Yard.Doç.Dr.Hayri Braçlı Yard.Doç.Dr.Mustafa İme 3.1.3.Menkul Kıymetlerin Yönetimi 3.1.3.1 Başlıca Pazarlanabilir Menkul Değer Çeşitleri 3.1.3.1.1 Kısa Süreli Hazine Bonaları 3.1.3.1.2 Devlet Tahvilleri 3.1.3.1.3 Finansman Bonoları 3.1.3.1.4 Garantili, Her An Paraya Çevrilebilir Özel Kesim Tahvilleri 3.1.3.1.5 Repo Anlaşmaları 3.1.3.1.6 Banka Bonosu, Hamiline Yazılı Mevduat Sertifikası Satın Alınması 3.1.4 Pazarlanabilir Menkul Değerlerin Seçimindeki Kriterler Menkul Kıymetlerin Yönetimi A)Taşınır Değerler Sermaye piyasaları kurulmuş ülkelerde taşınır değerler yoluyla finansman, para bulma araçlarının en önemlisini oluşturur. Ülkemizde de sermaye piyasası kuruluş ve koşullarının gelişmesi oranında taşınır değerlerde finansman gittikçe önem kazanmaktadır. Taşınır değer deyimi aslında Türkçeye Fransızcadan (valeurs mobilieres) aktarılmıştır. Bunlar başlıca, ilgili kuruluşla ortaklık bağı oluşturan ‘’pay senetleri’’ ile satın alanı ilgili kuruluşun alacaklıları arasına katan ‘’tahviller’’dir. Ayrıca belirli bir sermayede paydaşlığı belirtmese bile, sahibine bazı ortaklık haklarından yararlanma olanağı tanıyan ‘’kurucu pay senetleri’’ni de bunlar arasına katmak gerekir. İşletmeciliğin gelişmesi, tekniğin ilerlemesi ve işletmecilikte rekabet koşullarının asgari büyüklük ölçüsünü değiştirmiş olması sonucu işletmelerde sermaye ihtiyacını çok artırmıştır. Bunun için de, finansman ihtiyaçlarının karşılanması bakımından toplumun diğer kaynaklarına inmek gerekmiştir. Böyle bir ortamda pay senetleri, geniş halk kitlesinin ekonomisinin finansmanına katılmalarına aracılık etmektedir. Menkûl kıymetin birim değeri küçüldükçe, finansmanın dayandığı kitle genişlemiş olur. A)Taşınır Değerler Değerli Kâğıtlar (Kıymetli evrak) a-Mal Değerli Kağıtları b-Sermaye Değerli Kağıtları (Taşınır Değerler=Menkul Kıymetler) c-Para Kağıtları Değerli ba-Alacaklı Kağıtlar bb-Ortaklık Kağıtları 1.Taşımasigorta poliçesi 2.Konişmento (TK.1097) 3.Makbuz senedi ve varant (TK. 746) 4.Taşıma senedi (TK. 768) 5.Deniz ödüncü senedi (TK 1164) 6.Sanayi tahvilleri ( TK. 420) 7.Devlet tahvilleri 8.Hazine bonoları 9.Pay senetleri 13.Çek (TK. 409) 10.Yatırım ortaklığı 14.Poliçe pay senedi(SPK. 34) 11.Katılma belgesi 15.Bono (SPK. 40) 12.Kar belgeleri ortaklığı 16.Temettü Kuponu B)Taşınır Değer (Menkul Kıymet) Kavramı : Bir işletmenin taşınır değerler cüzdanının kaynakları çeşitlidir : Uzun vadeli yatırımdan çok, likidite rezervi sağlamak üzere kısa süre için satın alınmış olan ve duran varlıkları arasında gösterilmeyen taşınır değerler (Döner varlıklara özellikle dahil edilmesi gereken taşınır değerler bu tür geçici yatırımlardır; çünkü kısa süreli borçlarını ödemek üzere işletme bunları her zaman piyasada satabilir), A-İşletmenin diğer bir şirketteki payını temsil eden yani iştiraklerine ait taşınır değerler, B-İşletmenin kendi pay senetleri. C-İşletmenin kendi pay senetlerini elinde tutması sermaye azaltılması anlamına gelir; bu nedenle kanun işletmenin kendi pay senetlerini elinde tutabileceği durumları tek tek saymıştır. Kural olarak şirket kendi pay senetlerinin sahibi olamaz ve bunları rehin edemez. (TK 329/1). Kanun aşağıdaki istisnaî durumlarda böyle bir ‘’temelluk’’ü hoş görebilmektedir: -Şirket sermayesini azaltmak amacıyla (sonradan yok edilmek üzere), -Kuruluş ve sermaye artırma dolayısıyla yapılan taahhütlerden doğmamak koşuluyla şirketin alacaklarının ödenmesi için verilmiş olması halinde, -Başka bir işletmenin aktif ve pasifleriyle devranılması halinde, -Pay senetleri alım ve rehinin şirketin amacını oluşturuyorsa, Ş-irket yöneticilerinin sorumluluklarına karşılık pay senetlerinin alınması halinde, -Senetlerin bağış gibi bir karşılık verilmeden alınması halinde. Bilindiği gibi, iştirakler; işletmenin başka