Dosya ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE POLİTİKALAR Tülin KESKİN Makina Mühendisi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Üyesi ve Enerji Verimliliği Danışmanı tulin.keskin@mmo.org.tr GİRİŞ Enerji verimliliğinin arttırılması, enerji sektörünün önündeki en önemli politika seçeneği ve hedefi olmalıdır. Bu politika; enerji ihtiyacı olduğunda öncelikli olarak, yeni arz kaynaklarının devreye sokulması için yatırım yapma alışkanlığına dayanan politikaları terk eden ve diğer sektör politikaları ile de kesişen birçok önlemin alınacağı bir politika olacaktır. Birbiri ile bütünleşmiş ve sanayi, bina, hizmetler, ulaştırma gibi sektörlerce sektör politikası olarak içselleştirilmiş enerji verimliliği politikası bütün gelişmiş ülkelerde önceliklidir. Ülkemiz için de finansmanı, teşviği, mevzuatı ile dengeli uygulamalara ağırlık veren politika seçeneklerinin belirlenmesi ve yürürlüğe konulması gereklidir. Bütün dünyada enerji sektörü, ekonomi ve siyasetin yönlendiricisi konumuna gelmiştir. Enerji sektörü ise üç temel problemin çözümünü arayarak, bu etkileşimi azaltmaya çalışmaktadır. Bu sorunlar; güvenilir arzın sağlanması, enerjinin daha düşük bir fiyatla tüketiciye sunulması ve çevresel etkilerdir. Dünya ekonomisini yönlendiren gelişmiş ülkeler ve toplulukları, bunların çözümünü ülke içinde çözemedikleri için enerji sektöründe global ölçekte radikal değişiklikler içeren önlemleri ortaya koyarak uygulamaktadır. Örneğin; 1 2 serbestleştirme bunlardan birisidir. Diğer yandan mevcut kaynaklarla, sektörü yeniden şekillendiren politikalarla enerji sektörünü yönetmek için önlem alınmaktadır. Bu önlemler; enerji ikamesi, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve temiz teknolojilerdir. Bunlardan sadece enerji verimliliği en sorunsuz, en ucuz, en hızlı ve bu üç temel probleme ilaç olabilecek çözüm olarak bütün dünya tarafından deklere edilmiş durumdadır. Bugün enerji verimliliğinin arttırılması tüm ülkelerde enerji ajandasının başına oturmuştur. Bu hususlar Türkiye için de tamamen geçerlidir. Ayrıca; Türkiye için enerji dış ticaret dengeleri açısından da büyük sorundur. Enerji ithalatı, 2006 yılında 29 milyar dolarla ihracat gelirlerinin dörtte birini almıştır. 2007 tahmini ise 35 milyar dolardır. Petrol fiyatları Eylül ayında 80 dolar/varili görmüştür. 100 dolar/varilden bahsedilmektedir. Bu fiyat seviyesinin süreğen hale gelmesi, birincil enerji arzında petrole yüzde 35 ve doğal gaza yüzde 28, elektrikte doğal gaza yüzde 45 bağımlı olan Türkiye ekonomisini ne hale getireceğinin hesaba katılması gereklidir. Sadece enerji fiyatlarının artma eğiliminde olması değil; IEA Key Energy statistics, 2007 EUROSAT 74 Mühendis ve Makina • Cilt : 49 Sayı: 576 aynı zamanda yüksek ithalat bağımlısı olan ülkelere yönelik arz güvenliği kaygıları da çözüm aradığımız diğer bir husustur. ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÖNEMLİ BİR ÇÖZÜM Bu sorunların ve enerji sektörünün uğraştığı diğer sorunların çözümü ülke içindedir. Çok da zor olmayan ve birkaç yılda geriye kazanabileceğimiz en az yüzde 25 gibi bir enerji tasarrufu potansiyelimiz, hazır kaynak olarak elimizin altında durmaktadır. Enerji yoğunluğu değerinin gelişmiş ülkelerle karşılaştırılması da bu konudaki potansiyeli vurgulamaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı'nın dolar bazındaki ortalama enerji yoğunluğu göstergesi 0,19; Türkiye'nin 0,351 ve AB'nin 15 ülkesinin avro cinsinden göstergesi 208 iken; Türkiye'nin göstergesi 408'dir.2 Bu kaynağın geriye kazanılması için Dosya yapılacak çalışmalar, en az 40 bin kişiye kaliteli yeni iş sağlayacak bir istihdam projesi karakterine sahiptir. Ayrıca; imalat sanayinde ürün maliyeti içindeki yüzde 8-50 arasında değişen enerji maliyeti payının azaltılması, ürün fiyatlarının düşmesine ve dolayısıyla enflasyonun düşürülmesine katkı sahibi olacaktır. İthalattan tasarruf edilecek en az 5 milyar doların alınacak önlemler için sadece 1 milyar dolarının iç pazara yönlendirilmesi, ekonomi için ciddi bir canlanma yaratacak; vergi ve istihdam katkısı olarak kamu maliyesine önemli oranda geriye dönecektir. Tüm bu sebeplerle ve özellikle de arz güvenliği için enerji verimliliğinin bir enerji arz politikası şeklinde algılanması ve yönetilmesi gereklidir. Örneğin; Almanya 8-10 yıl önce nükleer enerji üretimini zaman içinde sonlandıracağını açıklarken, bunu ikame etmek üzere diğer önlemlerin yanı sıra özellikle binalarda olmak üzere enerji verimliliğini arttırarak, geri kazanacağı enerji miktarını da açıklamıştır. Bu anlayış, 1991-2004 yılları arasında Almanya enerji verimliliği endeksinin yüzde 15 iyileştirilmesini sağlamıştır. Avrupa'nın birçok gelişmiş ülkesinde de benzer gelişmeler yaşanmış ve 15 AB ülkesi 1990-2004 arasında enerji verimliliği indeksinde ortalama yüzde 10 iyileştirme sağlamıştır.3 2006 Nisan ayında yürürlüğe giren yeni bir direktifle 4 ; 2008-2016 yılları arasında, üye ülkelerin her birinin enerji tüketimini net ve ekonomik gelişme, iklim şartları gibi birçok değişkenden bağımsız olarak yüzde 9 azaltması öngörülmüştür. Bir yasal düzenleme olan bu direktifin yanı sıra politika dökümanı olarak daha önce yayınlanan 3 4 5 Enerji ve Enerji Verimliliği konusunda birbirini takip eden iki adet Yeşil Tebliğ'deki çerçeveye uygun olarak, mevcut tasarruf potansiyelini geri kazanmak için önümüzdeki altı yıl içinde uygulanacak somut ve gerçekçi eylemleri içeren bir Enerji Verimliliği Eylem Planını 19 Ekim 2006 tarihinde açıklamıştır.5 Eylem Planı ile 2020'de yüzde 20 tasarruf sağlanabilmesi için 2007-2012 arasında yılda yüzde 3,3'lük (daha önce belirlenen yüzde 1,5'e ilave olarak yüzde 1,8) bir enerji verimliliği iyileştirilmesinin yapılması hedeflenmektedir. Tabi ki bu potansiyelin geri kazanılması için önemli yatırım ihtiyacı doğacaktır. Bu eylem planı daha çok maliyet etkin önlemlere odaklanmıştır. Bu önlemlerin AB ekonomisine çok yönlü yararlar sağlaması beklenmekte ve katkısının 50 milyar avro olacağı hesaplanmaktadır. Ülkemizde de enerji sektöründe arz tarafı yönetimi politikalarının yanı sıra talep yönetimi ve enerji verimliliğinin arz kaynağı olarak görülmesi konusunda önemli bir inisiyatif başlatılmıştır. 