2009/202 ELAZIĞ İLİNİN EKONOMİK GELİŞMESİ SEMİNER AÇILIŞ - TEBLİĞ - PANEL ELAZIĞ, 2009 1 İşbu kitap, 9 Ekim 2009 Cuma günü, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen Seminerin açılış konuşmaları, tebliğ, panel konuşma ve tartışmalarının Nahit ÖZEN tarafından derlemesidir. Her hakkı İktisadî Araştırmalar Vakfı’na ait olup, adı geçen Vakıf’tan yazılı izin alınmadıkça, aynen veya kısmen iktibas edilemez. Seminer kitabı, Vakıf merkezinden temin edilebilir. İKTİSADÎ ARAŞTIRMALAR VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 3 Golden Plaza Kat: 8 34460 Şişli / İSTANBUL TEL : (0212) 233 21 07 (pbx) FAX : (0212) 233 21 96 TELG : FOUNDATION ISTANBUL Email : info@iav.org.tr Web : www.iav.org.tr 2 İÇİNDEKİLER AÇILIŞ OTURUMU İ.A.V. Başkanı Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA............................................................................................... 9 Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali ŞEKERDAĞ....................................................... 13 Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL................................................................ 15 Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman SELMANOĞLU............................................................ 17 Elazığ Milletvekili Tahir ÖZTÜRK........................................................................................................................... 21 İstanbul Milletvekili Mustafa ATAŞ........................................................................................................................ 25 Elazığ Valisi Muammer EROL.................................................................................................................................... 27 ÇALIŞMA OTURUMU -1 Başkan : Prof. Dr. Nuri ORHAN Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi 1.Tebliğ : Elazığ Kültürü ve Teşebbüs Kültürü..................................................................... 33 Sunan : Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi 2.Tebliğ : Elazığ İlinin Gelişmesinde Sanayi ve Ticaretin Yeri ve Önemi....................................................................................................... 43 Sunan : Prof. Dr. Adem ŞAHİN TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri PANEL -1......................................................................................... 91 Sanayi ve Ticaretin Gelişiminde Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi Başkan : M. Süleyman SELMANOĞLU Elazığ Belediye Başkanı Üyeler : Dr. Arif ÇANACIK Proje Gözetim Mühendislik İcra Kurulu Başkanı : Yıldız ULUCAN ARTAR Eğitim Bölüm Başkanı Elazığ Verimliliği Artırma Projesi Koordinatörü : Ali ŞEKERDAĞ Elazığ Ticaret ve Odası Sanayi Başkanı 3 ÇALIŞMA OTURUMU -2 Başkan : Prof. Dr. Erhan AKIN Fırat Üniversitesi Üniversite-Sanayi İş Birliği Merkezi Müdürü 3.Tebliğ : Elazığ İlinin Sağlık ve Eğitim Ekonomisi; Gelişme Beklentileri................................................................................................................ 137 Sunan : Dr. Öner KABASAKAL T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Müdürü 4.Tebliğ : Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisinde Yeri ve Gelişme İmkânları..................................................................................................................... 149 Sunan : Doç. Dr. Kenan PEKER Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi 5.Tebliğ : Elazığ Ekonomisinde Turizm Sektörünün Yeri ve Geliştirilme İmkânlarının Değerlendirilmesi.......................... 167 Sunan : Doç. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi PANEL -2........................................................................................ 191 Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesinde Ana Strateji Ne Olmalı Başkan : Prof. Dr. Adem ŞAHİN TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri Üyeler : Ahmet AKMAN Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı : Çetin GÜRCÜN T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkan Danışmanı : Nuri Barış TARTICI D.P.T Planlama Uzmanı : İbrahim YAZAR Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı 4 5 6 AÇILIŞ OTURUMU KONUŞMACILAR - İ.A.V. Başkanı Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA - Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali ŞEKERDAĞ - Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL - Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman SELMANOĞLU - Elazığ Milletvekili Tahir ÖZTÜRK - İstanbul Milletvekili Mustafa ATAŞ - Elazığ Valisi Muammer EROL 7 8 İAV. BAŞKANI PROF. DR. AHMET İNCEKARA’NIN AÇILIŞ KONUŞMASI Sayın Vali Sayın milletvekilleri, Sayın rektör ve bilim insanları, Değerli başkanlar, Çok kıymetli katılımcılar, Basınımızın değerli temsilcileri; Sözlerimin başında, sizleri şahsım ve İktisadi Araştırmalar Vakfı Yönetim Kurulu adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Vakfımız ile Elazığ Valiliği ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklaşa gerçekleştirdikleri seminere hepiniz hoş geldiniz. Seminere katılımınızla bizleri onurlandırdınız. İktisadi Araştırmalar Vakfı, kurulduğu 1962 yılından beri, Türkiye ekonomisinin çok farklı sorunlarının çözümüne yönelik bilimsel çalışmalar yapmaktadır. Bilimsel seminerler, projeler, konferanslar biçiminde düzenlenen toplantı ve araştırmalarla, çalışma sonuçlarını kamuoyuna açıklamakta, bunlar kitap haline getirilerek de bilim dünyası ve ilgililerin istifadesine sunulmaktadır. Vakfımızın bilimsel seminer faaliyetleri, makroekonomik konularda, sektörel konularda, ürün ve girdilere ilişkin ya da bölgesel/kentsel konularda olabilmektedir. İl seminerleri dizisinden Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi semineri, Vakfımızca gerçekleştirilen 49. il semineri olmaktadır. İl seminerlerinin amacı, genel olarak ekonomik faaliyetler ve ekonomik yapının bilimsel olarak ortaya konulmasını ve bu yapıya uygun olarak belirli süreler için yapılabilir hedefler oluşturulmasını sağlamaktır. Bu çalışmada taraflar, il merkezî yönetim ve yerel yönetim sorumluları ile il ekonomisinde temsil, yetki ve sorumluluğu bulunan kişi ve kurumlardır. Vali, Belediye Başkanları, ekonomik sektör9 lerin il yöneticileri, odalar ve borsaların başkanları, ekonomik sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile üniversite ve/veya fakülteler olarak sıralanabilir. Elazığ ilinde, bu bilimsel seminerlerin yapılmasında sorumluluk duyarak bizlere görev yükleyen Sayın Vali Muammer Erol bey ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Şekerdağ bey, bir bakıma sorumluluklarının gereği olarak, il ekonomisi konusunda bilimsel bir inisiyatif başlatmışlardır. Kendilerini kutluyor ve teşekkür ediyorum. Ekonomik gelişmeye ivme kazandırmak adına gerekli şartlardan birini daha yerine getirmiş bulunmaktadırlar. Elazığ ili, uygun şartlara sahip yapısı ile çok eski bir yerleşim yeridir. Tarımsal faaliyetler, daha çoğu kırsal kesimde yaşayan il nüfusunun, uzun yıllar ağırlıklı ekonomik uğraş alanını oluşturmuştur. Diğer taraftan Elazığ, 1950’li yıllardan sonra, enerji ile diğer bazı sektörlerde büyük kamu yatırımlarına ev sahipliği yapmıştır. Buna karşılık, bu yatırımlar, kentte bir özel teşebbüs geleneğinin oluşmasına yeterli zemini oluşturamamıştır. O nedenle Elazığ da göç veren illerimiz arasına katılmıştır. Elazığ, DPT verilerine göre, 2003 yılı gelişmişlik sıralamasında 36. sırada yer alan, kalkınmada öncelikli iller arasında bulunmaktadır. Son yıllarda, özellikle 2001 krizinden sonraki dönemde, yatırımlara ve genel olarak ekonomik faaliyetlere sağlanan desteklerden, en çok yararlanan illerden biri Elazığ olmuştur denilebilir. Kurulan Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nin ilk etabının dolması, diğer etaplarının planlanması ve büyük oranda dolması, ihtisas OSB’nin faaliyete alınması, Elazığ’da bir ekonomik uyanmanın öncü göstergeleri olarak kabul edilebilir. Tarımda, sanayi ve hizmetlerin diğer alt sektörlerinde ortaya çıkan yatırım ve üretim heyecanı, 2001 krizi sonrasındaki ekonomik istikrarla birlikte yakalanmış görünmektedir. Bu değişim atılım süresi iyi idare edilebilir ve bilimsel yöntemlerle yönlendirilebilirse, mevcut ekonomik yapı daha iyi bir düzeye taşınabilecektir. Bu bilimsel çalışmanın asıl amacı da hedefe uygun olarak yapılacak faaliyetlere yardımcı olmaktır. Elazığ ekonomisinde, son yıllarda Elazığlı iş adamları ve il dışından gelen yatırımcılarla yapılan yatırımlar önemli sınai atılımlar yapılmış ise de, istihdamda yeterli artışın sağlandığı söylenemez. Sanayi sektöründe hem yeni ve ilave yatırımlara, hem de yeni ve farklı yatırımcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Fırat Teknokent, Elazığ İŞGEM ve KOSGEB faaliyetleri arasında yapılmakta olan hizmetler, Elazığlı müteşebbislerin ufkunu açacak öncü girişimler olarak değerlendirilebilir. İlde ETSO çerçevesinde işadamlarının bir araya gelerek kurdukları şirketle, çeşitli yatırımlar için birlik sağlamaları, büyük takdire şayandır. Bu tür girişimlerin başarısı, sinerji yaratmanın ötesinde, Elazığ’da kendine güven duygusu da yeniden kazandıracaktır. 10 Elazığ’da yapılacak yatırımların, ölçekleri bölge, ülke ve komşu ülke pazarları dikkate alınarak yapılmalıdır. Diğer taraftan Elazığ’a özgü ürünler yaratılmalı, Elazığ ili imajı ve markası yeniden üretilmelidir. Elazığ Fırat Üniversitesi, yeni dönemde, ekonomik gelişmede, ilgili fakültelerini açarak insan gelişimine hizmet ederek, teknoloji üreterek daha fazla katkı yapacak kapasiteye yükseltilmelidir. Tarım sektörü geleneksel yapıdan çıkarılmalı, bitkisel ve hayvansal üretimde, şirketleşmeye ağırlık verilmelidir. Elazığ’da eğitim, sağlık ve turizm sektörlerinin önemli bir alt yapı ve kaliteli hizmet birikimi bulunmaktadır. Bu yapıyı esas alarak yapılacak yeni ve büyük ölçekli girişimler, Elazığ ekonomisinin gelişmesinde lokomotif sektörler oluşturabilir. Özellikle turizm potansiyelini değerlendirecek yatırımlara öncelik verilmesi gereken bir sektör olarak öne çıkmaktadır. Bu seminerin yapılmasında emeği ve gayreti unutulmayacak olan Vali Muammer Erol, ETSO Başkanı Ali Şekerdağ başta olmak üzere, rektör Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ve diğer il yöneticilerine İktisadi Araştırmalar Vakfı adına şükranlarımızı sunuyoruz. Seminere katılımları ile destek ve sorumluluklarını esirgemeyen İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş ve Elazığ Milletvekili Tahir Öztürk’e müteşekkiriz. Seminerde açış oturumu, tebliğler, panel ve oturum başkanlıklarında görev alan bilimadamlarına, yönetici ve işadamlarına, bürokrasiden gelerek katkı yapan değerli zevata sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Seminerin başarılı geçmesi ve faydalı olması dileklerimle sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. 11 12 ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI ALİ ŞEKERDAĞ’IN KONUŞMASI Saygıdeğer konuklar, Değerli basın mensupları, Bugün Elazığ ilinin ekonomik ve sanayideki mevcut durumunun fotoğrafını ortaya koymak ve bundan sonraki süreç için bir yol haritası oluşturmak adına tarihi bir gündeyiz. Son derece önemli konular bugün çeşitli durumlarla masaya yatırılacak ve bir sonuç çıkartılacaktır. Bilindiği gibi temmuz ayında yayınlanan Yeni Teşvik Yasasında 4. bölgede yer alan ve son derece önemli fırsatlar sunan Elazığ, kendi imkanları ve avantajlarıyla farkını ortaya koyan bir kenttir. Elazığ Valiliği öncülüğünde İktisadi Araştırmalar Vakfı ve Ticaret ve Sanayi Odamız olarak gerçekleştirilen bu seminer sonucunda ortaya çıkacak olan sonuç bildirgesini bu anlamda yatırımcıya ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Zira hazırlanacak olan son raporda, ilin mevcut potansiyeli ve avantajları yer alacaktır. Bu vesile ile değerli bilgilerini bizlerle paylaşacak olan tüm konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür eder, seminerin ilimiz ekonomik gelişmesine katkı sağlamasını diler, seminerin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara, kişilere en derin saygılarımı sunuyorum. 13 14 FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. A. FEYZİ BİNGÖL’ÜN KONUŞMASI Başta Sayın Valim olmak üzere bu seminerin gerçekleşmesinde emeği geçen İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet İncekara beye ve yine Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sayın Ali Şekerdağ’a bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü bir ülkenin kalkınması, illerin kalkınması ile gerçekleşir. Biraz önce sayın başkan da söyledi. Ekonomik kalkınma deyince sadece ticaret anlaşılmıyor, her şey anlaşılıyor. Bir ilin kalkınması öncelikle, 21. yüzyılda bilgi tabanına dayanmaktadır. Bilgisiz bir kalkınma, bilginin olmadığı bir kalkınma artık dünyada mevcut değildir veya geçerliliğini koruyamaz. O nedenle bir ilin kalkınması bu il de Elazığ olduğuna göre bugün, Elazığ’ın ekonomik olarak kalkınması ve ekonomik gelişmesi önce Elazığ ekonomisinin dünü bugünü ve geleceğinin bilimsel olarak ortaya konulması ve tartışılması ile mümkündür. Bugün de çeşitli oturumlarda, çeşitli ekonomi konularında kendini geliştirmiş bilim adamları ve araştırmacılar Elazığ’ın farklı konularını ele alacak ve siz değerli izleyicilere Elazığ’ın mevcut durumunu, fotoğrafını ortaya koyacak ve bundan sonra yapılması gerekenleri ortaya koyacaktır diye düşünüyoruz. Elazığ, özellikle ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde kendisine bir şeyler çıkartmak ve ondan yararlanmak becerisini de gösteren bir ildir. 2001 krizinden sonra, Şubat krizinden sonra, biz Mayıs’ta 1. Elazığ Ekonomik Kurultayı’nı yaptık ve o kurultay sonunda önceden iki sefer yapılan ve inişi kalkışı çok zor olan havaalanında bugün İstanbul’a sadece günde 3 uçak ve yine Ankara’ya bir uçak rahatlıkla uçabilmektedir. İşte o 1. Ekonomi Kurultayı sonucunda yapılmasına karar verilen ve bugünde işletilmeye başlanılan havaalanıdır. Yine bir ilin kalkınmasında en önemli olan olgulardan birisi de ulaşımın yanında konaklamadır. 1. Elazığ Ekonomik Kurultayı’ndan sonra da Elazığ iki tane otel kazanmıştır. İnşallah bu toplantından sonra da Elazığ yine bu krizi menfaatine dönüştürür ve yeni kuruluşlar, yeni Elazığ’ın ekonomisine katkısı olacak birimler oluşur diye düşünüyorum. Elazığ’ı kalkındıracaksak, ben başta yatırımcılarımız olmak üzere, tica15 retle uğraşan, sanatla uğraşan, kültürle uğraşan her konuda kalkınmasını istiyorsak o zaman kendimizi geliştirmemiz, kendimizi yetiştirmemiz ve ne yapılacağına karar vermemiz gerekir diyorum ve tekrar bu seminerin başta düzenlenmesinde emeği geçen Sayın Valim ve yine diğer iki başkanımıza teşekkür ediyorum ve seminerin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu seminerin Elazığ’a yeni yatırımlar kazanılmasına vesile olur diyor ve hepinize teşekkür ediyorum. 16 ELAZIĞ BELEDİYE BAŞKANI M. SÜLEYMAN SELMANOĞLU’NUN KONUŞMASI Değerli iş adamları, Basınımızın güzide temsilcileri, Sizleri sevgiyle saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Bu güzel günde sizlere hitap etmek şansını ve fırsatını bulduğum için de kendimi ayrıca mutlu addediyorum. Bugün burada Elazığ’ın kalkınabilmesi için yapılabilecekler üzerinde farklı bir bakış açısıyla ve çok değerli uzman konukların katılımıyla, bazı değerlendirmelerde bulunacağız. Bugüne kadar bu anlamda çeşitli platformlarda değerlendirme yaptık ve bunlardan şehrimiz fazlasıyla istifade etti. Bugün burada yapılacak bu değerlendirmelerin bizlere yeni ufuklar açacağına, yeni girişimcilere vesile olacağına ben inanıyorum. Bir yörenin kalkınması için çeşitli unsurların olması gerekiyor. Biz bunların içerisinde en önemli unsuru birliktelik ruhunun oluşturulması olarak görmekteyiz. Bu nedenle, tüm kurum ve kuruluşlarımızla, meslek birliklerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, yani halkımızın her kesimiyle gönül odaklı bir birlikteliğimiz vardır. Yatırımcılarımız için diğer etkenlerin yanında en önemli avantajlardan birinin de, Elazığ’da oluşan birlik ortamının olduğu kanaatindeyim. Dünyada gelişen hem kamu yönetimi, hem kalkınma anlayışında merkezi ve yerel yönetimlerden beklenen, yeni üretim alanları kurmak, yeni kamu yatırımları yapmak değildir. Bu yeni anlayış içerisinde yerel yönetimlerden beklenen, yatırımların özendirilmesi, yörenin zenginliklerinin tanıtılması, ortak akıl ruhunun oluşturulması, sinerjiyi oluşturabilecek şekilde işbirliğinin ve birlikteliğin sağlanmasıdır. Biz Elazığ’da bu birlikteliği oluşturduğumuzu söylemekten dolayı büyük mutluluk duymaktayım. Birliğimiz, bizim temel dayanağımız, birliğimiz, bizi biz yapan en önemli değerlerimizdir. Ne kazandıksa birlikteliğimizle kazandık. Ne zaman birliğimiz üzerine oyunlar oynandıysa kaybetmeye başladık. Değerli şairimiz merhum Mehmet Akif’in de belirttiği gibi, “değil mi cephemizin sinesinde iman bir, sevinme bir, acı 17 bir, gaye aynı, vicdan bir, değil mi ortada bir sine çarpıyor yılmaz, cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz”. Sayın Valim, kıymetli konuklar, kalkınma girişimlerinde temel hedeflerden biri de tüm dinamiklerin eş güdümlü olarak harekete geçirilmesidir. Kentlerin ekonomik, fiziksel, sosyal ve kültürel dinamiklerinin birlikte harekete geçirilerek etkili bir şekilde kalkınabilecekleri ortaya çıkmıştır. Yerel kalkınmanın ve sağlıklı kentleşmenin en önemli şartlarının birinin de kentlerin ekonomik gelişiminin olduğunu düşünmekteyiz. Bu düşünce ile, Elazığ Belediye Başkanı olarak, fiziksel, sosyal ve kültürel hizmetler kadar, şehrimizin ekonomik gelişimiyle ilgilendik, ilgilenmeye devam edeceğiz. Avrupa Birliği’nde, yerel yönetimlerin kentlerin ekonomik gelişiminde aktif rol almaları anlayışı benimsenmeye ve hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Elazığ Belediyesi olarak, şehircilik alanında yaptığımız yatırımlarla, Elazığ’ı bir cazibe şehri haline getirmeye gayret ettik ve bu yolda epey bir yol aldık. Elazığ’ın cazibe merkezi bir il olduğu, hem Devlet Planlama Teşkilatı’nın çeşitli kanallarında, hem de bağımsız araştırma kuruluşları tarafından yapılan çeşitli araştırmalarda da ortaya konmuştur. Bizler her platformda Elazığ’ın bir fırsatlar şehri olduğunu, iş adamlarımıza ve yatırımcılarımıza anlatıyor, onları yatırım yapmaları için özendirmeye gayret ediyoruz. Bu gayretlerimizin neticesinde son yıllarda ilimizde önemli yatırımlar da yapılmaya başladı. Elbette kalkınma bir süreçtir ve asıl anlamlı ve önemli olan kalkınmayı sürdürebilir bir şekilde gerçekleştirmektir. Bizler bunun sağlanması için azami gayret sarf ediyoruz. Sayın Valim başta olmak üzere, değerli millet vekillerimizle, şehrimizin tüm yöneticileri ve sivil toplum örgütlerimizle sürekli ve sürdürülebilir bir kalkınma sürecinni nasıl yöneteceğimizi istişare ediyor ve bu yönde önemli adımlar atıyoruz. Bu süreçte bir yandan ilimize yeni yatırımların yapılması için yurtdışı ve il dışındaki iş adamlarımızla çeşitli toplantılar düzenlenirken, aynı zamanda ilimizdeki iş adamlarımızla ihracat potansiyelini arttırmak ve yurtdışı programlarına katılma üzere gerek Sayın Valimiz, gerek Sayın Rektörümüz, gerek Sanayi ve Ticaret Odası Başkanımız ve sivil toplum örgütleriyle harekete geçtik. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da iş adamlarımızla bir araya gelerek yatırım yapma çağrısında bulunduk. Diğer yandan Azerbaycan, Kazakistan, Suriye gibi ülkelerle şehrimizin değerli iş adamları ile birlikte yine Valimizle, Milletvekillerimizle, Rektörümüzle, Ticaret Odası Başkanımızla yani kısacası sivil toplum örgütlerimizle beraber yurtdışı gezilerinde bulunduk ve özellikle değerli iş adamlarımızın sıkıntılarını bertaraf etme noktasında ne türlü gayretlerimiz olacak onların plan ve programlarını yapmaya gayret ettik. Şunu özellikle belirmekte yarar görmekteyim. Dünyanın gelişen yeni dengeleri arasında Elazığ, coğrafi konumu dolayısıyla özellikle Ortadoğu’ya ulaşabilecek bir güven ve huzur şehridir. Elazığ, coğrafi konumu, doğal ve 18 beşeri zenginliklerinin yanında, hükümetimizin uyguladığı teşvik politikasıyla da en fazla yatırım kolaylığının sağlandığı birkaç ilden biri olmuştur. İş adamlarımızın bu yatırım fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Elazığ’ımızın yatırım fırsatlarını bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yatırımcılara anlatmaya gayret sarf edeceğiz. Değerli Valim, saygıdeğer misafirler “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışındaki bir ecdadın evladı olarak en önemli varlığımız insanların topyekün kalkınması için, belediyecilik hizmetlerinde, sosyal belediyecilik hizmetlerine çok ciddi önem vermekte ve önemli kaynaklar aktarmaktayız. Yerel kalkınmanın gerçekleşmesi için, öncelikle yerel halkın kalkınması gerektiği inancıyla, yatırımlarımızı insanımıza yönelik olarak yapmaktayız. Sosyal belediyecilik anlayışımız çerçevesinde, bir yandan yardıma muhtaç insanlarımızın dertleriyle dertlenerek, onları ayağa kaldırmaya gayret ederken, diğer yandan istihdama yönelik çok önemli çalışmalar yürütmekteyiz. Avrupa Birliği projeleri çerçevesinde başlattığımız meslek edindirme kurslarımızda, 3000’in üzerinde insanımız meslek sahibi olabilmek için gayret sarf ediyor. Bunlardan yüzlercesini istihdama kavuşturduk. Meslek edindirme kurslarımızı, Elazığ’ın gelişim planı çerçevesinde, ihtiyaç duyulan alanları belirleyerek, bu alanlara göre açtık. Bu hizmetle aynı zamanda ara eleman sıkıntısı çeken sanayicilerimizin sıkıntılarının çözümünde bir nebze de olsa katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum. Bizler Elazığ’ın kalkınması ve ekonomik gelişmesi için adeta seferber olmuş durumdayız. Benim her zaman ifade ettiğim bir söz var; “yaşanacak başka bir Elazığ yok”. Bu nedenle Elazığ’ımızın kalkınması ve gelişmesi, insanımızın, hemen her alanda, en iyi imkanlara ve yüksek refah seviyesine kavuşması için, gece demeden, gündüz demeden çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle bu toplantının şehrimizin ekonomik gelişmesine katkıda bulunmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. 19 20 ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ TAHİR ÖZTÜRK’ÜN KONUŞMASI “Elazığ’ın Ekonomik Gelişmesine” katkıda bulunmak üzere İktisadi Araştırmalar Vakfı valilik, öncülüğünde düzenlenen bu toplantı vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyor, hepinize toplantıya hoş geldiniz diyorum. Böylesi anlamlı bir toplantının organizasyonunda görev alan tüm arkadaşlarımızı da yürekten kutluyorum. Değerli Misafirler ve işadamlarımız, sanayicilerimiz; Kalkınma ve ekonomik gelişme elbette ki her ülkenin, bölgenin ve ilin gayretleriyle olabilecek bir süreçtir. Ülkemizde özellikle son yıllarda yaşanan gelişmeler bölgelerarası gelişmişlik farkını ortadan kaldırma noktasında yeni bir heyecan uyandırmıştır. Bölgelerarası gelişmişlik farklılıkları, ülkeden ülkeye şiddeti değişse de, tüm ülkelerin yapısında görülmektedir. Birçok ülke dengeli olarak bölgeler ya da iller arasında eşgüdümlü bir kalkınma gerçekleştirememiş ve denge sağlanamadığı içinde sosyo-ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalınmıştır. İşte ülkemizde geçmişte dengeli bir kalkınma ve ekonomik gelişmeyi sağlayamadığı için yıllardır sosyo-ekonomik sorunların yanında terör gibi sıkıntı ile de uğraşmakta ve yatırıma ayırması gereken imkânları bu sıkıntıyla mücadeleye ayırmaktadır. Günümüzde ekonomik gelişme ve kalkınma, yerel imkânları ve yararları ortaya çıkarmak, yöre halkını üretime yöneltmek, yerel yatırımları artırmak gibi bir boyut kazanmıştır. Dünyanın geldiği bu kalkınma anlayışı içerisinde hükümetimiz 2002 yılından bugüne kadar yerel kalkınmanın sağlanması için çok önemli adımlar attı. Öncelikle Elazığımızın da arasında bulunduğu 49 ilde teşvik yasası uy21 gulaması gerçekleştirildi. Bu uygulama sayesinde birçok ilimiz yeni yatırımlar aldı ve yeni istihdam alanları oluşturuldu. Yine hükümetimiz, bu yıl yeni bir teşvik uygulaması başlattı. Bu teşvik uygulamasında bölgesel düzeyler dikkat alındı. Elazığ, bu kapsamda ki teşvik uygulamasında en iyi yararlanan illerden biri olarak 4. bölgede yer aldı. Elazığ’a yatırım yapacak bir yatırımcı gelir vergisi, SSK Primi, elektrik gideri birçok kalemde çok ciddi avantajlar sağlamaktadır. Elazığ, diğer yandan Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yatırımda 15 cazibe merkezi ilden biri olarak belirlenmiştir. Bu, Devlet imkân ve yatırımlarının öncelikle ve ağırlıklı olarak Elazığ’a yapılması demektir. Gerçekten öylede oldu. Ekonomik gelişmede en önemli unsurlardan biri ulaşım imkânlarının uygun olmasıdır. Elazığ, yeni havaalanı ile uluslar arası bir yapıya kavuşmuş sadece yolcu uçaklarının değil aynı zamanda nakliye uçaklarının da inip kalkabileceği bir havalimanı olmuştur. Havaalanımızın yeni terminal binası ise 2010 yatırım programına alınarak, önümüzdeki yıl temeli atılacaktır. Yine İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra İzmir ve Almanya’dan da uçak seferlerinin yapılması için bir dizi çalışma başlatılmış, bunların da sonuçları çok yakın zamanda alınmaya başlanacaktır. Elazığ’da insanlarımızın kendi işlerini kurmalarını sağlamak amacıyla İş Geliştirme Merkezi kuruldu ve özellikle Sanayi Bakanlığımız ve Maliye Bakanlığımızdan ciddi oranda ödenek ayrılması sağlandı. Bugün burada çok sayıda insanımız kendi ekmek teknelerini kurmanın yanında geleceğin sanayicileri olma yolunda ilk adımı atmış oldular. Yine ekonomik kalkınma çevresinde Fırat Teknokent’in kurulması sağlandı. Buraya Sanayi Bakanlığının ciddi maddi destekleri yapılmaktadır. Bir yandan geleceğe yönelik bu adımları atarken aynı zamanda mevcut işletmelerimizin üretim ve rekabet gücünü artırmaya da gayret ettik. Elazığ’da doğalgaz ilk olarak Organize Sanayi Bölgesinde sanayicilerimizin hizmetine sunulmuş, onların üretim maliyetlerinde ciddi düşme sağlanmıştır. Yatırımcılarımızın taleplerine cevap vermek üzere 3. Organize Sanayinin altyapı çalışmalarına başlanmış ve bu çerçevede birçok sorunun çözümüne katkı sağlanmıştır. Bu alt yapı yatırımları 2010’da bitecektir. Elazığ’ı komşu illere bağlayacak olan modern yeni çevre yolunun yapımına başlanmış ve bu çerçevede çok önemli bir aşama kat edilmiştir. Çevre yolumuzun 2010 yılında hizmete gireceğine inanıyoruz. Elazığ’ı geleceğe taşıyacak, kalkınma çabalarına ivme kazandıracak 22 sektörlerden biri olan sağlık sektöründe de çok önemli yatırımlar yapıldı. Bu çerçevede bir yandan mevcut hastaneler modernize edilirken diğer yandan da bölge hastanesinin proje çalışmaları başlatıldı. Bir kampus şeklinde düzenlenecek olan bu projede birçok hastane bu bölgede kurulacaktır. Yatırımlar tamamlandığında bölgede bir sağlık merkezi olan Elazığ, bu sektörde daha da güçlenecektir. Hükümetimiz tarafından bölgelerarası gelişmişlik farklarının dengeli bir yapıya kavuşturulması ve bölgesel kalkınmanın hızlandırılması için Kalkınma Ajansı kurulmuştur. Bu çerçevede kurulan Elazığ, Malatya, Bingöl ve Tunceli illerini kapsayan Kalkınma Ajansı’nın yararlarını önümüzdeki süreçte görmeye başlayacağız. Burada çok değerli konuklarımızın değerlendirmeleri olarak sizlere yaptığımız bütün yatırımları anlatmak istemiyorum. Çünkü anlatmaya kalksam hayli vakitlerimizi alır. Ben sadece sizlere birkaç yatırımı örnek olarak göstermek istedim. Elazığ’ın gelişmesi ve büyümesi için eğitimden sağlığa; sanayileşmeden enerjiye, ulaşımdan altyapıya birçok hizmet ve yatırımın şehrimize gelmesi sağlanmıştır. Bu anlamda yeni yatırımlarımız ve gayretlerimiz elbette de devam edecektir. Ancak, bizler devlet imkânları kadar özel sektör imkânlarının da şehrimize aktarılmasına çalışıyoruz. Bu çerçevede iş adamlarımızla görüşerek şehrimize yatırım yapmaları için önerilerde bulunuyor, bürokrasi de tıkanma noktalarında onların önünü açmaya gayret ediyoruz. Şunun iyi bilinmesi gerekir ki, şehirler artık sadece devlet yatırımlarıyla kalkınmamaktadır. Mutlaka ama mutlaka özel sektör yatırımlarının çekilmesi gerekiyor. Bizler bu noktada bundan sonra gayretlerimizi daha da artırmalı ve Elazığ’ın yatırım imkânları ile zenginliklerini iş adamlarımıza daha iyi anlatmalıyız. Elazığ Milletvekilleri olarak bizler şehrimize bir çivi dahi çakma niyetinde olan her yatırımcımızın önünü açar, onlara her noktada rehber oluruz. Bu güzel insanlarımızın yaşadığı aziz şehre yatırım yapacak her insanımıza gururla ve onurla sahiplenir. Onun her zaman yanında oluruz. Şunu son olarak ilave etmek istiyorum. Elazığ ve bölge için; 1. Organik ve meyve yetiştiriciliği 2. Su ürünleri 3. Hayvan yetiştiriciliği 23 4. Mermer ve maden 5. Sağlık yatırımları 6. Üniversiteye yeni bölümlerin açılması (çalışmaların hız kazanması bölge için yararlı olacaktır.) Bu düşüncelerle, bu programa katıldığınız için hepinize tekrar teşekkür ediyor, programın şehrimize, bölgemize hayırlı olması temennisiyle sizlere saygılarımı sunuyorum. 24 İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ATAŞ’IN KONUŞMASI Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Bu toplantının hayırlı olmasını öncelikle temenni ediyorum. Çocukluğu ve gençliği bu ilde geçmiş bir kardeşiniz olarak aranızda bulunuyorum. Gerçekten bugün burada tertip edilen toplantı, Elazığ ilimiz için ve bölgemiz için çok önemli bir toplantı. Belki bugüne kadar buna benzer farklı toplantılar, çalışmalar yapılmış olabilir. Ama inanıyorum ki bu toplantıdan sonra Elazığ kalkınma yönünden, gelişme yönünden daha farklı noktalara gelecektir. Öncelikle bu toplantıyı tertip eden değerli Elazığ Valimize, yine katkı sağlayan ve fiziki ortamlarını bu toplantı için açan Ticaret Odası Başkanımıza Elazığ’ımızın ve bölgenin kalkınması yönünde bilimsel çalışmalar yaparak bu toplantının yapılmasında büyük emek sarf eden başta İktisadi Araştırmalar Vakfımızın değerli başkanı Prof. Dr. Ahmet İncekara beyefendiye ve yönetimine, burada tebliğ sunacak olan değerli bilim adamlarımıza, sanayicilerimize, iş adamlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu toplantıdan sonra biraz önce ifade ettiğim gibi Elazığ ile ilgili gerek buradaki sanayici ve iş adamlarımız gerekse bilim adamlarımız herhalde bakış açıları değişir diye ümit ediyoruz. Değerli katılımcılar her yerde en önemli unsur hiç unutulmamalıdır ki insandır. Paradan önce de insan geliyor, emekten önce de insan geliyor, her unsurun temel taşı insandır. Dolayısıyla biz bugüne kadar yapamadığımız ya da yapmak isteyip de gerçekleştiremediklerimizin temelinde ben iki hususu görüyorum. Toplumsal olarak belki bugüne kadar yaşadığımız sıkıntıların ve eksikliklerin temelinde iki ana unsur olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi duyarlıklarımızdan uzaklaşmamızdır, bir tanesi de değerlerimizden uzaklaşmış olduğumuzu düşünüyorum. Biz bu kaybetmiş olduğumuz veya azaltmış olduğumuz değerlerimize yeniden kavuşabilirsek, duyarlılığımız yeniden kazanabilirsek duyarlı birer kimlik olabilirsek herhalde çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur diye düşünüyorum. Yine benden önceki değerli konuşmacılarımızın da ifade ettiği gibi, birliğimizi beraberliğimizi iyi muhafaza edebilirsek o kaybettiğimiz değer25 lerimizi yeniden kazanıp, adalet, dürüstlük ve temiz insan olmak, dürüst insan olmak, kimlikli insan olabilmek hususundaki özelliklerimizi yeniden muhafaza edip, birbirimize güven noktasında kaybettiğimiz hasretlerimizi yeniden kazanıp omuz omuza verebilirsek Elazığ’ımızda çözemeyeceğimiz hiçbir iş yoktur diye düşünüyorum. Çünkü cenabı hak bölgeye her türlü zenginliği vermiş, yer altı zenginliği var, yer üstü zenginliği var, insan kaynağı noktasında da inanıyorum ki yine hiçbir bölgede olmayan insan kaynağımız var. peki eksik olan ne, eksik olan bu gücü birleştirmek. Bunu da yapabilecek durumdayız diye düşünüyorum. İnşallah bu toplantı arzu ettiğimiz kapıların açılışına vesile olur diye düşünüyorum hızlı bir şekilde bölgenin kalkınmasına vesile olur diye düşünüyorum. Tekrar bu toplantının düzenlenmesinde, organizasyonunda emeği geçen bütün kurum ve kuruluşların temsilcilerini tebrik ediyorum. Bu bölgede doğmuş ama bu bölgede doyamadığı için doyabileceği yere gitmiş olan bir kardeşiniz olarak inşallah burada doğup burada doyan, yaşan nesillere katkı sağlaması amacıyla bu toplantının hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum. 26 ELAZIĞ VALİSİ MUAMMER EROL’UN KONUŞMASI Öncelikle tüm saygıdeğer misafirlerimizi ve katılımcılarımızı teşriflerinden, emeklerinden dolayı minnet duygularımla ve saygıyla selamlıyorum. Elazığ ile ilgili dışarıda özelikle Elazığ adı geçtiğinde Elazığ ile birlikte Elazığ insanının meziyetleri de hep göğüs kabartan meziyetlerdir. Peki bu güzellik bugün ne aşamada? bu güzellik üzerine neler ilave edilmeli ki Elazığ ilinin ekonomik gelişmesi ile ilgili bu güzelliğinde katkısıyla istediğimiz noktaya gelmiş olalım.Herhalde bu toplantının çok genel bir amacını ifade edecek olursak çerçeveyi böyle çizersek uygun olur. Bizler, bu toplumun atanmış veya seçimle gelmiş önderleri olarak kendi işinin başında, kendi halinde yaşayıp giden, esnaf, memur, işadamı gibi insanlardan daha farklı bir konumdayız. Bu daha farklı konumun getirdiği daha farklı ekstra görevler ve sorumluluklar vardır diye düşünüyorum. Nedir bu? Bizlerin, önderi olduğumuz toplumun, insanların mevcut halinin dışında, rutin işler dışında, topluma hem kültürel anlamda, hem iktisadi alanda, ekonomik gelişme alanında bir hedef tespit etmek konusunda görev ve sorumluluğumuz vardır ve belki de önder insanların sivil toplum kuruluşu başkanı olsun, akademik organlardan, fakültelerden, araştırma derneklerinden, vakıflardan, şirketlerden olsun önder insanın bir numaralı görev ve sorumluluğu toplumun gideceği hedefleri ve bu hedeflere toplumu ulaştıracak stratejileri belirleme hususunda kafa yormak. gayret göstermektir. Aksi taktirde zaten olan işler içinde biz bütün sermayemizi gayretimizi sarf eder, onun çerçevesi dışına çıkamasak da ilerleme ve gelişme üzerine bir bardak soğuk su içmişiz demektir. Bu toplantıdan sonra da bizim önümüze yeni çıkan fırsatlar nedir? Sayın vekilimiz ifade ettiler. Kalkınma ile ilgili olarak teşvik konusunda hükümetimizin hakikaten çok iyi düşünülmüş, sonuca dönük, iyi desteklenmiş bir programı var. Bu imkan ve potansiyel nerde nasıl bir araya getirirsek, hangi hedeflere bunları yönlendiririz ve hangi yoldan giderek hep arzu ettiğimiz daha iyi daha ileri nasıl ulaşırız sorusunda bir ortak emek, gayret, birlik sağlayabiliriz .Sağ olsunlar Ahmet hocam başta olmak üzere, İktisadi Araştır27 malar Vakfı ve diğer çok kıymetli hocalarımız.bu talebimize emek ve gayretlerimize alaka gösterdiler. Bu toplantıdan ne bekliyoruz. Doğrusu burada bunları hemen sıralamak belki çok iyi olmayabilir, yönlendirici olabilir diye ben endişe ediyorum.Somut hedefler olarak inşallah değerlendirme toplantısında bunların altını çize çize hedeflerin ne olması gerektiği, iktisadi, kültürel gelişiminin konusunda net bir değerlendirme çalışmaları da dinledikten sonra hep birlikte yapar tartışır, Elazığ yönünden yeni hedefleri tespit etmiş, ona nasıl ulaşacağı konusunda en azından kafa yormuş olarak bu toplantıyı bitiririz ümidindeyim . Ben tekrar katılımlarınızdan emek ve gayretlerinizden dolayı teşekkür ediyorum hepinizi saygı ile selamlıyorum bu toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum. 28 29 30 ÇALIŞMA OTURUMU -1 Başkan : Prof. Dr. Nuri ORHAN Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi 1.Tebliğ : Elazığ Kültürü ve Teşebbüs Kültürü Sunan : Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi 2.Tebliğ : Elazığ İlinin Gelişmesinde Sanayi ve Ticaretin Yeri ve Önemi Sunan : Prof. Dr. Adem ŞAHİN TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri 31 BAŞKAN: PROF. DR. NURİ ORHAN Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi seminerinin ilk oturumunu başlatıyorum. Oturumumuzda iki konuşmacımız var. Konuşmacılarımızın ilki Sayın Yrd. Doç Dr. Süleyman, İlhan Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, ikinci tebliğimizi Prof. Dr. Adem Şahin sunacak. Prof. Dr. Adem Şahin, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim üyesi ve genel sekreteri. Süremiz çok kısıtlı olduğu için hiç detaya girmeden direkt konuşmacılara söz vermek istiyorum. İlk tebliği sunmak üzere sözü Yrd. Doç Dr. Süleyman İlhan’a veriyorum. 32 ELAZIĞ KÜLTÜRÜ VE TEŞEBBÜS KÜLTÜRÜ Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü silhan@firat.edu.tr 33 34 Elazığ (Harput) geçmişte her ne kadar ipek yolu gibi kadim ticaret yollarının ana uğrakları arasında yer almasa da, avantajlı konumu nedeniyle Şam ve Halep gibi Akdeniz’e açılan zengin bir ticaret havzasıyla sıkı bir bağlantı içinde olmuştur. Paralel olarak, uygun tarım imkânlarının da mevcudiyetiyle uzun süre kendine yeterli bir ekonomi tesis edebilmiştir. Ancak zamanla konjonktürün değişimiyle bu konumunu giderek kaybetmiş ve tamamen içe kapanmıştır. Bugün ekonomik gelişmişlik düzeyi açısından ülkemizdeki bir çok kentin gerisindedir ve ciddi bir ekonomik kalkınma sorunuyla karşı karşıyadır. Günümüzde küresel ekonominin ulusal ekonomileri yeniden yapılanmaya zorlamasıyla devletten beslenme, devlet üzerinden kalkınma dönemi giderek kapanmakta, kentler geleceklerini bizzat kendileri kurmak durumunda kalmaktadırlar. Elazığ da kendi geleceğini şekillendirme kapsamında ekonomik kalkınma sorununu devlete yaslanarak değil, kendi dinamikleriyle aşmak durumundadır. Bu da hiç kuşkusuz inisiyatif almakla, özel teşebbüse (girişimciliğe) dayalı köklü bir hamleyle mümkündür. Ancak Elazığ’da kalkınmaya zemin oluşturacak gelişmiş bir girişimci kültürün ve kalkınma misyonunu üstlenerek, bu sürece öncülük edecek yeterlikte bir girişimci grubun bulunduğu söylenemez. Üstelik sosyo-ekonomik hayatın genel görünümleri itibariyle Elazığ’ın daha çok memur kenti özellikleri sergilediği gözlenmektedir. Durumun, Elazığ’ın kültürel1 özellikleriyle ilişkili olup olmadığının ya da ne ölçüde ilişkili olduğunun saptanması hiç kuşkusuz kapsamlı alan araştırmalarını gerektirmektedir. Zira, girişimciliğin oluşumu çok sayıda faktörün rol oynadığı karmaşık bir süreçte gerçekleşmektedir. Girişimciliğin, benzer özellikler taşıyan kültür havzalarının kimi yerlerinde gelişebilen, kimi yerlerinde ise gelişemeyebilen bir fenomen olması, bu fenomenin geliştiği sosyo-kültürel yapılarda bütün bireylerin girişimci olamamaları ve kimi sosyokültürel yapıların girişimciliğe yatkın olmalarına rağmen girişimcilik üretememeleri gibi nedenler dikkate alındığında, girişimciliğin oluşumunu teşvik 1 Elazığ’ın kültürel özelliklerine odaklı, ayrıntılı bir kültür çalışması bulunmamakla birlikte, Elazığ’ın (Harput) genel özellikleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. İ. Sunguroğlu, Harput Yollarında, C: I-II, İstanbul: Yeni Matbaa, 1958, 1959; İ. Sunguroğlu, Harput Yollarında, C: III-IV, İstanbul: Özaydın Matbaası, 1961, 1968. 