DERS IV Türkiyede Oseanografya Çalışmaları Türkiye, üç tarafı

advertisement
DERS IV
Türkiyede Oseanografya Çalışmaları
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz araştırmalarına çok geç
başlamıştır. Sebebi bu konunun öneminin farkına çok geç varmış olmasıdır.
1974 Kıbrıs Barış harekatından sonra Türkiye ile Yunanistan arasında bir sorun olarak ortaya
çıkan karasuları meselesi, Türkiyeye denizlerine sahip çıkma ve denizlerini tanıma ihtiyacını
ön plana çıkarmıştır. Fakat Türkiye bu işe ne mali, ne teknik ne de bilimsel olrak hazır
değildi. Denizleri ve deniz çalışmaları hakkında uzun vadeli bir planı ve projeleri yoktu. Bu
sebeple alelacele “Hora “ adlı emekliye ayrılmış bir mayın tarama gemisini, cihazlarla
donatarak ve ismini de MTA Sismik I olarak değiştirerek 1976 yılında Ege denizine, petrol
arama faaliyetlerini yapmak üzere çıkardı.
MTA Sismik I, bu yıldan itibaren 2002 yılına kadar, Türkiyenin tüm denizlerinde MTA,
TUBİTAK, TPAO ve İTÜ namına deniz dibi maden arama çalışmaları, deniz dibi jeolojisi,
batimetrik çalışmalar, deniz dibi fayları, sismoloji etüdleri konusunda çeşitli çalışmalarda
bulundu. 2000 yılından itibaren de resmen çürüğe çıkarıldı. Türkiyenin tüm oseanografik
çalışmaları yapabilecek kapasitede bir gemisi 2013 başlarında denize indirilmiştir.
18. 02.2013te TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Çevre Enstitüsünce yürütülen
ve Kalkınma Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın desteklediği “Deniz Araştırmaları Mükemmeliyet
Merkezi Altyapı Projesi kapsamında araştırma gemisi denize indirildi. 41.2 m boy, 10.6 m
genişlik, 500 gros ton. (Adı: TUBİTAK MARMARA, 11 bilim adamı, 12 mürettebat)
Şekil: R/V TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi. 1.07.2013 de faaliyete başlamıştır.
Deniz ve Okyanusların önemini çok geç fark eden Türkiyede bugün bu konularla ilgilenen
birkaç bilimsel kurum ve bunların faaliyetleri vardır.
Türkiyenin ilk deniz araştırma gemisi MTA adına petrol arama çalışmalarına çıkmış olmakla
birlikte MTA nın bünyesi içinde ancak son yıllarda “Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü”
adlı bir birim kurulmuştur. Bu birim daha çok Marmara denizinin jeofiziği, jeolojisi ve
batimetrisi ile ilgilenmektedir.
Türkiyede denizlerle ilgilene bir diğer kuruluş TPAO dır. Bu kuruluş 1994 yılından itibaren
petrol aramaları için denizlere yönelmiş ve ilk yıllarda MTA Sismik -I araştırma gemisinin
elde ettiği bulgulardan yararlanma yoluna gitmiştir. Ancak son yıllarda TPAO Karadenizdeki
araştırmalar ağırlık vermiştir. Fakat bu çalışmalar için yabancı şirketlerin (BP) ekipmanından
yararlanmaktadır. TPAO 12 millik karasuları içinde, Karadenizi, doğu ve Batı Karadeniz
olmak üzere iki araştırma sahasına ayırmıştır. Önce deniz tabanının jeolojisi ve
jeomorfolojisini araştırmakta ve daha sonrada belirlenen noktalarda sondajlar yaptırmaktadır.
Bu sondaj çalışmaları için (off shore drilling) yüzer veya sabit deniz üstü platformlara ihtiyaç
hissedilmektedir. TPAO son yıllarda Zonguldak açıklarında deniz tabanında işletilebilir
rezervlere sahip doğal gaz yatakları bulmuş ve işletmek için faaliyetlerine başlamıştır.
Son yıllarda TUBİTAK da deniz araştırmaları sahasına el atan kuruluşlar arasındadır. 2005
yılında bağlı bir kuruluş olan “Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü” faaliyete geçmiştir. Bu
kuruluş daha çok deniz dibi jeolojisi, depremler, ve deniz kirliliği konularıyla
ilgilenmektedir. Denizler hakkındaki bilgilerini MTA Sismik- I in çalışma sonuçlarından elde
etmektedir. 2013 başlarında bir araştırma gemisinin denize indirilmesinden sonra ,
TUBİTAK’a bağlı bir “Deniz Araştırmaları Merkezi” kurulacağı açıklandı.
