EKONOMİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Ekonomi, insanlığın var olduğu günden bu yana toplumların gelişmesinde ve varlığını sürdürmesinde önemli bir toplumsal bilimdir. EKONOMİ, sınırsız insan ihtiyaç ve isteklerinin sınırlı üretim kaynakları ile en iyi şekilde nasıl giderilebileceğini inceleyen bir bilim dalıdır. Ekonomi ile ilişkili temel kavramlar; ihtiyaç, arz, talep, fayda, fiyat, piyasa vb. olarak sıralanabilir. Ekonomik faaliyetlerde karşımıza bu kavramlar mutlaka çıkar. İHTİYAÇ: Tatmin edildiğinde haz ve doyum tatmin edilmediği zaman ise acı ve üzüntü veren kavramdır. İnsan ihtiyaçları sınırsızdır. İhtiyaçlarımızı karşıladıkça yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. İhtiyaçlar temel olarak ikiye ayrılır: Birincil İhtiyaçlar: İnsanların hayatlarını sürdürebilmeleri için karşılamak zorunda oldukları ihtiyaçlarıdır. Yemek yeme, su içme, uyuma, barınma, giyinme, nefes alma gibi. İkincil İhtiyaçlar: Daha çok insanın hayatını sürdürmesiyle ilgili olmayan ama insanlar tarafından karşılanma isteği ortaya çıkan ihtiyaçlarıdır. Seyahat etme, sinemaya gitme, gazete okuma, eğitim alma, spor yapma gibi. ARZ TALEP FAYDA FİYAT PİYASA : Üreticilerin ürettiği mal veya hizmetlerin tamamına arz denir. : Tüketicilerin bedelini ödemek şartıyla mal veya hizmetlere sahip olma isteğine talep denir. : Mal ve hizmetlerin ihtiyaçları karşılama özelliğine denir. : Herhangi bir mal veya hizmetin başka bir mal veya hizmetle değişim oranının para ile ifadesine denir. : Alıcı ile satıcının bir araya geldiği mal ve hizmet alışverişinin gerçekleştiği ortama denir. Kendi İşini Kurmanın Avantajları Bağımsızlık. Başkalarının emri altında olmadan kendi işinin başında olma girişimciliğin en büyük avantajlarındandır. Başarma Hissi. Toplum İçinde Saygınlık. Kâr Elde Etme. Girişimci sabit bir gelirle başkalarına bağımlı olarak çalışmaktansa daha fazla kazanç elde etme fırsatı yakalar. İş ortamını kontrolde tutma. Girişimci kendi çalışma saatlerini ve çalışma ortamını kendi ayarlayabilir. Kendi İşini Kurmanın Dezavantajları Stres Çalışma süresinin sınırsız olması. Girişimcinin mesai saati yoktur. Özellikle işin başlangıç aşamasında gününün neredeyse tamamı çalışmayla geçer. Uzun çalışma saatleri, girişimcinin sadece tüm enerjisini yok etmekle kalmaz, özel yaşamına ait zamanlardan da çalar. Risk. Kendi işini kuran her girişimci her zaman kâr elde edecek diye bir kural yoktur. Kâr elde etme olasılığı kadar zarar riski de söz konusudur. Fiziksel Rahatsızlıklar. Zorlu çalışma şartları beraberinde bazı fiziksel rahatsızlıkları da getirebilir. GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 1 Üretim yapabilmek için birtakım elemanların bulunması ve bunların birleştirilmesi gerekir. Üretim için gerek duyulan bu elemanlara ÜRETİM FAKTÖRLERİ denir. Üretim faktörleri dörde ayrılır: 1- DOĞA: İnsanların faaliyetleri sonunda oluşmayan bütün doğal kaynakları içerir. Araziler, madenler, nehirler, okyanuslar vb. 2- EMEK: İnsanların üretim için harcadıkları bedensel ve zihinsel çabaların tümüdür. 3- SERMAYE: Bir işin kurulması yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir değerlerin tamamıdır. Örneğin nakit para, tesisler, fabrikalar, makineler birer sermayedir. 4- GİRİŞİMCİ: Kâr elde etmek amacıyla üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişidir. Girişimci, faaliyetlerini yürütürken en yüksek kârı elde etmeyi amaçlar. Bunun için üretim faktörlerinden yararlanarak ekonomik birimler oluşturur. Bu birimlere teşebbüs denir. Bir başka tanımla TEŞEBBÜS, başkalarının gereksinimlerini devamlı karşılamak üzere; mal ve hizmet üreten ve kar sağlamak amacıyla faaliyet gösteren işletmedir. Girişimcinin asıl amacı kâr elde etmek olsa da zarar etmeyi de göz önüne alması gerekir. Girişimcilik ikiye ayrılır: 1- Fırsat Girişimciliği: Pazardaki fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan bir mal veya hizmetin pazara sunulmasıdır. 2- Yaratıcı Girişimcilik: Yeni bir fikir veya buluşun ya da mevcut olan bir mal veya hizmetin dizayn, fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilerek kâr elde edecek biçimde pazara sunulmasıdır. Girişimci kendi emeğini ve sermayesini kullanabileceği gibi, üretim faktörlerini de yapacağı anlaşmalarla sahiplerinden kiralayabilir. Kaynakların kiralanması durumunda girişimci Emeğe ücret, sermayeye faiz, doğal kaynaklara kira öder. Girişimci küçük işletmelerde yöneticilik görevini de fiili olarak yerine getirir. Bu nedenle her girişimci aynı zamanda işletme yöneticisidir. Ancak işletmeler büyüdükçe girişimci ve yöneticinin birbirinden ayrılması kaçınılmazdır. Böylece ortaya yalnızca bu meslekle uğraşan profesyonel yöneticiler çıkmaktadır. YÖNETİCİ: Kar ve riski girişimciye ait olmak üzere, ücret karşılığında üretim faktörlerini, mal veya hizmet oluşturacak biçimde örgütleyen ve yönetim işini kendisine meslek edinen kişidir. Türkiye’de girişimcilik, Anayasa’nın tanıdığı üç temel hakla güvence altına alınmıştır. Bunlar; Mülkiyet Hakkı, Meslek Seçme Hakkı, Sözleşme Yapma Hakkıdır. Günümüzde girişimcilik çok önemli duruma gelmiştir. Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: Bilim ve teknolojinin gelişmesi girişimcilerin başarısına bağlıdır. İşsizlikle mücadelenin en etkin yolu girişimciliktir. Yeni girişimciler yeni iş alanları oluşturur. 2 Geliri artırmanın bir yolu da girişimciliktir. Yeni girişimler üretimi, dolayısıyla kişilerin gelirlerini artırır. Aynı zamanda vergiler yoluyla devlet gelirleri de artar. Kamu personelinin ücretlerinin artması ve fazla kamu kadrolarının azaltılması girişimciliğe bağlıdır. Özel girişimler, devletin ekonomik girişimlerini azaltır. Bu durum kişileri özel sektöre yöneltir. Devletin elde edeceği gelirler artar. Dolayısıyla kamu çalışanlarının gelirleri de yükselmiş olur. Ülke kalkınmasının anahtarı, var olan kaynakların değerlendirilmesine, bu ise girişimcilerin desteklenmesine bağlıdır. BAŞARILI GİRİŞİMCİNİN ÖZELLİKLERİ Kişisel Özellikleri: Kabul Edilebilir Riskleri Göze Alma Başarılı bir girişimci kabul edilebilir riskleri göze alan kişidir. Gereksiz risklere atılmaz. Cesaretli aynı zamanda dikkatli hareket eder. Kararlılık Başarılı bir girişimci kararlıdır. Sorunları olduğu gibi kabullenmek yerine çözüm yolları arar ve karar vermekten çekinmez. Karar verdikten sonra belirlediği hedefe ulaşmaya çalışır. Çok Yönlülük Girişimci; işletme fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, belli sınırlar içinde kalmak yerine, otorite olmayı arzular ve bunun için kendini yetiştirmeye çalışır. Farklı seçenekler üzerinde fikir geliştirir ve görüşler alır. Değişim ve gelişmeleri izler ve yeniliklere açık olur. İş Bitiricilik Girişimci; yapılması gereken işi sonuna kadar izler, gerektiğinde kişisel olarak çalışır. İşi zamanında bitirme azmine ve heyecanına sahiptir. Kendine Güvenilirlik. Girişimci; karşılaşacağı tüm zorlukların üstesinden geleceğine inanarak çalışmalarını sürdürür. Planlı Hareket Etme Girişimci; işlerin doğru olarak ve zamanında yapılmasını ister. Yanında çalışanların görüşünü alır ve bu doğrultuda planlama yapar. İşin doğru olarak ve rasyonel biçimde yapılmasını sağlar. İleriyi Görme Uyumluluk Girişimci; iş dünyasında oluşan hızlı değişmeleri takip eder ve bunlara uyum sağlar. Böylece rakiplerine karşı üstünlük elde eder. Girişimcinin En Önemli Özellikleri: Girişkenlik Güçlü İkna Yeteneği Risk Alma Esneklik Yaratıcılık Bağımsızlık Sorunları Hızlı Şekilde Çözebilme Başarılı Olma 3 Hayal Gücü Liderlik Yeteneği Çalışkanlık Sorumluluk Duygusu Yazılı ve Sözlü Haberleşme Yeteneği İşletmecilik Konusundaki Teknik Bilgisi Sosyal ve Kültürel Yapısı İŞLETME İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği, aklını kullanarak hem doğaya hen de diğer canlılara üstünlük sağlamasıdır. İnsanların istek ve ihtiyaçları sınırsızdır. Ancak, bunları karşılayacak kaynaklar son derece sınırlıdır. Bu nedenle insanlar ellerindeki bu kıt kaynakları en akılcı ve ekonomik biçimde kullanmak zorundadırlar. Ekonomide, kaynakların kullanımını gerçekleştiren en somut birimler işletme adı verilen kuruluşlardır. İŞLETME, kâr amacıyla mal ve hizmet üretmek veya pazarlamak için üretim faktörlerini planlı, tutarlı ve akılcı bir sistemle bir araya getiren teknik ve ekonomik birimdir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi işletme, insanların istedikleri mal ve hizmeti üretmek için oluşturulan bir birimdir. İşletmelerin bazı ortak özellikleri şunlardır: Kâr sağlamak Amaçlara ulaşmak için mal ve hizmet üretmek Mal ve hizmet üretmek için üretim faktörlerini bir araya getirmek İşletmeler, mal ve hizmet üretimiyle ülke ekonomisine birçok katkıda bulunurlar. Bu katkılardan bazıları şunlardır: Toplumun çeşitli ihtiyaçlarını karşılayarak başka ülkelere muhtaç olmadan yaşamalarını sağlarlar. Sağladıkları iş olanaklarıyla işsizliği önlerler. İhracat yaparak ülkeye döviz girişi sağlarlar. Bölgeler ve uluslararası ilişkileri geliştirip güçlendirirler. Ülkeye yeni teknolojilerin girmesini sağlarlar. İşletmelerin Genelde Kabul Edilen Amaçları: Kâr Sağlama KÂR, işletmenin belirli bir dönem sonunda elde ettiği toplam gelirleri ile giderleri arasındaki olumlu farktır. 4 Kâr işletmenin başarı derecesinin ölçülmesinde ve denetlenmesinde ölçü olarak kullanılmasının yanında, devlete ödenecek vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini de sağlayan bir araçtır. Kâr genellikle tüm işletmelerin temel amacıdır. Topluma Hizmet Etme İşletmenin var oluş amaçları sadece kârla ifade edilemez. Çünkü kâr, işletmenin sunduğu mal veya hizmete talep olduğu sürece geçerli olur. İşletmeler, elde ettikleri kârın bir bölümünü devlete vergi olarak verirken diğer bir bölümünü de ortaklarına veya çalışanlarına dağıtır. Bu yolla sosyal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır. Sonuçta daha başarılı ve uzun ömürlü olma üstünlüğü elde eder. İşletmenin Yaşamını Devam Ettirme İşletmeler, kâr elde etme ve topluma hizmet etme amaçlarını tutarlı bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için bu iki amaç arasında bir denge kurmak zorundadır. Bu denge sağlandığı sürece, işletmenin yaşamında da süreklilik sağlanmış olur. İşletmenin amaçlarına ulaşabilmesi için işletmeyle ilgili kesimlerin beklentilerinin karşılanması gerekir. İşletmeden beklentileri olan kesimlere çıkar grupları denir. İşletmeyle İlgili Çıkar Grupları Müşteriler Kredi Verenler Devlet Çalışanlar İşletme Sahipleri Tedarikçiler Kamu TEŞEBBÜS KAVRAMI Teşebbüs; başkalarının ihtiyacını sürekli olarak karşılamak üzere pazarı olan ve pazarda fiyatı oluşan, ekonomik mal ve hizmetleri üreten ve sahibine kâr sağlama amacı güden bir işletmedir. Bu tanıma göre her teşebbüs bir işletme sayılır. Fakat her işletme bir teşebbüs değildir. Örneğin Şeker Fabrikaları A.