ENDÜSTRİYEL GÜRÜLTÜ Yıllar boyunca hacmi artan endüstri sesleri yalnızca teknik ve ekonomik ilerlemeyi müjdelememiş, aynı zamanda bunlara maruz kalan çalışanlarda giderek artan işitme kaybı ve diğer gürültüyle ilgili tehlikelerin tehdidinin de habercisi olmuştur. Gürültü, yeni bir tehlike değildir. Aslında, sesin yol açtığı işitme kaybı yüzyıllarca önce gözlemlenmiştir. 1700 yılında Ramazzini, “De Morbis Artificum Diatriba”da, bakır döven işçiler için “kulakları sürekli gürültüden o kadar zarar görüyor ki, ... bu sınıftaki işçiler işitme güçlüğü çekmeye başlıyorlar ve eğer bu işte yaşlanırlarsa, tamamen sağır oluyorlar.” demiştir. Ancak, Endüstri Devriminden önce işyerinde nispeten daha az insan yüksek seviyelerde gürültüye maruz kalmıştır. Endüstri Devrimi sırasında buhar gücünün ortaya çıkması önce gürültüyle çalışma tehlikesi olarak dikkat edilmesini gündeme getirdi. Buhar kazanlarını imal eden işçilerde işitme kaybının, hastalığa “kazancı hastalığı” denilecek kadar çok sayıda oluştuğu tespit edildi. Tüm sanayi kollarında ve çoğu ticaret kollarında artan mekanizasyon gürültü problemini ağırlaştırdı. İşyerindeki, özellikle de mekanize sanayi kollarındaki gürültü seviyeleri işyeri dışında yaşanan gürültü seviyelerinden tehlikelerinin daha şiddetli tanınması, ve süreklidir. Endüstriyel değerlendirilmesi ve kontrolü bu gürültü bölümde açıklanmaktadır. Bu temel olarak: (1) gürültü probleminin kapsamının değerlendirilmesi; (2) bir gürültü azaltma programına ait amaçların belirlenmesi; (3) aşırı gürültüden etkilenmenin kontrolü; ve (4) etkilenen çalışanların işitme durumunun izlenmesi. SESİN ÖZELLİKLERİ Ses, insanın algılayabileceği basınç değişimi (havada, suda ya da başka bir ortamda) olarak tanımlanabilir. Saniyedeki basınç değişimi sayısı ise, daha önce saykl/sn olarak şu anda ise saykl/sn’ yi ifade eden hertz (Hz) cinsinden ölçülen ses frekansı olarak adlandırılır. Sübjektif olarak ses, "beyinde duyu tepkisi yaratan bir uyarı" olarak tanımlanabilir. İşitme olarak adlandırılan duyuya yol açan ses algılaması temel duyu tepkisidir; ancak, belli şartlar altında göğüs boşluğunda baskıdan kulaklarda 1 fiili ağrıya kadar ilave sübjektif duyular ortaya çıkabilir. Evrensel olarak tüm insanlar için istenmeyen bazı ses etkileri vardır. Bu etkiler: 1. istenen seslerin, özellikle konuşma seslerinin maskelenmesi; 2. işitsel yorulma ve işitme bozukluğu; 3. aşırı ses; ve 4. baş ağrısı. Gürültü Gürültü genelde herhangi bir bilgi içermez ve şiddeti genellikle zamana göre gelişigüzel değişir. Gürültü sözcüğü çoğunlukla “dinleyici tarafından istenmeyen ses”i ifade etmek için kullanılır, çünkü rahatsız edicidir. Gürültü istenmeyen sesle karışır ve muhtemelen fizyolojik olarak zararlıdır. Gürültü mutlaka, kendisini istenen sesten ayıran belli fiziksel özelliklere sahip değildir. İnsan tepkisi kadar hiçbir cihaz ses ile gürültüyü ayıramaz. Objektif fiziksel ses ölçümleri ile sübjektif insan algılaması arasında ilişki kurmak için kullanılabilen çok çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu bölümün amacı sesin objektif fiziksel özelliklerinde bulunan faktörleri açıklamak ve sesin önemli sübjektif yönlerini özetlemektir. Ses deyimi genellikle insanlardaki işitme duyusu ile algılanan bir duyum üreten bir enerji şekli için geçerlidir, titreşim ise dokunma hissi ile belirlenen duyulmayan akustik olayları ifade eder. Ancak, ses enerjisinin sonik ve titreşim şekilleri arasında kesin bir fiziksel fark yoktur. Sesin üretilmesi ve yayılması basit bir modelle kolayca görselleştirilir. Havada asılı duran bir plaka düşünün (Şekil 1-1) Plakaya vurulduğunda ileriye ve geriye doğru hızla titreşir. Plaka her iki yönde hareket ettikçe havayı sıkıştırır ve basıncı bir miktar arttırır. Plaka ters yönde hareket ettiğinde kısmi bir vakum bırakır ya da havanın yoğunluğunu azaltır (seyreltir). 2 Şekil 1-1. Plaka her iki yönde hareket ettikçe havayı hareket yönünde sıkıştırır, kısmı vakum ya da seyrelme oluşturur, enerji açığa çıkarır, bu ise plakadan hava ses olarak açığa çıkar. Bu dönüşümlü sıkıştırma ve seyreltmeler, atmosferik basınçta plakanın dışına kadar uzanan küçük ancak yinelemeli dalgalanmalar yaratır. Bu basınç değişimleri kulak zarına ulaştığında atmosferik basınçtaki hafif değişimlere tepki olarak kulak zarını titreştirir. Kulak zarının rahatsızlığı iç kulakta sinirsel bir duyuma dönüşür ve beyne taşınır, burada da ses olarak yorumlanır (Şekil 1-2). Ses, daima bir çeşit titreşim hareketi ile üretilir. Ses çıkaran nesne ses özelliğinde titreşimler yaratması için bir ortamda hareket etmelidir. Herhangi bir titreşim türü ses kaynağı olabilir, ancak tanım itibarıyla ileten ortamın yalnızca boyuna titreşimi bir ses dalgasıdır. Şekil 1-2. Hava elastik bir ortamdır ve bitişik taneler dizisi gibi davranır. Ortaya çıkan ortam hareketi dalga hareketi olarak bilinir ve anlık bozulma şekilleri ses dalgası olarak adlandırılır. 3 Ses dalgaları Ses dalgaları genel dalga sınıfının elastik dalgalar olarak bilinen belli bir şeklidir. Ses dalgaları yalnızca kütle (eylemsizlik) ve elastiklik özelliklerine sahip ortamlarda oluşabilir. Bir ses dalgası havada yayılabilir, Çünkü havada hem eylemsizlik hem elastiklik bulunur. Bir ses dalgası başka bir ses dalgasının üç katı frekansa ve üçte bir genliğe sahip olabilir. Ancak her iki dalga herhangi bir zaman kendilerine ait sıfır konumundan geçerse bunlar aynı fazda olarak nitelenir (Şekil 1-3). Şekil 1-3. Gösterilen eğriler ses dalgalarının resimsel ifadeleridir. Frekans adım ile ilişkilidir, şiddet ise ses yüksekliği ile ilişkilidir. B eğrisinin adımı, A eğrisi ile ifade edilen bir sesten daha yüksek olan bir sesi ifade etmektedir, çünkü eğri üzerinde bir nokta ile ifade edilen hava basıncındaki değişimler ekseni daha sık keser. Bir sesin şiddeti eğrinin yüksekliği ile gösterilebilir; C eğrisi ile gösterilen sesin şiddeti A eğrisi ile gösterilen sesin şiddetinden Y mesafesi X mesafesinden büyük olduğu için daha yüksektir. Frekans Frekans, ses kaynağındaki bir noktanın denge konumundan saniyedeki ayrılma, denge noktasından geçerek ilk yer değiştirmeye zıt yönde maksimum yer değiştirme ve tekrar denge konumuna gelme sayısıdır. Diğer bir deyişle frekans, tam bir hareket çevrimidir (Şekil 1-4). Her çevrim için gereken zaman dalga periyodu olarak bilinir ve basitçe frekansın karşılığıdır. 4 Şekil 1-4. Bir hava molekülünün tam bir hareket çevrimindeki göreceli konumları. Frekans adım olarak algılanır. İnsanlar için duyulabilir frekans aralığı 20 Hz ile 20,000 Hz arasındadır. Günlük seslerin çoğu çeşitli kaynakların ürettiği frekansların bir karışımını içerir. Bir ses frekansının bileşimi sesin spektrumu olarak adlandırılır. Frekans spektrumu gürültünün yol açtığı baş ağrısının seviyesinde belirleyici bir faktör olabilir; yüksek frekanslı gürültü genellikle düşük frekanslı gürültüye göre daha baş ağrıtıcıdır. Aynı zamanda dar frekans bantları veya saf tonlar (tek frekanslar) geniş banlı gürültüye göre işitme açısından daha zararlı olabilir. Dalga boyu Dalga boyu, bir dalganın ardışık iki bölümündeki iki benzer nokta arasında ölçülen mesafesidir. Diğer bir deyişle dalga boyu, bir ses dalgasının bir çevrimde kat ettiği mesafedir. Yunan harfi lamda () dalga boyunu ifade etmek için kullanılır ve feet ya da metre cinsinden ölçülür (Şekil 1-3-A). Dalga boyu sesin önemli bir özelliğidir. Örneğin, bir engelin boyutundan çok daha büyük bir dalga boyuna sahip ses dalgaları bu engelin varlığından çok az etkilenir; ses dalgaları engel etrafında bükülecektir. Sesin engellerin etrafındaki bu bükülmesi kırılma olarak adlandırılır. Sesin dalga boyu engelin boyutuna göre küçükse (böyle bir dalga boyu yüksek frekanslı seslerle üretilir) ses, yansıtılacak ya da bir çok yöne saçılacak ve engel bir gölge oluşturacaktır. Fiilen, bazı sesler gölge içine kırılır ve ses önemli ölçüde yansıtılır. Kırılma sonucu, düşük frekanslı sese (uzun dalga boyu) karşı bir siper olarak az kullanılan bir duvar oluşur, ancak bu duvar yüksek frekanslı sese (kısa dalga boyu) karşı etkili bir engel olabilir (Şekil 1-5). 5 Şekil 1-5. Düşük ya da yüksek frekanslı gürültüyü taşıyacak siper şeklindeki bir engelin etkileri. Hız Dalganın ardışık bölümlerindeki benzer basınç noktalarının belli bir noktayı geçiş hızı ses hızı olarak adlandırılır. Ses hızı daima dalga boyu ile frekansın çarpımına eşittir: c=f Formülde c = ses hızı (feet ya da metre/saniye); f = ses frekansı (Hertz); = dalga boyu (feet ya da metre). Sesin hızı yayıldığı ortamın kütle ve elastik özelliklerine bağlıdır. Havada 72 F’ da ses hızı yaklaşık 344 m/sn’ dir (1,130 ft/sn.). Sesin etkileri genellikle yankı ve şimşek çakması ile gök gürültüsü arasındaki gecikme şeklinde gözlenir. Homojen bir ortamda ses hızı frekansa bağlı değildir; yani, böyle bir ortamda tüm frekanslardaki sesler aynı hızda hareket eder. Farklı bir ortamda hareket ettiğinde ses hızı ortam yoğunlaştıkça ve sıkıştırılabilirliği azaldıkça artar. Örneğin, ses hızı suda yaklaşık 1,433 m/sn., ağaçta 3,962 m/sn., çelikte ise 5,029 m/sn.dir. Bu nedenle ses, son olarak havadan son alıcının kulağına iletilmeden önce bir çok ortamdan iletilebilir. Ses basıncı Ses, Havanın karışmasından kaynaklanan atmosferik basınçtaki hafif ve hızlı değişimdir. Normal konuşma sesleri bir pound/inç karenin yalnızca birkaç milyonda biri kadar ses basıncında olmasına rağmen insan kulağının yüksek 6 duyarlılığı nedeniyle kolayca duyulabilir. İşitmemize zarar verebilen gürültüler pound/inç karenin yalnızca birkaç binde biri kadardır. En sık rastlanan sesler, denge basınç değerine göre ölçülen hızlı, düzensiz bir dizi pozitif basınç değişimleri (sıkıştırma) ve negatif basınç değişimlerinden (seyreltme) oluşur. Ses basınç değişiminin ortalama değerini ölçecek olursak, bunun sıfır olduğunu buluruz, çünkü negatif seyreltme kadar pozitif sıkıştırma vardır. Dolayısıyla, Ses basıncının ortalama değeri faydalı bir ölçü değildir. Seyreltme etkilerinin sıkıştırma etkilerine ilave edilmesini (çıkartılması yerine) sağlayan bir ölçü bulmamız gerekmektedir. Karekök ortalama (rms) ses basıncı böyle bir ölçüdür. rms ses basıncı her andaki ses basıncı değişiminin karesini alarak bulunur. Karesi alınmış değerler daha sonra toplanarak zamana göre ortalaması alınır. rms ses basıncı bu zaman ortalamasının kare köküdür. Kare alma işlemi tüm negatif ses basınçlarını pozitif kare değerlere dönüştürdüğü için rms ses basıncı faydalı, sıfır olmayan bir ses dalga büyüklüğü ölçüsüdür. Ses basıncı ölçümünde kullanılan birimler: mikro paskal (Pa); newton/m2 (N/m2); mikro bar (bar); ve dyne/cm2 (d/cm2). Bu birimler arasındaki ilişkiler şöyledir: 1 bar = 1 d/cm2 = 0.1 N/m2 = 0.1 Pa. Desibel ve ses basınç seviyesi Ses olarak algılanan en zayıf ses basıncı küçük bir nicelik olmasına rağmen ses olarak algılanan ses basınç aralığı oldukça geniştir. Oldukça sessiz bir yerde çok iyi işitme duyusuna sahip bir kişi tarafından duyulabilen en zayıf ses işitme eşiği olarak bilinir. 1,000 Hz referans seste işitme eşiği 20 Pa (0.0002 bar) ses basıncına eşittir. Ağrı eşiği ya da ağrı olmadan algılanabilen en yüksek ses yaklaşık 10 milyon kat daha büyüktür. Bu nedenle mutlak skala yerine göreceli bir ses basınç skalası kullanmak daha uygundur. Bu amaçla, elektriksel iletişim mühendisliğinde bir ölçü birimi olarak kullanılan bel kullanılmaktadır. Desibel (dBA) ses ölçümünde tercih edilen birimdir ve genellikle algılanabilen minimum ses yükseklik farkıdır. Desibel, ses gücü ile orantılı niceliklerin seviyesini ölçmek için kullanılır. Niceliklerin seviyesi ile desibel arasındaki ilişki aşağıdaki şekilde ifade edilir: L = 10 log q/q0 (dBA) 7 Formülde; L = seviye; q = seviyesi bulunan nicelik; q0 = bu niceliğin referans seviyesi; log = 10 tabanına göre logaritma. Serbest ilerleyen düz ve küresel ses dalgalarında karekök basınç ses gücü ile orantılıdır. Bu nedenle, bir ses alanındaki ses basıncını açıklayan ses basınç seviyesi adında bir nicelik tanımlayabiliriz: Lp = 10 log p2/p02 = 20 log p/p0 (dBA) Bu formülde; Lp = ses basınç seviyesi; p = rms ses basıncı; p0 = referans ses basıncı; log = 10 tabanına göre logaritma. “seviye” deyiminin kullanımı söz konusu niceliğin belli bir referans niceliğin üzerinde belli bir seviyeye sahip olduğunu gösterir. Ses basınç seviyesini ifade etmek için kullanılan referans basınç (p0) 1,000 Hz referans ses ve 20 Pa ses basıncında “ortalama” bir kişi için işitme eşiğini gösterir. Tüm duyulabilir ses basınç aralığı (10 milyondan büyük bir değer ile bir arasında, normal işitme duyusuna sahip kişiler için) 0-140 dBA uygulama ses basınç seviye skalasına daraltılabilir (Tablo 1-B). Tablo 1-B. En Sık Karşılaşılan Bazı Seslerin Seviyeleri Ses Basıncı, P N/m2 (Pascal) 100,000 (1 bar) 20,000.0 2,000.0 200.0 20.0 2.0 .2 .02 .002 .0002 .00002 Ses Basınç Seviyesi, Lp dBA ref. 20 N/m2 (Pascal) 194 180 170 160 150 140 135 130 120 110 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Ses Kaynağı Satürn roketi Ram jet Turbo jet Ağrı eşiği Borulu org Perçin makinesi, yontma makinesi Delgi presi Hareket halindeki kamyon Fabrika Gürültülü büro Sohbet konuşması Özel büro Ortalama ev Kayıt stüdyosu Islık İyi işitme sınırı Mükemmel gençlik işitme eşiği 8 Ses basınç seviyesini ölçmek için kullanılan cihaz ses seviye ölçer olarak adlandırılır ve bir mikrofon, zayıflatıcı, yükselteç ve göstergeden oluşur. Ses seviye ölçer, ses basınç seviyesini doğrudan gösterecek şekilde desibel cinsinden kalibre edilmiştir. Logaritmik bir kadran kullanıldığından desibel değerindeki küçük bir artış ses enerjisinde büyük bir artışı ifade eder. Teknik olarak, her 3 dBA’lik bir artış ses enerjisinde iki kat artışı, 10 dBA’lik bir artış ses enerjisinde on kat artışı, 20 dBA’lik bir artış ise ses enerjisinde 100 kat artışı ifade eder. Desibel cinsinden ölçüm kadranının yalnızca ses basınç seviyesini ifade etmediğine dikkat edilmelidir. Tanım itibarıyla desibel, ölçülen niceliğin bir referans niceliğe oranının logaritması ile ilişkili boyutsuz bir birimdir. Bir referans nicelik belirtilmedikçe desibelin bir anlamı yoktur. Logaritmik fonksiyonun matematiksel özelliğinden dolayı desibel kadran büyük ve küçük büyüklükleri içeren verileri küçük sayılar içeren göreceli bir kadran içine sıkıştırabilir. Desibel çoğunlukla, akustik şiddet, akustik güç, işitme eşikleri, elektrik gerilimi, elektrik akımı, elektrik gücü, vs.nin seviyeleri ile ses basınç seviyelerini tanımlamak için kullanılır. Ses yüksekliği Ses yüksekliği özellikle ses basıncına bağlı olmasına rağmen frekanstan da etkilenir. (Adım, frekansla yakın ilişkilidir.) Bunun nedeni insan kulağının yüksek frekanslı seslere düşük frekanslı seslerden daha duyarlı olmasıdır. Hava ile taşınan seslerin duyulabildiği frekans üst sınırı özellikle kişinin işitme durumuna ve ses şiddetine bağlıdır. Genç yetişkinler için bu üst sınır genellikle 16,000 ile 20,000 Hz arasındadır. Bir çok uygulama için gerçek değer önemli değildir. Ancak, bir çok insanın yaşlandıkça (presbycusis) yüksek frekanslı seslere olan duyarlılığını yitirdiğini ortaya çıkarmak önemlidir. Komple işitme sürecinin, kendi içlerinde biraz karmaşık olan çok sayıda ayrı işitme sürecinden oluştuğu görülmektedir. Bir ses basınç seviyesinin fiziksel ölçümü ile sesin insan tarafından algılanması arasında basit bir ilişki yoktur. Ölçülen ses basınç seviyeleri aynı olsa bile, bir saf ses başka bir saf sese göre daha yüksek çıkabilir. 