VÜCUT SIVILARINDA HÜCRE SAIMI ÇEŞİTLİ VÜCUT SIVILARINDA HÜCRE SAYIMI BOS ta hücre sayımı: BOS’ta hücre sayımı ideal olarak Fuchs-Rosenthal sayma kamarası ile yapılır. Bu kamarada sayım alanının kenarları 4 mm ve derinliği 0.2 mm olup alanı 16 mm2, hacmi ise 3.2 mm3’dür. BOS hiç sulandırılmadan sayma kamarasına konarak sayılabilir. Bunun için herhangi bir işlem yapmadan FuchsRosenthal sayma kamarasına lameli yerleştirildikten sonra lamel kenarından sızdırarak sıvının tüm alana yayılması sağlanır. Daha sonra tüm alanda görülen hücreler sayılır ve bulunan rakam üçe bölünür (toplam hacim yaklaşık 3.2 mm3 olduğundan, 1 mm3’deki sayıyı bulmak için üçe bölünür). Eritrosit sayısı çok fazla olduğunda lökositleri saymak zorlaşabilir. Bu durumda lökosit miyarı kullanılır (lökosit miyarı eritrositleri ortadan kaldırır). Lökosit pipeti ile 1 çizgisine kadar lökosit miyarı, 11 çizgisine kadar BOS çekilir. Biraz bekledikten sonra sayma kamarasında sayılır. Bu durumda yine tüm alan sayılarak bulunan rakam üçe bölünür ( 3.2 x 10/11= 2.9). Fuchs-Rosenthal sayma kamarası yok ise Thoma lamı da kullanılabilir. Bunun için, herhangi bir işlem yapmadan Thoma lamına lameli yerleştirildikten sonra BOS lamel kenarından sızdırılarak sıvının tüm alana yayılması sağlanır. Sonra tüm alanda ( yani 4×4=16 büyük kare) hücreler sayılır. Thoma lamının kenarları 1 mm, derinliği 0.1 mm, toplam hacmi ise 0.1 mm3’dür. Bu nedenle tüm alanın sayılması ile bulunan rakam 10 ile çarpılır ise 1 mm3 deki sayı bulunur. Eritrosit sayısı fazla ise yukarıda anlatıldığı şekilde lökosit miyarı kullanılarak sayım yapılır ve lökosit sayısı bulunur. Hücre tipini tespit etmek gerekiyorsa ( lenfosit ve PNL ayrımı teşhiste önemlidir), BOS, 1/1 oranında metilen mavisi ile karıştırılır, 5-10 dakika bekletildikten sonra mikroskopta incelenirse, parçalı çekirdekli lökositler ve lenfositler birbirinden ayrılabilir.Sonuç % olarak belirtilir ( örneğin % 75 PNL, % 25 lenfosit). Periton sıvısı (periton mayii, assit mayii ), Plevra sıvısı (mayii), perikard sıvısı (mayii), eklem sıvısı (sinovyal sıvı) ve diğer vücut sıvılarında hücre sayımı: Bu sıvılarda hücre sayımı Thoma lamı ile yapılır. Ya sulandırma yapmadan lama konarak sayılır, veya lökosit miyarı ile sulandırılarak tüm alandaki lökositler (veya istenmişse eritrositler) sayılır. ( Lökosit pipeti ile 1 çizgisine kadar lökosit miyarı, 11 çizgisine kadar periton sıvısı çekilir. Biraz bekledikten sonra sayma kamarasında sayılır). Bulunan rakam 10 ile çarpılır ise 1 mm3 deki sayı elde edilir. Eklem sıvısında lökosit miyarı kullanılmaz, çümkü içindeki asetik asit pıhtılaşmasına sebep olur. Teşhis açısından lökositlerdeki parçalı yüzdesi (polimorf nüveli lökosit- PNL) önemlidir. Bunun için 1/1 metilen mavisi ile boyanarak hücre tipleri ayırd edilir. IV.BAKUT MENENJİTLER ASEPTİK Menenjit bulgularının 24 saatten daha kısa sürede ortaya çıktığı tablolar akut menenjitler olarak adlandırılırlar. Akut menejitler birçok bakteriler ve viral ajanlar tarafından gelişebilirse de bunlar içinde en sık görülen ve en ciddi olanları piyojenik bekterilerle olanlarıdır. Rutin kültürlerde patojenin üretilemediği ve BOS Gram boyamasında etkenin görülemediği menenjitler aseptik menenjitler olarak adlandırılırlar, pyojenik menenjitlere oranla prognozları daha iyidir. Virüsler, bakteriler ( Leptospira spp., Brucella spp., Borrelia burgdorfrei ) ve enfeksiyon dışı etkenler aseptik menenjit sebebi olabilirse de rutin viral kültürlerin yapılamadığı dönemden kalan alışkanlıkla aseptik menenjitler viral menenjitlerle eş anlamlı olarak anılmaktadır. BOS’da hücre artışına rağmen Gram boyamada etkenin görülmediği ve rutin kültürlerde üremenin olmadığı menenjitler aseptik menenjitler olarak adlandırılırlar. Diğer bir değişle rutin yöntemlerle bakteriyel bir patojenin gösterilemediği menenjitlere aseptik menenjitler denir. Aseptik menenjitler enfeksiyon ve enfeksiyon dışı birçok sebeple meydana gelebilirsede vakaların büyük çoğunluğundan virüslar sorumludur ( Tablo 29 ). Rutin viral testlerin ve kültürlerin yapılamadığı zamanlardan kalan alışkanlıkla aseptik menenjitler viral menenjitlerle eş anlamlı tutulmuşlardır. Aseptik menenjitler tüm menenjitlerin % 40 ila 50 sini oluştururlar. Tablo 29 : ASEPTİK MENENJİT SEBEPLERİ. İNFEKSİYON DIŞI SEBEPLER:AIlaçlar: 1. Non steroid anti inflamatuarlar, İNFEKSİYÖZ SEBEPLER:ABakteriyel sebepler: 1. İyi tedavi edilmemiş bakteriyel menenjitler. 2. Tüberküloz menenjit, 3. Sifilitik menenjit, 4. Nöroborrelioz ( Lyme menenjiti ), 5. Leptospirozis, 6. Brucella menenjiti, B-Viral sebepler: 1. Enterovirüslar, 2. Kabakulak, 3. Diğerleri, C-Postenfeksiyöz sebepler: 1. Kızamık, 2. Kızamıkcık, 3. Suçiçeği, 4. Vaccinia, 5. Varicella, D-Diğer enfeksiyöz sebepler: 1. koksidiomikoz, 2. kedi tırmığı hastalığı, 3. sistiserkoz, 4. serebral malarya, 5. torulosis, 6. toksoplazmoz, 2. Trimetoprim / Sulfametaksazol, 3. Azotiopürin, 4. Karbamezapin, B-Meningeal tutulumla seyreden hastalıklar: 1. SLE, 2. Behçet sendromu, 3. Sarkoidoz, 4. Meningeal karsinomatoz, 5. Meningeal lösemi, C- Parameningial hastalıklar: 1. Sinüzit, 2. Otit, 3. Mastoidit, 4. Multipl skleroz, 5. Parameningial abseler, 6. Beyin tümörleri, 7. Serebral infaktlar, 8. İnfektif endokardit, D- Zehirlenmeler: 1. Arsenik, 2. Kurşun, E- Intratekal enjeksiyonlar: 