HABER BÜLTENİ 22 Temmuz 2008 Haber Özetleri Irak ABD'nin Demokrat Partili başkan adayı Barack Obama, Irak'taki temasları çerçevesinde Başbakan Nuri El Maliki ile görüştü. Irak devlet televizyonu ve görgü tanıkları, Obama'nın Bağdat'ta Maliki ile bir araya geldiğini kaydetti. Irak hükümet sözcüsü Ali Dabbağ da, Obama-Maliki görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, ülkedeki muharip Amerikan askerlerinin 2010 yılına kadar çekilmesini umduğunu söyledi. (AA)(AP)(REUTERS) Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin, Amerikan askerlerinin Irak'tan 2010'a kadar çekilmesini istediği bildirildi. Amerikalı Demokrat Parti başkan adayı Barack Obama'nın Senato'daki bürosundan yapılan yazılı açıklamaya göre, "Maliki, sayıları ve görevleri de dâhil olmak üzere Irak'taki Amerikan askerlerinin yeniden düzenlenmesinin zamanının geldiğini" aktardı. Ortadoğu ve Avrupa gezisi çerçevesinde Irak'a yaptığı ziyaret dolayısıyla Senatörler Jack Reed ve Chuck Hagel ile ortak yapılan açıklamada, "Maliki'nin Irak'taki Amerikan askerlerinin 2010'a kadar çekilmesini umduğu" belirtildi. Iraklıların açık bir tarih istediklerinin ifade edildiği açıklamada, Maliki'nin Iraklıların Amerikan askerlerinin yaptığı fedakârlığı takdir ettiğini ancak Amerikan askerlerinin sonsuza dek kalmasını istemediklerini söylediği kaydedildi. (AA)(AFP) Resmi bir davet üzerine Irak Türkmen Adalet Partisi Başkanı Enver Bayraktar’ın, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi ile bir araya geldiği bildirildi. Yapılan görüşmede Kerkük sorununa değinen Bayraktar, Irak Anayasasındaki 140. maddenin süresinin bitmesiyle bu maddenin öldüğünü ve bu madde üzerinde yapılan her düzenlemenin Irak Parlamentosundaki Tadilat Komisyonu tarafından yapılacağına işaret etti. Bayraktar yaptığı konuşmanın devamında, 2005 yılında yapılan seçim sonuçlarına dayanmadan Kerkük’ün geleceğinin belirlenmesi gerektiğini söylerken, yerel seçim konusunda Kerkük’ün dört seçmen bölgesine bölünmesi gerektiğini dile getirdi. (www.turkmentimes.net) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani yaptığı açıklamada, Irak Uzlaşma Cephesinin hükümete geri dönmesinin Irak’ın istikrarı açısından önemli bir adım olduğunu söyledi. Mevcut Irak hükümetini değerlendiren Talabani, “bu hükümetin, Irak halkının birlik ve beraberliği için çaba gösterdiğini ifade 1 ederken, Irak’ın tüm etnik gruplarıyla birlikte ulusal birlik yolunda devam edeceklerini” belirtti. (www.hewarat.dk) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Irak İslam Yüksek Konseyi ve Birleşik Irak İttifakı lideri Abdülaziz El-Hekim’in bir araya geldikleri bildirildi. İki taraf arasında yapılan görüşmede ülkedeki son siyasi gelişmelerin ele alındığı açıklandı. (www.alsabaah.com) Irak’ın kuzey bölgesinde Özgür Horami Milli Partisinin kuruluş konferansı hazırlıklarına başlanıldığı açıklandı. Horami bölgesinde yaşayan insanların kendi ırklarını, tarihlerini ve dillerini bu kuruluşla ispat etme hedefinde oldukları bildirildi. Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim yetkililerinin yaptıkları açıklamada, bunun gibi bir partinin oluşmasının Kürt birliğinin yıkılmasına neden olabileceği bildirildi. (www.iraqalaan.com) Irak’ın kuzeyindeki yönetimin üst düzey yetkilisi Neçirvan Barzani, Iraklı Kürtlerin Türkiye'den beklentileri konusunda CNNTÜRK’e açıklamalarda bulundu. Barzani, "Bölgesel yönetim olarak bizim anayasal bir statümüz var, bu statüyü de Irak halkının oylarıyla kabul edilen bir anayasayla kazandık. Dolayısıyla Türkiye bizimle iki komşu olarak temas kurmakta çekinmemeli", ifadesinde bulundu. Bölgede çözümün diyalogdan geçtiğini vurgulayan Barzani, Ankara'ya "Bizi muhatap alın" mesajı göndererek, "Bu bölgeyi ve bizim burada, bu ilişkide oynayacağımız rolü göz ardı etmek, görmezden gelmek ve yönetimimizi ilişkilerin dışında bırakmak hiçbir sorunu çözmeyecektir. Dolayısıyla, Türkiye'nin bölgesel yönetim ile doğrudan temaslar için gereken cesur kararı almasının zamanı gelmiştir", diye konuştu. Barzani, Ankara ile Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetimin yakınlaşması konusunda Washington'dan da yardım istediklerini söyledi. Terör örgütü PKK ile mücadeleyi de değerlendiren Barzani, "Türkiye'ye yapılan saldırılar bizi endişelendiriyor" dedi, ancak askeri seçeneğin çözüm getirmeyeceğini savunarak "Sorunun doğası siyasi, bu yüzden askeri operasyonlarla çözülemez. İnanıyorum ki, siyasi bir çözüm yolu bulmaya çalışmak, hem Türkiye'nin hem bölgesel yönetimin hem de tüm Irak'ın yararına olacaktır", diye konuştu. Barzani, Kerkük ile ilgili soruları da yanıtladı ve çözüm için referandum öngören anayasa maddesinin uygulanmasını istedi. Barzani, Kerkük konusundaki beklentilerini, "İnanıyoruz ki Türkiye'nin yapacağı en iyi şey, Irak halkının bu sorunu çözmesine izin vermek ve onlara bu fırsatı tanımak olacaktır. Çünkü bu, Irak'ın iç meselesi ve bu çerçevede Irak bağlamında çözülmesi gerekli" sözleriyle dile getirdi. (CNNTÜRK) Almanya'nın, Irak'ın Erbil kentinde 2009 yılının başına kadar bir başkonsolosluk açacağı bildirildi. Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in dün Iraklı meslektaşı Hoşyar Zebari'yle yaptığı telefon görüşmesinde Almanya'nın, Erbil kentinde 2009 yılının başına kadar bir başkonsolosluk binası yapılması isteğini kendisine ilettiği belirtildi. Erbil kentinde şimdiye kadar Bağdat'taki Almanya Büyükelçiliği'nin küçük bir dış temsilciliği bulunduğu ifade edilen açıklamada, Erbil'deki başkonsolosluğun açılışına kadar mevcut bazı güvenlik sorunlarının çözülmesi gerektiği kaydedildi. Irak Başbakanı Nuri El Maliki bugün 2 Almanya'nın başkenti Berlin'e resmi bir ziyaret yapacak ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşecek. (AA) İngiltere Savunma Bakanı Des Browne, İran'ın Irak'a artık "daha az müdahale ettiğini" söyledi. Des Browne, parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmada, İran'ın, komşu ülke Irak'taki militanları artık desteklemediği yolunda kanıtlar olduğuna inandığını kaydetti. Browne, bu kanıtların ne olduğu hakkında bilgi vermedi. Bazı parlamenterlerin, İran'ın Afganistan'daki saldırılara destek verip vermediği yönündeki sorularına karşılık Des Browne, bu iddiaları destekleyecek kanıtları olmadığını kaydetti. (AA)(AP) Irak'ta, İran'da eğitim alan militanlarla bağlantılı, propaganda uzmanı olduğu sanılan bir kişi tutuklandı. ABD ordusundan yapılan açıklamada, tutuklanan kişinin, "İran'da eğitim gören özel örgütlerin şubesi" olarak tanımlanan Iraklı Hizbullah Tugayları örgütünün üyesi olduğundan şüphelenildiği belirtildi. Başkent Bağdat'ta tutuklanan bu kişinin, internete, Irak ve Amerikan askerlerine yönelik saldırıların video görüntülerini yüklediği bildirildi. (AA)(AP) Ortadoğu İngiltere Başbakanı Gordon Brown, nükleer programıyla ilgili olarak büyük güçlerin teklifini reddetmesi durumunda İran'ın büyük bir tecritle karşı karşıya kalacağını söyledi. İsrail