların önümüze çıkarmış olduğu çeşitli kaynak şöyle söyleyeyim. Teminat problemi var, bu teminat problemi kapsamında leasingle anlaşma yaptık, kefalet karşılığı bir anlaşma söz konusu oldu. Bu anlaşma yeni yapıldı, firmamıza bir makine alımı söz konusu, bu makine alımıyla ilgili leasingle yaptığımız anlaşma çerçevesinde faiz konusunda yatırım indiriminden faydalanmamız söz konusu olabilir mi, veya teşvikinden, ikinci bir sorum. KOSGEB'e, geçen yıllarda KOSGEB bünyesinde çeşitli eğitim seminerleri verilmekteydi, bu seminerler, desteklerin durdurulmasıyla, gündemden kalktı, tekrar gündeme gelecek mi? Ayrıca aynı yıl içerisinde bir çok farklı destek almak mümkün mü? Mustafa Toy: Şöyle söyleyebilirim. Şimdi leasing olarak kullandığınız için, leasing firması sadece bu tür desteklerden faydalanabilir. Zaten biliyorsunuz bu 1.5 yıldır, hatta 2 yıldır yatırım indirimi, otomatik olarak uygulanıyor. Yatırım yapan her her firma bunu alabiliyor. Artı vergi, resim harç istisnasından faydalanabiliyor, onlar otomatiğe geçti. Diğer desteklerden de söylediğim gibi sadece leasing yapan firma faydalanabilir, siz faydalanamazsınız. Otunun Başkanı: Çok teşekkür ederim, Mustafa Bey öbür sorular için lütfen. Mustafa Toy: Şimdi eğitim bizim özellikle kendi merkezlerimizde, farkındalık geliştirme konusunda, bir bilgilendirme seminerleri tarzındaydı, eğitimlerimiz ve kısa süreli seminerlerde genelde, 1 günlük, 2 günlüktü. Artık KOSGEB bundan sonra eğitim kendisi düzenlemeyi pek düşünmüyor, belki spesifik olarak ihtiyaç olunan konular olduğunda yapacaktır, ama daha çok hizmet alımını destekleme şekliyle bundan sonraki stratejimiz öyle. Bu da plan dahilinde olması gerekiyor. Bir diğer sorunuz, desteklerin hepsi aynı anda mümkün olabilir miydi, herhalde. Desteklerin hepsi, eğer iyi bir planla hepsi alınması mümkün. Otunun Başkam: Teşekkür ederim. Şimdi buyurun Beyefendi. Sora: Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi mezunuyum, teşekkür ederim. KOSGEB'in bir dizi etkinlikleri olmuştu, onlara da katılmıştım. Şu anda Seçkinler Tekstil Genel Müdürüyüm aynı zamanda ortağıyım. İngiltere ve Danimarka'ya ihracat faaliyetlerimiz var, şöyle bir sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Iç piyasada hangi firmaların ve hangi şahısların isimlerinin temiz, hangilerinin kara listede olduğunu tespit edebiliyoruz fakat yurt dışına çıkışlardaki bu genelde şahsi iletişim gücüyle oluyor, böyle bir şansımız olmuyor, acaba dijital anlamda, yurt dışındaki isimlerin ve firmaların, hangi derecede güvenilir olduğunu belgeleyen özetleyen bir database çalışması olabilir mi? Çünkü biliyorsunuz mutlaka en önemlisi akreditif çalışmadır, fakat buna genelde firsat bulamıyoruz, daha ziyade mal mukabili ve vesaik mukabili çalışabiliyoruz. Bu konuda bir database çalışması var mı, yoksa olabilir mi? Teşekkür ederim. Oturum Başkam: Emrah Beye bıraktım sözü. Emrah Sazak: Bizim yaklaşık 100 e yakın ülkede ticaret müşavirliklerimiz olduğunu söylemiştim. Tabii yani çok ciddi sizin beklentilerinizi karşılayacak bir database çalışması yok elimizde. Ama yine bu bilgileri hedef Pazar, bahsettiğiniz ülkeler Hollanda, İngiltere, ciddi Avrupa Birliği ülkeleri olduğu için, o ülkelerdeki, ekonomide kayıtlı bir ekonomi olduğu için, ticaret müşavirliklerimiz kanalıyla o bilgelere ulaşmanız mümkündür diye düşünüyorum. Oturum Başkam: Mustafa Beyin bir eklemesi olacak. Mustafa Toy: Bizim yeni destekleme modelimizde, eşleştirme merkezi modeli diye bir model olacak Bizler o dış ticarette özellikle iki tane ülkenin, bir araya gelerek sağlam firmaları sepete koyma diye tabir ettiğimiz bir modele doğru gidiyoruz. Tam da onun üzerinde çalışıyoruz zaten, bunun yansımaları herhalde bu yıl sonuna doğru olacaktır. Oturum Başkam: Evet, gerçekten sorular kapsamı iyice deşifre etti. İmkan nispetinde, herkes belli bilgileri alabildi. Ben bir tane daha soru hakkı tanıyacağım kusura bakmayın. Şebabettin Basyan: Atasoy Boya adına katılıyorum. Teşvik oranları neye göre ayarlanıyor? Destekleme oranları neye göre ayarlanıyor? Bizim en fazla destek gördüğümüz fuar teşvikleri, o da % 65 e indirildi, bunun tekrar % 100 e çıkma imkanı var mı? Emrah Sazak: Destek oranları, ayarlamadaki en önemli kriter tabii elinizdeki para miktarı, kaynak çoksa, destek oranları artar. Bizim Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak hazine tarafindan bize verilen kaynak 300 milyon dolar olduğu için yıllık bütün devlet yardımları için, ve fuar teşviği de çok fazla bir yük getirdiği için bu sisteme, biz destek oranlarında bir 10, 15 puanlık düşüşe gittik. Yani onun nedeni kaynak kıtlığı, başka bir nedeni yok. Oturum Başkam: Teşekkür ederim. Bir soru da size sordurayım. Ahmet Melih Orcan: 50 senelik bir mazisi olan ve son zamanlarda 15 senelik şirkete dönüşmüş hali olan Uras Zincir, Makine, Kuyumculuk Şirketinin sahibi ve Genel Müdürüyüm. Hemen hemen 10 sene evvelinden itibaren tasarım tescili, endüstriyel tasarım tescili ve patent konularında tescil edilmiş projelerim var, ve ben bu seneler içerisinde hiçbir destek almadan yurt içi ve yurt dışı ftiar faaliyetlerimi yürüttüm, bana şu andan itibaren herhangi bir sual ve kayıt sorulmadan destek verilebilir mi? Oturum Başkam: Yeni mi istiyorsun? Ahmet Melih Orcan: Mümkünse geriye dönük. Oturum Başkam: Geriye dönük dünyada nerede var? Yakın geçmişte herhalde değil ama, herkes yapacağınız projeleri destekler. Benim bilgim öyle, Mustafa Bey var mı? Ahmet Melih Orcan: Biz rüştümüzü ispat ettik. Bundan sonrası için. Sizler ne yapabilirsiniz? Oturum Başkam: Bu iş bitmez. Kuyumculukta sınır yok. Arkada bir kişi daha vardı, bir soru, buyurun efendim. Mehmet Yıldız: Sayın hocam, ben sorumu yazılı olarak göndermiştim ama, okuma problemi olur diye kağıttan okumamı istemiştiniz. Ben sorumu arz ediyorum. IPM Markalı, İpekçioğlu Makine fîrmasındanım. Bu markayla ilişkin, makineler üretiyoruz. Sorum şu, iki sorum olacak müsaade buyurursanız, önemli olduğu için bunları arz etmek istiyorum. Bir tanesi KOSGEB'in teknoloji geliştirme