T.B.M.M. B : 56 19 . 1 . 1993 O:1 sonra yaptıkları araştırmalar sonunda, Karadeniz Bölgesinde biyolojik etkilerin ortaya çıkma­ sına sebep olacak yüksek radyasyon bulunmadığını tespit ettiklerini ve kanser vakalarında da artış olmadığını" ifade etmiştir. Ayrıca "KTÜ Farabi Hastanesinde, 1985-1992 tarihleri arasında tedavi gören hastalarda kanser yüzde oranlarında belirgin değişiklikler olmamıştır. Çocuklarda görülen anormallikler, daha ziyade, bölgemizde yakın akraba evliliklerinin fazla olmasından kaynaklanıyor" demiştir. Zannediyorum Sayın Hacaloğlu, Trabzon Hastanesinin, Trabzon bölgesindeki hastalarda artış olduğu yolundaki raporunu burada gösterdiler. O rapordan bizde de var; fakat, bu raporda, bir hasta artışının olduğu ifade edilmemektedir. Nitekim, Sayın Sağlık Bakanının Trabzon'u ziyareti sırasında kendisine verilen raporda da bu hastalıklarda bariz bir artışın olduğu ifade edilmemektedir; ancak, onkoloji hastanesi­ nin kurulmasına gerekçe olarak, "hastalıklarda artış olduğu düşünülmektedir" şeklinde yu­ varlak bir ifade vardır. ' Değerli arkadaşlarım, bilim adamlarının bu konudaki görüşleri budur. Muhtelif sağlık kuruluşlarından gelen bilgiler de vardır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden 7 öğretim üyesinin, Çernobil sonrası radyasyonun insan sağlığına etkileri üzerinde hazırladıkları rapor elimizdedir. Bu rapor, Sağlık Bakanlığına da intikal etmiştir. Raporu incelediğimiz zaman, çocukluk çağı kanser vakalarının, Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Bölümü ve Onkoloji ünitelerince izlendiğini görüyoruz. Burada, yıllara göre, lenfoma ve diğer kanser türleri izlendiği zaman, 1986'dan itibaren artma değil, azalma olduğu görül­ mektedir. Keza, Trabzon Tip Fakültesi Farabi Hastanesi tarafından hazırlanan rapor, belirgin bir de­ ğişikliğin olmadığını göstermektedir. Yine, son günlerde, Sağlık Bakanlığının, Türkiye'deki bütün sağlık kuruluşlarından iste­ miş olduğu raporlar, yavaş yavaş Sağlık Bakanlığına intikal etmektedir ve Sağlık Bakanlığına şu ana kadar intikal eden raporlarda da, kanser vakalarında artışın olmadığı gözükmektedir. Zaten, Çernobil faciasının meydana geldiği Ukrayna'da bile, Sovyet ve tngiliz bilim adam­ larının yaptıkları ve dünyaca ünlü güvenilir "The Lancet" adlı tıp dergisinde yayınlanan rapo­ ra göre de, radyasyona bağlı olarak kanser türü hastalıklarında bir patlama olmadığı ortaya konmuştur. Bilim adamlarının, sağlık kuruluşlarının açıklamaları böyle. Fakat, bu arada, sözümün başımda da ifade ettiğim gibi, kamuoyundaki paniği yaratan, paniğin tırmanmasına sebep olan, en başta, Sayın Sağlık Bakanının tutarsız beyanatlarıdır. Sayın Sağlık Bakanı, ilk defa olarak, Çernobil olayından sonra ülkemizde ciddî hiçbir tedbir alınmadığını ifade etmiş, "Çernobil sonrası, insanlarımızın sağlığı Allah'a emanet edilmiştir" demiş, "1992 yılı içinde Doğu Kara­ deniz Bölgesindeki kanser vakalarında artış olmuştur; bu artışın üzerine gidiyoruz" demiş ve yine, artan kanser vakalarının tesadüfî olamayacağını ifade etmiş; ancak, bölgeye gittikten ve bölgedeki paniği gördükten sonra bir ufak değişiklik yapmış... BAŞKAN — Sayın Parlak, süreniz dolmuştur... < MUSTAFA PARLAK (Devamla) — Hemen bitiriyorum Sayın Başkan. — 383 —