Türkiyede denizlerle ilgilenen diğer kuruluşlar ve faaliyetleri hakkında şunları söylemek
mümkündür.
a-İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü.
Bu Enstitü 1982 yılında “Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü” adı altında kurulmuştur. Bu
yapı altında enstitüde coğrafyacılar ve denizbilimciler birlikte çalışmışlardır. Enstitü Coğrafya
ve Deniz Bilimleri konusunda yüksek lisans ve doktora yaptırıyor, ayrıca
araştırmalarını,”İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü BÜLTEN” adlı
bir dergi ile yayınlıyordu. Enstitünün bu yapısı 1992 yılında değiştirildi ve adı “İstanbul
Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü” haline getirildi. Görüldüğü gibi
Coğrafya bu Enstitünün bünyesinden ayırılmıştı. Yeni Enstitünün bünyesinde çalışan bilim
adamları çoğunlukla jeofizikçi, kimyager, fizikçi, jeolog ve biyologlardı. Bu Enstitüde halen
bilim adamı olarak sadece bir coğrafyacı çalışmaktadır. Bu Enstitü bünyesinde 5 anabilim
dalını barındırmaktadır. Bu anabilim dalları deniz biyolojisi, deniz kimyası, deniz fiziği, deniz
jeolojisi ve jeofiziği, deniz işletmeciliği branşlarında eğitim öğretim ve araştırmalar
yapmaktadırlar. Enstitüye ait ARAR adlı bir araştırma gemisi ve ayrıca her anabilim dalıyla
ilgili birleşik bir labratuvarı vardır. Mesela deniz biyolojisi ve mikrobiyolojisi labratuvarı
gibi.
2014 de
-denizel çevre
-deniz işletmeciliği*
-deniz jeolojisi ve jeofiziği*
-Fiziksel oşinografi ve deniz biyolojisi
-Kimyasal oşinografi
Anabilim dallarına dönüşmüştür..
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü araştırmalarında Marmara
denizine ağırlık vermektedir. Son yıllarda depremlerle ilgili olduğu için denizaltı jeolojisi ve
jeomorfolojisi konularında daha çok araştırmalar yapılmaktadır. Enstitünün de katkısının
olduğu İngilizce bir “Journal of The Black Sea and Mediterranean Environment” adlı bir
dergide araştırmalar yayınlanmaktadır.
b-Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü
İzmir de 1975 yılında Ege Üniversitesine bağlı olarak kuruldu. 1982 de Dokuz Eylül
Üniversitesine bağlandı. Deniz Bimleri ve Deniz Teknolojisi olmak üzere iki anabilim dalında
faaliyetlerini yürütmektedir. Lisansüstü eğitim ve öğretim, araştırma ve uygulamalar yapar.
Esas çalışma alanı Ege denizidir. Fakat Türkiyenin diğer denizlerinde de, hatta uluslararası
sularda da çalışır. Piri Reis adlı iyi donanımlı bir araştırma gemisi vardır. Bu enstitü biyolojik
ve fiziki oşinografya alanında olduğu kadar deniz teknolojisi konusundada çalışmalar yapar.
Denizcilik mesleği elemanlarının yetiştirilmesi ve balıkçılık gemileri teknolojisi konularıyla
da ilgilenir. Her türlü gelişmiş labratuvarlara, yüklü bir bilgi birikimine ve tecrübeli bir
kadroya sahip etkin bir kuruluştur.
c-ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü
1975 yılında kurulmuştur. Denizbilimleri konusunda yüksek lisans eğitimi ve araştırmalar
yapmaktadır. Enstitü Mersin Erdemlidedir. Esas çalışma alanı Akdeniz ve Karadenizdir.
Deniz Biyolojisi ve Balıkçılık, Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği, Fizisel Oşinografi, Kimyasal
Oşinografi branşlarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Enstitüye bağlı Bilim adlı bir araştırma
gemisi bulunmaktadır.
d-KTÜ Denizbilimleri Fakültesi
1982 yılında kurulan bu Fakülte Trabzon Sürmenededir. Balıkçılık Teknolojileri, Deniz
Ulaştırma ve İşletmesi, Gemi İnşaatı branşlarında mühendis yetiştirmektedir. Labratuvarları,
yeterli Akademik personeli ve Denar I adında bir araştırma gemisi mevcuttur.
e-İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi
1971 yılında kurulmuştur. Gemi ve Deniz mühendisleri yetirir. Gemi İnşaatı ve Gemi
Makineları Mühendisliğ Bölümü ve Deniz Teknolojisi Mühendisliğ olrak iki bölüm halinde
eğitim öğretim yapar. Çok deneyimli bi öğretim kadrosu ve iyi donanımlı labratuvarlara
sahiptir.
