Slayt 1

advertisement
RNA biosentezi (transkripsiyon)
Doç. Dr. Nurten Özsoy
Kalıp
DNA
DNA
Gen 1
Transkripsiyon
Gen 2
Kodon
Translasyon
Gen 3
Amino asid
Transkripsiyon – Genetik bilginin DNA’den RNA’e geçmesi’dir. Bu
biokimyasal reaksiyonun enzimi RNA polimerazdır.
Genetik bilgi – DNA veya onun bir polinukleotid zincirinin
tamamlayıcısı olan RNA’daki nukleotidlerin purin ve pirimidin
bazlarının diziliş sırası ile proteinlerdeki amino asidlerin diziliş sırası
arasındaki bağıntıdır.
RNA polimerazın özellikleri
1. DNA’ya bağımlı RNA polimeraz kalıp halata 3'→5' yönünde bağlanır
ve genin kalıp halatının tamamlayıcısı olan ribonukleotidlerin 5'→3'
yönünde polimerleşmelerinden sorumludur.
(NMP)n + NTP → (NMP)n+1 + PPi
RNA
Bir nukleotid
ile uzamış RNA
2. Sentez için Mg2+ ve 4 tane NTP’a gereksinim vardır-ATP, GTP, CTP,
UTP
3. Sentez için öncül moleküle (primer) gereksinim yoktur. DNA kalıbı
yeterlidir.
4. RNA polimerazın hata düzeltici 3'→5' ekzonukleaz aktivitesi yoktur
(tek bir hücrede çok sayıda RNA kopyasının yapılması nedeniyle,
hatalı RNA moleküllerinin hücreye etkisi DNA’daki hatadan daha az
olur).
altbirim
çekirdek
İlk fosfodiester bağı oluştuktan sonra
σ altbiriminin uzaklaşmasıyla zincir
uzama süreci başlar
E. coli RNA polimerazı
(α2β'βωσ)
Çekirdek enzim
Holoenzim
Çekirdek enzimin dört altbirimi vardır:
α, β, β' ve ω. Bu alt birimler α2ββ'ω
şeklinde birleşir. α-altbiriminin RNA
polimeraz proteininin katlanmasında,
β’nın ise transkripsiyonda bir katalizör
olarak görev alır. β ve β' birimleri
ribonukleotidlerin polimerizasyonunda
görev almaktadır. α-alt birimleri
regülatör proteinlerele bağlantı kurabilen
kısımlardır. Çekirdek halindeki RNA
polimeraza sigma (σ) denilen bir alt
biriminin enzime bağlanması ile enzim
holoenzim halini alır.
Herhangi bir hücrede yer alan genlerin her zaman için aktif olmaları söz
konusu olmaz. DNA üzerinde bulunan genlerin aktivasyonu, sitoplazmik
sinyaller sonucu RNA polimeraz’ın transkripsiyonu yapılacak gen veya
genlerin hemen önündeki belli bir baz bölgesi (upstream) olan promotör
gene bağlanması ile gerçekleşir.
σ altbirimi, enzimin bağlanacağı genin promotörünü tanıyarak DNA ile
özgün bağlanmasını sağlar.
Farklı genleri tanıyan farklı σ altbirimleri mevcuttur
E. coli RNA polimerazın altbirimleri
Alt birim
Gen
Sayı
Ağırlık (kD)
En sık rastlanan σ birimi molekül ağırlığı 70 kD olan σ70 dir.
Bakteri RNA polimerazı, tüberküloz tedavisinde kullanılan rifamisinin β
altbirimine bağlanması ile fosfodiester bağının oluşumunu engelleyerek
inhibe olur.
Rifamisin
Fenoksazon halkası
Aktinomisin D
Aktinomisin D ise transkripsiyonun uzama safhasında inhibisyon yapar.
DNA’ya bağımlı RNA polimeraz promotör dizilerini tanıyana kadar DNA
molekülünü ≈103/bç/s’lik bir hız ile tarar ve bu dizilere bağlanır.
Promotörler – transkripsiyon başlama bölgesinde kendilerini tekrarlayan
konsensus dizileri (tüm organizmalarda aynı veya benzer olan bu diziler evrim
boyunca çok korunmuştur).
 5'-TATAAT-3' dizisi- transkripsiyon başlangıç nukleotitden (+1) 10 baz çifti
kadar önce -10 bölgede bulunur (Pribnow kutusu). DNA sarmalının RNA
polimeraz tarafından çözülmeye başladığı nokta.
 5'-TTGACA-3' dizisi- transkripsiyon başlangıç nukleotitden (+1) 35 baz çifti
kadar önce -35 bölgede bulunur. RNA polimerazın tanıyıp bağlandığı bölge.