işletmelere olan malî katkılarını ifade eder ve bu yüzden döner sermayeden sayılmazlar. Çünkü iştirak edilen işletmeyi kontrol, onun gelirinden yararlanma gibi uzun süreli amaçlara yönelmiştir. İştirak anlamına gelen pay senetleri, bilanço aktifinde sabit varlıklar arasında yer alırlar. Taşınır değerler finansmanın yararları yanında, sakıncaları da vardır. Şirket şekli anonim olunca –diğer şirketlerdekinin aksine- sorumluluk ile rizkin muhatapları belirli kişiler olmaktan çıkar. Ayrıca anonim şirketlerden paydaşın, şirketin rantabilitesine duyduğu ilgi de her zaman aynı derecede değildir Alacaklı belgeleri niteliğindeki tahvillere sahip olanlar yönünden her ne kadar işletmeden doğan rizikolar söz konusu değilse de, kötü yönetimin işletmeyi borca batırması veya iflas ettirmesi halinde, onlar için de riziko doğabileceği açıktır. Bununla birlikte pay senetleriyle tahvillerin alıcı çevreleri farklıdır. Nakit yönetiminde firma açısından önemli bir sorun da fonların, para ve pazarlanabilir menkul değerler arasında hangi oranlarda dağıtılacağının belirlenmesidir. Ödemelerden arta kalan nakitler gelecek ihtiyaçlarda kullanılacaktır. Belli bir süre firmada bekleyecek nakitlerin atıl kalıp maliyetinin yükselmesi yerine, verimli olarak kullanılması mümkündür. Bu konuda genel kural, asgari bir düzeyin üzerindeki nakit mevcudunun, gelir sağlayan menkul kıymetlere yatırılmasıdır. Bu genel kural hiç kuşkusuz, atıl fonların yatırılacağı menkul değerlerin sağlayacağı gelirin, menkul değer alımının ve yönetiminin gerektirdiği giderlerle, bu varlıkların satılmasındaki olası gecikmelerin firma için doğuracağı kayıpları, riski karşılaması koşuluna bağlıdır. Firmaların niteliğine göre fazla nakitlerin yatırılacağı araçlar değişmektedir. Hangi tür araca ne zaman yatırım yapılacağının belirlenmesi pazarlama senetleri yönetiminin ana noktasıdır. Yatırım aracının seçilmesinde dikkate alınacak noktalar; Yatırım yapılacak kuruluşla ilgili, Yatırımın yapıldığı ekonominin durumu ile ilgili, Yatırım aracının özellikleri ile ilgili olmak üzere oldukça fazla çeşitlilik gösterir. Finans yöneticisi, aşağıda ayrıntılı olarak incelenen yatırım araçları arasında, sağlayacakları net getiri ve risk derecelerini göz önünde tutarak bir tercih yapmalıdır. Firma, bir süre aylak kalacak kaynaklarını bir süre için menkul kıymetlere yatırıp değerlendirirken, paraya ihtiyaç duyulduğu anda eldeki bu kıymetlerin değer kaybetmeden paraya çevrilebilme yeteneğini göz önünde bulundurmalıdır. Başlıca Pazarlanabilir Menkul Değer Çeşitleri İşletmeler mevsimlik veya devresel değişmelere ve bir takım beklenmedik olaylara karşı kullanmak amacıyla ellerinde tuttukları nakitlerini, atıl bekletmemek için ya bankalarda vadesiz mevduat hesabına, ya da bu olaylar ortaya çıkar çıkmaz hemen paraya çevirebilecekleri menkul kıymetlere yatırırlar. Aslında vadesiz mevduat hesabından alınacak faiz çok az olacağı için likiditesi yüksek menkul kıymetleri tercih etmek daha doğrudur. Zira satılabilir veya pazarlanabilir menkul kıymetler olarak isimlendirilen bu varlıklar, hem derhal paraya çevrilebilir hem de vadesiz mevduattan daha fazla gelir getirirler. Böylece mutlaka bekletilecek olan bu nakitlerden yeterli oranda gelir elde edilir. Fazla fonların yatırılacağı araçlar sermaye piyasasının durumuna bağlıdır. Gelişmiş araçlar ile çeşitlendirilmiş iyi işleyen piyasalarda yatırım yapılacak araçların sayısı oldukça fazladır. Kısa vadeli fonlar genelde piyasa araçları ile değerlendirilse de bazı sermaye piyasası araçlarından kısa vadeli fonları değerlendirmede yararlanılmaktadır. Bu araçların en önemlilerini şu şekilde inceleyebiliriz: Kısa Süreli Hazine Bonoları Hazine bonoları firmaların da gereksinimlerine uygun düşecek şekilde çıkarılırlar. Bunları büyük