HÜSENG SAH GÜRT kem Gevaliyar Kalesi'ni kuşattı. Fakat Delhi'nin Seyyidiler'e mensup hükümdan Muizzüddin Il. Mübarek Şah tarafından uzaklaştırıldı. Behmenl Hükümdan I. Ahmed Şah'ın Kehirla racasına saldırması üzerine Hüşeng Şah kendisine haraç veren racayı kurtarmak üzere yola çıktı ve onu <lğ ıt bir yenilgiye uğrattı (ı 428 ). Hüşeng Şah 1431 'de Cem na nehri kıyısın- daki Kelpi şehrine h ücum etti ve sözde Delhi Seyyidleri'nin hakimiyetinde olan şehri kolayca zaptetti. Mandü'ya dönerken yağmacı Hi nd Ogruplarını cezalandır­ dı. Ömrünün son yıllarında ise tahtı ele geçirmek için birbirleriyle mücadele eden oğulları ile uğraştı. 9 Zilhicce 838'de (6 Temmuz 1435) vefat eden Hüşeng Han, 1406'da Gond istilacılarına karşı bir üs olarak kurduğu HOşengabad'da defnedildi. Yerine Mahmüd Han Halaci'nin desteklediği büyük oğlu Gazni Han Muhammed Şah unvanıyla tahta geçti. Güneydeki komşularıyla dostane ilişki­ ler kuran Hüşeng Şah Gucerat Sultanlı­ ğı'nın baskılarına başarıyla karşı koydu. HindO tebaaya müsamahakar davrandı ve Racputlar'ı kendi ülkesine yerleşmele­ ri konusunda teşvik etti. Malva onun hükümdarlığı döneminde zengin bir şehir haline geldi. Alimleri himaye etmesi sebebiyle çoksayıda alim ve sOfi Malva'ya yerleşti. Bunlar arasında kendisinin de müridi olduğu Şeyh Mahdüm Kadı Burhaneddin, Gavsüddehr Seyyid Necmeddin, Şeyh Ycisuf Buda ve Hazret-i Şeyhülislam zikredilebilir. Mandil'da bir medrese yaptıran HOşeng Şah ticareti de teşvik etti. Hakimiyet sahalarını kuzeyde Kelpi'ye, güneyde Kehirla'ya kadar uzattı. Aynı zamanda sanat sever bir hükümdar olan HOşeng Şah Mandü'yu muhteşem bir şe­ hir haline getirdi. Delhi Dervazesi, Meseld-i Cum'a ve kendi türbesi o devrin mimari özelliklerini taşımaktadır. BİBLİYOGRAFYA : G. Yazdani, Mandu : The City of Joy, Oxford 1929, s . 8-13; Ahmad Alawi , Şahan-ı Malva, Lucknow, ts. s. 388-389; Bayur, Hindistan Tarihi, 1, 388-389; U. N. Day, "The Independent Kingdem of Malwa". CH/n. , V, 898-906; S. A. A. Rizvi, The Wonder That Was lndia, London 1987, ll, 66-67; E. Barnes. "D har and Mandu", Journal of the Bombay B ra nch of the Royal Asiatic Society, XXI ( 1904), s. 339-391 ; J. Horovitz, '.' Diliiver Han", iA, lll, 587; T. W. Haig. "Huşengşah Guri", a.e., V/1, s. 616; a.mlf., "Mandu", a.e. , VII , 282; a.mlf. - [R iza ullslam]. "Malwa", Efl (ing.), VI, 309; A. S. Bazmee Ansari, "Dilawar · Khan", a.e., Il, 276; J. Burton-Page, "HU~ang Shah Ghüri", a.e., lll, 638-639. li! 420 ABDÜLKEKİM ÖZAYDIN BİBLİYOGRAFYA : HUŞENİ, Ebu Sa'lebe ( ~,~~1 ) Ebu Sa'lebe Cürsü.m b. Wışim ei-Huşenl (ö. 75/694-95) Sahabi. L _j Hayatına dair fazla bilgi yoktur. Kendisinin ve babasının adı hakkında ihtilaf edilmiş . her ikisi için de kaynaklarda pek çok isim sayılmıştır. Zehebl bu isiınierin en meşhurunun Cürsum b. Naşim olduğunu belirtir (Tarll]u'l-İstam, s. 547; diğer