oral antidiyabetik ilaçlar ve insülin kullanım ilkeleri

advertisement
ORAL ANTİDİYABETİK
İLAÇLAR VE İNSÜLİN
KULLANIM İLKELERİ
Dr Günay YILDIZ
27/07/2011
Tip 2 DM Tedavisi
***Tip 2 DM tedavisi üç başlık altında ele alınır;
 1.hipergliseminin uzun vadeli yönetimi,
 2.kronik komplikasyonların önlenmesi ve yönetimi,
 3.ciddi hiperglisemi ve yaşamı tehdit eden metabolik
komplikasyonların akut tedavisi.
 Erken tanı ve yeterli tedavi ile hastaların hayat kalitesi
yükseltilebilir; var olan komplikasyonların gelişmesi
yavaşlatılabilir, hatta bazı hastalarda önlenmesi mümkün olabilir.
Kan şekeri tedavi hedefleri
 Amerikan Diyabet Derneği (ADA), gebe olmayan yetişkinlerde
tedavide hedef HbA1c değerinin <% 7 olmasını önerir.
 Açlık, yemek öncesi ve yemek sonrası hedefler ADA tarafından
belirtilmiştir.
 ADA’nın önerisine göre bazı durumlarda HbA1c değerlerinin
daha yüksek olması kabul edilebilir:
-ağır hipoglisemi öyküsü,
-sınırlı yaşam beklentisi,
-çocuk hasta,
-komorbid hastalık eşliğinde,
-uzun süredir diyabeti olan ve
-mikrovasküler komplikasyonları olanlarda.
 Glisemik kontrolün takibi 2 değerle yönetilir;
1-Hastanın kan şekeri takipleri
2-HbA1c değeri
 HbA1c, hastanın son birkaç aylık ortalama glisemi değerini
yansıtır ve diyabet komplikasyonları için güçlü prediktif değeri
vardır;ancak hemoliz-kan kaybı bu değeri değiştirebilir.
 Diyabet tedavisinde genel ilke, normal ya da normale yakın
düşük glikoz değerlerine ulaşmaktır.
 ADA ve Avrupa Birliği diyabet cemiyeti tarafından Tip2 DM
yönetimi konusunda önerilen düzeylere ulaşmak için yaşam
tarzı değişiklikleri ile birlikte metformin kullanımı, ek ajanların
(diğer oral antidiyabetik ilaçlar ve insülin dahil olmak üzere)
kullanımı önerilmektedir.
 Acil serviste yeni tanı almış hastalarda kreatin değeri <1.4mg/dl
olmak kaydıyla 500mg/g metformin başlanmalıdır.
 Haftalık 500mg’lık artışlarla maksimum 2mg/g’e dek çıkılabilir.
 Hasta kontrol altına alındıysa 24-48 saat sonra tedavi birinci
basamak hekimine bırakılabilir.
 Obezitenin tip2 DM’ye eşlik etmesi halinde ilk hedef kilo kaybı
olmalıdır.Kilonun %5-7 azaltılması insülin rezistansını
azaltacaktır.
 Glisemik kararlılıkta karbonhidratlar kritik besin olsa da diyetle
alınan yağlar DM gelişim riski ile en yakın ilişkide olandır.

Fiziksel aktivite ve davranış modifikasyonu da kilo kaybı
programlarının önemli bileşenleri olduğunu unutmamak gerekir.
 Egzersiz insülin duyarlılığını artırarak intraabdominal yağ
miktarını azaltır,kastaki insülin duyarlı glikoz taşiyıcılarını
artırarak insülin duyarlı dokulara kanın geçişini sağlar,serbest
yağ asidi düzeyini azaltır.
 Buna ek olarak egzersiz, kan basıncını düşürür, miyokard
performansını artırır ve serum trigliserid, kolesterol düzeylerini
düşürür.
 ADA, kontrendikasyon yokluğunda, haftada en az 150 dakika
orta şiddette aerobik fiziksel aktivite tavsiye etmektedir.
