ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ GÖZALTINA ALMA VE TUTUKLAMA Osman NAS EKİM, 2012 ÖZET Ceza muhakemesi hukukunun amacı; maddi gerçe÷i ortaya çıkararak úüpheli veya sanı÷ın gerçekte suçlu olup olmadı÷ını araútırmak, suçlu ise onu cezalandırmak ve ıslah etmek, suç ile bozulan ve sarsılan kamu düzenini korumaktır. øúte bu amaçları gerçekleútirirken ceza muhakemesi hukukunun yararlandı÷ı araçlara koruma tedbirleri adı verilmektedir. Koruma tedbirlerinin hepsi hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırlamaktadır. Koruma tedbirlerinden bazıları kiúi özgürlük hakkını, bazıları özel hayatın gizlili÷i hakkını, bir kısmı konut dokunulmazlı÷ı hakkını, bir kısmı da seyahat hakkı, mülkiyet hakkı ile kiúinin haberleúme özgürlü÷ünü sınırlamaktadır. Bu sayılan haklar içerisinde belki de en temeli ve önemlisi olan kiúi özgürlük hakkını kısıtlayan koruma tedbirleri gözaltına alma ve tutuklama koruma tedbirleridir. 5271 sayılı yeni Ceza Muhakemesi Kanunumuz koruma tedbirlerine ayrı bir önem vermiú, öncelikle kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan tedbirlerden baúlamak üzere bir düzenleme yapmıú, kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan gözaltına alma ve tutuklama koruma tedbirlerini sıkı úartlara ba÷layarak söz konusu úartlar gerçekleúmedikçe bu tedbirlerin uygulanamayaca÷ını belirtmiútir. Üç bölümden oluúan çalıúmamız, CMK’da düzenlenen gözaltına alma ve tutuklama koruma tedbirlerini, yeni de÷iúiklikler sonrasında incelemeyi amaçlamaktadır. Çalıúmamızın ilk bölümünde kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ve tarihsel geliúimi ile uluslar arası belgeler ve 1982 Anayasasında kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının görünümü ile ilgili incelemelerde bulunulmuútur. Bunun yanında “koruma tedbiri” kavramının anlam ve içeri÷i açıklanmaya çalıúılmıú, koruma tedbirlerinin genel ortak özellikleri ile koruma tedbirlerinin ön úartları incelenmiútir. økinci bölümde ise; bir ceza muhakemesi koruma tedbiri olan gözaltına alma ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Gözaltına almanın tarihsel geliúimi, bazı ülkelerde iv gözaltına alma tedbirinin nasıl uygulandı÷ı, gözaltına almanın úartları, gözaltı süreleri, gözaltına alınan kiúinin hakları, gözaltına iúlemi sonrası yapılacak iúlemler, gözaltı iúlemine karúı yargı yolu ve gözaltı tedbirinin sona ermesi konuları incelenmiútir. Üçüncü bölümde ise; koruma tedbirlerinden tutuklamanın tarihsel geliúimi, úartları, tutuklama kararı ve bu karara karúı kanun yolu, tutukluluk süreleri, özel tutuklama halleri, tutukluluk halinin sona ermesi ve sonuçları ile tutuklunun tabi oldu÷u hükümlerin neler oldu÷u konuları üzerinde durulmuútur. Sonuç bölümünde ise; gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerine iliúkin sorunlar ve bu sorunlara karúı çözüm önerilerimiz ortaya konulmaya çalıúılmıú. Anahtar Kelime: Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı, Koruma Tedbirleri, Gözaltına Alma, Tutuklama. v ABSTRACT The aim of the code of criminal procedure is to sustain the public order by investigating whether the suspect or the accused is guilty or not through revealing the material truth, to punish and rehabilitate if s/he is guilty. The tools which the code of criminal procedure utilises to materialise abovementioned aims are called measures of precaution. All of the measures of precaution restrict one of the fundamental rights. Some of them restrict the right to personal liberty, some of them restrict the right to privacy, a part of them the right to immunity of residence, while others restrict the right to freedom of travel and information or the right to property. In the abovementioned rights and freedoms perhaps the most fundamental and important of all are the measures of precaution which restrict the right to personal liberty through custody and detention. The new Code of Criminal Procedure (no: 5271) attaches a detailed emphasis upon the measures of precaution and makes a new regulation regarding the measures restricting the right to personal liberty and other rights. The code introduces strict provisions and states that the measures are not to be put into effect so long as the abovementioned provisions do not materialise. Our Code of Criminal Procedure (CMK) which consists of three parts aims to observe the measures of detention and arrest which are regulated in the CMK after the new amendments. In the first part of our work, the right to personal liberty and security, international documents as well as the appearence of the right to personal liberty and security in the constitution of 1982 are observed. Moreover, attempts to explain the meaning and content of the concept “measures of precaution” is made. The prerequisites of the measures of precaution and the general common characteristics are examined. In the second part, custody which is one of the measures of precaution that vi exist in the code of criminal procedures is discussed in detail. The historical development of custody, how this measure is practised in different countries, the conditions and custody periods, the rights of the person in custody, the procedures to be followed after the custody, the procedures to apply to court against custody and the procedures of terimination of this measure are observed. In the third part detention (arrest) which is a measure of precaution is discussed. The historical development, the conditions, the verdict to arrest and the right to appeal against it, the detention period, the special conditions to arrest, its termination and the provisions which the prisoner is subject to is examined. In the conclusion part, problems regarding the measures for custody and detention and attempts to solve these problems are conducted. Key Words: The right to personal liberty and security, measures of precaution, custody, detention (arrest). vii øÇøNDEKøLER ETøK YAZISI ............................................................................................................ iii ÖZET.......................................................................................................................... iv ABSTRACT ............................................................................................................... vi øÇøNDEKøLER ....................................................................................................... viii KISALTMALAR .................................................................................................... xvi GøRøù ......................................................................................................................... 1 BÖLÜM I Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø øLE KORUMA TEDBøRLERø 1.1. Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø ....................................................... 4 1.1.1. Kavram .................................................................................................... 4 1.1.2. Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi ................. 6 1.1.2.1.Dünya’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi ........................................................................................... 6 1.1.2.2.Türkiye’de Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi ........................................................................................... 8 1.1.3. Uluslararası Belgelerde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı ......... 15 1.1.3.1. ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi ....................................... 15 1.1.3.2. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ............................................. 16 1.1.3.3. Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi................... 19 1.1.3.4. Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi ...................... 20 1.1.3.5. Afrika ønsan ve Halklar Hakları ùartı ..................................... 21 1.2. KORUMA TEDBøRLERø ........................................................................... 21 viii 1.2.1. Kavram .................................................................................................. 21 1.2.2. Koruma Tedbirlerinin Ortak Özellikleri .......................................... 24 1.2.2.1. Hüküm Verilmeden Önce Temel Bir Hakkı Sınırlama ......... 24 1.2.2.2. Zorlama ....................................................................................... 25 1.2.2.3. Araç (Vasıta) Olma..................................................................... 25 1.2.2.4. Geçici Olma ................................................................................. 26 1.2.3. Koruma Tedbirlerinin Ön ùartları .................................................... 26 1.2.3.1. Kanuni Düzenleme (Yasallık) .................................................... 26 1.2.3.2. Suç ùüphelerinin Belli Bir Yo÷unlukta Olması ...................... 26 1.2.3.3. Bir Karara Dayanma ................................................................ 28 1.2.3.4. Görünüúte Haklılık ..................................................................... 29 1.2.3.5. Gecikmede Tehlike (Gecikemezlik) .......................................... 29 1.2.3.6. Orantılılık (Ölçülülük) ............................................................... 30 BÖLÜM II YAKALAMA VE GÖZALTINA ALMA 2.1. YAKALAMA ................................................................................................ 32 2.1.1. Genel Olarak ......................................................................................... 32 2.1.2. Yakalamanın ùartları ........................................................................... 33 2.1.2.1. Herkes Tarafından Yapılabilecek Geçici Yakalama ............. 33 2.1.2.2. Kolluk Görevlileri Tarafından Yapılan Yakalama................ 35 2.1.2.3 ùikayete Ba÷lı Suçlarda Yakalama .......................................... 36 2.1.3. Yakalama Emri Ve Nedenleri ............................................................. 37 2.1.4. Yakalama Emrinin øçeri÷i.................................................................... 39 2.1.5. Yakalama Emrinin øcrası ..................................................................... 39 2.2. GÖZALTINA ALMA .................................................................................. 41 ix 2.2.1. Genel Olarak ......................................................................................... 41 2.2.2. Karúılaútırmalı Hukukta Gözaltına Alma .......................................... 43 2.2.2.1. Almanya ..................................................................................... 44 2.2.2.2. øngiltere ..................................................................................... 45 2.2.2.3. Fransa ......................................................................................... 47 2.2.2.4. øtalya ........................................................................................... 47 2.2.3. Gözaltına Almanın ùartları Ve Gözaltı Kararı .................................. 48 2.2.4. Gözaltı Süreleri ..................................................................................... 51 2.2.4.1. Anayasaya Göre Gözaltı Süresi ............................................... 52 2.2.4.1.1. Normal Durum ................................................................. 52 2.2.4.1.2. Toplu Suçlarda ................................................................. 52 2.2.4.2. Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Gözaltı Süresi ............... 53 2.2.4.2.1. Bireysel Suçlarda.............................................................. 53 2.2.4.2.2. Toplu Suçlarda ................................................................. 53 2.2.4.2.3. Bölge A÷ır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda ............................................................................ 54 2.2.4.3. Askeri Mahkemeler Kuruluú Ve Yargılama Usulü Hakkında Kanuna Göre Gözaltı Süresi .................................................... 55 2.2.4.4. Sıkıyönetim Kanununa Göre Gözaltı Süresi .......................... 55 2.2.5. Gözaltına Alınan Kiúinin Hakları ........................................................ 56 2.2.5.1. Haklarını Ve Yapılan øsnadı Ö÷renme Hakkı ....................... 56 2.2.5.2. Yakınlarına Haber Verilmesini østeme Hakkı ....................... 56 2.2.5.3. Müdafiden Yararlanma Hakkı ................................................ 56 2.2.5.4. Susma Hakkı .............................................................................. 57 2.2.5.5. Delillerin Toplanmasını østeme Hakkı ................................... 57 x 2.2.5.6. Hakim Veya Bir Adli Makam Önüne Çıkarılma Hakkı ....... 57 2.2.5.7. Yakalama Ve Gözaltına Alma øúlemine øtiraz Hakkı ............ 58 2.2.6. Gözaltı øúlemi Sonrası Yapılacak øúlemler.......................................... 58 2.2.6.1. Yakınlara Ve ølgililere Haber Verme ..................................... 59 2.2.6.2. Sa÷lık Kontrolü ......................................................................... 60 2.2.6.3. Nezarethane øúlemleri ............................................................... 61 2.2.6.3.1. Nezarethaneye Alınacak Kiúinin Üzerinin Aranması ... 61 2.2.6.3.2. Gözaltına Alınan Kiúinin Parmak øzinin Alınması ....... 62 2.2.6.3.3. Gözaltına Alınan Kiúinin Konulaca÷ı Yer : Nezarethaneler ................................................................. 62 2.2.6.3.4. Gözaltı øúlemlerinin Denetimi ......................................... 64 2.2.7. Gözaltı øúlemine Karúı Yargı Yolu ...................................................... 65 2.2.8. Gözaltı Tedbirinin Sona Ermesi .......................................................... 66 BÖLÜM III TUTUKLAMA 3.1 GENEL OLARAK ........................................................................................ 69 3.1.1. Kavram .................................................................................................. 69 3.1.2. Tutuklamanın Niteli÷i Ve Amacı ........................................................ 71 3.1.2.1. Koruma Tedbiri Olması .............................................................. 71 3.1.2.2. Yasal Olması ................................................................................. 72 3.1.2.3. Kiúisel Olması .............................................................................. 72 3.1.2.4. Orantılı Olması ............................................................................ 72 3.2. TUTUKLAMANIN ùARTLARI................................................................. 73 3.2.1 Tutuklamanın Maddi ùartları .............................................................. 76 3.2.1.1 Kuvvetli Suç ùüphesinin Bulunması ........................................... 76 xi 3.2.1.2. Tutuklama Nedenlerinin Bulunması .......................................... 79 3.2.1.2.1. Genel Olarak ...................................................................... 79 3.2.1.2.2. ùüpheli veya Sanı÷ın Kaçması, Saklanması veya Kaçaca÷ı ùüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması .......... 80 3.2.1.2.3. ùüpheli veya Sanı÷ın Davranıúları..................................... 83 3.2.1.2.3.1. Genel Olarak .............................................................. 83 3.2.1.2.3.2. Delilleri Yok Etme, Gizleme veya De÷iútirme ......... 84 3.2.1.2.3.3. Tanık, Ma÷dur veya Baúkaları Üzerinde Baskı Yapılması ..................................................................... 85 3.2.1.2.4. Delilleri Karartma ùüphesinin Takdiri............................. 86 3.2.1.3. Tutuklama Sebeplerinin Var Oldu÷una øliúkin Yasal Nedenler ...................................................................................... 86 3.2.2. Tutuklamanın ùekli ùartları ................................................................ 90 3.2.2.1. Muhakeme ùartının Gerçekleúmiú Olması ................................ 90 3.2.2.2. Tutuklama Yasa÷ının Bulunmaması .......................................... 92 3.2.2.3. Sanı÷a Güvence Belgesinin Verilmemiú Olması ........................ 94 3.2.2.4. Tutuklama Kararının Ölçülü Olması ........................................ 94 3.2.2.5. Hakim veya Mahkeme Kararının Bulunması ........................... 95 3.2.2.5.1. Soruúturma Evresinde .......................................................... 95 3.2.2.5.2. Kovuúturma Evresinde ......................................................... 96 3.2.2.5.3. Kanun Yolları Evresinde ...................................................... 97 3.2.2.5.3.1. øtiraz øncelemesinde ...................................................... 97 3.2.2.5.3.2. østinaf øncelemesinde ..................................................... 98 3.2.2.5.3.3. Temyiz øncelemesinde ................................................... 98 3.3. SEVK TUTUKLAMASI .............................................................................. 98 xii 3.4. TUTUKLAMA KARARI .......................................................................... 100 3.4.1. Genel Olarak ..................................................................................... 100 3.4.2. Tutuklama Kararının Verilmesi ..................................................... 101 3.4.3. Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması ........................................ 104 3.4.4. Tutuklama Kararının Bildirilmesi ................................................. 105 3.4.5. Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi ...................................... 108 3.5. TUTUKLAMA KARARINA KARùI KANUN YOLU ........................... 111 3.5.1. Genel Olarak .................................................................................... 111 3.5.2. øtiraz Edebilecek Kiúiler .................................................................. 112 3.5.3. øtirazı ønceleme Makamları............................................................. 113 3.5.4. øtiraz øncelemesi Ve Sonuçları ........................................................ 114 3.6. TUTUKLULUöUN DENETLENMESø................................................... 115 3.6.1. Genel Olarak ..................................................................................... 115 3.6.2. Soruúturma Evresinde ..................................................................... 115 3.6.3. Kovuúturma Evresinde .................................................................... 116 3.6.4. Kanun Yolları Evresinde ................................................................. 117 3.7. TUTUKLULUK SÜRELERø .................................................................... 118 3.7.1. Genel Olarak ..................................................................................... 118 3.7.2. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen øúlerde ................. 119 3.7.3. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde ........................ 119 3.7.4. Bölge A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúler ................ 120 3.7.5. Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutukluluk Süresi ... 120 3.8. TUTUKLULUK HALøNøN SONA ERMESø VE SONUÇLARI........... 122 3.8.1 Genel Olarak ...................................................................................... 122 3.8.2.Tutuklamanın Sona Ermesi Halleri................................................. 122 xiii 3.8.2.1.Tutuklama Gerekçelerinin Ortadan Kalkması .................. 122 3.8.2.2.Kamu Davasının Açılmaması, Kovuúturmaya Yer Olmadı÷ına Karar Verilmesi, Sanı÷ın Beraat Etmesi veya Davanın Düúmesi .............................................................................................. 123 3.8.2.3.Tutukluluk Süresinin Dolması ............................................. 124 3.8.3. Salıverilmenin Yükümlülükleri ...................................................... 125 3.9. TUTUKLULUKTA GEÇEN SÜRENøN CEZAMAHKUMøYETøNDEN øNDøRøLMESø ......................................................................................... 125 3.9.1. Genel Olarak ..................................................................................... 125 3.9.2. Mahsubun ùartları ........................................................................... 126 3.9.3. Mahsubun Yapılaca÷ı Mahkumiyet .............................................. 126 3.10. TUTUKLUNUN TABø OLDUöU HÜKÜMLER ................................. 127 3.10.1. Genel Olarak ................................................................................... 127 3.10.2.Hükümlüden Ayrı Yerde Barındırılma......................................... 128 3.10.3.Tutukevinde Yaúam ........................................................................ 129 3.10.3.1.Tutuklunun Giyimi ............................................................... 129 3.10.3.2.Tutuklunun Çalıúması .......................................................... 129 3.10.3.3.Tutuklunun Beslenmesi ........................................................ 129 3.10.3.4.Tutuklunun Tedavisi ............................................................. 131 3.10.4. Tutuklunun Dıú Dünya øle øliúkisi................................................. 131 3.10.4.1. Tutuklunun Ziyaretçi Kabulü ............................................. 131 3.10.4.2. Tutuklunun Müdafisi øle Görüúmesi .................................. 133 3.10.4.3. Tutuklunun Yazılı øletiúim Kurması .................................. 134 3.10.4.4. Radyo ve Televizyon Yayınları øle ønternetten Yararlanma............................................................................ 135 3.13.4.5. Hediyeleri Kabul Etme ........................................................ 136 xiv 3.10.5. Tutuklu Hakkında Disiplin Tedbiri ve Kısıtlayıcı Önleme Baúvurma ................................................................................. 136 3.10.5.1. Disiplin Cezaları ....................................................... 136 3.10.5.2. Kısıtlayıcı Önlemler ................................................. 137 3.11. KANUNA AYKIRI TUTUKLAMADAN DOöAN ZARARIN GøDERøLMESø ........................................................................................ 138 3.11.1. Genel Olarak ................................................................................... 138 3.11.2. Tazminat Ödenecek Haller ............................................................ 139 3.11.3. ølgiliyi Uyarma Yükümlülü÷ü ....................................................... 140 3.11.4. Tazminat Talebinin ùartları .......................................................... 140 3.11.5. Tazminat Talebinin øncelenmesi ve Karar .................................. 141 3.11.6. Tazminatın Geri Alınması ............................................................ 142 3.11.7. Tazminat østenemeyecek Haller .................................................... 143 SONUÇ .................................................................................................................... 144 KAYNAKÇA .......................................................................................................... 147 ÖZGEÇMøù ............................................................................................................ 154 xv KISALTMALAR AAÖY : Adli Arama ve Önleme Yönetmeli÷i ACTYCøDY : Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların ønfazına Dair Yönetmelik A.e : Aynı Eser a.g.e : Adı Geçen Eser a.g.m : Adı Geçen Makale AøHM : Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi AøHS : Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi AMKYUK : Askeri Mahkemeler Kuruluúu ve Yargılama Usulü Kanunu AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi AÜSBFD : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi Bkz. : Bakınız C. : Cilt CD : Ceza Dairesi CGK : Ceza Genel Kurulu CGTøK : Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun CøKYCGTøHT : Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi øle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Tüzük CMK : Ceza Muhakemesi Kanunu CMUK : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu CPT : Avrupa øúkence ve ønsanlık Dıúı veya Aúa÷ılayıcı Muamele Ya xvi da Cezayı Önleme Komitesi Çev. : Çeviren ÇKK : Çocuk Koruma Kanunu f. : Fıkra HPD : Hukuki Perspektif Dergisi HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu øÜHF : østanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi øÜHFM : østanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası m. : Madde MEB : Milli E÷itim Bakanlı÷ı PVSK : Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu s. : Sayfa S. : Sayı SøDAS : Suçluların øadesine Dair Avrupa Sözleúmesi TBBD : Türkiye Barolar Birli÷i Dergisi TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TCK : Türk Ceza Kanunu TDK : Türk Dil Kurumu TMK : Terörle Mücadele Kanunu vd : Ve devamı Y : Yıl Yay. : Yayınevi YGøY : Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷i xvii xviii GøRøù ønsan hakları; insanların insan olmasından dolayı sahip oldu÷u haklardır. ønsan haklarının büyük bir kısmı özgürlük temellidir ve özgürlük hakkından türemiútir. Bu nedenle kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının di÷er insan haklarının temeli oldu÷u ve özel bir yere sahip oldu÷u söylenebilir. Dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı; kiúinin haksız olarak yakalanmaması, gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve özgürlü÷ünden yoksun kılınmamasıdır. Temel amacı maddi gerçe÷e ulaúmak olan ceza yargılamasında, maddi gerçe÷e ulaúılabilmesi için kiúi hak ve özgürlüklerine müdahale edilmesini gerektirebilecek bir takım tedbirlere ihtiyaç duyulabilir. Maddi gerçe÷i ortaya çıkarmak, delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasını önlemek, yapılan muhakeme sonunda verilecek kararların yerine getirilebilmesi, muhakeme masraflarının karúılanmasını sa÷lamak gibi amaçlarla, kural olarak ceza yargılamasında karar verme yetkisine sahip yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan hallerde geçici olarak baúvurulan ve hükümden önce bazı temel hak özgürlüklere müdahaleyi gerektiren kanuni düzenlemelere koruma tedbirleri denir. Koruma tedbirleri ile çeúitli temel hak ve özgürlüklere müdahale edilebilmektedir. Ancak kiúi özgürlü÷üne yönelik olan yakalama, gözaltına alma ve tutuklama en a÷ır koruma tedbirleridir. 5271 Sayılı CMK'nın en önemli yenilikleri koruma tedbirleri bakımından gerçekleúmiútir. Yeni CMK'da koruma tedbirlerinin sistematik olarak yerleri de÷iútirilmiú; öncelikle kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan tedbirlerden baúlanarak düzenleme yapılmıú ve tedbirler kendi içerisinde kronolojik bir sıralamaya tabi tutulmuútur. Örne÷in; öncelikle yakalama tedbiri, daha sonra gözaltına alma ve en son alarak da tutuklama düzenlenmiútir. Eski kanunda yer almayan bazı yeni koruma tedbirlerine ilk kez yer verilmiútir. Koruma tedbirlerinin sonunda ortak hüküm niteli÷inde olan hususlara yer verilmiú, en sonda ise, koruma tedbirleri nedeniyle 1 tazminat konusu düzenlenmiútir. Kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan koruma tedbirlerinin baúında yakalama gelmektedir. Yakalama; suç iúledi÷i yönünde hakkında kuvvetli iz, emare ve delil bulunan kiúinin hakim kararı bulunmaksızın, Cumhuriyet Savcısı tarafından gözaltına alınmasına veya serbest bırakılmasına kadar kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanmasıdır. CMK'nın 90. maddesine göre yakalanan kiúinin, Cumhuriyet Savcısının kararıyla soruúturmanın tamamlanması amacıyla, soruúturma açısından zorunlu olması ve kiúinin suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin bulunması halinde kiúinin özgürlü÷ünün geçici olarak kısıtlanmasına ise gözaltına alma denir. 1412 sayılı CMUK döneminde gözaltına alma yakalamanın devamı olarak kabul edilmiúti. Yani kiúi yakalandı÷ı anda gözaltına alınmıú olmaktaydı. 5271 sayılı CMK ise; yakalama ile gözaltına almayı birbirinden tamamen ayırarak yakalamayı ayrı bir koruma tedbiri, gözaltına almayı ise ayrı bir koruma tedbiri olarak düzenlemiútir. øleri bölümlerde yakalama ve gözaltına almanın úartları, süreleri, yakalanan ve gözaltına alınan kiúinin hakları, yakalama ve gözaltına alma sonrası yapılacak iúlemler, yakalama ve gözaltına alma iúlemlerine karúı yargı yolu ve sona ermesi konularına ayrıntılı olarak de÷inilecektir. Tutuklama ise, kiúi özgürlü÷üne müdahale eden en a÷ır koruma tedbiridir. Anayasamızın 19. maddesinde tutuklamanın anayasal dayana÷ı yer almaktadır. CMK' nın 100 ve 108. maddeleri arasında ise tutuklama ile ilgili düzenlemeler mevcuttur. Tutuklama; ceza yargılamasının güvenli bir úekilde yürümesini ve amacına eriúmesini sa÷lamaya yönelik suçlulu÷u hakkında somut olgulara dayalı kuvvetli úüphe bulunan úüpheli veya sanı÷ın özgürlü÷ünün kanunda öngörülen úartlar altında hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır. Tutuklama, kanunda öngörülen úartları gerçekleúmiú olsa dahi uygulanmasında hakime takdir hakkı veren bir koruma tedbiridir. Tutuklama için maddi úartlar ve úekli úartlar úeklinde tasnif edilebilecek bazı úartların gerçekleúmesi gerekir. Tutuklamanın maddi úartları; kuvvetli suç úüphesinin bulunması, tutuklama nedenlerinin bulunması ve kanunda belirtilen katalog suçların iúlendi÷i yönünde kuvvetli úüphenin bulunmasıdır. ùekli úartlar ise; muhakeme úartının gerçekleúmiú olması, tutuklama yasa÷ının bulunmaması, sanı÷a güvence belgesinin verilmemiú olması, tutuklama kararının 2 ölçülü olması ve hakim veya mahkeme kararının bulunmasıdır. Tutuklama kiúi özgürlü÷üne müdahale eden an a÷ır koruma tedbiri oldu÷u için belli sürelere tabi tutulmuútur. Ayrıca tutuklanan kiúinin bazı hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu bilgiler ıúı÷ında çalıúmada tutuklamanın niteli÷i ve amacı, úartları, tutuklama kararının verilmesi ve bu karara karúı kanun yolu, tutukluluk süreleri, tutuklunun tabi oldu÷u hükümler, tutuk halinin sona ermesi ve sonuçları ile kanuna aykırı tutuklamadan do÷an zararın giderilmesi konuları incelenmeye çalıúılmıútır. Çalıúmanın faydalı olması dile÷iyle... 3 BÖLÜM I Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø øLE KORUMA TEDBøRLERø 1.1 Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø 1.1.1. Kavram ønsan hakkı; “hangi ulusal, etnik, dini, zümrevi veya mesleki topluluktan olursa olsun, her kiúinin yalnızca insan olmak itibariyle sahip bulundu÷u de÷eri korumaya dönük eylem potansiyelinin baúkalarınca tanınmasını ve her çeúit dıú müdahaleye karúı korunmasını gerektiren en üstün ahlaki iddia veya taleptir”.1 ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2. maddesinde insan hakları; insanın insan olmasından dolayı istifade etti÷i haklar olarak tanımlanmıútır. ønsan haklarının öne çıkan temel özellikleri; evrensellik, eskimezlik, de÷iúmezlik, üstünlük ve devredilmezliktir. ønsan bu haklara do÷uútan sahiptir.2 ønsan haklarının kapsamı üzerinde tam bir görüú birli÷ine varılamamıú olsa bile, bunların büyük bir kısmının özgürlük hakları oldu÷u bellidir. Ço÷u insan hakkı insanın en temel ontolojik gerçekli÷i olan özgürlükten türer. ønsan haklarının özgürlükten kaynaklaması, bu hakların kendisinden türedi÷i özün özgürlük oldu÷u manasına gelir.3 Bu sebeple kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının, di÷er insan haklarının baúında geldi÷i ve özel bir yere sahip oldu÷u söylenebilir. Özgürlük; “kiúinin hayatını kendi tercihlerine göre kurma çabasının baúkalarınca, özellikle siyasi otorite tarafından, keyfi olarak engellenmemesi demektir”.4 Sözlük anlamında ise özgürlük; herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya 1 2 3 4 Erdo÷an Mustafa, “Anayasal Demokrasi”, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2001, s.122 Akıllıo÷lu Tekin, “ønsan Hakları I, Kavram, Kaynakları ve Koruma Sistemi”, AÜSBF ønsan Hakları Merkezi Yayınları, No: 17, Ankara, 1995, s.1-3 Erdo÷an, a.g.e., s.121 Erdo÷an, a.g.e., s.121 4 ba÷lı olmaksızın düúünme veya davranma, herhangi bir úarta ba÷lı olmama durumu olarak tarif edilmiútir.5 Kiúinin özgürlük ve güvenlik hakkı kapsamında “kiúi özgürlü÷ü”, kiúinin fizik ya da beden özgürlü÷ü di÷er bir deyimle kiúinin yer de÷iútirme serbestisi, bir yerde kapatılmaması, tutuklu bulunmamasıdır.6 Kiúi güvenli÷i ise, kiúi özgürlü÷ünü ayakta tutan ve di÷er temel hakları koruyan bir hak olup, kiúi özgürlü÷ünün hukuken güvence altına alınmasıdır.7 Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı; kiúinin keyfi olarak yakalanmamasını, gözaltında tutulmamasını, cezalandırılmamasını, hareket serbestisinin kısıtlanmamasını, istedi÷i yere gidip gelebilme ve dolaúabilme olana÷ının ortadan kaldırılmamasını ve bu hakkın güvencesi altında yaúamını sürdürmesi ile geliútirmesini ifade etmektedir. Bir baúka deyiúle, kiúinin kanunla sayılı haller dıúında hareket serbestli÷i ve özgürlü÷ünden yoksun bırakılamamasıdır.8 Güneú kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının tanımı konusunda; kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ini: “kiúinin haksız olarak gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve özgürlü÷ünden yoksun kılınmamasıdır. Kısacası, kiúiyi iradesi dıúında bir yerde tutmamak ve alıkoymamak” olarak tanımlamıútır. Ancak bu tanımın kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷inin sadece bir boyutunu yansıttı÷ını ve eksik kaldı÷ını, bu hakkın sırf kiúinin hareket alanı yani bir yerde zorla tutulmak veya tutulmamak olayı ile sınırlı olmadı÷ını belirterek söz konusu hakkın bu tanım ve unsurları aúan bir kavram oldu÷unu belirtmiútir. Yukarıdaki tanımın dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını tanımladı÷ını, bu hakkın geniú anlamda; “kiúinin, yaúama hakkına, özel hayatının gizlili÷ine ve konutuna dokunulmaması, maddi ve manevi varlı÷ının korunması, onuruna yakıúmayan muameleye, iúkence ve eziyete tabi tutulmaması, haksız olarak ve hakim kararı olmadıkça gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve 5 6 7 8 Türk Dil Kurumu, “Türkçe Sözlük”, Türk Dil Kurumu Yayınları, 2005, s.1148 Gözübüyük ùeref – Gölcüklü Feyyaz, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Uygulaması”, Turhan Yayınevi, Ankara, 2003, s.221 Kuzu Burhan, “Ülkemizde Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i”, Filiz Kitabevi, østanbul, 1997, s.14 Keskin Serap, “Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkına øliúkin Anayasal De÷iúiklikler”, øÜHFM, Cilt: 60, Sayı: 1-2, 2002, s.49; Kuzu, s.14-15 5 özgürlü÷ünden mahrum edilmemesi” úeklinde tanımlanmasının daha yerinde olaca÷ını belirtmiútir.9 1.1.2. Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi 1.1.2.1.Dünya’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi Vatandaúın temel haklarını kendi devletine ve özgürlüklerini de devlet gücüne karúı ileri sürebilmesi uzun bir süreç sonucunda ve belli ölçüde devrimsel bir yolla mümkün olmuútur. Genellikle söylenilene göre devlete veya daha do÷rusu krala karúı bu hakları ileri sürebilmek ilk kez 1215 tarihli øngiliz Magna Carta’sı ile gerçekleúmiútir. Ancak bu tam anlamıyla do÷ru de÷ildir. Magna Carta ile sadece tımar sahipleri (veya feodal beyler) krala karúı bazı haklar kazanmıú, kentli ve köylü vatandaúlar bu mutlulu÷a eriúememiútir.10 Magna Carta kralın vergi salma ve benzeri konularda yetkilerini kısıtlayan bir belge olarak kabul edilse de kiúi özgürlükleri ve özellikle de kiúi güvenli÷i hususunda ilk büyük öncülü÷ü yapan belge oldu÷unu söylemek mümkündür. Özgür kiúilerin can ve mal güvenlikleri teminat altına alındı÷ı gibi bu kiúilerin ba÷lı bulundukları mahkemelerin kararı olmaksızın can ve mal güvenliklerine dokunulmayacak, yani mahkeme kararı olmaksızın tutuklama, sürgün ve mal müsaderesi yapılamayacaktı.11 Magna Carta’dan sonra øngiltere’de 1628 Haklar Dilekçesi (Petition Of Rights), 1679 Habeas Corpus Act ve 1689 Haklar Bildirisi (Bill Of Rights) kabul edilmiútir. Bu belgelerin ortak özelli÷i, kapsamlı bir haklar ve özgürlükler listesi içermemeleri, kralın yetkilerini sınırlandırmaları ve sadece belli sınıflara seslenmeleridir.12 Ancak bu sayılan belgelerden en önemlisi kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını kapsamlı olarak düzenledi÷i için 1679 tarihli Habeas Corpus Act’tır. Bu belge; kiúinin krallık dıúında bir hapishaneye gönderilememesi, 9 10 11 12 Güneú Seyithan, “Teori ve Uygulamada Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvencesi”, Kazancı Yayınları, østanbul, 1998, s.9-11 Doehring Karl, “Genel Devlet Kuramı(Genel Kamu Hukuku)”, Çev. Mumcu Ahmet, ønkılap Kitabevi, østanbul, 2002, s.259 Güneú, a.g.e., s.15-16 Gemalmaz Mehmet Semih, “Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriú”, Beta Yayınevi, østanbul, 2001, s.53-54; Doehring, s.260 6 gönderenlerin cezalandırılması, vatana ihanet ve cinayet suçunu iúledi÷i iddiası ile alıkonulanların hızlı bir yargılama hakkına sahip olması, tutuklunun mahkeme önüne çıkarılmasını savsaklayan görevlilerin cezalandırılması, tutuklanan kiúilerin durumlarının yakınlarına bildirilmesi, kiúilerin mahkeme önüne çıkarılması için mahkemeden karar alınması ve vatana ihanet gibi a÷ır suçlar hariç para karúılı÷ı salıverilme gibi güvenceleri içermektedir. Kiúileri keyfi tutuklamaya karúı koruyan önemli bir belgedir.13 Amerika’da, 12 Haziran 1776 tarihli Virginia Anayasası ve 4 Temmuz 1776 tarihli Amerika Ba÷ımsızlık Bildirisinde; tüm insanların eúit yaratıldı÷ı, yaúam ve özgürlük gibi vazgeçilmez haklara sahip oldukları, tarafsız makamca ve hızlı yargılanma haklarının oldu÷u, yasa veya yetkili makam kararı olmadıkça özgürlü÷ün alınamayaca÷ı gibi güvenceleri içermektedir. 1787 tarihli Amerika Birleúik Devletleri Anayasası da Habeas Corpus Act güvencelerini kabul ederek bu güvencelerin kaldırılamayaca÷ını belirtmiútir.14 Fransa’da ise Fransız Devrimi’nden sonra 1789 tarihinde ønsan ve Yurttaú Hakları Bildirisi ilan edilmiútir. Bu belge ile insanların kutsal, zamanaúımı ile yitirilmeyen, baúkasına devir ve terk edilmeyen do÷al haklarının açık ve kesin olarak bilinmesi ile baskıcı ve keyfi yönetimlere engel olunabilece÷i ifade edilmiútir. Bu bildirinin 7. maddesinde; “hiç kimsenin yasaların belirledi÷i durumlar ve biçimler dıúında suçlanamayaca÷ı, tutulamayaca÷ı”, 8. maddesinde; “bir kimsenin, ancak suçun iúlenmesinden önce onaylanmıú, yayımlanmıú, açıklanmıú ve usulüne göre uygulanan bir yasa gere÷i cezalandırılabilece÷i” belirtilmiú, 9. maddesinde ise; “bir kimsenin suçlulu÷u kanıtlanıncaya kadar masum sayıldı÷ı, tutulması gereken bir kimsenin kaçmasını önlemek için o kimseye karúı gereksiz zor kullanmanın suç sayılaca÷ı” hüküm altına alınmıútır.15 13 14 15 ùahbaz øbrahim, “Anayasa’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i”, Adım Yayıncılık, Ankara, 1994, s. 26-28; Gemalmaz, s.55-56; Kuzu, 24-25; Güneú, 19-21 Arslan Mustafa, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Türk Pozitif Hukukunda Kiúinin Özgürlük ve Güvenlik Hakkı”, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s.16-18 Akın ølhan, “Kamu Hukuku”, 6. Bası, Beta Yay., østanbul, 1993, s.325, Metin için Bkz. Üçok Coúkun, “Siyasal Tarih”, 3. Bası, Ankara 1980, s.18-20 7 1. ve 2. Dünya Savaúından sonra, bu dünya savaúlarında yaúanan büyük insan hakları ihlallerinin de etkisiyle dünya devletleri insan hak ve özgürlüklerinin artık uluslar arası alanda düzenlenmesi gerekti÷i konusunda fikir birli÷ine varmıúlar ve bunun üzerine Birleúmiú Milletler Örgütü 1948 yılında ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul ederek yayınlamıútır. Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı da ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer almıútır. Yine 1950 yılında kabul edilen Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi’nde, 1966 tarihinde kabul edilen Medeni ve Siyasal Haklar Sözleúmesi’nde de kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı düzenlenmiútir. øslam’ın kiúilere tanıdı÷ı en önemli hak, kiúisel güvenlik hakkıdır. øslam ülkelerinde yaúayan herkesin can ve mal dokunulmazlıkları a÷ır ceza tehdidi ile güvence altına alınmıútır.16 Ne var ki, yurttaúların canları, devletin baúında bulunan sultanın, dinden aldı÷ı güç ile, a÷zından çıkacak bir söze ba÷lıdır; kiúinin devlete karúı ileri sürebilece÷i, do÷uútan sahip oldu÷u haklar düúüncesi øslam hukukunda yoktur.17 øslam devleti içinde yaúayan gayri Müslimler ve köleler hukuk düzenince ya kısmen korunurlar ya da hiçbir hukuki ehliyete sahip sayılmazlardı.18 1.1.2.2.Türkiye’de Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi Osmanlı ømparatorlu÷u’nda insan hakları ve özgürlükler adına ilk geliúmeleri içeren belge 1808 yılında padiúah ile ayanlar arasında imzalanan ve padiúahın yetkilerini kısıtlayan Sened-i øttifak’tır. Ancak Sened-i øttifak’ta kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.19 Osmanlı ømparatorlu÷u’nda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷inden ilk söz eden belge; 1839 tarihli Gülhane Hattı Hümayunu (Tanzimat Fermanı)’dur. Bu ferman ile; kiúilerin can ve mal güvenli÷i (müsadere yasa÷ı), úeref ve haysiyeti ile ırz ve namusunun korunması, vergide ve askerlikte eúitlik sa÷lanaca÷ı ilan edilerek kiúi güvenli÷i ile ilgili esaslara yer verilmiútir. Ayrıca kanunlara aykırı hareket edenlerin rütbeye, hatır ve gönüle bakılmayarak cezalandırılmaları için bir ceza kanununun 16 17 18 19 Hatemi Hüseyin, “ønsan Hakları Ö÷retisi”, øúaret Yay., østanbul, 1988, s.250-287 Kapani Münci, “ønsan Haklarının Uluslararası Boyutları”, Bilgi Yay., Ankara, 1991, s.106-113 Khadduri Majit (Çev. Vehbi Belgil), “øslamiyet’te ønsan Hakları”, ønsan Hakları Aylık D, MEB Basımevi, Ankara, 1949, s.29 Güneú, a.g.e., s.34 8 yapılması öngörülmüú, açık yargılama ve hakim tarafından verilmiú bir hüküm olmadıkça hiç kimseye ceza verilemeyece÷i öngörülerek “cezaların kanunili÷i” ve “yargılamasız ceza olmaz” ilkeleri gibi kiúi güvenli÷i açısından önemli geliúmeler kaydedilmiútir.20 1856 tarihinde ilan edilen Islahat Fermanında; Tanzimat Fermanı ile getirilen haklar tekrar edilmiú ve kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i ile ilgili olarak Müslüman olmayanların hakları artırılarak, kimsenin keyfi olarak tutuklanmaması, iúkence ve eziyet yapılmaması, Müslüman ile Müslüman olmayanlar arasındaki davalara karma mahkemelerde bakılması, yargılamaların açık olması öngörülmüútür.21 1876 tarihinde Türk milletinin ilk yazılı Anayasası olan Kanun-i Esasi kabul edilerek I. Meúrutiyet Dönemi baúlamıútır. 