isimler için bk. İbn Hacer, elİşabe, IV. 29-30). Kudaa kabilesinin Huşeyn b. Nemr koluna mensup olan EbO Sa'lebe daha çok bu künyesiyle tanın­ makta, dedesinin adı ise bilinmemektedir. Kardeşi Amr da Hz. Peygamber hayatta iken İslamiyet'i kabul edenler- · dendir. Hayber fethi için (6/628) hazırlık yapıl­ dığı bir sırada gelerek İslamiyet'i kabul eden Huşenl bu savaşa katıldı ve kendisine ganimetierden pay ayrıldı. Daha sonra onu ziyarete gelen ve müslüman olan yedi kişiyle birlikte Bey'atürrıdvan'da da bulunan Huşeni kabilesine elçi olarak gönderildi ve onların da müslüman olmasını sağladı (İbn Sa'd, I, 329). Hz. Peygamber'den ve Muaz b. Cebel, Ebü Ubeyde b. Cerrah gibi sahabilerden rivayette bulunan Huşeni'nin. Kütüb-i Sitte başta olmak üzere muteber hadis kaynaklarında pek çok rivayeti yer almakta, kendisinden hadis dinleyenler arasın­ da Ebü İdrls ei-Havlant Said b. Müseyyeb, Ata b. Yezid ei-Leyst Mekhül. Ebü Kılabe ei-Cermi ve Ebu Reca ei-Utaridl gibi isimler bulunmaktadır. Huşenl, ResOl-i Ekrem'e başvurarak bölgesinde henüz fethedilmemiş olan bazı yerlerin kendisine verilmesini istemiş, ResOiullah'ın, "Bakın hele, Ebü Sa'lebe neler söylüyor!" demesi üzerine yemin ederek oraların mutlaka fethedileceğini belirtmiş, Hz. Peygamber de onun isteğini yerine getirmiştir (Müsned, IV, 193Şam . 194). Sıffin Savaşı'nda her iki tarafta da yer almayan ve daha sonra Dımaşk'a yerleşerek çoluk çocuk sahibi olduğu anlaşı­ lan Huşeni bir gece yarısı namaz kılarken secdede vefat etmiştir. Onun Muaviye'nin halifeliği döneminde (661-680) öldüğü de rivayet edilmektedir. Müsned, IV, 193-195; İbn Sa'd, et· Taba~at,ı, 329; Halife b. Hayyat. et-Taba~at(Ömerl). s. 305; Darekutnl, el-Mü'telifve'l-mutıtelif(nşr. Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkadir). Beyrut 1986, ll, 680-681, 958; İbn Abdülber, el-lsti'ab, IV, 2728; Sem'ani. el-Ensab, V, 128; İbnü'I-Esir, Üsdü'l-gabe(Benna). VI, 44-45; Zehebi. A'lamü'nnübela', ll, 567-57 1; a.mlf., Tarltı u 'i-İslam: sene 61-80, s. 547-549; a.mlf., el-'lber, ı. 63; a.mlf .. el-i' lam bi-ve{eyati'l-a'lam (n ş r. Riyad Abdülhamid Murad -Abdülcebbar Zekkar). Beyrut 1412/ 1991, s. 46; İbn Hacer. Tefı?ibü't-Tefı?ib, XII, 4951; a.mlf., el-lşabe,IV, 29-30; Hazreci. /juliişatü Te?hib, s. 446; Wensinck. el-Mu'cem, VIII, 38. li] ABDÜLKADiR ŞENEL HUŞENi, Muhammed b. Abdüsselam (~!ı"~'~ U-! ~ı Ebu Abdiilah Muhammed b. Abdisselam b. Sa'lebe ei-Huşeni ei-Kurtubi (ö. 286/899) L Hadis ve dil alimi. _j 221 'de (836) Endülüs şehirlerinden Ceyyan'da (Jaen) doğdu. Bazı kaynaklarda künyesi Ebü'I-Hasan olarak da kaydedilmektedir. Büyük dedelerinden sahabi Ebu Sa'lebe el-Huşenl'ye nisbetle Huşeni diye anılır. 