Ahlak Gelişimi Kuramları File

advertisement
AHLAK GELİŞİMİ KURAMLARI
Ahlâk Gelişimi
Ahlâk, bireyin doğru ile yanlışı ayırt edebilmesini
sağlayan ilkeler ve değerler bütünüdür. Kimi
psikologlar ahlâk gelişiminin bilişsel gelişim ile sosyal
gelişim arasında bir gelişim dönemi olduğunu, kimileri
de sosyal gelişimin bir alt boyutu olduğunu ileri
sürmüşlerdir. Ahlâk gelişimi konusunda ilk modellerden
birini Piaget geliştirmiştir. Daha sonraları Piaget'in
görüşlerinden esinlenen Kohlberg ise, Piaget'in
kuramını revize ederek kendi adıyla anılan bir kuram
geliştirmiştir. Piaget'in kuramı ile, ahlâk gelişimi
konusunda en kapsamlı kuram olarak kabul edilen
Kohlberg'in kuramı dışında, daha sonraları kimi
kuramcılar tarafından ahlak gelişimiyle ilgili alternatif
görüşler de ileri sürülmüştür.
Piaget’in Ahlâk Gelişimi Kuramı
Piaget bilişsel gelişim kuramında olduğu gibi ahlâk gelişiminin de,
belli evreler içinde gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Piaget'e göre, ahlâk
gelişimi, çocuğun bilişsel gelişimine bağlı olarak arkadaş çevresiyle
olan sosyal etkileşimi çerçevesinde gerçekleşmektedir. Piaget bu
dönemleri, ahlâk öncesi dönem, dışa bağımlı dönem ve özerk dönem
olarak adlandırmıştır. Piaget, tıpkı bilişsel gelişim için olduğu gibi ahlâk
gelişiminin de çocuğun sosyal çevresinden etkilendiğini vurgulamıştır.
Gerek okulda gerekse aile içinde yetişkin otoritesine körü körüne itaat
etmeye dayalı çocuk yetiştirme yöntemleri, ahlâk gelişimi sürecinde
çocuğun dışa bağımlı dönemden özerk döneme geçişini
güçleştirmektedir.
Piaget'e göre doğumdan 4-5 yaşlarına
kadar
çocuklar
ahlâk
öncesi
dönemdedirler. Ben merkezcilik eğilimleri
nedeniyle kendi dışındaki bireylerin
görüşlerini dikkate alma konusunda önemli
güçlükler yaşarlar. Bu yaşlara değin
kuralların varlığından bile habersiz olan
çocuk, özellikle de oyun etkinliklerinde
diğer çocuklarla olan sosyal ilişkileri içinde
giderek uyulması gerekli olan kurallar
olduğunu kavrarlar. İlköğretime denk düşen
6 – 10 yaşlar arasındaki dışa bağımlı
dönemde çocuklar için bu kurallar
değiştirilemez gerçeklerdir ve her hal ve
koşulda herkesin bu kurallara uyması
gerekir.
Bu durumda çocuk istemeyerek de olsa
kural dışı yapılmış olan bir davranışı,
davranışın sonuçlarına bakarak
değerlendirir. Örneğin bilerek bahçeden bir
çiçek koparan çocuktan, farkında olmadan
üç çiçeği ezen bir çocuk daha fazla
cezalandırılmalıdır.
Özerk dönem olarak adlandırılan ikinci
dönemin başlangıcından itibaren, 11. yaşla
birlikte
çocuklar,
kendi
dışlarında
oluşturulmuş olan kuralların değiştirilemez
olmadıklarını, istenirse anlaşarak kuralları
değiştirebileceklerini farketmeye başlarlar.
Ayrıca ihlal edilen bir kuralla ilgili bir ahlakı
yargıda, kuralın ihlâl edilmiş olmasından
öte, bu davranışı haklı kılacak bir nedenin
olup olmaması belirmiş olmasından öte, bu
davranışı haklı kılacak bir nedenin olup
olmaması belirleyici olur.
