MİDE KANSERİ Mide anatomik (anatomi:Canlıların yapısı ve düzeni ile ilgilenen bilim dalıdır) olarak dört bölüme ayrılır. Fakat cerrahi olarak ise proksimal (başlangıç), corpus (ortası) ve distal (sonu) olarak üç bölüme ayrılır. Bu bölünme cerrahi tedavi açısından çok önemlidir. Dört adet büyük arter’i(atar damarı), 2 adette küçük atar damarı ve bunlara paralel seyreden toplar damarı vardır. Bütün organların damar sistemini bilmek cerrahi açıdan bilmek çok önemlidir. Çünkü; lenf sistemi atar damar sistemi ile beraber seyreder. (kanser cerrahisinde lenf nodları önemli bir sistemdir.) Mide kanseri dünya genelinde kansere bağlı ölümler sıralamasında akciğer kanserinden sonra ikincidir. (1988 yılına kadar birinci sıradaydı.) Hangi şikayetlere neden olur? Sinsi seyirli, erken tanısı güç bir hastalıktır. Kilo kaybı (en sık) , Hazımsızlık, erken doyma, Non-spesifik gastrointestinal yakınmalara neden olur. Bening hastalık, erken mide kanseri ve ilerlemiş mide kanseri arasında semptomatoloji (hastanın şikayetleri) açısından ciddi bir fark yoktur. Mide Kanseri Etyoloji(nedenleri) Tuzlu gıdalar!!! İsli, füme, konserve gıdalar (nitrit ve nitrat) Tuz nitrozlu gıdaların mutajenitesini artırır kokarsinojen gibi davranır. Düşük yağ, düşük protein, ve düşük A ve C vitamini tüketimi riski artırır. Yüksek A ve C vitamini tüketimi riski azaltır. Yüksek oranda Helikobakter pilori içerensu (genelde kuyu suyu içme) içilmesimide kanseri riski artırır(h. Pilori: bakteri olup mide ülserinden kanser’e kadar çokçeşitli hastalıklara neden olabilir.endoskopi sırasında tespit edilirse antibiyotik tedavisi ile tedavi edilebilir.) Bening hastalık nedeniyle yapılan gastrektomi sonrasında mide güdüğünde kanser gelişme riski artar. Pernisyöz anemi, atrofik gastrit ve aklorhidri de predispozandır (%10 mide kanseri gelişir) Riskin arttığı diğer durumlar; Menetrier hastalığı, radyasyona maruz kalma, aflatoksin alımı, aile hikayesi, A kan grubu, Epstein-Bar virüs enfeksiyonları . Mide Kanseri Sınıflandırması Dünyada en çok mide kanseri uzak doğuda gözükmekte olup. Uzak doğuda mide kanseri tarama programındadır. Bundan dolayı mide kanseri ile ilgili en çok araştırma uzak doğuda yapılmaktadır. Japon gastrik kanser araştırma merkezi mide kanserini ileri evre ve erken evre mide kanseri olarak ikiye ayırır. Japonlarda tarama yapıldığından dolayı hastaların yarısına yakını erken evrede yakalanmaktadır. Bu hastalarda uygun cerrahi ile 5 yıllık yaşam şansını % 90 olarak vermektedirler. Tanı Mide kanserinin tanısı endoskopi ile şüpheli görünen yerlerden biopsi alınarak konur. Biyopsi sonucu ile tanı konan hastalara bilgisayarlı tomografi, gerekirse MR ve endoskopik usg (endoskopi aletinin ucunda ultrasonogrofi aleti bulunur, direkt olarak tümörün mide duvarıda ki tutulumunu gösterir)ile evresi belirlenir, eğer hastanın ameliyata uygun olduğu düşünülürse operasyon kararı verilir. Tedavi Mide kanseri tedavisinde onkolojik tedavinin ( kemoterapi ve radyoterapi) etkinliği az olduğundan dolayı cerrahi tedavi çok önemli yeri vardır. Mide kanserinin yayılma yolları: kan yoluyla, lenf sistemi aracılığı ile direkt mide duvarını aşarak yanında ki organalara yayılarak ve diğer organlara tümör hücrelerinin teması ile olur. Uzak organlara yayılmamış tümörlerin yayılma yolu başlangıçta lenf yoluyladır. Bu yayılma yolunujapon mide kanseri araştırma merkezi üç katmana ayırmış olup. Geniş bir şekilde yani ilk iki katmandaki lenf nodlarını alarak (D2 lenf nodudisseksiyou) yapılan cerrahinin hastanın yaşam süresini artırdığını bir çok yayında belirtmektedirler. Batılı cerrahlar ise sadece 1. Katmanı alıp bunun üzerine radyoterapi yaparlar. Hollanda merkezli yapılan dutch çalışmasında D2 disseksiyon yapılan hastaların çalışmanın başlangıcında yaşam sürelerinin aynı olduğu fakat mortalite (ameliyat kaynaklı ölümün) ve morbiditelerinin( ameliyattan sonra gerçekleşen problemler) yüksek olduğunu söylemişlerdir. Daha sonra hollandalı cerrahlar D2 disseksiyonu ameliyatında tecrübelendiğinde ise D1 disseksiyola aynı mortalite ve morbidite ile yapılabildiğini ve yaşam süresine katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir. Rutin olarak D2 disseksiyona tümörün midedeki yerine göre subtotal ( midenin üçte ikilik kısmı alınır)veya total gastrektomi (midenin tamamı alınır)yapılır. Daha sonra ise pasajın devamlılığını ise ince barsağın mideye birleştirilmesi ile olur. Japonya da ise mide kanseri hastaları erken evrede yakalandığı için bu hastalara endoskopik olarak tümörlü bölgelerin rezeksiyonu yapılabilir. Fakat her erken evre mide kanseri bunun için uygun değildir. Hangi hastaya hangi işlemin yapılacağını japon gastrik kanser araştırma merkezi tarafından sınıflandırmıştır. Ameliyattan sonra patoloji sonucuna göre hastanın onkolojik tedavisi devam eder. Ameliyat Sonrası olabilecek komplikasyonlar erken dönemde kanama, ince barsak ve mide ile yapılan anostomozda kaçak olması gıda alımı sonrası gıdaların direkt olarak ince barsağa geçmesi sonucu tolerans sorunları yaşanabilir. Mide Kanseri Nedeniyle Ameliyat Olan Hastalarda Beslenme Ameliyattan sonra hastaların beslenmesi çok önem arz eder. Gastrektomili( midenin bir kısmının veya tamamının alınması) hastaların ince barsağı gıda pasajını devam ettirmek amacıyla mideye bağlanması nedeniyle duodenum( oniki parmak barsağı) devre dışı kalır. Demirin sindirimi oniki parmak barasağından olur. Bundan dolayı demir emilimi bozulur.Hastalarda bundan dolayı demir eksikliği anemisi olur. Bu hastalara demir takviyesi yapmak gerekmektedir. İntristik faktör b12 emilimini sağlar bu daha çok midenin proksimalinden salgılanır. Total gastrektomili(midenin tamamının alındığı hastalar) hastalarda daha çok olmak üzere vitamin b12 emilimi bozulur bundan dolayıda bu hastalara vitamin b12 takviyesi yapmak gerekir. Mide ameliyatlı özellikle total gastrektomili hastaların midenin depo özelliği kalmadığından dolayı bu hastaların sık yemek yemesi gerekmektedir.