ile ilgiH geri ödemeU desteklerinde limit 200 bin YTL olduğunu söylemişti Mustafa Bey, acaba stratejik ve ithal ikamesi oluşturacak bir imalat için o limitler yükseltilebilir mi? Veya farklı bir destek oluşturulabilir mi? Çünkü biliyorsunuz tekstil hala lokomotif sektör, onun için çok özel bazı bu konuda ithal ikamesi yapılacak olan makineler üretildiği zaman, bunlara özel başka bir destekler verilebilir mi? Sorumun bir tanesi buydu, diğer sorum da, geri ödemeli destek ve krediler için kamu kurumları, KOBÎ yatırımcısına niçin daima teminat istiyorlar? Yani KOBİ üyesi zaten belli bir çapı olan insandır, bunlardan tabii kredi vermek için çok ciddi manada ya gayrimenkul ipoteği yahut da işte teminat mektubu destekler istemekteler, yani teminat istemekteler, bunlar zaten çoğunlukla bunların gücü yok. Ben diyorum ki acaba bunları böyle yapma yerine başka formüller niçin aranmaz? Kaldı ki, kredilenen kurum teminatı aldığı zaman, krediyi verdi mi, kendisini garantiye almış oluyor, işi bitmiş gibi, AR-GE davranıyor, halbuki sıkıntı, ondan sonra krediyi alan firmaya kalıyor. Önemli olan kredinin verilen kredinin katma değer yaratması ve verimli kullanılmasının temini değil midir? Oturum Başkam: Çok teşekkür ederim. Sağ olun. Mustafa Toy: Bir kere gerçekten ülkemizde kredi garanti fonu müessesesi yeni yeni yapılanan yeni yeni yaygınlaşan bir müessese, ben umut ediyorum ki bu gelecekte biraz daha da yaygınlaşarak sizlerin bu teminat problemlerinize bir çözüm getirecektir. Ama biz KOSGEB olarak bu yeni yönetmeliğimizde buna bir çözüm olarak, alternatifli bir model olarak, leasing yoluyla finansal kiralama yoluyla kiralama giderlerine geri ödemesiz destek modeli diye bir model çıkarttık. Yani eğer bir işletme 200 bin YTL geri ödemeli desteği teminat karşılığında almak istemiyorsa, bunu finansal kiralama metoduyla, 50 bin YTL şeklinde, % 50 oranında kiralama giderlerine destek alabilir. Bu bir şey, bu tabii bizim AR-GE desteklerinde, 200 Bin YTL arkasından eğer makine teçhizatı yenileme konusunda proje bitiminde bir 50 bin YTL daha verebiliyoruz, yani bu miktar 250 ye çıkabiliyor, bunu da bilgilerinize sunmak isterim. Oturum Başkam: Sayın Baykal bir ilaveniz var mı, risk alma için. Sim Baykal: Şimdi aynı şeyi söyledi Mustafa Bey de kredi garanti fonu burada çok önemli. Ben onun için Ahmet Beyden istirham ettim biraz önce onun da katılması konusunda, Kredi Garanti Fonunun, çünkü Kredi Garanti Fonunun ortaklarından bir tanesi, KOSGEB, Hazine, birkaç kurum var. Ve KOSGEB de yaklaşık şu an sanırım 5 banka ile çalışıyor. Özelliği de şu, tabii şunu da söylemek lazım öncelikle. Amerika'da Kredi Garanti Fonu niteliğinde 15 e yakın kuruluş var. Bizde bir tane kuruluş var. Sizin yapacağınız yatırımı % 80 ine kadar garanti kefil olabiliyor. Halk Bankasıyla çalışıyor dediğim gibi ve hiç değilse bir imkan sağlayabilir. Oturum Başkam: Bir tane var dediniz de galiba onu çoğaltma diye bir proje olacak. Sim Baykal: Evet, hükümetin öyle bir politikası vardı, birde Sayın Başkanımız hatırlattı iyi oldu. Risk Sermayesi Müessesesi de Türkiye'mizde yeni yeni gelişiyor, bu konuda işte bankaların kendilerinin açmış olduğu risk sermaye şirketleri var, artı bir de Odalar Borsalar Birliğinin, KOSGEB'in yine kendi veya işte birkaç böyle benzer firmanın ortak olarak KOBİ Girişim A.Ş. diye bir şirket kuruldu yeni, onu da ilgiyle izlemenizi tavsiye ederim. Evet KOBİ A.Ş. diye google'den arasanız bulabilirsiniz, www.kobias.com.tr. Oturum Başkam: Efendim çok teşekkür ederim. İstanbul Ticaret Odası'nın düzenlediği bu seminere katıldınız, bazı arkadaşlarımız ayakta, bazı arkadaşlarımız dışarıda semineri izledi, zahmetlerinize çok teşekkür ederiz, umarım sınırlı da olsa belli bilgileri aktarabildik, bu eğitimlerimiz inşallah devam edecek. Tekrar katılımcılara teşekkür ediyorum. Çok değerli konuşmacılara da ayrı ayrı teşekkür ve saygı sunuyorum. Hepinize. İyi akşamlar efendim. EK 1 : SUNUMLAR KOSGEB İ S T A N B U L İKİTELLİ İŞLETME GELİŞTİRME MERKEZ MÜDÜRLÜĞÜ KOSGEB, T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI İLE İLGİLİ BİR KAMU KURULUŞU OLUP, 20 NİSAN 1990 TARİHİNDE 3624 SAYILI YASA İLE KURULMUŞTUR. • Hedef kitlesi,!-150 arası işçi çalıştıran ve imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren KOBl'lerdir. AMACIMIZ KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ SANAYİ İŞLETMELERİNİN ; ÜLKEMİZİN EKONOMİK VE SOSYAL İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASINDA PAYINI VE ETKİNLİĞİNİ ARTIRMAK, REKABET GÜÇLERİNİ VE DÜZEYLERİNİ YÜKSELTMEK, TEKNOLOJİK YENİLİKLERE SÜRATLE UYUMLARINI SAĞLAMAKTIR. 1990-2002 D Ö N E M İ N D E KOSGEB - Merkeziyetçi anlayışla çalışan, - Ulaştığı KOBİ sayısı sınırlı, - Statükocu, - Sanayicinin benimsemediği. Bir Kuruluş idi 2003 - 2004 D Ö N E M İ N D E KOSGEB Sürekli değişim. Çözüm odaklılık. Sanayici ile güçlü sinerjik bağlar. Ulusal / Uluslar arası Kuruluşlarla İşbirliğine öncelik, ana prensiplerimiz olmuştur. Bu prensipler tüm KOSGEB çalışanları tarafindan benimsenmiştir. KOSGEB 2004-2005: KOBİLERLE BÜTÜNLEŞME Türkiye'de -bilimsel anlamda- şu ana kadar yapılmış en büyük saha çalışması gerçekleştirildi. Bu kapsamda 40.000 kobi incelendi. Didaktik ve teorik yaklaşımlar yerine gerçek hayatın verilerine dayalı bir veri tabanı oluşturuldu. ||| 2003 - 2004 DÖNEMİNDE KOSGEB KOBILER MESLEK ıRULUŞÜ^ı KOBILER LABC(RATUARL4R ( T E K M E R L ^ R N f KOBILER j 2003 - 2004 D Ö N E M İ N D E KOSGEB Yönetim Yönetim Karar Destek -Araştırma Merkezleri Strateji Oluşturma Model Geliştirme Politika Üretme KOBİ izleme Personel İzleme Destek İzleme ^ -Merkezler -İDKG Protokol İzleme Tarama -Merkezler -Meslek Kuruluşları -İDKG " -Merkezler , -Sinerji Odakları DİKG 1 Eşleştirme Merkezleri ^ Uluslararası Org. Protokoller KOSGEB 2004-2005: KOBİLERİ A N L A M A ' Bilimsel metotlarla analizler yapıldı. ' Başarılı kobilerin temel karakteristik özelikleri belirlendi. ' Sorunlu kobilerin zayıflıkları belirlendi. ' Bu çerçevede Türk Kobi profili çıkartıldı. KOSGEB 2004-2005: KOBİLERİ SINIFLANDIRMA Başarılı ve sorunlu kobi farkları araştırıldı. Başarıya etki eden faktörler bilimsel metotlarla belirlendi. Kobiler sistematik olarak sınıflandırıldı. • Bu çerçevede kobilerin izlenme metodolojisi geliştirildi. KOSGEB 2004-2005: KOBİLERİ GLOBAL REKABETE HAZIRLAMA Kobilerin gücüne göre destek modülleri belirlendi. • Destek performans kriterleri belirlendi Nelere katkı için Destek? Gündelik hayatı devam ettirmek için gerekli katkılar değil, Fırsatların değerlendirilebilmeleri doğrultusunda tetikleyici katkılardır. Tetikleyici Destele Stratejik planlamalarda; "Doğru (iesteğin,dogru nitelikte, doğru miktarda ve doğru zamanda verilmesini sağlamak" tır. KOSGEB Destek Ö n Koşulları 1 İŞLETMELERİN HEDEFLERİNİ TESPİT ETMESİ 2 İŞLETMELERİN STRATEJİK YOL HARİTASINI OLUŞTURMASI 3 DESTEKLEME SÜRESİNCE İŞLETMENİN İZLENMEYİ KABUL ETMESİ D e s t e k l e m e Süreci DESTEKLEME SÜRECİ BAŞVURU SÜREÇ Destekleme Duyurusu ^1 Stratejik Yol Haritası (SYH) İş Planı Bilgilendirmesi Tİ EVET X 5YH Danışmanlık Süreci KobiSYHiçn destek istiyor mu?. Destek Paketinin Uygulanması Kobi'lerden geri bildirim ]\ Üçayik performans gözetimi ve ara değerlendirme HAYIR SYH Hazırlama ve ilgili uzmana teslim KOSGEBSYH Değerlendirme Destek Talepleri Paketinin Onayı KOSGEB-KOBİ Sözleşme u 5| HAYIR Genel Değerlendirme KobiSYH Güncellemeni stratejik Y o l Haritası "Varmak istediği noktayı bilmeyenler oraya nasıl varılacağını tarif edemezler" Strateji • Dinamik kararlar topluluğudur - Amaçlara odaklıdır - Uzun dönemlidir - Çevresel faktörleri dikkate alandır • Rakipler • Hukuki çevre • Ekonomik çevre vb. stratejik Planlama Herhangi bir işletmenin başarılı olabilmesinin ön koşulu stratejik planla­ madır. KOBİ'ler için stratejik planlamadaki sekiz temel adımı şöyle sıralayabiliriz: 1. îşin açık tanımı yapılmalıdır 2. Çevre faktörlerinin analizi yapılmalıdır 3. Şirketin güçlü ve zayıf yanları belirlenmelidir 4. Rakiplerin analizi yapılmalıdır 5. Şirketin amaç ve hedefleri belirlenmelidir 6. Uygun stratejiler tayin edilmelidir 7. Stratejik plan harekete geçirilmelidir 8. Planın uygulanması kontrol edilmelidir Stratejik Yol Haritası • İşletmenin hedeflerinin ve hedeflere giden yolda atılması gerekli adımların |ne olduğunun belirlenmesi çalışmasıdır: - Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi - Hedeflere ilişkin iş planlarının oluşturulması • Yönetim • Pazarlama • Üretim vb. - Performans göstergelerinin belirlenmesi Niçin Stratejik Yol Haritası? Amaç: - KOSGEB desteklerine başvuran işletmelerin büyüme ve gelişme ile ilgili niyetlerini stratejik hedefler haline getirmelerini sağlamak KOSGEB açısmdan: - Desteklerin etkinliğini artırmak • KOBİ'lere hedefleri doğrultusunda destek verme • Desteklerin geri dönüşünün takip edilebilmesi • İşletmeler açısmdan: - Sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak - İşletmeleri disipline etmek Stratejik Yol Haritası'nm (SYH) Amacı KOSGEB desteklerinin daha etkin olması ve işletmelere katkısının artırılması, • İşletmelerin - Gelecek üç yıl ile ilgili oluşturacakları planlamaları belirli bir format ile yazıh hale getirmelerinin sağlanması, - İşletmelerin KOSGEB'den alabilecekleri desteklerin nitelik ve '^manlamasının en fazla fayda sağlayacak şekilde planlanması KOSGEB DESTEKLERİ DANIŞMANLIK DESTEĞİ AMACI İşletmelerin yatırım yönlendirme,atıl kapasitelerini degerlendirme,kalite ve verimliliklerini artırma,üretim, pazarlama,yönetim ve finansman gibi konularındaki bilgi ve becerilerini geliştirme, iç ve dış pazarlarda rekabet gücünü artırma amacıyla gerekli danışmanlık desteğinin verilmesidir. -— DANIŞMANLIK DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI KOSGEB'in İşletme başına sağlayacağı Danışmanlık desteğinin üst limiti 15.000.Yeni Türk Lirasıdır. Yörelere göre Destekleme oranları: Gelişmiş Yöre : %60 Normal Yöre : % 70 Kalkınmada Öncelikli Yöre : % 80 CE İŞARETLEMESİNE İLİŞKİN TEST V E GENEL TEST ANALİZ DESTEKLERİ AMACI İşletmelerin ürün kalitelerinin artırılması, yeni ürün geliştirmeleri ve uluslar arası pazarlarda talep edilen ürün belgelerinin temini için test ve analiz bedellerinin desteklenmesidir. CE İŞARETLEMESİNE İLİŞKİN DESTEK O R A N VE MİKTARLARI CE İşaretlemesi testleri için işletme basma sağlanacak destek üst limiti :20.000 YTL Diğer test ve analizler için : 10.000 YTL karşılığı Türk Lirasıdır. Destekleme oranlan: Gelişmiş Yörelerde : % 50 Normal Yörelerde : % 60 K. Ö. Yörelerde : % 70 TEKNOLOJİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME DESTEĞİ KİMLER YARARLANIR TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ AMACI Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip işletmelerin kurulması Ve gelişmesi amacıyla teknolojik araştırma ve geliştirme desteği verilmesidir. TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ AMACI Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip işletmelerin kurulm„ ası ve gelişmesi amacıyla teknolojik araştırma ve geliştirme desteği verilmesidir. TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI |a)Geri Ödemeli Destekler 1) Malzeme, Teçhizat ve Prototip Üretimi ile İlgili Giderler ve Deneme Amaçlı Hammadde temininde, toplam bedelin %80'i, KOSGEB tarafından sağlanır. Bu desteğin üst limiti 200.000.-Yeni Türk Lirasıdır. TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI 2) Kalite Geliştirme-Teknolojik Donanım Desteği; Projesi KOSGEB Birimi tarafindan desteklenerek başarıyla tamamlanan İşletmelere; daha önceki projesinin geliştirilerek devamı niteliğindeki yeni bir projesinin desteklenmeye uygun görülmesi halinde toplam bedelin % 80'i KOSGEB tarafindan sağlanır. Bu desteğin üst limiti 50.000 - Yeni Türk Lirasıdır. TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI b)Geri Ödemesiz Destekler l)Teçhizat ve demirbaşların Finansal Kiralama yolu ile alınması halinde: 50.000 - YTL, 2)Kalite Geliştirme ve Teknolojik Donanım için gerekli demirbaşların Finansal Kiralama yolu ile alınması halinde: 15.000 - YTL, 3)Danışmanlık Desteği: 20.000 -YTL, 4)Ar-Ge Sonuçlarını Yayınlama Desteği: 3.000.