Avrupa Birli¤i Yurttafll›¤›: Var Olamayan Bir Gerçeklik mi? Ayhan Kaya Bu bölümün amac›, yurttafll›k tart›flmalar›n›n tarihsel ba¤lam›na referansla Avrupa Birli¤i yurttafll›¤› kurumunun ne denli bir gerçeklik haline geldi¤i konusunda birtak›m saptamalarda bulunmakt›r. Etno-kültürel ve dinsel referanslarla bezenmifl ulusal yurttafll›k kurumundan daha siyasal, seküler ve ulus ötesi birtak›m unsurlar› içinde bar›nd›ran Avrupa Birli¤i yurttafll›¤›na geçifl konusunda birtak›m iflaretlerin belirdi¤i günümüzde AB yurttafllar›n›n kendi ülke yurttafll›klar›yla AB yurttafll›¤› aras›nda ne tür bir ba¤›n oldu¤u konusu daha fazla önem kazanmaktad›r. AB yurttafll›¤›, tarihsel ba¤lamda yurttafll›k tart›flmalar›n›n neresinde yer al›r? AB yurttafll›¤› asl›nda ülke yurttafll›¤›n›n hiyerarflik olarak alt›nda m› yer al›r? AB yurttafll›¤› gerçekli¤i olmayan bir yan›lsama m›d›r? AB yurttafll›¤›, kendi ülkeleri d›fl›nda di¤er AB ülkelerinde yaflayan AB yurttafllar› için ne tür haklar sa¤lamaktad›r? AB yurttafll›¤› tart›flmalar›n›n Türkiye aç›s›ndan ne tür etkileri söz konusu olabilir? Bu bölüm yukar›da sözü edilen sorulara yan›t bulmaya çal›flacakt›r. 1. Yurttafll›k Kurumunun Tarihsel Geliflimi Modern anlamdaki yurttafl (citoyen, citoyenne) kavram› ilk kez, Frans›z Devrimi’ni gerçeklefltirenlerce eflitlik olgusunu vurgulamak amac›yla kullan›lm›flt›r. Ulus-devletin siyasal seçkinlerince ideolojik bir ayg›t olarak kullan›lan modern yurttafll›k kurumunun, 1950’li y›llardan bu yana h›zla yükselen ulusal ve uluslararas› göç, nüfus hareketleri, etnik hareketler, gençlik hareketleri, kad›n hareketleri, çevre hareketleri ve küreselleflmeyle çok-etnili ve çok-kültürlü bir nitelik kazanan heterojen toplumlar›n ihtiyaçlar›na tam anlam›yla karfl›l›k veremedi¤i gözlenmektedir. Günümüzde art›k, ulusal nitelikli yurttafll›k anlay›fl›ndan ço¤ul yurttafll›k (multiple citizenship) anlay›fl›na, di¤er bir deyiflle kozmopolitan yurttafll›k, çokkültürlü (multicultural) yurttafll›k, ulus-ötesi (post-national) yurttafll›k, diasporik (diasporic) yurttafll›k, ulusafl›r› (transnational) yurttafll›k, esnek (flexible) yurttafll›k, ekolojik yurttafll›k, radikal demokratik yurttafll›k ve Avrupa yurttafll›¤› gibi yeni aç›l›mlara do¤ru yol al›nd›¤›na tan›k olmaktay›z.1 Modern yurttafll›k kavram›, bireyin devletle olan iliflkisinde sahip olmas› gereken haklar› ve yerine getirmesi gereken yükümlülükleri ifade eden anayasal bir kavramd›r. Bu kurum, ortaya ç›kt›¤› ilk günden itibaren, özellikle modern ulus-devletin oluflum süreci içinde, yönetici toplumsal s›n›flar (gruplar) taraf›ndan halk y›¤›nlar› üzerinde hegemonya kurmak amac›yla kullan›lan ideolojik bir ayg›t olagelmifltir. ‹deolojik diyorum, çünkü kapitalist devlette iktidar› elinde bulunduran gruplar›n siyasal, sosyal, medeni ve ekonomik kaynaklardan pay alma giriflimiyle kamusal alanda görünür olmaya bafllayan yeni toplumsal gruplar›n sözkonusu taleplerine karfl›l›k vermek ve bu tür gruplar›n gelifltirdikleri hareketleri etkisiz k›labilmek için yurttafll›k kurumunun kendilerine sa¤lad›¤› birtak›m imkanlar› kulland›klar› bilinmektedir. Modern yurttafll›k kurumu, ayn› zamanda, milliyetçi ideolojiye destek olma niteli¤inde, bireylerin ‘benzerlik’ temelinde ayn› ulusal kültüre aidiyetlerini (inclusion) ve/veya ‘farkl›l›k’ temelinde ‘yabanc›lar›n’ bu ulusal kültürden d›fllanmalar›n› (exclusion) belirleyen bir kurumdur. Yurttafll›k, Eski Yunan’dan günümüze de¤in oluflan siyasal toplumlar kadar tarihi bir kurum olmakla birlikte, tarih için1 Tüm bu farkl› tireli-yurttafll›k kavramlar› hakk›nda ayr›nt›l› bilgi için bkz. A. Kaya, “Ulusal Yurttafll›ktan Ço¤ul Yurttafll›¤a?” A. Kaya ve G. G. Özdo¤an (der.), Uluslararas› ‹liflkilerde S›n›r Tan›mayan Sorunlar içinde, ‹stanbul, Ba¤lam, 2003. Esnek (Flexible) yurttafll›k konusunda ayr›nt›l› bilgi için bkz. A. Ong, Flexible Citizenship: The Cultural Logics of Translocality, Londra, Duke University, 1999. 39 de büyük dönüflümler geçirmifltir. Sözgelimi Aristo, yurttafll›¤› flehir-devletleri yöneticilerinin sahip olduklar› ayr›cal›kl› bir sosyal ve siyasal statü olarak tan›mlam›flt›r. Ancak, günümüzün modern demokratik devletinde ise, evrensel yurttafll›k kavram›n›n ifade etti¤i anlam, oy kullanmak suretiyle siyasal karar alma sürecine kat›lmak ve birtak›m medeni, toplumsal, kültürel ve ekonomik haklardan faydalanabilmektir. Tarihte yaflanan toplumsal de¤iflimlerle birlikte, yurttafll›k sadece belirli gruplara verilmifl bir ayr›cal›k olmaktan ç›km›fl, ulusal devletin s›n›rlar› içinde ve/veya ötesinde yaflayan bireylerin ço¤unlu¤unu kapsayan bir kurum haline gelmifltir.2 ‹kinci Dünya Savafl› sonras› dönemde, modern yurttafll›k kurumu önemli de¤iflimlerden geçmifltir. Bu dönem toplumsal yurttafll›¤›n refah devleti içerisinde kurumsallaflt›r›ld›¤› dönemdir. Toplumsal yurttafll›k aflamas›na gelinceye de¤in, medeni ve siyasal haklarla örülmüfl yurttafll›k kurumunun Bat› Avrupa’da geçirdi¤i dönüflüm sürecini T. H. Marshall’a referansla özetlemek mümkün. T.H. Marshall’›n savafl sonras› dönemde, 1949 y›l›nda kaleme ald›¤› Yurttafll›k ve Toplumsal S›n›flar adl› ünlü makalesi, yurttafll›k kavram› üzerine çal›flan pek çok sosyolog ve siyaset bilimcinin öncelikli olarak baflvurdu¤u kaynak haline gelmifltir.3 ‹ngiliz ‹flçi Partisi’nin sosyal refah devleti vaatleriyle henüz iktidara geçti¤i bir dönemde bu makaleyi kaleme alan Marshall, büyük bir iyimserlik içinde görüfllerini dile getirmifltir. Marshall bu çal›flmas›nda, serbest piyasa ekonomisine sahip toplumlarda yer alan önemli bir çeliflkiye de¤inir. Bu çeliflki, evrensel oy hakk›yla gündeme gelen siyasal eflitlik ile sosyal-ekonomik eflitsizli¤in ayn› anda varolmas›d›r. Marshall, modern yurttafll›k kurumunu bu tür çeliflkilerin çözümünde kullan›labilecek bir kurum olarak de¤erlendirmifltir. Ona göre, yurttafll›k, sosyal, siyasal ve ekonomik kaynaklar›n s›n›flar aras› bölüflümü sürecinde ortaya ç›kan gerilimlerin, yönetici siyasal elit taraf›ndan çözümünde kullan›lan ideolojik bir kurumdur. T.H. Marshall’›n ‹ngiltere ba¤lam›nda yurttafll›¤a iliflkin iflaret etti¤i noktalar günümüzde hâlâ geçerlili¤ini korumaktad›r. Ona göre, yurttafll›k kurumu, ‘eflitsizlik sistemi’ olarak kabul gören kapitalizme paralel olarak yükselen bir kurumdur. Di¤er bir deyiflle yurttafll›k, kapitalizmin yaratt›¤› eflitsizlikleri belli oranda gideren bir kurum olarak ifade edilmifltir. Hatta Marshall, daha da ileri giderek, yurttafll›¤›n, kapitalist toplumsal yap› içindeki eflitsizliklerin devam›n› sa¤layan ve meflrulaflt›ran bir kurum oldu¤unu söyler. Her ne kadar, Marshall yurttafll›¤a iliflkin kuram›n› ‹ngiliz toplumunun deneyimlerinden yola ç›karak oluflturmuflsa da, onun bu kuram› bize, modern yurttafll›k kurumunun arkas›ndaki itici gücün kapitalizm oldu¤unu aç›kça gösterir. Marshall, modern yurttafll›¤›n oluflumunu üç temel eksende ele alm›flt›r: medeni haklar, siyasal haklar ve sosyal haklar. ‹lk eksen, 17. yüzy›lda mutlakiyetçili¤e ve bask›c› rejimlere karfl› bir tepki olarak gündeme gelen ve daha sonra hukuk mahkemeleri, herkesin hukuk önünde eflitli¤i (habeas corpus) ilkesi, adil yarg›lama, sözleflme hakk› ve mülkiyet hakk› gibi haklar› içerecek flekilde yayg›nlaflan medeni haklar olarak gündeme gelmifltir; ikinci eksen, 18. ve 19. yüzy›llarda modern demokrasinin oluflmaya bafllamas›yla birlikte gündeme gelen evrensel seçme hakk›, seçilme hakk› ve örgütlenme hakk› gibi haklar›n ortaya ç›kmas›na yol açan siyasal haklar fleklinde belirmifltir; di¤er taraftan üçüncü eksen ise, yirminci yüzy›lda sa¤l›k ve e¤itim hizmetleri ile iflsizlik paras› ve çocuk paras› gibi hizmetleri sunan, refah devletinin oluflumuna yol açan sosyal haklar fleklinde ortaya ç›km›flt›r. 2 3 40 Yurttafll›k kurumunun tarihsel süreç içerisinde nas›l de¤iflti¤ini ayr›nt›l› bir flekilde görebilmek için bkz. Kaya, 2003. T. H Marshall ve T. Bottomore, Citizenship and Social Class, Londra, Pluto Press, 1950/1992. (Çeviri A. Kaya, Yurttafll›k ve Toplumsal S›n›flar, ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, 2006.) Tablo 1. T.H. Marshall’a referansla tan›mlanan klasik hak ve ödevler Hak ve Ödev Eksenleri Haklar Ödevler Medeni Haklar ve Ödevler Yerleflim ve seyahat özgürlü¤ü; pasaport ve diplomatik korunma hakk›; özgürlük hakk›; ifade özgürlü¤ü; mülkiyet edinme hakk›; eflitlik hakk›… Vergi verme ödevi; askerlik hizmeti vb. Siyasal Haklar ve Ödevler Oy kullanma hakk›; seçilme hakk›; siyasal ifade özgürlü¤ü… Oy kullanma ödevi… Sosyal Haklar ve Ödevler Çal›flma hakk›; sa¤l›k, e¤itim, emeklilik, iflsizlik türü alanlarda asgari sosyal güvenlik hakk›; kamu görevlilerinden hizmet isteme hakk›… Kamu görevlerinde çal›flanlar›n hizmet sunma ödevi… Marshall’›n yurttafll›k kuram›, liberal kapitalizmin önemli sorunlar›na çözüm bulma aray›fl›ndad›r. Di¤er bir deyiflle, Marshall, ‘siyasal demokrasi ile kapitalist iktisadî sistemin bir arada yürütülmesi için gereken koflullar›n nas›l sa¤lanaca¤›’4 