polonya çalışma ziyareti raporu - Bütçe ve Mali Kontrol Genel

advertisement
TR 07-IB-FI-02- Türkiye’de Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Sisteminin
Güçlendirilmesi Eşleştirme Projesi
POLONYA ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU
Çalışma ziyaretine katılanlar:
Sn Mehmet BÜLBÜL
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı, Proje Lideri
Sn Şafak Birol ACAR
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Sn Kamile ÖZEL
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Sn Gül Fulya TÜRKEN Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Sn L. Zeynep CEYLAN Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Sn Huriye Elif İPLİKÇİ Başbakanlık, Uzman Yardımcısı
Sn Serpil YARIMDAĞ Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Mali Hizmetler Uzmanı
Sn Özhan AYDIN
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Planlama Uzmanı
Sn Mahir ÇİPİL
Hazine Müsteşarlığı, Hazine Uzmanı
Ziyaret Tarihi: 27 Eylül- 1 Ekim 2010
Aralık 2010, Ankara
1
GİRİŞ
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde Bakanlığımız
tarafından yürütülen merkezi uyumlaştırma fonksiyonunun geliştirilmesine ilişkin olarak
bugüne kadar yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, Polonya’nın diğer AB üye
ülkelerine kıyasla mali yönetim ve kontrol ile iç denetim alanlarında güçlü bir merkezi
uyumlaştırma birimine sahip olduğu görülmüştür. Bu nedenle Birleşik Krallık ile
yürütülmekte olan eşleştirme projesi kapsamındaki çalışma ziyaretlerinden birinin Polonya’da
düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bu çerçevede, merkezi uyumlaştırma biriminin yapısı ve faaliyetlerinin incelenmesi
amacıyla 27 Eylül- 1 Ekim 2010 tarihleri arasında Polonya’da gerçekleştirilen beş günlük
çalışma ziyaretinin büyük bir bölümü Maliye Bakanlığı bünyesinde organize edilmiştir.
Bunun yanı sıra Tarım Piyasası Ajansı ve Merkezi Finans ve İhale Birimine ziyaretler
düzenlenmiştir. Gerek ziyaretler kapsamında ve gerekse Maliye Bakanlığında yapılan
toplantılarda ilgili ülke yetkilileri tarafından sunumlar gerçekleştirilmiş ve yöneltilen
sorularımıza yanıtlar alınmıştır.
Bu raporun 5 günlük, kısa sayılabilecek bir ziyaret sonucunda hazırlanmış olması
nedeni ile rapordaki bilgiler büyük ölçüde yetkililerin ifadelerine, sundukları belgelere ve
yaptıkları çeşitli sunumlara dayanmakta olup, çalışma ziyaretine katılan uzmanların kişisel
gözlem ve değerlendirmeleri de raporun hazırlanmasına önemli katkı sağlamıştır.
İki ana bölümden oluşan raporun ilk kısmında Polonya’daki mevcut kamu iç mali
kontrol sisteminin tanıtılması hedeflenmiş olup ikinci kısımda bu ülkedeki iç kontrol
sisteminin ana unsurlarına ilişkin kilit tespitler yapılmıştır.
2
I.KISIM
POLONYADA KAMU İÇ MALİ KONTROL SİSTEMİ1
Polonya’da Kamu İç Mali Kontrol Sistemi (KİMK) 1998 yılında kabul edilen Kamu
Maliyesi Kanunu ile uygulanmaya başlanmıştır. Sistem esas gelişimini ise 2002 yılından
itibaren göstermeye başlamıştır. Polonya’da uygulanan KİMK sistemi başlangıç döneminde iç
kontrol ve iç denetim uygulamaları ile bu iki alanda çalışan Merkezi Uyumlaştırma birimi
faaliyetlerinden (MUB) oluşmuştur. Ancak, “iç kontrol” kavramı başlangıçta Avrupa
Birliğinin öngördüğü “iç kontrol” kavramından farklı algılanmış ve “mali kontrol” kavramı ile
aynı anlamda kullanılmıştır. Bu nedenle Kamu Maliyesi Kanunundaki tanımında mali kontrol
ön plana çıkarılmış, kamu iç kontrol standartları belirlenirken daha çok mali kontrol
konularına ağırlık verilmiştir.
İç kontrolün yeni bir yönetim anlayışı olarak algılanmaya başlaması ile kamu
idarelerinin mevzuata uygun olarak faaliyet göstermesinin yanı sıra kaynakların etkili,
ekonomik ve verimli olarak kullanılmasının önemi artmış ve 2009 yılında Kamu Maliyesi
Kanununda yapılan değişikliklerle iç kontrol yeniden tanımlanmıştır. Buna göre iç kontrol
kavramı yerine “yönetim kontrolü” kavramı mevzuata girmiş ve yönetim kontrolünün mali
kontrol yanı sıra mali olmayan işlem ve kontrolleri de kapsadığı vurgulanmıştır. Söz konusu
yasal değişiklikler sonucunda Polonya’daki KİMK’in çerçevesini yönetim sorumluluğuna
dayalı mali yönetim ve kontrol, iç denetim ve bu iki alanın uyumlaştırılmasından sorumlu
merkezi uyumlaştırma birimi oluşturmuştur.
Aşağıda, Polonya’daki KİMK sisteminin unsurları ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır.
I.1. Mali Yönetim ve Kontrol
Polonya’da yönetim kontrolünün uygulanmasında COSO modeli esas alınmış olup
amaçları aşağıda sıralanmıştır:
1

Faaliyetlerin kanunlara ve iç düzenlemelere uygunluğu

Faaliyetlerin verimlilik ve etkililiği

Risk yönetimi

Kaynakların korunması
Kamile ÖZEL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
3

Etik davranış kurallarının teşviki ve gözetimi

Bilgi akışının verimliliği ve etkililiği

Raporların güvenilirliği
Yönetim kontrolünde üst yöneticilerin sorumluluğu esastır. Buna göre kamu
idarelerinin
faaliyetlerinin
kanuna
ve
diğer
yasal
düzenlemelere
uygun
olarak
yürütülmesinden ve idarenin etkili ve verimli bir şekilde işleyişinde nihai sorumluluk o kamu
idaresinin üst yöneticilerine aittir.
Temel sorumluluk üst yöneticilere ait olmakla birlikte yönetim kontrolünde bir hata
payı (marjı) bırakılmasının uygun olacağı düşünülmüştür; ancak sistemin bozulmaması
açısından bu hata marjının gereğinden büyük olmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Zira, iç denetim birimleri bu marjın artmaması için idarelerde bir tür sigorta görevi
üstlenmiştir.
Polonya’da KİMK sistemi ile ilgili kanun ve tüzüklerde, yönetim kontrolünün
uygulanmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin uymak zorunda olduğu genel bilgiler yer
almaktadır. Detaylı işlem ve uygulamalardan idarelerin üst yöneticileri sorumlu olup
yöneticiler genel çerçeveyle uyumlu olmak şartıyla birimlerinde özel düzenlemeler yapma
yetkisine sahiptirler. Bu çerçevede kamu idarelerinin, idare içinde bir yönetim kontrolü ekibi
oluşturması ve daha önce idarede mevcut olan mali kontrolle ilgili birimlerin tasfiye
edilmeden sistem içine entegre edilmesi uygun görülmüştür
Herhangi bir bakanlıkta görev yapan bir birim yöneticisinin kendi idaresi için bir
rehber ve sistem oluşturması, bundan ayrı olarak izlemeye yönelik olarak bakanlığın geneli
için daha üst düzey bir rehberin oluşturulması ve bu rehberler oluşturulurken idarelerin de
beklentileri doğrultusunda Maliye Bakanlığı MUB tarafından oluşturulan çerçeve rehberin
esas alınması gerekmektedir. Çerçeve rehberde 5 standart esas alınmıştır. Bunlar;

