EKOLOJİ

advertisement
EKOLOJİ
1) Ekoloji:Canlıların birbirleriyle çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim
dalıdır.
2) Ekoloji birey ekolojisi,populasyon ekolojisi,ekosistem ekolojisi,olarak üöç alt
bölüme ayrılır.Ayrıca daha sonra uygulamalı ekolojide eklenmiştir.
Birey Ekolojisi:Bir türe ait birey veya bireylerin ortamları ile olan ilişkilerini
inceleyen ekoloji dalıdır.
Populasyon Ekolojisi:Belli bir ortamda tek bir türe ait bireylerin oluşturduğu
topluluğun yapısını,gelişimini ve özellikle değişimlerini araştıran alt bölümdür.
Ekosistem yada Tür toplulukları ekolojisi:Çeşitli türlerden oluşan bir toplumun
bireyleri ve ortamları arasındaki ilişkiyi inceleyen alt daldır.
Uygulamalı ekoloji:Doğal kaynakların insanlar tarafından düzenlenmesinde ve
işletilmesinde ekolojik ilkelerden yararlanılan bir alt bölümdür.
3) Ayrıca botanikçiler ve zoologlar ekolojiyi Bitki ,Hayvan ve İnsan ekolojisi
diyede 3’e ayırırlar.Ekoloji birde organimaların yaşadıkları ortama görede
Karasal, Deniz,Tatlı su ve Paleoekoloji diye 4’ ayrılır.
4) Yer kürenin yaklaşık 4 milyar yıl süren ilk zamanında(kriptozoik)yeryüzünde
rastlanan en eski sedimentler kayaçın 3.8 milyar yıl yaşında olduğu bulunmuştur.
5) Birinci zaman (PELEZOİK) 600 milyon yıl önce başlamış olup Kambrien
,Ordovisien,Devonien ve Karbonifer evrelerini oluşturur.
6) İkinci zaman (MESOZOİK) Trias,Jura ve Kretase evrelerinden oluşur.
7) Üçüncü zaman (SENOZOİK) Tersiyer ve Kuaterner devirlerini
içerir.Tersiyerde paleosen,eosen,oligosen,miosen ve pliosen evrelerinden
oluşmuştur.
8) Dördüncü zaman (KUATERNER) insanın ortaya çıkması ile karakterize
olduğundan antropozoik olarakta adlandırılır.Pleistosen ve Holosen diye iki evreye
ayrılır.
9)Uyum(adaptasyon):Bir canlının belirli biotik ve abiotik koşıllara sahip bir
ortamda yaşayabilmesini sağlayan yetenek ve özelliklerinin tümüne denir.Cnlıların
çeversel faktörlere uyumları 3 şekilde olur bunlar; 1)Yapısal uyumlar 2)Fizyolojik
uyumlar 3)Renk uyumları dır.
10)Hibernasyon(kış uykusu):Çevresel sıcaklığın düşmesi sonucu organizmaların
yaşamı için uygun olmayan dönemler ortaya çıkar ve metabolik olaylar ağırlaşır.bu
şekilde gelişen uyuma denir.
11)Estivasyon(yaz
uykusu):Çevresel
sıçaklığın
yükselmesi
sonucu
bazı
organizmaların göstermiş olduğu adaptasyon.ör/çöl hayvanlarının durumu.
12)Modifikasyon:Tüm canlılar çevresel faktörlerin etkisiyle belirli sınırlar içinde
değişim gösterirler.Kalıtsal olmayan bu değişim şekline denir.
13) Variasyon:Evrim yönünden önemli olon değişimlere denir.
14) Doğal seçilimdeki etkin güçleri Yönlendiren seçilim,Dengelenmiş seçilim ve
Dallanan seçilim(uyumsal açılım) oluşturur.
15) Uyumsal açılım(adaptiv radyasyon):aynı kökten gelen canlı gruplarının farklı
ortamlara dağılarak oluşturdukları çeşitlemeye denir.
16) Divergent(açılım):Tek bir türden gelen canlı grubu çeşitli çeversel koşullara
uyum yaparak dallanıyorsa buna denir.