sorusunu yan›tlamaya çal›flm›flt›r. Bu sorunun yan›t›, ‘refah devleti yoluyla’ fleklinde olmufltur. Çünkü, refah devletinin, olumsuz koflullarda yaflayan iflçi s›n›f›n›n hayat standartlar›n› yükseltmesi beklenmifltir. Marshall’›n, Nikos Poulantzas’›n yaklafl›m›na benzer bir flekilde, yurttafll›¤› bir tür siyasal ideoloji olarak alg›lad›¤› iddia edilebilir.5 Ona göre yurttafll›k, merkezi kapitalist devletin, sistem karfl›t› merkezkaç gruplar› birtak›m ödünler ve haklar vererek merkeze çekebilmek amac›yla kulland›¤› bir ideolojidir. Öte yandan baz› yazarlar, Marshall’›n gere¤inden fazla refah devleti tart›flmas›na girdi¤ini ve di¤er baz› önemli konular› göz ard› etti¤ini düflünürler. Bryan S. Turner, Marshall’›n refah devletinin sundu¤u medeni, siyasal ve sosyal haklarla çok fazla ilgilendi¤ini, ancak kültürel haklar konusuna hiç de¤inmedi¤ini söyleyerek onu elefltirir.6 Benzer flekilde, Tom Bottomore da, Marshall’›n toplumsal cinsiyet, etnik az›nl›klar, insan haklar› ve do¤al çevre gibi konulara gereken önemi vermedi¤ini savunur.7 Marshall, yurttafll›¤›n tarihsel aç›dan geliflimini irdelerken, yurttafll›¤›n hemen her ülkede farkl› tarihsel dilimlerde de olsa ayn› süreçlerden geçece¤ini öngören (teleolojik) bir yaklafl›m sergiledi¤i için de elefltirilmifltir.8 Bu yaklafl›ma göre, yurttafll›k kurumu ilk kez eski flehir-devletlerinde ortaya ç›km›fl, daha sonra orta ça¤larda yurttafllar, kilisenin tanr›sal iktidar› ile krallar›n dünyevi iktidarlar›na tâbi olmufllard›r. Modern 4 5 6 7 8 B. S. Turner, “Contemporary Problems in the Theory of Citizenship,” B. S. Turner (der.), Citizenship and Social Theory içinde, Londra, Sage Publications, 1993: 6. N. Poulantzas’›n bu yaklafl›m› için bkz. N. Poulantzas, Political Power and Social Classes, Londra, New Left Books, 1973. Benzeri bir tart›flma, K. Marx taraf›ndan 1843 tarihinde kaleme al›nan ‘On the Jewish Question’ adl› makalesinde yap›lm›flt›r. Fransa ve Almanya’daki Yahudi sorununu karfl›laflt›ran Marx, siyasal ve medeni haklar›n yurttafll›k haklar› olarak ele al›nd›¤›nda ideolojik bir nitelik tafl›d›¤›n› söylemifl ve bu haklar›n yurttafll›k haklar› olarak de¤il de insan haklar› olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini ileri sürmüfltür. Bkz. K. Marx, “On the Jewish Question,” K. Marx and F. Engels, Collected Works, Vol. 3 içinde, New York, International Publishers, 1844/1975: 146-174. Turner, 1993: 7. T. Bottomore, “K›rk Y›l Sonra Yurttafll›k ve Toplumsal S›n›flar”, T. H. Marshall ve T. Bottomore (der.), Yurttafll›k ve Toplumsal S›n›flar içinde, ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, 2005, (Çev. Ayhan Kaya): 55-93. Turner, 1993: 7-8. 41 ulus-devlet infla edildi¤i zaman, yurttafllar bu kez ulusal devletlerin iktidarlar›na ba¤›ml› olmufllard›r. Bu s›ran›n her toplumda benzer flekilde gerçekleflmesini beklemek mümkün de¤ildir. Marshall’›n yaklafl›m›ndaki di¤er bir sorun da, medeni, siyasal ve sosyal haklar fleklinde olan s›rayla iliflkilidir. Sözgelimi, günümüzde baz› modern devletlerde, kad›nlar›n sosyal haklar› elde etmelerine ra¤men, önemli medeni ve siyasal haklara henüz kavuflamad›klar› söylenebilir;9 yine günümüzde Almanya’da misafir iflçi (Gastarbeiter) olarak bilinen Türk iflçilerinin ve onlar›n çocuklar›n›n, henüz siyasal haklar› tam olarak elde etmemifl olsalar da sosyal ve medeni haklardan büyük ölçüde faydaland›klar›n› söylemek mümkün.10 Hatta, ‹sveçli sosyal bilimci Thomas Hammar, bu durumdaki kimseleri tan›mlayabilmek için ‘denizen’ kavram›n› üretmifltir.11 Bu her iki örnekte de görülece¤i üzere, Marshall’›n çizdi¤i teorik çerçeveye göre, medeni-siyasal-sosyal fleklindeki s›rayla elde edilen haklar›n, zaman zaman farkl› s›ralarla elde edilmelerinin mümkün oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz. Marshall’›n yurttafll›k kuram›ndaki bu belirsizlikler nedeniyle, yurttafll›¤›n dünyan›n her yerinde tek tip oldu¤u gibi hatal› bir sonuca ulaflmak mümkün. Turner, bizleri böyle bir hata yapmaktan kurtarman›n yollar›n› ararken, Avrupa’da tek tip yurttafll›ktan söz edilemeyece¤ini ve yurttafll›¤›n dört farkl› türde ele al›nabilece¤ini söyler. Turner, bu dört farkl› yurttafll›k türünü anlat›rken iki farkl› temel kriterden söz eder. Birinci kriter, yurttafll›¤›n yukar›dan m› yoksa afla¤›dan m› gelen de¤iflimlerle ortaya ç›kt›¤› (aktif ve pasif); ikinci kriter ise, yurttafll›¤›n özel alanda m› yoksa kamusal alanda m› olufltu¤u konusudur (özel ve kamusal). Tablo 2. Turner’a göre farkl› yurttafll›k anlay›fllar›12 Aktif/Tabandan Pasif/Yukar›dan Özel Alan Liberal ço¤ulcu yurttafll›k (ör. ABD) Plebisiter Otoriter (ör. Nazi Almanyas›) Kamusal Alan Devrimci yurttafll›k (ör. Fransa) Edilgen (meflru kurumlar) demokratik (ör. ‹ngiltere) Turner, kendi kuram›na göre tan›mlad›¤› yurttafll›k türlerini flu flekilde ifade eder: “Fransa ve Amerika’da oldu¤u gibi, yurttafll›k haklar›n›n devrimci bir çizgide elde edildi¤i ülkelerde, tabandan gelen aktif ve radikal bir yurttafll›k gelene¤inin olufltu¤unu görmek mümkün. Buna karfl›n, yurttafll›¤›n tavandan tabana geliflti¤i ülkelerde, oldukça pasif ve olumsuz bir nitelik kazand›¤›n› görürüz. Özel alan ve kamusal alan ayr›m› ise, yurttafll›¤›n kültürel yönlerini a盤a ç›karmas› aç›s›ndan ayr›ca önemlidir... Siyasal alan›n [kamusal alan›n] s›n›rl› oldu¤u toplumlarda, yurttafll›¤›n pasif ve özel oldu¤unu görürüz.”13 9 Turner, 1993: 8. 10 Y. Soysal, Limits of Citizenship: Migrants and Postnational Membership in Europe, University of Chicago, 1994. Almanya’da yaflayan misafir iflçiler bugüne de¤in siyasal ve medeni alanlarda ciddi bir tecrit yaflam›fllard›r. 1965 y›l›nda ç›kar›lan Yabanc›lar Yasas› ile Alman yurttafl› olmayan yabanc›lar siyasal ve medeni haklardan mahrum b›rak›lm›fllard›r. Ayn› flekilde Fransa ve Belçika’da da yabanc›lar 1980’lere de¤in benzer haklara sahip olamam›fllard›r. 11 T. Hammar, Democracy and the Nation-State, Aldershot, Avebury, 1990. Denizen kavram›, siyasal haklar d›fl›nda di¤er medeni ve sosyal haklara sahip olan yerleflimcileri veya sakinleri ifade etmek için kullan›lmaktad›r. 12 Al›nt›layan A. Kad›o¤lu, “Türkiye’de vatandafll›k ve bireyleflme: iradenin ak›l karfl›s›ndaki zaferi”, F. Keyman (ed.), Liberalizm, devlet, hegemonya içinde, Everest Yay›nlar›, 2002: 258-282. 13 B. S. Turner, “Outline of a Theory of Citizenship,” Sociology, 24(2), 1990: 189-217. 42 Yurttafll›k haklar›n›n tepeden ya da tabandan gelen hareketlerle olufltu¤unu söyleyen Turner’›n ileri sürdü¤ü aktif/pasif ayr›m›, hemen her sosyal bilimci taraf›ndan benimsense de, ikinci kriter olan özel/kamusal ayr›m›, cinsiyet ayr›mc›l›¤›na yol açt›¤› gerekçesiyle baz› yazarlar, özellikle feministler, taraf›ndan elefltirilir. Kamusal alan ve özel alan ayr›m›, bireylerin kamusal alanda ortak de¤erler etraf›nda birleflmelerini, özel alanda ise kendi kiflisel tercihlerini ve geleneklerini devam ettirebilmelerini öngörür. Bu anlay›fl, kamusal alanda ço¤unlu¤un oluflturdu¤u hukuksal, politik ve ekonomik yap›ya az›nl›klar›n mutlak itaatini; öte yandan dil, din ve aile gibi özel alan› ilgilendiren konularda ise özgür olmalar›n› gerektirir. Ancak bu anlay›fl, gruplar›n kendi s›n›rlar› içerisine hapsedilmesine yol açar ve herhangi bir kültürün di¤er kültürlerle kar›flmas›n› engeller. Chantall Mouffe ve Iris Marion Young, özel/kamusal alan ayr›m›n›n, özel alan› aile ile özdefllefltirdi¤ini ve dolay›s›yla kad›n› edilgen bir konuma getirdi¤ini düflünürler. Özel alan (aile) ekseninin, farkl›l›¤›, heterojenli¤i, tikellik ve kendine özgülü¤ü ve kad›nl›¤› ifade etti¤ini düflünen Mouffe ve Young, kamusal alan (siyasal alan) ekseninin ise, evrenselli¤i, homojenli¤i, benzerli¤i ve erkekli¤i ifade etti¤ini düflünmektedirler.14 Young, bu düflünceyi daha da ileri götürerek özel alan ve kamusal alan ayr›m›n›n sadece kad›nlar› etkilemedi¤ini, ayn› zamanda etnik gruplar, yafll›lar, gençler, fiziksel engelliler gibi az›nl›klar› da olumsuz yönde etkiledi¤ini söyler. 