Kurumsal ortam

Risk analizi ve hedefler

Kontrol faaliyetleri ve mekanizmaları

Bilgi ve iletişim

İzleme ve değerlendirmedir.
Bununla birlikte her idarenin oluşturduğu sistemin farklı olabileceği göz ardı
edilmeden, yönetim kontrolünün hatasız çalışması beklenmemektedir. Bazı prosedürlerin
yanlış belirlenebileceği, bazı prosedürlerin personel tarafından yanlış anlaşılabileceği, bilgi
4
akışında hatalar olabileceği kabul edilmektedir. Bu nedenle büyük çaplı kamu idarelerinde iç
denetim birimlerinin oluşturulması öngörülmektedir. İç denetim birimleri (hatayı kimlerin
yaptığını değil) hataların neden kaynaklandığını ortaya çıkaracak ve bir daha tekrarlanmaması
için neler yapılması gerektiğine ilişkin olarak üst yöneticiye öneriler geliştirecektir.
Polonya’da ikincil düzenlemeler, -uyma zorunluluğu bulunmadığından- kamu
idarelerince
pek
önemsenmemiştir.
Sistemin
Maliye
Bakanlığına
bağlı
Merkezi
Uyumlaştırma Birimi (MUB) tarafından izlenmeye başlanmasıyla birlikte kamu idarelerinin
bu ikincil düzenlemeleri de dikkate almaya başlamaları sağlanmıştır.
Belediyelerin, yönetim kontrolü ile ilgili olarak Maliye Bakanlığınca hazırlanan
rehberlere uyma mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak bu durum belediyelerde kontrol
sisteminin uygulanmadığı anlamına gelmemektedir; nitekim bu yönetimlerde iki basamaklı
ayrı bir kontrol sistemi bulunmakta olup merkezi yönetimden bağımsız olarak işlemektedir. İl
belediyesinin rehberi bakanlık düzeyinde hazırlanan üst düzey rehbere eş değerdedir.
Belediye, kendisine bağlı olan idareden (örn; hastane) ayrıntılı bir rehber hazırlamasını
isteyebilmektedir.
I.2. İç Denetim2
Polonya’da iç denetim sistemi Kamu Maliyesi Kanunu ve çeşitli tüzüklerle
düzenlenmiştir. Kamu Maliyesi Kanunu gereğince kamu idarelerinin iç denetçi çalıştırmaları
zorunludur. Bununla birlikte hangi idarelerde iç denetim birimi kurulması gerektiğine Maliye
Bakanlığı karar vermektedir. Buna göre giderleri 10.000.000.-Avro’ dan fazla olan kamu
idarelerinin iç denetim birimi kurma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak söz konusu sınırın
altında kalsalar dahi bazı özellikli kamu idarelerinde de iç denetim birimi kurulması
zorunludur. İç denetim birimlerinin sayısal ağırlığına ise o kamu idaresinin üst yöneticisi
karar vermektedir. Yaklaşık 700 kamu idaresinde iç denetim birimi bulunmaktadır.
Polonya’da iç denetim konusunun hukuki çerçevesi birden fazla düzenleme ile
çizilmiştir. Bu düzenlemelerin en temeli Kamu Maliyesi Kanunu’dur. Bu Kanunun yanı sıra,
iç denetimi düzenleyen tüzükler, iç denetim metodolojisi rehberi, iç denetim standartları ve iç
2
Özhan AYDIN Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Planlama Uzmanı
Kamile ÖZEL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
5
denetim etik kılavuzu, iç denetim birimleri ile ilgili düzenlemeler ve konuya ilişkin kanun
niteliğinde olmayan bazı özel talimatlar bulunmaktadır.
İç denetim sisteminin merkezi yönetim ve yerel yönetimlerde ilk uygulanmaya
başlandığı yıllarda, merkeze ait (MUB’a ait) denetim personeli gerek kamu idarelerindeki iç
denetim faaliyetlerini ve gerekse bu idarelerdeki iç kontrol sisteminin işleyişini
değerlendirmiştir. Ancak kamu idarelerindeki iç denetim faaliyetlerinin yeterli seviyeye
ulaşmasının ardından, merkezden gelen denetçiler sadece iç denetim birimlerinin faaliyetlerini
değerlendirmeye başlamış ve bu açıdan iç denetim faaliyetlerini değerlendiren MUB’un bir
kalite güvence mekanizmasına dönüşmüştür. Ayrıca, MUB iç denetimle ilgili standartları
belirlemekte ve iç denetime ilişkin rehberler yayımlamaktadır.
İç denetçilerin kamu idarelerinde mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişiyle ilgili
danışmanlık görevini yürütmeleri gerekmekte olup, idarenin işlemlerini fiilen yerine
getirmeleri mümkün değildir.
Polonya’da iç denetim faaliyetleri risk analizlerine dayalı olarak hazırlanan yıllık iç
denetim programlarına göre uygulanmaktadır.
Maliye Bakanlığı İç Denetim Birimi raporlarını fonksiyonel bağımsızlığının bir gereği
olarak Genel Müdüre3 ve Maliye Bakanına sunmaktadır. İç denetim birimi yıllık denetim
programını Bakanın görüşlerini de alarak hazırlamakta ve bu programlar Bakan tarafından
onaylanmaktadır. Genel Müdürden ise geliştirmeye yönelik öneriler alabilmektedir. Risk
analizleri ise bağımsız olarak iç denetim birimi tarafından hazırlanmaktadır.
Güçlü bir teftiş kültürüne sahip olan Polonya’da iç denetim birimlerinin oluşturulması,
başlangıçta müfettişler tarafından olumsuz karşılanmıştır. 2004 yılında yayımlanan KİMK
Politika Belgesi ile müfettişler ve iç denetçiler arasında belirli bir görev ayrılığı yoluna
gidilerek, teftiş kurullarının dönüştürülmesi ya da tamamen kapatılması yerine görevlerini
devam ettirmeleri sağlanmıştır. Sonuç olarak, Polonya’da belirli görev tanımları çerçevesinde
Teftiş Kurulları ve İç Denetim Birimleri’nin her ikisi de faaliyet göstermektedir.
Örneğin, Bakanlıkta bir bilgisayar alım ihalesinin sonuçlanamamasının ardından
kusurluları bulmak için müfettişler görevlendirilirken, böyle bir olayın bir daha yaşanmaması
3
Maliye Bakanlığının teşkilatında birden fazla müsteşar bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı Genel Müdürü de
müsteşar seviyesinde olup, bakanlığın tüm idari işlerinin (insan kaynakları, idari ve mali işler vs.) yürütülmesini
sağlamaktadır. Genel müdür, Maliye Bakanlığında göreve başlayan tüm personelin iş akitlerini imzalamakla da
yükümlüdür.
6
için sebeplerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin tavsiye edilmesi işini ise iç denetçiler
yapmaktadır.
Bununla birlikte teftiş ve iç denetim çalışma metodolojilerinin benzer olması bazı
kamu idarelerinde teftiş ve iç denetimin birleştirilmesi yönünde taleplere yol açmıştır.
Yetkililer, Kamu Maliyesi Kanununda yapılan değişikliklerle iç denetçilerin
fonksiyonel
bağımsızlığını
koruyan
bazı
maddelerin
kaldırıldığını
ifade
etmiştir.
Değişikliklerden önce, üst yönetici bir iç denetçiyi görevden almak istediğinde MUB’dan
onay almak durumunda iken artık bu uygulamanın olmadığı belirtilmiştir. Ancak iç denetim
birimi başkanının görevden alınması hala MUB’un onayına bağlıdır. Yeni sistemde iç
denetçinin idareyle olan insani ilişkisi ön plana çıkmış ve idarelerin iç denetçi çalıştırmaları
yasayla zorunlu hale getirilmiştir.
Diğer yandan, 2009 yılında Kamu Maliyesi Kanununda yapılan bir değişiklik ile
idarelerde üst yöneticiye yardımcı olmak üzere en az üç kişiden oluşan Denetim
Komitelerinin kurulması öngörülmüştür4. Komite, kurulduğu kurumda iç denetim görevinin
korunması ve koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Denetim Komitesi üyelerinden en
az birinin kurum dışından, tecrübeli ve yeterli eğitimi almış kişiler arasından seçilmesi
gerekmektedir. İç denetçiler, Denetim Komitesi üyesi değildir.
I.3. Merkezi Uyumlaştırma Birimi5
Polonya ülkemiz gibi COSO esaslı iç kontrol sistemini uygulamaktadır. Sistemin
oluşturulması aşamasında teşkilat yapısı buna uygun şekilde düzenlenmiş ve iç kontrol
sisteminin oluşturulması, geliştirilmesi ve uyumlaştırılmasını sağlamak üzere Avrupa
Birliğinin (AB) de talepleri doğrultusunda 2002 yılında Maliye Bakanlığı bünyesinde bir
Merkezi Uyumlaştırma Birimi (MUB) kurulmuştur. Bu birimin kurulma aşamasında İçişleri
Bakanlığı, tüm idareleri inceleme yetkisi olan Genel Müfettişlerin kendi bünyesinde olduğu
gerekçesiyle MUB’un İçişleri Bakanlığına bağlı kurulması gerektiğinde ısrar etmiş ancak
AB’nin kararlı tavrı karşısında birim Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulmuştur. Nihai
durumda Maliye Bakanlığı, kamu maliyesi ile ilgili görevlerinin yanı sıra mali yönetim ve
kontrol ile iç denetim alanında da merkezi uyumlaştırma görevini yürütmektedir.
4
5
Söz konusu Komite Maliye Bakanlığında Mayıs 2010’da kurulmuş olup 5 kişiden oluşmaktadır.
Kamile ÖZEL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Şafak Birol ACAR Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Huriye Elif İPLİKÇİ Başbakanlık, Uzman Yardımcısı
7
Merkezi Uyumlaştırma Birimi (MUB), mali yönetim ve kontrol ile iç denetimi de
içine alacak şekilde tek bir çatı altında kurulmuştur. Birim sistemle ilgili ana çerçeveyi
oluşturmakta, diğer bir deyişle gerekli düzenlemeleri yapmakta, idareler ise bu düzenlemelere
uymaktadır. MUB düzenlemeler dışında, sistemin oluşturulması, geliştirilmesi ve izlenmesi
görevlerini de yürütmektedir. Ayrıca eğitim konusunda da Maliye Bakanlığına bağlı eğitim
merkezlerinden birisi sadece bu amaç için kullanılmakta ve bu birim iç denetçi ve uzmanlara
eğitim vermek, sertifikalandırmak gibi görevleri yürütmektedir.6 İç denetçi olarak atanacaklar
için eğitime alma ve sonrasında iç denetçi olarak atanabilme sınavlarını düzenleme işi de
merkezi uyumlaştırma biriminin görevleri arasındadır. Bunların yanı sıra MUB bünyesinde,
idarelerdeki iç denetim sistemini yerinde değerlendirmek üzere görevlendirilmiş iç denetçiler
yer almaktadır.
MUB’ un başlıca görevleri aşağıda sıralanmıştır:

KİMK sisteminin oluşturulması ve uygulanmasının gözetimi,

KİMK sisteminin işleyişiyle ilgili gerekli verilerin toplanması, analizi ve
değerlendirilmesi,

İlgili alanlarda gerekli yasa tekliflerinin hazırlanması, yeni düzenlemelerin
uygulanmasının izlenmesi,

İç denetim ve MYK sistemlerine ilişkin standartların ve rehberlerin hazırlanması
ve bunların uygulamasının izlenmesi,

Kamu Maliyesi Kanununa tabi idarelerde iç denetimin kurulmasının sağlanması,

Kamu idareleri bünyesindeki iç denetim birimlerinin işleyişinin değerlendirilmesi
(kalite kontrol- güvence mekanizması),

İç denetçiler ve iç denetçi adayları için mesleki eğitimlerin düzenlenmesi ve
düzenlenen sınavlarla iç denetçi atamalarının yapılması,

İç denetçiler arasındaki işbirliği ve koordinasyonun sağlanması,

Maliye Bakanlığına ait ve bağlı olan birimler arasındaki işbirliği ve
koordinasyonun sağlanması,

Başbakanlığın talepleri de göz önünde bulundurularak kamu maliyesine bağlı
kurumlarda özel denetim yapılmasına karar verilmesi,