Meclisi Knesset'te konuşan ilk İngiliz Başbakanı olan Brown, İsrail'in yanında olduklarını belirterek, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın "İsrail'i haritadan silme" tehditlerinin "tamamen nefret uyandırıcı" olduğunu ifade etti. Brown, İran'ın nükleer programını askıya alması ve görüşme tekliflerini kabul etmesi ya da büyüyen tecride ve sadece bir ülkenin değil, dünyadaki tüm ülkelerin kolektif yanıtına hazır olması gerektiğini kaydetti. İran'a yönelik olarak BM kanalıyla 3 yaptırım kararına öncülük ettiklerini söyleyen Brown, ABD ve Avrupalı ortaklarıyla İran'ın nükleer silah programını engelleme kararına da öncülük etmeyi sürdüreceklerini kaydetti. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin, nükleer faaliyetlerinden vazgeçmesi karşılığında İran'a mali ve diplomatik yardım teklif etmişti. Nükleer silah yapmasından korkulan Tahran yönetimi, silah yapacağı iddialarını reddederek nükleer çalışmalarının enerji üretme amaçlı olduğunu belirtiyor. Knesset'teki konuşmasında İsrail-Filistin barış sürecine de değinen Brown, barışın elle tutulacak kadar yakında olduğunu ve taraflardan ABD'nin Annapolis konferansının sunduğu fırsatı kaçırmamalarını istedi. (AA)(AFP)(REUTERS) Mısır'da polis, en büyük muhalefet grubu Müslüman Kardeşler örgütünün 39 üyesini tutukladı. Güvenlik kaynakları ve grubun internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, polis bu kişileri Nil nehri deltasındaki Kafr El Şeyh bölgesinde tutukladı. Tutuklananlar arasında örgütün bölgesel yönetiminden 3 kişinin bulunduğu belirtildi. Bu kişilerin, örgütsel toplantılar yaptıkları gerekçesiyle tutuklandığı kaydedildi, ancak Müslüman Kardeşler, üyelerinin bu bölgede tatil yaptığını bildirdi. (AA)(REUTERS) Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim, ilk kez ülkesinin Lübnan ile diplomatik ilişki kurmak istediğini bildirdi. Muallim, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Lübnan 3 Devlet Başkanı Mişel Süleyman ile görüşmesinden sonra ülkesinin bu konudaki niyetini dile getirdi. Dışişleri Bakanı gazetecilere yaptığı açıklamada, karşılıklı diplomatik temsilcilik açmak istediklerini söyledi, ancak bu konuda her iki ülkenin de hemfikir olması gerektiğini belirtti. Velid Muallim'in, Mişel Süleyman ile iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere başkent Beyrut'a geldiği bildirildi. Üst düzey bir Suriyeli yetkili tarafından 3 yıldan fazla bir süreden sonra Lübnan'a yapılan bu ilk resmi ziyarette, Muallim'in Süleyman'a, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın Şam davetini iletmesi bekleniyor. (AA)(AP) Kafkasya ve Orta Asya Rus İzvestiya gazetesi, Rus savaş uçaklarının yeniden Küba'ya yerleştirilebileceği iddiasında bulundu. Rusya Savunma Bakanlığından adı açıklanmayan bir yetkili, İzvestiya'ya yaptığı açıklamada, ''Onlar (ABD) Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne radar sistemleri kurmaya devam etsinler, bizim stratejik uçaklarımız artık Küba'dalar'', dedi. Haberde, İzvestiya'nın bu açıklama üzerine konuyla ilgili bir araştırma yaptığı belirtilerek, ''Beyaz Kuğu adı verilen Tu-160 ve 'Ayı' adı verilen Tu-95MS tipi uzun menzilli stratejik bombardıman uçakları teknik özelliklerine göre Küba'ya kadar uçabilirler. Ancak bunun için teknik özelliklerin yanı sıra, siyasi kararın da olması gerekiyor. Savunma Bakanlığı yetkilisinin sözlerine göre, Rus uçaklarının Küba'ya gönderilmesiyle ilgili söylentiler uzun süredir gündemde