Üzerinde anlaşılan bir kurala uymamış
olma biçimindeki bir davranış, örneğin
hastalık nedeniyle herhangi bir kurala
uymama halinde, kuralı ihlal eden haklı
bulunabilir. Kuralı çiğneme davranışı,
sonuçlarına göre değil, niyete ve koşullara
göre değerlendirilir.
Kohlberg'in Ahlâk Gelişimi Kuramı
Piaget'in ahlâk gelişim kuramının boyutlarını
daha da geliştiren Kohlberg, ahlâk gelişimini her biri
iki evreden oluşan ve gelenek öncesi, geleneksel,
gelenek sonrası düzeyler olarak adlandırılan üç
düzey içinde ele almıştır.
Kurama göre, birey karşı karşıya kaldığı bir
durum hakkında ahlâkî yargıda bulunurken, bir
ikilem içindedir ve vereceği ahlâkî tepkiler
sonucunda
giderek
kendi
ahlâk
anlayışını
oluşturmaktadır.
Kohlberg'in Ahlâk Gelişim Evreleri
Düzey ve Evreleri
1. DÜZEY Gelenek öncesi
Başkalarınca geliştirilmiş kuralların varlığının tam olarak kavrana-madığı 10 yaşlara kadar süren, ben
merkezci ahlâk yaklaşımı
I. Evre: (Cezadan kaçınmaya yönefik boyun
Doğru ve yanlışa ilgili bir ahlâki yargıda bulunurken başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate
eğme)
almaksızın, olayın sonucuna göre karar oluşturma
II. Evre: (Bireysel yarar, karşılıklı çıkar
Ahlâkî yargının niteliğini, durumun kendine sağlayabileceği yarara göre belirlemek
ilişkisi)
II. DÜZEY Geleneksel
Başkalarının beklentilerine ve toplumsal göreneklere uygun davranışlar göstermeye dayalı bir ahlâk
anlayışı
III. Evre: (Başkalarının sosyal kabule yönelik Ahlaki yargılar başka bireylerin görüşleri doğrultusunda verilir.
beklentileri)
IV. Evre: (Toplum düzeniyle ilgili yasalar,
Davranışların yasalara, kurallara ve sosyal düzene uygunluğunu esas alan bir ahlâk anlayışı
kurallar)
III. DÜZEY Gelenek Ötesi
Toplumsal düzene ilişkin kuralların ve yasaların da ötesinde, evrensel insani değerlere uygun davranışlar
gösterebilmeye ilişkin, ilkeli bir ahlâk anlayışı
V. Evre: (Sosyal sözleşme)
Kurallar yasalar, insanlar arasında toplumsal yaran gözeten anlaşmalar olarak görme. Toplumsal yararı
karşılayamayan kuralların değişmesi gerektiğini kabul etmek
VI. Evre: (Evrensel İlkeler)
Evrensel ahlâkî ilkelere dayalı ve çok az insanda görülebilen bir ahâk anlayışı
Ahlâk Gelişim Kuramlarının Eğitsel Doğurguları
Piaget ve Kohlberg'in kuramları, zihin gelişimi için olduğu gibi ahlâk
gelişiminin de yaşa bağlı olarak değişen evreler içinde gerçekleştiğine işaret
etmektedir. Farklı gelişim evrelerindeki öğrencilerin ahlâkî yargılarının
yaşlarına göre farklılaşması anlamına gelen bu durum, değişik öğretim
kademelerindeki
öğretmenlerin,
öğrencilerin
ahlâkî
gelişimlerini
kolaylaştırmaya yönelik etkinliklerini, öğrencinin içinde bulunduğu gelişim
düzeyini dikkate alarak düzenlemesi gereğini ortaya koymaktadır.