Diyabet Tedavisi
 1.eğitim
 2.diyet
 3.egzersiz
 4.OAD
 5.insülin
ORAL ANTİDİABETİK
İLAÇLAR
 Kan şekerini kontrol altında tutmaya yarayan oral antidiyabetik
ajanlar (OAD), genel olarak insülin sekresyonunu arttırma,
insüline duyarlılığı arttırma veya karbonhidrat emilimini azaltma
yoluyla etki gösterirler.
 İnkretin bazlı ajanların glukagonu baskılayıcı etkisi de
bulunmaktadır.

İdeal bir antidiyabetik ajan plazma glukoz değerlerini normal
aralığa çekerken, yan etkileri en az olmalı ve mikromakrovasküler komplikasyon gelişimini de engellemelidir.
 1) İnsülin salınımını artıranlar
a• Sulfonilüreler
b• Glinidler

2) İnsülin hassasiyetini artıranlar
a• Biguanidler
b• Thiazolidinedionlar (Glitazonlar)

3) GIS glukoz absorbsiyonunu etkileyenler
a• Alfa-glikozidaz enzim inhibitörleri
1)İnsülin Salgılanmasını Artıran İlaçlar
A).Sulfonilüreler (2. Kuşak)
Glipizid 2.5-40 mg Günde 2 kez, kahvaltıda ve akşam yemeğinde, öğünden 1530 dakika önce
Glipizid (kontrollü salınımlı form)5-20 mg Günde 1kez, kahvaltıda, öğünden 1530 dakika önce
Gliklazid 80-240 mgGünde 1-2 kez, kahvaltıda (gerekirse akşam
yemeğinde),öğünden 15-30
dakika önce
Gliklazid (kontrollü salınımlı form)30-90 mg Günde 1kez, kahvaltıda, öğünden
15-30 dakika önce
Glibenklamid 1.25-20 mg Günde 1-2 kez, kahvaltıda (gerekirse akşam
yemeğinde), öğünden 15-30 dakika önce
Glibornurid 12.5-75 mg Günde 1-2 kez, kahvaltıda (gerekirse akşam
yemeğinde),öğünden 15-30 dakika önce
Glimeprid 1-8 mgGünde 1-2 kez, kahvaltıda (gerekirse akşam
yemeğinde),öğünden 15-30 dakika önce
B).Glinid grubu (Meglitinidler; Kısa etkili insülin sekretogogları)
 Repaglinid 0.5-16 mg Günde 3 kez, yemeklerden hemen önce
 Nateglinid 60-360 mg Günde 3 kez, yemeklerden hemen önce
1a.Sülfonilüreler (SÜ)
 Tip 2 DM tedavisinde kullanılmış en eski grup OAD’dır. β
hücreleri üzerindeki özel reseptörlerine(ATP-bağımlı potasyum
kanalları) bağlanarak pankreastan insülin salgılanmasını
arttırarak etki gösterirler.
 Bu sınıftaki ilaçlar, birinci ve ikinci nesil ajanlar olarak
ayrılabilir.İlk nesil SÜ, tolazamide, tolbutamid, klorpromazin ve
acetohexamidedir.İkinci nesil daha yüksek potens ve daha az
yan etkileri ve ilaç-ilaç etkileşimleri (yani, glipizid, gliburid ve
glimepirid) olan ilaçları içerir.
 Açlık plazma glukozunda 40-60 mg/dl, HbA1c’de ise %1-2
düşme sağlarlar.
 DM tedavisinde SÜ monoterapi şeklinde,diğer tüm OAD’larla
birlikte (Glinidler dışında) ve insülin ile kombine olarak
kullanılabilirler.
 SÜ genellikle karaciğerde metabolize olup, renal yolla atılırlar.
SÜ’in yan etkileri
 En sık yan etkileri glukagon düzeylerini azaltmaları nedeniyle
ortaya çıkan hipoglisemi ve kilo artışıdır (2-5 kg ort ve gliburid
max).

Diğer yan etkileri nadirdir (kolestatik sarılık, agranülositoz,
lökopeni,trombositopeni cilt döküntüsü,ilaç bağımlılığı,allerjik
reax,alkol flushingi,hiponatremi,GIS bulguları).
*İlaç etkileşimleri 2. kuşakta minimal
*Lipid profiline olumlu etkileri yok.
SÜ’in kontrendike olduğu
durumlar
 Tip 1 DM
 Sekonder diyabet (pankreas hastalıkları vb. nedenler)
 Hiperglisemik acil durumlar(Diyabetik ketoasidoz,






nonketotikhiperozmolar koma)
Gebelik
Travma, stres, cerrahi müdahale
Ağır enfeksiyon
SÜ allerjisi
Ağır hipoglisemiye yatkınlık
Karaciğer ve böbrek yetmezliği
1b.Glinid grubu (Meglitinidler)
 Pankreas β hücrelerinde SÜ’ler ile benzer biçimde, ATP-bağımlı
potasyum kanalları üzerinden, fakat farklı reseptörler aracılığıyla
insülin sekresyonunun 1. fazını arttırarak etki gösterirler.
 Bu nedenle etkileri hemen başlar; ancak etki süreleri kısadır.
 Özellikle tokluk plazma glukozu üzerine etkileri belirgindir. Bu
özelliklerinden dolayı öğünlerden hemen önce günde 3 defa
alınmalıdır.
 HbA1c’de ortalama %1-1.5 arasında düşüş sağlarlar.
 Repaglinidin ilaçla alınan maksimum dozu 4mg’dır ve yemekle
birlikte alınır,renal yetmezliği olanlarda güvenle kullanılabilir.
Glinidlerin Yan Etkileri
 En önemli yan etkileri hipoglisemidir,fakat bu etki SÜ’de olduğu
kadar belirgin değildir.
 Kilo aldırıcı etkileri ise SÜ ile benzerdir.
*Özellikle hipoglisemiden korkulan yaşlı hastalarda bu nedenle
tercih sebebi,
*Preprandial KŞ üzerine etkinlikleri düşük,
*Uzun süreli klinik deneyim yok
*Pahalı
2a.Biguanidler
 SÜ’den farkı; hipoglisemi yapıcı etkilerinin olmamasıdır.
 β hücrelerini etkilemezler ve insülin salgısını artırmazlar.
 Kilo artışına neden olmazlar.
 Ucuz ilaçlardır.
 Diğer ajanlarla ve insülinle kombine edilebilir.
***Etkileri
1. Anaerobik glikolizi doğrudan uyararak glukoz kullanımını
artırıp,glukozun kan dolaşımından uzaklaştırılmasını sağlarlar.
2. Hepatik glukoneogenezi azaltırlar.
3. İnce barsaktan glukoz emilimini azaltıp,yavaşlatırlar.
4. Plazma glukagon düzeylerini düşürürler.
 Bu yollarla indirek olarak insülin reseptörlerine insülinin
bağlanmasını da artırırlar.

Metforminin AMP-aktive protein kinazı aktive ederek hepatik
insülin direncini azalttığı öne sürülmüştür.500mg/g dozla
başlanır, yavaş yavaş titre edilerek maksimum doz olan 2mg’a
çıkılır ve yemekle birlikte kullanılır,günde 2 kez alınır.
Yan etkiler
 En sık görülen yan etkileri GIS:bulantı,ishal,karın ağrısı, metalik
tat, tat alma bozukluğudur (%20-30)
 Metforminin nadir görülen ancak ciddi olabilen yan etkisi
özellikle böbrek yetmezliği olanlarda gelişen laktik asidoz ve
ketonüridir.
 GFR <40 m /dk olan hastalarda kontrendikedir.
***Kontrast madde alınmasından sonra 48 saat içerisinde mutlaka
ilaç kesilmelidir.
***İleri yaşlarda (>80) tercih edilmemelidirler.
2b.Glitazonlar
 Hedef hücrelerdeki insülin etkinliğini artırıp β hücrelerinde
insülin salgısını etkileyerek kan şekerinin regülasyonunu sağlar.
 Özellikle insülin rezistansını azaltmadaki etkinlikleri nedeniyle
çok önemli bir avantajları vardır.İnsülin rezistansı ve
hiperinsülinemi, hipertansiyon ve aterosklerozun gelişmesi için
önemli risk faktörleri olması nedeniyle bu ilaçlardan tedavide
yararlanılmaktadır.