ve bu söylentilerin gerçek olmadığını söylemek yanlış olur'', ifadesinde bulunuldu. Küba'daki son Rus askeri üssünün Ekim 2001'de kapatıldığı belirtilen haberde, dönemin Rus Genelkurmay Başkanı Anatoliy Kvaşnin, Küba'daki üssün Rusya'ya yıllık maliyetinin o dönemde yaklaşık 200 milyon dolar civarında olduğunu kaydetti. Rusya Savunma Bakanlığının Dış İlişkilerden Sorumlu Bölümünün eski başkanı General Leonid İvaşov da gazeteye yaptığı açıklamada, ''Kübalılar, hâlâ Rus uçaklarının gelmesini bekliyorlar. Bizim kendi güvenlik stratejimizi oluşturmamız gerekiyor. Böyle bir stratejimiz olmadığından yabancıların stratejik oyunlarını oynamaktayız. Yurt dışında stratejik üsler kurmamız gerekiyor. Yurt dışında kuracağımız üsler, güvenlik sistemimizi daha etkili ve güçlü yapacak'', diye konuştu. (AA) Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, ülkesinin Japonya ile giderek gelişmekte olan ilişkilerine büyük önem verdiğini söyledi. Resmi ziyaret için Taşkent'e gelen Japonya Maliye Bakanı Fukuşiro Nukaga'yı Aksaray Karargâhında kabul eden Kerimov, ülkesinin, Japonya ile artan ilişkilerine büyük değer verdiğini belirterek, ziyaretin de bunun göstergesi olduğunu ifade etti. Kerimov, görüşmenin, stratejik ortaklık prensiplerine dayanan ikili iş birliğinin karşılıklı menfaatlere dayandığının açık örneği olduğunu belirterek, Nukaga'yı Taşkent'te görmekten memnun olduğunu dile getirdi. Nukaga da Japonya'nın Özbekistan ile olan ilişkilerini daha da geliştirmek istediğini kaydetti ve amaçlarının iki ülke arasındaki çok yönlü iş birliğini en üst düzeye çıkarmak olduğunu söyledi. 2002 yılında Özbekistan ve Japonya arasında Dostluk, Stratejik Ortaklık ve İşbirliği Ortak Bildirisi imzalanmıştı. Japonya'nın Özbekistan'daki yatırımları 2 milyar dolara ulaştı. (AA) 4 Avrupa Birliği Fransa'da meclis ve senatoyu bir araya getiren parlamento, dün akşam yapılan oylamayla Türkiye'yi de doğrudan ilgilendiren anayasa değişikliği paketini onayladı. Parlamentodaki oylamada, 539 ''evet'', 357 ''hayır'' oyu çıktı. Anayasa değişikliği paketinin onaylanması için parlamento üyelerinin beşte üçünün oyu gerekiyordu. Oylamada, 538'in altında ''evet'' oyu çıksaydı, Fransa'da uzun süredir yoğun tartışmalara yol açan paket reddedilmiş sayılacaktı. Anayasa değişikliği paketinin kıl payıyla da olsa kabul edilerek onaylanması, ''Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin başarısı'' olarak yorumlanıyor. Parlamentoda kabul edilen anayasa değişikliği paketinin 33. maddesinde, AB'ye yeni üye olacak ülkeler için doğrudan referanduma gidilmesi şartı korundu. Ancak meclis ve senato üyelerinin beşte üçünün talep etmesi halinde cumhurbaşkanının, söz konusu ülkenin üyeliğinin onaylanmasına parlamentonun onay verip vermeyeceğine karar vermesi koşulu getirildi. (AA) Diğer Haberler Çin ve Rusya arasında imzalanan "ek protokolle" 40 yıldır devam eden sınır sorunu çözüldü. Çin Dışişleri Bakanı Yang Cieçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Pekin'de imzaladıkları "iki ülke arasındaki sınırın doğu kesimine ilişkin" söz konusu ek protokolle iki taraf arasındaki 4300 kilometre uzunluğundaki sınırın tamamı belirlenmiş oldu. İki ülke arasında sınır sorununa ilişkin ilk anlaşma 1991 yılında imzalanmış, bunu 1994 yılında batı sınırına ilişkin anlaşmayla, 2004 yılındaki ek anlaşma izlemişti. Rusya ve Çin, daha önce Amur Nehri üzerindeki 4 ada konusunda anlaşamıyorlardı. Son ek protokole göre, Amur Nehri