1. Antibiyotikler, 2. Kemoterapötik ajanlar, 3. Kontrast maddeler ve boyalar, 4. Hava, F- Aşı reaksiyonları: 1. Boğmaca aşısı, 2. Kuduz aşısı, 3. Suçiçeği aşısı, A – VİRAL MENENJİTLER: Aseptik menenjitlerin % 97 sinden virüslar sorumludur. Menenjit yapan viruslar çok seçici değillerdir, birçok virüs meninksleri olduğu kadar parenkimide invaze edebilir (meningoensefalit ). Bazı virüslar saf viral menenjit bazıları ise saf viral ensefalit yapabilirlersede klinikte genellikle bu iki tablo iç içedir ( meningoensefalit ). Bu bölümde ağırlıklı olarak menenjit yapan virüslar ele alınacaktır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar birçok ülkede viral menenjit insidansının yılda 10 / 100.000 olduğunu göstermiştir, bildirilmeyen vakalar ve subklinik formlar dikkate alındığında gerçek rakamın bu sayının 10 katı olduğu tahmin edilmektedir. Viral menenjitler prülan menenjitlere göre çok daha hafif seyirlidirler, başlangıç safhasında PNL pleositoz görülebilir ki buda bakteriyel menenjitlerle karışmalarına sebep olur. 8 – 12 saat sonra yapılan ikinci BOS incelemesinde lenfositlerin artması tanıya yardımcı bir bulgudur. Viral izolasyon çalışmalarının zorluğu, pahalılığı ve sınırlı olmasından dolayı en iyi şartlarda bile viral etyoloji ancak 1/3 vakada tespit edilebilmektedir. Daha önce yapılmış epidemiyolojik çalışmalar, detaylı bir anamnez ve fizik muayene büyük doğrulukla etyolojik ajanın tespitinde klinisyene yardımcı olur. Viral menenjitler daha çok çocuklar ve genç erişkinlerde görülürler. Hastada cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığı HSV, HIV menenjitini, endemik bölgelere seyahat ve sivrisineklerle temasın olması arbovirüs menenjitlerini, hayvan ve hayvan çıkartılarıyla temasın olması lenfositik koriomenenjit enfeksiyonunu akla getirir. Birçok virüs menenjit etkeni olabilirsede viral menenjitlerin büyük çoğunluğundan enterovirüslar sorumludur. EPİDEMİYOLOJİ: Viral menenjitler her yaşta görülebilirler fakat vakaların % 70 i 20 yaş altı gençlerde ve çocuklarda görülür. Viral menenjit vakalarının % 70 inden enterovirüslar sorumludur ( Tablo 30). Viral menenjit vakalarının çoğu ( Enterovirüsların grup içindeki ağırlığından dolayı ) yazın ve sonbaharın ilk aylarında görülür. Tablo 30: VİRAL MENENJİT ETKENLERİ Enterovirüslar % • Coxakie B • Coxakie A • ECHO SIK RASTLANANLAR: • Polio virüs Paramiksovirüslar % 70 20 • Kızamık • Kabakulak HSV tip 2 ( Herpes Simpleks Virüs Tip 2) LCMV (Lenfositik koriomenenjit ORTA SIKLIKTA RASTLANANLAR: virüsü)ArbovirüslarHIV ( Human Immunodeficiency Virüs ) AdenoviuslarHSV tip 1 ( Herpes Simpleks Virüs tip 1 )CMV ( Cyto Megalo Virüs )EBV ( Ebstein Barr Virüs ) Influenza tip A ve B NADİR RASTLANANLAR: Parainfluenza Kızamıkcık VZV Hepatit B virüs Viral menenjitler içinde enterovirüslar ve arbovirüslar ( sivrisinekler, keneler aracılığıyla yayılırlar ) yaz aylarında ve sonbaharın erken dönemlerinde görülürler, ülkemizde arbovirüs menenjiti görülmemesine rağmen ulaşımın ve yurtdışı seyahatlerin arttığı günümüzde arbovirüslarıda aklımızda bulundurmamız gerekir. Lenfositik koriomenenjit virüsü sonbahar ve kış aylarında, kabakulak menenjiti kış ve ilkbahar aylarında görülür. Bu mevsimsel dağılım klinisyene etkeni tahmin etmekte kolaylık sağlar (Tablo 31 ). HIV ve HSV menenjitlerinin mevsimlerle alakaları yoktur. Menenjit virüslarının yayılımı etken virüsa göre değişiklik gösterir. Enterovirüslar hem fekal – oral yolla hemde damlacık yoluyla bulaşırlar. Lenfositik korio Menenjit Virüs (LCMV) ise kemirgenlerle direk temas veya çıkartılarıyla temas sonucu insanlara bulaşır. Adenovirüs menenjiti ve herpes menenjitleri ya damlacık yoluyla bulaşarak veya immun supresse hastalarda sık görüldüğü gibi latent virüsün reaktivasyonu sonucu menenjit yaparlar. TABLO 31 : VIRAL MENENJITLERIN TANISINDA KLINIK VE LABORATUAR BULGULARI KLİNİK MEVSİM Parotit, otit, İlkbahar orşit, ooforit – kış generalize döküntü, Yaz – gastroenterit, erken üst solunum sonbahar yolları YAŞ BOS LABORATUAR ETKEN VİRÜS Çocuk ve genç erişkin Glukoz düşük Amilaz yüksek KABAKULAK VİRÜSÜ Çocuk ve genç erişkin – – ENTEROVİRÜSLAR – – COXAKI A şikayetleri Herpanjina ( yumuşak damak enantemleri) veya el ayak ağız da döküntü Yaz – erken Çocuk ve genç sonbahar erişkin Plevrit, orşit, kardit, Yaz – erken Çocuk ve genç infekte anne sonbahar erişkin – – COXAKI B Kemiricilerle veya çıkartılarıyla temas, Sonbahar alopesi, – kış Her yaşta görülebilir orşit, gripal şikayetler, >2000 lenfositer Lökopeni, LENFOSITIK pleositoz, KORIOMENENJIT trombositopeni düşük VİRÜS glukoz myoperikardit Bir dermatomda ağrılı veziküler – erişkin – – VARISELLA ZOSTER VİRÜS döküntüler Fokal nörolojik BOS glukozu bulgularla beraber ensefalit hali, primer Çocuk ve – genç erişkin genital veya labial herpesi düşük olabilir, BOS da eritrosit görülebilir EEG de temporal tutulum, MR-BT de temporal ödem ( HERPES SIMPLEKS VİRÜS ensefalit gelişirse ) takiben Pnömonili, immünsupressif hasta Lenfadenopati, Splenomegali, farenjit, psikoz – Kış Erşkin Genç erişkin – – – ADENOVİRÜS Atipik lenfositler, Paul – Bunnel EPSTEIN- BARR VİRÜS testi pozitif PATOGENEZ: Oral – fekal veya respiratuar yolla vücuda giren virüs önce bu bölgelerde kolonize olur daha sonra hematojen yolla yayılarak meninkslere ulaşır. Virüsün kolonize