1876 Anayasa’sında; herkesin kiúi özgürlü÷üne sahip oldu÷u ve buna kimsenin tecavüz edemeyece÷i, kiúi özgürlü÷üne sadece kanunun belirledi÷i úekilde dokunulabilece÷i, kimsenin kanunda belirtilen sebepler dıúında cezalandırılamayaca÷ı, herkesin kanun önünde eúit oldu÷u, kimsenin kanun ile belirlenmiú mahkemesinden baúka bir mahkemeye gitmeye zorlanamayaca÷ı, müsadere ve angarya ile iúkence ve her türlü eziyetin yasak oldu÷u düzenlenerek kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını koruyan hükümlere yer verilmiútir.22 1908 tarihinde ilan edilen II. Meúrutiyet’ten sonra, 1909 tarihinde 1876 Kanun-i Esasi’sinde bazı de÷iúiklikler yapılmıútır. Örne÷in; 1876 Kanun-i Esasi’sinde yer alan kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını koruyan hükümleri adeta yok eden padiúahın sürgün yetkisi yapılan de÷iúikliklerle kaldırılmıú ayrıca 1876 Kanun-i Esasi’sinde hiç kimsenin yasal neden olmaksızın ceza çekemeyece÷i esası yer alırken, 1909 de÷iúikli÷iyle hem tutuklanamayaca÷ı hem de ceza çekemeyece÷i esası getirilmiú ve böylece kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı güçlendirilmiútir.23 20 21 22 23 Tezcan Durmuú – Erdem Mustafa Ruhan – Sancakdar O÷uz, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Uygulaması”, Ankara Açık Cezaevi Yayınları, Ankara, 2004, s.21; Güneú, a.g.e., s.36; Tanör Bülent, “Osmanlı – Türk Anayasal Geliúmeleri”, Yapı Kredi Yayınları, østanbul, 1998, s. 89-90 Kapani Münci, “Kamu Hürriyetleri” Yetkin Yayınları, 1982, s.100; Tanör, a.g.e., s. 96; Güneú, a,g,e., s.38 Güneú, a.g.e., s.40; Arslan, a.g.e., s.21; Kuzu, a.g.e., s.60; ùahbaz, a.g.e., s.61 Kuzu, a.g.e., s.61; ùahbaz, a.g.e., s.62-63; Tanör, a.g.e.,s.196 9 Osmanlı ømparatorlu÷unda, Tanzimat Fermanına kadar øslam hukuku kurallarına göre muhakeme yapılmaktaydı. øslam hukukunda suç iúlemek úüphesi altında bulunan bir kiúinin bu úüphe üzerine, ihtiyaten hürriyetini tahdit, kazai, adli bir tedbir olarak de÷il; idari ve siyasi bir tedbir olarak kabul edilmiútir. Bu sebeple itham edilenin hapis yetkisi kadı yanında, müddeiumumiler, müstantikler ve zabıta memurları gibi di÷er bir takım kiúilere de tanınmıútı.24 Osmanlı ømparatorlu÷unda da özel hakkın ihlal edildi÷i birçok durumda bir sanı÷ın yakalanması ve tutuklanması resmi mercilerin de÷il, bazı gerçek kiúilerin yetkisi içindeydi. Örne÷in; ölüm, hırsızlık, kundakçılık olaylarında suçun iúlendi÷i bölgede yaúayan kiúiler sanı÷ı bulmak ve teslim etmek durumundaydılar. Suç iúlendikten sonra baúka yere kaçanları ise, kaçtıkları tımar ya da mülk sahipleri yakalayıp teslim etmek zorundaydılar.25 Osmanlı ømparatorlu÷unda bir dönüm noktası olan 1839 tarihli Tanzimat Fermanında, 1856 tarihli Islahat Fermanında ve ilk anayasa olan 1876 Kanuni Esasisinde de yakalama ve gözaltı ile ilgili hüküm bulunmamaktaydı. Yakalama ile ilgili ilk hükümler, modern anlamda sahip oldu÷umuz ilk usul kanunu olan 1879 tarihli Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununda düzenlenmiútir.26 Bu kanunun 101. maddesinde açıkça yakalama müessesesi düzenlenmiútir. Buna göre; hükümet memurları ya da vatandaú tarafından suçüstü halinde veya izlenerek yakalanan veya suç iúledi÷ini gösteren bir halde bulunan kiúilere karúı, fiil a÷ır cezayı gerektiren bir suç ise, ihzar müzekkeresi olmaksızın yakalama mümkündü ve yakalanan kiúi savcı önüne götürülmekteydi. Di÷er hallerde ise, müzekkere bulunması koúulu vardı. Savcı, úayet sanık aleyhinde kuvvetli suçluluk emareleri varsa, onu yakalatıp gerekli iúlemleri yaptırmak üzere kiúiyi sorgu hakimi önüne sevk edebiliyordu. Yine aynı kanuna göre; sorgu hakiminin ihzaren getirtti÷i kiúi de, sorguya çekilinceye kadar (en çok yirmi dört saat) tutukevine atılmayıp, gözaltında bulundurulacaktı. Bu yirmi dört saatlik süre içinde sanık, ya polis nezaretinde tutulacak ya da istintak dairesinin özel odasında bekletilecekti.27 24 25 26 27 Gölcüklü Feyyaz, “Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti, Muvakkat Yakalama - Tevkif (Türk Hukukunda)”, AÜSBF, Ankara, 1958, s.47 Centel Nur, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama ve Yakalama”, østanbul, 1992, s.30-31 ùahin ølyas, “Türk Ceza Yargılaması Hukukunda Yakalama ve Gözaltına Alma”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2004, s.50-51 ùahin ølyas, a.g.e., s.51-52; Centel, a.g.e 1992, s.32; Gölcüklü, a.g.e 1958, s.52-53 10 Osmanlı hukukunda hapis kavramı kural olarak tutuklama anlamında kullanılmaktaydı. Bazı úer’iye sicillerinde zindana koymak veya zindan vermek deyimlerine de rastlanılmaktadır.28 Osmanlı hukukunda kadı marifeti olmadan kimsenin hapsedilmemesi esastı. Ancak bu kural mutlak de÷ildi. Osmanlı hukuku da øslam hukukunun uygulandı÷ı bir alan oldu÷undan kadılar dıúında vali, hükümdar gibi kiúiler tarafından da tutuklama yapılabilmekteydi. Bu durum katı bir kuvvetler ayrılı÷ı ilkesinin bulunmayıúı ve 1876 Anayasası’na kadar bu sayılan kiúiler gibi bazı kiúilerin de bir kısım yargı yetkilerinin bulunmasıyla açıklanabilir.29 Ceza Muhakemesi Kanunu’na benzer anlamda ilk kanun olan 1879 tarihli Usul-ü Muhakemat-ı Cezaiye Kanunu ile tutuklamaya iliúkin ilk defa ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiútir. Bu kanuna göre; hakkında hiçbir delil bulunmayan kimse tutuklanamaz, yakalanmıúsa serbest bırakılır (m.123), özgürlü÷ü ba÷layıcı bir cezayı gerektirmeyen suç, sanık belli günde yetkili mahkeme huzurunda hazır bulunmak úartıyla serbest bırakılır (m.126). Tutuklama yetkisi kural olarak hakime ait olmakla birlikte suçüstü hallerinde savcı da tutuklama kararı verebilirdi. Son soruúturma aúamasında ise, tutuklama kararı vermeye sadece mahkeme yetkiliydi.30 Osmanlı hukukunda kefalet etkin bir biçimde kullanılmıútır. Kefalet; sanı÷ın cezanın infazını bekleyen mahkumun ya da cezaevinden kaçmasından endiúe edilen kiúinin istenildi÷inde hazır edilmesi olarak anlaúılıyordu. Kefalette, maddi teminat yerine kiúisel teminat esas alınmaktaydı.31 Osmanlı ømparatorlu÷u’nun yıkılıúı ve Mustafa Kemal Atatürk önderli÷inde kurtuluú mücadelesi ile yeni Türk Devleti kurma çabalarının devam etti÷i sıkıntılı günlerde hazırlanan 1921 Anayasası (Teúkilat-ı Esasiye Kanunu) 23 maddelik çok kısa bir anayasa olup, temel hak ve hürriyetlere iliúkin hiçbir düzenlemeye yer verilmemiútir. 1921 Anayasası 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yi yürürlükten 28 29 30 31 Akman Mehmet, “Osmanlı Hukukunda Ceza Yargılaması”, østanbul, 2004, s.106 Avcı Mustafa, “Yeni Düzenlemelere Göre Tutuklama”, Yeni CMK Dosyası, Hukuki Perspektifler Dergisi, Sayı: 3, østanbul, Nisan 2005 Gölcüklü, “Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti Muvakkat Yakalama – Tevkif”, s.52 vd. Akman Mehmet, “Bir Ceza Yargılaması Aracı Olarak Kiúiye Kefalet: Osmanlı Örne÷i”, Ankara, 2004, s.11 11 kaldırmamıútır, 1921 Anayasası ile çatıúmayan 1876 Kanun-i Esasi’nin hükümleri geçerliliklerini korumuútur.32 Mustafa Kemal Atatürk önderli÷inde Kurtuluú Savaúı’nın kazanılması ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonra ikinci TBMM yeni bir anayasa yapma sorunuyla karúı karúıya kalmıútı. Zira, 1876 Kanun-i Esasi’si resmen ilga edilmemiúti ve 1921 Anayasa’sı da yeni bir devletin ihtiyaçlarını karúılayacak derecede uzun ve ayrıntılı de÷ildi. Bu düúüncelerle 20 Nisan 1924 tarihinde økinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 1924 Anayasası kabul edilmiútir. 1924 Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler 68 ve 88. maddeler arasında sıralanarak, sadece adları sayılmak ve kısaca açıklanmakla yetinilmiútir. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması kapsamında bir düzenlemeye gidilmemiútir.33 Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ile ilgili olarak; 72. maddede, kanunda yazılı hal ve úekillerden baúka hiç kimsenin yakalanamayaca÷ı, gözaltına alınamayaca÷ı ve tutuklanamayaca÷ı, 78. maddede, seferberlik ve sıkıyönetim halleri ile salgın hastalıklardan dolayı kanun gere÷ince alınacak tedbirlerin gerektirdi÷i kısıntıların dıúında yolculu÷un hiçbir kayıt altına alınamayaca÷ı, 76. maddede kanunda yazılı usul ve haller dıúında kimsenin konutuna girilemeyece÷i ve üzerinin aranamayaca÷ı, 73. maddede, iúkence, eziyet, zoralım ve angaryanın yasak oldu÷u hususları düzenlenmiútir.34 2. Dünya Savaúı’ndan sonra Birleúmiú Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslar arası örgütler tarafından hazırlanıp kabul edilen belgelerden ve Avrupa ülkelerinin anayasalarından etkilenen 1961 Anayasası temel hak ve özgürlükler alanında ayrıntılı bir düzenleme yaparak, son derece ileri adımlar atmıútır. Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i alanında, Habeas Corpus anlamında kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷inin temelleri 1961 Anayasası ile atılmıútır.35 1961 Anayasası’nın kiúi dokunulmazlı÷ı baúlıklı 14. maddesinde; herkesin yaúama, maddi ve manevi varlı÷ını geliútirme haklarına ve kiúi özgürlü÷üne sahip oldu÷u, kiúi dokunulmazlı÷ı ve özgürlü÷ünün kanunun açıkça gösterdi÷i hallerde ve usulüne göre verilmiú hakim 32 33 34 35 Kuzu, a.g.e., s.62-63 Özbudun Ergun, “Türk Anayasa Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2005, s.31-35; http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm, 1924 Anayasası, Eriúim Tarihi: 04.01.2011 Özbudun, a.g.e., s. 43-44 12 kararı olmadıkça kısıtlanamayaca÷ı, kimseye eziyet ve iúkence yapılamayaca÷ı, insan haysiyetiyle ba÷daúmayan ceza verilemeyece÷i belirtilmiútir. Esas olarak kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı 1961 Anayasası’nın 30. maddesinde kiúi güvenli÷i baúlı÷ı altında düzenlenmiútir. Söz konusu maddede; suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirtilen bulunan kiúilerin belirli sebeplerle ve tutuklamayı zorunlu kılan kanunda belirtilen di÷er sebeplerle ancak hakim kararıyla tutuklanabilece÷i, yakalamanın ise kanunda belirtilen úartlarla gerçekleúebilece÷i, yakalanan veya tutuklanan kiúilere yakalama ve tutuklama sebepleri ile haklarındaki iddiaların yazılı olarak hemen bildirilmesi gerekti÷i düzenlenmiútir. Ayrıca yakalanan veya tutuklanan kiúilerin hakim önüne çıkarılma süreleri 24 saat olarak düzenlenmiú ve bu kiúilerin hakim önüne çıkarılınca durumlarının hemen yakınlarına bildirilece÷i ve maddede belirlenen esaslar dıúında yakalanan ve tutuklanan kiúilerin her türlü zararlarının kanuna göre devletçe ödenece÷i öngörülmüútür.36 1961 Anayasası’nın kiúi güvenli÷i baúlı÷ını taúıyan ve yukarıda belirtilen 30. maddesinde, 12 Mart döneminde iki de÷iúiklik yapılmıú, yakalanan veya tutuklanan kiúilerin en geç hakim önüne çıkarılma süresi, 24 saatten 48 saate, savaú ve sıkıyönetim hallerinde ve toplu suçlarda ise bu süre 15 güne çıkarılarak madde son halini almıútır.37 Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı, 1982 Anayasasının “Temel Hak ve Ödevler” baúlıklı ikinci kısmının “Kiúinin Hakları ve Ödevleri” baúlıklı ikinci bölümünde, “Kiúi Hürriyeti ve Güvenli÷i” madde baúlı÷ı altında 19. maddede düzenlenmiútir.38 Bu madde ile kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i konusunda birtakım 36 37 38 http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa61.htm, 1961 Anayasası, Eriúim Tarihi: 06.01.2011 Gözübüyük ùeref, “Anayasa Hukuku”, Turhan Kitabevi, Ankara, 2002, s.168 Herkes kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ine sahiptir. ùekil ve úartları kanunda gösterilen: Mahkemelerce verilmiú hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülü÷ün gere÷i olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçü÷ün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teúkil eden bir akıl hastası, uyuúturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kiúinin bir müessesede tedavi, e÷itim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usule aykırı úekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dıúı etme yahut geri verme kararı verilen bir kiúinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dıúında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunan kiúiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya de÷iútirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen di÷er hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; 13 güvenceler getirilmiútir. Buna göre; úekil ve úartları kanunda gösterilen úekilde kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanabilece÷i, yakalanan veya tutuklanan kiúilerin yakalama veya tutuklama nedenlerini ö÷renme hakkı ile hakim önüne çıkarılması için geçebilecek azami süre, yakalanan veya tutuklanan kiúinin bu durumunun derhal yakınlarına bildirilece÷i ve tahliye hakkı ile bu iúlemin kanuna uygunlu÷unu yetkili bir yargı merciine inceletmek hakkı, ayrıca maddede belirtilen esaslar dıúında iúleme tabi tutulan kiúilerin tazminat isteme hakkı düzenlenmiútir. Anayasamızın 19. maddesinde; kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı tanımlanmamıú, herkes kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahiptir denilmiútir. Maddede; úekil ve úartları kanunda gösterilen úekillerde kiúilerin yakalanabilece÷i, tutuklanabilece÷i ve özgürlüklerinden yoksun bırakılabilecekleri belirtilmiútir. Çalıúmamızın ilk bölümünde dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının; kiúinin haksız olarak gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve özgürlü÷ünden mahrum edilmemesi demek oldu÷unu belirtmiútik. øúte 1982 Anayasasının 19. maddesi dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını düzenleyerek, kiúinin cebren bir yerde alıkonulması hususu ile ilgilenmiútir.39 Anayasamızda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını dolaylı olarak düzenleyen, baúka bir deyiúle geniú anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını düzenleyen baúka hükümler vardır. Anayasanın 10. maddesinde; kanun önünde eúitlik ilkesi, 17. maddesinde; herkesin, yaúama, maddi ve manevi varlı÷ını koruma ve geliútirme, vücut dokunulmazlı÷ı hakkına sahip oldu÷u, hiç kimsenin insan haysiyetiyle 39 bunun úartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kiúilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. (De÷iúik: 3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kiúi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat ve toplu olarak iúlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler ola÷anüstü hal, sıkıyönetim ve savaú hallerinde uzatılabilir. (De÷iúik: 3/10/2001-4709/4 md.) Kiúinin yakalandı÷ı veya tutuklandı÷ı, yakınlarına derhal bildirilir. Tutuklanan kiúilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruúturma veya kovuúturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruúmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sa÷lamak için bir güvenceye ba÷lanabilir. Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kiúi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılı÷ı halinde hemen serbest bırakılmasını sa÷lamak amacıyla yetkili bir yargı merciine baúvurma hakkına sahiptir. (De÷iúik: 3/10/2001-4709/4 md.) Bu esaslar dıúında bir iúleme tabi tutulan kiúilerin u÷radıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir. Güneú, a.g.e., s.98-99 14 ba÷daúmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayaca÷ı, iúkence ve eziyet yasa÷ı, 18. maddesinde; zorla çalıútırma ve angarya yasa÷ı, 20. maddesinde; özel hayatın gizlili÷i, 21. maddesinde; konut dokunulmazlı÷ı, 36. maddesinde; hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkı, 37. maddesinde; kanuni hakim güvencesi, 38. maddesinde; suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile masumiyet karinesi düzenlenmiútir. Dar anlamda yani do÷rudan, kiúi özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen Anayasamızın 19. maddesi ile Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesinin 5. maddesi birlikte incelenip karúılaútırıldı÷ında; Anayasamızda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ini kısıtlayabilecek hallerin AøHS’deki haller ile çok benzeúti÷i ve AøHS’deki gibi tahdidi olarak sayıldı÷ı görülecektir. Ayrıca özgürlükleri kısıtlanan kiúilerin, özgürlükleri kısıtlandıktan sonra sahip olacakları haklar ve teminatlar da büyük benzerlik göstermektedir. 19. maddede belirlenmiú olan gözaltı süreleri, makul sürede yargılanma ve adil yargılanma hakkı, u÷radıkları zararlara karúı tazminat hakkı gibi haklar Avrupa ülkeleri ile kıyaslandı÷ında, Anayasamızdaki düzenlemeler AøHS’nin standartlarına uygundur.40 1.1.3. Uluslararası Belgelerde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı 1.1.3.1. ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi Birleúmiú Milletler Antlaúmasını imzalayan devletler, antlaúmada öngörülen amaçların gerçekleútirilmesi, insanlı÷a ve insan haklarına yapılan gelen saldırıların önlenmesi amacı ile tüm halk ve ulusların benimseyece÷i kuralların saptanması için yeni bir çaba içine girmiúlerdir. Bunun sonucu olarak da, 10 Aralık 1948’de Birleúmiú Milletler Genel Kurulu tarafından “ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi” kabul edilmiútir.41 ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi insan hakları ve temel özgürlükler bakımından geniú bir alanı kapsamaktadır. Beyanname yalnız kiúisel ve siyasal hakları içermekle kalmamıú, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları da düzenlemiútir.42 40 41 42 Kuzu, a.g.e., s.246-249 Gözübüyük, a.g.e., s.291 A.e., s.291 15 Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı kapsamında; Beyannamenin 3. maddesinde herkesin yaúama, özgürlük ve kiúi güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u, 5. maddesinde hiç kimseye iúkence yapılamayaca÷ı, zalimce, insanlık dıúı veya onur kırıcı davranıúlarda bulunulamayaca÷ı ve ceza verilemeyece÷i, 8. maddesinde herkesin anayasa veya yasayla tanınmıú temel haklarını çi÷neyen eylemlere karúı yargı yoluna baúvurma hakkı oldu÷u, 9. maddesinde hiç kimsenin keyfi olarak yakalanamayaca÷ı, tutuklanamayaca÷ı ve sürgün edilemeyece÷i, 10. maddesinde herkesin eúit bir úekilde ba÷ımsız ve tarafsız bir mahkemece adil ve açık yargılanma hakkına sahip oldu÷u, 11. maddesinde de kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ile masumluk karinesi düzenlenmiútir. 1.1.3.2. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ønsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünden sonra insan haklarının uluslararası düzeyde güvenlik altına alınması amacıyla Avrupa Konseyi, Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi’ni hazırlamıú ve bu sözleúme üye devletlerce 4 Kasım 1950 tarihinde imzalanarak 3 Kasım 1953’te yürürlü÷e girmiútir. Türkiye de 10 Mart 1954 tarihinde 6366 sayılı yasayla sözleúmeyi onaylayarak iç hukukun bir parçası haline getirmiútir.43 Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden farklı olarak sadece kiúi hak ve hürriyetlerine yer vermiú, sosyal ve ekonomik haklar hiç ele alınmamıútır. Ayrıca sözleúmede, Evrensel Beyannamenin aksine hak ve hürriyetlerin sadece genel formüllerle açıklanması ile yetinilmeyerek bunların mümkün oldu÷u kadar açık ve belirli bir úekilde tanımı ve sınırlarının tespiti yoluna gidilmiútir. Bunlara ilaveten öngördü÷ü hakların gerçekleúmesini sa÷lamak amacıyla uluslararası bir denetim mekanizması kurmuútur.44 Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını sadece düzenlemekle kalmamıú aynı zamanda kullanma ve sınırlandırma kriterlerini de belirlemiútir. 43 44 Güneú, a.g.e., s.61-62 Kuzu, a.g.e., s.41; Güneú, a.g.e., s.70 16 AøHS kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını direk olarak, özgürlük ve güvenlik hakkı baúlıklı 5. maddesinde düzenlemiútir. Söz konusu maddede; herkesin kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u belirtilerek, bu hakkın sınırlanmasına izin veren istisnalar birinci fıkrada 6 bent halinde tek tek sayılmıútır. økinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarda özgürlü÷ü kısıtlanan kiúinin hakları, beúinci fıkrada ise bu madde hükümlerine aykırı olarak özgürlü÷ü kısıtlanan kiúinin tazminat hakkı düzenlenmiútir.45 AøHS’nin 5. maddesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını, özellikle Habeas Corpus anlamında (haksız yakalama ve tutuklamaya karúı güvence için) birçok unsurlarıyla düzenlemiútir. Madde, sadece kiúinin alıkonulması meselesi ile ilgilidir ve kiúi güvenli÷inin dar anlamda ve sadece tutuklama ile yakalamaya iliúkin yönünü kapsamaktadır. Dolayısıyla, hem özgürlü÷ü, hem de özgürlü÷ün tutuklama veya yakalamayı gerektiren nedenlerle sınırlanmasını ve bununla birlikte sınırlamanın da sınırını çizmiútir.46 AøHS uyarınca; kiúiyi özgürlü÷ünden mahrum etmeye yönelik her türlü tedbir, çok kısa süreli de olsa özgürlü÷ün sınırlanmasına neden olabilir. Nitekim; Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi 28.10.1994 tarihli Murray kararında, 45 46 1. Herkesin kiúi özgürlü÷üne ve güvenli÷ine hakkı vardır. Aúa÷ıda belirtilen haller ve yasada belirlenen yollar dıúında hiç kimse özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz. a) Kiúinin yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine usulüne uygun olarak hapsedilmesi, b) Bir mahkeme tarafından, yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koydu÷u bir yükümlülü÷ün yerine getirilmesini sa÷lamak için usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması, c) Bir suç iúledi÷i hakkında geçerli úüphe bulunan veya suç iúlemesine ya da suçu iúledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunlulu÷u inancını do÷uran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulu durumda bulundurulması, d) Bir küçü÷ün gözetim altında e÷itimi için usulüne uygun olarak verilmiú bir karar gere÷i tutulu durumda bulundurulması veya kendisinin yetkili merci önüne çıkarılması için usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması, e) Bulaúıcı hastalık yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoli÷in, uyuúturucu madde ba÷ımlısı bir kiúinin veya bir serserinin usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması, f) Bir kiúinin usulüne aykırı bir surette ülkeye girmekten alıkonulması veya kendisi hakkında sınır dıúı etme ya da geri verme iúleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması, 2. Yakalanan her kiúiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlama en kısa zamanda ve anladı÷ı bir dille bildirilir. 3. Bu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen koúullar uyarınca yakalanan veya tutulu durumda bulunan herkes hemen bir yargıç veya adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmıú di÷er bir görevli önüne çıkarılır; kendisinin makul bir süre içinde yargılanmaya veya adli kovuúturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır. Salıverilme, ilgilinin duruúmada hazır bulunmasını sa÷layacak bir teminata ba÷lanabilir. 4. Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya aykırı görülmesi halinde kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye baúvurma hakkına sahiptir. 5. Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmıú bir yakalama veya tutulu kalma iúleminin ma÷duru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır. Güneú, a.g.e., s.63-64 17 gözaltına alınıp emniyete götürülerek burada sorulan sorulara cevap vermeyen ve daha sonra salıverilen baúvuranın 2 saat 15 dakika karakolda tutulmasının kiúi özgürlü÷üne müdahale oldu÷unu,47 24.04.1981 tarihli Mc Weight kararında, sadece kendisinden bazı bilgiler almak için kiúinin gözaltına alınmasının kiúi özgürlü÷üne müdahale oldu÷unu belirtmiútir.48 Yine AøHM, De Wilde, Ooms, Versyp kararında; özgürlükten alıkoyulma durumlarında önemli ö÷enin kiúinin mecbur kılınması yani bulundu÷u yeri terk edemeyecek olması oldu÷unu belirtmiútir.49 AøHM, 30.08.1990 tarihli Fox, Campbell ve Hartley kararında; yakalama nedenlerinin yakalanan kiúiye en kısa zamanda bildirilmesi konusunda, yani ilk yakalanma ve açıklamanın yapılması arasında geçen süreyi o davaya özgü koúullara ba÷lı tutmakla birlikte bu sürenin birkaç saat oldu÷unu belirtmiú50, 21.02.1990 tarihli Van Der Leer kararında ise; yakalama ve tutukluluk nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun bırakılan herkesin bu kısıtlamaların yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi aksi halde serbest bırakılması için mahkemeye baúvurma hakkına sahip olması gerekti÷ini ifade etmiútir.51 AøHS, 5. madde dıúında da kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ini geniú anlamda tamamlayan ve takviye eden birçok baúka hükümleri de içermektedir. Sözleúmenin 3. maddesinde, iúkence ve kötü muamele yasa÷ı, 4. maddesinde zorla çalıútırma ve angarya yasa÷ı, 6. maddesinde adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesi, 7. maddesinde suçta ve cezada kanunilik ilkesi düzenlenmiútir. Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi üye devletlere tutukluluk hakkındaki R (80) 11 sayılı tavsiye kararında;52 tutuklamanın istisnai bir tedbir 47 48 49 50 51 52 Arslan, a.g.e., s.27 Malkoç øsmail – Yüksektepe Mert, “Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni CMK”, Malkoç Kitabevi, Ankara, 2008, s.457 Arslan, a.g.e., s.27 Malkoç – Yüksektepe, s.451 A.e., s.463 Suçlulu÷u sabit oluncaya kadar kiúi masum sayılaca÷ından bir suçla itham edilen kiúi, durumlar kesinlikle gerektirmedi÷inde tutuklanamayacaktır. O halde, tutuklama istisnai bir tedbirdir. Mecburi de÷ildir ve tutuklamaya cezalandırma amaçlı olarak baúvurulamaz. Kendisine bir suç isnat edilen ve hürriyetinden mahrum edilen kiúi derhal hâkim veya adli kuvvet kullanımı ile yetkilendirilmiú di÷er bir kiúi huzuruna çıkarılabilir. Adli makamın huzuruna getirilen kiúi hakkında atılı suçu iúledi÷ine yönelik makul úüphe veya bir tutuklama nedeninin varlı÷ı konusunda kuvvetli sebepler var ise, tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama nedenleri, kaçma tehlikesi, adaletin iúleyiúine müdahale etme tehlikesi ve ciddi bir suç iúleme tehlikesidir. Ayrıca bu nedenleri varlı÷ı saptanamadı÷ı ve fakat ciddi bir suç söz konusu oldu÷u takdirde kiúinin istisnai olarak 18 oldu÷unu, cezalandırılma amaçlı baúvurulamayaca÷ını, tutuklama nedenlerinin neler oldu÷unu, tutuklama kararı verilirken göz önünde bulundurulması gereken hususların neler oldu÷unu, tutuklama kararı verilebilecek durumlarda kiúinin kendisini temsil ettirme ve tutuklama kararına karúı baúvuru hakkının bulundu÷unu, tutuklulukta geçen sürenin mahkumiyetten indirilmesi gerekti÷ini belirtmiútir. 1.1.3.3. Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi Birleúmiú Milletler teúkilatı tarafından kabul edilen ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden sonra teúkilat bünyesinde yapılan çalıúmalar sonucu beyannamede yer alan haklar ve ödevlerin daha ayrıntılı úekilde düzenlenmesi, ortaya çıkan yeni talep ve ihtiyaçların karúılanması ve böylece beyannamenin tamamlanması amacıyla Birleúmiú Milletler Genel Kurulunca 16 Aralık 1966 tarihinde Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi imzalanmıú ve 23 Mart 1976’da yürürlü÷e girmiútir.53 Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi; kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını 9. maddesinde,54 özgürlük ve güvenlik hakkı baúlı÷ı altında 53 54 tutuklanması da mümkün olmaktadır. Tutuklama kararı verilirken, isnat edilen suçun niteli÷i ve ciddiyeti, kiúinin suç iúledi÷ine iliúkin delilin kuvveti, mahkûmiyet halinde hükmedilebilecek ceza, kiúinin karakteri, geçmiúi, úahsi ve sosyal durumu ile toplumsal ba÷ları, kiúinin tutumu özellikle önceki ceza yargılaması sürecinde tahmil edilen mükellefiyetleri nasıl yerine getirdi÷i gibi hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Tutuklama kararları gerekçeli olmalı ve bu karar tutuklanan kiúiye derhal bildirilmeli, bir örne÷i de kendisine verilmelidir. Tutuklama kararı verilebilece÷i durumlarda kiúi kanuni olarak temsil edilme hakkından yararlandırılmalıdır. Ayrıca tutuklanan kiúiye bu karara karúı salıverilmesi için baúvuruda bulunma hakkı tanınmalı bu hak da tutuklanan kiúiye bildirilmelidir. Kiúi hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi halinde tutuklulukta geçen süre ceza mahkûmiyetinden indirilmelidir. Tutukluluk durumu belirlenecek kısa aralıklarla gözden geçirilmeli ve devam edip etmemesi gerekti÷i konusunda karar verilmelidir. Kuzu, a.g.e., s.35-36 1. Herkes kiúi özgürlü÷ü ve kiúi güvenli÷i hakkına sahiptir. Hiç kimse keyfi olarak gözaltına alınamaz veya tutulamaz. Hiç kimse hukukun öngördü÷ü sebepler ve usuller dıúında özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz. 2. Gözaltına alınan bir kimse, gözaltına alınma sebepleri hakkında gözaltına alındı÷ı sırada ve kendisine isnat edilen suçlar konusunda derhal bilgilendirilir. 3. Cezai bir fiilden ötürü gözaltına alınan veya tutulan bir kimse derhal bir yargıç veya hukuken yargılama yetkisine sahip di÷er bir görevli önüne çıkarılır ve bu kimse makul bir sürede yargılanma veya salıverilme hakkına sahiptir. Yargılanan bir kimsenin tutuklanması genel bir kural olamaz; yargılamanın her aúamasında tutuklunun salıverilmesine karar verilebilir; salıverilme bu kimsenin duruúmaya gelmesini sa÷lamak ve mahkum edilmesi halinde hükmün infazını temin etmek için teminata ba÷lanabilir. 4. Gözaltına alınarak veya tutularak özgürlü÷ünden yoksun bırakılan bir kimse, tutulmasının hukukili÷i hakkında hemen karar verebilecek ve e÷er tutulması hukuki de÷ilse salıverilmesine hükmedebilecek bir mahkemeye baúvurma hakkına sahiptir. 5. Hukuka aykırı olarak gözaltına alınmaktan veya tutuklanmaktan ma÷dur olan bir kimse icrası mümkün bir tazminat hakkına sahiptir. 19 düzenleyerek; herkesi kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahip oldu÷unu, kimsenin keyfi olarak özgürlü÷ünden mahrum bırakılamayaca÷ını, gözaltına alınan kiúinin derhal bilgilendirilme hakkı ile makul sürede yargılanma veya salıverilme, mahkemeye baúvurma haklarının bulundu÷unu, hukuka aykırı olarak özgürlü÷ünden mahrum bırakılan kiúilerin tazminat isteme haklarının bulundu÷unu belirtmiútir. Sözleúmenin 10. maddesinde; özgürlü÷ünden yoksun bırakılanların insanca ve saygılı muamele görece÷i, tutukluların mahkumlardan ayrı tutulaca÷ı ve muamele görece÷i, küçüklerin yetiúkinlerden ayrı tutulaca÷ı ve çabuk yargılanmaları gerekti÷i düzenlenmiútir. Bunlar dıúında kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ile dolaylı ilgili 7. maddede iúkence yasa÷ı, 8. maddede kölelik yasa÷ı, 14. maddede adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesi, 15. maddede kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi düzenlemiútir. 1.1.3.4. Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi 2 Mayıs 1948 tarihinde kabul edilmiútir. Bildirgenin 1. maddesinde; “her insanın yaúam, özgürlük ve kiúi güvenli÷i hakkı vardır.” denilerek kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı düzenlenmiútir. Bildirgenin 2. maddesinde; herkesin yasa önünde eúit oldu÷u, 18. maddesinde; adil yargılanma hakkı, 26. maddesinde; masumiyet karinesi ile suçta ve cezada kanunilik ilkesi düzenlenmiútir. Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı açısından en dikkat çekici madde; “keyfi gözaltına alınmaya karúı korunma” baúlı÷ını taúıyan 25. maddedir. Söz konusu madde uyarınca; Hiç kimse, daha önce yürürlü÷e konmuú yasayla öngörülen hallerde ve usullere uygun olması hali hariç özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz. Hiç kimse, yalnızca medeni hukuk/sözleúmesel nitelikte yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden ötürü, özgürlü÷ünden yoksun bırakılmaz. Özgürlü÷ünden yoksun bırakılan her bireyin, gözaltına alınmasının hukuka uygunlu÷unun mahkemece tasdik edilmesini ve yersiz gecikme olmaksızın yargılanmayı, hukuka 20 aykırılı÷ın saptanması durumunda ise, serbest bırakılmayı isteme hakkı vardır. Her birey aynı zamanda, gözaltında tutuldu÷u sürede insanca muamele görmeye de hak sahibidir.55 1.1.3.5. Afrika ønsan ve Halklar Hakları ùartı Afrika’nın her biçimi ile sömürgecilikten arındırılması, Afrika halklarının daha iyi bir yaúam sürebilmeleri, insan haklarını koruyabilme ve geliútirebilme amaçlarıyla ønsan Hakları Evrensel Bildirgesini dikkate alan Afrika Birli÷i Örgütü tarafından 21 Haziran 1981 tarihinde Afrika ønsan ve Halklar ùartı kabul edilmiútir. 1986 yılında yürürlü÷e giren bu úartın, 2. ve 3. maddelerinde her bireyin eúit oldu÷u, 5. maddesinde; sömürü ve aúa÷ılamanın, köleli÷in, iúkence, zalimane, insanlık dıúı ceza ve muamelenin yasak oldu÷u, 6. maddesinde; her bireyin kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u, hiç kimsenin yasa tarafından önceden düzenlenmiú nedenler ve koúullar dıúında özgürlü÷ünden yoksun bırakılamayaca÷ı, özellikle hiç kimsenin keyfi olarak gözaltına alınamayaca÷ı ve gözaltında tutulamayaca÷ı, 7. maddesinde; masumiyet karinesi, adil ve makul sürede yargılanma hakkı, suç ve cezada kanunilik ilkesi, düzenlenmiútir. 1.2. KORUMA TEDBøRLERø 1.2.1. Kavram Ceza yargılamasının temel amacı maddi gerçe÷e ulaúmaktır. Ceza muhakemesinde bireyin hak ve özgürlü÷ünün korunması ile muhakemenin sa÷lıklı bir úekilde yapılması ve maddi gerçe÷in ortaya çıkarılması amacı arasındaki çatıúmanın en belirgin oldu÷u alan, koruma tedbirleridir. Bir taraftan úayet tedbir alınmazsa, muhakemenin sa÷lıklı bir úekilde iúlevini yerine getirmesi imkansız olacak, di÷er taraftan da alınan tedbirlerle bireyin temel hak ve özgürlü÷üne müdahalede bulunulacaktır.56 55 56 Kuzu, a.g.e., s.38 Aydıner Ömer Faruk, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve øç Hukukumuzda Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.13 21 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumuz, bir yandan temel hakları ve özgürlükleri garanti ederken; maddi gerçe÷in, insan hakları ihlallerine yol açılmadan bulunmasını sa÷lamaya çalıúırken, di÷er yandan da soruúturma ve kovuúturma makamlarının elini, yeni delil elde etme imkanlarını sunarak, Kriminalistik bilimini onların emrine vererek güçlendirmiútir.57 Ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda verilecek kararların ka÷ıt üzerinde kalmamasını ve muhakeme masraflarının karúılanmasını sa÷lamak amacıyla, kural olarak, ceza muhakemesinde karar verme yetkisini haiz olan yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan durumlarda, geçici olarak baúvurulan ve hükümden önce bazı temel hak ve hürriyetlere müdahaleyi gerektiren kanuni çarelere koruma tedbirleri denir.58 Türk doktrininde koruma tedbirleri terimi hakkında birlik yoktur. Bunlara; Taner, ihtiyati tedbir; Erem, usul tedbirleri; Yüce, zorlayıcı önlem; Yurtcan, ceza yargılaması önlemi; Tosun, Kunter, Yenisey, Öztürk, Centel, Hakeri, ùahin de koruma tedbirleri terimini kullanmaktadır.59 Türk doktrininde koruma tedbirlerinin böyle çeúitli isimlerle nitelendirilmesinin sebebi, 1412 Sayılı CMUK’un sistemsizli÷i ile ilgilidir. Oysa, 5271 Sayılı CMK, açıkça “koruma tedbirleri” baúlı÷ı altında ve olabildi÷ince sistematik bir biçimde konuyu düzenlemiú ve terim karıúıklı÷ına son vermiútir.60 5271 Sayılı CMK’nın en önemli yenilikleri koruma tedbirleri bakımındandır. Yeni CMK’da her úeyden önce koruma tedbirlerinin sistematik olarak yerleri de÷iútirilmiútir. Bu de÷iúiklik iki úekilde ortaya çıkmıútır. Öncelikle kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan tedbirlerden baúlamak üzere bir düzenleme yapılmıútır. økinci olarak ise, tedbirler kendi içerisinde olabildi÷ince kronolojik bir sıraya göre düzenlenmiútir. Buna göre; yakalama tutuklamadan, arama ise el koymadan önce gelmektedir. Yine kiúi hakkında öncelikle adli kontrol uygulanacak bunun mümkün olmaması halinde ancak tutuklanmasına karar verilebilecektir. Kanunda ilk defa yazılı olan bazı 57 58 59 60 Alan Esra, “Güncel Sorunlar Iúı÷ında Yakalama ve Gözaltına Alma”, Seçkin Yayıncılık, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 34, Haziran 2009, s. 51 Öztürk Bahri – Erdem Mustafa Ruhan,“Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku”,Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 483 A.e., s.483 ùahin Cumhur, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2007, s.197 22 koruma tedbirleri de ilgili oldukları kısımda düzenlenmiúlerdir. Koruma tedbirlerinin sonunda ortak hüküm niteli÷inde düzenlemeler yer almıú, en sonunda ise, koruma tedbirlerinde tazminat konusu düzenlenmiútir.61 Koruma tedbirlerinin amacı, ceza muhakemesini yapılabilir kılmak ve yargılama sonucunda verilecek hükmün yerine getirilebilirli÷ini güvence altına almaktır. Delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasını önlemek, úüpheli veya sanı÷ın muhakeme sırasında veya hükmün infazı için hazır bulundurulmasını sa÷lamak üzere bu tedbirlere baúvurulabilir.62 Koruma tedbirleri çeúitli temel hak ve özgürlüklere, henüz hüküm verilmeden önce müdahaleyi gerektirmektedir. Kiúi özgürlü÷ü, vücut bütünlü÷ü, özel hayatın gizlili÷i, seyahat özgürlü÷ü, mülkiyet hakkı ve konut dokunulmazlı÷ı gibi çeúitli temel hak ve özgürlükler koruma tedbirleri yoluyla sınırlandırılabilmektedir.63 Koruma tedbirleri yöneldikleri de÷er, amaç, uygulandıkları kiúiler, karar verme ve uygulama yetkisi açısından sınıflandırılabilir. Yöneldikleri de÷er açısından koruma tedbirleri; özgürlü÷e, vücut bütünlü÷üne, mülkiyet hakkına, zilyetli÷e, konut dokunulmazlı÷ına ve haberleúme özgürlü÷üne yönelik olabilir. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma ve tutuklama özgürlü÷e yöneliktir. Üst araması ve vücut muayenesi vücut bütünlü÷üne yöneliktir. El koyma mülkiyet ve zilyetli÷e, konutta arama konut dokunulmazlı÷ına, telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve dinlenmesi ise haberleúme özgürlü÷üne yöneliktir. Amaçları açısından koruma tedbirleri; úüpheli veya sanı÷ın muhakemede hazır bulunmasını sa÷lamaya, delilleri korumaya ve hükmün yerine getirilmesini sa÷lamaya yönelik olabilir. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma ve tutuklama bu amaçların tümünü içeren koruma tedbirleridir. 61 62 63 A.e., s.197-198 A.e., s.197 Hakeri Hakan – Ünver Yener, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Adalet Yayınevi, Ankara, 2010, s.312 23 Uygulandıkları kiúiler açısından koruma tedbirleri; úüpheli ve sanı÷a, tanı÷a veya üçüncü kiúilere yönelik olabilir. Örne÷in; úüpheli veya sanı÷ın yakalanması, gözaltına alınması, tutuklanması, telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve dinlenmesi, arama, el koyma ve vücut muayenesi gibi tedbirler kural olarak úüpheli veya sanı÷a yöneliktir. Tanı÷ın zorla getirilmesi ve tanıklı÷a zorlama için hapis tanı÷a yöneliktir. Üçüncü kiúilerin araması, gözaltına alınması ve mallarına el koyulması ise üçüncü kiúilere yönelik koruma tedbirleridir. Karar verme ve uygulama yetkisi açısından koruma tedbirleri; mahkeme ve hakimin yetkisinde olan, Cumhuriyet Savcısı ve kollu÷un yetkisinde olan ve herkesin yetkili oldu÷u koruma tedbirleri úeklinde sınıflandırılabilir. Örne÷in; adli kontrol ve tutuklama mahkeme ve hakimin yetkisindedir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde arama ve el koyma Cumhuriyet Savcısı ve kollu÷un yetkisindedir. Suçüstü halinde yakalamaya ise herkes yetkilidir. 1.2.2. Koruma Tedbirlerinin Ortak Özellikleri Doktrinde koruma tedbirlerinin ortak özellikleri konusunda bir fikir birli÷i olmasa da; hükümden önce temel bir hakkı sınırlama, zorlama, geçici olma ve araç olma koruma tedbirlerinin ortak özellikleri olarak sayılabilir. 1.2.2.1. Hüküm Verilmeden Önce Temel Bir Hakkı Sınırlama Koruma tedbirlerinin hepsi hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırlamaktadır. Koruma tedbirlerinden bir kısmı kiúi özgürlük hakkını, bir kısmı özel hayatın gizlili÷i hakkını, bir kısmı konut dokunulmazlı÷ı hakkını, bazıları seyahat hakkı ile haberleúme özgürlü÷ü hakkını, bir kısmı da mülkiyet hakkını sınırlamaktadır. Hakkında koruma tedbiri uygulanan kiúi daha suçlu olup olmadı÷ı bilinmeyen, yani suçlu oldu÷u bir yargı kararıyla sabit hale gelmeyen bir kiúidir. Bu kiúi hakkında yakalama, gözaltına alma veya tutuklama yapılarak kiúi özgürlü÷ü hakkı sınırlanmakta, arama veya el koyma yapılmak suretiyle mülkiyet hakkı sınırlanmakta, telefonları dinlenmek suretiyle de özel hayatına müdahale 24 edilmektedir. Hüküm verilmeden önce temel bir hakkın sınırlanması özelli÷i tüm koruma tedbirlerinde, do÷rudan veya dolaylı olarak vardır.64 1.2.2.2. Zorlama Koruma tedbirleri henüz hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırladıkları için, bu durum ço÷u kere tedbire maruz kalan tarafından bir zorlama olarak algılanır. Koruma tedbirlerinin esasında zorlama niteli÷i vardır. Ancak bütün koruma tedbirlerinde zor bulunmamaktadır. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma, tutuklama gibi tedbirlerle kiúi özgürlü÷ü sınırlandırılır ve bu durum genellikle muhatap kiúiyi zorlayarak, yani cebren uygulanarak gerçekleúir. Ancak telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve dinlenmesi veya teknik araçlarla izleme hallerinde herhangi bir zorlama bulunmamaktadır.65 1.2.2.3. Araç (Vasıta) Olma Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin maddi gerçe÷i bulma amacının yerine getirilmesi için araçtırlar. Koruma tedbirleriyle delillere ulaúılmakta, ulaúılan deliller korunmakta ve hükmün infazı sa÷lanmaktadır. Bu tedbirler ceza muhakemesinin hizmetinde olan araçlardır. Örne÷in; tutuklama sanı÷ın hazır bulunmasının, delilerin korunmasının ve sonuçta verilecek bir cezanın infazının aracıdır.66 Muhakemenin bütünü bakımından olan bu vasıtalık, bazı defa do÷rudan do÷ruya, bazı defa dolayısı iledir. Dolayısı ile vasıta oluú, baúka bir vasıtanın vasıtası oluútur. Örne÷in; yakalama gözaltının, yakalama ve gözaltı da tutuklamanın bir aracıdır. Aynı úekilde arama sonucunda elde edilen delillere el konuldu÷unda, arama el koymanın aracı olmuú olmaktadır.67 64 65 66 67 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.486 Özbek Veli Özer, “CMK øzmir ùerhi, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununun Anlamı”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005 s.311; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.312 Centel Nur – Zafer Hamide, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Beta Yayınları, 6. Bası, østanbul, 2008, s.304; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.312 Kunter Nurullah – Yenisey Feridun, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku”, Beta Yayınları, 11. Bası, østanbul, 2000, s.593; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.313 25 1.2.2.4. Geçici Olma Koruma tedbirleri, sürekli de÷il, geçicidirler; koruma tedbiri ile ulaúılmak istenen amaç gerçekleúinceye kadar devam edebilirler. Bu amaçlar gerçekleútikten sonra tedbire devam edilmesi, tedbiri hukuka aykırı hale getirir. Ço÷unlukla kanun, bu amacın ne zaman gerçekleúmiú sayılaca÷ını, süreler ön görmek suretiyle belirtmektedir. Örne÷in; gözaltı en yakın sulh ceza hakimine götürülmek için gerekli süre hariç, en çok yirmi dört saat sürebilir. Yol süresi ise, on iki saatle sınırlandırılmıútır (CMK m. 91/1). Keza tutuklama için de azami süreler öngörülmüútür.68 Koruma tedbirlerinin hüküm verilinceye kadar devam etmesi diye bir kural yoktur. Aksine bunların uygulanması, sadece amacın gerçekleúmesi ile sınırlı olmak zorundadır.69 1.2.3. Koruma Tedbirlerinin Ön ùartları 1.2.3.1. Kanuni Düzenleme (Yasallık) Koruma tedbirleri, temel hak ve özgürlükleri sınırlandırıcı nitelikte oldukları için önem taúırlar ve yasayla düzenlenmeleri gerekir. Bu sebeple, baúta Anayasa’da, AøHS’de ve CMK’da olmak üzere, ancak yasal olarak düzenlenmiú bulunan koruma tedbirleri uygulanabilir. Yasal olarak düzenlenmemiú olan bir koruma tedbiri kıyas yoluyla uygulanamayaca÷ı gibi, yasada yer alan bir koruma tedbiri için aranan úartlar ve sebepler de kıyas yoluyla geniúletilemez.70 1.2.3.2. Suç ùüphelerinin Belli Bir Yo÷unlukta Olması ùüphe; zihnin çeúitli alternatifler arasında seçme yapma konusunda tereddüt etmesi, hangi seçene÷in do÷ru oldu÷unu kestirememesi halidir.71 Hukuk devleti ilkesi esasları çerçevesinde yapılan bir ceza muhakemesinde delil olmadan úüpheden 68 69 70 71 Centel – Zafer, s.303-304; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.313 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.486 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.200 Tamöz Mehmet – Kocabey Hüseyin, “Türk Hukukunda Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan Önleme ve Adli Amaçlı øletiúimin Denetlenmesi Gizli Soruúturmacı Görevlendirilmesi Teknik Araçlarla øzleme”, Yaklaúım Yayıncılık, Ankara, 2009, s.49 26 söz edilemez; yani delil olmadan ceza muhakemesinin çarkları dönmeye baúlayamaz; hiçbir ceza muhakemesi iúlemi yapılamaz.72 Ceza muhakemesinde soruúturma, failin suç teúkil eden bir hareketi yapıp yapmadı÷ı konusunda úüphe ile baúlamakta, bu úüphe belirli bir a÷ırlı÷a ulaútı÷ında kovuúturmaya geçilmekte, úüphenin yerini bellilik, kesinlik aldı÷ında muhakeme sona ermektedir. Bu bakımdan úüphenin varlı÷ı ve kuvvet derecesi ceza muhakemesi açısından büyük önem arz etmektedir.73 Çünkü bir ceza muhakemesi yapılmasının ve böyle bir ceza muhakemesinin varlık sebebi suç úüphesidir. Bir hukuk devletinde böyle bir úüphe ancak delillerle tarif edilebilir. Delillerin kuvveti, úüphenin kuvvetini ortaya çıkarır. Eldeki deliller sayıca az veya sayıca az olmamakla beraber delil kuvveti az ise basit úüpheden, eldeki deliller sayıca az de÷il ve/veya delil kuvveti yeterli veya kuvvetli ise yo÷un úüpheden söz edilebilir. Yo÷un úüphe de yeterli úüphe ve kuvvetli úüphe olmak üzere ikiye ayrılabilir.74 Kanunumuzda pek çok koruma tedbirine müracaat edebilmek için kuvvetli úüphe aranmaktadır. Örne÷in, yakalama, tutuklama, taúınmazlara, hak ve alacaklara el koyma gibi koruma tedbirlerinde kuvvetli úüphe gerekmektedir. Ancak arama, el koyma gibi belli bazı koruma tedbirlerinde yeterli úüphe hatta bazen ispatı son derece zor olan istisnai durumlarda, örne÷in organize suçların söz konusu oldu÷u hallerde basit úüphe ile yetinilebilir. Basit úüphe; úüphenin en hafif derecesidir. Fiilin soruúturulabilir nitelik arz etmesi halinde basit úüphenin varlı÷ından söz edilir. Eldeki delillere nazaran, yapılacak muhakemede sonunda sanı÷ın mahkum olması beraat etmesi ihtimalinden daha kuvvetli ise yeterli úüphe var demektir. Ancak mevcut delillere nazaran, yapılacak muhakeme sonunda sanı÷ın mahkum olması kuvvetle muhtemel ise kuvvetli úüphe var demektir. CMK pek çok koruma tedbirinde kuvvetli úüphenin varlı÷ını aramıútır.75 72 73 74 75 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485 Tamöz – Kocabey, a.g.e., s.49 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485 Öztürk – Erdem, a.g.e.,s.485-486; Tamöz – Kocabey, a.g.e., s.49-51 27 1.2.3.3. Bir Karara Dayanma Koruma tedbirlerinin kural olarak bir karara dayanması gerekir. Bazı tedbirlere sadece hakim (veya mahkeme) karar verebilir. Örne÷in; tutuklama, adli kontrol, taúınmaz, hak ve alacaklara el koyma, avukat bürolarında arama, el koyma, úirket yönetimi için kayyım tayini, bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma gibi koruma tedbirlerine sadece hakim (veya mahkeme) karar verebilir. Soruúturma evresinde koruma tedbirlerine karar vermeye yetkili hakim sulh ceza hakimidir.76 Bazı koruma tedbirlerine karar vermeye kural olarak hakim, gecikmede sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı yetkilidir. Örne÷in; postada el koyma, iletiúimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruúturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme gibi. Bazı koruma tedbirlerine karar verme yetkisi sadece Cumhuriyet Savcısına aittir. Örne÷in; gözaltına alma. Bazı koruma tedbirlerine ise hakim ve Cumhuriyet Savcısı yanında, Cumhuriyet Savcısına ulaúılamayan hallerle sınırlı olmak üzere kolluk amiri de yetkilidir. Örne÷in; arama, el koyma. Hatta suçüstü haline yakalama koruma tedbirini uygulamaya herkes yetkilidir.77 Soruúturma evresinde çok sayıda iúlem için hakim kararına ihtiyaç duyulması, Cumhuriyet Savcısının konumu ve bazı ceza muhakemesi kurumları ile ba÷daúmamaktadır. Gerçekten soruúturmada asıl yetkili ve sorumlu konumunda, kapsamlı bir soruúturma çerçevesinde gerekli bütün delilleri toplamakla yükümlü kılınan ve bunları yapmadı÷ı takdirde iddianamesi iade edilen kiúi Cumhuriyet Savcısıdır. Cumhuriyet Savcısı, toplanması gereken delillerle ilgili olarak hakimi karar vermeye zorlayamayaca÷ına ve hakim de önüne gelen her talebi kabul etmek zorunda olmadı÷ına göre, sonuçta yeterli delil toplanmadı÷ı için ya iddianame düzenlenemeyecek ya da delil bakımından yetersiz bulunan iddianame iade edilecektir. øddianamenin iadesi kararı da sulh ceza hakimini ba÷lamayaca÷ından, Cumhuriyet Savcısı yeniden delil toplama konusunda çaresiz kalacaktır. Bütün bu nedenlerle, Anayasa ile temel hak ve özgürlüklere iliúkin uluslar arası sözleúmelerden kaynaklanan zorunluluklar dıúındaki ceza muhakemesi iúlemleri 76 77 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.202 A.e., 202-203 28 bakımından hakim kararı alınmasından vazgeçilmeli ve Cumhuriyet Savcısı bu konuda yetkili kılınmalıdır.78 1.2.3.4. Görünüúte Haklılık Koruma tedbirine baúvurabilmek için görünüúte haklılık (hukuka uygunluk) gerekli ve yeterlidir. En baútan itibaren hukuka uygunluk yoksa tedbire baúvurulamayaca÷ı gibi, tedbire baúvurmak için kesin bir haklılıkta aranmayacaktır. Koruma tedbirlerinin haklı olup olmadı÷ı ancak muhakeme sonunda belli olur. Fakat bu tedbirlerin araç ve geçici olma nitelikleri dolayısıyla, bunlara bu haklılık daha belli olmadan yani muhakemenin baúında baúvurma zorunlulu÷u bulunmaktadır. Koruma tedbirlerinin kiúilerin hak ve özgürlüklerini sınırlandırdı÷ı açıktır. øúte bu noktadaki muhtemel olumsuz sonuçları önlemek bakımından, bu tedbirlerin en azından baúvuruldu÷u anda haklı görünmesi gerekir. Bu haklılık ise özde de÷il, görünüúte haklılık olacaktır. ùayet kesin haklılık aranırsa, muhakeme bitmeden hiçbir koruma tedbirine baúvurulamayacaktır. Bu sebeple koruma tedbirlerine baúvurabilmek için görünüúte haklılık ile yetinmek zorunlulu÷u bulunmaktadır.79 1.2.3.5. Gecikmede Tehlike (Gecikemezlik) Koruma tedbirleri hükümden önce temel hak ve özgürlüklere müdahale etti÷i için ancak zorunluluk bulundu÷unda bu tedbirlere baúvurulmalıdır. Tedbire baúvurulaca÷ı anda, tedbire baúvurulmamasında (gecikmede) bir tehlike yoksa koruma tedbirine baúvurmaya da gerek yoktur. Gecikmeden maksat, o koruma tedbirine baúvurulmadı÷ında meydana gelecek zaman kaybının muhakemeyi güçleútirmesi, hatta olanaksız kılarak maddi gerçe÷e ulaúılamaması, delillerin elde edilememesi veya sonuçta verilecek kararın yerine getirilememesi olabilir.80 5271 sayılı CMK’da koruma tedbirlerini düzenleyen birçok maddede kullanılan “gecikmesinde sakınca bulunan haller” ifadesi bu hususu ifade etmek üzere kullanılmıútır. Ayrıca 5271 sayılı CMK kapsamında düzenlenen Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesinde, gecikmesinde sakınca 78 79 80 A.e., s.203 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.315; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201 Özbek, a.g.e 2005, s.312; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.314-315; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487 29 bulunan hal; “derhal iúlem yapılmadı÷ı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya úüphelinin kaçması veya kimli÷inin saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması hali” olarak tanımlanmıútır. 1.2.3.6. Orantılılık (Ölçülülük) Koruma tedbirleri; hükümden önce baúvurulan ve kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını sınırlayan tedbirlerdir. Aynı zamanda bu tedbirler amacı maddi gerçe÷e ulaúmak olan ceza muhakemesinin en önemli araçlarındandır. Burada amacı maddi gerçe÷e ulaúmak olan ceza muhakemesi önlemlere baúvurmayı mecbur kılmakta bir yandan da bu önlemler kiúi özgürlüklerine müdahale ettikleri için sürekli bir çatıúma durumu söz konusu olmaktadır. Orantılılık ilkesi iúte bu durumda önem taúımaktadır. Koruma tedbirleri orantılılık ilkesine uygun olmalıdır. Koruma tedbirlerine baúvurulurken orantılılık ilkesinin gözetilmesi, yani bu tedbirlere baúvurmak suretiyle elde edilecek yarar ile bu suretle ortaya çıkacak zarar arasında bir denge, oran bulunması gerekmektedir. Burada verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile koruma tedbiri arasında bir oran bulunması aranmaktadır.81 Adalet Komisyonu Raporunda orantılılık ilkesi; “Hukuk devletinin bir baúka yönü, eylem ve iúlemlerinde ölçülü (oranlı) davranan devlet olmasıdır. Gerçekten oranlılık ilkesi, hukuk devletine hakim olan aúırılık yasa÷ının bir bölümünü oluúturur. Bu ilkeye göre, Ceza Muhakemesi Hukuku iúleminin yapılması ile sa÷lanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde bulunan zarar arasında makul bir oranın (ölçünün) bulunmasını, oransızlık durumunda iúlemin yapılmamasını ifade eden ilkeye oranlılık (ölçülülük) ilkesi denir.” úeklinde açıklanmıútır. Orantılılık ilkesinde ölçüyü bazen kanun koyucu koyar. Bu durumda koruma tedbirine baúvurma yasa÷ı vardır. Örne÷in, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre; “on beú yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı beú yılı aúmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez.” (ÇKK 81 Hakeri – Ünver, a.g.e., s.315; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487 30 m.21)82 Yine CMK 91/2. maddesinde; “gözaltına alma, bu tedbirin soruúturma yönünden zorunlu olmasına ve kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin varlı÷ına ba÷lıdır”. CMK 100/1. maddesinde; “iúin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez” ve CMK 100/4. maddesindeki; “sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez”. hükümleri de tedbirle muhtemel yaptırım arasındaki orantının gözetilmesinin bir ifadesidir. 82 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487 31 BÖLÜM II YAKALAMA VE GÖZALTINA ALMA 2.1. YAKALAMA 2.1.1. Genel Olarak Yakalama; suç úüphesi altında bulunan kiúinin, hakim kararı bulunmaksızın C.savcısı tarafından gözaltına alınmasına veya serbest bırakılmasına kadar kiúi özgürlü÷ünün sınırlandırılmasıdır.83 Yakalama kiúinin hareket özgürlü÷ünün sonlandırılmasıdır.84 Ancak kiúiyi geçici olarak durdurup kimli÷ini sormak gibi çok kısa süreli kiúi özgürlü÷ü kısıtlamaları yakalama sayılmaz.85 Kolluk kuvvetlerinin idari görevleri çerçevesinde toplumu tehdit eden tehlikelerden korumak, kamu düzenini ve kiúilerin emniyetini sa÷lamak amacıyla yaptıkları yakalama “önleme yakalama”sı; suç iúlendikten sonra ya da úüphelinin ele geçirilmesi amacıyla yapılan yakalama ise “adli yakalama” olarak adlandırılır .86CMK' nın 90.vd maddelerinde düzenlenen “adli yakalama”dır. Önleme yakalaması ise PVSK' nun 13. maddesinde düzenlenmiútir. Kiúi özgürlü÷ünü sınırlayan bir koruma tedbiri olan yakalama, Anayasamızın Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i ile ilgili 19.maddesinde ve AøHS ‘nin 5.maddesine uygun olarak CMK 'nın 90. vd maddelerinde düzenlenip CMK ‘nın 99.maddesi gere÷ince çıkarılan 1 Haziran 2005 tarihli Yakalama, Göz Altına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷inde ayrıntılı bir úekilde düzenlenmiútir. 83 84 85 86 Öztürk Bahri-Tezcan Durmuú-Erdem Mustafa Ruhan-Sırma Özge-Saygılar, Yasemin F.-Alan, Esra, ”Nazari ve Tatbiki Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2009, 1.basım, s.385 Soyaslan Do÷an,”Ceza Muhakemesi Hukuku”, Yetkin Yayınları, 3.baskı, Ankara, 2007, s.300 Kunter Nurullah-Yenisey Feridun-Nuho÷lu Ayúe,”Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku”, Arıkan Yayıncılık, 14.basım, østanbul, 2006, s.810 Arslan Sadettin, ”Soruúturma Evresi”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2007, s.221 32 Yakalamanın tanımı CMK 'nın 90. maddesinde düzenlenmemiútir.1 Haziran 2005 tarihli, Yakalama, Göz Altına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷i'nin 4.maddesinde yakalamanını tanımı yapılmıútır. Buna göre yakalama;suç iúledi÷i yönünde hakkında kuvvetli iz,eser,emare ve delil bulunan kiúinin gözaltına alınma iúleminden önce özgürlü÷ünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınmasıdır. Yakalamanın amacı; kiúinin kaçmasına engel olmak, yetkili makamlara götürülerek yakalama iúleminin yapılmasını gerektiren ceza muhakemesi iúleminin bir an önce yapılmasını sa÷lamak, kiúinin tutuklanmasını mümkün kılmak, delillerin karartılmasını önlemek ve son olarak da kararın infaz edilebilirli÷ini sa÷lamaktır.87 Yakalama bir koruma tedbiri oldu÷undan di÷er koruma tedbirlerinin ortak özellikleri olan geçici olma, ölçülü olma, hüküm verilmeden önce telem bir hakkı sınırlama, zorlama, araç olma, görünüúte haklılık gibi özelliklere sahiptir. Yakalama bir ceza olmayıp koruma tedbiri oldu÷undan ceza muhakemesinin yapılabilmesini, di÷er koruma tedbirlerinin uygulanabilmesini ve muhakeme sonunda verilecek cezanın infaz edilebilmesini sa÷layan geçici nitelikte bir araçtır.88 2.1.2. Yakalamanın ùartları 2.1.2.1. Herkes Tarafından Yapılabilecek Geçici Yakalama Kural olarak suç iúleyenleri yakalamak ve adli mercilere teslim etmek kolluk kuvvetlerinin görevidir. Ancak, Kanun bazı durumlarda herkese yani resmi sıfatı bulunmayan vatandaúlara da suç iúleyenleri yakalama ve kolluk kuvvetlerine teslim etme yetkisi vermiútir. Bu durumda kolluk kuvvetlerinin de evleviyetle yakalama yetkisi vardır.89 87 88 89 Özbek Veli Özer, a.g.e. 2005, s.315 Ocak Ümit, “ønsan Hakları Açısından Ceza Muhakemesinde Kiúi Özgürlü÷ünü Sınırlayan Koruma Tedbirleri”, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s.29 Parlar Ali – Hatipo÷lu Muzaffer, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu”, Yayın Matbaacılık, Ankara, 2008, s.411 33 CMK’nın 90. maddesinin 1. fıkrası ile herkesin yakalama yapabilece÷i haller düzenlenmiútir. Buna göre aúa÷ıda belirtilen hallerde herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir: a) kiúiye suçu iúlerken rastlanması, b) suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kiúinin kaçma olasılı÷ının bulunması veya hemen kimli÷ini belirleme olana÷ının bulunmaması. CMK’nın 2. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde suçüstünün tanımı yapılmıútır. Buna göre suçüstü; iúlenmekte olan suçu, henüz iúlenmiú olan fiil ile fiilin iúlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya baúkaları tarafından takip edilerek yakalanan kiúinin iúledi÷i suçu, fiilin pek az önce iúlendi÷ini gösteren eúya veya delille yakalanan kimsenin iúledi÷i suçu ifade eder. Görüldü÷ü üzere CMK herkes tarafından yapılabilen yakalama yetkisini sadece iúlenmekte olan suç ile sınırlamamıútır. Kanuna göre; suçu iúlerken veya iúledikten hemen sonra yakalanamayan failin de izlenerek yakalanması mümkündür. Ancak failin izlenmesi suçun iúlenmesi ile birlikte baúlamalıdır aksi halde suçun iúlenmesinden saatler sonra suçun iúlendi÷ini gören birisinin ihbarı ile yapılan izleme bu kapsamda de÷ildir, yine izleyenin mutlaka suçun iúlendi÷ini gören kiúi olması gerekmeyip, önemli olan izlemenin suçun iúlenmesiyle birlikte baúlamıú olmasıdır.90 Herkes tarafından yapılabilecek yakalama yetkisinin úartlarından biri de; suçüstü bir fiilden dolayı izlenen failin kaçma olasılı÷ının bulunması veya failin hemen kimli÷ini belirleme imkanının bulunmamasıdır. Failin kaçma olasılı÷ının bulundu÷unu gösteren somut olguların bulunması herkes tarafından yakalamanın yapılabilmesi için gerekli olup, failin kaçma olasılı÷ının tahmine dayalı olması yeterli de÷ildir. Yine failin kimli÷inin belirlenememesi suçüstü halinde izlenen kiúinin kimli÷ini söylemekten kaçınması halinde de herkes tarafından yakalama yapılabilir.91 90 91 Centel – Zafer, a.g.e., s.331 A.e., s.331 34 Herkesin yakalama yetkisine sahip oldu÷u durumlarda yakalama yapan kiúiler, yakalanan úahsın kaçmasını engelleyecek ölçüde zor kullanma yetkisine sahiptirler. Bu kapsamda makul derecede yakalanan úahsa yönelik cebir kullanılabilir ise de, silah kullanılamaz.92 Yukarıda belirtilen úartların bulunması durumunda herkes tarafından yapılabilen yakalama halinde yakalanan úahıs yakalama yapanlar tarafından kolluk kuvvetlerine teslim edilir. Yakalanan úahsı, yakalayan kiúilerden teslim alan kolluk kuvvetleri yakalayan ve yakalanan úahısların kimlikleri ile yakalama nedenini bir tutanak ile tespit eder.93 2.1.2.2. Kolluk Görevlileri Tarafından Yapılan Yakalama Kolluk görevlileri de herkesin yakalama yetkisine sahip oldu÷u durumlarda yakalama yetkisine sahiptirler. Ayrıca CMK’nın 90. maddesinin 2. fıkrasında sadece kolluk görevlilerine tanınan yakalama yetkisi düzenlenmiútir. Bu haller: a) Tutuklama kararı verilmesini veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren hal; CMK’nın 100 ve devamı maddelerinde tutuklama kararı verilmesini gerektiren haller düzenlenmiútir. Buna göre, ileride ayrıntılı olarak açıklanaca÷ı üzere kuvvetli suç úüphesini gösteren olguların varlı÷ı ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde úüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. Yakalama emrinin úartları ise; CMK’nın 98. maddesinde düzenlenmiútir. Bu halde de, düzenlenen yakalama emrinin yakalama emri düzenlenmesini gerektiren úartların gerçekleúip gerçekleúmedi÷ini kolluk görevlileri de÷erlendirecektir. Bu úartların varlı÷ı halinde kolluk görevlileri faili yakalama yetkisine sahiptirler. Yakalanan kiúi hakkında yakalama emri zaten düzenlenmiúse bu takdirde yakalama CMK’nın 98. maddesine göre yapılacaktır.94 b) Gecikmede tehlike bulunması; yakalama yapabilmek için mahkeme kararının beklenmesi halinde yakalama ile gerçekleúmesi beklenen amaç tehlikeye düúecek ise, gecikmede tehlike var demektir. 92 93 94 Kunter Nurullah – Yenisey Feridun – Nuho÷lu Ayúe, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku”, Arıkan Yayıncılık, 14. Bası, østanbul, 2006, 51.4 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.442 Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.412 35 Yakalama ve Gözaltına Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesine göre; “gecikmesinde sakınca bulunan hal, derhal iúlem yapılmadı÷ı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya úüphelinin kaçması veya kimli÷inin saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması” úeklinde tanımlanmıútır. Kolluk görevlisi gecikmesinde sakınca bulunan hali takdir ederken somut olayın durumuna göre, kendi takdiriyle yakalamanın sonucunun tehlikeye girip girmedi÷ini de÷erlendirip, yakalama amacının tehlikeye girmesi ihtimali varsa yakalama yoluna baúvurmalıdır.95 c) Cumhuriyet Savcısına veya kolluk amirlerine derhal baúvurma olana÷ı bulunmaması; kolluk görevlileri Cumhuriyet Savcısına veya kolluk amirlerine derhal baúvurma olana÷ına sahip oldukları durumlarda, yakalama yoluna gitmeyip mevcut durumu Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirine iletmekle yetinmelidirler.96 2.1.2.3 ùikayete Ba÷lı Suçlarda Yakalama Soruúturulması ve kovuúturulması úikayete ba÷lı olan suçlarda úikayet koúulunun gerçekleúmemesi halinde yakalama yapılamaz. (CMK 90/3) Bu úart kolluk tarafından yapılabilen yakalama bakımından arandı÷ı gibi herkes tarafından yapılabilen yakalama halinde de aranacaktır. Suçun soruúturması veya kovuúturması úikayete tabi olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalı÷ı, malullük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karúı iúlenen suçlarda kiúinin yakalanması úikayete ba÷lı de÷ildir. Ancak kanunumuz bunun için suçüstü halinin varlı÷ını aramıútır. Suçüstü hali yoksa bu kiúilere karúı iúlenen suçlarda suçtan zarar gören kiúinin úikayetiyle yakalama yapılabilmesi mümkündür.97 ùikayete ba÷lı olan suçlarda, CMK’nın 90/3. maddesi uyarınca úikayet hakkı kullanılmadan úüpheli yakalanmıú olursa, úikayet hakkına sahip olan kiúi veya birden fazla ise bu kiúilerden birine úüphelinin yakalandı÷ı bildirilir (CMK m.96). 95 96 97 Centel – Zafer, a.g.e., s.333 A.e., s.333 Öztürk – Tezcan – Erdem – Sırma – Saygılar – Alan, s.391, Bu hükmün suçtan haberi olmadı÷ı için úikayete yetkili olna kiúinin úikayet hakkını kullanamaması durumunda uygulama alanı bulaca÷ı görüúü için bkz. Soyaslan, Yakalama, s.665. 36 2.1.3. Yakalama Emri Ve Nedenleri CMK’nın 98. maddesinin ilk üç fıkrası; yakalama emrinin hangi hallerde çıkarılaca÷ını ve bu hususta yetkili mercileri düzenlemiútir. 1412 Sayılı CMUK’ta yer alan gıyabi tutuklama kararı 5271 Sayılı CMK’da kaldırılmıú, istisnai olarak da do÷abilecek sakıncaları önlemek amacıyla CMK’nın 248/5. fıkrası hükmü uyarınca, kaçak sanık hakkında CMK’nın 100 ve devamı maddeleri gere÷ince sulh ceza hakimi veya mahkeme tarafından yoklu÷unda tutuklama kararı verilebilece÷i kabul edilmiútir. 5230 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama ùekli Hakkında Kanunun 5. maddesine göre; “Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu yürürlükteyken verilmiú gıyabi tutuklama kararları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlü÷e girmesiyle, 248. maddesinin yabancı ülkede bulunan kaçaklarla ilgili 5. fıkrası hükmü ayrık olmak üzere yakalama emri niteli÷ine dönüúür. Ceza Muhakemesi Kanununun 248. maddesinin 5. fıkrası hükmü sadece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanır.” Bu hükme göre, CMK’nın 248/5. fıkrasında belirtilen úüpheli veya sanıkların yokluklarında tutuklama kararı verilebilmesi, sadece yurt dıúında bulunan kaçaklarla ilgili olarak uygulanabilecek; yurt içinde olan ancak bulunamayan veya kendisine ulaúılamayan kiúiler hakkında yokluklarında tutuklama kararı verilemeyecektir.98 Yakalama emrinin düzenlenebilece÷i durumlar kanunda aúa÷ıdaki esaslara göre belirlenmiútir: a) Soruúturma Evresinde; ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakamla emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından úüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebilir. Örne÷in; úüphelinin tutuklanması talebinin sulh ceza hakimi tarafından reddi halinde; úüphelinin serbest bırakılması kararına karúı Cumhuriyet Savcısı o yer Asliye ceza mahkemesine itiraz edebilir. 98 øtirazın uygun bulunması halinde, CMK ile gıyabi tutuklama Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.427 37 kaldırıldı÷ından huzurda bulunmayan úüpheli hakkında tutuklama kararı verilemeyecek ve úüpheli hakkında yakalama emri çıkarılacaktır. Bu yakalama emriyle yakalanan kiúi de huzura alınarak tutuklanmasına karar verilecektir. Yakalama emri üzerine yakalanan úüpheli, yakalama emrini düzenlemiú olan itiraz mercii huzuruna çıkarılmalı ve bu merci tarafından úüphelinin tutuklanmasına karar verilmelidir. b) Kovuúturma Evresinde; CMK’nın 247/1 maddesine göre; hakkındaki soruúturmanın veya kovuúturmanın sonuçsuz kalmasını sa÷lamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaúılamayan kiúiye kaçak adı verilir. 5320 sayılı kanununun 5. maddesine göre; ancak yurt dıúında bulunan kaçak sanıklar hakkında yoklu÷unda tutuklama kararı verilebilece÷i belirtildi÷inden; yurt içinde olan ancak bulunamayan veya kendisine ulaúılamayan sanık hakkında, CMK’ nın 98/3 maddesine göre kovuúturma evresinde resen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine mahkeme tarafından yakalama emri düzenlenebilecektir.99 Bu maddeye göre yakalama emri düzenlenmesinde bir suç sınırlaması bulunmayıp, mahkeme tarafından belirtilen koúulların varlı÷ı halinde her türlü suç için yakalama emri düzenlenebilir. Mahkeme, sanı÷ın yakalama emriyle yakalanmasına her zaman karar verebilecektir (CMK m.199). Hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruúturma veya kovuúturma evresinde yakalanan kiúi en geç yirmi dört saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılır, çıkarılamıyorsa aynı süre içinde en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılmalıdır. Mahkeme tarafından bu kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere hakkında sevk tutuklaması iúlemine baúvurulur. Sevk tutuklaması genel tutuklamanın úartlarına tabi de÷ildir.100 c) Cumhuriyet Savcısı ve Kolluk Kuvvetlerinin Yakalama Emri Düzenleyebilece÷i østisnai Durumlar; CMK’nın 98. maddesinin 2.fıkrasına göre 99 100 A.e., s.428 Bıçak Vahit, “Suç Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2010, s.487 38 yakalanmıú iken kolluk görevlisinin elinden kaçan úüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet Savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilir. Bu hüküm úüpheli, sanık, tutuklu veya hükümlü için geçerlidir. d) Cumhuriyet Savcısının “ønfaz” øçin Yakalama Emri Düzenleyebilece÷i Durum; CGTøK’nin 19. maddesine göre; “Hükümlü hapis cezası veya güvenlik tedbirinin infazı için ça÷rı ka÷ıdı gönderildi÷i halde, 10 gün içinde gelmez, kaçar ya da kaçaca÷ı úüphesini uyandırırsa Cumhuriyet Savcısı yakalama emri çıkarır. 3 yıldan fazla hapis cezalarının hapis cezalarının infazı için ise do÷rudan yakalama emri çıkarılır.” 2.1.4. Yakalama Emrinin øçeri÷i CMK’nın 98. maddesinin 4. fıkrasında yakalama emrinin ne gibi kayıtları içerece÷i belirtilmiútir. Buna göre; yakalama emrinde kiúinin açık eúkali, biliniyorsa kimli÷i, yüklenen suç ile yakalandı÷ında nereye gönderilece÷i açıkça gösterilir. CGTøK’nin 19. maddesine göre ise; Cumhuriyet Savcısınca infaz için düzenlenen yakalama emrinde; hükümlünün eúkali, kimli÷i ve infaz için yakalama emrinin çıkartıldı÷ı ve yakalandı÷ında nereye gönderilmesi gerekti÷i belirtilmelidir. 2.1.5. Yakalama Emrinin øcrası Yakalama; hakim kararıyla, Cumhuriyet Savcısının emriyle veya kolluk kuvvetiyle ya da vatandaúlar tarafından yapılabilir. Suçüstü hali veya suçüstü bir fiilden dolayı izlenen bir kiúinin kaçma ihtimalinin bulunması veya hemen kimli÷ini belirleme imkanının bulunmaması nedeniyle baúkaları tarafından yakalanıp kolluk görevlilerine teslim edilen veya belirtilen hallerde do÷rudan do÷ruya kolluk görevlilerince yakalanan ya da haklarında tutuklama kararı veya yakalama emrini düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Cumhuriyet Savcısına veya kolluk amirlerine derhal baúvurma imkanı bulunmaması sebebiyle kolluk görevlilerince yakalanan kiúi ve olay hakkında Cumhuriyet Savcısına derhal bilgi verilir. 39 Cumhuriyet Savcısının sözlü emri do÷rultusunda iúlem yapılır, Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen sözlü emir en kısa zamanda yazılı hale dönüútürülerek en kısa sürede ilgili kollu÷a bildirilir. Ancak kolluk görevlisi emrin yazılı hale getirilmesini beklemeksizin gere÷ini yerine getirir (YGøY m.8). YGøY’nin 6. maddesinde; yakalanan kiúinin ilk olarak üst aramasının yapılaca÷ı ve bu sayede kendisine veya baúkalarına zarar verebilecek silah gibi unsurlardan arındırılmasının sa÷lanaca÷ı, yakalama sırasında suçun iz, emare, eser ve delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirlerin alınaca÷ı düzenlenmiútir. Yine aynı maddede yakalama sırasında yakalanan kiúiye suç ayrımı gözetilmeksizin yakalanma sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile di÷er kanuni hakları ve itiraz hakkını nasıl kullanaca÷ının yazılı olarak, bunun hemen mümkün olmaması halinde ise sözlü olarak derhal bildirilece÷i düzenlenmiútir. Söz konusu maddede, yakalama iúleminin bir tutana÷a ba÷lanaca÷ı ifade edilmiútir. Uygulamada yakalama tutana÷ı adı verilen bu tutanakta, yakalananın hangi suç nedeniyle, hangi koúullarda, hangi yer ve zamanda yakalandı÷ı, yakalamayı kimlerin yaptı÷ı, hangi kolluk mensubunca tespit edildi÷i, haklarının tam olarak anlatıldı÷ı açıkça yazılır, bu tutana÷ın bir sureti yakalanan kiúiye verilir. Bu kiúiye, ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildi÷ini ve kendisi tarafından da bu hususun anlaúıldı÷ını belirten “Yakalama ve Gözaltına Alma Tutana÷ı ùüpheli ve Sanık Hakları Formu” düzenlenerek imzalı bir örne÷i úüpheliye veya sanı÷a verilir. Yakalan veya tutuklanarak bir yerden di÷er bir yere nakledilen kiúilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya baúkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz etti÷ine iliúkin belirtilerin varlı÷ı halinde kelepçe takılması mümkündür. (YGøY m.7) Yakalama iúlemi bir zaman sınırlamasına tabi olmadı÷ından gündüz yakalama yapılabilece÷i gibi gece de yakalama yapılabilir. Yakalanan kiúi, Cumhuriyet Savcısının emri ile serbest bırakılmazsa, soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınır (YGøY m. 6/9). Yakalanan kiúi gözaltına alınır veya zor kullanılarak yakalanırsa hekim kontrolünden geçirilerek 40 yakalanma anındaki sa÷lık durumu belirlenir. (YGøY m. 9) 2.2. GÖZALTINA ALMA 2.2.1. Genel Olarak Gözaltına alma koruma tedbiri 5271 sayılı CMK’nın 91. maddesinde düzenlenmiútir. Söz konusu maddede; “yukarıdaki maddeye göre yakalanan kiúi, Cumhuriyet Savcılı÷ınca bırakılmazsa, soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltına alma, bu tedbirin soruúturma yönünden zorunlu olmasına ve kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin varlı÷ına ba÷lıdır.” denilerek düzenlemiútir. Maddede gözaltına almanın süreleri, karara karúı itiraz durumu gibi hususlar düzenlenmesine ra÷men gözaltına almanın tanımı yapılmamıútır. Gözaltına almanın tanımı 01.06.2005 tarihli Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesinde yapılmıútır. Buna göre; “kanunun verdi÷i yetkiye göre, yakalanan kiúinin hakkındaki iúlemlerin tamamlanması amacıyla, yetkili hâkim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanuni süre içinde sa÷lı÷ına zarar vermeyecek úekilde özgürlü÷ünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasına gözaltına alma denir.” Hem kanun hem de yönetmelik birlikte de÷erlendirildi÷inde gözaltı, soruúturma yönünden zorunlu olması ve kiúinin bir suç iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin bulunması durumunda, yakalanmıú olan kiúinin hakkındaki iúlemlerin tamamlanması amacıyla Cumhuriyet Savcısının kararıyla kanunda yazılı süreler çerçevesinde özgürlü÷ünün kısıtlanması olarak tanımlanabilir. 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda gözaltına alma, yakalamadan ayrı bir tedbir olmayıp onun devamı olarak kabul edilmiútir. Yakalamanın do÷al sonucu gözaltına alma olmaktaydı.101 Yani kiúi yakalandı÷ı anda gözaltına alınmıú olmaktaydı. Gözaltı, yakalanan kiúinin içinde bulundu÷u hukuki durumu ifade etmekteydi. Bu durumun do÷al bir sonucu olarak, yakalama yetkisine 101 Kunter - Yenisey, a.g.e 2000, s.654-655 41 sahip olan kolluk aynı zamanda gözaltına alma yetkisine de sahipti.102 5271 sayılı CMK, 1412 sayılı CMUK’tan farklı olarak yakalama ile gözaltına almayı birbirinden tamamen ayırarak, yakalamayı 90. maddede ayrı bir usul iúlemi gözaltını ise 91. maddede ayrı bir usul iúlemi olarak düzenlemiútir.103 Bunun sonucu olarak yakalama yetkisine kural olarak kolluk sahip iken, yakalamanın sonucu olan gözaltında ise artık kollu÷un yetkisi bulunmamakta ve gözaltı sadece Cumhuriyet Savcısının yetkisinde olan ba÷ımsız bir koruma tedbiri olmaktadır.104 Artık yeni CMK’ya göre, yakalama iúlemi zorunlu olarak kiúinin gözaltına alınmasını gerektirmemektedir. Yani, yakalanan kiúi Cumhuriyet Savcısının kararıyla gözaltına alınabilece÷i gibi, yine Cumhuriyet Savcısının kararıyla serbest de bırakılabilir.105 Gözaltına almanın amacı; maddi gerçe÷e ulaúmak için, soruúturmanın daha sa÷lıklı ve etkili yapılması, delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasının önlenmesi, úüphelinin soruúturma sırasında hazır bulundurulmasının sa÷lanması yani kaçmasının önlenmesi olarak sayılabilir. Yine Cumhuriyet Savcısı úüphelinin tutuklanmasını talep etmeden önce, úüphelinin gerçekten bu suçu iúleyip iúlemedi÷i konusunda ek bilgi sahibi olmak, soruúturmayı geniúletmek ve olayı daha çok aydınlatmak isteyebilir. Tüm bunları gerçekleúebilmesi için de úüphelinin bir süre Cumhuriyet Savcısının kontrolü altında yani gözaltında bulunması gerekir.106 Günümüzde özellikle basın ve yayın organları tarafından gözaltına alma kavramı ile gözlem altına alma kavramının birbirine karıútırıldı÷ı görülmektedir. Gözlem altına alma úüpheli veya sanı÷ın úuurunun incelenmesine yönelik bir bilirkiúi incelemesidir. CMK’nın 74. maddesinde düzenlenen gözlem altına alma tedbirine; fiili iúledi÷i yolunda kuvvetli úüpheler bulunan úüpheli veya sanı÷ın akıl hastası olup olmadı÷ının, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta oldu÷unun tespiti ve bu durumun kiúinin davranıúları üzerindeki etkilerinin saptanması için baúvurulabilece÷i belirtilmiútir. Görüldü÷ü gibi yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmaya çalıúılan gözaltına alma kavramı ile úüpheli veya sanı÷ın akıl hastası olup olmadı÷ının 102 103 104 105 106 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.204 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.839 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.332 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.204 Soyaslan Do÷an, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Yetkin Yayınları, 3. Baskı, Ankara, 2007, s.304 42 tespitini düzenleyen gözlem altına alma kavramı birbirlerinden tamamen farklı kavramlardır. 2.2.2. Karúılaútırmalı Hukukta Gözaltına Alma Gözaltına alma kurumuyla ilgili de÷iúik ülkelerin mevzuatları incelendi÷inde ülkeler arası farklılıklar oldu÷u görülmektedir. Bu farklılıklar genellikle gözaltı süreleri, gözaltına alınan kiúinin hakları ve gözaltına alma kararı verme yetkisi konularında toplanmaktadır. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi’nin gözaltına alma ve tutuklama kurumunu düzenleyen 5/3. maddesine göre; “ Bu maddenin 1/c fıkrasında açıklanan úartlara göre tutuklanan veya gözaltına alınan herkes hemen bir yargıç veya adli fonksiyon yapmaya kanunla yetkili kılınmıú di÷er bir görevli önüne çıkarılır. Kendisinin makul bir süre içinde muhakeme edilmeye veya adli kovuúturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır. Salıverme, ilgilinin duruúmada hazır bulunmasını sa÷layacak bir teminata ba÷lanabilir”. 5/4. maddesi gere÷ince; “ Tutuklanma veya gözaltına alınma nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının kanuna uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesini ve kanuna uygun görülmemesi halinde serbest bırakılmasını sa÷lamak için mahkemeye baúvurma hakkına sahiptir”. 5/5. madde gere÷ince de; “ Bu maddenin hükümlerine aykırı olarak bir tutuklama veya gözaltına alınma iúleminin ma÷duru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır”107. Maddede geçen hemen kavramı ülkeden ülkeye farklı düzenlemelere konu olmuútur. Ancak Avrupa Konseyine üye olan ülkelerin ço÷unda gözaltına alınan kiúinin yetkili mahkeme önüne çıkarılma süresi yirmi dört saat olarak düzenlenmiú, bir kısmında ise kırk sekiz saat veya doksan altı saat olarak belirlenmiútir. Teröre iliúkin suçlar ile sıkıyönetim ve ola÷anüstü hallerde yedi ila on güne kadar uzayan gözaltı süreleri bulunmaktadır108. Avrupa ønsan Hakları Komisyonu ve Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi verdikleri kararlar ile maddede geçen hemen kavramını adi suçlar için dört gün olarak belirlemiúler ve dört günü aúan 107 108 gözaltı süresini AøHS’nin 5/3. maddesindeki hakkın ihlali olarak Http://www.todaie.gov.tr/ihadm/avrupa/aihs, eriúim tarihi: 16.05.2011. ùahin ølyas, a.g.e., s.56-57. 43 belirtmiúlerdir109. Yine Konseye üye olan ülkeler, AøHS’de düzenlenen serbest bırakılmayı sa÷lamak için mahkemeye baúvurma hakkını mevzuatlarında düzenlemiúlerdir. Karúılaútırmalı hukukta gözaltı süresinin kısa tutulması genel kural olarak gözükmektedir. Bazı mevzuatta bir tek süre kabul edilmiútir ve uzatılmamaktadır: Kanada’da yirmi dört saat, Almanya’da kiúinin yakalandı÷ı günü izleyen günün sonuna kadardır yani kırk sekiz saattir. Rusya’da ise bu süre yetmiú iki saate kadar uzayabilmektedir. Hollanda’da üç defa yirmi dört saat olabilmektedir.110 Bunların dıúında hemen hemen bütün ülkelerde gözaltına alınan kiúinin aydınlatılma, susma, avukata baúvurma, doktor muayenesinden geçme ve yakınlarına haber verme gibi hakları oldu÷u konusunda farklı düzenlemeler bulunmaktadır. ùimdi konuyla ilgili daha iyi de÷erlendirme yapabilmek amacıyla gözaltına alma ile ilgili bazı ülkelerdeki düzenlemeleri açıklamaya çalıúaca÷ız. 2.2.2.1. Almanya Almanya’da bir kiúinin adli bir suç nedeniyle yakalanabilmesi için kural olarak mahkeme kararı gerekir. Ancak gecikme tehlikesi olması, úüphelinin kaçma ihtimali bulunması hallerinde savcılık ve polis memurları da yakalama yetkisine sahiptirler. Hatta suçüstü halinde veya yeni iúlenmiú bir suç sırasında takip edilen bir kiúinin kaçma úüphesi varsa veya kimli÷i derhal tespit edilemiyorsa herkes yani sivil kiúiler de yakalama yetkisine sahiptir111. Alman Ceza mevzuatı uyarınca on dört yaúından küçüklerin cezai ehliyetleri bulunmadı÷ı için bu kiúilerin gözaltına alınmaları mümkün de÷ildir. Yine özel idari kabahatlerden dolayı, hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmeyen basit suçlarda, para cezası ve muhtemel yargılama giderleri bakımından teminat gösterilmesi durumlarında yakalama ve gözaltına alma iúlemi yapılamaz112. 109 110 111 112 Avrupa ønsan Hakları Komisyonunun Hollanda aleyhindeki 1966 tarih ve 2894/66 sayılı ve Belçika aleyhindeki 1973 tarih ve 4960/71 sayılı baúvurular üzerine verdi÷i kararlar. ùahin Cumhur, “CMK Gazi ùerhi”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005, s.278 ùahin ølyas, a.g.e., s. 60-61 A.e., s. 62-63 44 Yakalanan veya gözaltına alınan kiúinin ne ile suçlandı÷ını bilme hakkı vardır. Bu konuda kendilerine yakalandıkları zaman ne ile suçlandıklarını gösteren bir yakalama belgesi verilir. Polis tarafından gerçekleútirilen ilk sorguda kiúiye isnat edilen suçun ne oldu÷u, isnat ile ilgili sorulan sorulara cevap vermeyi reddetme ve susma hakkı oldu÷u, her aúamada bir avukata baúvurma ve avukatla özel olarak görüúme haklarının oldu÷u, yakalanan veya gözaltına alınan kiúinin akrabasına veya kendisi tarafından seçilen bir kimseye yakalandı÷ını ve gözaltına alındı÷ını bildirme hakkı oldu÷u konusunda bilgi verilir. Gözaltına alınan kiúi yeterince neden göstermek koúuluyla her zaman doktor gözetiminden geçmeyi talep edebilir. Yine kiúi kendine kötü muamelede bulunuldu÷u iddiasında ise ve bunu gösteren emareler varsa hemen bir doktor muayenesine alınır113. Almanya’da gözaltına alınan kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde en geç yakalamayı takip eden günün ertesi günü yakalama iúleminin gerçekleúmiú bulundu÷u yerdeki hakimin önüne çıkarılmalıdır. Hakim yakalamayı ve gözaltına almayı haklı bulmaz veya bu sebeplerin ortadan kalkmıú oldu÷una kanaat getirirse kiúinin serbest bırakılmasını emreder. Alman hukukunda gözaltı süresi kırk sekiz saati geçemez. Gözaltı süresi bakımından ferdi suç, toplu suç ayrımı yapılmamıútır114. 2.2.2.2. øngiltere øngiliz hukukunda yakalama, müzekkereli veya müzekkeresiz olabilir. Müzekkeresiz yakalama hem kanun hem de adet hukukunda öngörülmüútür. Müzekkeresiz yakalamada iki temel kural vardır. ølki, tutuklama iúleminin yapılabilece÷i bir suçu iúleyen veya iúleme úüphesi altında olanların yakalanabilmesidir. økincisi ise, aslında tutuklama iúleminin yapılamayaca÷ı fakat olayın mahiyeti icabı kiúilerin yakalanmasıdır115. øngiltere’de 1984 yılında yapılan köklü de÷iúiklikler ile gözaltı memuru görevlisi kurumu düzenlenmiútir. Gözaltı memurunun görevi, gözaltına alınan kiúinin sa÷lı÷ı ve durumundan sorumlu olmak, gözaltına alınan kiúiye yasalara uygun 113 114 115 A.e., s. 63-65 A.e., s. 60 A.e., s. 67 45 davranılmasını sa÷lamak ile soruúturmanın sonunda bir gözaltı raporu hazırlamak olarak belirlenmiútir116. Yakalanan kiúi karakola getirildi÷inde gözaltı memuru, kiúinin ilgili suçla suçlanması için yeterli delil olup olmadı÷ına bakar. E÷er yeterli delil yoksa gözaltı memuru, kiúinin sorguya çekilip çekilmemesine karar verir. Yaptı÷ı inceleme sonucunda yakalama iúlemini yapan memurun iddiasını yetersiz bulursa, kiúiyi serbest bırakır, úayet yeterli delil varsa suçlama iúlemi yapılır. Bir kiúi suçlama olmaksızın yakalanmasından itibaren yirmi dört saatten daha fazla gözaltında tutulamaz. Ancak delillerin toplanabilmesi için bu süre yetmeyecekse veya delillerin korunması ve karartılmasının önlenmesi gerekiyorsa, kiúinin gözaltında tutulmasına neden olan suç tutuklanabilir a÷ır nitelikli bir suç ise komiser tarafından bu süre otuz altı saate kadar uzatılabilir. ùayet daha fazla süreye ihtiyaç duyuluyorsa, süre ancak mahkeme kararıyla uzatılabilir. Ancak mahkeme kararı ile de olsa, toplam gözaltı süresi hiçbir úekilde doksan altı saati geçemez. Yakalanan kiúi terörist faaliyetlerde bulunma úüphesi olan biri ise, hakim kararı olmaksızın kırk sekiz saat gözaltında tutulabilir117. Yakalanan kiúiye gözaltına alındı÷ı (yakalandı÷ı) mümkün olur olmaz bildirilir ve yakalama nedenleri yakalama anında veya daha sonra mümkün olur olmaz bildirilir. Aksi takdirde yakalama yasal olmaz. Yakalanan kiúinin durumundan istedi÷i kiúilere haber verilmesini isteme hakkı, gözaltı aúamasında hem müdafie danıúabilme hem de gözaltında iken yapılan sorgusunda yanında avukat bulundurabilme hakkı bulunmaktadır. øngiltere’de sorgu sırasında sorulan sorulara, kaba ve yanıltıcı davranıúlara veya bu tarz durumlara karúı avukatın müdahalesi kabul edilmiútir. Yine gözaltına alınan kiúi susma hakkına, gözaltı kararına karúı itiraz hakkına, gözaltında iken kendisine karúı yapılan muamelenin hukuka aykırı oldu÷u kanaatinde ise úikayet hakkına ve tıbbi yardımdan yararlanma hakkına sahiptir118. 116 117 118 A.e., s. 66-67 A.e., s. 67-70 A.e., s. 72-74 46 2.2.2.3. Fransa Fransız hukukunda, hakkında bir suç iúledi÷i ya da iúlemeye teúebbüs etti÷i kanısını uyandıran belirtiler bulunan her kiúi soruúturma gere÷i için gözaltına alınabilir. On yaúından küçük çocuklar hiçbir úekilde gözaltına alınamazlar. On yaúından on üç yaúına kadar olan çocuklar ise, istisnai olarak gözaltına alınabilirler. Gözaltına alma konusunda adli polis memurlarının karar verme yetkilileri yoktur. Gözaltına alma kararı verme yetkisi adli polis amirlerine aittir. Bunların da en kısa sürede Cumhuriyet Savcısını haberdar etmeleri gerekmektedir 119. Fransa’da polis yakaladı÷ı kiúileri serbest bırakmaması durumunda, adli polis amirinin kararı ve en geç sürenin sonunda savcı huzuruna çıkarmak úartı ile yirmi dört saat gözaltında tutabilir. E÷er bu süreden daha fazla gözaltında tutmak isterse, gözaltına alınan kiúiyi dinledikten sonra Cumhuriyet Savcısının önüne götürmek mecburiyetindedir. Cumhuriyet Savcısı, ilgiliyi dinledikten sonra gözaltı süresinin yirmi dört saatten fazla olmamak üzere uzatılmasına yazılı olarak izin verebilir. østisnai olarak ilgili dinlenmeden de uzatılma kararı verilebilir. Terörizm ve uyuúturucu madde suçlarında kırk sekiz saatlik gözaltı süresi, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Asliye Mahkemesi baúkanının kararıyla kırk sekiz saat daha uzatılabilir. Bu úekilde bu suçlarda gözaltı süresinin toplam dört güne kadar uzatılabilmesi imkanı tanınmıútır. Devlet güvenli÷ine karúı iúlenen suçlarda ise, ola÷an zamanlarda gözaltı süresi altı güne; ivedi durumlarda da on iki güne çıkarılabilir120. Gözaltına alınan kiúinin, yakınlarına haber verme, tıbbi muayeneden yararlanma, avukat yardımından yararlanabilme ve susma hakları bulunmaktadır121. 