9 Bu nedenle ses basınç seviyeleri konunun yalnızca bir parçasıdır ve aldatıcı olabilir. Temel problem, ölçülecek niceliklerde kişinin sese olan tepkisinin – kişinin sağlık durumuna, sesin özelliklerine ve sesi üreten kişi ya da cihaza karşı tutuma göre çeşitli faktörlerle tespit edilen bir tepki – bulunmasıdır. Zaman içinde çeşitli ses yükseklik seviyesi sınıflandırma yöntemleri ortaya konmuş ve izin verilebilir gürültü seviyeleri için çok sayıda farklı ölçüt önerilmiştir. Sesin tam bir fiziksel açıklaması frekans spektrumu, sesin toplam ses basınç seviyesini ve bu iki niceliğin zamana göre değişimini içermelidir. Ses yüksekliği, insanın ses basınç ve şiddetine olan sübjektif tepkisidir. Belli bir frekansta ses yüksekliği doğrudan ses basıncı ve şiddeti değiştikçe değişir, ancak doğrusal olarak değişmez. Sesin, bir cihaz ile ölçülen fiziksel özellikleri ve sübjektif bir özellik olarak sesin “gürültülülüğü” bir biri ile küçük bir ilişki içinde olabilir. Bir ses seviye ölçer, hoş bir ses ile hoş olmayan bir ses arasında ayrım yapamaz. Hoş bir ses ile gürültü arasında ayrım yapmak için insan tepkisi gereklidir. Ses yüksekliği sadece bir ses basınç seviyesi konusu değildir. Sabit basınçlı bir ses, frekansı değiştirilerek daha alçak ya da daha yüksek hale getirilebilir. Eşit ses yükseklik eğrileri. İnsan kulağının sese olan tepkisini belirlemek için tasarlanmış deneyler 1933 yılında Fletcher ve Munson tarafından rapor edilmiştir. Deneklere (genç insanlar) bir referans ses ve bir test sesi dönüşümlü olarak uygulanmış ve test sesinin seviyesini kendilerine referans ses (1,000 Hz) olarak gelinceye kadar ayarlamaları istenmiştir. Bu deneylerin sonuçları bilinen FletcherMunson ya da eşit ses yükseklik eğrilerini çıkarmıştır (Şekil 1-6). Şekil 1-6. Saf seslerin boşluktaki eşit ses yükseklik eğrileri. İnsan kulağı yüksek ses frekanslarına daha duyarlı olduğundan, ses frekansının değiştirilmesi sesin göreceli yüksekliğini değiştirir. Bunlar aynı zamanda FletcherMunson eğrileri adlandırılır. olarak (Gürültü da Ölçüm Elkitabından alınmıştır, 9. Baskı, GenRad, Inc., 1980) 10 Eğriler, her frekansta ortalama özelliklere sahip bir dinleyicide aynı ses yükseklik tepkisini oluşturmak için gerekli ses basınç seviyesini belirtmektedir. Kulağın doğrusal olmaması ses basınç seviyesi değiştikçe değişen eğri şekilleri ile gösterilir, bu, özellikle düşük frekanslarda fark edilebilen bir olaydır. Alttaki kesik çizgili eğri, ortalama özelliklere sahip bir dinleyicide işitme duyusunu uyarmak için gerekli ses basınç seviyesini ifade eden işitme eşiğini göstermektedir. Gerçek eşik sağlıklı insanlarda en fazla 10 dBA kadar bir değişim gösterir. Ses basınç ağırlığı. Duyarlılığı frekans ile, insan kulağıyla aynı şekilde değişen bir elektronik devre kurmak nispeten basit görünebilir. Bu aslında yapılmış ve uluslararası standart haline getirilmiş “A”, “B” ve “C” ağırlık ağları olarak adlandırılan üç farklı özellik ortaya çıkarmıştır. A ağı düşük ses basınç seviyelerindeki, eşit ses yükseklik eğrilerini çıkarmak için, B ağı orta ses basınç seviyeleri için, C ağı ise yüksek ses basınç seviyeleri için tasarlanmıştır. Ağırlık ağları ses seviye ölçerin bazı frekanslara diğerlerinden daha fazla tepki gösterme aracıdır. Çok düşük frekanslar A ağı ile ayrılır, zayıflatılır ya da süzülür, B ağı ile orta düzeyde süzülür, C ağı ile tamamen zayıflatılır (Şekil 1-7). Bu nedenle C ağırlığında ölçülen gürültü ses seviyesi A ağırlığındakinden çok daha yüksek ise, gürültü enerjisinin çoğu muhtemelen düşük frekanslıdır. Şekil 1-7. A, B ve C ağırlık ağları için frekans-tepki karakteristikleri. A ağırlıklı ses seviye ölçümü, toplam gürültü tehlikesinin değerlendirilmesinde yaygındır, çünkü bu seviyenin, geniş bantlı endüstriyel gürültülerin, bu gürültünün insan kulağındaki hasar verici etkilerini gösteren sınıflandırmasını verdiği düşünülmektedir. İşitme ile ilgili tehlikenin sınıflandırılmasındaki basitliğinin bir sonucu olarak A ağırlıklı ses seviyesi, Amerikan Resmi Sanayi Hijyenistleri Konferansı (ACGIH) tarafından gürültü etkisinin değerlendirilmesi için ölçü olarak kabul edilmiştir. Tercih edilen ölçü birimi olarak A ağırlıklı ses seviyesi, ABD Çalışma Bakanlığı 11 tarafından da Çalışma Emniyet ve Sağlık Standartlarının bir parçası olarak kabul edilmiştir. A ağırlıklı ses seviyelerinin, konuşma enterferansı ve toplumdaki rahatsızlığın iyi bir şekilde değerlendirilmesini de sağladığı gösterilmiş ve bu amaçlarla kabul edilmiştir (Şekil 1-8). Şekil Sıradan 1-8. konuşmanın bir anlaşılabileceği mesafe (bina dışı bir ortamda maskeleme gürültüsünün A ağırlıklı ses seviyelerinin bir fonksiyonu olarak). (ABD Çevre Koruma Kurumu, 27 Haziran 1973 tarihli Kamu Gürültü Sağlık ve Refah Ölçütleri’nden alınmıştır) Tek sayılı sınıflar halinde ifade edilen A ağırlıklı ses seviyeleri bazı durumlarda A seviyesi ile sübjektif etkileri arasında mükemmel bir uyum göstermiştir. Ancak, diğer durumlarda, özellikle yüksek seviyeli, dar bantlı gürültü ya da geniş bantlı gürültülerin üzerindeki saf sesler konusunda, nispeten büyük farklar oluşur. En dengeli sonuçlar karşılaştırılan gürültüler aynı yapıda olduğu zaman elde edilir. ÇALIŞMA HASAR-RİSK ÖLÇÜTLERİ Hasar-risk ölçütlerinin amacı, aşılmaması halinde maruz kalan çalışanların çalışma ömürleri boyunca işitme seviyelerinde kabul edilir küçük değişikliklere yol açabilen belli sürelerdeki izin verilen maksimum gürültü seviyelerini tanımlamaktır. Belli bir gürültü seviyesinin kabul edilebilirliği bir çok değişkenin bir fonksiyonudur. Çalışanlar üzerindeki gürültü etkileri konusunda idari kuruluşlar ve sanayi ve işçi grupları tarafından artan bir zayıflama öngörülmektedir; bu nedenle adil, güvenilir ve uygulamaya dönük hasar-risk gürültü ölçütleri gereklidir. Bir ölçüt, yargıya varılabilecek bir standart, kural ya da test olabilir. Hasar-risk gürültüsüne ait seviyeleri belirleme ölçütü yargıda bulunmak için bir ya da daha fazla standart gerektirir. Hasar-risk ölçütleri, işyeri gürültüsünün çalışanlar 12 üzerindeki etkilerinin tespit edilebileceği standartlar seçildikten sonra oluşturulabilir. İşitme yeteneği Konuşma sesini duyma yeteneğini değerlendirme testleri geliştirilmiştir. Bu testler genelde iki sınıfta yer almaktadır: (1) işitme eşiğini ya da çok zayıf konuşma seslerini işitme yeteneğini ölçen testler, (2) ayrımı ya da konuşmayı anlamayı ölçen testler İdeal olarak işitme bozukluğu kişinin günlük koşullar altında günlük konuşmaları duyabilmesi (ya da duyamaması) açısından değerlendirilmelidir. Kişinin sessiz bir ortamda cümleleri duyma ve doğru olarak tekrarlama yeteneği yeterli işitme yeteneğinin bir kanıtı olarak değerlendirilir. Saf sesler kullanılarak yapılan işitme testleri geniş ölçüde, kişinin işitme durumunu ve olası işitme kaybının gelişimini izlemek için kullanılır. Gürültülü ortamda çalışan bir kişi, gürültünün işitme üzerinde yıkıcı bir etkisi olup olmadığını tespit etmek için işitme durumunu periyodik olarak kontrol ettirmelidir. Saf sesli odyometri ile ölçülen gürültü kaynaklı işitme kayıpları belirtilen temel çizgiden sapma oluşturan eşik değişimleridir. Bu temel çizgi ya da normal işitme seviyesi “daha önce şiddetli gürültü ve otolojik işlev bozukluğuna maruz kalmamış bir grup genç insanın ortalama işitme eşiği” olarak tanımlanmıştır. AAO-AMA rehberi. İşitme hasarını belirlemede kullanılan çeşitli yöntem ve işlemler üzerinde yıllarca yapılan çalışmalardan sonra Amerikan Oftalmoloji ve Otolaringoloji Akademisi (AAOO) İşitme Koruma Komitesi Amerikan Tıp Derneği tarafından yayımlanan, İşitme Bozukluğu Değerlendirme Rehberi adlı bir rapor hazırlamıştır. Rapor, 500 Hz, 1,000 Hz ve 2,000 Hz’ deki saf sesler için ortalama işitme seviyesinin günlük konuşmayı duyma yeteneğinin dolaylı bir ölçüsü olarak kullanılmasını önermiştir. 500 Hz, 1,000 Hz ve 2,000 Hz’ deki ortalama tek yönlü işitme seviyesi 25 dBA ya da daha az ise AMA raporu günlük koşullarda günlük konuşmaları işitme yeteneğinde bir bozukluk olmadığını belirtmiştir. 13 Risk faktörleri Kulak yüksek gürültü seviyelerine maruz ise bir miktar işitme kaybı oluşabilir. İşitme kaybı derecesini ve ölçüsünü etkileyen bir çok faktör vardır: gürültü şiddeti (ses basınç seviyesi); gürültü tipi (frekans spektrumu); günlük maruz kalma süresi (günlük görev süresi); toplam çalışma süresi (çalışma yılı); kişisel duyarlılık; işçinin yaşı, aynı anda var olan işitme kaybı ve kulak hastalığı; gürültünün oluştuğu ortamın yapısı; kaynağa olan mesafe; ve kulakların ses dalgalarına göre konumu. Bunlardan ilk dördü en önemli faktörlerdir ve gürültü etki faktörleri olarak adlandırılır. Dolayısıyla ne kadar gürültü olduğunu bilmek yeterli değildir, mevcut gürültünün çeşidi ve süresi de bilinmelidir. Gürültü ve etkilenme süresinin eşik kayması (işitme seviyesindeki düşme) ile kompleks ilişkisi ve buna katkıda bulunan muhtemel bir çok nedeninden dolayı işçileri işitme kaybına karşı korumak için tasarlanan ölçütlerin belirlenmesi için uzun yıllar gerekmiştir. Gürültü etki analizi Gürültü etkilerinin analizindeki kritik faktörler (1) A ağırlıklı ses seviyesi, (2) gürültünün frekans bileşimi ya da spektrumu, (3) tipik bir işgünü içindeki gürültü etkisinin süresi ve dağılımı. Şu anda korumasız kulakların 115 dBA’ nın üzerindeki ses seviyelerine maruz kalmasının zararlı olduğuna ve önlenmesi gerektiğine inanılmaktadır. 70 dBA’ nın altındaki ses seviyelerinden etkilenmenin emniyetli olduğu ve kalıcı işitme kaybına yol açmayacağı kabul edilebilir. Endüstriyel gürültü etkilerinin çoğu bu 45 dBA aralığında bulunmaktadır; dolayısıyla gürültü tipi ve etkilenme süresi gibi ilave bilgiler gereklidir. Mevcut hakim frekansların ve toplam seviyeyi oluşturan frekans bantlarının her birinin katkılarının bilinmesi faydalı olabilir. Şu anda, hakim frekansları 500 Hz’in üzerindeki gürültü enerjisinin, düşük frekanslı bölgelerde yoğunlaşmış gürültü enerjisine göre daha yüksek işitme kaybına yol açma potansiyeline sahip olduğuna inanılmaktadır. Aynı zamanda dar frekans bandında keskin bir pike sahip gürültülerin (saf ses gibi) işitme açısından geniş bant aralığında sürekli bir 14 enerji dağılımına sahip eşit enerji seviyelerine göre daha tehlikeli olduğuna inanılmaktadır. Gürültü kaynaklı işitme kayıpları toplam etkilenme süresi ile doğru orantılıdır. Ayrıca, Kesintili etkilenmelerin ses basınç seviyeleri sürekli etkilenmelerden çok daha yüksek olsa bile, kesintili etkilenmelerin kulak için sürekli etkilenmelerden daha az zararlı olduğuna inanılmaktadır. Gürültüden etkilenme süreleri arasında geçen süre kulağın eski gücünü geri kazanmasına izin verir. Şu anda, gürültüden etkilenmenin yıkıcı etkileri ve gürültünün enerji sığası doğrudan eşitlenemez. Örneğin, enerji sığasının iki katına çıkması iki kat işitme kaybına yol açmaz. Ancak genelde, gürültünün toplam enerji sığası arttıkça aynı miktarda işitme kaybı oluşturmak için gerekli etkilenme süresi kısalır. Ancak zaman ile enerji arasındaki kesin ilişki bilinmemektedir. Tablo 1-C. Günlük Gerçekleşme Sayısının bir fonksiyonu olarak dB(A) cinsinden Kabul Edilir Gürültü Etkileri Günlük Süre Günlük Gürültü Oluşma Sayısı 1 3 7 15 35 75 160 üzeri 8 90 90 90 90 90 90 90 6 91 93 96 98 97 95 94 4 92 95 99 102 104 102 100 2 95 99 102 106 109 114 1 98 103 106 110 115 30 101 106 110 115 15 105 110 115 8 109 115 4 113 Saat Dak. Bu tablo, kesintili gürültü etkilenmelerinin işitme bozukluğu tehlikesi üzerindeki etkisini tahmin etmek için kullanılabilecek TTS çalışmalarının sonuçlarını özetlemektedir. Tablodaki bilgilerden, günlük etkilenme süresinin her yarılanmasının işitme bozukluğu tehlikesi arttırılmadan 5 dBA arttırılması şeklinde basit bir kuralla tahmine bulunulabilir. Tabloyu kullanmak için günlük gürültü oluşma sayısı başlıklı sütunu seçerek, aşağıya doğru gürültünün ortalama ses seviyesini okuyun ve soldan ilk sütundaki herhangi bir 24 saatlik sürede izin 15 verilen toplam gürültü süresini belirleyin. Gerekirse ara değerler için orantı kurulabilir. Gürültü seviyeleri dBA cinsindendir. (Journal of Occupational Medicine, Temmuz 1970, Cilt 12, Sayı 7, Toplumlararası Komite Raporu “Gürültü Etki Kontrolüne ait Kurallar”dan alınmıştır) Gürültü etkilerinin analizinde dikkate alınması gereken diğer bir faktör gürültü tipidir. Örneğin, darbe gürültüsü şahmerdan (çekiç) ve delgi preslerinin ürettiği gürültüdür, durağan gürültü ise türbin ve fanların ürettiği gürültüdür. Darbe gürültüsü keskin bir ses patlamasıdır; bu nedenle bu tip gürültüye ait pik seviyeleri belirlemek için sofistike cihazlar gereklidir. Darbe gürültüsünün kulaklar üzerindeki etkilerini tam olarak tanımlamak için başka araştırmalar yapılması gerekir (Tablo 1-C). Gürültünün kişinin işitme durumunu nasıl etkileyeceği konusunda geçerli bir yargıya varmak için, o kişinin normal çalışma ömrü içindeki toplam gürültü etkisi bilinmelidir. Zaman içinde (yani; testin yapıldığı süre içinde) belli bir andaki gürültü etkisini tespit etmek için gürültü, dozimetreleri gibi cihazlar kullanılabilir. Bu tür bir dizi test ve kişinin çalışma geçmişi kullanılarak bir etki modeli oluşturulabilir. SES ÖLÇÜ ALETLERİ Ses ölçümleri için, ses etüt ölçü aletleri, ses seviye ölçerler, oktav bantlı analiz cihazları, dar bantlı analiz cihazları, bant ve grafik seviye kaydediciler, darbe ses seviye ölçerler ve bu aletleri kalibre etmek için gerekli donanımı içeren çok çeşitli aletler bulunmaktadır. Endüstride karşılaşılan bir çok gürültü problemi için ses seviye ölçer ve oktav bantlı analiz cihazları kapsamlı bilgi vermektedir (Şekil 1-9). Şekil 1-9 Çeşitli ses seviye ölçerler 16 Ses seviye ölçerler Havadaki ses basınç değişimlerini ölçmek için kullanılan temel cihaz ses seviye ölçerdir. Bu cihazda bir mikrofon, kalibre edilmiş zayıflatıcıya sahip bir yükselteç, frekans-tepki ağı seti (ağırlık ağları) ve bir gösterge bulunur (Şekil 110). Şekil 1-10. Yardımcı çıkışlı bir ses seviye ölçerin şeması. Ses seviye ölçer cihaza takılı bir mikrofondan yayılan elektrik sinyalini ölçen hassas bir elektrik voltmetresidir. Mikrofondan yayılan alternatif elektrik sinyali, bir doğrultmaç tarafından doğru akıma dönüştürüldükten sonra göstergedeki ibreyi saptıracak kadar yükseltilir. Bir zayıflatıcı cihazın toplam yükseltmesini kontrol eder. Yükseltilen sinyalin tepki-frekans özellikleri ağırlık ağları ile kontrol edilir. Bazı ses seviye ölçerlerin ölçüm aralığı özel bir aksesuar yardımı olmadan 40-140 dBA’ dır (re. 20 N/m2). Özel mikrofonlar daha düşük ya da oldukça yüksek ses seviyelerinin ölçülmesine izin verir. Ses seviye ölçer ile birlikte genellikle, kayıt ve analizle ilgili diğer cihazlara bağlanmak üzere mikrofonun elektrik çıkış