Kalıp DNA
-35 bölge
Prokaryotik promotör
Pribnow
kutusu
Transkripsiyon
başlama bölgesi
Beadle-Tatum’un tek gen-tek enzim hipotezi, tek gen-tek
protein ve daha doğrusu tek gen-tek polipeptid olarak
genişletilmiştir. Bazı genler tRNA ve rRNA kodladıkları göz
önünde bulundurarak, bir gen, yapısal ya da katalitik işlevli
bir polipeptid veya bir RNA gibi, genin son ürününün
primer dizisini kodlayan tüm DNA’dır.
Fonksiyonlarına göre 2 tip gen vardır
1. Yapısal genler – belirli proteinleri sentezlerler
2. Denetleyici genler – yapısal genleri uyarır veya frenlerler.
a) operatör genler-yapısal genlere direkt etkilidirler
b) düzenleyici (regülatör) genler: yapısal genlere, operatör genler yolu ile etkilidirler
Bir ya da birkaç yapısal gen kendi operatör genleriyle beraber genetik bir birimi olan
operonu meydana getirirler.
Operatör genden gelen sinyale göre (trafik ışıklarına benzer bir şekilde) operondaki
yapısal genler çalışır.
Represör
bağlanma yeri
(operatör)
Aktivatörün
bağlanma yeri
operon
Promotör
Düzenleyici diziler
represör<->operatör
aktivatör <->artırıcı (enhencer)
Birlikte yazılan genler
Bir operon sistemindeki operatör ve düzenleyici (regülatör) gen arasındaki el ele
çalışmalarla yapısal genlerin ifadeleri ya gelişir ya da kesilebilir. Bunun sonucunda, ya
normal ya da patolojik bir fonksiyon düzeni belirebilir.
Hücrede bazı özel proteinler vardır ki bunlara düzenleyici veya regülatör proteinler
adı verilir. Her bir regülatör protein bir veya birden fazla genin düzenlenmesinde
etkileyici rol oynar. Bu proteinler normal gen regülasyonunda iki şekilde faaliyet
göstermektedir:
 Gen ifadesini arttırırlar - pozitif regülatör (aktivatör)
 Gen ifadesini azaltırlar - negatif regülatör (represör; baskılayıcı)
Gen ifadesinin düzenlenmesinin 2 tipi vardır:
1.
Negatif düzenleme – Transkripsiyonu durduran baskılayıcı bir protein yoluyla
düzenleme. Negatif regülatör varlığında genetik bilginin ifadesi azalır.
2.
Pozitif düzenleme – pozitif regülatör varlığında genetik bilginin ifadesi artar.
RNA polimerazla transkripsiyonun başlaması en az üç tip
protein düzenler:
1. Spesifik transkripsiyon faktörleri
2. Baskılayıcılar (represörler): bağlanma yeri: operatör
(negatif düzenleme)
3. Aktivatörler: bağlanma yeri: artırıcılar (transkripsiyon
hızını arttırırlar) (pozitif düzenleme)
Baskılayıcılar (represörler):
• DNA üzerinde operatöre (prokaryotik hücrelerde genellikle promotörün yanında
bulunur) bağlanır.
•Baskılayıcının DNA’ya bağlanması, efektör denilen, küçük molekül ya da protein olan
moleküler bir sinyalle düzenlenir.
Efektör baskılayıcı moleküle bağlanır ve yapısal bir değişime neden olur.
Baskılayıcı ile sinyal molekülü arasındaki etkileşim, transkripsiyonu azaltır ya da artırır
Efektör maddeler represör üzerinde iki şekilde etki gösterir:
-İndüktör (anti-inhibitör): eğer ortamda bir indüktör madde varsa, bu madde DNA
operonu üzerindeki represörü uzaklaştırır ve böylece sentez olayı yeniden başlamış olur.
Efektör, geni engelleyen represörün aktivitesini ona bağlanarak yok ediyorsa, yani
baskılanmayı ortadan kaldırıyorsa, bu operona uyarılabilen (indüklenebilen) operon
denir.
- Co-represör: represör co-represör ile aktif hale gelip DNA’yı bloke eder. Bu tür
operona ise baskılanabilen operon denir.
Negatif düzenleme
(represör transkripsiyonu inhibe eder)
Operatör
Represör moleküler sinyalin
yokluğunda operatöre bağlanır
Pozitif düzenleme
(aktivatör transkripsiyonu uyarır)
RNA polimeraz
Promotör
Moleküler sinyal (indüktör)
represör’ün dissosiasyonuna
neden olur ve transkripsiyon
uyarılır
Sinyal
molekülü
Represör moleküler sinyalin (co-represör)
varlığında operatöre bağlanır
Aktivatör
moleküler
sinyalin
yokluğunda DNA’ya bağlanır ve
transkripsiyon
ilerler.
Sinyal
eklendiği zaman aktivatör dissosiye
olur ve sinayal ile birleşerek
transkripsiyon inhibe olur.
Sinyal
ayrıldığında
represör
dissosiye olur ve transkripsiyon
oluşur.