2 Mayıs 2007'de yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasını amaçlamaktadır. Kanunun, enerji ve diğer sektör politikaları üzerinde nasıl bir evrimleşme yaratacağı, diğer sektörlerce nasıl içselleştirileceği çok önemlidir ve başarısı buna bağlıdır. İklim değişikliği sorunu, kuraklıkla birlikte Türk halkı ve yönetimi tarafından çok kısa sürede algılanmış ve hatta soruna sahip çıkılmıştır. Bu ortamdan yararlanarak enerji verimliliğinin en önemli çözüm olduğu konusunun gündemde tutulması gereklidir. Diğer yandan özelleştirme ve serbestleştirme sürecinde yürürlüğe konan yasal düzenlemelerde enerji verimliliği konusuna yapılmış ciddi bir atıf yoktur. Enerji sektörünün kendi www.odyssee-indicators.org--energy efficiency bottom-up index for the whole economy (ODEX) The Directive 2006/32/EC of 5 April 2006 on Energy End-Use Efficiency and Energy Services COMMUNICATION FROM THE COMMISSION Action Plan for Energy Efficiency: Realising the Potential -19.10. 2006, COM(2006) 545 final Mühendis ve Makina • Cilt : 49 Sayı: 576 75 Dosya içinde de algılamasının genişletilmesine ihtiyaç olduğunu düşündürmektedir. Bu şekilde devam ederse Türkiye; önümüzdeki yıllarda da yine sadece üretime yatırım yapacaktır. 2009 yılına doğru baş göstermesi beklenen enerji açığını karşılamak üzere; bir tasarruf planı yapılmadan (sadece birkaç tavsiye yapılarak), yeni santrallerin ihale edilmesi için hazırlık yapılması da bu tezimizi doğrulamaktadır. Enerji verimliliği faaliyeti artık yıllarca yaptığımız gibi halkla ilişkiler boyutundan eyleme ve sonuç alma boyutuna geçmelidir. SONUÇ Makina Mühendisleri Odası, enerji verimliliğinde izlenmesi gereken politikaları ve alınması gereken önlemleri içeren önerilerini yaptığı açıklamalarla kamuoyu ile paylaşmaktadır. Odanın enerji verimliliği konusundaki kapsamlı önerileri, Oda Başkanı Emin Koramaz 76 tarafından “Enerjide En Önemli Uygulama Tasarrufa Yatırımdır” konu başlığı altında yapılan açıklamada yer almaktadır. Enerji verimliliği önlemleri; karakteri itibarıyla yetki, sorumluluk ve uygulamalar açısından farklı kurumlara dağılmıştır. Etkin bir sonuç alınması için bu kurumlar arasında koordinasyon şarttır. Enerji verimliliği sonucu itibarıyla enerji sektörünü ilgilendirmektedir. Ancak; bu sonuca gitmek için alınacak önlemlerin hemen hemen tamamı sektörü yöneten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın sorumluluk ve idare alanının dışındadır. Bu nedenle diğer sektörlerdeki verimlilik odaklı politika ve uygulamaların ilgili Bakanlıklarca kendi politikaları kadar öncelikli olarak benimsenmesi gereklidir. Bu nedenle; ortak strateji, kapsamlı mevzuat ve yeterli mali kaynak enerji verimliliğinin sağlanmasındaki olmazsa olmazlardır. Karar vericiler tarafından Mühendis ve Makina • Cilt : 49 Sayı: 576 “alçakta asılı meyve” olan enerji tasarrufu, artık görmemezlikten gelinmemelidir. Bunun için devlet kurumları ve yerel yönetim yöneticileri enerji verimli yönetim ve yaşama pratiğini içselleştirmelidir. KAYNAKLAR 1. Tülin Keskin, çeşitli tebliğ ve yazıları 2. www.odyssee-indicators.org-energy efficiency bottom-up index for the whole economy (ODEX) 3. The Directive 2006/32/EC of 5 April 2006 on Energy End-Use Efficiency and Energy Service 4. COMMUNICATION FROM THE COMMISSION Action Plan for Energy Efficiency: Realising the Potential 19.10. 2006, COM(2006) 545 final. 5. IEA Key Energy statistics, 2007 6. EUROSAT 7. DEK-TMK için 2007 Temmuz ayında hazırlanan Enerji Verimliliği Alt Komisyon Raporu