240 (854) yılından önce hacca gitti. Daha sonra tahsil amacıyla Mekke, Basra. Bağdat. Mısır gibi ilim merkezlerini dolaş­ tı. Arap dilini EbO Hatim es-Sicistani ve Ebü'l-Fazl er-Riyaşl'den öğrendi. Harmele b. Yahya, Muhammed b. Müsenna. Bündar lakabıyla tanınan Muhammed b. Beş­ şar. Abdullah b. Said ei-Eşec ei-Kindi ve Müzeni gibi alimlerden fıkıh ve hadis okudu. 247'de (861) Ebü Ubeyd Kasım b. Sellam'ın eserlerini onun talebesi Muhammed b. Vehb ei-Mis'ari yoluyla elde etti (rivayette bulunduğu kimselerin bir listesi için bk. Muhammed b. Haris ei-Huşenl. Ai]barü 'l·ful!-aha' ve'l-mu/:ıaddişln, s. 134137) . Kendisinden oğlu Muhammed, hadis hafızı Muhammed b. Kasım b. Muhammed ei-Beyyanl, Kadılkudat Eslem b. Abdülaziz ve Kasım b. Asbağ gibi kişi­ ler hadis rivayet ettiler. Huşeni, yirmi beş yıl süren ilmi seyahatlerinin ardından Kurtuba'ya (Cordoba) yerleşti. Endülüs'te o tarihlerde henüz bilinmeyen pek çok hadisi. lugatı ve Cahiliye devri şiirini buraya taşıdı. Bir müddet Arap dili okuttuktan sonra hadis öğreti­ mine yöneldi. Ebü Ubeyd Kasım b. Sellam'ın en-Nasilj ve'l-mensu.l] adlı eserini Endülüs'e getirmesi burada nesih konusunda bazı tartışmaların çıkmasına sebep oldu. Huşenl'nin Kur'an ve Sünnet'te HUSENf. Muhammed b. Haris nesih bulunduğunu savunması üzerine neshi kabul etmeyenler onu Sahibü'ş-şur­ ta Muhammed b. Haris'e şikayet ettiler. Muhammed b. Haris de nesi h konusunda Huşeni ile tartıştıktan sonra onu hapsetti. Bu durumu öğrenen Endülüs Emevi Hükümdan 1. Muhammed Huşeni'nin serbest bırakllmasını ve kendisinden özür dilenınesini emretti. Daha sonra hükümdar tarafından kendisine Ceyyan kadılığı t eklif edilmişse de Huşeni bu görevi kabul etmedi. Neseb, dil ve edebiyatla hadis rivayetinde devrinde tanınmış bir alim olan. fıkıh sahasındaki bilgisiyle kendini kabul ettiren, dindarlığı ve iyilik severliğiyle halkın sevgisini kazanan Huşeni 27 Ramazan 286 (6 Ekim 899) tarihinde Kurtuba'da vefat etti. Huşeni'nin, hadislerin ve onlardaki garib kelimelerin şerhine dair Garibü'lJ:ıadiş adlı 400 var ak hacminde bir eserinin bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir. BİBLİYOGRAFYA : Muhammed b. Haris ei-Huşeni. Al;barü'l-{ul!:aha' ve 'l-muf:ıaddişfn (nşr. M. L. Avila- L. Moı ina). Madrid 1992, s. 132-137; a.mıf .. ~uçiatü ~ur(uba (n ş r. İbrahim e ı-Ebyarl). Beyrut 1410/ 1989, s. 33-34; Ebu Bekir ez-Zübeydl, Tabal!;atü'n-naf:ıviyyfn ve 'l-lugaviyyfn (nşr. M. Ebü'ı ­ Fazı İ brahim). Kahire, ts . (Darü'ı-Maarif). s. 268; İbnü'ı-Faradi. Tarf/; u 'ulema'i'l-Endelüs (nşr. İb­ rahim eı-Ebyarl). Kahire 1410/1989, ll, 648-650; İbn Hayyan. el-Mul!;tebes, s. 250-261; Humeydi, Ce?vetü'l-mul!;tebis (nşr. İbrahim eı-Ebyar!). Kahire 1410/1989 , ı, 117 -119; Sem'ani, el-Ensab, V, 127-128, 130; İbn Abdülhadi. Tabal!;atü 'ulema'i'l-f:ıadfş(nşr. Ekrem eı-BOş1). Beyrut 1409/ 1989, ll, 358-359; Zehebi. A'lamü'n-nübela', XIII, 459 -460; a.mıf., Te?kiretü'l-f:ıuf{tı?, ll, 649; Süyütl, Bugyetü'l-vu'at, ı, 127, 160; Hediyyetü'l-'ari{in, ll, 