2. Küreselleflme ‹le Birlikte De¤iflen Aidiyet Biçimleri Uluslararas› ve ulusal nitelikteki nüfus hareketlerinin yo¤unluk kazand›¤› günümüzde, modern insan›n aidiyet hissetti¤i büyük siyasal anlat›lar, sadece ulus-devletle s›n›rl› tutulamaz. Küreselleflme sürecinin hem nesnesi hem de öznesi olan kitleler ulus-devletin d›fl›nda baflka siyasal ünitelere de ba¤l›l›k veya sorumluluk duyabilir. E¤er birey anavatan›ndan uzakta yaflayan diyasporik bir özne ise hem anavatan›na hem de yaflad›¤› ülkeye siyasal anlamda bir aidiyet hissi besleyebilir. Bu durumda, bu kimsenin ihtiyac›na karfl›l›k verecek olan uygulama, çifte yurttafll›k uygulamas› olup bir tür diyasporik yurttafll›k veya di¤er bir deyiflle ulus-afl›r› yurttafll›k (transnational citizenship), deneyimiyle karfl› karfl›ya kal›nabilir. Sürekli hareket halindeki diyasporik yurttafl, küreselleflmenin kendine sa¤lad›¤› modern ulafl›m ve iletiflim araçlar›yla nehrin her iki yakas›nda (anavatan ve diyaspora) ayn› anda varolmay› baflaran bireydir. Öte yandan çok-etnili bir toplumda yaflayan az›nl›¤a ait baflka bir birey, içinde yaflad›¤› ülkenin siyasal iktidar›nca kendine verilen siyasal, sosyal ve kültürel haklardan yararlanarak siyasal kat›l›m›n› kültürel eksen üzerinden üretti¤i söylemlerle gerçeklefltirebilir. Burada söz konusu bireyin deneyimledi¤i siyasal aidiyet biçimine, çokkültürlü yurttafll›k (multicultural citizenship) denebilir.15 Yine baflka bir durumda di¤er bir kimse, ulusal aidiyetin etnisite ile tan›mlanmad›¤›, ancak anayasal de¤erlere sadakatin ön planda tutuldu¤u anayasal yurtseverlik (constitutional patriotism)16 projesi içinde ulus-ötesi yurttafll›k (post-national citizenship) deneyimini yaflayabilir.17 Böylesine bir anlay›flta, siyasal aidiyeti as›l belirleyen etnisite veya kültür de¤il, siyasal (kamusal) oland›r. Sözgelimi, Habermas’a göre kamusal alandaki problemlerin çözümü ancak ve ancak gruplar ve/veya bireyler aras›ndaki diyalog ile mümkündür. Habermas her ne kadar siyasal olana vurgu yapsa da, etnik ve kültürel farkl›l›klar›n kamusal alanda sergilenmelerine karfl› de¤ildir. Habermas etnik, kültürel ve benzeri sorunlar›n ne pahas›na olursa olsun 14 C. Mouffe, The Return of the Political, Londra, Verso, 1993: 71, 85; I. M. Young, “Polity and Group Difference: A Critique of the Ideal of Universal Citizenship”, Ethics, 99, 1989; ve I. M. Young, Inclusion and Democracy, Oxford, Oxford University Press, 2002: 167-180. 15 W. Kymlicka, Multicultural Citizenship: A Liberal Theory of Minority Rights, Oxford, Clarendon, 1995. 16 ‘Anayasal yurtseverlik’ (Verfassungspatriotismus) kavram› ilk kez 1980’li y›llarda Dolf Sternberger taraf›ndan kullan›lm›fl ve daha sonra Habermas taraf›ndan gelifltirilmifltir. Habermas bu kavram› Avrupa Birli¤ine giden yolda yeni Avrupa yurttafll›¤›n›n genel kriterlerini tan›mlamak için kullanm›flt›r. Bkz. J. Habermas, The New Conservatism, Cambridge, MIT, 1989. 17 Ulusötesi yurttafll›k için bkz. J. Habermas, “Struggles for recognition in the demoratic constitutional state,” A. Gutmann (ed.) Multiculturalism: Examining the Politics of Recognition içinde, Princeton University, 1994. 43 sürekli bir diyalog ile çözümlenece¤ini düflünür. Bu nedenle, siyasal olan› geri ça¤›r›rken, kültürel ve etnik farkl›l›klar›n da kamusal alanda dile getirilebilece¤ini, ancak bu tözsel farkl›l›klardan do¤abilecek sorunlar›n kültürleraras› bir diyalogla çözüme kavuflaca¤›n› ileri sürer. Kültürleraras›l›k (interculturalism), ‘öteki’nin hassasiyetlerini ve anlam dünyas›n› bilmemizi sa¤layan önemli bir araçsall›¤a sahiptir. Bu proje bu yan›yla, Laclau ve Mouffe’nin önerdi¤i radikal demokratik yurttafll›k (radical democratic citizenship) projesini an›msatmaktad›r.18 Yine siyasal olan› ön plana ç›karan bu tür projeler kültürel, etnik ve dinsel olan›n kamusal alandaki egemenli¤ine karfl› ç›kmaktad›r. 2.1. Geleneksel Ulusal Yurttafltan Kentli Yurttafla Yukar›da da de¤inildi¤i üzere, Marshall’›n çerçevesini çizdi¤i yurttafll›k kuram›, her ne kadar oldukça faydal› olsa bile, günümüzdeki modern yurttafll›¤› anlamak aç›s›ndan yeterli olmamaktad›r. Savafl sonras› dönemde yaflanan toplumsal de¤iflimler, bireylerin kamusal/siyasal alandaki haklar›n›, ödevlerini ve kat›l›mlar›n› art›r›c› yönde bir rol oynam›flt›r. Bu de¤iflimleri k›saca s›ralamak gerekirse: - halklar›n kendi kaderini tayin hakk› ilkesinin kurumsallaflmas›; - sömürgesizlefltirme yoluyla uluslararas› eflitli¤in sa¤lanmas›; - göçmenler, diyasporalar, s›¤›nmac›lar, tüccarlar, akademisyenler ve ö¤renciler gibi örneklerde görülece¤i üzere, ulus-ötesi nüfus hareketlerinin yayg›nlaflmas›; - yasal, bilimsel ve popüler sözleflmelerde insan haklar›na sayg› ilkesinin belirleyici unsur haline gelmesi; - uluslararas› insani yard›m ve s›¤›nmac› kabulü konular›nda görüldü¤ü gibi ulus-devletlerin sorumluluklar›n›n ulusal s›n›rlar› aflmas›; ve - küreselleflen çevre konular›nda bireysel sorumluluklar›n artmas› gibi de¤iflimlerden söz edilebilir. Bütün bu küreselleflme e¤ilimlerinin ard›ndan, ilk bak›flta dünya, ulusal aidiyetin önemini yitirmeye bafllad›¤› bir cosmopolis gibi alg›lanabilir.19 Her ne kadar, böylesine bir yarg› belli ölçülerde yan›lsama gibi görünse de, art›k ulusal kapitalizm ve ulus-devlet üzerine kurulmufl geleneksel ulusal yurttafll›k kurumunun, küreselleflen kapitalizm ile birlikte çözülme e¤ilimi içine girdi¤ini iddia etmek yanl›fl olmayacakt›r. Buradan hareketle, bir sonraki bölümde, yurttafll›k ile de¤iflen ulus-devlet, milliyetçilik, liberalizm ve etnik az›nl›klar aras›ndaki iliflkiye k›saca de¤inmek istiyorum. Geleneksel yurttafll›k kavram›n›n oluflumu, modern ulus-devletin ve dolay›s›yla modern kapitalizmin geliflimiyle paralellik gösterir. Günümüzde, ulusal devletin egemenli¤inin pek çok alanda çözülmekte oldu¤unu söylemek hatal› olmaz. ‹nsanlar›n, sermayenin, düflüncelerin, imajlar›n, teknolojinin, ulafl›m›n ve iletiflimin h›zla ulusal s›n›rlar› aflarak küresel boyutlar kazanmas›, hiç flüphesiz daha önce kendi kendine yeter nitelikteki ulusal devletlerin dokunulmazl›klar›n›n belli ölçüde ortadan kalkmas›na neden olmufltur.20 Di¤er taraftan, hemen her ulusal devletin içinde yer alan yerel nitelikteki etnik ve dinsel milliyetçilikler, bu devletlerin 18 E. Laclau ve C. Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy: Towards a Radical Democratic Politics, Londra, Verso, 1995. 19 R. Bauböck, Transnational Citizenship, Hants, Edward Elgar Publishing Ltd., 1995: viii. 20 ‹nsanlar›n, sermayenin, imajlar›n, teknolojinin ve ideolojilerin s›n›rötesi küresel ak›fl biçimlerini inceleyen antropolog Arjun Appadurai’nin küreselleflmeye ve yerelleflmeye iliflkin yapt›¤› de¤erlendirmeler için bkz. A. Appadurai, “Disjuncture and difference in the global cultural economy,” M. Featherstone (ed.), Global Culture: Nationalism, Globalisation and Modernity içinde, Londra, Sage, 1990. 44 bütünlü¤ünü içerden tehdit eden unsurlar olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ayn› zamanda, ozon tabakas›n›n h›zla delinmesi, Çernobil facias›, küresel ›s›nma ve tropik ya¤mur ormanlar›n›n yok edilmesi gibi ekolojik dengeyi bozan çevresel sorunlar da, insanlar›n küresel bir çözüm aray›fl› için ulusal s›n›rlar›n ötesinde aray›fllara girmelerine neden olmufltur.21 Son olarak, 11 Eylül 2001 tarihinde en belirgin küresel tehdit halini alan uluslararas› terör, yine küresel düzeyde çözüm gerektiren sorunlar›n bafl›nda yer almaktad›r.22 Ulus-devlet kurgusu genellikle bir etnik kimlik, ortak bir geçmifl, ortak bir söylenceler ve an›lar dizini, ulusal bir marfl, atalar›n u¤runa öldü¤ü bir toprak parças›, ulusal bir ekonomi ile birlikte yasal haklar ve ödevler bütünü gibi objektif unsurlar üzerine infla edilmifltir. Az›nl›klar, göçmenler, s›¤›nmac›lar gibi ‘yabanc›lar’, yurttafll›k haklar›n›n tamam› kendilerine verilmedi¤inden, bu ulusal bütünün birer parças› olarak kabul edilmezler. Bu anlay›fl, uzun y›llardan beri devam eden bir uygulaman›n ürünüdür. Yüzy›l›n bafl›ndan itibaren önemli bir yeri olan ulusal yurttafll›k kurumu (milliyet - nationality), günümüz heterojen toplumlar›n›n medeni, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlar›na yeterince yan›t verememektedir. Modern anlam›yla yurttafll›¤›n (tabiyet - citizenship,), politik ve teritoryal bir anlam ifade etmesi gerekirken, geleneksel anlamdaki yurttafll›k (milliyet - nationality), etno-kültürel bir anlam ifade etmektedir.23 Uluslararas› terörizm korkular›n›n kök sald›¤› modern dünyada ‹slâmofobi, yabanc› düflmanl›¤› ve ›rkç›l›¤›n yayg›nlaflt›¤› görülmektedir. Görece çokkültürlülük söylemi üzerine yükselen günümüz modern ulus-devletlerinin önemli bir k›sm›n›n etnik, dinsel ve di¤er tür az›nl›klar› d›fllayabilmek için yurttafll›¤›n kapsam›n› daraltma e¤ilimine girdikleri söylenebilir. 11 Eylül olaylar›n›n ard›ndan dünyan›n girdi¤i uluslararas› terör düzleminde insanlar›n yan›bafllar›ndaki ‘yabanc›’dan korkmalar› ve bu nedenle çokkültürlülük yerine tekkültürlülü¤ü benimsemeye do¤ru yönelmeleri yine bilinen bir geliflmedir. ‘Yabanc›lar›’ d›fllayan bu tür anlay›fllar›n ard›nda, milliyetçilik ideolojisinin oldu¤unu görürüz. Milliyetçilik ideolojisi, etnik ve dinsel az›nl›klar› d›fllarken, ayn› zamanda s›n›fsal farkl›l›klar ile kad›n-erkek aras›nda var olan eflitsizlikleri gizleyen sosyal-siyasal bir söylem olarak da karfl›m›za ç›kar.24 Milliyetçi ideoloji, ister popülist olsun, ister cumhuriyetçi, ister komünist ya da ister faflist olsun, üzerine infla edildi¤i kriterlere ba¤l› olarak, seçilmifl bir grup halk› ‘biz’ diye tan›mlarken, d›fllamak istedi¤i di¤er gruplar› da ‘ötekiler’ olarak tan›mlayabilmektedir. Burada ‘halk’ kurgusunu betimlemek için kullan›lan ‘biz’ kavram›, gerçek ve görsel anlamda birbirinin varl›¤›ndan haberdar olmayan insanlar›n, kurgusal ve hayali bir flekilde tasavvur edilmifl halidir. Bu çerçevede, Marshall’›n söylediklerini bugüne uyarlarsak, modern yurttafll›k kurumunun da, ayn› flekilde, siyasal elit taraf›ndan ‘yabanc›’ iflçiler, göçmenler ve s›¤›nmac›lar gibi baz› gruplar›n d›fllanmas› sürecinde kullan›ld›¤›n› söylemek mümkün olabilir. Burada alt›n› çizmek istedi¤im konu, milliyetçilik ve yurttafll›k ideolojilerinin ‘biz’ ve ‘onlar’ aras›ndaki sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik s›n›rlar›n çizilmesi sürecinde birbirlerini tamamlad›klar› ve ayn› amaca hizmet ettikleri konusudur. 