- YTL 5)Teknopark Kira Desteği: 20.000 -YTL 6)îşlik Tahsisi: Azami 48 ay. 7)Yurtdışı Kongre, Konferans, Panel, Sempozyum, Teknoloji Fuarlarına Katılım Desteği: 5.000 - YTL TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N V E MİKTARLARI İBu kapsamda yer alan desteklerin tamammdan yararlanılması halinde, Toplam Destek Tutarı Üst Limiti: 113.000 - Yeni Türk Lirası olup, KOSGEB destekleme oranı; 1. ve 2. şıklar için %50, diğer şıklardaki destekler için %80'dir. TEKNOLOJİ A R A Ş T I R M A VE GELİŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Bir Proje en fazla 48 aya kadar desteklenebilir. SINAİ MÜLKİYET HAKLARI DESTEĞİ AMACI İşletmeler tarafından yapılan çalışmalar neticesinde, patent belgesi, faydalı model belgesi veya endüstriyel tasarım tescili ile sonuçlanan bir buluş veya tasarımın ortaya çıkması durumunda, yurtiçi ve yurtdışından; Patent, Faydalı Model Belgesi, Endüstriyel Tasarım Tescili Belgesi ve Entegre Devre Topografy^aları Tescil Belgesi alınması için yapılan giderlere destek verilmesidir. SINAİ MÜLKİYET HAKLARI DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI 1 Türk Patent Enstitüsü (TPE)'den alınacak olan Patent Belgesi Desteği: 6.000 YTL, 2 Faydalı Model Belgesi Desteği: 6.000 YTL, 3 Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi Desteği: 6.000 YTL, 4 Entegre Devre Topografyaları Tescil Belgesi Desteği: 6.000 YTL, bu belgelerin yurtdışındaki kuruluşlardan alınması durumunda her bir desteğin üst limiti 10.000 YTL olup KOSGEB destekleme oranı %70'tir. ||| YEREL E K O N O M İ K A R A Ş T I R M A DESTEĞİ DESTEK ORAN,MİKTARLARl KİMLER YARARLANIR KOSGEB Destek Miktarı Üst Limiti; 15.000.- Yeni Türk Lirası olarak belirlenmiştir.Yörelere Göre verilecek Destek Oranları: YÖRELER Kuruluş KOSGEB (%) (%) Gelişmiş Yöreler 40 60 Normal Yöreler 30 70 K. Ö. Yöreler 20 80 KOSGEB tarafından gerçekleştirilen özel amaçlı projeler çerçevesinde işbirliği yapılan Meslek Kuruluşları yararlanabilir. (TOBB, TESK ve bünyelerindeki Odalar, Borsalar, Birlikler ve Bunların Katılımları ile Kurulan Şirket, Dernek ve Vakıflar, Küçük San. Siteleri ve O. S. Bölgeleri Yönetimleri ile buralarda bulunan Kooperatif ve Dernekler, Sektörel/Bölgesel bazda İhtisaslaşmış Dernek, Birlikler, Vakıf ve Koop.) ORTAK KULLANIM A M A Ç L I MAKİNE-TEÇHİZAT DESTEĞİ DESTEK ORAN VE MİKTARLARI Ortak Kullanım Amaçlı Atölye ve Laboratuar için KOSGEB Desteği Üst Limiti; Geri ödemesiz: Finansal Kiralama Gideri için 100.000 YTL. Destekleme Oranı: % 50 (Gelişmiş Yöre için) Geri Ödemeli: Teminat Karşılığında 400.000 YTL. |Destekleme Oranı: % 60 (GeHşmiş Yöre için) l.yıl Ödemesiz, 2.yıl % 40, 3.yıl % 60 oranında geri ödenir. ÜYE/ORTAK İŞLETME SAYISLOrtak Kullanım Tesislerinin kurulabilmesi için istenen asgari ortak işletme sayısı: 5 EĞİTİM DESTEĞİ DESTEK ORAN VE MİKTARLARI Başvuru kriterlerine sahip her işletmeye katılımcı sınırı olmaksızın,bölgesel gehşmişlik düzeyi dikkate alınarak, yıllık 6.000.-YTL ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki oranlarda KOSGEB desteği sağlanır. Gelişmiş Yöreler : % 60 Normal Yöreler : % 70 Kalkınmada Öncelikli Yöreler : % 80 İHRACAT A M A Ç L I YURT DIŞI İŞ GEZİSİ (lYlG) P R O G R A M I KATILIM DESTEĞİ AMACI İşletmelerin KOSGEB tarafından organize edilen Yurt Dışı İş Gezisi Programlarına katılmaları hususunda destek sağlanmasıdır. İHRACAT A M A Ç L I YURT DIŞI İŞ GEZİSİ (lYlG) P R O G R A M I KATILIM DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI a)Ulaşım Desteği: Her İşletme veya SDŞ' den bir yetkili temsilcinin havayolu / karayolu / demiryolu / denizyolu ile gidiş-dönüş ulaşım bileti ücretine %50 oranında geri ödemesiz destek sağlanır. Bu destek için üst limit 500 YTL'dir. İHRACAT A M A Ç L I YURT DIŞI İŞ GEZİSİ (lYİG) P R O G R A M I KATILIM DESTEĞİ DESTEK O R A N V E MİKTARLARI b)Konaklama Desteği: Her İşletme veya SDŞ' den bir yetkili temsilcinin bir gecelik yatak ücretinin en fazla 140.- YTL'lik kısmı için, %50 oranında geri ödemesiz destek sağlanır. ||| MİLLİ K A T I L I M D Ü Z E Y İ N D E V E MİLLİ KATTLIM D I Ş I N D A K İ Y U R T D I Ş I F U A R L A R A KATILIM DESTEĞİ AMACI İşletmelerin uluslar arası pazarlara girme ve yurt dışı pazar paylarını artırma, rakiplerini tanıma, yeni ürün ve teknolojiler hakkında bilgi edinmeleri için yurt dışı fuarlara katılmalarına destek sağlanmasıdır. MİLLİ K A T I L I M D Ü Z E Y İ N D E V E MİLLİ K A T I L I M D I Ş I N D A K İ Y U R T D I Ş I F U A R L A R A K A T I L I M DESTEĞİ DESTEK O R A N V E M İ K T A R L A R I Ürün Sergileme Desteği: Her işletmeye en az 6 m_ ve en fazla 30 m__ için metrekare başına katılım ücretine; Milli Katılım Düzeyindeki Fuarlar için % 65, Milli katılım Dışındaki Fuarlar için %60 oranında geri ödemesiz destek sağlanır. Bu desteğim üst limiti metrekare başına 300 YTL'dir. EŞLEŞTİRME DESTEĞİ AMACI İşletmelerin; dış ticaret, ortak üretim/yatırım ve benzeri uluslararası işbirliğine yönelmeleri, uluslararası pazarlarda rekabet edebilmeleri ve pay alabilmeleri için hizmet vermek üzere KOSGEB Eşleştirme Merkezi Modelleri kapsamında yurtdışında açılan ve KOSGEB tarafından onaylanan Eşleştirme Merkezlerinden alacakları hizmetlere ilişkin giderlere verilen desteklerdir. EŞLEŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI la) Temel Hizmetler: Bu kapsamda hedef ülkede potansiyel eş bulunması, karşı ülkeden gelen taleplerin iletilmesi, ek bilgi talebinin karşılanması, üye katalogları ve numunelerinin sergilenmesi, fuar araştırması, katalog basımı konusunda yönlendirme, vize/davet mektubu hazırlama hizmeti, otel rezervasyonu hizmeti, oturma izni almaya yardım hizmeti, veri tabanı dışından müşteri bulma, telefon, faks, internet hizmeti vb hizmetler yer alır. Bu destek için üst limit 250 YTL ve KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. EŞLEŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI b) Organizasyonel Hizmetler: Bu kapsamda Web sayfası/sanal katalog hazırlama hizmeti, projeksiyon, bilgisayar gibi ofis araçları tedariği, yurtdışı