G, Sena'osu 28 . 1 . 1969 B : 25 kısmı dikkate almadılar konuşmalarında. Onu. d?., almazlar zaten kolay kolay. Değerli arkadaşlarım, yapacağımız araştır­ ma bir ödemeler dengesinin doğrudan doğru­ ya kalemleri üzerindeki teknik çalışma değil­ dir. Bir projeksiyondur. 1972 hedefine doğru giderken nelerle karşılaşabiliriz? Geçmiştekine bakarak onu incelemeye çalışacağız. Bu, dolayısiyle bizi baskı altında tutacak döviz sıkıntımızı meydana çıkarmış olacak, önce 1968 yılı ödemeler dengesi hakkındaki görüş­ leri açıklıyalım. Gerek geçmiş yıllar uygula­ masına bakarak, gerekse son günler bilgilerine dayanarak dış ticaret hacmimizin daralacağı, hem ihhalât ve hem de ihracattan program he­ define göre onar, yirmişer milyon dolarlık ge­ rileme görüleceği anlaşılmaktadır. Bugünler­ de bu hususun daha çok açıklığa kavuşması mümkündür. Sayın Bakan daha evvel lütfetti­ ler, bâzı bilgiler verdiler, onlar üzerinde de görüşümü açıklıyacağım. Bu takdirde dış tica­ ret hacmimiz 60 - 70 milyon dolar kadar da­ ralmış olacak. Plâna göre dış ticaret hacmi­ miz daralmaktadır arkadaşlar. Keza turizm ve seyahat gelirlerinde ümit edilenin altında bir gerçekleşme olmuştur. Plâna göredir, ra­ kamlarını söyliyeceğim. Buna karşılık yabancı sermaye dışarıya daha fazla kâr transfer et­ mek eğilimine devam etmek istiyor, işçi ge­ lirlerimiz azalıyor, ihracatımız azaldığı için dolayısiyle ithalâtımız kısırlaşıyor. Yabancı sermaye az geliyor. Yabancı sermaye çıkarken de fazla kâr transfer etmek eğilimindedir, işin içerisinde bir terslik var. Belki anaparadan O :2 ' | I | | i I ! j rında noksan bir ithalât ve ihracat, 25 - 30 milyon dolarlık bir eksik borç ödeme ile dengeye getirilmesi ancak mümkün olacaktır. Başka türlü kolay kolay gelmez. Bunlardan 5 10 milyon dolar rakam farkları var. Şu anda bile dikkat ettiyseniz bir açık meselesinde kaç sözcü konuşuyor. Hiçbirinin görüşü diğerini tutmuyor. Bu rakamlar biraz da maliyecilerin, muhasebe işleriyle meşgul olanların veya ger­ çekleşme günlerinin oynadığı oyunlar ve cil­ veler oluyor. Son kesin şekli bilinene kadar tam I tahmin edilemiyor. 1967 yılı gerçekleşmesi ile | 1968 yılı için şimdi tesbit ettiğimiz durumu | birlikte tetkik ettiğimiz zaman 1969 yılı öde| meler dengesinde de programa göre, ithalât I ve ihracatta bir geri kalma dolayısiyle plâna ; göre dış ticaret hacmında 80 - 100 milyon doi lâra yakın ve özellikle ithalâtta 60 milyon dolarlık bir kısıntı muhtemeldir. Bundan ko* lay kaçınılmaz eğer kaynak bulunmazsa. Bu­ nun gibi turizm ve seyahat gelirlerinde 5 - 10 milyon dolarlık bir açık 1969 da beklemeliyiz. Fevkalâde tedbir alınmazsa şayet, işçi ge­ lirlerinde 25 - 30 milyon dolarlık bir gerileme, fevkalâde tedbir almazsak. Almadık mı? Al­ dık. iki kararname çıkardı Hükümet. Bir­ çok kolaylıklar gösterdi. Döviz yatırıp Türk parasına süratle çevirecek. Birleşip fabrika kurarsa ihtiyacı olan ithalâtı derhal Maliye kurarsa kotalara koyduracak getirecek. Gelir­ ken beraberinde kendi çalışacağı malzemeyi, makinayı getirecek. Bunlar dıştan görünen ko­ laylıklar. Gerçekte de kolaylıklar. Bunları Hükümet yapmadı değil, yaptı ama netice yine gelmiyor, azalıyor. 160 bin işçimiz var. Yüzer dolar biriktirse bakın ne oluyor yani. Getiril­ miyor bu kadar. Bu tedbirler para etmiyor ve düşüyor. Gittikçe de düşüyor. Ama söyliyeyim, ileride de temas edeceğim, iki emeğe da­ yanıyoruz arkadaşlar. Birincisi; tarımdaki o vatandaş ileride arz edeceğim, geliri hep ötekile­ ri geriden takibeden; ikincisi de, işçi gelirleri. Şu iki emeğe durup durup şükür ve teşekkür etmemiz lâzım. Türkiye'nin iki emeği var şim­ di. Bu ikisi ile kendini kurtarıyor. İşçi ge­ lirleri ve tarımla yaptığı ihracat. Başka hiç­ bir kaynak yok. Bir de borçlar var. Onlara pek güvenmemek lâzım. götürüyor. Hem ümidettiğimizin yarısı kadar geliyor, artık böyle başlamış. Bilhassa ya­ bancı sermayeye ümit bağlıyanlarm dikkatini çekerim, şahsan bizim g'örüşümüz ümit bağla­ mak değil, şimdi plân içinde konuştuğumuz için aynı noktaya parmak basalım diye konu­ şuyorum, hareket noktamız aynı olsun diyo­ rum. Yabancı sermaye şimdi yarı yarıya gel­ meye başladı arkadaşlarım. Yarı yarıya geli­ yor. Giderken de fazla kâr çıkarmaya başla­ mış, rakam vereyim : Bu tehlikeli bir şey. Ya­ bancı sermayeye ümit bağlıya'nîar için ümit kapılarından biri kapanıyor. Başka kapları bulmak lâzım, böyle giderse şayet. Bütün bu noksan gerçekleşmeler sonucu 1968 ödemeler Değerli arkadaşlarım, işçi gelirlerinde böydengesinin plâna göre 90 milyon dolar civa- , lelikle 25 - 30 milyon dolarlık bir gerileme, 66 —