SERXWEBÛN Temmuz 2008 48 “Yeni bir yaflam aray›fl› olan Rönesans’›n, Reform’un geliflmesi ilk baflta kültür sanat, edebiyat olarak topluma yans›t›lmas›yla bafllam›flt›r. E¤er bu yeni düflünceler topluma kültür-sanat ve edebiyatla tafl›r›lmasayd›, toplumun bu düflüncelerle mayalan›p uyan›fl› ortaya ç›kar›lmasayd›, ortaça¤ despotizmine, kilisenin despotik bask›s›na karfl› ayaklanan, halk topluluklar› ortaya ç›kmazd››” flöyle yap›lmas›n›, flöyle davran›lmas›n› istiyor, flunlar yap›lmas›n diyor, denilerek topluma flekil verilmekte ya da toplum bu ayetlerde belirtilenlere göre kendini ayarlamaktad›r. Yine Muhammed flurada flunu söyledi, burada bunu söyledi, denilerek ‹slami yaflam sürdürülmekte ve bunun etraf›nda bir topluluk oluflmaktad›r. Ayn› fley Yahudilik için, H›ristiyanl›k için de geçerlidir. Halen onlar› ayakta tutan ‹ncil’dir, Tevrat’t›r. ‹ncil ve Tevrat’›n toplumda yayg›nl›ğ›d›r. Bugün H›ristiyanl›ğ›n dünyada en büyük din olduğu söylenir. Bunun yan›nda dünyada en fazla sat›lan ve bas›lan, bas›m› yap›lan kitab›n ise ‹ncil olduğu söylenir. H›ristiyanl›ğ›n günümüzde etkinliğini sürdürmesiyle ‹ncil’in en fazla bas›lan kitap olmas› aras›nda bire bir bağ vard›r. ‹ncil, her yerde kendi etkisini hissettirmezse, okutulmazsa tabi ki giderek ‹ncil ve H›ristiyanl›k yerine baflka düflüncelere b›rak›r, baflka düflünceler yerleflir. Bu nedenle de H›ristiyanl›ğ›n toplum içinde zay›flamamas› için kilise, misyonerler, papazlar ve din adamlar› incili bas›p dağ›tmay› en temel görevleri olarak görürler. Yine Tevrat ve Kuran’›n bas›lmas› ve dağ›t›lmas› da ‹slamiyetin ve Yahudiliğin toplumda etkin olmas›n› sağlayan kurumlar için birincil görevdir. Hem dağ›tmalar› birinci görevdir, hem de Kuran içindeki ayetlerin söylediklerinin ve hadislerin topluma tafl›n- mas› birincil görevdir. ‹deolojik görevler, düflünce görevleri yerine getirilmeden hiçbir imam›n, papaz›n ya da haham›n görevini yerine getirmifl olmas› düflünülemez. ‹deolojiler iletiflim araçlar› etkin biçimde kullan›larak yayg›nlafl›r Dinlerin, din adamlar›n›n ve kurumlar›n birincil görevi, bu dini kitaplar›, broflürleri, dergileri, gazeteleri, risaleleri, bildirileri topluma dağ›tmakt›r. Bunlar› yeni araçlar› da kullanarak topluma yayg›nca ulaflt›rmakt›r. Günümüzde kitaplar›n yan›nda, televizyonlar, radyolar, internet siteleri önemli rol oynamaktad›r. Yine bütün dinler kendi inançlar› ve düflünceleriyle ilgili birçok CD setleri üreterek dağ›tmaktad›rlar. Neredeyse günümüzde propagandan›n en önemli araçlar›ndan biri de CD’ler olmufltur. Propaganda CD’leri elden ele dolaflmaktad›r. ‹deolojiler ve düflünceler tabi ki ortaya ç›kan her türlü iletiflim arac› etkin biçimde kullan›larak yayg›nlaflt›r›l›r. Bireylere, topluluklara en ekili ulaflma araçlar› ayn› zamanda en etkili propaganda ve ajitasyon araçlar›d›r. Tarihte inananlar, dervifller “bir lokma, bir h›rka” misali dağ tafl dolaflarak, köy