sinyalini kaydedebilen bir yükselteç verilir. Ses seviye ölçer temel olarak sahada kullanılacak bir cihaz olarak tasarlanmıştır ve bu itibarla güvenilir, sağlam, bataryadan çalışmada oldukça dengeli ve hafif olmalıdır. Mikrofon. Mikrofon ses basınç değişimlerine tepki verir ve ses seviye ölçer tarafından işlenen bir elektrik sinyali üretir. Yükselteç. Bir ses seviye ölçerdeki yükselteç, sessiz bir yerde bir mikrofondan gelen düşük gerilimli sinyali ölçebilmesi için yüksek bir kullanılabilir kazanca sahip olmalıdır. Yükselteç genellikle 20 - 20,000 Hz mertebesinde geniş bir 17 frekans aralığına sahip olmalıdır. Gürültü ölçümlerinde en çok kullanılan aralık 50 – 6,000 Hz’ dir. Yükseltecin doğal elektronik gürültü zemini ve vızıldama seviyesi düşük olmalıdır. Zayıflatıcılar. Ses seviye ölçerler seviyesi büyük ölçüde değişen sesleri ölçmek için kullanılır. Gösterge üzerindeki ibrenin göreceli sapması ile bu aralığın küçük bir bölümü geçilir. Aralığın kalan bölümü, bilinen sinyal seviye aralıklarını üretmek için yükselteç içine yerleştirilmiş bir elektrik direnç ağı olan ayarlı bir zayıflatıcı ile geçilir. Kullanımı basitleştirmek için çoğunlukla 10 dBA kademelerle ayarlanabilen bir zayıflatıcı kullanılır. Bazı durumlarda, cihazın sinyal/gürültü oranını iyileştirmek ve dinamik aralığı sınırlamak için zayıflatıcı, yükseltme kademeleri arasında bölümlere ayrılır. Ağırlık ağları. Ses seviye ölçerin çeşitli frekanslardaki tepkisi elektrikli ağırlık ağları ile kontrol edilebilir. Bu ağlara ait tepki eğrileri Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsünün ANSI S1.41-1971 (R1976) sayılı yayınında verilmiştir. C ağırlığın, 25 – 8,000 Hz frekans aralığındaki üniform bir tepkiye uygulanması amaçlanmıştır. Standartların izin verdiği tolerans dahilinde net tepkinin üniform (düz) olması için, bazı mikrofonların tepkisini kompanze etmek için bazen elektronik devrede değişiklikler yapılır. C ağırlık ağı genelde, ses seviye ölçer daha detaylı bir analiz için yardımcı bir cihaza bir sinyal verdiği zaman kullanılır. (Ağırlık ağları Şekil 1-7’de gösterilmektedir.) A ağırlık ağı OSHA standardına uygunluğu belirlemek için kullanılır. Gösterge sistemi. Mikrofondan gelen elektrik sinyali yükseltilip zayıflatıcılardan ve ağırlık ağlarından gönderildikten sonra bir gösterge devresini çalıştırmak için kullanılır. Gösterge devresi kendisine uygulanan elektrik sinyali ile orantılı bir değer gösterir. Ses seviye ölçerlerle ilgili ANSI S1.4-1971 (R1976) standardı sinyalin rms değerinin gösterilmesi gerektiğini belirtir. Bu şart ses dalgasının farklı bileşenlerinin enerji esasına göre toplanması anlamına gelmektedir. Ses ölçülürken rms değeri faydalı bir genel enerji sığası göstergesidir. Bir ses seviye ölçer kadranı üzerindeki ibre ses basıncındaki hızlı değişimleri takip edemediği için gösterge devresinin doğrultulmuş çıkışının çalışma ortalaması gösterilir. ortalama süre (ya da tepki hızı) gösterge balistiği ya da tepki devreleri (bir anahtarla seçilen) ile belirlenir. 18 Oktav bantlı analiz cihazı Bir çok endüstriyel gürültü problemi için, gürültü enerjisinin frekans spektrumunun neresinde olduğunu belirlemek için bir çeşit analiz cihazının kullanılması gerekir. Bu özellikle gürültü problemlerinin mühendislik seviyesinde kontrolü planlanıyorsa geçerlidir, çünkü endüstriyel gürültü, çeşitli frekanslardaki çeşitli ses şiddetlerinden oluşur (Şekil 1-11). Şekil 1-11. kaynağının analizinden gürültü Bir gürültü oktav bantlı elde kaynağı edilen ve devrede değilken toplam gürültü ve fon gürültüsü seviyelerini gösteren veriler. Mevcut olduğu zaman saf ses bileşenlerinin tespiti, gürültü kaynağının bulunması ve susturulmasında oldukça faydalı bir teşhis aracıdır. Bazı gürültü kaynakları iyi tanımlanmış bir enerji sığasına sahiptir. Örneğin, bir fan ya da körük tarafından üretilen vızıltı genellikle, fanın kanat sayısının fan hızı (saniyedeki dönüş sayısı) ile çarpımına eşit olan kanat geçiş frekansında toplanır. Elektrik akım trafoları genellikle 60 Hz’in katları olan frekanslarda vızıldar. Pozitif yer değiştirmeli pompalar doğrudan pompanın giriş ya da çıkışındaki basınç darbelerine bağlı ses basınç dağılımına sahiptir. Buhar tahliyesinden ya da hava basıncı tahliye vanalarından ortaya çıkan gürültü sistem içindeki basınca ve atmosfere tahliyenin önündeki engelin çapına bağlı bir frekans pikine sahiptir. Herhangi bir tek oktav bandındaki pik enerji sığası belli bir gürültü kaynağının hakim frekansı ile ilgili bilgi verebilir. Üçüncü oktav ve onuncu oktav bantlarda ölçüm yapmak için kullanılabilen ses analiz cihazları da mevcuttur. Analiz bandı daraldıkça veriler daha net olarak tanımlanır. Bir odada gürültülü bir makine kullanılacaksa, makinenin ürettiği ses güç seviyelerinin tahmin edilebilmesi için, odanın akustik karakteristikleri ve makinenin frekansın bir fonksiyonu olarak yayılan ses güç seviyeleri bilinmelidir. 19 Gürültü dozimetreleri Bir çok iş ortamında bir vardiya süresince sabit bir yerdeki gürültü etkisinin ölçülmesi yeterli olmayabilir. İşçi görevi esnasında bir çok yere gidebilir ya da gün içinde, farklı seviyelerde gürültü üreten çok çeşitli işlemler yapabilir. Bu şartlarda gürültü etkisini ölçmenin pratik yolu işçinin taktığı ve gün boyunca işçi ile birlikte dolaşan bir gürültü etki monitörü ya da dozimetresi kullanmaktır. Gürültü dozimetresi işçinin vardiya içinde maruz kaldığı gürültü enerjisini kaydeder. Mikrofonun, çalışanın ve gürültü kaynağının göreceli konumlarına bağlı olarak dozimetre ile ölçülen ses seviyeleri, bir ses seviye ölçerde ölçülen ses seviyesinden farklı olabilir.(Şekil-1-12) Şekil-1-12. Dozimetre SES ETÜTLERİ Ses ölçümü iki genel kategoriye ayrılır: kaynak ölçümü ve ortam gürültü ölçümü. Kaynak ölçümleri bir kaynaktan yayılan gürültünün özelliklerinin tespit edilmesi amacıyla akustik verilerin toplanmasını içerir. Kaynak tek parçalı bir donanım olabilir ya da donanım ya da sistemlerin birleşiminden oluşabilir. Örneğin, bir elektrik motoru ya da tüm tesis bir gürültü kaynağı olarak değerlendirilebilir. Ortam gürültü ölçümlerinin, tek bir ses seviyesinin incelenmesinden karmaşık bir titreşimin yüzlerce bileşenini gösteren detaylı bir analiz yapılmasına kadar bir çok çeşidi vardır. Alınan ölçüm sayısı ve gerekli cihazların tipi gerekli olan bilgilere bağlıdır. Belli bir gürültü şartnamesine uygunluğun kontrol edilmesi gerekiyorsa gerekli ölçüm bellidir. Yalnızca cihazların seçimi ve bu cihazların kullanımı konusunda biraz yardım gereklidir. Ancak, amaç genelde endüstriyel işlemlerden 20 kaynaklanan gürültüyü azaltmak ise, durum daha karmaşıktır ve akustik ortama dikkat edilmesi gerekir. Gürültü sahasının ölçümü farklı tiplerde ses seviye ölçü aletlerinin kullanılmasını gerektirebilir. Gürültü üreten donanım ya da çalışma işlemlerinde değişiklik olduğunda bu ölçümler tekrarlanmalıdır. Ön gürültü ölçümü için dBA skalasının kullanımı ses seviye etüdü bilgilerinin toplanmasını büyük ölçüde basitleştirir. Gürültü kontrol işlemlerinde çözüme yönelik uygun tedbirlerin belirlenebilmesi için, yeterli bilgi sağlamak amacıyla detaylı ses seviye etüdü ve oktav bantlı analiz verileri gereklidir. Ses seviye etüdünden önce, etüt sırasında ve etütten sonra cihazların kalibrasyon kontrolleri yapılmalıdır. Kaynak ölçümleri Kaynak ölçümleri çoğunlukla, fon ya da ortam gürültü seviyesi oluşturan diğer kaynaklar tarafından yaratılan gürültü varken yapılır. Kaynak ölçümü ile ortam gürültü ölçümü arasında kesin bir ayrım yapmak her zaman mümkün olmamasına rağmen kaynak ölçümlerinin belli bir ses kaynağının özelliklerini, ortam gürültü ölçümlerinin ise büyük ölçüde belli olmayan ya da bilinmeyen kaynaklardan dolayı bir ses alanının özelliklerini açıkladığını anlamak önemlidir. Bundan sonra yapılacak analiz için uygun biçimde yeterli veri toplanmasını sağlamak için üniform standart bir raporlama işlemi belirlenmelidir. Etkili olması için bu standart raporlama işlemi ölçme konumunun teknikleri, çalışma koşulları, cihaz kalibrasyonu, etki süresi, genlik modelleri ve diğer önemli değişkenlerin detaylı açıklamasını içermelidir. Bir tarama etüdü sırasında elde edilen verileri kaydetmek için çeşitli biçimler belirlenmiştir. Bu biçimlerin kullanılması, daha sonra daha detaylı çalışmalar yapılması halinde oldukça faydalı olacak uygun bilgilerin kaydedilmesini kolaylaştıracaktır. İşçi gürültü etki etüdü, işçinin gün boyunca bulunduğu her iş istasyonundaki gürültü seviyeleri ölçülerek ya da işçinin belli bir iş istasyonundaki etkilenmesinin değerlendirilebilmesi için her iş istasyonunda yeterli veri örneklemesi yapılarak yapılır. Belli gürültü tehlikeleri arz eden iş istasyonları, yeterli ayrıntıda elde edilmiş ise, ölçülmüş ses seviye eğrileri kullanılarak tespit edilebilir. 21 Ancak, bir çok endüstriyel durumda belli bir işçinin maruz kaldığı gürültü etkisini doğru olarak değerlendirmek oldukça zordur. Bunun nedeni kısmen, sabit bir işçinin işgünü boyunca maruz kaldığı gürültü seviyesinin farklılıklar göstermesidir, bu ise, OSHA yönetmeliklerine uygunluğu ya da uygunsuzluğu değerlendirmeyi güçleştirir. Problem aynı zamanda işçinin yaptığı işin zamanını gürültü seviyesinin çok yüksek ve çok düşük olduğu yerlerde geçirmesini gerektirmesinden de kaynaklanabilir. Bir çok endüstriyel gürültü seviyesinin değişken yapısı nedeniyle, günlük TWA gürültü seviyesini tahmin etmek için tek ses seviye ölçer değeri kullanmak doğru ya da anlamlı olmayabilir. Gürültü ön etüdü Bir işitme koruma programı, işçilerin tehlikeli gürültü seviyelerine maruz kalabileceği işlem ya da bölgeleri tespit etmek için uygun ses seviye ölçü aletleri kullanılarak, tesis çapında gürültü seviyesi ön etüdü ile başlamalıdır. Etüdü yapanlar, ses seviye ölçü cihazlarının satın alınıp alınmayacağına ve bu cihazları kullanacak personelin eğitilip eğitilmeyeceğine ya da işin dışarıdan başka bir firmaya ihale edilip edilmeyeceğine karar verecektir. Gürültü probleminin kapsamı, tesisin büyüklüğü ve işin yapısı bu kararı etkileyecektir. Bir çok tesiste gürültü etütleri uzman bir mühendis, odyolog, sanayi hijyenisti ya da sağlık ve emniyet görevlisi tarafından yapılır. Bir gürültü etüdü normal sesle iletişim kurmanın zor olduğu yerlerde yapılmalıdır. İnsanlar yüksek seviyelerde gürültüye maruz kaldıktan sonra birkaç saat süreyle konuşma ya da diğer seslerin zayıfladığını ya da kulaklarında çınlama olduğunu fark etmeleri halinde de bir gürültü etüdü yapılmalıdır. Gürültü etüdü yapılması için genel bir kural olarak, kaydedilen bilgiler başka bir kişinin rapor almasına, aynı donanımı kullanmasına, çeşitli ölçüm noktalarını tespit etmesine ve sonuçta ölçülen ve/veya kaydedilen verileri çoğaltmasına izin verecek şekilde olmalıdır. Gürültü ön etüdü normalde gürültü ortamını derinlemesine tanımlamaz ve bu nedenle çalışanın etkilenme süresini ve diğer detayları tespit etmek için kullanılmamalıdır. Gürültü ön etüdü sadece muhtemel bir gürültü probleminin 22 olup olmadığını tespit etmek ve bunun ne ölçüde olacağını belirtmek için kullanılabilecek yeterli veri sağlar. Detaylı gürültü etüdü Gürültü ön etütlerinin yapılması detaylı çalışma ve dikkat gerektiren belli noktaların tespit edilmesini nispeten kolaylaştırır. Daha sonra bu noktaların her birinde işçinin TWA etkilenmesini belirlemek için detaylı bir gürültü incelemesi yapılmalıdır. Detaylı bir gürültü etüdünün amaçları: (1) her işyerindeki gürültü seviyeleri ile ilgili spesifik bilgileri elde etmek; (2) mühendislik ve/veya idari kontrollerin oluşturulması için kurallar geliştirmek; (3) işitme korumasının gerekli olduğu bölgeleri tanımlamak; ve (4) Çalışanların odyometrik muayenesinin istendiği ve/veya gerekli olduğu işyerlerini tespit etmek. Ayrıca, detaylı gürültü etüt bilgileri mühendislik kontrol politikalarının ve işlemlerinin geliştirilmesi ve belli bir firma, eyalet ya da federal şartlara uyulup uyulmadığının tespit edilmesi için kullanılabilir. Etkili bir işitme koruma programı daima “bir gürültü problemi mevcut mu?” sorusu ile başlamalıdır. Yanıt, sadece problemin var olduğu şeklindeki sübjektif duyguya değil problemin dikkatli teknik tanımının sonuçlarına dayanmalıdır. Aşağıdaki sorulara yanıt alınmalıdır: Her işyeri ne kadar gürültülü? Gürültüyü hangi donanım ya da işlem üretiyor? Gürültüye hangi çalışanlar maruz? Bu çalışanlar gürültüye ne kadar süreyle maruz kalıyor? İşin başındaki süpervizörler çalışma süresi, işyerlerinde gürültü yapan donanımın tipleri ve işçilerin bu işyerlerinde geçirdiği zaman yüzdesi ile ilgili temel iş işlev bilgilerini verebilir. Üretim kayıtları incelenebilir ve işyerinde yapılan değerlendirme gürültü probleminin kapsamı konusunda bilgi verebilir. Gürültü etüdü, ANSI S1.4-1971 (R1976), Tip 1 ya da 2 Ses Seviye Ölçerler İle İlgili Şartlarda belirtilen standartlara uygun genel amaçlı bir ses seviye ölçer kullanılarak yapılmalıdır. Ses seviye ölçer A skala yavaş tepkiye ayarlanmalıdır. 23 Gürültü etki ölçümleri kulak seviyesi civarında alınmalıdır. İşçiler, geçerli gürültü standardında verilen maksimum değerin üzerinde durağan ya da kesintili durağan ses seviyelerine maruz bırakılmamalıdır. Diğer bilgiler gürültü etüdünü yapan kişinin adını, ölçüm yerini ve ölçümün alındığı tarihi içermelidir. Ses seviye ölçerlerin seri numaraları ve kalibrasyon tarihi de kayıtlara uygunluk açısından gereklidir. Gürültü etüdü üç aşamalı bir işlemdir. 1. Aşama – Bölge Ölçümleri. A skala yavaş tepkiye ayarlı bir ses seviye ölçer seti kullanarak her işyerinin merkezinde düzenli olarak oluşan maksimum gürültü seviyesi ve düzenli olarak oluşan minimum gürültü seviyesi kaydedilir. (Ölçüm amacıyla işyerinin büyüklüğü en fazla 93 m2 [1,000 ft2] olmalıdır.) Maksimum ses seviyesi 80 dBA’ yı geçmiyorsa, bu işyerindeki tüm çalışanların yeterli gürültü seviyesine sahip bir ortamda çalıştığı kabul edilebilir. İşyerinin merkezinde ölçülen gürültü seviyeleri 80 ile 92 dBA arasında ise daha fazla bilgi gereklidir. 2. Aşama – İş istasyonu ölçümleri. İşyeri merkezindeki ölçümlerin 80 ile 92 dBA arasında değiştiği yerlerde çalışan insanlar için gürültü etkisini değerlendirmek için her çalışanın iş istasyonunda ölçüm yapılmalıdır. Seviye düzenli olarak değişiyorsa hem maksimum hem de minimum seviye kaydedilmelidir. Gürültü seviyesi 90 dBA’ nın altına hiç düşmüyorsa yetersiz gürültü etkisi olduğu tespit edilir. Ölçülen seviye 85 dBA’ nın üzerine hiç çıkmıyorsa çalışanın maruz kaldığı gürültü etkisi yeterli kabul edilebilir. 3. Aşama – Etki süresi. Düzenli olarak oluşan gürültü 85 dBA seviyesinin üzerinde ve altında değişiyorsa başka analiz gereklidir. Bir işçi, farklı işyerlerinde değişken işlemler gerçekleştiriyorsa her işyerindeki ses seviyesinin ve gürültü etki süresinin belirlenmesi gerekir. Bu bilgiler işçiye ya da işçinin amirine sorularak ya da izlenerek elde edilebilir. Belli bir güne ait faaliyetler konusunda bilgi verme bilgi alma yaklaşımı da kullanılabilir. Bu, her işçiden günlük faaliyetlerine ait genel bir işyeri / iş süresi kaydı tutmasını isteyerek yapılabilir. Daha sonra yeterli bilginin kaydedilip edilmediğini kontrol etmek için çalışma süresi sonunda işçiden bilgi alınır. Bir çok durumda işçinin, geçerli OSHA şartlarına göre günlük etkiyi kaydeden bir gürültü dozimetresi takması istenebilir. 