T.C. KARABÜK VALİLİĞİ İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ Otistik Bozukluk: Otistik bozukluk çocukluk çağı nöropsikiyatrik bozukluklardan biridir. Genellikle belirtiler yaşamın ilk üç yılında başlar. Etkileşim, iletişim alanında belirgin gecikme ve sapmalar ve kısıtlayıcı ilgi alanı ile karakterize bir bozukluktur. Otistik bozukluk belirtileri üç temel alanda görülür. Bunlar; sosyal etkileşimde bariz yetersizlik, iletişimde yetersizlik ve tekrarlayıcı ilgi alanı ile aşırı uğraştır. Otizm, bir hastalık olarak değil, gelişimsel bir sendrom olarak tanımlanır. 0-1 yaş arası: Bu yaş grubunda göz ilişkisi azdır, gülümseme ve seslenmeye sosyal yanıt kısıtlıdır. Kucağa alınınca mutlu olmazlar, yalnız kalmaktan mutlu olurlar, yabancı kaygısı yoktur, görsel uyarıcılara daha az bakarlar ve duygusal tepkileri tuhaftır. Ayrıca ismi çağırılınca bakmama görülebilir. Dil becerileri açısından bakıldığında normal çocuklardan 6 aylıkken beklenen agulama, 9 aylıkken beklenen hecelemeler yok ya da seyrektir. Bir yaşındayken beklenilen anlamlı kelimeler bu çocukların büyük çoğunluğunda görülmemektedir. Bu çocukların bazılarında fiziksel özelliklerde sorun görünebilmektedir. Meme emmede sorun, kucakta durmada sorun, kulak anomalileri, hipertelorizm, hipotoni, motor performans problemleri, garip ağız açma, sinidaktili en sık görülen fiziksel özelliklerdir. 2-3 yaş arası: Sıklıkla konuşma gecikmesi sebebi ile en sık bu yaşlarda başvurulur. Bu yaşta iki sosyal alanda problem söz konusudur. Hem diadik ilişkiler (kucağa alınmak için kolları açmak, göz ilişkisi vs.) hem de triadik ilişkilerde (ortak dikkat) sorun vardır. Bu yaş grubunda, yalnızlığı tercih etme, başkalarına bakmama, sosyal gülümseme ve kısıtlı yüz ifadesi, boş gülme, ismine bakmama, çevreden kopuk görünme, başka çocuklar gibi oynamama, seslenince bakmama, erişkinlerin ilgisini çekmede isteksizlik, bakış anormalliği gibi belirtiler görülmüştür. 2 yaşından beklenilen yaşıtla birlikte oyun oynama, basit taklite dayalı beceriler (bay-bay, öpücük, saklambaç), 3 yaşından beklenilen yaşıtla karşılıklı oyun kurma ve yürütebilme söz konusu değildir. Dil becerileri açısından bakıldığında genellikle yaşından geridir. 2 yaşındaki çocuktan beklenilen iki kelimelik cümle kurma, komutları anlama, yaşına uygun kelime dağarcığına sahip olma, bu çocuklarda henüz gelişmemiştir. Yineleyici ve törensel hareketler yoğun olarak başlamaktadır. Parmak ucunda yürüme, dönme, sallanma, el çırpma, kol çırpma özellikle işlev düzeyi iyi olmayanlarda sıktır. İşlevsel olmayan nesnelere ile fazladır. Bunlar dönen nesneler, elektronik eşya, araba plakları, gazetelerdeki logolar olabilir. Okul Öncesi Dönem (4-5 yaş) : Artık bu yaşta yaşıtlarından farklılık, kısıtlı jest mimikler, başkaları ile etkileşime girmede isteksizlik ve yaşıtla ilişki sürdürememe belirgindir. Normal gelişen çocuklarda bu yaşta empati kapasitesi yetişkin düzeyine yaklaşmaktayken, bu grupta bu söz konusu değildir. Dil becerileri açısından bakıldığında olguların %30’unda bu yaşta kısmen dil becerileri gelişmiştir. Daha kısa cümleler, tekrarlayıcı konuşmalar, söyleneni tekrarlama, monoton ses tonu, karşılıklı diyalog başlatma ve yürütme sıkıntısı vardır. Okul çağı: Okul çağı daha fazla sosyal beceri gerektiren bir dönemdir. Otistik çocuklar değişime dirençli olduklarından yeni ortamda zorlanmaktadır. Okul öncesi dönemde yaşıtlarıyla ilişki kurmayan çocukların bazıları bu dönemde ilişki kurmaya başlarlar. Sosyal beceriler her zaman yaşla birlikte artmaz. Genelde sosyal beceriler zekâ düzeyi (IQ) ile bağlantılıdır. Zekâ geriliği olanlarda daha çok bu yaşta sosyal becerilerde gerileme olabilir. İletişim ve öz bakım becerileri ise yaşla birlikte artar. Bu dönemde oyunlar önemlidir. Hem ebeveyn hem de eğitimciler aktif biçimde bu çocukların oyuna katılması, oyun başlatmasını ve yürütmesini desteklemelidirler. Dil ve iletişim becerileri açısından bakıldığında pek çok otistik çocuğun dil becerisi hala zayıftır ve sözel olmayan iletişim becerileri de kısıtlıdır. 