miktarlar halinde almak olanak dahilindedir. Ve geri ödenmemesi riski diğer yatırım araçlarına göre en düşük düzeydedir. Bu yüzden de firmalar yönünden kısa süreli fonların değerlendirilmesinde oldukça üstünlük göstermektedir. Hazine bonolarının veya hazine plasman bonolarının bu üstünlüklerine karşın, sağlayacakları getiriler göreli olarak diğer menkul kıymetlere göre daha düşük düzeylerde kalabilir. Hazine finansman bonolarına yapılacak yatırımların başlıca üstünlükleri şunlardır; (a) Hazine bonolarının süreleri farklı vadelerde düzenlendiği için, firmalar süre açısından gereksinimlerine en uygun olan ihalelere girebilmektedirler. (b) Hazine bonolarının faizleri vergi avantajları sağlamaktadır. (c) Hazine bonoları bankalardan sağlanacak kredilerde, gerekse ihalelerde maddi bir teminat sayılmaktadır. Ayrıca hazine bonolarının faizleri ticari kazancın tespitinde indirildiğinden vergi avantajı sağlamaktadır. Vadelerinden önce nakde çevrilen bonolardan yalnızca vergi kesintisi yapılmaktadır.(GKV’nın 3239 sayılı kanunla değişik 9.m.) Devlet Tahvilleri Genelde uzun vadeli olarak çıkarılan devlet tahvilleri, istendiği anda işlemiş faiz miktarı ile paraya çevrilebilme olanağı ile çıkarılırsa, likiditeleri çok daha yüksek olmaktadır. Ancak bu şarta sahip olmasalar bile özellikle ikinci el piyasaların gelişmiş olduğu ülkelerde, güvenilirliği ve paraya çevrilebilme hızı en yüksek menkul değerlerin başında gelir. Hazine bonolarının sahip olduğu vergi ve teminat avantajlarına ek olarak devlet tahvilleri, devlet ihalelerinde de teminat olarak kabul edilmektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı devlet tahvilleri, ülkemizde kurumların atıl likit fonlarını değerlendirmek için kullanabilecekleri belki de en elverişli yatırım alanlarından birini oluşturmaktadır. Finansman Bonoları Bir aydan bir yıla kadar vadeli olabilen finansman bonoları, finansal kurumların veya özel firmaların kısa süreli nakit ihtiyaçlarını finanse etmek üzere ihraç ettikleri, genellikle kupürleri büyük menkul varlıklardır. Garantili, Her An Paraya Çevrilebilir Özel Kesim Tahvilleri Her an paraya çevrilebilir, ödeme gücü yüksek şirketlerin çıkarmış olduğu tahvillerdir, diğer bir deyişle süresiz tahvillerdir. Kısa süreli fonların değerlendirilmesinde iyi bir plasman seçeneği oluşturan bu tür tahvillerin garantili olması halinde risk de çok düşük düzeyde kalmaktadır. Repo Anlaşmaları Sermaye piyasalarında faaliyet gösteren aracılar, bankalar belirli bir tarihte ve önceden kararlaştırılmış fiyat üzerinden tekrar satın almak koşuluyla, ellerinde kısa süreli olarak nakit fazlası bulunan firmalarla satış anlaşmaları yapabilirler. Bu durumda likit fon fazlası olan firmalar, anlaşmanın süresini kendi gereksinimlerine uygun olarak saptayabilirler. Satın alma fiyatı ile önceden belirlenmiş satış fiyatı arasındaki fark firmanın geliri olur. Ülkemizde repo işlemleri temel olarak hazine bonoları üzerinden yapılmaktadır. Likit olma ve risk azlığı, tarafları hazine bonoları üzerinde repo anlaşmaları yapmaya yöneltmektedir. Satılan menkul değerin belirli bir tarihte geri satın alınmasının taahhüt edildiği geri satın alma anlaşmasına düz repo, satın alınan menkul değerlerin belli bir tarihte geri satılmasını öngören anlaşmalara da ters repo denilmektedir. Banka Bonosu, Hamiline Yazılı Mevduat Sertifikası Satın Alınması Firmalar, bankaların çıkarmış oldukları mevduat bonosu almak yoluyla, fon fazlasını değerlendirebilirler. Hamiline yazılı mevduat sertifikalarının ülkemizde kısa süreli olarak çıkarılabilmesi, firmalara fonların değerlendirilmeleri konusunda yeni bir olanak yaratmıştır. Mevduat sertifikası yerine ülkemizde kalkınma bankalarının çıkarmış oldukları banka piyasamıza, sözü edilen menkul değere benzer, ticaret