21; Zirikli, el-A' lam, VII, 76-77; Kehhaıe. Mu'cemü 'l·mü'ellifin, X, 168; W. Werkmeister, Quellenuntersuchungen zum KWib al-'lqd al-Farid des Andalusiers lbn 'Abdrabbih, Berlin 1983, s. 254-262; Şakir eı-Fehham, "Kitabü'd-Dela'il fi garlbi'l-l:ıadiş li-Ebi MuJ:ıammed ~asım b. Sabit el-'Avfies-Saral5ustl", MMLADm., L/2 (1975). s. 317-321. !il ı NURİ TOPALOG LU HUŞENİ, Muhammed b. Haris -, (~1 0.:,.)1:>0-! ~ı Ebu Abdiilah Muhammed b. Haris b. Esed ei-Huşeni ei-Kayrevani (ö. 361/971) L Maliki fakihi ve biyografı yazarı. _j lll. (IX.) yüzyılın sonlarında Kayrevan'da doğdu. İbn Haris diye de anılır. Huşeni nisbesini, sahabi Ebfı Sa'lebe ei - Huşeni'­ nin de mensup olduğu Kudaa kabilesinin Huşeyn b. Nemr kolundan gelmesi sebe- biyle almıştır (İbn MakGia. lll. 26!; Sem'ani, V. !30) . İbnHazmda bu kabileden bazı grupların Endülüs'te çeşitli şehirlere yerleştiğini haber vermektedir ( Cemhere, s. 455). Charles Pellat'ın Kayrevan yakınla­ rındaki Huşen'den olduğuna dair verdiği bilgi (EFi İng . 1. V, 7!) klasik kaynaklarda geçmemektedir. İlk tahsilini Kayrevan'da yapan Huşeni burada Ahmed b. Nasr eiHewari, Ahmed b. Ziyad ve İbnü'I-Lebbad gibi hocalardan ders aldı. Çok genç yaşta gittiği (311/923 veya 312/924) Kurtuba'da Kasım b. Asbağ, İbn Ubade er-Ruayni ve İbn Lübabe'nin derslerine katıldı. Ardın­ dan Endülüs'ün çeşitli şehirlerini dolaştı ve bir süre Sebte'de (Ceuta) kaldıktan sonra Kurtuba'ya (Cordoba) yerleşti. Burada Endülüs Emevi Halifesi ll. Hakem'den daha veliahtlığı sırasında yakın ilgi gördü ve ona ithaf ettiği çeşitli eserler kaleme aldı. Hakem tarafından Beccane'de (Pechina) mirasla ilgili kadılık görevine ve Kurtuba'da şfıra üyeliğine getirildi. Huşeni 13 Safer 361 (5 Aralık 971) tarihinde Kurtuba'da vefat etti. İbnü'I-Faradi ve ondan naklen Kadi İyaz bu tarihi verirken Zehebi Teg;kiretü'l-J:ıutfa:(da (lll , !002) Huşeni'nin Hakem'in ölümünden (366/976) sonra dükkanında tıbbi yağlar satarak geçinmek zorunda kaldığını kaydeder ve bu sebeple söz konusu tarihin yanlış olduğunu belirterek bunun 371 (981) olabileceği ihtimalini ileri sürer. Daha sonra telif ettiğiA'Jdmü'n-nübeld'da ise (XVI, !66) yine halifenin ölümünden sonra dükkanında çalıştığını yazmakla birlikte 361 yı­ lını esas almakta, 371 tarihini de zayıf bir rivayet olarak kaydetmektedir. İbn Ferhfın da Huşeni'nin hem halifenin ölümünden sonra dükkanında yağ satlığını hem de 361 yılında vefat ettiğini söyleyerek aynı çelişkiyi tekrarlamaktadır. Ayrıca Dabbi, Humeydi ve İbn Makfıla. Huşeni'nin 330 (942) yıllarında yaşadığını belirt.m ekle yetinirken Yaküt el-Hamevi anlaşılmaz bir şekilde 330 yılı başlarında vefat ettiğini kaydetmektedir. Eserleri. 