35 eden ya da engelleyen kültürel faktörlerin ve bunların etki düzeylerinin saptanmasının güçlüğü açığa çıkmaktadır. Bununla birlikte aile ve akrabalık yapısı, akran, arkadaş, eş-dost ağları ve genel olarak sosyo-ekonomik hayat üslubu temelinde oluşan toplumsal atmosferin yansıttığı kültürel görünümler üzerinde yapılan gözlemlerden hareketle, girişimciliğin Elazığ özelinde toplumsal kültür açısından konumlanma biçimine ve kültür içindeki potansiyel imkanlarına dair kimi çıkarımlarda bulunmak da mümkündür. Elazığ’da kültürel hayatın genel görünümlerine bakıldığında; zengin mutfağı, otantik müziği, folklor ve edebi zenginliği, kendine özgü giyim-kuşam kültürü, derinlikli ilim geleneği, özellikle Harput’un yansıttığı çok yönlü tarihsel mirası vs. özellikleriyle “Elazığ Kültürü” kavramsallaştırmasını hak edecek zenginlikte bir kültürel birikimin mevcudiyeti gözlenmektedir. Öyle ki, başta aile olmak üzere çeşitli sosyalizasyon aygıtları üzerinden orijinalliği büyük ölçüde korunarak kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel zenginlik/otantisite Elazığ için toplumsal gurur kaynağı olacak düzeydedir. Bu nedenle Elazığlılar, kendi kültürlerine samimi bir bağlılık duyarlar. İnsanlarda zengin ve özgün bir kültürün temsilcisi oldukları duygusu hakimdir. Halkın aidiyet ve kimlik duygusunun oluşumunda kültürün bu özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir. Toplumsal ilişkiler boyutuyla bakıldığında ise, bu kültürün hakim renklerinin ataerkillik/itaat kültürü, bireyciliğin gelişmemişliği/kamucu toplumsal örgütlenmişlik, geleneksel dayanışma biçimi, geleneksel hiyerarşi ve statü anlayışı, soy-sop gibi verili durumlar olduğu dikkati çekmektedir. Bireylerin vaziyet alışları, tutum ve davranışları, tercihleri, ilişkileri, özelde ekonomik faaliyete yaklaşım biçimleri, kısaca zihniyetleri2 kültürün bu özellikleri doğrultusunda şekillenmektedir. Söz konusu hususiyetler toplumsal ilişkilerde, faaliyetlerde, etkileşim süreçlerinde somutlaşmaktadır. Başta aile olmak üzere kurumsal yapılar bu kültürün değerlerini ve normlarını yansıtmakta, bireyi bu değerler ve normlar doğrultusunda sosyalize etmektedirler. Risk alma, rekabetçilik, rasyonalite, yenilikçilik, başarı odaklılık, cesaret, kendine güven, kararlılık, liderlik/bağımsızlık duygusu, esneklik ve iş bitiricilik, fırsat kollama, inisiyatif alma, değişime açıklık vs. girişimci karakterin kurucu unsurlarına yeterince yer verildiği söylenemez. Aksine, kan bağı akrabalığı kapsamında ağabey, amca, ata, arkadaş gibi anlamlarının ötesinde; mertliği, yiğitliği, dürüstlüğü, güvenilirliği, dostluğu, adaleti, cömertliği, vatanseverliği, misafirperverliği imleyen “gakgoşluk” anlayışının şekillendirdiği insan tipinin idealize edildiği görülmektedir. “Gak2 36 Zihniyet çözümlemesiyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. S. F. Ülgener, İktisadi Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası, İstanbul: Der Yay., 1981. goşluk”, toplumsal kimliğin, onurun, gururun, şerefin, itibarın somutlaştığı sosyo-kültürel bir varoluşu sembolize eder. İçerdiği hususiyetler almayı değil vermeyi, biriktirmeyi değil paylaşmayı, yararlanmayı değil yararlandırmayı vs. gerektirir. Bu doğrultuda hareket etmeyen Elazığlılar gakgoş olarak nitelendirilseler bile hiçbir zaman toplumsal onanma, kabul ve meşruiyet bulamazlar. Gakgoşluğun toplumsal onanması ve meşruiyeti kesinlikle diğerkâmlığa endekslidir. Yaşayan gakgoşluk anlatılarından hareketle, diğerkâm pratikler kapsamında, örneğin yoksula/muhtaca, güçsüze karşılık beklemeksizin her türlü yardım edilmesinin, kol-kanat gerilmesinin gakgoşluğa bir tür sosyal güvenlik sistemi fonksiyonu kazandırdığını, bunun da gakgoşlar için karizmatik sayılabilecek bir iktidar alanı açtığını söylemek mümkündür. Kanaat önderi sayılan gakgoşların ekonomik konulara ilgi duymaktan çok, toplumsal konulara/sorunlara ayarlı bir duruş sergilemelerinin, topluma liderliği misyon edinmelerinin söz konusu iktidar avantajıyla ilgili olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, kimi bireysel/toplumsal sorunları karakola/mahkemeye intikal ettirilmeden barışçıl yollarla çözüme kavuşturabilmeleri biçimindeki geleneksel uygulamalara hala rastlanmaktadır. Dolayısıyla gakgoşluğun özü itibariyle sosyal, kültürel bir olgu olduğu ileri sürülebilir. Daha açık bir ifadeyle, Elazığ için temel bir kültürel değer olan gakgoşluk ruhunun ekonomik üretime/ticarete, maddi kazanca, dönük bir muhtevası yoktur. Üstelik, gakgoşluk anlayışı kapsamında kimi ticari faaliyetlerin ayıplanabildiği, tarımsal ve hayvansal ürünlerin pazarlanmasının ise neredeyse tamamen mahküm edildiği, buna karşılık sosyal prestij gereği gösterişçi tüketimin teşvik edildiği dikkati çekmektedir. Öz olarak; toplumsal içerimleri, çağrışımları ve yapıcı özellikleri bakımından gakgoşluğun, ekonomik/müteşebbis bir karaktere değil, yerleşik sosyo-kültürel bir statü ve role karşılık geldiği söylenebilir. Öte yandan Elazığ özelinde aile, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık gibi yapılar temelinde oluşan geleneksel destek ağları üzerine kurulu sosyal ortam son derece istikrarlıdır. Bu ortam bireyi her bakımdan sarıp sarmalayarak ona korunaklı alanlar açmaktadır. Bu bakımdan en etkin rolü bireye en kapsamlı ve sürekli desteği veren ailenin oynadığı gözlenmektedir. Aile çocuklara meslek kazandırmaktan, evlendirmeye, konut/otomobil edindirmeye kadar hayatın hemen her evresinde kendini misyon sahibi görmekte ve bu doğrultuda hareket etmektedir. Böylelikle aslında bireyi ömür boyu kendine bağımlı kılmakta, varlığını adeta aile desteğiyle sürdürür hale gelmesine sebebiyet vermektedir. Sonuçta birey, çoğunlukla hayatın çetin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalmamakta, kendisine deneyim ve öz-güven kazandıracak köklü sarsılmalar, keskin alt-üst oluşlar yaşamamakta, özetle kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenememektedir.3 37 Bununla birlikte, birey genelde güven ve istikrarlılık algısı üzerinden hayata bakmaktadır. Sıkı çalışma, mücadele, zaman, enerji, sermaye, risk gerektiren özel teşebbüs yerine, çoğunlukla devlet memurluğunun tercih edilmesi bu fikri doğrular niteliktedir. Her kademede tatminkâr olmasa da sürekli bir maddi gelir, sosyal güvence ve emekliliğe kadar istihdam garantisi sunması, icra edilmesinin özel sektöre oranla kolay ve risksiz olması, sıkça maruz kalınan ekonomik krizler ve akut istihdam sorunları karşısında korunaklı bir liman olarak görülmesi devlet memurluğunun kimi bildik tercih nedenleridir. Öte yandan, kamucu toplumsal örgütlenme biçimi, toplumsal/bireysel anlamlar dünyasında merkezi konumda olan “devlet baba” imgesi, devlete kapılanma alışkanlığı, devlet görevinde olmanın itibarı vs. kültürel faktörler de memurluğun tercih nedenleri arasında yer almaktadır. Devlet memurluğuna olan rağbette, memur rol modelleri fazlasıyla etkili olmaktadır. Rol modellerin çokluğu ve yüksek toplumsal onanma/meşruiyet düzeyi devlet memurluğuna yönelişi teşvik edici fonksiyona sahiptir. Harput’un, Osmanlıdan günümüze önemli bir eğitim merkezi oluşu, günümüz Elazığ’ına uzun bir tarihsel arka plana dayanan bir memurluk tecrübesi olarak yansımaktadır. Bugün sadece üst düzey sivil ve askeri bürokraside görevli Elazığlıların yüksek bir orana tekabül ettiklerine sıklıkla dikkat çekilmesi, kamuda istihdam olunmuş Elazığlıların toplam sayısının çok yüksek olduğunu düşündürmektedir. Elazığ’da İnsanlar özelde devlet memurluğuna, genelde aylıklı kamu pozisyonlarına fazlasıyla aşinadırlar, kamu görevliliğinin sunumlarının bilincinde oldukları gözlenmektedir. Buna karşılık girişimciliğin, sanayici/işadamlığının günümüz dünyasında neye tekabül ettiği konusunda yeterli bilgiye sahip oldukları söylenemez. Başarılı, öykünülecek/özdeşleşilecek girişimci rol modellerinin yetersizliği de dikkate alındığında, devlet memurluğuyla özel girişimcilik/müteşebbislik arasında rasyonel bir mukayese yaparak girişimciliğe dair bir farkındalığa ulaşabilmeleri hayli zordur. Bu nedenle örneğin aile genelde özel sektöre yönelişi çocukları için bir seçenek olarak ortaya koymaz. Çocuklara girişimciliğe dönük yüksek başarı güdüsü, sıkı ve disiplinli çalışma, öz güven duygusu, tutumluluk, iş ahlâkı ve toplumsal sorumluluk bilinci vs. kazandırılmasının arayışına girilmez. Böylece girişimci değerleri içselleştirip yücelten, bu değerler üzerinden hayata bakan, girişimci zihniyete sahip bireylerin yetişmesi mümkün olamamaktadır. Akraba, akran, arka3 38 Bu konuda Prens Sabahattin’in dikkate değer görüşleri vardır. Prens Sabahattin’in Türk toplumunun, bireyciliği/kişisel inisiyatifi baskılayan, kolektivist ya da kamucu bir örgütsel yapı sergilediğini, bu bağlamda, özellikle çocuk yetiştirme tarzıyla ailenin hayati bir rol oynadığını ileri sürer. Ayrıntılı bilgi için bkz. Prens Sabahattin, Türkiye Nasıl Kurtarılabilir, (Çev: Muzaffer Sencer), İstanbul: Elif Yay., 1965. daş, eş-dost çevresinin de aynı yaklaşım içinde olması statükonun devamını pekiştirmektedir. Memurluk, toplumsal bilinçte, anlamlar dünyasında öylesine baskındır ki, girişimci ailelerin bile önemli bir oranı çocuklarının memur olmasını istemektedirler. Elazığlı girişimciler üzerine yapılan bir araştırma bu gerçeğe dikkati çekmektedir. Söz konusu araştırmaya göre, çocukları için gelecekte hangi mesleği düşündükleri sorusuna, girişimcilerin % 30’u (girişimci grup için çok yüksek bir oran) kamuda doktorluk, hukukçuluk, mühendislik gibi prestijli bir meslek düşündükleri cevabını vermişlerdir (İlhan, 2005: 244). Üstelik bu bir temenni ya da özlemin ötesindedir. Zira, girişimci grup çocuklarının prestijli kamu mesleklerine girebilmeleri için gerekli bütün nesnel şartları yerine getirmekte, onları fazlasıyla destekleyip motive etmektedir. Bizzat girişimci grubun böyle bir yaklaşım içinde olması, ortalama aileler için çocuklarının hayatını kurtarmak adına daha alt kademe memurlukların ya da diğer aylıklı kamu görevlerinin bile yeterli görülmesini anlaşılır kılmaktadır. Devlet memurluğuna ya da diğer aylıklı kamu görevlerine olan yüksek rağbetin girişimci ruhu baskılayıcı, girişimci kültürün oluşumunu engelleyici işlev gördüğü söylenebilir. Çocukların küçük yaştan itibaren memurluğa özendirilmesi, onları memurluğun tipik özellikleri olan itaatkâr, kuralcı/şekilci, titiz, ihtiyatlı, disiplinli, pasif, garantici/riske kapalı, statükocu tutum ve davranışlara yatkınlaştırarak girişimci potansiyeli daha baştan dumura uğratmaktadır. Memurluk, sonuçta toplumun genelini memurluk zihniyetine hapsederek atalete sürükleyen bir işleve sahiptir. Gerçekte, memur edimlerini yansıtan parametreler, örneğin, “rutinlik”, “alışkanlık”, “biçimsellik”, “tutuculuk”, “statükoculuk”, “verimsizlik”, “faaliyetsizlik” vs. toplumsal alanın üzerini örten ve dinamizmi körelten görünümlerdir. “Memuriyen toplum, memur zihninin ete kemiğe büründüğü, aile, eğitim, eğlence, iş/üretim, bakış açısı vs. üzerinde hegemonya kurduğu bir toplumdur. Bu toplum, genel planda, “başarı” “verimlilik”, etkinlik, girişkenlik, dinamizm, vb. değer üretiminden yoksundur. Bu toplumda, iktisadi ve sosyal yaşam, memur zihni etrafında örgütlenmiştir ve memuriyette olumlanan değer ve kıstaslar büyük öneme sahiptir. Farklı iş/güç ve meslek dallarının popülaritesi düşüktür. Herkesin gönlünde rahat ve kolay bir işe sahip olma düşüncesi vardır. “Çalışmadan kazanmak”, “devletten aylık Allah’tan sıhhat” anlayışı baş tacı edilir. “Risk almak”, “cesaret göstermek”, “gözüpek hareket etmek”, “atak olmak”, “ekmeğini taştan çıkarmak”, gibi girişimci tutum ve tavırlara rağbet edilmez” (Aytaç, 2006: 2-5; Bkz. Prens Sabahattin, 1965: 55-57). Formel eğitim kapsamında ve çeşitli çevrelerle girilen etkileşim sürecin39 de kazanılan bilgi, tecrübe ve bilinçlenmeye bağlı olarak özel girişime yöneliş de başta aile olmak üzere sosyal çevrenin direnciyle karşılaşmaktadır. İş kurmanın emek, zaman, sermaye, hatta moral destek gerektirmesi sosyal sermaye desteğini önemli kılmaktadır. Ancak sosyal sermayenin en önemli unsuru olan ailenin özellikle yüksek risk algısı nedeniyle desteğini almak en büyük handikaptır. Zira iş kurmak ve onu sürdürmek genellikle birkaç denemeden sonra başarılı olabilen ya da tümüyle başarısızlıkla sonuçlanabilen riskli bir girişimdir. Başarısızlık aile kaynaklarının buharlaşmasının da ötesinde sosyal itibar kaybına sebebiyet vermekte, iş kurmaya çalışan birey üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Özellikle ataerkil kültür özelliklerinin tolerans tanımamasından dolayı genelde mahküm edilmektedir. Bu yüzden başarısızlık, sosyal bağların da güçlülüğü nedeniyle sadece bireysel değil, çoğunlukla bütün ailenin başarısızlığı olarak değerlendirilmekte ve onur kırıcı olarak algılanmaktadır. Hemen herkesin tanıdık/tanış olduğu dar çevre koşulları da bu algılanış şeklini pekiştirmekte, ailenin geneli üzerindeki toplumsal baskıyı arttırmaktadır. Aileler başarısızlıkla/iflasla karşılaşmanın tedirginliği altındadırlar. Başarısız ailelerin sosyal çevreden destek bulabilmeleri neredeyse imkansızdır. Dar çevre şartlarında başarısız örneklerin düştüğü konum yeterince caydırıcı olmaktadır. Özetle toplumsal atmosferin başarısızlığa tolerans tanımaması özel teşebbüse yönelişin güçlü bir bariyeridir. Elazığ’da birlikte/ortak iş yapma kültürünün de gelişmemişliği dikkati çekmektedir. Aktif işletmelerin önemli bir kısmı şahıs ya da aile şirketi statüsündedir. Elazığlı girişimciler üzerine yapılan bir araştırmaya konu olan toplam işletmelerin % 75’inin bireysel mülkiyet ve aile şirketi statüsünde oldukları ortaya çıkmıştır (İlhan, 2005: 224). Birlikte/ortak iş kurma ve mevcut bir işin yeni ortaklarla büyütülmesi gibi teşebbüsler de güçlü toplumsal önyargılar nedeniyle daha baştan akim kalmaktadır. Çok ortaklı işlerin özellikle kişisel anlaşmazlıklar nedeniyle (bu anlaşmazlıkların çoğu, müdürlük/yöneticilik/patronluk statüsünü ortaklardan hangisinin üstleneceğiyle ilgilidir) başarısızlıkla sonuçlanması böylesi oluşumlara yönelik önyargıları daha bir katılaştırmakta, güç birliğiyle tesis edilebilecek büyük boy oluşumlar üzerinden servetin sermayeye dönüşümünü engellemektedir. Öte yandan, Elazığ ataerkil kültür kodlarının etkisiyle olduğu kadar, kendisini gelişmiş illerle kıyaslamanın da ağır baskısı altındadır. Bu durum, psikolojik içe kapanmaya sebebiyet vermekte, kalkınmaya/girişimciliğe dönük önyargıları sonuçlamaktadır. Yakın illerin bile gerisinde olmak insanlarda umutsuzluk, karamsarlık, mevcut durumu kabullenmişlik duygusu uyandırmakta, bu duygunun geniş bir toplumsal tabana yayılması ise insanların kalkınmaya, özel teşebbüse olan inançlarını kaybetmelerine neden olmaktadır. Başka kentlerle mesafenin her geçen gün açıldığının fark edilmesi umut40 suzluğu ve içe kapanmayı daha da arttırmaktadır. Oysa sosyo-iktisadi yeniden yapılanma hamlesinin başarı şansı, halka dayanmasına bağlıdır. Bir kentin/bölgenin ekonomik kalkınması ancak halkının kalkınma sürecini üstlenmesiyle mümkündür. Halkı kalkınmanın önemine, gerekliliğine, olabilirliğine inanmayan ve kalkınma sürecine katılmayan, destek vermeyen bir yerelin kalkınması imkansızdır. Böylesi yerler devletin maximum yatırımlarına rağmen gelişemezler. Buralarda girişim ruhunun filizlenmesi mümkün değildir. Çağdaş girişimci kodlara mesafelilik, bilgi/görgü sirkülasyonunun zayıflığı, yeni yatırım alanları konusunda vizyon sahibi olunmayış vs. Elazığ için taklitçiliği beslemektedir. Elazığ’da taklit alabildiğine yaygındır. Ancak kârlı ve sürdürülebilir olanın taklidi ya da bir işletmenin örgütsel özellikleri ve teknolojik imkanlarının taklidi biçiminde değil, Elazığ şartlarında birden fazlasının ayakta kalamayacağı bir ticari kuruluşun bizzat etkinlik alanının taklidi biçiminde rasyonel olmayan bir taklittir bu. Yeni kurulmuş bir işin aynen taklit edilmesine, hatta hemen yanı başına aynı işin birden fazla kişi tarafından kurulmasına sıkça rastlanmaktadır. Elazığ için rekabetin rasyonel değil, genelde rakiplerini engelleme biçiminde işlediğinin bir ifadesi olarak da görülebilecek bu durum, akılcı bir yaklaşımla başarı şansı olabilecek bir kapital birikimin bulunduğunu da akla getirmektedir. Elazığ’da girişimci kültürün gelişmemişliği, ideal özellikleriyle kristalize olmuş bir girişimci rol modelinin bulunmayışı ve girişimcilerin yeterince tanınmayışı iktisadi alana esnaflık/tüccarlık tecrübesi üzerinden bakmayı sonuçlamaktadır. Esnaflık/tüccarlık tecrübesinin ise iş ahlâkı kriterlerinin ileri derecede belirleyici olmayışı, rasyonel temelde kurumsallaşmamışlığı gibi nedenlerle fazlaca olumlandığı söylenemez. Dahası, toplumsal tecrübe içinde ekonomik faaliyete dönük kimi olumsuz örneklerin de etkisiyle ticari faaliyette bulunanların aç gözlü, köşe dönücü, sahtekâr, hilekâr, düzenbaz, fırsatçı gibi olumsuz önyargılarla yan yana getirilebilmesi halk nezdinde bu statüyü olumsuzlamaktadır. Girişimcilik statüsüne de bu olumsuzlama üzerinden bakılabilmesi, bir yandan girişimcilik statüsünün toplumsal itibarını, bir yandan da üretici girişimciliği tamamlayıcı fonksiyona sahip ticari faaliyet desteğini zayıflatmaktadır. Kısa vadede zenginleşme güdüsüyle fiyat yükseltme yoluna gidilebilmesi biçimindeki rasyonel olmayan yaklaşımlar ve sürekli fiyatlara endeksli bir esnaflık/tüccarlık mantığı, halkın yakın illere yönelmesine ve Elazığ için ticari hayatın durgunlaşmasına sebebiyet vermektedir. Bu bağlamda Harput’a/Elazığ’a aidiyetin ürettiği güçlü hemşehrilik bilincinin de Elazığ sınırları dahilinde girişimciliğin gelişmesi ve ekonomik kalkınma yönünde işlediğini söylemek de mümkün görünmemektedir. Çok or41 taklı bir sosyo-iktisadi örgütlenme tarzının gelişmesine hizmet etmediği gibi, yerel sermayenin il dışına çıkmasını da engelleyememektedir. Hemşehrilik kültürünün daha çok Elazığ dışında etkili olduğu ancak il dışındaki girişimci bilginin, tecrübenin, sermayenin Elazığ’a yönelmesi doğrultusunda herhangi bir işlevinin bulunduğu söylenemez. SONUÇ Daha çok gözleme dayalı verileri referans alan bu çalışmada, Elazığ’da sosyo-kültürel yapının, girişim kültürünü/ruhunu baskılar yönde işleyen kimi özelliklerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Ancak Elazığ’da sosyo-kültürel yapının, bütünüyle girişimciliğe kapalı olduğu ve girişimci kültürü üretebilme kapasitesinden mahrum olduğu biçiminde bir iddia söz konusu değildir. Toplumsal kültür-girişimcilik ilişkisi gibi çok boyutlu bir konunun açıklığa kavuşturulabilmesi kapsamlı alan araştırmalarıyla mümkündür. Girişimci potansiyele dair objektif saptamalarda bulunularak, girişimciliği besleyecek sosyoekonomik/politik kanalların açılmasına veya girişimci ruhu ateşleyecek uyarım mekanizmalarının devreye sokulmasına dönük etkin ve kararlı adımların atılması böylesi araştırmaların verilerini referans almaya bağlıdır. KAYNAKLAR AYTAÇ, Ömer (2006), “Memurluk Zihniyeti ve Memuriyen Toplum: Prens Sabahattin’in Görüşleri Işığında Bir Çözümleme” Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, ss.1-28. İLHAN, Süleyman (2005), “Bazı Değişkenler Açısından Elazığ’da Girişimci Profili” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 1, ss.217-248. PRENS SABAHATTİN (1965), Türkiye Nasıl Kurtarılabilir, (Çev: Muzaffer Sencer), İstanbul: Elif Yay. SUNGUROĞLU, İshak (1958), Harput Yollarında, C:I, İstanbul: Yeni matbaa. SUNGUROĞLU, İshak (1959), Harput Yollarında, C:II, İstanbul: Yeni matbaa. SUNGUROĞLU, İshak (1961), Harput Yollarında, C:III, İstanbul: Özaydın Matbaası SUNGUROĞLU, İshak (1968), Harput Yollarında, C:IV, İstanbul: Özaydın Matbaası. ÜLGENER, Sabri Fuat (1981), İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası, İstanbul: Der Yay. 42 ELAZIĞ İLİNİN GELİŞMESİNDE SANAYİ VE TİCARETİN YERİ VE ÖNEMİ Prof. Dr. Adem ŞAHİN TOBB-ETÜ Üniversitesi Öğretim Üyesi 09 EKİM 2009 ELAZIĞ 43 44 Elazığ ili ile ilgili çok sayıda bilginin derlendiği kıymetli çalışmalar çerçevesinde güncel veriler de dikkate alınarak; İl’in gelişmesinde sanayi ve ticaretin önemi üzerine yapılan değerlendirmeleri içeren çalışmamız, 8 ana bölümden oluşmaktadır. Buna göre ilk bölümde Elazığ İli’nin mevcut durumunun tespiti yapılarak, ikinci bölümde sanayi yapısı ve sanayinin bölgesel rekabet edebilirlik için önemi vurgulanmıştır. Yine üçüncü bölümde aynen sanayide olduğu gibi ticaret yapısı ele alınmış, bölgesel ve ülkesel bazda değerlendirmelere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde Elazığ iline yönelik devlet yardımları ve teşvikler anlatılmaya çalışılmış, beşinci bölümde bölgeye yönelik diğer çalışmalar (Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Projesi) üzerinde durulmuştur. Altıncı bölümde ise Elazığ ilinin özellikle sanayi ve ticaret yapısı çerçevesinde ekonomik anlamda güçlü ve zayıf yönleri ile mevcut fırsatları üzerinde durulmuş, daha sonra yedinci bölüm ile ilin geliştirilebilecek alanları vurgulanmıştır. Sekizinci ve son bölümde de ne yapılabilir noktasında önerilerimize yer verilmiştir. I- GENEL 1.1. Nüfus ve Sosyo-Ekonomik Gelişme Coğrafi konumu dolayısıyla tarihin hemen hemen her döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Elazığ; 9.313 km2’lik yüzölçümü ile Ülkemiz topraklarının % 0,12’sini meydana getirmektedir. 2000 yılı nüfus verilerine göre ülkemiz nüfus büyüklüğü sıralamasında 39. sırada yer alan il, 2008 yılı nüfus sayımı sonuçları büyükten küçüğe sıralandığında 38. sırada yer almaktadır. Elazığ, nüfus artışı bakımından ülke (‰ 13,1) ve Ortadoğu Anadolu (‰ 16,62) ortalamasının altında seyretmektedir1. İl’de nüfus, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2000-2008 yılları arasında % -3,9’luk bir azalma ile 547.562’e gerilemiştir. Toplam nüfusunun % 70’i şehirde yaşayan Elazığ’ın yüksek oranda göç verdiği ve nüfusunun yıllar içerisinde Ülke nüfusu içerisindeki oranının azaldığı görülmektedir. Kilometrekareye 64 kişi düşen il, nüfus yoğunluğu 1 TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009, Ankara. 45 bakımından Türkiye genelinin (92) altında kalmaktadır2 (2000 yılı; Elazığ ili nüfus yoğunluğu 67, Türkiye 88’dir.). Tablo: 1 Türkiye le Elazı’ın Nüfus Artı Hızları ve Nüfus Younluu TÜRKYE ELAZI Elazı’ın Türkiye Sayım Yılı çindeki Nüfus Nüfus Payı (%) 1927 13.648.270 213.531 1,6 1945 1960 1975 18.790.174 27.754.820 40.347.719 198.081 278.332 417.924 1,1 1 1 1990 2000 2007 56.473.035 67.803.927 70.586.256 498.225 569.616 541.258 0,9 0,8 0,8 2008 71.517.100 547.562 0,8 Kaynak: TÜK İlk defa 2007 yılında yapılan adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre; 2008 yılında Elazığ merkez nüfusunda düşüş yaşanırken, ilçelerin tamamında nüfus artışı meydana gelmiştir. Nüfus artışının en fazla yaşandığı ilçe 2.243 kişi ile Baskil olurken, onu 936 kişi ile Sivrice ve 710 kişi ile Palu izlemiştir3. DPT tarafından 2004 yılında yapılan “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”na göre yapılan nüfus değerlendirmesinde ise toplam nüfus büyüklüğüne göre Türkiye genelindeki 872 ilçeye baktığımızda, Elazığ Merkez ilçesi ilk 25 ilçe arasında 22. sırada yer alırken, Ağın son 25 ilçe içerisinde yer almıştır. Yine DPT tarafından 1996 yılında gerçekleştirilen “İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması” araştırmasında sosyo-ekonomik gelişmişlik yönünden “- 0,02459 endeks puanı” ile 33. sırada yer alan Elazığ, 2003 yılında yapılan sıralamada “-0,10131 endeks puanı” ile 36. sıraya gerilemiştir (1996 sıralamasında Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye ve Düzce henüz il olmadığı için sıralamaya dahil edilmediğinden, DPT’nin 2003 yılı karşılaştırmalı tablosunda Elazığ 34. sırada gözükmektedir.). Sıra değişimi oranı ise 2 3 46 http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”, 2009, Ankara, S 28. -1’dir. 2003 yılında gerçekleştirilen bu çalışmadaki endeks değerlere göre beş gruba ayrılan iller içinde Elazığ, 3. Derecede gelişmiş iller arasında yer almaktadır.4 Diğer yandan il, Ülkemizin kısmen gelişmiş illeri arasında sayılmaktadır.5 DPT’nin, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’nda üçüncü derecede gelişmiş iller arasında 11. sırada yer alan Elazığ, orta seviyede gelişmişlik seviyesine sahip 21 il içerisinde bulunmaktadır. Üçüncü derecede gelişmiş iller genel olarak; yüksek gelişme potansiyeline sahip, ekonomik faaliyetlerde tarım sektörünün ön planda olduğu, genellikle il ve bölge ölçeğinde üretim yapan sanayi kuruluşlarının yer aldığı, küçük ve orta ölçekli tesislerin yaygın olarak bulunduğu ve sosyo-ekonomik gösterge değerlerinin ülke ortalamalarına yakın olduğu orta derecede gelişmiş illerden oluşmaktadır. Son yıllarda sanayinin yerel düzeyde yaygınlaşmasında (yöreselleşmesinde) gözlenen önemli gelişmeler, büyük ölçüde bu grupta yer alan illerde gerçekleşmiştir. Büyük çoğunluğu yeni sanayileşen bu iller, hızlı bir gelişme süreci içerisinde bulunmaktadır.6 Elazığ’ın ilçelerinin sosyo-ekonomik durumuna baktığımızda ise, Merkez ilçe ile diğer ilçeler arasında sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında büyük fark bulunduğunu görmekteyiz. Bu farkın temel nedeni ilçelerin ekonomik faaliyetleri ve konumundan kaynaklanmaktadır. Buna göre Tablo:2’den de görüldüğü üzere; geliri sanayi, madenciliğe dayanan ve su kaynaklarına yakın (örneğin: barajlar etrafında) olan ilçeler gelişmişlik sıralamasında daha ön sıralarda yer almaktadır. Tarım ve hayvancılığa dayalı üretim yapan ilçeler ise sıralamada daha gerilerde bulunmaktadırlar. DPT tarafından 2004 yılında yapılan “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”nda fert başına genel bütçe gelirlerine göre 872 ilçe içerisinde yapılan değerlendirmede; Elazığ’ın Arıcak ilçesi son 25 ilçe içerisinde 869. sırada yer alırken, ilk 25 ilçe içerisinde Elazığ’ın ilçeleri bulunmamaktadır. 4 5 6 Dinçer, B., ÖZASLAN, M., mik Gelişmişlik Sıralaması www.dpt.gov.tr Dinçer, B., ÖZASLAN, M., mik Gelişmişlik Sıralaması KAVASOĞLU, T., İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekono(2003), DPT, 2003, S 55-56 KAVASOĞLU, T., İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekono(2003), DPT, 2003, S 55-56 47 48 71 233 323 429 599 615 626 687 691 757 831 MERKEZ AIN KEBAN KOVANCILAR KARAKOÇAN MADEN ALACAKAYA SVRCE BASKL PALU ARICAK -1,21134 -0,81209 -0,66115 -0,65316 -0,55474 -0,53517 -0,50382 -0,20055 0,01661 0,28672 1,38624 Sos yoEko no mi k Geli mi li k End ek si 6 6 5 5 4 4 4 3 3 3 2 Geli mi li k Gur ub u ( Topl a md a 6 Gr up) 20.596 25.550 26.811 13.928 10.113 21.699 45.023 46.390 9.562 5.246 3 44. 69 8 200 0 16.937 22.729 18.221 10.420 8.412 16.447 30.338 37.965 7.581 2.978 375. 53 4 200 8 lçede kendine özgü yapım ekli ve tadı olan “Aın Dier ilçelere göre sanayi geli mi tir. lç ey e li k in A çı kla m a Ferrokrom tesisleri yer alan ilçe, ekonomi ve Ekonomisi tarım ve hayvancılıa dayanmaktadır. yeri olarak kullanılmaktadır. 3.659 Dicle Nehrinin bir kolu olan Mirvan Çayı, mesire 2.821 En önemli gelir kaynaı kayısı olan ilçede, tarım ve hayvancılık yapılmaktadır. Karacakaya Barajı 8.590 sonrasında ekonomik yönden verimli ve tarımda gelir getirici topraklarının bir kısmı sular altında kalmı tır. Ekonomisi tarım ve hayvancılıa dayanmaktadır. bulunmaktadır. Gezin Beldesi turizm açısından önemlidir. Ayrıca, özelle tirilen ve Ber-Oner firması tarafından 5.252 faaliyetlerine devam eden Ergani Bakır letmesi ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır Zengin krom yatakları bulunan ilçede ark Kromları letmesi kuruludur. lçede çıkarılan 1.701 mermer ise renk ve kalite bakımından dünyada ilk sırada yer almaktadır. Turizm açısından önemli bir potansiyele sahip 3.508 ilçede, Batık ehir ve Hazar Gölü bulunmaktadır. 14.685 üzerinde, Özlüce ve Kalecik barajları Geliri tarım ve hayvancılıa dayalı ilçede, Peri Çayı 8.425 istihdam alanında önemli yer tutmaktadır. 1.981 yapılmaktadır. lçede Keban Hidroelektrik Santrali bulunmaktadır. 2.268 Leblebisi” üretilmektedir. Tarım ve hayvancılık 30.8 36 Far k E laz ı lç el er i Nüf us Da ılı mı ( 200 8) Kaynak: DNÇER, B., ÖZASLAN,M.,“lçelerin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması Aratırması (2004)”, DPT, 2004, Ankara, http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf, MPM, ller Bazında Verimlilii Artırma Projeleri“Elazı Verimlilii Artırma Projesi”, 2009, Ankara, www.elazig.gov.tr ve www.tr.wikipedia.org. 872 lç e çer i si nd e Geli mi li k Sır as ı LÇE S Tablo: 2 Elazı lçelerinin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması çerisindeki Yeri Diğer yandan, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (DPT) tarafından yapılan İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’nda; Elazığ iline ait istatistikî veriler, Türkiye geneli ve Doğu Anadolu Bölgesi ile karşılaştırılarak aşağıdaki tablo geliştirilmiş olup, bu tablodan çeşitli değişkenler altında karşılaştırmalı bilgilere ulaşmamız mümkündür. Ayrıca Elazığ; Avrupa Birliği (AB) tarafından Ülkemize tahsis edilen AB'nin katılım öncesi ekonomik yardımlarının (IPA kapsamında) kullandırılması kapsamında, coğrafi olarak kişi başına düşen milli geliri Türkiye ortalamasının % 75’inin altında kalan bölgeler arasından seçilen 15 cazibe merkezinden biridir. Bu cazibe merkezlerinin sanayileşme yoluyla geliştirilmesi ve diğer bölgelerle arasındaki farkların giderilmesi için hızla rekabetçi bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Tablo:3 Elazı li Gelimilik Performansı Tablosu Yıl Birim Elazı Dou Anadolu Türkiye 2000 Yüzde 58,60 66,41 48,38 2000 Yüzde 6,01 3,26 13,35 2000 Yüzde 5,88 4,44 9,67 2000 Yüzde 1,52 1,05 3,11 2000 Yüzde 35,57 28,83 43,52 2000 Yüzde 3,77 2,69 8,81 2000 Yüzde 1,70 1,08 2,61 2000 Yüzde 82,31 77,71 87,30 2000 Parsel 122 871 28.726 Küçük Sanayi Sitesi yeri Sayısı 2000 Adet 1.049 6.161 81.302 malat Sanayi yeri Sayısı 2000 Adet 24 143 11.118 malat Sanayi Yıllık Çalıanlar Ortalama Sayısı 2000 3.818 20.040 1.130.488 malat Sanayi Kurulu Güç Kapasite Miktarı 2000 50.802 212.085 13.478.078 Fert Baına malat Sanayi Elektrik Tüketimi 2000 Kii Beygir Gücü KWs 877 146 550 Fert Baına malat Sanayi Katma Deeri Ö 2000 Milyon TL 85 38 350 Deiken STHDAM GÖSTERGELER Tarım kolunda Çalıanların Toplam stihdama Oranı Sanayi kolunda Çalıanların Toplam stihdama Oranı Ticaret kolunda Çalıanların Toplam stihdama Oranı Mali Kurumlar kolunda Çalıanların Top. stih. Oranı Ücretli Çalıanların Toplam stihdama Oranı Ücretli Çalıan Kadınların Toplam stihdama Oranı verenlerin Toplam stihdama Oranı ETM GÖSTERGELER Okur Yazar Nüfus Oranı SANAY GÖSTERGELER Organize Sanayi Bölgesi Parsel Sayısı 49 TARIM GÖSTERGELER Kırsal Nüfus Baına Tarımsal Üretim Deeri 2000 Milyon TL 1.115 884 1.124 Tarımsal Üretim Deerinin Türkiye çindeki Payı MAL GÖSTERGELER Gayri Safi Yurt çi Hasıla çindeki Pay 2000 Yüzde 0,86 9,53 100 2000 Yüzde 0,73 37,04 100 Fert Baına Gayri Safi Yurt çi Hasıla 2000 Milyon TL 2.271 2.657 1.837 Banka ube Sayısı 2000 Adet 54 3.080 7.786 Fert Baına Banka Mevduatı 2000 Milyon TL 489 1.916 939 Toplam Banka Mevduatı çindeki Pay 2000 Yüzde 0,31 52,26 100 Toplam Banka Kredileri çerisindeki Pay 2000 Yüzde 0,55 51,20 100 Kırsal Nüfus Baına Tarımsal Kredi Miktarı Fert Baına Sınai, Ticari ve Turizm Kredileri Miktarı Fert Baına Belediye Giderleri 2000 Milyon TL 757 102 138 2000 Milyon TL 87 859 392 2000 Milyon TL 57 121 82 Fert Baına Genel Bütçe Gelirleri 2000 Milyon TL 201 1.146 464 2000 Fert Baına Gelir ve Kurumlar Vergisi Miktarı Milyon TL 80 366 165 Fert Baına Kamu Yatırımları Miktarı 1995-2000 Milyon TL 193 277 248 Fert Baına Tevik Belgeli Yatırım Miktarı 1995-2000 Milyon TL 2.228 4.772 2.668 Fert Baına hracat Miktarı 1995-2000 ABD Doları 577 Fert Baına thalat Miktarı DER REFAH GÖSTERGELER On Bin Kiiye Düen Özel Otomobil Sayısı 1995-2000 ABD Doları 12.270 5.342 2.249 10.476 3.967 2000 Adet 665 876 652 On Bin Kiiye Düen Motorlu Kara Taıtı Sayısı 2000 Adet 1.083 1.234 1.056 Fert Baına Elektrik Tüketim Miktarı 2000 Mws 1,45 2,19 1,43 Fert Baına Telefon Konter Deeri 2000 Adet 2.027 3.045 1.852 Yeil Karta Sahip Nüfus Oranı 2000 Yüzde 15,27 6,42 14,93 Kaynak: Dinçer, B., ÖZASLAN, M., KAVASOLU, T., llerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması (2003), DPT, 2003, Ankara. 1.2. GSYİH Rekabet edebilirlik ve bölgesel bazda ana sektörler itibariyle Elazığ’ın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYİH) dağılımına baktığımızda, 2001 yılı TÜİK verilerine göre tüm sektörlerin GSYİH (Cari Fiyatlarla) içindeki paylarında artma meydana geldiğini görmekteyiz. 2001 yılı verilerine göre cari fiyatlarla 262.2 milyon TL olarak gerçekleşen il GSYİH’ında en yüksek pay yüzde 22,1 ile sanayi sektörünün olup, bunu tarım sektörü ile ulaştırma ve haberleşme sektörleri izlemektedir. 2000 yılında Elazığ ili GSYİH’sında ise ilk sırada yer alan tarım sektörü, 2001 yılı itibariyle yerini sanayi sektörüne bıra50 karak ikici sırada yer alırken, ticaret sektörü sıralamada dördüncü olmuştur. İlin, sanayi sektör payının diğer sektörlere göre daha fazla olduğu ve bu pay yapısıyla sektörel dağılım itibariyle nispi olarak sanayi ağırlıklı bir yapı gösterdiği söylenebilir. İl, kişi başına düşen 2.065 TL’lik GSYİH’sı ile Türkiye genelinde (81 il içinde) 51. sırada yer almaktadır7. Tablo:4 Kii Baına GSYH (Cari Fiyatlarla) E lazı Yıllar 2001 2000 1999 Deer (TL) 2.065 1.415 1.031 Kaynak: TÜK. Geli me Hızı (%) 45,9 37,3 51,8 $ 1.704 2.253 2.439 S atınalma Güc ü Paritesine Göre ($) 5.222 4.869 - Türki ye Deer (TL) 2.600 1.847 1.203 Gelime Hızı (%) 40,8 53.5 46,2 $ 2.146 2.941 2.847 Satınalma Güc ü Parite si ne G öre ($) 9.160 8.616 - İl’in GSYİH’sında sanayi sektörünün alt sektörlerine bakacak olursak; 2001 yılında cari fiyatlara göre sanayi sektörü hasılası içinde en fazla pay % 65,9 ile elektrik, gaz, suya ait olup, % 27,8 ile imalat sanayi, % 6,3 ile de madencilik ve taşocakçılığı hasılaları onu izlemektedir. Elazığ ilinde sanayi kesiminin payı Türkiye Geneli’ndeki % 30’luk ortalamanın altında kalmasına rağmen, tüm sektörler içerisindeki en geniş pay sanayi sektörüne aittir, tarım sektörü ise sanayi sektöründen sonra gelmektedir. 7 TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009, Ankara, S 26. 51 52 Kaynak: TÜK. 1. T arım a. Çiftçilik ve hayvancılık b. Ormancılık c. Balıkçılık 2. Sa na yi a. Madencilik ve taocakçılıı b. malat sanayi c. Elektrik, gaz, su 3. naa t 4. T ic aret a. Toptan ve perakende ticaret b. Otel, lokanta hizmetleri 5. Ul at ırma v e Hab erl em e 6. Ma li müe ss es el er 7. Kon ut sah ip lii 8. Ser be st m es le k v e hizmet ler 9. (E ks i)zafi ba nk a h izmet ler i 10. S ekt örl er To pl amı 11. De vl et hizme tl eri 12. K âr amac ı olma ya n öze l hizmet kurum u 13. T opl am 14. th al at ver gi si GSYH (Alıcı F iy at lar ıy la) Sektör ler 18,3 18,1 0,1 0,2 22,1 1,4 6,1 14,6 5,8 10,2 9,4 0,8 12,3 1,2 3,9 1,7 0,7 74,8 24,2 0,0 99,1 0,9 100,0 20.219 .80 0 8.169 .460 886.72 7.4 93 286.83 4.0 66 496.69 9 1.174 .058 .258 10.957 .61 1 1.185 .015 .869 Sektör Payl arı (%) 217.32 8.8 08 214.175.508 1.272.771 1.880.529 262.20 9.2 83 16.677.334 72.865.659 172.666.290 68.381 .50 3 120.30 0.1 94 111.048.542 9.251.652 145.95 1.5 01 14.392 .13 8 46.113 .72 5 Deer (Mily on T L) 2 001 47,1 19,0 46,8 94,9 143,6 48,0 44,4 51,0 20,8 20,7 30,4 34,6 68,8 16,5 36,4 97,2 34,9 49,6 48,5 63,6 77,8 25,9 58,2 Geli me Hızı (%) 797.99 3.0 48 9.204 .988 807.19 8.0 35 254.85 8 3.354 .173 599.04 4.1 20 198.69 4.0 70 13.394 .29 8 179.87 5.3 67 177.502.352 976.401 1.396.614 155.31 7.3 98 14.310.318 53.432.687 87.574.393 50.693 .09 6 80.432 .74 9 74.778.514 5.654.236 82.108 .23 4 11.427 .51 9 29.149 .63 1 Deer (Mily on T L) 98,9 1,1 100,0 0,0 0,4 74,2 24,6 1,7 22,3 22,0 0,1 0,2 19,2 1,8 6,6 10,8 6,3 10,0 9,3 0,7 10,2 1,4 3,6 Sektör Payl arı (%) 2000 49,7 89,1 50,0 60,0 -6,3 50,4 47,7 51,3 52,3 52,3 72,9 38,5 27,0 -17,1 55,0 24,1 70,7 68,3 68,1 70,4 70,8 9,0 75,1 Geli me Hızı (%) 533.14 1.4 96 4.868 .180 538.00 9.6 75 159.32 0 3.580 .448 398.42 7.4 67 134.55 4.7 08 8.851 .318 118.13 7.6 23 116.564.127 564.784 1.008.712 122.30 9.7 07 17.255.741 34.478.259 70.575.707 20.701 .03 4 47.797 .60 3 44.480.346 3.317.257 48.073 .30 1 10.488 .70 9 16.648 .62 2 Deer (Mily on T L) Tablo:5 Elazı linde GSYH’nın Sektörlere Göre Daılımı (Cari Fiyatlarla) 99,1 0,9 100,0 0,0 0,7 74,1 25,0 1,6 22,0 21,7 0,1 0,2 22,7 3,2 6,4 13,1 5,5 8,9 8,3 0,6 8,9 1,9 3,1 Sektör Payl arı (%) 1999 52,5 35,6 52,3 259,1 34,2 52,1 53,4 50,1 Geli me Hızı (%) 65,6 66,3 29,3 23,6 48,1 89,0 35,4 47,0 39,0 41,4 41,7 37,9 55,1 23,9 64,5 1.3. İstihdam 2000 yılı istihdam göstergelerine göre Elazığ’da, GSYİH’nın aksine en fazla istihdam tarım sektöründedir. Sanayi tarıma göre oldukça düşük bir oranla ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye genelinde olduğu gibi en fazla istihdam tarım sektöründedir. Elazığ ilinde sanayi sektöründe istihdam edilenlerin toplam istihdama oranı; ülke ortalamasının altında kalırken, Doğu Anadolu Bölge ortalamasının ise üzerinde yer almaktadır. Tablo:6 stihdam Göstergeleri (2000 Yılı) Türkiye stihdam Alanı Tarım Sanayi Ticaret Mali Kurumlar Dou Elazı Anadolu Toplam stihdama Oranı (%) 48,38 66,41 58,60 13,35 3,26 6,01 9,67 4,44 5,88 3,11 1,05 1,52 Kaynak: DNCER, B., ÖZASLAN, M., KAVASOLU, T., “llerin ve Bölgelerin SosyoEkonomik Gelimilik Sıralaması Aratırması”, DPT, 2003, Ankara. Tablo:7 sizlik ve gücü Göstergeleri Türkiye Elazı Elazı’ın Payı Gücü 22.879.000 6.591 0,028 stihdan Edilenler 20.443.000 20.348 0,09 siz 2.436.000 6.209 0,025 sizlik Oranı % 10,6 % 15,6 - Kaynak: http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf, Buradan şöyle bir sonuca ulaşabiliriz; Elazığ’da tarımda çalışanların oranı oldukça yüksek olmasına rağmen, bu sektörden elde edilen gelir oldukça düşüktür. Diğer yandan, sanayi sektöründe istihdam oranı oldukça düşük olmasına rağmen, elde edilen gelir tarıma göre daha yüksektir. İlde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından 20 Ekim - 5 Aralık 2008 tarihleri arasında 10 ve daha fazla kişi istihdam eden tüm kamu ve özel 505 (tarım sektörü 10, sanayi sektörü 124, inşaat 72 ve hizmetler 299) işyerine elektronik ortamda “İşgücü Piyasası Bilgileri Anketi” yaptırılmıştır. Yapılan anketle; ihtiyaç duyulan ve duyulacak meslekler ile işgücü piyasasında gelişmeler tespit edilmeye çalışarak geleceğe yönelik stratejiler belirlemek amaçlanmıştır. Yapılan anket sonucunda istihdamda açık tespit edilen işlerin sektörel dağılımının Grafik:3’deki gibi olduğu tespit edilmiş, inşaat sektöründe ise açık bulunmadığı görülmüştür8. 8 http://statik.iskur.gov.tr/tr/isgucu_piyasasi/isgucu_piyayasi_analiz_sonuc_2008/iller/ELAZIG 53 II- SANAYİ Bölgesel farklılıkların giderilmesi ve ekonominin rekabetçi bir yapıya kavuşturulması için en önemli unsurlardan biri olan ve beceriler, kaynaklar, teknoloji ile sermayenin bir araya gelerek oluşturduğu sanayi sektörü; istihdam yaratmakta, döviz kazandırmakta, iç arzı desteklemekte ve servet yaratmaktadır. Tüm bunların sonucunda da artan talep, mali güç, sermaye ve yaşam niteliği ile birlikte toplumun rekabet gücü artmaktadır9. Özellikle son yıllarda yaşanan hızlı gelişmeler Ülkeleri, sanayi politikalarının amacını ve etki alanını değişmeye zorlamıştır. Daha önce temel amaç olan “sanayileşme”, yerini “rekabet gücüne bırakmıştır. Her ülke gibi Ülkemizin de ayakta kalma şansı ancak rekabet gücü yüksek bir ülke olmasına bağlıdır. Bu da ancak sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırarak, sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak üzere belirlenecek sanayi politikası ile mümkündür. Belirlenecek politikanın ise; • Ar-Ge ve teknolojiye önem veren, • Teknoloji üreten, • Yenilikçi, • Tam istihdama sahip, • Özgün tasarım ve marka oluşturan, • Tüketici sağlığı ve tercihlerini gözeten ve • Çevre normlarına uygum üretim yapan bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Bu amaçla sanayimizin ve sanayi sektörü gibi tüm sektörlerin geleceğe 9 54 TÜSİAD, “21. yy’la Doğru Türkiye: Geleceğe Dönük Bir Atılım Stratejisi”, 1991, İstanbul. dönük yapılanma planları ve politikalarını belirlemek üzere yapılan çalışmalarla temel müdahale alanları tematik ve bölgesel olarak ele alınmış ve politika öncelikleri belirlenmiştir. Bu çalışmaları ve müdahale eksenleri aşağıda kısaca ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede Ülkemizde yapılan çalışmaların temel müdahale eksenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz10. 