2.2.2.4. øtalya øtalya Ceza Yargılaması Hukuku ceza soruúturmalarının savcı tarafından veya onun denetiminde adli polis tarafından yapılaca÷ını öngörmüútür. Polisi kontrol etmek, delillerin adil ve dürüst bir úekilde alındı÷ını denetlemek, soruúturma 119 120 121 A.e., s. 76 A.e., s. 75-77 A.e., s. 77-79 47 sürecinde elde edilen delillerin kabule úayan olup olmadı÷ını de÷erlendirmek, soruúturma süreci içinde kollu÷un aktivitelerini düzenlemek savcının görevidir. Bu ba÷lamda kollu÷un ceza soruúturmalarıyla ilgili ortaya çıkan sorunları, soruúturulan suçun gerekli yönlerini ve elde ettikleri delilleri gecikmeksizin savcıya bildirmek yükümlülükleri bulunmaktadır. Kollu÷un olay hakkında savcıya rapor vermesiyle hazırlık soruúturması resmen baúlamıú olur. Yakalanan kiúi varsa savcı bunun adını resmi kayda geçirir. Suçüstü halinde úüpheliyi kamu görevlisi olsun ya da olmasın herkes yakalama hakkına sahiptir122. Savcı da úüpheli hakkında kaçma tehlikesine iliúkin emarelerin oldu÷u durumların yanı sıra delillerin toplanmasının engellenece÷ine dair tehlike olması, suçun savaú silahlarını veya patlayıcıları ilgilendirmesi gibi durumlarda yakalama kararı verebilir123. øtalya’da polis úüpheliyi yirmi dört saat gözaltında tutabilir. Bu süre içinde úüpheliyi savcı önüne çıkarmak zorundadır. Savcının úüpheliyi kırk sekiz saat gözaltında tutma yetkisi bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda savcı ya úüpheliyi serbest bırakacak ya da hâkim önüne sevk edecektir. Hâkim ise úüpheliyi kırk sekiz saat gözaltında tutma hakkına sahiptir. Bu süre sonunda hâkim ya úüpheliyi serbest bırakacak ya da tutuklanmasına karar verecektir124. Gözaltına alınan kiúinin polis tarafından ifadesinin alınmasına izin verilmemiútir. Ancak olay henüz gerçekleúmiú ise veya suçun gerçekleúti÷i yerde veya suçun iúlenmesinden hemen sonra polis úüpheliyi dinleyebilir. Polis tarafından savcı gözetiminde olmaksızın alınan ifadelerin geçerlili÷i kanun ile kısıtlanmıútır. Sorgu savunma avukatının yoklu÷unda alınmıú ise kaydedilemez ve yargılama sürecinin herhangi bir aúamasında kullanılamaz. Sadece hâkim veya savcı huzurunda verilmiú ve avukatın hazır bulundu÷u ifadeler delil olarak kullanılabilir125. 2.2.3. Gözaltına Almanın ùartları Ve Gözaltı Kararı Herhangi bir úekilde yakalanmıú olan kiúinin Cumhuriyet Savcısının kararıyla, 122 123 124 125 soruúturma açısından zorunlu olması ve bir suç iúlendi÷ini A,e., s.86-87 Prof. Do÷an SOYASLAN’ın Adalet Bakanlı÷ı için yaptı÷ı tercümeden, s.3 ùahin ølyas, a.g.e., s.87 A.e., s. 88-89 48 düúündürebilecek emarelerin bulunması halinde belirli bir süre hareket özgürlü÷ünün kısıtlanması iúlemine gözaltına alma denir126. CMK 90/5. maddesi uyarınca kolluk, resmi sıfatı bulunmayanlar tarafından yakalanıp kendisine teslim edilen veya do÷rudan do÷ruya kendisinin yakaladı÷ı kiúi ve olay hakkında Cumhuriyet Savcısına bilgi vermek ve onun emri do÷rultusunda iúlem yapmakla yükümlüdür. Kural olarak bu bilgi yazılı úekilde verilir ancak acele durumlarda ve yazılı úekilde bilgi verilmesi mümkün olmayan hallerde sözlü olarak da bilgi verilmesi mümkündür. Olay kendisine bildirilen Cumhuriyet Savcısı, yakalananın serbest bırakılmasına karar verebilece÷i gibi; soruúturmanın tamamlanması amacıyla yakalananın gözaltına alınmasına da karar verebilir (CMK 91/1)127. 5271 sayılı CMK’nın, 1412 sayılı CMUK’tan farklı olarak yakalama ile gözaltına almayı birbirinden tamamen ayırarak, gözaltına alma koruma tedbirini yakalamanın do÷al bir sonucu olmaktan çıkardı÷ını daha önce belirtmiútik. Yeni kanun uygulamasında yakalama, gözaltına alınmanın ön aúaması haline gelmiútir. Buna göre her yakalanan kiúinin gözaltına alınması da zorunlu de÷ildir. Gözaltına alma artık yakalamanın otomatik bir sonucu olmayıp, Cumhuriyet Savcısının kararı üzerine kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan yakalamadan sonraki süreci ifade etmektedir. Yakalama özgürlü÷ün kısıtlanmasıyla, gözaltı ise Cumhuriyet Savcılı÷ınca úüphelinin bırakılmaması üzerine verilecek gözaltı kararıyla baúlamaktadır128. Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷i’nin 13/1. maddesinde; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 90. maddesine göre yakalanan kiúi Cumhuriyet Savcısı tarafından bırakılması emredilmezse, soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınır.” denilmektedir. Gerek CMK gerekse YGøY birlikte de÷erlendirildi÷inde gözaltına alma kararını Cumhuriyet Savcısının verebilece÷i anlaúılmaktadır. Ancak ne kanunda ne de yönetmelikte gözaltına alma kararını verecek makam ayrıca ve açıkça gösterilmiú de÷ildir. Cumhuriyet Savcısının kararı olmaksızın, soruúturma sürecinde kollu÷un kendili÷inden gözaltı kararı vermesi ve kiúileri gözaltında tutması mümkün 126 127 128 Soyaslan Do÷an, a.g.e 2007, s.304; Bıçak, a.g.e., s.490; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.211 Soyaslan Do÷an, a.g.e 2007, s.304; Centel – Zafer, s.313; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.332 Turhan Faruk, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Asil Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara, 2006, s.210-211; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.333 49 de÷ildir129. YGøY ’nin 5. maddesinde; “Kolluk görevlileri, kimli÷ini bir belgeyle veya kolluk kuvvetince tanınmıú veya güvenilir kiúilerin tanıklı÷ı ile ispat edemeyenlerle, gösterdikleri belgelerin do÷rulu÷undan úüphe edilen kiúileri, aranan kiúilerden olup olmadıkları anlaúılıncaya veya gerçek kimli÷i ortaya çıkıncaya kadar yirmi dört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu kiúilere kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.” hükmü bulunmaktadır. Maddede bahsi geçen ve kolluk görevlilerine kiúileri yirmi dört saate kadar tutma yetkisi veren bu kurum, bir gözaltına alma koruma tedbiri de÷ildir. Yukarıda bahsedildi÷i gibi ve CMK 90 ve 91. maddeler ile YGøY 13. maddeleri birlikte de÷erlendirildi÷inde gözaltına alma kararını verebilme yetkisi münhasıran Cumhuriyet Savcısına ait bir yetkidir. Yakalanan kiúinin Cumhuriyet Savcısı tarafından gözaltına alınmasına karar verilmesi ile úüpheli için gözaltı denilen bir süreç baúlamıú olmaktadır. Ancak Cumhuriyet Savcısının yakalanan kiúi hakkında gözaltına alma kararı verebilmesi için, CMK 91/2. maddesi uyarınca iki úartın bir arada bulunması gerekmektedir. Bu úartlardan biri; kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin bulunmasıdır. Buna göre, gözaltına alınacak kiúinin gözaltına alınmayı gerektirecek suçu iúledi÷ini düúündürebilecek deliller bulunmaması halinde gözaltına alma kararı verilemeyecektir. Bir kiúinin suç iúledi÷ini düúündürebilecek delil ise, suçu ana hatlarıyla ortaya koyan delildir. Örne÷in; polisin gerçekleútirdi÷i bir kontrol sırasında bir kiúinin üzerinde üç kilo eroin bulunması, bu kiúinin uyuúturucu madde ticareti suçunu iúlemiú olabilece÷ini düúündürür. Burada delillerin suçun iúlendi÷ini ana hatlarıyla ortaya koyup koymadı÷ını de÷erlendirecek olan Cumhuriyet Savcısıdır. Deliller, örnekte oldu÷u gibi iz ve eser úeklinde olabilece÷i gibi, tanık açıklaması veya belge úeklinde klasik delillerden de olabilir130. økinci úart ise; gözaltına alma tedbirinin soruúturma yönünden zorunlu olması úartıdır. CMK’ya göre, yakalanmıú olan kiúinin gözaltına alınabilmesi için elde delil bulunması yetmez, bununla birlikte gözaltına almanın soruúturma yönünden zorunlu olması da gerekir. Gözaltına alma iúleminin soruúturma yönünden zorunlu olması 129 130 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.212 Öztürk – Erdem, s.494-495; Turhan, a.g.e., s.211 50 demek, gözaltına alma iúlemi yapılmadı÷ında soruúturma hiç yapılamayacak veya yapılsa dahi maddi gerçek ortaya çıkarılamayacak, adil yargılanma tehlikeye girecek demektir. Örne÷in; kasten öldürme suçunda, úüpheli sayısı fazla ise veya úüphelinin kaçma ihtimali veya delilleri karartma ihtimali var ise, gözaltına alma koruma tedbiri uygulanmalıdır. Çünkü soruúturmanın selameti açısından zorunluluk bulunmaktadır131. Cumhuriyet Savcısı CMK’nın getirmiú oldu÷u bu iki kritere göre yapaca÷ı de÷erlendirme ile yakalanan kiúinin gözaltına alınıp alınmayaca÷ına karar verecektir. Bu kriterler ile gözaltına alma kararının verilmesi bakımından keyfilik önlenmeye çalıúılmıú ve gözaltına alma kararının denetlenmesi de objektif kriterlere ba÷lanmak istenmiútir132. 2.2.4. Gözaltı Süreleri Gözaltı süreleri, úüpheliyi ellerinde bulunduran adli makamlara úüpheli ile yapılacak olan úüphelinin kimli÷ini tespit etme, úüphelinin ifadesini alma, yer gösterme iúlemini yapma, parmak izi alma gibi adli iúlemlerin yapılması ve soruúturmanın tamamlanması için tanınmıú sürelerdir133. Gözaltı süreleri, kiúilerin özgürlüklerinin kısıtlanabilece÷i azami sürelerdir. Bu sürelerin mutlaka sonuna kadar kullanılmaları gerekmez. Bu husus YGøY’nin 13/3 ve 4. fıkralarında da belirtilmiútir. Buna göre; “Gözaltı süreleri azami süreler olup, gözaltına alınan kiúilerin iúlemlerinin en kısa sürede bitirilmesi esastır. Gözaltına alınanlar, iúlemleri bitirildikten sonra gözaltı süresinin dolması beklenmeksizin kolluk kuvvetince ilgili Cumhuriyet Baúsavcılı÷ına derhal sevk edilir.” Kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanmasının kural olarak hakim kararı ile olması gerekti÷ini daha önce belirtmiútik. Yakalama ve gözaltına alma da hakim kararı olmaksızın kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanması oldu÷u için, gözaltı sürelerinin mümkün oldu÷unca kısa tutulması gerekmektedir. Bir devletin insan haklarına saygısının 131 132 133 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.495 Özbek, a.g.e 2005, s.328; Turhan, a.g.e., s.211 Centel – Zafer, a.g.e., s.315 51 ölçütlerinden bir tanesi de gözaltı süresidir. Çünkü, yakalama ve gözaltına alma tedbirleri ile hakim kararı olmadan kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanmasının hakim tarafından denetlenmesi en temel insan hakları güvencelerinden biridir. Tüm bu sebeplerden dolayı devletler gözaltı sürelerinin uzun sürmesini önlemek amacıyla baúta anayasaları olmak üzere birçok kanunlarda gözaltı sürelerine iliúkin açık hükümler koymuúlardır134. Türk hukukunda da, baúta Anayasamız olmak üzere, CMK’da, Askeri Mahkemeler Kuruluúu ve Yargılama Usulü Kanununda, Sıkıyönetim Kanununda gözaltı sürelerine iliúkin açık hükümler bulunmaktadır. 2.2.4.1. Anayasaya Göre Gözaltı Süresi 2.2.4.1.1. Normal Durum Gözaltı süresi, 1982 Anayasasının 19. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenmiútir. Buna göre; “Yakalanan veya tutuklanan kiúi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat içinde hakim önüne çıkarılır.” 2.2.4.1.2. Toplu Suçlarda Anayasanın 19. maddesinin 5. fıkrasında 2001 yılında yapılan de÷iúikli÷e kadar toplu olarak iúlenen suçlarda yakalanan veya tutuklanan kiúilerin, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç on beú gün içinde hakim önüne çıkarılmaları gerekiyordu. 2001 yılında yapılan de÷iúiklikle gözaltı süresi on beú günden dört güne indirilmiútir. Anayasamızda hangi suçların toplu suç sayılaca÷ına iliúkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Hangi suçların toplu suç sayılaca÷ına iliúkin düzenleme CMK’nın 2. maddesinde yer almıútır. Buna göre; “aralarında iútirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kiúi tarafından iúlenen suç” toplu suçtur. CMK’nın 2. maddesindeki toplu suç hakkındaki bu düzenleme Anayasa açısından da geçerlidir.135 134 135 Turhan, a.g.e., s.211-212 A.e., s.212 52 2.2.4.2. Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Gözaltı Süresi 2.2.4.2.1. Bireysel Suçlarda CMK’nın 91/1. maddesine göre; “Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.” Buna göre, bireysel suçlarda gözaltı süresi yakalama anından itibaren yirmi dört saattir. Ancak bu yirmi dört saatlik süreye, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu olan süre dahil de÷ildir. Bu süre, yani yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu olan süre de on iki saati geçemeyecektir.136 Burada dikkat edilmesi gereken konu; yirmi dört saatlik sürenin hakim veya mahkeme önüne çıkarılmak için azami süre, on iki saatlik sürenin ise (úayet gerekli ise) yol için kullanılabilecek süreler oldu÷udur.137 Gerçekten ülkemizin co÷rafi durumu, úüphelinin yerleúim yerlerinden çok uzak mesafede yakalanması, úüpheliyi nakledecek araç ve personel bulunamaması gibi durumlarda yol süresine ihtiyaç duyulabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir baúka konu ise; gözaltı süresinin, kiúinin gözaltına alınmasına karar verildi÷i andan itibaren de÷il, yakalama iúleminin yapıldı÷ı andan itibaren baúlamıú oldu÷udur. Yakalama anı ise; úüphelinin kolluk kuvvetlerinin kontrolü altına alındı÷ı andır.138 2.2.4.2.2. Toplu Suçlarda CMK’nın 91/3. maddesine göre; “Toplu olarak iúlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u nedeniyle, Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.” Buna göre toplu suçlarda Cumhuriyet Savcısı delillerin toplanmasındaki güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u sebepleriyle, gözaltı süresini her defasında bir 136 137 138 Centel – Zafer, a.g.e., s.315; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.213 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.337 Soyaslan, a.g.e 2007, s.305 53 günü geçmemek üzere üç gün süre ile uzatabilir. Bunun için Cumhuriyet Savcısı tarafından yazılı olarak emir verilmesi gerekir. Cumhuriyet Savcısı bir defada gözaltı süresinin üç gün uzatılmasına karar veremez. Her defasında bir günü geçmemek üzere gözaltı süresini uzatabilir ve ancak üç defa uzatma kararı verebilir. Her uzatma iúleminde úüphelinin Cumhuriyet Savcısının huzuruna getirilmesi úart de÷ildir. Buna göre, toplu suçlarda gözaltı süresi çekirdek süre ve uzatmalarla birlikte en fazla dört gün olabilir.139 2.2.4.2.3. Bölge A÷ır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda Yürürlükten kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevine giren suçlara CMK’nın 250. maddesi uyarınca a÷ır ceza mahkemelerinin bu iúle görevlendirilmiú dairelerince bakılaca÷ı hükme ba÷lanmıútı ve bu mahkemeler ise, özel yetkili a÷ır ceza mahkemeleri olarak adlandırılmaktaydı. 02.07.2012 tarih ve 6352 Sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılan bu mahkemelerin yerine, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere Adalet Bakanlı÷ının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek úekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek a÷ır ceza mahkemelerinde bakılaca÷ı düzenlenmiútir. Bölge a÷ır ceza mahkemeleri olarak adlandırılabilecek olan bu mahkemelerin görev alanına giren suçlarda; söz konusu suçlar bireysel olarak iúlendiklerinde gözaltı süresi (azami on iki saatlik yol süresi hariç) kırk sekiz saattir. Söz konusu suçlar toplu olarak iúlenmiúse; kırk sekiz saat olan temel gözaltı süresi, Cumhuriyet Savcısının yazılı emriyle her defasında bir günü geçmemek üzere iki kez olmak üzere yani toplam dört güne kadar uzatılabilir.140 6352 Sayılı Yasa de÷iúikli÷inden önce CMK’nın 251. maddesinin 5. fıkrası uyarınca; bu dört günlük süre de, Anayasa’nın 120. maddesine göre ola÷anüstü hal ilan edilen bölgelerde yakalananlar için Cumhuriyet Savcısının talebi ve hakim kararıyla yedi güne kadar uzatılabilecekti. Bu halde gözaltı süresinin yedi güne kadar uzatılması Avrupa insan hakları Sözleúmesi’ne aykırılık teúkil etmemekte idi, çünkü burada gözaltı süresinden 139 140 Bıçak, a.g.e., s.491; Soyaslan, a.g.e 2007, s. 306; Centel – Zafer, a.g.e., s.315 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.339; Bıçak, a.g.e., s.491 54 bahsediliyor olsa da, aslında hakim kararı ile bir uzatma oldu÷u için daha çok tutuklama niteli÷inde bir hakim kararı söz konusuydu.141 2.2.4.3. Askeri Mahkemeler Kuruluú Ve Yargılama Usulü Hakkında Kanuna Göre Gözaltı Süresi Askeri Mahkemeler Kuruluú ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 80. maddesine göre; “yakalanan kiúi askeri savcı veya Cumhuriyet Savcısı tarafından bırakılmazsa soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın askeri mahkeme veya sulh hakimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın askeri mahkeme veya sulh hakimine gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz. Toplu olarak iúlenen suçlarda, suçun niteli÷i, delillerin toplanmasındaki güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u nedeniyle; askeri savcı veya Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.” Görüldü÷ü gibi Askeri Mahkemeler Kuruluú ve Yargılama Usulü Hakkında Kanunda 2006 yılında yapılan de÷iúiklikle gözaltı süreleri 5271 sayılı CMK ile paralel olarak düzenlenmiútir. 2.2.4.4. Sıkıyönetim Kanununa Göre Gözaltı Süresi Sıkıyönetim Kanunu’nun uygulama alanına giren suçlardan yakalanarak gözaltına alınan kiúiler, askeri güçlerin gözetimi altında tutulur. Sıkıyönetim komutanı bu kiúileri hakim önüne çıkarmadan on beú gün süreyle gözaltında tutabilir. Ancak delillerin araútırılıp tespitinin uzun süre alması sebebiyle, sanıkların bu süre içinde hakim önüne çıkarılması mümkün olmadı÷ı takdirde, soruúturmanın bitiminde ve en geç otuz güz içinde yetkili hakim önüne çıkarılmalıdır.(Sıkıyönetim Kanunu m.15/son) 141 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.339; Çolak Haluk – Taúkın Mustafa, “Açıklamalı – Karúılaútırmalı – Uygulamalı CMK”, Seçkin Yayınları 1. Baskı, Ankara, 2005, s.303 55 2.2.5. Gözaltına Alınan Kiúinin Hakları 2.2.5.1. Haklarını Ve Yapılan øsnadı Ö÷renme Hakkı Gerek AøHS, gerek Anayasamızın 19/4. maddesinde; yakalanan veya tutuklanan kiúilerin, yakalama veya tutuklama sebepleri ile haklarındaki iddiaların neler oldu÷unu ö÷renme haklarının bulundu÷u açıkça belirtilmiútir. CMK’nın 90/4. ile 147/1-b maddelerinde de, yakalanan kiúiye haklarının derhal bildirilece÷i ve kiúiye kendisine yüklenen suçun anlatılaca÷ı düzenlenmiútir. YGøY 6/4. maddesinde de; yakalanan kiúiye yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile sahip oldu÷u kanuni hakların neler oldu÷u yazılı olarak, bunun hemen mümkün olmaması halinde ise sözlü olarak derhal bildirilece÷i hükme ba÷lanmıútır. 2.2.5.2. Yakınlarına Haber Verilmesini østeme Hakkı Anayasamızın 19/7. maddesinde; kiúinin yakalandı÷ı veya tutuklandı÷ının yakınlarına derhal bildirilece÷i, CMK’nın 95. maddesinde de; kiúinin yakalandı÷ında, gözaltına alındı÷ında veya gözaltı süresi uzatıldı÷ında, Cumhuriyet Savcısının emriyle bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye gecikmeksizin haber verilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Bu hükümlere paralel olarak, YGøY 8. maddesinde de kiúinin yakalandı÷ının, gözaltına alındı÷ının veya gözaltı süresinin uzatıldı÷ının bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye nasıl ve hangi yollarla haber verilece÷i ayrıntılı olarak düzenlenmiútir. 2.2.5.3. Müdafiden Yararlanma Hakkı ùüpheli veya sanık savunmasını bizzat yapabilece÷i gibi savunmasını avukat yani müdafi yardımıyla da yapabilir. Bu husus AøHS’nin 6. maddesinde de düzenlenmiútir. Müdafiden yararlanma hakkı CMK’nın 149. maddesinde; úüpheli veya sanı÷ın soruúturma ve kovuúturmanın her aúamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilece÷i ve soruúturma ve kovuúturma evrelerinin her aúamasında müdafiin, úüpheli veya sanıkla görüúme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkının engellenemeyece÷i, kısıtlanamayaca÷ı úeklinde düzenlenmiútir. 147/1-c maddesinde ise; úüphelinin veya 56 sanı÷ın müdafi seçme hakkının oldu÷u, onun hukuki yardımından yararlanabilece÷i ve müdafiin ifade veya sorguda hazır bulunabilece÷inin kendisine bildirilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Yine 148/4. maddede; müdafi olmadan kolluk tarafından alınan ifadenin, hakim veya mahkeme huzurunda úüpheli veya sanıkça do÷rulanmadıkça hükme esas alınamayaca÷ını belirterek büyük bir güvence getirmiútir. YGøY’de CMK’da düzenlenen hükümlere paralel olarak 20,21,22 ve 23/1-c ve d maddelerinde daha ayrıntılı düzenlemeler yapılmıútır. 2.2.5.4. Susma Hakkı Susma hakkı, úüpheli veya sanı÷ın sadece ifade vermek isteyip istememesi bakımından de÷il, ayrıca ne zaman ve nasıl ifade verece÷i kararında da serbest olması demektir.142 Susma hakkı, Anayasa’nın 38/5. maddesinde; hiç kimsenin kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamayaca÷ı belirtilerek düzenlenmiútir. CMK’nın 147/1e ve YGøY 23/f maddelerinde susma hakkı; yüklenen suç hakkında úüpheli veya sanı÷ın açıklamada bulunmama hakkının oldu÷u belirtilir denilerek düzenlenmiútir. 2.2.5.5. Delillerin Toplanmasını østeme Hakkı CMK’nın 147/1-f maddesinde; úüphelinin úüpheden kurtulması için somut delilerin toplanmasını isteme hakkı oldu÷u ayrıca aleyhine var olan úüphe nedenlerini ortadan kaldırma, aleyhindeki delilleri çürütme ve lehine olan hususları ileri sürme hakkının oldu÷u düzenlenmiútir. 2.2.5.6. Hakim Veya Bir Adli Makam Önüne Çıkarılma Hakkı AøHS’nin 5. maddesinde; yakalanan veya tutuklanan herkesin hemen bir hakim veya adli görev yapmaya yasal olarak yetkili olan di÷er bir memur önüne çıkarılmayı isteme hakkı oldu÷u belirtilmiútir. CMK’nın 91/6. maddesinde de; gözaltına alınan kiúinin, en geç kanunda belirlenen gözaltı sürelerinin sonunda sulh ceza hakiminin önüne çıkarılıp sorguya çekilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Ayrıca CMK’nın 94. maddesinde ve YGøY’nin 16. maddesinde de; hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruúturma veya kovuúturma evresinde 142 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.140 57 yakalanan kiúinin en geç yirmi dört saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılması gerekti÷i bunun mümkün olmaması halinde ise en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılması gerekti÷i düzenlenmiútir. 2.2.5.7. Yakalama Ve Gözaltına Alma øúlemine øtiraz Hakkı AøHS’nin 5. ve Anayasa’nın 19/6-7. maddelerinde; yakalama veya tutuklama nedeniyle özgürlü÷ünden mahrum bırakılan her kiúinin özgürlü÷ünün kısıtlanmasının yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içerisinde karar verilmesi amacıyla, yetkili makamlara itiraz etme hakkına sahip oldu÷u belirtilmiútir. CMK’nın 91/4. maddesi ile YGøY’nin 15. maddelerinde de; yakalama iúlemine, gözaltına alma iúlemine ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karúı, yakalanan kiúinin, müdafiinin veya kanuni temsilcisinin, eúinin ya da birinci veya ikinci dereceden kan hısımlarının, hemen serbest bırakılmayı sa÷lamak için sulh ceza hakimine baúvurabilecekleri belirtilmiútir. Sulh ceza hakimi de incelemeyi evrak üzerinden yaparak derhal ve nihayet yirmi dört saat dolmadan baúvuruyu sonuçlandırır ve yakalamanın, gözaltına almanın veya gözaltı süresinin uzatılmasının yerinde oldu÷u kanaatine varırsa baúvuruyu reddeder ya da yakalananın derhal soruúturma evrakı ile birlikte Cumhuriyet Savcılı÷ında hazır bulundurulmasına karar verir. Ayrıca CMK’nın 91/5 ve YGøY’nin 18. maddeleri uyarınca; “gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin kararı üzerine serbest bırakılan kiúi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet Savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama iúlemi uygulanamaz.” 2.2.6. Gözaltı øúlemi Sonrası Yapılacak øúlemler Gözaltına alma kararı verildikten sonra yapılacak olan iúlemlerin neler oldu÷u CMK’da düzenlenmemiú, bu durumda yapılacak iúlemler Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷inde (YGøY) ayrıntılı olarak belirtilmiútir. Buna göre gözaltı iúlemi sonrası yapılacak olan iúlemler úunlardır. 58 2.2.6.1. Yakınlara Ve ølgililere Haber Verme CMK’nın 95. maddesine göre; “ùüpheli veya sanık yakalandı÷ında, gözaltına alındı÷ında veya gözaltı süresi uzatıldı÷ında, Cumhuriyet Savcısının emriyle bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye gecikmeksizin haber verilir. Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karúı çıkmaması halinde, durumu vatandaúı oldu÷u devletin konsoloslu÷una bildirilir.” YGøY’nin 8. maddesinde yakınlara haber vermenin usulü ayrıntılı olarak düzenlenmiútir. Buna göre; “Yakalanan kiúinin; a) kendisi ile birlikte bir kiúi varsa bu kiúi vasıtasıyla, b) suçun iúlendi÷i veya yakalandı÷ı yerde ikamet ediyorsa ve haber verece÷i yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla sair suretle tespit edilebiliyorsa telefon ile, c) haber verece÷i yakınının telefon numarasını bilmiyorsa ilgili yer kollu÷u vasıtasıyla, d) konutu suç yeri dıúında ise telefonla veya kiúinin adresinin bulundu÷u yerle iliúki kurulmak suretiyle, yakalandı÷ı, gözaltına alındı÷ı veya gözaltı süresinin uzatıldı÷ı Cumhuriyet Savcısının emriyle gecikmeksizin bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye haber verilir. Yakalanan veya gözaltına alınan kiúi yabancı ise, yazılı olarak karúı çıkmaması halinde, durumu vatandaúı oldu÷u ülkenin büyükelçili÷i veya konsoloslu÷una bildirilir.” Yine PVSK’nın 13. maddesinde de; kiúinin yakalandı÷ının, istedi÷i kanuni yakınlarına derhal bildirilece÷i açıkça düzenlenmiútir. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçların soruúturulmasında; soruúturmanın amacını tehlikeye düúmesi tehlikesi var ise, yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kiúinin durumu hakkında Cumhuriyet Savcısının emriyle sadece bir yakınına bilgi verilece÷i belirtilmiútir. Ancak, kiúinin yakalandı÷ının yakınlarından istedi÷ine haber verilmesi soruúturmanın kapsam ve konusunun açı÷a çıkması bakımından kesin bir sakınca do÷uruyorsa, haber vermeyi engelleyen bu husus tutana÷a geçirilir ve istenilen bu kiúilere bildirim yapılmaz.143 143 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.476 59 Her ne kadar kanunlarda ve yönetmeliklerde yakalama ve gözaltına alma ayrı ayrı zikredilmiú ise de, yakalama halinde haber verilmesine gerek yoktur. Çünkü, CMK’nın 90/5. maddesine göre, yakalanan kiúi hakkında Cumhuriyet Savcısına bilgi verilecek ve verece÷i emir do÷rultusunda iúlem yapılacaktır. Cumhuriyet Savcısının emri ise, ya kiúinin gözaltına alınması ya da serbest bırakılmasıdır. Cumhuriyet Savcısı kiúinin serbest bırakılmasına karar verirse, haber verme gereksiz olabilir, çünkü bu halde haber verme kiúinin yakalandı÷ını ve hemen serbest bırakıldı÷ını bildirmekten ibaret olacaktır. Bu sebeple, haber verme ancak yakalama iúleminin gözaltı ile sonuçlanması halinde bir anlam ifade edecektir.144 2.2.6.2. Sa÷lık Kontrolü CMK’nın 99. maddesi; sa÷lık kontrolünün nasıl yapılaca÷ını yönetmelik hükümlerine bırakmıútır. YGøY’nin sa÷lık kontrolü baúlı÷ını taúıyan 9. maddesine göre; yakalanan kiúinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hallerinde hekim kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sa÷lık durumu belirlenir. Gözaltına alınan kiúinin herhangi bir nedenle yerinin de÷iútirilmesi, gözaltı süresinin uzatılması, kiúinin serbest bırakılması veya adli mercilere sevk edilmesi iúlemlerinden önce de sa÷lık durumu hekim raporu ile belirlenmelidir. Tıbbi muayene, kontrol ve tedavi adli tıp kurumu veya resmi sa÷lık kuruluúlarınca yapılır ve hekim muayene sırasında TCK’nın 94. maddesinde belirtilen iúkence, 95. maddede belirtilen neticesi sebebiyle a÷ırlaúmıú iúkence ve 96. maddesinde belirtilen eziyet suçlarının iúlendi÷i hususunda herhangi bir bulguya rastlaması halinde, durumu derhal Cumhuriyet Savcısına bildirir. CMK’nın 77. maddesinde; kadının muayenesinin istemi halinde ve imkanlar elverdi÷inde bir kadın hekim tarafından yapılaca÷ı belirtilmiútir. Bu hükme paralel olarak YGøY’de de; kadının muayenesinin talebi halinde ve imkanlar elverdi÷inde bir kadın hekimce yapılaca÷ı, muayene edilecek kadının talebine ra÷men kadın hekimin bulunmaması durumunda, muayene sırasında hekim ile birlikte sa÷lık mesle÷i mensubu bir kadın personelin bulundurulmasına özen gösterilece÷i belirtilmiútir. 144 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.216 60 2.2.6.3. Nezarethane øúlemleri YGøY’in 4. maddesinde; yakalanan kiúinin hakkındaki iúlemlerin tamamlanarak adli mercilere sevk edilmesine veya serbest bırakılmasına kadar kanuni süre içinde gözaltı birimi adı verilen ve onu gözaltında tutmakla yetkili ve görevli kolluk birimleri tarafından yerine getirilece÷i; gözaltına alınan kiúilere haklarının okunmasını, kayıtların tutulmasını ve kanunlara uygun davranılmasını sa÷lamak amacıyla, ilgili karakol, birim veya bot komutanı, amiri veya büro amiri tarafından görevlendirilen personele gözaltı ve nezarethane sorumlusu tarafından yerine getirilece÷i belirtilmiútir. Bu düzenlemelere göre; gözaltı ve nezarethane iúlemlerinin tek elden ve bu konuda yetiútirilmiú görevliler tarafından yürütülece÷i hükme ba÷lanmıútır. 2.2.6.3.1. Nezarethaneye Alınacak Kiúinin Üzerinin Aranması ùüpheli veya sanı÷ın gözaltına alınabilmesi için Cumhuriyet Savcısının sözlü emri yetti÷i için, Cumhuriyet Savcısının bu emrinin kiúinin üzerinde silah ve benzeri úeylerin araútırılması amacıyla detaylı üst aramasının yapılmasını da kapsadı÷ı kabul edilmektedir.145 YGøY’nin 10. maddesine göre gözaltı birimine getirilen kiúinin güvenlik aramasına tabi tutulaca÷ı düzenlenmiútir. Buna göre; “a) nezarethaneye veya zorunlu hallerde bu amaca tahsis edilen yerlere konulmadan önce usulünce aranır. Kadının üst veya vücudunun aranması, bir kadın görevli veya bu amaçla görevlendirilecek di÷er bir kadın tarafından yapılır, b) kendisine zarar verebilecek kemer, kravat, ip, kesici ve delici alet gibi nesnelerden arındırılır, c) üzerinden çıkan eúya ve para muhafaza altına alınır. Paranın nevi, seri numarası ve miktarı, eúyanın vasıfları ve markasını belirten bir tutanak düzenlenir ve bu tutana÷ın bir sureti üstü aranan kiúiye verilir.” Yine Adli Arama ve Önleme Aramaları Yönetmeli÷i (AAÖY)’nin 8/c maddesine göre; “gözaltına alınan kiúinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan üst aramasında, ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz.” 145 Özbek, a.g.e 2005, s.330 61 2.2.6.3.2. Gözaltına Alınan Kiúinin Parmak øzinin Alınması Gözaltına alınan kiúi ile ilgili yapılacak olan iúlemlerden bir tanesi de, gözaltına alınan kiúinin parmak izinin alınmasıdır. CMK ve YGøY’de bu konuda herhangi bir hüküm olmamasına ra÷men, PVSK’nın 5. maddesinde; gözaltına alınan kiúilerin parmak izlerinin alınaca÷ı, alınan parmak izinin, ait oldu÷u kiúinin kimlik bilgileri ile birlikte, ne zaman ve kim tarafından alındı÷ı belirtilmek suretiyle, bu amaca özgü sisteme kaydedilerek saklanaca÷ı ancak parmak izinin hangi sebeple alındı÷ının sisteme kaydedilmeyece÷i belirtilmiútir. 2.2.6.3.3. Gözaltına Alınan Kiúinin Konulaca÷ı Yer : Nezarethaneler Kiúinin güvenlik araması yapıldıktan sonra, Nezarethaneye Alınanların Kaydına Ait Deftere kaydı yapılarak kiúi nezarethaneye alınır. YGøY’in 12. maddesine göre; Nezarethaneye alınanların kaydına ait defterde, gözaltına alınan kiúinin kimlik bilgileri, gözaltına alınmasına esas bilgiler, giriú iúlemleri, úüpheli ile ilgili iúlemler, çıkıú iúlemleri ile bunların dıúında gerekli görülen di÷er bilgililere de yer verilir. YGøY’nin 11.maddesine göre; “Nezarethane iúlemlerinde; a) Aynı suçla ilgisi olanlar, birbirine hasım olanlar, erkek ve kadınlar bir araya konulmazlar, çocuklar yetiúkinlerden ayrı tutulurlar. b) Nezarethanede zaruri haller dıúında beúten fazla kiúi bir arada bulundurulmaz. c) Tuvalet, temizlik gibi zorunlu ihtiyaçların giderilmesi görevli memurun gözetiminde sa÷lanır. d) Yiyecek ve içecekler önceden kontrol edilir. e) Gözaltına alınan kiúi saldırgan bir tutum sergilemeye baúladı÷ı veya kendisine zarar vermeye kalkıútı÷ı takdirde önce sözle kontrol altına alınmaya çalıúılır. Bu mümkün olmadı÷ı takdirde, hareketini giderecek derecede kuvvet kullanılabilir. Ancak zaruri olmadıkça gerek kendisinin gerek baúkasının hayatı, vücut bütünlü÷ü veya sa÷lı÷ı tehlikeye girmedikçe kuvvet kullanılmaz. f) Saldırgan tutum ve davranıúları kontrol altına alınamayan kiúiler tıbbi müdahalede bulunulması için sa÷lık kuruluúlarına gönderilir. g) Gözaltına alınan kiúilerin yaúama haklarını koruyucu gerekli önlemler alınarak, bu amaçla ilgili gözetlenebilir. Gözetleme iúlemi teknik imkanlar ölçüsünde kayda alınabilir. h) gözaltındaki kiúinin beslenme, nakil, sa÷lı÷ının korunması ve gerekti÷inde tedavisi, 62 yakalandı÷ının yakınlarına haber verilmesi giderleri ile ilgili birimin ba÷lı oldu÷u Bakanlı÷ın bütçe ödeneklerinden karúılanır.” Nezarethanelerde bulunması gereken standartlar, Avrupa øúkence ve ønsanlık Dıúı veya Aúa÷ılayıcı Muamele ya da Cezayı Önleme Komitesi (CPT) tarafından belirlenmiútir. Buna göre; nezarethaneler içinde bulundurulacak kiúi sayısına göre makul büyüklükte olmalı ve gerekli ıúıklandırma (uyku süresi hariç, okumaya yetecek kadar ıúık) ve havalandırma úartlarına sahip olmalıdır. Ayrıca dinlenme imkanı olmalı ve nezarette gece kalmak zorunda olan kiúilere temiz úilte ve battaniye verilmelidir. Nezaretteki kiúiler gerekti÷inde temiz ve düzgün úartlarda do÷al ihtiyaçlarını karúılayabilmeli ve uygun yıkanma imkanlarına sahip olmalıdır. Bu kiúilere uygun zamanlarda her gün en az bir tam ö÷ün (sandviçten daha doyurucu bir úey) olmak üzere yemek verilmelidir. Nezarethanelerin makul büyüklü÷ünün ne olması gerekti÷i konusunda CPT; 7 metrekare civarında, duvarlar arasında 2 metre veya daha çok, tavan ve taban arasında 2,5 metre mesafe olması gerekti÷ini belirtmiútir.146 CPT’nin yukarıda belirtilen standartlarına uygun olarak düzenlenen YGøY’nin 25. maddesine göre; “Nezarethaneler en az 7 metrekare geniúli÷inde, 2,5 metre yüksekli÷inde ve duvarlar arasında en az 2 metre mesafe olacak úekilde düzenlenir. Yeterli do÷al ıúıklandırma ve havalandırma imkanları sa÷lanır. Ancak, úüpheli sayısının çoklu÷u sebebiyle nezarethane imkanlarının yetersiz olması durumunda, nezarethaneler için öngörülen fiziki úartlara sahip baúka yerler de kullanılabilir. Nezarethanelerde gözaltına alınan kiúilerin yatmaları ve oturmaları için yeteri kadar sabit ve dayanıklı oturma yerleri bulundurulur. Mevsim ve gözaltı yerlerinin maddi úartları da dikkate alınarak, geceyi gözaltında geçirecek úahıslar için yeterli miktarda battaniye ve yatak temin edilir. Tuvalet, banyo ve temizlik ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler alınır. Nezarethane giriúine, onaylanmıú nezarethane talimatı asılır. øç ve dıú emniyeti sa÷lanmıú, özel surette hazırlamıú, teknik donanımlı, ba÷ımsız yerlerin ifade alma odası olarak kullanılmasına özen gösterilir. Mevcut nezarethane ve ifade alma odalarının standartlara uygun hale getirilmesi bütçe imkanları çerçevesinde sa÷lanır.” 146 http://www.cpt.coe.int/turkish.htm , eriúim tarihi: 21.05.2011 63 Jandarma Teúkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun ek 4. maddesi ile PVSK’nın ek 2. maddeleri uyarınca; gözaltına alınanların yeme, içme ihtiyaçlarına ve nakillerine ait masrafların Jandarma Genel Komutanlı÷ı ve Emniyet Genel Müdürlü÷ünün bütçelerine konulacak ödenekle karúılanaca÷ı hükme ba÷lanmıútır. 2.2.6.3.4. Gözaltı øúlemlerinin Denetimi ùüpheli, yakalandı÷ı andan itibaren kolluk kuvvetlerinin yani devletin elindedir. Bu andan itibaren úüphelinin sa÷lı÷ı ve güvenli÷inden, úüpheliye karúı hukuka uygun olarak hareket edilip edilmedi÷inden, hukuk devleti ilkelerinin úüpheliye uygulanıp uygulanmadı÷ından artık kolluk kuvvetleri ve kolluk kuvvetlerinin amiri durumunda olan Cumhuriyet Savcısı sorumludur.147 Ülkemizin insan hakları ihlalleri konusunda geçmiú yıllarda yaúadı÷ı sıkıntılardan etkilenen kanun koyucu yeni CMK’nın düzenlenmesine insan hakları ihlallerini önlemek için gözaltı iúlemlerinin denetimi konusuna büyük önem vermiútir.148 Gerçekten CMK’nın 92. maddesine göre; “Cumhuriyet Baúsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcıları, adli görevlerinin gere÷i olarak, gözaltına alınan kiúilerin bulundurulacakları nezarethaneleri, varsa ifade alma odalarını, bu kiúilerin durumlarını, gözaltına alınma neden ve sürelerini, gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve iúlemleri denetler; sonucunu Nezarethaneye Alınanlar Defterine kaydederler.” CMK’nın 92. maddesine paralel olarak YGøY’nin 26. maddesinde de; nezarethaneler ile ifade alma odalarının standartlara uygunlu÷unu sa÷lamak için kolluk kuvvetlerinin yetkili birimleri tarafından denetleme yapılaca÷ı ve Cumhuriyet Baúsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcıları tarafından da denetim yapılaca÷ı düzenlenmiútir. Gözaltına alınan kiúilerle ilgili, karakolda veya gözaltı biriminde hukukun gereklerinin yerine getirilebilmesi ve meydana gelebilecek bazı hukuka aykırılıkların önlenebilmesi için Cumhuriyet Savcısının soruúturma iúlemlerini bizzat idare ederek veya bu iúlemleri denetleyerek kanuna aykırı bir yakalama oldu÷unda, ifade alma ve gözaltı durumlarında hukuki sınırların dıúına taúma oldu÷unda, Cumhuriyet Savcısı 147 148 Soyaslan, a.g.e 2007, s.308 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.500 64 olaya do÷rudan müdahale etmelidir. Çünkü CMK 92 ve YGøY’nin 26. maddeleri uyarınca, Cumhuriyet Savcılarının adli görevlerinin gere÷i olarak gözaltı iúlemleri, nezarethane ve nezarethane iúlemlerini denetleme yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu ba÷lamda bu iúlemlerde herhangi bir sorun çıktı÷ında kolluk ile birlikte Cumhuriyet Savcılarının da sorumlulukları bulunmaktadır.149 CMK’ nın 92. maddesi ile YGøY’nin 26. maddeleri hükümleri genel olarak yerinde ve konuluú amaçlarına uygundur. Bu úekilde Cumhuriyet Savcıları denetim görevlerini yerine getirmiú olacaklar, böylece hem yerli yersiz öne sürülen iúkence iddiaları ortadan kaldırılarak kolluk kuvvetlerinin asılsız iddialardan korunmaları sa÷lanmıú olacak hem de gözaltına alınan kiúilerin haklarının korunması ve nezarethanelerde insan haklarına aykırı davranıúların yapılmasının önüne geçilmiú olacaktır. Ancak, Cumhuriyet Baúsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcılarının maddelerde belirtilen yerleri hangi sürelerde denetleyecekleri veya yılda en az kaç kere denetleyeceklerinin açıkça düzenlenmemiú olması büyük bir eksikliktir ve maddelerden beklenen iúlevin yeterince gerçekleúmemesine sebep olmaktadır.150 2.2.7. Gözaltı øúlemine Karúı Yargı Yolu CMK’nın 91/4 ve YGøY’in 15. maddelerine göre; “Yakalama iúlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karúı, yakalanan kiúi, müdafii veya kanuni temsilcisi, eúi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sa÷lamak için sulh ceza hakimine baúvurabilir.” ayrıca yine CMK 91/4 maddesi hükmüne göre; “Sulh ceza hakimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhal ve nihayet yirmi dört saat dolmadan baúvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde oldu÷u kanısına varılırsa baúvuru reddedilir ya da yakalananın derhal soruúturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılı÷ında hazır bulundurulmasına karar verilir.” 149 150 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.468-469 Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.421; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.336; Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.469 65 Yukarıda belirtilen hükümlere göre; denetim mercii sulh ceza hakimidir. Sulh ceza hakimi incelemeyi duruúma açmaksızın evrak üzerinden yaparak; oranlılık ilkesinin göz önünde bulundurulup bulundurulmadı÷ını ve kiúinin suç iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin var olup olmadı÷ını araútırarak kararını verecektir.151 CMK ve YGøY’de yakalama ve gözaltı iúlemi ile gözaltı süresinin uzatılması iúlemlerine karúı itiraz etme hakkının yakalanan ve gözaltına alınan kiúiden baúka, yakalanan ve gözaltına alınan kiúinin müdafii veya kanuni temsilcisi ile eúi ya da birinci veya ikinci dereceden kan hısımlarına da verilmesi, kiúinin soruúturma baskısı ve kolluk kuvvetlerinin etkisi ile bu hakkını kullanamaması gibi durumlarda denetim imkanı ve soruúturmanın kurallara uygunlu÷u açısından önemlidir. 2.2.8. Gözaltı Tedbirinin Sona Ermesi Gözaltı tedbiri; gözaltı süresinin dolması, gözaltına alınmasını gerektirecek sebebin ortadan kalkması sonucu Cumhuriyet Savcısının serbest bırakma emriyle veya gözaltına alınan kiúinin sulh ceza hakiminin önüne çıkarılmasıyla sona erer. 152 YGøY’nin 17.maddesine göre; “Yakalanan kiúi, gözaltına alınmasını gerektirecek bir nedenin tespit edilememesi veya yakalama sebebinin ortadan kalkması halinde Cumhuriyet Savcısının emri ile kolluk kuvvetice derhal salıverilir.” Buna göre Cumhuriyet Savcısı CMK’nın 91/2. maddesinde sayılan gözaltına alma úartlarının mevcut olmadı÷ı veya sona erdi÷i kanaatine varırsa úüpheliyi serbest bırakabilir. Yakalama ve gözaltına alma iúlemine ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karúı, sulh ceza hakimine yapılan baúvuru üzerine verilen serbest bırakma kararı derhal uygulanır.(YGøY 17) Burada yakalama ve gözaltına alma iúlemine karúı harekete geçirilen denetim mekanizması sonucu, sulh ceza hakiminin verece÷i serbest bırakma kararı üzerine úüphelinin salıverilmesi durumu söz konusudur. Bu durumda sulh ceza hakimi, CMK 91/4. maddesi gere÷ince yakalanan kiúinin derhal soruúturma evrakı ile birlikte Cumhuriyet Savcılı÷ında hazır bulundurulmasına da karar verebilir. 151 152 Özbek, a.g.e 2005, s.331; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.343 Bıçak, a.g.e., s.496 66 Di÷er bir ihtimalde gözaltı süresinin dolmasıdır. CMK 91/3. maddesinde belirlenen gözaltı sürelerinin dolması halinde úüpheli otomatik olarak serbest bırakılır.153 ùayet gözaltına alınan kiúi CMK’nın 91/3. maddesinde belirtilen sürelerin sonunda bırakılmazsa; CMK 91/6. maddesi uyarınca; en geç bu süreler sonunda sulh ceza hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda müdafii de hazır bulunur. Cumhuriyet Savcısı, úüphelinin sadece sorguya çekilmesini talep edebilece÷i gibi, sorgu sonunda tutuklamaya karar verilmesini de sulh ceza hakiminden isteyebilir.154 CMK 91/6 uyarınca burada zorunlu müdafilik durumu bulunmaktadır. Çünkü CMK bulunabilir de÷il, sorguda müdafii hazır bulunur diyerek, emredici bir düzenleme ortaya koymuútur ve bu kuralın bir istisnası da yoktur. Müdafii olmadan sorgu yapılması kanuna aykırıdır ve bu úekilde elde edilen deliller de kanuna aykırı elde edilen yasak delillerdendir ve ceza muhakemesinde kullanılamaz.