Sınıf içinde gözlenen çeşitli türden
öğrenci
davranışlarının
ahlâkî
olup
olmadığına ilişkin görüşlerin, öğrenciden
öğrenciye farklılık göstermesi, öğretmene
sınıf içi tartışmalardan yararlanarak
öğrencilerin ahlâk gelişimlerine yardımcı
olabilme olanağı vermesi açısından son
derece yararlıdır.
Öğrencilerin belli durumlar karşısında yaşamış oldukları
ahlâkî ikilemleri sınıf içi tartışmalarda sergileyebilirle olanağı
elde etmeleri, bu tür oturumlarda farklı görüşteki öğrencilerin
birbirlerini ikna etmeye çabalamalarının yanı sıra, kendi ahlâkî
görüşlerini de yeniden gözden geçirebilme fırsatı elde
etmelerine olanak verecektir. Öğrencinin bir olaya kendi bakış
açısı dışında, başkalarının bakışı açısından da yaklaşabilmesini
olanaklı kılabilecek olan bu tür tartışmaların, ahlâk gelişimi
açısından bireyin gelenek öncesi düzeyden, kendi dışındaki
bireylerin görüşleriyle, sosyal düzenlemeleri de dikkate alan
daha üst bir ahlâkî düzeye geçişini kolaylaştırdığı söylenebilir.
İlk öğretim düzeyindeki bu tür sınıf içi tartışmalarda kardeş
kıskançlığı, hırsızlık, çevreyi kirletmek.öğrencilerin birbirleriyle alay
etmeleri, birbirlerini dışlamaları, sınıfa yeni katılanlarla özürlü
öğrencilere yapılan muamele, birbirlerinin haklarına saygı
göstermemeleri gibi konulara yer verilebilir. Orta öğretim düzeyinde
ise, kopya çekmek, sigara ve alkol kullanmak, okuldan kaçmak,
kuralları çiğneyenlere yandaş çıkmak, okuldaki araç-gereçlere zarar
vermek ve benzeri konularla ilgili ahlâkî ikilemler, sınıf içi
tartışmalarda yararlanılabilecek konular olarak seçilebilir.
Okul Öncesi Eğitim Dönemi
Okul öncesi eğitim dönemindeki çocukların
bu döneme özgü temel gelişim ödevlerini
başarabilmelerinde, ana-babalarla öğretmenlere
önemli görevler düşmektedir. Üç ile altı yaşlar
arasında girişkenlik özellikleri geliştirebilmeleri
için, gerek ana-babalar gerekse okul öncesi
öğretmenleri çocuğun bağımsız davranışlarını
teşvik etmelidirler. Çocukların kendi seçimleri
doğrultusundaki
girişimleri
desteklenmeli,
bağımsız bir şekilde başarılı olabilecekleri
fırsatlar yaratılmalıdır. Bu dönemde, giderek ben
merkezlilikten kurtulmakta olan çocuğun, hayvan
besleme, çiçek yetiştirme, tiyatro izleme, masal
ve öykü okuma ve benzeri etkinliklerle empatik
beceriler geliştirebilmesine yardımcı olunmalıdır.
Okul öncesi dönemde çocukların arkadaşlık
ilişkileri oyun üzerine kurulmuştur. Akranları
arasında dışlanmış olan çocukların,
öğretmenlerince oyun gruplarına yerleştirilmeleri,
bu çocukların duygusal sorunlarını hafifletmede
başvurulacak önlemler arasında yer alabilir.
Çocukların, oyun etkinlikleri içinde akranlarıyla
birlikte vakit geçirmekten hoşlanma, birbirlerine
karşı anlayış gösterme, uzlaşma becerileri
geliştirebilme, paylaşma, özür dileme ve
yardımlaşma gibi sosyal beceriler edinmeleri, gerek
ana-babaların gerekse öğretmenlerin yardımı ile
kolaylaştırılabilir.