1- 9. Kalkınma Planı (2007-2013) (Tematik olarak; rekabet gücünün artırılması, istihdamın artırılması. Bölgesel olarak; bölgesel kalkınmanın sağlanması.) 2- Orta Vadeli Program (2007-2009) (Tematik olarak, işletmelerin rekabet güçlerinin arttırılması. Bölgesel olarak, bölgesel kalkınma ve bölgesel farklılıkların azaltılmasıdır. Yeni Orta Vadeli Program’da (20102012) aynı tematik ve bölgesel zemin üzerine oturtulmuştur.) 3- KOBİ Stratejisi Eylem Planı (2007-2009) (Tematik olarak, KOBİ’lerin katma değerdeki paylarını ve rekabet edebilirliklerini artırıcı KOBİ politikası. Bölgesel olarak; bölgesel bir ayırım olmaksızın KOBİ’lerin kalkınmasını sağlamak ve Türkiye’deki KOBİ’lerin rekabet güçlerinin arttırılması.) 4- Bilgi Toplumu Stratejisi (2006-2010) (Tematik olarak, sosyal dönüşüm. Bölgesel olarak, küresel pazarlarda rekabet edebilir bilişim sektörü.) Tüm bu politika önceliklerinin yanı sıra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak üzere ülke kaynaklarını programın etkisinin ve katkısının en yüksek olacağı belirli sayıdaki sektörlere ve bölgelere (coğrafi ve tematik) yoğunlaştırmayı hedeflenmiştir. Bu yoğunlaşma diğer çalışmalara göre daha ileri seviyededir11. Diğer çalışmalarda olduğu gibi operasyonel programda da yoğunlaşma eksenleri tematik ve bölgesel olmak üzere iki başlık altında ele alınmıştır. Tematik olarak amaç, rekabet edebilirliğin artırılması olup, sektör/bölgeselel bazda KOBİ’ler ve girişimcilik, imalat sanayi ve turizm olarak belirlenmiştir. Bölgesel olarak amaç ise bölgesel kalkınmanın sağlanması olup, sektör/bölge kapsamında 15 Cazibe Merkezi belirlenmiştir 12. Artan dünya rekabet şartları altında sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artıracak mekanizmalar oluşturularak dışa dönük bir yapı içerisinde 10 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 12. 11 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 13. 12 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 13 55 sürdürülebilir sanayileşme faaliyetlerini desteklemek amacıyla; özellikle Avrupa Birliği’nin rekabet gücü yüksek, dinamik, bilgi tabanlı ekonomisi olma hedefi doğrultusunda geliştirilen politikalar ve yukarıda değindiğimiz ulusal stratejik dokümanlar ile Ülke önceliklerinin altı çizilmeye çalışılmıştır. Sanayinin yapısının; olabildiğince yerel kaynakların kullanıldığı, çevresel normlara uygun üretim yapıldığı, tüketici sağlığının ve tercihlerinin gözetildiği, nitelikli işgücünün kullanıldığı, stratejik yönetim yaklaşımının uygulandığı, Ar-Ge’ ye önem verilen, teknolojik ve orijinal tasarım ve markaların üretildiği bir seviyeye kavuşturulup, uluslararası piyasalarda güçlü bir konuma getirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, ulusal stratejik dokümanlar çerçevesinde altı çizilen müdahale alanlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. 1) KOBİ STRATEJİSİ EYLEM PLANI • Bankacılık sisteminde KOBİ’lere ayrılan payların artırılması. • Yararlanıcı ve tedarikçinin etkileşiminin sağlanarak, yapılan desteklerin etkinliğinin artırılması. • Transfer kapasitesi ve kalitenin geliştirilmesi. 2) • • • 9. KALKINMA PLANI İş ortamını iyileştirilmesi. Ar-Ge ve inovasyonun geliştirilmesi. Sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi sağlanması. • İş piyasasının geliştirilmesi. 3) BİLGİ TOPLUMU STRATEJİSİ • Bilişim teknolojilerinin iş ortamına yayılması. • Vatandaş odaklı hizmet dönüşümü, kamu yönetiminde modernizasyon. 4) ORTA VADELİ PROGRAM (2007-2009) • Girişimciliğin desteklenmesi (Girişimci Bilgi sistemi). • İnovasyonun, verimliliğin ve teknolojinin efektif kullanımının desteklenmesi. • Finansmana erişimin finansal araçların çeşitlendirilmesi. • İşletmeler arasındaki fiziksel ve teknolojik altyapının iyileştirilmesi. • İşletmeler arasındaki işbirliğinin artırılması. • Kurumsallaşmanın yaygınlaştırılması. Geleneksel yöntemlerle üretimlerini sürdüren mevcut işletmelerin uluslararası alanda rekabet edebilir duruma gelmeleri için teknoloji tabanlarının 56 yükseltilmesi, yüksek katma değer oluşturacak bir yapıya kavuşturulmaları, yeni işletmelerin doğrudan ileri teknolojilere dayalı olarak kurulmaları ve yatırımların yüksek katma değer oluşturacak sektörlerde yoğunlaşmalarını sağlamak gerekmektedir. Bunun da en önemli unsuru insan kaynağıdır. Bu nedenle rekabet edebilirlik kapsamında yürütülen tematik çalışmalarda iş ortamının iyileştirilmesine yönelik bazı önemli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu çerçevede Orta Vadeli Plan’da tedbirler; • Hedef bölgede yeni işletmelerin sayısını artırmak için; daha iyi bir iş ortamı yaratmak, • Mevcut işletmelerin verimliliğini ve rekabet güçlerini iyileştirmek, • Fiziki altyapının iyileştirilmesi ve hedef bölgelerdeki KOBİ’ler için destekleyici bir çevrenin yaratılması yolu ile toplam istihdama katkıda bulunmak, şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca, tüm bu tedbirler ışığında daha iyi bir iş ortamının yaratılabilmesi için sanayi altyapısının geliştirilmesi, finansal araçların oluşturulması, ArGe, inovasyon, teknoloji ve bilgi iletişim teknolojileri altyapısının geliştirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, yukarıdaki açıklamalar kapsamında değerlendirdiğimiz 2007-2009 programından farklı olarak özellikle 2008 yılı son çeyreğinden itibaren yaşanan küresel kriz nedeniyle, küresel krizden güçlü bir şekilde çıkmak üzere yeni orta vadeli program (Orta Vadeli Program 2010-2012) hazırlanmıştır. Yeni program daha çok sürdürülebilir büyüme dönemine geçişi sağlamak, istihdamı artırmak, enflasyondaki düşüş eğilimini devam ettirmek ve bozulan kamu dengelerini düzeltmek üzere bir dizi yeni düzenleme getirmiştir. Bu çerçevede; kamu yatırım, maliye politikası, kamu harcama politikası, kamu gelir politikası, kamu borçlanma politikası, KİT’ler v.b. konular üzerine makroekonomik hedefler oluşturulmuştur. Diğer yandan, “İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması” başlığı altında 2007-2009 programında yer alan yenilikçilik, teknolojinin etkin kullanımı, verimlilik gibi hususlar; “AR-GE ve Yenilikçilik, Sanayi, Hizmet ve Tarım, Bilgi ve İletişim Teknolojileri” başlıkları altında ele alınmıştır. Özellikle kalkınma ajansları ve DOKAP’a atıfta bulunularak bölgesel gelişme vurgulanmıştır. 2.1. Elazığ’da Sanayinin Gelişimi Elazığ ilinde Cumhuriyetten önceki dönemde dokuma, giyim ve el sanatları imalatıyla göze çarpan sanayi sektörü; Cumhuriyetten sonraki dönemde kamu yatırımlarıyla ciddi anlamda desteklenmeye çalışılmış ve bu kapsamda gıda, tekstil ve madencilik sektörleri başta olmak üzere bir çok önemli sanayi işletmesi kurulmuştur (Şeker Fabrikası, Eti Krom, Çimento Fabrikası v.b.). Ancak yürütülmekte olan özelleştirme uygulamaları çerçe57 vesinde, bu sanayi kuruluşlarının bir çoğu özelleştirilmiş ya da özelleştirme kapsamına alınmıştır13. Tablo:8 Özelletirilen ya da Özelletirme Kapsamına alınan Kurulular Ö z elle tiril en l et me Elazı Altınova Çimento Sanayi Ticaret A.. Elazı eker Fabrikası Elazı arap Fabrikası Elazı Et Kombinası Elazı Süt ve Mam. lt. Elazı Yem Fabrikası Eti Krom A.. (Ergani Bakır letmesi, Ferrokrom ve Sodyum Bikromat iletmesi, arkkromları iletmesi v.b.) Öz elle tir me ye li ki n s üre ç 1996 yılına kadar Türkiye Çimento ve Toprak Sanayi A..’ye (ÇTOSAN) balı bir KT olarak faaliyetlerini sürdüren iletme, ÇTOSAN’ın özelletirme kapsamına alınması sonrasında 1996 yılında Oyak-Gama ortaklıına satılmıtır. (1998-2008 yılları arasında 2005 yılı haricinde ISO tarafından açıklanan “kinci 500” listesinde yer almı. 2005 yılında “lk 500” iletme arasına girmitir). 2006 yılında ise Oyak tarafından, merkezi Elazı dıında olan talyan ortaklı Çimenta Gurubuna satılmıtır. Türkiye eker Fabrikaları A..’ye (TÜRKEKER) ait iletmenin; Tükeker’in özelletirme kapsamına alınması nedeniyle, 2009 yılının son çeyreinde ihale yoluyla satılması planlanmaktadır. TEKEL bünyesinde faaliyetlerini sürdüren iletme; TEKEL’in 2001 yılında özelletirme kapsamına alınmasıyla birlikte, 2004 yılında Merkezi Elazı dıında bulunan Amerikan ortaklı MEY çki San. ve Tic. A..’ye satılmıtır. Et ve Balık Kurumu (EBK) bünyesinde bulunan iletme; EBK’nın 1992 yılında özelletirme kapsamına alınmasından sonra, 1995 yılında Elazı Et Ür. End. Tes. A..’ye satılmıtır. Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) bünyesinde yer alan iletme; SEK’in 1992 yılında özelletirme kapsamına alınmasından sonra, 1995 yılında Elsüt’e satılmıtır. Bakanlar Kurulu’nun 20.05.1992 tarih ve 3084 sayılı Kararı ile özelletirme kapsamına alınan yem sanayi kapsamında, 1993’de Elazı Yem Sanayine satılmıtır. Eti Krom A.., bünyesinde bulunan fabrikalarıyla 2000 yılında özelletirme kapsamına alınmı ve yapılan ihale sonucunda; 2004 yılında Yılta. n. Ltd. ti.’ye satıı onaylanmı olup, sözleme çalımaları devam etmektedir. 1998 yılından bu yana özelletirme kapsamında yer alan TÜGSA’a balı iletme, ÖYK’nın 2000 yılında verdii karara istinaden Fırat Üniversitesine devredilmitir. (Fabrika bu kararla kapatılmı) Kaynak: www.oib.gov.tr, http://www.tugsas.gov.tr/tarihce.htm, www.turkseker.gov.tr/ ve www.iso.org.tr. Elazı Gübre Fabrikası Diğer yandan, 1970’li yıllarda Keban Barajı’nın tamamlanmasından sonra elde edilen kamulaştırma bedellerinin önemli bir kısmı diğer bölgelere kaymış olsa da; “ucuz elektrik”, “sanayi”, “bölgesel kalkınma” sloganlarıyla çok kısa sürede bazı önemli şirket ve tesisler hayata geçirilmiştir (Kaban Holding A.Ş. gibi ancak yapısal ve planlama hatalarından dolayı kapandı). Bu şirket ve tesislerin birçoğu deneyimsizlik, yatırım alanı tercihi, pazarlama, kredi, ulaşım gibi konularındaki yetersizliklerinden dolayı ya kapanmak zorunda kalmış ya da el değiştirmiştir. O dönemden günümüze ulaşmış ba13 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Anka- ra, S 79-82 ve MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”, 2009, Ankara. 58 zı içe dönük yapılı işletmeler ise düşük kapasitede çalışmaya devam etmiş fakat istenilen düzeyde büyüme sağlayamamışlardır. Keban barajının tamamlanmasıyla ortaya çıkan olumlu yapı sanayide; eldeki aktif sermayenin akılcı değerlendirilememesi sonucu, Elazığ ilinin kalkınmasında beklenilen etkiyi yaratamamıştır14. Özellikle 1984’den itibaren sanayi, bölgesel kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan teşvik tedbirlerinin ve açılan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) (1987’de kurulmuş), Küçük Sanayi Siteleri (KSS) ile sanayi ivme kazanmış ve gerçek anlamda büyük sanayi tesislerinin kurulması birkaç istisna dışında son 40 yıl içerisinde olmuştur15. Bu gün Elazığ’ın sosyal ve ekonomik hayatında tarım sektörü önemini korumakla birlikte; tarım ve ticari faaliyetler sonucunda elde edilen sermayenin kullanımı ile ağırlıklı olarak gıda, maden-taş ve toprak, demir ve demir dışı metal, mobilya ve orman ürünleri, plastik ile genel imalat sektörlerinde gözle görülür gelişmeler yaşanmaya başlamıştır16. 2.2. Elazığ’da Mevcut Sanayi Altyapısı Bir ilin ekonomik gelişmişliğinin önemli bir göstergesi olan sanayi sektörü bilgiye dayalı ekonominin yarattığı fırsatları yakalayabilmenin yoludur. Bu nedenle küreselleşen dünyada, bilginin yarattığı rekabet avantajlarından yararlanabilmek için güçlü bir sanayi altyapısına sahip olmak gerekir. Bunun da yolu Küçük Sanayi Siteleri (KSS), Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB), Endüstri Bölgeleri (EB), Serbest Bölgeler (SB), İşletme Geliştirme Merkezleri (İŞGEM) ve İş Geliştirme Merkezleri’nden (İGEM) geçmektedir. 2.2.1. OSB ve KSS Ekonomisi imalat, tarım ve hayvancılık, yer altı kaynakları ve ticarete dayalı bir il olan Elazığ; planlı kalkınma dönemiyle birlikte sanayi yatırımlarını bölgeye çekmek, iş istihdamını artırmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak üzere KSS ve OSB uygulamalarına başlanmıştır17. 14 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka- ra, S 79-82. 15 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka- ra, S 79-82. 16 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka- ra, S 79-82 ve MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”, 2009, Ankara, S 32 ve http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf. 17 Orhan, N., ÜNSALDI, M., “Elazığ İlinin Sanayi Profili”, Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 2005, S 182. 59 Sanayinin gerek çevreye zarar vermeden, gerekse üretimin sağlıklı bir şekilde gelişmesi açısından oldukça büyük bir öneme sahip KSS ve OSB’ler bakımından Elazığ; diğer cazibe merkezi iller içerisinde iyi seviyede olsa da, imalat sanayi yeterince gelişmemiş olduğundan faaliyette bulunan iki adet OSB’si bulunmaktadır. Bu OSB’lerin alanı (2008 sonu itibariyle bitenler ve 2009 yılı yatırım programına alınanlar dahil olmak üzere) Ocak 2009 itibariyle Doğu Anadolu Bölgesi içerisindeki OSB’lerin alanının yaklaşık % 11’i civarında iken, Türkiye genelindeki OSB’lerin alanının yaklaşık % 0,9’unu oluşturmaktadır18. Mevcut OSB’lerden ilki olan Elazığ OSB; 4 etap olup, I. ve II. etapları tamamlanmıştır. 2009 yılı yatırım programında yer alan III. etap ile IV. etaba ilişkin çalışmalar ise devam etmektedir. Diğer yandan mevcut OSB’lerden ikincisi olan ve Türkiye’de konusu ile ilgili ilk ihtisas bölgesi olan “Hayvan Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi” ise 18 hektarlık alana kurulmuştur. Yine Elazığ’da, besicileri bir araya toplamak amacıyla “Besi Organize Sanayi Bölgesi” adı ile bir Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına çalışılsa da başarıya ulaşılamamış ve OSB projesi iptal edilmiştir. Tablo:9 OSB’lerin 15 Cazibe Merkezinde Daılımı T ür ki y e 2 007 ( 81 ll ) Biten Dev a m Ede n l K.Mara 93 108 Tür ki y e Oc ak 20 09 ( 81 l) ( *) 200 8 200 7 200 9 Y atır ı m 200 7 Son u Dev a m Pr ogr a mı nd a 200 8 200 9 Y atır ı m Biten tibar i yl e Son u Ede n Olan Pr ogr a mı nd a Biten tibar i yl e Olan Biten 1 1 Samsun 1 - 3 3 Kastamonu 1 - 1 1 Malatya 1 1 1 2 Elazı 2 2 2 1 2 Trabzon - - 2 Kayseri 1 - - - Sivas 1 2 1 4 Gaziantep 3 2 - - Diyarbakır - 1 1 1 anlıurfa 1 1 1 2 Erzurum 1 2 1 3 Batman - 1 1 1 Van - 1 1 - Kars 1 - 1 1 120 96 Topl a m 13 14 16 22 (*) Yol, içmesuyu, pis su, yamursuyu, elektrik v.s. ileri tamamlanan 93 OSB bazında. Kaynak: STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara ve www.sanayi.gov.tr 18 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara ve www.sanayi.gov.tr 60 Tablo:10 OSB’lerdeki Sanayi Parselleri ve stihdam Durumu 1) Sanayi Parseli Toplam Tahsis Edilmemi Tahsis Edilen Sanayi Parseli naat Proje Aamasında Üretim (Mevcut Sektör Daılımı) Orman Plastik Elektrikli Makineler Gıda Madeni Eya Dokuma ve Giyim Elektriksiz Makineler Kimya Cam Pimi kil ve çimento Kaıt Gübre Tarım Alet ve Makineleri malatı Dier 2) stihdam Elazı OSB I. Etap Elazı OSB II. Etap Elazı Hayvan Ürünleri OSB Elazı OSB (III. ve IV. Etap) (Devam Etmektedir) Toplam 57 42 8 59 166 - 5 5 7 17 54 37 3 52 92 3 1 - 9 13 - - - 27 27 54 36 3 16 109 11 5 1 4 - 4 12 13 5 4 - - 9 4 5 3* - 12 4 4 - 1 9 3 2 - - 5 3 - - - 3 3 2 1 - - - 4 2 2 1 - - 3 1 1 - - 1 - 2 1 1 1 - 1 3 9 1.104 13 521 68 9 78 31 1.771 (*) Aırlıklı olarak gıda sektörü olduu için sayı 3 kabul edilmitir. Kaynak: STB. 61 2004 yılında çıkarılan 5084 Sayılı Yasa ile OSB’lerin teşvik kapsamına alınmasından sonra Elazığ’da OSB’ler bünyesinde toplam 25 firma faaliyete geçmiştir. Bunları kuruluş yerlerine göre aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (06.02.2004 sonrası). • Elazığ II. Etap OSB’de; 2004 yılında 1 firma, 2006 yılında 1firma, 2007 yılında 5 firma, 2008 yılında 2 firma, 2009 yılında 2 firma faaliyete geçmiştir. • Elazığ Hayvan Ürünleri OSB’de; 2004 yılında 1 firma faaliyete geçmiştir. • Elazığ (III. ve IV. Etap) OSB’de; 2006 yılında 4 firma, 2007 yılında 1 firma, 2008 yılında 5 firma, 2009 yılında 3 firma faaliyete geçmiştir. 1.771 kişinin istihdam edildiği bu OSB’lerde sanayi üretiminde ağırlıklı olarak; gıda sanayi, maden-taş ve toprağa dayalı sanayi, demir ve demir dışı metal sanayi, mobilya ve orman ürünleri sanayi, plastik sanayi ile genel imalat sanayine yönelik üretimler yapılmaktadır. Küçük sanayi kuruluşlarına paralel olarak gelişen ve özel sektörce kurulan mikro, küçük, orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarında aşağıdaki alanlarda faaliyet gösterilmektedir. 62 63 13 7 Demir ve Demir Dıı Metaller m. Mobilya ve Ahap Ür. m. Plastik ve PVC Üretim Sanayi 24 27 38 42 23 12 Çimento-Prefabrik ve Beton Yapı Elemanları m. 44 2 8 Mermer ve Maden Üretim Sanayi 95 22 15 *Gıda Maddeleri malatı OSB Dıındaki Tesis Sayısı (lçeler Dahil) 25 25 31 40 50 50 59 109 TOPLAM Bölge ve yöre ihtiyaçlarını karılayacak düzeydedir. Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yaygın olması nedeniyle gıda sektörü gelimi olup, üretimin büyük kısmı yörede tüketilmektedir (Et, süt v.b). Zengin ve kaliteli mermer yatakları, mermer üretimi sanayisini oldukça ileri seviyeye getirmitir. Üretilen ilenmi birinci kalite mermerler yurtiçinde ve yurtdıında alıcı bulmaktadır (A.B.D., Hindistan, talya, Macaristan, Uzakdou Ülkeleri, ..vb. ülkelere ihracat yapılmalıktadır.). ldeki mevcut inat sektöründeki canlılık ve bu sektöre olan taleplerin karılanması için birçok çimento, hazır beton ve beton elemanları tesisi bulunmaktadır (Hazır harç üretimi, mozaik imalatı, asfalt malzemeleri üretimi, beton parke taı, her türlü beton bordür taı, v.b. ). Teneke ambalaj, masa sandalye, inaat çivisi, dikenli tel ve fırın ekipmanları imalatı, çerez imalat makinaları, yapı malzemeleri, LPG tüp dolumu v.b. alanlarda üretim yapılmaktadır. Ormanlık alanların kısıtlı olması orman ürünleri sanayinin gelimesine engel tekil etmemitir. Çounlukla mobilya aksesuarları, parke imalatı, tomruk biçme, dorama v.b imalat yapılmaktadır. Hammaddeler yurtiçinden ve yurtdıından temin edilirken, üretilen ürünler yurtiçinde ve yurtdıında (spanya, Almanya, Fransa, Güney Kore, Suudi Arabistan v.b.) alıcı bulmaktadır. Kapı, pencere, dorama, plastik tabak, v.b. alanlarda imalat yapılan sektörde yurtiçinden ve yurtdıından (Romanya, Polonya, Rusya, v.b.) temin edilen ara ürünler ile yapılan üretim, ülke ihtiyacını karılamakla birlikte; Rusya, Türki Cumhuriyetler, Romanya, Irak gibi ülkelere de ihraç edilmektedir Açıklama** Tablo:11 letmelerin Sektörel Daılımı (2008) 3 14 Sektör Kimya ve Gaz Üretim San. Tarım AletleriDamper-DingilAsansör-Makine m. OSB çindeki Tesis Sayısı 64 OSB Dıındaki Tesis Sayısı (lçeler Dahil) 4 8 1 4 - Sektör Yem Üretim Sanayi Souk Hava Tesisleri Su Ürünleri ve Kanatlı Hayvan Üretim San. 3 4 - 3 4 3 5 6 6 6 7 8 8 9 TOPLAM 16 18 Deri ve kürk imalatı, sanayi gazı imalatı, elektrik enerjisi, gaz boruları ve basınçlı su boruları, fittingsler, boya ve kimyasal maddeler, komple su arıtım v.b. imalat. lde inaat sektöründeki canlılık, tula ve kiremit sanayisini de olumlu etkilemitir. Ayrıca, ilin sanayisi ve istihdam yapılanmasını da olumlu etkilemektedir. Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesindeki mevcut hayvancılık potansiyeli, l’deki yem üretimi sanayisini olumlu etkilemitir. Açıklama** Baskılı karton kutu, peçete, kutu mendil, kraft kaıttan çok katlı torba gibi ürünler imal edilmektedir. hracat olanakları açısından il ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Dı talepler dorultusunda Avrupa ve Asya Ülkelerine ihracat yapılmaktadır. Toplam 92 396 488 *Gıda Üretimi yapan 2 tesis Hayvan Ürünleri OSB’de yer almaktadır. ** Açıklama Bölümleri Kaynak: Orhan, N., ÜNSALDI, M., Elazı linin Sanayi Profili, Dou Anadolu Bölgesi Aratırmaları, 2005 ve http://www.elazigbulusuyor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf. 3 4 1 - 6 - Dier malat Sanayi 2 4 4 2 Döküm Sanayi Cam leme Sanayi Otomasyon ve Yazılım Sanayi Tıbbi Malzemeler Ürt. San. Deri ve Deri leme Sanayi Fidan ve Çiçer Üretim Sanayi 7 - Tula Üretim Sanayi 8 12 4 OSB çindeki Tesis Sayısı 16 Dokuma ve Tekstil m. 2 Kaıt ve Kartona Yönelik m. Sanayi yatırımları ülkelerin kalkınma hamlelerinde önemli bir paya sahiptir. Gerek ekolojik dengeleri etkilemeden, gerekse düzensiz ve çarpık şehirleşmeye sebep olmadan, bu yatırımların planlı bir şekilde yapılabilmesi ve verimliliğin sağlanabilmesi için gerçekleştirilen uygulamalardan biri de küçük sanayi siteleri projeleridir. Küçük sanatkâr ve orta boy sanayicinin modern işyerlerine kavuşması ve böylece verimliliklerinin artırılması amacıyla kurulan küçük sanayi sitesi uygulamalarına Ülke gelinde olduğu gibi, Elazığ ilinde de devam edilmektedir. Sanayi açısından bir diğer önemli merkez olan KSS’lerin Elazığ ilindeki dağılımına bakacak olursak 2009 yılı verilerine göre İl’de 1.251 işyerlik 5 adet KSS’nin tamamlandığını görmekteyiz. İlde, DAP kapsamında 64 işyerlik Merkez İlave KSS ve 2009 yılı yatırım programında yer almayan Merkez (Yemişlik) KSS ise devam eden KSS’ler arasında yer almaktadır. Tablo:12 Tamamlanan KSS’ler Sıra No 1 2 3 4 5 Küçük Sanayi Sitesi Adı Elazı Merkez (I.Bölüm) KSS Elazı Merkez (II.Bölüm) KSS Elazı Merkez (III.Bölüm) KSS Elazı Kovancılar KSS Elazı Merkez (Yeni) KSS (DAP) Toplam Kaynak: STB. yeri Sayısı Dolu yeri Sayısı Bo yeri Sayısı Doluluk Oranı (%) 504 504 0 100 229 229 0 100 228 228 0 100 88 88 0 100 202 188 14 93 1.251 1.237 14 99 2008 sonu itibariyle Elazığ’da biten KSS’lerde bulunan işyeri sayısı, Ocak 2009 itibariyle Doğu Anadolu Bölgesi içindeki KSS’lerin işyeri sayısının % 16,5’i civarında iken, Türkiye genelindeki KSS’lerin işyeri sayısının % 1,4’ü civarındadır19. 2.2.2. İGEM, İŞGEM ve TEKNOKENT KSS ile OSB’lerin kurulmasına kadar geçen süre zarfında işletmelerin daha acil ihtiyaçların karşılanması amacıyla kurulan İGEM ve İŞGEM’lerde sanayi altyapısının oluşturulmasında önemli bir yere sahiptirler. KOBİ’lerin ihtiyaçlarının karşılanması ve değişen iş koşullarına uyum sağlayabilmeleri amacıyla eğitim, danışmanlık, altyapı, üstyapı, ihracat, teknoloji geliştirme 19 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara ve www.sanayi.gov.tr 65 ve yeni girişimcilik hizmetleri verilen İGEM ve İŞGEM’lerin cazibe merkezlerinde dağılımı da aşağıdaki gibidir. Tablo:13 GEM ve GEM’lerin Daılımı Türkiye (81 l) 15 Cazibe Merkezi GEM (Bölgesel Sanayi Planlama Aamasında Gelitirme Merk.) 1 1 - GEM GEM 20 GEM 17 l Mevcut K.Mara Samsun Kastamonu 1 - Malatya Elazı Trabzon Kayseri, Sivas Gaziantep Diyarbakır anlıurfa Erzurum Batman Van Kars Toplam 1 - - 1 1 1 1 1 4 - 1 2 1 1 1 11 Kaynak: STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 44. Ülkemizin ihtiyacı olan teknolojileri edinmek, özgün ürün tasarımlarına ve üretim teknolojilerine ulaşmak, iyi işleyen bir ar-ge sistemi kurmak ve sanayimizin teknolojik alt yapısını oluşturmak gibi ciddi gelişmeler sağlayacak olan teknoloji geliştirme bölgeleri ise, ülkemiz ekonomisi için çok önemli olan ileri ve yeni teknolojilere dayalı sanayinin gelişmesine ortam sağlayan önemli oluşumlardır. Teknoparklar, üniversiteler, araştırma laboratuarları ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içinde bilim-teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarını geliştirdikleri, birbirleri arasında teknoloji transferine imkân tanıyan yerlerdir. Üniversite ve araştırma merkezlerinde gerçekleştirebilecek türden araştırma bilgisi gerektiren yeni iş alanlarının oluşumunu ve gelişimini harekete geçiren; bulundukları bölgenin teknolojik altyapısını ve gelir düzeyini artıran; yetişmiş işgücü için iş olanakları sağlayan ve yabancı yatırımcıları bulundukları bölge66 ye çekmek üzere bölgede teknopark kurulması sanayinin rekabet edebilirliği açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, Fırat Üniversitesi bünyesinde kurulan “Fırat Teknokent”in faaliyete geçirilmesi sanayinin rekabet edebilirliği açısından önemli bir gelişmedir. 2.2.3. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) 18 Kasım 2005 tarihli Resmi Gazete ile “Küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ): İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı ya da mali bilânçosu yirmi beş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan ve bu Yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca “KOBİ” olarak adlandırılan ekonomik birimleri,” olarak tanımlanan KOBİ’ler; tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye ekonomisinin de dinamik ve sürükleyici unsurlarındandır. Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde özellikle sanayinin en önemli yapıtaşlarını oluşturan KOBİ’lerin, Elazığ ilindeki yapılanmalarını ele alacağız. TÜİK’in 2002 yılı Genel Sanayi Sayımı verilerine göre Ülkemizde 1.858.191 işletme bulunmakta olup, bu sayı içerisinde KOBİ niteliğine haiz işletme sayısı 1.856.340 civarındadır. Bu da Türkiye’deki tüm işletmelerin % 99,9’una denk gelmektedir. Söz konusu KOBİ’lerde de 5.352.627 kişiye istihdam sağlanmaktadır20. Elazığ ilinde ise TÜİK’in 2002 yılı Genel Sanayi ve İşyeri sayımına göre 12.398 KOBİ bulunmakta olup, bu işletmelerde 31.751 kişiye istihdam sağlanmaktadır. KOBİ’ler açısından önemli bir referans kaynağı olan KOSGEB veritabanına baktığımızda ise Haziran 2009 sonu verilerine göre KOSGEB veri tabanına kayıtlı ve imalat sanayinde faaliyet göstermekte olan 83.332 KOBİ’den 755’i Elazığ ilinde faaliyet göstermektedir. Bu işletmeler 17 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu sayı Doğu Anadolu Bölgesinin yaklaşık %21’ine denk gelmektedir. Mikro ve küçük ölçekli işletmelerin ağırlıklı olarak faaliyette bulunduğu İlde, imalat sanayi KOBİ’lerinin ağırlıklı olarak Merkez ilçede yoğunlaştığını söyleyebiliriz21. Çoğunlukla gıda ürünleri ile içecek imalatı sektörü, madencilik ve taşocakçılığı ve metalik olmayan diğer mineral ürünlerinin imalatı sektör gruplarına yoğunlaşan KOBİ’ler; bu yapıları itibariyle, Doğu Anadolu Bölgesi’nin geneliyle paralellik göstermektedir. Ancak, Türkiye geneliyle karşılaştırıldığında; Metalik Olmayan Diğer Mineral ürünlerin imalatının sektörel dağılımının Elazığ ilinin tersine, Ülke genelinde oldukça düşük bir seyir gösterdiğini söyleyebiliriz. 20 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara. 21 KOSGEB, “Saha Araştırma Çalışması Elazığ İli Özet Tabloları”, 2007, Ankara. 67 Diğer yandan KOSGEB veri tabanına kayıtlı işletmeler genel olarak ihracat, kurumsallaşma, marka oluşturma, ar-ge, kalite ve pazarlama konularında eksiklerini gidermek üzere başvuruda bulunmuş olup, en çok talep yurtiçi satışları artırma konusuna yoğunlaşmıştır. 2.3. Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu İçinde Elazığ İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 1968 yılından bu yana, toplam büyüklükleri Türkiye’nin sanayisinin %50’den fazlasını temsil eden sanayi kuruluşlarını içeren bir liste yayınlanmaktadır. Bu listeyi ekonomimizdeki gelişmelere, zaman içersindeki değişimlere, özel sektörün öne çıkışına, holdinglerimizin büyümelerine ve birbirleriyle kıyaslanmalarına ışık tutan önemli bir çalışma olarak nitelendirebiliriz. Diğer yandan bu çalışma kuruluşların yıllar içerisindeki gelişimi ile değişim ve gelişim potansiyellerinin bölgesel bazda yarattığı havayı, bölgesel yapılanmalardan kaynaklanan farklılıkları, kısaca sanayi sektöründe faaliyet gösteren Türk özel sektörünün durumunu ortaya koyan önemli referanslardan biridir. Bu listelerde göze çarpan önemli bir hususta 2005 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan KOBİ tanımından sonra listede yer alan bir çok sanayi kuruluşunun KOBİ tanımı içerisinde yer almasıdır (İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içerisinde değerlendirilen 288 kuruluşun dışında kalan işletmelerin çalışan sayısı 250’nin üzerindedir.) Dolayısıyla bu durum Türkiye ekonomisi içerisinde KOBİ’lerin ağırlığını ortaya koymaktadır. ll k 500(*) 2005 Tablo:14 SO’nun lk 1000 letmesi çerisinde Elazı YIL / 1998 SIRA Elazı Altınova Çimento 490 158 Sanayi Ticaret A.. Eti Krom A.. Keban Plastik 415 A.. (*) 1993 yılından itibaren. Kaynak: SO kinci 500 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 98 55 45 211 139 122 lk 500’e girmi 8 118 97 - - - - - - - - 51 80 276 268 236 - - - - - - - İSO tarafından açıklanan “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” ve “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” çalışmaları kapsamında, 1993 yılından bu yana (ilk 500 için 1993, ikinci 500 için 1998 yılından itiba68 ren) yapılan değerlendirmelerde her iki listede bugüne kadar sadece üç Elazığ firmasının yer aldığını görmekteyiz. Bu işletmelerden Elazığ Altınova Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (1996’da özelleştirildi) ile Eti Krom A.Ş. (2004’de özelleştirildi) kamu eliyle kurulmuş ve daha sonra özelleştirilmiştir. Keban Plastik A.Ş. ise ilde, Keban Barajı ile gerçekleşen olumlu ortam sonucunda kurulan işletmelerdendir. 2001 yılından bu yana Doğu Anadolu’nun diğer illeriyle karşılaştırıldığında Elazığ, sadece 2005 yılında bir firma ile ilk 500 içerisinde kendisine yer bulmuştur. Erzurum hemen hemen her yıl 1 firma ile (Toplamda 2 firma) bu listede yer alırken, Malatya sadece 2001 yılında 1 firma ile listeye girebilmiştir. Diğer iller içerisinde Van ve Kars ise ikinci 500 sıralamasında yer almışlardır. III- TİCARET 3.1. Ticari Yapı Tarih boyunca her toplumda, özellikle de sosyal ve ekonomik çalkantıların olduğu, büyük krizlerin yaşandığı dönemlerde bir denge ve istikrar unsuru olan esnaf ve sanatkârlar, ekonomik ve sosyal hayata katkıları yanında hızla değişen bilimsel ve teknolojik yeniliklere kolaylıkla uyum sağlayabilen esnek bir yapıya da sahiptirler. Bu nedenle oluşturdukları istihdam, katma değer ve hizmet potansiyeli itibariyle, sosyal barışın, adil gelir bölüşümün ve adaletin sağlanmasında önemli görevler üstlenmiş olduklarından, toplumumuzun sosyo-ekonomik yapısına yapılan bir yatırım olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle ilin sosyo-ekonomik gelişmesinde en önemli aktörlerden biri olarak kabul edebileceğimiz esnaf ve sanatkâr yapısını inceleyecek olursak aşağıdaki gibi bir tablo ile karşı karşıya kalmaktayız. Tablo:15 Elazı linde Esnaf ve Sanatkârın Yıllara Göre Tescil, Terkin ve Tadil Durumu Yıl 2005 2006 2007 2008 2009 (OcakAustos) Tescil 1.814 1.151 1.322 1.159 853 Elazı Tadil Terkin 82 345 694 6 601 6 764 (*) Tescil 196.494 217.603 170.826 166.823 Türkiye Tadil Terkin 42.221 282.600 12.055 177.436 20.293 118.871 19.907 117.810 376 (*) 111.063 13.309 9 64.355(*) (*) S. Terkin rakamları baz alınmıtır. Kaynak: Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) 69 Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca 2001 yılında yayınlanan Elazığ Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması’na göre 26 oda bünyesinde 18.671 faal üyeliği devam eden toplam 23.449 kayıtlı esnaf ve sanatkâr bulunan Elazığ’da; 2009 yılı ağustos ayı verilerine göre Esnaf ve Sanatkârlar Birliği çatısı altında, 26 oda ile birçok meslek dalında yaygın bir yapıya sahip olan esnaf ve sanatkârların sayısı 12.782’ye gerilemiştir. Türkiye genelinde aktif olarak faaliyette bulunan kayıtlı esnaf ve sanatkâr sayısıyla karşılaştırıldığında Elazığ’da faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârların sayısı % 0,7’lik kısma denk gelirken, aktif oda sayısının oranı ise % 0,8’dir. Diğer yandan ticaret ve sanayi kesimini tek çatı altında toplayarak, ticaret hayatını temsil eden ve istihdam ile yatırımın gelişmesinde köklü bir kurumsal organizasyon olarak karşımıza çıkan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO); yaklaşık 20 alanda faaliyet gösteren ve 14 meslek gurubundan oluşan üye yapısıyla, İl’in ekonomik gelişmesinde önemli bir paya sahiptir. ETSO’nun yanı sıra Elazığ Ticaret Borsası ve Esnaf Odaları Birliği başta olmak üzere pek çok oda ve dernek İlin sanayi ve ticaret hayatında önemli rol oynamaktadır. 70 71 13 0 0 180 32 229 85 0 0 39 5 135 8 102 31 0 0 57 6 A 9 K 19 197 152 1 1 15 2001 Kaynak: STB 24 0 0 86 9 A 9 155 44 0 0 92 10 8 55 10 0 2 26 9 2003 A K 8 196 76 0 0 98 K 12 221 134 0 2 52 21 2004 14 A 13 282 93 0 0 158 6 K 22 199 150 0 2 19 2005 18 A 23 340 101 0 0 200 5 K 12 183 143 0 2 21 2006 16 A Limited irket 2592 Kollektif irket 9 Gerçek Kii 2449 Tablo:17 Ticaret Siciline Kayılı letmelerin Kurulu Türüne Göre Daılımı 22 194 134 0 2 26 10 K Tablo:16 Açılan/Kapanan irket Sayısı 2002 10 129 Anonim irket 331 4 K 6 A: Açılan, K:Kapanan Kaynak: STB Anonim irke t Limit ed irke t Kole kti f irke t Komand it irke t Gerçe k Kii Kooper ati f Topl am A 2 000 14 182 145 0 0 A 11 342 98 0 0 220 K 7 169 124 0 0 28 10 2008 13 Kooperatif 322 19 412 104 0 0 270 2 K 21 2007 19 A 13 379 135 0 0 207 5 K 10 110 72 0 0 23 2009 24 A TOBB’un kayıtlarında Elazığ ilinde yabancı sermayeli şirkete rastlanmamıştır. Ancak, bu değerlendirmeyi yaparken Ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası sermayeli şirketlerin çoğunun merkezinin büyük illerde kayıtlı olduğunu unutmamak gerekir. Tablo:18 Elazı linde Sanayi letmelerinin Sektörel Daılımı S ektör Metal Cevherleri Madencilii Dier Madencilik ve Ta Ocakçılıı Gıda Ürünleri ve çecek malatı Tekstil Ürünleri malatı Giyim Eyası malatı; Kürkün lenmesi ve Boyanması Derinin Tabaklanması ve lenmesi; Bavul; El Çantası Aaç ve Mantar Ürünleri malatı (Mobilya Hariç) Saz, Saman ve Benzeri Malzemelerden, Örülerek Yapılan Eyaların malatı Kâıt Hamuru, Kâıt ve Kâıt Ürünleri malatı Basım ve Yayım, Plak, Kaset ve Benzeri Kayıtlı Medyanın Çoaltılması Kok Kömürü, Rafine Edilmi Petrol Ürünleri ve Nükleer Yakıt malatı Kimyasal Madde ve Ürünleri malatı Plastik ve Kauçuk Ürünleri malatı Metalik Olmayan Dier Mineral Ürünlerin malatı Ana Metal Sanayi Makine ve Teçhizatı Hariç, Fabrikasyon Metal Ürünleri malatı Baka Yerde Sınıflandırılmamı Makine ve Teçhizat malatı Büro Makineleri ve Bilgisayar malatı Baka Yerde Sınıflandırılmamı Elektrikli Makine ve Cihazların malatı Tıbbi Aletler; Hassas ve Optik Aletler le Saat malatı Motorlu Kara Taıtı, Römork ve Yarı Römork malatı Dier Ulaım Araçlarının malatı Mobilya malatı; Baka Yerde Sınıflandırılmamı Dier malatlar Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Daıtımı Sayısı 4 40 38 4 1 2 4 2 1 2 11 11 19 2 8 20 2 5 1 1 1 9 1 Kaynak: STB Elazığ ilinde toplam 23 sektörde 189 sanayi işletmesi faaliyet göstermekte olup, sanayi işletmeleri ağırlıklı olarak; diğer madencilik ve taş ocakçılığı, gıda ürünleri ve içecek imalatı, plastik ve kauçuk ürünleri imalatı, kimyasal madde ve ürünleri imalatı, metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı, mobilya imalatı, başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar, başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı konularında faaliyet göstermektedirler. 3.2. Elazığ’da Dış Ticaret Günümüz dünyasında gelişmelerin dışında kalmamak ve gelişen dünya ticaretinden pay almak, ekonomik gelişme ve rekabet edebilirlik düzeyinin 72 arttırılabilmesi anlamında önemli bir süreçtir. Bu anlamda özellikle ihracat, kalkınma ve ekonomik büyümenin gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır. İhracat yoluyla ülke ve bölge ekonomileri dışa açılırken; istihdam yaratmakta, kaynakların daha etkin kullanımını sağlamakta, maliyetlerini düşürerek kurumsallaşmakta, kaliteli mal ve hizmet üreterek yeni teknik ve teknolojiden pay almaktadırlar. Böyle bir süreçte dış ticaretin gelişmesi, bölgesel bazda gelişmeyi tetiklemekte bu da ülke ekonomisini olumlu yönde etkilemektedir. Bu çerçevede Elazığ ilinin dış ticaret verilerini inceleyecek olursak; dış ticaret hacminin yıllar itibariyle değişiklik gösterdiği ilde; genel olarak ihracat miktarları, ithalat miktarlarından fazla gerçekleşmektedir. İlde faaliyet gösteren işletmelerin bir kısmının merkezlerinin (ferrokrom tesisleri, Elazığ Çimento ve Elazığ Şarap Fabrikası gibi işletme merkezlerinin farklı ilde bulunması nedeniyle, 2007 yılında 58 milyon Dolar olan ihracat rakamının bu işletmelerinde dahil edilmesiyle 150 milyon Dolara yükseldiği tahmin edilmektedir.) Elazığ dışında yer alması ihracatı olumsuz etkilemekle birlikte, ihracat rakamlarının tam olarak ortaya konmasına da engel teşkil etmektedir22. Bir çok ülkeye (Azarbaycan, ABD, Arnavutluk, Avusturya, Hong Kong, Endonezya, İran, Japonya, Kazakistan, Kenya, Madagaskar, Pakistan, Filipinler, Rusya, G.Afrika, Hollanda, Sudan, İsviçre v.b) ihracat gerçekleştirilen İlde, son yıllarda mermer ocakları ve mermer işleme tesis sayısının artması ile birlikte ihracat rakamlarında önemli bir yükseliş yaşanmaya başlanmıştır. Özellikle krom ve mermer olmak üzere plastik, mobilya, çimento, şarap, tekstil, orman ürünleri, çelik eşya, döküm ve deri gibi sektörlerde dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirilmektedir23. Özellikle global ekonomik krizin de etkisiyle Türkiye genelinde 2009 yılının ilk yedi ayı ihracat değerinde bir önceki yıla göre azalış meydana gelmiştir (2008 yılı ilk yedi ayında değer 81.346.687 bin Dolardır.) Aynı durum Elazığ içinde geçerli olup, 2008 yılının ilk yedi ayında 31.790 bin Dolar olan ihracat değerinin, 14.889 bin dolara gerilediği görülmektedir. Doğu Anadolu bölgesinin rakamlarına baktığımızda ise 2008’in ilk yedi ayına göre (591 milyon dolar-507 firma), 2009 yılı ilk yedi ayında hem firma, hem de ihracat değerlerinde Türkiye geneli ve Elazığ’dan farklı olarak artış meydana geldiğini görmekteyiz. 22 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65. 23 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65 ve http://www.elazig.gov.tr/ela- zig/sayilarla_elazig.pdf. 73 74 518 39.432 Dou Anadolu Türkiye Toplam 42.138 606 42 2005 44.159 638 55 2006 48.265 586 53 2007 48.143 653 51 2008 40.778 610 45 2009 (OckTem) 63.167.153 348(**) 13.363 2004 375 48.059 Dou Anadolu Türkiye Toplam 51.287 373 39 2005 53.765 368 39 2006 58.902 386 35 2007 57.785 376 56 2008 44.569 270 45 2009 (OckTem) 97.539.766 117 (**) 13.582 2004 116.774.151 173(**) 64.210 2005 Tablo:20 thalat( * ) (*) l Merkezinde kayıtlı firmaların ithalat rakamları (**) Birim deeri Milyon Dolar Kaynak: DTM 42 Elazı 2004 thala tçı Firm a Sayısı 575(**) 48.280 2005 73.476.408 * l Merkezinde kayıtlı firmaların ihracat rakamları ** Birim deeri Milyon Dolar Kaynak: Dı Ticaret Müstearlıı (DTM) 34 Elazı 2004 h h raca tçı Firm a Sayısı Tablo:19 hracat( * ) 107.271.750 835(**) 57.779 2007 139.576.174 223(**) 88.895 2006 170.062.715 297(**) 22.731 2007 thala t Deeri (Bin Dolar) 85.534.676 621(**) 68.265 2006 hraca t Deeri (Bin Dolar) 201.963.574 235 (**) 22.694 2008 132.027.196 1.080(**) 44.727 2008 74.768.940 101 (**) 7.152 2009 (Ock-T em) 56.770.101 769(**) 14.889 2009 (Ock-T em) 2008 (Ocak-Temmuz) ithalat rakamları ile 2009 (Ocak-Temmuz) rakamları karşılaştırıldığında ithalatçı firma sayısında Elazığ ili için bir artış (2008 yılı ilk yedi ay ithalatçı firma sayısı 41) görülmekle birlikte, Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı dönemine göre azalış göze (2008 firma sayısı 49.177) çarpmaktadır. Genel toplamda aynı dönem ithalat değerinde bir önceki yıla göre, yine önemli oranda azalış meydana gelmiştir (2008 değer 126.406.797 bin Dolardır). Doğu Anadolu Bölgesinin rakamlarına baktığımızda da 2008 yılı ilk yedi ayı değerinin (2008 ithalat değeri 155 milyon Dolar-298 firma), 2009 yılından daha fazla olduğunu görmekteyiz. Elazığ ilinde var olan potansiyelin yeteri kadar ortaya konulamaması ve ihracatının önündeki engelleri; kaynak yetersizliği, sermaye, teknoloji, hammadde, pazarlama, kalite ve fiyat başlıkları altında toplayabiliriz. Diğer yandan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın başlamış olduğu çalışma sonrasında Elazığ Gümrük Müdürlüğü ve İhracatçılar Birliği Şubesi açılması halinde dış ticarette önemli anlamda gelişme olacağı düşünülmektedir. 