17) Konvergent(daralan)evrim:İki veya daha fazla canlı grubu benzer çevresel
koşullara uyum yapmak için benzer yapılar kazanıyorsa böyle durumlarda
konvergentden söz edilir.
18) Tür:Yapısal ve işlevsel özellikleri yönünden birbirine benziyen aynı çeversel
koşullara benzer tepki gösteren,doğal koşullarda serbest olarak birbirleriyle
çiftleşip verimli yavrular oluşturabilen bireyler topluluğudur.Türler alttüre
ayrılmıyorsa Monotipik,ayrılıyorsa politipik tür adını alır.Ayrıca türler birbirleri
ile ilgili olarak yayılış alanlarına göre de Allopatrik(yayılış alanları birbirinden
uzak),Parapatrik(yayılış sınırları temaslı türler),Simpatrik(yayılış alanları karışmış
türler) olabilirler.
19)Populasyon:Belli bir bölgeyi işgal eden ve aralarında potansiyel olarak
çiftleşme yeteneği bulunan bireyler topluluğudur.
20) İzolasyon mekanizması:Populasyonlar arasındaki çiftleşmeyi ve verimli dölün
oluşmasını önleyen her etkileşime denir.İzolasyon mekanizması allopatrik
parapatrik veya simpatrik olabilir.Allopatrik izolasyon, izolasyon mekanizmasının
en
yaygın
şeklini
oluştururlar
ve
coğrafik
izolasyonda
olarak
tanımlanabilir.Parapatrik izolasyonda hayvan grupları aralarında gen akışı
olomaksızın temsas durumunda olabilirler.Simpatrik izolasyona ayrıca üreme
işlevinde izolasyon da denir.
21) İkiz türlerin oluşumu:Bireyler arasında üreme izolasyonu sonucu eşeysel
çekim azalır veya yok olur.Bunun sonunda gen akışı duracağından iki populasyon
birbirinden giderek farklılaşmaya başlar.Böylelikle ilk zamanlar hemen hemen
birbirine benzeyen ancak üreme davranışlarıyla birbirinden ayrılan ikiz türler
oluşur.
22) Melezlemeyle yenitür oluşumu hayvanlarda güç olduğu halde bitkilerde Tür içi
melezleme(intraspesifik hibridizasyon) ve Türler arası melezleme(intrespesifik
hibridizasyon) ile yeni türlerin oluşabileceği saptanmıştır.
23) Biyolojik çeşitlilik:Dünya üzerinde yaşayan canlıların ve yaşam şekillerinin
çeşitliliği anlamına gelir ve “Belirli bir alan çevre,ekosistem veya tüm dünya
üzerindeki canlıların genetik,taksonomik ve ekosistem çeşitliliği “ olarak
tanımlanır.Biyolojilk çeşitlilik Genetiksel çeşitlilik(bir türe ait bireylerin kalıtsal
yapısındaki çeşitlilik),Tür çeşitliliği(belli bir bölge veya ekosistemde yaşayan
total tür sayısı) ve Ekosistem çeşitliliği(bir bölgedeki ekosistem sayısı) olmak
üzere 3 e ayrılır.
24) Bir canlı ile fiziksel alanı paylaşan ve canlıyı doğrudan ve dolaylı olarak
etkileyen tüm diğer canlılar Canlı çevreyi oluşturur.Cansız çevre ise,canlıların
içinde veya üzerinde yaşantılarını sürdürdükleri kara,su gibi somut bir ortamdan
oluşur.
25) Habitat:Bir organizmanın veya populasyonun doğal olarak yaşadığı yerdir.
Biyotop:Canlı varlıkların yaşamını sürdürebilmesi için uygun çevresel koşullara
sahip bir coğrafik bölge veya değişken hacimli bir ortamdır.
26) Ekolojik niş:Organizmanın yaşamını sürdürebilmek için kurduğu iilişkileri ve
işlevini belirtmek amacı ile kullanılır.
27) Kommunite:Belli bir bölgede yaşayan çeşitli türlere ait bireylerin oluşturduğu
topluluktur.