Uluslararası işbirliğini sağlamak üzere diğer ülkelerin iç kontrol ile ilgili merkezi
uyumlaştırma görevini yürüten birimleriyle irtibat ve işbirliğinin sağlanması,
6
Sistemin ilk oluşturulmaya başlandığı dönemde, Varşova’daki Devlet Yüksek Memurlar Okulu’nda iç
denetçilerin eğitimi sağlanmıştır.
8
MUB’da görev yapan denetçilerin kamu kurumlarına giderek değerlendirme
yapmaları ve bunların sonuçlarının Maliye Bakanı yanı sıra Başbakanla da paylaşmaları
MUB’un başlıca görevleri arasında yer almaktadır. Söz konusu görevin kapsamı Kamu
Maliyesi Kanununda belirlenmiştir. Bir tür kalite kontrol ve güvence faaliyeti olarak
nitelendirilen bu görev için yıllık bir denetim programı hazırlanmakta ve bu program bir rapor
halinde Maliye Bakanına sunulmaktadır. Programın takvimi internet sayfasında ilan edilmekte
ve böylece kamu idareleri ne zaman değerlendirmeye tabi tutulacaklarını öğrenmektedir.
Hangi kurumda hangi tarihlerde kaç kişinin görevlendirileceği, metodoloji, hangi belge ve
işlemlere, hangi detayda bakılacağı önceden belirlenmekte ve kurumlara bildirilmektedir.
MUB bünyesinde görev yapan denetçiler, incelenecek kurumun yöneticilerinden nelere
bakılabileceği hususunda bir vekalet almaktadır. Kontrol işlemleri hata aramak amacıyla
değil, iç denetimin kalitesini artırmak amacıyla ve ilgili kurumla işbirliği halinde
gerçekleştirilmektedir.
İlk zamanlar yukarıda bahsedilen kontroller hem yönetim kontrolü hem de iç
denetimin kalitesinin tespiti için yapılmıştır. MUB denetçileri kamu idarelerindeki yönetim
kontrolünün kalitesini tespit etmek üzere değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Söz konusu
denetçiler her idareye / kuruma giderek yönetim kontrolünün doğru çalışıp çalışmadığını
idarenin iç denetçileriyle işbirliği yaparak değerlendirmiş ve bu değerlendirmeler rapor
halinde kurum/idarenin üst yöneticisine sunulmuştur. Bir örneği de Maliye Bakanlığında
bulunan raporlar, sistemin hassas noktalarını göstererek nasıl olması gerektiğine ilişkin
kılavuzluk etmiş ve böylece eğitici bir rol üstlenmiştir. Ancak zaman içerisinde bu kontrol
sadece iç denetimin kalitesinin kontrolüyle sınırlı tutulmuştur; zira iç denetimin kalitesi ne
kadar yüksek ise yönetim kontrolünün de o kadar doğru bir şekilde çalıştığı kabul
edilmektedir. Ayrıca, yönetim kontrolünün doğru çalışmasını teminen üst yönetime
danışmanlık etme görevi iç denetim birimlerine aittir.
MUB tarafından kamu idarelerine ilişkin yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak
KİMK’in işleyişine ilişkin yıllık bir rapor hazırlanmakta ve bu rapor hükümete sunulmaktadır.
MUB’un işleyişine ilişkin bir elkitabı mevcut değildir; ancak gerektikçe talimat ve
tebliğ gibi düzenlemeler ile faaliyetleri düzenlenmektedir.
II. KISIM
POLONYA’DA İÇ KONTROL SİSTEMİNİN UYGULANMASI
9
II.1. Kontrol Ortamı7
Polonya’da iç kontrol sistemi ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmaya ve uygulanmaya
başlandıktan bir süre sonra ortaya çıkan ilk sorun kontrol kavramına ilişkin yanlış
algılamalardır. Başlangıçta, kontrol kavramı akla geldiğinde yalnızca mali algının öne
çıkması, bu işin mali birimlerce yürütülen bir iş olmasına neden olmuş ve üst düzey
sahiplenme gerçekleşememiştir.
Zaman içerisinde süregelen tartışmalar sonucunda yönetim kontrolü kavramında
(management control) hemfikir olunmuş ve iç kontrol kavramının mali olmayan unsurları da
içinde barındırdığı anlaşılmıştır. Bu gelişmeyle birlikte yöneticiler, sistemin kendilerinin
sorumluluğunda olduğunu daha iyi anlamış ve bu konuda yapılan yasal düzenlemeye ‘üst
yöneticinin iç kontrol sisteminin oluşturulmasından sorumlu olduğu’ ifadesi eklenmiştir.
Kavramlar konusunun sistemin doğru anlaşılması bakımından çok önemli olduğu
düşüncesinden hareketle bir çalışma grubu oluşturulmuş ve bu grup bir Terminoloji Sözlüğü
hazırlamıştır. Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Ulusal Denetim Birimi
(Sayıştay) yetkililerinden oluşan çalışma grubu Terminoloji Sözlüğü yanı sıra işin kapsamı,
ortak çalışma alanları ve yöntemleri gibi konularda da bir değerlendirme yapmıştır. Ortaya
çıkan sonuç, kanunları değiştirmenin insanların algılarını değiştirmekten çok daha kolay
olduğunun yaşanarak öğrenildiğidir.
Daha önce de bahsedildiği üzere, Maliye Bakanlığında personel alımını Bakan
Yardımcısı düzeyinde bir Genel Müdür yürütmektedir. Yeni göreve başlayan personel Genel
Müdür ile bir sözleşme imzalamakta ve sonrasında personel hangi birim için alınmışsa
sözleşmenin uygulanmasına ilişkin sorumluluk o birime geçmektedir. Görev tanımları kişi
ve unvan bazında yapılmakta ve ilgili personele tebliğ edilmektedir. Çalışanların rol ve
sorumluluklarının belirlendiği rehberler
son yıllarda çıkarılmış olup performansın
değerlendirilmesine yönelik personel sistemi konusundaki çalışmalar hala devam etmektedir.
Polonya’da etik değerler de ön planda tutulmaktadır. Kamu Maliyesi Kanununda
“Etik kurallara uygun olarak çalışma” yönetim kontrolünün amaçları arasında sayılmaktadır.
Sistemin sağlıklı işleyebilmesi açısından üst yönetimin kararlılığı ve desteği hayati
görülmektedir. Üst yöneticinin, sistemin faydaları konusunda çalışanlarını bilinçlendirmesi
gerektiği ve ancak bu şekilde başarılı olunabileceği vurgulanmıştır. Kişiler zaten işlerini
7
Şafak Birol ACAR Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
L. Zeynep CEYLAN Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
10
yaptıklarını söyleyerek değişimi sorgulama ve direnç gösterme eğilimindedirler; bu nedenle
üst yöneticinin liderliği değişimi kolaylaştıracak hayati bir unsur olarak görülmektedir.
Nitekim Polonya’da verilen eğitimlerde üst yöneticiler açılışa katılmış veya eğitimin bazı
bölümlerinde yer almış, çalışanlara bu eğitimlerin herkes açısından faydalı olduğunu ve
bunun arkasında olduklarını göstermişlerdir.
Maliye Bakanlığı, üst yönetimin tavrının sistem açısından önemli olduğundan
hareketle
öncelikle
yenilikler
konusunda
üst
yöneticileri
bilgilendirme
eğitimleri
düzenlemiştir. Burada pratik örnekler vermenin çok etkili olduğunu görmüşlerdir. Örneğin bir
işi geleneksel yöntemle yapmak ile risk yönetimi uygulayarak yapmak arasındaki fark çok
çarpıcı ve somut örneklerle üst yöneticilere anlatılmıştır. İç denetçiler de bu sürece üst
yönetimi bilgilendirme anlamında çok aktif olarak katkı sağlamışlardır.
Dikkate değer bir nokta da, eğitimlerin başlangıçta uzmanlar düzeyinde verilmesinin
olumsuz etkileri üzerinedir. Yeni yönetim şekli konusunda uzmanların çok daha fazla bilgi
sahibi olması üst yönetimi rahatsız etmiş, kendilerinin henüz çok da bilgi sahibi olmadığı bir