Rusya ve Çin'i ayıran yeni sınır hattı olarak kabul edildi. Çin basınında yer alan haberlerde, iki tarafın, onay süreçlerini hızlandırma ve diplomatik belgelerin değişimiyle, söz konusu protokolün yürürlüğe girmesi konusunda fikir birliği sağladığı belirtildi. Çin Dışişleri Bakanı Yang, siyasi açıdan her iki tarafa da yarar sağlayacak bu protokolün imzalanmasının, sınır bölgesine barış, istikrar ve dostluk getireceğini, iki halk arasındaki dostluğu ve iş birliğini güçlendireceğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da, sınır sorununa eşitlik, karşılıklı yarar ve saygı temelinde çözüm aradıklarına işaret ederek, bu sınır hattının istikrar, dışa açılma, iyi komşuluk, dostluk ve iş birliğini koruyan bir bağ haline geleceğini dile getirdi. (AA) Hindistan Dışişleri Bakanı Şivşankar Menon, Pakistan ile barış sürecinin "sıkıntıya girdiğini" söyledi. Menon, düzenlediği basın toplantısında, "yakın geçmişte meydana gelen olayların, maalesef Hindistan ile Pakistan arasındaki atmosferi bozduğunu ve diyalog sürecinin sıkıntıya girdiğini" söyledi. Hindistan Dışişleri Bakanı, edindikleri tüm bilginin, bu ay Hindistan'ın Kabil Büyükelçiliğine düzenlenen saldırının arkasında Pakistan unsurları olduğuna işaret ettiğini de kaydetti. Afganistan'da Hindistan'ın Kabil Büyükelçiliğine 7 Temmuzda düzenlenen saldırıda, Hintli bir diplomatla askeri ataşe dâhil olmak üzere 58 kişi yaşamını yitirmişti. Hindistan ile Pakistan arasında 2004 yılında başlatılan barış süreci yavaş ilerliyordu. (AA)(AP)(REUTERS) 5 Bosnalı kaçak savaş suçlusu Radovan Karadzic'in yakalanarak, tutuklandığı bildirildi. Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in bürosundan yapılan açıklamada, ''Karadzic'in yeri belirlendi ve tutuklandı'', ifadeleri yer aldı. Açıklamada, tutuklanan Karadzic'in eski Yugoslavya'daki savaş suçlularını yargılamak amacıyla kurulan özel savaş suçları mahkemesindeki yargıçların önüne çıkarılacağı belirtildi. Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in bürosundan kaçak savaş suçlusu Radovan Karadzic'in tutuklanması hakkında yapılan açıklamada, Karadzic'in Sırp güvenlik güçlerince dün düzenlenen bir operasyon sonucu tutuklandığı bildirildi. Eski Yugoslavya'daki savaş suçlularını yargılamak amacıyla Hollanda'nın Lahey kentinde oluşturulan uluslararası savaş suçları mahkemesinde başsavcılık görevini yürüten Serge Brammertz de konuya ilişkin açıklamasında Karadzic'in tutuklanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kaçak savaş suçlusu Radovan Karaciç'in yakalanarak tutuklanmasının NATO ve AB Başkanlığı tarafından memnuniyetle karşılandığı bildirildi. (AA)(AP)(REUTERS) ABD Başkanı George W. Bush, Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu ve Başbakan Haşim Taçi ile görüştü. Bush iki liderle görüştükten sonra yaptığı açıklamada, daha fazla ülkenin Kosova'yı tanımasını istedi. Bush, "Kosova'yı henüz tanımayan ülkelerin, Kosova'yı bir an önce tanımaları için çalışmaya devam edeceğime söz veriyorum", dedi. Kosova'nın bölünmesine de karşı olduğunu belirten Bush, "Kosova'nın bağımsızlığının güçlü bir destekçisiyim. Kosova'nın herhangi bir şekilde bölünmesine karşıyım", diye konuştu. Kosova Cumhurbaşkanı Seydiu da ABD'nin kendilerine verdiği desteğe teşekkür etti ve Sırbistan'la iyi ilişkiler içinde olmak istediklerini söyledi. Şubat ayında Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı şimdiye kadar 40'tan fazla ülke tanıdı. (AA)(REUTERS) Dünya Basını