24 Genel gürültü etki sınıfları İşyeri gürültü etkilerinin toplandığı üç genel sınıf vardır: sürekli gürültü; kesintili gürültü; ve darbe tipi gürültü. Sürekli gürültü. Sürekli gürültü normalde “bir işçinin günde sekiz saat, haftada 40 saat süreyle maruz kaldığı yaklaşık sabit seviye ve spektrumdaki geniş bantlı gürültü” olarak tanımlanır. Çok sayıda endüstriyel işlem bu gürültü etki sınıfına girmektedir. Çoğu hasar-risk ölçütü bu tip gürültü etkisi için oluşturulmuştur, çünkü genlik, frekans sığası ve süre cinsinden tanımlamanın en kolay şeklidir. OSHA Gürültü Standardı 29 CFR 1910.95(a) ve (b), saat cinsinden çalışanların çeşitle ses seviyelerindeki gürültüye maruz kalabileceği günlük süre olarak izin verilen gürültü etkilerini belirlemektedir. Standart, işverenin, uygun mühendislik ya da idari kontrollerle çalışanların izin verilen seviyeye maruz kalmalarını azaltmasını öngörmektedir. Standart, “izin verilen etki seviyesi”ni (PEL), 90 dBA ses seviyesine sürekli olarak 8 saat süreyle maruz kalma sonucu ortaya çıkan gürültü dozu olarak tanımlamaktadır. Bu yüzde 100 dozdur. Sürekli ya da değişken seviyelerdeki diğer etkilere ait dozlar, gürültü seviyesi ile etki süresi arasında 5 dBA’lik değişim ilişkisi esas alınarak PEL’ ye göre hesaplanır (Tablo 1-D). Gürültü seviyesindeki her 5 dBA’lik artış izin verilen etki süresini yarı yarıya düşürür. Bu 5 dBA katlama oranı olarak bilinir. Tablo 1-D. İzin Verilen Gürültü Etkileri Günlük Süre (saat) Ses Seviyesi,Yavaş Tepki (dBA) 8 90 6 92 4 95 3 97 2 100 1½ 102 1 105 ½ 110 ¼ ya da daha az 115 25 Not: Günlük gürültü etkisi farklı seviyelerde iki ya da daha fazla gürültü etki döneminden oluştuğu zaman, bunların ayrı ayrı etkilerinden çok birleşik etkisi dikkate alınmalıdır. C1/T1 + C2/T2 ........ Cn/Tn fraksiyonlarının toplamı yüzde 100’ü geçiyorsa, karma etkinin sınır değeri aştığı düşünülmelidir. Cn belli bir gürültü seviyesindeki toplam etki süresini, Tn ise bu seviyede izin verilen toplam etki süresini göstermektedir. Çalışanlar gün içinde farklı gürültü seviyelerine maruz kaldığı zaman aşağıdaki formül kullanılarak, karma etki (Em) hesaplanmalıdır: Em = C1/T1 + C2/T2 + C3/T3 + ........ Cn/Tn Bu formülde Cn, işçinin belli bir seviyedeki gürültüye maruz kaldığı süreye; Tn, işçinin bu seviyeye maruz kalmasına izin verileceği süreye eşittir. Fraksiyonların toplamı 1’den fazla ise, “karma etkinin sınır değeri aştığı düşünülür.” Günlük gürültü dozu (D) Em = 1 yüzdesi olarak ifade edilir, karma etki yüzde 100 gürültü dozuna eşittir. 90 dBA’ nın altındaki gürültü seviyeleri günlük gürültü dozunun hesaplanmasında dikkate alınmaz. Örnek 1. Bir işçi işgünü içinde aşağıdaki gürültü seviyelerine maruz kalmaktadır: 3.75 saat süreyle 85 dBA 2 saat süreyle 90 dBA 2 saat süreyle 95 dBA 0.25 saat süreyle 110 dBA Dolayısıyla günlük gürültü dozu aşağıdaki gibidir: D = 100 [3.75/sınırsız] (ya da) [0/0 + 2/8 + 2/4 + 0.25/0.50] = %125 Doz yüzde 100’ü aştığı için işçi işgünü içinde fazla etkilenmiştir. Bu dozda gürültüye maruz kalan işçinin izin verilen maruz kalma süresi (TL) ise aşağıdaki gibi yapılmalıdır. Aşağıdaki formülden birleştirilmiş maruz kalma süresi LT hesaplanmalıdır. LT = 10 log { [ t1 10 (0.1xL1) + …….+ tn 10 (0.1xLn) ] / T } Bu formülde; LT = Birleştirilmiş maruz kalma süresi, tn = Maruz kalınan süre, Ln= Maruz kalınan gürültü seviyesi Örnek 1 de verilen gürültüye maruz kalan işçinin birleştirilmiş maruz kalma süresi LT = 10 log { [ 2 10 (0.1x90) +2 10 (0.1x95) +0.25 10 (0.1x110) / 4.25 } 26 LT = 98.9 dB(A) olur. 3,75 saat süreyle maruz kalınan 85 dB(A) lık gürültü izin verilen etki seviyesi (PEL) 90 dB(A) nın altında bir seviye olduğu için hesaba alınmaz. LT hesaplandıktan sonra izin verilen maruz kalma süresi TL aşağıdaki formülden hesaplanır. TL = TC [ 2 (LT – LC) / Q ]-1 Bu formülde; TL = LT seviyesinde izin verilen maruz kalma süresi,TC = LC kriter seviyesinde izin verilen maruz kalma süresi, Q= Genlik ağırlık fonksiyonu Q=3 Avrupa da kullanılan eşdeğer enerji zarar risk kriteri için, Q=5 ABD de uygulanan kurallar için Q= 4 ve 6 değerleri bazı ülkelerde arada sırada kullanılmaktadır. TL = 480 [ 2 (98.9 – 90) / 3 ]-1 TL = 61.4 dakika Örnek 1deki gürültü seviyelerine maruz kalan işçinin bir günlük çalışma süresi 1.02 saat bulunur ki, bu ise işçinin maruz kaldığı 4,25 saatlik süreden çok düşüktür. Tablo 1-D’ de verilen izin verilen etkiler kesintili ya da darbe tipi gürültüden çok sürekli gürültünün bulunduğunu esas almaktadır. Tanım gereği “gürültü seviyesindeki değişimler bir saniye ya da daha az aralıklarda maksimum değer içeriyorsa sürekli olduğu kabul edilir.” Örnek 2. Bir matkap 15 saniye çalışıp işlemler arasında 0.5 saniye durmaktadır. Bu gürültü tüm sekiz saatlik süre içinde matkabın çalışması sırasındaki seviye de sınıflandırılır. Matkabın ürettiği gürültü, ancak seviye 90 dBA ya da daha az ise “emniyetli” olabilir. Standart daha fazla yorumlandığında, 115 dBA’ nın üzerindeki etkiye hiçbir süreyle izin verilmediği görülür. Kesintili gürültü. Kesintili gürültüden etkilenme “normal bir işgünü içinde belli bir geniş bantlı ses basınç seviyesine birkaç kez maruz kalma” olarak tanımlanabilir. Sessiz bir büro ile gürültülü üretim bölgeleri arasında gidip gelen 27 kontrolör ya da tesis süpervizörü bu tip bir gürültüye maruz kalabilir. Bu tip gürültü etkisi için belirlenen ölçütler Tablo 1-C’ de gösterilmektedir. Durağan gürültülerde, gürültünün ulaştığı A ağırlıklı ses seviyesinin kaydedilmesi yeterlidir. Darbeli gürültüler, darbe gürültüleri ve benzeri gibi durağan olmayan gürültülerde, gürültünün geçici olma özelliği ilave bilgi gerektirir. Hem kısa süreli hem de uzun süreli gürültü değişimleri açıklanmalıdır. Durağan olmayan gürültü etkileri dozimetre kullanılarak ölçülebilir. Darbe tipi gürültü. Darbe tipi gürültü “ani ses patlaması” olup, bu tip bir gürültünün pik seviyelerini tespit etmek için sofistike cihazlar gereklidir. Durağan gürültü dışındaki gürültü tipleri ile sık sık karşılaşılır. Genelde, saniyede birden fazla tekrarlanan sesler durağan olarak kabul edilebilir. Şahmerdan (çekiç) darbeleri ya da patlamalarla oluşan darbeli gürültü ya da darbe gürültüsü genellikle yarım saniyeden kısa sürelidir. Çalışanlar 140 dBA pik ses basınç seviyesini aşan darbeli gürültü ya da darbe gürültüsüne maruz bırakılmamalıdır. 1 saniyeden uzun bir süreyle gerçekleşen kısa ve kesintili sesler 8 saatlik bir gün içinde seviye ve toplam süre açısından değerlendirilmelidir. Gürültü seviyesi 1 saniye ya da daha az aralıklarda pikler gösterirse gürültü sürekli kabul edilebilir ve Tablo 9-D’ ye göre etkiyi belirlemede en yüksek değer kullanılmalıdır. Müstakil darbe sesleri, oluşma süresi, pik ses seviyesi ve darbe süresi açısından sınıflandırılabilir. Etki süresi oluşturan darbe seslerinin hızı ve sayısı bu tip seslerin muhtemel tehlikelerini belirlemede etkili olan faktörlerdir. Hızlı değişen kesik kesik gürültülerin ses seviyelerini doğru olarak ölçmek kolay değildir. Ses seviye ölçerler ses basıncındaki ani pikleri takip etmez ve bunlar bu gürültünün ulaştığı gerçek ses basınç seviyelerini sistematik olarak bozabilir ve yanlış gösterebilir. Bu özellikle – örneğin şahmerdanın yaptığı gürültü gibi - darbe gürültüsünü ölçerken söz konusudur. GÜRÜLTÜ KONTROL PROGRAMLARI Gerekli gürültü azaltma derecesi ölçülen seviyeler kabul edilir seviyelerle karşılaştırılarak tespit edilir. Bir sonraki aşama ise, istenen azaltma seviyesine ulaşmak için mühendislik tasarımında değişiklikler yapılması, etki süresinin sınırlanması ya da kişisel koruma tertibatlarının kullanılması gibi çeşitli gürültü kontrol tedbirlerinin değerlendirilmesidir. 28 Şekil 1-13. Her gürültü problemi üç bileşene ayrılabilir: (1) ses enerjisini yayan kaynak; (2) Ses enerjisinin geçtiği güzergah; (3) insan kulağı gibi bir alıcı. KAYNAKTAKİ GÜRÜLTÜNÜN AŞAĞIDAKİLERLE AZALTILMASI: 1. Akustik tasarım a. Tahrik titreşim sistemine ait enerjinin azaltılması. b. Bu enerji ile akustik yayılma sistemi arasındaki birleşimde değişiklik c. Yapının daha az ses çıkacak şekilde değiştirilmesi 2. Daha az gürültülü donanım ile değiştirme 3. İşleme yönteminde değişiklik GÜZERGAH DEĞİŞTİRİLEREK GÜRÜLTÜNÜN AZALTILMASI: 1. Kaynak ile alıcı arasındaki mesafenin arttırılması. 2. Tavan, duvar ve zeminin, sesi ve yansımayı emecek şekilde akustik yönden iyileştirilmesi. 3. Gürültü kaynağının muhafaza içine alınması. ALICIDAKİ GÜRÜLTÜNÜN AŞAĞIDAKİLERLE AZALTILMASI: 1. Kişisel koruma. 2. Muhafazalar – işçinin izole edilmesi. 3. Personelin etki süresini azaltacak şekilde rotasyonu. 4. İş programlarının değiştirilmesi. Her gürültü problemi üç bileşene ayrılabilir: (Şekil 1-13) (1) ses enerjisini yayan kaynak; (2) Ses enerjisinin geçtiği güzergah; (3) insan kulağı gibi bir alıcı. 29 Gürültü problemi analiz ve kontrolüne “sistem” yaklaşımı hem problemin hem de gürültünün azaltılması için gerekli olacak değişikliklerin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Sistemin her parçası – kaynak, güzergah ve alıcı – ayrıntılı olarak incelenirse, tüm problem oldukça basitleşir. Bu ilkelerin uygulamaya dönük terimlere dönüştürülmesine yardımcı olmak için bu bölümde endüstriyel gürültü etkisinin kontrolüne ait spesifik örnekler verilmektedir. Kaynak Bir gürültü problemini kontrol etmede en çok istenen yöntem gürültünün kaynakta azaltılmasıdır. Bu genellikle, mevcut donanımın ve yapıların değiştirilmesi ya da muhtemelen yeni makine ve teçhizatın tasarımı aşamasında gürültü azaltma tedbirlerinin uygulanması anlamına gelmektedir. Gürültü güzergahı Kaynakta kontrol ile istenen gürültü azaltma miktarı her zaman elde edilemediği için, gürültü güzergahında ve alıcıda değişiklik yapılması da düşünülmelidir. Güzergah boyunca gürültü azaltma bir çok şekilde yapılabilir: Kaynağı kapatarak ya da muhafaza içine alarak, kaynak ile alıcı arasındaki mesafeyi arttırarak ya da kaynak ile alıcı arasına bir siper yerleştirerek. Çalışanların bulunduğu bölgeye gürültünün iletilmesini azaltmak için gürültü yapan donanımın üzerine yerleştirilen saptırıcı ve muhafazalarla güzergah boyunca gürültü azaltılabilir. Duvarlarda, tavanda ve zeminde ses dalgalarını emen ve yansımaları azaltan akustik malzeme kullanılması gürültüyü önemli ölüde azaltabilir. Bir kaynaktan çıkan gürültü dışarıya bir çok yönde çıkar. Tüm duvarlar, zemin ve tavan sert yansıtıcı yüzeylere sahip ise tüm ses tekrar tekrar yansıtılır. Oda içinde herhangi bir noktada ölçülen ses seviyesi kaynak tarafından doğrudan yayılan ses ile yansıtılan tüm seslerin toplamıdır. Uygulamada tüm endüstriyel makine tesisatları bu ortamlarda bulunur. Bu yerler yarı yansıtan olarak bilinir. Yarı yansıtan bir yerdeki bir makine etrafında ölçülen gürültü iki bileşenin toplamıdır: makine tarafından doğrudan yayılan gürültü ve duvarlardan, zeminden ve tavandan yansıyan gürültü. Makinenin yakınında gürültünün çoğu doğrudan makine tarafından yayılır. Duvarların yakınında ise yansıyan bileşen baskın olabilir. Duvarlara ve tavana uygulanan ses emici malzemeler yansıyan gürültüyü azaltabilir ancak, doğrudan kaynak tarafından yayılan gürültü üzerinde bir etkisi yoktur. 30 Muhafazalar Bir çok durumda akustik muhafazanın amacı gürültünün içeriye girmesini önlemektir. Makine operatörleri için ses geçirmez kabinler ve çalışanların işitme durumunun test edilmesi için odyometrik test kabinleri bu muhafazanın örnekleridir. Ancak bir muhafaza daha çok dışarıdan gürültü gelmesini önlemek için gürültü kaynağının etrafına yerleştirilir. Muhafazalar normalde, dahili ses basınç oluşumunu azaltmak için ses emici malzeme ile kaplanır. Gürültünün bir muhafazanın içine girmesi ya da dışına çıkması en iyi tüm çıkışları kapatarak önlenebilir. Ekstrem durumlarda çift yapılar kullanılabilir. Belli durumlarda gürültü kaçağını önlemek için çelik ve kurşun panellerin kullanılması dahil özel işlemler mevcuttur. Kapıların etrafındaki contalar da gürültünün bir alandan diğerine geçmesini azaltabilir. Kontrol tedbirleri Gürültü kontrolü çoğunlukla tasarım amaçlarında çok az ya da hiç sapma olmayacak şekilde donanım içinde tasarlanır. Mevcut bir donanım üzerinde gürültü kontrolü genellikle daha zordur. Endüstriyel gürültü problemlerinin mühendislik kontrolü bu alanda yeterli kişilerin becerisini gerektirir. Gürültü kontrol stratejileri hem uygulama yönünden hem de ekonomik yönden dikkatli ve objektif analiz gerektirir. Komple yeniden tasarım ürün ve donanım tasarımcılarının gürültü seviyesini tüm yeni ürünlerin tasarımında ilk ürün ya da donanım özelliği olarak düşünmelerini gerektirir. Tüm ürün ya da donanımların tamamen değiştirilmesi sonuçta her birinin hizmet ömrüne bağlı olarak gerçekleşir. Bir çok tasarımcı bu yaklaşımın gürültü kontrol tedbirleri ile ilgili maliyet artışlarını azaltacağını düşünmektedir. Mevcut ürün ya da donanım değişiklikleri imalatçıların mevcut ürünleri ya da donanımları gürültülü donanımın gürültü seviyelerini düşürecek şekilde tadil etmelerini ya da bu ürün ya da donanımı değiştirmelerini öngörmektedir. Bir tesisteki mevcut donanım muhtemelen ekonomik ve verimli olduğu için seçilmiştir. Ancak, dikkatli akustik tasarım, çalıştırılması gürültülü bir donanımdan daha ekonomik olan daha sessiz bir donanım sağlayabilir. Kaynakta uygulanan gürültü kontrol tedbirlerinin örnekleri şunlardır: daha sessiz makinelerin konması, titreşim izolasyon montajlarının kullanılması ve titreşimli parçaların dış yüzey alanlarının olabildiğince azaltılması. Doğrudan zemine ve 31 duvarlara monte edilen makineler duvar ve zeminde titreşime ve dolayısıyla ses yayılmasına yol açabilir. Makine montajının gerektiği şekilde yapılması makineleri izole eder ve titreşimlerin zemin ve duvarlara geçmesini azaltır. Daha az gürültülü makinelerin konması sınırlı bir uygulama olmasına rağmen belli durumlarda muhtemelen geniş bir uygulama alanına sahiptir. Bunun örnekleri, şahmerdan yerine “ezerek” işlem yapan donanım kullanılması, perçinleme yerine kaynak ve metalin yüksek hızlı parlatılması ya da taşlanması yerine kimyasal olarak temizlenmesi. Mühendislik. Bir gürültü azaltma programını başlatırken en çok gürültü seviyelerini azaltmak için tasarlanmış mühendislik ilkelerinin uygulanması istenir. Bilinen gürültü kontrol ilkelerinin uygulanması genellikle gürültüyü istenen bir seviyeye azaltabilir. Ancak, ekonomik hususlar ve/veya işletme gerekleri bazı uygulamaları imkansız hale getirebilir. Mühendislik kontrolleri idari ya da kişisel korunma işlemleri dışında, ses seviyesini kaynakta ya da işçilerin işitme bölgesinde azaltan işlemlerdir. Gürültü seviyesinin azaltılması için uygulanabilen mühendislik ilkelerinin örnekleri aşağıda verilmektedir. 1. Bakım: a. Aşınmış, gevşek ya da dengesiz makine parçalarının değiştirilmesi ya da ayarlanması; b. Makine parçalarının yağlanması ve kesme yağlarının kullanılması; c. Uygun şekilli ve bilenmiş kesici aletlerin kullanılması. 