5 yaş öncesi dil gelişimi başlayanlarda durum daha iyidir. Son çalışmalar konuşabilen ve iyi işlev düzeyi olan otistik çocukların desteklendikleri takdirde ya da model oluşturulduğu zaman çok sofistike becerilere bile erişebileceği, hikaye bile anlatabileceğini, uygun diyalog kurabileceğini belirtmektedirler. Otistik çocuklar okul döneminde çok fazla akademik ve sosyal uyum sorunuyla baş etme durumundadırlar. Bu çocukların normal gelişenlerden farklı uyum ve öğrenme süreci olduğu unutulmamalıdır. Bu yaş grubunda eşlik eden psikiyatrik bozukluklar da görülebilir. Özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), obsesif kompulsif bozukluk (OKB), tikler, duygu durum bozuklukları iyi değerlendirilmelidir. Psikolojik olarak sağlıklı çocuklar yetiştirmek bozulmuş yetişkinleri düzeltmekten kolaydır. Fyodor Dostoyevski Ergenlik ve Erişkinlik: Bu yaş dilimi diğer yaş dilimlerine oranla daha az bilinen bir yaş grubudur. Yapılan çalışmalarda çocukluk çağında otizm tanısı alanların bir kısmında ergenlikte gelişmeler ve az bir kısmında gerileme ve bozulmalar bildirilmiştir. Başka bir çalışma ise olguların %82’sinin iletişim ve sosyal becerilerinde, %55’inin tekrarlayıcı davranışlarda ergenlik-erişkinlik yıllarında ilerleme olduğunu bildirmiştir. TEDAVİ Otizm, şu anda sahip olunan bilgi ve yöntemlerle tamamen tedavi edilebilecek bir problem değildir. Ancak uygun bir eğitim planı ve bazı durumlarda ilaç tedavisi ile otizmin bazı belirtileri ortadan kalkabilir, uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi içinde mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Ancak tedaviye başlarken çocuğun hangi noktaya varacağını kestirmek mümkün değildir. Bu yine çocuğun probleminin şiddetine ve gösterdiği semptomlarının ne şekilde bir araya geldiğine olduğu kadar, aldığı profesyonel desteğin ve eğitimin kalitesine de bağlıdır. Otizmi tedavi eden herhangi bir ilaç yoktur. Ancak; Otizmde kullanılan ilaçlar daha çok Otizmli bireylerde görülen hiperaktivite, saldırganlık, yeme sorunları, epilepsi nöbetleri, depresyon, sıkıntı vb. durumlara karşı kullanılır. ATİPİK OTİZM Otistik bozukluk tanı ölçütlerini karşılamayan, başlangıç yaşı ve belirtileri açısından atipik bir görünüm ortaya koyanlar için başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yani Atipik Otizm terimi kullanılmaktadır. Atipik Otizm de, otizme benzer gelişimsel ve davranışsal bazı sorunlar vardır. Genel olarak bilişsel ve iletişim becerileri otizmi olan çocuklardan daha iyidir. Sosyal ilişki sırasında normal olmayan duygusal tepki ya da duyarlılıkları olabilir. Bu tanı ilk görüşmede sıklıkla atlanır. Başlangıcı otizmdeki gibi belirgin değildir ve çoğu zaman okula başladıktan sonra dikkat edilir. Bazen duygu durum değişkenliği, öfke patlamaları ve saldırgan davranışlarla başvurabilirler. Sosyal becerilerde eksiklik vardır ancak otizmdeki kadar dikkat çekici değildir. Anne babalar çocuğun empati yoksunluğundan şikayet ederler. Genelde iletişim sorunları belirgin düzeyde değildir ve fark edilmesi güçtür. Sözel olmayan iletişimde de sorunlar vardır. Göz teması azlığı, beden duruşu bozukluğu gibi. Dil gelişiminde gecikme ya da yineleyici konuşma gibi otizmde tipik olan belirtiler genelde yoktur. Genelde düşüncede katılık ve ilgi alanı kısıtlılıkları vardır, konu geçişlerinde sıkıntı yaşarlar. Bazılarında yoğun olarak ilgilendikleri özel konular, özel ilgi alanları bulunabilir, fakat genelde kısa sürelidir. Bozukluğun gidişatı genellikle otizmden daha iyidir. Tedavide otizmle benzer yöntemler kullanılır. AŞIRI BİLGİSAYAR KULLANIMI OTİZMİ ARTIRMAKTADIR. BİZE ULAŞINNN!!! REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ ADRES: Ergenekon Mah. Fatih Cad. No:1 Polisevi Binası Kat:1 TEL: 0370 412 61 20 (211) FAX: 0370 412 40 20 HAZIRLAYAN: Yeliz KILIÇ