Bosnalı Sırp lider Radovan Karadzic'in Sırbistan'da dün gece yakalanması, gazetelerde başlıca ortak haber konusu. Binlerce Bosnalı Müslüman’ın yanı sıra çok sayıda Hırvatın, Sırp güçlerce öldürüldüğü Bosna Savaşı sırasında savaş suçları işlemekten aranan Bosnalı Sırp lider Karadzic'in yakalanması, pek çok gazetenin ilk baskılarına yetişmemiş. Gazetelerin İnternet sayfalarında ise Karadzic, manşette yer alıyor. Financial Times gazetesi Karadzic'in yakalanmasının, onu on binlerce cana malolan 1992-95 iç savaşını kışkırtan bir canavar olarak gören Bosnalı Müslümanlar ve Hırvatları rahatlatacağını yazıyor. Gazeteye göre bu gelişme, geçen seçimde milliyetçileri hükümetten dışlayan Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in AB yanlısı ittifakına da güç kazandıracak, ama Bosna ve Sırbistan'da Karadzic'i bir kahraman olarak gören çok sayıda muhafazakâr Sırp'ı öfkelendirecek. Haber Guardian'ın da İnternet sayfasına yansıyor. Gazete, Bosna Savaşının sona ermesini sağlayan müzakerelerde görev alan Amerikalı diplomat Richard Holbrooke'un sözlerine yer veriyor. Buna göre Holbrooke, Avrupa’nın Usame bin Ladin'i olarak tanımladığı Karadzic'in "gerçek bir toplu katliam mimarı" olduğunu söyledi. 6 Daily Telegraph gazetesi ise 1995 yılında Srebrenica'da 8,000 civarında Bosnalı Müslüman erkeğin ve erkek çocuğun infaz edildiğini, 10,000'den fazlasının da Saraybosna'nın Sırplarca kuşatılması sırasında öldüğünü hatırlatıyor ve ekliyor: "Bu tutuklama Sırpların uzun süredir takındıkları, Karadzic'in muhtemelen Rusya veya Belarus'a kaçtığı yönündeki resmi pozisyonlarının da sonu anlamına geliyor." "Bu arada AB Dışişleri Bakanları da bugün AB'nin Sırbistan ile daha sıkı bağlar kurmasını ele alacak. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, dün gece, yeni Sırp hükümetinin kararlılığının Sırbistan'ın Avrupa hedefi açısından çok önemli olduğunu söyledi." Times gazetesi de, aynen Daily Telegraph gibi Radovan Karadzic'in yakalandığı haberinin bugün Brüksel'de buluşacak olan ve gündemlerinde zaten Sırbistan'ın katılımı da bulunan ve aynı zamanda Belgrad'a savaş suçlusu firarilerin bulunması için büyük bir baskı uygulayan AB dışişleri bakanlarının hoşuna gideceğini yazıyor ve ekliyor: "Mayıs ayında çekişmeli geçen seçimin ardından, Belgrad'da bu ayın başında kurulan reformcu hükümeti teşvik etme amaçlı katılım öncesi müzakereler, zaten başlamıştı." Times gazetesinde Fransa parlamentosunda dün yapılan oylamaya ilişkin haberin başlığı: "Sarkozy tek oylamada reform zaferini kaptı." "Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy dün gece dönüm noktası niteliğindeki bir zaferin şerefine kadeh kaldırdı. Fransa Parlamentosu, ülkenin 50 yıllık Anayasası'nı değiştiren ve cumhurbaşkanının yetkilerini de kısan tasarıyı kıl payı farkla kabul etti." "Türkiye'yi engellemek amacıyla tasarlanan bir hükümle, AB'nin yeni üyelerini onaylayan antlaşmalar, parlamentoda beşte üçlük bir çoğunluk sağlamadığı takdirde halkoylamasına sunulacak." Haftanın Yorumu Ufuk Turu Bu haftaki Ufuk Turunda Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya’daki gelişmeler ele alınmış ve 5. Türkmen Kurultayı, 140. Madde Tartışmaları, ABD-İran İlişkileri, İsrail-Suriye Görüşmeleri, İsrail - Hizbullah Arasında Esir Değişimi Anlaşması ve Medvedev’in dış politikası değerlendirilmiştir. 