28) Sistem:Birbirleriyle etkileşim içinde olan bağıntılı parçaların oluşturduğu
bütüne denir.Sistemler genel olarak 3 grupta tolanılır.Bunlar İzole sistem , Kapalı
(sibernetik)sistem ve açık sistem lerdir.İzole sistemin oratamı ile madde ve
enerji alış-verişi yoktur.Kapalı sistemler ortamlar ile sadece enerji alış-verişi
yapan ve kendi kendilerini denetleme özelliğine sahip sistemlerdir.Açık sistemler
ise işlevlerini yapabilmeleri için ortamlardan devamlı madde ve enerji alan ve
bunları yapılarında değiştirip ortama bazı çıktılar veren sistemlerdir.Kapalı
sistemlerdebirde arttıran geri besleme mekanızması vardır ki,bu eksilten geri
besleme mekanizmasının tam tersidir.Bu olaya kısır döngüde denilir.
29) Ekosistem:Belli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle devamlı etkileşim içinde
olan canlılar ile bunların cansız çevrelerinin oluşturduğu bir bütün dür.Ekosistem
canlı ve cansız öğeler diye ikiye ayrılırlar.Canlı öğeler kendi arasında Üreticiler ,
tüketiciler ve ayrıştırıcılar diye 3’ ayrılır.Tüketicilerde 2’ayrılır 1.tüketiciler
(otoburlar),2. Tüketiciler(etoburlar) diye.Cansız öğelerde kendi aralarında 2’ye
ayrılırlar bunlar enerji akışı ve madde döngüsüdür.Enerji akışı üreticilerin güneş
enerjisinin fotosentezle kimyasal enerjiye
dönüştürmesiyle başlar,besin
zinciriyle diğer canlılara aktarılır.Madde döngüsü ise, yeşil bitkilerin fotosentez
amacı ile güneş ışığı altında ortamlarından H2O,CO2 ve diğer inorganik
elementleri almarıyla başlar beslenme yoluyla diğer canlılara aktarılarak
ayrıştırıcalarla tekrar toprağa verilir.
30) Biyom:Yer kürede büyük iklim kuşaklarına bağlı olarak oluşan büyük canlı
toplumuna denir.
Biyosfer:Canlıların litosfer,atmosfer ve hidrosferde oluştuğu düşünülen
tabakadır.Klınlığı yaklaşık 20 km dir.Biyosferi oluşturan canlılarla bunların cansız
çevresi Ekosfer veya Dünya Ekosistemi adı verilen bütünü oluştururlar.
31) Canlıların çevreleriyle olan ilişkileri Aksiyon,Reaksiyon ve Koaksiyon şeklinde
gelişmektedir.
Aksiyon:Cansız çevrenin canlılar üzerine olan etkisine denir.ör/yüksek
sıcaklıkta bitkilerin kuruması,bitkilerin gelişebilmesi için gereksinim duydukları
besleyici tuzların topraktan yetersizliği.
Reaksiyon:Canlıların cansız çevre üzerinde etkidir. ör/baklagiller familyasından
bitkiler üzerinde yaşadıkları toprağın kimyasal yapısını etkiler.
Koaksiyon:Bir canlının diğer bir canlı üzerindeki etkisine denir. ör/bir etobur
hayvanın bitkilerle ilişkisi veya etobur bir hayvanın avı ile ilişkisi.
32) Ekolojik faktör(Çevresel faktör):Canlı varlıkları yaşam evrelerinin en az
fazında doğrudan veya dolaylı şekilde etkileyen ortamın her elemanına denir. Bir
canlının çevresini oluşturan ekolojik faktörler Klimatik etkenler,Fizyografik
etkenler,Biyotik etkenler ve Edafik etkenler diye 4’ ayrılır.
33) Sınırlayıcı Faktör:Bir canlının dayanabildiği,ancak yaşamının güçlükle
sürdürebildiği en elverişsiz durumdaki faktör veya faktörlere denir.
34) Homeostasis:Hücreden biyosfere kadar olan tüm sistemlerin sahip olduğu bu
kendi kendini ayarlama ve onarım gücüne denir.
35) Çevresel Faktörlerin Dengelenme İlkesi:Bir ortamda optimum değerinin
altında kalan bir faktör diğer başka bir faktörle dengelenebilir.Dolayısıylabir
ortamın verimliliği korunabilir.Bu şekilde oluşan ilişkiye denir.