(CMK 217/2)155 CMK’nın 91/5. maddesi ve YGøY’nin 18. maddesine göre; “Gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin kararı üzerine serbest bırakılan kiúi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet Savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama iúlemi uygulanamaz.” Bu hükmün konulma amacı; gözaltı süresinin kısalı÷ı öne sürülerek kiúilerin tekrar tekrar gözaltına alınarak, gözaltı sürelerine iliúkin kuralların ardından dolanılmasının önüne geçilmek istenmesidir.156 ùüphelinin aynı soruúturma kapsamında yeniden yakalanabilmesi ve gözaltına alınabilmesi için iki úartın birlikte gerçekleúmesi gerekmektedir. ølk olarak, yeni ve yeterli delil elde edilmiú olmalıdır. økinci olarak ise; Cumhuriyet Savcısının kararı bulunmalıdır. Burada bahsedilen yeterli delil kavramı, kamu davasının açılması için aranan yeterli delil olmayıp yeniden yakalama yapılması için gerekli olan delildir.157 Bu úekilde artık kolluk kuvvetlerinin kendili÷inden aynı fiilden dolayı ikinci bir yakalama yaparak, 153 154 155 156 157 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.842-843 Centel – Zafer, a.g.e., s.340 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.503 Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.418; Bıçak, a.g.e., s.496 Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.418-419; Özbek, a.g.e 2005, s.332 67 Cumhuriyet Savcısı veya hakim tarafından serbest bırakılan kiúileri tekrar yakalayarak yetkisini kötüye kullanmasının önüne geçilmek istenmiútir.158 Son olarak; gözaltına alma koruma tedbiri kiúi hürriyetini ba÷layıcı bir koruma tedbiri oldu÷u için, gözaltına alınan kiúinin gözaltında bulunduruldu÷u sürenin hükmolunan hapis cezasından mahsup edilmesi gerekmektedir. Nitekim TCK’nın mahsup baúlıklı 63. maddesinde de; “hüküm kesinleúmeden önce gerçekleúen ve úahsi hürriyeti sınırlama sonucunu do÷uran bütün haller nedeniyle geçirilmiú süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir.” hükmü gere÷ince de gözaltında geçirilen sürelerin hükmolunan cezadan mahsup edilece÷i düzenlenmiútir. TCK’nın 63. maddesinde belirtilen úahsi hürriyeti sınırlama do÷uran bütün haller kavramına sadece gözaltına alma de÷il; tutuklama, yakalama, gözetim altında bulundurulma, adli tıp müúahedesinde bulundurulma, güvenlik kuvvetlerince götürülürken yolda geçen süre ve bunlar gibi hürriyetin sınırlandırıldı÷ı tüm halleri kapsamaktadır. Sanık ne zaman serbest hareket etme yetene÷inden yetkili mercii kararıyla yoksun bırakılmıúsa, yani bu yetene÷i sınırlanmıúsa, o durum mahsup için bir sebeptir.159 158 159 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.345 Yaúar Osman – Gökcan Hasan Tahsin – Artuç Mustafa,“Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu” Adalet Yayınevi, Ankara 2010, Cilt 2, s.2151 68 BÖLÜM III TUTUKLAMA 3.1 GENEL OLARAK 3.1.1. Kavram Anayasa’da, 5271 sayılı CMK’da ve uluslararası hukuk metinlerinde tutuklamanın tanımı yapılmamıú, bu metinlerde tutuklamaya iliúkin genel esaslar ve olması gereken hususlar belirtilmiú ancak tutuklamanın tanımı ö÷retiye bırakılmıútır. Sözlük anlamı olarak tutuklama; “yasada gösterilen koúullar gere÷ince ve hakimin yazılı buyru÷u ile sanı÷ı tutukevine kapatıp geçici olarak özgürlü÷ünü kaldırma” olarak tanımlanmıútır.160 Birleúmiú Milletler ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi, “kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonulamaz veya sürülemez” demekle yetinmiú, beyannamede kanuna aykırı tutuklama yapılamayaca÷ı vurgulanmıútır.161 AøHS’nin 5. maddesinde; “her ferdin hürriyete ve güvenli÷e hakkı vardır” denildikten sonra, kanuni usuller dıúında hiç kimsenin hürriyetinden mahrum edilemeyece÷i düzenlenmiútir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2004/8-30 Esas, 2004/49 sayılı kararında “tutuklama, ceza yargılamasının güvenli yürümesini ve amacına eriúmesini sa÷lamaya yönelik ve yargılama hukuku açısından zorunlu hallerde hakimin verdi÷i karara dayanan bir önlemdir. Yargılamadaki amaca göre önleyici bir koruma önlemi 160 161 http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=tutuklama&ayn=tam(eriúim tarihi: 10.06.2011) Özbek Veli Özer, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006, s.179-183; Reiso÷lu Safa “Uluslararası Boyutlarıyla ønsan Hakları”, Beta Yayınevi, østanbul, 2001, s.96-102 69 oldu÷u kadar kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan bir içerik de taúımaktadır.” úeklinde belirtilmiútir.162 Ö÷retide de tutuklamanın birçok tanımı yapılmıútır. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu’na göre tutuklama; “muhakeme hukuku açısından zorunlu hallerde hakimin verdi÷i karara dayanılarak henüz bir yargı ile hürriyeti kaldırıcı cezaya mahkum olmadan bir sanı÷ın kiúi hürriyetinin kaldırılması, di÷er deyiúle tutuk durumuna sokulmasıdır.”163 Centel – Zafer’e göre tutuklama; “suçlu oldu÷u konusunda henüz kesin hüküm bulunmayan, ancak suç iúledi÷i úüphesi kuvvetli olan kiúinin özgürlü÷ünün hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır.”164 Yurtcan’a göre tutuklama; “bir yargıç kararıyla Anayasa’da ve yasada belirtilen koúulların gerçekleúmesiyle, bir kiúinin henüz suçlulu÷u hakkında kesin karar verilmeden önce özgürlü÷ünün kaldırılmasıdır.165 Kantar’a göre tutuklama; “ülkedeki ceza kovuúturmasının amacı açısından sanı÷ın hükümden önce özgürlü÷ünün kısıtlanmasıdır.”166 Öztürk’e göre; “úüpheli veya sanı÷ın kiúi hürriyetinin hakim kararıyla sınırlandırılarak tutukevi adı verilen yere konulmasıdır.”167 Malkoç – Yüksektepe’ye göre tutuklama; “ceza olmayıp delillerin karartılması, úüpheli veya sanı÷ın kaçmasını önlemek üzere zorunlu nedenle uygulanabilen bir önlemdir ve zorunlulu÷un gerektirdi÷i ölçüde kullanılmalıdır.”168 Özbek’e göre; “kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, úüpheli veya sanı÷ın özgürlü÷ünün hakim kararıyla sınırlandırılarak tutukevi denilen yere konulmasıdır.”169 162 163 164 165 166 167 168 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2004/8-30 Esas, 2004/49 Karar sayılı kararı Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.774 Centel – Zafer, a.g.e., s.326 Yurtcan Erdener, “CMK ùerhi”, 4. Basım, Beta Yayıncılık, østanbul, 2008, s.243 Kantar Baha,”Ceza Muhakemeleri Usulü”, Ankara, 1957, s.114 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.506 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.483 70 Soyaslan’a göre;’’tutuklama,istisnai bir koruma tedbiri olup koruma tedbirlerinin içinde en a÷ır olanıdır ve tutuklanan kiúi özgürlü÷ünü kaybetmektedir.’’170 Ö÷retide yapılan tüm tanımlar birlikte de÷erlendirildi÷inde tutuklamada ortak olan husus; suçlulu÷u hakkında somut olgulara dayalı kuvvetli úüphe bulunan úüpheli veya sanı÷ın özgürlü÷ünün yasalarda öngörülen koúullar altında, hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır. 3.1.2. Tutuklamanın Niteli÷i Ve Amacı 3.1.2.1. Koruma Tedbiri Olması Günümüz ceza yargılamasının amacı; sanı÷ı cezalandırmak de÷il, insan haklarına saygılı bir biçimde maddi gerçe÷i ortaya çıkartmaktır. Ceza davasında tutuklama bir amaç de÷il, ceza davasının yürütülmesini ya da ceza davası sonucunda verilecek hürriyeti ba÷layıcı cezanın yerine getirilmesini sa÷layan geçici bir araçtır.171 Günümüzde insan haklarının uluslararası anlamda kabul edilen ilkelerine göre ceza yargılamasında, úüpheli suçlulu÷u kesinleúinceye dek cezalandırılamaz. Sadece yargılamanın sa÷lıklı bir úekilde yürütülmesini sa÷lamak amacıyla, úüphelinin özgürlü÷ü tedbir olarak kısıtlanabilir. Bu anlamda tutuklamanın son çare (ultima ratio) olarak uygulanması gerekir.172 Bu haliyle de÷erlendirildi÷inde tutuklama bir koruma tedbiridir ve özelli÷i gere÷i geçici olarak uygulanmalıdır. Tutuklama, hükümlülükten farklı olarak ‘araç’tır. Bu araç ile beklenen amaç; delillerin elde edilebilmesi, delillerin yok edilmemesi, tanıklar üzerinde baskı yapılmaması, úüphelinin kaçmaması ve ileride verilecek hükümlülü÷ün yerine getirilebilmesi úeklinde sıralanabilir. 169 170 171 172 Özbek, a.g.e 2005, s.346 Soyaslan Do÷an,’Ceza Muhakemesi Hukuku’’, Yetkin Yayınları,2. Baskı, Ankara, 2006,s.306 ùentuna Mustafa Tarık, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Tutuklama ve Adli Kontrol”, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara, 2007, s.34 Gökcan Hasan Tahsin, “Tutuklama”, YD, C.XXIV, Sayı 1-2, s.44 71 Tutuklamadan asıl iúlevi dıúında yararlar beklendi÷i de görülmektedir. Bu kapsamda; toplumda büyük yankı uyandıran suçlarda tutuklamanın toplumu yatıútıraca÷ı ya da baúka suçların iúlenmesini engelleyici veya genel önleme aracı olabilece÷inin düúünüldü÷ü görülmüútür.173 Tutuklama; bir kimsenin hürriyetini kısıtlayarak mahkum olmasına benzer sonuçlar do÷urdu÷undan ancak yasada öngörülen úartlar gerçekleúti÷inde, sadece hakim kararı ile verilebilir ve bu kuralın hiçbir istisnası yoktur.174 3.1.2.2. Yasal Olması Soruúturma ve kovuúturma aúamasında verilecek tutuklama kararının mutlaka yasal olması gerekip, sadece yasada belirtilen koúullar somut olayda gerçekleúti ise tutuklama kararının verilmesi gerekir 3.1.2.3. Kiúisel Olması ùüpheli ve sanık konumunda olmayan ve üzerine atılı suçu iúledi÷ine dair kuvvetli suç úüphesini gösterir somut olgular bulunmayan bir kimsenin hakkında keyfi olarak tutuklama koruma tedbirinin uygulanamaması demektir. 3.1.2.4. Orantılı Olması Tutuklamanın sa÷layaca÷ı faydayı, CMK’daki baúka bir koruma tedbiri sa÷lıyorsa artık tutuklama koruma tedbirine baúvurmak do÷ru olmayacaktır. Hukuk devleti olmanın gereklerinden biri, eylem ve iúlemlerinde ölçülü (orantılı) davranan devlet olmaktır. Bu ilkeye göre; Ceza Muhakemesi Hukuku iúleminin yapılması ile sa÷lanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde bulunan zarar arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir hukuk devletinde ceza vermeye yetkili makamların, bir ceza muhakemesi iúlemi yaparken devleti veya ferdi ‘kayırması’ hukuk devleti ilkesi ile ba÷daúmaz. Çünkü, devlet düzeninde ferdin kayrılması anarúiye, devletin kayrılması da totaliter yönetime yol açabilir. Böyle bir 173 174 Köksal Ayhan, “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama ve 1961 Anayasası”, øÜHFM, Cilt 30, Sayı 1-2 (1964), s.101 Hakeri Hakan - Ünver Yener, “Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler”, Ankara, 2008, s.169 72 devlette insan haysiyeti, insan hakları, temel hak ve hürriyetler gibi konular önemli olmadı÷ından, ya sanı÷a hiçbir hak tanınmaz ya da bazı haklar hatta tüm haklar tanınır; fakat úüpheli ya da sanık bu hakları uygulamada, özellikle de iktidar çıkarlarının söz konusu oldu÷u durumlarda kullanamaz.175 Amacı maddi gerçe÷in ortaya çıkarılması olan ceza yargılamasında; bireylerin hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı müdahalelerde bulunulabilir. Ancak maddi gerçek ortaya çıkarılırken, haklar orantılı bir biçimde kısıtlanmalıdır.176 Baúvurulan önlemin a÷ırlı÷ı, sanı÷ın üzerine atılı suçun vahameti ve o eylem nedeniyle sanı÷a verilecek ceza ile orantılı olmalıdır.177 3.2. TUTUKLAMANIN ùARTLARI Tutuklama, kanunda öngörülen úartları gerçekleúmiú olsa da baúvurulma konusunda hakime takdir hakkı veren bir koruma tedbiridir. 178 AøHS’nin 5/1-c maddesinde; “Bir suç iúledi÷i úüphesi altında olan yahut suç iúlemesine veya suçu iúledikten sonra kaçmasına mani olmak zarureti inancını do÷uran makul sebeplerin mevcudiyeti dolayısıyla yetkili adli makam önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve hapsi dıúında hiçbir kimsenin sebepsiz yere özgürlü÷ünden alıkonulamayaca÷ı…” düzenlenmiútir. 179 1982 Anayasası’nın 19. maddesinin 3. fıkrasında; “Suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunan kiúiler ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya de÷iútirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen di÷er hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir.” úeklinde bir düzenleme getirilerek tutuklamanın anayasal úartları belirlenmiútir. 175 176 177 178 179 Genel Gerekçe øçin bkz. Osman Yaúar, “Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, Ankara, 2005,s.45; Ayrıca Tutanaklarla CMK Adalet Bak. Yayın iúleri Dairesi Búk. Yay. Ankara, 2005 Yenisey Feridun, “Uygulanan ve Olması Gereken Ceza Muhakemesi Hukuku Hazırlık Soruúturması ve Polis”, Beta Yayınevi, østanbul, 1993, s.219 ùentuna, a.g.e., s.36 Hakeri -Ünver, a.g.e 2010, s.351 Ünal ùeref,”Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi”,Ankara, TBMM Basımevi, 1995, s.135 73 Tutuklama úartları CMK ’nın 100. maddesinde düzenlenmiú olup, bu úartların düzenlenmesinde Anayasa’nın 19. maddesi ile AøHS ’in 5. maddeleri dikkate alınmıútır. CMK ’nın 100. maddesinde tutuklamanın ön úartı olarak; “kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren olgu” aranmıú, bu ön úartın gerçekleúmesi halinde de ikinci úart olarak aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenen 'bir tutuklama nedeninin varlı÷ı aranmıútır. Ancak bu iki úartın gerçekleúmesi halinde dahi hakim veya mahkeme CMK 100/1. maddesindeki “tutuklama kararı verilebilir” hükmü karúısında geniú bir takdir hakkına sahip olup, tutuklama kararı vermeyebilir. CMK 100, AøHM kararlarında özellikle yer tutan “kamu yararı” konusuna iliúkin bir düzenleme getirmemiútir. Oysa bazı mahkeme kararlarında, tutuklamanın aynı zamanda kamu yararına da yönelik olması gerekti÷i vurgulanmıútır.180 Nitekim CMK tasarısında 15.06.2000 tarihli Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan de÷iúikliklerden de esinlenerek “kamu düzenini korumak”, “úüpheli ve sanı÷ı korumak”, “suçlara son vermek” ve “suçun yinelenmesini engellemek” úeklinde tutuklama nedenlerine de yer verilmiúti.181 Tasarıda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) m. 104’ten farklı olarak “úüpheli veya sanı÷ın saklanması”, “kamu düzeninin suçun neden oldu÷u ve olabilece÷i a÷ır zararlardan korunması”, “úüpheli veya sanı÷ın kendilerine karúı geliúebilecek hukuka aykırı tepkilerden korunması”, “suça son verilmesi” ve “suçun yinelemesine engel olunması” tutuklama nedenleri yer almaktaydı. Ancak meclisteki yasa görüúmeleri sırasında tasarının 119. maddesinde bulunan bu tutuklama nedenleri yasada yer almamıútır. Suça son verilmesi, kamu düzenin korunması maddi ceza hukukunun görevi ve amacı olup bu tutuklama nedenlerinin anayasal dayana÷ı yoktur.182 Bu nedenleri tutuklama nedeni kabul edersek; iúlenen her suçta kamu düzeninin bozuldu÷u, tutuklama ile aslında güvenlik güçlerince sa÷lanması gereken “suçsuz toplum” idealinin tutuklama tedbiri nedeniyle sa÷lanılabilece÷i düúünülür ki bu durum hukuk devletinin gerekleri ile ba÷daúmamaktadır. Yine cezalandırma gücünü elinde 180 181 182 Leiellier/Fransa 12369/86, 26 Haziran 1991 sayı ve tarihli kararı Ülgen Celal, “Ceza Muhakemesi Kanunu”, østanbul: øBY, 2005, s.170 Centel Nur, “Koruma Tedbirlerinde Geliúmeler”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araútırmaları Dergisi, Cilt:9, Sayı:1-3, østanbul, 1994, s.92 74 bulunduran devlet “úüpheli ve sanı÷ın güvenli÷ini” sa÷lamak zorundadır ki sırf bu nedenle úüpheli veya sanı÷ı tutuklamak hukuk devleti ilkesi ile ba÷daúmayacaktır. Son olarak “suçun yinelenmesine engel olunması” tutuklama nedeni, úüpheli veya sanı÷ın iúlemedi÷i ancak iúleyebilece÷i suçlara engel olmak ve toplumu suçludan korumak amacı gütmektedir ki, bu husus ceza muhakemesi hukukunun iúlenmiú suç ve suçluyla ilgilenme amacıyla çeliúmektedir.183 Bu nedenle bu tutuklama nedenlerinin yasadan çıkarılması hukuk devletini sa÷lamak ve maddi ceza hukukunun amacını gerçekleútirmek için yerinde bir düzenleme olmuútur. Uygulamada genellikle birbirlerinin yerine kullanılsa da, tutuklama nedeni ve tutuklama úartı birbirinden farklı kavramlardır.184 Tutuklama úartı, tutuklama nedenini içinde barındıran üst bir kavram olup, tutuklama nedeni tutuklama yapılabilmesi için aranan maddi úartlardan biridir. CMK 100/1 maddesinde, tutuklama úartları belirtilmiútir: Buna göre; kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren somut olguların, bir tutuklama nedeninin, ölçülülük ilkesinin varlı÷ı ve adli kontrol tedbirlerinden birine karar verilememesi halinde ve úüpheli ya da sanık huzurunda tutuklama kararı verilebilecektir.185 Tutuklamanın úartları iki ana baúlık altında incelenmiútir.186 Bu úartlar; maddi ve úekli úartlardır. Aúa÷ıda ayrıntılı olarak açıklayaca÷ımız üzere maddi úartlar; olguya dayanan kuvvetli suç úüphesi ve CMK.’da gösterilen tutuklama nedenlerinden birisinin gerçekleúmesidir187. Tutuklama nedenleri; úüpheli veya sanı÷ın kaçması, saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran somut olguların varlı÷ı (kaçma úüphesi) ile úüpheli veya sanı÷ın davranıúları ile delilleri yok edece÷ine, gizleyece÷ine, de÷iútirece÷ine veya tanık ve baúkaları üzerinde baskı giriúiminde bulunaca÷ına dair kuvvetli úüphedir. (delilleri karartma úüphesi) (CMK m.100/1-2). 183 Erem Faruk, “Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku”, Iúın Yayınevi, Ankara,1986, s.447; Centel Nur, “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 2000 Tasarısına Eleútirel Yaklaúım”, DEÜHFD, 2001, s.517 184 Aynı yönde görüú için bkz. Öztürk, “Tutuklama Sebepleri I”, Manisa Barosu Dergisi, S: 24 (Ocak 1988),Y:7,S:24(Tutuklama Sebepleri I) ,s.3 185 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.508; Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.773-774 186 Centel, a.g.e 1992, s.39 187 Koparan, a.g.e., s.157-160 75 Tutuklamanın úekli úartları; muhakeme úartının gerçekleúmiú olması, tutuklama yasa÷ının bulunmaması, sanı÷a güvence belgesi verilmemiú olması, tutuklamanın ölçülü olması ve hâkim veya mahkeme kararının bulunmasıdır. Tutuklama tedbiri uygulanmasında hakim veya mahkemeye takdir hakkı verilmiútir ancak bu takdir hakkı sınırsız olmayıp kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ı, úüphelinin kaçma veya delilleri karatma ihtimali, iúlenen suçun a÷ırlı÷ı ve orantılılık ilkesine göre kullanılabilecektir.188 3.2.1 Tutuklamanın Maddi ùartları 3.2.1.1 Kuvvetli Suç ùüphesinin Bulunması øddianamenin düzenlenmesi için yeterli úüphe aranır. CMK sistemati÷inde ise hakim veya mahkeme tutuklama için kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren olguları aramıútır. Bu nedenle, tutuklama halinde, suçun iúlendi÷i yönündeki úüphe, iddianamenin düzenlendi÷i andan daha güçlü olmalıdır. ùüphe; iki anlama gelen bir kelimedir. Bunlardan ilki; “belle÷in çeúitli alternatifler arasında seçme yapma konusunda tereddüt etmesi, hangisinin do÷ru oldu÷unu kestirememesi”, ikincisi ise; “bir úeyin olup olmadı÷ı hakkında tereddüte düúme” dir.189 Ceza yasalarımızda úüphe; basit, yeterli ve kuvvetli olarak üçe ayrılmıútır. Basit úüphe, suç iúlendi÷i izlenimini veren bir durum ile suçun iúlendi÷i konusunda soruúturma evresini baúlatacak olguların varlı÷ını ifade eder.190 Mevcut delillere göre, yapılacak yargılamada sanı÷ın mahkum olması ihtimali beraat etmesi ihtimalinden daha kuvvetli ise “yeterli úüphe”den söz edilir ve iddianame düzenlenmesi için yeterli úüphenin varlı÷ı aranır. ùüphelinin veya sanı÷ın suçu iúledi÷i konusundaki basit ve olguya dayanmayan soyut úüphe, tutuklama kararı verilebilmesi için yeterli olmayıp, bu 188 189 190 Soyaslan, a.g.e 2006, s.308 Bkz., Develio÷lu F., “Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat”, østanbul,1981, s.402 Centel - Zafer, a.g.e., s.85-86 76 karar için tutuklamanın talep edildi÷i andaki delillere göre, kiúinin suçu iúledi÷i ihtimali büyük olmalıdır.191 Kuvvetli úüphe, tutuklamanın talep edildi÷i ana kadar yapılan soruúturma ve kovuúturma ile elde edilen bilgilerin ıúı÷ında úüpheli veya sanı÷ın üzerine atılı suçu iúledi÷inin büyük bir ihtimal göstermesidir. Kuvvetli suç úüphesi; kiúinin suçu iúlemiú oldu÷u konusunda objektif bir gözlemciyi iknaya yeterli olgu ve bilgilerin var olmasını gerektirir.192 Soyaslan'a göre kuvvetli suç úüphesi; günlük hayat deneyimlerine göre úüphelinin suçu iúledi÷inin kesin gibi olmasıdır.193 Öztürk ve Erdem’e göre kuvvetli suç úüphesi, eldeki delillere göre yapılacak bir duruúmada, sanı÷ın veya úüphelinin mahkum olmasının kuvvetle muhtemel olması halidir.194 Centel ve Zafer'e göre kuvvetli suç úüphesi, tutuklama kararı verilebilmesi için, tutuklama kararı verildi÷i andaki delillere göre, kiúinin fail veya suç orta÷ı olarak bir suçu iúledi÷i konusundaki ihtimal büyük olmalıdır.195 Kuvvetli suç úüphesi CMUK 104.maddesinde “suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunma”, CMK 100 maddesinde ise, “kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren olguların bulunması” úeklinde ifade edilmiútir. Anayasanın 19/3. maddesine göre, sadece suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunan kiúilerin, di÷er tutuklamayı zorunlu kılan nedenlerin bulunması halinde tutuklanabilece÷ini belirtilerek, tutuklama için “kuvvetli úüphe”nin gereklili÷i açıkça belirtilmiútir. AøHS.’nin 5/1. maddesinde de; ancak suç iúledi÷i úüphesi altında bulunan kiúilerin tutuklanabilece÷i hükme ba÷lanarak CMK ve Anayasamızdan farklı olarak tutuklama için “makul úüphe” aranmıútır. 191 192 193 194 195 A.e., s.85-86 Malkoç - Yüksektepe, a.g.e., s.484 Soyaslan, a.g.e 2006, s.306 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.512-513 Centel – Zafer, a.g.e., s.350 77 Daha önce de bahsedildi÷i gibi, CMK iddianamenin düzenlenmesi için yeterli úüpheyi ararken, tutuklama için kuvvetli suç úüphesinin aranması gerekti÷ine hükmetmiútir. Kuvvetli úüphe ifade edildi÷i gibi, mevcut deliller ıúı÷ında sanı÷ın mahkum olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması iken, yeterli úüphe; mevcut deliller ıúı÷ında yapılacak bir yargılamada sanı÷ın mahkum olması ihtimalinin beraat etmesi ihtimalinden daha kuvvetli olması demektir.196 Bu ba÷lamda görülmelidir ki, kuvvetli úüphe yeterli úüpheyi barındırır. Kuvvetli úüpheye dayanılarak yapılan iúlemler, yeterli úüphenin arandı÷ı iúlemler için de yapılabilir. Bu nedenle; tutuklamanın yapılması için gerekli úüphenin varlı÷ı halinde Cumhuriyet Savcısının iddianame düzenlemesi için gerekli 'yeterli' úüphenin var oldu÷unu kabul etmek gerekir. Ancak uygulamada úüpheli tutuklanmakta, ardından soruúturmaya kalındı÷ı yerden devam edilerek iddianame düzenlemek için yeterli úüphe oluúturacak deliller toplanılmaya çalıúılmaktadır. Bu durum, uygulamada tutuklama için kuvvetli úüphe arayan CMK’nın tersine bir algılama oldu÷unun göstergesidir. Bu yöndeki uygulamalar, CMK 141 gere÷ince koruma tedbirlerinin haksız uygulanması sonucu devletin tazminat ödemesini gerektirmektedir. AøHM, özgürlükten yoksun bırakmaya yol açan úüphenin makul olmasını, úüphelenilen kiúi ile suç arasında objektif bilgilere ve gerçeklere dayalı bir iliúkinin olması gerekti÷ini, söz konusu kiúiyi do÷rudan suçla iliúkilendirilecek eylemlere ait delil, belge veya bu tür adli bulguların olması gereklili÷ini vurguladıktan sonra, suç iúlendi÷ine gösterge olarak ne kadar güvenilir olursa olsun duygu, içgüdü, varsayım ya da ön yargılara dayandırılan bir gerekçeyle özgürlükten mahrumiyetin gerçekleútirilmesini, örne÷in; kiúinin geçmiúte benzer suç iúlemiú olmasını úüphe için yeterli olmadı÷ından, hukuka uygun olmadı÷ına karar vermiútir. Yine AøHM, 30.08.1990 tarihinde verdi÷i Fox, Campbell ve Hartley øngiltere (12244/86) kararında; “úüphelilerin daha önce terör suçundan mahkum olmalarının tekrar aynı suçu iúleyeceklerine dair makul úüphe oluúturmayaca÷ını” belirterek makul nedenlerin nasıl anlaúılması gerekti÷ine ıúık tutmuútur197. 196 197 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485-486 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s. 485 78 3.2.1.2. Tutuklama Nedenlerinin Bulunması 3.2.1.2.1. Genel Olarak Kuvvetli suç úüphesini gösteren olguların varlı÷ı tek baúına tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için yeterli de÷ildir. Kuvvetli suç úüphesi ön úartının gerçekleúmesi halinde hakim veya mahkeme CMK 100.maddesinde belirtilen tutuklama nedenlerinden birisinin varlı÷ını araútırmak zorundadır. Bu nedenler; CMK.’da sınırlı olarak sayılmak suretiyle belirtilmiútir. Bu sebeple geniúletici yorum yasa÷ına tabidir.198 Bütün bu úartların gerçekleúmesi halinde dahi hakim veya mahkeme tutuklama kararı verip vermeme hususunda takdir hakkına sahiptir. Nitekim Yargıtay bir kararında; tutuklama konusunda hakimin takdir hakkını yerinde kullanmadı÷ına iliúkin kanun yararına bozma de÷erlendirmesinde, tutuklama konusunda hakimin takdir yetkisinin oldu÷unu ve bu nedenle hakim kararı hakkında yazılı emir yoluna baúvurulamayaca÷ını belirtip talebin reddine karar vermiútir.199 CMUK, 6 aydan fazla hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektiren suçlar bakımından iki tutuklama nedeni öngörmüútü. Bunlar; kaçma úüphesi ve delilleri karartma úüphesidir. CMK ise; 6 ay kriterini terk etmiú ve tüm suçlar bakımından uygulanması gerekli iki tutuklama nedeni öngörmüútür.200 CMK 100. maddesine göre; sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilememektedir. 25.05.2005 tarih ve 5353 sayılı Kanun ile CMK’ nın Mecliste kabul edilip yayınlandı÷ı süreçte iki yıl olan üst sınır bir yıla indirilmiútir. Bu sınırın bir yıla çekilmesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı bakımından olumlu bir geliúme olmamıútı.201 Nitekim CMK ‘da 02.07.2012 tarihinde 6352 Sayılı Yasa ile yapılan de÷iúiklik ile bir yıla indirilen üst sınır tekrar iki yıla çıkarılmıútır. CMK ’da sayılan tutuklama nedenleri; “úüpheli veya sanı÷ın kaçması, saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran somut olguların varlı÷ı ile úüpheli 198 199 200 201 Centel – Zafer, a.g.e., s. 351 Yargıtay 8. CD, 28.02.1986, 1605/1425 sayılı kararı Öztürk – Erdem, a.g.e., s.512-513 Özbek, a.g.e 2005, s.350 79 veya sanı÷ın davranıúlarıyla delilleri yok edece÷ine, gizleyece÷ine, de÷iútirece÷ine veya tanık, ma÷dur ve baúkaları üzerinde baskı giriúiminde bulunaca÷ına dair kuvvetli úüphe uyandırmasıdır (CMK m.100/2). 3.2.1.2.2. ùüpheli veya Sanı÷ın Kaçması, Saklanması veya Kaçaca÷ı ùüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması CMK 247/1 maddesine göre; “Hakkındaki kovuúturmanın sonuçsuz kalmasını sa÷lamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaúılamayan kiúiye kaçak denir.” CMK 244/1 maddesine göre de; “Bulundu÷u yer bilinmeyen veya yurt dıúında bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilemeyen veya getirilmesi uygun bulunmayan sanık gaip sayılır.” Kaçaklıkla gaiplik birbirinden farklı kavramlardır. ùüpheli veya sanı÷ın yoklu÷u iradesi dıúında gerçekleúmiúse ve sanı÷ın hakkında devam eden kovuúturma iúlemlerinden haberi yoksa gaiplikten, úüpheli veya sanı÷ın yoklu÷u kendisi hakkında yapılan kovuúturma iúlemlerini etkisiz kılmak amacıyla bilinçli olarak yapılıyorsa kaçaklıktan söz etmek gerekir.202 CMK 244.maddesi ve devamı maddelerinde gaip ve kaçakların yargılanması hususunda özel düzenlemeler getirilmiútir. ùüpheli veya sanı÷ın kaçması, saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran somut olguların varlı÷ı hem Anayasa'da hem de CMK' da yer alan bir tutuklama nedenidir. Di÷er koúullar yerine getirilmiú olsa bile úüpheli kaçmayacak, saklanmayacak, delilleri yok etmeyecek, gizlemeyecek, de÷iútirmeyecek, tanı÷a, ma÷dura veya baúkalarına baskı yapma giriúiminde bulunmayacaksa tutuklama kararı verilmeyecektir. ùüphelinin kaçaca÷ı ya da saklanaca÷ı hususunda somut olguların bulunması gerekmektedir.203 Örne÷in; bilet alarak ya da adına sahte pasaport temin ederek yurt dıúına çıkmaya hazırlanması, sürekli yer de÷iútirmesi, sahte kimlikle ev kiralaması, sınıra 202 203 Centel – Zafer, a.g.e., s. 832 vd. Malkoç-Yüksektepe, a.g.e., s.487 80 yakın bir yere yerleúmesi, üzerinde yüklü miktarda döviz taúıması, yabancı dil ö÷renmeye yönelik çalıúmalarda bulunması gibi haller kaçaca÷ına yönelik somut olgulardandır.204 Kiúinin ailevi sebeplerden ötürü bulundu÷u yerde kalmak zorunda oldu÷u ya da en azından kaçma ihtimalinin düúük oldu÷unu gösteren olgular olabilir. Ayrıca kiúinin karakteri, ahlak anlayıúı, sorumlulukları205 ve statüsü, geçmiúte benzer durumda serbest bırakıldı÷ında gösterdi÷i tavırlar206, geride bırakmak zorunda oldu÷u varlı÷ı hususları dikkate alındı÷ında ise kiúinin kaçma úüphesi düúük olabilir. Tüm bu kaçma kaçmama úüphesini gösterir somut olgular her olayın ve sanı÷ın özelli÷ine göre de÷erlendirilerek tutuklama kararı verilmelidir. AøHM’ ye göre; kaçma tehlikesinin yalnızca muhtemel suçun ciddiyetine göre de÷il, kaçma tehlikesinin mevcudiyetini do÷rulayan veya kiúiyi gözaltına alacak kadar büyük olmadı÷ını gösteren di÷er etmenler de göz önüne alınarak de÷erlendirilmelidir. Bu ba÷lamda özellikle ilgili kiúinin karakteri, ahlak yapısı, mal varlı÷ı, aleyhinde takibatta bulunulan devlet ile ba÷lantıları ve uluslararası ba÷lantıları göz önünde tutulmalıdır.207 Yerel mahkemeler, baúvuranın kaçma olasılı÷ını “suç orta÷ının” saklanmakta olmasına ba÷lamıútır. AøHM, suç orta÷ının tutumunun, tutuklunun kaçma riskinin de÷erlendirilmesinde belirleyici bir faktör olamayaca÷ı kanısındadır. Bu de÷erlendirme ile tutuklama úahsi koúullara ba÷lanmalıdır.208 204 205 206 207 208 ùentuna, a.g.e., s.47 Bkz. Letellier – Fransa davası, Matznetter – Avusturya davası, Ya÷cı ve Sargın – Türkiye davası (Bu davada baúvuru sahipleri haklarında takibat açılması riskinin farkında olmalarına ra÷men kendi istekleriyle ülkelerine geri dönmüúlerdir.) Avcı Gökmen, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Ceza Muhakemesi Kanunundaki Tutuklama Kurumunun øncelenmesi”, Seçkin Yay., Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 41, Ocak 2010, s.108 Bkz. W – øsviçre davası, http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr, eriúim tarihi: 30.10.2011 Neumeister – Avusturya 27.06.1968 tarihli kararı, http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr, eriúim tarihi: 30.10.2011 Mamedova – Rusya, 1 Haziran 2006 tarih ve 7064105 sayılı kararı, http://www.inhakbb.adalet.gov.tr, eriúim tarihi: 30.10.2011 81 Adli mercilerin úüpheli veya sanı÷ı soruúturma ve kovuúturma amaçlı davetini veya di÷er yargılama iúlemleri için hazır bulundurmasını kasten imkansız hale getirmesi durumu kaçma veya saklanma olarak de÷erlendirilebilecektir.209 Kaçma kavramı hem yurt içinde bulunulamayacak bir yerde saklanmayı hem de yurt dıúına kaçmayı ifade eder. Kanun koyucu madde metninde kaçma ve saklanma ifadelerine birlikte yer vererek, úüpheli veya sanı÷ın saklanması halinde de yoruma gerek olmaksızın kaçması gibi düúünülerek tutuklama kararı verilebilece÷ine hükmetmiútir. 210 ùüpheli veya sanı÷ın iúlenen suç nedeniyle kaçması veya kiúiye bu nedenle ulaúılamaması halinde do÷rudan tutuklama kararı verilemeyecek, ancak öncelikle yakalama kararı verilip úüpheli yakalandıktan sonra hakim önüne çıkartılarak hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. 211 Her ne kadar önceki CMUK döneminde gıyabi tutuklama kurumu var ise de, yeni kanunda bu kurum kaldırılmıú ve yerine yakalama kurumu getirilerek savunması alınmadan úüpheli veya sanı÷ın tutuklanması engellenmeye çalıúılmıútır. CMK’daki uygulamaya göre; ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli veya sanık hakkında sulh ceza hakimi tarafından talep üzerine yakalama emri düzenlenir. Bunun üzerine yakalanan úahıs hakim önüne çıkarılarak sorguya çekilir ve hakkında tutuklama veya serbest bırakma kararı verilebilir. 212 CMUK’un uygulandı÷ı dönemde kanuni bazı kaçma karineleri söz konusu idi. Gerek 1992 tarihli 3842 sayılı Kanun de÷iúikli÷i öncesinde ve gerekse 3842 sayılı Kanun ile CMUK’ta de÷iúiklik yapıldıktan sonraki dönemde sanı÷ın kaçaca÷ına karine teúkil edebilecek bazı durumlar mevcuttu.213 3842 sayılı Kanun öncesi dönemde CMUK 104/3. maddesinde yer alan; “Suçun a÷ır cezalık olması, 209 210 211 212 213 Centel, a.g.e 1992, s.43 Erem,”Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku”, Iúın Yayınevi, Ankara, 1986, s.444 Albayrak Mustafa, “Notlu – Atıflı – Uygulamalı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011, s.147 – 151, CMK 90. madde A.e., CMK.90 maddesi vd. Maddeleri, s.147 v.d. Özbek, a.g.e 2005, s.349 82 Sanı÷ın ikametgah veya meskeninin bulunmaması ya da serseri ve úüpheli takımından olması veya kim oldu÷unu kanıtlayamaması, Sanı÷ın yabancı olup da, hakimin davetine veya verilecek hükmün infazına gelece÷inden úüphe uyandıracak ciddi nedenlerin bulunması” úeklindeki hallerin varlı÷ı halinde sanı÷ın daima kaçacak oldu÷u varsayılmaktaydı. Tutuklama kararını verecek hakim veya mahkemenin CMUK'ta sayılan bu gibi hallerin mevcudiyetini tutuklama kararında göstermesi yeterli olabilecekti.214 Bu nedenle 3842 sayılı Kanun öncesindeki CMUK 104/3 maddesinin, yasadan çıkarılması gerekti÷i, uygulamada hakim tarafından baúkaca hiçbir araútırma yapılmaksızın maddede sayılan bu hallerde kaçma úüphesinin somut olayda mevcudiyeti aranmadan tutuklama kararı verilebilece÷i, bu durumun da tutuklamanın ihtiyarili÷i ile tedbir niteli÷inde olması özelli÷i ile ters düútü÷ü yönünde düúünceler ileri sürülmüútür.215 3842 sayılı Kanun ile CMUK m. 104 de÷iútirilerek, suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunan kiúiler bakımından; “Soruúturma konusu olan suçun, kanunda öngörülen cezasının üst sınırının yedi yıldan az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi, sanı÷ın ikametgahı veya meskeninin bulunmaması, sanı÷ın kim oldu÷unu ispat edememesi” hallerinin mevcudiyeti durumunda, sanı÷ın kaçaca÷ı, delilleri yok edece÷i, de÷iútirece÷i, gizleyece÷i, úeriklerin uydurma beyana veya tanıkların yalan tanıklı÷a veya tanıklıktan kaçınmaya sevk edilece÷i veya bilirkiúilerin etki altına alınmaya çalıúılaca÷ını gösteren hallerin mevcudiyeti varsayılabilecekti. 3.2.1.2.3. ùüpheli veya Sanı÷ın Davranıúları 3.2.1.2.3.1. Genel Olarak ùüpheli ya da sanı÷ın davranıúları delilleri yok etme, gizleme veya de÷iútirme úeklinde olabilece÷i gibi tanık, ma÷dur veya baúkaları üzerinde baskı yapılması giriúiminde bulunma úeklinde de ortaya çıkabilir. Bu hususların varlı÷ı konusunda kuvvetli úüphe varsa tutuklama nedeni varsayılabilecektir. 214 215 Centel, a.g.e 1992, s.45 A.e., s.46 83 3.2.1.2.3.2. Delilleri Yok Etme, Gizleme veya De÷iútirme Tutuklama nedeni olarak kaçma úüphesi, ceza yargılamasında úüpheli veya sanı÷ın hazır bulunmasını sa÷lama amacına yönelik iken, delillerin karartılması úüphesi nedeni ile tutuklama, úüpheli veya sanı÷ın delilleri etkileyerek ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçe÷in ortaya çıkmasını engellemeye yöneliktir.216 Delillerin yok edilmesi, de÷iútirilmesi ve gizlenmesi, maddi gerçe÷e ulaúılmasını engellemek amacıyla sahte delil hazırlanması hususlarında kuvvetli úüphe oluúturuyorsa delillerin karartılması úüphesi söz konusudur.217 Suça ait delillerin korunması amacıyla tutuklama kararı verilebilecektir. Bu hususta da bir takım maddi vakıaların aranması gerekecektir. Sırf sanı÷ın delillere zarar verebilece÷i soyut düúüncesiyle bu ek koúulun gerçekleúti÷i kabul edilemez. ùüpheli veya sanık, serbest bırakılması halinde kolaylıkla tanıklara baskı yapabilecek, suç delillerini yok edebilecek, gizleyebilecek, de÷iútirebilecek veya soruúturma ile kovuúturmayı kesintiye u÷ratacak yöntemlere baúvurması olanaklarına sahip olabilecek ve bu yöntemlere baúvurabilece÷i yönünde davranıúlarda bulunuyor veya bulunmaya kalkıúıyor ise ve bu hususta da úüphelinin veya sanı÷ın kuvvetli úüphe uyandıran davranıúları nedeniyle ceza yargılaması yürümeyecek ve sonucunda maddi gerçe÷e ulaúılamayacaksa, úüpheli veya sanı÷ın tutuklanması yoluna gidilebilecektir.218 Bazı AøHM kararlarında delillerin gizlenme, de÷iútirilme veya yok edilme úüphesinin mevcudiyeti halinde tutuklama kararı verilmesi haksız bulunmamıútır. ‘”…yakalandıktan sonra tutuklanması için kaçma tehlikesinin bulunması veya suç iúlemeye devam etme riskinin bulunması yanında delillerin yok edilmesi veya karartılması durumlarının var olması gerekti÷i.”219 16.06.1971 tarihli Ringeisen/Avusturya kararı. 216 217 218 219 ùahin Cumhur, a.g.e 2005, s.293-295 Koparan, s.159-160; Centel, a.g.e 1992, s.50 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488 Avcı Gökmen, a.g.e., s.108 84 Ayrıca baúvuranın tutuklanmasından öncesinde ve sonrasında davranıúı, sahte hesap oluúturmak ya da hesapları yok etmek gibi sistematik olarak tüm olasılık delillerini ortadan kaldırma niyetini gösteren kiúili÷ini de gerekçe olarak sunmuútur. “…øddia heyeti, çeúitli eylemlerle yeniden kazandı÷ı özgürlü÷ünü kötüye kullanabilece÷ine iliúkin endiúeyi haklı çıkaran belirli göstergeler oldu÷u kanaatindedir. W./øsviçre.14379/88.26 Ocak 1993 sayı ve tarihli kararı”220 3.2.1.2.3.3. Tanık, Ma÷dur veya Baúkaları Üzerinde Baskı Yapılması Delil karartma úüphesine konu olabilecek di÷er bir eylem, “tanık, ma÷dur veya baúkaları üzerinde baskı yapılması giriúiminde bulunma” dır. Sanık veya úüpheli serbest bırakıldı÷ında aleyhinde tanıklık yapacak kiúilere karúı rahatlıkla baskı yapabiliyor, bu kiúilere taktik verebiliyor, bu úekilde soruúturma ve kovuúturmayı kesintiye u÷ratacak yöntemlere baúvuruyor veya baúvurabilecek durumda ise, bu baskıları engellemek ve maddi gerçe÷in ortaya çıkmasını sa÷lamak için úüpheli veya sanık tutuklanabilir.221 Bilirkiúiler ve suç ortakları “baúkaları” kavramına dahil edilmiútir.222 ùüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için, tutuklama kararı verildi÷i anda bu kiúilerin tanık, úerik veya bilirkiúi olmaları úart de÷ildir. ùüphelinin veya sanı÷ın, ileride kanunda sayılan bu kiúiler yani tanık, ma÷dur, bilirkiúi gibi kiúilerin, soruúturmada veya kovuúturmada bu sıfatlardan biri ile yer alaca÷ını tahmin etmesi yeterlidir. Ancak delilleri karartma úüphesinin varlı÷ından söz edebilmek için, sanık tarafından söz konusu bu kiúilere hakkındaki ceza yargılamasının lehe sonuçlanmasını sa÷layacak úekilde etkide bulunulması úarttır. Bu anlamda CMK' da yer alan düzenleme CMUK'a oranla daha ileri bir düzenleme olmuútur. Öyle ki, CMUK'ta sadece bilirkiúilerin etki altına alınmaya çalıúılmasından bahsedilmiútir. CMK' da ise sadece bilirkiúiler de÷il, tanık, ma÷dur veya baúkaları üzerinde baskı yapma giriúimi tarzındaki hareketlerden bahsedilmiú, böylece etki altına almaya çalıúmak úeklindeki soyut ve keyfiyete yol açabilecek bir düzenleme kaldırılarak 220 221 222 A.e., s.108 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488 Yurtcan Erdener, “Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yorumu”, Vedat Kitapevi, 2005, s.66 85 bunun yerine sayılan kiúilere baskı kurmak úeklinde daha dar ve somut bir düzenlemeye yer verilmiútir 3.2.1.2.4. Delilleri Karartma ùüphesinin Takdiri ùüpheli veya sanı÷ın delilleri karartaca÷ı hususunda somut olgu ve olaya dayanan kuvvetli suç úüphesinin bulunması aranmaktadır.223 Delillerin karartılması úüphesinin somut olayda bulunup bulunmadı÷ı olayın özellikleri, sanı÷ın veya úüphelinin kiúili÷i, iliúkileri, yaúam koúulları göz önüne alınarak de÷erlendirilmelidir.224 Sanı÷ın veya úüphelinin konuúmaktan kaçınması, suçunu inkar etmesi, daha önceki ikrarından geri dönmesi veya kan örne÷i vermek istememesi gibi davranıúları delilleri karartma kavramına girmemelidir.225 Delilleri karartma úüphesinin varlı÷ını kabul etmek için úüphelinin veya sanı÷ın bu yöndeki mevcut giriúimi gerekmemektedir. ùüphelinin veya sanı÷ın Bu türden bir hazırlı÷ı var ise, bu hazırlık delil karartma úüphesinin göstergesidir. Üçüncü kiúilerin delil karartma giriúimleri ve bu yöndeki faaliyetleri ise tutuklama nedeni sayılamaz.226 Maddi olay tümüyle aydınlatılmıú, deliller toplanıp emniyet altına alınmıú veya deliller zaten karatılmıú ise, delil karartma úüphesi nedeniyle herhangi bir tehlike söz konusu olmayaca÷ından tutuklama tedbirine baúvurulmamalıdır.227 3.2.1.3. Tutuklama Sebeplerinin Var Oldu÷una øliúkin Yasal Nedenler Yukarıda bahsedilen tutuklama nedenlerinden birisi bulunmasa dahi CMK 'nın 100/3 maddesinde yer alan katalog suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ı halinde tutuklama nedeninin bulundu÷u var sayılabilir. Yasada “sayılır” ibaresi yerine “sayılabilir” ibaresi kullanılarak hakime takdir yetkisi tanınmıú, hakimin CMK 100/3. maddesinde sayılan suçlardan birinin iúlenmesi halinde dahi tutuklama kararı verme zorunlulu÷unun bulunmadı÷ı 223 224 225 226 227 Karagülmez Ali, “Tutuklama Nedenleri ve Tutuklama østeminin Reddi Kararına øtiraz Konusunda 5271 sayılı CMK’nın øncelenmesi”, TBBD, Y: 18, S: 58, Mayıs – Haziran, 2005, s.121-122 Centel, a.g.e 1992, s. 50-51 Öztürk, a.g.m 1988, s. 5-8 Öztürk, a.g.m 1988, s.5-8 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488 86 belirtilmiútir. Ancak uygulamada yasal neden olarak öngörülen “katalog suç”lardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli suç úüphesinin mevcudiyeti halinde tutuklamanın zorunlu oldu÷u hususunda bir anlayıúının yerleúti÷i görülmektedir. Tutuklama bir ön ceza olmadı÷ı için, sanı÷a verilecek olası cezanın peúinen çektirilmesi tutuklamanın niteli÷iyle ve hukuk devleti kavramı ile ba÷daúmaz.228 CMK, CMUK’un aksine “ Kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi veya sanı÷ın ikametgahı veya meskeninin bulunmaması veya kim oldu÷unu ispat edememesi “ úeklindeki tutuklama nedenini yasada düzenlememiú, bunun yerine katalog suçlar sistemini esas almıútır. Eski CMK uygulamasında, soruúturma ve kovuúturma konusu suçun yedi yıl veya daha fazla hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirdi÷i hallerde tutuklama kararı verilmesi zorunlulu÷u ilkesi yaygındı. “…kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi durumunda kaçma úüphesinin veya delillerin karartılaca÷ını gösteren bir halin bulundu÷u varsayılabilir” hükmü karúısında; soruúturma konusu suçun, üst sınırının yedi yıl veya daha fazla hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesinin otomatik olarak sanı÷ın kaçaca÷ına veya delilleri karartaca÷ına iúaret etti÷i ve tutuklama nedeninin var sayıldı÷ı kabul edilmiúti. Yerinde bir düzenleme ile, CMK’da bu uygulama terk edilmiú ve CMK'nın 100/3. maddesinde sınırlayıcı bir biçimde belirtilen suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli suç úüphenin varlı÷ı halinde tutuklama nedeninin var sayılabilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Böylece CMK 100/3 maddesinde sayılan suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli suç úüphesi mevcut ise, úüphelinin veya sanı÷ın kaçaca÷ı, saklanaca÷ı veya delilleri karartaca÷ı úüphesinin varlı÷ı kabul edilebilecektir.229 CMK m.100/3’te sayılan katalog suçlar úunlardır: “-26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK’da yer alan; • Soykırım ve insanlı÷a karúı suçlar (m.76, 77, 78), • Kasten öldürme (m.81,82, 83), 228 229 Centel – Zafer, a.g.e., s. 353 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.517 87 • Silahla iúlenmiú kasten yaralama (m.86/3-e) ve neticesi sebebiyle a÷ırlaúmıú, kasten yaralama (m.87), • øúkence (m.94, 95), • Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, m.102), • Çocukların cinsel istismarı (m.103), • Hırsızlık (m.141, 142) ve ya÷ma (m.148, 149), • Uyuúturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (m.188), • Suç iúlemek amacıyla örgüt kurma (m.220/ iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç), • Devletin güvenli÷ine karúı suçlar (m.302, 303, 304, 307, 308), • Anayasal düzene ve bu düzenin iúleyiúine karúı suçlar (m.309, 310, 311, 312, 313, 314, 315), •10.07.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateúli Silahlar ve Bıçaklar ile Di÷er Aletler Hakkında Kanunu’nda tanımlanan silah kaçakçılı÷ı suçları (m.12), •18.06.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 22’inci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, •10.07.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar, •21.07.