HAZIRLAYAN ŞEVVAL ASLAN 8/C 135 İSTANBULUN FETHİ (tanım) İstanbul'un Fethi, 29 Mayıs 1453'te, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Konstantinopolis şehrini Sultan II. Mehmet Han'ın komutanlığında fethetmesidir. Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmet fatih unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmet olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir. ..FETİH.. İstanbul Fetih edildikten sonra Orta Çağ kapanmış ve 1789 Fransız ihdilaline kadar sürecek olan Yeni Çağ başlamıştır. Tarih: 2 Nisan - 29 Mayıs 1453 Yer: İstanbul (Bizans dönemi ismi: Constantinople) Sonuç: Osmanlı'lar İstanbul'u ele geçirdi, Bizans İmparatorluğu yıkıldı. II. Mehmet Fatih (fetheden) ilan edildi. Bizans İmparatorluğu kumandanı: XI Konstandin Osmanlı kumandanı: Fatih Sultan Mehmet (İkinci Mehmet) ÖNCEKİ FETİH DENEMELERİ .. Karadeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, Avarlar, Araplar, Avrupalılar ve Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı… KUŞATMA HAZIRLIKLARI .. Sultan II. Mehmet, İstanbul'un fethine karar verdiğinde o zamanki başkent Edirne'de, İstanbul'un aşılamaz olarak bilinen surlarını yerle bir edebilmek için o güne kadar görülmemiş büyüklükteki, şahi olarak bilinen topları döktürmüştü. II: Mehmet ayrıca, hazırlanmakta olan bu topların yanısıra, Bizans'a denizden gelebilecek yardımları engellemek için Yıldırım Beyezit tarafından inşa edilmiş olan Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı (Boğazkesen Hisarı) yaptırdı. Yapılan hazırlıkların kendisine yönelik olduğunu anlayan Bizans İmparatoru Konstantin, Sultan II. Mehmeti hediyelerle vazgeçirmeye çalışırken, bir yandan da Avrupa devletlerine elçiler yollayarak onları durumdan haberdar ediyor ve yardım istiyordu. Ancak 1054 yılında Hıristiyanlığın Katolik Kilisesi ve Ortodoks Kilisesi olarak ikiye ayrılması sebebiyle, Papa V. Nikola Bizans'ı desteklemeyi pek düşünmüyordu. Bazı İtalyan şehir devletleri askeri birliklerini Bizans'a yardımcı olmak amacıyla İstanbul'a yollasa da, Avrupa'nın büyük devletleri Bizans'ı desteklememe kararı almışlardı. Yardımlarla birlikte Bizans ordusu, 2.000'i paralı olmak üzere 9.000 askerden oluşuyordu. Şehri savunan duvarlar, 22,5 km.yi bulan uzunluklarıyla dönemin en güçlü surları olarak biliniyordu. KUŞATMA.. Ordusu ile İstanbul'un önünde bulunan Sultan II. Mehmet, Bizans İmparatoru'na elçi göndererek teslim olması çağrısında bulunmuş, ancak reddedilmişti. Bunun üzerine tarihteki en son İstanbul kuşatması başladı. Kuşatma, Türk topçusunun, surları top ateşine tutmasıyla başladı. Bizans ordusu ise, surlarda açılan gedikleri kapatmaya çalışıyordu. Osmanlı, donanması ile de Haliç'i zorluyor fakat zinciri aşamadıkları için gemiler Haliç'e giremiyordu. Günlerdir süren kuşatmanın henüz başarı getirememiş olması ve Ceneviz donanmasından gelen yardımın Boğaz'ı geçerek Haliç'e girmesi Sultan II. Mehmet'i sinirlendirmiş ve atını boğazın sularına sürerek donanmasına emirler yağdırmış, komutanlarına da, saldırı için orduyu hazırlamalarını emretmişti. SALDIRMA HAZIRLIKLARI .. Sultan II. Mehmet, Theodosius Surları'na ve şehrin su ile çevrili olmayan tek bölgesini batıdan gelebilecek saldırılardan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordu 2 Nisan 1453'te şehrin doğusuna yerleşti. Toplar haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedik açamadı. Topların yeniden doldurulmaları zaman aldığı için, her atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı. Daha sonra, yeraltı tünelleri yapıp surların altını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot'u tarafından Nvo Brdo'dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa'nın emri altındaydılar. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında, Alman olduğu söylense de muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Osmanlı işçileri öldürdüler. Diğer tüneller de suyla dolduruldu. FETİHİN İÇ SONUÇLARI O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir İmparatorluk haline gelmişti. Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı. Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı. Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti. Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed'in hadis-i şerifindeki o kumandan, Fatih Sultan Mehmet olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı. FETİHİN DIŞ SONUÇLARI… Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı. İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı. Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu. Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı. Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı. Bu fetih bir nevî Avrupa'nın (İngiltere'nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur. FATİH SULTAN MEHMEDİN TUĞRASI Fatih Sultan Mehmet Arif Nihat Asya'nın Fetih Marşı Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden.... Senin de destanını okuyalım ezberden... Haberin yok gibidir taşıdığın değerden... Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini... Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır!.. Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın …… BİTTİ… Hazırlayan ŞEVVAL …