süt çocuğun beslenmesinde temel ilkeler

advertisement
Doğal beslenme
Anne sütü ile beslenmedir.Bebeğin
beslenmesinde en doğal yol,anne
sütünün verilmesidir.Altıncı aya kadar
anne sütünün verilmesi en iyi
beslenmedir. Bebekler hastalandıklarında
birçok besini reddederken anne sütünü
kolayca alırlar. Bu nedenle hastalanan
bebekleri, özellikle annelerinden
ayırmamaya özen göstermek
ve anneleri de emzirmeye
teşvik etmek gereklidir.
Bazı bebekler bir öğünden
fazla alamazlar ve1-2 saat
sonunda tekrar yemek isterler.
Bu durumda
anne sütünü veya biberonu
daha sık vermek,
yapay beslenen bebeklerde emzik
şişesinin deliğini biraz genişletmek,
öğün sırasında 1-2 kez beslenmeyi
durdurarak bebeğin gazını
çıkartmak gibi önlemler yararlı
olabilir. İştahsız ve iyi tartı
almayan bebekler sistemik hastalık
varlığı araştırılmalıdır.
Uzun süre davam eden
yetersiz beslenmede
protein enerji malnütrisyonu
gelişir.
Günümüzde bebeklerin doğumdan itibaren ilk altı ay
boyunca yalnız anne sütü ile beslenmesi ve bu süre
içinde su dahil hiçbir ek besin verilmemesi
önerilmektedir. İlk altı ay tek başına anne sütü ile
beslenme ardından, uygun ek besine devam edilerek
yılda 1,3 milyon bebeğin ölümünün önlenebileceği
hesaplanmaktadır. Hastalıkları önlemesi, maliyetinin
çok düşük olması ve atık bırakmaması nedenleri ile
anne sütü ile beslenme en yararlı, en ekonomik ve en
çevre dostu beslenme biçimidir.
Doğal beslenme olarak tanımlanan bu beslenme biçimi ile,
süt çocuklarına başta enfeksiyon hastalıkları olmak
üzere, birçok hastalığın görülme sıklığı azalmakta ve
beyin gelişimi daha iyi olmaktadır. Anne sütü ile
beslenenlerde ileri yaşlarda
alerji, kanser, multiple skleroz, ateroskleroz
vb. hastalıklar ile, alkolizm gibi süregen sorunlara
daha nadir rastlanmaktadır. Emziren kadınlarda
meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve
anemi daha az görülmektedir.
Anne sütü olmadan
diğer sütler ya da
mamalarla yapılan
beslenme
şeklidir.Bebek
beslenirken biberon ve
bebeğe uygun kaşık
kullanılmalıdır.
Bebeğin huzursuz oluşu ve fazla
ağlaması, az dışkı yapması aldığı anne
sütü veya süt formülü miktarı ile
doymadığının bir işareti olabilir.
Aralıklı tartı ölçümleri ile besinin yeterliliği
değerlendirilmeli, bildirilen şikayetlerin gerçekten
az beslenmeye bağlı olup olmadığı araştırılmalıdır.
Çocuğun aldığı miktarlar gerçekten gereksinimi
karşılamıyorsa, karışık
beslenmeye geçilmeli ya
da verilmekte olan formülün
miktarı arttırılmalıdır.
Bebeğin aşırı huzursuz olması, ağlaması sıklıkla
anne sütünün yetmediği biçiminde
yorumlanarak, ek besinlerin erken başlanmasına
neden olmaktadır. Oysa sağlıklı bebekler ilk üç
ayda, gaz sancısı ya da infantil kolik nedeniyle
ağlayabilirler.
Bazı toplumlarda memenin reddi, sütten kesmek
için sık bir nedendir. Oysa bu genellikle düzelen
bir durumdur. Ancak memenin reddedilmesine
yol açan nedeni bulmak ve ortadan kaldırmak
gerekir.