 Peroksizom proliferasyonunu aktive eden reseptörlere
bağlanarak fibroblastların adipozitlere girişini hızlendırıp serbest
yağ asidi düzeyini azaltır.

Pioglitazon ve rosiglitazon daha güvenli olduğu için ilk ilaç olan
troglitazonun yerini almıştır.
 Hipoglisemi riski yok,
 Lipid profiline olumlu etki yaparlar,
 Kontrendikasyonları azdır,
 Tolerabilitesi yüksek,
 Diğer ajanlarla (insülin ?) kombine edilebilir.
Yan etki
 Karaciğer toksisitesi (bazalin2.5 katına çıkarsa kesilir)
 Ödem
 KKY
 Kilo alımı
 Yaşlı diyabetik kadınlarda kemik kaybına neden oldugu
gösterilmiş.
***pahalı
3a.Akarbozlar
 İnce barsakta karbonhidrat emiliminde son basamakta rol alan α-
glukozidaz enzimini inhibe ederek karbonhidrat emilimini geciktirirler.
 Akarboz, miglitol ve vogliboz bu grupta yer alan ilaçlardır.Türkiye’de
yalnızca akarboz bulunmaktadır.
 Her ana yemeğin başında içilerek veya çiğnenerek alınırlar..

Avantajı, ağırlık artışı olmadan veya hipoglisemi riskini artırmadan
postprandiyal glukozu düşürmeleridir.
 Sadece tokluk kan şekerinin yüksek olduğu bilinen öğünlerde
kullanılması da mümkündür.
 Açlık plazma glukozunda 20-30 mg/dl, HbA1C’de %0,5-0.7 azalma
yaparlar.
Yan etkiler
 %20 oranında gaz, şişkinlik, abdominal ağrı ve diyare gibi GIS
yan etkilere neden olurlar.
***Gaz ve diyare yan etkilerini azaltmak için tedaviye düşük dozda
başlayıp yavaş yavaş doz arttırılması önerilir.
 Tek başlarına kullanıldıklarında hipoglisemiye neden
olmazlar, ancak özellikle kilolu hastalarda insülin ya da SÜ ile
birlikte kullanıldığında hipoglisemi riski vardır.
***Metformin gibi biguanidinlerle kombinasyonları önerilmez, çünkü
bu ilaçlar glukoz gibi metforminin emilimi de azaltır.

İnflamatuvar barsak hastalığı, kronik ülser, malabsorbsiyon,
parsiyel barsak obstrüksiyonu, siroz, gebelik ve laktasyon
durumlarında kullanılmamalıdırlar.
 Tip2 DM, kronik bir hastalıktır.İnsülin sekresyonunun
azalmasıyla birlikte OAD etkisiz kalır ve insülin ihtiyacı doğar.
 Son zamanlarda insülinin hastalığın daha erken evrelerinde
kullanılması şeklinde bir yaklaşım ortaya çıkmıştır.
 Periop dönemde,akut hiperglisemik kriz,ciddi hiperglisemide
başlangıç tedavisi olarak Tip 2 DM’de kullanılır.
Yeni ajanlar
 Hipoglisemi ve kilo etkisi olmayan yeni ilaçlar son 10 yılda
gündemde.
 Bu yeni ilaç tedavi seçeneklerinin en önemlileri
-inkretin analogları,
-amilin analogları ve
-adacık neogenez gen-ilişkili proteinlerdir.
İnkretin Analogları
 İnsülin sekresyonu,oral glukoz alımı ile parenteral alıma göre
daha fazla olur.
 Barsaklardan salgılanan glukagon benzeri hormon (GLP-1) oral
alım sonrası insülin sekresyonunu artırır.Bu endojen peptit hızla
metabolize olur ve yarı ömrü1-2 dk.dır.
 GLP 1 analoglarına inkretin analogları denir.
 Exenatide GLP 1’e %53 benzerliği ile günde 2 kez sc, diğer
tedavilerle kan şekeri regülasyonu sağlanamayanlarda kullanılır.
 Metformin,SÜ ve insülinle birlikte kullanılabilir.
