İşiniz İçin Doğuş Reklâmı Seçin SICAK ÇARPMASINA DİKKAT! Hava tahmin raporları önümüzdeki günlerde sıcaklığın mevsim normallerinin üzerinde olacağını bildiriyor. İç Hastalıkları uzmanı Prof.Dr Yaşar Küçükardalı, bu dönem için önem arz eden sıcak çarpmasına karşı vatandaşları uyarıyor. Sıcak çarpması nedir? Sıcak havalarda özellikle vücudun sıvı noksanlığı ile birlikte uzun süre yüksek ısıya maruz kalması durumunda meydana gelen ve vücudun ısı kontrol sisteminin bozulması durumudur. Vücut ısısı 38 derecenin üzerine çıkar ve beyin de bu ısı artışından etkilenmeye başlar. Sıcak çarpması belirtileri nedir, nasıl müdahale etmek gerekir? Baygınlık geçirme genellikle ilk belirtidir. Diğer semptomlar sırasıyla; baş ağrısı, baş dönmesi, terlemenin kaybı , kuru,kırmızı ve sıcak deri , kas güçsüzlüğü, kramplar , bulantı kusma , çarpıntı, hızlı soluma, bilinç değişikliği, yer ve zaman oryantasyonunun bozulması , kasılma nöbeti geçirme , koma olabilir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında ilk başta acil servise haber vermek gerekir diyen Küçükardalı, uygulanabilecek ilk yardım unrusalrı hakkında da bilgi verdi; Şahıs hemen soğuk havalandırmalı bir ortama -en azından gölge bir ortama- alınmalı ve üzerindeki fazla giysiler çıkarılmalı , vücut ısısı düşürülmeye çalışılmalıdır. Soğutma işlemi olarak serin havalandırma , fan uygulaması, soğuk suyla vücudu ıslatma ve buz tatbiki yapılabilir. Sıcak çarpması için kimler risk altında? Özellikle yeterli havalandırması olmayan apartmanlarda yaşayan yaşlı bireyler risk altındadır. Fakat herhangi bir yaşta olup yeterli sıvı almaksızın uzun süre sıcağa veya güneşe maruz kalanlar için de tehlike sözkonusu. Dört yaşın altında ve 65 yaşın üzerinde bireylerde sıcak çarpması olma ihtimali daha fazladır. Bu yaş gruplarında ısıya adaptasyon mekanizmaları daha yavaş çalışmaktadır. Ayrıca kalp, akciğer, böbrek hastalıkları aşırı kilo ve aşırı zayıflık, diyabet, hipertansiyon, alkolizm ve ateş oluşturan diğer hastalıklar sıcak çarpması riskini arttırmaktadır Sıcak çarpmasından nasıl korunuruz? Hissedilen sıcaklık yüksek ise en iyisi soğuk havalandırmalı ortamlarda bulanmaktır. Ancak dışarıda bulunmak gerekiyorsa: -Rahat, açık renkli giysiler giyilmeli -Güneş korumalı kremler kullanılmalı -Yeterli sıvı tüketilmeli, 2 litrenin altında sıvı tüketimi olmamalıdır. Elektrolit kayıpları olması da beklenir. Dolayısıyla sıvıların bir kısmı elektrolit bakımından zengin olmalıdır. En azından 250 ml maden suyu olabilir. -Sıcak havada rutin dışı fazla hareket, aktivite olacaksa sıvı tüketimi 3-4 litreye kadar arttırılabilir. -Özellikle güneş ışınlarına dikey olarak maruz kalınan öğlen saatlerinde açık havada, plajda,havuzda uzun süre bulunmamak gerekir. Belirtilen saatlerde, sıcaklık da fazla ise yirmi dakikadan fazla güneş altında kalmamak gerekir. Haber Merkezi 8 Ağustos 2017 Salı Sayı 8014 7 VÜCUDUN SİGORTAYI ATTIRMA ŞEKLİ KONVERSİYON BOZUKLUĞU Stresin ne denli eli kolu bağlayıcı bir faktör olduğunu hepimiz biliyoruz. Geçici ve baş edilebilen stres bir dereceye kadar anlaşılabilir, ama