Aktivatör
sinyalin
varlığında
DNA’ya
bağlanır.
Sinyal
uzaklaştırılınca dissosiye olur ve
transkripsiyon inhibe olur.
Aktivatörler
• DNA’ya bağlanırlar ve promotörde RNA polimerazın aktivitesini güçlendirirler.
(Aktivatör bağlanma bölgeleri, çoğunlukla RNA polimerazın zayıf bağlandığı ya da tek
başına hiçbir zaman bağlanmadığı, promotörlere yakın bulunur.
Bazı ökaryotik
aktivatörler, promotörden çok uzaktaki artırıcılar (enhancer) denilen bölgelere
bağlanır).
- Bazı aktivatörler, bir sinyal molekülünün bağlanmasıyla tetiklenen aktivatörün
disosiasyonu sağlanıncaya kadar transkripsiyonu güçlendirmek için DNA’ya bağlanır.
- Diğer olgularda ise aktivatör sadece, bir sinyal molekülüyle etkileştikten sonra
DNA’ya bağlanır.
Operonun özellikleri
Operon modeli, François Jacob ve Jacques Monod
adındaki
Fransız
araştırmacıların
E.coli’deki
laktoz operonu (lac operon) üzerinde yaptıkları
çalışmalar (1961) sonucu ortaya çıkmış ve bu
çalışma 1985 yılında kendilerine Nobel ödülünü
kazandırmıştır.
Laktozu galaktoz ve glukoza hidroliz eden β-galaktozidaz enziminin yapısal geni
(lacZ), galaktozun hücre içine geçişinden sorumlu olan permeaz (lacY) ve transasetilaz
(lacA) genlerle birlikte kümelenmiştir ve birlikte lac mRNA’yı oluştururlar.
β-Galaktozidaz: laktozu parçalayarak 6 karbonlu glukoz ve galaktoza ayırır
Galaktozit permeaz: laktozun bakteri hücre duvarından geçişini sağlar
Tiyogalaktozit transasetilaz: Asetil CoA’dan asetil grubunu tiyogalaktozidin C-6 hidroksil
grubuna transferini gerçekleştirir.
Uyarılabilen (indüklenebilen) operon: Laktoz operonu
I geni, Lac represörünü kodlar
P: Lac genlerinin promotörü
Pı: I geninin promotörü
O1: Lac operonun asıl operatörüdür
O2 ve O3: psödooperatörler denilen
ikincil operatör bölgeleridir
E.Coli karbon kaynağı olarak glukoz ve laktozu kullanır. Sadece
glukoz varlığında, bakteriyel büyüme fazının başlangıcından itibaren
hücre glukoz tükenene kadar laktoz katabolizması için gerekli olan
enzimleri indüklemez (laktoz yokluğunda, lac operon genleri
baskılanır). Bunun mekanizması şöyledir: Bu enzimlere gereksinme
olmadığını gösteren bir protein sentezlenir ve operonun düzenleyici
bölgesinde bulunan i’ye bağlanarak onu etkileştirir ve bir i-mRNA
(represör mRNA) biyosentezlenir, bu ise translasyonla represör
proteinini oluşturur. Represör proteini o (operatör) bölgesine
bağlanır ve böylece RNA polimerazın p (promotör) bölgesine
ulaşmasını engeller (yapısal genlerin transkripsiyonları engellenir).
Laktoz eklendiğinde, laktoz metabolizması sırasında oluşan
allolaktoz represöre bağlanır, represör genden uzaklaştırılır ve RNA
polimeraz promotöre yerleşip laktozun yıkımında görevi olan üç
enzimin mRNA’sının transkripsiyonuna başlar.
Dış
İç
Laktoz
Galaktozit
permeaz
Laktoz
Laktoz
β-Galaktozidaz
Allolaktoz
Galaktoz
Glukoz
Negatif düzenleme (+Glukoz; -Laktoz)
Glukoz ve laktoz seviyeleri, lac baskılayıcı protein ile CAP üzerindeki etkileri sayesinde lac
operonunda transkripsiyonun (yazılımın) başlangıcını etkileyebilir.
Regülatör gen
Lac i
Promotör
Operatör
lac Z
β-galaktozidaz
lac A
transasetilaz
Transkripsiyon
Transkripsiyon
lac mRNA
5'
lac Y
lac permeaz
lac mRNA
3'
Translasyon
lac represör
5'
3'
Translasyon
β-galaktozidaz lac permeaz transasetilaz
allolaktoz
molekülleri
Lac represör - allolaktoz
Laktoz eklenmesi allolaktoz derişimini arttırır.
Allolaktoz baskılayıcı proteine bağlanarak DNA’dan
ayrılmasını sağlar.
Pozitif düzenleme (+ Laktoz; -Glukoz)
Katabolik süreçler genellikle, organizmanın tercih ettiği yakıtın yokluğunda alternatif
yakıt moleküllerini kullanan enzimlerin sentezini sağlayan aktivatörlerle çalışır. Bu
aktivatörler tercih edilen yakıt molekülllerinin varlığında genetik aktiviteyi baskılar.