2.2. Anayasal Yurttafll›k Tart›flmalar› 1990’l› y›llarda sosyolog Nur Vergin taraf›ndan Türkçeye “Anayasal yurttafll›k” fleklinde tercüme edilen ve dönemin Cumhurbaflkan› Süleyman Demirel taraf›ndan “Kürt realitesini tan›yoruz” fleklindeki söylem eflli¤inde kullan›lan ‘Anayasal yurtseverlik’ kavram› ilk kez 1970’li y›llarda Alman siyaset bilimci Dolf Sternberger taraf›ndan Almanya ba¤lam›nda kullan›lm›fl ve daha sonra Jürgen Habermas taraf›ndan 1990’l› y›llar›n 21 B. van Steenbergen, “Towards a Global Ecological Citizen”, Bart van Steenbergen (ed.), The Condition of Citizenship içinde, Londra, Sage Publications, 1994: 147. 22 Küresel terörizmin ayr›nt›l› bir dökümü konusunda bkz. L. Fekete, “Anti-Muslim racism and the European security state”, Race and Class, 46 (1), 2004: 3–29. 23 Milliyet (Nationality) ve tabiyet (Citizenship) aras›ndaki fark için bkz. R. Brubaker, Citizenship and Nationhood in France and Germany, Harvard University Press, 1992. 24 Bauböck, 1995: 3. 45 bafllar›nda Avrupa Birli¤i ba¤lam›nda yeniden tart›fl›lm›flt›r.25 Kavram›n Türkiye ba¤lam›ndaki tart›flmas›na geçmeden önce Almanya ve Avrupa Birli¤i ba¤lamlar›nda nas›l ve neden kullan›ld›¤›na dair k›sa bir de¤erlendirme yapmakta fayda olaca¤›n› düflünüyoruz. Dolf Sternberger, Yahudi Soyk›r›m› (Holocaust) deneyiminin yafland›¤› Almanya’da etnik bir içeri¤e sahip olan milliyet kavram›n›n kullan›m›n›n Nazi geçmifline iliflkin ça¤r›fl›mlar yapt›¤› gerekçesiyle mümkün olmad›¤›n› bildi¤inden, Federal Almanya’da ulusal sadakatin ve ulusal bütünlü¤ün ancak ve ancak Alman Temel Yasas›nda (Anayasa, Grundgezets) bulunan de¤erlere ve kurallara mutlak sadakatle mümkün olabilece¤inin alt›n› çizmifltir. Di¤er bir deyiflle, 1979 y›l›nda Federal Almanya Cumhuriyetinin 30. kurulufl y›ldönümünde Sternberger’in vurgulad›¤› fley, Anayasan›n belirledi¤i de¤erlerin adeta “sivil bir din” gibi halk taraf›ndan benimsenmesi ve bu de¤erlere itaat edilmesidir.26 Bu düflünce ayn› zamanda, demokratik devlete karfl› halk›n dostane bir yaklafl›m (Staatsfreundschaft) sergilemesini de gerektirmekteydi. Öte yandan Jürgen Habermas bu kavram› 1990’l› y›llar›n bafllang›c›nda Avrupa Birli¤ine giden yolda yeni Avrupa yurttafll›¤›n›n genel kriterlerini tan›mlamak için kullanm›flt›r. Kültürelci ve cemaatçi/komüniter yaklafl›mlar›n AB’yi milliyetçi bir çizgiye tafl›yaca¤› tespitinde bulunan Habermas, farkl›l›klara sayg› duyulan ve yurttafllar›n Avrupas› olacak bir AB kurgusunu cumhuriyetçi bir anlay›flla betimlemeye çal›flm›flt›r. Ancak bu Cumhuriyetçi anlay›fl, giderek milliyetçi ve asimilasyonist bir nitelik kazanan Frans›z Cumhuriyetçili¤inden farkl› bir anlay›flt›r. Bu anlay›fl, ulus-ötesi (ve milliyetçilik karfl›t›) bir niteli¤e sahip olup, farkl›l›klar›n bir aradal›¤› anlay›fl›n› yans›tmaktad›r. Habermas’›n burada vurgu yapt›¤› as›l önemli nokta ise, kültürel/dinsel/geçmifle dönük bir Avrupa yerine politik/rasyonel/gelece¤i kuran bir Avrupa projesidir. Zaten, Habermas bu kurguyu dile getirirken Frans›z ihtilalinden çok, siyasal de¤erler ve anayasan›n kutsall›¤› üzerine infla edilmifl Amerika Birleflik Devletleri ve ‹sviçre modellerine referans vermifltir. Ayr›ca, Habermas’›n siyasal de¤erlere verdi¤i önemin alt›nda yatan temel varsay›m ise, farkl› geleneklerden, dinlerden, kültürlerden ve ulus-devletlerden gelen insanlar›n ve halklar›n Avrupa Birli¤i bünyesinde, ortak ç›karlar için geleneksel kimliklerini göz ard› ederek siyasal ve rasyonel ittifaklar kurabilecekleri varsay›m›d›r. Hatta Habermas daha da ileriye giderek, Frans›z filozof Jacques Derrida ile birlikte kaleme ald›klar› metinde, ayn›l›k ve benzerlik üzerine kurulu ulusal kimlikler yerine, AB bünyesinde ‘ötekinin’ ötekili¤ini kabul eden etik anlay›fl›n ortak bir kimli¤in en temel ögesi olarak kurumsallaflmas›n›n mümkün oldu¤unu söylemektedir:27 “Bu noktada ‘Avrupa kimli¤i’ devreye girmektedir. Ço¤unluk kararlar›n›n yaratt›¤› iradeye direnifl gösteren az›nl›klar›n önünü ancak ortak politik yazg› bilinci ve ortak gelece¤e dönük 25 Kavram›n farkl› ba¤lamlarda kullan›mlar› için bkz. N. Vergin, “Entellektüel Bak›fl: Anayasal Yurttafll›k ne demektir?” Milliyet gazetesi (26 Aral›k 1996); Dolf Sternberger, ‘Verfassungspatriotismus’, Frankfurter Allgemeine Zeitung (23 May›s 1979); D. Sternberger, Staatsfreundschaft [Schriften IV], Frankfurt/Main, Suhrkamp, 1980; J. Habermas, The New Conservatism, Cambridge, MIT Press, 1989; ve J. Habermas, “Avrupa Ulus-Devleti - Egemenli¤in ve Devlet Vatandafll›¤›n›n Geçmifli ve Gelece¤i” J. Habermas, “Öteki” olmak, “öteki”yle yaflamak - Siyaset Kuram› Yaz›lar› içinde, ‹stanbul, Yap› Kredi Yay., 2002: 13-36. 26 Almanya’da tarihle yüzleflme ve soyk›r›m›n neden oldu¤u ulusal kimlik krizi konusunda bkz. A. Kaya, “Tarihçiler Tart›flmas›n›n Günümüzdeki ‹zdüflümleri: Almanya’da Siyasal Hayat ve Edebiyat Tart›flmalar›,” Toplumbilim dergisi, Göç Sosyolojisi Özel Say›s›, Say› 17, Ekim 2003. 27 J. Habermas ve J. Derrida, “February 15, or, what binds Europeans together: plea for a common foreign policy, beginning in Core Europe,” D. Levy, M. Pensky and J. Torpey (der.), Old Europe, New Europe, Core Europe içinde, Londra, Verso, 2005: 3-13. Habermas ve Derrida May›s 2003’te Avrupa’n›n de¤iflik ülkelerinden gelen pek çok düflünürden AB’nin gelece¤i konusunda birer makale ele almalar›n› ve bu makaleleri farkl› gazetelerde yay›mlamalar›n› istemifllerdir. ABD’nin Irak iflgali hat›rlanaca¤› üzere 15 fiubat 2003 tarihinde bütün AB baflkentlerinde toplu flekilde protesto edilmiflti. Habermas ortaya ç›kan bu ABD karfl›tl›¤›n› gelece¤in AB de¤erlerinin oluflumunda önemli bir gösterge oldu¤unu düflünmüfltür. Gerek Habermas gerekse Derrida, gelece¤in Avrupas›’n›n geçmiflte yaflanan ikiyüz y›ll›k y›k›mlar, savafllar, soyk›r›mlar ve çat›flmalardan al›nan dersler do¤rultusunda bar›fl, uzlafl›, birliktelik ve farkl›l›klara sayg› de¤erleri etraf›nda oluflturulaca¤›n› düflünmektedirler. 46 inand›r›c› bir perspektif alabilir. Bir ulusun yurttafllar› di¤er bir ulusun yurttafllar›n› ilkesel olarak “bizden biri” olarak görmelidir. (...) Di¤er yandan Avrupa, aralar›na polemik s›n›rlar çeken ulus-devletlerden oluflmaktad›r. Ulusal dil, ulusal edebiyat ve ulusal tarihle biçimlenen ulusal bilinçler çok uzun süre büyük patlamalar›n kayna¤›n› oluflturmufltur. Bu milliyetçili¤in yokedici gücüne karfl› tepki olarak geliflen olgular ise, do¤al olarak, eflsiz ve genifl çapl› bir kültürel çeflitlili¤e sahip günümüz Avrupas›na, Avrupal› olmayanlar›n gözünde kendine özgü bir çehre kazand›rmaktad›r. Yüzy›llardan bu yana kent ve köy ile kilise ve laik güçler aras›ndaki çat›flmalara sahne olmufl, inanç ve bilgi aras›ndaki kavgay› yaflam›fl, uzlaflmaz s›n›flar aras›ndaki mücadelelere tan›k olmufl ve dolay›s›yla di¤er bütün kültürlerden daha fazla örselenmifl bir kültür, farkl›l›klar›n nas›l birarada varolabilece¤ini, çeliflkilerin nas›l kurumsal bir temelde çözülebilece¤ini ve gerginliklerin hangi yollarla istikrara kavuflturulabilece¤ini büyük ac›lar çekerek ö¤renmek zorunda kalm›flt›r. Farkl›l›klar›n kabulü de - ötekinin farkl›l›klar›yla kabul edilmesi – ortak bir kimli¤in ö¤esi olabilir.” Anayasal yurttafll›k veya anayasal yurtseverlik tart›flmalar› Türkiye ba¤lam›nda ele al›nd›¤›nda, gerek Almanya gerekse Avrupa Birli¤i için geçerli olan kayg›lar›n ve sorunlar›n belli ölçüde Türkiye için de geçerli oldu¤u görülmektedir. Almanya için bak›ld›¤›nda temel sorunun geçmifline yüz çevirmek zorunda kalan bir ulusun say›lar› h›zla artan göçmenlerle birlikte gelece¤e yönelik siyasal bir ittifak yapmas› ve anayasal de¤erler etraf›nda yurtsever bir yurttafllar toplulu¤u (Staatsbürgernation) infla etmesi gerekmektedir. Avrupa Birli¤i aç›s›ndan da bak›ld›¤›nda durum çok farkl› de¤ildir: geçmiflte ulusal, kültürel ve dinsel farkl›l›klar üzerinden birbirlerine karfl› düflmanl›k besleyen uluslar›n, oluflturulmaya çal›fl›lan bir anayasaya ve infla edilmeye çal›fl›lan gelece¤e do¤ru sadakati aranmaktad›r. Her iki örnekte de as›l belirleyici olan nokta, geçmiflin farkl› ç›karlar›, savafllar› ve çat›flmalar› üzerine siyasal birli¤in kurulamayaca¤›n›n alt›n›n çizilmesi ve bu nedenle gelecekteki ortak bir siyasal hedef etraf›nda yurttafllar›n birli¤inin sa¤lanmaya çal›fl›lmas›d›r. Kemalist, cumhuriyetçi ve laik de¤erlerin yo¤un bir flekilde elefltirildi¤i Türkiye’de Kürtlerin, Alevilerin, Çerkeslerin, Lazlar›n, Ermenilerin ve benzeri gruplar›n, kültürel haklar konusundaki taleplerini AB entegrasyon sürecinde