olabilmesi için respiratuar sistemde mukus tabakası, mukosilier epitel ve alveolar makrofaj bariyerlerini geçmesi gereklidir. Daha önce karşılaşılmış bir virüs ise bu bariyere birde sekretuar Ig A eklenir. Gastrointestinal sistemde ise virüsün mide asidi, gastrointestinal enzimler ve safra (viral kapsid proteinlerini, lipoprotein zarfı parçalarlar) bariyerlerini aşarak kolonize olması gerekir. Bazı zarfsız aside dirençli virüslar ( enterovirüslar, adenovirüslar gibi ) bu bariyerleri aşarak gastrointestinal sistemde kolonize olabilir ve kan dolaşımına geçerek viremi yaparlar. Kan dolaşımına geçen virüslar retikülendotelial sistem tarafından ortadan kaldırılırlar. Virüsların kandan temizlenmesi virüsün büyüklüğüyle doğru orantılıdır. Enterovirüslar gibi küçük virüslar vasküler endotel hücreleri ve lenfatikler içindede çoğalabildiğinden viremileri ve ortadan kaldırılmaları uzun sürer. Kızamık, herpes ve kabakulak virüsü gibi bazı virüslar ise lökositler içinde çoğalarak hem fagositozdan, hem dolaşan antikorlardan hemde serumun diğer inhibitör etkilerinden kaçarak enfekte edecekleri bölgelere kolayca ulaşabilirler. Nörotropik virüsların santral sinir sistemine invazyonları birkaç mekanizmayla olur. 1. Bazı nörotropik virüslar serebral kapiller endoteli geçip direk olarak glial ve nöral hücreleri infekte ederler. 2. Bazı virüslar ise önce serebral kapiller endoteli enfekte eder daha sonra nöral ve glial dokuyu infekte ederler. 3. Kabakulak virüsü gibi bazı virüslar ise önce koroid pleksus enfeksiyonu adından ependim invazyonu ve daha sonra parenkim invazyonu yaparlar. 4. Bazı virüslar ise periferik sinirler yoluyla santral sinir sistemine ulaşırlar Herpes Simpleks Virüs trigeminal sinir yoluyla, kuduz virüsü periferik sinirler yoluyla santral sinir sistemine ulaşır. Yapılan çalışmalar polio virüsünda periferik sinirler yoluyla santral sinir sistemine ulaştığını göstermiştir. Virüsün santral sinir sistemine ulaşması enfeksiyon yapması için yeterli değildir. Virüsün burada enfekte edeceği hücrelere tutunabilmesi, bu hücrelere penetre olabilmesi, sinir sistemi içinde yayılabilmesi ve enfekte ettiği hücrelerde yapısal değişikliklere sebep olabilmesi gerekir. Viremi sonucu herhangibir yolla subaraknoid sahaya geçen virüs BOS aracılığıyla meningeal ve ependimal hücrelere yayılır ve meningeal invazyon sonucu inflamasyon başlar. İnflamatuar hücreler genellikle virüs spesifik lenfositlerdir. Bu nedenle inflamasyon gelişimi virüsün invazyon kapasitesinden çok hastanın yaşına ( virüsla tanışıklığına ) bağlıdır. Virüs spesifik lenfositlerin bölgeye gelmesiyle inflamatuar sitokinler salınmaya başlar. İlk başta İnterlökin –6 ( IL- 6) açığa çıkar bunu Tümör Nekroz Faktör ( TNF ) ve diğer sitokinlerin bölgedeki artışı izler. İnflamasyonun şiddetiyle doğru orantılı olarak artan tek sitokin IL-1 Beta dır. Subaraknoid sahanın inflamasyonu kan beyin bariyerinin geçirgenliğini bozarak serum proteinlerinin, immünoglobülinlerin BOS a geçmesine neden olur. B lenfositlerinin BOS a geçerek plazma hücrelerine dönüşmesi ve lokal immünglobülin sentezinin artması sonucu serum / BOS spesifik immünoglobülin oranı BOS lehine döner. Kabakulak, VZV ve HIV menenjitlerini takiben BOS da artmış oligoklonal IgG varlığı görülebilir. İmmün globülinler viral enfeksiyon ve invazyonu durdurmakta yetersiz kalırlar. Bu nedenle viral menenjitler için en önemli savunma sistemi hücresel immün sistemdir. Kızamık, kabakulak, EBV, HSV enfeksiyonları gibi çok sık görülen viral enfeksiyonları takiben hangi predispozan faktörlerin menenjit gelişimine neden olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Poliomyelitin ağırlıklı olarak egzersizi yapılan kas gruplarını tuttuğu ( kas gruplarını innerve eden periferik sinirler aracılığıyla önce medulla spinalis inferior segmenti, daha sonra süperior segmenti en sonundada beyin parenkimini infekte eder ), öğrenciler arasında yapılan bir araştırmada ise enteroviral salgınlar sırasında futbol oynayan çocuklarda aseptik menenjit sıklığının arttığı görülüştür. Bu bulgular minör travmaların veya viremi sırasında artmış kan akımının aseptik menenjit için predispozan faktörler olduğunu düşündürmektedir. KLİNİK: Klinik olarak viral menejitleri bakteriyel menenjitlerden ayırmak zordur. Hastalar genellikle klasik menenjit triadıyla başvururlar ( başağrısı, ateş, meningeal irritasyon bulguları ) bakteriyel menenjitlerden farklı olarak aseptik menenjitlerin kliniği daha hafif ve selim seyirlidir. Viral menenjitlerde başağrısı tipik olarak frontal veya retroorbital lokalizasyonludur ve göz hareketleriyle artar, fotofobi başağrısına eşlik eder, hasta genellikle başağrısını o zamana kadarki en şiddetli başağrısı olarak tanımlar. Başağrısı oturmak, kalkmak ve öksürmekle artar. Ense sertliği vakaların çoğunda kliniğe eşlik edersede bakteriyel menenjitlere oranla çok daha hafiftir. Ciddi meningeal irritasyon bulguları olan Kerning ve Brudzinsky bulguları ise birçok vakada ya çok hafif olarak bulunur veya yoktur. Çocuklar ve yenidoğanların viral menenjitlerinde klasik menenjit bulguları genellikle görülmez. Viral menenjit etkenleri genellikle parenkim invazyonu potansiyelide taşıdıklarından, tablo menenjitten meningoensefalite kadar değişebilir. Ateşle birlikte halsizlik, kas ağrıları, iştahsızlık, bulantı, kusma