Ş. bir teşebbüstür. Ankara Şeker Fabrikası ise bu teşebbüse bağlı bir işletmedir. YÖNETİCİLİK KAVRAMI Yönetici, kâr ve riski girişimciye ait olmak üzere, ücret karşılığında üretim faktörlerini, mal veya hizmet oluşturacak biçimde örgütleyen ve yönetim işini kendisine meslek edinen kişidir. Başarılı Bir Yöneticide Bulunması Gereken Özellikler: Görevi ile ilgili yeterli bilgi ve beceriye sahip olabilme İşi ve iş görenleri yakından tanıyabilme Zamanında ve doğru karar verebilme Tarafsız ve insancıl davranabilme Sorumluluk taşıyabilme Hoşgörülü olabilme Grup çalışmasını özendirebilme Demokratik olabilme 5 İyi bir eğitici olabilme Sabırlı, kararlı, iradeli, sağduyulu ve cesur olabilme. İŞLETMELERİN YÖNETİMİ Yönetim süreci, belirli bir akış içinde ve üç aşamada gerçekleştirilir. Birinci aşamada, geleceğe yönelik hazırlık çalışmaları yapılarak planlama ve organizasyon (örgütleme) fonksiyonları yerine getirilir. İkinci aşamada, uygulamaya geçilir. Bu aşamada, hazırlık çalışmalarında belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için kararlar alınır ve uygulanır. Üçüncü aşamada, birinci(hazırlık) ve ikinci (uygulama) aşamada alınan sonuçlar karşılaştırılarak istenilen amaçlara ne derecede ulaşıldığı belirlenmeye çalışılır. Yönetim sürecinde belirli işlevlerin yerine getirilmesi gerekir. Bu işlevler: Planlama Organizasyon Sevk ve İdare Koordinasyon Denetim Yönetim ve Karar verme 1- PLANLAMA Planlama; işletmenin amaçlarını ve bu amaçlara ulaşabilmek için hangi araç ve yöntemlerin nasıl kullanılacağını, kimlerin iş birliğiyle, ne zaman ve nerede, ne tür faaliyetlerin gösterilmesi gerektiğinin belirlenmesine ilişkin bir süreçtir. İşletmelerin etkin, verimli ve rasyonel bir biçimde yönetilebilmesi için ilk önce yapılması gereken iş, planlamadır. Planlamanın Yararları: Planlama işletmedeki işler, kişiler, bölümler ve faaliyetler arasındaki, uyum ve işbirliğinin sağlanmasına yardımcı olur. Plan sayesinde kriz meydana gelmeden önce tahmin edilebilir. Planlama daha rasyonel kural ve ilkelerin gelişmesine katkı sağlar. Planlama yetki devrini kolaylaştırır. Planlama denetim standartları için temel teşkil eder. Planlama bir yandan yöneticilerin gereksiz ve fazladan çalışmalarını önlerken diğer yandan onları geleceğe yöneltir, ileriyi görme yeteneğinin geliştirir. Planlamanın Olumsuz Yanları: Yapılan tahminlerin isabetli olmaması. Farklı sorunların ortaya çıkması. Zaman alıcı olması. Planlamanın yüksek maliyetli olması. 6 Planlamanın Özellikleri: Planlamanın önceliği vardır. Yönetimin ilk olarak ele alınan fonksiyonu planlamadır. Zira yönetim planlama ile başlar ve planlama olmadan yönetimin diğer fonksiyonlarının yürütülmesi mümkün değildir. Planlama bir seçim ve tercih faaliyetidir. Planlama bir karşılaştırma faaliyetidir. Planlama kapsamlı bir faaliyettir. Planlama esnek ve devamlı bir faaliyettir. Planlama geleceğe dönüktür. Plan belirli bir zaman aralığını kapsar. Plan bir karara varmak anlamına gelir. İyi Bir Planın Şartları Plan açık, anlaşılır ve geçerli bir amaca yönelik olmalıdır. İşletmenin iç ve dış şartlarına devamlı uyabilecek esneklikte olmalıdır. Yapılması ve uygulanması en az maliyetle gerçekleştirebilmelidir. Uygun bir süreyi kapsamalıdır. İşletmenin benimsediği ilke ve standartlara uymalıdır. İşletmenin var olan imkanlarından azami ölçüde yararlanmayı sağlamalıdır. PLANLAMANIN TEMEL AŞAMALARI A- Mevcut Durumun Tespit Edilmesi Planlamaya mevcut durumun ve organizasyonun elindeki imkân ve fırsatların tespit edilmesiyle başlanmalıdır. Ayrıca organizasyonun zayıf yanlarını ve muhtemel riskleri de bu aşamada belirlenmelidir. Fırsat ve tehdit yönünden mevcut durum belirlenmeden örgüt yönetiminin gerçekçi bir plan yapması söz konusu olamaz. Bu yüzden mevcut durumun analizi ile işletme içi ve dışı etkenleri tam olarak belirlemekle planlamaya başlamak gerekir. B- Amaçların Belirlenmesi Planlamada ikinci aşama amaçların belirlenmesidir. İşletmenin ana amacının ortaya konmasından sonra sıra bu amacın gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak alt amaçların belirlenmesine gelir. C- Planda Esas Alınacak Varsayımların Tespiti Ana ve alt amaçların belli olmasından sonra üçüncü aşama olan planda esas alınacak varsayımların tespitine sıra gelir. Varsayımlar işletmenin gelecekte gerçekleşeceğini umduğu ve beklediği ön kabullerdir. Örneğin; ne kadar satış yapılabilecektir? Üretilen malın maliyeti ne