3.3. Bankacılık Ülkesel ve bölgesel bazda ekonominin durumuna ilişkin olarak yapılacak tespitlerde kullanacağımız verilerden biri de bankacılık sistemine ait verilerdir. Bu kapsamda özellikle reel sektörde meydana gelen gelişmeleri izleyebileceğimiz ülke, bölge ve il verileri aşağıdaki tablolarla ortaya koymaya çalışılmıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca 2001 yılında yayınlanan Elazığ Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması’nda Türkiye ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde olduğu gibi Elazığ’da da tasarruflar ağırlıklı olarak döviz tevdiatı şeklinde değerlendirilmekteyken, 2008 yılı verilerine baktığımızda tasarruf mevduatı olarak değerlendirildiğini görmekteyiz. Burada tasarruf mevduatının oranı tüm mevduatların yaklaşık % 51’i iken, toplam mevduat içinde ticari mevduatların oranı % 8 gibi düşük bir rakamdır. Banka kredilerinin sektörel dağılımı incelendiğinde; 2000’li yıllarda Türkiye genelinde olduğu gibi Elazığ’da da ihtisas dışı kredilerin oranı en yüksek iken, Ortadoğu Anadolu Bölgesinde bu durumun tersine ihtisas kredileri en yüksek oranlıdır. 2008 yılı sonu itibariyle ise Ortadoğu Anadolu Bölgesinin de ihtisas dışı kredilerinin diğer kredilere göre önemli oranda arttığı görülmektedir. Diğer yandan alınan kredilerin sektörlere göre dağılımı incelendiğinde ihtisas kredileri içerisinde “Mesleki Kredilerin” oranının arttığı gözlemlenmektedir. 2000 yılında Elazığ’da Türkiye ve Bölge’de olduğu gibi ihtisas kredileri içerisinde tarım kredilerinin ağırlığı hissedilirken, günümüzde Elazığ ilinde mesleki krediler tarımsal kredilerin önüne geçerek ilk sıraya yerleşmiştir. 75 76 2 04.258.442 23.368.834.873 (*) Birden fazla ili kapsayan yatırım. Kaynak:Hazine Müstearlıı (HM) 15 6.976.575 3 3.090 4.189.400 1 G enel Toplam 10.082.000 1 T oplam 1.305.400 7.749.560 160.000.000 MALAT Demir Çelik 309.507 1 2 MALAT Cam 2.900.000 1 1 MADENCL K leme 10.196.000 550.000 1 MADENCL K stihraç Sabit Yatırım (TL.) 1 3 Sektör MALAT Pimi Kil ve Çim.Ger. ENERJ Enerji HZMETLER Ulatırma HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri HZMETLER Altyapı Belge Sayısı Adet 2 006 1 22.71 2 6 09 49 25 145 50 20 20 170 10 35 85 stihda m (Kii) MALAT Madeni Eya MALAT Çimento MALAT Dierleri ENERJ Enerji HZMETLER Eitim HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri 2.366 26.333.614.542 2 84.881.124 1.090.000 1 16 2.283.225 53.251.904 1 1 196.074.304 1.350.000 1 2 5.600.000 4.416.423 1.970.000 2.350.000 6.219.533 9.225.735 1.050.000 Sabit Yatırım (TL.) 2007 2 1 1 1 MALAT LastikPlastik MALAT Kimya 2 2 1 MALAT Gıda ve çki MADENCL K letme MADENCL K stihraç ve letme Sektör Belge Sayısı Adet 133.158 1 .156 30 400 - 450 5 40 20 10 15 103 73 10 stihdam (Kiii ) HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri HZMETLER Turizm MALAT Cam MALAT Gıda ve çki MADENCL K letme MADENCL K stihraç ve letme Sektör 2 .448 15 3 2 1 1 4 3 1 B elge Sayısı Adett 28.229.152.841 1 25.470.061 4.288.250 2.158.361 1.553.506 2.711.084 7.858.860 104.100.000 2.800.000 Sabit Yatırım (TL) 2 008 98.377 8 44 20 100 - 20 88 591 25 stihdam (Kii) Tablo:24 Yatırım Tevik Belgelerinin Sektörel Daılımı HZMETLER Dierleri MALAT Dierleri MALAT Orman Ürünleri MALAT Gıda ve çki TARIM Su Ürünleri S ektör 1 1 1 1 1 5 751 7 .961.853.533 1 3.537.478 5.771.049 1.930.789 1.197.640 1.300.000 3.338.000 S abit Yatırım (TL) 2009 (Ocak-Temmuz) Belge Sayı-sı Adet 120 29.348 30 30 41 9 10 stihdam (Kii) Her ne kadar durum böyle olsa da verilerden de anlaşıldığı üzere Ülke genelinde olduğu gibi firmalar kredi almamayı tercih etmektedirler. Elazığ’lı girişimciler tarafından gerek kredi geri ödeme koşullarının ağır olması, gerekse finans kurumlarının güvence için çok fazla talepte bulunmaları nedeniyle kredi kullanımının düşük olduğu ifade edilmektedir. İl’de, “Çok avantajlı” olmadığı sürece kimsenin kredi kullanmadığı görülmektedir. Ancak, öz sermaye ile yatırım yapmanın mümkün olmadığı durumlarda borçlanma yoluna gidilmektedir. Elazığ ilinde 2000 yılı verilerine göre toplam 12 bankanın 30 şubesi bulunurken, 2008 yıl sonu itibariyle 15 bankanın 36 şubesi bulunmaktadır. Az da olsa artış olan şubelerin % 69’u merkez ilçede bulunmaktadır. Elazığ’da durum böyle iken Ülkemizde toplam 45 banka bünyesinde 8.773 şube hizmet vermektedir 24. IV. DEVLET YATIRIMLARI VE TEŞVİKLER Günümüz küresel rekabet koşullarında kalkınmakta olan ülkeler diğer ülkelerle rekabet edebilmek üzere çeşitli politika öncelikleri belirlemekte ve bu doğrultuda ekonomik gelişmelerini sağlayarak daha rekabetçi bir yapıya kavuşmak amacıyla çeşitli düzenlemelere gitmektedirler25. Kamu yatırımları, devlet yardımları ve teşvik uygulamalarıyla devlet; • Bölgesel kalkınmayı desteklemek, • Bölgelerarası dengesizlikleri gidermek, • Sanayileşmeyi, teknoloji ve ar-ge çalışmalarını geliştirmek, • Özel sektöre ivme kazandırabilmek, • İstihdam imkânlarını sağlayabilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çerçevede, yatırım ve teşvik sistemi içerisinde Elazığ ilini ele almaya çalışacağız. 4.1. YATIRIM Bölgesel kalkınmanın sağlanması ve ekonomik anlamda gelişimin yakalanarak Elazığ ilinin daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasını sağlamak üzere Elazığ iline, 2007 yılında toplamda 50 projeye 123.160 bin TL ayrılırken26, 2008 yılı için toplamda 69 projeye 85.442 bin TL ödenek aktarılmıştır. Her ne kadar proje sayısında önemli oranda artış olduğu görülse de, 24 www.tbb.org.tr 25 LEBLEBİCİ, F., “Devlet Yardımları Uygulamasının Mahiyeti ve Ekonomik Göster- gelerle Mukayesesi”,DPT, 2002, Ankara, S 3-4. 26 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65. 77 ödenek tutarında ciddi bir düşüş olduğu gözlenmektedir. Bu tutar 2006 yılı için ayrılan tutardan da düşük bir orandadır. 2008 yılında Ülke genelinde ayrılan ödenek 17.123.197 bin TL olup, bu ödenek içerisinde Elazığ İlinin oranı % 0,4’dür. Toplamda proje adedi 2.759 olan Türkiye geneli içinde ise Elazığ ilinin oranı % 2,5’dur. Elazığ gerek proje sayısı itibariyle, gerekse tahsis edilen yatırım ödeneğinin 2008 yılı proje bedelleri toplamına oranında Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bu oran Türkiye için % 7,9 iken, Elazığ için % 9,1’dir. 2007 yılında da aynı durum geçerli olup, Türkiye için oran % 8,2 iken, Elazığ için % 12,9’dur27. Kamu yatırımlarının sektörlere göre dağılımına baktığımızda 2008 yılı içerisinde en fazla projenin ulaştırma ve eğitime aktarılmış olduğunu görmekteyiz. Madencilik, İmalat ve enerji sektörlerine ayrılan proje sayısı ise toplamda 5 olmakla birlikte, bu sayı içerisinde imalatın sayısı 3’tür. 2008 yılında ayrılan ödenek miktarlarına baktığımızda, en fazla ödenek enerji ve ulaştırmaya ayrılmıştır. İmalat sektörünün ise madencilik ve turizmden sonra en az ödenek ayrılan sektör olduğunu görmekteyiz. 2002-2008 yılları arasında imalata en fazla ödenek aktarılan yıl ise 2002 yılıdır. Tablo:23 2008 Yılı Kamu Yatırımlarının Sektörel Daılımı (Bin TL) Y ıllar T arı m Ma de ncili k malat Ulat ırmaHab erleme Enerj i Dier Topl a m Türki y e 2008 3 632 68 521 20 000 18 242 42.979 85 442 21 915 452 2007 4 883 189 136 16 000 26 030 33.498 80 736 21 513 108 2006 6 530 - 9 500 5 830 27.682 49 542 21 608 226 2005 5 000 - 710 - 1 540 30.246 37 496 19 899 447 2004 2 000 740 141 - 1 19.308 22 190 16 093 343 2003 1 000 700 1 220 - - 30.812 33 732 16 009 223 2002 1 300 1 000 1 750 - - 17.544 21 594 15 533 564 Kaynak: DPT 4.2. TEŞVİK Kamu kaynaklarının, ülkenin gelişmesi bakımından daha yararlı olarak görülen sektörlere yönlendirilmesi olan teşvik uygulaması kapsamında, 2004 yılından bu yana Ülkemizde çeşitli yasal düzenlemeler uygulamaya konmaktadır. Bu çerçevede çıkarılan ve girişimcilere; gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki, bedelsiz yatırım yeri tahsisi, 27 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65. 78 enerji desteği sağlanan teşvik kanunu 2004 yılında yayınlanarak uygulamaya konmuş (06.02.2004 tarih ve 25365 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun) ve yoğun talepler üzerine bu Kanun’da 2005 yılında bir dizi değişikliğe gidilmiştir (18.05.2009 tarih ve 25819 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5350 sayılı kanun) Yapılan değişikliklerle; kanun kapsamına giren 36 il sayısına Elazığ ile birlikte 13 il daha eklenerek yasadan yararlanan il sayısı 49’a çıkarılmıştır. 5084 sayılı Yasada öngörülen asgari 10 işçi çalıştırma şartı ise 30 işçi olarak değiştirilmiş, ancak bu uygulama sadece yeni eklenen 13 il için geçerli sayılmıştır. Dolayısıyla Elazığ da 30 işçi avantajından yararlanan iller arasında yer almıştır28. Bu değişiklikle birlikte Elazığ’da uygulanmaya başlanan yasa sonrasında, teşviklerden 709 işletme (Bu sayının içinde 2005’ten önce kurulan işletmelerde yer almakta olup, SSK ve enerji desteğinden istifade etmektedirler) yararlanmış olup, 16.901 kişiye istihdam sağlanmıştır29. 31.12.2008 tarihi itibariyle sonlanan teşvik yasası sonrasında, 16 Temmuz 2009 tarih ve 227290 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” ile teşvike ilişkin yeni uygulama yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda, yatırım teşvik uygulamalarından yararlanacak iller 4 bölge içerisinde sınıflandırılmış ve bölge özelliklerine göre iller bazında teşvik sağlanacak sektörler ise 12 başlık altında gruplandırılmıştır. 4. Bölgede yer alan Elazığ için; gıda ve içecek, madencilik ve taşocakçılığı, entegre hayvancılık, tekstil, plastik, lisanslı depoculuk v.b. sektörler belirlenmiştir. Ayrıca, 5084 sayılı Yasa ile 5 ana başlıkta toplanan teşvikler, yeni uygulama ile 6 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; Gümrük Vergisi Muafiyeti, KDV İstisnası (Makine ve Teçhizatta), Faiz Desteği, Sigorta Pirimi İşveren Hissesi, Vergi İndirimi, Yatırım Yeri Tahsisi (bedelsiz hazine arsası), Taşıma Desteği’dir (1. ve 2. Bölgelerde yer alan Tekstil, konfeksiyon, hazırgiyim, deri ve deri mamulleri işletmelerinin tesislerini 4. Bölgeye taşımaları halinde destek alacaklardır.). 28 http://alomaliye.com/mustafa_bahadir_5084.htm 29 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65 ve http://www.elazigbulusu- yor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf 79 80 7.749.560 550.000 160.000.000 1.305.400 10.082.000 4.189.400 6.976.575 2 1 1 1 1 1 3 15 3.090 Toplam G enel Toplam (*) Birden fazla ili kapsayan yatırım. Kaynak:Hazine Müstearlıı (HM) 23.368.834.873 204.258.442 309.507 2.900.000 1 1 MADENCLK leme 10.196.000 Sabit Yatırım (TL.) MALAT Cam MALAT Demir Çelik MALAT Pimi Kil ve Çim.Ger. ENERJ Enerji HZMETLER Ulatırma HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri HZMETLER Altyapı 3 Belge Sayısı Adet MADENCLK stihraç Sektör 2 006 122.712 609 49 25 145 50 20 20 170 10 35 85 stihdam (Kii) MALAT Kimya MALAT Madeni Eya MALAT Çimento MALAT Dierleri ENERJ Enerji HZMETLER Eitim HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri 1.090.000 2.366 26.333.614.542 284.881.124 1 16 2.283.225 53.251.904 1 1 196.074.304 1.350.000 1 2 4.416.423 5.600.000 1 2 1.970.000 2.350.000 1 1 6.219.533 9.225.735 1.050.000 Sabit Yatırım (TL.) 2007 2 2 MADENCLK stihraç ve letme MALAT Gıda ve çki MALAT Lastik-Plastik 1 MADENCLK letme Sektör Belge Sayısı Adet 133.158 1.156 30 400 - 450 5 40 20 10 15 103 73 10 stih-dam (Kii) HZMETLER Turizm HZMETLER Salık HZMETLER Dierleri MALAT Gıda ve çki MALAT Cam MADENCL K letme MADENCL K stihraç ve letme Sektör 2.448 15 3 2 28.229.152.844 1 125.470.061 4.288.250 2.158.361 1.553.506 2.711.084 1 1 7.858.860 104.100.000 2.800.000 Sabit Yatırım (TL) 2008 4 3 1 Belge Sayısı Adet Tablo:24 Yatırım Tevik Belgelerinin Sektörel Daılımı 98.377 844 20 100 - 20 88 591 25 stihdam (Kii) 5 1.930.789 1 751 7.961.853.533 13.537.478 5.771.049 1.197.640 1.300.000 3.338.000 1 1 1 HZMETLER Dierleri 1 MALAT Gıda ve çki MALAT Orman Ürünleri MALAT Dierleri TARIM Su Ürünleri S ektör 2009 (Ocak-Temmuz) Belge Sabit Yatırım Sayı(TL) sı Adet 29.348 120 30 30 41 9 10 stihdam (Kii) 81 1 1 1 1 5 29 942 MALAT Gıda ve çki MALAT Deri ve Kösele MALAT LastikPlastik MALAT naat Topl a m D ou Ana dol u Tür ki y e Kaynak: HM 1 MADENC LK stihraç ve letme Belg e Say ısı ( Ad.) 875. 39 6.1 73 17.3 43. 29 8 4.11 9.2 00 683.200 280.000 856.000 1.250.000 17.6 86 614 148 30 3 50 - 65 st ih da m ( Kii) 1 1 1 MALAT Demir Çelik MALAT Dierleri HZMETLER 1.36 3 88 12 2 MALAT Orman Ürünleri 5 1 MADENCL K stihraç ve letme MALAT Gıda ve çki 1 MADENCL K letme Sekt ör Belg e Say ıs ı ( Adet ) 1.11 2.5 03. 96 2 56.2 04. 24 3 9.49 7.4 45 637.560 315.000 1.674.625 1.190.000 2.095.260 1.985.000 1.600.000 Sabit Yat ır ım ( TL.) 200 8 22.6 16 1.62 5 172 20 10 20 22 60 25 15 st ih da m ( Kii) Tablo: 25 KOB Tevik Belgelerinin Daılımı 1.050.000 Sabit Yat ır ım ( TL.) 2 00 7 MALAT Gıda ve çki Sekt ö r 551 26 1 1 438. 61 7.2 29 16.2 64. 18 1 950. 00 0 950.000 200 9 O ca k - T em m uz Belg e Say ıs Sabit Yat ır ım ı ( TL.) ( Adet ) 7.65 9 341 10 10 st ih d am ( Kii) V. DİĞER ÇALIŞMALAR 5.1. Kalkınma Ajansı “Kalkınma ajansları, bir ülkenin belli bir coğrafi bölgesi içerisindeki özel ve kamusal tüm şirketler, yerel otoriteler ile sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak, o bölgenin ekonomik kalkınmasını hedefleyen ve yasal bir hükme dayanarak kurulan yapılardır.” Başka bir tanıma göre kalkınma ajansları; “Merkezi hükümetten bağımsız bir idari yapıda, sınırları çizilmiş bir bölgenin girişimcilik potansiyelini geliştirip canlandırmak ve böylece ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla kurulmuş, faaliyetlerini kamunun veya özel sektörün finanse ettiği kuruluşlardır”30. Bu tanımlardan da anlaşıldığı üzere ekonomik kalkınma ile sosyal gelişmenin bölgesel anlamda önemli unsurlarından biri olan ve günümüz küreselleşen dünyasında bölgesel gelişmenin yapı taşlarından biri olarak kabul edilen bölgesel kalkınma ajanslarına ilişkin olarak, Ülkemizde 5449 sayılı Kanun 2006 yılında yürürlüğe girmiş ve toplamda 24 adet bölgede kalkınma ajansı kurulması için Bakanlar Kurulu’nca kararlar alınmıştır. Bu çerçevede, 25 Temmuz 2009 tarih ve 27299 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan karar gereğince de Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerini içerisine alan bir kalkınma ajansı kurulmasına karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda, varlığı önemli bir rekabet avantajı sağlayacak Kalkınma Ajansının ilde kurulması için yoğun kamuoyu çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca, 2010 ve 2012 yıllarını kapsayan orta vadeli programda da kalkınma ajanslarının altı çizilerek, ajanslar kanalıyla; kalkınmanın, rekabet gücü ve yenilikçi yerel girişimlerin destekleneceği programların uygulanacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla uygulanacak politikalarda kalkınma ajanslarının önemi daha da artacak olup, kalkınma ajansı bulunan iller ekonomik ve sosyal gelişim açısından önemli avantajlar sağlayacaktır. 5.2. Doğu Anadolu Projesi (DAP) Elazığ, aynı zamanda DAP kapsamındaki iller arasında yer almaktadır. Bu programın temel hedefi, bölgenin potansiyellerini harekete geçirecek ortamın yaratılmasını sağlamaktır. DAP Ana Planı ile; ekonomik, sosyal, çevresel ve mekansal olmak üzere 4 hedef grup ortaya konmuş ve bu hedef gruplar için belirlenen stratejiler çerçevesinde bölge gelişiminin sağlanması öngörülmüştür. Diğer yandan 2000 yılında çerçevesi çizilen projeye, 20102012 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da da atıfta bulunulmuş ve DAP projesi kapsamında çalışmalara hız verileceği ifade edilmiştir. Buna göre kamu yatırımlarının, DAP gibi gelişmişlik farklarını azaltmayı hedefleyen ekonomik ve sosyal projelere yoğunlaşmasının planlandığı ifade edil30 http://www.kobifinans.com.tr/tr/ArticlePrinter.aspx?id=21307 82 miştir.Ayrıca, “Yatırım Programına” alınan projeler ve bunlar içerisinde yer alan OSB ve KSS’ler de bu proje içerisinde yer alıp almadıklarına göre değerlendirilmektedir31. VI. ELAZIĞ İLİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ İLE FIRSAT VE TEHDİTLER Elazığ iliyle ilgili önerilerde bulunulmadan önce İl’in, özellikle ticaret ve sanayi alanlarında içinde bulunduğu mevcut durumun analizinin yapılarak, avantaj ve dezavantajların tespit edilmesi gerekmektedir. Böylece bölgesel rekabet edebilirlik çerçevesinde geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak ve geliştirilebilecek alanları belirlemek daha anlamlı olacaktır. Bu çerçevede32; a) Güçlü Yönler ve Fırsatlar 1. İlin “Teşvik Yasası” kapsamında oluşu. 2. Kalkınma alternatifi olan; maden-mermer, tarım-bağcılık, hayvancılık, su ürünleri, turizm ve hizmetler sektörleri ilin öncü sektörleri oluşu. 3. Merkezi coğrafi konumu (Elazığ ili coğrafi konumu itibarı ile TRB1 Bölgesi içerisindeki illerin merkezinde yer almaktadır). 4. Marka değeri taşıyan ürünler (Elazığ vişnesi mermeri, öküzgözü ve boğazkere üzümü, krom ve bakır) 5. İklim ve doğal yapı zenginliği. 6. İşgücü varlığı ve ücret düzeyi. 7. Organize Sanayi Bölgeleri ve Türkiye’de İlk Hayvan Ürünleri OSB’nin Elazığ’da oluşu. 8. Elazığ Valiliği, Fırat Üniversitesi, Elazığ Belediyesi, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde, diğer sivil toplum kuruluşlarının da desteği ile Teknopark kurulması. 9. Yerel kuruluşlar arasındaki güçlü işbirliği. 10.Ulaştırma ve haberleşme altyapısı. 11. Bölgesel gelişme isteği. 12.Eğitim olanakları ve düzeyi. 13.Enerji maliyeti (5084 sayılı Yasa gereği yeni yatırımlara sağlanan enerji desteği). 31 DPT, “Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı Pazarlama Araştırmaları Bağcılık - TRB1 Elazığ”, 2007, RD-AKKM.433.TR, Ankara. 32 www.elazigtso.org.tr 83 14.Konut kira maliyeti. 15.Üniversite-sanayi İşbirliği -FÜSİM (Fırat Üniversitesi Sanayici İşbirliği Merkezi) 16.ETSO’nun güçlü alt yapısı ve İlin kalkınması için ETSO bünyesinde kurulan birimlerin varlığı (KOSGEB TİP 2 Sinerji Odağı, TSE Mahalli Temsilciliği, AB Proje Araştırma ve Danışmanlık Ofisi). 17.Güçlü bir yerel medyaya sahip oluşu. 18.Bölgede tek sivil havalimanının Elazığ’da bulunması. 19.Sulanabilir tarım arazi miktarı (İlin sulanabilir arazi varlığı toplamı 245 bin dönümdür.) 20.Sahip olunan su kaynakları. 21.Doğalgaz kullanımına geçiş. 22.Elazığ’da uluslararası niteliklere sahip bir fuar alanı kurulma çalışmaları. 23.Meraların yeni bir düzenleme ile hayvancılığa açılması. 24.Makine servis düzeyinde iyileşme (Sanayicinin makine alt yapısının iyileştirme çalışmaları). 25.Üretim miktar ve düzeyinde değişim (Kapasite artımı). 26. Avrupa Birliği Hibe Programları çerçevesinde hibe programlarından yararlanacak iller arasında Elazığ’ın da bulunması. 27.Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkez Müdürlüğü’nün varlığı. 28.İŞGEM’lerin varlığı ve yeni girişimcilere fırsatların tanınması. b) Zayıf Yönler ve Tehditler 1. Sermaye yetersizliği. 2. Elazığ dışından gelen yatırımcı yetersizliği. 3. Yabancı sermaye ve yatırımcı sermaye stoku yetersizliği. 4. Kredi maliyetleri. 5. Sektörel sanayi sitelerinin yokluğu. 6. Sulama projeleri inşaatlarının gecikmesi ve sulanabilir tarım arazilerinin değerlendirilememesi. 7. Kurumlar vergisi yükü. 84 8. Yayla havancılığının meraların kapalı oluşu nedeniyle olumsuz etkilenmesi. 9. Risk sermayesi yokluğu. 10.İlin her yönü ile Ülke genelinde ve yurtdışındaki tanıtım yetersizlikleri. 11. Kültürel sosyal imkânlar. 12.Makine ve teknolojideki yenileme zorlukları. 13.Yatırım ve danışmanlık hizmeti verecek büro yetersizliği 14.Teşviklerin bölgesel ve sektörel olmayışı. 15.Beyin ve sermaye göçü 16.Nitelikli işgücü göçü. 17.Tarihi süreç içerisinde ilde kurulan çok sayıda kamu kurumu nedeniyle halkın Girişimciden çok devlet memuru olma arzusu. 18.Doğalgaz kullanımı ile ilgili çalışmaların gecikmesi. 19.İl ekonomisi için önem taşıyan kurumların kurulmaması (Gümrük Müdürlüğü, Kalkınma Ajansı, İhracatçılar Birliği Şubesi). c) Elazığ İlinin Bölgesel Kalkınma ve Rekabet Edebilirlik Anlamında Dezavantajları: 1. Yetersiz Ar-Ge, inovasyon, teknoloji. 2. Yetersiz iş becerileri ve girişimci. 3. Yetersiz bölgelerarası işbirliği, kümelenme ve ağ oluşturma. 4. Fiziksel ve sanayi altyapısının yetersizliği. 5. Yapısal işsizlik ve niteliksiz işgücü. 6. Finans problemi. 7. Danışmanlık hizmetlerine erişimde yetersizlik. 8. Düşük ihracat. 9. Yakıcı rekabet. VII. ELAZIĞ’DA GELİŞTİRİLEBİLECEK ALANLAR Elazığ’daki yatırım ortamının, yatırımcılar açısından hangi konularda cazibeye, hangi konularda avantajlara ve hangi konularda da dezavantajlara sahip olduğu gibi hususları içeren “Gelişim Bileşenleri”; Sanayi ve Ticaret 85 Bakanlığı Elazığ İl Müdürlüğü’nce yapılan çalışmada değerlendirilerek, Elazığ ilinde sosyo-ekonomik gelişmeyi doğrudan etkileyen unsurlar belirlenmiştir. Buna göre Elazığ; “Coğrafi Yapı, Demiryolu, İletişim, Enerji ve Organize Sanayi Bölgesi” bakımından yeterli, “Karayolu, Havayolu, Küçük Sanayi Siteleri, Üniversite-Sanayi İşbirliği, Hammadde, İşgücü, Üst Kademe Yöneticileri ve Sermaye” bakımından kısmen yeterli, “Teknoloji” bakımından ise yetersiz bulunmuştur. Tablo: 26 Elazı li Geliim Bileenleri Bileenler Corafi Yapı Karayolu Demiryolu Havayolu letiim Enerji Organize Sanayi Bölgesi Küçük Sanayi Siteleri Sermaye Hammadde Teknoloji gücü Üst Kademe Yöneticileri Üniversite-Sanayi birlii Yeterli Bulunabilirlik Düzeyi Kısmen Yeterli Yetersiz Kaynak: STB, “Elazı li Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Aratırması”, 2001, Ankara. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında da İl’in yüksek rekabet edebilirliğe sahip olduğu sektörler önceliklerine göre; • Birinci öncelikli sektör gıda ürünleri ve içecek imalatı, • İkinci öncelikli sektör metalik olmayan diğer mineraller imalatı, • Üçüncü öncelikli sektör diğer yerlerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı şeklinde belirlenmiştir. Diğer yandan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yayınlanan Ekonomik rapor 2007 çalışmasında rekabet edebilirliğin yüksek olduğu sektörler, Sanayi (Mermer, demir ve demir dışı metaller, makine, mobilya ve ahşap, plastik ve pvc sektörleri) Hizmetler (Sağlık, Turizm) ve Tarım (Su ürünler, kanatlı hayvan, bağcılık, et ürünleri, süt ürünleri, arıcılık) olmak üzere üç ana başlık altında toplamıştır. Özellikle mermer sektöründe; dünya rezervlerinin 1/3’üne sahip olan 86 Türkiye içerisinde Elazığ’ın % 8’lik payı vardır. Elazığ vişnesi adı verilen ve % 95’i ihraç edilen dünyaca ünlü özel bir mermer türü çıkarılmaktadır. Mermerde olduğu gibi üzümde de doğal markaya sahip olan ilde, krom ve kroma dayalı sanayi de bölgede çıkarılan rezervin önemli özelliklere sahip olması nedeniyle ön plandadır33. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere farklı ürün yelpazesi ile önemli bir rekabet üstünlüğüne sahip ilde, ekonomik gelişimin sürdürebilmesi ve rekabet gücünün arttırılabilmesi için inovasyon yeteneğinin kazanılarak, tüketicinin farklı beklentilerini karşılayacak özellikli ürünlerin sunulması gerekmektedir. Böylelikle, ilin ve toplumun kaynaklarının; özellikli ürün ve hizmete dönüştürülmesi ile ekonomik ve toplumsal açıdan değer yaratılması mümkün olacaktır. Küreselleşmenin beraberinde getirdiği üreteceğiniz bir malın ya da hizmetin pazarda değer ifade etmesi ve talep edilebilir olması için maliyetiyle, fiyatıyla, kalitesiyle rekabet edebilir olması, farklılığını ortaya koyması gerekmektedir. Yani üretimde; en uygun maliyeti, en uygun fiyatı ve en iyi kaliteyi yakalamak bir zorunluluktur. VIII. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE YAŞANAN GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDE ELAZIĞ İÇİN NELER ÖNERİYORUZ? Küresel ekonomik kriz sonrasında krizi en az zararla atlatarak güçlü bir ekonomik yapıyla bu krizden çıkmak isteyen ülkelerin yer aldığı dünya piyasalarında kıran kırana bir rekabet yaşanmaktadır. Bu yarışta başarılı olmanın temel şartları da sürekli kalite, ileri teknolojiye ulaşma, ürün deseninde zenginlik, katma değeri yüksek ürünlere yönelme, eğitimli ve nitelikli iş gücü ve düşük maliyet olarak belirginleşmektedir. Hammadde ve emek yoğun bir sanayi yerine; bilgi ve teknoloji yoğun, kalite egemen bir sanayi anlayışı hakim olmaktadır. Bu çerçevede dünyada meydana gelen gelişmeleri küresel ekonomik kriz, uluslararası rekabet , teknolojik yenilikler, bölgesel entegrasyonlar, sermayenin uygun yatırım ortamı araması ve yaşam kalitesindeki değişiklikler olarak sıralayabiliriz. Ülkemizi de doğrudan etkilemekte olan bu gelişmeler çerçevesinde, küresel ekonomik kriz, nüfus yapısında dönüşüm, işsizlik, bölgelerarası gelişmişlik farkı, AB uyum süreci, halkın yaşam standardı beklentisindeki artış ve özel teşebbüsün artması şeklinde sıralayabiliriz. Bu gelişmeler ışığında baktığımızda her ekonomik sistemin temel hedefinin insanın refah seviyesinin artırılması olduğunu söyleyebiliriz. Bu kap33 MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Proje- si”, 2009, Ankara, S 53-54-64. 87 samda, bir ülke ekonomisinin gelişimini sağlamak ve dünya piyasalarıyla rekabet kabiliyetini artırabilmek için de ülkenin sanayi ve ticaretinin geliştirilmesi önem taşımaktadır. Bunun için de mevcut sanayi yapısı profilinin ortaya konulması, gelişme imkân ve kabiliyetinin belirlenmesi, geleceğe yönelik yeni yatırım hedef ve stratejilerin tasarlanması ve uygulanması da üzerinde ciddiyetle durulması gereken hususların başında gelmektedir. Küreselleşme ile birlikte öne çıkan diğer bir kavram da yerelleşmedir. Bu kavramı açmak gerekirse; her ülkede yerel kaynakların, yerel dinamizmin harekete geçirilmesi kalkınma, büyüme ve refah artışı sağlamanın önemli bir şartı olarak görünmektedir. Ülkemizde ekonomik faaliyet yoğunluğuna bakıldığında yurt genelinde dengeli bir dağılım olmadığı göze çarpmaktadır. Sanayi yatırımlarının Marmara ve Ege bölgeleri dışında arzulanan seviyede olmadığı bir gerçektir. Dolayısıyla, bölgesel gelişme ve kalkınma açısından ülke düzeyinde yeterli özen ve gayret gösterilemezse sorunlar katlanarak artacaktır. Bu nedenlerle, Anadolu’nun her bölgesinde üretim ve ticari faaliyet hacminin artırılmasını bir şekilde sağlamak durumundayız. Bu da doğru yerde durmamızla mümkündür. İşte bu noktada diğer ülkelerden farklı olarak mevcut coğrafi yapımızdan kaynaklanan bölgesel farklılıklarımızı avantaj haline dönüştürüp, dinamik yapımızla destekmek; kamu, özel sektör ve sivil toplum işbirliği ile kaynaklarını etkin kullanan, yenilikçi yapısıyla rekabetçi hale gelecek, iç ve dış pazarda aranan, istihdam oranını ve yaşam kalitesini yükseltmiş bir yerel yapılanmayla mümkün olacaktır. Ülkemizde özellikle imalat sanayi sektörünün dağılımına baktığımızda sanayileşmenin büyük kentler ve limanlar etrafında yoğunlaştığını görebiliriz. Gelişmiş sosyo-ekonomik imkânlar, karayolu, demiryolu, hava ve deniz limanı gibi ulaşım imkânları, yetişmiş insan kaynağı ve sermaye birikimi ile imalat sanayi ve hizmetler sektöründe bu bölgeler merkezi konumlarını korumaktadırlar. Diğer yandan kimi bölgelerde, kendi imkânları ile gelişim göstermekte olan bazı illerimiz bölgesel kalkınmada itici güç olarak karşımıza çıkmaktadır34. Bu nedenle bölgesel kalkınmanın gerçekleşmesi için Elazığ ilinin de bölgesel bir merkez haline gelmesi bölge iller için oldukça önemli olacaktır. Bu çerçevede, Elazığ ilinin rekabet üstünlüğü sağlayarak geliştirebilmesi için ilin güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini yukarıda ele almaya çalıştık. Değerlendirmelerde göze çarpan en önemli problemler; istihdam (nitelikli eleman, yönetici), maliyetler (enerji ve hammadde), finansman, kurumsallaşma, ortak hareket kültürü ve işbirliğinin gelişmemesi, pazarlama, 34 STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara, S 41. 88 ulaşım, teknoloji, inovasyon, birbirlerini destekleyişi iş kollarının bulunmaması ve mevcut sistemde verimli üretimin gerçekleştirilememesi olarak göze çarpmaktadır. Rekabet edebilirlik anlamında gerekli ivmenin yakalanamamış olduğu ilin, rekabetçi bir yapıya kavuşturulabilmesi için öne çıkan sektörlere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte yapılacak çalışmalarda modern üretim tekniklerinin hayata geçirilerek ilin üstün olduğu alanlarda gerekli altyapının (KSS, OSB v.b.) daha da geliştirilip; kaliteli, markalaşmış ve sürekli ar-ge çalışmalarıyla desteklenen yenilikçi bir yapıyla desteklenmesi, bu kapsamda kamu ve özel sektörün işbirliği içerisinde çalışacağı bir sistem kurularak, sanayi ve ticaretin geliştirilmesi gerekmektedir. Böylece iş alemini temsil eden kuruluşların kapasitelerinin yükseltilmesi ve kurumlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi ile öngören müdahaleler, hedef bölgenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha etkin kullanılabilecektir35. Böyle bir yapılanmanın tüm bölgelerde uygulanması sonucunda rekabet edebilirlik anlamında gelişen bölgesel yapılanma ile, gelişmiş ve dünya piyasalarıyla rekabet edebilir bir ülke halini almamız mümkün olacaktır. Elbette ki tüm bu gelişmeler, önü açık büyük gelişim potansiyeline sahip Ülkemiz açısından yeterli değildir ancak, kamu ve reel sektör işbirliği ile halkımızla el ele Ülkemizin hak ettiği yere ulaşması yönündeki gayretlerimiz her platformda devam etmelidir. KAYNAKÇA DİNCER, B., ÖZASLAN, M., KAVASOĞLU, T., “İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”, DPT, 2003, Ankara. DİNCER, B., ÖZASLAN, M., “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004)”, DPT, 2004, Ankara. DPT, “Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı Pazarlama Araştırmaları Bağcılık TRB1 Elazığ”, 2007, RD-AKKM.433.TR, Ankara. DPT, “Doğu Anadolu Projesi Ana Planı Yönetici Özeti”, 2000, Ankara. ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65. Hazine Müsteşarlığı, “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2008 Raporu”, 2009, Ankara. LEBLEBİCİ, F., “Devlet Yardımları Uygulamasının Mahiyeti ve Ekonomik Göstergelerle Mukayesesi”,DPT, 2002, Ankara MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri, “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”, 2009, Ankara. Resmi Gazete, “Orta Vadeli Program (2010-2012)”, 27351 Mükerrer Sayı, 2009. Resmi Gazete, “5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, 2004. Resmi Gazete, “5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda 35 STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara. 89 Değişiklik Yapılması Hakkında 5350 Sayılı Kanun”, 2005. Resmi Gazete, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”, 2009. KOSGEB, “Saha Araştırma Çalışması Elazığ İli Özet Tabloları”, 2007, Ankara. STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 12. STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Ankara. STB, “Sivas İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Ankara. TÜSİAD, “21. yy’la Doğru Türkiye: Geleceğe Dönük Bir Atılım Stratejisi”, 1991, İstanbul. TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009, Ankara. İnternet Kaynakları: http://alomaliye.com/mustafa_bahadir_5084.htm www.dpt.gov.tr www.dtm.gov.tr www.elazig.bel.tr www.elazig.gov.tr http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf http://www.elazigbulusuyor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf www.elazigozelidaresi.gov.tr www.elazigtso.org.tr http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/gosterge/2003-05.pdf 56 -15.10.2008) http://www.gunisigigazetesi.net/kategori.php?id=1746. www.hazine.gov.tr www.iso.org.tr http://www.kobifinans.com.tr/tr/ArticlePrinter.aspx?id=21307 www.kosgeb.gov.tr www.mek.gov.tr/kutuphane/yay_tezler/tuncay_gocmen.doc. www.oib.gov.tr www.sanayi.gov.tr http://statik.iskur.gov.tr/tr/isgucu_piyasasi/isgucu_piyayasi_analiz_sonuc_2008/iller/ELAZIG www.tbb.org.tr www.tesk.org.tr www.tobb.org.tr www.tr.wikipedia.org http://www.tugsas.gov.tr/tarihce.htm www.tuik.gov.tr www.turkseker.gov.tr/ http://wikigezi.org 90 PANEL OTURUMU -1 Sanayi ve Ticaretin Gelişiminde Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi Başkan : M. Süleyman SELMANOĞLU Elazığ Belediye Başkanı Üyeler : Dr. Arif ÇANACIK Proje Gözetim Mühendislik İcra Kurulu Başkanı : Yıldız ULUCAN ARTAR Eğitim Bölüm Başkanı Elazığ Verimliliği Artırma Projesi Koordinatörü : Ali ŞEKERDAĞ Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı 91 92 Dr. Arif ÇANACIK Proje Gözetim Mühendislik İcra Kurulu Başkanı SANAYİ VE TİCARETİN GELİŞİMİNDE KÜLTÜR DEĞİŞİMİNİN YERİ VE ÖNEMİ EKONOMİK ETKİNLİK (FAALİYET) İnsanın yaşamak ve yücelmek için giriştiği her türlü iş ve bunun sonucunda elde ettiği her türlü ürün akla gelir. Üretim, tüketim ve dağıtım ile ilgili her türlü faaliyet ekonomik faaliyet olarak değerlendirilir. Buna göre avcılık, balıkçılık, tarım, hayvancılık, ormancılık, en ilkelinden en gelişmişine kadar sanayi faaliyetleri, inşaat, ulaşım, ticaret, turizm vb. işler ekonomik faaliyetlerdir. A-Birincil ekonomik faaliyetler: Tarım, orman, maden ve hayvancılık gibi doğadan doğrudan yararlanmaya dayalı faaliyetleri içerir. (Topraktan ve denizden elde edilen) B-İkincil ekonomik faaliyetler: Hammaddenin işlenerek değiştirilmesi, yeni hammadde veya ürün elde edilmesine dayalı sanayi faaliyetlerini içerir. (hammaddenin işlenerek değerli ürünlere dönüştürüldüğü sanayi faaliyetleridir. C-Üçüncül ekonomik faaliyetler: Hizmete dayalı ekonomik faaliyetleri içerir. Turizm, bankacılık, eğitim, sağlık, ulaştırma, haberleşme vb. faaliyetlere denir. Sanayi Sektörü: Her türlü tarımsal ve hayvansal ve madensel hammaddeleri işleyerek bunlardan doğrudan doğruya kullanılır maddeler ve eşyalar meydana getirme faaliyetlerdir. Örnek: Şekerpancarı veya kamışından şeker elde etmek, Pamuk, keten, yün gibi liflerden dokuma yapmak, topraktan çıkarılan madenlerden kullanılan her türlü alet ve araç yapımı gibi. 93 Tarım Sektörü: İnsanların topraktan çeşitli bitki ve ürünleri elde etmesi ve yine çeşitli evcil hayvanları yetiştirip beslemesi ve bunlardan ürünler alıp değerlendirmesi faaliyetidir. Hizmetler Sektörü: Elektrik, gaz ve su, inşaat ve bayındırlık işleri, toptan ve perakende ticaret, lokanta ve oteller, ulaştırma, haberleşme ve depolama, mali kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı iş hizmetleri, toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetler, (eğitim, sağlık, din) NÜFUSUN EKONOMİK FAALİYETLERE GÖRE DAĞILIMI • Nüfusun ekonomik faaliyetlere dağılımı ülkelerden ülkelere ve ülkeler içinde de zamana göre değişmektedir. • Çalışan nüfusa etkin nüfus denir. • 15-64 yaş arasındaki nüfus, çalışma çağındaki nüfusu (etkin nüfusu) oluşturur. Gelişmiş ülkelerde çalışma yaşı daha yüksektir ve çalışma çağındaki nüfusun tümü etkindir. Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise nüfusun büyük bölümü tüketici durumdadır. • Ülke Birincil faaliyet (Tarım) İkincil faaliyet (Sanayi) Üçüncül Faaliyetler (Hizmetler) • Gelişmiş % 10 (Çok az) % 30 (Fazla) % 60 (Fazla) • Gelişmekte olan % 50 (fazla) % 15-20 (az) % 30-35 (az) • Gelişmemiş % 90 (çok fazla) % 5 çok az % 5 (çok az) 1- Ülkemizde nüfusun geçimini sağladığı sektör birincil faaliyetlerdir. Tarımsal faaliyetlerle uğraşanların oranı; sanayileşme, hizmet sektörü94 nün gelişmesi ve kentleşme ile azalmıştır. Buna rağmen halen nüfusumuzun yarısından çoğu geçimini tarım kesiminden sağlamaktadır. 2- Çalışan nüfusun fazla olduğu ikinci sektör üçüncül faaliyetlerdir. Bu sektör tarım ve sanayi dışındaki çok çeşitli iş kollarını (ticaret, ulaşım, haberleşme, eğitim vb.) kapsar. 1955’de %8,5 olan bu oran 1980de %27,8’e,2000’de %38,6’ya yükselmiştir. Ülkemizde sanayi yeterince gelişmediği için kırsal kesimden ve tarımdan ayrılan nüfusun çoğu hizmetler sektöründe toplanmıştır. 3- Nüfusumuzun en azı (% 12,9’u) ikincil faaliyetlerde çalışır. Sanayi temel üretici sektördür. 4- Ülkemizde nüfusun sektörlere dağılımı sürekli değişmektedir. Ülkemizde tarımsal nüfus azalırken sanayi ve hizmetler sektörü gelişmektedir. Ülkemizde sanayide çalışanların oranı 1955’de % 8,2 iken 2000’de %12,9’a çıkmıştır. Gelişmemiş Ülkelerin Nüfus Özellikleri 1- Nüfus atış hızı yüksektir, genç nüfus oranı fazladır. 2- Şehirleşme oranı çok yüksek değildir. 3- Tarım önemli bir geçim kaynağıdır. 4- Bebek ölüm oranı yüksektir. 5- Yaşam standardı düşük, yaşam süresi kısadır. 6- Okur yazar oranı düşüktür. 7- Kişi başına düşen milli gelir azdır. 8- İhracatta sanayi ürünlerinin payı azdır. 9- Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşüktür. Gelişmiş Ülkelerin Nüfus Özellikleri 1- Nüfus artış hızı düşüktür, genç nüfus oranı azdır. 2- Nüfusun büyük kısmı kentlerde yaşar. 3- Tarım dışı sektörler gelişmiştir. 4- Bebek ölüm oranı düşüktür. 5- Yaşam standardı yüksek, yaşam süresi uzundur. 6- Okur yazar oranı yüksektir. 95 7- Kişi başına düşen milli gelir fazladır. 8- İhracatta sanayi ürünlerinin payı fazladır. 9- Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksektir. 10- Çalışan nüfus içinde nitelikli işçi payı yüksektir. 