Buna katabolit baskılaması denir. Laktoz operonu hücrede glukoz miktarını ayarlayan
ve Katabolit Aktivatör Protein (CAP) veya cAMP Reseptör Proteini (CRP) denilen bir
aktivatörle çalışır.
Prokaryot solunumunda tercih edilen yakıt glukoz olduğu için, glukozun yüksek
konsantrasyonları laktoz operonunu durdurur. Bu koşullarda kullanılabilecek bol
miktarda yakıt olduğundan laktozun yıkımına gerek kalmamaktadır
Yüksek
glukoz
(düşük
cAMP)
Laktoz
Gen kapalı
Laktoz
represör
Glukoz düzeyleri azaldığında ise cAMP, CAP’ın allosterik bölgesine bağlanarak proteinde
konformasyonel değişikliklere yol açar. Böylece aktiflenen CAP, operonda promotöre komşu
bölgeye bağlanarak RNA polimerazın promotöre bağlanmasına yardımcı olur.
cAMP
Düşük
glukoz
(yüksek
cAMP)
Bağlanmış
lac represör
RNA polimeraz
Laktoz
Laktoz
represör
Gen açık
Transkripsiyon,
promotör
konumunun yakın bir bölgesinde
DNA’ya bağlanmış CAP-cAMP
kompleksinin
bulunması
durumunda meydana gelir. CAPcAMP pozitif bir düzenleyicidir.
Baskılanabilen operon-Triptofan operonu
Apo-represör = aktif olmayan represör ⇒ Transkripsiyon devam eder
Apo-represör + Triptofan (Co-represör) ⇒ Aktif represör + operatör ⇒ İnaktif
promotör ⇒ Transkripsiyon devam etmez
Bir represör, coreseptör ile aktif hale gelip DNA’yı bloke eder.
E.coli hücresi kendisine gerekli olan amino asitleri sentezleyen tüm enzimleri yapısında
bulundurur. Amino asidlerden herhangi birinin ortama hazır olarak verilmesi
durumunda bu amino asidin sentezi için gerekli enzim sisteminin yapımı da durur. Bu
olaya represyon adı verilir. Örneğin ortamda konsantrasyonu artan triptofan (trp
operonu tarafından sentezlenen enzimin ürünü) kendisine özgü olan trp represörüne
bağlanabilmekte ve onu aktif hale getirip DNA’ya bağlanmasını sağlar. Böylece
triptofan sentezinde görev alan 5 enzimin sentezi durdurulmuş olur. Bu durumda bir
efektör olan tiptofan bir co-represör’dür. E.coli beslenme ortamına bol miktarda
triptofan verildiğinde, hücrede triptofan sentezleyecek enzim oluşmaz.
Transkripsiyon 4 basamakta gerçekleşir:
1. Kalıba bağlanma: RNA polimeraz DNA’ya bağlanır ve bir promotörü
lokalize eder.
2. Zincir başlangıcı. RNA polimeraz ilk NTP ikinci bir ribonukleozit
trifosfat ile eşleşmesini katalize eder.
3. Zincir uzaması: Sentezlenen RNA molekülünün 3' ucuna arka arkaya
NTP’ı baz eşleşmeleri ile yerlerine yerleşir ve difosfat ayrılarak
fosfodiester bağlar oluşur. RNA, 5'→3' yönünde DNA kalıbına ters
yönde paralel olarak sentezlenir.
DNA
G
C
T
A
RNA
C
G
A
U
4. Zincir sonlanması: DNA molekülünün kalıp halatındaki bazı diziler
sonlanma sinyalleri olarak görev görürler.
mRNA zincirinin ilk 8-10 nukleotid sentezinden sonra σ faktörü
enzimden ayrılmaktadır
RNA polimerazın promotöre bağlanması
Başlama
Sentezin başlaması
RNA polimerazın
başlamasında
promotör
transkripsiyona
1. İlk
basamak
holoenzimin
DNA’daki promotöre zayıf olarak
bağlanmasıdır. Böylece kapalı bir
kompleks oluşur.
2. İkinci basamakta DNA sarmalında
10 baz çiftine yakın bir bölgenin
açılması ile polimeraz kalıba daha
sıkı bağlanarak açık kompleks
oluşur.
3. Pribnow kutusu A-T’ce zengin
olduğu için heliksin açılmasını
kolaylaştırır.
4. Açılan DNA’ya ilk nukleotid
trifosfat bağlanınca RNA polimeraz
transkripsiyonu başlatır.
5. İlk fosfodiester bağı oluştuktan
sonra σ altbiriminin uzaklaşmasıyla
enzim, zincir uzama süresine geçer.
Bu
dönemde
başka
RNA
polimerazlar
da
promotöre
bağlanabildiği için gen birçok kez
transkript edilebilir.
