Eylül-1984 KURBAN BAYRAMI Diyanet ِّكِّ َوا ْن َح ْر َِّ صلِِّّل َرب َ َف Muhterem Müslümanlar! Huzur ve sükûn içinde Kurban Bayramını idrak etmenin sevinci içerisindeyiz. Bu bayramın en büyük özelliği malî bir ibadet olan kurbanların kesilmesidir. Kurban kesmek, İslam'da mecburi yardımlaşma görevlerinden biridir. Kurban, Yüce Allah'ın: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes”1 emriyle meşru kılınmıştır. Bu kudsî vazifemizin İslam Dinindeki önemini Peygamberimiz şöyle açıklamıştır: “İnsanoğlu, kurban bayramı gününde Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel işleyemez. Kurban, kıyamet gününde boynuzları, tırnakları ve kılları ile Allah'ın huzuruna gelecektir. Şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden Allah, onu kabul eder; müsterih olun.”2 Aziz Müminler! Hz. İbrahim'le başlayan ve bize kadar intikal eden kurban, bir fedakârlığın en güzel örneğini teşkil etmektedir. Kurban kesen kimse, alın teri ve göz nuruyla elde ettiği kazancını Allah yolunda sarf etmek suretiyle samimiyetini ortaya koymaktadır. İslam’ın her emrinde olduğu gibi, kurbanda da gerek fert ve gerek toplum açışından pek çok faydalar vardır. Fert açısından: Kurban, Müslüman’ı Allah'a yaklaştırarak onu günahların kirlerinden temizler. Toplum açısından: Kurban, sosyal yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Muhterem Cemaat! Kurban, akıllı, hür, mukim ve bulûğ çağına eren ve dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir. Borcu ve «hacet-i asliye» denilen zaruri ihtiyaçları dışında 80.18 gr. altın veya bu miktar altın tutarında ihtiyacından fazla mal yahut eşyası bulunan kimseler, dinen zengin sayılırlar. Diğer bir ifadeyle, fıtır sadakası ile mükellef bulunanların kurban kesmeleri vaciptir. Kurbanlık hayvanlar: Koyun, keçi, sığır ve devedir. Mandalar da sığır cinsinden sayılır. Koyun ve keçinin birer yaşını doldurmaları gerekir. Yalnız kuzu, bir yaşında gibi gösteriyorsa altı ayı doldurunca kurban edilebilir. Sığırın iki yaşını, devenin de beş yaşını bitirmiş bulunması gerekir. Koyun ve keçi, yalnız bir kişi için kurban olur. Deve ve sığır ise, birden yedi kişi namına kadar kurban olabilir. Kurbanlık hayvanın kusurlu olmamasına dikkat edilmelidir. Bir veya iki gözü kör, kulakları doğuştan olmayan veya yarıdan fazlası kesilmiş olan, boynuzlarından bir veya ikisi kökünden kırılmış, meme başları kopmuş, yaratılıştan kuyruksuz veya yarıdan çoğu kesilmiş, kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıf, kesilecek yere gidemeyecek kadar topal ve dişlerinin çoğu düşmüş hayvanlar kurban olamaz. Kurbanlar, şehirlerde veya bayram namazı kılınan diğer yerlerde namazdan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, bayram gününün fecrinden sonra kesilir. Kurbanlar, bayramın üçüncü günü güneşin batmasına kadar kesilebilir. Kurban usulüne uygun olarak kesildikten sonra eti dağıtılır. En faziletlisi kurbanın etini üç parçaya bölmektir. Üçte biri, ev halkı için alıkonup, üçte biri yakın ve dostlara verilir. Üçte biri de fakirlere dağıtılır. Kurban derileri, tasadduk edilir veya evde kullanılır. Kurban etini veya derisini satmak, mekruhtur. Muhterem Müslümanlar, Dinî bayramlar İslam kardeşliğinin yenilenmesine, birbirimizi hatırlamamıza, daha çok hediyeleşmemize, yardımlaşma ve dayanışmaya, dolayısıyla birlik ve beraberliğin artmasına çok güzel bir vesiledir. O halde, mali imkânlarımız nispetinde yoksul kardeşlerimize yardım etmeli, yetimleri sevindirmeliyiz. Ana ve babamızı, büyüklerimizi komşu ve akrabalarımızı ziyaret ederek gönüllerini hoş etmeliyiz. Hastaları unutmamalıyız. Onları da ziyaret etmeli, şifalar dilemeliyiz. Dargınlar barışmalı ve barıştırılmalıdır. Dinimizde üç günden fazla dargın durmak zaten caiz değildir. Kestiğimiz kurban etlerini, et yüzü görmeyen fakirlere mutlaka ikram etmeliyiz. Müslüman olarak kurban konusunda gereken titizliği göstermeliyiz. Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyenler hakkında Peygamberimizin sözü çok şiddetlidir: “Gücü yettiği halde kurban kesmeyenler, sakın namazgâhımıza yaklaşmasın.”3 buyurmuştur. Hepinizin Bayramını tebrik eder, bu mübarek günün milletimiz ve İslâm âlemine hayırlı olmasını dilerim. 1 Kevser, 2. İbn-i Mace, Sünen, Edâhi, hadis no: 3126. 3 İbn-i Mace, Sünen, Edâhi, hadis no: 3123. 2