Kahraman Maraş, 31.05.2013 KUTLU YOLCULUK İSRÂ VE MİRAÇ Mekke sokaklarında bir Peygamber, İslam dinini anlamasını Allah emreder. Rahmet olan bu elçi, eziyetlere sabreder. Âlem O’nu ve iman edenleri boykot eder. Cebrail, Resul’e Hakk’ın nusretini müjdeler. Değerli Kardeşlerim! Hüzünleri bitiren, Rahmet parıltılarının müjdecisi bir nur aydınlattı Mekke’yi. Hüzün yılı, mahrumiyet boykotu içinde inananlar, bir sabaha yükselen değerlerle Miracı idrak ettiler. İşte yine O’nun kutlu yolculuğunun habercisi Miraç Kandili… Recep ayının 27. gecesi Miraç gecesi olup bu da, 5 Haziran Çarşamba akşamına tesadüf etmektedir. Miraç, Yüce Allah'ın, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e, büyük hakikatlerin sırlarını gösterdiği, vâsıtaları kaldırarak, ilâhî vahye muhatap kıldığı gecedir. Rabbimizin, ayetlerini elçisi Hz. Muhammed’e gösterdiği, Müminlere beş vakit namazın farz kılındığı bir gecedir. Allah’ın lütfunun bol olduğu bir gecedir. Muhterem Müminler! İsrâ ve Miraç, insan anlayışının ötesinde olup ancak iman ve inançla anlaşılabilir hadiselerdir. İsrâ ve Miraç Yüce Allah’ın, Peygamber Efendimize bir ihsanı olması yanında müminlere de peygamberimizin şahsında bir lütfudur. Ne güzel anlatır bunu Kur’an ayeti: "Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şânı yücedir. O, gerçekten işitendir, görendir."1 İsrâ, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’den peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.s)’e kadar ki, tevhit inançlarının en büyük halkalarını birbirine bağlayan bir olaydır.2 Miraç olayının inananları ilgilendiren tarafı, elbette mahiyetinden çok neticesi ve bu neticeden alınabilecek mesajlardır. 1 2 İsrâ Suresi, 17/1. Fi Zilal, Seyyit Kutup, İsrâ Suresi girişi. Miraç Peygamberimizin ve etrafındaki müminlerin sıkıntılarından kurtuluş müjdesi olduğu gibi biz Müslümanlar için önemli olan yönlerinden biri de hiç şüphesiz, namazdır. Namaz, Müminlere bir Miraç hediyesidir. İşte bundan ötürü "Namaz müminin Miracı” olmuştur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), Miraç’ta nasıl vasıtalardan arınmış olarak, Yüce Allah'la buluştu ise; mümin de namazda vasıtasız olarak doğrudan Rabbinin huzuruna çıkar. Okuduğu, dinlediği Fatiha suresi ile sadece Allah'a kulluk etme ve sadece Allah'tan yardım isteme fırsatı bulur. Öyle ise, Müslüman günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde eda edecek, her bir namazını bu duygu ve düşünce ile Miraca çıkar gibi Hakk'ın huzuruna duracak. Kıymetli Müslümanlar! Bu olay akabinde indirmiş olduğu Yüce Allah, İsrâ Suresinde, Hz. Peygamber (s.a.s.) şahsında bütün insanlığa ahlâk ve fazilet prensiplerini bildirmiştir. Bunlar şu Kur’anî ilkelerdir: Yalnız Allah'a ibadet etmeli, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalı. Anne-babaya itaat etmeli, hısım akrabaya, fakir ve yoksullara, yolculara, gurbette kalmış kimselere yardım etmeli. İsraf ve cimrilikten sakınarak kazancı yerinde harcamalı. geçim korkusu ile çocukları öldürmemeli ve onlara gereken değer verilmeli. Toplumu ve aileyi temelinden sarsan zinaya ve ona teşvik eden sebeplere yaklaşmamalı, insan hayatına saygı gösterilmeli. Yetimlere ve kimsesizlere iyi davranarak, onların haklarını korumalı. Verilen sözde mutlaka durmalı, ölçü tartıda ve her söz ve davranışımızda doğruluğa dikkat etmeli, hile yapmamalı. Bilinmeyen bir şeyin ardına düşüp körü körüne onun peşinden gitmemeli. Miraç Kandili aydınlığını fırsat bilerek çeşitli nedenler ile tozlanmış kalplerimizi önce tevbe ve istiğfar ile silkelemeli, ardından da Allah sevgisi ve insan sevgisi ile doldurarak iyi bir kul olmaya gayret göstermeliyiz. Bizi birbirimize düşman edebilecek tüm kötülüklerden uzak durmalı, dargınlık ve kırgınlıkları ortadan kaldırarak kucaklaşmalı, bir olup diri olmaya azim ve kararla çabalamalıyız. Miraç gecesine mahsus özel bir ibâdet şekli olmamakla birlikte, kaza namazı veya nafile namaz kılmak, sevaba vesile olur. Ayrıca, Kur'an-ı Kerim okumalı, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in duası gibi; “Allah’ım, sonsuz kerem sahibisin bağışlamayı çok seversin, bağışla beni”3 şeklinde çokça tövbe-istiğfar dua etmeli, salât-ü selâm getirmeli, yoksul ve ilgialakaya muhtaç olanlara yardım eli uzatarak sevindirmeliyiz. MEHMET DEMİR – İL VAİZİ İL HUTBE KOMİSYONU 3 Tirmizi, Deavat, hadis no: 3459. mirdemir47