RNA polimeraz
DNA molekülü boyunca RNA polimeraz ilerledikçe, kalıp halatın nukleotidlerine
uygun baz eşleşmesine olanak sağlamak için DNA sarmalın çözülmesi gereklidir. DNA
sarmalın çözülme derecesi transkripsiyon boyunca sabittir ve her bir polimeraz
molekülü başına 17 baz çifti kadardır. DNA sarmalın bir taraftan çözülmesini (negatif
superhelezonlar oluşturarak), diğer taraftan bükülmesi ve helezonlaşmasını (pozitif
superhelezonlar oluşturarak) kataliz eden enzim topoizomerazdır. Herhangi bir
noktadaki DNA/RNA hibridi 7-10 baz çifti uzunluğundadır.
RNA polimeraz
DNA çift
sarmalın
bükülmesi
Kalıp
halat
Kodlayıcı halat
(Bu zincirin baz sırası, genden yazılan RNA
zincirinin aynısıdır, sadece T yerine U geçmiştir).
DNA çift
sarmalın
çözülmesi
mRNA
DNA/RNA hibrit heliksi
Uzama yönü
RNA polimerazın
hareket yönü
E.coli’nin RNA polimeraz enzimi
bir aktivatör olan Mg+2 varlığında
37oC de saniyede yaklaşık 40
nukleotid sentezlemektedir
Zincir uzaması
RNA nukleotidleri
Kalıp DNA
Yeni sentezlenen RNA
Sentezlenecek olan protein
RNA polimeraz genin
Proteini kodlayan gen
promotör bölgesine bağlanır
Tamamlayıcı DNA halatı
dezoksiribonukleotidler
Sentez edilen mRNA ribonukleotidler
Proteini kodlayan gen RNA polimeraz
Kopyalanacak gen
mRNA
Sentez edilen mRNA ribozomlara taşınır
kodon
Genin tamamlayıcısı olan mRNA
Transkripsiyonun sonlanması
DNA molekülünün kalıp halatındaki bazı diziler sonlanma sinyalleri
olarak görev görürler. Buraya Rho sonlanma faktörü bağlanır.
RNA polimeraz
Transkripsiyon, Rho’ya bağımlı ve Rho’dan
bağımsız iki farklı yolla bitebilir.
Rho’dan bağımsız olan bitişte iki önemli
özellik görülür
1. RNA transkripitinin bitiş noktasından
15-20 nukleotid önce, transkriptin kendi
üzerine katlanıp bazlar arasında bağ
yaparak saç firketesi şeklini aldığı GC’ce zengin bir bölge
2. Kalıpta bulunan kısa bir adenilat
zinciridir.
Gerek saç firkete şeklindeki yapı,
gerekse RNA’daki U zinciri ile kalıp
DNA’daki A zincirinin bağ yaparak
oluşturdukları A=U bölgesi, RNA-DNA
ilişkisini zayıflatarak
ve RNA
polimeraz ve transkript arasındaki
ilişkiyi bozarak transkriptin ayrılmasını
kolaylaştırır.
Rho-bağımlı sonlanma

Rho hekzamerik bir proteindir

RNA nın 70-80 bazlık kısmını
etrafına sarar

Rho ATPaz aktivitesine sahiptir ve
DNA/RNA hibridini ayırır

Nispeten nadir olarak görülür
Ökaryot transkripsiyonu
Kromatinin transkripsiyon için açık hale gelmesi
Transkripsiyon faktörlerinin (TF) promotör bölgede
DNA’ya bağlanması ile genin aktiflenmesi
Artırıcıların aktivatörlere bağlanarak transkripsiyonu
uyarması
Genin
5' ucu
Genin
3' ucu
Transkript edilen kısım
5' tercüme
edilmeyen bölge
(5' UTR)
Primer transkript
3' tercüme
edilmeyen bölge
(3' UTR)
Akış yukarı
düzenleyici diziler
promotör
CAAT
kutusu
Enhancers
Artırıcılar
Silencers
Susturucular
Insulators
TATA
Transkripsiyonun
kutusu
başlama yeri
mRNA
kopyasının
işlenen 3' ucu
Protein sentezinin Protein sentezinin bitiş
kodonu
başlama kodonu
(UGA, UAA, UAG)
Transkripsiyonun
bitiş yeri
3' ucunun
poliadenillenmes
i sinyal dizisi
Ökaryotlarda Transkripsiyonun başlamasıRNA polimerazlar
RNA polimeraz
formları
RNA polimeraz I
RNA polimeraz II
RNA polimeraz III
Sentezlediği ürün
Bulunduğu yer
rRNA (18S, 5.8S ve 28S rRNA) Çekirdekçik
mRNA, snRNA
Nükleoplazma
5S rRNA, tRNA
Nükleoplazma
Ökaryot nükleer RNA polimerazları Amanita phalloides denilen
zehirli mantarda bulunan α-amanitin tarafından inhibe edilebilir.