 İnkretin analoglarının özelliği sadece hiperglisemi varlığında
insülin salgılanması artırmalarıdır.
 Eksenatid, karın, uyluk, veya koldan SC enjeksiyon şeklinde
günde iki kez, 5 ila 10 mikrogram arasında bir doz uygulanır.
 Son dönem böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <30 ml/dk) olan
hastalarda doz ayarlaması gereklidir.
 Bulantı en sık görülen yan etkidir.
 Liraglutide başka bir inkretin analoğudur ve daha az bulantıya
neden olur,günde 1 kez kullanılır.
Amilin analogları
 Amilin pankreas β hücrelerinden insülinle eş zamanlı salgılanan bir
nöroendokrin peptiddir.Plazma glukoz regülasyonunda insüline yardım
eder.
 Tip 2 DM’de amilin salgılanması azalır.
 Pramlintide, amilinin sentetik analoğudur.Glukoganun endojen
salınımını süprese eder. Mide boşalma hızını ve iştahı azaltarak
tokluğa neden olur; sonuçta postprandiyal glukoz seviyesini düşürür.
 Pramlintid, tip 1 DM’nin yanı sıra, insülin ile tedavi edilen Tip2 DM’li
hastalarda yemekle birlikte120 mikrogram SC enjeksiyon olarak
kullanılır.
 Bu ilacın en sık rastlanan yan etkileri, bulantı ve hipoglisemidir. Bulantı
genellikle hafiftir ve zamanla azalır. Hipoglisemi T2 DM’li hastalara
oranla tip 1 diyabetli hastalar da daha sık görülür.
Tip 1 DM Tedavisi
 Hiperglisemi, diyabet komplikasyonlarından sorumlu ana
faktördür. Bu nedenle tüm tedavi yöntemleri kan şekeri
kontrolüne odaklanmaktadır.
 *Hedef HbA1c değerinin <% 7
*Preprandial kan şekeri seviyesinin 70-130 mg/dL
*Postprandiyal kan şekeri seviyesinin <180 mg/dL olması
önerilir.
***Postprandiyal glukoz ölçümü, 1 ila 2 saat yemek başladıktan
sonra yapılmalıdır.
DM’de insülin tedavisi












Tip 1 DM
OAD ile iyi metabolik kontrol sağlanamaması
Aşırı kilo kaybı
Ağır hiperglisemik semptomlar
Akut miyokard enfarktüsü
Akut ateşli, sistemik hastalıklar
Hiperozmolar hiperglisemik durum veya ketotik koma
Majör cerrahi operasyon
Gebelik ve laktasyon
Böbrek veya karaciğer yetersizliği
OAD’lere alerji veya ağır yan etkiler
Ağır insülin rezistansı (akantozis nigrikans)
İnsülin
 Tip 1 DM mutlak insülin yokluğu ile karakterizedir;onun için
insülin yaşamak için şarttır.
 Günümüzde hayvanlardan (sığır, domuz) elde edilen insülinler
kullanılmamaktadır, bunun yerine rekombinant DNA yoluyla
üretilen insan insülinleri kullanılmaktadır.
 İnsülin saf ve kararlıdır,oda sıcaklığında 30 gün dayanabilir.
 İnsülin preparatlarının standart olarak her 1 ml’sinde 100 IU
insülin bulunmaktadır.500 IU insülin bulunduran preparatlar
ihtiyaç halinde kullanımları için hastanede bulundurulurlar.
 Regüler insülin ilk kullanılan insülin tipidir.
 İnsülin analoglarının ve saf insülin preparatlarının kullanımı,
dolaşımdaki antiünsülin antikorlarının miktarını azaltır.
 Hipoglisemik etkinin başlangıcı ve süresi her şahsa göre
özelleştirilirse, pankreastan fizyolojik insülin sekresyonu taklidi
daha kolay yapılır ve her hasta için uygun bir rejim oluşturulmuş
olur.
 Fizyolojik insülin rejimi günlük ihtiyacın yarısının bazal insülin
olarak verilip (günde 1kez uzun etkili ya da 2 kez orta etkili),
kalanını da yemekten 5-30dk önce yapılan hızlı etkili insülinle
tamamlamak şeklindedir.