yo¤unlaflt›rd›klar› görülmektedir. Görünen o ki, So¤uk Savafl sürecinin bitimine de¤in Türkiye için geçerli olan ve çimento ifllevi gören Kemalizm ve laiklik gibi birlefltirici ideolojiler 1990’l› y›llarda ifllevlerini yitirmeye bafllam›fllard›r. Bu ideolojiler, uzun y›llar, farkl› etnik gruplar› s›ras›yla emperyalizm, komünizm, radikal ‹slâm gibi ortak düflmanlar karfl›s›nda bir arada tutmay› baflarabilmifltir. Ancak, gelinen bugünkü noktada, geçmifle ait tarihsel söylemler üreterek etnik, dinsel ve kültürel gruplar›n bir arada tutulmas› ihtimali pek yüksek görülmemektedir. Küçük farkl›l›klar›n bile yüceltildi¤i günümüzde, etno-kültürel söylemlerin ön plana ç›kar›ld›¤› noktas›na yukar›da de¤inilmiflti. Geçmiflin kullan›lmas›yla ulusal bütünlü¤ün sa¤lanmas› mümkün de¤ilse, o halde Türkiye’yi gelece¤e ne tafl›yabilir sorusu çok yal›n bir flekilde karfl›m›za ç›kmaktad›r. ‹flte anayasal yurttafll›k tezi tam bu noktada bir öneri olarak dile getirilebilir: farkl›l›klar›n anayasal de¤erler etraf›nda gelecekteki ortak bir hedefe yönelik olarak birarada tutulmas›. Bu ortak hedef hiç flüphesiz Avrupa Birli¤i tam üyeli¤i olabilir. Bir baflka deyiflle, bu ülkenin farkl› unsurlar›n› ‘ortak geçmifl’ söylemi ile birarada tutmak mümkün olmuyorsa, ‘ortak gelecek’ söylemi pekâlâ ön plana ç›kar›labilir. Di¤er yandan, yukar›da s›ralanan farkl› aidiyet biçimlerinin yan›s›ra bu çal›flman›n da merkezinde bulunan Avrupa Yurttafll›¤› gibi uluslarüstü bir siyasal aidiyet de gelifltirilebilir.28 Özellikle, Habermas taraf›ndan gelifltirilen anayasal yurtseverlik düflüncesi, Avrupa yurttafll›¤› gibi bir projenin geliflimi sürecinde önemlidir. Bu tarz yurttafll›k anlay›fl›, en az›ndan Avrupa Birli¤i içinde uluslararas› bir kimliklenme sürecini teflkil ederken, dünya yurttafll›¤›na (cosmopolitan citizenship) do¤ru giden yolda önemli bir aflamay› ifade et28 D. Heather, What is Citizenship?, Cambridge, Polity, 1999: 126-132; ve K. Nash, Contemporary Political Sociology: Globalization, Politics and Power, Oxford, Blackwell, 2000: 208-211. 47 mektedir.29 Dünya yurttafll›¤› küreselleflme sürecinin bir sonucu olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bu noktada e¤er T.H. Marshall’›n ulusal yurttafll›k kurumunun ulusal kapitalist geliflime paralel bir süreçte olufltu¤una iliflkin tezini küresel bir düzleme tafl›rsak, kozmopolitan yurttafll›¤›n küresel kapitalizmin bir gere¤i olarak meflrulaflt›r›lmakta oldu¤u yönünde bir tespit yapmak mümkün olabilir. ‹lerleyen k›s›mlarda daha sonra yeniden ele al›nacak olan kozmopolitan yurttafll›k deneyiminden baflka ço¤ul yurttafll›k konusunda bir baflka yurttafll›k türünden daha söz edilebilir: federal yurttafll›k (federal citizenship).30 Federal yurttafll›k, homojen bir etnisite anlay›fl› üzerine kurulu ulusal yurttafll›k projesini reddeder niteliktedir. Gerek ABD, ‹sviçre veya Almanya gibi tam federal siyasal yap›larda gerekse Britanya, ‹spanya ve Fransa gibi yar› federal siyasal yap›lanmalarda, bu ülkelerde yaflayan bir kimse, içinde bulundu¤u kentin siyasal birimine daha çok aidiyet ve sadakat besleyebilir. Bu tür bir uygulama, yani ‘kent’e vurgu yapan bu anlay›fl, asl›nda, yurttafl (citizen, kentli) kavram›n›n ilk kullan›ld›¤› flekline bir anlamda geri dönüflü beraberinde getirmektedir. Hat›rlanaca¤› üzere, ‹ngilizce ve Frans›zcada citoyen, ‹talyancada cittadino, Almanca’da Bürger ve ‹spanyolca’da ciudadano anlam›na gelen yurttafl sözcü¤ü bu dillerde kullan›lan kent sözcü¤ünden türetilmifltir. Öte yandan, Engin Ifl›n ve Bora ‹flyar da, Osmanl›’dan Türkiye Cumhuriyetine yurttafll›k kurumunun geçirdi¤i dönüflümü aktar›rken, ‘yurttafll›k’ kurumunun Bat› Avrupa ve Türkiye’de izledi¤i farkl› infla süreçlerine ve bu farklar›n nas›l ortaya ç›kt›¤›n› aktar›rken, ‘yurttafll›k’ kurumunun Türkiye’de ne tür ideolojik amaçlarla infla edildi¤ini betimlemekte ve ‘medeniye’ (kentsoylu) kavram›n›n neden Bat› tarz› yurttafll›k kavram›yla daha çok örtüfltü¤ünü göstermeye çal›flmaktad›rlar.31 3. Avrupa Yurttafll›¤›na Do¤ru? Yurttafll›k üzerine yap›lan tart›flmalarda en s›k ortaya at›lan soru “peki ulusal kimli¤imiz ne olacak” sorusudur. Esasen yurttafll›k ve ulus içiçe geçmifl iki kurumdur. Di¤er tüm kimlikler gibi ulusal kimlik de, önceden tan›mlanamaz ve dinamik bir niteli¤e sahiptir. Ulusal, bireysel, siyasal, toplumsal ya da etnik, tüm kimlikler “Ötekinin” tan›ma, tan›mama ya da yanl›fl tan›ma tutumlar› taraf›ndan belirlenir.32 ‹nsan belle¤i, monolo¤a de¤il diyalo¤a dayal› bir geliflim izlemektedir. Birey kimli¤ini sadece di¤erlerinin ona karfl› olan davran›fl ve tutumlar›n› dikkate alarak infla edebilir. Bu nedenle birey, “di¤eri” ile diyalog içine girmeden bir kimlik infla edemez. Kültüre yönelik bütüncül yaklafl›m›n benimsendi¤i ülkelerde, toplumsal hayata yeni kat›lan gruplar›n, ço¤unluk toplumundan dikkate de¤er bir direnifl görmeden varolan toplumsal sisteme adapte olmalar› oldukça zordur. Ulusal kimli¤in önceden tan›mland›¤› bu tür örneklerde yeni gelenlerin genellikle etno-kültürel ve dinsel aç›dan farkl› addedildikleri için d›flland›klar› görülmektedir. Etno-kültürel ve dinsel farkl›l›klar› nedeniyle ço¤unluk toplumu taraf›ndan tan›nmayan ya da yanl›fl tan›nan az›nl›klar, genellikle radikal ya da merkezkaç kimlikler infla etme e¤ilimi sergilerler. James Tully’nin de ifade etti¤i gibi: “Bireyin toplumdaki kamusal ve özel hayata eflit olarak kat›labilmesi için yeterli düzeyde özerklik ve özsayg› gelifltirmesi gerekir. Ancak yanl›fl tan›man›n küçük düflürücü ya da afla¤›lay›c› biçimleri bireyi güçlendirecek olan temel özsayg›y› zedeler. Böylece iyi bilinen psiko-sos- 29 Heather, 1999: 134-154; Nash, 2000:156-157. 30 Benim burada federal yurttafll›k olarak tan›mlad›¤›m oluflumu Derek Heather ‘devlet-alt› yurttafll›k’ [sub-state citizenship] olarak tan›mlar. Bkz. Heather, 1999: 132-134. 31 ‘Medeniye’, Osmanl› Türkçesine Arapçadan gelen ve uzun süre ahlak ile iliflkili olarak kullan›lan bir terimdir. Medeniye kelimesinin kökeni medine, yani flehirdir. Avrupa dillerinde oldu¤u gibi medeniye ahlaki ve sosyal aç›dan belli davran›fllar› tan›mlayan bir kavramd›r. Ayr›nt›l› bilgi için bkz. E. Ifl›n ve B. ‹flyar, “Türkiye’de Ulus-Devlet ve Yurttafll›¤›n Do¤uflu”, A. Kaya ve T. Tarhanli (der.), Türkiye’de Ço¤unluk ve Az›nl›k Politikalar›: AB Sürecinde Yurttafll›k Tart›flmalar› içinde, Istanbul, TESEV Yay›nlar›, 2005. 32 C. Taylor, “The Politics of Recognition”, A. Gutmann (ed.), Multiculturalism içinde, Princeton, Princeton University Press, 1994: 25-74. 48 yal patolojiler ortaya ç›kar...33 Özsayg›n›n yarat›lmas› için gerekli olan koflullar, sadece, toplumun tüm üyelerinin kültürlerinin bu kültürü paylaflan ya da paylaflmayan di¤erleri taraf›ndan tan›nd›¤› ve tasvip edildi¤i toplumlarda karfl›lan›r.”34 Örne¤in, AB ülkelerinde yaflayan Müslüman kökenli göçmenlerin entegrasyonuna iliflkin olarak çeflitli ülkelerdeki kat›l›mc›larla yap›lan görüflmelerde ortaya ç›kan temel beklentilerinden biri, sahip olduklar› etno-kültürel ve dinsel farkl›l›klar›n resmi politikalar düzeyinde tan›nmas›d›r. Belçika’n›n Flaman bölgesindeki ilkokullarda Türkçenin resmi ikinci dil olarak tan›nmas›n›n, Türk kökenli ö¤renciler aras›nda kendi kültürlerine sayg› duyuldu¤u hissini uyand›rd›¤› belirtilmifltir.35 Benzeri bir saptaman›n Türkiye’de yaflayan Kürt, Çerkes, Ermeni, Süryani ve benzeri pek çok farkl› etno-kültürel grup için de yap›lmas› mümkündür. Kendi kültürel kimliklerine ço¤unluk toplumu ve devlet taraf›ndan sayg› gösterilmedi¤ine inanan bu tür az›nl›k gruplar›n›n ulusal kimli¤e yabanc›laflmalar› söz konusu olabilir. Ulusal kimli¤e karfl› yabanc›laflan bu tür gruplar, siyasal alana da yabanc›laflmaktad›r.36 Geleneksel yurttafll›k söylemi ço¤unluk toplumunun ç›karlar›n› ve beklentilerini öne ç›karma e¤ilimindedir. Bu nedenle etno-kültürel aç›dan farkl› olan gruplar›n bir arada yaflama meselesi, geleneksel yurttafll›k anlay›fllar› ile çözülemez. Çat›flma ve yabanc›laflma ihtimallerinden kaç›nmak için at›lmas› gereken temel ad›m, yurttafll›k kanunlar›n›n önceden belirlenmifl kültürel, dinsel, dilsel ve etnik unsurlara dayand›r›lmamas›d›r. Dünyadaki birçok etnik çat›flma ve fliddet olay›n›n t›rmanmas›na yurttafll›k ve önceden belirlenmifl ulusal kimlik aras›ndaki iliflkinin neden oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Bütünsel kültür anlay›fl›ndan kaynaklanan ulusdevlet fikri, ortak geçmifl, paylafl›lan bir ulusal bellek ve mitler, ulusal marfl, atalar›n u¤runda öldü¤ü ulusal s›n›rlar, ulusal ekonomi ve ortak hukuki haklar ve görevler bütününden beslenir. AB Yurttafll›¤›, yurttafll›k ve ulus ba¤›n›n çözüldü¤ü düzlemde ortaya ç›kmaktad›r. AB yurttafll›¤›nda ortaya ç›kan en önemli tehditlerden biri yurttafll›k ve ulusal kimlik aras›ndaki güçlü ba¤›n sorgulanmas›d›r. Maastricht Antlaflmas›’n›n 8. Maddesi yurttafll›k haklar›n›n “dinamik” ve “evrimsel” do¤as›na at›fta bulunur. Maastricht Antlaflmas›, de¤ifltirilen Roma Antlaflmas›’na yeni