RNA polimeraz II nukleusta ökaryotik mRNA’nın sentezinden sorumludur. Tek bir
promotör diziyi tanıyan prokaryot RNA polimerazın aksine, ökaryot RNA polimeraz II
enzimi transkripsiyona birçok konsensus dizisini tanıyarak başlar. Bu dizilerin en iyi
bilineni ve en iyi korunmuş olanı TATA kutusudur. Bazı transkripsiyon faktörlerinin
kendilerine özgün bölgelere, birbirlerine ve Polimeraz II’ye bağlanmaları ile
transkripsiyon uyarılır. TATA-bağlayıcı proteinin (TBP) TATA kutusuna bağlanması ile
süreç başlar.
DNA transkripsiyon faktörleri
Ökaryot promotör
TATA-bağlayıcı protein
RNA polimeraz II, TATA kutusu bölgesinde
kodlayıcı halatına bağlanır ve transkripsiyonu
25 nukleotid akış aşağı (3' yönünde) konumda
başlatır.
TBP (sıklıkla TFIIA ile birlikte), TFIIB ve RNA
polimeraz II, TFIIE, TFIIF ve TFH’nın sırayla biraraya
gelişi kapalı bir kompleks oluşturur. TBP, sıklıkla
TFIID olarak adlandırılan büyük kompleksin bir parçası
olarak bağlanır. DNA TFIIH’nın helikaz aktivitesiyle
çözünür ve açık bir kompleks oluşur. Büyük RNA
polimeraz II altbirimini karboksil ucu (CTD) TFIIH
tarafından fosforillenir ve transkripsiyon (yazım) başlar.
Transkripsiyon sonrası değişiklikler
Sitoplazma
DNA
Transkripsiyon
RNA
RNA’nın
işlenmesi
mRNA
G
RNA polimeraz II bir RNA fabrikası
gibidir, bir yandan DNA’dan RNA
sentezlenirken, diğer yandan da
yaptığı RNA’yı işler
G
AAAAAA
Eksport
Çekirdek
AAAAAA
Transkripsyon
Translasyon
Prokaryotlarda hücre çekirdeği yoktur.
mRNA ayrıca sentezlendikten sonra
herhangi bir işlemden geçmeden doğrudan
sitoplazmaya gider.
Prokaryot hücresi
Transkripsyon
RNA’nın işlenmesi
Translasyon
Ökaryot hücresi
Oysa ökaryotik hücrede mRNA sentezi
çekirdekte gerçekleşir ve öncül-mRNA bir
seri işlemden geçtikten sonra çekirdeği
olgun mRNA şeklinde terk ederek
sitoplazmaya geçer ve ribozoma ulaşır.
Burada polipeptid sentezi gerçekleşir.
 İntronların
uzaklaştırılması
Prokaryot genleri sürekli genlerdir, ökaryot genleri ise sürekli değildir. DNA’nın
primer kopyalarında, olgun mRNA’yı oluşturmak üzere uzun kotlayıcı dizileri
bağlayan ve uzaklaştırılmaları gereken DNA’nın kotlayıcı olmayan dizileri bulunur.
Bunlara intronlar denilir. DNA’nın kotlayıcı bölgeler ise eksonlardır. İntronların
prekürsör mRNA’dan uzaklaştırılmaları ve eksonların bir arada bağlanmalarına
RNA splaysing denilir.
Transkripsiyonun başlaması
Gen
İntron 1
Ekson 1
İntron 2
Ekson 2
Ekson 3
Transkripsiyon
Primer kopya
İntron 1
Ekson 1
İntron 2
Ekson 2
Ekson 3
splicing
Olgun mRNA
Ekson 1
Ekson 2 Ekson 3
mRNA’nın işlenmesi -
Ökaryotlarda sentezlenen RNA’ların olgun ve
fonksiyonel hale gelmesi.
 5'
- başlığın eklenmesi
 poli(A)
Transkripsiyonla sentezlenen RNA
molekülüne primer transkript denir.
zincirinin eklenmesi
İntronlar çıkartılır
Örtülü yapı ve poli(A) kuyruğu
ilave edilir
3'
5'
Olgun mRNA
Poli(A) kuyruğu
başlık
Tüm intronlar GU dizisi ile başlayıp AG dizisi ile biter. Bunlara sırası ile verici ve alıcı
intron-ekzon bağlantıları denir.
Dallanma
5' kesim yeri
noktası
3' kesim yeri
Piriminden
zengin bölge
İntron dizilerinin uzaklaştırılması RNA üzerindeki üç yer ile ilişkilidir:
5' kesim yeri
3' kesim yeri
kesip çıkartılan kementin tabanını oluşturan intron dizisindeki
dallanma noktası.
İntron sınıfları
Dört sınıf intron vardır.