5. Türkmen Kurultayı Tamamlandı Kerkük’te düzenlenen 5. Türkmen Kurultayı Sadettin Ergeç’in yeniden başkan seçilmesiyle sonuçlanmıştır. Yürütme Kurulu ise Ali Haşim Muhtaroğlu dışında tamamen yenilenmiştir. Yerel seçimler öncesi bir kurultayın toplanması çeşitli tartışmalara sebep olsa da görev süresi biten Ergeç yönetiminin meşruiyet probleminin çözülmesi gerekmekteydi. Kurultayın gerçekleşmesi ile ITC yönetimi için yerel seçimler öncesi problem olabilecek meşruiyet sorununu ortadan kalkmıştır. Meşruiyet sorununun giderilmesi ile bir taraftan yerel seçimler öncesi yaşanabilecek gruplaşmaların önüne geçilmiş, diğer taraftan da Türkmen toplumunun yerel seçimlerde oylarını önümüzdeki dönemde görev başında olacak yönetimi bilerek kullanmalarının yolu açılmıştır. 7 140. Madde Tartışmaları Sürüyor Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani, 140. maddenin uygulanmaması halinde Irak’ın bölünebileceğini iddiasında bulunmuştur. 140. maddenin geçersiz kılınmasının Anayasa’yı geçersiz kılmak anlamına geldiğini belirten Barzani, Irak’ı bir arada tutan tek unsur Anayasaymış gibi Anayasa’nın geçersiz kılınmasının ise Irak’ı böleceğini iddia etmiştir. 2007 yılı sonunda 6 ay ertelenmesine karar verilen 140. madde için bu sürenin sonu olan Haziran ayı bitmiş olmasına karşın hiçbir adım atılmamıştır. Süre problemini aşmak üzere atılan adımların bu sefer atılmaması, buna karşın 140. maddenin halen gündeme getiriliyor olması, Kürt grupların artık 140. maddeyi hiçbir süreye bağlı kalmaksızın uygulamaya çalışacaklarını göstermektedir. Söz konusu maddenin 2. fıkrasının başında yer alan hükümleri uygulamak, ancak aynı fıkranın sonunda yer alan süreyi görmezden gelmek Anayasa kurallarının keyfi olarak uygulanması anlamına gelmekte ve esas Anayasa ihlalinin, bu tavır olduğunu düşündürmektedir. ABD-İran İlişkilerinde Diplomasi Yolu Geçtiğimiz haftalarda gerginliği artıran açıklamalar ve askeri tatbikatların ardından, İran cephesinden bu hafta da uzlaşıdan uzak açıklamalar gelmiştir. Ahmedinecad, tatbikatların sürebileceğini belirtmiş, Ayetullah Ali Hamaney nükleer gücün İran halkının elinden alınamayacağını ifade ederken, İran’ın OPEC’teki temsilcisi ise İran’a olası bir saldırının Körfez’deki petrol ihracatının bütünüyle tehlikeye gireceğini ileri sürmüştür. Bu açıklamalara karşın Ahmedinecad, ABD’ nin diplomatik temsilci açma isteği geldiğinde buna olumlu yaklaşacaklarını, İsrail dışında tüm devletlerle eşit şartlarda ve önkoşulsuz görüşebileceklerini belirtmiştir. Diğer taraftan AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Solana ile İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Celili başkanlığında yapılan müzakerelere ABD de bir temsilci göndermiş, bu temsilcinin ABD’nin diplomatik yol konusunda kararlılığını ortaya koymak amacıyla gönderildiği bildirilmiştir. Tırmanan gerilime karşın iki ülke arasında diplomatik kapıların halen açık olduğu, ABD’nin diplomatik yolların tümünü tüketmeden askeri seçenekleri kullanmaya niyetli olmadığı anlaşılmaktadır. İşgal bir tarafa, nokta operasyonu ile nükleer tesislerinin vurulması dahi, İsrail’in İran’dan, Suriye topraklarından, Hizbullah’tan ve Hamas’tan gelecek her türlü saldırıya maruz kalmasına sebep olabileceği düşünülmektedir. Aynı tehlike Afganistan ve Irak’taki ABD askerleri için de geçerli olacaktır. Bu nedenle ABD’nin diplomatik süreci yürütürken, İran’ı izole etme çabaları da sürmekte, İsrail’in Suriye ile yakınlaşma, Hamas ile ateşkes ve Hizbullah’la varılan esir değiştirme çabalarının bu üç istikameti güvenceye alma girişimleri olarak değerlendirilmektedir. İsrail-Suriye Görüşmeleri Suriye - İsrail arasında devam eden aracılı görüşmelerde iki taraftan karşılıklı yapıcı açıklamalar gelmektedir. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, anlaşma sağlanması halinde karşılıklı büyükelçilik açılabileceği ve iki ülke arasında normal ilişkiler kurulabileceğini; doğrudan görüşmelerin ancak ABD Başkanlık seçimlerinden sonra başlayabileceğini ifade etmiştir. Bu açıklamalar, Suriye’nin İsrail ile başlattığı anlaşma sürecini, olası bir operasyonda İran’ı izole etme çabasından ayrı tutma gayreti olarak değerlendirilmektedir. Yine Beşşar Esad’ın ABD ve İsrail’in İran’a bir operasyon düzenlemeleri halinde 8 bedelini ödeyecekleri şeklinde yapmış olduğu açıklama da bu savı doğrular niteliktedir. İsrail - Hizbullah Arasında Esir Değişimi Anlaşması 2006’da Hizbullah-İsrail arasında savaşa neden olan, kaçırılan iki İsrail askerinin cesetleri karşılığında beş Hizbullah militanının serbest bırakılması ve İsrail’e sızmak isterken öldürülen 200 Arabın cesetlerinin teslim edilmesi konusunda yapılan anlaşma onaylanmıştır. Hizbullah bu onayın, İsrail yenilgisinin de resmen onayı anlamına geldiğini açıklamıştır. Hamas’tan yapılan açıklamada ise esir değişiminin Hizbullah’ın zaferi olduğu belirtilirken İsrailli işgalcilerin elindeki esirleri kurtarmanın tek yolunun askerleri kaçırmak olduğu açıklanmıştır. Ülkede büyük tartışma yaratan esir değişimi anlaşmasıyla İsrail, her iki örgüte de yumuşak karnını göstermiştir. Bu anlaşmadan sonra İsrail askerlerinin sık sık kaçırma girişimleri ile karşı karşıya kalacakları ihtimal dahilindedir. Medvedev, Putin dış politikasına devam dedi 2000 yılındaki Putin'in dış politika konsepti ile Medvedev'in 15 Temmuz 2008 tarihinde açıkladığı belgenin örtüşmesi, Medvedev'in Putin'in izinden gideceğini kanıtlayan en önemli delillerden biridir. Medvedev'in dış politika konseptinde, özellikle BM'nin uluslararası sistem ve politikadaki yeri, NATO genişlemesi, ABD politikalarına eleştirisi ön plana çıkmaktadır. Buna göre, ABD'nin BM'yi dışlayan tek taraflı politikasına karşılık, BM'nin uluslararası sorunların çözümünde merkezi rolüne işaret edilerek 21. yüzyıl uluslararası sistem ve politikalarında BM'nin hala vazgeçilmez bir role sahip olduğu vurgulanmıştır. Kosova konusunda hem ABD hem de AB'nin yanlı davranarak çifte standart uyguladığına ve uluslararası hukuku çiğnediğine işaret edilerek, Rus dış politikasında uluslararası hukukun önemli bir yere sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, ABD'nin füze kalkanı ve NATO genişleme planlarının Avrupa'nın güvenlik sorunlarını çözmek yerine güvensizliğie neden olarak bloklaşmaları getireceğine dikkat çekilmiş, NATO'nun Rusya sınırlarına doğru yayılmasına karşı çıkılarak, Ukrayna ve Gürcistan'ın üyelik planlarına olumsuz yaklaşılacağına işaret edilmiştir. Bununla birlikte, AB'nin Rusya için uzun vadeli ekonomik ve stratejik bir ortak olduğu vurgulanmıştır. Diğer taraftan, Rusya'nın komşularıyla ilişkilerinde Putin döneminden farklı olarak birlik yapılarından (BDT gibi) çok ikili bağlantılara ağırlık verilerek ikili ilişki tarzının benimsendiği anlaşılmaktadır. Kısaca, Medvedev dış politikasının aynen Putin döneminde olduğu gibi pragmatik, pratik, jeopolitik ihtiyaç ve çıkarlar üzerinden yürütüleceği, Medvedev'in açıkladığı dış politika konseptinin Putin'in dış politikadaki merkezi rolünün devam edeceğini onaylar nitelikte olduğu söylenebilir. 9