11- Nüfusun büyük kısmı tarım dışı sektörlerde çalışır. KALKINMA Kalkınma; ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal yapılarının değişerek insan yaşamının maddi ve manevi alanda ilerlemesi ve giderek toplumun refahının artmasıdır. Kalkınma sadece genel sayılarla belirlenen ekonomik büyümeyi içermekle birlikte bunu aşmakta, başka bir değişle GSMH’deki hızlı artışla belirlenen ekonomik büyüme yanında aşağıda sıralanan ekonomik ve sosyal değişimleri de kapsamaktadır. Bu bakımdan kalkınma sadece genel sayılarla belirlenen ekonomik büyümeyi içermekle birlikte bunu aşmakta başka bir değişle GSMH deki hızlı artışla belirlenen ekonomik büyüme yanında aşağıda sıralanan ekonomik ve sosyal değişimleri de kapsamaktadır. • Ulusal gelir dağılımının daha dengeli bir biçime doğru yönelmesi • Ülke kaynaklarının, toplumsal yapının koşullarına uygun biçimde kullanılmasını sağlayacak gerçek bir sanayi toplumuna geçilmezi • Üretim artarken her kesimde üretim biçimi ve ilişkilerinin köklü bir değişim geçirerek verimliliğin yükselmeye başlaması Alt yapı ve sosyal yatırımlarının sadece ülkenin belirli yörelerine değil, özellikle ülkenin geri kalmış yörelerine doğru yönlendirilmesi 96 • Beslenme sorunun sağlıklı beslenme koşullarına uygun olarak gerçekleştirilmesi. • Eğitim sorununda geleneksel eğitim düzeyinden ülkenin uzun dönemli insan gücü gereksinmesine yanıt verecek biçimde, çağdaş teknolojik bilgiyi de kapsayan bir düzeye yönel inmesi • Ülkenin maddi varlığı artarken, halkın yaşamının manevi yönden de zenginleşip kültürün yaygınlaşması • Çevre bilincinin sağlanması, kalkınmışlığın paralelinde çevre koruma bilincinin geliştirilmesi • Kadın ve çocuk ve insan hakları bilincinin yerleştirilmesi. • Kadınların ekonomiye katılımlarının sağlanması Kalkınma sadece ekonomide ve üretimde yeni bir aşamaya geçiş değil, toplumsal, siyasal ve kültürel bir değişim sürecidir. Kalkınmaya bu açıdan bakıldığında, geleneksel toplumun kalkınmayla birlikte kendini aşarak yeni bir topluma dönüştüğü kolaylıkla görülebilecektir. Kalkınma toplumsal bir olgudur ve toplumsal yapının içerisinde değerlendirilmelidir. “Toplumsal yapı”, sosyo-kültürel, siyasal, psikolojik ve ekonomik bütünü içine almaktadır. Başka bir ifadeyle “toplumsal yapı”, ekonomi, siyaset, kültür, eğitim ve aile gibi temel kurumların ve grupların bir kompleksidir. Kalkınma için yapılan faaliyetler yerleşim alanlarını ve buralarda yaşayan toplum kesimini etkilemektedir. Örneğin Baraj Gölleri içinde kalan yerleşim alanları ve buralarda yaşayan toplum kesiminin barajın etkileri ile sosyo-ekonomik düzenlerinin ve yaşam biçimlerinin bozulduğu ve bu nedenle göçe zorlandığı bir gerçektir. Bu olay beraberinde yeniden yerleşme, yerleştirme, çevre illerde doğal olmayan bir nüfus büyümesi, işsizlik, barınma, sağlık, eğitim, kentleşme vb. sorunların doğmasına sebep olmaktadır. KÜLTÜR Teknolojik gelişmeler ve sunulan yenilikler, toplumun kültüründe zorunlu değişmeleri de beraberinde getirecektir. Tanzimat döneminden günümüze kadar her alanda (örneğin eğitim, yasa, sağlık, tarım, kentleşme) yapılan kültür ve batılılaşma hareketleri ile toplumumuz geleneksel kültüründen koparılmıştır. Kültür değişmesi sonucunda, geleneksel olanla bağları zayıflatılan, yeni kültürü gereği gibi yorumlayacak eğitim düzeyine ulaştırılmayan toplumumuz kültürden kopma içine itilmiştir. Halkın kültür dinamizmini oluşturan adet, örf ve törelerin olumlu ve olumsuz yönlerinin tanınması, değişmenin ve yeniliğin bu değer ve normlara uygun olarak yapılması, kalkınmanın tutarlı ve sağlıklı olmasında çok önemli rol oynayacaktır Kültür araştırmalarının toplum kalkınması açısından önemi büyüktür Tarım ve Sanayinin gelişmesi, ulaşım ve teknolojinin getirdiği yenilikler, iletişimin etkisi kendine özgü yerel kültürü etkilemektedir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçen toplumumuz, bugün artık bilgi ve iletişim top97 lumuna geçiş aşamasındadır. Bu hızlı değişim ve gelişim geniş bir zaman boyutunda olmadığı için yeni yaşama biçimi bocalama yaratmıştır. Prof.E.Cook Davranışsal İktisat Dergisinde “Niçin biz Amerikalılar Japonlara benzemeyiz?” der. Verdiği cevap gerçekten ilgi çekicidir. “Japon kültürü Japonya’nın sosyal kurumları, tarihi deneyimleri, politik yapıları, moral ve etik kodları ile kültürel normları farklıdır ve politik sistem ile ekonomik sistem bu temeller üzerinde kurulmuştur” Verimli bir “Ekonomi -politika-kültür-din” ilişkisi ve işbirliği ile güçlü bir toplum yapısı ve sosyal kalkınma sağlanabilecektir Toplum, üyeleri arasında işbirliği bulunan ve bu işbirliğini denetleyen kuralların bulunduğu, coğrafi bir yeri ve ortak kültür olan; çok yada az ölçüde kurumlaşmış ilişkiler bütünüdür. Toplumsal yapı, fizik ve kültürel yapı olarak ikiye ayrılabilir. Toplumun içinde bulunduğu coğrafi mekan ve nüfus özellikleri fiziksel yapıyı meydana getirir. Toplumsal ilişkilerden kaynaklanan öğeler genel olarak kültürel yapıyı meydana getirir. Verimli bir “Ekonomi -politika-kültür-din” ilişkisi ve işbirliği ile güçlü bir toplum yapısı ve sosyal kalkınma sağlanabilecektir Elazığ Nüfus durumu Yerleşim durumu itibariyle nüfus çoğunluğunun şehir ve kasabalarda yaşadığı Elazığ’ın nüfusu [2009] yılı TÜİK adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonucuna göre 547.000’dır. Şehir merkezi’nin nüfusu ise 312.000 olarak sayılmıştır. 98 99 100 101 Yıl Nüfus 1914 10,000 - 12,000 1927 20,052 1940 25,465 1945 23,695 1950 29,317 1955 41,667 1960 60,289 1965 78,605 1970 107,364 1975 131,415 2008 389,774 Elazığ’ın hikayesi • İhracatçı İller Ligi’nde dikkat çekici bir yere sahip olan illerden biri de Elazığ. Bu il 2004 yılında 645 milyon dolarlık ihracat ile 11’inci sırada yer aldı. Elazığ, şirket başına ihracat değeri açısından ise ilk sırada yer alıyor. • Elazığ’ın İhracatçı İller Ligi’nde 2004 yılında bir sıra gerilediği görülüyor ama önceki iki yıla da bakıldığında karşımıza bir başarı öyküsü çıkıyor. Elazığ, 2001 yılında sadece 8 milyon dolarlık ihracat yapmış ve 52’nci sırada yer bulabilmişti. 2002 yılında 87 milyon dolarlık ihracat ile 25’inci sıraya yükseldi. 2003 yılında ise 543 milyon dolarlık ihracat yaparak 10’uncu sıraya kadar yükselmeyi başardı. Elazığ, maden yatakları bakımından oldukça zengin bir ilimiz. Bakır, mermer ve krom önemli ihraç kalemleri arasında yer alıyor. İhracatta son üç yılda gösterdiği yükseliş de maden ihracatıyla bağlantılı gibi görünüyor. 102 ELAZIĞ İLİ OKUL VE OKURYAZAR ORANI Elazığ • Okur yazar oranı...... Türkiye Sıra %82,31 %87,30 65 • Kadın okur-yazar oranı... %72,52 %80,62 64 • Üniversite kazanma ..... %7,57 % 8,42 16 • Liseler okullaşma...... %50,01 %36,92 5 • MESLEK LİSELERİ OKULLAŞMA ORANI... %9.68 %20.49 68 NOT: Yukarıda verilen bilgiler konuyla ilgili çeşitli kitaplardan, dergilerden, makalelerden ve devlet kurumlarının verdiği istatistiksel rapor verilerinden derlenerek hazırlanmıştır. 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 Ali ŞEKERDAĞ Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Başkan, Değerli konuşmacılar, Sayın konuklarımız ve değerli basın mensupları, 16 Temmuz 2009 tarih ve 27290 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bölgesel ve Sektörel Teşvik Uygulamasının yürürlüğe girmiş olması bu seminerimizin aslında temelini oluşturmuştur. Zira Teşvik kapsamında yatırımcılara önemli destekler sağlanan 4 ncü bölgede yer alan Elazığ, kendi imkânları ile de önemli avantajlar sunmaktadır. İşte ilin bu imkânlarını özellikle yatırımcılara anlatabilmek ve Elazığ’ın ekonomi ve sanayide geçmişten günümüze bir fotoğrafını ortaya koyma adına bu seminer düzenlenmiştir. Bu vesile ile Sayın Valimize ve deneyimlerini bizlerle paylaşan İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Sayın Hocamız Profesör Doktor Ahmet İncekara’ya ve seminerde değerli bilgilerini bizlerle paylaşan ve paylaşacak olan tüm konuşmacılara şükranlarımızı arz ediyoruz. Umuyoruz ki, bu seminer sonucunda yayınlanacak olan kitap ve sonuç bildirgesi ilimize yatırım yapma düşüncesinde olanlara bir yol haritası olur. Bununla birlikte yatırım fikri olan müteşebbislerin de yatırım yeri olarak Elazığ’ı tercih etmesine öncülük eder. Değerli katılımcılar, Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ilimizin kalkınma ve gelişmesi için tüm yönetim birimlerimizle birlikte mesai kavramından uzak şekilde yoğun bir gayretle çalışıyoruz. Önceliğimiz ilimiz kaynaklarını ekonomiye kazandırarak Türkiye ortalamasının üzerinde olan işsizlikle mücadele etmektir. Bu doğrultuda öncelikle yeni yatırımların teşvik edilmesi ve il dışında yatırımcıların ilimize çekilmesi büyük önem taşıyor. Zira ilin en önemli sıkıntı125 larının başında risk sermaye yetersizliği, müteşebbis yetersizliği ve çok ortaklı girişimlerin yetersizliği gelmektedir. Oda olarak, bu doğrultuda Ankara, İzmir, Adana, İstanbul başta olmak üzere ve öncelikle bu illerdeki Elazığlı işadamlarımızla ilişkilerimizi güçlendirerek ve bu insanların ilgisini Elazığ’a çekmek için çalışmalar yapıyoruz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz girişimlerde görüyoruz ki, hiçbir hemşerimizin Elazığ ile olan bağlarında bir kopukluk ya da isteksizlik bulunmamaktadır. Dolayısı ile eksik olan tek husus iletişim yetersizliğidir. İşte Oda olarak bu hususta İlimiz Valiliği, Belediyemiz, Üniversitemiz ve Sivil Toplum Kuruluşları ile müştereklik sağlayarak organizasyon ve faaliyetlerimizi sıklaştıracağız. Oda olarak, bu hususta asılında ilk adımı atarak konuya ne kadar ciddi yaklaştığımızı ortaya koyuyoruz. Kamuoyunun bildiği gibi Odamız Yönetim Kurulu, Meclis Üyeleri ve işadamlarımızdan oluşan 49 kişilik bir ekiple bir Anonim Şirket kurmuş bulunuyoruz. Bu şirketimizin kuruluş amacı, sermaye ve bilgi birikimlerinin birleştirilmesi kadar, il dışındaki işadamlarımıza da güven verme duygusudur. Çünkü biz Elazığ’a yatırım düşüncesinde olan işadamlarımıza “haydi gelin Elazığ’a riske girerek yatırım yapın” demiyoruz. Kendilerinin talep etmesi halinde kurduğumuz şirket vasıtası ile ortak olmaya hazır olduğumuzu belirterek her türlü riski birlikte göğüslemeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Yani gelin hep birlikte taşın altına elimizi koyalım mesajını veriyoruz. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası olarak işte böyle bir güven ortamı oluşturmuş bulunuyoruz. Seminer oturumumuzun başlığına dikkatinizi çekmek istiyorum: “Sanayi ve Ticaretin Gelişiminde Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi” işe Oda olarak bu değişimin açık örneğini bu girişimimizle ortaya koymuş durumdayız. Çünkü bu güne kadar il dışından hep birilerinin gelip yatırım yapması beklenirken, değişen ekonomik koşullar ve kültürel değişimle birlikte bugün Oda olarak diyoruz ki, “gelin birlikte yapalım” işte bu gelişme bir sürecin sonucudur. Dünya ile birlikte Ülkemiz ve ilimizde süratlice değişiyor. Elazığ ili 10 yıl, 20 yıl öncenin Elazığ’ı değil artık. İşadamı ve yöneticilerimizle birlikte birçok ili, komşu ülkeleri hatta coğrafyamıza çok uzak ülkeleri gezip görüyoruz. Gözlemlediğimiz en önemli nokta şudur: Elazığ ili yatarım yapılırken tercih edilecek çok sayıda değer içeriyor. Bunu duygusal bir yaklaşımdan çok objektif kriterleri göz önüne alarak söylüyorum. Harput tarihi süreç içerisinde, bölgenin en önemli ticaret, kültür, sanat ve medeniyet merkezi olarak dikkat çekmiştir. Bu kültürel doku ve zenginlik ku126 şaktan kuşağa aktarılarak bugün Elazığ’ı ülkemizde insan yapısı ile öne çıkaran bir değer haline gelmiştir. Harput’un merkezi coğrafi konumu dönemi içerisinde yöreye önemli bir değer katarken, Elazığ’da bugün aynı özellikleriyle öne çıkmaktadır. Özellikle sağlık, eğitim ve hizmetler sektörlerinde Elazığ’ın bölgenin merkezi konumunda hizmet vermesi ve adı geçen bu sektörlerdeki hızlı büyüme bunun en önemli göstergesidir. Elazığ önümüzdeki dönemde ise komşu ülkelere eğitim ve sağlık başta olmak üzere hizmetler sektöründe önemli hizmetler verecektir. Yaşanan kültürel, sosyal ve ekonomik değişimle birlikte dünya kaynaklarında da değişim ve farklılaşma büyük bir hızla devam ediyor. Yaşanan küresel ısınma, su kaynaklarının ve sulak alanların azalması, verimli tarım arazilerinin betonlaşması ve atıklarla kirlenmesi bölgemizi bu anlamda önemli kılmıştır. Elazığ ilinin zengin su kaynakları ve potansiyeli bugünün ve geleceğin en önemli sektörlerinin başında gelen gıda ve su üretiminde Elazığ’ı öne çıkarmaktadır. Değerli katılımcılar; Elazığ ili hem sanayi sektöründe hem de hizmetler sektöründe ekonomik potansiyeli bulunun bir kenttir. Zengin Maden ve Mermer yatakları, tarıma dayalı sanayileşme, hayvancılık yatırımları ve hayvancılık sektörüne dayalı sanayileşme hususunda alternatifler sunun şehrimiz, turizm, sağlık, eğitim, gıda, döküm, tekstil, PVC, çimento, mobilya, güneş enerjisi, demir ve demir dışı metaller gibi sektörlerde dikkat çekmektedir. İlimizde kurulu bulunan ve üç kısımdan oluşan Organize Sanayi Bölgemizde 100’e yakın firmamız çeşitli alanlarda üretimlerini sürdürmektedirler. İl genelinde 550 KOBİ statüsünde işletmemiz mevcuttur. Bununla birlikte Odamız bünyesinde hizmetlerini sürdüren KOSGEB Sinerji Odağımız tarafından yol haritası hazırlanan ve imalat sektöründe yer alan işletme sayımız ise 840’dır. Hayvan ürünleri Organize Sanayi Bölgemizde iki entegre tesisimiz modern donatılarla üretim yapmaktadır. Kuruluşunu kısa bir süre önce tamamladığımız ve Elazığ’da kamu, yerel yönetim ve sivil toplum müşterekliğinin ürünü olan TEKNOKENT 5 firma ile hizmete başlamıştır. Yine Elazığ İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) de yaklaşık 30 firma ile üretimini sürdürmektedir. İlimiz sanayi altyapısı ile birlikte yatırımların önünü açacak önemli değişimler ve gelişmeler yaşanmaktadır. Bunlardan en önemlisi Elazığ Havaalanının kargo uçaklarının iniş ve kalkışını sağlayacak yeni pistin tamamlan127 ması ve Elazığ Havaalanının, havalimanına dönüştürme girişimlerine başlanması Elazığ adına son derece önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Çünkü Elazığ havaalanı bölgenin tek sivil havaalanı olma özelliğine de sahiptir. İlimizin doğalgaz kullanımına geçmiş olması da artı bir değerdir. Fırat Üniversitesi ve Meslek Okullarımız da yetiştirilen nitelikli işgücü ile ara eleman ihtiyacı önemli ölçüde karışlanmaktadır. Bölgesel ve Sektörel Teşvik Uygulamasının ilimize sağladığı avantajları ve ilin sahip olduğu zenginlikleri içerin bir tanıtım filmi ve katalog Elazığ Valiliğimizle birlikte hazırlanmaktadır. Her iki yayınımız kısa bir süre sonra dağıtılacaktır. Bu yayınlarımızda ilimizin bir fırsatlar şehri olduğu vurgusu yer almakta olup, ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Değerli katılımcılar, konuşmamı burada tamamlarken, Seminerin ilimize yararlı sonuçlar doğurması temennisiyle, katılımınız için hepinize teşekkür eder, En derin saygılarımı sunarım. 128 SORU CEVAP SORU: Yıldız hanıma sormak istiyorum. Elazığ’da 16 eğitim vermişsiniz, bunun üzerinde de konferans vermişsiniz 7581 kişinin izlediğinden bahsettiniz, verimliliği arttırmışsınız, işletmelerin kurumsallaştığını duyduk sizden, bu da memnun etti bizleri. Bunun yanında Elazığ’da acaba bu işletmelerin üretiminin ne olduğunu araştırdınız mı hiç? Teşekkür ediyorum. YILDIZ ARTAR: Üretimin ne olduğu demekle tam neyi kastettiniz bilmiyorum ama şimdi şöyle; 150 tane anket geldi bize danışmanlıkla ilgili. Biz burada projelerimizi tanıttık. Eğitim ve araştırma olarak anketlerimizi dağıttık gerçekten diğer illere göre eğitim ve danışmanlık konusunda anketler geldi. Kendi kriterlerimize göre değerlendirdik. Geldik Ticaret ve Sanayi Odamız ile birlikte 61 işletmeye gittik. Aralarında anket doldurmayanlar da vardı haberi belki olamamış belki gelinememişti. Biz o işletmeleri de dolaştık. dolaştık derken ben eğitim bölüm başkanıyım, verimlilik ölçme izleme bölüm başkanımız ve danışmanlık bölüm başkanımız 3 tane yönetici olarak biz bir ekip oluşturduk ve ayrıca KOSGEB sinerji grubundan Tülay Hanım ve Ahmet bey her zaman yanımızdaydı onlara da çok teşekkür ediyorum. Biz firmalara gittik yöneticileri ile konuştuk, o bize yetmedi tabii. Bizden 1’den 5’e kadar sıraladıkları danışmanlık talepleri vardı. Biz bunu içimize sindiremedik dedik ki acaba bilinçli mi değil mi gerçekten buna ihtiyaçları var mı ? çünkü biz buraya belki uzun bir süre gelmeyeceğiz 81 ili dolaşıyoruz. Şu anda Kırşehir, Karabük, Nevşehir, Kastamonu illerinde çalışıyoruz ve yakın zamanda başka illere başlayacağız. İyi bir şey yapalım iyi bir eser bırakalım bir sonuç alacak firmalar olsun istedik. Her firmanın inanın süreçlerini baştan sona yani hammaddeden üretimine kadar mesela ben bu kadar, mermer firması olduğunu bilmiyordum Elazığ’da, mesela bir tanesini gezip de demedik ki diğeri de onun aynısıdır demedik. Israrla bütün mermer firmalarında bile hammaddeden, blok halinde girişinden, paketleme sürecine kadar hepsini dolaştık. Bütün firmaları böyle dolaştık. İşletme sahibiyle asıl sorunun ne olduğu üretim sürecinde mi, insan kaynaklarında mı, yönetimde mi hangi konuda olduğunu konuştuk ve daha sonra danışmanlık konusunun ne olduğunu belirleyip ona göre uzman arkadaşlarımız geldiler ve danışmanlık hizmetini verdiler. 129 SORU: Yıldız hanıma bir şey sormak istiyorum. Hep nitelikli eleman azlığından bahsediyoruz, eksikliğinden bahsediyoruz, yetersizliğinden bahsediyoruz. Sadece Elazığ’da değil bu Türkiye’de genelinde de böyle. Peki çalışma yapmış olduğunuz illerde sanayicilerimizin yanında çalışan meslek elemanları nitelikli elemanlar acaba çalışma şartlarından memnunlar mı memnun değillerse neden memnun değiller acaba çok nitelikli elemanlar neden organize sanayileri tercih etmiyor. Buna dair bir çalışma yaptık mı acaba? YILDIZ ARTAR: Evet, bunu da çok merak ettim ve ilgili ortamlada öğrenmeye çalıştım hep aslında. Ankara’da Milli Eğitim ile birlikte çok fazla işbirliği içindeyiz. Erkek teknik öğretim müdürüyle bir yarışma vardı Türkiye genelinde orada jüri üyesiydim ben, bunu ben yine orada ifade ettim dedi ki ben 40 tane kaynakçı isterim. Yok bulamıyorum dedi. Tamam ben 3 ay içersinde 40 tane kaynakçıyı yetiştirip vereceğim. Ama sen ne vereceksin diye sordum dedi. Asgari ücret veririm sadece demiş. Yani tabii sanayilerimizin de ücreti zamanında ödemesi, çalışanların iş ortamlarının düzenlenmesi, mesai saatlerinin düzenlenmesi çok önemli oluyor. Bunlar verilmediği taktirde üniversite mesela Elazığ’da belki en çok yaşadığımız o. İşletme sahibi var ama biz şimdi firmalara soruyoruz, rapor geldi mi?işletme sahibi tek kişi ise ya bilmiyorum ki hatırlamadım diyen çok fazla oldu.ama yardımcısı bu işe sahip olmuş en azından 2-3 yıllık çalışanı varsa, evet geldi biz şu şu çalışmaları yürüttük çok fazda sağladık diyen çok fazla oldu ama dediğiniz gibi nitelikli elemanla birlikte her şeyin bir bedeli var. Yani ücreti, çalışma koşulları vs. her şeyinin düzenlenmesi gerekiyor. İş adamlarımızın buna dikkat etmesi gerekiyor SORU: Arif hocamızın Elazığ ile ilgili tespitlerinde öne çıkan bir husus vardı. Meslek liselerindeki okullaşma oranının düşüklüğü ile ilgili ben Arif hocamın bunu çok yakinen bildiğini tahmin ediyorum. Bu Elazığ’ın problemi değil Türkiye’nin bir problemi ve ciddi bir problemi şimdi buradaki temel soru meslek liseleri ile ilgili olarak 1996-97’den 2007’e kadar Türkiye’nin yakın tarihte yaşadığı süreçte meslek liseleri ile ilgili olarak bildiğimiz ideolojik gerekçelerle üzerine toprak atılan bir alan oldu ve meslek liseleri bir dönemi inanılmaz kötü bir süreçte yaşadılar. Ama geldiğimiz noktada Türkiye’nin gidiş hattı ilgili olarak endişe duyan herkes, meslek liselerinin Türkiye meselesi olarak takdim etmeye başladılar. Şimdi her şey ölçülebildiğine göre 1996’dan 2007’ye kadar olan süreç içerisinde meslek liselerinin önünün ideolojik farklı gerekçelerle kesilmesinde yaşatılan Türkiye’ye travmanın ölçülebilir bir yanı var mıdır bu samimi bir sorudur maddi ve manevi olarak ölçülebilir midir? Bununla birlikte nitelikli ve ara eleman dediğimiz elemanların bu ülke ekonomisine, sanayisine kazandırılmasında bu sürece Türkiye meselesi olarak yaklaşanlar bu konuda gerçekten samimi olarak bunu öngörüp 130 bu konuda gerçek bir yaklaşım içerisine girmişler midir var mıdır bu konuda yapılan bir çalışma ben bunu merak ediyorum. DR. ARİF ÇANACIK: Ben teşekkür ederim sorunuz için. hepimiz burada iyi niyetler ve iyi amaçlarla bir araya geldik ve bir şeyler yapabilme gayreti ile ölçülebilir bir sonuç var mı?korkunç derecede bir sonuç var. Bunu yayınlamaktan ilgililer ve yetkiler çekinmektedir. Ben özel sektör de çalışıyorum. Benim başıma gelen bir hadiseden dolayı devletle Türkiye içerisinde kurumlar, belediyeler devletle çalışmıyorum. Yurtdışında devletlerle, Türkiye’de özelle çalışıyorum. Benim korkacak bir şeyim olmadığı için rahat konuşuyorum kusura bakmayın. Ölçülebiliri yayınlayabilecek cesarette bir kurum çıktığında yayınlanacak. Türkiye Cumhuriyeti de bu kadar sene maalesef kaybettirdi. Önümüzdeki yıl kriz olmasaydı şu söylenecekti. Sizin tesisatçınınız, elektrikçiniz, klimacınız, kaynakçınız aklınıza ne gelirse sertifikası olmadan maalesef o sektörde çalışamayacak arkadaşlar. Bizim kendi yetkililerimizde Yıldız hanımda biliyorlar. Buna yönelik Milli Eğitim Bakanlığı üniversiteler korkunç bir hızla çalışmamıza rağmen bu açığı kapatmamız mümkün değil. Bu kadar sene bize ara elemanı yetiştirtmediler. Sanat okulu diyince aklımıza sadece metal makine gelmesin. Sanat okulu kız meslek liselerinden tutun her bölüm sağlık meslek yüksek okullarında her bölüm sadece makine metal değil bu. Bu ara elamanlar yok. Yoksa nereden yetiştireceksin. Lise mezununa pense verip kaynak yaptıramazsınız, lise mezununa elektrik bağlatamazsınız ne kadar verirseniz verin. Bunun ölçülebilir tarafı var, ölçülmüş tarafı da var inşallah yayınlayacaklardır bir zaman gelir. Bu karar ne amaçla alınmış olursa olsun Türkiye’ye kazandırılmış bir karardır ne kadar geç kalınmış olursa olsun. sorunuz için teşekkür ederim tekrar. Ben yetişmiş eleman konusunda bir şey söyleyeyim. Çalıştığımız arkadaşlar mühendis arkadaşlar. Siz elemanınıza eğitim vermezseniz, elemanınıza yeterince ve zamanında maaşını ödemezseniz, sigortasını aldığı maaş üzerinden yapmaz iseniz, siz insanımızın size çalışana size kazandırana ben kazanmıyorum ki kazanmıyorsan iş yapma arkadaşım ben kazanıyorsam çalıştırayım işin özü eğer biz bizimle birlikte olanla ekmeğimizi bölüp paylaşmadığımız sürece çalışanımız bizi zamanı geldiğinde bir kuruşa satar. 131 132 ÇALIŞMA OTURUMU -2 Başkan : Prof. Dr. Erhan AKIN Fırat Üniversitesi Üniversite-Sanayi İş Birliği Merkezi Müdürü 3.Tebliğ : Elazığ İlinin Sağlık ve Eğitim Ekonomisi; Gelişme Beklentileri Sunan : Dr. Öner KABASAKAL T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Müdürü 4.Tebliğ : Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisinde Yeri ve Gelişme İmkânları Sunan : Doç. Dr. Kenan PEKER Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi 5.Tebliğ : Elazığ Ekonomisinde Turizm Sektörünün Yeri ve Geliştirilme İmkânlarının Değerlendirilmesi Sunan : Doç. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi 133 134 BAŞKAN: PROF. DR. ERHAN AKIN Saygıdeğer protokol üyeleri, çok değerli katılımcılar; çalışma oturumu 2’de çok değerli konuşmacılarımızın var. Spektrum da geniş, bu spektrumu toparlayıp değerlendirmek için de zamanımız daraldı. Onun için bir an önce konuşmalara başlamak istiyoruz. İlk konuşmacımız Dr. Öner Kabasakal Bey. Buyurun efendim. 135 136 ELAZIĞ İLİNİN SAĞLIK VE EĞİTİM EKONOMİSİ; GELİŞME BEKLENTİLERİ Dr. Öner KABASAKAL T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Müdürü 137 138 ELAZIĞ İLİNİN SAĞLIK VE EĞİTİM EKONOMİSİ; GELİŞME BEKLENTİLERİ I. Elazığ’ın Bölgede Bir Sosyal Ekonomi Yaratabilme Potansiyeli 1. İlin Tarihsel Geçmişi ve Gelişmeye Uygun Geleneği Elazığ ve onun tarihteki yerleşim yeri olan Harput tarihinin sosyo-kültürel ve ekonomi tarihi incelendiğinde ilin tarihsel müktesebatının eğitim ve sağlık başta olmak üzere sosyal ekonomi için uygun bir zemin sunduğunu göstermektedir. Osmanlı öncesinde bir Türk şehri olarak Harput, bütün bölgenin eğitim ve sağlık merkezidir. Harput Sancağı Akkoyunlular’dan Osmanlılara geçerken 10 medrese ve 81 kütüphaneye sahiptir. Harput bu özelliğini Osmanlı döneminde de devam etmiştir. Bir Cumhuriyet şehri olarak Elazığ ve hinterlandının Osmanlı’dan aldığı mirası görmek üzere 19. ve 20. yüzyıl eğitim verilerine daha yakından bakmak faydalı görülmektedir. Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tespitlerine göre1 19. yüzyılın son yılları ile 20. yüzyılın ilk yıllarında Harput ve bağlı yerleşim yerlerinde 28 medresenin olduğu tesbit edilmiştir. Aynı dönemde 37 iptidai, 9 rüştüye, 1 askeri rüştüye, 1 idadi okulu faaliyet göstermiştir. 1903 yılında açılan Darülmuallinin Mektebi (Öğretmen Okulu), 1915’de açılan Darülhalife Medresesi, 1921’de faaliyete geçen Nafia Fen Mekteb-i Alisi (Bayındırlık Fen Yüksek Okulu), 1904’de Gedikli (Astsubay) ve 1909’da açılan Darülharir Mektebi Elazığ ve yöresinin eğitim tarihinin zengin örnekleri arasındadır. Elazığ eğitim tarihinin kaydedilmesi gereken diğer kurumlar arasında azınlık okulları oldukça önemlidir. Elazığ ve yöresinin hoşgörüsünün Batılılaşma ve şehirleşme sürecinin sembolleri olan azınlık okulları, Meşrutiyet’in ilanından sonra göstermiştir. 20. yüzyılın ilk on yılı tamamlandığında 6 adet azınlık okulu Harput Şehir merkezinde faaliyet göstermektedir. Bunlardan 1 Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü WEB sayfası, elazıg.meb.gov.tr/elazıg-egitim-tarih.php 139 Amerikan Koleji, Fransız Koleji, Alman Mektebi’nin Harput’un mirasçısı olan Elazığ ve yöresinin entellektüel birikimine önemli katkılar sağladığı bilinmektedir. Görüldüğü gibi Elazığ ve yöresi her dereceli eğitim kurumlarına sahip geçmişi ve bunun geliştirdiği gelenekleriyle günümüzde bir sosyal ekonomi yaratmaya uygun bir tarihsel zemin sergilemektedir. 2. Elazığ ve Hinterlandının Demografik ve Sosyal Yapısı Elazığ ve hinterlandını teşkil eden iller bir eğitim ve sağlık ekonomisi yaratmak için yeterli bir nüfus büyüklüğü ve demografik yapı sağlamaktadır. Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Muş’un toplam nüfusu 1.4 milyon kişidir. Esasen Elazığ, Diyarbakır ve Malatya’nın kırsal nüfusu için de bir cazibe merkezidir. Bu nüfusun yerel bir sosyal merkez oluşturmaya yeterli bir büyüklüğü gösterdiğini kaydetmek mümkündür. Elazığ ve istatistiksel alt düzeyinin şehirleşme düzeyi % 5.5’dir. Bu oran % 70.5 olan Türkiye ortalamasının altında olmakla beraber şehirleşme hızı bakımından Elazığ ve çevre iller Türkiye ortalamasının üzerinde değerler kaydetmektedir. Elazığ ilinin verileri ise gerek istatistiksel alt düzeyi, gerekse hinterlandının çok üzerinde şehirleşme verileri sunmaktadır. Elazığ’da toplam 547.600 nüfusun % 70’i şehirlerde yaşarken, şehirli nüfusun % 84’ü, toplam nüfusun % 56’sı Elazığ kent merkezinde yaşamaktadır. Elazığ’ın son 30 yılın şehirleşme hızını karşılaştırmak ilin hızlı şehirleşmesini göstermesi bakımından olumlu veriler sunmaktadır. 1980 yılında toplam il nüfusunun % 42.4’ü şehirlerde yaşarken, bu oran 1990’da % 54,7’ye 2000 yılında % 64’e ve nihayet 2009 yılında % 70’e yükselmiş bulunmaktadır. Şehirleşme oranı bakımından Elazığ, Doğu Anadolu ortalamasının çok üzerinde verilere sahiptir. Şehirleşme oranı bakımından Türkiye’nin 15. ilidir. Bu verilerden hareketle üst düzey eğitim, bilgi ve sağlık talebi yaratan şehirli nüfus bakımından Elazığ, bir sosyal ekonomi yaratmaya aday gözükmektedir. Elazığ yüksek şehirleşme oranı yeni bir gelişme değildir. 19. ve 20. yüzyılın verileri göz önüne alındığında tarihi Harput şehrinin önemli bir nüfus barındırdığı ve bugün Elazığ’da halen güçlü olarak varlığını gördüğümüz kentsel kurumlar, sosyal davranışlar ve boş zaman değerlendirme etkinliklerinin geçmiş yüzyıllardan beslendiği anlaşılmaktadır. Elazığ, çevre illerden göç almakla beraber özellikle son yıllarda net göç veren bir il konumundadır. 2000 yılı verilerine göre Elazığ’ın toplam nüfusunun % 83’ü bu ilde doğan kişilerden oluşurken % 17’si göç ile gelen kişilerdir. İlin göç aldığı kişilerin doğum yerleri incelendiğinde Elazığ’ın çevre iller arasında bir cazibe merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Elazığ’ın bölgedeki cazibesini gösteren bir diğer veri de yaş grupları itibariyle aldığı göçtür. Ela140 zığ’a göç eden nüfus içinde en yüksek oran %30.2 ile 20-24 yaş grubu, % 16.8 ile 25-29 yaş grubudur2. Anlaşılacağı üzere Elazığ, önemli oranda eğitim ve istihdam gibi merkez özelliği sebebiyle göç almaktadır ki bu oran %22.2’ye ulaşmaktadır. Elazığ, yüksek sosyal verileri sebebiyle sosyo-ekonomik gelişmişlik göstergeleri bakımından daha olumlu bir kuruma sahiptir. 3. Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyesi Eğitim ve sağlık ekonomisi yaratma stratejisinin zemini olarak Elazığ’ın sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, projenin feasıbıl olabileceğine dair veriler sergilemektedir. Tablo: GSYH’nin ve stihdamın Yapısı (2000) GSYH Toplam stihdam Ekonomik Faaliyet çindeki Pay(%) çindeki Pay(%) Tarım 17.0 58.6 Sanayi 28.7 6.0 Hizmetler 54.3 35.4 Kaynak: Elazı l Planlama Müdürlüü Ekonomik faaliyete göre GSYİH’nın yapısı Elazığ’da oransal olarak oldukça uygun bir yapı olduğunu göstermektedir. Ancak aynı Tablo, tarım sektöründeki verimsizliği de işaret etmektedir. Bu verimsizlik, nüfusun %58.6’sının tarımda istihdama yol açmış ve ilin istihdam yapısını bozmuştur. İl planlama Müdürlüğü’nün analizlerine göre3; tarım sektöründeki yüksek istihdam, aslında istikrarlı bir azalışla bu düzeye ulaşmış ve oldukça olumlu bir eğilimi sergilemektedir. Nitekim ilde toplam istihdamın 1980 yılında %66.3’ü, 1990 yılında %63.4’ü ve 2000 yılında %58.6’sı tarım işiyle iştigal etmektedir. Tarım sektöründe gözlemlenen düşüş, 1980-2000 döneminde sanayiye yönlenmemiş, hizmetler sektörünü geliştirmiş. Aksine 1980 yılında %8.3 olan sanayide istihdam, 1990’da %6.9’a, 2000’de ise %6’ya düşmüş bulunmaktadır. Düşüş sadece oransal olarak değil, aynı zamanda reel olarak da gerçeklemiştir. Bu verilerden hareketle Elazığ’ın sanayileşme yolunda yeterince gelişme gösteremediğini kaydetmek mümkündür. Aynı sonuca ilde faaliyet gösteren imalat sanayi iletmelerinin sayı ve işletme büyüklüğü itibariyle yetersiz olduğu verisi yoluyla ulamak mümkündür. TÜİK’in yaptığı değerlendirmeye göre4; Elazığ’da çeşitli büyüklüklerde sadece 247 sanayi tesisi bulunmaktadır. 2 3 4 Elazığ Valiliği İl Planlama Müdürlüğü’nün Yayınlanmamış Verileri Elazığ Valiliği İl Planlama Müdürlüğü’nün yayınlanmamış verileri TÜİK, Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı, 2002, ss.13-21 141 Cumhuriyet Dönemi boyunca Kamu İktisadi Kuruluşları’nın yoğun yatırım ve istihdam imkânına kavuşan Elazığ’ın özelleştirme politikaları ve ülkede genel olarak özel sektör yatırımlarının artışı karşısında yeni şartlara adapte olamadığı, hızlı bir müteşebbislik kültürü geliştiremediği idari ve mali yatırım teşviklerinden yeterince faydalanamadığı anlaşılmaktadır. Farklı oranlarda ağırlıklandırılmış çok sayıda sosyal (demografik, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı ve refah göstergeleri) ve iktisadi (sanayi, inşaat, tarım, mali göstergeleri) değişkenin kullanıldığı DPT araştırmasının bulgularına göre5; 81 il arasında 36. gelişmiş ilidir. Bu sıralamasıyla Elazığ, toplam 23 ilden oluşan Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinin Gaziantep’ten sonra en gelişmiş ilidir. Malatya 41, Tunceli 52, Erzincan 58, Erzurum 60, Diyarbakır 63. sırada yer almaktadır. Bu verilerle Elazığ ili 3. derece gelişmiş iller arasındadır. Elazığ’ın bu olumlu göstergeleri hakkında iki yorum yapmak mümkündür:Birincisi bu göreceli olumluluk Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri mukayesesinden çıkmaktadır.İkincisi ise olumluluğun Elazığ’ın göreceli yüksek sosyal göstergelerinden kaynaklandığıdır. Nitekim Elazığ’ın sosyo-ekonomik verilerinin yakından incelenmesi, bulunduğu coğrafik bölgeye göre oldukça olumlu göstergelere sahip olduğunu göstermektedir. İmalat sanayi gelişmişlik sıralamasına göre Elazığ, Malatya’dan sonra Doğu’nun en gelişmiş ilidir. Nüfus yoğunluğu, sanayi ve hizmetlerde istihdam, organize sanayi bölgelerinde parsel sayısı, mali göstergeler, dış ticaret, altyapı göstergeleri bakımından ise Doğu ve Güneydoğu’nun en uygun göstergelerine sahiptir.Aşağıda değerlendirildiği gibi başta sağlık olmak üzere sosyal göstergeleri elazığ’a göreceli üstünlük sağlarkensosyal ekonomi yaratma projesi için ortam ve enerji sağlamaktadır. Bir sosyal ekonomi yaratma projesinin merkezi olabilecek olan Elazığ merkez ilçesinin göstergeleri daha olumlu veriler sergilemektedir. Toplam 872 ilçe arasında Elazığ merkez ilçesinin gelişmişlik sıralaması 71’dir. Bu sıralamayla Elazığ merkez ilçesi, bütün Doğu ve Güneydoğu’nun Gaziantep, Malatya, Erzurum ve Diyarbakır merkez ilçelerinden sonra 5. gelişmiş merkezidir6. 4. Uygun Eğitim ve Sağlık Altyapısı Elazığ, eğitim ve sağlık göstergeleri bakımından Doğu ve Güneydoğu 5 6 DPT, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2003), DPT Yayın No:2671, Ankara, 2003, ss.57-116 ve DPT, İllerin Performansları, dpt.gov.tr/bgyu/P9/dogu/elazigPER DPT, İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, DPT Yayını, Ankara 2004, ss.85-71 ve ss.173 142 bölgelerinin en uygun göstergelerine sahiptir7. Bazı eğitim göstergeleri itibariyle Türkiye ortalamasına ulaşan Elazığ, liselerde okullaşma oranı bakımından ise Türkiye’de 5.sıradadır. Elazığ, bütün kademelerde okullaşma, ilk ve orta öğretimde öğretmen başına öğrenci, yükseköğretime geçiş, toplam nüfus içinde lise ve yüksek öğretim görmüş olma gibi eğitim göstergeleri bakımından Doğu ve Güneydoğu bölgeleri içinde en iyi durumdadır. Elazığ bölgenin en eski yükseköğretim kurumuna ve geleneğine sahip ilidir. 1967 yılında kurulan Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, sadece bölgenin değil Anadolu’nun en eski teknik yükseköğretim kurumlarından birisidir. Fırat Üniversitesi Türkiye’nin 3.kuşak eski üniversitelerinden birisidir. 1975 yılında kurulan Fırat Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi’nden sonra ve İnönü ve Dicle Üniversiteleriyle beraber Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin en eski üniversitelerindendir. Fırat Üniversitesi’nin sağladığı bir diğer avantaj da üniversitelerin yeterlilik ve rekebet kriterleri bakımından sahip olduğu akademik başarıdır. Fırat Üniversitesi Bingöl, Tunceli ve Muş Alparslan Üniversitelerinin kurucusu olmakla da bölge yükseköğretiminin lider yükseköğretim kurumu olma niteliğindedir. Elazığ, sağlık göstergeleri bakımından yüksek bir gelişme potansiyeli ve sağlık sektörünü ekonomik bir kıymet haline getirme imkânına sahiptir. Devlet Planlama Teşkilatı’nın çok sayıda sağlık göstergesinin kullanılmasıyla elde edilen sağlık sektörü gelişmişlik sıralaması bakımından Elazığ, Türkiye’nin gelişmiş 8. ilidir. 81 il arasında onbin kişiye düşen hastane yatağı sayısı bakımından ise 4. sırada yer almaktadır8. II. Bir Eğitim ve Sağlık Ekonomisi Yaratma Stratejisi Sosyal yatırımların çıktılarının kısa vadede ölçülemezliği veya bazı varsayımlara dayandırılarak ölçülebildiği bilinmektedir.Sosyal yatırımların sosyal fayda olarak adlandırılan birçok çıktısının ise bütün alanlara sirayet edebilme özellikte olduğu bir veridir. Bu sebeple eğitim ve sağlık ekonomileri yaratmak üzere geliştirilecek politikalardan ve yapılacak yatırımlardan bir imalat sanayi yatırım gibi kısa vadede çıktı elde etmek mümkün değildir. Doşayısıyla sosyal yatırımların birer ekonomik değer haline dönmesini kısa,orta ve uzun vadeli stratejilere dayandırmak zorunludur. 7 8 DPT, İllerin (op.cit) ss. 121-132 DPT, İbid.İdem 143 Elazığ’da bölge, ülke ve uluslararası ölçekte birer eğitim ve sağlık ekonomisi yaratılırken atılması gereken önemli adımlar bulunmaktadır. Bunların başında ilim bölge, ülke ve uluslararası düzeyde ulaşım, haberleşme altyapısının geliştirilmesidir. Elazığ Havaalanı’nın genişletilmesi ve Havalimanı statüsüne getirilmesi gayretleri bu açıdan önemli bulunmaktadır. Elazığ’ın diğer ulaşım ve haberleşme altyapılarının yeterli düzeyde olduğu bilinmektedir. Bu durumda Elazığ’da öncelikli olarak geliştirilmesi gereken alanlar; eğitim ve sağlık sektörlerinin bilgi, beşeri ve fiziki alt yapılarıdır. 1. Eğitim Ekonomisi Yaratmak Eğitimin ekonomik bir kıymet olabilmesi bir yüksek öğretim ve araştırma altyapısına bağlıdır. Bir başka ifadeyle Elazığ’ın eğitimden ekonomik getiriler elde etmesi için bir eğitim ve araştırma ortamı olan yüksek öğretim altyapısının ileri düzeylere ulaştırması gerekli gözükmektedir. Ancak üniversitenin veya üniversitelerin eğitim ve araştırma seviyesi bakımından rekabetçi bir yapıya kavuşması ve bilgiyi know-how ‘a onu da teknolojiye dönüştürebilecek bir seviyeye ulaşmasıyla bir eğitim ekonomisi geliştirilebilecektir. Bu konuda kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejinin ve buna dayalı politika ve projelerin geliştirilmesi gereklidir. Geliştirilmesi gereken politikalar ile atılması gereken adımlar cümlesinden olmak üzere aşağıdaki hususların sıralanması mümkündür; • Elazığ’ın araştırma-geliştirme vadisi ilan edilip özel olarak teşvik edilmesi, • Fırat Üniversitesi’nin geliştirilmesi, • • Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin Geliştirilmesi • İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin Kurulması • Teknopark’ın geliştirilmesi • Araştırma merkezleri ve laboratuarların kurulması • Uygulamalı araştırmaların teşvik edilmesi Araştırma ve teknoloji geliştirmeye yönelmiş bir devlet ihtisas üniversitesinin kurulması • Nanoteknolojik Araştırma laboratuarlarının kurulması • Araştırma kampüsü kurulması - Laboratuarlar - Kuluçka merkezi 144 - Uygulamalı alanlar - Pilot üretim tesisleri - Konukevleri - Yurtlar - Alışveriş merkezleri • • İnovasyon merkezi kurulması Ulusal desteklerle bilgi, teknolojik bilgi, patent, buluş gibi bilgi ekonomisi ürünlerinin tanıtım ve pazarlaması biriminin kurulması 2. Sağlık Ekonomisi Yaratmak Sağlık hizmetleri arzının nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesiyle oluşturulabilecek olan bir sağlık ekonomisi, bir başka ifadeyle sağlığa sosyal ve temel insanlık hakkı dışında ekonomik anlamlar kazandırma işi son yıllarda ülkemiz ve Elazığ için bir hedef olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu gelişme Türkiye’nin nitelikli sağlık hizmetlerini batılı ülkelere oranla daha düşük düzeyde fiyatlandırabilmesinin tabii bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda güvenilir istatistikî bilgi bulunmamakla beraber; Türkiye’nin kısmi bir ekonomik getiri elde ettiği, ancak daha yüksek bir gelişme potansiyeli taşıdığı gözlemlenmektedir. Göreceli olarak başta sağlık hizmetleri olmak üzere uygun sosyal altyapıya sahip olan Elazığ’da akademisyenler ve yerel yöneticiler sanayileşmeye alternatif veya onun yanında bir sağlık ekonomisi yaratabileceklerini kaydetmektedir. Böylece Cumhuriyetimizin 100. yılında sağlık sektöründe açılım, Elazığ için bir hedef olarak belirlenmiş bulunmaktadır9. Sağlığın uluslararası ekonomik bir faaliyet olarak geliştiği günümüzde, Elazığ’da bir sağlık ekonomisi yaratabilmek çok yönlü ve uzun vadeli bir strateji ve gayret gerektirdiği kuşkusuzdur. Sadece fiziksel altyapının (hastane, teknoloji) veya sadece nitelikli insangücünün (hekimlerin yurt içi ve dışında eğitilmesi) hazırlanması projenin başarısı için yeterli görülmemektedir. Fiziki ve beşeri ihtiyaçların beraber ve entegre olarak karşılanması yanında uluslararası Pazar şartlarının değerlendirilip senaryolar doğrultusunda geliştirilmesi beklenmektedir. Önce bölge için yaratılması hedeflenen altyapının10 orta ve uzun vadede bir sağlık ekonomisi yaratma politikasının temeli olacağı değerlendirilmektedir. 