Grup I. rRNA, mRNA ve tRNA’ları kodlayan bazı nükleer, mitokondri ve kloroplast
genlerinde yer alır. Bir guanin nukleozit kofaktörüne gereksinim vardır. Fakat kofaktör
bir enerji kaynağı olarak kullanılmaz. Guanozinin 3'-OH grubu intronun 5' ucuyla
normal 3',5'-fosfodiester bağı kurar. Daha sonra, eksonun 3'-OH ucu nukleofil olarak
davranır ve tepkimeyi tamamlar. Sonuç, intronun tam olarak kesilip, çıkartılması ve
eksonların bağlanmasıdır.
Grup II intronların kesilmesinde
intronun içinde bulunan bir
adenilatın 2'-OH grubu intronun
ucu ile birleşip kement şeklini
alarak ekzondan ayrılır. Fungi,
alga ve bitkilerin mitokondri
veya kloroplast mRNA’larında
bulunur.
Bu
iki
grup
intronun
kesilmesinde herhangi bir enzim
görev almadığı için her iki grup
da kendinden kesicidir.
Kendilerini kesip-birleştiren intronlar
Grup I
Grup II
Grup III
splisozom
Katalitik intronlar - RNA enzimleri (Ribozimler)
En iyi tanımlanmış olan ribozimler, kendi kesip yeniden
birleştiren grup I intronlar.
Bu ribozimlerin aktivitelerinin büyük bir kısmını çapraz
esterleştirme ve fosfodiester bağının hidrolizi gibi iki temel
tepkime oluşturur.
= Kesilip-birleştirme
(Splaising)
Splisozom dinamik
bir makinedir
Grup III intronlar: nükleer mRNA’ların primer transkriptlerinde bulunur. Kesilme
işlemi ikinci grup intronlara bezemekle birlikte ufak nükleer ribonükleoproteinler
(snRNP) denilen RNA-protein komplekslerinin yardımı ile gerçekleşir. Ökaryotik
çekirdeğinde kesim işlemlerinde beş adet snRNA (U1, U2, U4, U5, U6) görev alır. Bu
moleküllerin her biri snRNP’ leri (küçük çekirdek ribonukleotidleri) oluşturmak üzere
en az yedi protein altbirimi ile birleşir. Bu snRNP’ler splisozomların nüvesini oluşturur.
Grup IV intronlar: bazı tRNA’larda bulunur. Bu intronları bir endonukleaz ATP
hidroliz ederek ve intronun iki ucundaki fosfodiester bağlarını keserek uzaklaştırır ve
ekzonu birleştirir.
5′
RNA transcript (pre-mRNA)
Exon 1
Intron
Exon 2
Protein
Otherproteinler
proteins
Diğer
snRNA
snRNPler
Kesilip-birleştirme
(splaising), snRNP ve diğer
proteinlerin oluşturduğu
splisozomlar tarafından
5′
katalizlenir.
Spliceosome
Splisozom
Spliceosome
Splisozom
components
İntronun
kesilmesi
bileşenleri
5′
mRNA
Exon 1
Exon 2
Splisozomlar öncül mRNA molekülündeki kesim
işaretlerini tanır, intronun iki ucunu bir araya getirir
ve tepkimenin enzimatik etkinliğini sağlar.
Splisozom
Pre mRNA’ya
bağlı splisozom
Birleşmiş ekzonlar
• Kesim 1, intronun bir ucunun
korunmuş
adenine
tutunmasını
sağlar ve kovboy kementi biçiminde
bir yapı oluşur (lariat)
• Kesim 2 kementi serbest bırakır ve
iki ekzon ucunu birleştirir
• Kimyasal olarak 1 ve 2 evreleri
transesterifikasyon reaksiyonlarıdır.
Transesterleşme diye bilinen ardışık iki fosfor aktarım tepkimesi aradaki
intronu kement halinde kesip uzaklaştırırken iki eksonu birbirine bağlar.
Fosfat bağ sayısı aynı kaldığından, bu tepkimeler, prensipte nukleozit
trifosfat hidrolizi olmadan oluşur.
Birinci çapraz esterleşme
Ekzon 1’in 3'
oksijeni
Dallanma
noktası A’nın 2'
oksijeni
İntronun 3'
oksijeni
Ekzon 1’in 3' oksijeni
Dallanma noktası
A’nın 2' oksijeni
İntronun 3' oksijeni
İkinci çapraz esterleşme
Kesip birleştirilmiş eksonlar
Lariat intron
• Splisozom intron üzerindeki kesim sinyallerini tanır
ve intronun iki ucunu birbirine yakınlaştırır. Önce
dallanma noktasındaki adenin (A) buraya özgü bir
protein tarafından tanınır (BBP-branch point binding
protein) ve bunu yardımcı bir protein olan U2AFnin
bağlanması izler.