1. Kucjatü Kurtuba. Tari]].u Kucjati'l-Endelüs, A]].barü'l-lfudat bi'lEndelüs gibi adlarla da anılan eser, fetihten 358 (969) yılına kadar Kurtuba'da görev yapan kadıların biyografilerini ihtiva etmektedir. Huşeni'nin çeşitli kaynaklar yanında resmi yazışmalar. özel belgeler ve şifahi bilgilere dayanarak kaleme aldığı eser. akıcı ve güzel bir üslfıba sahip olmamakla birlikte Endülüs Emevi Devleti 'nin en parlak dönemindeki içtimai hayatı yansıtması. ayrıca müellifin olayları tarafsız bir şekilde yorumlayıp olduğu gibi kaydetmesi bakımından önem arzetmektedir. İlk defa ispanyolca tercümesiyle birlikte Julian Ribera tarafından neşredilen eseri (Madrid !9!4) daha sonra bu neşre dayanarak i zzetei-Attar (Kahire !372/1952, !373/!954, 1966, müellifin Taba~atü 'ulema'i i{rl~ıyye adlı eseriyle birlikte) ve İbrahim ei-Ebyari(Kahire !4! 0/1989) yayımlamışlardır. Son neşirde eserin diğer baskılarındaki hatalar tashih edilmiş ve yer yer açıklamalarda bulunulmuştur. z. Taba]fiitü 'ulema'i İf­ ri)fıyye. Hadis, fıkıh ve kelam alimleriyle Kayrevan'da kadılıkyapan kişilerin biyografilerine dair olup Malikller dışındaki mezhep alimlerine de yer vermesi bakımından dikkat çeker. Ayrıca Kayrevan kadılarına dair ilk eser olması ve müellifin çağdaşı birçok alim hakkında temel kaynak niteliği taşıması bakımından önem arzetmektedir. Ancak ilmi ve mesleki tabakalara göre düzenlenmesi sebebiyle bazan çeşitli yönleri bulunan bir alime ait biyografinin birkaç yerde tekrarlandığı görülür. Bilhassa ilk iki bölümüyle Ebü'I-Arab'ın aynı adlı kitabının zeyli durumunda olan eser. önce Muhammed b. Ebfı Şeneb tarafından Ebü'I -Arab'ın kitabı ile birlikte ( Taba~atü 'ulema'i i{rl~ıyye, Cezayir !33 2/ !914; Cfasses des savants de l'Jfriqiya, Alger !920, Fransızca tercümesiyle beraber). daha sonra izzet ei-Attar (yk. b k.) ve Muhammed Zeynühüm Muhammed Azeb (Kahire !4!31!993) tarafından neşredil ­ miştir. 3. A]].barü'l-fu)faha' ve'l-muJ:ıad­ dişin. Endülüs fakih ve muhaddisleri hakkındaki eserde biyografisi verilenierin hemen tamamı lll-IV. (IX-X.) yüzyıllarda yaşayan kimselerdir. Bundan dolayı eserlerinden faydalandiğı müelliflerin çoğu kendi çağdaşları olup bunların başında Ricalü'l-Endelüs müellifi Halid b. Sa'd gelmekte. onu İbnü'I-Kütiyye. İbn Hazm'ın babası Ahmed b. Said b. Hazm gibi diğer akranları ile bir kısım hocaları takip etmektedir. İbnü'I-Faradi ve Kadi İyaz baş­ t a olmak üzere daha sonraki Maliki müellifleri için önemli bir kaynak olan eser Maria Luisa Avila ve Luis Malina tarafın­ dan yayımlanmıştır (Madrid !992). 4. Uşulü'l-tütya. Fıkıh bablarına göre düzenlenen eserde fürfı-i fıkha dair meseleler. birtakım külli kaidelere bağlanarak benzerlikleri (nezair) veya farklılıkları (fürük) göz önünde bulundurulmak suretiyle ele alınmış. böylece fıkhi hükümlerin dayandığı delillerle mezhebin esasları ortaya konmuştur. Daha sonraki benzer çalışmalara da örnek teşkil eden eser Muhammed ei-Mecdfıb. Muhammed Ebü'IEcfan ve Osman Bittih tarafından yayım­ lanmıştır (1iınus !985). s. el-İttifa)f ve'l- 421