olacaktır? İşletmenin yönetimiyle görevli olan kişiler iç ve dış şartları değerlendirdikten sonra, gelecekteki olaylara ilişkin varsayımları ortaya koyarlar. Bu varsayımlar, planlama sürecinin bir sonraki aşamasında eylem yönünü geliştirmek için ortaya konulur. Planlama ile ilgili varsayımlar şöyle açıklanabilir: Denetlemeyen varsayımlar: Bu tür varsayımlar tamamıyla işletmenin inisiyatifi ve kontrolü dışında olan süreçleri anlatır. Örneğin nüfus artışı, enflasyon, vergi oranlarının artırılması, siyasi belirsizlikler gibi. 7 Kısmen denetlenebilen varsayımlar: Bu varsayımlar belirli bir seviyeye kadar işletmenin denetleyebileceği süreçleri anlatır. Çalışanların verimliliğini artırmak, teknik gelişmeleri izlemek gibi. Denetlenebilen varsayımlar: Bu tür varsayımlar tamamıyla işletmen yönetiminin denetimi altındaki süreçleri anlatır. İşletmeni büyümesi, yeni personel alma, üretim yöntemlerinin değiştirilmesi, dağıtım kanallarının düzenle hale getirilmesi gibi. D- Eylem Yönünün Belirlenmesi Planlama sürecinin dördüncü aşaması eylem yönünün kararlaştırılmasıdır. Bu aşamada yöneticiler mevcut durumlarından amaçlarına doğru nasıl hareket edeceklerinin kararlaştırırlar. PLAN ÇEŞİTLERİ Planlar çok çeşitli sınıflara ayrılabilir. Genelde en çok tercih edilen sınıflandırma kullanım bakımından yapılan çeşitlendirmelerdir. Bu bakımdan planlar; Bir defa kullanılan planlar Sürekli kullanılan planlar olarak ikiye ayrılır. Bir Defa Kullanımı Olan Planlar Bir defa kullanılan planlar; programlar, bütçe ve projelerdir. Bunlar bir defa kullanıldıktan sonra uygulamadan kaldırılır. Program: Tek kullanımlı planlardan olan program, bir amacın gerçekleştirilmesi için gerekli olan aşama ve adımları, her birinden sorumlu olan kişileri ve her bir aşamanın süresini belirler. Program ayrıntılı bir plan olduğu için, işletmenin kaynaklarının en iyi bir şekilde nasıl kullanılacağına ilişkin esasları kapsar. Bütçe: Beklenen sonuçların rakamlarla ayrıntılı bir biçimde ortaya konulmasıdır. Bu sonuçlar parayla ifade edilebileceği gibi, miktar olarak da ifade edilebilir. Proje: Genel programın birbirinden oldukça kesin bir şekilde ayrılan bir bölümüdür. Projeler, daha çok araştırmaya dayanan özel nitelikli planlardır. Bir program çeşitli projelerden oluşur. Devamlılığı Olan Planlar Bunlar birçok defa kullanılan ve süreklilik gösteren planlardır. Devamlılığı olan planlardan başlıcaları; amaçlar, politikalar ve yöntemlerdir. Amaçlar: Örgütsel faaliyetlerin yönünü belirleyen sonuçlar veya geleceğe ilişkin umutlar olarak tanımlanabilir. Politikalar: Politika deyimi, birimlere özgü genel yöntemler, alışılmış görenekler, temel davranış biçimi veya yönetimin kararı anlamında kullanılabilir. İşletme politikalarından söz edildiği zaman çoğu kez, işletmece benimsenen ve genel olarak yenilenen şartlar altında, güdülecek davranış biçimi, tutulacak yolu gösteren kılavuz niteliğindeki ilkeler anlaşılır. Yöntemler: Örgütü amacına ulaştıracak birbirleriyle ilgili işlerin bir sıra halinde yapılmasını öngören planlara yöntem denir. Örneğin hangi işler yapılacaktır? Bu işleri kimler yapacaktır? vb. sorularla mevcut işlerin ne zaman, hangi sırayla yapılacağını açıklar. 8 İŞ PLANI İŞ PLANI NEDİR? İşin kurulacağı güne kadar hazırlanan kapsamın ortaya çıkarılması için bir çok aktivite sıralı ve önceden belirlenen niteliklerde gerçekleştirilmelidir. Bunun başarılması için girişimciler iş planı hazırlarlar. İş planının temel amacı, iş kuran girişimcilerin, iş kurma sürecinde hangi hedefler için neleri nasıl ve ne zaman yapacağını belirlemesidir. İŞ PLANI NEDEN GEREKLİDİR? İş kurma yolunda bir rehber, bir YOL HARİTASI'DIR. İş kurmadan önce gerekli araştırma ve planlama çalışmalarının yapılmasını sağlayan bir araçtır. Bir banka ya da başka finans organizasyonundan yardım için gereklidir. Kendi işinizi iyice kavramada yardımcıdır. Son derece kullanışlı bir yönetim ve kontrol aracıdır. İŞ PLANININ İÇERİĞİ Girişimcinin özelliklerini ve hedeflerini Kurulacak işin temel niteliklerini, yasal yapısını ve ortaklarını Hedeflediği piyasanın özelliklerini Müşteri kitlesine ulaşmak için uygulayacağı satış ve pazarlama çalışmalarını Ürün yada hizmetlerini üretmek için uygulayacağı süreçleri Kuracağı işletmenin teknik sistemlerini İşletmeyi yürütmek için gerekli idari süreçleri ve örgütlenmeyi İşletmenin tahmini üretim ve satış planlarını İşletmenin finansal hareketlerini İşletmenin finansal karlılığını - gösteren bir dosyadır. İŞ KURMA SÜRECİ İŞ KURMA SÜRECİNİN TEMEL ADIMLARI Motivasyona sahip olmak Başarılı bir iş fikri belirlemek Çalışma Programı hazırlamak İş fikrinin ön değerlendirmesini yapmak İş fikrinin yapılabilirlik araştırmasını yapmak İş planını hazırlamak İşi kurmak Motivasyona Sahip Olmak: En önemli güçtür. Finansman dahil diğer etkenlerden daha önemli. Zorlukları yenmek, aşıp üste çıkabilmek için gerekli olan şey 9 Motivasyon Kaynakları: Kendi kendinin patronu olmak , Mevcut iş seçeneklerinin verebileceği maddi-manevi kazanımlardan daha fazlasına ulaşma isteği, Kendi işini kurmak dışında kendi