sıklıkla kliniğe eşlik eder. Bu klinik bulgulara ilave olarak hafif derecede letarji ve konfüzyon görülebilir, fakat aşırı şuur bulanıklıkları, stupor veya koma, epileptik ataklar, fokal nörolojik bulgular ve kranial sinir paralizilerinin varlığı parenkim tutulumunu yani ensefalit varlığını gösterir. ( Tablo 32 ). Aseptik menenjite ilaveten ek klinik bulgular tanı için önemli ip uçlarıdır ( Tablo 31). Viral menenjitler genellikle benign ve hafif seyirlidirler, birçoğu tedavisiz sekel bırakmadan iyileşir. TABLO 32 : AKUT MENENJİT VE ENSEFALİTİN KLİNİK FARKLILIKLARI ERİŞKİN HASTA Başağrısı,Ateş,Meningism,Ense Kernig bulgusu,Brudzinsky ve sırt ağrısı, bulgusu,Fotofobi,Laterji, Bulantı kusma, Epileptik ataklar. YENİDOĞAN Ateş,İrritabilite,Letarji,Gıd Fontanelde a almamak, şişme,Konvülsyon,Opusteta Paradoks ağlama, nus,Epileptik ataklar. MENENJİT ENSEFALİT Ateş,Kusma,Konfüzyon,Fokal nörolojik değişiklikler, Stupor veya koma,Epileptik ataklar,EEG değişiklikleri,Psikiyatrik bozukluklar. TANI: Viral menenjitlerin tanısı epidemiyolojik çalışmaların sonuçlarına ve klinik bulgulara dayanılarak konulur. Başağrısı, ateş, meningismus, fotofobi, irritabilite varlığında akla menenjit gelmelidir. Viral ve bakteriyel menenjit ayrımı ise BOS bulgularına dayanılarak yapılmalıdır (Tablo: 11 ). VİRAL MENENJİTLERDE BOS BULGULARI: Viral menenjitlerde BOS da lenfositik pleositoz görülür ( lenfosit / PNL > % 50 ), hücre sayısı hemen daima mm3 de 1000 in altındadır. Akut viral menenjitlerin erken dönemlerinde bu hücre artışı PNL ağırlıklı olabilir, 8 – 12 saat sonra alınan ikinci BOS örneğinde mononükleer hücre sayısında artış görülmesi viral menenjitler lehinedir. Israrla devam eden PNL pleositoz bakteriyel menenjitleri veya parameningeal enfeksiyonların varlığını düşündürür. BOS proteini artmıştır, protein artışı nadiren 100 mg / dl üstüne çıkar. Viral menenjitte: BOS glukozu genellikle normal limitlerdedir. Kabakulak, HSV tip 2, VZV, LCMV menenjitlerinde BOS glukozu düşük olabilirsede genel kural olarak lenfositer pleositozla beraber hipoglikoraji ( < 25 mg / dl ) varlığında viral menenjitlerden önce fungal, listerial, tüberküloz menenjitleri veya enfeksiyon dışı aseptik menenjit etkenleri akla gelmelidir ( Tablo:8 ). Viral menenjitlerde BOS un Gram, Giemsa, EZN ve çini mürekkebi ile yapılan boyamalarında etken patojen görülmez, BOS rutin kültürlerinde üreme olmaz. Klinik bulgular ve BOS bulguları menenjiti destekliyorsa etyolojik ajana özgü klinik bulguların varlığında etkeni tahmin etmek kolaylaşır. Menenjit bulgularına ilaveten parotit varlığı kabakulak menenjitini, ishal, karınağrısı varlığı enteroviral menenjiti, labial, genital herpes varlığı HSV menenjitini, bir dermatom boyunca veziküler döküntülerin varlığı VZV menenjitini, asimetrik paralizilerin varlığı poliovirüs menenjitini, farenjit diffüz adenopatiler ve psikolojik labilitenin varlığı EBV menenjitini düşündürmelidir ( Tablo: 31 ). Viral menenjit tanısı için virüs izolasyonu nadiren gerekli olur. Vakaların ancak % 10 ila 40 ından virüs izole edilebilir. Virus izolasyonu bu iş için uygun donanımlara sahip araştırma laboraturalarında yapılabilmektedir. İzolasyon için: BOS, serum, dışkı, boğaz ve idrar örnekleri alınmalıdır. BOS örneği ilk 3 günde, dışkı örneği ilk 14 günde alınmalıdır. Genellikle klinik tanıyı doğrulamak amacıyla şüpheli virüsa karşı artan antikor titreleri aranır. Bu amaçla akut ve konvalesan döneme ait serum örneklerinde şüpheli ajana karşı antikorlar aranır ( 2-4 hafta arayla alınan iki serum örneği ). Artan antikor titrelerini göstermek ancak retrospektif tanı koydurabileceğinden hastanın tedavi ve takibinde bu yöntemin yeri yoktur. Santral sinir sistemi enfeksiyonlarında anti viral antikor üretimi intratekal sahada gerçekleşir, bu nedenle artmış BOS / serum antikor oranı tanı koydurucu hızlı bir yöntemdir. Bazı santral sinir sistemi hastalıklarında BOS protein elektroforezinde artmış oligoklonal bant görülür. BOS protein elektroforezi bu hastalıkların ön tanısında hızlı ve değerli bir yöntemdir ( Tablo: 33 ). Tablo 33: BOS DA OLİGOKLONAL BANT ( GAMMA GLOBÜLİN ) ARTMIŞ HIV ENFEKSİYONLARIKABAKULAK MENENJİTİSSPERUBELLA ENSEFALİTİ MULTİP SKLEROZ LYME SİFİLİZ NORMAL HSV MENENJİT VEYA ENSEFALİTİENTEROVİRAL MENENJİTLERARBOVİRUS MENENJİT VEYA ENSEFALİTİ Normal barsak florasında enterovirüslarda bulunabileceğinden izolasyon çalışmalarıyla seroloji paralel götürülmelidir. BOS da LDH, CRP gibi akut faz reaktanlarının artışı bakteriyel viral menenjit ayrımında yardımcı olabilir, bu amaçla bakılan parametrelerden en güvenilir olanı BOS da TNF – alfa aranmasıdır BOS da ölçülebilecek oranda TNF – alfa bulunması bakteriyel menenjit lehinedir, viral menenjitlerde genellikle ölçülebilecek değerde TNF – alfa bulunmaz. Virüs kültürü tanı için değerli bir yöntemdir fakat enterovirüslar dışında viral menenjit etkenleri BOS kültüründe kolay üretilemezler bu nedenle kültür örnekleri orofarinks, idrar ve dışkıdan alınır. Günümüzde viral menenjit tanısında en önde gelen ve sensitif yöntem PCR yöntemiyle etken patojenin nükleik asidini aramaktır bu yöntemle sık karşılaşılan viral menenjit etkenleri büyük bir sensitivite ve spesifiteyle tespit edilebilmektedir, pahalılığı ve her yerde yapılamaması nedeniyle sık kullanılan bir tanı yöntemi değildir. VİRAL MENENJİT ETKENLERİ: Hernekadar viral menenjitleri birbirinden ayırmak zor olsada bazı viral menenjit etkenlerini klinik görünüm, semptomlar ve laboratur metodlarıyla tanımak mümkündür. ENTEROVİRAL MENENJİTLER: Enteroviruslar viral menenjitlerin % 70 inden ( bazı çalışmalarda % 80 ) sorumludurlar. Enterovirüslar her yaşta görülebilirler, fekal – oral yolla veya yakın temasla bulaştıklarından genellikle çocuk yuvalarındaki çocuklar ve bunların genç yaştaki bakıcıları arasında küçük salgınlar yaparlar. İnsandan insana kolay bulaşır, bulaşmada kara sinekler, atık sularla temas önemlidir. Enterovirüsların bilinen tek rezervuarı insanlardır. Yaş küçüldükçe enterovirüslara bağlı ciddi sistemik enfeksiyon gelişme şansı artar. 