bir bölüm olarak eklenmifltir. Madde 8 uyar›nca “Üye Devletin uyru¤una sahip her kimse Birlik yurttafl›d›r”. Buna ek olarak, “Birlik yurttafllar› bu Antlaflma ile düzenlenen haklara ve sorumluklara sahiptir.” “Topluluk Yurttafll›¤›”, Avrupa Konseyi eski Baflkan› ‹spanyol Felipe Gonzales taraf›ndan yaz›lan bir mektupla tart›flmaya aç›lm›flt›r. Bu mektupta Gonzales, yurttafll›¤›n Avrupa siyasal birli¤inin üç sacaya¤›ndan biri haline getirilmesini öneriyordu. Di¤er ikisi ise, Avrupa Parasal Birli¤i ve ortak d›fl ve güvenlik politikas›d›r. Her ne kadar Maastricht Antlaflmas›’nda, önceden belirlenmemifl ve de¤iflmeye tabi olan, ‘dinamik’ ve ‘evrimsel’ haklardan do¤an Avrupa yurttafll›¤› benimsense de baz› problemler çözülememifltir. Elefltirilen konular›n bafl›nda, Almanya’da yaflayan ve Alman yurttafll›¤›na geçmemifl Türkler gibi AB üyesi olamayan ülkelerden gelen göçmenlerin siyasal entegrasyonu meselesi gelmektedir. Chris Shore, bu noktada dört önemli zorluk tespit etmifltir:37 a) Öncelikle AB’nin yurttafll›k kavram›, onlara karfl›l›k gelen ödevlerden bahsetmeden sadece haklara odaklanm›flt›r. b) Antlaflma her üye ülke yurttafl› için meskeni neresi olursa olsun oy kullanma hakk›n› düzenleyen hukuki temeli oluflturmaktad›r. Ancak AB’nin Euro-Türkler gibi Topluluk-d›fl› [extracommunitar] üyeleri yurttafll›k haklar›ndan yoksundur. 33 J. Tully, “Struggles over Recognition and Redistribution”, Constellations, 7, 2000: 470. 34 J. Tully, Strange Multiplicity: Constitutionalism in the Age of Diversity, Cambridge, Cambridge University Press, 1995: 190. 35 Ayr›nt›l› bilgi için bkz. A. Kaya ve F. Kentel, Belçika-Türkleri, ‹stanbul, Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, 2008. 36 W. Kymlicka ve V. Norman, Citizenship in Diverse Societies, Oxford, Oxford University Press, 2000: 39. 37 C. Shore, Building Europe: Cultural Politics of European Integration, Londra, Taylor and Francis, 2000: 66-86. 49 c) “Topluluk Uyru¤u” fikri sorunlu bir kavramsallaflt›rmad›r; flöyle ki, bir kiflinin Birlik yurttafl› olmas›, öncelikle onun bir üye ülke yurttafl› olmas›na ba¤l›d›r. Böylece AB yurttafll›¤›, ulus-devlet yurttafll›¤›n›n bir alt kategorisi olarak gerçekleflebilmektedir. Bu durum yine Euro-Türkler ba¤lam›nda belirleyicidir. d) Son olarak, yap›lan elefltirilerden biri de, Birlik yurttafll›¤›n›n, AB üyesi olmayan ülke yurttafllar›na karfl› ayr›mc› olan d›fllay›c› bir “Kale Avrupas›” oluflumuna katk›da bulundu¤u yönündedir. Ancak yine de Maastricht Antlaflmas›’n› yazanlar›n AB yurttafll›¤›n›, geliflmeci, siyasal ve sosyal haklar› içine alacak flekilde sivil ve ekonomik haklar›n ötesini kapsayan bir yurttafll›k olarak tasarlad›klar›n› ak›lda tutmak gerekir. Bu bak›fl Maastricht Antlaflmas›’n›n yurttafll›k haklar›n›n ‘dinamik’ ve ‘evrimsel’ do¤as›n› vurgulayan 8. Maddesinde aç›kça görülmektedir. Bir anlamda Madde 8, AB’de yaflayan ancak AB yurttafl› olmayanlar› da kapsayacak düzenlemeler için temel oluflturma kapasitesi aç›s›ndan umut vericidir. K›z›l-Yeflil (Sosyal Demokratlar ve Yefliller) Koalisyonu döneminde Almanya’n›n yeni yurttafll›k kanunu benimsemesi ve son dönemde Avrupa yurttafll›¤›n›n kurumsallaflt›r›lmas› yönündeki çabalar›, yurttafll›k ve önceden tan›mlanm›fl ulusal kimlik aras›ndaki ba¤›n afl›nd›¤›na dair bir baflka örnektir. Yurttafll›k tarihsel olarak kat›l›m ile özdeflleflmifltir. Ancak geliflmifl liberal demokrasilerde son dönemde geleneksel kat›l›m yöntemlerinde düflüfl gözlemlenmektedir. Bu düflüfl göçmen kökenli gruplar aras›nda daha da dramatiktir. Kat›lma meselesi, AB’nin ulus-üstü düzleminin veya yerel, bölgesel ya da ulusal hükümet mekanizmalar›n›n yurttafllar› içerme kapasitesi ile iliflkilidir. Göçmenler ve çocuklar›na verilen resmi yurttafll›k, onlar›n yaflad›klar› ülkelerdeki kamusal hayata siyasal kat›l›mlar›n› sa¤lamada her zaman yeterli olamayabilir. Herhangi biri, ‘göçmen’ olarak etiketlenmiflse resmi yurttafll›¤a sahip olup olmamas› çok fark yaratmayabilir. Örne¤in Fransa’n›n geleneksel olarak göçmenlere yurttafll›k verme politikas›, Almanya, Belçika ve Hollanda’ya göre çok daha ileri düzeydeyken, di¤er göçmenlere oranla Müslüman kökenli göçmenlerin yurttafll›¤a kabul edilmesi ve Fransa’daki kamusal hayata siyasal, kültürel ve ekonomik olarak kat›l›m› aras›nda orant›s›zl›k vard›r. Eflitlikçi cumhuriyetçi mitin aksine Fransa-Müslümanlar›’n›n siyasal kat›l›m› konusunda önemli s›k›nt›lar›n oldu¤u bilinmektedir. Kendi çal›flmalar›mda elde etti¤im bulgular, Almanya, Belçika ve Hollanda’n›n, Müslüman kökenli göçmenlerin kamusal alana kültürel ve siyasal kat›l›m›n› sa¤lamada daha baflar›l› oldu¤unu göstermektedir.38 3.1. Birlik Yurttafllar›n›n Haklar› Avrupa yurttafll›¤› ve ulusal yurttafll›k gerçekten birbirini d›fllar m› sorusu oldukça anlaml›d›r. Avrupa yurttafll›¤›, bir Avrupal› bir de ulusal yüzü olan Avro metal paralar›n› an›msatacak flekilde iki yüzlüdür. Örne¤in, 2002 y›l› bahar›na ait Eurobarometre istatistiklerine göre AB nüfusunun ortalama % 59’u kendini bir flekilde Avrupal› olarak tan›mlamaktayd› (Tablo 3). Bununla beraber, ulusal aidiyet % 86’l›k bir oranla, kendini tamamen ulusal kimli¤iyle ya da önce ulusal sonra Avrupal› kimli¤iyle tan›mlayan ‘Avrupal›lar’ aras›nda bask›nken, çoklu yurttafll›k fikrini vurgulayan, insanlar›n kendilerini birden fazla siyasal topluluk ile özdefllefltirebilece¤i görüflünü yalanlamak da mümkün de¤ildir. 38 Bu konuda ayr›nt›l› bilgi için bkz. A. Kaya, Islam, Migration and Integration: The Age of Securitization, Londra, Palgrave, (Yay›nda). 50 Tablo 3. Avrupal›l›k ve Ulusal Kimlik: “Kendinizi ulusal kimli¤inizle mi, önce ulusal kimlik ve sonra Avrupal› kimli¤iyle mi, once Avrupal› ve sonra ulusal kimli¤inizle mi, yoksa sadece Avrupal› olarak m› tan›ml›yorsunuz?”39 Sadece Ulusal kimli¤im Önce Ulusal kimli¤im sonra Avrupal›l›¤›m Önce Avrupal›l›¤›m sonra Ulusal kimli¤im Sadece Avrupal›l›¤›m Bilmiyor % 38 % 48 %7 %4 %3 Önemli olan, kendini Avrupa Toplulu¤u ile özdefllefltirme e¤iliminin siyasal hayat›n örgütlenmesi aç›s›ndan ne kadar belirleyici oldu¤udur. Tarihsel olarak ulusal kimliklerin, Fransa örne¤inde de oldu¤u gibi, ancak devletin merkezileflmesi sürecinin ard›ndan gelifltirildi¤i vurgulanm›fl.40 Öte yandan, kültür ve tarih anlam›nda paylafl›lan kimlik de sürdürülebilir bir siyasal kimlik için olmazsa olmaz koflul olarak görülmüfltür. Ancak di¤er baz› düflünürler ise, kültürelist ve tözcü/özcü (essentialist) unsurlara vurgu yapmak yerine, liberal demokrasi için gerekli olan anayasal de¤erlere ba¤l›l›¤›n önemini vurgulamaktad›rlar.41 Avrupa’n›n gelece¤ine iliflkin vizyon ne olursa olsun, -ulusüstü ya da de¤il- Avrupa yurttafll›¤›n›n geliflimi mutlaka geçmifl tecrübelerle belirlenecek bir tasar› olmak zorunda de¤ildir. Öte yandan ulus-üstü düflünce, ulusal düzeyde yüceltilen pek çok unsurun d›fllanmas› üzerinedir.42 Birlik yurttafllar›na iliflkin temel unsur, her Birlik yurttafl›n›n üye ülkelerin s›n›rlar› içinde serbestçe dolaflmas› ve tafl›nmas›d›r (Madde 18(1) AT Antlaflmas›). AT Antlaflmas›’n›n ‹kinci Bölümü’nde (Birlik Yurttafll›¤›) düzenlendi¤i flekli ile serbest dolafl›m hakk›, Maastricht Antlaflmas›’nda da yer alm›flt›r ve halihaz›rda var olan haklar dizini olarak görülmektedir. Avrupa Adalet Divan›, Martínez Sala davas›nda, ulusal yurttafll›ktan dolay› yap›lan ayr›mc›l›¤›n yasaklanmas›n›n do¤rudan Birlik yurttafll›¤›ndan kaynakland›¤› yönünde karar vermifltir.43 AB içindeki göç 1960’larda serbestlefltirilmifltir.44 39 European Commission, Eurobarometer - Public Opinion in the European Union, Eurobarometer 57 (EU15 Report), Spring 2002: 60 (http://ec.europa.eu/public_opinion/standard_en.htm). Bu soruyla ilgili daha güncel veriler bulunmamas›n›n nedeni, son y›llarda yap›lan Eurobarometre çal›flmalar›nda Avrupal›l›k ve ulusal kimlik sorular›n›n art›k sorulmuyor olmas›d›r. Soru sorulan kiflilere iki kimlik aras›nda bir tercih yapmak zorunda b›rak›ld›klar› ve bu tercih yapma zorunlulu¤unun sak›ncalar› olabilece¤i düflünüldü¤ünden bu yönde bir karar verilmifltir. 40 E. Weber, Peasants into Frenchmen: the Modernization of Rural France- 1870-1914, Stanford, Stanford University Press, 1976. 41 J.H.H. Weiler, The Constitution of Europe: “Do the New Clothes Have an Emperor?” and Other Essays on European Integration, Cambridge, Cambridge University Press, 1999; ve J. Habermas, Die Postnationale Konstellation: Politische Essays, Frankfurt an Main, Suhrkamp, 1998. 42 D.M. Curtin, Postnational Democracy: The European Union in Search of a Political Philosophy, The Hague etc., Kluwer Law International, 1997; T. Kostakopoulou, Citizenship, Identity and Immigration in the European Union: Between Past and Future, Manchester, Manchester University Press, 2001. 43 Á.C. Oliveira, “Workers and Other Persons: step-by-step from movement to citizenship – case law 1995-2001.” Common Market Law Review, 39, 2002: 77-127. 