hayatını kazanma seçeneklerinin sınırlı olması Emekli veya boş oturanlarda olduğu gibi iş kurarak daha çok manevi tatmin sağlama çabası, Bağımsız ya da esnek çalışma ortamına sahip olmak, İş fırsatlarını değerlendirme isteği... Başarılı bir İş Fikri Belirlemek Motivasyon sahibi girişimcinin ilk koşulu; Öncelikle KENDİ İŞ DENEYİMİNİZ, USTALIĞINIZ VE BECERİLERİNİZ İkinci kaynak, ÇEVREDEKİ FIRSATLAR Çalışma Programı Hazırlamak İş fikrinin bulunmasından ilk müşterilere kadarki aktivitelerin planlanması Kaynakları verimli kullanabilmek ve Zamanı iyi değerlendirmek için gerekli... İş Fikrinin Ön Değerlendirmesini Yapmak: İş fikrinin uygulanmasında yerine getirilmesi mümkün olmayan yasal gereklilik, izin veya ruhsat var mı? İş fikrinin uygulanması için zorunlu olan ve girişimcinin temin edemeyeceği bilgi, beceri, ustalık ve işgücü girdileri var mı? İş fikrinin genel çalışma şekli veya çabaları, girişimcinin yerine getirememe ihtimali var mı? İş için gerekli finansman büyüklüğü, karşılanması olanaksız boyutta mı? Ürünlerin üretiminde gerekli olan teknik ve idari süreçlerin yerine getirilmesi girişimci için olanaksız mı? İş fikrinin temel başarı kriteri nedir? Girişimcinin kuracağı işin başarı şansıyla ilgili değerlendirmesi nedir? İş Fikrinin Yapılabilirlik Araştırmasını Yapmak : Kurulacak işletmenin yapısının ortaya çıkarılması Doğru ; Sektör - Ölçek- Zaman- Ortaklar- Yer - Makineler İş Planını Hazırlamak : Yapılabilirlikle belirlenen proje kapsamının UYGULANMASI için İŞ PLANI gereklidir. 10 İş Planı: İşin kurulması için gerekli tüm aktiviteler sıralandığı, hangi hedeflerin, neleri, nasıl ve ne zaman yapacağını içeren bir çalışmadır. İşi Kurmak : İş planındaki tüm aktivitelere karar verilmesi ve gerçekleştirilmesi İşyerinin kiralanması, Yasal kuruluşun yapılması, Elemanların, Makine-ekipmanın ve malzemelerinin temini, Finansman temini ve Faaliyete geçilmesi İŞ KURMANIN HAREKET NOKTASI İşini kaybetmek İşsizlik döneminin uzun sürmesine tepki Gerçekleştirmek istedikleri hayallerinin olması Çalışmalarının maddi/manevi karşılığını alamamaları Bir hobiyi işe dönüştürmek Bir iş fırsatının belirlenmesi Hayat tarzını değiştirme ihtiyacı Artık başkası hesabına çalışmamak arzusu Daha çok para kazanma arzusu vb. gibi... 2 – ORGANİZASYON Yönetimin ikinci önemli fonksiyonu olan organizasyon (örgütleme)dur. Plânlamada belirlenen işletme amaçlarına ve bunlara ulaşmak için sezilen işler, kişiler ve iş yerleri arasında yetki ilişkilerinin kurulması faaliyetlerinin tümüne ORGANİZASYON (örgütleme) denir. Küçük bir işletmenin faaliyet kapsamı dar olacağı için işleri bir veya birkaç kişi yürütebilir. İşletme sahibi, işletmenin amaçlarını ve bu amaçlara ulaşmak için uygulanacak politikaları kendisi belirleyebilir. Çalışanlara verdiği görevleri, bunlara verdiği görevleri, bunların sorumluluklarını ve faaliyetlerin denetimini de kendisi yapabilir. İşletme büyüdükçe, faaliyetlerin kapsamı ve bu işleri yerine getirecek personelin sayısı da artar. Bu durumda, yönetim kademeleri ve iş bölümü genişler. İş bölümü genişledikçe çeşitli birimlerin faaliyetlerini, ortak amaca ulaşacak biçimde düzenlemek, görevleri dağıtmak, yetki ve sorumlukları belirlemek gerekir. Böylece, amaçlara etkin ve verimli bir biçimde ulaşılabilmesi için faaliyetlerin belirlenmesi, bir sıra ve düzene konularak bölünmesi ile işletmenin organizasyonu ortaya çıkar. Organizasyonun Aşamaları 11 Organizasyon işlemi aşamalarını üç grupta toplamak mümkündür: a) İşlerin organizasyonu b) İnsan gücünün organizasyonu c) Yer, araç ve yöntemleri belirlenmesi. Organizasyon Şeması Zamanla meydana gelen değişme ve gelişmeler, işletme sahibinin tek başına bütün işletme fonksiyonlarını yerine getirebilmesini imkânsız kılar. İşletme sahibi kendisinin başaramadığı işleri yapmak üçere birtakım uzman ve profesyonel yöneticiden yararlanmaya başlar. Bununla birlikte işletmede bölümler oluşur, bu bölümlerde görevlendirmeler yapılır ve organizasyon şemaları oluşturulur. Bir kuruluşta yer alan bölümleri, bölümler arasındaki ilişkileri ve işleri yapmakla görevli bulunanların yetkilerini gösteren çizelgeye organizasyon şeması denir. 3 – SEVK VE İDARE (Yürütme) Yönetimde, planlama ve amaçlara göre organizasyon tamamlandıktan sonra sıra kaynakları harekete geçirmeye gelir. Organizasyon mekanizmasının harekete geçirilmesi ve bu hareketin düzgün bir yolda devamının sağlanması faaliyetine yürütme denir. Yürütme fonksiyonunun başarılı bir şekilde yerine getirilebilmesi insanlarla etkili iletişimde bulunmak ve onların davranışlarını güdüleyebilecek unsurların neler olduğunu bilmeye bağlıdır. 