2 haftadan küçük yenidoğanlarda enterovirüs enfeksiyonlarının % 75 inde menenjit tablosu gelişir. Anneden transplasenter bulaşma sonucu doğum sonrası 24 saat içinde ortaya çıkan enteroviral enfeksiyonlar yüksek morbidite ve mortaliteye sahiptir. Neonatal enteroviral menenjitlerde ensefalit riski yüksektir, enterovirüslara bağlı ağır sistemik enfeksiyonlar sık görülür (hepatik nekroz, myokardit, nekrotizan kolit gibi). Enteroviral enfeksiyonlarda hasta genellikle santral sinir sistemi invazyonundan değil ağır septik tablodan ( bakteriyel sepsisle karışır ) veya hepatik nekroz, myokardit gibi organ tutulumlarından kaybedilir. Enteroviral enfeksiyonlar genellikle yaz ayları ve sonbaharda görülselerde yıl içinde sporadik vakalar şeklindede ortaya çıkabilirler. Yaz aylarında ve 15 yaş altında ortaya çıkan viral menenjitlerin en sık etkeni enterovirüslardır. Enteroviral menenjit kliniği hastanın yaşına ve immün durumuna bağlıdır. 1 yaş altı çocuklarda klasik menenjit tablosu genellikle görülmez, ateş, iştahsızlık, bulantı – kusma, gripal şikayetler ve döküntü, şişmiş fontanel en sık karşılaşılan klinik bulgulardır. Hastanın şuuru konfüze olabilir fakat taraf seçen nörolojik bulgu yoktur. Taraf seçen nörolojik bulgular, derin şuur bulanıklıkları, koma, epileptik atakların varlığı meneningoensefalit geliştiğini gösterir. Yenidoğan döneminde, ileri yaşlarda ve immünsüpressif hastalarda meningoensefalit gelişme riski artar. Normalde enteroviral menenjitler sekel bırakmadan 1 hafta içinde düzelirler, meningoensefalit gelişirse vakaların % 75 inde sekel kalır ve mortalite % 10 a çıkar. Enteroviral menenjitlerde ateş bifaziktir, ilk başta gripal şikayetlerle ateş yükselir, daha sonra ateşin normale döndüğü kısa bir iyileşme dönemini takiben menenjit bulgularıyla ateşin tekrar yükseldiği görülür. Ense sertliği vakaların yarısında görülmez, frontal başağrısı ve fotofobi hemen her hastada görülür. Viral menenjitli bir hastada: Cilt veya mukoza döküntülerinin olması, El – ayak – ağız hastalığı olması, Herpanjina, Pleurodinia, Myokardit, Hemorajik konjoktivit bulgularından birinin olması entroviral menenjit tanısı koymaya yeterlidir. Klinik genellikle hafif gripal ve gastrointestinal şikayetleri takiben ortaya çıkar. Bazı enteroviral menenjitlere cilt ve mukoza döküntüleri eşlik eder. Coxakie A virüs menenjitinde yumuşak damak ve tonsillada ağrılı veziküller ve ülserasyonlar ( herpanjina ), citte kızarık zemin üstünde veziküler lezyonlar ( el – ayak – ağız sendromu ) görülür. Coxakie B virüs menenjitinde ise genellikle plevrit, perikardit, myokardit veya orşit kliniğe eşlik eder. ECHO virüs menenjitlerinde ise generalize maküler veya veziküler döküntüler kliniğe eşlik eder. Enterovirüs 71 çocuklarda poliovirüs gibi paralizilerle seyreden viral menenjit, ensefalit etkenidir. KABAKULAK MENENJİTİ: Kabakulak virüsu paramiksovirüs ailesindendir damlacık yoluyla solunum sisteminden bulaşır. Viral menenjitlerin % 20 sinden sorumludur. Kabakulak virüsu menenjit, meningoensefalit veya ensefalit yapabilir. Aşı öncesi dönemde kabakulak virüsü meningoensefalitlerin en önemli sebebiydi. Günümüzde aşılamalar sayesinde kabakulak menenjiti insidansı çok azalmıştır. Kabakulak virüs enfeksiyonları erkeklerde kızlara oranla 3 kat fazla görülür ve vakaların yarısında parotit gelişmez. Kabakulak menenjitinin klasik bulgusu ateş, kusma ve başağrısıdır. Kabakulak menenjitleri genellikle kışın ve ilkbaharda görülür. Viral menenjitli bir hastada: Parotit, Orşit, Epididimoorşit, Ooforit, pankreatit Artmış serum amilaz yüksekliği, Artmış serum lipaz yüksekliği, bulgularından birinin varlığı kabakulak menenjiti tanısı koymaya yeterlidir. Kabakulak virüs enfeksiyonu hayat boyu kalıcı bağışıklık bırakır yani kabakulak geçirmiş bir hasta daha sonra kabakulak menenjiti geçirmez. Kabakulak menenjitlerinin % 30 unda BOS da hipoglikoraji görülür. BOS da lenfositer pleositoz 500 / mm3 ün altındadır ve 1 hafta devam eder. Vakaların ancak % 50 sinde virüs BOS dan izole edilebilir. Kabakulak virüsu nadiren meningoensefalit yapar menenjit bulgularına ilaveten poliradikülit, polinörit, epileptik ataklar, kranial sinir felçleri, Guillain – Barre sendromunun varlığı ensefalit gelişimini haber verir. LENFOSİTİK KORİOMENENJİT VİRUSU: ( LCMV) LCMV arenavirüs grubundandır. LCMV menenjiti genellikle sporadik vakalar olarak sosyoekonomik durumu düşük genç erişkinlerde görülür. Fareler ve diğer kemiriciler taşıyıcıdırlar, virüs bu hayvanların idrar ve dışkılarıyla yayılır. LCMV menenjiti sınırlı bölgelerde ortaya çıkar, kış