2. Makinelerin değiştirilmesi: a. Daha küçük, daha hızlı makineler yerine daha büyük, daha yavaş makinelerin kullanılması; b. Tek işlemli kalıplar yerine kademeli kalıplar; c. Çekiç yerine presler; d. Düz makas yerine döner makaslar; e. Mekanik pres yerine hidrolik presler; f. Dişli yerine kayışlı tahrikler. 3. Süreçlerin değiştirilmesi: a. Darbeli perçinleme yerine sıkıştırmalı perçinleme; b. Perçinleme yerine kaynak; 32 c. Soğuk işlem yerine sıcak işlem; d. Haddeleme ya da dövme yerine presleme; 4. Titreşimli yüzeylerin itici gücü aşağıdakilerle azaltılabilir: a. Kuvvetlerin azaltılması; b. Dönme hızının azaltılması; c. Yalıtma. 5. Titreşimli yüzeylerin tepkisi aşağıdakilerle azaltılabilir: a. Söndürme; b. İlave destek; c. Malzemenin sağlamlığının arttırılması; d. Titreşimli elemanların kütlesinin arttırılması; e. Rezonans frekansını değiştirmek için boyutun değiştirilmesi. 6. Titreşimli yüzeylerden ses yayılması aşağıdakilerle azaltılabilir: a. Yayılma alanının azaltılması; b. Toplam boyutun azaltılması; c. Yüzeylerin delinmesi. 7. Aşağıdakileri kullanarak katılardan ses iletimini azaltın: a. Esnek montajlar; b. Boru yollarında esnek kesimler; c. Esnek şaft kaplinleri; d. Kanallarda kumaş parçalar; e. Esnek döşeme. 8. Aşağıdakilerle, gaz akışından kaynaklanan sesi azaltın: a. Giriş ve çıkış susturucuları kullanılması; b. Türbülansı azaltacak şekilde tasarlanmış fan kanatlarının kullanılması; c. Küçük, yüksek hızlı fanlar yerine büyük, düşük hızlı fanların kullanılması; d. Akışkan akış hızının azaltılması (hava); e. Akışların kesitinin arttırılması; f. Basıncın azaltılması; g. Hava türbülansının azaltılması. 9. Aşağıdakilerle, havadan geçişini azaltarak gürültüyü azaltın: a. İşyerindeki duvarlarda ve tavanda ses emici malzeme kullanılması; b. İletim güzergahında ses bariyerlerinin ve ses emicilerin kullanılması; 33 c. Her makinenin komple muhafaza içine alınması; d. Şaşırtıcı kullanılması; e. Gürültülü makinelerin yalıtımlı odalara alınması. 10. Operatör ya da nezaretçi için nispeten ses geçirmez kabin temin ederek operatörün izole edilmesi. Burada açıklanan gürültü kontrol tedbirlerinin bazıları tesis personeli tarafından oldukça ucuza gerçekleştirilebilir. Diğer kontroller gerekli sonuçları elde etmek için büyük masraf ve oldukça uzmanlaşmış teknik bilgi gerektirir. Mühendislik gürültü kontrol programları planlanırken ve uygulanırken yetkili akustik mühendislik hizmetleri ihale edilmelidir. Aşırı tesis gürültü seviyelerinin oluşma olasılığı planlama aşamasında dikkate alınmalıdır. Makine ve teçhizatı temin eden satıcılara seçim işleminde belirtilen düşük gürültü seviyelerinin dikkate alınacağı bildirilmelidir. Satıcılardan mevcut donanımın gürültü seviyeleri hakkında bilgi vermeleri istenmelidir. Sessiz bir donanıma sahip olmak için satın alma siparişlerine gürültü özellikleri tam olarak dahil edilmelidir. Endüstriyel donanım alıcıları daha sessiz makineler talep ederse tasarımcılar gürültü kontrol problemine daha fazla önem vereceklerdir. Operatör istasyonundaki belli bir makinenin ses basınç seviyesinin 90 dBA ya da daha az olacağını belirtmek yeterli değildir. Bu bölümde daha önce belirtildiği gibi 3 dBA’lik bir artış, ses enerjisinin iki katına çıkmasını ifade eder. Bunun yanına aynı başka bir makine konursa operatör istasyonunda iki makinenin ürettiği ses seviyesi 93 dBA olabilir. Belli bir makinenin toplam çalışma ortamındaki etkisini tahmin etmek için makinenin ürettiği ses gücünün bilinmesi gerekir. Makinenin yakın çevresinde operatör iş istasyonu yoksa ses güç özellikleri yeterli olabilir; ancak ses alanı yakınında operatör varsa genellikle daha fazla bilgi gereklidir. İmalat işlemlerinin bir yan ürünü olarak üretilen istenmeyen gürültü seviyeleri hemen hemen her endüstride görülür. Uygulamaya dönük gürültü kontrol tedbirlerinin geliştirilmesi kolay değildir ve az sayıda hazır çözüm mevcuttur. Maalesef tüm durumlar için ya da çoğu durumlar için uygulanabilen standart bir teknik ya da işlem burada gösterilememiştir. İki farklı yerdeki aynı makine, işlem ya da gürültü kaynağı tamamen farklı iki problem arz edebilir ve tamamen iki farklı şekilde çözülmesi gerekebilir. 34 Gürültü kontrol teknikleri ürünlere tasarım aşamasında dahil edilmektedir. Makine takım alıcıları satın alma siparişlerinde şu anda maksimum gürültü seviyelerini belirten bir grubu temsil etmektedir. Donanım düşük gürültü seviyeleriyle tasarlanabilir ancak, ağırlık, boyut, enerji tüketimi ve belki de yüksek bakım masraflarını içeren performans masrafları gerekli olabilir. Bu yeni, daha sessiz ürünler muhtemelen daha ağır, daha büyük ve hantal, daha pahalı ve servis ve bakımı daha zor ve masraflı olacaktır. Daha sessiz ürünler elde etmek için mühendis bir dereceye kadar pazar taleplerine yanıt olarak elde edilen tasarım amaçlarının bir çoğunu gözden çıkarmaya hazır olmalıdır. Ancak çalıştırılması ve bakımı kolay olan hafif, düşük maliyetli portatif makineler gözden uzak tutulmamalıdır. Fiyat artışları kaçınılmaz olabilir ve maliyet / fayda ilişkisi her durumda incelenmelidir. Daha yüksek orijinal donanım masraflarını ödemenin yanı sıra kullanıcı (hem tüketici hem de vergi mükellefi olarak) artan doğrudan ve dolaylı maliyetlerin yükünü taşıyacaktır. Gürültü azaltma projesinin başarısı genellikle, makinenin ya da sessizleştirilen diğer gürültü kaynağının maksimum kullanım ve erişilebilirliğini azaltmadan temel gürültü kontrol tedbirlerinin uygulanma becerisine bağlıdır. İdari kontroller. Çalışanların gürültüden etkilenmelerinin idari olarak kontrol edilebileceği bir çok işlem vardır, yani etki sürelerinin azaltılması için üretim programları değiştirilebilir ya da yapılacak işler rotasyona tabi tutulabilir. Bu, çalışanların günlük gürültüden etkilenme durumunu uygun hale getiriyorsa, çalışanların yüksek gürültü seviyeli bir işyerinden düşük gürültü seviyeli bir işyerine aktarılması gibi tedbirleri içerir. İdari kontroller aynı zamanda, makine çalışma sürelerinin gürültüye maruz işçi sayısını azaltacak şekilde programlanmasını da ifade eder. Örneğin, bir işlem haftada yalnızca 8 saatlik bir günde yapılıyorsa ve operatör bu bir günde gürültüye aşırı şekilde maruz kalıyorsa çalışmayı yarım güne indirmek mümkün olabilir (haftada 4 saat, 2 gün). Bu durumda işçi gürültüye fazla maruz kalmayabilir. Özellikle gürültüye karşı hassas olan çalışanlar daha az gürültülü bölgelere transfer edilebilir ve bu bölgelerde çalışmasına izin verilebilir. Çalışanların transferi sınırlı bir kontrol tedbiridir, çünkü kıdem ve prestij kaybından ve düşük üretkenlik ve ücretten dolayı personel problemleri ortaya çıkabilir. 35 İdari kontroller daha düşük gürültü etkisi sağlayan idari bir kararı zorunlu kılabilir. Bu, operatör konumunda maksimum gürültü seviyelerini belirten satın alma anlaşmalarını içerir. Satın alma anlaşmasının bir parçası haline getirilen ses seviye şartnamesi “OSHA şartlarını veya İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatını karşılamalıdır” gibi genel bir uygunluk ifadesinden daha iler düzeyde olmalıdır. OSHA’ nın ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatının ilgili insanların etkilenmesine göre izin verilen gürültü sınırlarını belirlediği bilinmelidir. OSHA ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatı doğrudan gürültü üreten donanımla ilgilenmez. Bir donanım tasarım şartnamesi olarak kullanılması amaçlanmamıştır, dolayısıyla bu şekilde kullanılamazlar. Kişisel işitme koruması. Mühendislik kontrol tedbirlerinin uygulanması sonuçlanıncaya kadar çalışanın gürültüden etkilenmesi zorunlu işitme koruyucusu kullanımı ile azaltılabilir. Şekil 1-14. Bir çeşit işitme koruyucu takması gereken tüm işyeri çalışanlarına dağıtılan bir kart örneği. Kart koruyucunun bakımı ve kullanımını vurgulamaktadır. KULAK KORUYUCUSU NEDEN GEREKLİDİR 1. Belli gürültülü bölgelerdeki çalışanların kulak koruyucu takması gereklidir. 2. Uzun süre aşırı gürültüye maruz kalma hassas işitme mekanizmasına zarar verebilir. 3. Kulak tıkacı ya da manşon gibi kulak koruyucuları gürültüyü kulak zarına gelmeden azaltacaktır. 4. Kulak tıkacı (yerleştirme) ya da manşon 36 (kapak) takmanız gerektiğini göreviniz belirleyecektir. 5. Gürültülü işyerlerinde kulak koruyucularla konuşma ve ikaz sinyalleri tam olarak duyulabilir. KULAK KORUYUCULARI NASIL KULLANILIR 1. Bunları nasıl takacağınızı işyerindeki görevli öğretecektir. 2. Bunları kısa süreyle takın ve takma süresini kademeli olarak arttırın. Birkaç gün sonra bunları en az rahatsızlık duyarak tüm gün takabileceksiniz. Tavsiye edilen Takma Zaman Programı Öğleden sonra Sabah 1. gün = 30 dakika - 30 dakika 2. gün = 1 saat - 1 saat 3. gün = 2 saat - 2 saat 4. gün = 3 saat - 3 saat 5. gün = tüm gün çalışma süresince 3. Beş gün sonra kulak koruyucusu sizi rahatsız ediyorsa, işyeri hekiminiz ile görüşün. 4. Aşındığı, sertleştiği ya da şekli bozulduğunda kulak koruyucuları değiştirilmelidir. 5. Kulak koruyucunuz kulağınıza uymuyorsa, gecikmeden yeni bir çift alınmalıdır. 6. Kesinlikle kirli kulak tıkaçlarını kulağınıza takmayın. Kulak tıkaçlarınız yıkanabilir cinsten ise, en az günde bir kez sabun ve su ile yıkayın. 7. Özen gösterildiğinde kulak tıkaçları aylarca, manşonlar ise yıllarca kullanılabilir. BUNLARI UNUTMAYINIZ 1. En iyi kulak koruyucusu gerektiği şekilde takılmış olandır. 2. İyi koruma koruyucunun yerine tam oturmasına bağlıdır. Küçük bir kaçak korumanın etkisini ortadan kaldırabilir. 3. Kulak tıkaçları konuşma ya da bir şey çiğneme sonucu gevşeyebilir, bu nedenle işgünü içinde zaman zaman yerine tekrar oturtulmalıdır. 4. Kulak tıkaçları temiz tutulursa, cilt tahrişleri ve diğer reaksiyonlar oluşmaz. İŞİTMENİZE FİYAT BİÇİLEMEZ KORUYUN 37 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatı, çalışanlar aşırı gürültü seviyelerine maruz kaldığı zaman bu seviyelerin azaltılması için uygun idari ya da mühendislik kontrollerinin kullanılmasını öngörmektedir. Bu kontrol tedbirleri tam olarak gerçekleştirilemediği zaman ve/veya bu kontroller uygulamaya geçirilirken personel aşırı gürültü seviyelerinin etkilerinden korunmalıdır. Bu koruma bir çok durumda uygun işitme koruyucu cihazlar takılarak sağlanabilir. Yönetim, işitme koruyucuların takılması gerektiğine karar verdikten sonra, böyle bir programın başarısı büyük ölçüde kullanılan başlatma yöntemine ve denetim personelinin ve işçilerin gerektiği şekilde aşılanmasına bağlıdır. Süpervizörler, ustabaşları ve ustalar gürültülü bölgelere girerken işitme koruyucularını takarak bir örnek teşkil etmelidir. Bazı işyerleri, düşünülen koruma programlarını ayrıntılı bir şekilde incelemek ve mevcut problemler konusunda bir mutabakata varmak için işçilerle ya da temsilcileriyle toplantı yapmanın faydalı olduğunu tespit etmiştir. Bunlar, işitme korumasının temin edileceği ya da gerekli olduğu işyerlerinin incelenmesini ve işitme koruyucu cihazların kullanılmasını öngören işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uyulmasını içerir. İşitme koruyucuların kullanılmasıyla sağlanacak amaç ve faydalarla ilgili kısa bir açıklama gereklidir (Şekil 1-15). Şekil 1-15. Bir kişi işitme koruyucu taktığı zaman ses, iç kulağa farklı yöntemlerle ulaşır. Kişisel işitme koruyucuları kulak kanalından iç kulaktaki alıcılara iletilen ses enerjisi miktarını azaltan akustik bariyerlerdir. İşitme koruyucusunun ses zayıflatma (azaltma) yeteneği (desibel cinsinden) işitme koruyucu takan bir gözlemcinin ölçülen işitme seviyesi eşiği (test eşiği) ile 38 gözlemcinin kulakları açıkta iken ölçülen işitme eşiği (referans eşik) arasındaki farktır. Tıkaç ya da manşonlar günümüzde çok kullanılan işitme koruyucu cihazlardır. Kulak tıkaçları tipindeki koruyucu dış kulak kanalını tıkayarak gürültüyü zayıflatır, manşon tipindeki koruyucu akustik bir sızdırmazlık sağlayacak şekilde kulağın kulak kepçesini kapatır. İşitme koruyucularının etkinliği, ses enerjisinin koruyucu içinden ya da etrafından geçme şekliyle ilgili bir çok faktöre bağlıdır. Şekil 9-15’de işitme koruyucuları kullanılırken sesin iç kulağa ulaşabileceği dört yol vardır. (1) hava sızıntısı, (2) malzeme sızıntısı, (3) koruyucu vibrasyonu, (4) kemik ve doku iletim. Hava sızıntısı. Maksimum koruma için koruyucu kulak kanalını ya da başın yan tarafını tamamen hava geçirmez şekilde kapatmalıdır. Tıkaçlar kulak kanalının dış çevresine tam olarak oturmalı, manşonlar ise dış kulağı çevreleyen bölgelere tam olarak oturmalıdır. İşitme koruyucu ile cilt arasındaki kapatmadaki küçük hava sızıntıları düşük frekanslı ses zayıflamasını büyük ölçüde azaltabilir ya da düşük frekanslı seslerin büyük bölümünün içeri girmesine izin verebilir. Hava sızıntısı artıkça tüm frekanslardaki ses azaltıcılık düzeyi düşer. (Şekil 1-15-A) Şekil 1-15-A Kulak tıkacında ve manşonda hava sızıntısı Malzeme sızıntısı. Ses için ikinci muhtemel iletim yolu doğrudan işitme koruyucu cihazın malzemesi içindendir. Dolayısıyla işitme koruyucusu ses enerjisinin çoğunu zayıflatabilir ya da geçmesini önleyebilir, ancak yine de bir miktar ses geçebilir.(Şekil 1-15-B) 39 Şekil 1-15-B Kulak tıkacında ve manşonda malzeme sızıntısı Koruyucu vibrasyonu. İşitme koruyucusu harici ses enerjisine maruz kalarak titreşime girdiğinde sesin iç kulağa iletilmesi için üçüncü bir yol ortaya çıkar. Kulak kanalındaki etin esnekliği nedeniyle kulak tıkaçları kulak kanalı içinde piston gibi titreşebilir. Bu, tıkaçların düşük frekanslı zayıflatma özelliğini sınırlar. Aynı şekilde manşonlar da kafaya tamamen sıkı bir şekilde takılamaz. Manşonun kupası kafada bir kütle/yay sistemi gibi titreşir. Manşonunu etkili sağlamlığı kapak yastığının ve kulağı çevreleyen etin esnekliği ve kupa altında hapsedilen hava hacmi ile belirlenecektir.(Şekil 1-15-C) Şekil 1-15-C Kulak tıkacında ve manşonda koruyucu vibrasyonu Kemik ve doku iletimi. Kulak kanalı hiç ses girmeyecek şekilde tamamen kapanmış ise, yine de bir miktar ses enerjisi kemik iletimi yoluyla iç kulağa ulaşabilir. Ancak bu şekilde iç kulağa ulaşan ses açık kulak kanalından hava ile iletilen sesin seviyesinin yaklaşık 50 dBA altında olabilir. Bu nedenle, kulak kanalının nasıl tıkandığının bir önemi olmadığı açıktır, işitme koruyucusu kafatasından kemik iletim yoluyla kısa devre edilecektir. Mükemmel bir işitme koruyucusu 50 dBA etkili ses zayıflatmasından daha fazla bir zayıflatma sağlayamaz.