4 – KOORDİNASYON Organizasyonlarda bireylerin ortaya koydukları çabaları grup ya da örgüt başarısı için ahenkli bir şekilde sürdürebilmek, yönetimin temel amacıdır. Koordinasyon; bir işletmenin düzenli ve sürekli çalışabilmesi için amaçlar, faaliyetler, organlar ve bireyler arasında uyum ve iş birliğinin sağlanmasıdır. Koordinasyon önemliyi daha az önemliye üstün tutmak, her iş ve her şeyin hakkını vermek, amaçları amaca, geliri gidere, satışları üretime veya üretimi satışlara uydurmaktır. Koordinasyonun tutarlı, sistemli ve sürekli bir şekilde yürütülebilmesi için bazı temel ilkelere uyulması gerekmektedir. Bu ilkeler; Sorumlu kişiler birbirleriyle doğrudan görüşerek koordinasyonu sağlamalıdırlar. Planlar yapılırken, amaçlar tespit edilirken ve politikalar oluştururken unsurlar arasında başlangıçta koordinasyon sağlanmalıdır. Bir sorun ile ilgili olarak bütün faktörlerin karşılıklı olarak birbirlerinin üzerine olan etkileri göz önüne alınarak koordinasyona gidilmelidir. Koordinasyon sürekli ve dinamik bir süreç olarak görülmelidir. 12 Koordinasyonun Yararları Koordinasyon yeni fikirlerin ortaya çıkmasına, yayılmasına ve gelişmesine neden olabilir. Sorunlar kime ait olursa olsun diğerleri tarafından gerçek anlamıyla kavranabilir. Karışıklıklar ve tekrarlar önlenir. Politika, plan ve ilkelerin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılması sağlanır. İşlerin düzenli bir şekilde yapılması ilgililerin çalışma arzularının artmasına sebep olur. Planlar daha iyi uygulanma imkanına kavuşur. 5 – DENETİM Yönetimin ana fonksiyonlarından olan denetim, diğer yönetim fonksiyonlarının neyi, nasıl ve ne derecede gerçekleştirebildiğini ortaya koyar. Denetleme; düzeltici, iyileştirici, yanlışlıkları önleyici ve mükemmelleştirici özelliği ile görevleri en etkili bir şekilde başarmanın aracıdır. Denetleme Sürecinin Aşamaları a- Standartların Tespit Edilmesi b- Gerçekleşen Durumun Tespit Edilmesi ve Yorumlanması c- Standartlar ile Gerçekleşen Durumun Karşılaştırılarak Sapmaların Tespit Edilmesi d- Standartlardan Sapmalar Varsa Gerekli Düzeltici Tedbirlerin Alınması 6 – YÖNETİM VE KARAR VERME Yönetim, insanların iş birliği yapmalarını sağlama ve onları amaca doğru yöneltme işlerinin ve faaliyetlerinin tümünü ifade eder. İşletme veya kurumda, örgütlenmiş bir toplulukta görev alan ve bu görevi yerine getiren kişi veya kişilere yönetim organları denir. Yöneticilerin, görevleri sırasında, yapılacak çalışmalar ile karşılaşılan sorunların çözümünde nasıl davranmaları gerektiğinin belirlenmesine karar verme denir. İŞLETME ÇEŞİTLERİ A- İŞLETMELERİN EKONOMİK YAPI BAKIMINDAN SINIFLANDIRILMASI İşletmeler ekonomik yapıları bakımından sınıflandırılırken büyüklükleri esas alınmaktadır. İşletme büyüklükleri belirlenirken kullanılan niteliksel ve niceliksel ölçütler şunlardır: Niteliksel Ölçütler: Uzmanlık kazanmış yöneticilere yer verme düzeyi İşletme yönetimiyle işçiler, müşteriler, satıcılar ve işletme sahipleri arasındaki ilişkilerin derecesi Sermaye pazarından uzun ve kısa süreli sermaye sağlayabilme imkanı İşletme sahibi ve yöneticisinin içinde bulunduğu yerel çevre ile bağları Niceliksel Ölçütler: Çalışanların sayısı Sermaye Yarattığı değer fazlası 13 Üretim kapasitesi Belirli bir süre içinde kullanılan hammadde Belirli bir süre içinde harcanan enerji miktarı Belirli bir süre içinde yapılan satış Kullanılan makine ve tezgahların sayısı ya da gücü İşlenen ya da yararlanılan toprağın genişliği vb. Büyüklük Açısından İşletmeler 1- Çok Küçük (Cüce) İşletmeler Çalıştıran kişinin geçimini sınırlı ölçüde karşılayabilen genel olarak da nakdi sermayeden çok beden gücü ile çalıştırılan ve iş hacmi sınırlı olan işletmelere çok küçük ya da cüce işletmeler denir. Genellikle hizmet ağırlıklı işletmelerdir. Berber dükkanı, terzi, bakkal vb. 2- Küçük İşletmeler Genel olarak 6 kişiye kadar işçi çalıştıran işletmeler, küçük işletme olarak kabul edilmektedir. Bir işletmenin küçük işletme olarak nitelendirilmesi için aşağıdaki şartlardan en az ikisini taşıması gerekir. Yönetim bağımsızdır. Yöneticiler aynı zamanda işleme sahibidirler. İşletme sermayesi bir kişi ya da küçük bir küme tarafından sağlanmıştır. Çalışma alanı yereldir. Aynı endüstride yer alan büyük işletmelerle karşılaştırıldığında küçük boyutlu kalırlar. Küçük İşletmelerin Üstünlükleri: Küçük işletmeler büyük yatırım ve teknolojiye ihtiyaç duymamaları sebebiyle, üretim konularını tüketici zevk ve tercihlerine göre değiştirebilirler. Küçük işletmelerde yönetim kolay, çalışanlar arasında dayanışma yüksek, karar alma mekanizması ise hızlı çalışır. Sabit sermaye yatırımları az olduğu için teknolojik değişimlerden çok fazla etkilenmezler. Değişen ekonomik ve teknolojik şartlara kolayca uyarlar. Üretimleri sınırlı olduğundan depolama ve satış sorunları oldukça azdır. Genel olarak sipariş üzerine çalıştıkları için ürettikleri malların satılmama riski düşüktür. Küçük İşletmelerin Zayıf Yönleri: Sermayeleri sınırlı olduğundan yüksek kapasite ile çalışacak büyüklükte kurulamazlar. Sınırlı üretim gerçekleştirebildiklerinden genelde ihracat imkanları bulamazlar Kredi bulmakta büyük işletmelere oranla daha dezavantajlı durumdadırlar. Mallarına karşı talep arttığı zaman, üretimlerini talebi karşılayacak seviyeye yükseltemezler. 