Email: odaalmanya@googlemail.com Web: www.odaalmanya.wordpress.com Özgürlük ve Dayanışma Almanya'nın Göçün 50. Yılı Kapsamında Yapacağı Faaliyetler Özgürlük ve Dayanışma Almanya olarak, 2011 yılının göçün 50.Yılı olması dolayısıyla aşağıda özetleyeceğimiz bir dizi merkezi etkinlik düzenliyoruz. 1. Basın Açıklaması: 19 Şubat 2011 (Köln) Bu etkinliklerin ilk adımı olarak Köln şehrinde, çoğu göçmen emekçilerce örgütlenen Almanya‘daki ilk grevin yapıldığı yer olan Ford fabrikasında bir basın açıklaması düzenleyeceğiz. Bu basın açıklamasına yazarları, sanatçıları, sendikacıları, tüm arkadaşlarımızı ve dostlarımızı davet ediyoruz. 2. Göçün 50. Yılı ve Emekçiler: 26 Mart 2011 (NRW) Emeğin hangi vasıfta kullanıldığının ötesinde, yabancı emekçilerin Almanya´nın sermayesini ve iktisadi sistemini çekip çeviren hatırısayılır bir güç olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Geçmişte ve hala, artan istihdam açığına göçmenlerle çare bulmaya çalışan Almanya’nın, aynı zamanda göçmenleri ayrımcılık, ırkçılık ve ötekileştirme gibi sorunlarla baş başa bırakan politikalardan da vazgeçmeye hiç hevesli olmadığını görmekteyiz. Bu nedenle NRW bölgesindeki çalışmamızda, göçmen emekçilerin 50 yıl boyunca Almanya´da yaşadıkları ve geçirmiş oldukları evreler masaya yatırılacaktır. Bati Almanya sermayesinin 2.Dünya Savaşı´nın nüfus yapısındaki etkilerine paralel olarak savaş sonrası dönemde yaşadığı hızlı ekonomik büyüme, işgücü açığına yol açmıştır. Bu açığı ucuz işgücü ile kapatmak isteyen Almanya sermayesi, İtalya, Yunanistan, İspanya ve Berlin Duvarı´nın inşası sonrasında da 31.10.1961’de Türkiye ile işçi alımı anlaşması yapmıştır. Bütün bunlar o gün ne anlama geliyordu? Göçmen işçiler nerelerde çalıştırılıyordu? Alman devletinin, göçmen emekçilere ilişkin bir politikası var mıydı? Alman emekçilerinin kapitalizmin doğası gereği yaşadıkları sorunları zaten yaşayan göçmen emekçiler, bir de maaş farkları, sosyal hakların azlığı, yasal zorluklar, dışlanma gibi „Gastarbeiter" sorunlarıyla baş etmeye çalışmaktaydılar. Bu noktadan bakıldığında, 1963´den 1973 ekonomik krizine kadar olan sürede göçmen işçilerin sosyal, ekonomik, politik hakları nelerdi? 1973-1982 yılları arasında Almanya’daki göçmenlerin ve özellikle Türkiye kökenli toplulukların kazandığı siyasi, toplumsal ve sosyal boyut neydi? Alman devletinin bu yeni olgu karşısındaki politikası neydi? 1970’lerin başında Türkiye kökenli göçmenler 950 bin 1/4 Özgürlük ve Dayanışma Almanya Friedenstraße 5 47053 Duisburg Telefon: +49 (0) 203-39 89 555 +49 (0) 203-39 89 518 Telefaks: +49 (0) 203-39 89 553 Sparkasse Duisburg Konto: 200 168 292 BLZ: 350 500 00 Email: odaalmanya@googlemail.com Web: www.odaalmanya.wordpress.com civarında iken 1982’de bu sayının 1974’de yaşanan büyük ekonomik krize rağmen 1,2 milyon seviyesine ulaşmasının sebebi nedir? 30 Eylül 1983’de çıkarılan Kesin Dönüşü Özendirme Yasasi’nin etkileri ne olmuştur? 1985–2010 yılları arasında, göçmen topluluklarda ortaya çıkan değişimler ve bunlar karşısında, Alman devletinin çıkarmış olduğu göç ve Alman vatandaşlığına geçiş yasaları, bugün göçün 50. yılında ne anlam taşımaktadır? Yukarıda belirttiğimiz bu süreçleri incelemek, tartışmak ve anlamak için Özgürlük ve Dayanışma Almanya olarak hem merkezi düzeyde ve hem de yerellerimizde panel ve konferans çalışmaları düzenleyeceğiz. 