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tâbiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 68 ve 74’üncü maddelerinde tanımlanan suçlar •31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110’uncu maddesinin dört ve beúinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları. Hemen belirtilmelidir ki, kanunun ilk metninde yukarıda sayılan silahla kasten yaralama, neticesi sebebiyle a÷ırlaúmıú kasten yaralama, hırsızlık ve ya÷ma 88 suçlarına yer verilmemiúti. Yo÷un eleútiriler sonucu bu suçlar, kanun metnine 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı kanun ile CMK 100/3. maddesine eklenilmiútir.230 Bu katalog suçlar listesinin hazırlanıúında hangi kriterlerin esas alındı÷ının bilinemedi÷i vurgulanmıútır.231 CMK Adalet Komisyonu görüúmeleri ile Meclis görüúmeleri sırasında katalog suçların tamamen madde metninden çıkartılması gerekti÷i ya da bazı suçların da katalog suçlar arasına alınması gerekti÷i (dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık gibi) ileri sürülmüú, bu görüúmelerde katalog suçlar arasında yer almayan suçlar aleyhine bir durumun yaratıldı÷ı ifade edilmiútir.232 CMK 100/3. maddesinde katalog halinde sayılan bazı suçların iúlendi÷ine veya iúlenmesine teúebbüs edildi÷ine iliúkin kuvvetli úüphe söz konusu oldu÷unda, tutuklama nedenlerinin mevcut oldu÷u uygulamada varsayılmaktadır. Ancak kanun “tutuklama nedeni varsayılır’’ demek suretiyle ‘’tutuklama mecburiyeti’’nin kabul edilmedi÷ini; katalog suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli úüphenin bulunması halinde dahi kaçma ve delilleri karartma úüphesini hakimin somut olayda takdir ederek buna göre tutuklama kararı verebilece÷ini hükme ba÷lamıútır.233 Yukarıda sayılan katalog suçlardan birinin mevcudiyeti halinde tutuklama nedeninin otomatik olarak varsayıldı÷ı kabul edilmiútir. Yani iúlenen suç, CMK 100/3. maddesinde sayılan suçlardan birisi ise, úüphelinin kaçaca÷ı, saklanaca÷ı, delilleri gizleyece÷i, de÷iútirece÷i, tanıklara ya da ma÷durlara baskı yapaca÷ı varsayılmaktadır. E÷er bu halde dahi baúka tedbirlerle amaca ulaúmak ve ceza yargılamasının sonuçlanmasını ve hükmün yerine getirilmesini sa÷lamak mümkünse, ölçülülük ilkesi gere÷i tutuklama kararı verilmeyebilir.234 230 ùahin Cumhur, “CMK Uygulamasının Bir Yılı”, HPD, S: 7, Temmuz 2006, s.9; Sözüer Adem – Dursun Selman, “TCK, CMK ve Kabahatler Kanunundaki Son De÷iúiklikler Ne Getiriyor?”, HPD, S: 9, Aralık 2006, s.210 231 Özbek, a.g.e 2005, s.349 232 CMK Meclis Tutanakları,Adalet Bakanlı÷ı,Yayın øúleri Dairesi Baúkanlı÷ı yay.5560 sy iliúkin Meclis Tutanakları www.tbmm.gov.tr ,eriúim tarihi:05.11.2011 233 Hakeri - Ünver, a.g.e 2010, s.356; Karagülmez, a.g.e., s.58; Öztürk - Erdem, a.g.e., s.518; Özbek, a.g.e 2005 s.349-350; Çolak – Taúkın, a.g.e., s.325; ùentuna, a.g.e., s.55 234 Çolak – Taúkın, a.g.e., s.448-451 89 3.2.2. Tutuklamanın ùekli ùartları 3.2.2.1. Muhakeme ùartının Gerçekleúmiú Olması Tutuklama, ceza yargılamasının sa÷lıklı bir biçimde yürütülmesini ve yargılama sonucu verilecek kararın uygulanmasını sa÷lamak amacıyla baúvurulan bir koruma tedbiri oldu÷una göre, bu tedbirin korumaya çalıútı÷ı bir ceza yargılamasının mevcut olması gerekir. Yani devam eden bir ceza yargılaması yoksa tutuklama tedbirine baúvurulamaz. Ceza yargılamasının yapılabilmesi bir úarta ba÷lıysa bu úart gerçekleúmeden tutuklama yapılamaz.235 Bu nedenle, muhakeme yapabilme úartı, tutuklamanın úekli úartıdır.236 Ceza muhakemesi úartlarından biri gerçekleúmedi÷i için yargılama yapılamıyor ise tutuklamaya baúvurmak haksız ve gereksiz olacaktır.237 Muhakeme úartları; izin, talep, karar ve úikayettir. øzin veya talep Ceza sistemimizde Adalet Bakanı tarafından verilen ve suç hakkında kamu davası açmaya yetkili savcıya hitap eden bir irade beyanıdır.238 Hangi suçlarda izin veya talep gerekebilece÷i TCK ’nın 12, 13, 299, 305 ve 306. maddelerinde belirtilmiútir. Kovuúturma için karar gereken suçların baúında ise milletvekili ve parlamento üyesi olmayan bakanların geçici yasama dokunulmazlıklarına giren suçlar gelir. Bu suçlarda Anayasanın 83. maddesine göre meclis tarafından o milletvekili hakkında dokunulmazlı÷ın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Ayrıca 4483 sayılı Memurların ve Di÷er Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre de, görev suçu iúleyen memurların yargılanabilmeleri için kanunda belirtilen mercilerce izin verilmesi gerekir.239 Kovuúturma úartlarından olan úikayet ise; suç ma÷durunun iradesini açıklamasını bekleme sebebine dayanır. ùikayete ba÷lı suçlarda suç, kamu 235 Yurtcan Erdener, “Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Yargıcının El Kitabı”, Melisa Matbaacılık, Ankara, 2002, s.236 236 Ceza yargılamasında yargılama úartları; sanı÷ın hazır bulunması, sanı÷ın akıl hastası olmaması, bekletici sorunun çözümünün beklenmesi ve sanı÷ın geçici yasama dokunulmazlı÷ının bulunmasıdır. Bkz. Öztürk - Erdem, s.94 vd. 237 Centel, a.g.e 1992, s.66-67 238 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.84-85 239 Centel – Zafer, a.g.e., s.593 90 yararı kadar, belki daha da çok kiúi yararına zarar verir. Muhakeme úartlarına, dava süresi, zamanaúımı, af ve akıl hastalı÷ı da eklenebilir.240 Geçici yasama dokunulmazlı÷ı bir yargılama úartı olup, dokunulmazlık kaldırılmadıkça yargılama yapılamaz ve tutuklama kararı verilemez. Anayasanın 83/2.maddesine göre, “Seçimden önce veya sonra bir suç iúledi÷i ileri sürülen bir milletvekilli, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz…”. Bu kuralın istisnası maddenin devamında belirtilmiútir. Anayasanın m.83/2-2.maddesine göre “…A÷ır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruúturmasına baúlanılmıú olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dıúındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu derhal do÷rudan do÷ruya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirmek zorundadır.” Bu nedenle milletvekilleri hakkında seçimden önce veya sonra iúledikleri bir suç ile ilgili TBMM’ce alınmıú dokunulmazlı÷ın kaldırılması kararı olmadıkça tutma, sorguya çekme, tutuklama ve yargılama yapılamaz. A÷ır cezayı gerektiren bir suçüstü hali mevcut ise veya soruúturmasına seçimden önce baúlamıú olan ve Anayasa 14. maddesi kapsamında bir suçlama mevcut ise milletvekillerinin dokunulmazlıkları bulunmamaktadır.241 Soruúturulması ve kovuúturulması úikayete ba÷lı küçükler, beden veya akıl hastalı÷ı, malullük veya güçsüzlükleri nedeni ile kendilerini idareden aciz bulunanlara karúı iúlenen suçlarda úüphelinin yakalanması için úikayet úartı aranmamaktadır (CMK m.90/3).Bu halde, yakalanan kiúilerin iúledi÷i suçlar bakımından yakalanma anında úikayet úartı aranmadı÷ından gözaltı iúleminin ardından úüpheliler, sorgu için sulh ceza hâkiminin önüne çıkarılmakta ve tutuklanabilmektedir. ùikayet süresi olan altı ay içerisinde (TCK m.73/1) herhangi bir úikayet olmaz ise bu úekilde muhakeme úartı gerçekleúmeden tutuklamaya baúvurulmuú olunmaktadır.242 240 241 242 Uçdu ølker, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir, 2007, s.93 Bıçak, a.g.e., s.339 Centel – Zafer, a.g.e., s.354 91 3.2.2.2 Tutuklama Yasa÷ının Bulunmaması CMK m.100/4. maddesinde “sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı bir yıldan fazla olmayan suçlar” için tutuklama yasa÷ı bulunmaktadır. Tutuklama yasa÷ı ile ilgili olarak aranan ceza üst sınırı, CMK ’nın 5353 sayılı Kanun’la de÷iúikli÷inden önce “iki yıl” olarak düzenlenmiúti. Yeni düzenlenmenin bu süreyi bir yıla indirmesi, hem kapsamı hem de anlamı daraltmıútı.243 Ancak 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı yasa ile madde de belirtilen üst sınır tekrar iki yıla çıkarılmıútır. 5237 sayılı TCK ile kabahatler suç olmaktan çıkarıldı÷ı için artık kabahatler hakkında tutuklama kararı verilip verilmeyece÷i tartıúması sona ermiútir. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde kabahat sayılıp, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na aktarılmayan bazı eylemler, yeniden 5237 sayılı TCK’ da suç sayılmıútır. (TCK m.105, 123, 170, 175 ile 181, 183, 194, 222, 228, 229 ve 280) Kabahatler Kanunu’nda düzenlenen ve idari yaptırımı gerektiren fiiller bakımından tutuklama kararı verilemeyece÷i ortadadır.244 Ancak bu durumun bir istisnası olup, o da Kabahatler Kanunu 40. maddesinde düzenlenen “kimli÷i bildirmeme” fiilidir. Madde metninden, kiúinin kimli÷i açık bir úekilde anlaúılıncaya kadar gözetim altına alınabilece÷i ve gerekirse tutuklanabilece÷i, gözaltına alma ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından da genel hükümlerin uygulanaca÷ı anlaúılmaktadır. Ancak “kimli÷i bildirmeme” nedeni ile tutuklama teknik anlamda bir tutuklama sayılmayıp, kiúinin kimli÷inin belirlenmesi halinde tutuklu kiúi derhal serbest kalmaktadır.245 Adli kontrol hükümlerine bilerek ve isteyerek uymayan sanık veya úüpheli hakkında alabilece÷i olası ceza süresi ne olursa olsun hemen tutuklama kararı verilebilece÷i CMK 112. maddesinde belirtilmiútir. Bu durumda tutuklama yasa÷ı bulunmamaktadır.246 243 244 245 246 Özbek, a.g.e 2005, s.350; Centel, a.g.e 1994, s.91,92. Özbek, a.g.e 2005, s.351 Bkz.,5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 40.madde Kunter Nurullah – Yenisey Feridun, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku Ek Kitap” østanbul, Arıkan Yayınevi, 2005, s.294-295 92 Mevzuatımızdaki bir di÷er tutuklama yasa÷ı ise on beú yaúını doldurmamıú çocuklar ile ilgilidir. Çocuk Koruma Kanunu’nun 21. maddesine göre; “On beú yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı beú yılı aúmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez”. Ancak bu durum çocukların iúledi÷i bütün suçları de÷il, üst sınırı beú yılı aúmayan hapis cezasını gerektiren fiilleri ifade etmektedir. On beú yaúından büyük çocuklar, büyüklerin tutuklama úartlarına tabidirler. Ancak bu çocukların gözaltında ve tutukevinde büyüklerden ayrı yerlerde tutulmaları gerekir. Askeri Mahkemeler Kuruluúu ve Yargılama Usulü Kanununun 71.maddesinde, sırf askeri suçlar bakımından kanunda öngörülen cezanın üst sınırı bir yıldan az olsa dahi tutuklama kararı verilebilece÷i belirtilmiútir. Sırf askeri suçlar bakımından tutuklama yasa÷ı yoktur. Tutukluluk süreleri bakımından çocuk úüpheli ve sanıklar da CMK 102. maddesinde yer alan hükümlere tâbi olacaklardır.247 ÇKK 21. maddesine göre; on beú yaúını doldurmamıú çocuklar bakımından öngörülen tutuklama yasa÷ının söz konusu olabilmesi için çocu÷un suçu iúledi÷i tarihteki yaúı göz önünde bulundurulmalıdır.248 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun’un 116. maddesine göre, hükümlüler hakkında uygulanan belirli kurallar ve hükümlülerin tutukluluk haliyle uzlaúır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilecektir. CGTøK’nin 16. maddesine göre; akıl hastası olan tutuklunun iyileúinceye kadar hakkında verilmiú tutuklama kararının uygulanmaması gerekir. Bu kiúilerin TCK’nın 57. maddesinde belirtilen yüksek güvenlikli sa÷lık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınması gerekecektir. Tutuklunun bu süreleri ceza evinde geçirdi÷inin kabul edilmesi gerekir. 247 248 Tasarıda çocuklar bakımından sürdürülen yargılamalarda çocuk úüpheli/sanıklar bakımından CMK m.102’den farklı olarak ayrı tutuklama süreleri öngörülmüútü: ÇKK Tasarı m.21: (1) 15 yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı on yılı aúmayan hapis cezasını gerektiren fiillerden dolayı tutuklama kararı verilemez. Çocu÷un suç ve benzeri tehlikelerden korunması için uygun destekleyici ve koruyucu tedbirler alınarak, gerekti÷inde çocu÷a gözetim uygulamasına karar verilir. Solmaz Yusuf, Balo,“Uluslararası ølkeler Iúı÷ında Çocuk Koruma Kanunu ve Uygulaması”, Ankara, A÷ustos, 2005, s.282 93 3.2.2.3. Sanı÷a Güvence Belgesinin Verilmemiú Olması CMK’ nın 246/1. maddesine göre; “Mahkeme, gaip olan sanık hakkında duruúmaya gelmesi halinde tutuklanmayaca÷ı hususunda bir güvence belgesi verebilir ve bu güvence belgesi koúullara ba÷lanabilir.” Güvence belgesi, gaip veya kaçak sanı÷ın ortaya çıkmasını ve muhakemede hazır bulunmasını sa÷lamak amacı ile baúvurulan ve sanı÷ı tutuklanmaktan kurtaran bir belgedir. CMK’ da, “güvence belgesi verilmesi” daha çok gaip sanıklar için düúünülmüútür.(CMK m.246). Ancak kaçaklar hakkında CMK’ nın 246. ve 248/7. maddesine göre de güvence belgesi verilebilir.249 Sanık hapis cezası ile mahkum olur veya kaçma hazırlı÷ında bulunursa veya güvence belgesinin ba÷lı oldu÷u koúullara uymazsa güvence belgesinin hükmü kalmaz.250 Güvence belgesinin verilebilmesi için sanı÷ın istekte bulunması úart olmayıp, Cumhuriyet Savcısının da talebi aranmaz. Güvence belgesi ancak gaip sanı÷ın tutuklanması mümkün olan hallerde verilebilir. Gaiplik belgesini mahkeme verebilir. Cumhuriyet Savcısının güvence verme yetkisi yoktur. 251 Güvence teminatı olarak nakit para gösterilebilir. Suça güvence belgesi, sanı÷ın iúledi÷i iddia edilen suç veya suçlar için dikkate alınır ve güvence belgesi hangi suç için verilmiú ise sanı÷ı ancak o suçtan tutuklanmaktan kurtarabilir. Bu nedenle iki suçtan yargılanan sanık hakkında iúledi÷i suçun biri için verilen güvence belgesi sonucu sanık mahkemeye çıkmıú ise, di÷er suçtan tutuklanmasında bir engel yoktur.252 3.2.2.4. Tutuklama Kararının Ölçülü Olması Ölçülülük ilkesi ceza muhakemesi hukukumuza 3842 sayılı Kanunla, 1992 yılında girmiútir.253 CMUK m.104/sona göre “soruúturma konusu fiilin önemi veya 249 250 251 252 253 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.524-525 Özbek, a.g.e 2005, s.932 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.104 Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.1537 Hafızo÷ulları Zeki. “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Yapılan De÷iúiklikler Üzerine”, AÜHFD, Ankara, Cilt:45, Sayı:6, 1993, s.35-46. 94 uygulanabilecek ceza veya emniyet tedbiri dikkate alındı÷ında, tutuklama haksızlı÷a sebep olabilecekse veya tutuklama yerine bir baúka yargılama önlemi ile amaca ulaúılabilecek ise tutuklamaya karar verilemez.” denilmiútir. Bu husus CMK'nın 100/1-2 maddesinde; “iúin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez” olarak belirtilmiútir. Tutuklama istemi gelen önüne hakim olayda öncelikle CMK' nın 100. maddesindeki úartların varlı÷ına bakacak ve tüm úartların gerçekleúmesinden sonra, verilecek tutuklama kararının; eylemin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olup olmadı÷ını de÷erlendirecek, úayet ölçülülük yok ise tutuklama kararı veremeyecektir. Bu norm emredici niteliktedir. 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun ile yapılan de÷iúiklikle Anayasamızın da 13. maddesine açıkça girmiú olan ölçülülük ilkesi anayasal çerçevede de güvence altına alınmıútır. ùüpheli veya sanık hakkında güvenlik tedbirine baúvurulabilecek hallerde de tutuklama yapılabilmesinin mümkün kılınmıú olması ölçülülük ilkesine aykırı görünmektedir254. Akıl hastanesine yatması gereken ve bu yönde karar verilmesi gereken bir kiúinin tutuklanması halinde tutuklamadan beklenen faydaya ulaúılamaz. 3.2.2.5. Hakim veya Mahkeme Kararının Bulunması Tutuklama kiúi özgürlü÷üne yönelik en a÷ır koruma tedbiridir. Tutuklama kararını sadece hâkim veya mahkeme verebilir. Cumhuriyet Savcısı, kolluk, adli ya da idari amir tutuklama kararı veremez. Bu durum, Anayasa m.19/3’te de güvence altına alınmıútır. 3.2.2.5.1. Soruúturma Evresinde CMK 101/1 gere÷ince soruúturma evresinde tutuklama kararı, Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından verilir. Tutuklama kararını vermeye yetkili olan hâkim, suçun iúlendi÷i veya sanı÷ın yakalandı÷ı yer sulh ceza hâkimidir. Zira CMK 12/1 uyarınca; davaya bakmak yetkisi suçun iúlendi÷i yer 254 Aynı yönde görüú için; bkz. Özbek, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, s.347 95 mahkemesindedir. Ancak CMK 13/1.maddesine göre; suçun iúlendi÷i yer belli de÷ilse, úüpheli veya sanı÷ın yakalandı÷ı yer mahkemesi yetkilidir. Yetkiye iliúkin bu kuralın tutuklamaya yetkili hâkim için de geçerli olması gerekir. Baúka bir ifade ile aynı anda birden çok mahkemenin (hâkimin) yetkili olması de÷il, kademeli yetki söz konusudur.255 Kovuúturma evresinden farklı olarak soruúturma evresinde, sorgu hâkimli÷i olan sulh ceza mahkemesi kendili÷inden tutuklamaya karar veremez. Ancak, CMUK zamanında sulh ceza hâkiminin böyle bir yetkisi mevcuttu. 5237 sayılı CMK ile sulh ceza hâkiminin tutuklamaya karar verebilmesi için Cumhuriyet Savcısının istemi olmalıdır. Ancak Suçüstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet Savcısına eriúilemiyor veya olay geniúli÷i itibari ile savcının iú gücünü aúıyor ise sulh ceza hakimi de istisnai olarak re'sen tutuklama karar verebilir.256 E÷er bir yerin savcısı yoksa o yerin sulh ceza hakimi savcı görevini de görür, o zaman resen tutuklama talep etmeye de gerek yoktur. 3.2.2.5.2. Kovuúturma Evresinde CMK' nın 101/1. maddesi gere÷ince kovuúturma aúamasında sanı÷ın tutuklanmasına Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine veya resen mahkeme tarafından karar verilir. Mahkeme, iddianamenin kabulü kararını veren ve sanı÷ın yargılamasını yürüten mahkemedir.257 Kovuúturma evresinde tutuklu olmayan sanı÷ın duruúmaya gelmesi halinde verilecek tutuklama kararlarında sanı÷ın müdafiinin de duruúmada hazır bulunması gerekir. Sanı÷ın müdafisi veya vekili yoksa veya tutuklama tedbirine baúvurulacak duruúmada hazır de÷ilse, sanık hakkında tutuklama karanının verilebilmesi için sanı÷a müdafi atanması ve sanı÷ın tutuklamaya iliúkin savunmasının ayrıca alınması gerekir.258 255 256 257 258 Feyzio÷lu Metin,”Tutuklama”(Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1992, s.29 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.360 ønci Zekiye Özen, “Bir Koruma Tedbiri Olarak Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir,2008, s.134-135 Donay Süheyl, “Açıklamalı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Vedat Yayınevi, østanbul, 2005, s.124 96 Kovuúturma aúamasında, soruúturma aúamasında oldu÷u gibi Cumhuriyet Savcısının tutuklama talebinde bulunması úart de÷ildir. Ancak Cumhuriyet Savcısının CMK' nın 33. maddesi uyarınca tutuklama konusundaki mütalâası alınabilir. Duruúma sırasında bir suç iúlenmesi halinde, hakim veya mahkeme CMK 'nın 205. maddesi gere÷ince duruúma sırasında iúlenecek suçu mahkeme tespit edecek ve bu hususta düzenleyece÷i tutana÷ı yetkili makama gönderecektir. Ancak gerekli görürse de failin tutuklanmasına karar verilebilecektir. Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatıyla yaptı÷ı yargılamalarda, yürürlükteki kanunlara göre duruúma yapılaca÷ı ve hüküm verilece÷i 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluúu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 35/1. Maddesi ile düzenlendi÷inden Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatıyla yaptı÷ı yargılamalarda CMK 'nın 100. ve devamı maddeleri gere÷ince sanıklar hakkında tutuklama kararı verebilecektir. 3.2.2.5.3. Kanun Yolları Evresinde 3.2.2.5.3.1. øtiraz øncelemesinde Soruúturma aúamasında tutuklama talebinde bulunan Cumhuriyet Savcısı, tutuklama talebinin reddi halinde kararı veren sulh ceza hakimine itiraz edebilir. Kararı veren sulh ceza hâkimi, itirazı inceleyip kararı haklı bulursa söz konusu kararı düzeltir ve sanı÷ın yoklu÷unda tutuklama kararı verilemeyece÷inden “yakalama emri” düzenler. Sulh ceza hakimi tutuklama isteminin reddi kararına itirazı yerinde görmezse, en geç üç içinde itirazı incelemeye yetkili mercie itiraz konusunda karar vermek üzere gönderir. Tutuklama kararını veren mahkeme Sulh Ceza Mahkemesi ise itirazı incelemeye yetkili merci yargı çevresinde bulundukları Asliye ceza mahkemesi; tutuklama kararını veren mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi ise incelemeye yetkili merci A÷ır Ceza Mahkemesi iúlerini gören mahkeme baúkanıdır. A÷ır Ceza Mahkemesinin tutuklama kararı vermesi halinde, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin 97 birden çok dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin tek dairesi var ise, en yakın a÷ır ceza mahkemesine itiraz edilebilir.259 3.2.2.5.3.2. østinaf øncelemesinde østinaf, verilen bir kararın, maddi ve hukuki yönlerinin bir baúka makam tarafından incelendi÷i kanun yoludur. østinaf incelemesi yapacak olan Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin yaptı÷ı tüm yargılama iúlemlerini yapmaya yetkili oldu÷undan, sanık hakkında tutuklama úart ve nedenlerinin istinaf yargılaması aúamasında oluúması halinde, tutuklama kararı verme yetkisinin kabulü gerekir. 3.2.2.5.3.3. Temyiz øncelemesinde Temyiz aúamasında Yargıtay'ın tutuklama kararı verme yetkisi yoktur. Yargıtay’daki yargılama sırasında da tutuklamaya yetkili makam, kovuúturma halen devam etti÷inden kovuúturmaya yetkili mahkeme yerel mahkemedir.260 Ancak yerel mahkemenin hükmü vermekle dosyadan elini çekti÷ini ileri sürüp temyizle birlikte dosyayı inceleme yetkisinin artık Yargıtay’da oldu÷unu savunan yazarlar da bulunmaktadır.261 Yargıtay inceleme sırasında tutuklama kararı veremese de, CMK’ nın 104/3. maddesi gere÷i tutuklulu÷un kaldırılması kararı verebilir.262 3.3. SEVK TUTUKLAMASI 5271 sayılı CMK ile kural olarak gıyabi tutuklama kaldırılmıú olsa da, sanıklara ulaúılamayan bazı hallerde yakalama emri düzenlenerek sanı÷ın yetkili hakim önüne çıkarılması sa÷lanmaktadır. Bu do÷rultuda CMK’ nın 98. maddesine göre; soruúturma evresinde ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısının 259 260 261 262 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363 Bu yönde görüú için bkz. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, s.790. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu bu görüúüne gerekçe olarak Yargıtay 1. CD’nin 13.07.1959 tarih ve 753/2841 sayılı kararını göstermiútir. Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363, Özbek, a.g.e 2005, s.357 Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363 98 istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenir. Kovuúturma evresinde ise; kaçak sanık hakkında resen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından yakalama emrinin düzenlenebilir. CMK’ nın 94. maddesine göre ise; hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruúturma veya kovuúturma evresinde yakalanan kiúi, en geç 24 saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılır. Yakalanan kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanır. Yukarıda belirtilen bu süreler úüpheli veya sanı÷ın hakim veya mahkeme önüne götürülmesi için öngörülmüútür.263 Sevk tutuklaması tamamen kiúinin mahkemeye baúvurusunu sa÷lamaya yöneliktir. Sevk tutuklaması úekli bir karar olup, hakkında yakalama emri bulunan kiúiye ait bilgilerin, yakalanan kiúiye uyup uymadı÷ına bakılmalı, uyuyorsa sevk tutuklaması kararı verilecek ve kiúi derhal yetkili hakim veya mahkemeye gönderilecektir.264 Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi son içtihatlarında; úüpheli veya sanı÷ın aynı gün içerisinde yakalamayı çıkaran mercie çıkarılması mümkün iken hakkında sevk tutuklaması yapılması amacıyla cezaevine konulup on, on iki gün süre ceza infaz kurumunda tutulmasının makul süre olarak de÷erlendirilemeyece÷ine hükmetmiútir.265 CMK 196. maddesine göre; sanı÷ın, alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilmesi mümkündür. Bu nedenle istinabe suretiyle sorguya çekilebilmesi mümkün olan sanık veya úüpheli için yol tutuklaması yapılmadan önce istinabenin mümkün olup olmadı÷ı o yer sulh ceza hakimince de÷erlendirilmelidir.266 263 264 265 266 Centel – Zafer, a.g.e., s. 258 ønci, a.g.e., s.67 Yargıtay 12. CD, 2011/20114 Esas ve 2011/15700 Esas nolu içtihatları Koparan, a.g.e., s.163 99 3.4. TUTUKLAMA KARARI 3.4.1. Genel Olarak ùüpheli veya sanı÷ın tutuklanması için hakim veya mahkemenin verdi÷i karara tutuklama kararı denir.267 CMK’nın 100. maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlı÷ı halinde úüphelinin tutuklanmasına soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi, kovuúturma evresinde de mahkeme veya hakim karar verir. (CMK 101/1) Tutuklama, úüpheli veya sanı÷ın úahsi hürriyetine çok a÷ır müdahale eden bir tedbir oldu÷undan, buna hakimin karar vermesi anayasal teminat olarak düzenlenmiútir. (AY m.19/3) CMK m.101/1’e göre; Cumhuriyet savcısının tutuklamaya iliúkin istemi ve mahkemenin buna dair verdi÷i karar gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçeler arasında adli kontrol tedbirinin yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili nedenler de yer almalıdır.268 “Tutuklama kararı”, “tutuklamanın reddi kararı”, “tutuklulu÷un devamı kararı ya da “tahliye isteminin reddi kararı ” nda kuvvetli suç úüphesini, tutuklama nedenlerinin varlı÷ını, tutuklama tedbirinin ölçülü oldu÷unu gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. (CMK m.101/2). Kararın içeri÷i úüpheli veya sanı÷a sözlü olarak bildirilir ve ayrıca bir örne÷i de yazılmak sureti ile verilir ve bu husus kararda belirtilir. ùüpheli veya sanı÷ın yoklu÷unda karar verilmesi halinde, tutuklama nedenleri ve suçlamalar derhal bildirilemeyebilir.269 Tutuklama kararında; úüpheli veya sanı÷ın bilinen açık kimli÷i, yüklenilen ve suç teúkil etti÷i bildirilen eylem, tutuklamanın hukuki ve fiili nedenleri ile gerekçeleri gösterilir.270 267 268 269 270 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490 Yaúar Osman, “Uygulamalı ve Yorumlu 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Cem Ofset Yayınevi, Ankara, 2005, s.467 Baytar Serdal, “Koruma Tedbirlerinden Do÷an Zararın Karúılanması”, Ankara, TBBD, Yıl: 18, Sayı: 61, Kasım – Aralık 2005, s.362-363 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490 100 CMK ile mülga CMUK 158. maddesindeki soruúturma evresinde sulh ceza hakiminin resen tutuklama kararı verme yetkisi nedeni anlaúılamayan biçimde ortadan kaldırılmıútır (CMK 163/1). Buna karúılık kovuúturma evresinde mahkemenin resen tutuklama yetkisi halen devam etmektedir (CMK.101/1). Tutuklama isteminin reddi halinde úüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır. Derhal ile kastedilen hemen olmayıp, úüpheli veya sanı÷ın kolluktaki eúyalarını alabilmesi için kolluk merkezine gitmesi gerekebilir. Ancak bu süre, makul olan en kısa süre olarak anlaúılmalıdır.271 Tutuklama isteminde úüpheli ve sanık kendisine müdafi seçmez ise baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. Kanun koyucu kanunda belli hallerde zorunlu müdafili÷i öngörmüútür. Tutuklama isteminde bulunulması da bu hallerden biridir. Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına iliúkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hakimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir. Ayrıca soruúturmanın amacını tehlikeye düúürmemek kaydıyla, tutuklunun hakkındaki tutuklama kararını bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirmesine de izin verilir.272 øúlenen suç hafif bir suç olup da; delil durumu itibariyle úüpheli tutuklanmamıú olsa bile, savcı iddianame ile úüpheli hakkında kamu davasını açabilecektir.273 3.4.2. Tutuklama Kararının Verilmesi CMUK m.106/1’de; “tutuklanması talep edilen sanık hazırsa karardan önce dinlenir, hazır bulunan sanık isterse sorgu sırasında vekaletname aranmaksızın müdafii de hazır bulunabilir ve karar verilmeden önce Cumhuriyet Savcısı ile hazır olan müdafi dinlenir” úeklinde bir hüküm bulunmaktaydı. 271 272 273 Özbek, a.g.e 2006, s.355; Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490-492 Çalıúkan Bilal, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutuklama”, Adalet Dergisi Sayı: 37, Ankara, s.6 Soyaslan, a.g.e 2006, s. 309 101 CMK’ nın; “tutuklama istemi ile hâkim veya mahkeme önüne çıkarılan kiúi hakkında verilen kararın içeri÷i ilgiliye sözlü olarak bildirilecektir” (CMK m.101/2) hükmü ve “tutuklama talep edildi÷inde úüpheli veya sanık, kendisinin seçece÷i veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafinin yardımından yararlanır” úeklindeki düzenlemesi (CMK m.101/3) ile tutuklama kararının yüze karúı verilebilece÷i anlaúılmaktadır.274 “Tutuklama isteminin reddi” kararına karúı yapılan itiraz üzerine itiraz mercii tarafından, “tutuklama isteminin reddi” kararı kaldırıldı÷ında, úüpheli ya da sanık hakkında 'gıyapta tutuklama' kararı verilemeyece÷inden úüphelinin veya sanı÷ın duruúmaya davet edilmesi, gelmez ise yakalanması gerekecektir. Bu úekilde davet edilen ya da yakalandıktan sonra tutuklama istemi ile hâkim önüne çıkarılacak kiúiye, Cumhuriyet Savcısının itiraz dilekçesi ve “tutuklama isteminin reddi kararının kaldırılması” kararı tebli÷ edilmelidir.275 Tutuklama bakımından 5271 sayılı CMK ile getirilen en önemli yeniliklerden biri gıyabi tutuklama kararının istisnai hallerde düzenlenmiú olmasıdır. Buna göre; úüpheli veya sanı÷ın yoklu÷unda (CMK m.195), yabancı ülkede bulunan kaçaklar hariç gıyabi tutuklama kararı verilemeyecektir. (CMK m.248/5)276 CMK uyarınca gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı÷ından serbest olan úüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi için artık yakalama emri çıkarılabilecektir. Soruúturma evresinde ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir.(m.98/1). Kovuúturma evresinde ise, kaçak sanık hakkında yakalama emri resen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenebilir (m.98/3). Yakalama emri; soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından çıkarılmıúsa, úüpheli bu yakalama emrini düzenleyen sulh ceza hâkimi önüne çıkarılmalıdır. E÷er yakalama 274 275 276 Özbek, a.g.e 2006, s.357-358 Özbek, a.g.e 2006, s.358 Feyzio÷lu Metin, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Hakkında Bazı Tespit ve De÷erlendirmeler”,TBBD, Yıl: 19, Sayı: 62, Ankara, 2006, s.53-55 102 emri kovuúturma evresinde davaya bakmakla görevli olan hakim veya mahkeme tarafından verilmiúse; yakalanan sanık, kararı veren bu hakim huzuruna çıkarılmalıdır. Hakkında yakalama emri çıkarılmıú olan úüpheli veya sanık yakalama emrini çıkaran hâkim veya mahkemenin yargı çevresi dıúında bir yerde de yakalanmıú ise; yakalanan úüphelinin veya sanı÷ın öncelikli olarak ve en geç yirmi dört saat içinde kararı veren hâkim veya mahkeme huzuruna çıkarılması sa÷lanmalıdır. Bu sa÷lanamıyorsa, yakalanan kiúi yirmi dört saat içerisinde en yakın sulh ceza hâkimi huzuruna çıkarılmalıdır. Kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde, sevk tutuklaması üzerine yakalama emrini veren yetkili mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanır.277 Burada CMUK’taki gıyabi tutuklamanın vicahiye çevrilmesi örne÷inde oldu÷u gibi sulh ceza hâkimi, úüpheli veya sanı÷ın yakalanması ve önüne getirilmesi gereken kiúi olup olmadı÷ını kontrol edecek ve e÷er, do÷ru kiúi de÷ilse serbest bırakacak, do÷ru kiúi ise sevk tutuklaması yapacak ve yakalanan kiúi en kısa zamanda yakalama emrini veren yetkili mahkeme önüne çıkarılacaktır. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu 'na göre; söz konusu düzenleme sorunlu olup, hakkında yakalama emri infaz edilen úüpheli veya sanı÷ın yetkili mahkeme huzuruna çıkarılması için uzun bir bekleme süreciyle karúılaúmasına neden olmaktadır.278 Ancak kanun koyucunun temel amacı; yakalanan kiúilerin öncelikle hakkında yakalama emrini veren, úüphelinin dosyasını bilen ve úüpheli veya sanı÷ı serbest bırakma olasılı÷ı olan yetkili mahkeme huzuruna çıkarılması, bunun mümkün olmadı÷ı durumlarda da kiúinin en yakın sulh ceza mahkemesine çıkarılmasıdır. Sevk tutuklamasının temel amacı, kiúinin uzun süre hâkim güvencesinden yoksun bir úekilde gözaltında kalmasını önlemek ve yine yakalanan kiúinin yakalama emrinde gerçekten adı geçen úahıs olup olmadı÷ını tespit etmektir.279 5320 sayılı CMK ’nın Yürürlük ve Uygulama ùekli Hakkında Kanun’a göre; CMUK yürürlükte iken verilmiú olan gıyabi tutuklama kararları CMK ’nın yürürlü÷e girmesi ile, m.248/5 (yabancı ülkede bulunan kaçaklar) hükmü ayrı olmak üzere 277 278 279 Öztürk – Erdem; bu tutuklamaya; “sevk tutuklaması” demektedir. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.794 Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.75 103 yakalama emri niteli÷ine dönüúmüútür. CMK m.248/5 maddesi hükmü sadece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanmaktadır. Feyzio÷lu; böyle bir düzenlemenin yürürlük kanunu ile yapılmıú olmasını yasa yapma tekni÷i açısından eleútirmektedir.280 3.4.3. Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” CMK m.34 uyarınca da; hâkim veya mahkemelerin karúı oy dâhil her türlü kararının, gerekçeli olarak yazılması gerekir. Buna göre; tutuklama istemi yazısı, tutuklama kararı ve tutuklama halinin devamına iliúkin hâkim veya mahkeme kararlarının da mutlaka gerekçeli olması gerekir. Nitekim, CMK’nın 101. maddesinin 2. fıkrası uyarınca da; tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine iliúkin kararlarda, kuvvetli suç úüphesini, tutuklama nedenlerinin varlı÷ını ve tutuklama tedbirinin ölçülü oldu÷unu gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilmesi gerekti÷i belirtilmiútir. Bu genel düzenleme yanında tutuklama kararının gerekçeli olması hususunda; CMK m.101/1,2’de de; “istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir. Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine iliúkin kararlarda hukuki ve fiili nedenlerle gerekçeleri gösterilir” denilmektedir. AøHM tarafından, ulusal hukukta bireyi özgürlü÷ünden yoksun bırakan önlemin AøHS 'in 5. maddesi anlamında bireyin keyfiliklere karúı korunmasını sa÷layacak biçimde somut gerekçelere dayanması gereklili÷inin amaçlandı÷ı belirtilmiútir.281 AøHM çeúitli kararlarında, tutuklama kararının gerekçeli olmaması nedeniyle ülkeleri mahkum etmiútir. AøHM 'ye göre; tutuklanan kiúinin, bir suç iúlemiú oldu÷una iliúkin duyulan makul kuúkuların sürmesi, o kiúinin tutuklulu÷unun devamının geçerlili÷i açısından onsuz olmaz (sine qua non) bir koúul oldu÷u; ancak 280 281 Feyzio÷lu, a.g.e 2006, s.55 Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararlar Bülteni C:1, Sayı: 3-4, s.72 104 bu koúulun, belli bir süreden sonra yeterli olamayaca÷ı bu durumlarda, yargısal makamlar tarafından özgürlükten yoksun bırakmayı haklı kılmak için belirtilen gerekçelerin devam edip etmedi÷ine karar verilmesi gerekir.282 Tutukluluk gerekçeleri “ilgili” ve “yeterli” ise, AøHM bu durumda, yetkili ulusal makamların yargılamanın yürütülmesi sırasında “gerekli özeni” gösterip göstermediklerini saptar. Tutuklama kararının gerekçeli olması sayesinde, tutuklamanın kanuna uygun yapılıp yapılmadı÷ı anlaúılacak, bu durum da úüpheli ve sanık ile müdafiinin tutuklama nedenini ö÷renip savunma yapmasına, itirazı inceleyecek merciin ise denetim yapabilmesine olanak sa÷layacaktır.283 Cumhuriyet Savcısı da, adli kontrole tabi suçlarda tutuklama isteminde bulunurken, adli kontrol uygulamasının yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili nedenleri göstermelidir.284 “Tutuklamanın devamı” ve “tahliye isteminin reddi” ne iliúkin kararlar da tutuklama kararı olup, bu hallerde de bu kararları gerektiren, hukuki ve fiili nedenler ile gerekçe göstermek zorunlulu÷u vardır. 3.4.4. Tutuklama Kararının Bildirilmesi Anayasa m.19/4’e göre; “ Yakalanan veya tutuklanan kiúilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar her halde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir”. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi m.5/2’de de; “tutuklanan her ferde, tutuklanmasını gerektiren nedenler ve kendisine karúı yapılan bütün suçlamalar en kısa zamanda ve anladı÷ı bir dilde bildirilir” denilmiútir. Bu düzenlemenin temel amacı, tutuklama ile do÷abilecek muhtemel maddi hataların engellenmesinden ziyade, tutuklamaya karúı yapılabilecek itiraz hakkının etkin bir biçimde 282 283 284 Wemhoff v./Almanya kararı, Ringeissen v./Avusturya kararı Centel – Zafer, a.g.e., s.358 Özbek, a.g.e 2006, s.273 105 kullanılabilmesini sa÷lamak ve yine tutuklanan kiúinin etkin ve silahların eúitli÷i prensibine uygun olarak ona kendisini savunma olana÷ını sa÷lamaktır.285 AøHM kararlarında da belirtildi÷i gibi, bir kimsenin özgürlü÷ünden yoksun bırakıldı÷ı ilk zamanlar, kötü muameleye maruz kalma riskinin en yo÷un oldu÷u zamanlardır. øúkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) de bu konuda sürekli yaptı÷ı ziyaretler sonucunda ülkelere tavsiyelerde bulunmaktadır. Özgürlü÷ünden yoksun bırakılan kiúilerin avukat yardımından yararlanması, yakınlarına haber verilmesi ve bir hekimin kontrolünden geçmesi temel güvencelerdendir286. Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki tahliye isteminin reddine iliúkin kararlar, hukuki ve fiili nedenleri ile birlikte úüpheli veya sanı÷a sözlü olarak tutuklama oturumunda bildirilmelidir (CMK m.101). Ayrıca soruúturmanın amacını tehlikeye düúürmemek kaydıyla tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirmesine de izin verilir. ùüpheli veya sanık yabancı oldu÷unda, tutuklama durumu yazılı olarak karúı çıkmaması halinde vatandaúı oldu÷u devletin konsoloslu÷una da bildirilir.(CMK. m107/3) CMUK m.107’de de, CMK’daki düzenlemenin benzeri bir düzenlemeye yer verilmiúti. CMUK m.107/1 'de tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına iliúkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hâkimin kararıyla gecikmeksizin haber verilece÷i, CMUK m.107/2'de ise, soruúturmanın amacını tehlikeye düúürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirece÷i belirtilmiútir. Anayasa m. 19/6’ya göre; “kiúinin tutuklandı÷ı yakınlarına derhal bildirilir”. CMK m.107'ye göre de; “tutuklama ve tutuklulu÷un uzatılmasına dair verilen her karar tutuklunun bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hâkim veya mahkeme kararıyla gecikmeksizin haber verilir.” 285 286 Gölcüklü Feyyaz, “Kiúi Özgürlü÷ü ve Kiúi Güvenli÷i”, ønsan Hakları Kurallarının øç Hukukta Uygulanması, AÜSBF øHM Yayınları, Ankara, 1992, s.209 Gemalmaz Mehmet Semih, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi (Madde 3/øúkence Yasa÷ı Analizi)”, Ankara Barosu Yayınları, Ankara, 2006 106 Anayasa ve CMK'da da belirtilen yakınları kavramına akraba, eú, ortak, patron, sözlü, niúanlı, arkadaú vs. girmektedir. Yakın kavramından güvenilen kiúiyi anlamak gerekir.287 Bildirim zamanı Anayasa’da “derhal” ve CMK’da “gecikmeksizin” olarak düzenlenmiútir. Bildirim vakit geçirilmeksizin en seri müdahale araçları ile yapılmalıdır. Bildirimde yetki, tutuklama kararını veren mahkeme veya hâkimdedir Tutuklanan kiúinin, tutukluluk durumunu yakınlarına bizzat bildirmesi, soruúturmanın amacını tehlikeye düúürecek ise yani kiúilere veya eúyaya karúı önlemlerin etkisiz kalmasına yol açacak, bazı deliller karartılacak, bazı bilgilere ulaúılamayacak ise CMK’nın 107/2. maddesinde belirtilen istisnai durumdan bahsedilir.288 Kiúinin tutuklandı÷ının veya tutukluluk halinin devamına iliúkin kararın tutuklanan kiúi tarafından belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirilmesinin, soruúturmanın amacını tehlikeye düúürece÷i konusunda takdir yetkisi hakkında kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte bu yetkinin tutuklama kararı veren hâkim veya mahkemeye ait oldu÷u289 görüúü oldu÷u gibi hakimin bildirmede sakınca bulunması halinin devam etti÷ini tespit etme, izleme olana÷ı bildirimde sakınca bulunması durumunun devam edip etmedi÷i daha sonra infaz hâkimi tarafından denetlenmelidir görüúü de bulunmaktadır.290 Türkiye Cumhuriyeti vatandaúı tutuklular bakımından bildirim zorunludur. Tutuklanan kiúi yabancıysa, vatandaúı oldu÷u ülkenin büyük elçili÷ine veya konsoloslu÷una haber verilir. Ancak yabancı sanık karúı çıkarsa bu bildirim yapılmaz. Tutuklandı÷ının konsoloslu÷a bildirilmesinin istenmesi úeklindeki sanık isteminin yazılı olması gerekir. Yabancı tutukluya tutuklandı÷ının bildirilmesi hususunda tercümanı aracılı÷ı ile bu bildirime karúı çıkma hakkı anlatılmalıdır. 287 288 289 290 Centel, a.g.e 1992, s.86 Centel – Zafer, a.g.e., s. 360 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.792; Özbek, a.g.e 2005, s.369; Centel – Zafer, a.g.e., s.360 Gülüúür Emre, “Koruma Tedbirlerinden Tutuklama”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010, s.75 107 Yabancının tutuklandı÷ının bildirilmesinde, soruúturmanın amacını tehlikeye düúürme úartı aranmamaktadır.291 CMK'nın 107/3. maddesi ile düzenlenen yabancı tutuklunun vatandaúı oldu÷u ülkenin büyük elçili÷ine veya konsoloslu÷una bildirilir hükmü Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf oldu÷u 24.04.1963 tarihli Konsolosluk øliúkileri Hakkında Viyana Sözleúmesi'nin 36/1-b maddesinde düzenlenilmiú olup, bu madde gere÷ince; “ilgili talep etti÷i takdirde, kabul eden devlet'in yetkili makamları gönderen Devlet'in bir uyru÷unun gönderen Devlet Konsoloslu÷u görev çevresinde tutuklanmasından, hapsedilmesinden veya önleyici mahiyette veya herhangi bir úekilde gözaltına alınmasından vakit geçirmeksizin söz konusu konsoloslu÷u haberdar edeceklerdir. Tutuklanmıú, hapsedilmiú veya önleyici mahiyette veya herhangi bir úekilde gözaltına alınmıú olan kiúiden konsoloslu÷a hitaben sadır olmuú her türlü haber, keza, anılan makamlarca derhal konsoloslu÷a intikal ettirilecek ve yine bu makamlar, bu bentle tanınmıú olan haklar hakkında ilgili kiúiye gecikmeksizin bilgi vereceklerdir.” 3.4.5. Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi Tutuklama kararı, tutuklamaya karar vermeye yetkili merciler tarafından úüpheli veya sanı÷ın sorgusunun yapılmasından sonra verilecektir. Tutuklama kararı verildi÷inde úüpheli veya sanık hakkında yeterli kadar tutuklama müzekkeresi düzenlenecek ve bir örne÷i de úüpheli veya sanı÷a verilecektir. Tutuklama kararı “tutuklama müzekkeresi” ile yerine getirilir.292 Hakkında tutuklama kararı verilen úüpheli veya sanık kararı veren hakim veya mahkeme tarafından tutukevine gönderilmek üzere kollu÷a teslim edilecektir. Tutuklama kararının yerine getirilmesi hakkında CMK’ da düzenleme yoktur. Bu husus 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun (CGTøK) m.111 ve devamı maddelerinde düzenlenmiútir.293 Bu kanunun yanı sıra tutuklama kararının yerine getirilmesi hususunda ayrıca AMKYUK m.244/son, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanunu’nun uygulama koúullarını 291 292 293 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.508 Toroslu Nevzat – Feyzio÷lu Metin, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Savaú Yayınevi, Ankara, 2009, s.199 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.527 108 belirten Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Tüzük 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu m.39 ve Askeri Ceza ve Tutuk evlerinin Yönetimine ve Cezaların ønfazına Dair Yönetmelik’te (ACTYCøDY) düzenlemeler bulunmaktadır. Tutuklama kararı verildi÷inde düzenlenen tutuklama müzekkerelerinden biri Cumhuriyet Savcılı÷ına gönderilir ve Cumhuriyet Savcılı÷ı tarafından verilen talimatlar üzerine úüpheli veya sanık tutuk evine gönderilir ve bu úekilde úüphelinin veya sanı÷ın tutuk evine konulması ile tutuklama kararı yerine getirilmiú olur.294 Soruúturma, bizzat sulh ceza hakimi tarafından yapılıp da, bu soruúturma sonucunda hakim tutuklama kararı da vermiúse hakim aynı zamanda soruúturma makamını da temsil etti÷inden verdi÷i kararın infazı için do÷rudan kollu÷a göndererek yerine getirilmesini isteyebilir.295 Tutuklama kararının infazı için yasalarımızda herhangi bir zaman sınırlaması olmayıp, gece gündüz, hafta içi hafta sonu, bayram ve tatil günlerinde de tutuklama kararı yerine getirilebilir.296 Sanık veya úüpheli hakkında aynı anda birden çok tutuklama kararı verilmiúse veya baúka sanı÷ın bir suçtan mahkûmiyet kararı varsa, hangi kararın önce yerine getirilece÷i sorunu ortaya çıkabilir. Bu kararların hepsi aynı anda infaz edilemeyece÷inden infazda öncelik 'hükme' tanınmaktadır. Uygulamada tutuklama kararları, tutuklama kararının veriliú tarihine göre veya tutuk evi kayıt sırasına göre yapılmaktadır.297 Bazı durumlarda tutuklama kararının infazı ertelenebilir. Örne÷in; Anayasa m. 83/2’ye göre, úüpheli durumunda olan milletvekili için tutuklama kararının infazı kural olarak Meclis dokunulmazlı÷ının kaldırılmasına kadar ertelenir. CGTøK 116. maddesinin yollamasıyla, CGTøK m.16'ya göre; akıl hastalı÷ına yakalanan tutuklunun tutuklama kararının infazı tutuklu iyileúinceye kadar 294 295 296 297 Toroslu – Feyzio÷lu, a.g.e., s.199 Centel, a.g.e 1992, s.81 Centel, a.g.e 1992, s.81 Yurtcan, a.g.e 2002, s.236-237 109 ertelenebilir. Bu halde tutuklu, TCK m. 57’de belirtilen sa÷lık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Tutuklunun sa÷lık kurumunda geçirdi÷i süreler ceza evinde geçmiú sayılır. CGTøK m.16/2 uyarınca; akıl hastalı÷ı haricindeki hastalıklar bakımından da tutuklamanın infazı tutuklu için kesin bir hayati tehlike teúkil ediyorsa tutuklulu÷un infazı iyileúinceye kadar ertelenebilir. Yine CGTøK 116. madde yollamasıyla CGTøK 6/4. maddesine göre; gebe olan veya do÷urdu÷u tarihten itibaren altı ay geçmemiú bulunan tutuklu kadınlar hakkındaki tutuklama kararının infazı da ertelenebilir. Çocuk ölmüú veya anasından baúka birine verilmiú ise, do÷umdan itibaren iki ay geçince tutuklama kararı infaz olunur. Tutuklama kararının infazının ertelenmesine yönelik bu hükümler aslında hükümlüler için düzenlenmiú ise de; tutuklamayla ba÷daútı÷ı ölçüde tutuklular bakımından da uygulanmalıdır. Zira hakkında ceza yargılaması yapılıp da ceza verilmiú ve bu cezası kesinleúmiú olan hükümlüye tanınan bu hakların, masumiyet karinesinden yararlanabilen ve yargılama sonrasında beraat etme ihtimali bulunan tutuklu hakkında evleviyetle uygulanabilmesi gerekir.298 CGTøK 111/1. maddesine göre; “Tutuklular iç ve dıú güvenlik görevlisi bulunan, firara karúı teknik, mekanik, elektronik veya fiziki engelleri olan, 34 üncü maddede sayılan haller dıúında oda ve koridor kapıları sürekli olarak kapalı tutulan ve yasal zorunluluklar ayrık, dıúarıyla irtibat ve haberleúme olana÷ı bulunmayan normal güvenlik esasına dayalı tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmadı÷ı hallerde di÷er kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde tutulurlar.” Tutuklu ve hükümlünün ayrı yerlerde tutulması zorunludur. Zira tutuklu bile olsa úüpheli veya sanık hakkında kesinleúmiú bir mahkumiyet hükmü bulunmadı÷ından masum sayılır ve Anayasa'daki masumiyet karinesinden yararlanır. 