3- Orta Büyüklükteki İşletmeler Orta büyüklükteki işletmeler çoğu kez limitet şirket biçiminde kurulan aile ortaklıklarıdır. İşletmede genelde 6 ile 50 arasında kişi çalışır. Bu tür işletmeler çalışanlarına son derece önem verirler, onların sorunları ile yakından ilgilenirler. Orta büyüklükteki işletmeler, kaliteli mal ve hizmet üretme konusunda daha başarılı olabildikleri için özellikle ihracat alanında önemli bir yere sahiptir. Bu işletmeler fiyattan çok 14 kaliteye önem verdiklerinden tüketicilerin eğilimlerine de karşılık verebilmektedirler. Yönetim yalın olduğundan daha hızlı ve çabuk kararlar alınabilmektedir. 4- Büyük İşletmeler İşçi sayısı 50’den fazla olan işletmeler genellikle büyük işletme sayılmaktadır. Kesin bir kural olmamakla beraber, büyük işletmelerin çoğunluğu anonim şirket olarak kurulmaktadır. Büyük İşletmelerin Üstünlükleri: Yüksek kapasite ile çalışmaları mümkün olduğundan üretilen malın maliyeti düşük olur. Pazarın uygun olması durumunda çok miktarda üretim ve satış gerçekleştirebileceğinden yüksek kârlar sağlanır. Teknik ve idari personel uzman kişilerden oluşacağından üretilen mal ve hizmetin niteliği ve niceliği artar. Genellikle anonim şirket olarak örgütlendiklerinden daha kolay ve daha ucuz kredi bulabilirler. Yönetim anlayışları rasyonel ve demokratik olduğundan kararlar daha etkindir. Örgütlenmeleri daha mükemmeldir. Büyük yatırım işleri ancak büyük işletmeler tarafından gerçekleştirilebileceğinden bu işlerden büyük kârlar sağlayabilirler. Büyük İşletmelerin Zayıf Yönleri: Tüketicilerin zevk, talep, moda ve alışkanlıklarında meydana gelen değişmelere büyük işletmelerin üretim yöntem ve teknolojilerini uydurmada zorluk çekebildiği görülmektedir. Büyük işletmelerde çalışanların görevlerini ve yetkilerini belirlemek, hiyerarşik zinciri oluşturmak yorucu örgütlenme çalışmalarına ihtiyaç duyulmasına neden olur ve bürokrasiyi artırır. Talepte ciddi sayılabilecek bir azalma meydana geldiğinde işletme sabit masraflarını karşılamada zorluklarla karşılaşabilir. Üretim miktarı talebin üzerinde olursa talebin fazlası elde kalabilir. Bu durum stok ve koruma masraflarını artırır. Aşırı büyüklükteki işletmelerde iletişim ve koordinasyon sorunları daha fazladır. Üst yöneticilerin işletmede olup bitenden haberdar olmaları güçleşir ve kontrolün yeterli düzeyde yapılamaması sonucunu ortaya çıkarabilir. Çalışanlar arasında ilişkiler resmileşir, sıcaklık ve iş birliği duygusu zayıflar. 5- Çok Büyük (Dev) İşletmeler Çalıştırdıkları kişi sayısı 2000 den fazla olan çok büyük işletmeler genelde dev işletme olarak adlandırılmaktadır. Dev işletmeler genelde çok uluslu işletmelerdir. Bu tür işletmeler, genellikle faaliyetlerini dünya çapında sürdürürler ve tarafsız bir politika izlerler. Araştırma ve geliştirmeye büyük önem verirler. Başka işletmelerin kolay kolay yapamayacağı yatırımlara girerler. B – İŞLETMELERİN FAALİYET KONULARI BAKIMINDAN SINIFLANDIRILMASI Üretilen mal ya da hizmet türlerine göre işletmeler; mal üreten işletmeler, hizmet üreten işletmeler ve ticaret işletmeleri olarak sınıflandırırlar. A. Mal Üreten İşletmeler İnsan gereksinimlerini karşılamaya yarayan ekmek, peynir, demir, otomobil, köprü, makine, giysi gibi ekonomik maddelere mal denir. İşte bu ve buna benzer malları üreten küçük büyük tüm işletmelere mal üreten işletmeler denir. Mallar genel olarak iki grupta toplanır. 15 1. Tüketim Malları Tüketim malları son tüketicilerin, kişisel gereksinimleri ya da aile gereksinimleri için talep ettikleri mallardır. 2. Üretim (Yatırım) Malları Üretim (Yatırım) malları başka mal ve hizmet üretiminde ya da bir işletmenin veya başka bir örgütün işleyişinde kullanılan mallardır. Ayrıca tüketim malları ile üretim malları dayanıklılığı ya da kullanım süreleri göz önüne alınarak dayanıklı ve dayanıksız mallar olarak iki farklı başlık altında incelenebilir. Dayanıksız Mallar: Bir kez kullanılmaları sonucunda tüketilip yok edilen mallara dayanıksız mallar denir. Örneğin gıda maddeleri dayanıksız tüketim mallarıdır. Dayanıklı Mallar: Uzun süreli kullanımla yavaş yavaş yok edilerek tüketilen ya da yararlı ömrü sona eren mal türlerine dayanıklı mallar denir. Örneğin televizyon, otomobil, vb. B. Hizmet Üreten İşletmeler İnsan gereksinimleri her zaman mallarla karşılanmaz. Bir kısmı hizmet adı verilen birtakım soyut eylemlerle karşılanır. İnsan gereksinimlerinin bir bölümünü karşılayan ve hizmet adı verilen bu soyut eylemleri üretip, gereksinim sahiplerine sunan küçük ve büyük işletmelere hizmet üreten işletmeler denir. Taşımacılık yapan işletmeler, bankalar, sigorta şirketleri, oteller, vb. C. Ticaret İşletmeleri Üretilen malların ve hizmetlerin depolanması, taşınması, satın alınması ve satılmasını sağlayan küçük ve büyük işletmeler pazarlama işletmeleridir. Toptancılar, perakendeciler, tüketici kooperatifleri vb. C – İŞLETMELERİN SERMAYE MÜLKİYETİ BAKIMINDAN SINIFLANDIRILMASI 1. Tek Kişi İşletmeleri Sermayenin tamamına tek kişinin sahip olduğu ve genellikle yine aynı kişi tarafından yönetilen işletmeler tek kişi işletmeleridir. İşletmenin sahibi işletmeyi kurarken gerekli sermayeyi koyar ve işletmenin yönetilmesi ile ilgili tüm kararları kendisi verir. İşletmenin politikalarını belirler, çalışanları kendisi işe alır ve gerektiğinde işten çıkarır. Kârın ve riskin tamamı kendisine aittir. İşletmenin tüzel kişiliği yoktur. 