ya bu durum uzun süreye yayılırsa? Özellikle büyük travmalar sonrasında ortaya çıkan ve Post-Travmatik Stres Bozukluğu adı verilen uzun süreli durumun, zihinsel olduğu kadar fiziksel çıktıları da görülebiliyor. “Konversiyon Bozukluğu” ya da diğer adıyla “Fonksiyonel Nörolojik Semptom Bozukluğu” (FND) da bu sonuçlardan biri. Histerik Nevroz'un güncellenmiş hali Sonradan Konversiyon Bozukluğu ya da FND olarak değiştirilen bu rahatsızlığın eski adı “histerik nevroz”du. Hastalığın geçmişi, 1600lü yıllarda sadece kadınlarda görüldüğüne inanılan histeri durumuna dayanıyor. Tabii o zamanlarda pek çok kişi, bu histerik durumu cadılık ya da içine şeytan girmesi olarak yorumluyordu. Konversiyon Bozukluğu, tıbbi bir rahatsızlık ya da ağır stresli bir dönem geçirmiş, kaygı seviyesi yüksek ve aynı anda birden çok duyguyla başa çıkmakta zorlanan kişilerde daha sık görülüyor. Gerekli ve yeterli tepkiyi dışa vuramayan kişilerde ortaya çıkan bu psikiyatrik rahatsızlık, kişinin tıbbi değerlendirmeyle açıklanamayan nörolojik semptomlar göstermesine neden oluyor. En sık görülen semptom bayılma olmakla beraber, sara nöbeti benzeri çırpınma ve kasılmalar, körlük, felç, hissizlik, konuşamama ya da diğer sinir sistemi bozuklukları da belirtilerden bazıları. Konversiyon Bozukluğu, belirti şekli ve kişinin hayat kalitesine etki bakımından Parkinson ya da Multipl Skleroz (MS) ile benzer olarak sınıflandırılıyor. Hasta, başa çıkamadığı durumlarda bir deyişle “sigortayı attırıyor” ve vücut istemsiz olarak kendine geçici bir kapatma / kopma hali ve sözde bir koruma sağlıyor. Konversiyon Bozukluğu nasıl tedavi edilir? Belirtiler ve çıktılar her ne kadar nörolojik olsa da, hastalığın tedavi yolu psikiyatriden geçiyor. Yukarıdaki belirtileri gösteren hastalar tıbbi tanı yöntemleriyle inceleniyor. Hastalar, fiziksel bir hastalıkları olmadığına kanaat getirildiğinde psikiyatri uzmanlarına yönlendiriliyor. Konversiyon Bozukluğu tanısı konan hasta, mümkün olduğunca acele ettirmeden ve kendini hazır hissetmesi beklendikten sonra tedavi ediliyor. Freud ve Breuer zamanlarından günümüze kadar değişmeyen bir şey varsa o da, hastalığın çözümünün konuşma terapisinde ve hipnozda olduğunun düşünülmesi. Günümüzde de hastaların, konuşarak düşüncelerini ve hislerini anlatabildikleri bir noktada tedaviye yanıt verebildikleri görülüyor. Halen en sık uygulanan psikiyatrik yöntem olan Bilişsel Davranışçı Terapinin başarı oranı oldukça yüksek. Tedavi döneminde aile ve yakın çevrenin, hastanın üzerine gitmemeleri kuvvetle öneriliyor. Bu dönemde herkesin, yakınlıklarını belli edecek bir mesafede olmaya dikkat etmeleri gerektiği vurgulanıyor. Sadece belirtiler ortaya çıktığında hastayla ilgilenmek kadar, örneğin hasta bayıldığında başına üşüşerek hızla kendine getirmeye çalışmak, kolonyayla bileklerini ovmak gibi aniden değişen bir tutum göstermek de yanlış. Uzmanlar en doğru davranışın, hastayla düzenli olarak ilgilenirken bir belirtinin ortaya çıkması durumunda psikiyatrı bilgilendirip, hastayı kendi haline bırakmak olduğunu söylüyor. Haber Merkezi