298 Centel – Zafer, a.g.e., s.368-369 110 3.5. TUTUKLAMA KARARINA KARùI KANUN YOLU 3.5.1. Genel Olarak Tutuklama kararına, tutuklu÷un devamı kararına, tutuklulu÷un kaldırılmasına veya adli kontrol tedbiri uygulanmasına iliúkin hâkim ve mahkeme kararlarına karúı itiraz edilebilir. Bu husus Anayasa m.19/8’de de ”Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kiúi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılı÷ı halinde hemen serbest bırakılmasını sa÷lamak amacıyla yetkili yargı merciine baúvurma hakkında sahiptir” úeklinde düzenlenerek tutuklama kararına itiraz hakkı anayasal bir güvenceye kavuúturulmuútur. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi m.5/3’e göre de; “Sözleúmeye uygun olarak tutuklanan kiúinin, hemen bir hâkim veya adli görev yapmaya yetkilendirilmiú di÷er bir memur huzuruna çıkarılmaya ve özgürlü÷ünün kısıtlanmasının incelenip bu hususta kısa bir sürede karar verilerek, durumunun kanuna aykırı görülmesi halinde tahliyesine karar verebilmek için bir mahkemeye itiraz hakkı vardır. CMK 263. maddesi uyarınca; tutuklu bulunan úüpheli veya sanık, zabıt katibine veya tutuklu bulundu÷u ceza infaz kurumu ve tutuk evi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek hakkında verilmiú tutuklama kararına itiraz edebilir. Zabıt katibine veya kurum müdürüne baúvuru halinde baúvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedilip, bu hususları belirleyen bir tutanak örne÷i derhal tutukluya verilir. Bu tutanak ve dilekçe derhal ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt katibi veya kurum müdürünce bu iúlemlerin yapıldı÷ı tarihte, itiraz için belirlenen süreler kesilmiú sayılır.299 Kanunda yazılı istisnalar dıúında tutuklama kararına itiraz incelemesi duruúma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılır. Ancak gerekli görülürse Cumhuriyet Savcısı ve müdafi de dinlenebilir. øtiraz hakkında karar, mümkün olan en kısa sürede verilmelidir. øtirazı yerinde gören merci, itiraz konusu hakkında da karar verir. øtiraz 299 ùentuna, a.g.e., s.84 111 merciinin verdi÷i kararlar kesin olup, istisnası ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karúı itiraz yoluna gidilebilecek olunmasıdır.300 3.5.2. øtiraz Edebilecek Kiúiler ùüpheli veya sanık, CMK.101/1'e göre hakkında verilen tutuklama kararına itiraz edebilir. Cumhuriyet Savcısının tutuklama istemi sulh ceza hakimi tarafından yerinde görülmezse Cumhuriyet Savcısı tarafından da bu karara itiraz edilebilir. Tutuklama kararına karúı itiraz, Cumhuriyet Savcısının veya tarafların kararı ö÷rendi÷i günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutana÷a geçirilmek üzere zabıt katibine yapılacak bir beyanla olur. CMK 268.maddesine göre kararına itiraz edilen mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltir. Yerinde görmezse en geç üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili mercie gönderir.(CMK. m. 104-105) Tutuklama ve tutuklamama kararları itiraz merciince yerinde görülürse, bu kararlar kesindir. CMK 98/1'in son cümlesine göre; ”tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafında da yakalama emri düzenlenebilir”. Ret kararı veren hakim veya itirazı incelemeye yetkili merci, Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan tutuklama isteminin reddi kararına itirazı inceleyecek, tutuklama úartlarının gerçekleúti÷ine iliúkin kuvvetli úüpheye ulaúması halinde úüpheli hakkında yakalama emri düzenleyebilecektir. Buradaki yakalama emri CMK 90. maddesindeki yakalama tedbiri olmayıp, úüphelinin hakim huzuruna çıkarılıp yoklu÷unda tutuklama kararı verilmesini önlemeyi amaçlamaktadır.301 Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde mercii, dosya üzerinden inceleme yaparak CMK m. 98/1'e göre yakalama emri düzenleyebilecektir. Bu kararı tutuklama talebini reddeden hakim veya tutuklama isteminin reddini incelemeye yetkili itiraz mercii verebilir. CMK 271/4'de 300 301 ùentuna, a.g.e., s.84-85; Özbek, a.g.e 2005, s.357 Malkoç - Yüksektepe, a.g.e., s.493 112 gösterilen tutuklama kararı yoklukta verilemeyece÷inden itiraz mercii, yakalanıp savunması alınan úüpheli hakkında tutuklama kararı verebilecektir.302 Cumhuriyet Savcısının, úüpheli veya sanı÷ın salıverilme talebinin reddi üzerine yapılan itirazın kabulü ile verilen tahliye kararına karúı itiraz yetkisi bulunmamaktadır.(CMK 105) 3.5.3. øtirazı ønceleme Makamları Sulh ceza hâkiminin tutuklamaya dair kararlarına yapılan itirazı inceleme yetkisi yargı çevresinde bulunan asliye ceza mahkemesine aittir. Asliye ceza mahkemesinin tutuklamaya dair kararlarına yapılan itirazı inceleme yetkisi, yargı çevresinde bulundukları a÷ır ceza mahkemesine aittir. Sulh ceza iúleri, asliye ceza mahkemesi tarafından yapılıyor ise itirazı inceleme yetkisi a÷ır ceza mahkemesi baúkanına aittir. (CMK 268/3) A÷ır ceza mahkemesi baúkanı ile a÷ır ceza mahkemesinin tutuklamaya dair kararlarına yapılan itirazı inceleme yetkisi, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması halinde numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde a÷ır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa en yakın a÷ır ceza mahkemesine aittir. (CMK 268/3) Yargıtay Ceza Dairelerinin kararları ile Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerinin kararlarına yapılan itirazlarda yetki; kararı veren üyenin kararında görevli oldu÷u dairenin baúkanına, daire baúkanı ile ceza dairesinin kararına karúı numara itibari ile izleyen ceza dairesine; kararı veren daire son numaralı daire ise birinci ceza dairesine aittir. Yargıtay'a yapılan tutuklulu÷a itirazlar CMK m. 104/3 gere÷i dosya üzerinden incelenerek karar verilir. Hükmü veren mahkeme vermiú oldu÷u hüküm ile birlikte dosyadan el çekmiú oldu÷u için, hükmen tutuklu sanıkların yapmıú oldukları tutuklulu÷a itirazları inceleme yetkisi Yargıtay’dadır. Nitekim Yargıtay 1. Dairesi bir kararında; Yargıtay’a yapılan tahliye isteminde temyiz incelemesi sırası gelmeyen 302 ùen Ersan – Özdemir Bilgehan, “Tutuklama, Uygulamada ùüpheli ve Sanık Haklarının Korunması”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2011, s.99 113 dosyayı tahliye talebi ile sınırlı olmak üzere inceleyerek sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına ve tutuklulukta geçen süreye göre tahliye isteminin reddine karar vermiútir.303 3.5.4. øtiraz øncelemesi Ve Sonuçları Sulh ceza hakimi, Cumhuriyet Savcısının tutuklama talebi karúısında kabul ya da ret kararı verebilecektir. Sulh ceza hakiminin tutuklama talebinin reddine iliúkin kararına itiraz üzerine, merci tutuklama kararı verebilecektir. Merciin verdi÷i tutuklama kararına karúı itiraz mümkündür. Tutuklama talebinin reddine dair merci kararı ise kesin karardır.304 ølk defa merci tarafından verilen kararlara itiraz mümkün olup, itiraz edilebilir. Yani Cumhuriyet Savcısının tutuklama talebi ile sulh ceza hakimi önüne çıkan úüpheli veya sanık tutuklanmazsa Cumhuriyet Savcısı bu karara itiraz edebilir. Cumhuriyet Savcısının itirazını incelemeye yetkili merci tutuklama kararı verirse, merci tarafından ilk defa verilen bu tutuklama kararına karúı itiraz mümkündür.305 ùüpheli veya sanık hakkında birden çok tutuklama kararı verilmiú olup da, bunlardan infaz edilemeyen tutuklama kararlarına karúı da itiraz edilebilir. ùüphelinin veya sanı÷ın tutuklulu÷a itiraz etti÷i sırada, sanık hakkında verilmiú mahkumiyet hükmü kesinleúirse, tutuklama artık mahkumiyete dönüúece÷inden itiraz istemi konusuz kalacaktır.306 Tutuklama sebeplerinin ortadan kalkması halinde tutuklama kararı veren hakim veya mahkeme resen veya talep üzerine tutuklama kararını geri alabilir. Soruúturma safhasında Cumhuriyet Savcısı ve tutuklu úüpheli ya da úüpheli müdafii de tutuklu úüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilirler.307 ùüpheli hakkında Cumhuriyet Savcılı÷ı tarafından kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilmesi halinde úüpheli serbest kalacaktır. (CMK 103/2) 303 304 305 306 307 Yargıtay 1. CD, 2005/3139 Esas, 2006/79 Karar sayılı kararı Özbek, a.g.e 2006, s.284 Özbek, a.g.e 2006, s.357 Centel – Zafer, a.g.e., s.364 Öztürk – Erdem, a.g.e., s.526 114 3.6. TUTUKLULUöUN DENETLENMESø 3.6.1. Genel Olarak Cumhuriyet Savcısı soruúturmanın etkin süjesi olarak tutuklama tedbirinin gereksiz oldu÷una kanaat getirdi÷inde úüpheliyi 'resen' serbest bırakabilir. (CMK.163) Tutuklu÷un denetlenmesi yöntemlerinden biri bu úekilde Cumhuriyet Savcısının tutuklulu÷u resen denetlemesi olup, ayrıca Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından (CMK m. 103, 108), úüpheli veya sanı÷ın istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından (CMK m. 104, 108), en son olarak da hakim veya mahkeme tarafından da resen tutuklulu÷un denetlenmesi mümkündür. Aúa÷ıda ayrıntılı úekilde tutukluluk halinin devamının yetkili merciler tarafından kendili÷inden denetimi incelenecektir. 3.6.2. Soruúturma Evresinde Soruúturma evresinde úüphelinin tutuk evinde bulundu÷u süre içinde CMK. m.108/1'e göre; en geç otuzar günlük süreler itibari ile tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyece÷i hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilecektir. Soruúturma aúamasında tutuklu bulunan úüpheli de hakkındaki tutuklama kararının gözden geçirilmesini isteyebilir.308 Tutuklama nedenlerinin otuz günlük süre dolmadan önce sona erdi÷i yolunda ciddi belirtilerin bulunması halinde, Cumhuriyet Savcısı sulh ceza hâkiminden tutuklama kararının incelenmesini talep edebilir. Otuz günlük süre dolmadan önce tutuklama kararının incelenmesinin talep edilmesi için tutuklama nedenlerinin ortadan kalktı÷ına iliúkin ciddi ibarelerin bulunması gerekir.309 CMK m.103/2 uyarınca; soruúturma evresinde úüpheli hakkında tutukluluk halinin gereksiz oldu÷u kanaatine varan Cumhuriyet savcısı úüpheliyi kendili÷inden serbest bırakabilir.310 ùüphelinin tutukluluk halinin devamı konusunda kanaate sahip 308 309 310 Koparan, a.g.e., s.171 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.798-799 Centel – Zafer, a.g.e, s.364-365 115 olan Cumhuriyet Savcısı ise; tutuklulu÷un devamı talebini sulh ceza hakimine bildirir. Sulh ceza hâkimi dosya üzerinden yaptı÷ı inceleme sonucunda tutuklama úart ve nedenlerinin halen mevcut oldu÷u kanısına varırsa tutuklulu÷un devamına karar verir. Bu tutuklulu÷un devamı kararı, ilk tutuklama kararının yerine geçen bir tutukluluk kararı olup, úüpheliye tefhim ve tebli÷i gerekir.311 Tutuklulu÷un devamı kararı itiraza tabidir. Otuz günlük süre gün hesabıyla yapılır. ùüpheli tutuklandı÷ı gün otuz günlük süreye dahil olmayıp tutuklama kararından sonraki gün otuz günlük süre iúlemeye baúlar. Tutuklulu÷un devamı konusunda sulh ceza hakiminden bu hususta talep yetkisine sahip olan Cumhuriyet Savcısı, e÷er tutuklama úart ve nedeninin ortadan kalktı÷ı kanısında ise tutukluyu kendili÷inden serbest bırakma yetkisine sahiptir (CMK’nın 103/2). Ayrıca sulh ceza hakiminden tutuklunun serbest bırakılmasını istemesine gerek yoktur. Tutuklulu÷a iliúkin inceleme istemi, úüpheli veya müdafi tarafından da yapılabilir.312 Cumhuriyet Savcısı, úüpheli ve müdafii de aynı süre içinde sulh ceza hakiminden, úüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını isteyebilir.313 3.6.3. Kovuúturma Evresinde CMK’nun 108/3 maddesine göre;hâkim veya mahkeme, tutuk evinde bulunan sanı÷ın tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyece÷ine her oturumda veya koúullar gerektirdi÷inde oturumlar arasında ya da CMK m. 108/1’de öngörülen süre içinde Cumhuriyet Savcısı, sanık veya müdafiin talebi olmaksızın da resen karar verir. Kovuúturma evresinde; her oturumda tutuklu sanı÷ın tutukluluk durumunun gözden geçirilmesi gerekir. 311 312 313 Özbek, a.g.e 2006 , s.274-275. Centel – Zafer, a.g.e., s.365 ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.230 116 Kovuúturma aúamasında hakim veya mahkeme önceki tutuklama nedeninin sona erdi÷ini ancak tutuklu hakkında yeni bir tutuklama nedeninin ortaya çıktı÷ı kanaatine varırsa, sanı÷ı eski tutuklama nedeninden tahliye edip, yeni ortaya çıkan nedenden dolayı tutuklama kararı vermelidir.314 3.6.4. Kanun Yolları Evresinde østinaf aúamasında tutuklama úart ve nedenlerinin oluúması halinde istinaf mahkemeleri tutuklama kararı vermeye yetkilidir. CMK 104/3.'e göre; istinaf incelemesi sırasında, mahkemenin salıverme talebini inceleme ve bu konuda karar verme yetkisi oldu÷u gibi, bu durumu resen inceleme yetkisi de vardır. østinaf yargılamasında deliller tekrar toplanabilir, tanıklar istinaf mahkemesince dinlenebilir, sanı÷ın da tekrar sorgusu yapılabildi÷i için; istinaf yargılaması ikinci bir yargılama niteli÷inde olup bu aúamada hüküm henüz kesinleúmemiú oldu÷undan kovuúturma aúaması da devam etmektedir. Bu sebeplerle, sanık hakkında otuz gün incelemesinin istinaf aúamasında yapılması gerekir. ølk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında tutuklu bulunan, kesinleúmemiú hükümle birlikte tutukluluk hali sona erdirilmeyen tutukluya “hükmen tutuklu” denir.315 Hükmen tutuklu sanıkların, tutukluluk halinin temyiz aúamasında da denetlenmesi zorunludur. Temyiz aúamasında tutuklama úartlarını denetlemeye ve tutukluyu serbest bırakmaya Yargıtay yetkilidir. Ancak Yargıtay, ilk derece mahkemeleri gibi tutuklulu÷un devamı konusunda otuzar günlük inceleme yapmamakta, mahkumiyet hükmünün bozulması halinde tahliye veya tutuklulu÷un devamına iliúkin karar vermektedir.316 Kanunda Yargıtay'ın tahliye kararı verebilece÷ini öngören açık bir düzenleme yoktur. Ancak, Yargıtay içtihatlarıyla, temyiz incelemesinde Yargıtay’ın tahliye 314 315 316 Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.119 Günay Erhan, “Uygulamalı, øçtihatlı, Notlu Türk ønfaz Hukuku”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 1996, s.42 A.e., s.47 117 kararı verebilece÷i açık bir biçimde kabul edilmektedir.317 Yargıtay uygulamada otuz gün incelemesine iliúkin kendisini yetkili görmemekte, sanı÷ı tahliye etme yetkisini kural olarak mahkûmiyet hükmünü bozarken kullanmaktadır. 3.7. TUTUKLULUK SÜRELERø 3.7.1. Genel Olarak Tutuklama kiúi özgürlü÷üne en yo÷un müdahale eden bir koruma tedbiri oldu÷undan, keyfili÷in önlenmesi için belli sürelere tabi tutulmuútur. Anayasa'nın 19. maddesine göre; tutuklanan kiúinin makul süre içinde yargılanmayı ve soruúturma veya kovuúturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. 1412 sayılı CMUK'ta 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷inden önce tutuklama için bir üst sınır yoktu. 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷i ile CMUK 110'a göre, hazırlık soruúturmasında tutukluluk süresi en çok 6 ay olabilirdi. Tutuklu sanık hakkında dava açılmıúsa; tutukluluk süresi hazırlıkta geçen süre ile beraber en çok 2 yıldı. Soruúturmanın veya yargılamanın özel zorlu÷u veya geniú kapsamlı olması nedeni ile kamu davasının açılamaması ve hüküm tesis edilememesi hallerinde, suçun cezasının alt sınırı yedi seneden az ise tutukluluk hali kaldırılmakta, yedi seneden fazla ise tutuklama sebebi, delil durumu ve sanı÷ın úahsi halleri dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına ya da sona erdirilmesine karar verilmekte ve bu gibi durumlar için gerekti÷inde nakdi kefalette aranmaktaydı. Yani suçun cezasının alt sınırı yedi yıl ve daha az olan suçlarda tutuklama üst sınırı belli de÷ildi.318 Bu durum da uygulamada ceza mahkûmiyetinden daha fazla süren tutukluluk sürelerine sebebiyet 319 vermekteydi. 5320 sayılı CMK Yürürlük Kanunu 12. maddesi gere÷ince; Ceza Muhakemesi Kanununun 102. maddesi, aynı kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar ile a÷ır ceza mahkemesinin görev alanına giren 317 318 319 Aynı yönde görüú için bkz. A.e., s.47 Özbek, a.g.e 2006, s.282 Eleútiri için bkz; Centel, “Tutuklama ve Yakalama”, s.159-160 118 suçlar bakımından, 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlü÷e girer. Bu süre zarfında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 110 uncu maddesinin uygulanmasına devam olunur. 3.7.2. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen øúlerde 5271 sayılı CMK' da tutukluluk süreleri açıkça belirlenmiú olup, bu sürelerin belirlenmesinde suçun a÷ır ceza mahkemesinin görevine girip girmedi÷i kriteri esas alınmıútır.320 Buna göre, a÷ır ceza mahkemesinin görevine girmeyen iúlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilmek sureti ile bu süre altı ay daha uzatılabilmektedir. Maksimum tutukluluk süresi bu durumda on sekiz ay olabilmektedir. A÷ır ceza mahkemelerinin görevine girmeyen suçlar bakımından geçerli olan tutukluluk süresi, 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun ile de÷iútirilmiú olup, de÷iúiklikten önce tutukluluk süresi altı ay olarak öngörülmüú, zorunlu hallerde gerekçesi de gösterilerek dört ay daha uzatılabilece÷i kabul edilmiúti. De÷iúiklikten önce tutukluluk süresi uzatma ile birlikte toplam 10 ay iken, de÷iúiklikten sonra 18 ay olmuútur. Belirtilmelidir ki; cezanın alt sınırının belirlenmesinde kural olarak iddianamedeki eylem esas alınır. Ancak mahkeme suçun hukuki nitelendirmesinin de÷iúebilece÷inden bahisle ek savunma vermiú ise; ek savunmaya esas alınan nitelendirme göz önüne alınabilir.321 3.7.3. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde CMK. 102/2 maddesine göre;a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Yine zorunlu hallerde ve gerekçe gösterilmek sureti ile bu süre üç yıl daha uzatılabilmektedir. Uygulamada uzatma sürelerinin toplamının mı 3 yılı geçemeyece÷i, yoksa asıl süre ile birlikte toplam 3 yılı mı geçemeyece÷i yönünde bir tartıúma baúlamıútır. E÷er uzatma süresinin toplamının 3 yılı geçmeyece÷i kabul edilecek olursa, tutuklama süresi en fazla 2+3=5 yıl olabilir. 320 321 Centel – Zafer, a.g.e., s.361 A.e., s.362 119 Buna karúılık ifade, asıl tutuklama süresi olan 2 yıl ile birlikte toplam 3 yılı geçemeyecek úeklinde kabul edilecek olursa, uzatma süresi 1 yıl úeklinde anlaúılmalıdır.(2+1=3) Ancak uygulamada a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde toplam tutukluluk süresi beú yıl olarak kabul edilmektedir.322 CMK 2001 tasarısında tutukluluk süresi 2 yıl iken, alt komisyon a÷ır cezalık iúler için bu süreyi iki artı bir olarak, yani toplam tutukluluk süresini üç yıl olarak belirlemiútir. TBMM Adalet Komisyonu, üç artı bir formülünü, yani toplam üç yıllık tutuklama süresini az bularak, iki artı üç formülünü kabul ederek, toplam tutukluluk süresini beú yıla çıkartmıútır. Bu düzenlemeler ile uzatma süreleri temel sürelerden daha uzun olarak belirlenmiútir. 3.7.4. Bölge A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesi kapsamına giren suçların iúlenmiú olması halinde CMK m.102’den farklı tutukluluk süreleri kabul edilmiú olup, TMK’nın 10. maddesine göre, “Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325, ve 332. maddeleri hariç olmak üzere, økinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beú, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.” Bu nedenle; bölge a÷ır ceza mahkemelerinde görülen TMK m.10 kapsamındaki suçlar bakımından tutukluluk süresi dört yıl, uzatma süresi de altı yıl olmak üzere toplam tutuklulukta geçecek süre on yıl olarak uygulanır. Tutukluluk sürelerinin dolması ile úüpheli veya sanı÷ın tutuklama kararını veren merci tarafından derhal serbest bırakılması gerekir. Kanunda öngörülen tutukluluk süresinin dolması halinde úüpheli/sanı÷ın kendili÷inden serbest kalması mümkün de÷ildir. 3.7.5. Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutukluluk Süresi AøHS’nin 5/3. maddesi gere÷ince tutuklanan kiúi makul bir süre içinde yargılanma veya adli soruúturma sırasında serbest bırakılma hakkına sahiptir. 322 Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.496; Centel – Zafer, a.g.e., s.361-362; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.520; aksi görüú için Özbek, a.g.e 2005 s.361, Kunter – Yenisey, a.g.e 2005, s.302 120 AøHS'de tutuklulukta makul süre ise Sözleúme’nin 5/3 maddesinde düzenlenmiútir. AøHS metninde tutukluluk süresi ile ilgili kesin bir süre koyulmamıú ve AøHM de çeúitli kararlarında tutukluluk süresi bakımından iç hukukumuzdaki gibi gün, hafta ay veya yıl bazında üst bir sınır belirlemiú de÷ildir. Makul süre kavramını açıklamıútır. Buna göre mahkeme, tutukluluk süresinin makul sınırı aúıp aúmadı÷ını her somut olayın özelliklerine göre de÷erlendirecektir. AøHM tutuklamayla ilgili ilk kararlarından olan 27.06.1968 tarihli Wemhoff/Almanya kararında taraf devlet tutuklu kimseyi makul sürede yargılayamıyorsa, tutukluyu salıvermekle yükümlü oldu÷undan maddenin ihlal edildi÷i iddiasını “saf lafzi yorum” olarak görerek baúvuruda ihlal olmadı÷ına karar vermiútir. AøHM 'ye göre; makul süreyi aúmaması gereken sanı÷ın tutuklulu÷udur, yargılama süresi de÷ildir. Bu úekilde AøHM; tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının ihlal edildi÷ine dair bir iddiayı incelerken, önce baúvurucunun “tutukluluk süresini” tespit etmekte, daha sonra bu tutukluluk süresinin “makul” olup olmadı÷ını incelemektedir.323 AøHM tutukluluk süresinin makullü÷ünü her olayın özel úartlarına göre incelemektedir. Bu inceleme iki konuda olmaktadır. ølkinde sanı÷ın tutuklu kalmasının devamında kamu yararı bakımından geçerli sebepler bulunup bulunmadı÷ını; daha sonra ise tutuklu sanık hakkındaki yargılamanın makul olarak beklenenden daha az hızla gerçekleútirilmiú olup olmadı÷ıdır. Bu iki durumdan birinin varlı÷ını tespit eden mahkeme tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının ihlal edildi÷ine karar verir. 323 Çalıúkan, a.g.e., s.10 121 3.8. TUTUKLULUK HALøNøN SONA ERMESø VE SONUÇLARI 3.8.1. Genel Olarak Tutuklama bir koruma tedbiri oldu÷undan geçicidir ve tüm koruma tedbirleri gibi bir süre sonra sona erer. Soruúturma ve kovuúturma aúamasında tutuklulu÷u sona erdiren koúullar ortaya çıktı÷ında kiúi özgürlü÷üne en a÷ır müdahale eden koruma tedbirine derhal son verilmeli ve úüpheli veya sanık serbest bırakılmalıdır. 3.8.2.Tutuklamanın Sona Ermesi Halleri 3.8.2.1.Tutuklama Gerekçelerinin Ortadan Kalkması Soruúturma ve kovuúturma aúamasında her zaman tutuklama sebepleri ortadan kalkabilir. Bu durumda soruúturma ya da kovuúturma devam etse dahi úüpheli veya sanı÷ın tutuklulu÷una derhal son verilmelidir.324 Tutuklama kararını veren merci, kural olarak tutuklama kararını kaldırması gereken mercidir. Ancak kanunda bu hususta istisnalar da mevcut olup, bu konu aúa÷ıda ayrıntılı olarak açıklanacaktır. Tutuklama kararını veren hâkim veya mahkeme CMK m.108’de belirtilen sürelere ba÷lı olarak otuz günde bir veya itiraz üzerine tutukluluk halini gözden geçirerek tutuklama úartlarının devam edip etmedi÷ini inceler. Bu incelemeyi yapan hakim veya mahkeme tutuklama úartlarının ortadan kalktı÷ı kanısında ise úüphelinin veya sanı÷ın tutukluluk haline derhal son verir. Kovuúturma evresinde; istinaf incelemesi yapan Bölge adliye mahkemesi ile, temyiz incelemesinde bulunan Yargıtay ilgili ceza dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından da tutukluluk halinin sona erdirilmesi mümkündür (m.104/3). Hâkim veya mahkeme tutuklamayı sona erdirirken, bunu mutlaka bir kararla tespit etmelidir.325 Tutuklama kararını geri alırken hakim veya mahkeme, Cumhuriyet Savcısının mütalaasını isteyebilirse de, tutuklama kararını sona erdirirken veya tutuklulu÷un devamına karar verirken bu mütalaayla ba÷lı de÷ildir. 324 325 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.804 Centel, a.g.e 1992, s.161. 122 Cumhuriyet Savcısı da, tutuklamadan bekledi÷i sonuçlara adli kontrol altına alınma kararıyla da ulaúabilece÷ine kanaat getirirse, soruúturma evresinde sulh ceza hakiminden úüphelinin adli kontrol altına alınması koúuluyla serbest bırakılmasını isteyebilir.326 Soruúturma evresinde tutuklama kararı Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından verilse de; soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısı tutuklamanın artık gereksiz oldu÷u kanısına varırsa úüpheliyi resen serbest bırakabilir.327(CMK m.103/2) 3.8.2.2.Kamu Davasının Açılmaması, Kovuúturmaya Yer Olmadı÷ına Karar Verilmesi, Sanı÷ın Beraat Etmesi veya Davanın Düúmesi Cumhuriyet Savcısı tarafından soruúturma tamamlandı÷ında ya iddianame düzenlenip úüpheli hakkında kamu davası açılmasına ya da yeterli úüphe oluúturacak delil elde edilememesi veyahutta kovuúturma olana÷ının bulunmaması nedeniyle kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilecektir. Cumhuriyet Savcısı tarafından kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilirse úüpheli serbest kalır. (m.103/2)328 Yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında beraat hükmü verilmesi halinde de sanı÷ın tutukluluk hali kendili÷inden son bulacaktır. Ancak sanı÷ın serbest kalması için; beraat hükmünün tutuklu kalınan olaya iliúkin olması gerekmektedir. Beraat eden tutuklu sanı÷ın serbest kalması için, hakkında verilen beraat hükmünün kesinleúmesi aranmaz.329 Yargılama sonunda sanı÷a verilen Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararları da sanı÷ın tutukluluk halini ortadan kaldırır.330 CMK m.223/8 gere÷ince; TCK’da öngörülen düúme sebeplerinin varlı÷ı ya da soruúturma veya kovuúturma úartının gerçekleúmeyece÷inin anlaúılması hallerinde, 326 327 328 329 330 davanın düúmesine karar verilir. Ancak, soruúturmanın veya Öztürk – Erdem, a.g.e., s.526 Centel – Zafer, a.g.e., s.365 A.e., s.365 Centel, a.g.e 1992, s.161 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.805 123 kovuúturmanın yapılması úarta ba÷lı tutulmuú olup da úartın henüz gerçekleúmedi÷i anlaúılırsa, gerçekleúmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu gibi hallerde yargılama mahkûmiyet hükmü dıúında esastan bir kararla sona erdi÷inden tutukluluk hali de kendili÷inden sona erecektir.331 CMK m.223/7’ye göre; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiú bir hüküm veya açılmıú bir dava varsa davanın reddine karar verilir. Bu hükme göre de sanık hakkında açılan davanın reddine karar verildi ise sanı÷ın tutukluluk hali de son bulacaktır.332 3.8.2.3.Tutukluluk Süresinin Dolması Tutuklama bir koruma tedbiri olup geçici nitelikte oldu÷undan yukarıda tutukluluk süreleri baúlı÷ı altında inceledi÷imiz tutuklulukta üst sınırların dolması halinde úüphelinin veya sanı÷ın mevcut tutukluluk hali herhangi bir hâkim veya mahkeme kararı aranmaksızın kendili÷inden son bulacaktır. 3.8.3. Salıverilmenin Yükümlülükleri CMK m.106'ya göre; salıverilmeden önce úüpheli/sanık, yetkili yargı merciine ve tutuk evinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlüdür. ùüpheli veya sanı÷a soruúturmanın veya kovuúturmanın sona erdirilece÷i tarihe kadar, yeniden beyanda bulunmak suretiyle veya iadeli taahhütlü mektupla önceden verdi÷i adreslerdeki her türlü de÷iúiklikleri bildirmesi ihtar olunur; ayrıca, ihtara uygun hareket etmedi÷inde, önceden bildirdi÷i adrese tebligatın yapılaca÷ı bildirilir. Bu ihtarların yapıldı÷ını belirten ve yeni adresleri içeren tutanak veya tutuk evi müdürünün düzenleyece÷i belgenin aslı veya örne÷i yargı merciine gönderilir. (m.106/2) 331 332 Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.141 Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.141 124 Bu hükümle kanun koyucunun amacı, tutuklu kaldıktan sonra salıverilen úüpheli veya sanı÷a tebligat yapılamama nedeniyle soruúturma veya kovuúturmanın uzatılmamasıdır. 3.9. TUTUKLULUKTA GEÇEN SÜRENøN CEZA MAHKUMøYETøNDEN øNDøRøLMESø 3.9.1. Genel Olarak Yapılan yargılama sonucunda sanı÷a hürriyeti ba÷layıcı ceza verilecek ise, soruúturma ya da kovuúturma aúamasında tutuklu kalmıú sanı÷ın tutuklu kaldı÷ı süreler TCK 63. maddesi gere÷i bu hürriyeti ba÷layıcı cezasından mahsup edilir. TCK madde 63’e göre; hüküm kesinleúmeden önce gerçekleúen ve úahsi hürriyeti sınırlama sonucunu do÷uran bütün haller nedeniyle geçirilmiú süreler hükmolunan hapis cezasından indirilir. Özgürlükten mahrum kalınan sürenin ceza mahkûmiyetinden mahsubu konusunda çeúitli mahsup sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemler;“hukuki sistem”, “siyasal sistem”, “ampirik sistem” ve “karma sistem”dir. Bunlardan siyasal sistem; tutuklulu÷un mahkumiyetten indirilmesini hiçbir úekilde kabul etmemekte, tutukluluk infazının mahkûmiyet infazına oranla daha yumuúak olması nedeni ile bu süresinin uzatılmaya çalıúılaca÷ı ve di÷er hükümlülerin bu durumdan ma÷dur olaca÷ı düúüncesinden hareket edilmektedir333. Hukuki sistem, özgürlükten mahrum kalınan sürenin zorunlu olarak ceza mahkûmiyetinden mahsubunu kabul eden sistemdir334 Ampirik sistem, mahsup konusunda hâkime takdir yetkisi veren sistemdir. Karma sistemde; failin kusuru yoksa muhakeme aúamalarına göre farklı olmak üzere tutuklu kalınan sürenin mahkumiyetten indirimi kabul edilmektedir. TCK, zorunlu mahsup sistemini benimsemiútir.335 Ceza mahkûmiyetinden mahsup edilecek olan sadece tutuklulukta geçirilen süreler de÷il, yakalama, gözaltına alma, gözlem altına alma veya tedavi için 333 Centel, a.g.e 1992 ,s.213. Feyzio÷lu, Metin, “Tutuklamadan Do÷an Zararın Giderilmesi”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl 50, Ankara, 1993/1, s.113 335 Centel – Zafer, a.g.e., s.378 334 125 hastanede geçirilen süreler gibi úahsi hürriyeti sınırlama sonucu do÷uran bütün hallerdir.336 3.9.2. Mahsubun ùartları Mahsup yapılabilmesi için öncelikle verilen ceza mahkûmiyetinin kesinleúmiú gerekir. Yabancı ülkede geçirilen tutukluluk süresi de Türkiye’de verilen ceza mahkûmiyetinden mahsup edilecektir.(TCK m.16) Yargılama sonunda adli para cezasına hükmedilmesi halinde de gözaltında veya tutuklulukta geçirilen sürelerin hükmedilen adli para cezasından mahsup edilmesi gerekir. Burada mahsup iúlemi, bir gün yüz lira olarak hesaplanması suretiyle gerçekleútirilir.(TCK. m 63) Yargıtay øçtihadı Birleútirme Kurulunun 06.03.1940 gün ve 1940/5-68 sayılı kararına göre; mahsubun söz konusu olaca÷ı suçun, özgürlükten mahrumiyete sebep olan ve beraatle sonuçlanan suçtan dolayı verilen beraat hükmünün kesinleúmesinden önce iúlenmesi gerekmektedir.337 A÷ırlaútırılmıú müebbet hapis veya müebbet hapis cezalarında da koúullu salıverilme söz konusu olabilece÷inden mahsup mümkündür. Sanı÷ın beraat etti÷i hallerde veya sanık hakkında açılan kamu davasının düúmesine karar verildi÷i hallerde, mahsup mümkün olmaz. Ancak, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi÷i hallerde, daha önceden gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin, cezadan mahsubu mümkündür.338 3.9.3. Mahsubun Yapılaca÷ı Mahkumiyet Sanık hangi suç nedeniyle özgürlü÷ünden mahrum olmuúsa, ve o suçtan mahkum olursa, bu suç nedeni ile verilen cezadan özgünlükten mahrum kalınan süre mahsup edilir. Sanı÷ın birden fazla suçtan yargılanması halinde; fail aynı dosya nedeniyle yargılanıp da özgürlü÷ünden mahrum edildi÷i suçtan beraat edip de di÷er 336 337 338 A.e., s.378-379 Centel – Zafer, a.g.e., s.378-379 Yaúar – Gökcan – Artuç, a.g.e., Cilt:2, s.2150 126 suçtan mahkum olursa suç tarihi aynı oldu÷u için, bu cezadan tutuklulukta geçirdi÷i süre mahsup edilir. Fakat sanık bir suçtan tutuklanıp da o suçtan beraat ederse ve daha sonra mahkumiyeti ortaya çıkarsa; sanı÷ın beraat etti÷i suçtan dolayı tutuklu kaldı÷ı süre, beraat kararının kesinleúmesinden önce iúlemiú oldu÷u di÷er bir suç için verilen ceza süresinden mahsup edilmesi gerekir. Beraat kararı kesinleúmesinden sonra iúlenen suç nedeni ile alınan mahkumiyetten, beraat etti÷i suçtan kaldı÷ı süreler mahsup edilemez.339 Sanı÷a hem hapis cezası hem de adli para cezası verilmiú ise, infazda mahsup öncelikle hapis cezasından yapılır. 3.10. TUTUKLUNUN TABø OLDUöU HÜKÜMLER 3.10.1. Genel Olarak Tutukluların tabi oldukları rejim CMUK’tan farklı olarak, CMK’da düzenlenmemiú, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanunun 111-116. maddelerinde ayrıntılı úekilde düzenlenmiútir. 06.04.2006 tarihli Resmi Gazete de yayınlanıp yürürlü÷e giren, Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı hakkında Tüzük ile de bu konuda düzenlemeler yapılmıútır. Tutukluların tâbi oldu÷u rejime iliúkin kurallar uluslararası alanda da düzenlenmiútir. Birleúmiú Milletler tarafından 1957 yılında kabul edilen “Hükümlü ve Tutukluların Tretmanında Taban Kurallar” ve yine buna ek olarak Avrupa Konseyi tarafından 1.2.1962 yılında kabul edilen “Hükümlü ve Tutukluların Seçim Hakları ile Medeni ve Sosyal Hakları Hakkındaki Tavsiye Kararı” ve 1973 tarihli “Hürriyetleri Kısıtlananların Tretmanı Konusunda Taban Kurallar Hakkındaki Karar” bunlara örnek olarak gösterilebilir.340 339 340 Yaúar – Gökcan – Artuç, Cilt:2, s.2152 Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.796-797 127 3.10.2. Hükümlüden Ayrı Yerde Barındırılma Tutuklanan kiúiler, henüz haklarında kesinleúmiú mahkumiyet hükmü bulunmadı÷ından hükümlüler ile ayrı yerlerde barındırmaları gerekir. CGTøK m.111'e göre; tutuklular, tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmayan hallerde kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde tutulurlar. Kadın veya çocuklar için ba÷ımsız tutuk evleri kurulabilir. Maddi olanak yoksa tutuklu kadın veya çocuklar, kapalı ceza infaz kurumlarının tutuklulara ayrılan bölümlerinde tutulurlar. Tutuklanan kiúiler, iç ve dıú güvenlik görevlisi bulunan, firara karúı teknik, mekanik, elektronik veya fiziki engelleri olan, CGTøK m.34’te sayılan haller dıúında oda ve koridor kapıları sürekli olarak kapalı tutulan ve yasal zorunluluklar ayrık olmak üzere, dıúarıyla irtibat ve haberleúme olana÷ı bulunmayan normal güvenlik esasına dayalı tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmadı÷ı hallerde di÷er kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde tutulurlar (CGTøK m.111/1). Belirtilmelidir ki; bu düzenlemelerin “maddi olanakların elverdi÷i ölçüler”e ba÷lanması, kanunun yasal istisnalarla kiúi aleyhine sınırlandırılabilmesi demektir. Halen masumiyet karinesinden yararlanabilen kiúilerin psikolojik yaúamını etkileyecek husustaki uygulamalara “maddi olanakların elverdi÷i ölçüler” úeklinde istisnaların getirilmesi yerinde olmamıútır.341 Tutuklular, tutuk evlerinde yer bulunmaması halinde hükümlülerle ba÷lantısı olmayacak úekilde, ceza infaz kurumlarının kendilerine ayrılan bölümlerinde tutulabilmektedir (CøKYCGTøHT m.180/2). Tutuklular, maddi olanaklar elverdi÷ince suç türlerine ve taúıdıkları güvenlik riskine göre ayrı odalarda barındırılırlar. Aralarında husumet bulunanlar ile iútirak halinde suç iúlemiú olanlar aynı odalarda barındırılmazlar ve birbirleri ile temas etmelerini engelleyecek tedbirler alınır. (CGTøK m.113) 341 Centel, a.g.e. 1992, s.103 128 Sanı÷ın tutuk evine konulması için, hakim veya mahkeme tarafından verilmiú bir tutuklama kararı bulunmalıdır. Tutuklunun tutuk evine konuldu÷u tarih, kararı veren hakim veya mahkemeye gün ve saati bildirilerek verilir. 3.10.3.Tutukevinde Yaúam 3.10.3.1.Tutuklunun Giyimi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Ceza evi Kuralları Hakkında REC(2006)2 sayılı Tavsiye Kararı’nın 7. bölümüne göre, e÷er ceza evinde giyilmesi uygunsa tutukluların kendi giysilerini giymelerine izin verilmelidir. Ülkemizde tutukluların tek tip kıyafet giyme zorunlulu÷u bulunmamaktadır. CGTøK m.64'e göre muhtaç tutuklulara talepleri halinde, idare tarafından iklime ve sa÷lı÷a uygun giysiler verilir. Tutukluların giysileri iç ve dıú güvenlik görevlilerinin giymekte oldu÷u üniformalara benzer úekil ve renkte olamaz. 3.10.3.2.Tutuklunun Çalıúması CGTøK ’nin 114/1. maddesine göre; tutuklulardan çalıúmaları istenebilecektir. Ancak tutuklu kiúiler istekleri olmadan çalıúmaya zorlanamazlar. Tutuklu kiúi istedi÷inde idare, imkan verildi÷i ölçüde tutuklunun barındı÷ı odada çalıúmasına izin verir. Tutuklunun odada çalıúma imkanı yoksa tutuklu kiúinin iú yurtlarında çalıúmalarında izin verilebilir. Bu úekilde çalıúan tutuklular hakkında çalıúmakta olan hükümlüler hakkında rejim uygulanır. 3.10.3.3.Tutuklunun Beslenmesi Hükümlülerin beslenmelerine iliúkin kurallar CGTøK’ nin 72. maddesinde düzenlenmiú olup, CGTøK’ nin 116. maddesi gere÷ince hükümlülerin beslenmesine iliúkin hükümlüler, tutuklular bakımından da uygulanır. Tutuklulara Adalet ve Sa÷lık Bakanlıklarınca birlikte belirlenecek kalori esasına göre, sa÷lıklı ve güçlü kalması için nitelik ve nicelik olarak besleyici, sa÷lık koúullarına uygun, makul çeúitlilikte, yaú, sa÷lık, çalıútı÷ı iúin özelli÷i, dini ve 129 kültürel gerekleri göz önünde tutularak besin verilir ve içme suyu sa÷lanır. Tutuklular, kendisine verilen günlük besin ve ihtiyaç maddeleri dıúındaki ihtiyaçlarını kurum kantininden sa÷layabilir. Kantini bulunmayan kurumlarda, bu maddeler, idarenin izin ve kontrolü altında dıúarıdan sa÷lanabilir. Yine kurumda annesi ile birlikte kalan çocuklara ve çocu÷unu emziren annelere uygun gıda verilmesi gerekir. Tutukluların beslenmesi konusunda uygulamada karúılaúılan en önemli sorunlardan biri açlık grevleri ve ölüm oruçlarıdır. Tutuklu úahıs hakkında henüz verilmiú ve kesinleúmiú bir mahkumiyet hükmü bulunmadı÷ına göre; masumiyet karinesinden yararlanmaya devam edecektir. Bu durumda açlık grevi yapan ve beslenmeyi reddeden tutukluya müdahale edilmesi Anayasa’ya aykırıdır. Zira, Anayasanın 17/2. maddesi gere÷i tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dıúında, kiúinin vücut bütünlü÷üne dokunulamaz. Açlık grevi yapan tutuklulara kural olarak rızası bulunmadan tıbbi müdahale yapılamaz. Ancak açlık grevi yapan kiúinin hayatına zarar vermeye baúladı÷ı, örne÷in açlık grevi yapan kiúinin bilincinin kapandı÷ı andan itibaren tıbbi zorunluluk do÷muú olup bu halde grevcinin rızası göz önüne alınmadan müdahale etmek mümkündür.342 Bu halde tıbbi müdahale varsayılan rıza esasına göre yapılır.343 Tutuklunun kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi hali CGTøK m.82'de düzenlenmiútir. Tutuklu, hangi nedenle olursa olsun kendisine verilen yiyecek ve içecekleri sürekli olarak reddederse, bu hareketinin kötü sonuçları ile bırakaca÷ı bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda ceza infaz kurumu hekimince bilgilendirilir. Psiko-sosyal hizmet birimince de bu hareketlerinden vazgeçmeleri yolunda çalıúmalar yapılır. Sonuç alınamaması halinde, tutuklunun zorla beslenmesine kurum hekimince belirlenen rejime göre ve uygun ortamda baúlanır. Beslenmeyi reddederek açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan tutukluların, alınan tedbirlere ve yapılan çalıúmalara ra÷men hayati tehlikeye girdi÷i veya 342 343 Soyaslan, Do÷an, “Türk Hukuk Düzeni ve Açlık Grevi Yapan Kiúilere Müdahale Sorunu”, YD, C:16, S:3, Temmuz 1990, Ankara, s.273-274 Hakeri Hakan, “Tıp Hukuku Temel Bilgiler”, Ankara, 2009, s. 192 130 bilinçlerinin bozuldu÷u hekim tarafından belirlenirse, isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmaması halinde ise derhal hastaneye kaldırılmak suretiyle muayeneye yönelik tıbbi araútırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sa÷lık ve hayatları için tehlike oluúturmamak úartıyla uygulanır (m.82/2). 3.10.3.4.Tutuklunun Tedavisi CGTøK’de hükümlülerin tedavisine iliúkin düzenlemeler tutuklular bakımından da uygulanır (m.116). Buna göre, kurumun sa÷lık koúullarının düzenlenmesi, tutuklunun acil veya ola÷an muayene ve tedavisi kurum hekimi tarafından yapılır. Sa÷lık Bakanlı÷ı ve Çalıúma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı÷ı ile üniversitelerin sa÷lık kuruluúları, hükümlülerin tedavileri bakımından gerekli yardımları yapmakla görevlidirler. Kurum hekimi, kurumu ayda en az bir kez denetleyerek genel ve özel önlem alınması gereken hastalıklar ile kurumda sa÷lık koúulları yönünden alınması gereken önerileri içeren bir rapor düzenler ve kurum yönetimine verir (m. 79). Tutuklunun sa÷lık nedeniyle hastaneye sevkine gerek duyuldu÷unda durum, kurum hekimi tarafından derhal bir raporla kurum yönetimine bildirilir (m.80). CGTøK’nin 78/3. maddesi gere÷i rızası olsa bile hiçbir hükümlü veya tutuklu üzerinde tıbbi deney yapılamaz. 