ticari ziyaret organizasyonu yapılması, ehliyet değiştirme, şoför/araç kiralamaya yardım hizmeti, bankacılık/sigorta/güvenlik hizmetleri, toplantı salonu kiralama, tercümanlık, çeviri hizmetleri, fuara katılım/temsil hizmeti, mihmandarlık vb. hizmetler yer ahr. Bu destek için üst Hmit 1.250 YTL ve KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. İl EŞLEŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI !c) Danışmanlık Hizmetleri : Bu kapsamda fiyat araştırması, hammadde için tedarikçi araştırması, makine/tezgah araştırması, sözleşme incelenmesi/araştırması, rekabet araştırması, talep özellikleri araştırması, yerel mevzuat araştırması, finans kaynakları araştırması, ortak yatırım/fizibilite çalışması, ortak yatırım/sözleşme hazırlama, teknoloji araştırma, insan kaynakları araştırması, uzman/teknik uzman araştırması vb. hizmetler yer alır. Bu destek için üst limit 5.000 YTL ve KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. EŞLEŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI d) Daimi Sergi/Showroom Hizmetleri : Bu kapsamda kapalı alan tahsisi, standart stand konstrüksiyonu, standart stand dekorasyonu, ürünlerin yurtiçindeki depo ile daimi sergi alanı arası gidiş-dönüş nakliyesi, ürünlerin yurtdışı indirme-depolama-yükleme işlemleri, daimi sergi/showroom alanının genel güvenlik ve genel temizlik hizmetleri, ürünlerin gümrük| işlemleri ile yurtdışı nakliye sigortalama işlemleri vb. hizmetler yer alır. Bu destek için üst Hmit 2.000 YTL ve KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. EŞLEŞTİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Bu kapsamda yer alan desteklerin tamamından yararlanılması halinde. Toplam Destek Tutarı Üst Limiti: 8.500 - YTL olup, İşletmelere her bir Eşleştirme Merkezi için ödenecek maksimum destek tutarı 3.000 YTL.'yi I aşamaz III YURTİÇİ ULUSLAR ARASI SANAYİ İHTİSAS FUARLARINA KATILIM DESTEĞİ AMACI JKOSGEB tarafından destek kapsamına alınan Yurtiçi Uluslar arası Sanayi İhtisas Fuarlarına işletmelerin katılımlarının desteklenmesidir. YURTİÇİ ULUSLAR ARASI SANAYİ İHTİSAS FUARLARINA KATILIM DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Ürün Sergileme Desteği: Her işletmeye en az 6 m_ ve en fazla 24 m_ için metrekare başına katıhm ücretinin en fazla 143.- Yeni Türk Lirası kısmına, j%70 oranları arasında geri ödemesiz destek sağlanır.KOSGEB tarafından NİTELİKLİ ELEMAN İSTİHDAMI DESTEĞİ AMACI İşletmelerin nitelikli eleman çahştırmasma destek verilmesidir. NİTELİKLİ ELEMAN İSTİHDAMI DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Nitelikli Eleman İstihdamı Desteği; 4 yıllık Fakülte ve Yüksekokul mezunları için: Aylık üst limit 1.000 YTL olup, Toplam 18.000 YTL. Destekleme Oranı: % 60 J NİTELİKLİ ELEMAN İSTİHDAMI DESTEĞİ ||| DESTEK O R A N VE MİKTARLARI I Azami destek süresi 18 Ay/Adam' dır. İşin gereği olarak belirtilen üst limitler dahilinde birden fazla Nitelikli Eleman çalıştırılabilir. BİLGİSAYAR YAZILIMI DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Geri ödemesiz olan bu desteğin üst limiti; 8.000 - Yeni Türk Lirası olup, destekleme oranı % 50' tir. Bir işletmeye aynı konu/yazılım için bir kez destek sağlanır. BİLGİSAYAR YAZILIMI DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI İşletmede mevcut bir yazılımm yeni versiyonunun temini için destek verilmez. Bu destekten yararlanan bir işletme, bir başka yazılım için destek aldığı tarihten 24 ay sonra KOSGEB'e tekrar başvuruda bulunabilir. E-TİCARETE YÖNLENDİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI Ulusal e-ticaret portallarında yer alacak işletmelere 2.000 YTL. E-dış ticaret portallarında yer alacak işletmelere 4.000 YTL. Destekleme Oranı: % 50 TANITIM DESTEĞİ AMACI İşletmelere; İşletmelerini ve ürünlerini, özellikle yurtdışında tanıtmaları için gerçekleştirecekleri faaliyetlerine destek verilmesidir. TANITIM DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI a) Türkçe/Yabancı Dilde İşletme ve Ürün tanıtımı amaçlı; Broşür, Ürün Katalogu giderleri için üst limit 3.000 YTL, b) Türkçe/Yabancı Dilde İşletme ve Ürün tanıtımı amaçlı. Etiket Baskılı BandroUü CD giderleri için üst limit 6.500 YTL, c) Türkçe/Yabancı Dilde İşletme ve Ürün tanıtımı amaçlı, Web Sayfası Hazırlama giderleri için üst limit 500 YTL, Bu destek için KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. M A R K A Y A YÖNLENDİRME DESTEĞİ AMACI İşletmelerin kendi markaları ile ulusal ve uluslararası pazarlarda marka imajı oluşturmalarının özendirilmesi amacı ile yurtiçi ve yurtdışında Markaya Yönlendirilmeleri için gerçekleştirecekleri çalışmalara ilişkin giderlere destek verilmesidir. M A R K A Y A YÖNLENDİRME DESTEĞİ DESTEK O R A N VE MİKTARLARI a Yurtdışı Marka Tescil Belgesi için ilgili kuruma yapılan ödeme, b Yurtdışındaki üretim işkolu ile ilgili periyodik dergilere reklam verme giderleri. Uluslararası Havayollarına ait periyodik dergilere reklam verme giderleri, d Yurtiçi ve yurtdışındaki hava limanlarındaki Bilboardların kira bedeli giderleri için verilecek desteğin toplamı 20.000 YTL olup, KOSGEB destekleme oranı % 50'dir. Y A B A N C I D A N I Ş M A N DESTEĞİ P R O G R A M I (NMCP) DESTEK O R A N , M İ K T A R L A R l KİMLER YARARLANIR NMCP, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Danışmanlar gönüllü çalışmakta ve bu hizmetleri karşılığında Hollanda tarafından verilen harcırah dışında herhangi bir ödenek almamaktadırlar. Danışmanın geliş-gidiş masrafları, sigortası vb. giderleri NMCP tarafından karşılanmaktadır. Sadece Türkiye'deki konaklama, yeme-içme, yerel yol masrafları davet eden kuruluşa aittir. Gerçek ihtiyaç sahiplerine hizmet edebilmek açısından burada zorlayıcı hiçbir koşul getirilmemiştir. Davet eden kuruluş önceden bildirmek I şartı ile otel dışında rahat ve temiz başka bir ortam da sağlayabilir. I Bu destekten, Özel veya Kamuya ait İşletmeler ve Hizmet Kuruluşları yararlanabilirler. Sıfır Faizli İhracat Kredisi K Ziraat Bankası KOSGEB • HalkBank O — 2.2 ^ Katri j İyon, -TL L E Vakıfbank YILLIK İHRACATA 1.5 MİLYAR A . B . D . DOLARLIK KATKI R A B - KOSGEB MESLEKİ EĞİTİM PROJESİ ( M E D A PROGRAMI) • Hazır Giyim Sektöründe Mesleki Eğitim Projesi • Ayakkabıcılık Eğitim Enstitüsü Projesi • Otomotiv Yan Sanayi Gelişim Projesi AB Normlarında Eğitimler ve Lab. Hizmetleri AB-KOSGEB-MEB Sertifikası A V R U P A BİLGİ MERKEZİ FAALİYETLERİ Avrupa Bilgi Merkezi Nedir? Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Bölgesi, Akdeniz Çevresi, AB'nin uzağındaki ve AB Aday toplam 42 ülkede, 277 şehirde kurulmuş olan 1987 yılından bu yana Avrupa Komisyonu İşletmeler Genel Müdürlüğü girişimiyle hayata geçirilmiş etkin bir bilgi ağıdır. Kurulu bulunan Avrupa Bilgi Merkezi sayısı 32rdir. A V R U P A BİLGİ MERKEZİ FAALİYETLERİ Avrupa Bilgi Merkezi İşletmelere Ne Sağlar? - Uluslar arası pazarlara yönelik ihracat konusunda destek olur Yatırım, ticaret ve işbirliği konularında ortak ve tedarikçi arayışlarınızı hızlandırır - AB direktifleri, mevzuatı, ihaleler konusunda bilgi sağlar - İşletmelerin çeşitli konulardaki sorularına cevap bulur A V R U P A BİLGİ MERKEZİ FAALİYETLERİ AB Komisyonu'nun en büyük ticaret destek ağı olan Avrupa Bilgi Merkezleri; her yıl 6 milyon KOBİ'nin 500,000 sorusunu cevaplandırmaktadır. A V R U P A BİLGİ MERKEZİ FAALİYETLERİ Örneğin; "Ürünlerimin üzerinde CE işareti olması gerekir mi?" "Üretimde kullanmakta olduğum makinaların uyumlu olması gerektiği herhangi bir standart bulunuyor mu?" "İspanya'da nasıl şirket kurabilirim?" "İsveç'te sektörümde faaliyet gösteren ve ortaklık kurabileceğim şirketler bulunuyor mu?" "Türkiye'de hangi alanlarda AB proje destekleri sağlanmakta?" A V R U P A BİLGİ MERKEZİ - İSTANBUL www.abm-istanbul.org Avrupa Yakası ABM Anadolu Yakası ABM Tel: 0212 292 21 57 Tel: 0216 540 14 22 Faks: Faks: 293 55 65 112 540 14 21 İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ http://www.kosgeb.gov.tr http://www.kobinet.org.tr îkiteUi İşletme Geliştirme Merkez Müdürlüğü: Tel:0 212 671 10 22 Faks:0 212 671 10 28 http://www.ikitelli.kosgeb.gov.tr İmes İşletme Geliştirme Merkez Müdürlüğü: Tel:0 216 313 05 43 Faks:0 216 364 81 54 http://www.imes.kosgeb.gov.tr ûc: < 5 < m < ffl • KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (1) Bağımsız nitelikteki veya sermayesinin en fazla %25'i büyük işletmelere ait olan Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli işletmeler KOBl olarak tanımlanmıştır. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATININ K A P S A M I (2) - Mevzuatın kapsamı son düzenleme ile genişletilmiş olup, - İmalat Sanayi Yatırımları, - Tarımsal Sanayi Yatırımları, - Madencilik Yatırımları, - Yazılım Geliştirme Yatırımları, - Kalkınmada Öncelikli Yörelerde Eğitim ve Sağlık Yatırımları, - Kapadokya ve Sahil Kentlerinde Konaklama Yatırımı Modernizasyonu ve Diğer Yörelerde Konaklama Yatırımları kapsama alınmıştır. ı T . C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (3) İmalat ve Tarımsal Sanayi sektöründe faaliyette bulunan işletmelerin yasal defter kayıtlarında, arsa ve bina hariç, makine-teçhizat, tesis, taşıt araç ve gereçleri, döşeme ve demirbaşları toplamı net tutarının 950 Milyar Türk Lirasını aşmaması, ayrıca tüm sektörler için azami 950 Milyar Türk Lirası Sabit Yatırımın yapılması gerekmektedir. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (4) Faizsiz Sabit Yatırım Tutarının imalat Sanayi ve Tarımsal Sanayi Yatırımlarında; Mikro Ölçekli İşletmelerde (1-9 kişi istihdam); KÖY-NY GY %60 - %50 %40 T.C. Başbakanlik Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (5) Küçük Ölçekli İşletmelerde (10-49 kişi istihdam); KÖY %50 NY %40 GY %30 T . C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı III KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (6) Orta Ölçekli İşletmelerde (50-250 kişi istihdam); KÖY %40 NY %30 GY %20 11 T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (7) iTurizm (Konaklama) ve Yazılım Geliştirme Yatırımlarında; KÖY %40 NY %30 GY %20 T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (8) Eğitim, Sağlık ve Madencilik Yatırımlarında; KÖY %60 NY --%60 GY %60 imalat ve Tarımsal Sanayi Yatırımlarına ilişkin Ar-Ge ve Çevre Yatırımları ile Teknoparklarda ve Organize Sanayi Bölgelerinde Yapılacak Yatırımlar için +10 Puan T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (9) -Yatırım Kredisi AZAMi 475 MlLYAR TÜRK LlRASI -Yatırım Kredisi ile Birlikte işletme Kredisi (Faizsiz Sabit Yatırımın %20'si kadar) AZAMi 190 MlLYAR TÜRK LlRASI -Sadece işletme kredisi talep edilmesi halinde AZAMÎ 75 MlLYAR TÜRK LİRASI T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (10) YATIRIMLARI TEŞVlK HİZMETLERİ ÖDENEĞİ KAYNAKLI KREDl FAlZ ORANLARI 1-Yatırım Kredisi: KÖY %10 Normal ve Gelişmiş Yörelerde %15 KOBl Yatırımlarına Ortaklık Şirketlerinin Yatırımlarında- %20 T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (11) 2-lşletme Kredisi: KÖY %15 Normal ve Gelişmiş Yörelerde %25 T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (12) YATIRIM KONULARINA GÖRE GÖREVLENDİRİLEN BANKALAR fT.Kalkınma Bankası: A. Ş. Statüsündeki; TURİZM, EĞlTlM, SAĞLIK, TARIMSAL SANAYi T.Halk Bankası: A. Ş. Dışındaki; IMALAT SANAYI, TARıMSAL SANAYI, MADENCiLiK, YAZıLıM GELIŞTIRME T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı KOBİ TEŞVİK MEVZUATI (13) Kredi Vadeleri: KOBl'lere Yatırımları Teşvik Hizmetleri Ödeneğinden kullandırılan kredinin azami vadesi; - Yatırım Kredilerinde azami 4 yıl, - işletme Kredilerinde 2 yıldır. Yatırım Kredilerinde 1 yıl ödemesiz dönem uygulanmaktadır. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı U Y G U L A M A SONUÇLARI (14) KOBİ'lere yönelik olarak uygulanan düşük faizli kredi sistemi aracılığı ile tahsis edilen kredi tutarı, projenin başlangıcı olan 1997 yılı başından 31.12.2004 tarihine kadar; T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı U Y G U L A M A SONUÇLARI (15) ||| - 7,159 adet KOBİ Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmiş ve bu belgeler kapsamında 475 Trilyon 545 Milyar Türk Liralık sabit yatırım için, toplam 262Trilyon 264 Milyar Türk liralık kredi tahsisi yapılarak, toplam 50,210 kişilik istihdam yaratılmıştır. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı İHRACAT GENEL M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü DEVLET Y A R D I M L A R I D A İ R E S İ M.EMRAH SAZAK DIŞ TİCARET U Z M A N I İhracata Yönelik Devlet Yardımları • Yurtdışı Ofis-Mağaza Desteği Moda Marka Desteği Çevre Maliyetleri Desteği Pazar Araştırması Desteği Eğitim Desteği İstihdam Desteği İhracata Yönelik Devlet Yardımları Yurtiçi Fuar Desteği Yurt Dışı Fuar Desteği Araştırma-Geliştirme (AR-GE) Desteği 1-YURTDIŞI OFİS-MAĞAZA DESTEĞİ AMAÇ Ticari ve/veya sınai faaliyette bulunan, yazılım sektöründe iştigal eden firmaların yurtdışında birim açması durumunda birime ilişkin kira, demirbaş ve tanıtım harcamalarını desteklenmesi Ofis-Mağaza Desteği Kapsamında Destele Unsurian I-Smai/ticari faaliyette bulunan şirketler II-Ticari faaliyette bulunan şirketler III-Distribütörlük IV-Sektörel Dış Ticaret Şirketleri(SDŞ) I-Sınai ve ticari faaliyette bulunan şirketlerin desteklenmesi l.Yd 2.Yd Yıllık Azami Destek Demirbaş Alımı $20.000 (Bir defalık) %50 Kira Bedeli %50 %30 $50.000 Reklam harcamaları %30 %20 $30.000 ll-Ticari faaliyette bulunan şirketlerin desteklenmesi l.Yd 2.Yd Ydlık Azami Destek Kira bedeli vetamtım harcamaları %50 %30 $30.000 III-Distribütörlük l.Yd 2.YÜ Yıllık Azami Destek Resmi %50 - $10.000 Giderler Reklam Harcamaları %30 %20 $30.000 IV-SDŞ'lerin Desteklenmesi Demirbaş, kira ve tanıtım harcamalarmm % 50'si Ortak Sayılarına göre; $ 400.000 - $ 1.000.000 arasında desteklenmektedir. Başvuru Prosedürü Organik Türkiyede Yurtdışındaki Birim Bağ Belgelerin bnayi anması Başvuru Ticaret MüşâvİrlHğı İhracatçı BMMıen Dış Ticaret Müsteşarlığı Ödeme Merkez Bankası Emri 2- M O D A - M A R K A DESTEĞİ AMAÇ Uluslarararası piyasalarda olumlu Türk malı imajının yerleştirilmesi ve firmalarımızın yurtdışında markalaşma faaliyetlerinin desteklenmesi M o d a - M a r k a Desteği Kapsamında Sağlanacak Destek Unsurları I- İhracatçı Birliklerinin desteklenmesi Sektörleri ile ilgiU olarak yapacakları tanıtım ve reklam harcamaları 350.000 $), (Max. II- üretici Dernekleri Ve Birliklerinin Desteklenmesi Sektörleri ile ilgili olarak yapacakları tanıtım ve reklam harcamaları 100.000 $), (Max. III- Şirketler, SDŞ'ler ve DTSŞ'lerin Desteklenmesi Destek kapsamına alman markaları ile ilgili olarak: Marka tesciline ilişkin harcamalar (Max. 50.000 $), Reklam, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri (Max. 300.000 $), Açmış oldukları ve/veya açacakları harcamaları(Max. 300.000 $), yurtdışı birimlere ilişkin kira Ill- Şirketler, SDŞ'ler ve DTSŞlerln Desteklenmesi Kiraladıklarıve/veya kiralayacakları reyonlara ilişkin kira ve/veya komisyon giderleri (Max. 200.000 $), Showroomlara ilişkin kira ve/veya komisyon giderleri (Max. 200.000 $), Kalite belgeleri ile insan can, mal emniyeti ve güvenliğini gösterir işaretlere ilişkin harcamalar (Max. 50.000 $), Franchising sistemi ile yurt dışmda açılacak ve faaliyete geçirilecek mağazalara ilişkin dekorasyon harcamaları, (Max. 50.000 $) IV- Türk M o d a Tasanmcılarının Desteklenmesi Destek kapsamına alınan markaları ile ilgili olarak: Yapacakları reklam, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri (Max. 300.000 $), Açmış oldukları ve/veya açacakları yurtdışı birimlere ilişkin kira harcamaları (Max. 300.000 $), - Kiraladıkları ve/veya kiralayacakları reyonlara ilişkin kira ve/veya komisyon giderleri (Max. 200.000 $), - Showroomlara ilişkin kira ve/veya komisyon giderleri (Max.200.000 $), V- Turquallty M a ğ a z a İşleticisi ve/Veya İşleticilerinin Desteklenmesi Kira (hukuki danışmanhk ve hizmet ahm giderleri ile emlakçi komisyon giderleri dahil), dekorasyon, tanıtım, reklam ve pazarlama faaliyetleri ile ilgili giderleri (Mağaza başına max. 500.000 $) DESTEK ORANI % 50 TURQUALITY-FROM TURKEY İBARESİNİN KULLANILMASI HALİNDE DESTEK O R A N I % 60 M A D E İN TURKEY İBARESİNİN KULLANILMASI HALİNDE DESTEK ORANI % 55 İHRACATÇI BİRLİKLERİ % 80 DESTEK SÜRESİ: 4 YIL Moda-Marka Desteği Başvuru Prosedürü Başvuru markalaşma faaliyetlerini Müsteşar1ıfimi7a yapılacaktır. içeren bir proie ile dofrnd^^n Herbir Şirket, SDŞ, DTSŞ Türk Patent Enstitüsüne kendi adlarına tescil ettirdiği tek bir marka için destek başvurusunda bulunabilir. Şirketlerin Müsteşarlığımıza ibraz edecekleri projelerde, tanıtım faaliyeti yanında yurtdışı birim, reyon, show-room ya da franchising faaliyetlerinden en az birinin gerçekleştireceklerine ilişkin taahhütte bulunmaları gerekir. Markalarının ibraz edecekleri projede belirtilen hedef pazarların en az yarısında tescil edilmiş veya tescil için müracaatta bulunulmuş ve askıya çıkarıldığına ilişkin kararın firmaya tebliğ edilmiş olması şartları vardır. 3-ÇEVRE MALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ Amaç Ürünlerimizin uluslararası pazarlarda karşılaştıkları çevre, kalite ve insan sağlığı gibi tarife dışı (teknik) engellere yönelik belgelendirme harcamalarının desteklenmesi Çevre Maliyetleri Desteği Kapsamında Destek Unsurları • ISO 9000, ISO 14000 • CE işareti • Uluslararası nitelikteki diğer kalite ve çevre belgeleri Çevre Maliyetleri Desteği Başvuru Prosedürü Başvuru belgelendirme harcaması yapıldıktan sonra en geç 6 ay içinde doğrudan Müsteşarlığımıza yapılacaktır. Yapılan belgelendirme harcamalarının %50'si desteklenir. 4-PAZAR ARAŞTIRMASI DESTEĞİ Amaç Yeni ihraç pazarları yaratmak ve mevcut pazarlarda pazar payımızı arttırmaktır. Pazar Araştırması Desteği Kapsamında Sağlanacak Destek Unsurları I- Pazar Araştırması Projelerinin Desteklenmesi II- KOBl'ler Arası Uluslararası işbirliği Faaliyetlerinin Desteklenmesi I- Pazar Araştırması Projelerinin Desteklenmesi KOBl, SDŞ ve Üretici Dernekleri'nin kendi bünyelerinde hazırlayacakları veya danışmanlık şirketlerine hazırlatacakları projeler kapsamında ulaşım konaklama, tercüme ve doküman masrafları desteklenir. Sağlanan Destek Her Bir BirYd Proie için içinde KOBl' 1er için $ 7.500 $ 15.000 SDŞ/ÜD' Ieri için $10.000 $ 50.000 Toplam $ 75.000 II- KOBller Arası İşbirliği Faaliyetlerinin Desteklenmesi AB komisyonu tarafindan düzenlenen programlar (europartenariat, medpartenariat) (IKV) Uluslararası işbirliğini sağlamaya yönelik faaliyetler SDŞ'lerin ortakları olan KOBİ'lere Pazar bulmak amacıyla diğer ülkelere gerçekleştirecekleri programlar Sağlanan Destek KOBÎ' lerden bir, SDŞ' lerden en fazla iki kişi olmak üzere; $ 500' 1 geçmemek kaydıyla yol. Günlük $100'ı geçmemek kaydıyla konaklama giderleri %70 oranında desteklenir. 