36) Sinerjistik Etki:İklimsel özellikteki çevresel faktörlerde olduğu gibi,iki veya
daha fazla sayıdaki kimyasal maddenin birlikteki etkileri,bu maddenin tek tek
etkilerinin toplamından farklı olur.Buna denir.
37) Ekolojik Valans:Belli ekolojik faktörlerin değişimleri sonucu özelleşmiş farklı
ortamlara bir türün yerleşme yeteneğine denir.
38) Stönek türler:Bazı türlerin ekolojik varyansları zayıftır;bunlar ancak belli
değşimlerdeki ekolojik faktörlerin etkisi altında yaşamlarını devam
ettirebilirler.Böyle türlere denir.
Euryök türler:Bazı türler çok değişken veya çok farklı ortamlara yerleşme
yeteneğindedir.Böyle türlere denir.
Euritop:Geniş yayılma yeteneğinde olan türlerdir.
Stenop:Dar sahalarda lokalize olan türlerdir.
39) İklim:Belli bir bölgede meteorolojik parametre ve süreçlerin belirlendiği hava
tiplerinin uzun zaman süresince saptanan ve mevsimleri karakterize eden
ortalama durumuna denir.İklim Makroiklim,Mesoiklim ve Mikroiklim olmak üzere 3
grupta toplanır.Makroiklim;meteorolojik ve bölgesel iklim adıda verilir ve coğrafik
konum ve dağların özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkar.Mesoiklim;yereliklim ve
biotopiklim adıda verilir,Mesoiklim bir makroiklim bölgesindeki yüzey şekilleri,
yükselti,göl,orman gibi faktörlerin yarattığı belirli alanlara özgü iklim tipidir.
Mikroiklim ise toprağa ve herhangi bir yüzeye yakın hava tabakasının
iklimidir.Ekoiklim
adı
da
verilir.Bu
iklimin
yaratılmasında
toprağın
özellikleri(pedoklima) ile bitki(fitoklima) ve hayvanlar (zooklima) v.b ana etken
olarak rol oynar.
40) Yeryuvarını çevreleyen hava tabakası Atmosfer olarak tanımlanmaktadır.
Basınç,sıcaklık ve nem faktörleri iklimsel faktörler;bunların değişimi sonucu
gelişen olaylara(bulut,yağmur,rüzgar v.b) da iklimsel olaylar denir.
41) Atmosferde doğal olarak bulunan CO2 miktarındaki artışlar yeryüzünden
yansıtılan ışınların uzaya dönmesini engellediğinden , atmosferde giderek artan
bir oranda ısınmanın olabileceği düşünülmektedir.Buna CO2’ nin sera etkisi adı
verilir.
42) Ters Alizeler:Üst tabakalarda subtropikal enlemlere doğru ilerleyen bu
yüksek rüzgarlara denir.Alçalan hava bir yandan ekvatoral alçak basınç bölgesine
yönelerek alizeleri;daha yüksek yönlere yönelerek
Batı rüzgarlarını
oluşturur.Kutup bölgeleri soğuk olduğundan buralarda da birer yüksek basınç
merkezi oluşur.Bunlar subpolar alçak basınç bölgelerine doğru ilerleyerek
Kutupsal Doğu Rüzgarlarını oluştururlar.
43) Hava Tabakasının Ters Dönmesi(inversiyon):Yükselen hava kütlesi ısınırsa ve
bu hava kütlesi tekrar soğursa bu hava tabakası alttaki soğuk hava tabakasını bir
kapak gibi örter bu olaya denir.
44) Yer yuvarı sahip olduğu enerjinin % 50’sinin görünen ışınlarından, geri kalan
bölümünüde mor ötesi ışınlarla ,kırmızı ötesi ışınlardan ve dalga boyu 100 m’den
büyük radyo dalgalarından alır.
45) Radyasyonun organizmalara etkisi;güneş ışınları,ekolojik rolleri ve sahip
oldukları dalga boyu açısından mor ötesi(ultraviole) ışınlar,görünen ışınlar ve
kırmızı ötesi(infraruj) ışınlar olarak üç bölümde incelenebilirler.