16 Tek Kişi İşletmelerinin Üstünlükleri: - Örgütlenmeyi kolaylaştırır. - Kararlar işletme sahibi tarafından verilir. Bu nedenle karar verme süreci kısadır. - İşletmenin sırları bir kişide kalır. - İşletmenin kurulması, işlemeye başlaması ve sonlandırılması kolaydır. - İşletme sahibinin kişisel doyumu önemlidir. Tek Kişi İşletmelerinin Zayıf Yönleri: - İşletme sahibinin yetenek ve deneyimleri sınırlı olabilir. Çalışanlar için fırsatlar sınırlıdır. İlerleme ve kariyer imkânları yoktur. Sermayeleri sınırlıdır. İşletmenin ömrü sınırlıdır. İşletme sahibinin ölümü ya da çalışamaz hale gelmesi işletmeyi sona erdirir. Sorumlulukları sınırsızdır. İşletme sahibi, işletme borçlarından dolayı tüm malvarlığı ile sorumludur. Fazla gelir vergisi ödeyebilir. 2. Ortaklıklar İki veya daha fazla şahsın ortak bir ekonomik amacı gerçekleştirmek amacıyla emek ve mallarını bir sözleşme ile birleştirmek suretiyle meydana getirdikleri topluluğa ortaklık ya da şirket denir. Bu topluluk kendisini meydana getiren fertlerden ayrı bir hukuki varlığa sahipse buna ticaret şirketi denir. Eğer topluluğun kendisini meydana getiren fertlerden ayrı bir hukuki varlığı yoksa adî şirket sayılır. Bir işletmenin şirket sayılabilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekir. - Şirketi oluşturanların sayısı en az iki kişi veya daha fazla olmalıdır. Bu şahıslar gerçek kişi ya da tüzel kişi olabilir. - Ortak bir amaç olmalıdır. - Şirket amacının elde edilmesini sağlamak için nakit para, emek veya mal, sermaye olarak konulmalıdır. - Ortak amaca ulaşmak için şirket kurucularının bir sözleşme ile birleşmeleri gerekir. a. Adî Ortaklık Türk Ticaret Kanununda tanımlanan nitelikleri taşımayan ve özel kanunlar ile kurulan şirketlerin dışında kalan, iki ya da daha fazla ortağın sahip olduğu işletmelerdir. Ortaklığın kurulabilmesi için yazılı veya sözlü bir anlaşmaya gerek yoktur. Yani iki veya daha fazla kişinin emek ve sermayelerini ortak bir amaca ulaşmak için birleştirmesi adî ortaklığın kurulması için yeterlidir. Ortaklar; paralarını, alacaklarını, mallarını ve emeklerini ortaklığa sermaye olarak koyabilirler. Ortaklardan hiçbiri öteki ortakların onayını almadan ortaklıktaki payını başkasına devredemez veya başkalarını ortak yapamaz. Adî ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Ortaklığın borçlarına karşı ortaklar tüm varlıkları ile sorumludurlar. Adî Ortaklığın Üstünlükleri: - Tek kişi işletmelerine göre daha çok sermayeye sahip olunabilir. - Tek kişi işletmelerine göre daha iyi yönetilebilir. - Kredi alma kolaylığı vardır. - Örgütlenmek kolaydır. Adî ortaklıklar ticaret şirketlerine göre daha kolay kurulurlar. 17 Adî Ortaklığın Zayıf Yönleri: - Yetkiler bölünür, şirkete ilişkin işlemler bütün ortaklar tarafından yapılabilir. Her ortağın yaptığı işler işletmenin bütününü etkiler. - Alacaklılara karşı sorumluluk sınırsızdır. Her ortak şirketin bütün borçlarından sorumludur. Ortaklardan birinin yanlış davranışı, öteki ortakları da önemli ölçüde etkiler. - Yaşama süresi sınırlıdır. Ortaklardan birinin ölümü veya ayrılması işletmeyi sona erdirir. b. Ticaret Şirketleri Türk Ticaret Kanununda sayılan tüzel kişiliğe haiz olan şirketlerdir. Adî şirketlerden farklı olarak şirket sözleşmesinin yazılı olarak yapılması zorunludur. Ticaret şirketlerinin ayrı bir tüzel kişiliği vardır. Bu şirketler şahıs şirketleri ve sermaye şirketleri olarak iki grupta incelenir. 1- Şahıs Şirketleri Bir ticari işletme kurmak isteyen kişiler birbirlerine güvenen, birbirlerini yakından tanıyan kişiler ise bir şahıs şirketi kurmayı tercih edeceklerdir. Bu şirketler karşılıklı güven üzerine, genellikle bizzat ortaklar tarafından yürütülür. Ortaklar üçüncü kişilere karşı tüm mal varlıkları ile sorumludurlar. Bundan dolayı ortaklığın devri zordur. Kolektif ve Komandit Şirketler şahıs şirketleridir. Kolektif Şirketler Bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortakların ortaklık alacaklılarına karşı sorumluluğu sınırsız olan şirketlerdir. Çoğu kez birbirini iyi tanıyan ve birbirine güvenen kişiler tarafından kurulur. Bu tür ortaklıkların adî şirketten farkı, kendini oluşturan kişilerin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmasıdır. Kolektif şirketin kurulabilmesi için en az iki gerçek kişinin, şirketin konusunu, sermayesini, temsil yetkisine ilişkin düzenlemeyi ve yasaya aykırı olmayan başka gerekli hükümleri içeren yazılı bir sözleşmeyi kabul etmeleri ve bunları tescil ve ilan ettirmeleri gerekir. Kolektif Şirketlerin Başlıca Özellikleri: - Ortaklık, gerçek kişiler arasında yapılan bir sözleşmeye dayanmaktadır. Ortakların sorumlulukları sınırsızdır ve şirket borçlarından dolayı zincirleme sorumluluk vardır. Ortaklardan her birinin ayrı ayrı şirketi yönetme hak ve görevi vardır. Şirketin sermaye gücü ortakların varlığına bağlıdır. Ortaklar arasındaki ilişkiler karşılıklı güvene dayandığından ve alacaklılara karşı tüm varlıkları ile sorumlu olduklarından, ortakların değiştirilmesi zorlaştırılmıştır. 18