5-EĞİTİM DESTEĞİ Dış Ticarete ilişkin eğitim ihtiyaçlarmm karşılanması suretiyle Dış ticaret, gümrük, kambiyo, rekabet, dünya ticaret örgütü mevzuatı Uluslararası pazarlama Dış ticarette müzakere ve yazışma teknikleri Moda-marka tasarımı konularında Eğitim harcamalarının desteklenmesi Sağlanan Destek Yurtiçi Yurtdışı Destek Eğitim Eğitim Oranı KOBÎ' 1er için $ 7.500 $ 5.000 %50 SDŞ'ler için $7.500 $ 15.000 %75 Başvuru eğitim konularmı içeren bir proje ile İhracatı Geliştirme Etüd İMerkezine yapılacaktır. Yurtdışı Eğitim Programlan için 3, Yurtiçi Eğitim Programları için 3 olmak üzere toplam 6 eğitim programı için destekten faydalanılanabilir. 6-ISTİHDAM DESTEĞİ AMAÇ SDŞ'lerin dış ticarete yönelik işlemlerini yürütmek üzere konusunda tecrübeli ve üniversite mezunu yönetici ve eleman istihdamının sağlanmasıdır. Istilıdam Desteği Kapsammda Sağianacalc Destele Unsurian SDŞ' lerin ilk defa istihdam edecekleri, 1 yöneticinin toplam azami $ 18.000 karşılığı TL'yi aşmamak üzere jyıUık brüt maaşının %75'i, 2 elemanın toplam azami $ 9.000 karşılığı TL'yi aşmamak üzere yıllık brüt maaşlarının %75'i. Başvuru istihdam edilecek yönetici ve elemanlara ilişkin belge ve bilgilerle birlikte Müsteşarlığımıza yapılacaktır. Destek 1 yönetici ve 2 eleman için bir defaya mahsus olmak üzere 1 yıl için verilir. 7-YURTİÇİ FUAR DESTEĞİ AMAÇ Uluslararası nitelikteki yurtiçi ihtisas fuarlarının dış tanıtımının sağlanması ve uluslararası düzeyde katılımın artırılması Yurtiçi Fuar Desteği Kapsammda Sağlanacak Destek Unsurları DTM'ce belirlenecek kriterlere uygun yerli organizatörlerin fuar' öncesinde ve fiıar süresince gerçekleştirecekleri tanıtım ve promosyon faaliyetlerine ilişkin giderler % 50 oranmda karşılanır. 8-YURTDIŞI FUAR DESTEĞİ AMAÇ Yurtdışında düzenlenecek fuarlara katılımın arttırılması Fuar Katılım Türleri • Milli Düzeyde Katılım: DTM' den izin alan organizatör organizasyonunda; yurtdışında düzenlenen ticari nitelikteki uluslar arası fuarlar ile yalnızca Türk ihraç ürünlerinin sergilendiği fuarlara firmaların iştirakinin sağlandığı katılım • Bireysel Düzeyde Katılım: Firmaların, dünyanın herhangi bir bölgesindeki ticari nitelikteki uluslar arası yurtdışı fuarlara bağlantılarını kendileri yaparak iştirak ettikleri katılım. Kimler Yararlanabilir? Üretici Firmalar Üretici fîrmalarm ürünlerin p r o m o s y o n u n d a n sorumlu pazarlamacı firmalar • D T M ' den izin alarak milli düzeyde fijar katılımı organize eden organizatörler Üretici/îmalatçı Organizasyonları AMAÇ Katma değer yaratan işletmelerin, • Yeni bir ü r ü n üretilmesi • Ü r ü n kalitesi veya standardının yükseltilmesi • Maliyet d ü ş ü r ü c ü ve standart yükseltici mahiyette yeni tekniklerin uygulanması • Üretimle ilgili olarak yeni bir teknoloji geliştirilmesi île ilgili "AR-GE PROJE"lerinin desteklenmesi AR'GE Desteği Kapsamında Sağlanacak Destek Unsurları I-Ar-Ge Faaliyetlerinin Proje Bazında Desteklenmesi (hibe) Il-Projelere Sermaye Desteği Sağlanması(kredi) 1-Ar-Ge Faaliyetlerinin Proje Bazında Desteklenmesi Desteklenen giderler Personel Alet, teçhizat, yazılım, yayım alımı Danışmanlık hizmeti Malzeme alımı Patent A R - G E Desteği Başvuru Prosedürü proje FIRMA kabul harcama TÜBlTAK . FORMAT INCBLEMBS! belgeleri \ BIŞTÎCÂRBT MÜSTEŞARIİĞI T. CUMHURİYET MERKEZ BANKASİ Uygulamacı Kuruluş: TÜBİTAK Temel Destek Oranı: %50 Azami Destek Oranı: %60 Destek Süresi: 3 yıl Yetkili Kuruluş: DTM İl-Projelere Sermaye Desteği Sağlanması Uygulamacı Kuruluş: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Destek Oranı: %50 Projelere sermaye desteğinde, TTGV ile proje sahibi kuruluş arasında bir sözleşme imzalanır. İlgili Kuruluşların Internet Adresleri • Dış Ticaret Müsteşarlığı www,dtm.gov.tr ÎGEME www.igeme.org.tr • İktisadi Kalkınma Vakfı(İKV) www.ikv.org.tr »Türk Patent Enstitüsü www.turkpatent.gov.tr • TÜBİTAK www.tubitak.gov.tr • Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfi(TTGV) www.ttgv.org.tr TEŞEKKÜRLER M.Emrah SAZAK Dış Ticaret Uzmanı Tel: 0-312-204 76 36 e-posta: sazake@dtm.gov.tr İTO YAYINLARI (2005) Yayın N o Yayın Adı 2005-1 Doğu Anadolu Turizm Odaklı Bölgesel Kalkınma Projesi ve Kış Olimpiyatları 2005-2 Fiyat indeksleri - Price Indices 2005-3 Büyük Mağazalar île Üretici ve Toptancı İlişkiler (2. Baskı) 2005-4 Yurtdışı Fuarlar Rehberi 2005 2005-5 KOBİ'lerin Rekabet Gücünün Geliştirilmesinde E-Tedarik Sistemleri Semineri 2005-6 Avrupa Birliği Yatınm Teşvikleri Sistemi ve Türkiye'deki Durum 2005-7 Dünya Ticaret Örgütü Kararlan ve 2005'te işletmelere Yansımalan 2005-8 Iş Yerleri için Müzik Eserlerinde Telif Hakkı Uygulamalan 2005-9 Türkiye'nin Dahil Olduğu AB Programlan ve Fonları Semineri 2005-10 Dünyada ve Türkiye'de Özel Dershaneler 2005-11 Ekonomik Göstergeler 2005-12 Süt Sanayi Gıda Güvenliği ve Mevzuat Hakkında Bilgilendirme Semineri 2005-13 Bir Finanslama Yönetimi Olarak Menkul Kıymetleştirme: ipoteğe Dayak Menkul Kıymetleştirme ve Türkiye Uygulaması 2005-14 AB ile Müzakere Sürecine Doğru 2005-15 Avrupa Birliği Eğitim Programlan'na Katdım 2005-16 Akdeniz Ülkelerinde Zeytin Üretimindeki Gelişmeler ve Türkiye'nin izlemesi Gereken Stratejiler 2005-17 AB ve Türkiye'de Vergi Yapısı, Denetimi ve idari işlemlerde Mükellef Hakları 2005-18 Sicil Uygulamalan Rehberi 2005-19 Rakamlarla Türkiye Ekonomisi' 2005 2005-20 Turkey in Figures' 2005 2005-21 Sektörler itibariyle Ekonmik Durum Analiz Anketi' 2004 2005-22 Limitet Şirketler Rehberi 2005-23 KOBİ'lerde Rekabet ve Verimlilik 2005-24 KOBl'lere Yönelik Destekler