46) Mor ötesi ışınlar dalga boyları 120-400 nm. Arasında olan ışınlardır.Gözle
görülmezler;yeryuvarının
yüzeyindeki
ışın
enerjisinin
%
2’sini
oluştururlar.Görünen ışınlar;dalga boyları 400-760 nm. Arasında olan ve gözle
görülebilen
ışınlardır.Toplam
ışın
enerjisinin
%40-60’lık
bölümünü
oluştururlar.Kırmızı ötesi ışınlar dalga boyları 760-3000 nm. Arasında olan
ışınlardır.Gözle görülmezler.Yeryuvarının yüzeyindeki sıcaklık faktörünün
kaynağını oluştururlar.Sucul canlılar üzerinde önemli bir etkileri yoktur.
47) Sıcaklık;atmosferdeki hava hareketlerinden iklimsel değişimlerin
oluşmasından ve mevsimlerin belirlenmesinde birinci derecede sorumlu önemli bir
ekolojik faktördür.
48) Göllerde yaz mevsiminde
Epilimnion (yüzeysel) tabaka , Termoklin
(metelimnion=geçiş)tabaka ve Hipolimnion(dip) tabaka olmak üzere 3 tabaka ayırt
edilir.Bunlardan en üst de yer alan epilimnion tabakası rüzgarın etkisinde olan ,
çalkantılı, bol oksijenli, iyi aydınlanmış ve fitoplanktonca zengin bir
tabakadır.Bunun altında sıcaklığın ani olarak değiştiği termoklin tabakası yer
alır.En altda bulunan hipolimnion tabakasında ise sıcakılık sabit,sular sakin , ışık
az veya yok ,fitoplankton nadirdir.
49) Holomitik Rejim:İlkbahar ve sonbahar mevsimlerindeki su dolaşımları
esnasında organizmalar gölün tümünde homojen şekilde dağılış gösterirki, bu
periyoda Holomitik Rejim denir.Buna karşın organizmalar yaz ve kış
tabakalaşmaları sırasında gölde heterojen bir dağılış gösterirki bu periyoda da
Meromitik Rejim denir.
50) Okyanus ve denizlerin yüzey suları sıcaklığı coğrafik bölgelere bağlı olarak
değişir.Aslında ortalaması –2 santigrat olan kutouplarla ortalaması 28 santigrat
olan ekvator bölgesi uç noktaları, diğeer bir deyişle en sıcak ve en soğuk bölgeleri
oluştururlar.
51) Denizlerde sıcaklık değişimlerine dayalı net bir tabakalaşma mevcut olup,
bunlar yüzeyden dibe doğru Yüzeysel tabaka, Geçiş (termoklin) tabakası ve Derin
su tabakası dır.Bunlardan yüzeysel tabakanın kalınlığı 100 m yi geçmez;güneş
ışınları ile atmosferik olayların etkisindedir.Sıcaklığın ani olarak değiştiği geçiş
tabakası ise 100 m derinliğin altında bulunur.Bunun altında da sıcaklık ortalaması
3,8 santigrat derece olan sulara sahip derin su tabakası yer alır.
52) Canlıların yaşayabildikleri sıcaklık sınırları 0-50 C arasında sürdüren
canlıların 0 C’nin altında (-200C) veya 50C ‘nin çok üstünde (100 C) de
yaşayabilmektedirler.Canlı varlıklar, yaşamsal aktivitelerini çok yavaşlatmak
suretiyle de normal biotop sıcaklığının çok altındaki sıcaklıklarda yaşamlarını
sürdürebilirler.
53) Canlı varlıklar sıcaklığa olan toleranslarına göre Stenoterm Formlar ve
Euriterm Formlar olarak iki grupta toplanır.Stenoterm türlerden yüksek
sıcaklıkta yaşayanlar Stenoterm Termofil(megaterm=politerm), düşük sıcaklıkta
yaşayanlar da Stenoterm Psikrofil(mikroterm=oligoterm) olarak adlandırılabilir.