3. Göçün 50. Yılında Sol ve Irkçılık: 30 Nisan 2011 (Yer?) Geride kalan elli yıllık göç macerasında Türkiye´li göçmenlerin oluşturduğu solu iki ana kısıma ayırmak mümkündür. Birinci kısım, 60´larda ve 70´lerde göç eden, sermaye-emek çelişkisinin etkisini hissederek kendi davasına sahip çıkan ve sol mücadeleye katılanlar. İkinci kısım da, politize olmaya Türkiye´de başlayan, özellikle 70´ler ve 80´lerin başındaki politik atmosferin çelişkilerini Türkiye´de yaşayıp, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden sonra Avrupa´nın çeşitli kentlerine gelip burada yaşamlarını sürdürenler. Türkiye´li göçmenlerin önemli bir özelliği, Alman solunun içine göçmen sorununa devrimci bir bakış açısını ve ırkçılığa karşı yabancıların tutumunu koyabilmede en yetkin topluluk olmasıdır. Bu nedenle, farklı doğrultularda ilerleyen Türkiye´li göçmenlerin sol duruşları, hem Avrupa solu için sorunları birebir yaşayanların üreteceği politikaları kazanabilme açısından, hem de Türkiye´li solcular için farklı sınıf dinamiklerinin ve sosyal devlet öğeleriyle karıştırılmış bir kapitalist sistemin içinde mücadele etmeyi öğrenmek için bir laboratuvar ortamı sunması açısından çok önemlidir. Ayrıca, 2007 yılından itibaren Almanya´dan göç edenlerin sayısında yaşanan büyük artış, yaşam koşullarının ağırlığının daha da arttığının bir göstergesidir. Göçün 50. yılına girdiğimiz şu anlarda bu ülkedeki çalışan göçmen emekçilerin yıllardır yaşadığı ayrımcı ve ırkçı politikara önümüzdeki yıllarda nasıl tepki vereceğimizi tartışacağız. Önümüzde bir çok soru da duruyor: bugünün sol yönelimi nedir, kimlik ve ötekileştirme sorunlarını sol bir mücadele içinde nasıl bütünleştirebiliriz ve ulaşabildiğimiz örgütlenme alanlarını nasıl genişletebiliriz? 4. Göçün 50. Yılında Gençlik: 4 Haziran 2011 (Yer?) Göçmenler konusunda belki de en sıkıntı çeken kesimler gençlerdir. Bunun birçok nedeni vardır. Birincisi, % 20´si göçmen olan Almanya´nın göçmenlere yönelik tatmin edici bir göç politikasının olmamasıdır. İkincisi, Almanya´da göçmenliğin geniş kitlelerce patolojik bir biçimde sosyal çatışmalar, politik sorunlar, yoksulluk, suç, kökten dincilik gibi sorunlarla ilişkilendirilmesidir. Üçüncüsü, geçen elli yılın ardından göçmenlerle ve onların çocuklarıyla, zaten homojen olmayan bir Alman toplumu arasındaki farklılıkların toplumsal ve tarihsel süreçlerden bağımsız değerlendirilmesidir. Dördüncüsü de, yabancılarla ilgili araştırmaların çoğunun sosyal ve psikolojik alanda yapılması; kimlik, dil, işsizlik sorunu, gelecek kaygısı, bürokratik engeller konularının çok fazla ele alınmamasıdır. Elbette 2/4 Özgürlük ve Dayanışma Almanya Friedenstraße 5 47053 Duisburg Telefon: +49 (0) 203-39 89 555 +49 (0) 203-39 89 518 Telefaks: +49 (0) 203-39 89 553 Sparkasse Duisburg Konto: 200 168 292 BLZ: 350 500 00 Email: odaalmanya@googlemail.com Web: www.odaalmanya.wordpress.com ailelerinin gelenekleriyle yetişen, ancak yaşadıkları ülkenin oldukça farklı kültürel yapısıyla karşılaşan gençlerin yönlendirilebilmesi, ya da en azından kendilerini toplum içinde var edecek yolları yaratabilme yetisinin kazandırılabilmesi önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bir diğer açmaz da, özellikle bürokratik ve toplumsal sistemin kuralları aracılığıyla dışlanan, ötekileştirilen ve yabancılaştırılan bu gençlerin, kendilerine sığınak noktası olarak buldukları şeyin de ırk ya da din temelli yönelimler olmasıdır. Yani, göçmen ailelerin çocuklarının eşit bireyler olarak toplumda yer almak istemelerine rağmen, kalıcı olarak farklı haklar verilmesine haklılık kazandırmak ve bu eşitsizliğin toplumda kabul edilirliğini güçlendirmek için, farklılıklar ve etnisite üzerine kurulu söylem kapitalizm tarafından stratejik olarak kullanılmaktadır. Bu da eşitsizliği meşrulaştırırken, geleceğini göremeyen bir göçmen gençlik kitlesini çoktan yaratmış görünüyor. Asıl sorular, bu gidişatı nasıl durdurabileceğimiz, nasıl bu gençleri kendilerinin tartışarak belirledikleri ortak bir hedef doğrultusunda harekete geçirebileceğimiz, ve nasıl kapitalizmin gençlerin geleceğini çalmasına hayır diyeceğimizdir. 