konuda çalışanların daha detaylı bilgilere sahip olması üst yönetimin sisteme uzak durmasına
neden olmuştur.
Bu olumsuzluğun fark edilmesiyle birlikte eğitimlere öncelikle üst
yöneticilerden başlanması uygun görülmüştür.
Yeni sistemin tam anlamıyla anlaşılması ve yerleşmesi amacıyla gönüllü personel
seçilmesi yoluna gidilmiştir. Birimler bünyesinde çalışan tecrübeli, bilgili, saygıdeğer kişiler
bir nevi değişimin ajanları olarak belirlenmiştir. Sistemin tanıtılması için adeta bir kampanya
düzenlenerek taşra da dahil olmak üzere gönüllülük ve diğer özellikler çerçevesinde
belirlenen kişiler ile değişim hayata geçirilmiştir. Söz konusu gönüllü kişiler, doğrudan
yöneticiye bağlı çalışma, farklı imkânlardan yararlanma gibi ödüller ile motive edilmiş ve bu
kişilerden büyük fayda sağlanmıştır.
MUB düzenlediği eğitimlerde büyük oranda AB fonlarından yararlanmıştır. Eğitimler
sonucunda iç denetçi, yönetici, uzman gibi çeşitli unvanlara sahip 35-40 kişilik bir eğitici
havuzu oluşturulmuştur. Eğitimlerde çalışanlara ifade edilen ve sürekli altı çizilen temel
husus, amacın suçlu bulmak değil işi daha iyi yapmak olduğudur.
Uygulama tecrübeleri sonucunda sistemin başarılı olabilmesi açısından üç önemli
unsurun gerekli olduğu tespit edilmiştir: Liderlik - Eğitim - Uygulamanın açık olması
(Rehber, broşür gibi dokümanlarla desteklenmiş).
11
II.2. Risk Yönetimi 8
Polonya, iç kontrol sistemini ülkemizde de olduğu gibi COSO’nun 5 bileşen esasına
dayandırmaktadır. Bu bileşenlerden biri olan risk yönetimi konusunda, İngiltere
düzenlemeleri örnek alınarak bir yapı oluşturulmuş ve 2008 yılında risk yönetimine ilişkin
detaylı bir rehber yayımlanmıştır.
Risk yönetimi ile ilgili pilot uygulamalara küçük dairelerden başlanmış olmakla
birlikte bu yöntem tavsiye edilmemektedir. Şu anda risk yönetiminin üst yönetim ve büyük
birimlerden başlanarak alt birimlere doğru yayılmaya çalışıldığı ve daha başarılı olunduğu
belirtilmiştir.
Risk yönetimi konusunda genel anlamda bir mutabakat ve uygulama birliği
sağlanmakla birlikte bazı birimlerde henüz bu yönde kayda değer bir çalışma yapılamamıştır.
Örneğin, Maliye Bakanlığının Muhasebat biriminin risk yönetimi rehberi doğrultusunda
henüz bir çalışma yapmadığı, riskleri hala geleneksel yöntemlerle yönetmeye çalıştığı ifade
edilmiştir.
Polonya’da devlet yönetimi 16 eyalete ayrılmıştır. Eyaletlerde Maliye Bakanlığının
Defterdarlık (mali kontrol birimleri) benzeri birimleri mevcuttur. Bunlar arasında büyüklük ve
önem bakımından önlerde olan bir birimin en üst yöneticisi ve ona bağlı olarak çalışan bir iç
denetçinin yaptığı sunumlar ve gerçekleştirilen görüşmeler çerçevesinde, yönetim kontrolü
sisteminin AB şablonuna ve COSO ya uyumlu olarak uygulandığı anlaşılmıştır. İdarenin
temel amaçları; işin verimliliğini artırmak, kayıpları önlemek, devletin daha iyi ve daha
sorumlu çalışmasını sağlamak olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda risk yönetiminin zayıf
noktalara odaklanmayı sağladığı ve esnek bir yönetim tarzı ile söz konusu risklere cevap
vermenin daha kolay olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca risk yönetiminin personeli; işin içine
daha aktif olarak katması, idareyi sahiplenmesini artırması, idarenin hedefleri, faaliyetleri,
yönetim tarzı, paydaşlar, riskler vs. konularında bilinçlendirmesi gibi konularda çok önemli
bir araç olduğu görülmektedir. Risk yönetiminin bilgi iletişim sistemini de geliştirdiği,
yöneticilerin daha rahat düzen sağlarken, çalışanların da rollerini daha iyi anladığı
değerlendirilmiştir.
8
Şafak Birol ACAR Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Mahir ÇİPİL Hazine Müsteşarlığı, Hazine Uzmanı (Çalışma ziyaretine ilişkin herhangi bir değerlendirme
göndermemiştir.)
12
Risk yönetimi süreci temel olarak aşağıda belirtildiği şekilde çalışmaktadır;
-
Hedeflerin belirlenmesi,
-
Hedeflere ulaşırken engellerin neler olduğunun tespit edilmesi,
-
Tespit edilen bu engellerin etki ve olasılıklarının belirlenmesi,
-
Riski azaltmak üzere kontrol mekanizmalarının belirlenmesi.
-
Risk meydana geldiğinde ne yapılması gerektiğinin öngörülmesi,
Bunların yanı sıra, personel analizinin yapılması, hedeflerin ölçülebilir ve net olarak
belirlenmesi ve izlenmesinin de risk yönetimi açısından çok önemli olduğu belirtilmiştir.
Örnek olarak incelenen eyaletteki Maliye Bakanlığı biriminde, risk yönetimine
geçmeden önce bir boşluk analizi yapılarak eksiklikler tespit edilmiştir. İdare içerisinde
yapılan işlerin süreçleri çıkarılmış, daha sonra idarenin hedefleri belirlenerek bunlara nasıl
ulaşılabileceği planlanmış ve bu noktadan itibaren risk yönetimi devreye girmiştir.
Yöneticilerin mevcut riskler konusunda bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi konusunda iç
denetçilerden ciddi destek sağlandığı ifade edilmiştir.
Risk yönetimi ile ilgili verilen bir örnekte, iş sürecini önceden analiz ederek olası
riskleri ve bunlara ilişkin çözüm yollarını önceden bilmenin hedefe ulaşmada hem hız
kazandıran hem de maliyetlerin azalmasını sağlayan önemli bir husus olduğunun altı
çizilmiştir.
Oluşturulan risk listelerinin başlangıçta çok uzun olması sorun yaratmış ve fakat bu
deneyimin çok öğretici olduğu da gözlemlenmiştir. Başlangıçta her şey risk olarak görülmüş
ve risk kaydına eklenmiş; ancak daha sonra yüzlerce riskin ortaya çıkmasıyla bunları
yönetmenin ve her biri için kontrol faaliyeti öngörmenin hem çok zor hem de çok maliyetli
olacağı anlaşılmıştır. Sonuçta ana risklere odaklanılmış ve risk yönetimine gerçek anlamda
yaklaşılmıştır.
Maliye Bakanlığı tüm birimlerden gelen riskleri derleyerek gizli bir Risk Kataloğu
oluşturmaktadır. Katalog, merkezden üst düzeyde bazı risklerin izlenmesinde ve politika
üretmede kullanılmaktadır. Bu Kataloğun yayımlanmama nedeni, risklerin ilgililer tarafından
tespit edilmesi ve böylece sürece sahip çıkmalarının sağlanması olarak gösterilmektedir.
Sorunların ve çözümlerin çalışanların kendilerince belirlenmesinin önemi vurgulanmıştır.
Risk yönetiminden sağlanan faydalar şu şekilde sıralanmıştır:
13
-
Parça parça yapılan birçok düzenleme bir sistem kapsamında yerli yerine
oturdu.
-
Birim yöneticilerince en önemli risklere odaklanıldı.
-
Riskler belirlendiğinden tedbir almak kolaylaştı.
-
Birim bazında iş kapsamları ve hedefler netleşti.
-
İç denetçiler açısından hedeflere daha iyi nasıl ulaşılabilir konusunda iyi
bir alt yapı oluştu.
-
Personelin görev tanımları belirlendi.
-
Gözetim ve kontrol mekanizmaları gelişti.
-
Bilgi paylaşımı arttı.
-
Tüm bunlar vatandaşın güvenini artırdı.
Risk yönetiminin alt yapısını oluşturan hususlar ise;
-
Birim yöneticisinin desteği,
-
Personelin eğitilmesi,
-
Özel bir yapı oluşturularak;