9 www.elazıgbulusuyor.org/Strateji/VizyonuKitabı.pdf, (Sağlık Sektörü, ss.39) 10 www.elazıgbulusuyor.org/Strateji/VizyonuKitabı.pdf 145 • Bingöl, Muş, Tunceli, Diyarbakır ve Malatya illerinin sekonder ve tersiyer tedavi edici hizmetleri, • Radyoterapi, organ nakli, tüp bebek, yanık merkezi gibi özel hizmetlerin geliştirilmesi, • Hasta yakınları için konaklama ve yeme-içme tesislerinin kurulup, bir ekonomik sektör haline getirilmesi, • Yaşlılar köyü kurulması Bu temel altyapının üzerine inşa edilmesi gereken ileri araştırma ve uygulama alanlarını yaratabilmek için tıpkı inovatif bir eğitim ve araştırma ortamı yaratmak için uygulanması önerilen teşvik uygulamasının sağlık sektörünü de kapsaması gerekli görülmektedir. Bir “sağlık köyü”nün kuruluşunu öngören bu projeye göre; • • • Kısa vadede ulaşılacak hedefler ve devamlılık gösterecek adımlar; • Teşvik mevzuatının hazırlanması • Fiziki altyapının hazırlanması • Yurtiçi ve yurtdışında üstün nitelikli insangücünün yetiştirilmesi • Teknoloji transferinin yapılması • Tanıtım faaliyetlerine başlanması Orta vadede ulaşılacak hedefler ve devamlılık gösterecek adımlar, • “Sağlık Köyü”nün hizmete açılması ve akreditasyonu • Sağlık Politikaları merkezinin ihdası • Sürekli Tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi • Sağlık araştırmaları ve teknoloji geliştirme merkezinin kurulması Uzun vadede ulaşılacak hedeflerve devamlılık gösterecek adımlar, • Sağlık sektörü nanoteknolojik araştırma ve geliştirme faaliyetleri • Buluş, patent, inovasyon düzeyinde çalışmalar 3. Elazığ’da Eğitim ve Sağlık Ekonomisi Yaratmanın Finansmanı Elazığ’da ulusal ve uluslararası düzeyde bir eğitim ve sağlık ekonomisi yaratma önerisi karma bir finansman modeli ile mümkün görülmektedir. Bu çerçevede kamu, kamu eliyle teşvik edilen özel sektör uluslararası kredi ve bağışlar bir bütün olarak değerlendirilmektedir. Kamu; fiziki ve beşeri altyapı ihtiyaçlarını yönetip finanse ederken, aynı 146 zamanda idari ve mali teşviklerle de projeye katkıda bulunabilecektir. Uluslararası finansman kuruluşları kamu ve özel sektöre kredi ve bağış yoluyla projeye katkıda bulunabilecektir. Yabancı ortaklıklar, bir diğer yapı ve finansman yolu olarak değerlendirilmektedir. III. Sonuç ve Değerlendirme Bölgesel kalkınma çabalarının genellikle sanayileşme politikalarına dayandırılması yaygın bir anlayış ve tercih olmakla beraber sosyal ekonominin orta ve uzun vadede ekonomik kalkınma için en uygun politikalar olduğu bilinmektedir. Eğitimin ekonomik kalkınmaya olan etkisini anlatan “Beşeri Sermaye” teorisine dayalı olarak yapılan ampirik çalışmalar; eğitimin ülke, bölge ve kurumsal gelişme üzerindeki yüksek ve kalıcı etkisini göstermektedir. Elazığ’ın bölge ve ülke düzeyinde farklılaşarak kalkınma adına uygulayabileceği politikalardan birisi de ilde bir sosyal ekonomi yaratmaktadır. Bu yolla Elazığ, hem ilin sosyal kalkınmasını gerçekleştirirken temel insani haklardan olan eğitim ve sağlık hakkını yerine getirecek, hem de ekonomik kalkınma için en uygun zemini hazırlamış olacaktır. Esasen iktisadi ve sosyal gelişmenin bir bütün olarak, bir strateji altında ele alınmasıyla sağlıklı bir sosyo-ekonomik gelişmenin gerçekleşebilmesi mümkündür. Aksi takdirde iktisadi gelişmeye ayak uyduramayan bir sosyal gelişme, ekonomik kalkınma önünde engel oluştururken sosyal değişmenin yönünü de olumsuz olarak etkileyebilecektir. Bu noktada önemli olan husus Elazığ’ın eğitim ve sağlık sektörlerinde ulusal ve uluslararası düzeyde rekabetçi ortam ve kurumlara kavuşup kavuşamayacağıdır.Yapılan analizler Elazığ’ın bölgede bu ortam için en uygun il olduğunu sergilemektedir.Aynı şekilde Elazığ’ın bazı sınırlılıklarla beraber ülke düzeyinde de bir sosyal ekonomi ortamı yaratılabilecek iller arasında olabileceği anlaşılmaktadır.Özellikle sosyal göstergelerindeki göreceli uygunluk bu konuda yerel yöneticilere ve bölgesel kalkınma stratejilerini hazırlayan makamlara ümit verebilecek düzeydedir. Elazığ’da eğitim ve sağlık sektörlerini birer ekonomik alan haline getirmenin ancak uzun vadeli bir stratejiye dayanan bir plan ve bu plana uygun olarak hazırlanmış politika ve projelerle mümkün olabileceği bazı ulusal ve uluslararası tecrübelerden anlaşılmaktadır. 147 BAŞKAN: PROF. DR. ERHAN AKIN Dr. Öner Kabasakal’a teşekkür ediyoruz. Esasında bizim bu çalışma oturumumuzun spektrumun genişliğinden bahsettik Öner beyin sunumuyla beraber esasında şöyle bir soru da karşımıza çıkıyor. Elazığ’ın hedefi ne? Elazığ’ın ekonomik kalkınmasını konuşuyoruz ama esasında Elazığ’ı nereye götürmek istiyoruz sorusunu baştan sormamız gerekiyordu. Birinci ağızdan Öner beyi dinledikten sonra ben onun konuşmalarını tekrar etmeyeceğim ama Öner beyin söylediği bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Birincisi Elazığ’ın teknolojik olarak gelişmesi konusunda sabahtan beri birkaç kez vurgulandı. Bizim bir teknoloji geliştirme bölgemiz var. Bu, Doğu Anadolu’nun faal olan ilk teknolojik geliştirme bölgesi. Bugün aramızda Prof. Dr. Adem Şahin bey var, eski Sanayi Bakanlığı Müsteşarı, ilgili kanunu hazırlayanlardan kişilerden bir tanesi. Doğrusu konuyu çok iyi biliyor. 36 tane teknoloji geliştirme bölgesi var Türkiye’de, faal olan 21. si Elazığ’da ve biz şu anda talep karşılayamaz durumdayız. Üniversitenin içindeki öğretim üyelerinin hiç öngörülmedik şekilde sanayicilerle il içinden ve il dışından, sanayi ile olan ilişkilerinden dolayı talepleri var. Bunlar bir zaman sonra Elazığ’ın ekonomisine etkilerini göstermeye başlayacak. Şimdi Elazığ’da belki hiç beklenmeyen bir şey Teknoloji Transfer Ofisi’ni kurmak için Avrupa Birliği Projesi çerçevesinde bir proje hazırlığımız var. Bir konunun daha altını çizmek istiyorum. Hem Elazığ Ticaret Odası, hem Fırat Üniversitesi inovasyon konusunu son bir yıldır işliyorlar. Farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu da bir zaman sonra belki uzun vadede ama meyvelerini verecek hususlardan bir tanesidir. Doğu Anadolu Bölgesindeki bir üniversite için, beklenmeyen gelişmeler ve toplum tarafından birinci elden anlaşılmıyor bunlar. Bunlar, ciddi alt yapı çalışmaları ve bizim elimizi çok güçlendiriyor. Elazığ’ın kalkınması için Elazığ’ın nüfusuna baktığınız zaman doktoralı insan sayısını bir bakarsanız üniversitede 300 kişiden 1 kişi doktora alıyor. Akademik doktora yapmış insan var Elazığ’da. İşte sağlık alanındaki rakamları gördük, eğitim alanındaki, araştırmacı potansiyelimiz çok yüksek fakat bir sıkıntı var., o Türkiye’nin de sıkıntısı Elazığ’a da yansıyan bir sıkıntı. Örneğin İsveç’te doktoralıların %80’i sanayide çalışıyor, %20’si akademik ortamda üniversitede çalışıyor. Yani bu oranların bir şekilde bizde de değişiyor olması lazım. Bu insanların kendi yeteneklerine becerilerine uygun iş buluyor olması lazım esasında potansiyel var gözümüzün önünde görmemiz gerekir, bunları ortaya çıkartmamız lazım Elazığ’ın sosyo-kültürel anlamda değişmesinin esasında çekirdekleri atılmış.yani bunu belki fark etmiyoruz. Ben bunları eklemek istedim. 148 TARIM SEKTÖRÜNÜN ELAZIĞ EKONOMİSİNDE YERİ VE GELİŞME İMKÂNLARI Doç. Dr. Kenan PEKER Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi kenanpeker@selcuk.edu.tr 149 150 1. Giriş Tarım sektörü gıda maddeleri ihtiyacının karşılandığı, milyonlarca insanın geçimini sağladığı ve istihdam imkanı bulduğu, tarımsal sanayiye hammadde sağlayan ve sanayi mallarına talep oluşturan önemli bir sektördür. Bir ülkenin gelişmişliği ile birlikte tarım sektörünün ekonomideki yeri oran olarak azalmakla birlikte, tarımsal üretimin miktarı azalmamaktadır. Aynı şekilde kalkınma aşamaları göçebe, tarım, tarımsal sanayi, sanayi ve bilgi toplumları şeklinde sınıflandırılırken, asla tarımsal üretimsiz bir toplum tasavvur edilmemektedir. Tarımın önemi fizyokratlar tarafından şu sözlerle açıklanmaktadır; “Zenginliğin babası emek, anası topraktır” W. Petty. “Tarımı sev ve ona saygı göster, o büyüktür, anne kucağıdır, o devletin kılcal damarıdır” Mirabeau. “Tarım bütün sahaların başında gelenidir, onsuz hiçbir tüccar, hiçbir yazar ve hiçbir filozof olamaz, tarım dünyanın tek ve gerçek zenginliğidir” Friedrich. Bu kadar önemli olan tarım sektöründe, üretim doğal şartlara bağlı gerçekleştiği için doğal risk yüksek, çalışma koşulları ağır, sermaye devir hızı ve kar marjı düşüktür. Bu nedenledir ki tüm dünyada tarım her zaman desteklenmesi gereken bir sektör olarak belirtilmektedir. Tarımın desteklenmesi dolaylı yollarla yapılmaya çalışılmakta, bunda başarılı olunmadığı durumlarda direk müdahalelere başvurulmaktadır. Desteklemelerin veya daha geniş anlamda tarımsal müdahalelerin hedefi ise tarımsal üretimde sürdürülebilirliği temin etmek olmaktadır. Sürdürülebilirliğin ekonomik bileşeni kar olup bu çerçevede düşünüldüğünde tarımda en önemli sorun “üretim maliyetlerinin yüksek” “çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşük” olmasıdır. İyi belirlenmiş maliyet azaltıcı düzenlemeler ve pazarlama marjının düzenlenmesi tarımın ekonomik sorunlarını büyük ölçüde çözmektedir. Tarımda maliyetlerin yüksek ve çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşüklüğü kısır döngüsü gelişmiş ülkelerde “tarımsal ürünlerin katma değeri yüksek ürünlere işlenmesi ve atıkların geri kazanılması ile tarımsal girdiler üretilerek maliyetlerin düşürülmesi” şeklinde aşılmıştır. Türkiye’de maalesef bu kırılma noktası bir türlü başarılamamaktadır. Bunun temel nedeni düzenlemesi uzun zaman gerektiren tarımsal yapıdan (teknik, ekonomik, sosyal) kaynaklanmaktadır. Şöyle ki, tarım işletmelerinde ve kurumsallaşmamış tarımsal organizasyonlarda işletmeciliğin üretim ve pazarlama temel fonksiyonlarının dışındaki diğer fonksiyonları (muhasebe finansman, insan kaynakları halkla ilişkiler, Araştırma Geliştirme, Yönetim) gerçekleştirilmemek151 tedir. Tarım politikalarında ise pazar için üretimin çekiciliği, ihracatın ön plana çıkarılması, yenilik, teknolojik yayılma, yenilikçi çevre, bilgiye dayalı kalkınma anlayışı, beşeri sermayenin ön plana çıkması, yerel kültür, ilişkisel sermaye, kolektif öğrenme, karşılıklı bağımlılık ve internet gibi unsurlar uygulanamamaktadır. Mevcut politikalarda bölgesel eşitlik, ulusal ekonomik büyüme, yatırımların az gelişmiş bölgelere yönlendirilmesi, altyapının geliştirilmesi amaçlanırken, bölgesel rekabet gücünün geliştirilmesi, bölgesel ekonomilerin kapasitelerinin arttırılması ve içsel büyüme dinamiklerinin desteklenmesi için çabalar çok yenidir. Politika araçları ise kamu finansman desteği, ağırlıklı olarak kamu kaynaklarına bağımlılık, bürokratik düzenlemeler şeklinde gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de yeni bazı düzenlemelerle tarım sektörüne kamu finansman desteği yanında, koşullara bağlı örgütlenme, gönüllü ve koşullu bilgilendirme, kamunun danışma hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Tüm bu süreçte ulaşılmak istenen ulusal politikaların ön plana çıktığı ortam yerine, ulusal politikalar ile bölgesel ve yerel politikaların işbirliğinin ağırlık kazanmasıdır. Yerel uygulamacı kurum ve kuruluşların (kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri) işbirliği içerisinde çalışarak bürokrasi yerine İşletme Yönetimi mantığından yola çıkarak faaliyet göstermeleri amaçlanmaktadır. Böyle bir işbirliği yapılanmasında piyasa koşulları ve iletişim ağları gelişmenin lokomotifi olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yukarıda belirtilen genel çerçeveden yola çıkarak, Elazığ ili ekonomisinde tarımın önemini ve gelişme imkanlarını ortaya koymaktır. Konu üretim ekonomisinin Input (Kaynak, Girdi) - Output (Ürün, Çıktı) ilişkisi çerçevesinde ele alınmakta, literatüre ve istatistiklere dayalı açıklanmaktadır. Çalışmada Elazığ ilinin tarımsal üretim potansiyeli, ilin mevcut kaynakları dikkate alınarak, ortaya konulmakta, üretilen tarımsal ürünler ve tarım sektörünün sorunları belirtildikten sonra, tarımın gelişme imkanları için kısa sürede uygulanabilecek projeler ile orta vadede uygulanabilecek program önerileri sunulmaktadır. İnsanın sosyo-ekonomik bir varlık olduğu ve çevresi ile etkileşimde olduğu gerçeğinden hareketle, tarımın gelişmesi için önerilerin sosyo-ekonomik ve çevresel bileşenleriyle sürdürülebilir olmasına itina gösterilmektedir. 2. Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisi’ndeki Yeri Elazığ ilinin Gayri Safi Hasılasında tarımın (çiftçilik-hayvancılık, ormancılık, balıkçılık) payı %17 civarında olup tarım sektörünün gelişme hızı son on yılın ortalaması %2,2 olarak gerçekleşmiştir. Tarımda en yüksek pay çiftçilik-hayvancılığa aittir. İl nüfusunun yaklaşık %58’i tarımda istihdam edilmekte, nüfusun 1/3 den fazlası geçimini tarımdan sağlamakta ve tarım ilin gıda maddeleri ihtiyacını 152 karşıladığı gibi bazı tarımsal ürünler diğer illere ve yurtdışına satılmaktadır. Elazığ ilinde ziraat ve ziraatın tali faaliyetleri olarak değerlendirilebilecek avcılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde istihdam edilen 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus %58,21 iken, bu oran fazla değişmemiş ve 2000 yılı için %58,70 (113635 kişi) olarak gerçekleşmiştir (Elazığ Master Planı, s.32). İlde üretilen tarımsal ürünler 1944 yılında kurulmuş olan Elazığ Şarap Fabrikası, 1956 yılında Şeker Fabrikası, 1968 yılında Elazığ Et Kombinası, 1977 yılında Yem Fabrikası, 1971 yılında Ağın Dericilik Sanayi gibi tarımsal sanayilerde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüşmektedir. Bu veriler tarım sektörünün Elazığ ekonomisi’nde önemli olduğunu, hatta Elazığ’ın gelişmişliğin tarım ve tarımsal sanayi aşamalarında olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla denilebilir ki tarımın gelişmesi Elazığ ekonomisinin gelişmesine ivme kazandıracaktır. Tarımının gelişme imkanları söz konusu olduğunda tarım tarihinden esinlenmek, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları ve yörenin mevcut imkanlarını dikkate almak gerekir. Zira, Türkiye’de uzun yıllar tarım teknikleri (aşılama, sulama, budama, vb.), zamanla iklim şartlarından tecrit etmek (sınırlandırmak) amacıyla seracılık üzerinde durulmuş iken, tarımı gelişmiş ülkeler tarımdan en önemli kaynak olan biyolojik güç (tohumun çimlenme gücü, hayvanın üreme kabiliyeti) üzerinde yoğunlaşmışlardır. Benzer şekilde İngiltere, Almanya gibi ülkeler Endüstri devrimine önem vermiş, Japonya, ABD gibi ülkeler Toplam Kalite Yönetimi, Esnek Çalışma, Kümeleme gibi çalışmalarla Beşeri Sermayenin üretimdeki etkinliğini arttırmışlardır. Türkiye’de ise bazı illerde ağaç yetiştirilmesine önem verilmişken, kereste ile uğraşanlar, mobilya imalatçıları gibi ürüne katma değer kazandıran faaliyetlere önem veren iller daha hızlı gelişmişlerdir. Meraya dayalı hayvancılık yapanlar olduğu gibi, besicilik, mezbaha, kasap, pastırma gibi katma değeri yüksek ürün üretilmesini düşünenler olmuştur. Bugün ise tarımsal yenilikler enerji üretilmesi, biyo teknoloji, hassas tarım uygulamaları gibi konularda yoğunlaşmaktadır. Belirtilen çerçevede çalışmanın bundan sonraki kısmında Elazığ ilinin tarımsal potansiyeli, üretim durumu, ürünlerin katma değeri yüksek mamul hale getirilmesi, tarımın sorunları irdelenmekte ve ilin yapısal özelliğine uygun gelişme önerileri belirlenmeye çalışılmaktadır. Kabul görebilecek öneriler için, iyi bir paydaş analizi ve katılımcılık sağlanması ise uygulamanın başarısını artıracaktır. 3. Elazığ İlinin Tarımsal Potansiyeli ve Mevcut Durum 3.1. Doğal kaynakların durumu Elazığ’ın üretim faktörleri (doğal kaynaklar, sermaye, emek ve girişimcilik) incelendiğinde yer altı ve yerüstü kaynakları, iklim ve biyolojik güç bakı153 mından zengin bir potansiyele sahip olduğu anlaşılmaktadır. Doğal şartlar üretimi kısıtlamazken, en önemli kısıt girişimcilik eksikliğidir. Elazığ dağları, akarsuları, gölleri ve iklim özellikleri ile tarımsal üretim için büyük bir avantaj sağlamakta veya bazı yörelere göre dezavantajları en az olmaktadır. Karga Dağı (1925 m.), Kuşakçı Dağı (1908 m.), Çelemlik Dağı (1724 m), Mastar Dağı (2171 m), Hasan Dağı (2147 m) gibi önemli dağlar yenilenebilir enerji kaynakları için önem arz etmektedir. Kuzova, Hankendi, Uluova, Baskil, Yarımca, Kovancılar ve Karakoçan Ovaları bitkisel üretim için bereket kaynağıdır. Akarsuları; Murat Nehri, Peri Çayı, Karasu, Murat Nehri, Haringit Çayı, Perçenç ve Hoğu dereleri, Arapkir Çayı, Fırat Nehri, Behramaz deresi, Keydan ve Önşebgen dereleri tarımsal sulamada hayat kaynağı olmaktadır. Keza, Hazar Gölü, Cip Barajı, Keban Barajı ve Kalecik Barajı önemli su kaynaklarıdır. Toplam yerüstü su potansiyeli 22.246,9 hm3/yıl, yer altı su kaynakları (emniyetli işletme rezervi) 115,00 hm3/yıl, doğal göller toplam yüzeyi 8256ha, akarsu yüzeyleri 1528ha, baraj rezervuar toplam yüzeyi 53800 ha ve gölet rezervuar yüzeyleri 52,3 ha. dır (Elazığ Master Planı, s.24-28). Elazığ ilinde arazinin çevresel özellikleri (iklim, arazi formu, toprak yapısı ve/veya arazi örtüsü), potansiyel verim ve arazi uygunluğu dikkate alındığında üç agro-ekolojik alt bölge oluşmaktadır (Elazığ Master Planı, s.24). Yetişme periyodu tüm alt bölgelerde yeterli olmaktadır. Ağın, Baskil, Keban, Kovancılar, Merkez, Sivrice alt bölgesi ( 235 gün, Alacakaya, Arıcak, Maden, Palu alt bölgesi ( 224 gün, Karakoçan alt bölgesi ise ( 200 gün yetiştirme periyoduna sahiptir. İlde sulanabilir alanlar, tarım yapılan alanların üç alt bölge itibariyle (%50, %54, %30’unu), tarıma elverişli olan arazilerin ise (%57, %69, %32’sini) temsil etmektedir. Sulanabilirliği tespit edilen alanların yine üç alt bölge itibariyle (% 54,8, %33,9, %24,5) sulanmakta olup, sulamaya açılmayı bekleyen (%45,2, %66,1, %75,5) dir. Halk sulamaları dahil il genelindeki sulanabilir alanlar, tarım yapılan alanların %77’sini, tarıma elverişli arazilerin %38,7’sini, toplam arazilerin ise %34’ünü temsil etmektedir. İlin orman-fundalık alanı 130.403 ha., doğal ve plantasyon orman alanı 152.603 ha.dır. Doğal plantasyon içinde kışın yapraklarını döken meşeler hakim iken, yabani ardıç ve armutlar, sakız ağacı yetişmektedir. Keven, kenger, katırtırnağı, kekik otu, sumağa vb. leri önemli aromatik bitkilerdir. 3.2. Arazi varlığı ve kullanım durumu İlde tarım alanları çoğunlukla tarla tarımında kullanılmakta, sebze ve bağ-bahçe tarımında kullanılan alanların oranı düşüktür (Tablo 1). 154 Tablo 1. Elazı ilinin arazi potansiyeli ve daılımları Arazinin Cinsi Alanı (Hektar) Oran (%) 156.494 20,98 Tarla Arazisi Muhtelif Tarla 108.348 Ürünü Alanı Kullanılmayan (46.748+1.398)=48.14 Alan (Nadas+Dier) 6 69,23 30,77 Ba-Bahçe Arazisi 18.818 2,52 Sebze Alanı 5.382 0,73 Çayır Mera Arazisi 360.315 48,30 Orman Arazi 127.383 17,08 Tarım Dı ı Araziler 77.508 10,39 Toplam Arazi 745.900 100,00 ve Fundalık Kaynak: Elazı Master Planı (Ref. Tarım l Müdürlüü, 2001. 23. Elazı) Uluova, Kuzova, Hankendi, Behrimaz ve Karakoçan ovaları ağırlıklı olarak I. sınıf araziden oluşmakta, buralarda pancar, pamuk sebze ve bağ-bahçe tarımı ön plana çıkmaktadır. 3.3. Tarım işletmesi varlığı İlde yaklaşık 40.000 tarım işletmesi bulunmakta ve tamamına yakını aile işletmesi hüviyetindedir. Tarım işletmelerinin 3/4’ü bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yaparken, sırasıyla %20 ile yalnızca bitkisel üretim yapan işletmeler ve %3 ile yalnız hayvansal üretim yapan işletmeler yer almaktadır. İşletmelerin %12,8’i 9 dekarın altında araziye sahipken, 50 dekardan az araziye sahip işletmelerin payı %56,8’dir. 100 dekardan fazla arazisi olan işletmeler ise % 22,9 dur. 500 dekarın üzerinde araziye sahip işletmeler %1,2’i oluşturmaktadır. Hiç arazisi olmayan işletmeler toplam işletmelerin %2’sini oluşturmakta, yörede ileri tarım teknolojilerinin ekonomik olarak uygulanabileceği 200 dekarın üzerindeki işletme sayısı 3230, 500 dekarın üzerinde arazisi olan işletme sayısı 682 dir. İşletmelerin çoğu yalnız kendi arazisini işlemekte, yaklaşık 2088 (%4) işletme kiracılıkla arazi işlemektedir. Kiracılıkla işlenen arazi yaklaşık 40.000dekardır. Arazi kiralayan işletmeler daha çok büyük işletmelerdir (Elazığ Nitel Araştırma Raporu 2007; Elazığ Master Planı). 155 3.4.Elazığ ilinde tarımsal üretim 3.4.1. Bitkisel üretim Elazığ ili bitkisel üretim durumu dikkate alındığında 72.619 ha. (%62,56) ile tahıllar ilk sırada yer almakta, üzümsü meyveler (%8,97), baklagiller, yem bitkileri, endüstri bitkileri ve taş çekirdekli meyvelerin ekilişleri her biri için %5-5,5 civarında seyretmektedir. Bu yapıda Elazığ’da bitkisel üretim tarla ürünleri (tahıllar-72689ha., endüstri bitkileri-7.914ha. ve yem bitkileri 6.243ha.) ağırlıklıdır. Endüstriyel bitkiler içerisinde şeker pancarı, tahıl ürünlerinde buğday ve yem bitkilerinde yonca ilk sırada gelmektedir. Ekiliş % leri dikkate alındığında Elazığ ilinde tahılların payı ülke ortalamasının %20 altında, endüstri bitkilerinde yaklaşık iki kat ülke ortalamasından daha yüksektir. Yağlı tohumlar ve yumru bitkilerinde ise ülke ortalamasının yarısı düzeyindedir. Bu durum Elazığ ilinde ileri teknoloji ürünlerinin yetiştirildiğini ve dolayısıyla arazinin nispeten iyi değerlendirildiğini göstermektedir. Meyve ürünleri üretimi taş çekirdekliler ve üzümsü meyveler ağırlıklıdır. Taş çekirdekliler - Kayısı, Kiraz, Vişne, Erik. Üzümsü meyveler - Üzüm, Dut ve Çilek. Yumuşak çekirdekliler - Elma, Armut. Sert kabuklular- Badem ilk sıralarda yer almaktadır. İlde 450.000kayısı ağacı, 250.000 elma, 170.000 badem, 140.000armut, yanında her biri 100.00 ağaç civarında kiraz, vişne, erik, şeftali varlığı dikkati çekmektedir. 8.775 ha. da üzüm, 121.630 ha. dut üretimi rekabet için büyük bir potansiyel oluşturmaktadır (Elazığ Master Planı). 3.4.2. Hayvansal varlığı ve hayvansal üretim Ülke genelinde olduğu gibi Elazığ ilinde de bitkisel ve hayvansal üretim arasında denge kurulamamış, son yıllarda bu denge hayvancılık aleyhine bozulmuştur. Tarımda ileri ülkelerde hayvansal üretimin toplam tarımsal üretimdeki payı % 60-70 iken, Türkiye’de bu oran %20-25 dolaylarındadır. İlde küçükbaş hayvan potansiyeli büyükbaş hayvan potansiyeline göre daha gelişmiş durumdadır. 2004-2008 dönemi ortalaması hayvan varlığı hesaplandığında Elazığ ilinde yaklaşık 283000 koyun, 75000kıl keçisi, 125000 sığır, 900manda, 6milyon tavuk, 50000arı kovanı mevcuttur (Elazığ Master Planı; Tarım İl Müdürlüğü kayıtları). Koyun ve sığır varlığı içerisinde yerli ırklar ağırlıklı iken, kültür+kültür melezi sığır grubu % 30 civarındadır. İlde yaklaşık 450 besi sığırı işletmesi (18000hayvan kapasite), 250 besi koyunculuğu işletmesi (42000 kapasite), 140 süt sığırcılığı (1200 kapasite) ve 6 süt koyunculuğu (işletmesi 1000 kapasite), 100 et tavukçuluğu (600000kapasite) ve 10 yumurta tavukçuluğu (70000kapasite) işletmesi bulunmaktadır. Elazığ su ürünleri üretimi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Hazar gölü yanı sıra Murat ve Fırat nehirleri üzerine kurulu Keban ve Karaka156 ya baraj gölleri ile Cip ve Kalecik baraj gölleri ve diğer göletlerde yürütülen balıklandırma çalışmaları ile tatlı su balıkçılığının geliştirilmesine olumlu yönde katkı sağlanmaktadır. Toplam 52.220 hektarlık su ürünleri üretim alanı ile Elazığ su ürünleri üretim potansiyeli bakımından Türkiye’nin zengin illerinden biri konumuna getirmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliği ağırlıklı olarak kafes ve havuzlarda olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Tatlı su balık üretiminde ağırlıklı olarak sazan ve siraz üretimi gerçekleştirilmiştir. Tatlı su balıklarının yanında kerevit, sülük, midye ve kurbağa yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği tesisi yaklaşık 20 ve kapasite 250 ton/yıl dır. Elazığ’ın her ilçesinde bal üretimi yapılmaktadır. Merkez ilçe, Sivrice ve Karakoçan ilçelerinin üretim miktarı yanından diğer ilçelerdeki bal üretimi artış göstermekte ve önem arz etmektedir. 3.5. Tarımsal ürünlerin pazarlaması ve örgütlenme Çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşük olmasının temel nedeni ürün pazarlamada aracı sayısının çok ve pazarlama yöntemlerinin gelişmemiş olmasıdır. Üretici ile nihai tüketici arasında ortalama dört pazarlama aracısı bulunmaktadır. İşlenerek katma değer kazandırılan ürünlerde aracı sayısı azalmaktadır. Pazarlamada Toprak Mahsulleri Ofisi ve Kooperatifler önem arz etmektedir. TMO hububat fiyatlarının normalin altına düşmesini ve anormal derecede yükselmesini engellemeyi amaçlamaktadır. İlde 8 Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, 15 Tarım Kredi Kooperatifi, 31 Sulama Kooperatifi, 14 Su Ürünleri Kooperatifi ve 1 Pancar Ekicileri Kooperatifi faaliyet göstermektedir. Elazığ ilinde tarımsal üretim ve kısmen pazarlama dışında, finansman, insan kaynakları, araştırma ve geliştirme, yönetim gibi destekleyici faaliyetler büyük ölçüde devlet kuruluşları tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır. Tarım sektörünün işletmecilik fonksiyonları ve ilgili kurumlar aşağıdaki gibi özetlenebilir; letmecilik Fonksiyonları 1. ÜRETM (bitkisel üretim, hayvan ve hayvansal üretim, su ürünleri ) 2. PAZARLAMA 3. FNANSMAN lgili kurum, kurulu ve kiiler Tarım i letmeleri (Daınık, birbirinden habersiz faaliyette bulunan çiftçiler) Kamu, yarı kamu ve özel sektör (TMO, Ticaret Borsası, Tüccarlar, Özel irketler, Canlı Hayvan Borsası) Kamu (T.C. Ziraat Bankası) 157 ( 4. NSAN KAYNAKLARI -Halkla li kiler (Eitim, Yayım, Danı manlık) 5. ARATIRMA VE GELTRME (Ar-Ge) 6. YÖNETM ) Kamu (Tarım l Müdürlüü) Kamu ve Üniversite (Tarım ve Köyi leri Bakanlıı Ara tırma Enstitüleri, Fırat Üniversitesi Veteriner ve Su Ürünleri Fakülteleri, Köy Hizmetleri Ara tırma Enstitüsü) KAMU- ELAZI VALL (Tarım l Müdürlüü, DS Bölge Müdürlüü, Köy Hizmetleri l Müdürlüü - l Özel daresi, Çevre Orman l Müdürlüü, Toprak Mahsülleri Ofisi, vb.) 4. Elazığ ilinde tarım sektörünün sorunları ve gelişme imkanları 4.1. Tarım sektörünün sorunları Elazığ ilinde tarım sektörünün sorunları işletmecilik açısından ele alındığında şu hususlar ön plana çıkmaktadır; - Doğal kaynaklar ve işgücü varlığının etkin kullanılamaması. Ekilmeyen veya boş kalan tarım arazilerinin varlığı ve ekonomik olarak sulanabilir arazilerin henüz sulanamaması. İlde yaklaşık kadınların %56’sı erkeklerin ise %44’ü tarım sektöründe istihdam edilmesine rağmen, 24.000 kişinin işsiz (%11) olması. Bunun yanında tarımdaki gizli işsizlik de (yaklaşık % 45) dikkate alındığında işgücünün atıl kalması en önemli sorundur. - Üretim alanlarının katma değeri yüksek ürünler yerine hala büyük ölçüde tahıllara tahsis edilmesi. İlde yıllık yaklaşık 74.000hektar alanda tahıl üretimi yapılırken, toplam tarla bitkileri ekiliş alanı 91.000hektardır (Tarım İl Müdürlüğü. 2001.23.Elazığ). - Tarımsal ürün pazarlamada kamu ve yarı kamu statüsündeki borsalar ve tüccarların faaliyet gösterdiği aksak piyasalar (çoğunlukla oligopol). - Finansman için kamu sektörü hizmetinin Ziraat Bankası ile sınırlı kalması. Sanayi sektöründe olduğu gibi KOSGEB, Kredi Garanti Fonu, TTGV, Esnaf Sanatkar Kredisi gibi yapılanmaların yaygın olmaması. - Tarım İl Müdürlükleri tarafından yürütülmekte olan çiftçi eğitim, yayım ve danışmanlık hizmetlerinin daha etkin kılınması amacıyla 2006 yı- 158 lında başlatılan özel sektörün hizmet sunması sürecinin henüz yerleşmemiş olması nedeniyle bilgi, finans ve teknolojiye ulaşma sorunu. - Tarımsal araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesinde üniversite-tarım paydaşları işbirliğinin sağlanmamış olması sebebiyle çiftçilerin karşılaştıkları sorunların katılımcılıkla araştırılamaması ve araştırma sonuçlarının ülke ekonomisine katma değere dönüştürülememesi. Elazığ ilinde bitkisel üretim ve hayvancılıkta karşılaşılan sorunların örneğin Diyarbakır Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü veya Güneydoğu Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Erzurum Tarla Bitkileri Araştırma Enstitüsü veya Erzurum Hayvancılık Araştırma Enstitüsü ile yakın ilişkiler kurularak araştırılmaya çalışılması yetersiz kalmaktadır. - Sosyo ekonomik sorunlar; kırsal kesimden il ve ilçe merkezlerine göç, eğitim düzeyinin düşük, gelir düşüklüğü, karlılığın düşük (girdi teminindeki sorunlar nedeniyle maliyetlerin yüksek çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşük olması), çiftçi örgütlerinde işletmecilik bilgisi eksikliği sebebiyle örgütlenme öncesi ve sonrasındaki sürecin basit olması. Ürünlerin katma değeri yüksek gıda maddelerine işlenmemesi nedeniyle katma değer kaybı. 4.2. Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişme imkanları Elazığ ilinin kalkınması için tarım sektörünün gelişmesi önem arz etmektedir. Gelişme bir sektörde üretim, ticaret, gelir, istihdam, sermaye, servet, gibi varlıkların sadece nicel artışıdır. Kalkınma ise toplumun sosyal değişimlerinin genel bir sürecidir. Bu süreçte kurumsal yapılanmalar, toplumsal değerler, kaynak dağılımı ve teknikler olumlu ya da olumsuz yönde değişmektedir. Dolayısıyla bu süreçte “insan unsuru” statik olmayıp, gelenekleri, faaliyetleri ve davranışları gelişim ve şekillenme süreci içerisindedir. Kısaca, bireyin bilgi, duygu ve becerisi de değişim içerisindedir. Kalkınmayı üç kriter ile eş zamanlı olarak yürütmek önerilmektedir (Akyol ve Tolunay 2001); 1) “Ekonomik Kalkınma: Mal ve hizmetlerin gelişmiş bir ekonomik yapı içerisinde üretilmesiyle insanların refah ve mutluluğunu hedefleyen kalkınma. 2) “Sosyal Kalkınma”: Sosyal yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yapılan ve hizmet yönüyle ağırlıklı olan kalkınma. Bu konular; sağlık, eğitim, altyapı, şehirleşme, çevre sorunları gibi konular. 3) “İnsan kalkınması”: Bireysel ve toplumsal olarak tüm insanların, sahip oldukları potansiyellerini kalkınma için kullanmaları ve ülkenin olumlu yönde gelişmesinde yapıcı rol oynamaları. İnsan kalkınmasında bireylerin eğitilmesine büyük önem verilmekte, eğitime küçük yaşlardan Başlayarak Çağdaş İnsan Yetiştirme Yönünde Kalkınma Sağlanmaktadır”. 159 Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişmesinde önemli faktörler; - İldeki diğer sektörlerin gelişmişlik, çeşitlilik ve zenginlik derecesi, - İl nüfusun vasıflı olma düzeyi, - Sosyal sermaye oluşturma, - Uygulamacı kurumların İşletme Yönetimi anlayışı ile hareket etmeleri, - İlin diğer iller ve ülkelerle bağlantıları, iletişim ağlarıdır. Zira, ilin doğal kaynakları tarım sektörünü kısıtlamamaktadır. Belirtilen faktörler ve ilin tarımsal yapısı (teknik, ekonomik, sosyal) dikkate alındığında tarım sektörünün gelişmesi için kısa vadede uygulanabilecek bazı projeler; - İşletme yönetimi bileşenlerinde hayvancılığı geliştirme, - Çiftçilerin üretici birlikleri şeklinde örgütlenmeleri ve bu organizasyonlara profesyonel eleman yetiştirilmesi, - Biyo çeşitliliğin korunması (Su ürünleri, aromatik bitkiler), - Hazine arazilerinin üretime kazandırılması, - Yöredeki madenlerden tarımsal girdiler üretilmesi, - Dut, üzüm, kayısı, badem için hammaddelerin ürünlerine işlenmesi (fonksiyonel gıda). Arıcılıkta propolis üretimi, koyunculukta lanolin, hububat üretiminde tohum kaplama, alternatif ürün projeleri (dane mısır, çilek, kenger, keklik, sülün, tavşan), yöresel üzüm çeşitlerinin Coğrafi İşaret Tescillerinin alınması, - Tarımsal Ar-Ge, eğitim, yayım ve danışmanlık sisteminin kurulması. Bu proje önerileri Elazığ ili tarım sektörü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından belirtilen sorunlara aşağıdaki gibi eşleştirilebilir. 160 Tarım sektörünün Tarım ve Köyileri Bakanlıı tarafından belirlenmi sorunları 1-Sosyo-Ekonomik Problemler (Göç, öz sermaye yetersizlii, eitim, gelir düüklüü) 2-Üretim Problemleri (Hayvansal Üretim-Irk, damızlık, suni tohumlama, barınak, yem açıı, yem fiyatlarının yükseklii, mera problemi, çoban problemi, veteriner hizmetleri yetersizlii, verim düüklüü, igücü yetersizlii) 3-Yayım Hizmetlerindeki Problemler (yayım elemanı sayısındaki yetersizlik, kadınlara yönelik yayım eksiklii, hedef kitlenin ilgisizlii, yayım hizmetlerinde altyapı eksiklii) 4-Örgütlenmedeki Problemler (Örgütlenme eiliminin düük olması, örgütlenme öncesi ve sonrasındaki sürecin basit olmaması) 5- Pazarlama Problemleri (Pazarlamada organizasyon yapısının olmaması, kalite ve standardizasyon eksiklii, ürün ileme tesisi yetersizlii) Bu çalımadaki proje önerileriyle eletirme letme yönetimi bileenlerinde hayvancılıı gelitirme Tarımsal Ar-Ge, eitim, yayım ve danımanlık sisteminin kurulması Tarımsal Ar-Ge, eitim, yayım ve danımanlık sisteminin kurulması. Toplum tarım destei projesi. İşletme yönetimi bileşenlerinde hayvancılığı geliştirme projesi ve tarımsal Ar-Ge, eğitim, yayım ve danışmanlık sisteminin kurulması projesi şeklindeki iki projenin veya tek programın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan Elazığ ili tarım sektörü sorunlarını %80 düzeyinde çözeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda Elazığ ilinin mevcut durumu dikkate alınarak yol haritası şöyle belirlenebilir; 161 Yeterlilik Düzeyi Bileenler veya Kısıtlar Yeterli Doal yapı (Yer altı ve yerüstü kaynaklar, iklim, biyolojik güç) Sosyal altyapı Yeter siz Kara yolu ulaımı Demir yolu ulaımı Teknik altyapı Hava yolu ulaımı letiim ve ibirlii aları (Global) Kısmen Yeterli (2) Enerji varlıı ve maliyeti (7) Eitim düzeyi (4) Salık (6) (5) Teknoloji veya teknolojik altyapı gücü varlıı Sermaye varlıı ve finansman kaynakları YOK (3) Ortak Tarımsal Aratırma Merkezleri Kamu- Üniversite-Tarım Paydaları birlii (1) Görüldüğü gibi (1) Kamu-Üniversite-Tarım Paydaşları işbirliğinden sonra (2) ulusal ve uluslar arası düzeyde Ortak Araştırma Merkezi (JRC) için ağ oluşturulmasını kapsayacak şekilde İşletme Yönetimi Bileşenlerinde Hayvancılığı Geliştirme Projesi için iletişim, (3) Hayvancılığı Geliştirme Projesinin Ortak Uygulanması (daha sonra Ortak Tarımsal Araştırmalar Merkezi (JRC) kurulması), ... şeklinde bir yol haritası amaca ulaşmak için uygun yol haritasını oluşturmaktadır. Orta vadede yapılabilecekler - Sosyal sermaye oluşturma (Araştırma merkezleri, küçük iş geliştirme merkezleri, teknoloji transfer merkezleri, tek durak ofisleri, vb.) - Toplum tarım desteği projesi (CSA modeli) - Paydaşların işbirliğinde (kümeleme analizi) doğal veya organik üretime geçiş 162 - İlçeler veya ovalar itibariyle gelişme programlarının hazırlanması ve uygulanması Elazığ merkez ilçede hayvancılığı geliştirme, hayvan altlığı, kompost, turf, bunlarla ilgili alet-ekipman ve paketleme malzemesi üretilmesi, doğal veya organik gıdalar, biyogaz gibi yedi projeden oluşan gelişme programının uygulanması önerilebilir. Ancak, Türkiye’deki uygulamalar programı bütünler olarak görmek yerine altyapı oluşturmadan bir biyogaz projesi şeklinde gerçekleştiği için başarısız olmaktadır. Elazığ ilinde böyle bir programın belirtilen ön projelerin uygulaması sonrasında biyogaz üretim aşamasına hazır hale gelmesi için en az 5 yıllık süre tahmin edilmektedir. Kısa ve orta vadedeki uygulamaların Elazığ valiliğinin koordinatörlüğünde; - Üniversite-tarım paydaşları işbirliğinde başlatılması, - Avrupa Birliği’nin Fikirler, Kariyer, Değişim, Hibe ve Ar-Ge programlarından azami düzeyde yararlanmayı sağlayacak bir koordinasyonda yürütülmesi, - Ulusal ve uluslar arası işbirliği ağlarında öncelikle yörede bir Tarımsal Araştırma Merkezi kurulması olmak üzere, zamanla tarımla ilgili Küçük İş Geliştirme Merkezi, Tek Durak Ofisleri gibi entelektüel yapının oluşturulması, - AB’nin değişim programlarıyla oluşacak işbirliği ağlarında kamu, çiftçi organizasyonları, araştırma kurumları işbirliğinde ulusal ve uluslar arası düzeyde yörenin öncelikli tarım ürünlerinde Tematik Alan Komiteleri ve Alt Çalışma Gruplarının kurulması gibi iş, görev ve genel çevre sisteminde işlevlik kazandırılması tarım sektörünün gelişmesinin sürdürülebilirliğinde çok önemli olacaktır. 5. Sonuç Gelişmiş yöre ve ülkelerden Know-How, Benchmarking, Teknoloji Transferi ve Network faaliyetlerine önem veren insanı misafirperver olarak bilinen Elazığ, AB ve ABD gibi ülkelerle tarımsal yayım ve danışmanlık işbirliğinde tarım sektörünün Yönetim fonksiyonunu, yörede kurulacak Ortak Tarımsal Araştırma Merkezleri (Hayvancılık, üzümsü meyveler, aromatik bitkiler) ile tarım sektörünün Ar-Ge fonksiyonunu, Ar-Ge ve inovasyon ile katma değeri yüksek ürünler üretilmesi sayesinde, üretim fonksiyonunun eksik kalan kısmını, işbirliği sürecinde hareketlilik programları ile İnsan kaynakları ve halkla ilişkiler fonksiyonunu ve nihayet iş çevresi, görev çevresi ve genel çevrede oluşturacağı dostluklarla yurtdışı pazarlama fonksiyonunu tamamlayarak tarım sektörünün gelişmesini sürekli kılacaktır. Böylece tarımda sa163 dece ekonomik gelişme değil sosyo-kültürel gelişme de gerçekleşmiş olacaktır. Elazığ ilinde istatistiklerin toplanması ve geliştirmesi, sosyo-ekonomik analizlerin yapılması konularında yeterli çalışmaların varlığı (çalışmada büyük ölçüde yararlanılan Elazığ Master Planı, Elazığ Sanayi Potansiyeli, Elazığ Nitel Araştırmalar Raporu, gibi önemli çalışmalar) dikkate alındığında, Eylem Planı başlatılması aşamasındadır. Girişimciler ve yatırımcılar için bilgi sağlamak ve teknik destek vermek amacıyla ilçeler veya ovalar bazında tarım sektörü gelişme programlarının hazırlanması, yabancı yatırımcıların bölgeye çekilmesi için gerekli tanıtım çalışmalarının yapılması ve finansman konusunda yatırımcılara bilgi sağlanması süreci hızlandıracaktır. İşletme Yönetimi anlayışıyla hareket edildiğinde Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişme olanakları için Eylem Planının aşamaları şöyle özetlenebilir; - Tarım sektörüne yönelik Eğitim, Araştırma, Yayım ve Danışmanlık hizmetlerinin sunulması. Bu amaçla tarım ve doğal kaynaklar programı, aile programı, gençlik programı ve topluluk programlarını kapsayacak şekilde yurtdışı organizasyonlarla işbirliğinde öncelikle çiftçi eğitim, yayım ve danışmanlık faaliyetlerinin başlatılması ve tüm bölgeyi kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması. - En kısa sürede yörede Elazığ ili veya TR1 Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illeri “Tarım sektörü gelişme programları” hazırlanarak Avrupa Birliği’nin Tarım, Gıda, Biyoteknoloji, Sosyo-Ekonomi, Çevre ve diğer bileşenlerinde Fikirler, Kariyer, Değişim, Hibe ve Ar-Ge projelerinden azami düzeyde yararlanılmasını sağlayacak bir koordinasyon biriminin kurulması, - Ulusal ve uluslar arası işbirliği ağı kurularak hibe ve diğer finansal kaynaklardan yararlanarak Tarımsal Araştırma Merkezi, Küçük İş Geliştirme Merkezi, Tek Durak Ofisleri gibi entelektüel sermayenin oluşumunun sağlanması, - Çiftçi organizasyonları, kamu ve araştırma kurumları işbirliği ağının ulusal ve uluslar arası düzeyde oluşturulması sayesinde Tematik Alan Komiteleri ve Alt Çalışma Grupları kurulması ve uluslararası komiteler ve çalışma grupları ile işbirliğinde çalışılması, - Yörenin sahip olduğu doğal kaynaklar dikkate alınarak tarımsal girdi imalatına girilmesi ve bölgenin girdi ihtiyacının düşük maliyette karşılanması, - Tarımsal ürünlere katma değer kazandıracak işleme, depolama ve 164 paketleme faaliyetlerine önem verilmesi, - Her ilçenin sahip olduğu potansiyel dikkate alınarak proje yerine Gelişme Programları anlayışıyla çalışılması. - Gelişmiş yörelerden Know-How, Benchmarking, Teknoloji Transferi ve Network faaliyetlerine önem verilmesi gerekmektedir. 6. Kaynaklar Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), 2006. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013), Özel İhtisas Komisyon Raporları Ankara. EC, 2007. Agriculture and Rural Development, European Commission, http://ec.europa.eu/agriculture Elazığ Master Planı, 2003. Elazığ Valiliği Elazığ Nitel Araştırma Raporu, 2007. ETİM, 2005. Elazığ İli Tarım Master Planı, Elazığ Tarım İl Müdürlüğü, Elazığ. ETSO, 2006. Ekonomik Rapor 2005, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, Elazığ. FAO, 2008. http://www.fao.org. İAV, 2008. İktisadi Araştırmalar Vakfı, http://www.iav.org.tr İnan, İ.H., 2009. Kırklareli ilinin gelişmesinde tarım ve hayvancılık sektörünün yeri ve önemi. İAV yay. İstanbul TKİB, 2008. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, http://www.tarim.gov.tr 165 166 ELAZIĞ EKONOMİSİNDE TURİZM SEKTÖRÜNÜN YERİ VE GELİŞTİRME İMKÂNLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi 167 168 GİRİŞ Elazığ sahip olduğu doğal, sosyal ve kültürel özellikleri ile bulunduğu bölgede farklılıklar arz eden bir yerleşimdir. Bölgenin sahip olduğu özellikler ile turizm alanında ilerleme kaydetmesi ile bölgenin ekonomisine, istihdamına ve sosyal yönden gelişmesine katkıda bulunabilir. Türkiye’de ve Dünya’da turizm sektörünün gösterdiği gelişme ve turizm hareketlerine katılanların tercihlerindeki değişimler Elazığ gibi turizm altyapısına sahip bölgelere dikkatleri çekmektedir. İlerleyen bölümlerde inceleneceği üzere, Elazığ, turizm sektörüne konu olabilecek önemli doğal, kültürel ve sosyal değerlere sahiptir. Bu değerlerin açıklamasına geçmeden önce İl’in mevcut turizm altyapısını ve talep özelliklerini incelemekte yarar bulunmaktadır. ELAZIĞ’IN TURİZMİNİN TALEP ÖZELLİKLERİ Elazığ’a yönelik turizm talebini incelerken iki ayrı veri kaynağından yararlanılmıştır. Bunlardan ilki, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “Turizm İşletme Belgesi” alan, ikincisi ise Belediyesi Belgeli tesislerdeki konaklama verileridir. Ek-1.’de, Turizm işletme ve belediye belgeli konaklama tesislerinde konaklayanların 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin verileri yer almaktadır. Veriler, Elazığ’a yönelik talebin yetersiz olduğunu göstermektedir. Her iki kategorideki tesislerdeki konaklama rakamları özellikle yabancı ziyaretçiler bakımından iç açıcı değildir. Benzer durum geceleme ‘(Ek-2), ortalama kalış (Ek-3) ve doluluk oranları (Ek-4) ile ilgili verilerde de söz konusudur. Elazığ ile ilgili turizm talep verileri bölgenin mevcut durumda talep görmediğini ortaya koymaktadır. ELAZIĞ’IN SWOT ANALİZİ Bilindiği üzere SWOT analizi adı verilen değerlendirme şekli, herhangi bir konuyu; “Güçlü Yönler”, “Zayıf Yönler”, “Fırsatlar” ve “Tehditler” olmak üzere dört boyutlu olarak inceler. Bu bağlamda Elazığ turizmini incelediğimde şu bilgilere ulaşılmaktadır. 