Karışık beslenme:
anne sütünün yetmemesi durumunda
veya belli bir aydan sonra anne
sütü ile birlikte diğer sütlerin ve
ek besinlerin verilmesi şeklindeki
beslenmedir.herhangi bir aksi
durum olmadığı
müddetçe
ek besinlere erken
başlanmamalıdır.
bunun nedenleri ise…
 Erken verilen ek besinlerin, bebeğin
anne sütünden tam yararlanamamasına neden
olması.
 Büyüme açısından bir üstünlüğünün olmaması.
 İlk aylarda dilin dışarı itme refleksinin güçlü
olması.
 Çiğneme becerisinin 4. aydan önce
gelişmemesi.
 Baş kontrolünün tam gelişmemiş olması.
 Bebeklerin isteksizliği.
 Böbrek fonksiyonlarının yeterince
gelişmemesi.
 Sindirim sistemindeki enzimlerin yeterince
salınmaması.
 Alerjik hastalıkların artmasına neden olması.
 Katı besinlerin boğulmalara yol açabilmesi.
 Başta zatürre ve ishal olmak üzere
hastalıklarda artışa neden olmasıdır.
Ek besinlere erken başlama
nedenleri arasında
Anne sütünün yetersiz ya da yararsız olduğu
inancı,
Bebeğin aşırı ağladığı, dolayısıyla aç kaldığı gibi
düşünceler yer almaktadır.
Çevre baskısı ve sağlık personelinin önerileri ile ek
besine erken başlayan anne sayısı da oldukça
yüksek orandadır. Yine bazı yörelerde sarılık
yapar endişesi ile kolostrum yeni doğana
verilmemekte, doğum yapmış annenin emzirmesi
için 3–5 ezanlık sürenin geçmesi beklenmektedir.
Bütün bu durumlar, emziren annenin ilk altı ay
boyunca, ek besin vermeden bebeğini yalnız anne
sütü ile beslemeye devam edebilmesi için
desteklenmesi gerektiğini, bu desteği verebilmek
için de toplumun ve sağlık personelinin bu açıdan
bilgilendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Araştırma sonuçlarına göre doğumdan sonra
erkenden ve doğru teknik ile bebeğini emziren
kadınlar, daha uzun süre anne sütü
vermektedirler.
Ek besinlere 6. ayda başlanmasının
nedenleri:
 Bebeğin artan enerji gereksinimim,
yalnızca anne sütü ya da hazır
mamalarla karşılanamaması.
 Doğumda sağlanan demir ve çinko
depolarının tükenmesi.
 Farklı tat ve kıvamların bebekte
ısırma ve çiğneme becerisini
artırması.
 Çiğneme becerisinin ağız ve dil
koordinasyonunu artırması.
 Ek besinlere 7. aydan sonra
başlanmasının besinlerin
reddedilmesine neden
Ek besinler verilirken aşağıdaki
prensipler göz önünde bulundurulmalıdır.
┼ Besinleri kaşıkla az miktarlarda verilmeli, anne
bebeği oturur pozisyonda beslemeli.
┼ Besinlerin kıvamı kaşık ile vermeye uygun
olmalı.
┼ Yeni besinler bebek aç iken ve öğle öğününde
denenmeli.
┼ Farklı besinler en az 3 gün tercihen 7 gün
ara ile denenmeli.
┼ İlk kez verilen yiyeceklerin alerji yapıp yapmadığı
kontrol edilmeli.
┼ Besinler temiz ve taze pişmiş olmalı.
┼ Tuzlu, baharatlı, alerji yapma olasılığı olan
besinlerden kaçınılmalı.
┼ Katı besinler verilmeye başlandığında bebek dili ile
itebilir.Bu durum besini reddetme olarak algılanmamalı,
doğal karşılanmalı.
┼ Bebeğin hoşlanmadığı yiyecekler 2–3 haftalık aralarla
tekrar denenmeli.
┼ Liften zengin besinler örneğin kepekli ekmek, bisküvi ilk 12
ayda verilmemelidir.
Elma ve/veya şeftali püresi, pirinç unu ile hazırlanmış muhallebi,
yoğurt, sebze püresi ilk başlanacak ek besinlerdir. Alerji yapma
riski olan turunçgiller, yumurta, ekmek,
balık ve et ilk
verilecek besinler
arasında yer almaz.