Rol ve sorumlulukların belirlenmesi

Risk yönetimi politikasının oluşturulması (1 sayfa civarında)

Risk yönetimi prosedürlerinin tespit edilmesi

Risk yönetimi raporunun yayımlanması (yıllık)
olarak ifade edilmektedir.
Kamu Maliyesi Kanununa konulan hükümle idarelerin risk yönetimi yapması zorunlu
tutulmuştur. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemelere uyma zorunluluğu
bulunmayan ve farklı bir idari yapıda olan Tarım Ajansında da Risk Yönetimi ve Bilgi
Toplama Bürosu adı altında bir birim oluşturulmuştur. Risk yönetimi konusunda klasik
yöntemler burada da uygulanmaktadır.
Risk yönetimi alanında Merkezi Finans ve İhale Biriminin de ciddi çalışmaları
bulunmaktadır. AB Fonlarının yönetimini üstlenen ve standartlar anlamında AB
uygulamalarını esas alan bu Birimde risk yönetimi için bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Bu
grup risk haritaları ve kontrol listeleri oluşturarak yöneticiye destek sağlamaktadır. Çalışma
grubuna ayrıca çeşitli birimlerde görev yapan ve farklı uzmanlık ve tecrübeleri olan insanlar
dahil edilmiştir. Risk Takımı yıl içinde birbiriyle irtibat halinde olup, belli aralıklarla bir
araya gelmekte ve risk haritalarını yeniden değerlendirerek gerekli revizyonları yapmaktadır.
14
Merkezi Finans ve İhale Biriminde hem stratejik hem de program/proje ve
operasyonel düzeyde risk yönetimi uygulanmaktadır. Öncelikle temel süreçler uygulanarak
riskler belirlenip risk haritaları oluşturulmaktadır. Daha sonra bu riskler arasında önemli
olanları belirlenerek bunları kontrol etmenin maliyetleri hesaplanmaktadır. Müteakiben,
risklere verilecek cevaplar belirlenerek her risk için bir Risk Kartı tutulmaktadır. Bu Kartta
riskin adı, etki ve olasılığı, belirlenen cevaplar ve risk sorumlusu gibi bilgiler yer almaktadır.
Risk Kartları üst yönetici tarafından onaylandıktan sonra personele bildirilmektedir. Risk
haritalarının üst yönetim için kullanıldığı ifade edilmiş olup, burada yer alan her riskin alt
düzeyde de riskleri olduğu vurgulanmıştır. Birim içerisinde hataların saklanmaması gerektiği
düşüncesi hakimdir. Küçük bir hatanın çok büyük bir soruna yol açacağı düşüncesinden
hareketle personelin bu tür konularda eğitilmesi temel bir yaklaşım olarak benimsenmiştir.
Devreye sokulabilecek bazı ilave mekanizmalar olmakla birlikte, personelin görev
tanımlarının net olarak yapılmış olması ve idarenin hedeflerinin tüm personel tarafından iyi
anlaşılmış olmasının önemi belirtilmiştir.
Merkezi Finans ve İhale Birimi, fonların kullanımında AB tarafından öngörülen katı
kuralların risk yönetiminde aşırı kontrolleri de beraberinde getirdiği ve bu nedenle fon
kullanımının gerçek girişimcilerden ziyade daha çok söz konusu kontroller alanında
“profesyonelleşen” kişiler tarafından kullanıldığı yönünde bir izlenim edinilmiştir. Dolayısıyla
buradan çıkarılan sonuç; iyi bir risk yönetimi, idarenin amaçlarını ve hedeflerini
gerçekleştirmede amaç değil sadece bir araçtır.
II.3. Kontrol Faaliyetleri 9
Polonya Mali Kontrol Standartlarında, kamu idaresinde işlemekte olan her bir kontrol
mekanizmasının, kurumun azaltmayı hedeflediği bir riske cevap niteliği taşıması gerektiği
ifade edilmektedir. Kontrol faaliyetleri standartları gereğince kontrol mekanizmalarını tatbik
etme maliyetinin, bu mekanizmalardan sağlanacak yararı aşmaması gerektiği belirtilmektedir.
Diğer yandan, Kamu Maliyesi Kanunu gereğince kamu idarelerinin risk yönetimi
uygulamaları zorunlu tutulmuş ve “risk yönetimine göre yürütme” yönetim kontrolünün
amaçları arasında sayılmıştır. Vergi odaları, gümrük idareleri ve Merkezi Finans ve İhale
Birimi gibi bazı idarelerde risk yönetimi uygulaması ile karşılaşılmaktadır. Bu idarelerde
hedeflere ulaşılmasını engelleyebilecek riskler tespit edilmekte ve buna göre gerekli kontrol
mekanizmaları öngörülmektedir.
9
Huriye Elif İPLİKÇİ Başbakanlık, Uzman Yardımcısı
Kamile ÖZEL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
15
Ancak
kamu
idarelerinin
tümünde
risk
yönetimine
geçiş
süreci
henüz
tamamlanmamıştır. İdarelerin uygulamaları farklılık gösterebilmektedir. Bazı idarelerde ikili
mali kontrol usullerinin öngörüldüğü ve kontrol mekanizmalarının gereğinden fazla
uygulandığı gözlemlenmiştir. Söz konusu idarelerde, kontrollerin maliyet-fayda analizleri
yapılmaksızın sadece risklerin en aza indirilmesine odaklanıldığı belirlenmiştir. Örneğin,
Merkezi Finans ve İhale Biriminde hem içsel süreçlere (Polonya mevzuatı) hem de dış
faktörlere (AB mevzuatı) bağlı olarak kontroller gerçekleştirilmektedir10. Buna göre harcama
evrakları ödeme öncesinde ikili mali kontrole tabi tutulmakta, ödeme sonrasında da ayrıca
kontrol edilmektedir.
Polonya’da belirli kamu idarelerinde iç kontrol ile ilgili hususların belgelendirildiği
görülmektedir. Maliye Bakanlığı uygulamasını bu duruma örnek olarak vermek mümkündür.
Maliye Bakanlığında belge akışını gösteren bir tüzük yayımlanmış, ayrıca duran varlıkların
listesi ile iç kontrol sisteminin nasıl işlediğini gösteren bir doküman hazırlanmıştır. Ayrıca;

Kasa raporlarının hazırlanmasına ilişkin doküman,

Yurtdışı geçici görevlendirmeler sırasında kredi ve borç kartlarının kullanılmasına
ilişkin doküman,

Personelden alacakların tahsiline ilişkin doküman,

Kamu ihaleleri ile ilgili ne tür belgeler olması gerektiği, ihale yapılmadan önce veya
yapıldıktan sonra hangi belgelerin kontrol edilmesi gerektiğine ilişkin doküman,

İşyerinde kullanılan demirbaşlara ilişkin personelin sorumluluklarını gösteren kılavuz,