Öğretmen çocuklara "Siz olsaydınız
böyle
bir
durum
karşısında
neler
hissederdiniz?" türünden sorular sorarak,
onların ahlâkî yargılarına başka insanların
içinde bulundukları durumları da katmaları
gerektiğini öğrenebilmelerini kolaylaştırabilir.
Benzer şekilde okul öncesi öğretmeni sınıfta
çocuğun ahlâk gelişimini kolaylaştıracak
çeşitli ortamlar ve fırsatlar hazırlayarak,
herhangi bir durumda yapılması gereken
doğru davranışın ne olması gerektiği
konusunda, yine sınıf içi tartışmalarla
çocuklara yardımcı olabilir. Örneğin oyun
alanında içinde para bulunan bir cüzdan
bulan
birinin,
cüzdanı
alıkoyup
koyamayacağı, nedenleriyle birlikte sınıfta
tartışmaya açabilir.
İlk Öğretim Dönemi
İlk öğretimin birinci dönemi çocuğun öğrenme ve sosyal
beceriler kazanma çabalarının öne çıktığı bir dönem olup, Freud'un
psikoseksüel gelişim evrelerinden gizil döneme, Erikson'un
psikososyal gelişim evrelerinden ise, başarılı olmaya karşı
yetersizlik karmaşasının yaşandığı döneme denk düşmektedir. İlk
öğrenimin ilk döneminde öğretmenin çocukta başarı kimliğini
geliştirebilecek fırsatlar ve olanaklar yaratabilme becerisi, bu
dönem içinde çocuğun yetersizlik duyguları yerine, başarma
duygusu geliştirebilmesi açısından son derece önemlidir. Bu
amaçla ilk öğretim öğretmeni her çocuk için kendi ilgi ve yeteneği
ölçüsünde başarılı olabileceği fırsatlar yaratmalı ve böylece
çocuğun kendini diğerleriyle kıyaslamadan giderek başarmakta
olan birey olduğunu görebilmesine yardımcı olmalıdır.
İlk öğretim döneminde onuncu
yaştan itibaren ahlâk gelişimi
açısından daha üst bir düzeye doğru
ilerlemekte olan çocukların, kendi
dışlarında oluşturulan kuralların
ortak bir anlayışla değiştirilebileceği
ve
kendi
dışındaki
olaylara
başkalarının bakış açısı ile de
yaklaşabileceğine ilişkin yönelimleri
desteklenmelidir.
Sınıf içinde bu amaçla düzenlenecek
toplantılarda çocukların, toplumsal ilişkilerle
ilgili bazı kurallar oluşturabilmelerine fırsat
verilmelidir.
Yine sınıf içi tartışmaların öğrencilerin karşı
karşıya geldikleri ahlâkî ikilemleri birlikte
tartışarak, olası çözümler üzerinde ortak bir
anlayış geliştirebilmeleri açısından yararlı
olduğu söylenebilir.
Orta Öğretim Dönemi
Bugün ilk öğretimin ikinci dönemi olarak
nitelendirilmekte olan orta öğretim yıllarının
başlangıcından, ergenliğin sonuna değin süren
bu dönem içinde bireyin kişilik gelişimi açısından
en önemli kazanımı kimlik edinmedir.
Bu dönem içinde bireyin kendisi için, kişisel
özellikleriyle tutarlı sosyal ve mesleki hedefler
oluşturabilmesinde, ana-babalarla öğretmenlerin
gençlerin olumlu rol modellerini araştırmalarına
uygun fırsatlar yaratmaları gerekir.
Öğretmenlerin olumlu rol modelleri olarak, nasıl
başardıklarını, tartışmalarının, olumlu bir kimlik
gelişimi için öğrencilere yararı olabilir.
Ergenlerin kişilik arayışlarında başarılı sonuçlara
ulaşmış olan bireylerin yaşam öykülerine ilişkin
örnekler sunulmasının sağlıklı bir kimlik için yararı
büyüktür.
Download