SELANİK MEKTUBU (27)

advertisement
SELANİK MEKTUBU (27)
BAKİ SARISAKAL
SELANİK MEKTUBU (27)
Şimdi bütün Yunanlı halk Hükümetle beraber Selanik’te, Osmanlı idaresinin izlerini
silmek için merasim hazırlamakla meşguldürler. 26 Teşrinievvel’de icrası yapılacak olan bu
şenlikleri tertip edecek komisyona iki İslamı’nda davet edilmesi kararı alınmışsa da bu karar
reddolunmuştur. Kralın resmi istikbalinde nutuk okuması teklif oluna Belediye Reisi: “ Benim
bir İslam olduğumu unutmayınız? Meyus bir halkın efradından bulunuyorum. Memleket
vekili olduğum için Kral’a ihtiram etmem vazifem ise de beni İslam ahali yevmi felaketlerinin
tesayidine tevekkül etmemiştir. İcap ederse mevkiimi terk eyleyebilirim. “ demiştir.
Aynı teklife Müftü Efendi’de şu cevabı verdi: “ Hiçbir İslam buna iştirak edemez.
Esasen nümayiş yapılmamalıdır. Burada ki İslam anasırının sizinle vatandaş olmasını
istiyorsanız, onarlın hissiyatını daha az rencide etmelisiniz. Sonra Osmanlı Hükümeti,
İstanbul’un fethini şenliklerle kutlamamıştır. Çünkü İstanbul’da yaşayan Hıristiyanların
nefsini kırmamak ister. “
Görüyorsunuz ki buradaki İslamlar medeni şecaatlerini kaybetmemişlerdir. Bayram
arefesine tesadüf ediyor. O gün yani Cumartesi günü bütün dükkan sahipleri işlerini takip
etmekle zarara uğrayacaklardır. Merasim iki gün sürecektir. İçkiler getirilmekte, Yunan
ahalisinin büyük bir şevk ile nümayişlere ait ihzarında bulunduğu görülmektedir. Bakalım
zavallı İslamlara ne kadar zulüm ve cinayet yapılacak?
Selanik
Buraya her gelen etrafta büyük bir telaş, meçhul bir hazırlanmanın mevcut olduğunu
hisseder. Bütün zabitler (İstanbul’a gideceğiz) diye çalışmakta. Sevkiyata kemali ehemmiyetle
devam etmektedirler. Bunlara edilecek hitap ve nasihat ancak topla olabilirdi. Bu da sizin
elinizdedir. Bununla beraber Yunanlılar bu askere beyhude güveniyorlar. Hepsinin üstünde
yazlık ince ve pis bir elbiseden başka bir şey yoktur. Soğukların başlaması asıl düşmanın
başka tarafta olduğunu anlatıyor.
Bilhassa neferleri görmeyiniz: Hayattan bıkmış olduğunu ifade eden meyus bir sima
ve nihayet öyle maddi ve manevi bir iğrençlik ki, insan Türk asalet ve şecaatini böyle bir
düşmanının karşısında hakir eden sebepsiz müsamahalara lanet ediyor.
Muhaceret olanca hızıyla devam etmektedir. Selanik’in bütün sokakları yerlerini,
yurtlarını terk eden Yunan Hükümetinin alçak zulümlerine doğru taşıran bedbaht İslam
kafileleriyle doluyor. Üstlerinde sağlam bir elbise, bacaklarında yürüyebilecek bir kot bile
taşımayan bu zavallı insanlar şuraya, buraya dağıtılmakta, her gün birkaçı soğuğun, hastalığın
merhamet etmez hücumuna mukavemet edemeyerek ölmektedirler. Ve herhalde ölüler
geridekilerden daha çok bedbaht değildir. Divanı harp, zindan, sopa, süngü, hakaret, bunlar
mezarı bile aranan öyle isim verilemez vasıtalardır ki yirminci asrın yakasına yapışmış birer
canlı istihza gibi Selanik’i dolduruyorlar.
Şu yakında bu kafilere dört beş
eşkıya hücum etmiş, gece içinde bu
silahsız zavallı halkı kurşunlar altında
mahvetmişlerdir. İslam ölülerinin adedi
37’dir. İşte bütün İslam ansırı böyle
namert bir şekilde öldürülmektedir. Boş
kalan köylerde Bulgarlara kalmış
araziden muhaceret etmiş Rum ahali
yerleştirilmektedir. Bu cebri terk vatana
memanat olursa bilakis memnun
oluyorlar.
Harbin öğrettiği dersler yani
hapis etmek, dövmek, sekiz-dokuz
yaşında kızın ırzlarına tecavüz etmek,
onlara göre bir nevi eğlence ve hatta bir
meşguliyet oluyor. İnsan yüreğini
ızdıraplar altında ezen bu faciayı
düşündükçe bila ihtiyar şarkın pejmürde
felsefesine kapılıyor ve “ Ne yapayım “
diyor.
Irzına tecavüz olunan iki kız
derhal ölmüş, diğeri ümitsiz derecede
yaralıdır. İşte size yeni bir facia daha
Kasımıye Camisi, Kiliseye tahvil
olunmuş, bugün Agios Dimitriyos
ünvanı
altında
küşad
edilmiştir.
Şenliklerin ayini burada yapılacakmış. 1
Kasımıye Camisi
1
Tanin 8 Teşrinisani 1913
Download