Görev tanımlarının ayrıntılı olarak düzenlendiği rehber
bu tür belgelere örnek olarak gösterilebilir.
Maliye Bakanlığında harcama öncesi kontrol (ex-ante control) Genel Müdüre bağlı
olarak faaliyet gösteren muhasebe birimince yerine getirilmektedir. Maliye Bakanlığı harcama
birimlerinin ödeme yapılmadan önce muhasebe biriminden onay alması gerekmektedir.
Ayrıca birimler, ihale gerçekleştirildikten sonra ve sözleşme yapılmadan önce ihale işlem
dosyalarını muhasebe birimine göndermektedir. Muhasebe biriminin herhangi bir aykırılık
sonucu onay vermemesi halinde sözleşme gerçekleştirilmemektedir. Ancak ilgili birim söz
konusu işlemi yapmakta ısrar eder ise, nihai karar Maliye Bakanlığı Genel Müdürü’ne aittir.
10
Merkezi Finans ve İhale Biriminde hazırlanan iç düzenleme taslakları (yönerge vb.) Birimin mali kontrolle
ilgili departmanının görüşüne sunulmaktadır.
16
İhale işlem dosyaları ayrıca Maliye Bakanlığının hukuk departmanı tarafından da kontrol
edilmektedir.
Tüm kamu idarelerinde, yeni göreve başlayan her çalışan ile iş akdi düzenlenmekte ve
bu belge çerçevesinde görevin kapsamı belirlenmektedir. Ayrıca işin kapsamını gösterir
belgenin ilgili çalışan tarafından imzalanması gerekmektedir (Tarım Piyasası Ajansı örneği).
Polonya’da bazı kamu idarelerinde ex-post kontrol mekanizmaları da geliştirilmiştir.
Ancak burada adı geçen ex-post kontrol, Avrupa Birliği literatüründeki harcama sonrası mali
kontrolle aynı nitelikte değildir. Örnek olarak, tarım piyasasındaki girişimciler Tarım
Bakanlığı ve Gümrük İdaresi tarafından ex-post kontrole tabi tutulmaktadır. Söz konusu
idarelerin girişimciler üzerinde gerçekleştirdiği ex-post kontrollere ilişkin tüm raporlar, tarım
alanındaki Avrupa Birliği fonlarının ödeme ajansı olarak çalışan Tarım Piyasası Ajansının iç
kontrol departmanına gönderilmektedir. İç kontrol departmanı aynı zamanda fonksiyonel
kontrol ve kurum içi ve dışı tüm kontrollerin koordinasyonu görevlerini de yürütmektedir.
Ajansın ilgili departmanlarının ex-post kontrol raporlarına ilişkin yorumları, iç kontrol
departmanına bildirilmektedir. İç kontrol departmanı söz konusu ex-post kontrol raporları
hakkında gerektiğinde hukuk departmanının da görüşünü almaktadır. Gerek görülürse,
girişimciden raporla ilgili olarak yazılı açıklama da istenebilmektedir. Bir diğer kontrol
seçeneği Tarım Bakanlığı ya da gümrük idaresinden o işle ilgili bilgi toplamaktır. Sonuç
itibariyle oluşturulan tüm tutanak, belge ve raporlar, bir rapor halinde iç kontrol departmanı
tarafından Tarım Piyasası Ajansı yöneticisine sunulmaktadır.
II.4. Bilgi ve İletişim11
Polonya’da mali konulara ilişkin tüm mevzuat Maliye Bakanlığının dış paydaşlarla
iletişimini sağlamaya yönelik olarak oluşturulan internet sitesinde duyurulmaktadır. İnternet
sitesinde ayrıca kuruma ilişkin bilgilerin yanı sıra ülkenin finansal durumuna ve uyguladığı
politikalara ilişkin bilgi sunulmaktadır.
KİMK sistemi ile ilgili yeni düzenlemelerin uygulanmasının ve sistemin işleyişinin
izlenmesi, eğitim verilmesi ve Maliye Bakanlığına bağlı mali kurumlar arasındaki işbirliği ve
koordinasyonun sağlanması gibi görevlerini yerine getirirken Merkezi Uyumlaştırma Birimi
kurumun intranetini etkin bir araç olarak kullanmaktadır. Kurumda çalışan herkesin
11
Gül Fulya TÜRKEN Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Özhan AYDIN Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Planlama Uzmanı
17
erişimine açık olan bu kanal ile bilginin istenilen ölçüde ve hızlı bir şekilde paylaşımı
mümkün olmaktadır.
Başlangıçta bilgi ve iletişimin etkin olarak sağlanması amacıyla, KİMK mevzuatının
hazırlanması ve terminolojinin değiştirilmesi gibi konularda Maliye Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı, Başbakanlık ve Ulusal Denetim Birimi (Sayıştay) ve diğer ilgili kurum
katılımcılarının yer aldığı çalışma grupları toplantılar düzenlemiştir. Maliye Bakanlığı
tarafından kampanya niteliğinde broşürler hazırlanmış, eğitimler, sunumlar ve etkinlikler
düzenlenmiştir. Tüm bu çalışmalar için Avrupa Birliği fonlarından 2 milyon Avro’luk destek
sağlanmıştır. İsveç, Hollanda, Fransa ve İngiltere’ye heyetler gönderilmiş ve oralardan da
uzmanlar kabul edilmek suretiyle uyumlaştırma çalışmaları yapılmış ve uluslararası işbirliği
ve dayanışma sağlanmıştır.
Maliye Bakanlığı’nda iletişimin sağlanması amacıyla kullanılan intranet ve internet
kanalları dışında elektronik belge paylaşımına ilişkin herhangi özel bir program
kullanılmamaktadır.
Maliye Bakanlığı’nda her hafta Pazartesi günü üst düzey yöneticilerin katıldığı bir
toplantı yapılmaktadır. Toplantıda alınan kararlar, ilgili birimlerle paylaşılmakta ve kararların
uygulanmasına yönelik çalışmaların yapılması sağlanmaktadır. Üst düzey yöneticiler
toplantısının yanı sıra, birimler düzenli olarak her ay kendi bünyelerinde iç koordinasyon
toplantıları düzenlemektedir. Bu toplantılar sayesinde çalışanlar birimlerinin aylık
faaliyetlerine ilişkin genel bir değerlendirme olanağı bulmakta ve ilerleyen dönemde
yapılacak çalışmalara ilişkin bir yol haritası çıkarılmaktadır. Ayrıca, birimler faaliyetlerinin
etkinliğini artırmak amacıyla, her ay iç denetçilerle toplantı yapmaktadır. Bu toplantılar
neticesinde, birim faaliyetlerinde aksayan noktalara işaret edilmekte ve bu aksayan yönlerin
giderilmesi için önlem alınabilmektedir.
İdareler bünyesinde hem yöneticilerin kendi aralarında (yatay iletişim) hem de
yöneticilerle personeli arasında (dikey iletişim) iletişim ve bilgi akışının sağlanması hususuna
dikkat edilmektedir.
Polonya’da Tarım Piyasası Ajansında bilginin korunmasına yönelik bir sistem
geliştirilmiştir. Bilginin korunmasına yönelik ilk adım, kuralların belirlenmesidir. Daha sonra
bu kurallar konusunda eğitimler verilmesi ve söz konusu kurallara uyulup uyulmadığının
izlenmesi sağlanmaktadır. Bir hata tespit edildiğinde bu hatanın personel tarafından
bildirilmesi esastır. Bilginin korunmasına yönelik bu sistem sayesinde personelin hatalarını da
izlemek mümkün olmaktadır.
18
III.5. İzleme12
Polonya’da Kamu Maliyesi Kanununun öngördüğü yönetim kontrolü modelinin bir
gereği olarak, kamu idaresinin faaliyetlerinin kanuna, tüzüklere ve diğer mevzuata uygun
olarak yürütülmesinden ve idarenin etkin ve verimli şekilde işleyişinden ilgili üst yönetici
sorumludur. Üst yöneticilerin söz konusu sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirebilmesi
için sistemin işleyişini doğrudan ya da geliştireceği bazı mekanizmalar aracılığıyla sürekli
izlemesi gerekmektedir.
Diğer yandan, kamu idarelerinde risk yönetimi uygulanmasının zorunlu hale gelmesi
ile birlikte izlemenin önemi de artmıştır. Çünkü başarılı bir risk yönetimi için hangi hedeflere
ulaşılmak istendiğinin net olarak belirlenmesi gerekmektedir. Hedefler belirlendikten sonra bu
hedeflere ulaşılmasını engelleyebilecek riskler tespit edilmelidir. İzleme prosedürlerini düzene
koymak bu noktada önem arz etmektedir. Çünkü izleme sayesinde sistemin işleyişi hakkında
bilgi edinmek mümkün olmakta ve hedeflere ulaşılmasını güçleştirilebilecek durumların
önceden tespit edilip gerekli önlemlerin zamanında alınması sağlanmaktadır.
Polonya uygulamasında idarenin işleyişinin izlenmesi ve değerlendirilmesinde üst
yöneticiye en önemli destek iç denetçiler tarafından verilmektedir. Kamu idarelerinde
doğrudan üst yöneticiye bağlı olarak görev yapan iç denetçiler idarede yönetim kontrolünün