54) Hayvanlar alemi, vücut sıcaklık derecelerinin çevre sıcaklık derecesi ile olan
ilişkilerine göre Sıcak Kanlı Hayvanlar(homoterm) ve Soğuk Kanlı
Hayvanlar(heteroterm=poikiloterm) olarak iki gruba ayrılırlar.Soğuk kanlı
hayvanlarda kendi içlerinde sikloterm,simioterm ve helioterm olmak üzere üç alt
gruba ayrılırlar.Siklotermlerde vücut ısısı ortamınkine yakın olup, ortam sıcaklığı
30C’nin üstüne çıktığında veya 10C’nin altına düştüğünde bunlar vücut ısılarını
fiziksel
(evaporasyon)
veya
kimyasal(metabolizmalarını
yükselterek)
düzenlemelerle biraz aşağıda veya yukarıda tutabilirler.Simiotermler vücut
ısılarını kas hareketleriyle ayarlamaya çalışırlarBöcek ve sürüngenlerin çoğu
helioterm olup, genelde güneş ışınlarına karşı durarak vücut ısılarını yükseltmeye
çalışırlar.
55) Göç:Organizmalar dağılış bölgelerinde kendileri için en uygun alanda lokalize
olurlar.Bazı hayvan grupları ise dağılış bölgelerinin bir alanında oluşan kötü
koşulları geçirmek için başka bir bölgeye giderler bu olaya denir.
56) Düşük sıcaklıkta yaşayan hayvanların yaşam süresi daha fazla olduğundan
sıcak bölgelerde yaşayan akrabalarından daha iri olmaktadırlar.
57) Ortamın yaşam için uygun olmayan koşullarının ani ve doğrudan etkisi sonucu
organizmalarda Uyku Durumu(kuisens) olur.Uyku durumu Estivasyon veya
Hibernasyon şeklinde belirir.Estivasyon çok yüksek sıcaklıkta veya nisbi nemin
çok düşük olduğu periyotlarda gelişmenin durdurulmasıdır.Hibernasyon ise
gelişmeyi durduran alçak sıcaklıkta görülür.
58) Hayvanlar sıcaklığın yüksek veya alçak olduğu zamanlarda yaşamlarını
sürdürebilmeleri
için
bazı
uyumlara
gereksinim
duyarlar
bu
uyumlar;morfolojik,fizyolojik,ekolojik ve etholojik olabilir.
59) Yağış sıcaklık faktörüyle birlikte yeryüzündeki bitki ve hayvan topluluklarının
yapısal özelliğini, tür zenginliliğini ve yaşamsal aktivitenin ritmini belirleyen
başlıca faktördür.Yağışlar Orografik,Konveksiyonal ve Cephesel olarak 3 ana
gruta incelenir.Orografik yağışlar;yeryüzündeki engebelerin neden olduğu
yağışlardır.Konveksiyonal yağışlar;yeryüzündeki bazı bölgelerin çevrelerine göre
daha fazla ısı yükselmesi sonucu oluşan adiyabatik soğumanın neden olduğu
yağışlardır.Cephesel yağışlar ise;yeryüzünde aylık ve mevsimsel meteorolojik
koşullara göre oluşan alçak ve yüksek basınç merkezlerinden alçak basınç
merkezinin oluşturduğu yağışlardır.
60) Kutuplara doğru ve dağların yüksek kesimlerinde suyun donmuş olmasında ileri
gelen kuraklığa Fizyolojik Kuraklık denir.Çöllere doğru da yağış azlığı ve su
kıtlığının neden olduğu kuraklığa Fiziksel Kuraklık denir.
61) Atmosferin içerdiği nem mutlak nem ve nisbi nem olmak üzere iki şekilde
incelenir.Mutlak nem 1 m havada bulunan su buharı miktarının gram olarak
anlatımıdır.
62) Havanın nisbi nemini ölçen alete Higrometre denir.Buharlaşmayı ölçen aletede
Evaporametre denir.
63) Havanın nemlilik derecesi ile toprağın nemlilik derecesi birbirine
karıştırılmaması gereken ayrı iki faktördür.Havanın nemlilik derecesi herhengi
bir anda havanın içerdiği nem miktarıdır.Toprağın nemlilik derecesi ise belli bir
bölgeye yağışlarla düşen su miktarı ile aynı bölgenin buharlaşma-terleme yoluyla
kaybettiği su miktarı arasındaki bir orandır.
