gökadamız samanyolu gökadası

advertisement
GÖKADAMIZ
SAMANYOLU GÖKADASI
Gökadalar kütle çekimi ile
birbirine bağlı yıldızlar,
yıldızlararası gaz ve toz, plazma
ve karanlık maddeden oluşan
düzeneklerdir. Gökadaların
barındırdığı birkaç milyon cüce
gökada ile bir trilyon arasındaki
yıldızlar ortak bir çekim merkezi
çevresindeki yörüngede dönerler.
Bunların yanı sıra gökadaların
ayrıca yıldız kümeleri de
içerebileceği saptanmıştır.
Gökadalar genellikle biçimlerine
(veya görsel biçim bilimine) göre
sınıflandırılırlar. Bu açıdan 3
farklı tür bulunur: Eliptik
gökadalar, sarmal gökadalar ve
düzensiz gökadalar.
•
•
Samanyolu gökadasının merkezi
doğrultusunda fotoğraf
çektiğimizde daha fazla yıldız ve
yıldız kümesiyle karşılaşırız.
Geniş alanda gerçekten etkileyici
bir görüntüdür.
Bizim için en önemli gökada
içinde yaşadığımız gökadadır,
Samanyolu Gökadası. Spiral
kollardan birinin yaklaşık
olarak ortasında Güneş
Sistemi’miz yer alır. Bu nedenle
karanlık bir gecede gökyüzüne
baktığımızda içinde
bulunduğumuz spiral kolu
görebiliriz.
Birkaç yüz milyon yıldız içeren Samanyolu gökadası Ay’ın
olmadığı açık gecelerde gökyüzünü baştan başa kaplayan
puslu parlak bir şerit olarak görünür.
Yıldız ışığının, yıldızlararası ortam tarafından soğurulması
sönükleşme olarak bilinir. Gökada düzleminde
yıldızlararası sönükleşme kiloparsek başına 2.5 kadirdir.
Bir başka ifade ile, Dünya'dan 1 kpc uzakta,
Samanyolu’ndaki bir yıldız yıldızlararası sönükleşmeden
dolayı 2.5 kez daha sönük görülür.
Bu sönümleme dikkate alınmadığı zaman Güneş’in yeri
konusunda yapılan ilk aramalardaki gibi yanıltıcı sonuçlar
alınır.
• Herschell (1780): Güneş Gökadanın merkezinde
• Kapteyn (1920): Güneş Gökadanın merkezinde ve
Gökada 10 kpc çapında 2 kpc kalınlığında diskten
oluşur.
Galaktik merkez doğrultusunda artan sönümlemeyi elimine edebilmek
için gözlemler radyo dalga boylarında yapılır. Bu gözlemlerden elde
edilen son veriler ise şöyledir:
• Galaktik disk 80,000 ışık yılı çapında, 2,000 ışık yılı kalınlığındadır.
• Gökada çekirdeği ~15,000 ışık yılı çapında küresel bulge (şişkin
bölge) ile çevrilmiştir.
• Güneş Gökada merkezinden 23,000 ışık yılı uzaklıktadır.
Güneş’in Samanyolu’ndaki yeri
Bugün için, Gökadamıza ait altı tane bileşenden söz
edilmektedir. Bunlar;
•İnce Disk
•Kalın Disk
•Halo
•Şişkin Bölge
•Karanlık Halo
•Yıldızlararası ortamdır.
Karanlık halo ve yıldızlararası ortamın dışında bu
bileşenlerde farklı türden yıldızlar bulunmaktadır.
Halodaki yıldızlar, yaşlı ve metal bakımından fakirdir.
Astronomlar bu yıldızları popülasyon II yıldızları
olarak adlandırırlar. Halo çok az toz ve gaz ihtiva eder.
Küresel kümeler ve RR Lyrae değişen yıldızları bu
bileşende bulunmaktadır.