(Şekil 1-15-D) 40 Şekil 1-15-D Kulak tıkacında ve manşonda kemik ve doku iletimi Bir işitme koruyucusu uygun boyutlarda olduğu ve dikkatli bir şekilde takılarak bir laboratuar nesnesi üzerinde optimum performans verecek şekilde ayarlandığı zaman hava sızıntısı en aza indirilir. Malzeme sızıntısı, işitme koruyucunun titreşimi ve kemik iletimi en önemli ses iletim yollarıdır. Ancak işyerinde bu genellikle söz konusu değildir; hava sızıntısı ile ses iletimi çoğunlukla en önemli yoldur. Tüm işitme koruyucular ilk verildiğinde gerektiği şekilde takılmalıdır. Rahatlık, motivasyon ve eğitim de, işitme koruyucuların başarıyla kullanılıp kullanılmadığını değerlendirmede çok önemli faktörlerdir. İşitme koruyucuları. Kişisel işitme koruyucuları dört sınıfa ayrılabilir: 1. Baretler (tüm kafa); 2. İşitsel tıkaçlar; 3. Üstün işitsel koruyucular; ve 4. Çevresel işitsel koruyucular. BARETLER. Adından da anlaşıldığı gibi baret tipi işitme koruyucusu, kafayı tamamen içine alan donanımın içinde bulunur. Astronotların giydiği gibi tamamen başı boyundan itibaren içine alan tipleri de vardır. Bu durumda kulaktaki zayıflatma başlığın akustik özellikleriyle sağlanır. Bu tip işitme koruyucuların kulağa ulaşan sesi azaltabileceği maksimum miktar 250 Hz’ de yaklaşık 35 dBA ile daha yüksek frekanslarda yaklaşık 50 dBA arasındadır. İşitme koruyucu takarak ve sonrada kafayı örten bir başlık ilave ederek kulaklara ses iletiminde fazladan bir 10 dBA azalma sağlanabilir. Baretler kulak tıkaçlarını ya da kulaklıkları desteklemek ve kafanın kemik ile iletilen sesi azaltmak amacıyla kemikli bölümünü kapatmak için kullanılabilir. Başlıklar özellikle çok yüksek gürültülü alanlarda ve kafanın çarpma ya da 41 mermilere karşı korunması gereken yerlerde kullanıma uygundur. İyi bir tasarım ve baretin kenarları ile kafa arasında iyi bir yalıtım ile baret içindeki kulak tıkaçları ya da kulaklıklarla sağlanan zayıflamanın üzerinde 5-10 dBA ses zayıflaması elde edilebilir. Aşırı gürültüye karşı korumaya olan bu yaklaşım yalnızca çok özel uygulamalarda mümkündür. Maliyet ve hacim normalde, genel bir endüstriyel işitme koruma programında başlık tipi koruyucuların kullanılmasını ortadan kaldırır.(Şekil 1-16) Şekil 1-16 Baret tipi koruyucular İŞİTSEL TIKAÇ KORUYUCULAR. İşitsel tıkaç tipi işitme koruyucular normalde tıkaç ya da kulak tıkacı olarak adlandırılır. Bu tip koruyucu genelde ucuzdur, ancak servis ömrü bir kez kullanımdan aylarca kullanıma kadar değişebilir. Tıkaç tipi koruyucular ya da tıkaçlar çok farklı konfigürasyonlarda satılmakta ve kauçuk, plastik, cam yünü, köpük ve mum emdirilmiş pamuk gibi malzemelerden yapılmaktadır. Bu işitsel tıkaçlarda kullanılan bükülgen malzemeler oldukça yumuşak olup, kulak kanalının narin yüzeyine yanlışlıkla bastırılmasından kaynaklanan yaralanma riski çok düşüktür. Kulak tıkaçları takılmadan önce personelin kulaklarının uzman tıbbi personel tarafından muayene edilmesi istenir. Ender durumlarda kulak kanalının fiziksel şekli tıkaç tipi koruyucuların kullanılmasına izin vermez. Kulak kanalının sertleşmiş mumla dolma olasılığı da vardır. Mum problem oluyorsa nitelikli personel tarafından alınmalıdır. Bazı durumlarda kulak derisi bazı kulak tıkacı malzemelerine karşı duyarlı olabilir ve alerjik tepkiye yol açmayan kulak tıkaçları tavsiye edilmelidir. İşitsel tıkaç tipi işitme koruyucular üç genel kategoriye ya da gene sınıfa ayrılır: (1) şekillendirilebilir tip; (2) Özel kalıplanmış tip; ve (3) önceden kalıplanmış tip. 42 Şekillendirilebilir koruyucular. Şekillendirilebilir tip işitme koruyucusu iyi bir koruma sağlayabilir ve tüm kulaklara uyar. Şekillendirilebilir tiplerin bir çoğu tek kullanımlık olarak tasarlanır ve kullanıldıktan sonra atılır. Bu tek kullanımlık tıkaçların yapıldığı malzemeler ince fiberglas (çoğunlukla İsveç yünü olarak anılır), mum emdirilmiş pamuk, genleşen plastik ve köpüktür. Bu malzemeler genelde kulağa takılmadan önce konik şekilde rulo haline getirilir. Ancak, tıkacın tam oturmasının önemini vurgulamak için yeterli talimat verilmesi gerekmekle birlikte kullanıcı, malzemeyi kulak kanalı içine fazla bastırmamaya özen göstermelidir, aksi halde bunun tıbbi personel tarafından çıkartılması gerekir. Diğer bir malzeme tipi ise macun kıvamında plastik benzeri maddedir. Bu malzemenin hazırlanması kişinin .bu maddeden bir miktar alarak kulak kanalına yerleştirilecek şekilde kalıplamasını ya da şekillendirmesini gerektirir. Kullanıcıya, doğru malzeme şekillendirme yöntemi gösterilmelidir. Ayrıca, malzemeyi şekillendirirken ve kulağına yerleştirirken ellerinin temiz olması konusunda uyarılmalıdır. Eller kirli ise kulak kanalına yabancı madde girebilir.(Şekil 1-17) Şekil 1-17 Şekillendirilebilir koruyucular Özel kalıplanmış koruyucular. Bu kategorideki şekillendirilebilir işitme koruyucular adından da anlaşıldığı gibi kullanıcıya özel olarak kalıplanmıştır. Genelde, iki ya da daha fazla malzeme (ayrı ayrı ambalajlanmış) karıştırılarak sertleştiğinde yumuşak kauçuğa benzeyen bir bileşik oluşturulur. Bir işitme koruyucusu olarak kullanmak için karışımın bir kısmı kulak kanalında olacak şekilde, imalatçı tarafından öngörüldüğü şekilde dış kulağa yerleştirilir. Malzeme, sertleştikçe kulak ve dış kulak kanalı şeklinde kendi kendine kalıplanır. Bazı durumlarda malzemeler önceden karıştırılarak bir tüp içine konur ve bu tüpten kulağa enjekte edilebilir. 43 Önceden kalıplanmış işitsel tıkaç koruyucu. Önceden kalıplanmış işitsel tıkaç koruyucular çoğunlukla önceden imal edilmiş olarak adlandırılır çünkü, genellikle çok delikli kalıplarda büyük miktarlarda yapılırlar. Yapım malzemesi yumuşak silikondan kauçuğa ya da diğer plastiklere kadar farklılık gösterir. Önceden kalıplanmış tıkaç koruyucunun iki versiyonu vardır. Biri üniversal takılan tip olarak bilinir. Bu tipte, tıkaç bir çok kulak kanalı şekline ve boyutuna uyacak şekilde tasarlanır. Diğer önceden kalıplanmış koruyucu tipi ise iyi bir uyum sağlayacak bir çok farklı boyutta satılmaktadır. Tıkacın tasarımı önemlidir. Örneğin, düz mermi şekilli tıkaç çok rahattır ve düz kulak kanallarında yeterli zayıflama sağlar; ancak, bir çok bozuk şekilli kanalda performansı birden düşer. Önceden kalıplanmış tıkaç tipi koruyucuların kullanımı eğitimli personel tarafından uygun şekilde takılmasını gerektirir. Bir çok durumda sağ ve sol kulak kanalları aynı boyda değildir. Bu nedenle, her kulak kanalı için doğru koruyucu boyutunu gerektiği şekilde eğitilmiş personel belirlemelidir. Tam uyumu sağlamak için boyutlandırma cihazları mevcuttur. Önceden kalıplanmış tip kulak tıkacının, pratik uygunluğunu sınırlayan bir çok dezavantajı vardır. Etkili olması için tam olarak oturmalı, bu ise bazı kullanıcılar için rahatsız edicidir. Tıkaç sıkı bir şekilde oturması gerektiği için ve bir çok insan bozuk şekilli kulak kanallarına sahip olduğu için yanlış tıkaç boyutu seçilebilir ya da tıkaç yeterince ileriye yerleştirilmeyebilir ve iyi bir oturma elde edilmez. Bazı önceden kalıplanmış tıkaç koruyucular büzülerek sertleşebilir. Bu özellikle kulak kirinden (tüm kulak kanallarında bulunan) kaynaklanır. Kulak kiri bazı tıkaç malzemelerinden plastikleştiriciyi çıkartır, bu ise tıkacın sertleşmesine ve muhtemelen büzülmesine yol açar. Tıkacın sertleşme ve büzülme derecesi, sıcaklık, kullanım süresi ve kullanıcının kişisel hijyeni gibi faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Koruyucuların yumuşak sabun ve su ile düzenli olarak temizlenmesi faydalı ömrünü uzatır. Tıkaçları temiz tutmak için çoğu imalatçı tıkaçların kullanılmadığı zaman muhafaza edilmesi için bir taşıma çantası verir.(Şekil 1-18) 44 Şekil 1-18 Önceden kalıplanmış işitsel tıkaç koruyucu ÜSTÜN İŞİTSEL KORUYUCULAR. Bu kategorideki işitme koruyucu cihazlar ses zayıflaması sağlamak için kulak kanalının dış deliğini kapatır. Yumuşak, kauçuk benzeri malzeme çok hafif bir bant ya da baş süspansiyonu ile sabitleşir. Bandın gerginliği cihazı kulak kanalının dış deliği önünde tutar.(Şekil 1-19) Şekil 1-19 Üstün işitsel koruyucular ÇEVRESEL İŞİTSEL KORUYUCULAR. Genellikle muf ve manşonu olarak adlandırılan çevresel işitsel işitme koruyucular temel olarak kulak memesi dahil tüm dış kulak üzerine oturan şekli kupa ya da kubbe olan ve başın yan tarafını kapatan uygun yastık ya da altlığa sahip contadan oluşur. Genelde, kulak kupaları kalıplanmış sert plastikten yapılır ve hücre tipi köpük malzeme ile kaplanır. Kulak kupasının boyut ve şekli imalatçıdan imalatçıya farklılık gösterir (Şekil 1-20). Şekil 1-20 Çevresel işitsel koruyucular 45 Kupalar genellikle yaylı süspansiyon düzeneği ya da baş bandı ile sabitleşir. Uygulanan kuvvet doğrudan istenen zayıflatma derecesine bağlıdır. Başa oturan kulak mufu yastığının genişliği, dış çevresi ve malzemesi uygun bir performans dengesi ve rahatlık sağlayacak şekilde olmalıdır. İyi bir akustik yalıtım sağlamak için gerekli temas yüzeyi genişliği büyük ölçüde yastıkta kullanılan malzemeye bağlıdır. En büyük kulak memesini alacak şekilde mümkün olan en küçük dış çevreye sahip bir kupa seçilmelidir. Kulak memesi üzerindeki hafif bir baskı zamanla ağrı yapabilir, dolayısıyla yeterince büyük bir manşon kubbesi seçmek çok önemlidir. Şu anda piyasada bulunan kulak manşonlarında köpük, sıvı ya da hava ile doldurulabilen değiştirilebilir kulak contaları ya da yastıkları bulunur – köpükle doldurulan tip en yaygın olandır. Bu contaların dış kapağı vinil ya da benzeri termoplastik malzemedir. İnsan teri yalıtım malzemesinden plastikleştiriciyi çıkarma eğilimi gösterir, bu ise sonuçta contaların sertleşmesine yol açar. Bu nedenle contalar periyodik olarak değiştirilmelidir; değiştirme sıklığı etkilenme şartlarına bağlıdır. Koruyucunun seçimi. Belli bir uygulama için kullanılmadan önce belli bir işitme koruyucunun zayıflatma özellikleri dikkate alınmalıdır (Şekil 1-21). Şekil 1-21. Kalıplanmış tip kulak tıkacının ve bir kulak manşonun zayıflatma özelliklerinin karşılaştırılması. Kulak tıkacının düşük frekanslarda daha fazla zayıflatma sağlarken yüksek frekanslarda kulak manşonunu daha iyi olduğuna dikkat edin. İyi planlanmış bir işitme koruma programının bir parçası olarak çeşitli bölgelerdeki gürültü seviyelerinin özellikleri bilinmelidir. Bu bilgilerden ve 46 imalatçılardan alınan zayıflatma bilgilerinden koruyucunun düşünülen uygulama için uygun olup olmadığı belirlenebilir. Kişinin işitme koruyucu kullanması gereken işyeri dikkate alınmalıdır. Örneğin büyük hacimli bir kulak manşonu, çok az kafa boşluğu bulunan dar yerlerde çalışması gereken bir kişi için uygun olmayabilir. Bu tür durumlarda çok küçük ya da yassı kulak kupası ya da tıkaç tipi koruyucu daha uygun olabilir. Özel tehlike arz eden yerlerde örneğin elektrik tehlikesinin bulunduğu enerji üretim tesisleri gibi yerlerde manşon tipi koruyucuları kullanırken, manşon tipi koruyucularla bağlantılı olarak iletken olmayan süspansiyon sistemlerinin kullanılması istenebilir. Aynı zamanda, emniyet baretleri ya da emniyet gözlükleri gibi başka kişisel koruyucu donanım takılması gerekiyorsa gerekli işitme koruma derecesi azaltılmamalıdır. Göz koruyucu cihazların çerçeveleri üzerinden takıldığında manşon tipi koruyucuların verimi azalır. Gürültü zayıflatmadaki azalma takılan camların tipine ve kullanıcının kafasının boyut ve şekline bağlı olacaktır. Göz koruması gerekli olduğu zaman kablo tipinin kullanılması tavsiye edilir. Bu tip conta ile kafa arasında mümkün olan en küçük boşluğa sahiptir. Bir işitme koruyucusu seçilirken aşırı gürültünün frekansı da dikkate alınmalıdır. Etki günde ya da haftada bir kez gibi nispeten seyrek ise, tıkaç muhtemelen istenen zayıflatma şartını karşılayacaktır. Diğer yandan gürültü etkisi nispeten sık ise ve personelin uzun süre işitme koruyucusu takması gerekiyorsa manşon tipi koruyucu tercih edilebilir. Gürültü etkileri kesintili ise manşon tipi koruyucu muhtemelen daha çok istenir, çünkü kulak tıkaçlarının çıkarılması ve tekrar takılması daha zordur. İşitme koruyucusu belli bir uygulama için uygunluğunu belirlerken imalatçının rapor halindeki test verileri dikkatle incelenmelidir. Bu bilgilerin ilgili spesifik gürültü etkisi ile karşılaştırılması gerekir. Her işitme koruyucusu zayıflatma özellikleri farklı frekanslarda karşılaştırılır. Bir işitme koruyucusunun zayıflatma kapasitesini ölçmenin en uygun yöntemi Gürültü Azaltma Sınıfının (NRR) kontrol edilmesidir. NRR EPA tarafından geliştirilmiştir. EPA düzenlemesine göre NRR işitme koruyucunun ambalajı üzerine yazılmalıdır. Belli bir işitme koruyucunun zayıflatma özelliklerinin yeterliliğini değerlendirmek için, NRR daha sonra belli bir işçinin gürültü ortamı ile karşılaştırılır. 29 CFR 1910.95’in Ek B’ si belli bir işitme koruyucunun belli 47 bir etki ortamında yeterli koruma sağlayıp sağlamadığını değerlendirmek için NRR’ nin kullanım yöntemlerini açıklamaktadır. OSHA DÜZENLEMELERİ (STANDART 29-CFR) Kulak koruyucuları Gürültüyü Zayıflatma Derecesi Uygunluğunun Tespit Etme Metotları 1910.95 Ek B Standart Numarası : 1910.95 App B Standardın Adı:Kulak Koruyucusu Ses Zayıflatma Derecisinin Uygunluğunu Tespit Etme Metotları Alt Başlık: G Alt Başlık Adı: Mesleki Sağlık ve Çevre Kontrolü Bu ek mecburidir. Yüksek Ses Seviyesine maruz kalan işçiler için Kulak koruyucu ses azaltma derecesi işçinin maruz kalmasını 85 dB TWA ya düşürecek kadar yeterli olmalıdır. İşçiler, kulak koruyucu ses azaltma derecelerinin uygunluğunu tespit etmek için aşağıda verilen dört metottan birini seçmelidir. En uygun metot Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından geliştirilen Gürültü Azaltma Oranı (NRR) dir. EPA yaptığı düzenlemeye göre NRR değeri kulak koruyucu ambalajı üzerinde belirtilmelidir. NRR değeri herhangi bir işçinin çalışma ortamındaki gürültüyü azaltmasının uygun olup olmadığını tespit etmek için kullanılır. Bu standart herhangi bir kulak koruyucunun belirli bir gürültü alanında, kullanılmasının uygun olup olmadığının NRR değeri kullanılarak tespit edilmesi için 4 metot vermektedir. NRR nin yerine, işçiler kulak koruyucusu ses azaltma derecisinin uygunluğunu, Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü (NIOSH) nün geliştirdiği üç metottan birisin kullanarak ta tespit edebilirler. Bu metotlar “Kişisel kulak Koruyucular ve Ses Azaltma Dereceleri Veri listesi” HEW yayın no: 76-120, 1975, sayfa No:21-37 de anlatılmıştır. Bu metotlar No:1, No:2,ve No:3 NIOSH metotları olarak bilinirler. Aşağıda tanımlanan NRR 2 numaralı NOISH metodunun bir özetidir. Daha kompleks metot NOISH 1 numaralı metodudur. Bu metot işçinin kendi çevresindeki gürültüden en geniş spektral bilgiyi kullandığı için, muhtemelen en hassas metottur. Aşağıda tanımlanan NRR metodunda olduğu gibi, NOISH metotlarında birisi kullanılırsa, ses azaltama derecesinin uygunluğunu değerlendirmek için seçilen metot kişinin kendi çevresindeki 48 gürültüye uygulanmalıdır. İşçiler her zaman dilimi için, temsil edici ölçümler elde edebilmek üzere yeterli sayıda ölçüm yapmaya dikkat etmelidirler. Not: Şu akıldan çıkarılmamalıdır ki hesaplanmış ses azaltma değerleri ancak, koruyucular uygun olarak seçildiği ve kullanıldığı zaman gerçeği yansıtırlar. Kulak Koruyucu Uygunluğunun değerlendirme NRR değeri kullanıldığı zaman aşağıdaki metotlardan birisi uygulanmalıdır. (i) C Ağırlıklı ölçümler yapabilen bir dozimetre kullanılıyorsa: (A) işçinin bütün çalışma süresi boyunca C Ağırlıklı dozunu ölçünüz ve bu değeri TWA ya çeviriniz (EK A II). (B) Kulak koruyucunun zayıflatmasının A-ağırlıklı TWA değerini tespit etmek için C-ağırlıklı TWA dan NRR değerini çıkarınız. (ii) C Ağırlıklı ölçüm yapamayan bir dozimetre kullanılıyorsa aşağıdaki metot kullanılabilir. (A) A-ağırlıklı dozu TWA ya çeviriniz (bkz. Ek