f- İTÜ Denizcilik Fakültesi
Temeli 1946 yılında kurulmuş olan Yüksek Denizcilik okuluna dayanır. 1992 yılında
Denizcilik Fakültesi haline getirilmiştir. İstanbul Tuzladadır. Uzun yol kaptanları ve büyük
tonilatolu gemilere makine birimi amiri (makinist) yetiştiren bir fakültedir. Tatbikat gemileri
vardır.
g-Balıkesir Üniversitesi Bandırma Denizcilik Fakültesi
2009 yılında kurulmuştur. Öğretim üyesi kadrosu yetersizliğinden eğitim-öğretim faaliyetine
henüz başlayamamıştır.
h-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı
Askeri bir kuruluştur. Amacı deniz kuvvetlerinin seyrüseferi ve diğer faaliyetleri için
denizlerde ölçümler yapmak bilgi toplamak, haritalar yapmak sivil ve askeri deniz
seyrüseferinin düzenlenmesi ile ilgili bilgiler sağlamaktır.
1950 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olarak Seyir ve Hidrografi Dairesi
Başkanlığı adıyla kurulmuştur. 1972 yılında adı Seyir Hidrograi ve Oşinografi dairesi
olmuştur.
Daire elinde mevcut tam donanımlı 4 askeri gemi ile Türkiyeyi çevreleyen tüm denizlerde
Hidrografik ve Oşinografik faaliyetlerde bulunur. İlk kategoride denizlerde fiziksel ve
kimyasal ölçümlerde bulunur. İkinci kategori faaliyetlerde deniz dibi jeolojisi jeomorfolojisi
ve jeofiziği ile ilgili bilgiler toplar.
Daire Üniversiteler bağlı diğer deniz araştırmaları birimleri ile de koordinasyon halinde
çalışmaktadır. Türkiye denizlerine ait batimetrik haritaları da Seyir Hidrografi ve Oşinografi
dairesi çizmektedir. Daire labratuvarlara da sahiptir. Merkezi İstanbul Çubukludadır.
*
DERS V- Dünya Okyanus ve Denizlerinin Dağılımı
Bir dünya haritasını incelersek okyanus ve denizlerin karalardan çok daha geniş alanlara sahip
olduğunu görürüz. Gerçekten de 510 000 000 km² kadar bir yüzölçümüne sahip olan dünyanın
361 000 000 km² sini okyanuslar ve denizler kaplamaktadır.
Okyanus ve denizler hidrosfer adı verilen su kürenin en önemli öğesini teşkil ederler. Ortak
özellikleri tuzlu su kitleleri olmalarıdır. Denizler okyanuslara bağlı ve adeta onların karalar
içine doğru sokulmuş uzantıları gibi görünmelerine rağmen aralarında bu ortak yönün yanı
sıra bazı önemli ayrılıklar ve farklılıklar da vardır. Okyanuslar denizlerden çok daha geniş
alanlara sahip ve onlara nazaran daha derin ve geniş tuzlu su kitleleridir. Okyanusların
ortalama derinlikleri 6000 m civarındadır. Tuzlulukları ise ortalama ‰ 35 civarındadır.
Halbuki bu derinlik değeri denizler için en derin noktalarını da aşan bir değerdir. Mesela
Akdenizin en noktası 5000 m yi bulmaz (4925 m). Denizlerin tuzluluk oranı da her bir denizin
coğrafi konumuna ve diğer özelliklerine göre farklılık gösterir. Mesela Kızıldenizin tuzluluğu
okyanusların ortalama değerinden yüksektir (‰ 43). Halbuki Baltık denizinin tuzluluğu çok
düşüktür (‰ 10). Bütün bunlardan başka okyanuslar ve denizler arasında jeolojik oluşumlar
itibariyle, sahip oldukları akıntılar bakımından da farklılıklar bulunmaktadır. Okyanuslar
levha tektoniğine göre oluşmuş çanakları kapsamaktadırlar. Halbuki denizlerin çoğu kıtaların
kenar kısımlarında yeralmaktadırlar. Mesela Kuzey denizi Avrupa kıtasının şelfini işgal eden
ve oluşumunda epirojenik hareketler ile transgresyonların rol oynadığı bir denizdir.
Okyanuslar ve denizler arasında bundan başka biyocoğrafik farklılıklar da bulunmaktadır.
Bazı canlı türleri münhasıran kenar denizlere bağlı olup okyanuslarda rastlanılmazken, bazı
canlı türleri de sadece okyanuslarda yaşayıp kenar denizlerde bulunmamaktadırlar.