bankalarının çıkarmış olduğu Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler’de girmiştir. Pazarlanabilir Menkul Değerlerin Seçimindeki Kriterler Yatırım emniyeti, bağlanan paranın geri dönme durumudur. Öte yandan yatırımcılar, ana paranın kaybedilmemesine getirisinin kaybedilmemesinden daha fazla önem verirler. Bu nedenle yatırımcılar bir yatırım kararı alırken her ne kadar getiriyi göz önüne almak durumunda olsalar da, her şeyden önce ana paranın geri dönüşünü garanti altına almak durumundadırlar. Menkul değerin, satışına karar verme ile paraya çevrilmesi arasında geçen süre içinde değeri azalıyor ve daha düşük değerle paraya çevrilebiliyorsa, likidite derecesi düşmektedir. Kısa vadeli atıl nakitlerin yatırıldığı araçların likiditesi yüksek olmak zorundadır. Varlıkların pazarlanabilme derecesi sermaye piyasasının gelişmesi ile ilgilidir. Gerek birinci el piyasası gerekse ikinci el piyasa gelişmiş ve işlem hacmi yüksek araçların likidite dereceleri yüksektir. Bu tür yatırım araçlarına sahip olan yatırımcı istediği an getirisini de almak şartıyla aracını paraya çevirme şansına sahiptir. Pazarlanabilir menkul değerlere yatırımı etkileyen en önemli faktörlerden biri de yatırım aracının üzerindeki vergi yüküdür. Atıl fonlarını bağlayan yatırımcı, vergiden sonraki getirinin fazla olmasını arzu edeceğinden, vergi yolu ile getiriyi önemli ölçüde azaltmayan yatırım araçlarını seçmeye çalışır. Atıl nakitler, verimlilik getirecek araçlara bağlanırken yatırım aracının verimliliklerini etkileyen değişkenler ele alınır. Değişkenler üzerinde belirsizliklerin neler olduğu, kısaca verimin elde edilmesinde karşılanacak riskin derecesi ile ölçülür. Bazı olaylar ekonomik birimlerin tümünü aynı yönde etkiler. Bu tür risk ekonomik, politik ve sosyal durumlar ile benzeri çevresel faktörlerdeki değişmelerden kaynaklanıp, bütün firmaları aynı yönde ancak değişik derecelerde etkiler. Öte yandan sadece bir endüstriyi veya firmayı etkileyen diğerlerini etkilemeyen değişmelerden kaynaklanan belirsizlikler de vardır. Belirtilen anlamda riskler, sistematik ve sistematik olmayan riskler olarak ikiye ayrılır. Her iki riskin toplamı, yatırım aracının durumuyla ilgili belirsizlikleri ifade eder. Sistematik ve sistematik olmayan risklerin tanımını yapmak gerekirse: Sistematik Risk Bütün yatırım araçlarının verimliliklerini etkileyen ekonomik, politik ve diğer çevre şartlarındaki değişmelerin getirdiği risklerdir. Ekonominin genel üretim seviyesinde, fiyatlar genel düzeyinde, faiz oranlarındaki değişmelerden ortaya çıkıp yatırım araçlarını aynı yönde ancak değişik oranlarda etkileyen risklerdir. Yok edilmeleri mümkün değildir. Sistematik riskin kaynaklarını; (aa) satın alma gücündeki değişmeler, (ab) faiz oranlarındaki değişmeler ve (ac) arz ve talepteki değişmeler olarak sınıflandırabiliriz. Sistematik Olmayan Risk Sadece bir endüstriye ya da bir firmaya ait olan risklerdir. Sistematik risk bir endüstriden diğerine ve firmadan firmaya, içinde bulundukları şartlara göre değişmektedir. Yatırım aracının temsil ettiği firmanın özelliklerinden ve içinde bulunduğu özel şartlardan kaynaklanıp, her aracın sistematik olmayan riski vardır. Sistematik olmayan riskleri de; (ba) endüstri riski, (bb) finansal risk ve (bc) yönetim riski olarak sınıflandırmak mümkündür. Sistematik riskin kontrol edilmesi imkansız olurken, yukarıda kaynakları gösterilen sistematik olmayan riskten kaçınma imkanı her zaman mevcuttur. Atıl nakitlerin değerlendirilmesi için seçilecek kaynakların riskleri analiz edilip çeşitlendirme yolu ile sistematik olmayan risk ortadan kaldırılabilir. Ne var ki, menkul kıymet türü yatırım araçlarının analiz edilmesi ve çeşitlendirme ile risklerin bir kısmının yok edilmesi işlemlerinin de bir maliyeti vardır.