5. Göçün 50. yılında kadın olmak - 19 Kasım 2011 (Hessen) Göçmen ve kadın olmak yaşamın birçok alanında iki kat dışlanmak demektir. İş piyasasında durumları oldukça kötü olan kadınların yaşamını, bir de esnek çalışma, evde yapılan işler ve sosyal güvencesiz geçici işlerde çalışanların artması gibi etkenler giderek zorlaştırmaktadır. Ayrıca, son yıllarda namus cinayetleri ve zorla evlendirme eksenli tartışmalar da başlamış durumdadır. Bu ise tartışmalarda göçmenlere ya tamamen fail ya da tamamen kurban damgası vurulması sonucunda tehlikeli bir gelişmenin önünü açmıştır. Özellikle şiddetin sadece islam dinine bağlı olarak tartıştırılması ve müslüman ülkelerden gelen göçmen kadınların tümünün aynı karede değerlendirilmeleri sağlanmıştır. Oysa bu, asıl mücadeleyi gölgelemekten başka bir ise yaramamaktadır. Sözde kadın-erkek eşitliğini savunan geçmiş ve günümüzün hükümetleri her yeni yabancı kanunu ile birlikte göçmen kadının giderek erkeğe bağımlılığını arttırmıştır. 2011 yılında yürürlüğe girecek olan eşinden bağımsız oturum hakkına kısıtlama getirilmesi gibi yasa değişiklikleri de buna hizmet edecektir. Hartz IV, yabancılar kanunu ve değişik yürütmelikler göçmen kadınların toplumdan dışlanmalarına, sosyal ve kültürel yaşamdan soyutlanmalarına, şiddetin hakim olduğu bağımlılık ilişkilerine hapsedilmelerine hizmet etmektedir. Kadın hakları elbette insan haklarıdır. İnsan hakları ihlallerine karşı ortak mücadele edilmelidir. Göçmen kadınların görünen bu sorunlarının çözümü yürürlükteki ve tartışılan yasalarla ya da Sarrazin´in tekrar başlattığı ırkçı bir tartışma ile değil, bu toplumda sağlanması gereken fırsat eşitliğinden, eşit haklara sahip olmaktan, eşitçe katılım olanağından geçmektedir. Günümüz koşullarında, yeni bir „emek“ tarifine ihtiyaç vardır. Emeğin sadece üretimdeki işgücüne bağımlı tanımı, günümüzde halen çoğunlukla ya ev işi emekçisi olan ya da güvencesiz geçici işlerde çalışan göçmen kadının toplumdaki yerinin „en alttakiler“ olarak belirlenmesine ve eşitsizliğe sebep olmaktadır. Fakat bu tartışmayı sadece göçmen penceresinden bakarak o çerçevede yürütmek yerine, göçün 50. yılında, yaşadığımız toplumun çoğunluğunun kabulü olmasa da, bu toplumun ortak sorunu olarak degerlendirmek gerekmektedir. Bu nedenle bu konu üzerinde Hessen bölgesinde etkinlikler düzenleyeceğiz. 3/4 Özgürlük ve Dayanışma Almanya Friedenstraße 5 47053 Duisburg Telefon: +49 (0) 203-39 89 555 +49 (0) 203-39 89 518 Telefaks: +49 (0) 203-39 89 553 Sparkasse Duisburg Konto: 200 168 292 BLZ: 350 500 00 Email: odaalmanya@googlemail.com Web: www.odaalmanya.wordpress.com 6. Göçün 50 Yılı Gecesi: 10 Aralık 2011 (Yer?) Göçün 50. yılı dolayısı ile yaptığımız bu kampanyanın finali olarak bir gece düzenleyecegiz. Bu gecemiz geçen dönemde yapılmış olan 12 Eylül‘ü yargılama (Tribunal) faaliyetine benzer bir şekilde örgütlenecektir. Bu yüzden gecemiz 50 yıllık ezilmişliğin, dışlanmışlığın, ayırımcılığın ve ırkçılığın yargılanacağı bir kürsü şeklinde yapılacaktır. 4/4 Özgürlük ve Dayanışma Almanya Friedenstraße 5 47053 Duisburg Telefon: +49 (0) 203-39 89 555 +49 (0) 203-39 89 518 Telefaks: +49 (0) 203-39 89 553 Sparkasse Duisburg Konto: 200 168 292 BLZ: 350 500 00