Sebze püresi başlangıçta havuç, patates,pirinç ve yağ eklenerek
hazırlanır. Zaman içinde maydanoz, kabak, ıspanak, kereviz,
karnabahar gibi sebzeler eklenebilir. Pırasa ve taze fasulye gibi
sebzeler, püre haline getirilmeleri zor olduğu için erken dönemde sebze
püresinde kullanılmayabilir. Bekletilme süresine bağlı olarak sebzelerde
vitamin kaybı olmaktadır. Bu nedenle sebze püresinin günlük
hazırlanması ve tüketilmesi önemlidir.
Bakla nadir olmakla birlikte favizme yol açacağından, patlıcan da vitamin ve
mineral içermediğinden bebekler için uygun besinler değildir.
6–12 aylar arasında bebeklerin demir gereksinimleri artar. Bu nedenle ek
besinlerin içeriğinin demirden zengin olmasına dikkat edilmelidir. Demirden
zengin ve demir yararlanımı yüksek besinler sırasıyla karaciğer, kırmızı et,
tavuk etini beyaz olmayan kısımları ile demirden zenginleştirilmiş tahıllı bebek
mamalarıdır. Karaciğer, demir gereksinimi göz önünde tutularak bu dönemde,
haftada bir kez 1–2 köfte kadar verilebilir.
6–12 aylar arasında bebeklerin demir gereksinimleri artar. Bu nedenle
ek besinlerin içeriğinin demirden zengin olmasına dikkat edilmelidir.
Demirden zengin ve demir yararlanımı yüksek besinler sırasıyla
karaciğer, kırmızı et, tavuk etini beyaz olmayan kısımları ile demirden
zenginleştirilmiş tahıllı bebek mamalarıdır. Karaciğer, demir
gereksinimi göz önünde tutularak bu dönemde, haftada bir kez 1–2
köfte kadar verilebilir.
Yumurta sarısı, kuru baklagiller demirden zengin ancak emilimi düşük
olan besinlerdir. Demir emilimi düşük olan bu besinlerin demirinden
tam
yararlanabilmek için, C vitamininden zengin domates, turunçgiller,
sivribiber
gibi besinlerle birlikte tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Yeşil yapraklı sebzeler de demirin iyi kaynakları
arasındadır. Bu nedenle bebek beslenmesinde unutulmamalıdır.
İlk 12 ayda, bebeğin günlük süt gereksiniminin tümünün
inek sütü ile karşılanması önerilmez. Çünkü bu
dönemde, bağırsak geçirgenliği fazladır. Dolayısıyla
inek sütü alerjisi diğer dönemlere göre daha sık
görülür. Bu nedenle en azından ilk altı ayda, atopik
çocuklarda ilk 12 ayda tam inek sütü kullanımından
olabildiğince kaçınılmalıdır. İnek sütünün, yoğurt ya da
muhallebi biçiminde tüketilmesi sindirim sistemi için
daha az sorun oluşturmaktadır.
Ek besinlere geçişte, özellikle katı besinlerin verilmeye
başlandığı dönemde, bebekler dilleri ile besinleri
itebilir. Bebeklerin istem dışı yaptıkları bu hareket
genellikle 7. ayda düzelir. Bebeklerin emmeden
ağızlarını kapalı tutarak, çiğneme ve yutmadan oluşan
yemek yeme davranışını öğrenmeleri zaman alır. Bu
aşamada dil oluk görevini bırakarak öne, yana
döndürme gibi karmaşık hareketleri yapmasını öğrenir.
Bebeklerin 6–7 aylar arasında katı besinlerle
tanıştırılmaları bu davranışın kazanılması açısından
önemlidir. Bu dönemde yeme-içme faaliyeti etrafı çok
kirleten bir eylemdir. Birçok bebek yiyeceklere kendi
elleri ile dokunmak, ağızlarına sokup çıkarmak ister.
Çocuk gelişiminin normal bir parçası olan bu
hareketlere izin verilmesi, bebeklerin el ve ağız
hareketlerinin olgunlaşmasına yardım eder. Daha sonra
bebekler kaşık ve çatalı daha kolay tutarlar
Download