A) (B) NRR değerinden 7 desibel çıkarınızı. (C) Kulak koruyucusunun zayıflatmasının A-ağırlı TWA değerini tespit etmek için, kalanı A-ağırlıklı TWA dan çıkarınız. (iii) Birbirine bağlı A-ağırlıklı ses seviye ölçerler var ise: (A) işçilerin maruz kaldığı A-ağırlıklı TWA değerlerini ölçünüz (B) NRR değerinden 7 desibel çıkarınızı, Kulak koruyucusunun zayıflatmasının A-ağırlı TWA değerini tespit etmek için, kalanı A-ağırlıklı TWA dan çıkarınız (iv) Birbirine bağlı C-ağırlıklı ses seviye ölçerler var ise: (A)işçilerin çevresindeki C-ağırlıklı ses seviyelerini temsil edici ölçüm yapınız. (C) Kulak koruyucusunun zayıflatmasının A-ağırlı TWA değerini tespit etmek için C ağırlıklı ortalama ses seviyesinden NRR değerini çıkarınızı, (v) Alan değerlendirme prosedürleri kullanılıyor ve birbirine bağlı A-ağırlıklı ses seviye ölçerler var ise: (A)Söz konusu alan için temsil edici ses seviyesi ölçümleri yapınız. (B)NRR değerinden 7 desibel çıkarınız, kalanı bu alan için bulunmuş A-ağırlıklı ses seviyesinden çıkarınız. (vi) Alan değerlendirme prosedürleri kullanılıyor ve birbirine bağlı C-ağırlıklı ses seviye ölçerler var ise: 49 (A) Söz konusu alan için temsil edici ses seviyesi ölçümleri yapınız. (B) Bu alanını C-ağırlıklı ses seviyesinden NRR yi çıkarınız. Etkili kulak koruyucusu seçme yöntemi Gerçek koruma koruyucun yapısına, gürültünü frekansına ve koruyucunun amaca uygun olarak seçilmesine bağlı olup, üreciden üreticiye büyük değişiklikler göstermektedir. Üretici tarafından beyan edilen gürültü azaltma, etkisi koruyucunun doğru olarak takıldığı zaman bir çok konuda ölçülmüş duyma eşiği değişimlerinin bir ortalamasıdır. Bunun sonucu olarak bazı kimseler ortalamadan daha az koruma neden olacaklardır. Bu nedenle bir koruyucunun sağlayacağı farz edilen gürültü azaltma derecesi ortalama değerden bir standart sapma az alınır ki bu etkiler hesaba katılmış olsun. Bu farazi koruma aynı zamanda aşağıdaki etkenlere de bağlıdır: Yüksek frekanslarda 35/40 dB kadar olan gürültü azalması düşük frekanslarda çok az veya hiç yoktur. Bir kulak koruyucusunun sağladığı frekansla gürültü azalma derecesinin bu değişiminden dolayı gerçekte kulağa ulaşan gürültünün frekans spektrumunda değişim olur. Bu nedenle bazı kimselerin daha öncede bahsedildiği gibi bazı frekanslara diğerlerinden daha hassas olmaları nedeniyle, çeşitli farazi gürültü azaltma derecelerini toplayıp, bir tek gürültü azaltma değeri elde etmek için ortalamasını almak mümkün değildir. Bu nedenle her koruyucu tasarımını söz konusu gürültünün frekans spektrumuna karşı değerlendirmek için kulak kanalına ulaşan dB(A) hesaplamak gerekir. Bu aşağıdaki prosedüre göre yapılır. Birinci olarak her oktav bandı için gürültü azaltma derecesi ortalamasından standart sapmayı çıkararak, farz edilen koruma derecesi hesaplanır. Eğer üretici tarafından düşük frekanslarda bir azaltma derecesi belirtilmemişse bu değeri sıfır alınır. Buna karşılık, daha yüksek frekanslar için, verilen en yüksek frekansta ki gürültü azaltma derecesini almak makul olur. Sonuç olarak tipik bir kulak manşonu için aşağıdaki değerler elde edilir. Tablo 1-E Tipik bir kulak manşonunda frekanslara göre gürültü azaltma oranları Oktav bandın merkez frekansı Hz Üretici tarafından verilen gürültü azaltma deresi ortalama değerleri dB Üretici tarafından verilen standart sapmalar dB Gürültü azaltma derecesi 31 63 5 0 0 125 12 250 19 6 6 6 13 500 1k 2k 4k 8k 31 33 35 37 41 6 7 7 8 16k 8 25 26 28 29 33 33 50 Bu durumda tablodan korumanın 31 Hz de sıfırdan, 16 kHz de 33 dB arasında olduğu ve istatistik olarak, çalışanları % 84 ünün en az bu koruma derecesine sahip olacakları görülebilir. Gürültü azaltma derecesi için 50 dB civarında bir sınırlamam vardır. Bu sınırlama kafatası yoluyla iç kulağa kemik yoluyla iletilen sesten kaynaklanır. Bu ses dalgaları kafaya çarparak kemiklerin titreşimi ile iç kulağa ulaşır. Bunu engellemenin en iyi yolu kafanın tamamen kapatılmasıdır. Şekil 1-22 Eşdeğer gürültü seviyeleri 113 dB(A) olan frekans spektrumları farklı, birbirlerini etkilemeyen, ayrı yerlerde bulunan bir türbin ve bir kompresörün bulunduğu alanda kullanılan tipik bir kulak koruyucusunun etkisi Bir türbin ve kompresöre ait frekans spektrum örnekleri şekil 1-22 de verilmiştir. Bunların her ikisi de 113,6 dB(A) değerine sahiptir ve aynı kulak koruyucunun etkisi her ikisi içinde yukarıda belirtilen prosedüre göre yapılmıştır. Birinci olarak kulaktaki gerçek oktav bant seviyelerini elde etmek için, hesaplanan farazi koruma derecesi, ölçülen bant seviyesinden çıkarılır. Daha sonra A-ağırlıklı düzeltme yapılır ve seviyeler tekrar birleştirilir. Sonuç olarak 113,6 dB(A) lık türbin gürültüsüne karşı koruma yapmak için aşağıdaki şekilde devam edilir. Tablo 1-F Türbin ve kulak koruyucusu frekans spektrumlarının karşılaştırılması Frekans Hz 31 63 125 250 500 1k 2k 4k 8k 16k Oktav bant seviyeleri dB 80 87 90 93 99 100 111 106 98 89 0 0 6 13 25 26 28 29 33 33 80 87 84 80 74 74 83 77 65 59 -39 -26 -16 -9 -3 0 1 41 61 68 71 71 74 84 Farz edilen koruma dB Kulağa ulaşan gürültü seviyesi dB A-ağırlıklı düzeltme dB A-ağırlıklı seviye (dB(A)) 1 -1 -7 78 64 52 Aşağıdaki formülde verildiği şekilde kulağa ulaşan A-ağırlıklı seviyeyi elde etmek için oktav bant seviyeleri tekrar birleştirilir. 51 n LA= 10 log 10(0,1 Lb) 1 Burada Lb her bandın bant seviyesi olup, bu, kulakta 85,4 dB(A) lık değeri verir. Sonuç olarak bu durumdaki koruma 113,6 – 85,4 = 28,2 dB dir. 113.6 dB(A) toplam seviyesi ile aynı olan fakat tamamen farlı bir frekans spektrumuna sahip olan bir kompresörün yanında çalışan bir operatör; aynı koruyucuyu kullanıyorsa çok farlı bir sonuç elde edilir. Tablo 1-G Kompresör ve kulak koruyucusu frekans spektrumlarının karşılaştırılması Frekans Hz 31 63 125 250 500 1k 2k 4k 8k 16k 113 122 116 116 115 97 85 60 57 42 0 0 6 13 25 26 28 29 33 33 Kulağa ulaşan gürültü seviyesi dB 113 122 110 103 90 71 57 31 24 9 A-ağırlıklı düzeltme dB -39 -26 -16 -9 -3 -1 -7 74 96 94 94 87 71 58 32 23 2 Oktav bant seviyeleri dB Farz edilen koruma dB A-ağırlıklı seviye (dB(A)) 0 1 1 Oktav bant seviyelerini tekrar birleştirerek 99.8 dB(A) değeri elde edilir ki, bu değer koruyucu kullansa bile bu operatör tam vardiya süresince çalışamaz. Çünkü 8 saatlik doz olan 90 dB(A) yı aşmıştır. Bu durumda kulak koruyucusu sadece 113.6-99.8=13.8 dB(A) lık bir gürültü azalması sağlar. Yani aynı manşon gürültünün spektrumuna bağlı olarak farklı koruma sağlar. Kulak koruyucuların herhangi bir gürültü ortamındaki etkisini hesapladıktan sonra, bu koruyucuların çalışanların kulağına gelen gürültüyü önerilen limit değerlerin altına düşürüp düşüremeyeceğine karar verilir. Türbin örneğinde manşon kulağa takılı durumda çalışan kişi 85 dB gürültüye maruz olup, eğer manşon çıkarılırsa kulağa gelecek gürültü seviyesi 113 dB dir. Türbinin yanında çalışan operatör 6 dakika manşonları çıkarır ise; Tek tek maruz kalmaları toplamak için daha önce verilmiş formül kullanılarak 8 saatlik çalışma süresi içinde manşonu 6 dakika çıkarmanın etkisi aşağıdaki gibi olur. 7,9/24 + 0,1/0,04 = 2,83 Not: 6 dakika=0,1 saat; 113 dB de müsaade edilen maruz kalma süresi 0,04 saat 52 Toplam çalışma süresinin % 1,25 i (6/480*100) kadar bir süre bile koruyucuyu çıkarmak alınan dozu % 33 (8/24) den % 283 çıkarmaktadır. Daha önce hesaplandığı gibi koruyucunun türbin gürültüsüne karşı koruması 28,2 dB olduğu halde, bu koruyucuyu yukarıdaki örnekte olduğu gibi kısa bir süre çıkarmak, koruma etkisini birleştirilmiş olarak 19 dB e düşürür. Bu nedenle koruyucu seçerken eğer rahatlık faktörü, kullanım kolaylığı getirecek ve çalışma süresi boyunca sürekli kullanım sağlayacak kadar konforlu ise daha düşük performansı bir koruyucu seçmenin iyi bir bilimsel dayanağı vardır. ENDÜSTRİYEL ODYOMETRİ Endüstriyel odyometri işitme koruma programının önemli bir parçasıdır. Kısaca gerçekleştirilecek amaçlar aşağıdaki gibidir. 1. Kişinin ilk işe girişinde, işitme yeteneğini gösteren temel bir odyogram çıkarmak. 2. Personelin işitme hassasiyetinin kaydını temin etmek. 3. Etkilenen çalışanların işitme eşiklerini ölçerek gürültü kontrol tedbirlerinin etkinliğini kontrol etmek. 4. Etkilenen çalışanların, çalışmaları sırasında önemli işitme eşiği değişimlerini kaydetmek. 5. Resmi düzenlemelere uymak. Bir kişinin işitme yeteneğinin değerlendirilmesin odyometre cihazı ile yapılır. Bir odyometre elektrik enerjisini hassas olarak değişen miktarlarda ses enerjisine dönüştüren elektronik bir cihazdır. Odyometre ANSI S3.6-1969 (R1973) Odyometrelerle İlgili Şartlarda belirtilen standartları karşılamalıdır. Bir odyometre, önceden belirlenmiş frekanslarda saf sesler üreten bir osilatör, üretilen sesin şiddetini kontrol eden bir zayıflatıcı, bir gösterici anahtar ve işitmesi test edilecek kişinin sesi duyduğu kulaklıktan oluşur. Eşik odyometresi Eşik odyometresi, personelin belli bir uyarıdaki işitsel eşiğini belirlemek için kullanılır. İşitme ölçümleri işitme hassasiyetini ve kulakta işlev bozukluğu olup olmadığını belirlemek için yapılır. İşitme anormal olarak tarif edilmeden önce bir referans nokta ya da normal değer tespit edilmelidir. 53 Ancak incelenecek nicelik, normal işitme eşiğinin ses basınç seviyesi değil standart referans noktadan sapmanın büyüklüğüdür. Normalden sapan seviyeler daha sonra odyometre kadranının ayarından doğrudan okunabilir. İşitme eşik seviyeleri belli frekanslardaki, bir sesin ancak duyulabildiği şiddetlerdir. “hava iletimi” deyimi kulaklıkta üretilen test sesinin havadan geçerek kulak zarını uyardığı hava yolunu ifade eder. Ölçülen işitme eşiklerinin kaydı eşik odyogramı olarak adlandırılır. Odyometri testleri de üzerine hem şiddetin (dBA) hem de frekansın (Hz) çizildiği odyogram şeklinde kaydedilebilir. Bir odyogram örneği Şekil 1-22’de gösterilmektedir. Şekil 1-23. Bu odyogram aşırı gürültüden etkilenmenin ilk etkilerini göstermektedir. 4,000 Hz frekanstaki dönüm noktasına endüstriyel işitme kaybı oluşumunu belirlemektedir. Kim muayene edilmelidir Ön yerleştirme işitme eşiği testleri yalnızca gürültülü yerlerde çalışacak olanlardan değil, tüm iş başvurusu sahiplerinden alınmalıdır. Bu, daha sonraki karşılaştırma için her personele ait temel bir işitme eşiği belirler. Bir işyeri daha önce başka bir yerde ortaya çıkmış olan işitme kaybının sorumluluğundan kendisini korumak istiyorsa ön yerleştirme işitme testleri gereklidir. Bir personel işitme kaybına sahip olarak işe alınır ve bunun arkasından yüksek gürültü seviyelerine maruz bırakılırsa firma, personelin işe alınmadan önce işitme kaybı olduğu kanıtlanamazsa, personelin tüm işitme kaybından sorumlu olacaktır. Bazı eyaletlerde yakın zamanlarda işveren, geçmişteki etkilerden bağımsız olarak tazminata tabi tüm işitme kaybından sorumludur. Periyodik izleme işitme testleri, gürültü etkilerinin izin verilen seviyeleri geçtiği yerlerde bulunan kişilere uygulanmalıdır. 54 Periyodik izleme işitme testlerine ait program büyük ölçüde personelin gürültüden etkilenmesine bağlıdır. İşçinin işitme durumu kaydının işe alınması ya da yerleştirilmesi sırasında belirlendiğini düşünerek, ilk muayene yerleştirmeden 912 ay sonra yapılmalıdır. Yerleştirme odyogramına göre önemli bir eşik değişimi tespit edilmemişse bundan sonraki izleme testleri yıllık olarak yapılabilir. Gürültü etkisi nispeten düşük ise, izleme testleri arasındaki zaman aralığı arttırılabilir. Ancak, bu karar için etkilenme şartları ve önceki odyogramların ve klinik muayenelerin sonuçları esas alınmalıdır. Gürültü etkisi hiçbir şekilde bir kişinin odyogram sonuçlarının değişme nedeni değildir. İşitme durumunda bir değişiklik teyit edildiği zaman sebep belirlenmelidir. Kulaklığın kötü yerleştirilmesi ve test odasında aşırı ortam gürültüsü odyogram sonuçlarını kesinlikle etkileyecektir. Personelin sağlık ve yaş durumundan kaynaklanan fizyolojik değişiklikler de odyogram sonuçlarını etkileyebilir. Kişinin motivasyonu ve teste karşı tutumu performansı etkileyebilir. Endüstriyel odyometri programı gürültü etkisi ile ilgisi olmayan işitme eşik değişikliklerine uğrayan kişileri tespit edebilir. Bu işçiler teşhis ve tedavi için aile doktoruna gösterilmelidir. Ancak gürültü etkisi ile ilgili eşik değişiklikleri tespit edildiğinde bundan sonraki işlemler uygulanmalıdır. 1. İşçi tarafından takılıyorsa, işitme koruyucusunun uygun şekilde takıldığını kontrol edin. 2. İşitme koruyucusu takılmıyorsa, personelin işitme koruyucu takmasını teşvik edici eğitimleri tekrarlayın ya da bu eğitimleri başlatın. 3. Özellikle daha önce yapılan ses seviye etüdü gürültü tehlikelerini ortaya çıkarmamışsa işyerindeki gürültü seviyelerini araştırın. Bir işyerinin işitme koruma programı hakkında akıllı kararlar almak için odyometri test sonuçları ile ilişkili gürültü etki bilgileri gereklidir. Tüm işitme testleri ve tıbbi teşhis bir kişinin işitme durumunun giderek bozulduğunu gösteriyorsa, sağlık ve emniyet görevlisi işitme koruma donanımının kullanımını temin etmeli ve uygulamalı ve/veya kişinin aşırı gürültüden etkilenme durumunun kontrol edilmesini tavsiye etmelidir. Genel gürültü ortamı hakkındaki sonuçlar tek bir kişinin işitme durumundaki değişiklikleri esas almamalıdır, çünkü gürültüye karşı kişisel duyarlılıktaki 55 değişim çok farklılık gösterir. Ancak sonuçlar aynı gürültü ortamına maruz kalan bir grup işçideki ortalama değişikliklerden elde edilebilir. Endüstriyel odyometri programları Etkili bir endüstriyel odyometri programı aşağıdaki hususların dikkate alınmasını içermelidir: tıbbi gözetim; vasıflı personel; uygun test ortamı; kalibrasyon ve donanım; gerekli kayıtlar. Tıbbi gözetim. İşitme test programının işitme kaybını tespit etme ve tazminat talepleri için geçerli kayıtlar sağlama amaçlarını yerine getirebilmesi için işitme test programında tıbbi gözetim zorunludur. Bir çok küçük işyerinde bir sağlık birimi bulunmamasına rağmen bu işyerleri kısmi süreli tıbbi muayeneler kullanarak tıbbi genel tıbbi gözetim şartını yerine getirebilirler. Gürültüye duyarlı işçiler aynı gürültü şartlarında meslektaşlarına göre işitme kaybı tehlikesi ile daha fazla karşı karşıya olan işçilerdir. Bu iççiler tazminat talebinde bulunması en muhtemel olan ve işitme kaybı tehlikesi en yüksek olan grubu teşkil eder. İşe giriş muayenesi sırasında başvuru sahibi daha önceki mesleki tecrübesini ve kişisel hastalık ve yaralanma durumunu kapsayan ayrıntılı bir geçmişini vermelidir. Gürültülü ortamlarda çalışacak başvuru sahipleri için geçmiş daha önceki işlerdeki ve askerlik hizmetindeki gürültü etkisini içermelidir. Geçmişin tıbbi evresi kulak ağrısı sıklığı, kulak boşalması, kulak yaralanması, cerrahi operasyon (kulak ya da mastoid), bilinçsiz baş yaralanması, kulaklarda çınlama, yakın ailede işitme kaybı, uyuşturucu kullanımı, alerji ve toksik etkileri açıklamalıdır. Bu amaçla standart bir form hazırlanabilir. Vasıflı personel. Odyometri testleri özel olarak eğitilmiş hemşire, odyometris, odyolog ya da yetkili endüstriyel odyometri teknisyeni ya da işyeri işitme koruma görevlisi gibi vasıflı bir kişi tarafından uygulanmalıdır. Yetkili endüstriyel odyometri teknisyeni, asgari olarak Toplumlararası Odyometri Teknisyeni Eğitim Komitesi tarafından belirlenen kuralları yerine getiren bir eğitim programını 56 başarıyla tamamlamış ya da İşyeri İşitme Koruma Akreditasyon Konseyi tarafından belgelendirilmiş bir kişidir. Endüstriyel odyometri teknisyeninin görevleri temel ve periyodik saf sesli hava ile iletilen eşik testlerini yapmaktır. İyi odyometri testi için gerekli yüksek motivasyonu muhafaza etmek için, endüstriyel odyometri teknisyeninin doktor, odyolog ya da odyometri programında görevli diğer vasıflı bir kişi tarafından sistematik kontrol ve teşvik edilmesi tavsiye edilir. Kontrol, odyometri teknisyeni tarafından kullanılan test işlemlerinin belirlenen işlemlere uygun olmasını sağlamak için, bu işlemlerin periyodik olarak incelenmesini içermelidir. Uygun test ortamı. İşitme ölçümleri, ANSI S3.1-1960 (R1971), Odyometre Odalarındaki Fon Gürültüsü Ölçütleri’nde belirtilen şartlara uygun bir test odasında ya da kabinde yapılmalıdır. Harici seslerin personelin test sesini algılamasına müdahale etmemesi için, oda ya da kabin muhafaza içinde yeterince sessiz olmalıdır. Bu genellikle özel ve sese karşı işlem görmüş bir muhafaza gerektirir (Şekil 1-23). İşitme test odaları dış duvarlardan, asansörlerden ve ısıtma ve su gürültülerinin bulunduğu yerlerden uzakta bulunmalıdır. Test yerindeki fon gürültü seviyeleri standardın izin verdiği ses seviyelerini aşmıyorsa, fon gürültüsü işitme test sonuçlarını etkilemeyecektir. Şekil 1-24 İşitme Test Odası İşitme test kabini ya da odası prefabrik bir ünite ya da bina içinde inşa edilmiş bir yer olabilir. Kapılar, contalar ve odanın ya da kabinin bozulabilen, eğrilebilen ya da çatlayabilen diğer parçaları periyodik olarak dikkatle kontrol edilmelidir. Uygun akustik standartlara ek olarak kabin ya da odaya kolay girilip çıkılabilmeli ve oda ya da kabinde iyi, rahat bir havalandırma ve aydınlatma sağlanmalıdır. 