aylarında daha sık olmak üzere her mevsimde görülebilir. LCMV menenjiti bifazik seyirlidir gripal şikayetleri takiben kısa bir iyileşme döneminin ardından menenjit tablosu gelişir. Vakaların % 30 unda BOS da hipoglikoraji görülür, lenfositer bir pleositoz vardır ve hücre sayısı genellikle mm3 de 1000 in üstündedir. LCMV menenjiti için hızlı tanı yöntemi yoktur, erken dönemde BOS dan geç dönemde idrardan virüs izole edilebilir. Tanı genellikle antikor titresinde artışın gösterilmesiyle konur. LCMV menenjitlerine nadiren orşit, pulmoner infiltrasyon, döküntü, alopesi, parotit, myoperikardit eşlik edebilir. LCMV menenjitine sıklıkla trombositopeni, lökopeni ve artmış SGOT, SGPT değerleri görülür. Viral menenjitli bir hastada: Kemiricilerle temasın olması, Pulmoner infiltrasyon olması, Trombositopeni, Lökopeni, Alopesi, Karaciğer enzimlerinde artma, mm3 de 1000 in üstünde lenfositer pleositoz olması LCMV menenjitini düşündürmelidir. HERPES VİRUS MENENJİTLERİ: Herpes virüs ailesinin bütün üyeleri ( HSV 1, HSV 2, VZV, CMV, EBV ) aseptik menenjit yapabilir. Herpes virüslar aseptik menenjitlerin % 5 inden sorumludurlar.Bunlar içinde ensık karşılaşılanlar HSV2 ve VZV menenjitleridir. Herpes virüs menenjitlerinde BOS lenfositer pleositozu 500/mm 3 ün altındadır, glukoz normaldir, PCR ile hızlı tanı koymak mümkündür. Herpes Simpleks virüs tip 1 ( HSV 1) herpes labialis, herpetik keratit, gingivostomatit, ensefalit ve çok nadiren aseptik menenjit yapar. HSV 2 genital herpes, neonatal herpes ve aseptik menenjit etkenidir. Herpes menenjitleri selim seyirlidir ve sekel bırakmadan iyileşirler. HSV 2 menenjitlerinin % 37 sinde nörolojik komplikasyonlar görülür en sık idrar retansiyonu, paresteziler, kuvvet kaybı, konsantrasyon bozukluğu ve duyma kaybıdır. Bu nörolojik sekeller genellikle 6 ay içinde kaybolurlar. Herpes aseptik menenjitleri genellikle primer genital HSV 2 enfeksiyonunu takiben ortaya çıkarlar. Sekonder ( rekürran ) herpes enfeksiyonlarını takiben aseptik menenjit gelişme riski daha azdır. Primer genital herpes enfeksiyonu olan kadınların % 36 sında erkeklerin % 13 ünde aseptik menenjit geliştiği tespit edilmiştir. Fizik muayenede herpetiform döküntülerin olmaması herpes menenjiti ihtimalini ortadan kaldırmaz. Varicella Zoster Virus ( VZV ) enfeksiyonları sırasında aseptik menenjit görülebilir. VZV menenjitleri genellikle çocukluk çagında ortaya çıkan primer varicella zoster enfeksiyonunu takiben ( suçiçeği ) ortaya çıkarlar. Sekonder enfeksiyonları takiben ( zona ) aseptik menenjit gelişme riski daha azdır. Nadiren zosteriform döküntü olmadan sadece menenjit ( zoster sine herpete ) ortaya çıkar. VZV menenjitlerinin seyri sırasında nadiren serebellar tutulum ve ataksi görülür. PCR ile hızlı tanı koymak mümkündür. CMV ve EBV menenjitleri bir enfeksiyöz mononükleosis tablosunu takiben ortaya çıkarlar. CMV ve EBV virüslar genellikle ensefalit nadiren menenjit yaparlar. EBV menenjitinde periferik yaymada ve BOS da atipik lenfositler görülür. EBV ve CMV menenjitleri diğer herpes grubu menenjitlerden farklı olarak genellikle immünsupresse hastalarda görülürler. Farenjit, ağır gripal şikayetler, lenfadenopatiler, splenomegaliyle beraber aseptik menenjit varlığında EBV menenjiti düşünülmelidir. ARBOVİRUS MENENJİTLERİ: Ülkemiz için tehtid oluşturmasalarda akılda tutulmaları gerekir. Arbovirüsler arthropodlarla yayılırlar. Belirli coğrafi bölgelerde ve epidemiler şeklinde ortaya çıkarlar. Genellikle ensefalit nadiren menenjit yaparlar. Arbovirüsler içinde en sık aseptik menenjit yapan St. Louis Ensefalit Virüsü dür ( SLEV ). SLEV enfeksiyonları sırasında vakaların % 15inde aseptik menenjit görülür ( çocuklarda % 60 ). Sivrisineklerle yayılır, yaz aylarında görülür. Arbovirüslar içinde menenjit yapan diğer virüslar: kalifornia ensefalit virüsleri ve Kolorado kene ateşi virüsüdür. Arbovirüs enfeksiyonlarının görüldüğü coğrafi bölgelere seyahat ve vektörlerle temas ( kene, sivrisinek ) arbovirüs menenjitini düşündürmelidir. Hızlı tanı yöntemi yoktur, tanı artan antikor titrelerini göstererek, veya ELİSA yöntemiyle antiviral IgM in saptanmasıyla konur. HIV MENENJİTİ: HIV virüsunun bulaşmasını takiben akut HIV enfeksiyonu adı verilen bir tablo ortaya çıkar. Akut HIV enfeksiyonu tablosu ağır gripal şikayetler, lenfadenopatiler, farenjit bulgularıyla beraber enfeksiyöz mononükleozis e benzer ( mononükleozis benzeri sendrom ). Akut HIV enfeksiyonu sırasında vakaların % 10 unda aseptik menenjit tablosu gelişir. Primer enfeksiyon sırasında santral sinir sistemine yerleşen virüs uzun süre burada saklı kalır. HIV pozitif kişilerde kronik seyirli tekrarlamaya meyilli aseptik menenjit atakları sık görülür, diğerlerinden farklı olarak bu menenjitlerde sıklıkla kranial sinir tutulumları vardır, en sık V. VII. ve VIII. Sinir paralizileri görülür. HIV pozitif veya HIV enfeksiyonu riski taşıyan insanlarda ortaya çıkan aseptik menenjitlerde akla ilk gelmesi gereken patojen HIV virüsüdür. HIV menenjitlerinde BOS lenfositer pleositozu genellikle 20 – 300 / mm3 arasında değişir, protein hafifce artmıştır, glukoz normal veya hafif düşüktür. HIV pozitif hastalarda nörolojik tutulum olmasada virüs BOS dan izole edilebilir bu nedenle BOS da virüs izolasyonu diagnostik değildir. ADENOVİRUS MENENJİTİ: Transplantasyon