Diskte bulunan yıldızlar ise, Güneş gibi genç ve metal
bakımından zengin yıldızlardır. Bunlara popülasyon I
yıldızları denir. Disk bileşeninde, çok miktarda gaz ve
toz bulunur. Açık kümeler, emisyon nebulaları bu
bileşenlerde bulunur.
Gökadamızın diskinin mavimtrak olduğu anlaşılmıştır.
Çünkü, diskten gelen ışıkta genç ve sıcak yıldızların ışınımı
hakimdir.
Merkezdeki şişkin bölge popülasyon I ve popülasyon II
yıldızlarının bir karışımını içermektedir. Bu bölge
kırmızımtrak görülür. Nedeni ise, Gökadamızın bu
bölgesinde daha soğuk kırmızı dev yıldızların bulunmasıdır.
Gökadamızın düzleminde yıldızlararası toz, yıldızlardan gelen
ışığı soğurduğu için Gökadamızın disk kısmının yapısının
anlaşılması, radyo astronominin gelişmesine kadar
beklemiştir.
Hidrojen evrende en bol
bulunan elementtir. Hidrojen
gazı gözlemlerinden
Gökadamızın disk yapısı
hakkında önemli ipuçları tespit
edilmiştir. Hidrojen atomu, bir
proton ve bir de elektrondan
meydana gelir. Hidrojen atomu
nötr halde yani elektronu temel
seviyede iken, elektron ile aynı
yönde (paralel) veya ters yönde
(anti paralel) dönebilir.
Bir yönde dönen elektron herhangi bir etkiyle dönme
yönünü değiştirebilir. Bu, atomun enerjisinde çok az bir
değişime neden olur. Enerji değişimi az ise salınan
elektromanyetik dalga uzun dalgaboyunda olur. Hidrojenin
bahsedilen salması da 21 cm dalga boyunda yayınlanır.
21 cm lik bu radyo ışınımı, aşağıdaki şekilden de görüleceği üzere,
Gökada diskinde 1, 2, 3 ve 4 noktalarındaki hidrojen bulutlarından
gelmektedir. Gökadamızın farklı bölgelerindeki gazlardan gelen
radyo ışınımları farklı dalgaboyları ile radyo teleskoplara
ulaştığından, değişik gaz bulutlarını seçip ayırmak ve böylelikle
Gökadamızın bir haritasını çıkartmak mümkündür.
Gökadamızın 21 cm’lik radyo
gözlemlerinden, nötr hidrojen
gazından itibaren, birçok yay
biçiminde kollar çıkarılmıştır.
Ayrıca, karbonmonoksit (CO)
ihtiva eden molekül
bulutlarındaki radyo
gözlemleri, Gökadamızın uzak
bölgelerinin haritasını
çıkartmak için kullanılmıştır.
Bütün bu gözlemler, Gökadamızın spiral bir kola sahip
olduğunu göstermektedir.
• Orion kolu: Güneş’in bulunduğu kol
• Sagittarius kolu: Gökada merkezi doğrultusunda bir
yerdedir. Bu kol, yaz aylarında Samanyolunun Scorpius ve
Sagittarus takım yıldızları boyunca uzanan kısmına
bakıldığında görülebilir.
• Perseus kolu: Kış aylarında görülebilir.
• Centaurus kolu
• Cygnus kolu
Spiral kollar, Gökadanın döndüğünü akla getirmektedir.
Gökadamız dönmese idi, bütün yıldızlar Gökadamızın
merkezine düşerdi. Hidrojen gazından yayınlanan 21cm lik
radyo gözlemleri, Gökadanın dönmesi hakkında önemli
ipuçları sağlar. Bu gözlemler, Gökadamızın katı bir cisim gibi
değil diferansiyel olarak döndüğünü açık olarak
göstermektedir.
İsveçli Astronom Lindblad, Gökada merkezi etrafında
yörüngesi boyunca Güneş'in hızının 250 km/sn olduğunu
çıkarttı. Güneş bu hız ile Gökadamızın etrafını ancak 200
milyon yılda dolanabilir. Bu da Gökadamızın ne kadar
büyüklükte olduğunu gösterir.