44 E. Guild, “Competence, discretion and third country nationals: the European Union’s legal struggle with migration.” Journal of Ethnic and Migration Studies, 24 (4), 1998: 613-625; H. Staples, The Legal Status of Third Country Nationals Resident in the European Union, The Hague etc, Kluwer Law International, 1999. 51 BELLEK KUTUSU Serbest Dolafl›m›n Hukuki Dayanaklar› Kiflilerin serbest dolafl›m›n›n her boyutu ile anlafl›labilmesi için 1993’ten beri de¤iflmeden yürürlükte olan Topluluk müktesebat›n›n ikincil kaynaklar›n›n incelenmesi gerekir. AB içi dolafl›m›n serbestlefltirilmesi 1957 Roma Antlaflmas›’na kadar dayan›r, ancak iflçilerin dolafl›m› 1612/68 say›l› Konsey Tüzü¤ü ile Topluluk ikincil hukukunda düzenlenmifltir. Bu Tüzü¤e göre: 1) Üye ülke yurttafllar›n›n her biri, ikametgâhlar›n›n oldu¤u yere bak›lmaks›z›n, baflka bir üye devlet s›n›rlar› içinde, bu üye devletin yurttafllar›n›n tabi oldu¤u kanunlar ve bu kanunlardan kaynaklanan düzenleyici ve idari kurallar çerçevesinde, iflveren olarak faaliyet gösterme hakk›na sahiptir; 2) Kifliler baflka bir üye devletin s›n›rlar› içinde, o ülkenin yurttafllar› ile eflit koflullara sahip olarak istihdam edilme hakk›na sahiptir (1612/68 say›l› Tüzük, Madde1). Buna ek olarak, do¤rudan antlaflma hükümlerinden kaynaklanmasa da, iflçiler eflleri ve 21 yafl›n alt›ndaki çocuklar› veya onlara ba¤l› olan, anne-baba gibi akrabalar› ile birlikte dolaflabilirler (1612/68 say›l› Konsey Tüzü¤ü, Madde10). ‹flçiler aileleri olmadan tafl›nmak istemeyeceklerinden, iflçilerin serbest dolafl›m hakk›n›n amac›na ulaflmas› için ailelerini de yanlar›na alma hakk›n›n verilmesi gereklidir. ‹ç göçün kontrol edilmesine iliflkin olarak, oturma iznini düzenleyen 68/360 say›l› Yönerge önemlidir. Topluk iflçileri ve aileleri tüm Üye Ülkelerin s›n›rlar›na geçerli kimlik kart› veya pasaportlar›n› göstermek suretiyle girebilirler (Madde3.1). Üye ülkeye girifl için Üye ülke yurttafl› olamayan aile üyelerinden girifl vizesi ya da efl de¤eri belgeler istenmesi yasakt›r (Madde 3.2). Oturma izni, sözkonusu iflçi ifli b›rakt›¤›nda ya da vefat etti¤inde iflçi ve aile üyeleri için geçerlili¤ini korur. Oturma iznine yap›lacak k›s›tlamalar yaln›zca kamu yarar›, kamu güvenli¤i ya da sa¤l›¤› temelinde meflrulaflt›r›labilir (Yönerge 64/221). 1251/70 Say›l› Komisyon Tüzü¤ü, yapt›¤› ifl sona erse bile iflçinin temel oturma hakk›n› garanti alt›na al›r. 1408/71 Say›l› Konsey Tüzü¤ü ise Topluluk iflçilerine sa¤lanan sosyal güvenlik uygulamalar›n›n s›n›rlar›n› belirler. Avrupa serbest dolafl›m müktesebat› kifliler üzerindeki yetkisini, ratione personae, hizmet sa¤layan (Yönerge 73/148) ve serbest çal›flan (self-employed) iflçileri (Yönerge 75/34) kapsayacak flekilde geniflleterek daha kapsay›c› hale gelmifltir. 1986 y›l›nda Avrupa Tek Senedi’nin kabul edilmesi ile ayr›mc› ulusal düzenlemelerle mücadele yo¤unlaflm›fl ve serbest dolafl›m müktesebat› geniflletilmifltir. 1990 y›l›nda ise Topluluk sadece ekonomik faaliyetleri koruma gelene¤inden vazgeçerek sa¤l›k sigortas› ve yeterli kayna¤› olan tüm üye ülke uyruklar›na ve onlara ba¤l› kiflilere oturma izni vermifltir (Yönerge 90/364). Buna ek olarak, emekliler ve ö¤renciler de benzeri bir oturma hakk›na sahip olmufllard›r (90/365 ve 90/366 Say›l› Yönergeler). Her Birlik yurttafl›n›n üye ülke topraklar›nda serbestçe dolafl›m ve oturma hakk› bir kategori hakk› olarak Maastricht Antlaflmas›’nda (Madde 8A) ve daha yak›n zamanda AB Temel Haklar fiart›’nda (Madde 45) yer alm›flt›r. Bu haklar›n uygulanmas› ve bütünleflmifl Avrupa alan›nda kiflilerin serbest dolafl›m› anlam›nda gösterilen baflar›ya bak›ld›¤›nda ise serbest dolafl›m›n tam anlam›yla ve koflulsuz olmad›¤› görülür.45 Veil raporu olarak bilinen “Kiflilerin serbest dolafl›m›na iliflkin üst düzey panel raporu”na göre, ‘Avrupa yurttafllar›n›n kafalar›ndaki serbest dolafl›m hakk› Antlaflma ile düzenlenen haktan çok daha ileri gitmektedir.46 Birçok insan 45 Euro-Citizen Action Service, Listening to Citizens: The difficulties that people face in exercising their rights within the Single European Market ,1998. http://europa.eu.int/comm/internal_market/en/update/score/cflisten.pdf. 46 S. Veil, “Report of the High Level Panel on the free movement of persons”, 18 March 1997: 89, http://europa.eu.int/comm/internal_market/en/people/hlp/hlpen.pdf. 52 için bu hak, Birlik ülkelerinden herhangi birinde hiçbir resmi formalite ile ba¤l› olmadan dolaflma ve yaflama anlam›na gelmektedir.’ Serbest dolafl›m, tüm Birlik yurttafllar›n›n her bir üye ülkede ayn› haklara sahip oldu¤u anlam›na da gelmemektedir. Birlik içinde vergilendirmenin uyumlaflt›r›lmad›¤› sürece, Birlik yurttafllar› için eflit sosyal güvenlik sisteminden bahsedilemez. Böylece, baflka bir üye ülkede engelli yard›m› ya da emeklilik fonundan faydalanan bir kimse ulusal yurttafllarla ayn› haklara sahip olabilir. Ancak baflka bir ülkede oturmak sosyal güvenlik ödemelerini garanti alt›na almaz. 2001 May›s’›nda Komisyon, bu alanda varolan çok say›da düzenlemeyi tek bir yasama arac› alt›nda toplarken, bu hakk›n kullan›m›n›, koflullar›n› ve formalitelerini kolaylaflt›rmak ve bu hakk›n, kamu politikas›, kamu güvenli¤i ve sa¤l›¤› gibi k›s›tlama gerekçelerini netlefltirmek olan yeni bir yönerge kabul etmifltir.47 Bu yönergeye göre dört y›l boyunca bir üye ülkede oturan kifli baflka bir koflula ba¤lanmaks›z›n daimi oturma iznine sahip olabilecektir. Öte yandan 2007 Aral›k ay›nda kabul edilen ve Avrupa Birli¤i Anayasas›n›n temel hatlar›n› belirleyen Lizbon Antlaflmas›, sivil toplum kurulufllar› ve Avrupa Birli¤i yurttafllar› aç›s›ndan önemli birtak›m demokratikleflme önerilerini de beraberinde getirmifltir. Buna göre Avrupa Birli¤i Parlamentosunun yetkileri art›r›lacak ve böylece son y›llarda AB’ye yöneltilen ‘demokratik aç›k’ fleklindeki elefltirilere karfl›l›k verilmesi ve Yurttafllar›n Avrupas›’na bir ad›m daha yaklafl›lmas› hedeflenmifltir. Yurttafllar›n, Avrupa Birli¤i karar alma süreçlerinde daha yak›ndan yer almas›na olanak tan›may› amaçlayan Lizbon Antlaflmas›, “Yurttafl inisiyatifi” hakk› ile Avrupa Birli¤i yurttafllar›na, üye devletlerin önemli bir bölümünden en az bir milyon imza toplanmas› halinde, Komisyona yasa tasla¤› önerme hakk› tan›m›flt›r (Lizbon Antlaflmas›, Madde 8). Antlaflma yurttafllar, sivil toplum örgütleri ve Birlik kurumlar› aras›ndaki diyalo¤un önemini onaylamakta ve Avrupa kararlar›n›n al›nmas›nda kurulufllar›n ve sivil toplum örgütlerinin yer almas›na daha çok olanak tan›maktad›r. Bu antlaflma ile Avrupa yurttafll›¤› kavram›, Avrupa demokrasisinin yarat›lmas›nda “merkez unsur” fleklinde tan›mlanmaktad›r.48 4. Sonuç Yurttafll›k konusu, özellikle yüzy›l›n son çeyre¤inde yo¤unluklu bir flekilde tart›fl›l›r hale gelmifltir. Bu tart›flman›n yükselmesinin nedenleri, h›zla artan küreselleflme rüzgârlar›, modern ulus-devletin maruz kald›¤› merkezkaç kuvvetlerin say›ca artmas› ve kapitalizmin de¤iflen dinamikleridir. H›zla örgütlenen ulus-ötesi yarg› sistemleri (Avrupa Adalet Divan›, Uluslararas› Tahkim Yasas› vb.), uluslararas› ifl piyasas›, evrensel insan haklar›na sayg› ve küresel ekolojik sisteme karfl› sorumluluk gibi inisiyatifler, ulusal yurttafllar›n tabi olduklar› modern ulus-devletin s›n›rlar›n› belirsizlefltirmifltir. Bu nedenle, ulus-devlet birimleri art›k kendi s›n›rlar› içinde yaflayan insanlar› mutlak bir iktidar ile yönetmeye muktedir de¤ildirler. Bu küresel ölçekli sosyal de¤iflimler karfl›s›nda pek de¤iflmeyen ulusal yurttafll›k kurumu, günümüz toplumlar›n›n medeni, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlar›na yan›t vermekten uzakt›r. Sözgelimi, ‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda bat›ya göç eden iflçilerin kapitalist sisteme dahil edilmeleri, kapsay›c› olmayan ve ‘ötekini’ d›fllayan ulusal yurttafll›k yasalar›n›n uygulanmaya konmas› nedeniyle, büyük ölçüde gerçekleflememifltir. Burada sorulmas› gereken, kad›nlardan eflcinsellere, fiziksel özürlülerden etnik az›nl›klara kadar pek çok az›nl›k grubunu siyasal-kamusal alana dahil etmek için neler yap›labilece¤idir. Marshall’›n medeni, siyasal ve sosyal olmak üzere üç eksende olufltu¤unu öne sürdü¤ü modern yurttafll›k kurumuna, günümüzde kültürel haklar, ekonomik haklar, ekolojik haklar gibi baflka birtak›m eksenlerin daha dahil edilmesi gerekti¤i görülmektedir. Yaflanan küreselleflme süreçleri bir yandan ulusal yurttafll›k ku47 Commission of the European Communities (CEC), “Third Report from the Commission on Citizenship of the Union”, COM (2001): 1. 