Toprağın Nemi=Kazandığı su-Kaybettiği su
64) Aktif haldeki canlıların protoplazmasındaki su oranı genelde % 70 ile % 90
oranında değişir.
65) Su temini:Bitkisel organizmalar yaşamları için gerekli suyu kökleriyle
sağladıkları halde , hayvansal organizmalar yaşamları için gerekli suyu içerek
doğrudan doğruya sağladıkları gibi
derileriyleabsorbe ederek
veya
metabolizmaları sonucu oluşan sudan dolaylı şekilde de sağlarlar.
66) Vücut suyunun korunması:Canlılar vücutlarındaki suyu korumak ve su
kayıplarını önlemek amacıyla bazı yapı ve davranış uyumlarına sahiptirler.Bu
uyumlara örnek olarak derinin yapısı,solunum organlarının konumu ve davranıştaki
uyumlar gösterilebilir.
67) Su kayıplarının önlenmesinde solunum organlarından akciğer ve trake
sistemi,boşaltım ve davranış yetenekleri önemli rol oynar.
68) Su ve nem faktörünün etkisiyle gelişen diğer bir davranış şekli de göç
olayıdır.Canlılarda izlenen göçler periyodik(migrasyon) daimi(emigrasyon) ve
göçebelik (nomadizm) olmak üzere 3 şekilde gelişir.Periyodik göçler bir çok
memeli ve kuş türlerinde görülebilen genel bir davranış şeklidir.Daimi göçler ise
bir bölgenin çoraklaşması sonucu oluşan kötü yaşam koşullarından kurtulmak bir
daha geriye dönmemek üzere yapılan göçlerdir.Göçebelik ise su ve ortama bağlı
olarak özellikle memelilerin yaptığı yer değiştirme devresidir.
69) Canlı varlıklar suya olan gereksinimlerine göre çeşitli ekolojik gruplarda
incelenebilir.Bunlar akuatik,hidrofil,mesofil ve kserofil formlardır.
70)Akuatik veya hidrofil organizmalar:Devamlı suda yaşayan formlardır bitkiler
için hidrofit adı kullanılmaktadır.
Higrofil veya higrobi organizmalar:Ancak çok rutubetli karasal ortamlarda
yaşayabilen hayvanlardır.Bitkiler için higrofit deyimi kullanılmaktadır.
Mesofil veya mesobi organizmalar:Suya veya atmosferik neme olan
gereksinimleri nisbeten azalmış organizmalardır bitkilerde mesofit deyimi
kullanılır.
Kserofil veya kserbi organizmalar:Kurak ortamlarda yaşayabilen canlılar olup ,
çöllerde ve sahil kumsalında bulunan organşzmalar bu gruba girer.Bitkilerde
kserofit olarak tanımlanır.
71) Bazı hallerde organizmaların morfolojik özelliklerini kesinlikle belirlemek için
Higromorfizm ve Kseromorfizm tanımlarından yararlanılır.
72) Ortamın nemlilik derecesi ile ilgili olarak türlerin ekolojik valanslarının
genişliğini belirtmek amacıyla Stenohigrik ve Eurihigrik formlardan söz edilir.
73) Nemin hayvanlar üzerine etkisi Yumurtlamaya etkisi, Gelişme ve Yaşam
Süresine etkisi, Davranış etkisi ve Lokalizasyon ve Coğrafik Dağılıştaki etkisi
olmak üzere 4’e ayrılır.
74) İklimsel faktörlerden olan ışık , ekolojide süresi,şiddeti ve yapısı ile önemli
etkilere sahiptir.Işığın şiddeti ve yapısı genelde sabit olmayıp ortamsal
faktörlere bağlı olarak değişebilir.
75) Sucul ortamın önemli bir bölümünü oluşturan denizel ortam ışığın vertikal
yöndeki yayılış derecesine bağlı olarak üç zonda incelenir.Bunlar;Eufotik zon ,
Oligofotik zon ve Afotik zondur.
Download