hastaları gibi immünsüpresse hastaların santral sinir sistemi enfeksiyonlarının en önde gelen sorumluları adenovirüslardır. Genellikle meningoensefalit yaparlar. Tabloya sıklıkla bir adenoviral pnemoni eşlik eder. Sık rastlanan bu viral menenjit etkenleri dışında kızamık, kızamıkcık, hepatit B virüsularıda aseptik menenjit yapabilirler. AYIRICI TANI: Sebebi ne olursa olsun menenjit tablosuyla karşılaşan her klinisyen bu menenjit tablosu için spesifik bir antimikrobial tedavi olup olmadığını araştırmaya yönelir. Birçok aseptik menenjit etkeni için spesifik bir antimikrobial tedavi bulunmaktadır ( HSV, VZV, CMV, Sifiliz, Leptospitrozis, lyme, brucella gibi ). Ayrıca birçok aseptik menenjit tablosunun iyi tedavi edilmemiş bakteriyel menenjitlerden kaynaklandığıda bilinmektedir. Böyle vakalarda BOS Gram boyamasında patojen genellikle görülmez ve baştaki PNL pleositoz lenfositer pleositoza doğru değişir, kültürlerdede etkeni üretmek zorlaşır. Bakteriyel menenjitlerde antibiyotik vermeden etkeni Gram boyamada görme şansı % 70, kültürde üretme şansı % 85 dir antibiyotik almını takiben 24 saat sonra Gram boyamada etkeni görme şansı % 20 ye , kültürde üretme şansı % 30 a iner. Bu durumda bakteriyel antijen testleri tanı koymakta çok yardımcıdır. Viral menenjitler BOS bulgularıyla bakteriyel menenjitlerden kolaylıkla ayrılırlar, başlangıçta görülebilen PNL pleositoz kısa sürede yerini lenfositer pleositoza bırakır. Viral menenjitler en çok virüs dışı aseptik menenjitlerle karışırlar. Viruslar dışında aseptik menenjitlerin en sık rastlanan sebepleri parameningial enfeksiyonlar, iyi tedavi edilmemiş bakteriyel menenjitler, fungal, sifilitik menenjitler, borrelia, brucella, leptospira menenjitleri, neoplastik menenjitler ve SLE, Behçet hastalığı, sarkoidoz gibi otoimmün hastalıklara bağlı olan menenjitlerdir. Epidemiyolojik, klinik ve laboratuar bulguları birarada değerlendirildiğinde etkeni tahmin etmek zor olmaz. Viral menenjitlerin kesin tanı virüsun izolasyonuyla konur. BOS dışı örneklerden virüs izolasyonu serolojik yöntemlerle konfirmasyonu gerektirir. TEDAVİ: En sık rastlanan viral menenjit etkenlerinden enteroviral menenjitler, arbovirüs menenjitleri, kabakulak menenjiti, lenfositik koriovirüs menenjiti için spesifik bir antiviral tedavi yoktur. Tedavi semptomatiktir, yenidoğan, immunsupresse hastalar, BOS bulguları şüpheli olan hastalar ve yaşlı hastalar yakın takip edilmelidir. BOS bulgularında bakteriyel menenejit lehine herhangi bir bulgunun varlığında vaka aksi ispat edilene kadar bakteriyel menenjit kabul edilmeli ve BOS kültürü sonuçları alınıncaya dek ampirik antibiyoterapi başlanmalıdır. Humoral immun sistem defektleri olan viral menenjitli hastalar IV gamaglobülinden fayda görürler. HSV, EBV ve VZV menenjitlerinin spesifik tedavileri olmasına rağmen genellikle tedavisiz sekel bırakmadan iyileşirler. Saf Herpes Simpleks menenjitlerinde asiklovir tedavisi gerekmez fakat ensefalit lehine herhangi bir bulgu asiklovir ile tedavi gerektirir. HIV menenjitlerinde CD4 lenfosit sayısı 500 / mm3 ün altındaysa nörolojik tutulumu engellemek için antiretroviral tedavi gerekir, 500 ün üstünde HIV menenjiti spontan olarak düzelir. Viral menenjitlerde uygunsuz antidiüretik hormon salınımı (SIADH ) nedeniyle serum elektrolitleri ile serum ve idrar osmolaritesinin takibi gerekir. Enteroviral menenjitlerinin % 10 unda SIADH görülür. Viruslar dışındaki aseptik menenjitler için ayırıcı tanı yapılıp muhtemel etkene yönelik tedavi başlanmalıdır. Antibiyotik tedavisi gerektiren aseptik menenjitler: 1. 2. 3. 4. 5. İyi tedavi edilmemiş bakteriyel menenjitler. Beyin abseleri. Epidural abseler. Subdural ampiyem. Tüberküloz menenjit. 6. Leptospiral menenjit. 7. Sifilitik menenjit. 8. Lyme menenjiti. 9. Kriptokokcal menenjit ve diğer fungal menenjitler, ve 10. Riketsial menenjitlerdir. İZOLASYON Viral menenjitlerin birçoğu enterovirüslarla meydana gelir, enterovirüslar fekal oral yolla ve yakın temasla bulaşırlar. Bu nedenle viral menenjitli hastaların enterik izolasyona alınmaları personel hijyene ve özellikle el yıkamaya dikkat etmeleri gerekir. B – VİRUS DIŞI MENENJİTLER: İNFEKSİYÖZ ASEPTİK Aseptik menenjitler gram boyamada etkenin görülmediği ve rutin kültürlerde üremenin olmadığı menenjitler olarak tanımlanırlar. Gram boyamada kolayca gözükmeyen veya boyanamayan ve rutin kültürlerde üretilemeyen, spiroketler, mycobakterium, brucella gibi bakteriler de sıklıkla aseptik menenjit etkeni olarak karşımıza çıkarlar. LEPTOSPİROZİS: Leptospira cinsi bakterilerle meydana gelen akut sistemik vaskülittir. İnfekte hayvanların çıkartılarıyla bulaşır. Anikterik ve ikterik ( Weil ) olmak üzere iki fazlıdır, menenjit ikterik fazda ortaya çıkar. BOS bulguları: lenfositer pleositoz, artmış protein ve normal glukoz seviyesiyle viral menenjitleri andırır. LYME MENENJİTİ: Borrelia burgdorferi kenelerle bulaşır birbirinden farklı 3 klinik fazı vardır. 2. faz dissemine enfeksiyon ve multisistemik tutulumun görüldüğü fazdır, bu dönemde aseptik menenjit tablosu gelişebilir. Beraberinde sıklıkla kranial nörit veya radikülonörit görülür. BOS bulguları viral menenjitlerle aynıdır. Uygun antibiyotik tedavisiyle sekelsiz iyileşir. Tedavisiz vakalarda rekürran aseptik menenjit atakları gelişebilir. 