• Sonraki evrede U2snRNP BBP ve U2AF’yi bağlandığı
yerden uzaklaştırır ve dallanma noktasındaki adeninle
bağ oluşturur. U1 snRNP ise bu arada 5' kesim bölgeye
bağlanır ve bunu U4/U6*U5 snRNP’lerin komplekse
katılması izler. Bu üçlü komplekste U4 ve U6 birbirine
sıkıca U5 ise daha gevşek bağlıdır. Sonra bazı RNARNA yeniden düzenlenmeleri gerçekleşir ve U4/U6
arasındaki bağ kırılır ve U4 splisozom kompelksinden
salınır. Serbest kalan U6 5' kesim bölgeye bağlanan
U1’i yerinden koparır. Daha sonra gerçekleşen yeniden
düzenlenmeler ve farklı proteinlerin işe karışmasıyla
kesim-birleştirme reaksiyonu tamamalanır ve lariat
formunda intron uzaklaşır, iki ekzon birbirine bağlanır.
Başlık ekleme
RNA polimeraz II tarafından DNA
transkripsiyonunda oluşan RNA henüz 20 amino aside ulaşmışken 5' uç bölgesinde metillenir.
Transkripsiyonun süreci ile kenetlenir.
Transkripsiyon başlama
yeri
RNA polimeraz II’nin uzamaya
geçişinde anahtar aşama RNA
polimeraz II’nin CTD veya C uç
alanı olarak adlandırılan
kuyruğunun yoğun bir şekilde
fosforillenmesidir.
İnsan
RNA polimeraz
II
molekülünün CTD bölgesinde 52
tekrar vardır ve bu bölgenin tam
olarak fosforillenmesi sonucunda
polimeraza 104 tane negatif
yüklü fosfat grubu eklenmiş olur
CTD, başlık ve poliadenilat kuyruk
ekleyicilerini sırasıyla transkripte yönlendirir.
Başlık
Başlık ekleme
enzimleri
Bu özel uçlar, RNA molekülü protein sentezi için çekirdekten atılmadan önce
mRNA’nın her iki ucunun tam (ve mesajın bozulmamış) olduğunun hücre
tarafından onaylanmasını sağlar.
RNA polimeraz II RNA molekülünün ilk 25 nukleotidini sentezler sentezlemez, yeni yapılan RNA molekülünün 5' ucuna
değiştirilmiş bir guanin nukleotidinden oluşan bir kep ekleyerek bu ucu değiştirir. Bu kepleme işlemi RNA polimerazın
fosforillenmiş kuyruğuna bağlı olan ardışık 3 enzim tarafından gerçekleşir( fosfataz, guanil transferaz ve metil transferaz). 5metil kep yapısı ökaryotik mRNA’ların 5' ucunu simgeler. Bu işaret, RNA polimeraz II’nin diğer RNA tiplerinden ayırt
edilmesinde yardımcı olur.
7-Metilguanilat
5' başlık, mRNA’nın 5' ucuna
GTP molekülünün trifosfatıyla
bağlanmasıyla oluşur.
Transkripsiyon
trifosfat bağı
ilerledikçe
kompleksi
başlık
ekleyici
DNA
üzerinde
enzim
kompleksi
mRNA’nın 5' ucuna bir guanilatı 5'→5' trifosfat
bağı yaparak bağlar. Bağlanan guaninin yedinci
azotu
Kep’e komşu
birinci nukleotid
ve
kep’e
komşu
birinci
ve
ikinci
nukleotidlerin 2'-OH grupları metillenir. Metil
vericisi S-adenozilmetiyonindir.
Başlık mRNA’nın ribozom tarafından tanınmasını
Kep’e komşu
ikinci nukleotid
sağladığı gibi, molekülü ribonukleaz etkisinden
korur.
3' ucunun poliadenillenmesi
Ökaryotlarda
mRNA’nın
çekirdekten
sitoplazmaya taşınması genelde mRNA’nın
3' ucundaki stop noktasından sonra yer alan
80-250 adenilat biriminden oluşan bir poli
(A) kuyruğu tarafından gerçekleşmektedir.
Kalıp DNA
Poliadeninlerin mRNA’ya bağlanmasının en
önemli özelliği mRNA’nın sitoplazmik
enzimlerden
etkilenmemesi
yani
sitoplazmada stabil kalmasıdır.
Poli(A) kuyruğunun eklenmesi çok aşamalı bir
işlemdir.
RNA, büyük bir enzim kompleksinin bir bileşeni
olan endonukleaz tarafından AAUAAA sinyal
dizisinin 3' ucunda 10 ile 30 nukleotidlik
kısmındaki bir noktadan kırılır.
Kesilme sonrası, kesilme noktasının 3' ucuna
poliadenilat polimeraz enzimi 80-250 adenilattan
oluşan poli(A) dizisini ekler.
RNA polimeraz bu işlemden sonra transkripsiyonu
sonlandırır.
RNA polimeraz
Enzim
kompleksi
Endonükleaz
Poliadenilat
polimeraz
Download
Study collections