48 Antlaflma ile ilgili ayr›nt›l› bilgi Senem Ayd›n Düzgit’in bu kitap içindeki çal›flmas›nda verilmektedir. Lizbon Antlaflmas›n›n tam metni için bkz. http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?uri=OJ:C:2007:306:SOM:EN:HTML 53 rumunun s›n›rlar›n› ulus-üstü bir yöne do¤ru zorlarken, di¤er yandan da kentli yurttafl›n oluflumuna zemin haz›rlayan merkezkaç bir kuvvetin ortaya ç›kmas›na da neden olmaktad›r. Di¤er bir deyiflle, ulusal yurttafll›k günümüzde ulus-üstü ve ulus-alt› birtak›m etkiler alt›nda bulunmaktad›r. Avrupa Birli¤i yurttafll›¤› bu anlamda ulus-üstü bir karakter sergilerken, kentlilik bafll›bafl›na ulus-alt› bir nitelik tafl›maktad›r. Küreselleflmenin ve yerelleflmenin paralel bir seyir izledi¤i yurttafll›k kurumu bugünkü haliyle ulusal niteli¤ini kaybetmeye yüz tutmufl gibidir. Avrupa Birli¤i yurttafll›¤› her ne kadar, do¤rudan üye ülkelerden birinin yurttafl› olmakla edinilen bir aidiyet biçimi olsa da, bu statünün AB yurttafllar›na sadece üye ülke yurttafl› olmakla edinemeyecekleri pek çok hakk› sa¤lad›¤› görülmektedir. AB yurttafllar›n›n istedikleri bir AB ülkesinde oturma, çal›flma, oy kullanma ve e¤itim görme gibi pek çok haktan yararlanabildikleri düflünülürse, AB yurttafll›¤›n›n asl›nda bafll› bafl›na bir gerçeklik oldu¤u sonucuna var›labilir. Öte yandan, AB ba¤lam›nda son y›llarda kentlerin ve bölgelerin daha ön plana ç›kt›¤› düflünülürse ulus-devlet yurttafll›¤›n›n AB yurttafll›¤› ve kent yurttafll›¤› karfl›s›nda belli ölçüde zay›flad›¤› iddia edilebilir. Avrupa Birli¤i yurttafll›¤›, küreselleflmenin uluslar aras›ndaki etnik, cografi ve kültürel s›n›rlar› h›zla afl›nd›rd›¤› günümüzde yeni birtak›m aç›l›mlar sergileme potansiyeline de sahiptir. H›zla etno-kültürel aç›dan heterojen bir nitelik sergilemeye bafllayan ulus-devletler, kamusal alanda görünür hale gelen gruplar›n siyasal, sosyal ve ekonomik kat›l›m›n› sa¤layabilmek için önceden belirlenmifl ve etno-kültürel aç›dan farkl› olan yeni unsurlar› içermekte zorlanan ulus tan›mlar› d›fl›nda dinamik ulus ve yurttafll›k anlat›lar›na ihtiyaç duymaktad›r. Anayasal yurtseverlik veya Türkçede kullan›ld›¤› haliyle anayasal yurttafll›k bu tür bir ulus ve yurttafll›k anlat›s›na iflaret etmektedir. Ulusun etno-kültürel ve dinsel kodlar temelinde de¤il de devlete, anayasaya ve siyasal de¤erlere sadakat üzerine infla edilmesi gerekti¤ini öngören anayasal yurtseverlik anlay›fl› seküler ve post-nasyonel bir nitelik arzetmektedir. Ayn› flekilde Avrupa Birli¤i yurttafll›¤› da AB s›n›rlar› içerisinde AB yurttafllar›n›n nerede olursa olsun birtak›m siyasal, sosyal, medeni ve kültürel haklardan yararlanmalar›n› sa¤lamaktad›r. Lizbon Antlaflmas›’yla birlikte AB’nin karar alma süreçlerinde yurttafllar›n ve sivil toplum kurulufllar›n›n do¤rudan kat›l›mlar›na olanak tan›may› amaçlad›¤› da görülmektedir. Yukar›da yap›lan tart›flmalar ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda Avrupa Birli¤i entegrasyon sürecinde bulunan Türkiye toplumunun karfl›laflt›¤› sorunlar›n tan›mlanmas›nda ve çözümlenmesinde yurttafll›k tart›flmalar›n›n çok ayr›cal›kl› bir yer kapsad›¤› iddia edilebilir. 1992 y›l›nda dönemin Cumhurbaflkan› Süleyman Demirel’in dile getirdi¤i ‘anayasal yurttafll›k’ ilkesi ile her yurttafl›n haklar ve ödevler aç›s›ndan din, dil, ›rk ve cinsiyet fark› gözetilmeksizin eflit oldu¤unun vurgulanmas›, Türkiye’de yurttafll›k alg›s› ad›na büyük hamleler yap›ld›¤›n›n önemli iflaretidir. 17 Aral›k 1999 tarihinde dönemin baflbakan› Mesut Y›lmaz’›n ‘Kürt Sorunu’na iliflkin yapt›¤› de¤erlendirme ve nihayet Tayyip Erdo¤an’›n 12 A¤ustos 2005 tarihinde gerçeklefltirdi¤i Diyarbak›r gezisinde “Kürt sorunu benim sorunumdur” diyerek y›llardan beri süregelen sorunu aç›kl›kla “Kürt Sorunu” fleklinde telaffuz etmesi Türkiye’de önemli bir siyasal dönüflümün gerçekleflti¤ine dair ipuçlar› vermektedir.49 Ancak, görünen o ki, bugüne de¤in, ‘vesayetçi demokrasi’ anlay›fl›, bu alanda daha uzun bir mesafenin al›nmas›n› önlemifltir. Günümüz Türkiyesi’nde, merkezi devletin yaflanan yap›sal ve konjonktürel krizler karfl›s›nda içine düfltü¤ü çözümsüzlük, bu ülke içinde yaflayan insanlar› Thomas Hobbes’un sözünü etti¤i ‘do¤al düzene’ do¤ru götürmektedir. Sosyal refah devletinin henüz tahsis edilemedi¤i Türkiye’de, Yeni Sa¤ politikalar›n da etkisiyle ortaya ç›kan ben-merkezci, f›rsatç› ve ‘güven’ duyulmayan bireylerin ülkeyi gün geçtikçe bir ç›kmaza do¤ru götürdükleri aç›kça görülmektedir. Demokratikleflme, insan haklar›, siyasal kat›l›m, eflitlik ve özgürlük gibi alanlarda reformlar›n gerçeklefltirildi¤i Türkiye’de, yurttafll›k konusunda yeterince tart›flma yap›lmad›¤›n› söylemek abart›l› olmaz. Haklar ve ödevler konusunda yap›lmas› gereken daha çok fley var. Marshall’›n ‹ngiltere örne¤inde sözünü etti¤i gibi, Türkiye’de de pek çok yurttafl, herhangi bir anlaflmazl›k durumunda mali nedenlerle hukuki yollara baflvurmak konusunda çekimser davranmaktad›r. Hukuki kanallar›n iflletilmesinin bu denli pahal› oldu¤u Türki49 Bu konuda ayr›nt›l› bilgi için bkz. http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/08/ 050812_turkey_ kurds.shtml. 54 ye’de, insanlar ‘düflünce suçu’ gibi bir uygulama veya Ceza Kanunu’nda yeralan 301. Madde nedeniyle modern anlamda siyasal haklar›n› tam anlam›yla kullanamamakta; artan iflsizlik ve sosyal güvenlik alan›nda yaflanan ciddi sorunlar nedeniyle gelece¤e güvenle bakamamakta; kendilerini meflru siyasal araçlar› kullanarak kamusal alanda ifade edememekte; etnik çat›flmalardan ötürü kültürel haklardan yeterince yararlanamamaktad›r. Buna karfl›n kendilerini meflru siyasal zeminlerde ifade edemeyen topluluklar ve/veya bireyler hakk›nda da ulusal güvenli¤i tehdit ettiklerine dair zaman zaman suçlamalarda ve yak›flt›rmalarda bulunulabilmektedir. Bütün bu flartlar alt›nda, Türkiye’de yurttafll›¤›n modern anlamda tan›mlanabilmesi hemen hemen imkâns›z gibidir. Modern yurttafll›k kurumu, akl›n› herhangi bir otoritenin vesayeti alt›nda bulundurmayan, hak ve ödevlerinin bilincinde olan ve bulundu¤u sosyal çevrede ‘güven’ tesis eden hür bireylere ihtiyaç duyar. Sadece bireyler aras› iliflkilerde de¤il, ayn› zamanda, bireyin devletin tüm kurumlar›yla olan iliflkilerinde de ‘güven’ öncelikli olarak tesis edilmelidir. Bu güvenin tesis edilebilmesi, Türkiye toplumunun bugüne de¤in siyasetle kurdu¤u ya da kurmad›¤› iliflki fleklinin de¤iflmesiyle mümkün olabilir. Türkiye’de siyaset, farkl› toplumsal gruplar›n ve taleplerin karar alma süreçlerine eklemlenmesi ve siyasal alanda temsil edilmesi fleklinde alg›lanmak yerine, devlet seçkinleri taraf›ndan tan›mlanan ‘toplumsal yarar›n’ (ça¤dafllaflma vb.) topluma empoze edilmesi ve toplumun bu amaçla yönlendirilmesi fleklinde alg›lanm›flt›r.50 Bu nedenle, Türkiye’de siyaset, Bat› demokrasilerinde oldu¤u gibi sorunlar›n ve farkl› taleplerin bar›flç›l bir zeminde çözümü için kullan›lan demokratik bir araç olarak görülmemifl, aksine genellikle sorunlar›n nedeni olarak gösterilmifltir. Sonuç olarak, Avrupa Birli¤i yurttafll›¤› tart›flmalar›n›n Türkiye’deki yurttafll›k tart›flmalar›n› daha farkl› bir güzergâha tafl›yaca¤› düflünülebilir. Füsun Üstel’in deyifliyle 1980’li y›llara de¤in Türkiye Cumhuriyeti’nin yetifltirdi¤i makul yurttafl çal›flkanl›k ve erdem üzerine tasarlanm›flken, 1980 askeri darbesiyle birlikte daha çok Sünni-Müslümanl›k ve Türklük üzerine vurgu yapan farkl› bir yurttafll›k kurgusu benimsenmifltir.51 Avrupa Birli¤i entegrasyon sürecinde ise AB yurttafll›¤›, anayasal yurttafll›k, çokkültürlü yurttafll›k ve benzeri yurttafll›k tart›flmalar›n›n etno-kültürel ve dinsel odakl› ulusal yurttafll›k tart›flmalar› karfl›s›nda Türkiye Cumhuriyeti yurttafll›¤› kurumunu milliyetçi ve d›fllay›c› olmayan daha do¤ru bir zemine tafl›ma ihtimalinin kuvvetle muhtemel oldu¤u düflünülebilir. Son y›llarda özellikle Ermeni sorunu, Kürt sorunu, Alevi sorunu, Türban sorunu ve Laiklik sorunu gibi sorunlar ba¤lam›nda kamusal alanda yaflanan tart›flmalar, toplumsal diyalog fleklinde tan›mlayabilece¤imiz siyasetin zamanla do¤ru bir zemine oturdu¤u yönünde iflaretler vermektedir. Sivil toplum kurumlar›n›n, aktivistlerin ve yurttafllar›n bu tür tart›flmalar içerisinde yer almalar›, siyasetin art›k sadece yasama, yürütme ve yarg› üçgenine s›k›flmay›p, modern demokratik toplumlarda olmas› gerekti¤i gibi eflit yurttafllardan oluflan sivil topluma da sirayet etti¤ini göstermektedir. Ancak unutulmamal›d›r ki, bütün bu tart›flmalar Türkiye toplumunun ve siyasetinin tecrübe etmesi gereken ö¤renme süreci içerisinde ele al›nmal›d›r. Bu nedenle giderek küreselleflen, AB entegrasyon sürecinin içinde yeralan, sivil toplumun görece güç kazand›¤›, farkl› kökenlere sahip ‘yabanc›lar›n’ say›ca h›zla artt›¤›, TRT’nin tam gün Kürtçe dilde yay›n yapt›¤›, AB yurttafllar›n›n yo¤un bir flekilde ziyaret etti¤i ve AB kamuoyuyla etkileflimin h›zla artt›¤› Türkiye’de, siyasal elitin post-milliyetçi ve seküler bir yurttafll›k anlay›fl›n› benimsemek yönünde birtak›m bask›larla karfl› karfl›ya kalmas› kaç›n›lmazd›r. 50 Bu tart›flma için bkz. F. Keyman ve A. ‹çduygu, “Türk Modernleflmesi ve Ulusal Kimlik Sorunu: Anayasal Vatandafll›k ve Demokratik Aç›l›m Olas›l›¤›”, Tarih Vakf›, 75 Y›lda Tebaa’dan Yurttafla Do¤ru içinde, ‹stanbul, Tarih Vakf› ve ‹fl Bankas› Kültür, 1998. 51 Bu konuda ayr›nt›l› tart›flma için bkz. F. Üstel, Makbul Vatandafl›n Peflinde, ‹stanbul, ‹letiflim Yay›nlar›, 2004. 55