57 Odyometri teknisyeni oda ya da kabin dışında oturabilmeli ancak, bir pencereden odanın içini görebilmelidir. Uygun bir oda seçmek için önerilen test yerinde bir gürültü etüdü yapmak gerekir. Her test frekansındaki gürültü seviyeleri bir oktav bantlı ses seviye ölçer kullanılarak ölçülmeli ve kaydedilmelidir. Her frekansta mevcut olan fon gürültü seviyelerinin azalması ve geçerli ANSI standardında belirtilen izin verilen maksimum fon seviyelerini geçmemesi için seçilen odyometrik kabin yeterli gürültü zayıflatma özelliğine sahip olmalıdır. Kalibrasyon ve donanım. Sınırlı aralıklı, saf ses odyometreleri Odyometrelerle İlgili Şartlarda yer alan geçerli ANSI standardına uygun olmalıdır. İki temel odyometre tipi vardır: otomatik kaydeden odyometreler ve manuel çalışan odyometre. Odyometre her gün kullanılmadan önce biyolojik kontrole tabi tutulmalıdır. Biyolojik kontrol işitme eşiği bilenen ve dengeli olan bir kişinin işitme durumu test edilerek yapılmalıdır. Kontrol sırasında, kulaklıkta test sesleri dışında başka seslerin üretilmemesini sağlamak için, bir sicim ya da tel hareket ettirilmeli ve bükülmeli, düğme döndürülmeli, anahtar çalıştırılmalı ve butona basılmalıdır. Bu iş için gerekli özel donanım ve vasıflı teknik personele sahip bir onarım ve kalibrasyon tesisi tarafından odyometri test cihazının her yıl kapsamlı bir elektronik kalibrasyonu yapılmalıdır. Odyometre ile birlikte daima bir kalibrasyon belgesi bulunmalıdır. Gerekli kayıtlar. Odyometri test programlarında kullanılan tıbbi form, işitmenin değerlendirilmesiyle ilgili tüm temel bilgileri içermelidir. Personelin işitme durumu her test edildiğinde, işitme eşik değerleri, gürültüden etkilenme geçmişi ve ilgili tıbbi geçmiş bilgileri doğru olarak kaydedilmelidir. Personel isim, sigorta sicil numarası, cinsiyet ve yaş ile tanımlanmalıdır. Test tarihi ve saati (haftanın günü, günün saati), test şartları ve incelemeyi yapanın adı gibi ilave bilgiler de bulunmalıdır. Odyometri test kayıtları en azından personelin istihdamı süresince muhafaza edilmelidir. Kayıtlar, işitme kaybı nedeniyle açılacak davalarda çözümü için bir esas olabilir. Periyodik odyogramlar personelin işitme hassasiyetinin bir profilidir. Önceki odyogramların sonuçlarından herhangi bir farklılık araştırılmalıdır. İşitme 58 kaybının bir sebebi, personelin işitme koruyucularının yetersiz olması ya da yanlış takılmasıdır. Odyometri test programı hem pratik hem de elverişli olmalıdır. Test edilecek toplam personel sayısının çok az olduğu küçük işyerleri bir kabin ve odyometre satın almak uygun olmayabilir. Seyyar bir odyometre test hizmetinden faydalanmak ya da bu az sayıdaki personeli gerektiği şekilde donatılmış ve gerekli personele sahip mahalli bir işitme merkezine ya da uzman bir doktor ya da odyologa odyometrik muayeneye göndermek daha ekonomik olabilir. Odyometri testi kapsamlı bir işitme koruma programının ayrılmaz bir parçasıdır. Aşağıdaki bölümde anlatılan OSHA İşitme Koruma Standardı odyometri testine ait özel şartları açıklamaktadır. İŞİTME KORUMA PROGRAMLARI Etkili bir işitme koruma programı işyerindeki gürültü etkisinden kaynaklanan işitme bozulmasını önler. İşyeri Gürültü Standardı Gürültüden etkilenmeleri 8 saatlik 85 dBA’nın üzerindeki tüm işçiler beş temel bölümden oluşan bir işitme koruma programına dahil edilmelidir: etkili izleme, odyometri testi, işitme koruyucuları, personel eğitimi ve kayıt tutma. 8 saatlik TWA izin verilen etki 90 dBA’da kalmasına rağmen işitme koruma programı 85 dBA 8 saatlik TWA’da zorunlu olduğuna dikkat edilmelidir. Ülkemizde ise izin verilen etki normal işlerde 80 dBA, Ağır ve tehlikeli İşlerin yapıldığı yerlerde, koruyucu kullanmak şartı ile 95 dBA dır. Aşağıdaki özet, işitme koruma programının gerekli bölümlerini kısaca açıklamaktadır. İzleme. İşverenlerin, 8 saatlik 85 dBA ya da daha fazla TWA’ ya maruz işçileri doğru olarak tespit edecek şekilde gürültü seviyelerini izlemelerini 59 öngörmektedir. Etki ölçümü 80 – 130 – dBA aralığında tüm gürültüyü içermelidir. Şart performansa yöneliktir ve işverenlerin her duruma en uygun izleme yöntemini seçmelerine izin verir. İşçiler izleme işlemlerini izleme hakkına sahiptir ve ayrıca etki izlemenin sonuçları kendilerine bildirilmelidir. Ancak, işçilere bildirmek için kullanılan yöntem işverenin isteğine bırakılmıştır. İşverenler, etkilenmelerde, yeni işitme koruyucular gerekecek kadar değişiklik olduğunda ya da 8 saatlik 85 dBA’ya maruz kalmadıkları için daha önceden programa dahil olmayan işçiler programa dahil olduğunda işçilerin etkilenmelerini izlemelidir. İşçilerin etkilenmesini izlemek için kullanılan cihazlar ölçümlerin doğru olmasını sağlamak için kalibre edilmelidir. Kalibrasyon işlemleri her cihaz için ayrı olduğundan işverenler ne zaman ve ne kapsamda kalibre edileceğini belirlemek için imalatçının talimatlarına uymalıdır. Odyometri testi. Odyometri testi yalnızca işçinin zamana göre işitme hassasiyetini izlemez aynı zamanda, işverenlere işitme ve işitme durumlarını koruma ihtiyacı konusunda işçileri eğitme fırsatı sağlar. Odyometri test programı temel odyogramların ve yıllık odyogramların elde edilmesi ve eğitim ve izleme işlemlerinin başlatılmasını içerir. Odyometri test programı işverenin işitme koruma programı tarafından işitme kaybının önlenip önlenmediğini göstermelidir. Odyometri testine ortalama etkilenme seviyesi 85 dBA olan tüm çalışanlar başvurabilmelidir. Programdan bir odyolog, otolaringolog ya da doktor sorumlu olmalı, ancak bir vasıflı teknisyen testi yaparken hazır bulunmasına gerek yoktur. Uzmanın sorumlulukları programın ve teknisyenlerin çalışmasının gözlenmesi, problemli odyogramların incelenmesi ve havale gerekip gerekmediğinin belirlenmesidir. Odyometri testini bir uzman ya da eğitimli bir teknisyen yapabilir. Odyometri testlerinin uygulanmasına ek olarak test görevlisi (ya da gözetimci uzman) aynı zamanda, odyometrenin düzgün çalıştığını görmek, standart eşik kaymaları (HCA’ da tanımlanan) açısından odyogramları incelemek ve bir uzman tarafından daha fazla değerlendirme gerektiren odyogramları tespit etmek için testlerin uygun bir ortamda yapılmasını sağlamaktan da sorumludur. Odyogramlar. İşitme koruma programından gerekli iki tip odyogram vardır: temel ve yıllık odyogramlar. Temel odyogram daha sonraki odyogramların 60 karşılaştırıldığı referans odyogramdır. Temel odyogramlar işçinin 85 dBA ya da daha yüksek TWA’dan ilk etkilendiğinden itibaren 6 ay içinde çıkarılmalıdır. İşverenler odyogramları mobil test araçlarında elde ettiği zaman temel odyogramlar, işçinin ortalama 85 dBA ya da daha yüksek işyeri gürültü seviyelerine ilk maruz kaldığından itibaren 1 yıl içinde tamamlanmalıdır. Ayrıca, mobil araçlar kullanıldığı zaman ve işverenlerin temel testi bir yıla kadar geciktirmelerine izin verildiği zaman 85 dBA ya da daha yüksek seviyelere maruz kalan işçilere etkilenmeden 6 ay sonra işitme koruyucuları verilmeli ve işçi tarafından bunlar takılmalıdır. İşitme koruyucuları temel odyogram elde edilinceye kadar takılmalıdır. Uzman gözetmen odyogramın geçerli olduğunu tespit ederse, değişikliğin yürürlüğe giriş tarihinden önce alınan temel odyogramlar temel odyogram olarak kabul edilebilir. Yıllık odyogram temel odyogramdan itibaren 1 yıl içinde yapılmalıdır. İşitme kaybı ilerlemeden koruyucu izleme tedbirlerinin başlatılması için işitme hassasiyetindeki değişiklikleri tespit etmek amacıyla işitme durumunun yıllık olarak test edilmesi gerekir. Odyogramın değerlendirilmesi. Yıllık odyogramlar, odyogramın doğru olup olmadığını tespit etmek ve işçinin işitme yeteneğini kaybedip etmediğini tespit etmek için; yani standart eşik kayması (STS) olup olmadığını tespit etmek için temel odyogramlarla rutin olarak karşılaştırılmalıdır. Etkili bir program bir STS’ nin üniform bir tanımına bağlıdır. STS, değişiklikte, 2,000, 3,000 ve 4,000 Hz frekanslarda kulaklardan birinde 10 dBA ya da daha fazla ortalama eşik kayması (ya da kayıp) şekline tanımlanmaktadır. Bir ortalama hesaplayarak STS tespit yöntemi seçilmiştir, çünkü bu yöntem, daha sonra işitme yeteneğinde önemli bir değişiklik olmadığı gösterilen, STS’li olduğu tespit edilen kişi sayısını azaltır. STS tespit edilirse işçi yeterli işitme koruyucularla teçhiz edilmeli, nasıl kullanılacağı gösterilmeli ve bunları takması istenmelidir. Ayrıca, odyometri test sonuçlarının STS gösterdiğinin tespit edilmesinden itibaren kanuni süre aşılmadan işçiye bildirilmelidir. Uzmanın, test sonuçlarının şüpheli olduğunu belirlemesi halinde ya da işitme koruyuculardan kaynaklanan veya işitme koruyucuların ağırlaştırdığı tıbbi yapıda bir kulak problemine sahiplerse bazı STS’li işçiler daha fazla teste tabi tutulmayabilir. Şüphelenilen tıbbi problemin koruyucu takılması ile ilgili olmadığı düşünülüyorsa, işçilere yalnızca bir doktora görünmeleri 61 bildirilmelidir. Daha sonraki odyometri testleri bir önceki programda tespit edilen STS’ nin sürekli olmadığını gösteriyorsa ortalama 90 dBA seviyeye maruz kalan işçiler işitme koruyucu kullanmayı bırakabilirler. Programa nezaret eden uzmanın işçinin sürekli bir STS’si bulunduğunu tespit etmesi haline bundan sonraki odyogram orijinal temel odyogramın yerine koyabilir. Değiştirilen odyogram değiştirilmiş temel odyogram olarak adlandırılır. Bu değiştirme aynı kaymanın tekrar tekrar tespit edilmemesini sağlayacaktır. Uzman aynı zamanda, temel odyogramı işitmede bir iyileşme olduktan sonra almaya da karar verebilir, bu, temel odyogramın mümkün olduğunca gerçek eşikleri yansıtmasını sağlayacaktır. Bir temel odyogram değiştirildiğinde işveren mutlaka orijinal odyogramı da muhafaza etmelidir. Geçerli odyogramlar elde etmek için odyometreler, standartta göre kullanılmalı, bakımı yapılmalı ve kalibre edilmelidir. İşitme koruyucuları. İşitme koruyucular 85 dBA ya da daha yüksek ortalama seviyelere maruz kalan tüm işçilerin kullanımına açık utulmalıdır. Bu şart işçilerin işitme kaybına uğramadan koruyuculara ulaşmasını sağlayacaktır. Seyyar test araçlarının işyerine yılda bir defadan daha sık gelmesi uygun olmadığı için temel odyogramlar geciktirildiğinde işçiler koruyucuları, 85 dBA ya da daha fazla ortalama gürültü seviyelerine ilk kez maruz kaldıklarından itibaren temel odyogramları çıkarılıncaya kadar en az 6 ay süreyle takmalıdır. İşitme koruyucuların kullanımı aynı zamanda eşik kaymaları olan işçiler için de zorunludur, çünkü bu işçiler gürültüye özellikle duyarlıdır. İşitme koruyucuların takılması konusunda eğitilmiş bir kişinin yardımıyla işçiler, hangi boyut ve tipteki koruyucunun kendi iş ortamları için en uygun olduğuna karar vermelidir. Seçilen koruyucu takılması rahat olmalı ve işitme kaybını önlemeye yeterli zayıflatma sağlamalıdır. İşçilere koruyucularını nasıl kullanmaları ve bakımını nasıl yapmaları gösterilmeli ve koruyucuları doğru olarak takmaya devam etmelerini sağlamak için çalışmaları sırasında kontrol edilmelidir. İşitme koruyucular her çalışanın çalışma ortamında yeterli gürültü azaltmasını sağlamalıdır. Çalışma koşullarında işitme koruyucusunu yetersiz hale getirecek bir değişiklik olduğunda işveren, çalışanların mevcut koruyucularının uygunluğunu yeniden değerlendirmelidir. Eğer işyeri gürültü seviyeleri artarsa, 62 çalışanlara daha etkili koruyucular verilmelidir. Bir STS ortaya çıktığı zaman koruyucu gürültüye maruz kalma seviyesini en az 90 dBA veya 85 dBA’ya indirecektir. Eğitim. Çalışanların eğitimi önemlidir. Çünkü işçiler işitme koruma programının gereklerini ve işitmelerini korumanın neden gerekli olduğunu anladıkları zaman, programa faal olarak katılma konusunda daha iyi motive olacaklardır. Çalışanlar koruyucuları takarken ve odyometrik testlerden geçerken işbirliği yapmaya daha istekli olacaklardır. 85 dBA ve daha fazla TWA’ ya maruz kalan çalışanlar aşağıdaki konularda en az yılda bir eğitime tabi tutulmalıdır: gürültünün etkileri; çeşitli tiplerdeki işitme koruyucuların amaçları, avantajları, dezavantajları ve gürültüyü azaltama özellikleri; koruyucuların seçimi, takılması ve bakımı; ve odyometrik test usullerinin amacı. Eğitimin bir defada gerçekleştirilmesi gerekli değildir. Gerekli konular ele alındığı sürece program herhangi bir formatta yapılandırılabilir ve farklı bölümler farklı bireyler tarafından gerçekleştirilebilir. Örneğin, odyometrik usuller odyometrik testin hemen ardından ele alınmalıdır. Eğitim, çalışanlara yıllık olarak gürültünün işitme için zararlı olduğunu ve yerine göre bir işitme koruyucu takarak ve odyometrik teste katılarak zararı önleyebileceklerinin hatırlatılmasını gerektirir. Kayıt tutma. Gürültüye maruz kalma ölçüm kayıtları en az 2 yıl süreyle muhafaza edilmelidir. Odyometrik test sonuçlarının kayıtları etkilenen çalışanın istihdam süresi boyunca muhafaza edilmelidir. Odyometrik test kayıtları çalışanın ismini ve iş sınıflandırmasını, testin gerçekleştirildiği tarihi, incelemeyi yapanın ismini, akustik veya kapsamlı kalibrasyonun tarihini, odyometrik test odalarındaki arka plan ses basınç seviyelerinin ölçümlerini ve çalışanın en son gürültüye maruz kalma ölçümünü içermelidir. 63