169 Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri: Elazığ turizminin güçlü yönleri 16 maddede özetlenebilmektedir. Aşağıda da görüleceği üzere Elazığ’ın turizmdeki güçlü yönleri daha çok kültür, doğal kaynaklar ve sosyo-ekonomik gelişimi ile ilgili faktörlerden oluşmaktadır. Elazığ’ın turizmdeki güç yönleri şu şekilde sıralanabilir: 1. Zengin kültür, 2. Zengin tarihi geçmiş, 3. Ulaştırma altyapısı, 4. Fırat Üniversitesi, 5. Turizmle ilgili yüksekokul, 6. Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, 7. Göller (3 adet), 8. Akarsular (12 akarsu), 9. Özgün kültür yapısı, 10. Bozulmamış doğa, 11. Harput, 12. Jeotermal kaynaklar, 13. Bölge illeri ile bütünleşmiş turizm yapma olanağı, 14. Dağ turizmine uygun altyapı, 15. Hipodrom, 16. Kentsel altyapı. Elazığ Turizminin Zayıf Yönleri: Elazığ turizminin zayıf yönleri daha çok tanıtım, planlama ve altyapı gibi unsurlardan oluşmaktadır. Elazığ’ın turizmdeki zayıf yönleri şu şekilde sıralanmaktadır: 1. Yetersiz konaklama altyapısı, 2. Plansız gelişme, 3. Yetersiz tanıtım, 4. Büyük kentlere uzaklık, 5. Altyapı yetersizlikleri, 170 6. Yöre illerinin terörle anılması. Elazığ Turizminin Fırsatları: Elazığ turizminin fırsatları, turizm sektörünün Türkiye ve Dünya’daki gelişme eğilimleri ile ilgili konulardan meydana gelmektedir. Bunlar; 1. Kültür turizmine yönelik talepteki artış, 2. Bozulmamış doğaya özlemin artması, 3. İç turizmin gelişmesi, 4. Terörün azalmaya yüz tutması, 5. Doğu illerine yönelik merak, 6. Samimi insan ilişkilerine olan ihtiyacın artışı, 7. Kitle turizmine olan talepteki değişiklik. Elazığ Turizminin Tehditleri: Elazığ turizminin tehditleri de sosyo-ekonomik, planlama ve ekonomik gelişmeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. 1. Terörün artması gibi bir durumun ortaya çıkması, 2. Tarihi alanların korunamaması, 3. Rakip destinasyonların öne çıkması, 4. Plansız büyüme, 5. Ekonomik krizler. Elazığ’da Geliştirilmeye Uygun Turizm Çeşitleri Elazığ’da geliştirilmeye uygun olan turizm çeşitleri, daha çok yörenin sahip olduğu kültürel, doğal ve sosyo-ekonomik gelişmişlik konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu turizm çeşitleri aşağıdaki konular üzerinde yoğunlaşmaktadır. 1. Kültür turizmi, 2. Termal turizmi, 3. Kuş gözlemciliği turizmi, 4. Ekoturizm, 5. Etkinlik turizmi, 6. Kongre turizmi, 7. Gastronomi turizmi, 171 8. Treakking, 9. Su avcılığı, 10.Kara avcılığı, 11. Doğa yürüyüşü, 12.El sanatları, 13.Eğitim turizmi. Elazığ Marka Kent Olarak Konumlanabilir mi? Günümüzün dünyasında ülkeler, bölgeler veya yöreler markalaşma yoluna gitmeye başlamışlardır. Adına kısaca “Kent Markası” denilen bu yönelimler ile şehirler, kendilerini simgeleştiren, başka kentlerden ayıracak semboller bulma uğraşı içerisindedir. Kent markası kısaca; “söz konusu kenti ve onun sahip olduğu olanakları diğer şehirlerden ayıran, hem rasyonel hem de duygusal nitelikteki, özgün inançlar kümesi” olarak tanımlanmaktadır. Kent markası imajı ise, “kitlelerin kent ismini duyduklarında ne düşündüklerinin toplamı” olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda Elazığ’ın da bir kent markası çalışması içerisine sokulması, şehrin bir marka imajının oluşturulmasında yarar bulunmaktadır. Dünya’da pek çok kentin markası bulunmaktadır. Bunlar arasında en bilinenleri şunlardır: 1. “I love New York”, 2. Festivaller şehri Roshester (ABD), 3. Sağlık kenti Houston, 4. “Fresh air in Colorado”, 5. Moda şehri Milano, 6. Cannes Film Festivali, 7. Romantizmin başkenti Paris. Ülkemizde de bazı şehirler kent markası oluşumu çalışmaları içerisine girmişlerdir. Bunlar arasında; 1. Güneşin doğduğu şehir Samsun, 2. Sanayi şehri Gaziantep, 3. Oksijen diyarı Ordu, 4. Turizmin başkenti Antalya, 5. Peygamberler şehri Şanlıurfa, 6. Şehzadeler şehri Amasya yer almaktadır. 172 Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “2023 Vizyonu” çalışmaları kapsamında bazı kentleri “Kültür Marka Kenti” olarak konumlandırılmasının amaçlandığını açıklandı. Bu kentler şunlardır: • Adıyaman, • Amasya, • Bursa, • Edirne, • Gaziantep, • Hatay, • Kars, • Konya, • Kütahya, • Manisa, • Mardin, • Nevşehir, • Sivas, • Şanlıurfa, • Trabzon. Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? Elazığ’da turizmi geliştirmek amacıyla nelerin yapılabileceğine ilişkin önerileri de şu şekilde özetlemek mümkündür. Araştırma: Öncelikli olarak Elazığ’ın turizm potansiyelinin ve geliştirilme olanaklarının teknik çalışmalar ile ortaya konulması gerekmektedir. Bu amaçla; • Envanter çalışması yapılmalı, • Geliştirilme olanaklarının ortaya konulabilmesi için Arama Konferansı düzenlenmeli, • Turizm Gelişim Planı hazırlanmalı. Örgütlenme: Kamu ve özel sektörün birlikte katılımı ile “Elazığ Kent Tanıtım Konseyi”nin oluşturulmalıdır. Oluşturulacak Konsey’de Elazığ’ın ülke içinde ve ülke dışında tanıtılması amacıyla kamu ve özel sektör temsilcileri üye olarak yer almalıdırlar. Söz konusu Konsey’e akademik kurumlardan ve yerel yönetimlerden de üyeler yer almalıdır. 173 Tanıtım: Tanıtım ile ilgili çalışmalar aşağıdaki maddelerde özetlenebilir. • Kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesiyle Elazığ Kent Tanıtım Konseyi’nin oluşturulması, • Ulusal ve uluslararası ticari fuarlarda sürekli tanıtım, • Konusu bütünüyle Elazığ’da geçen dizi film çekimlerinin teşvik edilmesi, • Güzergah haritalarının hazırlanması, • Tanıtım stratejilerinin belirlenmesi. Altyapı çalışmaları: 1. Turizm talebine konu olan yörelerde altyapı çalışmalarının hızlı bir şekilde tamamlanmalı, 2. Elazığ’ın kültür haritası hazırlanmalı, 3. Elazığ’da’ yapılacak yeni otellerin kongre turizmine uygun büyüklükte, sayıda ve uygun şekilde inşaa edilmesi sağlanmalı, 4. Rehberli şehir turu yapan otobüslerin seferlere konulmalı, 5. Üç boyutlu (Bölgesel, Yöresel, Kentsel) tanıtım ve pazarlama çalışmalarının geliştirilmesi ve buna uygun tanıtım materyalleri hazırlanmalı, 6. Elazığ’ın turizmi ile ilgili web sayfasının hazırlanması. Bu web sayfasında Elazığ’ın turizm arz kaynaklarına ek olarak konaklama tesislerine rezervasyon yapabilme fonksiyonunun da olması sağlanmalı. Eğitim Çalışmaları: 1. Kent rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi, 2. Yöresel rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi, 3. Nitelikli eleman sayısının artırılması, 4. İhtisas rehberlerinin yetiştirilmesi (doğa, yürüyüş, müze, vb.). SONUÇ Açıklamalardan anlaşılacağı üzere Elazığ, pek çok yönüyle turizm sektörünün gelişme potansiyeli olan bir bölgedir. Bölge ile ilgili yapılacak araştırma, planlama, tanıtım ve eğitim çalışmaları ile yörede turizm hareketlerinin geliştirilmesi çalışmalarına bir an önce başlanmasında yarar bulunmaktadır. 174 EKLER Ek-1. Konaklama Verileri Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri YILLAR 2005 2006 2007 Yabancı 686 623 549 Yerli 20.722 37.435 43.946 Toplam 21.408 38.058 44.495 (Belediye Belgeli Tesisler) Yabancı 29 45 158 Yerli 12.086 13.201 62.454 Toplam 12.115 13.246 62.612 E-2. Geceleme Verileri Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 Yabancı 827 1.230 1.302 Yerli 27.601 55.958 67.089 Toplam 24.428 57.188 68.391 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri Yabancı 61 50 252 Yerli 20.007 20.611 103.648 Toplam 20.068 20.661 103.900 175 Ek-3. Ortalama Kalı Süreleri Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 Yabancı 1,2 2,0 2,4 Yerli 1,3 1,5 1,5 Toplam 1,3 1,5 1,5 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri Yabancı 2,1 1,1 1,6 Yerli 1,7 1,6 1,7 Toplam 1,7 1,6 1,7 Ek- 4. Doluluk Oranları Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 Yabancı 0,64 0,62 0,65 Yerli 21,45 28,08 33,66 Toplam 22,09 28,70 34,32 Belediye letme Belgeli Konaklama Tesisleri 176 Yabancı 0,06 0,05 0,06 Yerli 18,71 19,27 31,10 Toplam 18,76 19,32 31,18 ELAZIĞ EKONOMİSİNDE TURİZM SEKTÖRÜNÜN YERİ VE GELİŞTİRME İMKÂNLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Elazı’ın Turizminin Mevcut Talep Durumu Ziyaretçi Sayısı YILLAR Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 686 623 549 20.722 37.435 43.946 21.408 38.058 44.495 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri 29 45 158 12.086 13.201 62.454 12.115 13.246 62.612 Elazı’ın Turizminin Mevcut Talep Durumu Geceleme Sayısı YILLAR Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 827 1.230 1.302 27.601 55.958 67.089 24.428 57.188 68.391 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri 61 50 252 20.007 20.611 103.648 20.068 20.661 103.900 177 Turizminin Mevcut Talep Durumu Ortalama Kalı Süresi YILLAR Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 1,2 2,0 1,3 1,5 1,3 1,5 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri 2,1 1,1 1,7 1,6 1,7 1,6 T i i i M T l Yabancı Yerli Toplam Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri 2005 2006 2007 0,64 0,62 0,65 21,45 28,08 33,66 22,09 28,70 34,32 Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri 0,06 0,05 0,06 18,71 19,27 31,10 18,76 19,32 31,18 Elazı’ın Turizm Arzı Seyahat Acenteleri (2009) Gruplar A Grubu B Grubu C Grubu Toplam 178 1,6 1,7 1,7 D Turizminin Mevcut Talep Durumu Doluluk Oranları YILLAR Yabancı Yerli Toplam 2,4 1,5 1,5 Sayı 10 1 11 Elazığ’ın Swot Analizi • Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri: 1) Zengin kültür, 2) Zengin tarihi geçmiş, 3) Ulaştırma altyapısı, 4) Fırat Üniversitesi, 5) Turizmle ilgili yüksekokul, 6) Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, 7) Göller (3 adet), 8) Akarsular (12 akarsu), Elazığ’ın Swot Analizi • Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri: 9) Özgün kültür yapısı, 10) Bozulmamış doğa, 11) Harput, 12) Jeotermal kaynaklar, 13) Bölge illeri ile entegre turizm yapma olanağı, 14) Dağ turizmine uygun altyapı, 15) Hipodrom, 16) Kentsel altyapı. 179 Elazığ’ın Swot Analizi • Elazığ Turizminin Zayıf Yönleri: 1) Yetersiz konaklama altyapısı, 2) Plansız gelişme, 3) Yetersiz tanıtım, 4) Büyük kentlere uzaklık, 5) Altyapı yetersizlikleri, 6) Terör. Elazığ’ın Swot Analizi • Elazığ Turizminin Fırsatları: 1) Kültür turizmine yönelik talepteki artış, 2) Bozulmamış doğaya özlemin artması, 3) İç turizmin gelişmesi, 4) Terörün azalmaya yüz tutması, 5) Doğu illerine yönelik merak, 6) Samimi insan ilişkilerine olan ihtiyacın artışı, 7) Kitle turizmine olan talepteki değişiklik. 180 Elazığ’ın Swot Analizi • Elazığ Turizminin Tehditleri: 1) Terörün artması, 2) Tarihi alanların korunamaması, 3) Rakip destinasyonların öne çıkması, 4) Plansız büyüme, 5) Ekonomik krizler. Elazığ’da Geliştirilmeye Uygun Turizm Çeşitleri 1) Kültür turizmi, 2) Termal turizmi 3) Kuş gözlemciliği turizmi, 4) Ekoturizm, 5) Etkinlik turizmi, 6) Kongre turizmi, 7) Gastronomi turizmi, 8) Treakking, 9) Su avcılığı, 10) Kara avcılığı, 11) Doğa yürüyüşü, 12) El sanatları, 13) Eğitim turizmi. 181 Elazığ Marka Kent Olarak Konumlanabilir mi? • Kent markası; Kentin sahip olduğu olanakları diğer şehirlerden ayıran, hem rasyonel hem de duygusal nitelikteki, özgün inançlar kümesidir. Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? • Kent marka imajı; Kitlelerin kent ismini duyduklarında ne düşündüklerinin toplamını ifade eden kavramdır. Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? • Dünyadaki kent markası çalışmaları: 1) “I love New York” 2) Festivaller şehri Roshester (ABD) 3) Sağlık kenti Houston 4) “Fresh air in Colorado” 5) Moda şehri Milano 6) Cannes Film Festivali 7) Romantizmin başkenti Paris 182 Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? • Türkiye’deki kent markası çalışmaları: 1) Güneşin doğduğu şehir Samsun 2) Sanayi şehri Gaziantep 3) Oksijen diyarı Ordu 4) Turizmin başkenti Antalya 5) Peygamberler şehri Şanlıurfa 6) Şehzadeler şehri Amasya.. Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? • Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kent markası çalışmaları: 2023 Vizyonu çalışmaları kapsamında bazı kentleri kültür marka kenti olarak konumlandırılmasının amaçlandığını açıkladı. Bunlar: • Adıyaman, • Amasya, • Bursa, • Edirne, • Gaziantep, • Hatay, • Kars, • Konya, 183 Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? • Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kent markası çalışmaları: • Kütahya, • Manisa • Mardin, • Nevşehir, • Sivas, • Şanlıurfa, • Trabzon. Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir? Elazığ’ın kent markası ne olabilir? Kent marka imajı ne olabilir? Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? Araştırma: • Envanter çalışması yapılmalı, • Geliştirilme olanaklarının ortaya konulabilmesi için Arama Konferansı düzenlenmeli, • Turizm Gelişim Planı hazırlanmalı. Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? Örgütlenme: • 184 Kamu ve özel sektörün birlikte katılımı ile “Elazığ Şehri Tanıtım Konseyi”nin oluşturulması.. Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? Tanıtım: • Kamu ve özel sektörün tanıtım çalışmalarını birlikte birlikte yürütebilmesi amacıyla Elazığ Kent Tanıtım Konseyi’nin oluşturulması. • Ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında sürekli tanıtım. • Konusu bütünüyle Elazığ’da geçen dizi film çekimlerinin teşvik edilmesi. • Güzergah haritalarının hazırlanması, • Tanıtım stratejilerinin belirlenmesi. Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? • Altyapı çalışmaları: 1) Turizm talebine konu olan yörelerde altyapı çalışmalarının hızlı bir şekilde tamamlanması, 2) Elazığ’ın Kültür Haritası’nın hazırlanması, 3) Elazığ’da’ yapılacak yeni otellerin kongre turizmine uygun büyüklükte, sayıda ve uygun şekilde inşaa edilmesinin sağlanması, 4) Rehberli Elazığ şehir turu yapan otobüslerin seferlerin başlatılması, 5) Üç boyutlu (Bölgesel, Yöresel, Kentsel) tanıtım ve pazarlama çalışmalarının geliştirilmesi ve buna uygun tanıtım materyallerinin hazırlanması, 6) Elazığ’ın turizmi ile ilgili web sayfasının hazırlanması. Bu web sayfasında Elazığ’ın turizm arz kaynaklarına ek olarak konaklama tesislerine rezervasyon yapabilme fonksiyonunun da olmalı. 185 Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir? • Eğitim Çalışmaları: 1) Kent rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi, 2) Yöresel rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi, 3) Nitelikli eleman sayısının artırılması, 4) İhtisas rehberlerinin yetiştirilmesi (doğa, yürüyüş, müze, vb.). 186 SORU-CEVAP PROF. DR. ERHAN AKIN: Fırat Üniv. Universite-Sanayi İşbirliği Merkezi Müdürü Ben hocamın söylediğini bir soruyla bağlamak istiyorum. Şimdi Doğu Anadolu'da her şehir kendisine şöyle bir marka imajı oluşturuyor. Doğu'nun Paris'i. Şimdi, Elazığ'ı marka yapmak için iki yıl önce bir uzmanla burada ben çalıştığımızı hatırlıyorum. İşte mermeriyle, üzümüyle vs. bir sürü şeyi tartıştık Ticaret Odası tarafından para ödenmiş bir uzmandı. Arkasını getiremedi. Fakat insanların şuur altında bu Doğu'nun bilmem nesi olmak bence silinmek zorunda. Bu da şehrimizin öncülerinin üstüne düşen bir görev. Doğu'nun Paris'i olmamalıyız biz. Elazığ neyse o Elazığ olmalıyız. Bunu bir ayırt etmek gerekiyor. Elazığ'ın kendine has özellikleri çok, oradan bir marka çıkacaktır. Bizim çalışmamızda bir sürü öneri vardı. Nazmi hocamın önerilerine bizim İngilizce dilince tanıtımımız yok. Sadece İngilizce olması da gerekmiyor, bizim Arapça bir web sayfasına, Rusça bir web sayfasına belki İranlılar için ayrı bir web sayfasına ihtiyacımız var ve bunlar sanıldığı gibi zor işler değil, bir özel şirkete ödediğiniz 1000 Dolar karşılığı tercüme büroları falan kolayca bu işi yapabiliyorlar. Yani bunlar birkaç adımlık şey sadece bunları bir şekilde erteleyen mekanizmamız var. O mekanizmayı çözmemiz gerekiyor. Buyurun soru alalım. SORU: Öner beyin söylediği çok önemli bir şey vardı. Akreditasyon olmuş kurumların yurtdışından birlikteliğiyle burada bir şeyler yapılmalı diye. O çok önemli bir konu. Ben aslında bana verilmiş olan konunun gereği şeklinde çok hızlı şekilde geçtim. Okullaşma oranı sıralamasında 5. olduğunu söylemiştik oldukça yüksekti. Fakat akreditasyon konusunda şunu söyleyeyim. Akreditasyon Birliği artık Avrupa'da tek ele geldi. Türk Akreditasyon Kurumu dediğimiz Türkiye'de kurumu olan TÜRKAK artık Avrupa Akreditasyon Birliği'nin üyesidir ve en gelişmiş, en güvenilir 5. sıradadır.Tüm Avrupa Akreditasyon Kurumları arasında 2 sene olmasına rağmen girişi oldukça yüksek bir seviyeye gelmiştir. Biz de yerli bir firma olarak akredite olmuş bir firmayız. Teşekkür ediyorum. PROF. DR. A. FEYZİ BİNGÖL: Ben öncelikle Öner beye teşekkür ediyorum. Biz tabii yıllardan beri liseden beri tanışıklığımız olan bir arkadaşımız milli tabanlı ekonomiden bahsetti. Yıllardır hep bahsettiğimiz 21. yüzyıl 187 artık bilgi tabanlı ekonomidir. Artık buğday satmakla, arpa satmakla bu işlerin olmayacağını ve bilgi satarak bu işlerin olacağım hep söyledik. Söyledik de Elazığ'ın üniversitesinin eski olduğu doğru 67'de teknik okul sonra akademi sonra üniversite ama Elazığ'daki üniversitenin tamamen gelişmesi de devlet imkanlarıyla olduğunu, Elazığlı zengin hemşehrilerimiz maalesef, örneğini verdiğiniz bina boş diyorsunuz ama bugüne kadar bir tek çivinin dahi çakılmadığını ve devlet imkanlarıyla yürüyerek gittiğimizi unutmamak lazım. Bu yıl maalesef 2010 yılında söylemek zorundayım. Merkezi laboratuar kuralım diye devlet planlamaya gittiğimizde devlet planlama sadece size kendi imkanlarımızla 1 trilyon veriyorum dedi. Ama benim karşımda Hacettepe'ye 36 trilyon veriyor. O zaman ben merkezi laboratuarı Elazığ'da nasıl geliştireyim. Vatandaşın desteği yok, özel sektörün desteği yok, devletin desteği yok . iktisadi İdari Bilimler Fakültesini açtım bina yoksunluğundan öğrenci alamadım. Mühendislik Fakültesinde çok yeni bölümler açalım dedik, artık geçelim klasik mühendislikleri geçelim dedik mega mühendislikleri açtık ama bildiğin o akademilerin binalarından başka binamız yok ve bu yıl yatırımlardan da 4 trilyon eklik verildi Onun için ben Elazığ'ın kalkınmasını ileri teknoloji veya ilimle olacağına inanıyorum. Artık bizim bildiğimiz Elazığ'ın o klasik teknolojiyi yakalama şansı çok zor görünüyor. Dolayısıyla bizim bilgi satmamız lazım bilgi ekonomisine yönelmemiz lazım onun için de üniversiteye destek verilmesi lazım. 2. üniversite kurulursa bende memnuniyetle destek veririm. Yine hocamız özellikle Avrupa ülkelerinden bahsetti. Biz Erasmus programında bugün öğrencilerimizi yurtdışına gönderiyoruz. Bu yıl 60 öğrenci gidecek, yurtdışından öğrenciler geliyor veya akademik personel gidip geliyor. Bu şekilde de güzel işbirliği yapıyoruz. Yine başka bir şey daha var. Üniversitenin kendi imkanlarım kullanabilmesi için özerk olması lazım. Türkiye'deki özerklik 8 üzerinde 1,5. Ben üniversitenin hazinesi üzerinde yap-işlet- devret de hazine malı olduğu için bir sosyal tesis yaptıramıyorum. Peki ben üniversitemi nasıl geliştireceğim nasıl sosyal tesis yaptıracağım veya nasıl para kazanacağım orada üniversitem için nasıl para kazanacağım? Hayır diyor arazi senin değildir çivi çakamazsın. Ne yaparsın yaparsan bina yaparsın, binanın içersinde kantini hayır diyor onu da ben işleteceğim diyor. Onun için bir an önce özellikle bu son zamanlarda demokratikleşmeden bahsediliyor. Önce üniversiteleri özerkleştirelim. Dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Bizim bu Hazine mallannın bir an önce üniversiteye tapulanması, bu 57. hükümet döneminde de Bakanlar Kurulundan geçmişti ama erken seçime gidildi ve bugün kaldı. Böyle bir sistem olmaz onun için üniversitelere bir an önce özerklikler verilmelidir ve ondan sonra da üniversitelerin özellikle de Fırat Üniversitesini herkes görür diye düşünüyorum, teşekkür ederim. 188 189 190 PANEL OTURUMU -2 Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesinde Ana Strateji Ne Olmalı Başkan : Prof. Dr. Adem ŞAHİN TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri Üyeler : Ahmet AKMAN Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı : Çetin GÜRCÜN T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkan Danışmanı : Nuri Barış TARTICI D.P.T Planlama Uzmanı : İbrahim YAZAR Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı 191 192 “Stratejik Yaklaşımlar” BÖLGESEL KALKINMADA “ELAZIĞ MODELİ”NİN OLUŞTURULMASI Ahmet AKMAN Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı 09.10.2009 ELAZIĞ ELAZIĞ “MAKROLAR” DEMOGRAFİK YAPI NÜFUS : 541.250 (2007 yılı), %70 Şehir, %30 Köy YAŞ ORTALAMASI : 27,5 (Türkiye Ortalaması 28,7) NÜFUS YOĞUNLUĞU : 64 Kişi/km2 (Türkiye Ortalaması 92) NET GÖÇ HIZI : % 0,6 SAĞLIK Elazığ : 10 Hastane (9 Kamu, 1 Üniversite)... 3.205 Yatak Türkiye : 905 Hastane (849 Bakanlık, 56 Üniversite)... 165.000 Yatak ENERJİ TÜKETİMİ 758.540 MW / yıl (Sanayi ve üretim 294.517 MW) 193 ELAZIĞ “MAKROLAR” İSTİHDAM VE İŞSİZLİK (2007 SONU) % 44,1 TARIM %13,6 SANAYİ % 42,1 HİZMET İŞSİZLİK % 13,7 (%9,9 Türkiye) Elazığ ekonomisinin temeli henüz daha tarıma dayalı olup, üretim gücü oldukça sınırlıdır. Ağırlıklı diğer bir istihdam alanı hizmet sektörü olmakla beraber. Bu alanda kamu ağırlığı oldukça fazla olup özel teşebbüsün hizmetleri sınırlıdır. İşsizlik ise bu anlamda en büyük sorunların başındadır. Global kriz öncesi Türkiye ortalamasının 1,5 katı olan işsizlik bugün %20’ leri üzerine ulaşmıştır. 194 ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “TARİHİ SÜREÇ” CUMHURİYET ÖNCESİ • Dokuma ve giyim sanayi • El sanaatları sanayi malları • Debbağcılık • İpek ve iplik fabrikası Harput 19. yüzyıl sonlarına kadar çeşitli meslek kuruluşları biçiminde teşkilatlanmış önemli bir ticaret ve sanayi merkezi konumundadır. Büyük ticaret hanları, kervanları, mağaza ve dükkanları ile ticareti canlı tutmuşlardır. Cumhuriyet ve hemen akabinde devam eden süreçte tekstil ve deri sanayi Elazığ ve çevre il ekonomileri için önemli bir yer teşkil etmektedir. Özellikle ipek mevsimi zamanı Elazığ çevre illerden gelen işçiler içinde istihdam alanı olmuştur. Kaynak; üniversite sanayi işbirliği Elazığ örneği adlı çalışmalardan ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “TARİHİ SÜREÇ” CUMHURİYET SONRASI • Elazığ İplik ve Dokuma TAŞ (Kamu-Özel) • Şark Kromları TAŞ (Kamu) • Şarap Fabrikası (Kamu) • Şeker Fabrikası (kamu) • Altınova Çimento Sanayi TAŞ (Kamu) • Et Kombinesi (Kamu) • Süper Fosfat Fabrikası (Kamu) • Keban Holding AŞ. (Özel) • Yem Fabrikası (Kamu) Burada da saydığımız gibi Elazığ’ ın ekonomik gelişim süreci devletin yapmış olduğu yatırımlarla hızlandırılmaya çalışılmış. Ancak gelinen süreçte kamu tarafından işletmesi yapılan bu fabrikaların bir çoğu kapanmış yada küçülerek özel teşebbüse devri yapılmıştır. Güçlü kamu yatırımları özel teşebbüs yatırımları ile güçlendirilmesi oldukça sınırlı kalmıştır. 195 ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “MEVCUT DURUM” • Genç ve eğitimli bir nüfus potansiyeline sahiptir. • Güçlü sosyo-kültürel değerlere saheptir. • Tarihsel olarak girişimcilik ve sanayi kültürüne sahiptir. • Ulaştırma, haberleşme ve enerji altyapısı güçlüdür. • Yer altı ve yerüstü ekonomik kalkınma alternatiflerine sahiptir. • Teşvik Yasası kapsamındadır. SORUN NE!? ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “MEVCUT DURUM DEĞERLENDİRMESİ” • Sermaye Göçü veya azlığı !!!!!! ? • Nitelikli iş gücü ve/veya Beyin Göçü !!!!!! ? Taş Devri taşlar bittiği için bitmedi…… ZİHİNSEL TRANSFORMASYON…….. GELECEK DEĞİŞİMDİR, DEĞİŞİM GELECEKTİR. “Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe , hiç şüphe yokki, Allah’ da o toplumda olan hali değiştirmez.” (Rad Suresi, Ayet: 11) 196 ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “SİYASİLER VE YEREL YÖNETİM” • • Toplum kamusal istihdam beklentisine sokulmamalıdır. Siyasi enerji ve kamusal destek, ekonomik altyapıyı güçlendirecek ve sürekli kılacak makro projeler için harcanmalıdır. ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “ÜNİVERSİTE” Özel ve Kamu arasında sinaps görevi yaparak; • Elazığ halkının girişimci yönü ortaya çıkarılmalı; üretim ve hizmet sektörünü desteklemeye yönelik stratejiler ve somut projeler üretmelidir. • Girişimci reseptörlerini tahrik edici aktiviteleri sürekli yapmalıdır. • Yapılan çalışmalar ve sonuçları periyodik olarak ölçülmeli; ilgili tüm taraflara rapor edilmelidir. ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “STK’ LAR” ESO, ETO, Yerel Basın ve Diğer Tüm STK’ lar; • Siyasiler, talep ve beklentiler kapsamında; Elazığ’ ın ekonomik gelişimine ilişkin olarak doğru yönlendirmelidir. • Kamu ve yerel kaynakların, gerçek girişimciler tarafından kullanılması ve yönlendirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. • Girişimciler sürekli motive edilmelidir. Teşvik edici stratejiler üretilmelidir. • Kamu teşviklerinin doğru ve etkin kullanılması sağlanmalıdır. • Bölgesel rekabetten ziyade, “Bölgesel İşbirliği” algılaması güçlendirilmelidir. 197 ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “SONUÇ”….. BÖLGESEL KALKINMADA “ELAZIĞ MODELİ” Salt ekonominin soyut kuralları kapsamında olmayan, çağdaş normlarla yoğrulmuş şekilde; Elazığ’ ın sosyal ve kültürel değerlerini güçlü şekilde yansıtan, bölge ve ülke kalkınmasına artı değer sağlayacak model oluşturulmasına ilişkin bir hikaye yazılmalıdır. Artık G.Antep, Malatya, K.Maraş, Konya örneği yerine bu yeni modelin ikame edilmesi gerekir. Sosyo-kültürel alanda ekonomide olduğu gibi öz kaybedilmeden değişim ve gelişimin sürekliliği sağlanmalıdır. ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “SONUÇ” ALAN DEĞİL VEREN EL... (556 < 870 ) Teşekkürler 198 Çetin GÜRCÜN T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkan Danışmanı 31 yıllık turizmci, 21 yaşında bir seyahat acentasının sahibi. TURSAV Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve uzun yıllardır edindiği birikimlerini TÜRSAB Başkan Danışmanı olarak ülke hizmetine sunan Çetin Gürcün olarak tüm katılımcıları ve Elazığlıları saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Turizm Elazığ İlinin ekonomik gelişmesinde ana strateji olabilir mi bilemiyorum, ancak emin olduğum bir şey var ki oda turizmin yarattığı inanılmaz katma değer ile ekonomi gelişimi için tüm dünyanın can simidi olarak sarıldığı bir sektör olduğu. Bugün bütün dünya ülkeleri turizmden pay alabilmek için canla başla çalışmaktadır. O halde gelin turizmin Elazığ’ın ekonomisinin gelişimi için ana stratejilerinden biri olacağı varsayımı ile turizm açısından bir değerlendirme yapalım. Zira ARGE bölgemizin hazırladığı Elazığ Turizm potansiyeli raporunu incelediğimde paleolotik (Yontma Taş Devri M.Ö. 10.000) dönemden beri yerleşim alanı olarak eski tarihi ile dikkat çekmektedir. Elazığ ilimiz, kendine has kültürel yapısı, tarihi eserleri, Hazar Gölü gibi doğal kaynakları, camileri, türbeleri, termal kaynakları, yöreye has özgün mutfağı ve meşhur üzümleriyle önemli bir turizm kaynağı olmakla birlikte, ne yazık ki ülke turizm potansiyelinden yeterince pay alamıyor. Bu konudaki değerlendirmemizi yapabilmek için gelin öncelikle ülkemiz turizm sektöründe neler yapmış, dünyadaki yeri nedir kısaca bir inceleyelim. TÜRKİYE TURİZMİNE GENEL BİR BAKIŞ Türkiye turizmi, sektörün dışında oluşan çeşitli olumsuz etkenlere ve konjonktüre bağlı dalgalanmalara, kriz dönemlerine rağmen hızlı büyüme trendini son on yılda da sürdürdü. Bu süreçte turizm alanında en hızlı büyümeyi gerçekleştiren ülkelerden biri olan Türkiye, uluslararası sıralamada üst pozisyonlara doğru ilerleyerek dünyada ilk on ülke arasında yer aldı. Türki199 ye turizminde, temel göstergeler itibariyle son on yıldaki gelişmeler şöyle bir tablo çiziyor: Ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 1998 yılında 9 milyon 725 bin iken, bu sayı 2008 yılında yaklaşık 26 milyon 337 bine ulaşarak, on yılda 2.7 kat arttı. Aynı dönemde yabancı turizm gelirleri 7 milyar 177 milyon ABD dolarından 16 milyar 761 milyona yükselerek 2.3 kat arttı. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün sıralamasına göre, Türkiye, 2007 yılında, uluslararası turist gelişleri itibarıyla dünyada 9'uncu, turizm gelirleri itibarıyla 10'uncu sırada yer aldı. 2008 yılı resmi sonuçları elimize henüz ulaşmamış olmakla beraber, Türkiye'nin 7'inci sırada yer alabileceğini tahmin ediyoruz. Özetle, 1980'li yıllarda ivme kazanan Türkiye Turizmi son on yılda da hızlı büyüme trendini sürdürerek, dikkate değer başarılı bir gelişim çizgisi izlemiştir. Bugün Geldiği Noktada Turizm Endüstrimiz Turizm endüstrimiz, turizm gelişim sürecinde kazanmış olduğu değerli deneyimler, dinamik, gelişkin yapısal özellikleri ile uluslararası alanda yüksek bir rekabet gücüne sahiptir. Bugün geldiği noktada ülkemizin turizm arzı temel göstergeleri ile özetle şöyle bir tablo çiziyor: - Merkez ve şubeler dahil toplam 5761 seyahat acentesi - T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Turizm İşletme Belgeli 532 bin ve Belediye belgeli 400 bin olmak üzere toplam 932 bin yatak kapasiteli konaklama tesisleri - 90 yolcu uçağına sahip 10 özel havayolu şirketi. - 128 yolcu uçağı ile Avrupa'nın en genç filolarından birine sahip olan Türk Hava Yolları - 50 milyon yolcu kapasiteli 48 havaalanı. - Uluslararası uçuşlara açık 16 havaalanı - 8800 yat bağlama kapasitesine sahip 28 marina - Yaklaşık 9000 kokartlı rehber Turizm Sektörünün Ekonomi ve İstihdama Katkısı: 2008 yılında ülkemizin turizm geliri; yabancı turizm geliri 16 milyar 761 milyon ABD Doları, vatandaş turizm geliri yaklaşık 5 milyar 150 milyon ABD 200 Doları olmak üzere toplam yaklaşık 21 milyar 911 milyon ABD Doları olarak gerçekleşti. (Kaynak T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı + TUİK) Turizm sektörü 2008 yılında Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde 31.3'ünü kapatmıştır. Turizm endüstrisinde doğrudan istihdamın 1993 yılında 662.000 iş iken, 2001 yılında 1.000.000'u aştığı, 2008 yılında ise 1.800.000 ve buna göre turizmdeki doğrudan istihdamın, toplam içindeki payının yüzde 8.7 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Turizm 5’'nin üzerinde sektör ve alt sektöre doğrudan katkı sağlıyor. Turizm sektörü açısından önemli bir nokta da, bu sektördeki ithalat payının diğer sektörlerin ortalamasının çok altında olmasıdır. 2008 Yılı Değerlendirmesi: 2008 yılında, özellikle Eylül ayından itibaren şiddetlenen küresel Ekonomik kriz genel olarak dünya gündemine olduğu gibi, uluslararası turizm gündemine de damgasını vurdu. Krizin turizme olası yansılamaları bütün dünyada kaygı yarattı. Bu duruma rağmen Türkiye turizmi 2008 yılını olumlu şekilde kapatmayı başardı. T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TUİK verilerine göre, 2008 yılında ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 2007 yılına göre %12.83, yabancı turizm geliri ise %19.81 oranında artış gösterdi. Küresel ekonomik krizin etkileri ile dünya turizminin hız keserek gerilemeye başladığı dönemde, Türkiye turizminin yıl genelinde gerçekleştirdiği böylesine hızlı bir büyüme trendi, dikkate değer bir gelişmedir. 2009 Yılı Beklentileri: Bu yazının kaleme alındığı tarihte henüz 2009 yılının ilk üç ayına ilişkin veriler elimizde mevcut. T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2009 yılı Ocak- Mart dönemini kapsayan ilk üç ayda ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısında, geçen yılın aynı dönemine göre %-4.22 gerileme var. Küresel ekonomik krizin yarattığı belirsizlik ortamı, yılın bu ilk aylarında hiç kuşkusuz, tüketicinin tereddütlü davranmasına ve zorunlu olmayan seyahatlerin de ertelenmesine yol açmaktadır. Esasen 2009 yılında dünya ve Avrupa turizm ve seyahat pazarlarında daralma beklenmektedir. Buna karşın ülkemizin bir kısım önemli ve en büyük pazarlarından yaz sezonunun geçen yılın altına düşmeyeceği yönünde haberler alınmaktadır. Öte yandan ülkemiz, kriz koşullarında her zamankinden daha da fazla önem kazanan, fiyat ve özellikle fiyat-kalite ilişkisi yönünden avantajlı durumdadır. Bu aşamada yaptığımız değerlendirmelere göre Türkiye turizminin, geçen yılki dü201 zeye ulaşacağını ve hatta bunu aşabileceğini umuyoruz. Ancak doğal olarak durum ve gelişmeleri dikkatle izleyerek, gerekirse hedeflerimizde revizyona gidebiliriz. Türkiye Turizmi, İleri Amaç ve Hedefler Doğrultusunda Gelişimini Önümüzdeki Kısa, Orta ve Uzun Vadede de Sürdürecektir. Sektörümüz bugüne kadar, çeşitli olumsuz faktörlere, ağır kriz dönemlerine, konjonktürel olumsuzluklara rağmen, Türkiye turizminin, ileri hedefler doğrultusundaki hızlı gelişimini sürdürmesini başarmıştır. Türkiye, sahip olduğu olağanüstü gelişim potansiyeli ile, turizm alanında en ileri amaç ve hedefler doğrultusundaki hızlı gelişimini hiç kuşkusuz bundan sonra da sürdürecek, ve inanıyoruz ki yakın gelecekte dünyada ilk beş ülke arasında hak ettiği yeri alacaktır. • Tüm bu anlattıklarımız elbette gurur verici ve bir sektör mensubu olarak mutluluk verici. • Turizm sektörü yarattığı katma değer, yerinde ihracat ile ülke ekonomisinin motoru ve ödemeler dengesinin vazgeçilmez bir unsuru. • Ancak bu önemli ekonomik faaliyetten ülkenin bütün bölge ve illerinin yararlanması çok önemli ve gerekli. • Maalesef deniz-güneş-kum üçgenine sıkışan turizm yapımız buna izin vermiyor. • Oysa turizm hareketi ülkemizde kültür turları ile başlamış ve tüm ülkeyi kapsamaktaydı (Büyük anadolu turlari - 21 günlük Türkiye turları vb.) • 1989 tTürk turizminde dönüm noktası oldu ve alınan kararlar ve yapılan yatırımlar ile deniz-güneş-kum üçgenine dönüldü. • 90’lı yıllarda ülkemizin Güneydoğu’sundaki terör sorunu bu bölgeye özellikle yabancılara yönelik yapılan turları maalesef bitirdi. • Bu konuda TÜRSAB olarak 1999’dan başlayarak gerek uluslararası turizm kuruluşları IFTO, UFTAA vb. Gerekse yabancı tur operatörleri nezdinde pek çok girişimimiz oldu. • Tüm bunların sonucunda ülkemizde kültür turizmi gerilemeye başladı, ülkemizin Topkapı Sarayı ve Ayasofya ile birlikte en çok ziyaret edilen ören yeri olan Efes’i 1988 de 1 milyon 400 bin kişi ziyaret ederken geçtiğimiz yıl bu sayı 750 bin’e gerilemiştir. Kaldı ki bunun yarıya yakını Kruvaziyerler ile Kuşadasına gelen günü birlik ziyaretçilerdir. • Bir diğer çarpıcı veri 2005 yılında Antalya’yı ziyaret eden 7 milyon tu- 202 ristin yanlızca %1’nin müze ziyaret etmiş olması. • Kültür turizmindeki bu gerilemenin ülkemizin tüm bölgeleri ile bu sektörden yararlanamadığı gerçeği karşısında TÜRSAB çeşitli adımlar atmaktadır. • Son 5-6 yıldır misyonunu kültür turizmini geliştirmek ve tüm bölge ve illerimizin bu faaliyetin içinde yer alması olarak belirleyen TÜRSAB bu konuda tüm illerimizde çeşitli faaliyetler düzenlemekte ve illerimizi bu faaliyete katılmaya özendirmektedir. • Bu çerçevede; elazığ'ın da turizm sektöründen pay alabilmesini sağlamak için neler yapılması gerektiğine gelince; 1 Öncelikle ilin turlzm envanterinin çıkarılması 2 Yerel seyahat acentalarının destinasyonu tanıtacak programlar hazırlamaları 3 Bölgedeki diğer iller ile kombine programlar hazırlanması (GAP turu vb.) 4 TÜRSAB genel merkezinde iç turizm yapan büyük seyahat acentalarının kültür turizmi departman sorumlularının bilgilendirilmesi toplantısı düzenlemek ve ilgilerini çekmek 5 Yine bu yetkililere bölgeyi yerinde inceleyip, tanıma imkanı verecek INFO turları düzenlemek. • Diğer yandan Elazığ turizmi için önemli bir konuda komşu ülkelerde (Rusya - İran - Suriye) ilgi yaratarak bölgeye çekmek olmalıdır. • Bu konuda da iç turizmin arttırılmasının ciddi bir katkısı olacaktır zira iç turizmin artması bölgeye olan ilgiyi arttıracaktır. 203 204 Nuri Barış TARTICI Planlama Uzmanı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü Elazığ İlinin Ekonomik Gelişme Stratejisi Açısından Kümelenme Yaklaşımı Giriş Günümüzde Elazığ’ın yanı başında yükselen Harput’un binlerce yıllık tarihi, kentin uzunca bir dönem bölgesinde önemli bir merkez konumunda olduğunu göstermektedir. Cumhuriyet döneminde de Elazığ, kamu idarelerinin bölge teşkilatları, Anadolu’nun ilk üniversitelerinden birisi olan Fırat Üniversitesi, kamu iktisadi teşekkülleri (KİT) ve bazı madencilik işletmelerine ev sahipliği ederek, bu önemini sürdürmüştür. Son yıllarda özellikle imalat sanayiinde, KİT’lerin özelleştirilmesinin de etkisiyle bir durgunluk izlenmekle birlikte, Elazığ halen önemli bir bölgesel merkez işlevi görmektedir. Elazığ, Doğu Anadolu bölgesinin kalkınması açısından hem bölgesini sürükleyecek şekilde ekonomisinin gelişmesi, hem de etki alanına daha nitelikli hizmetler sunması açısından önem taşımaktadır. Nitekim Elazığ, Dokuzuncu Kalkınma Planında az gelişmiş bölgelerin kalkınmasına yönelik olarak benimsenen temel stratejilerden birisi olan “cazibe merkezleri” arasında yerini almıştır. Elazığ hakkında yaptığım mütevazi araştırma, ilde son yıllarda kalkınma yönünde bir seferberlik olduğu izlenimi vermektedir. Zira, pek çok yerel aktörün bu konuda kafa yorduğu, çaba harcadığı, altyapı hazırlamaya çalıştığı görülebilmektedir. Örneğin pek çok il için binbir zahmetle toplanabilecek istatistiki veri ve göstergeler Valiliğin internet sitesinde herkesin kullanımına açık durumdadır. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) internet sitesinde ise GZFT analizi ve Elazığ ilinin ekonomik yapısına ilişkin bilgilere yer verilmektedir. Bunun bir adım ilerisinde Elazığ, stratejik bir kalkınma yaklaşımı belirlemiş ve kalkınma konusunda mermer ve su ürünleri kümelenme205 si üzerine odaklanmış durumdadır. Bölgesel kalkınma konusunda, AB destekli kalkınma programları, teknokent ve iş geliştirme merkezinin kurulması gibi giderek artan tecrübesi kolayca izlenebilmektedir. Doğal olarak, bu heyecan verici çalışmalar için, detaylı bir değerlendirme yapmadan, ilk bakışta, “en doğrusu veya en uygunu bunlardır” kanısına varmak yararlı bir tutum olmayacaktır. Zira, en azından Elazığ’ın, eğer belirlenmişse, vizyonunun ne olduğunu, bu vizyonun farklı paydaşlarca ne derece paylaşıldığını baştan kestirmek mümkün görünmemektedir. Ancak, bugünkü sunumumu da Elazığ’ın kümelenme yaklaşımı üzerine inşa etmekte bir sakınca görmüyorum, aksine bunun daha verimli bir çaba olacağını düşünüyorum. Bunun iki önemli yararı olacaktır. İlk olarak, kümelenme yaklaşımı stratejik tercihler yapmayı kolaylaştıran bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Aşağıda görülebileceği gibi stratejik ekonomik faaliyetlere ve katma değer halkasında en fazla etki yapabilecek unsurlara yoğunlaşmaktadır. Kümelenme yaklaşımını esas almanın ikinci yararı ise, aktörler arasındaki işbirliğini vurgulamasıdır. Bu konuşma, üç kısa bölümde yapılandırılmıştır. İlk bölümde kısaca kümelenmenin ne olduğu ve ekonomik kalkınmada ne gibi katkılar sağladığı değerlendirilecektir. İkinci bölüm 1990 yılından günümüze Elazığ ilinin ekonomik performansına odaklanmaktadır. Elazığ ekonomisinin istihdam yaratma performansı ekonomik faaliyetler bazında incelenmekte, insan kaynakları potansiyeli kısaca değerlendirilmektedir. Üçüncü bölüm önerileri açıklayarak sunuma son vermektedir. Kümelenme Yaklaşımı Kümelenmeyi popülerleştiren Porter’a göre bir sanayi kümesi, belirli bir ekonomik faaliyet alanında, birbirleriyle ilişkili firma ve kurumların coğrafyada yığınlaşarak kayda değer rekabet gücü kazanması ve başarı sağlamasıdır.1 Bu anlamda, küme belirli bir faaliyette uzmanlaşmış firmaların coğrafi yığınlaşmasına ilave olarak, tedarikçilerden tüketicilere uzanan katma değer zincirindeki kurumların sıkı bağlarla kolektif rekabet gücü sağlamasını ifade eder. Bu bakış açısıyla ihtisaslaşmış araştırma ve geliştirme kurumları, finans kurumları, ihtisaslaşmış mal ve hizmet sağlayan firma ve kurumlar, kümelerin temel unsurları arasına girmektedir. Böylece bölgesel düzeydeki kümeler için şunları söylenebilir: • 1 Kümeler, aynı, benzer veya birbirini destekleyen konulardaki firmala- Porter, Michael E., Clusters and the New Economics of Competition, Harvard Business Review, (November December 1998): 77-90. 