Mundell’den reçeteler! deniz.gokce@aksam.com.tr İki gündür “Robert Mundell usta’nın analizlerini” aktardık. Bugün ise usta’nın “reçetelerini” aktaracağız. Önce Mundell’in yeni dünya sistemi konusundaki görüşlerini aktaralım. Mundell dünyada en büyük destabilizatörün döviz kurlarının dalgalanması olduğunu düşünüyor. Bu nedenle de ideal çözüm tüm dünyada tek para, ve dolayısı ile sabit kur diyor. Ama bu siyaseten gerçekleşemeyeceği için de dünyadaki büyük ekonomik blokların içinde para birliği şeklinde sabit kur düzenlemelerini tavsiye ediyor. Bu durumda da çeşitli alternatifler var. Şu anda ABD (dolar) ve Avrupa (Euro) ekonomileri en büyük. Ama kısa bir süre sonra mesela 2015 tarihinde Asya ülkelerinden oluşan (Çin, Hindistan ve Japonya çerçevesinde) tüm Güney ve Doğu Asya bloku veya APEC denen Asya Pasifik bloku, en az ABD veya AB kadar güç sahibi olacak. Bu durumda ABD ve Çin, ABD ve APEC, veya Avrupa ve APEC gibi çeşitli para birlikleri kombinasyonları düşünülebilir. Dış ticaret ilişkileri göz önüne alındığı zaman şimdi derhal kurulabilecek bir ABD-Çin para birliğinden bahsediyor. Ama daha realistik bir birliğin, bir ölçüde siyasi uzlaşma mevcut olması nedeni ile tüm NATO ülkelerinin ekonomilerine dayanan bir parasal birlik içinde kurulup bu sayede, dünyaya döviz kurlarında güvenilir bir stabilite getirilebilir diye düşünüyor. (Bu düşüncesi Türkiye’deki gazetelere yansıdı). Mundell, ABD’de yapılması gereken şeyler konusunda da bazı tezler öne sürdü. ABD reel kesimindeki tahribatın yüksek dozda olacağını, bu nedenle de tüm banka ve şirketlerin yeniden rekapitalize edilmesi gerekeceğini düşünüyor. Ama bunun için devletin şirket ve banka hisse senetlerini almasını değil, ABD kurumlar vergisinin düşürülmesi gerektiğini söylüyor. GM veya Ford gibi otomotiv şirketlerini kurtarmak yerine vergiler düşürülmeli. ABD’de devletin hiç sermaye koymadan şirket kârlarından yüzde 35 kurumlar vergisi almasının şirketlerin en büyük sorunu olduğunu düşünüyor. Şirketlerin kısmen devletleştirilmesi yerine, devletin yüksek kurumlar vergisi ile şirketlerin içini boşlatmasının azaltılması gerekir diyor. Ayrıca ABD’de yurtdışında ödenen vergiler ülke içindeki vergi mükellefiyetinden düşüldüğünden, yabancı ülkelerin de kurumlar vergilerini ABD oranına yükselttiklerini düşünüyor (vergiler eşit oranda olana kadar yabancı yatırımcı kaçmaz). ABD’nin kurumlar vergisi hasılatının toplam gelirin yüzde 15 kadarından yüzde bire indiğini, dolayısı ile kurumlar vergisi yüzde 35 oranından yüzde 15-20 oranına inse de, devlet açısından önemli bir ziyan olmayacağını ama kurumlar vergisi indiriminin şirketler açısından çok önemli olduğunu vurguluyor. Bu sorunun ABD için olduğu kadar Japonya için de büyük sorun olduğunu da altını çiziyor. Mundell konferansta tüm dünyada geniş çapta uygulanan ve ülkemizde de durgunluk ve işsizliği önlemek için gündemde olan, kamu harcamalarının arttırılarak ve bütçe açığı verilerek destek programları uygulaması konusunda da kötümser bir beyanat verdi. Mundell kambiyo rejiminin serbest olduğu ve sermaye hareketlerinin kuvvetli olduğu ortamlarda, verilen bütçe açığının finansmanı gereğinin faizi yükselttiği, fazi yükselmesinin ise dışarıdan ülke içine sermaye soktuğunu ve bu nedenle de dalgalı kur ortamında mahalli paranın aşırı değerleneceğini ve kabaca bütçe açığına benzer oranda dış ticaret ve cari denge sorunu yaratılacağını düşünüyor. Bu nedenle yüksek dozda bütçe açığına dayanan büyüme destek programlarını “desteklemiyor”. Bugünkü gibi, enflasyon tehlikesinin henüz uzak olduğu ortamlarda para politikasının gevşetilmesi ile sıkı maliye politikasının beraberce kullanılması şeklindeki bir politika miksini tavsiye ediyor. Ona göre Mundell-Fleming modeli denen modelin sonuçlarından biri de bu!