3 fazda kalıcı nörolojik hasarlar bırakır. SİFİLİZ : Sifiliz 2. dönemi dissemine enfeksiyon dönemi ve multisitemik tutulum dönemidir. Lyme hastalığı gibi 2. dönem sifilizdede aseptik menenjit sık görülür. Tedaviyle sekelsiz iyileşir, tedavisiz bırakılırsa aseptik menenjit atakları görülebilir. (bkz: Nörosifiliz) TÜBERKÜLOZ MENENJİT: Tüberküloz menenjit hernekadar subakut seyirli olsada aseptik menenjit görünümü nedeniyle viral menenjitlerle çok karışır. Hastaların % 75inde ekstrameningeal (genellikle pulmoner) tutulum vardır, hastaların % 25 inde ise sadece menenjit vardır ki bu vakalarda tanı koymak zorlaşır. Tüberküloz menenjit genellikle subependimal bir tüberkülomun subaraknoid sahaya açılması sonucu ortaya çıkar. Klinik görünüm selim seyirli spontan iyileşen aseptik menenjitten fatal seyirli progresif menenjite kadar değişebilir. Tüberküloz menenjitte başlangıçta BOS da hafif protein artışı ve normal glükoz görülür bu görünün viral menenjitlerle karışmasına sebep olur, menenjitin ilerlemesiyle protein artışı aşırı derecelere çıkar ve hipoglikoraji belirgin hale gelir. ( bkz: Tüberküloz menenjit ) BRUCELLA MENENJİTİ: Nadir görülen aseptik menenjit sebebidir. Genellikle meningoensefalit nadiren menenjit yapar. Antibiyoterapiye rağmen sekel bırakarak iyileşir. FUNGAL MENENJİTLER: İmmünsüpresse hastaların, transplantasyon hastalarının ve HIV enfeksiyonlarının artmasıyla birlikte giderek artan sıklıkta görülmeye başlanmıştır. immün sisetmi normal insanlardada görülebilirler, menenjit, meningoensefalit, beyin absesi, granülom yapabilirler. En sık görülen Kriptokokus menenjitidir, tüberküloz menenjiti andırır. Ensefalit ve fokal tutulumlarla seyredebilir. Histoplazma, Blastomikoz, Koksidioides normal insanlardada görülebilen nadir menenjit etkenidir. Candida normal veya immunsupresse hastalarda menenjit yapabilir. Fungal menenjitler genellikle diğer organ tutlumlarıyla beraber görülürler. MYCOPLASMA PNEUMONİA MENENJİTİ: Mycoplasma pneumonia pnemonisi sırasında nadiren menenjit veya ensefalit gelişebilir. Klinik ve laboratuar bulgularıyla viral menenjitlere çok benzer, hastalığın tedavisiyle SSS enfeksiyonu bulgularıda kaybolur, genellikle sekelsiz iyileşir. C – İNFEKSİYON DIŞI ASEPTİK MENENJİTLER: Akut menenjitlerin çok ufak bir bölümünden enfeksiyon dışı sebepler sorumludur. İLAÇLAR: Akut aseptik menenjitlerin bir kısmından ilaçlar sorumludur. En sık etken non steroid anti inflamatuar ilaçlar (NSAI), trimetoprim ve sülfa içeren ilaçlardır. SLE, RA, Sjögren sendromu gibi kollajen vasküler hastalıklar ilaçlara bağlı akut aseptik menenjit gelişme riskini arttıran predispozan sebeplerdir. Ilaçlara bağlı akut aseptik menenjitlerin patogenezi tam olarak bilinmesede bunların tip IV sellular hipersensitivite reaksiyonu olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Klinikte ani başlayan yüksek ateş, başağrısı ve meningial irritasyon bulguları görülür. BOS incelemesinde ise PNL pleositoz, artmış protein, normal glukoz görülür. Hastaların üçte birinde generalize döküntü menenjite eşlik eder. BOS da PNL hakimiyeti olması nedeniyle bu hastalar akut bakteriyel menenjit gibi tedavi edilirler fakat kültürde üreme yoktur ve etken ilaç kesildikten sonra menenjit bulguları hızla geriler. Tanıda detaylı anamnez ve alınan ilaçların sorgulanması, özgeçmişte kollagen vasküler hastalığın olması, BOS glukozunun normal olması yol göstericidir. Tedavide ilacın kesilmesi yeterlidir, bakteriyel menenjit şüphesi devam ediyorsa anamnezde olmayan bir antibiyotikle tedavi başlanır. Şüpheli ilacın yeniden alınması durumunda menenjit çok daha şiddetle ortaya çıkabileceğinden hasta uyarılmalıdır. SİSTEMİK LUPUS ERİTEMATOZUS ( SLE ): SLE seyri sırasında nörolojik tutulum sık görülür. Sistemik lupus eritematozus, psikozlar, epileptik ataklar, konfüzyon, demans, hemiparezi, paraparezi, ve aseptik menenjit ataklarıyla seyredebilir. SLE nin ensık nörolojik bulgusu konfüzyon, psikoz ve epileptik ataklardır, bu bulgular ensefaliti taklit eder, dolaysıyla SLE’ a bağlı nörolojik tutulum karşımıza en sık ensefalit tablosuyla çıkar. Akut aseptik menenjit ise SLE li hastaların ancak % 5 inde görülür. SLE de görülen menenjit rekürran karakterdedir. SLE ye bağlı akut aseptik menenjit atakları sırasında BOS da lenfositer veya PNL pleositoz vardır, protein artmış fakat glukoz normaldir. Anti Nükeer Antikor herzaman pozitiftir. Tanıda SLE ye ait diğer sistemik bulguların olması, menenjitin tekrarlayan karakterde olması, BOS glukozunun normal olması yol gösterir. Tedavi steroidlerle yapılır. SLE li hastalarda NSAI ilaçlara bağlı akut aseptik menenjitlerde sık görülür. SLE li hastalarda immün sistem depresse olduğundan prülan menenjitlerde normalden daha sık görülür (aseptik menenjitlerden daha sık). Bu nedenle SLE li hastada ortaya çıkan menenjit edilmelidir. aksi ispatlanana kadar enfeksiyöz kabul KAWASAKİ HASTALIĞI: Mukokutanöz lenfnod sendromu olarakda bilinir. Sebebi tam olarak bilinmeyen sistemik vaskülit tablosudur, ateş, döküntü, muköz membran değişiklikleri, lenfadenopatiler, ekstremite değişiklikleri ( ödem, eritem, deskuamasyon ) ile karakterizdir. Vakaların % 25 inde koroner arter vasküliti, % 70 inde aseptik menenjit görülür. Kawasaki menenjiti BOS bulgularıyla viral menenjiti taklit eder, selim seyirlidir ve genellikle tedavisiz spontan iyileşir.