3.10.4. Tutuklunun Dıú Dünya øle øliúkisi 3.10.4.1. Tutuklunun Ziyaretçi Kabulü Tutuklu belgelendirmek koúulu ile eúi, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez veya ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu haller dıúında bir daha de÷iútirilmemek üzere ad ve adreslerini bildirdi÷i en fazla üç kiúi tarafından yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalıúma saatleri içinde ziyaret edilebilir. (CGTøK m.83/1) Tutuklunun belirtilen kiúiler haricindeki kimselerle görüúmesi için Cumhuriyet Baúsavcılı÷ı tarafından yazılı olarak izin alınması gerekir (CGTøK 131 m.83/2). CGTøK’ nin 114/2. maddesi gere÷ince; soruúturma veya kovuúturmanın selametinin tehlikeye düúece÷i bazı hallerde, soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısı, kovuúturma evresinde ise hakim veya mahkeme tarafından ziyaretçi kabulü yasaklanabilir veya bazı kısıtlamalar getirilebilir. Konusu suç teúkil etmemekle birlikte kuruma sokulması yasak olan her türlü eúya, çıkıúta sahibine verilmek üzere idare tarafından muhafaza altına alınır (CGTøK m.86/5). Kurumun düzen ve güvenli÷ini, tutukluların sa÷lı÷ını bozabilecek nitelikteki eúya ve maddeler ile her türlü iletiúim araçları ve taúıma izni olsa da silahlar kuruma sokulamaz. Ziyaret ve görüúlerde tutuklulara para, kıymetli evrak ve eúya verilemez (CGTøK m 86/2). Görüúme hakkına sahip özel kiúilerin kurum güvenli÷inin korunması amacıyla alınan tedbirlere aykırı davranıúları ve istekleri nedeniyle görüúme hakları, kurumun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir. Yabancı tutukluları vatandaúı oldu÷u devletin diplomatik temsilcili÷i veya konsoloslu÷u ziyaret edebilir.344 Bu birimlerin bulunmaması halinde, mültecilerin veya vatansız tutukluların yararlarını koruyan devletin diplomatik temsilcili÷i veya tutukluları koruma görevini üstlenmiú ulusal ve uluslararası kuruluúlar CGTøK m.83’teki usul ve esaslar dairesinde yabancı tutukluyu ziyaret edebilirler. Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeli÷in 26. maddesi gere÷ince, tutuklunun, bilimsel araútırma yapanlar veya görsel veya yazılı basın mensupları, Adalet Bakanlı÷ı’nın izni ile tutuklu ile görüúebilirler. 344 Yokuú Handan, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Iúı÷ında Tutuklu ve Hükümlülerin Dıú Dünya ile øletiúimi”, AÜEHFD. Cilt.7, Sayı. 3-4, Ankara, 2003, s.375-377 132 3.10.4.2. Tutuklunun Müdafisi øle Görüúmesi CGTøK’nin 114/4. maddesi gere÷ince, tutuklu, savunması için istedi÷i müdafi seçmek ve görevlendirmek hakkına sahiptir. Her dereceden kurum görevlileri bu hususta tutukluya tavsiyelerde bulunamaz. Tutuklunun müdafi ile olan haberleúmesine ve kurum düzeni çerçevesinde temas ve görüúmelerine hiçbir suretle engel olunamaz ve kısıtlamalar konulamaz. Yasa'da tutuklunun vekaletname aranmaksızın müdafi ile konuúulanları hiç kimsenin duymayaca÷ı bir ortamda, her zaman görüúebilece÷i düzenlenmiútir. Müdafi ile yazıúmaları da denetime tabi tutulamaz.(CMK m.154) Tutuklunun müdafi ile görüúebilmesi savunma hakkının kısıtlanmaması için önemlidir.345 AøHS m.6/3-b-c'ye göre; her sanı÷ın savunmasının hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara, kendini bizzat veya avukat yardımıyla savunma haklarına sahip olması öngörülmektedir. ønfaz kurumuna giren avukatlarca savunmaya iliúkin oldu÷u bildirilen ve yazılı olarak beyan edilen belge ve dosyalar incelemeye tâbi tutulamaz (CGTøK m.86/4). Ancak; suç iúlemek amacıyla örgüt kurmak, devletin birli÷ini ve ülkenin bütünlü÷ünü bozmak, düúmanla iúbirli÷i yapmak, devlete karúı savaúa tahrik, temel milli yararlara karúı faaliyette bulunmak için yarar sa÷lama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askeri tesisleri tahrip ve düúman askeri hareketleri yararına anlaúma, düúman devlete maddi ve mali yardım, Anayasa’yı ihlal, Cumhurbaúkanı’na suikast ve fiili saldırı, yasama organına karúı suç, hükümete karúı suç, silahlı örgüt, silah sa÷lama ve suç için anlaúma suçlarından tutuklu olanların avukatları ile görüúmesinde, savunmaya iliúkin oldu÷u beyan edilen belge ve dosyalar fiziki olarak aranabilir. Konusu suç teúkil eden fiilleri iúledi÷ine, infaz kurumunun güvenli÷ini tehlikeye düúürdü÷üne, terör örgütü veya di÷er suç örgütü mensuplarının örgütsel amaçlı haberleúmelerine aracılık etti÷ine iliúkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet Baúsavcılı÷ının istemi ve infaz hâkiminin kararı ile bir görevli görüúmede hazır bulundurulabilece÷i gibi tutukluların avukatlarına verdi÷i veya avukatlarınca tutuklulara verilen belgeler, infaz hâkimi tarafından incelemeye tabi 345 Er Deniz Erol, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Iúı÷ında Hukukumuzda Sanık Hakları”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002, s.261 133 tutulabilir. ønfaz hâkimi belgenin kısmen veya tamamen verilmesine veya verilmemesine karar verdi÷inde bu karara karúı ilgililer 4675 sayılı ønfaz Hâkimli÷i Kanunu m.6 gere÷ince itiraz edebilir. Avukat ile tutuklu arasında tutuk evinde yapılmıú görüúmeler sırasında avukat tarafından elle tutulan ve konuúulanları yansıtan kayıtlar hakkında da aynı hükümler uygulanmaktadır.(CøKYCGTøHT m.84/2). Tutuklunun, resmi makamlara veya savunması için avukatına gönderdi÷i mektup, faks ve telgraflar da denetlenemez.(CMK.m126) Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeli÷in 24. maddesi gere÷ince, avukatların vekaletnamesi olsa dahi birden fazla hükümlü ve tutuklu ile aynı anda görüúme yapma imkanı yoktur. 3.10.4.3. Tutuklunun Yazılı øletiúim Kurması CGTøK m.68’de tutuklunun mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı belirtilmiútir. Buna göre; tutuk evi asayiú ve güvenli÷ini tehlikeye düúüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı veya di÷er suç örgütü mensuplarının haberleúmelerine neden olan, kiúi veya kuruluúları pani÷e yöneltecek yalan ve yanlıú bilgileri, tehdit ve hakaret içeren mektup, faks ve telgraflar tutukluya verilmez. Bu tarz mektup, faks ve telgraflar tutuklu tarafından yazılmıú ise gönderilmez. Tutuklunun, bu kısıtlamalar dıúında, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karúılanmak koúuluyla, gönderme hakkına sahiptir. Tutuklu tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup, faks ve telgraflar; mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyonca, bulunmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir. Tutukluların yazılı haberleúmeleri ile telefonla görüúmeleri soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısı, kovuúturma evresinde hâkim veya mahkemesince kısıtlanabilir.(CGTøK m.114/3) Sakıncalı görülen mektuplar, komisyonca görüldükten sonra en geç yirmi dört saat içinde disiplin kuruluna verilir. Disiplin kurulunca kısmen veya tamamen 134 sakınca görülmesi halinde, aslı tutuk evi idaresinde kalmak üzere kısmen sakıncalı olan mektupların sakıncalı bölümleri çizilmek suretiyle tutukluya verilir;346 tamamen sakıncalı görülenler ise, bu konudaki disiplin kurul kararı tutukluya tebli÷ edilmek suretiyle tutukluya verilmemektedir. Tebli÷ tarihinden itibaren tutuklunun infaz hakimli÷ine baúvurması için gerekli süre beklenir. ønfaz hakimli÷ine baúvurulmamıú ise; disiplin kurulu kararı yerine getirilir. ønfaz hakimli÷ine baúvurulmuú ise; infaz hakimli÷i kararının tebli÷inden itibaren itiraz süresi beklenir. ønfaz hakimli÷i kararına itiraz edilmemiú ise bu karara göre; itiraz edilmiú ise itiraz konusunda kararı veren mahkeme kararına göre iúlem yapılır. 3.10.4.4. Radyo ve Televizyon Yayınları øle ønternetten Yararlanma Tutuklunun radyo, televizyon gibi aletleri edinmesi düúünceyi açıklama ve yayma özgürlü÷ünün düzenlendi÷i Anayasa m. 26 kapsamındadır.347 CGTøK m.67’e göre; tutuklu tutuk evinde merkezi yayın sistemi bulundu÷u takdirde radyo ve televizyon yayınlarını merkezi yayın sistemi yoluyla izleyebilir; tutuk evinde merkezi yayın sistemi bulunmuyorsa zararlı yayınlar önlenmek suretiyle ba÷ımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo imkanlarından yararlanabilir. Bu cihazların bedeli tutuklularca karúılanmak üzere tutuklu adına tutuk evi idaresince satın alınır. Her ne surette olursa olsun dıúarıdan gelen bu türden cihazlar ve bilgisayarlar tutuk evine alınmaz. Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk e÷itim evlerinde ancak, e÷itim ve iyileútirme programları çerçevesinde tutuk evi yönetimince belirlenen yerlerde görsel ve iúitsel e÷itim araç ve gereçlerinin kullanımına izin verilebilir. E÷itim ve iyileútirme programları gerekli kıldı÷ı takdirde tutuklular denetim altında internetten yararlanabilir, ancak tutuklu odasında bilgisayar bulunduramaz. Tehlikeli halde bulunan tutuklular veya örgüt mensubu tutuklular bakımından bu hakkın kısıtlanabilece÷i de aynı maddede belirtilmiútir. 346 347 Yokuú, a.g.e., s.349-350 Centel – Zafer, a.g.e., s.373 135 3.10.4.5. Hediyeleri Kabul Etme CGTøK’nin 69. maddesine göre; tutuklu, dini bayram, yılbaúı veya kendi do÷um günlerinde, dıúarıdan gönderilen ve kurum güvenli÷i için tehlikeli olmayan bir hediyeyi kabul etme hakkına sahiptir. Hediye kabul etme hakkının esas ve usulleri CøKYCGTøHT m.92’de düzenlenmiútir. Tüzükte ziyaretçi tarafından verilen veya posta ve kargo yoluyla gönderilen sadece giyim eúyası ve kitapların hediye olarak kabul edilebilece÷i düzenlenmiútir. Tutuk evinde annesi ile birlikte kalan çocuklara durumlarına uygun gıda maddesi, ihtiyaca uygun eúya ve tutuk evine girmesi yasak olan oyuncaklar hariç di÷erleri, hediye olarak gönderilebilir veya verilebilir. Hediye eúyanın tahmini de÷eri, tutukluların haftalık olarak yanlarında bulundurabilecekleri miktardan fazla olamamaktadır. 3.10.5. Tutuklu Hakkında Disiplin Tedbiri Ve Kısıtlayıcı Önleme Baúvurma 3.10.5.1. Disiplin Cezaları Tutuklu her ne kadar suç iúledi÷i sabit olmasa da, tutuk evinde bulundu÷u süre içinde infaz kurallarına uyması gerekir. Bu nedenle tutuklu hakkında, durumları ile ba÷daútı÷ı ölçüde hükümlüler hakkında uygulanan yükümlülükler aynen uygulanır.348 Tutuk evinde düzenli bir yaúamın sürdürülmesi, güvenli÷in ve disiplinin sa÷lanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emretti÷i veya gerekli kıldı÷ı davranıú ve tutumları kusurlu olarak ihlal eden çocuklar dıúındaki tutuklular eylemlerinin niteliklerine göre; kınama, bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma, ücret karúılı÷ı çalıúılan bir iúten yoksun bırakma, haberleúme ve iletiúim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama, ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma ve hücreye koyma disiplin cezaları ile cezalandırılabilirler (CGTøK m.37). Çocuk tutuklular ise; uyarma, kınama, onarma, tazmin etme ve eski hale getirme, teúvik esaslı ayrıcalıkları geri alma, harcamalarına sınır koyma, bazı etkinliklere 348 Demirbaú Timur, “ønfaz Hukuku”, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2008, s.176 136 katılmaktan alıkoyma, teúvik esaslı ayrıcalıkları geri alma, iznin ertelenmesi, kapalı ceza infaz kurumuna iade ve odaya kapatma disiplin cezaları ile cezalandırılabilirler (CGTøK m.46). Uyarma, kınama ve bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezaları, tutukevi müdürü tarafından verilip uygulanmaktadır. Savunma almadan disiplin cezası verilemez. Kurum amirince verilebilecek disiplin cezaları dıúında kalan disiplin cezaları disiplin kurulunca verilir. Tutukluların disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin ö÷renilmesinden itibaren derhal ve en geç iki gün içinde soruúturma yapılıp, yedi gün içerisinde de bu soruúturma tamamlanır. Soruúturma süresi eylemin ve soruúturmanın niteli÷ine göre infaz hakiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir. Tutuklunun savunması alınmadan kendisine ceza verilemez. Soruúturma neticesinde disiplin kurulu, 3 gün içerisinde evrak üzerinden karar vermektedir. Bu karar “disiplin cezası uygulanmasına” ve “disiplin cezası verilmesine yer olmadı÷ına” úeklindedir. 3.10.5.2. Kısıtlayıcı Önlemler CGTøK m.115’de, tehlike halinde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruúturmanın amacını veya tutuk evinin güvenli÷ini tehlikeye düúüren veya suçun tekrarına olanak verecek davranıúlarda bulunan tutuklulara, soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısı, kovuúturma evresinde hâkim veya mahkemece bazı tedbirler uygulanabilece÷i belirtilmiútir. Bu tedbirler kanunda sayılmıútır: a) Tutuklunun tek baúına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldı÷ı odanın kamera ile izlenmesi. b) Belirli süre ile dıúarıyla iliúkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon görüúmelerinin kısıtlanması. c)Gerekiyorsa kendisine veya baúkalarına zarar vermesini önleyici biçimde hazırlanmıú özel bir odada barındırılması ve kaldı÷ı odanın kamera ile izlenmesi. 137 d) Saldırganlık göstermesi hâlinde belirli süreyle kelepçelenmesi veya hareketlerinin engellenmesi. e) Yüksek güvenlikli bir kuruma nakledilmesi Bu tedbirlerin uygulandı÷ı sırada tutuklunun savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. 3.11. KANUNA AYKIRI TUTUKLAMADAN DOöAN ZARARIN GøDERøLMESø 3.11.1. Genel Olarak Soruúturma iúlemlerinde baúvurulan tedbirlere “mutlak haklılık” nedeniyle de÷il, “görünüúte haklılık” nedenleriyle baúvurulur. Bu sebeple bu iúlemlerin mutlak ve kesin olarak hukuka uygunlu÷u belirlenemez. Soruúturma aúamasının sonunda verilen kovuúturmaya yer olmadı÷ı kararı ile kovuúturma aúamasında verilen beraat kararı gibi kararlar, baúvurulan koruma tedbirinin aslında haklı olmadı÷ını ortaya koyabilir. Baúka bir halde de koruma tedbirleri için öngörülen koúullara riayet edilmeksizin ya da uygulanması esnasında gerekli yükümlülüklere uyulmaksızın koruma tedbirlerine baúvurulmuú olabilir. Bu gibi hallerde; koruma tedbirleriyle temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilen kiúiler, maddi ve manevi zarara u÷ramıú olabilirler.349 Kanun dıúı yakalanan veya tutuklananlara tazminat verilmesi düúüncesi, kiúi güvenli÷ini sa÷layan güvencelerden biri olarak düúünülmüú ve anayasalarda yer almıútır. 1884 yılında Portekiz, 1886 yılında øsveç, 1887 yılında Norveç, 1888 yılında Danimarka, 1892 yılında Avusturya, 1898 yılında Almanya hukuk sistemlerine bu konu, yasal düzenlemelerle girmiú bulunmaktadır.350 Türk hukuk sisteminde haksız tutuklama tazminatını açıkça kabul eden ilk hüküm, 1961 Anayasası’nın “Kiúi Güvenli÷i” üst baúlı÷ını taúıyan 30. maddesinin son fıkrasıdır. 1982 Anayasası’nın “kiúi hürriyeti ve güvenli÷i” kenar baúlı÷ını taúıyan 19. maddesinin son fıkrasında da haksız olarak tutuklanan ve yakalanan kimselere 349 350 Centel – Zafer, a.g.e., s.430 Köro÷lu Hasan , “Haksız Tutuklama Tazminatı”, Adil Yayınevi, Ankara, 1996, s.25 138 devletçe tazminat ödenece÷i hüküm altına alınmıú, bunun usul ve esasları da 07.05.1964 tarih ve 466 sayılı Kanun Dıúı Tutuklanan ve Yakalanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun'da gösterilmiútir. AøHS m.5/5’te, Sözleúme hükümlerine aykırı olarak yapılmıú bir tutuklama iúleminin ma÷duru olan her úahsın tazminat isteme hakkını do÷urdu÷u belirtilmiútir.351 5271 sayılı CMK'nın 141.maddesinde de koruma tedbirleri nedeniyle ma÷duriyete u÷rayanların tazminat istemlerine iliúkin düzenleme yapılmıútır. CMK'da düzenlenen tazminat konusu “koruma tedbirleri nedeniyle tazminat baúlı÷ında düzenlenmiú olsa da, tüm koruma tedbirlerine hukuka aykırı biçimde baúvurulmasından kaynaklanacak zararların giderilmesi madde kapsamına alınmamıútır. 466 sayılı yasadan farklı olarak arama ve el koyma dolayısıyla ortaya çıkabilecek zararlar eklenmiútir. Maddeye göre; haksız tutuklama, arama, el koyma, yakalama tedbirleri devletin tazminatla yükümlü oldu÷u koruma tedbirleridir.352 3.11.2. Tazminat Ödenecek Haller Tazminat istenebilecek haller CMK. m.141/1'de sınırlı olarak belirtilmiútir. Yasa'ya göre, tazminat istemi úu hallerde mümkündür; Suç soruúturması ve kovuúturması sırasında, 1) yasal koúullar dıúında yakalanan, tutuklanan veya tutuklulu÷un devamına karar verilen, 2) yasal gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan, 3) yasal hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma iste÷i yerine getirilmeden tutuklanan, 4) yasaya uygun olarak tutuklandı÷ı halde, makul sürede yargılama merci önüne çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen, 5) yasaya uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuúturmaya yer olmadı÷ına veya beraatlerine karar verilen, 6) mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdi÷i süreleri hükümlülük sürelerinden fazla olan veya iúledi÷i suç için yasada öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan, 7) yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine yazıyla 351 352 Demirbaú Timur, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi øle Karúılaútırmalı Olarak Haksız Yakalama ve Tutuklama”, øzmir Barosu Dergisi, Sayı: 3, øzmir, 1996, s.34-35 Centel – Zafer, a.g.e., s.431 139 veya bunun hemen olanaklı olmadı÷ı hallerde sözle açıklanmayan, 8) yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, 9) hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir úekilde gerçekleútirilen, 10) eúyasına veya di÷er malvarlı÷ı de÷erlerine, koúulları oluúmadı÷ı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eúyası veya di÷er malvarlı÷ı de÷erleri amaç dıúı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kiúiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını Devlet'ten dava edebilir ve isteyebilirler. Ayrıca AøHS’nin 22.11.1984’te imzaya açılan ønsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına øliúkin Sözleúmeye Ek 7. protokolü ile tazminatın ödenmesi úu úartlara ba÷lanmıútır. Buna göre; 1) bir adli hata yapıldı÷ı yeni olay veya eski olayın sonradan ö÷renilmesi nedeniyle anlaúılmıú olmalı 2) bu nedenle kesinleúmiú bir ceza mahkumiyeti iptal edilmeli ya da bu konuda özel bir af çıkarılmalı 3) bu mahkumiyet yüzünden bir kiúi ceza çekmiú olmalı 4) bu kiúi bilinmeyen olayın zamanında ö÷renilmesinden kısmen veya tamamen sorumlu bulunmamalıdır. Söz konusu protokol Türkiye Cumhuriyeti tarafından 14.03.1984 tarihinde imzalanmıú ancak halen onaylanmamıútır.353 3.11.3. ølgiliyi Uyarma Yükümlülü÷ü CMK' ya göre; kiúinin kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra hakkında kovuúturmaya yer olmadı÷ına veya beraatine karar verilmesi ya da kiúinin mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdi÷i sürelerin, hükümlülük süresinden fazla olması veya iúledi÷i suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılması hallerinde kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakkı bulundu÷unu bildirme ve bu hususu verdikleri karara geçirme yükümlülü÷ündedir.354 3.11.4. Tazminat Talebinin ùartları Tazminat talebinde bulunmanın ilk úartı; ilgili kiúi hakkındaki kararın kesinleúmesidir. 353 354 Feyzio÷lu, a.g.e., 1993, s.113-141 Centel –Zafer, a.g.e., s.433 140 økinci úart ise; CMK. m.142'ye göre; karar veya hükümlerin kesinleúti÷inin ilgilisine tebli÷den itibaren üç ay içinde tazminat talebinde bulunulmalıdır. Her halde, karar veya hükümlerin kesinleúme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilme hakkı düúer. Üçüncü úart; talebin zarara u÷rayanın oturdu÷u yer a÷ır ceza mahkemesine yapılmasıdır. Ancak, o yer a÷ır ceza mahkemesi tazminat konusu iúlemle iliúkili ise veya aynı yerde baúka bir a÷ır ceza dairesi yoksa, en yakın a÷ır ceza mahkemesine talep sunulur. Dördüncü úart; tazminat talebinin yazılı olarak yapılmasıdır. Tazminat talep eden kiúi dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara u÷radı÷ı iúlemen ve zararın nitelik ve niceli÷ini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir. Dilekçesinde bilgi ve belgelerin eksikli÷i halinde mahkeme, eksikli÷in 1 ay içerisinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedilece÷ini ilgiliye duyurur. Süresinde eksikli÷i tamamlayamayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur. Beúinci úart; tazminat talepli davanın devleti temsilen hazine adına açılmasıdır. Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterlili÷ini belirledi÷i dilekçe ve eki belgelerin bir örne÷ini devlet hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebli÷ ederek, varsa beyan ve itirazlarını on beú gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister.(CMK. m.142/5) østemin ve ispat belgelerinin de÷erlendirilmesinde ve tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördü÷ü her türlü araútırmayı yapmaya veya hakimlerden birine yaptırmaya yetkilidir. Mahkeme kararını duruúmalı olarak verir. østemde bulunan ve hazine temsilcisi açıklamalı ça÷rı ka÷ıdına ra÷men gelmezlerse yokluklarında karar verilebilir. Karara karúı istemde bulunan, Cumhuriyet Savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna baúvurabilir. 3.11.5. Tazminat Talebinin øncelenmesi ve Karar Haksız tutuklamadan kaynaklanan maddi zarar kavramı geniú 141 yorumlanmalıdır. Maddi zarar, kar kaybı úeklinde gerçekleúen, kiúinin haksız tutuklanma veya yakalanma dolayısıyla u÷radı÷ı kazanç kaybıdır. Yakalanan veya tutuklanan kiúinin mesle÷ine göre u÷rayabilece÷i her türlü kayıp, maddi zarar kapsamındadır. Ayrıca tutuklama ve yakalamadan do÷an giderler, söz gelimi vekalet ücreti de bu kapsamdadır. Ancak, ileride do÷ması muhtemel zararlar, soyut zararlar nedeniyle maddi tazminat talep edilemez.355 Maddi tazminat davalarında tazminat miktarının hesaplanması, bunlardan yapılacak yasal kesintilerin belirlenmesi uzmanlı÷ı gerektirdi÷inden, maddi tazminat miktarlarının ço÷u zaman uzman bilirkiúi incelemesi ile saptanması gerekir.356 Manevi zarar ise, tutuklanan kiúinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle duyulan elem ve ruhsal sıkıntıların giderilmesine yöneliktir. Ancak u÷ranılan manevi zararın tamamen giderilmesi olanaksızdır. Tayin edilecek manevi zarar, kiúinin acı ve elemlerinin dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etkili olabilecek yeterlili÷e sahip olmalıdır. 3.11.6. Tazminatın Geri Alınması CMK 143/1'e göre; verilen tazminatın bazı hallerde geri verilmesi mümkündür. Buna göre; kovuúturmaya yer olmadı÷ına iliúkin karar sonradan kaldırılarak hakkında kamu davası açılan ve mahkum edilenlere verilen tazminatlar ile yargılamanın aleyhte yenilenmesi ile beraat kararı kaldırılıp mahkum edilenlere ödenmiú tazminatların mahkumiyet süresine iliúkin kısmı geri alınır. Geri alınma talebi Cumhuriyet Savcısı tarafından yazıyla tazminata karar verilen mahkemeye yapılır. Mahkemenin tazminatın geri alınmasına iliúkin kararı, kamu alacaklarının tahsiline iliúkin mevzuat hükümleri uygulanarak verilir. Bu karara itiraz mümkündür. Devlet, ödedi÷i tazminattan dolayı koruma tedbiriyle ilgili olarak görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder. øftira konusunu oluúturan suç veya 355 356 Bıçak, a.g.e., s.591 CGK,13.03.2007,8/63 142 yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklanma halinde Devlet, iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunan kiúiye de rücu eder.357 3.11.7. Tazminat østenemeyecek Haller CMK 144'.maddesine göre; bazı kiúiler koruma tedbirleri nedeniyle tazminat isteyemez. Bu kiúiler úunlardır; 1) gözaltı ve tutukluluk süresi baúka bir hükümlülü÷ünden indirilenler, 2) tazminata hak kazanmadı÷ı halde, sonradan yürürlü÷e giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gere÷i, durumları tazminat istemeye uygun hale düúenler, 3) ölüm, genel veya özel af, úikayetten vazgeçme, uzlaúma gibi nedenlerle hakkında kovuúturmaya yer davanın ortadan kaldırılmasına veya düúmesine karar verilen veya kamu davası ertelenenler veya düúürülenler, 4) kusur yetene÷inin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadı÷ına karar verilenler, 5) adli makamlar huzurunda gerçek dıúı beyanla suç iúledi÷ini veya suça katıldı÷ını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar. 357 Centel – Zafer, a.g.e., s.435 143 SONUÇ Ceza muhakemesinin amacı; maddi gerçe÷i ortaya çıkararak úüpheli veya sanı÷ın gerçekte suçlu olup olmadı÷ını araútırmak, suçlu ise onu cezalandırmak ve ıslah etmek, suç ile bozulan kamu düzenini korumaktır. Koruma tedbirlerinden olan gözaltı ve tutuklama da bu amaca hizmet eder. Uygulamada insan hakları ihlallerinin ve ihlal iddialarının önüne geçmek için kolluk amir ve memurlarının teknik olarak geliútirilmesi ve özellikle insan hakları konusunda e÷itilmesi gereklidir. Bu noktada daha bilinçli hareket etme ve soruúturmaların usulüne uygun, güvenli bir úekilde yürütülmesini sa÷lamaya yönelik olarak, 5271 sayılı CMK’nın 164 ve devamı maddeleri ile kurulması öngörülen adli kolluk teúkilatı ka÷ıt üzerinde kalmadan bir an önce hayata geçirilmelidir. Genel olarak kolluk kuvvetlerinin kiúilere iúkence ve kötü muamelede bulunmalarının temelinde delil elde etme düúüncesi vardır. Bunun önüne geçilmesi için kolluk görevlilerinin delil elde etme yolunda teknik imkanlarının iyileútirilmesi, gerekli teçhizat ve donanımların sa÷lanması, yeterli sayıda uzman ve teknik personelin yetiútirilmesi gerekir. Bu nedenle Cumhuriyet savcısının vermiú oldu÷u, gözaltı emrini uygulayan birim olan kolluk kuvvetlerinin yerine, adli konularda özel e÷itim almıú adli kolluk teúkilatının kurulması gereklidir. Ayrıca gözaltı odalarının ya da kollu÷un gözaltı birimlerinin fiziki úartlarının düzeltilmesi, gözaltı kurumlarında 24 saat kamera çekiminin olması ve bu çekiminin aynı anda adliye ortamına da aktarılıp kaydedilmesi, bu úekilde adli yönden kollu÷un amiri durumunda olan Cumhuriyet Baúsavcılı÷ının gözaltı birimlerinde olanları denetim altında tutabilmesine ve asılsız iúkence ve insan hakları ihlali iddialarının da önüne geçilmesini sa÷layabilecektir. 5271 sayılı CMK’nın 91/1. maddesine göre gözaltı süresinin yakalama anından itibaren 24 saati geçemeyece÷i, yine aynı maddenin 3. fıkrasına göre de 144 toplu olarak iúlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güçlük ve úüpheli sayısının çoklu÷u nedeniyle Cumhuriyet Savcısının gözaltı süresinin uzatılmasına karar verebilece÷i düzenlenmiútir. Buna göre; Cumhuriyet Savcısı iúlenen suçun niteli÷i ne olursa olsun suçun toplu suç olması halinde gözaltı süresinin uzatılabilmesine karar verebilecektir. Ancak; a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren ve tek bir kiúi tarafından iúlendi÷i takdirde, böyle bir suçta Cumhuriyet Savcısının gözaltı süresini uzatamaması ve belki de suçla ilgili tüm delilleri toplayamadan úüpheliyi serbest bırakmak veya tutuklamaya sevk etmek zorunda kalması uygulamada büyük bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Burada bireysel suç-toplu suç kriterinden ziyade iúlenen suçun niteli÷i veya yasada öngörülen ceza miktarının göz önüne alınarak Cumhuriyet Savcısına bu konuda takdir hakkının verilmesi daha yerinde olacaktır. Tutuklama da gözaltı gibi bir koruma tedbiri oldu÷u olup, bir ön ceza de÷ildir. Bu anlamda 5271 sayılı CMK’nın 102. maddesinde belirtilen a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde uzatma süresi ile birlikte toplam tutukluluk süresinin 5 yıl olarak belirlenmesi, tutuklamanın koruma tedbiri niteli÷i ile ba÷daúmamaktadır. Yine 5237 sayılı TCK’nın 63.maddesinde düzenlenen mahsup kurumu ile úüphelinin veya sanı÷ın tutuklu kaldı÷ı süre, sonuçta verilecek cezasından indirilmek suretiyle adeta tutuklama bir ön cezalandırılma kurumuna dönüúmüútür. CMK’nın 100/3. maddesinde katalog suçlar belirtilmiú,bu katalog suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli úüphenin varlı÷ı halinde úüpheli veya sanık hakkında tutuklama nedeni var kabul edilerek, uygulamada C.savcısı ve hakim üzerinde ‘tutuklama mecburiyeti’ varmıú gibi baskı kurulmuútur..Yine üst sınırı üç yıla kadar hapis cezasını gerektiren ve CMK. 100/3 maddesinde katalog suçlardan sayılan hırsızlık ve silahla kasten yaralama suçlarının katalog suçlardan sayılması, uygulamadaki tutuklamalar dikkate alındı÷ında bu suçlardan tutuklu kalınan süreler ile ceza yargılamasının sonunda sanık hakkında verilecek ceza, adeta infaz edilmektedir. Halbuki bu suçlar için kanunda öngörülen ceza süreleri dikkate alındı÷ında yargılama neticesinde verilecek hapis cezalarının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması úartları oluútu÷unda imkan dahilindedir. Bu nedenle bu suçların katalog suçlar arasından çıkarılması gerekmektedir. 145 Anayasa’nın 141/3 maddesine göre bütün hakim veya mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır. Tutuklama da bir hakim kararı oldu÷una göre úüphesiz ki gerekçeli olması gerekir. Buna karúılık uygulamada tutuklama gerekçesi olarak ‘’suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu…’’ gibi kalıplaúmıú cümleler ile tutuklama kararları gerekçelendirilmektedir ki, bu úekilde verilen tutuklama kararları Anayasa ve kanuna aykırıdır. Her bir úüpheli ve her bir somut olaya göre de÷erlendirme yapılmalı, bu de÷erlendirme hakim tarafından tutuklama kararının gerekçesi olarak tutuklama kararına yansıtılmalıdır. Uygulamada ‘’hükmen tutuklama’’ adı verilen sanı÷ın,verilen hükümle birlikte tutuklanmasına dair kararlara itirazın hangi mercie yapılaca÷ı konusunda kanunda net bir düzenleme bulunmadı÷ından karıúıklık bulunmaktadır.Bu hususun kanunda açık bir úekilde düzenlenmesine ihtiyaç vardır.Ülkemizde sanık hakkında verilen kararın kanun yolunun uzun sürdü÷ü dikkate alındı÷ında,hükmen tutuklanan ve ilk derece mahkemesince verilen kararın denetimine kadar tutuklu kalan sanı÷ın,ileride beraat edebilece÷i ihtimaliyle tutuklulu÷una karúı yapılan itirazın sonuçlanmasına kadar tutuklu kaldı÷ı süre ma÷duriyetine neden olacaktır. 5271 sayılı CMK ’nın getirmiú oldu÷u en büyük yeniliklerden birisi úüphesiz gıyabi tutuklamanın kaldırılmıú olmasıdır. Ancak bu konuda yakalama emri ile bu boúluk doldurulmaya çalıúılmaktadır. CMK ’nın 94. maddesine göre hakkında çıkarılan yakalama emri ile sevk tutuklamasına baúvurulan úüpheli veya sanık en geç 24 saat içerisinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılmakta, çıkarılamıyorsa en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılıp hakkında sevk tutuklaması kararı verilmelidir. Hakkında sevk tutuklaması kararı verilen úüpheli veya sanık tutukevine konulmamalı, derhal yakalama kararını veren mahkeme önüne çıkarılmalıdır. Ancak uygulamada sevk tutuklaması kararı verilen úüpheli veya sanı÷ın haftalarca hatta aylarca tutukevinde bekletildi÷i görülmektedir ki, bu durum úüphesiz ki kanunun amacına aykırıdır. Bir bütün olarak de÷erlendirildi÷inde CMK, CMUK’a göre insan hakları ve kiúisel özgürlükler açısından daha lehedir; ancak AøHM içtihatları ve insan haklarının evrensel ilkelerine göre yine de kat edilmesi gereken mesafe vardır. 146 KAYNAKÇA [1] ALDIKAÇTI, O. (1966), Anayasa Hukukumuzun Geliúmesi ve 1961 Hüsnü Tabiat Matbaası, østanbul. Anayasası, [2] AKBULUT, ø. (1994), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama, YD, C: 20, S: 1-2, Ocak – Nisan, Ankara. [3] AKILLIOöLU, T. (1995), ønsan Hakları I, Kavram, Kaynakları ve Koruma Sistemi, AÜSBF ønsan Hakları Merkezi Yayınları, No: 17, Ankara. [4] AKIN, ø. (1971), Temel Hak ve Özgürlükler, øÜHF Yay. No: 347, østanbul. [5] AKIN, ø. (1993), Kamu Hukuku, Beta Yay., 6. Bası, østanbul. [6] AKMAN, M. (2004), Bir Ceza Yargılaması Yargılaması Aracı Olarak Kiúiye Kefalet; Osmanlı Örne÷i, 75. Yaú Günü øçin Prof Dr. Baki Kuru Arma÷anı, Ankara. [7] AKMAN, M. (2004), Osmanlı Devletine Ceza Yargılaması, Eren Yayıncılık, østanbul. [8] ALAN, E. (2009), Güncel Sorunlar Iúı÷ında Yakalama ve Gözaltına Alma, Seçkin Yayıncılık, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 34. [9] ALBAYRAK, M. (2011), Notlu – Atıflı – Uygulamalı Ceza Muhakemesi Kanunu, Adalet Yayınevi, 5. Baskı, Ankara. [10] ARSLAN, M. (2006), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Türk Pozitif Hukukunda Kiúinin Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, yayımlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli. [11] AVCI, M. (2005), Yeni Düzenlemelere Göre Tutuklama, Yeni CMK Dosyası, Hukuki Perspektifler Dergisi, Sayı: 3, østanbul. [12] AVCI, G. (2010), Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Ceza Muhakemesi Kanunundaki Tutuklama Kurumunun øncelenmesi, Seçkin Yayıncılık, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 41, [13] AYDINER, Ö. F. (2007), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve øç Hukukumuzda Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama, yayımlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. [14] BALO, Y. S. (2005), Uluslararası ølkeler Iúı÷ında Çocuk Koruma Kanunu Ve 147 Uygulaması, Ankara. [15] BAYTAR, S. (2005), Koruma Tedbirlerinden Do÷an Zararın Karúılanması, TBBD, Yıl: 18, Sayı: 61. Ankara. [16] BIÇAK, V. (2010), Suç Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara. [17] CENTEL, N. (1992), Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama Ve Yakalama, østanbul. [18] CENTEL, N. (1994), Koruma Tedbirlerinde Geliúmeler, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araútırmaları Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1-3, østanbul. [19] CENTEL, N. (2001), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 2000 Tasarısına Eleútirel Yaklaúım, DEÜHFY, øzmir. [20] CENTEL, N., ZAFER H. (2008), Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, 6. Bası, østanbul. [21] ÇALIùKAN, B. (2010), Avrupa ønsan Hakları Muhakemesine Göre Tutuklama, Adalet Dergisi, Sayı: 37, Ankara. [22] ÇOLAK, H., TAùKIN, M. (2005), Açıklamalı – Karúılaútırmalı – Uygulamalı CMK, Seçkin Yayınları, 1. Baskı, Ankara. [23] DEMøRBAù, T. (1979), Kiúi Güvenli÷i, øÜHFM, C: XLIII, S: 1-4, østanbul. [24] DEMøRBAù, T. (1996), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi øle Karúılaútırmalı Olarak Haksız Yakalama Ve Tutuklama, øzmir Barosu Dergisi, Sayı: 3, øzmir. [25] DEMøRBAù, T. (2008), ønfaz Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara. [26] DEVELøOöLU, F. (1981), Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lügat, østanbul. [27] DOEHRøNG, K. (2002), Genel Devlet Kuramı (Genel Kamu Hukuku), çev. A., Mumcu, ønkılap Kitapevi, østanbul. [28] DONAY, S. (2005), Açıklamalı Ceza Muhakemesi Kanunu, Vedat Yayınevi, østanbul. [29] ER, D. E. (2002), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Iúı÷ında Hukukumuzda Sanık Hakları, Yetkin Yayınları, Ankara. [30] ERDOöAN, M. (2001), Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitapevi, Ankara. [31] EREM, F. (1986), Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku, Iúın Yayınevi, Ankara. 148 [32] FEYZøOöLU, M. (1992), Tutuklama, Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. [33] FEYZøOöLU, M. (1993), Tutuklamadan Do÷an Zararların Giderilmesi, Ankara Barosu Dergisi, 1993/1, Yıl50, Ankara. [34] FEYZøOöLU, M. (2006), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Hakkında Bazı Tespit Ve De÷erlendirmeler, TBBD, Yıl: 19, Sayı: 62, Ankara. [35] GEMALMAZ, M. S. (1997), Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriú, Beta Yayınevi, østanbul. [36] GEMALMAZ, M. S. (2001), Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriú, Beta Yayınevi, østanbul. [37] GEMALMAZ, M. S. (2006), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi (madde 3/øúkence Yasa÷ı Analizi), Ankara Barosu Yayınları, Ankara. [38] GÖKCAN, H. T. Tutuklama, YD, C: XXIV, Sayı: 1-2, Ankara. [39] GÖLCÜKLÜ, F. (1958), Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti Muvakkat Yakalama – Tevkif (Türk Hukukunda), AÜSBF, Ankara. [40] GÖLCÜKLÜ, F. (1992), Kiúi Özgürlü÷ü ve Kiúi Güvenli÷i, ønsan Hakları Kurallarının øç Hukukta Uygulanması, AÜSBF øHM Yayınları, Ankara. [41] GÖZE, A. (1995), Siyasal Düúünceler Ve Yönetimler, Beta Yay. østanbul. [42] GÖZÜBÜYÜK, ù. (2002), Anayasa Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara. [43] GÖZÜBÜYÜK, ù., GÖLCÜKLÜ, F. (2003), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Ve Uygulaması, Turhan Yayınevi, 4. Bası, Ankara. [44] GÜLÜùÜR, E. (2010), Koruma Tedbirlerinden Tutuklama, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. [45] GÜNAY, E. (1996), Uygulamalı øçtihatlı, Notlu Türk ønfaz Hukuku,Seçkin Yayıncılık, Ankara. [46] GÜNEù, S. (1998), Teori Ve Uygulamada Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvencesi, Kazancı Yayınları, østanbul. [47] HAKERø, H. (2009), Tıp Hukuku Temel Bilgiler, Ankara. [48] HAKERø, H., ÜNVER, Y. (2008), Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler, Ankara. [49] HAKERø, H., ÜNVER, Y. (2010), Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara. 149 [50] HATEMø, H. (1988), ønsan Hakları Ö÷retisi, øúaret Yay., østanbul. [51] HAFIZOöULLARI, Z. (1993), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Yapılan De÷iúiklikler Üzerine, AÜHFD, Cilt: 45, Sayı: 6, Ankara. [52] øNCø, Z, Ö. (2008), Bir Koruma Tedbiri Olarak Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir. [53] KANTAR, B. (1957), Ceza Muhakemeleri Usulü, Ankara. [54] KAPANø, M. (1982), Kamu Hürriyetleri, Yetkin Yayınları, [55] KAPANø, M. (1991), ønsan Haklarının Uluslararası Boyutları, Bilgi Yay., Ankara. [56] KARAGÜLMEZ, A. (2005), Tutuklama Nedenleri Ve Tutuklama østeminin Reddi Kararına øtiraz Konusunda 5271 Sayılı CMK’nın øncelenmesi, TBBD, Y: 18, S: 58, Ankara. [57] KESKøN, S. (2002), Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkına øliúkin Anayasal De÷iúiklikler, øÜHFM, Cilt: 60, Sayı: 1-2, østanbul. [58] KHADDURø, M. (1949), øslamiyette ønsan Hakları, çev. V. Belgil, ønsan Hakları Aylık D., MEB Basımevi, Ankara. [59] KOPARAN, M. R. (2006), Bir Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama, TBBD, Y: 19, S: 65, Ankara. [60] KÖKSAL, A. (1964), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama Ve 1961 Anayasası, øÜHFM, Cilt: 30, Sayı: 1-2, østanbul. [61] KÖROöLU, H. (1996), Haksız Tutuklama Tazminatı, Adil Yayınevi, Ankara. [62] KUNTER, N., YENøSEY, F. (2000), Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi, Beta Yayınları, 11. Bası, østanbul. [63] KUNTER, N., YENøSEY, F. (2005), Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku Ek Kitap, Arıkan Yayınevi, østanbul. [64] KUNTER, N., YENøSEY, F., NUHOöLU, A. (2006), Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Arıkan Yayıncılık, 14. Bası, østanbul. [65] KUZU, B. (1997), Ülkemizde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i, Filiz Kitapevi, østanbul. [66] MALKOÇ, ø., GÜLER, M. (1998), Uygulamada Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Adil Yay., Ankara. [67] MALKOÇ, ø., YÜKSEKTEPE, M. (2008), Açıklamalar Ve Yorumlarla 5271 150 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, Malkoç Kitapevi, Ankara. [68] OCAK, Ü., (2006), ønsan Hakları Açısından Ceza Muhakemesinde Kiúi Özgürlü÷ünü Sınırlayan Koruma Tedbirleri, Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kütahya. [69] ÖZBEK, V. Ö. (2005), CMK øzmir ùerhi, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununun Anlamı, Seçkin Yayınları, Ankara. [70] ÖZBEK, V. Ö. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara. [71] ÖZBUDUN, E. (2005), Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara. [72] ÖZTÜRK, B., ERDEM, M. R. (2006), Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara. [73] ÖZTÜRK, B. (1988), Tutuklama Sebepleri, Manisa Barosu Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 24, Manisa. [74] PARLAR, A., HATøPOöLU, M. (2008), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu, Yayın Matbaacılık, Ankara. [75] REøSOöLU, S. (2001), Uluslararası Boyutlarıyla ønsan Hakları, Beta Yayınevi, østanbul. [76] ùAHBAZ, ø. (1994), Anayasada Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i, Adım Yayıncılık, Ankara. [77] ùAHøN, ø. (2004), Türk Ceza Yargılaması Hukukunda Yakalama Ve Gözaltına Alma, Seçkin Yayınları, Ankara. [78] ùAHøN, C. (2005), CMK Gazi ùerhi, Seçkin Yayınları, Ankara. [79] ùAHøN, C. (2006), CMK Uygulamasının Bir Yılı, HPD, S: 7, [80] ùAHøN, C. (2007), Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara. [81] SAö, M. (1996), 3842 Sayılı Yasa De÷iúikli÷i Iúı÷ında Tutuklama, Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, østanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, østanbul. [82] SAVCI, B. (1963), Türk Devletinde Tarihi Akıú øçinde ønsan Hakları, AÜSBFD, C: XVIII, No: 2, Ankara. [83] ùEN, E., ÖZDEMøR, B. (2011), Tutuklama, Uygulamada ùüpheli Ve Sanık Haklarının Korunması, Seçkin Yayınları, Ankara. [84] ùENTUNA, M. T. (2007), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Tutuklama Ve Adli Kontrol, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara. [85] SOYASLAN, D. (1990), Türk Hukuk Düzeni Ve Açlık Grevi Yapan Kiúilere 151 Müdahale Sorunu, YD, C: 16, S: 3, Ankara. [86] SOYASLAN, D. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, Ankara. [87] SOYASLAN, D. (2007), Ceza Muhakemesi Hukuku, Yetkin Yayınları, 3. Baskı, Ankara. [88] SÖZÜER, A., DURSUN, S. (2006), TCK, CMK ve Kabahatler Kanunundaki De÷iúiklikler Ne Getiriyor?, HPD, S: 9. [89] TAMÖZ, M., KOCABEY, H. (2009), Türk Hukukunda Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan Önleme Ve Adli Amaçlı øletiúimin Denetlenmesi Gizli Soruúturmacı Görevlendirilmesi Teknik Araçlarla øzleme, Yaklaúım Yayıncılık, Ankara. [90] TANøLLø, S. (1976), Anayasalar Ve Siyasal Belgeler, Sulhi Garan Matbaası, østanbul. [91] TANÖR, B. (1998), Osmanlı Türk Anayasal Geliúmeleri, Yapı Kredi Yayınları, østanbul. [92] TEZCAN, D., ERDEM, M. R., SANCAKDAR, O. (2004), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Ve Uygulaması, Ankara Açık Cezaevi Yayınları, Ankara. [93] TOROSLU N., FEYZøOöLU, M. (2009), Ceza Muhakemesi Hukuku, Savaú Yayınevi, Ankara. [94] TURHAN F. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Asil Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara. [95] TDK (Türk Dil Kurumu). (2005), Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları. [96] UÇDU ø. (2007), Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir. [97] Ü, COùKUN. (1980), Siyasal Tarih, 3. Bası, Ankara. [98] ÜÇOK COùKUN, M. A.(1993), Türk Hukuk Tarihi, Ankara. [99] ÜLGEN, C. (2005), Ceza Muhakemesi Hukuku, øBY., østanbul. [100] ÜNAL, ù. (1995), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, TBMM Basımevi, Ankara. [101] YAùAR. O., GÖKCAN, H. T., ARTUÇ, M. (2010), Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, Ankara. [102] YAùAR, O. (2005), Uygulamalı Ve Yorumlu 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, Cem Ofset, Ankara. 152 [103] YENøSEY, F. (1993), Uygulanan Ve Olması Gereken Ceza Muhakemesi Hukuku, Hazırlık Soruúturması Ve Polis, Beta Yayınevi, østanbul. [104] YOKUù, H. (2003), Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Iúı÷ında Tutuklu Ve Hükümlülerin Dıú Dünya øle øletiúimi, AÜEHFD, Cilt: 7, Sayı: 3-4, Ankara. [105] YURTCAN, E. (1974), Yakalanan Veya Tutuklanan Kiúilerin Hakim Önüne Çıkarılmaları Konusunda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Yapılan De÷iúiklikler, øÜHFM, C: XL, C: 1-4, østanbul. [106] YURTCAN, E. (2002), Cumhuriyet Savcısının Ve Ceza Yargıcının El Kitabı, Melisa Matbaacılık, Ankara. [107] YURTCAN, E. (2008), CMK ùerhi, Beta Yayıncılık, 4. Basım, østanbul. [108] YURTCAN, E. (2005), Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu Ve Yorumu, Vedat Kitapevi, østanbul. [109] YÜCE, T. T.(1980), Ceza Yargılaması Hukukunda Zorlayıcı Önlem Teorisi, EÜHFD, C:1 http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm. http://www.cpt.coe.int/turkish.htm http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=tutuklama&ayn=tam http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr, http://www.belgenet.com. http://www.todaie.gov.tr. 153 EK-1 ÖZGEÇMøù KøùøSEL BøLGøLER Soyisim, øsim : NAS, OSMAN Uyru÷u : T.C Do÷um Tarihi ve Yeri : 12.07.1979, Manisa/Alaúehir Medeni Hali : Evli Tel : 0533 561 5125 E-Posta : osman.nas@hotmail.com EöøTøM DERECE KURUM MEZUNøYET TARøHø Lisans Marmara Üniversitesi 2002 Lise Söke Lisesi 1997 øù DENEYøMø YIL YER POZøSYON 2005-2009 Nas Hukuk Bürosu Avukat 2009-2011 Adalet Bakanlı÷ı Hakim Adayı 2011- Halen Adalet Bakanlı÷ı Cumhuriyet Savcısı YABANCI DøL øngilizce – Orta Seviyede HOBøLER Futbol Oynamak, Film øzlemek 154