Dünyada üç önemli okyanusun bulunduğu hususunda coğrafyacılar hemfikirdir. En büyük
okyanus yüzölçümü 181 000 000 km² kadar olan “Pasifik (Büyük) Okyanusu”dur. Bu
okyanusun en derin noktası 11 034 m ye erişir ki burası aynı zamanda dünyanın en derin
yeridir (Marian adaları grupundan Guam çukuru). “Atlas (Atlantik) Okyanusu” büyüklük
bakımından ikinci sırada yeralan okyanustur (106 200 000 km²). Bu okyanusun en derin
noktası 9219 m dir (Porto Riko çukuru). “Hint Okyanusu” ise büyüklük sırası bakımından
üçüncü okyanustur (74 000 000 km²). Hint Okyanusunun en derin yeri 8047 m dir (Cava
adasının güneyi).
Bazı coğrafyacılar Kuzey Buz Denizi ile Antarktika kıtası etrafındaki bölgeyi iki ayrı okyanus
olarak kabul etmektedirler. Bu duruma göre Kuzey kutbu etrafında, Asya, Kuzey Amerika ve
Avrupa kıtaları ile çevrelenmiş olan su kütlesi “Arktik Okyanusu” olarak ayrı bir
okyanustur. Yılın bir bölümünde tamamen donan bu okyanusun diğer bir adı da “Kuzey kutbu
Denizi” dir (Nordpolarmeer). Pasifik Okyanusundan Bering Boğazı ile ayrılan Arktik
okyanusunun Atlas okyanusu ile olan sınırı tartışmalıdır. Fakat Grönland adasının kuzeydoğu
ucundan Spitzberg adalarına oradan da İskandinavya yarımadası kıyısındaki kuzey burnuna
çekilecek bir hat, Arktik Okyanusunu Atlas Okyanusundan ayıran sınır olarak kabul edilebilir.
Çizilen sınırlar dahilinde Arktik Okyanusunun yüzölçümü 14 000 000 km² kadardır. En derin
noktası ise 5608 m dir (kuzey kutbu noktası yakınlarında).
Antarktika etrafında yeraldığı kabul edilen okyanusun adı “Güney Okyanusu” dur. Buraya
Güney Kutbu Denizi adı da verilmektedir (Südpolarmeer). Bu okyanus aslında Atlas, Hint ve
Büyük Okyanusun Antarktikaya doğru devam eden ve ona komşu olan kesimleridir. Güney
Okyanusunu bu sebeple söz konusu okyanuslardan ayırt etmek belirli bir coğrafi sınır
bulunmadığı için güçtür. Coğrafyacılar arasında ortak bir görüş olarak 60 º S paraleli Güney
Okyanusunun sınırı olarak kabul edilmiştir. Bunun sebebi en soğuk ayın yüzey sularının
sıcaklığının bu enlem civarında 5º C ye düşmüş olmasıdır. Daha güneye doğru inildikçe
bankizler ve donma olayları görülmeye başlamaktadır. Çizilen sınırlar dahilinde bu
okyanusun alanı 20 000 000 km² kadardır. En derin noktası 5085 m ye erişir (Weddel
denizinde 40º E meridyeni civarında).
Okyanus ve Denizlerin kimyasal özellikleri
Tuzluluk ve tuzluluk üzerinde rol oynayan faktörler
Deniz sularında bulunan erimiş maddelerin oranı tuzluluk (salzgehalt) kavramını oluşturur.
Tuzluluk litrede gram (gr/lt) veya binde (%o) bazen de yüzde (%) olarak ifade edilir. Tanım
olarak “1 litre deniz suyundaki erimiş maddelerin gram olarak veya binde(%o) olarak
İfadesine tuzluluk (salinität, salzgehalt) denir. Mesela Atlas okyanusunun tuzluluğu %o 35 tir
denilince , 1 litre Atlas okyanusu suyu içinde 35 gr erimiş madde vardır anlaşılır. Gerçekten
de 1 litre Atlas okyanusu suyu buharlaştırılırsa 35 gr tuz çökelir.
Bilindiği gibi “tatlı su” adını verdiğimiz içilebilir suların içerdiği maddelerin miktarı litrede
0.1 gr kadar hatta daha düşüktür. Sulardaki erimiş maddelerin oranı %o 1 i bulduğu takdirde
suyun tadı değişir ve tatlı olmaktan çıkar. Acı veya tuzlu sular kategorisine dahil olur.
Akarsuların ve göllerin çoğunda erimiş maddelerin miktarı %o 1 den azdır. Dünya
denizlerinin tuzluluk oranı ise %o 1 ile %o 42 arasında değişir. Dünyada tuzluluk oranı en
düşük deniz alanı Baltık denizinin Botni körfezi’dir. Okyanusların ortalama tuzluluğu %o
35, Dünyanın en tuzlu denizi olan Kızıldenizin ise %o 42 dir.
*
Download