köy dolaflarak kendi düflüncelerini yaym›fllard›r. Yine toplumun sanatç›lar›, ozanlar› dağ tafl dolaflarak kendi düflüncelerini, inançlar›n›, değer yarg›lar›n› topluma yedirmeye çal›flm›fllard›r. Tarihteki en önemli çal›flmalar›n da, bu ozanlar›n, din adamlar›n›n, dervifllerin, bilgelerin ideoloji ve düflünce tafl›rma çal›flmalar› olduğu bilinmektedir. Yeni düflünce sistemlerinin, yeni felsefelerin, dinlerin, yeni siyasal sistemlerin bunlar›n çal›flmalar› taraf›ndan mayalanarak ortaya ç›kar›ld›ğ›n› bilmeyen yoktur. Bunlar olmadan yeni dinleri, felsefeleri, yeni yaflamlar› ve yaflam aray›fllar›n› anlatmak ya da izah etmek mümkün değildir. Avrupa’da orta çağdan ç›k›flta yeni bir yaflam aray›fl› olan Rönesans’›n, reformun geliflmesi ilk baflta kültür sanat, edebiyat olarak topluma yans›t›lmas›yla bafllam›flt›r. Bu dönemde kültür-sanat, edebiyat yeni düflüncelerin topluma tafl›r›lma araçlar›d›r. Eğer bu yeni düflünceler topluma kültür-sanat ve edebiyatla tafl›r›lmasayd›, toplumun bu düflüncelerle mayalan›p uyan›fl› ortaya ç›kar›lmasayd›, ortaçağ despotizmine, krallar›n zulmüne, kilisenin despotik bask›s›na karfl› ayaklanan, harekete geçen halk topluluklar› ortaya ç›kmazd›. Rönesans ve reform; toprağ›n pullukla alt üst edilmesi gibi, bu tür çal›flmalarla toplumun düflünce ve duygu dünyas›n› alt üst etmifltir. ‹nsanlar›n duygu ve düflünce dünyas› böyle nadasland›ğ› için yeni yaflam aray›fllar› giderek bireylerin düflüncesi olmaktan ç›km›fl, genifl topluluklar›n yeni yaflam anlay›fl›, aray›fl› ve yaflam biçimi olmufltur. Rönesans ve reform olmadan, düflünceler topluma yay›lmadan birileri gidip her hangi bir örgütlenme yapabilir mi? Peflimizden gelin flöyle bir sistem kuracağ›z deselerdi o insanlar› pefllerinden sürükleyebilirler miydi? Çok yayg›n düflünsel ve ideolojik çal›flma olmadan, yeni düflünceler, yeni ideolojiler daha cazip, daha etkin hale getirilmeden, Rönesans’›n ortaya koyduğu özgür ve demokratik yaflam duruflu ve anlay›fl› Avrupa toplumunda yayg›nlaflabilir miydi? Daha özgür düflünceli, daha demokratik fikirli Avrupa toplumu ortaya ç›kabilir miydi? Rönesans ve reformun Avrupa toplumunda yaratt›ğ› etkiler, düflüncelerin, ideolojilerin, duygular›n topluma tafl›r›lmas›n›n yaratt›ğ› sonuçlar bak›m›ndan çok çarp›c›d›r. Yeni bir sistem ve toplum yaratmak isteyenlerin, topluluklar› yeni amaçlar etraf›nda örgütlemek isteyenlerin böyle bir örgütlenmenin zemininin nas›l ortaya ç›kt›ğ›n› ve her fleyden önce neyin yap›lmas› gerektiğini bu örnekte rahatl›kla görebilirler. Rönesans ve reform toplumun düflünce dünyas›n› alt üst etmifltir Kürt halk önderi Rêber Apo; orta çağdan ç›k›flta Rönesans’tan hangi düflüncelerin ç›kacağ›n›n önceden bilinmediğini söylemektedir. Demokratik güçlerin mi, yoksa sömürücü sistemin geliflerek bireyciliği k›flk›rtan kapitalist toplumun mu hakim olacağ›n›n ç›k›flta çok net olmad›ğ›n› vurgulamakta ve