Danışma Meclisi B : 48 fazıla 'veremezsin, ticari mevduata hiç veremezsin, Dev­ let mevduatına, yani resmi mevduata veremezsin, di­ ğerine..» Bu olmaz. Serbest bırakınca hepsi serbest bı­ rakılıp İkinci önemli husus. Dikkat ederseniz tedbirlerin eksik uygulanmasından, tekrar ediyorum, yanlış uy­ gulanmasından değil, 'bankacılık kesimi ile banker ke­ simi arasında özellikle kredi faizleri konusunda gayri kanuni rekabet doğmuştur. Nasıl doğmuştur? Eğer gi­ der de bir bankadan kredi alırsanız, banka size '% 50 faiz uygularsa, bu faizin üzerine (evvelâ % 25 idi, şimdi % 15'e indirildi) Banka ve Sigorta Gider Vergi­ si ödersiniz. Ayrıca, daha önce ı% 25 idi şimdi % 15'e indirildi ve indirileceği vaat edildi, faiz iade 'fonuna katkı payı ödersiniz. Dolayısıyla daha çıkış noktasın­ da bir taraftan elinizdeki ^mevduatın % 75'inin alın­ ması, diğer taraftan sizin uyguladığınız faizin üzerinde Devletin bazı vergileri de yüklemesi bu faizi pahalandırmaktadır ve gayri kanuni rekabet yaratmaktadır. Bankerler ibankaların uyguladığı faizden % 10 daha aşağı faiz uygulasalar bile yine kârlılar. 0 halde % 10 aşağı faiz ile kredi veren bir müessese varken % 10 pahalısına hiç kimse gitmez. İkincisi; lütfen, elinizde bu rakamlar, 'rahatlıkla bulabilirsiniz bu rakamları, hesabını yapınız. 19811 yı­ lı içerisinde mevduat, bankalarının vermiş olduğu kredilerdeki artış İle, tekrar ediyorum, yıllık artış ile Türkiye'de kredi alanların üç aylık devre faizleri ne­ ticesinde ödemiş oldukları faizlerin toplamı krediler­ deki artıştan fazladır. Yani 1981 yılı içerisinde kredi­ lerde çok hızlı bir artış vardır; ama bu artış nominal hesap üzerindedir, aslında bu işletmelere yansımamış­ tır ve üç aylık devre faizleri şeklinde İşletmelerin bor­ cuna işlenmiş, bankalardaki işletmelerin borçları art­ mış; ama kullanacakları para artmamıştır. Ayrıca bey­ ler; tasavvur edebiliyor musunuz, % 60 ile faiz kul­ lanılan bir ülkede ticari mevduat rakamı 300 milyar lirayı aşsın? Sıfır faizle bankada bekleyen vadesiz ti­ cari mevduat 300 milyar liranın üzerindedir. Bunun bir açıklaması olması gerekir. Açıklaması gayet ko­ lay; eğer o blokaj dedikleri mevduatı, kredi alırken diyor ki, «Sana 1 milyon lira kredi veririm ve şu faiz­ le veririm; ama sen bunun 250 bin lirasını sıfır faizle bana mevduat olarak yatır bakalım, 750 bin lirasını sen al, 750 bin değil, ben l milyon üzerinden ona faiz işletirim, bu taraftan da senin 250 bin liranı bedava kullanırım.» Buna müsaade edilmektedir. O halde, bu aksaklıkların düzeltilmesi ve bunlara çare bulunması gerekir. , 29 s 1 . 1982 O : 4 Nihayet, çok önemli bir konuya değineceğim. Tür­ kiye'de gerek Hükümetin, gerekse Maliye Bakanlığı­ nın almış ve uygulamış olduğu kararlardan bir tanesi, kara para dediğimiz vergisi ödenmemiş paraların iste­ sek de, istemesek de; ama ahlaki ve hukuki şekillerin ötesinde ekonomik kurallara öncelik verilmek suretiy­ le mevduata dönüştürülmüş olmasıdır. Eğer bu para­ lar mevduata dönüşmeseydi, bugün Türkiye'de (fiyat istikrarını sağlamak mümkün olmayacağı gibi, bugün karaborsayı ve spekülasyonu ortadan kaldırmak müm­ kün değildi; ama bu yeterli değil. Çünkü, sizler de bi-> lirsiniz ki, bankalarda vadeli mevduat olarak yahut mevduat sertifikası olarak yatan bir para likit bir de­ ğerdir, istediğinizde parayı çevirebilirisiniz. O halde, eğer biz bu kara para veya (Pejoratif anlamda demi­ yorum) vergisi ödenmemiş paraları mevduat olmaktan sanayi kesimine, aktarıp, orada sterilize etmez, dondurmazsak, yarın Türkiye'de dolar kurlarının resmi kur­ la dış kur arasındaki ufak bir fark yapması, demir fi­ yatının biraz yükselmesi ve bazı fiyatların belki kont­ rol altına alınması neticesinde tekrar piyasaya akacak ve spekülasyonla yine piyasayı altüst edecek, daha da önemlisi piyasayı normal piyasa kanalları dışına çeke­ cektir. Nihayet, Maliye Bakanlığı olarak kendilerinden rica ettiğimiz vergi kayıplarını ve vergi kaçakçılarını önlemektir., Beyler;, ıŞu bir gerçektin: (Maliye teorisinde her halde bu­ nun aksi söylenmiyor; vergi kaçakçılığının önemi Dev­ letin bir yılda kaybettiği parada değildir, Devlet bu parayı başka yerden çıkarır; ama vergi kaçakçısı olan bir işletme, bir şahıs, vergi kaçakçısı olmayan bir şa­ hısla kıyasıya rekabete girişmektedir, örneğini vere­ lim!:1 (Siz 2 milyon lira kazandınız, 1 milyonunu Vergi olarak verdiniz, geriye'H milyonunuz kaldı. İşinizi çe­ virmek için 12 milyona ihtiyacınız var, o ikinci milyo­ nu % 60 faizle alacaksınız, bununla mal üreteceksiniz, arz edeceksiniz, maliyetiniz pahalanacak. Vergiyi ka­ çıran hiç ödemediği için, 2 milyon nakit parayı çıka­ racak ve onunla mal alacak, sizinle rekabet edecek. O halde, vergi kaçakçılığının önemini biz sosyal ya­ pıda hâsıl ettiği tahribatta aramalıyız, yoksa kayıpta aramalı değiliz. Bu konuda söylenecek çok şeyler var. Teşekkür ederim Sayın Başkan. (Alkışlar). BAŞKAN — Teşekkür ederim. Sayın Aşkın., Sayın Pamak buyurun lütfen. MEHMET PAMAK — Sayın Başkan; Danışma Meclisinin muhterem üyeleri ve Sayın Bakanım, — 466 —