M. Meclisi B : 169 gun mütalaa edilemez. Burada insanlarm insafına bırnkiîmak suret'yîe işçi haklarımn korunmasını ne siz­ le*'^ ne de bizler yürütenleyiz. Her birimiz birtakım hissi duygular ile malul olabiliriz. Bu hissi duygular ile malul olabilmek, insanların zafiyetfndendir. Bu demek değildir ki, insanlar her zaman hissine mağ­ lup olur, ama mağlup olabilir. Dolayısıyla değerli ar­ kadaşlarım, orada belki bir toplusözleşme ile, belki de herhangi b'r şekilde mukavele ile muayyen bir müddet için çalışması öngörülen işçi vatandaşımız birdenbire kendisini sokakta görebilir. Bu bakımdan, bu maddenin bu şekilde geçmesi. insan haklarına ve hele hele bugün müdafaasını yap­ tığımız ve en son olarak işçi hakları itibariyle, her partinin üzerinde hassasiyetle durduğu bir mevzu iti­ bariyle, şu getirilen kanunun bu maddesi itibariyle. sayın Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımdan istfrham ediyorum ve soruyorum : Bu kanunun bu mad­ desi işçi haklarına saygınlığın ifadesi midir? Öyle ise, işçi haklarının garanti altına alınamadı­ ğı bir durumda böyle bir kanun maddesinin çıkması ile, işçinin nerede olursa olsun, üç kişi, beş kişi, üçyüz kişi, üçbin kişinin sokakta bırakılabiîme durumu ile karşı karşıya gelinmesi, Anayasanın burada say­ makla bitmeyecek maddelerinin hepsine muhaliftir. Hele hele, yine hep Ereğli fşMmelerinden misal veri­ yorum; 1940 « 1943 senelerinde olmasına rağmen, ha­ kikaten hukuk kurallarını nazarı itibara almak sure­ tiyle fevkalade hassasiyet gösterilmiş, Ereğli könıürîerin'n devletleştirilmesi mevzuunda çıkartılan kanun­ da deniyor ki, «Bu kanun çıktıktan sonra üç ay jçe* risinde bu işletmedeki çalışan işçilerin tümü daimi kati ~oya alınır.» Öyîe ise, değerli arkadaşlarım, yani biz hukuk anlayışı itibariyle 1940'larm hukuk anlayışından çok mu geriyiz? Ben, böyle bir düşüncenin içerisinde ol­ madığımıza kaniim. Cumhuriyet Halk Partili sayın milletvekili arkadaşlarımın da, en az bu dununu be­ nim kadar takdir ettiklerine ve edeceklerine inanıyo­ rum. Ama, öyle tahmin ediyorum ki, bir zühul eseri, kanunun 22 nci maddesine böyle bir hususun gelme­ si düzeltilmeyecek bir mevzu değildir. Bu bakımdan, değerli arkadaşlarım, bu, çok yan­ lı hukuki mahzurlar getirmektedir : Birincisi, ifade ettiğim gibi, münakaşası gayri mümkün olan, işçi haklarına zarar getirmenin en ba­ riz bir misalidir bu. İkincisi de; işletme sahibi olarak, imtiyaz sahibi olarak işletme Devletin eline geçtikten sonra, işletme 22 . 9 . 1978 O : 2 sahibi ile işçi vatandaşların hukuki durumu devam etmektedir. Çünkü, bir mukavelenin altına imza aüîiRişsa, bir toplusözleşme imza edilip, orada çalışan .işçiler muayyen bir kanuni kayıt altında, garanti ile .iarşı karşıya bırakılmış ise, orada bulunan işçi va­ tandaşlar sonunda eski imtiyaz sahibinin durumuna .ücu eder ve tazminat talep ederse, bu tazminatın )denip ödenmeme durumu itibariyle, acaba sayın Jumîıuriyei Halk Partili arkadaşlarımızın bir garaniisi mi vardır? Dolayısıyla, değerli arkadaşlarım, önümüzde iki tane gerçek vardır k{, bunu görmezlikten gelmek mümkün değildir. Bu maddeye bu, fıkranın çıkartıl­ ması suretiyle tıpkı 1940 s 1943 senelerinde devletleş­ tirme durumunda bulunan Ereğli Kömür İşletmelerin­ deki gibi, üç ay içerisinde, bir ay içerisinde veyahut da nasılsa, daimi kadroya orada çahşau •işçilerin aknması garanti altına alınmalıdır. Öyle tahmin ediyorum ki, Sayın Komisyon, Sa­ yın Bakanlık ve değerli Cumhuriyet Halk Partili de­ ğerli arkadaşlarım bu zühulün düzeltilmesi yönünde gayet hukuki ve insan haklarına yakışır, işçi hakları­ nın korunmasında müdafi gibi görünen insanların bu durumu gözden geçirmemesi gibi bir vaziyeti belirgin b'r hale getirmesi icap etmektedir. Aksi takdirde, hiç şüpheniz olmasm değerli arka­ daşlarım, birisi 'kalkar da, «Sayın Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarım, sîz daimi surette işçi haklanın müdafaa etme durumundasımz, öyle görünüyorsunuz en azından; bu durumda bunları söylüyorsunuz; eğer böyle bir düşünce tarzı itibariyle bir kısan işçin/n dı­ şarıda bırakılmasmı kanunun bir maddesine bağlar­ sanız, işçi haklarına ve insan haklarına saygınlığınız mevzuu bahis midir?» diye sorarsa acaba ne cevap verebilirsiniz? Cidden bu sorunun cevabını beklemek­ teyim. GÜNDÜZ ONAT (Kırklareli) — Böyle somlara cevap veririz. ESAT KIRATLIGĞLU (Devamla) — Evet; böy­ le sorulara cevap vermeme aslında gayet kolaydır, bunların değerlendirilmemesi kolaydır. Şimdi, burada biz zaten 15 -- 20 kişi civarındayız; sayı üstünlüğü şu anda sizde. Biz ne kadar burada bağırsak çağırsak, maddeyi arzu ettiğiniz gibi elbette çıkartacaksınız. (CHP sıralarından gürültüler). Ama aziz arkadaşlarım... SAFFET URAL (Bursa) — Hay Allah, o günler de geldi değil mi?