206 rın belirli coğrafyalarda yığınlaşması yoluyla belirginleşmektedir. • Tedarikçiler ve müşterilere uzanan katma değer zincirindeki halkaların güçlendirilmesine odaklanılmaktadır. • Bu çerçevede üniversite, ar-ge kurumları, finans kurumları gibi ihtisaslaşmış hizmetler sunan ve pazarla bağlantıları sağlayan işletme ve kurumlar da kümeler kapsamında değerlendirilmektedir. • Böylece, işletmeler ve kurumlar kadar bu kurumlar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi önem taşımaktadır. • Yenilikçilik ve buna temel oluşturan nitelikli insan kaynakları en önemli rekabet unsurları arasında yer almaktadır. Kümeler, rekabet gücünün artmasına sağladıkları katkı nedeniyle ekonomik kalkınma alanında önem kazanmıştır. Rekabet gücünün artması temelde firmaların verimliliğinin yükselmesini ve firmaların rekabet gücünün artmasını, buna bağlı olarak kümenin piyasalarda rekabet avantajı sağlamasını ifade etmektedir. Bu çerçevede, kümelerin ekonomiye genel etkisi verimliliği artırarak karlılık ve ücret seviyelerini de yükseltmesidir. Kümeler, firmaların verimliliklerini arttırmalarında üretim faktörlerine zamanında ve yeteri kadar erişim sağlayabilmeleri için uygun ortam oluşturabilmektedir. Belirli bir faaliyet alanında uzmanlaşmış firmaların bir arada bulunması ve sıkı ilişkiler oluşturabilmesi, bölgelerde uzmanlaşmış işgücü ve hizmet piyasalarının gelişmesine ve firmaların ihtiyaçlarına cevap vermesini kolaylaştırmaktadır. Örneğin, kümedeki firmalar ortak kullandıkları girdiler için toplu alım düzenlemeleri yaparak, maliyetlerini düşürebilmektedir. Daha da önemlisi, firmaların tek başlarına maliyetini üstlenemeyeceği, yüksek sabit yatırım gerektiren araştırma ve geliştirme faaliyetleri, ihtisaslaşmış ArGe kurumları aracılığıyla kümedeki firmalara daha uygun maliyetlerle ve firmaların ihtiyaçlarına uyarlanmış şekilde sunulabilmektedir. Buna, kümelerin firmalar ve kurumlar arası sıkı ilişkilerle etkileşim ve enformasyon maliyetlerini düşürmesini, yenilikçi fikirlerin daha hızlı yayılmasını ve değere çevrilebilmesini eklemek gerekir. Bu anlamda, kurumlar arası ilişkilerin güçlenmesinde, firmalar arası ticari ilişkiler ve ortaklıklar, ihtisaslaşmış işgücünün firmalar arası hareketliliği, kümeyle ilişkilenmiş sivil toplum kuruluşları, hatta girişimcilerin ve işgücünün birbirleriyle güven esasına dayalı gündelik ilişkileri önemli olmaktadır. Böyle bir ortamda, yeni firmaların daha kolay oluşabileceğini ve bölge dışındaki yatırımcıların bölgeye olan ilgilerinin artacağını öngörebiliriz. Elazığ’da Valilik ve ETSO’nun öncülüğünde bu kümelenme yaklaşımının ilin kalkınma stratejilerine etki etmeye başladığını, mermer ve su ürünleri kümelerinin öncü sektörler arasında belirlendiğini izlenmektedir. Bu iki sek207 törle birlikte, diğer ekonomik faaliyetlerin istihdam yaratma açısından değerlendirilmesi, gelişme stratejileri açısından önemli ipuçları verebilecektir. Elazığ Ekonomisinin İstihdam Yaratma Kapasitesi Elazığ ekonomisi incelenirken, istihdamın bugüne kadarki seyri temel gösterge olarak kabul edilerek iki temel konuya odaklanılmaktadır. Bunlardan ilki, kümelenmenin sektörel boyutuna karşılık gelmek üzere istihdamın sektörel dağılımı ve sektörler bazında istihdamın büyüme performansıdır. İkincisi ise, girişimcilik dinamikleri, yenilik kapasitesi ve verimlilik açısından önemli görülen işgücünün eğitim düzeyidir. Ekonomik faaliyetlerin performansını değerlendirmede, Grafik 1’de görüldüğü gibi yığınlaşma katsayısı ve istihdamın büyüme hızı değişkenlerinden yararlanılmaktadır. Bu grafikte yatay eksen bir ekonomik faaliyetin Elazığ ilinde toplam istihdam içindeki payının, aynı faaliyetin Türkiye genelindeki payına bölünmesiyle elde edilen yığınlaşma katsayısını göstermekte olup 2000 yılı için hesaplanmıştır.2 Örneğin, Elazığ’da metalik olmayan cevher madenciliğinde çalışan bir kişiye rastlama olasılığımız, Türkiye geneline göre 1,6 kat daha fazladır. Bu katsayı 1 olduğunda, ekonomik faaliyetin istihdam içindeki payının Türkiye ile aynı olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dikey eksenin sağ tarafında yer alan faaliyetler, Elazığ’da Türkiye’ye kıyasla daha fazla yığınlaşmış durumdadır. Dikey eksende ise ekonomik faaliyetlerin 1990-2000 dönemi yıllık ortalama büyüme oranları verilmektedir. Son olarak, her dairenin alanı sektörün 2000 yılı istihdam büyüklüğünü ifade etmektedir.3 3 İstihdamın iller bazında ekonomik faaliyetlere göre dağılımı için 2000 yılından sonra analiz edilebilir bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada kullanılan grafikler 1990-2000 dönemini kapsamaktadır. 208 1990-2000 dönemine Grafik-1 yardımıyla göz attığımızda, yeraltı kaynaklarına dayalı sanayi gelişimi izlenebilmektedir. Gerek metalik gerekse metalik olmayan cevher madenciliğinin Elazığ’da Türkiye’ye göre hem daha fazla yığınlaştığı hem de hızlı bir büyüme sergilediği görülmektedir. 2000 yılı istihdamı daha düşük (250 kişi) olan ve mermer istihracını da kapsayan metalik olmayan madencilik, Elazığ’da oldukça hızlı büyümüştür. Metalik cevher istihsali de, Türkiye’deki performansına yakın bir artışla, yüksek bir büyüme göstermiştir. Hazine Müsteşarlığının 2004-2008 dönemine ilişkin teşvik verilerine dayanarak madencilik sektörünün yükselişinin 2000’li yıllarda da devam ettiğini söylemek mümkün görünmektedir. Zira, bu dönemde her yıl gerek istihraç, gerekse işleme yatırımları teşviklerden yararlanmıştır.4 Elazığ’da yığınlaşarak Türkiye geneline göre daha hızlı istihdam artışı kaydeden diğer sektörler ise, Elazığ’ın çevresine hizmet sağlayan bir merkez olma özelliğini desteklemek yönündedir. Kamu idaresi ve savunma ile sosyal kamu hizmetleri, bu faaliyetlerin Türkiye genelindeki yükselişine pa4 Hazine Müsteşarlığı İnternet Sitesi, Yatırım Teşvik İstatistikleri, www.hazine.gov.tr. 209 ralel olarak yıllık ortalama yüzde 3-4 büyüme kaydetmiştir. Haberleşme ve ulaştırma sektörlerinin Elazığ’da yığınlaştığı görülmektedir. 1990-2000 döneminde haberleşme sektörü istihdamı büyürken, ulaştırma sektörü istihdamı, düşük bir hızla da olsa daralmıştır. Grafiğin sağ üst köşesinde yer alan yığınlaşma katsayısı 1’den küçük (Türkiye’ye göre Elazığda daha az yığınlaşmış), ancak istihdam artışı sergileyen sektörler ağırlıklı olarak hizmet sektörleridir. Toptan ticaret ve yardımcı iş hizmetleri ile taşınmaz mallara ilişkin hizmetler yaklaşık yüzde 8, yaklaşık 7.500 kişiyi istihdam eden perakende ticaret yüzde 1,8, lokanta ve oteller 2,6, mali kurumlar ve sigortacılık yaklaşık yüzde 2, eğlence ve kültür hizmetleri yüzde 6 büyüme kaydetmiştir. Dikkate değer büyüme gösteren sektörler arasına, imalat sanayi içinden sadece kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik mamülleri sanayii, yüzde 2,7 düzeyinde büyümeyle girebilmiştir. 1990-2000 döneminde imalat sanayiinde genel olarak bir daralma izlenmiş, bu imalat sanayiinin alt sektörlerine yansımıştır. Elazığ açısından önemli olduğu düşünülen gıda sanayiinde de büyüme oranı (%0,5) düşüktür. İmalat sanayiinde, aynı zamanda belirgin bir yığınlaşma da görülmemektedir. İmalat sanayii altsektörlerinin yığınlaşma katsayısı 1’in altında kalmıştır. 2004-2008 yılları arasında teşvik belgeli yatırımlarda da çok belirgin bir sektörel yoğunlaşma izlenememektedir.5 Tarım sektörü, yüksek istihdamının diğer ekonomik faaliyetleri gizlemesi nedeniyle grafiğe dahil edilmemiştir. Türkiye’den daha fazla yığınlaşma (1,21) gözlenen tarım sektöründe istihdam düzeyi 2000 yılı itibarıyla 1990 yılındaki seviyesini korumuştur. Yaklaşık 7.000 kişinin istihdam edildiği inşaat sektörü de büyümeye katkı sağlamamış ve yıllık ortalama 2,3 daralmıştır. Su ürünleri alanında ise 1990-2000 yılları arasında önemsiz bir istihdam (30-40 kişi arasında) görülmektedir. Bunun iki nedeni, potansiyelin 2000 yılı itibarıyla yeterince değerlendirilememesi veya kişilerin ikincil faaliyet konusu olarak istatistiklere yansımaması olabilir. Bu faaliyet konusu Elazığ’da kümelenme konusunda öncü sektörlerden biri olarak belirlendiğine göre, 2000’li yıllarda bu faaliyet kolunun önemini artırdığı düşünülebilir. Elazığ’daki kısa ziyaretlerimiz sırasında barajlar çevresinde kurulmuş bulunan su ürünleri yetiştiricilik tesisleri, bunun bir göstergesi sayılabilir. Bu noktada, ekonomik faaliyetlerden hangilerinin Elazığ’da Türkiye’ye kıyasla daha hızlı büyüme kaydettiği önem kazanmaktadır. Grafik 2, ekonomik faaliyetlerin Elazığ’daki performansı ile Türkiye’deki performansını mu5 Hazine Müsteşarlığı İnternet Sitesi, Yatırım Teşvik İstatistikleri, www.hazine.gov.tr.nel Müdürlüğü, Yayın No DPT 2671, Ankara, 2003. 210 kayese etmektedir. Kırmızı çizginin güneyi ve doğusu Elazığ ilinde daha yüksek büyüme gösteren dört faaliyet konusunu içermektedir. Bu faaliyetler metalik ve metalik olmayan madencilik (istihsal) ile kamu hizmetleri ve taşınmazlara ait hizmetler de dahil olmak üzere yardımcı iş hizmetleridir. Dolayısıyla, bu faaliyetler dışında Elazığ’ın kendi potansiyeli ve dinamikleriyle daha rekabetçi bir ortam yaratamadığı; diğer bazı sektörlerdeki pozitif büyümenin ise ülke genelindeki büyüme ve sektörel büyüme eğilimlerinin etkisiyle gerçekleştiği söylenebilir. Elazığ’ın önemli bir özelliği, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yoğunlaştığı bir il olmasıdır. Elazığın bu özelliği il gelişmişlik göstergelerine de yansımıştır.6 Bu göstergelere göre Elazığ ili üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranında Türkiye genelinde 16 ncı, liseler okullaşma oranında 5 inci, onbin kişiye düşen hekim sayısında ise 8 inci sıradadır. Anadolu’nun köklü üniversitelerinden Fırat Üniversitesi de nitelikli insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda Elazığ’ın güçlü yönlerinden birisidir. Elazığın eğitim düzeyleri itibarıyla bazı önemli Anadolu kentleri ile karşı6 Dinçer B., M. Özaslan, T. Kavasoğlu (2003), İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü, Yayın No DPT 2671, Ankara, 2003. 211 laştırılması, Elazığın insan kaynakları potansiyelini ekonomik performansa çevirme yönünde fırsatlar yaratabileceğini göstermektedir. Tablo 1’de görüldüğü gibi, Elazığ; Malatya, Konya ve Kayseri’yle mukayese edilebilir düzeyde nitelikli insan gücüne sahip olmakla birlikte, Anadolu kaplanlarının yakaladığı ivmeyi yakalayabilmiş değildir. Tabi önceki oturumda Arif Çanacık Bey’in meslek liseleriyle ilgili rezervini saklı tutmak gerekmektedir. Kendilerinin tespitine göre yüksek okullaşma oranları, meslek okulları okullaşma oranlarına yansımamış durumdadır. Bu durumda, işgücü piyasalarının özellikle sanayinin ihtiyaçlarına uygun işgücü arzı sağlamakta zorlandığı zonucuna ulaşılabilmektedir. Tablo-1: 15 Ya ve Üzeri Nüfusun Eitim Düzeyi ller Eitim Düzeyi Yıınlama Katsayısı Lise veya dengi okullar 0,95 mezunu ve üzeri Elazı Yüksek okul veya fakülte 0,87 mezunu ve üzeri Lise veya dengi okullar 1,04 mezunu ve üzeri Malatya Yüksek okul veya fakülte 0,85 mezunu ve üzeri Lise veya dengi okullar 0,86 mezunu ve üzeri Konya Yüksek okul veya fakülte 0,85 mezunu ve üzeri Lise veya dengi okullar 1,02 mezunu ve üzeri Kayseri Yüksek okul veya fakülte 0,95 mezunu ve üzeri Kaynak: 2008 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri kullanılarak hesaplanmıtır. Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi Yönünde Öneriler Şu ana kadarki analizlerden 1990-2000 dönemine ilişkin bazı önemli sonuçlara ulaşılabilmektedir. İlk önemli sonuç, Elazığ’daki istihdam artışının, birkaç faaliyet kolu haricinde Türkiye’den daha düşük düzeylerde gerçekleşmiş olmasıdır. Buna ek olarak, özellikle imalat sanayiinde uzun vadeli bir durgunluk yaşandığını söylemek mümkündür. Ayrıca, Elazığ’daki yığınlaşma ve büyüme göstergeleri doğal kaynaklara dayalı sanayi gelişimini ortaya koymaktadır. Öncelikli olarak belirlenen su ürünleri ve mermer kümeleri 212 de bu eğilimin devamı olarak kabul edilebilir. Hizmet sektörlerinde ise büyüme izlenmekle birlikte, genellikle bu sektörlerin büyümesi Türkiye ortalamalarına yakın veya ülke ortalamalarının altında gerçekleşmiştir. Bu değerlendirmelere dayanarak, Elazığ’ın ülke düzeyinde ekonomide ve sektörlerde görülen gelişmeyi yeterince yakalayamadığı tespit edilebilir. 2000 yılından sonra bazı gelişmelerin söz konusu olabileceği düşünülse dahi, Elazığ’ın büyüme için gerekli ortamı sağlama ve rekabet gücünü artırma yönünde adım atması gerektiği görülmektedir. Konuşmanın hemen başında belirtildiği gibi, Elazığ’ın son dönemde kalkınma yönünde hareketlenmeye başladığı ve hızla tecrübe edinmeye başladığı görülmektedir. Elazığ’ın da içinde bulunduğu Düzey 2 bölgesinde kalkınma ajansının kurulma aşamasında olması, Elazığ’ın sosyal ve fiziki altyapısı da güçlendirilmek üzere cazibe merkezleri arasına girmesi önemli fırsatlar olarak göze çarpmaktadır. İnsan kaynakları ise Elazığ’ın harekete geçirilmeyi bekleyen önemli potansiyeli olarak belirmektedir. Bu çerçevede, Elazığ özelinde aşağıdaki önerileri geliştirmek mümkündür. Elazığ konusunda derinlemesine bilgi sahibi olmayan bir uzman tarafından yapılan bu önerilerden bir kısmının mevcut durumda başlatılmış uygulamaları içermesi doğal görülmelidir. Bu anlamda, önerilerin mevcut uygulamaları yeniden gözden geçirmek konusunda katkı sağlaması beklenebilir. Elazığ’ın uzun vadede bölgesel bir merkez ve ülke düzeyinde önemli bir ekonomi olarak güçlenebilmesi yönünde, doğal kaynaklara dayalı faaliyetlerin yanına yüksek katma değer yaratan kümelerin, imalat sanayiinin ve uzmanlaşmış hizmet sektörlerinin gelişimi konusunda da strateji geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yönde yeni kümeler ve bunları destekleyecek hizmetlerle ilgili gelişmeler kısa vadede öngörülmese dahi, uzun soluklu kalkınma çabalarında dikkate alınmalıdır. Bu yönde öncü sektörlerin stratejik bir yaklaşımla ve yerel bilgiyi de değerlendirerek seçilmesi önem taşımaktadır. Ulusal düzeydeki istatistik ve çalışmalar açısından, ekonomide önemli yer tutan tarım ve hayvancılık sektörleriyle de ilişkisi güçlendirecek ve yüksek katma değerli ürünlere yönelecek şekilde gıda ve içecek imalatı sektörü, özelde bölgede geçmişi olan şarapçılık ciddi bir alternatif olarak görülebilir. Son dönemde lokanta ve oteller ile eğlence ve kültür hizmetleri sektörlerinin gelişmesi ise turizm sektörünün ekonomiye potansiyel katkısının araştırılabileceğini ortaya koymaktadır. Mevcut kümelenme çabalarında ise, küme içindeki aktörler arasındaki ilişkiler kadar komşu illerle olan ilişkilerin de geliştirilmesi gerekir. Kümelere temel oluşturan mahallin sadece il sınırları çerçevesinde değerlendirilmesi, kısıtlayıcı bir yaklaşım olmaktadır. Örneğin, Elazığ açısından su ürünleri kü213 mesi için temel olan su kaynaklarına Tunceli ve Malatya’nın da sınırları bulunmaktadır. Hem ekonomik etkinliğin sağlanması, hem de bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından iller arası işbirliği ve ortak hareket önemlidir. Diğer taraftan, mermer üretimi özellikle Diyarbakır’da önem taşımaktadır. Mermer kümelenmesi çalışmasında da çevre illerdeki aktörlerle ortak çıkarlar ve işbirliği alanları müzakere edilebilir. Muhtemel müzakere konuları arasında iller arasında ortak araştırma enstitülerinin kurulması, dış pazarlara erişim ve pazar payını artırma, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sayılabilir. Dolayısıyla gelecekte Elazığ-Malatya-Tunceli su ürünleri kümesi veya Elazığ-Diyarbakır mermer kümelerinden bahsetmek mümkün olabilecektir. Elazığ ekonomisinin gelişmesinde hem yeni yerel firmaların kurulması hem de il dışından yatırımcı çekilmesi önemlidir. Henüz oluşturulan İŞGEM kapsamındaki kuluçka, yani girişimci yetiştirme merkezi, bu açıdan dikkate değer bir adımdır. Yeni girişimciler için başarısızlık riskinin veya başarısızlık maliyetinin azaltılması, girişimciliğin daha fazla cazip hale gelmesinde etkili olabilecektir. Bu merkezlerin kurulması kadar işler ve etkin olması gerektiğinden, İŞGEM’in faaliyetlerinin dinamik bir şekilde yerel girişimcilerin niteliklerine uyum sağlamak ve ihtiyaçlarına cevap vermek üzere iyileştirilmesi gerekecektir. Diğer taraftan, yatırımcı çekme faaliyetleri de, kümelenme mantığına uygun olarak, (i) Elazığ’ın güçlü yönleri ve potansiyelini temel alan (ii) stratejik bir yaklaşımla kümelerdeki ve katma değer zincirlerindeki eksiklikleri gidermek amacıyla belirli sektörlere odaklanmış, (iii) gönüllü ve anlık faaliyetlerden ziyade sistematize edilmiş bir şekilde ele alınabilir. Böylece, Elazığ’da kümelerin gücünü artıracak ulusal ve uluslararası yatırımlar bölgeye kazandırılabilir. Bu konuda başta ETSO olmak üzere yerel kurumlara önemli rol düşmekte ve bu kurumlar arasında sıkı bir işbirliği tesis edilmesi gerekmektedir. Kalkınma Ajansları kapsamındaki Yatırımcı Destek Ofislerinin bu konuda kolaylaştırıcı işlevler üstleneceği öngörülebilir. Bununla birlikte, özellikle yabancı yatırımcılarla ilişki kurulmasında Ankara’da bulunan Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’yla işbirliği yapılması olumlu sonuçlar verebilecektir. Önemli bir hareket alanı olarak görüdüğüm konulardan birisi de sanayi ve üniversite arasındaki Ar-Ge ilişkilerinin geliştirilmesidir. Bu anlamda Fırat Üniversitesinin destekleriyle teknokent kurulması, yenilikçilik kapasitesinin ve verimliliğin artırılmasında önemli bir adımdır. Ancak, uzun dönemli kalkınma perspektifinde teknokentin ve İŞGEM’in uzmanlaşma alanlarıyla Elazığ ekonomisinin uzmanlaşma konularının birbirini beslemesi gerekir. Bu çerçevede orta vadede stratejik kümelerin belirlenmesine yönelik dinamik, sürekli kendini güncelleyen bir politika geliştirme süreci bekleyebiliriz. Ortauzun vadede uzmanlaşma alanlarının daha da belirginleşmesiyle ayrıca ihtisaslaşmış araştırma enstitülerinin kurulması düşünülebilir. 214 Diğer bir önemli unsur, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve yetişmiş insan gücünün ilde tutularak daha üretken sektörlerde değerlendirilmesidir. Özellikle kümelerin ve işletmelerin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirilmesi, hem işletme verimliliğini hem de işgücünün istihdam olanaklarını artıracaktır. Bu konudaki girişimlere Çankaya Üniversitesi ve OSTİM iş makineleri kümesi işbirliği örnek olarak gösterilebilir. Bu işbirliğinde Çankaya Üniversitesinin mühendislik, işletme, iktisat ve hukuk bölümleri öğrencilerinin pek çoğu, OSTİM’deki KOBİ’lerle eşleştirilmekte ve bitirme projelerini bu işletmelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hazırlamaktadır. Böylece işgücü talebi ve arzının nitelik olarak uyumlaştırılmasına katkı sağlanmış olmaktadır. Benzeri stratejilerin geliştirilmesinde Fırat Üniversitesi, meslek okulları ve başta ETSO olmak üzere girişimci örgütlerine önemli roller düşmektedir. Sabahki oturumdan bazı yerel aktörlerce kalkınma çabalarının takip edilemediği, kalkınma konusundaki faaliyetlere katılımın düşük olabildiği yönünde kanaatler dile getirilmişti. Bu sorunlar özünde ilgisizlikten ziyade, yerel aktörlerin konu hakkındaki bilgi yetersizlikleri ve politika araçlarının kendilerine ne gibi yararlar sağlayacağını tam olarak algılayamadıklarından kaynaklanıyor olabilir. Bu noktada, kalkınma çabaları, kümeler ve kullanılan politika araçlarının tanıtılması, böylelikle benimsenmesi amacıyla halkla ilişkiler ve iletişim faaliyetlerinin daha sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi yararlı olacaktır. Bu genel çerçevede, Kalkınma Ajanslarının kuruluşu da önemli bir fırsattır. Hermen her politika alanı açısından önem taşıyan gerek il içinde gerekse iller arasında işbirliklerinin oluşturulmasında, bu işbirliklerinin ve kalkınmaya yönelik projelerin desteklenmesinde Ajansların önemli roller üstleneceğini görüyorum. Buna ilave olarak politika belirleme süreçlerinde de Ajansların teknik kapasitelerinden yararlanılması gerekiyor. Ancak, önemle belirtmeliyim ki, Ajanslardan en yüksek yararı sağlamak yönünde kalkınma perspektiflerine dayanarak şimdiden proje ve işbirlikleri geliştirmenin, sahiplenmenin önemli avantajlar sağlayacağını belirtmek istiyorum. Cazibe merkezlerine yönelik politikaların hayata geçirilmesinde de bu avantajların söz konusu olduğunu belirtmek gerekir. Zira, cazibe merkezlerinin özgün nitelikleri ve potansiyelleri tek düze politikalar değil, kendilerine has politikalar geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Elazığın gelişme stratejileri, aktörleri arasında işbirliği ve uygulanabilir öncelikli projeleriyle hazır bulunması doğru politikaların belirlenmesini ve hızla uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Ben Elazığın mevcut potansiyelini ve insan kaynaklarını daha iyi kullanarak ekonomisini canlandıracağına, teşvik düzenlemelerinin getirdiği 215 avantajları değerlendirerek yenilikçilik kapasitesi ve verimliliğini arttırarak istikrarlı bir şekilde büyüyebileceğine, sonuç olarak Anadolu’nun başlıca merkezleri arasındaki yerini güçlendireceğine inanıyorum. 216 İbrahim YAZAR Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Sayın Valim, değerli katılımcılar, benden önceki konuşmacılar Elazığ ilinin sahip olduğu tarihi, turistik, kültürel değerler bakımından geniş açıklamalarda bulundular ve Elazığ ili sınırları içinde yapılabilecek turizm türleri hakkında bilgi sundular. Tekrardan kaçınmak amacıyla bu konulara tekrar değinmeyeceğim ancak sahip olunan bu potansiyelin nasıl tanıtılacağı konusunda bazı hususları özellikle sizlerle paylaşmak arzusundayım. Elazığ ilindeki turizm ürünü olabilecek tüm değerler gözden geçirildikten sonra bunların turistlerin hizmetine nasıl sunulacağı konusunda bir yol haritası oluşturmamız lazım yani önce potansiyeli tanımlayacağız, potansiyelin bir ürün haline gelebilmesi için neler yapılması gerektiğini tek tek gözden geçireceğiz. Bu çerçevede ulaşım, konaklama, iletişim, rehberlik hizmeti ve yerel halkın turiste karşı davranış tarzı, tüm bunlar tamamlandıktan sonra ürünümüzü netleştirip bir program haline getirmek durumundayız. Bundan sonrası hem Türkiye içinde iç turizm yapan tur operatörleri hem de Türkiye dışında Türkiye’ye turist gönderen tur operatörleriyle temasa geçerek sahip olduğumuz bu ürünün pazarlamasını yapmak durumundayız. Bir ürünü tanıtmak için o ürünün farklılığını özellikle vurgulamamız lazım, yani onu benzerlerinden ayıran özelliği belirtmemiz lazım. Bir ilin veya bir ülkenin bir turizm ürününü tanıtırken çok çeşitli ürün yelpazesi olmak zorunluluğu da yoktur önemli olan bir ürüne veya bir programa bir ad koymak gerekir. Bir yazar kitabının giriş sayfasında şöyle söylüyor “Beni kolay çağırmak için bana bir ad koydular” evet biz de bizim ürünümüzü herkesin bilmesi için ona bir ad koymamız lazım, ister bir logo olarak bir kimlik oluşturalım ister o ürünü kendi özellikleri ile sunmaya çalışalım ama ona özgün bir adı, bir işareti olması gerekir ve onu tüm platformlarda ısrarla tekrar etmek durumundayız. Hem yazılı - görsel basında hem turizmle ilgili fuarlarda hem de tanıtım amaçlı tüm diğer platformlarda bu strateji tekrar edilmek zorunda. Ancak bu şekilde hafızalarda yer tutabilir ve kişilerde bir merak oluşturabiliriz. Tanıtmada öncelikli amacımız da zaten ilgi ve cazibe uyandırmaktır. Belki birazda ileri gidersek damakta bir tat bırakabilmektir. Ondan sonra217 sı om meraka kapılan kişinin yapacağı araştırma ile ilgilidir. İşte bu aşamada da onun yapacağı araştırma alanını doldurmak gerekmektedir. Yani Elazığ denildiği zaman bir web sayfasına ve o web sayfası içinde aradığı tüm hususları bulabileceği bilgilere ulaşması gerekmektedir. Yani tanıtım ve pazarlamayı entegre bir faaliyet olarak ele alıp o şekilde sonuca gitmek gerekmektedir. Aslında benim söyleyeceğim bu hususta çok daha fazla açıklamalar var ancak bu aşamada çok fazla olayı sofistike bir hale sokmamak için öncelikli yapılması gereken temel hususları sizinle paylaşmaya çalıştım. Bakanlık olarak biz de bu anlattığım sürece katkıda bulunmak amacıyla bakanlığımız tanıtım stratejileri çerçevesinde Elazığ ili için bir broşür hazırlığı içindeyiz. Umuyorum ki hu toplantı bilinçli bir sürecin başlamasına vesile olur, Elazığ ilini hak ettiği şekilde yurt içinde ve yurt dışında insanlara tanıtma şansı verir. Bu duygularla hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyor. 218 SORU-CEVAP BAŞKAN: PROF. DR. ADEM ŞAHİN: Sorusu olan arkadaşlarım var ise yalnız ilave bir değerlendirme değil soru alalım ve kime yönelteceğinizi söyleyerek eğer yöneltirseniz süresi içinde tamamlamaya çalışacağız. SORU: Şu ana kadar anlatılanlara bir şeyler eklemek istemiyorum ama soru içerisinde kısmen yorum yapmak zorundayım.25 yıldır bu memleket halen fuar alanının yerini tespit edememiş sulama Birliği'nin borcundan dolayı 5 bin dekarlık bölümde şekerpancarları zayi olmuş şimdi sektörel kalkınmadan bahsederken hep 10 yıldır 20 yıldır olan şeyleri konuşuyoruz işte hayvancılıktır bağcılıktır falan ciddi somut direkt sonuca gidecek ifadeler lazım bunların hepsi teorik. Burada ciddi anlamda somut ele alabileceğimiz maddeler halen daha ortaya çıkmış değil.ben çok özür dileyerek söylüyorum. Bu toplantıda fuar alanının yeri tespit edilsin lütfen. PROF. DR. ADEM ŞAHİN: Müsaade ederseniz ben cevap vereyim. Ben hep konuşmamaya zorluyorum ama sonunda konuşacağız. Bende sizin tersinize diyorum ki bu toplantı fuar alanını tespit edeceğimiz toplantı değil birincisi bu. İkincisi, şimdi ben size somut şeyler söyleyeyim Elazığ’da çok güzel üzümler var. Örneğin Elazığ’ın öküzgözünü Türkiye’de bilmeyen yok ve üretim miktarı da belki son yıllarda Elazığlının bile talep ettiğinin çok üzerinde. İçinizde bir tane pekmez fabrikası kurmayı düşünen var mı? İçinizde bir tane sirke fabrikası kurmayı düşünen var mı?içinizde bir tane üzümü sofralık üzümden çıkartıp başka bir şey yapmaya dair bir projesi olan var mı? Şimdi bakınız herkes bu tür toplantılar yapılmalı edilmeli diyen konuşmacıyla karşılaştınız. Sıkıcı bir şey tabii her gelen yapılmalı edilmeli diyor, herkes akıl veriyor ve bizim toplum olarak da almaya hiç alışkın olmadığımız ve tahammül edemediğimiz şey hele de başkasına aitse de hiç beğenmiyoruz hele bedava ise de hiç kıymet vermiyoruz. Şunu düşünmemiz lazım burada bulunan herkes bir birikimin sonucunda 15 dakika konuşuyor. Doğru olabilir yanlış olabilir, işinize yarayabilir yaramayabilir ama başka türlüsü mümkün değil. Su 60 derecede kaynamıyor. Yani bu dünyanın belli kuralları var isteseniz de 60 derecede suyu kaynatamıyorsunuz. Böyle biriktireceğiz. 219 Böyle birikecek birikecek bir bakacaksınız ki çok daha kısa sürede kaynamış. Şimdi gelişme dediğiniz şey çok basit bir itibarla bakarsanız nereden nereye sorusuna vereceğiniz cevapla ilgilidir. Ama o soruda önemli olan bunu ne kadar zamanda yaptığınız nasıl yaptığınız yani nereden nereye ne kadar zamanda geldiniz nasıl geldiniz ve hangi maliyetle geldiğinizdir. Belki bir adım öne geçerseniz nereden nereye sorusunu birlikte koşmaya başladığınız bir rakibinize sorduğunuzda onun nereye geldiğidir. Şu soruyu çok sorarız mesela biz efendim biz 60’lıu yıllarda Güney Kore ile aynı durumdaydık, şimdi Güney Kore nerede biz neredeyiz misalinde olduğu gibidir. Şöyle bakmamız lazım bilgiden bahsediyoruz. Dünya artık daha önce 50 yılda ürettiğini önce 25 yılda sonra 20 yılda, sonra 10 yılda, sonra 5 yılda üretmeye başladı. Yani dünya artık ürettiğini çok daha kısa sürede üretiyor. O zaman ne olacak bize ne olacak. Biz dünyanın gelişmiş ekonomisinde 16. 17.’yiz. ön sıralarda yer almak mümkün mü mümkün boş ver var mı var ama çabuk doluyor. O zaman rekabetçi olacağız. Başından beri söylemeye çalıştığımız şey kendimizde var olan değerleri hangi alanlarda yoğunlaştırmalıyız ki ekonominin temeli tercihtir. Biz çok basit bir örnek veririz; cebinizde 1lira paranız var simit 1 lira, gazoz 1 lira simitçi gazozu ikiye bölmüyor gazozcu gazozu yarıya bölmüyor yani ya gazoz alacaksınız ya simit yiyeceksiniz. Eğer karnınız aç iken gazoz tok iken simit yerseniz paranızı yanlış harcamış olursunuz. Şimdi ekonominin temelinde var olan soru bu zaten biz önemli olan Elazığ’ın ortak aklı. Açlığımızla susuzluğumuz arasında nerede durduğumuza dair bir tespit yapmak istiyoruz ve diyoruz ki gelin bunu çokça konuşalım. Yani bundan yorulmayalım. Bunu kendimize bir külfet olarak görmeyelim çokça konuşalım. Sonuçta bir karar verelim. Tıpkı inancımızdaki istişare anlayışında olduğu gibi eğer karar vermişsek uygulama aşamasında birbirimizin arkasından çekmeyelim ve diyelim ki bu yanlışa biz karar verdik sonucu da yanlış oldu. Bu kadar dik duralım. Bunu ülke olarak yapmak zorundayız, bölge olarak yapmak zorundayız, il olarak yapmak zorundayız ihtiyaç olan bu. Sabrınızı bende böyle korsan tebliğ sunarak zorlamak istemiyorum ama ben Anadolu’nun bütün şehirlerine emek vermiş bir insanım ve bütün şehirlerini de seven bir insanım benim rahmetli, amcam istiklal gazisiydi ben Orduluyum. Memlekete gittiğimde akşamleyin feneri yakar beni ziyarete gelirdi, komşulardan da gelen olurdu onlara birileri çay ikram edecekler işte ben çay demlerdim ikram ederdim. Komşular derlerdi ki ya sen misafirsin sen verme, amcam derdi ki olmaz öyle şey erkek evlat baba evinde misafir olmaz derdi. Şimdi kendi memleketinde kendine misafir muamelesi yapan Elazığlı olmaktan çıkacaksınız önce. Dolayısıyla bende zaten sizin gördüğünüz kadar Elazığ’ın meselesini görüyorum. Siz benden bir iki adım daha önde görüyor olmalısınız. Ben sizden buraya gelinceye kadar duymuş olmalıyım. Buraya gelinceye kadar duymuş olmadığıma göre de220 mek ki siz de görevinizi yapmıyorsunuz. Ben kendi araştırdıklarımla buldum. Yani sizden duyduğum bir şey yok. Başka soru var mı efendim? SORU: Çetin beye bir soru soracağım. Geçen hafta Bursa ilindeydim. Orada su kayağı yarışması düzenleniyordu. Oysa orada su da yoktu bir yere su biriktirmişler. Acaba su kayağı turizmi için Elazığ’ımızın durumu nedir? Değerlendirebilir misiniz? teşekkür ederim. ÇETİN GÜRCÜN: Şimdi bu konudaki birikim nedir hazırlıklar nedir bilemiyorum ama dediğiniz çok doğru. Nazmi hocam da konuşmasında belirtmişti. Alternatif turizm türleri artık dünyada giderek daha önem kazanıyor, daha değer kazanıyor. Ama tabii öncelikle biraz önceki konuşmalarda da ifade etmeye çalıştık. Bir kere ilgiyi uyandırmak lazım, yani Elazığ’a bir ilgi uyandırmak lazım. İç turizmden başlayacak, öncelikle Elazığ’ı daha fazla yurttaşlarımızın gelip göreceği bir hareketi başlatmamız lazım. Bu hareketin akabinde de ben çok inanıyorum su mecrana hemen giriyor ve bu alternatif turizmden tutun hobi turizmine kadar bütün turizm türleri bundan payını alıyorlar. PROF. DR. ADEM ŞAHİN: Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Rektörüm, Ticaret ve Sanayi Odamızın değerli Meclis Başkanı, Yönetim Kurulu Başkanı, İktisadi Araştırmalar Vakfımızın değerli Başkanı, değerli konuklar sizlerin yönettiğiniz ve gelişmesini arzu ettiğiniz, bizim de kalben desteklediğimiz Elazığ ilimizin kalkınmasına bir nebze katkı olduğu düşüncesi ile bir günü icra ettik, düşüncelerimizi sizlerle paylaşmaya çalıştık. Umarım bu konudaki mücadele, bu konudaki çaba çok ısa süre içerisinde meyvelerini vermeye başlar. Türkiye sizlerde farkındasınız çok hızlı bir dönüşümü zaten başlattı. Yani Türkiye’de tekerlek birazcık daha hızlı dönmeye başladı. Bunun önünde şu anda bir tek engel kaldı. Ben bunu masanın değişik taraflarında, değişik işler yapmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bunun önünde bir tek engel kaldı. O da, biz, gücünü, bilgisinden ve özünden alan yapılara biz tahammül edemiyoruz. Yani bizim bu sayın hocamın da önceki oturumda ifade ettiği bu düşüncenin fikrin demokratik yaşama biçiminin getirdiği bir alt yapıyı hazırlama noktasında biraz sıkıntılarımız var. Bu bizim öznesini insan kabul ettiğimiz sistemin insan yetiştirme sistemini çok yakından ilgilendiriyor. Umarız bu dünyadaki rüzgar, ülkemizdeki rüzgar, bu başladığımız hamleler kısa zamanda toplumsal motivasyonumuzu, toplumsal inancımızı, beklentimizi, başarmaya dair kanaatimizi bizi bir miktar daha öne getirecek seviyeye getirir ve beklediğimiz her yapı gerçekten hak ettiği yeri bulur. Biz de hak olan için o mücadeleyi veren ve hakkın kabul ettiği şekilde paylaşanlar oluruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. 221 MUAMMER EROL Elazığ Valisi Çok değerli misafirlerimizi emeklerinden ve faaliyetlerinden dolayı, bizlerle bilgilerini paylaşmış olduklarından dolayı, Elazığ’a bizimle birlikte kafa yormuş olduklarından dolayı Elazığlılar adına samimi teşekkürlerimi ifade ediyorum. Bir samimi ifade de şu, sabah ben şu an Elazığ’a bakışım açısında sizin pencerenizden bakıp gördüklerimden sonra farklıklılar olmadı desem çok büyük haksızlık ederim. Benim adıma şahsen çok büyük kazanımlar oldu. Onun için bu kazanımlar için de samimi teşekkürlerimi kabul ederseniz sevinirim. Sağ olun var olun. İnsanlar konuşa konuşa diyorlar ya biz de eksiğimizi,hatamızı ve yapacağımız işleri konuşa konuşa bilgilerimizi, deneyimlerimizi paylaşa paylaşa ve sadece işte Elazığ’da oturarak, Elazığ’ın problemlerine Elazığ içerisinden bakarak bir çözüm olmadığını, çok da doğru olmayacağını, yetmeyeceğini de gördük. İlk tespitim bu. Mutlaka dışarıdan bir gözün, işi bilen uzman bir gözün, Elazığ’a bizimle birlikte, Elazığ’ın dertlerini dert edinerek bakması halinde elde edeceğimiz kazanımların boyutu tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük olur diye düşünüyorum. Bu toplantının, bu tarz çalışmaların da temelindeki düşüncemiz bu. Biz, Elazığ ile ilgili olarak yapılacak her şey bizim bildiğimizle sınırlıdır ve en doğruyu biz biliyoruz demiyoruz. En doğru bilenlerin ve en güzel çalışmayı, gayreti gösterecek olanları Elazığ’a davet etme konusunda bir emeğimiz gayretimiz olsun için bu tür girişimleri toplantıları da yapacağız bundan sonra da inşallah. O tayin edilen işte değişik hedeflerle de ilgili olarak hakikatten yapacağımız çok şey olduğunu gördük. Ama, şunu da söyleyeyim. Çok şey söylediniz bu burada kalmamalı bunu biz sanal dua olarak kabul ediyoruz, fiili dua ve destekler için de buradan sizlerden açık taahhüt istiyoruz. Yani şudur mutlaka sizi rahatsız edeceğiz herhangi bir iş için geldiğimizde biliyorum mutlaka büyük hüsnü kabul göreceğiz. Onun içinde şimdiden teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun. Bizim Elazığ insanımızla ilgili bir tespitim de şu olmuştur. Tepkilerini saklamazlar, çok sabırsızdır. Eksi de olsa artı da olsa tak hemen söylerler. Bu idareci tarafında çok büyük avantaj aslında. Yanlış yapmanıza izin vermez Elazığlılar. Bir yanlış yaparsızınız ikinciyi yapmadan uyarırlar. Kanaatkardır Elazığlılar ama sebat konusunda biraz planlı ve programlı işi götürme maalesef olmuyor. Biz, sabah söyledim önderlik görev ve sorumluluğunu atanarak veya siyaseten seçilmişler olarak bundan yılmayacağız, yılmamamız gerekir. Tam tersine bunlar kendi kendimizi motive ederek ve bu Elazığ önüne bütün bu bilgi ve tecrübeleri harman ederek, nasıl doğru hedefler koyabiliriz. Elazığ için doğru hedef nedir bir de hep kalkınma ile büyümeyi karıştırıyoruz. Yani büyümek eğer huzur getirseydi İstanbul’da herkes huzur ve saadet içerinde olurdu. Biz Elazığ’da büyümemiş olmayı aslında Elazığ’ın avantajı olarak görüyorum. Niye? Geçtiğimiz yıl Elazığ büyüseydi mutlaka 222 hormonu büyüyecekti, mutlaka yanlış büyüyecekti, iyi ki büyümemiş hele hele böyle İstanbul’un büyümesi gibi, nasıl olmuş İstanbul’un büyümesi getirmişiz Haliç’in etrafını saray bölgesi ilan etmişiz. İyice kirlettikten sonra ya bunu kapatalım mı artık dediğimizde de temizlemeye kalkmışız. Yani, bu tür yanlışları gördükten sonra iyi ki Elazığ büyümemiş, sanayi kuruluşları bu kadar kalmış. Yatırım stratejisi olarak da biraz Kayserililik yapmış olmayarak da kendimden örnek vereyim fakülteye giderken baktım listede o zaman tek sınav tabii en az öğrenci alan yer neresi Bursa’da tekstil mühendisliği birinci sıraya onu yazdım yani şimdi de biz bugünün imkanlarına bakarak bugün hemen kazanılacak bir para var bugün hemen onu nasıl kazanalıma dönük bir strateji ile yatırım yapmaya kalkarsak Elazığ daha sonra yerine koyamayacağımız bir sürü değeri de, ki en başta insan değeri tahrip ederiz diye korkuyorum. Onun için yatırım potansiyel ve imkanlarımızı taş, toprak, hava, su, insan çok akılcı kullanmalıyız. Geçmişimize yazık ederek bugün hemen kısa vadede paraya çevirerek imkana fırsata çevirerek bir yatırım stratejisi içinde olmamalıyız diye düşünüyorum. Nacizane Elazığ için öngörüm bu. Elazığ bir yatırım için imkan sağlayacaksa o yatırımda kimler görev almalı sorusuyla başlarsak, bir, o yatırımda mutlaka gelirinin pazarlığını hem de 1000 dolarlarla çatır çatır iş verenle kamuyla yapacak elemanların çalıştığı sektörlere yatırım yapmalı dersem herhalde Elazığ için yapılabilecek en iyi şeylerden birini yapmış okurum. Bunun yerine ama bak bir sürü işsiz var aç geziyor işte caddede sokakta işportacı, boyacı hemen bunlara iş bulmamız lazıma yatarsak ne olur? Açarız hemen bir tekstil atölyesi binlerce insan girer ondan sonra bir kriz girer, binlerce insan yine aç kalır. Bir de şunu da söyleyeyim Elazığlılarla ilgili olarak, Elazığlılar emredilecek işte çalışmazlar. Emredecek işte çalışırlar. Dolayısıyla emredilecek iş için istihdam alanları açtığımızda Elazığlı abilerden çalışacak adam bulmamız zor. Nerden gelecek, dışarıdan gelecek ve hormonlu ve kontrolsüz bir büyümeyi , bir sürü derdi, belayı bu şehrin başına açan bir büyümeyi getirecek. Arkadaşlar yerine koyamayacağımız temiz hava, temiz toprak, su gibi değerler 10 yılı, 20 yılı, 30 yılı, 50 yılı düşündüğümüzde üzerinde titizlenmemiz gereken ve bunu paylaşırken yatırıma dönüştürürken 1 kere 5 kere düşünmemiz gereken değerlerdir. Onun için bunları koruyarak yatırım stratejileri planlanacaksa o zaman eyvallah. Elazığ’da şimdi mesela sayın başkanım Elazığ’da yeni imar alanları açarken işte ne yapılır. Şuraya 10 kat ver 20 kat ver gökdelen yapalım şehir kalkınsın falan unun yerine 2000 metrekareden aşağı parsel vermem%10’dan 20’den fazla inşaat izni vermem dese 10 sene sonra Elazığ, insanların gelip yaşamak isteyecekleri yer olur. Tekrar teşekkür ediyorum. İyi ki geldiniz ama bizi unutmayın bizde sizi bizi unutturmamak adına meşgul edeceğiz. Lütfen onu da şimdiden bir söz olarak kabul edin. Hepinize saygılar sunuyorum. 223