İnsülin uygulama yolları
 SC enjeksiyon insülin uygulamasının en yaygın yöntemidir.
 Emilim bölgesel dolaşım farklılıklar nedeniyle değişkendir,tek
bölgede kullanımı fibrozise yol açabilir;bu nedenle hastalara
farklı bölgeleri kullanmaları önerilir.
 Regüler insülinin iv kullanımı plazma glukozunda anlık etkiye yol
açar,bu nedenle hiperglisemik kriz-diyabetik ketoasidozda hiperglisemik hiperozmolar nonketotik komada kullanılır.
***Kısa etkili regüler insülin:
 Regüler insülin kısa etkili insülinin prototipidir.
 Etkisinin başlaması 30-60 dakika, zirve etkisi 2-4 saat, etki
süresi 5-8 saattir.
 Etki başlangıç süresi göz önünde bulundurularak yemekten 30
dakika önce yapılması gereklidir.
 İntravenöz kullanılabilen tek insülin tipidir.
 Diyabetik ketoasidoz - hiperglisemik koma tedavisi ve cerrahi
girişimler sırasında intravenöz infüzyonla uygulanır.
 Kısa etkili analog insülinlere kıyasla fiyat avantajı bulunmaktadır.
***Kısa etkili analog insülinler:
 Genetik olarak modifiye edilmiş insülin tipleridir.
 Bu modifikasyon daha hızlı absorpsiyona neden olarak daha
kısa sürede insülinin etkisinin başlamasını ve etkinin daha kısa
sürmesini sağlamaktadır.
 Regüler insüline göre avantajları; fizyolojik insülin sekresyonunu
daha iyi taklit etmeleri ve daha az hipoglisemiye neden
olmalarıdır, dezavantajları ise pahalı olmalarıdır.
***Uzun etkili analog insülinler:
 Genetik olarak modifiye edilmiş insülin tipleridir.
 NPH insüline göre daha uzun süreli ve pik oluşturmayan bir
insülin etkisi sağlarlar.
 Tedaviye bağlı gelişen hipoglisemi (özellikle de geceleri gelişen)
insidansını azaltırlar.
 Uzun etkili analogların pregestasyonel ve gestasyonel diyabet
vakalarında kullanılması önerilmemektedir.
***Karışım insülinler:
 Piyasada farklı insülin tipleri ile önceden hazırlanmış karışım
insülin preparatları bulunmaktadır.
 Bu karışımlar hasta uyumunu kolaylaştırır ve günlük enjeksiyon
sayısını azaltırlar.
 Karışım insülinler hastalar tarafından enjektörde karıştırılarak da
hazırlanabilir.
 Regüler insülin veya NPH insülin karışımlarında ilk olarak
regüler insülinin enjektöre çekilmesi ve karışımın hemen
enjeksiyon öncesi hazırlanması önerilmektedir.
 İnsülin Detemir ve Glarjinin aynı enjektörde diğer insülinlerle
karıştırılması önerilmemektedir.
İnsülin tedavisine ne zaman
başlanmalı?...
 İnsülin tedavisi genelde konservatif dozlarda başlanır ve doz
ayarlamaları hastanın kan şekerine göre yapılır.
 Tip2 DM’de insülin tedavisine 0.3-1.5 IU/kg/gün,
DM’de ise 0.5-1.0 IU/kg/gün dozunda başlanır.
Tip1
 Bazal-bolus insülin rejimlerinde günlük gereksinimin yaklaşık yarısı
(%40-60) bazal, geri kalan yarısı (%40-60) ise bolus olarak verilir.
 Toplam bolus insülin dozu günde 3 kez alınan öğünlere dağıtılır,
bazal insülin günde tek sefer, yüksek dozlarda ise günde 2 kez verilir.
 Tek başına bazal insülin verilen hastalarda tedavi 0.1-0.2 IU/kg/gün
olarak başlanabilir.
 Günde iki kez uygulanan rejimlerde ise (NPH ya da karışım insülinler)
günlük dozun üçte ikisi sabah, üçte biri akşam öğününden önce
uygulanır.