Güneş'in Gökadamızın etrafındaki yörüngesini bilirsek,
Gökadamızın kütlesini Keplerin üçüncü kanunundan
hesaplayabiliriz.
Buradan Gökadamızın kütlesinin, Güneş'in kütlesinin
1.1x1011 katı olduğu bulunmuştur. Bu kütle çok küçüktür.
Çünkü Kepler kanunu, bize sadece Güneş'in yörüngesi
içersindeki
kütlesini
verir.
Güneş'in
yörüngesinin
dışarısındaki madde, Güneş'in hareketini etkilemez ve
böylelikle Keplerin üçüncü kanununa yansımaz. Bugün, hala
Gökadamızın gerçek sınırı tespit edilemedi. Mutlaka şaşırtıcı
bir madde miktarı, Gökadanın halosunun çok ötesinde
uzanan küresel dağılım halinde Gökadamızı kuşatmalı. Bu
maddeden dolayı, Gökadanın toplam kütlesi en azından
Güneş kütlesinin 6 x 1011 katı veya daha fazla olabilir.
Gökadamızın halosunun ötesindeki bu madde çok karanlıktır.
Bunun için bu bölgeye "Karanlık Madde" adı verilir. Bu
bölgede yıldız yoktur, ve varlığı çekim kuvvetinin varlığından
anlaşılmaktadır.
New Mexicodaki VLA radyo teleskobu ile elde edilen
ayrıntılı radyo görüntülerinden Sgr A nın iki koldan ibaret
olduğu görülmüştür. Sgr A Batı ve Sgr A Doğu. SgrA Batı,
ısısal, diğeri ise ısısal olmayan ışınım yayınlar.
Gökadamızın merkezi için birbirlerinden birkaç yay
saniyesi açısal uzaklıkta olan iki aday vardır ve gerçek
merkezin hangisi olduğu hala tartışılmaktadır:
• Sgr A: Sgr A batı kolunun merkezinde ısısal olmayan
çok küçük bir kaynak.
• IRS 16: Kırmızıöte uydusu IRAS tarafından bulunan
kaynak.
Gökadamızın merkez bölgesi. Birinci fotoğraf Gökadamızın 50
derece büyüklüğündeki alanına aittir. Ortadaki fotoğraf aynı
alanın IRAS teleskobundan alınan görüntüsüne, ve üçüncü
fotoğraf da kırmızıötede Gökadamızın merkezi bölgesine aittir.
Galaktik merkez
bölgesinin
(Sgr A)
kırmızıöte
haritası
Gerek merkezdeki spiral yapının oluşumunu açıklayabilen,
gerekse yüksek hızlı gaz ve tozu Gökada merkezi etrafında tutan
birşey olmalıdır.
Yapılan dinamik hesaplardan 2 x 106 Güneş kütlesindeki bir
cisim, bu gazın yıldızlararası uzaya uçup gitmesini engellediği
ileri sürülmüştür. Bu da süper kütleli bir karadeliktir.
Karadeliğin kırmızıöte dalgaboylarında görüntüsü
Gökadamızın merkezinden 511 Kev ve 1.8 Mev mertebesinde Gama
enerjisinin geldiği tespit edilmiştir. Bu 1.8 Mev lik Gama enerjisi Al26
nın bozulmasına karşılık gelmektedir. Al26 ağır bir elementtir ve
süpernova patlaması sırasında meydana gelebilir. O halde
Gökadamızın merkezinde bir süpernova patlaması olmuştur ve büyük
bir olasılıkla patlama sonucunda da bir karadelik meydana gelmiştir.
Sonuç
Bugün astronomlar hala Gökada merkezini daha iyi
anlamak için araştırmalarını sürdürmektedirler.
Önümüzdeki yıllarda Dünya yörüngesine oturtulacak
astronomik amaçlı uydular ile Gökadamızın merkezi ile ilgili
gizemlerin çözülmesi hedeflenmektedir.
Download