M. Meclisi B : 152 görevler, öteden beri dikkatimizi çekmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında alınan karar daha büyük önem kazanmaktadır. Bu tâyinleri ve benzeri tasarrufları, M. G. P. gerekli gördüğü zamanda ve şekilde, ayrıca T. B. M. M. ne ge­ tirmeye kararlıdır. Görüşülmekte olan önergenin gündeme alın­ ması ve gerçeklerin aydınlığa kavuşması yolun­ da Grupumuz oy kullanacaktır. Saygılar sunarım. (A. P., D. P. ve M. G. P. sıralarından alkışlar) BAŞKAN — D . P. Grupu adına Sayın Meh­ met Ersoy, buyurun. D. P. GRUPU ADINA MEHMET ERSOY (Kütahya) — Sayın Başkan, sayın milletvekil­ leri ; îmam - hatip okullarının 1 nci devresini ka­ patma kararı alan Sayın Millî Eğitim Bakanı Şinasi Orel hakkında gensoru açılmasını talebe­ den önergenin, gündeme alınıp alınmamasiyle ilgili olarak, D. P. Grupunun görüşünü arz edi­ yorum. Devlet ve millet hayatında sorumluluk yük­ lenmiş, yetkiye sahip insanların yaptıkları fişle­ rin, topluma ve fertlere fayda getirmesi ilk şarttır. Yapılan işlerin insanlara faydalı olup 'olmadığı, insanın yapışma, mahiyetine uygun olup olmadığıyla anlaşılır. İnsanın mahiyeti hakkına başlıca (hepinizin bildiği gibi) iki gö­ rüş vardır : Bunlardan birisi, materyalist gö­ rüştür, diğeri de sipritüalist görüştür. Bu iki görüşün insan anlayışı ve tarifi ayrı aynıdır. Materyalist görüşte her şeyin aslı maddedir. İnsan da sadece maddi bir varlıktır. Maddi olan varlığın ihtiyaçları da maddidir, tnsan, sadece iktisadi bir varlıktır. Maneviyatı doğuran da iktisadi imkânların olmayışıdır. Bu suretle ma­ teryalist görüş, mânevi (değerleri tanımaz, mâ­ nevi ihtiyaçları hesaba katmaz. Milletimiz ta­ rihi boyunca bu görüşe iltifat etmemiştir. iSipritüalist (görüş îse düalist bir görüştür. Materyalizmin aksine, mânevi değerleri ve ihti­ yaçları tanır, insanı sadece hücrelerden ibaret bir varlık kabul etmez. Ruhla madde arasında denge kurar. Bu dengeyi, fertlerde ve toplum­ da kuramamış milletler huzur içinde olamazlar. Yalnız ruhla beden arasında değil, düşünce, duygu ve irade arasında, dünya ile aıhiret ara­ sında, zengin ile fakir arasında bu dengenin ku­ rulması zarureti vardır. Denge, en az iki unsur 20 . 8 . 1971 O :1 arasında kurulabileceği için, materyalist görüş­ te denge fikri yoktur. Büyük Türk Milleti, tarihi boyunca bu den­ geyi daima kuragelmiştir. Ölçüsü ne olursa ol­ sun, bu dengeyi bozacak tasarruflara karşı mil­ letimiz fevkalâde hassastır. Bu konuda ise en büyük görev ve sorumluluk Millî Eğitim Bakanlığmmdır. Aksi halde, bu bakanlığın adı Millî Eğitim Bakanlığı değil, sadece öğretim bakanlığı olurdu. Devlet ve millet hayatımızda en mühim yeri işgal eden Millî Eğitim Bakanlığı, taklitçiliğe ve sik sık sistem ve metot değiştirmeye teves­ sül ettiği için, zaman zaman millîlik vasfını za'fa uğratmıştır. Bu itibarla, eğitim reformunu zaruri gör­ mekteyiz. Ancak, bu reform, millî istek ve ihti­ yaçlara uygun, yapıcı, düzenleyici ve ileriye dö­ nük olmalıdır. Ayrıca plânlı olmalıdır. Sayın milletvekilleri; imam - hatip okullarının kapatılması kararı­ nın mahiyetini ve neticesini iyice belirtmek için, Sayın Orel'in eğitim reformu konusunda takibettiği metodu tesbitte fayda vardır. • Sayın Orel ilk iş olarak bir reform komis­ yonu kurdu. îlk iş olarak, bir reform komisyo­ nu kurulması fikri, takdire ve tebrike şayandır. Ancak, bu komisyonun teşekkül tarzı, millî is­ tek ve ihtiyaçlara uygun olmadığı gibi, en mü­ him görevlerinden biri, Cumhuriyete Ve mille­ tin bütünlüğüne kasteden aşırı cereyanlarla mücadele etmek olan Sayın Erim Hükümetinin işbaşına geliş sebebine de aykırı idi. Zira, re­ form komisyonu, Anayasa Mahkemesince kapa­ tılan, yöneticileri örfi idare mahkemelerinde hesap veren, T. î. P. Danışma Kurulu üyesi olan ve adı Orta - Doğu Teknik Üniversitesi hâdise­ lerine karışan bir zatın başkanlığında kurul­ muştu. Bu komisyon üyelerinden biri, gene T. î. P. Danışma Kurulu üyesi olup, 1951 de ko­ münistlikten takibata uğramış, tevkif edilmiş, son olaylar sebebiyle de hakkında hâkim Albay Halil Ölçel tarafından hazırlanan iddianame­ nin 37 nci sayfasında belirtildiği gibi, Ameri­ kanda komünist 'Sevim Tarı ile, yurda döndük­ ten sonra da Mihri Belli ile; Budapeşte ve Bi­ zim Radyoda faaliyet gösteren Necil Tokay ile münasebetlerinden bahsedilen bir zattır. Diğer üyelerden bâzılarının da Orta Do£u Teknik Üniversitesinde ve Siyasal Bilgiler Fakültesin- — 102 —