İnsülin tedavisinin komplikasyonları
 İnsüline bağlı gelişen komplikasyonlar içinde en sık görüleni ve en
önemlisi hipoglisemidir.
 Bu açıdan hastalar aldıkları öğünün miktarına, saatine,egzersizin
zamanı ve yoğunluğuna göre insülin tedavilerini ayarlayabilme
konusunda bilgilendirilmelidir.
 Hastaların hipoglisemiyi tanıyabilmeleri ve gerekli önlemleri alabilmeleri
gereklidir.
 İnsülin analogları ile hipoglisemi gelişimi insan insülinlerine göre daha
düşüktür ancak glisemik kontrol açısından insülin analoglarının insan
insülinlerine üstünlüğü yoktur.
 İnsülin tedavisine yeni başlanan hastalarda insülinin anabolik etkisine
bağlı kilo alımı gelişebilir.
 Nadir olarak enjeksiyon yerlerinde lipoatrofi, sürekli aynı bölgeye
enjeksiyon yapılması sonucu ise lipohipertrofi görülebilir.
***Sürekli cilt altı insülin infüzyonu
(insülin pompası):
 Alternatif insülin uygulama yöntemlerinden biri de insülin infüzyon
pompalarıdır.
 Sürekli subkutan insülin infüzyonu sağlayan bu pompalar için primer
adaylar gebe diyabetikler ya da çalışma programı ve öğünleri düzensiz,
çoklu enjeksiyon insülin tedavisi ile yetersiz kontrollü diyabetiklerdir.
 Sabit dozlarda insülinin bazal bir hızda (0,5-1,5u/dk), subkutan katetere
bağlı esnek bir tüp yoluyla uygulanma esasına dayanır.
 Rezervuar her 2-3 gune bir doldurulmalı,kateter de her 3 güne bir
değiştirilmelidir.
 İnsülin infüzyon pompalarında sadece Regüler insülin ya da kısa etkili
insülin analogları kullanılır.
 İnsülinin bazal değeri gün içinde değişebilir,(sabahın erken
saatlerindeki kortizol salgılanmasına bağlı örneğin).
 Bu dönemlerde pompa bolus ya da tokluk dozuna göre
ayarlanır.
 Pompa günlük çoklu enjeksiyonlarla karşılaştırıldığında HbA1c
düzeylerinde düşmeyi sağlar,hipoglisemi insidansını
azaltır;ancak mikrovasküler komplikasyonlarda düzelmeye dair
sınırlı veri vardır.
 Pompa günde 4-6 kez kan şekerine bakabilecek,motive,diyabet
hakkında eğitimli hastalarda tercih edilir.
 Dezavantajları yüksek maliyeti,deneyimli bir merkez
gerektirmesi,
 Komplikasyonları da pompanın bozulması, kateterin tıkanması,
kateter bağlantı yerinden kaçak gibi durumlarda gelişebilecek
komplikasyonlardır.
 Hasta pompanın çalışmamasına bağlı hızla ketoasidoza girebilir.
 Hipo-hiperglisemi ile başvuran hastada pompa iyice
incelenmelidir.
 Başka bir komplikasyonu da infüzyon yerinden gelişebilecek cilt
enfeksiyonlardır.
 Yapay pankreas: Bilgisayar-glukoz sensörü ve pompadan
oluşan bir cihazdır.
*Kan glukoz seviyelerini monitorize eder,uygun insülin dozlarını
belirler ve hastayı öglisemik tutar.
 İnhale İnsülin (Exubera): Ekim 2007’de piyasadan kaldırıldı.SC
regüler insülin kadar etkili olmakla birlikte oldukça pahalı olması
kullanımını kısıtlamıştır.
*%10 biyoyararlanımı olup sigara içenlerde kontraendike.
Kaynaklar
 Tintinalli 7th
 DM’de İnsülin tedavisi (Ayhan Karakoç,Ceyla
Konca,2010)
 Tip 2 DM tedavisinde Oral antidiyabetik
ilaçlar(Göksun Ayvaz,Erdal Kan,2010)
Teşekkürler………….
Download