sağlıklı bir şekilde oluşturulup oluşturulmadığı ya da gerektiği gibi işleyip işlemediğini tespit
ederek, bu tespitleri öneriler ile birlikte üst yöneticiye sunmaktadırlar.
Ayrıca kamu idarelerinde kurulması zorunlu olan denetim komiteleri de izleme ve
değerlendirme konusunda üst yöneticiye yardımcı olmaktadır. Denetim komiteleri, iç
denetçilerden bilgi almakta ve toplanan bu bilgilere dayanarak yönetim kontrolü sistemi
hakkında rapor sunmaktadır. Denetim komitesinin görüşü, gelecek yılın faaliyet planına
ilişkin önerileri de içermektedir.
Polonya’da bazı kamu idareleri yönetim kontrolünün değerlendirilmesinde anket, öz
değerlendirme formu gibi araçları kullanmaktadır. Örneğin, Tarım Piyasası Ajansında her
birimin yöneticisi, yönetim kontrolünün işleyişine ilişkin bir anketi yılda bir kez birimindeki
yetkililerle birlikte doldurarak “bilgi sağlama ve risk analizi” departmanına göndermekte ve
anket sonuçları doğrultusunda yönetim kontrolü ile ilgili durum raporla tespit edilmektedir.
Benzer şekilde Maliye Bakanlığına bağlı kurumlarda iç kontrolü gerçekleştiren ve kontrol
raporlarının üretildiği özel departmanlara, MUB tarafından hazırlanan anketler internet
12
Kamile ÖZEL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, Devlet Bütçe Uzmanı
Serpil YARIMDAĞ Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Mali Hizmetler Uzmanı
19
üzerinden gönderilerek belirli süreler içinde doldurulması talep edilmektedir. Anket
sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler ilgili idare Başkanlarına, MUB’a ve Başbakanlığa rapor
edilmektedir.
Bunların yanı sıra, her bakanlıkta birimlerin ayrıntılı rehberlerini izlemeye yönelik
olarak oluşturulan genel nitelikteki rehberler de üst yönetime sistemin işleyişinin izlemesi
konusunda katkı sağlamaktadır.
Ayrıca, kamu idarelerinde bir yıllık performans planı hazırlanmakta ve yılsonunda bu
performans planı da göz önünde bulundurularak faaliyet raporları oluşturulmaktadır.
Raporda pek çok bilginin yanı sıra yönetim kontrolü sisteminin çalışmasına ilişkin tespitler de
yer almaktadır. Faaliyet raporları Resmi Gazetede de yayımlanmakta olup kamu idarelerinin
internet sayfasında da yer almak durumundadır. Söz konusu faaliyet raporlarına -ülkemizde
de uygulanan- iç kontrol güvence beyanı eklenmesine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca Maliye Bakanlığının (MUB), diğer kurumlarda iç kontrol sisteminin kurulması
ve doğru şekilde işleyişini teminen genel bir izleme fonksiyonu bulunmaktadır. MUB
bünyesindeki iç denetçiler, her türlü belgeyi inceleme yetkisine haiz olarak kurumların iç
denetim sistemlerini değerlendirmekte ve bir rapor hazırlamaktadır. Hazırlanan bu raporlar
Başbakanlığa sunulmaktadır. Daha önce de bahsedildiği üzere, MUB tarafından kamu
idarelerine ilişkin yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak KİMK’in işleyişine ilişkin yıllık
bir rapor hazırlanmakta ve bu rapor hükümete sunulmaktadır
III.6. Dış Denetim13
Polonya’da dış denetim faaliyetini yürüten birim Ulusal Denetim Birimi (NIK)’dir.
Birim, kamu kaynaklarının mevzuata ve diğer ilgili düzenlemelere uygun olarak kullanılıp
kullanılmadığının denetimini yürüterek sonuçları hakkında Meclise rapor sunmaktadır. Kamu
kaynağını kullanan her idare dış denetim kapsamına girmektedir. Bu kapsama Merkez
Bankası ile kamunun kontrolünde olan şirketler de dahildir. Dış denetim yıllık olarak
hazırlanan
bir
programa
bağlı
olarak
yürütülmektedir.
Bununla
birlikte
Meclis,
Cumhurbaşkanı ve Ulusal Denetim Birimi Başkanının talebiyle programın dışı denetim
yapılabilmektedir.
Birim, her yıl Mayıs ayı sonuna kadar bütçenin uygulanması hakkındaki raporunu
Meclise sumaktadır. Söz konusu raporun hazırlanmasında Mart ayı sonuna kadar
13
Özhan AYDIN Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Planlama Uzmanı
20
Başbakanlıktan gelen bütçe uygulama raporu esas alınmaktadır. Ulusal Denetim Birimi
bütçenin kanunlara uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını değerlendirmekle birlikte, iç
kontrole ilişkin değerlendirmelerde de bulunabilmektedir.
Dış denetimin yanı sıra, Polonya’da denetim faaliyeti yürüten başka birimler de
mevcuttur. Yerel yönetimler için bölgesel denetim niteliğinde 16 adet Bölgesel Kontrol
Daireleri bulunmaktadır. İçişleri Bakanlığına bağlı olarak yerel yönetimleri denetleyen bu
birimler, denetimlerin yanı sıra, kamu kaynağının etkin ve etkili şekilde kullanılmasına
yönelik eğitim faaliyetleri de yürütmektedir. Bölgesel Kontrol Dairelerinin başında birer
yönetim kurulu bulunmaktadır.
Yönetim kurulu başkanı, aynı zamanda ilgili Bölgesel
Kontrol Dairesinin de başkanıdır. Bölgesel Kontrol Dairelerinin başkanları İçişleri Bakanlığı
tarafından atanmakla birlikte, görevlerini yürütürken İçişleri Bakanlığı ve Ulusal Denetim
Biriminden bağımsız hareket etmektedir.
III.7. Avrupa Birliği (AB) Fonlarının Kullanımının Kontrolü
Polonya bütçesinin %10‘ unu AB fonları oluşturmaktadır. AB fonlarının kullanımının
kontrolü, Maliye Bakanlığınca mali kontrol kapsamında gerçekleştirilmektedir. Fonların
kullanımının kontrolüne ilişkin yetkiler aşağıdaki şemada gösterilmektedir.
Maliye Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
(Başmüfettişlik)
İç kontrolün
koordinasyonunu sağlayan
daire
Her eyalet için mali
kontrol dairesi
(16 adet)
AB fonlarının kontrolünün
koordinasyonu
Her mali kontrol dairesi içerisinde (16
adet) AB fonlarının kullanımının
kontrolünü sağlayan ayrı bir bölüm
Başmüfettiş, mali kontrolle ilgili bütün işlemlerin koordinasyonunu sağlamaktadır.
Polonya’da tarım politikası ve uyumlaştırma politikası 7 yıllık bir dönem için
oluşturulmaktadır ve bu dönem içerisinde nadir olarak değişiklik gerçekleşmektedir. Tarım
politikası uyumlaştırma politikasına oranla daha az değişikliğe uğramaktadır.
21
Tarım politikası alanında, AB mevzuatına dayanılarak oluşturulan ödeme ajansı AB
fonlarıyla ilgili olarak kurumları denetlemekte ve kontrol sonuçlarını AB’ye raporlamaktadır.
Ajansın doğru şekilde çalışacağına ilişkin olarak devlet tarafından AB’ye güvence
verilmektedir. 2 adet ödeme ajansından biri, tarım sektörüne aktarılacak fonların yönetimi ve
tarım sektörünün geliştirilmesinin koordinasyonundan sorumludur. Bu ödeme ajansının
Polonya’da 300 adet şubesi bulunmaktadır. Söz konusu şubeler yılbaşında AB Komisyonuna
fon aktarımı için başvuru yapmaktadır. Diğer ödeme ajansı ise, tarım sektörüne aktarılacak
acil fonlar ile ilgili olarak fon kullanımı için yapılan başvuruları toplamakta, ödemeyi
yapmakta ve idarelerdeki sonuçları değerlendirmektedir. Ödeme ajansının şubeleri
sertifikasyon birimi tarafından dış denetime tabi tutulmaktadır.
Uyumlaştırma politikasına yönelik olarak da, bir yönetim otoritesi, sertifikasyon
otoritesi ve denetim otoritesi mevcuttur.
Büyük çaplı projeler merkezi yönetim tarafından yönetilirken, daha küçük kapsamlı
bölgesel projeler 16 adet bölgede bağımsız olarak yürütülmektedir. (örn. Belediyelerde
uygulanan projeler.) Bölgesel Geliştirme Bakanlığı hem büyük çaplı projelerin hem de
bölgesel projelerin denetimini yapan otoritedir. Bu bakanlık aynı zamanda sertifikasyon
otoritesidir. Denetim otoritesi ise Maliye Bakanlığıdır. Yukarıda şematik olarak gösterildiği
şekilde, ilgili mali kontrol dairelerinde AB fonlarının kullanımının kontrolünden sorumlu
birim bu görevi yerine getirmektedir.
22
Download